THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
Transkript
THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
GÜNDEM Merhaba Arkadaşlar, Yoğun sezonumuza girmiş bulunuyoruz. MNG ve HABOM A.Ş. şirketlerinin artık ortak adı ve çatısı olan ve bizim bir parçamız olarak değerlendirdiğimiz THY HABOM A.Ş. ile beraber iş yoğunluğumuzu kaldırıp müşterilere daha iyi bir hizmet verme imkânına kavuşacağız. Kapasite ihtiyacımızın şimdilik küçük bir kısmını ilk sivil havacılık denetlemişini geçirmiş olan THY HABOM A.Ş. tesisleri karşılayacaktır. Zamanla bu kapasite tesisin diğer kısımlarının devreye girmesi ile artacaktır. Şimdiye kadar olduğu gibi bu artışı da yine hep beraber gerçekleştireceğiz. Bu süreçlerde katkısı olmuş ve olacak bütün arkadaşlarımıza tekrar teşekkürü bir borç biliyorum. Yeni kapasite artışları ile hedeflerimizi büyütürken bunun rekabet ortamının giderek arttığı MRO dünyasında maliyet yapımızı da ona göre ayarlamamız gerektiğinin bilincindeyiz. Çalışanlarımızın bu yöndeki çabalara olan ve olacak destekleri bizim için son derece önemli. Şirketlerimizin istihdam artışının uzun ömürlü olmasının, yeni iş alanlarına girmesinin ve dünya üzerinde söz sahibi olmasının gereklerini hep birlikte yerine getirme konusunda hepimizin mutabık olduğuna inanıyorum. Şirketimiz bünyesinde İSGÇ kavramları konusunda bilinçlendirme ve farkındalık sağlama yönünde kullanılmaya başlanan görsellerin faydalı olduğunu umuyor; bu konuda görüş, öneri ve aktif katkılarınızı beklediğimi belirtmek istiyorum. Kasım, önemli ve bir o kadar özel günlerin çok sayıda olduğu bir ay. Toplum sağlığını yakından ilgilendiren, hepimizin bilinçli ve hassas davranması gereken konulara yönelik iki haftayı ayın ilk 10 gününde bir arada yaşayacağız. Bunlardan ilki 2-8 Kasım tarihleri arasında bir daha hatırlamamamız ve “Ben nasıl bu alanda faydalı olabilirim?” diye kendimize sormamız gereken Lösemili Çocuklar Haftası. İkincisi ise ondan hemen bir gün sonra başlayan ve 9 Kasım’a kadar süren Organ Bağışı ve Nakli Haftası. Her iki hafta ile ilgili etkinliklere, bilgilendirici programlara ve duyurulara karşı hassasiyet göstereceğinizi umuyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, 10-16 Kasım tarihleri arasında, Atatürk Haftası kapsamında gerçekleştirilecek etkinliklerle anacağız. 24 Kasım ise hepimizin yetişmesinde büyük emeği olan öğretmenlerimizin en özel günü. Bu vesile ile yeni neslin yaratıcısı öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutlamak istiyorum. Esen kalın, Doç. Dr. İsmail Demir Genel Müdür 01 02 İÇİNDEKİLER 04 TEKNİK’TEN HABERLER 09 HABOM’DA SON DURUM 04 10 11 EĞITIM SÜREKLİ GELİŞİM 09 14 17 12 14 17 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAVACILIK DÜNYASINDAN TEKNOLOJİ 18 20 EMNİYET KÖŞESİ ÖZEL RÖPORTAJ 22 Sahibi THY TEKNİK A.Ş. Doç. Dr. İsmail DEMİR (Genel Müdür) YAYIN THY TEKNİK A.Ş. Medya Reklam Halkla İlişkiler Şefliği Ferhat Yenibertiz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi) Pınar Yılmaz Kaynak (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) BİREBİR 24 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ 26 26 22 BİZDEN 28 GEZİ-YORUM 30 30 SAĞLIK REHBERİ 28 THY TEKNİK A.Ş. Katkıda Bulunanlar Abdullah Enes Bolat, Emre Kara, Ahmet Umur Çakmak, Reyyan Demir YAPIM GODE İSTANBUL Alev Aktaş (Yayın Grup Direktörü) Songül Kurnaz (Yapım Koordinatörü) Ulaş Atay (Editör) Meltem İşleyen (Art Direktör, Kapak Tasarım) Asım Hocagil (Grafik Uygulama) Jülide Türkay (Redaksiyon Editörü) Ergün Tozan (Müşteri Temsilcisi) Fotoğraflar İstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye) Baskı ve Cilt Bizim Matbaa GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 04 TEKNİK’TEN HABERLER THY Spor Basketbol Turnuvası’nın şampiyonu Kemankeşler THY Teknik A.Ş., THY HABOM ve THY Kargo çalışanlarından oluşan 28 takımın katıldığı Türk Hava Yolları Spor Basketbol Turnuvası, 9 Ekim Çarşamba günü oynanan final maçı ile sona erdi. THY Teknik A.Ş. basketbol sahasında Kemankeşler ile TK5 Veteranlar takımları arasında çekişmeli ve centilmence geçen mücadeleyi 20-10 kazanan Kemankeşler turnuvanın şampiyonu oldu. Air Turks’ün üçüncü, Ateş Topu’nun dördüncü sırada tamamladığı turnuvanın sayı kralı Umut Bekbay oldu. Şampiyon takıma kupasını THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir verdi. Skytech ekibi olarak, şampiyon Kemankeşler takımını ve turnuva boyunca mücadele eden tüm sporcuları tebrik ediyoruz. THY Teknik A.Ş.’ye veda ettiler THY Teknik A.Ş.’de uzun yıllar hizmet eden Mehmet Tilla, Siyami Çınar, Hilmi İzbul, Münir Yafay, Güray Önem, Haluk İsmail Özyol, Ömer Kuzucuoğlu ve Mehmet Aras emekli oldu. THY Teknik A.Ş.’nin emektar çalışanları için Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen veda kokteyline, yöneticiler ve emekli olan isimlerin çalışma arkadaşları katıldı. Emekliye ayrılan THY Teknik A.Ş. çalışanları, böyle bir kurumun çatısı altında yıllarca çalıştıkları için kendilerini çok şanslı gördüklerini, arkadaşlarından ayrılmanın burukluğu ile yeni bir yaşama merhaba demenin heyecanını birlikte yaşadıklarını ifade etti. Skytech ekibi olarak, emekliye ayrılan THY Teknik A.Ş. çalışanlarına huzurlu ve sağlıklı bir yaşam diliyoruz. THY Teknik A.Ş. ailesi bayramlaştı THY Teknik A.Ş. ailesi, Kurban Bayramı dolayısıyla bayram öncesinde II. hangarda bir araya gelerek bayramlaştı. Bayramlaşma törenine THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Genel Müdür Yardımcısı Fazıl Çiftçi, Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz, Genel Müdür Yardımcısı Vekili Hüseyin Sağlam, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Çalışanlarla tek tek bayramlaşan Demir, “Kurban Bayramı’nın, THY Teknik A.Ş. çalışanlarına, ailelerine ve ülkemize huzur getirmesini dilerim. Bayramlaşma kardeşliğe, birlik ve beraberliğimize vesile olsun” dedi. Hava Harp Okulu’ndan THY Teknik ziyareti Hava Harp Okulu Komutanlığı bünyesinde yer alan Havacılık ve Uzay Teknolojileri Enstitüsü’nde 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında eğitime başlayacak olan öğrenciler ve hocalardan oluşan 20 kişilik grup THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Grup önce Motor Atölyesi ve İniş Takımları Atölyesi’ni, daha sonra da hangarları gezdi. Mühendislik öğrencilerinden oluşan Hava Harp Okulu grubuna gezi sırasında THY Teknik A.Ş.’nin bakım kabiliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Gezide, Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde, her alanda olduğu gibi havacılık sektöründe de gelinen noktada ve gelecek projelerin hayata geçirilmesi ile bölgesinde ve dünyada önemli bir güç olacağına vurgu yapıldı. Kosovalı acenteler İstanbul’a geldi Türk Hava Yolları Priştine Müdürlüğü, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında, Nevşehir’i ve İstanbul’u içeren bir fam trip düzenledi. Kosova’nın en büyük seyahat acentelerinin üst düzey yetkililerinden oluşan bir grup, Nevşehir’de geçirdiği iki günde balon turuna çıktıktan; Derinkuyu Yeraltı Şehri, Devret Vadisi, Avanos, Göreme Açık Hava Müzesi, Halı Fabrikası ve Hacıbektaş gibi bölgenin turistik yerlerini ziyaret ettikten son anahmet Camii’ni gezen konuklar, bir sonraki gün Türk Hava Yolları Uçuş İşletme Başkanlığı’nın ve Turkish Do&Co’nun ardından THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. hakkında detaylı bilgi verilen gruba, daha sonra atölyeler ve hangarlar gezdirildi. Gezi sonrasında, dünyada önemli bir konumda olan Türkiye’nin, havacılık, bakım onarım ve modifikasyon anlamında da çok önemli bir yerde olduğunu gördüklerini ifade eden yetkililer, kendilerine gösterilen misafirperverlikten dolayı çok mutlu olduklarını dile getirdi ve teşekkür etti. 05 06 TEKNİK’TEN HABERLER Yenilikçi Düşünme ve İnovasyon Semineri yapıldı Sivil Havacılık Mühendisleri Derneği (SHMD) tarafından düzenlenen ‘Yenilikçi Düşünme ve İnovasyon Semineri’, THY Teknik A.Ş. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda yapıldı. Değişime ayak uydurmayı değil, değişimi yönetmeyi hedefleyenler için önemli bir kavram olan inovasyon hakkında bilgi ve fikir üretmenin inceliklerinin anlatıldığı seminerde, inovasyonun nasıl yapıldığı, türleri ve fikir üretme yolları hakkında bilgi verildi. THY Teknik A.Ş. TRT Haber’de TRT Haber, THY Teknik A.Ş. markasının tanıtımı amacıyla, kurumun farklı birimlerinde ekim ayında röportajlar gerçekleştirdi. Bu röportajlara TRT Haber’in 23 Ekim 2013 tarihli arşivlerinden ulaşabilirsiniz. THY HABOM A.Ş.’de ilk bayramlaşma THY HABOM A.Ş.’de ilk bayramlaşma töreni Kurban Bayramı’nda yapıldı. Törene, THY HABOM A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Can Şaşmaz, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. HABOM’un Dar Gövde Hangarı’nda gerçekleştirilen bu ilk bayramlaşma töreni oldukça coşkulu geçti. Teknisyenler THY Teknik A.Ş.’de oryantasyona katıldı Türk Hava Yolları Hat Bakım Başkanlığı’nda işe başlayan teknisyenler, kurumu ve iştirak şirketlerini yakından tanımak amacı ile düzenlenen oryantasyon kapsamında THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Teknisyenler, Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda yapılan sunumun ardından hangar ve atölyeleri gezdi. Duvarlarda ve hangarlarda yapılan çalışmaların çok farklı olduğunu, duygusal temaların işlendiğini söyleyen teknisyenlere, Medya, Reklam ve Halkla İlişkiler’in ele aldığı bu görsellerin, iş güvenliği ile ilgili sıradışı, farkındalık yaratan çalışmalar olduğu ve bunların olumlu sonuçlarının alındığı bilgisi verildi. Barselonalı acente yetkileri İstanbul’daydı THY Teknik’ten Erzincan Üniversitesi’ne destek MNG Havayolları’nın uzun yıllar kargo uçağı olarak kullandığı, daha sonra Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ‘ground ettiği’ ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) hibe edilen F27-600 tipi bir uçağın, Erzincan Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu’na verilmesi kararı alındı. Bunun üzerine harekete geçen THY Teknik A.