önemli gelişmeler
Transkript
önemli gelişmeler
PİYASA GELİŞMELERİNİ İLK SİZ TAKİP EDİN döviz dergisi 17 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ - SAYI NO: 22 www.dovizdergisi.com DOĞRU ANALİZLER DOĞRU YATIRIMLAR.. İÇİNDEKİLER SAYFA 4 SAYFA 15 • EUR / USD ANALİZİ • GBP / USD ANALİZİ • ÇİN’DE GAYRİMENKUL YATIRIMLARI İLK BEŞ AYDA %20,6 ARTTI • ÇCYSEC’DEN TDOPTIONS.COM’A $50.000 PARA CEZASI SAYFA 5 • USD / TRY ANALİZİ • USD INDEX ANALİZİ SAYFA 6 • DOWJONES ANALİZİ • DAX ANALİZİ SAYFA 7 • BORSA İSTANBUL 30 VADELİ ANALİZİ • JP MORGAN ANALİZİ SAYFA 16 • JAPONYA’DAN GERİ ADIM NÜKLEER ENERJİYİ TERK ETMİYORUZ • DAVID CAMERON : AVRUPA BİRLİĞİ’NİN REFORMA İHTİYACI VAR SAYFA 18 • MERKEL İŞSİZ GENÇLER GÖÇE HAZIR OLMALI SAYFA 19 • 500’LÜK BANKNOTLAR TARİHE Mİ KARIŞIYOR ? SAYFA 8 • WELLS FARGO ANALİZİ • BANK OF AMERİCA ANALİZİ SAYFA 20 SAYFA 9 SAYFA 22 • BMW ANALİZİ • VOLKSWAGEN ANALİZİ • AMB’NİN BÜTÇE YARDIMLARI YARGIDA SAYFA 10 • DOĞAN HOLDİNG ANALİZİ • GARANTİ BANKASI ANALİZİ • ABD’NİN PETROL ÜRETİMİNDE REKOR ARTIŞ SAYFA 23 • BARONLAR FUTBOLU DEĞİŞTİRDİ SAYFA 25 • IEA PETROL ARZI BASKI ALTINA GİREBİLİR SAYFA 11 • İSRAİL’İN YEŞİL ENERJİ ÖNDERİ BETTER PLACE ELEKTRİKLİ OTOMOBİL ŞİRKETİ İFLASINI İSTEDİ • İRAN, DOĞALGAZ REZERVİNDE RUSYA’YI GEÇTİ SAYFA 26 SAYFA 12 SAYFA 27 • FXPRO İLE EA İMKANI • MERKEL FİNANSAL İŞLEM VERGİSİ ELEŞTİRİLERİNİ DEĞERLENDİRECEĞİZ • SERBEST TİCARETE EVET SAYFA 13 • KÖRFEZ ÜLKELERİNİN ENERJİ YATIRIMI 250 MİLYAR DOLARI AŞACAK • RBS 2 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARIYOR SAYFA 14 • IMF, ABD’NİN BÜYÜME TAHMİNİNİ DÜŞÜRDÜ • RUSYA PETROL REZERVİ • REFORMCU RUHANİ, İRAN’DA SEÇİMİN GALİBİ İLAN EDİLDİ SAYFA 28 • WASHİNGTONLULAR’DAN YEREL EKONOMİYE DESTEK • YOLSUZLUK VE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SKANDALI ÇEK HÜKÜMETİNİ DÜŞÜRDÜ SAYFA 29 • YAZ KAMPANYALARI, ŞİMDİ AL, KIŞIN ÖDE DÖVİZ DERGİSİ NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ? Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız işlemler için bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik, sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha yakından takip etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek istiyorsunuz. 2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında, ülkemizde önce döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması, ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olmuştur. Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi, uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin faaliyete geçmesini sağlamış, zamanla aynı şekilde çalışan yurt dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır. DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM Telefon : 0(212) 505 37 69 E-Posta : info@dovizdergisi.com Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar yanında, farklı yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret etmektedir; bu durum aynı zamanda ülkemizdeki yatırımcıların daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda güzel bir trendin başladığının da işaretidir. Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı piyasalara güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak üzere kurulmuştur. Sitemizde zengin kapsamlı strateji bültenlerimize erişebileceksiniz. Döviz Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Günlük yazılı ve görüntülü bültenlerimiz yanında, şirketimizin tecrübesinden birebir komünikasyonla faydalanabilme ayrıcalığının size katma değer olacağına inanıyoruz. Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında onlarca parite, metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu yatırımları yaparken profesyonel desteğe ihtiyaç duyacağınızı düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım. Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına gerçek anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın. Adres : Galataderesi Cd. 27/6 Şişli - İstanbul ANALİZ FED toplantisi piyasada büyük dalgalanmalara sebep olacakken yeni bir dönemde başlatması bekleniliyor. Faizler için söylenecek her kelime piyasa araçları üzerinde değişik dalgalanmalara sebep olacaktır. Bizlerde bu hafta Fed öncesi parite, emtia, endeks ve hisse senedi analizlerimizi geniş tutacağız. Adım adım giderek büyük resmi ortaya çıkaralım. Bu analizlerimiz bizim FED öncesi görüşlerimizi yansıtmaktadır. Bu nedenle yatırımcılar bu analizlerde yer alan bilgileri tek başına kullanmamalıdırlar. EUR / USD ANALİZİ Parite 1.334 seviyesinden fiyatlanıyor. 1.322 stop kullanarak 1.355 hedefli alım yönünde pozisyon almalıdır. EUR / USD Sterlin hem kendi dinamikleri hemde Dolar dinamiklerine eklenen Euro sorunlari ile yukselisini devam ettiriyor. Geçtiğimiz haftalarda belirtiğimiz gibi GBP / USD ANALİZİ yükseliş devam edecektir. Fakat 1.585’in üzeride şu anlık zor görünmektedir. 1.586 direnç noktamızdır. Bu bölge hedeflenerek alım pozisyonları korunabilir yada hafta içi alım yapılabilir. GBP / USD GBP / USD 4 Türk lirasında değişik faktörler kurdaki fiyatlanmalar ile ‘’trader çöplüğü’’ denilecek tarzda fiyatlanmaya devam ediyor. USD / TRY ANALİZİ Bizler kurda 1.77 ilk hedefli satış pozisyonu öneriyoruz. 1.92 üzeri şimdilik zor görünmektedir. USD / TRY USD Index ile yorumlamaya başlıyoruz. 80.7 seviyesinden fiyatlanan endeksde 84’den beridir satışlar devam etmekdeydi. 79.75 destek noktamızdır. 81.35 direnç noktamızdır. Bizler 81.35 üzerinde şu anda kalıcı bir fiyatlanma beklemiyoruz. Bu nedenle Doların değer kaybetmesini bekliyoruz. Dolarda USD INDEX ANALİZİ yükselişler satış fırsatıdır. 81.35 direnç seviyesi gözönünde bulundurularak 79.75 hedefli satış yönünde pozisyon alınabilir. Dolara gelen satışların devam etmesi hisse senedi piyasalarına güç katabilir. Fakat birçok merkez bankası para birimlerine müdahele etmesi paritelerde olanağan olmayan dalgalanmaları yansıttığı için hisse senedi piyasaları karışık bir seyir izleyebilir. USD INDEX 5 20.SAYI’DA YAYINLANAN Dowjones 15110 seviyesindenANALİZLERİMİZ fiyatlanırken 15250’e kadar yükseliş DOWJONES ANALİZİ dinamiğindedir. Fakat endekse gelen bu küçük alım kalıcı olmayacaktır. Bu nedenle 15250 ve 15325 direnç seviyelerinden 14450 hedefli 15550 stoplu makul hacimde satış yapılması uzun vade kazanç getireceğine inanmaktayız. DOWJONES DAX 8230 seviyesinden fiyatlanırken 8300 ve 8425 için hamle yapacak şekilde DAX ANALİZİ fiyatlanmaktadır. 8400 üzeri kalıcı olmayacaktır. Bu nedenle belirlemiş olduğumuz direnç seviyelerden satış yapmak üzere strateji geliştirerek yatırım planı yapılabilir. DAX 6 Borsa İstanbul 30 vadeli hem Türkiye’deki gelişmeler hemde dış dinamikler ile 18.SAYI’DA YAYINLANAN ANALİZLERİMİZ BORSA İSTANBUL aşırı değer kaybetti. 97000 seviyesinden fiyatlanan endeksde 99750 ve 101 900 direnç seviyelerdir. Bu seviyelerden satış yapmak üzere beklenilebilir. Hisse senedi piyasalarında bizler satış baskısı beklemekteyiz. 30 VADELİ ANALİZİ Bu nedenle birçok sektör negatif eğilimde olacaktır. Sermaye piyasalarındaki en büyük kar ve zararı finans sektörü elinde tuttuğu için bazı önemli banka hisselerini yorumlayacağız. BORSA İSTANBUL JP morgan ile başlıyoruz. 53.1$ seviyesinden Cuma gününü kapatan hissede 55$ üstü fiyatlanma beklemiyoruz. İlk hedefi 49$ olarak öngördüğümüz his- JP MORGAN ANALİZİ sede 53,6 ve 54.3 direnç noktalarımızdır. Bu iki direnç seviyesinden günlük 55$ üstü kapatma olursa stoplamak üzere 49$ hedefli satış yapılabilir. JP Morgan ve diğer hisselerde satış yapmak için CFD işlemleri hesabınız olması gerekmektedir. JP MORGAN 7 Wells-Fargo 40.15$ seviyesinden kapanan hisselerde 39$ seviyesine kadar bir WELLS FARGO ANALİZİ gerileme beklemekteyiz. 37.95 önemli destek noktası olurken 41 üzerinde bir fiyatlanma beklemiyoruz. WELLS FARGO Bank of America 13$ seviyesinden fiyatlanıyor. BANK OF AMERİCA ANALİZİ 13.9 üzeri şu anlık zor görünürken 10.9’a kadar sürecek bir gerileme beklemekteyiz. 