haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası
Transkript
haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası
BAŞYAZI Artık elimizde envanterimiz var Değerli sanayici dostlarım, Sahibi olduğumuz işletmelerde yeni bir yatırım kararı alırken, yeni bir iş veya ihracat bağlantısı yaparken ilk aklımıza gelen, fabrika binamızın, makine parkımızın, çalışanlarımızın ve finansmanımızın durumudur. Yeni bir bina mı inşa edeceğiz, kaç makine, kaç personel alacağız, kazancımız yaptığımız ve yapmayı düşündüğümüz işlere ne kadar yetecek, kredi, borç-alacak ilişkilerimiz ne durumda? Bu örnekleri çoğaltmak, kendimiz için yaptığımız, düşündüğümüz projeksiyonların ölçeğini büyüterek ülkemize de uygulamak mümkün. Çünkü ülkelerin karar verici makamlarında oturan yöneticileri de hangi sektörlerin destekleneceğini, hangi yatırımlara öncelik verileceğini, ihracatta dünya ile rekabet ederken diğer ülkelerin önüne hangi ürünlerle geçilip fark yaratılacağını ve en önemlisi bunların hangi ekonomik kaynaklarla gerçekleştirileceğini hesap ediyor. Şüphesiz isabetli karar verebilmek için doğru verilere ihtiyaç var. Aksi halde daha temel atarken finansman kaynağının bitmesi ya da milyonlar harcadıktan sonra kimseye satamayacağımız bir ürün ortaya çıkması kabul edilemeyecek bir durumdur. Başka ülkelerin daha iyi durumda olduğu sektörü desteklemek de hem yatırım hem de pazar açısından ülkeleri ekonomik felakete sürükleyebilir. “İçimizden biri” olarak bizlerin yanında olan, desteğini hep hissettiğimiz Sanayi ve Ticaret Bakanımız Zafer Çağlayan’ın çabalarıyla Türkiye’nin yıllardır gündeminde olan “sanayi envanteri” konusunda önemli bir adım atıldı. Girişimci Bilgi Sistemi olarak adlandırılan havuz, Türkiye ekonomisinin özellikle de sanayimizin adeta bir röntgenini oluşturuyor. Ekonomiye yön veren kurumların ellerindeki bilgiler Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’mızdaki havuzda toplanan bilgiler sayesinde önümüzü bütün açıklığıyla görebileceğiz, bundan sonra gideceğimiz yöne kolaylıkla karar verebileceğiz. Rekabet gücümüzün artmasına, şirketlerimizin performansının yükselmesine bu veriler katkı sağlayacak. Hangi sektör nerede ve hangi yoğunlukta üretim yapıyor, bunların yan sanayisi nerede, ürünler nasıl ve nereye taşınıyor, nerelerde, hangi ülkelerde satılıyor, üretmek için ne kadar enerji tüketiliyor, Ar-Ge ve patent durumu, mali tabloları, aktif büyüklükleri, karlılıkları nasıl?.. Bunların hepsini inceleyen, analizlerini yapmış bir veri kümesine sahip oluyoruz. İşte bu aşamayla birlikte üreten sektörlerin temsilcileri olarak yıllardır dile getirdiğimiz sektörel ve bölgesel teşviklerin uygulanması da gündeme gelecek. Cumhuriyet tarihimizin ekonomi alanındaki en önemli projelerinden biri olan Girişimci Bilgi Sistemi, güncel verilerle sürekli yenilenirken geleceğimizin tasarımında pusulamız olacak. Değerli dostlarım, Planlı ve düzenli kalkınmanın vazgeçilmez unsuru, üretim üslerimiz organize sanayi bölgelerimizde yaşadığımız sorunlar da yine Sanayi ve Ticaret Bakanımız Çağlayan’ın gösterdiği gayretle çözüme kavuştu. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeler Kanunu’na eklenen geçici maddeyle, yetki tartışmasına neden olan OSB yasasının çıktığı 2000 yılı Haziran ayından önce kurulan organize sanayi bölgelerinin yönetimleri, 6 ay içinde kuruluş sözleşmelerini Sanayi Bakanlığı’na vererek bakanlığın sicil defterine işlenirlerse, bu OSB’ler kanuna uygun hale gelecek ve yetki tamamen sanayi bölgesi yönetimlerine geçecek. Bu kararla, Ulucak Belediyesi ile yetki tartışması yaşayan Kemalpaşa OSB’miz adına çok sevindik. Ulucak Belediyesi sınırları içinde yer alan 270 hektarlık bölümde artık tek yetkiyi 281 sanayi tesisi, 26 ticari işletme, 7 depo ve 7 akaryakıt istasyonu bulunan, yaklaşık 25 bin kişinin istihdam edildiği KOSBİ kullanacak. Bu arada; otomotiv yan sanayinin geliştiği İzmir’de Bağyurdu’nda kurulacak Otomotiv İhtisas OSB’nin kuruluşuna imkan sağlayan tüzel kişilik belgesini Sanayi ve Ticaret Bakanımız Çağlayan’ın bizzat vermesi ayrı bir gurur ve mutluluk kaynağımız oldu. Bizler de teşekkürümüzü fabrikalar kurarak, üretim ve ihracat yaparak, istihdam yaratarak, ekonomimize büyük katma değer sağlayarak yapacağız. Dünyayı sarsan ekonomik krizden hükümetimizin zamanında uygulamaya koyacağı ekonomik tedbirlerle kazançlı çıktığımız taktirde bugün dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olan ülkemizin daha üst sıralara çıkacağından kuşkumuz yok. ebsohaber 3 kasım 2008 Tamer TAŞKIN Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı HABER Ata’mızı andık Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 70. yılında İzmir’de düzenlenen törenle anıldı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunma törenine, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Hava Eğitimi Komutanı Korgeneral Ziya Güler, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Erdal Bucak, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri başkanları katıldı. Ege Bölgesi Sanayi adına çelenk sunumunu Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile Genel Sekreter Mustafa Kalyoncu yaptı. İlke ve devrimlerinin ışığında ilerliyoruz Saat 09.05’te siren sesleri eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşuna trafikteki sürücülerin de araçlarından inerek ve klakson çalarak eşlik ettiği görüldü. Izmir Valisi Cahit Kıraç, Anıt Şeref Defteri’ne şunları yazdı: “10 Kasım’lar artık O’nun aramızdan ayrılışının matem günü olmaktan çıkarak, bize bıraktığı eserlerini anma ve bu eserlerin zenginleştirilip yeni nesillere daha iyi anlatılması için vesile olmaktadır. Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, milletimize kazandırdıklarını ve kazandırmak istediklerini doğru anlama ve anlatma bakımından 10 Kasım’ların önemi büyüktür. Gelecekte ülkenin yönetimini devralacak, geleceğimizi yönlendirecek uygar ve saygın bir ulus olma bilincini daha da pekiştirecek gençler, Ulu Önder Atatürk’ün ilke ve inkılapları ışığında ilerlemektedirler.” Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişi- ebsohaber 4 nin 70. yıl dönümünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Atatürk’e Saygı Yürüyüşü” düzenlendi. 1. Kordon üzerinde Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar gerçekleştirilen anma etkinliğine, her yaş gurubundan çok sayıda İzmirli’nin yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak, Bornova, Karşıyaka, Balçova ve Güzelbahçe belediye başkanları, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Necip Kalkan da katıldı. Atatürk portresinin basılı olduğu yelekler giyerek ellerinde Türk bayrakları taşıyan saygı yürüyüşü katılımcıları, Cumhuriyet Meydanı’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi Bandosu’nun seslendirdiği marşlarla karşılandı. Yürüyüşte yer alanlara meydana girişleri sırasında katılım sertifikası ile kırmızı karanfil dağıtıldı. Yürüyüşe katılanların tamamının meydana gelmesinin ardından Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. Daha iyi anlamak zorundayız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yürüyüşün ardından düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikal edişinin 70. yıl dönümünde bir kez daha saygı, sevgi, minnet ve hasretle andıklarını belirtti. Kocaoğlu, şöyle konuştu: “Bugün içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreçten çıkış için öncelikle Atatürk’ümüzü daha iyi anlamak zorundayız. Aydınlık, çağdaş ve evrensel değerlerin yol göstericiliğinde gelişen bir Türkiye için Cumhuriyetimizin temel niteliklerine, bağımsızlığımıza, birlik ve beraberliğimize sımsıkı sarılmalıyız.” kasım 2008 HABER Ekonomi ordumuzun gücünü biliyoruz Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, neceğini ve verilerin ortak bir havuzda Türkiye’nin ekonomide önümüzdetoplanacağını söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlaki dönemde yapacağı atılımlar için Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, yan, bugüne kadar gündemde sektörler, ürünler, yatırım, kapasite Girişimci Bilgi Sistemi’nin cumhuriyet olan ancak sonuca ulaştırılamakullanımı, istihdam ve ihracatta ihtiyaç tarihinin en önemli projelerinden biri olduyan sanayi envanteri niteliğindeki duyduğu ancak bugüne kadar bir türlü ğunu belirterek, “Hem sektörel ve bölgesel Girişimci Bilgi Sistemi’ni oluşturdu. gerçekleştirilemeyen çalışmayı tamamanlamda analizler yapma, hem de layarak, “Girişimci Bilgi Sistemi”ni gelecekle ilgili politika tasarımı oluşturdu. Bu sağlıklı veri sisteminin sayesinde dünya bazında yapma noktasında, geleceğimizin tasarımı olan bir sektör ve sanayilerin durumu de incelenip, Türkiye’nin ileriye mimari proje” dedi. dönük öncelikli sektörlerini seçmesi de mümkün olabilecek. Sistem ile bundan sonra girişimciler için nasıl Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Girişimci Bilgi bir tasarımın ve düzenlemenin yapılacağının belirSistemi ile birçok kuruluşun elindeki bilgileri derleyip, bunları leneceğini ifade eden Bakan Çağlayan, sistemde sistematize ettiklerini belirterek, “Bu, basit bir envanter değil” sektörel bazda istihdam, kapasite, mali tablo, dedi. Çağlayan, sektörel, bölgesel ve proje bazlı teşvik sistemipatent, yeraltı verilerinin görülebildiğini belirtirni 2009 yılı başından itibaren uygulamaya koyacaklarını, bu ken, tarımsal üretim, elektrik üretimi, tüketimi, konuda bir tereddüt olmadığını da açıkladı. dış ticaret ve TÜİK verilerinin de yer aldığını İzmir’de meslek odalarının başkanlarıyla yaptığı toplantıda kaydetti. Girişimci Bilgi Sistemi’ni sanayi envanterinden daha kapsamÇağlayan, sistemle, işletmelerin ne kadar lı bir çalışma olarak nitelendiren anlatan Sanayi ve Ticaret para kazandığının, istihdamın ne durumda Bakanı Çağlayan, “Bu sistem; resmen ezber bozan, geçmiş olduğunun, kapasite ile ilgili sorunlar bulunup dönemde yanlış bilinen verileri ortaya çıkaran bir çalışma. bulunmadığının, karlılığın nasıl olduğunun, Bütün sektörlerde artık bir politika analizi, politika tasarımı kümelenmelerin, yatırımların, satışların yapmamızı sağlayacak bir çalışma. Böylece teşvik sistemimizi nerede olduğunun izlenebildiğini de oluşturabileceğiz” diye konuştu. ve örnek analizlerin Çağlayan, Türkiye’deki reel sektörün tamamını analiz eden yapılabildiğini Girişimci Bilgi Sistemi’nin, devletin elindeki kayıtlı sistemde anlattı. toplanmış verilerle ortaya çıktığını, bunun “hayallerini süsleyen” bir çalışma olduğunu ve bu çalışmanın yeni verilerle güncelleneceğini söyledi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu’nun da bulunduğu toplantıda sistemin ayrıntılarını anlatan Zafer Çağlayan, sistemin hangi sektörlerin hangi ilin hangi bölgesinde, hangi köyünde kümelendiği, hangi alanlarda Ar-Ge çalışmaları yapıldığı, bilanço ve aktiflerin büyüklüğü gibi pek çok konuda bilgi veren heyecan verici bir çalışma olduğunu ifade etti. “Bu çalışma ile hangi sektörlerde hangi pazarlara ihracatımızı artırabiliriz, bunları saptayabileceğiz” diyen Bakan Çağlayan, sistemin ticaret, hizmetler ve sanayi sistemi ile ilgili tüm verileri kapsadığını ve tamamiyle güncel bir sistem olduğunu, sürekli yeni verilerle yenile- ebsohaber 6 kasım 2008 HABER 2 milyon 10 bin girişimci Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, Girişimci Bilgi Sistemi’nin işleyişini de anlattığı toplantıda, şu bilgileri verdi: “2007 sonu itibariyle Türkiye’de 241 bin 104 birinci sınıf tüccar, 1 milyon 238 bin 440 ikinci sınıf tüccar, 530 bin 833 sermaye şirketinden oluşan, 2 milyon 10 bin 377 toplam girişimci bulunuyor. Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi bu işletmelerin aktif toplamı 1,5 trilyon YTL, net satış hasılatı toplam 1,7 trilyon YTL, ticari karları 98.6 milyar YTL’dir.” Türkiye’de aktifleri 100 milyon YTL’nin üzerinde bin 546 şirket bulunduğunu, karın yüzde 52’sinin bu şirketler tarafından elde edildiğini, kurumlar vergisi mükellefi ve birinci sınıf defter tutan 771 bin 878 adet firma olduğunu anlatan Çağlayan, en büyük karın ticaret ve hizmetlerde, imalat sanayindeki karlılığın ise 29,6 milyar YTL seviyesinde bulunduğunu söyledi. Çağlayan, en büyük satış karını madencilikte olduğunu belirterek, “Türkiye’de karlılık oranının ortalaması yüzde 6. Öyle sektörler var ki yüzde 10-15 kar ederken, bazı sektörlerde de bu oran yüzde 6’ın altına düşüyor” şeklinde konuştu. Ticari karın illere dağılımına bakıldığında, 98,6 milyar YTL’lik karın 51 milyar YTL’sinin İstanbul’da oluştuğunu bildiren Çağlayan, 8 milyon 52 bin 615 sigortalı çalışanın 2 milyon 619 bin 94’ünün İstanbul’da bulunduğunu ve ölçek büyüdükçe asgari ücretli çalışan sayısının azaldığını ifade ederek, en büyük aktiflerin ticarette olduğunu vurguladı. Çağlayan, kayıt dışılığın eskiye göre azaldığını ve bu oranın yüzde 26-37 civarında olduğunun söylendiğini ifade etti. Ar-Ge’ye sektör 2,2 milyar YTL’lik harcama yapıldığını ve bu rakamın hangi şirketler tarafından, ne oranda yapıldığının dahi sistemde görüle- ebsohaber 7 bildiğini anlatan Çağlayan, sistemde özel sektörün varlıklarının, alacaklarının, borçlarının net bir şekilde görüleceğini söyledi. 3 bin 800 sektör görülebiliyor Bakan Çağlayan, Türkiye’deki 2 milyon 10 bin 377 firmaya bakıldığında, en fazla firma sayısının toplam ve perakende ticarette olduğunu ve bu sektörde 888 bin 411 firma bulunduğunu bildirdi. Hangi illerde, hangi sektörde, ne kadar firmanın bulunduğunun, aktif büyüklerinin, karlılıklarının ne olduğunun net bir şekilde görüldüğünü kaydeden Çağlayan, “Bazı verilerle 3 bin 800 sektörü görebiliyoruz” dedi. Esnaflarla ilgili verilerin de sistemde yer aldığını anlatın Çağlayan, nüfusun, cironun ve aktiflerin büyük olduğu yerde esnaf kümelenmesi olduğunun görüldüğünü anlattı. Aktiflerin illere göre dağılımı görülebildiğine işaret eden Çağlayan, “Türkiye’de işletmelerin aktife göre ortalama borçluluk oranı yüzde 56. Bu oranın ortalaması yüzde 50 olarak kabul edildiğinde, Türkiye açısından çok fazla bir sıkıntı olarak görülmüyor. Dolayısıyla korkulacak bir durum yok” dedi. Küresel rekabette değer zinciri ve sektörel bazda da inceleme imkanı bulunacağını kaydeden Çağlayan, tüm verilerin aynı havuza geldiğinde hangi sektörde küresel rekabet ortamının bulunduğunun görüleceğini söyledi. Özel sektörün borçları Küresel krizin yaşandığı ortamda Türkiye’de özel sektörün borçlarının 140 milyar dolar olduğunu kaydeden Çağlayan, yabancı para cinsinden kısa vadeli ve uzun vadeli borçlarının bulunduğunun görülebildiğini ifade etti. Zafer Çağlayan, sistemde özel sektörün borçlarının da görüldüğünü belirterek, kasım 2008 HABER 31 Aralık 2007 itibariyle özel sektöBorçlar yeniden çevrilecek rün toplam borcunun 835 milyar YTL Türkiye’de 241 bin 104 birinci Girişimci Bilgi Sisteminde sektörlerin seviyesinde bulunduğunu, bu borcun bir sınıf tüccar, 1 milyon 238 bin 440 “matris yaklaşımı” ile ayrıntılı incelendikısmının banka kredilerinden, bir kısikinci sınıf tüccar, 530 bin 833 ğini de ifade eden Çağlayan, Türkiye’de mının da işletmelerin aldığı borçlardan sermaye şirketinden oluşan 2 milbir işletmenin yabancı para cinsinden de oluştuğunu anlatan Çağlayan, 835 milborçlanabilmesi, kredi alabilmesi gerektiyon 10 bin 377 girişimci var. yar YTL’lik borcun dağılımına bakıldığini vurguladı. ğında, bunun yüzde 65’inin kısa vadeli, Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, yüzde 20’sinin ise uzun vadeli borçlar olduğunu, kısa vadeli 547 hükümetten hiç kimsenin “bu krizden bize hiçbir olmaz” şeklinmilyar YTL’lik borcun yüzde 16’sının yabancı para cinsinden, de bir ifade kullanmadığını, krizin öyle veya böyle Türkiye’yi de yüzde 84’ünün de YTL cinsinden olduğunu kaydetti. etkileyeceğini belirterek, “Reel sektör mutlaka bundan etkileneÇağlayan, 173 milyar YTL’lik uzun vadeli borcun 95 milcek. Bu borçlar yeniden çevrilecek. ‘korkulacak bir durum yok’ yar YTL’sinin yabancı para cinsinden, geri kalan yüzde 45’inin derken de, özellikle borcun büyük oranda aktifleri büyük olan de YTL cinsinden olduğunu, yabancı para cinsinden toplam işletmelere ait olduğunu söyledim. Hatta küçük işletmelerin uzun ve kısa vadeli borcun 184 milyar YTL seviyesinde bulunpozisyon fazlası olduğunu, yeni kredi borçları olmadığını ifade duğunu anlattı. ettim” diye konuştu. İşletmelerin alacağı da var Çağlayan, işletmelerin yabancı para cinsinden kısa ve uzun vadeli alacakları da bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Özel sektörün yabancı para cinsinden kısa vadeli 69 milyar YTL, 11 milyar YTL de uzun vadeli alacağı var. Net pozisyon açığı ne diye baktığımızda, kısa vadeli borçlarda 18 milyar YTL yabancı para cinsinden net pozisyon açığı var. 31 Aralık 2007 itibariyle özel sektörün kısa ve uzun vadeli net pozisyon açığı 102 milyar YTL’dir. Bu miktarın yüzde 70’i, aktifleri 100 milyon YTL’nin üzerinde, yüzde 18’i de aktifleri 30 ile 100 milyon YTL aralığında olanlardır. Geri kalan da diğerleri.. Aktifleri 3 milyon veya altında olanlarda ise pozisyon fazlası var, açığı yok. Yani öyle korkulacak bir tablo yok. Küçük işletmelerde pozisyon fazlası var. Bankaların kullandırdığı yabancı para cinsinden borç 70 milyar YTL. Buna 22 Ekim 2008 itibariyle baktığımız zaman bankaların reel sektöre yabancı para cinsinden kullandırdığı kredi 112 milyar YTL’dir.” ebsohaber 8 Koruyucu hekimlik yapıyoruz KOBİ’lere gerekli desteklerin verileceğini ifade eden Çağlayan, “Türk reel sektörüne güveniyoruz. Kriz bizi etkilemez mi? Etkileyecek. Bir nevi koruyucu hekimlik yapıyoruz. Dersimize çalışıyoruz” dedi. Türkiye’nin mali istikrarı ve bütçe disiplininin son derece önemli olduğunu vurgulayan Çağlayan, “Sektörel bazda ve genel büyümede tabi ki menfi etkilenmeler söz konusu olacak. Yani aynı otobüsün içindeyiz. Bu otobüs kasise, çukura girecek. Yolcular bir şekilde etkilenecek ama Türkiye, Allah’a şükürler olsun teker üstünde değil, sağlam bir yerde, otobüsün en güzel yerlerinden birinde” diye konuştu. Sektörel ve bölgesel teşvik Çağlayan, şu anda yeni teşvik sistemini çıkartamaya engel bir durum olmadığını, sektörel, bölgesel ve proje bazlı teşvik sistemini 2009 başı itibariyle uygulamaya koyacaklarını, bu konuda herhangi bir tereddüte mahal bulunmadığını kaydetti. kasım 2008 HABER Çağlayan: Aynı gemideyiz Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlaüretim endeksi rakamları ve sektörlerden yan, “Reel sektör ile mali sektör birbirini gelen sinyaller, reel sektörün desteğe İzmir iş dünyası ile biraraya gelen köstekleyen değil, destekleyen olmak ihtiyacı olduğunu gösterdiğini anlatırken Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağladurumundadır. Çünkü hepimiz aynı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada; yan, ekonomiyi değerlendirdiği geminin içindeyiz” dedi. yatırımların devamı çok önemlidir. Şirket toplantıdaki önerileri Bakanlar İzmir Ticaret Odası ile İzmir Vergi birleşmeleri özendirilmelidir. Rekabet Kurulu ile paylaşacağını bildirdi. Dairesi Başkanlığı’nın ortaklaşa düzenavantajına sahip sektörler desteklenmelilediği ödül töreninden sonra iş dünyası dir. Sektörel tedbirler alınmalıdır. Geletemsilcileri ile biraraya gelen Çağlayan, sanayi envanteri nineksel sektörlere ve KOBİ’lere ayrı yaklaşımlar sergilenmelidir. teliğindeki Girişimci Bilgi Sistemi hakkında bilgi verdi. ÇağlaYeni teşvik sistemi yılbaşına kadar sektör temsilcilerinin de yan, başkanların ekonomiye ilişkin yorumlarıyla global krizin görüşü alınarak tamamlanmalıdır. Reel sektör üzerindeki enerji etkilerine karşı hükümetin alması gereken tedbirler hakkındaki ve istihdam maliyetleri makul seviyelere indirilmelidir. Kayıtdışı görüşlerini aldı. ekonomi mutlaka önlenmelidir. İşsizlik sigortası prim ödemeleri en az 3 yıl durdurulmalıdır. Vergi ve sosyal güvenlik primlerini zamanında ödeyenlere karşı bu süreçte daha istisnai davranılmaEBSO’nun reçetesi lıdır. Zamanında vergisini, SSK’sını vs. aksatmadan ödeyenlere Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancıkarşı bu süreçte daha istisnai davranılmalıdır. Yatırım indirimi lar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ve Yönetim Kurulu uygulamasına tekrar başlanmalıdır. KOSGEB’in bütçesi artırılmaBaşkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, krizin bütün sektörlerin lıdır.” el ele vermesiyle aşılabileceğine dikkat çekerken, reel sektörün Eximbank’ın sermayesi ve ihracatçıya kredi verme gücüihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. nün de artırılması gerektiğini savunan Taşkın, ileride iç ve dış EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, kriz sürecini özetlepiyasalarda talepteki daralma nedeniyle üretim ve ihracat yapan diği konuşmasında, Türkiye’nin 1994, 1999 ve özellikle 2001 şirketlerin kredi ihtiyaçları nedeniyle kredilerin devam etmesini krizinden çıkardığı dersler sonucu bugün dünyayı saran finansal istedi. Leasingdeki KDV’nin tekrar gözden geçirilip yüzde 1’e krizi yanıbaşında hissetmediğini, ancak bunun hissetmeyeceği düşürülmesini isteyen Taşkın, “Kredi Garanti Fonu teminatanlamına da gelmeyeceğini söyledi. Krizi aşma sürecinin en ları arttırılmalı, kamu harcamaları önceliklendirilmeli. İçinde iyi şekilde yönetilmesi için sanayicilerin üzerine düşen görevi bulunduğumuz ortamda AB süreci de çok önemlidir ve iyi takip yapacağını bildiren Taşkın, “Durumun hassasiyetinden dolayı, edilmelidir” diye konuştu. Hükümetin alması gereken tedbirleri zamanında uygulamaya geçmesi çok önemlidir. Bu süreçte gerek reel sektör gerek finans gerekse de kamu kesimi arasında diyalog mekanizmaları mutla“Önerileri hükümete taşıyacağım” ka etkinleştirilmelidir” dedi. Toplantının ardından açıklama yapan Sanayi ve Ticaret Tamer Taşkın, son 31 ayın en kötü performansını sergileyen Bakanı Çağlayan, küresel ekonomik krizin Türkiye’deki etkilerini ebsohaber 10 kasım 2008 HABER sektör temsilcilerinden dinleme olanağı bulduğunu belirtti. Toplantıda aldığı bilgileri Bakanlar Kurulu ile paylaşacağını anlatan Çağlayan, 2İçinden gelmekten iftihar ettiğim KOBİ’lerin, esnaf ve sanatkarların bakanıyım. Onların görüş ve önerilerine büyük önem veriyorum” diye konuştu. Bakan Çağlayan, toplantıda ele alınan önemli konuların başında reel sektör ile mali sektör arasındaki ilişkiler olduğunu belirtirken, reel sektör ile mali sektörün, birbirlerinin varlık sebebi olduğuna işaret etti. Çağlayan, şunları söyledi: “Reel sektörle mali sektörümüz iç içe olmak zorunda. Biri varsa diğeri var. Toplanan mevduatın yüzde 80’i kredi olarak dağıtılıyor. Türk bankacılık sistemi, 360 milyar YTL üzerinde kredi hacmine sahip. Bankacılık sektörümüz, Avrupa ve ABD’de bulunan bankacılık sisteminden çok daha yüksek güce sahiptir. Ancak bazı bankalarımız genetik davranış olarak, geçmiş dönemlerden kalan bir alışkanlık içinde. Reel sektörle ilgili bazı davranış bozuklukları içinde. Panik yapacak bir durum söz konusu değildir. Bankacılık sektörünün reel sektöre açmış olduğu kredilerde herhangi bir geri çağırma veya maliyet artırıcı tutum ve davranış içinde olması, kendisine yansıyabilecektir. Reel sektör ile mali sektör birbirini köstekleyen değil, destekleyen olmak durumundadır. Çünkü hepimiz aynı geminin içindeyiz. Önemli olan; gemimiz sağlam, rotası belli, nereye gideceğimiz ve ne yapacağımızı bilen bir hükümetimiz ve sayın Başbakanımız var. Bu konuda endişeye mahal yok. Bankacılık sektörümüzdeki birkaç kişinin istem dışı kas hareketleri vardır, tik haline gelmiş. Tiklerle yapmış oldukları bu davranışların kimseye bir faydası olmaz.” Mali sektör ile reel sektörün, global mali krizin ülke üzerindeki olası etkilerini birlikte değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Çağlayan, farklı davranış içinde bulunan kurumların geleceği düşünerek hareket etmesi gerektiğini savundu. Bankacılık sektörüne müdahale etme düşüncesinde olmadıklarını vurgulayan Çağlayan, “Türkiye’de bankacılık sektörünün iyi olmasında, 2001 krizinin ardından getirilmiş olan düzenleme ve denetleme fonksiyonu önem arz ediyor. Yapılan reformlar önem arz ediyor. Mali ve reel sektör, bir elmanın iki parçası, ikisi ancak bir araya geldiği zaman bir şey ifade ediyor” dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, İzmir ziyaretinde EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ve Yönetim Kurul Başkanı Tamer Taşkın ile eskiye dayanan dostluktan gelen sıcak diyalog ortamı yaşadı, onların görüş ve önerilerini dinledi.. ebsohaber 11 kasım 2008 HABER İzmir ve Ege ekonomideki önceliklerini belirledi İzmir ve Ege iş dünyası, Ekonomiden geleceği Şura’da İzmir’in 5 öncelikli Sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren konusu ve çözüm önerisini sunacağız. İzmir ile Uşak’taki toplantılarda koordinatörlüğünde ilgili bakanlarla iş Yaptığımız toplantıda oda başkanlarının 5. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda dünyasının biraraya geleceği TOBB taraönerileri doğrultusunda 5 konu başlığını gündeme getirilecek öncelikli sofından gerçekleştirilecek olan 5. Ticaret belirledik. İzmir’in kronikleşmiş, yıllardan runlarla çözüm önerileri bir rapor ve Sanayi Şurası’nda gündeme getireceği beri talep edilip de gerçekleştirilemeyen haline getirildi.. konuları belirledi. sorunlarını bize verilen 10 dakikalık süre Ankara’da gerçekleştirilecek Ticaret içinde anlatmaya çalışacağız. Dünyave Sanayi Şurası’na hazırlık için İzmir’in gündeme getireceği ko- nın yaşadığı ekonomik kriz ve Türkiye’ye etkileri birinci başlık nular, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda, Ege Bölgesi’nin konuları ise olacak. Krizden etkilenen sektörler için neler yapılması gerektiUşak Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde bölgedeki Oda ğini anlatacağız. Ayrıca tarım ve tarıma dayalı sanayi, ticaret ve ve Borsa başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda sanayi, enerji ve çevre ile altyapı diğer konu başlıklarını oluştubelirlendi. Ankara’daki toplantıda sorunlarla çözüm önerilerini racak. Bunlarla ilgili sorunları ve çözüm önerilerini toplantıda dile getirmek üzere İzmir adına İzmir Ticaret Odası Yönetim sunacağız” dedi. Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi adına ise Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci sözcü olaİzmir Milletvekilleri ile de görüşecekler rak seçildi. 5. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda İzmir ile ilgili konular İzmir’in sorun ve çözümleri için 10 dakikalık sürenin yetsadece toplantı ortamında söylenecek maddelerle sınırlı kalmeyeceğini düşünerek, kapsamlı bir dosya hazırlama kararı da madı. Oda ve Borsaların ilettiği sorunlar ve çözüm önerilerinin aldıklarını anlatan Demirtaş, bu dosyada İzmir ile ilgili bütün sotamamı, TOBB tarafından hükümete sunulacak raporda yeraldı. runların ve çözüm önerilerinin yer alacağını kaydetti. 5. Ticaret ve Sanayi Şurası’ndan bir gün önce Ankara’ya gitme kararı aldıkİzmir’in öncelikli sorunu kriz larını da açıklayan Demirtaş, İzmirli milletvekilleri ile biraraya İzmir ve çevre ilçelerin Oda ve Borsa başkanları EBSO’nun gelerek sorunları kendilerine de ileteceklerini ve kendilerinden ev sahipliğinde Sanayiciler Kulübü’nde yaptıkları toplantıda destek isteyeceklerini vurguladı. İzmir’in 5 önceliğini tespit etti. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının sonunda bilgi veren İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ege, Uşak’ta buluştu Ekrem Demirtaş, şu anda iş dünyası için yaşanan ekonomik Ege Bölgesi'ndeki 59 Oda ve Borsa başkanı Ankara’daki 5. krizin en öncelikli konu olduğunu söyledi. 