PDF olarak indir
Transkript
PDF olarak indir
YENİ TİCARET KANUNU’NUN TAŞIMA İŞLERİ KİTABINDAKİ SORUMLULUĞA İLİŞKİN TÜM DÜZENLEMELER İLE DEMİR YOLU VE HAVA YOLU İLE TAŞIMADAKİ SORUMLULUK DÜZENLEMELERİNİN TANITILMASI, KIYASLANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ (EŞYA TAŞIMALARI İÇİN) İÇİNDEKİLER KISALTMALAR I. II. III. GİRİŞ TAŞIYICI KAVRAMI VE GENEL DEĞERLENDİRME TAŞIYANIN ZIYA VEYA HASAR İLE GECİKMEDEN DOĞAN SORUMLULUĞU IV. YARDIMCILARIN VE FİİLİ TAŞIYICININ SORUMLULUĞU V. TAZİMİNATIN HESAPLANMASI ve SORUMLULUK SINIRI VI. VII. SORUMLULUKTAN KURTULMA SONUÇ KAYNAKÇA Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras KISALTMALAR a.g.e. : adi geçen eser BK : Borçlar Kanunu BM-CK : Birlesmis Milletler Karma Tasimalar Hakkinda Cenevre Konvansiyonu (United Nations Convention on International Multimodal Transport of Goods) CMI : Comite Maritime International (Uluslararasi Deniz Hukuku Komitesi) CMR : Convention on the Contract for the International Carriage of Goods by Road (Karayolu ile Uluslararasi Esya Tasima Sözlesmeleri Hakkinda Konvansiyon) COTIF : Convention relative aux Transport Internationaux Ferroviaires (09.05.1980 Tarihli Uluslararasi Demiryolu Tasimalarina Iliskin Konvansiyon) COTIF-CIM : Appandice B a la COTIF 1980, Regles uniformes concernant le contrat de transport international ferroviaire des merchandises (Demiryolu ile Uluslararasi Esya Tasima Sözlesmesi ile Ilgili Yeknesak Kurallar-COTIF EK B) E : Esas H.D. : Hukuk Dairesi HK : Hamburg Konvansiyonu K. : Karar LK : Lahey Kurallari LVK : Lahey Visby Kurallari SDR (ÖÇH) : Special Drawing Rights (Özel Çekme Hakki) Syf. : sayfa TTK : 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ETTK : 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu VK : Varsova Konvansiyonu (Lahey Protokolü ve 4 Sayili Montreal Protokolü ile Degistirilmis Haliyle) Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras I. GİRİŞ Uluslararası ticaretin gelişmesi, uzun mesafeli satış işlemlerinin sayısının artmasına yol açmış, buda satılan eşyanın bir yerden başka bir yere taşınması ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda özellikle uluslararası ticarette taşıma sözleşmeleri yaygın olarak kullanılmaya başlamış, bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözümü için taşıma hukukunun önemi artmıştır. Esas itibariyle uluslararası ticaret; uluslararası mal ve hizmet mübadelesi ve bunlara yönelik kurum ve işlemler bütününden oluşmaktadır. Mal ve hizmet mübadelesi aynı zamanda taşımayı dolayısıyla taşıma sözleşmesini de kapsar. Dolayısıyla taşıma hukuku asıl olarak taşıma faaliyetlerini ve ona bağlanan sonuçları düzenleyen bağımsız bir hukuk dalıdır1. Taşıma Hukukunun önemi Türkiye’de de her geçen gün arttığı için, 6102 sayılı TTK’nunda taşıma hukuku ile ilgili hükümler 6762 sayılı TTK’nuna nazaran daha detaylı düzenlenmiştir. Zira doktrinde artık 6762 sayılı TTK hükümlerinin yetersiz olduğu düşünülmekteydi. Bu ödevde, 6102 sayılı TTK’nun taşıma hukuku ile ilgili sorumluluk hükümleri ele alınmış, demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonların hükümleri ile karşılaştırılarak incelenmiştir. II. TAŞIYICI KAVRAMI ve GENEL DEĞERLENDİRME “Taşıyıcı”, TTK’nun taşıma işleri genel hükümleri bölümünde yer alana 850. maddesinde “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Açıkça görüldüğü üzere, eşyayı ve yolcuyu bir yerden bir başka yere taşımayı ve teslim etmeyi taahhüt eden kişi, TTK açısından taşıyıcı sıfatına sahiptir. Maddenin devamında ise eşyanın her türlü yükü kapsadığı ifade edilmiştir. Öyleyse yük olarak nitelendirilebilecek her türlü menkul mal taşıma sözleşmesinin konusu olabilir. Ayrıca taşıma işlerinin ticari işletme faaliyeti olduğu hususu da hükümde yer almaktadır. 1 ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku – syf. 1 – Vedat Kitapçılık – İstanbul - 2006 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras 850. maddenin ikinci fıkrasında, taşıma sözleşmesi tanımlanmış ve taşıyıcının bu sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri ve hakları belirtilirken sorumluluğu da genel hatlarıyla çizilmiştir. İkinci fıkra; “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.” şeklindedir. Belirtildiği gibi, taşıyıcının taşıma sözleşmesi kapsamındaki borcu, eşyayı veya yolcuyu belirtilen yere teslim etmek götürmektir. Bu borcu yerine getirememesi veya geç yerine getirmesi en genel hattıyla taşıyıcının sorumluluğunu doğurur. Aşağıda detaylı olarak incelenecek olan taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler, emredici hukuk kuralı niteliğinde olup TTK’nun 853 ve 854. maddeleri uyarınca kanun tarafından yüklenen sorumluluğunun hafifletilmesi veya kaldırılması mümkün değildir. Bu sorumlulukları hafifleten veya kaldıran tüm sözleşmelerin