kadınlarda drar kaçırma - Anadolu Sağlık Merkezi
Transkript
kadınlarda drar kaçırma - Anadolu Sağlık Merkezi
SAKLANAN BİR SAĞLIK PROBLEMİ; KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA İdrar kaçırma, fiziksel sağlığı olduğu kadar psikososyal durumu da olumsuz etkileyen bir sorun. Kadınların ifade etmekten "utandıkları" bu sorundan 20 dakikalık bir cerrahi operasyonla tamamen kurtulmak mümkün. İdrar kaçırma, kadın sağlığının en önemli sorunlarından biri. Yapılan çalışmalar, 18 yaşından büyük kadınların yüzde 25'inin idrarını kaçırdığını ortaya koyuyor. Bu durum gençlerde yüzde 10-15 oranında görülürken, 70'li yaşlarda yüzde 35-40'lara çıkıyor. Bazı veriler ileri yaşlarda bu oranın yüzde 70'lere kadar yükseldiğini gösteriyor. İdrar kaçırma, bu kadar sık yaşanmasına karşın, "ayıp" olarak nitelendirildiği ya da yaşlılığın doğal sonucu olarak görüldüğü için genellikle saklanan, en yakınlarla bile paylaşılmayan bir sağlık sorunu. Ancak sorun zaman içinde büyüyerek, kadını toplumdan uzaklaştıran, içine kapanık yaşamasına neden olan sosyal bir problem haline geliyor. Önceleri ped kullanarak durumunu idare eden kadın, zamanla önce uzak seyahatlere, sonra daha yakın ziyaretlere gitmekten vazgeçiyor. Evinden ve tuvaletten uzakta uzun zaman geçiremiyor. Kısacası yavaş yavaş toplumdan izole oluyor. Uzmanlar idrar kaçırmayı, normalde kontrol edilebilen faaliyet olan idrar yapmanın, kişinin isteği dışında gerçekleşmesi olarak tanımlıyorlar. Ve "inkontinas" diye adlandırıyorlar. İdrar kaçırma üç gruba ayırılıyor: Stres inkontinans, sıkışma inkontinansı ve taşma inkontinansı... Stres inkontinans: En sık rastlanan idrar kaçırma tipi stres inkontinans, yani strese bağlı idrar kaçırma olarak ifade ediliyor. İdrar kaçırmadaki stres, o bizim bildiğimiz duygusal stres değil. Bu stresi, karın içindeki basıncın artması olarak tarif eden Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İbrahim Sözen, stres tipi idrar kaçırmanın özellikle ileri yaşlardaki kadınlarda gözlemlendiğini söyleyerek, "Normalde mesane ve idrar borusu arasında bir kas (sifinkter) var. İdrar kaçırmayı önleyen bir mekanizma bu. Bu mekanizma, sağlıklı kişilerde, her türlü basınç artışına rağmen mesane içindeki idrarın, idrar borusuna kaçmasını engelliyor. Ancak ilerleyen yaşla birlikte veya çok sayıda vajinal doğum geçirenlerde özellikle uzun ıkınma süreçleri nedeniyle mesanenin aşağı doğru esnemesi sebebiyle bu mekanizma bozuluyor. Ancak, hiç doğum yapmamış ve sezaryenle doğum yapmış kadınlarda da görülmesi bize başka mekanizmaların da bu sorunun ortaya çıkmasında etkili olduğunu gösteriyor. Bu mekanizmalardan en önemlisi, bu bölgedeki idrar torbası ve idrar borusu çevresindeki destek bağ dokusunun genetik yapı gereği ve zamanla gücünü kaybetmesi olarak açıklanabilir" diyor. Bu tipteki idrar kaçırma, ne yazık ki en sık yaptığımız günlük faaliyetler sırasında gerçekleşiyor: Gülmek, öksürmek, hapşırmak, merdiven çıkmak, atlamak, oturduğumuz yerden hızla kalkmak, spor yapmak gibi... Sıkışma tipi inkontinas: En sık karşılaşılan ikinci tip idrar kaçırma ise "urge inkontinans". Bu tip idrar kaçırmada kadınlar aniden tuvalete gitme ihtiyacı hissediyorlar ancak tuvalete yetişene kadar geçen birkaç dakika içinde idrarlarını tutamadıkları için bir miktar kaçırıyorlar. ASM Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Yalçın İlker, bu tip idrar kaçıranların bazen, evlerinin kapısını açana kadar idrarlarını tutamadıklarını ya da yağmur sesinden bile etkilenerek idrar kaçırabildiklerini söylüyor. Sıkışma tipi idrar kaçırmanın idrar torbasını kasan kasın aşırı kasılması nedeniyle oluştuğunu belirten Dr. İbrahim Sözen, "Buradaki esas mekanizma, idrar torbası kasının, idrar torbası tam dolmadan ve kendi istemimiz dışında kasılmasıdır. Aşırı aktif mesane dediğimiz durumda da bunu görüyoruz. İdrar kaçırsın ya da kaçırmasın, aşırı aktif mesane sorunu olan kadın, sıkışma hissiyle tuvalete gidiyor ama az yapıyor. Fakat idrar torbası tam dolmadan yine gidiyor. Sıkışma tipi inkontinans ile aşırı aktif mesane bir çok hastamızda aynı anda birlikte görülebiliyor" diye konuşuyor. Prof. Dr. Yalçın İlker, sıkışma tipi inkontinansın daha çok idrar kesesi adelesinin yaşlanması sonucu oluştuğunu belirterek, ancak diyabet gibi bazı metabolik hastalıkların, Multipl Skleroz, Parkinson gibi nörolojik bazı hastalıkların, bel fıtığı ya da bel kemiğini