Ş. Esenboğa Uçak Müdürlüğü, uçağı park yerinden hangara alarak, bir hafta gibi kısa bir sürede ana hatları ile parçalarına ayırdı ve Erzincan Üniversitesi Yerleşkesi’nde yeniden monte etti. Uçağın tüm gövdesi Türk Hava Yolları uçakları gibi boyanırken, uçağın üzerinde Ulaştırma Bakanlığı, DHMİ, Erzincan Üniversitesi ve THY Teknik A.Ş. logolarına yer verildi. Barselona’da hizmet veren acente yetkilileri, Türk Hava Yolları Barselona Müdürlüğü tarafından düzenlenen fam trip organizasyonu kapsamında THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Tesisleri gezen konuklar, uçak bakım faaliyetlerini ve sunulan hizmetleri yakından görme imkânı buldu. Etkinlik ajans temsilcilerinden ziyaret Türkiye’de hizmet veren etkinlik ajans temsilcilerinden oluşan yaklaşık 30 kişilik grup, Türk Hava Yolları’nın davetlisi olarak, Türk Hava Yolları iştiraklerini ve THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Motor, İniş Takımları ve APU atölyelerinin yanı sıra hangarları gezen gruba, THY Teknik A.Ş.’nin kabiliyetleri hakkında bilgi verildi. 07 08 TEKNİK’TEN HABERLER İsrailli temsilciler THY Teknik A.Ş.’yi gezdi Dünyanın önemli şirketlerinin üst düzey temsilcilerinden oluşan toplam 35 kişilik bir grup, Türk Hava Yolları Tel Aviv Müdürlüğü tarafından organize edilen fam trip kapsamında, 1024 Ekim tarihleri arasında İstanbul’daydı. Önce Uçuş İşletme Başkanlığı’ndaki simülatörleri ve Turkish Do&Co’yu gezen konuklar, daha sonra THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. atölye ve hangarlarını gezen gruba, firmanın kabiliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Sosyal medya ajanslarından THY Teknik A.Ş. ziyareti Sosyal medya ajans temsilcilerden oluşan bir grup, THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Kendilerine önce kısa bir sunum yapılan ziyaretçiler, daha sonra atölye ve hangarları gezerek bakım faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Grup üyeleri, bakım, onarım ve modifikasyon hizmetlerinin önemli temsilcilerinden olan THY Teknik A.Ş.’yi yakından tanımaktan dolayı son derece mutlu olduklarını dile getirdi. Sivil Havacılık Mühendisleri Derneği brunch’ta bir araya geldi Meslektaşların birbirini yakından tanıması ve dostluk bağlarını güçlendirmesi amacıyla Sivil Havacılık Mühendisleri Derneği (SHMD) tarafından organize edilen brunch, 5 Ekim Cumartesi günü Kadıköy Moda’da gerçekleştirildi. SHMD üyelerini ve ailelerini bir araya getiren etkinlik geç saatlere kadar sürdü. Kurulduğu 1976 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden SHMD, sivil havacılık sektöründe faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda çalışan mühendislerin, sosyal, kültürel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlamayı ve ülkemizde sivil havacılığı daha da geliştirmeyi amaçlıyor. HABOM Kaf etery a HABOM’DA SON DURUM HABOM Projesi’nin ilk fazına ait binaların (Dar Gövde Hangarı, Güvenlik Binası, Kimyasal Depo, Otopark Binası ve Sosyal Bina) işletmeye açılması için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne yetki başvurusunda bulunulması sonrasında yetkili kişiler tarafından yapılan denetlemeler olumlu şekilde sonuçlandı. Hazır halde bulunan Dar Gövde Hangar Binası’na gerekli atölyeler ve ofisler yerleştirilmiş durumda. Dar Gövde Hangarı, kasım ayında tamamen faaliyete geçecek. Sosyal Merkez, Güvenlik-Giyinme-Eğitim Binası ve Otopark binası tamamen kullanıma hazır durumda. Geniş Gövde Hangarı’nda ince işler ve CTI firmasının vinç ve tele platform montaj çalışmaları halen devam ediyor. Atölye Binası’nın çatı katında yer alan spor kompleksinin kullanıma hazır hale gelmesi için sadece kapalı spor salonunun çatı kaplamalarının tamamlanması gerekiyor. övde Ha n gar ı- At So sya ö l Bina - Gir iş e E im ğ it a B in f sı - SI nI Da öv rG D ar G ly d e H a n g a rı - A n n eks Of is i Eğ i t i m Bi n ası - A m fi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün ekim ayı içerisinde HABOM’da gerçekleştirdiği denetleme olumlu şekilde sonuçlandı. Artık detaylar üzerinde çalışılan HABOM’da Dar Gövde Hangarı kasım ayında tamamen faaliyete geçecek. 09 10 EĞİTİM Ankara’da eğitimli günler Ankara Esenboğa Havalimanı’ndaki THY Teknik A.Ş. hangarında görev yapan personele ‘Şirket Prosedürleri’ ve ‘İnsan Faktörleri’ derslerinin tekrar eğitimleri verildi. Aynı hangarda yeni işbaşı yapan taşeron firma çalışanları ise ‘EASA Part 145 Başlangıç Eğitimi’ aldı. Fatih Aydemir artık HABOM’da 2005 yılından bu yana Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapan Fatih Aydemir, HABOM A.Ş.’de Part 145’den Sorumlu Eğitim Müdürü olmak üzere, THY Teknik A.Ş.’deki görevinden ayrıldı. Düzenlenen veda programında, Eğitim Müdürlüğü tarafından verilen hediyeyi en kıdemli öğretmen olan İlhan Hoca’dan alan Aydemir, gösterdiği samimi ve öğretici yaklaşımdan dolayı THY Teknik A.Ş. ailesine teşekkür etti. Fatih Aydemir’e yeni görevinde başarılar diliyoruz. Yeni bir eğitim Airbus ve Boeing firmalarının geliştirdiği Airn@v (Airbus), Maintenance Tool Box doküman sistemlerinin genel tanıtımı temeli üzerine kurulu olan eğitim şu konuları içeriyor: • Uçak bakımlarında on-wing personelin kullandığı AMM (Aircraft Maintenance Manual) dokümanının genel özellikleri; chapter ve page block bilgilendirme; temel task card iş akış işlem adımlarının öğretilmesi, • AIPC (Aircraft Illustrated Parts Catalog) dokümanının kullanımı, uçak efektivitesine göre uçak parçalarının siparişi ve muadillik gibi özelliklerinin öğretilmesi, • TSM (Trouble Shooting Manuel) ve FIM (Fault Isolation Manuel) dokümanlarının kullanım özellikleri ve uçakta meydana gelen arızaların tespiti ve çözülmesi için takip edilecek işlem adımları, • Uçaklarda B2 personelin kullandığı ASM (Aircraft Schematic Manual) ve SSM (System Schematic Manual), • WDM (Wiring Diagram Manual ), WDL (Wiring Diagram List), ESPM (Electrical Standard Practices Manual) ve SWPM (Standard Wiring Practices Manual) dokümanlarının genel tanıtımı, • Uçakların yapısal tamirlerinin referans dokümanı olan SRM’in (Structural Repair Manual) genel tanıtımı, • MEL (Minimum Equipment List) dokümanının genel tanıtımı. SÜREKLİ GELİŞİM Çalıştay 1310 Boya Atölyesi’ne gelen plansız talepler ile ilgili işlemlerin teslim sürelerinde iyileştirme yapılması amacı ile oluşturulan ekip ile birlikte bir iyileştirme çalışması gerçekleştirildi. Çalışma sonunda yazılan iyileştirme fırsatlarının 90 gün içinde kapatılmasına ve teslim süresinde beklenen iyileştirme oranının yüzde 10 olmasına karar verildi. Çalıştay Ekibi: M. Serhat Öztop (KIBM), Muhammet F. Kahraman (Mühendislik Başkanlığı), Yüksel Bozkurt (Süreç Geliştirme), Rıdvan Sarıca (YBM), Haldun Halis (TGPM), Turgay Hayrullah (YBM), Aydın Yöndem (KIBM). Yalın yayılım şampiyonları toplandı Yalın Bakım Sistemi’nin gelişimi ve yayılımında rol üstlenecek, tüm müdürlüklerden seçilen asil ve yedek yayılım şampiyonları ilk toplantılarını gerçekleştirdi. Katılımcılara, önce Yalın Bakım Sistemi tanıtıldı, daha sonra ise yayılımın nasıl gerçekleştirileceği; görev ve sorumlulukların nasıl paylaşılacağı hakkında bilgi verildi. Öneri Sistemi THY Teknik A.Ş.’nin ana kaynağı olan çalışanların, gerçekleştirdikleri işlemleri daha verimli uygulamak amacı ile verdikleri fikirlerden oluşan ‘Öneri Sistemi’ prosedürü (MPM 0.4) revize edilerek yeni bir sisteme geçiş sağlandı. Revize edilen bu prosedür halen gözden geçiriliyor. Bu yeni sistemde, verilen her öneri için sistem tarafından kredi atanacak. Bunun sonucunda, kabul edilen krediler için 3, kabul edilmeyenler için ise 1 kredi verilecek. 2013 yılının önerilerinin de kredi verilerek değerlendirileceği sistemde, kredi karşılığı kazanılan hediyeler Mart 2014’te anons edilecek ve hediye kataloğu kullanılarak dağıtılacak. Sürekli gelişim araçları • 5S (Sınıflandırma, düzenleme, tertip, standartlaştırma, disiplin) • VSM (Value Stream Mapping / Değer Akışı Haritalama) • 3P (Preparation, Production, Process / Hazırlık, Üretim, Süreç) • Standart işlem (AIW: Accelerated Improvement Workshop / Hızlandırılmış İyileştirme Çalışması) • Hazırlık süresi azaltımı (AIW: Accelerated Improvement Workshop / Hızlandırılmış İyileştirme Çalışması) • Müşteri geri bildirim analizi • TPM (Total Productive Maintenance / Toplam Verimli Bakım) • Kök neden analizi • Kıyaslama • Tekrarlı işlemler için veri toplama ve analiz • Süreç yönetimi ve sertifikasyonu 11 12 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MAKINE ATÖLYELERINDE ÇALIŞANLAR IÇIN GENEL IŞ GÜVENLIĞI KURALLARI İşyerinin temiz ve düzenli tutulması 1 Genel iş güvenliği kuralları • Yapacağınız işe uygun iş elbisesi giymeniz gerektiğini unutmayın. • Daima size sağlanmış olan güvenlik araçlarını kullanın. • Araç ve gereçlerdeki herhangi bir arızayı derhal amirinize bildirin. • İşyerinde asla koşmayın. • İnsanların takılarak düşmesine yol açabilecek cisimleri ayakaltında tutmayın. • İşyerinin döşemesi üzerinde sıvı veya katı yağ döküntülerinin olmamasına dikkat edin. Kaygan zemin son derece tehlikelidir. • Dökülen sıvı veya katı yağ ya da kimyasal maddeler dökülür dökülmez temizleyin. • Makine, mengene ve raflardan dışarıya uzanan metal çubuk ve parçalara dikkat edin. • Araç gereçleri kullandıktan sonra mutlaka yerlerine kaldırın. 