işletme tüzüğünde, genel işlem şartlarında, biletlerde, tarifelerde veya benzer diğer belgelerde belirtilse dahi geçersiz olacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 852. maddede yer alan “Deniz, demir ve hava yoluyla taşıma ile posta idaresine ilişkin özel hükümler saklıdır.” hükmü ile uluslar arası taşıma kuralları ile bu kanun hükümlerinin birlikte uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu sebepten dolayı aşağıda konuyla ilgili tüm uluslar arası düzenlemelere de yer verilecektir. III. TAŞIYANIN ZIYA VEYA HASAR İLE GECİKMEDEN DOĞAN SORUMLULUĞU Doktrinde, taşıyanın zıya veya hasar ile gecikmeden doğan sorumluluğunun hukuki niteliği konusunda kusur sorumluluğu olduğu konusunda fikir birliği vardır. TTK’nun taşıyanın özeni başlığını taşıyan 876. maddesinde zararın kendi kusuruna bağlı olmayan bir sebepten meydana gelmesi ve en yüksek özeni göstermesi halinde taşıyanın sorumluluktan kurtulacağı hükme bağlanmıştır2. O halde, kusursuz olması halinde sorumluluktan kurtulacağı için taşıyanın sorumluluğu bir kusur sorumluluğudur3. Ek olarak, TKK’nun 875. maddesinin 3. fıkrasında “Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun” hükmü yer almaktadır. Bu madde de açıkça taşıyanın her türlü özeni göstermiş olması halinde gecikmeden dolayı yapılacak 2 ETTK md. 781/2 ‘de düzenlenmişti. AYDIN, Alihan – CMR’ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan Sorumluluğu – syf. 31 – Beta Yayınları – İstanbul - 2002 3 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras indirimden kurtulacağı düzenlenmiştir. Bu hüküm de kusur sorumluluğu olarak düzenlendiğini göstermektedir. Taşıyanın zıya, hasar ve gecikmeden doğan sorumluluğu TTK’nun 875. maddesinde “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur” şeklinde düzenlenmiştir. Taşıyıcının kendisine eşya teslim edildikten itibaren sorumluluğu başlamakta teslim ettiği süreye kadar sorumluluğu devam etmektedir. Bu süre içerisinde eşya üzerinde oluşacak tüm zararlardan taşıyıcı sorumlu tutulmuştur. Sorumluluk süresinin başlangıcını oluşturacağından teslim alma kavramı önem kazanmaktadır. Açık bir düzenleme bulunmasa da buradaki teslim alma, taşıma konusu eşyanın zilyetliğinin taşıyanı teslimi şeklinde algılanmalı, her iki tarafın bu yönde ortak iradelerinin bulunması gerekmektedir. Bu işlem iki taraflı bir işlem olup; gönderenin taşıtma iradesi, taşıyanın taşıma iradesi ile söz konusu zilyetlik devrinin gerçekleşmesi gerekir. Yani taşıyanın haberi olmadan örneğin deposuna bir malın bırakılması, geçerli bir teslim alma olarak sayılamaz4. CMR’nin 19. maddesinde yükün bir arada toplanması amacıyla eşyanın depolandığı süre taşıyanın sorumluluğuna dahil edilmesi de teslim için ortak irade arandığını göstermektedir. Yükün taşınması için teslimi LK ve LVK haricinde; diğer konvansiyonlar bakımından yüklemeden önce veya sonra gerçekleşmiş olabilir. Yükleme ve boşaltma görevinin taşıma sözleşmesinde taşıyana verilmesine bir engel yoktur ve bu durumda yükleme aşamasından önce taşıyanın sorumluluğu başlayacaktır5. Öte yandan yükleme ve istifleme görevi gönderene verilmiş de olabilir. Bu durumda ise, gönderen yükleme ve istifleme görevini ifa ettikten sonra Taşıyanın sorumluluğu başlayacaktır. Malların teslim edilmiş olması tek başına sorumluluğun başlamasına sebep olmaz. Taşıma sözleşmesinde yükleme ve istifleme görevlerinin kime verildiğinin yer almaması durumunda halin icabı ve ticari adetlerden aksi anlaşılmıyor ise bu görev taşıyana ait olacaktır. Zira yüklemenin en iyi nasıl olacağını, hangi doğrultuda yükleme yapılmasının gerektiğini en iyi taşıyan bilecektir ve kendisine bu görev verilmemiş olsa dahi yükleme ve istifleme işlemine nezaret etmelidir. Ancak, belirtmek gerekir ki, yükleme görevinin taşıyıcı dışında birine verilmiş olduğu durumlarda, taşıyıcının işçileri bu yüklemeye nezaret etmiş 4 5 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 35 ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku – syf. 109 – Vedat Kitapçılık – İstanbul - 2006 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras olsa da ortaya çıkan zararlardan sorumluluk başlamadığı için taşıyıcı sorumlu olmayacaktır. Zira bu durumda taşıyıcının adamları gönderenin yardımcısı konumundadır6. Taşıyanın sorumluluğu yükü gönderilene bir başka deyişle ilgili hak sahibine teslim etmesi ile son bulacağından bu konunun da irdelenmesi gerekmektedir. Bu işlem de her iki tarafın teslime ilişkin ortak iradeleri ve malın zilyetliğinin devri ile gerçekleşir 7. Teslimatı, ancak taşıma senedinde yazılan gönderilen veya gönderenin talimatı ya da gönderilenin talimatı ile sonradan belirlenen kişi alabilir. Eşyanın yanlış bir kişiye teslim edilmesi konvansiyonlara ve TTK’ya göre teslimat sayılmamaktadır. CMR madde 4 ve 12 uyarınca