Antalya Bülten Sayı 67
Transkript
Antalya Bülten Sayı 67
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ ISSN 1301 - 1405 Yıl: 22, Sayı: 67, Temmuz 2012 - Ocak 2013 www.imoantalya.org.tr Mühendislik Haftası Etkinlikleri Gerçekleştirildi. eği ü m e m Y ü n e l ö Yıld Jübi l ş ı u Y l . u r 0 58. Ku e 25., 40., 5 t Meslek Belediye Başkanları Gözüyle “Antalya’nın Son Kırk Yılı ve Geleceğe Bakış” Paneli “Mühendislik Sorunları Tartışılıyor” Forumu Antalya Milletvekilleri Şubemizi Ziyaret Etti sayı 67 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ HABER BÜLTENİ İMTİYAZ SAHİBİ İMO Antalya Şubesi adına Cem OĞUZ SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ Rıza ARSLANBAY “Bir gün, birinci cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan sunî devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve kurtuluş savaşında yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir..” (Atatürk’ün 1923 yılında Amerikalı gazeteci Isaac F. Marcosson’la yaptığı röportajdan) YAYIN KURULU Nurettin KORKMAZ (Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü) Ramazan YILMAZ (Raportör) Adil ÖZEN Altay KUMBASAR Birkan ÇAKIR Can ÇETİN Haluk SELÇUK İbrahim KOÇ Kemal KOÇAK Mehmet Tamer ÖZMEN Mustafa BALCI TEKNİK SORUMLU Zekiye TUNA BÜLTEN BİLGİLERİ Mesleki Yerel Süreli Yayın 3500 adet basılmıştır. Üyelere ücretsiz dağıtılır. Temmuz 2012-Ocak 2013 | Sayı 67 | Yıl 22 Altı Ayda Bir Yayımlanır. YÖNETİM ve YAZIŞMA ADRESİ Meltem Mah. 3808 Sok. No:10 07030 Muratpaşa / ANTALYA Telefon: 0242 237 57 27 (3hat) Belgegeçer: 0242 237 57 31 Elektronik Posta: imoantalya@imo.org.tr Genel Ağ: www.imoantalya.org.tr TASARIM RETMA® www.retma.com.tr > Yazılar yaygın kullanılan kelime işlem programlarından birinde yazılmış olarak CD veya Elektronik Posta ekinde (imoantalya@imo.org.tr) gönderilmelidir. > Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda dil, anlatım ve yayın tekniği yönünden gerekli düzeltme ve kısaltmalar yapabilir. > Reklamların sorumluluğu reklam veren kuruluşa aittir. BASKI Retma® Matbaa Yeşilova Mah. Serik Cad. (Havalimanı yolu, TEDAŞ karşısı) Göl iş merkezi No:10 / 3 07200 Muratpaşa - ANTALYA www.retma.com.tr Telefon: (0242) 322 21 11 Belgegeçer: (0242) 322 21 12 > Antalya Bülten’de yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir. BASIM TARİHİ Ocak 2013 > Yazılardaki görüşler yazarlara aittir. > Yazılarda kullanılan fotoğraf, grafik, şekil, tablo gibi görsel malzemeler en az 300 dpi çözünürlükte olmalıdır. > Gönderilen yazıların yayımlanıp, yayımlanmayacağına Yayın Kurulu’nca karar verilir. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ İÇİNDEKİLER Başyazı3 Kent Sorunları Antalya-Meltem Mahallesi-Yüzüncü Yıl Alanı ve Stadyum / M.Tamer ÖZMEN 5 I. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu / İsmail Selçuk YILMAZ - M.Tamer ÖZMEN 7 Dünya Kenti Dediğimiz Antalya / Süleyman SEYREK10 Mevzuat, Yasa ve Yönetmelikler Hakkında Görüşler Yaşanabilir Kentler İçin TMMOB Kentsel Dönüşüm İlkeleri / Haluk SELÇUK12 Su Kanunu Tasarısı / Haluk SELÇUK14 Dünyadan İngiltere’de İş Güvenliği / Hüseyin GÖNCÜ17 Şiirleşmiş Beton Esaslı 10 Şaheser Bina / Nurettin KORKMAZ 18 Röportaj Konuğumuz İnşaat Mühendisi, Sayın Süleyman DOĞU / 20 Nurettin KORKMAZ Tarihten Bir Yaprak Osmanlı’nın Tükenişi Balkan Savaşları 100. Yıl / Nurettin KORKMAZ Antalya - Meltem Mah. Yüzüncü Yıl Alanı ve Stadyum EXPO 2016 (Dünya Botanik EXPO) düzenlenmesi Antalya’ya verilirken; Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle FABER şunu söylemiştir. “Antalya EXPO 2016’nın kente katacağı katma değer yanında, kazandıracağı YEŞİL DOKU ile gelecek kuşaklara güzel miras bırakacağıdır.”(1) Spekülatif baskılar, popülist yaklaşımlar ve sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak Antalya ve çevresi rant alanlarına dönüştürülmüştür. 23 Bir Kitap Ferrari’sini Satan Bilge - Robin S. Sharma / Nurettin KORKMAZ 24 Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (1) (1. Cilt) / M. Tamer ÖZMEN 26 Şiirleşmiş Beton Esaslı 10 Şaheser Bina Neredeyse modern mimarinin başyapıtlarından hepsinin ortak bir yönü var: Onlar betondan yapılmışlar. En azından kısmen betondan inşa edilmiş. Halk bir yandan çirkin, sıkıcı konut blokları veya soğuk endüstriyel binaların malzemesi olarak betonu görürken bir yandan da Le Corbusier’nin Villa Savoye ve Oscar Niemeyer’in Brasilia ve Frank Lloyd Wright’ın Fallingwater, Tadao Ando’nun Kilisesi. gibi en iyi tasarımcıların son yüzyılın en nefes kesici yapılarının betondan olduğunu görüyor. Bu ve diğer pek çok modernistin görüleceği gibi yapılarında temel beton bulunmaktadır. Phaidon yayınlarından çıkan yeni kitapta betonun kapsamlı olarak bir sunumu, malzemenin form genişliği, doku ve amaca uygunluğu editör William Hall tarafından derlenmiş. Serbest Kürsü Yüce Atatürk’ün Ölümünün 74. Sene-i Devriyesi Üzerine Bir Yazı / Nurettin KORKMAZ 31 Ortadoğu ve Batı Arasında TÜRKİYE - Onur ÖYMEN / 35 Derleyen: Nurettin KORKMAZ Turizm İMO Antalya Şubesi Konaklamalı Fethiye Gezisi / Nurettin KORKMAZ 37 Bizden Haberler 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü 39 Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız Temmuz 2012 - Ocak 2013 43 13. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu Temmuz 2012 - Ocak 2013 47-76 İMO Antalya Şubesi Konaklamalı Fethiye Gezisi 08-09 Eylül 2012 Gezi İMO Antalya Şube önünden saat 9.00’da Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti olan Yakapark’da yenilen öğle yemeğinin ve yapılan gezintinin ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası Saklıkent Kanyonu gezildi. Fethiye’de müzik ve dans eşliğinde yenilen akşam yemeğinden sonra otelde konaklandı. Son Yaprak77 Yazılı Basında İMO78-79 2 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü İnşaat Mühendisleri Odasının 58. Antalya Şubemizin 24. kuruluş yılında “19 Aralık İnşaat Mühendisleri Gününü” kutlamanın mutluluğunu ve coşkusunu yaşadık. Geçirdiğimiz 24 yıla baktığımızda zor koşullar altında hizmet verildiğini ve kıt kaynaklara rağmen geçmiş yönetim kurullarımızca harcanan yoğun emek ve büyük fedakarlıklar sayesinde bugünlere gelindiğini görüyoruz. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BAŞYAZI Değerli Meslektaşlarımız, Mesleğimize, meslek kuruluşumuza, haklarımıza, kazanımlarımıza ve geleceğimize ilişkin baskı ve kaygıların arttığı bir çalışma dönemini birlik, beraberlik ve dayanışma içinde aşmakta olduğumuzu görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 3- 14 Nisan 2012 tarihlerinde bürokrasinin azaltılması adı altında Planlı Alanlar ve Yapı Denetim Yönetmeliklerinde gerçekleştirilen ve 25 Nisan genelgesiyle somutlaştırılan sürecin olası olumsuz etkileri ile işlevsizleştirilmeye çalışılan meslek odamıza her zaman sahip çıktınız. 13. Dönem Yönetim Kurulu olarak inşaat mühendisliği mesleğinin sorumlulukları ve saygınlığı, mesleki etik ve kamusal sorumluluklarımızdan taviz vermeksizin bağımsız tavrımızla, çalışmalarımıza verdiğiniz katkılar ve meslek örgütümüzü sahiplenen onurlu duruşunuzdan dolayı siz değerli üyelerimize teşekkür ediyoruz. Yönetim Kurulumuza görev verdiğiniz günden bugüne kadar geçen süreci değerlendirerek geleceğe baktığımız zaman ülkemizin ve meslek kuruluşumuzun tarihi ve kritik bir dönemden geçtiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin idari ve hukuki yapısının yeniden tasarlanması tüm kurumsal ve toplumsal yapıyı değiştirip dönüştürmeye yönelik yasa düzenlemeleri ve uygulamaları, uluslararası sermaye ve temsilcilerinin de yönlendirmeleriyle tüm hızıyla sürdürülmektedir. Bu süreç Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Amerika ve Avrupa’nın çıkarları doğrultusundaki savaştan yana politikalarında müdahil olma, görev alma rolüyle belirginleşmiştir. Bir taraftan “komşularla sıfır sorun” söylemi kamuoyuna dayatma yoluyla benimsetilirken diğer yandan siyasi iktidarın sistemin talepleri doğrultusunda yaptığı uygulamalar yüzünden Suriye ile olan ilişkiler bozulmuş, İMO ANTALYA BÜLTEN . sorunumuz olmayan komşu ülke kalmamıştır. Bugün gelinen noktada Suriye ile bir savaş hali yaşanıyor izlenimi oluşmuştur. Halka dayatılan eğitimin ve sağlığın paralı hale gelmesi gibi piyasalaşan kamu düzeni, özelleştirmeler, zamlar, artan vergiler, çalışanların haklarının geriletilmesi karşısında aydınların, gazetecilerin, öğrencilerin toplumsal muhalefetine tahammülsüzlük sonucu baskıcı ve zora dayalı uygulamalar artmıştır. Diğer yandan Ülkemizde seçilmiş milletvekillerinden akademisyenlere, öğrencilerden avukatlara, gazetecilere kadar tüm muhalif kesimler cezaevlerindedir. Hukuk sistemi ciddi sorunlar yaşamaktadır. Kamuoyunda “2b, Yabancılara Toprak Satışı ve Kentsel Dönüşüm” kanunları olarak bilinen yasal düzenlemeler toplumu olumsuz etkilemeye başlamıştır. 2b alanları hak sahiplerinin dışında bazı tefeci veya fırsatçıların eline geçmeye başlamıştır. 2b alanı olsun ya da olmasın verimli tarım toprakları da dahil olmak üzere Türkiye’nin her bölgesinde yabancı kişi veya tüzel kişi başına 300 dönüm olmak üzere Türkiye topraklarının %10’una kadar toprak satın alabilmektedirler. Kentsel dönüşüm yoluyla ülke topraklarının her köşesi “proje alanı, rezerv alan veya riskli alan” ilanı yoluyla meraların bile yapılaşmaya açılmasının yolu açılmıştır. Bugün uygulanmakta olan kentsel dönüşüm projeleri ya yerel yönetimler tarafından “gecekondu ıslah projesine” veya vatandaş tarafından binaları “müteahhide verme” şekline dönüştürülmüştür. Bu yolla deprem gerekçe gösterilerek ayrıcalıklı imar ve iskan izinleri daha kolay alınmaktadır. Bu tür çalışmalar ya rantı yüksek yerlerde veya çok kısıtlı yapılarda yapılmaktadır. Halkın TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 3 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BAŞYAZI büyük çoğunluğu ne yapacağını dahi bilmeden beklemektedir. Eğer kentsel dönüşümü devlet eliyle tüm kente yaymaz ve kentte yaşayan herkesi bu işin içine çekmez iseniz depremlerde can ve mal kayıpları sonucu insani dramlar, sosyal ve ekonomik yaralar devam edecektir. malarının yer aldığı “Torba Kanun” kamuoyunda sıkça tartışılmaktadır. Kentsel dönüşümün ancak halk ve devlet birlikteliğiyle yaşanabilir ve sürdürülebilir kentsel yaşam çevrelerinde afete dayanıklı binalarda mahalle yaşamının korunması, komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, kentlilik bilincinin artırılması, kültür ve sanatın her kentliye ulaşmasıyla gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır. Jeolojik araştırmalar, kent planlaması, “yapı projelerinin hazırlanması, uygulanması ve denetlemesindeki bütün iş ve işlemler,” Bakanlıktan alacakları yetki sınıflarına göre “Teknik Müşavirlik Kuruluşlarına” veriliyor. Teknik müşavirlik kuruluşlarının ortaklarının tamamının mimar ve mühendis olma şartı da kaldırılıyor. Proje yapımı ve denetimi ile yapının inşası ve denetiminde görev alan ilgililerine daha ağır idari ve cezai yaptırımlar öngörülüyor. Güvenli ve nitelikli yapılar inşa edebilme hedefine varabilmek amacıyla afet riski taşıyan yapıların tasfiye edilmesi, yeni yapıların afet riskleri göz önüne alınarak projelendirilmesi ve denetlenmesi gerekir. Çevreye duyarlı teknik altyapısı tamamlanmış, temiz enerji ihtiyacı karşılanmış, nitelikli yaşam alanlarının oluşturulması, sağlıklı bir imar düzeni ile yapı denetim sisteminin kurulmasına, bina envanterlerinin çıkarılmasına, kentsel dönüşüm ve yenileme alanlarının belirlenmesine bağlıdır. Antalya’nın geleceği bütüncül yaklaşımla tarım, turizm, ticaret, sanayi, içme ve kullanma suyu kaynakları, arazi kullanım kararları; deprem ve ulaşım master planı ile uyumlu, güncellenmiş nazım imar planı ile kentsel dönüşüm ana planlarının hazırlanması; Antalya’nın il sınırları genelinde 50 yıllık gelişim ve dönüşümüne uygun stratejik bir planla belirlenmelidir. Kent bütününde; yağmur suyu drenajı yetersizliği, afet riski, yol, su, elektrik ve ulaşım yetersizlikleri ile bütüncül bir imar düzeni bulunmayan bir şehrin bölgesel ve parsel bazında yapılacak imar tadilatları; bütüncül olmayan kentsel dönüşüm uygulamaları sonucu çarpık kentleşmenin sürekliliği, mevcut sorunları çözmek yerine, içinden çıkılmaz hale getirecektir. Orman ve Su İşleri Bakanlığının hazırlamış olduğu “Su Kanun Taslağı”, “Suyu nasıl korurum?”dan ziyade “Suyu nasıl satarım?” düşüncesini belirlemeye yarayan bir çalışmadır. Günümüzde yakın bir gelecekte yaşanabilecek bölgesel ve küresel su savaşları senaryoları üretilmeye başlanmıştır. Geleceğimiz için yapmamız gereken suya zarar vermemek, suyu özelleştirmemek, su kaynaklarını ve doğayı korumak ve yaşamı savunmak olmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlandığı söylenen, Yapı Denetim Kanunu’nun yeni taslağına eklenen 11 başka kanunda yapılabilecek değişiklik önerileri çalış- 4 İMO ANTALYA BÜLTEN . Torba Kanun taslağı önerileri içinde “yapı denetim, imar, mera, kıyı, kat mülkiyeti, fikir ve sanat eserleri, 644 sayılı KHK, vd.” önemli bazı konu başlıklarını hatırlatmakta yarar var. Meslek odalarının ruhsat aşamasında proje denetimi yapmaları ya da idarelerin bu yönde talepte bulunmaları önleniyor. Mühendis ve mimar odalarının devre dışı bırakıldığı bu kanunla tüm teknik hizmetlerde devlet eliyle tekelleşme yaratılıyor. Taslakta, fenni mesuliyet, şantiye şefliği gibi hizmetler üniversite mezunu olmayan teknisyen, tekniker, teknik öğretmen gibi teknik elemanlarca yapılabilmesinin yasal altyapısı oluşturuluyor; eğer bir ilde mimar, mühendis yoksa bu iş ve işlemlere ilave olarak projelerin de bu teknik elemanlarca yapılabilmesinin yolu açılarak, mimarlık ve mühendislik gereksiz kılınıyor. Kıyılar, doğal alanlar ve meralar koruma kapsamından çıkarılıyor, talana yasal kılıf yaratılıyor; Tarım alanlarının tarım dışı kullanıma açılması kolaylaştırılıyor; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri geçersiz sayılıyor. Kıyı Kanunu’ndaki “ilk 50 metrenin imara kapalı, topluma açık” kuralı kaldırılarak yapıların denize 10 metreye kadar yaklaşmaları sağlanıyor. Umarız ve dileriz ki kentlerimizi, kıyılarımızı, yaşam alanlarımızı talana açan; mesleğimizi ve meslek odalarımızı, kamu yararını yok sayan bu torba kanun taslağı bu haliyle kanunlaşmaz! Bizlerin yapması gereken bugüne kadar olduğu gibi hep birlikte dayanışma içinde mesleğimize, meslek örgütümüze, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkmak, örgütlü yapımızı, Meslek Odamızı savunmak olacaktır. 13. Dönem Yönetim Kurulu TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI M. Tamer ÖZMEN* İnş. Müh. / İş Bilim Uzm. Antalya - Meltem Mahallesi Yüzüncü Yıl Alanı ve Stadyum EXPO 2016 (Dünya Botanik EXPO) düzenlenmesi Antalya’ya verilirken; Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle FABER şunu söylemiştir. “Antalya EXPO 2016’nın kente katacağı katma değer yanında, kazandıracağı YEŞİL DOKU ile gelecek kuşaklara güzel miras bırakacağıdır.” Spekülatif baskılar, popülist yaklaşımlar ve sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak Antalya ve çevresi rant alanlarına dönüştürülmüştür. Böylece, Antalya ve çevresinin; tarihsel dokusu bozulmuş, kıyıları yağmalanmış, düzensiz ve çarpık yapılaşmalar meydana gelmiştir. Antalya’nın YEŞİL ALANLARI, TARIM ALANLARI, ORMAN ALANLARI, MERALARI ve YAYLALARINI YAPI ALANLARINA DÖNÜŞTÜRMEK için çeşitli gerekçeler gündeme getirilerek toplumun kanıksanmasına neden olmuştur. Bir avuç insanın mutluluğu pahasına Antalya’nın geleceği, yaşamsal kaynakları ve zirai ekonomisi yok edilmektedir. Antalya’nın nefes almasını sağlayan ve iklimini regüle eden alanlar ile sera gazı yutakları olan yeşil alanlar da oldukça daralmıştır. Bu oluşumlara ve eğilimlere direnmek oldukça güçtür. Bu güçlüğe rağmen kent üzerindeki her çeşit baskılar azaltılmalı, yeşil alanlar çoğaltılmalı, hakim rüzgarlara karşı koridorlar açılarak Antalya’nın NEFES ALMASI sağlanmalıdır. Antalya’nın Nefes Almasını Sağlayan ve İklimini Regüle Eden Mevcut Alanlar Lara Parkı, Karaalioğlu Parkı, Atatürk Parkı, Atatürk Kültür Parkı, dünyaca ünlü Konyaaltı Plajları, Meltem Mahallesi 100. Yıl alanı, Pil ve Dokuma Fabrikaları alanları, Narenciye ve Vakıf Çiftliği. Bu alanlar; kışın karadan denize, yazın denizden karaya doğru olan hakim rüzgarların koridorlarını oluştururlar ve Antalya’nın meteorolojik değerlerini, iklimini ve hava kirliliğini regüle ederler. Aynı zamanda bu ve buna benzer diğer yeşil alanlar Antalya’nın sera gazı yutaklarını oluştururlar. Antalya’nın geleceğinin ipoteği olan bu alanlar: Ulusal ve uluslararası rantçılar tarafından kuşatılmış ve düşünce ötesi çeşitli gerekçelerle gündeme getirilerek, yapı alanlarına dönüştürmek için baskı altına alınmışlardır. Antalya’nın aylara göre hakim rüzgar yönleri (2): Aylar :123456789101112 Rüzgar Yönü :KKKKGD GDGKKGKK (K) Kuzey, (G) Güney, (D) Doğu * Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 5 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Meltem Mahallesi ve 100. Yıl Alanı Stadyum Dünyaca ünlü Konyaaltı Plajlarının, Atatürk Kültür Parkı’nın, turistik otellerinin ve alanlarının devamı olan ve bunlarla bütünlük sağlayan 100 Yıl Alanı ile Meltem Rüzgârları, Meltem Mahallesi ile bütünleşmiş ve simgesi haline gelmiştir. Meltem Mahallesi; konumu, panoramik ve konjonktürel yapısı itibariyle Antalya’nın en önemli mahallelerinden birisidir. Doğa güzelliği, meteorolojik şartları, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık ve turistik yapıları ile önem arz etmektedir. Stadyum, bölgenin ve ülkenin prestij yapılarından olup aynı zamanda o bölgenin de simgesi durumundadır. Wembley, Neo-Camp Stadyumları gibi. Stadyumlar daima toplumun, ülkenin ve dünya sporunun faydalanacağı alanlar olup, bunların yapımı ve kullanımı hiç kimsenin ve zümrenin RANT ALANLARI değildir. Meltem Mahallesi ve çevresindeki, meltem ve hakim rüzgarları; Antalya’nın havasının ve dolayısıyla ikliminin düzenlenmesinde etken olmaktadır. Antalya’nın orografik yapısı nedeniyle sıra dağların deniz yamacında oluşan nemli hava kütlesinin, hakim rüzgarlarla dağların arka yamaçlarına taşınarak, o bölgelerin de yağış almaları sağlanmaktadır. Nemli hava kütlelerinin taşınmasıyla, Antalya yayının çanağında oluşan aşırı yağışlar, sel ve taşkınlar da azalmaktadır. Alınması Gereken Önlemler Antalya’nın hava şartlarını düzenleyen, hava akımını sağlayan Meltem Mahallesi ve benzeri bölgeleri korumalıyız ve gelişmesini sağlamalıyız. Düzensiz ve plansız yapılaşmaları önleyerek, Antalya’nın hava akımlarını sağlayan açık alanlarını yeşil alanlara dönüştürerek yeni hava koridorlarını açmalıyız. Mevcut hava koridorlarını da açık tutmalıyız. Geleceğin Antalya’sı için sera gazı yutaklarını artırmalıyız. Bunun için 100. Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrika Alanları ve benzeri alanları ağaçlandırılarak YEŞİL DOKU olarak Antalya’ya kazandırmalıyız. AIHP Başkanı Faber’in söylediği EXPO 2016’nın kazandıracağı YEŞİL DOKU da bunlar olsa gerek. Dünya turizm kenti olan Antalya ve çevresi, her tür baskılardan ve popülist yaklaşımlardan uzak tutulmalıdır. Kıyılarının, falezlerinin, yeşil dokusunun, tarihi yapılarının, antik ve diğer her tür değerlerinin korunması amacıyla Antalya’ya, ÖZEL BİR KENT STATÜSÜ verilmelidir. Bunun için gereken yasalar çıkarılmalı ve acil önlemler alınmalıdır. Bu konularda merkezi ve yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine ve Antalya halkına önemli görevler düşmektedir. Özellikle Antalya halkı duyarlı olmalı, yaşam alanlarına sahip çıkmalı ve nesli için Antalya’yı geleceğe taşımalıdır. 6 İMO ANTALYA BÜLTEN . Stat bir bölgenin değişimini ve gelişimini sağlar. Stadın çevresi, yeşil alanlara ve çeşitli spor alanlarına dönüştürülür. Kentin dokusunda ise o yöne doğru eğilimler, tercihler ve kaymalar olur. Doğru planlamalarla, o bölgenin gelişmesi sağlanır ve kentin katma değeri artar. Bu ve buna benzer birçok nedenlerle stadyumun yeri ve yapısı çok önemlidir. Bazı insanları mutlu etmek için stadyum yapılmaz, ülke ve dünya sporuna hizmet vermesi için yapılır. Turizm kenti olan Antalya’nın: Düzensiz ve çarpık yapılaşmış, trafik sorununu çözmemiş şehir merkezine, stat yapmak için beton yığını stada ihtiyacı yoktur. Antalya’yı, geleceğe taşıyacak, gelişimini sağlayacak, prestijini artıracak ve simgesi olacak bir stada ihtiyacı vardır. Yapılacak böyle bir stat, aynı zamanda sosyal ve turizm amaçlarla da kullanılmalıdır. Son Söz Miras olarak değil! Neslimizin emaneti olan doğa harikası, medeniyetler müzesi ve kültür hazinesi Antalya’yı; değerleri, yeşil dokusu ve stadyumu ile birlikte gelecek nesillere en iyi şekilde bırakmalıyız! Teşekkür Antalya ve çevresi, 100. Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrikaları alanları için duyarlılıklarından dolayı Antalya halkına, sivil toplum örgütlerine ve yerel basına, 100.Yıl, Pil ve Dokuma Fabrika alanlarının korunarak Antalya’ya yeni bir stadyumun yapılması için maddi ve manevi desteklerinden ve “Stadyum Yeri Tercih Anketi” çalışmalarından dolayı İMO Antalya Şubesi Yönetim Kuruluna teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca Antalya’nın konumuna ve yapısına uygun bir stadyumun, Antalya’ya kazandırılması konusundaki çabası, mücadelesi ve bu konularda basınla olan ilişkisi nedeniyle İMO Antalya Şubesi Başkanı Cem Oğuz’a teşekkür ederim. Kaynaklar (1) Antalya Meslek Odaları Eş Güdüm Kurulu Basın Açıklaması. (2) T. Özmen. Antalya Dünya ve Ülke İçin Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir Bir Kent Modeli Olabilir mi? 6. Kentsel Altyapı Sempozyumu. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI I. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu İsmail Selçuk YILMAZ** İnş. Müh. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından ortak düzenlenen “1.Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” 14 Eylül 2012 tarihinde Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda: Yangından korunma ve önlemleri ile ilgili; ulusal ve uluslararası standartlar, yönetmelikler ve karşılaştırmaları konuları işlenmiştir. Sempozyumun açılış konuşması; İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem OĞUZ tarafından yapılmıştır. Cem OĞUZ; Konusu itibariyle çok önemli olan bu Sempozyuma, merkezi ve yerel yönetimlerin ilgisizliğinden ve yöneticilerinin katılmayışından söze başlayarak, özet olarak şunları söylemiştir: “Son 60 yıl içerisinde vuku bulan afetlerdeki can kayıplarının; %75’i depremler, %10’u heyelanlar, %6’sı su baskınları, %4’ü kaya düşmesi, %4’ü yangınlar ve %1’i çığ, fırtına neticesinde gerçekleşmiştir. Ülkemizdeki hızlı nüfus artışı, sanayideki gelişmeler, çok katlı ve çok amaçlı binalar yapımı, üretim teknolojisin- M. Tamer ÖZMEN* İnş. Müh. / İş Bilim Uzm. deki gelişmelere paralel olarak her geçen gün yangın sayısını da arttırmaktadır. Günümüzde büyük yangın felaketleri olmakta, çelik ve betonarme yapılar bir an da ateşin korkunç gücü altında yıkılarak can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir. İnsanoğlu, yangına karşı savaşımını 4000 yılı aşkın süredir sürdürmektedir. Yangın tarih içinde şehir dokularının değişimine bile neden olmuştur. 1666’da büyük Londra yangınından sonra alınan önlemler; Yangını çıktığı yapıda bırakmak, yanındaki yapılara sıçramasını önlemek biçimindeydi. 1871 Chicago yangını, endüstri devriminden sonra moda olan çelik kolon ve kirişlerin yangına karşı nasıl dayanıksız olduğunu ortaya koydu. 18. yüzyıldan sonra ki yanan yapılarda, insanların kaçabilmelerini sağlayacak önlemler düşünülmeye başlandı. 1942 Coconart Grove yangınında, yeni kaplama malzemelerin yanıcılığı nedeni ile 500 kişi ölünce, yeni mal- * Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi ** IMO Antalya Şube Sekreter Yardımcısı İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 7 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI zemelerin özellikleri önem kazandı. Osmanlı saraylarında çıkan yangınlar; sarayların çoğunda yapıların ya tamamen veya kısmen yok olmasına neden olmuştur. III. Murat zamanında saray mutfağında çıkan bir yangın büyük hasar yaratmış, sarayın büyük bir kısmını yok etmiştir. Bu nedenle 1539 yılında çıkarılan İstanbul Kadısının Fermanı ile yangın güvenlik önlemlerinin daha, bundan 450 sene evvel ciddi yasalarla ele alınmaya başladığını söyleyebiliriz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilimsel yaklaşımlarla yangına karşı savaşımda korunum çalışmalarına, ancak II. Dünya Savaşı sonlarına doğru başlanabilmiştir. Türkiye’de yılda 105.000 civarında yangın meydana gelmekte ve bu yangınlarda, çok sayıda can, mal ve ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Yangınla ilgili yasal düzenlemeler ile afet ve yangın gerçeğini bir kez daha kamuoyuna duyurmak, afet ve yangını anlamak, halkımızın bilinç düzeyinin artırılmasına katkı koyabilmek üzere Odalarımız Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile işbirliği yaparak “Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” düzenlemiştir. Önümüzdeki süreçte bu Sempozyumun devamı olarak özellikle orman yangınlarının da konu edileceği yeni sempozyumlar düzenlenmesini hedefliyoruz.” Birinci ve üçüncü konuşmacı olarak: Binalarda Yangın Önleme Uzmanı, Frankfurt İmar Dairesi Görevlisi, Mimar, Kemal GÜNAYDIN: Konaklama Amaçlı Binalarda Yangından Korunma Yönetmeliği Uygulamaları (Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği-2009) ile Almanya ve Türkiye’deki Yönetmeliklerin Karşılaştırılması konulu sunumu yaptı ve özet olarak şu noktalara değindi; Yangın, inşa sürecinde yapısal önlemler alınarak, teknik donatılar yerleştirilerek önlenebilir. Her şeyin başı eğitim, organizasyon ve denetimdir. Bu konularda yetişmiş elemana ihtiyaç vardır. 8 Alev geçirmez yangın kompartımanları yapılarak yangınını diğer birimlere sıçraması önlenmelidir. Kaçış yolları merdivenlerle, mecburi çıkışlarla bağlantılı yapılmalı, merdivenler panik durumunda kaçışa elverişli olmalıdır. Binaların duvarları yangına 90 dakika dayanabilen malzemeden yangın duvarları ön görülmeli, döşemeler de yangın duvarı niteliğinde olmalıdır. Binalardaki kablo, tesisat girişleri de yangına karşı korunmalıdır. Bina cepheleri zor yanıcı malzeme ile inşa edilmeli. Koridor ve hollerde oluşan duman gazları insanların toplandığı kısımlara sızmamalı, duman çıkışları için önlem alınmalıdır. Zira yangınlarda insanların %90 ı dumandan zehirlenerek ölmektedir. Oda kapıları yangın olunca kendiliğinden kapanabilmeli, alevler ve duman koridor ve hollere sıçramamalıdır. Koridorlarda belli mesafelerde duman kesici kapılar öngörülmeli bu kapılar yangında kendiliğinden kapanabilmelidir. Yangına uyumlu acil durum asansörleri olmalıdır. Tavanlarda ve duvarlarda yangın söndürme sistemleri olmalı, ilk yardım ve ilk yardım ekipleri ile ilgili bilgiler herkesin görebileceği yerlere asılmalıdır. Son söz: Mühendis ve mimar binayı yangını da düşünerek projelendirilmeli! İkinci konuşmacı olarak: Binalarda Yangın Önleme Uzmanı (Frankfurt) Mimar, Recep AÇIKGÖZ Almanya’da Halen Yürürlükte Olan Konaklama Amaçlı Binalarda Yangından Korunma Yönetmeliği Hakkında Bir Sunum Yapmıştır. Sunumdan kısa notlar: 1996 daki Düsseldorf hava limanı yangınından sonra yangın konusunda bütün Alman şartnameleri değişti. Bir kilogram kağıttan 1000 m3 duman oluşur. Ölümlerin %90 ı işte bu dumandandır. Yangında binanın konumu, itfaiyenin çalışma alanları ve ulaşım yolları çok önemlidir. Almanya’da yangın ihbarından hemen 10 dakika içinde itfaiye olay yerine ulaşır. Çünkü insanlar dumandan dolayı yangın başlangıcından 17 dakika sonra ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Yapı, itfaiye gelene kadar yangına dayanabilecek malzeme ile inşa edilmelidir. Yangınların çıkış nedenleri: %40 sigara, %16 arızalar (şarj aletleri), %13 kundaklama,%31 diğer. Yapının kullanım amacı, kullanım alanı, kapalı alanı, binada ikamet edecek insan sayısı ve yapının yüksekliği yangında baz alınacak kriterlerden yalnızca bazılarıdır. Yangından sonra sigorta şirketleri bin bir bahane uydurarak ödeme yapmak istemezler. Bu yüzden birçok firma iflasa kadar gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Yangınlardan mühendis, mimar ve yangın uzmanları sorumludur. özel binalarda ve bu binaların da %70’i konuttu. Yangınlar ekseriya saat 23.00 ile 7.00 arasında çıkmıştır. 