Ocak 2006 - Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği
Transkript
Ocak 2006 - Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği
TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ BÜLTENİ BULLETIN OF MEDICAL ETHICS AND LAW SOCIETY Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Yayın Organıdır. Yılda iki kez yayınlanır. Yıl :1 Sayı:1 Ocak 2006 TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ BÜLTENİ BULLETIN OF MEDICAL ETHICS AND LAW SOCIETY www.tipethukder.4t.com Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği a. Sahibi Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Editörler Doç. Dr. Arın Namal arinnamal2002@yahoo.com Doç. Dr. jur. Hakan Hakeri hakeri@selcuk.edu.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Doç. Dr. İbrahim Başağaoğlu Yayın Kurulu Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Prof. Dr. Esin Kahya Prof. Dr. Öztan Öncel Prof. Dr. Nil Sarı Doç. Dr. İbrahim Başağaoğlu Doç. Dr. Hanzade Doğan Doç. Dr. Hakan Hakeri Doç. Dr. Nüket Örnek Büken Dr. Elif Atıcı Dr. Hakan Ertin Dr. Gülsüm Önal Gürsoy Dr. Zafer Zeytin Editörlerin Yazışma Adresi Doç. Dr. Arın Namal İstanbul Universitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı, Horhor cad. 13 34260 Fatih-İstanbul Doç. Dr. jur. Hakan Hakeri Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dalı Alaettine keykubat kampüsü 42000 Konya Basıldığı Yer: Nobel Tıp Kitabevleri Çapa-İstanbul Tel: 0-212-632 83 33 Dernek üyelerine ücretsiz dağıtılır. Dernek Aidatları Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği üyelik aidatı 25 YTL’dır. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ Hesap Numarası Türkiye İş Bankası Kadıköy Şubesi Hesap No: 1187/1429015 -2- BAŞLARKEN... İnanılmaz ilerlemelerin gerçekleştiği bir çağda yaşıyoruz. Tıp alanında da, insanın klonlanmasını bile mümkün hale getiren bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, hekimleri en çok dikkat çeken meslek grubu haline getirdi. Hukuk ve etik, bu gelişmelerden etkilendi ve tıbba bakışlarında önemli değişiklikler gerçekleşti. Etik olanın uygulanabilmesi için, etik olanı destekleyen yasalara her zaman gereksinim duyulacaktır. Bu nedenle hastanın korunmasını sağlayan, aynı zamanda yine hastanın yararına olacak gelişmeleri engellemeyecek, hastanın özerkliği, hekimin özerkliği ve toplumun taleplerini dengede tutacak yasaların sürekli olarak geliştirilmesini destekleme yükümlülüğü taşıyoruz. Ayrıca unutulmamalıdır ki, insan onurunu çiğneyen bazı yasalar, demokratik olmayan yönetimlerce uygulamaya konulabilmiştir. Bu gerçek de hukuğun etik ile bağının zayıflamasının, etiğe sırtını dönmesinin acı sonuçlar doğuracağını ortaya koyar. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği, ülkemizde tıp eliyle insan onurunu çiğneyecek davranışlardan uzak durulabilmesi için, tıp etiği konusunda uzmanlaşanlar ve uzman hukukçularımızın işbirliği ile duyarlılık yaratmayı amaçlıyor. Bu dernek, iki disiplinin işbirliğinin kuşkusuz ilk örneğini oluşturmuyor. Dünyada “Center for Ethics and Law in Medicine” vb. adlar taşıyan kuruluşlar ya da “Medical Ethics and Law” vb. başlıklar taşıyan kitapların sayıları giderek artıyor. Bu nedenle ilk sayının kapağında, tıpta hukuk ve etik disiplininin işbirliğinin özel bir önem kazandığını, bu çerçevede yayınlanmış ve yayınlanmakta olan bir çok kitap bulunduğunu anımsatmak üzere, derneğin ilk yayınını da içine alan bir kolaj oluşturduk. Prof. Dr. N. Göksel KALAYCI hocamızı yitirmekten duyduğumuz acıyı ifade etmeyi de görev bildik. Derneğin kuruluşu üzerinden henüz sadece bir yıl geçmişken üyelerine ve ilgililere ulaşmayı başarmış olan bu bülten, ilgi alanımızdaki etkinlikleri duyurmaya çalışırken, güncel konulara ait kısa yorumlara da yer verecektir. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği, ülkemizde bu alandaki tartışmalarda yeterli yolun alınmamış olduğunun bilinci içinde, katılıma en açık platformları oluşturabilme amacıyla güleryüzlü ve iletişime açık bir yapıdır ve kibirli, hoşgörüsüz her tutumun karşısında olacaktır. BÜLTEN de bu doğrultuda hepimizin sesini yansıtmayı amaçlıyor. Hukuk disiplininin değerli temsilcisi editör arkadaşım Sayın Doç. Dr. Hakan Hakeri ile birlikte önerilerinizi, eleştirilerinizi ve katkılarınızı bekliyoruz. Saygılarımla. Son yıllarda Tıp Hukuku üzerinde gün geçtikçe artan yoğun bir ilginin varlığından bahsetmek mümkündür. Bu ilgiyi biz akademisyenlerin de görmezden gelmesi düşünülemezdi. Nitekim son dönemde hem ceza hukukçularının hem de özel hukukçuların tıp hukuku alanında yaptıkları çalışmaların arttığı gözlemlenmektedir. Bu çerçevede gerek tıp mesleğine mensup akademisyenlerin ve gerekse hukukçuların bir araya gelerek ortak çalışmalar yapmalarının kaçınılmaz olduğu açıktır. Tıp hukuku kavramının bizatihi kendisinden de anlaşılacağı üzere, bu alanda yapılacak çalışmaların tek boyutlu kalması düşünülemez. Hekim ve hukukçuların müşterek çalışmalarının daha verimli olacağı açıktır. Yıllarda az da olsa tıp hukuku alanında yapılan çalışmalarda bu birlikteliğe pek rastlanmadığını söylemek yanlış olmaz. İşte ilkin geçen yıl hukukçulardan değerli dostum Doç. Dr. Yener Ünver, tıpçılar bakımından ise Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir öncülüğünde Tıp Etiği ve Hukuku Derneği kuruldu. Derneğin çeşitli faaliyetlerinin yanı sıra bir de düzenli aralıklarla bülten çıkarma fikri ve bu güzel fikre katkıda bulunma önerisine katılmamak mümkün değildi. Böylece elinizde ilk sayısı olan bu bültenin hukukçu editörü olarak karşınızda bulunuyorum. Bülteni tıp editörü olan değerli meslektaşım Doç. Dr. Arın Namal hanımefendi ile beraber edite edeceğiz. Bu vesileyle hem hukukçuların hem de tıpçıların ve özellikle bu alanda da tıp etikçilerinin müşterek çalışmasının