taşımada talimat verme yetkisi kimde ise yükü teslim alma yetkisi ona ait olacaktır. Öyleyse yetkili kişiler gönderen, gönderilen veya onların belirledikleri bir başka kişidir. Yine aynı kişilerin göstereceği adrese yapılacak olan teslim geçerli olacaktır8. VK’nun 12. maddesine göre de taşıyıcı yükü, yük senedinde gösterilen ya da gönderici tarafından sonradan tayin olunan kişi ve adrese teslim etmek zorundadır. Bu teslimat taşıyanın asıl borçlarındadır9. LK ve LVK’ya göre diğer konvansiyonlardan farklı olarak yükü teslim alacak bir gönderilenin olmaması halinde gönderilenin ulaşabileceği uygun bir yere bırakılması yeterlidir. LK ve LVK açısından esas olan fiili taşıma sürecidir. Bu sebeple yükün boşaltılması aşamasında taşıyanın sorumluluğu kurallara göre değil liman mevzuatına göre belirlenecektir10. Taşıyanın, yükü, gümrüğe teslim etmesinin geçerli bir teslim sayılıp sayılmayacağı konusunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, Gümrük Kanunun 51/1. Maddesinde bulunan “Yabancı memleketlerden kara (demiryolları dahil), deniz ve hava taşıtlarıyla Türkiye’ye getirilen eşya ile talep halinde çıkış eşyası, eğer orada sundurma ve antrepoculuk hizmetleri kanunla tekeline verilmiş bir işletme varsa, bu işletmelerin sorumluluğu altındaki sundurmalara, gümrüğün denetimi altına konulur” şeklindeki hüküm uyarınca taşıyıcının yükü gümrüğe teslim etmesinin geçerli bir teslim sayılıp sayılamayacağı tartışma konusu olmuştur. Doktrindeki hakim görüşe göre, hal ve şartlar ve ticari teamül kıstasıyla bir sonuca varılamadığı hallerde, yükün gümrüğe bırakılması 6 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.112 ÜLGEN, Hüseyin – Hava Taşıma Sözleşmesi – syf.171 – Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 8 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 40 9 ÜLGEN, Hüseyin – a.g.e. syf.97 10 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.115 7 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras ve gönderilenin bu yükü oradan alabilmesinin sağlanması için gerekenlerin yapılması durumunda (belgelerin gönderilene verilmesi gibi) artık yükün gümrüğe bırakılmasının teslim etmeyi gerçekleştirdiği kabul edilmelidir11. Zira demiryolları ile ilgili olarak CIM 28. maddesinde varış garı mevzuatı uyarınca yükün gümrük ve ya vergi idarelerinin, demiryolunun gözetimi altında bulunmayan depolarına konması gerekiyorsa, yükün bu yerlere tevdii gönderilene teslim yerine geçeceği yer almaktadır12. Sorumluluk sürecine son vermek amacıyla yükü teslim etmek isteyen Taşıyıcı, teslimatı engelleyen olay ve sorunlarla karşılaşabilir. Yükün varış yerine ulaştıktan sonra hak sahibine teslimini engelleyen bu türlü olay ve sorunlara teslimat engelleri denmektedir. Taşıyıcının elinde olmayan sebeplerle gönderilen yükün ulaştırılamaması, gönderilenin teslim almaktan kaçınması, yükü boşaltacak olan tekel kurumun işçilerinin grevde olması gibi nedenler, teslimat engeli olarak nitelendirilebilir. CMR 15. ve 16. COTIF-CIM 34. maddelerine göre Taşıyıcı, teslimat engeli ile karşılaşması durumunda gönderene durumu bildirmek ve ondan gelen talimatlara uygun olarak hareket etmek zorundadır13. Teslimat engelleri açısından LK, LVK, HK ve BM-CK’da da benzer düzenlemeler yer almaktadır. Taşıyan yükü teslim almasından hak sahibine teslim etmesine kadar geçen süre içerisinde yükü gerekli özeni göstererek korumakla yükümlüdür. Başka bir deyişle, taşıma sözleşmesinde taşıyıcı, asli edimi olarak eşyayı bir yerden diğerine götürmeyi üstlenmekte, hakimiyeti altındaki yükü koruma ve muhafaza etmelidir. Taşıyıcı bu görevini yerine getirmez gerekli özenle muhafaza etmez ise sözleşmedeki asli edimini yerine getirmemiş sayılır ve TTK 875. maddesi uyarınca sorumlu tutulur14. CMR 17/1. maddesi de taşıyanın sorumluluğunu aynı şekilde düzenlemiştir. Taşınan yükün zıya uğraması, hasar görmesi veya geç teslim edilmesi durumlarında taşıyan sorumlu olacaktır. Tüm bu ihtimaller aşağıda tek tek ele alınacaktır. Taşıyanın sorumluluğunu gerektirecek ilk hal taşınan yükün zıya olmasıdır. Taşıma hukuku açısından zıya taşıyanın taşınmak üzere kendisine verilen yükün hak sahibine teslim edilemeyecek durumda olmasını ifade eder. Burada yükün fiili veya hukuki bir imkansızlıktan dolayı teslim edilememesi durumu söz konusudur. Örneğin yükün yandığı, kaybolduğu, çalındığı, yetkili makamlarca el konulduğu, yanlışlıkla hak sahibinden başkasına 11 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 43 ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları – syf. 96 - Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 13 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 44-45 14 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 47 – Banka ve Ticaret Hukuku Araştırması Enstitüsü – Ankara - 1982 12 