1.5 saat süren toplan- Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası öncesi Uşak’ta bir araya geldi. tıda İzmir’in öncelikle çözülmesi gereken 5 konusunu belirledik- Atatürk Kültür Merkezi'nde Uşak Ticaret ve Sanayi Odası’nın lerini açıklayan Demirtaş, “Bakanlar ile iş dünyasının bir araya (UTSO) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Ege Bölgesi ebsohaber 12 kasım 2008 1- Ekonomik krizden İzmir’in en az etkilenmesi için alınması gereken tebriler 2- Tarım ve tarıma dayalı sanayinin sorunları ve gelişmesi için yapılması gerekenler 3- Ticaret ve Sanayinin karşılaştığı sıkıntılar ve bunların çözümü için Hükümetin alması gereken tedbirler 4- Enerji zamları ve verimliği ile Gediz Nehri’nin temizlenmesi başta olmak üzere İzmir’in çevre sorunlarını çözümü 5- Liman başta olmak üzere İzmir’in ticaret ve sanayisinin daha da büyümesi için gerekli altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın başkanlık etti. Oda ve borsaların sorunlarının tartışıldığı toplantıya Aydın, Afyonkarahisar, Denizli, Kütahya, Muğla, Manisa ve Uşak illerindeki 59 oda ve borsa temsilcisi katıldı. Uşak’taki toplantıda Egeli sanayicilerin Şura’da dile getirecekleri sorunlar ve çözüm önerilerinin belirleneceğini anlatan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, “Ege’deki sanayi ve ticaret odaları ile borsalar olarak bir hazırlık toplantısı yapıyoruz. Bölgelerdeki odalar kendi bölgelerinin yatırımlarını ve beklentilerini yöresel olarak hazırlıyor. Yine bölgedeki odalarımız içinden seçilecek bir sözcü ile bunları gerekli bakanlıklara iletiyoruz” dedi. Küresel krizle birlikte önceliklerin de değiştiğini belirten Tamer Taşkın, Türk sanayicisinin küresel krizden en az hasarla çıkacağına inandıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Bundan önceki şuralarımızda dünyada ve Türkiye’de hep iyi rüzgarlar esiyordu. Her gün bankalardan gelenlerin ne kadar para isterseniz verelim diye sundukları bir ortam vardı. O dönemde de önceliklerimizi şehrimizdeki barajlar, otoyollar ve diğer ihtiyaçlar olarak çıkarıyorduk. Enerji maliyetleri ve aşırı değerli Türk Lirası o dönemde de gündemimizdeydi. Daha önceki gündem maddelerimizin büyük bölümü hala geçerli. Ege’nin dosyası İzmir’in dosyası HABER 1- Bölgesel, sektörel ve proje bazlı teşvik sistemi uygulanmalı. Kümeleme de en az bunlar kadar önemli. 2- Ege’de çok önemli bir zenginlik kaynağı olan termal turizm ile inanç turizmi desteklenmeli. 3- Tarımda ölçek ekonomilerinden yararlanmayı sağlamak amacıyla arazilerin toplulaştırılması hızlandırılmalı, bölgeye özgü ürünler teşvik edilmeli. 4- Çevre kirliliğiyle çok yönlü mücadele edilmeli, sanayiciler yalnızca arıtma değil, atık geri dönüşüm tesisi kurmaya da özendirilmeli. 5- Bölgemizdeki yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirilmeli, kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımındaki altyapı yatırımları tamamlanmalı. Dünya düzelir ya da düzelmez. Ama hepimiz denize açılmış balıkçılar gibi sağ salim geriye dönmek zorundayız. Balıkçılar dönene kadar batma ve ölme korkusunu bir kenara bırakıyor. Şu anda da herkes fırtınaya yakalandı ve akıbetinin ne olacağını merak ediyor. Böyle bir dönemde firmalarımızda alacağımız çok fazla tedbirimiz var. Türkiye çok büyük krizler geçirdi ve bunu da muhtemelen geçirir. Bizim bugüne kadar çözemediğimiz tek krizimiz işsizlik. İşletmelerin sıkıntılarını çözüp ihracata koşmamız gerekiyor. Kar etmeyi kesinlikle unutmamadan finans akışını sekteye uğratmadan çalışmamız gerekiyor. Bu kriz döneminden en başarılı çıkacak olan grup Türk sanayicileri ve borsacıları olacaktır.” Finans sektörünün kesintiye uğramadan devam etmesinin büyük önem taşıdığını da dile getiren Tamer Taşkın, “Bankacılık sisteminin zor durumda olması bizim için sıkıntılar doğurur. Her işletmenin kullandığı bir yatırım ve finans kredisi vardır. Türkiye’de bankacılık sisteminin devamlılığını istiyoruz.. Türkiye 2001’de büyük bir kriz geçirdi. Bu dönemde birçok bankamız değer kaybetti. Bu süreçte finans sektörümüz büyük bir atılım gösterdi. Türkiye’deki ihracatta büyük katlamalar yaşadı. 2002’deki durumda değiliz” diye konuştu. ebsohaber 13 kasım 2008 GÜNDEM Yorgancılar: Üretim desteklenmeli Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, paradan para kazanma yönteminin iflas ettiğini belirterek, “Üretimin önemi ortaya çıktı. Cari açıktan kaynaklanan sıkıntılar var. Üretmek zorundayız. Krize borçluluk döneminde yakalandık” dedi. Yorgancılar, çalışanların işsiz kalması durumunda borçlarını nasıl ödeyeceğine yönelik sorunları bulunduğunu, bunun ülkenin sorunu olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan’ın “İşadamlarının 2 yıl yetecek zulaları var” sözlerine yönelik Yorgancılar, “Bu 2 yıl 12 yıl meselesi değildir. Ülkenin kalkınmasından bahsediyorsak amaç genel refah seviyesinin artmasıdır. Ucuz maliyetli ısınma ve sanayide kullanılması için doğalgazı tercih ettik. Ancak enerjide dışarı bağımlı çalışıyoruz. Tüketim var, üretim yok. Doğalgaza gelen zam girdi maliyetlerini arttırıyor. Maliyetler arttığında çalıştıramadığınız işçiye ne yapacaksınız?” diye konuştu. Yeni pazarların aranması gerektiğini, krizden etkilenmeyen ülkelerin bulunduğunu anlatan Yorgancılar, devletin mevduat güvencesi vermesi gerektiğini kaydetti. EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Haziran ayında yaptığı toplantıda krizin ayak seslerinin geldiğini söylediğini hatırlatan Yorgancılar, 2000’li yılların başına ülkeler arasındaki mal değişiminin arttığının, bunun sonu- cunda da bir ülkede yaşanan ekonomik krizin diğer ülkeleri de olumsuz etkilediğini anlattı. Paradan para kazanma yönteminin artık iflas ettiğini vurgulayan Yorgancılar, üretimin öneminin yaşanan kriz döneminde bir kez daha anlaşıldığını ifade etti. Yorgancılar, üretimle birlikte işsizliğin azaldığını, ihracatın arttığını belirterek, “Özel ve reel sektör, bireyler cari açıktan kaynaklanan sıkıntı çekiyor. İhracat-ithalat dengesi bir türlü biraraya gelmiyor. Ürettiğimiz malı ihraç edebiliyoruz ama ithalatımız da oldukça fazla. Ülkemizde tam üretilmeyen mallar sıkıntılı bir geleceğe işaret ediyor” dedi. Krizler geçer AKP hükümetiyle birlikte reel sektörün yatırım yapmaya başladığını, bunun neticesinde de ihracatın 135 milyar dolara yükseldiğini dile getiren Yorgancılar, Türkiye’de işsizliğin yüzde 11’lerden yüzde 6’lara inmesinin sağlanması gerketiğini vurgula- ebsohaber 14 kasım 2008 GÜNDEM ‘ ’ Krize borçluluk döneminde yakalandık. Üretimin önemi ortaya çıktı. Ülkenin kalkınmasından bahsediyorsak amaç genel refah seviyesinin artırılmasıdır. Maliyetler arttığında çalıştıramadığınız işçiye ne yapacaksınız? Sağlıklı ve akıllı düşünüp hareket etmeliyiz. dı. İşsizliğin azalması için yatırımların artması gerektiğini ifade eden Yorgancılar, “Dünya’da likitide krizi var. Bankaların özle sektöre bu dönemde destek vermesi gerekiyor. Bir çok şirket krize borçluluk döneminde yakalandı. Kredi kartları ve tüketici kredilerinin nasıl geri ödeneceği konusunda endişe var. Krizleri çıkaran insanlardır. Krizleri çözecek olan da insanlardır. Krizler ebedi değildir. Her inişi bir yokuşu vardır. Dünya şuanda bir yokuş tırmanmaktadır. Bu dönemde sağlıklı ve akıllı düşünüp hareket etmeliyiz” diye konuştu. 5. İktisat Kongresi EXPO adaylığının İzmir’e çok şey kazandırdığını anlatan Yorgancılar, 5. İktisat toplantısının İzmir’de yapılması için çaba göstereceklerini söyledi. Kriz sürecinde ekonomide söz sahibi kurum ve kuruluşların İzmir’de toplanıp sorunları konuşmasının faydalı olacağını belireten Yorgancılar, kongerenin takvimi- nin henüz netleşmediğini ifade etti. Yorgancılar, “İktisat kongresinin TOBB, TÜSİAD, Devlet Planlama Teşkilatı işbirliği ile gerçekleşmesi gerekir. Bu kongre, kriz süreci olmadığı dönemlerde her seçim döneminde yapılmadı. İktidar olmak isteyen partiler ekonomik programlarını İzmir’de düzenlenecek toplantıda açıklasın” dedi. Siyasette yokum Şimdiye kadar CHP-AKP ve başka bir siyasi partiden siyasete girme konusunda teklif aldığını da belirten Yorgancılar, bu dönemde siyasette yer almayacağını açıkladı. Şubat ayına kadar EBSO Meclis Başkanlığı görevine devam edeceğini dile getiren Yoragancılar, “Bir çok siyasi partiyle görüşmem oldu. Ama siyasete girmeme kararı aldım. 2009 Şubatı’nda EBSO Başkanlığı seçimleri yapılacak. Zamanı geldiğinde aday olup olmayacağım konusunda açıklama yapacağım. Ama bu dönemde kesinlikle siyasette olmayacağım” dedi. Zamlar ve yüksek vergiler maliyeti artırıyor Son yapılan doğalgaz zammını da değerlendiren Ener Yorgancılar, şöyle konuştu: “Doğalgazı enerji maliyetlerini düşürmesi için istedik. Türkiye’de kullanılan enerji tamamen dışa bağımlı. Tüketim var, üretim yok. Doğalgaza ve elektriğe gelen zam sanayicinin girdi maliyetlerini artırıyor. Herhangi bir sektörde yavaşlama yan sanayileri de vuracak. Erteleme talepleri artarsa sıkıntı artar. Çalıştıramadığınız işçiyi ne yapacaksınız? Avrupa ekonomisinde daralmadan dolayı Türkiye Avrupa’ya ihracat yapamazsa o zaman da sıkıntı büyür. Bunun için de alternatif pazarlar arayacaksınız. Dünyanın her yerinde kriz var. Fakat bu krizden az etkilenen ülkeler var. Bunlarla işbirliğini artıracaksınız. Otomotiv sektöründen alınan 3 ÖTV var. 200 milyon YTL’lik bir arabanın normal satış fiyatı 80 milyon YTL. Hükümetin en büyük geliri ÖTV’den aldığı para. Otomotiv sektöründe ÖTV’nin aşağı çekilmesi istendi. Ama bunu kaldırdılarında gelri getirecek alternatif yok. Bu kaldrılırsa başka vergi çıkacak. Devletimiz bankalardaki mevduatlara sınırsız garanti vermeli. Ayrıca para transferinde garanti verilrise bir sıkıntı olmaz. Kriz döneminde özle sektör ve bankalar arasında dürüst bir ilişki olması gerekir. Her iki tarafta sorumluluk içinde davranması gerekiyor.” ebsohaber 15 kasım 2008 GÜNDEM Küresel kriz sanayiyi vuruyor Küresel krizin etkisiyle sanayi üretimi firmalarda gözlenen üretime ara verme ile Otomotiv, tekstil, kimya, metal 2002 şubat ayından bu yana en sert düişçi çıkarmalar etkili olacak. gibi ana sektörler başta olmak şüşünü yaptı. Otomotiv, tekstil, kimyasal Emek yoğun sektörlerin başında gelen üzere sanayi üretiminde küresel maddeler, ana metal başta olmak üzere, tekstil üretiminde de, düşen ihracatın imalat sanayinde yer alan 22 alt seketkisi kendini gösterdi. Daralan Avrupa krizin etkisiyle sert düşüş yaşandı. törün 17’sinde keskin üretim düşüşleri ekonomilerinden gelen sipariş iptalleri Büyüme de olumsuz etkilenecek. yaşandı. En sert düşüş ise imalat sananedeniyle tekstil sektöründe de üretim dayiinde oldu. Yüzde 6,4 düşen imalat ralması ve işten çıkarmalar yoğun olarak sanayii üretimi, son 32 ayın en hızlı düşüşünü kaydetti. Ekim yaşandı. Bu da Ekim’de sadece sanayi üretiminin düşmeyeceve Kasım’da daha da düşük gelmesi beklenen sanayi üretimi, ğinin aynı zamanda işsizlik oranını da artıran bir etki yaratacabüyümeyi de olumsuz etkileyecek. Üçüncü ve dördüncü çeyrek ğının göstergesi olacak. 3 yılın ardından ilk defa sanayiye ara büyüme rakamlarının uzun yıllar sonra ilk defa eksi gelmesi girdi maddesi sağlayan, ana metal sektöründe de üretim düşüşü bekleniyor. gözlenmesi dikkat çekti. Eylül’de ana metalde üretim yüzde 4,5 Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sanayi üretimi verileri geriledi. Türkiye demir-çelik üretiminin yüzde 40’ını sağlayan yüzde 5,5’lik gerileme ile beklentilerin çok altında geldi. Bu Aliağa’dan gelen son iki ayda üretimin yüzde 40 gerilediği habedurumda imalat sanayinde özellikle otomotiv, tekstil ana metal ri de gelecek aylar için umutları karartı. ve kimyasallardaki düşüş etkili oldu. Otomotiv üretiminde Ağustos’ta yaşanan yüzde 8,8’lik sert düşüş Eylül’de de devam Endeks üç yıl öncesinde etti. Hem Avrupa’daki üretimin düşmesi ve siparişlerin kesilEylül’de gelişmeler dolayısıyla bir çok sektörde üretim enmesi hem de özellikle bazı firmaların üretime Eylül sonunda deksleri 2006 yılı ocak ayındaki seviyesine geriledi. Bu sektörleara vermesi üretimi yüzde 1,7 geriletti. Ancak otomotivde asıl rin başında hazır giyim geliyor. Hazır giyim üretim endeksi 2006 üretim düşüşünün Ekim ayında olması bekleniyor. Bu duruma da ocak ayından bu yana en düşük seviyesinde. Tekstil ve deri özellikle bayramla başlayan ve Ekim’de tüm otomotiv üreticisi sektörü üretim endeksi de son üç yılın en kötü günlerini yaşıyor. ebsohaber 16 kasım 2008 GÜNDEM Ekim daha kötü olabilir Büyüme uzun yıllar Birçok sektörde üretim endeksleri Toplam sanayi üretiminde Eylül ayınsonra eksi çıkacak 2006 yılı Ocak ayındaki seviyeleda yaşanan gerilemenin öncü sinyalleri, Düşük gelen üretim verileri 2008 yılırine geriledi. İmalat sanayiindeki bir ay evvel açıklanan Eylül ayı elektrik nın büyüme oranlarına yönelik beklenti22 alt sektörden 17’sinde keskin tüketim rakamlarında kendini göstermişleri de aşağıya çekecek. Önümüzdeki ayti. Eylül’de elektrik tüketimi son yılların üretim düşüşleri görüldü. larda beklenen düşük üretim göstergeleri en düşük düzeyinde gerçekleşmiş ve tü10 Aralık’ta açıklanacak üçüncü çeyrek ketim geçen yılın aynı ayına göre sadece büyüme oranlarının eksi çıkacağına işaret yüzde 2.6 oranında artmıştı. Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin (TEİ- ediyor. Çünkü milli gelirin yüzde 30’unu oluşturan sanayi üretim AŞ) verilerine göre, elektrik tüketimi Ekim ayında ise geçen yılın endeksi, Temmuz-Ağustos ve Eylül dönemini kapsayan üçüncü aynı ayına göre yüzde 2 oranında azaldı. Elektrik üretimi 2001 çeyrekte yüzde 2 azaldı. Bu da üçüncü ve dördüncü çeyrek krizinden bu yana ilk kez bir önceki yılın aynı ayına göre düşüş büyüme rakamlarının eksi rakamlarda çıkacağını gösteriyor. Yıl gösterdi. Ekim’de elektrik tüketiminde yaşanan gerilemenin, bir sonu büyüme rakamı ise, yılın ilk yarısında elde edilen pozitif ay sonra açıklanacak Ekim ayı sanayi üretimi rakamlarının Eylül büyümenin etkisiyle eksi çıkmayacak ancak hükümetin hedefi ayından daha da kötü çıkma ihtimalini güçlendirdi. olan yüzde 4’e ulaşmanın mümkün olmadığı da görülüyor. Büyüme için bir kötü sinyal daha Ekonomik büyümenin öncü göstergesi sanayi üretiminin Eylül’de yüzde 5.5 ile son 6 yılın en hızlı düşüşünü göstermesinden sonra bir kötü haber de kapasite kullanımından geldi. Ekim ayı imalat sanayii kapasite kullanım oranı da küresel krize bağlı daralmanın sanayi sektörü üzerindeki tahribatının boyutunu gözler önüne serdi. Üçüncü çeyrekte Türkiye’nin ekonomik büyümesinin negatif çıkacağının sinyalleri daha da arttı. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre 6.4 puan azalarak yüzde 76.7 düzeyine indi. Alt sektörler düşüşte İmalat sanayiinin başlıca alt sektörlerinin neredeyse tamamında kapasite kullanımında düşüş yaşandı. En büyük gerileme 18.7 puanla büro ve bilgi işlem makinelerinde görüldü. Sektörün kapasite kullanımı yüzde 72.6’dan yüzde 53.9’a geriledi. Ekim’de en düşük kapasiteyle çalışan sektör büro, muhasebe ve bilgi işlem oldu. Kapasite kullanım oranı taşıt araçlarında 14.9 puan düşerek yüzde 75.3’e, ana metalde 11.3 puan düşerek yüzde 74’e, kağıtta 8.4 puan düşüşle yüzde 78’e geriledi. İç pazarda talep yetersizliği, işyerlerinin tam kapasite ile çalışmamasının en önemli nedenini oluşturdu. Tam kapasite ile çalışamama nedeni olarak iç pazarda talep yetersizliğini gösteren işyerlerinin geçen yıl yüzde 45.5 olan üretimdeki payı bu yıl yüzde 51.1’e ulaştı. Dış pazarda talep yetersizliği nedeniyle kapasite kullanımının düştüğünü bildiren işyerlerinin oranı da yüzde 20.6’dan yüzde 23.5’e çıktı. ebsohaber 17 kasım 2008 GÜNDEM Hükümetin kriz planı 2009 programından çıktı Hükümetin Ekim ayı sonlarına doğru Mali Kural seçimden sonra reel sektör ve bankacılık sektörüyle yaptıDevlet Planlama Teşkilatı tarafınTürkiye’de sık sık gündeme gelen ğı zirvenin ardından aldığı kararlar, 2009 dan hazırlanan 2009 yılı progratasarrufların artırılması için ilk aşamada Yılı Programı’na girdi. Resmi Gazete’nin mında, krize karşı reel sektörün kapsamlı bir rapor hazırlanacak, kamu30 Ekim 2008 tarihli sayısında yayımladesteklenmesi, finansal risk yönenun elindeki tüm varlıkların da envanteri nan ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafınçıkarılacak. Kamuda yeni mali disiplin timi ve özelleştirme yeralıyor.. dan hazırlanan 2009 yılı programında, unsuru olacak “mali kural” ise, yılın ilk krize karşı ekonomi yönetimindeki kooryarısında yürürlüğe girecek. Yılın ilk dinasyonun “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” vasıtasıyla güçlenyarısı ifadesi nedeniyle mali kuralın yerel seçim sonrasına bıradirilmesi öngörülüyor. Programa göre, reel sektöre destek verme- kılmasının güçlü bir seçenek olduğuna dikkat çekiliyor. Kamusi için Türk Eximbank kaynakları artırılacak, Körfez ülkelerinden nun en büyük gider kalemi olan sağlık harcamaları için, Sağlık sermaye çekmek için yeni mali araçlar geliştirilecek. Finansal Harcamaları İzleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulacak. Bu sistemde risk yönetiminin yerleştirilmesi için yeni düzenlemeler komisyona tüm kurumlar raporlarını düzenli olarak göndermekle yapılırken, bankacılık kesiminin istediği döviz kredisi kullandırıl- yükümlü olacak. Sürekli ertelenen yeni gelir vergisi kanunu da masının önü açılacak. Programa göre kamu harcamalarına yasal Haziran sonuna kadar çıkarılacak. sınırlar getirecek “mali kural” ise yılın ilk yarısında yürürlüğe Körfez ülkelerinde oluşan sermaye birikiminden yararlanmak girerken; otoyol, köprü, şans oyunları, Sümer Halı ve elektrik için mali enstrümanlar geliştirilecek. Ayrıca fiyatlarını döviz dağıtım özelleştirmeleri 2009 yılında bitecek. KİT’ler, gelecek yıl cinsinden açıklayabilen yatırım fonlarına imkan verilmesi ve petrol fiyatı ve dövizdeki dalgalanmaları fiyatlarına yansıtacak. finans kuruluşlarının yurtiçinde döviz cinsinden kredi verebilme sinin sağlanması için çalışma yapılacak. Finans kuruluşları halen Düzenlemeler EKK’ya sunulacak döviz kredisi değil dövize endeksli kredi verebiliyor. Tüm finans Geçtiğimiz hafta reel ve finans sektörü temsilcileri ile bir sisteminde risk yönetiminin gerçekleştirilmesi için düzenlemeler toplantı gerçekleştirilen hükümet, burada alınan kararları 2009 yapılacak. Varlıkların piyasa fiyatlarından hesaplanarak, deyılı programının eylem planına yerleştirildi. ğişmelerin düzenli biçimde kar-zarara yansıtılmasını öngören Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan program“mark to market” muhabese sistemi için gerekli görülen düzenda, gelecek yıl ekonomi alamında atılacak tüm adımlara yer lemeler yapılacak. Bireysel emeklilik sistemindeki sorunların veriliyor. Programa göre, makro ekonomik istikrarın kalıcı hale giderilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılacak. İstanbul’un getirilmesi için, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) güçlendiriuluslararası finans merkezi olması için bir strateji oluşturulacak. lecek. Özel sektör, kamu ve finans kesimi arasındaki yönetişimi 2009 yılı programı eylem planına göre, KOBİ’lere finansal de üstlenecek olan bu kurul, ekonomik sonuç doğuracak tüm destek olan Kredi Garanti Sistemi’nin geliştirilmesi için çalışılaönemli düzenlemeleri de değerlendirecek birim haline gelecek. cak. Bu kapsamda yeni teşvik sistemiyle ilgili düzenlemeler Mart Buna göre, yıl başından itibaren makro ekonomiyi etkileyen sonuna kadar yürürlüğe girecek. Eximbank kaynakları artırılacak. tüm düzenlemelerin etki analizleriyle birlikte EKK’ya sunulması Bankanın özellikle yatırım malları ihracatı için orta ve uzun vagerecek. ebsohaber 18 kasım 2008 GÜNDEM 2009 PROGRAMINDA NELER VAR? deli kredi programlarıyla, ihracat kredi sigortası ve garanti faaliyetlerinde yoğunlaşması öngörülüyor. Başta esnaf ve sanatkarlar olmak üzere KOBİ’lerin işbirliği ve birleşmeleri desteklenecek. Ayrıca sektörler için politika belgeleri oluşturulacak. AR-GE’ye dayalı tedarik sistemi için de kanun çıkarılacak. Gelecek yıl kamu kurumlarında da yeniden yapılanmalar gündeme gelecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yeniden yapılandırılması için kanun tasarısı hazırlanırken, Türkiye Taş Kömürü Kurumu ve MTA Genel Müdürlüğü de yeniden yapılandırılacak. Milli Prodüktivite Merkezi de yeniden yapılandırılarak, verimliliğin artırılması için çalışılacak. Özelleştirmelerde ana unsur enerji Gelecek yıl özelleştirme uygulamaları enerji ağırlıklı olarak sürecek. Programa göre, elektrik dağıtım özelleştirme ihaleleri 2009 yılı sonunda tamamlanmış olacak. Şeker fabrikalarının özelleştirmeleri 2 yıla yayılırken, Sümer Halı 1 yıl içinde özelleştirilecek. Otoyollar, köprüler ve şans oyunları lisansları da 2009 yılı içinde gelir getirecek özelleştirmeler olacak. Programa göre gelecek yıl KİT’ler özellikle enerjide petrol fiyatı ve döviz kurunda meydana gelen dalgalanmaları kullanıcıya yansıtacak. TEDAŞ’ın kayıp kaçak oranı yüzde 13’e çekilirken, KİT’lerin nitelikli personel alabilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılacak. Bankacılıkta reel kar geriledi 2009 yılı programında, ekonomiyle ilgili geniş değerlendirmelere de yerildi. Programın bankacılıkla ilgili bölümünde, bankaların sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin 2007 yılı sonuna göre yüzde 7.7 azalarak, 26.4 milyar dolardan 2008 yılı Haziran sonu itibariyle 24.4 milyar dolara gerilediği belirtildi. 2008 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre, Türk bankacılık sektöründeki net kar nominal olarak 8.3 milyar YTL’ye yükselirken, reel olarak da yüzde 6.6 oranında azaldı. Ekonominin tek patronu EKK: Makro ekonomik istikrarın kalıcı hale getirilmesi için, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) güçlendirilecek. Kurul; özel sektör, kamu ve finans kesimi arasındaki yönetişimi de üstlenecek. Sağlık harcamasına sıkı takip: Kamunun en büyük gider kalemi olan sağlık harcamaları için, Sağlık Harcamaları İzleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulacak. Bu komisyona tüm kurumlar raporlarını düzenli olarak göndermekle yükümlü olacak. Döviz kredisinin önü açılacak: Fiyatlarını döviz cinsinden açıklayabilen yatırım fonlarına imkan verilmesi ve finans kuruluşlarının yurtiçinde döviz cinsinden kredi verebilmesinin sağlanması için çalışma yapılacak. Mark to market için düzenleme: Varlıkların piyasa fiyatlarından hesaplanarak, değişmelerin düzenli biçimde kar-zarara yansıtılmasını öngören “mark to market” muhabese sistemi için gerekli görülen düzenlemeler yapılacak. KOBİ’lere finansman desteği artacak: KOBİ’lere finansal destek olan Kredi Garanti Sistemi’nin geliştirilmesi için çalışılacak. Bu kapsamda yeni teşvik sistemiyle ilgili düzenlemeler mart sonuna kadar yürürlüğe girecek. Eximbank kaynakları genişletilecek: Eximbank kaynakları artırılacak. Bankanın özellikle yatırım malları ihracatı için orta ve uzun vadeli kredi programlarıyla, ihracat kredi sigortası ve garanti faaliyetlerinde yoğunlaşması öngörülüyor. Kamu kurumları yeniden yapılanacak: Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yeniden yapılandırılması için kanun tasarısı hazırlanırken, Türkiye Taş Kömürü Kurumu ve MTA Genel Müdürlüğü de yeniden yapılandırılacak. Dövizdeki oynama fiyata yansıyacak: Programa göre gelecek yıl KİT’ler özellikle enerjide petrol fiyatı ve döviz kurunda meydana gelen dalgalanmaları kullanıcıya yansıtacak. TEDAŞ’ın kayıp kaçak oranı yüzde 13’e çekilecek. Ar-Ge’ye dayalı tedarik için kanun: Başta esnaf ve sanatkarlar olmak üzere KOBİ’lerin işbirliği ve birleşmeleri desteklenecek. Ayrıca sektörler için politika belgeleri oluşturulacak. Ar-Ge’ye dayalı tedarik sistemi için kanun çıkarılacak. ebsohaber 19 kasım 2008 MECLİS Uğurtaş’tan terör ve ekonomi uyarısı nin sürekliliğinin büyük önem arz ettiğini, Ege Bölgesi Sanayi Odası Ekim Ayı özellikle belirsizliğin hakim olduğu ve Meclis Toplantısı’na başkanlık eden EBSO Ekim Ayı Meclis bir güven bunalımına dönüşen krizin Meclis Başkan Yardımcısı Hilmi Uğurtaş, Toplantısı’na başkanlık eden Hilmi aşılabilmesi için Hükümet tarafından açılış konuşmasının başında bölücü terör Uğurtaş, birlik ve beraberliğin bogerek halka gerekse reel kesime güven örgütünün hain tuzakları, önce Aktütün zulmamasını istedi, küresel krizin verici mesajların verilmesinin son derece Karakolu’nun basılması, sonra servis mietkilerine de dikkat çekti. önemli olduğunu, söylemlerin daha sonibüsüne pusu kurulması ve son olarak mut adımlar ve tedbirlerle desteklendiği yapılan operasyonlarda şehit vermeye sürece değerleneceğini, gerek özel sektörün, gerekse hükümetin devam edilmesinin, bayram sevinci ile girilen Ekim ayına damgasını vurduğunu belirtirken, bir kez daha terörü lanetleyerek, alacağı yerinde kararlarla yaşanılan krizin aşılacağına olan inanşehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabırlar diledi. cının tam olduğunu ifade etti. Uğurtaş, bir söylentiyle başlayan ve çocukları da kışkırtarak Uğurtaş, Tire Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet ve yerel halk ile polisimizi karşı karşıya getiren olayların cereyan Yönetim Kurulu’na EBSO Meclis Toplantısı’nın Tire OSB’de yaetmesinin, Başbakanın genel seçimler öncesi vaatlerini yerine pılması konusundaki nazik davetlerinden dolayı da teşekkür etti. getirmediğini iddia ederek, hem siyasi hem de ekonomik olarak sıkıntı yaşadığımız bir dönemde esnafın kepenklerini kapaması ve bu olayın yerel seçimler uğruna kimi kesimlerce desteklenmesinin son derece üzücü ve endişe verici olduğunu, ülkemizde en son ihtiyacımız olan şeyin etnik köken veya herhangi başka bir nedenden ötürü vatandaşlarımız arasında ayrımcılığın yaşanması olduğunu, ülke olarak her zamankinden fazla sağduyu ve sakinliğe ihtiyacımız olan zaman diliminden geçtiğimizi, Cumhuriyetimizin 85. yılını kutlayacağımız şu günlerde tüm etnik kökendeki ve her türlü düşünce, inanca sahip vatandaşlarımızın kenetlenerek, birlik ve beraberliğimizi bozmasına izin verilmemesi gerektiğini, bu duygular ile herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığını söyledi. Küresel krizin etkileri hissediliyor Yaşanan küresel krizin, bu ay, başta küçük esnaf ve KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm kesimlerde etkisini geçen aydan daha fazla hissettirdiğini, ne yazık ki her geçen gün yaşanan olumsuzlukların artacağını, ABD’den Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya yayılan krizin Türkiye’yi etkilememesinin mümkün olmadığını, ülkemiz için birincil sırada risk barındıran cari açığın ne yazık ki artmaya devam ettiğini, kapanan firma sayısının arttığını, hiç arzu edilmemesine rağmen işçi çıkarımlarının yaşandığını, işsizlik oranının artmaya devam ettiğini, tüketici kredilerinin arttığını, tüketicilerimizin aldıkları kredileri ise harcama yapmak yerine borçlarını kapattıklarını dolayı ile piyasanın kitlenmiş durumda olduğunu, dövizdeki hızlı yükseliş dövize endeksli borcu olan şirketlerimizi tehdit ederek, maliyetleri ciddi ölçüde arttırdığını, son bir yıldır ısrarla ekonomiyi gündemine almayan hükümetin tüm ekonomik kurmayları ile birlikte özel kesimle ortak toplantılar yapmış olmasını çok gecikmiş olsa da doğru bir adım olarak nitelendirdiğini, bu tür görüş alışverişleri- ebsohaber 20 kasım 2008 MECLİS Krize önlemde geç kalmayalım Ege Bölgesi Sanayi Odası Geçmiş olunması, yurt dışından gelecek her türlü EBSO önceki dönem Meclis BaşDönem Meclis Başkanı Kemal Çolakoğkredi, kaynak, vadeli ithalatta Kaynak lu, 25 yıl meslek komitesi üyeliği, 15 yıl Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ve kanı Kemal Çolakoğlu, terör ve meclis üyeliği ve 8 yıl Meclis Başkanlığı her türlü verginin kaldırılması, banka ekonomi olaylarını geniş bir persgörevlerini üstlendiği dönemde Ege mevduatları ile bankalar arası borçlanmapektifle değerlendirirken önlem Bölgesi Sanayi Odası’nın sanayicilere ya mutlaka devlet güvencesi getirilmesi almada geç kalınmamasını istedi. verdiği en somut hizmetinin organize gerektiğini belirtti. Çolakoğlu, dünya sanayi bölgeleri olduğunu her zaman gözünde IMF ile bir anlaşma yapılmasının dile getirdiğini, bu nedenle kuruluşundan bugüne kadar çok yaavantaj olduğunu, ancak bunun IMF’in koşullarıyla değil, bizim kından takip ettiği Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunduğu koşullarımızla yapılması gerektiğini, çünkü IMF’nin güvenilirliğive bu bölgenin oluşumunda katkı sağlayabildiği için fevkalade ni yitirmiş bir kurum olduğunu ifade etti. gurur duyduğunu ifade etti. 2001 yılındaki Cumhuriyet Tarihi’nin en derin ekonomik Çolakoğlu, bugün dünyanın içinde bulunduğu global ekokrizini yaşamış sanayiciler olarak, içinde bulunulan koşullarda nomik krizin herkesin keyfini kaçırdığını, bunun üstüne bir de öncelikle agresif büyüme hedeflerinin şimdilik dondurulması, ülkemizde yaşanan kısır siyasi çekişmeler ile terör konusunun stokların buna göre düzenlenmesi, artık ayakların yorganlara iyice olumsuz bir hava estirdiğini dile getirdi. Ülkemizi bölmegöre uzatılması gerektiğini dile getiren Çolakoğlu, sanayicilerin ye çalışanlara karşı her gün verilen şehitlerin içimizde çok acı Türkiye’yi ayakta tutan en önemli unsur olduklarını, en ümitsiz ve derin yaralar bıraktığını, ancak ülkemizin şehit kanlarıyla durumlarda bile işletmelerini çalıştırarak, bu ülkeyi ayakta tutsulandığı için, asla bölücülere tolerans gösterilmeyeceği ve taviz mayı becerdiklerini, dolayısıyla yine işletmelerini ayakta tutmayı verilmeyeceğinin çok iyi bilinmesi gerektiğini vurguladı. başaracaklarını söyledi. Türk kamuoyunun güvendiği kurumların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bulunduğunu, ülkemizin fevkalade stratejik bir konumda yer aldığını, komşularımızın ise Ermenistan, Irak, İran, Suriye, Yunanistan gibi stratejik ülkeler olması nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin silahlı kuvvetleriyle asla mukayese edilemeyeceğini söyleyen Çolakoğlu, doğruluk, açık sözlülük, dürüstlük adına Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zaman zaman tenkit etmenin, bu konuda yıpratıcı olmanın terörle mücadeleye asla yardımcı olmayacağını ifadeyle buna yeltenenlerin mutlaka akıllarını başlarına toplaması gerektiğini söyledi. Kendimizi dünyadan soyutlayamayız Türkiye’nin 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana, ekonomide dünyanın bir parçası olmak, liberal ekonomiyle, dünya ekonomisinde söz sahibi olmak iddiasında olduğunu, dolayısıyla global ekonomide, global bir kriz varsa, Türkiye’nin kendisini bundan soyutlamasının da mümkün olmadığını belirten Çolakoğlu, son gelinen ekonomik durumda enflasyonda, ihracatta, bütçe disiplininde başarı sağlandığını ama düşük kura bir çözüm getirilemediği için Türkiye’nin neredeyse 50 milyar dolarlık cari açığı oluştuğunu belirtti. Oluşan bu cari açığın bizi kırılgan bir ekonomi haline getirdiğini, kırılgan ekonominin yatırım yapılmasını önlediğini ve işsizliği arttırdığını dile getiren Çolakoğlu, her ne kadar 2001 yılında Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşamış olmamız nedeniyle gerekli tedbirleri alsak da global kriz karşısında da gerekli tedbirleri almak için geç kalınmaması gerektiğini söyledi. Çolakoğlu, yurt dışındaki kaynakların Türkiye’ye getirilmesinin çok önemli olduğunu, onun için mutlaka teşvik edici ebsohaber 21 kasım 2008 MECLİS Krizi fırsata çevirelim Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim ve Sanayi Odası, Akdeniz Odalar Birliği, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, sözleBalkan Odalar Birliği, Karadeniz İşbirrinin başında Meclis Toplantısı’nı Tire liği ve Afrika Ülkeleri Odalar Birliği ile Tamer Taşkın, dünyayı saran Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleşberaberliklerin, Hisarcıklıoğlu’nun Avrupa finansal krizden Türkiye’nin karlı tirmekten duyduğu memnuniyeti dile Odalar Birliği gibi kilit bir organizasyonun çıkması için önlemlerin zamanında getirirken, TOSBİ Müteşebbis Heyet başında bulunması ile ülkemize müthiş bir devreye sokulmasını önerdi. Başkanı Remzi Peköz ve Yönetim Kuilişki kurma görevini yüklediğini belirtti. rulu Başkanı Kamil Porsuk başta olmak üzere tüm Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu üyelerine, bölge Ekonomide tehlike sinyalleri çalışanlarına teşekkür etti. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, yaşanan global kriz Taşkın, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine geldiği dönedeniyle artık Amerikan Borsası’na bakarak uyuyup, sabah nemde, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin üzerinde yaklaşık 6 Japon Borsası ile uyandıklarını, dünyada olduğu gibi artık ülkemilyon dolarlık bir borç yükünün bulunduğunu, bu borcun nasıl mizde de düşük faiz, yüksek likidite döneminin kapatılacağı hususundaki endişelerin, dört yıl gibi kısa bir süre sonuna gelindiğini, bunun neticesinde içerisinde TOSBİ Yönetiminin başarılı çalışmaları sayesinde 1 yatırım alanlarının etkilendiğini, özel milyon 300 bin dolara düşmesiyle sona erdiğini, İzmir’e yakın, yatırım ve hedge fonlarında çıkışların altyapısı hazır, enerjisi, doğalgazı, limana ulaşımıyla yatırımcıla- görüldüğünü, yine şahısların dövizin rın geldikleri zaman karşılarında ciddi ve uluslararası firmaların artması, yükselmesi ile gerçekleşyatırım yaptığı Tire OSB’de görev alan tüm sanayi dostlarına ve tirdikleri alım-satım işlemlerinde çalışanlara teşekkür etti. de, dövizin daha da yükseleceği Tamer Taşkın, uzun bir süredir ülkemizi üzen terör olaylarını psikolojisi ile durmanın yaşandığını, bir kez daha kınadığını, bu konunun en kısa zamanda ülkemiz bunun dövizin biraz daha yükseliçin en hayırlı bir şekilde bitmesini ümit ettiğini söyleyerek şehit- mesinin nedenlerinden bir tanesi lerimize Allah’tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi. Ayrıca, olabileceğini, önümüzherkesin Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden kutladığını belirtti. deki günlerTaşkın, Odamız’ın katkılarıyla daha önce İzmir Fuarı’nda de, dışarıdüzenlenen, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hizmet sunabilecek dan kredi KOBİ’lerin yer aldığı fuar organizasyonunun bir benzerinin, Debulmanın niz Kuvvetleri Komutanlığı Gölcük Envanter Kontrol Merkezi’yle eskisi kaberaber 2009 yılının Ekim-Kasım aylarında düzenlenebilmesi dar kolay için çalışmalara başladıklarını, bu fuarda sanayicilerin ürünolmalerinin değil Hava, Deniz ve Kara Kuvvetleri’nin örneklerle, yacağı sanayicilerden almak istedikleri hizmetlerin sergileneceğini, Ege gibi Bölgesi olarak bugüne kadar, ülkemizin en büyük alımlarından mabiri olan savunma sanayine gereken önemin verilmediğini, Oda liolarak üyelerimizin savunma sanayinden daha çok pay almalarını sağlayabilmek adına gerekli girişimlerde bulunduklarını, önümüzdeki günlerde Savunma Bakanı’nı İzmir’de ağırlayarak, kendilerine hizmet verebilecek başta BMC fabrikamız olmak üzere, bazı fabrikaları ziyaret edeceklerini belirtti. Uzun bir süre neticelenmesi beklenen İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi ile ilgili Danıştay’dan çıkan onayın herkesi mutlu ettiğini, zira Liman’da yer olmadığı için bekletilen her geminin ülkemize ve sanayimize büyük zarar verdiğini, ancak limanın özelleştirilmesinin onayı ile sorunların bitmeyeceğini, yapılacak yatırımlar için de ne yazık ki belirli bir süre gerektiğini söyledi. Taşkın, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun dört yıldan bu yana devam ettirdiği milyonlarca üyesi olan Eurochambers Yönetim Kurulu Üyeliği görevine yeniden seçildiğini, ECO Ticaret ebsohaber 22 kasım 2008 MECLİS yetlerin de yükseleceğini, özellikle en büyük dış ticaret partnerimiz olan Almanya’daki küçülme beklentisinin Türkiye’yi uzun dönemde etkisi altına alabileceğini, ancak tüm zorluklara karşın Avrupa pazarındaki şansımızın devam ettiğinin altını çizdi. Geçmişe dönüp baktığımızda, ülke olarak 1994, 1999 ve özellikle de 2001 krizlerinden bir çok ders çıkarttığımızı, tecrübe edindiğimizi, ancak bu krizlerin ülke ekonomisi ve siyasi çekişmelerden kaynaklandığını, yaşanmakta olan krizin ise her zamankinden farklı olarak global bir kriz olduğunu belirtti. Mali sektörde gözetim ve denetimin sıkı tutulması, 2001 krizinden sonra bankacılık sisteminin sağlam olması nedeniyle, yaşanan global krizin Türkiye’de bu kadar az hissetmemize neden olan hususlardan bir tanesi olduğunu, ancak ne olursa olsun bugünden sonra dünyanın neresinde olunursa olunsun büyüme ve likiditenin azalacağı ve yatırımların erteleneceğinin bir gerçek olduğunu söyledi. Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan ve giderek büyüyen işsizliğe bir de bugünün şartlarında KOBİ’lerin işçi çıkarttıkları düşünüldüğünde işsizlik oranlarımızın önümüzdeki aylarda ne yazık ki daha da artmış olacağını, 2007 yılı Temmuz ayında 8,8 olan işsizlik oranının, 2008 Temmuz ayında 9,4’e yükselerek, 2 milyon 353 bin kişiye ulaştığını, Türkiye’de her sene 1,5 milyon insanın işgücüne katıldığını düşünüldüğünde, işsizliğin gerçekten önümüzdeki dönemlerde de Türkiye’nin en büyük sosyal konularından biri olacağını ve bu sosyal sorunun çözümü için çare üretilmesi gerektiğini, bu nedenle krizin gerek reel sektörü, gerekse finansal sektörü vurmaması için alınacak tedbirin zamanlamasının büyük önem taşıdığını, karar almadaki gecikmelerin telafisinin mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Basında da yer aldığı gibi Yönetim Kurulu olarak, 14 Ekim 2008 tarihinde, İzmir’deki 50’ye yakın üst düzey banka yöneticisiyle toplantı yaptıklarını, toplantı öncesinde üyelerimizin yaşadıkları sıkıntıları sorarak, bankacı- lara aktardıklarını, çözüm yollarını bulmaya çalıştıklarını, bankacılardan kaynaklanan problemler olduğu gibi, sanayicilerimizin belli sıkıntılarından kaynaklanan problemler olduğunu, bunların nasıl çözümlenebilineceğini hep beraber tartıştıklarını, yüksek faiz uygulanmamasını, ödenen kredilerin devam etmesini yeni taleplerin kabul edilmesini, kredi taleplerinin ertelenmemesini, factoring yapan bankaların işlemleri durdurmamasını ilettiklerini, ancak o günden bugüne köprünün altından yine çok suların aktığını söyleyen Taşkın, elbette bankaların maliyetlerin artması nedeniyle belli rakamları uygulamaya, kapanan kredilerin yerine kredi açmamaya başladıklarını, neticede bankaların, sanayici, üretici, tüccar ilişkileri içerisinde çarklarını döndürdüğünü, bankaların kredilerini azaltmaya başlaması halinde bunun dönüp, dolaşıp kendilerini vuracağını, müşterisini tanıyan şubelerin merkezleriyle diyalog içerisine girerek, firmalarına sahip çıkmaları gerektiğini söyledi. Taşkın, başta tekstil, otomotiv, demir-çelik, inşaat sektörlerindeki daralmanın, diğer sektörleri otomatikman etkilediğini, enerji fiyatları ve üzerindeki yükler, finansın bulunabilirliği, ucuz ithal mallar ve kayıt dışı ekonomini, haksız rekabet gibi konuların sanayicilerimizin belirttiği en önemli sorunlar olduğunu belirtti. Basında, otomotiv sektörüne destek için ÖTV’nin azalacağı konusunda haberlerin çıktığını, bu haberlerin zaten krizde olan sektörü daha da kötü duruma düşürdüğünü, sektörü iyileştirme adına ÖTV’nin indirilmesi gerekiyorsa, indirim yapıldıktan sonra kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini vurgulayarak, krizin otomotiv sektörünü sadece Türkiye’de değil, Alman otomotiv devleri Mercedes, BMW gibi firmaları da vurduğunu, Alman otomotiv sektörünün üretimini hemen hemen %30-35 oranında azalttığını söyledi. Global rekabette başarı reçetesi Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibari ile sahip olduğu avantajları kullanarak krizleri fırsatlara dönüştürebileceğini, bugün ebsohaber 23 kasım 2008 MECLİS maliyetleri artan ve daralan Avrupa piyasaları karşısında ülkemizin tercih edilebilir bir konuma oturabileceğini, değer kaybının avantaja çevrilebileceğini, kriz sürecinin iyi yönetilmesi ile rekabet içinde olduğumuz ülkelere göre öne geçme şansının yakalanabileceğini, değişen dünya koşullarını uyan firmaların krizden çok daha güçlü çıkabileceğini, Avrupalı bir çok firmanın maliyetlerle dünya ile rekabet edememesi yüzünden batma noktasına, ya da iş yerlerini taşıma noktasına geldiğini, bunun Türk sanayisi için bir imkan olabileceğini, bir çok sanayicinin kapanan fabrikaları alabileceğini, bu fabrikaların pazarlarına iş yapabileceklerini, Türkiye’nin istikrarlı olarak tanıtımıyla bu fabrikaların ülkemize taşınabileceğini ifade etti. Önce Maliye Bakanı Unakıtan’ın davetiyle 30’a yakın işadamının buluştuğu Vergi Konseyi, ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na kamu ve özel sektör temsilcilerinin davet edilmesini çok yerinde bir karar olarak değerlendirdiğini, her iki toplantı sonrasında karşılıklı görüş alışverişinin reel sektöre yansımasının olumlu olacağını düşündüğünü, zira üreten kesimin her türlü sorununun, isteğinin hükümet tarafından, bilindiğini, ancak önemli olan noktanın bunlara ilişkin kararların nasıl ve ne zaman alınacağı olduğunu söyledi. Söz konusu toplantılarda hükümet yetkililerine EBSO olarak; hükümetin bankacılığın arkasında olması, mevduata sınırlı süre de olsa yurtdışı haksız rekabeti önlemek için güvence verilmesi, yatırımların devam etmesinin sağlanması, yatırım indiriminin tekrar çıkarılması, önümüzdeki günlerde olası şirket birleşmelerinin olabileceği göz önüne alınarak, şirket birleşmelerinin kolaylaştırılması, özendirilmesi ve her türlü vergilerden uzaklaştırılması, KKDF’nin kaldırılması, ülkemiz için büyük öneme sahip AB sürecinin iyi takip edilmesi, Körfez ülkelerinden standby ile borç alınabilmesi, rekabet avantajına sahip sektörlerin geliştirilmesi, sektörlere göre farklı selektif tedbirlerin alınması, Güneydoğu Anadolu Projeleri gibi sosyo ekonomik düzenin geliştirilmesi, önümüzdeki günlerde açıklanacak olan 2009 yılı programının dizaynının önemi, yeni teşvik sisteminin yılbaşına kadar yetiştirilmesi, dış ticaret açığının azaltılması, bankalarımızda sorun olamamasına karşın, kredi daralmasının yaşanabileceğini, mevduatta panik olmamasına karşın stopaj oranlarının düşürülmesi, gelire endeksli senetlerin çıkarılması, leasing’deki KDV’nin tekrar gözden geçirilip yüzde 1’e düşürülmesi, kredi maliyetlerinin artmaması için, dövizli işlemlerin off-shore’da değil, Türkiye’den verilmesi, ihracatçı dışında da sanayicinin döviz kredisi alabilmesi, Eximbank’ın sermayesi ve ihracatçıya kredi verme gücünün arttırılması, bugüne kadar vergisini, SSK’sını hayatı boyunca aksatmadan ödeyenlerin, ödemeyenlere karşı cezalandırıldığını, böyle bir dönemde onlara bir zaman diliminin tanınabilmesi, KOSGEB imkanlarının KOBİ’ler için kesinlikle arttırılması, yeni pazarlar için fuar destekleri ve navlun desteklerinin acilen konulması, Kredi Garanti Fonu teminatlarının arttırılması, diyalog mekanizmalarının etkinleştirilmesi, kıdem tazminatının organize edilmesi, enerji fiyatları, geçici vergi uygulamasının kaldırılması, factoring ve tahsilatlarda yaşadıkları en büyük sıkıntının Çek Kanunu’nun 711. maddesinin düzetilmesi gibi hususları ana başlıkları ile dile getirerek, gerekli düzenleme- lerin yapılmasını istediklerini ifade etti.Taşkın, sanayiciler olarak girişimci ruhlarını, umutlarını kaybetmeden, çalışarak bu krizi de diğer krizler gibi atlatmaları gerektiğini söyledi. Taşkın, sekiz senedir Ulucak Belediyesi ile Kemalpaşa OSB arasında yaşanan sorunun, gerek iktidarın gerekse muhalefetin desteği ile Kanunda yapılan gerekli düzenleme ile giderildiğini, Bağyurdu’nda kurulan Otomotiv İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluş yetki belgesinin Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından takdim edileceğinin bilgisini vererek, gerek Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, gerekse TOBB Yönetim Kurulu üyesi olarak, Odamız’a iletilen her sorunun ve isteğin ilgili mercilere iletilerek, takibinin yapıldığını belirtti. Taşkın üyeleri cevaplandırdı Meclis toplantısında söz alan tüm arkadaşlarına teşekkür ettiğini ve önerilerini not aldığını söyleyen Taşkın, eğitimin önemine kesinlikle katıldığını, Oda olarak bu konuda gereklerini yerine getirmeye çalıştıklarını, 2004-2005 yıllarında Odamız’ın vermiş olduğu hizmetlerden 2500 kişi yararlanırken bu sayının 2008 yılında 13 bin 500 kişiye ulaştığını belirtti. Akkan’ın, 2002 yılında TOBB’un Eximbank’a vermiş olduğu desteğin, aynı zamanda Halk Bankası ve KOSGEB’e de verilerek, o dönem içersinde KOBİ’lere kullandırıldığını, dolayısı ile bugün tavsiye ettiği konuların geçmişte zaten TOBB tarafından yerine getirildiğini, bugün TOBB’un yine aynı görev ve sorumluluk bilinciyle konuyu gündemine alabileceğini söyledi. Taşkın, kendi işletmelerinde nasıl iş yaptıkları müşterilerini ödeme yapıp, yapamayacaklarına göre sınıflandırıp, mallarını satıyorlarsa, bankaların da aynı şekilde iş yaptıklarını, Yönetim Kurulu olarak bankaların şube müdürleri ile yapmış oldukları toplantının bir örnek teşkil etmesi, öneri ve dileklerinin genel müdürlüklere iletilmesi, bilgi-lendirilmesi açısından önemli olduğunu, şu anda esas görevin hükümetle banka genel müdürleri arasında zaten devam ettiğini belirtti. Yatırım indiriminin Türkiye’de sanayicinin en adapte olduğu, devlete de hiçbir zararı olmayan en akılcı sistem olduğunu, ancak ne yazık ki bir gecede kaldırıldığını ifade ile konuyu ilgili yerlere aktardıklarını, aktarmaya devam edeceklerini dile getirdi. Taşkın, kriz nedeniyle basında halkın alış veriş yapmaması, kredi kartı kullanmaması gibi uyarıların yapıldığını halkın tedirgin eden bir psikoloji içerisine sokulduğunu, ancak bu durumun kısa zaman içerisinde geçeceğini söyledi. Amerika’da en büyük banknotun 1000 dolar olmasına karşın hiçbir vatandaşın doğup büyüdüğü Amerika’da 1000 Doları görmediğini, çünkü onun bankalar arası bir para olduğunu belirtti. Odamız’ın İDESBAŞ ve TOSBİ’de irtibat bürosu kurulmasına ilişkin konu görüşülürken, Akkan ile daha önce 26 Şubat 2006 tarih, 15 sayılı Meclis toplantısında irtibat büroları ile ilgili alınan karar üzerine anlaşmazlığa düştüklerini, o tarihte Yönetim Kurulu olarak Odamız’ın ESBAŞ’ta irtibat bürosu açması ile ilgili talebinin, Akkan’ın irtibat bürolarının diğer organize sanayi bölgelerinde de olması yönünde itirazının olduğunu, nasıl olduysa Akkan ile fikir ayrılığına düştüklerini, zira kendisinin böyle bir şeye itiraz edecek bir düşünceye sahip olmadığını, dolayısı ile yaşanan yanlış anlaşılmayı düzeltmek istediğini sözlerine ekledi. ebsohaber 24 kasım 2008 MECLİS Küçük Menderes’in yıldızı Tire OSB Tire Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu ortağı oldukları megep projesi kapsamında sanayi Başkanı Kamil Porsuk, Tire OSB’nin yıllardır tesislerinin ihtiyacı olan, nitelikli elemanların yeEBSO Meclisi’nin sürekli gündeminde yer aldıtiştirilmesi için sürekli eğitim verildiğini ve gerek ğını ve Meclis üyelerinin belki de Tire OSB’yi duyulan nitelikli elemanın bulunduğunu belirtti. hiç görmeden kararlar verdiğini düşünerek bir Porsuk, bölgedeki yolların otoyol standartlameclis toplantısının Tire OSB’de yapılmasını rında konteynır taşımacılığına uygun olarak yapılarzu ettiklerini söylerken, bölgenin bugünlere dığını, 34.5 kw’lık elektrik enerjisinin modern şalt gelmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini sistemli ana dağıtım merkezinden yer altı kablosundu. ları ile enerji dalgalarından etkilenmeden temiz Porsuk, öncelikle organize hakkında bilgi enerji olarak dağıtımının yapıldığını, doğalgaz verdikten sonra, TOSBİ’nin hedeflerinin gerdağıtım sisteminin tamamlandığını, Türk Telekom çekleştiği düşünüldüğünde 2004-2010 yılları A.Ş. ile yapılan protokol gereği telekomünikasyon arasındaki Tire’nin anlatıldığı projeksiyonu alt yapı çalışmalarına başlanıldığını, atık su arıtsunacaklarını söyledi. Tire Organize sanayi ma tesisinin ve tüm TOSBİ’yi kapsayan yağmur Bölgesi’nin Alsancak Limanı’na 75 km, havaasuyu drenaj sisteminin sorunsuzca çalıştığını, 4 lanına 50 km, Serbest Bölgeye 55 km mesafede adet sondaj kuyusunun bulunduğunu, atık su arıtbunduğunu, bölgenin içinde bir demiryolu ağı ma tesisinden çıkan deşarj suyunun sulama suyu Tire Organize Sanayi ve helikopter pistinin yer aldığını, 1993 yılında olarak kullanılmasına olanak sağlayacak dağıtım Bölgesi Yönetim kurulan Tire OSB’nin ortakları arasında yüzde sisteminin projelendirildiğini, şu an toplantının Kurulu Başkanı 70 pay ile EBSO’nun, yüzde 15’er payla da İzmir gerçekleştirildiği konferans salonunun 2008 İl Özel İdaresi ile Tire Belediyesi’nin bulunduğu- Kamil Porsuk Nisan ayında hizmete girdiğini, atık su labratunu belirtti. 4 milyon 630 bin 93 m2 alana sahip varının akreditasyon çalışmalarını sürdürdüğünü, TOSBİ’nin, 2 milyon 780 bin 459 m2’sinin sanayi parseli, kalan sonuçlanmasının akabinde akredite laboratuarı olarak hizmet bölümün teknik ve yeşil alan olarak ayrıldığını, şu anda bölgede vereceğini, çevre koruma bandında 18 bin adet yetişmiş ağaç 36 firmanın 697 bin m2’de faaliyet gösterdiğini, 9 firmanın 247 bulunduğunu söyledi. bin 405 m2’lik alanda inşaat aşamasında olduğunu, 10 firmaTasarım aşamasında olan projeler arasında, enerji santrali, nın ise 196 bin 945 m2’lik alanda proje aşamasında olduğunu devlet demir yolları yükleme platformları, gümrük, ticaret mersöyledi. Porsuk, bugüne kadar tamamlanan projeler arasında kezi, idari ve sosyal tesisler, benzin istasyonu, sağlık merkezi, yol-asfalt kaplamaları, demir yolu taşımacılığı, helikopter pisti, itfaiye, çıraklık eğitim merkezi, endüstri meslek lisesi bulunduelektrik, doğalgaz, telekomünikasyon, kanalizasyon, yağmur ğunu, sırası geldikçe ve imkanlar yeterli olduğu ölçüde projeleri suyu drenaj sistemi, kullanma suyu, sulama suyu, atık su arıtma hayata geçirmeye çalışacaklarını dile getiren Porsuk, 2004-2010 tesisi, laboratuar, konferans salonu, devriyeli güvenlik sisteminin Tire sunumunun izlenmesinin ardından, bugüne kadar emeği yer aldığını ayrıca, Avrupa Birliği fonlarından desteklenen ve geçen tüm yönetimlere teşekkür etti. ebsohaber 25 kasım 2008 MECLİS Sanayicinin gündemi ABD’de mortgage kredisi krizi ile başlayıp dünyayı saran global finansal krizin etkilerine karşı Türkiye’nin alması gereken önlemler Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantısının gündemini oluşturdu. Dünyanın yaşadığı kriz ortamında üretim, yatırım ve istihdamın öneminin bir kez daha anlaşıldığını ifade eden sanayiciler, hükümetin reel sektörü destekleyecek önlemleri zaman kaybetmeden uygulamaya koymasını, bankaların kredileri hemen geri çağırmak yerine sanayicilerle ortak hareket etmesini, çalışma barışının korunmasını, Türkiye’yi derinden yaralayan terör olaylarının da bitirilmesini istedi. global ekonomik kriz İbrahim Gökçüoğlu Sanayici banka diyaloğu lafta kalmasın EBSO Meclis Üyesi İbrahim Gökçüoğlu, 3,5 yıl önce, Meclis üyeliği görevine başladığında işyerine yakın olan Menderes, Torbalı, Yazıbaşı, Gaziemir, Karabağlar, Kısıkköy bölgesindeki Odamız üyelerine ulaşarak sanayi odasında, sanayicilerin bir temsilcisi olarak, her türlü sorunlarını iletebileceklerini ve her konuda kendilerine elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini ve bugüne kadar da kendisine ulaşan her türlü sorunu çözmeye çalıştığını belirtti. Her ne kadar Yönetim Kurulu’nun bankacılarla toplantı yapmasına, yaşanan sorunların giderilmesi konusunda girişimde bulunmalarına karşın ne yazık ki sanayicilerin bankalarla yaşadıkları sıkıntının arttığını, son 10 gündür bankalarla sıkıntı yaşayan sanayicilerin adeta akınına uğradığını, bugüne kadar kredisini hiçbir problem olmadan kullanan sanayicilerin kriz ile birlikte, genel müdürlüğün emri ile kredi kullanamadığını belirtti. Bir sanayici arkadaşının sadece sigortaya olan taksitlendirilmiş borcu, dört ay önce kredi kartı taksidini zamanında ödememesi nedeniyle kredi alamadığını anlatan Gökçüoğlu, sanayicilerin işletmelerini ne yazık ki böyle bir ticari ahlak içerisinde devam ettirmek zorunda kaldığını, sanayiciler olarak bankalar ile yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi, bankaların keyfi hareket etmemesi için gerek bankaların genel müdürlüklerine gerekse Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunulması, sanayicilerin bankalar ile ilgili bilinçlendirilmesi gerektiğini, sanayicilerin en son aşamada bankalara gitmesinin sağlanması gerektiğini söyledi. Gökçüoğlu, sanayici, tüccarın bankalar ile büyük problemler yaşarken, büyük bir kaynağa sahip TOBB’un rant getirecek gayrimenkuller satın aldığını, paralarının bankalarda atıl bir şekilde durduğunu, oysa dünyada da bir çok örnekleri olduğu gibi TOBB’un öncülük yaparak, bir banka kurabileceğini, bu konuda EBSO olarak TOBB nezdinde girişimlerde bulunulmasını istedi. Ülkemizde tasarruf bilincinin yerleştirilmesi gerektiğini, Odamız’ın da bu anlamda sanayicilerimize gerekli eğitimleri vermesi gerektiğini, işletmesini yüzde 80 krediyle döndüren sanayicilerimizin en ufak bir krizde iflas etmemesi, yok olmaması, sanayicilerin bankalara teslim olmaması, sanayicilerin işletme sermayelerinin belirli bir kısmını işletmelerinde bulundurmaları için EBSO olarak bu kültürün üyelerimize verilmesini misyon edinilmesi gerektiğini belirtti. Gökçüoğlu, özerk bir kuruluş olan TÜBİTAK’ın kurulduğu günden bu yana sermayesini ilk defa beş kat arttırdığını ve 2010 yılında da Ar-Ge harcamaları için GSMH’nın %3’ü kadar, yani 18-20 milyar dolarlık bir yardım alacağını, sessiz sedasız çıkarılan bir Kanun ile 12 kişiden oluşan bilim kurulunun artık Başbakanlık tarafından atanacağını dolayısı ile özerkliğinin kalmayacağını, uzun vadeli hesap yapan siyasilerin, 18-20 milyar dolarlık yardımı kendi yandaşlarına verebilmek için önceden önlemlerini aldıklarını ifade etti. Erdoğan Çiçekçi Çalışma yaşamında yeni kararlara dikkat EBSO Meclis Üyesi Erdoğan Çiçekçi, “Kuyruklu yıldız misali etkilenmeyiz, teğet geçer derken” ülke olarak krizden etkilenildiğini, üretimin, sanayinin ülkemiz için önemini üzerine basa basa tekrar etmelerine karşılık, ne yazık ki hükümetin altı yıldan bu yana uygulamalarıyla buna karşılık vermediğini, endişesinin hükümetin bu tutumu nedeniyle daha ağır bedeller ödemek zorunda kalmaları olduğunu ifade etti. Çiçekçi, terör ve ekonominin ülkemizin en önemli meselesi olduğunu, bugün Anaya- ebsohaber 26 kasım 2008 MECLİS sa Mahkemesi’nin kararlarından sonra MHP Başkanı’nın ileri sürmüş olduğu anayasa değişikliğinin bir tuzak olduğunu, bunun AKP sırtından oy almaktan başka bir iş olmadığını, AKP’nin bu tuzağa düşmemesi gerektiğini, Türkiye’nin gündemine anayasa değişikliğini sokmanın hiç bir şey ifade etmeyeceğini, bunu ileriye ertelenecek bir konu olarak kamuoyuna aktarılması gerektiğini söyledi. Yaşanılan sürecin bir sonucu olarak, rakamlara bakıldığında, bir çok işyerinin işçi çıkarttığını, bir çok işyerinin de, işçilerini nasıl toplu olarak çıkarabilecekleri hususunda Çalışma Bakanlığı’ndan, Teftiş Kurulu’ndan bilgi aldığını, ancak işçiyi çıkarmadan önce ilgili bakanlıkların önerisi ile hükümetin alması gereken bazı tedbirlerin bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin ücretsiz izin mekanizması olduğunu, ücretsiz izin uygulamasının işçinin yazılı rızasına tabi olduğunu, işçinin yazılı rıza vermemesi durumunda ileride ücretsiz izinle ilgili hak iddia edebileceğini, bunun için ücretsiz iznin daha kolaylaştırılması ve bir geçici süreyle sınırlandırılması, işyerlerinde işçi çıkarma yolunu tercih etmeyen işyerleri için 15 gün işçi çalışması, 15 gün ücretsiz izne çıkması gibi bir uygulamanın işçinin rızasına tabi olmadan 6 aylık bir süre içerisinde uygulanabilirliğini yasal hale getirmek gerektiğini, zira bunun gecikmesinin işvereni, çaresiz işçi çıkartmak zorunda bırakacağını belirtti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 27 Eylül 2008 tarihinde İş Güvencesi Yasası gibi çalışma hayatına bomba gibi düşen, Alt İşveren Yönetmeliği’nin çıkarıldığını söyleyen Çiçekçi, bu Yönetmelik ile ilgili olarak üç önemli noktaya değinmek istediğini, herhangi bir işletmede, teknolojik nedenlerle ya da işin niteliği gereği taşeron firma ile iş yapanların, bu gerekliliği Yönetmeliğin 10.maddesi gereğince raporlamak zorunda olduğunu, herhangi bir teftiş anında müfettişin bunu isteme yetkisinin Yönetmelikçe verildiğini söyledi.