ürünü olan Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin ve derneğin yayını olan bu bültenin, her iki kesimin sıkı ve yakın çalışması olmadan gerçekleşmeyeceğine özellikle işaret etmek isterim. Sözlerime son vermeden önce, bu ilk sayıda çok önemli bir hususa da işaret etmek isterim. Bazı meslektaşlarımız Tıp Hukuku kavramının isabetli olmadığını, onun yerine “Sağlık Hukuku” kavramının kullanılması gerektiğini ileri sürüyorlar. Ancak bence derneğin ismi belirlenirken de isabetli olarak seçildiği gibi, “Tıp Hukuku” kavramı daha doğrudur. Sağlık hukuku kavramı, içine tıp hukukunu da alan daha geniş bir kavramdır. Bu çerçevede örneğin hastalık sigortası, sağlık personelinin özlük hakları vb. bir çok konu bu hukuk dalı içine girmektedir. Bu hukuk dalının içine ayrıca tıp hukuku da dahildir. Böylece tıp hukuku alanı içinde sadece tıp biliminin ve uygulayıcılarının bu bilim dalının uygulanmasından kaynaklanan hukuksal problemleri ele alınacak, buna karşılık örneğin hastane yönetimi, sigorta hukuku gibi konular bu alanda sadece tıp hukukunu ilgilendirdiği yönüyle ele alınacaktır. Saygılarımla, efendim. Doç. Dr. Arın Namal Doç. Dr. Hakan Hakeri TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİNİN AMAÇLARI HAKKINDA Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği, adından da anlaşılacağı üzere iki inceleme alanını bünyesinde bulundurmaktadır. Dernek, bir yandan tıp etiği ile ilgili sorunları araştırırken, diğer yandan da bu sorunların hukuki yönlerini inceler. Bu bağlamda bugün ve gelecekte hastahekim ilişkilerinin ideal ve sorunsuz hale gelmesinde çalışma grupları oluşturarak hedeflediği etik değerlerin en yüksek düzeyde tutulması için çalışır. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin amaçları, Türkiye’deki tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında bilimsel çalışmaların geliştirilmesine yardımcı olmak, bu alandaki bilimsel etkinliklerin yapılmasını desteklemek, tıp etiği eğitiminin çağın koşullarına uygun biçimde gerçekleşmesine yardımcı olmak ve uluslararası bilimsel ilişkilerde bulunarak bilgi alışverişi sağlamaktır. Dernek, amaçlarına ulaşmak için aşağıdaki konularda çalışmalarını sürdürmektedir ve bu çalışmaları nedeniyle uluslararası açılımlıdır: a) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında Türkiye’de ve dünyada yapılan bilimsel araştırma, çalışma ve gelişmeleri izler ve teşvik eder. b) Sağlık kuruluşlarındaki tıp etiği ve tıp hukuku sorunlarının çözülmesine yardımcı olmaya çalışır ve öneriler getirir. Amaçta belirtilen konularda resmi makamlarla bilim ve öğretim kuruluşlarına yardımcı olur. c) Sağlık çalışanlarının, sağlık hizmeti sunumu sırasında karşılaşabilecekleri etik sorunlarla baş edebilmelerine yardımcı olmak amacıyla tıp etiği ve tıp hukuku konusunda ileri eğitim sağlanmasında yardımcı olur. d) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında ulusal ve uluslararası bilimsel araştırmalar ve projeler düzenler ve düzenletir. e) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarındaki bilimsel çalışmaları yayınlar ve kaynak bulanabildiği takdirde derneğin yayın organı olarak uluslararası bilimsel nitelikte bir derginin çıkarılmasını sağlar ya da böyle bir dergiyi destekler. f) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında Türkiye’de yetişmekte olan ve akademik kariyer yapan araştırıcıların yetişmesi ve güçlenmesi, Türkiye dışından gelecek ve Türk tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında araştırma yapacak konuk araştırıcıların çalışmaları için gerekli çabalara girişir, olanaklar sağlar. g) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum, panel ve toplantılar yapar. h) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında yabancı bilimsel dernek, enstitü ve üniversitelerle bilgi alışverişinde bulunur ve gerektiğinde uluslararası toplantılar yaparak Türkiye’deki bu alandaki bilimsel gelişmeleri diğer ülkelere ve diğer ülkelerdeki bilimsel gelişmeleri de Türkiye’ye aktarır. Hepsinden de önemlisi, Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği, güleryüzlü ve iletişime açık bir kuruluştur. Oluşturduğu her tartışma platformunda katılımcıların konuşma, tartışma isteğini baskılayacak kibirliliğin, anlayışsızlığın ve saygısızlıkların varolamayacağı, etik ve hukuk disiplinlerine yaraşır bir atmosfer yaratacaktır. Saygılarımla. Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Başkanı KURULUŞUN KISA ÖYKÜSÜ Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği, 3 Aralık 2004’de kuruldu, tüzüğü 11 Şubatta onaylandı. Aralarında Tıp Etiği ve Tıp Hukuku alanlarından tanınmış birçok akademisyenin bulunduğu 17 kurucu üyenin bir araya gelişiyle kurduğu bu dernek, daha sonra üye kaydına devam ederek üye sayısını arttırdı. Derneğin amblemi ressam Sayın Jale Yavuz tarafından çizildi. Terazi ve yılanın birlikte sembolleştirilmesi, tıp etiği ve tıp hukukunun işbirliğini simgelemektedir. 26 Mayıs 2005 tarihinde ilk genel kurul toplantısını yapan derneğin üye sayısı 56’yı bulmuştur. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneğinin üyeleri tıp etiği ve tıp hukuku konularında yayınları ve çalışmaları olan araştırıcılardır. Derneğin ilk bilimsel etkinliği, 27 Mayıs 2005 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen Uluslar arası Katılımlı I. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyumu oldu. Simpozyuma yurt içinden ve yurt dışından birçok değerli araştırmacı katıldı. Simpozyumda sunulan konferanslar, dernek başkanı Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir’in özverili çabası ile kısa sürede kitaplaştı. Kitap kapağında ressam Sayın Nusret Çolpan’ın derneğe armağanı olan İstanbul’u canlandırdığı çalışması yer almaktadır. -4- TIP ETİĞİ ve TIP HUKUKU DERNEĞİ’NİN BEĞENİ TOPLAYAN AMBLEMİ RESSAM JALE YAVUZ TARAFINDAN HAZIRLANDI Jale Yavuz, yüksek öğrenimini sürdürürken 1980 Yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalında Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in Türk Süsleme Sanatları Seminerleri’ne katıldı. Ülker Erke ve Gülbün Mesara’nın tezhip ve minyatür derslerine devam ederek Başarı Sertifikası aldı. Yurt içinde çeşitli müze ve kütüphanelerde, yurt dışında Viyana Üniversitesinde, Avusturya Milli Kütüphanesi Elyazmaları Bölümünde ve Graz Üniversitesinde, Türk-İslam eserlerinin çeşitli yüzyıl- Süheyl Ünver Nakışhanesi’nde eğitimcidir. Jale Yavuz, Tıp lara ait ender güzellikteki özgün eserlerini araştırdı. Özellikle Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Yönetim Kurulu’ndan, bir “Geçme Motifleri” konusunda karşılaştırmalı incelemelerde amblem tasarlaması için aldığı daveti özveri ile kabul ederek, bulundu. Kişisel sergiler açtı. Yurt içinde ve yurt dışında grup büyük beğeni toplayan eserini oluşturdu. Tıp Etiği ve Tıp sergilerine katıldı. Halen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi Hukuku Derneği üyeleri, Sanatçı Sn. Yavuz’un bilim alanına ve Deontoloji Anabilim Dalı bünyesinde Ord. Prof. Dr. A. armağanını daima saygı ve teşekkürle anacaklar. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ KURUCU ÜYELERİ Adı-Soyadı Baba Adı Tabiiyeti D. Yeri-Tarihi Meslek Ayşegül Erdemir Mustafa Nuri T.C. İstanbul-03/07/1945 Öğretim Üyesi Kayıhan İçel Ahmet Ziyaettin T.C. Kadıköy-09/03/1939 Öğretim Üyesi Ahmet Sait Dinççağ Ali Hikmet T.C. Ankara-16/05/1952 Öğretim Üyesi Emel İrgil Recep T.C. Bursa-21/12/1964 Öğretim Üyesi Mete Erdemir Kazım T.C. Pınarhisar-02/01/1938 Avukat Öztan Öncel Ahmet Hamdi T.C. Gelibolu-01/06/1944 Öğretim Üyesi Esin Kahya Hamdi T.C. Ankara-01/10/1941 Öğretim Üyesi İbrahim Başağaoğlu Rasim T.C. Harşit-10/07/1947 Öğretim Üyesi Ahmet Hilmi Gürses Mehmet İzzet T.C. Ayaş-11/07/1929 Em. Öğretim Üyesi Artun Öncel Abdülkadir T.C. İzmir-07/05/1941 Öğretim Üyesi Yener Ünver Polat T.C. Iğdır-01/05/1965 Öğretim Üyesi İlter Uzel Şemsettin T.C. Bor-1944 Öğretim Üyesi Sevgi Şar Mustafa T.C. Posof-22/05/1954 Öğretim Üyesi Doğan Üvey Mehmet T.C. Tarsus-20/04/1947 Dr. Eczacı Güney Usmanbaş İsmail T.C. Ceyhan-26/12/1948 Psikolog Hatice Nil Sarı Sabri T.C. Aksaray-25/02/1951 Öğretim Üyesi Ömür Elçioğlu Remzi T.C. Konya-22/02/1955 Öğretim Üyesi -5- İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. GÖKSEL KALAYCI, HEKİME YÖNELTİLMİŞ ŞİDDETİN KURBANLARINDAN BİRİ OLARAK YİTİRİLDİ Doç. Dr. Arın Namal İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi AD Hekimlerin, şiddetin hedefi haline gelişinin üzücü örnekleri ile karşılaşılmaya devam ediliyor. 11 Kasım 2005’de mesleğinin seçkin üyelerinden göğüs cerrahı Prof. Dr. Göksel Kalaycı, hizmet ettiği tıp kurumunun otoparkında hain bir saldırının kurbanı oldu. Bu cinayet, başta yakın çalışma arkadaşları olmak üzere tüm tıp camiası ve halk tarafından derin üzüntü içerisinde lanetlendi. Türk Cerrahi Derneği, dernek internet sayfasına çektiği çapraz siyah bir bantla, alanlarının aldığı ağır yarayı ifade etmeye çalıştı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Gögüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Değerli meslektaşımız Prof. Dr. Göksel Kalaycı’nın hunharca bir saldırı sonucunda ölümü Türk Cerrahi camiasını derinden yaralamıştır. Yeri doldurulamayacak saygıdeğer meslektaşımız Prof. Dr. Göksel Kalaycı’ya Tanrı’dan rahmet, tüm cerrahi camiasına ve kederli ailesine başsaglığı ve sabırlar dileriz. Prof.Dr. N.Göksel KALAYCI 15.05.1939-11.11.2005 Prof. Dr. Altan Tüzüner Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bu tür insanlık dışı girişimlerden ölümle sonuçlanmayanlar ne ülkemizde, ne de diğer ülkelerde tümüyle resmi makamlara yansıtılmadığı için, gerçek rakamlar bilinmemektedir. Batı’da da benzer olaylarla karşılaşılmakta. Biri, Kalaycı Hoca’nın kaybedilmesine yol açan saldırı ile şaşırtıcı ölçüde benzerlik gösteriyor: 1999 yılında Almanya’nın Bochum Kent Kliniği’nde görevli 58 yaşındaki bir onkolog hekim, görev yaptığı kliniğin otoparkında, kanser hastası eşinin ölümünden hekimi sorumlu tutan 68 yaşındaki hasta yakınının silahından çıkan kurşunla karnından vurularak yaralanışı ardından yakındaki acil servise sürünerek ulaşmayı başarmış, hemen ameliyata alınarak kurtarılabilmişti. Alanındaki değeri ve yeri, kayıp ardından “Türkiye’nin akciğeri söndü!” sözleri ile tanımlanan Prof. Dr.Kalaycı, ne yazık ki Alman meslektaşı kadar “şanslı“ olamadı. Hippokrat’tan bu yana “Önce zarar verme!-Primum nihil nocere!” ilkesi ile davranan, hastasına zarar ver- memeyi, olabildiğince yarar sağlamayı temel ilke edinmiş hekimin eylemindeki amaçlarından biri, insana yöneltilmiş baskı ve şiddetin olumsuz etkilerini giderebilmek iken, kendisinin hasta ya da hasta yakınları tarafından baskı ve şiddete maruz kalması, yaşamı kurtarmak ve desteklemeye hizmet ederken, yaşamda tutmaya çalıştıkları ya da yakınları tarafından yaşamından edilmesi kuşkusuz çok acı bir çelişkidir. Burada acı bir şekilde anımsanmalı ki, Prof. Kalaycı’nın mensubu olduğu toraks cerrahisi dalı, cerrahi dallar içerisinde ameliyat eldivenlerinin yırtılma riski en yüksek (%61’i aşan) bir daldır. Yani, meslektaşları gibi Kalaycı Hoca da yıllarca, hastalarını iyileştirebilmek adına ciddi riskleri göze alarak hizmet etti. Dünya Hekimler Birliği’nin 1981 yılında yayınladığı, hasta hakları konusunda hala temel bildirge niteliği taşıyan Lizbon Bildirgesi, 2. maddesinde hastanın, “hiç bir dış baskı altında kalmadan özgürce çalışabilen bir hekim tarafından bakılma hakkına sahip olduğu”nu vurgular. Hekim, çok zor bir uğraş olan yaşam kurtarma ödevinde çoğu kez ağır riskler üstlenmek durumundadır ve hekimlik, daima