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras teslim edildiği hallerde15 zıyadan söz edilir16. Yükün tamamının zıya olması mümkün olduğu gibi bir kısmının da örneğin 10 ton buğdayın 5 tonunun bozulması gibi zıya olması mümkündür. Bu durumda kısmi zıyadan söz edilir. Taşıyanın sorumluluğunu doğuracak ikinci hal ise taşınan yükün hasar görmesidir. Taşıma hukukuna göre hasar, taşınan yükün ekonomik değerinin azalmasıdır. Örneğin yükün paslanması, donması, ısınarak deforme olması, kokusunun bozulması yükte oluşan hasara örnek olarak verilebilir. Zıyadan farklı olarak burada yük yok olmamakla birlikte sadece ekonomik değeri azalmaktadır. Her ne kadar yükün ekonomik değerini düşürdüğü düşünülse de, mevsimin geçmesi sonucu fiyatının azalması, borsa fiyatlarının düşmesi gibi değer düşüren durumlar hasar olarak algılanmamalıdır. Taşıyanın sorumluluğunu doğuracak üçüncü hal ise, taşımanın sözleşmede kararlaştırılan süre içinde gerçekleşmemesi halinde gündeme gelecektir. TTK’nun taşıma süresi başlıklı 873. maddesi “Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa, şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde teslim etmekle yükümlüdür” şeklindedir. Ayrıca TTK’nun 875. maddesinin üçüncü fıkrasında “gecikme halinde, herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir (…)” hükmü bulunmaktadır. Açıkça anlaşılacağı üzere, taşıyan kararlaştırılan süre içerisinde yükü gönderilene veya hak sahibine teslim edememesi durumunda oluşacak zarardan sorumlu olacak, bir zarar oluşmasa dahi taşıma ücreti orantılı olarak indirilecektir. IV. YARDIMCILARIN VE FİİLİ TAŞIYICININ SORUMLULUĞU Günümüzde ekonominin büyümesi ve ticaretin artması sebepleriyle Taşıyıcıların işleri artmış ve eskiden olduğu gibi taşıma işlerini bizzat kendilerinin yerine getirme olanakları kalmamıştır. Taşıma araçlarının kullanılmasını, yükleme ve boşaltma işlerini bizzat taşıyıcı değil, konusunda uzman işçiler gerçekleştirmektedir. Hatta bazı durumlarda, kendilerine tabi durumda olmayan, bağımsız başka Taşıyıcılara devretmek yoluna da gitmektedirler. Bu gelişmeler göz önüne alınarak TTK’da yardımcıların ve fiili taşıyıcıların sorumlulukları düzenlenmiştir. 15 Yükün gönderilenden başka yanlış bir kişiye teslim edilmesinin yükün zıya sayılacağı konusunda Alman ve İsviçre kökenli birçok kaynak bulunmaktadır. Bkz. ARKAN, Sabiha. a.g.e. syf. 48 dipnot: 7 16 ARKAN, Sabih, - a.g.e. syf. 48 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras TTK’nun “Yardımcıların kusuru” başlıklı 879. maddesinde Taşıyıcının kendi adamlarının ve yararlandığı kişilerin fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Bu noktada taşıyıcının adamlarının ve yararlandığı kişilerin kimler olduğunun tespit edilmesinde fayda bulunmaktadır. Taşıyıcının kendi adamları deyimi, taşıyıcıya ait taşıma işletmesinde genellikle hizmet sözleşmesine dayanarak sürekli görev yapan kişileri ifade eder 17. Taşıyıcının kendi adamları grubuna sadece taşımanın gerçekleşmesine doğrudan katılan işçiler değil, işletme muhasebecisi, temizlikçisi gibi Taşıyıcıya tabii olan tüm işçileri girmektedir. Taşıyıcının yararlandığı kişilerle kendi adamlarından farklı olarak sürekli bir iş ilişkisi yoktur. Taşıyıcı bu kişilerin hizmetini sadece belirli bir taşıma işini gerçekleştirirken, yararlanır ve taşıma işi bitince aralarındaki ilişki son bulur. Taşıyıcı ile onun yararlandığı kişi arasında hizmet sözleşmesinin bulunmasına da gerek yoktur. Örneğin boşaltma işlemine sokaktan geçen bir kişinin yardımcı olması durumunda bu kişi taşıyıcının yardımcısı sayılayacaktır18. TTK’nun 879. maddesinde bu kişilerin fiil ve ihmallerinden taşıyıcının kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağı düzenlendiği için bu kişilerin kusurlu olması sorumluluğu doğuracaktır. Yargıtay kararlarında da kusursuz bir fiilden dolayı zarar meydana gelmesi durumunda taşıyıcının sorumlu olmayacağı belirtilmiştir19. Ayrıca TKK’nun 887. maddesi ile Yardımcı kişilerin ve dolayısıyla yararlanılan kişilerin taşıyan için getirilmiş olan sorumluluktan kurtulma sebepleri ve sorumluluk sınırlarından yararlanabileceği hükme bağlanmıştır. Ancak kasten veya pervasızca bir davranış ile bu zarara sebebiyet verilmiş ise sorumluluk sınırlarından ve kurtulma sebeplerinden yararlanamayacaklardır20. 