endonezya`nın tarihsel geçmişi
Transkript
endonezya`nın tarihsel geçmişi
ENDONEZYA’NIN TARİHSEL GEÇMİŞİ Yazar Cihan DABAN ŞUBAT 2014 ENDONEZYA’NIN TARİHSEL GEÇMİŞİ Ġlk Krallıklar ve Hint Etkisi Bugünkü Endonezyalıların atası sayılan Ġlk Malayların (Proto-Malaylar) Asya anakarasından adalara yönelik göç dalgaları Neolitik Çağdan baĢlayarak ĠO 1000'lere değin sürdü. Kıyılarda ve akarsu çevrelerinde kümelenen birçok küçük topluluk, uzun yıllar kapalı ve dıĢ dünyadan kopuk bir yaĢam biçimini sürdürdü. ĠS 1. yüzyılda Hindistan ve Çin'le baĢlayan ticari iliĢkiler, adalarda Hinduizm ve Budacılığın kültürel etkisinin ya-yılmasını sağladı. Limanlara uğrayan ticaret gemilerinden alınan vergilerle zenginleĢen krallıkların en güçlüsü, merkezi Sumatra'nın güneydoğusundaki Palembang olan ġrivicaya Krallığıydı. ġrivicaya krallarına iliĢkin ilk yazılı kaynaklar 7.yüzyılın ikinci yarısından kalmadır. Mahayana BudacılığınınTantra kolundan etkilenmiĢ olan bu krallar, kendilerini bodhisattva (geleceğin Budası) olarak görüyordu.Bu tutum yeni yükselmekte olan krallığın öteki rakipleri saf dıĢı ederek deniz ticaretini kendi tekeli altına alma çabasıyla da bağlantılıydı. Zamanla küçük birimleri kendisine bağlayan ġrivicaya, egemenlik alanını Sumatra'nm yanı sıra Malakka Yarımadası‟na ve Cava'nın batısına kadar geniĢletti.11.yüzyılın sonlarına doğru Minangkabau krallarının denetimindeki komĢu Djambi kenti öne çıkarak kıyı ticaretini ele geçirdi. Bu sırada Çinliler bölgede yeni limanlar bulduğundan, Djambi güçlü bir krallığa dönüĢmesini sağlayacak kaynaklardan yoksun kaldı. Ortaya çıkan boĢluğu 13.yüzyılda bir Cava hükümdarı doldurdu. Cava'nın tarihine iliĢkin ilk bilgiler 8.yüzyılda adanın ortasındaki Kedu Ovasını elinde tutan ve ġrivicaya ile iliĢkileri olan ġailendra hükümdarlarıyla ilgilidir. Tarımsal zenginliğe dayanan bu krallığın güçlü bir dinsel temeli de vardı.10. yüzyıl baĢlarında ġailendraların ortadan kalkmasından sonra, adanın doğusundaki Brantas Irmağı vadisinde egemen olan Pasuruan Krallığı öne çıktı. 1035'te bütün rakiplerine boyun eğdiren Pasuruan kralı Erlangga, ülkesinin Kediri (Pancalu) diye bilinen güney kesimini oğullarından birine, Canggala diye bilinen kuzey kesimini de Öbürüne vererek topraklarını iki oğlu arasında paylaĢtırdı. Bu kralların gücü, düzeni sağlama ve büyük çaplı sulama tesislerini kurma karĢılığında vergi topladıkları köylülere dayanıyordu. Yerel feodal beylerin sürekli ayaklanmaları karĢısında Kediri hükümdarları,1222'de baĢkentlerini adanın doğusundaki limanlara daha yakın olan Kutaraja'ya (sonradan Singhasari) taĢıdılar. Bu sırada Cava'nın geliĢmiĢ kültürel değerleri çevredeki adalarda da etkili olmaya baĢladı. Bu etkiye dayanarak siyasal egemenliğini geniĢleten Kertanagara (hd 1268-92),1275‟te Malayu'yu da kendisine bağladı. Macapahit Egemenliği ve Ġslam’ın Yayılması 1289'da Kubilay Han'ın bağlılık bildirmesi için gönderdiği elçileri geri çeviren Kertanagara, Moğolların istilasına karĢı koymaya hazırlanırken, çıkan bir ayaklanmada öldürüldü. Bir süre sonra duruma egemen olan damadı Kertaracasa krallığın baĢkentini Macapahit'e taĢıdı. Bir dizi ayaklanmayı bastırdıktan sonra 1319'da bütün Cava'yı denetim altına aldı. Ġmparatorluğun kurulmasında önemli rol oynayan ünlü komutan Gaca Mada, Kertanagara'nın kızının baĢta olduğu dönemde (y.1329-50)devlet yönetimini üstlenerek Bali, Sumatra ve Bomeo'da Macapahit egemenliğini kabul ettirdi. Daha sonra 1 baĢa geçen Hayam Vuruk'un döneminde (1350-89) Macapahitler güçlerinin doruğuna çıktı. Vuruk‟un ölümünden sonra bağımsızlık ilan etmek isteyen Palembang hükümdarı yenilgiye uğratıldıysa da, bölgede yayılan Ġslam‟ın etkisiyle Sumatra yeniden öne çıktı. 13.yüzyılın sonlarına doğru Sumatra'nın kuzeyinde Samudra-Pasai ve Perlak adlı iki küçük Müslüman krallık kurulmuĢ bulunuyordu.14.yüzyıl sonunda varlıklı bir ticaret merkezi durumuna gelen Samudra-Pasai,15.yüzyıl baĢlarında Malakka limanının giriĢini denetim altına aldı. Bölgeyle geliĢen ticari bağlar sonunda Cava'nın kuzeyinde de benzer Müslüman devletçikler ortaya çıktı.16. yüzyılda Samudra-Pasai'nin yerini alan Açe Sultanlığı, Ġslam‟ı Sumatra'nın ba-tısındaki Minangkabau'ya da yaydı. Bu arada Macapahitlerin iç çekiĢmeler sonunda sahneden silinmesiyle Cava'da Müslüman devletler ile iç kesimdeki aristokratlar arasında çatıĢmalar baĢ gösterdi. 16. yüzyılın ikinci yarısında bütün adayı egemenlik altına almaya çalıĢan Müslüman Demak sultanları yenilgiye uğrayınca, Cava‟nın ortasındaki Mataram Krallığı güçlenmeye baĢladı. Mataramların 17.yüzyılın ilk yarısında kıyı devletlerine karĢı saldırıya geçmesi, Cava'nın denizaĢırı ticaretinin yıkılmasına yol açtı. Bu ortamda 1510'da Maluku Adalarını ele geçirmiĢ olan Portekizlileri izleyen Ġspanyollar, Hollandalılar ve Ġngilizler yerel güçleri birbirine karĢı kullanarak bölgeyi adım adım denetim altına almayı baĢardılar. Hollanda Egemenliği 1602'de oluĢturulan BirleĢik Doğu Hindistan Kumpanyası öncelikle Cava'daki merkezi Batavia'dan yönettiği ticaret üsleri ağıyla bölgede bir ticari tekel kurmaya yöneldi.1641‟de Malakka'yı Portekiz'den aldıktan ve Ġngiliz etkisini önemli ölçüde sınırladıktan sonra, yerel