Çiçekçi, konuşma süresini doldurması nedeniyle daha fazla açıklama yapamadığını ancak konunun önemini altını çizerek, herkesin Yönetmeliği incelemesi gerektiğini belirtti. Sayıl Dinçsoy ABD krizinden alacağımız dersler var EBSO Meclis Üyesi Sayıl Dinçsoy, bugün yaşanılan krizin ve olayların faturasının liberalizme çıkarılmaya çalışıldığını, kendisinin sosyal demokrat yaradılışlı bir insan olarak buna ciddi biçimde karşı çıktığını, Amerikan’ın özellikle 1929 krizinden sonraki çıkışı ve ondan sonraki Ronald Reagan, Bill Clinton döneminde alınan popülist kararlarla adeta dünyanın varlığını sömürerek, insanlara mutluluğu, refahı karşılıksız olarak vermenin ve bunu sadece Amerikan kredibilitesine dayandırmanın, üstelik bunu Amerikan teknolojisinin, Amerikan sanayisinin geriye gitmesine rağmen yapmaya çalışmanın gerçekten popülist bir liderlik olduğunu ve dünyanın bu popülist liderler ile Çin’in de devreye girmesi ile kaynakları tükete tükete bu hale geldiğini söyledi. Dinçsoy, bazı kesimlerin Amerika’da yaşanan krizin daha da şiddetleneceğini, bunun bütün dünyayı etkileyeceğini düşündüğünü, bunun karşısında Avrupa’nın faiz indirimine giderek, euro basmaya başladığını, bu da pariteyi etkilediği için doların çekilmesinden kaynaklanan kıymetlenmenin yanında bütün dünyanın para basımına başladığını ifade etti. Dinçsoy, Türkiye’de yaşanan 2001 ekonomik krizinden sonra paramızın yüzde 10 civarında değer kaybetmesi gerekirken bunun göz ardı edildiğini, ithalatçının da onure edilmeye çalışılarak Çin’den getirilen ucuz malların piyasaya üstelik kredi kartlarında taksitlendirmeler yapılarak sunulduğunu, oysa özendirilmesi gereken konunun bu olmadığını vurguladı. Dövizde yaşanan iniş çıkışların kimseyi şaşırtmaması gerektiğini, bunun olağan olduğunu söyleyen Dinçsoy, Türkiye’de yabancıların yüzde 10 azaldığı fikrine katılmadığını, bugüne kadar 50-60 milyar doların yurtdışına çıktığını düşündüğünü ama kendisini asıl 80-100 milyar dolar civarında biriktirdiğimiz ihracat paramızın nerede olduğu konusunun endişelendirdiğini, sistemin neresinde bulunduğunu merak ettiğini söyledi. Sayıl Dinçsoy, Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’ın konuşmasında satır satır ifade ettiği, sanayicinin hükümetten beklentileri konusunun hepsine katıldığını, ancak somut bir ilave yapmak istediğini, Türkiye’de KOBİ’leri canlandırmak amacıyla yatırım sürecinin başlatıldığını, fakat bu çalışmaların liseang’deki KDV oranı ile yatırım indiriminin kaldırılması konularının ciddi anlamda engel koyduğunu belirtti. Bugün, arz fazlasının dünyayı çok ciddi bir konuma getirdiğini, insanların, liderlerin popülist yaradılışları içinde ne yapacaklarını bilemediğini, ne yazık ki ABD seçim sürecinde başkan adaylarından bir tanesinin Ermenistan, Irak, Kıbrıs meseleleri konusunda boş keseden Türkiye’ye verip veriştirdiğini, ülkemizin dünyada çok önemli bir yere sahip olduğunu, adeta mihenk taşı olduğunu, Amerika’nın ne Afganistan’a, ne Irak’a, ne de İran’a gidebileceğini söyleyen Dinçsoy, İsmet İnönü’nün “Dünya yıkılır, yeni dünyada Türkiye yerini bulur.” sözünü hatırlatarak toplum olarak bu sözü özümsemeleri gerektiğini ifade etti. Hüseyin Vatansever Kriz cumhurbaşkanlığı seçimiyle başladı EBSO Meclis Üyesi Hüseyin Vatansever, iki ay önceki meclis konuşmasında, ülkemizdeki kriz riskinin Cumhurbaşkanlığı adaylık süreciyle başladığını ifade ettiğini, o tarihten bugüne kadar sanayi ve ticarette sürekli düşüşlerin yaşandığını, dolayısı ile ülkemizdeki krizin aslında 1,5 yıldan bu yana devam eden, gelişen bir sürecin sonucu olduğunu ve bu süreç içerisinde ülke gündeminin Cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 oy meselesi, genel seçimler, türban konusu, ergenekon derken hep ekonomi dışı konulara kaydığını, sıranın hiçbir zaman ekonomiye gelmediğini, konu ekonomi olmayınca ekonomik ebsohaber 27 kasım 2008 MECLİS risklerin ölçülemediğini, ölçülemeyince değerlendirilemediğini, değerlendirmenin yapılamaması ile de önlemlerin zamanında alınamadığını ve hayata geçirilemediğini, sonuç olarak global krizin, ülkemizdeki reel sektör krizinin üzerine ilave olarak geldiğini ifade etti. Türkiye’de yaşanan krizin aslında bir finans krizi olmadığını, reel sektör krizi olduğunu, 2001 krizin de dahi reel olarak işlerin azalmasına karşın bugün tüm sektörlerde işlerin durma noktasına geldiğini belirten Vatansever, Yönetim Kurulu’nun Ege Bölgesi’nin tüm bankalarının bölge müdürleriyle gerçekleştirmiş olduğu toplantıyı sanayicilerin beklentilerinin ve isteklerinin iletilmesi açısından çok yerinde bulduğunu, ancak toplantı yapmanın yeterli olmayacağını, bu kriz süresince bölge müdürlerinin ya da genel anlamda bankaların vermiş oldukları sözlerin, teminatların da Odamız tarafından takip edilmesi gerektiğini söyledi. Halkbank’ı TOBB alsın Vatansever, dört yıl önce KOBİ’lerin tanımlarıyla ilgili çalışmalar sırasında, yalnızca, sanayiciyi, tüccarı, esnafı besleyecek bir banka sisteminin oluşturulması ve banka olarak bu sistemde sadece üreticiye değil, hizmet sektörüne de destek verilmesi gerektiğini dile getirdiğini, o dönemde özelleştirilmesinin gündemde olduğu Halk Bankası’nın, ne yazık ki TOBB tarafından alınmadığını, TOBB’un Halk Bankası’nı alması ya da bünyesinde özerk bir yapı oluşturması gerektiğini belirtti. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyanın, global krizle ilgili çok ciddi önlemler almasına karşın, hala ülke gündemini ekonominin almadığını, parti kapatma davası, türban ve ergenekon davası gibi konuların yer aldığı ülke gündemine bakıldığında, Türkiye’de ekonominin çok iyi gittiği, reel sektörün, sanayicinin hiçbir probleminin olmadığının algılandığını, yaşanılanların ya medya tarafından bu şekilde algılandığını ya da bilinçli bir şekilde ekonominin gündemden çıkartılarak, sunulduğunu, hiç kimsenin feryat eden sanayicinin, tüccarın, küçük esnafın sesini duymak istemediğini ifade etti. Vatansever, insanların işsiz ve aşsız kalmaması, fabrikaların kapanmaması için ekonominin bir an önce canlanması, üretimin artması, yatırımların devam etmesi gerektiğini, sanayiciler olarak ümitlerini kaybetmeden önemlerini alarak, krizi mutlaka aşmaya çalışacaklarını, ancak hükümetin de görevini tam olarak yaparak, gerekli güven ortamını tesis etmeleri gerektiğini, muhalefeti ile iktidarıyla ülkemizin tek yumruk olması gerektiğini belirtti. Atıl Akkan Kriz ABD’nin sanal oyunu EBSO Meclis Üyesi Atıl Akkan, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde toplantı yapmanın kendisi için son derece anlamlı olduğunu, 1994 yılında Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin kurucu Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev aldığını, o günden bugüne geçen süre içerisinde gelinen noktanın kendilerini son derece gururlandırdığını ve mutlu ettiğini, şu an görevde bulunan Müteşebbis Heyet Başkanı Peköz’e, Yönetim Kurulu Başkanı Porsuk’a ve uzun yıllar bölge müdürlüğü görevini yürüten Kılınç’ı tebrik ederek, teşekkürlerini sundu. Akkan, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin bir özelliğinin de Odamız’ın tek mali destek verdiği, organize sanayi bölgesi olduğunu belirtti. Akkan, geçen Meclis toplantısında Odamız’ın irtibat büroları ile ilgili konuda Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın ile bir anlaşmazlığa düştüklerini, kendisinin Taşkın’dan Meclis tutanaklarını inceleyerek, Meclis’in huzurunda gerekli düzeltmeyi yapmasını beklediğini ifade etti. Yaşanan krizin Amerika’nın sanal bir oyunu olduğunu, bakırın fiyatının 2 bin 500 dolardan 8 bin 500 dolara çıktığı, ham petrolün varilinin 25 dolardan 140 dolara yükseldiği, Rusya’nın ebsohaber 28 kasım 2008 MECLİS 7 yılda kasasına sokacağı petrol paralarını 1 yılda kazandığı gözönüne alındığında, Amerika’nın petrolle ve harple yaptığı harcamaları adeta petrol, metal zengini ülkelerden çıkartmak için intikam aldığını, yılbaşından sonra her şeyin yoluna gireceğini, devlet bütçelerinden finans kurumlarına şu ana kadar sadece 125 milyar doların aktarıldığını, daha 2 trilyon 850 milyar dolarlık bir aktarmanın yapılacağını dolayısı ile likiditenin aynen yerine konulduğunu, kaybolan, batan herhangi bir şeyin olmadığını, yaşananların sanal olduğunu belirtti. Akkan, kendisine göre zamanın yatırım zamanı olduğunu, 2001 yılında yaşanan krizde de aynı şeyleri ifade ettiğini, krizde yatırım yapanların, kriz sonrası piyasaya sürecek mallarının olacağını, dolayısı ile bugün yatırım yapmayan işletmelerin kriz sonrası taleplere karşılık veremeyeceğini, Aliağa Organize Sanayi Bölgesi olarak da, Aliağa Çakmaktepe A.Ş. ve Ares’teki yatırımlarına devam ettiklerini ifade etti. Eximbank kredilerinin çok önemli olduğunu, Eximbank’ın Aralık ayı sonuna kadar 400 milyon dolar sendikasyon geri ödemesinin bulunduğunu, 2000 krizinde TOBB Yönetim Kurulu üyesi iken de aynı şeylerin yaşandığını, 200 milyon doların TOBB mevduatından Eximbank’a aktarıldığını, Eximbank’ın da hem sendikasyonlarını ödediğini hem de bir nefes aldığını, dolayısı ile bugün aynı önerinin TOBB’a, sendikalara yapılabilineceğini, bugün Türk Metal Sendikası’nın kasasında 1 milyar dolardan fazla parası bulunduğunu, şayet işçi çıkarma olaylarının yaşanmaması isteniyorsa, sendikaların belirli faizlerle Halk Bankası’na para aktarıp, KOBİ’lere kredilerin verilmesinin sağlanabilineceğini belirtti. Amerika Birleşik Devletleri’nde seçimlerin 15 gün içinde yapılacak olmasının dünya için büyük şans olduğunu, seçim olan her ülkede bir rahatlamanın olduğunu, kim başkan olursa olsun, Bush yönetimiyle çekişme halinde olan ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünyada bir rahatlamanın yaşanacağını, ekonominin önünün açılacağını, o nedenle karamsar olunmaması gerektiğini, Türkiye’nin gerçekten sağlam temelleri olduğunu, ülkemizin global krizden çok fazla etkilenmemesinin tek nedeninin, 2001 kriz sonrası yapısal reformlar olduğunu hatırlatarak, yapısal reformların süratle gerçekleş-mesi gerektiğini, umutsuzluğa kapılmadan, yatırım yaparak, işlerine devam etmeleri gerektiğini söyledi. Ali Aktaş Karamsarlığa kapılmadan çalışmaya devam EBSO Meclis Üyesi Ali Aktaş, kürsüden hitap eden arkadaşlarının nedense hep karamsar konuştuklarını, kendisinin bu karamsarlığı bir türlü kabullenemediğini, ülke olarak, üreten kesim olarak yatırımlarına devam etmek zorunda olduklarını, hükümetin de söylemlerini lafta bırakmayıp, uygulamaya geçirmesi gerektiğini, kim ne derse desin, ne olursa olsun bu ülkede müteşebbis insanların varlığının çok olduğunu, bunların daha da çoğalacağını, çalışarak, daha da çalışarak yollarına devam etmeleri gerektiğini söyledi. Ali Aktaş, kendi sektörü için kalifiye işçinin kolay yetişmediğini, belli bir birikim ve tecrübe gerektirdiğini, dolayısı ile, kriz ortamında tedbir olarak firmasında hiçbir zaman işçi çıkartmayı düşünmediğini, kendisinin 40 yılık bir sanayici olarak her yıl bir önceki seneden daha da büyüdüğünü, bundan sonrada büyeyeceğini, 2009 yılının problemli bir yıl olacağına inanmadığını belirtti. Kürşad Yuvgun Spekülatörlere ağır yaptırım olmalı EBSO Meclis Üyesi Kürşad Yuvgun, global krizin, Ramazan Bayramı içinde yaşanmasının ülkemiz açısından büyük bir şans olduğunu, özellikle Nisan ya da Mayıs aylarında çıkması halinde hasarımızın çok daha büyük olacağını ifade ile, bu tür krizlerde bilindiği gibi herkesin para kaybetmediğini, bazılarının bilakis çok para kazandığını, spekülasyon ve spekülatörlere karşı acilen ağırlaştırılmış cezai yasal tedbirler alınması ve dikkatli olunması gerektiğini, zira bunların faturasının ne yazık ki mağdurlar tarafından ödeneceğini belirtti.Yuvgun, reel sektörün çalışarak, katma değer yaratmaya devam etmesi, reel sektöre ucuz kredi temininin, miktarsal olarak tatminkar boyuta getirilip, derhal uygulamaya alınması gerektiğini, üreten kesimin yüzde 98’inin KOBİ olduğunun unutulmaması, enkaz haline gelecek KOBİ’lerin yaratacağı hasarın büyüklüğü, yaratacağı işsizlik ve sosyal boyutları görerek tedbirlerin çok acilen alınması gerektiğini ifade etti. Amerika Birleşik Devletleri’nin, 1 trilyon doların pek azını zamanında kullanmayı göze alabilecek radikal, ekonomik kararlar alması, rehabilitasyonunu yapabilmesi halinde hem kendi ülkesi, hem de dünya ülkeleri açısından çok daha az maliyetli bir operasyon ihtiyacı oluşacağını, bu fırsatı değerlendirmemesi nedeniyle gecikmenin maliyetini şimdi tüm dünyanın ağır bir şekilde ödediğini belirtti. 11 Eylül olaylarının arkasından, Amerikan halkından tüm dünya televizyonlarının önünde satın almaya devam etmelerinin istendiğini, bizim ülkemizde konularında uzman olmayan kişilerce sürekli olarak tasarruf istendiğini, bu demeç verenlerin arasında sendika başkanlarının da bulunduğunu, tasarrufların akabinde işleri bozulacak KOBİ’lerin işyerlerini nasıl ayakta tutacağının, işçilerine nasıl maaş ödeyeceklerinin hiç hesaba katılmadığını, piyasalarda yaratılan bu güvensizlik ortamının derhal düzeltilmesi, hükümetin derhal acil çözüm üretmesi gerektiğini dile getirdi. Büyük banknotla enflasyon mücadelesi Yuvgun, bir televizyon programında Merkez Bankası Başkan Yardımcılarından biri ile yapılan röportajda önce 1 kuruşun tedavülde kalmasının gerekliliğini anlattıktan sonra, yılbaşından itibaren ülkemizin tanışacağı 200 liralık banknota neden ihtiyaç ebsohaber 29 kasım 2008 MECLİS bulunduğunu, bu ihtiyacı nasıl tespit ettiklerine ilişkin soruya karşılık, başkan yardımcısının gelişmiş ülkelerde yaklaşık 6 ile 7 adet banknot olduğunu, ülkemizde ise 1 liralık banknotun kaldırılması ile sayının 5’e düştüğünü ve bu nedenle 200 liralık banknotun çıkarılacağını söylediğini, bu cevabın bir çok kişiyi tatmin etmediği gibi kendisini de tatmin etmediğini, Türk Lirası’ndan 6 sıfırın atılmasının üzerinden çok az bir zaman geçtiğini, 6 sıfır atıldığında en büyük banknotun 50 YTL olduğunu, şimdi en büyük banknotumuzun 4 kat büyüyerek 200 YTL’ye çıktığını, bunun kayıt dışı ekonomiye olumsuz etkisi olacağını, hükümetin kayıt dışı ekonomiyle mücadelesinde nasıl bir yöntem izlediğini, ne yapılmak istendiğini anlayamadığını ifade etti. Mehmet Tiryaki Riskli ülkelerle iş yaparken dikkat EBSO Meclis Üyesi Mehmet Tiryaki, otomotiv yan sanayi sektörüne mensup bir sanayici olarak, aslında krizin kendi sektörleri için yeni bir olgu olduğunu, dünyadaki finansal krizden yayılan bu olguyu sektör olarak ilk defa hissettiklerini söyledi. Tiryaki, Ekim ayının tamamını Belçika, İsveç, İngiltere ve İtalya’da geçirdiğini, kendisinin bu ülkelerdeki izlenimlerini, bu ülkelerin neler yaptığını, firmaların neler yapmaya çalıştığını, ülkemizin dışarıdan nasıl gözüktüğüne ilişkin tespitlerini aktarmak istediğini belirtti. Mehmet Tiryaki, kriz ile birlikte, değişik ülkelerin medyalarında krizle ilgili dergiler hatta kitapçıkların yayınlandığını, bu yayınların da en çok satanlar listesinde yer aldığını, bunlardan birinin de İtalya’da çok önemli bir ekonomik gazete ile birlikte verilen rehber kitap olduğunu, krizin ağırlıklı etkisinin 2009 yılında yaşanacağından haberdar İtalyan halkının kendince tasarruf önlemleri alırken bayilerde boy gösteren bu rehber kitaplara yoğun ilgi gösterdiğini, kısacası kriz yayıncılığı gibi bir sektör oluştuğunu söyledi. Gittiği ülkelerde özellikle bankaların gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde mevcut kredilerin geri dönüşü hakkında endişelerine ilişkin istatistikler çıkarttıklarını, bu istatistiğin yapıldığı ülkeler arasında Pakistan, Arjantin, Ukrayna, İzlanda, Kazakistan ve ülkemizin de bulunduğunu, bu istatistiklerden bir tanesinde Pakistan’ın ödememe riskinin yüzde 90, Arjantin’in yüzde 85, Ukrayna’nın yüzde 80, İzlanda’nın yüzde 80, Kazakistan’ın yüzde 60, Türkiye’nin ise yüzde 35 olarak belirtildiğini, sonuçta bu ülkelerin yüksek risk taşımasına rağmen batmayacağını söyledi. Tiryaki, yine bir dergide Avrupa’nın kriz haritasında, neredeyse Avrupa ülkelerinin tamamında 2009 senesinde büyüme hızının ya sıfır, ya da eksinin altında olduğunun yer aldığını, örneğin İzlanda’nın 2008 yılında 0.3, 2009 yılında 3.1, Norveç’in 2008 yılında 2.8, 2009 yılında 1, en büyük ticari partnerimiz Almanya’nın 2009 yılında öngörülen ekonomik büyümesinin sıfır olduğunu, ülkemiz için ise 2008 yılında 3.8, 2009 yılında ise 4.4 olarak öngörüldüğünü, bazı kişilerce yaşanan krize rağmen 2009 yılında ülkemizin bu büyümeyi nasıl yakalayabileceğinin sorulabilineceğini, ancak bu öngörülerin çok ciddi ekonomi gazetelerince yapıldığını belirtti. Frankfurt’taki servis fuarı ve Hannover’deki ticari araçlar fuarı olmak üzere Eylül ayında otomotiv sektörünün en büyük iki lider fuarının olduğunu, kendisinin her iki fuara da tüm fuar süresince katıldığını, fuarda iyimserlerin krizin 6 ay içerisinde sona ereceği, kötümserlerin ise krizin 2 yıl sürebileceğini dile getirdiğini söyledi. Sektörlerinde dünyanın üç önemli devi GM, Ford, Chrysler firmalarının şu anda en büyük sıkıntılarının, düşen satışlardan ziyade 2009 yılında şirketlerinin nakit akışını nasıl idare edecekleri olduğunu ifade eden Tiryaki, 40 yıldır otomotiv sektöründe çalışan bir sanayici olarak, bu krizden en çabuk ABD’nin, en geç çıkacak ülkelerin ise Avrupa Birliği ülkeleri olacağın, Amerika’da tasarruf oranının çok az olması, insanların çok kredi kullanması, tasarrufun yüksek olduğu Avrupa Birliği ülkelerinde harcamaların kolay kolay açılamayacağını düşündüğünü belirtti. Salih Esen Gündemimiz terör ve ekonomi EBSO Meclis Üyesi Salih Esen, öncelikle Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Esen, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Meclis ve Yönetim Kurulları olarak organizenin kurulması ve bugünlere gelmesi hususunda büyük çaba sarfettiklerini, bugün gezip gördükleri vakit gerçekten son derece gurur veren bir ortamla karşılaştığını, çekilen sıkıntılara değdiğini, emeği geçen herkese teşekkürlerini sunduğunu ifade etti. Türkiye’nin gündemini çok uzun yıllardan bu yana, öncelik sıralamasının değiş-mesine karşın hep terör ve ekonominin meşgul ettiğini, terör belasından çok çekmiş bir ülkenin vatandaşları olarak, bu illetten nasıl kurtulunacağı hususunda pek fazla fikir beyan etmediklerini, evlatlarımızı öldüren, kaynaklarımızı kurutan terörün şüphesiz bir an önce bitmesini istediklerini, bunun için ise güçlü politikalara ihtiyaç olunduğunu, ancak bunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mi icra edeceğine, yoksa hükümetimizin mi icra edeceği konusunda ne yazık ki bir netlik olmadığını, terörün bitirilmesi hususunda vatandaşlar olarak, artık çekinmeden bir takım ifadeleri ortaya koymalarının zamanının geldiğini, iktidar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son almış oldukları kararlar çerçevesinde yeterli ve tutarlı politikalar oluşturmak suretiyle, muhalefetiyle, iktidarıyla tek vücut olarak terör belasından kurtulunmasını temenni ettiğini belirtti. Esen, kriz ile ilgili olarak herkesin bir tedirginlik içine girdiğini, bugüne kadar yapmış oldukları birikimin yok olup, olmayacağı, işlerini küçültüp, küçültmeme, işçi çıkarıp, çıkarmama gibi konularda ikilemler içerisine girdiklerini, sürekli Dolar’ın ne durumda olduğunu takip ettiklerini ifade etti. Bugün gelinen noktada hükümetin eline gerekli tedbirlerin alıp, almadığı ko- ebsohaber 30 kasım 2008 MECLİS nusunda özeleştiri yapmaları için büyük bir fırsat geçtiğini, zira 2001 Krizi’nden bu yana tedbirler alınmasına rağmen ve herhangi bir sarsıntıda Türkiye’nin nezle olması, hatta ve hatta zatürre olmaya doğru gitmesinin düşündürücü olduğunu ifade etti. Ülke olarak, ne yazık ki parti kapatma, türban, Ergenekon davası gibi konularla çok vakit kaybedildiğini, gelinen bu kriz bizi en zayıf noktamızda yani terörle, ekonomik buhranın at başı gitmiş olduğu bir ortamda yakaladığını, bunun bedelini hep beraber ödeyeceğimizi, tek kazancın iktidarın artık bundan sonra boşa geçirecek vakitlerinin bulunmadığını düşünmeleri olduğunu belirtti. Krizin geçici bir süreç olduğunu dolayısı ile sanayiciler olarak krizin biteceğini ve krizden sonraki güne kendilerini ha- Kredi için ilk adım TOBB’dan Zor durumdaki şirketlere kaynak sağlamak için ilk adım atılıyor. TOBB, kaynaklarından 100 milyon YTL'yi Halk Bankası üzerinden üyelerine ucuz kredi olarak kullandıracak. Kredinin faiz oranı da piyasanın altında olacak. Bankaların kredi faizlerini yüzde 30'lara çıkardığı, kredileri ise vadesi gelmeden çağırdığı bir ortamda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Halkbank desteğiyle yeni bir uygulama başlattı. Reel sektörü desteklemek amacıyla 100 milyon YTL'lik kaynağını Halk Bankası'na yatıran TOBB, üyelerine yüzde 15,9 faizlerle kredi sağlayacak. Krizle birlikte finans sıkıntısına giren ve tek çareyi işçi çıkarmakta bulan işletmelere destek olmayı hedefleyen TOBB'un girişimine elinde yüklü kaynakları bulunduğu iddia edilen işçi ve işveren sendikalarının da katılması bekleniyor. Türkiye'de reel sektörü temsil eden sivil toplum ve meslek örgütlerinin elinde yaklaşık 4 milyar dolar kaynak olduğu ileri sürülüyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Halkbank Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Sezerin'in ortak olarak açıkladığı yeni uygulama ile TOBB kendi kaynaklarından ihracat kredisi ve çeşitli nakit ve gayrinakdi kredilerini KOBİ ve ticari nitelikli firmaların kullanımına açtı. 100 milyon YTL’lik bu kaynağın yıllık faizi de yüzde komisyon dahil yüzde 15.90 olarak belirlendi. Halk Bankası’nın da bu kaynağa kendi içinde destek vermesi sayesinde KOBİ’lere 800 milyon YTL’si nakdi ve gayri nakdi, 400 milyon doları ise ihracat kredisi olmak üzere toplam 1.5 milyar YTL’lik yeni kredi imkanı sağlanmış oldu. Rifat Hisarcıklıoğlu, uygulamanın ilk olmadığını, TOBB’un para veya sermaye piyasası aracı kurumu olmadıkları halde 2001 ve 2005 yılında da kaynaklarından elde ettikleri gelirleri üyelerine kullandırdıklarını açıkladı. Reel sektöre desteği sürdürdüklerini belirten Hisarcıklıoğlu, bugüne kadar kendi özkaynaklarından farklı finansal uygulamalarla, yaklaşık 560 milyon YTL kaynak yarattıklarını ve 12 bin 155 reel sektör üyesini bu hizmetten faydalandırdıklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, “Ülkemizin geleceğine ve müteşebbisimize güveniyoruz” dedi. zırlamak mecburiyetinde olduklarını, Akkan’a katıldığını, şayet firmalarının nakit akışları yeterli ise yatırım yapmaya devam etmeleri, durumdan istifade etmeleri gerektiğini, 2001 krizinden ülke olarak çabuk çıkılmasının çok fazla hissedilmemesinin en büyük sebebinin iç talebin durmaması olduğunu, şimdi ise siparişlerde ve iç talepte müthiş bir eksikliğin yaşandığını, hükümetin bir an önce iç talebi arttıracak nitelikte kararlara imza atması gerektiğini, iç talebin durması halinde bir çok işletmenin kapanacağını, bir çok işçinin sokağa döküleceğini, sosyal patlamanın yaşanmasının kaçınılmaz olacağını vurguladı. Hüseyin Arıcı Güven ve itibar krizi yaşanıyor EBSO Meclis Üyesi Hüseyin Arıcı, öncelikle yaşanan krizin adını koymak gerektiğini söylerken, bunun güven, itibar ve itimat krizi olduğunu dile getirdi. Güvenin olduğu yerde krizin minimum noktalara düşeceğini, insanların, bankaların, kurumların birbirine güvenerek ilişkilerini devam ettireceklerini, zaten Amerika’nın da karşılaştığı güvensizlik ortamı neticesinde bu krizi yaşadığını, gerçek alış verişler değil, sanal oyunlar sonucunda bugünlere gelindiğini belirtti. Arıcı, her ne kadar dünyada ekonomik krizden söz edilse de yükselen dövizin Türkiye için bir fırsat olduğunu, ihracatta beklenen patlamanın gerçekleşebileceğini, çünkü düşük kurla istenen ihracat rakamlarına ulaşılamayacağı, onun içinde meclis toplantılarında sürekli düşük kur, yüksek faiz uygulamasına bir çözüm bulunması gerektiğini dile getirdiklerini, şu noktada kur meselesi çözüldüğüne göre sırada yüksek faiz uygulamasının çözümünün bulunduğunu ifade ile Avrupa’da faizleri düşürmeye başladıklarını, çünkü düşük faizin sanayiye hız kazandırdığını söyledi. Yurt dışından düşük kurla gelen bütün malların sanayiciyi vurduğunu, bütün dünyanın da düşük kur nedeniyle Çin’e parasının değerini yükseltmesi için baskı yaptığını, ancak Çin’in kararlılıkla yoluna devam ettiğini dile getirdi. Hüseyin Arıcı, büyük ticaret yapan her sanayicinin mutlaka bankayla çalışmak mecburiyetinde olduğunu, dolayısıyla ilişkilerin tarafların birbirini vurmadan sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, yaşanan kriz ortamında İngiltere ve Almanya’nın banka mevduatlarına devlet güvencesi konulduğu yönünde açıklama yaptığını, dolayısıyla Türkiye’nin de başkalarına güvenmeden kendini koruması gerektiğini söyledi. Aktaş’a katıldığını, kötümser düşünmediğini, yapılacak düzenlemeler ile ihracatın önünün açılacağını dile getiren Arıcı, daha ucuz diye ithalat yapıldığı sürece ülkemizde istenen konuma gelinemeyeceğini, zira eskiden en güzel pamukları gelip Tire’den seçerken, şimdi yurt dışından gelen ucuz pamuğun tercih edilmesi nedeniyle çiftçinin pamuk yetiştirmez olduğunu belirtti. Artık ülkemizi koruyacak, refaha çıkaracak uygulamalara geçilmesi gerektiğini, zira zor durumda kaldığımızda hiç kimsenin bize yardım etmeyeceğini söyledi. ebsohaber 31 kasım 2008 HABER Kriz işsizliği tetikleyecek işsizliğin azaltılması için kullanılabileceİzmir’deki Oda ve Borsaların düzenli ğine işaret etti. olarak her 3 ayda bir gerçekleştirilen İzmir’deki Oda ve Borsaların ‘Ortak Yönetim Kurulları’ toplantısı Ege ortak yönetim kurulları toplantısınBölgesi Sanayi Odası (EBSO)’nun ev Vatandaş devlet da, global krizin Türkiye’de işsizsahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantının bankalarına yöneliyor liği tetikleyeceği, bankaların reel gündeminde dünya yaşanan ve Türkiye EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yarsektöre yardımcı olması istendi. ekonomisine etkileri görülmeye başlanan dımcısı Ufuk Akgün ise, global finansal finansal kriz damga vurdu. krizi değerlendirirken, çifte standarda Toplantının başkanlığını yapan İzmir Ticaret Odası (İTO) dikkat çekti ve “Bize geçmişte ‘bankalara el koyun’ tavsiyesi yapan IMF, şimdi bankaların kurtarılmasını istiyor” dedi. OrtaYönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Türkiye’yi etkilemeye lamanın çok altında kalan 2 bankanın kredileri geri çağırdığını başlayan finansal kriz için hükümetin önlem alması gerektiğini haber veren Akgün, bu iki bankanın da yabancı kökenli bankalar söyledi. Bankalardan kredi almada çeşitli zorluklar yaşanmaya olduğunu açıkladı. Vatandaşların küçük bankalardan özellikle başlandığını kaydeden Demirtaş, bankaların kredi maliyetlerini devlet bankalarına mevduat transferi yapmaya başladıklarına işadüşürebilmek için Sigorta Fonu için kesilen yüzde 5’lik oraret eden Ufuk Akgün, “100 milyar dolarlık sıcak paranın üstünde nın yüzde 2,5 indirilebileceğini söyledi. Maliye Bakanı Kemal oturan bir ülke olarak zaten 4-5 yıldır krizin içindeydik. Doların Unakıtanın da bu konuda çalışmalara başladığını ifade eden Demirtaş, likidite sıkışıklığı nedeniyle zorda bulunan piyasaların 1.20 YTL’den 1.75 YTL civarına çıkması halkda negatif bir etki yarattı. Döviz kurlarının yükselmesi ihracatçılar için de zararlı. bu şekilde rahatlatılabileceğini dile getirdi. Bu durum herkeste çok büyük bir karamsarlık yarattı. Reel sektörümüzde şirketler ne kadar krediye bağımlıysa o kadar sıkıntı Bankalar reel sektöre yardımcı olsun çekecekler” diye konuştu. Akgün, Merkez Bankası’nın piyasalara Demirtaş, “Üretimi durdurduğunuz anda istihdam sorunu müdahale ederek, kamuoyundaki karamsarlığı bozmasını istedi. başlar. Burada herkes birbirine toleranslı davranmalıdır. Dünya batacaksa, biz batmayacağız diye kimse kenarda duramaz. İhracatçılar yeni pazar teşviği istedi Dünya batarsa hepimiz batarız. Bankaların reel sektöre kredi Piyasalarda güven bunalımı olduğuna dikkat çeken Ege limitlerini daraltmama ve borçların ödenmemesi durumunda da İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Sabri agresif davranmadan yeniden yapılandırma konusunda yardımıÜnlütük de, “Bir takım bankaların özellikle küçük ve orta ölçekli cı olunmasını istiyoruz” dedi. işletmelerin kredilerini hızlıca geri çağırması, küçük ihracatçının mal bedellerine el koyma yöntemiyle kredilerini kapatması bir İşsizlik Fonu ‘kriz işsizleri’ için değerlendirilebilir gerçek. Ne yazık ki bunu 2001 yılında da yaşatık. Tekrar yaşıHer türlü verginin taksitlendirilmesinin de likidite sıkışıklığıyoruz. Likitide problemi yaşanıyor. Bunun sonucunda işletme nın giderilmesi yönünde önemli bir adım olabileceğini bildiren ilk olarak SSK veya muhtasar ödemiyor. Çünkü en kolay yolu Demirtaş, ihracatçılar için de yeni pazarlar arayışında teşvik vebudur. Piyasada herkes birbirine anlayış gösteriyor. 