TEB dergi May-Haz - türk eczacıları birliği
Transkript
TEB dergi May-Haz - türk eczacıları birliği
03 ISSN 1301-5060 Türk Eczac›lar› Birli¤i’nin ‹ki Ayl›k Yay›n Organ› May›s - Haziran 2010 14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜ’NDEN RENKL‹ GÖRÜNTÜLER B‹R‹NC‹ BÖLGELERARASI TOPLANTI 37 YIL SONRA TAKS‹M ECZACILIK MESLE⁄‹N‹N GELECE⁄‹ ‹Ç‹NDEK‹LER Yay›n Türü: Süreli Yay›n Bak›fl 3 Ecz. Erdo¤an ÇOLAK / Baflkan SAH‹B‹ Ecz. Erdo¤an ÇOLAK Genel Baflkan 4 Diyalog Ecz. Özgür ÖZEL / Genel Sekreter TEB Haberler Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü SORUMLU YAZI ‹fiLER‹ MÜDÜRÜ Ecz. Özgür ÖZEL Genel Sekreter Eczac›lar Günü’nden Renkli Görüntüler 5 Ayflen YALMAN MERKEZ HEYET‹ Ecz. Erdo¤an ÇOLAK Uzm. Ecz.Harun KIZILAY Eczac›l›k Mesle¤inin Gelece¤i Atölyesi 14 Sahra DAfiDEM‹R Ecz. Özgür ÖZEL Ecz. Nevin TAfiLIÇAY Ecz. Mukaddes HARMANCI Eczac›l›k Alan›nda Bir Hukuk Zaferi Daha: Asturias Davas› Sonuçland› 16 Ecehan BALTA Ecz. Hüseyin OLAN Ecz. M.fierif BOYACI Ecz. Ali ASLAN Ecz. Murat YÜRÜR TEB-Eczac›l›k Akademisi Kurumsal Geliflim Çal›fltay› 18 Serdar KILIÇ Doç. Dr.Mustafa ASLAN Ecz. M.Ekrem EfiK‹NAT 37. Dönem 1. Bölgeleraras› Toplant›s› Bal›kesir’de Gerçeklefltirildi Ecz. Esin ÖNGÜN YAYIN SEKRETER‹ Ayflen YALMAN Bizden Haberler 31 Ecz. Esin ÖNGÜN REDAKS‹YON Dönsel COfiAR TEB'de Toplu ‹fl Sözleflmesi ‹mzaland› 35 REKLAM SORUMLUSU Ayflen YALMAN TEKB’nin Kurulufl Öyküsü 36 Gaye SARIKAYA GRAF‹K TASARIM Linol Tasar›m / www.linol.com.tr ‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Toplulu¤u 38 Ayflen YALMAN BASKI Fersa Ofset Tesisleri Ostim 36. Sokak No: 5/C-D, Yenimahalle ANKARA Tel: 0312 386 17 00 (pbx) • www.fersaofset.com Bask› Tarihi: 05.08.2010 YÖNET‹M YER‹ VE YAZIfiMA Willy Brandt Sokak No: 9, Çankaya / ANKARA Giriflimci Kad›nlar Ankara'da Bir Araya Geldi Aram›za Kat›lan Yeni Odam›z: Ni¤de Eczac› Odas› Dünyada Ne Var Ne Yok Sevim ÖZDEM‹R Tel: 0.312 409 81 00 Ve Taksim... YAYIN KOfiULLARI 44 Berivan VARGÜN Dergideki yaz›lar dergi ad› gösterilerek yay›mlanabilir. yaz›lardaki görüfllerden yazar›n kendisi sorumludur. Dergi üyelere ücretsiz gönderilir. Yay›nlanmas› istenilen yaz›lar›n, K›sa K›sa Sa¤l›k 46 bilgisayarda Word program› ile yaz›lmas› ve yaz›lar›n orijinal ç›kt›s› ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik aç›dan kolayl›k sa¤layacakt›r. Astroloji 48 Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU TEB Haberler Dergisi hakk›ndaki flikayetlerinizi, memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için; Günce 51 Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU Türk Eczac›lar› Birli¤i Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine, teb@teb.org.tr e-posta adresine yazabilir ya da 0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz. 40 Ayflen YALMAN Bas›nda TEB Gaye SARIKAYA 56 42 41 20 ve karanlık şiddet ortamında her ne olursa olsun bir arada, barış içinde yaşamayı ısrarla ve kararlılıkla savunmalıyız. Benzer bir biçimde sağlık alanında ciddi bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyoruz. Hayat kimseyi beklemeden büyük bir hızla akıyor. Bu akışın yönünü belirlemede, gidişatını değiştirme konusunda kendimizi kimi zaman etkisiz hissedebiliyoruz. Deyim yerindeyse çok büyük prodüksiyonlu bir filmin en önemsiz oyuncuları gibi görebiliyoruz kendimizi. Hem bireysel Bak›fl hayatlarımızda hem de toplumsal hayatın neresinde olursak olalım sürdürdüğümüz mücadelelerde… Bizler bugün mesleğimizde yaşanan kimi radikal dönüşümler karşısında Ecz. Erdo¤an ÇOLAK / Baflkan kendimizi değişimin birer basit piyonu olarak görüyor olabiliriz. Ancak hayatta hangi alanda olursa olsun mücadele ederken en temel prensibin süreklilik olduğunu hiçbir biçimde unutmamalıyız. Kötümserliğin karanlığından da, mutlak Yıllardır ülke gündemini olumsuz bir biçimde meşgul eden iyimserliğin uçuculuğundan da kendimizi uzaklaştırmalıyız. 1 Mayıs ve Taksim alanı tartışmaları sonucunda, bu sene Büyük düşmanlar yaratmak ve gerçekliği başkalaştırmak toplumun tüm kesimlerini memnun eden bir 1 Mayıs kutlaması değil elbette niyetimiz bilakis gerçekçiliğin kendisi bir resmin gerçekleştirildi. 1 Mayıs bizlere gösterdi ki; çatışma değil tamamını görmekle anlaşılabilir. Resimde gördüğünüz ne toplumsal hoşgörü üzerine kurulu bir siyaset üretme biçimi, büyüklükte bir sorun olursa olsun, kararlılıkla mücadeleyi tüm yönleriyle olumlu sonuçlar yaratıyor. Bu noktada elbette sürdürmek zorunda olduğumuzu unutmadan yaşamalı ve bu mücadeleyi yıllardır kararlı bir biçimde sürdüren emek ve mücadele etmeliyiz. Yani ortada ne yalnızca karanlık bir tünel meslek örgütlerinin emeği ve çabası göz ardı edilemez. ne de yalnızca tünelin sonunda güçlü bir ışık var demek gibi Ancak diğer yandan da hep birlikte, yaratılmış korkularımızın bir lüksümüz yok. Bizler önümüzde karanlık bir tünel ve kimi zaman gerçekliğin kendisini nasıl da tahrif edebildiğine birlikte ne kadar kararlı ve hızlı yürürsek o kadar kısa zamanda tanık olduk. Farklı kesimlerden binlerce emekçi ve emeğin ulaşacağımız bir ışık var diyecek olanlarız. yanında yer alan binlerce farklı renkteki ve sesteki kişi, farklı araçlarla, farklı kelimelerle ortak bir gerçeği hep birlikte Bizler mesleğimizi ilgilendiren konular söz konusu olduğunda haykırdı: küresel bir köye dönmüş dünyamızda, sermayenin sıklıkla şunu ifade ettik; içinden geçtiğimiz süreç yalnızca pervasızca güçlenişine, emeğin değersizleştirilmesine ve biz eczacıları değil toplumun tüm kesimlerini farklı düzeylerde sömürüsüne rağmen, tarihte olduğu gibi bugün de, bizler etkiliyor. Ve bu süreç ülkemizin sınırlarını da aşan bir takım mücadele etmeye devam edeceğiz. düzenlemelerin bir parçası. Bunu mücadele ve çözümün öznelerinin sorumluluklarını azaltmak amacıyla, yani sanal Örgütlü toplumu her düzeyde güçlendirmek, hayatın neresinde düşmanlar yaratmak amacıyla söylemiyoruz elbette. Yalnızca olursak olalım dünya ve tüm insanlık için sorumluluk duymak sonuçların ötesinde, nedenleri ve süreçleri doğru anlamak, bizleri gerçek anlamda insanileştiren ve hiçbir biçimde göz böylelikle doğru çözüm yollarını birlikte yaratmak için ifade ardı edemeyeceğimiz değerler. Bu değerlerin savunuculuğunu ediyoruz. Bu amaçla farklı fikirleri dinlemek, farklı projeler yapmak bugün bir taraf olmak olarak yansıtılıyor. Bana göre konusunda bilgi sahibi olmak için toplantılar düzenliyoruz. sözünü ettiğim değerler binlerce yıllık insanlık tarihinin, Bu çabayı sürdüreceğiz. Yani bugünün elbette ki çok önemli mücadelelerin, savaşların ve diğer büyük çaplı acıların so- sorunlarının yanında, hayatın bizlere nasıl bir gelecek nucunda elde ettiğimiz evrensel normlar. Ancak hayatı bu hazırladığını bugünden anlamak ve kendi ortak gelecek de-ğerler üzerinden örmek zorunlu olarak bir tarafgirlik de- perspektifimizi birlikte yaratmak için çaba harcayacağız. mek ise, bunu da seve seve kabullenmek gerekiyor. Sonuç- Yalnızca bugüne sıkışıp kalmak, gelecekte eskimiş olmak ta hayatı anlama ve anlamlandırma biçimlerimiz, yürüdüğü- demektir. Hayatta bizi güçlü kılacak olan ise ortak müz yolu belirliyor. Bizler gerçek anlamda yaşayan bir değerlerimize sahip çıkarken, geleceği bugünden görecek demokrasi, yalnızca soyut düzeyde değil gerçek anlamda bilgi ve iradeye sahip olma konusundaki çabamızdır. Bu özgürlük ve eşitlik, toplumsal ve ekolojik iyi üzerine dünyamızı sene gerçekleştireceğimiz 10 uncu Eczacılık Kongresi bu kuruyoruz. Bugün ne ülkemizde ne de dünyanın genelinde amaç yönünde önemli bir köşe taşı olacaktır. Orada üretimi bu ilkelerin tam olarak hayata geçtiğini söyleyemeyiz. Ancak engelleyen bir kötümserlik ve temelsiz bir iyimserliğin ötesinde; geçmişte olduğu gibi bugün de hayatı daha yaşanılır kılan mesleğimiz ve ülkemizin geleceği konusunda gerçekçi bir kararlılıkla ve inançla bu evrensel değerleri gerçek kılmak zeminde buluşacağımıza inanıyorum. için mücadele eden öznelerin varlığıdır. Bizler bugünün sisli 3 Diyalog Ecz. Özgür ÖZEL / Genel Sekreter TEB Haberler Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Yeni Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı Türk Eczacıları Birliği'nde yürüttüğüm görevin önemli bir parçası da Birliğimiz bünyesinde hepimiz için çalışan arkadaşlarımızın, görev ve yetkilerini saptamak, çalışmalarını organize etmek ve sicillerini düzenlemek. Tahmin edebileceğiniz gibi bu oldukça çift taraflı bir görev ve önemli bir sorumluluk. Türkiye'de hak arama mücadelesinin sembolü olmuş bir meslek örgütünün çalışanlarının hakları konusundaki yaklaşımı ile tüm eczacıların katkısı ile oluşmuş bir birikimin sorumlu yönetimi konusunda bir denge durumu. Geçtiğimiz dönemde çalışma arkadaşlarımız DİSK'e bağlı Sosyalİş sendikasına üye olarak örgütlenmişlerdi. Örgütlü mücadelenin adresi olan Türk Eczacıları Birliği'nin çalışanlarının da örgütlü mücadeleye bu şekilde inanan insanlar olması bizleri mutlu ediyor. Eğer çalışma arkadaşlarımız sendikalı olmasalardı, her şeyden önce 30.000 kişilik bu büyük örgüt çatısını koruyan bizlerin, örgütlü mücadelenin önemini yeterince anlatamadığımızı düşünürdüm. Biz bir meslek örgütüyüz. Ama sendikalarda çalışanların sendikalı olmasına itiraz edildiği trajik örnekler de var. Çelişkiler ülkesi Türkiye'de sendikalı olmak, elbette çalışanlarımızın başarısı, bizlerinse bu çelişkiye düşmemiş olması bizim için bir gurur vesilesidir. Merkez Heyeti olarak çalışanlarımızla ikinci dönem toplu iş sözleşmesini geçtiğimiz günlerde imzaladık. Ancak bu örgütün çalışanları merkezle sınırlı değil. Eczacı odalarımız ve eczanelerimizde çalışanların da örgütlülüğü noktasında herkesin üzerine düşeni yaptığından ve yapacağından şüphemiz yok. Çünkü toplum ne kadar örgütlü olursa, örgütlerin de o kadar güçlü ve etkin olacağını biliyoruz, her gün yeniden yaşayarak öğreniyoruz. Çalışanlarımızın Mesleki Standartları Biz eczacıların örgütü olarak eczane çalışanlarımızın da etik bir duruşa sahip olabilen ve bağımsızlığını koruyan tüm örgütsel yapılanmalarını destekliyoruz. Sadece örgütlenmelerini desteklemekle de kalmıyor, eczane çalışanlarımızın mesleklerinin bir standarda, bir tanıma erişmesi için de yine onlarla beraber çalışıyoruz. Eczanelerimizi bir bütün olarak geleceğe hazır hale getirmeyi hedefliyoruz. Mesleki Yeterlilik Kurumu ile imzaladığımız protokol çerçevesinde eczane çalışanlarımız için hazırladığımız meslek standardı belirli bir noktaya geldi. Şu sıralarda, tüm tarafların görüşüne açtığımız 4 standart çalışmasına gelen 300'den fazla eleştiri ve öneriyi değerlendiriyoruz. Bunu, elbette birincisi eczanelerimizin içini düzenlemek bizim görevimiz olduğu için yapıyoruz. Ama bu alanda bizim dışımızdaki bazı mercilerin girişimde bulunmaları, süreci bizim açımızdan hızlandırmış oldu. Eczacılar dışarıda bırakılarak yapılan önceki standart geliştirme girişimlerinde “majistral ilaç hazırlamak” gibi ibarelere bile rastlamıştık. Dolayısıyla eczacılık kanununa, deontolojisine ve gelecek vizyonuna uygun olan bir standartta eczacıların meslek birliğinin imzası olmalıydı. Meslek standardı girişimimiz konusunda eczane teknisyeni derneklerinde oluşan olumlu ve iyimser hava da, ne kadar önemli bir iş yapmakta olduğumuzun bir başka göstergesi oldu. Eczane teknisyenlerimizin mücadelesine bir güç katabildiysek ne mutlu bize. Nevşehir ve Niğde Eczacı Odalarımızla Artık Daha Güçlüyüz. Bu süre içinde kendi örgütümüz de büyüdü. Nevşehir ve Niğde Eczacı Odalarımızın da kurulması ile oda sayımız 53'e çıktı. Kurulan her bir eczacı odamız o bölgede çalışan eczacılarımızın Birliği ile daha organik, daha güçlü bir ilişki kurmasını sağlıyor. Bu nedenle de kurulan her bir eczacı odamız, o bölgedeki üyelerimizin örgüte daha etkin katılımının önünü açıyor. Nevşehir ve Niğde eczacı odalarımızın yönetim kurullarına başarılar diliyoruz. Oda yöneticiliği her zaman zordu. Ancak son derece hareketli bir iki yıl geçirdik ve sular bundan sonra da kolay kolay durulacağa benzemiyor. Sağlık alanındaki yapısal değişimler sürecek. Bu yüzden de hem eczacıların haklarının korunması ve hem de demokrasinin geliştirilmesi için eczacı örgütüne yine çok ihtiyaç duyulacak. Muvazaa yönetmeliğinin yayınlanması ile birlikte, eczacı odalarımızın muvazaa kanaatine sahip olup olmadığının belirleyici hale gelmesi ile, odaların işlevleri de genişlemiş oldu. Tüm eczacı odalarımızın yöneticileri, büyük bir fedakarlıkla bütün bu görevlerin üstesinden layıkıyla geliyorlar. Yeni kurulan odalarımızın gönüllü yöneticilerini de aynı fedakarlıklarla dolu zorlu bir süreç bekliyor. Ama eczacılık mesleği için bir şey yapmış olmanın verdiği huzur ve kişisel tatmin, tüm bu yorgunluğu unutturuyor. Hayata başka bir anlam katıyor. 17 Temmuz Yaklaşırken. Örgütümüz son olarak İlaç Takip Sistemi sınavından geçiyor. Sistemin bulunduğu noktaya gelmesinde yine başrolü eczacı meslek örgütü oynadı. Birliğimizin imzaladığı yedi maddelik protokol, bu süreçte açığa çıkan taleplerimizi tamamen yansıtıyordu. Protokol tek taraflı olarak iptal edilmiş olmasına karşın, yetkililer eczacılar sistemi kabul etmeden uygulama şanslarının olmadığını gördüler. Sistemin birkaç kez ertelenmesinde belirleyici unsur, eczacının örgütlü gücü oldu. Bu yazıyı kaleme alırken ise meslektaşlarımızı endişeye sevk eden 17 Temmuz tarihi yaklaşıyor. Herkes eczacının stok bildirip bildirmeyeceğini merak ediyor. Eczacılar meslek örgütleri tamam demedikçe stok bildirmeyecek. Çünkü sürekli fiyat indirimlerinden ve haksız vergi uygulamalarından dolayı stokları bozulmuş durumda. Stok düzeltme hakkı verilene ve böylece İTS ile ilgili tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar hep birlikte davranmaya devam edeceğiz. Bilinmeli ki, stokları bozan biz değildik, aslında bizler çeşitli hatalı uygulamaları sonucu eczanelerde fiili envanter ile kaydi envanter arasında fark yaratanlara yapacakları düzenlemeler ile İTS'yi her yönüyle bir milat olarak başlatabilme fırsatını tanımış oluyoruz. O yüzden, 17 Temmuz'da İTS'de hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü eczacıların arkasında yine eczacıların örgütlü gücü var. Sevgi ve saygılarımla, 14 May›s Ayflen YALMAN Eczac›lar Günü’nden Renkli Görüntüler Türk Eczac›lar› Birli¤i, 53 Bölge Eczac› Odas› ve yaklafl›k 30 bin eczac›, bilimsel eczac›l›¤›n 171 inci y›l›n› tüm ülkede çeflitli etkinliklerle kutlad›. İnsanlık tarihi kadar eski olan eczacılık mesleği, bilimsel bu yıl da toplumu çok yakından ilgilendiren, gelecek eğitimle kurumsallık kazandığı 171 yıldır daha hızlı ve hedeflerine ışık tutacak önemli bir konu ile etkinlikler etkili bir biçimde, toplum sağlığını iyileştirmek için sürdürüldü. “Akılcı İlaç Kullanımı” konusu çerçevesinde, hizmet sunuyor. Kuşkusuz 171 yılda ilaç ve eczacılık Türk Eczacıları Birliği ve 53 Bölge Eczacı Odası, çok hizmeti önemli değişimlere konu oldu ancak; 'Herkes önemli projelere imza attılar. İçin Daha Fazla Sağlık', eczacılık mesleğinin temel ilkesi olarak hep korundu. Tarihi, misyonu ve gelecek hedefleri Çocuk Tiyatrosu ve Sunum ile böylesine kutsal bir mesleğin mensubu olan eczacılar Türk Eczacıları Birliği, 14 Mayıs haftası etkinliklerinin ise; yüz yılı aşkın bir süredir kutladıkları 14 Mayıs ilkini 11 Mayıs tarihinde gerçekleştirdi. Milli Eğitim Eczacılık Günü'nü, 10-16 Mayıs tarihleri arasında Bakanlığı ile birlikte yürütülen proje çerçevesinde, akılcı Eczacılık Haftası olarak kutladılar. Her yıl olduğu gibi, ilaç kullanımı konusunda öğrencilere eğitim verildi, 5 de yapıldı. Eğitim ve öğrenimin çocukluk çağında başladığı düşüncesinden hareketle gerçekleştirilen proje, yıl boyunca devam edecek. Basın Toplantısı Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Saim Kerman'ın da bulunduğu basın toplantısına, çok sayıda gazeteci katıldı. 13 Mayıs'ta gerçekleşen toplantıda açıklama yapan TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczacıların sorunlarının devam ettiğini, ancak Eczacılık Günü’nü, sadece sorunların anlatıldığı bir gün olmaktan öteye tiyatro gösterileri düzenlendi. Hem çocuklara hem de taşıyarak, toplumun sağlığını ilgilendiren projelerle yetişkinlere yönelik afişler hazırlandı, tanıtım filmleri kutlamak istediklerini belirtti. Çolak daha sonra şöyle televizyonlarda gösterildi. Hastaların ilaçlarla ilgili doğru devam etti; bilgiye ulaşmasını sağlayacak bir hasta portalı olan www.eczacinizadanisin.info adlı web sayfamız yayına “Bizler tarihi, misyonu ve gelecek hedefleri ile böylesine başladı. kutsal bir mesleğin mensubu olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu anlamlı tarih vesilesi ile, 10-16 Mayıs Bölge Eczacı Odaları, İl Milli Eğitim Müdürlükleri'nin 2010 tarihleri arasında kutlanacak Eczacılık Haftası'nda, işbirliğiyle hazırlanan akılcı ilaç kullanımı sunumları, aynı mesleki ve toplumsal sorumluklarımız kapsamında anda tüm Türkiye'deki ilköğretim sınıfı öğrencilerine halkımızı ilaç ve eczacılık hizmetinin oldukça önemli bir yapıldı. Ankara'da Halide Edip Adıvar İlköğretim Okulu konusu olan “Akılcı İlaç Kullanımı” konusunda çeşitli öğrencilerine konuyla ilgili bilgi veren TEB Genel araçlarla bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sağlık çalışanlarını, Sekreteri Ecz. Özgür Özel, TEB Saymanı Ecz. Nevin sağlık hizmet sunucularını ve sağlık hizmetinden Taşlıçay ve Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel faydalananları kısacası herkesi; çocuklarımıza daha Müdür Yardımcısı Dr. Hanefi Özbek, gün boyu sağlıklı bir gelecek kurmak için birlikte sorumluluklarımızın öğrencilerle birlikte oldular, öğrencilerin sorularını farkına varmaya davet ediyoruz. yanıtladılar. Ayrıca öğrenciler için bir tiyatro gösterisi Biz eczacılar, uzmanı olduğumuz ilacın kitlesel üretimi ile birlikte sunduğumuz sağlık hizmetinin de farklılaştığına tanık olduk. Eğitimden, hizmet sunum alanlarına, hizmet sunma biçimlerine kadar eczacılık mesleği niceliksel ve niteliksel olarak değişiyor. Ancak ilacın, üretiminden, sunumuna ve tüketim sonrası etkilerine kadar uzanan karmaşık süreçte, tek gerçek uzmanı olan eczacılar, bu değişimin bugün ve gelecekte bir tek sonuca hizmet etmesini hedefliyor: ihtiyaç duyan herkesin eşit ve sorunsuz bir biçimde sağlık ve eczacılık hizmetinden faydalanması. Evrensel sağlık hakkının her birey için gerçekleştirilmesi dün olduğu gibi bugün de biz eczacıların temel önceliğidir. 6 Son olarak, tüm meslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü'nü kutluyoruz. Bizlere her zaman destek olan ve tüm eczacılık hizmetlerini toplumun gözü kulağı olarak dikkatle izleyerek toplumu doğru bilgilendirmemize aracılık eden değerli basın mensuplarına bir kere daha teşekkür ediyoruz. Siz değerli basın mensuplarına ve tüm halkımıza sağlıklı günler diliyoruz.” Açıklamanın ardından Çolak ve Kerman gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Türk Eczacıları Birliği, kurulduğu 1956 yılından bu yana, üyesi 30 bin eczacının ve diğer sağlık çalışanlarının hakkını savunmanın, meslektaşlarının çalışma koşullarını iyileştirmenin ve mesleğin geleceği için sürdürdüğü mücadelenin, halk sağlığının ayrılmaz bir parçası olduğu inancı ile hareket etmektedir. Sağlık politikaları konusunda ürettiğimiz bilgi ve eylemin temelinde bu gerçek yatmaktadır. Bugün bir kere daha altını çizerek ifade etmek isteriz ki; toplumun sağlık hizmetinden faydalanmasını kısıtlayacak ya da durduracak, doğrudan ya da dolaylı hiçbir düzenleme eczacılar tarafından desteklenmemiştir, desteklenmeyecektir. Ödül Töreni ve Resepsiyon 14 Mayıs Eczacılık Haftası kapsamında, 1,5 asrı aşkın bir süredir eczacıların sürdürdüğü bilimsel bilgiye sahip çıkma mücadelesinin devamı olarak, eczacılık mesleğine önemli açılımlar getirmiş olan değerli hocalarımıza, Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi tarafından Bilim, Hizmet, Teşvik ve Jüri Özel Ödülü verildi. Bu yıl altıncısı düzenlenen ödül Sağlık, hepimizin sunulan hizmetten faydalandığı, kamu ve de sağlık hizmet sunucularından oluşan bir alandır. Bu alan her bir bileşeni ile bir bütündür. Bu alanda üretilen hizmetler, ürünler ve hizmetten faydalanma biçimleri diğer töreninde; Prof. Dr. Sevim Rollas ve Prof. Dr. Sevda Şenel' Bilim Ödülü, Prof. Dr. Okan Ata'ya Hizmet Ödülü, Doç. Dr. Hasan Kırmızıbekmez'e Teşvik Ödülü ve Uzm. Ecz. Ahmet Sami Boşnak'a da Jüri Özel Ödülü verildi. alanlardan farklıdır. Sağlık alanının nihai amacı kamu yararını arttırmak ve hasta sağlığını korumaktır; bu çemberin her bir halkası bu ilke uyarınca hareket etmekle yükümlüdür. Eczacınız bu ilkeyi somut bir gerçekliğe dönüştürmeyi Törenin ardından, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin artık gelenekselleşen Eczacılık Resepsiyonu başladı. Resepsiyonda, Safa Bolat ve Şenlik Bandosu sahne aldı. hedeflemekte ve bunun için çaba harcamaktadır. Sağlıklı nesiller yetiştirmenin, sağlıklı bir toplum yaratmanın hepimizin sorumluluğu olduğu gerçeğinden hareketle, doğru ilaca ulaşmanızı sağlayan, en yakın danışmanınız olarak sizlere kesintisiz sağlık hizmeti sunan eczacınız olarak diyoruz ki, sağlığınız için, kamuda rasyonel tasarruf sağlanması için, ilaçların reklamının yapılmasına ve eczane dışına çıkartılması girişimlerine engel olmak için eczacınıza güvenin. İlaçlarınızı akılcı kullanın ve bu konuda tek doğru bilgi kaynağı olan eczacınıza danışın. 7 Odalar›m›zda 14 May›s 14 May›s Eczac›l›k Haftas›, 53 Bölge Eczac› Odas› taraf›ndan da çeflitli etkinliklerle kutland›. Odalar›m›z›n kutlama etkinliklerinden baz› renkli görüntüler flöyle; İstanbul Eczacı Odası 8 Mayıs'ta İstanbul Eczacı Odası Tiyatro Topluluğu'nun “Analık Davası” adlı oyununun gösterilmesiyle başlayan etkinlikler, 9 Mayıs tarihindeki “Mesleğimden Elini Çek” mitingi ile devam etti. 14 Mayıs'ta Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde bir tören düzenlendi. Açılış konuşmalarının ardından Prof.Dr.Erdem Yeşilada, 'Piyasadaki Zayıflama Ürünlerinin Etkinlik Değerlendirmesi' konulu bilimsel bir sunum gerçekleştirdi. Akademik yükselmeler, Doktora ve Yüksek Lisansını bitirenlere başarı belgelerinin verilmesinin ardından, 50 yıllık eczacılara plaket töreni, fotoğraf yarışması, basketbol ve bilardo turnuvalarında derece alanlar için de ödül töreni düzenlendi. Fakülte'deki program öğrenci sanat etkinlikleri ile son buldu. Ankara Eczacı Odası Eczacılığın akademik kuruluşunun 171. yılı törenleri dolayısıyla düzenlenen etkinlikler, 12 Mayıs günü “İTS ve TEBEOS Eczane İşletim Programı'nın Tanıtımı” konulu bilgilendirme toplantısı ile başladı. Toplantıda, Ecz. Savaş Korkmaz İTS hakkında, TEBEOS-TEBRP Birim Koordinatörü Uzm. Ecz. Esra Yanturalı ve TEB Bilgi İşlem Koordinatörü Emrah Himmet ise TEBEOS hakkında birer sunum gerçekleştirdiler. 14 Mayıs günü Anıtkabir'i ziyaret ve saygı duruşunun ardından, Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen törende, onur-başarı belgeleri sunuldu, müzik dinletisi gerçekleştirildi. Ankara Eczacı Odası Fotoğrafçılık Kulübü'nün Fotoğraf Sergisi ve Geleneksel Eczacılık Balosu yapıldı. 24 Mayıs tarihinde “Ankara Eczacı Odası Türk Halk Müziği Korosu” konseri, 25 Mayıs tarihinde Bowling Turnuvası, 28-31 Mayıs tarihleri arasında Ankara Eczacı Odası Tiyatro Topluluğu'nun 'Kaç Baba Kaç' isimli tiyatro gösterisi düzenlendi. Etkinlikler 6 Haziran tarihinde PTT Ahlatlıbel Tesisleri'nde düzenlenen piknik ile son buldu. İzmir Eczacı Odası 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından Ege Üniversitesi'nde tören düzenlendi. Açılış konuşmalarının ardından, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen 'Eczacılık-Tıp: Kadim Birliktelik' konulu konferansa, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları A.B.D. Başkanı Prof.Dr.Fehmi Akçiçek konuşmacı olarak katıldı. Sonrasında Sanatçı Eczacılar Resim Sergisi ve Geleneksel Pilav-Döner Partisi düzenlendi. Tören kapsamında, 'Sağlık Sisteminde Eczacılık Hizmetleri, Beklentiler ve Yeni Hizmet Anlayışı' konulu bir panel düzenlendi. 14 Mayıs günü ise, Sanatçı Eczacılar Gecesi düzenlendi. Adana Eczacı Odası İlk olarak 7 Mayıs'ta Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nca Şef Boguslaw Dawidow yönetiminde düzenlenen programa katılım gerçekleştirildi. 8 Mayıs günü “TEBEOS-Medula Sistemi-İTS” konulu sunumlar yapıldı. 9 Mayıs günü, brunch düzenlendi. 10 Mayıs günü ise, Adana Eczacı Odası'nda, TEBEOS &TEBRP Birim Koordinatörü Uzm. Ecz. Esra Yanturalı ve TEB Bilgi İşlem Koordinatörü Emrah Himmet'in konuşmacı olarak katıldıkları “TEBEOSMedula Sistemi-İTS” konulu bir panel düzenlendi. 11 Mayıs günü 'Klinik Eczacılık', 12 Mayıs'ta “Neden İlaç Dışı Ürünler”, 15 Mayıs'ta ise 'Eczacı Gündemi' konulu paneller düzenlendi. Panele konuşmacı olarak, S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr.Saim Kerman, SGK GSS Genel Müdürü Dr.Hasan Çağıl, AİFD Genel Sekreteri Alp Sevindik ve TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak katıldılar. Geleneksel 14 Mayıs Eczacılık Balosu ile etkinlikler sona erdi. 8 Samsun Eczacı Odası 7 Mayıs'ta “TEBEOS-Medula Sistemi-İTS” konularında yapılan sunumlarla başlayan etkinlikler çerçevesinde, 10 Mayıs'ta 'Farklı Pencerelerden Mesleğimize Bakış' konulu bir panel düzenlendi. Panele, TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Bursa Ecza Koop. Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri ve İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz konuşmacı olarak katıldılar. 11 Mayıs tarihinde, '3. Sayfadan Kadın Hikayeleri' konulu bir tiyatro gösterimi gerçekleştirilirken, 14 Mayıs günü ise Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. 15 Mayıs'ta Geleneksel Eczacılık Balosu ve 16 Mayıs'ta brunch düzenlendi. Gaziantep Eczacı Odası 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından, meslekte 25. yılını tamamlayan eczacılara plaket ve Eczane Teknisyenlerine sertifika verildi. Törenin ardından, araştırmacı-yazar Mert Sandalcı, ”İstanbul'un Sokak Satıcıları” sunumunu gerçekleştirdi. 14 Mayıs günü de Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Eskişehir Eczacı Odası 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında 5 Mayıs günü 'Nerdeydik, Nereye Geldik, Nereye Gidiyoruz' konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak, TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Kütahya Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hasan Basri Kale ve Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Burhanettin Bulut katıldılar. 7 Mayıs günü, Bilecikli eczacılarla düzenlenen kutlama programına konuşmacı olarak, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, Bursa Ecza Koop. Başkanı Ecz.Ebubekir Beyri, Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Ecz.Yücel Yenilmez katıldılar. 13 Mayıs günü, Mert Sandalcı 'Eczacılık Tarihimize Bir Bakış' konulu sunum gerçekleştirdi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, basın açıklaması düzenlendi. Sonrasında “14 Mayıs Eczacılık Haftası Kokteyli' gerçekleştirildi. Akşam ise Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Antalya Eczacı Odası Bilimsel Eczacılığın 171. yılı nedeniyle hazırlanan program, 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve ardından Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'e gerçekleştirilen ziyaret ile başladı. 15 Mayıs günü, Geleneksel Eczacılık Balosu'nda 25 yılını dolduran eczacılara onur plaketleri verildi. Etkinlikler, 16 Mayıs günü gerçekleştirilen piknik ile son buldu. Kayseri Eczacı Odası 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan tören, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Şerif Boyacı'nın sunumuyla devam etti. Aynı gün, IMS Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Ateş, “Dünyada ve Türkiye'de İlaç Pazarı 2009” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumların ardından meslekte 25. yılını dolduran eczacılara plaketleri verildi ve ardından bir kokteyl düzenlendi. Aynı günün akşamı ise Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. Kahramanmaraş Eczacı Odası 7 Mayıs tarihinde masa tenisi ve tavla turnuvasıyla başlayan etkinlikler, meslekte 25. Yılını dolduran eczacılara plaket verilmesiyle devam etti. 14 Mayıs Günü, Atatürk Anıtı'na çelenk koyuldu ve aynı günün akşamı Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. 9 Isparta Eczacı Odası Eczacılık Günü etkinlikleri 14 Mayıs günü başladı. Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu, valilik makamına ziyaret gerçekleştirildi. Aynı gün, eczacılarla bir araya gelindi. Doğa yürüyüşüyle devam eden etkinlikler, hep birlikte yapılan kahvaltıyla son buldu. Denizli Eczacı Odası 9 Mayıs'ta hep birlikte yapılan kahvaltıyla başlayan etkinlikler, huzurevi ziyaretiyle sürdü. 12 Mayıs tarihinde Prof. Dr. Bülent Gümüşel'in konferansının yanı sıra, eczacılar arasında bowling turnuvası düzenlendi. 14 Mayıs Günü, Atatürk Anıtı'na çelenk koyuldu, aynı günün akşamı ise Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Zonguldak Eczacı Odası 14 Mayıs'ta Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan etkinlikler, basın açıklamasıyla devam etti. Daha sonra üyelerle bir araya gelinerek, güncel konular üzerine bir sohbet gerçekleştirildi. Aynı günün akşamı ise, Geleneksel Eczacılık Balosu yapıldı. Tekirdağ Eczacı Odası Etkinlikler kapsamında, 1-14 Mayıs tarihleri arasında Futbol Turnuvası, 10-14 Mayıs tarihleri arasında Tavla Turnuvası düzenlendi. 10 Mayıs'ta 'İlaçlar Mikroplara Karşı' konulu bir tiyatro gösterisi düzenlendi. Aynı günün akşamında Malkara Türk Sanat Müziği Korosu bir konser verdi. 11 Mayıs tarihinde Tekirdağ Eczacı Odası Futbol Takımı ile Edirne Eczacı Odası Futbol Takımı arasında Halı Saha Dostluk Maçı düzenlendi. 13 Mayıs'ta 'Aile Hekimliği'nin Mesleğimize Yansımaları' konulu bir panel düzenlendi. 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konularak saygı duruşunda bulunuldu. Akşam da Eczacılık Yemeği düzenlendi. Yemekte, mesleğinde 25 yılını dolduran eczacılara plaketleri verildi. Sakarya Eczacı Odası Bilimsel Eczacılığın 171 inci yılını hep birlikte kutlayan Sakaryalı eczacılar, Demet Sağıroğlu ve Barış Kömürcüoğlu'nun şarkılarıyla muhteşem bir gece yaşadılar. Aynı gecede, mesleklerine verdikleri yılların karşılığını alkışlar arasında plaketlerle alan “Meslekteki En Eskiler”, adeta yılların yorgunluğunu üzerlerinden attılar. Aydın Eczacı Odası 13 Mayıs günü, Oda Hizmet Binası’nda bir kokteyl düzenlendi. 14 Mayıs günü de, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, kahvaltı, akşam ise Gala Yemeği düzenlendi. 10 Malatya Eczacı Odası İlk olarak “Günümüz Eczacılığına Dermokozmetiğin getirdiği Avantajlar Nelerdir?” başlıklı bir seminer düzenlendi, ardından “2010 Yılında Eczacılık” konulu bir panel gerçekleştirildi. Aynı günün akşamı Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. Ordu Eczacı Odası Kutlama etkinlikleri, 14 Mayıs'ta Atatürk Anıtı 'na çelenk konulması ile başlamış, devamında sohbet toplantısı düzenlenmiştir. Daha sonra bir toplantı gerçekleştirilerek günün önemi belirtilmiş, günlük sorunlar, özellikle karekodlu ve karekodsuz ürünlerle ilgili konuşma ve tartışmalar yapılmış, Ordu Belediye Başkanı'nın Oda'yı ziyareti ile devam etmiştir. 15 Mayıs akşamı ise, Türk Sanat Müziği ve Fasıl Grubu eşliğinde verilen Gala Yemeği ile etkinlikler sona ermiştir. Mersin Eczacı Odası 8-9 Mayıs tarihlerinde Ulusal Santranç Turnuvası'yla başlayan etkinlikler, sanatçı eczacıların resim sergisiyle devam etti. Öte yandan, 12 Mayıs tarihinde Prof. Dr. Levent Üstünes, “Eczacılık Alanındaki Son Gelişmeler” i anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından meslekte 25. Ve 30. yılını dolduran eczacılara plaket verildi. Aynı zamanda, tenis turnuvası düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk koyuldu, 16 Mayıs Pazar günü ise Bowling Turnuvası yapıldı. Şanlıurfa Eczacı Odası 7 Mayıs'taki İTS panelinin ardından, “Başarı Öğrenilebilir” konulu bir sunum gerçekleştirildi. 8 Mayıs'ta resim sergisi ve turnuva finali yapıldı. 9 Mayıs'ta hep birlikte yapılan kahvaltının ardından, bowling turnuvasıyla etkinlikler devam etti. 14 Mayıs günü ise, Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. Hatay Eczacı Odası Bilimsel eczacılığın 171. yılı dolayısıyla düzenlenen program, 10 Mayıs günü İlaç Takip Sistemi ve Tebeos Programı hakkında yapılan sunumlar ile başladı. 13 Mayıs günü ise 'Hipertansiyon' hakkında sunum gerçekleştirildi. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, Antakya Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması yapıldı. 15 Mayıs günü ise, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen 'Serebral Palsi-Epilepsi-Ateşli Havale-Baş Ağrısı' konulu seminere konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Çocuk Nörolojisi Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Sabiha Aysun ve Prof. Dr. Güzide Turanlı katıldılar. Aynı gün Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. Manisa Eczacı Odası Kutlama etkinlikleri, 8 Mayıs'ta gerçekleştirilen İTS-Medula-TEBEOS Teknik Destek Eğitimi ile başladı. Eğitimin açılış konuşmalarını Oda Başkanı Ecz. Meliha Nalan Can ve TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel yaptılar. 12 Mayıs günü, 3. ve 4. sınıf öğrencileri için Halil Yurtseven ve Şehitler İlköğretim Okullarında, 13 Mayıs günü ise, Gazi İlköğretim Okulu'nda 'Akıllı İlaç Kullanımı' sunumu gerçekleştirildi. Sunumların ardından, Sevgi Evleri çocuklarına 'Çanakkale Şehitliği' gezisi düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, Manisa Valisi ziyaret edildi, 'Fitoterapi'de Son Gelişmeler' konulu panel düzenlendi. Söyleşinin ardından eczacılık mesleğinde 25 inci, 40 ıncı ve 50 nci yılını dolduran eczacılara plaket verildi. 15 Mayıs akşamında ise, geleneksel balo yemeği düzenlendi. 11 Kocaeli Eczacı Odası 7 Mayıs'ta, Prof. Dr. Üstün Dökmen'in söyleşisi ve sonrasında kokteyl ile başlayan etkinlikler, İstanbul'da düzenlenen “Mesleğimden Elini Çek” mitingiyle devam etti. Ardından İzmit Huzurevi ziyareti ve Atatürk Anıtı'na çelenk koyma töreni gerçekleştirildi. Aynı gün, Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Kutlamalar piknik ile son buldu. Muğla Eczacı Odası Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından, Atatürk Kültür Merkezi önünde okullar arası Eczacılık Koşusu düzenlendi. Aynı gün İTS ve SUT hakkında TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkında ise TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes Harmancı birer konuşma yaptılar. 14 Mayıs'ta düzenlenen akşam yemeğinde, meslekte 25. yılını dolduran eczacılara plaketleri verildi. Afyonkarahisar Eczacı Odası 14 Mayıs günü Kocatepe Anıtı'na çelenk konuldu. 15 Mayıs günü akşamında ise İkbal Termal Otel'de Eczacılık Balosu düzenlendi. Aksaray Eczacı Odası 14 Mayıs etkinlik programı, 9 Mayıs tarihinde düzenlenen piknik ile başladı. 12 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay katıldı. 14 Mayıs tarihinde yapılan basın açıklaması sonrasında, Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Aile Hekimliği hakkında gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısının ardından, akşam fasıl düzenlendi. 16 Mayıs tarihinde brunch ve ardından Acemhöyük Gezisi düzenlendi. Sivas Eczacı Odası 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından basın açıklaması yapıldı. Gerçekleştirilen Valilik ziyareti sonrasında, Yrd. Doç. Dr. Kutay Demirkan tarafından 'Diyabette İlaç Kullanımı' konusunda meslek içi eğitim verildi ve akşam yemek düzenlendi. Yemekte 25. yılını dolduran eczacılara plaketleri sunuldu. 15 Mayıs'ta Divriği Ulu Cami Gezisi, 16 Mayıs'ta da Go-Kart yarışması düzenlendi. 17-18-21-24-25 Mayıs tarihlerinde Süleyman Demirel, 60. Yıl, Kılavuz İMKB, 75. Yıl, Yavuz Sultan Selim ve Kazım Karabekir Paşa İ.Ö. Okullarında, Akılcı İlaç Kullanımı ile ilgili sunum gerçekleştirildi. Edirne Eczacı Odası 14 Mayıs etkinlikleri, 9 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen kahvaltı ile başladı. 10 Mayıs tarihinde İTS ve TEBEOS hakkında bir seminer gerçekleştirildi. 11 Mayıs tarihinde de, Tekirdağ Eczacı Odası Futbol Takımı ile Edirne Eczacı Odası Futbol Takımı arasında Geleneksel Halı Maçı düzenlendi. 12 Mayıs günü düzenlenen 'Akıllı İlaç Kullanımı ve Eczacının Rolü' konulu panele konuşmacı olarak, TTB İlaç Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ersin Yarış, Marmara Üniversitesi 12 Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Hale Zerrin Toklu, İEİS Genel Sekreter Yrd. Murat Salihoğlu ve TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel katıldılar. 14 Mayıs günü ise, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından basın açıklaması yapıldı. Akşam da, Geleneksel Eczacılık Balosu ve Plaket Töreni gerçekleştirildi. Giresun Eczacı Odası Eczacılık Bayramı Etkinlikleri, 8 Mayıs tarihinde Fotoğrafçı Orhan Cem Çetin ile fotoğraf üzerine yapılan söyleşiler ile başladı. 12 Mayıs tarihinde İTS ve Aile Hekimliği hakkında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı katıldı. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından basın açıklaması düzenlendi. 15 Mayıs günü Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Çorum Eczacı Odası 9 Mayıs'ta düzenlenen Kahvaltı ve Öğle Yemeği Programı'ndan sonra, Boğazkale ve Alacahöyük Turu, 11 Mayıs'ta Karekod ve İTS bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı olarak TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak katıldı. 13-14 Mayıs'ta Bowling, Tavla ve Masa Tenisi Turnuvaları düzenlendi. 14 Mayıs'ta önce Vali ziyaret edildi, ardından Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. Düzenlenen basın toplantısı sonrasında, Geleneksel Pide-Ayran ikramı yapıldı. Geleneksel Eczacılık Balosu ile devam eden etkinlikler, 22 Mayıs'taki 'Ağrı Eğitimi' ile son buldu. Uşak Eczacı Odası Etkinlikler, 8 Mayıs'ta 'Obezite Eğitimi' ile başladı. 10-14 Mayıs tarihleri arasında, İlköğretim Okullarında 'Akıllı İlaç Kullanımı' ve 'Evsel Atık İlaç' konulu paneller düzenlendi. 14 Mayıs günü ise, Atatürk Anıtı önüne çelenk konulmasının ardından, odada tebrikler kabul edildi. 15 Mayıs günü Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi. Osmaniye Eczacı Odası 10-12 Mayıs tarihlerinde, Futbol Turnuvası düzenlendi. 12 Mayıs tarihinde ise, huzurevinin tadilatı yapılan 4 özel bakım odasının açılışı yapıldı. 13 Mayıs tarihinde, Hatıra Ormanlarına gezi gerçekleştirildi, Düziçi Temsilciliği tarafından yemek düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğü ziyaret edildi. 15 Mayıs günü ise, Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. 16 Mayıs günü piknik; 21-22-23 Mayıs tarihlerinde ise, Çanakkale gezisi gerçekleştirildi. Yozgat Eczacı Odası 8-9 Mayıs tarihlerinde “Diyabet Kroner Hastalıkları ve Eczacının Rolü” konulu eğitim semineri düzenlendi. 10-11-12-13 Mayıs tarihlerinde Atatürk İlk Öğretim Okulu, Celal Atik İlk Öğretim Okulu ve Sakarya İlk Öğretim Okulları'nda öğrencilere yönelik “Akılcı İlaç Kullanımı ve Eczacı Danışmanlığının Önemi”, konulu seminer düzenlendi. 14 Mayıs tarihinde, Yozgat Eczacı Odası Hatıra Ormanı’na ağaç dikildi, basın toplantısı yapıldı ve akşam gala yemeği düzenlendi. 13 Atölye Çal›flmas› Sahra DAfiDEM‹R Eczac›l›k Mesle¤inin Gelece¤i Atölyesi “De¤ifltiremeyece¤imiz bir geçmifl geride dururken flekillendirip sahip olabilece¤imiz bir gelecek bizi bekliyor.” F.W.Robertson İki yılda bir gerçekleştirilen Türkiye Eczacılık Kongresi, bugüne kadar hem mesleki hem de bilimsel düzeylerde belirli konu başlıkları çerçevesinde düzenlenen çeşitli oturumlar ile sağlık ve eczacılık alanına ve bu alana hizmet veren sağlık profesyonellerine önemli katkılar sağlamıştır. Bu yıl 30 Eylül - 3 Ekim tarihleri arasında onuncusu düzenlenecek olan Türkiye Eczacılık Kongresi ise ilk kez ortak bir tema etrafında şekillendirilecek. İlaç ve eczacılık alanındaki inanılmaz değişim ve dönüşüm düşünüldüğünde, ister serbest eczanelerde ister sanayi ya da kamu gibi alanın değişik sektörlerinde topluma hizmet sunsun, tüm eczacılar için güncel bilimsel tartışmaları takip etmenin faydası tartışılmaz. Bu nedenle elbette bu sene de çeşitli konu başlıklarında mesleki ve bilimsel sunumlarla katılımcılar bilgilendirilecek. Ancak tüm bu katkıların yanında, bu yıl Eczacılık Kongresi 'gelecek' teması ile gerek meslek, gerek sağlık, gerek sağlık meslek örgütleri, gerekse ülke gündemini katılımcıların tartışmalarına açacak. 14 Gelecek elbette bilinemez değildir. Geleceği kuran nüveler dünde ve bugünde gizlenmiştir. Ancak tarihin ve bugünün, kimi zaman gizli kimi zaman açıkça ortaya çıkardıkları, doğrusal bir gelecek tasavvuruna denk düşmez. Toplumsal anlamda, gerek geleceğin kurulmasında aktif rol alacak aktörler arası ilişkiler, çelişkiler, gerekse yadsınamaz biçimde belirleyici konumuna gelmiş olan teknolojik değişim ve dönüşüm süreci, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici unsurlar olacaktır. Bu bağlamda geleceği tüm adımları ile bilmek mümkün olmasa da yaşamın potansiyel ve reel gelişimlerini çok taraflı okuyarak ve yorumlayarak geleceğe ilişkin gerçekçi öngörülerde bulunmak mümkün görünmektedir. Geleceğe ilişkin öngörülerde bulunabilme kapasitesi ise, kişi ve kurumları daha aktif ve yaşamı değiştirip dönüştürme konusunda daha güçlü kılacaktır. Bu sayede hem kişisel hem de kurumsal bağlamlarda yaşamın getirdiklerine seyirci olmaktansa, yaşam içerisinde yönlendirici ya da değişimin yönünü belirleyici olmak mümkün olabilecektir. Yani, bugünü anlamak kadar önemli ve gereklidir geleceği öngörme çabası… farklı görevler sürdüren bürokratların, diğer sağlık meslek örgütlerinden, çeşitli dağıtım kanallarından temsilcilerin, eczacılık faküllerinden öğrencilerin, çok değerli öğretim üyelerinin ve Türk Eczacıları Birliği çalışanlarının katılımı sağlanmıştır. Farklı paydaşların bir araya gelmesi ile oluşturulan onar kişilik çalışma grupları ile yuvarlak masa düzeninde tartışmalar sürdürülmüştür. Toplantı başlangıcında mevcut durumun anlaşılmasını sağlamak amacıyla eczacılık alanındaki sorunlar ve sorunların kaynakları tespit edilmeye çalışılmış, aşamalı olarak ilerleyen çalışma süresince çözüm önerileri daraltılarak, farklı fikirlerin ortaklaştığı zemin belirginleştirilmiştir. Eczacılık mesleği yaşamın diğer alanları, yapıları ve meslekleri gibi değişim ve dönüşüm sürecinin bir parçasıdır. İlaç ve eczacılık alanındaki çalışmalar insanların yaşamlarını, farklı düzeylerde değiştirip dönüştürmektedir. Ancak diğer yandan da, mesleğin kendisi de, kendi iç dinamikleri ve diğer etmenlerle değişmektedir. Bugün eczacı, ilacı kendi eczanesinde üreten değil. Bugün eczacı, ilacın doğru ve etkin kullanımı başta olmak üzere, birey merkezli sağlık hizmeti ihtiyacını karşılamak üzere farklı toplumsal hizmet sunma biçimleri yüklenmiş sağlık çalışanı konumundadır. Yani eczacılık mesleği son elli yılda, niceliksel ve niteliksel olarak ciddi biçimde değişmiştir. Bugünden yarına eczacılık mesleği yine değişecektir. Bu nedenle mesleğin hem eczacılar hem de eczacılık hizmetinden faydalanan tüm toplumsal kesimler açısından nasıl bir gelecek hazırladığını bilmek önemlidir. Eczacılık Kongresi farklı bağlamlarda 'gelecek' tartışmaları üzerine kurulmuşken, eczacılık mesleğinin geleceğe yönelik tahayyülünü, bu tahayyülün ne düzeyde ortak olduğunu ve zihinlerde ne tür projelerin ya da öngörülerin bulunduğunu ortaya dökmek için 30 Mayıs tarihinde Ankara'da “Eczacılık Mesleği'nin Geleceği” Atölye Çalışması gerçekleştirilmiştir. Kendisi de geçmişte eczacılık fakültesinde öğretim üyesi olan, bu anlamda eczacılık alanına hiç de yabancı olmayan Prof. Dr. İsmail Üstel'in kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen çalışma, farklı fikirlerin, farklı hedeflerin, farklı ideallerin, farklı yol haritalarının masaya yatırılmasına ve farklılıkların bir araya geldiği bir tartışma zemini oluşmasına vesile olmuştur. Eczacılık alanına ilişkin olarak hiç farkında olunmayan sorunların tespit edildiğini ifade etmek elbette abartılı bir yaklaşım olacaktır. Ancak özellikle çözüm önerileri 'turu' oldukça verimli tartışmalara zemin hazırlamıştır. Bugünü kavrayan ancak aynı zamanda geleceği kucaklamayı hedefleyen bir yaklaşımla, “ütopik” diye nitelendirilebilecekler kadar, gerçekçi ve somut çözüm önerileri de masaya yatırılmıştır. Gündelik sorunların ötesinde, bir adım ötesini düşünmeye ve planlamaya yönelik söz konusu çalışma, elbette geliştirilmeye, tekrarlanmaya muhtaçtır. Öncelikle bir günlük zaman diliminde tüm tartışmaların tüketilmesi elbette mümkün olmamıştır. Ancak paydaşlar, yargılama amacı gütmeden ve yargılanma endişesi taşımadan, eczacılık mesleğinin bugünü ve geleceğine ilişkin 'kendi okumalarını' özgürce ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda atölye çalışması eczacılık alanının farklı öznelerinin mesleğe ve kendi konumlarına ilişkin bir ayna tutmalarına vesile olmuştur. Böylesi faaliyetlerin artarak, zenginleşerek, süreklilik arz etmesi temennisi ile… Atölye çalışmasının amacı, bildik gerçeklerin tekrarından öte, farklı pozisyonlarda duran ya da durduğu düşünülen fikirleri aynı zemine taşımak olarak belirlendiği için; çalışma farklı paydaşların katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla atölyeye, eczacı örgütlerindeki yöneticilerin, sağlık alanında 15 Hukuk Karar› Ecehan BALTA Eczac›l›k Alan›nda Bir Hukuk Zaferi Daha: Asturias Davas› Sonuçland› Avrupa Adalet Divan› Eczane Açmada Nüfus ve Mesafe S›n›rlamalar›n› Hukuka Uygun Buldu İspanya'da, ulusal yasama örgütü yeni bir eczane açılmadan önce idari bir izin alınması gerekliliğini uygulamaya sokmuştur. Bu karar, yeni eczanelere izin vermek için spesifik kriterler belirleyen Özerk Topluluklar tarafından uygulanmaktadır. Avrupa Adalet Divanı Asturias Özerk Topluluğu'nda (İspanya) 2800 kişiye bir eczane düşecek ve eczaneler arasında 250 metre mesafe olacak şekilde Kararname ile yapılan sınırlamanın rekabeti engellemeyen, aksine halk sağlığını korumak yönünde bir tedbir olduğu şeklinde karar aldı. AVRUPA ADALET DİVANI BASIN AÇIKLAMASI NO 49/10 LÜKSEMBURG, 1 HAZİRAN 2010C-570/07 AND C-571/07 NUMARALI DAVALARA YÖNELİK KARAR Asturias (İspanya) Yasama Organı tarafından kabul edilen, yeni eczane açılmasına yönelik demografik ve coğrafi sınırlama uygulaması; işletme kurma özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Yine de, bu uygulama özgün demografik özellikleri olan yerlerde, gerekli eczane hizmetlerini karşılayabilmek için yeteri kadar eczane açılabilmesini önlememek kaydıyla Avrupa Birliği hukukuyla uyumludur. 16 2002 yılında, The Asturias Özerk Bölgesi (İspanya) yeni eczane ruhsatlarını değerlendirme amacıyla, başvuru çağrısı başlatma kararı almıştır. Bu karar, Asturias Eczaneleri ve Eczane Hizmetlerini Düzenleme Hakkında Kararnamesi’ne bağlı olarak çıkarılmıştır. Karar ile birlikte kurulan ruhsatlandırma sistemi, eczane açılması için demografik bir sınırlandırma getirmiştir. Her 2800 kişi için sadece bir eczane kurulmasını öngören karara göre, 2800 nüfusun üzerine 2000'den daha fazla nüfus eşiği geçilmediği sürece yeni eczane açılmasını kısıtlamaktadır. Bununla birlikte, sistem 250 metre içinde birden fazla eczane açılmasını yasaklamaktadır. Son olarak, bu sistem ile yeni eczane açmak için gerekli ruhsat için başvuran eczacıların seçiminde mesleki deneyimlerine ve öğretme deneyimlerine bağlı olarak aldıkları ödüllerin belirleyici ölçüt olacağı karara bağlanmıştır. Her ikisi de vasıflı/yetkin (qualified) eczacı olan José Manuel Blanco Pérez ve María del Pilar Chao Gómez, Asturias'ta; Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen bölgesel planlama kurallarına uygun olmayan bir biçimde yeni bir eczane açmak istemektedirler. Netice itibariyle Asturias tarafından yapılan başvuru çağrılarına ve kararnameye karşı bir dava açmışlardır. Kararnamenin, Avrupa Birliği Antlaşması tarafından belirlenmiş işletme kurma serbestîsi kuralına uygun olup olmadığının muğlâk olması nedeniyle, Asturias Yargıtay'ı konuyu Avrupa Adalet Divanı'na taşımıştır. Nüfus Yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler arası minimum uzaklık Avrupa Adalet Divanı, bugünkü kararında, Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen nüfus yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler arası minimum uzaklık (yani en az 2800 kişiye bir eczane veya yeni eczane açılması için artı 2000 kişi) prensibini işletme açılma özgürlüğü önünde bir kısıtlama olarak değerlendirmiştir. Fakat, Divan bu tür tedbirlerin eğer dört kıstas yerine getirilirse meşrulaştırılabileceğini savunmaktadır: • Tedbirler ayrımcılık yapılmadan uygulanmalıdır, • Tedbirler genel çıkarın önceliği ile ilişkilendirilecek sebepler ile meşrulaştırılmalıdır, • Tedbirler hedeflenen amaca uygun bir şekilde icra edilmelidir, • Tedbirler hedeflenen amacın yerine getirilmesinin ötesine geçmemelidir. 1. Divan, bölgede uygulanan nüfus yoğunluğuna göre kriterlerinin ve eczaneler arası minimum uzaklık uygulamasının ulusallık temellinde ayrımcılık olmadan uygulandığı kararına varmıştır. 2. Divan, Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen nüfus yoğunluğuna bağlı kriterlerin ve eczaneler arası minimum uzaklık prensibinin amacının tıbbi ürünlerin kamuya güvenli ve iyi kalitede ulaştırılmasını amaçladığını kabul etmiştir. Benzer bir şekilde, bu amacın genel çıkar ile ilişkilendirilecek baskın sebeplerden olduğunu kabul etmiştir ve ulusal uygulamanın meşruiyeti için yeterli olduğu görüşündedir. 3. Divan Asturias'taki uygulamanın yukarıdaki amaca yönelik bir uygulama olduğuna kanaat getirmiştir. Divan, bu alan eğer düzenlenmeden bırakılırsa eczacıların daha cazip yerlerde yoğunlaşacağının ve diğer bölgelerin ilaç hizmetlerinin kamuya güvenilir ve kaliteli bir şekilde sunulması anlamında yeterli eczacı sayısına sahip olamayacağının tasavvur edilemez olmadığını düşünmektedir. 4. Yine de Divan, Asturias'taki yasal uygulamanın tutarlığını, tıbbi ürünlerin kamuya güvenli ve kaliteli bir şekilde sunulması amacı ışığında incelemiştir. Bu anlamda, Divan, “2.800 yerleşimci” ve “250 metre” kriterlerinin yeknesak bir şekilde uygulanmasının bazı demografik özelliklere sahip bölgelerde ilaç hizmetlerine eşit erişimin sağlanmasında başarısız olabileceğini düşünmektedir. a. Eğer '2.800 yerleşimci' kuralı nüfusun dağınık ve az olduğu kırsal bölgelerde esnek biçimde uygulanmazsa, bazı yerleşimciler eczaneye ulaşmak konusunda rasyonel bir uzaklığa sahip olmayabilirler ve bu nedenle ilaç hizmetlerinden yeteri kadar faydalanamayabilirler. b. Çok yoğun nüfusun olduğu bölgelerde ise katı bir “250 metre” mesafe uygulaması 2.800 yerleşimciden fazla bir nüfusun, “2.800 yerleşimci için bir eczane” uygulamasının kısıtlamalarına tabi olacağı bir durumun ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu şekilde düşünerek, Divan, Asturias Kararnamesi’nin ulusal yasal uygulama çerçevesine uygun olduğuna karar vermiştir. Divan, ulusal yasal çerçevenin “2.800 yerleşimci” kuralının uygulanmasından doğacak sonuçların esnetilmesi için bazı uyum sağlayıcı tedbirlerin alınmasına olanak tanıdığının altını çizmiştir. Ulusal yasal çerçeve altında, Özerk Topluluklar; bir eczaneye 2.800'in altında nüfusun düştüğü bölgelerde, bölgenin demografik koşullarına uygun bir şekilde yeni bir nüfus oranı belirleyebilir ve böylelikle yerel nüfusun eczaneye erişimini kolaylaştırabilir. Yine, ulusal yasal çerçeve altında, Özerk Topluluklar, nüfus yoğunluğuna bağlı olarak 250 metre mesafe sınırlandırmasını azaltabilir ve böylelikle yoğun nüfusu olan bölgelerde eczane sayısını artırabilir. Bu koşullarda Divan, ulusal yasal çerçevenin uygulanması hususunda uzman otoritelerin kullandığı gücün ilgili mahkemece belirlenmesi gerektiğini düşünmektedir. Son olarak Divan, Asturias'taki uygulamanın tıbbi ürünlerin kamuya güvenli ve iyi kalitede ulaştırılmasını amacının ötesine geçmediğine karar vermiştir. Divan şu sonuca varmıştır: Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen nüfus yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler arası minimum uzaklık prensibi işletme kurma serbestîsini ihlal eden bir düzenleme değildir. '2.800 yerleşimci' ve '250 metre' kurallarının, kendine özgü demografik koşulları olan bölgelerde eczaneye hizmetlerini yeteri kadar sunabilmek adına yeni eczane açılmasını engelleyip engellenmediği ayrıca ulusal mahkemelerce belirlenmelidir. Asturias Kararnamesi uyarınca yeni eczane açılması için alınacak ruhsatlar için seçme kriteri Başlangıç olarak Divan, bu tür bir seçme kriterinin ayrımcı olmaması gerektiği konusuna vurgu yapmaktadır. Bu hususta Divan, Asturias Kararnamesi'nde, profesyonel nitelik şartlarını yerine getirenler için profesyonel deneyime %20 fazla eklendiğini gözlemlemiştir. Daha da ötesinde, bu Kararname'de birkaç adayın aynı puana sahip olması durumunda ruhsatlar öncelik verilen belirli kategorilerde profesyonel niteliğe sahip olanlara verilmektedir. Bu kategoriler arasında üçüncü sırada “Asturias Özerk Topluluğu'nda profesyonel faaliyet yürütmüş olmak” yer almaktadır. Oysa Mahkeme, bu iki kriterin ilgili Üye ülkeden eczacılar tarafından daha kolay karşılanacağını, diğer üye ülkelerden eczacılar tarafından aynı kolaylıkla karşılanamayacağını değerlendirmektedir. Sonuç olarak Mahkeme, bu iki seçim kriterinin ayrımcı olduğunu ve bu nedenle işletme kurma özgürlüğüne aykırı olduğunu ilan eder. 17 Eczac›l›k Akademisi Serdar KILIÇ TEB-Eczac›l›k Akademisi Kurumsal Geliflim Çal›fltay› 17 Haziran 2010 tarihinde TEB - Eczac›l›k Akademisi'nin Kurumsal Geliflimi’ne katk› sa¤lanmas› amac›yla; TEB Merkez Heyeti Üyeleri, TEB Akademi Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB Akademi Dan›flma Kurulu Üyeleri, Serbest ve Kamu Eczac›lar›, Eczac›l›k Fakültesi ö¤rencileri, TEB Akademi, AR-GE ve Koordinasyon birimi çal›flanlar›n›n kat›l›m›yla bir “Kurumsal Geliflim Çal›fltay›” düzenlenmifltir. Çalıştayın temel amacı; “katılımcılık - etkileşme - paylaşma” esasına dayalı bir ortamda örgütün / sektörün / mesleğin gelişimine katkıda bulunmaktır. Bu toplantıda 21. yüzyıl’ın, eczacılık mesleği’ne yönelik beklentileri, eczacıların “Yetkinlik Karması”nın sürekli yenilenmesi zorunluluğu değerlendirilmiştir. Çalıştay’da, mesleki sürekli eğitim konusunda mevcut durum; “gelişime açık alanlar” bakımından sorgulanmış, sürekli gelişim çizgisinin “kurumsal, stratejik ve bütünsel bakışla” kurgulanması çabalarına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Katılımcılar, 7-8 kişilik etkileşimli gruplara ayrılarak beyin fırtınası şeklinde çalışmalarını sürdürmüş ve uygulamaları “ortak akıl paydası” oluşturacak uzlaşmacı yaklaşımlarla yürütmüşlerdir. Her ortak akıl grubunda paydaş kişi - kurum katılımcılarına yer verilmiştir (karma grup). 18 Tartışılan Konu Başlıkları: 1. Niçin buradayız ? 2. Sürekli eğitim olmazsa ne olur ? 3. Sürekli eğitim eksenli “iyi ki’ler” ve “Ah keşke’ler” 4. Kurumsallaşma ne demektir ? 5. 21. yüzyıl eczacısı yetkinlik karması 6. Mükemmel akademi deyince akla gelenler 7. Peki, neyimiz eksik ? 8. Bu “ortak aklı” nasıl sürekli kılabiliriz ? Bu konu başlıkları üzerinden gruplar görüşlerini bildirmiş ve gelen öneriler değerlendirilmiştir. ÖNERİLER • TEB-Eczacılık Akademisi’nin Etkililik, Verimlilik, Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik eksenlerinde değerlendirildiği ve gerçekçi önerilerin geliştirildiği bir raporun hazırlanmasının mevcut yapıyı ve işleyişi güçlendirmenin başlangıç noktasını oluşturacağı, • Meslekî sürekli eğitimin “Meslek Dalında İlerleme” felsefesiyle ele alınması, bu bağlamda konu gruplarının Temel Düzey ve İlerleme Düzeyi sıralı akışı biçiminde işlenmesinin gerekliliği, • “Yaşam Becerileri” yelpazesi kazandırılması, (Duygusal zekâ, içsel motivasyon, liderlik, iletişim, uzlaşma, takım çalışması, sorun çözme, karar verme, yaratıcı düşünce… gibi) • ‘İdeal Durum’ ile ‘Yaşanan Durum’ arasındaki farkların belirlenip giderilmesi; bu bağlamda, “Hizmet Kalitesi Modeli” satır başları üzerinden gidilmesi, • Bu konularda yapılan iyileştirme girişimlerinin sürekliliğinin sağlanması, • “Sürekli Eğitim” konu başlıklarının gelen talepler doğrultusunda belirlenmesi, • Sürekli Eğitim “Hedef Grupları”nın belirlenmesi, • Eczacıların, Eczacılık Meslek Kültürü’nün gerektirdiği profesyonel ve kişisel davranışları; kararlılıkla, tutarlılıkla ve süreklilikle sergileyecek biçimde donatılması, • 21. Yüzyıl Eczacısı’nın; ‘İlaç’ odaklı (ör. İlaç etkileşmeleri, yaşlılıkta ilaç kullanımı), ‘İnsan’ odaklı (ör. empati, beden dilini çözme), ‘İlişki’ odaklı (ör. Etkin dinleme, ikna etme), ‘İyileştirme’ odaklı (ör. uyunç yönetimi, izleme yönetimi), ‘İşletmecilik’ odaklı (ör. Stok yönetimi, finansal okuryazarlık) olması, • Eczacıların, Eczacılık Mesleği’nin “imaj-itibar büyükelçisi” olduğu, bu konuda ‘ideal çerçeve’nin çizilmesi gerektiği, ‘mevcut durum’un gözden geçirilerek, aradaki açığın eğitimlerle kapatılmasının zorunluluğu, • “Eğiticilerin Eğitimi” yaklaşımıyla, sürekli eğitimde eğiticilerin sayısının artırılması, • Dış çevre unsurlarına uyum sağlayan; dinamik ve esnek bir “Yapılanma ve İşleyiş Örgüsü” gerçekleştirilmesi, • Eğitim hizmetleri için; TEB tarafından “Kredilendirme” yapılması, • Eczacı dışındaki sağlık profesyonellerine “İlaç Yönetimi” kapsamında seçilmiş konularda eğitimler düzenlenmesi, • İlaç endüstrisi profesyonellerine (yöneticilere ve diğer rollere) “İlaç Yönetimi” açılımlı eğitimler planlanması, • “İlaç Yönetimi” alanında ‘makro’ ölçekte, ‘mikro’ düzeyde araştırma ve danışmanlık hizmetleri projelendirilmesi, • Hedeflerin ve süreçlerin belirlenmesi, • İzleme - değerlendirme sisteminin oluşturulması, • “Uzaktan Eğitim”, “Çapraz Eğitim” (Eczacı dışındaki sağlık profesyonellerinden öğrenmek, diğer mesleklerden (ör. İşletme Yönetimi, Ekonomi, Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Antropoloji, İletişim, Halkla İlişkiler, Bilişim, Endüstri Mühendisliği birikimli profesyonellerden) öğrenmek yoluyla eğitim kanallarının zenginleştirilmesi, • Sürekli eğitimin değerlendirilmesinde, “Eğitim Sonu Anketleri”nin ötesine geçilmesi, bu bağlamda farklı değerlendirme tekniklerinin esas alınması, • Sürekli gelişim bakışının zenginleştirilmesi için stratejik planlama, eğitim yönetimi, iş planı - pazarlama planı, süreç yönetimi, kalite yönetimi… vb uzmanlık alanlarından faydalanılması, Hususlarında önerilerde bulunulmuştur. Bu çalıştay sonrasında yeni bir komisyon oluşturularak, önerilerin değerlendirilmesi hususunda gerekli çalışmalar başlatılmıştır. 19 Toplant› Ecz. Esin ÖNGÜN 37. Dönem 1. Bölgeleraras› Toplant›s› Bal›kesir’de Gerçeklefltirildi Türk Eczac›lar› Birli¤i 37. Dönem Merkez Heyeti 1. Bölgeleraras› Toplant›s›, 10-12 Haziran 2010 tarihleri aras›nda Bal›kesir'de yap›ld›. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel “Çal›flma Raporu” sunumunu, TEB Sayman› Ecz. Nevin Tafll›çay “Saymanl›k Raporu” sunumunu, TEB Denetleme Kurulu Baflkan› Ecz. Sertaç Özmen ise “Denetleme Kurulu Raporu” sunumunu gerçeklefltirdi. ECZ. ERDO⁄AN ÇOLAK (TEB Genel Baflkan›) ciddi yansımaları olacak. Tek kurumun dezavantajları ile birlikte avantajları da mevcuttu. Tamamlayıcı sigorta sistemlerinin devreye girmesiyle birlikte, yeniden çok sayıda kurumla anlaşma yapmak, yeniden kuralsızlık, yeniden deontolojik bozulma gündemimize girebilir. Bu konuda şimdiden düşünmeye ve çalışmaya başlamalıyız. Çünkü bütün bunlar, sadece vatandaşın sağlık hakkını elinden almıyor, aynı zamanda mesleğimizi de sermayenin müdahalesine karşı kırılgan hale getiriyor. Bu noktada, bizler önümüze başta hasta hakları dernekleri olmak üzere, sivil toplumun içinde daha fazla çalışmayı koymalıyız. Biz eczacıların hastalarla aynı kaderi paylaştığımızı anlatmamız gerekiyor. Bölge Eczacı Odalarımızın Değerli Başkan ve Yöneticileri, Değerli Meslektaşlarım; İşsizliğin yüzde 20'lerin üzerine çıktığı ülkemizde, nüfusun yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Güvenceler azaltılıyor, iş yaşamı esnekleştiriliyor, kıdem tazminatlarına el konuluyor, vergiler, dolaylı vergiler artırılıyor, birinci basamak sağlık hizmetleri dahil olmak üzere, muayene ücreti, katılım payı, ilaç fiyat farkı derken, ilaç bedellerinin yarısı hastanın cebinden çıkıyor. Bir yanda tüm nüfusu şemsiye altına almak, diğer yanda tamamlayıcı sigorta ve cepten ödemeleri artırarak sağlık bütçesini azaltmak. Genel Sağlık Sigorta sistemi, tüm nüfusa sağlık güvencesi sağlayacağı için bizim tarafımızdan da takdirle karşılandı. Elbette eleştirilerimizle birlikte. Ancak gelinen noktada, sağlık harcamalarının azaltılması gerekçesiyle, genel sağlık sigortasının bir temel sigorta paketine dönüştürülmesi, ancak bazı temel hastalıkların sigortalanması, geri kalan tedaviler için tamamlayıcı sigortaların gündeme gelmesi söz konusu. Hastalar için büyük tehlikesinin yanı sıra, bunun eczacılık mesleğine de 20 Öte taraftan, tamamlayıcı sigortaya karşı bilimin araçları ile de mücadele etmeliyiz. Bunların başında ise farmakoekonomi geliyor. Önümüzdeki dönem, farmakoekonominin vazgeçilmez biçimde hayatımıza girmesini gerektiriyor. Eczacı meslek örgütleri, bununla ilgili de önüne sistemli bir çalışma planı koymak zorunda. Dünyada ilaç fiyatları düşüyor. Son olarak bir iki gün önce referans ülkelerimizden biri olan İtalya'da fiyatlar düşürüldü. Bunun da bir yansıması olacak. Değerli Meslektaşlarım; Ne yazık ki, sivil toplumla birlikte çalışma vaadi ile iktidara gelen hükümet, bir süre sonra sivil toplum örgütlerine aynı yaklaşımı göstermemeye başladı. Sivil toplum örgütlerine yönelik suçlayıcı, dışlayıcı tutumlardan kimse yarar sağlamaz. Bizim yapmamız gereken, kendi sivil toplumumuza sahip çıkmak, onun gelişmesi için önlemler almaktır. Biz, eşitlik olmadan özgürlük olmayacağına inanan insanlar olarak, herkesin eşit ve sağlıklı yaşam hakkını, herkesin eşit birer birey olarak doğduğu ve hayatını sürdürdüğü bir yaşam hakkını savunmak durumundayız. Devlet, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik alanından çekilemez. Devlet, rekabete değil eşitliğe dayalı bir toplumsal sözleşmedir arkadaşlar. Devlet sosyal güvenliği, sağlığı, eğitimi kişilerin kendi problemi olarak göremez. Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. hükmetme mantığını anlamak çok güç. Bu hastaların günahı ne? Bu eczacıların günahı ne? Böyle bir eziyeti çektirmek insancıl mıdır? Haklı mıdır? Yasal mıdır? Meşru mudur? Doğru mudur? Değerli Meslektaşlarım; Biz 21 Aralık ile başlayan süreci bir uzun dalga olarak değerlendiriyoruz. Elbette bu dalganın kendi içinde inişli çıkışlı olması beklenmelidir, öyle de olmaktadır. Ancak 4 Aralık, bu dalganın yükseldiği anlardan bir tanesidir. Eczacıların birbirine kenetlendiği anlardan bir tanesidir. Çeşitli açılımlardan sonra bu kez de “baskı ve sindirme açılımı” başlığı altında, en yetkili ağızdan yapılan “market açılımı” bizi korkutmamış, SGK tarafından yapılan “bedava, yorulmadan sözleşme açılımı” tek bir eczacıyı düşündürmeye bile yetmemiştir. Değerli meslektaşlarım; Yönümüz yolumuz bin bir zorlukla, bin bir sıkıntıyla, bin bir mutlulukla ama mutlaka gururla mesleğini icra eden, bu ülkenin değerli sağlık çalışanları olan eczacılardadır. Çünkü bizce yönetici olmak, lider olmak kendini güçlendirmek değil, kendisine karşı sorumlu olduğun kişileri güçlendirmek için çabalamaktır. Burada toplum yararı, halk sağlığı, demokratik ve barış içinde bir ülke ve dünya, daha etkin, daha donanımlı, daha güçlü ve daha mutlu eczacılar için yan yana geldik. Bu yolda önümüzde birçok bataklık olduğunu, yolun çamurlu olduğunu biliyorum. Ama bugün yola koyacağımız bir taş, arkamızdan geleceklerin yolunu açacaktır. Eleştirmek, özeleştiri vermek, güvenmek, düşünmek, tartışmak ve üretmek için… Hepiniz hoş geldiniz. Değerli Meslektaşlarım; Bu dönem tam bir umutsuzluk dönemi değildir. Biz geçtiğimiz dönemde göreli olarak eczacıların konumunu korumayı başardık. İlaç geri ödeme koşullarında sağladığımız iyileşmelerin eczane ekonomisine katkısı SGK'nın ifadesi ile 495 milyon TL'dir. İlaç alım koşulları konusunda verdiğimiz ortak mücadele ise 270 milyon TL civarında bir katkı sağlamıştır. Bu da Rekabet Kurumu'nun rakamıdır. Aynı zamanda belirli kademelerdeki karlılığın yüzde 25'e çıkmasıyla da eczane ekonomilerine 110 milyon TL civarında bir tutar kazandırılmıştır. Bu noktada bizim esas sorunumuz, eczacılara meslek hakkı verilmesidir. ECZ. SEM‹H GÜNGÖR (‹stanbul Eczac› Odas› Baflkan›) Bizim yapmamız gereken, bir yandan akılcı olmayan tasarruf tedbirleri ile mücadele ederken, diğer yandan eczane açılmasına sınırlama getirmek, eczacı meslektaşlarımızın iyi koşullarda çalışacağı başka alanlar bulmaktır. Bizler süreci etik eczacılık modeli ile ticari eczacılık modeli arasında bir halat yarışı olarak okuyoruz. Bir yanda hükümet ve sermaye, eczacılık sektörünün piyasalaştırılması, rekabet kurallarına teslim edilmesi için kararlı adımlar atıyor, söylemler geliştiriyor. Diğer yandan eczacı örgütleri, tüm dünyada ve ülkemizde eczanelerin gerçek sahibi olan eczacılara bırakılması için mücadele ediyor. Bu konuda geçtiğimiz dönem bir hukuk zaferi kazanılmış, Avrupa Adalet Divanı “eczanenin sahibi eczacı olmalıdır demişti. Bundan on gün önce yine sevindirici bir karar aldık: Eczane sınırlamasının rekabete aykırı olmadığı, sağlığı korumak için önemli olduğu yönünde. Bu konuda AB müktesebatını gerekçe gösterenlerin oyuncakları da ellerinden alınmış oldu. Değerli Meslektaşlarım; Çok zorlu, gündelik uğraşlar içinde boğulduğumuz bir dönem geçirdik. 2010'un ilk altı ayını hepimiz İlaç Takip Sistemi ile hatırlayacağız. Biliyorsunuz, 1 Ocak'tan itibaren İTS gündemde, en azından gündeme gelmesi gündemde. Bu süre içinde çeşitli defalar ertelemeler aldık. 7 maddelik bir protokol yaptık ve bu maddeler hayata geçmeden hiçbir adım atılmayacak dedik. Ancak Danıştay kararları uygulanmadığı gibi, protokol de uygulanmadı. Stok zararlarımız, vergi konuları gibi konular çözülmeden İTS'yi uygulamaya geçirmeye çalıştılar. Her zaman olduğu gibi, MEDULA'da olduğu gibi, “biz yaptık oldu”cu bakış açısıyla bazı düzenlemeler yaptılar. Bunu anlamak çok güç. Bu Eczaneler can çekişiyor dediler. Evet, can çekişiyordu, süreci hatırlayın. O can çekişme bizi 6 Aralık'ta bir günlük eczane kapatmaya götürdü. Niye kapatmıştık eczanelerimizi? Ne olmuştu da Türkiye'de eczacılar o kadar kısa bir dönemde eczanelerini kapattılar? Ne sözler verildi o zaman? Bizler de aynı sözleri kendilerine vermedik mi? Buradaki oda başkanlarım gidip illerinde aynı sözleri vermediler mi? Kamu kurum iskontaları eczacının sırtından kalkmayacak mıydı? Eczanelerdeki raf zararlarının tamamı kuruşu kuruşuna tahsil edilmeyecek miydi? Muayene ücretleri artık eczacının tahsildarcı konumunu ortadan kaldırıp, sırtımızdan alınmayacak mıydı? İlaç fiyat kararnamesi değiştirilerek, eczacı kârlılıkları artırılmayacak mıydı? Daha da önemlisi, Türk Eczacıları Birliği'nin ağzından hiç eksik etmediği bir meslek hakkını artık almayacak mıydık? Bütün bunlar için biz 1 günlük eylem yapıp, eczanelerimizi kapatarak ilk uyarıyı yapmadık mı? O zaman Türk Eczacıları Birliği'nin benim de arkasında durduğum bir sloganı vardı, “Feda edecek tek bir eczanemiz yok” diyordu. Sadece son 2 ayda İstanbul'da 100 eczane kapandı. Onlara ne söyleyeceğiz? 21 ECZ. O⁄UZ EK‹NC‹O⁄LU (Ankara Eczac› Odas› Baflkan›) görüşlerinin alınması bir kenara, onların her geçen gün yeni kayıplara uğradığı bir süreç devam edebiliyor. Ne zamana kadar? IMF'nin bildirdiği, Dünya Bankası'nın bildirdiği projenin bitiş tarihine kadar. Peki bu süreçte, hani dedim ki, duygusal mı bakıyoruz, gerçekten bizim dışımızda bu kadar ciddi kayıp yaşayan bir meslek grubu var mı? Yok arkadaşlar. Bu kayıpla ilgili tabii mücadele verilmesi gerekiyor, ama önce karşımızdaki siyasi güce bir bakmamız, otoriteye bir bakmamız, bunun bir röntgenini çekmemiz gerekiyor. Nasıl bir siyasi anlayış var karşımızda? Hani uzlaşılabilir, örgütlü yapıların taleplerine saygı gösteren, masada birtakım çözümler arayan bir yapı mı? Hayır. Bundan iki hafta önce Ankara'da Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin önderliğinde bir çalıştay yapıldı. Bu çalıştayı son derece olumlu buluyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin de bu çalıştayın içinde olmasını doğru bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ancak doğru buluyoruz, ama yeterli bulmuyoruz. Çünkü bir ülkenin ilaç ve eczacılık politikası sadece ve sadece kurumların ayrı ayrı hareketleriyle mümkün olamayacaktır. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun İlaç Takip Sistemi konusunda birbiriyle nasıl çeliştiğini ve nasıl bir çatışma halinde olduğunu hep birlikte üzülerek izlemekteyiz. Şu anda İlaç Takip Sistemi hangi kuruma ait olduğu belirsiz bir şekilde yürütülmeye çalışılıyor. Eczanesindeki eczacı mutsuz. Geleceğe güvenle bakmak istiyor, ancak emeğinin karşılığını da almak istiyor. Şunu istemiyor eczacı, çok net söyleyeyim; artık ülkede yaşanan tabloyu görüp, ülkedeki yoksulluğu gördükten sonra, çok yüksek servet sahibi olmak gibi hiç kimsenin bir beklentisi yok. Herkes aldığı eğitimin ve verdiği emeğin karşılığını istiyor. Bununla da ilgili örgütlü bir gücü olduğuna, bu mücadelenin verilip, alınabileceğine hâlâ inanıyor. ECZ. BURHANETT‹N BULUT (Adana Eczac› Odas› Baflkan›) Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı, Rekabet Kurumu, hatta Yüksek Öğrenim Kurumu'nun koordineli bir biçimde ilaç ve eczacılık politikasının yürütülme sürecine dahil edilmesi gerektiğini ve aynı yönde hareket etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. ECZ. TUNCAY SAYILKAN (‹zmir Eczac› Odas› Baflkan›) Bugün bütün bu yaşadıklarımız spontane gelişmiş olaylar değil. Bunların hepsi yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir sağlıkta dönüşüm adı altında bu ülkede sağlık çalışanlarına dayatılan, sağlık çalışanlarının adeta ezildiği, sağlık hizmetlerinin adım adım paralı hale geldiği herkes tarafından kabul edilen bir süreç yaşanıyor ve bu süreçle ilgili sağlık çalışanlarının, sağlık emekçilerinin 22 İlaç, eskiden havan döneminden başlayarak ifade etmek gerekirse, eczacıyla bütünleşen bir malzemeydi, eczacı yapıyordu. Daha sonra yine etkinliği vardı, majistrallerle. Ama şimdi ilaçla ilgili eczacının hiçbir şeyi kalmadı, bağı kalmadı. Bu bağı devam ettirmeyi istemek, talep etmek bizi hiçbir yere götürmez. Hani hep söylüyoruz ya, eczacı ilacın üretiminden tüketimine kadar vardır diye. Ama eczacının bir kısmı branşlaşma dediğimiz tarafta üretimde olacak. Eczacı ilacın danışmanlığında olacak. Eczacı sakız gibi, cam bardak gibi üretilen ilaçta değil, ilacın sunumunda olacak. Yani bizim ilaç ekonomisiyle ilgili kısmı bir tarafa bırakıp, eczacının danışman kısmını daha öne almamız gerekiyor. Dinamik bir mesleğimiz var. Bu dinamik meslekte hepimize ayrı ayrı görev düşüyor. ECZ. KIVANÇ ATMACA (Bursa Eczac› Odas› Baflkan›) ECZ. AHMET ÖZÇAVUfiO⁄LU (Kayseri Eczac› Odas› Baflkan›) Hayata geçmesi için önüne koyduğumuz 7 tane kırmızı çizgimiz olan, hatta ardından bir de protokol yapıp, asla bunlar gerçekleşmeden uygulanamaz dediğimiz şu İlaç Takip Sistemi kimin projesi arkadaşlar? Ben ve meslektaşlarım, İlaç Takip Sistemi'nin kendi hayatlarına olumlu ne gibi bir katkı yaptığını hâlâ anlayabilmiş değiliz. Oysa bizleri ne büyük dertlere sürüklediğini her gün yaşayarak görüyoruz. Üstelik de henüz tam anlamıyla hayata bile geçmiş değilken. Siyasi iradenin popülist yaklaşımları doğrultusunda sürekli açılan eczacılık fakültelerinin mesleğimizdeki erozyonun en önemli aktörü olduğundan hareketle, bir an önce bu mezunların istihdam sorununu çözüme kavuşturmak zorundayız. Eczaneler arasındaki mesafe gibi, aile eczacılığı gibi, serbest eczane açabilmek için mezuniyet sonrası sınav gibi çözümler bir an önce üretilmelidir. Benim meslektaşlarım 1 Temmuz'da başlarına ne geleceğini bugünden bilmek istiyor. Bizler İlaç Takip Sistemi'nin şu anki sorunlarının sadece buzdağının görünen yüzü olduğunu, arkasından çok daha büyük değişimleri hayatımıza getireceğini; örneğin reçeteli-reçetesiz ilaç kavramını yaşama geçirmek için ve reçetesiz ilacın eczane dışına çıkışı için çok önemli bir adım olduğunu düşünmekteyiz. Son günlerde uydudan yayın yapan televizyonlardaki bitkisel ürünlerle ilgili katliamdan da bahsetmek istiyorum. İnsan sağlığını tehdit eden bu çılgınlığa hep birlikte zaman geçirmeden dur demek zorundayız. ECZ. ÖZEN EK‹Z (Denizli Eczac› Odas› Baflkan›) ECZ. S‹NAN ÖZÇEL‹K (Diyarbak›r Eczac› Odas› Baflkan›) İlaç Takip Sistemi yeni bir olay değil, yani hemen gelmiş, acil önlem alınacak bir olay değil. 3 yıldır İlaç Takip Sistemi'nin geleceği ortada. Ama biz 3 yıldır elimizi kolumuzu bağladık, hiçbir şey yapmıyoruz. Değerli meslektaşlarım; Keşke Türkiye'nin ekonomik sorunları sadece eczacı üzerinde düzeltilebilse, o zaman benim eczanem feda olsun derim. Ama maalesef, sağlıktaki değişim ve dönüşüm programı adı altında her nedense sürekli eczacı hedef alınmaktadır. Geçenlerde ismini çok kullandığımız bir kurumda aynen şunu bana söylediler: “Şu kadar ilaç gideri var. Biz bunu yarı yarıya indirirsek, devlet için iyi bir şey yapmış oluruz.” Hepiniz biliyorsunuz ki, ilaç kavramı öyle bir şey ki, ne tür hastalıklar çıkacak o ülkede, ne tür ilaçlar kullanılacak, sağlık bütçesini hesaplamak mümkün değilken, ilaca sadece bütçeden 10 çıkıyor, biz 5 çıkartacağız mantığı herhalde sosyal bir devlette olmaması gereken bir şey. Sektörün diğer paydaşları sıkıntı çekmiyor arkadaşlar, hastayla her gün karşı karşıya olan bizleriz. İlaç Takip Sistemi'nin yarattığı sıkıntının altında eczacı şimdiden kalmaya başladı. Ben İlaç Takip Sistemi'ne karşı değilim. Yıllar önce İlaç Takip Sistemi'nin iyi bir şey olduğunu savunan insanlardan biriyim, hâlâ da bunu savunuyorum. Ama İlaç Takip Sistemi eczacı takip sistemi olmamalı. Ama şu andaki haliyle hızla bu yöne doğru gidiyor. 23 ECZ. SEMA KARAGÜLLE (Zonguldak Eczac› Odas› Baflkan›) ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Çünkü, insanlığın en temel ihtiyacı güvenliktir. Devlet kavramı da bu ihtiyaçtan, güvenlik ihtiyacından doğmuştur. Ne yazık ki; tarihin her döneminde devletin, var oluş gerekçesi ile çelişerek, zaman zaman zorbalaştığı görülmüştür. Aynı şimdi olduğu gibi. Bu zorbalık karşısında bizler de, tüm evrendeki insanlık gibi biteviye bir uysallık ya da kaos tercihi arasında sıkışıp kalmaya zorlanıyoruz. Ama artık tahammülümüz kalmamıştır. Bu baskıya karşı koymamız direnmemiz gerekmektedir. Direnmeyi sadece kavga olarak algılayamayız. Bizim bu noktada yapmamız gereken; kanunsuz işlemlere karşı yapılan direnmedir ki evrensel hukukta buna “nefsi müdafaa” denilmektedir. Unutmayalım ki; Ağacı yaralayan baltanın sapı da ağaçtandır ama ağaç düşerken son bir hamle ile yine bir başka ağaca yaslanır. 16 Mayıs'ta uygulama başladı ve devlet eliyle hastaların ilaca ulaşımı engellendi. 4 Aralık'ta hastanın ilaca ulaşımını engellediniz diye sözleşmeleri fesheden SGK bu sefer kendisi, dünyaya öncülük etme adına, hastanın ilaca ulaşımını engelliyordu. O gün hiçbir hasta ilacını alamadı veya yine bazı fedakâr eczacılar sayesinde o andaki ihtiyaç bir şekilde karşılandı. Demek ki bizim içimizde, bizim dışımızda bizim bizden başka dostumuz yoktur. ECZ. ORHAN YONTAR (Sakarya Eczac› Odas› Baflkan›) G2D etiketleri ile karekodlanan ilaçların miadlarının 1 Ocak 2011 tarihinde dolacak olması ayrı bir sorun. O tarihte eczanenin elinde kalan ilaçlar da kusurlu olacak, gerçek miadları dolmadığı halde. Sonuç olarak, ölü doğan bir uygulama ile bizleri meşgul ederek, esas dertlerimizi bizlere unutturmaya çalışıyorlar. Hâlâ ilaç fiyat düşüşlerinden kayıplarımız devam ediyor. Kamu kurum iskontosu zararlarımız iskontonun artması ile ikiye katlandı. Muayene ücretleri hala başımıza bela. İlacın markete çıkması için gizli çalışmalar hâlâ devam ediyor. Özelleşecek hastanelerin eczanelerinin ilk eczane zincirini oluşturacağı acı bir gerçek olarak karşımızda. İlaçta reklam her şeye rağmen başladı. Bu arada da bizler artık para kazanamıyoruz, ancak günü kurtarıyoruz. ECZ. SAB‹H TEK‹N ÇA⁄LAR (Trabzon Eczac› Odas› Baflkan›) Değerli meslektaşlarım; Hiç kimse eczacılara lütufta bulunmak için SSK hastanelerini kapatmadı, eczacılar para kazansın diye yeşil kartı icat etmedi. Tüm bu gelişmeler devletin var oluş nedeni ile insanlığın 24 Sağlıkta 2005 yılından beri yaşanan dönüşüm temel olarak eczanede hayat bulmakta ve sağlıkta yapılan tasarrufun da doğrudan birebir yansıdığı kesim biz eczacılar olmaktayız. Her şeyden önce sağlık alanı bir yap-boz tahtasına dönmüştür. Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık uygulama tebliği ve ilaç ödeme mevzuatını sık sık değiştirmesi, ilaç firmalarının yine sık sık ilaç fiyatlarını düşürmeleri ve kamu kurum iskontalarını artırmaları, İlaç Takip Sistemi, Medula ve Provizyon Sistemi'nin hemen hemen her gün çalışmaması nedeniyle reçete karşılanamaması, muayene katılım ücretlerinin eczaneler üzerinden alınması ve bu yüzden hasta ve hasta yakınları ile istenmeyen diyalogların yaşanması, halkın ve devlet görevlilerinin gözünde eczacının esnaf, tacir olarak görülmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ve ilgili bakanlığın keyfi uygulamaları ve pazar payının eczane başına düşen miktarının eczanelerin cirolarını yansıtmaması dolayısıyla zor durumda eczane yokmuş gibi bir görüntünün olması -aynı zamanda da ilgililer böyle algılıyorlar, eczacıların sorunları yok diyorlar- eczanelerin önemli bölümünün iflasla karşı karşıya kalmasına ve etik bozulmanın artmasına sebep olmaktadır. ECZ. SAL‹H KOZALI (Ayd›n Eczac› Odas› Baflkan›) 10 Haziran 2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı İlaç Takip Sistemi'yle ilgili yayınladığı genelgeyle Danıştay kararını ortadan kaldırdı. 1 Temmuz'a ya da 30 Haziran'a uzatılmasının sebebi, bizim girişimlerimiz değil, yayınladıkları genelge yönetmeliğe aykırı olduğu için yeni bir yönetmelik yayınlayabilecek kadar bir vakit kazanma ihtiyacıydı. Yeni yayınlanan ilaç fiyat kararnamesinde yapılan değişikliklerle artık ilaç fiyatlarındaki değişiklikler otomatik ve günlük olarak yansıyacak. Bizim o 4 Aralık'ta eczanelerimizi kapatıp, eriyoruz, bitiyoruz, öldük dediğimiz ve ilaç fiyatlarını almamız gerekir dediğimiz şeyler artık belki de günlük olarak uygulanmaya başlayacak. Değerli meslektaşlarım; Bizler bir meseleye kapılıp, diğer sorunları unutuyoruz. Aylardır İTS gündemimizi işgal ediyor. Halbuki uzunca bir süredir rafa kaldırdığımız 6197 sayılı Yasa bizler için hayati önem taşıyor. Nüfusa göre eczane sınırlaması, ciroya göre ikinci eczacı çalıştırma şartı, meslek içi eğitim zorunluluğu ve meslek hakkı gibi konular mutlaka yasada yer almalıdır. Türk Eczacıları Birliği'nin projelerinin içinde “atık ilacı” gördüm. Güzel bir proje, başarılı bir proje. Ama biz miadı geçen ilaçları imha edecek yer bulamıyoruz, teslim edecek yer bulamıyoruz, alacak merci bulamıyoruz. Eskiden vergi daireleri bunların imhalarından sonra, yani imhalarını belediyeler vasıtasıyla yapıyorlar. Şimdi de imha tutanağını getirin ki, vergiden düşelim diyorlar. Bu atık ilaç projesi içerisinde bugün adı geçen ilaçların da değerlendirilmesi, onlara da bir yöntem bulunması gerekir. Ayrıca OTC yasası da bir an önce çıkarılmalı ve bu ürünlerin sadece eczanelerde satılması sağlanmalıdır. ECZ. YAVUZ TATAR (Elaz›¤ Eczac› Odas› Baflkan›) Plansız bir şekilde açılan eczacılık fakülteleri ayrı bir sıkıntı kaynağıdır. Her yıl yaklaşık 1200 kişi mezun olmakta ve maalesef bunların yüzde 80'i serbest eczane açmaktadır. Öncelikle yeni okullar açılması önlenmeli ve var olanların kontenjanları düşürülmelidir. Ayrıca kamuda ve sanayide eczacı istihdamı sağlanmalıdır. Üniversitelerde klinik eczacılık teşvik edilmelidir. Aile hekimliği birçok ilde hayata geçti. İlimizde de 13 Aralık'ta başlatılacak. Aile hekimliği gibi, aile eczacılığı da ciddi şekilde düşünülmelidir. Bilhassa düşük cirolu eczaneler için aile eczacılığının çok önemli bir çıkış yolu olduğunu düşünüyorum. ECZ. BÜLENT KÖSE (Malatya Eczac› Odas› Baflkan›) TC kimlik numarasıyla ilaç alınmasından dolayı eczacı hiçbir şekilde karşısındaki insana ne bir kimlik sorabiliyor, ne imza sirküsüne bakabiliyor, ne de başka bir şey sorgulayabiliyor. Reçeteyi verip, isim, soy isim, imzasını alıp gönderiyorlar. Fakat daha sonra yapılan denetimlerde hastalarda farklı şekilde yönlendirilerek, o ilaçları almadıkları konusunda ikna edilip, bu işler yargıya taşınıyor. Burada ilaç ve reçete konusunda eczacının bir an önce üzerindeki sorumluluk atılmalı ve eczacının yargı önündeki suçluluk, daha doğrusu yargının düşündüğü eczacı bir tek yolsuzluk yapıyor düşüncesini bir an önce kaldırmamız gerekiyor. Bu sanırım diğer illerde de yavaş yavaş moda haline gelecek ve bu tür uygulamalar olacak. 25 ECZ. HÜSEY‹N fi‹MfiEK (Mersin Eczac› Odas› Baflkan›) Bugün eczacının en önemli gündemİ İlaç Takip Sistemi'dir. Şu anda gerçek anlamda bir İlaç Takip Sistemi uygulanmadığı için henüz sorunları bütün olarak bilemiyoruz. Karekod sonlandırmayı yaptığımız, daha doğrusu yapamadığımız 17 Mayıs gününü yaşayacaklarımızın bir göstergesi olarak kabul edersek, işimiz çok zor. ECZ. MEL‹HA NALAN CAN (Manisa Eczac› Odas› Baflkan›) Son 6 ayın belki de en çok konuştuğumuz konusu İTS. Ocak ayının sonunda tek taraflı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bir İTS süreci ilan edildi ve 30 günde para ödeme polemiği yaşadık. İTS ile ilgili bilinmezlikler ise hâlâ devam ediyor. Barkodlar ne olacak belli değil. 1 Temmuz sorununun yükü nasıl aşılacak belli değil. Stok bildirimi ne oldu? 1 Temmuz itibariyle stok bildirimi yapacağız. Stok affı ne oldu hâlâ belli değil. Geçtiğimiz dönemde sevgili dostumuzu, Mersin Eczacı Odası'nın Genel Sekreterini, değerli arkadaşımızı, sevgili Umut'u kaybettik. Umut bu savaş sırasında hayatını kaybetti. O günlerde bizleri arayarak, yanımıza gelerek değer veren, yanımızda duran ve bizlere destek veren başta Türk Eczacıları Birliği Başkanımız ve Yönetim Kurulu'ndaki arkadaşlarımız ve diğer oda başkanlarımıza, sevgili meslektaşlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bizim birbirimize gerçekten zor günlerde de ihtiyacımız var, birbirimizin yanında olmak zorundayız. Biz güçlü bir örgütüz. Ben 1981'den beri eczane sahibiyim. O günlerde sıkıntılarımızın kooperatifler vasıtasıyla giderildiğini yaşamış bir eczacıyım. Bugün kooperatiflerimizin pazardaki payının yüzde 18 olması beni hakikaten çok üzdü. Kooperatifleri olmayan bölgelerin de bunda önemli bir faktör olduğu tabii ki gerçek. Ama bizlerin de kooperatiflerimize sahip çıkmamız, üyelerimize kooperatifleri anlatmamız çok önemli. Bugünlere nereden geldiğimizi göstermeliyiz, çünkü eczacılık mesleğinde sıkıntılı olduğumuz zincir eczanelerin, marketlerin gündeme geldiği bu günlerde gene bizim eczacılıkla ilgili sorunları aşmamızda kooperatiflerin büyük rolü olacağına inanıyorum. Ben Türk Eczacıları Birliğ’ininve odalar olarak da bizim bu konuda çaba içinde olmamız, kooperatiflerimize destek vermemiz gerektiğine inanıyorum. ECZ. ÜMRAN PELENKO⁄LU (Kastamonu Eczac› Odas› Baflkan›) ECZ. AD‹L TOSUNER (Bal›kesir Eczac› Odas› Baflkan›) Ülkemizdeki kanunlar çerçevesinde ilaç ve eczacılıkla ilgili her türlü tasarruf Sağlık Bakanlığı yetkisindedir ve doğru olan da budur zaten. Ama son günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sanırım parasal kaynağın sahibi olmasından kaynaklı olsa gerek, Sağlık Bakanlığı'nın sorumluluğunda olan ilaç ve eczacılık alanına müdahale etmeye başlamıştır ve bütün yetki kendisindeymiş gibi bir tavır sergilemektedir. 26 Değerli meslektaşlarım; Türk Eczacıları Birliği'nin ve eczacı odaları olarak bizlerin amacı, eczacının çıkarlarını ülke ve halkın çıkarlarıyla birleştirmektir. Eczacılık mesleği adına alınan her kararda mutlaka eczacının onayı olması gerekir. İlgili bakanlıkların “biz yaptık oldu” anlayışıyla mesleğimizin geleceği yok edilmek isteniyor. Bizler bunlara seyirci kalamayız. ECZ. CENK KES (Edirne Eczac› Odas› Baflkan›) Her gün yeni bir sorunla mesleğini yapamayacak hale gelen biz eczacılar, bu durumdan haklı olarak şikayetçiyiz. Eczacıya ekonomik yük getiren her türlü yaptırıma karşıyız. Çalışmayan Provizyon Sistemi'ne karşıyız. İlaç Takip Sistemi adı altında yapılan zulme karşıyız. Her gün düşen ilaç fiyatlarından mağduruz. Ama mağrur olarak mücadelemiz devam edecek, sesimizi, iyi niyetimizi duymak istemeyenlere 4 Aralık'ta olduğu gibi duyurmaya da hazırız. ECZ. ÜZEY‹R KORKMAZ (Kocaeli Eczac› Odas› Baflkan›) Eczacılığın geleceğinden bahsediyoruz. Bir atölye çalışmasında konu başlığı ‘eczacılığın geleceği’ydi. Ama orada konuşmalar devam etti, eczane eczacılığının geleceğine geldi veya biz öyle düşünüyoruz. Evet, kendi mecrasına oturdu, çünkü eczacılığın geleceğini biz tartışmıyoruz, o bir bilimdir. Biz eczane eczacılığını tartışıyoruz. İTS, Medula, muayene ücreti tahsili ve buna benzer birçok kafa karıştırıcı ve adapte olmakta zorlandığımız kavramlarla ve uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Ama bunların hiçbiri bu mesleğin bir parçası değil. Sadece ilacı hastaya ulaştırmak için kullandığımız ya da kullandırıldığımız bürokratik ve provizyonel işlemler. İşte eczacılık mesleğini buralara indirgersek ve gerçek gündemimiz ve sorunlarımız sadece bunlarmış gibi davranırsak, büyük bir yanılgı içine girmiş sayılırız. Eczacılık Kongresi'nin ana temasının “gelecek” olarak belirlenmesi ve buna yönelik atölye çalışmalarının hayata geçirilmesi mesleğimiz adına atılmış önemli adımlardan bir tanesidir. Bu nedenle Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'ni kutluyorum. Katılımcı profilini de doğru tespit ettiklerini düşünüyorum. Eğer geleceğimizi kendimiz belirliyor olabilseydik, 50 yıl boyunca toplantılar neticesinde bir sonuca varırdık, hatta ülke yönetiminde söz sahibi bir konuma gelirdik. Ama bu mesleğin kurallarını sadece bizler belirleyemiyoruz. Bizim dışımızda da birçok aktör var ve onların görüşleri bizim gelecek projeksiyonumuz için önemli. Olumlu ya da olumsuz bu görüşler ışığında yeni bir politika oluşturabiliriz. ECZ. EM‹N BEYAZ (Batman Eczac› Odas› Baflkan›) Eczacılık, ilaç satıcılığı şeklinde dayatılıyor veya ekranlara o şekliyle konuluyor. Peki, biz kendimize soruyor muyuz? Bu sağlıkta dönüşüm programının biz neredesindeyiz, biz kabul ettik mi? Ret mi ettik? Tartıştık mı arkadaşlar, örgüt düzeyinde tartıştık mı? Hani altı kaval, üstü şişhane bir şeyimiz oluyor. Sağlık paralı oluyor, paran kadar sağlık oluyor. Pankartlarımıza bunları asıyoruz. Peki, biz neyin peşinde koşuyoruz? Kendi kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Sosyal devleti tartışıyor muyuz? Biz eczacılığın hakları için mi bu kadar uğraşıyoruz veya bize yakışır mı bu? O parası kadar sağlık alacak yurttaşın hakkını savunmak bizim boynumuzun borcu değil mi? Büyük devletler, dünyanın dört bir yanındaki çokça sorunla ilgilenen devletlerdir. Kendi içine kapanmış, hiçbir ülkenin sorunuyla ilgilenmeyen devletler, küçük devlet kategorisine girer. Bunlar örgütlere de indirgenebilir. Birer sivil toplum oluşumları, birer örgütlenmelerdir. Örgütümüz de meselelerle 27 yaygın bir şekilde uğraştığı süreç içerisinde büyür. Bunların içerisinde halka inme, sosyal projeler üretme, medyada sıkça yer alma, nerede kimin ne sıkıntısı varsa dile getirme, ülkenin gündemini yakalama, gündemdeki tartışma konularına atıfta bulunma, analiz etme; yapıldığı süreç içerisinde bu şekilde yürünürse, tabii ki güçlü bir örgütlenme olarak karşısına çıkarız bu halkın. Bölge Aksaray Eczacı Odası'na bağlı temsilcilik iken, 24 Mart'taki Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin almış olduğu karar ile eczacı odası hüviyetimizi aldık. Bizler yaklaşık 2 yıl önce örgütlü güce inanan eczacılar olarak, ilimizdeki eczacıların sorunlarına ve mesleğimizin geleceğine yön verebilmenin sorumluluğunda yerinde hizmet anlayışı içerisinde yola çıktık. Yorucu, meşakkatli, dikenli yollardan geçerek, bugünlere geldik. Bugünlere gelmemizde emeğini ve desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum. ECZ. ZEK‹ ÖZGEN (Osmaniye Eczac› Odas› Baflkan›) ECZ. ABDULLAH ÖZY‹⁄‹T (TEKB Yönetim Kurulu Baflkan›) Osmaniye Eczacı Odası olarak İTS'yle ilgili bu süreçte depoların sanayiden aldığı ilaçların, İTS bildirme işlemi yapıldıktan sonra eczaneye satışını yapmasıyla ilgili mücadelenin devam etmesini, Türk Eczacıları Birliği'nin bu konuda kararlılığını sonuna kadar göstermesini istiyoruz. Yine bu bağlamda stok düzeltme hakkı talebimiz kabul edilecek mi? İTS ve karekod uygulama sürecinde depolar, sanayi üzerine düşen sorumluluğu tam anlamıyla yerine getirmediler. Ecza depoları, karekodların fiyat farklarını sanayiden en kısa sürede aldılar. Sanayi ve depo biz eczacılara aynı duyarlılığı göstermedi. Avrupa Adalet Divanı eczane açmada nüfusa ve mesafe sınırlandırılmasını hukuka uygun buldu. En büyük sorunlarımızdan biri olan eczane sayısının sürekli olarak artmasıdır. Eczacı istihdamının eczane dışına yönlendirilmesi için 6197 sayılı Yasanın olağanüstü bir güç, çalışma ve özveriyle bir an önce Türk Eczacıları Birliği'nin öncülüğünde, istediği doğrultuda yenilenmesinin mücadelesini vermeliyiz. ECZ. TANSU DÖRTKOL (Nevflehir Eczac› Odas› Baflkan›) 34. 28 70'li yıllarda, iyi koşullarda ilaç temini olarak kurulan kooperatiflerimizin sorumluluğu değişmiştir. Depoculuk hizmeti rutin faaliyet olarak yerini korurken, geleceğin eczanelerini hazırlamak, her durumda mesleğin bağımsız eczacı sermayesiyle varlığını sürdürmesini sağlamak en önemli görevdir. Bunu yaparken, işbirliklerine, birlikte davranmaya ihtiyacımız vardır ve buradaki en önemli ortağımız eczacı odaları ve Türk Eczacıları Birliği'dir. Değerli meslektaşlarım; Son dönemde kooperatiflerimiz çok ilginç durumlarla karşılaşmaktadır. Bunu sizlerle paylaşmak isterim; 30 yıllık geçmişimizde kooperatifler vergi muafiyeti olan Sanayi Ticaret Bakanlığı'nın temin, dağıtım kooperatifi olarak vergiden muaf kooperatifler kapsamında yer alan yapılar olarak seçilirken Maliye Bakanlığı denetmenleri bizden beyanname vermemizi istemektedirler. Öte yandan kooperatifler konusunda TBMM'de değişiklik yapılırken son hafta verilen bir önerge ile ilgili Bakanlığın belirlediği bir denetmenin isterse Kooperatif Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve üst düzey yöneticileri görevden alabilmelerine olanak sağlanıyor. Bu konuda, Cumhurbaşkanlığı makamına mektup yazarak yasanın onaylanmamasını, meclise iade edilmesini talep ettik. TEKB internet sayfamızda hazır bir metin vardır ve bu metnin Cumhurbaşkanı’na ulaştırılması önemli bir destek sağlayacaktır. Bu kanun, son derece hukuksuz keyfi uygulamalara açık, telafi edilemeyecek sonuçlar doğurmaya müsait bir kanundur ve bu konuda mücadelemiz gerekirse Anayasa Mahkemesi'nde devam edecektir. ECZ. ERDO⁄AN ÇOLAK (TEB Genel Baflkan›) Değerli Arkadaşlarım; “İlaç fiyat düşüşlerine karşıyım” diyen bir yönetici olamaz diye düşünüyorum. Bir eczacı ilaç fiyat düşüşüne karşı olabilir, ama eczacı örgütünde yönetici olmak sorumluluk gerektirir. Siz sağlık elemanısınız. Pahalı ilacı savunabilme ilkesi olabilir mi yönetici insanlarda? Bunu, yaşamını idame ettiremedikleri için eczacılar günlük yaşamı içerisinde söyleyebilirler, ama sizin bir farklılığınız olması lazım. Siz duruşunuzu buradan farklı bir biçimde dile getirirseniz, yönetici sıfatınız sorgulanmaya başlanır. Bu örgütün 56 yıllık kültüründe ilaç fiyatlarına karşı olmak vardır. Bunun için dava açmıştır, Danıştay'a başvurmuştur, yönetmelikleri değiştirmiştir. Değerli meslektaşlarım; Biz bu örgütte herkese eşit mesafedeyiz ve herkesle beraber çalışmak istiyoruz. Kimse bizi taraflaştırmaya çalışmasın, bir tarafın da sözcüsü ilan etmesin ve aşiret kültürüyle de bağdaştırmasın. Sanal taraflar yaratıp, kendisi de onlardan biri olmaya soyunmasın. Eczacının ihtiyacı olan şey bu değil. Eczacının ihtiyacı olan şey birliktir, dayanışmadır, bir arada olmadır. Eczacı bunu istiyor ve bunu yaşadığı anda da ne kadar güçlü olduğunu kendi kendine defalarca da deklare ediyor. Değerli arkadaşlarım; 4 Aralık eyleminden önce birçok toplantı yaptık. 14 tane başkanlar danışma toplantısı yaptık geçtiğimiz dönemde. Bu 14 başkanlar danışma toplantısında hangi konu gündeme gelirse gelsin mutlaka çok sayıda oda başkanımız eczane kapatmayı, sözleşme feshini ya da çeşitli eylem biçimlerini ortaya koydular. En hafifi buydu. Biz bir sorunu tartışıyoruz, mutlaka bir kapatma eylemi, mutlaka bir sözleşme feshiyle o toplantıları tıkayan oda başkanlarımız olmuştu. Şimdi 7 Ekimde 13. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı yapmışız. Burada da iki seçenek önümüze gelmiş. Biri fesih, biri kapatma. Biz feshe şiddetle karşı olduğumuzu hem orada, hem kongrede söyledik. Hepiniz oradaydınız ve katıldınız. Çünkü fesih bizim işimiz değil arkadaşlar, fesih Sosyal Güvenlik Kurumu'nun işi. 4 Aralık'a giden sürecin nasıl geliştiğini kongrede de uzun uzun aktarmaya çalıştım. O zaman 4 Aralık süreciyle ilgili bugün eleştiride bulunan oda başkanları o gün cılız, sessiz, hatta üstü kapalı, eleştiri mahiyetinde çok sayılmayacak yaklaşımlarda bulundular. Ama bugün 4 Aralık eleştiriliyor. Neden? Çünkü 4 Aralık, 5 Aralık'ta sonuç almadı ve eczacının tabanında şöyle bir his yarattı: “Ne oldu eylem yaptık da, ne oldu”. Şimdi o hissi örgütleyerek örgütün üzerine yıkmaya çalışıyoruz; bu doğru bir yaklaşım değil. 18 Eylül kararları alınmış, ilaç fiyat kararnamesi değişmiş, eczacının büyük bir çoğunluğu için önümüzdeki süreçte yaşama şansı ortadan kaldırılmış, böyle bir süreçte meslektaşlarımızla toplantı yapıyoruz. İki olasılık var, biri fesih, biri kapatma. Biz fesihe karşı çıkıyoruz ve görüşme trafiğimiz başlıyor. Herkesle konuşuyoruz, görüşüyoruz ve bize dillendirdiğiniz meslek hakkı olgusunda bir yaklaşım sağlayacaklarını söylüyorlar. İlaç fiyat düşüşlerine karşı olmak değil doğru politika. Doğru politika, eczacının yaşaması için, eczacıyı korumak için ona verilmesi gereken meslek hakkıdır. İşte Türk Eczacıları Birliği de bunu dillendirmiştir, bunu gündeme getirmiştir. Son geldiğimiz 24 Kasım günü Müsteşar, “Biz size bir meslek hakkı verecektik, ama ilaç sanayiyle uzlaşmayı doğru bulduk, onun için size verecek 1 liramız yok” dedi. Bunu da sizlerle paylaştım. Yeniden başkanları çağırıp, bir daha mı tartışalım bu işi, ne kadar farklı bir şeyi tartışacağız, bunu hayata geçirmemiz lazım dedik. O gün bize telefon açan oda başkanları oldu, karar aldığımız için, “sakın vazgeçmeyin, çünkü eczacı sizden eylem bekliyor” diyen oda başkanları oldu arkadaşlar. Şimdi o arkadaşlar burada “niye 4 Aralık'ta bunu yaptınız, niye sonuç almadınız?” diyor. Değerli arkadaşlarım; Bu örgütte her şey onlarca yıl konuşulur. Bu örgütte katılım paylarına ilişkin deontolojik ihlaller 10 yıl konuşuldu bu kürsülerden. Ondan sonra geldi bir yere oturdu ve hayata geçti. Bugün söyledik, yarın olacak; olmadı, gelin görevi size verelim, 6 ay bunu yapın, biz de görelim, bu işler 6 ayda mı yapılıyor, yoksa önümüzdeki süreci görerek mi yapılıyor? Biz 10 yıllık bir süreç görmüyoruz önümüze, ama biz bunu dillendirdik, biz eczacının bilimselliğini, vazgeçilmezliğini, eczacının farmasötik bakım, evde bakım konularında gelişmesini, kronik hastalıklar konusunda bir danışmanlık hizmeti vermesi gerektiğini söylemeye çalışıyoruz. Onun için Eczacılık Akademimizle birlikte bir arama konferansı yapıyoruz, “Nasıl bu akademiyi daha verimli, daha rasyonel, daha etkin bir hale getirebiliriz, nasıl eczacı buraya daha çok katılabilir, bu sayılar 3 binden, 4 binden, on binlere, on beş binlere çıkabilir? İşte o gün vazgeçilmez, eczacı meslek hakkını istediğinde hiçbir yetkilinin bununla ilgili farklı bir sonuç ortaya çıkaramaz” diye bunu yapmaya çalışıyoruz. Bir başka konu daha var arkadaşlar. Ben 16 Ocakta fesihe karşı alınan yürütmeyi durdurma kararının kendi kendimize vurulmuş bir darbe olduğunu düşünüyorum. İçerik olarak sahiplendik, ama sonuç olarak eylemin önünü kesmedi mi arkadaşlar? Biz onun öncesinde defalarca görüşme yaptık, Sosyal Güvenlik Kurumu da bizimle sözleşme yapmak için bizi davet etti. Bizi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı davet etti, beş tane şartımız var dedi. Sizinle paylaşmadık mı onu? “Bizim de şartlarımız var, bizim de 12 şartımız var” dedik. Cumhurbaşkanı'nı ziyarete gittik. Basın teyakkuzda, iki gün sonra ne olacak diye, bütün Türkiye ayağa kalkmış vaziyette. Ama o gün yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Değerli arkadaşlarım; İlaç Takip Sistemi konusunda İstanbul Eczacı Odası çok sayıda komplo teorisine sahip. Ancak bunların hiçbiri henüz ispatlanamadı. Diğer yandan dünyanın pek çok yerinde ilaç takip ediliyor arkadaşlar, hatta hasta aşamasında bile takip ediliyor ve üyesi olduğumuz tüm uluslararası örgütler de bunu destekliyor. İlaçta sahteciliğin önlenmesi de eczacı sorumluluğunda değil mi? Biz yaşadıklarımızla biliyoruz ki, ilacın sahteciliğinden olmasa bile, ilacın kupür 29 sahteciliğinden dolayı meslektaşlarımızın sözleşmeleri feshedildi ve ceza aldılar. Zorlukları var, esiklikleri var, yanlışlıkları var, söz verdiler, protokol yaptık, uygulamadılar, alelacele geçtiler; tüm bunları konuşabiliriz, bunda bir beis yok. Bunlara karşı ortak reaksiyon geliştirmekte de bir beis yok. Ama önce doğru stratejiyi koyacağız arkadaşlar. Onun için “İlaç Takip Sistemi olacaksa, doğru biçimde oturacaksa şu 7 maddenin hayata geçmesi gerekiyor” dedik. Ama siz karşı çıktınız. Karşı çıktınız, o zaman karşı reaksiyonu örgütleyin arkadaşlar, yani eczacılarınızı bildirin ve karekodlu ürün alınmıyorsa almayın ya da başka bir şey yapmanız gerekiyorsa karşılık adına, onu yapın. Onu da yapmıyorsunuz. Karşıyız, bir şey yapmayız. Böyle nasıl yol alınır ya da nasıl örgütler böyle bir yere doğru sürüklenebilir; onu anlamakta güçlük çekiyorum. Genel bir değerlendirme yaparsak, üç temel sorunlu yaklaşım görüyorum ben konuşmalarda. Birincisi, 6197 konusundaki tüm örgüt hafızasını yeni bir teklif olarak sunmak. İkincisi; sadece eleştirmek, ama hiçbir öneri getirmemek. Üçüncüsü; dünya üzerinde olması olası bütün eylem biçimlerini saymak ve saymadığınız yapılınca da ben onu saymamışım, saydıklarınızdan birisi yapılınca da onu zaten ben söylemiştim diye eleştirmek. Değerli arkadaşlarım; Üslup konusunda gerçekten büyük sorunlarımız var. Ama şu an üsluptan daha büyük sorunlarımız var. İTS Temmuz'da yürürlüğe girecek. Bu gerçekten büyük bir sorun. Elbette ki karekodlu ürünleri, karekodsuz ürünleri nasıl iade edeceğiz, bunlarla ilgili sanayicilerle bir toplantı yaptık, depolarla yaptık, Sağlık Bakanlığı'yla yaptık, Çalışma Bakanlığı'yla yaptık, onlar bizi çağırdı, tüm sektör olarak gittik, konuştuk ve biz şunu söyledik arkadaşlar: “İlaç Takip Sistemi karekodlu ürünler üzerinden yürüsün, karekodsuz ürünler de yılbaşına kadar eczanelerden verilsin.” Akılcı olan bu, ortak akıl 30 bunu söylüyor. Bunu herkes söylüyor. Bunu Sağlık Bakanlığı da söylüyor, Ama bir taraf söylemiyor. Kim o? Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu. İlaç Takip Sistemi'nin ana belirleyicisi Sağlık Bakanlığı'ndan Çalışma Bakanlığı'na geçti ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçti. Sonuçta o da diyor ki, “Hayır arkadaş, bu böyle olacak.” O zaman biz de depoları sıkıştırmak noktasında çaba sarf ediyoruz. Daha önce yaptığımız gibi, bir merkezi bildirim sistemi kurmak istiyoruz. Bunun için arkadaşlarımız çalışıyor. Değerli meslektaşlarım; Bizler geçtiğimiz 6 aylık dönemi bir birikim dönemi olarak kullandık. İlaç Takip Sistemi, Medula, TEBEOS gibi büyük sorunlarla da rutin olarak uğraştık. Ama bunun yanında farmasötik bakım programlarını şekillendirdik. Bu noktada görünmez emekler verdiğimizi biliyoruz, görüyoruz. Buna devam etmek zorundayız. Çünkü eczacılık mesleğinin geleceği, eczacının kendi işlevini yeniden tanımlanmasına, eczane ürünlerinin çeşitliliğine ve elbette ekonomik açılımlara bağlı. Bu süreçte 6197 çerçevesinde ileri sürdüğümüz talepler ortak taleplerimiz. Bu talepleri zenginleştirmek, ama eczacılık mesleğinde bir model tartışması da yapmak durumundayız. Bizler bunun için önümüzü açacak zeminler yaratmaya devam edeceğiz. Bu ilk toplantımız değil. Son toplantımız da olmayacak. Bundan sonra değişik toplantılar da yapacağız, yine birlikte bu konuları tartışacağız. Biz, Türk Eczacıları Birliği'nin en büyük organı olan genel kurulunun seçtiği yönetimiz. Biz bir tek şey için, gerçekten geleceğe bir şey bırakmak için, “Umut” gibi olmak için burada görev yapıyoruz. Gelin, hep beraber eczacılık mesleğini kalkındırmak, ileriye taşımak ve gerçekten bir gelecek yaratmak için mücadele edelim. Ben sizi bu mücadeleye çağırıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Bizden Haberler Birli¤imiz ile T.C Ziraat Bankas› A.fi. Aras›nda ‹lk Defa Bir Eczane Sözleflmesi ‹mzaland› 18.12.2009 tarih ve 27436 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Personelinin Genel Sağlık Sigortası Kapsamına Alınması Hakkında Tebliğ ile, Ziraat Bankası A.Ş. çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık hizmetlerinin 15/01/2010 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş olması nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı olmayan özel hastane ve merkezler ile angajman/özel doktorlar tarafından düzenlenmiş reçete muhteviyatı ilaçların temin edilmesi ile ilgili olarak eczanelerle yapılacak sözleşmeye ilişkin usul ve esaslar ile karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlenmesi amacıyla, T.C Ziraat Bankası A.Ş ile Türk Eczacıları Birliği arasında 21.04.2010 tarihinde bir Protokol imzalandı ve bu tarih itibariyle yürürlüğe girdi. Ak›lc› ‹laç Tan›t›m Filmi Ecz. Esin ÖNGÜN Eczac›l›k Akademisi 2010 Y›l› Bilim, Hizmet ve Teflvik Ödülleri Töreni ve Eczac›l›k Günü Resepsiyonu Eczacılık mesleğine katkısı olan bilim insanlarına Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi tarafından her yıl verilen Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri, 13.05.2010 tarihinde törenle sahiplerine takdim edildi. Reçete Girifl ve ‹laç Takip Sistemine Bildirim ‹fllemlerini Örnekleyen K›sa Filmler Web Sayfam›zda Yay›na Al›nd› Reçetelerin sisteme girişi ve İlaç Takip Sistemine bildirim işlemlerinde meslektaşlarımıza yardımcı olmak amacıyla, çeşitli reçete ve satış tiplerini örnekleyen görsel sunumlar kısa filmler halinde hazırlanarak www.teb.org.tr adresinde yayına alındı. Giriflimlerimiz Üzerine Vodafone, Reklam Filmini De¤ifltirdi 28.05.2010 Cuma Gününden itibaren GSM operatörü Vodafone reklamlarında bir ecza deposu kurucusunun ağzından, “eczacıların telefonla kendilerini çaldırıp kapattığı ve sonrasında depo olarak eczacıları kendilerinin aradığı” şeklinde meslektaşlarımızı rencide eden ifadeler kullanılması üzerine, Birliğimiz tarafından yapılan sözlü görüşmeler ve resmi başvurularda söz konusu reklam filmiyle ilgili olarak duyduğumuz rahatsızlık ifade edilmiş ve bu durumun en kısa sürede düzeltilmesi talep edilmiştir. 10-16 Mayıs Akılcı İlaç Kullanımı temalı Eczacılık Haftası etkinlikleri çerçevesinde üretilmiş olan tanıtım filmi www.teb.org.tr adresinde yayına alındı. Konuyla ilgili olarak, Vodafone Telekomünikasyon A.Ş tarafından söz konusu reklam filminde şikayetimize sebebiyet veren ifadeler çıkartılmış, 31.05.2010 tarihi itibariyle yeni reklam filmi yayınlanmaya başlamıştır. 31 Sa¤l›k Uygulama Tebli¤inde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Tebli¤ Yay›mland› 03.06.2010 tarih 27600 Sayılı Resmi Gazete'de Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlandı. Yeflil Kartl› Hastalar›n Reçete Girifl ‹fllemleri 07.06.2010 Tarihinden ‹tibaren Medula Reçete Provizyon Sisteminden Yap›lmaya Baflland› Yüksek Ö¤retim Kurulu'na Gönderilen 09.04.2010 Tarihli ‹htarname ile 54 Kiflinin Denklik Belgesinin ‹ptali Sa¤land› Yurt dışındaki eczacılık fakültelerinden mezun olan kişilere denklik verilebilmesi ve bu kişilerin Türkiye'de eczacılık yapabilmeleri için, 08.09.2008 tarihinde Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yaptırılan sınavın iptali için açılan davada, 09.03.2009 tarihinde, T.C. Ankara 11.İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verilmişti. Yapılan yargılama sonucunda, T.C.Ankara 11.İdare Mahkemesi davamızı haklı bularak, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği hükümleri uyarınca dava konusu sınavın hukuka ve mevzuata uygun bulunmaması gerekçesiyle iptaline 20.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar vermişti. Yeşil kartlı hastalara ait bilgilerin MEDULA Reçete Provizyon Sistemine aktarım işlemlerinin tamamlanması üzerine 07.06.2010 tarihinden itibaren, yeşil kartlı hastalara ait reçete girişleri MEDULA Provizyon Sistemi üzerinden yapılmaya başlandı. Bu işlem yeşil kartlı hastaların Sosyal Güvenlik Kurumu'na devrolduğu anlamına gelmeyip, yeşil kartlı hastaların reçete teslim işlemleri ile tedavi ve sağlık yardımları mevcut uygulama ile devam etmektedir. Befleri T›bbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeli¤inde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik 10.06.2010 Tarih 27607 Say›l› Resmi Gazete'de Yay›mland› Yüksek Öğretim Kurulu ve Sağlık Bakanlığına yapılan resmi başvurulara rağmen ilgili Kurumlar tarafından gerekli işlemlerin başlatılmaması üzerine, Birliğimiz tarafından Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'na söz konusu mahkeme kararının bir an evvel uygulanması için 09.04.2010 tarihinde ihtarname çekilerek yargı kararına uyulmaması halinde sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağı bildirildi. İhtarname üzerine, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 13.05.2010 tarihinde söz konusu yargı kararları gereğince 08.09.2008 tarihinde Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan eczacılık alanında seviye tespit sınavında başarılı olmaları nedeniyle ek listede isimleri belirtilen ilgililer adına 10.09.2008 tarihli Yürütme Kurulu kararı ile eczacılık alanında düzenlenen diploma denklik belgelerinin iptali ile ilgili olarak Kurullarınca ve ilgili Kurumlar nezdinde gerekli işlemlerin başlatıldığı bildirildi. 32 10 Haziran 2010 tarih 27607 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNLER AMBALAJ VE ETİKETLEME YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK ile “GEÇİCİ MADDE 2 - Karekod, ilaç ambalajlarında hem izleme hem de geri ödeme amacıyla kullanı- lacağından, karekod ifadesi bu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe atıf yapan diğer mevzuatta yer alan 'kupür' ya da 'kupür ve barkod' ifadelerini de karşılar. 1/1/2010 tarihinden itibaren üretilen tüm ürünlere ruhsat/izin sahipleri tarafından karekod konulur. Bu tarihten önce karekodsuz üretilerek piyasaya sunulmuş ürünlerin satışına 1/7/2010 tarihine kadar izin verilir. Piyasada bulunan kupürlü ürünler üzerine, ruhsat/izin sahipleri tarafından etiket veya benzeri bir yöntemle, karekod konulabilir. Bu işlem, firmanın kontrolü altında olmak üzere, ürünün bulunduğu yere göre ecza depolarında ve eczanelerde de yapılabilir. Tıbbi mamalar ve enteral beslenme ürünleri hariç olmak üzere serumlar, radyofarmasötikler, sekiz santigrat dereceden daha soğuk ortamlarda bekletilmesi zorunlu olan soğuk zincir ürünleri ile kişiye özel üretilmiş ilaçlar 1/1/2012 tarihine kadar karekod uygulamasının kapsamı dışındadır.” Şeklinde düzenlendi. Sa¤l›k Bakanl›¤› ‹laç ve Eczac›l›k Genel Müdürlü¤ü Taraf›ndan Geçici Karekodlu ‹laçlar Hakk›nda 2010/39 Say›l› Genelge Yay›mland› T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde 10.06.2010 tarihinde geçici karekodlu ilaçlarla ilgili 2010/39 sayılı Genelge yayımlanarak, daha önce aynı konuda yayınlanmış olan 2010/12 ve 2010/24 sayılı Genelgeler yürürlükten kaldırıldı. 53. Bölge Ni¤de Eczac› Odam›z Kuruldu Niğde ili ve ilçelerindeki eczacıların, eczacı odası kurulması talebi Kayseri Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından Birliğimize yazılı olarak sunulmuş; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin 13.05.2010 tarihli toplantısında aldığı karar ile, 152 (yüzelliki) adet eczacı bulunan Niğde ilinde 53.Bölge Eczacı Odası kurulması talebi kabul edilmiştir. 53.Bölge Niğde Eczacı Odası'nın kuruluş işlemlerinin başlatılması için, 29.04.2010 tarihinde Merkez Heyetimiz Niğde ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren eczacılarımız ile bir toplantı gerçekleştirmiş; bu toplantı sonrasında 53.Bölge Niğde Eczacı Odası'nın Kurucu Yönetim Kurulu olarak 15.06.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Ecz.Nihat Öztürk, Ecz.Uğur Arısoy, Ecz. Derya Kocaman Tolu, Ecz.Figen Eriş, Ecz. Aylin Atabek'in atanmasına karar vermiştir. Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakk›nda Yönetmelikte De¤ifliklik Yap›ld› 23.06.2010 tarih 27620 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile, eczane açılışlarında istenen belgeler arasında yer alan “Eczanenin muvazaalı olup olmadığı hususunda Bölge Eczacı Odasınca verilmiş değerlendirme raporu”nun tanımı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlendi; “h) Eczanenin muvazaalı olup olmadığı hususunda Bölge Eczacı Odasınca verilmiş değerlendirme raporu; bu rapor Eczacı Odası yetkililerince 20 iş günü içerisinde ispatlayıcı belgelerle birlikte İl Sağlık Müdürlüğüne verilir. Belirtilen süre sonunda rapor verilmediği takdirde muvazaa konusunda İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerince 10 iş günü içerisinde karar verilir. Bölge Eczacı Odasının verdiği rapor ile İl Sağlık Müdürlüğünün görüşlerinin birbiri ile örtüşmediği durumlarda muvazaa konusu, İl Sağlık Müdürünün başkanlığında, il sağlık müdürlüğü ve eczacı odası tarafından görevlendirilen yetkililerden oluşan Muvazaa Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilir. Bu Komisyonda muvazaa konusunda mutabakata varılamaması durumunda, dosya belgeleriyle birlikte ivedilikle Bakanlığa gönderilir. Bakanlıkça, Türk Eczacıları Birliğinin uygun göreceği temsilcilerin de yer alacağı bir komisyon tarafından değerlendirme yapılarak muvazaaya ilişkin karar İl Sağlık Müdürlüğüne bildirilir.” Yapılan Yönetmelik değişikliği ile, muvazaa değerlendirme komisyonunun yeniden işlev kazanması sağlandı. Bu düzenleme, muvazaa ile mücadele alanında Türk Eczacıları Birliği ve Bölge Eczacı Odalarının Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleri ile eşgüdümlü olarak çalışmasına olanak vermekte, muvazaalı eczane açma girişimlerinin tamamına yakınını engelleyen oluşumu yeniden hayata geçirmektedir. 33 Aile Hekimli¤i Muayenelerinde 2 Tl Kat›l›m yürürlüğe giren Yönetmelik'te “Madde 21-(6) Bina Pay› Al›nmas› Uygulamas› Hakk›nda ve müştemilatında eczane bulunan yerlerde aile Dan›fltay 10.Dairesinin Alm›fl Oldu¤u sağlığı merkezi açılamaz.” hükmü şeklinde yer Yürütmeyi Durdurma Karar› aldı. Birliğimiz tarafından, 18.09.2009 tarih ve 27353 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Befleri ‹laçlar›n Fiyatland›r›lmas› Hakk›nda Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin muayene Tebli¤de De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Tebli¤ katılım paylarını düzenleyen 1,2,3 üncü mad- 11.06.2010 Tarih 27608 Say›l› Resmi delerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması Gazete'de Yay›mland› istemiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı'na açılan davada Danıştay 11.06.2010 tarih 27608 sayılı Resmi Gazetede Onuncu Daire tarafından 20.04.2010 tarih Esas Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde No: 2010/1063 sayılı karar ile, “Tebliğin dava Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlandı. konusu 1. ve 2.maddelerinin aile hekimliği muayenelerinden alınacak katılım payı tutarının 2 TL olarak belirlenmesine ve bu tutarın ilgililerden tahsil edilmesine ilişkin kısımlarının yürütülmesinin Sa¤l›k Bakanl›¤› Taraf›ndan “Diyaliz durdurulmasına” karar verilmiştir. Merkezleri Hakk›nda Yönetmelik” Yay›mland› 18 Haziran 2010 tarih 27615 sayılı Resmi Gazete'de Sağlık Bakanlığı tarafından Diyaliz Sa¤l›k Bakanl›¤› Taraf›ndan Yay›mlanan Merkezleri Hakkında Yönetmelik yayımlandı. "Aile Hekimli¤i Uygulama Yönetmeli¤i" Hakk›nda Uzun Süredir Talep Ettiğimiz Madde Aile Hekimliği Sa¤l›k Bakanl›¤› ‹laç Ve Eczac›l›k Genel Uygulama Yönetmeliği'nde Yer Aldı. Müdürlü¤ü Taraf›ndan 2009/79 Say›l› Genelgeyi Yürürlükten Kald›ran 2010/47 Sağlık Bakanlığı tarafından 25 Mayıs 2010 tarihli Say›l› Genelge Yay›mland› 27591 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ" ile 6 Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Temmuz 2005 tarihli ve 25867 sayılı Resmi tarafından yayımlanan 2010/47 sayılı Genelge ile, Gazete'de yayımlanan “AİLE HEKİMLİĞİ PİLOT 2009/79 sayılı Genelge yürürlükten kaldırılarak, UYGULAMASI HAKKINDA YÖNETMELİK” eczane açılışlarında istenen belgeler arasında yer yürürlükten kaldırılmıştır. alan “Eczanenin muvazaalı olup olmadığı hususunda Bölge Eczacı Odasınca verilmiş Birliğimizin 13.03.2008 tarih ve 36.B.01.02.001016 değerlendirme raporu;”nun tanımı 23.06.2010 sayılı yazısı ile Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik Genel Müdürlüğü'nden talep ettiği eczane bulunan değişikliğine uygun şekilde yeniden düzenlendi. bina ve müştemilatta aile sağlığı merkezi açılamayacağı ile ilgili düzenleme, yayımı tarihinde 34 Sendika TEB'de Toplu ‹fl Sözleflmesi ‹mzaland› Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile DİSK'e bağlı Sosyal İş Sendikası arasında imzalı bulunan Toplu İş Sözleşmesi 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek ve 24 ay geçerli olmak üzere 17.06.2010 tarihinde yenilendi. TİS'in imzalanmasından önce, çalışanlar kendi aralarında iş yeri temsilcisini seçmek için sandık başına gitti. Oyların büyük bir çoğunluğunu alan Ecz.Neşe Kılınç Mercan Sendika Baş Temsilcisi seçilirken, Ecz.Begüm Erkol ise Sendika Temsilcisi olarak seçildi. Mesai arkadaşlarının güvenini toplayan Temsilciler, sendika yönetimiyle birlikte sözleşme görüşmelerini yürüttüler. Her iki tarafın da iyi niyeti ve ortak kararıyla yeni sözleşme imzalandı. 35 Kooperatiflerimiz Gaye SARIKAYA TEKB’nin Kurulufl Öyküsü Bu say›m›zda Tüm Eczac› Kooperatifleri Birli¤i'nin (TEKB) tarihçesini ve baflar›larla dolu 21 y›ll›k serüvenini sizler için araflt›rd›k. TEKB Yönetim Kurulu Baflkan› Ecz. Abdullah Özyi¤it, TEKB ile ilgili tüm ayr›nt›lar› TEB HABERLER'e anlatt›. Misyonunuz neler? Üyelerimizin birincil gereksinimi olan ilaç temin ve tedarik hizmetine çağdaş bir nitelik kazandırmayı kendimize misyon edindik. Bu doğrultuda yeni hizmet projeleri yapmak, üyelerimize yeni hizmetler kazandırarak verimliliklerini artırmak ve bu yolla yaratılan yeni kaynakları, yine üyelerimiz için yatırıma yönlendirmek de kendimize yüklediğimiz diğer bir misyon. Bunların dışında ise; nihai tüketicinin, kooperatif üyesi eczaneleri tercih edecek niteliğe gelmesini sağlamak, kaynak kayıplarına yol açan yapıları kaynak yaratan yapılara dönüştürmek, elde edilen ek kaynakları, teknolojik, mali, organizasyonel ve yönetsel düzenlemelerle, yeni hizmet tasarımlarının hayata geçirilmesine yönelik projelere tahsis etmektir. TEKB'nin hizmetleri ve yürüttüğü projeler nelerdir? Öncelikle şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz projelerimizden Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ne zaman bahsetmek istiyorum. Örneğin Pharma; eczacılara, mesleki kuruldu? bilgilerinin yanı sıra ihtiyaçları olan işletme bilgileri açısından da yardımcı olmak için oluşturulmuş bir programdır. Bu Birliğimiz 26 Ocak 1989 tarihinde kuruldu. Yani tam olarak program, TEKB üyesi eczacıların, eczanelerini daha etkin 21 yıldır eczacılara hizmet veren bir kooperatifiz. yönetebilmelerini, kendilerini ve birlikte çalıştıkları kişileri geliştirmelerini hedefler; eczacılara, işleriyle özdeşleş- TEKB'nin kuruluş amacı nedir? tirebilecekleri ve pratik bir şekilde uygulayabilecekleri, kolay anlaşılır ve sürükleyici bilgilerin yanı sıra kaliteli ve çağdaş TEKB, dünyada ve Türkiye'de sektöre yönelik tüm hareket hizmet sunmalarına yardımcı olacak yetenekler de kazandırır. ve gelişmeleri takip ederek ortak kooperatiflerin ve üye Bu programla, Türkiye'de ilk kez bir meslek birliği, üyelerinin tabanlarının gelişmesini özendirici önlemler almayı; ilaç ve bilgi birikimini artırmak amacıyla İnternet üzerinden eğitim eczacılık konularında çeşitli proje ve etkinlikler gerçekleştirerek olanağı sunmaktadır. e-pharma; temel işletmecilik ve hasta ilaç ve sağlık sektörüne yeni hizmetler kazandırmayı odaklı eczacılık konularını kapsayan, eczanelere yönelik özel amaçlamaktadır. Üyeleri ile birlikte büyümeyi ilke edinen TEKB, uygulama ve örneklerin yer aldığı şu modüllerden oluşuyor: stratejik fonksiyonları merkezileştirirken, uygulamayı işletmelere Check-up modülü, Finans Modülü, Ticari Uygulamalar, Hasta bırakmakta ve eczacı kooperatifçiliğinin güçlendirilmesi yönünde Odaklı Eczacılık ve İleri Uygulamalar. çaba harcayarak politikalar üretmektedir. 36 Diğer bir hizmetimiz ise Farmaofis hizmetidir. Bu hizmet, Tüm Kaç eczacıya hizmet verilmektedir? Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ve üye eczacı kooperatiflerin, kendi üyesi eczacıların işyerleri ile ilgili her tür ekipman ihtiyacını Son verilerimize göre şu anda toplam 11.483 eczacıya hizmet karşılamak üzere sunduğu ürünlerden oluşur. Bu hizmet vermekteyiz. sayesinde eczacılar, mesleklerini yerine getirirken yaşadıkları yoğunluğu azaltıp işlerini kolaylaştıracak ofis malzemelerine Kooperatiflerimizin önemi hakkında neler söylemek kolaylıkla sahip olabilirler. istersiniz? • Farmaofis hizmeti, kooperatif üyesi eczanelerin kurumsal Kooperatif, küçük sermayeli insanların bu sermayelerini bilgi imajını güçlendirerek onları farklı kılmayı hedefler. ve becerilerini birleştirdiği ve büyük sermaye grupları karşısında • Farmaofis hizmetiyle, bir eczane için gerekli tüm ofis var olmayı sağladığı kurumlardır. ekipmanları tek merkezden sunulur. • Fiyatı ve kalitesi kooperatifler tarafından denetlenmiş Kooperatiflerin gerekliliği bulunulan konuma, zamana göre ürünlerden oluşan Farmaofis hizmeti, ihtiyaçların güvenle ve değerlendirilmektedir. Örneğin; Eczacı Kooperatifleri kurulduğu kooperatif garantisiyle karşılanmasını sağlar. dönemde ilaca ulaşmakta yaşanan güçlükleri aşmak, eczacının • Farmaofis'ten sipariş edilen ürünler belirtilen adrese teslim karşı karşıya kaldığı sömürü ve aşağılamaya karşı kuruldu. edildiğinden, alışverişler gönül rahatlığıyla yapılıp ana işe Zaman içinde eczane ekonomisine büyük katkılar sundu. odaklanmak mümkün olur. Böylece, ofis ihtiyaçlarının nasıl Rekabeti eczacı lehine çevirip eczane sermayesine katkı giderileceğini düşünmek yerine, “danışman eczacı” kimliğiyle sağladı. Günümüzde kooperatifler neden gereklidir diye daha kaliteli hizmet verilebilir. baktığımızda ise artık görev ve sorumluluk değişmiştir. Küresel • Farmaofis'teki tüm ürünler, % 100 iade garantisiyle ve faturalı liberal ekonomilerin eczacı karşısında oluşturduğu riskler olarak sunulur. nedeniyle eczanenin her hal ve koşulda Bağımsız Eczacı Sermayesi ile yönetilmesini ve son tüketicinin tercih edeceği TEKB, dünyada ve Türkiye'de sektöre yönelik tüm hareket kalitede olmasını sağlamaktır. ve gelişmelerin eczacılar tarafından takip edilmesine yardımcı olmak, ilaç ve eczacılık konularındaki yeni ürün, proje ve Bunun yanı sıra, eczacı karlılıklarının karşı karşıya olduğu etkinlikleri sektörün tüm bileşenleri ile buluşturmak, ortak büyük baskı karşısında yeni alternatifler sağlamak ecza kooperatiflerinin üye tabanlarının gelişmesine katkıda bulunmak kooperatiflerinin görevidir. İlaç dışı alanda yenilikler ve ticari amacıyla her yıl eczacılık fuarı düzenliyor. 2002 yılında, TEKB'nin organizasyonlarla da eczane ekonomisine katkı sunmalıdır. önderliğinde başlayan ve gelişen Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 2007 yılından itibaren TEB'in de katılımıyla daha da güçlü bir Kooperatifler sadece ekonomik kuruluşlar değildir. Kooperatifler şekilde eczacılar ile buluşmaktadır. TEB ve TEKB; eczacıların ekonomiye, demokrasiye ve sosyal sorumluluk konularına ekonomik örgütleri olan Eczacı Kooperatifleri ile mesleki katkı sunan burada sorumluluk taşıyan kurumlardır. örgütleri Eczacı Odalarının desteği ile sadece ticari bir fuar düzenlemeyi değil, içinde yer aldığı sağlık alanının etik Kooperatifleri yaşatmak için ne gibi önlemler alınmalıdır, değerlerine sahip çıkan, bu değerleri önde tutan katılımcıları neler yapılmalıdır? bir araya getirmek ve meslektaşlarına tanıtabilmeyi amaçlamaktadır. Her kurum kendi gerekliliğini kendisi ortaya koymak durumundadır. Kooperatifler de kendi değerini kendisi Farmayakıt hizmetimize gelince; bu hizmet eczacı koope- yaratmıştır ve devam ettirecektir. İçinde bulunulan koşullar ratiflerinin tüketimden gelen güçlerini birleştirerek, üyelerinin kooperatiflerin gerekliliğini şart koşuyor. Bu şartı çok iyi anlatmak akaryakıt ihtiyacını daha avantajlı tedarik etmelerini gerekiyor, herkese sorumluluklarını hatırlatmak gerekiyor, iyi sağlamaktadır. BP Taşıtmatik, Farmayakıt hizmeti ile çok özel yöneterek sağlandığı koşullarla faydasını ortaya koyup örnek avantajlarla kooperatif üyesi eczacıların kullanımına sunuluyor. oluşturmak gerekiyor. Çünkü kooperatifler içinde bulunulan Farmayakıt, TEKB ile BP arasında yapılan anlaşma sayesinde ekonomik durumda ayakta durabileceğimiz tek ekonomik sadece kooperatif üyesi eczacılara sunulan özel bir hizmettir. modeldir. Demokrasinin, olmazsa olmaz unsurlarındandır. Dünyada yaşanan büyük ekonomik krizde kooperatiflerin Son dönemde üzerinde çalıştığımız projelerimiz ise, “İletişim gerekliliği bir kez daha netlikle anlaşılmıştır. Temel görev bu Projesi” ve “Enerji Elektrik Tasarruf Projesi” dir. gerçekleri bıkmadan usanmadan toplumun bütün kesimlerine aktarmaktır. 37 Sanatç› Eczac›lar›m›z Ayflen YALMAN ‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Toplulu¤u 11 önce kurulan ‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Kulubü, “Her 14 May›s'a 1 Oyun” slogan›yla yola ç›kt›; 11 Y›lda 11 farkl› oyun sahneye koydu. Öykülerini grubu kuran dönemin Genel Sekreteri Ecz. Avni Kurtuldu ve Sayman› Ecz. ‹smail Mürtezao¤lu'ndan dinliyoruz; “1999 yılında, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Erkan sahneye koyarken her işi kendimiz yapıyoruz. Örneğin Önsel, Genel Sekreteri Ecz. Avni Kurtuldu ve Saymanı oyunun sahneleneceği sahnenin ışık ve müziklerinin Ecz. İsmail Mürtezaoğlu olarak üçümüz, bu topluluğu oyuna uyarlaması işini Ecz. Birsen Kurtuldu ve Ecz. Ufuk kurmaya karar verdik ve kurduk. Topluluk eczacı ve Bozkurt yapıyor. Yine bugüne değin sahnelediğimiz tüm eczacı yakınlarından oluşuyor. Grubun yönetmenliğini oyunlarımızın müzik ve koreograflarını Ecz. Avni Kurtuldu ise çok uzun yıllardır meslek örgütümüze adeta ve Ecz. Birsen Kurtuldu'nun kızları ve aynı zamanda kenetlenmiş Ülkü Ayvaz yapıyor. kuruluşumuzdan beri oyuncumuz olan sevgili Funda Kurtuldu yapıyor. Görüldüğü gibi herkes müthiş bir Dönemin yöneticileri Tiyatro Topluluğu ile birlikte, resim özveriyle çalışıyor. kursları, fotoğrafçılık kursları, felsefe seminerleri de düzenlediler. Bunlardan yalnızca bizim topluluğumuz Meslek örgütümüze tiyatro kurmamızın yegane halen faaliyetlerine devam ediyor. Bizler, tiyatro eserini amaçlarından birisi, özellikle de son zamanlarda, 38 sahneledik. Turgut Özakman'ın “Fehim Paşa Konağı”adlı oyunu ise Çorlu, Kayseri, Alanya ve İstanbul'da ç o k k e z s a h n e l e n d i . Tu r g u t Özakman, Müjdat Gezen, Kandemir Konduk ve Yılmaz Erdoğan'ın oyunlarından oluşan kolaj şeklindeki bir eser olan “Al Gözüm Seyreyle” 7 kez sahnelendi. Ve yine Haldun Dormen'in “Hisseli Harikalar Kumpanyası” müzikali, Kırklareli ve İstanbul'da 6 kez sahnelenmiş ve son olarak Mehmet Akan'ın “Breht'in Tebeşir Dairesi” adlı oyunundan uyarladığı “Feleknaz Hatun ile Gülizar Kızın Analık Davası”adlı oyunu İstanbul'da 5 kez sahneye konulmuştur. Eczacı aslında sanata yakın ve yatkındır; elleri marifetlidir, havanda ilaç hazırlar, müthiş gözlemleme yeteneği v a r d ı r. Semtinde, eczanesinde adeta delirmiş durumdaki meslektaşlarımızı, mahallesinde, bölgesinde, güvenli ve güvenilir birisidir. tiyatro gibi hayatın gerçekten de kendisi olan, sanatla Kız isterken bile ona danışılır. Kısacası sosyal biridir. Bu buluşturmaktı. Mesleğimiz üzerine oynanmakta olan ve nedenlerledir ki, bundan böyle oyunlarımızı, salonları oynanacak olan oyunlar konusunda sahnelenen oyun hınca hınç doldurarak izlemelidir. Tüm meslektaşlarımızı içerisinden, onlara gerekli mesajları verebilmek ve yeni adeta bir kurum haline gelmiş İstanbul Eczacı Odası kuşak meslektaşlarımıza da tiyatroyu sevdirebilmek Tiyatro Topluluğu’nu izlemeye, desteklemeye çağırıyorum. hedeflediğimiz sonuçlardı. Topluluk olarak yapmak istediğimiz en önemli şeylerden “GÖZLERİMİ KAPATIRIM VAZİFEMİ YAPARIM” birisi de, mesleğimizle ilgili bir oyun sahnelemektir. Bunun Topluluğumuz ilk oyununu, Haldun Taner'in son yüzyılın için de sevgili meslektaşlarımızın, eczanelerinde olan oyunu seçilen “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” ilginç olayları, İstanbul Eczacı Odası'nın web sitesi gibi büyük bir oyunu seçerek iddiasını ortaya koymuş aracılığı ile bizlere ulaştırmasını rica ediyoruz. Sonra ve bu oyunu İzmir ve Samsun Eczacı Odaları'nın sponsor- bunları derleyip güzel bir oyun vücuda getirebileceğimizi luğunda olmak üzere, toplam 7 kez sahneleyerek büyük düşünüyoruz. bir takdir toplamış, ciddi eleştirmenlerden de ciddi puanlar almıştır. “HER 14 MAYIS'A BİR OYUN” Tiyatro topluluğumuz her 14 Mayıs Eczacılık Günü’ne yeni bir oyun sloganıyla, daha sonra Yılmaz Erdoğan'ın ”Kadınlık Bizde Kalsın” oyununu yine 7 kez, Kandemir Konduk ile Müjdat Gezen'in birlikte yazdıkları “Artiz Mektebi” oyununu 5 kez, Turgut Özakman'ın “Deliler” adlı oyununu 6 hafta peşpeşe olmak üzere İstanbul Muammer Karaca T iyatrosu'nda sahnelemiştir. Yönetmenimiz Ülkü Ayvaz'ın uyarladığı “Türk Usulü Evlenme” adlı oyununu, değişik sahnelerde defalarca 39 Toplant› Ayflen YALMAN Giriflimci Kad›nlar Ankara'da Bir Araya Geldi eczacılar yalnızca bir işletmeyi sürdürmek anlamında değil, ideal olarak eczacılığın hasta ve ilaç danışmanlığı misyonunu güçlendirmek için daha fazla çaba harcıyorlar. Ancak tüm bunlara rağmen mesleğin geleceğini etkileyecek alanlarda ve yapılarda kadınlar çok daha az yer alıyor. Diyebiliriz ki, kadınlar sabırla mesleklerini icra ediyorlar ancak karar verici pozisyonlarda yer almıyorlar. Ben bugün Türk Eczacıları Birliği'nde seçilmiş bir yönetici olarak, daha fazla kadın meslektaşımı meslek örgütlerine çekme gayretindeyim. Bu anlamda kadın dayanışmasının önemli olduğunun da farkındayım. Farklı alanlardan gelen deneyimlerimizi paylaşarak, kadınların ekonomik, sosyal ve politik anlamda güçlendirilmesi için daha hızlı yol alacağımıza inanıyorum. Kadınların toplum ve iş hayatına katılımlarını artırmak için yapılan teşvik ve çalışmalar sayesinde, bugün özellikle özel sektörde kadın girişimcilerin isimleri sıkça anılıyor. Ankara Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği'nin (ANGİKAD) buna hizmet etmek amacıyla düzenlediği toplantıya, Dünyadan ve Türkiye'den çok sayıda girişimci kadın katıldı. 5 Haziran 2010 tarihinde Ankara'da düzenlenen çalışma toplantısına, Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odası yönetiminde söz sahibi olan eczacılar da katıldılar. Toplantıya katılarak bir konuşma yapan TEB Saymanı Ecz. Nevin Taşlıçay, Türk Eczacıları Birliği'nin örgüt yapısından ve yönetim organlarında görev alan eczacı profilinden bahsetti. Taşlıçay daha sonra konuşmasında özetle şunları söyledi; “Kadınların toplumda var oluşu, toplumsal yaşamda etkinliği ve baskılanmadan kendini gerçekleştirme şansı yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada sorunlu bir konu. Bu konuda hala kat etmemiz gereken çok yol var. Çünkü genel olarak kadınlar dünyanın hemen hemen her yerinde yalnızca kadın oldukları için toplumsal kaynaklara eşit bir biçimde ulaşamıyorlar. Sağlık alanından başlayarak neredeyse doğuştan itibaren, kadınlar eşitsiz biçimde atılıyorlar hayata. İş hayatına katılım içerisinde; genel olarak kadınların belli mesleklerde yoğunlaştığını görüyoruz. Kadınların iş hayatına katılımında, işin kadınlar için uygun olup olmadığı her zaman önemli bir kriter olarak önümüzde duruyor. Ancak bunun karar vericisi de genellikle toplumdaki genel kabuller oluyor. Zaman içerisinde toplumsal algı değişime uğrasa da meslek seçiminde, özellikle kadınlar açısından, toplumsal uygunluk yani 'kadına uygun' işlerde çalışma halen önemli bir kriter. Özel olarak eczacılık mesleğine baktığımızda, eczacıların yarıdan fazlasının kadın olduğunu görüyoruz. Kadın 40 Öte yandan, toplantının açılış törenine, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, Uganda Ulusal Sanayi ve Ticaret Odaları Yönetim Kurulu Başkanı Olive. Z. Kigongo, Yukarı Avusturya Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ulrike RabmerKoller, Bulgaristan Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Radka Tzvetkova Stamenova, ÇESAV Başkanı Dr. İmren Aykut, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Özlem Yemişçi de katılarak, birer konuşma yaptılar. “1/2'den 1 Olmaz” Ülkemizde iş hayatında ve sosyal hayatta kadınlara fırsat eşitliği yaratarak yönetim erki içerisinde kadının etkinliğinin ve payının arttırılmasına destek olmak, ulusal ve uluslar arası düzeyde yasal düzenlemeleri incelemek ve başarı hikayelerini paylaşmak amacıyla gerçekleştirilen toplantının birinci bölümünde, Türkiye'deki mevcut durum, idari altyapının analizi ve yapılan çalışmalara değinildi. Ayrıca toplantıya katılan yabancı kadın konuklar, diğer ülkelerdeki yasal mevzuatlar ve işleyişle ve bu ülkelerdeki başarı hikayeleriyle ilgili deneyimlerini paylaştılar. Toplantının 2. bölümündeki panelde Türkiye'de İş ve Meslek Örgütlerinde yönetici olan kadınlar, kendi organizasyonları içindeki durumu ve yapılması gereken çalışmaları aktardılar. Öğleden sonraki 3. bölümde ise, eş zamanlı çalışma toplantıları ile birlik temsilcileri, kendi meslek grubundaki girişimcilerle bir araya gelerek kendi alanlarındaki sorunları tartıştılar. Çalışma toplantısının üçüncü bölümünde düzenlenen “Eczacılar ve Yönetim” konulu panele katılan Ankara Eczacı Odası Saymanı Ecz. Füsun Akmangit, Samsun Eczacı Odası Genel Sekreteri Ecz. Serap Genç ve Kastamonu Eczacı Odası Saymanı Ecz. Zuhal Keskin birer konuşma yaptılar. Odalar›m›z Aram›za Kat›lan Yeni Odam›z: Ni¤de Eczac› Odas› Eczac› meslektafllar›m›za hizmet verecek yeni bir odam›z daha aram›za kat›ld›. Türk Eczac›lar› Birli¤i olarak Oda yöneticileri ve çal›flanlar›na baflar›lar diliyor, Oda'n›n kurulufl öyküsünü Baflkan›m›z Ecz. Nihat Öztürk'ten dinliyoruz: “53. Bölge Niğde Eczacı Odası zor ama bir o kadar da tatlı TEB 37. Olağan Büyük Kongresi'ne Niğde'den bir ekiple bir çaba, heyecan ve destekle kurulmuştur. Oda olmanın katıldık. Oda olma isteğimizi ve heyecanımızı TEB Genel sorumluluğunu alacak, emeğini esirgemeyen meslektaş- Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEB Genel Sekreteri Ecz. larımla beraber çalışmak, bu süreçte zor olan işleri bile Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyeleri ile paylaştık. Diğer kolaylaştırmıştır. Eczacı Oda'larından da güzel tepkiler aldık. Büyük Kongre dönüşünde de bu sürecin tamamlanması için çalışmalarımıza Kayseri Eczacı Odası önceki dönem Eczacı Odası Başkanı hiç ara vermeden devam ettik. Ecz. Bülent Ünsal ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile yeni dönem Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet Özçavuşoğlu ve Yönetim Örgütlü bir güce inanan biz Niğde eczacıları Türk Eczacıları Kurulu Üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde oda olma isteğimizi Birliği'nin yeni bir kolu olarak, bu gücün daha da arttığına kendilerine belirtmiştik. Her iki dönem Eczacı Odası Başkanı inanıyoruz. 53. Bölge Niğde Eczacı Odası olmaktan dolayı ve Yönetim Kurulu Üyeleri bu isteğimizde desteklerini bizden mutlu ve gururluyuz. esirgemediler. Aldığımız bu güzel destekle de hazırlıklarımızı tamamlayarak oda olmak için gerekli başvuruyu yaptık. TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEB Genel Sekreteri Kayseri Eczacı Odası, 06.11.2009 tarih ve 09/0174 sayılı Ecz. Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyeleri başta olmak yazı ile bu talebimizi TEB Merkez Heyeti'ne bildirmiş olup, üzere, Kayseri Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet TEB Merkez Heyeti de, 08.12.2009'da bu talebi Özçavuşoğlu'na ve şu anda Niğde Eczacı Odası Yönetim değerlendirerek oda olabileceğimizi bize müjdelediler. Kurulu Üyeleri olarak atanmış ve ayrıca yanımızda olan tüm meslektaşlarıma da bu süreçte verdikleri destekten dolayı teşekkür ederim.” 41 Dünyada Ne Var Ne Yok Estonya Baflar›s›z Olundu¤u ‹çin Elektronik Reçeteleme Sistemi’ni Erteledi Bu yılın başında uygulamaya konulan elektronik reçeteleme sisteminde meydana gelen bir çok hatadan dolayı Estonya hükümeti, doktorlara geçici bir süre için tekrar kağıt reçetelere dönmelerini önerdi. Eczacıların hem elektronik hem yazılı reçete kabul ettiği geçiş döneminin ardından 1 Mayıs itibariyle kağıt reçetelerin kullanımdan kaldırılması planlanmıştı. Başbakan Andrus Ansip Parlamento'da elektronik reçeteleme sisteminin işleme koyması gereken bilgi miktarının çok büyük olduğunu ve bu nedenle de sistemin defalarca çöktüğünü söyledi. Yerel kaynakların tahminine göre, Nisan ayının ortasından bu yana 1,4 milyon elektronik reçete işleme konuldu ancak bunların yalnızca 830.000'i karşılanabildi. Sevim ÖZDEM‹R zorunlu süre içerisinde rapor edilmemesi ve Pfizer'in halihazırda piyasada bulunan ürünlerinin ciddi ve beklenmedik etkilerini doğru biçimde araştırmaması somut örneklerle ortaya konuldu. Pfizer'in bu durumu kısmen çalışanların bu raporları hazırlayacak kadar bilgisayarlı yeni sistemi kullanmak için eğitilmemiş olmalarına bağladığı belirtildi. Fakat Pfizer Eylül 2009'da verdiği yanıtta, çalışanlara ek eğitim vereceğini ifade etmişse de mektupta düzeltici faaliyetlerin “yeterli” olmadığı söylendi. FDA'nın mektubunda ayrıca reçeteli ilaç örneklerine ilişkin soruna da değinildi. Pfizer'in, bazısı çalınmış dahi olabilecek kayıp ilaç örneklerini Daire'ye bildirmediği belirtildi. FDA New York Ofisi Direktörü Ronald Pace, mektupta Pfizer'in dile getirilen ihlalleri düzeltmek için acil tedbirler alması gerektiğini ifade etti. Pace, aksi takdirde FDA'nın söz konusu sorunlara ilişkin olarak Pfizer'e bildirmeksizin yasal yollara başvurabileceğini ve Pfizer'in beklemede olan ürünlerini onaylamayı erteleyebileceğini söyledi. PGEU Nisan Ayı Raporu FDA, Advers ‹laç Etkilerini Çok Geç Bildirdi¤i ‹çin Pfizer'i Uyard› http://www.scripnews.com/home/FDA-warnsPfizer-over-late-reporting-of-adverse-drug-events297428 16.06.2010 Avrupa Komisyonu ‹spanya, Slovakya ve Danimarka'da Hasta Haklar›n› Korumak ‹çin Harekete Geçti Nancy Faigen ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Pfizer'e, kanunun gerektirdiği üzere, ilaçlar piyasaya sunulduktan sonra ortaya çıkan advers etkileri zamanında rapor etmediği gerekçesiyle bir uyarı mektubu gönderdi. 12 sayfalık uzun mektupta, etkilerin geç rapor edilmesi, ciddi ve beklenmedik etkilerin 15 günlük 42 Avrupa Komisyonu, diğer üye devletlerde yapılan sağlık harcamalarının geri ödenmesine ilişkin uygulamaları nedeniyle İspanya'yı Adalet Mahke- mesi'ne sevk etmeye, Slovakya'ya ise resmi talep [formal request] göndermeye karar verdi. İspanya ve Slovakya, yurttaşlarının AB içerisinde başka bir ülkede gördükleri tıbbi tedavilerin geri ödenmesine ilişkin taleplerini, AB yasalarına aykırı bir biçimde reddediyor. Dolayısıyla hastalar, AB'ye üye olan kendi ülkelerince ödenmesi gereken sağlık gideri faturalarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Ayrıca, İsveç veya Finlandiya dışındaki üye devletlerdeki doktorların yazdığı tıbbi reçeteleri kabul etmeyen Danimarka'ya da, konuya ilişkin bir resmi talep gönderilecek. Komisyon'un Slovakya ve Danimarka'ya gönderdiği talepler AB ihlal prosedürlerine göre gerekçeli görüş biçimini almaktadır. eritilmesini engelleyen bifosfonat gibi yaygın osteoporoz tedavilerinde karşılaşılan bilindik bir sorun olan uzun erimli uyum sorununu büyük oranda gidereceği tahmin edilmektedir. Amgen Avustralya'nın üst düzey medikal danışmanı Dr. Tolman, bifosfonatın karın açken alınması ve kişinin belli bir süre dik pozisyonda kalması gibi gerekliliklerin ilaç etkililiğini etkilediğini ve azalttığını belirtti. PGEU Mayıs Raporu ‹talya ‹laç Fiyatlar›nda ‹ndirim Uygulamas›na Bafllayacak ve Yeni Bir ‹hale Yöntemine Geçecek Osteoporoz Tedavisi ‹çin Yeni Bir ‹laç Francesca Bruce http://www.pharmacynews.com.au/article/newarrival-for-osteoporosis-treatment/518615.aspx 09.06.2010 İtalya Hükümeti, ilaç giderlerini yaklaşık 1.2 milyar Euro azaltmak için yapılacak bir ihaleyle patentsiz ilaçlarda fiyat indirimine gidecek. Patentsiz ve jenerik ilaçları etkileyecek bir ihale sistemini uygulamaya koyacak. İtalya'nın ilaç sanayi birliği olan Farmindustria ise yeni bir ihale sisteminin Avrupa farmasötik üretimini tehlikeye sokabileceğini söylüyor. Jennifer Joseph Yılda iki kez uygulanan ve omurga kırığı riskini önemli ölçüde azalttığı ve tedaviye uyumu güçlendirdiği ispatlanmış olan bir osteoporoz tedavisi (Prolia -denosumab-), Terapötik Ürünler Dairesi (TGA) kayıtlarına girdi. Aynı zamanda ABD'de FDA ve Avrupa'da EMEA'nın da onaylamış olduğu Prolia (denosumab), kemikleri parçalayan osteoklastların gerekli bir düzenleyicisi olan RANK ligand sistemini hedef alan tek terapi olarak piyasaya sunuluyor. Avustralya'da Osteoporozlu kadın hasta sayısının 510.000 olduğu düşünüldüğünde, yılda iki kez Prolia enjekte edilmesinin, kemiğin osteoklastlarca Hükümet, kamu harcamalarını kısmaya yönelik daha kapsamlı bir kemer sıkma planının bir parçası olarak, yeni geliştirilmiş ilaçlarla patentli ilaçları büyük oranda birbirinden ayıran önlemler aldı. Daha önce, giderlerini 2,2 milyar Euro düşürerek ilaç harcamalarını azaltmak istediğini belirtmişti. Buna karşın, Farmindustria Başkanı Sergio Dompé, patentsiz ve jenerik ilaçları etkileyen bir uygulamanın, bir teröpatik gruptaki ilaçlardan yalnızca ucuz olanlarının yazılmasına yol açacağı endişesini taşıdıklarını belirtti. Dompé, böylesi bir uygulamanın “diğer bütün ilaçları sağlık sisteminde bulunamaz” hale getirecek bir ihale sistemi ortaya çıkaracağını ifade etti. h t t p : / / w w w. s c r i p n e w s . c o m / h o m e / I t a l y - t o introduce-price-cuts-and-tendering-296876 04.06.2010 43 Güncel Berivan VARGÜN Ve Taksim... 1 May›s 1977'de otuz dört kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i, onlarcas›n›n yaraland›¤› Taksim Meydan› y›llarca birçok tart›flman›n, uzlaflmazl›¤›n merkezinde olmufltu, 32 y›l aradan sonra Taksim'de olman›n coflkusu yafland› 2010’un 1 May›s'›nda… 6 iflçi ve memur konfederasyonu taraf›ndan, ifl güvencesi, insanca ve özgürce bir yaflam için, eflitlik, adalet ve demokrasi için alanlarda olma karar› al›nd›… 6 konfederasyona üye iflçiler, kamu çal›flanlar›, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri 32 y›l aradan sonra 1 May›s'ta Taksim'de olman›n coflkusunu yaflad›lar. Taksim'de 1 May›s 1977'de ç›kan olaylarda yaflam›n› yitirenler, Kazanc› Yokuflu'nun bafl›ndaki 1 May›s An›t›'na karanfiller konularak an›ld›. Taksim en son 1978'de yasal olarak kutlanan 1 May›s alan› olmufltu, daha önce de dedi¤imiz gibi tam 32 y›l önce… Bu tarihten sonra soka¤a ç›kma yasaklar›n›n ilan edildi¤i (1979), 1 May›s'›n resmi tatil olmaktan ç›kar›ld›¤› (1981), insanlar›n yaflamlar›n› yitirdi¤i (1996), ço¤u zaman haf›zalardan silinmeyen olaylar yafland›; kay›plar›n verildi¤i, sonras›nda yaralar›n sar›lmaya çal›fl›ld›¤›, sar›lmaya çal›fl›lan o yaralar›n alt›nda derin izlerin süre geldi¤i günler gördü Türkiye… 44 2008 Nisan'ında 1 Mayıs'ın “Emek ve Dayanışma Günü” yaşamının kuralsızlaştırılmasına yönelik çalışmaların olarak kutlanması kabul edildi. 22 Nisan 2009'da Türkiye yapıldığı bir dünyadan bahsediyoruz. Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi ve nihayet 2010 Mayıs'ı, üzerinden Bugün yasal sınırlar içerisinde çalışma sürelerinin 32 yıl geçtikten sonra “işçi sınıfının birlik ve mücadele düzenlendiği, fazla mesailerin gerçek değerleri üzerinden günü” ilk kez kitlesel olarak Taksim Meydan'ında kutlandı. ödendiği işyerlerinin, olması gerekeni uygulamayan işyerlerinden çok daha az olduğu bilinmektedir. İşçilerin Kutlamalarda “güvenceli iş, insanca yaşam” talebinin daha uzun sürelerle çalışmaya zorlanması işçi sağlığının sıklıkla yinelenmesi özellikle Tekel İşçileri'nin yaşadığı bozulmasına, yaşam kalitesinin olumsuz yönde sıkıntılar ve zorlukları dile getiren, ayrıca sağlık etkilenmesine, normal çalışma sürelerinin üzerinde yapılan çalışanlarının durumlarını da ifade eden simgesel bir mesailerin iş kazası ve meslek hastalığı riskinin artma- söylem olmuştur. Tabi ki bu söylem sadece onlarla sınırlı sına neden olduğu bilinmektedir. değildir. Bugün biliyoruz ki emekçilerin yarısı kayıt dışı çalışmaktadır. Çalışma sürelerinin sınırlandırılması, en azından yasal düzenlemelere göre gerçekleştirilmesi, işçi sağlığının Kuralsız, güvencesiz çalışmaların, sendikasızlaştırmanın korunmasına yönelik konularda önlemlerin alınması, yaygınlaştığı, sendikal örgütlenmenin önüne engellerin çalışma yaşamının kuralsızlaştırılmaması, kayıt dışı işçi çıkarıldığı bir dünya ile karşı karşıyayız. İş kazalarının çalıştırılmaması, gün geçtikçe artan işsizlik ve yoksul- adını dikkatsizliğin aldığı, fiili çalışma sürelerinin üstü luğun önüne geçilmesi için önlemlerin alınması ge- kapalı yollarla artırıldığı, artırılan sürelere ilişkin emeğin rekmektedir. Umuyoruz ki 1 Mayıs'ı kutlarken yinelenen karşılığının ödenmediği, taşeronlaştırma uygulamalarının “insanca çalışmak ve insanca yaşamak için gerekli alıp başını yürüdüğü, özel sektörde iş kanunu ve yasal görülen düzenlemeler” ve dile getirilen talepler bir an çalışma sürelerinin dışına çıkılarak o iş yerine özel önce gerçekleştirilir ve uygulamaya konulur. kuralların oluşturulduğu ya da başka bir ifadeyle çalışma 45 K›sa K›sa Sa¤l›k Diflçi Korkusuna Son Verecek Cihaz Bulundu ABD'li neuro teknoloji üzerinde çalışan bilim adamları dişçi korkusuna son veren bir cihaz geliştirildi. Diş hastalarının dişçi korkularını yenmelerine yardım edecek, beyne doğrudan ses gönderen ve hastanın rahatlamasını sağlayan cihazın yüksek bir sinir gerginliğini bertaraf edecek öğelere sahip olduğu belirtildi. Ast›ma Kök Hücreli Çözüm İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ve Dokuz Eylül Üniversitesi'nden (DEÜ) bilim adamları, kök hücreyle bronşiyal astım hastalığına çözüm bulduklarını belirttiler. Böbrek Tümörlerine “Ak›ll› Bomba” Yumurtal›k Kanserinde Ömrü Uzatan Bulufl Göğüs ve bağırsak kanseri tedavisinde kullanılan Avastin isimli ilacın, ileri safhadaki yumurtalık kanseri vakalarında hastanın ömrünü uzattığı kanıtlandı. Akıllı Bomba olarak adlandırılan hedefe yönelik tedavi seçeneği, özellikle daha önce tedavi olan ve tedaviden başarılı sonuç elde edilemeyen metastatik böbrek tümörü hastaları için umut oldu. Türk Doktordan K›s›rl›¤a Darbe Türk Doktordan Yapay Karaci¤er ABD'de Türk bilim adamı devrim niteliğinde bir çalışmaya imza attı. Laboratuvar ortamında kök hücreden karaciğer yapıldı. Doktor Korkut Uygun'un liderlik ettiği heyet, farenin hayatını yapay karaciğerle sürdürdüğünü açıkladı. Uygun, 5 yıl içinde laboratuvar ortamında karaciğer üretilerek nakil yapılabileceğini, ileriki aşamada ise diğer organlar üzerinde çalışılacağını açıkladı. Kanser Hücrelerinin Akl›n› Alacak Kısırlığa umut, bir Türk bilim adamından geldi. Yale Üniversitesi Kısırlık ve Donör Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Seli, kadınlarda üremeyi kontrol eden proteini buldu. Seli, üreme ve embriyo üzerine yaptığı çalışmalarıyla ABD'nin “En İyi Araştırmacı Ödülü”nü kucakladı. 46 ABD'de kanser hastalığı konusunda araştırmalar yürüten Dr. Cem Cüneyt Elbi, hastalığın tedavisinde çığır açacak bir yöntem üzerinde çalışıyor. Dr. Elbi'nin kullandığı yöntemle kanser hücreleri yenilenmeyi unutarak kendi kendilerini yok edecek. Türk Cerrahlar›n Baflar›s›na Büyük Ödül Amerikan Kolon-Rektum Cerrahisi Derneği tarafından verilen ve tıp dünyasında en seçkin ödüller arasında yer alan “En İyi Video” ödülü Türk hekimlere verildi. Türk hekimlerinin halk arasında kalın bağırsak kanseri olarak bilinen rektum kanserindeki ameliyat tekniğini, cerrahlara öğretmek için hazırladıkları video eğitim seti alanındaki en saygın ödüllerden biri olarak kabul edilen “En İyi Video Ödülü”nü, Türkiye'ye getirdi. Yeni Kanser ‹lac›na Türk Bilim Adamlar›ndan Katk› Türk Bilim Adamları, kanser tedavisinde dünya çapında bir başarıya imza attı. Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinin de yer aldığı uluslararası çalışma sonucunda, kanser tedavisinde kullanılacak yeni bir ilaç formülü Almanya'da patent aldı. Akci¤er Ameliyat›nda ‹lk Kez Robotik Cerrahi Cerrahpafla'da Kanser ‹lac› Üretildi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Türkiye'de ilk kez nöroendokrin kanseri için radyonüklit bir ilaç üretildi. Ticari satışı yapılmayan bu ilacı dünyada yalnızca 67 merkez üretiyor. Şimdi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı ile birlikte bu ilacı üreterek hastalara uygulamaya başladı. Temre (Vitiligo) ‹çin Kapari Yapra¤›ndan ‹laç Kalp ve üroloji ameliyatlarında yaygınlığı her geçen gün artan Da Vinci Robotu, ilk kez bir akciğer ameliyatında kullanıldı. Prof. Dr. Şükrü Dilege'nin 60 yaşında bir kadın hastaya yaptığı ameliyat, son derece başarılı geçti. Prof. Dr. Dilege, gelecekte göğüs cerrahisi ameliyatlarının yüzde 60'ının robotik sisteme döneceğine inandığını söyledi. Kök Hücre ‹le Körlük Bitti Kezzap gibi yakıcı kimyasallara maruz kalarak tek gözü kör olan ya da hasara uğrayan kişilere müjde. Araştırma yapan İtalyan doktorlar, bu tür kazalara uğrayarak görme yetilerini kaybeden 107 kişiden 82'sini kök hücre yöntemiyle tamamen sağlıklarına kavuşturdu. Kanamay› Durduran Mucize İngiliz Tıp Dergisi The Lancet'te yayımlanan bir araştırmaya göre, traneksamik asit isimli madde, kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kanamadan kaynaklanan ölüm riskini yüzde 15 azaltıyor. Halk arasında “temre” olarak bilinen, derinin renk kaybına uğramasıyla oluşan vücudun herhangi bir yerini tutan ve beyaz plaklarla seyreden bir hastalık olan “vitiligo”, Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu'nun kapari bitkisinden yaptığı ilaçla tedavi edilebilecek. Diyabet Körlü¤üne Karfl› ‹laç Devrimi Diyabet körlüğüne karşı geliştirilen ilaç görmeyi sağladı. Türkiye'de de bulunan ilaç, hastaların yeniden iki satıra kadar okuyabildiğini kanıtladı. 47 Astroloji Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU KOÇ BURCU VE AfiK Koç; komplimanları, özgür ve canlı insanları sever. Dışadönük ve aktiftir. Bir Koç ile beraber olmak için, enerji ve aşk heyecanı ile dolu olduğunu göz önünde tutarak, onunla birlikte geç saatlere kadar uykusuz kalmayı göze almak gerekir. Entellektüel kapasitesi de son derece gelişkin olan Koç'un dikkatini bu alanlardaki farklılıklar çeker. Atak ve ihtiraslı bir yapısı vardır. Ayrıca Koç aşkta kıskanç olabileceği için, tamamen olmasa bile, partnerinin vaktinin büyük bir kısmını kendisine ayırmasını ister. Koç kendinden bir şeyler istenmesinden, birlikte olduğu insana rehberlik etmekten, yön göstermekten ve akıl vermekten hoşlanır. Genellikle tavsiyeleri ve fikirleri son derece açık, hiç şüpheye yer bırakmayan bir tarzdadır. Oldukça dürüst ve açık kalpli olduğu için, duygularını, fikirlerini eşiyle rahatlıkla ve samimiyetle paylaşır. Bağımsız bir ruh olan Koçlar aslında oldukça güvenilir, sevince sadık kalabilen ve heyecan veren eşlerdir. BO⁄A BURCU VE AfiK Boğa, ilgi duysa bile karşısındaki insana bunu belli etmesi oldukça uzun zaman alabilir. Boğalar oldukça sabırlı insanlardır. Onunla beraber olmak için, sabırlı ve sakin olmayı öğrenmek gerekir. Boğa ile ilişkide genellikle inisiyatif kullanacak olan "karşı taraf" olmalıdır. Bir Boğa birlikteliği başlatabilmek için, karşısındaki insanın açıkça onunla birlikte olmaktan zevk aldığını ifade etmesini bekler. Bir restoranda verilen randevu, ortamın ve yemeklerin hoş olması, ilk aşamanın kolay ve olumlu geçmesinde önemli rol oynar. Evdeki buluşmalarda, güzel yemekler, değerli objeler, çiçekler ve mumlar, bir de romantik müzik, Boğa'nın derinden etkilenmesini sağlayacaktır. Kuvvetli iradesi ve saklı kalmış espri yeteneği ile Boğa'nın insana huzur veren bir yapısı vardır. Ancak belirsizlikler ve ani değişiklikler ilişkinin yara almasına neden olur. Boğa bağlılığından ve sadakatinden hiç şüphe duyulmayacak bir partnerdir. Birlikte olduğu insanı her an her yerde kalbinden ve aklından çıkarmayan, aşkını ilk günkü kadar taze tutabilen nadir burçlardan birisidir Boğa. ‹K‹ZLER BURCU VE AfiK İkizler burcu insanlarının çift karakterli olduğunu her zaman akılda tutmak gerekir. İkizler'in bir yanı aşka ve güvenliğe ihtiyaç duyarken, diğer tarafı da kuvvetli bir şekilde yeniliğe ve değişikliğe ihtiyaç duyar. İkizler ile bir ilişki yürütebilmek için, onun duygusal, mental ve cinsel ihtiyaçlarını tam anlamıyla tatmin etmek gerekir. Gülmeyi, eğlenmeyi, yolculuk yapmayı ve yeni şeyleri denemeyi çok sever. Pek çok şey hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen, yeni konular hakkında bilgi edinmek ilgisini her zaman çeker. Bir İkizler'in dikkatini çekmek için, her hangi bir konuda derin bir tartışmaya girmek akılcı bir yöntem olabilir. İkizler dürüstlüğe ve samimiyete çok değer verir. Dolayısıyla, karşısındaki kişi aynı görüşte olmasa bile, kendi gerçek fikirlerini söyleyen kişileri beğenir ve takdir eder. Ayrıca tek bir konuya bağlanmamak, enteresan yeni konular bulmak da, İkizler'in beğenisini kazanmakta faydalı bir yöntem olarak kullanılabilir. Son derece sosyal ve enerjik olan İkizler, zaman zaman sert bir dil kullanmaktan da çekinmez. İkizler kelimeleri silah gibi kullandığı için, aşırı duygusal insanlarla anlaşmakta zaman zaman problemler yaşayabilir. YENGEÇ BURCU VE AfiK Bir ilişkinin başlangıcında Yengeç'ten, ilk adımın gelmesini ya da beğendiği insana açıkça duygularını belli etmesini asla beklememek gerekir. Romantik ve nostaljik yapıdaki Yengeç'le, geçmiş hakkında konuşmak, onun kişiliği ve yaşantısı hakkında da bilgi edinme fırsatı sağlayabilir. Yengeç takdir edildiğini ve değer verildiğini her fırsatta görmek ve hissetmek ister. Komplimanlar, ilişkide ilerlemeye yardım eder. Partnerinin farklı konularda fikirlerini sorması, tavsiye istemesi de, Yengeç için değer verildiğinin göstergesidir. Yengeç reddedilmekten nefret eder ve korkar. Yengeç'in mükemmel bir hafızası vardır ve oldukça kıskançtır. Kolaylıkla unutmayacağı için, samimi ve dürüst olmayan yaklaşımlar ilişkinin 48 kolayca bozulması riskini de taşır. Affetmesi ve unutması çok zordur. Duygusal olarak bir kez yaralandığı zaman, ilişki içindeki davranışlarını ve beklentilerini de değiştirebilir. İlişkide duygusal ve finansal güvence en büyük ihtiyacıdır. Eşinin verdiği güven ve ilginin karşılığında, beklenenden çok daha yoğun bir sevgi, şefkat ve bağlılık ile besler. Koruma ve şefkat duygusu çok gelişkin olan Yengeç, çocuklar için mükemmel bir ebeveyndir. ASLAN BURCU VE AfiK Aslan, komplimanları ve takdir edilmeyi sever. Bir Aslan'ı kazanmak için en uygun yöntem onun üstün yanlarını yine ona anlatmaktır. Yüzeyde görünen bu gururlu kişiliğin altında, oldukça hassas ve kolayca etkilenebilir bir yapı vardır. İlk buluşmada Aslan'ın güvenini ve beğenisini kazanmak için, mutlaka her şeyin en iyisi ve güzeli olmasına dikkat etmek gereklidir. En iyiye layık olduğunu düşünen Aslan, sıradan hiç bir şeyle mutlu olamaz. Entellektüel konularda tartışmalara girebilen, zeki, yaratıcı insanlar Aslan'ı etkiler. Ama Aslan'ın fikirlerini paylaşmaktan hoşlandığını ancak kolayca kendi fikirlerinden vazgeçmeyeceğini de hep hatırlamak gerekir. Aslan liderlik rolünü üstlenmeyi sever. Yoğun ve heyecanlı bir ilişki için ideal bir eştir. Sadakate önem verdiği için, kıskanç ve tamamıyla sahip olmak isteyen bir tavrı da vardır. Gerçek bir Aslan ilişkide sadık kalır ama her zaman yeni macera arayışı için özgürlüğe de ihtiyacı vardır. Aslan bonkörlüğü, yaratıcılığı ve sosyalliği ile karşı cinse çok çekici gelir. Fakat onun ormanlar kralı olduğunu ve hakimiyet kurmak isteyeceğini asla unutmamak gereklidir. Gereken şartlar sağlandığında, partneri için her şeyi yapabilen, sevgisini göstermekten çekinmeyen, sadık bir eşle bir ömür boyu mutlu bir yaşam sürmek çok keyiflidir. BAfiAK BURCU VE AfiK Başak burcunun üyeleri iyi konuşma yeteneğine sahip insanları sever. Başak iletişim kurmayı, etrafında zeki, entellektüel ve sakin insanların olmasını ister. İlerleyebilecek bir beraberliğin temelini atabilmek için, Başak ile sakin ve kaliteli bir yerde buluşmayı tercih etmek gerekir. Başak'ın seçiciliğini göz önüne alarak, sağlıklı yiyeceklerin, sessiz, sakin ve romantik müziğin olduğu bir restoran oldukça uygundur. Birliktelikte Başak'ın ilk günden itibaren takdir etmesi ya da yüceltmesi mümkün değildir. Eleştiriye yatkın olan yapısı, ancak gerçeklerden emin olduktan, ölçüp biçtikten ve sıkı bir değerlendirmeden geçirdikten sonra tatmin olabilir. Başak oldukça dikkatli planlar yapar. Finansal güvence ve kişisel gelişim, yaşamında önemli bir yer tutar. Aşırı harcamalar gibi, hemen başlayan ve hızla gelişen ilişkiler de onları rahatsız eder. Genellikle pratik ve ulaşılabilir amaçları olan eşler seçmeye özen gösterirler. Başak insanı yaşamını paylaşmaya değeceğine inandığı insanı bir kez bulduğunda, ona her zaman sadık olmaya çalışarak, onu mutlu etmek isteyecektir. Dışarıdan kolayca anlaşılmasa bile, Başak oldukça sıcak, samimi ve dürüst bir yapıya sahiptir. TERAZ‹ BURCU VE AfiK Terazi sevmeyi ve sevilmeyi istediği için sürekli, kendini tamamlayacak bir eş arayışındadır. Doğuştan mükemmel bir romantik olan Terazi, duygusal ilişkilerde oldukça başarılıdır. Doğal zarafeti, cana yakınlığı ve nezaketi sayesinde bir Terazi ile birlikte olurken, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. Tiyatro, antikalar, dekorasyon, sanat gibi pek çok farklı zevki vardır Terazi'nin. Güzel konuşma sanatı bir Terazi'nin en önemli yetenekleri arasındadır. Terazi'nin aşkını ve ilgisini kazanmanın ilk ve en etkin yolu ona komplimanlar yapmaktır. Eğer bu komplimanların samimiyetine ikna olursa, ilk adım olumlu atıldı demektir. Gidilecek yerin, zamanın gözde mekanlarından, lüks ve iyi yemekleriyle ünlü bir yer olması da temelin sağlam atılmasında önemlidir. Lüks ve estetik merakı, Terazi'nin yaşamının her alanında kendini gösterir. Kolay idare edilebilen bir yapısı olan Terazi, herkes tarafından kolayca sevilir. Ancak Terazi'nin kendisini anlayacak, takdir edecek ve belki de idol haline getirecek bir eşe ihtiyacı vardır. Terazi sosyal olarak dışadönük ve sevgi dolu bir partnerdir. Toplantılara, partilere gitmeyi çok seven Terazi, sosyal yaşamda kolayca fark edilir. AKREP BURCU VE AfiK Akrep, karşısındakini ilk karşılaştığı andan itibaren, dayanılmaz bir şekilde etki alanına alır. Akrep'in oldukça çekici ve gizemli bir yapısı vardır. Aslında yüzeyde görünenler sadece karşı tarafın görmesini arzuladıklarıdır. Biraz zorlayıcı görünebilir, fakat altta oldukça kırılgan ve hassastır. Akrep insanı aşkı çok ciddiye alır ve birlikte olduğu insanın kendini sevmesini, takdir etmesini bekler. Akrep için ilk buluşmada birlikte denize gitmek, sosyal bir faaliyet ya da insanların bir araya geldikleri ortamları 49 seçmek olumlu bir adım olabilir. Akrep kendini dinleyen ve anlamaya çalışan insanları sever. Karşısındaki insanın, dikkatini tam anlamıyla kendine vermesini ister. Aslında Akrep insanlarıyla tartışmaya girmek çok zor olmasına karşın, eğer karşısındaki saygısızlık ederse ya da duyarsız davranırsa, kolayca saldırgan olabilir. Ayrıca garanti bir eş olarak görülmekten de nefret eder. Akrep'in yaşamını geçirmek için seçtiği insana karşı oldukça kıskanç ve koruyucu bir tavır aldığını asla unutmamak gerekir. Yaşamı boyunca sevgi verebilecek, zengin yürekli ve aradığı emniyeti sağlayabilecek bir eş arar. YAY BURCU VE AfiK Yaşamı bir eğlence gibi algılayan Yay, aşkı ve hayal kurmayı da çok sever. En önemli özelliklerinden bir tanesi espri yeteneğidir. Daima yeni fikirlerle doludur ve yaşama karşı hevesli bir yaklaşımı vardır. Yay'ın özgürlük tutkusu, bonkörlük ve macera arayışı da diğer önemli özellikleridir. Yay burcu insanı pek çok konuya derinden ilgi duyduğu için, partnerinin de entellektüel olarak zengin olmasını ister. Yaylar entellektüel olarak gelişkin ve konuşmasıyla zevk veren insanlardır. Genellikle karşısındakinin ne hissedeceğini ya da düşüneceğini pek önemsemeden, içindekini dışarı aktarabilir. Aslında burada doğal olmak isteğinden başka, kötü bir niyet söz konusu değildir. Yay'ın ilişkideki temel amacı, eşine sadık kalabilmektir. Ancak evine aşırı düşkün, dışarı çıkmak istemeyen bir insanla ya da çok kıskanç bir eşle birlikte olabilmek Yay için mümkün değildir. İlişkinin gerektirdiği özgürlükten vazgeçme durumu, Yay'ın kendini tuzağa kapılmış hissetmesine neden olur. O⁄LAK BURCU VE AfiK İlk karşılaşmada soğuk bir intiba yaratan Oğlak insanı, aslında bunu ihtiyatlı olmak arzusuyla geliştirdiği bir savunma mekanizması olarak kullanır. Kariyer yaşantısı hayatının en önemli ilgi alanı olmasına rağmen, tiyatro, müzik ve diğer sanat dallarını da sever. Genellikle entellektüel kapasitesi yüksek, yaşamsal amaçları kendilerininkine benzeyen insanlarla beraber olmayı tercih eder. Oğlak, ciddi konularda tartışmayı sever, ufak tefek problemlerde bile karşısındakine mutlaka yardımcı olmaya çalışır. Dominant bir karaktere sahip Oğlak'ın aşkını kazanmak çok kolay değildir. Genellikle ikna eden değil ikna edilen olmayı bekler. Beraberliğin başında, karşı tarafın ciddiyetine inanması temel gereksinimdir. Sürekli fikir değiştiren, söyledikleriyle yaptıkları arasında farklılıklar olan insanlara karşı, Oğlak'ın toleransı oldukça düşüktür. Zira Oğlak kontrolü, soğukkanlılığı ve mesafeli davranış biçimini bir meziyet olarak kabul eder. Birlikte olduğu insan gururunu okşar, neşelenmesini sağlar ve sevgisine inandırabilirse, Oğlak çok ihtiraslı, sevecen ve esirgeyici bir aşık olabilir. KOVA BURCU VE AfiK Kova her zaman karşı cinse çekici, esprili, farklı ve zeki gelir. Kova insanı, yaşamını kendine göre düzenler ve başka insanlara delice gelebilen fikirleri hiç çekinmeden uygulayabilir. Zaman zaman soğuk, mesafeli ve kendini beğenmiş dursa bile, aslında diğer insanlara değer veren, onları düşünebilen ve kimi zaman da bağlanabilen bir yapıdadır. İyimserlik yaşamında temel ilkedir. Flört etmeyi ve dostluk kurmayı çok sever. Kova'nın dikkati en çok entellektüel anlamda uyaranlara açıktır. Oldukça açık fikirli olan Kova insanı, eleştirileri rahatlıkla karşılar ve diğer insanların fikirlerine saygı duyar. Savunmaya geçerken her zaman düşünen Kova insanı, asla çok kıskanç ve aşırı duygusal olmaz. Kova'nın ilişkiye başlayabilmesi ve yürütebilmesi için belirgin bir yönteme ihtiyacı yoktur. Ancak enteresan deneyimler, farklı ortamlar, değişiklik, partnerine daha yakınlaşmasında önemli ve etkili role sahiptir. Yanlışları durmadan dile getiren bir partner, Kova'nın kendisini mutsuz hissederek, uzaklaşmasına yol açar. Her ilişkide olduğu gibi aşkta da Kova insanının tam anlamıyla kendini teslim etmesi, kişiliğini olduğu gibi ortaya koyması çok güçtür. Kova, yaşamı paylaşabileceği, beraber gelişebileceği, yeni deneyimlere beraber atılabileceği, akılcı ve akıllı bir eş arayışındadır. BALIK BURCU VE AfiK Genellikle çok kibar ve yumuşacık bir tarzı vardır Balık insanının. Hassas, gizemli özelliklerinin yanında, psişik yetenekleri de yaşamında önemli rol oynar. Kolayca sevmeye ve aşık olmaya yatkın bir yapısı vardır. Balık doğru insanı buluncaya kadar, pek çok aşk ilişkisi yaşayabilir. Eğer Balık'a yeterince düşünceli, nazik, sevgi gösterebilen tavırlarla yaklaşılırsa, karşılığında inanılmaz bir sevgi ve sadakat verecektir. Eğer Balık ilişkide eleştirel yaklaşımlar ve sadakatsizlik görürse, tolerans gösteremeyip, incinip, yıkılan özelliktedir. Balık insanı sevdiği için her şeyi yapabilecek ve göze alabilecek kapasitededir. Balık sanata ve karşılıklı iletişim kurmaya bayılır. Mistisizm, doğaüstü olaylar, deniz ve güzel sanatlar ilgisini çeken konular arasındadır. Bu hassas burcun üyeleri, reddedilmeyi ya da tamamıyla göz ardı edilmeyi hiç sevmezler. 50 Günce Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU 1 May›s 2010-Cumartesi TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Çanakkale'de düzenlenen Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantıda, İTS'ye geçiş, 2010 SUT ve bölgesel sorunlar değerlendirildi. 4 May›s 2010-Sal› TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve TEB Saymanı Ecz. Nevin Taşlıçay, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl'ün başkanlığında, İlaç Takip Sistemi uygulamalarında yer alacak tarafların temsilcileri ile yapılan toplantıya katılım gerçekleştirdiler. Merkez Heyeti toplantıda, başlayacak uygulamada karşılaşılması olası sorunlar hakkında Türk Eczacıları Birliği'nin öngörülerini ve çözüm önerilerini dile getirdi. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, Isparta Eczacı Odası tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, eczacılık alanında yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği 'Neredeyiz, Neden Buradayız' konulu bir sunum gerçekleştirdi. 5 May›s 2010-Çarflamba TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Eskişehir Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen, 'Nerdeydik, Nereye Geldik, Nereye Gidiyoruz' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. 7 May›s 2010-Cuma TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, Şanlıurfa Eczacı Odası'nın bilgilendirme toplantısına katıldılar. Bu toplantıda Uzm. Ecz. Harun Kızılay, İTS ve TEBEOS Sistemi hakkında, Ecz. Mukaddes Harmancı ise Aile Hekimliği hakkında birer sunum gerçekleştirdiler. 8 May›s 2010-Cumartesi TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Manisa Eczacı Odası'nın düzenlemiş olduğu İTS Medula - TEBEOS Teknik Destek Eğitimi'nin açılış konuşmasını Oda Başkanı Ecz. Meliha Nalan Can ile birlikte gerçekleştirdi. 10 May›s 2010-Pazartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Samsun Eczacı Odası'nın 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında düzenlemiş olduğu 'Farklı Pencerelerden Mesleğimize Bakış' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Konya Ticaret Odası Toplantı Salonu'nda düzenlenen Eczane Teknisyenleri Sertifika Töreni’ne katılım gerçekleştirdi. 51 11 May›s 2010-Sal› TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Sayman Ecz. Nevin Taşlıçay, Eczacılık Haftası kapsamında sürdürülen kampanyanın ana teması olarak belirlenen, “Akılcı İlaç Kullanımı” konusunda Halide Edip Adıvar İlköğretim Okulu'nda bir sunum gerçekleştirdiler. TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Çorum Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında düzenlenen Karekod ve İTS bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak katıldı. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen Reklam Kurulu Toplantısı’na katıldı. 12 May›s 2010-Çarflamba TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Murat Yürür, Kastamonu Eczacı Odası tarafından düzenlenen 'Eczacılıktaki Yeni Gündemler' konulu toplantıya katılım gerçekleştirdiler. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, Edirne Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Akıllı İlaç Kullanımı ve Eczacının Rolü' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Aksaray Eczacı Odası'nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay katıldı. Giresun Eczacı Odası tarafından düzenlenen, İTS ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkındaki bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı katıldı. 13 May›s 2010-Perflembe 14 Mayıs Eczacılık Günü nedeniyle, TEB Merkez Heyeti ile S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelerek ortak basın toplantısı düzenlediler. Yaklaşık 30 gazetecinin katıldığı kahvaltılı basın toplantısında, “Akılcı İlaç Kullanımı” ile ilgili projelerin yanında, İlaç Takip Sistemi konuşuldu. Aynı gün TEB Merkez Heyeti, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile bir görüşme yaparak, İTS ve Karekod sistemi hakkında yaşanması muhtemel sorunları dile getirdiler. Türk Eczacıları Birliği'nin ev sahipliğinde TEB Dora Otel'de 14 Mayıs Eczacılık Günü Resepsiyonu gerçekleştirildi. TEB Eczacılık Akademisi ödül töreninin de düzenlendiği resepsiyonda Bilim, Hizmet, Teşvik ve Jüri Özel Ödülleri sahiplerini buldu. 14 May›s 2010-Cuma Muğla Eczacı Odası'nın 14 Mayıs etkinliklerinde, İTS ve SUT hakkında TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkında ise TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, birer sunum gerçekleştirdiler. 15 May›s 2010-Cumartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Adana Eczacı Odası tarafından düzenlenen 'Eczacı Gündemi' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Erzurum Eczacı Odası tarafından Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen İlaç Takip Sistemi konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. 52 17 May›s 2010-Pazartesi Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, İlaç Takip Sistemi'ne geçiş sonrasında, Medula Sistemi'nde yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerini aktarmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile bir görüşme gerçekleştirdiler. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK Kurum Başkan Yrd. Hüseyin Rahmi Çetin ile İlaç Takip Sistemi ve Medula Sistemi'nde yaşanan sorunlar hakkında bir görüşme gerçekleştirdiler. 20 May›s 2010-Perflembe İlaç Takip Sistemi'nin işleyişi ile ilgili değerlendirme yapmak ve karekodsuz ilaçların durumunu değerlendirmek üzere uygulamanın ilgili tarafları olan Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu, sanayiciler, depocular ve Birliğimizin katılımı ile Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ başkanlığında bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Birliğimizi temsilen Başkan Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay katıldılar. 21 May›s 2010-Cuma TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen ve eczacılık fakültesi öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilen “3. Her Yönüyle Eczacılık Sempozyumu”na katılarak bir konuşma gerçekleştirdi. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK GSS Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı Ali Edizer ile bir görüşme gerçekleştirdi. 22 May›s 2010-Cumartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Gaziantep Eczacı Odası'nın düzenlemiş olduğu “Eczacının Gündemi” konulu toplantıya katılım gerçekleştirdi. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 65. Genel Kurul Toplantısı'na katılım gerçekleştirdi. 25 May›s 2010-Sal› TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yrd. Dr. Ekrem Atbakan ile bir görüşme gerçekleştirdi. 26 May›s 2010-Çarflamba TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Şerif Boyacı, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'ı makamında ziyaret ettiler. Ziyarette İTS ile ilgili yaşanan süreç hakkında görüşme gerçekleştirilerek, karekodsuz ürünlerin 1 Haziran'dan sonra da eczanelerden verilebilmesine imkan tanınması talep edildi. 31 May›s 2010-Pazartesi TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı BUMKO Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı Önder İnce'yi ziyaret ederek, Sosyal Güvenlik Kurumu dışındaki kurumların İTS'ye geçiş süreçleri hakkında bir görüşme gerçekleştirdi. Birliğimiz tarafından düzenlenen “Eczacılık Mesleği'nin Geleceği Atölyesi”, “Meslek İçi” ve “Meslek Dışı” paydaşların katılımı ile Gölbaşı'nda gerçekleştirildi. 53 3 Haziran 2010-Perflembe TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'ı ziyaret ederek, karekodsuz ürünler hakkında bir kez daha görüşme gerçekleştirdiler. 4 Haziran 2010-Cuma TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, İlaç Takip Sistemi uygulamalarını ve karekodsuz ilaçların durumunu değerlendirmek üzere konunun tarafı olan sanayicilerle bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıya, AİFD, İEİS ve TİSD'den temsilciler katıldılar. 5 Haziran 2010-Cumartesi TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Nevşehir Eczacı Odası 1. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. 7 Haziran 2010-Pazartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter Ecz. Özgür Özel, İlaç Takip Sistemi uygulamalarını ve karekodsuz ilaçların durumunu değerlendirmek üzere konunun tarafı olan ecza depoları ve kooperatif temsilcileri ile birlikte bir toplantı gerçekleştirdiler. 8 Haziran 2010-Sal› TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. 9 Haziran 2010-Çarflamba TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, EDAK Ecza Koop.'un yeni hizmet binasının açılış törenine katıldı. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından 9-12 Haziran 2010 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen 3. Uluslararası Eczacılık ve Eczacılık Bilimleri Kongresi'ne konuşmacı olarak katıldı. 10-13 Haziran 2010-Perflembe-Pazar Mesleki sorunları konuşmak ve Merkez Heyeti'nin geçmiş altı ayını değerlendirmek üzere, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, 52 Bölge Eczacı Odası'nın Başkan ve yöneticileri ile delegeler ve üyelerinin katılımı ile Balıkesir Eczacı Odası'nın ev sahipliğinde 37. Dönem 1. Bölgelerarası Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, 1 Temmuz 2010'da yürürlüğe girecek olan İlaç Takip Sistemi başta olmak üzere, 18 Eylül kararnamelerinin ve diğer tedbirlerin eczacılar ve eczaneler üzerindeki ekonomik ve bürokratik yükü artırmasına karşı çözüm önerileri tartışıldı. 15 Haziran 2010-Sal› TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen Reklam Kurulu Toplantısı’na katıldı. 54 17 Haziran 2010-Perflembe Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi çalışmalarının değerlendirilmesi ve önümüzdeki dönemde yapılacak faaliyetlerin belirlenmesi amacıyla TEB Dora Otel'de Eczacılık Akademisi Çalıştayı (Arama Konferansı) düzenlendi. 18 Haziran 2010-Cuma TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Açıkgöz'ü ziyaret ederek, katılım payı ödemelerinden kesilen 2007 yılına ait muayene ücretleri ve eczacıların almış oldukları ödemelerin ayrıntılarını Medula ekranında görememeleri hakkında bir görüşme gerçekleştirdi. 19 Haziran 2010-Cumartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter Ecz. Özgür Özel, Bursa Ecza Kooperatifi'nin 31. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katılım gerçekleştirdiler. 25 Haziran 2010-Cuma TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, SGK GSS Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı Ali Edizer ile bir görüşme gerçekleştirdi. TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Türk Tabipleri Birliği 59. Büyük Kongresi'nin açılışına katıldı. 28 Haziran 2010-Pazartesi TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen mezuniyet törenine katılım gerçekleştirdiler. TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, tüm antibiyotiklerin kullanım koşullarının yeniden değerlendirilmesi ve mevcut reçeteleme kurallarının düzenlenmesi amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu'nda gerçekleştirilen SUT çalışma toplantısına katıldı. 29 Haziran 2010-Sal› TEB Merkez Heyeti, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir ziyaret gerçekleştirerek, son dönemde eczacılık alanında yaşanan sorunlar konusunda kendisine bilgi verdiler. TEB Merkez Heyeti, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile yapılan görüşmede, eczanelerde bulunan karekodsuz ilaçlarla ilgili yaşanan sorunları aktardılar ve sorunların tamamen aşılması için, bu ilaçların mevcut haliyle satışı için sene sonuna kadar süre tanınması gerektiğini ifade ettiler. 30 Haziran 2010-Çarflamba TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEKB 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katılım gerçekleştirdi. 55 Bas›nda TEB Gaye SARIKAYA NTV “ÖĞLE BÜLTENİ” 11.05.2010 BLOOMBERG “EKONOMİ SORUYOR” 14.05.2010 Canlı yayına konuğu olan TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, bu sene 14 Mayıs haftasını “Akılcı İlaç Kullanımı”na ayırdıklarını belirterek, “Bu bir slogan değil, eğitim meselesidir ve bu eğitimin de ilköğretimden başlaması gerekiyor. TEB olarak öğrencilere bir tiyatro gösterimiz ve akılcı ilaç kullanımı ile ilgili bir sunumuz olacak. Bizim bu yaptığımız sunumdan sonra bölge eczacı odalarımız, bir yıl boyunca ulaşabildikleri tüm ilköğretim okullarında doğru ilaç kullanımıyla ilgili çocuklarımıza bilgi verecekler“ dedi. Programa telefon bağlantısıyla katılan TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Türkiye'de yüzde 60 oranında karekodsuz ürün olduğunu açıklayarak, “Bu ürünlerin ilaç üreticileri tarafından 1 Haziran'a kadar karekodlanması gerekiyor. Sistemin devreye girdiği gün, yeni bir kaos vatandaş ve eczanelerin gündeminde olacağını bekliyoruz. Yetkililer olmayacak diyor. Biz de olacağını söylüyoruz. İnşallah olmaz” dedi. CNBC-E “FİNANS CAFE” 14.05.2010 ULUSAL “ANA HABER” 11.05.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, doğru ilaç kullanımının bir bilinç meselesi olduğunu ve bu nedenle de 14 Mayıs etkinliklerini bir ilköğretim okulunda başlattıklarını belirtti. Özel şunları kaydetti: “Akılcı İlaç Kullanımı temasıyla doğru ilacın, doğru dozda, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılması gerektiğini belirtiyoruz. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye bilinçsiz ilaç kullanımı konusunda başı çekiyor. TEB olarak, 1 yıl sürecek bir çalışma başlatıyoruz. Bundan sonra bu konuda çalışmalarımız devam edecek.” Programa telefon bağlantısıyla katılan TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Avrupa'da eczane sayısı en çok olan ülkenin Türkiye olduğunu ifade ederek, “Dolayısıyla serbest rekabet ortamı içinde düşünürsek eczane sayısı oldukça fazla. Bunun nüfusa hatta mesafeye göre sınırlandırılması lazım. Gerekli önlemlerle serbest eczacıların daha rahat nefes alması sağlanabilir. Bu arada 16 Mayıs'ta karekod sisteminin yürürlüğe girmesiyle ilgili hepimizin büyük kaygıları var. Hastalar ilaç alma konusunda büyük bir sıkıntı yaşayacak düşüncesindeyiz” dedi. TRT 1 “HABERLER” 13.05.2010 TRT HABER “HABERLER” 14.05.2010 TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczanelerdeki ilaçların yüzde 70'inin karekodsuz olduğunu ifade ederek, ellerindeki ilaçların kendilerine verilen süre içinde karekodlu hale getirilemeyeceğini açıkladı. TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, ilaçların yüzde 70'inin karekodsuz olduğunu açıklayarak, ilaçların kendilerine verilen süre içerisinde karekodlu hale getirilemeyeceğini vurguladı. NTV “HABERLER'' 16.05.2010 KANAL B “ANA HABER” 13.05.2010 TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczacıların karekod sistemiyle ilgili sorunlarının devam ettiğini belirterek, uygulamanın birçok aksaklığı da beraberinde getireceğinin altını çizdi. KANAL A “ANA HABER” 13.05.2010 TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, “Türkiye'de 60 bine yakın eczane karekod okuyucusu aldı. 4000'e yakın eczane ise piyasada bulunmadığı için karekod okuyucusu alamadı. 1 Haziran günü eczanelerde yüksek miktarda karekodsuz ürün olursa, eczacılar bunları hastaya veremeyecekler. Bizler, Sağlık Bakanlığı'na karekodsuz ürünlerin satışının yıl sonuna kadar devam etmesini öneriyoruz. 56 TEB Saymanı Ecz. Nevin Taşlıçay, İlaç Takip Sistemi'ne genel anlamda karşı olmadıklarını belirterek, “Sadece sürece geçişte bütün tarafların hazır olması tercihimizdi. Çünkü hastalarımızın mağdur olmalarını istemiyoruz. TEB olarak kademeli olarak bir geçiş yapılmasını istiyoruz. Biz eczacılar üzerimize düşen tüm hazırlıkları yaparak kendimizi hazırladık. Bugün sistemin ilk günü ve sadece nöbetçi eczaneler çalışıyor. Dolayısıyla yoğunluk olmadığı için şimdilik bir sorun yok. Ancak yarın 24 bin eczane sisteme giriş yapacak. Yarını merakla bekliyoruz” diye konuştu. YENİ ASIR TV “HABERLER” 18.05.2010 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve beraberindeki heyeti makamında ağırlayarak, karekod uygulamasında yaşanan sorunları görüştü. SKY TÜRK “BUGÜN” 18.05.2010 CNBC-E “GERİ SAYIM” 01.06.2010 TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, programa telefonla bağlantısıyla katıldı. Çolak, “Sisteme 24 bin eczane ve binlerce hasta aynı anda girmeye çalışınca ortaya sıkıntılar çıktı. Zaten bizim beklentimiz de bu yöndeydi. Karekod sistemi eczaneleri kilitledi. 1 Haziran'da sistem çalışsa bile karekodsuz ilaçlar verilemeyeceği için asıl büyük kaos 1 Haziran'da ortaya çıkacak. En doğru yöntem; karekodlu ürünlerin sisteme bildirilmesi, karekodsuz ürünlerin ise yıl sonuna kadar yapıştırılarak bu sürencin geçiş süreciyle sonlandırılmasıdır. Bu durum hem eczacıların hem de hastaların mağdur olmaması açısından gereklidir” dedi. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların satışı için 30 gün ek süre verildiğini açıkladı. Buna göre, haziran ayı boyunca karekodsuz ilaçların küpür ve barkodu kesilerek verilmesine devam edilecek. SKY TÜRK “HABERLER” 19.05.2010 TRT HABER “HABERLER” 01.06.2010 Karekod uygulaması yine sorunlarla karşılaştı. TEB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile sistemdeki sorunları görüşecek. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, haziran ayı boyunca karekodsuz ilaçların barkotları kesilerek satılmasına devam edeceğini belirtti. HABER TÜRK “HABER SAHASI” 28.05.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, canlı yayın konuğu oldu. Özel, şunları kaydetti:“Aslında bir hukuk devletiysek 1 Haziran'da hiçbir sorun yok. Çünkü Danıştay bu konuda yapılan başvuruyu değerlendirdi ve karekodsuz ürünlerin 1 ocak 2011 e kadar geçiş süreci içinde satılabileceğine ilişkin düzenlemeyi bozan kararı iptal etti. Danıştay'ın kararına uyulduğu takdirde 6 ay geçiş süreci olacağı için bir sorun yok. Ancak yetkililer, bu kararı yok saymadıklarını fakat SGK'nın karekodsuz ilaçları kusursuz ilaç kabul ederek satın almasını yapmayacağını söylüyor. Bu da bir Haziran'da büyük bir ilaç kaosunun tekrar gündeme taşınması demek. Çünkü eczanelerde ilaçların yarısı karekodsuz ve bunların kusurlu kabul edilip geri alınmaması büyük milli servet kaybıdır. Yapılacak şey çok basit; yargı kararına uyulacak ve 6 aylık geçiş süreci tamamlanacak.“ KANAL 24 “MODERATÖR” 01.06.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların satışı için 30 günlük ek süre verildiğini açıkladı. KANAL B “GÜNE BAKIŞ” 02.06.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların haziran ayı sonuna kadar satılabileceğini ifade etti. ULUSAL KANAL “ANA HABER” 05.06.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekod uygulamasının yıl sonuna kadar ertelenmesi gerektiğini açıkladı. BLOOMBERG “ANA HABER” 23.06.2010 Kiralık diplomayla eczane açma devri kapanıyor. Binlerce eczacıyı ilgilendiren değişiklikle ruhsat aşamasında eczacılar devreye girecek ve komisyonda eczacıların olması sebebiyle de kiralık diplomayla eczane açmanın önüne daha kolay geçilebilecek. HALK TV “AYRINTI” 28.05.2010 ULUSAL KANAL “ANA HABER” 26.06.2010 TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, canlı yayınlanan programda İlaç Takip Sistemi'nde yaşanan sıkıntıları anlattı. Çolak, ayrıca eczacıların sorunlarına değinerek, çözüm önerilerini paylaştı. CNN TÜRK “GÜNE MERHABA” 01.06.2010 TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların haziran ayı sonuna kadar küpür ve barkodu kesilerek verilmesinin devam edeceğini söyledi. Eczacı örgütleri, kiralık diploma yöntemiyle açılan eczanelere karşı yürüttükleri mücadelede bir başarı daha kazandı. TEB'in yaptığı açıklamada şöyle denildi: “Kiralık eczane diplomasıyla eczane açanlar, hastaları birer müşteri olarak görüyor ve kamuyu dolandırmak için her türlü sahteciliği yapıyor. Artık yönetmelikten aldığımız yetki ile aramıza girmek isteyen bu sahtecilere önce bizler geçit veremeyeceğiz. SKY TÜRK “HABERLER” 30.06.2010 BLOOMBERG “İLK SÖZ” 01.06.2010 TEB karekodsuz ilaçların satışı için 30 gün ek süre verildiğini açıkladı. Buna göre haziran ayı boyunca karekodsuz ilaçların küpür ve barkodu kesilerek verilmesine devam edilecek. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, taleplerinin 1 Ocak 2011 tarihine kadar satılabilmesi olup, verilen ek sürenin yeterli olmadığını açıkladı. İlaç Takip Sistemi kapsamında mayıs ayı içerisinde başlatılan karekod uygulaması gereği firmalara karekodsuz ilaçları 1 Temmuz'a kadar değiştirmeleri için tanınan süre bugün sona eriyor. 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67