hükümdarlıkları denetim altına almaya giriĢti. Ardından en güçlü devlet olan Mataram'ın iç çekiĢmelerinden yararlanarak adım adım topraklarını ele geçirdi. Böylece 1755'te Mataram Krallığı'ndan geriye küçük Yogyakarta ve Surakarta sultanlıkları kaldı. Kumpanyanın bölgedeki ürünleri toplamak için kurduğu zorunlu ekim ve vergi sistemi, büyük bir zenginlik kaynağı oldu. Ne var ki 18. yüzyılda kaçakçılık yüzünden ticari tekelin kırılması, yönetim giderlerinin yükselmesi, görevliler arasında baĢ gösteren yolsuzluklar ve Ġngiliz rekabetinin artan baskısı kumpanyayı mali güçlükler içine soktu.1784'teki Paris AntlaĢması'yla Doğu Hint suları Ġngiliz ticaretine açıldı. Bir süre sonra Hollanda topraklarının Fransız yönetimi altına girmesi ve kumpanyanın dağıtılması bölgenin yönetiminde önemli değiĢikliklere yol açtı. Napoleon'un Doğu Hint Adalarını Ġngiliz saldırılarına karĢı korumak için 1806'da bölgeye genel vali olarak atadığı Herman Willem Daendels, merkezi bir yönetim sistemi kurdu. Ġngiliz Doğu Hindistan Kumpanyası'nın 1811'de Cava'yı ele geçirmesinden sonra Hindistan genel valisinin yardımcısı olarak yönetimi üstlenen Thomas Stamford Raffles, merkeziyetçi yapıyı daha da geliĢtirerek sultanlıkları 16 Ġngiliz temsilciliğine bağladı. Zorunlu vergi sistemi yerine bütün arazilerin mülkiyetine el koyarak bir rant sistemi oluĢturdu,ama Napoleon'un yenilgiye uğramasından (1815) sonra Cava yeniden Hollanda'ya verildiğinden, bu tasarıları uygulamaya geçirme olanağını bulamadı. 2 Merkezi yönetim sistemini temelde koruyan Hollandalılar, Cava SavaĢı (1825-30) ve Sumatra'daki Padri SavaĢı (1821-37) gibi yerel ayaklanmaları bastırdıktan sonra baĢlangıçta sultanlıklara tanıdıkları özerkliğe son verdiler. Bu arada genel valiliğe atanan Johannes van den Bosch, bölgenin tarım potansiyelinden yararlanmak amacıyla Tarım Sistemi (Cultuurstelsel) olarak bilinen yeni bir yöntem geliĢtirdi. Her köyün ekili alanlarının beĢte birini ihracat ürünlerine ayırmasını ve bunu vergi olarak yönetime vermesini öngören bu sistem, 1840-80 arasında Hollanda'nın bütçe gelirlerinin üçte birini sağladı. Buna karĢılık köylüler ağır sömürü altında giderek yoksullaĢtı. Yerel hükümdarlar ise sistemin uygulanmasında bir aracı durumuna geldi. 1860'larda adaların zenginliklerinden yararlanmak isteyen Hollandalı iĢ çevrelerinin baskıları sonunda, söz konusu sistem hemen kaldırılmamakla birlikte, Özel sermayenin de bölgeye girmesini sağlayacak Liberal Politika benimsendi. 1870'te kabul edilen bir yasayla Avrupalı yatırımcıların uzun vadeli kiralama yoluyla toprak edinmesine izin verildi. Böylece kahve, Ģeker, çay ve tütüne dayanan ihracata kauçuk, kopra gibi yeni ürünler ve kalay gibi madenler eklendi. Hızlı ekonomik geliĢmeye siyasal egemenliğin yayılması eĢlik etti. 1875-1904 arasındaki Açe SavaĢı sonunda Sumatra'nın bütününde denetim sağlandı. Selebes ve Maluku adalarındaki hükümdarlar Batavia'ya bağlandı. Bunu doğudaki Öteki adalar izledi. 1910'a gelindiğinde Doğu Hint Adalarını birleĢik bir sömürgeye dönüĢtürme süreci tamamlanmıĢ bulunuyordu. Bu geliĢmelerle birlikte büyük kentlerde yönetim iĢlerini gören Hollandalı bir topluluk oluĢtu. Öte yandan Batı etkisinde seçkin bir yerli tabaka ortaya çıktı. Plantasyon ekonomisiyle kırsal kesimde çözülmeler baĢladı. 19.yüzyıl sonlarında Hollanda'da sömürgedeki toplumsal koĢulların düzeltilmesi gerektiği, yönünde güçlü bir eğilim belirdi. 1901'deki yönetim değiĢikliğiyle birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerini geliĢtirmeye ve köylüleri desteklemeye yönelik Ahlaki Politika benimsendi. Sömürgenin Batı uygarlığıyla bütünleĢmesini sağlama düĢüncesinden yola çıkan bu politika yaĢam koĢullarında önemli bir değiĢiklik getirmedi. Bununla birlikte ekonomik sistemin dolaylı bir sonucu olarak geleneksel toplum yapısı kırılırken, aydın bir tabakanın doğması, modern düĢüncelerin yayılması ve Ġslam‟a çevreleri de etkilemesi sonucunu getirdi. Milliyetçiliğin Yükselmesi Sömürge yönetiminin ekonomik ve toplumsal alandaki ayrımcı politikalarına tepki temelinde geliĢen milliyetçi akım, 1908'de Budi Utomo'nun kurulmasıyla örgütlü bir biçim aldı. Daha çok kültürel çalıĢmaları temel alan bu dernek, seçkin tabakayla sınırlı kaldı. Buna karĢılık 1912'de kurulan Sarekat Ġslam (Ġslam Birliği) hızla büyüyerek geniĢ bir kitle desteği buldu. 1914'te de Doğu Hint Adaları Sosyal Demokrat Birliği (ISDV) kuruldu. I. Dünya SavaĢı sonrasında Hollanda yönetiminin sınırlı bir temsil temelinde oluĢturduğu Halk Konseyi (Volksraad), büyük ölçüde iç içe geçen iki Örgütün yürüttüğü mücadeleyi durduramadı. 1920'de Endonezya Komünist Partisi'ne (PKI) dönüĢen ISDV, Sarekat Ġslam içindeki tutucularla ortaya çıkan çatıĢmalar üzerine bağımsız bir mücadele çizgisine yöneldi. Bu partinin 1926 sonunda Çava'da, 1927 baĢında da Sumatra'nın batısında baĢlattığı ayaklanma kısa sürede bastırıldı. Bu arada Sarekat Ġslam da önemli ölçüde güç kaybetti. 