17 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 96 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 98 19 ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku – syf. 329 – Seçkin Yayınevi – Ankara – 1996 Yargıtay 11. H.D. 12.06.1990 3315 E./4701K. Sayılı ilamıDavalı Kamil Koç firmasının soförünün olayda kusursuzluğu ispat olmuş ve tüm hasarın diğer davalı Ziya’nın soföründe olduğu anlaşılmasına göre, TTK.nun 804 üncü maddesi yollamasıyla TTK. Nun 781/1 maddesi hükmü gereğince davalı Kamil Koç’un tazminatla sorumlu tutulmaması gerekirken, adı geçen aleyhine de hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 18 20 TTK’nun 887. Maddesi “XI - Yardımcı kişilerin sorumluluğu (1) Taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, eşyanın zıyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras Fiili taşıyıcıların sorumluluğu ise TTK’nun 888. maddesinde “Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur.” şeklinde düzenlenmiştir. Fiili taşıyıcı kavramı maddede eşyanın taşınmasının taşıyıcı tarafından kendisine bırakıldığı kişiler ile eşyanın gönderilene teslimine kadar taşıyıcının yerine geçen diğer taşıyıcıları ifade etmektedir. Gönderenle yapılan sözleşme uyarınca taşıyıcı, yolun sadece belli bir kısmına kadar taşıma ve bundan sonraki kısım için de taşımayı gerçekleştirecek yeni kişileri seçerek bunlarla sözleşme yapma görevini üstlenmiş olabilir. Taşıyıcı bu yeni taşıma sözleşmesini gönderenin ad ve hesabına yapacak ise vekil, kendi adına gönderenin hesabına yapacaksa komisyoncu durumundadır. Bu durumda sözleşme yapılan diğer taşıyıcıları 888. madde uyarınca sorumlu tutmaya olanak yoktur. Taşıyıcı vekil sıfatıyla sözleşme imzalamış ise müvekkiline karşı BK hükümleri uyarınca sorumlu olacak, komisyoncu sıfatıyla imzalamış ise TTK’nun “Taşıma İşleri Komisyoncusu” bölümünde yer alan 918. maddesindeki hükümler ile sorumlu olacaktır21. TTK’nun 888. maddesinin 3. fıkrasındaki “Asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar.” hükmü ile fiili taşıyanın fiil ve ihmallerinden doğan zararlardan asıl taşıyıcının da müteselsilen sorumlu olacağı öngörülmüştür. 2. fıkrada ise fiili taşıyıcıya taşıma sözleşmesinden doğan asıl borçluya ait tüm def’ileri ileri sürebilme hakkı tanınmıştır. Öyleyse taşıma sözleşmesine taraf olmasa da, fiili taşıyıcı asıl taşıyıcıya ait tüm def’ileri ileri sürme hakkına sahiptir. Ayrıca, Fiili taşıyıcılarının yardımcılarının fiil ve ihmallerinden doğan zararlardan da tıpkı asıl taşıyıcının yardımcılarında olduğu gibi sorumlu olunacağı, TTK’nun 888. maddesinin 4. fıkrasındaki “Fiilî taşıyıcının yardımcılarına başvurulursa 887 nci madde hükmü uygulanır” hükmü ile öngörülmüştür. 887. maddeye atıf yapılarak aynı şekilde sorumlu olunacağı açıkça belirtilmiştir bu sebeple konuyla ilgili yukarıda yaptığımız açıklamalar bu bölümde de geçerli olacaktır. meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü uygulanmaz. 21 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 104 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras V. TAZİMİNATIN HESAPLANMASI ve SORUMLULUK SINIRI Taşıma süresi içerisinde yükün zıya olması, hasarlı olarak veya geç teslim edilmesi hallerinde taşıyan meydana gelen zararlardan sorumlu olacaktır. Bu aşamada zararın giderilmesi için ödenecek olan tazminatın hesaplanması gerekir. TTK’nun tazminatta esas alınacak değer başlıklı 880. maddesi “Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.” şeklindedir. Yükün kısmen veya tamamen zıya olduğu hallerde yükün teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre tazminat hesaplanmalıdır. Yükün hasara uğraması halinde ise 880. maddenin ikinci fıkrası uyarınca teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazminat miktarını belirleyecektir. Madde hükmü şu şekildedir;“Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.” Ayrıca yükün değeri tespit edilirken 880. maddenin 3. fıkrası uyarınca eşyanın piyasa değeri, tespit edilemiyor ise cari değeri baz olarak alınır. Madde, “Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.” şeklindedir. Öte yandan söz konusu tazminat miktarlarına TTK’nun 882. maddesi ile şu sınırlamalar getirilmiştir; “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. (4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.” Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras CMR’nin 23/3 maddesinde ise TTK’dan farklı olarak eşyanın teslim yerindeki değerine göre tazminat miktarı belirlenirken ayrıca burada da bir üst sınır getirilmiştir. CMR’ye göre kilogram başına bir sınırlama getirilerek bu sınır kilogram başına 8,33 Özel Çekme Hakkı (SDR) olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bu sınırlama TTK ile paraleldir. Belirtmek gerekir ki, tek bir taşıma sözleşmesi ile birden çok çeşit mal gönderilmiş olsa bile; toplam taşınan eşya değeri ve ağırlığı üzerinden hesaplama yapılarak sorumluluğun sınırı tespit edilmelidir. CMR 12/5. maddesindeki yükün bölünemeyeceği ve taşınan eşyanın bir bütün olduğu kuralı gereği bu sonuç ortaya çıkmaktadır22. COTIF/CIM açısından ise; yukarıdaki açıklamalar aynen geçerli olmakla birlikte, 40/2. maddesinde tazminat miktarının üst sınırı brüt kilogram için 17 SDR olarak belirlenmiştir23. VK 22/2-b maddesi de üst sınırı aynı şekilde kilogram başına 17 