5 milyar Euro hasar bedeli oluşarak yangına uğrayan işyerlerinin %43’ü iflas ederek iş yerlerine kilit vurmuş, yangın felaketi geçiren diğer firmaların mali değeri ise borsalarda %20-30 civarında düşmüş, ayrıca bu firmaların müşterileri tedariklerini rakip firmalardan yapar olmuşlardır. Son Konuşmacı olarak: Yangın Önleme Uzmanı (Frankfurt),İnş.Yük.Mühendisi, Oliver HILLA tarafından Almanya’da Mevcut Binaların Yangından Korunma Konusunda Yeniden Değerlendirilmesi ve Bu Uygulamaların Pratikteki Örnekleri ile Yapı Elemanlarının Avrupa Normlarına Göre Sınıflandırılması konulu sunumu yapmıştır. Ayrıca yangınların ve alınan önlemlerin tarihçesinden de bahseden Hilla özetle şu noktalara değinmiştir: Bu da gösteriyor ki yangınlar bir ülkeyi büyük felaketlere sürükleyebiliyor. Yangın hususunda ilk kurallar 18. Yy’da konulmuş. Minimum bina aralıkları ve duvar kalınlıkları tespit edilmiştir. Yangın hususunda ev sahibi ve plan grubu birlikte çalışmalı gereken bütün önlemler planlama ve uygulama sırasında yerine getirilmelidir. 19.yy Almanya’da itfaiye teşkilatı kuruldu. 1960 yılında yine Almanya’da ilk yangın şartnamesi yürürlüğe girdi. 1991’de bütün Avrupa’da birbiriyle uyumlu denetim şartnameleri yürürlüğe girdi. Büyük yangınlar: 19-26 Temmuz Roma yangını (Neron tarafından Roma yakıldı). 02-05 Eylül 1666 Londra yangınında 13000 ev ve 87 kilise yandı. Sebep: Kömürün düzgün yakılmayışı. 08-10 Ekim 1871 Chicago yangını,17000 bina yandı kül oldu. Sebep: Baca yangını. 11 Nisan 1996 Düsseldorf Havalimanı yangını, 17 kişi öldü, 88 kişi yaralandı, hasar bedeli 30 milyon Euro. Sebep: Birçok küçük hatanın bileşkesi. Almanya’daki 2003 istatistiklerine göre o yıl 230.000 yangın olmuş, 600 kişi ölmüş, 10000 kişi de yaralanmıştır. Ölümlerin %90’ı dumandan, yangınların %80’i İMO ANTALYA BÜLTEN . Sempozyumun son bölümünde: Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saadet ALKIŞ Başkanlığında sunumlar tartışılmıştır. İzlenim: “1.Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” ülke, Antalya ve ilgililer için çok faydalı olmuştur. Önemli afetlerden biri olan, zaman zamanda felaketlere dönüşen yangın afeti, büyük ölçüde can, mal ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Yangın ile ilgili bu sempozyuma; merkezi ve yerel bazda yöneticilerin ve ilgililerin katılmamış olması, dolayısıyla katılımın az olması ülke için hem düşündürücü hem de üzücüdür. Bu ve buna benzer sempozyum, toplantı ve eğitimlere ilgisiz kalınmasının nedenleri, üniversitelerde araştırma konusu olmalıdır. Bu Sempozyumun devamının gelmesi temennisiyle… TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 9 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Dünya Kenti Dediğimiz Antalya Süleyman SEYREK* İnş. Müh. Yurdumuz aktif deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Ülkemizin %96’sı, nüfusumuzun %98’si deprem bölgesindedir. Geçmişinde pek çok deprem gören ülkemizde gelecekte de depremlerle buluşacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Önemli olan bu depremlere karşı bilinçli olmak, depremi en hasarsız şekilde atlatmak, can kayıplarını minimuma indirmektir. Antalya 1997 yılında 4. derece deprem bölgesi iken, şimdi ikinci derece deprem bölgesi oldu. Bu da 1997 yılından önce yapılan binaların risk taşıdığı anlamına gelmektedir. Halkımız tedirgin olmasın diye bazı gerçeklerin gizlenmesinin hiçbir yararı olmadığı gibi bir deprem anında kaybedilecek can kaybını önlemez, vicdanları da rahatlatmaz. Onun için halk bilinçlendirilerek; deprem öncesinde, deprem anında, deprem sonrasında alınabilecek önlemler konusunda uyarıcı, ikaz edici, yol gösterici levhalar, basın bildirileri, haberleşme araçları ve seminerlerle ve hatta deprem senaryoları düzenleyerek depreme hazır hale getirilmelidir. Depremin nerede ne zaman olacağı henüz bilimsel olarak kanıtlanmasa da, fay hatlarının geçtiği bölgeler ve yıllara göre oluşmuş depremler değerlendirilerek, bir tahmin yürütülerek olasılıklar değerlendirilmektedir. Deprem afetlerinin en acı vereni en büyüğüdür. Depremin oluşumunu, yerkürenin yapısı, dalgaların yönü ve teorisini herkes bilmek durumunda değildir. Ama korunma yollarını herkesin bilmesi zorunluluk arz etmektedir. Türkiye deprem riski olarak 5 bölgeye ayrılmıştır. Yapılan yapıların tasarım ve hesaplamaları bu bölgelere göre yapılmaktadır. Hesap ve projesi olmayan, inşaat ruhsatı ve mühendislik hizmeti almamış yapılar da mevcuttur. Ülkemizde 19 milyon yapı olduğu tahmin edilmekte ve bunların %40’ının riskli yapılar sınıfına girdiği söylenmektedir. Depremle ilgili önlemlerin alınması konusunda henüz yeterli bir seviyeye ulaştık mı dersiniz? Maalesef ulaştığımız söylenemez. Bu Türkiye gerçeği Antalya’mızda aynen yaşanmaktadır. 680 km’lik kıyı şeridi bulunan, her yıl bir Burdur kadar nüfusuna eklenen dünya kenti konumundaki şehrimizde de sorunlar birikmiş, yaşam zorlaşmıştır. 10 10 İMO ANTALYA BÜLTEN . milyon yıl önce oluşan depremlerle doğa, falezler, göçükler ve yarılmalarla Antalya’mız bir güzelliğin simgesi haline gelmiştir. Bu güzelliği korumak, gelecek nesillerimize bırakacağımız en güzel mirasların başında gelmektedir. Özellikle falezler üzerinde bilinçsizce yapılan yapılaşmalarla çirkinlik abideleri yarattık. Bunu açıkça ifade etmenin yarar olduğu kanısındayım. O da şudur; Bir rant, bir ilişki, bir çıkar, bir menfaat uğruna buraların feda edildiği kanısı oluşmaktadır. Doğayı katlederek gelecek nesillerin yaşam değerlerini köreltmekte olduklarının acaba farkındalar mı? Doğa kendisine yapılanı affetmez. Dere yataklarına yapılan binaların akıbeti gibi falezlerin altları denizin ve rüzgarın aşındırmasıyla dehlizler, oyuklar, boşluklar oluşarak göçmekte veya kaymaktadır. Falez başlarına yapılan yapıların akıbetinin de gelecekte dere yataklarındaki binalarınki gibi olmayacağına kim garanti verebilir? Antalya’mız Büyükşehir ve ilçe belediyelerin farklı siyasi görüşlerin yönetiminden oluşmaktadır. Demokrasinin de gereği budur. Ama kentimizin modernleşmesi, gelişmesi yaşam kalitesinin arttırılması siyasi rantlara bağlı olarak değil, birlikte bir mantık süzgecinden geçirilerek insan odaklı, gelişmiş, çağdaş, modern ülkeler düzeyinde bir gelişmişliğin sembolleri baz alınarak en iyi şekilde nasıl yapılabilirliği tartışılmalı ve uygulanmalıdır. Daha önce bir şekilde yapılmış hatalardan dönülmeli, bu hataları da bir nasihatmiş gibi algılayarak aynısını tekrarlamamalıyız. Antalya’mız bir dünya kenti diyoruz. Doğasıyla; deniz, kum, güneş, orman, dağ ve ovalarıyla tanınan albenisini bu şekilde benimsetmiş bir kent olarak korumak elbette ki bireysel ve toplumsal bir zorunluluktur. Bu görev kolay bir görev değildir. Rant ve çıkar çevreleri kendi menfaatleri için bu güzellikleri çirkinleştirmekten çekinmezler. Antalya’da yaşayan, burasının havasını koklayan bireyler olarak dik durmalıyız teslimiyetçi olmamalıyız. Görev ve yetkilerimizi bilerek gerekli duyarlılığı göstermeliyiz. Ben de bir kentli, bir teknik eleman, bir belediye çalışanı, bir vatandaş olarak görüp de huzursuz olduğum birkaç konu ile serzenişlerimi ifade etmek istiyorum: TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Konyaaltı sahil şeridi: Yazın çok sıcak olması sebebiyle çok yoğun bir insan kalabalığına sahne oluyor. Trafik alabildiğine yoğun, insanlar gece gündüz kent merkezine yakınlığı, cazibesi denizden ve güneşten faydalanmak amacıyla buralarda bulunmaktalar. Gel gör ki araba park edecek yer bulmak imkansız. Yol kenarlarına arabalar için büyük cepler yapmak mümkün ve müsait iken, kısmen küçük küçük cepler yapılmıştır. Yol kenarlarını daraltarak araba konması ve park etmenin engellenmesi hangi mantığa uygundur. Böyle bir uygulama her an kazalara ve can kaybına sebep olabilecek ortam yaratmaktadır. İnsanlar cepler harici yerlere araba koymak için ya bir arabanın çıkmasını beklemekte ya da araba ileri geri manevra yaparken trafiği engellemektedir. Yetkililerin bir an önce yerinde incelemeler yaparak, can kaybına sebebiyet vermeyecek bir çözüm bulmalıdır. Antalya’nın sembollerinden Dönerciler Çarşısı: Yıllar önce yapılan bir planlama ve düzenleme ile yeniden oluşturuldu. Gel gör ki Dönerciler Çarşısı kent İMO ANTALYA BÜLTEN . mimarisine, kent gelişimine, kent güzelliğine hiçbir katkısı olamayan garip bir yapıdır. Hemen bitişiğinde ana cadde kenarındaki kaldırımdan yürüyen engellileri bırak, normal bir insanın dahi dalgın bir anında kaldırımın ortasındaki demir borulara çarpmaması olanaksız. Çatıyı taşıyan boruların kaldırımın ortasına konmasının bir inşaat mühendisi olarak mantığını anlamıyorum. Kentin merkezi ve en işlek yerinde her gün binlerce insanın geçtiği bu kaldırımdan bu boruların biran önce kaldırılması gerekmektedir. Hatta tüm çarşı projesinin revize edilerek daha işlevsel bir proje uygulanmalıdır. Yine Antalya’nın simgesi olan Sobacılar Çarşısı: Yıllar önce proje yarışması ile mimari düzenlemeye gidilmiş, o eski nostalji görünümü ve işlevi yok edilerek, farklı bir görünümle işlevsiz hale getirilmiştir. Eski konumu korunarak iyileştirilebilirdi. Şu anda esnaf bu alanda memnuniyetsiz, çarşı işlevsizdir. Sobacılar Çarşısı, geçmişine uygun olarak yeniden tasarlanmalıdır. Bu kent bizim, güzellikleri de bizim olmalıdır! TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 11 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER Yaşanabilir Kentler İçin TMMOB Kentsel Dönüşüm İlkeleri Haluk SELÇUK* İnş. Müh. 21 yüzyılda gaz tenekesi görünümlü tek tip, bayat, estetikten uzak TOKİ yapıları şehirlerimizde boy göstermekte iken halkın sosyo-kültürel ihtiyaçlarına cevap verecek, enerjisinin yaklaşık %80’ini yurt dışından temin eden ve bu enerjinin %40’nın konutlarda tüketildiği bir ülkede; Güneş ve rüzgar enerjilerinden azami yararlanan, olabildiğince çevreye uyumlu, estetik, kent kültürüne uyumlu konut üretimleri hedef alınmalıdır. Güvenli ve nitelikli yapılar inşa edebilme hedefine varabilmek amacıyla afet riski taşıyan yapıların tasfiye edilerek can ve mal güvenliğinin sağlanmasına; Çevreye duyarlı teknik altyapısını tamamlamış, temiz enerji ihtiyacını karşılamış, nitelikli yaşam alanlarının oluşturulmasına yönelik olarak; bina envanterlerinin çıkarılması, kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme alanlarının belirlenmesi gerekmektedir… Yasa hakkında TMMOB tarafından hazırlanan temel görüş ve ilkeler aşağıda özetlenmiştir. Yasa Hakkında TMMOB Tarafından Hazırlanan Temel Görüş Ve İlkeleri: Kamuoyunu doğrudan ilgilendiren, mekânsal dönüşümle birlikte toplumsal dönüşümüne de yol açan “kentsel dönüşüm” konusunda, mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak “Kentsel dönüşüm olmalı, ama nasıl olmalı?” sorusuna verdiğimiz yanıtları kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyoruz. 1. Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi için, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel ve teknik gereklilikleri planlama disiplininin bir parçası olan kentsel dönüşüm uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir. Bu nedenle, geliştirilen tüm projelerde, kamu yararı ilkesine ve mühendislik, mimarlık ve planlama ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır. 2. Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve sağlıklaştırma çalışmaları için, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini esas alan, genel ilkeler belirlenmelidir. “Kentsel dönüşüm alanı” ilan edilmeden önce, “kentsel yenileme”, “kentsel sağlıklaştırma” gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının belirlenebilmesi için; öncelikle, deprem, yapı niteliği, taşkın, heyelan vb risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın niteliksizliği) kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe sahip alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmelidir. 3. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre oluşturulabilmesi amaçlarının bütünsel olarak gerçekleştirilebil* İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi 12 İMO ANTALYA BÜLTEN . H. Selçuk mesi için öncelikle sürece katılacak tüm aktörlerin yer aldığı örgütlenme biçimi oluşturulmalı ve finans kaynakları tarif edilmelidir. 4. Geliştirilen projelerde toplumsal, fiziksel, doğal, çevresel ve ekonomik koşullar birlikte ele alınmalı, proje alanlarına yönelik planlama kararları kent bütününe yönelik kararlardan koparılmamalı, ayrıştırılmamalı, üst ölçekli plan kararlarına aykırı uygulamalardan kaçınılmalı, projeler başta ulaşım kararları olmak üzere, olası çevresel etkileri analiz edilerek, kent planı ile bütünleşik olarak ele alınmalıdır. 5. Dönüşüm, sağlıklaştırma ve/veya yenileme öngörülen alanlar, kentin gelecekteki niteliğini belirleyen planlarıyla uyumlu, plan ana kararlarını gözeten bütüncül bir bakış açısına sahip olmalı ve planlama, programlama, projelendirme ve parasal konulara dair süreç, çözüm ve uygulama araçları ile bir bütün olarak ele alınmalıdır. 6. Sağlıklı ve güvenilir bir çevre oluşturulmasında kritik öneme sahip yapı denetim sisteminde kamu denetimini etkinleştirmek için, kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesinde ve uygulamanın her aşamasında TMMOB‘ye bağlı meslek odalarının görüşü ve önerileri alınmalı ve meslek odaları denetim sürecinde etkin olarak yer almalıdır. 7. Projeler temelde rant artışının değil, can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamalı, kentsel dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalıdır. Bu kapsamda tüm yapılaşmalara yönelik güçlü, kamusal yapı denetim sistemi yaşama geçirilmeli, uygulama sonucu oluşan rant artışları doğrudan kamuya kazandırılmalıdır. 8. Dönüşüm projesine konu olan alanların yeniden yapılan- TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER masında; konut alanlarının sağlıklı bir yaşam alanı niteliğine kavuşması için, sosyal ve teknik altyapı tesisleri ile çalışma alanlarına yönelik kararlar birlikte ele alınmalı, kentsel sosyal donatılar insanca yaşama şartlarını sağlayacak standartlara uygun olarak geliştirilmeli, teknik altyapının ve sosyal donatı tesislerinin konutlarla eş zamanlı biçimde kullanıma geçmesi sağlanmalıdır. 9. Afet tehlikesi karşısında alınabilecek tek önlemin “yapı düzeyinde” güçlendirme ve yenileme olduğu düşüncesinden vazgeçilmelidir. Yapılar, kentsel ve/veya bölgesel düzeyde ele alınarak, afete duyarlı planlanma yaklaşımı esas alınmalıdır. İmar planları risk azaltma önlemlerini kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Kentsel dönüşüm projelerinde kent bütününe ilişkin risk faktörleri belirlenmeli ve bu verilere göre risk azaltma planları hazırlanmalıdır. 10. Kentsel dönüşüme konu edilen alanlar ve yapılar açısından, tüm tarihsel birikimi ve kültürel zenginliği ortadan kaldıracak yıkım ve yeniden yapma dışındaki seçeneklerin; koruma, yenileme, iyileştirme, güçlendirme ve canlandırma seçeneklerinin öncelikle araştırılması ve tartışılması sağlanmalıdır. 11. Dönüşüm projelerinde, kentleri ve kırsal alanları estetikten yoksun kimliksiz hale getiren, yerel kimliği ortadan kaldıran tek tip mekân üretiminden vazgeçilmeli, kentsel mekânı parçalayan ve ayrıştıran uygulamalara son verilmeli, gerek yerleşim bütününde gerekse tek yapı ölçeğinde yerelin özellikleri, kırsal dokusu, tarihi ve kültürel birikimi ve özgünlükleri mutlaka korunmalı, özgün niteliğini devam ettirecek toplumsal yaşam ve kültürel değerleri dikkate alan yaklaşım benimsenmelidir. 12. Dönüşüm projeleri hiçbir koşulda tarihi ve kültürel değerlere zarar vermemeli, bu niteliğe sahip alanlarda gerçekleştirilecek dönüşüm projeleri tarihi ve kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi çabasının bir parçası olarak ele alınmalıdır. 13. Dönüşüm projelerinde; yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar, gibi doğal varlıklar ile ulusal veya uluslararası özgün nitelikleri nedeniyle doğal sit, ÖÇK (Özel Çevre Koruma Bölgesi), milli park, tabiat parkı, sulak alan gibi doğa koruma statüsü verilmiş alanlar, toplumun gıda kaynakları olan verimli tarım alanları, zeytinlikler gibi özel ürün alanları hiçbir koşulda yapılaşmaya açılmamalı ve mutlak biçimde korunmalıdır. 14. Zemin yapısı nedeniyle risk taşımayan, yalnızca yapı güvensizliği ve kentsel mekânın niteliksizliği nedeniyle dönüşüm projesine konu olan yerlerde, proje alanında yaşayanların uygulama sonrası yine aynı bölgede yaşaması sağlanmalıdır. İMO ANTALYA BÜLTEN . 15. Zemin yapısı nedeniyle risk taşıyan ve yapılaşmaya kapatılması gereken bölgelerde yaşayanların, iş olanakları ve ulaşım koşulları dikkate alınarak, gerek geçici iskân aşamasında ve gerekse uygulama sonrasında yakın çevrede iskan edilmesi sağlanmalıdır. 16. Yenileme, sağlıklaştırma ve dönüşüm süreçleri şeffaf olmalı, karar süreçleri ilgili toplum kesimleriyle paylaşılmalı; sürecin tamamında projeden etkilenen toplum kesimlerinin bilgiye kolayca erişebilme olanağı yaratılmalı; bu kapsamda dönüşüme konu olan sakinlerinin sosyal açıdan zarara uğramaması ve yerinde dönüşüm ilkesi en önemli hedeflerden birisi olmalıdır. 17. Projelerin uygulanması hiçbir koşulda yaşayanlar açısından sosyal ayrışmaya/toplumsal kırılmaya/sosyal bir yıkıma neden olmamalı; kent hakkı, konut dokunulmazlığı ve barınma hakkı ilkeleri, kiracıları da kapsayacak biçimde kamusal güvence altına alınmalıdır. 18. İdari dava açma hakkı, hak arama hürriyeti temelinde düzenlenmelidir. Mülkiyet hakkı güvencesi anayasa temelinde korunmalıdır. 19. Barınma hakkı sahipliği; mülkiyet belgesinden bağımsız, sağlıklı bir yaşam çevresi içinde, çağdaş, yaşanabilir konut hakkı olarak kabul edilmelidir. 20. Dönüşüm projelerinden etkilenen tüm kesimlere ayrımsız biçimde, projenin başlangıcından sonuçlanmasına dek, güvenli ve sağlıklı yaşam olanaklarına sahip geçici iskân olanakları yaratılmalı ya da günün koşullarına uygun kira yardımı yapılmalıdır. 21. Projelere doğrudan kamusal kaynak aktarımı da yapılarak, konut edinme koşulları proje alanında yaşayanların ödeme gücü oranında düzenlenmeli, uygulamaların tüm kesimler açısından dışlama ve tasfiyeye neden olması önlenmeli, olası geri ödemeler iskân sonrası başlatılmalıdır. 22. Proje alanında yaşayan ve projeden etkilenenlere mevcut konutundan daha küçük, daha niteliksiz, daha düşük sınıfta konut verilmemeli, diğer yandan bu amaçla yapılacak düzenlemeler haksız borçlandırma gerekçesi olarak da yansıtılmamalıdır. 23. Mevcut kullanıcıların, gerçekleşecek dönüşüm sonucunda aynı alanda yaşamlarını sürdürebilmesini olanaklı kılacak, ortak giderleri karşılamaya yönelik, sürdürülebilir, gelir yaratıcı olanaklar yaratılmalıdır. 24. Kent kültürünü, kimliğini geri dönülmez biçimde yok eden, halen yaşanan/yaşanacak olan tahribatın durdurulması ve mağduriyetlerin önlenmesi için “Kentsel dönüşüm” adı altında hali hazırda sürmekte olan ve bilimsel esaslardan ziyade rant temelinde hazırlanmış projeler derhal durdurulmalı, yukarıdaki ilkeler bütününe göre yeniden düzenlenmelidir. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 13 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER “Su Kanunu Tasarısı” Haluk SELÇUK* İnş. Müh. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu taslak, “suyu nasıl korurum”dan ziyade “suyu nasıl satarım” düşüncesini belirlemeye yarayan bir kanun çalışmasıdır. Taslakta; “su ticari bir meta değildir. Korunması ve savunulması gereken doğal bir miras ve en temel yaşam kaynağı”, ilkesinin gözardı edildiği görülmektedir. Su savaşları senaryolarının yazıldığı bir dünyada, su kaynaklarını korumak, suyu kirletmemek ve suyun kamu yararına kullanılması kavramını geliştirmeliyiz. Su Kanununda; Suyun, kamu gücü tarafından tek merkezden yönetimi ve suyun temel yaşam hakkı olduğu hüküm altına alınmalıdır! Taslak hakkında TMMOB tarafından hazırlanan temel görüş ve ilkeler aşağıda özetlenmiştir. Taslak Hakkında TMMOB Tarafından Hazırlanan Temel Görüş Ve İlkeleri: Su Kanunu Tasarısı, ekosistemin sürdürülebilirliğini, suyun kendini yenileyebilme kapasitesini göz ardı eden, suyu toprağın bütünleyici parçası olarak görmeyen; orman içi sular, akarsular, içmesuyu kaynakları, jeotermal sular gibi hiçbir ayrım gözetmeden; tarımsal kullanım, içmesuyu gibi farklı amaçları göz önüne almayan ve su kullanım haklarını ihlal ederek hiçbir koşul gözetmeksizin su kaynaklarının tahsisi için özelleşmesi temeline dayanan ülke su politikaları doğrultusunda ortaya konan bir belge olarak düzenlenmiştir. Devlet kendi suları üzerindeki kendi haklarından vazgeçmektedir. Tasarı “Su için temel bir kanun” değil, “Su Tahsis Kanunu” tasarısıdır. Suyun ticari bir meta olarak piyasaya sunulmasının son adımı olarak özelleştirme amacına hizmet etmesi açısından yasa tasarısında suya bir “kaynak” olarak yaklaşılmakta, sadece kullanıma yönelik bir meta şeklinde ele alınmaktadır. Tasarı ile “yeraltında bulunan durgun veya hareket halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları” yani yeraltı sularını ve yüzeysel sularını kapsayan tüm su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, ulusötesi ve yerli tekellere satılması öngörülmektedir. * İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi 14 İMO ANTALYA BÜLTEN . H. Selçuk Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, topluma ait, ülkenin tüm su varlığının/kaynaklarının en kısa yoldan özel sektöre devrini düzenleyen bir kanun tasarısıdır. Kanun temel olarak “su tahsis”ine odaklanmış, diğer tüm düzenlemelerin tamamına yakını “tahsisi” diğer bir ifade ile satışı kolaylaştırmak üzere; kıt bir kaynak olan su kaynaklarının arzı, kullanımı, dağıtımı ve kontrolü düzenlenmiştir. Suyun kullanımlar arasındaki tahsisinde sadece verimlilik standardı ölçüt olarak kabul edilmiştir. Suyun yönetiminde temel bilgi birikimini sağlayan ölçümlerin özel bilgi ve tecrübe isteyen bir iş olması ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi`nin kapatılması sonucu bu birikimin yok olması nedeniyle bu konudaki görev için “Bakanlık yapar ya da yaptırır” ifadesi birikim ve alt yapı bakımından belirsizdir. Tasarıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ve DSİ`nin görevleri arasında çakışmalar daha da arttırılmıştır, yetki ve sorumluluklar belirsizleştirilmiştir. Taslak, su ile ilgili bütün yasa ve yönetmelikler gözetilmeden hazırlanmış, mevcut parçalanmış kurumsal yapı daha da karmaşık hale getirilmektedir. Doğal bir varlık olan suyun yönetimi “Su Yönetimi Yüksek Kurulu” gibi idari bir mekanizmaya teslim edilmektedir. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER “Suyun yönetimi karşılığında ücretlendirilmesi” yaklaşımının bir hak olarak temel insani su ihtiyaçlarının karşılanması ile bağdaşması mümkün değildir. Tasarıda su; kaynağı sonsuz, tükenmeyen ve geliştirilmesinde çevresel, fiziksel ve maliyet sınırlamaları ve eşikleri olmayan bir varlık olarak değerlendirilmektedir. Su ile ilgili plan ve yönetim kavramları sadece su potansiyelinin arzına (sunumuna) ilişkindir. Bu nedenle havza tanımı ve havza yönetim planı tanımlarında su kaynağını hidrolojik sınırları ile ele alan dar bir yaklaşım izlemektedir. Kanun tasarında ne “su hakları”na yönelik net bir tanımlama bulunmakta, ne de bu hakların (kadim su hakları, tahsis hakkı, öncelikli kullanma hakkı vb. gibi) nasıl kullanılacağına ilişkin bir açıklama getirilmektedir. Tasarıyla, mülkiyet hakları, su hakları görmezden gelinerek zorla kamulaştırma, el koyma olanağı sağlanmaktadır. Tasarıda “Asgari su akışı” gibi ekolojik olarak doğru bir tanımlama olmayan, tartışmalı tanımlamalara yer verilmiştir. Taslakta çevresel hedefler ve su kalitesi gibi suyun niteliğine ilişkin kavramlar geçiştirilmiştir. Söz konusu kanun ülkenin suyla ilgili tüm politikalarını yansıtması gerekirken, su hakları, atık sular, sınır aşan sular, doğal kaynak suları vb. pek çok konu “kapsam” dışında bırakılmıştır. Sulama amaçlı su kuyularına otomatik sayaç okuma sisteminin takılması ile küçük çiftçinin daha da fakirleşmesine yol açılacaktır. Anayasal bir hak olarak, geleceğimizin garantisi olan doğal varlıkların devamlılığının sağlanabilmesi için vazgeçilmez öneme sahip olan suyun bir “doğal varlık” olarak yenilenebilirliğinin sağlanması için TEMEL SU KANUNU ŞÖYLE OLMALIDIR: • Kanun suyun “insan ve doğa için bir hak” olduğu temelinde geliştirilmelidir. Eşitlik ve hakkaniyet ilkelerinin göz önüne alındığı ve suyun bir kamu malı olduğu konusu, su Kanunu içinde açıkça ifade edilmelidir. • Temel olarak, su, bir “doğal varlık” olarak ele alınmalıdır. • Suyun “doğal varlık” olarak kabul edilmesi “kaynak” olarak sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için de gerek şarttır. Bu sebeple öncelikle tasarıda “su kaynakİMO ANTALYA BÜLTEN . ları” ifadesi “su varlığı” şeklinde değiştirmelidir. • Suyun “doğal varlık” olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması için, hidrolojik döngü içinde “suyun arazinin bütünleyici parçası olarak” ele alınması ve “suyun ekosistem içindeki fonksiyonunun bilinmesi” gerektiği göz önüne alınarak tasarı yeniden düzenlenmelidir. • Suyun kaynak olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması için, doğal bir varlık olarak yenilenme kapasitesinin korunması, ekosistemin/doğal yaşamın varlığının ve kalitesinin korunması, aynı zamanda kaynak olarak uzun dönemli değişebilen ihtiyaçlara cevap veren tüketimlerin düzenlenmesi, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve çölleşme ile ilişkisinin kurulması gereklidir. • Suyun kendini yenileme kapasitesini etkileyecek hiçbir kullanıma izin verilmeyeceği düzenlenmelidir. • “Su Kanunu” su için temel kanun niteliğiyle su ile ilgili tüm koruma, geliştirme ve kullanma konularını kapsamalıdır. • Su ile ilgili süreçleri bütüncül olarak kapsayarak, temel insani haklar ve ekolojik dengeleri gözetecek ve koruyucu unsurları da içerecek şekilde havza bütününde ele alınmalıdır. • Havza, havza planlarının ve yönetiminin sorumluluk alanı olarak; su talebinin, suyu doğal varlık olarak nasıl etkilediği, bir kaynak olarak da üzerindeki baskının nasıl kontrol altına alınacağı ve müdahale edileceği; su potansiyelindeki azalma ve taşkınlar gibi durumlarda ortaya çıkan risklerin nasıl önleneceği; su kaynaklarını kirletici etkilere karşı nasıl korunacağı konularını kapsayacak şekilde tanımlanmalıdır. • Havzadaki tüm su kullanıcılarını bir bütün içinde ele alan, suyu doğal bir varlık olarak ekosistem içindeki fonksiyonu ile değerlendiren, bir kaynak olarak da üzerindeki kirletici ve diğer risk faktörlerini denetleyebilecek entegre bir havza yönetim anlayışına yer verilmelidir. Bu şekilde, havzanın su potansiyelinin, mekansal planlama kararları ile entegre edilerek yönetilmesine olanak sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. • Su tahsisi konusu, ekosistem özelliklerinin belirlendiği, uzun dönemli ölçüm sonuçlarının temel alındığı havza bazında yapılacak planların parçası olarak ele alınmalı; ekolojik denge, gelişmişlik düzeyi, sosyokültürel yapı, su kullanım hakları göz önüne alınarak temel ihtiyaçlar temelinde düzenlenmelidir. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 15 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ MEVZUAT, YASA ve YÖNETMELİKLER HAKKINDA GÖRÜŞLER • Ücretlendirmede ticari ve insani haklar ayırt edilmelidir. • Suyun bir “varlık” olarak “korunması”, “kaynak” olarak “kullanımına” ilişkin kararların üretilebilmesi için öncelikle; su ile ilgili çalışmalar bir süreç olarak ele almalı, bu süreç ölçüm- izleme, planlama ve uygulama süreçlerini kapsayacak şekilde olmalıdır. Suyun ölçülmesi (izleme), planlama ve uygulama süreçleri tanımlanmalıdır. • Yasa, planlama çalışmasından sonra, planlama kapsamındaki projelerin yapımı, uygulaması ve işletilmesi aşamasını da kapsayan uygulama süreçlerinin tanımlandığı düzenlemeleri içermelidir. • Ölçme, planlama ve uygulama süreçleri birbirinden bağımsız, ancak birbirine veri ve bilgi aktaran yapılar şeklinde belirsizliğe yer verilmeden düzenlenmelidir. • Öncelikle suyun miktar ve kalite bakımından ölçülmesi ve izlenmesi konusunda sorumlu olacak kurum (bilgi birikimlerini gözeterek) net olarak belirtilmelidir. • (Su ölçümü konusu özel bilgi, beceri ve tecrübe gerektiren bir konudur. Su ölçümleri konusunda teknik eleman sorunu her zaman yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. 662 KHK ile kapatılan Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) 1935 yılından 3 Kasım 2011 tarihine kadar ölçümlerini yapmaktaydı. 