3 Bandung'daki aydın çevrelerin aynı sıralarda bağımsızlık hedefiyle kurduğu dernekler, Temmuz 1927'de Sukarno'nun baĢkanlığında kurulan Endonezya Milliyetçi Partisi'nde (PNI) bir araya geldi. Hollanda yönetimiyle iĢbirliğini reddeden bu parti, ılımlı liderleri de içine alan geniĢ bir cephe kurmayı baĢardı. Ne var ki 1929'da Sukarno ve öteki bazı liderlerin tutuklanması cephenin bölünmesine ve birkaç partiye dönüĢmesine yol açtı. 1931'de serbest bırakılan Sukarno, 1933'te yeniden tutuklanarak sürgün edildi. Bunu milliyetçi liderlere yönelik yoğun baskılar izledi. II. Dünya SavaĢı'nın patlak vermesiyle Japonya'nın 1942'de Cava'yı ĠĢgal etmesi, milliyetçi hareketin Önünde yeni bir dönem açtı. Japon yönetimi baskıcı politikalar izlemekle birlikte, milliyetçi çevrelere dayanma yoluna gitti. Sukarno, Japon yönetiminin izniyle Mart 1943'te Halk Gücünün Merkezi(Putera) adlı bir örgüt kurdu. Ardından Merkezi DanıĢma Konseyi, gençlik örgütleri ve gönüllü savunma kuvvetleri oluĢturuldu.1944 sonlarında Endonezya‟nın bağımsızlığı yönünde bazı adımlar atan Japonya'nın teslim olmasının ardından,17 Ağustos 1945'te Cakarta'da (Batavia) bağımsızlık ilan edildi. Devlet baĢkanına Önemli yetkiler veren cumhuriyetçi bir yönetim oluĢturuldu. Endonezyalıların kararlı tutumu karĢısında, yönetimin devri için görüĢme masasına oturmak zorunda kalan Hollanda, Temmuz 1947'de ve Aralık 1948'de anlaĢmaları çiğneyerek yönetimi zorla ele geçirmeye çalıĢtı. Bu giriĢimlerin sonuç vermemesi üzerine, Lahey'de yapılan yuvarlak masa toplantısı sonunda Ağustos1949'da yönetimin devri konusunda anlaĢmaya varıldı. Bağımsızlık Sonrası Hollanda ile sembolik bir birliği sürdüren Endonezya, 1950'de parlamenter yönetimi öngören bir anayasa benimsedi. 1955'teki ilk seçim öncesinde meclis üyeleri partiler arası bir anlaĢmayla atama yoluyla belirlendi. Çok sayıda partinin katıldığı seçimler sonunda ilk dört sırayı Müslümanların ağırlıkta olduğu Masyumi ve Nahdatul Ulama-NU (Ulemanın YükseliĢi) ile PNI ve PKI aldı. Bu partilerin dayandığı kesimler, ülkedeki parçalanmıĢlığı ve bölgesel çekiĢmeleri yansıtıyordu. Bağımsızlık sonrasında birbirini izleyen kısa ömürlü hükümetler, DıĢ Adalar ile Cava arasında odaklaĢan çatıĢmanın üstesinden gelemediği için ayrılıkçı eğilimler güçlenmeye baĢladı. Bu arada 1954'te Hollanda ile sembolik birliğe de son verilmesinden sonra, Yeni Gine'nin batı kesimini oluĢturan Batı Irian (eskiden Irian Barat) konusundaki anlaĢmazlık da Ģiddetlendi. Sınırlı yetkilerle devlet baĢkanlığını üstlenmiĢ olan Sukarno, bu ortamda ülkenin geleneklerini temel alan Güdümlü Demokrasi görüĢünü ortaya attı. Köylerde olduğu gibi, sorunların çözümünde uzun görüĢmeler yoluyla anlayıĢ birliğine varma ilkesinin uygulanmasını Öngören bu sistem, devlet baĢkanının gözetimi altında dört ana partiye ve meslek gruplarını temsil eden bir meclise dayanacaktı. Süre giden karıĢıklıklar üzerine Mart 1957'de "savaĢ ve kuĢatma hali" ilan edildi. Yıl sonunda Hollandalılara alt iĢletmelere el konmaya baĢladı. 1958 baĢında Batı Sumatra'daki ayrılıkçı liderler bağımsız bir hükümet oluĢturdu. Masyumi'nin desteklediği bu ayaklanma Kuzey Selebes'e de sıçradı, ama ordunun müdahalesiyle kısa sürede bastırıldı. 1959'da ordunun desteğiyle Güdümlü Demokrasi görüĢünü yeniden gündeme getiren Sukarno, meclisin onayını alamamasına karĢın, yeni bir anayasayı 4 yürürlüğe koydu. Yürütme gücünü de üstlenerek kendine bağlı bir hükümet kurdurdu. 1960'ta bütçeyi onaylamayan meclisi dağıtarak atama yoluyla yeni bir meclis oluĢturdu. Yeni yönetimin temel dayanakları olan ordu ile PKI arasında bir denge politikası izlemeye özen gösterdi. Bu sırada enflasyon hızla yükselirken, ihracat gelirleri düĢmeye ve dıĢ borçlar artmaya baĢladı. Bandung Konferansı‟yla (1955) Üçüncü Dünya içinde etkin bir yer almıĢ olan Endonezya, Sukarno'nun yönetimi altında Batı'yla daha açık bir çatıĢmaya girdi. 1962'de Hollanda'yla varılan anlaĢma uyarınca Batı Irian'in 1969'da bölge halkının seçimini yapmasına değin BM yönetimi altına girmesi kabul edildi. Eylül 1963'te Malezya Federasyonu'nun oluĢturulmasına karĢı çıkan Endonezya, ġubat 1965'te BM'den çekildi. 30 Eylül 1965'te ordu içindeki bir darbe giriĢiminden sonra duruma egemen olan General Suharto, iktidarı ele geçirmeye çalıĢmakla suçladığı PKI' ya karĢı Cava ve Bali 'de vahĢi bir kıyım baĢlattı. Ölü sayısının 80 bin ile 1 milyon arasında tahmin edildiği bu kıyımın ardından güç dengesinin bozulmasıyla, Sukarno giderek artan bir baskı altına girdi. Genelkurmay baĢkanlığını üstlenen Suharto, Mart 1966'da olağanüstü yetkiler elde ederek yönetimde geniĢ çaplı bir temizlik gerçekleĢtirdi ve sonunda Mart 1968'de devlet baĢkanlığına getirildi. Sukarno ise ölümüne (1970) değin ev hapsinde tutuldu. Malezya ile çatıĢmaya son vererek BM'ye dönme kararı alan ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nin (ASEAN) kuruluĢunda etkin bir rol oynayan Suharto, ülkeye yabancı sermaye giriĢini kolaylaĢtıran bir dizi önlem aldı. Bölgedeki sorunlarda ABD dıĢ politikasına uygun bir çizgi izledi. Gücünü ordudan ve gizli güvenlik örgütünden almaya devam etmekle birlikte, sivil görünümlü bir yönetime geçiĢ için çeĢitli siyasal düzenlemelere giriĢti. 