komplikasyonlarla (tıbbi müdahaleye bağlı olası olumsuz sonuç) karşılaşılabilen bir meslektir. Her insanın organizmasının farklılıklar taşıdığı, farklı reaksiyonlar ortaya koyabildiği bilindiğinden, hekime, büyük-küçük hiçbir tıbbi müdahalede sağaltma -6- vaad etme yükümlülüğü getirilmemiştir. Hekime özgür kararlarını verebileceği ve uygulayabileceği bir ortam sağlanamadığında ve kendisinden sadece mucizeler beklendiğinde, ağır risk taşıyan tıbbi müdahaleleri üstlenecek hekim bulunamayacaktır. Hekime yöneltilmiş şiddette en çok sanrıların, yasın, hatalı tedavi iddiasının, tedaviyi reddin, cinsel dürtülerin, aile dramı/kıskançlığın, soygun amacı taşımanın güdüleyici olduğu saptanmıştır. Suç aletleri olarak ise sıklıkla tabanca, tüfek, testere, makas, çekiç, bistüri, eller (boğma), patlayıcı madde ya da zehir kullanıldığı görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da, özellikle kürtaj yapan hekimler (ve aile üyeleri) de şiddetli kamuoyu baskısı altındadır ve kürtaj karşıtı militanlar tarafından sık sık silahlı hatta bombalı saldırılara maruz kalabilmektedir. Şiddete maruz kalan hekim, hayatta kalabilse ve fizyolojik zarar iyileştirilebilse bile şok, öfke ve korku sürmekte, bu durum hekimin tutumunu, hatta mesleğini uygulayış biçimini tümden etkilemektedir. Şiddetet maruz kalma tehlikesi karşısında hekimin hastaya mümkün olduğunca yalnız müdahale etmemesi ve gerektiğinde kaçabileceği yolları saptamış olması önerilmektedir. Oysa bilinir ki hasta-hekim ilişkisi, hastanın mahremiyetine saygı gereği, olabildiğince hasta ve hekimin başbaşa kaldıkları bir ortamda yürür ve diğer görevliler ancak gerektikçe tedavi sürecine katılırlar. Görüldüğü gibi, hekim üzerinde yaratılan şiddet tehdidi, onu, hasta mahremiyetine saygı gibi temel meslek değerlerini koruduğu geleneksel tutumunu değiştirmeye zorlamaktadır, ki bundan zarar görecek olanlar da yine hastalar, her bireyin yaşamı boyunca bir çok kez hekimin kapısını çalması gerekeceği düşünülecek olursa, toplumun bütünü olacaktır. Hekime ve diğer sağlık çalışanlarına yöneltilmiş şiddetin örneklerine, gelişmiş ülkelerde de rastlanması, sorunun sadece geri kalmış ülkelere özgü olmadığını ve etkin önlemler alınabilmesi için, “cahil insanların ilkel tepkisi” gibi yüzeyel ve kolay değerlendirmelerden sakınıp, soruna daha gerçekçi yaklaşılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Hekime/sağlık görevlisine yöneltilen şiddet sorununa ülkemizde tıp eğitimi ve tıpta meslek sonrası eğitim içerisinde neredeyse hiç yer verilmemesi, so- runa duyarlı yaklaşılmadığının açık bir kanıtıdır. Hekimlik uygulamasında meslek üyesinin tam olarak güvencede olmasının, yani şiddete maruz kalma riskini tümüyle sıfırlamanın kesin bir yolu bulunmamakla birlikte, riski indirgeyecek faktörler bulunduğuna işaret edilmektedir. Ancak özellikle dikkate alınması gereken diğer gerçek, saldırıya uğrayan meslek üyelerinin çoğu kez tümüyle hazırlıksızca şiddete maruz kaldıklarıdır. Bu nedenle şiddete maruz kalma olasılığının gözönünde bulundurulması, tehlikeyi erken farkedebilme (psikiyatrik hastalıklar, anamnezde şiddet bulgusu, bağımlılık öyküsünün önemli risk faktörlerinden olduğunun ayırdında olma) önem taşır. İletişim teknikleri konusunda eğitim almayı sürdürerek kendini koruma ya da bizzat kendini korumaya yönelik eğitim alma, Amerikan kliniklerinde standart kurslar halini almıştır. Ülkemizde başka kurbanlar verilmesini olabildiğince önlemek için yapılması gerekenlerin zaman geçirilmeden geniş olarak tartışılması, bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır. Binlerce hekim yetiştirmiş ve binlerce hastayı iyileştirmiş Prof. Dr. Kalaycı’yı derin saygı ile anıyoruz. Not: Bu yazı aşağıdaki makale esas alınarak hazırlanmıştır: Namal A: Tıp Etiği Açısından Hekimlere Yöneltilmiş Şiddet. İstanbul Dişhekimleri Odası Dergi 2006, 106:82-84. KAYNAKLAR 1. Puschel K, Cordes O: Gewalt gegen Ärzte. Tödliche Bedrohung als Berufsrisiko. Deutsches Ärzteblatt 2001, 4 (98): A-153-157. 2. Dünya Hekimler Birliği Lizbon Bildirgesi metni için bkz. http://www.saglik.gov.tr/extras/hastahaklari/ lizbon.htm (Erişim tarihi: 13.11.2005) 3. Bkz. http://www.ruendal.de/aim/pdfs/Grossenbach .pdf (Erişim tarihi: 13.11.2005) 4. Bkz. http://www.sgipt.org/medppp/zwang/ludwig2/ guta4.htm (Erişim tarihi: 13.11.2005) 5. Bkz. http://www.aerztegesundheit.de/gewalt.htm (Erişim tarihi: 13.11.2005). 6. Berguer R, Heller PJ: Preventing sharps injuries in the operating room. J Am Coll Surg 2004 (199) 3: 462-467. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com -7- YENİ TÜRK CEZA KANUNU VE HEKİM Doç. Dr. Hakan Hakeri1 26.09.2004 tarihinde Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu 25611 sayılı ve 12.10.2004 tarihli resmi gazetede yayınlanmış ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’nin son döneminde başlayan ve Cumhuriyetle de-vam eden yabancı ülkelerden bir kanunu bütünüyle iktibas etme geleneğine ilkin medeni kanun, sonra da ceza ve ceza muhakemesi kanunlarıyla son verilmiş bulunmaktadır. Önceki kanunumuz gibi bu kanun da hekimleri ilgilendiren birçok hüküm içermektedir. Ancak bazı düzenlemelerin ise bu kanunla ilk defa getirildiği ve bazılarının ise eski kanuna nazaran daha farklı şekillendirildiğini söylemek mümkündür. Hekimleri ilgilendiren ve ilk defa yeni kanunda düzenlenen hükümler şunlardır: 1. TCK 76: Soykırım 2. TCK 77: İnsanlığa karşı suçlar 3. TCK 83: Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi 4. TCK 84: İntihara Yönlendirme 5. TCK 88: Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi 6. TCK 90: İnsan Üzerinde Deney 7. TCK 91: Organ veya Doku Ticareti 8. TCK 122: Ayırımcılık 9. TCK 172: Radyasyon yayma 10.TCK 259: Kamu görevlisinin ticareti 11.TCK 287: Genital muayene Eski kanunumuzda da bulunan ve yeni kanunumuzda da düzenlenmiş olan hükümler ise şunlardır: 1. Taksirle öldürme (TCK 85). 