662 KHK ile EİE`nin ölçüm görevleri başta olmak üzere DSİ`ye devredilmiştir. DSİ de kendi bünyesinde 1954 yılından beri ölçümler yapmaktadır. Ancak DSİ ölçümleri genellikle proje amaçlı ölçümlerdir. Mülga EİE ölçümleri ise daha ziyade genel amaçlı ölçümler olduğundan ihtiyaç duyulduğunda başvurulabilecek verilerdi. EİE kapanmasında sonra su ölçümü çalışmaları elemanları ve ölçüm malzemeleri ile DSİ`ye devredilmiştir. Ancak DSİ “hidrolog” olan bu kişileri başka işlerde görevlendirdiğinden su ölçüm işlerinde EİE`nin ölçüm sistemi devam edememektedir. Bu durum genel olarak öncelikle düzeltilmesi gereken bir durumdur. Mülga EİE`den devreden işler EİE`de olduğu gibi yürütülememektedir. Bu olumsuzluk tamamen DSİ`deki başarısızlıktan değil EİE`deki fiziksel yapının işe daha yatkın olmasından yani kurumların fiziksel yapılarından kaynaklanmaktadır) • Suyun kullanımına ilişkin (tahsis edilmesi) işlemler, planlama içinde potansiyel ve ekstrem (taşkın ve kuraklık) değerlerinin belirlenmesi ön koşuluna bağlanmalıdır. • Kurumsal yapı içinde planlamada, su ölçümleri esas 16 İMO ANTALYA BÜLTEN . veriyi oluştururken havzadaki diğer parametreleri bütüncül olarak kapsayacak çalışmaları yapacak bağımsız oluşum tanımlanmalıdır. Planlama işi herhangi bir yapıdan etkilenmeyecek özellikte olmalıdır. Planlamada havza bütünü esas alınmalıdır. • Hizmetler açısından, parçalanmış yapıyı birleştirecek bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır. • Su ile ilgili olan bütün yasa ve yönetmeliklerde dikkatle görev çakışmaları ve boşlukta kalan görevlere ilişkin düzenlemeler yapılmalı, bu düzenlemeler yapılırken geçmişten gelen kurumsal birikim ve deneyimler göz önüne alınmalıdır. • Ticari bir meta olmayan su, gerçek ve tüzel kişilere tahsis yoluyla özelleştirilmemeli; suyun doğal varlık olarak korunması, kaynak olarak da sağlıklı ve hakkaniyetli kullanılabilmesi, planlanması, işletilmesi ve denetlenmesi için suya ilişkin her türlü hak ve yetki kamu tasarrufu ve denetimi altında olmalıdır. • Su kaynakları açısından var olan koruma sınırları ile tahsis edilen suya ilişkin kullanım faaliyeti arasındaki sınırlamalara yer verilmelidir. • Faydalanma ve öncelik sırasında birinci sırada ekosistemin su ihtiyacı olmalıdır. Aksi takdirde suyun kendini yenileme kapasitesi temel alınmadan yapılacak kullanım kararlarının sürdürülebilirliğinden söz etmek mümkün değildir. Sonuç olarak; Devletin su üzerindeki toplum adına sahibi olduğu kendi haklarından vazgeçtiği, “insan ve doğa için bir hak” temelinde tükenebilir, stratejik önemde ve kıt bir varlık olan suyun gerçek veya tüzel kişilere süresiz denebilecek şekilde tahsisi ve ticarileştirilmesi yaşamsal düzeyde stratejik bir hatadır. Suyun gerçek ya da tüzel kişilere tahsis edilmesi, kamu denetiminden çıkarılması politik, ekonomik sorunların yanında toplum sağlığı açısından tehdit unsuru olacaktır. İleride telafisi mümkün olmayan, geleceğimizin satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli, geleceğimiz için yaşamsal önemdeki su varlığımızın kullanımı toplum ve doğa için bir hak temelinde yeniden düzenlenmelidir. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ DÜNYADAN İngiltere’de İş Güvenliği Hüseyin GÖNCÜ* İnş. Yük. Müh. İngiltere’de “HEALTH AND SAFETY EXECUTIVE” adlı kuruluş İş Güvenliği ile ilgili konularda tam yetkiye sahip bağımsız hareket eden bir devlet kuruluşudur. 4) Bu kuruluşun elemanları şantiyeleri tetkikinde, iş ka- “Healt and Safety Executive” ve Sorumlulukları yapılmadığı kanaatine varırsa, firmaya düzeltilmesi için Yetki zalarını önleme de alınan tedbirlerin yetersiz olduğuna veya risk analiz ve değerlendirmelerinin kriterlerine göre süre verir ve incelemeye alır. Eğer yine de bir düzelme 1) 5 kişiden fazla işçi çalıştıran inşaat firmaları inşaata başlamadan önce bu kuruluşa ait formları doldurmak suretiyle işin nevini, başlama ve bitim tarihlerini kaç kişi çalıştıracağını bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirimi müteakiben “Health and Safety Executive” devreye girer. olmaz veya şantiyenin iş güvenliği uzmanlarını yetersiz 2) Bu kuruluş bütün inşaatları her kademede denetlemekle yükümlü olup; çok geniş yetkilere sahiptir. Her an kapınızı çalabilir ve Demokles’in kılıcı gibidirler, hiç gözünüzün yaşına bakmazlar, gerektiğinde keskin kılıçlarını indiriverirler. Onun için de bu kuruluşun verilerine göre 175000 inşaat firmasında 2,4 milyon kişinin çalıştığı inşaat sektöründe almaya ve mahkûmiyeti için iş mahkemelerine başvurma bulur, o şekliyle devam etmesinde bir sakınca görür ise inşaat faaliyetlerini durdurma yetkisine sahiptir. Herhangi bir şantiyede iş kazasının olması halinde ise, geniş çaplı bir araştırma yapmayı gerekli görürse firmayı kara listeye yetkileri ile donatılmıştır. 5) İnşaat işinin her kademesinde (mesela makineli hafriyat, yükseklerde çalışma koşullarında alınması gerekli tedbirler, isçilerin düşme ihtimali olabileceği boşlukların emniyetli hale getirilmesi, vinçli çalışma ortamındaki şartlar gibi) iş kazalarının önlenmesine yönelik kapsamlı 2008/2009 52 işçi 2009/2010 41 İşçi 2010/2011 50 işçi yayınlar neşretmek. Bu kuruluşun yayınladığı kitap ve dokümanlar o kadar güzel hazırlanmıştır ki; inşaatın İş kazalarında hayatını kaybetmiştir. Bu kayıp rakamları toplam 80 milyar sterlinlik inşaat üretim hacmine (UK nin toplam üretiminin %8’i) kıyaslandığı zaman küçük rakamlar olmasına rağmen, bu kuruluş bu rakamları aşağıya çekmek için daha sıkı tedbirlere başvuracağını açıklamıştır. 3) Bu kuruluşun elemanları hangi inşaat dalı olursa olsun (bina inşaatı, köprü, baraj, yol, tünel demiryolu, metro vs) inşaatları her kademede denetler. Bu denetleme esnasında şantiyelerde görevli iş güvenliği elemanlarınca hazırlanan ve inşaatın her kademesinde vuku bulması muhtemel iş kazalarının bir program dahilinde planlanması ve her kademede risk analiz ve değerlendirmelerinin doğru yapılıp yapılmadığını kontrol eder. Bu raporlardaki riskler ve alınması düşünülen tedbirlerin kriterlerine göre yeterli olup olmadığına bakar incelemeye alır. her kademesinde alınacak güvenlik önlemlerinin neler olabileceği, risk analizlerinin nasıl yapılacağı tek tek anlatılmakta ve şemalar çizilerek hangi iş dalında hangi yöntemi uygulamanın başarılı olacağı izah edilmektedir. Vuku bulan iş kazalarındaki dikkatsizlik ve tedbirsizlikler misaller verilerek sıralanmaktadır. Şantiyelerdeki iş güvenliği sorumluları bu verileri uygulayıp biraz da özverili davranırlarsa fazla bir riske girmeden inşaat biter. 6) Bu kuruluş; şantiyelerde iş güvenliği ile ilgili sorumlu elemanların görev ve sorumluluklarını içeren neşriyatlar yayınlamak, iş güvenliği üzerine kurslar ve konferanslar düzenlemek ve iş güvenliği konusunda uzmanlaşmış firmalara kurslar düzenleme, imtihanlarını geçme kaydıyla İş Güvenliği Sertifikası verme yetkisinin tanınması gibi görevleri icra etmektedir… * Bu yazının sahibi 10 yıldan beri Londra’da müteahhitlik yapan tecrübeli bir meslektaşımızdır. İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 17 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ DÜNYADAN Şiirleşmiş Beton Esaslı 10 Şaheser Bina Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber Neredeyse modern mimarinin başyapıtlarından hepsinin ortak bir yönü var: Onlar betondan yapılmışlar. En azından kısmen betondan inşa edilmiş. Halk bir yandan çirkin, sıkıcı konut blokları veya soğuk endüstriyel binaların malzemesi olarak betonu görürken bir yandan da Le Corbusier’nin Villa Savoye ve Oscar Niemeyer’in Brasilia ve Frank Lloyd Wright’ın Fallingwater, Tadao Ando’nun Kilisesi. gibi en iyi tasarımcıların son yüzyılın en nefes kesici yapılarının betondan olduğunu görüyor. Bu ve diğer pek çok modernistin görüleceği gibi yapılarında temel beton bulunmaktadır. Phaidon yayınlarından çıkan yeni kitapta betonun kapsamlı olarak bir sunumu, malzemenin form genişliği, doku ve amaca uygunluğu editör William Hall tarafından derlenmiş. Eğer söz konusu olan bürütalizm ise Leonard Koren sözleriyle, “üç boyutlu şiir oluşturmak” sayılacak tasarımlar mimarlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Beton binalarda çerçeve genişletilmiş vista alabildiğine açılmıştır. Louis Kahn’ın San Diego’daki çok övülen Biyolojik Araştırmalar Salk Enstitüsü böyle bir örnektir. Burada ilk kez mimarinin akan bir plastik gibi malzemeyle bütünleşmesi denenmiştir. 2. Los Manantiales Restaurant, Mexıco Cıty, 1958, Felix Candela Kitle formu tercih eden Candela binanın birleşik duvarları ve tavanını birleştirerek ve cidarı güçlendirmek için dört ince hiperbolik parabol kullanılarak tasarımı çözmüştür. 3. Twa Uçuş Merkezi, New York, 1962, Eero Saarinen Uçuş ruhunu yakalamak isteyen Saarinen’in bu yapıtı hala modern ve en fazla 50 yaşında görünüyor… Betonarme çelik çubuklarla bir ızgara oluşturularak fütüristik bir yapı ortaya çıkarıldı. Koren beraberindeki makalesinde yazdığı gibi, “Beton soylu bir malzemedir. Onun gelişmesi insanlığın en büyük başarılarından biridir. Bu durum ateşin keşfi ile aynı oranda olmayabilir ama belki de kontrplakın icadı, çelik üretiminin gelişi ile neredeyse eşitlenir” 1. Solomon R. Guggenheim Müzesi, New York, 1959, Frank Lloyd Wright Wright’ın beton gibi yapı açıklayan bir malzemeyle ortaya koyduğu ve ‘sessiz kesintisiz dalga’ dediği müze gerçekten dünya şaheserleri arasındadır. 4. Nottingham Çağdaş Sanatlar Merkezi, Nottingham, Uk, 2009, Caruso St. John Bu sanat merkezi özelliği dolayısıyla dantel şeklinde dokulu ve yivli cepheleri ile Nottingham Sanat Merkezi on dokuzuncu yüzyılın prekast beton sanayinde dantel gibi bir çalışmayı öngörmüş ve uygulatmıştır. * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü 18 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ DÜNYADAN 5. Ennis House, Los Angeles, 1924, Frank Lloyd Wright Beton blok… Dünyanın en ucuz (ve çirkin) bir şeyi diyen Wright, Los Angeles’te yaptığı tasarımda bir dizi prekast eleman kullanımını seçti. 6. Zaragoza Köprü Pavyonu, Zaragoza, İspanya, 2008, Zaha Hadid Dört yönde kesişen ancak farklı bölmeleri de bulunan Zaragoza Uluslararası Expo Pavyon girişinde yapmış bu eğri köşk ve yaya köprüsü, farklı tonlarda 29,000 lif donatılı beton panellerle karmaşık ‘köpekbalığı-deri’ deseni oluşturacak biçimde tasarlanmıştır. 7. Brezilya Ulusal Kongre Merkezi 1960, Oscar Niemeyer 8. Kromatoryum Mimarın deyişiyle bu dalgalı çatı “yavaş yavaş sürüklenen bulutlar” gibi doğa üzerinde yüzmektedir. Onun nazik, sakinleştirici dalgalanmaları bir bina fakat krematoryum olarak rolüne tamamen uygun ince bir varlığı göstermektedir. 9. L. Kahn’ın Enstitüsü Dünyanın en saygın bilimsel araştırma merkezlerinden biri olan Salk Enstitüsü Pasifik Okyanusuna bakan bir kayalığın üzerine oturur. Kurucu Jonas Salk dünyanın dört bir yanından en iyi araştırmacıları ikna edecek bir ortam yaratmayı amaçlamıştır. 10. Işık Kilisesi, Japonya, 1989, Tadao Ando Oldukça basit bir plan şeması ve karşı duvardaki haçtan alınan ışıkla yaratılmış bir kilise… İMO ANTALYA BÜLTEN . Kaynak: Mimdaporg, 16 Ekim 2012 TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 19 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ RÖPORTAJ Konuğumuz İnşaat Mühendisi, Sayın SÜLEYMAN DOĞU Dergimizin bu sayısında sizlere Antalya’da 23 yıldır inşaat müteahhitliği yapmış; The Corner Park Hotel Sahibi ve İşletmecisi olan değerli meslektaşımızı tanıtacağız. Nurettin Korkmaz* Hoş geldiniz efendim. Öncelikle Süleyman Doğu kimdir, mesleki kimliğinizi meslektaşlarımız ve okurlarımıza tanıtır mısınız? Süleyman Doğu 1950 yılında Denizli ilinin Kızılcabölük beldesinde doğdum. İlk ve orta eğitimimi beldemde, lise eğitimimi ANKARA Yapı Meslek lisesinde yatılı olarak tamamladım. İnşaat Mühendisliğini Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde, işletme yönetimi yüksek lisans eğitimimi Gazi Üniversitesinde tamamladım. Evli ve 2 çocuk sahibiyim. Kızım Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulunda okutman olarak çalışmakta, oğlum da İnşaat Yüksek Mühendisi olup beraber çalışmaktayız. Nurettin Korkmaz Mesleğe nasıl ve nerede başladınız? Hangi evrelerden geçerek bugünlere geldiniz? Süleyman Doğu Mesleğe 1965 yılında Ankara Yapı Meslek Lisesine kayıt yaptırdığım gün başladım. Sabah kayıt işlemlerimi yaptırdım. Öğleden sonra atölyeye bir rehber öğrenci ile beraber gittik. Burada 14-15 yaşında çocuklar sarı tulumlar giymiş, kimi harç karıyor, kimi tuğlaları çekiçle gönyesine getiriyor kimisi de ellerinde malaları ile duvar örüyordu. Tabi ki bu aletlerin isimlerinin çekiç, gönye ve mala olduğunu sonraki günlerde öğrendim. Çocukların başındaki orta yaşlı bey de sarı önlük giymiş Fahri Özcan isimli atölye öğretmenimizdi. Beni duvar ören arkadaşın yanına götürdü, “Ali, arkadaşın bugün senin yanında çalışsın” Dedi. Ben atölyede şaşkın şaşkın herkesi izledim. Bir gün sonraki atölye dersinde de yukarıda belirttiğim duvar malzemelerini zimmetle teslim aldım. İşte o gün 15 yaşında ilk tuğlayı, çekici, gönyeyi, şakülü, kireci, kumu, çakılı tanıdım ve tam 46 yıl geçti. * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü 20 İMO ANTALYA BÜLTEN . Mesleğimin 20 yılını Jandarma Genel Komutanlığı İnşaat-Emlak Şubesinde planlama, etüt, denetleme ve kontrol mühendisi olarak sürdürdüm. Mühendis Binbaşı olarak 1988 yılında kendi isteğimle emekli oldum ve Antalya’ya yerleştim. Emekli olduğum 1988 yılından 2010 yılı sonuna kadar Antalya merkezde aile şirketi olarak kurduğumuz Beytur Belde Yapı Tic. Tur. A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı ve sorumlusu olarak otel, iş merkezi, konut ve kooperatif olmak üzere çeşitli inşaatlar yaptım. Mesleğime gelecek yıllarda devam etmek üzere kısa bir mola verdim. Nurettin Korkmaz Son zamanlarda esas mesleğinizin yanında otelciliğe de başladınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Süleyman Doğu Otel işletmeciliği benim planlayarak başladığım bir iş kolu değildi. Mesleğim olmamasına rağmen ailece bu sektöre girmemizin nedeni tesisimizi satmak veya kiraya vermek istemememizdir. Ancak yaptığım işin en iyisini yapabilmek bu konudaki açığımı kapatabilmek için kendisini bu sektörde kabul ettirmiş dünyanın sayılı oteller zincirlerinin ilkelerini, sistemlerini, başarılarının sırlarını inceleyerek her gün açığımı minimize ediyorum. Bu arada itiraf edeyim ki sektöre yavaş yavaş ısınıyor ve seviyorum. Otel işletmeciliğine karar verirken müteahhitliğin de bir işletme olduğunu bu yönüyle yönetiminde farklılıklar olmasına rağmen aşabileceğimi düşündüm. Çünkü benim işletme, oğlumun da yapı işletmesi dalında yüksek lisans eğitimimiz vardı. Tek eksik tecrübeydi. Onu da Almanya’da turizm eğitimi almış, Antalya’da 24 yıl çeşitli otel işletmelerinde çalışmış bir turizmciyi işletme müdürü olarak alarak giderdik. Benim 20 yıl kamu, 22 yıl müteahhitlik ve özel sektör deneyimim; oğlumun dil, bilgisayar ve gençliği ile sorunsuz bir işletmeyiz diyebilirim. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ RÖPORTAJ Nurettin Korkmaz Otelcilik deyince akla hemen insan merkezli bir hizmet sektörü gelir ve bu hiç de kolay bir iş değildir. Bu konudaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz? Süleyman Doğu Otelcilik sizin de dediğiniz gibi insan merkezli bir hizmet sektörü, aynen katılıyorum. Burada çalışanlarımız ve misafirlerimiz var. Çalışanlarımız konusunda benimde ciddi tereddüdüm oldu. Turizm sektörü de bu konuda oldukça sıkıntılı, şöyle ki; bazı oteller kış sezonu ya tesislerini kapatıyorlar ya da çok kısıtlı kritik personeli bünyesinde tutuyor diğer personelleri işten çıkarıyorlar. Yeni sezon açılmak üzere olduğunda ise personel alımı her tesis için gerekli oluyor. Bu durum personel transferine kadar varıyor. Dolayısıyla işveren de çalışan da çok huzurlu bir çalışma ortamı bulamıyor. Ancak bizim tesisimiz 12 ay açık ve şehir içinde olduğundan yukarıdaki olumsuzluklardan çok az etkileniyoruz. Biz çalışanlarımızla, misafirlerimizle geniş bir aileyiz diye değerlendirdiğim için çok fazla sorun yaşamıyoruz. Elbette işletme ve insanlık değerlerimi yok sayan insanlarla çalışma imkanımız yok. Misafirlerimiz, The Corner Park Hotel’i ne yapmalıyım ki tercih etsin. Bu konuyu maddeler halinde özetlersek; Temizlik ve hijyen: Otelimizin restoran, mutfak, yiyecek, içecek odalarını, soğuk hava depolarını 7 gün 24 saat isteyen her misafirimize gezdirecek cesareti kendimde buluyorum. Güler yüzlü ve işini seven personel çok önemlidir. Tüm personel gelen misafirlerimize en yakın dostları gibi davranmaktadır. Çünkü biz otelimizi tercih eden müşterilerimize ailemizin bir parçası olarak ve misafirimiz olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Konumu: Otelimiz dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinde tüm odaları deniz, dağ, şehir, Antalya Körfezi, falezleri ve yat limanı manzaralıdır. Böyle bir güzellik dünyada bile enderdir. Gelen misafirlerimiz genellikle tatillerini bu nedenle uzatmakta veya tekrar tekrar gelmektedirler. Biz de bunun keyfini yaşıyoruz. Şehrin her tarafına ulaşımın çok kolay olması özellikle iş çevrelerinin öncelikli tercihleri olmamızı sağlıyor. Netice olarak; mutlu ayrılan her misafir bizim tanıtım elçimizdir diyebilirim. Nurettin Korkmaz İki iş kolundaki iştigalinizden sonra Türkiye’deki inşaat mühendisliği ve otelciliğin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Süleyman Doğu Önce her iki iş kolunu kısaca değerlendirmek istiyorum. İnşaat Mühendisliği: Ülkemizin ekonomik kalkınmasında lokomotif sektör olan inşaat sektörünün kaptan pilotu biz inşaat mühendisleridir. Onun için inşaat mühendisi kendi dalında daima yeni bilgileri, yeni malzemeleri, yeni inşaat teknolojisini takip etmelidir. Ayrıca yabancı dil, bilgisayar teknolojisi, genel işletme, muhasebe, hukuk, imar, belediye kanun ve yönetmelikleri gibi bilgilerle donanmış olmalıdır. Ayrıca araştırmacı ve sorgulayıcı olmalıdır. Ne, neden, nasıl, nerede ve kim tarafından sorularına net yanıt verebilmelidir. Otelcilik: Bu sektörde yıldız olabilecek bir konuma sahip Antalya için dünyanın cenneti diyebilirim. Gelinen noktanın alınan mesafenin az olmadığını da söyleyebilirim. Ama alınacak daha çok mesafe var diye düşünüyorum. Yapılması gerekenler: İMO ANTALYA BÜLTEN . Dünya ile entegre olabilecek insan gücü sağlamak (mutfak bilgisi, yabancı dil, profesyonel yönetici ve perTEMMUZ 2012 - OCAK 2013 21 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ RÖPORTAJ sonel, insan hakları ve demokrasi, iyi planlama, üniversiteler ile işbirliği vs.) önem veren, güler yüzlü, karşılıklı sevgi ve saygılı bir ülke insanı olmaları dileğimdir. Nurettin Korkmaz Mühendislik veya otelcilikte iş kurmak isteyen genç meslektaşlara tavsiyeleriniz neler olabilir? Nurettin Korkmaz Sayın Doğu İMO Antalya Şubesinin faaliyetleri ve “Antalya Bülten” hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Süleyman Doğu Genç meslektaşlarıma ve tüm gençlerimize tavsiyelerim, sorunuza genel cevabım, Atatürk’ün şu sözleri ile olacak; “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan, rahat yaşama yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler önce onurlarını, sonra hürriyetlerini daha sonra geleceklerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” Ayrıca yine Atatürk’ün şu ifadeleri de ibretliktir: “Karşılıklı sevgi ve saygı varsa, Orada itimat ve itaat vardır. İtimat ve itaatin olduğunda yerde, disiplin vardır. Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde başarı vardır.” BİLGİ+AMAÇ+DİNANİZM+AZİM=BAŞARI’dır. Son olarak da; dürüst, sorumlu, bilgili ve sürekli kendisini sorgulayan, geliştiren, katılımcı, ekip çalışmasına Süleyman Doğu İMO Antalya Şubesinin faaliyetlerine, Antalya Bülten’e katkıda bulunan tüm üyelerimizin özverili çalışmalarından dolayı son derece mutluyum. Ancak kendim dahil üyelerimizin, özellikle genç üyelerimizin ilgisizliğinden de çok büyük üzüntü duyuyorum. Kısa bir zaman önce, 14 Eylül 2012 tarihinde Mimarlar Odası, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile Odamızın düzenlemiş olduğu “I. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” vardı. 3 konuşmacı da Almanya’da yaşayan, yangın uzmanlığı eğitimi almış inşaat mühendisi ve mimarlardı. Sempozyuma katılım görevliler hariç 20-30 kişi kadardı. Bunların da 3-4 kadarı genç meslektaşlarımızdı. Tüm üyelerimizin ve genç meslektaşlarımızın Oda çalışmalarında ve mesleki bilgilendirme toplantılarında daha katılımcı olmaları temennim olacaktır. Nurettin Korkmaz Sayın Doğu bize kıymetli zamanınızı ayırıp çok faydalı bilgiler verdiniz. Bunun için şahsım ve Odamız adına teşekkürlerimi sunar, sağlık ve esenlikle işlerinizde başarılar dilerim. Süleyman Doğu Ben de çok teşekkür ederim. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ Sayın Üyemiz, Sizlere daha etkin hizmet verebilmemiz için; değişen adres, telefon ve e-posta bilgilerinizi LÜTFEN ZAMANINDA GÜNCELLEYİNİZ. 22 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TARİHTEN BİR YAPRAK Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber Osmanlı’nın Tükenişi Balkan Savaşları 100.Yıl Balkan Savaşları için, “Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçek sonu” denebilir. Zira Osmanlıların 1912-1913’te yitirdikleri topraklar, devletin merkezi coğrafyasıydı. Örneğin Manastır’ın Osmanlılığı Kahramanmaraş’ınkinden 130 yıl daha eskidir. 1913’te işte Osmanlının merkezi coğrafyasındaki İşkodra, Kavala, Manastır, Selanik, Üsküp Yanya gibi bütün kentler yitirilmiş, sınır Edirne’ye çekilmişti. Artık bu devlete Osmanlı İmparatorluğu denemezdi. Ayrıca küçülmüş, çökmüş, varını yoğunu, askerini kaybetmiş bu devletin kapısında yüz binlerce göçmen ve bir de büyük dünya savaşı bekliyordu. Balkan Savaşları belki de Türk Dünyasındaki en elim vakalardan biridir. Getirdiği acılar ve sosyal dokudaki açtığı tahribat hala onarılamamıştır. 550 yılda bin bir meşakkat ve şehit kanıyla kazanılan Rumeli toprakları bir hafta gibi çok kısa bir zamanda kaybedilmiştir. Şimdi bu soruya bir yanıt arayalım: Balkanlar’ı Türksüzleştirme ve Müslümansızlaştırma süreci, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla (93 Harbi) ile başlamış, buralarda kurulan yeni devletlerin çabalarıyla savaştan sonra da devam etmiştir. 1876-1895 yılları arasında sayıları 1 milyonun üzerinde Müslüman, devletin terk ettiği topraklardan göç etmek zorunda kalmıştı. Sonradan Balkan Savaşını yaşayacak olan kuşağın çocukluğuna, bu ilk Balkan göçmenlerinin hatıraları damgasını vurmuştu. Akın akın gelen göç yığınları kentleri baştanbaşa dolduruyordu. Camiler, mescitler, tekkeler yavaş yavaş doluyor, nerede bir delik ve kovuk varsa oraları kucağında hasta yaralı çocuklarıyla yollara düşmüş anneler ve hasta ihtiyarlar dolduruyordu. Balkan Savaşı patladığında Osmanlı artık bir Balkan devletiydi. İsyanlardan isyanlara koşan Osmanlı Ordusu artık yorulmuş bitap düşmüştü. Ayrıca ordunun başındaki subaylar sen ben kavgasına düşmüş, iktidar peşindeydiler. Rusya ve büyük devletlerin teşvik ve desteğiyle, bu va- İMO ANTALYA BÜLTEN Allahtan bu 4 devletçik kazanılan toprakları paylaşımda anlaşamayıp birbirlerine düştüler de son an da Edirne’yi geri alabildik. Ege Adaları ve koskoca Batı Rumeli kaybedilmişti. Bu durum 14 Mart 1914 tarihinde II. İstanbul Antlaşmasıyla ile tescil edilerek Balkan Savaşları sona erdi. Ama Rumeli’den Anadolu’ya olan göçlerin ardı arkası kesilmedi. Göçlerin sürüklediği yüz binlerce insan, aç susuz yollara düştü ve hiç tanımadıkları Anadolu diyarında yerleşecek yer aradılar, yabancılık çektiler, hor görülüp dışlandılar. Balkanların Türksüzleştirme ve Müslümansızlaştırma süreci, 20. yüzyılın sonlarına kadar devam etti. Koskoca İmparatorluk, Minnacık Birkaç Devlet Bozuntusuna Nasıl Yenildi? * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü him durumu fırsat bilen Bulgarlar, Yunanlılar, Karadağlılar ve Sırplar tarihlerinde ilk defa birleşerek Osmanlıya karşı savaş açtılar ve kısa bir zaman içinde ta Çatalca’ya kadar geldiler. Osmanlı ordusu her cephede yenik düşüyor, büyük kayıplar veriyor ve bu arada mevcut Müslüman halkta açlık sefalet ve kırım içinde kıvranıyordu. Bunu önleyecek hiçbir mekanizma ve güç kalmamıştı. . Bütün bu olanların tek sebebi askerin yorgun ve bitap düşmesi değildi. Savaş öncesi ve sırasında gerek ordu, gerekse hükümet içindeki cahil ve tecrübesiz yetkililer, yanlış karar ve uygulamaların sorumlusuydu. Cephede savaş sürerken, İttihat ve Terakki’nin başındakiler, dedikodu ve dezenformasyondan ihanete kadar uzanan bir yolda birbirleriyle yarıştı. Bu kısır çekişmeler koskoca devleti batırmıştır. Savaşın kaybedilmesine sebep olanlar yargılanıp cezalandırılmamış, yalnız bazıları emekliye sevk edilmiştir. Gelelim günümüze: Bugün ordumuzun en bilgili ve en deneyimli üst subayları, eften püften sebeplerle 2-3 yıldan beri hapislerde yatmaktadırlar. Yargı süreci henüz tamamlanmamıştır. Şu anda ordumuz tecrübesiz subayların ve yeni yetmelerin emir ve kumandasındadır. Her gün onlarca şehit verilmektedir. Olası bir savaşta bu ordunun ülkeyi başarıya götürecek gerekli karar ve uygulamaları yapacağı şüphelidir. İnşallah Osmanlı’nın Balkan Savaşlarındaki zavallı durumuna düşüp perişan olmayız? Kaynak: NTV-Tarih Ekim 2012 Sayı 45 TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 23 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP Ferrari’sini Satan Bilge Robin S. Sharma Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber Robin S. Sharma’nın bu kitabı bir hazine. Gerçek başarı ve mutluluk için çok önemli ipuçları veriyor. Kendini geliştirme konusuna da yeni bir ışık tutuyor. Okunmasını hararetle tavsiye etmekten gurur duyduğum bu kitaptan özet olarak bazı pasajları siz değerli meslektaşlarımla paylaşıyorum. uzun sürmez. Kendini, iç dünyanı değiştirmeye adadığında; yaşamın bir çırpıda sıradanlıktan uzaklaşarak olağanüstü bir boyut kazanır. Büyük oyna veya evinde otur. Küçükten başlamak diye bir şey yoktur. Olaylar karşısında tavrımızı zihnimizle kesinlikle kontrol edebiliriz. Mutluluğun sırrı: Yapmayı gerçekten sevdiğin şeyin ne olduğunu bulmak, zihin gücünü ve enerjini bu şey üzerinde yoğunlaştırmaktan geçer. Hiçbir şey mutlak değil. Birine trajedi olarak gözüken bir hadise, bir başkasına sınırsız olanaklar sunabilir. İrade zekâdan üstündür. Olay bir bardağı yarı boş veya yarı dolu görme olayıdır. İyimser bardağı yarı dolu, kötümser ise yarı boş, olarak görür. Düşüncelerini ve yaşamındaki olaylara tepki verme biçimini kontrol etmekle, kaderini kontrol etmeye başlarsın. Zihnin çalışma şekli “Garbage in, Garbage aut” (Çöp girer çöp çıkar ) şeklindedir. Çincede kriz sözcüğü iki alt simgeden oluşan bir karakterle yazılır: Tehlike ve Fırsat. Yaşamda hatalar yoktur yalnızca dersler vardır. Güçlükten güç doğar. Geçmişin tutsağı olmak yerine, geleceğin mimarı olmayı denemeli. Kitap oku, güçlü arkadaşlıklar kur, güzel müzikten ders almayı öğren. Çocukluğunda zevk aldığın mayosuz denize girmeyi, bisiklete bindiğin günleri düşün. Büyük Hint filozofu Patanjali “ Büyük bir amaçtan, sıra dışı bir fikirden etkilendiğinizde; tüm düşünceleriniz zincirlerini koparır, zihniniz sınırlarını aşar, bilinciniz her yönde genişler ve kendinizi yeni, mükemmel ve şaşırtıcı bir dünyada bulursunuz. Uyuyan güçler, yetenekler ve beceriler canlanır ve her zaman hayal ettiğinizden daha iyi biri olduğunuzu keşfedersiniz” Yaşamın sınırları, sadece kendi yaratılarındır. Sabırlı ol, hazırlan ve bekle. Şans; Hazırlık ve fırsatın evliliğidir. Zihin tek bir amaca odaklanırsa; armağanın gelmesi * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü 24 İMO ANTALYA BÜLTEN . Yaşama amacının ne olduğu bir kez bulunursa; insanın dünyası canlanır, her sabah sınırsız bir enerji ve heves kaynağı ile uyanır. Yapacak şeyleri olmayan insanlar çok uyurlar. Kaygılar değerli zihinsel enerji ve potansiyelin tıpkı bir lastikten kaçan hava gibi boşalmasına yol açarlar. Dikkatler tamamen eldeki işe yöneltilirse; enerji kaybı olmaz, başarı muhakkak gelir. Sevdiğin bir işi yaparsan; ömür boyu hiç çalışmamış olursun. Üzerinden daha az geçilmiş yollar denenmeli. Sessiz bir odada gülün kalbine konsantre ol. Doğanın görkemli yasaları altında zihin belirli bir an da yalnızca bir düşünceyi barındırabilir. Zihnin odak noktasını istemediğin bir düşünce işgal edince; onu hemen canlandırıcı bir başkasıyla değiştir. Kaygı verici bir düşünce embriyo gibidir. Oluştuğunda küçüktür, ama büyür ve daha çok büyür. Kısa bir süre sonra kendi kontrolünü ele alır. Dış dünyanda değişiklik yapmayı umuyorsan; önce düşünce dünyanda değişiklik yapman gerekir. Gölün Sırrı: Gözlerini yum. Derin bir nefes al ve düşe dal. Gölün durgun sularına bakıp düşlerinin gerçekleşişini canlandır. Zihin resimlerle işler. Resimler imgene tesir eder. Düş gücü bilgiden daha önemlidir… A.Einstein Yaşamda bir eksiklik varsa; bu düşüncedeki eksikliktendir. Başka insanlardan üstün olmanın asil bir tarafı yoktur. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP Gerçek asalet önceki yaşamında olduğundan üstün biri haline gelmekte yatar. Yani kendinle yarışacaksın. Öz saygını asla başkalarının değerlendirmeleriyle ölçme! Başarı: Doğru nefes almak doğru yaşamaktır. Bilgi potansiyel bir güçtür. Gücün görülebilmesi için uygulanması gerekir. Mutluluk doğru kararlarla, doğru kararlar deneyimle, deneyim yanlış kararlarla gelir. Başarının sırrı amaçtaki istikrardır. Mantra Ritüeli: Her zaman sonuçlara bakarak yargıla! Kendine güzel sözler söyle. Güçlü ve yaşam doluyum gibi. Kendine bakışın olayların yöneticisidir. Hedef koymak yaşamı muhteşem hale getirir. Göremediğin bir hedefi asla tutturamazsın. İnsanların verdikleri karara bağlı kalmamalarının esas nedeni, eski alışkanlıklarına geri dönmenin çok kolay olmasıdır. Baskı her zaman kötü değildir. Hedefe ulaşmak için bazen gereklidir. Amaç ve hedefler bir kağıda yazıldığında; bilinç altına kırmızı bir alarm göndermiş ve bunların her düşünceden daha önemli olduğunu belirtmiş oluruz. Tanıdığı herkese roman yazacağını, resim yapacağını hedefin ne ise onu anlat. Bu andan itibaren bu işi yapman gerektiği konusunda bir baskı oluşacaktır. Çünkü kimse başarısız gözükmek istemez. İsteklerin Gerçekleşmesi İçin Beş Aşama Vardır: Ahenkli Karakter Ritüeli: Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin. Karakter inşası erdemleri geliştiren her şeyle olur. Erdemler prensiple de ifade edilebilir: Tevazu, üretkenlik, şefkat, sabır, dürüstlük ve cesaret. Tüm eylemler bu prensiplerle uyumlu ve tutarlı olursa; derin bir huzur ve ahenk hissedersin. Bu yaşam boyu aydınlanmaya doğru giden ilk adımdır. Sadelik Ritüeli: Gerçekten anlamları olan eylemlere odaklan. İhtiyaçları azalt, lüksten uzaklaş, az ye öz ye! 1. Sonuç, kafada berrak bir şekilde canlandırılmalıdır. İnsan hep sahip olduğundan fazlasını isteyerek mutsuzluğa düşer. 2. Motivasyonu canlı tutacak pozitif bir baskı yaratılmalıdır. Bu dünya üzerindeki her varlığın bir ruhu vardır. Tüm ruhlar tek bir ruha akar, bu Evrenin ruhudur. 3. Asla bir süre koymadan hedef belirlenmemelidir. Kendi zihnini ve ruhunu beslediğinde; Evrenin ruhunu da beslemiş olursun. 4. Hayallerini ve hedeflerini bir deftere yaz. Kâğıda geçirilmeyen hedef, hedef değildir. Defteri hedeflere göre bölümlere ayır. 5. Kötü bir alışkanlıktan kurtulmaya karar ver ve bunu 21 gün sabrederek uygula. Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir… Epiktetos Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir. Korku: Korku, bilincin olumsuz yönde akışıdır. Korku şartlandırılmış bir tepkidir, onu kovalamak için üzerine gidilmelidir. Korkulan şey mutlaka yapılmalıdır, aksi halde insanın bütün enerjisini ve isteğini tüketir. Zihinden korku silinirse; insan enerji ile dolar gençleşir. Yalnızlık Ritüeli: Yalnızlık ve sessizlik insanını yaratıcı kaynağı ile bağlantı kurar ve evrenin sınırsız zekâsını açığa çıkarır. Her gün aynı saat aynı yerde 15 dakika sessiz kal. Her gün doğayla baş başa kalmak doğal huzura kavuşturur. Haftada 5 saat fiziksel etkinlik, hızlı yürüme, yoga vs. İMO ANTALYA BÜLTEN . Herkesin kaderi doğumlarında çizilmiştir. Bu yol hazinelerle dolu büyülü bir yere götürür. Bu yolda yürüme cesaretini geliştirmek kişiye kalmıştır. Hangi konuda en iyi isek o konuya yoğunlaşmalıyız. Bu bize hayatta verilen görevdir. Asla geçmişin esiri olma! Geleceğinin mimarı ol! Dünyada olmak yetmez. Düşün ve uygula ki dünya senin olsun. Ne kadar zengin olursan ol, bu dünyadan götüreceğin yegâne şey vicdanındır. Onun sesini dinle ve sana rehberlik etmesine izin ver. O neyin doğru olduğunu bilir. Sana yaşamın çağrısının, bencillikten tamamen uzaklaşarak şu veya bu şekilde başkalarına yardım etmek olduğunu söyleyecektir. Sana gül veren elde hep biraz koku kalır… Çin Atasözü. Geçmiş, köprünün altından akan sular gibi geçmiş gitmiştir. Gelecek ise; hayal gücünün ufkundaki uzak bir güneştir. En önemli an ise şu andır ve şu an dolu dolu yaşanmalıdır. Mutluluk bir hedef değil yolculuktur. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 25 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (1) (Birinci Cilt) M. Tamer ÖZMEN* İnş. Müh. / İş Bilim Uzm. SUNUM Atatürk’ün Söylevi (Nutuk); Türk Dil Kurumu tarafından bu günkü dile çevrilerek iki cilt halinde, 665 sayfa olarak 1966 tarihinde yayınlanmıştır. Nutuk Atatürk’ün söylevi ile başlar, söylevi ile biter. Konusu ise Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkışından 29 Ekim 1923 günü Türkiye Cumhuriyetin kuruluşuna kadar ki tarihsel olayları kapsar. Nutuk’un, özet olarak sunulmasın da bazı hataların oluşacağı endişesiyle, bazı bölümleri ile konuların başlıklarını “Nutuk’tan Seçmeler” başlığı altında, sunulmuştur. Nutuk, Türk Devletinin kurtarılışının ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun TARİHİ MANİFESTOSUDUR. Nutuk, bir devlet nasıl kurtarılır ve çağdaş bir devlet nasıl kurulur bunu öğrenmek ve öğretmek için Dünya Siyasi Tarihin de ders kitabı olarak okutulmalıdır. Emperyalist güçler altındaki uluslarının, kurtarılışları ve kuruluşları için ışık ve güç kaynağı olacak olan Nutuk’u; Dünya milletlerinin ve Türk Ulusunun özellikle dünya gençliğin okuması ve okutulması dileğiyle... GİRİŞ SAMSUN’A ÇIKTIĞIM GÜN GENEL DURUM VE GÖRÜNÜŞ (S.1,2) 1919 yılı Mayısın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta (Birinci Dünya Savaşında) yenilmiş Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir “Ateşkes Anlaşması (mütarekename)” imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu Genel Savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşanın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta... İtilaf devletleri, Ateşkes Anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana İline Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep’e İngilizler girmişler. Antalya ile Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon’la Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve memurları özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919 da itilaf devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor. * Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi 26 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP Bundan başka, yurdun dört bir bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çalışıyorlar. YURT İÇİNDE VE İSTANBUL’DA ULUSAL VARLIĞA DÜŞMAN KURULUŞLAR (S. 4,5) Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patriğinde kurulan Mavri Mira Kurulu’nun (belge: 1) illerde çeteler kurmak ve yönetmekle, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla uğraştığını doğruladı. Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Kurulu’nun çalışmalarını kolaylaştırmaya yardım ediyor. Mavri Mira Kurulu’nca yönetilen Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış gençler de katılarak, her yerde geliştiriliyor. Kurulmaya başlayan bu örgütlerden başka, yurt içinde daha birtakım kuruluşlar ve girişimler de ortaya çıkmıştı. Özellikle Diyarbakır (belge:8,9), Bitlis, Elazığ illerinde, İstanbul’dan yönetilen Kürt Tealli Cemiyeti (Kürtleri Yükseltme Derneği) vardı. Bu derneğin amacı, yabancı devletlerin kanadı altında, bir Kürt hükümeti kurmaktı. Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Kurulu ile düşünce birliği ederek çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tam Rum hazırlığı gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz kıyılarında kurulan ve İstanbul’daki merkeze bağlı Pontus Cemiyeti kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor (belge:2). DÜŞÜNÜLEN KURTULUŞ YOLLARI (S.2) Durumun korkunç ve ağırlığı karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kişilerce kurtuluş yolları düşünülmeye başlanmıştı. Bu düşünceyle girişilen çalışmalar, bir takım örgütler doğurdu. Örneğin: Edirne ve çevresinde Trakya-Paşaeli adlı bir dernek vardı. Doğuda (belge: 3), Erzurum’da ve Elazığ’da (belge:4), genel merkezi İstanbul’da olmak üzere Vilayatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti (Doğu İlleri Ulusal Hakları Savunma Derneği) kurulmuştu. Trabzon’da Muhafazai Hukuk (Hakları Koruma) adlı bir dernek bulunduğu gibi İstanbul’da da, Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti (Trabzon ve Çevresini Bağımsızlaştırma Derneği) vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği delegeler, Of ve Rize çevresinde şubeler açmışlardı (belge:5,6). Yunanlıların İzmir’e gireceğinin açık belirtilerini Mayısın on üçünden beri gören, İzmir’de birtakım genç yurtseverler, ayın 14/15 inci gecesi, bu acıklı durumu aralarında görüşmüşler; bir oldubittiye geldiği kuşku götürmeyen bu girişin, katma (ilhak) ile sonuçlanmasını önlemek düşüncesinde birleşmişler ve Reddi İlhak (Katmayı Önleme) ilkesini ortaya atmışlardır. Bu ilkenin yayılması için aynı gece İzmir’de Yahudi Maşatlığına toplanabilen halkça bir gösteri toplantısı (miting) yapılmışsa da ertesi gün sabahleyin Yunan Askerlerinin rıhtımda görülmesiyle bu toplantıdan umulduğu ölçüde sonuç alınamamıştır. İMO ANTALYA BÜLTEN . Konya ve dolaylarında, İstanbul’dan yöneltilen Tealli İslam Cemiyeti (Müslümanları Yükseltme Derneği) kurulmasına çalışılıyordu. Yurdun hemen her yanında İtilaf ve Hürriyet, Sulh ve Selamet Cemiyetleri (Uzlaşma ve Özgürlük, Barış ve Esenlik Dernekleri) de vardı. İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ (S.5) İstanbul’da çeşitli amaçlarla gizli ve açık olmak üzere de, birtakım parti ya da dernek adı altında kuruluşlar vardı. İstanbul’da önemli sayılacak kuruluşlardan biri İngiliz Muhipler Cemiyeti (İngiliz Dostlar Derneği) idi. Bu ad dan İngilizleri sevenlerin kurdukları bir dernek anlaşılmasın. Bence bu derneği kuranlar, kendi varlıklarını ve çıkarlarını sevenler ve kendi varlıklarıyla çıkarlarının dokunulmazlık çaresini Loyd Corç (Loyd George) Hükümeti aracılığıyla İngiliz desteğini sağlamakta arayanlardır. Bu mutsuzların, İngiltere Devletinin bütünüyle, bir Osmanlı Devleti bırakmak ve korumak isteğinde olup olmayacağını bir kez düşünüp düşünmedikleri üzerinde durmak gerekir. Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve yeryüzü Halifesi şanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal, Adil ve Mehmet Ali Beyler ve Sait Molla bulunuyordu. Dernekte İngiliz Ulusundan kimi serüvencilerde vardı. Örneğin Rahip Fru (Frew) gibi. Yapılan işlerden ve işlemlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Fru idi. Bu derneğin iki görünüşü ve niteliği vardı. Biri dış görünüşü ve uygarca girişimlerle İngiliz desteğini istemeğe ve sağlamaya yönelen niteliği idi. Ötekisi, gizli yönü idi. Asıl çalışma bu yöndeydi. Yurt içinde örgütler kurarak ayaklanma ve başkaldırmalara yol açmak, ulusal bilinci işlemez kılmak, yabancı devletlerin işe karışmalarını kolaylaştırmak gibi haince girişimler, derneğin bu gizli kolunca yöneltilmekteydi. Sait Mollanın, derneğin açık girişimlerinde olduğu gibi gizli işlerinde de ondan daha TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 27 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek için söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gerektiğinde göstereceğim belgelerle daha iyi anlaşılacaktır. DÜŞÜNÜLEN KURTULUŞ YOLLARI (S.9) Şimdi baylar, izin verirseniz size bir soru sorayım: Bu durum ve koşullar karşısında kurtuluş için, nasıl bir karar düşünülebilirdi? Açıkladığım bilgilere ve gözlem sonuçlarına göre üç türlü karar ortaya atılmıştı: Birincisi, İngiltere’nin koruyuculuğunu (himayesini) istemek; İkincisi, Amerika’nın güdümünü istemek. Bu iki türlü karara varmış olanlar, Osmanlı Devletinin bir bütün olarak kalmasını düşünenlerdir. Osmanlı ülkesinin çeşitli devletler arasında paylaşılmasından ise, bu ülkeyi bütün olarak bir devletin kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerdir. Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş yollarıyla ilgilidir. Örneğin: Bazı bölgeler, kendilerinin Osmanlı Devletinden koparılacağı görüşüne karşı ondan ayrılmamak yollarına başvuruyor. Bazı bölgelerde de, Osmanlı Devletinin ortadan kaldırılacağına, Osmanlı ülkesinin paylaşılacağına olupbitti gözüyle bakarak kendi başlarını kurtarmaya çalışıyorlar. Bu üç türlü kararın gerekçesi, yapmış olduğum açıklamalar arasında vardır. BENİM KARARIM (S.9) Baylar, ben bu kararların hiç birini yerinde bulmadım. Çünkü bu kararların dayandığı bütün kanıtlar ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o günlerde, Osmanlı Devletinin temelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Osmanlı ülkesi bütün bütüne parçalanmıştı. Orada bir avuç Türkün bayrağı bir ata yurdu kalmıştı. Son olarak, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktaydı. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükümet, bunların hepsi kavramını yitirmiş bir takım anlamsız sözlerdi. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu? O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi? Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, kısıntısız, koşul- 28 İMO ANTALYA BÜLTEN . suz, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. YA BAĞIMSIZLIK YA ÖLÜM (S.10) Bu kararın dayandığı en sağlam düşünüş ve mantık şu idi: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz. Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılık duruma düşmemiş olanların, isteyerek başlarına yabancı bir yönetici getirmeleri hiç düşünülemez. Oysa Türkün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir. Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm! İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranılacağını düşünelim. Ne olacaktı? Tutsaklık. Peki, efendim, öteki kararlara uymakla da sonuç bu olmayacak mıydı? Şu ayrımla ki, bağımsızlığı için ölümü göze alan ulus, insanlık onur ve şerefinin gereği olan her özveriye başvurduğunu düşünerek avunur ve elbette, tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren uyuşuk, onursuz bir ulusla karşılaştırılınca, dost ve düşman gözündeki yeri çok başka olur. Sonra, Osmanlı soyunu ve devletini (Osmanlı hanedan ve saltanatını) sürdürmeye çalışmak, elbette Türk ulusuna karşı en büyük kötülüğü yapmaktı. Çünkü ulus, her tür özveriye başvurarak bağımsızlığını sağlasa da, padişahlık sürüp giderse, bu bağımsızlık güvenli sayılamazdı. Artık yurtla, ulusla hiçbir vicdan ve düşünce bağı TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP kalmamış bir sürü delinin, devlet ve ulus bağımsızlığının ve onurunun koruyucusu durumunda bulundurulması nasıl uygun görülebilirdi? Halifeliğe gelince, bunun bilim ve tekniğin ışığa boğduğu gerçek uygarlık dünyasında gülünç sayılmaktan başka bir durum kalmış mıydı? Görülüyor ki, verdiğimiz kararın uygulanmasını sağlamak için ulusun daha alışmadığı sorunlara el atmak gerekiyordu. Kamunun diline düşmesinde büyük sakıncalar bulunacağı düşünülen noktaların söz konusu edilmesinde kesin zorunluk vardır. Osmanlı Hükümetine, Osmanlı Padişahına ve Müslüman halifesine baş kaldırmak ve bütün ulusu ve orduyu ayaklandırmak gerekiyordu. UYGULAMALARI EVRELERE AYIRMAK VE ADIM ADIM İLERLEYEREK AMACA ULAŞMAK (S.11) Türk ata yurduna ve Türk’ün bağımsızlığına saldıranlar kimler olursa olsun, onlara bütün ulusça silahlı olarak karşı çıkmak ve onlarla savaşmak gerekiyordu. Bu önemli kararın bütün gereklerini ve isteklerini ilk gününde açıklamak ve söylemek, elbette yerinde olmazdı. Uygulamayı birtakım evrelere ayırmak ve olaylardan yararlanmak ulusun duygu ve düşünceleri üzerinde işlemek ve adım adım ilerleyerek amaca ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim öyle olmuştur. Ancak dokuz yılda yaptıklarımız bir mantıkçı gözü ile düşünülürse, ilk günden bugüne dek izlediğimiz genel gidişin, ilk kararın çizdiği çizgiden ve yöneldiği amaçtan hiç ayrılmamış olduğu kendiliğinden anlaşılır. Burada, kafalarda yer tutabilecek bazı duraksama düğümlerinin çözülmesini kolaylaştırmak için bir gerçeği hep birlikte gözden geçirmeliyiz Beliren ulusal savaşın tek amacı, yurdu dış saldırıdan kurtarmak olduğu halde bu savaşın, başarıya ulaştıkça, ulus iradesine dayanan yönetimin bütün ilkelerini ve şekillerini evre evre bugünkü döneme değin gerçekleştirmesi olağan ve kaçınılmaz bir tarih akışı idi. Bu kaçınılmaz tarih akışını, gelenekten gelen alışkanlığı ile, hemen sezinleyen padişah soyu, ilk andan başlayarak ulusal savaşın amansız düşmanı oldu. Bu kaçınılmaz tarih akışını ilk anda bende gördüm ve sezinledim. Ama, baştan sona, bütün evreleri kapsayan sezgilerimizi ilk anda bütünüyle açığa vurmadık ve söylemedik. İleride İMO ANTALYA BÜLTEN . olabilecekler üzerine çok konuşmak, giriştiğimiz gerçek ve maddesel savaşa boş kuruntular niteliği verebilirdi; dış tehlikenin yakın etkileri karşısında üzüntü duyanlar arasında ise, geleneklerine, düşünme yeteneklerine, ruhsal durumlarına uymayan olabilir değişikliklerden ürkeceklerin ilk anda direnmelerine yol açabilirdi. Başarı için pratik ve güvenilir yol, her evreyi vakti geldikçe uygulamaktı. Ulusun gelişmesi ve yükselmesi için esenlik yolu bu idi. Ben de böyle yaptım. Ancak tuttuğum bu pratik ve güvenilir başarı yolu; yakın çalışma arkadaşlarım olarak tanınmış kişilerden kimileriyle aramızda, zaman zaman görüşlerde, davranışlarda, yapılan işlerde beliren temelli ve ikinci derecede anlaşmazlıkların, kırgınlıkların ve sırasında ayrılıkların da nedeni ve açıklaması olmuştur. Ulusal savaşa birlikte başlayan yolculardan kimileri, ulusal hayatın bugünkü Cumhuriyete ve Cumhuriyet yasalarına kadar uzayan gelişmelerinde, kendi düşünme ve ruh yeteneklerinin kavrama sınırı bittikçe, bana direnmeye ve karşı çıkmaya başlamışlardır. Bu noktaları, aydınlanmanız için, kamuoyunun aydınlanmasına yararlı olmak için, sırası geldikçe, birer birer göstermeye çalışacağım. ULUSAL SIR (S.12) Bu son sözlerimi özetlemek gerekirse diyebilirim ki ben, ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yeteneğini, bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün toplumumuza uygulatmak zorundayım. DİĞER KONULARIN BAŞLIKLARI: Ulusal Kuruluşlar, Siyasal Amaçları (s.2), Amerikan Güdümünü İsteyenler (s.6), Ordumuzun Durumu (s.6), Müfettişlik Görevimin Geniş Yetkileri (s.7), Genel Duruma Bir Çerçeveden Bakış (s.7), Ordu İle İlişkiler (s.12), Yunan Ordusunun Manisa ve Aydın Çevresine Girişi (s.16), Ulusal Örgütler Kurulması ve Ulusun Uyarılması (s.16), Ulusal Gösteri Toplantıları (s.17), Ulusal Gösterilerin Yankıları (s.18), İstanbul’a Geri Çağırılışım (s.22), Sivas’ta Genel Bir Ulusal Kongre Toplama Kararı (s.22), Adını Saklayan Bir Tanıdığın Amasya’ya Gelmemesi (s.23), Rauf Ve Rafet Beylerin Kararsızlığı (s.25), İstanbul’daki Bazı kimselere Gönderdiğim Mektup (s.25), Ali Kemal Beyin Genelgesi (s.26), Ali Kemal Bey Ve Padişah (s.27), Ali Galip Bey Sivas’ta (s.28), Sivas’a Gidiş (s.29), Erzurum’a Gidiş (s.31), Ulusal Amaç Yolunda Ortaya Atılmak Kararı (s.32), Erzurum Kongresi Hazırlıkları (s.33), Resmi Görev ve Yetkileri Bırakarak Ulusun Sevgisine, Cömertliğine ve Yiğitliğine GüvenTEMMUZ 2012 - OCAK 2013 29 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP mek ve Böylece Göreve Devam Etmek (s.35), Mersinli Cemal Paşanın İstanbul’a Gitmesi (s:36), Komutayı Bırakmak Duygusu (s.36), Rafet Beyin Üçüncü Kolordu Komutanlığını Bırakması (s.37), Hamit Beyin İstanbul Hükümetince Görevden Çıkarılması (s.40), Rafet Beyle Yazışmalar (s.41), Erzurumların Desteği (s.45), Erzurum Kongresi (s.46), Erzurum Kongresinin Bildirisi ve Kararları (s.47), Erzurum Kongresinde Görülen Duraksamalar (s.49), Karakol Cemiyeti (s.52), Bir İş Görmeden Avrupa’dan Dönen Ferit Paşaya Çektiğim Tel (s.53), Sivas Kongresi Hazırlıkları (s.54), Sivas Kongresinin Kaygıları (s.55), Erzurum’dan Ayrılma Gereği (s.58), Sivas Yolunda (s.60), Sivas Kongresi Açılıyor (s.62), Sivas Kongresinin Üzerinde Durduğu İşler (s.63), Amerika Güdümü İçin Propagandalar (s.64), Geçici Güdüm İşinin Kongrede Görüşülmesi (s.75), Erzurum Kongresi Hiçbir Türlü Güdüm Kabulüne Karar Vermiş Değildir (s.80), Si- vas Kongresinin Sonuçsuz Bırakma Çabaları (s. 83), Ali Galip Olayı (s.85), Hainlerle İşbirliği Yapan Ferit Paşa Hükümetine Saldırış (s.99), İstanbul’daki Hükümetle İlişkiyi Kesme Kararı (s.102) Milletvekilleri Seçimiyle Uğraşılmaya Başlanması (s103), Yurdun Başsız Bırakılması (s.104), Aykırı Görüşler ve Yermeler (s.105), Kazım Kara Bekir Paşanın Öğütleri (s.110), Padişahın Bildirisi (s.113), Halit Beyin Trabzon ve Çevresinde Ulusal Örgütler Kurmakla Görevlendirilmesi (s.115), Kastamonu Valisinin İstanbul Hükümetince Değiştirilmesi ve Bundan Çıkan Olay (s.118), Kastamonu’da İstanbul’a karşı Gelmeye Başlıyor (s.120), Ali Fuat Paşa Batı Anadolu Ulusal Kuvvetler Komutanı (s.122), Konya Valisi Cemal Bey İstanbul’a Kaçıyor Konya Halkı da İstanbul’u Tanımıyor (s.123), Rafet Beyin Yerinde Olmayan Bazı Önerileri (s.123) Bir sonraki bültende devam edecek… BİLİŞİM EĞİTİM PROGRAMLARI KURSLARI KURSUN ADI SÜRE ÜCRET (TL) ÜYE YER AUTOCAD 50 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi SAP 2000 30 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi ETABS 30 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi XSTEEL 30 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi STA4CAD 21 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi İDECAD 21 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi PROBİNA 21 saat 150.00 İMO Bilişim Eğitim Merkezi Katılım Şartları: Mühendis, mimar, tekniker olmak ve bilgisayar temel eğitim bilgisine sahip olunmalıdır. Gerekli Bilgiler: Bilgisayar Bilişim Programları Eğitimleri “İMO Bilişim Eğitim Merkezi”nde en az 10 kişi olursa açılacaktır. Her kursiyere bir bilgisayar verilecektir. Ayrıntılı bilgi için Şubemiz Bilgisayar Operatörü Zekiye Tuna (237 57 27 dahili 6) ile irtibata geçebilirsiniz. 30 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber Yüce Atatürk’ün Ölümünün 74. Sene-i Devriyesi Üzerine Bir Yazı Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük dahi, büyük devlet adamı ve büyük asker Atatürk’ün aramızdan ayrılışından bu yana 74 koca yıl geçti. Bu vesile ile onu bir kez daha anmak ve O’nun bu vatan, bu millet için nasıl çalıştığını, hayatı pahasına mücadele vererek dünyada eşi görülmemiş devrimleri nasıl yaptığını, gözden geçirmek her vatanseverin başlıca vazifelerinden biri olmalıdır. Cumhuriyetimizin temel dayanağı Atatürkçülük ve O’nun beraberinde getirdiği Atatürk İlke ve devrimleridir. Bu noktada Atatürkçülük kavramını incelemekte büyük yarar var. Atatürkçülük: Tüm güçlükleri, yoksunlukları, engelleri aşarak, yayılmacı ve sömürgeci dış güçlerle; bölücü, yıkıcı ve şeriatçı işbirlikçilere karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp yurdumuzu kurtaran; Her yönden tam bağımsızlığa, ulusal egemenliğe dayanan özgürlükçü, eşitlikçi, hukuksal yurttaşlık düzeni Türkiye Cumhuriyeti’ni, demokrasiyi amaçlayarak bir bilim devleti olarak kuran; Önderi olduğu Türk devrimi ile büyük adımlar atıp * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü İMO ANTALYA BÜLTEN . Türkiye’nin aydınlanmasını gerçekleştirerek çağdaşlaşma sürecini başlatan; “Ya istiklal ya ölüm” diyerek yoktan var edercesine Türklük ve ulus bilincini yaratıp insanımızı kapı kulluğundan kişilikli bireye, toplulukları cemaat ve ümmetten ulus düzeyine taşıyan; Türklük ve Türkiye için gerçek aydınlık çağı açan Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve aradan geçen yetmiş dört yılın ardından bile O’nun akılcı ve çağdaşlığı hedef gösteren fikirlerini bugün için, gelecek için ve yaşamak için yorumlayabilmek demektir. Atatürkçülük demek, Atatürk’ü bir beden olarak değil; bir düşünce, bir ilke ve bir sistem olarak düşünmek ve benimsemek, her tür akıl dışı saplantının ve dogmanın karşısında durmak demektir. Atatürkçülük, O’nun da vurguladığı gibi “Adam olmak” yani çağdaşlaşmaktır. Atatürkçülük, yalnız dinle değil, hukukla, ekonomiyle, eğitim-öğretimle, siyasetle de ilgili olan, din ve vicdan özgürlüğünün güvenceye alındığı laikliktir. Laiklik, Atatürk ilkelerinin en önemlisi, Türk Devriminin kaynağı ve temelidir. Bu girizgâh bölümünden sonra, Atatürk’ten önceki ve sonraki durumumuza bir göz atalım ki bu TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 31 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ yüce insanın bu vatanı ve bu milleti nereden alıp nereye getirdiği bariz olarak anlaşılsın: Müslüman Arap İngiliz’le birleşerek Arap çöllerinde Müslüman Türk’ü arkadan vurmuş; Ermeni Rus’la birleşerek, Doğu Anadolu’yu kan gölüne çevirmiş; Anadolu Rum’u Yunan’la, Yunan İngiliz’le birleşmiş, Batı Anadolu’yu işgal etmiş; Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış, İstanbul ile İzmir işgal edilmiş, elde yalnız yüzde doksan beşi okuma yazma bilmeyen nüfusu altı yedi milyon olan yorgun, yoksul, bitkin, ezik, ümitsiz bir Anadolu halkı var, Cihan harbinden geriye kalan savaş artığı Türk ordusunun silahları elinden alınmış, A.B.D.