12.3 ve 11.7 diğer destek noktalarımızdır. BANK OF AMERİCA 8 Avrupa’nın dinamiği olan otomobil sektöründen analizlerimize devam edeceğiz. BMW ANALİZİ Pazartesi günü TSI 11.3’da 70.2 euro seviyesinden işlem gören BMW hisseleri 73.2 üzerinde kalıcı olamayarak 3 euro gerileyerek 70.2’e geriledi. Geçtiğimiz hafta 68 eurodan tepki gören hisselerde 71.5 direnç seviyesinden tekrar satışların hızlanmasını bekliyoruz. BMW Volkswagen 161 euro seviyesinden fiyatlanıyor. Geçtiğimiz hafta 152 euro seviyesine kadar geri çekilen hisselerde 167 euro seviyesine kadar yükseliş VOLKSWAGEN ANALİZİ izleyebiliriz. Yatay fiyatlanmasını beklediğimiz hisselerde 181 euro seviyesine kadar yükseliş izleyebiliriz. Bizler şu ortamda herhangi yatırım yapılmasını önermiyoruz. VOLKSWAGEN 9 Doğan Holding hisselerini yorumlayacağız. 1.2 seviyesini geçemeyen hisse Türkiye’de yaşanan son olaylar ile tüm hisseler gibi geriledi. DOĞAN HOLDİNG ANALİZİ 0.96 seviyesinden fiyatlanan hissede 1.05 üzeri şimdilik kalıcı olmayacak gibi görünmektedir. 0.7’e kadar süren satış dalgası görebiliriz. Bu nedenle hissede yatırım yapmak şu an zarar getirmesini bekliyoruz. DOĞAN HOLDİNG GARANTİ BANKASI ANALİZİ Garanti Bankası hisseleri 8.7 desteğine tekrar geri döndü. 9.3 üzeri fiyatlanma dinamiğini kaybeden hisse 7 seviyesine kadar gerileyebilir. 9.1 direnç seviyemiz iken ilk destek noktamız 8.4’dır. GARANTİ BANKASI Döviz Dergisi Ekibi’ni twitter.com/dovizfx’den takip edebilirsiniz. Hergün piyasada gelişmeleri ve birçok üründe destek-direnç noktalarımızı paylaşıyoruz. Günlük işlem önerisi almak için www.dovizgazetesi.com’a üye olabilirsiniz. 10 ÖNEMLİ GELİŞMELER Ürettiği elektrikli arabalar projesi ile adından söz ettiren yeşil şirket, devam eden eksi nakit akışı sebebiyle iflasını istedi. İSRAİL’İN YEŞİL ENERJİ ÖNDERİ BETTER PLACE ELEKTRİKLİ OTOMOBİL ŞİRKETİ İFLASINI İSTEDİ BetterPlace Genel Müdürü Dan Kohen “Bugün bizim için zor bir gün. Yenilikçi vizyon ve başarılarımıza rağmen şirket finansal olarak yaşanabilirliğini kaybetti,” dedi. Elektrikli araç ağı oluşturma misyonu ile dünya çapında dikkat çeken şirket, elektrik ve akü altyapı ağı oluşturarak gelenekselleşmiş benzin ve gaz istasyonlarına alternatif olmayı hedefliyordu. Şirket mali kayıpları sebebiyle geçen yıl kurucusu vizyoner Şay Agassi’yi yönetimden almıştı. Agassi “Start-Up Nation” isimli İsrail’in ileri teknoloji sanayisi ile ilgili çok satan kitabın ana karakteriydi. 2009’da Time tarafından dünyadaki en etkili 100 kişi listesinde yer aldıktan sonra Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu dahil birçok uluslararası konferansa katılmıştı. İngiliz petrol şirketi BP tarafından yayınlanan Statistical Review of World Energy 2013 raporuna göre, İran kanıtlanmış doğalgaz rezervi ile Rusya’yı geride bırakaral liderlik İRAN, DOĞALGAZ REZERVİNDE RUSYA’YI GEÇTİ koltuğuna oturdu. Tacik basınında yer alan habere göre, 2012 yılı sonuçlaırna göre, Rusya’nın ispat edilen doğalgaz rezervi 32,9 trilyon metreküp olarak açıklandı. Bir yıl önce Rusya’nın doğalgaz rezervi 44,6 trilyon metreküp olarak açıklanmıştı. Yeni rapora göre, İran’ın ispat edilen doğalgaz rezervi 33,6 trilyon metreküp olarak açıklandı ve bunun sonucunda lider koltuğuna oturdu. Tahran bir yıl önceki raporda 33,1 trilyon metreküplük rezervi ile ikinci sırada yer almıştı. İngiliz şirketi’nin bu seneki raporunda doğalgaz sektöründeki rakamlarda genel bir düşüş yaşandığı belirtildi. Dünya genelinde kanıtlanmış doğalgaz rezervi de, 208,4 trilyondan 187,3 trilyon metreküpe kadar azaltıldı. 21 trilyon metreküplük bu düşüş, dünyanın 7 yıllık enerji ihtiyacını karşılayabilecek miktar olarak belirlendi. 11 ÖNEMLİ GELİŞMELER FXPro otomatik işlemcilerin gereksinimlerini karşılamak için yeni bir çözüm üretti. Expert Advisor (EA) adı verilen otomatik işlem sistemini artık yatırımcılarına sunma kararı aldı. FXPRO İLE EA İMKANI Otomatik işlem çoğu yatırımcı arasında popüler olmakla birlikte, kullanıcılara manuel işlem ile yakalayamayacakları fırsatlar sunabiliyor. Zaman kısıtlamaları, erişebilirlik, ve duygular işlem esnasında yatırımcılar için engeller yaratabiliyor. Ancak otomatik işlem ile teknolojiden faydalanarak sistemli bir işlem geçekleştirilebiliyor. FXPro’nun bu yeni servisi mevcut EA yatırımcılarının olduğu kadar acemi yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Şirketin Quant Strategy Builder adı verdiği araç yatırımcılara MT4 platformunda herhangi bir yazılım bilgisi olmadan EA kullanma imkanı sunuyor. Alman Şansölye Angela Merkel, hükümetinin finansal işlem vergilerine yönelik yatırımcılardan gelecek şikayetleri dinlemeye hazır olduğunu belirterek bu tür bir önlemin Avrupa genelinde tavsiye edilmesi gündeme geldiğinde MERKEL FİNANSAL İŞLEM VERGİSİ ELEŞTİRİLERİNİ DEĞERLENDİRECEĞİZ bu şikayetleri dikkate alacağını dile getirdi. Bugün Berlin’de gerçekleştirilen bir röportajda Merkel vergi uygulamasının devam ettirileceğini belirterek vergi uygulanan ticari işlemler ile “neredeyse ücretsiz” olan finansal işlemlerin arasındaki adaletsizliğe dikkat çekti. Bununla beraber Merkel sektörde bu tür bir verginin ters tepebileceğine ve emeklilik fonlarıyla ekonominin geneline olumsuz etki bırakabileceği endişelerini de dikkate aldığı sinyalini verdi. Kuzey İrlanda’da G-8 zirvesine katılmaya hazırlanan Merkel, “Bu verginin küresel manada uygulanmadığı için iyi bir örnek teşkil etmesi gerektiğini biliyoruz. Sizin bu endişelerinizi anlıyoruz ve bunların gerçekleşmesi açıkçası çok kötü olur” ifadelerini kullandı. Şansölye’nin bu açıklamaları Avrupa’nın en büyük ekonomisinin liderinin ABD ve Birleşik Krallık gibi birçok ülkeden gelen eleştirileri dikkate alacağının ilk işareti olarak görülüyor. 22 Eylül’de yapılacak olan federal seçimlerde 3. kez Şansölye seçilmek için yarışan Merkel, finans sektörünün ekonomik krizin yarattığı maliyetin bir kısmını göğüslemesi gerektiğini dile getirdi. 12 ÖNEMLİ GELİŞMELER Altı üye ülkeden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi’nin enerji sektörüne önümüzdeki beş yıl içerisinde 250 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planladığı bildirildi. KÖRFEZ ÜLKELERİNİN ENERJİ YATIRIMI 250 MİLYAR DOLARI AŞACAK Araştırma şirketi Global Business Reports tarafından yayınlanan ‘Enerji – Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’ adlı rapora göre önümüzdeki beş ile on yıl arası sadece BAE değil tüm Körfez ve Ortadoğu’daki enerji sektörünün şekillenmesinde önemli rol oynayacak. Uzmanlara göre özellikle Dubai ve Abu Dabi gibi hızla büyüyen şehirlerin etkisiyle önümüzdeki on yıl boyunca elektriğe olan talepteki büyümede yılda yüzde 8 ile 10 arası artış görülecek. Bunun yanı sıra bölgede en büyük enerji yatırımlarının BAE’nin başkenti Abu Dabi’de devam ettiği kaydedildi. Başkentte sekiz bağımsız enerji ve arıtılmış su tesisi bulunurken Körfez bölgesindeki ilk nükleer enerji tesisinin 2020 yılı itibariyle tam operasyona başlaması hedefleniyor. BAE’nin ticari merkezi Dubai’de ise toplam 9 bin megawat gücünde 11 adet tesis bulunuyor. Şehirde planlanan enerji projelerinin değeri 80 milyon doları geçiyor. Dubai ayrıca şehirdeki elektrik yükünü tekrar dağıtma amacıyla 132 kilowat’lık yeni iletim kablo ağını hayata geçirmeye hazırlanıyor. İngiltere’nin kamuya ait en büyük bankası Royal Bank of Scotland (RBS) hükümetten gelen baskı sonrası, yatırım bankacılığı bölümünü küçültme planları dahilinde 2,000 kişiyi işten çıkarma kararı aldı. RBS 2 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARIYOR İşten çıkarmalar, Banka CEO’su Stephen Hester’in, Hazine’nin 2014 sonunda RBS’in kamu hisselerini satarak özel sektöre devretmeye hazırlanması ile birlikte görevden ayrılacağını duyurmasından sonra geldi. CAMERON : İNSANLARIN RBS’TEN PARALARINI ALMALARI DAHA ÖNEMLİ İngiltere Başbakanı David Cameron, Royal Bank of Scotland’ın geleceği hakkında açıklamalarda bulundu. İngiltere Başbakanı David Cameron, ülke seçmenlerinin Royal Bank of Scotland’dan (RBS) paralarını geri almalarının, bankanın özel sektöre çabuk bir şekilde geri dönmesinden daha önemli olduğunu dile getirdi. 