SDR olarak belirlemiştir. Deniz taşımaları bakımından LK 4/5. maddesi diğer konvansiyonlardan farklı olarak koli veya paket başına 100 İngiliz Sterlini sorumluluk sınırı olarak belirlemiş idi. Bu miktar uluslar arası para piyasalarında sürekli değerinin değişmesi sebebiyle eleştirilmiştir. Zira SDR’nin değeri tüm ülkelerde ve farklılık sabittir ve farklılık göstermez. Bu eleştiriler sonucunda değişime gidilerek koli başına 666,67 SDR, kilogram başına 2 SDR olarak ikili sınırlama sistemi getirilmiştir. Bu ikili sınırlamadan hangisinin uygulanacağı ise; paket ya da kolinin ağırlığından hangisinin daha yüksek sınıra tekabül ediyorsa, ona göre belirlenecektir24. Böylece kolinin ağırlığı 333,33 Kg’dan fazla ise ağırlıki az ise koli için geçerli olan sınırlama kullanılacaktır. Bu konvansiyon açısından konişmentoya kaydedilen değer, öncelikle dikkate alınacak sorumluluk sınırı tespit edilecektir. HK’nun 6. maddesi ve BM-CK 18. maddesi, LK ve LVK’da getirilen ikili sınır sistemini kabul etmiş ancak daha yüksek değerler öngörülmüştür. HK’na göre sorumluluk sınırları brüt kilogram başına 2,5 SDR, paket yada koli başına 835 SDR olarak BM-CK’na göre ise 2,75 SDR ve 920 SDR olarak belirlenmiştir25. Ancak belirtmek gerekir ki, BMCK’nun 18. maddesinin 3. fıkrasında karma taşıma sürecinin deniz yada iç su taşımasını kapsamaması halinde tekil bir sistem öngörülmüş, kilogram başına 8,33 SDR olarak sınır belirlenmiştir. 22 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.146 ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları – syf. 174 - Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 24 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.147 25 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.148 23 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras Uluslararası konvansiyonlar ve TTK‘daki sorumluluk sınırlarının incelenmesinden sonra TTK’nun taşıyıcının yukarıda belirtilen sorumluluğuna ek olarak düzenlenen diğer sorumluluklarla ilgili 883 ve 884. maddelerini de bu aşamada incelenmesinde fayda görmekteyiz. TTK’nun “diğer giderlerin tanzimi” başlıklı 883. maddesi “Taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.” şeklindedir. Görüldüğü gibi bu madde ile taşıyıcı yukarıda açıklanan sorumlu olduğu miktarlara ilavaten taşıma ücretini geri verecek, taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderlerden de sorumlu olacaktır. Ayrıca TTK’nun 881. maddesi26 ile 880. maddede belirtilen zararların hesaplanması için zorunlu olan giderlerden de Taşıyıcı sorumlu tutulmuştur. Bu maddeler ile belirtilen diğer zararlar için ana zarar için belirtilen sorumluluk sınırından farklı bir sorumluluk sınırı getirilmiştir. İlgili TTK’nun 884. maddesi “Taşıyıcı, taşıma işinin yapılmasında, sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasarından veya taşıma süresinin aşılmasından kaynaklanmayan ve eşya veya kişi zararları dışında kalan zararlardan, tam zıya hâlinde ödenmesi gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumludur.” şeklindedir. Bu düzenleme, 880. maddenin sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasarından veya taşıma süresinin aşılmasından kaynaklanan zararlar dışındaki zararlar için 882. maddede belirlenen sorumluluk sınırına istisna olarak getirilmiştir. Taşıyıcının bu tip zararlar için, tam zıya halinde ödemesi gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Son olarak belirtmek gerekir ki, TTK’nun 886. maddesindeki “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” hükmü uyarınca Taşıyıcı kasten veya 26 TTK MADDE 881- (1) Taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür. Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras pervasızca bir hareket sonucu bu zararların doğmasına yol açmış ise söz konusu sorumluluk sınırlarından yararlanamayacaktır. VI. SORUMLULUKTAN KURTULMA Taşıma sözleşmesi, Taşıyıcıya yükü taşıma işlemini yaparken gerekli özeni ve dikkati gösterme borcunu yüklemektedir. Taşıyıcı bu borç kapsamında teslim aldığı yükü hak sahibine aynen teslim etmek zorundadır. Aksine bir durum söz konusu olduğunda yukarıda belirtilen maddeler uyarınca sorumluluğunun doğacağını belirtmiş idik. Bu sorumluluk, kanun düzenlemelerine göre bir kusur sorumluluğu niteliğinde olduğu için genel hattıyla taşıyıcı kendi kusurundan dolayı bu zararın meydana gelmediğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulacaktır27. Nitekim TTK’nun 876. maddesi “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” şeklindedir. Bu kapsamda sorumluluktan kurtulmak isteyen Taşıyıcı zararın hangi sebepten meydana geldiğini tespit etmeli ve bu sonucun doğmamış olması için en yüksek özeni gösterdiğini ve herhangi bir kusurunun olmadığını ispat etmelidir28. Örneğin, yükün zıya, hasar veya gecikmeye uğramasında taşıtın