2. Taksirle yaralama (TCK 89). 3. Çocuk düşürtme (TCK 99). 4. Kısırlaştırma (TCK 101). 5. Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK 136, 137). 6. Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (TCK 195). 7. Resmi belgede sahtecilik (TCK 204). 8. Sağlık mensubunun gerçeğe aykırı belge düzenlemesi (TCK 210). 9. İrtikap (TCK 250). 10.Rüşvet (TCK 252). 11.Görevi ihmal (TCK 257). 12.Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi 1 www.hakanhakeri.com (TCK 280). Bu suç tiplerinin yanı sıra belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma güvenlik tedbirinin düzenlendiği genel hükümler kısmında yer alan 53. madde hükmü de hekimleri yakından ilgilendirmektedir. Bunlardan önemlilerini bu kısa çalışmada ele almak istiyorum. İlkin, herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemek bakımından, TCK 76 ve 77’de düzenlenen soykırım ve insanlığa karşı suçların hekimleri ilgilendiren yönünü açıklığa kavuşturmak istiyorum: Bu hükümler ile özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi hekimler tarafından yapılan uygulamaların, hukukumuzda da ilk defa ayrı ve müstakil bir suç tipi olarak düzenlenmiş bulunduğuna dikkat çekmek isterim. Buna göre, bir planın icrası suretiyle milli, etnik, ırki veya dini bir grubun yok edilmesi amacıyla grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması soykırım suçunu; siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimini bir plan doğrultusunda sistemli olarak bilimsel deneylere tabi kılma ise insanlığa karşı suç oluşturacaktır. Üzerinde daha ayrıntılı durulması gereken ve uygulamada da daha sık karşılaşılacak olan yeni hüküm TCK 83. madde hükmüdür. Bu maddede ihmali davranışla bir kimsenin öldürülmesi cezalandırılmaktadır. Ancak her ihmali davranışı ile ölüme sebebiyet verenin bu maddede öngörülen şekilde ağır bir sorumluluğa (ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar) tabi tutulması doğru olmayacağından, sadece maddede sayılan niteliklere sahip olan kimselerin bu madde kapsamında olması kabul edilmiştir. Bu kimselerin ortak niteliği, neticeyi önlemek hususunda hukuksal bir yükümlülüklerinin bulunmasıdır. Bu gruba dâhil olanlardan biri de hekimlerdir. Hekimlerin acil durumlarda müdahale etmekle yükümlü olmaları tıp hukukunun temel kurallarından birisidir. Böylece hekimin acil durumlarda müdahale etmesi kanundan kaynaklanan bir yükümlülük olup, ayrıca sözleşme dolayısıyla bir hastanın teşhis ve tedavisini üstlenen hekim de o hastaya yönelik neticeleri önlemekle yükümlü olacaktır. Bu yükümlülüklerin ihmali sonucu bir kimsenin ölümü durumunda hekim TCK 83, yaralanması durumunda da TCK 88’den sorumlu olacaktır. Burada akla şu soru gelebilir, hekimin ihmali sonucu bir kimsenin ölmesi esas itibarıyla taksirle öldürme değil midir? Bu nedenle, TCK 83’ün uygulama alanı nasıl sınırlandırılacaktır? Hemen ve önemle belirtmem gerekir ki, taksirle öldürme veya yaralama normlarına nazaran TCK 83 uygulamada çok sık uygulanmayacak- -8- tır, zira burada hekimin kastının olması gerekmektedir. Yani hekimin özellikle hastanın ölmesi veya yaralanması için müdahaleyi ihmal etmesi şarttır. Bu da uygulamada nadiren gerçekleşecektir. Yine önemle vurgulamak gerekir ki, hekimin olası kastının bulunduğu durumlarda da madde ihlal edilebilecektir ve uygulamada daha sık rastlanan olasılık bu olacaktır. Olası kast ile anlaşılması gereken, hekimin neticeyi doğrudan istememesi, ancak gerçekleşme olasılığına rağmen harekete geçmeyip, neticenin gerçekleşmesini kabullenmesidir. Buna örnek olarak uygulamadan şu örnek gösterilebilir: Bir acil serviste çalışan hekime getirilen acil bir hastanın durumu çok ağırdır. Hastanın serviste ölme tehlikesi ve bu nedenle yakınlarıyla yaşanacak problemler dolayısıyla hekim, hastanın ölümünü de göze alarak bir başka hastaneye sevk etmektedir. Burada hekim hastanın ölümünü doğrudan istememekte, ancak o hastanede müdahale edilse küçük bir ihtimalle dahi olsa kurtarılabilecek bir hastayı sevk etmekte ve böylece ölümünü göze almaktadır. TCK 84 ise esasen önceki kanunumuzda da bulunan bir norm olmakla beraber, yeni kanunumuzda uygulama alanı genişletilmiştir. Böylece, hekimler bakımından özellikle ötenazi olaylarında uygulanabilecek bir hüküm haline gelmiş bulunmaktadır. Hekimin hastasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmesi durumunda bu madde uygulanacaktır. İnsan üzerinde deney de kanunumuzda ilk defa düzenlenen bir hükümdür. Esasen Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Tıpta Kötü Uygulamadan Doğan Sorumluluk Kanunu Tasarısı”nda ilk defa düzenlenen bu konu, bu tasarı kanunlaşmadan önce ceza kanununda düzenlenmiş bulunmaktadır. Her ne kadar bu hüküm bir ceza normu niteliğinde ise de, esas itibarıyla insan üzerinde deney ve denemenin koşullarını belirleyen bir hüküm görünümü arz etmektedir. Organ ve doku ticareti de, ayrı bir kanunda düzenlenmiş olmakla beraber, bu kanundaki yaptırımların yetersizliği ve ayrıca bazı yeni konuların da düzenlenmesi gereği dolayısıyla ayrıca bu konuda ceza kanunumuza bir hüküm eklenmiş bulunmaktadır. Burada hekimler bakımından dikkat edilmesi gereken husus, geçersiz rızaya dayalı olarak canlılardan organ veya doku alan hekim ile ölülerden hukuka aykırı olarak organ veya doku alan hekiminin cezalandırılacağıdır. Keza hukuka aykırı yollardan elde edilmiş bulunan organ veya dokuyu nakleden veya aşılayan hekim bakımından da ağır bir sorumluluk kabul edilmiştir. Yeni bir suç tipi de “ayırımcılık” suçudur. Hekim bakımından örneğin cinsiyet veya siyasi düşünce gözetilerek bir hastaya teşhis ve tedavinin reddedilmesi bu suçu oluşturabilecektir. Radyolog hekimler