2 Tezgâhlar Kaldırma araçları 3 • Yetkiniz olmadan bir kaldırma aracını kullanmayın. Durumun aciliyeti varsa, yetkisi olan birinden yardım alın. • Kaldırma araçları, üzerlerinde açık bir şekilde yazılı olan azami miktarda yükü kaldırabilir. Taşınabilir yük sınırını kesinlikle aşmayın. • Makine, zincir ve iplerin, gözle görülen arızaları bulunmadığından ve kaldırabilecek yüke göre doğru olarak konumlandırıldıklarından emin olmak için kontrol etmeyi ihmal etmeyin. • Kaldırma araçları kullanılırken yüklerin altında yürümeyin. • Bir makineyi yalnız başınıza kullanabilmenizi sağlayacak şekilde eğitilmediğiniz sürece kesinlikle kullanmayın. • Kullandığınız bir makinenin en çabuk şekilde nasıl durdurulacağını bildiğinizden emin olun. Durdurma düğmesinin yerini öğrenin. • Bir makineyi çalıştırmaya başlamadan önce, makinenin koruyucu siperlerinin yerinde olup olmadığını kontrol edin. Onların sizin güvenliğiniz için oraya konduğunu unutmayın. • Kullandığınız makineyi işiniz bitince mutlaka temizleyin. Asla çalışan makineyi temizlemeye kalkışmayın. • Tezgâh üzerindeki metal talaşları temizlerken bir fırça veya talaş toplama çengeli kullanın. Onlara elle dokunmayın. Elinizi kesebilirsiniz. • Tezgâhlar veya diğer elektrikli araçlar ana elektrik şebekesine bağlıdır. Bir arıza meydana gelirse hemen makineyi durdurun ve amirinize haber verin. 4 Kendinizi veya çalışma arkadaşlarınızı iş kazalarından uzak tutabilmek için çevrenizdeki tehlikeleri ve onlardan nasıl uzak duracağınızı bilmeniz gerekir. Bu nedenle iş güvenliği kurallarını ve güvenlik teçhizatını kullanmayı mutlaka öğrenin. Basınçlı hava 5 • Zaman zaman kullandığınız araçların aksamını temizlemek için basınçlı hava kullanıyor olabilirsiniz; basınçlı havayı insanlardan uzak tutmaya dikkat edin. • Basınçlı hava kullanırken daima koruyucu gözlük takın. • Yüksek basınçlı hava akımı çok tehlikelidir, gerektiği gibi kullanılmazsa ciddi yaralanmalara veya ölümlere sebep olabilir. Bu nedenle dikkatli kullanın. Mekanik atölyelerde kişisel koruyucu donanımlar • Makine atölyelerinde çalışırken uygun iş giysileri giyilmesi gerektiğini, gevşek veya yırtık giysilerin bir makineye kolay şekilde kaptırılabileceğini asla unutmayın. Üzerinize tam olarak oturan iş elbiseleri giyin. • Önünüzü, ceplerinizi, yakalarınızı ve kollarınızı düğmeleyin; saat ve yüzüklerinizi çıkartın. • Uç tarafı takviyeli iş emniyet ayakkabısı; kalın, kaymayan tabanlı ve sağlam üst kısma sahip olan ayakkabılar giyin. Ayakkabılarınızı, gevşek kalan herhangi bir ucu dışarıya taşmayacak şekilde bağlayın. • Uçan parçacıklara karşı yeterli koruma sağlanamayan durumlarda koruyucu iş güvenliği gözlüklerinizi takın. • Düşme tehlikesi olan cisimlerin bulunduğu bir alanda veya tehlike olacak bir ortamda çalışıyorsanız koruyucu kep giyin. • Gürültü düzeyinin 85 desibeli aştığı alan ve makinelerde mutlaka kulak koruyucusu kullanın. • Çok tozlu bir atmosferde veya boya, yağ vb. püskürtmesinin kullanıldığı yerlerde çalışmanız gerekiyorsa, uygun bir filtre ile birlikte bir yüz maskesi takın. • Sıcak parçaları, sac gibi sivri malzemeleri ve tehlikeli kimyasal maddeleri taşırken daima işe uygun koruyucu eldiven kullanın. Matkap’ta çalışırken asla eldiven kullanmayın. 7 El aletleri • Hiçbir zaman arızalı araç kullanmayın. Özellikle gevşek başlıklı çekiçler çok tehlikelidir. • Başları çok çapaklanmış keskilere dikkat edin; ellerinize zarar verebilir. • Sapsız bir eğeyi kesinlikle kullanmayın. Daima sapının eğeye iyi oturmuş ve hasarsız olmasına dikkat edin. 6 Yangında yapılması gerekenler • Yangın çıkması halinde derhal arkadaşlarınıza, amirlerinize ve yangın ihbar butonunu kullanarak itfaiyeye (Dah: 27777) haber verin. Etrafınızdaki kişileri uyarın. • Parlayıcı-patlayıcı özelliği olan maddeleri ve teçhizatları yangın yerinden uzaklaştırın. • Hava akımını önlemek için yangın kapılarını ve pencereleri kapatın; vantilatörleri durdurun. • İtfaiye teşkilatı yangın yerine ulaşana kadar taşınabilir yangın söndürücülerle yangını söndürmeye çalışın. • Eğer bir yağ çeşidi veya magnezyum gibi bir metal yanıyorsa ya da elektrikle bağlantılı bir yangın varsa, patlamaya yol açabileceği için su kullanmaktan kaçının. Bu tür yangınlar için karbondioksitli söndürücüler kullanın. • Eğer giysileriniz tutuşursa, hemen yere yatıp yuvarlanın. Eğer yakınlarda bir battaniye veya benzeri bir kumaş parçası varsa, buna sarınarak tutuşan bölgeyi söndürmeye çalışın. 8 13 14 HAVACILIK DÜNYASINDAN İlk Hercules’in modifikasyonu tamamlandı İsrail Havacılık ve Uzay Sanayi (IAI) firması, İsrail Hava Kuvvetleri’nin C-130H tipi Hercules uçağı için yaptığı kablolama sistemi ve wingbox değişimini kapsayan kapsamlı yenileme/ modifikasyon işlemini tamamlayarak uçağı teslim etti. İsrail Hava Kuvvetleri, iki yıl önce, bir yaşam uzatma programının bir parçası olarak, C-130H tipi uçakların bir dizi merkez wingbox bölümünün değişimi işinde IAI’ı seçmişti. IAI, ilk yenileme/modifikasyon işlemini tamamlayarak uçağı hizmete sundu. Kısa bir süre önce ikinci bir örnek üzerinde çalışmaya başlayan firma, kanat alt merkez bölgesinde yapılan değişim ile beraber planlanan bakım süresi kısaldı ve uçağın kablolama sistemi ve dokümantasyonu uluslararası standartlara uygun hale getirildi. Hava Kuvvetleri test pilotları, modifikasyondan sonra uçağı geniş bir uçuş test modu yelpazesinden geçirerek birçok test uçuşu gerçekleştirdi. Bu uçuşlar sonucunda pilotlar, işçilik kalitesinden ve uçağın genel performansından son derece memnun olduğunu dile getirdi. Kaynak: Flight Global HAECO, TIMCO’yu satın alıyor Hong Kong Aircraft Engineering Co. (HAECO), TIMCO Aviation’ı 388,8 milyon dolara satın alacağını duyurdu. Satın alma sürecinin, hukuki koşulların ve düzenlemelere uygunluğun sağlanması sonrasında, 2014’ün ilk çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. Bu satın alma ile Kuzey Amerika MRO marketine girecek olan HAECO, hem kabin içi üretim hem de diğer bakım kabiliyetlerini artırmış olacak. Bu, aynı zamanda HAECO’nun kabin içi mühendislik hizmetlerine son yıllarda verdiği önemi ortaya koyan da bir gelişme. komponent bakımına kadar tüm alanlarda servis hizmeti verebilecek. TIMCO CEO’su Kevin Carter, konu ile ilgili olarak, müşterilerine daha kapsamlı ürün ve hizmet sunacaklarını, aynı zamanda kabin içi mühendislik ve üretim bakımından global anlamda yeni fırsatları daha iyi yakalayacaklarını belirtti. TIMCO Başkan Yardımcısı Kip Blakely ise TIMCO’nun bu anlaşma sayesinde Asya-Pasifik’te daha önce tek başına başaramadığı alanlarda büyüme olanağı kazanacağını ifade etti. Böylece dar gövde ve bölgesel uçak servis alanlarında hizmet yelpazesini genişletecek olan HAECO, ayrıca teknik kabiliyetlerini daha da geliştirerek, işgücünü artırabilecek ve kabin içi hizmetlerde, tasarımdan sertifikasyona, üretimden Satın alma süreci tamamlanınca TIMCO’nun adında ve üst yönetiminde herhangi bir değişiklik olmayacak. Kaynak: Aviation Week Boeing 787-9 üretimini artıracağını açıkladı Boeing, 3. çeyrek finansal durum raporunun açıklanması sırasında, talep artışından dolayı Boeing 787-9 Dreamliner üretimini 2016 yılında ayda 12 uçağa çıkaracağının duyurusunu da yaptı. Rapora göre Boeing, 22 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre 2 milyar dolar daha fazla kazanmış durumda. 3. çeyrekte 170 ticari uçak siparişi alan Boeing’in bu siparişlerinin 23’ünü oluşturan 787, ilk iki sırada yer alan 777 ve 737’den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Raporun açıklaması sırasında yaptığı konuşmada, güçlü operasyonel performansın daha yüksek kazanç, ciro ve nakit akışı sağladığını, bunun da hissedarlara daha büyük getiri olarak döndüğünü ifade eden Boeing CEO’su Jim McNerney, 3. çeyrekte 787-9’un ilk uçuşunu tamamladığını, 170 uçağı teslim ettiklerini ve 7 milyar dolarlık sipariş aldıklarını belirtti. Boeing 787, 2013 başında lityum iyon batarya sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle havalanamama sorunu yaşamasına rağmen, havayolu şirketleri 787 siparişi vermeye devam ediyor. En son Norveç havayolları iki adet 787 uçağında fren ve kokpite oksijen sağlayan destek sistemlerinde sorun olduğunu, Air India da havalanmaya hazırlanan Boeing 787 uçağının gövdesinden bir parça düştüğünü açıklamıştı. Bu olaylarda hiç bir yolcu zarar görmezken, Boeing, yaşanan sorunların sebebini araştırmaya devam ediyor. Konuşmasında, gündemde olan bu konuya da değinen McNerney, şu anda bir numaralı önceliklerinin, yaşanan bu sorunların giderilmesi olduğunun altını çizdi. Boeing, bütün bu olumsuzluklara rağmen, 90 adet kesinleşmiş sipariş ile 787 ailesine gelen yüksek talep nedeniyle Boeing 787-10 programına başladığını da duyurdu. Kaynak: Aviation Today 15 16 HAVACILIK DÜNYASINDAN Dünya genelinde 28 bin teknisyen açığı var CFM Leap-1B motorların montaj test aşaması devam ediyor CFM International, üçüncü versiyon Leap Serisi turbofan motor ailesinin montaj çalışmalarına başladı. Bu yeni versiyonun ilk test sonuçları şirket yetkilileri tarafından heyecan ile karşılandı. Boeing 737 Max’in ilk Leap-1B montajı ise kasım ayının sonlarında başlayacak. CFM International, Leap motorunun Airbus A320neo ve Comac C919m sürümünü testlerine başladı. Leap-1B testlerinin de Haziran 2014’te başlaması planlanıyor. CFM International Başkan Yardımcısı Chaker Chahrour, konu ile ilgili olarak, “Motorun çok düzgün bir şekilde çalıştığını söylemekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu motor çalışmak istiyor” dedi. CFM International, Boeing 737 Max ve C919 için özel motor sağlayıcı olsa da, Leap Serisi motorlar, A320neo ailesi siparişleri için Pratt & Whitney PW1100G turbofan motorları ile kıyasıya bir mücadele verecek gibi görünüyor. Pratt & Whitney, PW1100G turbofan motorların uçuş testlerini en son geçen mayıs ayında gerçekleştirdi. Ancak havayolu şirketleri, her iki motorun test verilerini inceleyerek, her ikisine de şans tanıyacak gibi duruyor. CFM International, havayollarının, Leap-1A modelinin bugüne kadarki test sonuçlarının cesaret verici olduğunu bilmesini istiyor. Motorun mekanik açıdan kusursuz çalıştığını belirten Chahrour, testler sırasında herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını söylüyor. Kaynak: Flight Global Boeing’in kısa süre önce gerçekleştirdiği bir çalışma, dünya genelinde hâlâ çok ciddi sayıda teknisyene ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bu çalışmaya göre bu sayı 28 bin. Ancak daha gelişmiş komponentler içeren yeni teknolojilerin, birçok alanda daha az bakıma ve daha az teknisyen ihtiyacına neden olması bekleniyor. Bir başka deyişle, yeni nesil verimli uçakların yaygınlaşması ve daha çok bakım isteyen eski uçakların filolardan çıkması ile teknisyen ihtiyacının zamanla azalacağı öngörülüyor. Bugüne kadar kendi bölgeleri dışından bakım teknisyenleri temin eden gelişen pazarlar, yerel işgücü arasından kalifiye teknik personel yetiştirmek ve eğitmek için güçlü bir altyapı oluşturmak zorunda. Beklenen bu eksponansiyel talep artışını karşılamak için yenilikçi çözümler ve yeni dijital teknolojileri kullanarak, yeni nesillerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor. Havacılık personellerinin her geçen gün artan çeşitliliği, eğitmenlerin, kültürlerarası ve nesillerarası becerilere sahip olmasını gerektiriyor. Bölgelere göre teknisyen sayısı BölgeSayı Asya-Pasifik 215.300 Avrupa 108.200 K. Amerika 97.900 Ortadoğu 53.100 G. Amerika 47.600 Rusya ve CIS 18.000 Afrika 15.900 Toplam 556.000 Kaynak: MRO News Focus Başarılı ilk uçuşlar İki Pratt & Whitney PW1500G motoru ile güçlenen Bombardier C Serisi uçuş testi aracı FTV 1, 16 Eylül günü 130 dakikalık başarılı bir test uçuşu gerçekleştirerek 12.500 feet irtifaya ulaştı. Flap ve iniş takımları açılış-kapanış içeren testlere, test edilmeyi beklenen diğer beş CS100 tipi uçak da katılacak. 17 Eylül’de ise bir Boeing 787-9 tipi uçak, Rolls-Royce Trent 1000 motorları ile beş saatlik bir ilk uçuş gerçekleştirdi. 20.400 feet yüksekliğe ve 250 kilometre/saat hıza ulaşan uçak sorunsuz bir şekilde indi. Boeing 787-8’den altı metre daha uzun bir gövdesi bulunan uçak, aynı zamanda +40 koltuk ve 300 nm daha fazla götürebilme özelliklerine de sahip. Kaynak: MRO News Focus TEKNOLOJİ Otomobilini üç ayda robota çevirdi Uzay taksisi test uçuşunu gerçekleştirdi Önce arka tekerlekleri ayağı oldu, daha sonra kapıları kola dönüştü. Çömelip oturmuş şekilde duran bu robot neredeyse gerçek gibi... İngiliz sanatçı Hetain Patel, 1988 model Ford Fiesta marka otomobilini ‘Transformers’dan esinlenerek bir robota dönüştürdü. Patel’in üç aylık dönüştürme çalışmasına babası ve kardeşi de katıldı. Çizgi diziden sinemaya uyarlanan ‘Transformers’ serisinden etkilenen çalışma, Fransa’da bir galeride sergileniyor. Hint kökenli sanatçı çalışmasının sadece Hollywood’a bir gönderme olmadığını, göçmen olarak kimliğini yansıttığını, sınıf ve aile ilişkilerini ele aldığını ifade etti. Özel bir şirketin NASA ile ortaklaşa geliştirdiği uzay taksisi ‘Rüya Kapanı’, test uçuşunu ABD’nin Kaliforniya eyaletinde gerçekleştirdi. Helikopterle belli bir yüksekliğe çıkarılan araç, daha sonra bırakılarak piste süzülmesi sağlandı. Uçuş sırasında havada bir sorun yaşamayan ‘Rüya Kapanı’, inişte tek tekerleğinin açılmaması nedeniyle hasar gördü. Uzay taksisi, astronotları uluslararası uzay istasyonuna ulaştırma amacıyla tasarlandı. NASA ile işbirliği yapılarak üretilen ‘Rüya Kapanı’, geliştirilmekte olan üç araçtan yalnızca biri. NASA, 2017 yılında kadar uzay taksilerini işler hale getirmeyi planlıyor. NASA Kızıl Gezegen’den vazgeçmiyor NASA, Mars atmosferini inceleyecek ve Kızıl Gezegen’de su arayacak yeni uzay aracını basına tanıttı. Maven adı verilen araç, Mars’ın yörüngesine girerek Kızıl Gezegen’in atmosferini inceleyecek. Mars atmosferinde gerçekleştirilecek bu çalışma ile yeni bilgilere erişmeyi hedefleyen NASA yetkilileri, konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Maven’ın amacı, Mars atmosferinin geçmişini incelemek. Yaşanan iklim değişimlerini ve bunun Mars yüzeyine etkilerini öğrenmeyi amaçlıyoruz.” 18 Kasım’da Florida’dan uzaya gönderilecek olan Maven’ın 22 Eylül 2014’te Kızıl Gezegen’e ulaşması planlanıyor. 17 18 EMNİYET KÖŞESİ Uçak Motorunda Alev Uzaması MEDA Araştırması MEDA Konusu MEDA Rapor No Olay Tarihi Olay Referansı : Uçak Motorunda Alev Uzaması : 13035 : 07.05.2013 : 2013FB088 (Müşteri Bildirimi) 07.05.2013 saat 18.30’da bakımda olan uçağın yeşil hidrolik sistem filtresinin popout indikatörünün atık olduğu tespit edilmiştir. Kart gereği, indikatöre basılıp motorun kuru çalıştırılması gerekmektedir. (Dry Motoring) Dışarıda bulunan personel, kulaklıktan uçağın sol motorunda yangın olduğunu ifade etmiştir. Motoru çalıştıran personel panikleyerek tüm sistemi kapatmıştır. Alev uzaması olan motora, bakım ekibi tarafından iki adet 10 kilogramlık CO2 ve olay yerine gelen itfaiye ekibi tarafından da iki adet 10 kilogramlık CO2 ve 1 adet 50 kilogramlık FOAM uygulanmıştır. Motorun kuru çalıştırılması işlemi başlatılarak, manuel start’a başlanılmış, pedestalda yer alan ignition nub’ın IGV start’ta olduğu fark edilmiş ve crank’a alınmıştır. Dışarda bulunan personel itfaiyeye motorda yangın olduğunu bildirmiştir. Uygulanan FOAM, uçak motorunda korozif etki yapan kirlilik oluşturmuştur. Section IV - Contributing Factor Checklist A.7. Information not used Standart uçak motor bilgisi (AMM, vs.) kullanılmaması. H.6. Work process/ procedure Acil durumda müdahale ile ilgili karmaşıklık yaşanması. E.1. Technical skills Teknik yetersizlik sonucunda panik yaşanması. E.2. Task knowledge Motorun kuru çalıştırılması ile ilgili bilgi eksikliği. Section III Maintenance System Failure Section II Event 6.e. Fire/ smoke 2. Aircraft Damage Event Cost: 200.000 TL E.7. Teamwork skills Ekipler arasında iletişim eksikliği. F.13. Situation awareness Duman kaynaklı yaşanan panik. B.6. Inappropriate for the task Alev uzamasına ilk olarak bakım ekibi tarafından CO2 gazlı yangın söndürücü tüp ile müdahale edilmiş, durumun itfaiyeye yangın olarak bildirilmesi sonrasında, itfaiye önce CO2 gazı, daha sonra da köpüklü yangın söndürücü tüp ile alev uzamasına müdahale etmiştir. J.4. Between maintenance crew and lead Acil durumda lidere haber verilmemesi. 3. WHY 2. WHY 1. WHY EVENT 19 20 ÖZEL RÖPORTAJ THY Teknik A.Ş.-ULS Airlines Cargo Köklü ve güçlü işbirliği Sektörün deneyimli isimlerinden ULS Airlines Cargo Teknik Başkanı Hasan Keser, A310 uçaklarının tüm C bakımlarının THY Teknik A.Ş. tarafından yapıldığını, ayrıca iki şirket arasında bir komponent destek anlaşması olduğunu ve şu ana kadar bu anlaşmanın sağladığı artılardan memnun olduklarını belirtiyor. T ürk havacılık sektöründe son yıllarda yaşanan hızlı büyümenin bakım-onarım anlamında da karşılığını bulduğunu dile getiren belirten ULS Airlines Cargo Teknik Başkanı Hasan Keser, THY Teknik A.Ş. ile sıkı bir işbirliği içinde olduklarını ve HABOM’un faaliyete geçmesinden sonra bunun daha da güçleneceğini belirtiyor. Kendinizden ve havacılık sektöründeki geçmişinizden bahsedebilir misiniz bize? İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nden mezunum. Okul sonrası hemen askere gittim. Daha sonra, Kasım 1987’de, THY Teknik A.Ş.’de çalışmaya başladım. Yaklaşık dokuz yıl burada çalıştıktan sonra Mayıs 1996’da ayrıldım. Sırasıyla, Air Alfa, Fly Air, Saga Hava Yolları ve Best Air’de görev yaptım. Dört yıldır da ULS Airlines Cargo’da çalışıyorum. Bu şirketlerin çoğunda kalite müdürü olarak görev yaptım. ULS Airlines Cargo’da da aynı unvanla çalışmaya başladım. Ancak iki yıldır teknik başkan unvanı ile görev yapıyorum. ULS Airlines Cargo’yu tanıyabilir miyiz? 2004 yılında kurulan ULS Airlines Cargo, satın aldığı Kuzu Kargo’dan beş adet A300 B4 tipi uçak devralarak çalışmalarına başlamış. Daha sonra filosunu Emirates Hava Yolları’ndan satın aldığı üç adet A310 ile güçlendirmiş. Şu anda üçü A300-B4 ve üçü A310-300 olmak üzere toplam yedi adet kargo uçağından oluşan bir filoya sahibiz. Toplam taşıma kapasitemiz ise 300 ton. Geçtiğimiz aylarda aldığımız bir kararla, filomuzdaki A300-B4 uçaklarının teknik bakımdan ömrünü doldurduğuna ve bu nedenle ‘ground’ edilmelerine karar verdik. Hatta bu uçaklarımızdan birini kısa bir süre sonra parçalayacak ve motorlarını sökeceğiz. Şu anda aktif olarak kullandığımız üç adet A310 uçağımızdan biri THY Kargo adına seferler gerçekleşti- riyor. Diğer ikisi ise Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan, ağırlıklı olarak Estonya’nın başkenti Tallinn’e ve Libya’ya uçuyor. Uçakların sefer yapmadığı ya da bakımda olmadığı dönemlerde, bunların yanı sıra yarış atı ya da gösteri yunusları veya Çin’den çeşitli mallar da taşıyoruz. Teknik altyapınızdan bahsedebilir misiniz? Kaç kişilik bir ekibiniz var? Ben teknik başkan olarak doğrudan genel müdüre bağlıyım. Teknik Başkan Yardımcısı, Mühendislik Müdürlüğü, Bakım Müdürlüğü ve İkmal Müdürlüğü bölümlerinde bana destek olan dört yardımcı birim var. Teknik Başkanlık çatısı altında, şoföründen hizmetlisine, depo sorumlusundan teknisyenine yaklaşık 70 kişi çalışıyor. Ana üssümüz Atatürk Havalimanı. Bir başka deyişle, herhangi bir havalimanında teknik desteğe ihtiyaç olduğunda teknisyen arkadaşlarımız Atatürk Havalimanı’ndan hareket ediyor ve en kısa sürede ilgili yere ulaşıyor. Yalnızca bazı teknisyen arkadaşlarımız düzenli olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’na gidiyor. Türk havacılık sektörünü bakım-onarım anlamında nerede görüyorsunuz? Bunu sağlıklı şekilde değerlendirebilmek için sivil havacılık otoritesinin nereden nereye geldiğine bakmamız lazım. Otorite, eskiden bünyesinde sadece 10-15 mühendis bulundururken, bugün yüzün üzerinde mühendisle hizmet veriyor. Bu da otoritenin, denetleme, bilgilendirme, yetkilendirme gibi pek çok aşamada gelişmiş bir boyuta ulaştı. Örneğin ilkokul mezunu arkadaşlarımızın teknisyen olarak çalıştığı günleri hatırlıyorum. Şimdi ise çok daha eğitimli, altyapısı daha sağlam arkadaşlarımız teknisyen olarak görev yapıyor. Türkiye olarak çok önemli adımlar attık. Uçak sayısından, filo yapılarına son derece ciddi gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor sektörde. Teknik anlamda ilk zamanlar bu büyümeye karşılık vermekte zorlandık ama son yıllarda dengeyi yakaladık. Bunda sivil havacılık otoritesinin, gerekli kısıtlamaları getirmesi, yaptırımları uygulaması ciddi anlamda etkili oldu. Sonuç itibarıyla bazı eksiklikler yaşansa da gelinen noktayı tatminkâr buluyorum. ULS Airlines Cargo ile THY Teknik A.