1971'de baskı altında yapılan seçimlerde hükümet güdümündeki Golkar büyük bir çoğunluk elde etti. Getirilen siyasal kısıtlamalar üzerine, muhalefetteki partiler iki ana parti altında birleĢti. Ġzlenen otoriter yönetime karĢın, 1974'ten sonra özellikle Ġslam‟a çevreler ve öğrenciler arasında düzene yönelik tepkiler yoğunlaĢtı. Bu arada çeĢitli yolsuzluklar ve ordu içindeki hiziplerin çatıĢmaları da su yüzüne çıktı. Portekiz'e ait olan Doğu Timor'un (Timor Timur) 1975-76'da ilhak edilmesi ve ardından bağımsızlık hareketini sindirmek için sert önlemlere baĢvurulması dıĢ politikada sorunlara yol açtı. Ülke içindeki muhalefeti de bastırmak için 1978'den sonra yeni baskıcı Önlemler alan yönetim, orduya daha ağırlıklı bir rol verdi. Golkar seçimleri kazanmaya devam ederken, Suharto da 1983'te dördüncü, 1988'de de beĢinci kez baĢkan seçildi. Endonezya 23 yıllık bir aradan sonra Ağustos 1990'da Çin'le iliĢkilerini normalleĢtirdi. Aynı yıl baĢkanlık sisteminin değiĢtirilmesi ve daha demokratik bir sisteme geçilmesi yolundaki talepler yaygınlaĢmaya baĢladı. 1991'de de bazı ünlü kiĢilerin önderliğinde demokrasi yanlısı çeĢitli baskı grupları ortaya çıktı. Mart 1993'te yeniden baĢkanlığa seçilen Suharto'nun kilit mevkilere kendisine yakın kiĢileri getirmesi orduyla arasının açılmasına yol açtı. HoĢnutsuz askeri çevrelerden destek gören Sukarno'nun kızı Megavati Sukarnoputri 1994‟te daha etkili bir muhalefet yürütmeye baĢlayan Endonezya Demokrasi Partisi'nin (PDI) baĢına geçti. Banka ve Ģirket iflaslarıyla birlikte yolsuzlukların açığa çıktığı ve 5 ekonomik sıkıntıların daha da arttığı bir ortamda, kentlerde zengin Çinlileri hedef alan yağma ve saldırı olayları yoğunlaĢtı. Protesto gösterileri ve iĢçi eylemleri bastırılırken basını, sivil kuruluĢları ve aydınları denetim altına almaya yönelik sert düzenlemeler ve yasaklar getirildi. Bu arada 1996'da Nobel BarıĢ Ödülü'nün Doğu Timor'daki Ģiddet olaylarına son vermek için çalıĢan bir Katolik piskoposa verilmesi, Endonezya hükümetinin "sistemli baskıcı uygulamalar "dan dolayı uluslararası düzeyde karĢılaĢtığı tepkilere yeni bir boyut kattı. Sukornoputri'nin zorla parti baĢkanlığından uzaklaĢtırılmasından sonra Mayıs 1997'de yapılan yasama organı seçimlerini iktidardaki Golkar yüzde 74'ü aĢan rekor bir oy oranıyla kazandı. Seçimlere hile karıĢtırıldığını öne süren muhalefetin sokak gösterilerine yönelmesiyle ülkedeki siyasal gerginlik hızla tırmandı. Öte yandan Güneydoğu Asya'daki finansal krizin de etkisiyle ekonomik çöküĢ baĢlarken, yabancı sermayenin ülkeden kaçıĢı da hızlandı. Demokrasi yanlısı gösterilerin kitlesel boyutlara ulaĢması ve ordunun yönetime destek vermekten kaçınması üzerine, daha üç ay önce yedinci kez devlet baĢkanlığına seçilmiĢ olan Suharto 21 Mayıs 1998'de çekilerek yerini yardımcısı BeĢeruddin Yusuf Habibi'ye bıraktı. Önceki hükümetlerde bakan olarak ekonomiye yön vermede önemli rol oynamıĢ olan Habibi, muhalefetin artan baskısı karĢısında bir yıl sonra seçimlere gitme kararı aldı. Ocak 1999'da Doğu Timor'da bağımsızlık konusunda bir halkoylaması yapılacağı açıklandı. Hazirandaki seçimlerde Sukarnoputri baĢkanlığındaki Endonezya Demokrasi Partisi-Mücadele (PDI-P) yüzde 34'lük oy oranıyla en fazla sandalyeyi elde ederken, Golkar ağır bir yenilgiye uğradı. Devlet baĢkanlığına demokrasi mücadelesi önderlerinden Abdurrahman Vahid'in ve yardımcılığına Sukarnoputri'nin seçilmesinden sonra, Golkar'ın da yer aldığı geniĢ tabanlı bir hükümet oluĢturuldu. Doğu TĠmor'da ağustosta yapılan halkoylamasına katılanların yaklaĢık yüzde 80'inin bağımsızlıktan yana oy kullanması üzerine, Halk DanıĢma Meclisi (MPR) ilhak kararını kaldırdı. Bir yanda Özgür Aceh Hareketi (GAM) yanlılarının terör saldırıları, öte yanda devlet baĢkanının da adının karıĢtığı yolsuzlukların birbiri ardı sıra ortaya çıkması, Vahid yönetimini zayıflattı. Temmuz 2001 'de MPR Vahid'i görevden aldı ve yerine yardımcısı Sukarnoputri getirildi.Aceh'e özerklik tanınmasına karĢın çatıĢmalar ve GAM' ın terör saldırıları sürdü. Bunlara hükümetin siyasal ve ekonomik reformları gerçekleĢtirmedeki yavaĢlığı da eklenince, Mayıs 2004'teki genel seçimlerde PDI-P' nin oyları yüzde 18,5'te kalırken,Golkar yüzde 21,6'lık oy oranıyla birinci parti oldu1 ENDONEZYA ULUSAL GÜÇ UNSURLARI Ġdari Yapısı İdari Bölümleri: 30 eyalet, 2 özel bölge, 1 baĢkent; Aceh, Bali, Banten, Bengkulu, Gorontalo, Irian Jaya Barat, Jakarta Raya, Jambi, Jawa Barat, Jawa Tengah, Jawa Timur, Kalimantan Barat, Kalimantan Selatan, Kalimantan Tengah, Kalimantan Timur, Kepulauan Bangka Belitung, Kepulauan Riau, Lampung, Maluku, Maluku Utara, Nusa Tenggara Barat, Nusa Tenggara Timur, Papua, Riau, 1 AnnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi,İstanbul,Ana Yayıncılık,2004,Cilt 8,ss.189-191. 