13 ÖNEMLİ GELİŞMELER Londra’da dün gerçekleştirdiği bir röportajda Cameron, “Zaman alacak çünkü bu hâlâ yaralarını sarmaya çalışan bir banka. Ne zaman özel sektöre tekrar kazandıracağımız konusunda ise iki endişem var -- birincisi bu bankanın Birleşik Krallık ekonomisine katkıda bulunmaya devam etmesi. İkincisi ise insanların bankaya paralarını yatırması. İnsanların paralarını alabilmesini istiyorum” ifadelerini kullandı. Cameron tarafından yapılan bu yorumlar hükümetin Edinburgh merkezli bankadan 2008 ve 2009 yıllarında çöküşünü engellemek için aldığı hisseleri satmayacağı şeklinde değerlendiriliyor. Hükümet dünyanın en büyük banka kurtarma operasyonunu gerçekleştirerek RBS’e 45.5 milyar poundluk (71.5 milyar dolar) yatırım yaptı. Banka CEO’su Stephen Hester iki gün önce yaptığı açıklamada hükümetin hisselerini satmaya başlamasıyla birlikte bu yıl sonunda görevinden ayrılacağını ve yerini yeni birisine bırakacağını belirtti. Uluslararası Para Fonu, (IMF) ABD’nin 2014 yılı büyüme tahminini düşürerek, Fed’i parasal genişlemeyi durdurma sürecini yönetirken dikkatli olmaya çağırdı. IMF, ABD’NİN BÜYÜME TAHMİNİNİ DÜŞÜRDÜ Washington merkezli IMF, 2013 yılı ABD’nin büyüme oranı tahminini değiştirmeyerek yüzde 1.9’da bıraktı. 2014 yılı için ise nisan ayında belirlediği yüzde 3’ten, yüzde 2.7’ye düşürdü. IMF’ye göre, hükümet harcamalarında yapılan kesintiler, Amerikan ekonomisinin büyüme hızının %1,9’u geçmesini engelleyecek ancak ABD ekonomisi 2014 yılında daha hızlı bir büyüme gösterecek. Rusya’nın tüm petrol rezervi bugün satılsa kişi başına ne kadar servet düşerdi? Bu sorunun yanıtı hesaplandı: Uzmanlar, Rusya’nın tüm petrol ve doğalgaz ticari rezervlerin bir anda satılması ve gelirin vatandaşlar arasında paylaşılması durumunda RUSYA PETROL REZERVİ her bir Rusyalının 165 bin dolar alacağını hesapladı. RIA Reyting ajansının uzmanları, dünya genelinde ülkeleri inceleyerek sahip oldukları petrol ve gaza göre derecelendirdi. Derecelendirmede ülkeler, parasal ifadede kişi başına düşen enerji rezervlerine göre sıralandı. Böylece uzmanlar, ülkelerin enerji zenginliğini ölçtü. Sıralamanın başında Katar bulunuyor. Bu ülkede kişi başına düşen enerji rezervi 6,01 milyon dolar değerinde. Katar’ı, kişi başına 4,14 milyon dolarla Kuveyt izliyor. Dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerine sahip ve petrol rezervlerine göre dünyanın ilk 10’u arasında bulunan Rusya, listede 17.sırada yer aldı. Bu durumun nüfus sayısı ile ilgili olduğu belirtildi. 14 ÖNEMLİ GELİŞMELER ÇİN’DE GAYRİMENKUL YATIRIMLARI İLK BEŞ AYDA %20,6 ARTTI Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından açıklanan verilere göre, Çin’de gayrimenkul yatırımları yılın ilk beş ayında, yıllık %20,6 artışla 2,68 trilyon RMB (435 milyar $) seviyesinde kaydedildi. Ülkede gayrimenkul yatırımlarının büyüme hızı, 2012 CYSEC’DEN TDOPTIONS.COM’A $50.000 PARA CEZASI yılının aynı dönemine göre 0,5 puan düştü. Yılın ilk beş ayında Çin’de konut yatırımları yıllık %21,6 artışla 1,84 Kıbrıs Menkul Kıymetler ve Döviz Komisyonu trilyon RMB (298 milyar $) olurken, söz konusu dönemde (CySec) ikili opsiyon broker TDOptions.com’a Çin’de toplam gayrimenkul yatırımlarının %68,5’ini konut $50,000 ceza verdi. yatırımları oluşturdu. Adadaki son finansal regülatör olan Kıbrıs Menkul Yılın ilk beş ayında Çin’de tamamlanan konutların toplam Kıymetler ve Döviz Komisyonu (CySec) ikili opsi- alanı yıllık %16 artışla 5,23 milyar metrekareye ulaştı. yon broker TDOptions.com’a $50,000 ceza verdiğini Yılın ilk beş ayında Çin’de yıllık %35,6 artışla toplam açıkladı. 391,2 milyon metrekarelik ticari bina satışı gerçekleştirildi. Söz konusu dönemde yapılan konut satışlarının toplam CySec’in websitesinde yeralan açıklamaya göre, Aralık alanı yıllık %37,6 artarken, bu alanın %35,5’ini iş yerlerine 2012’ye kadar ikili opsiyon hizmeti vermeye devam ait binalar oluşturdu. ettiğinden dolayı 4 (1) makalesini ihlal etti. Ocak-mayıs döneminde Çin’de ticari binaların toplam satış değeri yıllık %52,8 artışla 2,59 trilyon RMB (420 milyar $) seviyesine yükseldi. Söz konusu dönemde Çin’de yeni konut satış değeri yıllık %56,8 artarken, yeni ofis satışlarının değeri yıllık %53,7 arttı. 15 ÖNEMLİ GELİŞMELER Japonya’da iktidarda bulunan Liberal Demokratlar, selefleri olan hükümetin hazırladığı “sıfır nükleer enerji” hedefinden geri adım attı. Hükümetin açıkladığı strateji raporunda, “sıfır nükleer enerji” yerine “sorumlu bir enerji politikası” JAPONYA’DAN GERİ ADIM NÜKLEER ENERJİYİ TERK ETMİYORUZ izleneceği vurgulandı. Japonya’da geçtiğimiz yıl yapılan erken genel seçimleri kazanan Liberal Demokratlar, nükleer enerjideki farklı yaklaşımını strateji raporuna da yansıttı. Radyasyon sızıntısı sonrası ülkede yükselen nükleer karşıtı hava ile birlikte o dönemde iktidarda bulunan Demokrasi Partisi, 2030 yılına kadar nükleer enerjiden vazgeçileceğini ilan etmişti. Ancak 16 Aralık 2012 seçimleriyle iktidara yükselen Şinzo Abe öncülüğündeki Liberal Demokratlar, bu politikaya karşı çıkmıştı. Yıllık olarak yenilenen enerji raporunda, Abe hükümeti “sıfır nükleer enerji” hedefine yer vermedi. Raporda, Japonya’nın “sorumlu bir enerji politikası” izlemesi gerektiğine dikkat çekilerek, enerji kaynağının istikrarlı olmasına ve giderlerin düşürülmesine yönelik ifade yer aldı. Demokrasi Partisi’nin “sıfır nükleer enerji” hedefinin “somut bir hedefe” dayanmadığı belirtilen raporda, bunun nükleer santrallerin bulunduğu bölgede yaşayan insanlar, Japon halkı ve uluslararası toplum arasında rahatsızlığa yol açtığı savunuldu. Raporda, Japonya’nın enerji kaynaklarını ve tedarikçilerini çeşitlendirmesi gerektiğine de dikkat çekildi. Ada ülkesinin kuzeyini 11 Mart 2011’de vuran 9,0 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunamide zarar gören Fukuşima Nükleer Santrali, radyasyon sızdırmıştı. Dönemin yönetimi, bu kriz sonrası ülke genelindeki santrallerin hepsini kapatmış ve güvenlik kontrolünden geçirmeye karar vermişti. Ancak artan elektrik ihtiyacı nedeniyle ikisi tekrar devreye girmişti. Şinzo Abe önderliğindeki Liberal Demokratlar ise ülke ekonomisini tekrar rayına sokmak amacıyla nükleer santralleri tekrar açmak istiyor. Suriye krizi bir dönüm noktasında. Büyük şirketlerdeki vergi kaçakçılığı oldukça yaygın. Milyonlarca insan açlıkla boğuşuyor. Bu sırada İngiltere G8 zirvesine ev sahipliği yapıyor. Peki DAVID CAMERON : AVRUPA BİRLİĞİ’NİN REFORMA İHTİYACI VAR ama G8 ülkeleri bu sorunları çözmek için neler yapıyor ? İngiltere Başbakanı David Cameron planlarını euronews’den Ali May’a anlattı. Ali May, Euronews: Sayın Başbakan, Suriye’de batılı güçlerin gerçek direnişçilerin kimliklerini tespit edebileceklerini ve askeri güçlerin radikallerin eline geçmeyeceğini düşünmek çok mu saf bir düşünce ? 16 ÖNEMLİ GELİŞMELER David Cameron: Hayır, bence Suriye’deki muhalefetle çalışabilmek çok önemli. Suriye Ulusal Koalisyonu demokratik bir Suriye istiyor. Hıristiyanlar da dahil olmak üzere tüm azınlıkların insan haklarının korunduğu bir ülke için savaşıyorlar. Bizim onlara yardımcı olmamız, onlarla birlikte çalışmamız, onlara yol göstermemiz çok önemli. Aksi takdirde meydanı radikallere bırakmış oluruz. Euronews: Ancak Rusya, direnişçilere askeri yardım yapılmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bu konuyla ilgili ne söylemeyi planlıyorsunuz ? David Cameron: Aslına bakarsanız kısa bir süre önce Putin’le Sochi’de bu konu üzerine görüştük. Konuyla ilgili farklı bakış açılarımız olsa da sonuçta hepimiz aynı şeyi istiyoruz : Suriye’nin komşularıyla barış içinde olmasını ve halkı temsil edecek bir hükümetin iş başı yapmasını. Bunun olabilmesi için de Suriye’nin bir barış konferansı düzenlenmesi gerekiyor. Herkesin Beşar Esad’ın silahla kazanamayacağını anlaması çok önemli. Bir geçiş sürecinin yaşanması kaçınılmaz. Euronews: G8 zirvesinin öncelikli konularından biri vergi kaçakçılığı, ancak İngiltere bir vergi cenneti olarak biliniyor… David Cameron: İlk olarak bu doğru değil. İngiliz Denizaşırı Toprakları’na baktığınız zaman, şirketlerin vergi kaçırmasına engel olmak için