Yönetim Dr. Oetker Söylefli Ömer Yüngül E¤itim TED
Transkript
Yönetim Dr. Oetker Söylefli Ömer Yüngül E¤itim TED
Say› 04 ocak flubat mart 2010 Sofra Grup kurumsal yay›n›d›r. Para ile sat›lmaz. Yönetim Dr. Oetker Söylefli Ömer Yüngül E¤itim TED ‹stanbul Koleji Sa¤l›k Kad›köy fiifa Hastanesi Mekan ‹skele 02 ‹çindekiler Dergi ad› Sofra Grup ‹mtiyaz Sahibi Yaflar Büyükçetin 06 Söylefli Ömer Yüngül STFA ‹fl merkezi Ankara Asfalt› Yeflil vadi Sokak No: 3 Kat:14 Bostanc› 34744 ‹stanbul Sorumlu Müdür Burcu Güvenç STFA ‹fl merkezi Ankara Asfalt› Yeflil vadi Sokak No: 3 Kat:14 Bostanc› 34744 ‹stanbul 12 Yay›n türü Yayg›n süreli E¤itim TED ‹stanbul Koleji ‹çerik ve Tasar›m Uygulama içerik fabrikas› iletiflim dan›flmanl›k ve tic. ltd. flti. 16 Sa¤l›k Kad›köy fiifa Hastanesi Kore fiehitleri Caddesi, At›l›m ‹fl Merkezi No: 28 Kat:4 Daire: 4 Zincirlikuyu/ ‹stanbul Tel: 0212 356 2663 e-mail: bilgi@icerikfabrikasi.com web: www.icerikfabrikasi.com Dergi yönetim yeri STFA ‹fl Merkezi Ankara Asfalt› Yeflil vadi Sokak No: 3 Kat:14 Bostanc› 34744 ‹stanbul Tel: 0216 578 97 14 Faks: 0216 578 98 46 e-posta: sofra@sofrayemek.com.tr Renk Ayr›m› ve Bas›m APA Uniprint Bas›m San. ve Tic. A.fi. Ömerli Köyü Mevkii 34555 Had›mköy / ‹stanbul Tel: 0212 798 28 40 18 ”Sofra Grup” Dergisi’nin içerik ve tasar›m› içerik fabrikas› iletiflim dan›flmanl›k ve tic. ltd. flti. taraf›ndan yarat›lm›fl olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasas› kapsam›nda eser olarak koruma alt›ndad›r. “Sofra Grup” Dergisi’nde yay›nlanan yaz› ve foto¤raflar› yayma hakk› ve “Sofra Grup” markas› ve logosu Sofra Yemek Üretim ve Hizmet A.fi.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yaz›l› izni olmaks›z›n ticari amaçlarla kullan›lamaz. Mekan ‹skele 20 Yönetim Dr. Oetker Dergide yay›nlanan yaz›lar, yazarlar›n kiflisel görüfl, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, içerik fabrikas› iletiflim dan›flmanl›k ve tic. ltd. flti. veya Sofra Yemek Üretim ve Hizmet A.fi., yaz›larda yer alan bilgi, görüfl ve tavsiyeler nedeniyle do¤abilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir flekilde sorumlu de¤ildir. Sunufl 03 “Mutlu y›llar” Yaflar Büyükçetin Sofra Grup CEO 2009’da gündemimize düflen konulardan özellikle ikisi g›da ve sa¤l›¤›m›zla yak›ndan ilgiliydi: H1N1 virüsü ve GDO’lar. Sevgili okurlar, Yeni bir y›la girdik. Geride b›rakt›¤›m›z 2009 y›l› gerek dünya gerekse Türkiye için mücadele içinde zor bir y›l olarak de¤erlendirilebilir. Ekonomistlerin görüfllerine göre bundan sonraki her y›l daha farkl› mücadelelere sahne olacak. 2009’da gündemimize düflen konulardan özellikle ikisi g›da ve sa¤l›¤›m›zla yak›ndan ilgiliydi. 2010’da da bu konular gündemimizde olacak. Bunlardan ilki “domuz gribi” olarak bilinen H1N1 virüsü. Her y›l yeni bir virüsle tan›fl›yoruz, doktorlara göre tan›flmaya da devam edece¤iz. Bu konuda yaz›lan pek çok araflt›rmay› okudu¤unuzda bu ve benzeri virüslerle mücadelede önemli konular›n bafl›nda hijyen ve g›da oldu¤unu görüyoruz. Sa¤l›kl› beslenme ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirerek hastal›kla mücadelede katk›da bulunuyor. Di¤er yandan kiflisel hijyen ve yemeklerimizin haz›rland›¤› ortamlardaki hijyen zinciri en önemli noktalar. Di¤er gündem konusu ise k›saca GDO olarak an›lan “Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar”. Ak›l almaz bir h›zla ilerleyen gen teknolojisi birçok alanda gündelik hayat›m›za girdi. ‹ster fark›nda olal›m ister olmayal›m, sofralar›m›zda pek çok geneti¤i de¤ifltirilmifl ürün yer al›yor. Bilim adamlar› 25 y›l önce, genleri DNA’dan ay›rarak baflka bir canl›ya yerlefltirebileceklerini keflfetti. ‹lk transgenik (geneti¤i de¤ifltirilmifl) ürün olan, uzun raf ömrüne sahip Flavr Savr domatesi 1996 y›l›nda raflardaki yerini ald›. Bunu, gen aktar›lm›fl m›s›r, pamuk, kolza ve patates izledi. GDO teknolojisindeki geliflmeler ve bu tür bitkilerin daha yayg›n olarak kullan›lmas› ile birlikte GDO’lu ürünler hakk›nda tart›flmalar da yo¤unlaflt›. GDO’lu ürünler özellikle insan sa¤l›¤› ve çevreye etkileri konusunda elefltirilerin merkezine yerleflti. Konuyu sa¤l›k aç›s›ndan ele alan baz› bilim adamlar›, GDO içeren yiyeceklerin insan sa¤l›¤›na zararl› olabilece¤ini savunuyor. Gen bitkinin içine yerlefltirildi¤i için, onu tüketenlerin de risk alt›nda olaca¤›, sa¤l›k konusundaki elefltirilerde dile getiriliyor. GDO’lar›n hedef olan ürün hariç di¤erlerinde nas›l bir etki yapt›¤› bilinmiyor. Zaman zaman bu g›dalar›n kansere yol açaca¤› iddialar› dile getirilse de bunun do¤rulu¤unu kan›tlayan bir araflt›rma henüz yap›lmad›. GDO’lu bitkilere getirilen elefltiriler önemli bir bölümü de do¤al çevreye olan etkileri ile ilgili. ABD’de ifllenmifl g›dalar›n yüzde 75’i GDO’lu ürün içeriyor. Yap›lan araflt›rmalarda, Amerikal›lar›n ço¤unlukla GDO içeren ürünler hakk›nda resmi kurulufllara güvendi¤i, AB bölgesi vatandafllar›n›nsa daha çok sivil toplum kurulufllar› ile üniversitelere itibar etti¤i görülüyor. Geneti¤i de¤ifltirilmifl bitkilerin Türkiye’de de uzun y›llard›r kullan›ld›¤› biliniyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odas›’n› haz›rlad›¤› rapora göre, Türkiye’de sat›lan 800’e yak›n g›da maddesi GDO içeriyor. Türkiye’de bu konudaki tart›flmalar yeni y›lda da devam edecek. Sofra Grubu olarak konular› yak›ndan izliyoruz. Dergimizin hemen her say›s›nda gündemimizde olan bu konulara de¤inmeye özen gösterece¤iz. Bu konulardaki geliflme ve tart›flmalar› da tüm taraflar› dinleyerek ve sayfalar›m›zda yer vererek takip etmeye devam edece¤iz. Sa¤l›kl›, mutlu ve keyifli bir y›l dileklerimle ve sayg›lar›mla. 04 Haber Kaynakça: ATO ve Ankara Patent Bürosu: Lezzetli ülkenin, lezzet haritas› Türkiye’nin lezzet haritas› Türkiye’de 81 ili kapsayan lezzet haritas›na bakt›¤›m›zda 2 bin 205 farkl› yöresel yiyecek ve içecekle karfl›lafl›yoruz. Çeflit bak›m›ndan en zengin il Gaziantep, en zengin bölge ise ‹ç Anadolu Bölgesi . Y emek art›k sadece kar›n doyurmak için yap›lan bir eylem de¤il; sosyal, kültürel ve ekonomik bir olayd›r. Dünya genelinde de bu bilinç artt›kça yeme¤e olan ilgi de h›zla art›yor. Böylece her y›l farkl› bölgelerden ilginç mutfaklar ön plana ç›k›yor. Türkiye de son y›llarda Çin ve Fransa’n›n ard›ndan dünyadaki en önemli mutfak s›ralamas›nda üçüncü s›raya yerlefliyor. Yemek çeflidi ve lezzet bak›m›ndan dünyada h›zla yükselen Türk mutfa¤›, yüzy›llard›r birbirinden ilginç tariflerle sofralar› süslemeye devam ediyor. Türkiye’de 81 ilin tamam›n› kapsayan lezzet haritas›na bakt›¤›m›zda ortaya oldukça zengin bir görüntü ç›k›yor: 2 bin 205 farkl› yöresel yiyecek ve içecek… Sofralar› flenlendiren yemekler illere ve bölgelere göre büyük farkl›l›klar gösteriyor. Her flehir kendine özgü yemeklerle öne ç›karken, bölgeler de kendi damak tatlar›yla isim yap›yor. Gaziantep iller aras› s›ralamada 291 çeflit yemek, tatl› ve içecekle en zengin il olurken, ‹ç Anadolu Bölgesi 455 çeflit yiyecek ve içecekle en zengin bölge oluyor. ‹l il lezzet duraklar› Türkiye’nin lezzet haritas›nda pek çok ortak lezzet oldu¤u gibi her bölgenin de kendine özgü tatlar› var. ‹flte farkl› bölgelerden birbirinden ilginç yemek isimleri ve seçkin lezzetler… Marmara Bölgesi Bolu: Yo¤urtlu bakla çorbas›, imaret çorbas›, ac› su bazlamac›, çant›kl› pide, kedi batmaz. Bursa: Ekflili bafl çorbas›, etli gavata, kestaneli etli lahana dolmas›, m›s›r unu sarmas›, kaflarl› p›rasa, patl›can silkmesi, ‹negöl köfte. ‹stanbul: Kanl›ca yo¤urdu, Sultanahmet köftesi, uykuluk, badem ezmesi, beyinli Beykoz kebab›. Edirne: Badem ezmesi, mamzama, ak›tma, hardaliye, sat›r kebab›. Ege Bölgesi Ayd›n: Kulak çorbas›, pelvize tatl›s›, pafla böre¤i, yuvarlama, ebegümeci kavurmas›, arapsaç›. Bal›kesir: Tirit, sura, saçakl› mant›, peynirli patl›can, zerde tatl›s›, mafifl tatl›s›, börülce ekflilemesi. Denizli: Çaput afl›, alaçora, s›y›rma, yo¤urtlu patl›can gömmesi, sura, g›nd›ra çorbas›. ‹zmir: Kumru, Ayval›k tostu, sura, ‹zmir köftesi, papaz yahnisi, mücmeri, radika salatas›, gerdan tatl›s›. Manisa: Mesir macunu, Kula güveç kapamas›, flekerli pide, otlu pide, Manisa kebab›. Mu¤la: Ara, dutmeç, çopur, döfl dolmas›, bal›klen, ç›ntar kavurmas›, ot ekflilemesi, gali. Uflak: Alacatene, haflhafl sürtmesi, ci¤erli bulgur Akdeniz Bölgesi Antalya: Antalya usulü piyaz, Arap kaday›f›, karpuz kabu¤u reçeli, Bergamut reçeli. 05 Hatay: Kaytaz böre¤i, tafl kaday›f, kereviç, semirsek, kufl gözü. Mersin: Cezerye, tantuni, kerebici, zahter. Osmaniye: T›rfl›k, yer f›st›¤›, to¤gar, çiçcire, etli kömbe. Isparta: Miyane, sakala sarkan, tapalak, banak, kabine, kuyru¤u sulu, samsa, tosmankara, derdimi alan. Karadeniz Bölgesi Artvin: Laz böre¤i, h›nkal, çergebaz, gendima, herisa, flilav, hasuta, kaysefe, zurbiyet. Çorum: Leblebi, yan›ç, c›zlak, kömbe, hingal, borhani, helise, çullama, ‹skilip dolmas›. Giresun: F›nd›k, hamsi böre¤i, çal›çile¤i çorbas›, mendek çorbas›, ya¤lafl, karalahana diblesi. Gümüflhane: Köme, kuflburnu, dut pekmezi, dut pestili, lemis, hafl›l, kanz›l› börek, siron. Rize: Anzer bal›, Rize köftesi, Rize simidi, Hamsi çi¤irtas›, çumur, eniflte lokumu, pepçura Sinop: Sinop kestanesi, nokul, içli tavas, mamalika Trabzon: Vakf›kebir ekme¤i, Akçaabat köftesi. Samsun: Samsun pidesi, turflu kavurmas›, yer pancar›, m›s›r çorbas›, kocakar› gerdan›. Do¤u Anadolu Bölgesi Bitlis: Büryan kebab›, flekalok yeme¤i, çorti köftesi, gari afl›, glorik, gebol, çirefl pancar›. Erzurum: Ça¤ kebab›, den çorbas›, h›ngel, herle afl›, çeç pancar›, çafl›r. Kars: Bal, kaymak, kaflar, gravyer, herre, hangel, hafl›l, feselli, tand›rda kaz çekmesi, piti. Malatya: Kay›s›, ka¤›t kebab›, k›nal› ekmek, pileke, tafl küllü¤ü, gurut çorbas›, anal› k›zl›, kurflun geçmez köftesi, gilgirikli köfte, kelo¤lan köftesi. Erzincan: Tulum peyniri, tava leblebisi. Tunceli: Ovac›k da¤ sar›msa¤›, fiavak tulum peyniri, Pülümür bal›, zerefet, sirekurt, sirepati. Van: Otlu peynir, Van bal›¤›, ilitme, senseger. Güneydo¤u Anadolu Bölgesi Batman: Bumbar, fiam börek, perde pilav›. Diyarbak›r: Karpuz, cartlak kebab›, patl›can meftunesi. Gaziantep: Alinazik kebab›, keme kebab›, yeni dünya kebab›, simit kebab›, antep f›st›¤›, baklava. Mardin: Badem flekeri, ceviz sucu¤u, ikbebet (içli köfte), semberuk, irok, kibe, kitel raha. Kahramanmarafl: Dövme dondurma, biber, tarhana, le¤en çorbas›, tirflik çorbas›. fianl›urfa: ‹sot, fl›ll›k tatl›s›, paliza, bostana, urfa kebab›. fi›rnak: Kutl›k, serb›dev, hekeheflandi, fl›mfl›pe, meyre, b›r›nzer, mahm›lat›k, f›reydin, suryaz. ‹ç Anadolu Bölgesi Eskiflehir: Çi¤ börek, ab›sta, harfl›l, yufkal› büryan, met helvas›. Kayseri: Past›rma, sucuk, mant›, pehli, ya¤bari, pöç, kovalama, üzüm yeme¤i, fincan a¤z›, nevzine, aside. K›r›kkale: Alazlama, kömbe, külleme, batallafl, çalma, sar›¤› burma. Konya: Dü¤ün yeme¤i, etli ekmek. Nevflehir: Dü¤ü, kesme, katma afl›, a¤pakla (fasulye, kemikli et), d›v›l, ayva dolmas›, Nevflehir tavas›, s›zg›t. Sivas: Sivas kebab›, peskutan çorbas›, pezik turflusu. 