freninin patlaması veya rotunun çıkması gibi teknik bir arıza sebep olmuş, taşıyıcı ise taşıtın kullanılmasında ve bakımında herhangi bir kusurunun olmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulacaktır29. Konu ile ilgili uluslar arası düzenlemelere baktığımızda ise, VK dışında sorumluluğun kusura dayalı sorumluluk olduğunu tespit etmiş bulunmakla birlikte; diğer konvansiyonlarda farklı sorumluluktan kurtulma kriterleri bulunmaktadır. Sorumluluktan kurtulma genel sebepleri içerisinde en çok dayanılabilecek ve genel nitelikli olan kaçınılamayacak ve sonuçlarına engel olunamayacak bir olay sebebiyle yükün zarar görmesidir. CMR 17/2 ve COTIF-CIM 36/2 uyarınca kaçınılamayacak ve sonuçlarına engel olunamayacak bir olay sonucu taşıyıcının sorumlu olduğu süre içerisinde dahi yük zarar görmüş olursa taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır30. Belirtmek gerekir ki, bu kavram mücbir sebebi de kapsayan daha geniş bir sorumluluktan kurtulma nedenidir31. Mücbir sebep olmasa dahi kaçınılamayacak ve sonuçları engellenemeyecek bir olay var ise 27 ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku – syf. 295 – Seçkin Yayınevi – Ankara - 1996 ARKAN, Sabih – Taşıyıcının Sorumluluğu – syf.109 29 ARKAN, Sabih – Taşıyıcının Sorumluluğu – syf.111 30 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf.67-68 31 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.202 28 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras yine taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır. Kurtulmanın söz konusu olabilmesi için Taşıyıcı, basiretli bir tacirden öte en üst seviyede özen ve dikkat gösterdiğini ispatlamak zorundadır32. Öte yandan 876. maddedeki sorumluluktan kurtulma düzenlemesinin yanında TTK’nun 878. maddesi ile özel sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir. Maddede belirtilen bu hallerden birinin bulunması durumunda da Taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır. Madde hükmü şu şekildedir; Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur: a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması. b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama. c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması. d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği. e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi. f) Canlı hayvan taşıması. g) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller. (2) Herhangi bir zararın hâl ve şartlara göre birinci fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği varsayılır. Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen olağanüstü zıya veya hasar hâlinde bu karine geçerli olmaz. (3) Zıya, hasar veya gecikme, gönderenin eşyanın taşınmasına ilişkin özel talimatlarına taşıyıcının uymamasından ileri gelmişse, taşıyıcı birinci fıkranın (a) bendine dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. (4) Taşıyıcı, sözleşme uyarınca eşyayı sıcağa, soğuğa, ısı değişikliklerine, neme, sarsıntılara ya da benzer etkilere karşı özel olarak koruma yükümlülüğü altında ise, birinci fıkranın (d) bendine ancak, hâl ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi, bakımı ve kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması hâlinde dayanabilir. (5) Taşıyıcı birinci fıkranın (f) bendine ancak hâl ve şartlara göre kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması hâlinde dayanabilir. Görüldüğü gibi, yük üzerinde oluşan zararın; Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama, Eşyanın gönderen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması, taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi gibi gönderenin kusurundan doğması durumunda taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır. 32 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.202 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras Gönderen, yükü taşımadan doğan olağan tehlikelere karşı koruyacak yeterlilikte ambalajlamak zorundadır. Yeterli ambalajlama olup olmadığı taşınan yükün niteliği ve taşıma yolu şartları göz önüne alınarak belirlenir. Taşıma sözleşmesinde ambalajlama görevi taşıyıcıya verilmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulamayacaktır33. Eşyayı yükleme ve boşaltma görevi taşıma sözleşmesi ile Gönderene veya Gönderilene verildiği durumlarda, taşıyıcı yükleme ve boşaltmaya ilişkin faaliyetler sırasında yükün zarar görmesinden sorumlu tutulamayacaktır. Ayrıca yükün yeterince etiketlenmemesi durumunda doğacak zararlardan da gönderen sorumlu tutulmuştur. CMR 17/4, LK ve LVK 4/2 ve COTIF-CIM 36/3 maddelerinde de yükleme, istifleme ve boşaltma görevlerinin taşıyıcıdan başka birinin sorumluluğunda olduğu durumlarda, bu süreçte oluşacak zararlar Taşıyıcının sorumluluğu dışında bırakılmıştır34. Yükleme, istifleme ve