6 Sulawesi Barat, Sulawesi Selatan, Sulawesi Tengah, Sulawesi Tenggara, Sulawesi Utara, Sumatera Barat, Sumatera Selatan, Sumatera Utara, Yogyakarta Bağımsızlık günü: 17 Ağustos 1945 (Hollanda'dan) Milli bayram: Bağımsızlık günü, 17 Ağustos (1945) Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: APEC (Asya-Pasifik Ekonomik ĠĢbirliği Forumu), ARF, AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü), CCC (Gümrük ĠĢbirliği Konseyi), CP, ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-15, G-19, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası Ġmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (Ġslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası ÇalıĢma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu TeĢkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis TeĢkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen TeĢkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası HaberleĢme Birliği), NAM, OIC (Ġslam Konferansı Örgütü), OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OPEC (Petrol Ġhraç Eden Ülkeler TeĢkilatı), UN (BirleĢmiĢ Milletler), UNCTAD (BirleĢmiĢ Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UNIKOM (BM IrakKuveyt Gözlem Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMOP (BM Prevlaka Gözlem Misyonu), UNMOT, UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WFTU (Dünya ĠĢçi Sendikaları Federasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet TeĢkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü)2 Coğrafi Konum Doğal Yapı: Hint Okyanusu ile Büyük Okyanus arasında toplam 13 670 adadan oluĢan ülkede, adaların ancak 970‟inde yerleĢim vardır (12 700 ada boĢtur).Sumatra, Sulasevi, Molük, Cava gibi büyük adalarla Ġrian Jaya ve Kalimantan,ülke nüfusunun ve yüzölçümünün ana bölümünü kapsar.Adaların hepsi, her birinde yüzey Ģekilleri açısından çeĢitlilik görülmekle birlikte, günümüzde de sürmekte olan bir dağ oluĢ hareketi sonucu oluĢmuĢtur.Sismik açıdan kararsızlığını sürdüren ülkede 500 dolayında yanardağ vardır,bunlardan 100 kadarı günümüzde de aktiftir.Dünya‟nın en büyük yanardağ kuĢağı bu ülkededir.Kireçli alkali lavlar fıĢkırtan bu yanardağların en ünlüsü 1883‟te patlamıĢ ve Selat Sunda Adası‟nın yok olmasına ve 36 000 kiĢinin ölümüne neden 2 http://www.ulkeler.net/endonezya.htm#03,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 7 olmuĢtu.Yanardağlar, özellikle Sumatra, Cava ve Flores adalarında yoğunlaĢmıĢtır.Endonezya‟nın ekvator kuĢağında bulunması, iki kıta arasında yer alması ve adalardan oluĢması, bu ülkenin dünyanın en sıcak ve nemli bölgelerinden biri olmasına yol açmıĢtır.Mevsimler arası sıcaklık yıl boyunca 25 0C dolaylarındadır ve çok az değiĢiklik gösterir.Her ay bol yağıĢlı geçer, ama yağıĢlar daha çok ekimkasım aylarındadır.Cava‟nın doğusunda ,Sunda „nın küçük adalarında kasım-mayıs ayları arasında yağıĢ yoğunlaĢır, öteki aylar kurak geçer.Bu iklimin bitki örtüsüne verdiği canlılık Endonezya topraklarının yüzde 64‟ünün ormanlarla kaplı olmasını sağlar; ağaç, petrolden sonra ülkenin ikinci dıĢsatım ürünüdür.Kinin ağacı, tek ağacı, abanoz, sandal ağacı, kafur ağacı gibi değerli ağaçlar bolca bulunur. Nüfus: Dünya‟nın dördüncü kalabalık ülkesi olan Endonezya‟da nüfusun bölgelere göre dağılımı oldukça dengesizdir; ülke yüzölçümünün yüzde 7‟sini kapsayabilecek büyüklükteki Cava ve Madura‟da nüfusun yüzde 60‟ı (yaklaĢık 110 milyon,1991) yaĢar.Bu adalarda km2‟ye yaklaĢık 832 kiĢi düĢer.Öbür adalarda yoğunluk Bali‟de 503, Sunda‟nın küçük adalarında 135,Sumatra‟da 74‟ten az, Sulavesi‟de 66, Molük‟te 22, Kalimantan‟da 16, Irian Jaya‟da 4‟ten azdır.KentleĢmenin hızlı olmasına karĢın, kentlerde kırsal kesiminden daha az nüfus yaĢar.Endonezya nüfusunun büyük çoğunluğunu Malaylar oluĢturur; Bataklar, Gayolar,Tenggerliler, Dayaklar, Sasaklar, Toracalar ile oldukça zengin bir etnik topluluk mozaiği sergiler.Müslüman halklar kıyı bölgelerinde yoğunlaĢmıĢtır (yüzde 90‟ı); geri kalan kesimde Hinduizm, Budizm ve Pagan dinleri yaygındır.Endonezya‟da en büyük yabancı topluluğunu Çinliler oluĢturur.Hollandalılardan sonra ticareti ellerinde tuttukları için yabancı düĢmanlığının hedefi olan Çinlilerin nüfusu 4 milyonu aĢkındır.Ülkede konuĢulan dillerin çoğu Malezya-Polinezya kökenlidir; bunlar 16 büyük grupta toplanır.Ulusal dil olan Bahasa Endonezya bir Malay lehçesinden geliĢmiĢ ve milli birliğin sağlanmasında önemli rol oynamıĢtır. 3 İklim: Endonezya Ekvator çizgisinin iki yanında yer aldığı için yılda ortalama 3 m yi bulan yağıĢlar alır.Bazı kesimlerde bu ortalama 6 m ye kadar yükselir.Yıl boyunca yüksek olan ısı derecesi ortalama 280 kadardır.Büyük yağıĢları yıl sonuna doğru kuzey-batı ve kuzey-doğu muson rüzgarları getirir; yıl ortasındaki güney-doğu veya güney-batı muson rüzgarları da yağıĢ sağlarlar.4 Ekonomik Yapı Endonezya‟da halkın 3/4 „ü tarımla uğraĢır.Tarım yanardağların püskürttüğü lavların verimli topraklara dönüĢmesi nedeniyle, daha çok yanardağ eteklerindeki ovalarda yoğunlaĢmıĢtır.Tarım alanları ülke topraklarının 1/10‟unu kapsar.Nüfusun çok yoğun olduğu Cava, Bali gibi adalarda baĢlıca ürün pirinçtir; yılda iki ürün verecek kadar verimli ekim alanları mısır, soya, yer fıstığı, tütün, kahve, çay, Hindistan cevizi, baharat gibi ürünler de verir.Ticarete yönelik tarım Endonezya‟da önemli bir yer tutar; özellikle doğal kauçuk üretiminde dünya ikincisi olan ülkede palmiye yağı da önemli bir ticari üründür.Bu ürünlerin bolluğuna karĢın,nüfusun hızlı artması, dünya ticaretindeki dalgalanmalar, ülkenin yoksul olmasına, bazı yıllarda yetersiz beslenme yüzünden ölüm oranlarında büyük artıĢlara 3 4 Dictionnaire Larousse,Ansiklopedik Sözlük,1993,Milliyet,Cilt 2,ss.768-769. Türk Ansiklopedisi,Milli Eğitim Basımevi,Ankara,1972,Cilt 20,s.129. 