- New York Times Gazetesi Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri. ABD-Chicago Tribüne Dünya sahnesinden tarihin en dikkat çekici adamlarından biri geçti. Arnavutluk-Stipsi Gazetesi Bu Türk Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye’nin yaratıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir. “Atatürk eski Türkiye’den modern bir devlet çıkarmıştır.” Avusturya-Neue Freie Presse Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı. Ülkenin bütün tersanelerine girilmiş, demiryolları yabancıların idaresinde… Belçika-Libre Belgique Gazetesi Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk’ tür. Bütün bu olanlardan Atatürk’ün aklı, sistematik çalışması, dirayeti ve mükemmel idaresiyle kurtulup yeniden hayat bulmuşuz: Bulgaristan-Bulgar Basınından Bu müstesna büyük adamın ölümünden sonra dünya artık eskisi kadar enteresan değildir. Kongreler yapılmış, Ordular yeniden düzenlenmiş, Yunan denize dökülmüş, İngiliz İstanbul’dan çıkarılmış, İlk halk meclisi açılarak demokrasi getirilmiş, Çekoslovakya-Çeska Slova Gazetesi Bu derece yüksek hilkatte bir adama sahip olduklarından dolayı, Türklere gıpta ediyoruz. Dünyanın süper güçleriyle Lozan’da eşit olarak masaya oturularak uğrunda savaştığımız, her şeyimizi feda ettiğimiz Misakı Milli Sınırlarımız antlaşmayla güvence altına alınmış, Cumhuriyet kurulmuş, Devrimler yapılmış, Büyük bir kalkınma hamlesiyle demiryolları, fabrikalar, okullar inşa edilmiş, Böylece çağdaşlık yolunda hayati ve büyük adımlar atılmıştır. Bütün bunları ve her şeyimizi ulu önder Atatürk’e borçluyuz. Bakın Atamızın Ölümü Dünya Basınında Nasıl Yankı Buldu? Alman Ajansı Almanya, ATATÜRK’ ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir... 32 Alman-Volkischer Beobachter Gazetesi Atatürk Türkiye’ yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır. İMO ANTALYA BÜLTEN . Çin-Çin Basınından Biz Çinli’ler hepimiz bu mateme iştirak ediyoruz. Zira büyük bir milletin çok sevilen büyük Ata’sının ölümü yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmıştır. Danimarka-National Tidence Gazetesi Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi. O, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı. “Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.” Finlandiya-Fin Basınından Atatürk, fevkalade bir devlet adamı, harp sonrası dünya tarihinin en mühim simalarından biriydi. Atatürksüz Türkiye, büyük bir devlet olamaz. Fransa Basınından Atatürk’ün ölümü herkeste hayranlık uyandıran Türkiye için acı bir kayıptır. O’nun kahramanlığı ve dehası, Türkiye’nin istikbalini yaratmış ve kalkınmasını temin etmiştir. Bu kayıp, Fransa için de çok acıklıdır, çünkü Atatürk, onun sadık ve dürüst bir dostu idi. Gene bu kayıp sulh davası şefi yorulmaz bir surette bu davanın korunmasıTEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ na çalışmakta idi. Türk milletinin bu büyük matem gününde duyduğumuz ıstırabın ne kadar geniş olduğunu takdir edersiniz. Paris-Le Temps Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermiştir. Paris-Soir Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan “Türklerin babası” Yeni Türkiye’ yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkılap yaptı. Hindistan-Star of India Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri. İngiliz Basınından Atatürk’ün ölümüne, bütün dünya da, büyük bir devlet, büyük bir asker, büyük derecede şerefli bir şahsiyet olarak ağlamaktadır. İngiltere; önce cesur bir düşman, sonra sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır. İngiliz-Times Gazetesi O, Türkiye’nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye’nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi. “Padişahların gösterişini, halifeliğin çekiciliğini umursamayıp bakışlarını, ordularının belkemiği olan Anadolu çiftçisine sevgiyle yöneltti.” İran-İran Gazetesi Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir Şef’i olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı olmuştur. İspanya-İspanyol Basınından Parçalanmış, hor görülmüş, can çekişir bir hale getirilmiş olan Türkiye’yi kuvvetli, ileri ve mütecanis bir millet haline getiren adam ölmüştür. Sakarya’nın Gazisi, istilacıların galibi ve İzmir’in fatihi, tarihte en ziyade hayranlığa layık örneklerden birisi olarak yaşayacaktır. İtalya-Gazeta Del Popolo Atatürk’ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti. Japonya-Japan Times Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet adamı olarak daha büyük. Lübnan-An Nahar Gazetesi Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir. Loryan Gazetesi Kelimenin tam anlamıyla bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk, dünya haritasında memleketine yepyeni bir sınır çizmiştir. Macar Basınından Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile fakir düşmüştür. Mısır-Egyptian Gazetesi Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri. Norveç-Le Morgen Bladet Gazetesi Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Polonya-Gazeta Polska Atatürk, yeni Türkiye’yi kılıcı ile kurtarmış ve dehası ile düzene sokmuştur. O’nun yaratıcı ruhunun ve coşkun yurtseverliğinin harekete geçmediği hiçbir alan yoktur. Romanya-Independance Romaine Gazetesi Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır. Suriye-Elifba Gazetesi Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak devlet gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimesinin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. İsrail-Palestine Post Dünya, çağımızın en dikkati çekici adamlarından birini kaybetti. Yugoslavya-Politika Gazetesi Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının ismini hak edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekası ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye’nin yaratıcısı olmuştur. İsveç-Nya Dagligt Gazetesi O, olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O’ un sayesinde Türkler, O’nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir. Yunan Basınından Her memleket; milleti, zafer, refah, saadet yolunda ilerleten büyük adamlarına heykeller dikecektir. Fakat Türkiye’nin Kemal Atatürk’ün heykelinin yapılmasında kullanacak taşı bulmak için dağlarını deşmesi, karıştır- İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 33 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ ması icap edecektir. Zira Türkiye herkesin haset ettiği bir adamın, dostlarının ve düşmanlarının hayran olduğu bir dehanın kaybı ile bütün medeniyet ve dünya için bir kayıp teşkil eden bir adama malik olmak bahtiyarlığına nail olmuştur. VE Anıtkabir Özel İmza Defteri’nden Birkaç Satır: “Bu ülkenin ışığı... Atatürk’ün yüceliğini yansıtıyor.” Gabon Cumhurbaşkanı Atatürk’ten Bizlere Yol Gösteren Birkaç Veciz Söz: Kendiniz için değil, bağlı olduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur. Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. Ulustan gerçeği saklayanlar kendilerinin de aldandıklarına inanmalıdırlar Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür “Her zaman ileri görüşlü. Bilge, laik, devrimin babası.” Benin Cumhurbaşkanı “Modern Türkiye’nin yaratıcısı... Hayranlıklarımı sunarım.” Ekvator Devlet Başkanı “Lider, vizyoner, büyük Atatürk. Hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz.” Kolombiya Cumhurbaşkanı Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. Hiçbir ulus yoktur ki ahlak temellerine dayanmadan yükselsin. Aydınlarımız belki bütün dünyayı, bütün eski ulusları tanır, ama kendimizi bilmez. “Arnavutluk milleti... Mustafa Kemal’e minnettardır.” Arnavutluk Cumhurbaşkanı Birbirimize vereceğimiz işaret şudur: İleri daima ileri! “Yüce devlet adamı... Milletim adına saygı sunarım.” Brezilya Devlet Başkanı Hiçbir zaman aklınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden ‘’fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’’ nesiller ister. “Dünyaya ilham kaynağı... Onurla, şerefle anıyorum.” Zanzibar Cumhurbaşkanı Ezen ve ezilenler diye bir şey yoktur, fakat kendini ezdirme izni veren uluslar vardır. “Bu ulusun kahraman Ata’sı... Allah ruhunu kutsasın.” Malezya Başbakanı Korku üstüne egemenlik kurulamaz. Toplara dayanan egemenlik sürekli olmaz “Asil ruh... Seni ziyaret onurdur.” Nijerya Cumhurbaşkanı Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. “Sonsuza kadar yaşa.” Çin Başbakanı Ulus; dil, kültür ve ülkü birliği ile birdir. “Vizyonu, kararlılığı, cesareti ve demokrasi mirasıyla dünyaya ilham vermeye devam eden Atatürk’e saygılarımı sunmak benim için onurdur.” ABD Başkanı “Aziz hatıran... Halkımın kalbinde daima yaşayacak.” Azerbaycan Cumhurbaşkanı Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir; benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir. Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz. Hayatta en hakiki Mürşit ilimdir fendir. “Modern tarihin büyük şahsiyeti... Saygılarımı sunmak onurdur.” İngiltere Kraliçesi “Tarihin akışını değiştirdi. Yeni bir tarih yarattı.” İsrail Devlet Başkanı Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. … Nur içinde yat yüce Atam… Seni çok özlüyoruz… Vatan sana minnettardır… “Yurtta barış, dünyada barış... Kendi sözlerim gibi söylüyorum.” Papa 34 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ Ortadoğu ve Batı Arasında TÜRKİYE Onur Öymen Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber 23 Kasım 2012 tarihinde İMO Antalya Şubesi tarafından gerçekleştirilen Söyleşiden Notlar... sız eden Cumhuriyetimizin kuruluş temel taşlarından olan LAİKLİK prensibidir. Bunu kaldırmak için hükümet yeni anayasa yapmaya uğraşıyor. Ayrıca bu anayasada TÜRK kelimesinin de yeri olmayacak. AB bir değerler sistemidir ve bu değerler sistemini kabul etmeyen AB’ye giremez. Türkiye Cumhuriyeti bir değerler sistemi olarak kurulmuştur. Medeniyet tek, kültürler farklıdır. Türkiye’yi çağdaş medeniyet düzeyine çıkarmak Atatürk’ün hedefiydi 1919’dan sonra millet olduk. Atatürk öldüğünde “Tek bir düşmanı yoktu” dedi bir Avrupalı diplomat. “Atatürk bir demokrasi şampiyonudur” dedi bir Avrupalı devlet adamı. Venizelos bile O’nunla dost oldu ve O’nu Nobel Barış ödülüne aday gösterdi. Bu hükümet kendisini İslam’ın temsilcisi saydığından Batı’nın çağdaş medeniyetiyle buluşmak istemiyor. Hükümet Cumhuriyetimizin kuruluş prensipleri ile çelişen bir Anayasa çıkarmak istiyor. Nereden nereye geldik. Sıfır problem derken etrafımızda hiçbir dost ülke kalmadı. İkinci Cihan savaşından sonra insan haklarını korumak için Avrupa Konseyi kuruldu. Türkiye bu konseyin kurucularındandır. Bugün ise insan haklarını hiçe saydığı için Türkiye’nin bu konseyde hiçbir itibarı kalmamıştır. Atatürk’ten sonra içeride ve dışarıda din devleti kurmak isteyenlerin sayısı arttı. Bu grupları en fazla rahat* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü İMO ANTALYA BÜLTEN . Türkiye’nin koşulları yerine getirse bile AB’ye girme şansı yoktur, çünkü orası bir Hıristiyan Kulübüdür. Ama şartları yerine getirerek onları zorlayabilirdik. Hükümetin kafasında başka fikirler olduğundan ve AB değerlerini pek benimsemediğinden bu da olmadı. AB’ liler şimdi Türkiye ödevini yapmıyor diyorlar. Türkiye 2. sınıf ülke muamelesi görüyor. Dört tip demokrasi vardır. Birincisi Tam Demokrasi burada 22 ülke yer alıyor. İkincisi arızalı Demokrasidir. Burada 57 ülke vardır. Üçüncüsü ise Karma Demokrasi, bugünkü Türkiye’nin yeri burasıdır. Dördüncüsü de Dikta İdaresi, Türkiye hızla bu tip idareye doğru ilerlemektedir. Türkiye’nin demokrasi ile yönetilen ülkeler arasındaki yeri 90. sıradadır. Ülkemiz kadın erkek eşitliğinde Dünyada 124. sırada. Basın özgürlüğünde ise 148. sıradadır. Bulgaristan, Romanya ve Malta birer AB ülkesi oldu, ama biz olamadık. Biz bir Ortadoğu ülkesine ve totaliter bir din devletine doğru gidiyoruz. Huntington Müslüman ülkeler demokrasi ile yönetilemez diyordu. Galiba haklı çıktı. Ortadoğu’da gözü petrolden başka bir şey görmeyen Batı, demokratikleşmeyi engellemiştir. Savaştan sonra Fransız idaresindeki Lübnan’da yapılan son seçimlerde Fransa kazanan üyeleri hapse atmıştır. İngilizlerin elinde olan İran Petrolleri Musaddık’ın sayesinde kurtarılıyor ama kısa zamanda Batı’dan komünist damgası yiyen Musaddık ülkeyi terk etmeye zorlanıyor TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 35 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SERBEST KÜRSÜ ve sonunda da petrol yine İngilizlerin oluyor. Totaliter devletler hep Batı’nın eseri, ancak bu şekilde petrol ve doğal zenginlikler sömürülebiliyor. ğazını kapatırım diyor. Bu boğazdan dünya petrolünün %30 geçiyor. Çin ve Rusya ne yaparlar? Bütün bunlar birer soru işareti, ama tehlike çanları da çalmaktadır. Türkiye çatışmalara girmemeli, Atatürk boşuna “Yurtta Sulh Cihanda Sulh dememiştir. Türkiye Kurtuluş savaşından sonra hiçbir savaşa girmemiştir. Suriye’ye karşı diye yutturulan Yeni Patriot Füzeleri Kalkanı, aslında olası bir İsrail ve İran savaşındaki İran füzelerine karşı konuşlandırılmaktadır. Şiddete karşı olan her yerde buna karşı olmalı ki tutarlı ve güvenilir bir görünüş sergileyebilsin. Suriye’de kan dökülmesine karşı ol, ama Irak’takine, Afganistan’dakine göz yum, olmaz böyle bir şey. Hükümet Batı’dan Doğu’ya kayarak Osmanlıyı canlandırmaya çalışıyor. Başkanlık sistemi ve ardından dine dayanan bir dikta idaresi. Bunu önlemek meclisin ve herkesin görevidir. Türkiye çok tehlikeli bir mecraya girmiştir. Bütün dünya Türkiye’yi eleştiriyor. Türkiye’yi bütün bu kaos ortamından kurtaracak olan çıkış yolu Atatürk yoludur. O’nun genel yaklaşımı dünya görüşü, Türkiye’nin çıkarlarını korurken kullandığı yöntemler ve özellikle laiklik ve tam bağımsızlık ilkesine verdiği önem her daim akıllarda tutulmalıdır. Atatürk’ün eserlerinin özündeki yaklaşım şudur: Türkiye kendi kararını kendisi veren bir ülke olmuştur ve bu yolda devam etmelidir… ABD PKK terörünün bitmesini istemediğinden Irak’taki teröristleri bırakmış Suriye ile uğraşıyoruz. Suriye’den sonraki en büyük tehlike olası bir İsrail İran savaşıdır. İsrail Nisan ayında büyük bir operasyona hazırlanıyor. İran eğer böyle bir şey olursa Hürmüz Bo- Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz. Üyemiz Tayfun Sol hayatını Berna Konuk ile birleştirdi. 31 Ağustos 2012 Üyemiz Ali Cem Atasoy hayatını Beyza Berfu Boran ile birleştirdi. 16 Eylül 2012 36 Üyemiz Levent Karabacak hayatını Zeynep Tüze ile birleştirdi. 7 Eylül 2012 Üyemiz Hüseyin Kuruca hayatını Naime Sevgi ile birleştirdi. 22 Eylül 2012 İMO ANTALYA BÜLTEN . Yönetim Kurulu Üyemiz Tuğba Bildirici hayatını Üyemiz Umut Ceylan ile birleştirdi. 15 Eylül 2012 Üyemiz Onur Burak Milli hayatını Gülay Yıldırım ile birleştirdi. 3 Kasım 2012 TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 Üyemiz Emrah Tülü hayatını Meltem Bayoğlu ile birleştirdi. 26 Ocak 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TURİZM İMO Antalya Şubesi Konaklamalı Fethiye Gezisi 08-09 Eylül 2012 Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber I. Gün Gezi İMO Antalya Şube önünden saat 9.00’da Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti olan Yakapark’da yenilen öğle yemeğinin ve yapılan gezintinin ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası Saklıkent Kanyonu gezildi. Fethiye’de müzik ve dans eşliğinde yenilen akşam yemeğinden sonra otelde konaklandı. Bu Gezide Ziyaret Ettiğimiz Yerler Hakkında Özet Bilgi: YAKAPARK Tlos’un 2 km kadar yukarısında birçok Alabalık Lokantasının yer aldığı Yakapark çeşitli yönleriyle görülmeye değer güzel bir yerdir. Burada anıt olmuş ağaçlar ve kademeli terasların yanında havuz ve su kanallarıyla taş masalar ilginç bir görüntü verirler. II. Gün Adaları ve denizinin güzelliği ile bir doğa harikası olan Fethiye körfezinde yat turu: Birçok yerde duraklayarak yüzme molası alıyor ve deniz ve güneşin tadını çıkarıyoruz. Yassıca adaları, Tersane, Kleopatra Hamamı Koyu, Göbün Koyu, Kızılada ve daha birkaç ada durakladığımız yerler oluyor. Yattaki salata, taze tavuk veya balıktan ibaret menümüz çok lezzetli ve doyurucu idi. Yat sahibi bayan gösterdiği ev sahipliği ile takdire şayandı. * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 37 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TURİZM TLOS ANTİK KENTİ üç başlı canavar Chimera ile savaşırken betimlenen “Bellerophontes’in” mezarıdır. Tarihi: Akropolis ve civarında bulunan buluntulardan ve bilhassa ele geçen bir bronz baltadan anlaşıldığına göre; Tlos Antik Kenti MÖ. 2000 yılından bu yana iskan edilmektedir. MÖ 14.yy Hitit belgelerinde “Lukka Topraklarındaki Dlawa” olarak söz edilmektedir. Yörede bulunan madeni paralarda ve Likya yazıtlarında kentin adı Tlawa olarak geçmektedir. Likya birliğinin güçlü kentlerinden biri olan Tlawa, birliğin merkezi olan Ksantos’taki mecliste Pınara, Myra, Limiyra, Patara ve Ksantos’la birlikte üç oyla temsil edilen 6 kentten biriydi. Roma imparatorluk devrinde (MS 2.yy dan sonra) kent, “Likya halkının parlayan yıldızı’’ olarak anılmaya başlamış, Bizans devrinde de Piskoposluk Merkezi olmuştur. Daha sonra kent Akropolisin doruğundaki kale dışında tamamen terk edilmiş ve önemini yitirmiştir. 19. yüzyılda bu kalede yörede dehşet saçarak etrafı haraca bağlayan Kanlı Ali Ağa adında bir derebeyi hüküm sürmüştür. Tlos Antik Kentinde Değer Yerler: Görülmeğe Taş bloklar halinde aşağıya doğru sıralanan oturma yerleri ile Stadyum, surların hemen güneyinde yer alır. Stadyumun hemen karşısında 160 metre uzunluğunda Basilika kalıntıları görülür. Harabelerin en güneyinde biraz doğuya doğru Roma Hamamı kalıntıları, hemen bunun yanında da Paleastra ve Gymnasium kalıntıları bulunmaktadır. Doğudaki geniş meydanda yerleşmiş olan Tlos’un Agorası 9 metre genişliğinde olan ve batı yüzündeki duvarında yarım düzineye yakın kapıların bulunduğu uzun bir yapıdır. Yine aynı meydanın doğusunda çok iyi korunmuş durumdaki yarım daire şeklindeki kavea ve 34 oturma sırası ile Roma stilindeki kent Tiyatrosu yer alır. SAKLIKENT KANYONU 300 m derinliğinde ve 18 km uzunluğundaki bu muhteşem kanyon, yüksek Toros Dağlarından gelen coşkun suların aşındırması ile oluşmuştur. Eşen Çayı bu kanyondan doğar. Seyhan Çetin kardeşimizin bu gezideki tur liderliği de dört dörtlüktü. Kendisine teşekkür ederiz. Sağlıcakla kalın!.....Geze kalın! Bugünkü antik kent kalıntıları Likya, Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Akropolis üzerindeki Bizans devrinden kalma kale, Likya devrinde aynı yerde bulunan kalenin temelleri üzerinde yükselmiştir. İşte Kanlı Ali Ağa bu kalenin doğu köşesinde yaptırdığı sarayından etrafı haraca kesmiştir. Akropol tepesinin ön cephesinden aşağı doğru kayalara oyulmuş sayısız Likya kaya mezarları vardır ve bunlardan en önemlisi, hiç kuşkusuz mezarının üzerinde kanatlı atı Pegasus’un üzerinde 38 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü İnşaat Mühendisleri Odasının 58., Şubemizin 24. Kuruluş yıldönümü 15-16 Aralık 2012 tarihlerinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. İnşaat Mühendisleri Odasının 58. Antalya Şubemizin 24. kuruluş yılında “19 Aralık İnşaat Mühendisleri Gününü” kutlamanın mutluluğunu ve coşkusunu yaşadık. Geçirdiğimiz 24 yıla baktığımızda zor koşullar altında hizmet verildiğini ve kıt kaynaklara rağmen geçmiş yönetim kurullarımızca harcanan yoğun emek ve büyük fedakarlıklar sayesinde bugünlere gelindiğini görüyoruz. 1954 yılında kurulan İnşaat Mühendisleri Odası 90.000’i bulan üye sayısı, 26 Şubesi ve 124 Temsilciliği ile birlikte 19 Aralık kuruluş gününü aynı zamanda “İnşaat Mühendisleri Günü” olarak kutlamaktadır. Bu kutlamalarda, Odamız; meslekte 25 yılını dolduran üyelerine “Teşekkür Belgesi”, 40 yılını dolduran üyelerine “Onur Belgesi”, 50 yılını dolduran üyelerine de “Onur Plaketi” vermeyi geleneksel hale getirmiştir. Ayrıca Antalya Şubesi, mesleğe yeni katılan en genç üyesine “Mesleğe Hoşgeldin Plaketi” vermektedir. Bu yıl yapılan İnşaat Mühendisleri Günü ve Kuruluş Yıldönümü kutlamaları Belek’te bir otelde yaklaşık 500 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi. Bu özel günde konuşan İMO Antalya Şube Başkanımız Cem Oğuz konuşmasında; “İnşaat Mühendisleri Odası artık gelenekselleşen bir uygulamayla meslekte çeyrek asırdan başlayarak belirli bir yılı dolduran üyelerine verilen belge ve Plaketlerin İMO ANTALYA BÜLTEN . geçmişe dönük teşekkürden ziyade, geleceği aydınlatan bir nişane olduğu unutulmamalıdır. Vefayı önemsemek gerekiyor. Burada yapılan iş, bir vefa örneğidir. Mesleğimizin değerlerine sahip çıkmaktır. Bundan değil midir ki İnşaat Mühendisleri Odası yarım asrı geçen ömründe toplumsal saygınlığını her zaman korumayı ve kuşaklar arasında sağlıklı bir köprü kurmayı başarmıştır. İnşaat sektörünün çekirdeğini İnşaat Mühendisleri oluşturmaktadır. İnşa etme sanatı ve inşa edilmiş yapıya ihtiyaç duyma, ilk insan ile birlikte başlamıştır. Günümüzde bu önemli görevi ve sorumluluğu İnşaat Mühendisleri üstlenmektedir. İçinde yaşadığımız konutların, işyerlerinin, üzerinde seyahat ettiğimiz yolların, su ve enerji sağlayan barajların, hava ve deniz limanlarının, içme suyu ve atık su tesislerinin ile daha birçok yapı ve tesisin proje ve uygulama sorumlusu, inşaat mühendisleridir. Ancak, ülkemizde inşaat mühendisliği hak ettiği yere gelememiştir. Toplumumuz mühendislik bilimine gerektiği önemi ve saygıyı gösterebilseydi deprem afetlerinde, sel felaketlerinde, trafik kazalarında can ve mal kayıpları en aza indirilebilirdi. Tüm olumsuzluklara rağmen modern Türkiye’nin mühendisleri olarak güzel bir gelecek inşa etme konusundaki inancımızı hiç kaybetmedik. Bu inancımızın temel dayanaklarından birisi de, meslekte 25, 40 ve 50. Yılını dolduran üyelerimizin mühendisliğe ve ülkeye yaptıkları TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 39 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER olumlu katkılardır. Bu katkılarından dolayı arkadaşlarımı, meslek büyüklerimi ve onlara daima destek olan saygıdeğer eşlerini yürekten kutluyorum.” Dedi. Oğuz; Meslek odalarının kamusal denetim görevini yapmasından duyulan rahatsızlık üzerine 6235 sayılı TMMOB Kanununda değişiklik yapılması için bir taslak hazırlandığını ve bu kanun değişikliğinin önümüzdeki günlerde bir gece yarısı torba yasa işleyişi ile TBMM’de getirilebileceğini belirtti. Bu nedenle TMMOB ve Odamıza sahip çıkabilmek için örgütlü, inanç ve kararlılıkla mücadele etmenin önemli olduğunu da ifade etti. Başkanımız Cem Oğuz Konuşmasının son bölümünde; “Bizler Bu ülkenin inşaat mühendisi aydınları olarak aynı zamanda; dünyayı, ülkemizi ve yaşadıklarımızı bilen, düşünen, sorgulayan, yorumlayıp toplum çıkarlarını savunabilecek, koruyabilecek bilgi, beceri ve birikime sahip meslek mensupları olarak elbette yapacak işimiz, çıka- racak sesimiz vardır. Hepimiz; karanlığı aydınlatacak birer alev olmasını da biliriz. Artık bizim için gün, ülkemiz ve geleceğimiz için birlik ve mücadele günüdür. Ortak aklımızın, birlik ve beraberliğimizin yaratacağı direnç gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Dün olduğu gibi bugün de birlikte olacağız. Gelecek güzel günlere olan inancımla, sizleri yönetim kurulumuz adına direnç, inanç ve karalılıkla selamlıyorum. İnşaat Mühendisleri Günü’müz kutlu olsun. Aklımızın ve umudumuzun yolu açık olsun…” Diyerek konuşmasını tamamladı. Başkanımız Cem Oğuz’un konuşmasının ardından belge ve plaket töreni gerçekleştirildi. İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, belge ve plaket alan inşaat mühendisleri ile birlikte, 10. Yıl Marşı eşliğinde Odanın kuruluş yıldönümü için hazırlanan pastayı kestiler. Kutlamaya katılan İMO üyeleri ve misafirler gecenin geç saatlerine kadar gönüllerince eğlendiler. FOTOĞRAFLARLA MÜHENDİSLER GÜNÜ BALOSU VE ÖDÜL TÖRENİ 40 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 41 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Meslekte 25. Yıl Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz 34041 34096 34139 34228 34256 34370 34390 34409 34436 34463 34572 34660 34743 34794 34820 Kemal Artüz Nurullah Özbaş Mehmet Küçüktoka Mehmet Deniz Şinasi Sezgin Demiray M. Ali Demiroğlu Osman Doğan A.Suna Öcal Yüksel Esma Nesrin Şanlı Teoman Koyuncu Haluk Çerçiler Kemal Tuşat Yücel Mustafa Murat Sivka Ömer Yüksek Ali Fuat Özel 34847 34868 34870 34883 34886 34980 35237 35504 35509 35510 35533 35715 36477 37127 37772 İshak Akın Abdulhamit Temuçin İ. Atila Ün Suat Sır Alp Halil Ay Ramazan Sipahi Tülin Önem (Tabakan) Suzan Yardımcı Fatih Yürük Kemal Tortop Halil Kurt Adnan Bilgin Levent Geylan Mehmet Öztürk Salih Terzioğlu 37834 37928 38258 38444 39299 39766 40252 42960 45674 45916 46186 51490 63886 72005 72169 Zeki Demiray Ayhan Ünal Metin Mut Osman Yıldırım Zükarneys Taş Şahin Diyar Mukadder Yılmaz Levent Oktay Gökhan Doğru Tamer Küçüközer İlhan Tınas Rahmi Topan Metin Polat Ramazan Özden Fatma İnanç Meslekte 40. Yıl Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz 8365 8520 8522 8567 8584 8593 8748 8775 8800 8808 8826 8849 8851 8883 8977 9042 İbrahim Ekinci Mustafa Vedat Esen Yakup Aydınoğlu Ali Arslan Hüsnü Kurt Fikret Türker Ali Ekber Tanrıverdi Akay Şenel Süleyman Demirtaş Raşit Sözen A.İhsan Öztürk Osman Berberoğlu M. Melkar Taşpınar Hacip Kayı Ender Çelikel Mustafa Eker 9087 9145 9146 9247 9257 9331 9344 9453 9530 9544 9562 9582 9583 9657 9745 9799 Ali Rıza Tümbül Veli Tütüş Edip Mekik Adem Ünaldı O. Şerafettin Yüksel Arif Tür Tuncer Sezgin İsmail Savranoğlu Ahmet Hamdi Akan Lütfü Balta Adnan Gökçe Ahmet Karatoy Abdurrahman Fırtına A.Doğan Aksoy Mehmet Ünlü Mehmet Toros 9803 9885 9890 9917 9920 9982 9993 10015 10074 10130 10389 10394 10759 15575 19754 25406 Hasan Tutan Veysel Sağdıç Yalçın Çelik Hayati Şataf Mahmut Terzioğlu Hasan Ergen Turan Gülümser Mustafa Yılmaz Galip Yiğit Orhan Karahan İbrahim Yavaş İrfan Aktaş Hamdi Kakaşçı Ünlü Doğan Osman Nuri Özalp Abdurrahman Çelik Meslekte 50. Yıl Teşekkür Belgesi Alan Üyelerimiz 3989 4110 Mustafa Hocaoğlu Y. Cumhur İyigün 4125 4138 Zafer Top M. Hüseyin Karabayır 4256 Plaket Alan En Genç Üyemiz 87046 42 İMO ANTALYA BÜLTEN Ümit Can Ünsal . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 Ali İhsan Beyhan TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız Temmuz 2012 - Ocak 2013 Hülya Geneli 90154 Tayfun Gürcan 90201 Süleyman Tekin 90202 Merve Küçük 90203 Yusuf Fişekçioğlu 90204 Hasan Şenol 90298 Burak Yalçınkaya 90302 Reyhan Aksoy 90329 Nazife Çetin 90330 Göktuğ Özen 90331 Fatih Oral 90332 Günay Özcan 90333 Ender Çağlar Özensoy 90334 Fatih Şerif Coşan 90442 Abdullah Cihat Çelik 90447 Gökhan Uludağ 90448 Osman Zahit Sümer 90449 Yasin Öz 90450 Serhat Savran 90451 İhsan Bankoğlu 90452 Ali Can Özger 90592 Tanfer Zengin 90593 Emre Akkeçili 90594 Kenan Gülmez 90595 Pınar Duğan 90596 Mihriban Yazar 90747 Fatih Taştemür 90748 Murat Şevik 90749 Sinan Tatar 90750 Burcu Çözik 90751 Çağdaş Gürbüz 90859 Tolgahan Yılmaz 90860 Raşit Tüzer 90861 Vural Kaya 90989 Volkan Toprakçı 90991 Emre Tavlı 91025 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 43 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER 44 Mehmet Şen 91039 Ali Tekin 91084 Rafet Koca 91171 Ozan Ceylan 91239 Hüseyin Sarıdemir 91240 İbrahim Özen 91241 Kerem Emrah Neşvat 91309 Duygu Yalçın 91310 Mahmut Bektaş 91375 Fethi Can Köse 91376 Hasan Ertit 91390 Savaş Çelik 91391 Ertürk Buğra Özdemir 91458 Mehmet Yerli 91459 Mustafa Mengi 91460 Ahmet Arslan 91461 Barış Bilici 91550 Deniz İnce 91643 Seha Samed Şahin 91644 Kamil Görkem Altay 91645 Mustafa Dağhan 91742 Bengü Tuğba Turgut 91791 Muhammet Cemal Çağlıyurt 91792 Hatice İrem Talay 91793 Dilara Bakı 91797 Deniz Can Gültekin 91875 Onur Şahin 91881 Selami Akyol 91882 Burak Bayar 92009 Muammer Metin 92024 Yunus Emre Erdem 92025 Bilgehan Akman 92026 Sergül Uysal 92061 Zahid Üveys Aktaş 92066 Görkem Kazancı 92105 Onur Şentürk 92151 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Göktan Aktaş 92152 Seher Akınay 92153 Yusuf Can Turgan 92225 Ahmet Fırat Dönmez 92226 Selin Yıldırım 92227 Seda Beyaz 92294 Gonca Karadilli 92295 Halil Çelebi 92296 Bekir Baki Güzel 92424 Sueda Tatlı 92425 Semih Şener 92426 Keziban Cezayir 92427 Hakan Şahin 92428 Kenan Hekimoğlu 92477 Ezgi Yersel 92505 Volkan Ercan 92532 Muharrem Kızılay 92616 Ahmet Alper Parker 92617 Mehmet Öztoprak 92618 Kaan Dulluç 92619 Durali Çakır 92620 Resmiye Duran 92655 Mehmet Nacakcı 92656 Hilmi Şen 92657 Tutku Kaşlıoğlu 92658 Halit Öğüt 92659 Adnan Takavut 92749 Fuat Hayır 92750 Selin Doğanöz 92751 Pelin Doğanöz 92752 Serkan Özen 92753 Ramazan Er 92811 Mustafa Aydın Aydoğmuş Alper Koray 92877 Sefa Çuhadar 92907 İbrahim Hakkı Duran 92908 92846 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 45 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Evren Şahin 92975 Ali Özdemir 92976 Semih Kutlu 92990 Umut İpek Akbayır 93018 Saniye Alp 93019 Nilgün Gürses 93058 Ahmed Paksoy 93059 Nurettin Gülden 93060 Mustafa Yılmaz 93104 Fatma Muslu 93105 Halil Dalkılıç 93106 Merve Özkan 93148 Ogan Fıçıcı 93179 Nergis Karip 93234 Haluk Bozkır 93268 ZEHRA, FAHRETTİN BUĞRA, OSMAN KEMAL ve EYLÜL’e aramıza hoş geldin diyor, Anne ve Babalarıyla birlikte mutlu ve uzun bir ömür dileriz. 46 Üyemiz İbrahim Ekizoğlu ile Zeliha Ekizoğlu’nun kızları ZEHRA 27 Ocak 2012 tarihinde dünyaya geldi. Üyemiz Şükriye Kaynak ile Cemal Kaynak’ın oğulları OSMAN KEMAL 4 Eylül 2012 tarihinde dünyaya geldi. Üyemiz İlhami Yıldıran ile Rabia’nın oğulları FAHRETTİN BUĞRA 27 Mayıs 2012 tarihinde dünyaya geldi. Üyemiz Şahin Pala ile Rukiye Pala’nın kızları EYLÜL 18 Ekim 2012 tarihinde dünyaya geldi. İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Çalışma Raporu 1 Temmuz 2012 - 31 Ocak 2013 4 Temmuz 2012 10 Temmuz 2012 1- Basın / TV / Röportaj Seminer VTV televizyonunda canlı yayınlanan “Başkanlar Konuşuyor” programına konuk olarak katılan Başkanımız Cem Oğuz başta Depremsellik ve Antalya, Kentsel Dönüşüm, Stadyum Sorunu, Batı Çevre Yolu, Expo 2016 Antalya olmak üzere çeşitli konulardaki şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. Konu: Geotüpler ile Yüksek Su Muhtevalı Zeminlerin Sususzlaştırılması Konuşmacı: Doç. Dr. Ahmet Aydilek Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. 2- Seminer Konu: Geosentetik Donatılı Duvar ve Şevler; Su Yapılarında Geosentetiklerin Kullanımı Konuşmacı: Prof. Dr. Erol GÜLER Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. İMO ANTALYA BÜLTEN . 17 Temmuz 2012 Yönetim Kurulunu Ziyaret Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi, Şubemiz yönetim kurulunu ziyaret etti. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 47 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 19 Temmuz 2012 Basın / TV / Röportaj Posta Gazetesi haber muhabiri Başkanımız Cem Oğuz’u şubemizde ziyaret ederek, Antalya’nın depremselliği konusunda röportaj yaptı. 20 Temmuz 2012 Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Hikmet Köse katıldı. 1 Ağustos 2012 Yönetim Kurulu’nu Ziyaret 23 Temmuz 2012 Basın / TV / Röportaj Akdeniz TV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “100. Yıl İhaleye Çıkıyor” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; TOKİ’ye verilen 100. Yıl Spor Kompleksinin neyin karşılığı yapılacağının sır gibi saklandığını ve bazı soru işaretleri olduğunu söyledi. Stadyum konusunun yıllarca sürüncemede kaldığını söyleyen Başkanımız Cem Oğuz, “milletvekillerimiz bizlerle dalga geçiyor” diyerek sitemini de dile getirdi. CHP İl Başkanı Devrim Kök ve yönetimi, şubemiz yönetim kurulunu ziyaret ettiler. Ziyarette; Antalya’nın inşaat mühendisliği sorunları hakkındaki bilgiler paylaşıldı. 