06 Söylefli Ömer Yüngül 2010, de¤iflik bir y›l olacak Vestel’in Manisa’da yer alan teknoloji üssü Vestel City yaklafl›k 150 futbol sahas› büyüklü¤ünde ve 10 bini aflk›n kifliye ifl imkan› sa¤l›yor. Vestel City’de ziyaret etti¤imiz Vestel fiirketler Grubu ‹cra Kurulu Baflkan› Ömer Yüngül, Sofra Grup ile Vestel aras›ndaki iflbirli¤inin önemine dikkat çekti. Z orlu Holding’in amiral gemisi Vestel fiirketler Grubu, elektronik, beyaz eflya ve bilgi teknolojisi alanlar›nda, Türkiye’nin ve uluslararas› pazarlar›n güçlü oyuncular› aras›nda yer al›yor. Üretim, sat›fl ve pazarlama, ARGE, yaz›l›m ve uydu hizmetleri konusunda faaliyet gösteren grup, teknoloji ve tasar›m gelifltirme yetkinli¤iyle dünyan›n en büyük üreticilerinden biri. Ürünlerini tam 119 ülkede tüketicileriyle buluflturan Vestel, bugün 12 bin çal›flan›, 1.200 sat›fl noktas›, 600 servis noktas› ve binlerce yan sanayi çal›flan›yla, 60 bin kifliye gelir kayna¤› yarat›yor. Vestel, toplam y›ll›k 30 milyonu aflan kapasite ile tüplü ve LCD televizyonda, dijital TV al›c›lar› üretiminde en büyük, beyaz eflyada ise en h›zl› büyüyen üretici unvan›n› tafl›yor. Manisa’da bulunan Vestel City, Avrupa’n›n tek alan üzerinde üretim yapan en büyük, dünyan›n ikinci büyük endüstri kompleksi. 750 bin metrekare kapal› alana kurulu Vestel City’nin y›ll›k üretim kapasitesi 30 milyon adedi afl›yor. Sofra Grup’un temizlik ve yemek hizmeti verdi¤i Vestel’in Türkiye’deki üretim üssü olan ve yaklafl›k 150 futbol sahas› büyüklü¤e sahip Vestel City’de ziyaret etti¤imiz Vestel fiirketler Grubu ‹cra Kurulu Baflkan› Ömer Yüngül, yemek ve temizlik hizmetlerinin flirketler aç›s›ndan herkese teslim edilemeyecek kadar hassas unsurlar oldu¤unu vurgulad›. fiu anda ifl d›fl›nda gündeminizde neler var? Benim için gündem her zaman ifl. ‹fl d›fl›nda gündemimi meflgul edecek herhangi bir fley yok. Çünkü ifl he- Ömer Yüngül nüz bitmedi. Hatta daha s›k› bir biçimde ifle yo¤unlaflt›¤›m›z bir döneme girdik. Her zaman söylüyorum; ifline ba¤l› olan ve iflini iyi organize eden, istedi¤i kadar kriz olsun baflar›ya ulafl›r. Çünkü eninde sonunda birileri al›yor ve alacak. Belli bir sermayesini sa¤lam tutanlar hep kazan›yor. Kriz döneminde, ifli olup da yeteri kadar sermayesi olmayanlar ve çok kredi borcu olanlar batt›. Sermayesi güçlü olanlar ayakta kald›. E¤er sa¤lam sermayeye sahipseniz k›r›lganl›klardan çok etkilenmiyorsunuz ve atlatabiliyorsunuz. Yo¤un ifl seyahatleriniz devam ediyor mu? Son dönemde s›k seyahat etmiyorum. ‹stanbul ve Ankara’ya yo¤un gidiyorum. ‹flimiz dinamik oldu¤undan, bu dinamizm içinde zaman zaman seyahatlerim yo¤unlaflabiliyor. Ancak Vestel Grubu’nun çok güzel bir organizasyon yap›s› var. Gelece¤e yönelik insan kalitesi bence Türkiye’deki en iyilerden bir tanesi. Dolay›s›yla bütün arkadafllar›m›z› ayn› vizyon seviyesine getirdi¤imize inan›yorum. Türkiye’nin her flirketinde çok üst 07 görevlere gelebilecek bir insan kayna¤›m›z var. Dolay›s›yla öyle çok fazla hareket halinde de¤ilim, ama iflin gere¤i neyse onu yap›yorum. 2010’a dair beklentileriniz ve hedefleriniz neler? 2010’da hayat›n daha zor olaca¤›n› düflünüyorum. Çünkü, krizin etkilerinin azalt›lmas› için dünya çap›nda merkez bankalar› taraf›ndan verilen paralar›n enflasyon tehlikesi oluflturdu¤unu görüyorum. Bunun yan› s›ra iflsizlik rakamlar› da önemli bir gösterge. Dünyan›n her yerinde iflsizlik rakamlar› ortalama olarak yüzde 10’un üzerinde. Bu durum do¤al olarak en çok geliflmekte olan ülkeleri etkiliyor. Türkiye, sanayide daha iyi yerlerde olabilirdi ve iflsizlik rakamlar›n› yüzde 10’un alt›na çekebilirdik. Tüm dünyada iflsizlik rakamlar› düflmedikçe sa¤l›kl› bir büyüme olaca¤›n› düflünmüyorum. ‹flsizlik yüzde 10’lar›n alt›na düfltükçe daha kal›c› bir büyüme sa¤lanabilir. Yeni y›lda büyüme bekliyor musunuz? 2010 bence çok de¤iflik bir y›l olacak. Her sektörde çok önemli konsolidasyonlar yaflanaca¤›na inan›yorum. Çok fazla flirket al›m› olacak. Ne Türkiye aç›s›ndan ne de flirketler aç›s›ndan öyle çok h›zl› bir büyüme beklemiyorum. Geçen y›la oranla belki bir miktar büyüyebiliriz, ama 2008’in sonunun yakalanaca¤›n› düflünmüyorum. Vestel’in yat›r›mlar› da oldukça dikkat çekiyor. Bunlar devam edecek mi? Evet, petrol ve do¤al gaz gibi yer alt› kaynaklar› zengin olan noktalarda pazar art›yor ve buna paralel olarak bizim de buralarda yat›r›mlar›m›z art›yor. Bu pazarlarda yat›r›mlar›m›z her y›l ikiye katlayarak gelifliyor. Bu noktalarda özellikle bölgelere özel ürünler gelifltiriyoruz. Hem beyaz eflya hem de elektronik alan›nda ana yat›r›mlar›m›z› tamamlad›¤›m›zdan önemli bir avantaja sahibiz. Ana yat›r›mlar›m›z› bitirdi¤imizden, tüm kaynaklar›m›z› ürüne yönelik yat›r›mlara ak- tarabiliyoruz. Her bölgenin farkl› ürün talebine uygun özellikte ürünler gelifltirebiliyoruz. Gelecek y›llarda Ortado¤u bölgesinde büyümemizi devam ettirece¤iz. Vestel’in ürüne yönelik yat›r›mlar› ARGE baflar›s› olarak da birçok uluslararas› ödülle tescilleniyor… 2008’in bafl›nda krizi öngördü¤ümüzde tasar›mlara ve ucuz ürünlere daha fazla önem verdik. Ancak geliflmifl pazarlarda da üstün özellikli ürünlere öncelik verdik. Bu noktada hem beyaz eflya hem elektronik alan›nda kazand›¤›m›z birçok önemli uluslararas› tasar›m ödülü bulunuyor. ABD’de bulunan Chicago Mimarl›k ve Tasar›m Müzesi’nin verdi¤i dünyan›n en prestijli tasar›m ödüllerinden Good Design Award’da dört ödül ald›k. fiubat 2009’da Red Dot Design Award’da iki uzaktan kumanda tasar›m›m›z ödül ald›. 2008’de de iki LCD TV, bir dizüstü bilgisayar, bir klima ve bir çamafl›r makinesi olmak üzere tam befl ürünümüz, Design Turkey Endüstriyel Tasar›m yar›flmas›nda ‹yi Tasar›m Ödülü’ne lay›k görüldü. Son olarak dünyan›n en köklü ve en sayg›n tasar›m organizasyonlar›ndan iF Product Design Award’da Aramides ve Lissotis çamafl›r makinelerimiz ile iF Product Design Award 2010 ödülünü kazand›k… 08 Söylefli Ömer Yüngül Di¤er yandan patentlerimiz de 2007’ye göre üç kat artt›. Bu da tabii bizim ileriye bak›fl›m›z› gösteriyor. Türkiye’nin beyaz eflya ve elektronik alan›nda bir üretim üssü haline gelebilmesi için at›lmas› gereken ad›mlar neler? Uzakdo¤u’daki bütün yat›r›mlar hep devlet politikas›yla yap›ld›. Ne yaz›k ki bizde böyle bir politika oluflturulamad›. Özellikle son 30 y›ld›r sanayiye yönelik bir politikam›z yok. Sanayi genel olarak ancak özel sektörün kendi çabas›yla desteklendi ve ilerledi. Dolay›s›yla Tayvan ve Kore flirketlerine bakt›¤›n›zda bugün geldikleri yerler belli. 100 milyar Dolar ciroya sahip firmalardan söz ediyoruz. Ancak elektronik çok do¤urgan bir sektör. Burada bir tek televizyon üretimiyle bafllay›p elektronikte birçok ürün çeflidine ulaflt›k. Hem istihdam hem ka- liteli insan say›s›n›n artmas›, bu do¤urganl›kla birlikte baflka yerlere de yat›r›m›n yönlendirilebilmesini sa¤l›yor. Türkiye, insan gücü ve lojistik aç›s›ndan çok güzel bir yerde. Ama ne yaz›k ki belli politikalar›m›z olmad›¤›ndan ve biraz da¤›n›k olundu¤undan bunun meyvelerini di¤er ülkeler gibi alam›yoruz. Siz bu anlamda neler yap›yorsunuz? Vestel, bugün elektronik sektöründe dünyada zenginler kulübünde yer al›yor. Ne yol haritas› varsa o yol haritas›n›n kurgulanmas› ve piyasaya sürülmesinde en önlerde oluyoruz. Örne¤in televizyonda art›k 3D ad› verilen üç boyutlu televizyonlar, LED televizyonlar ve HD yay›nlar öne ç›k›yor. Özellikle HD’ye yönelik kutularda ‹ngiltere pazar›nda BBC’nin tedarikçisi olduk. Çok büyük markalar›n önünde yer al›yoruz. “Çiftlikte rahatl›yorum” ‹fl stresini azaltmak ve rahatlamak için zaman›n›z› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? ‹fl d›fl›nda çok fazla zaman›m yok. Cumartesi ö¤leden sonra ve pazar günleri vaktim oluyor. Hafta içi 22.00’de yatar, 07.00 civar›nda iflyerinde olurum. Hafta içi yo¤un bir sosyal yaflant›m yok. ‹fl d›fl›nda bal›k tutmay› severim. Ama ona da çok fazla vaktim olmuyor. Pazar günleri spor yapmaya çal›fl›r›m. A¤›rl›kl› olarak tenis, masa tenisi ve jimnastik yap›yorum. Bir de çiftlik yaflant›s›na ilgim var. Hobi olarak bafllad› ama art›k hobinin ötesine geçti. Çiftlikte neler yetifltiriyorsunuz? Aç›kças› çiftlikte her fley var. Süt ine¤i, keçi, koyun, besi inekleri var. Kiraz, nar ne ararsan›z yetifltiriyorum. Tar›ma ilgi duyuyorum. Çiftlik ile daha çok kardeflim ilgileniyor, ama iflin di¤er k›s›mlar› da beni çok mutlu ediyor. Pazar günü 34 saat boyunca traktörle çift sürebiliyorum. A¤açlardan meyveler topluyorum, tavuklar›n yumurtalar›n› al›yorum, keçi sa¤›yorum. Ürünleri mümkün oldu¤unca do¤al yetifltiriyorum. Farkl› bir fley yapmak istedim ve hofluma da gitti. Çiftlik maceram böyle bafllad›. Çiftlikte müthifl ölçüde rahatl›yorum, stresimi at›yorum. ‹flimiz hareketli oldu¤undan hafta içi baflka bir fley düflünmeye f›rsat olmuyor. Çiftlik, hafta sonu için ideal bir rahatlama sa¤l›yor. 09 “Sofra’dan gayet memnunuz” Sofra ile nas›l bir iflbirli¤iniz var? Sofra Grup, burada yemek ve temizlik hizmeti veriyor. Yemek için 10 y›ll›k bir kontrat›m›z bulunuyor. Ayr›ca bütün her yerin iç temizli¤ini, Sofra Grup gerçeklefltiriyor. ‹flbirli¤imiz yaklafl›k iki y›ld›r sürüyor. fiu ana kadar verdi¤i tüm hizmetlerden memnunuz. Yapt›¤›m›z araflt›rmalarda da bu iki y›ll›k süreç içerisinde çal›flanlar›m›z›n memnun olduklar›n› gördük. da Sofra’y› seçmenizin nedenleri neler? Sofra, çok büyük bir flirket ve uluslararas› bir grup. Grubu yak›ndan tan›yoruz ve kurumsall›¤›n› biliyoruz. Organizasyon yap›s›n›n ciddi bazda oldu¤unu görüyoruz. Yemek ve temizlik hizmetleri, çal›flan- lar›n memnuniyetine do¤rudan etki eden unsurlar oldu¤undan her iki konuda da büyük özen gösteriyoruz. Yemek ile ilgili en ufak bir sorunda, insanlar›n çal›flma motivasyonu da düflüyor. Yemek ve temizlik insan sa¤l›¤› aç›s›ndan da büyük önem tafl›yor. Bunlar› herkese teslim edemezsiniz. Yaklafl›k iki y›ll›k süreç içinde Sofra ile hiçbir sorun yaflamad›k. Gayet memnunuz. “Yemek ve temizlik hizmetleri, çal›flanlar›n memnuniyetine do¤rudan etki eden unsurlar oldu¤undan her iki konuda da büyük özen gösteriyoruz.” 