vergi istihbaratının paylaşılması yönünde imzalanan anlaşmalar olduğunu görebilirsiniz. Şu anda Euronews’deyiz. Yıllardır, Avrupa’da vergiler üzerine gerçekten dürüst açıklamalar yapılmadı. Avusturya ve Lüksemburg gibi ülkeler bunu engellediler. G8 gündemine vergi sisteminin şeffaflığını koyduğumuzdan beri bu engellemeyi kaldırmış durumdalar. Avrupa Konseyi en sonunda harekete geçti ve artık dürüst bir vergi işbirliğinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden diğer ülkeleri suçlamak yerine öncelikle kendi sistemimizin iyi işlediğinden emin olmalıyız. Euronews: Bu gerçekten ilginç çünkü İngiltere her yıl vergi kaçakçılığından milyonlarca euro kaybediyor. Bu sorunu ciddiye almanız gerçekten önemli. David Cameron: Evet, çünkü bunun gerçekten en önemli gündem maddesi olduğunu düşünüyorum. Amacımız, şirketlerin vergilerini gerektiği şekilde ödemesi ve şeffaf bir vergi sisteminin getirilmesi. Bunun gelişmekte olan ülkelere de yardımcı olacağını düşünüyorum. Çünkü gelişmekte olan birçok ülke vergi kaçakçılığından ve yolsuzluklardan müzdarip… Ancak bu elbette gelişmiş batı ülkeleri için de çok önemli bir adım. Euronews: Ancak açık bir şekilde eleştirdiğiniz çok uluslu şirketlerin vergilerini ödediklerinden nasıl emin olabilirsiniz ? David Cameron: Bu konuyla ilgili 2 şey yapacağız. Birincisi, vergi otoriteleri arasında bilgi akışını sağlamak. Bu gerçekten çok önemli. İkincisi de her şirketin mal varlığının kayıt altında olduğundan emin olmak. Bu şekilde şirketleri daha rahat kontrol edebilir ve vergi kaçakçılığının önüne geçebiliriz. Bu iki konuyla ilgili olarak G8 zirvesinde pazartesi ve salı günü önemli adımlar atacağımızı düşünüyorum. 17 ÖNEMLİ GELİŞMELER Almanya Başbakanı Angela Merkel, euro bölgesinde işsiz olan 3.6 milyon gencin, iş bulmak için başka yerlere göçmeye hazır olmaları gerektiğini söyledi. MERKEL İŞSİZ GENÇLER GÖÇE HAZIR OLMALI Merkel, İspanya ve Yunanistan gibi işsizliğin hiç görülmemiş düzeylere çıktığı ülkeleri uzun bir süredir eleştiriyordu. Almanya başbakanı,yüksek işsizlik oranlarının “büyük bir kriz” olduğunu söyledi. Merkel ayrıca, kamu harcamaları konusundaki sıkı kontrolleri de kararlılıkla savundu. Başbakan gençler arasındaki işsizliğin, kendi gençliğinin geçtiği Doğu Almanya’da arttığı günlerde iş bulan kişilerin güneye göçenler olduğunu ifade etti. İşsizlikle mücadele için gençlerin yer değiştirmeye hazır olması gerekli, Merkel’e göre. Almanya başbakanı ayrıca, gençlerin, kendi suçları olmayan bir şeyin bedelini ödemelerinin adil olmadığını da belirtti. “Fakat bundan bir çıkış yolu yok. Avrupa’da, satabileceğimiz ürün ya da hizmet üretmek zorundayız” diyen Merkel, euro bölgesinde uygulanan ekonomi politikasının doğru olduğunu da savundu. “Kemer sıkma” ifadesini kullanmaktan imtina eden Merkel, “Euro bölgesindeki ülkeler zor durumdalar. Mesele kemer sıkma değil, büyümeye geri dönmek.” dedi. Merkel ayrıca, “Bu süreç işliyor. Avrupa karar vermek zorunda: Hayatımızı nasıl kazanacağız? Ne üretmek istiyoruz? Bürokrasiyi nasıl azaltabiliriz? Ticareti nasıl artırabiliriz?” şeklinde konuştu. Almanya Başbakanı Yunanistan ve İspanya konusundaki siyasetin, kendi kişisel fikri olmadığını, Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Birliği Troykasının kararı olduğunu da ifade etti. Bu ülkelerde Almanya karşıtı protestoları gördüğünde ne hissettiği de sorulan Merkel, “Bir hükümet ve bir siyasetçi olarak bunları kabul etmek zorundasınız” dedi. Başbakan, bütçeleri denkleştirme politikasının da esnek bir şekilde uygulandığını savundu. 18 ÖNEMLİ GELİŞMELER AB ülkelerinde yaşayan birçok vatandaş 500 Euro’luk banknotları sadece televizyonlardan tanıyor. Uzmanlar, suç şebekelerinin suistimal ettiği 500 Euro’luk banknotların tedavülden 500’LÜK BANKNOTLAR TARİHE Mİ KARIŞIYOR ? kaldırılmasını istiyor. AB ülkelerinde yaşayan birçok vatandaş 500 Euro’luk banknotları sadece televizyonlardan tanıyor. Suç şebekelerinin başındaki karanlık kişiler uyuşturucu ticaretinde çoğu kez 500’lük banknotları kullanıyor. Bu banknotlar uyuşturucu ticaretinde ya da çalıntı mal karşılığında tedavüle sürülmüş oluyor. Gündelik hayatta eflâtun renkli, 500 Euro’luk banknotlar, çok sık kullanılmıyor. İnsanlar zaten tatil seyahatlerini kredi kartıyle, diğer ödemelerini ise “online” olarak bilgisayar üzerinden yapıyor. Çoğu zaman dürüst insanların bu 500 Euro’luk banknotları zaten kullanmadığı yönünde bir izlenim oluşuyor. Euro Bölgesi’nde olmayan İngiltere’de bile AB’nin ortak para birimi sık sık döviz bürolarının tezgâhından geçiyor. İngiltere İçişleri Bakanlığı, döviz bürolarında ve banka gişelerinde 500 Euro’luk banknotlara ilgi duyanların yüzde 90’ının suça karışmış kişiler olduğuna dikkat çekiyor. Bu duruma tepki gösteren İngiliz bankaları şu sıralar sadece 100 ya da 200 Euro’luk banknotlarla işlem yapıyor. Uzmanlar Almanya’da da 500’lük banknotların çoğunun yasadışı olarak kullanıldığını öne sürseler de Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) bu saptamayı ne onaylıyor, ne de yalanlıyor. 500’LÜK BANKNOTLARIN ÇİFTE İŞLEVİ VAR Hohenheim Üniversitesi iktisat bilimcisi Hans-Peter Burghof, DW’ye yaptığı açıklamada 500’lük banknotların, malî sisteme fazla güveni olmayan vatandaşlar için Avrupa Merkez Bankası’nın yaptığı bir hizmet olduğunu vurguluyor: “Paralarını bankada değil, ellerinde nakit olarak tutmak isteyenler var. Burada devletin müdahalede bulunup, ‘bu yasaktır’ demesinin doğru olacağını sanmıyorum.” Rudolf Hickel Bremenli iktisatçı Rudolf Hickel ise 500’lük banknotlar daha ilk başta tedavüle sürülürken titiz davranılmadığı görüşünde: “O dönemde biraz safça davranıldı. Bu eflâtun renkli banknotun daha sonraları ne amaçla kullanılabileceği üzerine kafa yorulmadı. Sınırlardan valizler içinde para kaçırılırken, bu işin 500 Euro’luk banknotlarla yapılması tabii ki daha kolay.” Her iki Alman iktisatçı, 500’lük banknotun çifte işlevi olduğu konusunda hemfikir: 500’lük banknotlar hem insanların paralarını evlerinde, yastıklarının altında muhafaza etmelerine, hem de birilerinden bir şeyler gizlemek isteyen insanların ödeme aracı olarak kullanmalarına hizmet ediyor. Eflâtun renkli 500’lük banknotların tedavülden kaldırılması tartışması, geçen Nisan ayında yeniden alevlenmişti. Avrupa Merkez Bankası Başkan Vekili Vitor Constancio, Avrupa Parlamentosu önünde yaptığı bir konuşmada, 500 Euro’luk banknotların tedavülden kaldırılabileceğini ima ettiğinde, sözleri anında medyaya manşet olmuştu. 19 ÖNEMLİ GELİŞMELER “DEĞİŞECEKSE HIZLI DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEBİLİR”‘ 500’lük banknotlar gerçekten tedavülden kalkacak olursa, o zaman büyük banknotların 100’lük ve 200’lük kâğıt paralarla değiştirilmesi gündeme gelebilecek. İktisatçı Rudolf Hickel bu konuda şöyle konuşuyor: “Benim üzerinde yoğunlaştığım ilk nokta, bu paraların değiştirilmesi meselesi. Ayrıca, kanaatime göre bu büyük banknotların değiştirilmesi öyle kolay kolay mümkün olmayacak, çünkü kara para aklama ile mücadele yasası çerçevesinde yapılacak incelemelerde (500’lük banknotların) kara para olduğu oldukça hızlı bir biçimde saptanacaktır.” Tedavülden kalkarsa 100’lük ve 200’lük kâğıt paralarla değiştirilmesi gündeme gelebilecek Alman iktisatçı Hickel, bu nedenle çok fazla yazılıp çizilmesinin gereksiz olduğunu belirterek, “500 Euro’luk banknot tartışması uzadıkça, suç şebekelerinin bu parayı yeniden aklama girişiminde bulunmaları olasıdır” diyor. Diğer Alman iktisatçı Hans-Peter Burghof da bu görüşlere katılıyor ve ancak 500’lük banknotlar tedavülden sürpriz bir biçimde kaldırılırsa, işte ancak o zaman gerçekten bir işe yaracayacağını vurguluyor. ABD’nin günlük ham petrol üretimi geçtiğimiz yıl 1 milyondan fazla arttı. Bu rakam, dünyada ve ABD tarihinde şimdiye kadar kaydedilen en büyük artış. ABD’NİN PETROL ÜRETİMİNDE REKOR ARTIŞ Altmış yıldan uzun bir süredir BP tarafından yayınlanan sanayi trendlerine ilişkin yıllık istatistiklere göre enerji piyasalarında dengeleri değiştiren kaya petrolü üretimi sayesinde ABD’de yapılan ham petrol üretimi geçtiğimiz yıl yüzde 14’lük artışla günde 8.9 milyon varile yükseldi. BP CEO’su Bob Dudley konu ile ilgili olarak, “Petrol arzında arka arkaya iki yıldır yaşanan aksaklıklara rağmen ABD’nin petrol üretimindeki büyüme, petrol fiyatlarının keskin şekilde yükselmesini önleyen en önemli faktör oldu” diye konuştu. 