Ş. arasında nasıl bir işbirliği var? Uzun yıllardır THY Teknik A.Ş. ile birlikte çalışıyoruz. Hangi teknik bakım şirketi ile çalışacağımız konusunda hem Türkiye’den hem de yurtdışından çok sayıda firma ile görüştük, teklif aldık ve son kararımız THY Teknik A.Ş. oldu. Bugüne kadar A310 uçaklarımızın tüm C bakımları THY Teknik A.Ş. tarafından yapıldı. Bunun yanı sıra THY Teknik A.Ş. ile aramızda bir de komponent destek anlaşması var. Şu ana kadar bu anlaşmanın sağladığı artılardan da son derece memnunuz. Sektördeki herkes az çok birbirini tanıyor, bir hukuku var. Ancak bizim THY Teknik A.Ş. ile ilişkilerimiz farklı. Kendi adıma söylemem gerekirse, eski bir THY Teknik A.Ş. çalışanı olarak, diğer bakım şirketlerine gittiğim zamankinden daha farklı, daha rahat hissediyorum kendimi THY Teknik A.Ş.’de. Her iş ilişkisinde olduğu gibi ufak tefek anlaşmazlıklarımız oluyor tabii, ama aynı dili konuştuğumuz için onları da kısa sürede çözüyoruz. Sektörün deneyimli isimlerinden biri olarak HABOM hakkında ne düşünüyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda MyTechnic’e alternatif bir bakım merkezinin olması bizim adımıza sevindirici. Alternatif sahibi olmak, yoğun zamanlarda son derece faydalı oluyor. HABOM faaliyete geçince Sabiha Gökçen Havalimanı Hat Bakım İstasyonumuz için orada ofis ve depo alanları kiralayacağız. Bu konuda sözlü olarak olur aldık. İlerleyen günlerde bunu Destek ve Hizmet Anlaşması imzalayarak resmi boyuta da taşıyacağız. Türkiye olarak çok önemli adımlar attık. Uçak sayısından, filo yapılarına son derece ciddi gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor sektörde. Teknik anlamda ilk zamanlar bu büyümeye karşılık vermekte zorlandık ama son yıllarda dengeyi yakaladık. 21 22 BİREBİR Gezgin, fotoğrafçı ve taraftar Ersen Kuzu Dünyanın farklı yerlerini gezmeyi, farklı kültürleri tanımayı seven Airbus Bakım Planlama Teknisyeni Ersen Kuzu, aynı zamanda fotoğrafçılığa meraklı koyu bir Eskişehirspor taraftarı. New York Malezya’dan ABD’ye pek çok ülkeyi gezen Airbus Bakım Planlama Teknisyeni Ersen Kuzu, seyahat ettiği ülkelerin turistler tarafından pek bilinmeyen yerlerini keşfetmeyi seven bir modern zaman seyyahı. şıyordum. Her insanın bir kitap olduğunu düşünürüm. Gittiğim yerlerde de evlere bakar ve bu evlerde kimler, neler yaşadı diye hayal kurarım. Bir nevi o ‘kitaplar’ hakkında kafa yorarım. Bize kendinizden bahseder misiniz? İlk olarak hangi ülkeye gittiniz? Bugüne kadar nerelere seyahat ettiniz? 1983 yılında Eskişehir’de doğdum. Küçük yaşlardan beri havacılığa büyük bir ilgim vardı. Eskişehir Anadolu Teknik Lisesi’nde uçak elektroniği üzerine eğitim aldım. Hayalim pek çok genç gibi pilot olmaktı. Çok da yaklaştım aslında, ancak olmadı. Ben de bunun üzerine endüstriyel otomasyon okudum. Halen Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okuyorum. 2004 yılından bu yana THY Teknik A.Ş.’de çalışıyorum. Kabin İçi Bakım Müdürlüğü’nde Teknisyen olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık dört yıl bu unvanla çalıştıktan sonra askerliğimi yapmak üzere bir süre işten ayrıldım. Askerden dönünce aynı departmanda, aynı unvanla birkaç ay görev yaptım. Daha sonra ise Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nde Airbus Bakım Planlama Teknisyeni olarak çalışmaya başladım ve halen bu görevi sürdürüyorum. Seyahat etmeyi çok sevdiğinizi biliyoruz. Bu sevginiz neye dayanıyor? Kabin İçi Bakım Müdürlüğü’nde çalışırken oldukça iyi anlaştığım, seyahat etmeyi seven bir arkadaş grubum vardı. Buradaki arkadaşlarımla birlikte geziler planlıyor ve birlikte seyahatlere çıkıyorduk. Türk Hava Yolları çatısı altında çalışıyor olmamız da gezmek için iyi bir fırsat oldu tabii. Çocukluğumdan bu yana ailemle de çok sık seyahat ediyorum. Tanınmış yerlerden çok, pek bilinmeyen, insanların henüz keşfetmediği yerlere gitmeyi çok severdik. Arkadaşlarımla yaptığım seyahatlerde de aileden gelen bu yönümü korudum. Gittiğimiz yerlerde popüler mekânlar, yapılar yerine; kıyıda köşede kalmış, pek bilinmeyen ama bir özelliği, estetiği olan yerleri görmeye çalı- İlk olarak Makedonya’ya gittik. 2006 yılında gerçekleştirdiğimiz bu gezi sırasında bir otomobil kiraladık ve üç günde Makedonya’yı köy köy, kasaba kasaba gezdik. Daha sonra sırasıyla Azerbaycan’ı ve Ukrayna’yı gezdik. Bir sonraki gezimizde ise umreye gittik. Bu geziye annem ve babam da katıldı. Ardından Bosna-Hersek’e ve Çek Cumhuriyeti’ne gittik. Bu geziden sonra askerlik nedeniyle işten ayrıldım. Büyük bir şans eseri askerliğimi Belçika’nın başkenti Brüksel’de Avrupa Müttefik Kuvvetleri Başkomutanlığı’nda (SHAPE HQ) yaptım. Askerliğiniz sırasında da seyahat etme şansı buldunuz diyebiliriz herhalde? Kesinlikle. Klasik bir askerlik yaptığımı söyleyemem; sık sık izinlerimiz oluyordu. Bu izinlerimizde, bir arkadaşımla beraber çok ucuza satın aldığımız 1994 model bir otomobille seyahat ediyorduk. İlk olarak Paris’e gittik. Bu seyahat sırasında otobandan gitmeyi tercih etmeyerek, yol üzerindeki yerleşim yerlerini görme şansı da bulduk. Daha sonra Fransa’nın güneyini, İtalya’yı, Almanya’yı, Hollanda’yı ve Lüksemburg’u da gezdim. Genellikle arkadaşlarımla aynı zamanda izinli olmuyorduk. Bu nedenle bu seyahatlerin çoğuna ben yalnız çıktım. Kendimle baş başa kaldığım ve fotoğrafa olan ilgimin arttığı bir dönemdi aynı zamanda bu. İlk fotoğraf makinemi de o dönemde Brüksel’den satın aldım. Yurtdışında askerlik yapmak, hem yabancı dilimin gelişmesini hem de dünyayı gezmemi, görmemi sağladı. Bu nedenle askerliğin hayatımda önemli bir yeri var. Venedik Askerlik sonrasında nerelere gittiniz? Askerlik sonrası evlendim. O dönemde bir yıl kadar seyahate çıkmadım. Daha sonra eşimle birlikte gezmeye başladık. Önce Maldivler’e gittik. Daha sonra eşime doğum günü sürprizi yaptım ve 2011 yılında Venedik’e gittik. 2012 yılının kış aylarında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Capetown şehrine seyahat ettik. 10 günlük keyifli bir tatildi. Aynı yılın yaz aylarında ise ABD’ye gittik. İki hafta süresince New York’u ve kuzeyindeki eyaletleri, New England adı verilen bölgeyi gezdik. Bu seyahat sırasında, yıllardır çok merak ettiğim Niagara Şelalesi’ni görme şansımız da oldu. Gerçekten görülmeye değer bir yer. Geçtiğimiz yaz 20 günlük uzun bir Uzakdoğu seyahatine çıktık. Tayland’a gittik. Başkent Bangkok’un yanı sıra Puket, Phi Phi Adaları gibi turistik adaları da gezdik. Malezya’yı ve Singapur’u da gördük bu gezimizde. Eşim başlarda biraz büyük seyahat çantaları hazırlıyordu ama zaman içinde küçük seyahat çantaları hazırlamaya, yanına az eşya almaya alıştı. Yurtdışına yaptığımız gezilerin yanı sıra yurtiçinde gitmediğimiz şehir hemen hemen kalmadı. Türkiye’nin dört bir köşesinden lezzetleri tatmayı ve oralardaki kültürleri yakında tanımayı çok seviyoruz. Sizi en fazla etkileyen, unutamadığınız yer ya da ülke neresi? İstanbul-Kigali hattının açılışı için Ruanda’ya gitmiştik. O seyahat beni çok etkiledi. Ruanda 90’lı yıllarda çok kanlı bir iç savaş yaşamıştı. Hatta o dönemi anlatan ‘Hotel Ruanda’ filmini de daha önce izlemiştim. Soykırım Müzesi’ni ziyaret ettik. İnsanların iç savaş sırasında tüyler ürpertici acılar yaşadığını bir kere daha hatırladım. Bu seyahatlerde birbirinden farklı yemekler tatma şansı da bulmuşsunuzdur… Elbette. Capetown’ın tanınmış restoranlarından Ocean Basket’te yediğimiz balıklar ve deniz mahsulleri; ABD’de gittiğimiz Meksika restoranında yediğimiz ‘fajita’ gerçekten çok lezzetliydi. Daha sonra Türkiye’de denediğim fajitalarda aynı tadı bulamadım. Hayatta yediğim en lezzetli kuru fasulyeyi Makedonya’da yedim. Kuru fasulyeyi köfte ile birlikte servis ediyorlar orada. Gerçekten çok farklı ve çok leziz bir yemekti. Brüksel’de başlayan fotoğrafçılık hobinizden bahsedebilir misiniz? Brüksel’den satın aldığım Nikon D80 ile yaptım ilk çekimlerimi. Sadece Fran- Bangkok sızca ve Flemenkçe kullanma kılavuzu olduğu için makineyi biraz el yordamıyla çözdüğümü söyleyebilirim. Forumlardan okuduklarımın da faydası oldu. Hâlâ öğrenmeye, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Brüksel’den İstanbul’a dönünce, hafta sonları çekim yapmaya başladım. İlk adresim Tarihi Yarımada oldu. Daha sonra, fotoğrafçılıkla ilgilenen birkaç arkadaşımla beraber İstanbul içinde, küçük fotoğrafçılık gezilerine çıkmaya başladık. Ama daha sonra iş hayatının yoğunluğu nedeniyle düzenli olarak fotoğraf çekemedim. Artık fırsat buldukça fotoğraf çekmeye çıkıyorum. Özellikle fotoğrafını çekmeyi sevdiğiniz objeler ya da mekânlar var mı? İnsan fotoğrafları çekmeyi seviyorum aslında, ama genellikle çekilen kişinin haberi olmadan yakalayamadığım için bu alanda pek başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim. Klasik olarak bina ve doğa fotoğrafları çekmeyi de seviyorum. Sıkı bir Es-Es taraftarı Doğduğunuz şehir sizin ne kadar şansınız olabilir bilmiyorum, ama ben Eskişehir’de doğduğum için kendimi şanslı görüyorum. Bu şehrin en güzel taraflarından biri de ‘şehir takımı’ kültürüne sahip olması. Bu nedenle çocukluğumdan beri benim hayatımda Eskişehirspor vardı, halen de var. Bu durumu Eskişehirlilerin çoğunda görebilirsiniz. Ben İstanbul’da yaşamama rağmen, kulübe destek olmak amacıyla her yıl kombine kart satın alıyorum. Eskişehir’de yaşarken en az ayda bir defa maça giderdim. Şimdi de Eskişehirspor’un İstanbul’da yaptığı maçlara gidiyorum. Eşim de Eskişehirli ve haliyle o da Eskişehirspor taraftarı. 