10 Haber K›raç Merkezi Üretim Mutfa¤› Eurest’in lezzet s›rr› mutfakta Eurest’in K›raç Merkezi Üretim Mutfa¤› son teknolojiyle bafltan sona yenilendi. 2 bin 250 metrekare olan merkezi mutfak; Avrupa Bölge Direktörlü¤ü, Üretim Mutfa¤› ve depolar olmak üzere toplam üç kattan olufluyor. Yemekler en taze ve lezzetli halleriyle buradan servis ediliyor. E urest’in leziz yemeklerinin s›rr›n› ö¤renmek ister misiniz? Gelin, masan›za gelen yeme¤in, sizinle buluflana kadar yaflad›¤› serüvene kat›l›p, birlikte Eurest’in K›raç Merkezi Üretim Mutfa¤›’na do¤ru küçük bir yolculu¤a ç›kal›m. flekilde üretim kat›na ç›kar›l›yor. Burada üretim alanlar›nda ve yemeklerde kullan›lan su, ar›tma sisteminde ar›t›l›yor. Ayr›ca yemeklerde kullan›lan su da içme suyu kalitesinde oldu¤u için sa¤lanan hijyen her aflamada tekrar sa¤lan›yor. Tazelik ve hijyen Sabah›n erken saatlerinde halden ç›kan taptaze sebze ve meyveler önce K›raç’taki Eurest Merkezi Üretim Mutfa¤›’na gelir. Toplam 2 bin 250 metrekarelik kapal› bir alana sahip olan mutfak; Avrupa Bölge Direktörlü¤ü, Üretim Mutfa¤› ve depolar olmak üzere toplam üç kattan olufluyor. Lezzetin püf noktas› Merkezi mutfakta üretim alanlar›, kendi içinde birbirinden ayr›lm›fl bölümler halinde konumlan›yor. Her ürün, çeflidine göre (et, tavuk, bal›k, sebze ve meyve, kuru g›da vb.) ilgili so¤uk iflleme odalar›nda iflleniyor ve ifllenen Engin Özbek – Sofra Grup ürünler yine çeflitlerine göre belirlenmifl ‹stanbul- Avrupa Bölge Direktörü so¤uk odalarda muhafaza ediliyor. “Krize ra¤men böyle bir yat›r›m›n yap›lmas›, sektör aç›s›ndan oldukça ‹fllenen bu ürünler daha sonra uzman önemli bir geliflmedir. Son teknolojik diyetisyenler taraf›ndan belirlenen ürünlerin kullan›ld›¤› mutfak, örnek menüleri haz›rlamak üzere deneyimli teflkil ediyor. 20 bin kiflilik kapasiteaflç›lar›n hünerli elleriyle bulufluyor. si olan mutfa¤›m›zda, flu anda 7 bin Hijyen kurallar›n›n çok büyük bir titiz- kiflilik üretim yap›yoruz. Yak›n zalikle uyguland›¤› üretim mutfa¤› da; manda bu say› h›zla artacak. Böyle yemek piflirme bölümü, temiz servis bir mutfakta çal›flmak bizim için de malzemelerinin bulundu¤u bölüm ve büyük bir keyiftir.” bulafl›k bölümü olmak üzere kendi Merkezin son teknoloji ürünleri kullan›larak gerçeklefltirilen tadilat ve yenileme ifllemleri 2009’da tamamland›. Merkezde, hammadde girifli için özel olarak yap›lan kap›s›ndan içeri al›nan tüm sebze ve meyveler, önce alt kattaki y›kama makinesinde y›kan›yor. Daha sonra dezenfekte ediliyor ve ifllendikten sonra hijyenik bir 11 içinde üç bölüme ayr›l›yor. Ayr›ca yemeklerin yap›ld›¤› bölümler de et, tavuk, bal›k, hamur iflleri ve tatl› olmak üzere kendi içinde bölümlere ayr›l›yor. Üretim mutfa¤›nda ayr›ca toplam 750 metrekareden oluflan 13 adet so¤uk oda da bulunuyor. Bu odalar›n her biri günlük 40 ton depolama kapasitesine sahip. Böylece hem yiyecekler sürekli taze kal›yor hem de lezzetlerinin ve kokular›n›n birbirine kar›flmas› önleniyor. Ayr›ca so¤uk odalar, tüm mutfaklar ve ofisler 350 KW gücünde jeneratör ile destekleniyor. Böylece herhangi bir elektrik kesintisi oldu¤unda jeneratör hiç durmadan, birkaç gün daha çal›flabiliyor ve yiyeceklerin bozulma riski bu flekilde ortadan kalkm›fl oluyor. Üretim mutfa¤›n›n bugün sahip oldu¤u kapasite 20.000 Pax/ö¤ün. Üretim mutfa¤›nda, deneyimli ve e¤itimli aflç›larla son teknolojiye sahip dört adet Air-O System Electrolux marka f›r›n ve iki adet Blast Chiller’›n birleflimi, Eurest yemeklerinin lezzet ve kalitesini art›ran önemli faktörler. Üretimin her alan›n›n; ISO, HACCP ve TSE standartlar› ile bütünleflmifl kalite sistemi ve g›da mü- hendisleri taraf›ndan kontrol edilmesi de Eurest’in titiz çal›flma tekni¤inin en aç›k göstergeleri. Çevreye sayg›l› mutfak Son teknolojiyle yenilenen; tüm ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i kurallar›na uygun sistemlerin kullan›ld›¤› üretim merkezinde çevreye de büyük önem veriliyor. Bu nedenle tüm g›da at›klar› 100 metrekare kapal› alan› olan çöp so¤utma odas›nda muhafaza ediliyor. Tüketilen ve kullan›lan at›k su, merkezin kendi at›k su ar›tma tesisinde ar›t›ld›ktan sonra ‹SK‹ kanal›na veriliyor. Lezzet yolculu¤u Y›kan›p dezenfekte edildikten sonra hijyenik olarak, özel f›r›nlarda haz›rlanan leziz menüler, sofran›z› ziyafete dönüfltürmek için haz›r hale geliyor. Yemekler, bulafl›khanede y›kand›ktan sonra, Öztiryakiler firmas›na özel olarak yapt›r›lan Gastronom Durulama ve Dezenfeksiyon Makinesi taraf›ndan dezenfekte edilen gastronomlara yerlefltiriliyor. Böylece yemekler Eurest’in servis araçlar›yla tam vaktinde sizinle buluflmak için lezzet yolculu¤una ç›k›yor. 12 E¤itim TED ‹stanbul Koleji Biz ö¤renenlerin okuluyuz Atatürk’ün ça¤r›s›yla 1928’de Ankara’da kurulan Türk E¤itim Derne¤i, 81 y›lda çok yol ald›. Ülke genelinde açt›¤› okullarla büyük baflar›lara imza atan TED, ilk günkü gibi Bat›’ya dönük, ilerici, demokrat ve Atatürkçü bireyler yetifltirmeye devam ediyor. T ürk Maarif Cemiyeti, bugünkü ad›yla Türk E¤itim Derne¤i (TED), Atatürk’ün ça¤r›s›yla 31 Ocak 1928’de kuruldu. Derne¤in ilk baflkan› ise Türkiye’nin ikinci cumhurbaflkan› ‹smet ‹nönü oldu. Dernek, aradan geçen 81 y›lda e¤itim alan›nda bir çok baflar›ya imza att›; yüz binlerce ö¤renci bu okullardan mezun oldu. Öyle ki TED mezunu olmak k›sa zamanda bir marka haline geldi. Cumhuriyeti kuran kadronun deste¤iyle de k›sa zamanda büyük ifllere imza atan TED’in ilk koleji Ankara aç›ld›. Uzun y›llar Ankara Koleji olarak bilinen okul daha sonra TED Ankara Koleji olarak ün yapt› ve birçok tan›nm›fl ismi mezunlar› aras›na katt›. Bütün okullar›nda ayn› misyonla hareket eden TED’in en büyük hedefi ise, Bat› ilmini alan ve kendi ülkesine Güven Befltafl uyarlayabilen; bunu gelifltirmek isteyen, Atatürkçü demokratik düflünceye ciri kural›m demifl. Aradan geçen zaman tam 81 y›l. Bu süreçte Türk e¤isahip insanlar yetifltirmek. tim Derne¤i hiçbir flekilde kurulufl ilTED ‹stanbul Koleji de ayn› misyonla kesini de¤ifltirmeden yoluna devam bundan 10 y›l önce Acarkent’te ku- etmifl. ruldu. Okulda flu anda 1270 ö¤renci; 288 idari personel ve ö¤retmen var. Okulun kurulufl hikayesini ve geçmiflten günümüze TED’li olman›n nas›l bir fark yaratt›¤›n› Genel Müdür Güven Befltafl’la konufltuk. TED okullar›n›n kurulufl hikayesini k›saca sizden dinleyebilir miyiz? Cumhuriyetin ilk y›llar›nda okullar›n ço¤u az›nl›klar veya yabanc› devletlerin oluflturdu¤u okullard›. Robert Kolej, Üsküdar Amerikan ve Alman Lisesi gibi… Bu okullar›n verdi¤i e¤itim tamam›yla Bat›’ya dönük e¤itimlerdi. Türk e¤itim sistemi de henüz yeni kuruldu¤u için Atatürk de Türk çocuklar›n›n bu okullara gitmek yerine kendi kültürlerini alabilecekleri bir e¤itim sistemine sahip bir okullar zin- ra’da kurulmufltur ama bütün okullar ayn› misyonla hareket ediyor. Okullar›n hepsi ayn› misyonla hareket ediyor ve ayn› ilkeleri benimsiyor, ancak flehirler aras›nda ufak farkl›l›klar olabiliyor. Bunlar da temel felseHangi misyonla hareket edi- fede de¤il, ö¤renci veli iliflkilerinde yorsunuz? oluyor. Bat› ilmini alan ve kendi ülkesine uyarlayabilen; bunu gelifltirmek iste- ‹stanbul’da neden Acarkent yen, Atatürkçü demokratik düflünceye tercih edildi? sahip insanlar yetifltirmek de¤iflme- Acarkent’in seçilme nedeni tamam›yyen misyonumuz. Bu konuda da la arazi kaynakl›d›r. Arazinin büyük TED’in oldukça baflar›l› oldu¤unu dü- olmas› ve buradaki eski mezunlar›m›flünüyorum. fiu an birçok okulda ay- z›n çabalar›yla bu arazi çok uygun n› felsefeyi görüyoruz ama bunun ön- bir fiyata al›nd›. Yoksa flehir içinde cüsü TED olmufltur ve hala ayn› sis- böyle bir arazi için çok büyük bedeller ödemek gerekirdi. Biz de burada temle devam etmektedir. böyle bir imkan› de¤erlendirmek isteTED denince insanlar›n akl›- dik ve eski mezunlar›m›zdan bir karna hemen Ankara geliyor. deflimizin çok büyük çabalar›yla buOkullar aras›nda ciddi fark- ray› TED’e kazand›rd›k. lar var m›? TED’in ilk kuruldu¤u yer Ankara. O Okul içerisinde neler var? nedenle uzun y›llar TED yerine Anka- Okulumuz çok genifl bir alanda her ra Koleji denmifltir. ‹lk olarak Anka- türlü imkan› olan bir okul. Sanat için 13 çok ciddi yerler ay›rd›k. fiu anda 17 sanat atölyemiz var. Cam füzyondan, serami¤e, resimden buz patenine kadar her fley var. Çocuklar›m›z burada tertemiz orman havas›yla genifl bir alanda çok rahat bir e¤itim al›yorlar. TED Ankara Koleji Okulunuzda kaç ö¤renci ve ö¤retmen var? fiu anda 1270 ö¤rencimiz var. ‹dari personel ve ö¤retmenler ise toplam 288 kifli. Ayr›ca 70 kiflilik bir yurdumuz var. Yurdumuzda da çocuklar›m›z kal›yor. 27 tanesi Kardelen, flehit çocu¤u, yetim ya da depremzede. Yurdumuzda zaten paral› ö¤rencimiz kalm›yor. Kendi kaynaklar›m›zla ihtiyac› olanlar›n her fleyini karfl›l›yoruz. Ne tür tepkiler al›yorsunuz? Bu çocuklar›m›za olanak yaratabildi¤imiz için çok mutluyuz. Batman’dan bir çocu¤umuzun buraya gelip liseden mezun olmas›, buray› kendi evi olarak benimsemesi ve çok iyi bir dünya görüflüne sahip olmas› oldukça önemli. Ö¤renciler senfoni orkestras›nda keman ve viyola çal›yor. Bir ö¤rencimiz kemans›z yatm›yor. Esas gurur duyulacak olay budur. Demek ki olanak verildi¤i zaman bu çocuklar›m›z› kazanabiliriz. TED okullar› e¤itimde nas›l bir fark yarat›yor? Bizim temel felsefemiz fludur: Biz ö¤renenlerin okuluyuz. Bizim zaman›m›zda ö¤retmek vard›, flu an ise ö¤renmek önemli. Önemli olan ö¤rencinin araflt›rmas› ve bilgiye kendisinin ulaflmas›d›r. ‹kinci önemli konu ise lisan. Bugün ‹ngilizce dünya lisan› ve dünyaya aç›k insanlar yetifltirmek için dünya dilini çocuklar›n kendi dilleri kadar anlay›p ve konuflabilmeleri gerekiyor. Bu nedenle yo¤un bir ‹ngilizce e¤itimi veriyoruz. Bununla birlikte Frans›zca ve ‹spanyolca da ö¤retiyoruz. Okul say›n›z artacak m›? TED okullar› say›s›n› art›rarak yay›lma misyonuna devam edecek. fiu anda toplam okul say›m›z 22. Yak›n zamanda K›br›s’ta aç›lacak okulla birlikte bu say› 23 olacak. “Sofra’ya güveniyoruz” Sofrayla iflbirli¤iniz ne zaman bafllad›? Ben eski bir STFA’l›y›m. Tan›fl›kl›¤›m›z oradan geliyor. Yaflar Büyükçetin de benim yak›n dostum ve Sofra’n›n yönetim kurulu baflkan›. Ben TED’e geçti¤im zaman Sofra h›zla büyüdü ve bir dünya markas› haline geldi. Birikim ve tecrübe konusunda da bu ifli Türkiye’de en iyi yapan firma. Biz de bu iddial› firma ile çal›flmak istedik. Yaflar Bey’le fikirlerimiz ortakt›. Çocuklara limitli kartlar sayesinde paray› nas›l kullanabileceklerini ö¤retiyoruz. Ayr›ca aileler de çocuklar›n›n neler yedi¤ini görebiliyor. Ayr›ca yemek felsefesi aç›s›ndan Sofra sayesinde okulumuza zeytinya¤l› yemekler girdi. Bizim için de onlar da için de de¤iflik bir tecrübe. Yemek seçimini neye göre yap›yorsunuz? Bu konuda Sofra’ya güveniyoruz. Burada iki ay inceleme yapt›lar. Ailelerden gelen tepkiler de çok iyi oldu¤u için ifllerine kar›fl- m›yoruz. Yemek s›cakl›¤›, servis pratikli¤i, kart kullan›m›, zeytinya¤l›lar ve bol salata çocuklar› çok mutlu ediyor. Sofra yöneticileri bugüne kadar bizi hiç k›rmad›. Ben gerçekten yapm›fl oldu¤um bu de¤ifliklikten keyif almaya bafllad›m. ‹ki okulumuz da bizim deneyimlerimiz sayesinde Sofra’yla çal›flmaya bafllad›lar. Bu tür hizmetleri d›flar›dan alman›n ne gibi avantajlar› var? Bu hizmetleri kendi bünyenizde vermeniz mümkün de¤il. Bu profesyonellik isteyen, detaylar› olan, gerek yemek gerek sevk ve idare bak›m›ndan çok ciddi emek isteyen bir ifl. Yemek flirketleri ç›kt›ktan sonra birçok fley de¤iflti. Tabii bunlar›n içinde tart›flmas›z en büyü¤ü Sofra. Yapt›klar› uygulamalardan da bunu görüyorsunuz. Bir birikim var. Ben yapmaya kalksam, belki dört kat fazla personelle çal›flmam gerekir. Sofra, kimin, nerede, neyi, nas›l yapmas› gerekti¤ini biliyor. Sofra ile çok rahat ve mutluyuz. 