1967 yılında 640 bin varillik artış, rekor olarak kaydedilmişti. Geçtiğimiz yıl ise günlük üretimdeki artış 1.04 milyon varil olarak belirlendi ve rekor yenilenmiş oldu. KUZEY AMERİKA’NIN ROLÜ ARTTI ABD’nin yanı sıra Kanada’da yapılan petrol üretiminin de yaklaşık yüzde 7 yükselmesi ile Kuzey Amerika’nın küresel bir petrol üreticisi olarak ağırlığı arttı. Nijerya ve Venezuela’da ise durum tam tersi. Petrol yataklarının yaşlanmasının yanı sıra siyasi alanda yaşanan sorunlar da üretimin keskin şekilde düşmesine neden oluyor. ABD’de petrol üretimi artıyor olsa da ülke hala büyük oranda ithalat yapıyor. Ancak 1990′ların ortalarına kıyasla ithalat miktarı azalmış durumda. Bu sayede bazı üreticiler, üretimlerini ihraç ederek Asya ve Latin Amerika’da artan talebin bir kısmını karşılayabiliyor. 20 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD, petrol üretiminde Suudi Arabistan ile Rusya’nın arkasından üçüncü sırada geliyor. Ancak ABD’nin halen dünyadaki her 10 varilden yaklaşık birini ürettiği düşünüldüğünde üretim artışının fiyatlar üzerinde büyük bir etkisinin olmasını beklemek doğru olmaz. Dahası, ABD’de petrol ihracatına getirilen kısıtlamalar da olası etkileri baskı altına alıyor. ABD, PETROL FİYATLARINI ETKİLEYEBİLİR Yeni petrol boru hatlarının inşa edilmesi ve üretimin artırılması halinde bu durumda değişiklik olabilir. Dünyanın en büyük emtia fonlarından biri olan Pacific Investment Management, yayınladığı bir raporda, “ABD’deki kaya petrolü üretiminin artması piyasayı, uzun vadede on yıllardır hiçbir gelişmenin etkilemediği kadar çok etkileyebilir” ifadesine yer verdi. Ancak şirket, mevcut üretimin petrol fiyatlarının zayıflamasını sağlayacak seviyeye ulaşmadığı görüşünde. DİĞER BÖLGELERDE ÜRETİM AZALDI Petrol üretiminin yapıldığı birçok bölgede ise üretim hacmi düşmüş durumda. Kuzey Denizi’ndeki petrol yataklarının ömrü bitmek üzere olduğundan İngiltere’nin üretimi 2012 yılında yüzde 13,4 azaldı. Eski bir OPEC üyesi olan Endonezya’da ise üretim yüzde 3,9 düştü. İç savaştan kaynaklanan aksaklıkların ardından yeniden üretime başlayan Libya’da ise günlük üretim 479 bin varillik artışla 1.5 milyona yükseldi. Suudi Arabistan’da ise günlük üretim yaklaşık yüzde 4 yükselerek 11.5 milyon varile ulaştı. ÜRETİM, ARJANTİN VE RUSYA’DA DA ARTABİLİR ABD’de petrol üretiminin artmasında en büyük pay, kullanılan yeni tekniklere ait. Yapılan son araştırmalara göre Arjantin ve Rusya’da da benzer teknikler kullanılarak işlenmesi mümkün olan petrol yatakları bulunuyor. Bu kaynakların kullanılması; hükümet politikaları, görece daha ucuz olan petrol yataklarının rekabet gücü ve özel ekipman eksikliği nedeniyle yavaşlıyor. Kuzey Amerika’da petrol üretiminin artması sayesinde ABD ve Avrupa, İran’ın petrol ihracatı konusunda daha sert yaptırımlar uygulayabilir. BP’den yapılan açıklamaya göre İran’ın petrol üretimi yüzde 16’lık düşüşle günde 3.7 milyon varile geriledi. Diğer petrol piyasası analistleri ise geçtiğimiz yıl başlayan yaptırımlardan bu yana İran’ın petrol ihracatının günde bir milyon fazla azaldığını belirtti. Arz miktarının artması, Çin gibi ülkelerde artan talep artışının karşılanmasını kolaylaştırıyor. Enerji danışmanlık şirketi IHS Başkan Yardımcısı Daniel Yergin, “Arzın iyileştiği bir dünya daha güvenlidir” diye konuştu. Enerji verimliliğinin artması ile Avrupa ekonomisinin zayıf olması, 2012’de talebi sınırladı. BP verilerine göre dünya tüketimi yüzde 0,9 oranında artış gösterdi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da petrol tüketimi azalırken Çin başta olmak üzere diğer ülkelerde ise tüketim arttı. BP tarafından açıklanan istatistiklere göre geçtiğimiz yıl varil başına ortalama petrol fiyatı 111.67 dolardı ki bu rakam, 2011’de kaydedilen fiyatın yalnızca 2 dolar altında. “PETROL FİYATI BU YIL GERİLEYEBİLİR” Dünya Bankası tarafından dün yayınlanan raporda geçtiğimiz yıl 105 dolar olan petrol fiyatlarının bu yıl 102 dolara gerileyeceği tahmin edildi. Kaya petrolü rezervlerinin artması nedeniyle arzın yükseleceğini düşünen Dünya Bankası raporunda “petrol fiyatları uzun vadede düşebilir” ifadesine yer verildi. 21 21 ÖNEMLİ GELİŞMELER Avrupa Merkez Bankası’nın yetkilerini aşıp aşmadığı Almanya Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde. Tahvil alım programı eleştiriliyor. AMB’NİN BÜTÇE YARDIMLARI YARGIDA Avrupa Merkez Bankası (AMB) borçlu Euro Bölgesi ülkelerinin istikraz tahvillerine sınırsız satın alma garantisi vermekle yetki sınırlarını aşmış olmuyor mu? Almanya Anayasa Mahkemesi, Euro İstikrar Mekanizması bünyesinde başlatılan bu uygulamanın antlaşmalara uygun olup olmadığına dair kararını yıl sonlarına doğru açıklayacak. AMB’nin aslî görevinin borçlu ülkelere para pompalamak değil, ortak para biriminin iç ve dış değerini korumak olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru Euro Bölgesi’nin geleceği açısından hayati önem taşıyor. AMB’nin krizle mücadele politikasının ele alındığı oturumun ilk gününde tarafların görüşlerini alan yüksek mahkeme heyeti, merkez bankasının başına buyruk davrandığı şeklindeki eleştirileri anlayışla karşılamıştı. Almanya Anayasa Mahkemesi’nin AMB’nin politikalarını yargılama yetkisine sahip olmadığı ise ayrı bir konu. AMB, DEVLET BÜTÇESİ FİNANSE EDEBİLİR Mİ ? Davacıların tezi, AMB’nin banka ve sigortalardan borçlu ülkelerin hazine tahvillerini satın almasının Alman vergi mükellefini riske soktuğu yönünde. Merkez bankasının meclisi devre dışı bırakarak karar aldığı ve ne pahasına olursa olsun Euro’yu kurtarmak için yetkisi olmadığı halde devlet bütçelerini finanse ettiği de yüksek mahkemeye başvuranların savları arasında. AMB, 2012 yılının Eylül ayında başlattığı Acil Parasal İşlemler (OMT) bünyesinde ve belli şartlar altında sınırsız tahvil alımı yapabilecek. AMB direktörler heyetinin Alman üyesi Jörg Asmussen, Anayasa Mahkemesi’ndeki mütalaası sırasında, ‘para birliğinin dağılmasından duyulan yersiz endişeleri dağıtmak için piyasalara kuvvetli bir sinyal vermek zorunda olduklarını ve şimdiye kadar AMB’nin bu enstrüman kanalıyla tek euro dahi ödemediğini anlattı. Almanya Merkez bankası Başkanı Jens Weidmann ise sınırsız tahvil alım programını eleştirirken, ‘mali işlemlere zaman kazanmaya çalışmanın para politikasının görevi olmadığını’ söyledi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Andreas Vosskuhle, borçlu ülkeleri kurtarma programının doğru olup olmadığına hükmetme yetkilerinin olmadığını, bunu saptamanın siyasi karar merciine düştüğünü ve Anayasa Mahkemesinin sadece, AMB’nin yetkilerinin dışına çıkıp çıkmadığına açıklık getirmek olduğunu belirtti. 