23 24 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ GÖNÜLLÜ BILDIRIM SISTEMI (GBS) G önüllü Bildirim Sistemi yazılımına, Ekim 2012’de Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü’nün, “Takibi e-mail, Excel dokümanı üzerinden yapılan personel geri bildirimlerinin yönetimini kolaylaştıracak web tabanlı bir uygulama” talebiyle başlandı. 2013’ün başlarında kullanıma sunulan projenin geliştirilmesine devam ediliyor. Gönüllü Bildirim Sistemi, THY Teknik A.Ş.’deki kalite ve emniyet standartlarına uymayan durumların, mevcut ve muhtemel tehlike ve risklerin geri bildirimler aracılığıyla takibini sağlıyor. Çeşitli yönetim kademelerince yürütülen sürecin çalışanlar ile paylaşımının, emniyet ve kaliteyi artıran geri bildirimlerin yapılmasını teşvik ederek, organizasyonel bir katılımla, gelişmiş bir GÖNÜLLÜ BILDIRIM SISTEMI AKIŞ SISTEMI GBS: Gönüllü Bildirim Sistemi EY: Emniyet Yönetim Personel GBS kullanarak bildirim yapma kararı alır Personel bildirim yapma yolunu seçer 1 2 Kutulardan / Elden / safety@thyteknik.com’dan bildirim yapar WEB’ten bildirim yapar EY Şefliği’nde değerlendirilir 3 EY Şefliği ilgili birime/ birimlere yönlendirir 4 İlgili birim/birimler cevabını EY Şefliği’ne WEB üzerinden verir H 5 6 İlgili birim/ birimler cevabı yeterli mi? İlgli birime aksiyonları tamamlaması için hatırlatma maili gönderilir 11 H İlgili aksiyonlar tamamlandı mı? Bildirim ile ilgili termin tarihi/tarihleri var mı? H 10 E 7 E Cevap/çözüm bildirimi yapan personele iletilir Açık olan bildirim kapatılır Termin tarihinde aksiyonlar tamamlandı mı? 8 E 12 13 İlgli birime termin tarihi ile ilgili hatırlatma maili gönderilir H 9 emniyet ve kalite kültürü oluşturması hedefleniyor. Kısaca aşağıda verilen GBS akış süreci, personelin GBS sitesi üzerinden gizli veya açık bildirimde bulunmasıyla başlıyor. İlgili personele, bildirimi takip edebilmesi için sistem tarafından oluşturulan bir referans kodu veriliyor. Bildirim ilgili birimlere yönlendirildiğinde, 10 gün içerisinde çözüm öneren bir aksiyon almaları için ilgili birimlerden sorumlu kişi ya da kişilere bilgilendirme maili gönderiliyor. Süre yeterli gelmediği takdirde, ilgili birimler alacakları aksiyonun limit süresini uzatabiliyor. İş akış sürecine hız katması amacıyla, limit süreyi geçen ya da tamamlanmasına bir aydan az süre kalan kapatılmamış her aksiyon için ilgili birimlerdeki sorumlu personellere her hafta hatırlatma maili gönderiliyor. Aksiyonları tamamlanmış bildirim kapatıldığında ise ilgili birimlere ve bildirimde bulunmuş personele, açık bildirimde bulunup kişisel bilgilerini paylaşmış ise, sürecin tamamlandığına dair mail gönderiliyor. Süreç boyunca personele geri bildirimleri ve ilgili birimlerce önerilen çözümleri değerlendirme imkânı da sunuluyor. Ayrıca sistem tarafından oluşturulan raporlama ve istatistikler, ilgili birimlerce tamamlanması gereken aksiyonların süresinin geçmesi olasılığını en aza indirmeyi amaçlıyor. Yusuf Atala Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü Hüseyin Çelik Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürü GBS, şirketimizde halihazırda kurulmuş olan online raporlama sisteminin daha etkin bir şekilde çalıştırılması ve takibi için yazılan, kullanımı son derece kolay, kullanıcı dostu bir yazılımdır. Bu yazılım sayesinde sistemden yapılan gönüllü bildirimlerin takibi için atılması gereken uyarı mesajları ve hazırlanması gereken raporlar artık otomatik olarak alınıyor. Böylece bir çalışanımızın bir yılda harcadığı 100 adam/günlük çalışma zamanı kazanılıyor. Şirketimizde, bu şekilde takip gerektiren diğer işlerde de aynı şekilde otomasyonun sağlanması ve kayıpların önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yusuf Soğukoğlu Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü Daha önce bir arkadaşımızın tam mesaisini alan Excel tabloları ile gönüllü bildirimlerin takibi ve yönetilmesi metodu GBS’nin hayata geçmesi ile bırakıldı. Yeni sistem, ciddi oranda adam/saat tasarrufu sağladı. Ayrıca verilerin birikmesi sonucunda ortaya çıkan karmaşıklık ortadan kalktı ve raporlama yapabildiğimiz, beklentilerimizin tamamını karşılayan bir sistem içerisinde çalışmaya başladık. Ali Gürler Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü GBS, gelen bildirimleri sistemde hemen görmemizi ve ilgili birimlere herhangi bir iletişim sorunu olmadan kolaylıkla iletmemizi ve bildirimin sonradan takibinin düzenli yapılmasını sağlıyor. GBS, daha önce Excel kullanılarak takip edilen gönüllü bildirimler ve bu bildirim ile ilgili raporlamaların otomatik olarak, daha hızlı ve daha güvenilir şekilde yapılmasını sağlıyor. Gelen bildirimler ilgili birimlere yönlendiriliyor ve yönlendirilen her bildirim için ilgili birime aksiyon açılıyor ve 10 gün içerisinde cevap isteniyor. İlgili birimlerin cevapları, aksiyon gerçekleştirme süreleri ve sorumluları gibi birçok veri sistemde kayıt altına alınıyor ve anlık rapor oluşturuluyor. Bu sayede bildirim süreci otomatik olarak takip edilebiliyor ve aksiyonların zamanında tamamlanması sağlanıyor. Tüm çalışanlara açık olan yazılım sayesinde bildirimler şeffaflık esasına dayanılarak yapılabiliyor ve raporlanabiliyor. 25 26 BİZDEN “Bisiklet benim için özgürlüğün tanımı” Bisiklet, THY HABOM A.Ş. Uçak Bakım Yardımcı Teknisyeni Sermet Gündüzcü’nün hayatında farklı ve özel bir anlam taşıyor. “Bisikletin üstündeyken her yer benim. Fosil yakıt harcamıyorum ve kalori yakıyorum; kendimi sağlıklı ve mutlu hissediyorum” diyen Gündüzcü, bisikletin kendisi için ‘özgürlüğün tanımı’ olduğunu söylüyor. Hayatının her evresinde bisiklete özel bir yer veren THY HABOM Uçak Bakım Yardımcı Teknisyeni Sermet Gündüzcü, yakında evleneceğini ve mutlaka bir bisiklet parkuruna yakın oturmayı istediğini söylüyor. Sizi yakından tanıyabilir miyiz? 1988 Tekirdağ Çerkezköy doğumluyum. Çerkezköy Halit Narin Teknik Lisesi Elektronik Bölümü’nü birincilikle bitirdikten sonra Sakarya Üniversitesi Elektronik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdim. Aralık 2010’da THY Havacılık Akademisi’nde teorik, THY Teknik A.Ş.’de pratik olmak üzere Uçak Bakım Teknisyenliği eğitimleri aldım. Eğitimler sonrasında yapılan modül sınavlarını 100 üzerinden minimum 75 alarak başarıyla tamamladım. 2011 yılının eylül ayında HABOM A.Ş.’de çalışmaya başladım. Önce THY Teknik A.Ş.’de Avi- yonik Bakım Müdürlüğü, Uçak Bakım Planlama ve Kontrol Müdürlüğü ve Uçak Bakım Müdürlüğü’nde teknisyenlik yaptım ve çeşitli görevlerde bulundum. THY Havacılık Akademisi’nden ‘A319/320/321 Type L1 General Familiarization’ kursu aldım. Şu anda THY HABOM A.Ş. Atatürk Havalimanı hangarlarında Üs Bakım Müdürlüğü Board 6. Uçak Bakım Yardımcı Teknisyeni olarak görev yapıyorum. Ailem Çerkezköy’de yaşıyor. Babam emekli fabrika işçisi, annem ise terzi. Babam halen emekli olduğu fabrikada çalışmaya devam ediyor. Antalya’nın Alanya ilçesinde dört yıllık turizm işletmeciliği eğitimi alan kardeşim, Erasmus bursu ile Macaristan’a gitti. Nişanlım ise özel bir dershanede matematik öğretmeni olarak çalışıyor. Ne zamandan bu yana bisiklete ilginiz var? Bisiklet kullanırken kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kendimi bildim bileli bisiklete ilgim var. Üç yaşında da bisikletim vardı, beş yaşında da, 15 yaşında da. Bugün 25 yaşındayım, şimdi de var. Bisiklet benim için özgürlüğün tanımı. Bisikletin üstündeyken her yer benim. Yakıt harcamıyorum ve kalori yakıyorum; kendimi sağlıklı ve mutlu hissediyorum. Yolda sürekli bir hareket var. Bu hareketin içinde olmak çok keyifli ve heyecanlı. Ayrıca bisiklet kullanırken ister istemez serotonin salgılıyorsunuz, bu da insanı mutlu ediyor. İlk zamanlar kaskım ve fosforlu yeleğim yoktu. Onları aldıktan sonra taksilerin ve otobüslerin daha saygılı davrandığını gördüm. Motorlu taşıt sürücüleri bisiklet kullananlara genellikle hiç saygı göstermiyor. Öğrencilik yıllarınızda da bisikletten uzak değildiniz… Evet. Sakarya Üniversitesi’nde okurken Toplum Gönüllüleri Vakfı’na üyeydim. Vakfın ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bisiklet turları oluyordu, ben de bu turlara katılıyordum. Sakarya bu anlamda çok avantajlı bir yer. Harika bir doğası var. Bisikletle dolaşmak için olduğu kadar her tür doğa sporu için de uygun. Şu anda Atakent Bisiklet Kulübü’ne, Küçükçekmece Bisiklet Kulübü’ne ve Avrupa Yakası Bisiklet Kulübü’ne üyeyim. Tüm bu kulüplerin etkinliklerini sosyal medyadan takip ediyor ve mümkün olduğunca katılıyorum. Zaten bir etkinliğe katıldığınız zaman, dernek yöneticileri o etkinlik sonrasında, bir sonraki etkinlik hakkında detaylı bir duyuru yapıyor. Bu yıl, her yıl 22 Eylül’de etkinliklerle kutlanan ‘Dünya Otomobilsiz Yaşam Günü’ kapsamında gerçekleştirilen organizasyonda bisikletimle Boğaziçi Köprüsü’nden geçtim. Dünya genelinde bisiklet kullanımını artırmaya yönelik bu organizasyon son derece keyifli geçti. Bizim katıldığımız, bir hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerin sadece bir parçasıydı. Orada, işyerinden arkadaşlarım Uğur Karataş ve Önder Öz ile karşılaşmam da hoş bir tesadüf oldu. Onlar benden daha profesyonel bir şekilde ilgileniyor bisikletle. Farklı bir sosyalleşme alanı da yaratıyor bisiklet. Sohbeti de çok keyifli. Şu anda ne tür bir bisiklet kullanıyorsunuz? Şu anda bir dağ bisikletim (mountain bike) var. Oturduğum semtteki bir bisiklet tamircisinden oldukça ekonomik bir fiyata satın aldım. İkinci el bir bisiklete göre performansından oldukça memnunum; son derece verimli bir bisiklet. İleride bisikletimi değiştirmeyi düşünüyorum. Ne tür bir bisiklet almayı düşünüyorsunuz? Yine dağ bisikleti alacağım. Çünkü dağ bisikletlerini hem arazide hem de şehirde kullanabiliyorsunuz; sağlam oluyorlar. Alüminyum kadrolu vites sistemi güçlü ve disk frenleri olsun istiyorum. Daha profesyonel bir bisiklet almak için şartlarımı zorlamam gerekir. Ayrıca şu anda kullandığım bisiklet ihtiyacımı karşılıyor. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi’nden yola çıkarak hareket ediyorum biraz da. Hayatı aşama aşama ele alan bir yapım var. Şu anda önceliğim evlilik hazırlıkları. İş temposu, evlilik, çocuklar vs. insanları hobilerinden biraz da olsa uzaklaştırıyor. Bu faktörleri de düşününce bisiklet tutkunuzun geleceği hakkında ne söylersiniz? Yakında evlenmeyi planlıyorum. Nişanlım da bisiklete binmeyi seviyor. Evimizin mutlaka bir bisiklet parkuruna yakın olmasını istiyoruz. Örneğin Atatürk Havalimanı ile Çerkezköy arasında bir yer olabilir. Tabii bunda eşimin işyeri de belirleyici olacak. Eşime de bir bisiklet alacağım ve birlikte gezmeye çıkacağız. Çiftlerin, bu tür keyifli aktiviteleri birlikte yapmasının, evlilikleri için çok olumlu olduğunu düşünüyorum. İlerde çocuğumuz olursa, ona da hemen bir bisiklet alacağım. Benim çocukluğum da olduğu gibi onun da her yaşta bisiklete biniyor olmasını istiyorum. Doğa dostu, sağlığa faydalı ve ekonomik bir araç bisiklet. Bir insanın eşine, çocuğuna alabileceği en güzel hediye bence. Bisikletli bir hayatı tam anlamıyla yaşam tarzı haline getirmeyi planladığınızı söyleyebilir miyiz? “Hafta sonları alırım bisikleti çıkarım fırsat buldukça, saatlerce de gelmem” diyor musunuz? Zaman zaman yapıyorum. Bir keresinde Halkalı’dan yola çıktım ve Küçükçekmece, Florya, Kazlıçeşme, Topkapı güzergâhını takip ederek Taksim’e gittim. Gidiş-dönüş yaklaşık 60 kilometre sürdü. Yorucu ama keyifli bir gündü.Ailenizin ve iş arkadaşlarınızın bu tutkunuza yaklaşımı nasıl? Çevremdeki herkes bisiklet tutkumu biliyor ve beni destekliyor. Babam da bisiklete binmeyi çok sever, ancak Çerkezköy’deki bisikletim çalındığı için son zamanlarda binemiyor. Kendimi bildim bileli babamı bisiklet üzerinde gördüm, bir tek bu aralar kullanmıyor. Son zamanlarda daha çok yürüyüş yapıyor. Yürüyüşün stresini aldığını, kafasını rahatlattığını söylüyor. Kesinlikle. İnsanların genel eğilimi her şeyin ilk haline, en ilkeline dönmek yönünde. Çünkü en doğal, en zararsız olanın o olduğunu biliyorlar artık. Petrol ile çalışan tüm araçların, çevre kirliliğinden strese kadar ağır bedelleri oluyor insanlara. Bu nedenle bisiklet bir çözüm aynı zamanda. Bisikleti bunun için de seviyorum. 27 13 günde 9 ülke 19 şehir 28 GEZİ-YORUM “Çoğu kişiye yorucu ve hatta korkutucu gelebilir ama iyi bir planlama ve biraz da sabırla yapılamayacak şey değil. Macerayı ve otomobil kullanmayı seviyorsanız yeni yerler keşfetmeniz, ülkelerin ve şehirlerin tarihine, kültürel dokusuna daha yakından dokunabilmeniz bu şekilde daha mümkün” diye anlatıyor İşe Alım Şefi Yusuf Dumanoğlu yaşadığı keyifli seyahati. 13 günde 9 ülke 19 şehir… reği ö Boşnak B Portofino İ lk durağımız Yunanistan’ın en büyük ikinci kenti ve tarihimizde önemli bir yeri olan Selanik. Yol boyunca eski Türk köylerini görebiliyorsunuz. Mola vermek ve biraz soluklanmak isterseniz yabancı bakışlara maruz kalmamak için minareleri takip edebilirsiniz. Zira biz uğradığımız köyde yerli halkla ve cami cemaatiyle güzel bir sohbet yapma imkânı bulduk. Selanik 1917 yılında çıkan büyük bir yangınla neredeyse yok olmuş. Bu nedenle “old city” olarak adlandırabileceğimiz eski yerleşim yerleri yok denecek kadar az. Biz simge yapılarından eski bir Osmanlı Eseri olan Beyaz Kule’yi, sahilini ve şehir içindeki müze ve kalan birkaç eski yapıyı gezme fırsatı bulduk. Selanik tatlılarıyla ünlü; Selanik usulü peynir tatlısı, hindistan cevizli Selanik tatlısı, Selanik (Kavala) kurabiyesi, barbuşka tatlısı bunlardan bazıları. Yine önemli tatlılardan biri olan Bougatsa’nın bir çeşidi olan Bantis Bougatsa da mutlaka tadılması gereken lezzetlerden biri. Parga Pargalı İbrahim’in şehri tam bir cennet Sonraki durağımız Yunanistan’ın cennet köşelerinden biri olan Parga. Hava ulaşımına biraz uzak olmasından dolayı Türkiye’de çok bilinmiyor. Muhteşem bir koyu olan kent zeytinyağı ile tanınıyor ve gezilmesi gereken yerleri arasında bir zeytinyağı fabrikası ilk sıralarda yer alıyor. Ayrıca şehre hakim bir mevkide bulunan ve çarşının içinden beş dakikada çıkabileceğiniz kalesini de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yunanistan’dan İtalya’ya geçmek için tam bir liman şehri olan ve ekonomisi de kültürel yapısı da bu yönde gelişmiş Igoumenitsa’ya gidiyoruz. Dokuz saatlik bir feribot yolculuğundan sonra ver elini Bari. Kahve, pizza ve şans biberleri Bari şirin bir şehir. İtalya’nın güneyindeki geri kalmışlık ilk kez burada gözümüze çarpıyor. Daha sonra Napoli’de de karşılaşacağımız gibi. İtalya otobanlarında Yunanistan’da ve başka ülkelerde göremediğimiz kadar dinlenme tesisi var. Marketleri temiz ve düzenli. Hayatınızda görüp göremeyeceğiniz büyüklükte kahve makineleri ve önünde uzun kuyruklar oluşturmuş insanlar var. Biz de sıramızı bekledik ve eşsiz güzellikteki İtalyan kahvelerinden birkaçını denedik. Zira önceki gece feribot biletini güverte aldığımız için uykusuz kalmıştık. Napoli’de mutlaka pizza yemelisiniz, özellikle de L’antica Pizzeria da Michele’de. Önünde inanılmaz bir sıra oluyor ama beklemeye değer doğrusu. Napoli Katedrali, Spaccanapoli Caddesi, tarihi şehir (old city), Villa Comunale Parkı ve Napoli kaleleri gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Napoli’den bereket ve şans getirdiğine inanılan şans biberlerinden alabilirsiniz. Bu biberlerin evde yüksek bir yere asılması gerektiğini unutmayın! Buraya kadar gelmişken Pompeii’ye uğramadan gitmeyin, Vezüv yanardağının 1700 yıl sakladığı bu şehir ilginç bir tarihe sahip. Kuzeye çıktıkça İtalya’da her şey değişiyor Sonraki durağımız eğri kulesi ile tanınan Pisa şehri ve ardından da eşsiz manzarasıyla Como Gölü oldu. Pisa’da anlatılacak pek fazla şey yok, kulenin bulunduğu meydan ve çevresindeki katedraller müthiş. Her yerde klasik kuleyi eliyle tutmaya çalışırken poz veren insanların binbir şekle girdiğini görmek mümkün. Como’da ise Volta Meydanı, Duomo, Villa d’Este, Şehir Kulesi, Buroletto Sarayı mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Yine göl içerisinde ulaşımı sağlayan teknelerle küçük bir göl turu atmak da mümkün. İtalya’dan, Fransa’nın güney sahillerine geçiyoruz. Marsilya Güney Fransa’nın en büyük şehirlerinden. Şehir içine çok vakit ayırmadık ve tavsiye üzerine küçük bir tatil kasabası olan Cassis’e geçtik. Burada limandan küçük tekneler kiralayabiliyorsunuz. Size koyların bir haritasını veriyorlar, ardından denizle başbaşasınız. Portofino bir başka güzel. Şehire giriş polis kontrolünde. Küçük bir yer olduğu için şehire girebilmeniz için otoparkta boş bir yerin olması gerekiyor. Yani öylece sizi şehre almıyorlar. Biraz sıra bekledik ama bu uygulama çok hoşumuza gitti. Portofino merkeze gelmeden arabanızı park edip yürüyebilirsiniz ki, çoğunluk böyle yapıyor. Keyifli ve kalabalık bir yol. Bir sonraki durağımız olan Monako’ya uzun, virajlı ve tünellerle dolu bir yolun ardından varıyoruz. Büyük bir yat limanı var. Şehir dağın yamacından aşağıya doğru iniyor. Dönüş yolunda dağa tırmandıkça muhteşem manzaralar karşılıyor sizi. tışına da şahit olduğumuz bu güzel yerden hayran ayrıldık doğrusu. Yollarda turistik ve tarihi yerlerle ilgili birçok bilgilendirme levhaları var. Biz de planımızda olmamasına rağmen büyük bilimadamı ve mucit Nikola Tesla’nın doğduğu yerin tabelasını görünce uğramadan geçemedik. Tesla için doğduğu evde bir müze oluşturulmuş. İcatları çalışır halde sergileniyor. Hatta bir salonda, o gürültülü Tesla Bobini’ni çalıştırdıklarında, elinde kablosuz olarak floresanı yaktığı sahneyi siz de gerçekleştirebiliyorsunuz. Böreği ve Mostar Köprüsü ile Bosna-Hersek Dubrovnik’den Mostar’a geçerken yol üzerinde Počitelj adında küçük bir köy var, tamamen taş evlerden yapılmış bu şirin köyü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bu geçiş yolundan ilerlemek muhteşem doğasıyla ve küçük göletleriyle ayrı bir keyif. Mostar ve Saraybosna için söylenecek çok şey var aslında. Böreğini ve meşhur Ćevapčići Köftesi’ni hatırlatmadan geçmek olmaz. Savaştan sonra bir Türk Firması tarafından eski taşları nehirden çıkarılarak restore edilen Mostar Köprüsü tüm ihtişamıyla sizi bekliyor. Bosna-Hersek’te insanların yüzlerinde hâlâ o acımasız savaştan kalan izleri hissetmek mümkün. Bunu anlayamayanlar için ise duvarlarda kurşun izleri olan evler şehrin birçok yerinde karşınıza çıkıyor. Bir sonraki durağımız, Sırbistan üzerinden geçerek gittiğimiz, Kosova’nın başkenti Priştine. Şehir, savaş ve anlaşmazlıklar yüzünden biraz geri kalmış izlenimi