24 Temmuz 2012 Basın / TV / Röportaj Akdeniz TV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Falezler” konulu röportaj yayınlandı. Cem Oğuz Röportajında; Falezlerin zeminin denize doğru kaydığını, felaketlerle karşı karşıya kalmamak için gerekli önlemlerin zaman kaybetmeden alınması gerektiğini söyledi. 31 Temmuz 2012 Basın / TV / Röportaj NTV televizyonunda yayınlanan “Yeşil Haberci” programında Antalya’daki Falezler konusu işlendi. Programda Başkanımız Cem Oğuz Falezlerin üzerine yapılan yüksek binaların riski artırdığını dile getirdi. 48 İMO ANTALYA BÜLTEN . 2 Ağustos 2012 Basın / TV / Röportaj Akdeniz TV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan Eski İl Özel İdare Binası” konulu röportaj yayınlandı. Cem Oğuz Röportajında; Kolonları patladığı için boşaltılan, kentin merkezinde yıllardır çirkinlik abidesi gibi duran eski İl Özel İdare Binası için son kararı il genel meclisinin verebileceğini söyledi. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 3 Ağustos 2012 19 Ağustos 2012 Basın / TV / Röportaj 1- Kutlama TRT Antalya Radyosunda canlı yayınlanan Gülgün Çimen’in sunduğu “Akdeniz’den” programına konuk olarak katılan Başkanımız Cem Oğuz, kentsel dönüşümle ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı. Ramazan Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. 2- Basın / TV / Röportaj 15 Ağustos 2012 Toplantı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün; 31.05.2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile ilgili bilgilendirme toplantısına Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ile Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç katıldılar. 16 Ağustos 2012 1- Basın Açıklaması 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi nedeniyle İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkezi ve tüm şubelerin eş zamanlı yaptığı “Deprem Gerçeği de Çözümsüzlük de Halen Sürmekte!” konulu basın açıklaması Şubemiz Atatürk Konferans Salonunda yapıldı. Basın açıklaması aynı gün Ulusal Kanal ve ART Ana Haber Bültenlerinde yayınlandı. VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Antalya Depreme Hazır Değil” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Röportajında; Antalya’nın 2. derece deprem bölgesinde olduğuna dikkat çekerek harita üzerinde Antalya’nın deprem riskini anlattı. Özellikle Antalya’da ev alacak vatandaşlara inşaat mühendislerinden teknik destek almalarını vurgulayan başkanımız, binanın dış görünüşüne değil yapısal özelliklerine önem vermelerini istedi. Diğer yandan kentsel dönüşüm projesi kapsamında Türkiye genelinde 7 milyon yapının yıkılıp yeniden inşa edileceğini söyleyen Başkanımız Cem Oğuz, TOKİ’nin yapı denetimsiz çalışmasından dolayı endişelerinin olduğuna da vurgu yaptı. 21 Ağustos 2012 Basın / TV / Röportaj 2- Kutlama Ramazan Bayramı nedeniyle yönetim kurulu ile personelin bayramlaşmalarını sağlamak üzere şubemiz yönetim kurulu toplantı salonunda bayramlaşma töreni yapıldı. İMO ANTALYA BÜLTEN . VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Batı Çevre Yolunun Çözümü: Kamulaştırma” konulu röportaj yayınlandı. Batı Çevre Yolunun önemine değinen Başkanımız Cem Oğuz röportajında; sorunun kamulaştırma yoluna gidilerek çözülebileceğine işaret etti. Kamulaştırma yapılmayıp bölgenin imara açıldığında nehir yatağına yapılar inşa edileceğini söyleyen Oğuz, bölgenin imara açılması halinde yapı maliyetlerinin artacağını ve kazık temeller sistemi ile binaların inşa edileceğine dikkati çekti. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 49 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 22 Ağustos 2012 Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Ulaşım Master Planı Yine Yapılamadı” konulu röportaj yayınlandı Başkanımız röportajında; Ulaşım Master Planı konusunda ilk çalışmanın 1989 yılında Hasan Subaşı’nın belediye başkanlığı döneminde yapıldığını belirterek, 1990’lı yıllarda ikinci çalışmanın yapıldığını hatırlattı. Bekir Kumbul’un belediye başkanlığı ile üçüncü plan için çalışma yapıldığını ifade eden Başkanımız, bugüne kadar yapılan toplam 7 master plan çalışmasından da sonuç alınamadığının altını çizdi. Antalya’nın araç sayısı bakımından Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olduğunu belirten Başkanımız, nüfus yoğunluğu bakımından sekizinci, en çok göç alan kentler arasında da üçüncü sırada olduğuna dikkat çekti. Çalışması yapılan 7 master plandan da sonuç alınamayan Antalya’da, bırakın ulaşım toplu taşıma sorununun dahi henüz çözülemediğini ve Gazi Bulvarı’na yapılması gereken battı çıktıların kent merkezine yapılmasını da eleştiren Başkanımız, Antalya’nın en büyük talihsizliğinin siyasi çekişmeler olduğunu savunarak bu nedenle kentin çıkarlarının arka plana itildiğini söyledi. tahrip ederken onlara her yıl yenilerinin eklendiği gözlendi. Yrd. Doç. Dr. Nihat Dipova, falezlere yapılan kaçak yapıları anlatırken, kaya düşmeleri ve kopmaları hakkında da bilgi verdi. 30 Ağustos 2012 Kutlama 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin Temellerinin Atıldığı 30 Ağustos Zafer Bayramı, Bu Cumhuriyeti Gururla Taşıyan Herkese Kutlu Olsun” 8-9 Eylül 2012 Konaklamalı Fethiye Gezisi Saklıkent 12 Adalar Tekne Turu Üyelerimiz ve yakınları ile 40 kişinin katıldığı gezi; Şubemiz önünden saat 9.00’da Fethiye’ye doğru hareketle başladı. Bir doğa cenneti olan Yakapark’da yenilen öğle yemeğinin ve yapılan gezintinin ardından Tlos Antik Kenti ve doğa harikası Saklıkent Kanyonu gezildi. 24 Ağustos 2012 İnceleme & Basın / TV / Röportaj Şubemiz tarafından düzenlenen teknik gezi ile Antalya’nın dünyaca ünlü falezleri incelendi. İncelemeye Başkanımız Cem Oğuz, Akdeniz Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Nihat Dipova ve çok sayıda gazeteci katıldı. Falezlerin, denizden incelendiğinde her geçen gün biraz daha fazla tahrip edildiği görüldü. Bazı otellerin güneşlenme terasları doğal yapıyı 50 İMO ANTALYA BÜLTEN . 14 Eylül 2012 1. Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve ABŞB İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “1.Yangından Korunma ve Önlemleri Sempozyumu” AKM Perge salonunda gerçekleştirildi. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 16 Eylül 2012 Kemer - Phaselis Tekne Turu Üyelerimiz ve yakınları ile 70 kişinin katıldığı gezide; Kemer’den tekneyle denize açılıp, Alacasu, Mehmet Ali Bükü, Phaselis ve Kiriş koylarında yüzme molaları verildi. 18 Eylül 2012 Deniz Baykal ve CHP Antalya Milletvekilleri Şubemizi Ziyaret Etti. leyen mevzuat, ulaşım ve batı çevre yolu, bir türlü yıkımı gerçekleştirilmeyen Eski İl Özel İdare Binası ile yapımı yılan hikayesine dönen Antalya’nın stadyum sorunu ve EXPO 2016 Antalya, terör ve Suriye sorunu, HES’ler ve taş ocaklarının doğa üzerindeki etkileri olmak üzere kent ve ülke sorunları ile ilgili bilgi ve deneyim paylaşmak fırsatını bulduklarını ifade etti. Cem Oğuz, Deniz Baykal’a Oda yayınları olan “50. Yılda 50 Eser ve Yapıcının Türküsü” kitaplarını hediye etti. Oda çalışmaları hakkında bilgi veren Oğuz, Antalya’da gerçekleştirilen “Kentsel Altyapı Sempozyumu, İnşaat Mühendisliği Eğitim Sempozyumu, Antalya ve Yöresinin İnşaat Mühendisliği Sorunları Kongresi Bildiriler Kitapları ile birlikte içerisinde “Kentsel Dönüşüm ve Antalya, Yapı Denetimi Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı hakkında İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Görüş ve Önerileri, Antalya Stadyumunu İstiyor” gibi konulardan derlenen “Çalışmalarımızdan” kitapçığını da sundu. Ziyarette ayrıca; 2B Yasası ile birlikte Rayiç Bedellerinin yüksek olması ile hak sahibi köylü, çiftçi vatandaşın mağduriyeti; Yabancılara Toprak Satışı ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uygulamalarının yaratabileceği sıkıntılar; 100. Yılda yapılması düşünülen Stadyum Projesi; Suriye’de yaşanmakta olan iç savaş ve Türkiye’ye etkileri, CHP önceki Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, beraberinde milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan, Arif Bulut, önceki dönem İl Başkanları Özer Ahmet Ülken, Ertuğrul Ünal, Ömer Melli, eski milletvekili Tuncay Ercenk, İl genel meclisi üyesi Songül Başkaya ile çok sayıda eski yönetici ve partili Şubemiz Yönetim Kurulunu ziyaret etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 3 ve 14 Nisan’da çıkarılan Tip İmar ve Yapı Denetim Yönetmelik değişiklikleri sonucu Odaların kuruluş kanunundan kaynaklanan görevlerinin bir bölümünü yapmasının engellendiği; Yapı Denetim Kanun taslağı ile odaların tamamen devre dışı bırakılacağı, kanun tasarısının önümüzdeki yasama döneminde TBMM’de görüşülebileceği, CHP meclis gurubunun bu konuda çok dikkatli olması ve Odaları Ziyarette, Başkanımız Cem Oğuz, Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz Adil Özen, Birkan Çakır, Özer Gencay, Özgür Taylant Budak, Tayyar Toker hazır bulundular. Başkanımız Cem Oğuz; Ülke ve kent sorunlarının değerlendirildiği ziyaretten memnuniyetini dile getirerek; Başta yapı denetim, deprem, kentsel dönüşüm, inşaat mühendislerinin özlük hakları ve meslek alanını düzen- İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 51 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU devre dışı bırakan düzenlemelere karşı çıkmaları gerektiği; Konuları değerlendirildi. Deniz Baykal, Şubemizin Antalya için önemine değinerek; “Sorunlarınızdan, çalışmalarınızdan haberdar olmalı ve uzmanlıklarınızdan yararlanmalıyız. Mühendislik, Türkiye’nin tarihsel gelişiminde ve bu gelişimin siyasete aktarılmasına katkı koymuş; Türkiye’nin modernleşme süreci mühendislerle gelişmiştir. Mühendislik felsefesi hayatın bir parçası, gelişim ve değişimin fikri ışığıdır. Belediyeler ve Odalar arasında yakın işbirliğine ihtiyaç vardır.” Dedi. Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları hakkında bir sunum gerçekleştiren Başkanımız Cem Oğuz; “İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak, aklın ve bilimin öncülüğünde, halkın güvenliği ve mutluluğunu sağlamaya katkı olabilecek her konuda kamu yararını esas alan her projeye her zaman katkı koymaya hazır olduklarını” söyledi. Ülke ve kent sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan ziyaret tarafların iyi niyet temennileri ile sona erdi. 19 Eylül 2012 ATSO Başkanı Çetin Osman Budak Şubemizi Ziyaret Etti tarafsız ve özellikle Sivil Toplum Kuruluşlarıyla sorunlara ortak akıl süzgeciyle çözüm önerileri geliştirmek zorunda olduklarını söyledi. Oğuz; meslek odalarının güç birliği sayesinde kentin geleceğiyle ilgili önemli konularda tarihi bir duruş ve eylem birliği içerisinde olduklarını, ATSO ile daha yakın işbirliği içerisinde çalışmak istediklerini belirtti. ATSO Başkanı Budak; Sivil Toplum Kuruluşundan beslenmeyen bir siyasetin eksik kalacağını, sivil toplum kuruluşlarını siyaset yapmakla suçlamanın ve dışlamanın demokrasi kavramı ile bağdaşmayacağını vurguladı. Budak, Her konuda bir master plana gereksinim olmasına rağmen bu planlar yapılmadan yapılan günü kurtaran çalışmaların Antalya’ya zaman kaybettirdiğini söyledi. Budak ayrıca; Lara Kent Parkı, dokuma Alanı, 100. Yıl alanı gibi kamusal alanların meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları sayesinde korunabildiğini de sözlerine ekledi. Görüşmede, Meslek odaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının icra makamı olmadıkları gibi, övme makamı da olmadıkları; kamu yararını esas alan ülke ve kent sorunlarında eleştiri haklarını kullanmalarının kentin gelişimine ve geleceğine katkı olarak algılanması gerektiği konusunda görüş birliği oluştu. Çetin Osman Budak, Şubemiz kütüphanesinde üyelerimizin yararlanabilmesi için Antalya ile ilgili ATSO yayınları ile birlikte Geçmişten Günümüze Antalya Ticaret ve Sanayi Odası kitabını hediye etti. Cem Oğuz da, ATSO Başkanı Budak’a İnşaat Mühendisleri Odamızın Tarihini anlatan “Yapıcının Türküsü” ve Cumhuriyetimizin mühendislik harikası eserleri “ 50 Yıl da 50 Eser” kitaplarını sundu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, meslektaşlarımız, ATSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Levent Yiğiter ve Akın Akay Akıncı ile birlikte Şubemizi ziyaret etti. Ziyarette Şube Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Haluk Selçuk, Onur Günaydın, Rıza Arslanbay, Tayyar Toker, Adil Özen hazır bulundu. Ülke ve kent sorunları hakkında da görüş alışverişinde bulunulan ziyaret tarafların birlikte dayanışma içerisinde çalışma istekleri, iyi niyet temennileri ve başarı dilekleriyle sona erdi. Ziyarette Antalya Sorunları hakkında bir sunum yapan Şube Başkanımız Cem Oğuz; Meslek Odalarının birbiriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin hakim kılınabilmesi için dayanışma içerisinde birlikte çalışmaları gerektiğini, toplumun her kesimiyle barışık, 52 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 22 Eylül 2012 Basın / TV / Röportaj ART televizyonunda canlı yayınlanan “Barometre” programına programa konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz Kentsel Dönüşüm ve Antalya’ya yansımaları, Batı Çevre Yolu, EXPO 2016 ve Stadyum konularında Şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. 25 Eylül 2012 1- Muratpaşa Belediye Başkanı Makina Mühendisi Süleyman Evcilmen Şubemizi Ziyaret Etti. Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen Şubemizi ziyaret etti. Başkan Evcilmen’e meclis üyeleri Hüseyin Kazancı, Erdem Armen, Deniz Fırat Budak, Gürsel Karabayır ile Evcilmen’in siyasi Danışmanı Murat Özdemir de eşlik etti. Ziyarette, Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Özgür Ata, Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Birkan Çakır, Gözde Şanlılar, Tayyar Toker hazır bulundular. Görüşmede Şube Başkanımız Cem Oğuz, 3 ve 14 Nisan tarihlerinde Yapı Denetim ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliklerindeki değişikliklerle meslek odalarının işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığını ifade ederek, Odalarla yakın işbirliğinin devamından dolayı Evcilmen’e teşekkür etti. Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları ile ilgili bir sunum yapan Cem Oğuz; Ulaşım Master Planının yapılmamış olmasından dolayı Antalya’nın ulaşım sorunlarının her geçen gün arttığını, bu durumun en çok Muratpaşa Belediyesini etkilediğini söyledi. Oğuz; yapımı İMO ANTALYA BÜLTEN . gerçekleştirilen parklarla doğa harikası Antalya Falezlerinin korunmaya çalışıldığını ancak daha önce yapılaşmış alanlar, Bambus ve Konserve Koylarında sorunlu bölgeleri ile ilgili çalışma yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ve Uygulama Yönetmeliği ile ilgili de görüş alışverişinde bulunulan ziyarette kentsel dönüşümün eski İl Özel İdare ve kamu binalarından başlaması gerektiği konusunda görüş birliği oluştu. Kentsel Dönüşüm Yasasının çok iyi irdelenmesi gerektiğine dikkat çeken Şube Başkanımız Cem Oğuz; “Yasa Kapsamına afet riski taşımayan, koruma altındaki kamuya ait taşınmazlar, tarım alanları, orman arazileri, SİT alanları dahi alınabilecektir. Yasanın kentsel dönüşüm bahanesiyle rantsal dönüşüme yol açabilecek toplumsal barışı zedeleyebilecek sakıncalı uygulamalarından kaçınmak gerekir. Ayrıca yerel yönetimlerin yetkileri de kısıtlanıyor hatta fiilen ortadan kaldırılıyor” dedi. Kentsel Dönüşüm adı altında yapılan uygulamaları eleştiren Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen; “ Yeşil alanı, sağlık tesisi, okulu kısaca sosyal donatı alanları olmadan gecekonduları yıkıp yaptığınız yapılar apartmankondu oluyor. Gerçek kentsel dönüşüm gecekondu sahiplerini aynı bölgede modern konutlara kavuşturan, her türlü sosyal gereksinimi karşılanan ve bölgenin değerini arttıran bir çalışmayla Muratpaşa Belediyesi’nin Bayındır-Soğuksu Projesindeki gerçekleştirdiği uygulamadır” diye konuştu. Antalya’nın stadyum sorunu, ülke ve kent sorunları hakkında da görüş alışverişinde bulunulan ziyaret tarafların iyi niyet temennileri ile sona erdi. 2- Toplantı Antalya Tabipler Odası’nda “Kamu Hastanelerinin Özelleştirilmesi” konusunda yapılan basın açıklamasına şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı. 27 Eylül 2012 Şubemiz Yönetim Kurulu, MHP, CHP VE AKP İl Başkanlıklarını Ziyaret Etti. Şubemiz Yönetim Kurulu Üyeleri, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden MHP (19.09.2012), CHP (21.09.2012) ve AKP (27.09.2012) İl Başkanlıklarına iade-i ziyarette bulundular. Ziyaretlerde, Başkanımız TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 53 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU çalıştıklarını; siyasi partiler ve meslek odalarının Antalya sorunlarının çözümünde birlik oluşturmalarının önemli olduğunu” da sözlerine ekledi. Ülke ve kent sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan tarafların iyi niyet temennileri ile ziyaretler sona erdi. Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Özgür Ata, Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır, Adil Özen, Taylant Budak, Tayyar Toker ve Ahmet Evci hazır bulundular. Ziyaretlerde, Antalya ve ülke sorunları, inşaat mühendisliği mesleğini ilgilendiren konulardaki yasa ve yönetmelikler ile meslek ve meslektaş sorunları, çözüm yollarıyla ilgili bilgi, görüş alışverişinde bulunuldu. 28 Eylül 2012 Basın / TV / Röportaj Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Gazetesi Haber Muhabiri Başkanımız Cem Oğuz’u Şubemizde ziyaret ederek, Gazetenin Ekim 2012 sayısı için “Antalya’nın Mühendislik Sorunları” konusunda röportaj yaptı. 30 Eylül 2012 İbradı – Ormana – Altınbeşik Mağarası Gezisi Şube Başkanımız Cem Oğuz; Oda olarak ilk kez siyasi partilerin il örgütlerini ziyaret ettiklerini, bu ziyaretlerin samimi bir ortamda gerçekleştiğini, çok yararlı olduğunu ve memnuniyetini dile getirdi. Siyasi partiler, merkezi ve yerel idareler ile İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi arasında, aklın ve bilimin öncülüğünde işbirliği ve ortak çalışmaların önemine değindi. Başta İnşaat Mühendisliği Eğitimi, Üniversiteler, Belediyeler, Özel İdare, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Oda işbirliğinin geliştirilmesi, yapı denetim, afetler, kentsel dönüşüm, inşaat mühendislerinin özlük hakları ve meslek alanını düzenleyen mevzuat olmak üzere mesleği ilgilendiren her konuda sorunları aktarma, bilgi paylaşma fırsatını bulduklarını ifade etti. Ziyarette ayrıca, bitmez tükenmez tartışmalara neden olan ve somut hiçbir gelişmenin yaşanmadığı, stadyum sorunu hakkında da basında ve kamuoyunda yer alan bilgi kirliliğinin giderilmesine yönelik görüşmeler yapıldı. Cem Oğuz, “Oda çalışmaları ile kent ve ülke sorunlarına çözüm yolları üretilmesi için bıkmadan, yorulmadan 54 İMO ANTALYA BÜLTEN . Üyelerimiz ve yakınları ile 55 kişinin katıldığı gezide; Emekli Beden Eğitimi Öğretmeni Özer Bedir’in rehberliğinde, Akseki Köy Evi, İbradı Ormana, Altınbeşik Mağarası, Ormana Evleri, Dokumacılık, Yörükali Konağı, Arapastık Kestaneleri, Üzüm Bağları, Tarihi Evler, Üzümdere Vadisi, Manavgat Irmağı Kaynağı, görüldü. 3 Ekim 2012 Toplantı Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün “Antalya İli Hava Kalitesi Değerlendirme” konulu toplantısına şubemiz adına yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata katıldı. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 4-6 Ekim 2012 Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanı Eğitimi 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak 05.12.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği hükümlerine göre, yeni binalar için hazırlanması gereken enerji kimlik belgesi vermeye yetkili EKB uzmanı eğitiminin üçüncü dönemi 28-30 Eylül, dördüncü dönemi 4-6 Ekim 2012 tarihlerinde Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde gerçekleştirildi. sonraki sürecini planlamak amacıyla laboratuvarı bulunan İMO Şubelerinin Başkanları ve yöneticileriyle İMO Güney Özcebe salonunda bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya, Şube Başkanımız Cem Oğuz ve Sekreter Üyemiz İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Üyesi Haluk Selçuk katıldılar. Toplantının açılışında Sekreter Üyemiz, İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Üyesi Haluk Selçuk, İMO`nun 16 laboratuvarını teknik donanımları, hizmetleri ve hizmetlerde yaşanan aksamaları yönünden değerlendiren bir sunum yaptı. 8 Ekim 2012 1- Basın / TV / Röportaj 6 Ekim 2012 İMO Yönetim Kurulu – Laboratuvarları Bulunan Şube Başkanları Ortak Toplantısı ART ve VTV televizyonlarında canlı yayınlanan spor programlarında Antalya Stadyumu konusu işlendi. Programa konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz stadyum konusunun yıllarca sürüncemede kaldığını, bir an önce stadın yeni bir model oluşturularak yapılmasını dile getirerek, yapılacak stattan Antalyaspor’un gelir elde etmesi, önümüzdeki yıllarda Antalya’nın Antalyaspor’la da bir marka şehir olarak dünya çapında tanıtılmasının önemine değindi. 2- Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına yönetim kurulu üyemiz Özer Gencay katıldı. İMO Genel Merkezi, laboratuvarlarının mevcut durumunu değerlendirmek ve laboratuvarlarının bundan İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 55 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 9 Ekim 2012 içinden çıkılmaz sorunlara neden olacağını, bu bölgede yapılacak planlamaların kentin geleceğini yakından ilgilendirdiğine dikkat çekerek yüksek emsale karşı olduğumuzu söyledi. Yönetim Kurulu’nu Ziyaret 17 Ekim 2012 Antalya ODTÜ Mezunlar Derneği Toplantısı Başkanımız Cem Oğuz Antalya ODTÜ Mezunlar Derneği’nin olağan toplantısına konuşmacı olarak katılıp, “Antalya’nın İnşaat Mühendisliği Sorunları” konusunda sunum yaptı. Antalya Muratpaşa Belediyesi Meclis Üyelerinden Gültekin Otur, Figen Çalıkuşu ve Cem Balkan Başkanımız Cem Oğuz’u ziyaret ettiler. Ziyarette; Kentimizin mühendislik sorunları, Talya Otelinin yeni projesi görüşüldü. 11 Ekim 2012 Seminer Konu: Sıvalı Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri (Mantolama) 18 Ekim 2012 1- Yönetim Kurulunun Ziyareti / Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Cem Oğuz, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette; Antalya’nın inşaat mühendisliği sorunları ve çözüm önerileri konularında bilgi alışverişinde bulunuldu. Konuşmacı: Yük Müh. Fetza Mahmut HOKKACI 2- Yapex Yapı Teknolojileri Fuarı Etkinlikleri Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği 20. Uluslararası Baucon Yapex Yapı Malzemeleri, İnşaat Teknolojileri ve Yapı Yenileme Fuarına katılıp, stand kurduk. Standımızda teknik kitaplarımız satışa sunulup, şubemiz çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. 16 Ekim 2012 Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Kepez ve Santral Mahallelerinde Emsal Artışı Zarar Verir” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; Bu bölgeye emsal artışı vermenin 56 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Ayrıca; Belarus Dış Ticaret Bakanlığı’nın resmi talebi üzerine Yapex Fuarları 19 Ekim 2012 tarihinde Belarus’tan gelen alım heyetini ağırladı. İkili iş görüşmeleri olarak yapılan toplantıların ilki Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve heyeti ile gerçekleşirken, ikinci toplantı İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ve Heyeti ile gerçekleşti. Karşılıklı soru cevap şeklinde ülkelerdeki inşaat sektörü ile bilgi alışverişinde bulunan taraflar toplantının verimli olduğunu söylediler. Belarus Alım Heyeti’ndeki iş adamları ve heyetteki alıcılar fuardan çok memnun olduklarını dile getirdi. 1 Kasım 2012 1- Konferans Konu: İnşaat Mühendisliği ve Eğitimindeki Gelişmeler Konuşmacı: Prof. Dr. Oral Büyüköztürk (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Öğretim üyesi) Konuşmacıya katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. 3- Kutlama Kurban Bayramı nedeniyle yönetim kurulu ile personelin bayramlaşmalarını sağlamak üzere şubemiz yönetim kurulu toplantı salonunda bayramlaşma töreni yapıldı. 2- Basın / TV / Röportaj 25 Ekim 2012 Kutlama Kurban Bayramı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. 29 Ekim 2011 ART televizyonunda canlı yayınlanan “Gün Bugün” programına konuk olarak katılan Başkanımız Cem Oğuz, Kentsel Dönüşüm hakkında şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. 3- Basın / TV / Röportaj 1- Tören Cumhuriyetimizin 89. yılı nedeniyle Antalya Valiliğinin düzenlediği kutlama törenine şubemiz adına; Şube danışmanımız İbrahim Koç ile personellerimiz Mehmet Ali Karadal ve Veli Öztürk katılıp, Atatürk Anıtına şubemiz çelengini sundular. 2- Kutlama Cumhuriyetimizin 89. yılı nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “Ulusal Birlik Ve Beraberlik Ruhu İle Kurulan Cumhuriyetimizin 89.Yılında, İlkelerinin İlelebet Yaşatılması Dileğiyle Cumhuriyet Bayramınızı Kutlarız.” İMO ANTALYA BÜLTEN . VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “yeni adliye binası yanında bulunan karayollarına ait 26 dönümlük alanın özelleştirilmesi konulu” röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; Adliye, Üniversite, Üniversite Hastanesi’nin de üzerinde bulunduğu Dumlupınar Bulvarı’nın Antalya’nın en yoğun bulvarı olduğuna dikkat çekerek, bu bulvarı daha da yoğunlaştıracak bu tür çalışmaların Antalya’nın geleceği açısından sıkıntı yaratacağına dikkat çekti. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 57 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 8 Kasım 2012 Antalya Büyükşehir Belediyesi / Kahvaltı Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarına katkıda bulunan kurumlar için Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın tarafından tertiplenen kahvaltıya Şubemiz adına başkanımız Cem Oğuz katıldı. 10 Kasım 2012 1- Tören Atatürk’ün ölümünün 74. yılı nedeniyle Antalya Valiliğinin düzenlediği anma törenine şubemiz adına yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay ile personellerimiz Mehmet Ali Karadal ve Veli Öztürk katılıp, Atatürk Anıtına şubemiz çelengini sundular. yapılan “kentsel dönüşümü fırsata çevirelim” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; Kentsel dönüşümün Türkiye için iyi bir fırsat olduğunu ancak yasa içinde bazı eksiklikler bulunduğunu söyledi. Antalya’da geçmişte imar anlamında pek çok yanlış yapıldığına dikkat çeken Oğuz, kentsel dönüşümün ikinci etabı içerisinde yer alan Antalya’nın o süreye kadar gerekli hazırlığı yapması ve kentsel dönüşümü tarihi bir fırsata çevirmesi gerektiğine dikkat çekti. 22 Kasım 2012 2- İMO 43. Dönem 2. Danışma Kurulu Toplantısı Müzik İMO 43. Dönem İkinci Danışma Kurulu toplantısı İMO Teoman Öztürk Toplantı Salonunda, Oda Genel Kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılması gündeminde toplandı. Toplantıya Şubemizden Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ile İMO Denetleme Kurulu Başkanı Ali Osman Kara ve İMO Danışma Kurulu üyesi Durmuş Nar katıldılar. Şef Zehra Özçelik yönetiminde amatör düşünceler ışığında farklı meslek gruplarından oluşan Türk Sanat Müziği korosu 29 kişi ile çalışmalara başladı. Danışma Kurulu İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasının ardından Danışma Kurulu üyeleri, Cansel Malatyalı eylemi ve hükümetin gündeminde olan TMMOB yasa tasarısı ile ilgili görüş ve düşüncelerini kurulla paylaştı. İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, TMMOB yasasıyla ilgili olası değişiklikler hakkında Kurulu bilgilendirdi. 23 Kasım 2012 Söyleşi Konu: Ortadoğu İle Batı Arasında Türkiye Konuşmacı: Onur Öymen 14 Kasım 2012 Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile 58 İMO ANTALYA BÜLTEN . Onur Öymen, “Başta ABD ve Batı olmak üzere Emperyalist ülkelerin yerüstündeki insanlarla değil yeralTEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU tındaki petrol ile ilgilendiklerini; bugünün olaylarını ve Ortadoğu’nun sadece gazete okuyarak anlaşılamayacağını” ifade ederek; Mustafa Kemal’in “yabancı bir ülke topraklarımıza saldırmadığı sürece savaş bir cinayettir.” Sözünü hatırlattı. Öymen, şiddetin nedeni ne olursa olsun ve kimden gelirse gelsin şiddetin, dolayısıyla savaşın karşısında olmamız gerektiğini söyledi. Soru ve cevaplarla devam eden söyleşi sonunda Şube Başkanımız Cem Oğuz Onur Öymen’e katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. 3 Aralık 2012 İMO Laboratuvar Çalışma Grubu İMO Laboratuvar Çalışma Grubu yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı. Toplantıda; Kapatılan laboratuvarların alet ve cihazlarının açık kalan 4 laboratuvara takviyesi için dağılım programı yapıldı. 