ilgilendiren sağlık sorunlarının ya da bazı ilaçların sıkışma tipi idrar kaçırmaya neden olabileceğini ifade ediyor. Taşma tipi inkontinans: Daha az görülmekle birlikte yine de rahatsızlık veren bir idrar kaçırma tipi de "taşma tipi inkontinans". Sıkışma tipi inkontinansta mesane çok duyarlı olduğu için sürekli idrar yapma duygusu hissediliyor. Ancak taşma tipi inkontinansta tam tersine mesane idrarın dolduğunu algılayamıyor; torba doluyor ve bir noktadan sonra taşıyor. Hasta damla damla idrarını kaçırıyor. Prof. Dr. Yalçın İlker, bu sorunun da diyabet gibi metabolik, Multipl Skleroz gibi nörolojik hastalıklar ya da omurilik zedelenmesi sonucu oluştuğunun altını çiziyor. TANISI KOLAY Birçok kadın bu durumu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak gördüğü ya da utanılacak bir durum olarak algıladığı için hekime başvurmuyor. Oysa bir kadın doğum uzmanı ya da ürolog bu hastalığın tanısını kolayca koyup, tedaviye başlayabiliyor. Prof.Dr. İlker tanı yöntemlerine ilişkin şu bilgileri veriyor: "Önce hastayı dinliyoruz. Çünkü hastanın anlattıkları bize çok önemli ipuçları verir. Ardından öksürük testi adı verilen ve kadının dolu bir mesane ile öksürmesini istediğimiz basit bir test vardır. Daha sonra jinekolojik, ve nörolojik muayene yapmak gerekiyor. Ardından üriner ve vajinal sistemin değerlendirildiği bir ultrason tetkiki yapılmalıdır. Bunlara ek olarak ürodinami olarak adlandırdığımız ve bize idrar kesesinin nasıl çalıştığını gösteren bir tetkik yapılıyor. Bu yöntemde idrar kesesinin içine ince bir sonda takılıyor; oradan içeriye belirli bir hızda ve belirli bir ısıda sıvı veriliyor. Bir bilgisayar, içerideki basınç değişikliklerini kaydediyor. Ürodinami 15-20 dakika süren, kişiye acı vermeyen bir yöntem. Bazı idrar kaçırma tipleri sadece ilaçla tedavi edilebiliyor, bazılarına ise ameliyat öneriliyor. Ürodinamisi tamamen normal, pelvik muayenesinde organ sarkması görülmeyen, çok hafif idrar kaçırması olan kadınlara ameliyat önermiyoruz". AMELİYAT GEREKİRSE... Bazı idrar kaçırma tiplerinde uygulanan ilaç tedavisi ile başarılı sonuçlar alındığını ifade eden Prof. Dr. İlker, "Özellikle sıkışma tipi idrar kaçırmada, buradaki kası gevşetmeye yönelik olarak kullanılan ilaçlar hastanın tuvalete gitme sayısını azaltıyor veya tuvalete giderken kaçırma riskini engelliyor. Hatta bazı hastalarımızda tam kuruluk sağlıyoruz" diyor. Stres tipi idrar kaçırmada ise ilaçla tedavinin mümkün olmadığını ve cerrahi girişime ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Dr. İbrahim Sözen, cerrahi tedavinin son 5-10 yılda büyük bir devrim geçirdiğini belirterek, "Cerrahide altın standart, halen bazı hastalarımızda uyguladığımız Burch operasyonu dediğimiz yöntem. Bu yöntemde karın üzerinde bir kesi yapıyor, bu kesiden girip mesane ile idrar borusunun birleştiği alanın iki yanına dikişler koyarak aşağı inmiş bileşkeyi pelvisin yan duvarlarına asıyoruz. Yani mesaneye eski anatomik yapısını yeniden kazandırıyoruz. Bu klasik operasyon yüzde 85-90 oranında iyileşme sağlıyor. Ancak artık minimal invaziv yöntem denilen yöntemlerde daha küçük kesiler yaparak bu ameliyatları gerçekleştiriyoruz. Bunun ilk ortaya çıkan türü TVT (trans vajinal tape)'dir. 1995'de ortaya çıkan ve tüm dünyada yaygınlaşan bu yöntem, vajenin üst duvarından girilip küçük mesh dediğimiz balık ağına benzer sentetik materyal kullanılarak o bileşkeyi yani idrar torbası ile idrar borusu arasındaki mekanizmayı, aşağıdan yukarı doğru sabitlemek prensibine dayanıyor" diyor. Dünyada son üç yıldır TVT'nin daha geliştirilmiş modeli TOT'un (trans optüratör tape) uygulanmaya başladığını ve Türkiye'de çok az merkezde kullanıldığını ifade eden Dr. Sözen girişimi şöyle özetliyor: "ASM, bu yöntemin başarıyla uygulandığı birkaç merkezden biri. TOT, TVT'ye göre çok daha avantajlı. Bu yöntemle, TVT'de oluşabilecek mesane delinme riskini azaltmış oluyoruz. Çünkü yine çok küçük bir iki santimlik deliklerden girip, vajene mesaneden uzak farklı yollardan ulaşıyoruz. Kalça kemiğinin iki tarafından obturatör foramen denilen boşluklardan geçerek mesaneden uzaklaşıyoruz. Bu işlemi yaparken, iğnemiz, kadınlardaki klitorisin iki cm yanından giriyor ve iğne vajenden çıkıyor. TOT'da da yine TVT'deki işlemi gerçekleştiriyoruz. TOT 20 dakikada gerçekleşen, son derece güvenli, mesane yaralanmalarının az olduğu, ayaktan gerçekleştirilebilen bir operasyon."