8 yol açmaktadır.Madencilik, dıĢsatımın 2/3‟ünü kapsayacak orandadır.Sumatra‟nın doğusu baĢlıca petrol merkezidir; ayrıca Arcuna, Cinta, Kitty ve Kalimantan‟ın doğusunda Attaka, Handil gibi yataklar, gelecekte verimli petrol bölgeleri olarak önem taĢımaktadır.Kalimantan ve Sumatra‟da doğalgaz üretimi dıĢsatım yapılacak kadar yoğundur.Endonezya yılda yaklaĢık 72 Mt petrol, 43 Gm3 doğalgaz üretimiyle OPEC üyesi bir petrol dıĢsatımcısı ülke konumundadır.Bu ürünlerine Japonya, ayrıcalıklı ülke konumuyla taliptir.Sanayisi az geliĢmiĢ bir ülke olan Endonezya‟da petrol ve doğalgaz ham olarak dıĢarıya satılır.Sanayi ülke nüfusunun 1/10 kadarını istihdam etmekte, fabrikalar özellikle Cava‟da bulunmakta, petrol rafinerileri, çimento, gübre ve demir-çelik gibi alanlarda yoğunlaĢmaktadır.Öbür üçüncü dünya ülkeleri gibi Endonezya da tarımsal ve madensel hammadde dıĢsatımı; sanayi ürünleri ve besin dıĢalımı yapar.Ticaret yaptığı baĢlıca ülkeler ABD ve Japonya‟dır5 Yeraltı Zenginlikleri Yer altı zenginlikleri bakımından da yer üstü zenginliklerinde olduğu gibidir. Bol ve çok çeĢitli madenler mevcuttur. Kalay, petrol, tabii gaz, kömür, boksit, manganez, altın ve gümüĢ yatakları dünya rezervleri arasında önemli bir yer iĢgal eder. Ayrıca bunlardan baĢka nikel,bakır ve iyot ile tuz da zengin yeraltı madenleri arasında yer alır.6 Türkiye-Endonezya Ġkili Ticari Ġlişkiler Türkiye ile Endonezya arasındaki ticaret dengesi, pek çok Uzakdoğu Asya ülkesiyle olduğu gibi aleyhimize durumdadır. Asya krizi öncesinde 1996 yılında 57 milyon dolara kadar ulaĢan ihracatımız kriz sonrasında yarı yarıya düĢmüĢ ve yakın zamana kadar 30 milyon dolar civarında seyretmiĢtir. Ancak 2003 yılından itibaren artıĢ gösteren ihracatımız 2008 yılında 284 milyon dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. 2009 yılında küresel krizden etkilenen ihracatımız 251 milyon dolar seviyesine gerilemiĢtir. 2010 yılında ise ihracatımız bir önceki yıla göre %35,4 oranında artarak 157,7 milyar ABD Doları olarak gerçekleĢmiĢtir. Endonezya‟dan gerçekleĢtirdiğimiz ithalat yıllar itibarıyla artıĢ eğilimi göstermektedir. 2008 yılında en üst seviyeye ulaĢarak 1,4 milyar ABD Doları üzerinde ithalat gerçekleĢmiĢtir. 2009 yılında ise krizin de etkisiyle 1 milyar ABD Doları seviyesine gerilemiĢtir. 2010 yılında ise ithalatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre %40 oranında artarak 135,6 milyar ABD Doları olmuĢtur. Endonezya‟ya ihracatımızda buğday unu ve tütün gibi tarım ürünlerinin yanı sıra tekstil hammaddeleri olan suni ve sentetik lifler ön plana çıkmaktadır. Ġthalatımızda ise palmiye yağı ve tekstil hammaddeleri ön plandadır. Endonezya dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunu barındıran ülkedir. YaĢanan iç karıĢıklıklara rağmen, kaynak zenginliği nedeniyle ekonomisi ayakta kalabilmektedir. Ülkemiz ekonomisinin sektörel yapısıyla oldukça büyük bir benzerlik gösteren Endonezya ile iĢbirliği yapılabilecek pek çok alan mevcuttur. Türkiye için enerji ekipmanı, inĢaat malzemeleri, gıda gibi sektörlerde önemli potansiyel bulunduğu düĢünülmektedir. Ayrıca Endonezya'da Türkiye'ye yönelik olumlu bir yaklaĢım bulunduğu dile getirilmektedir. Bu nedenle iki 5 6 Dictionnaire Larousse, Ansiklopedik Sözlük,1993,Milliyet, cilt 2,s.769 EliçalıĢkan, http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/endonezya.htm ,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 9 ülke arasında baĢta bankacılık sektörü olmak üzere ticari ve ekonomik iliĢkilerin geliĢmesinde yarar bulunmaktadır. Endonezya'ya ihracat gerçekleĢtirmek isteyen Türk firmalarının karĢılaĢtıkları en önemli sorun Singapur ve Hong Kong dıĢında diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi ödeme problemidir. Ġki ülke bankacılık sektörleri arasındaki iliĢkilerin geliĢmemiĢ olması, Endonezya'nın ülke kredibilitesinin özellikle son yıllarda giderek azalması nedeni ile hemen hemen hiçbir Türk bankası Endonezya'dan gelen akreditifleri kabul etmemekte, Endonezya tarafı da akreditiflere teyit eklememekte, hatta akreditif açmakta bile zorlanmaktadır. Bu durumda Türk firmaları ya üçüncü ülkeler vasıtası ile bu ülkeye mal satmaya çalıĢmakta (Singapur, Hong Kong ve Avrupa ülkeleri) veya teyitsiz akreditif ile çalıĢmaktadır.7 ENDONEZYA’NIN DIŞ POLİTİKASI Dünyanın En Büyük Müslüman Devleti Endonezya: Dış Politikaya Genel Bakış Endonezya, Soğuk SavaĢ döneminde SSCB veya ABD‟den yana taraf olmak istememiĢ ve Bağlantısızlar Grubuna dâhil olmuĢtur. Bağlantısızlık hareketi, Endonezya'nın teĢebbüsü ile 1955 Nisanında Endonezya'da toplanan Bandung Konferansı ile ortaya çıkmıĢtır. Konferansın amacı, yeni bağımsızlıklarını alan Afrika ve Asya ülkelerinin, Amerika ve Sovyet Rusya gibi iki büyük nükleer güç karĢısında varlıklarını korumak için bir birlik ve dayanıĢma sağlamaktır.8 1955 yılındaki konferansa katılan 29 devlet, dünya nüfusunun yarısından fazlasını temsil ediyordu. Katılan devlet temsilcileri, birçok farklı ülke ve coğrafya üzerindeki emperyalist güçlerin politikalarını eleĢtirip, buna karĢı birlik çağrısında bulundular. Çin Halk Cumhuriyeti ve ABD arasında o dönemde yaĢanan gerilim, sömürgeciliğe karĢı alınacak tutum,Kuzey Afrika‟daki Fransız politikaları, Cezayir‟deki Fransız sömürge düzeni ve Endonezya‟nın Yeni Gine üzerine Hollanda ile düĢtüğü ihtilaflar baĢlıca gündem maddeleriydi.9 Konferansta görüĢülen önemli konulardan biri de Sovyetler ve Amerika arasında gittikçe artan silahlanma yarıĢı ve bunun doğurduğu tehlikelerdir. KonuĢan birçok ülke temsilcisi bu iki kutbun artan silahlanmasının bunların kendi aralarında oluĢmuĢ bir rekabetin neticesinde olmadığını vurgulamıĢtır. Silahlanma yarıĢı Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında oluĢan yeni güç dağılımı ile ilgilidir. Genel olarak silahlanma gittikçe artan ulusal kurtuluĢ hareketlerine ve bağımsızlığını kazanan uluslara karĢı verilen bir gözdağı olarak ortaya konulmuĢtur. Amerika ve Rusya büyük ölçüde iki yayılmacı güç olarak algılanmıĢ ve tehdit olarak ortaya konulmuĢtur. Bu iki blok silahlanarak kendi etki alanlarında bulunan ulusal kurtuluĢ savaĢını vermiĢ ülkelere karĢı caydırıcı bir etki yaratmak istemiĢlerdir. Birçok ülke temsilcisi üçüncü bir dünya 7 Endonezya_ülke_raporu_2011 http://www.itso.org/docs/pdf/country_reports/.pdf ,EriĢim Tarihi (26.02.2014) Emine Akçadağ, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=661:duenyann-en-bueyuekmueslueman-devleti-endonezya-d-politikaya-genel-bak&catid=92:analizler-uzakdogu&Itemid=140,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 9 9 http://www.kozonline.org/arsiv/KK40/KK40_25_1.htm,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 10 savaĢının Sovyet-Amerika çatıĢmasından çıkmayacağını aksine kendilerine yönelik bir blok müdahalesinin neticesinde uluslararasında oluĢacak bir çatıĢmanın neticesi olabileceğini vurgulamıĢtır. Fransa ve Amerika ile Çin Hindi‟nde yaĢanan askeri çatıĢmalar bu anlamda önemliydi.10 Bütün bu çeliĢkili durumlara ve anlaĢmazlıklara rağmen konferansla bazı sonuçlar söz birliği ile karar altına alındı. Bütün sömürgeci ülkeleri ve emperyalistleri açıkça ve Ģiddetle protesto etmek, milletlerarası ĠliĢkilerde yeni milletlerin bağımsızlığını tanımak ve ırkçılığı kınamak; konferansa katılan ülkelerin, emperyalist ülkelerden ayrı olarak bağımsız bir politika izlemelerini sağlamak; toplumlararası iktisadî ve kültürel iliĢkileri geliĢtirmek; Ġsrail'e karĢı Filistin halkının haklarını korumak, onları propaganda ve maddi alanda desteklemek; konferansa katılan ülkelerin arasındaki iĢbirliğini ne pahasına olursa olsun savunup sürdürmek gibi sonuçlar, karar altına alınan ilklerin baĢında yer aldı. Bu kararların yanı sıra, birlikteliğin ne kadar önemli olduğu da ülkelerce fark edildi. Arkasından daha büyük bir iĢbirliğinin gerçekleĢtirilmesinin gerekli olduğu hararetle belirtildi.10 maddelik bir bildirge, toplantı sonucunda açıklanmak üzere oybirliği ile kabul edildi.Bandung Konferansı, ayrıca Batı ve Doğu blokları karĢısında yer alabilecek yeni bir anlayıĢın, yani "bağlantısızlık" fikrinin ortaya çıkmasına da ön ayak oldu.11 Endonezya’nın komşularıyla olan sorunları Endonezya ile Doğu Timor arasında, deniz alanlarının sınırlandırılması ve mültecilerin geri dönüĢü konularında sorunlar vardır. Endonezya ile Avustralya arasında, deniz alanlarının sınırlandırılması sorunu mevcuttur. Ashmore ve Kartier Adaları için de balıkçılık alanında benzer bir sorun söz konusu olup, söz konusu adalar Avustralya‟nın yönetimi altında olması nedeniyle, bu sorun da yine Endonezya ile Avustralya arasında bir baĢka sorun olarak gözükmektedir. Endonezya ile Malezya arasında, denizdeki bazı kayalıkların aidiyeti ve deniz sınırlarının belirlenmesi konularında sorunlar vardır. Kayalıklar ile ilgili anlaĢmazlık Uluslararası Adalet Divanı‟na görülmüĢtür. Endonezya ile Singapur arsında, yine deniz alanlarının sınırlandırılması konusunda anlaĢmazlık mevcuttur. Endonezya‟da göçmen/sığınmacı statüsünde yaĢayanların Papua Yeni Gine‟ye dönüĢlerinin de, iki ülke arasında bir soruna yol açabileceği ileri sürülmektedir.12 10 Erkan Karaarslan,” Bandung Konferansı: Bir Üçüncü Dünya Cephesi”, http://www.ileri2000.org/24/karaarslan24.htm,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 11 Adem Kandemir,” BANDUNG KONFERANSI”, http://www.tarihportali.org/yumusama-donemi-ve-sonrasiarastirmalar/9573-bandung-konferansi.html,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 12 http://www.ascmer.org/Sayfa.aspx?MenuId=45,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 11 Türkiye-Endonezya ilişkileri Türkiye ve Endonezya halkları arasında kökleri 16. Yüzyıla kadar giden tarihi ve kültürel bağlar mevcuttur. Bu köklü ve kuvvetli dostluk bağları, iki ülke iliĢkilerinin daha da geliĢtirilmesi için sağlam bir zemin oluĢturmaktadır. Türkiye ile Endonezya arasında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Sekretaryası‟na ev sahipliği yapan Endonezya, Türkiye‟nin gerek Ġslam Konferansı Örgütü, gerek D-8 içinde iĢbirliği yaptığı önemli bir ülkedir. Ġkili iliĢkilerin karĢılıklı saygı ve anlayıĢ temelinde kaydettiği geliĢme memnuniyet vericidir. 