14 Haber Küresel Is›nma Tehlikenin fark›nda m›s›n›z? Küresel ›s›nmaya ba¤l› olarak dünyan›n baz› bölgelerinde kas›rgalar, seller ve taflk›nlar›n fliddeti ve s›kl›¤› artarken baz› bölgelerde uzun süreli, fliddetli kurakl›klar ve çölleflme etkili oluyor.Bu de¤iflikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azal›yor ya da tamamen yok oluyor. ‹ nsanlar taraf›ndan atmosfere sal›nan gazlar›n sera etkisi yaratmas› sonucunda dünya yüzeyinde s›cakl›¤›n artmas›na küresel ›s›nma deniyor. Daha ayr›nt›l› aç›klamak gerekirse dünyan›n yüzeyi günefl ›s›nlar› taraf›ndan ›s›t›l›yor. Dünya bu ›fl›nlar› tekrar atmosfere yans›t›yor ama baz› ›fl›nlar su buhar›, karbondioksit ve metan gaz›n›n dünyan›n üzerinde oluflturdu¤u do¤al bir örtü taraf›ndan tutuluyor. Bu da yeryüzünün yeterince s›cak kalmas›n› sa¤l›yor. Ama son dönemlerde fosil yak›tlar›n yak›lmas›, ormans›zlaflma, h›zl› nüfus art›fl› ve toplumlardaki tüketim e¤iliminin artmas› gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazlar›n atmosferdeki y›¤›lmas› art›fl gösterdi. Bilim adamlar›na göre iflte bu art›fl küresel ›s›nmaya neden oluyor. 1860’tan günümüze kadar tutulan kay›tlar, ortalama küresel s›cakl›¤›n 0,5 ila 0,8 derece ka- dar artt›¤›n› gösteriyor. Üstelik art›k geri dönüflü olmayan bir noktaya yaklafl›l›yor. Hiçbir önlem al›nmazsa bu yüzy›l sonunda küresel s›cakl›¤›n ortalama 2 derece artaca¤› tahmin ediliyor. Peki, bu s›cakl›k art›fl› yani küresel ›s›nma nelere yol aç›yor, hayat›m›z› nas›l etkiliyor? Dünya iklim sisteminde de¤iflikliklere neden olan küresel ›s›nman›n etkileri en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyan›n her yerinde hissediliyor. Kutuplardaki buzullar eriyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor ve k›y› kesimlerde toprak kay›plar› art›yor. Örne¤in 1960’lar›n sonlar›ndan bu ya- na Kuzey Yar›küre’de kar örtüsünde yüzde 10’luk bir azalma oldu. 20’nci yüzy›l boyunca deniz seviyelerinde de 10-25 cm aras›nda bir art›fl oldu¤u saptand›. Küresel ›s›nmaya ba¤l› olarak dünyan›n baz› bölgelerinde kas›rgalar, seller ve taflk›nlar›n fliddeti ve s›kl›¤› artarken baz› bölgelerde uzun süreli, fliddetli kurakl›klar ve çölleflme etkili oluyor. K›fl›n s›cakl›klar art›yor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanlar›n göç dönemleri de¤ifliyor. Yani iklimler de¤ifliyor. ‹flte bu de¤iflikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azal›yor ya da tamamen yok oluyor. ‹klimlerin de¤iflmesinin, insanl›k medeniyetinin devam›n› sa¤layan tar›m, enerji, yerleflik hayat, içme sular› gibi kaynaklar› etkileyerek, açl›- 15 ¤a, sefalete, kargaflaya ve savafla neden olaca¤› tahmin ediliyor. Teknolojik hayata ba¤›ml›l›klar›ndan dolay›, medeniyetin en geliflkin oldu¤u yerler, deniz kenar›nda kurulan yerleflim yerleri ve nüfusu yo¤un olan bölgeler sosyo-ekonomik, jeolojik olarak k›sacas› hayati derecede, küresel iklim de¤iflikli¤inden en fazla etkilenecek yerler aras›nda yer al›yor. Küresel ›s›nma insan sa¤l›¤›n› da do¤rudan etkiliyor. Bu yüzden bilim adamlar› konu hakk›nda sürekli uyar›larda bulunuyor. Önlem al›nmazsa iklim de¤iflikli¤i kalp, solunum yolu, bulafl›c›, alerjik ve baz› di¤er hastal›klar› tetikleyecek. Türkiye de küresel ›s›nman›n etkilerinden muaf kalamayacak. ‹stanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, küresel ›s›nman›n, Türkiye üzerindeki etkilerine iliflkin bir senaryo haz›rlad›. Bu senaryoya göre, küresel ›s›nma ayn› flekilde devam ederse, 2070 y›l›nda Türkiye genelinde s›cakl›klar yaklafl›k alt› derece yükselecek. Böylece ekosistem de¤iflecek ve canl› türleri yok olma tehlikesi yaflayacak. Peki, ne yap›labilir? Küresel ›s›nman›n etkilerini azaltman›n, en az›ndan dünyam›za daha fazla zarar vermesini engellemenin en önemli yolu fosil yak›t ba¤›ml›l›¤›ndan kurtulmak... Yani, kömür, petrol, do¤al gaz gibi fosil yak›tlar ve nükleer enerji yerine su, jeotermal, biokütle ve günefl enerjisinin kullan›m›n› yayg›nlaflt›rmak. Bu konuda en büyük sorumluluk hükümetlere ve uluslararas› örgütlere düflüyor. Bu konuda yetersiz de olsa ilk olumlu ad›mlar Kyoto Protokolü’yle at›ld›. 1997 y›l›nda imzalanan protokol ancak 2005 y›l›nda yürürlü¤e girebildi. Ancak uygulamada pek etkili oldu¤u kesinlikle söylenemez… Sera gaz› sal›n›m›nda bafl› çeken ABD Kyoto’ya imza etmezken, yine Kyoto muhaliflerinden Çin de bu dönemde ABD’yi geride b›rakarak atmosfere karbondioksit sal›n›m› konusunda liderli¤i ele geçirdi. Kyoto Protokolü 2012’de sona eriyor. Sonras›nda at›lacak ad›mlar ise Danimarka’n›n baflkenti Kopenhag’da düzenlenen ‹klim Zirvesi’nde ele al›nd›. Zirvede, küresel s›cakl›ktaki art›fl›n iki santigrat dereceyle s›n›rland›r›lmas› gerekti¤i vurgulanarak, bu hedefe ulafl›labilmesi için, 2050'ye kadar karbon sal›mlar›n›n 1990'daki seviyeden yüzde 50 oran›nda azalt›lmas› gerekti¤i belirtildi. Bu çerçevede, küresel sera gaz› sal›mlar›n›n 2020'den itibaren azalmaya bafllamas› hedefleniyor. Ancak flimdiye kadar yap›lan uygulamalar, Danimarka’da al›nan kararlar›n da havada kalaca¤› korkular›n› art›r›yor... 16 Sa¤l›k Kad›köy fiifa Sa¤l›k Grubu Bir kalite yolculu¤u Sektörde 33. y›l›n› dolduran Kad›köy fiifa Sa¤l›k Grubu, hasta memnuniyetini temel ilke olarak benimsiyor. ‹leri teknolojik donan›m, uzman bir kadro ve “Sa¤l›kta geleneksel kalite” anlay›fl› ise kurumun vazgeçilmezleri. T ürkiye’nin ilk özel hastanelerinden biri olan Kad›köy fiifa, 1976’dan bu yana sa¤l›k sektöründe hizmet veriyor. Kad›n ve çocuk sa¤l›¤› konusunda uzmanl›¤› ile bilinen hastanede do¤an bebeklerin say›s› bugün neredeyse bir kasabay› afl›yor. Hatta o bebekler bugün kendi bebeklerini do¤urmak için Kad›köy fiifa’ya geliyor. Y›lda ortalama 120 bin hastaya ayakta tedavi hizmeti veren Kad›köy fiifa, geleneksel de¤erlerini korurken 2000 y›l›nda bafllad›¤› kalite çal›flmalar›yla da dikkat çekiyor. 2005 y›l›nda Avrupa’da pek çok kurumun uygulad›¤› EFQM Mükemmellik Modeli’ni kurumsal yönetim modeli olarak benimseyen Grup, 2009’da kalite çal›flmalar›n› KalDer’in Ulusal Kalite Büyük Ödülü ile taçland›rm›fl. Kad›köy fiifa Sa¤l›k Grubu Yönetim Kurulu Baflkan› ve Genel Müdürü Buket Pilavc›, kurum olarak bu zorlu ödülü kazand›klar› için gurur duyduklar›n› belirtiyor. Buket Pilavc› hastanelerin ilklerinden de biri olan Kad›köy fiifa; ilk kuruldu¤unda daha çok kad›n sa¤l›¤› ve cerrahi alan›nda hizmet veriyordu. O zamanki yap›s› zaman içerisinde geliflti; yatak say›s›, hizmet verdi¤i branfllar artt›. 2003’te Kad›köy fiifa Suadiye Poliklini¤i’ni, 2005’te de Ataflehir Cerrahi T›p Merkezi’ni kurduk. 2010’da Ataflehir’de 100 yatakl› hastanemiKad›köy fiifa Sa¤l›k Grubu zin aç›l›fl›n› yapaca¤›z. ne zaman ve nas›l kuruldu? Anadolu Yakas›’n›n ilk özel hastane- Sa¤l›k grubunda toplam kaç si olan Kad›köy fiifa Hastanesi kifli çal›fl›yor? 1976’da kuruldu. Türkiye’deki özel Toplam 500 çal›flan›m›z var ama ye- ni hastanemizle birlikte bu say› 800’ü bulacak. Hangi alanlarda öne ç›k›yorsunuz? Biz Türkiye’de bilinen bir kurumuz. Ataflehir Hastanemizi, bu güçlü alan›m›z› koruyarak, etkin oldu¤umuz farkl› alanlar› da ekleyerek; beyin cerrahisinde, ürolojide, genel cerrahide spesifik ameliyatlar›n, güçlü ekiplerle birlikte, özel yöntemlerle yap›laca¤›, minimal invaziv cerrahinin yo¤un kullan›ld›¤› bir merkez haline dönüfltürmeyi hedefliyoruz. 17 Bol ödüllü hastane Kurumsal yönetim modeli olarak benimsedi¤iniz “EFQM Mükemmellik Modeli” ile nas›l tan›flt›n›z? Biz 2000 y›l›nda kalite çal›flmalar›na bafllad›k. ‹fle önce kendimizi de¤erlendirmekle bafllad›k. Yurtiçinde bu tarzda pek örnek yoktu. Dolay›s›yla yurtd›fl›nda Pittsburgh Üniversitesi’ne ba¤l› Magee Womens Hospital ile bir iflbirli¤i yapt›k. Biz de daha çok kad›n ve çocuk sa¤l›¤›ndaki uzmanl›¤›m›z ile bilindi¤imiz için bu kurum ile k›yaslama yapabildik. Bu çal›flmalar bizde fark›ndal›k yaratt›. Hemen akabinde bu konuda uzman dan›flmanl›k firmalar› ile kalite çal›flmalar› yapt›k ve sonras›nda bir model seçmeye karar verdik. O model de EFQM modeli oldu. Bu Avru- Kad›köy fiifa’y› di¤erlerinden farkl› k›lanlar neler? En önemli fark›m›z, çal›flan ve hasta sadakatine dayanan yönetim anlay›fl›m›z, Ulusal Kalite Büyük Ödülü almam›z ve sa¤l›k sektöründe fark yaratarak lider olma vizyonumuz. Bizi farkl› k›lan yaklafl›mlardan bir di¤eri de; koruyucu ve önleyici t›p uygulamalar›na inanmam›z ve bu konuda öncü bir davran›fl içerisinde olmam›z. Bundan 5 y›l önce Kaliteli Yaflam Poliklini¤i adl› bir yap›lanma gerçeklefltirdik. Bu bir ilktir. Hepimiz bir tak›m risklere sahibiz ve sonuçta yaflam kalitemiz ile ilgili bir tak›m problemler yafl›yoruz. Bunlar›n bilincinde olabilmek ve bu riskleri yönetebilmek ad›na bu poliklini¤i kurduk. Amac›m›z ise olabildi¤ince çok kifliye bu hizmeti verebilmek. Kaliteyi sürekli k›lmak için neler yap›yorsunuz? E¤er bunu normal çal›flman›z›n d›fl›nda ekstra bir çal›flma olarak görürseniz, sürdürülebilir k›lmak pek mümkün de¤il. Ama bunu ifl yapma biçiminiz haline dönüfltürürseniz, o zaman süreklidir. Bizim flu anda ifl yapma biçimimiz bu mant›k üzerine kurulu. pa’da pek çok kurumun uygulad›¤› bir model. Türkiye’de ise bu konuyu KALDER yürütüyor. Biz k›sa zamanda ad›m ad›m ilerledik ve 2007’de Türkiye’de EFQM – Mükemmellikte Yetkinlik 4 y›ld›z seviyesine ulaflan ilk özel hastane olduk. 2009’da da KalDer Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü ald›n›z… Neler hissettiniz? Kad›köy fiifa Hastanesi Türkiye’de bu ödüle lay›k görülen ilk ve tek özel hastane oldu. Türkiye’de çok az kurum bu ödülü kazan›yor çünkü oldukça zorlu bir ödül. Bu nedenle kurum olarak çok gururluyuz. Bu sadece hizmet kalitesine verilen bir ödül de¤il, bütünsel bir ödül. Böyle bir ödülü kazanmak bizim için çok güçlü bir motivasyon oldu. “Sofra’da karar k›ld›k” Önümüzdeki dönem için neleri hedefliyorsunuz? Biz alt› hastane olma hedefi ile yola ç›kt›k. Hedeflerimize devam etmekle birlikte, bunlar› biraz daha zamana yaym›fl vaziyetteyiz. Geçti¤imiz dönem içerisinde sa¤l›k sektörünü cazip bir sektör olarak gören bir tak›m yat›r›mc›larla da konufltuk fakat bu görüflmeleri flimdilik durdurduk. Ancak çok h›zl› büyüme planlar› gibi kuruma katk› sa¤layabilecek bir geliflme söz konusu olursa de¤erlendirilebiliriz. Stratejik ortakl›klarla ilgileniyoruz ama her fleyin zaman›nda, do¤ru ve kuruma katk› sa¤layacak bir biçimde olmas› önemli. 2010 y›l› bu nedenle baz› fleylerin gün ›fl›¤›na ç›kt›¤› bir y›l olacak. Ancak flu an için biz yolumuza büyüyerek devam ediyoruz. Sofra ile nas›l bir iflbirli¤iniz var? Yaklafl›k dört y›ld›r Sofra ile çal›fl›yoruz. Daha önce kendi mutfa¤›m›zda, kendi personelimizin yemek piflirdi¤i bir sistem vard›. Bu da geleneksel bir yap›m›z olmas› nedeniyle benimsenmifl bir sistemdi. Ama büyüdükçe görüyoruz ki; güçlü partnerlerle ifl yaparsan›z, onlar size, siz de onlara bir fleyler katars›n›z. Biz de Sofra ile güzel bir etkileflim içerisinde olduk. Sofra Grup’u seçmenizin sebebi nedir? O dönemde ciddi bir araflt›rma yapt›k ve bu konuda oldukça titiz davrand›k. Burada bambaflka bir de¤iflim söz konusuydu çünkü çal›flanlar›m›z mevcut yemekten son derece memnunlard›. Bu yap›y› de¤ifltirirken de negatif etki yapmayacak bir iflbirli¤i içerisinde olmam›z gerekiyordu. Seçim, bu konuyu aflabilece¤imiz yeterlilikte, hizmet kalitesinde ve büyüklükte bir kurum olmas› fleklindeydi. Sofra’n›n böyle bir yap›da oldu¤unu düflündük ve birlikte çal›flmaya bafllad›k. 18 Mekan ‹skele Restaurant Bo¤az’da bir ‹skele ‹skele Restaurant, 1992’den beri Rumelihisar› Caddesi’nde bo¤aza naz›r hizmet sunuyor. Mekan muhteflem manzaras›yla gelenleri büyülerken, de¤iflmeyen lezzetiyle de bal›k severleri mest ediyor. ‹ stanbul Bo¤az’›nda eski bir vapur iskelesi… ‹kinci köprünün hemen alt›nda, flehrin en merkezi noktas›nda, bo¤azla kucak kuca¤a bir yer. Y›llarca flehir içi vapurlar›n› a¤›rlayan dura¤›n kaderi Türkiye Denizcilik ‹flletmeleri’nin yapt›¤› ihaleden sonra de¤iflmifl. At›l durumdaki mekan 1992’den beri ‹skele Restaurant olarak bal›k severleri a¤›rl›yor. Muhteflem manzaras›yla unutulmaz bir bal›k keyfi yaflatan ‹skele, hem göze hem mideye hitap ediyor. ‹skele Restoran’›n hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Buray› 1992’de Türkiye Denizcilik ‹flletmeleri’nden kiralad›k. O zamanlar buras› at›l bir yerdi, viraneye dönmüfltü. Gerekli izinleri ald›ktan sonra mutfa¤›m›z› ve bar›m›z› flekillendirdik, gerekli tüm haz›rl›klar› tamamlad›k ve ‹stanbul’a yak›fl›r bir bal›k restoran açt›k. Geldi¤imiz konum amac›m›za ulaflt›¤›m›z› gösteriyor. Mekan›n konseptini özellikle koruyorsunuz. Çok fazla de¤ifliklik yapm›yorsunuz… Tabii ki her fley gibi dekorasyonun da bir süresi var. Zamanla birçok deformasyona u¤ruyor. Biz de bu tür durumlar söz konusu oldu¤unda ufak tefek de¤ifliklikler yap›yoruz ama genel anlamda her fley ayn› kal›yor. Yap›n›n dokusundan dolay› var olan atmosferi özenle koruyoruz. Sahibi Dursun Kaya çekirdekten bal›kç›. Babas›ndan ö¤rendi¤i ifli kardefli ve orta¤›yla birlikte baflar›yla sürdürüyor. Gelenleri müflteri olarak görmüyor, onlar› kendi evine gelen misafiri gibi a¤›rl›yor. Lezzette ve hizmette asla kusur kabul etmiyor. Her sabah erkenden bal›k pazar›na gidiyor, bal›klar› özenle seçiyor ve her fleyi bire bir kontrol ediyor. ‹flini çok seven Kaya, ‹skele’nin gelenek- ‹skele’yi di¤erlerinden farkl› sel lezzet anlay›fl› ve bol çeflidiyle k›lan nedir? Öncelikle çok sa¤lam ve kendi gelebüyük fark yaratt›¤›na inan›yor. Aykut Kaya, Turan Pekgöz,Dursun Kaya ne¤ini yaratm›fl bir mutfa¤›m›z var. En büyük fark›m›z bu. Mesela 15 y›ld›r de¤iflmeyen patl›can salatas› ve lakerda lezzeti vard›r. Mevsime göre bal›k türlerinde de¤ifliklik olsa da lezzette asla de¤ifliklik olmaz. Ne zaman gelirseniz gelin ayn› lezzeti yakalars›n›z. Ana yemek, ara s›cak ya da tatl› hiç fark etmez. Ayn› ocakta piflirilir, ayn› lezzette yenir. Ço¤u 19 Mutfakta nelere siz karar veriyorsunuz? Ben mutfaktan aflç›n›n ç›kard›¤› her ürünle ilgiliyim. Yemek nas›l haz›rlanm›fl, neler kullan›lm›fl taba¤a nas›l konulmufl ve ‹skele müflterisine nas›l sunulmufl… Bunlar›n hepsine müdahale ederim. Peki menüye kim karar veriyor? Ona da genelde ben karar veriyorum ve birçok yenili¤e imza at›yoruz. Özellikle lakerda, deniz mahsulleri yaprak sarma ve patl›müflterimize ne yiyece¤ini bile sormay›z. On- can salatas›nda kendi tatlar›m›z› yaratt›k. lar zaten ne yiyece¤ini bilir ve bunun için ‹s- Ustalar›m›z da araflt›r›r ve mutfa¤a uygun kele’ye gelir. olabilecek tatlar› önerirler. Kabul gören tatlar menüdeki yerini al›r. Mutfakta sizin için olmazsa olmaz neler var? Bakar bakmaz hangi bal›¤›n iyi ya Tazelik ve servis… Özellikle de bal›ktaki ta- da kötü oldu¤unu hemen anlar m›zelik bizim çok önemli. Bunun için erkenden s›n›z? geliyorum, her gün bal›k pazar›na gidiyo- Bakt›¤›m gibi anlar›m. Bal›k orda duruyorsa rum, her bal›¤› özenle kendim seçiyorum ve difli mi erkek mi, taze mi de¤il mi, nerede her fleyi bire bir kontrol ediyorum. Bunun d›- nas›l kullan›l›r ve nas›l pifler hemen anlar›m. fl›nda müflteriyle de yak›ndan bizzat kendim Lüferin renginden Marmara olup olmad›¤›n› ilgileniyorum. Beni tabak de¤ifltirirken de gö- bilirim. Bunun mesleki bir heyecan› da var. rebilirsiniz, sohbet ederken de. Güzel bir ye- Olmazsa zaten lezzeti de koruyamazs›n›z. mekle birlikte güzel bir iletiflim de gerekiyor. ‹skele’nin en çok hangi yemekleri talep görüyor? Lakerda uzun y›llard›r her masada tercih ediliyor. Barbunya pilakiyi ›l›k veriyoruz; eski meyhane usulü. Bu da çok seviliyor. Ayr›ca közde patl›can ve patl›can salatas› da her masada bulunur. Bunun d›fl›nda tereya¤›nda karides, ›zgara kalamar, kalamar tava ve bu¤uluma bal›¤›m›z çok seviliyor. Kulland›¤›n›z ürünleri nereden temin ediyorsunuz? Çal›flt›¤›m›z bütün firmalar zaten kendi müflterimiz. Peynirimi, zeytinimi ya da zeytinya¤›m› ald›¤›m her firma ‹skele’ye de gelir. Bu firmalarla birbirimizi yak›ndan tan›yoruz ve birlikte çal›fl›yoruz. Haz›r ürünler d›fl›nda temel olan ürünlerimizi mesela bal›klarda özel olarak çal›flt›¤›m›z yerler var. Kalamar ve ahtapot gibi içeride çok s›k bulamad›¤›m›z Kaç kiflilik bir ekibiniz var? ürünleri de çok iyi firmalardan ithal ediyoruz. Toplam 35 kifliyiz. Bruce Willis de ‹skele’de Bugüne kadar çok fazla ünlü isme de ev sahipli¤i yapt›n›z. Unutamad›¤›n›z isimler var m›? ‹skele’ye çok fazla ünlü isim gelir. ‹fl dünyas›ndan, sanat dünyas›ndan, medyadan… Mesela en son Bruce Willis efliyle birlikte geldi. Memnun kald› m›? Arkadafl›m›n tavsiyesiyle gelmifllerdi. Biz de mükemmel bir flekilde a¤›rlad›k. Çok güzel bir sunumdu. Yeme¤in sonunda da beni masaya davet etti ve içki ikram etti. Mekan› ve yemekleri çok be¤endi¤ini söyledi. K›sa bir yemek için gelmiflti ama dört saat kald›. Siz kimi a¤›rlamak isterdiniz? Öyle bir fley düflünmedim. Bana göre kim gelirse gelsin, herkes bizim misafirimiz. Her gelene de ayn› hizmeti sunuyoruz. 20 Yönetim Dr. Oetker “Mutluluk üretiyoruz” Yaklafl›k 120 y›ld›r g›da sektöründe yer alan ve yüzde 96’l›k tan›n›rl›k oran›na ulaflan Dr. Oetker, kabartma tozuyla bafllad›¤› yolculu¤una tüm h›z›yla devam ediyor. 35 ülkede hizmet veren firma, 1987’den beri Türkiye pazar›nda da yer al›yor ve 140 farkl› ürünle tüketiciyle bulufluyor. H er fley 1891 y›l›nda, Bielefeld’deki eczanenin arka odas›nda bafllad›. Genç eczac› Dr. August Oetker gece yar›lar›na kadar eczac› tart›s›, havan› ve çeflitli tozlarla u¤rafl›yordu. ‹natç› kaflif sonunda amac›na ulaflt› ve f›r›nda piflen kek, pasta ve hamur ifllerinin iyi kabarmas› için devrim yaratacak bir çözüm buldu: Hamur kabartma tozu. Dr. August Oetker titiz çal›flmalar› sayesinde kek, pasta ve hamur ifllerini her defas›nda baflar›l› bir flekilde kabartacak garantili hamur kabartma tozunun formülünü paketleyip satmaya bafllad›. Art›k kek ve pastalar Dr. Oetker’in garantisi ile haz›rlanacakt›. Hamur Kabartma Tozu o devirdeki mutfaklar ve yerli sanayi için sansasyonel bir yenilik, bir reform olarak h›zla pazardaki yerini ald›. Firma, bu ürünle haz›rlanm›fl birçok tarifi hamur kabartma tozu paketinin üzerinde ve gazetelerde yay›nlatt›. Cüneyt Sezener Yaklafl›k 120 y›ld›r g›da sektöründe yer alan ve yüzde 96’l›k tan›n›rl›k oran›na ulaflan Dr. Oetker, kabartma tozuyla bafllad›¤› yolculu¤una devam ediyor. 35 ülkede hizmet veren firma, 1987’den beri Türkiye pazar›nda yer al›yor ve 140 farkl› ürünle tüketiciyle bulufluyor. 1988 y›l›nda ilk üretimini gerçeklefltiren firma, Türkiye’de ilk kez kek kar›fl›mlar›, puding çeflitleri, hamur ka- bartma tozu, flekerli vanilin, jöle çeflitleri, frutti olarak adland›r›lan toz içecek kar›fl›mlar› ve pizza un kar›fl›m› üretti. Dr. Oetker’in kurulufl hikayesini ve Türkiye serüvenini pazarlama ve sat›fltan sorumlu Genel Müdür Cüneyt Sezener ve üretim ve teknikten sorumlu Genel Müdür Muhsin Çömden’le konufltuk. G›da sektöründe güçlü bir marka olman›n bilinciyle her zaman daha iyisini yapmak için çabalad›klar›n› vurgulayan Sezener ve Çöm- 21 den, “Fabrikam›zda mutluluk üretiyoruz ve insanlara mutluluk sunuyoruz” dedi. Muhsin Çömden Y›llard›r Türkiye’de olan Dr. Oetker’in misyonu nedir? Cüneyt Sezener.: Bizdeki tatlar›n hepsini tüketici ihtiyaçlar› belirler. Hiçbiri herhangi bir ülkede yap›lm›fl bir çal›flman›n baflka bir ülkeye kopyalanmas› de¤il. Çünkü her ülkenin tat, damak ve zevk olarak farkl› tatlar› var. Biz yerel tatlar› duyusal testler yaparak tüketiciye sunuyoruz. Öncelikli misyonumuz budur. Bunlar› yaparken nas›l bir yöntem izliyorsunuz? C.S.: Sürekli pazar araflt›rmalar› yap›yoruz. Ürün fikri olufltu¤unda da bunun üzerinde çal›fl›l›yor ve pazarda çeflitli testler yap›l›yor. Böylece tüketicinin be¤enilerine ve isteklerine uygun ürünlere yer veriyoruz. Tüketici en çok neyi önemsiyor? Muhsin Çömden: Öncelik damak tad›nda. Be¤enilmeyen ürünü satamazs›n›z. ‹kincisi g›da güvenli¤i ve hijyen. Burada firma güvenilirli¤i de devreye giriyor. Güvenilir- lik, hijyen ve g›da güvenli¤i diye s›ralayabiliriz. gerekiyor. Eflit ve sayg›l› bir iliflki kurmak çok önemli. Biz de öyle yap›yoruz. Pazarda yüzde 96’l›k bir tan›nma oran›n›z var. Bu yapt›¤›n›z ifli nas›l etkiliyor? C.S.: Oran artt›kça sorumlulu¤umuz da art›yor. Hiçbir marka yüzde 96’l›k tan›m›n› bafltan yapm›yor. Bu çok büyük bir emek ve ancak güvenin sa¤lanmas›yla ilgili. Bu güveni sa¤layabilmeniz için de hem tüketicilerinize hem de müflterilerinize çok yak›n olman›z Teknik anlamda g›da sektöründe neler ön plana ç›k›yor? M.