22 ÖNEMLİ GELİŞMELER “BAZUKA ETKİSİNİ GÖSTERDİ” Uluslararası Para Fonu başkanı Christine Lagarde, AMB’nin Euro borç krizi ile mücadelesinin zorlaştırılmaması hususunda Almanya Anayasa Mahkemesi’ni uyardı. Lagarde, Süddeutsche Zeitung’a verdiği demeçte, para birliğinin istikrara kavuşturulup devlet iflaslarının önlenmesinin AMB’nin müdahalesi sayesinde mümkün olduğunu belirtti ve “Gerektiğinde kriz ülkelerinin devlet tahvillerini sınırsız satın alma garantisi verilmeseydi Euro Bölgesi’nde durgunluk olur, işsizlik ve sosyal gerginlik daha da artardı” dedi. Avrupa Parlamentosu’nun Alman başkanı Martin Schulz da AMB Başkanı Mario Draghi’nin verdiği ve ‘bazuka politikası’ olarak da adlandırılan sınırsız tahvil alma garantisini savundu. Draghi’nin tutarlı davranıp Euro’yu savunduğunu belirten Schulz, bu sayede faizlerin düştüğünü ve kriz ülkelerinin borçlarını daha uygun şartlarla finanse etme imkanına kavuştuğunu söyledi. Milyarder iş adamlarının kulüp başkanı olmasıyla, güç dengeleri değişiyor. BARONLAR FUTBOLU DEĞİŞTİRDİ Manchester City, Paris Saint Germain, Chelsea, Monaco... Bu kulüplerin son yıllardaki başarısının ve Avrupa futbolunun yükselen değerleri arasında gösterilmesinin ardında Asya ve Doğu Avrupa kökenli milyarder iş adamlarının yatırımları yatıyor. Futbolun “baronları” olarak lanse edilen milyarder iş adamlarının sağladığı maddi kaynaklar sayesinde fahiş bonservis bedelleriyle dünyaca ünlü oyuncuları kadrolarına katan kulüpler, hem futbol camiasında prestijini artırıyor hem de Avrupa’daki en popüler takımlar arasına adını yazdırıyor. TRANSFER PİYASASI YÜKSELİYOR Özellikle İngiltere ve Fransa’da satın aldıkları kulüplere yaptıkları yatırımlarla tarihinin en başarılı dönemini yaşatan Asya ve Doğu Avrupa kökenli iş adamları sayesinde Avrupa’daki güçlü takımlar arasında yeni dengeler kurulurken, futbolcuların transfer piyasasındaki değeri de buna bağıntılı olarak her geçen gün daha da yükseliyor. CHELSEA TARİHİNİN EN İYİ DÖNEMİMDE İngiltere Premier Lig ekiplerinden Chelsea, 2003’te Rus milyarder iş adamı Roman Abromoviç’in kulübü satın almasının ardından, tarihinin en önemli başarılarını yaşayan kulüplere verilebilecek en yerinde örneklerden. 1905 yılında kurulan Chelsea, sonraki bir asırlık tarihinde sadece 1 lig şampiyonluğu yaşarken, Rus milyarder iş adamı döneminde 2005, 2006 ve 2010’te 3 kez aynı başarıyı tekrarladı. 23 23 ÖNEMLİ GELİŞMELER Aynı dönemde İngiltere Kupası’nı (FA Cup) da 4 kez kaldıran İngiliz temsilcisi, son iki sezonun ilkinde UEFA Şampiyonlar Ligi, ikincisinde UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğunu yaşadı. Forbes dergisine göre, 10 milyar doların üzerinde servetiyle futbolun içindeki en zengin 10 iş adamı arasında yer alan Abromoviç, Chelsea’nin kadrosuna yüksek bonservis bedelleri karşılığında Didier Drogba, Andriy Shevchenko, Fernando Torres, Eden Hazard gibi yıldız isimleri ve Jose Mourinho gibi dünyaca tanınmış bir teknik adamı kattı. MANCHESTER CİTY YENİ BAŞTAN YAPILANDIRDI Premier Lig kulüplerinden Manchester City’yi 2008 yılında satın alan 5 milyar dolar servete sahip Arap milyarder Şeyh Mansur bin Zayed El Nahyan ise o döneme kadar ligde genelde orta sıralarda yer alan İngiliz temsilcisinin yeniden yapılanmasını sağladı. Sergio Agüero, Maicon, David Silva, Carlos Tevez, Samir Nasri gibi önemli oyuncuları kadrosuna katan City, dünyanın en zengin kulüpleri arasına girdi. En son 1968’de kazandığı lig şampiyonluğunu 44 yıl aranın ardından 2012’de yeniden alan Manchester City, 2011’de de İngiltere Kupası’nı kaldırdı. İNGİLTERE’NİN ARDINDAN FRANSA Zengin iş adamlarının İngiltere’nin ardından ikinci uğrak durağı ise Fransa oldu. Paris Saint Germain’in (PSG) başkanlık koltuğuna 2011’de geçen Katarlı iş adamı Nasır El-Halifi ise aynı zamanda eski profesyonel bir tenis oyuncusu. Katar Tenis Federasyonu’nda başkanlık, Asya Tenis Federasyonu’nun batı Asya bölümününde asbaşkanlık ve El Cezire Sports’un yöneticilik görevlerini üstlenen El-Halifi, Fransa’da her dönem inişli çıkışlı bir grafik gösteren PSG’ye istikrarı getirmiş gibi gözüküyor. Lucas Moura’yı 45, Javier Pastore’yi 43, Thiago Silva’yı 42, Ezequiel Lavezzi’yi 30 ve Zlatan İbrahimoviç’i 20 milyon avroya kulübe kazandıran 15 milyar dolarlık servet sahibi Katarlı iş adamı, geçen sezon PSG’ye tarihindeki 3. lig şampiyonluğunu tattırırken, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de çeyrek finale çıkarttı. TRANSFER ŞAMPİYONU MONACO Avrupa’da futbolun son göze çarpan baronu ise Monaco’nun Başkanı Rus Dmitry Rybolovlev. Kulübün hisselerinin üçte ikisini 2011’de satın alan Rybolovlev, geçmişi başarılarla dolu Fransa temsilcisini yeniden eski günlerine döndürüyor. Fransa’nın köklü kulüpleri arasında yer alan ve 7 şampiyonluğu bulunan Monaco, Rybolovlev’in başkanlık koltuğuna oturmasından önceki sezon 2. Lig’e düşerek tarihinin en kötü dönemini yaşamıştı. Geçen sezon yeniden Ligue 1’e çıkan Fransa ekibi, bu transfer sezonunda gerçekleştirdiği sansasyonel transferlerle şimdiden ligin iddialı ekipleri arasında yer alacağını gösteriyor. Atletico Madrid’in Kolombiyalı golcüsü Radamel Falcao’yu 60, Porto’dan Joao Moutinho ve James Rodriguez ikilisini 70 milyon avro bonservis bedeli ödeyerek transfer eden Monaco’nun hedefinde Real Madrid’in yıldızı Cristiano Ronaldo’nun olduğu ve bu transfer için 100 milyon avronun gözden çıkarıldığı öne sürülüyor. Forbes’a göre 9 milyar doların üzerinde bir servete sahip Rus iş adamı, aynı zamanda ülkesinde birçok kurum ile tarihi ve dini yapıların yeniden onarılmasına yardım eden bir hayırsever olarak ön plana çıkıyor. 24 ÖNEMLİ GELİŞMELER FUTBOLUN CAZİBESİNE KATILANLAR Futbola yaptıkları yüksek yatırımlarla takımlarını ön plana çıkan bu iş adamlarının dışında da Avrupa’da başka kulüplere yatırım yapan Asya ve Doğu Avrupa kökenli milyarderler bulunuyor. Bunların arasında yer alan Arsenal’in hisselerinin yüzde 30’una sahip Özbek asıllı Rus iş adamı Alişer Usmanov ile Queens Park Rangers’ın (QPR) yüzde 33’lük hissesine sahip Hindistanlı Lakshmi Mittal, gelecekte futbola daha çok yatırım yapması beklenen muhtemel isimler arasında gösteriliyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından bugün açıklanan aylık raporda gelecek aylarda rafineri kapasitelerinde görülebilecek hızlı bir artışın petrol piyasalarında arz-talep dengesini etkileyebileceği IEA PETROL ARZI BASKI ALTINA GİREBİLİR belirtildi. Paris merkezli IEA, raporunda 2013’ün ikinci ve üçüncü çeyreklerinde rafinerilerde işlenen petrolün 2.2 milyon varil artarak günde 77 milyon varile yükselebileceği açıklandı. Beklentinin gerçekleşmesi durumunda petrol ürünlerine olan talep tahmininin aşılacağına dikkat çeken IEA, stokların artacağı ve rafineri sahiplerinin kar marjlarının düşebileceği uyarısında bulundu. Rafineri kapasitelerindeki artışın, düşük kapasite kullanım oranları ile dengelenebileceğinin savunulduğu raporda, aksi takdirde ham petrol arzının piyasada denge yeniden sağlanana kadar talep ile uyum göstermekte zorlanabileceği belirtildi. Batı ülkelerinin İran’a uyguladığı yaptırımlar nedeniyle İran’ın yaptığı petrol ihracatı baskı altında. ABD Kongresi, ay başında Tahran’ın nükleer programına finansman kaynağı bulmasını zorlaştırmak için yaptırımları güçlendirmeyi planladığını açıklamıştı. ÇİN’İN İTHALAT TAHMİNİ REVİZE EDİLDİ IEA’nın aylık raporunda Çin’in yapacağı petrol ithalatına ilişkin tahminler de aşağı çekildi. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in petrolde dışa bağımlı olması nedeniyle bu yöndeki bir değişim, dünya petrol piyasalarını yakından ilgilendirecektir. Çin hükümetinden Ocak ayında yapılan açıklamada ülkede kullanılan petrolün yaklaşık yüzde 56’sının ithal edildiği belirtilmişti. IEA tarafından yayınlanan son petrol piyasaları raporunda Çin’in 2013’te petrol ihtiyacının önceki beklentilere ek olarak yüzde 3,8’lik yükselişle 365 bin varil artacağı tahmin edildi. IMF’nin Nisan ayında Çin’in 2013 yılına ilişkin ekonomik büyüme tahminini yüzde 8’den yüzde 7,75’e düşürdüğünü hatırlatan IEA’nın raporunda, “Çin’de açıklanan son veriler, Çin’in petrol talebinin değiştiği yönündeki görüşümüzü destekliyor” denildi. 