7 Aralık 2012 1- Seminer Konu: Probina - Depreme Güvenli Bina Tasarımı Konuşmacı: Josef Cubin - Tümer Tan Konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. 2- İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu 1-2 Aralık 2012 “2023 Antalya Vizyonu” Arama Konferansı Antalya Valisi Sayın Dr. Ahmet Altıparmak’ın desteği ve katkılarıyla Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen “2023 Antalya Vizyonu” konulu konferansa Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı. 2 gün süren; Arama konferansında katılımcılar tarafından 2023 Antalya Vizyonunda önemli görülen temel sorunlar ve çözüm yolları; altyapı, ulaştırma, kentsel gelişme, çevre, tarım, turizm, sanayi, ticaret, inşaat ve diğer sektörel gelişme perspektifleri ışığında proje önerileri ele alındı. İMO ANTALYA BÜLTEN . Yapı malzemeleri alanında İMO`nun perspektifini ve ne şekilde çalışma yapması gerektiğini ortaya koymak, TSE, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi görüş alış verişinde bulunulması düşünülen kamu kuruluşlarına Yapı malzemeleri konusunda görüş bildirmek, düzenlenecek seminer, sempozyumlar ile üyelerimize bilgi aktarımında bulunmak, düzenleyeceği eğitim programları ile meslektaşlarımızda bilinç yükseltme çalışmaları yapmak amacıyla kurulan Yapı Malzemeleri Komisyonu ilk toplantısını Ankara’da yaptı. Görev dağılımının yapıldığı toplantıya Şubemizden yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 59 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 8 Aralık 2012 1- Basın / TV / Röportaj ART televizyonunda canlı yayınlanan “Barometre” programına programa konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz Antalya’nın Mühendislik Sorunları konusuda Şubemiz görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. 2- Basın / TV / Röportaj 98.0 Radyo Martı’da canlı yayınlanan Murat Yıldırım’ın sunduğu programa konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz, çevre ve kentleşme hakkında bilgiler verdi. 11 Aralık 2011 Basın / TV / Röportaj Başkanımız Cem Oğuz, ART Ana Haber Bültenine telefon bağlantısı ile katılarak, Antalya’nın depremselliği hakkında bilgi verdi. 13 Aralık 2012 Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Hikmet Köse katıldı. 14 Aralık 2012 Panel Konu: Belediye Başkanları Gözüyle “Antalya’nın Son Kırk Yılı ve Geleceğe Bakış” Konuşmacılar: Selahattin Tonguç (1973-1980), Hasan Subaşı (1989-1999), Bekir Kumbul (1999-2004), T. Menderes Türel (2004-2009), Mustafa Akaydın (2009-...) Yönlendiriciliğini Başkanımız Cem Oğuz’un yaptığı panelde; Antalya’nın kırk yıllık geçmişinde yapılan Belediye hizmetleri ile kasabadan kente ve Büyükşehir’e dönüşümü anlatıldı ve geçmişin tecrübeleriyle geleceğin Antalya’sına ışık olabilecek öneriler yapıldı. Özetle: Yetmişli yıllarda 95.000 civarında olan Antalya kent merkezi nüfusu bugün 40 yılda yaşanan yoğun göç nedeniyle bir milyonu aşmıştır. Panel yöneticiliğini Şube Başkanımız Cem Oğuz yaptı ve açılışta şunları söyledi: “Bugün gezegenimizdeki milyarca insanın tatil hayallerini süsleyen Antalya, bir zamanlar bir elin parmakları kadar insanın balık tutmak için geldiği küçük bir köydü sadece. Akdeniz’e hükmetmek isteyen ve barınacak liman arayan Bergama Kıralı II. Attalos’un adamları bu gizli cenneti keşfedince hemen surlarla çevirip sahiplenmişler. Zamanla değişik kültürlere ev sahipliği yapan Antalya’nın güzelliği yüzyıllardır değişmedi; birkaç balıkçıdan başka kimsenin bilmediği bu küçük koy, koca dünyayı ağırlayan, dinlendiren, eğlendiren dev bir çekim merkezine dönüştü. Son kırk yılda çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşayan bugünün ve geleceğin Antalya’sı; her yıl yüzbinlerce misafirini ağırlayan bir Metropol; milyonlarca insanın ihtiyacını karşılayan, tarım, ticaret ve turizmin başkenti de olan bir Büyükşehir aynı zamanda. 60 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Bu gelişim ve dönüşümün son kırk yıllık canlı şahitleri yaşayan Belediye başkanlarımızı bir araya getirmek, yaptıkları hizmetleri, çektikleri zorlukları ve bu günün Antalya’sını değerlendirmelerini ve gelecekle ilgili düşüncelerini bizlerle paylaşmaları için bu paneli gerçekleştiriyoruz. Bir belediyenin sorumluluğu, bir ailenin yaşadığı evin ihtiyaçları gibidir. Büyükşehir Belediyesi ise, daha çok kalabalık aile barındıran ve daha güçlü bir aile reisine ihtiyacı olan büyük bir konak gibidir… Konak büyüdü; Bütünşehir oldu; sorunları daha da büyüdü. Antalya’nın son kırk yılında Belediye başkanlarımız kendi anlayışlarına göre projeleri aciliyet sırasına koyarak gerçekleştirdikleri hizmetlerle bugünün Antalya’sının şekillenmesine katkı koydular. Yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla bugün aramızda olan belediye başkanlarımıza Antalya’ya yaptıkları hizmetler için teşekkür ediyor; aramızdan ebediyete intikal edenleri de minnetle ve şükranla anıyoruz. Denizi, doğası ve tarihi zenginlikleriyle dünyanın ilgi odağı olan Antalya, daha fazlasını hak etmiyor mu? Elbette hak ediyor. Elbette; Antalya için, ortak akılla sorun çözen projeler üretmeli, birlikte çalışmalı, Birlikte başarmalıyız. Antalya hepimizindir, bütün insanlığındır ve başka Antalya yok!” Panelin ilk konuşmacısı Selahattin Tonguç; Döneminde Belediye sınırlarının belli olmadığını; Ankara’dan yazılan pusulalara göre inşaat ruhsatı verilmesinin alışkanlık haline getirilmiş olduğunu ve vahşi bir betonlaşmanın başlamış olduğunu; Konyaaltı sahilinden Lara’ya kadar kıyı bandını koruma altına alan karalar üreterek Nazım İmar Planı yaptıklarını; Mahallelerin isimleri ve sınırlarını belirlediklerini; kapsamlı kamulaştırmalarla yol, kavşak, otopark ve sinyalizasyon düzenlemeleriyle trafik sorunlarını çözdüklerini; Otobüs, temizlik araçları ve iş makinaları parklarıyla ve Antalya’nın ilk Beton Santraliyle hizmet ürettiklerini; Elektrik ve su projeleriyle geleceğin Antalya’sı için önemli hizmetler ürettiklerini ve Türkiye’de ilk defa Çevre Müdürlüğü’nü kurduklarını; 1977 yılı yerel seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden göçü teşvik ettiği söylentileri çıkarıldığı ve bunun bir şehir efsanesi olduğu; Resimlerin ve filmlerin yasaklandığı sansürlü yıllar sonrası, baskıcı ve ezici 12 Eylül 1980 Darbesiyle görevden alındığını ifade etti. İMO ANTALYA BÜLTEN . Hasan Subaşı yaptığı konuşmada: Başkanlığının ilk yıllarında; Belediyenin birimlerinin hızlı nüfus artışı nedeniyle hizmet üretemez durumda olduğunu; Hurma mahallesinin ve Antalya’nın yarısında içme suyu bulunmadığını; Kültür- sanattan hiç söz edilmediğini; Halkın kendisinden su istediğini; Kaçak yapılaşmanın arttığını; Partisinin ve meclis üyelerinin turizmcilere ve halka birer ikişer kat çıkma sözü verildiğini söyledi. Subaşı; özellikle ikinci dönem kentin geleceği ile ilgili Otogar, Toptancı Hal, Mezbaha ve yeni mezarlık gibi önemli yatırımları tamamladıklarını, Atatürk kültür Merkezi ile kültür- sanata önem verdiklerini; Kanalizasyon ve içme suyu yatırımlarını başlattıklarını dile getirdi. Bekir Kumbul ise: Çok zor koşullarda bir Belediye devraldıklarını; zorlukları aşmada kendisini güçlü hissetmesi için her zaman yanında Atatürk’ün Nutuk kitabını elinden düşürmediğini; İlk olarak Antalya’nın çöp sorununa çözüm getirdiklerini ve Kızıllı’da Türkiye’nin en modern Katı Atık Depolama Alanını, süzüntü suyu arıtması ile birlikte gerçekleştirdiklerini; Şehrin atık sularının derin deşarjı yerine, deşarj öncesi tam artıma sağlayan “Biyolojik Arıtma” sistemine karar verdiklerini ve Dünya Bankası ile ters düşmesine ve verilen krediler kesilmesine rağmen ısrarla Biyolojik Arıtma Tesisini yaptıklarını ve torunlarımızın da tertemiz denize girebileceklerini; Kanalizasyon ve içme suyu şebeke inşaatlarına devam ettiğini; Kentin doğu ve batısını birleştiren Boğaçayı Köprüleriyle, Altınova- Toptancı hal- Otogar bağlantısını sağlayan Beşkonak Köprülerini yaptıklarını; Yağmur Suyu Master Planı hazırlayarak 380 milyon dolarlık yağmur suyu deşarj projelerine başladıklarını ve sel baskınlarını önlediklerini; Lara kıyılarında bulunan derme çatma obaları yıkarak, Lara Plajlarını halkın kullanımına açtıklarını; Birçok kentsel yaşam alanı düzenlemeleri yapmalarına rağmen; Lara Kent Parkı Projesini bazı meclis üyelerinin tavrı nedeniyle gerçekleştiremediğini ve halen bu durumun burukluğunu yaşadığını ifade etti. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 61 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Panelin son konuşmacısı Mustafa Akaydın da; Yağmur suyu drenaj çalışmalarının geçmiş başkanlarca yapıldığını ve kendisinin de çalışmalara devam ettiğini; Geçmiş dönem planlamalarında ciddi hatalar yapıldığını; Kendi dönemlerinde 580 milyon liralık yatırım yaptıklarını; Caddeleri güzelleştirdiklerini; Hurma Atıksu Tesisleri ve Terfi İstasyonlarını tamamladıklarını; Antalya Akvaryum Projesini yap işlet devret modeliyle gerçekleştirdikleri; Engelli Rehabilitasyon Merkezini hizmete açtıklarını; Fatih Üst Geçidi; Güneşev ve Gençlik Eğitim ve Sosyal Tesisleri yaptıklarını; Ulaşım için kırk adet kırmızı otobüs aldığını ancak almak istediği yeni otobüslerin meclis üyelerince engellendiğini; Ulaşım Master Planının Mart 2013’de bitirileceğini söyledi. Panel, katılımcı sorularının cevaplandırılmasıyla ve başarıyla sona erdi. Panel bitiminde, Yönetim Kurulu Üyelerimiz katılım ve katkılarından dolayı Belediye Başkanlarına İMO Antalya Şube’nin hatırası olarak Plaket hediye ettiler. Yoğun ilgi ve sohbet verilen kokteyl sırasında da devam etti. 2012 dönem çalışmaları; 6. Öğrenci Meclisi’nin gündem ve organizasyonu; Üniversite temsilcilerinin görev ve sorumlulukları ile Odayla ilişkileri; Oda politikaları ve genç-İMO’nun Oda politikalarındaki rolü” gündemiyle gerçekleştirildi. 49 üniversite temsilcisinin katılımıyla düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Taner Yüzgeç, geleceğin mühendisleriyle bir arada olmanın heyecanı içinde olduğunu belirtti. 58 yılı geride bırakan İMO’nun tarihini ve bugününü gençlerle paylaşan Yüzgeç, son yıllarda meslek alanında birçok düzenlemelerin yapıldığını ve bu düzenlemelerin çalışma alanında yeni zorluklarla karşılaşmak anlamına geldiğini kaydetti. Böyle bir dönemde genç İMO üyelerine büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Yüzgeç, “Sizin örgütleneceğiniz, görüşlerinizi aktaracağınız zemin İMO’dur. Bu zemini iyi değerlendirin” diye konuştu. Açılış konuşmasının ardından gün boyu devam eden toplantıda üniversite temsilcileri bulundukları illerde yaptıkları çalışmaları aktardılar. Çalışmalarda ortaya çıkan eksikliklerin değerlendirildiği ilk gündemin ardından 2013 yılı Şubat ayında yapılması planlanan 6.Öğrenci Meclisi’nin içeriği ve nasıl organize edilmesi gerektiği üzerine değerlendirmeler yapıldı. Panel aynı gün VTV ve ART ana Haber Bültenlerinde yayınlandı. Toplantının son bölümünde genç- İMO üyeleri, Torba Yasa kapsamında TMMOB Yasası’nda yapılması planlanan değişikliğin mesleğe, Odalara ve Birliğe vereceği zararlar üzerine görüş alış verişinde bulundu. 15 Aralık 2012 15-16 Aralık 2012 Genç-İMO Üniversite Temsilcileri Toplantısı Genç-İMO, geçtiğimiz bir yılın çalışmalarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönem çalışmalarını planlamak amacıyla Ankara’da Üniversite Temsilcileri Toplantısı düzenledi. Toplantıya Şubemizden Akdeniz Üniversitesi Temsilcisi Esra Ölçü katıldı. 58. Kuruluş Yıldönümü Meslekte 25.,40.,50. Yıl Jübile Yemeği İMO Kongre ve Kültür Merkezi’nde 15 Aralık 2012 Cumartesi günü düzenlenen toplantı “genç-İMO 2011- Odamızın 58’nci Şubemizin 24’nci kuruluş yıldönümü kutlamaları Belek’te bir otelde yaklaşık 500 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi. Bu özel günde konuşan Şube Başkanımız Cem Oğuz, gündemde yaşanan süreçleri değerlendirdi. Başkanımız Cem Oğuz’un konuşmasının 62 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU ardından belge ve plaket töreni gerçekleştirildi. Meslekte 25’nci, 40’ncı ve 50’nci yılını dolduran üyelerin yanı sıra mesleğe yeni başlamış en genç üyeye onur belgesi verildi. İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, belge ve plaket alan inşaat mühendisleri ile birlikte, 10. Yıl Marşı eşliğinde Odanın kuruluş yıldönümü için hazırlanan pastayı kestiler. Kutlamaya katılan İMO üyeleri ve misafirler gecenin geç saatlerine kadar gönüllerince eğlendiler. 17 Aralık 2012 Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ve Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın ile yapılan “Kentsel Dönüşüm” ko- 5. Sosyal Güvenlik Destek Primi Uygulamaları 6. İşverene Yönelik Teşvik Uygulamaları 7. SGK ile TMMOB Arasında Yapılan Protokol 8. Sosyal Güvenlik Kanununda Yapılan Yeni Düzenlemeler Konferansın sonunda konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay tarafından takdim edildi. Aynı gün VTV ana Haber Bültenlerinde yayınlandı. nulu röportaj yayınlandı. Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın ile Şube Başkanımız Cem Oğuz, Kepez ilçesinin 19 mahallesi ile bir köyünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, ‘’Kentsel Dönüşüm Bölgesi’’ ilan edilmesini değerlendirdi. Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın, ülkemizde uygulanan şekliyle kentsel dönüşüme başından sonuna karşı olduklarını açıklarken, Başkanımız Cem Oğuz, kent merkezinde deprem olmadan yıkılan binalar varken, Kepez’de böyle bir adım atılmasının sürpriz olduğunu ve şaşırdığını söyledi. Oğuz, planlamanın çok iyi yapılması gerektiğinin de altını çizdi. 19 Aralık 2012 Seminer Konu: Darbeli Kırmataş Kolon Sistemleri 18 Aralık 2012 Konuşmacı: İnş. Müh. Ferhat KEMALOĞLU - İnş. Müh. Ayhan SAYRAÇ Konferans Konu: “Sosyal Güvenlik Kurumu Uygulamalarını Biliyor musunuz?” Konuşmacılar: Selim Erol (Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürü) Adem Bahadır Ulu (Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd.) Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. SGK uygulamaları hakkında bilgilenebilmek ve karşılaşılan sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla düzenlenen konferansta aşağıda belirtilen konu başlıklarında halen yürürlükte bulunan uygulamalar anlatıldı; katılımcı inşaat mühendislerinin soruları cevaplandırıldı. 1. Emeklilik Yasalarının Değerlendirilmesi 2. Asgari İşçilik Uygulamaları 3. İnşaat ve İhaleli İşlerde İşverenin Yapması Gerekenler 4. Genel Sağlık Sigortası nedir? Nasıl yararlanır? İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 63 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 21 Aralık 2012 Konferans Konu: “Antalya’nın Depremselliği, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı” Konuşmacılar: Dr. Murat Nurlu (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Bşk.) Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin revizyon çalışmalarının sürdürüldüğünü ve Yönetmeliğin yüksek yapılarla ilgili bölümünün bir yıl içinde yayınlanabileceğini; revizyon çalışmaları sonucunda deprem bölgeleri haritasında yapılabilecek değişikliklerin de önümüzdeki yıl içinde biteceğini; Türkiye için “Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planını” kısa, orta ve uzun dönem eylem planlarının belirlendiğini ifade etti. Katılımcıların sorularının da yanıtlandığı konferansın bitiminde, konuşmacılara katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi Başkanımız Cem Oğuz tarafından takdim edildi. 25 Aralık 2012 1- Söyleşi Antalya’nın Depremselliği ile ilgili güncel bilgiler aktaran Savaş Altıok konuşmasında; Antalya’da yer hareketlerini izleyen 4 adet zayıf, 11 adet de kuvvetli yer hareketi istasyonu bulunduğunu; Konu: “Mühendislik Çınarları Konuşuyor” Konuşmacılar: İbrahim Şencan, M. Haydar Cümbüş, H. Mesut Karabayır Antalya’nın 1996 yılı öncesi deprem risk bölgeleri haritasındaki 4. Derece risk bölgesin yerinin, yapılan bilimsel çalışmalar ve ölçümlemeler sonucu 2. Derece risk bölgesi olarak güncellendiğini; Antalya’nın Aksu Bindirme Fayı ve Antalya Körfezinde ve Kıbrıs’ın kuzeyinden geçen Helenik adlı sismik fay boşluklarından kaynaklanabilecek depremlerden etkilenebileceğini; Kıbrıs Helenik Yayı olarak isimlendirilen fay üzerinde 10 Km derinlikte ve 7.0 şiddetinde meydana gelebilecek olası bir depremde Antalya’nın karşılaşabileceği Tsunami tehlikesinin boyutlarını tahmin edebilmek için senaryo oluşturduklarını, sonuçlarını değerlendirdiklerini ve Antalya için ciddi bir Tsunami tehlikesi bulunmadığını tespit ettiklerini dile getirdi. Deprem Dairesi Başkanı Dr. Murat Nurlu konuşmasında; Türkiye’nin 5 farklı tektonik yapı üzerinde kurulu olması nedeniyle, topraklarının %96’sının deprem riskleri altında bulunduğunu, bu nedenle de her an depreme hazırlı olmamız ve depremle yaşamaya alışmamız gerektiğini; Türkiye’de ulusal ölçekte yüksek yapılarla ilgili bir yönetmeliğin bulunmadığını ancak yüksek yapıların yaygın bir şekilde yapıldığını; Deprem Bölgelerinde 64 İMO ANTALYA BÜLTEN . Söyleşide meslekte elli yılı aşkın hizmet etmiş meslektaşlarımız İbrahim Şencan, Mustafa Haydar Cümbüş ve Hüseyin Mesut Karabayır üyelerimizle buluştu. Söyleşinin Yönlendiriciliğini Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay yaptı. Söyleşinin ilk konuşmacısı meslekte 60. Yılını kutlamaya hazırlanan İbrahim Şencan’dı. Şencan konuşmasının başında “Bana göre Mühendislik Çınarı ünvanını alabilmek için elbette birinci unsur yaştır. Ancak, yaş tek başına yeterli değildir. En azından bir eser bırakmış olmak, unutulmayacak izler bırakmış olmak şarttır.” Dedi. İbrahim Şencan; bugün aramızda olmayan meslektaşlarımız Abdürrahim Erdem ve Orhan Büyükalp’in de Antalya için önemli hizmetler yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerle Antalya’nın Mühendislik Çınarları olarak anılmayı hak ettiklerini belirtti. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Şencan, İNTES Başkanı olduğu 1993- 2001 tarihleri arası dönemde; ülkemizde mühendislik, mimarlık ve müteahhitlik camiasını çok yakından ilgilendiren “Yapıda Denetim” Kanunun hazırlıklarında ve çıkarılmasında küçümsenemeyecek katkıları olduğunu; ifade etti. İş hayatı ve tecrübelerini; kurduğu şirketleri, gayrimenkul edinme ve beton üzerine çalışmalarını, sosyal ve politik yaşamını anlattı; Yap- sat işlerinde dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgiler verdi; Genç Mühendislere önerilerde bulundu. İkinci konuşmacı Mustafa Haydar Cümbüş; “1952 yılında İstanbul’da yaptığı bir binanın hala dimdik ayakta durduğunu ve kullanıldığını; birçok resmi ihalelere katıldığını ancak fesat karıştırılan adam kayırılan ihale sisteminden bunalarak 1972 yılında Almanya’ya gittiğini ve meslek hayatına burada devam ettiğini”; belirtti. Toplumda Mühendislere hak ettiği değerin verilmemesi nedeniyle “Kaldırım Mühendisliği” kavramının türetildiğini; elinde zincir çeviren, işi bilmeyen, işleri işin ehli olmayanların yaptığı bir sürecin olumsuzluklarına da vurgu yapan Cümbüş; tarihe ilgi duyduğunu, tarih ve mühendislik bilimlerinin iç içe olduğunu; bazı tarihi kitapları Almancadan Türkçeye çevirdiğini söyledi. Son konuşmacı Hüseyin Mesut Karabayır da; “1962 yılında İTÜ’den mezun olduğunu; DSİ’de memuriyet ve müteahhitlik yaptığını; bilginin sermayeden önce geldiğini; toplumların bilgi birikimi ile gelişim ve dönüşümünü sağladığını”; Dile getirdi. Karabayır, Bilginin önemine değinirken; “2. Dünya Savaşından yenik çıkan Almanya’nın bilgi birikimi sayesinde ilkel makinalarla modern makinalar yaptığını, kısa sürede sanayileştiğini, yaralarını sardığını ve bugün istikrarlı bir ekonomiye sahip olduğu”; örneğini verdi. odaların Şube yönetim kurulları ve üyeleri katıldı. Konferansta TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve Mimarlar Odası Antalya Şubesi Başkanı Osman Aydın birer konuşma yaparak, yasa değişikliklerinin TMMOB örgütlülüğü ve meslek alanları üzerinde yaratacağı etkileri değerlendirdiler. 27 Aralık 2012 Konferans Konu: “Mühendislik Üzerine Düşünceler” Konuşmacılar: Prof. Dr. Uğur Ersoy İnşaat Mühendisliği mesleğinin tarihsel gelişim, değişim ve dönüşümünü şiir tadında anlatan Uğur Ersoy; meslek yaşamında yurt içi ve yurt dışında bulunduğu süreçlerde karşılaştığı sorunlar, edindiği deneyimleri örneklemelerle her yaş grubu meslektaşlarımız ve öğrencilerle paylaştı. Söyleşi bitiminde; Mühendislik Çınarlarımıza katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi Şube Başkanımız Cem Oğuz ve yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay akdim edildi. Aynı gün VTV ana Haber Bültenlerinde yayınlandı. 2- Konferans / “Mühendislik, Mimarlık ve Şehir Plancılığı Bitiyor ” Torba yasa içinde getirilecek TMMOB Yasası ve Yapı Denetim Yasası değişikliklerinin değerlendirildiği “Mühendislik, Mimarlık ve Şehir Plancılığı Bitiyor” başlıklı konferans, Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi toplantı salonunda gerçekleştirildi. Konferansa Şube Yönetim Kurulumuz, üyelerimiz ve TMMOB`ye bağlı İMO ANTALYA BÜLTEN . Uğur Ersoy’un konuşmasından bazı cümleleri sizlerle paylaşıyor; sunum özetini sayfamızda yayınlıyoruz. “Bugün Türkiye’de 114 inşaat mühendisliği bölümü var. Ülkemizde çok iyi mühendisler olmasına rağmen mühendislik düzeyi yüksek değil! Karmaşık yöntem ve çözümler, daha doğru bile olsa, bilmeyenin elinde kötü sonuçlar verebilir. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 65 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Eğer bir binada sorun varsa, sadece problem olan yeri değil, bütün binayı incelemek gerekir; bunun için incelemelerde deneyim, bilgi ve mühendislik önsezisi olmalıdır. Onarım ve güçlendirme yeni bir proje yapmaktan çok daha zordur; yanlış yapılan onarım ve güçlendirmeler bir yapıyı daha da riskli hale getirebilir. 4 Ocak 2013 Konferans Konu: “Bir Antalya Masalı” Konuşmacılar: Hüseyin Çimrin Şantiye en az proje ofisi kadar önemlidir. İnşaat Mühendisi, gerçekleştirdiği projelerle toplumu, ekonomiyi, iklimi, tarımı, kültürü, Arkeoloji ve Tarihi, nüfus yapısını vb. etkiler. Bunu için mühendis kültürlü olmalı, sevgi ile dolmalı, yaratıcı olmalıdır. Yaratıcılık, Bilim ve Sanat gerektirir. Yaratmak için hayal gücü gerekir. Hayal gücü için de Romantizm gerekir! Dolunayı vites kutusuna benzetecek durumlara düşmemek için mesleki konuların dışında genel kültür için okuyalım. Başkaları beğensin diye değil, şair olmak için hiç değil; kendimiz için şiir okuyalım; yazalım.” “Gülen Gözlerinde, Tepelerden çığlıklar atarak koşan Ve kendini mavi sulara bırakan Erguvan renkli baharı görmüştüm.” Diyebilelim. Uğur Ersoy’un, Antalya’da çok sık uygulanan asmolen döşemeli binaların taşıyıcı sistemlerinin deprem davranışı ile ilgili bir soruya verdiği yanıtı meslektaşlarımızın ilgisine sunuyoruz. “Asmolen döşemeli yapılarda yapılan yastık kirişlerde dönmeler oluşur; Ya dik kiriş yapacaksınız veya her iki doğrultuda taşıyıcı perde duvar yapacaksınız. Aksi takdirde olası bir depremde binanın hasar görmesi kaçınılmazdır.” Şube Başkanımız Cem Oğuz, konferansın bitiminde Prof. Dr. Uğur Ersoy’a Teşekkür Belgesi takdim etti. Hüseyin Çimrin konuşmasında: “Herkesin Antalya’dan aldığından fazlasını Antalya’ya vermesi gerektiğini; kendi çabasının ve yazdığı kitapların bu amacı güttüğünü, Antalya ile ilgili yazdığı birçok kitapla birlikte Antalya’nın yakın geçmişini de kayıt altına aldığını ve geleceğe ışık tuttuğunu; 1960’lar Antalya’sında gözle görülür 29 adet iri şelale bulunduğunu; nereye baksanız bu şelalelerle birlikte daha nice küçük şelaleler de görebildiğinizi ve Antalya’nın tam bir şelaleler kenti olduğunu;” Söyledi. Bir Antalya Masalını özetlemek gerekirse: “Antalya; MÖ 158’de Attalos tarafından kuruldu; MÖ 138’de Roma hakimiyetine girdi; 1207’de Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev tarafından fethedildi; 12991391 arası Teke Beyliği; 1403- 1415 Karamanoğulları Beyliği; 1423’de de Osmanlı İmparatorluğu; yönetimi altına girdi. Antalya 1914 yılında çeşitli cephelerde 1651 şehit vermiştir. Antalya; 28 Mart 1919’da İtalyanların işgaline uğradı; 5 Temmuz 1922’de düşman işgalinden kurtuldu; 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilanından bugüne Türkiye Cumhuriyetinin bir ilidir. Eskiden Antalya’ya aralıksız 1- 1.5 ay yağmur yağıyordu. Atatürk ilk kez 1930 yılında Antalya’ya gelmiştir. Antalya Valisi Haşim İşcan zamanında yapılan hizmetlerle, Antalya kent olmaya başlamıştır. 66 İMO ANTALYA BÜLTEN . İlk yapılan binalar Işıklarda 40 dairelerdir.(“Bu kadar TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU insan kendi evinin kapısını nasıl bulacak, hacetini nereye yapacak” diye merak eden Antalyalılar bu daireleri göremeye giderlerdi.) 1950’lerde Antalya Merkezinde 250 bin narenciye ağacı vardı; hepsini kestik; yerine beton apartmanlar diktik; portakal çiçeği kokularını da yok ettik. 8 Ocak 2013 1- Teknik Gezi Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında Antalya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Ahşabı Geliştiren Teknoloji Fabrikasına teknik gezi yapıldı. Üzerinde yaseminler sarkan kapılar, çiçek kokan pencereli evler de yok artık. Tarihi; Vatan Kahvesini, Hükümet Konağını, Cumhuriyetin son okul binalarını ve daha nicelerini yıktık; yaktık. Komşuluk ilişkilerini de yok ettik. Değiştirmek için çok çalıştık; vahşice saldırdık. 1980 sonrası Antalya’ya hep beton binalar diktik; katlettik; Adalar Plajına bile bina yaptık. Çay içmek için bardaktan fincana geçtik. Turistin yerli halkın gittiği yere geldiğini unuttuk; Kaleiçinin ruhunu yok edip halktan kopardık. Tarihi sakladık; Aslanlı Çeşme’nin yerini tesadüfen belirledik; Kesik Minarenin içine çöp attık; Karatay medresesine delikten bakan turist gördük. Bir Attalos heykeline tahammül edemedik, fırtınalar kopardık; Gıyasettin Keyhüsrev’e yer bulamadık; Heykellerin bir kentin mobilyaları olduğunu unuttuk, unutturduk. Sokak isimlerini yok ettik; Kent belleği gitti. Hüseyin Cimrin kentin hafızası oldu, kitap yazdı; anlattı; sundu; hatırlattı. Antalya’nın şehir suyu 1954’de geldi. Antalya’nın doğal simgesi falezler hala güzelliğini kaybetmedi.” Şube Başkanımız Cem Oğuz, Bir Antalya Masalı Konferansının sonunda Hüseyin Çimrin’e Teşekkür Belgesi vererek şunları söyledi: “- Kim ne yaparsa yapsın, rant fikri nereden ve kimden gelirse gelsin meslek odaları Antalya’nın değerlerinin ve güzelliklerinin korunması mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir. - Geçmişe bakacağız, geleceği kuracağız. Birilerinden bir şey beklemek yerine kente sahip çıkmaya devam edeceğiz. - Kentin sakini değil, sahibi olmaya çalışıyoruz. Zaman zaman baskılar görüyor; istemezükçü ilan ediliyor; tehditler alıyor; yargısız infazlarla hedef gösteriliyoruz. Her şeye rağmen mücadelemiz sürecek.” İMO ANTALYA BÜLTEN . Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında Antalya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan AGT’nin üçüncü fabrikasına teknik gezi yapıldı. AGT, Türkiye’nin ilk beşyüz firması arasında 360. Sırada yer alıyor. AGT’nin üçüncü fabrikası 56.000 m2 kapalı alanda kurulmuş; Avrupa’nın üç ayrı ülkesinden gelen MDF ürünlerinden otomatik olarak panel ve kapı üretimi yapılıyor; üretimin % 50’si iç talebi karşılıyor, kalan %50’si de başta Rusya ve İran olmak üzere 55 ülkeye ihraç ediliyor. Fabrika; 1200 m3/gün kapasitede çalışıyor; 1500’e yakın farklı kapı üretiliyor; 180 ila 220 kişiye istihdam sağlıyor. Fabrika binasının yanında bir yandan İdare Binası inşaatı devam ediyor, diğer taraftan MDF üretiminin yapılacağı ek tesisler inşa ediliyor. AGT, açılımına uygun olarak “Ahşabı Geliştiren Teknoloji” üzerinde bir dünya devi olma yolunda hızla ilerliyor. Teknik geziye katılan İMO üyeleri, Galip Büyükyıldırım’dan eski Antalya Yolu üzerinde bulunan Kırkgöz Su Kaynakları, Kırkgöz Gölü ve antik suyolları ile ilgili bilgiler edinme fırsatı da buldu. Galip Büyükyıldıırım yöre ile ilgili şu bilgileri verdi: “Kırkgöz yeraltı sularının kırk kaynaktan yeryüzüne çıktığı yerin adıdır. Atatürk Antalya’ya gelişinde Kırkgöz’de bulunan Kırkgöz Kahvelerinde karşılanmıştır. Kırgöz’den dağ yamacına yaklaşık 100 metre tırmanılırsa Döşemealtı Platosu, su kanalları ve Manavgat’a kadar Antalya Ovası görülebilir. Kırkgöz Gölünde sandallar bulunur; yolcular da Kırkgözhan’da konaklarmış. Bölgede 200 bin yıl öncesinden yaşam olduğu “Karain Mağarası” kazılarıyla ortaya çıkarılmıştır. TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 67 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Kırgöz’den batan sular Varsak ve Bıyıklı Düdenlerinde ortaya çıkar. Bölgede Yukarı Karaman’a kadar devam eden tarihi Antik sulama sitemine “Gavur Arığı” denir. Kepez Elektrik’te suyu kanalla bu bölgeden alır ve elektrik üretiminde kullanılan su “Düden Şelalesini” besler, kıyılarına hayat verir ve Akdeniz’e ulaşır.” Değişmiş olan bugünün dünyasında kurumlar, bir “farklılık” oluşturmak zorundadırlar. Ürettiklerinin yanısıra çalışanlar ve yöneticiler farklılık çabalarının merkezindedir. 