boşaltma taşımadan bağımsız işler olup, sözleşme ile taşıyıcı dışında birine verilebilir. Bu durumda kendisine yük teslim edilmediği için taşıyıcının sorumluluğu başlamayacağından pek doğaldır ki oluşacak zararlardan sorumlu olmayacaktır35. Hangi aşamanın kimin sorumluluğunda olduğunun tespiti zarardan kimin sorumlu olacağını da tespit etmeye yarar. Belirtmek gerekir ki Taşıyıcının bu kapsamda sorumluluktan kurtulması için yükleme ve istifleme aşamasında oluşan zararları tespit ederek taşıma senedine kayıt ettirmelidir. Bu kaydın tespiti için gerekli olan muayeneyi yapabilmesi için özellikle istifleme aşamasında bu görev kendisinde olmasa dahi görev sahibine nezaret etmelidir. HK, VK ve BM-CK’nunda bu özel düzenleme yer almamaktadır. Ancak ilgilisi eşyayı teslim almadan sorumluluk başlamayacağından diğer konvansiyonlarda ki gibi Taşıyıcı sorumlu olmayacaktır36. Eşyaların paket ve ambalajlarının üzerindeki işaretlerin yetersiz ve eksik olması CMR 17/4 maddesinde sorumluluktan kurtulma sebebi olarak sayılmıştır. Düzgün şekilde etiketleme yükümlülüğü gönderene aittir. Taşıyıcının ise CMR 8/1 uyarınca taşıma senedi ve sözleşmede belirtilen sayı ve işaretlerin paket ve ambalajdakilerle uyumlu olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğü bulunduğu için Taşıyıcı gerekli incelemeyi yaparak yükü teslim almalıdır. Zira taşıma senedine kayıt koyulmadığı durumlarda taşıyıcı sorumlu olacağından ancak bu incelemeyi yaparak yükün yanlış etiketlemeden dolayı zarara uğradığını 33 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Sorumluluk – syf.117-118-119 ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Eşya Taşımaları – syf.111, ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Sorumluluk – syf. 247 35 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.250 36 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.255 34 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras ispatlayabilecek ve sorumluluktan kurtulacaktır37. LK ve LVK madde 4/2 de de aynı şekilde sorumluluktan kurtulma sebebine yer verilmiş, VK, HK ve BM-CK’nunda ise bu yönde doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu konvansiyonlara göre; etiketleme görevinin taşıyıcıya verilmediği durumlarda sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Öte yandan 878. maddede taşınan yükün niteliğinden doğan zararlar da Taşıyıcının sorumluluk kapsamı dışında bırakılmıştır. Yükün niteliği sebebiyle olağan kuruma, paslanma, sızma ve olağan fire gibi durumlar sorumluluk dışında bırakılmıştır. Belirtmek gerekir ki, maddenin 4. Fıkrası uyarınca taşıyıcı bu sorumluluktan kurtulma sebebine ancak hâl ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi, bakımı ve kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması durumunda dayanabilecektir. Yani taşınan malın niteliğine uygun taşıma aksesuarlarını, donanımları sağlamış özel talimatlardaki tüm önlemleri almış olmalıdır. Uluslar arası düzenlemelere göz attığımızda CMR 17/4 maddesi, COTIF-CIM 36 maddesi, VK 18/3 maddesi, LK ve LVK 4/2 maddesi, HK 5 maddesi içerdikleri TTK ile paralel düzenlemeler ile yükün niteliği sebebiyle oluşacak olağan fire, kuruma, paslanma, sızma, güve ve haşerat kısacası yükün doğal niteliğinden kaynaklı oluşan zarar ve zıyayı sorumluluk dışında bırakmıştır38. Ancak uygulamada genellikle taşıma sözleşmelerine konulan hükümlerle doğal nitelikten oluşan zarar kapsam dışı bırakılmaktadır. VII. SONUÇ Yukarıda, 6102 sayılı TTK’nun taşıma hukuku ile ilgili sorumluluk hükümleri ele alınmış, demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonların hükümleri ile karşılaştırılarak incelenmiştir. Yapılan incelemenin sonucunda 6102 sayılı TTK’nun sorumluluk hükümlerini 6762 sayılı TTK’ya nazaran daha detaylı düzenlediği tespit edilmiştir. Getirilen yeni düzenlemeler demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonlarla ile paralel ve uyumludur. 37 38 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf. 256 , AYDIN, Alihan – a.g.e. syf.91 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.233-234-235-236-237-238 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras KAYNAKÇA ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları –Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara – 1987 ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu –Banka ve Ticaret Hukuku Araştırması Enstitüsü – Ankara – 1982 AYDIN, Alihan – CMR’ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan Sorumluluğu –Beta Yayınları – İstanbul – 2002 ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku –Seçkin Yayınevi – Ankara - 1996 ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku –Vedat Kitapçılık – İstanbul – 2006 ÜLGEN, Hüseyin – Hava Taşıma Sözleşmesi –Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras