Türkiye, Dünya Süt Zirvesi`ne adını yazdırdı
Transkript
Türkiye, Dünya Süt Zirvesi`ne adını yazdırdı
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 1 suthattı ASÜD olarak Okul Sütü Programı’nın daha sağlıklı nesiller yetişmesi için her yıl uygulanması gerektiğini savunduk, hükümet beklentilerimizi karşılıksız bırakmadı. Eğitim-Öğretim Yılı’nın ikinci yarısından itibaren Okul Sütü dağıtılacak. Güney Afrika’daki IDF Genel Kurulu’nda ise 2017 yılı zirvesinin ülkemizde yapılması kararlaştırıldı. Sektörümüzü yakından ilgilendiren bu kararların alınmasında emeği geçen herkese teşekkürler… S:2 FoodDrinkEurope Başkanı Jesús Serafín Pérez, “AB’nin en büyük üretim sanayi olan gıda ve içecek sanayi, kaçınılmaz olarak zor zamanlarla karşı karşıyadır.” diyor. Avrupa’yı tedirgin eden “kaçınılmaz zorlu zamanlar” üzerine biraz daha düşünmeli ve sektörün ciddi manada büyümeye başladığı bir dönemde çiftçiler, sanayiciler, karar alıcılar ve sivil toplum birlikte çalışmalıyız. S:4 İki ayda bir yayımlanır www.suthatti.com.tr A k G ıda Kahramanmaraş’ta Pınar Süt’e FAO Ödülü Ak Gıda’nın 50 milyon TL yatırımla kurulan Kahramanmaraş Fabrikası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker ve Yıldız Holding Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü’nün katıldığı törenle açıldı. S.2 Pınar Süt, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde “Gıda Sektörüne Katkı Ödülü”ne layık görüldü. S.4 Türkiye, Dünya Süt Zirvesi’ne adını yazdırdı n Türkiye, 2017 yılında Dünya Süt Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yapılan Dünya Süt Zirvesi 2012’de 57 ülke delegasyonunun oy birliğiyle 2017 Dünya Süt Zirvesi’nin (IDF World Dairy Summit 2017) İstanbul’da yapılması kararlaştırıldı. tanbul’da yapılması kararlaştırıldı. Karar, Türkiye’nin IDF Ulusal Komite üyeleri ve IDF Ulusal Komite Sekreteri Prof. Dr. Nevzat Artık’a bildirildi, Genel Kurul’da da üye ülkelere duyuruldu. F I L - I D F WO R L D DA I RY S U M M I T & E X H I B I T I O N Beyaz köşe Kasım - A ralık 2012 Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) önderliğinde 2009 yılında Berlin’de yapılan Dünya Süt Zirvesi’nde IDF’e üye olan Türkiye, 2010 Yeni Zelanda ve 2011 Parma Zirveleri’ne etkin katılım sağlamıştı. ASÜD, görüşmeler sonrasında IDF Dünya Süt Zirvesi için adaylık başvurusunda da bulunmuştu. IDF nezdinde Türkiye’nin temsilinin Ulusal Süt Konseyi’ne devredilmesinin ardından IDF Ulusal Süt Komitesi kurulmuş ve USK tarafından “2017 Dünya Süt Zir- vesi” için resmi adaylık başvurusu gerçekleştirilmişti. Türkiye’nin başvurusu, 4-8 Kasım 2012 tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yapılan “Dünya Süt Zirvesi 2012” kapsamında toplanan IDF Genel Kurulu’nda sonuçlandırıldı. Zirvede, 57 ülkenin oy birliği ile 2017 Dünya Süt Zirvesi’nin (IDF World Dairy Summit 2017) ülkemizde ve dünya kültür başkenti olan İs- 2017 Dünya Süt Zirvesi’nin ülkemizde toplanacak olmasının sektöre önemli bir ivme kazandıracağını belirten Prof. Dr. Artık, alınan kararın, Türkiye Süt Sektörü’nün uluslararası arenada tanınması ve sektörün gelişmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi. ASÜD’ün Genel Sekreter Dr. İsmail Mert tarafından temsil edildiği zirveye, IDF üyesi ülkelerden 2.500 civarında kişi katıldı. Delegeler, sütçülük sektörünün global düzeyde gelişimi için ortak akıl platformu oluşturan zirve kapsamında, süt ve süt ürünleri konusunda her türlü bilgi ve veri paylaşımı yoluyla gelecek öngörülerini ortaya koydular. Röportaj Başkan’ın kaleminden Sayı: 13 Teoman Durukan Rella Gıda Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı “Gıda güvenliği tüketiciler için bir haktır. Her şey sütün kalitesi ile başlar. Asıl olan, süt üretimini gerçekleştiren kişilerin eğitilmesidir. ” Sayfa 3 Mertçe Medyadaki haberlere bakarsanız; süt ve süt ürünleri gibi çok hassas bir sektörde her türlü riski alarak üretim yapan sanayici, sanki üreticiyi baskı altına alarak sütünü ucuza alıyor, aşırı kar ediyor. Denilebilecek tek şey, “İnsaf, biraz insaf!” Sanayici ve üretici birbirine muhtaçtır. Birisi olmadan diğeri olamaz. Üstelik sanayici, üreticiden daha fazla risk altındadır. S:10 Sinerji Süt ve süt ürünleri sanayicileri olarak sektörümüzü ilgilendiren konularda elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman geri durmadık. Çünkü sorunların çözümünde sektörün tüm taraflarının iş birliğiyle yol alınacağının bilincindeyiz. İşte bu bilinçle, sektörün tüm taraflarını buluşturacak Ulusal Süt Kongresi’nin ilkini 2013’ün bahar aylarında yapmak üzere hazırlıklara başladık. S:11 Okul Sütü Şubat’ta sıralarda ASÜD Başkanı Çallı, TGDF Yönetimi’nde n Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı, gıda ve içecek sanayi derneklerini çatısı altında toplayan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu’na seçildi. TGDF IV. Olağan Genel Kurul toplantısı, 20 Ekim 2012 Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Gıda ve içecek sanayi firmalarının üyesi olduğu 24 derneği bünyesinde bulunduran TGDF Kongresi’nde Yönetim ve Denetim Kurulu seçimleri de yapıldı. ASÜD Başkanı Harun Çallı, genel kurul delegelerinin oylarıyla TGDF Yönetim Kurulu’na seçildi. İşte seçilen isimler: TGDF Yönetim Kurulu 1- Şemsi Kopuz - ŞEMAD 2- Rint Akyüz - NÜD 3- Mustafa Manav - TÜGİDER 4- Necati Göksu - SUTHER 5- M. Tevfik Dinçer - PAKDER 6- Ayhan Sümerli - ORGÜDER 7- M. Çetin Duruk - GIDAKAT 8- Harun Çallı - ASÜD 9- Ozan Diren - ŞARAPDER TGDF Denetim Kurulu 1- Hakkı İsmet Aral - PAKDER 2- Cafer Fındıkoğlu - ŞEMAD 3- Sami Mücaz - NÜD n Hükümet, Okul Sütü Programı’nın 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı’nın ikinci yarısında uygulanmasını kararlaştırdı. Program kapsamında, 11 Şubat 2013 Pazartesi günü başlayacak ikinci yarı yılda, Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenecek okullarda, ana sınıfı dahil olmak üzere ilkokul öğrencilerine, süt içme alışkanlığını kazandırmak ve dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarını artırmak amacıyla haftada 3 gün, 200 ml sade UHT içme sütü dağıtılacak. Aile hekimleri, öğretmenler ve/veya veliler tarafından süte duyarlılığı tespit edilen öğrenciler, Program dışında tutulacak. Okul Sütü Programı’na ilişkin kararı değerlendiren Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, kararın, sağlıklı nesiller yetiştiril- mesi açısından ülkemiz için yararlı olduğunu söyledi. Çallı, “Süt ve süt ürünleri sanayi, projenin gerçekleşmesini sağlayacak tüm imkânlara sahiptir” dedi. S.8 süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 2 2 Sayfa Sektör B a ş ka n ’ ı n ka le m in d e n Kasım - Aralık 2012 suthattı Kahramanmaraş’a ilk süt fabrikası Ak Gıda’dan Harun Çallı Sevindik; çünkü… T ürkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörü olarak yine hareketli günler yaşıyoruz. Önce gazetemiz baskıya gireceği tarihlerde çok uzaklardan gelen bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) yıllık olağan genel kurul toplantısı, 4-8 Kasım 2012 tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town kentinde yapıldı. Türkiye’nin başkanı olduğum Ulusal Süt Konseyi tarafından temsil edildiği Genel Kurul’dan sektörümüzü çok yakından ilgilendiren bir karar çıktı. IDF Zirvesi 2017 yılında ülkemizde yapılacak. Zirve dolayısıyla IDF yöneticilerini ve IDF’e üye ülkelerin delegasyonlarını ülkemizde ağırlama fırsatı bulacağız. Bunun ülkemizin tanıtımına katkısını anlatmaya dahi gerek yok. Sektör olarak ise IDF ve üye ülkelerdeki sütçülük örgütleriyle temaslarımız daha da sıkılaşacak, yeni işbirliklerinin kapısı açılacak. Kararın alınmasında emeği geçen herkese teşekkürler. Gelelim Okul Sütü Programı’na… ASÜD olarak baştan beri Okul Sütü Programı’nın gelecekte daha sağlıklı nesiller yetişmesi bakımından önemini vurguladık, her yıl uygulanması gerektiğini savunduk. Dağıtımdaki ufak tefek aksaklıklar dışında geçen yıl gayet başarılı bir şekilde sonuçlanan uygulama için bu yıl da beklenti yüksekti. Hükümet, beklentileri karşılıksız bırakmadı, 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı’nın ikinci yarısından itibaren ama bu kez özel okullar da dahil edilerek Okul Sütü dağıtılması kararlaştırıldı. Sevindik; çünkü çocuklarımız süt içme alışkanlığı kazanacak, sağlıklı beslenecek. Sevindik; çünkü üreticimizin sütü değerlenecek, kazancı artacak. Sevindik; çünkü sanayicimiz büyük yatırımlarla kurduğu üretim tesislerinde çocuklarımız için sağlıklı süt üretecek. Okul Sütü Programı’nın aksamadan yürütülmesi için hazırlıklarımızı tamamladık. Sektörümüz ve bakanlıklarımızın da çabasıyla geçen yıl kimi öğrencilerde ortaya çıkan alerji kaynaklı rahatsızlıkların ve dağıtımdaki aksaklıkların önüne geçileceğine yürekten inanıyorum. Hepimize kolay gelsin. Üstlendiğim yeni bir görevden de bahsetmek istiyorum. ASÜD ve USK Başkanlıkları derken, derneğimizin de üyesi olduğu Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) kongresinde, delegelerin teveccühüyle yönetim kurulu üyeliğine seçildim. Beni, sektörümüz için de hayırlı olacağına inandığım bu göreve layık gören delegelere ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Buradan gecikmeli de olsa Kurban Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nızı da kutluyorum, nice bayramlara... O kul S ütü’nü ikinci y arı y ılda içecekler n Ak Gıda Kahramanmaraş Fabrikası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker ve Yıldız Holding Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü’nün katıldığı törenle 14 Ekim’de açıldı. Ak Gıda, Pamukova, Karaman, Lüleburgaz’dan sonra Kahramanmaraş’a kurduğu fabrika ile şehre ilk süt üretim tesisini de kazandırmış oldu. ASÜD Başkanı Harun Çallı’nın da katıldığı törendeki konuşmasında tesisin hayırlı olmasını dileyen Bakan Eker, “Ak Gıda’nın Kahramanmaraş’ta açmış olduğu fabrika sektöre ait ilk büyük yatırım olmasıyla önemli bir örnek teşkil edecek. Yapmış olduğumuz çalışmalar ve desteklerle 8 milyon ton olan süt üretimini 15 milyon tona yükselttik.” dedi. Eker, sütün hijyen kalitesini arttırarak özellikle AB pazarına girmek suretiyle ihracata katkı sağlama çabası içerisinde olduklarını dile getirdi. Yıldız Holding Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü de, Holding’in süt ve süt ürünleri üretim şirketi Ak Gıda’nın Kahramanmaraş fabrikasının 50 milyon TL yatırımla kurulduğunu söyledi. Kahramanmaraş Fabrikası ile 172 kişiye doğrudan, 3000 kişiye dolaylı istihdam yarattıklarını belirten Tütüncü, “Günlük 500 ton süt işleme kapasitesine sahip fabrika, Ak Gıda’nın toplam süt üretiminin yaklaşık yüzde 13’ünü gerçekleştirecek.” dedi. Tütüncü, 8 ilden süt alınan Kahramanmaraş fabrikası ile Türkiye ekonomisine yılda 200 milyon TL katkı sağlamayı hedeflediklerini, işlenen sütün yurt içinde Çukurova, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine, yurt dışında da Irak pazarına gönderildiğini bildirdi. Tütüncü, Ak Gıda hakkında şu bilgileri verdi: “Ak Gıda, Türkiye’de 5 bölgede 44 ilden süt alımı gerçekleştiriyor. Ak Gıda süt ürünleri 922 soğuk zincir kamyonu ile 63 bin noktaya ulaşıyor. Her gün 2,9 milyon adet ürün tüketici ile buluşuyor. Ak Gıda ekonomiye yıllık 3 milyar TL katkı sağlıyor. 2011 yılında 37.5 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı gerçekleştirildi. Ak Gıda, İhracatçılar Birliği rakamlarına göre 2008’den beri 1. sırada. 3 yılda sütteki ciroyu %46 artışla 1,9 milyar liraya, ihracatı %73 artırarak 65 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.” Teksüt, sütüyle de market raflarına çıkıyor n Peynir üretimi ile öne çıkan Teksüt, sütüyle de market raflarında yerini alıyor. Balıkesir Gönen’deki tesislerinde gazetecileri ağırlayan Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, 2011’de 153 milyon TL olan cirolarında bu yıl %15 artış öngördüklerini, ilk 8 ayda hedefe ulaştıklarını söyledi. 2013 yılında satış ağını genişletmek, kapasite artırmak ve UHT süt üretimine geçmek için çalışacaklarını vurgulayan Arınık, Teksüt markalı sütlerin market raflarına çıkacağı müjdesini verdi. UHT süt hattı için inşa ettikleri yeni tesisin 7-8 ay içinde tamamlanacağını belirten Arınık, sektörde ilk 10 firma arasında yer aldıklarını da ifade etti. “Sektörün en büyük eksiği, istikrarsızlık. Ülkemizde süt ürünleri maalesef yeteri kadar tüketilmiyor.” diyen Arınık, şöyle devam etti: “İhracatımız 3,5 milyon dolar civarında. Irak ve ABD’ye ihraç ettiğimiz çeşitler, tercihlere göre farklılık gösteriyor. ABD’de Türkler, ‘Türk usulü peynir’i daha çok aradığı için klasik koyun peyniri tutu- luyor. Doğu ülkelerinde yağlı ürünler tercih edildiği için en çok kaymak, tereyağı, kaşar gibi çeşitler ilgi görüyor.” Uzman Diyetisyen Dilara Koçak da yaptığı sunumda süt ve süt ürünlerine ilişkin bilgiler verdi, peynirin insan sağlığı için taşıdığı önemi anlattı. Koçak, “Peynir protein ile birlikte karbonhidrat ve yağ da ihtiva ettiği için vitamin ve mineral içeriğini de düşününce aslında dengeli beslenmenin en iyi bileşimlerinden birisi denilebilir.” ifadesini kullandı. www.suthatti.com.tr İmtiy az S ahibi v e S orumlu Y az ı İşleri Müdürü C omart Kurumsal İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. adına İlknur Menlik imenlik@ comart.com.tr Y ay ın Koordinatörü D r. İsmail Mert ismail.mert@ suthatti.com.tr R edaktör P erakende F ikri T ürkel - fikri.turkel@ suthatti.com.tr A li R eşat Y ılmaz bilen - aliresat@ comart.com.tr Çev re - U luslararası R eg ülasy on N az an Maraş - Mehmet A li Çıtak G rafik T asarım İsmail H akkı E ser naz an.maras@ suthatti.com.tr U luslararası İlişkiler R odolphe de B orchg rav e - G enel Y ay ın Y önetmeni B etül Y ılmaz bilen F otoğraf C ihan B ay demir B askı T arihi: 08/11/2012 Y önetim Y eri: C ey hun A tıf Kansu C ad. 1386. S okak N o: 8/8 B alg at /A N KA R A T el: 0.312 284 77 78 F ax : 0.312 284 77 79 D ağıtım: Kury enet A .Ş. T el: 0.212 444 93 93 W ebmaster D aniel T raon A li E rdem Kocabatmaz daniel.traon@ arcadia- international.net T olg a F edakar A S ÜD B ilim Kurulu: P rof. D r. A dem Şahin, P rof. D r. A tila Y etişemiy en, P rof. D r. E rdoğan G üneş, P rof. D r. İrfan E rol, P rof. D r. Kadir H alkman, P rof. D r. Mehmet D emirci, P rof. D r. Metin A tamer, P rof. D r. Müberra B abaoğul, P rof. D r. N ev z at A rtık, P rof. D r. Öz er Kınık, P rof. D r. T anju B esler. B askı: E lma T eknik B asım Matbaacılık Çatal S ok. 11/A Maltepe/A nkara T el: 0 312 229 92 65 F aks : 0 312 231 67 06 IS S N : 1309- 9442 rodolphe.deborchg rav e@ arcadia- international.net mehmetali@ comart.com.tr Y ay ın T ürü: Y ay g ın- S üreli R eklam R ez erv asy on Melek Karaman - melek.karaman@ suthatti.com.tr 0.312 284 77 78 S üthattı, A S ÜD (A mbalajlı S üt v e S üt Ürünleri S anay icileri D erneği) iş birliği ile C om art tarafından y ay ımlanmaktadır. Her türlü yayın hakkı, F ikir ve Sanat E serleri Kanunu gereğince C omart’a aittir. T anıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 3 Röportaj suthattı Kasım - Aralık 2012 Sayfa 3 Röportaj: R ella G ıda G enel Müdürü ve Y önetim Kurulu Başkanı T eoman Durukan “İhracat sevdalısıyız” Pizzalarda kullanılan Mozzarella peyniri ile geçen yıl Süt ve Süt Mamulleri ihracatında ilk 10 firma arasında 7. olma başarısını gösteren Rella Gıda, Afrika ülkelerine de ihracata başladı. Teoman Durukan, “Biz kendimizi ‘İhracat Sevdalıları Kervanı’nda görüyoruz.” diyor. n Teoman Durukan, aile şirketi Durukan Gıda’dan 2006 yılında ayrılır, 2007’de Kocaeli Kartepe’deki süt işleme tesisi Ankara Ofis Yem Şirketler Grubu bünyesine katılarak Rella Gıda kurulur. Aylık 5.000 ton sütün işlendiği tesiste sadece Mozzarella ve türevleri üretiliyor. Mozzarella peyniri az yağlı ve yüksek nemli olmasından dolayı pizzacıların tercihi. Rella Gıda Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Teoman Durukan, tamamen Mozzarella üretimine odaklandıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bu vizyonumuzu Mozzarella’nın son kısmı Rella’yı şirket adımız ve markamız yaparak göstermeye çalıştık. Ürün portföyümüz Rende MozzaRELLA, Blok MozzaRELLA, Suda Top MozzaRELLA, Kaplamalı Stick MozzaRELLA’dan oluşuyor. Mozzarella, rendelenmiş hali ile pizzaların vazgeçilmez, olmazsa olmaz peyniridir. Blok ve Suda olarak Avrupa ve Amerika’da kahvaltılık Mozzarella tüketimi çok yoğun. Ülkemizde ise kıymeti yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Çok taze sütle titiz bir üretim gerektiren Mozzarella, Türkiye’de sayılı firmalarca üretiliyor.” Rella Cake markasıyla girdikleri pastacılık sektöründe 81 ayrı ürün sunan Rella Gıda’nın Mozzarella peynirinde ithalata son verme iddiasını soruyoruz Durukan’a... “Çoğu dünya çapında birer zincir olan pizza sektöründeki firmaların en önem verdikleri konulardan biri de kaliteli malzemelerle lezzetli ürünler üreterek, müşterilerini memnun etmektir. Pizzada kullanılan Mozzarella ile ilgili ABD menşeili firmalar bir spekt tablosu oluşturmuşlardır. Rella olarak bu spektler dahilinde üretim yapıyo- H er şey sütün kalitesi ile başlar. “B akanlık, U lusal S üt Konsey i, A S ÜD v e benz eri kuruluşlar y aptıkları ciddi çalışmalarla kalite konusunu disipline etmey e başlamışlardır.” ruz. Londra’da, New York‘ta, Paris’te kullanılan peynirle hiçbir farkı yoktur. Ülkemizde Mozzarella tüketiminin yüzde 85’lik kısmını yapan 6-7 pizza zincirinin onaylı tedarikçisiyiz. Şu an ülkemize Mozzarella’nın ithal edilmediğini, edilse bile çok kısıtlı bir miktar olduğunu düşünüyorum. Çok kısa bir süre önce üretimine başladığımız Kaplamalı Mozzarella, umduğumuzdan fazla ilgi gördü. Bu ürünü de ithal edilenler listesinden sileceğiz. Yakın zamanda yapacağımız bir yatırımla otomatik bir hatla üretiyor olacağız.” Rella Gıda ürünlerini market raflarında görebilecek miyiz? “Aslında Rella Gıda bugüne kadar ürettiği ürünlerle her zaman tüketici ile bir ilişki halindeydi. Ürettiğimiz Mozzarella peyniri ile yıllık yaklaşık 70.000.000 adet pizza yapılmakta, Rella Cake markamızla da 12.000.000 porsiyon pastamızı tüketicilerimizin beğenisine sunmaktayız. Türkiye’nin verisel olarak en büyük market zinciri ile anlaşmış durumdayız. Mozzarella ve pasta çeşitlerimiz market raflarında da yer bulmaya başlamıştır.” İhracatınızda durum ne? “Rella Gıda olarak tek bir çeşit peynirle 2011 yılında Süt ve Süt Ürünleri ihracatında ilk 10 firma içinde 7. olduk. Sektörümüzün geleneksel pazarı Körfez ülkelerinin hepsinde varız. İki Afrika ülkesi ile de ticaretimiz başlamıştır.” “Asıl olan Ayşe Teyze’nin, Fatma Bacı’nın sabah ezanı ile sağdıkları Sarı Kız’ın sütünü dökülmekten kurtarıp, dünyanın öbür ucuna göndererek emeklerinin karşılığını ülkeye döviz olarak getirmektir.” Rella Gıda’nın gıda güvenliği yaklaşımı için neler söylersiniz? “Gıda güvenliği tüketiciler için bir haktır. Bu hakkı korumak ve sahibine teslim etmek yönünde çalışmalarımızı yürütüyoruz. ‘Tarladan çatala kadar’ diye tanımlanan zincir içerisinde gıda güvenliği kurallarının ciddiyetle uygulanması gerektiği bilinci ile hareket ediyoruz. Son 3 yılda verilen kredi ve teşviklerle ülkemiz çok güzel süt üretim çiftlikleri kazanmıştır. Ama asıl olan, süt üretimini gerçekleştiren kişilerin eğitilmesidir. Sütün doğru şekilde sağılmaması, doğru şekilde soğutulmaması ve doğru şekilde üretim tesislerine ulaşmamasının maliyeti, inanın tahminlerin çok ilerisindedir. İnek anadır, ırkın devamıdır. Sütte yaşanan bir sıkıntı; ineklerin kesime gitmesi, bağlı sektörlerde sıkıntıya yol açıyor.” G ıda g üv enliğine proaktif y aklaşım “R ella G ıda olarak g ıda g üv enliği v e kalite g üv ence konularını reaktif y aklaşımı terk ederek proaktif bir y aklaşım ile ele almaktay ız .” süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 4 4 Sayfa Sektör Kasım - Aralık 2012 suthattı Pınar Süt’e FAO Ödülü Pınar Süt, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş B e y a z kö ş e Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından ‘Gıda İlknur Menlik Sektörüne Katkı Ödülü’ne layık görüldü. “Kaçınılmaz olarak zorlu zamanlar” A B’nin karşı karşıya kaldığı sorunlar, sınırlarını aşarak dünyayı etkilemeye devam ediyor. Krizin yaşlı kıtada ağırlaşması ise başta ABD, Rusya ve tabii Türkiye olmak üzere Avrupa’nın büyük ticari partnerlerinde endişe kaynağı olmaya devam ediyor. İşte bu endişelerin en fazla hissedildiği bugünlerde, 1 trilyon Euro’ya yaklaşan cirosuyla sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en önemli gıda ve içecek sanayi organizasyonu olan FoodDrinkEurope (AB Gıda ve İçecek Endüstrileri Konfederasyonu) tarafından AB’nin başkenti Brüksel’de düzenlenen kongre, 11 maddelik ‘Sanayi Manifestosu’ ile son buldu. 17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleşen kongrenin tüm oturumlarını takip etme olanağı buldum. “Sürdürülebilir ekonomik iyileşmenin sağlanması, Tüketicilerin yaşamlarının iyileştirilmesi, Akıllı ve yeşil büyümenin sağlanması” gibi çok önemli konular konuşuldu. Ama beni en çok etkileyen, kongrenin açılış konuşmasını yapan FoodDrinkEurope Başkanı Jesús Serafín Pérez’in şu sözleri oldu: “AB’nin en büyük üretim sanayi olan gıda ve içecek sanayi, kaçınılmaz olarak zor zamanlarla karşı karşıyadır. Günümüz koşullarında karşılaştığımız zorluklar çok bü- yük ve bizler rekabet edebilirliğimizi sürdürmek için daha fazla çaba harcamak zorundayız.” Kongrenin ana teması “Kalkınmayı Beslemek” olarak belirlenerek, zordaki Avrupa ekonomisine sektörün katkısını arttırmak hedefi vurgulanmıştı. Pérez, bunun için belirledikleri şartları da, “Sektörümüzün gelişmesi için doğru koşulların sağlanmasında; sanayi, karar alıcılar ve sivil toplum beraber çalışmalı.” diye özetledi. Ülkemizde de gıda ve içecek sanayimiz, özelde de süt ve süt ürünleri sektörümüz, ekonomiye katkısını arttırma çabalarını devam ettiriyor. Ancak süt ve süt ürünleri sanayimizin de bu zorlu zamanlardan etkileneceği muhakkak. En az etkilenmek için ön koşul ise yaşanan sorunların bir an önce çözüme kavuşması. Yıl sonuna kadar onay alamayan veya modernizasyon planı vererek 2013 sonuna kadar işlemlerini tamamlamayan işletmelerin durumu sıkıntılı görünüyor. Bence, Avrupa’yı tedirgin eden şu “kaçınılmaz zorlu zamanlar” üzerine biraz daha düşünmeli ve sektörün ciddi manada büyümeye başladığı, süt ve süt ürünleri üretimi, tüketimi ve ihracatının artmaya başladığı bir dönemde çiftçiler, sanayiciler, karar alıcılar ve sivil toplum birlikte çalışmalıyız. ‘Z orlu z amanlar’ biz i de etkiley ecek D üny a ekonomisinin durumuna bakarak şu söz ü tekrar anımsatmak istiy orum; “Kaçınılmaz olarak z orlu z amanlar.” A j a n d a Uluslararası etkinlikler: n Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler FAO Türkiye Temsilciliği’nin iş birliği ile düzenlenen “Tarımsal Kooperatifler Dünyayı Beslemenin Anahtarıdır” temalı 16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinliği, yetkililer ve sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Tarım kooperatifleri konusunun tüm detaylarıyla masaya yatırıldığı toplantının sonunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, FAO tarafından tarım kooperatiflerinin gelişimine yönelik çalışmalarından dolayı “Gıda Sektörüne Katkı Ödülü”ne layık görülen Pınar Süt’ün ödülünü, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı’na verdi. Ödülle ilgili açıklamalarda bulunan Yiğitbaşı, “Pınar Süt olarak Türkiye’de modern süt sanayisinin kurucusuyuz. 1973 yılından beri süt üreticileri ve kooperatifler ile yakın ilişki içerisindeyiz ve entegre bir biçimde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir ve Eskişehir fabrikalarımız için 22 bini aşan süt üreticisiyle iş birliğimiz bulunuyor. Üreticilerin emeğini tam anlamıy- la değerlendirip onları daima destekleyerek, Türkiye’de süt üretiminin artmasına katkı sağlıyoruz. Türkiye’nin lider süt markası olarak, katkımızın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından ödüllendirilmesi bizim için çok anlamlı.” diye konuştu. Süt Sektörü, ambalajlarıyla da yıldız Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından nirleri Ambalaj Malzemeleri, Sürülebilir Taze Peynir de Grafik Tasarımı kategorisinde yetkinlik ödülüne layık görüldü. Gıda kategorisinde Carte D’or Tatlı Kuplar Serisi, Eker Kase Yoğurt ve Çırpılmış Yoğurt da yetkinlik ödülü aldı. düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2012 Yarışması’nda süt ve süt ürünleri üreten firmalar ambalajlarıyla ses getirdi. n Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda 14 Altın, 16 Gümüş, 20 Bronz ve 77 Yetkinlik Ödülü, 3 Eylül’de düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Gıda güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olan ürün ambalajları; İçecekler, Gıda, Ev-Otomotiv-Ofis Araç ve Gereçleri ile İhtiyaç Malzemeleri, Diğer Gıda Dışı Ürün Ambalajları/Endüstriyel ve Taşıma Ambalajları, Sağlık ve Güzellik Ürünleri, Tıp ve Eczacılık Ürünleri, Ambalaj Malzemeleri, Satış Noktası Sergileme, Sunum ve Muhafaza Ürünleri, Fleksibıl Ambalajlar ve Grafik Tasarımı kategorilerinde yarışmaya katıldılar. Yarışmada en az Yetkinlik 2012 ödülü almış olan tüm üreticiler, tasarımcılar ve ambalajlı ürünleri piyasaya süren marka sahipleri, ASD’nin üyesi olduğu Dünya Ambalaj Örgütü (WPO-World Packaging Organization) tarafından her yıl organize edilmekte olan WorldStar (Dünya Yıldızı) yarışmasına da katılabilecekler. Yarışmaya süt ve süt ürünlerini güvenilir ve sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırdıkları ambalajlarıyla katılan firmalar, farklı kategorilerde ödül aldılar. Sek Ayran İçecekler, Sek Günlük Süt Grafik Tasarımı kategorisinde Altın, Sek Krem Peynir gıda kategorisinde yetkinlik ödülü alırken, Teksüt Sürülebilir Krem Kase Pey- WorldStar yarışmasının jüri çalışması bu yıl Singapur’da 26 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilecek. Kasım 2012 - Kasım 2013 • Brau Beviale 2012, Avrupa İçecek Endüstrisi Uzmanlık Fuarı, 13-15 Kasım 2012, Nürnberg, A lmanya • Food & Life, Avrupa Y emek Kültürü ve Y iyecek İçecek Fuarı, 28 Kasım-02 A ralık 2012, Münih, A lmanya • Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, Hayvanlarda Antimikrobiyal Ajanların İhtiyatlı Kullanımı Küresel Konferansı, 13-15 Mart 2013, P aris, Fransa • IFE 13 Uluslararası G ıda ve İçecek İşleme ve Paketleme Etkinliği, 17-20 Mart 2013, Londra, İngiltere etkinlikleri: • IDF Dünya Sütçülük Zirvesi 2013: 28 E kim-01 Kasım 2013, Y okohama, J aponya T ürkiye etkinlikleri: Y aklaşan IDF • Süt Endüstrisinde Y enilikçi Y aklaşımlar Sempozyumu (Uluslararası Katılımlı), 15-16 Kasım 2012, A cıpayam, Denizli • 2. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Kongresi, 15-18 Kasım 2012, A ntalya • Foodist 6. İstanbul G ıda ve İçecek Ürünleri Fuarı, 06-08 A ralık 2012, İstanbul • 2. Perakende Zirvesi, 08-09 A ralık 2012, İstanbul • 6. T arım, Hayvancılık, T avukçuluk ve Süt Endüstrisi Fuarı, 14-18 A ralık 2012, A dana • Anfaş Food Product, 20. Uluslararası Y iyecek & İçecek İhtisas Fuarı, 20-23 Şubat 2013, A ntalya süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 5 Dergi ilan_Eylul 9/14/11 10:40 AM Page 2 C Composite M Y CM MY CY CMY K süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 6 6 Sayfa Ekonomi Süt sektörü rotayı Şanlıurfa’ya çevirdi Kasım - Aralık 2012 suthattı Sekiz aylık süt ve süt mamulleri ihracatı 336 milyon dolar n Türkiye’nin gıda maddeleri ihracatı yılın ilk 8 ayında 2011’in aynı dönemine göre %7,9 artışla 9,4 milyar dolara ulaşırken, süt ve süt mamulleri ihracatı ortalamanın üzerinde %12,7 oranında artarak, 336 milyon dolar oldu. Şanlıurfa n Yeni Teşvik Kararnamesi ile yatırımcıların gözdesi olan 6. Bölge’deki Şanlıurfa, süt sektörünün cazibe merkezi oldu. Ülker yeni dondurma fabrikası, Pınar Süt’te yeni süt ve süt ürünleri fabrikası için Şanlıurfa’yı seçti. kapasitesine sahip olacak fabrikada, ilk etapta süt, yoğurt, ayran üretilecek, ihtiyaçlar doğrultusunda ürün çeşitliliği artırılacak. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, 100 milyon liralık yatırımla kurulacak fabrikanın devreye girmesiyle Pınar’ın toplam süt işleme kapasitesinin yıllık 900 milyon litreye çıkacağını söyledi. Yiğitbaşı, “Şanlıurfa fabrikamızda doğrudan 250 kişi çalışacak, ancak 5 bin aileye gelir getirecek. Pınar Süt’ün yeni üssü olacak Şanlıurfa’dan çevre illere ve ülkelere satış yapılacak.” dedi. Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş da, yatırım kararını bir yıl önce aldıklarını, sonradan devreye giren 6. Bölge teşviklerinin işlerini kolaylaştıracağını vurguladı. BİM Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Latif Topbaş ve Ülker Grubu yetkilileri, Vali Celalettin Güvenç’le birlikte gittikleri Şanlıurfa 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde dondurma fabrikası için yer baktı. Topbaş, fabrikada ilk etapta yaklaşık 150 kişinin istihdam edileceğini, ilerleyen aşamalarda sayının artabileceğini söyledi. Pınar Süt ise İzmir ve Eskişehir’den sonra üçüncü süt ve süt ürünleri fabrikasını Şanlıurfa’da kuracak. Şanlıurfa 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde 100 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek Pınar Süt Fabrikası’nda üretime 2013 yılında başlanması hedefleniyor. Yıllık 180 milyon litre çiğ süt işleme Son olarak Şanlıurfa’nın da içinde bulunduğu 6. Bölge yatırımları için “Sigorta primi işveren hissesi desteğine ilişkin azami destek sınırı” da kaldırıldı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bölgede yatırım yapan işverenlerin 12 yıl boyunca sigorta primi işveren hisse desteğinden yararlanacaklarını bildirdi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, Teşvik Yasası’nda bölgeye pozitif ayrımcılık yaptıklarını, bu sayede batı illerinden çok sayıda yatırımcının bölgeye yatırım yapacağını belirterek, “Teşvik Yasası ile 6. Bölge’de Çin ile rekabet edecek ortam oluşacak.” dedi. Teşvik uygulamaları ile yatırım projeleri kapsamında ilave olarak istihdam edilecek personel için ödenmesi gereken sigorta priminin işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı, Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanıyor. Söz konusu destek, yatırım yerine ve tabi olunan teşvik uygulamasına göre değişen oranlarda azami destek tutarları ile sınırlandırılıyor. Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 6. Bölge’de sınırın kaldırılması istihdam maliyetini düşürecek. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarımsal ihracat, geçen yıl %282 artışla 15,3 milyar dolara ulaştı. Bu süreçte dünya tarımsal ihracatı ise %181 oranında arttı. Tarımsal ihracatın büyük kısmını oluşturan gıda maddeleri ihracat artışı ise %295 olarak gerçekleşti. 2012 Ocak-Ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre tarımsal ihracat %6,7 artarak 10 milyar dolara yükselirken, gıda maddeleri ihracatı da %7,9 artarak 9,4 milyar dolara ulaştı. Türkiye, aynı dönemde ithalatın %7,8 düşmesiyle, 2,5 milyar dolar gıda maddeleri dış ticaret fazlası verdi. Muratbey’den 6 milyon TL’lik yeni yatırım n Tüketici araştırmaları ile yönlendirdiği yeni ürün çalışmalarında peynirde geleneksel lezzetleri korumaya ve sunmaya devam eden Muratbey, üretimde verimliliği artırmak amacıyla 6 milyon TL’lik yeni yatırıma hazırlanıyor. Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, Uşak’taki tesislerinde verimliliği artırmak, inovatif ürünleri otomasyon sistemi içinde üretmek ve ambalajlama sistemlerinde iyileşmeler yapmak amacıyla 6 milyon TL ilave yatırım yapacaklarını açıkladı. Erol, “Ar-Ge ve iletişim yatırımlarımız da devam edecek.” dedi. N ecmi E rol A nahtar veriler* A nadolu E n Büyük 500 Listesi Kaynak: E konomist Dergisi Sırası 13 96 100 109 125 153 167 180 219 242 278 300 373 384 398 413 422 F irma A dı Sütaş Y örsan G ıda A ynes G ıda Dimes G ıda Mar T üketim A ytaç G ıda A kova Süt Y örükoğlu Süt E nka Süt T eksüt A kbel Süt E kiciler Süt G ülsan G ıda T ahsildaroğlu Y aşar Don. Muratbey Süt O ğuz G ıda İl Bursa Balıkesir Denizli T okat Balıkesir Çankırı Konya A ntalya Konya Balıkesir Konya A ntalya Kayseri Çanakkale K.Maraş U şak Konya C iro Net S atışlar (T L) V ergi öncesi kâr (T L) İhracat (Dolar) 1.063.420.383 312.697.542 308.190.211 291.978.353 261.226.673 224.678.805 210.516.394 198.772.334 168.840.000 153.936.759 132.077.346 122.534.387 98.320.663 95.806.846 92.264.593 88.580.005 85.505.858 60.234.893 5.447.026 1.078.453 9.314.419 * * 28.141.505 2.524.532 7.065.000 3.804.404 * * 2.929.480 18.822.329 5.401.782 7.387.292 1.231.187 8.789.354 3.575.328 4.897.068 17.907.887 1.651.000 1.680.259 10.094.000 2.859.000 6.900.000 3.680.807 * 1.566.000 1.599.000 596.000 1.034.000 * * (*) A çıklanmasını istemiyor süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 7 süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 8 8 Sayfa Kapak Kasım - Aralık 2012 suthattı Okul Sütü Şubat’ta sıralarda Okul Sütü Programı’nın 2012-2013 EğitimÖğretim Yılındaki uygulama esasları, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlendi. 11 Şubat 2013 Pazartesi günü başlayacak ikinci yarı yılda başlayacak uygulama kapsamında, ana sınıfı dahil olmak üzere ilkokul öğrencilerine haftada 3 gün 200 ml sade UHT içme sütü dağıtılacak. n Türkiye genelinde geçen yıl Mayıs ayından itibaren uygulamaya konulan Okul Sütü Programı’na ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, 10 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Okul Sütü Programı kapsamında, 20122013 Eğitim-Öğretim yılının ikinci döneminde, Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenecek okullarda, ana sınıfı dahil olmak üzere ilkokul öğrencilerine, süt içme alışkanlığını kazandırmak ve dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarını artırmak amacıyla haftada 3 gün, 200 ml sade UHT içme sütü dağıtılacak. “Okul Sütü Programı Uygulama Esasları Hakkında Karar” uyarınca; Okul Sütü Programı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülecek. Programın koordinasyonu ile okul sütünün tedariki ve illere dağıtımından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Okul Sütü Komisyonu tarafından kabul edilen sütün muhafaza edilmesi ve/veya ettirilmesi, okullara ulaştırılması, dağıtılması ve uygun şartlarda tüketimlerinin sağlanmasından Milli Eğitim Bakanlığı; uygulama döneminde öğrencilerin gelişme oranlarının ve süt tüketimi alışkanlıklarındaki değişikliklerin tespitine ilişkin çalışmalardan Sağlık Bakanlığı sorumlu olacak. Program doğrultusunda dağıtılacak sütün temini ve dağıtım takvimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenecek. Program süresince yapılacak okul sütü sevkiyatları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca belirlenecek kriterlere uygun olarak il milli eğitim müdürlüklerinin organizasyonu ve kontrolünde yüklenici tarafından yapılacak. UHT içme sütü; Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kapsamında, ülke içinde UHT içme sütü üretimi yapan gıda işletmelerinden 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde temin edilecek. Dağıtılacak UHT içme sütü Türk gıda mevzuatına uygun olacak. İllerde; vali yardımcısı başkanlığında il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü, defterdarlık ve il sağlık müdürlüğü temsilcilerinden oluşan ve Programın yürütülmesinden sorumlu Okul Sütü Komisyonu kurulacak. Komisyon, mal muayene ve kabul komisyonu olarak görev yapacak. U y g ulama ikinci y arı y ılda O kul S ütü P rog ramı, G ıda T arım v e H ay v ancılık B akanlığı, Milli E ğitim B akanlığı v e S ağlık B akanlığı tarafından ortaklaşa y ürütülecek. Aile hekimleri, öğretmenler ve/veya veliler tarafından süte karşı duyarlılığı tespit edilen öğrenciler Program dışında tutulacak. Programın tanıtımı ve programda yer alan kişi ve kuruluşların eğitimleri bakanlıkların katılımıyla Ulusal Süt Konseyi tarafından yapılacak. Okul Sütü Programı kapsamında yapılacak ödemeler için gerekli kaynak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na genel bütçeden tahsis edilen ödenekten karşılanacak. Haksız ödeme halinde ödemeyi sağlayan belge veya belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulacak. Programla ilgili ödemeler ve diğer hususlarda denetimi sağlayacak tedbirleri, sorumluluklarına göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı alacak. Çallı: “Uygulamaya hazırız” Hükümetin Okul Sütü Programı Kararı’nı değerlendiren Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, kararın, sağlıklı nesiller yetiştirilmesi açısından ülkemiz için yararlı olduğunu söyledi. “Türkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörü, programın uygulanmasında üzerine düşeni büyük bir sorumlulukla yerine getirecektir.” diyen Çallı, Türkiye’nin 2020 yılına kadar çocukluk döneminde beslenme bozuklukları, İYH (İyot Yetersizliği Hastalıkları), kronik malnütrisyon, raşitizm, beslenme yetersizliğine bağlı anemi ve obezite oranlarını azaltma yönünde Dünya Sağlık Örgütü’ne sunduğu hedeflere ulaşmakta, okul çağındaki çocuklara süt tüketim alışkanlığının kazandırılmasının çok önemli olduğunun altını çizdi. Çallı, “Okul Sütü Programı bu olumsuzlukların giderilmesinde büyük önem taşımaktadır.” dedi. 5.5 milyon tonu aşan üretim kapasitesine sahip 113 üyesi ile sektörünün en yüksek temsil kabiliyetine sahip sivil toplum kuruluşu olan ASÜD’ün Başkanı Harun Çallı, “Ülkemizde üretilen 15 milyon tonun üzerindeki çiğ sütün 7 milyon tonu sanayide işlenmekte, geri kalanı son derece sağlıksız koşullarda, kayıt dışı olarak tüketime sunulmakta ve tüketilmektedir. Okul Sütü Projesi, kayıt dışı sorununun çözümüne de önemli katkılar sağlayacaktır.” diye konuştu. Okul Sütü’nün bu sene ders zilinin çalmasıyla eş zamanlı başlayamamasının en büyük nedenlerinden birinin 4+4+4 sistemine paralel olarak öğrenci sayılarının tam olarak belirlenememesi olduğunu vurgulayan Çallı, ikinci yarı yılda öğrenci sayısının kesinleşmiş olacağını söyledi. Okul Sütü Projesi kapsamında özel okullar da dahil tüm ilkokullarda haftada 3’er gün olmak üzere yaklaşık 9 milyon öğrenciye 1.2 milyon tonun üzerinde süt dağıtılacağını belirten Çallı, okul sütü dağıtımının sonraki yıllarda da düzenli olarak devam edeceğini ifade etti. Sektör olarak Okul Sütü Programı ile ilgili hazırlıklarının tam olduğunu dile getiren ASÜD Başkanı Çallı, süt ve süt ürünleri sanayinin, projenin gerçekleşmesini sağlayacak tüm imkânlara sahip olduğunu ifade etti. Çallı, dağıtım kaynaklı sorunların bir daha yaşanmaması adına gerekli tedbirleri aldıklarını da sözlerine ekledi. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılında 2 Mayıs’tan 8 Haziran 2012 tarihine kadar yurt genelindeki devlet okullarında yaklaşık 7 milyon öğrenciye haftada 5 gün 200 ml UHT süt dağıtılmış, süt dağıtımının maliyeti, 74 milyon 834 bin TL olarak belirlenmişti. Bazı çocuklarda Laktoz intorelansı kaynaklı olarak görülen rahatsız- H arun Çallı “Türkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörü, Okul Sütü Programı’nın uygulanmasında üzerine düşeni büyük bir sorumlulukla yerine getirecektir.” lıklar, medya tarafından “Süt zehirlenmesi, zehirli süt ya da bozuk süt” olarak nitelendirilmiş, ancak “Sütten zehirlenme” teşhisi konulan bir tek öğrenci dahi olmamıştı. Uzmanlar, 32 binden fazla okulda süt dağıtılan 7 milyon 200 bin öğrenciden 400-500’ünde hassasiyet ortaya çıkmasının normal olduğunu açıklamışlardı. Dünyada 50’yi aşkın ülkede yıllardır uygulanan Okul Sütü Programı, çocukluktan itibaren süt içme alışkanlığının kazandırılması ve sağlıklı nesiller yetişmesi açısından oldukça önemli. Okul sütü programlarının uygulandığı ülkelerde çocukların boylarında uzama kaydedilirken, okula devam ve zihinsel aktivitelerde olumlu yönde belirgin değişiklikler gözlemlendi. Tüm dünyada her yıl 27 Eylül günü, Dünya Okul Süt Günü olarak kutlanıyor. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 9 süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 10 10 Sayfa Gündem Kasım - Aralık 2012 suthattı Süt Sektörü Gönen’de buluştu Me rtç e Dr. İsmail Mert Sanayici risk altında G eçen sayımızda temel besin maddesi olarak çok önemli olan sütün fiyatındaki istikrarsızlıktan söz etmiş ve yapılması gerekenleri sıralamıştık. Aradan geçen sürede yem fiyatlarındaki artış durmuş ve hükümetin aldığı bazı tedbirlerle kısmen gerilemiştir. En azından bundan sonra artış olmayacaktır. Hükümet, 2012-2013 EğitimÖğretim yılının ikinci yarısında Okul Sütü Projesi’ne devam edileceğini açıkladı. Bu kez özel okullar da kapsama alındı ancak okulların açık olduğu haftanın her günü değil, haftada üç gün süt dağıtılması kararlaştırıldı. Bu arada sanayici, Ulusal Süt Konseyi koordinasyonunda 26 Haziran 2012 tarihinde yapılan toplantıda 1 Ekim 2012 - 31 Mart 2013 tarihleri arasında 1 lt. çiğ süt fiyatının 0,86 TL olarak uygulanması kararlaştırıldığı halde çiğ süt alım fiyatını 0,90 TL olarak uygulamaya başlamıştır. Bütün bunlara rağmen bazı basın organlarında “Sanayici 90 kuruşa aldığı çiğ süte yüzde 300 zam yaparak 1 lt. sütü 3 liraya satıyor” diye yayınlar yapılmaya başlandı. Sanki sanayici 90 kuruşa aldığı sütü hiçbir şey yapmadan 300 kuruşa vatandaşa satıyor. Bu haberler karşısında “Biraz insaf ” demek gerekiyor. Bunun nedenini ortaya koymak için konuyu biraz irdeleyelim. Süt, birliklerden veya kooperatiflerden 90 kuruşa alınmakta, tamam. Ancak bunun üzerine birlik veya koope- ratif primi ilave edilmektedir. Sonra işleme tesisine nakledilen süt, pastörize edilerek standardize edilmekte ve ürüne işlenmektedir. Gerekli testlerden geçirilerek gıda güvenliği açısından uygun olduğu belirlendikten sonra organize perakendeciler veya bakkallar vasıtasıyla satışa arz edilmektedir. Burada sanayici, 15 gün içinde bedelini ödeyerek satın aldığı sütü işleyerek her türlü riski göze almakta ve en erken üç ay içinde, genel olarak altı ay içinde ürünün bedelini tahsil edebilmektedir. Kısaca özetlemeye çalıştığımız gibi her türlü riski alan sanayici, sanki üreticiyi baskı altına alarak sütünü ucuza almakta ve aşırı kar eden bir grup olarak tarif edilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki sanayici de, üretici de birbirine muhtaçtır. Birisi olmadan diğeri olmaz, olamaz. Sanayici burada, üreticiden daha fazla risk altındadır. Bizce yapılması gereken üreticinin, sanayinin ve tüm paydaşların bir araya gelerek, “Sütümüzün kalitesini ve ürünlerimizin fiyatını dünya ile rekabet edebilir seviyeye nasıl getirebiliriz?” sorusunun cevabını ortak bir platformda bulmalarıdır. Bunun için daha fazla vakit kaybetmeden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın öncülüğünde “Süt ve Süt Ürünleri Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır. Aksi halde kör döğüşü sürer gider ve herkes birbirini suçlamaya devam eder durur. “S üt v e S üt Ürünleri S tratejisi v e E y lem P lanı” G ıda T arım v e H ay v ancılık B akanlığı öncülüğünde haz ırlanmalıdır. ASÜD’ün düzenlediği “Süt ve Süt Ürünleri: Yeni Mevzuat ve Uygulamaları Çalıştayı”, 20 Eylül’de Teksüt’ün ev sahipliğinde Balıkesir Gönen’de yapıldı. n Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD), Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği “Süt ve Süt Ürünleri: Yeni Mevzuat ve Uygulamaları Çalıştayı”nda, Bakanlık yetkilileri ile Süt Sektörü temsilcilerini biraraya getirdi. Mevzuatın sektöre etkileri ve uygulamada yaşanan sıkıntıların ele alındığı Çalıştay’a, Gönen Kaymakamı Hüseyin Parlak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkesir İl Müdürü Engin Sancı ile Bursa, Balıkesir, Çanakkale Süt Sanayicileri, Süt Toplama Merkezleri, Süt Üretici Birlikleri ile İl ve İlçe Müdürlüğünden 120 kişi katıldı. Çalıştay’ın açılışında konuşan Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, süt sektörünün kurtuluşunun ihracatta olduğunu, bunun için gerek üretimde gerekse işleme sanayinde kaliteyi yükseltmek gerektiğini söyledi. Gönen Kaymakamı Hüseyin Parlak, küreselleşen dünyada rekabet edebilmek için maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini belirtirken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan Nadir Bulak ise AB’ye uyum çerçevesinde yeniledikleri mevzuatın uygulanmasında taviz vermeyeceklerini ifade etti. Çalıştay’da “Türkiye’de Süt Sektörü” başlıklı bir sunum yapan ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert, ASÜD’ün 110’u aşan üye sayısı ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluşu olduğunu söyledi. ASÜD üyelerinin toplam süt işleme kapasitesinin 5 milyon tonun üzerinde olduğunu, alt sektörlere göre değişmekle birlikte sektörün %60 ila 95’ini temsil ettiğini belirten Mert, süt sektöründe yaşanan sıkıntıları, “Çiftlik ölçeklerinin küçük olması, düşük verim, hayvan hastalıkları, hijyen, bilinçsiz üretim, üretimde mev- simsel istikrarsızlıklar ve kayıt dışılık” olarak sıraladı. Dr. Mert, sektörel desteklerin “İşletmelerin modernizasyonuna ve optimum büyüklüğe ulaşmasına, çiğ süt kalitesinin arttırılmasına, ihracata, istikrar için fiyatta destekleme biriminin oluşturulmasına” yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Süt toplama lojistiğinin gerekliliklerini anlatan Netlog Lojistik İcra Kurulu Üyesi Uygar Uşar ise 2011’de süt toplanan işletme sayısının 12.202 olduğunu bildirdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan mühendisler Nadir Bulak, Halil Apaydın, Yasemin Atayeter ve Suat Sedat Kayhan’ın süt işletmelerinin sorumlulukları ve işletmelerin onay sürecine ilişkin bilgi verdikleri Çalıştay’da, Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinin süt sektörü için fırsat ya da tehdit olarak gelişmesinin, yüksek nitelikli süt ürünleri üretimi için yapılacak çalışmalara bağlı olduğu vurgulandı. Kapanışta konuşan Bakanlık Balıkesir İl Müdürü Engin Sancı da, Çalıştay’ın Balıkesir süt sektörü için çok faydalı olduğunu ifade etti. ASÜD Heyeti, Sakarya’da temaslarda bulundu ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert başkanlığındaki bir heyet, Sakarya’da bulunan Ak Gıda ile Güneşoğlu Süt Sanayi’ni ziyaret etti. n ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert, Gıda Yüksek Mühendisi Görsen Salman, sektörün sesi konumundaki Süthattı Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Çıtak ve Reklam Müdürü Melek Karaman, 5 Ekim’de Sakarya’da temaslarda bulundu. ASÜD Heyeti’nin Sakarya’daki ilk durağı, Yıldız Holding çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Ak Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Pamukova’daki tesisleri oldu. Ak Gıda Genel Müdürü Hüseyin Avcı; Ak Gıda Satınalma ve İdari İşler Direktörü Halil Çukutli ve Ak Gıda Grup Satınalma Müdürü Mustafa Şeremetlioğlu’nun da katıldığı görüşmede, Ak Gıda’nın süt ve süt ürünleri üretimine ilişkin bilgiler verdi, sektörde yaşanan gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Tesislerde süt ve süt ürünleri üretimini yerinde görme şansı da bulan ASÜD heyeti, ISO 500 listesinin 61. sırasında bulunan Ak Gıda’dan büyük bir memnuniyetle ayrıldı. A S ÜD G enel S ekreteri D r. Mert ile A k G ıda G enel Müdürü A v cı sektörü konuştu. A S ÜD H ey eti, G üneş S üt Y önetim Kurulu B aşkanı Muz affer G üneş ile biraray a g eldi. Daha sonra Sakarya Söğütlü’deki 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Güneş Süt ve Süt Ürünleri Şirketi tesislerine geçen ASÜD heyeti, Güneş Süt Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş ile biraraya geldi. Tesisleri gezdirdiği heyete üretim süreçleri ile ilgili bilgi veren Muzaffer Güneş, çiğ süt alımından süt ürünlerinin tüketiciye sunulmasına kadar geçen süreçte kalite güvence sistemi kurallarına titizlikle uyulduğunun altını çizdi. Muzaffer Güneş, görüşmede, çiğ süt üretiminde mevsimsellik sorunu ve işletmelerin onay belgesi alım süreci konusunda yaşanan sıkıntılarla ilgili görüşlerini de dile getirdi. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 11 Gündem suthattı Kasım - Aralık 2012 Sayfa 11 Ayranda Türkiye ve Almanya eş başkan Türkiye ve Almanya eş başkanlığında, Rusça konuşan S in e rji ve ayrana ilgi duyan ülkelerin de katılımıyla fiziksel bir çalışma toplantısı yapılacak. n Türkiye’de uygulanan ayran standardının aynı isimle dünya standardı olması amacıyla Türkiye’nin girişimleriyle başlayan süreç, devam ediyor. Dünya Kodeks Alimentarius Komisyonu’nun 4-9 Temmuz 2011 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan 34. Genel Kurul toplantısında, “ayran” standardının yeni konu olarak kabulü onaylanmış, Kodeks Avrupa Bölgesel Standart Komitesi’nin (CCEURO) ayran konulu fiziksel çalışma grubu toplantısının İstanbul’da yapılması kararlaştırılmıştı. Ayranın AB ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya’nın yer aldığı Avrupa bölgesinde uygulanacak bir bölgesel standartta yer alması gündemli toplantı, 29-31 Mayıs 2012 tarihlerinde İstanbul’da ger- Dr. Serdar Aydemir çekleştirilmişti. Konu, bazı düzeltmeler ile 25-28 Eylül 2012 tarihlerinde Gürcistan’ın Batum şehrinde yapılacak Codex Alimentarius’un 28. FAO/WHO Koordinasyon toplantısı gündemine alındı. Batum’daki koordinasyon toplantısında, ayran konusunda hazırlanan taslak standart tekrar ele alındı. Toplantıda Alman delegasyonu, “Isıl işlem görmüş ayran” tanımının standarda girmesini istedi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak başkanlığındaki Türk delegasyonu, ayranın probiyotik bir ürün olduğu ve ısıl işlemin ürünün niteliğini bozacağı gerekçesiyle talebe karşı çıktı. Rusya’nın da aralarında bulunduğu bazı ülke delegasyonlarının tekrar toplantı yapılmasını A y randa düny a standardını belirlemey e y önelik B atum toplantısı, 25- 28 E y lül 2012 tarihlerinde y apıldı. önerdikleri toplantıda, Türkiye ve Almanya eş başkanlığında, Rusça konuşan ve ayrana ilgi duyan ülkelerin de katılımının sağlandığı fiziksel bir ayran çalışma grubu toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Yeri ve tarihi, Codex Alimentarius Sekreteryası tarafından duyurulacak olan toplantıya tüm paydaşların etkin katılımının, ayran standardının hızla bitirilmesi için büyük önem taşıdığı bildirildi. Örgütlü güce inanmak… S Marmara Bölgesi Trakya Bölümü Başkanı: Abdurrahman Kaan Kaanlar Gıda San. ve Tic. A.Ş. ektörümüzle ilgili konularda engellerin aşılması adına süt ve süt ürünleri sanayicileri olarak elimizi taşın altına koymaktan, sorumluluk almaktan hiçbir zaman geri durmadık. Çünkü, sektörümüzde yaşanan sorunlara yine sektörün tüm taraflarının iş birliği içerisinde çözüm bulunabileceğinin bilincindeyiz. Marmara Bölgesi Anadolu Bölümü Başkanı: Muzaffer Güneş Güneş Süt Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. Sorunlara çözüm arayışında başarıya ulaşabilmenin yolu ise örgütlü olmaktan, tek ses olarak sorunlara çözüm aramaktan geçiyor. Ege Bölge Başkanı: Erol Diren Dimes Gıda San. ve Tic. A.Ş. Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği olarak örgütlenmemiz neticesinde ortaya çıkan yeni bir oluşumun bilgisini sizlerle paylaşmak istiyorum. ASÜD Yönetim Kurulu; ülkemizde faaliyet gösteren ve gelişmeyi amaçlayan sektör kuruluşlarıyla birlikte sektörün sürdürülebilir büyümesini desteklemek ve halkımızın beslenme ihtiyaçlarını “Güvenilir Gıda” şartları içinde karşılayan üretim zincirinin oluşmasına katkı sağlamak hedefi doğrultusunda, bölgesel düzeyde çalışmaları güçlendirmek ve koordinasyonu arttırmak amacıyla, Bölge Başkanlıkları oluşturulmasını kararlaştırmıştır. Bu amaçla öncelikle Bölge Başkanları, görev tanımları ve yetkileri belirlendi. Bölge Başkanlarımız şu isimlerden oluşuyor: Akdeniz Bölge Başkanı: Cihan Bulut Yörükoğlu Süt ve Süt Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Karadeniz Bölge Başkanı: Hüsnü Sami Alpan Çaycuma Süt Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. İç Anadolu Bölge Başkanı: Abdurrahim Ayhan Birim Bakkalbaşıoğlu Süt Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı: Atilla Kanbur Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri A.Ş./MADO Bölge Başkanlıklarını üstlenen arkadaşlarımıza çalışmalarında başarılar diler, bu oluşumun ASÜD ailesi başta olmak üzere ülkemiz süt sektörüne hayırlı olmasını temenni ederim. Yazımın sonunda bir konuya daha değinmek istiyorum. Bakanlar Kurulu, bu yıl Okul Sütü Programı’nın ikinci yarı yıldan itibaren uygulanmasını kararlaştırdı. Dağıtım periyodu haftada 5 günden 3 güne çekildi ama kapsama bu yıl özel okullar da alındı. Üreticisiyle, sanayicisiyle süt sektörümüz ama daha önemlisi çocuklarımızın sağlıklı geleceği adına karar sürecinde yer alan herkese teşekkürler... GİDENİ ARATMIYORUZ Karton ambalajlarımızda kullandıõımız en ufak kaõıt parçası bile bizim için çok deõerli. Geldiõi kaynaktan baølayarak geri dönüøtürülmesine kadar her süreci takip ediyor ve kullandıõımız kaõıdın yenilenebilir kaynaklardan geldiõine emin oluyoruz. Bu yüzden Orman Koruma Konseyi (FSC) sertifikalı, WWF‘in de desteklediõi ilk ve tek sıvı gıda kartonları üreten firma olma ünvanını gururla taøıyoruz. Ülkemizde de geri dönüøüm bilincinin yaygınlaøtırılması için çalıømalar gerçekleøtiriyoruz. Bu çabalarımız sonucunda, tonlarca ambalaj atıõının yeniden deõerlendirilmesinin mutluluõunu yaøıyoruz. Tetra Pak Koruma Çemberi sayesinde, “yenilenebilirlik” ve “geri dönüøüm”ü önceliklerimiz arasına alarak, kendimiz ve müøterilerimizin de sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunuyoruz. Tetrapak.com/protection Tetra Pak ve ‹Y‹ OLANI KORUR Tetra Pak Group'un mülkiyetindedir. www.tetrapak.com.tr T ek ses v erebilmek... Örg ütlü olmak, sorunlara çöz üm aray ışında sektöre g üç v eriy or. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 12 12 Sayfa Dosya Gıda Güvenliği’nde ilerlemenin hakkını teslim etti ama... AB, yine “İlerleme sınırlı” dedi Avrupa Komisyonu’nun 2012 Türkiye İlerleme Raporu’nda, Ortak Tarım Politikası ve AB Gıda Güvenliği mevzuatına uyum yönünde kaydedilen ilerlemelerin altı çizildi, “Gıda, yem ve hayvansal yan ürünlerin piyasaya arzı ve tarımsal gıda işletmelerinin geliştirilmesi için ulusal plan yapılması konusunda ilerleme kaydedilmiştir.” denildi. Ancak raporda, hayvan sağlığı ve işletmelerin AB hijyen ve yapısal gereksinimlerini karşılayacak hale getirilmesinde daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği vurgulandı. n Türkiye ile AB arasında 3 Ekim 2005’de başlayan katılım müzakerelerinde toplam 33 başlıktan 13’ü açıldı ve bir başlık geçici olarak kapatıldı. Türkiye’nin Ortaklık Anlaşması’nın Katma Protokolü’nü tam olarak uygulamaması nedeniyle, AB’nin Aralık 2006’da aldığı, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirene kadar 8 müzakere başlığının açılamayacağı ve hiçbir başlığın geçici olarak kapatılamayacağı kararı halen yürürlükte. Müzakereler kapsamında 33 tarama raporundan 9’u AB Konseyi’nde görüşülürken, 1 tarama raporu ise henüz AB Konseyi’ne gönderilmedi. AB Konseyi’nin girişimiyle Aralık 2011’de başlatılan “Pozitif Gündem” ise Avrupa Komisyonu ve Türkiye tarafından Mayıs 2012’de uygulamaya konuldu. AB’ye adaylık süreci bir türlü sonlandırılamayan Türkiye, Avrupa Komisyonu’nun 1998’den bu yana 15.’sini yayınladığı İlerleme Raporu ile bir kez daha, özellikle siyasi kriterler bakımından eleştirilerin hedefi oldu. Komisyonun Genişleme Strateji Belgesi ve 94 sayfa ve 10 sayfalık sonuç bölümünden oluşan 2012 Türkiye İlerleme Raporu, 10 Ekim’de açıklandı. Türkiye İlerleme Raporu ile yol haritası niteliğindeki Strateji Belgesi’ne ilişkin Avrupa Parlamentosu Dış İşleri Komitesi’nde konuşan Genişleme ve Komşuluk Politikası’ndan sorumlu komisyon üyesi Stefan Füle, Türkiye hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye dinamik ekonomisi, stratejik konumu ve önemli bölgesel rolü itibariyle Avrupa Birliği için kilit bir ülkedir. Katılım müzakerelerinin tekrar ivme kazanması bizim olduğu kadar Türkiye’nin de menfaatinedir. Üye Devletler arasında uzlaşma olmadığı için son Kasım - Aralık 2012 suthattı 4.11. Fasıl 11: Tarım ve Kırsal Kalkınma yıllarda kesintiye uğrayan müzakere başlıkları ile ilgili çalışmanın tekrar başlaması önemlidir. Türkiye’nin pozitif gündeme aktif desteği ve Avrupa perspektifi ehemmiyetini korumaktadır.” AB Mevzuatı’na uyum konusunda Türkiye’nin üyelik yükümlülüklerini üstlenme kapasitesini geliştirmeye devam ettiği belirtilen 2012 İlerleme Raporu’nda, “Türkiye Gümrük Birliği’ni tam olarak uygulamamaktadır; Gümrük Birliği’ni ihlal eden yasalar mevcudiyetini korumaktadır. Türkiye ticaret karşısındaki teknik engelleri tümüyle ortadan kaldırmamıştır.” eleştirisinde bulunuldu. AB ile Türkiye’nin ikili ticareti, 2011’de 120 milyar euroya çıktı. Türkiye AB’nin altıncı, AB ise Türkiye’nin birinci sıradaki ticaret ortağı. Ülkemizdeki doğrudan yabancı yatırımların %75’i AB kaynaklı. Türkiye’ye Katılım Öncesi Mali Yardım (IPA) kapsamında 2012 için 856 milyon euro ayrılırken, sektörler temel alınarak önceliklendirmeye gidildi. 2012 Türkiye İlerleme Raporu’nda, 2010 yılında 13. Başlık olarak müzakereye açılan ve raporda öncelikli alanlar arasında sayılan Gıda güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı ile Tarım ve Kırsal Kalkınma fasıllarında kimi konularda ortak eleştirilere yer verildi. Türkiye’de tarımsal istihdam oranının %25,5 olduğu ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndaki yeni yapılanmanın vurgulandığı raporda, “Canlı sığır, sığır eti ve bunlardan elde edilen ürünler üzerindeki fiili ithalat yasağı hâlâ yalnızca kısmi ve geçici olarak kaldırılmış durumdadır. Tarım ürünleriyle ilgili ticaret anlaşması çerçevesindeki iki taraflı yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekmektedir.” denildi. A B: “Mevzuatın O rtak T arım P olitikası ile uyumlaştırılması sınırlı kalmıştır.” n “Yatay konularda sınırlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımsal istatistikler alanı ve Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA) dahil olmak üzere, Ortak Tarım Politikası (OTP) ile ilgili idari kapasiteyi uyumlu hale getirmek üzere geliştirilmesi için AB konularıyla ilgilenen personel sayısını önemli ölçüde artırmıştır. Ancak, mevzuatın Ortak Tarım Politikası ile uyumlaştırılması sınırlı kalmıştır. Türkiye, hâlâ kabul edilmemiş olan tarımsal istatistikler stratejisi ile ilgili çalışmalarına devam etmektedir. Üreticilere doğrudan destek sağlanmasına ilişkin olarak, Türkiye henüz tarımsal destek politikasını Ortak Tarım Politikası ile uyumlu hale getirmek için bir strateji hazırlamamıştır. 2012 yılı tarım bütçesi, son dönemdeki eğilimin devamı niteliğindedir. Canlı sığır, sığır eti ve türev ürünler üzerindeki ithalat yasağında kaydedilen bazı ilerlemeler, AB ihracatının hacminde önemli bir artış getirmiştir. Ancak, bazı AB üyesi devletlere yönelik fiili yasak devam etmektedir. Türkiye’nin tarımsal ürünlere yönelik ticaret anlaşması kapsamındaki ikili yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirmesi için daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir. Ortak piyasa düzenine ilişkin üretici birliklerini ve toptancı pazarlarındaki ticareti düzenleyen mevzuatın kabul edilmesiyle, meyve ve sebze sektöründe bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, diğer sektörlere ilişkin ilerleme kaydedilmemiştir. Kırsal kalkınma konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye, Katılım Öncesi Yardım Aracı-Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) kapsamında, AB fonlarının yönetimine ilişkin yetki devri yapılan il sayısını 20’ye çıkarmıştır. Uygulama hızı düşük düzeyde olup, Türkiye, IPARD fonlarının kullanımının artırılma- “Türkiye henüz tarımsal destek politikasını Ortak Tarım Politikası ile uyumlu hale getirmek için bir strateji hazırlamamıştır.” sına yönelik bir plan oluşturmuştur. IPARD Ajansı, ilave 22 il için 988 personel daha istihdam etmiş, çalışan sayısını 1.950'nin üzerine çıkarmıştır. Otoritenin karar vericilere erişiminin ve etkinliğinin artırılması için Bakanlık hiyerarşisi içerisindeki konumunun güçlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde kayıtlı olan ya da son uğradığı liman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde olan gemiler ve uçaklar tarafından taşınan malların serbest dolaşımına yönelik kısıtlamalar yürürlükte kaldığı sürece, 2006 AB Zirvesi’nde onaylanan kararlar kapsamındaki 8 fasıldan biri olan “Tarım ve Kırsal Kalkınma” faslına ilişkin AB müktesebatını tam olarak uygulama konumunda olmayacaktır. Sonuç Tarım ve kırsal kalkınma alanındaki mevzuat uyumu bakımından sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Tarımsal istatistikler ve Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA) ile ilgili kapasite artırılmıştır. Katılım öncesi kırsal kalkınma programının uygulanmasında iyileşme sağlanmıştır, ancak, fonların yeterli düzeyde kullanımını sağlamak için yoğun çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Canlı sığır, sığır eti ve türev ürünler üzerindeki fiili ithalat yasağı tam olarak kaldırılmamıştır ve tarımsal desteklerin OTP ile uyumlaştırılması ve tarımsal istatistikler için bir strateji bulunmamaktadır. Tarım ve kırsal kalkınma alanındaki hazırlıklar ileri düzeyde değildir.” süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 13 Dosya suthattı Kasım - Aralık 2012 Sayfa 13 4.12. Fasıl 12: Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası n “Genel gıda güvenliği konularında, özellikle AB müktesebatına uyum sağlanması ve müktesebatın uygulanması başta olmak üzere bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Veterinerlik Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nu uygulayan pek çok yönetmelik uygulamaya konmuştur. Türkiye, hayvanların kimliklendirilmesi ve kayıt altına alınması ile hareketlerinin kontrolü konularında ilave çabalar göstermiş, yönetmelikleri uygulamaya koymuştur. Ancak hâlâ, sistemin, AB müktesebatı ile uyumlu şekilde çalışmasının sağlanması gerekmektedir. Türkiye, hayvan hastalıklarına karşı mücadelesini, yoğun aşılama programı ve Trakya ile Anadolu arasındaki hayvan hareketlerine yönelik sıkı kontrolleri sürdürmüştür. Hayvan hareketlerinin yetersiz kontrolünden dolayı Anadolu’da artan şap vakalarının sayısı, ciddi bir endişe konusudur. Nakil sırasında ve çiftlikte hayvan refahına ilişkin olmak üzere, hayvan refahı ile ilgili AB müktesebatına uyum konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, AB müktesebatının tam olarak uygulanması için ilave yapısal ve idari çabalar gerekmektedir. Gıda, yem ve hayvansal yan ürünlerin piyasaya arzı konularında ve tarımsal gıda işletmeleri için ulusal bir modernizasyon planı oluşturulmasına yönelik ilerlemeler kaydedilmiştir. Gıda işletmelerinin kaydedilmesi ve onaylanmasına yönelik yeni kuralların uygulanması, kayda değer çabalar gerektirmektedir. Hukuki anlamda, hijyen paketine uyum konusunda da ilerleme kaydedilmiştir. Ancak uygulamada, hayvansal ürünler için kontroller de dahil olmak üzere daha etkili resmi kontroller yürütülmesi için güçlendirilmiş idari kapasiteye ihtiyaç duyulmaktadır. Gıda güvenliği kuralları konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Etiketleme, gıda katkı maddeleri ve saflık kriterleri veya aroma verici maddeler gibi bir dizi konuda mevzuat uyumu ve uygulama ilerlemiştir. Gıda ile temas eden madde ve malzemeler konusunda ilave çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Gıda takviyeleri, gıda enzimleri ve yeni gıdalar konularında uyum he- nüz tamamlanmamıştır. Yem için özel kurallar konusunda AB müktesebatına uyum konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Tohum ve çoğaltım materyalleri konusunda çok sınırlı ilerleme kaydedilmiş, tohum ithalatına ilişkin genelge, ticareti bozucu etki yaratmıştır. Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) konusunda sınırlı ilerleme kaydedilmiş, laboratuvar kapasitesi iyileştirilmiştir. Sonuç Gıda güvenliği, veterinerlik ve bit- ki sağlığı politikası alanında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, AB müktesebatı ile tam uyuma yönelik ilerleme için ilave çabalar gerekmektedir. “Gıda güvenliği, Tarımsal gıda işletmelerinin AB standartlarına yükseltilmesi, hayvan hareketlerinin kontrolü, başta şap hastalığı ile mücadele olmak üzere hayvan sağlığı ve hayvansal ürünler konularında kayda değer çabalara ihtiyaç bulunmaktadır. ilerlemeler kaydedilmiştir. Genel olarak, bu alandaki hazırlıklar erken aşamadadır.” veterinerlik ve bitki sağlığı politikası alanında Ancak, AB müktesebatı ile tam uyuma yönelik ilerleme için ilave çabalar gerekmektedir.” süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 14 14 Sayfa Perakende Kasım - Aralık 2012 suthattı P e ra ke n d e h a ttı İnorganik bir dönem ve perakendecilik n İlk kez bu kadar çok “inorganik büyüme” tanımının geçtiği bir toplantı yaşadım. Devir, inorganik konumlandırma devri… Fikri Türkel “Durum ve sorunlar, zorunlu olarak sektörü inorganik büyümeye yönlendirmektedir. Sadece büyük holdingler değil, dünyadaki üretim ve tüketim ekseninin de değişmesiyle birlikte herkes inorganik büyüme yollarını aramak zorundadır.” Vodafone ile Capital Dergisi’nin düzenlediği CEOClub toplantılarının sonuncusu 1 Kasım’da yapıldı. Türkiye’nin önde gelen gruplarından Koç, Sabancı, Doğuş, Doğan ve Borusan’ın CEO’ları 2013 projeksiyonlarını sundular. Koç Grubu en az 4 milyar dolar yatırım planlıyor. Sabancı Grubu lojistik, Doğan perakende sektörünü, Doğuş bölgesel ortaklıklar yapmayı, Borusan ise yurtdışında yapılanmayı hedeflemiş durumdalar. Gruplar geleneksel yapılanma ve büyüme çizgilerini bırakıyorlar. Her şirket için ayrı strateji, her fırsat için ayrı bir yaklaşım sergilemeye başladılar. Heyecanlı bir yıl olacak gibi görünüyor. Peki, perakende sektöründe neler oluyor? Türkiye’de gıda perakendeciliğinin boyutları 2011 itibariyle 115 milyar dolara ulaştı. Bunun sadece %29’u organize perakendecilik tarafından gerçekleştiriliyor. Perakende açısından diğer önemli nokta ise aktif çalışma hayatı içerisinde yer alan ve aynı zamanda aktif tüketici olan 15 ile 64 yaşları arasındaki nüfus (50.346.979 kişi), toplam nüfusun %67,4’ünü oluşturmaktadır. Nüfusun %25,3’ü ise (18.886.575 kişi) 014 yaş grubunda bulunmaktadır. Her yıl yaklaşık 750.000 genç işgücüne katılmakta, kentleşmeden dolayı birçok insan tarım sektörünü terk ederek diğer alanlarda iş aramaktadır. İmalat sanayinin ise verimliliğin iyileştirilmesine ağırlık vermesinden dolayı, sektörün büyüme hızının gerektirdiği ölçüde yeni istihdam fırsatları yaratmadığı bir gerçek. Sigortalı ücretli olarak istihdam edilenlerin sayısı, Ocak 2012’de tüm sektörlerde 10 milyon 957 bine ulaşmıştır. Sektörel bazda istihdam en fazla 1 milyon 74 bin ile perakende ticarette oldu. Piyasa okuma açısından bir diğer veri; 2011 yılında ülke genelinde POS makinelerinin yaygınlığı %8 artarken, banka kartlarıyla yapılan işlem hacmi %54, kredi kartı işlemleri hacmi de %24 artmıştır. 2011’de alışveriş merkezleri ve marketlerde POS makinesi ile gerçekleştirilen 711,7 milyon adet işlemle yapılan tüketim tutarı ise 24,2 milyar ABD Doları olmuştur. Ancak acil sorunlar da sektörü etkiliyor. Mesela TOBB Perakende Meclisi, gıda perakendeciliğini ilgilendiren “Kayıtdışı ekonomiyi destekleyen, haksız rekabete yol açan sanal ve reel uygulamalar” konusunda önemli tespitlerde bulundu. Şöyle ki: Faturasız-belgesiz, düşük vergili mal ve hizmet alım ve satımı: • İnternetten satışlarda ambalajsız ürün, taklit ürün, kullanılmış ürün, son kullanma tarihi geçmiş ürün satışı gerçekleşebilmektedir. • Son zamanlarda moda haline gelen ve adına “Sosyete pazarı” denilen perakende satış noktalarında gerçekleşen satışlarda fiş verilmemekte, vergi kaybı doğmaktadır. • Bu ürünler çoğu zaman tescilli markalı ürünlerin taklidi olduğundan, kayıtlı ekonominin karşısına haksız rekabet yaratan bir suç unsuru ortaya çıkmaktadır. Semt pazarları denetimsiz: • Satılan mallara dair sağlık ve güvenlik denetimi yapılamamakta. • Satışlarda KDV-ÖTV vergisi tahsilatı da gerçekleşmemektedir. Vergisiz alışveriş, tüketicinin ve kayıtlı perakende noktalarının üzerindeki yükü artırmaktadır. • Organize olmayan (tek mağazalı yapılar) perakende de sigortasız personel istihdam etmektedir. • Personel çalışma şartları ve süreleri kanunlara uymamaktadır. Örneğin, 3 vardiya sanayide 24 saate denk gelirken, perakende sektö- S orunlar ilg ili bakanlıklara iletilmiş durumda “T eşv ikler g ündeme g eldiğinde imalat sanay ine v e hatta turiz me sağlanan olanaklar perakendeden esirg enmektedir.” ründe 12 saatte 3 değişik zaman dilimi anlatılmaktadır. perakende sektörü istihdamı % 11’lik artış ile 577 bine ulaşmıştır. • Yanlış veya sorunlu ürün satışı ile tüketici hakları ihlal edilmekte, marka algısı zarara uğramaktadır. • Perakende sektöründe etkileşim yoluyla dolaylı istihdam yaratılması da başka bir gerçektir. Organize perakende sektöründeki büyümenin imalatçılar ve üreticilerin yanı sıra ambalajlama, nakliye, depolama, güvenlik, eğitim, bilgi işlem, mimari, mağaza tasarım, tesis yönetimi ve altyapı hizmetleri üzerinde de olumlu etkileri vardır. • Kayıt altında bir sektör olarak, özellikle düzgün ödeme yapan mükellefler için vergi oranları ve SGK primleri çok yüksektir. • Uygulamada firmalar ürün tanıtımlarını yaparken bazı konuları muğlak bırakarak lehlerine durum oluşturmaktadırlar. Perakende Meclisi’nin gündeme getirdiği sorunlardan bir diğeri ise; bürokraside, perakende sektörünün, üretimin karşısında “tüketim” olarak algılanması. Yani; • Organize/modern perakende, sanayi ve imalatın karşıtı bir sektör olarak tanımlanmaktadır. • Organize/modern perakendenin ekonominin gelişimindeki önemi göz ardı edilmekte; oysa sektörümüz ekonominin barometresidir. • Perakendenin, imalat ve üretim sektörlerini harekete geçiren dinamo özelliğinden yararlanmak programlarda yer almamaktadır. • Türkiye’nin büyüme modeli sadece ihracata bağımlı hale getirilmektedir. Oysa iç ticaret de çok önemlidir. Örneğin, 2008 krizinde ekonominin toparlanması iç ticaret, dolayısı ile perakendeci tarafından tetiklenmiştir. • Organize perakende sektörünün, müşterisini memnun etmek için geliştirdiği yenilikler teşvik kapsamı içine alınmamaktadır. • Sektörün gençler ve kadınlar için istihdam yaratma gücü, ekonomiyi kayıt içine almak konusundaki önemi dikkate alınmamaktadır. 2011’in ilk 7 ayında organize • Modern perakendeciler, tedarikçilerinden sürekli olarak daha iyi koşullar talep etmelerinden dolayı KOBİ’ler ve üreticiler üzerinde aşırı baskı uyguladıkları iddia edilse de, bu koşulları öne sürerek aslında KOBİ’leri, ürün geliştirme becerilerini, kalite standartlarını ve rekabet fiyatlarını güçlendirmeye de zorlamaktadırlar. • Perakende sektöründeki büyüme, inşaat, güvenlik, tesis yönetimi, lojistik, gıda işleme ve çeşitli altyapı yatırımlarının ve sektörlerinin de gelişmesini sağlamaktadır. • Teşvik uygulama, çevre yönetimi, enerji, sağlık, ekonomi, ithalat, gümrük ve iç ticaret alanları başta olmak üzere hazırlanan mevzuatta sektörün bu özellikleri dikkate alınmamaktadır. • Adil ve serbest ticaret anlayışı ihmal edilmekte, korumacılığı çağrıştıran engellerle tüketici aleyhine bazı imalat sektörleri korunabilmektedir. Editör’den: Süthattı Gazetesi’nin 12. sayısında yazarımız Fikri Türkel’in yazısında editoryal bir hata sonucu, UCZ marketlerin Aziz ve Cüneyt Zapsu kardeşlerle bağlantılı olduğu şeklinde bir yanlış anlamaya yol açılmıştır. Düzeltir, yazarımız sayın Türkel başta olmak üzere ilgili isimlerden özür dileriz. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 15 Gündem suthattı Kasım - Aralık 2012 870 milyon aç, umut tarımda 21. Yüzyıla hiç yakışmayan veri, BM Açlık Raporu’nda yer aldı. 870 milyon kişinin yetersiz beslendiği belirtilen rapora göre, yoksul ülkelerde açlığın ve malnütrisyonun azaltılması için tarımsal büyüme çok önemli. n Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarım Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından yayımlanan “State of Food Insecurity in the World 2012 – SOFI” raporu, 9 Ekim’de Roma’da açıklandı. Rapora göre, 20102012 yılları arasında 870 milyona yakın insan, yani her sekiz kişiden biri yetersiz beslendi. Büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde yaşayan aç insanların sayısı, ülke nüfuslarının %15’ini oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde ise 16 milyon insan yetersiz besleniyor. 1990-92 ve 2010-12 dönemleri arasında dünyadaki aç insan sayısı 132 milyonluk bir azalış gösterirken, aç insanların dünya nüfusuna oranı da %18,6’dan %12,5’e düştü. Gelişmekte olan ülkelerde aç insan sayısının nüfusa oranı ise sırasıyla %23,2 ve %14,9 oldu. Bu veriler, yeterli ve uygun aksiyonlarla Milenyum Gelişme Hedefleri’ne (MGH) ulaşılabileceğini gösterdi. Raporda, “Eğer geçmiş 20 yıl boyunca elde edilen yıllık ortalama aç insan sayısındaki azalış 2015 yılına kadar devam ettirilebilirse, gelişmekte olan ülkelerde yetersiz beslenme oranı yüzde 12,5 olacaktır. Bu rakam MGH oranı olan 11,6’nın üzerinde ancak daha önceki tahminlere kıyasla hedeflenen orana daha yakın.” denildi. Sayfa 15 Süt üretimi takipte! Tarım kredilerinin tutarı geçen yıl 31 milyar TL’ye ulaşırken, özellikle süt üreticisine yönelik uygulamalar birbiri ardına devreye sokuluyor. Afrika, aç insan sayısında artış görülen tek bölge. Aç insan sayısı 175 milyondan 239 milyona yükselen Afrika’da, son dört yılda aç insan sayısında yaklaşık 20 milyonluk artış yaşandı. Raporda, “Yoksul ülkelerde açlığın ve malnütrisyonun azaltılması için tarımsal büyüme özellikle etkilidir. Bu ülkelerde yoksul halkın geçim kaynağını da bir ölçüde tarım ve tarımla bağlantılı faaliyetler oluşturmaktadır. Tarımsal büyüme yoksul halk için iş alanları oluşturduğunda, aşırı yoksulluğun ve açlığın azalmasında en büyük etkiye sahip olacaktır. Açlığın azaltılması sadece gıdanın miktarını arttırarak değil, aynı zamanda gıdanın kalitesinin de arttırılması ile sağlanmalıdır.” denildi. n Geçen yıl 31 milyar TL’ye ulaşan tarım kredilerinin 2012’de %20’lik büyümeyle 38 milyar TL’yi aşması bekleniyor. Krediler dışında, üreticilere yönelik uygulamalarla da tarım kesimine destek veriliyor. Süt sektörüne yönelik çözümleriyle öne çıkan Vodafone Çiftçi Kulübü, Süt Kayıt Sistemi projesinin pilot uygulamasını Milas Süt Üreticileri Birliği ile yürütüyor. Uygulama ile süt üreticisinin sattığı sütün hesabı kayıt altına alınıyor, süt, zaman kaybı olmadan ve soğuk zincir bozulmadan işletmeye ulaştırılıyor. Sistem, üreticinin süt miktarını günlük olarak takip etmesini sağlarken, süt işleme tesislerine de ne kadar süt toplandığını anlık olarak öğrenme ve efektif planlama imkânı sunuyor. Garanti Bankası da, Tire Süt Kooperatifi ile Takas Kart uygulamasını başlattı. Nakit otomasyonunu sağlayan sistemle, üreticinin toplama tesislerine getirdiği süt, anında kayda geçiriliyor. þmasý rý ya ri le je ro p n o sy a v o in fikirler Son baþvuru: 30 Kasým 2012 Ayrýntýlý bilgi: www.northstarinnovation.net - www.gidahatti.com Kategoriler: I- Yeni Proses / Gýda Teknolojisi (Verimlilik Artýran Projeler Dahil) www.facebook.com/basdondurenfikirleryarisiyor II- Kalite Kontrol ve Ýzleme Süreçleri (Gýda Güvenliði ve Hijyen) www.twitter.com/basdondurenfikirleryarisiyor III- Yeni Ambalaj / Ambalajlý Gýda Kimler katýlabilir: Üniversitelerin ilgili bölümlerinin ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarýna kayýtlý öðrencileri. Yarýþma kapsamý: Yarýþma; öncelikle gýda ve içecek sektöründe tüketici memnuniyetini ve toplumsal refahý artýrabilecek ve sonuçlarý ticarileþtirebilecek nitelikteki bilimsel araþtýrma projelerine açýktýr. *Baþvuru öncelikli olarak gýda ve içecek sektörüne yönelik projeler için deðerlendirilecek olup, diðer tüm kategorilerde önerilecek fikirlere de açýktýr. deste ðiyle süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 16 16 Sayfa Beslenme Kasım - Aralık 2012 suthattı “Doğal besin süt” Kampanyası Süt ürünleri, ara öğünler için sağlıklı bir alternatif Avrupa Süt Forumu’nun (EMF) düzenlediği “Doğal Besleyici Süt” Kampanyası, politika yapıcılar, akademisyenler, sağlık ve beslenme kuruluşları ve medya dahil tüm paydaşların tüketicilerin sağlıklı ve dengeli gıda seçimleri yapmalarına yardımcı olmalarını sağlayacak. n Avrupa’da süt ve süt ürünleriyle ilgili bilgilendirme ve tanıtım kampanyaları düzenleyen ilk STK olan Avrupa Süt Forumu (EMF), “Doğal Besleyici Süt” Kampanyası başlattı. Kasım 2014’e kadar sürecek kampanya; Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, İrlanda, Hollanda ve Birleşik Krallık (Kuzey İrlanda) olmak üzere yedi AB ülkesinde yürütülecek. Kampanya ile enerji ve besin öğesi alımlarında dengesizlik gibi beslenme sorunlarının çözümüne yardımcı olmanın amaçlandığını belirten EMF Başkanı Laurent Damiens, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kampanya, Avrupalılar ve ulusal düzeyde paydaşlar arasında insanlara sağlıklı ve dengeli beslenme- nin bir parçası olarak süt ve süt gibi doğal besleyici gıdaları tercih etmelerine yardımcı olmanın önemi ile ilgili farkındalığı arttıracak. Bilim bize süt ve süt ürünleri gibi doğal besin öğesi yönünden zengin gıdaların sağlıklı ve dengeli beslenmeye katkıda bulunduğunu gösteriyor. Kampanya; tüm paydaşlarla son bilimsel bilgi ve verileri paylaşarak onların tüketicilerin sağlıklı, dengeli gıda seçimleri yapmalarına yardımcı olabilmelerini sağlayacak.” Sütün yararları hakkında bilim camiası ve tüm toplumda iletişimin geliştirilmesinin amaçlandığı kampanya kapsamında konferans ve sempozyumlar düzenlenecek, etkinlikler yapılacak. Süt alerjisine genetik çözüm n İnek sütü içindeki proteine karşı vücutta gelişen tepkiler, “Süt alerjisi” olarak adlandırılıyor. Çoğu zaman laktoz intorelansı ile karıştırılan süt alerjisi olan çocuğa, süt gibi peynir, yoğurt ve dondurma gibi süt içeren gıdalar da dokunuyor. Genellikle 2 yaşın altındaki bebeklerde ortaya çıkan süt alerjisinin, hayati tehlikesi yüksek. Alerjili çocuğa bilmeden sütlü gıdaların verilmesi, ölümcül sonuçlara dahi yol açabiliyor. Bebeklerin %2-3’ünde görülen süt alerjisine çözüm bulmak amacıyla alerjiye yol açmayan süt verecek inek türünün geliştirilmesi konusunda yıllardır çalışan Yeni Zelanda’lı bilim insanları başarıya ulaştı. Alerjinin beta-laktoglobulin (BLG) tarafından tetiklenmesi dolayısıyla bu molekülün olmadığı ineğin alerjen olmayan süt üreteceği görüşünden yola çıkan bilim insanları, genetik olarak geliştirilen inek ile süt proteinlerini sütü elde etmeden inek üzerinden değiştirdi. “Daisy” adı verilen ineğin sütü, alerjiye yol açan BLG içermediği gibi normal sütün neredeyse iki katı fazla protein içeriyor. Genetik olarak değiştirilen inekten elde edilen süt, alerjisi olan bebeklerin beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olsa da uzmanlar sütün tüketime sunulabilmesi için uzun yıllar gerektiğini bildirdi. Öncelikle; yeni geliştirilen inek türünün klonlanarak yetiştirilmesi, her yeni neslin BLG içermediğinin görülmesi, sonra da sütün yan etkisi olmadan güvenli olarak tüketilebilir olduğundan emin olunması için zorlu testlerden geçirilmesi gerekiyor. Zaten elde edilen sütün genel tüketime sunulmayacağı, sadece ihtiyaç durumunda tüketim amaçlı olacağı belirtiliyor. n Sağlıklı beslenme için ara öğünlerde süt, peynir ve yoğurt tüketilmesi öneriliyor. Özellikle peynirlerle hazırlanan hafif atıştırmalıklar, beslenmesine özen gösterenlerin hem sağlıklı hem de lezzetli bir ara öğün geçirmesine yardımcı oluyor. Ara ve ana öğün düzeninin sağlanmasının sağlıklı beslenmenin en önemli kurallarından birisi olduğunu belirten Diyetisyen Esra Baş Toktay, “Böylece uzun süreli açlık sonucu düşen kan şekeri seviyesi dengelenir ve vücuda gerekli olan enerji sağlanmış olur. Ayrıca metabolizma da hızlanır. Ara öğün olarak tüketilecek yiyecekler kan şekerini hızlı yükseltmemelidir. Hızla artan kan şekeri daha hızlı düşer.” dedi. Toktay, ara öğünlerde mevsim meyveleri, sebzeleri, tahıllı simit, galeta, gevrek, ceviz ve bademin yanında mutlaka süt, yoğurt, ayran ya da peynirden birisinin tüketilmesini önerdi. Özellikle meyvenin süt ve süt ürünleriyle tüketilmesi, kan şekerinin daha yavaş yükselmesine yardımcı oluyor. Nesquik kampında beslenme eğitimi n Ürünleri ve aktiviteleriyle çocukların sağlıklı ve mutlu büyümesini amaçlayan Nesquik’in çocukların ebeveynleri ile katılabildiği yaz kampı, 27 Ağustos-2 Eylül 2012 tarihleri arasında Bursa Uludağ’da yapıldı. 7 gün süren kamp boyunca birbirinden eğlenceli aktivitelerin yanı sıra çocuklara İngilizce eğitim verilirken, çocuklarıyla kampa katılan aileler de ‘Çocuk ve yetişkin beslenmesi’, ‘Çocuk gelişimi ve psikolojisi’ gibi konularda uzmanlarından bilgi aldı. Nesquik’in, okul dışı eğitim alanında 23 yıllık tecrübeye sahip “Geleceğin Yıldızları” ekibi ile iş birliği içinde hazırladığı kampa konuşmacı olarak, Erciyes üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Sinem Olcay Kademoğlu da katıldı. Prof. Dr. İnanç; beslenmenin önemi, sütün besleyici özelliği, vitamin ve minerallerin çocukların büyüme ve gelişimindeki yeri ve yaş aralıklarına göre süt tüketimi konularında aileleri bilgilendirdi. Çocuklarda süt içme alışkanlığının erken yaşlarda oluştuğuna dikkat çeken İnanç, şunları söyledi: “Çocuklar gelişimlerinin büyük kısmını 1-13 yaş arasında tamamlıyor. Bu dönemde edinilen süt içme alışkanlığı hayatları boyunca devam ediyor. Küçük yaşlarda yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının kazanılması kalp, şeker gibi pek çok kronik hastalıktan korunmak için çok önemli. Çocukluktan başlayarak severek her gün iki su bardağı süt içmek, dengeli beslenmenin önemli bir koşuludur. Sütteki kalsiyumun kemiklere yerleşebilmesi için özellikle egzersiz yapılması şarttır.” Çocuk Gelişimi Uzmanı Sinem Olcay Kademoğlu da kampta iki gün boyunca ailelere 9-13 yaş çocukların gelişim özelliklerini anlattı, önerilerini paylaştı. Kamp süresince İngiliz, Kanadalı ve ABD’li öğretmenlerden her gün 3 saat İngilizce eğitimi alan çocuklar, gün boyu katıldıkları spor, sanat ve doğa faaliyetleri gibi etkinliklerde de, yaşayarak ve eğlenerek İngilizce öğrenme imkânına sahip oldu. Çocuklar, kampta aynı zamanda futbol, basketbol, beyzbol, voleybol, hokey, dart, langırt, masa tenisi, badminton gibi sportif faaliyetlerde bulunarak, sağlıklı beslenmeyi de öğrendi. Kampa katılan çocuklar, kendilerine böylesine eğitici, eğlendirici ve öğretici bir deneyim yaşatan Nesquik’e müteşekkir olduklarını belirterek, kampta edindikleri kazanımları daima hatırlayacaklarını vurguladılar. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 17 süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 18 18 Sayfa Çiftlik Kasım - Aralık 2012 suthattı İşletmelerin modernizasyonu OVP’de Eker: “Tarıma yabancı yatırımları destekleyeceğiz” n Unilever Türkiye’nin ülke temsilcilerinin toplantısına konuk olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin tarımsal yatırım için çok cazip bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye tarımına yapılacak yabancı yatırımları destekleyeceklerini söyledi. Toplantıda Türkiye ekonomisi ve tarımıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Eker, Türkiye tarımının son 8 yılın 7’sinde büyüdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti: n Hükümetin açıkladığı 20132015 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da (OVP), tarım ve gıda işletmelerinin modernizasyonu faaliyetlerinin destekleneceği hükmü yer aldı. “Tarımsal Yapının Etkinleştirilmesi” başlığı altında tarım sektöründe, gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlanması ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek, örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapının oluşturulmasının temel amaç olduğu vurgulandı. Programda yer verilen hususlardan bazıları şöyle: -Ürün fiyatları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanmasına yönelik piyasa mekanizmaları geliştiri- lecek, üretici örgütleri etkinleştirilecektir. Arz açığı olan ürünlerde, üretim dengesi ve piyasalar gözetilerek üretimi artırmaya yönelik destekler sürdürülecektir. Tarım sektöründe kurumsal ve idari yapılarda dönüşüme öncelik verilecek, tarımsal istatistikler nitelik ve nicelik olarak geliştirilecektir. caktır. Hayvancılıkta; et ve süt piyasalarında istikrarın sağlanması ve besi hayvancılığının geliştirilmesi yönünde yapısal dönüşümü sağlayacak şekilde destekler düzenlenecek, ıslah çalışmalarıyla hastalık ve zararlılarla mücadeleye ve kaliteli yem bitkileri üretiminin artırılmasına öncelik verilecektir. -Kamu kesiminin bitki ve hayvan sağlığı ile gıda güvenilirliği hizmetlerine ilişkin kapasitesi geliştirilecek, tarım ve gıda işletmelerinin modernizasyon faaliyetleri desteklenecektir. Tarım ürünleri ihracat desteklerinde; katma değeri yüksek, markalı ve nihai tüketiciye yönelik ürünler öncelikli ola- -Arazi toplulaştırma ve gerekli yasal düzenleme yoluyla işletme ölçekleri büyütülecektir. “Türkiye tarımsal büyüklük bakımından Avrupa’da birinci, dünyada ise 11’inci sıraya yükseldi. 186 ülkeye bin 536 çeşit tarımsal ürün ihraç eden ülkemizin tarımsal ihracatı son 9 yılda yüzde 277 oranında artış gösterdi. Türkiye yabancı yatırımlar için en cazip ülkelerden biridir. Genç bir nüfusa sahip olmamız nedeniyle hareketli bir iç pazara sahibiz. Ülkemizde yatırım yapmak isteyen küresel şirketlere gerekli kolaylığı sağlayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.” Türkiye’de tarım ve gıdaya yapılan yabancı yatırımların arttığına işaret eden Bakan Eker, 2002 yılında 14 milyon dolar olan yabancı yatırım miktarının 2012’nin ilk 6 ayında 2 milyar dolara ulaştığını söyledi. Eker, AB’ye uyum kapsamında yayınladıkları 105 yönetmelik ile Türkiye’nin her yerindeki tüketicilerin AB standartlarında tarladan sofraya güvenilir gıda tüketmesini sağladıklarını ifade etti. Gizli tehdit: Antimikrobiyal Direnç n Tıp, veteriner hekimlik ve sanayide bilinçsiz antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine yol açarak, enfeksiyon kaynaklı ölümlerde artışa neden oluyor. Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği ile Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği tarafından düzenlenen Bilinçli Antibiyotik Kullanımı ve Antimikrobiyel Direnç Sempozyumu ile IV. Zoonotik Hastalıklar (Gıda Kaynaklı Zoonozlar) Sempozyumu 18-19 Ekim tarihlerinde Ankara’da yapıldı. Açılışta TVHB adına konuşan Prof. Dr. Ender Yarsan, dünyada ölümlerin %20-25’inin enfeksiyon hastalıklarından, bunun da %60’ının zoonotik hastalıklardan kaynaklandığını söyledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil de, gıda amaçlı yetiştirilen hayvanlarda antibiyotik kullanımına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Hayvanların antibiyotik kullanarak değil, korunarak sağlıklı tutulmaları gerektiğini belirten Pakdil, “Medyada çoğu zaman konular saptırılıyor. İnsanlar yedikleriyle, içtikleriyle kavgalı hale getiriliyor. Haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmemiz lazım.” dedi. Pakdil, Çin’deki melamin olayı örneğinde olduğu gibi kasıtlı, kötü niyetli uygulamalara karşı uyanık olunması gerektiğinin altını çizdi. İki gün süren programın sonunda hazırlanan basın bildirisinde, antibiyotik direnç gelişiminin küresel bir sağlık sorunu haline geldiği vurgulandı, “Hayvanlarda bilinçsiz antibiyotik kullanımı antibiyotiklere dirençli gıda kökenli enfeksiyon riski de oluşturmaktadır.” denildi. D LQDG W 0 D N YH / × Q $\ HPH U 3DNHWO HNWHGL OP ODEL <DS× üHW U3R oO× H W V i (OHFP.D]DÇevrec H + e En ür. d d Hem Çözüm ELECSTER ELEC STER OYJ OYJ ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi 2032. Cad. No:1 Temelli Temelli ANKARA ANKARA Tel:(312) Tel:(312) 641 32 52- 394 77 94 Fax: Fax: (312) 394 77 95 gemak@gemak.com.tr ELECSTER OYJ ELECSTER OYJ PL 39 37801 TOIJALA FINLAND Tel: T el: +358 201 541 211 F Fax: ax: +358 201 541 400 e-mail: sales@elecster.fi sales@elecster.fi www.elecster.fi www .elecster.fi .elecster .fi www.gemak.com.tr www .gemak.com.tr süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 19 İnovasyon suthattı Kasım - Aralık 2012 Sayfa 19 GEA Niro Soavi’den yeni nesil homojenizatörler n GEA Niro Soavi’nin yeni nesil homojenizatörleri; yüksek ürün stabilitesi ve daha uzun raf ömrü, daha az katkı maddesi ihtiyacı, daha etkin homojenizasyon, yüksek verim, daha düşük su ve enerji tüketimi sağlıyor. GEA Niro Soavi’nin Araştırma Geliştirme Merkezi, müşterilerinin ihtiyaç ve şartlarına uygun, mükemmel ürün kalitesi sağlayacak çözümler sunuyor. Sürekli yüksek performans için tasarlanarak üretilen sistemler, şirketin Parma’daki tesislerinde test ediliyor. GEA Niro Soavi’nin Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olan GEA Westfalia Separator Türkiye Gıda Bölümü ve Niro Soavi Satış Müdürü Çağlar Alpay, laboratuvar ünitelerinden tam otomatik endüstriyel makinelere kadar çeşitli modelleri, geniş opsiyon seçenekleri ile müşterilerine sunduklarını söyledi. GEA Niro Soavi Homojenizatörlerinin avantajları şöyle sıralanıyor: “Süt, gıda ve içecek üretimine uygun tasarım, yüksek ürün stabilitesi ve daha uzun raf ömrü, daha az katkı maddesi ihtiyacı, Damak tadı ve lezzette iyileştirme, etkin homojenizasyon, yüksek verim, düşük su ve enerji tüketimi, bakım kolaylığı, 7/24 satış sonrası servis desteği, Dünyanın her yerinde orijinal yedek parça tedariği.” Tetra Pak’tan inovatif paketler n Dünyada gıda işleme ve paketleme çözümlerinin önde gelen şirketlerinden Tetra Pak, Türkiye’ye gelişinin 40. yılını İzmir fabrikasında gerçekleştirdiği 25 milyon Euro’luk yatırımla kutluyor. Tetra Pak yeni yatırımla aralarında Tetra Gemina® Aseptik ve Tetra Prisma® Aseptik ürünlerinin de yer aldığı inovatif paketler üretecek. Ocak 2013’de İzmir fabrikasında üretime başlayacak yeni VT laminatör, Türkiye ve Kafkaslar’daki müşterilere inovatif ambalajların daha kısa sürelerde teslim edilmesini ve Ortadoğu bölgesine de ihraç edilmesini sağlayacak. Üretim kapasitesi 6 milyar pakete çıkacak. Tetra Pak CEO’su Dennis Jönsson, düzenlenen basın toplantısında şunları söyledi: “Türkiye’nin potansiyeline güvenerek 40 yıl önce geldik. Bugün, inovatif ürünlerle Türk gıda işleme ve paketleme sektörünün büyümesini desteklemeye daha fazla kendimizi adadık.” Tetra Pak Türkiye ve Kafkaslar Genel Müdürü Francis Goodenday ise Tetra Pak Türkiye’nin, 2011 yılında 3.195 milyar ambalaj tedarik ederek 1 milyar 785 milyon litre süt, meyve suyu, nektar ile ürünleri için ambalaj malzemesi sağladığını söyledi. 2006- 2011 yılları arasında paketli süt tüketiminin %6 artış gösterdiğini, aynı dönemde açık süt tüketiminin ise %7 azaldığını belirten Goodenday, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de kişi başı 24 litre süt tüketiminin 15 litresi paketli ve işlenmiş süt. Paketli süt tüketiminin yüzde 93’ü UHT, yüzde 7’si pastörizedir. Paketli ve işlenmiş süt tüketiminin 2014’de 16 litreye çıkması beklenmektedir.” Tetra Pak İzmir Fabrikası Tedarik Zinciri Direktörü Selami Ulusoy da, son yatırım sayesinde müşterilerine yeni kalite ve inovasyon standartları sunduklarını belirtti. süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 20 20 Sayfa Çevre Kasım - Aralık 2012 suthattı Çiftlikler artık daha havadar! n Çiftlik hayvanlarından kaynaklanan kötü kokular, amonyak emisyonları ve yüksek enerji tüketimi çevresel sorunlar oluşturuyor. Danimarka’da geliştirilen akıllı havalandırma sistemi, bu sorunların aşılmasına yardımcı oluyor. yonlarını ve enerji tüketimini azaltarak çiftliklerin çevresel etkilerini azaltıyor. Araştırma ekibinden Dr. Li Rong, çiftliklerin amonyak ve koku kaynağı olmalarının yanı sıra enerji tüketimlerinin yüksekliğine dikkat çekerek, şunları söyledi: Aarhus Üniversitesi bilim adamlarının araştırmasına göre, MT Højgaard Agri tarafından tasarlanan yeni hayvan konaklama konseptinin bir parçası olan havalandırma sistemi, amonyak ve koku emis- “Çiftliklerin enerji tüketiminin yüzde 60’ı havalandırma ve ısıtmadan kaynaklanıyor. Yüksek enerji tüketimi hem çevreye ve hem de çiftçi ekonomisine zarar veriyor. SmartVent olarak adlandırılan ha- valandırma sistemi, yeni hibrit sistemiyle doğal havalandırma ile mekanik zeminde havalandırmayı birleştirerek rahatsız edici koku emisyonlarını azaltmaya yarıyor. Temizlenmiş hava direkt olarak hayvanların soluma alanlarına aktarılırken, kirli hava yerde bulunan borular tarafından emiliyor.” SmartVen’in amonyak emisyonlarını %75, kokuyu %50 ve çiftliklerde enerji tüketimini %40-50 oranında azaltabileceği umuluyor. Süt sektörünün önceliği, atık azaltma n Avrupa Sütçülük Derneği (EDA) tarafından düzenlenen Dünya Süt Forumu’nda, süt ürünlerinin atıklarının azaltılmasından tüketicilerin yanı sıra tedarik zinciri paydaşlarının da sorumlu olduğu belirtildi. bir Cam ihtimal Kompozit daha Karton Metal EDA Genel Sekreteri Dr. Joop Kleibeuker, Forum’un ardından DairyReporter.com’a açıklamalarda bulundu. Süt endüstrisinin tüm aktörlerinin, son kullanma tarihinin kullanılmasıyla ilgili tüketicilerin eğitilmesi ve ambalaj boyutlarının küçültülmesi gibi yollarla atıkların azaltılmasında önemli rol oynayacaklarını vurgulayan Kleibeuker, şunları söyledi: var “Gelişme sağlanacak temel alan tüketicilerin etiketleme ve son kullanma tarihi konusunda eğitimidir. Ancak işleyicilere de sorumluluk düşmektedir. Doğru büyüklükte ambalaj kullanımıyla gıda atıkları çok büyük oranda azaltılabilir. İşleyiciler ve perakendeciler sadece yarım litre süte ihtiyacı olan tüketiciye sütü iki buçuk litrelik şişelerde sunmamalıdır. Hiçbir tüketici satın aldığı ürünün yüzde 50’sini atmak istemez. Gıda israfı olmazsa tüketiciler daha mutlu olacaktır. EDA olarak süt ve süt ürünleri atıklarını azaltma çalışmalarında endüstri ile birlikte yol alıyoruz.” Plastik Üretimlerini ambalajlayarak piyasaya süren tüm firmalar, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýnýn yayýnladýðý" Ambalaj Atýklarýnýn Kontrolü Yönetmeliði"ne göre ambalaj atýklarýnýn geri kazanýmýný saðlamak ile yükümlüdürler. TÜKÇEV bu firmalar adýna, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýndan aldýðý yetki ile ambalaj atýklarýnýn doðadan toplanmasýný ve geri kazanýmýný organize eden kuruluþtur. Su kirliliği, tarım alanlarını tehdit ediyor n Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından hazırlanan “Çevre ve Tarım” raporunda, su kaynaklarındaki kirlenme nedeniyle tarım alanlarının sulanamaz hale geleceği bildirildi. “Çevre ve Tarım” raporunu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a sunan TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, toprak ve su kirliliğinin her geçen gün daha da ciddi boyutlara ulaşan önemli çevre problemleri arasında yer aldığını bildirdi. Türkiye’de tarım alanlarının % 37,55’inin yeraltı suları, % 28,64’ünün akarsular, % 15,87’sinin barajlardan alınan sularla sulandığına işaret eden Bayraktar, şunları söyledi: www.tukcev.org.tr “Su kaynaklarımız korunup gözetilmezse önümüzdeki yıllarda kirlilik nedeniyle tarım alanlarımız su- lanamaz hale gelecektir. İçme ve kullanma suyunu sağladığımız, tarımsal alanlarımızı suladığımız, balık üretimi için kullandığımız akarsularımızın kirlenmesi ülkemiz için ekonomik bir kayıptır. Çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi faktörlerin su kaynakları üzerine etkileri sonucu miktar ve kalite bakımından yeterli suya erişimin zorlaşacağı da bilinen bir gerçektir. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1.519 metreküp civarında olduğu ülkemizin su zengini bir ülke olmadığı ortadadır. Araştırmalar Türkiye’nin önümüzdeki 25 yıl içinde ihtiyaç duyacağı su miktarının bugün ihtiyacı olan su miktarının yaklaşık üç katı olacağını gösteriyor. Sulardaki kirliliğin önlenmesi yönünde yapılan çalışmalar devam ettirilmelidir.”