Ç: G›da sektörünün olmazsa olmaz› hijyen ve ürün güvenilirli¤i. Bunlar› birbirinden ay›rmak mümkün de¤il. Çal›flan hijyeni, makine hijyeni ve g›dan›n güvenilirli¤i çok önemli. Bunun için neler yap›l›yor? M.Ç.: En büyük faktör e¤itimli insan ve kul- 22 Yönetim Dr. Oetker lan›lan sistemdir. Bizim grubumuzda hem ISO 9001 katile yönetim sistemi hem de di¤er tüm g›da güvenlik sistemleri var. Var olan tüm sistemler uluslararas› ve oldukça güvenli sistemler. Dr. Oetker’in baflar›s›n› siz nas›l tan›ml›yorsunuz? C.S.: Tüketiciye sayg› en önemli faktör. ‹kincisi inovasyon, üçüncüsü de beklentilerin tam olarak karfl›lanmas›. Türk tüketicisi denildi¤inde akla ilk neler geliyor? C.S.: Türk mutfa¤› yabanc› mutfaklar›n arkas›nda kalmayacak kadar genifl, dünyada en ileri damak tad›na ulaflm›fl ve oldukça zengin bir mutfakt›r. Damak tad›n›n yüksek olmas› ve çeflitlilik nedeniyle Türklerin beklentilere cevap vermek için daha çok çal›flmak gerekiyor. M.Ç.: Mesela bizde çikolata ve kakao daha çok ön planda. Bu konuda oldukça seçiciyiz. Her fleyi oldu¤u gibi kabul etmiyoruz ama bizim de Dr. Oetker olarak çabam›z bu zaten. Tüketici tarifleri yapabiliyor ama damak tad›na hitap etmesi çok önemli. Biz önce konseptti sunuyoruz; daha sonra tüketicilerin hayat›n› kolaylaflt›racak hizmetler getiriyoruz. Ne tür tepkiler al›yorsunuz? C.S.: Olumlu tepkiler al›yoruz. Yap›lan testler ve pazar araflt›rmalar›yla belli ürünlerin hangi tatlarda nas›l ç›kabilece¤ini görüyorsunuz. Tüketiciden gelen geribildirimlerle daha iyi pazar araflt›rmas› haz›rlay›p, olumlu olumsuz de¤erlendirmeler yapabiliyoruz. M.Ç.: Üretim prosesini de ona göre flekillendiriyorsunuz zaten. Bazen müflteriler bana flikayetlerini iletiyor. Bu çok güzel bir fley. Çünkü iflin üretim- teknik k›sm›nda oldu¤um için tüketicinin aray›p flikayetini bildirmesi benim o flikayeti masaya götürmemden çok daha etkili ve baflar›l› sonuçlar getiriyor. Tüketici arad›¤›nda ürün ambalaj›ndan tutun da müflteriye verilen de¤er, sorgulama, üretim tarihi gibi tüm detaylar› soruyoruz. Tüketicinin ürünü haz›rlama koflullar›n› ö¤reniyoruz ve gerekiyorsa eksik bilgiyi aktar›yoruz. Befl ifl günü içerisinde tüketiciye mutlaka sonuç bildiriyoruz. Her bölümde bu konularla ilgili detayl› bilgiler yer al›r ve buna göre yenilikler yap›l›r. Ürün çeflitlili¤ine kim karar veriyor? C.S.: Bu tamamen Türkiye’de flekilleniyor. Çünkü ancak ülkeyi, ülkenin insan›n› tan›yor ve tat trendlerini biliyorsan›z baflar›l› olabilirsiniz. Dr. Oetker’in güzel bir yap›s› var; merkezi olmas›na ra¤men yerel yönetim flekli de uygulayan bir firma. Yani üst çerçevede bir bütündür ve belirli s›n›rlar›m›z vard›r. Avusturya’ya da gitseniz Dr. Oetker’in logosunu ayn› standartlarda bulursunuz. Formatlar tamamen ayn›d›r ama ürün çeflitlili¤i ülkeye göre flekillenir. M.Ç.: Her ülke bu konuda ba¤›ms›zd›r. Önemli olan satabildi¤im ürünü üretmektir. Tüketici neyi istiyorsa onu üretirim ve gerekli hammaddeyi kullan›r›m. Bu konuda bir k›s›tlama yok. Bunun için de sahada çok fazla çal›flma yap›yoruz, market içi tad›m çal›flmalar›, tan›t›m mutfa¤›m›z, ev çal›flmalar›m›z var. Oralardan gelen geribildirimleri proje toplant›lar›nda raporluyoruz. Ürün ç›kt›ktan bir y›l sonra da bütün müflteri flikayetlerini toplay›p, tan›t›m tutundurma çal›flmalar›yla birlikte ürün do¤rulamas› yap›yoruz. Türkiye’de en çok hangi ürünler sat›l›yor? C.S.: 140 çeflit ürünümüz var. Puding ve kremflantinin cirolar› her zaman yüksektir. ‹lla çok satan ürünü satmak gibi bir misyonumuz yok. Bizim misyonumuz tüketicinin beklentisi. Az da satabilir. Light ürünler adet olarak çok satmaz ama her ay belirli ürünle- rin bu anlamda hitap etti¤i bir tüketici vard›r. Biz onlara hitap etmek zorunday›z. Dr. Oetker’in bir misyonu da o tür ürünleri bizden bekleyen insanlara sunuyor olmak. Befl kurufl kazanmasak da bu bizim görevimiz. Türk tatl›lar› fikri nas›l ortaya ç›kt›? C.S.: Hiçbir ürün fikri bir anda ortaya ç›km›yor. Mesela aflure… Farkl› piflme ve dayanma süresi olan 40 farkl› ürünün bir araya getirilip yap›ld›¤› tatl› bir yemek bence. Burada bir standard›n olmas› gerekir. Normal aflurenin yap›lma süresiyle bizim sundu¤umuz ürün süresini karfl›laflt›rd›¤›n›zda diyebiliriz ki, 15 dakikada yapma imkan› var. Ama bu ürün bugünden yar›na olmad›. Aflurenin ç›kma süreci 3,5 sene sürdü. Bunun yayg›nlaflmas›n› neye ba¤l›yorsunuz? M.Ç.: Asl›nda bu konuda çok da yarat›c› de¤iliz. Biz bunlar› biraz Dr. Oetker’den kopya çektik. Oetker’in yeni ürün serilerinde klasik ürünleri, pastanelerde, restoranlarda yedi¤iniz tatl›lar› pratik hale getirdiler. Biz de bunu yapmaya karar verdik. Türk tatl›lar›nda ayn› konsepti yapt›k. Yaklafl›k 10-15 geleneksel ürünümüz var. Yurtd›fl›na satt›¤›n›z yerel tatlar var m›? M.Ç.: Çok az. Mesela salep hofllar›na gidiyor. Ancak salep Türkiye’ye özgü bir tat oldu¤u için d›flar› ç›karmak yasak. “Sofra’yla çok mutluyuz” Sofrayla nas›l bir ifl birli¤iniz var? C.S.: 1999’dan beri birlikteyiz. O zamanlar Sofra, Piyale’nin içindeydi ve biz de Piyale Dr. Oetker olarak oradayd›k. Yeni fabrikan›za tafl›nacaks›n›z biz de hizmet için talibiz dediler. Teklif yap›n dedim. Ne istersiniz diye sordular. Anlatt›m ve ona göre uygun kararlar ald›k. Uzun y›llar beraber çal›flal›m dediler ve öyle de oldu. Aradan tam 10 sene geçti. Eksik olmas›nlar hiçbir iste¤imizi geri çevirmediler. Her zaman güler yüzlüler. Biz çok mutluyuz. Mal da satarsak daha mutlu olaca¤›z. Biz ne kadar müflteri memnuniyetine dikkat ediyorsak onlar da ayn› flekilde dikkat ediyor. M.Ç.: Bizim görevimiz, üretmek ve satmak. Di¤er hizmetler bizim iflimiz de¤il. Bu konuda yapt›¤›m›z araflt›rma sonucunda bize en iyi hizmeti kim verir dedi¤imizde karfl›m›za Sofra ç›kt›. 1999’da bafllad›k. Kendimize yak›flan bir mutfak ve restoran yapt›k. Bizim gibi düflünen bir çözüm orta¤› buldu¤umuz için de çok flansl›y›z. Bu tür hizmetleri d›flar›dan almak nas›l bir avantaj sa¤l›yor? C.S.: Ben iyi bildi¤im ifli yapar›m. E¤er benim iflim puding yapmaksa, en iyisini yapar›m. Ama bunun haricinde temizlik, yemek, servis iflleri gibi bütün hizmetlerde herkes kendi iflini en iyi yapmak zorundad›r. ‹kincisi kendiniz bu ifle yat›r›m yap›p, kadrolaflmal›s›n›z. Bilmedi¤im bir konuda benim sürekli yeniliklere aç›k olup, takip etmem laz›m. Ama ben neden gücümü oraya kullanay›m. O onun ifli. 23 Dr. Oetker’in yeni ürün serilerinde klasik ürünleri, pastanelerde, restoranlarda yedi¤iniz tatl›lar› pratik hale getirdiler. Biz de bunu yapmaya karar verdik. Türk tatl›lar›nda ayn› konsepti yapt›k. Yaklafl›k 10-15 geleneksel ürünümüz var. “Pakete girmeyecek tatl› yok” Bütün tatl›lar pakete girmek için uygun mudur? M.Ç.: Asl›nda uygun. Teknik olarak yap›labilirse elbette olabilir. Aya ç›kt›¤›m›z bir zamanda neden bu yap›lamas›n. Bu anlamda yap›lamayacak ürün yok. Önemli olan yapt›¤›n›z yat›r›m› karfl›layacak bir sat›fla ulaflmakt›r. Ürün tariflerinizin tutturma oran› da oldukça yüksek. Bunun s›rr› nedir? C.S.: Bunlar çok uzun bir çal›flman›n sonucu. 1997’den beri bu firmada çal›fl›yorum. Tan›t›m departman›nda yap›lan iflin bir k›sm› da ürün, tarif ve reçete çal›flmakt›r. Her ürünün arkas›nda yaz›l› tarifler önce arge de haz›rlan›r. Daha sonra deneme mutfa¤›na gelir. Deneme mutfa¤›nda, bu ifli çok iyi bilen ve hiç bilmeyenler bir araya gelir; tarifler haz›rlan›r. Bu çal›flmalar videolar arac›l›¤›yla izlenir ve en ince detay›na kadar araflt›r›l›r. Daha sonra pazarlama ve tan›t›m departma- n›yla paylafl›l›r. Çünkü ne okudu¤unuz de¤il ne anlad›¤›n›z önemlidir. Alternatif tarifler de çal›fl›yoruz. Bu sayede önünüze çok güzel ürünler de ç›kabiliyor. Siz ayn› ürünle farkl› tatlar da yakalayabilirsiniz. Bizim ürünlerin en büyük özelli¤i flu: Biz insanlara bir nevi mutluluk sunuyoruz. Biz ürünlerimize tüketicinin de bir fleyler katabilece¤i fleyler sunuyoruz. Yani bir fleyler ekleyip kendiniz yapm›fl gibi gurur duyabiliyorsunuz. 24 Beslenme K›fl dönemi beslenme So¤uyan hava, düflen vücut direnci, daha fazla kapal› alanda bulunulmas› nedeniyle k›fl mevsimi birçok hastal›¤› da beraberinde getiriyor. Tüm bu hastal›klardan korunmak için de öncelikle do¤ru beslenmek gerekiyor. K ›fl aylar›yla birlikte etraf›m›zda hapfl›ran, burunlar› k›zarm›fl insanlar›n say›s› art›yor ve neredeyse herkeste yorgunluk flikayeti oluyor. Vücudumuzun daha fazla enerjiye ihtiyaç duydu¤u k›fl aylar›, ayn› zamanda çeflitli hastal›klar›n da s›k görüldü¤ü bir mevsim. Bu mevsimde enfeksiyonlar daha a¤›r geçti¤i için, sa¤l›¤›m›za daha çok önem vermemiz gerekiyor. Rahat ve sa¤l›kl› bir k›fl için de bilinçli korunmak ve do¤ru beslenmek gerekiyor. ni eksikli¤inde halsizlik, çabuk yorulma gibi durumlar meydana gelirken hastal›klara yakalanma riski de art›yor. C vitamini vücutta depolanmad›¤› için her ö¤ün al›nmas› gerekiyor. Bu noktada bu vitamini bol miktarda içeren portakal, mandalina gibi turunçgiller devreye giriyor. ‹flte k›fl aylar›n›n en flifal› sebze ve meyveleri: Brokoli: Mineral ve demir eksikli¤ini gideren brokoli vitamin deposudur. Kansere karfl› koruyucu etkisi yüksek, kalsiyum aç›s›ndan zengin, K›fl aylar›nda vücudun vitamin ihtiya- dolay›s›yla kemik erimesine karfl› koc› art›yor. Meyve ve sebze tüketimi ruyucu, lif oran› yüksek bir besindir. içerdikleri vitamin ve antioksidan maddelerle vücudun direnç kazan- Enginar: Kan flekerini dengelememas›na destek sa¤l›yor. Özellikle de, kandaki üre ve kolesterolün düflüsebzeler hastal›klara karfl› vücudun rülmesinde ve karaci¤er detoksunda ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirirken, çok etkili bir sebzedir. içerdikleri posa ile ba¤›rsak faaliyetlerine de yard›mc› oluyor. C vitamini Sar›msak: Yüksek tansiyon ve vücudun direncini art›r›yor. C vitami- kalp hastal›¤› riskini azalt›yor. Ayr›ca ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirici bir etkiye sahip. Maydanoz: C vitamini ve demir deposudur. Böbrekleri temizleyici, kan flekerini dengeleyici ve kansere karfl› koruyucu etkisi var. Kereviz: Sindirim sistemini rahatlat›r. Kerevize özel kokusunu veren fitalid adl› maddenin kandaki stres hormonunu azaltt›¤›, bu yolla damarlar›n gevflemesini ve tansiyonun düflmesini sa¤lad›¤›, ayr›ca kolesterolü de düflürdü¤ü biliniyor. Lahana: Beyaz lahana en iyi toksin at›c›lar›n bafl›nda yer al›yor. ‹çerdi¤i antioksidanlar sayesinde ba¤›rsak kanserine karfl› koruyucu özelli¤i var. Düflük kalorili, A, B ve C vitaminleri aç›s›ndan zengin, bol posa içeren ve tohumlar› idrar söktürücü özelli¤e sahip bir bitki. 