verse de hareketli bir hayatı var. Şehit düşen tek Osmanlı padişahı I. Murat’ın bir türbesi de bu şehirde. Kosova’nın Prizren şehri tam olarak bir Anadolu kasabasını andırıyor. Resmi dili Türkçe desek yalan olmaz. Eski çarşısı, camileri ve kalesiyle küçük bir yerleşim yeri. Köftesini tadıp biraz turladıktan sonra Makedonya’ya doğru yola koyuluyoruz. Makedonya’nın başkenti Üsküp’ün şehir meydanında hummalı bir çalışma var; Makedonlar, şehrin tek turistik yeri olan eski Osmanlı çarşısına alternatif oluşturmak için her yere koca koca heykeller dikiyorlar. Üsküp için modern ve büyük bir şehir demek yanlış olmaz. Burada, eski Osmanlı çarşısında güzel vakit geçirebilir, kendi dilinizi konuşabilecek birilerini bulabilirsiniz. Eski Yugoslavya’da tarih, doğa ve kültür bir arada Slovenya’nın başkenti Ljubljana sembolü ejderha olan sakin ve tarihi bir şehir. Meydanları, tarihi binaları ve şehre hakim bir kalesi var. Tromostovje, yani Üçlü Köprü dedikleri yer şehrin kalbi ve merkezi. Zmajski Most (Ejderha Köprüsü), Ljubljana Kalesi, Cumhuriyet Meydanı, Tivoli Parkı, Aziz Nicholas Katedrali ve Joze Plecnik isimli ünlü Sloven mimarın evi şehrin görülmeye değer yerleri olarak sıralanabilir. Zadar, Hırvatistan’ın kuzeye doğru Dubrovnik ve Split’den sonra gelen bir sahil şehri. Bir gecemizi burası için ayırdık. Hırvatistan otobanlarında ilerlerken yol üzerlerinde vahşi hayvanların geçişi için yapılmış köprüler dikkatinizi çekiyor. Yine yatların ve irili ufaklı teknelerin demir attığı koylar üzerinde inşa edilmiş viyadüklerden geçerken manzaradan etkilenmemek elde değil. Güneşin ba- Yusuf Dumanoğlu 29 30 SAĞLIK REHBERİ Çocuğunuzu televizyondan uzak tutun! Televizyonun, konsantrasyon sorunundan, dil gelişimine engel olmasına; uyku bozukluğundan, zekâ gelişimine kadar pek çok alanda çocuklar üzerinde yarattığı tahribatı Uzman Psikolog ve Psikodrama Terapisti Ayşegül Ünal Saraç anlatıyor. E beveynlerin ortak hayali, çocuklarının en iyi eğitimi alması ve başarılı olmasıdır. Ancak televizyonun, bunun önündeki en büyük engellerden biri olduğunu pek çoğu bilmez ya da farkında değildir. Televizyon düşünmeye fırsat bırakmıyor Amerikan Pediatri Akademisi uzmanları, iki yaşın altındaki çocuklara asla televizyon izlettirilmemesi uyarısında bulunuyor ve 0-7 yaş arasında televizyona maruz kalan çocuklarda dikkat problemleri olabileceğini söylüyor. Bebekler, beyin gelişiminin en önemli evresi olan ilk 24 ayda televizyondaki görüntülerle değil insan ilişkileriyle büyütülmelidir diyen uzmanlar, 3-7 yaş arasındaki çocukların günde en fazla 30 dakika, 7-12 yaş arasındaki çocukların ise günde en fazla bir saat televizyon izlemesini tavsiye ediyor. Düşünmenin en önemli parçalarından biri insanın bildikleriyle sonuca gitmesi ve yeni bir duruma uyarlayabilmesidir. Okulda bu tür becerilere ihtiyaç duyulur, ama televizyon başında duyulmaz. Çok hareketli bir çocuk dahi televizyon başında hareketsiz kalacaktır. Çünkü hem vücudu hem de zihni edilgen bir konumdadır. Çocuk televizyon seyrederken düşünmesine fırsat kalmaz. Düşünmeyen çocuk öğrenemez; öğrenemeyen çocuk eğitim hayatında başarılı olamaz. Dikkat! Televizyon dikkat bozukluğu yaratıyor Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre aşırı televizyon seyretmek odaklanmayı değil, nesneleri gözden geçirip bir sonrakine geçen beyin sistemlerini geliştiriyor. Televizyon programlarının ve sinema filmlerinin akış hızı, çocuklarda odaklanma ve dikkat problemi yaratıyor. Çocuklar bazı görüntüleri üç saniye, bazılarını beş saniye, bazılarını ise yedi saniye seyrediyor. Görüntüler ekrandan çok hızlı geçtiği için çocuğun dikkati de dağılıyor. Televizyon seyretmek için kısa süreli odaklanma yeterli olurken; okumak, çalışmak, sınıfta ders dinlemek uzun süreli konsantrasyon gerektiriyor. Televizyonun devamlı değişen görüntüler ve seslerle vahşi bir hızla akıp gitmesi, bazı çocukların sinir sistemini baskılar. Görüntülerin birdenbire yakınlaşıp uzaklaşması, renk patlamaları, birdenbire duyulan gü- Televizyon çocuğunuzu pasifize ediyor Çocuğunuzun eğitimine yapacağınız en büyük yatırım, onu, iki yaşına kadar ekrandan kesinlikle uzak tutmanızla başlıyor. Çocuğunuzla ilgilenen bakıcı, büyükanne gibi kişileri de televizyonun çocuğun gelişimine yapacağı olumsuz etkiler hakkında mutlaka bilgilendirin. Anaokullarında bile iletişim kurulabilecek pek çok kişi ve oyun arkadaşı varken çocukların televizyon karşısında pasifize edildiği günümüz şartlarında, yedi yaşına kadar olan dönemde, mümkün olduğunca çocuğunuzla birebir zaman geçirmeye çalışın. Özellikle resimli kitaplar okumaya, karşılıklı etkileşim içinde olmaya ve oyun oynamaya öncelik verin. Televizyonu ise ancak üç yaşından sonra, birlikte seyretmek ve günde yarım saati geçmemek koşulu ile yaşamına sokabilirsiniz. rültüler, çocuğu beynini bağımsız bir şekilde kullanma yeteneğinden mahrum bırakır. Oysa bu yetenek sosyal ilişkiler, oyunlar, hobiler veya sadece etrafta gezinmeyle dahi gelişebilir. Zihinsel odaklanma ve konsantrasyonu güçlendirmek çocukken geliştirilen bir süreçtir. Çocukların konsantrasyon süreleri onların zihinlerini çalıştıracak eylemlerle gelişir. Uzmanlar, televizyondaki hızlı sahne değişimlerinin, henüz gelişimini tamamlamamış beyin üzerinde, gerçek hayatta olanların çocuğa sıkıcı gelmesi şeklinde etki gösterebileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, televizyon seyreden çocuk, okul ödevleri gibi daha sıradan ve yavaş ilerleyen görevlere karşı tahammülsüz olabilir. Yapılan araştırmalar, dikkat eksikliği gösteren çocukların televizyon izlemeyi çekici bulduğunu ortaya koymuştur. Sinirsel uyarılma mahrumiyetinin kaynağı Beynin bazı bölümleri (Örneğin görsel korteks) yoğun olarak hayatın ilk yılında gelişir. Bu gelişimin sağlıklı olması için bebeğin, insanlar ve nesnelerle çevrili olması ve hareket etmesi gerekir. “Gelişen İnsan Beyni Üzerinde Televizyonun Etkisi” adlı kitabın yazarı Keith Buzzell’e göre, altı-yedi yaşlarında bir çocuğun beynindeki sinir hücreleri milyonlarca bağlantı kurabilecek kapasiteye sahiptir. Bu potansiyel, 10-11 yaşlarına geldiğinde sona erer ve çocuk bu bağlantıların yüzde 80’ini kaybeder. Eğer o yaşlara kadar çocukta bu sinir hücreleri arasındaki bağlantılar geliştirilmemiş ise artık geliştirilemez. Dolayısıyla çocuğun gelişim sürecinde ihtiyaç duyduğu uyaranları alması, hayati bir önem taşımaktadır. Çocuklar, ana beynin gelişimi sırasında ritmik hareketlere ihtiyaç duyar. Bu noktadaki eksiklik, ana beynin sinir hücreleri arasındaki bağlantı bozukluğuna, o da çocuklarda dikkat ve odaklanma sorununa yol açar. Örneğin bir bebek, topu eline almaya, dişlemeye ya da atmaya; toptan çıkan sesi ya da kokuyu algılamaya çalışırken beynindeki sinir hücreleri kendi aralarında bağlantılar kurar. Çocuk televizyon izlediğinde ise çok yönlü sinirsel uyarılma mahrumiyeti yaşar. İşte bu nedenle, kendisi ile konuşulmayan, dokunulmayan ya da oynanmayan çocuğun beyin hacmi, normal çocuklara göre yüzde 20-30 oranında daha küçük kalır. Oysaki televizyondaki görüntüler bebeklerin boyut farklılıklarını anlamasına yardım etmez. Bebekler, iki boyutlu bir çizim ile üç boyutlu gerçek bir nesne arasındaki farkı televizyondan öğrenemez. Çünkü televizyonda derinlik yoktur. Erken yıllarda tamamlanan diğer önemli bir beyin gelişimi aşaması da, nesnelere farklı açılardan bakınca onları farklı şekillerde göreceğimiz bilgisidir. Oysaki televizyondaki görüntülere hangi açıdan bakarsak bakalım aynı şeyi görürüz. Yetişkin beyni bu yanılsamayı ayırt edebilir, ancak bebeklerin beyni bunu yapamaz. Dil gelişimini de olumsuz etkiliyor Fazla televizyon seyreden çocuklar kendilerini ifade etmekte zorlanır, dil gelişimi ve iletişim kurma açısından yaşıtlarının gerisinde kalır. Televizyon sadece zekâ gelişimini değil, dil becerilerini de olumsuz etkiler. Erken yıllarda dil gelişimi, yüz ifadesi, ses tonu, işaret gibi pek çok sosyal ipucuna bağlıdır. Çocuklar kelimelerin anlamını, nereye baktığımızdan, nasıl bir ses tonuyla söylediğimizden, neye işaret ettiğimizden yola çıkarak çözer. Ayrıca çocuklar için dili öğrenmenin en iyi yolu, konuşmanın tanıdık bir kişi tarafından ve kendisiyle soru-cevap gibi karşılıklı olarak yapılmasıdır. Televizyonda ise sosyal ipuçları ve karşılıklı etkileşim olmadığından, çocuklar televizyon izleyerek dil öğrenemez. Üç yaşındayken, yaşıtlarına oranla standardın altında konuşma becerisine sahip olan çocuklar bütün eğitim hayatları boyunca zorluk çekebilir. Ayrıca ekranda sürekli değişen görüntülerin çocuğun zihnini dinlendirmekten ziyade yorduğunu, fazla televizyon seyreden çocukların, şiddet içeren film seyretmeseler bile, daha agresif ve daha yorgun olduklarını unutmayın. Televizyon, çocuklarda uyku problemlerine de neden olabiliyor. Çok televizyon seyreden çocuklar geç saatte yatıyor, uyumakta güçlük çekiyor ya da daha sık uyanıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan uykusuzluk, çocukların okuldaki dikkatini ve ev ödevlerini konsantrasyonunu olumsuz yönde etkiliyor. Görsel zekâ gelişimi için televizyonsuz hayat Televizyon, beynin gelişim mekanizmasına aykırı prensiplerle çalışır. Bir bebeğin görsel olarak derinlik, boyut, perspektif farklılıklarını anlaması beyin gelişimi adına attığı en önemli adımdır. 31 GEÇEN SAYININ CEVABI: ŞEHRENGİZ 32 BULMACA Geçen sayının talihlileri Cenk Can, Sibel Ilgar, Koray Faruk Alparslan, Orhan Aksu ve Nevzat Akçahasan 100 TL tutarında Boyner hediye çeki kazandı. Anahtar kelimeyi 22 Kasım 2013 tarihine kadar skytech@thy.com adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında Boyner hediye çeki kazanacak. ANAHTAR KELİME: 1 2 3 4 5 6 7 8