3 gün, 5 gün rilmesini istedi. Ekonomik krizin derinleşmesi ile birlikte işsizliğin korkunç bir şekilde artacağına dikkat çeken Demirtaş, İşsizlik herkes birbirine borcunu geç ödüyor. Herkes birbirini idare etmeye çalışıyor ama devlet bu konuda çok katı. Piyasaya likidite Fonu’nda toplanan 22 milyar doların en azndan bir kısmının ebsohaber 32 kasım 2008 HABER sağlamak için bu ödenmeyecek olan muhtasarları SSK’ları 3 ay erteleyelim. Sıkışan önce bunları ödemeyecek. Ülkemizdeki vergi afları benzer ekonomik krizler sonralarında gündeme geldi. Önlemini alınırsa hem piyasaya likidite sağlanır, hem de bir moral sağlanır” şeklinde konuştu. İhracatçıların daralan Avrupa pazarı nedeniyle yeni pazar arayışında hükümetten destek beklediklerini vurgulayan Ünlütürk, hükümetten krize karşı proaktif yaklaşımlar beklediklerini söyledi. Merkez Bankası’ndan ihracat uyarısı Petkim’in stokları doldu Aliağa Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Saka, ekonomik krizin bölgesine yansımasını Petkim örenğiyle sundu. Saka, şöyle devam etti: “Petkim’in satışlarında sıkıntı var. Şu an Petkim’in stokları dolu. Umarım daha fazla sürmez. Petkim 5-6 bin kişinin çalıştığı önemli bir kurum. Bu kurumun ürettiği mallara piyasadan talep azalırsa ve mallar Petkim’in depolarında durursa sıkıntı yaşanır. Şu an Petkim stokları en yüksek seviyesinde. Petkim’in klasik hammaddeleri nafta ile üretildiği için, Suudi Arabistan İsrail ve diğer Arap ülkelerinde doğalgazdan üretim yapıldığından o ülkeler daha ucuz, Petkim’in ürettiği daha yüksek fiyatlı oluyor. Petkim’deki tüm ürünler, petrolden üretilen naftadan yapılıyor. Ama Suudi Arabistan gibi bazı Ortadoğu ülkeleri, Doğalgaz rezervlerinde, doğalgazdan naftayı ayrıştırarak hammaddeyi ucuza üretiyor. Doğalgaz da daha ucuz olduğundan daha düşük maliyetle hammadde, yani nafta üretmiş oluyorlar. Buna bağlı olarak da onların üretim maliyetleri ve piyasa fiyatlarıyla Petkim’in fiyatları farklı oluyor. Bunda Türkiye’deki enerji maliyetlerinin dünya ölçeğindeki yüksekliği ile son dönemdeki piyasaların alım daralması da eklenince ortaya bir sıkıntı çıkıyor.” İlçelerdeki odalar Öte yandan; toplantıda İzmir’deki EBSO ve İTO ile ilçelerdeki ticaret odalarının ‘Sanayi ve Ticaret Odası’ adı altında birleşmeleri konusu da görüşüldü. Ekrem Demirtaş, “Şu anda sanayi odaları, borsalar ticaret odalarının üyelerini almak istiyor. Hep bizden bir şeyler koparılmak isteniyor. Dolayısıyla burada doğrusunu yapmak lazım. İlçe ticaret odalarımız ‘ticaret ve sanayi odası’ olmalı. Bir engelde yok. Bu doğru olur. EBSO olmazsa ben hemen şimdi şurada yazımı yazarım, ‘ticaret ve sanayi odası olalım’ derim. Ama EBSO var. Emsal kararlar vardır. İlçe odaları olarak bunu yapmamanız için hiçbir neden yok” diye konuştu. Gerektiğinde dövize müdahale etmeye devam edeceğini kayıt altına alan Merkez Bankası, küresel krize karşı ekonominin korunması için Banka’nın üzerine düşeni yaptığını, hükümetin de harcamalarına dikkat ederek ve zam yapmayarak katkı sağlaması gerektiğini belirtti. Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun 22 Ekim tarihli toplantısının özetini açıkladı. Küresel düzeyde ekonomik faaliyette beklenen yavaşlamanın özellikle gelişmiş ülkelerin ithalat talebinde azalışa yol açmasının, Türkiye’nin ihracat performansı açısından önümüzdeki dönemde risk oluşturduğu kaydedilen açıklamada, “AB ve ABD dışı diğer ülkelere yapılan ihracatın payındaki hızlı artış, ihracat için alternatif pazar imkanlarının genişlediğine işaret etse de önceki dönemlerde gözlenen yüksek ihracat performansının önümüzdeki dönemlerde sürdürülmesi mümkün görünmemektedir” denildi. Yurt içi talepteki yavaşlamaya ve YTL’nin değer kaybına bağlı olarak yılın son çeyreğinde ithalatta belirgin bir yavaşlama olacağı tahmininde bulunulan açıklamada, söz konusu dönemde ithalatın ihracattan daha hızlı yavaşlamasına bağlı olarak net ihracatın büyümeye katkısının pozitif olacağı tahmini aktarıldı. Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleştiğine işaret ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunlar iç ve dış talebi sınırlamaya devam edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin artarak süreceği tahmin edilmektedir” denildi. Para Politikası Kurulu’nun, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek potansiyel oynaklığı azaltmak amacıyla borç verme faizlerinin bu aşamada 50 baz puan indirilmesine karar verdiği anımsatılan açıklamada, “Para piyasasında geçici likidite sıkışıklığının yaşandığı durumlarda gecelik faizlerin Merkez Bankası borç verme faizlerine yaklaşması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla, borç verme ve borç alma faizleri arasındaki farkın azaltılmasının gecelik piyasa faizlerine ilişkin belirsizliği sınırlayacağı vurgulandı. ebsohaber 33 kasım 2008 ANALİZ Krizde merkez-çevre ülkeler ve IMF ABD’deki sorunlu mortgage kağıtlaçekilmesinin nedeni ne, ne zaman geri rına bulaşmasa da “merkez”deki, yani döner? ABD-AB’deki tufanın dev dalgaları Çevre ile merkez arasındaki işbösonunda, adına “yükselen pazar” da lümü, yabancı kaynakla finanse edilen denilen Türkiye’yi ve diğer çevre ülkeleri çevre üretiminin (çoğu dayanıklıvurdu, vuracak. dayanıksız tüketim malı ve hammadde) Türkiye ve diğer çevre ülkeler neden merkeze ihracı, karşılığında da merkezin vuruldular? yatırım malı ve hizmet malının çevreCevap; özellikle son 5 yıldır büyümeye ihracı şeklinde. Merkezde oluşan lerini yabancı sermaye, sıcak para, dış depresyon, bir süre çevreden bu mal ve Mustafa Sönmez kredi biçiminde dışarıdan temin etmehizmetin alınmaması demek. Zaten çoğu mustafasnmz@hotmail.com ye dayandırdıkları için.. Ne kadar dış cari açık veren çevrede, sıcak para niye kaynak, o kadar büyüme.. Ama şimdi o kalsın, çevreye neden kredi açılsın? Dokaynak çekiliyor bütün “yükselen pazar” layısıyla, global sermaye, hasarın merDış açık veren çevre ülkelere IMF (YP) ya da çevre ülkelerden.. tırnaklarını göstermeye başladı ve kezde meydana geldiğini ve merkezin 2008’de çekildi, 2009’da da çekileiyileşmeden çevrenin ayağa kalkamayakapısını çaldıklarında önereceği cek. Ne kadar, nerelerden? cağını biliyor ve önce merkeze gidiyor. reçeteyi peşinen hatırlattı: Cari Kısa adı IIF olan Institute of InternatiMerkez iyileşirse, yeniden çevreye açıkları yüksek ülkeler gevşemesin onal Finance, aralarında Türkiye’nin de kaynak gelir, ama merkez iyileşir mi, ne olduğu dünyanın 30 yükselen pazar ya zaman iyileşir, bunu kimse bilemez. da çevre ülkesinin sermaye akımlarını izliyor. IIF’a göre, 2006 Dolayısıyla, Türkiye’den kaçan yabancı kaynağın, geriye ve 2007’de çevre ülkelere hızlanan sermaye girişi 2008’de, dönüşü de merkezdeki iyileşmeye, yeniden Türkiye’den mal özellikle son çeyrekteki kaçışlarla önemli bir düşüş yaşamakta talep eder hale gelmesine bağlı. ve 2009’da da bu kaçış sürecek. O zamana kadar, yabancı kaynakla büyüme modeli tatile IIF verilerinden yaptığım inceleme gösteriyor ki, 2006’da girmiştir diyebiliriz. 30 çevre ülkesine 566 milyar dolar olan sermaye akışı, Gelelim IMF ile yeni bir anlaşma konusundaki ısrara.. 2007’de 900 milyar dolara çıkmış. Ancak 2008 için IIF’nın Çevre ekonomilerine dış kaynak girişlerinin durgunlaşması; tahmini 630 milyar dolar, yani 270 milyar dolarlık fire.. Ve bu giderek net sermaye çıkışının başlaması bu ülkeleri finansal fire 2009’da da 60 milyar dolar eklenerek 562 milyar dolara krize sürükleyen ana etken olmaktadır. inecek. Dış açık veren çevre ülkelere IMF tırnaklarını göstermeye 2006-2008 döneminde 30 ülke arasında en çok kaynağı başladı ve kapısını çaldıklarında önereceği reçeteyi peşinen yüzde 45 pay ile 9 çevre Avrupa (Türkiye ve Rusya dahil) ülke- hatırlattı: “Cari açıkları yüksek olan ülkeler, sermaye girişlerisi kullanmış. İkinci sırada G.Kore, Çin ve Hindistan’ın bulunnin hızla tersine dönmesi durumunda çok kırılgan konumda duğu Asya YP’leri var ve payları yüzde 34. Latin Amerikalılara olacaklardır.. yüzde 16, Afrika ve Orta Doğululara da yüzde 4 pay düşmüş. [Bunlar], para politikasını gevşetmemeli, malî disiplini Buradan da anlıyoruz ki, bu çevreden merkeze geri çekisürdürmeli, [ve] emek piyasalarında süregelen katılıkları ele lecek kaynağa en çok Türkiye ve Rusya’nın içinde yer aldığı almalıdır.” (Dünya Ekonomik Görüntüsü, Ekim 2008, ss.69-71) “çevre Avrupa” bağımlı. Kısacası, faiz oranlarıyla vergileri yukarı, kamu harcamalarını 2008’deki yaklaşık 260 milyar dolarlık çekilmenin yüzaşağı çekmek ve işgücü maliyetlerinin düşürülmesine karşı de 57’sinin Asya’dan (özellikle G.Kore’den), dörtte birinin direnç öğelerini tamamen ortadan kaldırmak.. İç talebi baskı Avrupa’daki çevrelerden, kalanının da Latin Amerika’dan altına alarak ve ücretleri gerileterek istikrar.. (özellikle, Brezilya, Arjantin, Meksika) olduğu anlaşılıyor. İşte, finansal krizin Türkiye için gündeme getirdiği tehlike2009’daki geri çekilmenin ise yüzde 88’i, Avrupa çevre ülkelerden biri.. lerinden gerçekleşecek. Başka tehlikeler de var. IMF, hükümetten, özel sektörün Dolayısıyla, ne acıdır ki, bu çekilme ile en çok boşluğa dü- dış borç stokunun devlet garantisine alındığını duymak istiyor. şüp bunu ekonomik küçülme ve derin bir kriz olarak yaşamaBu gerçekleşirse, alacaklı yabancı bankalar, batık kredilerinin ya aday ülkeler yine Türkiye ve Rusya olacak. Ama Rusya’nın ceremesini bizzat üstlenmekten kurtuluyorlar; bu yükü Türkiye elindeki güçlü enerji kaynakları yine de bir teselli. hazinesine yıkıyor olacaklar. Ya Türkiye neye yaslanacak? “IMF çıpası” gerçekleştiği takdirde reçete hazırdır: “Talep Bavulla gelecek paralara mı ?!!! daraltılsın; her tür direnme odakları kırılsın. Bankaların dış Çevreden, sıcak para ve diğer biçimlerdeki kaynağın borçlarını devlet üstlensin.” ebsohaber 34 kasım 2008 HABER Gül: Avcı olun, yatırımcı getirin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İzmir yapacağımız iş, bütün gücümüzle harekeKalkınma Ajansı’nın düzenlediği ve te geçmektir. Dünyanın dikkatini İzmir’e Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, EXPO 2015 adaylığı sonrasıda yapılan çekmeliyiz. İzmir’in zengin üniversite, İzmir Kalkınma Ajansı’nın toplanarama konferansında belirlenen yol hariticari ve sanayi birikimi var.” tısında kendisine sunulan EXPO tasının da kendisine sunulduğu toplantı2015 adaylığı sonrası raporu da, İzmirlileri dünyanın dört bir yanınYol haritası inceleyip, yeni hedef gösterdi. dan yatırımcı toplamaya çağırdı. “İzmir’i İzmir Kalkınma Ajansı’nın arama konagresif şekilde dış ülkelere tanıtmamız feransıyla ilgili yaptığı çalışmanın “İzmir lazım” diyen Gül, “Sizler avcı gibi yatırımcıyı getireceksiniz. 2015 sürecinin yarattığı sinerjinin sürdürebilirliğini sağlayacak Heyetler halinde başka ülkelere gideceksiniz. Bu sizin göreviniz. yol haritası çalışması” şeklindeki başlığını beğendiğini belirDünya da bunu yapıyor” dedi. ten Cumhurbaşkanı Gül, arama konferansı ile İzmir’in sıfırdan “İzmir geriye gidiyor” mantığının terk edilmesi gerektiğini başlamadığını ve sıçrama yaptığını kaydetti. Arama konferansı vurgulayan Gül, İzmirlilerden “Kenti nasıl daha ileriye götürebiile krizlerin fırsata çevrildiğini belirten Gül, İzmir’in sorunlarını liriz” düşüncesiyle hareket etmelerini istedi. İzmir’in herhangi bir herkesin sahiplenmesinden mutluluk duyduğunu ifade etti. şehir olmadığını belirten Gül, “Bana ‘Türkiye’nin en modern ili hangisidir’ diye sorsanız İzmir olduğunu söylerim” diye konuştu. Gerekeni yapacağız İzmir’in çevre yolu gibi kamu altyapı yatırımlarının üzerine Emekler boşa gitmedi çok şeyin inşa edilebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, EXPO 2015 adaylığının kaybedilmesi sonrasında İzmir’in “Böyle havalimanı Avrupa’nın kaç ülkesinde var. Bu oteller çok şey kazandığını belirten Gül, Kalkınma Ajansı’nın Haziran nerede var. Arama konferansı boşa yapılmış bir çalışma değilayında Çeşme’de düzenlediği arama konferansıyla kentteki birdir. İzmir’in EXPO 2105’i kaybetmesine ben de üzüldüm. Ama likteliğin sürdürüldüğünü söyledi. EXPO 2015 sürecinde harcabunun üzerine ne inşa edeceğimiz önemli. İzmir’de çok daha nan emeklerin heba olmadığını belirten Gül, İzmir’in dünyanın fazla uluslararası toplantılar yapabiliriz. İzmir ve İstanbul herkeher tarafından tanıtıldığını ve anlatıldığını dile getirdi. Arama se iftiharla göstereceğimiz şehirlerimizdir. Sizler İzmirliler olarak konferansı yapılarak yeni bir yol haritası çizilmesinin sevindirici kentinizi dahi ileriye götürmek için gayret edin, biz de devlet olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “İzmir olarak üzerimize düşeni yapacağız” diye konuştu. Türkiye’nin en seçkin illerinden biridir. Eskiden de öyleydi, şimdi de öyle. İstanbul gibi İzmir’in de taşı toprağı altındır. İzmir’in Projelere kaynak bambaşka avantajları var. İzmir, önümüzdeki yıllarda nısal Cumhurbaşkanı Gül’e, toplantı öncesinde İzmir Kalkınma ivme kazanır bunun için çalışmalıyız. Sanayi şehri, tarım şehri Ajansı’nın çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Vali Cahit Kıraç, 2008 İzmir’dir. Zengin tarihi ve kültür varlıklar bu kenttedir. Nasıl ve 2009 yıllarında ajansa sunulacak uygun projelere 56 milyon kalkınacağız, nasıl çalışacağız buna bakmalıyız. Bundan sonra YTL’lik kaynak sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Vali Kıraç, arama konferansı sonrası belirlenen 15 maddelik eylem planıyla ilgili destek istedi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise, İzmir’in son yıllarda gerileme kaydettiğini belirtti. İzmir’de Vali olarak görev yaptığı sırada İzmir’in ekonomide Türkiye ikincisi olduğunu belirten Gönül, “Şimdi İstanbul 1’inci, Ankara yüzde 13’le ikinci, Kocaeli yüzde 12 ile üçüncü, İzmir ise yüzde 7 ile döndüncü sırada yer alıyor. İhracatta ise Bursa’nın arkasına düşerek 5’inci sıradayız. İzmir çok daha iyi bir yerde olmaya layıktır” diye konuştu. Devlet Planlama Teşkilatı Genel Müdürü Bölgesel Gelişim ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Ahmet Yaman da, Türkiye’de yeni kurulacak 8 kalkınma ajansının Bakanlar Kurulu onayını beklediğini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, Cumhurbaşkanı Gül’e kentin EXPO 2015 adaylığı süresince verdiği destekler için teşekkür etti. Kocaoğlu, “Yol haritası stratejik planımızda yeralıyor. İzmir’in dünya kenti olma hedefine en kısa sürede ulaşacağına inanıyoruz” diye konuştu. ebsohaber 36 kasım 2008 ULUSLARARASI İsviçreliler, İzmir’e yatırımda kararlı Türkiye’de 41 firma, İzmir’de de 3 firrum. Birlikte çalışarak güzel işler başaraİzmir’in sanayi alanındaki ciddi ma ile faaliyetlerini sürdüren İsviçreliler, cağımıza inanıyorum. İki ülke arasındaki potansiyelini gören İsviçre, yeni İzmir’e yeni yatırımlar kazandırmak için ilişkiler çok iyi gidiyor” dedi. araştırma yapıyorlar. Türkiye ile İsviçre yatırımlar için çalışmalarını sürarasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amaTürkiye cazip dürüyor. EBSO, her türlü desteği cıyla önce Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı Türkiye’de toplam 41 İsviçre kökenli vermeye hazır.. (EBSO) ziyaret eden Balzi, Türkiye’nin firmanın faaliyet gösterdiğini, İzmir’de ise küresel ekonomik krize rağmen yatırımbu rakamın üçte kaldığını söyledi. Balzi, cıları kendisine çeken bir ülke olduğunu vurguladı. bu sayının daha da arttırılabileceğine dikkat çekerek, şöyle koİzmir’deki programı kapsamında İzmir Yüksek Teknolonuştu: “Dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle firmalar saji Enstitisü Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken, Urla’da Fransızlarla ğına soluna daha dikkatli bakıyor. Bu anlamda Türkiye yatırımcı Teknopark projesini yürüten EGİAD Başkanı Cemal Elmasoğlu, için hala cazip bir ülke, çünkü ülkeniz sadece bir pazar değil, 2 İsviçreli firmanın faaliyet gösterdiği Ege Serbest Bölgesi’nin aynı zamanda bölgesel bir üs olma özelliğine de sahiptir. İşletici firması ESBAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Tuncer ile de biraraya gelen İsviçre Başkonsolosu Ernest Balzi, kentteki İsviçreli yatırımcı bekliyoruz yatırım potansiyelini değerlendirmek istediklerini söyledi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, görüşmede İsviçre ile Türkiye arasında düzenli bir işbirliği olmaİsviçreli firmalar memnun sına rağmen ticareti boyutta dengesizliklerin yaşandığını kaydetZiyarette İzmir’de faaliyet gösteren İsviçreli firma sayısının ti. Türkiye’nin ithalat ağırlıklı ticari ilişkide bulunduğunun altını çok az olduğuna da işaret eden Balzi, bu sayının arttırılması çizen Yorgancılar, “Bu dengesizliği Türkiye’nin lehine çevirmek için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti. Balzi, için çalışmalıyız. İsviçreli yatırımcıların Türkiye’de yaklaşık 1.5 konsolos olduktan sonra ilk resmi ziyaretini İzmir’e yapmakmilyar Euro’luk yatırımı mevcut. Türk yatırımcılar da İsviçre’de tan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Türkiye’de çalışan yatırım yapıyorlar. Sayın konsolosa EBSO’nun faaliyetleri ve İsviçre firmalarının durumlarından memnun olduklarını gördüm. İzmir’deki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ile bilgi verdik. İzmir’in sanayi anlamında ciddi bir potansiyeli var. Dünya ekoİzmir’e daha çok İsviçreli yatırımcının gelmesi için her türlü nomisinde kriz yaşansa bile, Türkiye’nin geleceği parlak görüyo- desteğe hazırız” diye konuştu. EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, İsviçre İstanbul Başkonsolosu Ernest Balzi’ye ziyaret anısına plaket verdi. Ziyarette İsviçre İzmir Fahri Konsolosu Uğur Yüce de hazır bulundu. ebsohaber 38 kasım 2008 ULUSLARARASI Fransa Türkiye ilişkileri sağlam temelde Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Berdolarlık Fransız yatırımı bulunduğunu ve nard Emie, politikacıların tavrına karşın 300 Fransız şirketinin faaliyet gösterdiEBSO Yönetim Kurulu Başkanı iki ülke arasındaki ilişkilerin sağlam bir ğini ifade etti. Fransız şirketlerinde 100 Taşkın ile biraraya gelen Frantemele sahip olduğunu ifade etti. bin kişinin istihdam edildiğini belirten sa Büyükelçisi Bernard Emie, Fransa Büyükelçisi Emie, NATO MüşEmie, sadece 2008’in ilk yarısında Türkiye’de en çok yatırım yapan terek Hava Görev Grubu Komutanlığı Fransa’dan Türkiye’ye 1 milyar dolarikinci ülke olduklarını söyledi.. Fransız Askeri Misyon Şefi General Jeanlık yatırım yapıldığını ifade etti. Emie, Claude Marbec’e Fransa Ulusal Liyakat “Bu bizim Türkiye’ye güvendiğimizin Nişanı’nın (Commandeur) sunulması töreni için geldiği İzmir’de işaretidir” dedi. İzmir’e her yıl 100 bin Fransız turist geldiğini Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın belirten Emie, vize işlemini hızlandırmak ve kolaylaştırmak ile de görüştü. Fransa Fahri Konsolosu Zeliha Toprak’ın ev üzere çalışmalarının bulunduğunu söyledi. Emie, şöyle konuştu: sahipliğinde İzmir’deki tarihi konsolosluk binasında gerçekle“Biometrik vizeler verilecek. Yani vizeyi alan kişi uzun süre o şen buluşmada İzmir’le Fransa’nın arasındaki bağları “eski bir vizeyi kullanabilecek. Vizelerin Başkonsolosluğumuzda verilişi aşk” hikayesine benzeten Emie, Marsilya’yı Foça’dan göçenleen fazla 72 saat sürer. Acil durumlarda bu daha kısadır. İşadamrin kurduğuna dikkat çekti ve Fransa’da çekirdeksiz üzümlerin larına ayrı bir kolaylık gösteriliyor. Vize olayı bir AB meselesi, “Smyrna” olarak bilindiğini hatırlattı. İki ülke arasındaki ilişkisadece Fransa’ya bağlı değil. Bizim yaklaşımımız, seyahat etmesi lerde zaman zaman gel-gitler yaşandığını belirten Emie, politigereken kişilere kolaylık göstermektir.” kacıların tavrına karşın Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin Büyükelçi Emie, Paris’ten direk uçak seferlerinin başlatılması sağlam bir temele sahip olduğunu ifade etti. Başbakan Recep için her iki ülke nezdinde çalışacağını da açıkladı. Tayyip Erdoğan’la Fransa Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy’yi birbirbirine benzeten Emie, “Biraz benzerlik var yöneticilerimizde. “Daha fazlasını yapabilirsiniz” Bunlar güçlü şahsiyetler. Açıksözlüler. Birbirine benzeyen kişiler Büyükelçi Emie, Fransa’nın AB dönem başkanlığını yürüttübirbiriyle buluşur. Başbakanlar buluştuğu zaman son derece ğünü, bu süreçte AB ile Türkiye arasında devam eden müzakesamimi bir diyaloğa girişebiliyorlar” dedi. reler kapsamında iki yeni başlık açılmasının düşünüldüğünü söyFransa’nın AB Dönem Başkanı olarak tarafsız ve objektif bir ledi. AB Komisyonu’nun Türkiye’yle ilgili ilerleme raporuna da tutum sergilediğini kaydeden Emie, buna karşın Türkiye’nin AB değinen Büyükelçi Emie, “Raporda belli unsurlar var. Kopenhag tam üyeliği müzakere sürecinde hızlanması gerektiğini söyledi. kriterlerinde ne kadar ilerlenmiş? Parlamentoda hangi düzenlemeler yapılmış? Türkiye’nin bir yıl içinde ne kadar ileride olduğu Size güveniyoruz veya olmadığı belirtiliyor. Rapor olumsuzluk olarak görülmemeFransa’nın Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci ülke li. ‘İlerliyorsunuz ama daha fazlasını yapabilirsiniz’ mesajı var” konumunda olduğunu belirten Emie, Türkiye’de 20 milyar diye konuştu. ebsohaber 39 kasım 2008 ULUSLARARASI Akdeniz iş dünyası İspanya’da buluştu İstanbul Ticaret Odası’nın başkanlığını yürüttüğü ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın da ortak üyesi olduğu Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin (ASCAME) 19. Genel Kurulu, Akdeniz Birliği’nin sekreteryasının merkezi seçilen Barselona’da gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye Odalar Birliği ile Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı temsilen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile Muğla TSO Başkanı Bülent Karakuş ve Denizli TO Başkanı Necdet Özer katıldı. Genel Kurul programı çerçevesinde ASCAME bünyesinde bulunan Turizm, Tahkim, Kadın Girişimciler, İşbirliği, Eğitim, Uluslararası İlişkiler komisyonları toplantıları gerçekleştirildi. Genel Kurul toplantısının resmi açılışı öncesinde İspanya’nın Türkiye Büyükelçisi Joan Clos moderatörlüğünde “Akdeniz Entegrasyonunun Yeni Sınırı” konulu bir panel düzenlendi. Afrika ve Frankofon Odalar Daimi Konferansı Başkan Yardımcısı Omar Derraji, Eurocambres Başkan Yardımcısı George Kassimatis, Arap Ülkeleri Ticaret Sanayi Ziraat Odaları Birliği temsilcisi Ghazi Kraytem, WCF Başkan Yardımcısı Perre Vicens ile ASCAME Başkan Yardımcısı Miquel Vals’ın konuşmacı olarak yeraldığı panelde, küreselleşme sürecinin daha fazla işbirliği yapılmasını mecbur kıldığı ve bu nedenle Akdeniz ülkelerinin birbirine daha fazla kenetlenerek işbirliği içinde hareket edilmesinin önemi vurgulandı. Panelde, Akdeniz’in kuzeyinde ve güneyinde bulunan ülkeler arasında ekonomik gelişim düzeyinin eşitlenmesi yönünde ticaret ve sanayi odalarına büyük rol düştüğü ve bu kapsamda yeni stratejilerin belirlenmesinin gerekliliğine değinildi. Akdeniz Birliği’nin kurulmasının Akdeniz için tarihi bir dönüm noktası olduğunun vurgulandığı panelde, 22 ülkeden yaklaşık 200 üye ticaret ve sanayi odasını bünyesinde bulunduran ASCAME’nin, bu süreçte ekonomik faaliyetleri ve işbirliğini teşvik edecek en önemli faktör olduğu ifade edildi. Panelin hemen ardından gerçekleşen ve İspanya Pren- si Felipe de Borban’un onurlandırdığı ASCAME Genel Kurul Toplantısı’nın açılışında, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda ASCAME Başkanı olan Murat Yalçıntaş, bu yeni düzende ASCAME’ye yeni sorumluluklar düştüğünü ve Akdeniz’in bir barış denizi olması için her türlü gayreti gösterdiklerini ve göstermeye devam edeceklerini belirtti. Yalçıntaş, ASCAME’nin kurulduğu günden beri 25 yıldır büyük bir bilgi ve teknoloji birikimine sahip olduğunu, farklı kültürlerin, farklı toplumların daha iyi bir ekonomik ortam yaratabilmek için beraber çalışabildiğini, beraber üretebildiklerini gösterdiğini ve bu çerçevede ASCAME’nin Akdeniz ülkeleri arasında işbirliğini güçlendirmek için aktif bir platform oluşturduğunu ifade etti. İspanya Prensi Felipe de Borbon ise konuşmasında, dünyadaki değişimlerin ve gerçekleşen son ekonomik krizin yol açtığı sorunların üstesinden gelebilmek için bir arada hareket etmenin, ortak bir strateji belirlemenin önemini vurguladı. Prens Felipe de Borbon, bu kapsamda ASCAME’nin rolünün çok önemli olduğunu ifade ederken, birliğin aynı zamanda Akdeniz bölgesinin gelişimi ve refahı için son derece önemli bir platform olduğunu belirtti. Taşkın: EBSO daha aktif olacak ASCAME toplantısında Türkiye Odalar Birliği (TOBB) ile Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı temsil eden EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, İzmir’i sürekli gündemde tutacaklarını, birliğin komitelerinde daha fazla çalışacaklarını söyledi. EBSO’nun ASCAME’ye üye olduğunu ancak yakın geçmişe kadar aktif olmadığını ifade eden Taşkın, “Bu uluslararası organizasyon çerçevesindeki toplantılarda zengin ülkelerle beraber oluyoruz, geleceği tartışıyoruz, işbirliğini görüşüyoruz. Bütün bu çabaların sonucunda yatırımlar açısından ülkemizin, bölgemizin ve en önemlisi kentimizin kazançlı çıkmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. ebsohaber 40 kasım 2008 ULUSLARARASI Almanya potansiyelini değerlendirelim Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Türkiye’nin Almanya potansiyelini daha iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için kurulan ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın da üye olduğu Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın Köln’deki genel kurul toplantısına katılan Tamer Taşkın, gündeminin ağırlığını ihracatın oluşturduğu toplantıyı değerlendirirken “Almanlar kendileri gibi partner arıyorlar. Her alanda yatırıma açıklar. Üretimini şartlar gereği ülke dtışına çıkarmak isteyen ve yeni pazarlara açılmayı arzulayan çok sayıda Alman yatırımcı var. Bizim firmalarımız Almanlarla ortak olarak dünyaya açılma avantajını elde edebilirler. Alman yatırımcıları ülkemize çekmek için de doğru veriler kullanarak ikna etmemiz gerekiyor” dedi. Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr Von Leoprecthing, Türkiye'nin son yıllarda büyük bir atılım içinde olduğunu söyledi. Leoprecthing, "Türkiye, çok hızlı bir reform sürecine girerek teknoloji kullanımı ve kalitede büyük bir sıçrama yaptı” dedi. Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve tarihi açıdan Almanya'nın vazgeçilmez dostu olduğunu söyleyen Leoprecthing, uluslararası pazarlara açılmada da çok önemli bir partner olarak gördükleri Türkiye'nin son yıllarda ekonomik atılımlarını takip ettiklerini kaydetti. Türkiye'nin AB sürecine tam destek verdiklerini açıklayan Leoprecthing, "Türkiye'de yaratıcı ve dinamik bir özel sektör var. AB reform süreci yolunda gidiyor. AB yolu, zorluklar olsa da Türkiye için dönülmez bir yoldur. Oda olarak bu tür kararlarda tarafsız olmamız gerekse de AB’ye girşiniz konusunda tam destek veriyoruz. Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine iki ülke arasında ekonomik, ticari ilişkileri artırarak katkıda bulunmak istiyoruz" diye konuştu. Almanlar atılımda Son dönemde yabancı yatırımcıların ilgi odağı haline gelen İzmir’de bugüne kadar en çok yatırımı gerçekleştirenlerden biri de Almanlar oldu. Almanya’da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk ve en çok dış ticaret gerçekleştirdiğimiz ülke olarak Türkiye’yi yakından tanıyan Almanlar, yatırımlarda İzmir’i de tercih ediyorlar. Hava ve deniz limanı, kara ve demiryolu ulaşımıyla birleşen lojistik imkanları, yetişmiş işgücü ve staratejik konumu nedeniyle İzmir’i tercih eden Almanlar bugüne kadar kentte 38 tesis kurdu. Halen treyler devi Krone, en önemli tekstil markalarından Roy Robson ile Ege Serbest Bölgesi’ndeki Mopisan firmasını satın alan Mahle’nin yatırımları devam ederken, Almanlar bugüne kadar gerçekleştirdikleri yatırımlarla 7 bin kişiye iş imkanı sağladı. Hugo Boss, 3 bin 500 çalışanı ile bütün Alman firmalarında çalışanların yarısını tek başına istihdam ediyor. Devam eden yatırımların da tamamlanması ile 1100 kişiye daha istihdam sağlayacak olan Alman şirketlerinin 13 tanesi bütünüyle Alman sermayeli iken, 25 firma ise Türk ortakları ile birlikte faaliyet gösteriyor. Alman Başkonsolostan Türkiye’ye destek Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Stefen Schneider, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmasından yana olduklarını söyledi. Schneider, tam üyelik yollarının açık olmasını istediklerini belirtirken siyasi diyaloğun da yoğunlaştırılması gerektiğini bildirdi. Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Schneider, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün ile biraraya geldi. “Alman Hükümeti ve şahsım adına Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasından yanayız” diyen Stefen Schneider, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi diyaloğun yoğunlaştırılması, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yollarının açık tutulması gerekiyor.” Başkonsolos Schneider, Almanya ile Türkiye’de yatırım olanakları, karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi konularında toplantılar düzenlenmesi ve ortak proje planlanmasından yana olduğunu da bildirdi. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akgün de, AB’nin Türk ürünlerine çıkarılan zorlukların sona ermesini isterken, kalite ve zenginliğin ticaretle artacağını söyledi. ebsohaber 41 kasım 2008 ULUSLARARASI AB Türkiye’nin önünü açacak adımlar atmalı Türkiye’nin Avrupa Birliği için kilit başlatılmasının tarihi bir karar olduğunu TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bir ülke olduğu ifade edilerek, AB’nin de söyledi. bundan sonra alacağı her kararda Türkiye Türkiye ile Almanya arasındaki ikili ekonomi, sanayi, girişimcilik, perspektifinin olması ve önünü açacak ilişkilerin en güçlü halkasının ekonomik çevre başta olmak üzere AB’nin adımlar atması gerektiği bildirildi. ve ticari ilişkiler olduğuna işaret eden hazırlayacağı konularda Türkiye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Hisarcıklıoğlu, 2007 yılı sonu itibarıyla perspektifinin olmasını istedi. “Türkiye Ekonomisinin AB’ye Entegrasyo21,5 milyar dolar olan Türkiye-Almanya nu: Almanya’nın Katkıları”konulu bir konticaret hacminin 2008 yılının 8 ayında ferans düzenledi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde 22 milyar dolara ulaştığını anlattı. gerçekleştirilen konferansa Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim 2007 yılı sonu itibariyle 3 bin 181 Alman firmasının Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da katılarak, AB Komisyon YarTürkiye’de faaliyet gösterdiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, dımcısı Günther Verheugen ile Almanya Ticaret ve Sanayi Odası Türkiye’ye gelen turistlerin başında da Almanların olduğunu (DİHK) Başkanı Ludwig Georg Braun başta olmak üzere Alman söyledi. yetkililerle görüşme imkanı buldu. Hisarcıklıoğlu, Almanya’da 70 bine yakın Türk girişimcinin TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk ekonomisi, Türk yıllık 30 milyar avronun üzerinde ciro elde ettiğini, 335 bin ekonomisinin AB’ye entegrasyonu ve bu kapsamda Almanya kişiye istihdam sağladığını kaydetti. ile yapılabilecek işbirliği konularının ele alındığı konferansta, Türkiye’nin 1980’li yılların ikinci yarısında başlattığı, 2001 ekoVize sorunu çözülmeli nomik krizinden sonra tekrar hızlandırdığı ekonomik dönüşüm Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin sürecini devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Lizbon geliştirilmesini zorlaştıran sorunlara da değinen Hisarcıklıoğlu, gündemini içselleştirmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, Almanya’da uygulamaya başlanan yeni göç yasası konusunda bunun Türkiye’nin büyümesi için çok uygun bir reçete olduğuna kendilerine sürekli şikayetler geldiğini, bu konuda iyileştirme işaret etti. sağlayacak gelişmeler yapılmasını beklediklerini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecine Vize konusunda da sorunlar yaşandığını vurgulayan Hisardeğinirken, Türkiye’ye diğer aday ülkelerle eşit temelde adaycıklıoğlu, bu sorunun çözümünde Almanya’nın AB’ye liderlik lık statüsünün tanınması, Türkiye ile katılım müzakerelerinin yapmasını beklediklerini söyledi. Ticari ve ekonomik ilişkilerde ebsohaber 42 kasım 2008 ULUSLARARASI yaşanan bir başka sorunun da kara ulaştırması konusunda olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ‘geçiş belgeleri’ uygulamasının iki ülkenin ticaret hacmi ile bağdaşmadığını, bu uygulamanın sona erdirilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde Almanya’nın rolünün önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Ekonomimizin AB ekonomisine entegrasyonunda Almanya’nın gerek ticaret gerekse de yatırımlar yoluyla sağladığı katkı, bundan sonra entegrasyonun diğer alanlarında da önem kazanacaktır” dedi. AB’nin Türkiye’nin önünü açacak adımlar atması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomi, sanayi, girişimcilik, enerji, çevre gibi konularda AB’nin hazırlayacağı belgelerde mutlaka Türkiye perspektifi olmalıdır. Bu yaklaşım iç ve dış piyasalara güven verecektir. Türkiye’deki AB reformlarına sürat kazandıracaktır. Halen ‘yavaşlatılmış’ bir şekilde yürütülen Türkiye’nin AB katılım süreci hızlandırılmalıdır. Türkiye’de iş dünyası tüm zorluklara rağmen, AB sürecine ciddi destek vermektedir.” Avrupa iş dünyasının çok şanslı olduğunu ifade eden TOBB Başkanı, “Temel politikaların belirlendiği yerde, direksiyonun başında gerçek bir KOBİ dostu görev yapıyor. Sayın Verheugen, Avrupa KOBİ’lerinin gerçek hamisidir” diye konuştu. belirtti. Verheugen, “Eğer siyasetçiler, seçmenlere, Türkiye’ye neden ihtiyaç duyulduğunu anlatmazlarsa, Avrupalı seçmenin Türkiye’ye destek vermesinden nasıl bahsedilir?” dedi. “AB Hıristiyan kulübü değildir” diyen Verheugen, İslamiyet’in AB için bir değer olduğunu vurguladı. Türkiye’nin, 60. Frankfurt Kitap Fuarı’nda yer almasının çok önemli olduğunu ifade eden Verheugen, “Burada Türkiye’nin modern yüzü görüldü. Türkiye ile ikili ilişkilerde dürüst ve açık olunmalı” diye konuştu. Verheugen, Türkiye’nin üyelik sürecindeki reformları sadece AB için değil kendisi için de yaptığını da sözlerine ekledi. Çağlayan: Küresel oyuncuyuz Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa ile iş yapan, küresel bir oyuncu olan Türk ekonomisinin reel ve özel sektörünün, dünyadaki bu küresel krizden etkilenmemesinin mümkün olmadığını, ihracat pazarlığındaki daralmanın getireceği sorunlarla karşı karşıya kalınacağını söyledi. Verheugen: Türkiye kilit ülke AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de Türkiye’nin Avrupa için önemli ve ‘kilit’ konumda bir ülke olduğunu söyledi. Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun sadece ekonomik olarak değil, AB için stratejik bir gereklilik haline geldiğini ifade eden Verheugen, bu sürecin uzun olduğunun farkında olduklarını kaydetti. Bazı kesimlerin coğrafi, kültürel ve dini argümanları öne sürerek Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktıklarına işaret eden Verheugen, kendisinin böyle düşünmediğini söyledi. Avrupalı vatandaşların modern Türkiye’yi daha iyi tanıması gerektiğini ifade eden Verheugen, bu konuda siyasetçilere görev düştüğünü ebsohaber 43 kasım 2008 ULUSLARARASI Türk iş adamlarına AB’nin uyguladığı vize ve serbest ticaret anlaşması konusunda bazı eleştirilerde bulunan Çağlayan, şöyle konuştu: “Türk reel sektörüne, özel sektörüne AB’nin uyguladığı vizenin ticarette teknik bir engel olduğunun altını çizerek söylüyorum. Bir haksız rekabet unsuru olduğunun altını çizerek söylüyorum. Serbest Ticaret Anlaşmaları da son derece önemli. Türkiye Avrupa’nın bir ortağı. Türkiye’ye yapılan bazı düzenlemelerin mutlaka gözden geçirilmesi, Avrupa açısından da son derece önemlidir. Türkiye gerçekleştirdiği yapısal reformları ile serbest piyasaya inanan ve destekleyen, siyasi istikrarını sağlamış bir hükümet yapısı ile Avrupa için çok önemli stratejik bir ortaktır. Türkiye çok önemli bir yere sahip. Avrupa’lı iş adamları için iş yapılacak, üretim yapılacak, yatırım yapılacak ve üzerinden dünya ile ticaret yapılacak çok önemli bir coğrafyaya ve stratejik öneme sahip.” Türkiye’nin 2007 yılı sonu itibari ile yapmış olduğu 300 milyar dolarlık dış ticaretinin yüzde 90’ını deniz yolu ile yaptığına işaret eden Çağlayan, “Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili. Lojistik alt yapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Demir yolu, kara, hava yolu taşımacılığı ve deniz limanları ile Türkiye çok önemli bir atılım içerisindedir” diye konuştu. Türkiye’nin nitelikli ve genç bir nüfusa sahip olduğunu da belirten Çağlayan, “Türkiye artık mesleki eğitim başta olmak üzere, eğitim konusunu da fazlası ile önemseyen bir hükümete sahiptir” dedi. Bakan Çağlayan, Türkiye’nin Avrupa’nın bir çok ülkesi ile çok önemli stratejik ortaklıklar yapacak ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ile birlikte yapacağı ortaklıkların dünya ticareti açısında da son derece önem arz eden bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Hukuk sistemi de dahil olmak üzere bir çok alanda değişiklikler yaptıklarını belirten Çağlayan, Türkiye’nin ciddi bir küresel oyuncu olma yolunda büyük adımlar attığını sözlerine ekledi. Braun: Fırsatlardan birlikte yararlanabiliriz Almanya Ticaret ve Sanayi Odası (DİHK) Başkanı Ludwig Georg Braun da, Avrupa ekonomileri de dahil olmak üzere Avrupa ekonomilerinin çalkantılı bir dönemden geçtiği bu süreçte, Türk ekonomisinin AB’ye entegrasyonuna ilişkin yapılan toplantının önemli olduğunu belirtti. Braun, “Bu krizin üstesinden birlikte gelebilirsek, küresel ekonomik fırsatlardan da destek alabiliriz” dedi. Braun, AB üyesi ülkelerin yanı sıra ortaklık çalışması sürdürülen ülkelerle de iş birliği yapılması gerektiğini belirtti. İşbirliğini artırarak karşılıklı çıkarların ileri noktaya taşınmasına katkı yapılacağını ve gelinen noktanın ötesine geçilmesi gerektiğini söyleyen Braun, “Türkiye’nin bugün bulunduğu nokta, 20 yıl öncesine göre ileri bir noktadır. Türkiye’nin katılımının tehdit değil bütünü tamamlayacağını Avrupa’ya anlatmalıyız” dedi. ebsohaber 44 kasım 2008 ULUSLARARASI İş dünyası AB’ye geçişi destekliyor Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Taşkın, Türk iş dünyasının her zaman Avrupa Birliği’ne geçişi desteklediğini söyledi. Brüksel’de düzenlenen ve Başkanlığını Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Başkanı Pierre Simon’un üstlendiği “Türkiye’de Şirketlerin AB Üyeliği için Hazırlıkları, Türk Özel Sektörünün Yaklaşımı 2008” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Tamer Taşkın, TOBB’un yapısı ve çalışmaları hakkında bilgiler aktarırken, “Türkiye’de iş dünyasının her zaman AB’ye geçiş sürecini desteklediğini, Türkiye’nin geçiş süreçinin bir yol haritası ve ekonomik, siyasi dönüşüm sürecinin dayanak noktası olduğunu görüyoruz” dedi. TOBB olarak Avrupa Birliği müktesebatının uyum ve uygulama işleninin kurumsal bir kapasite gerektirdiğinin bilincinde olduklarını vurgulayan Taşkın, bu yöndeki çalışmaları sürdürdüklerini belirtti ve “TOBB’da geniş bir AB departmanı bulunuyor. Sanayi, KOBİ’ler, çevre, ulaşım gibi konularda AB geçmişine sahip iyi eğitimli çalışanlarımız var. Oda ve yerel düzeyde kapasite oluşturulmasına da çalışıyoruz” diye konuştu. Tamer Taşkın, TOBB ile Avrupa Odalar Birliği (Eurochambers) arasında yapılan işbirliği ile Oda hizmetlerinin gelişimi ve yeni hizmetlerin tanıtımı amacıyla kapasite geliştirme projeleri uygulandığını da hatırlattı. Taşkın, projenin ayrıca Türkiye ile AB ülkeleri arasında Oda bazında köprüler kurulmasına yardımcı olduğunu, 2001 – 2004 yılları arasında toplam 21 projenin uygulandığını bildirdi. AB hedefinden vazgeçmek yok Avrupa Birliği’nin Türkiye’de İş Geliştirme Merkezi projesini finanse ettiğini, Türkiye’de ilk açılan üç ABİGEM’den birinin EBSO çatısı altında faaliyet gösterdiğini vurgulayan Taşkın, “Toplam 35 milyon Euro mali destekle 12 yen iş geliştirme merkezi kuruldu. 2005 yılından bu yana Eurochambres Teknik Yardım Bilgi Değişimi Ofisi-TAIEX ile çalışıyoruz. Rekabet, devlet yardımları, tüketici hakları, pazar gözetimi, ürün ve üretici sorumluluğu, fikri mülkiyet hakları, karayolu ulaşımı, denizyolu ulaşımı, hizmet direktifi, kadın girişimciliği, standartizasyon gibi konularda seminerler organize ettik” dedi. Tamer Taşkın, faaliyetlerinin sivil toplum ile diyalog ve iletişime odaklandığını da kaydederken, şunları söyledi: “Yaptığımız her şey, geliştirdiğimiz ve uyguladığımız her proje, AB üyeliği işlemini anımsatmak için kullanılan bir işaret haline gelmiştir. Eurochambers ile yürütülen anket çalışması da açıkça altını çizmektedir ki iş dünyası kendileri için yaptıklarımızı takdir etmektedir ve AB bilgi kaynağı olarak en güvenilir kaynak olarak Oda ağını belirtmektedir. Diğer yandan, AB’ye katılım işleminin bütün zahmetli beklentilerine rağmen iş dünyası Türkiye’nin katılım sürecini büyük bir çoğunlukla desteklemektedir. Anket bize ayrıca çalışmalarımızı kuvvetlendirmemiz gerektiğini de söylemektedir.” Özellikle Çin, Hindistan ve Uzakdoğu’dan temel olarak düşük ücrete dayanan rekabet baskısı ile AB iş gücü pazarındaki yapısal güçlükler dikkate alındığında Türkiye ve AB KOBİ’leri arasında yakın gelecekte iş ortaklıklarında büyük potansiyel gördüklerine de dikkat çeken Taşkın, “Bu durum, Türk firmalarının ürün standartlarını AB mevzuatına uyumlu hale getirmesini kaçınılmaz kılıyor” diye konuştu. “Türkiye’de Şirketlerin AB Üyeliği için Hazırlıkları, Türk Özel Sektörünün Yaklaşımı 2008” konferansında, EBSO’nun Temmuz ayı meclis toplantısında dağıtılan, Eurochambres ile TOBB işbirliğinde AB-Türkiye Oda Forumu (ETCF) Projesi kapsamında hazırlanan ve eş zamanlı Türkiye’de bulunan tüm Odaların meclis üyelerine dağıtılan, amacı AB müktesebatı konusunda söz konusu firmaların bilgi düzeyini ölçmek olan anket çalışmasının sonuçları da değerlendirildi. ebsohaber 45 kasım 2008 ULUSLARARASI Egeliler Avrupa Şirketler Meclisi’nde yonu Başkan Yardımcısı olduğunu, bu Avrupa Birliği Üyesi ve aday ülkapsamda AB ile olan ilişkileri dikkate kelerdeki 774 şirketin temsil edildiği EBSO Yönetim Kurulu Başkan alınarak bu göreve geldiklerini açıklayan Avrupa Şirketler Meclisi’nde Türkiye’yi Yardımcısı Kalpaklıoğlu, AB ve Kalpaklıoğlu, “Meclis’te 27 AB üyesi Egeli firmalar temsil ediyor. Avrupa’daki aday ülkelerdeki 774 şirketin ülke ve 12 aday ülkenin temsilcileri yer şirketlerin yaşadıkları sıkıntıların güntemsil edildiği Avrupa Şirketler alıyor. Türkiye’den 4 firma burada temsil deme getirerek Avrupa Parlamentosu Meclisi’ndeki dört Türk’ten biri.. ediliyor. Buradaki amaç AB ülkelerinbünyesinde çözüm arandığı Meclis’e deki girişimci işadamı ve sanayicilerin Türkiye’den seçilen 4 firmadan üçü Egeli sanayici ve işadamlarına ait.. Yılda bir kez Avrupa Parlamentobir araya getirmek, sorunları ve tecrübeleri birbirleri ile paylaşsu binasında bir araya gelecek şirket temsilcileri sorunlarını ve mak. Toplantılar AB Parlamentosu’nda gerçekleştiriliyor. Belirli çözüm önerilerini tartışacak. sürelerde bir araya gelerek sorun ve çözüm önerileri sunulacak. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ege NKM Gıda Çözüm önerileri AB Parlamentosu’nda görüşülecek ve kararlar firması ile Nedim Kalpaklıoğlu, Manisa’dan Teleset firması ile alınacak. Böyle bir görevde olmak benim için onur. Türkiye’yi aynı zamanda Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Talat en iyi şekilde temsil etmek için çalışacağım” dedi. Zurnacı ile Bandırma Ticaret Odası Başkanı olan Kocaman Balıkçılık firmasının sahibi Osman Kocaman Avrupa Şirketler Tanıtım açısından yararlı Meclisi’nde Türkiye’yi temsil ediyor. Meclis’te Türkiye’yi temsil Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Teleset firmasıeden 4’ncü firma ise TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na ait nın sahibi Talat Zurnacı ise yeni oluşturulan Avrupa Şirketler olan Eskihisar İnşaat firması oldu. Meclisi’nde yer almanın kendileri için onur olduğunu söyledi. Avrupa Şirketler Meclisi’nde AB üyesi 27 ülke ile 12 aday Meclis’te 774 şirket yöneticisinin yer aldığını dile getiren ülkeden şirket temsilcisi yer alırken, Türkiye’deki şirket temsilciZurnacı, aday ülke olan Türkiye’nin oy verme hakkı olmadığını leri ile Meclis’te gözlemci üye olarak görev yapıyor. Türkiye’den ancak Avrupa’daki şirketlerin işleyişi ve sorunları hakkında bilgi seçilen firmalar TOBB AB Uyum Komisyonu’nda da yer alırken, sahibi olacaklarını kaydetti. Meclis’te Türkiye’yi temsil eden firma temsilcilerinin girişimcilik konusundaki başarıları ve birçok firmaların 3’nün de Ege Bölgesi’nden olduğunu anlatan Zurnacı, yabancı dili bilme gibi vasıfları nedeniyle Meclis’te yerlerini bölge tanıtımı açısından da bunun çok önemli olduğunu vurgualdılar. ladı. Bandırma Ticaret Odası Başkanı ve Kocaman Balıkçılık’ın Sahibi Osman Kocaman ise, Avrupa Şirketler Meclisi’nin kendiBenim için onur leri için büyük bir deneyim olacağını söyledi. AB ile Türkiye’nin Avrupa Şirketler Meclisi’nin ilk toplantısını geçen ay gerticari yönden ilişkilerinin en üst seviyede olduğunu ve Avrupalı çekleştirdiğini ifade eden EBSO Başkan Yardımcısı ve Ege şirketlerin işleyişini ve sorunlarını bu Meclis sayesinde öğreneNKM Gıda Sahibi Nedim Kalpaklıoğlu, bu Meclis’te Türkiye’yi ceklerini anlatan Kocaman, Türkiye’den seçilen 4 firma arasında temsil etmekten gurur duyduğunu söyledi. AB Uyum Komisyer almanın da kendilerine mutluluk verdiğini sözlerine ekledi. ebsohaber 46 kasım 2008 HABER İstihdam artışı için köklü tedbir şart TİSK, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve koşuyorsa bu krizde, bu yarışta bırakın EBSO Yönetim Kurulu Başkan Peryön’ün ortaklaşa düzenledikleri sebiz de yarışalım, ayağımızdaki prangaları Yardımcısı Akgün, Türkiye’de minerde, Türkiye’nin bir numaralı sosyo çıkarın. Türk sanayicisini böyle harap ekonomik sorunu olan işsizliğin ancak etmek doğru değildir" dedi. istihdam üzerindeki yüklerin fazla köklü tedbirlerle çözümlenebileceği ifade Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olduğuna dikkat çekti ve işsizliğe edildi. Bu arada TİSK, istihdam artışının tarafından teklif edilen ve kısa bir süre karşı köklü tedbir alınmasını istedi önünde engel teşkil eden Alt İşverenlik önce çıkan 5763 sayılı kanunla getirilen Yönetmeliği’nin iptali için dava açtı. alt işveren kısmında taşeron işçi çalıştıTürkiye İşverenler Sendikası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve rılmasıyla ilgili yönetmeliğin işverenleri mağdur ettiğini belirten Türkiye Personel Yönetim Derneği işbirliğiyle, “İstihdam Paketi Tuğrul Kutadgobilik, 22 iş kolu başkanıyla görüşerek yönetmelive Sosyal Güvenlikteki Yeni Düzenlemeler İşvrenelere Ne Getiğin iptali için Danıştay’da dava açtığını açıkladı. riyor?” konulu bir seminer gerçekleştirildi. İş dünyası temsilcile“Uçak düşüyor, birinci ve ikinci kaptan kavga ediyor” şeklinrinin yanısıra firmaların insan kaynakları departman yöneticileri- de durum tespiti yapan Kutadgobilik, “Bir yönetmelik çıkardınız, nin de katıldığı seminerde küresel kriz ve işsizlik konusu masaya önceki kanunlarda bulunan kısımları tırpanladınız. Adeta ‘alt yatırıldı. Seminerde, “istihdam paketi” olarak adlandırılan ve işveren çalıştırma, taşeron kullanma’ diyecek hale getirdiniz. başta İş Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarda değişiklik öngöHükümet istihdamın artması için yasalar çıkarırken bu yönetmeren 5763 Sayılı Kanun ile işveren kesimi ilçin gündeme gelen lik istihdama fren görevi yapacaktır. Sözleşme hürriyeti anayasal önemli değişiklikler bir gün boyunca ele alındı. hak iken bir yönetmelikle bu hak iptal ediliyor. Avrupa İstihdam EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, Yönergesi’nin 22 ülkede geçmesi için çalışma başlatılırken dünyanın başlıca sorunu olan işsizliğin az gelişmiş ülkelerde Türkiye’de tam tersi uygulamanın içine girildi. Biz Avrupalı’nın daha ön plana çıktığına dikkat çekti. Bugünkü geçici tedbirlerle istediğinden farklı birşey istemiyoruz” diye konuştu. istihdamın artırılamayacağını savunan Akgün, “Eğer istihdamın PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Oğuz Duman da, artırılması isteniyorsa köklü tedbirlerin alınması lazım” dedi. “Dünyadaki kriz teğet geçmiyor. Biz bugünlerin fırsat yarataUfuk Akgün, Türkiye’de istihdam üzerinden alınan vergilebileceğini düşünüyoruz. Fırsattan kastımız çalışanların işten rin ve kıdem tazminatının çok yüksek olduğunu belirtirken, “İş çıkarılması değil, işin sürdürülebilir kılınması, işimize gönülden gücünün yüksek olduğu sektörlerde dünya ile rekabet etmek bağlanmamız” dedi. imkansızlaşıyor. Bırakın Çin’ı, Hindistan’ı, komşumuz olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bulgaristan’dan, hatta AB’yegirmek üzere olan ülkelerde 3-4 kat Sıddık Topaloğlu da dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye daha pahalı konumdayız” diye konuştu. yansıdığını belirterek küresel mali kriz karşısında işveren ve devlet kurumlarnıın birlikte hareket etmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Ayağımızdaki prangaları çıkarın EBSO Meclis Üyesi ve TİSK Denetleme Kurulu Başkanı ErdoTİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, durgunluk ve kriz sürecine ğan Çiçekçi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi gelene kadar ekonominin büyüdüğüne ancak istihdamın büyüDoç. Levent Akın, Sosyal Güvenlik Kurumu Prim Tahsilat Daire mediğine işaret etti. Gittikçe artan işsizlik sorununa yönelik özel bir istihdam tedbirine ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Kutadgobi- Başkanı Necdet Afşin ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurşen Caniklioğlu’nun konuşmacı lik, hükümetin hazırladığı istihdam paketinin geciktiğini ve işleolarak katıldığı paneli yönetti. vinin kalmadığını söyledi. Kutadgobilik, "Avrupalı, dünyalı nasıl ebsohaber 48 kasım 2008 GÖRÜŞ Alt ve asıl işveren ilişkisini düzenleyen yönetmelik işvereni zorluyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yasaya aykırıdır. tarafından hazırlanan ve 27.09.2008 tarih Kanunda bulunmayan ve yargı ve 27010 sayılı Resmi Gazete’de yayımkararlarında bile tam çözülememiş bir lanan Alt İşverenlik Yönetmeliği yürürlükonunun idari bir işlem ile dikte edilmek ğe girmiştir. istenmesi hukuka aykırıdır. İşletmenin Yönetmeliğin taslak hali ile ilgili sivil ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle toplum örgütleri görüş ve önerilerde buuzmanlık gerektiren iş başlıklı 11’nci lunduğu halde yönetmelikte bu hususlar madde de, asıl işin, işin gereği ile teknodikkate alınmadığı gibi taslağın dışında lojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi yeni hususlar da yönetmeliğe eklenmiştir. şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde Erdoğan Çiçekçi Esasen “Alt İşverenlik müessesesi” 4857 bölünerek alt işverene verilebileceği ifade cicekcierdogan@hotmail.com sayılı İş Kanunu’nun 2’nci ve 3’ncü madedilmektedir. Halbuki, İş Kanunu’nun delerinde yazılı olup bu maddede “muva2’nci maddesinde yer almayan “birlikte” zaayı önleyelim ve çalışanları koruyalım” ifadesinin yönetmelik ile getirilmek istenAlt İşverenlik Yönetmeliği, Çalışma derken alt işverenlik adeta uygulanamaz mesi kanunlar hiyerarşisine aykırıdır. Bakanlığı’mızca yeniden gözden bir hale dönüştürülmüştür. Bu durumu Alt işverenin üstlendiği işi bölerek bir geçirilmeli. Çalışma hayatı işyerlegören hükümet, kamu kuruluşlarında alt başka işverene veremeyeceğine ilişkin rimizin rekabet gücünü artıracak işverenlikle ilgili sorumluluk hükümlerinyönetmelik hükmü ilgili kanuna aykırıdır. den kamu kuruluşlarını muaf tutmuştur. Bugün birçok teknik iş sadece uzmanlaşyeni yönetmelikle desteklenmeli. Özel sektör alt işverenlik hükümleriymış şirketler tarafından yapılabilmektedir. le başa baş bırakılmış, bu maddeler sanki Teknolojide yaşanan gelişmelerin sonucu yetmezmiş gibi 5073 sıyılı kanun gibi “istihdamı teşvik etme” olarak uzmanlık gerektiren işlerin, işi üstlenen şirket tarafından tezine dayanan bir kanuna dayanarak çıkartılan yeni bir yönetyapılması mümkün olmadığı gibi, efektif de değildir. Bu nedenmelikle alt işverenlik tek taraflı ve işlemez hale getirilmiştir. le alt işveren de teknik bilgi gerektiren konulardaki bazı işleri 27.09.2008’de çıkarılan yönetmelik, hukuka aykırı bir çok diğer alt işverenlere yaptırmak zorundadır. Bu durum sözkonusu hususu taşımaktadır. Şöyle ki; yönetmelik hükmü ile yasaklanmış bulunmaktadır. Yönetmelik hükümleri yargının görevi içinde olan hususlarda Yönetmelik ve kanun değişikliğiyle kabul edilen yeni hüküm idareye işlem yapma yetkisi vermektedir. Yönetmeliğin tanımhak arama özgürlüğünü ortadan kaldırıcı niteliktedir. Yönetmelar başlıklı 3’ncü maddesinin (g) bendinde muvazaa kelimesi liğin geçici maddesi “geçici madde” özelliği taşımamaktadır. Bu yeniden tanımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci ve madde halen yürütülen alt işveren çalışmaları için önemli bir 3’ncü maddesinde asıl işveren – alt işveren ilişkisi ile ilgili olarak baskı ve hatta geriye dönüş gibi sonuçlar doğuracaktır. muvazaa terimine yer verilmiş fakat ayrı bir tanım verilmemiştir. Ayrıca yönetmeliğin 3’ncü maddesinde yapılan bu tanım hukuka Sonuç aykırıdır. Alt İşverenlik Yönetmeliği; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baİş müfettişine kanunda bulunmayan yetki tanınmak istenmek- kanlığımızca tekrar gözden geçirilmelidir. İş yerlerimizin rekabet tedir. 5763 sayılı kanunla 4857 sayılı İş Kanunu’nun 3’ncü mad- gücünü azaltan bir etki yaratmayacak şekilde yeni bir yönetmedesinde yapılan değişiklikle iş müfettişine “salt muvazaa yönünlikle çalışma hayatı desteklenmelidir. den” inceleme yetkisi tanınmıştır. Oysa müfettiş İş Kanunu’nun Yönetmeliğin bu haliyle devamında ısrar edildiği taktirde 2’nci maddesinin IV bendindeki işletme ve işin gereği ile çalışma hayatımızda yeni sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır. teknolojik nedenler ile uzmanlık gerektiren iş konuşları bakımınYönetmeliğin bu şekilde çıkarılmasının Tuzla tersanelerinde dan inceleme yetkisine sahip değildir. Ayrıca iş müfettişlerinin meydana gleen iş kazalarının taşeronlaşma nedeniyle olduğu alt işverenlik ilişkisini “objektif koşullar” bakımından inceleme gerekçesi ile izah edilmesi kabul edilebilir bir açıklama değildir. yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki münhasıran iş mahkemeleri Hele, müfettiş raporuna karşı işverence en geç 6 gçün içinde hakimlerine aittir. mahkemeye müracaat hakkı tanınması, süre aşarsa bu hakkın Yönetmeliğin 9’ncu maddesinin 2’nci fıkrası sözleşme özgür- düşürülmesi ve mahkeme kararının kesin olup temyiz hakkının lüğünü ihlal etmektedir. bulunmaması, bu yönetmeliğin işverene karşı “kızgın” bir yönetBir sözleşmede bulunması gereken hususların yönetmelikle melik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. belirlenmesi ve bunun geçerlilik şartı olarak kabul edilmesi anaBu yazıda TİSK kaynakları kullanılmıştır. ebsohaber 49 kasım 2008 OSBDÜNYASI OSB’lerde yeni dönem Sanayinin üretim üsleri organize sanayi bölgelerinde devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan “Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kanunla; Organize Sanayi Bölgeleri tanımı, OSB için gerekli küçük imalat ve tamirat, sağlık, eğitim, lojistik ve çağrı merkezleri ve benzerleri dâhil ticaret alanları ile sanayi işletmelerini kapsayacak şekilde genişletilerek onaylı sınır, katılımcı, kiracı ve ihtisas OSB tanımı yapıldı. Yeni kanunla; Türkiye’nin tarımsal üretiminin kalite ve verimliliğinde sıçrama yaratacak, tarım-sanayi entegrasyonunun gelişmesine katkıda bulunacak tarıma dayalı ihtisas OSB’lerin kurulmasına imkan sağlanıyor. Bu bölgelerin yer seçimi, kuruluşu, imar planı onayı, faaliyeti, işleyişi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenecek. Öte yandan Kanunla, sanayicinin bankalar nezdinde kredibilitesini artırmak amacıyla, kredi kuruluşlarına OSB’deki alacaklarını tahsil edememeleri halinde, lehlerine ipotek ko- nulmuş taşınmazların satışına katılabilme, taşınmazları satın alabilme, bu taşınmazları kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç 2 yıl içinde satabilme ve kiralayabilme imkânı getirildi. Kanun uyarınca, OSB’deki taşınmazların icra yoluyla satışları dâhil, üçüncü kişilere devrinde OSB’den uygunluk görüşü alınması zorunlu kılındı. KOSBİ’de sorunu bitiren adım Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) ile Ulucak Belediyesi arasında 8 yıldır yaşanan yetki tartışması yüzünden sanayicilerin çektiği işyerlerinin mühürlenmesi eziyeti, AK Parti, CHP ve MHP’nin işbirliğiyle 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeler Kanunu’na eklenen geçici maddeyle çözüldü. Yeni düzenlemeye göre, yetki tartışmasına neden olan OSB yasasının çıktığı 2000 yılı Haziran ayından önce kurulan organize sanayi bölgelerinin yönetimleri, 6 ay içinde kuruluş sözleşmelerini Sanayi Bakanlığı’na vererek bakanlığın sicil defterine işlenirlerse, bu OSB’ler kanuna uygun hale gelecek ve yetki tamamen sanayi bölgesi yönetimlerine geçecek. ebsohaber 50 kasım 2008 OSBDÜNYASI Karar, en çok Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi yönetimini ve fabrika sahiplerini sevindirdi. Kararla birlikte Ulucak Belediyesi ile Kemalpaşa OSB arasındaki yetki tartışması sona ererken, Ulucak Belediyesi sınırları içinde yer alan 270 hektarlık bölümde artık tek yetkiyi KOSBİ kullanacak. Kemalpaşa ilçesi ile Ulucak Beldesi sınırları içindeki KOSBİ’de 281 sanayi tesisi, 26 ticari işletme, 7 depo ve 7 akaryakıt istasyonu bulunuyor, 25 bin kişi istihdam ediliyor. Çağlayan’ın ilgisi KOSBİ’de yaşanan yetki karmaşasını çözmek için muhalefetle işbirliğine giden Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in uygulama ve açıklamalarına tepkisini sık sık dile getiriyordu. “KOSBİ benim şahsi meselem haline geldi. Başkan’ın uygulamaları sanayicileri olduğu gibi beni de son derece rahatsız ediyor. Bu ülkede sanayicilerin sorunlarının çözülmesi, üretim ve istihdamın önündeki engellerin kalkması demek. Yanlışları düzeltmek zorundayız” diyen Çağlayan, geçtiğimiz günlerde Ankara’da kabul ettiği Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) heyetine de Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin sorunlarının çözümü için elinden gelen çabayı göstereceğini ve konuyu Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a da ileteceğini belirtmişti. Artık engel çıkmayacak EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in artık bölgedeki yatırımları engelleyemeceğini söyledi. TBMM’de iktidar ve muhalefet partilerine ve İzmir Milletvekillerine konuya gösterdikleri ilgi için teşekkür ettiğini ifade eden Taşkın, “Türkiye’de 250 OSB var. Ama bir tek Ulucak Belediyesi sorun çıkarıyordu. Şimdi OSB kanununa eklenen madde ile sıkıntıyı aştık. Sorunun çözülmesi için yıllarca mücadele ediyorduk. En sonunda sonuca ulaştık” diye konuştu. KOSBİ’nin önü açıldı İktidar ve muhalefet partilerine sorunun çözümü için gösterdikleri birliktelik için teşekkür eden Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Yurdun, Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in engellemelerine maruz kalmadan artık projelerine devam edeceklerini söyledi. Eksikliklerini tamamlayarak Sanayi Bakanlığı’na hemen başvuracaklarını açıklayan Yurdun, “Biz zaten sanayicilere en iyi hizmeti vermek için yarışıyoruz. Birçok altyapı projesini tamamladık. Yeni projelerimize de başlayacağız. Sanayi ve Ticaret Bakanımız Çağlayan’ın çabalarıyla Kanunda yapılan yeni düzenleme önümüzü açtı. Artık rahat bir nefes aldık. Yolumuza devam edeceğiz” dedi. ebsohaber 51 kasım 2008 OSBDÜNYASI Otomotiv İhtisas OSB’de işlem tamam Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) Başkanı Taşkın, Çevre ve Orman Bakanı EBSO’nun İzmir’e kazandırdıve İzmirli otomotiv sanayicileriyle birlikte Veysel Eroğlu’nu makamında ziyaret edip kurulması için mücadele ettiği, 20 bin gerekli belgeleri sunarak imzayı atmasına ğı Bağyurdu Otomotiv İhtisas kişiye iş imkanı sağlayacak Kemalpaşa ikna etmişti. OSB’nin tüzel kişilik belgesini, SaBağyurdu Otomotiv İhtisas Organize nayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan Sanayi Bölgesi’nde son işlem de tamamMüjdeli haber Çağlayan’dan kendi elleriyle getirip verdi. landı. İzmir Ticaret Odası’nın vergi ödül Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağtöreni için İzmir’e gelen Sanayi ve Ticaret layan da Otomotiv OSB’nin kurulması Bakanı Zafer Çağlayan, EBSO’nun sürekli kente yeni bir organize için ilk günden bu yana sanayicileri destekledi. Çevre ve Orman sanayi bölgesi kazandırılması ve yeni yatırımlarla istihdam soruBakanı Veysel Eroğlu’nun yer uygunluk belgesini imzalamasının nunun çözümüne katkıda bulunması amacıyla gündemde tuttuğu hemen ardından harekete geçen Çağlayan, Otomotiv OSB’nin Otomotiv OSB’nin tüzel kişilik belgesini EBSO Başkanı Tamer kurulmasına imkan sağlayan onayı verdi. Taşkın otomotivcilere İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde teslim etti. Sanayi Bakanlığı’nın onayının ardından, bölgede zemin etüd Bağyurdu Otomotiv İhtisas OSB’de mutlu sona ulaşmanın mutçalışmaları başladı. Konuyu yakından takip eden ve sürekli EBSO luluğunu yaşayan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile görüşen Çağlayan, sanayiciler adına Bakan Çağlayan’a teşekkür etti. Ankara’dan imzaladığı Otomotiv İhtisas OSB’nin tüzel kişilik belgesini İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde EBSO Yönetim Kurulu Fabrikalar 2010’da kurulmaya başlanacak Başkanı Tamer Taşkın ile otomotivcilere verdi. Çağlayan, otomoBu belgeyi teslim almalarının ardından Bağyurdu OSB üyetivcilere bölgelerinin hayırlı olması temennisinde bulunurken, si sanayiciler, müteşebbis heyetlerini oluşturacak ve ardından bölgede yatırımlara en kısa sürede başlanmasını istedi. hemen bölgenin altyapı çalışmalarına başlanacak. 2009’un ilk aylarında başlayacak altyapı yatırımları 1 yıl sürecek. İlk fabrikaÇağlayan’a sanayiciden teşekkür nın temeli ise 2010 yılında atılacak. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın: Sanayi ve TicaOtomotiv OSB kurulması için İzmir’de otomotiv yan sanayiinret Bakanı Zafer Çağlayan’a teşekkür ediyoruz. Bugüne kadar bize de faaliyet gösteren firmalar, 2 yıl önce KOBİ Sanayi Kooperatifi’ni her türlü desteği verdi. Tüzel kişilik belgesini ise Ankara’dan bizim (KOBSAN) kurdu. Kooperatif daha sonra Kemalpaşa Bağyurdu’nda ayağımıza kadar getirdi. İşlerimizi daha da kolaylaştırdı. Müteşebbölgenin kurulacağı 1500 dönümlük araziyi satın aldı. Bundan bis heyetin kurulmasının ardından altyapı çalışmalarına başlanasonra da Otomotiv İhtisas OSB’nin kurulması için çalışmalar cak. Bölgede 100 fabrikada 20 bine yakın kişi istihdam edilecek. başladı. EBSO’nun öncülüğünde yapılan girişimlerde önce kuruOtomotiv OSB ile İzmir’de otomotiv yan sanayi sektörü büyüyelacak bölgenin OSB’ye uygunluk belgesinin alınması gerekiyordu. cek ve bölge ekonomisine daha çok katma değer sağlanacak. Konuyla ilgili, Çevre ve Orman Bakanlığı dışında 22 kurumdan imza alındı. Çevre Bakanlığı’ndan gerekli imza uzun süre çıkKOBSAN Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Telseren: Sanayi ve mazken, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, “Başbakanımız, Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın jesti gözlerimizi yaşarttı. Çok kendisine bağlı Yatırım Destek Ajansı aracılığıyla yurtdışından mutlu olduk. Bundan sonra biz de bu güvene layık olmaya çalıTürkiye’ye yatırım çekmek için çaba gösterirken, buradaki sanayişacağız. Altyapı proje çalışmalarına başladık. 2009 yılı içinde bu cilerin hemen yatırıma başlamak istediği OSB’ye izin verilmiyor” çalışmaların tamamlanması ile 2010 yılında ilk fabrikanın temelini görüşüyle konunun peşini bırakmamıştı. EBSO Yönetim Kurulu atmayı amaçlıyoruz. ebsohaber 52 kasım 2008 OSBDÜNYASI Döküm OSB Aliağa’ya İzmir’e yılda 1 milyar dolar ihracat geliri kazandıran ve yaklaşık 50 bin kişiye istihdam sağlayan dökümcülük sektörü, nihayet organize sanayi bölgesine kavuşuyor. 4 yıldır ihtisas organize sanayi bölgesi için mücadele eden ve bir türlü yer bulamayan dökümcülerin sonunda Aliağa Güzelhisar Köyü’nde bulduğu 1800 dönümlük arazisi için 23 kurum onay verdi. Yer sorunu kalmayan döküm sanayicileri, şimdi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan OSB tüzel kişilik onayını almak için çalışmaya başladı. 2009 yılı başında tüzel kişilik belgesini alacak olan dökümcüler, ilk fabrikalarını 2011 yılında kurmayı planlarken, 60 fabrikada 15 bine yakın kişiye istihdam sağlayacaklar. 4 yıllık mücadele Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'ni kurmak için aralarında Cevher Döküm, CMS Jant, Ak Döküm, BMC Döküm, Şafak Döküm ve Yıldız Döküm başta olmak üzere 20’nin üzerinde döküm firması biraya gelerek Ege Dökümcüler Derneği'ni kurduklarını belirten Dernek Başkanı Metin Deyirmenci, 4 yıllık mücadelenin ardından Dökümcüler İhtisas OSB’ye kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bir arada ve çevreye duyarlı üretim yapmak için ihtisas OSB kurmayı planadıklarını ancak 4 yıldır bir türlü yer bulamadıklarını açıklayan Deyirmenci, yer konusunda zaman zaman tartışma da yaşadıklarını belirterek, sonunda yer sorununu çözdüklerini kaydetti. Daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yer istediklerini onun dışında İzmir’in sanayi tesislerinin yer aldığı her yerde arazi aradıklarını anlatan Deyirmenci, sonunda Aliağa Güzelhisar Köyü yakınlarındaki 1 800 dönümlük yeri bulduklarını vurguladı. 15 bin kişiye iş Başlangıçta çevredeki köylülerinde tepkisi çektiklerini ancak köylüleri döküm fabrikalarında gezdirerek ikna ettiklerini anlatan Deyirmenci, şimdi fabrikaların biran önce kurulmasını beklediklerini belirtti. Bölgenin yer uygunluğu için 23 kurumdan gerekli olan onayları aldıklarını ifade eden Deyirmenci, “Dökümcüler İhtisas OSB için Sanayi Bakanlığı’na müraacat ettik. Bakanlık gerekli incelemelerin ardından bize Tüzel kişilik belgesini verecek. Bu belge ile birlikte biz Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu’nu oluşturacağız. Daha sonra yerin kamulaştırma çalışmalarını yapacağız. Hemen ardından altyapı çalışmalarına başlayacağız. 2010 yılı içinde altyapı çalışmalarını bitirmeyi amaçlıyoruz. Bölgede de 2011 yılında da ilk fabrikaların temelini atmak istiyoruz. Bölgede ilk etapta 60 fabrika kurulacak. Daha sonra OSB daha da gelişebilir. İzmir’in dev döküm firmaları burada fabrika inşaa edecek. Bölge tamamlandığında en az 15 bin kişiye istihdam sağlayacak” diye konuştu. 2. ihtisas OSB’yi kazandırdık İzmir'de dökümcülük sektöründe 400’ün üzerinde firmanın faaliyet gösterdiğini ve yılda 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ise, sektörün 50 bin kişiye istihdam sağladığını kaydetti. Birçok döküm tesisinin OSB’lerde modern fabrikalarında üretim yaptığını Dökümcüler İhtisas OSB’de hem bu firmaların yeni tesisler kuracağını, hem de kent içinde sıkışan dökümcüler burada daha büyük tesislere taşınacağını açıklayan Taşkın, bu sayede kent içindeki görüntü ve gürültü kirliliğinin de ortadan kalkacağını söyledi. Otomotiv İhtisas OSB’den sonra İzmir’de Dökümcüler OSB’yi de kazandırdıklarını açıklayan Taşkın, dökümcülerin burada arıtma ve geri dönüşüm tesisleri ile çevreci bir üretim yapacağını sözlerine ekledi. Rakamlarla Dökümcüler İhtisas OSB • Aliağa Güzelhisar’da 1800 dönüm arazi üzerinde kurulacak • 60 fabrika kurulması planlanıyor • Yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlanacak • 2010 yılında altyapı çalışmaları tamamlanacak • Fabrika temellerinin 2011 yılında atılması planlanıyor ebsohaber 53 kasım 2008 HABER Otomobil fuarında yatırım çağrısı Dünyaca ünlü 50 marka ve firmayı Yusuf Ali Karaman, geleceğin İzmir’ini İzmir’de vitrine çıkaran İzmir Autoshow şekillendirme noktasında kenti cazip Otomobil tutkunlarını dünyanın (5. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Fukılacak kusursuz bir altyapıyı hazırlayarak ünlü markalarıyla buluşturan arı) kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Beyatırımcılara sunmak hedefiyle çalışmaİzmir Autoshow, bu sektördeki lediye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman, ların bu yönde sürdürüldüğünü bildirdi. yatırımların altyapısı hazır İzmir’e Opel ve Cherry gibi ünlü markaların Karaman, “10 yıldır yarım bir şekilde bekyapılması çağrılarına sahne oldu. İzmir’de yatırım yapmasının kente ivme leyen Çeşme Havaalanı’nın bulunduğu kazandıracağına inandıklarını söyledi. alanda kurulması için mücadele verdiğiDünyanın önemli otomotiv firmalarını biraraya getiren İzmir miz motorlu taşıtlar test pisti konusunda da ciddi bir mesafe alAutoshow, Kültürpark’taki İhtisas Fuar Alanı’nda gerçekleştirildi. mış olmamız başka bir sevinç kaynağımız. Yerel yönetim olarak Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile bu konuya da sahip çıkmayı ve katkı sağlamayı görev biliyoruz” Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cengiz Kocagil’in de açılışına ka- diye konuştu. tıldığı fuar, sektör temsilcileri ile otomobil tutkunlarını biraraya Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı İbrahim Aybar da, getirdi. fuarlara katılan markaların yeni pazar arayışındaki temelleri fuFuarın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediarlar aracılığıyla yerine oturttuklarını belirtti. Aybar, dünya devi ye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman, İzmir’e katkı sağlayacak 50 markadan 12’sinin fuara katıldığını hatırlatırken, önümüzdeki yatırımları kente çekme konusunda kararlı olduklarını ve yerel yıllarda düzenlenecek fuarlara daha çok katılım beklediklerini yönetim olarak üzerlerine düşen herşeyi yapacaklarını belirtti. ifade etti. Karaman, İzmir’e büyük bir güç kazandıracağına inandıkları Avrupa’da otomotiv sektörünün teşvik ve vergi indirimiyle Peugeot yatırımının önemine değinerek, “İzmir ve çevresi tekno- desteklendiğini anlatan İbrahim Aybar, “Türkiye’de Avrupa’nın loji, insan kaynakları, çevre, organize sanayi bölgeleri açısından 4 katı vergi uygulaması var. Türkiye’de sektör desteklenmiyor, da çok iyi bir noktada. Kentimizin iş dünyasının ifade ettiği gibi bu yüzden de yatırım az. Sektöre acilen teşvik getirilmeli. Ayrıca istihdam, üretim ve ihracat açısından İzmir’i ileri götürecek olan fuarlarla sektöre moral aşılanmalı” diye konuştu. bu yatırımı çekmek için EXPO ruhu yakalayacağımızı umut Otomobil sektörü ile kredi ilişkisini de değerlendiren Aybar, ediyorum” dedi. son 1 ay içinde müşterilerin yaptığı kredi başvurularını bankalaKaraman ayrıca Opel’in Türkiye’de yatırımı tekrar gündeme rın geri çevirdiğine dikkat çekti. Bireysel kredilerdeki azalmayla aldığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: birlikte otomobil satışlarında da ciddi bir düşüş olduğunun altını “Çinli Cherry de Türkiye’de yatırımı düşünüyor. Otomotivde çizen İbrahim Aybar, kredilerde zorlanmanın aşılması gerektive yan sanayiindeki pekçok kuruluş Türkiye’deki yatırımlarına ğini, çünkü kampanyaların hızlı bir şekilde ilerleyebilmesinin hızl veriyor. Bu yatırımlarla Türkiye otomotiv üssü haline gelebuna bağlı olduğunu söyledi. Aybar, “Gelecek iki ay içinde bilir. İzmir olarak bu yatırımlardan ciddi bir pay alabilmek için kredilendirme sorununun aşılmasını ummaktan başka çaremiz elimizden gelen çabayı gösterebiliriz.” yok” dedi. ebsohaber 54 kasım 2008 HABER Gıdacıların Fransa çıkarması Ürünlerimizi “dünyanın en iştah Ticaret Odası’nın (İTO) Başkanı Murat açıcı forumu” olarak adlandırılan SIAL Yalçıntaş, önceki yıllara göre katılım Türk gıda sektörü, Paris’te 2 yılda Fuarı’nda dünya sofrasına bir kez daha sayısındaki artıştan memnuniyetini dile bir düzenlenen ve ihracat bağlançıkardık. Küresel krizin yanısıra, kuraklıgetirirken, “Türkiye’nin tarım potansiyeli tılarında en önemli noktalardan ğın da büyük ölçüde etkilediği gıda sekçok yüksek, bu da Avrupalılar’ı tedirgin birini oluşturan SIAL fuarına adeta törü, Türkiye’de geçirdiği sıkıntılı süreci, ediyor. Metrekare bazında büyümede çıkartma yaptı. Paris’te düzenlenen SIAL Gıda Fuarı ile Hollanda birinci, Türkiye ikinci. Eğer SIAL aştı. Fuarda sergilenen fındık, kuru kayıyönetimi bizim yer talebimizi karşılasaydı sı, kuru incir, zeytinyağı, çay, ihracatçının yüzünü güldürdü. biz birinci olacaktık” dedi. İki yılda bir Paris’te düzenlenen Salon International de I’Alimentation (SİAL) Fuarı, Türk gıda sektörünün yurtdışı bağKurlar şimdilik ihracatçıyı rahatlattı lantılarında önemli halkalardan biri. 19-23 Ekim tarihleri arasınİTO Başkanı Murat Yalçıntaş, kurların yükselmesinin ihrada düzenlenen fuarda, bu yıl Türkiye rekor bir katılımla temsil catçılar için bir rahatlama sağladığını ancak orta vadede, bu edildi. Türkiye, fuarda stand büyüklüğü açısından Hollanda’nın durumun negatif etkilerinin olacağını söyledi. Yalçıntaş, “Birkaç ardından ikinci sırada yer aldı. İki yıl önceki SIAL’de 2 bin 006 ay sonra dövizdeki hareketliliğin enflasyonu yukarı doğru basmetrekarede alanda ürünlerini sergileyen katılımcılar, bu yıl 2 kılayacak bu da maliyetlere yansıyacak. Şu anda eski maliyetle, bin 941 metrekare yer ayrıldı. Toplam 99 firma İstanbul Ticaret fakat yüksek dövizle iş yapılıyor. Ama dövizin yükselmesi, yerli Odası’nın (İTO) organizatörlüğünde fuarda yer alırken, 28 firma- maliyetlerin artması, enerjinin daha pahalı olması demektir” da bağımsız katıldı. diye konuştu. Merkez Bankası’nın krizden dolayı iç ve dış talebin düşmesini dikkate alarak yeni enflasyon hedefini de açıklaÖdüllü Türk yemekleri ve şarap ikramı ması gerektiğine dikkat çeken Yalçıntaş, bu hedefin şu andaki SIAL Fuarı’na katılan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim yüzde 9-12 arasındaki batta yer alması gerektiğini vurguladı. Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, izlenimlerini Yalçıntaş, şöyle devam etti: “Enflasyonla mücadeleden taviz paylaşırken, dondurulmuş gıdadan çaya, meyve suyundan kuverilsin demiyoruz ama günün koşullarına göre sert ve tavizsiz, ruyemişe, bakliyattan konserveye yüzlerce çeşit ürünün sergiboğucu tedbirler alınmamalı.” lendiği Türkiye standı ile gurur duyduğunu söyledi. 92 ülkeden Türkiye’de şu anda global kriz kaynaklı ciddi bir sorun olmafirmaların katılıdığı fuarı yaklaşık 175 bin civarında ziyaretçinin dığına inandığını belirten Yalçıntaş, “Gelişmekte olan ülkelerin gezdiğini belirten Kalpaklıoğlu, Türk restoranında ödüllü Türk talepleri, ihracatları etkilenecek, bu ülkelere gelen yabancı yemekleri ile kahve ve şarap ikram edildiğini anlattı. Nedim Kal- sermaye de bir miktar düşecek. Uygun tedbirlerle krizin bizi mipaklıoğlu, “Katılımcı firmalarımız ihracat bağlantıları dolayısıyla numum etkilemesini sağlayıp avantaj yakalayabiliriz. Orta Asya fuardan gayet mutlu ayrıldı. Türkiye’nin pekçok üründe üretim Cumhuriyetleri, Rusya ve Körfez ülkelerinin fonları bize gelmeve pazar üstünlüğü avantaj sağladı” dedi. leri kolay. Orta Doğu, Körfez ve Rusya bu krizden az etkileneTürkiye’nin bu fuara toplu katılımını organize eden İstanbul cek pazarlar. İlişkilerimizi daha da güçlendirmeliyiz” dedi. ebsohaber 56 kasım 2008 HABER Beslenme konusunda bilgi kirliliği var Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) yonel gıdalarla karıştırıldığını hatırlataGıda Sorunları Komitesi “Güvenli Gıda rak, bu ürünlerin çoğu zaman beklenen Ege Üniversitesi Gıda MühendisGündemi” kapsamında kamuoyunu etkiyi sağlayamadıklarını kaydetti. Doğal liği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği olduğu iddia edilen ürünlere olan rağKarakaya, insanların aldığı betoplantılar dizisinde bu kez “Fonksiyobetin de her geçen gün arttığına dikkat sinlerle sağlık durumları arasında nel Gıdalar ve Etik” konusunu mercek çeken Karakaya, “Her iki tip ürünün de önemli bir ilişki olduğunu söyledi. altına aldı. Sanayiciler Kulübü’nde EBSO sağlık üzerine olumlu etkileri kanıtlanMeclis Üyesi ve komite başkanı Cihangir mamıştır. Aksine bu ürünlerin kullanımı Hür’ün yönettiği toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Mühenciddi hastalığı olan kişilerin tıbbi tedavisinin gecikmesine neden dislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. olmuştur” diye konuştu. Dr. Sibel Karakaya, beslenme konusunda çok fazla bilgi kirliliği olduğunu vurguladı. Sanatçılardan spor hocalarına kadar, topluTıp mezunları beslenme uzmanı değil mun her kademesinden uzman olmayan kişilerin yanlış bilgiler Beslenme konusunda gerçek uzmanların doktorlar olduğu verdiğini ifade eden Karakaya, doğru ve sağlıklı bilgiyi yalnızca yönündeki yargıların da doğru olmadığını vurgulayan Karakaya beslenme uzmanlarının verebileceğini söyledi. sözlerine şöyle devam etti: EBSO Gıda Sorunları Komitesi tarafından düzenlenen toplan“Tıp fakültelerinde alınan eğitimde beslenme yeterli bir yer tıya konuşmacı olarak katılan Ege Üniversitesi Mühendislik Fatutmuyor. Ülkemizde tıp fakültelerinde çocuk sağlığı ve hastakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel lıkları anabilim dalında beslenme dersi verilmektedir. Bu ders Karakaya, temel besin maddelerine ek olarak sağlığı güçlendirdaha çok yeni doğan ve çocukların beslenmesi temeline dayanmek amacıyla alınan gıda maddeleri hakkında bilgiler verdi. maktadır. Bu nedenle beslenme alanında herhangi bir uzmanlık İnsanların aldığı besinler ile sağlık durumları arasında önemli derecesi almadıkça tıp fakültesi mezunları doğru ve geçerli bir ilişki olduğuna dikkat çeken Karakaya, “Fonksiyonel gıdalar beslenme bilgisi konusunda başvurulacak kaynaklar arasında ilk da beslenme bakımından yeterli olmanın yanı sıra, vücutta bir sıralarda yer almamaktadır. Beslenme konusunda uzman kişiler veya birden fazla fonksiyon üzerine iyi olma halini sağlama veya Beslenme ve Diyatetik Bölümünden mezun olmuş kişiler ve hastalık riskini azaltma gibi olumlu etkilere sahip gıdalardır” bu alanda yüksek lisans ve doktora derecesine sahip olan gıda dedi. Fonksiyonel gıdaların, ilaç, kapsül formunda olmaması mühendisleridir.” gerektiğini söyleyen Karakaya, bu tür gıdaların etkilerinin bilim Toplantıda konuşan EBSO Gıda Sorunları Komitesi Başkanı dünyası tarafından da onaylanmış olması gerektiğini dile getirdi. Cihangir Hür de, gıda güvenliği konusunda toplumu duyarlı hale getirmek için etkinliklere devam ettiklerini kaydetti. Hür, mevzuatı olmayan gıda maddeleriyle ilgili mevzuat oluşturulması Bazı ürünlerin olumlu etkileri kanıtlanmadı ve güncel olmayan mevzuatların güncelleştirilmesi için bir dizi Prof. Dr. Karakaya, diyet destekleri veya gıda takviyeleri çalışma yürüttüklerini sözlerine ekledi. olarak kullanılan hap, tablet veya kapsül gibi ürünlerin, fonksi- ebsohaber 57 kasım 2008 HABER TOBB’dan kadın girişimcilere 2.5 milyon YTL’lik fuar desteği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 2009 yılında gerçekleştirilecek olan 167 yurtiçi fuarda yer alacak 835 kadın girişimciye destek verecek. Her fuar için 5 kadın girişimciye ücretsiz olarak 15’er metrekarelik fuar alanı sağlayacak olan TOBB, aynı zamanda stand kuracak, stantların zeminlerini kaplayacak ve aydınlatmasını sağlayacak. Toplam 835 kadın girişimciye verilecek olan desteklerin maddi değeri ise 2.5 milyon YTL’yi bulacak. TOBB Bünyesinde kurulan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun birinci kuruluş yıldönümünde, “TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Yurtiçi Fuar Katılımında Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi” tanıtıldı. Toplantıya katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kadın girişimcilerin 73 ilde kurullar oluşturarak oluşum süreçlerini tamamladıklarını belirtti ve “Hedefimiz 1.3 milyon erkek girişimcinin yanında, 1.3 milyon kadın girişimcinin yer almasıdır. Ekmeğin hamurunun bulaştığı eller, ekonomiye de el atsın ki, büyümenin bereketini toplumun daha geniş kesimleri hissedebilsin” dedi. Bu doğrultuda yaptıkları çalışmaların ilk etabında “Haydi Kızlar Okula” kampanyası kapsamında Şırnak’ta 100 kişilik kız öğrenci yurdu inşa ettiklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, Kredi Garanti Fonu ve KOBİ Girişim Sermayesi şirketlerinde kadın girişimcilere öncelik vermeye başladıklarına dikkat çekti. 167 fuarı da kapsıyor Kadın girişimcileri artırmak amacıyla yeni projelere başladıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, 2009 yılı içerisinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlarda kadın girişimcileri destekleyecek- lerini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Kadın Girişimciler Kurulumuz tarafından yürütülen bu projeyle, kadın girişimcilerin ürettikleri mal ve hizmetleri tanıtırken, yeni ticari ilişkiler kurmalarına imkan sağlayacak en etkin platform olan fuarlarda ücretsiz olarak yer almalarını sağlamalarını amaçladık” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, 2009 yılında gerçekleştirilecek olan 167 fuarın tamamının destek kapsamında olduğunu belirterek, “Kadın girişimcilere sağlanacak desteğin maddi değeri yaklaşık olarak 2.5 milyon YTL’dir” açıklamasında bulundu. 81 ilden 81 proje TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş 73 ilde kadın girişimci kurulları oluşturduklarını belirterek, “Hedefimiz Türkiye’nin 81 ilinden 81 proje çıkarmak” dedi. “Şimdi de ilk defa fuarlarda kadın girişimcilere uygulanacak bir proje başlatıyoruz” diyen Bektaş 20 fuar şirketinin Türkiye’de düzenlediği 167 fuarın her birinde, 5 girişimci kadına 15’er metrekare olmak üzere toplamda 75 metrekare ücretsiz fuar alanı kullandıracağını açıkladı. Destekten yararlanma şartları Projeden yararlanmak isteyen girişimcilerin; ticaret, sanayi ve deniz ticaret odalarında kayıtlı bulunması, gerçek kişi firmalarda firma sahibinin kadın girişimci olması, tüzel kişi firmalarda ise ortaklık payının en az yüzde 50’sinin kadın girişimcilere ait olması, yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosunun 2 milyon YTL’yi aşmaması, şirketin faaliyetiyle fuarın uyuşması gerekiyor. ebsohaber 58 kasım 2008 HABER Kadın girişimcinin Etkin KOBİ başarısı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İzmir İl Kadın Girişimci Kurulu Üyesi Şebnem Karasu’nun firması Steamlab, TÜRKONFED ve Endeavor Derneği’nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri Etkin Girişimci seçim sürecinde Türkiye adayı olmaya hak kazanan dört firmadan biri oldu. İzmir, Hamdi Özkardeş ve Aşkın Ayçelep’in ortak olduğu Master Slide ile iki KOBİ ile temsil edilirken, diğer iki firma Antalya’dan Hamdi Güneş’e ait Adalya Tarım, Silivri’den Aynur Süleymanoğlu’na ait Renk Yolu oldu. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) uluslararası sivil toplum kuruluşu Endeavor ile birlikte düzenlediği “Etkin Girişimci” seçimlerinin Türkiye sonuçları belli oldu. TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, bu seçimin Türk KOBİ’lerinin uluslararası standartlara uyumu açısından önemli bir basamak oluşturduğunu söyledi. Beysel, “Endeavor’un tüm dünyada seçtiği şirketlere verdiği destek, sistem ve strateji desteği kadar, uluslararası network sağlama gibi paha biçilmez alanları içeriyor. Dolayısıyla, bu kriterlere uyuyor olmak, şirketler için yepyeni ufuklara doğru yelken açmak anlamına geliyor. TÜRKONFED olarak bu çalışmamızla birlikte, Endeavor’a Anadolu KOBİ’leri penceresini açmış olduk” dedi. Dünyanın avantajı Türkiye adayı olarak seçilen etkin girişimciler Uluslararası Seçim Paneli’ne katılma hakkını elde etti. Bu kapsamda şirketlere 24 aylık destek paketi sunularak, uluslararası network ve eğitim imkânı sağlanacak. “Etkin Girişimci” için tasarlanan stratejinin uygulanmasının yanı sıra, şirket yapısına ve stratejisine uygun finansman araçlarına yönlendirme ve şirketlerin bilinirliğini artırmaya yönelik medya tanıtım çalışmaları ile Uluslararası Destek Programı hizmeti sunulacak. İzmirli sanayiciye lastik kaplama projesi desteği İzmirli sanayici İsmail Hakkı Pazarcı, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ile işbirliği yaparak geliştirdiği iş makineleri, kamyon, otobüs ve traktör lastiklerinin kaplanmasındaki yeni teknolojiye TUBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı’ndan (TEYDEB) KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında destek aldı. Pazarcı, destek sevincini Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile paylaştı. Lastik tekerlekli iş makinelerine ve ağır vasıtalara yeni lastik alınmasına alternatif olarak ortaya çıkan kaplamacılıkta, lastiğin yüzde 20’lik sırt kısmını oluşturan taban bölgesinin aşınması sonucu yeniden kaplanarak ikinci bir hayat kazandırma sürecinin başladığını hatırlatan İsmail Hakkı Pazarcı, “Geliştirdiğimiz proje, lastiklerin zeminle temas ederek aşınan üst kısımlarının kaplanmasını sağlayan kauçuk lastik kaplama hattının tasarım ve üretimini hedefliyor” dedi. İsmail Hakkı Pazarcı, lastik kaplama hatlarında orbit tread (OT) ve elle yapıştırma uygulamalarının bilindiğini hatırlatırken, “Kapasite ve kalite dezavantajları nedeniyle elle yapıştırma uygulamaları yerini OT sistemlerine bırakıyor. Bizim tasarladığımız sistem, manuel uygulamalara ve mevcut ithal OT sistemlerine göre sağladığı teknik üstünlük ve fiyat avantajı ile döviz tasarufu, istihdam, atıkların azalması sayesinde ulusal ekonomiye katkı sağlayacak. Projemizde yüzde 30-40 kapasite artışı gerçekleştirebileceğiz. Toplam kapasitesi ayda 676, 8 ayda ise 5 bin 408 lastik olacak şekilde tahmin edildi” diye konuştu. ebsohaber 59 kasım 2008 FİRMALARIMIZ Kastaş’tan sanayiye nitelikli eleman Makine Mühendisleri Odası İzmir Yarışmada birinciliği, “Değişken Devirli Şubesi’nin gerçekleştirdiği Ulusal HidPompa İle Servo Hidrolik Konum KontroEBSO Meclis Üyesi Atılgan’ın sarolik Pnömatik Kongresi kapsamında, lü” konulu projesiyle OTDÜ Makina Mühibi olduğu Kastaş Kauçuk, Ulusal üniversite öğrencileri arasında düzenlehendisliği Bölümünden Hakan Çalışkan; Hidrolik Pnömatik kongresi kapnen ve gençleri araştırmaya yöneltmeyi ikinciliği “Pnömatik Yapay Kaslı Robot samında düzenlenen proje yarışamaçlayan proje yarışmasında dereceye Kolunun Konum Kontrolü” konulu promasında gençlere destek verdi. giren öğrencilere ödülleri verildi. Bu yıl jeleri ile İTÜ’den Muhsin Yılmaz, Erdem ilk kez düzenlenen proje yarışmasının Karakaş, Zeynep G. Çolak; Üçüncülüğü sponsoru, EBSO Meclis Üyesi Haydar Atılgan’ın sahibi olduğu ise ”Görüntü İşlemeye Dayalı Elektro- Pnömatik Parça Tasnif Kastaş Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu. Robotu” konulu projeleri ile DEÜ’den Eyüp Kervancıoglu ve EBSO Meclis Üyesi ve Kastaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Adıyan kazandılar. Haydar Atılgan, ödül töreninde yaptığı konuşmada sanayinin DEÜ Makina Mühendisliği Bölümünden Alper Koyuncu’nun en büyük sorununun yetişmiş insan gücü olduğuna dikkat çekti. “İki Eksenli Elektro-Pnömatik Manipülatör Tasarımı, İmalatı ve Ünlü İtalyan fizikçi ve gökbilimcisi Galilei Galileo’nun “İnsanKontrolü” ve Gazi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümünlara hiçbir şeyi öğretemezsiniz, ama onlara doğruları kendi içleden Orçunsel Demircan’ın “Bir Katı Modeli Boyayabilen Bir rinde bulmalarına yardımcı olabilirsiniz” sözünü örnek gösteren Mekanizma Geliştirilmesi” konulu projeleri mansiyona değer Atılgan, “Kastaş Kauçuk olarak kuruluşumuzun 25 yılımızda bulundu. yaptığımız stratejik planlama ile dünyada bir numara olmayı Yarışmada birinciye 5 bin YTL ikinciye 3 bin YTL üçüncüye hedefledik. Aldığımız diğer önemli karar ise sanayimizin ihtiyacı 2 bin YTL ve mansiyonlara 1000’er YTL ödül verildi. Gençlere olan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine katkıda bulunmaktı” ödül ve plaketlerini Kastaş Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atıldedi. gan ve MMO İzmir Şube Başkanı Mehmet Özsakarya verdiler. Haydar Atılgan, sanayiye nitelikli eleman kazandırılması hedefi çerçevesinde Mühendislik Fakülteleri ve Anadolu Teknik Nitelikli eleman memleket meselesi Liseleri yöneticileri ile biraraya gelerek yapılacak çalışmaları Ege Bölgesi Sanayi Odası da, Türkiye’nin uluslararası alanda belirlediklerini de ifade ederken, “Öncelikle öğrencilere yönelik güçlü rakiplerle boy ölçüşebilmesi amacıyla sanayiye nitelikli Proje ve Robot Yarışmalarına destek ve staj eğitim programeleman yetiştirilmesini teşvik etmek amacıyla üniversitelerin larımızı uygulamaya koyduk. Geçen Mayıs ayında EBSO’nun meslek yüksek okulları ile meslek liseleleriyle sıkı diyaloğunu düzenlediği Ulusal Robot Yarışması’na sponsor olduk. Şimdi sürdürüyor. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, okulde Hidrolik Pnömatik Proje Yarışması’na sponsor olmaktan son larda verdiği konferanslarda global rekabet içinde reel sektördeki derece mutluyuz. Yarışan ve ödül alan tüm projeler gerçekten üretimin cazibesini anlatırken Teknik Eğitim Komitesi de meslek çok heyecan vericiydi, öğrenci arkadaşlarımı kutluyorum” diye yüksek okulları ve meslek liselelerinde yaptıkları toplantılarda konuştu. ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim programı açılmasını sağlıyor. ebsohaber 60 kasım 2008 FİRMALARIMIZ MTE Elektronik Aydınlatma Ege’de atağa kalkıyor İzmir’den “Hayata enerji katıyoruz” sloganıyla yola çıkan MTE Elektronik Aydınlatma Ltd. Şti., Türkiye’yi hedefleyin çalışmalarla hizmet sunmaya devam ediyor. Sanayii ve bireysel konut sistemlerinin aydınlatma ve otomasyon ihtiyaçlarını kaliteden taviz vermeden hayata geçiren MTE Elektronik Aydınlatma, yenilenmeye elverişli projelerindeki Avrupa normlarına uygun ileri teknolojiyle dikkat çekiyor. Çalışma alanlarından bazılarını uzaktan kumanda aydınlatma, ledli aydınlatma, bahçe, havuz aydınlatama, güneşe enerjisi, hidrolik, pinomatik, otomatik panjur, otomasyon, merkezi alt yapı, fabrika aydınlatma, güç, kompanzasyon ve kumanda sistemleri oluşturan kuruluş, deneyimli ve özenle seçilmiş profesyonel yöneticiler ve teknik ekiple 10 yılı aşkın süregelen çalışmaların yanısıra karar verme, uygulama becerisi yüksek yeni mühendislerle de kadrolarını takviye ediyor. MTE Elektronik Aydınlatma, dünyadaki en önemli ihtiyaçlardan biri olan elektrik enerjisini etkin ve tasarruflu şekilde kullanıp yüksek verim elde etmeye yönelik çalışmalarını sürdürürken, tüketiciyi ileri kontrol sistemleriyle buluşturup az enerji yüksek verim teknolojisinden yararlanmayı sağlıyor. Müşteri ihtiyaçlarını anlayarak mükemmele ulaşacak yöntemler geliştirip pozitif perspektif yaratmaya çalıştıklarını belirten firma sahibi Mehmet Ali Mercan, “Hiçbir zaman edindiğimiz tecrübelerle yetinmiyoruz. Sürekli yeni teknolojileri araştırıp hizmetlerimizi modern çağın getirileriyle entegre ederek uluslarararası platformda düzeyli, disiplinli her alanda istikrarı hedefleyen yapıyla çalışmalarımızla müşterilerimize çözüme ulaştırmayı amaçlıyoruz. Yapılan yatırımlar doğrultusunda verimli şekilde müşteri memnuniyeti hedef baz alınarak hizmet sektöründe büyümeye devam ederek sayılı şirketler arasında yer almaya devam edeceğiz. Uzmanlık alanımızda girişimci yapımızla uluslararası sistemlere paralel olarak gerçekleştirilecek çalışmalarla da çözüm ortağı olmaktan mutluluk duyacağız” dedi. MTE’nin bugüne kadar ileri teknolojiyle gerçekleştirdiği projeler arasında Atatürk Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü binası, Dirinler Döküm Fabrikası, Özdersan Deri Sanayi, Aliağa OSB’deki Erciyes Demir, İzmir Erpen Kapı ve Pencere Sistemleri Ltd. Şti. CMS Jant A.Ş., Dorya Home mağazaları ve fabrika tesisatları, Dipaş A.Ş., Ergsan Kalıp Sanayi Ltd. Şti., Kazakistan’ın Petropavlosk kentindeki Beslen Makarna imalat hattı, Nuri Küçük Otomobil Servisi, Antalya Kemer Çamyuva Marco Polo, İzmir Mavişehir Albatros Daireleri, İzmir Mesa Evleri, Çeşme Özbek yazlıkları, İnci Holding Emel Önal ile Arda Altıntaş villası yer alıyor. ebsohaber 61 kasım 2008 HABER EBSO’dan firmalara kurumsal sosyal sorumluluk eğitimi Ege Bölgesi Sanayi Odası, Avrupa Odalar Birliği (Eurochambres) desteği ile kurumsal sosyal sorumluluk için firmalarla eğitim ve danışmanlık çalışmaları yapacak. EUROCHAMBRES tarafından yürütülen CASE projesi; Avrupa Birliği katılım sürecinde Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan iş dünyasının AB müktesebatına uyum ve iş etiği konularında Sanayi-Ticaret Odaları aracılığı ile gelişmesini amaçlıyor. Projenin, AB Müktesebat Denetim Eğitimi ve Şirketlerin Kurumsal Sosyal Sorumluluğu olmak üzere her iki bileşenine de katılım hakkı kazanan EBSO, bu çalışmaları üyeleri arasından belirlenen firmalarla paylaşarak sürdürecek.Hırvatistan’nın başkenti Zagreb’te, 5 ülkeden 22 seçilmiş kişinin katılımıyla yapılan iki günlük seminerde kurumsal sosyal sorumluluk konusunun ayrıntıları ve şirketler için önemi tartışıldı. Türkiye’nin 8 kişiyle katıldığı etkinlikte, Ege Bölgesinin tek katılımcısı EBSO oldu. Müşteri kavramının yerini paydaş kavramına bıraktığı ve pazarlamanın temelini ilişki yönetiminin oluşturmaya başladığı günümüz ekonomisinde bu tarz yaklaşımların önemi artıyor. Şirketlerin, iş çevrelerini iyi tanımlamaları ve bu çevreler ile sürdürülebilir ilişkiler geliştirmeleri, bunun içinde beklentilerine yanıt verebilmeleri gerekiyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, firmalar için önemli bir rekabet aracı olarak kullanılıyor. Orta vadede getirdiği kazanımlar; tüketicilere ulaşma ve olumlu imaj yaratmanın yanı sıra, markalaşma açısından büyük avantajlar sağlıyor. EBSO, bu çalışma kapsamında orta ölçekli 6 firma belirleyecek, bu firmaların aynı zamanda EUROCHAMBRES tarafından da onaylanması gerekiyor. Daha sonra bu firmalara kurumsal sosyal sorumluluk anlatılacak ve firma ile birlikte uygulama stratejileri hazırlanacak bu süreçte firmaya danışmanlık desteği verilecek. Çalışmanın ilk bileşeninde ise, yine Türkiye, Romanya, Bulgaristan ve Hırvatistan Sanayi-Ticaret Odalarından seçilmiş kişilerle İstanbul’da bir seminer düzenlenmiş ardından, firmaların üretim faaliyetlerinin müktesebata uyumunu ölçmeye yönelik bir çalışma yapılmış ve EBSO bünyesindeki 10 firmaya anket uygulanmıştı. Anket sonuçları, ülkemizdeki müktesebat uyum sürecinde ihtiyaç duyulacak “etki analizi” çalışmalarının temelini oluşturacak. ebsohaber 62 kasım 2008 GÖRÜŞ On yıl önce On yıl sonra Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi tirilebileceği bir yaşta.. Yüksek öğrenim eşlerinden oluşan on arkadaşın on yıl kredi ve yurtlar kurumunun kapatisesi önceki buluşmaları,hayalleri ve heyecanyeterli olmadığından özel yurt ve evlerde ları ile kurulan EBSO Bayanlar Birliği.. kalan gençler devlet ve aile himayesinden Hayal gücümüzün sınırlarını zorlayarak uzakta, hayat yolunda yeni bir dönemece ortaya koyduğumuz projelerimiz, bursiyer giriyorlar. Öyle bir dönemeç ki; bundan çocuklarımız, sosyal sorumluluklarımız ve sonraki seçim ve tercihlerini, ideallerini ve bitmek tükenmek bilmeyen neler yapaideolojilerini karşısına çıkarıveren upuzun biliriz soruları. Aramıza katılan gönüllü bir yolun başlangıcı.. dostların katkısı ile kurulan denklem ve Bu yolda en önemli ihtiyaçları olan İhsan Özduran bugünlere geliş.. barınmada da karşılarına çıkan rakamlar Bayanlar Birligi Kurucu Üyesi Vakıf ve vakfeden protokolü mantığı ve tercihler şöyle, Yurtkur’un 219 yurduiçinde gönüllülerimiz vakfımıza en başta na karşın 3126 kayıtlı özel yurt ve sayısı kıymetli zamanlarını, emeklerini, yetetesbit edilememiş diğerleri.. Önümüzdeki süreçte birliğimiz neklerini ve sevgilerini vakfetmişlerdir. İki buçuk milyon üniversite öğrencidaha da güçlenecek, profesyonel Zamanla (EBSOV Bayanlar Birliği) kültür sinden; 205 bin öğrenciye yurt hakkı veanlamda revize edilmiş, kuralları ve sanat kulübüne dönüşen topluluğumuzbelirli Bayanlar Birliği ile vakfeden rilmiş.. Yani yüzde onluk gibi bir azınlık.. da kişisel gelişim ve kendini ifade etme Ya geriye kalan yüzde doksanı? Şimdi ruhu birleşip güzel işler yapacak. teması ön planda tutulmuştur. hangi dönemeçlerdeler acaba? 5 Haziran akşamı; Ümit Bulut şefliğinBugüne kadar eğitime burslarla katkı deki Bayanlar Birliği Korosu dördüncü konseri ile 10 Haziran vermeye çalışan bayanlar birliği öğrencilerin yurt ihtiyacının farakşamı; Cihangir Turantaş yönetimindeki Bayanlar Birliği Tiyatro kındadır. Bundan sonraki araştırma ve çalışmalarımız bu yönde Topluluğu ise üçüncü oyunu ile izleyicilerin karşısına çıkmış, ilerlerken; bu konuda bize yol gösterecek, ufkumuzu açacak EBSO Vakfı himayesindeki birliğimiz Türkiye’de bir ilk olmanın yeni fikirlere ve fikir sahiplerine ihtiyacımız olacaktır. bunun da ötesinde örnek olmanın gururunu yaşamıştır. Devir düşünerek harcama devridir. Enerjimizi, vaktimizi ve On yıldan bu yana katettiğimiz yol artık dikkat çekecek dünaktimizi olumlu yollarda harcayalım. Türkiyemizi ve gençlizeye gelmiştir. Peki ya on yıl sonra? On yıl sonra Bayanlar Birliği ğimizi harcamayalım, harcatmayalım.. Yeni çalışma dönemine hangi merhalede olacaktır? Dostluklarını pekiştirirken; yetenekbaşlarken; tüm meclis, mütevelli heyet ve komite üyesi eşlerini lerini, güçlerini, hayallerini bir potada eriten bayanlar, aidiyet aramızda görmek umudu ile EBSO Yönetim Kurulu’na, EBSOV duygusu içinde yoğurdukları hamura nasıl şekil vereceklerdir? Yönetim Kurulu ve Mütevvelli Heyeti’ne ve gönüllü dostlarımıza Sosyal sorumluluklarını nasıl geliştirecek ve projelendirecek, sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum. bağrında doğup büyüdüğü EBSO’yu ve EBSOV’u nasıl kıvandıracaklardır? Hiç şüphe yok ki önümüzdeki yıllarda birliğimiz daha da güçlenecek, profesyonel anlamda revize edilmiş, kuralları belli ve belirli Bayanlar Birliği yönetimi ile vakfeden ruhu birleşecek ve birçok güzel etkinliğe daha imza atacaktır. Gelecek aylarda gerçekleşecek EBSO seçimleri ile aramıza yeni katılacak olan meclis üyesi eşlerine tanıtıp devredeceğimiz bu misyon; karanlığa girmek istemeyen kadının ya da karanlıktaki kadının aydınlığa çıkmasını sağlayan bir ışık olacaktır. Bir başka deyişle; İzmir kadını topluma ayna tutmaya devam edecektir. Geçtiğimiz ay üniversitelerin açılması ile gündeme gelen yurt sorunu ve üniversite öğrencilerinin başlattığı bir imza kampanyası: Yurtkur uyuma, yurt kur!.. Gazetelerin sıkça yer verdiği bu haber, EBSO Vakfı Bayanlar Birliğimizin bu seneki proje üretme aşamasındaki “neler yapabiliriz” sorusuna bir cevaptı. Ülkemizde ne yazık ki; parasız eğitim ve okumak isteyen herkese eşit fırsat hakkı sağlanamazken, okuma hakkını elde eden gençlerin karşılaştığı yurt sorunu. Üstelik yabancı bir şehirde, aileden uzakta, fikir ve düşüncelerinin çelinip değiş- ebsohaber 63 kasım 2008 HABER Aile şirketleri krizlerde tampon görevi görüyor Aile şirketlerine danışmanlık yapan Dr. Haluk Alacaklıoğlu, ekonomik, istikrarsızlık, kriz dönemlerinde aile şirketlerinin geleceğe odaklı olmaları nedeniyle tampon görevi gördüklerini söyledi. Koç, Eczacıbaşı, Boyner, Dedeman ve Ekmekçioğlu şirketlerine aile anayasası hazırlayan, bin 400 yıllık geçmişe sahip Sancak ailesini töre anayasasından, aile anayasasına geçiren Dr. Haluk Alacaklıoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda (EBSO) “Aile Şirketleri Dramı” adlı seminer verdi. Alacaklıoğlu, seminerde aile şirketlerinin yapısı, kurumsallaşamama nedenlerdi, yaşadıkları zorluklar ve fırsatları anlattı. Aile şirketlerinin dünyanın her ülkesinde yaygın olduğuna dikkat çeken Alacaklıoğlu, “Aile şirketleri dünya ekonomilerinde yüzde 75-80’i oluşturuyor. Dünyanın en büyük kapitalist ülkesi ABD’de bile aile şirketleri yüzde 75’lik paya sahip. Aile şirketlerinin değeri bizim sandığımızdan ileri. Yüzde 60 oranında istihdam sağlıyorlar” dedi. Kriz ortamlarında aile şirketlerinin önemine değinen Alacaklıoğlu, şunları söyledi: “Ekonomik istikrarsızlık, kriz dönemlerinde aile şirketleri tampon görevi görüyor. Çünkü aile şirketleri geleceğe odaklı. Eğer bazı şeyleri doğru yapmışlarsa ‘Dalgalar bizi etkileyecek. Ama yolumuza devam edeceğiz’ şeklindeki düşünceye inanıyorlar. Aile şirketleri, nesiller arası düşünmeye alışmışlar.” Aile şirketlerini kuşakların bulunması nedeniyle kesilince halkalar şeklinde görüntü alan soğana, kırılgan bir yapıya sahip olmaları nedeniyle orkide çiçeğine benzeten Alacaklıoğlu, “Soğana benzetiyorum. Çünkü aile şirketlerinde içine girdikçe sizi etkileyecek o kadar çok şeyle karşılaşıyorsunuz ki. Orkide benzetiyorum. Çünkü orkide çiçeği çok nazik ve sürekli bakıma ihtiyacı olan bir çiçek” dedi. Kavgalar yok ediyor Alacaklıoğlu, Türkiye’de 20 tane tanınan ve yok olup giden aile şirketi üzerinde yaptığı araştırmada, yüzde 43’ünün birinci nesilden sonra kardeşlerarası kavgalar yüzünden yok olup gittiğini tespit ettiğini söyledi. Alacaklıoğlu, yok olup giden şirketlerin yüzde 60’ının yönetimin kime geçeceğini içeren devir planlamasının eksik ya da olmamasından kaynaklandığını kaydetti. Aytaç Sefiloğlu anısına sergi Ressam Tülin Aygün Törün 2000 yılında genç yaşta kaybettiğimiz Ege Bölgesi Sanayi Odası eski Basın Müşaviri, gazeteci Aytaç Sefiloğlu’nun anısını yaşatmak amacıyla sergi açtı. Aytaç Sefiloğlu’nun akrilik bir portresinin de yer aldığı sergiden elde edilecek gelirin bir bölümü eğitimde kullanılmak amacıyla Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı’na bağışlanacak. Serginin açılış töreninde konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, EBSO çatısı altında Aytaç Sefiloğlu’nun adını yaşatmak adına bir sergi açılmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar da konuşmasında odamız tarafından 8 yıldır düzenlenen Aytaç Sefiloğlu Gazetecilik Yarışması gibi resim sergisinin de bundan sonra kalıcı olmasını dilediğini belirtti. 5. kişisel sergisini Aytaç Sefiloğlu anısına açmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen ressam Tülin Aygün Törün, “yeğenimizin anısını yaşatmak konusunda Ege Bölgesi Sanayi Odası ve diğer kurumların çabalarına aile olarak bizler de destek vermek istedik” diye konuştu. ebsohaber 64 kasım 2008 HABER Muhasebeciler KOBİ’lerin finans danışmanı olsun Ekonomik kriz birçok firmayı derinden etkilerken, şirketlerin kayıtlarını tutan muhasebecilere KOBİ’lerin finans danışmanı olmaları önerisi geldi. Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal, muhasebecilerin işletmelerin muhasebelerini iyi tutan değil, KOBİ’lere büyümeleri, gelişmeleri için danışmanlık vermesinin özellikle kriz döneminde büyük fayda sağlayacağını söyledi. EBSO Ekonomik - Güncel - Mali İşlmer - Vergi - Finans Bankacılık ve Sigorta Çalışma Grubunun düzenlediği "Türkiye Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Zorunluluk mu? İhtiyaç mı?" konulu seminer EBSO Meclis Salonu'nda yapıldı. Seminerin açılışında konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, ABD'de yakın bir zamanda finans devlerinin batmasıyla ortaya çıkan krizden, Türkiye ekonomisinin de etkilendiğini dile getirdi. Riski yönetemeyen batıyor ABD bankalarının batsada burada asıl zarar görenlerin bankalara para yatıran yatırımcılar olduğuna işaret eden Akgün, “İşin ilginç tarafı da Çin bankalarının dünyanın en büyük bankaları arasına girerek, hem borsa, hem de iş yönünden her geçen gün karizmasını artarak ilerletmesi. Son 30 yılda, gelişmiş ve gelişmekte olan finansal piyasalarda arka arkaya yaşanan krizlerin ardından yapılan çalışmalar sonrasında büyük ölçüde krizlerin risk yönetimindeki yetersizliklerden kaynaklandığı ortaya çıktı" diye konuştu. Risk yönetimindeki yetersizliklerin ortadan kaldırılması amacıyla Basel 1 ve Basel 2 sermaye uzlaşılarının ortaya konulduğunu hatırlatan Ufuk Akgün, Türkiye’nin de daha sonra uygulamayı taahhüt ettiği kurallar bütününün bankacılık sektörünün ve KOBİ’lerin bu sürece hızla hazırlanmasını zorunlu hale getirdiğini anlattı. Akgün, Basel 2 sürecinden en fazla bankacılık, reel sektör işletmeleri ve özellikle KOBİ’lerin etkilenmesinin beklendiğine dikkat çekerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Türkiye’de çok kısa bir süre önceye kadar ortak bir KOBİ tarımı konusunda dahi önemli bir belirsizlik sözkonusu iken kısa bir zaman sonra KOBİ’lerin uluslararası standartlar çerçevesinde kredi koşullarına tabi olma zorunlulukları zaten fon kaynaklarına ulaşmakta güçlük çeken işletlemeri daha da zor duruma düşürebilecek bir değişimdir. Bugüne kadar belirli standartlara göre faaliyet göstermek konusunda herhangi bir kurala tabi olmayan, önemli bir kısmı kayıtdışı faaliyet gösteren, kurumsallaşmak konusunda henüz fazla mesafe alamamış, finansal yönetim hatta firma yönetimi konusunda bilimsel yönetimlere pek fazla alışık olmayan KOBİ’ler bir anda önemli ve kaçınamayacakları bir dönüşüm süreci ile karşılaştı. Gerek bankacılık sistemi gerekse fon ihtiyacı içinde olan KOBİ’lerin bu gelişmelerden önemli ölçüde etkilenmesi kaçınılmazdır.” Ufuk Akgün, Türkiye’de KOBİ’lerin sıkıntılarla mücadele ederken dünyada şirketlerin büyük çoğunluğunun mali tablolarını uluslararası finansal raporlama standartları (UFRS) doğrultusunda hazırladığını haber verirken, yakın bir gelecekte yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu’nun da bunu zorunlu kılacağını bildirdi. Finansal danışmanlık yapın Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal ise, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları hakkında bilgi verdi. Ekonomik kriz ortamında muhasebecilerin sadece muhasebe tutan değil finansal danışmanlık yapan kişi veya şirketlere dönüştürülmesinin faydalı olacağına dikkat çeken Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayede muhasebecilik değer kazanacaktır. Meslek mensuplarının ve işletmelerinin muhasebelerini iyi tutan değil, özellikle küçük ve orta işletmelere büyümeleri, gelişmeleri için danışmanlık vermesi faydalı olacaktır. Yoksa böyle bir ekonomik krizde dar boğaza girebiliyoruz. Sürekli yaşadığımız bir olay. Şirket rotatif kredilere büyüyor. Birden ekonomik kriz geliyor ve bankalar kredileri geri çağırıyor. Böyle bir durumda işletme artık muhasebe tutmak değil, varlık mücadelesini sürdürmeye çalışıyor. O yüzden her bir meslek üyemiz, sorumlusu olduğu şirketin finansal danışmanı olmalıdır." İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut, İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Özkan, İzmir SMMM Odası Başkan Yardımcısı Hasan Zeki Süren de UFRS konusunda katılımcıları bilgilendirdi. ebsohaber 65 kasım 2008 HABER En başarılı Abigem İzmir İzmir Abigem 2002 yılında Ege Bölarasında proje döneminde 126 adedi ise gesi Sanayi Odası ortaklığında bir Avrupa Şubat 2005-Aralık 2006 arasında İzmir KOBİ’lere uluslararası iş bağBirliği projesi olarak başlattığı çalışmalaAbigem A.Ş.’nin kurulmasının ardından lantılarının kapılarını açan İzmir rını, AB Komisyonu ve Türkiye Odalar ve gerçekleştirildi. 2007 yılında ise gerçekAbigem, rekabette fark yaraBorsalar Birliği (TOBB) tarafından destekleştirilen 65 adet danışmanlık projesi ile tan ürün tasarım hizmetleri için lenerek 2006 yılına kadar sürdürdü. Prokuruluştan bu yana tamamlanan olan Designege’yi kurdu. je finansmanının Mart 2006’da sonlandanışmanlık projesi adedi 408’e ulaştı. masının ardından İzmir Abigem A.Ş. adı İzmir Abigem kuruluşundan itibaren Haile kurulan bir özel şirket olarak çalışmalarına devam ederken; ziran 2008’e kadar 552 eğitimde 12 bin 798 katılımcıya ulaştı. AB projeleri için sürdürülebilir ve başarılı bir model oluşturdu. İzmir Abigem, vizyonunu bölgede KOBİ’lere yönelik iş gelişİzmir Abigem’in kuruluşundan 2007 yılı başına kadar gerçekleştirme faaliyetleri için uluslararası bağlantıları gelişmiş, sonuca tirdiği 343 adet danışmanlık projesinin 217’si 2002- 2005 yılları ulaşabilirlik, kalite ve verimlilik açısından akla ilk gelen başvuru noktası haline gelmek olarak belirledi. Giderek daha fazla ürün ve firmanın rekabetine sahne olan günümüz pazarında firmalar, kendi ürünlerini rakiplerin ürünlerinden farklılaştırmak için yeni yöntemler geliştirmek zorunda kalıyor. Fiyat ve kalite yoluyla ürün farklılaştırmak gibi klasik yöntemlerin standart bir niteliğe dönüşmesi sonucu tasarım, farklılık yaratma potansiyeline sahip güçlü bir rekabet aracı olarak öne çıkıyor. Bu gerçekten yola çıkarak Abigem, designege adı ile KOBİ’lere yönelik bir tasarım ve ürün geliştirme merkezi kurdu. Designege’nin hedefleri Endüstriyel tasarım, elektronik ve makine mühendisliği alanındaki uzmanların görev aldığı designege’de ürün geliştirme ve tasarım konularında hizmetler sunuluyor. İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulmuş olan designege’nin başlıca hedefleri; • KOBİ’lerin tasarımla ilgili tecrübe ve bilgi kazanmalarını ebsohaber 66 kasım 2008 HABER sağlamak, • Tasarımla rekabet avantajı yakalayarak ürünlerini ticari potansiyele dönüştürmektir. Hedeflenen sektörler Hedef sektörler arasında ambalaj (gıda, kimyasallar, kozmetik), telekom ürünleri, elektronik ürünler, makine - teçhizat - donanım (tekstil,tarım vb), medikal ürünler, test cihazları, otomotiv endüstrisi, denizcilik endüstrisi, ısıtma-soğutma-iklimlendirme, beyaz eşya, elektrikli ev aletleri, mutfak aletleri, yapı malzemeleri, vitrifiye ve banyo aksesuarları, oyuncak, mobilya , kent mobilyası, ev tekstilleri, kuyumculuk, sergileme elemanları yer alıyor. designege’nin proje hizmetleri ve eğitimler Designege, ilk fikirden başlayarak prototip üretimine kadar tasarımın her aşamasına çözüm buluyor. Prototipleme hizmeti Polyjet teknolojisi kullanılarak, ürünlerin fiziksel, ergonomik ve işlevsel analizlerine yönelik yüksek yüzey kaliteli ve hassastır. Tasarım projelerinin yanı sıra yürüttüğü rehberlik hizmetleri arasında rakip ürünler ile kıyaslama çalışması, tasarım iş tanımının hazırlanması, uygun projeye uygun tasarımcı seçimi, müşteri / tasarımcı sözleşmelerinin hazırlanması, üretim metodları, malzeme önerileri, 3 boyutlu modelleme, görselleştirme, patent, fikri ve sinai haklar ile ilgili danışmanlık yer alıyor. Designege ayrıca KOBİ’lere yönelik olarak Endüstriyel Tasarım, Ürün Geliştirme Teknikleri, 3 Boyutlu Modelleme, KOBİ’lerde Tasarım Organizasyonu, Ambalaj Tasarımı ve Tasarım Tescili gibi konuların ele alındığı eğitim programları düzenliyor. Tüm bunlara ek olarak, fikirlerin 3 boyutlu objeler olarak görülebilmesi, fiziksel, ergonomik ve işlevsel analizlerinin yapılabilmesi için hızlı prototipleme hizmetleri de sunuluyor. Designege’nin çalışmaları kapsamında, kapsamlı danışmanlık projelerinden hızlı prototiplemeye, elektronik yazılımdan endüstriyel tasarıma ve makina üretiminden medikal üretimine değişik sektörlere uzanan hizmetler ile 280 firmaya tasarım ve ürün geliştirme konusunda rehberlik hizmeti sunuluyor. Gerek şirketiçi gerekse katılıma açık eğitim programları ile 94 firmaya eğitim verildi. Tasarım konusundaki kamu farkındalığını artırmak amacı ile endüstriyel tasarım ve grafik tasarım konularını içeren iki kamu projesi hazırlandı. AB çapında tasarım yönetimi konusunda gerçekleştirilen en büyük 6. Çerçeve Projesi olan ADMIRE projesine ortak olarak katılım gerçekleştirildi. Abigem ve designege iletişim bilgileri Abigem Ege Bölgesi Sanayi Odası Cumhuriyet Bulv. No: 63 Kat:1 35210 Pasaport / İZMİR Tel: (232) 446 4356 Faks: (232) 446 43 07 www.abigem.org Designege İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi A3 Binası No:15 İYTE Kampüsü Urla / İZMİR Tel: (232) 765 91 06 Nesne tel: (232) 765 90 46 www.designege.org ABİGEM’ler yaygınlaşıyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KOBİ'lerin profesyonel yönetim sistemleri ışığında yapılanmalarının, Türkiye'nin ticaret ve sanayide geldiği başarılı seviyenin devamı için şart olduğunu söyledi. “AB-Türkiye İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) Ağının Yaygınlaştırılması Projesi”nin ulusal açılış töreni, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde yapıldı. Törene, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen katılarak birer konuşma yaptılar. Hisarcıklıoğlu, törende yaptığı konuşmada, ABİGEM Projesinin TOBB ile Avrupa Birliği'nin ortaklaşa yürüttüğü bir proje olduğunu hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, 2002-2006 yılları arasındaki 4 yıllık dönemde AB finansmanıyla tüm yapılanmaları tamamlanan ve KOBİ'lere hizmet vermeye başlayan ilk merkezlerin Gaziantep, İzmir ve Kocaeli'de hayata geçirildiğini anlattı. ABİGEM'lerin proje süresince KOBİ'lere sundukları yenilikçi özel projeler, danışmanlık hizmetleri, iş destekleri ve eğitimler vasıtasıyla binlerce KOBİ'ye erişerek bu işletmeleri ihracatla tanıştırdıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu 3 ilin bölge ekonomilerine proje süresi içinde toplam 55 milyon Avroluk bir katkı sağlandığını bildirdi. Denizli, Eskişehir, Kayseri, Konya, Afyon, Çorum, Erzurum ve Malatya'nın da projeye dahil edildiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, Adana, Tekirdağ, Trabzon ve Uşak'ın da dahil edilmesi için çalışmaların son aşamaya geldiğini söyledi. ebsohaber 67 kasım 2008