25 Karnabahar: Karnabahar hem enfeksiyonlara karfl› etkin hem de anti bakteriyel özellikte birçok aktif madde içeriyor. Özellikle kronikleflmifl idrar yollar› enfeksiyonlar›nda bilinen en etkili sebzedir. ‹çerdi¤i bol miktarda fosfor, özellikle osteoporozu önleyici ve kemik oluflumunu destekliyor. P›rasa: Potasyum, kalsiyum, demir ve fosfor bak›m›ndan oldukça zengin bir sebze. E, C, B1, B2 ve A vitamini içeri¤i yüksektir. P›rasa ayr›ca böbrek tafllar›n›n oluflumunu da engeller. ‹çerdi¤i posa sayesinde kab›zl›kta da tercih edilen sebzelerin bafl›nda gelir. Ispanak: Baflta demir olmak üzere çeflitli mineral tuzlar› ile A ve C vitaminleri aç›s›ndan zengin bir besindir. Mide, karaci¤er ve pankreas salg›lar›n› uyar›r. Ispanakta, demir d›fl›nda magnezyum, fosfor, iyot ve vücudun dengesini koruyan mineraller bulunur. Havuç: A vitamininin ön maddesi olan karotenleri içerir. Haftada befl kere yendi¤i takdirde Harvard’›n araflt›rmalar›na göre kad›nlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oran›nda azalt›yor. Günde iki havuç, erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oran›nda azalt›yor. Her gün yenen bir havuç da akci¤er kanseri tehlikesini yar›ya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yafll›l›¤›n getirdi¤i görme zay›fl›¤›ndan koruyor ve ba¤›fl›kl›k sistemini kuvvetlendiriyor. Nar: Vitamin ve mineral deposu oldu¤u gibi antioksidan özelli¤i de var. K›fl aylar›nda ba¤›fl›kl›k sistemini de güçlendirdi¤i için gribe karfl› güçlü koruyucu etki gösteriyor. C vitamini, potasyum ve demir aç›s›ndan zengin olan nar›n, cilt ve prostat kanserine karfl› koruyucu etki yaratt›¤› da biliniyor. Elma: Posa yönünden çok zengin bir meyve olan elma sayesinden yetiflkinlere önerilen posan›n yüzde 15’ini almak mümkün. Elman›n çözünen posas› ya¤ asitlerine ba¤lanarak, kandaki kolesterol seviyesini düflürüyor. Çözünmeyen posas› ise ba¤›rsak siste- minden at›klar›n daha h›zl› geçifline kolayl›k sa¤l›yor. Elman›n özellikle kabu¤unda bulunan antioksidan kuarsetin maddesi kanser hücrelerinin büyümesini ve da¤›lmas›n› azalt›yor. Portakal: C vitamininin yan› s›ra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içeren portakal, ba¤›fl›kl›k sisteminin güçlenmesine yard›mc› oluyor. Damar t›kan›kl›¤›n› önlüyor, kalp sa¤l›¤›n› koruyor. Ayr›ca içerdi¤i tüm bu vitamin ve mineraller sayesinde mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi de var. Mandalina: ‹çerdi¤i zengin C vitamini ile hastal›klara karfl› vücut direncini art›ran mandalina, güçlü bir antioksidand›r. Yüksek tansiyonun düflmesine ve damar sertli¤ini engellemeye yard›mc› oluyor. Kivi: A ve C vitaminleri ve lif yönünden zengin bir meyvedir. Ba¤›rsaklar› çal›flt›rarak sindirimi kolaylaflt›r›yor. Ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendiriyor. Ayr›ca kanser oluflumuna ve ilerlemesine karfl› vücudu koruyor. 26 Edebiyat Sema Kaygusuz Sözcü¤ü diriltmek istiyorum Yazar Sema Kaygusuz genç yaflta edebiyat dünyas›nda h›zla yükselirken; ünü de h›zla ülke s›n›rlar›n› afl›yor. Liberation, Kaygusuz’u kitap ekine kapak yaparken, Le Monde, “Hem yo¤un hem de k›r›lgan bu roman kahraman› o kadar ola¤anüstü ki, bu noktada insan Türkçe bilmedi¤i için üzüntü duyuyor” ifadelerini kulland›. Sema Kaygusuz S and›k Lekesi, Doyma Noktas›, Esir Sözler Kuyusu, Yere Düflen Dualar ve Yüzünde Bir yer… Yazar Sema Kaygusuz’un flimdiye kadar yay›mlanm›fl kitaplar›. Kaygusuz, kitaplar›yla edebiyat dünyas›nda h›zla yükselirken; ünü de h›zla ülke s›n›rlar›n› afl›yor. Yazar dikizlemek yerine, olaylar›n içinden ak›p geçmek istiyor. A¤aç olmak için a¤ac›n, tafl olmak için tafl›n akl›n› okuyor. fiarap zaman› geldi¤indeyse ba¤dan toplanmay› bekliyor, t›pk› üzüm gibi. Kimi zaman rüzgar oluyor, kimi zaman bulut ama asla acele etmiyor. Her fleyi sab›rla, kelime kelime iflliyor. Kitaplar› yurt d›fl›nda da ilgiyle karfl›lan›yor. Kaygusuz, “Yere Düflen Dualar” kitab›yla Liberation’un kitap ekine kapak olurken; Le Monde, “‹nsan Türkçe bilmedi¤i için üzülüyor” diyerek kitab› sayfalar›na tafl›d›. Almanca ve Frans›zcadan sonra ‹sveççeye de çevrilen kitap; gerçekle gerçeküstü zamanlar›n baflar›yla harmanland›¤›, alabildi¤ine yüklü ve bir o kadar da hafif. Kaygusuz’la edebiyat sevdas›n›, yazma tutkusunu ve kitaplarla olan dostlu¤unu konufltuk. Okumak önce merakla bafllar diyen Kaygusuz, “Nereden gelirse gelsin benim asl›nda ‘söz’le büyülü bir iliflkim var. ‹flte bu büyüyü seviyorum” diyor. Edebiyat dünyas›nda genç yaflta büyük bir etki yaratt›n›z. Bundan sonras› için hedefiniz nedir? Ben Türkçeye nüfuz etmek istiyorum. Ölmemek istiyorum. Gündelik hayat›n, ak›p giden zaman›n parças› olmaktansa; sözcü¤e eklenmek ve sözcü¤ü diriltmek istiyorum. Uzun soluklu bir ses olmak istiyorum. Arzular›m ve isteklerim de o yönde zaten. Sab›rl›y›m. Acelem yok. Beklerim. 27 Yaz›yla aran›zda nas›l bir büyü var? Nereden gelirse gelsin benim asl›nda “söz”le büyülü bir iliflkim var. Söz, zihinde ve imgelem dünyanda yer ald›ktan sonra tamamen flekillendirebildi¤in bir fley. Kendin flekillendiriyorsun. Ben söz ve dil aras›nda hiçbir zaman hiyerarfli kurmad›m. Okur yazar aras›nda da böyle bir fley kurmad›m. Benim kitab›m› okuyan biri için al›nt›lad›¤› her fley ona aittir. Söz ve dil sürekli bu de¤iflimi, zenginli¤i büyülüyor. Ben de yazarak yaflad›¤›m büyüleri yans›tmaya çal›fl›yorum. ya bafll›yorum. Yani bir fleyi hissetmek, anlamak, kavramak gerekiyor. Nelerden etkileniyorsunuz? Sistematize etmedi¤im için bilmiyorum ama gözün bir ideolojisi oldu¤unu düflünüyorum. Haf›zan›n ve hat›ran›n da bir ideolojisi var. Nas›l bak›yorsan, gördü¤ün fleyleri de o flekilde yans›t›yorsun. Ben mesela bir fleye bakt›¤›mda k›r›lma anlar›n› görüyorsam; de¤iflim, dönüflüm ve birden bire ayd›nlanma an›na tan›k oluyorsam, o iflte öykü sanat›na denk geliyor. Fakat içinde bulundu¤um bir fley ba¤ bozumu ise, oradaki hayat, da¤lar, kifliler, insanlar›n üzümle iliflkisi merak konusu ise ve herkesin kiflili¤i bir karaktere dönüflüyorsa ortaya roman sanat› ç›k›yor. Her fley gözün bak›fl›yla flekilleniyor. Yazarken nas›l bir teknik kullan›yorsunuz? Kesinlikle sayfa sayfa yazmam; kelime kelime çal›fl›r›m. Bu konularda oldukça titizim. Çok zor oldu¤u için ne yazarsam yazay›m uzun zaman al›yor. Yazd›klar›m› dinlendirir, tekrar tekrar bakar›m. Okurum. Beni mutlu eden de yaz›n›n bu k›sm› zaten. Acele etmiyorum, tad›n› ç›kar›yorum. Yazmaya bafllamadan önce bulundu¤unuz ortam› kurgular m›s›n›z? Çok sab›rl› ve araflt›rmac› biriyim. ‹flleyece¤im konuyu tüm detaylar›na kadar incelerim. Mesela alt›n konusunu iflleyeceksem bir metalürji mühendisiyle çal›fl›r›m. Teknikte hata yapars›n›z bu kabul edilemez. Mesela bir Malta eri¤i a¤ac›n›n meyvesini sonbaharda verirsen, b›rak okuru a¤aca büyük haks›zl›k yapm›fl olursun. ‹lk roman›m “Yere Düflen Dualar” için de yaklafl›k iki y›l çal›flt›m ve kitab› dört y›lda tamamlad›m. Betimleme gücünüz de oldukça güçlü. Bunun nas›l bir inceli¤i var? Deneyimlemek en önemli faktör. Hesap kitap ifli de¤il ama ne oldu¤unu inan›n ben de bilmiyorum. Mesela bir tafl› anlataca¤›m. Öncelikle tafl›n kendisi oluyorum. Ben tafl olsam, ne olurdu diyorum; hissettikten sonra yazma- Olaylar› bire bir yafl›yor musunuz; yoksa her fley düfl mahsulü mü? Tabii ki yafl›yorum. Ben zaten yaflanmayan fleylerin anlat›lmas›n› ahlaki bulmam. Bir olay›n içinden geçeceksiniz, kendinizi atefle atacaks›n›z ondan sonra oturup yazacaks›n›z. Dikizlemenin çok do¤ru oldu¤unu düflünmüyorum. Ben de bu roman›m için bir adaya yerlefltim, ev tuttum ve anlatt›¤›m fleyleri bire bir yaflad›m. ‹lk roman›n›z “Yere Düflen Dualar” ile yabanc› okurlarla da bulufltunuz. Bu nas›l bir duygu? Çok güzel bir fley. Yazd›¤›n›z dilin d›fl›nda, sizi anlamayan insanlar› da heyecanland›rmak o kadar güzel ki. Çeviride baz› fleyler eksik kalm›yor mu? Hay›r kalm›yor. Biz nas›l yabanc› yazarlar› büyük bir zevkle okuyorsak, onlar da bizim kitaplar›m›z› okuyor. Çeviri için çok u¤raflt›k zaten. ‹flin o k›sm› çok zor. Benim bu konuda söylemek istedi¤im ne varsa Le Monde’da yer ald›. O çok güzel bir de¤erlendirmeydi. Le Monde ve Liberation’un kitaba genifl yer vermesi nas›l bir etki yaratt›? Yurtd›fl›nda her fley çok farkl›. Daha sayg›n ve daha fazla k›ymet veriliyor. Bizde yaz› çok hafife al›n›r ve herkes kendi roman›n› yazabilir gözüyle bak›ld›¤› için de çok fazla önemsenmez. Bu yüzden elefltiriler oldukça iyi bir etki yaratt› diyebilirim. 28 Güzellik SPA Sudan gelen sa¤l›k Do¤al terapi yöntemi olan SPA, son y›llarda büyük ilgi görüyor. ‹nsanlar SPA merkezlerinde do¤al yollarla vücudun tuz dengesini ayarl›yor, enerji kazan›yor, stres at›yor ve a¤r›lar›ndan kurtuluyor. S on y›llarda oldukça popüler olan SPA, Latince ‘Sanus per aquam’ yani ‘Sudan gelen sa¤l›k’ anlam›na geliyor. Tamamen do¤al olan bu yöntemle insanlar vücudunun su ve tuz dengesini ayarl›yor, enerji kazan›yor, stresten ar›n›yor ve yorgunluk at›yor. Son y›llarda büyük ilgi gören bu do¤al terapi, a¤r›lara da iyi geliyor. fiehir hayat›n›n yo¤un stresinden uzaklaflmak isteyenlerin artmas›yla SPA merkezlerinin say›s› da h›zla art›yor. Bizim için yeni olsa da SPA’n›n geçmifli asl›nda Roma ‹mparatorlu¤u’na kadar uzan›yor. O dönemlerde savafltan dönen yaral› ve yorgun askerlerin bedenleri özel olarak yap›lan banyolarda ‘sanus per aquam’ yöntemiyle tedavi edilirmifl. Hatta 14. yüzy›lda Belçika’da bu sebeple ünlenmifl ve günümüze kadar gelen Spa isimli bir de flehir kurulmufl. Roma’da bafllay›p Avrupa’ya yay›lan SPA kültürü; günümüzde mineral sular›, deniz suyu ve daha pek çok terapiyi de kapsayan sa¤l›k merkezleri haline geldi. fiifa niyetine su Müzi¤in hastal›klar› iyilefltirmede kullan›lmas› gibi su da bu yöntemle s›cak ya da so¤uk olarak damlatma, püskürtme ve dufllama gibi yöntemlerle dinlenme ve ferahlamak için kullan›l›yor. Günümüzde sadece bu tarz çamur ve su terapilerinin de¤il ayn› zamanda masaj terapilerinin, aroma terapilerin, güzellik ve bak›m kürü hizmetlerinin de yer ald›¤› SPA merkezlerinde; beden, zihin ve ruh üçlüsünün ar›nmas› ve yenilenmesi için de uygulamalar mümkün. Terapilerde estetik ve güzellik amaçl› su uygulamalar›ndan thalassoterapi, hidroterapi, balneoterapi ve bitki banyolar› ön plana ç›k›yor. Deniz suyuyla yap›lan thalassoterapi s›rt a¤r›lar›, romatizma, fazla kilo ve selülit gibi sorunlar için çözüm sunuyor. Hidroterapi de kan dolafl›m›n›n h›zlanmas›n› ve vücuttaki toksinlerin d›flar› at›lmas›n› sa¤l›yor. SPA’larda a¤›rl›kl› olarak termal ya da deniz suyu kullan›l›yor. Bu merkezlere gelenler genellikle vücut bak›m programlar›n› tercih ediyor. Yeni tekniklerin de eklenmesiyle SPA merkezlerindeki hizmetler terapi, masaj, çamur banyosu ve vichy duflu olmak üzere dört bafll›kta toplan›yor. Termal veya deniz suyu içeren özel jakuzili küvetlerde uygulanan Romatoloji ve fizik tedavide kullan›lan balneoterapi stres ve s›rt a¤r›lar›na iyi gelirken; bitki banyolar› da zihinsel ve ruhsal bütünlük etkisi yarat›yor. SPA’larda en çok talep gören masajlar ise vücudun direncini art›r›p, cildi pürüzsüzlefltiriyor. 29 SPA cenneti Türkiye Türkiye, yaklafl›k 1500 termal ve flifal› su kayna¤›yla dünyadaki ilk yedi ülke aras›nda yer al›yor. Uluslararas› standartlara sahip olan bu SPA merkezleri, hem vatandafllara hem de turistlere hizmet veriyor. ‹flte Türkiye’nin en iyi SPA merkezlerinden birkaç örnek: Six Senses Spa Kempinski Hotel Bodrum Six Senses Spa, 5500 metrekare alanda hizmet veriyor. Buradaki uygulamalara Six Senses Piramidi deniyor. Piramidin temelinde görme, iflitme ve dokunma; ikinci aflamada da tat alma ve koklama duyular› var. Zirvede ise alt›nc› duyu olan haz yer al›yor. Six Senses Spa’da Thai, Vietnam, refleksoloji, shiatsu, aromaterapi gibi masajlar yap›l›yor. Burada ayr›ca K›z›lderililere özgü kula¤›n mum yard›m›yla temizlenmesi yöntemi de uygulan›yor. Richmond Nua Wellness Spa – Sapanca ‹stanbul’a yak›n Sapanca Gölü kenar›ndaki SPA otelinde, VIP Mystique Süiti, buhar banyolu ve Fin hamaml› süit gibi konaklama se- çenekleri bulunuyor. Havuz ve dufl bölümünde s›rt, ayak, gö¤üs masajlar›n›n uyguland›¤› tuzlu su havuzu ve aktivite havuzu, ya¤mur ve sisten oluflan do¤al dufllar yer al›yor. Sauna ve banyo bölümünde ise Osmanl› Buhar Banyosu, s›cak ve tuzlu su buhar›nda bitki kokulu buhar banyosu yap›l›yor. Sole Steam Bath, taflla terapi yap›lan Laconium, yüzy›ll›k a¤açlardan oluflan Loft Sauna ve arkadafl gruplar›n›n birlikte kullanabilece¤i Vip Relax Unit (VRU) diye özel bir de bölüm var. Caudalie Vinotherapie Spa Les Ottomans – ‹stanbul Burada derin doku masaj›, Asya ya¤s›z masaj›, Tai masaj›, ‹sveç masaj›, Bali dört el masaj› gibi masajlar uygulan›yor. 60 dakikal›k hamilelik masaj› ise merkezin en özel uygulamas›. Uygulama fliflkinli¤in, s›rt ve boyun a¤r›lar›n›n azalt›lmas›na yard›mc› oluyor, kan dolafl›m›n› düzenliyor. Caudalie’de uygulanan k›rm›z› flarapl› f›ç› banyosu da oldukça ünlü. Bu da cildi temizliyor ve rahatlat›yor. Rixos Hotel Premium Spa Belek – Antalya Burada ‘macera odalar›’nda, örne¤in ya¤mur ma¤aras›nda, mineral yüklü suyla y›kan›rken tropik ormanlara özgü ses ve ›fl›klarla kendinizi Amazon ormanlar›nda hissediyorsunuz. Kar sevenler için suni kar ya¤d›r›l›yor, s›ca¤› sevenler için kum odalar› bulunuyor. Lenf drenaj masaj›, thalassoterapi, hidromasaj küveti, çamur terapisi gibi seçenekler de var. Kleopatra’n›n süt banyosu ve çikolata bak›m› da uygulan›yor, Thai, Afrika, Bali, sualt› masajlar› yap›l›yor. Bottanica Thermal Spa Sheraton – Çeflme 3500 metrekarelik Botanica Thermal Spa’da 26 bireysel bak›m ünitesi, üç Tayland süiti ve çiftlere yönelik bir özel süit bulunuyor. Masaj, vücut ve cilt bak›m› gibi hizmetler veriliyor. Spa’da sauna, buhar banyosu, kar çeflmesi, macera duflu, kapal› iki termal havuz, ›s›t›lm›fl denizsulu bir havuz, 300 metrekarelik Türk hamam› ve dev akvaryumlu dinlenme salonu da bulunuyor. 30 Haberler Sofra Grup SAP’yi seçti T ürkiye’nin toplu yemek ve destek hizmetler sektöründeki ilk SAP projesi Sofra Grup ile hayata geçti. Geliflerek büyümeyi sürdüren Sofra Grup, bu süreçte bilgi ifllem altyap›s›n› yenilerken firma genelinde Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemine geçmeyi de kararlaflt›rd›. Böylece yayg›nl›¤›, deste¤i, edinilmifl tecrübe gibi kriterlere dayal› seçim sonucunda SAP R/3 sistemi tercih edildi. SAP R/3 projesi ile birlikte, ifl süreçleri entegre bir sistem içine al›nm›fl oldu. Bu projede menülerin planlan- mas›, pax üretimi, proje bazl› hammadde ihtiyaçlar›n›n tespit edilmesi; tedarik süreci, yemek maliyetlerinin izlenebilirli¤i, yemek ve hammadde detaylar›nda tüketim, sat›fl, da¤›t›m ve faturalama gibi operasyonel süreçler yer al›yor. SAP R/3 sisteminin uygulamaya geçmesiyle birlikte, operasyonel süreçler sistematik ve entegre hale gelecek. Bilgi ak›fl› kolaylaflacak, bilgi içeren tüm kay›tlar›n saklanabilirli¤i ve izlenebilirli¤i sa¤lanacak ve verimlilik artacak. Üretim süreçleri ve maliyetler h›zl› ve do¤ru biçimde kontrol edildi¤inden, hedefler do¤rultusunda daha h›zl› kararlar verilebilecek. Çözüm orta¤› olarak Uniteam’in yer ald›¤› ve 40 kiflilik bir ekip taraf›ndan yürütülen Türkiye’nin hizmet sektöründeki ilk SAP projesi, Haziran 2009’da bafllad›. Proje Ocak 2010’da pilot projelerin canl›ya al›nmas›yla birlikte devam ediyor. Üst yönetimin tam deste¤iyle yürütülen proje Nisan 2010’da tüm departman ve projelerde uygulanacak. Grubumuzun Çinli ve ‹spanyol aflç›lar› Türkiye’deydi S ofra Grup’un düzenledi¤i ve de¤iflik lezzetlerin, hizmet verilen firma ve okullara sunuldu¤u Dünya Mutfaklar› Günleri için bu y›l ‹spanya ve Çin seçildi. Kas›m ay›nda ‹spanya Compass’›n ünlü aflç›bafl›s› Antonio Soria, Madrid’den gelerek iki gün boyunca öncelikle Eurest Türkiye ekibinden 60 kifliye e¤itim verdi. Daha sonra Paelladan Castellana çorbas›na kadar birçok de¤iflik ve ünlü ‹spanyol tatlar›n› Türk ekiple birlikte piflirerek, misafirlere sundu. Ayr›ca ünlü Creme Catalan tatl›s›n› izleyenlerin önünde ateflle buluflturarak de¤iflik ve profesyonel bir flov sergiledi. Aral›k ay›n›n ortalar›nda Compass Pekin’den ‹stanbul Eurest’i ziyaret eden Çinli ünlü aflç›bafl› Yang Chung Dong da ilk günlerde Çin menülerinin inceliklerini Türk aflç›larla paylaflt›. Bugüne özel Çin motifleriyle dekore edilen okul ve flirket yemekhanelerinde, birbirinden farkl› yöresel Çin yemekleri be¤eniye sunuldu. Türk mutfa¤›na hayran kalan Soria ve Dong, aflç›lar›m›zdan ö¤rendikleri seçme birkaç menüyü de ülkelerinde düzenleyecekleri Türk gününde sunmak üzere memnuniyetle Türkiye’den ayr›ld›lar. 31 18. Kalite Kongresi’ne sponsor olduk “Beslenme ve kanser günleri” S ofra Grup, 16 18 Kas›m 2009 tarihleri aras›nda ‹stanbul Lütfi K›rdar Uluslararas› Kongre Merkezi’nde KALDER’in düzenledi¤i 18. Kalite Kongresi’ne sponsor oldu. Kongre, gerek kat›l›mc› say›s›, gerek paylafl›lan bilginin nitelik ve niceli¤i, gerekse itibar› aç›s›ndan ülkemizin en önemli organizasyonlar›ndan biri olarak kabul ediliyor. S ofra Grup kas›m ay›nda Ankara’da, Hacettepe Kültür Merkezi’nde birincisi düzenlenen “Türkiye’deki Beslenme Al›flkanl›klar› ve Kanser ‹liflkisi Sempozyumu Beslenme ve Kanser Günleri”nin sponsoru oldu. Kongre’de, “Sürdürülebilir Topluma Dönüflüm- Yeni ‹fl Yapma Biçimleri” konusu farkl› yönleriyle de¤erlendirilerek, konunun uzmanlar› taraf›ndan tart›fl›ld›. Compass’tan büyük baflar› C ompass Grup, 2009 finansal rakamlar›n› 30 Eylül’de aç›klad›. Zorlu bir dönemde büyük baflar›lara imza atan Compass Grup faaliyet raporunda sürekli verimlilik için ciddi bir baflar› elde ettiklerine dikkat çekildi. Y›ll›k 13.4 milyar Pound’luk ciro elde eden grubun CEO’su Richard Cousins ise rakamlara iliflkin flunlar› söyledi: Gerek yeni ifl kollar›nda ulafl›lan yüksek performans, gerekse yap›lan de¤iflikliklerle birlikte sa¤lanan operasyon verimlili¤iyle toplamda 161 milyon Pound’luk tasarruf sa¤land›. Bu tasarrufla 100 milyon Pound’luk kar art›fl› elde edildi. Sofra’dan do¤aya tam destek D o¤an›n korunmas›na son derece önem veren Sofra Grup, Bursa Çevre Koruma ve Do¤ayla Dayan›flma Dergisi taraf›ndan düzenlenen “Türkiye Yeflil Kals›n” a¤aç dikme kampanyas›na destek verdi. Büyük bir kat›l›m›n gerçekleflti¤i a¤aç dikme töreninde, ilk etapta Bursa’n›n Mudanya ilçesine ba¤l› Trilye beldesinde; 2 bin 500 adet fidan bölge halk›n›n ve ö¤rencilerin kat›l›m›yla dikildi. Vestel temizlikte de Sofra’y› seçti V estel, toplu yemek hizmetinden sonra temizlik hizmetleri için de çözüm orta¤› olarak Sofra Grup’u tercih etti. Sofra Grup’un multi-hizmetler flirketi olan Euroserve, Manisa’daki Vestel City’nin temizlik hizmet ihalesini yaklafl›k bir y›l süren zorlu bir sürecin ard›ndan kazand›. ‹ki y›ld›r Vestel City’de 20.000 çal›flana toplu yemek hizmeti veren Sofra Grup, temizlik hizmeti ile birlikte toplam 700 kiflilik ekibiyle hizmetlerini daha yüksek kalite anlay›fl›yla sunmaya devam edecek. Sofra Grup’un kurumsall›¤›, ciddi organizasyon yap›s› ve istikrarl› hizmet kalitesi; Vestel yönetiminin bu karar› vermesindeki en önemli faktörler oldu. Türkiye’deki beslenme al›flkanl›klar› ve kanser iliflkilerinin detayl› bir flekilde ele al›nd›¤› sempozyum alt› ayr› oturumda tamamland›. Baflta Sa¤l›k Bakanl›¤› ve Tar›m Bakanl›¤› olmak üzere çok say›da kurumun destekledi¤i sempozyuma, alan›nda uzman çok say›da bilim adam› ve uzman akademisyen de konuflmac› olarak kat›ld›. Sempozyumun bilimsel içeri¤inde bu sene obezite ile mücadele, kanser ve beslenme iliflkileri, kansere karfl› koruyucu popüler yaklafl›mlar ve mutfak ve organik ürünlerin yer ald›¤› konular ifllendi. Sofra Grup Kalite Güvence ve Denetim Müdürü ve ayn› zamanda Amerikan Diyetisyenler Derne¤i Denizafl›r› Ülkeler Temsilcisi Füsun Ataya ve ekibi de grubumuzu temsilen oturumlarda yer ald›.