2009 yılında Endonezya ile ihracatımız bir önceki yıla göre % 11 oranında azalarak 250 milyon dolara, ithalatımız % 28 oranında düĢerek 1 milyar dolara gerilemiĢtir. Bahse konu düĢüĢlerin temel sebebi olarak küresel ekonomik kriz görülmektedir. Endonezya‟ya ihraç ettiğimiz ürünlerin baĢında hububat (% 42), kimyasallar (%14), makine ve ulaĢım araçları (% 12), tütün mamulleri (% 10) ve demir-çelik (% 9) gelmektedir. BaĢlıca ithalat kalemleri ise tekstil (% 27), hayvansal ve bitkisel yağlar (% 14), makine ve ulaĢım araçları (%11), kauçuk (% 11) ve kimyasallardır (% 10). Endonezya‟nın Türkiye‟deki yatırımları 650 bin dolar civarında olup, faaliyet gösteren firma sayısı 3‟dür. Türkiye‟nin Endonezya‟daki yatırımlarının toplam değeri ise 2009 yılında kurulan 9 yeni Türk Ģirketinin 4 milyon dolarlık ilave yatırımıyla birlikte 70 milyon dolara yükselmiĢtir. Endonezya‟daki Türk yatırımları tekstil ve madencilik alanlarında yoğunlaĢmıĢtır.2009 yılında ülkemizi ziyaret eden Endonezyalı turist sayısı bir önceki yıla göre % 50 artıĢ göstererek 23 bine ulaĢmıĢtır.13 GENEL DEĞERLENDĠRME VE ÖNGÖRÜLER Türkiye ile Endonezya arasındaki ticaret dengesi, pek çok Uzakdoğu Asya ülkesiyle olduğu gibi aleyhimize durumdadır. Asya krizi öncesinde 1996 yılında 57 milyon dolara kadar ulaĢan ihracatımız kriz sonrasında yarı yarıya düĢmüĢ ve yakın zamana kadar 30 milyon dolar civarında seyretmiĢtir. Ancak 2003 yılından itibaren artıĢ gösteren ihracatımız 2008 yılında 284 milyon dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. 2009 yılında küresel krizden etkilenen ihracatımız 251 milyon dolar seviyesine gerilemiĢtir. 2010 yılında ise ihracatımız bir önceki yıla göre %35,4 oranında artarak 157,7 milyar ABD Doları olarak gerçekleĢmiĢtir. Endonezya‟dan gerçekleĢtirdiğimiz ithalat yıllar itibarıyla artıĢ eğilimi göstermektedir. 2008 yılında en üst seviyeye ulaĢarak 1,4 milyar ABD Doları üzerinde ithalat gerçekleĢmiĢtir. 2009 yılında ise krizin de etkisiyle 1 milyar ABD Doları seviyesine gerilemiĢtir. 2010 yılında ise ithalatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre %40 oranında artarak 135,6 milyar ABD Doları olmuĢtur. 13 http://www.pasiad.org/index.php?option=com_content&view=article&id=81&Itemid=139,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 12 Endonezya‟ya ihracatımızda buğday unu ve tütün gibi tarım ürünlerinin yanı sıra tekstil hammaddeleri olan suni ve sentetik lifler ön plana çıkmaktadır. Ġthalatımızda ise palmiye yağı ve tekstil hammaddeleri ön plandadır. Endonezya dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunu barındıran ülkedir. YaĢanan iç karıĢıklıklara rağmen, kaynak zenginliği nedeniyle ekonomisi ayakta kalabilmektedir. Ülkemiz ekonomisinin sektörel yapısıyla oldukça büyük bir benzerlik gösteren Endonezya ile iĢbirliği yapılabilecek pek çok alan mevcuttur. Türkiye için enerji ekipmanı, inĢaat malzemeleri, gıda gibi sektörlerde önemli potansiyel bulunduğu düĢünülmektedir. Ayrıca Endonezya'da Türkiye'ye yönelik olumlu bir yaklaĢım bulunduğu dile getirilmektedir. Bu nedenle iki ülke arasında baĢta bankacılık sektörü olmak üzere ticari ve ekonomik iliĢkilerin geliĢmesinde yarar bulunmaktadır. Endonezya'ya ihracat gerçekleĢtirmek isteyen Türk firmalarının karĢılaĢtıkları en önemli sorun Singapur ve Hong Kong dıĢında diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi ödeme problemidir. Ġki ülke bankacılık sektörleri arasındaki iliĢkilerin geliĢmemiĢ olması, Endonezya'nın ülke kredibilitesinin özellikle son yıllarda giderek azalması nedeni ile hemen hemen hiçbir Türk bankası Endonezya'dan gelen akreditifleri kabul etmemekte, Endonezya tarafı da akreditiflere teyit eklememekte, hatta akreditif açmakta bile zorlanmaktadır. Bu durumda Türk firmaları ya üçüncü ülkeler vasıtası ile bu ülkeye mal satmaya çalıĢmakta (Singapur, Hong Kong ve Avrupa ülkeleri) veya teyitsiz akreditif ile çalıĢmaktadır. KAYNAKÇA AKÇADAĞ,Emine “Dünyanın En Büyük Müslüman Devleti Endonezya: DıĢ Politikaya Genel BakıĢ” http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=661:duenyann-enbueyuek-mueslueman-devleti-endonezya-d-politikaya-genel-bak&catid=92:analizleruzakdogu&Itemid=140,EriĢim Tarihi (26.02.12.2014) Anna Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi (2004,)İstanbul,Ana Yayıncılık,Cilt 8. Dictionnaire Larousse Ansiklopedik Sözlük, (1993),Milliyet,Cilt 2. KARAARSLAN, Erkan ”Bandung Konferansı: Bir Üçüncü Dünya Cephesi”, http://www.ileri2000.org/24/karaarslan24.htm,EriĢim Tarihi (26.02.2014) ELĠÇALIġKAN, Murat, http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/endonezya.htm ,EriĢim Tarihi (26.02.2014) KANDEMĠR, Adem, ” BANDUNG KONFERANSI”, http://www.tarihportali.org/yumusama-donemive-sonrasi-arastirmalar/9573-bandung-konferansi.html,EriĢim Tarihi (26.02.2014) http://www.mfa.gov.tr/endonezya-kunyesi.tr.mfa, EriĢim Tarihi (26.02.2014 ) http://www.ascmer.org/Sayfa.aspx?MenuId=45,EriĢim Tarihi (26.02.2014) Türk Ansiklopedisi (1972),Ankara,Milli Eğitim Basımevi,Cilt 20. http://www.ulkeler.net/endonezya.htm#03,EriĢim Tarihi (26.02.2014) 13 http://www.itso.org/docs/pdf/country_reports/.pdf,(2011)Endonezya_ülke_raporu, EriĢim Tarihi (26.02.2014) http://www.kozonline.org/arsiv/KK40/KK40_25_1.htm,EriĢim Tarihi (26.02.2014) http://www.pasiad.org/index.php?option=com_content&view=article&id=81&Itemid=139, EriĢim Tarihi (26.02.2014) 14