2- Konferans BİREY OLMAK; Yönetimi oluşturan her kişi, “birey” olabildiği oranda, duygusal sermaye algısı gelişebilir. Birey olmak özgür bir zihin ve özgür karar verebilme yetisidir. Konu: “Duygusal Sermaye” Konuşmacılar: Mehmet Semih Söylemez (AGT CEO’su / Yönetim Kurulu Üyesi) Üretim alanlarının tüm unsurlarını birbirine bağlayan ve bir anlamda birbirlerini hissettikleri, maddi olmayan dünyanın üç kavramı; karşılıklılık, eşitlik, saygı... Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, konferansın bitiminde Mehmet Semih Söylemez’e Teşekkür Belgesi takdim etti. 3- Bilgisayar Kursu 10. Dönem Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 20 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde başladı. Teknik gezinin ardından AGT Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Semih Söylemez’in konuşmacı olarak katıldığı “Duygusal Sermaye” konferansı gerçekleştirildi. “Mutsuz çalışanların bulunduğu bir yerde mutlu bir yönetici ya da patron olamaz!” sözü; konferansın anafikri, iş yaşamında ve hayatın her alanında insan ilişkilerine dayalı, paranın dışında gerçek sermayenin insana yatırımın, geleceğe yatırım olduğu gerçeği olarak, özetlenebilir. Mehmet Semih Söylemez Konuşmasına; Carl Edward Sagan’ın (9 Kasım 1934 - 20 Aralık 1996) “En başından bir elmalı turta yapmak istiyorsanız, tüm evreni yaratmanız gerekir.” Sözüyle başladı. “Bir kurumu oluşturan tüm insanların, işyerine dair üretmiş olduğu duyguların ve etkileşimlerin toplamını “Duygusal Sermaye” olarak tanımladı. 10 Ocak 2013 Bilgisayar Kursu 18. Dönem AUTOCAD Bilgisayar Programı Kursu 16 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde başladı. Söylemez’in, Duygusal Sermaye konferansında paylaşmış olduğu görüşlerinin özeti: “Kurumu oluşturan insanlar, birbirlerini ve ait oldukları yapıları hissettikleri oranda bir “sinerji” üretir. Hissetmek; “karşımızdakini de dahil ederek onu anlama çabasıdır... “hissetmek”, “hissettirmek”tir. Kurumda birbirini hissedebilen insanların sayısı arttıkça, üretilen “sinerji”, pozitif “enerji”ye dönüşür. 68 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 11 Ocak 2013 besi ve yeni “Yapı Denetimi Hakkında Kanun Taslağı”; 1- Forum Konu: “Mühendislik Sorunları Tartışılıyor” Konuşmacılar: Cemal GÖKÇE (İMO İstanbul Şube Başkanı), Hüseyin Kaya (YDK Birliği Başkanı), Tevfik Paçacı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Baş İş Müfettişi) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Başmüfettişi Sayın Tevfik Paçacı’da 6331 Sayılı yeni “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ile “İş Güvenliği Uzmanlığı”; Hakkında bilgiler verecekler. Her üç konuşmacı da inşaat mühendisi meslektaşımız; verdikleri bilgiler ışığında sorularınıza yanıt bulmaya çalışacak, değerlendirme ve katkılarınızı alacağız.” İMO İstanbul Şube Başkanımız Cemal Gökçe; konuşmasının başlangıcında; “Değişim; başka bir biçime girme ve özün değişmesi, bir durumdan başka bir duruma geçmek olarak kullanılmaktadır. İnsanlık tarihi gelişmeler paralelinde sosyal, kültürel, ekonomik olarak yapısal değişim ve dönüşüm sürekliliğine sahiptir. Bu değişim ve dönüşüm süreçleri çeşitli uygarlıkları ortaya çıkarmıştır. Bütün üretim ve çalışmaların sürdürülebilir olması gerekir.” Dedi. Cemal Gökçe; “Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yaşam çevresinde toplumsal düzen ve barış sağlanamaz. İnşaat mühendisliği, tıp ve hukukun can ve mal güvenliğinin sağlanmasında birinci derecede önemli meslek dalları olduğunu“ ifade etti. Yönlendiriciliğini Şube Başkanımız Cem Oğuz’un yaptığı Forumun amacı, güncel mühendislik sorunlarının birlikte saptamak, tartışmak ve çözüm yolları aramak olarak, özetlenebilir. Şube Başkanımız Cem Oğuz, Forum açılışında yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Mühendislik Haftası Etkinliklerimizin son gününde, kamuoyunu ve biz mühendisleri yakından ilgilendiren üç güncel konu hakkında bilgilenebilmek, tartışmak, ortak akılla ürettiğimiz çözüm yollarıyla meslektaşlarımıza ve kamuoyuna ışık tutabilmek amacıyla “Mühendislik Sorunları Tartışılıyor” platformunda birlikteyiz. İMO İstanbul Şube Başkanımız Sayın Cemal Gökçe, kamuoyunda “Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak bilinen 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”; Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Sayın Hüseyin Kaya, “Türkiye’nin 12 yıllık yapı denetim tecrüİMO ANTALYA BÜLTEN . Gökçe; “Bugün, özellikle İstanbul’da yaşanan kentsel dönüşüm sürecinde, arsa senden- para benden, alsat, sat- al, yık- yap mantığı ile hareket edildiğini, bu nedenle Kentsel dönüşüm gerekçelerinin süslü söylemlerde kaldığını; kiracıların, mülk sahiplerinin ve kent halkının beklentilerinin karşılanmadığını, uzun vadede politik beklentilerin de karşılanabilmesinin mümkün olmadığını;” söyledi. Sulukule örneğini de veren Gökçe; “ Kentsel Dönüşümün kendi başına bir iş değil, başlı başına bir planlama işi olduğunu, ancak kentsel dönüşümün küresel sermaye ile bir zenginleşme aracı olarak kullanıldığını; Kanunun Anayasa dahil bütün kanunların üzerinde bir yaptırım gücüne sahip olduğunu;” sözlerine ekledi. Cemal Gökçe’nin sunumundan bazı bölümleri aşağıda bilgilerinize aktarıyoruz: Kentsel Dönüşüm Aktörleri Bölgede yaşayan sakinler, Devlet, Meslek örgütleri ve kâr amacı gitmeyen kuruluşlar, Özel sektörler, Finans kuruluşları (Banka, sigorta, fon kuruluşları) TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 69 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Araştırma yapan kurumlar, üniversiteler, Alt gelir gruplarının ödedikleri maliyetler, daha da artacak. İnşaat teknolojisi üreten kuruluşlar, Hiçbir bedel ödemeden birilerinin haksızca zenginleşmesini sağlayacak. Yerel yönetimler. Kentsel Dönüşüm Yasası Neler Getiriyor (6306 Sayılı Yasa)? Yıkıp yapma garantisi vermiyor. Yargı yolu açık, yürütme durdurulamıyor, Bina boşaltılamıyorsa su, elektrik, doğalgaz kesiliyor, Tapusu olmayana enkaz bedeli ödenerek, ‘git’ deniyor, Yasama ve yargıyı devre dışı bırakılarak yürütmeyi mutlaklaştırıyor, az itirazlı bir alan yaratıyor. Acele kamulaştırma yapılıyor, Özetle; Kanun TOKİ ve idareye ucu açık yetkiler tanıyor, Kentsel dönüşüm alanlarının somut bir göstergeye dayandırılmasıyla ilgili kuşkular var. Yürütme organı kesin kural koyuyor, «koyabilir mi ?» Bu kanun benzeri tüm kanunlardan üstündür, İhaleye idare ve TOKİ’nin istek götürdükleri girebiliyor, «herkes değil» Afet ve deprem meşruiyeti açısından her şey es geçiliyor, Özünde planlama lağvediliyor, merkezileşme ön plana geçiyor, bina ölçeğinden hareket ediliyor, Gayrimenkul sektörü menkulleşiyor, Sadece sosyal değil, fiziksel eşikler de aşılıyor Büyük bir hızla dönen, büyük bir ekonomiyi hedefliyor. İstanbul’da bugüne kadar müteahhitlerin cebine 200 milyar dolar girdi yeni yasa ile var olacak alanları satarak para sağlamayı hedefliyor. Bilim ve bilgiye dayanmıyor (risk belirleme şekli) Afet ve deprem meşruiyeti açısından (itirazların değerlendirilmesi) İstediğine yardım yapma, istediğine yapmam konusunda esnek ifadeler var «yapabilir gibi» Yaşanabilirlik kalitesi ve kent bütününün kalitesi dikkate alınmıyor, Sosyal entegrasyonun sağlanması yok sayılıyor, Mühendislik kuralları dikkate alınarak üretilen yapıların %1~2’sinin yıkıldığı gerçeği yok sayılıyor. Yapıların deprem yönetmeliği kapsamında güçlendirileceği ilkesi görmezlikten «yık-yap» anlayışından hareket ediliyor. Kamu alanlarının bulunduğu her yerde bir harmanlamanın yapılacağı konusu yeni sorunlar yaratacak, Taslak halde bulunan Kıyı Kanunu, Mera Kanunu, Askeri Alanların Yapılaşmaya Açılması Kanunu, Değerlenme Kanunu (%45), TMMOB Kanunu gündeme getiriliyor. Yürütmenin durdurulması yok sayılarak: Hukuka aykırılık ilkesi ve gecikmede sakıncanın doğması ilkesi yok sayılıyor. Mülkiyet haklarının ihlali konusunda dünyada birinciliğe gitmemize aday Çok uzun süre bir yerde yaşayanların mülkiyetine müdahale edilmesi, yeni bir mülkiyet hakkı ihlali yaratarak (AİHM) süreci başlatacak. Uzun bir süre yaşamış olduğunuz yerde yaşama şansımız kalamayacak, mülkiyet hakkı ihlali oluşacak (AİHM) Belediyeler bay-pas ediliyor, hukuk bay-pas ediliyor, meslek odaları bay-pas ediliyor. Yeni konut ve konut alanları yaratarak yeni nüfusa çağrı yapıyor (İstanbul 25 milyonluk bir kent, 45 milyonluk Trakya), Bu yasayla özellikle metropol kentler yeni bir afetle karşı karşıya kalacak, Kentsel planlamayla kaynakların hakça dağıtılması değil, çok yüksek bedeller ortaya çıkaran bir düzenlemenin aygıtı oldu, olacak. Kentsel dönüşümün ekonomik döngüsü kamu vicdanını yaralıyor, eşitsizlikler yaratıyor, yaratacak. 70 Konutun bir kullanım aracı olduğunu değil, bir ticari araç olarak kullanılmasını perçinliyor, İMO ANTALYA BÜLTEN . Bu yasanın içindekiler bir kamu hizmeti olarak değil, tüm maliyetlerin vatandaşa yüklendiği hükümleri gündem getiriyor. Büyük bir merkezileşmenin önü tamamen açılarak; Muhalefet susturuluyor, Odalar etkisizleştiriliyor, Hukuk yok ediliyor, Yasalar otoriter, uygulamalar antidemokratik, Yerel nüfus süreçlerden dışlanıyor, Mülkiyet transferi yapılıyor(devlet eliyle), TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Orta ve alt-orta sınıflar için, devlet destekli özel mülkiyet yaratmanın önü açılıyor, Bu yasa plan yapma anlayışını değil, plan adına ne yapılmışsa onların dışına çıkılıyor. Bu bağlamda; En otoriter, daha da açık bir hale getirip getirmediği konusu bir kez daha gözden geçirilmelidir. Toplumsal afet Kentsel kıyım Hukuksuzluk konuları yeniden değerlendirilmelidir. En hiyerarşi kuran, Son Söz Olarak; En sınırları belli, Kentin makroformu ile ilişkili, planlama hiyerarşisi çerçevesinde bütünün dikkate alındığı bir planlama, Kendi dışındaki tüm yasalara meydan okuyan, Demokratik bir ülkede böyle şeylerin olamayacağı gibi bir içerikle gündeme geliyor. Demokratik ve katılımcılığı sağlayan, istihdam yaratan, geleceğe dönük canlı bir kent, Sosyal eşitsizlikleri gideren, korumayı ön plana alan bütünleşik bir dönüşüm yerine parçalı bir anlayış var, Sosyal bölünmüşlüğe ve ötekileştirmeye karşı korunaklı, eşitlikçi ve ayrımcı olmayan, tüm afetlere karşı güvenli bir çevre ve güvenli bir yapı sağlayan, Adil, şeffaf, demokratik ve katılımcı bir sürecin örgütlenmesi yok, Yoksul kesimi daha da yoksullaştırdığı gibi, dönüşümün sosyal ve insani boyutu yok sayılıyor, Devlet destekli gayrimenkul alanını geliştirmenin bir aracı olarak kullanılıyor. Kamu mülksüzleşiyor, acele kamulaştırmanın önü açılıyor. Doğrulardan daha çok piyasanın işine gelen bir anlayışı hakim kılıyor, Riskli alan, riskli yapı tanımında bir açıklık yok, Yık-yap anlayışıyla müteahhitlik bakışıyla hareket ediliyor, mühendis, mimar şehir plancısı ve diğer meslek insanlarının görüşü yok sayılıyor, Doğal alanları yok sayıyor, Merkez yereli bay-pas ediyor, Şehircilik ve kentleşme ilkelerine aykırı. Sonuç; Kullanıcıların bireysel hak ve tercihleri dikkate alınmalı, karar süreçlerine örgütlü bir şekilde katılmaları sağlanmalıdır. Kullanıcılara doğru ve sağlıklı bilgiler verilerek uygulamalarda şeffaf ulunmalıdır. Yapılması düşünülen projeler önceden görülmeli, gelir ve giderlerle ilgili gerekli bilgiler verilerek, geleceğe dönük yaşam kalitesi hakkında gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Kentsel dönüşümle ilgili alanlarda yaşayanların huzursuzlukları giderilmeli, anlaşmalar ‘kamulaştırma korkusuyla’ değil, ikna ve şeffaflık ölçeğinde yapılmalıdır. Bu çalışmaların İstanbul ve diğer kentlerimizi afetlere İMO ANTALYA BÜLTEN . Finansman sorunu çözülmüş, tarihe ve çevreye saygılı olan sürdürülebilir bir yaklaşım, Eğitim ve sağlık hizmetlerinin dikkate alındığı, nüfus ve yapılaşma yoğunluğunun rahatsız edici olmadığı, Yoksulları kollayan, satın alınabilir konutların olduğu, yeterli ölçüde açık alana sahip bir düzenleme, Kimliği korunmuş bir kentte, kimlikli, yenilenmiş bir çevrede; yaşayanların dayanılma duygusu güçlenmiş, sosyal ilişkileri güçlü bir kent YAPI DENETİM Forumun ikinci Konuşmacısı Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Hüseyin Kaya; Yapı denetim süreci ve yeni yapı denetim hakkında kanun taslağı ile ilgili bilgiler verdiği konuşmasında aşağıda belirtilen konulara değindi; “İnşaat Mühendisleri Odasının 90.500 üye sayısına ulaştığını ve bu sayının yaklaşık 45.000’inin yapı denetim sektöründe çalıştığını” vurguladı. Kaya konuşmasında; başlangıcından günümüze yaklaşık 12 yıllık yapı denetim sürecini özetleyerek “bu süreçte, “Van Depremi” sırasında yapı denetim mevzuatına göre denetlenmiş 64 binada hiçbir hasar tespit edilmediğini, bu binalarda herhangi bir çatlak bile oluşmadığının gözlemlendiğini; yapı denetim sisteminin deprem karşısında ilk sınavını verdiğini;” Belirtti. Kaya; “Yapıda denetim sisteminin başlangıcından günümüze kadar 628 adet yapı denetim kuruluşunun kapandığını; kapatma nedeninin %88 oranında onaylı projesine aykırı imalattan kaynaklandığını; 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren “mühendis ve mimarlar için asgari ücretin 2.700 lira” olduğunu ve SGK’nun bordro deneTEMMUZ 2012 - OCAK 2013 71 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU timlerinde bu rakama dikkat edeceğini;” de sözlerine ekledi. Az tehlikeli işler için C Grubu, Hüseyin Kaya; “hazırlanan yeni Yapı Denetim Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı’nın Ocak ayı sonu veya Şubat ayı içinde TBMM Gündemine getirilebileceğini; Tasarı kanunlaşmadan tespit edilecek,eksik ve aksaklıklarının giderilebilmesi; “Elektronik Görevlendirme” yoluyla Müteahhit ile yapı denetim kuruluşu, mühendis ve mimarları arasındaki ticari bağı (bir başka deyişle işveren ilişkisinin) ortadan kaldıracak ve denetimin tam bağımsızlığının sağlandığı bir sisteme hepimizin katkı koyması gerektiğini;” Söyledi. Türkiye’de, 892 kişi A, 552 kişi B ve 14305 kişi C Grubu İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi almıştır. İşyeri Hekimi sayısı ise 7855’dir. YENİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yapı Sektörü Koordinatörü İş Başmüfettişi Tevfik Paçacı 6331 saylı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ve 4857 sayılı “İş Kanunu” ile ilgili bilgiler verdi. Konuşmasına İş Teftiş Kurulunu tanıtarak başlayan Paçacı; “teftişlerin genel teftiş, kontrol teftişi, inceleme teftişi şeklinde yapıldığını; teftiş sonucuna göre de, İdari para cezası, İş durdurma, kapatma ve çalışmadan alıkoyma şeklinde cezalar uygulandığını; ancak kuralcı bir yaklaşım yerine, önleyici bir yaklaşımı esas aldıklarını;“ Belirtti. Paçacı’nın konuşmasından özet bazı bilgiler aktarıyoruz: “Yeni Kanunun, eski Kanundan en önemli farkı, eski Kanun sadece işçileri güvence altına almışken, yeni Kanun tüm çalışanları güvence altına almaktadır. Memur, işveren, işçi, çırak, stajyer, vd. tüm çalışanlar, kamu ve özel sektöre ait bütün işler ve işyerleri ile tarım vd. tüm işkolları 6331 saylı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alındı. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin daha etkin yapılabilmesi ve iş kazaları ile meslek hastalıklarını en aza indirebilmek için bütün işyerlerinde “İş Güvenliği Uzmanı” ve “İşyeri Hekimi” ve diğer sağlık personeli gibi profesyoneller görev alacak. “İş Güvenliği Uzmanı” bulundurmak zorunlu kılındı. Bakanlıktan alınan” Eğitim Yetki Belgesi” bulunan kurumlarca verilecek eğitim sonunda sınavla İş Güveliği Uzmanlık Belgesi alınabilecek. 11 Ocak 2013 tarihine kadar Antalya’dan bir kurum eğitim Yetki belgesi almıştır. Türkiye’nin diğer yörelerinde ise 1 adet Kamu Kurumu, 12 Üniversite ve 62 özel kuruluş “Eğitim yetki Belgesi” almıştır. İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi almak için verilecek 220 saat eğitimin, 180 saati teorik, 40 saati ise pratik eğitim olarak öngörülmüştür. Ellinin üzerinde çalışanı bulunan işyerlerinde “ İş Güvenliği Sağlık Birimi” kurulması zorunluğu getirilmiş; hizmet satın alınabilmesi amacıyla da 313 adet Ortak Sağlık Güvenlik Birimi firması kurulmuştur. Kamu hariç, 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri bulunan işletmelerde İSG (İş Sağlığı Güvenliği) profesyonellerinin giderleri devlet tarafından desteklenecektir. İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleyebilmek için önceden “risk değerlendirmesi” yapılacak. Kanunun algılanması zaman alacak. Kanunun uygulamasını kolaylaştırmak için etkin idari yaptırımlar uygulanacak; bunun için de caydırıcı para cezaları var. Önlemek ödemekten daha kolay, ucuz ve daha insanidir. “Güvenle Büyü Türkiye!” Konuşma ve sunumların sonunda izleyicilerin görüşleri alındı; soruları yanıtlandı. Forum bitiminde her üç konuşmacıya da, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ve Şube Başkanımız Cem Oğuz tarafından “Teşekkür Belgesi” verildi. İşyerleri tehlike sınıfları belirlendi. Buna göre tehlike sınıfına göre işyerlerinde; Çok tehlikeli işler için A Grubu, Tehlikeli işler için B Gurubu, 72 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 2- Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Eski İl Özel İdare Binası” konulu röportaj yayınlandı. İl Genel Meclisi toplantısında Eski İl Özel İdare Binası için yıkım kararı alınması beklenirken güçlendirme kararı alınmasına şaşırdığını söyleyen Oğuz güçlendirmenin pahalıya mal olacağına dikkat çekti. 12 Ocak 2013 İMO Şubeler Ortak Toplantısı İMO Şubeler Ortak Toplantısı, İMO Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile Şube Sekreterlerinin katılımıyla İMO Teoman Öztürk Kongre ve Kültür Salonu`nda gerçekleştirildi. Toplantıya şubemizden yönetim kurulu başkanımız Cem Oğuz, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk, yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay ile şube sekreter yardımcımız İsmail Selçuk Yılmaz katıldılar. “TMMOB Yasasında yapılmak istenilen değişikler” ve “İMO`nun önümüzdeki süreçte mali yapılandırılması” başlıklı iki gündemle gerçekleştirilen toplantı İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in açılış konuşmasıyla başladı. Yüzgeç, TMMOB Yasa Taslağı ile neyin amaçlandığını ve taslak kurgusunun ne ifade ettiğini değerlendiren bir sunum yaptı. Yüzgeç, taslakta meslek odalarıyla ilgili kurgunun üçlü saç ayağı üzerine oturtulduğunu kaydetti. ve 2013 yılı konsolide tahmini gelir ve gider bütçesini değerlendiren bir sunum yaptı. Nevzat Ersan`ın ardından Denetle Kurulu Başkanı Şubemiz Üyesi Ali Osman Kara, Denetleme Kurulu`nun görüş ve önerilerini aktardı. Kara`nın ardından İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Nusret Suna, Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, İMO İzmir Şube Başkanı Ayhan Emekli, Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli, Antalya Şube Başkanımız Cem Oğuz, Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır ve Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Umut Yılmaz Deveci şubelerinin mali yapılarıyla ilgili bilgi verdiler. İkinci gündem maddesine ilişkin değerlendirmelerin ardından toplantı sona erdi. 23 Ocak 2012 Seminer Konu: ideCAD Statik 7 Versiyon Olanakları Hakkında Genel Bilgi-Örnek Proje Üzerinde Veri Girişi Hk. Bilgi Konuşmacı: İnş. Müh. Emrah Yıldız Düzenleyen: İMO Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği Konuşmacıya katkılarından dolayı Isparta Temsilciliğimiz tarafından hazırlanan teşekkür belgesi takdim edildi. Toplantının ilk gündem maddesinin ardından Oda mali durumunun görüşüldüğü ikinci gündem maddesine geçildi. Bu gündemle ilgili İMO Sayman Üyesi Nevzat Ersan, şubelerin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait gelir-gider tablolarını, İMO`nun aynı yıllara ait konsolide bütçesini 24 Ocak 2013 1- Yönetim Kurulu’nu Ziyaret Antalya Su ve Atıksu İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Kamil Cengiz ve beraberindeki heyet Odamızı ziyaret etti. Ziyarette; Antalya’nın mevcut su kaynaklarının durumu, korunması ve gelecek kuşaklara temiz ve içilebilir şekilde aktarılabilmesi için alınabilecek koruma önlemleri; Döşemealtı ve Mazıdağı bölgelerinde bulunan düdenle- İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 73 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA MESLEK ODALARI EŞGÜDÜM KURULU TOPLANTILARI rin yeraltı su kaynaklarının beslenmesi yanında yağmur suyu gideri olarak da önemli işleve sahip oldukları ve içme suyu kaynaklarıyla birlikte düdenlerin de korunması gerektiği; Bu bağlamda; mevcut su kaynakları ve düdenlerin “Mutlak Koruma Alanı” ilan edildiği; Yeni su kaynaklarının araştırıldığı; Çalışmalarda ASAT ve DSİ’nin uyumu ve meslek odaları işbirliği; Gibi konularda bilgi paylaşımı görüş alışverişinde bulunuldu. 10 Temmuz 2012 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: 100. Yıl ile ilgili değerlendirme Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk 2- İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu ve Temsilcilikler Arası Ortak Toplantı İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu ve Temsilcilikleri, TMMOB Yasa Taslağı hakkında ve 2013 Bütçesinin belirlenmesi gündemlerinde toplandı. 5 Eylül 2012 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Eski Tekel Deposu ile ilgili bilgilendirme Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ile Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç 3- Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı katıldı. 74 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 4 Ekim 2012 28 Kasım 2012 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Antalya’nın Stadyum Sorunu Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: 6 Aralık stadyum ihalesinin görüşülmesi, Büyükşehir Yasası ile ilgili konferansın duyurusu Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz 31 Ocak 2013 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Genel değerlendirme Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz, yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay 8 Ekim 2012 Basın Açıklaması Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Konu: Antalya’nın Stadyum Sorunu Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz KENT KONSEYİ TOPLANTILARI 7 Eylül 2012 Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Vatandaş Karnesi Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı 27 Eylül 2012 31 Ekim 2012 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Büyükşehir Yasasının görüşülmesi Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk Genel Kurul Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Vatandaş Karnesi Sonuçları ile ilgili sunum, Bütçe Taslağının görüşülmesi, Çalışma Grupları ve Meclislerin görüşülmesi Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk 2 Ekim 2012 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı İMO ANTALYA BÜLTEN . Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Vatandaş Karnesi sonuçlarının değerlendirilmesi ve yeni çalışma programının oluşturulması Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 75 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 8 Ekim 2012 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Altyapı, çevre, ulaşım sosyal hizmetler alanları ile ilgili Büyükşehir Belediyesinin hazırlamış olduğu stratejik plan yapıları ve performans programları Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı İKK (İL KOORDİNASYON KURULU) TOPLANTILARI 14 Kasım 2012 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: EXPO 2006 sürecini değerlendirilmesi Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı 13 Eylül 2012 Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: TMMOB, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları dayanışma günü kutlamaları, 100. Yıl Platformunun kuruluşu Katılan: Şubemiz adına, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk 12 Aralık 2012 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Yeni Büyükşehir Belediyesi Yasası Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı 1 Kasım 2012 18 Aralık 2012 Basın Açıklaması Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Yönetmeliği Hakkında Görüş ve Öneriler ile Kentsel Dönüşüm Gönüllü Birlikleri Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen Toplantı Özeti: M. Tamer Özmen tarafından “Kanun Hakkında Görüş ve Öneriler” ile “Bu Kanun Kapsamında Antalya’nın Dönüşüm ve Gelişim İnovasyonu” konulu sunum yapılmıştır. Sunum, ilgiyle izlenmiştir. 23 Ocak 2013 Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Antalya Kentsel Bilgi Sistemi Katılan: Şubemiz adına, üyelerimiz M. Tamer Özmen ve Okan Çamlı Toplantıda; İMO’nun görüşleri M. Tamer Özmen tarafından sunuldu. 76 İMO ANTALYA BÜLTEN . Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Konu: Akdeniz EDAŞ’ın Özelleştirilmesine, Yabancılaştırılmasına, Çalışanlar İçin İşsizliğe ve Pahalı Elektriğe Hayır” Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz 21 Kasım 2012 Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: TMMOB Yasa Tasarısı, Batı Çevre Yolu İle İlgili Toprak Koruma Kurulu kararına dava açılması Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz 4 Aralık 2012 Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: TMMOB Yasası Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz ve yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SON YAPRAK Merhumlara ve Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Şube Personelimiz ve Üyemiz Züleyha Yılmaz’ı Kaybettik! 1978 yılında Antalya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Antalya’da tamamlayan Yılmaz 2003 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu. 2007 yılında aynı üniversitede yüksek lisansını tamamlayıp, ODTÜ’de İnşaat Mühendisliği - Yapı Ana Bilim Dalında Doktora yapmaktaydı. 2010 yılına kadar çeşitli firmalarda proje, taahhüt kontrol, gayrimenkul değerleme elemanı olarak çalıştı. 2010 yılında kendi firmasını kurdu. 2012 yılında İMO Antalya Şubesinde Mesleki Denetim Görevlisi olarak işe Üyemiz A.ŞAHABETTİN BOZBEYOĞLU 1943 Niksar / Tokat’ta doğdu. 1975 yılında A.D.M.M.A. Zafer MYO’dan mezun oldu. 11 Ocak 2013 Cuma günü vefat etti. başlayan Züleyha Yılmaz evli ve bir çocuk annesiydi. 27 Ekim 2012 Cumartesi günü hayata gözlerini yumdu. Züleyha Yılmaz’ın cenazesi Yeni Köy Merkez Camii’nden kaldırılarak Yeniköy mezarlığına defnedildi. Törene Züleyha Yılmaz’ın ailesi ve yakınları, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu ve Personeli ile çok sayıda meslektaşı ve sevenleri katıldı. Üyemiz Şerafettin Habalı’nın Annesi FATMA HABALI 4 Ekim 2012 Perşembe günü Vefat etmiştir. Üyemiz Altan Yılmaz’ın Babası NİYAZİ YILMAZ 5 Aralık 2012 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Şeref Şallı’nın Annesi EMİNE ŞALLI 25 Temmuz 2012 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Hilmi Volkan Benzeş’in Babası HİKMET BENZEŞ 20 Eylül 2012 Perşembe günü Vefat etmiştir. Üyemiz Kazım Yazan’ın Babası MUSTAFA SEZAİ YAZAN 10 Ekim 2012 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Yalçın Çelik’in Babası TAHİR ÇELİK 5 Aralık 2012 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Bülent Kasapoğlu’nun Babası KADRİ KASAPLOĞLU 6 Eylül 2012 Perşembe günü Vefat etmiştir. Üyemiz Mustafa Murat Ayhan’ın Babası MEVLÜT AYHAN 24 Eylül 2012 Pazartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz İlhan Tınas’ın Babası ABDULLAH TINAS 22 Ekim 2012 Pazartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz Hüsnü Akbal’ın Babası ZEKİ AKBAL 11 Ocak 2013 Cuma günü Vefat etmiştir. Üyemiz Serdar Zeybek’in Ağabeyi ERTAN ZEYBEK 17 Eylül 2012 Pazartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz Önder Yapıcı’nın Babası AYHAN YAPICI 29 Eylül 2012 Cumartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz Sarper Dermut’un Babası SELAHATTİN DERMUT 16 Kasım 2012 Cuma günü Vefat etmiştir. İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 77 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YAZILI BASINDA İMO ANTALYA 78 İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YAZILI BASINDA İMO ANTALYA İMO ANTALYA BÜLTEN . TEMMUZ 2012 - OCAK 2013 79 Süleyman Doğu İnş. Müh. / İşletmeci / Yönetim Kurulu Başkanı Burak Doğu İnş. Yük. Müh. / Genel Müdür