25 25 ÖNEMLİ GELİŞMELER Çin’in Mayıs ayında yaptığı ham petrol ithalatı bir yıl önceye göre yüzde 6 gibi kayda değer bir oranda geriledi. Günde 5.66 milyon varile gerileyen ham petrol ithalatı yine de Nisan ayına göre hafif şekilde yükselmiş oldu. IEA’dan verilen bilgilere göre Çin, Nisan ayında İran’dan 370 bin varil petrol ithal etmişti. Mayıs ayında ise ithalat 715 bin ile yaklaşık iki katına çıktı. Çin’in en fazla petrol ithalatı yaptığı ülke Suudi Arabistan. Ardından ise Angola ve Rusya geliyor. İran’dan gelen ilk seçim sonuçlarına göre muhalefet ve reformcu kesim tarafından desteklenen Hasan Ruhani yeni Cumhurbaşkanı ilan edilerek değişim isteyen İranlılara REFORMCU RUHANİ, İRAN’DA SEÇİMİN GALİBİ İLAN EDİLDİ kesin bir galibiyet sağladı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan resmi açıklamaya göre Ruhani sayılan 36 milyon oyun yüzde 50’sinden fazlasını aldı. Muhafazakar adaylar şu ana kadar sayılan oylara bakıldığında kötü sonuç aldılar özellikle de ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney’e yakın olanlar. Mevcut nükleer görüşmelerini yürüten Said Celili dördüncü sırada yer alırken eski dışişleri bakanı Ali Ekber Velayati beşinci sırada yer aldı. Devrim Muhafızların eski lideri olan ve ekonomiyi en önemli problem olarak gösteren Muhsin Rezai ise üçüncü sırada yer aldı. Bu üç adayın oyları da yüzde 13’ün altında gidiyor. Iran analistleri ve medya yorumcuları, Ruhani’nin bu kadar açık bir farkla kazanması durumunda nükleer görüşmelerinde taviz vermemekten, kötü durumdaki ülke ekonomisine kadar sert politika yürüten Hamaney ve etrafındaki muhafazakârlar için halkın çoğunun bu politikaları desteklemediğini anlamaları için “uyan” çağrısı olmalı. “Hamaney politikalarının başarısız olduğunu anladı. İnsanlar gelip protestolarını en medeni şekilde söyledi ve umarım duyulurlar” diyor eski bir parlamento üyesi olan ve reformcu partinin üyesi olan Ali Mazrui, Cumartesi sabahı BBC Farsça’ya verdiği röportajda. Hükümet ülkedeki 50 milyon seçmenin yüzde 70’nin 60 bin merkezde oylarını kullandığını açıkladı. Yapılan seçimlerin üzerine ise 2009 seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat’ın tekrar seçilmesinde hile yapıldığı yönündeki protestolarının hatırası gölge düşürüyor. Hamaney Cuma sabahı oy kullanan ilk yetkili oldu. Hamaney ailesinin bile kendisinin kime oy vereceğini bilmediğini söyledi ve seçim yetkililerin oylara dikkat etmesini söyleyerek halkın seçimine saygı duymalarını istedi. Washington’ın Iran seçimlerini demokratik ve adil olmadığını söylediği içinse “cehenneme gitsinler” dedi. 26 ÖNEMLİ GELİŞMELER Avrupa Birliği ülkeleri ABD ile serbest ticaret müzakerelerine başlama kararı aldı. SERBEST TİCARETE EVET Lüksemburg’da toplanan AB ticaret bakanları, 13 saat süren müzakerelerde ortak pozisyon belirlemekte zorlanınca, anlaşmazlık konularını ertelemeye karar verdi. Fransa’nın sinema dahil kültür sektörünün serbest ticarete dahil edilmemesi ısrarı karşısında orta yol olarak bu konunun müzakereler başladıktan sonra yeniden değerlendirilmesi görüşü benimsendi. AB ile Gümrük Birliği içinde bulunan Türkiye, ABD ile paralel STA müzakereleri yürütmeyi planlıyor. FRANSA MEMNUN Fransa, film ve televizyon haklarının ABD ve AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasından çıkartılacak olmasını memnunlukla karşıladığı bildirdi. Fransız Kültür Bakanı Aurelie Filippett, AB ticaret bakanları toplantısında varılan anlaşmanın ‘’Avrupa’nın kültürel çeşitliliği açısından büyük zafer olduğunu’’söyledi. ABD ve AB liderlerin gelecek hafta yapılacak G8 zirvesinde konu ile ilgili görüşmeleri başlatması bekleniyor. AB yetkilileri, söz konusu ticaret anlaşmasını Avrupa sinema sanayisini tehdit etmeyeceğini savunsa da, Avrupalı sinema yapımcılarını desteğini arkasına alan Fransa bu konuda geri adım atmadı. Amerikalı filmlerin yüzde 60’ının Avrupa sinema salonlarında gösterildiğine dikkati çeken Fransız yetkililer, ABD’deki gösterilen Avrupalı filmlerin oranının yüzde 3 ile 6 arasında olmasına itiraz ediyor. AB ve ABD arasındaki serbest ticaret anlaşmasıyla iki ekonomik dev arasındaki ticaret hacminde önemli artış sağlanması hedefleniyor. Anlaşma ile birlikte AB’nin ticaret hacminin yılda 119 milyar Avro’ya, ABD’nin ticaret hacminin ise 95 milyar Avro’ya çıkması hedefleniyor. 27 27 ÖNEMLİ GELİŞMELER Amerikan ekonomisi ilk çeyrekte güçlü bir büyüme gösterdi. Bunun nedenlerinden biri, 2010 yılı sonundan bu yana ilk kez tüketici harcamalarında artış kaydedilmesi. Bu harcamaların bir kısmı ise bazen ilginç yöntemlerle gerçekleşiyor. WASHİNGTONLULAR’DAN YEREL EKONOMİYE DESTEK Alışveriş yapmaya hevesli tüketiciler küçük işletmelere destek vermek için dükkanlara akın ediyor. Sosyal medyanın katkısıyla başlayan bu toplu alışveriş akımı, kalabalıkların kamuya açık alanlarda aniden topluca dans etmesi konseptinden uyarlanmış. İnsanlar dans etmek yerine para harcamak için toplanıyor. Bu alışveriş grubu, Washington ekonomisini geliştirmek için çaba gösteren “Think Local First DC” örgütü tarafından organize edilmiş. Grubun yöneticisi Stacey Price: ”Bu dükkanlar toplumumuzun karakterini oluşturuyor, topluma kazanç sağlıyor, insanların aidiyet duygusunu artırıyor. Tüketiciler bu dükkanlardan alışveriş yaptığında harcanan her 1 doların 68 senti yerel ekonomiye geri dönüyor. Büyük zincir mağazalardan alışveriş yaparsanız yerel ekonomiye geri dönen miktar sadece 37 sent.” Kurallar çok basit: Sadece belirlenen saatte dükkanda olmak, en az 20 dolar harcamak yeterli. Grup, toplu alışveriş için el sanatları ve elişi ürünler satan “bir galeriyi seçmiş. Tüm ürünler, Chris Haughery gibi yerel sanatçıların elinden çıkıyor. Chris Haughery: ”Yaptığım işi ve resimlerini sergilemeyi çok seviyorum. İnsanların eserlerimi görmek istemesi beni çok heyecanlandırıyor.” Dükkan sahibi Kristina Bilonick, satışlardan memnun: ”Herkes kazanç elde etti, satışlar bizi çok sevindirdi.” “Think Local First DC” grubunun düzenlediği toplu alışveriş günleri, Washington’daki işyerlerinin satışlarını %500 oranında artırdı. Alışveriş meraklıları, yeni organizasyonlara katılmaya devam edeceklerini söylüyor. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Necas, özel kalem müdürü hakkındaki yolsuzluk ve gözetleme iddiaları üzerine istifasını açıkladı. Ülkede yeni hükümeti kimin kuracağı YOLSUZLUK VE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SKANDALI ÇEK HÜKÜMETİNİ DÜŞÜRDÜ belirsizliğini koruyor. Çek Cumhuriyeti Anayasası gereğince tüm kabinenin istifa etmesi gerekecek. Yeni bir hükümetin kurulması için iktidardaki koalisyon, muhalefet ve Cumhurbaşkanı arasında çetin pazarlıklar geçmesi bekleniyor. Necas’ın özel kalem müdürü Jana Nagyova, bazı milletvekillerine rüşvet vermek ve istihbarata bazı kişileri takibe alma talimatı vermekle suçlanmıştı. Takibe alınan kişiler arasında Başbakan’ın boşanma sürecinde olduğu eşi Radka Necasova da yer aldığı bildiriliyor. 28 ÖNEMLİ GELİŞMELER Necas gözetleme iddialarıyla ilgili bir bilgisi olmadığını söylemesine rağmen koalisyon ortakları, Başbakan’dan desteklerini çekecekleri sinyalini verdi. Necas, Pazar günü koalisyon ortaklarıyla gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada ‘Yarın başbakanlık görevimden istifa edeceğim’ dedi ve özel hayatındaki gelişmelerin ülke ve partisi üzerine yaptığı baskının farkında olduğunu söyledi. Necas, için muhafazakar eğilimli partisinin başka bir kişi öncülüğünde, önümüzdeki yılki seçimlere kadar görev yapmacak yeni bir hükümet kurmaya çalışacağını söyledi. Ancak bu planın parlamentoda yeterli desteği bulup bulamayacağı belirli değil. Necas, yeni bir hükümet kurulana kadar geçici olarak görevde kalacaklarını söyledi. Yeni hükümetin kurulmasında Cumhurbaşkanı Miloş Zeman önemli bir rol oynayacak. Eğer hükümeti kurma girişimi üç defa başarısız olursa ya da parlamento kendini feshederse ülke erken seçime gidecek. Yeni bir hükümetin kurulması mevcut koalisyon için zor olacak çünkü koalisyonun parlamentoda çoğunluğu sağlayabilmek için en az iki sandalyeye daha ihtiyacı var. Koalisyonun parlamentoda çoğunluğa sahip olması için bağımsızların desteğine de ihtiyacı bulunuyor. Anayasaya göre hükümeti kurma görevini verme yetkisi Cumhurbaşkanı’nda bulunuyor. Ancak Necas’ın siyasi rakibi olan Zeman’ın bu görevi şimdiki Başbakan’a vermeyebileceği belirtiliyor. TOP09 partisinin başkanı ve Maliye Bakanı Miroslav Kalousek, ‘Eğer hükümet çoğunluğun desteğini alırsa Cumhurbaşkanı’nın bunu kabul edeceğini düşünüyorum. Eğer bu girişim sonuçsuz kalırsa bir an önce erken seçime gidilmesi gerekiyor’ dedi. Anket sonuçlarına göre muhalefetteki Sosyal Demokratlar’a kamuoyu desteği mevcut hükümetin önünde gidiyor. 400 kadar polis geçtiğimiz hafta hükümet binaları da dahil pek çok yere baskın düzenlemiş, 6 milyon dolar nakit ve onlarca kilo altına el koymuştu. Yılın ilk 5 ayında, geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 13 artışla iyi bir satış grafiği çizen otomotiv pazarı, durgunlaşması beklenen yaz aylarını da kampanyalarla hareketlendirmeye çalışıyor. YAZ KAMPANYALARI, ŞİMDİ AL, KIŞIN ÖDE Hem binek hem de ticari araçlar için cazip fırsatların yer aldığı kampanyalarda bazı firmalar, araç teslimini hemen gerçekleştirirken ödemeleri ise yıl sonunda başlatıyor. Sıfır faizli 5 yıla varan vadelerin ağırlıkta olduğu kampanyalarda, DVD, navigasyon, güvenlik paketleri gibi ekstra donanımlar da müşteriye hediye olarak veriliyor. Otomobil firmaları peşin alımlarda ise 6 bin liraya yaklaşan indirimler sunuyor. Ayrıca bir çok firma da servis kampanyalarını sürdürüyor. “Yaz Bakım Günleri” adı altında düzenlenen kampanyalar kapsamında, yetkili servislere gelen araç sahipleri, yedek parça ve işçilik ücretlerinde yüzde 20’lere varan indirimlerin yanısıra, ücretsiz kontrol ve klima gazı dolumu gibi fırsatlara sahip olabiliyor. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2012 yılında yüzde 10 daralmayla 777 bin 761 adet olarak gerçekleşmişti. Bu yılın ilk 5 ayında pazarda satılan toplam araç miktarı 323 bin adet oldu. Geçtiğimiz yılın ilk 5 ayına göre yüzde 14 büyüyen pazarın yıl sonunda 900 binlik satışa yaklaşması tahmin ediliyor 29 29 ÖNEMLİ GELİŞMELER 5 YILLIK KOLAY ÖDEME FIRSATI Yaz kampanyasına uzun vadeli seçeneklerle hazırlanan Hyundai, bütün modelleri için 60 aya kadar varan ödeme şartları sunuyor. Kampanyada, iX35 1.6 lt için 40 bin TL, 36 ay, %0.65 ve i30 için de 30 bin TL, 36 ay %0.73 gibi kredi seçenekleri bulunuyor. FIFA organizasyonlarıyla da öne çıkan Hyundai ayrıca, “Test Sürüş Günleri” süresince hediye kazanma fırsatı sunuyor. COROLLA 3 BİN TL AVANTAJLI 60 ay vade ilk taksit yıl sonunda. Toyota’nın bu ayın sonuna kadar sürecek kampanyasında, yüzde 0.70’den başlayan faiz oranı ve 60 aya kadar uzanan vadeler yer alıyor. Kampanyada ödemeler ise 2013’ün aralık ayında başlıyor. Markanın en çok tercih edilen modeli Corolla, 3 bin TL’ye varan indirimle 41 bin 400 TL’den satılıyor. Otomobilin aylık taksitleri 310 TL’den başlıyor. Corolla’nın dizel versiyonuna ise 9 bin TL peşinat ve 900 TL’lik aylık ödemelerle sahip olunabiliyor. Avensis modelinde aylık 601 TL taksit fırsatı sunuluyor. BİNEKTE 24 AY, TİCARİDE 18 AY SIFIR FAİZ VAR Kampanya kervanına sıkı bir tarifeyle hazırlanan Renault, Fluence ve Megane HB sahibi olmak isteyen müşterilere 24 bin TL için 24 ay “sıfır” faiz avantajı sunuyor. Captur hariç diğer bütün Renault binek araç modelleri ise 48 bin TL için 48 ay 0.69 faiz oranı ile tüketicinin beğenisine sunuluyor. Renault’da, ticari araç kullanıcılarına yönelik de “sıfır” faiz ve cazip ödeme şartları bulunuyor. Master ve Trafic modellerinde 18 bin TL için 18 ay “sıfır” faiz imkânı yer alıyor. Ayrıca Master minibüslerde araç bedelinin yüzde 100’üne kredi fırsatı var. Ayrıca, bu avantajların yanı sıra 2. el araç sahibi olmak isteyen müşteriler, 24 bin TL 24 ay yüzde 0.69 faiz kampanyasından yararlanabiliyor. MALEZYALI PROTON’DAN SONRA SIRA ETOX’A GELDİ Malezyalı Proton’un 1996 yılında satın aldığı ünlü İngiliz spor otomobil üreticisi Lotus, ‘yerli Ferrari’ olarak bilinen Etox’a teknik destek verecek. Devlet desteğiyle 1985’te kurulan Proton, Lotus’u bünyesine kattıktan sonra ürettiği modellerde sıçrama yapmış ve markayı sayılı üreticilerden biri haline getirmişti. Etox’un yatırımcısı Ercan Malkoç’un verdiği bilgiye göre,?anlaşmayla hem üretim sürecinde yer alacak bir grup Türk personele İngiltere’de eğitim verilecek hem de Lotus’un F1 araçlarındaki bazı teknolojileri yeni üretilecek yerli otoda kullanılacak. 6 yıldır yerli otomobil üretmek için Malkoçlar şirketi bünyesinde proje geliştirdiklerini anlatan Malkoç, şimdiye kadar aralarında Etox’un da olduğu 3 farklı model geliştirdiklerini söyledi. Malkoç, “Hayalimiz olan yerli otoyla Türkiye’nin elektrikli araç konusunda söz sahibi ülkeler arasına girmesini istiyoruz. Yıllardır devam eden çalışmalarımızı dünya standarlarına taşımaya kararlıyız” diye konuştu. 30 ÖNEMLİ GELİŞMELER FORD STARTI VERDİ Bütün binek ve ticari modellerde indirim var. Ford, haziran ayında bütün binek ve ticari modellerinde 18 ay ‘0’ faizli 18 bin TL kredi kullanımının yanı sıra fiyatlarda da indirim uyguluyor. Focus, 43 bin 255 TL’den başlayan fiyatlarla boy gösterirken, Fiesta 32 bin 450 TL’den, B-MAX 40 bin 35 TL’den, C-MAX ise 46 bin 715 TL’den başlayan etiketlerle satışa sunuluyor. B-MAX ve C-MAX modellerinde araç içi DVD oynatıcı müşterilere hediye olarak sunuluyor. İndirimlerle Transit Custom 45 bin 785 TL’den, Connect Kombi’de ise 30 bin 825 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. DÖRT MODEL İÇİN Peugeot’da faizler sıfır ödemeler sonbaharda. Peugeot 208, 308, 3008 ve 5008 modellerini bu ay satın alan müşteriler, ödemelerini %0’dan başlayan faiz oranlarıyla kasım ayında yapmaya başlayabiliyor. Peşin alım yapmak isteyen binek araç müşterileri ise 6 bin TL’ye varan indirimlerden yararlanabiliyor. Ayrıca, pazara hızlı bir giriş yapan Yeni 208 GTi, 57 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. 200 HP’lik 208 GTi, yarışlardaki başarılarıyla GTi efsanesinin modern bir yorumu olarak dikkat çekiyor. ETİKETLERE İNCE AYAR Citroen’de indirimler 5 bin lirayı geçti. Citroen’in bu ay için başlattığı kampanyada, C4 modelinde 4 bin TL, C5 modelinde de 5 bin 500 TL’ye varan indirimler sunuluyor. Citroen, ticari araç segmentinin önde gelen modellerinden olan Nemo ile güç, düşük yakıt tüketimiyle dikkat çeken Berlingo Combi modelleri için de fırsatlar sağlıyor. Berlingo’da 4 bin 450 TL indirim avantajı sunuluyor. Nemo ‘da ise 3 bin 900 TL’ye varan indirim avantajı sunuluyor. İKİ FARKLI MOTORLA GELDİ Trax, 46 bin 700 TL fiyatla pazara çıktı. Chevrolet’nin yeni SUV modeli Trax, iki motor seçeneğiyle 46 bin 700 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. 115 HP gücünde ve 155Nm tork üreten 1.6L benzinli motora sahip Trax LS’nin satış fiyatı 46 bin 700 TL’den başlarken, Trax LT 1.6’nın fiyatı 50 bin 550 TL olarak açıklandı. 140 HP gücünde ve 200Nm tork üreten 1.4L benzinli turbo motora sahip Trax LT 1.4 4X4 ise 57 bin 550 TL özel lansman fiyatına sahip bulunuyor. 31 YASAL UYARI Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir. Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org.tr internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için hazırlanmamıştır. Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme olanağını piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz veya yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır. Başka bir deyişle çok az sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz ticaretinde ki normal kaldıraç oranı 1:100’dür. Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının %1’i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin; 1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız döviz sizin lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk bir gelir elde edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir. Döviz kurları genellikle gün içinde yüzde 1 oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin çekiciliği, küçük fiyat hareketlerinde bile anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu kazanç şansının yanı sıra aynı oranda kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız. Gerekli finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi ve özellikle de kaldıraç etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara cevap vermek de diğer avantajları arasındadır. Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatların ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir. Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç alarak bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız Dergimizde Altın, Gümüş analizleri paylaşılmamaktadır. Bu analizlerimize www.dovizgazetesi.com’dan günlük olarak ulaşabilirsiniz. Kaynaklar : DW, VOA, Euractiv, turkish.ruvr.ru, Bloomberg, Reuters, SteelOrbis, WSJ, BBC Dergi içeriğinde Türkiye’de kurulu ajansların haber, resim ve diğer metaryelleri bulunmamaktadır.