bakımından uygulama alanı bulacak yeni bir hüküm de “radyasyon yayma”ya ilişkin 172. madde hükmüdür. Bir laboratuar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak radyasyon yayılmasına neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması halinde cezalandırılacaktır. Dikkat etmek gerekir ki, burada insanların hayat veya sağlığına bir zarar gelmesi aranmamaktadır. Böyle bir zararın meydana gelmesi durumunda artık bu hüküm değil, yaralama veya öldürmeye ilişkin hükümler uygulanacaktır. Hekimler bakımından uygulanabilecek yeni bir hüküm de TCK 259’dur. Kamu görevlisi olan hekimin yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak hastasını örneğin bir laboratuara veya bir sağlık merkezine yönlendirerek ona hizmet satmaya çalışması cezalandırılmaktadır. Son olarak, 287. maddede jinekologların adli olaylarda sadece hâkim veya savcı kararı üzerine muayene yapabilecekleri kabul edilmiş olup, bu hükme aykırı olarak muayene yapan hekim cezalandırılacaktır. Eski ceza kanunumuzda bulunmakla beraber yeni kanunda farklı düzenlenen hükümlerden yer darlığı dolayısıyla sadece 280. maddeye işaret etmek istiyorum. Bu hüküm, eski TCK 530’a tekabül etmekle beraber, önemli değişiklikler söz konusu olmuştur. İlkin, önceki kanunumuz hekime sadece “şahıs aleyhine işlenen suçlar” ile ilgili olarak ihbar yükümlülüğü öngörmüşken, yeni kanun bütün suçlar bakımından bu yükümlülüğü kabul ederek, madde kapsamını genişletmiş bulunmaktadır. İkinci ve önemli değişiklik ise önceki kanunda yer alan “bu ihbar kendisine yardım ettikleri kimseyi takibata maruz kılacak ahval müstesna olmak üzere” ifadesinin yeni kanuna alınmamış olmasıdır. Böylece bir suçun faili olma belirtisiyle hekime müracaat eden kimsenin de ihbarı yükümlülüğü getirilmiştir. Bu düzenleme kesinlikle doğru olmamıştır. Burada yaşam hakkının karşısına ihbar yükümlülüğü getirilmektedir. Kişi hekimi tarafından ihbar edileceği kuşkusuyla hayatı pahasına hekime gitmekten çekinecek ve bir suçun açığa çıkarılması faydası, yaşam hakkından üstün tutulmuş olacaktır ki, bunun kabul edilebilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu husus, masumluk karinesine ve dolayısıyla İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Kesin hükümle mahkûm edilinceye kadar herkes masum sayılacağı halde, bir belirti dolayısıyla hekime bu yükümlülük getirilmekte ve hekime kolluk vazifesi yüklenerek, masum olabilecek bir kimsenin ihbar korkusuyla yaşam veya vücut bütünlüğüne yönelik bir zararı kabullenmesine yol açılmaktadır. Derneğin ilk Genel Kurul’u 26 Mayıs 2005 tarihinde -9- DERNEKLE İLGİLİ HABERLER Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Genel Kurulu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Konferans Salonu’nda toplandı. Derneğin ilk yönetim ve denetim kurulu üyeleri aşağıda yeralmaktadır. Uluslararası Katılımlı I. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyumu, Tıp Etiği ve Tıp Hukuku alanlarındaki bil- Yönetim Kurulu Asil Üyeler: Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir (Başkan) Prof. Dr. Öztan Öncel (İkinci Başkan) Doç. Dr. İbrahim Başağaoğlu (Genel Sekreter) Prof. Dr. Nil Sarı (Üye) Prof. Dr. Esin Kahya (Üye) Dr. Doğan Üvey (Üye) Psikolog Güney Usmanbaş (Sayman) Yedek Üyeler: Doç. Dr. Nüket Örnek Büken Doç. Dr. H. Hanzade Doğan Yrd. Doç. Dr. Ömür Elçioğlu Denetim Kurulu Asil Üyeler Doç. Dr. Arın Namal Prof. Dr. Sevgi Şar Doç. Dr. Zuhal Özaydın Yedek Üyeler Dr. Erhan Büken Dr. Esin Karlıkaya Doç. Dr. Kadircan Keskinbora ULUSLARARASI KATILIMLI 1. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU SEMPOZYUMU İstanbul, 27 Mayıs 2005 İstanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu imsel çalışmaların geliştirilmesine yardımcı olmak ve bu alandaki bilimsel etkinliklerin yapılmasını desteklemek, tıp etiği ve tıp hukuku eğitiminin çağın koşullarına uygun biçimde gerçekleşmesine yardımcı olmak ve uluslararası bilimsel ilişkilerde bulunarak bilgi alışverişi sağlamak için kurulan Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin ilk bilimsel etkinliği olarak 27 Mayıs 2005 tarihinde İstanbul’da İstanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu’nda yapıldı. Derneğin İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Tıp ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültelerinin Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalları ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı ve Türk Tıp Tarihi Kurumu ile ortaklaşa olarak İstanbul’da düzenlediği sempozyum, hukuk ve tıp alanlarından geniş ilgi gördü. Sempozyum yürütücüsü ve Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği ve Türk Tıp Tarihi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir’in konuşması ile başlayan sempozyumda, sıra ile Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği kurucu üyesi Prof. Dr. Artun Öncel, Hasta Hakları Derneği Başkanı Leyla Ezgi, Ankara Verem Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Hilmi Gürses, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, İstanbul Barosu Başkanı adına Yönetim Kurulu üyesi Av. Yard. Doç. Dr. Şükrü Alparslan, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk, İstanbul İl Sağlık Müdürü adına Dr. Gülsüm Önal, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel açılış konuşmaları yaptılar. Yurtdışından davet edilen alanlarının özellikli isimleri Prof. Dr. Jur. Utr. Brigitte TAG (Zürih Üniversitesi Hukuk Fakültesi-İsviçre), Prof.Dr. Jochen TAUPITZ (Mannheim Üniversitesi Hukuk Bilimleri FakültesiAlmanya), Prof. Dr. Jean Pierre TRICOT (Leuven Katolik Üniversitesi Tıp Fakültesi-Belçika) ve Almanya’nın önemli tıp etiği periyodiği “Ethik in der Medizin”in editörü Dr. med. Gisela Bockenheimer LUCIUS (Frankfurt Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi Tıp Fakültesi Senckenberg Tıp Tarihi Enstitüsü-Almanya), ül- - 10 - kemiz tıp etiği-tıp hukuku disiplini mensupları ile paylaştıkları platformu canlandıran konuşmalar yaptılar. Sempozyumda Prof. Dr. Berna Arda ve Dr. Murat Aksu (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi), Prof. Dr. Ahmet Dinççağ (İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi), Doç. Dr. Arın Namal (İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi), Doç. Dr. Şahin Aksoy (Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi), Doç. Dr. Yener Ünver (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Doç. Dr. Hakan Hakeri (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Dr. Zafer Zeytin (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi) bildiri sundular. Etkinlik, tıp etiği, tıp hukuku, hasta hakları gibi konularda tüm ilgililere değerli bir tartışma platformu sağladı. Sempozyum sonrasında çeşitli dergi, gazete ve bilimsel dergilerde sempozyum ile ilgili haberler yer aldı. Verilen konfe-ransları içeren simpozyum kitabı, Prof. Dr. Ayşegül De-mirhan Erdemir, Prof. Dr. Öztan Öncel, Doç. Dr. Arın Namal, Doç. Dr. Yener Ünver, Doç. Dr. Hanzade Doğan’ın editörlüğünde Nobel Tıp Kitabevleri tarafından 2005 yazında yayımlandı. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği 2005-2006 Seminerleri, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut CENTEL açılış konuşmasında. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ 2005-2006 SEMİNERLERİ Dalları ve Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nde aşağıdaki tarihlerde verilecektir. Konu Tarih Saat Yer Konuşmacı : : : : : Hekimlerin Meslek Etiği Sorunları 12-13 Aralık 2005 13.30 Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Dr. Elif Atıcı Konu Tarih Saat Yer Konuşmacı : : : : : Hemşire ve Ebelerin Meslek Etiği Sorunları 14-15 Aralık 2005 13.30 Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Dr. Elif Atıcı Konu : Sivil Toplum Örgütlerinde Bir Dernek: Hasta Hakları Derneği : 22 Aralık 2005 : 14.00 : Cerrahpaşa Türk Tıp Tarihi Kurumu Toplantı Salonu : Leyla Ezgi Tarih Saat Yer Konuşmacı Konu Tarih Saat Yer Konuşmacı : Son Gelişmelerin Işığında Türkiye’de Etik Kurulların Durumu : 24 Mart 2006 : 14.00 : İstanbul Tıp Fakültesi, Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı : Dr. Elif Atıcı Konuşmacı : Sağlık Bakımı Uygulamalarında Deneyimlenen Etik İkilemlere Karşı Hekim ve Hemşirelerin Duyarlılıklarının Belirlenmesi : 4 Mayıs 2006 : 14.00 : Cerrahpaşa Türk Tıp Tarihi Kurumu Toplantı Salonu : Dr. Hale TOSUN Konu Tarih Saat Yer : : : : Konu Tarih Saat Yer Konuşmacı Stresin Cerrahiye Etkisi 5 Mayıs 2006 14.00 İstanbul Tıp Fakültesi, Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı : Prof. Dr. Ahmet Dinççağ Tıp etiği ve tıp hukukunun güncel sorunlarını tartışmak üzere İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı ve Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği - 11 - YENİ BİR ETKİNLİĞE DOĞRU... Uluslararası Katılımlı 2. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyumu işbirliğiyle 12-13 Ekim 2006 da İstanbul’da düzenlenecektir. İletişim Adresleri Dr. Hakan Ertin (Sempozyum Sekreteri) E-mail: hakanertin@gmail.com Tel:0-532-3217177 Prof. Dr. Öztan Öncel (Sempozyum Başkanı) E-mail:oztanoncel@superonline.com Tel: 0212 440 00 00 / 26592 Doç. Dr. Arın Namal (Sempozyum Sekreteri) E-mail: arinnamal2002@yahoo.com Tel: 0-532-3234204 ve 0212 440 00 00/26594 Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir (Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Başkanı) E-mail: ademirer@yahoo.com İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı, çok önemli olmasına karşın, ülkemizde odaklanılmamış bir sorun alanını Fa- TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com GERÇEKLEŞTİRİLEN BİLİMSEL ETKİNLİKLERDEN HABERLER İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Yurt Dışı Katılımlı TIP ETİĞİ GÜNLERİ 2005: TERMİNAL DÖNEMDE ÇOCUK-ETİK SORUNLAR Tarih: 1 Kasım 2005 Yer: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği 1933 Üniversite Reform Anfisi külte’nin Çocuk Kliniği’nde ve dalın uzmanlarıyla işbirliği içerisinde ele almakla farklı bir model ortaya koyan, oldukça geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirmeyi başardı. Toplantı öncesinde yayınlanan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı TIP ETİĞİ GÜNLERİ BÜLTENİ, toplantının amaçlarını, programını ve yabancı konuğu ve eserlerini tanıtan içeriğiyle, toplantının tanıtımında önemli rol oynadı. Tüm gün simültane çeviri ile yürütülen toplantıya İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği hekimleri ve hemşireleri yanında farklı kurumlardan hekimler, hemşireler, psikologlar, sosyologlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri yoğun ilgi gösterdi. İstanbul Üniversitesi Konservatuarı öğrenci ve öğretim üyele- rinden oluşan bir topluluğun müzik dinletisi ile açılan “Terminal Dönemde Çocuk ve Etik Sorunlar” konulu sempozyumun devamında, Almanya’da Hospiz düşüncesinin kurumlaşmasına eserleri ve bilimsel etkinlikleri ile öncü olan, halen Hospiz Stuttgart’ın (Almanya) genel direktörlüğünü yürüten Prof. Dr. med. JohannChristoph Student, “Hospice Düşüncesi ile Ölmekte Olan Çocuklara Yaklaşım” başlıklı 45 dakikalık bir konferans verdi. Konferansın oturum başkanlıklarını İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu Başkanı Prof. Dr. Feyza Erkan Krause ve İst. Tıp Fak. Çocuk AD Yenidoğan Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Asuman Çoban yürüttü. İkinci oturumun başkanlıklarını, Prof. Dr. Student’in, çocuk hastalıkları uzmanı olan eşi Prof. Dr. - 12 - med. Ute Student ile İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk AD Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Devecioğlu yürüttüler. Sempozyumda diğer oturumların başkanlıkları Prof. Dr. Serpil Uğur Baysal (İst. Tıp Fak. Sosyal Pediatri Bilim Dalı), Prof. Dr. Soner Öneş (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD), Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir (Uludağ Tıp Fak.), Yard. Doç. Dr. Pemra Ünalan (Marmara Üniversitesi Tıp Fak. Halk Sağlığı AD) tarafından yürütüldü. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Yasemin Oğuz, Şişli Etfal Hastanesi’nden Prof.Dr. Ünal Kuzgun, sempozyuma İstanbul Üniversitesi dışından davet edilen konuşmacılardı. Sempozyumda İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mensuplarından Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (Adli Tıp AD), Prof. Dr. Rejin Kebudi (Onkoloji Enstitüsü), Prof. Dr. Sema Anak, Dr. Ebru Sarıbeyoğlu (Çocuk Kl. Hematoloji-Onkoloji), Prof.Dr. Nedret Uzel (Çocuk Kl. Yoğun Bakım), Prof. Dr. Süleyman Özyalçın (Algoloji BD), Doç. Dr. Talat Parman (Çocuk Kl.), Doç. Dr. Nuran İnce (Halk Sağlığı), Prof. Dr. Öztan Öncel, Doç. Dr. Arın Namal, Dr. Bülent Özaltay, Dr. Hakan Ertin, Doç. Dr. Kadircan Keskinbora (Deontoloji ve Tıp Tarihi AD) ve Çocuk Kliniği Pediatrik Onkoloji-Hematoloji hemşiresi Nuray Gümüş sorunu çeşitli yönleriyle ele alan bildiriler sundular. Sempozyumda sunulan bildirilerin bir kitapta toplanması ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Uluslararası Birleşik Biyoetik Kongresi “KÜLTÜRLERARASI BİYOETİK: ASYA VE BATI” Tarih: 14 – 18 Kasım 2005 Yer: Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi 14-18 Kasım 2005’de Türkiye Biyoetik Derneği’nin Asya Biyoetik Derneği’nin işbirliği ile Doç. Dr. Şahin Aksoy’un başkanlığında Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Uluslararası Birleşik Biyoetik Kongresi, yurt içi ve dışından değerli tıp etikçilerinin katılımını ve önemli tıp etiği konularında batı ve doğunun yorumlarının birarada izlenmesini sağlaması açısından önemliydi. Türkiye Biyoetik Derneği’nin 25- 28 Haziran 2003’de Bursa’da Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir’in ev sahipliğinde gerçekleştirdiği Uluslar arası Katılımlı Biyoetik Derneği Kongresi’nde ülkemizde ilk kez tıp etiği alanında yapılan bir kongreye yabancı tıp etikçilerinin geniş katılımının sağlanması başarısı, 2005’de Şanlıurfa’da da devam etmiş oldu. Nitelikli bildiriler ve konferansların, barışçıl bir ortamda sunulması ve tartışılması, kongreye ilişkin olumlu izlenimleri güçlendirdi. Prof. Dr. Yaman Örs’ün “Etik Konusunda Geleneksel Tutum ve Temel Yanılgılar” başlıklı konferansı ile açılan kongrede Motomu Shimoda, Myeong J Nam, Xaiomei Zhai, Daniel FuChang Tsai, Hamideh Ofoghi, Young Mo Koo, Tsuyoshi Awaya, Siti Nurani Mohd Nor, Eun Hee Cho gibi doğunun değerli tıp etiği araştırmacıları yanında, John Harris, Darryl Macer, Soren Holm, Simona Giordani, Michael Brannigan David, L. Wiesenthal gibi Batının çok tanınmış araştırmacılarının, ülkemizin metropol niteliğinde olmayan bir kentinde bu-luşturulmaları, kuşkusuz kongre başkanı Doç. Dr. Şahin Aksoy’un özel başarısıydı. 2005 YILI SONA ERERKEN UNESCO Prof. Dr. med. Johann Christoph Student açılış konferansında. - 13 - TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKUNDAN YANKILAR 33. GENEL KURULU’NDA “BİYOETİK VE İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ” AÇIKLANDI 1997 yılında İnsan Genomu ve İnsan Hakları Uluslar arası Bildirgesi’ni, 2003 yılında İnsan Genetiği Verileri Uluslar arası Bildirgesi’ni yayınlayan UNESCO, 2001 yılında gerçekleşen 31. Genel Kurulu’nda biyoetik konusunda “evrensel normların” tanımlanması çalışmalarını başlatmıştı. Aradan geçen zaman içerisinde çeşitli taslaklar üzerinde çalışıldı. 3-21 Ekim 2005 tarihleri arasında Paris’te gerçekleşen, 191 üye ülkeden 3 700 delegenin katıldığı 33. Genel Konferans’ta, “Biyoetik ve İnsan Hakları Bildirgesi (Universal Declaration on Bioethics and Human Rights)’nin son şekli ilan edildi. Biyoetik konusundaki bu evrensel bildirge ile tıptaki ve yaşam bilimlerindeki etik sorunların ele alınmasında uluslar arası standartların tanımlanması amaçlanmıştı. Bildirge, biyoetik ile ilgili kararlarda, yaşama hakkı, insan onuruna saygı, bireyin hak ve çıkarlarının, bilimin ve toplumun çıkarlarından önde geleceği gibi insan haklarının temel alınması gerektiğini vurguluyor. Biyoetik ile ilgili en et- kin koruma standardının, yararın artırılması, zararın en aza indirgenmesi, bireyin özerkliği, dolayısıyla aydınlatılmış onamının alınması ve tedavi ve araştırma alanlarında biyoetik kurulların oluşturulması ile sağlanabileceğine, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin bireyin ve insanlığın iyiliğine, özellikle de temel tıbbi bakıma, uygun beslenmeye ve içme suyuna ulaşabilmelerine hizmet etmesi gerektiğine işaret ediliyor. İçerikte önemli ve yeni bir vurgu, “sosyal sorumluluk” konusunda. Sosyal sorumluluk anlayışının önemli bir parçasını, çevreyi, biyosferi, biyolojik çeşitliliği koruma olduğu da hatırlatılıyor. Bu bildirgeye yüklenen misyon, üye ülkelerin ulusal politikalarını, yasalarını şekillendirmelerine ışık tutması. Bildirgenin, İngilizce tam metni için bkz. http://portal.unesco.org/shs/en/file_download.php/4613 3e1f4691e4c6e57566763d474a4dBioethicsDeclaration_EN.pdf TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com 20 KASIM BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI GÜNÜYDÜ Birleşmiş Milletler, 20 Kasım 1959 tarihli Genel Kurulu’nda çocukların vazgeçilemez temel haklarını 10 madde ile tanımlamıştı (The Convention on the Rights of the Child): 1- Eşit davranılma, ırk, din, köken ve cinsiyet ile ilgili aşağılamalardan korunma 2- Ad ve uyruk edinme hakkı 3- Sağlık hakkı 4- Eğitim ve öğrenim hakkı 5- Boş zamana sahip olma, oyun ve dinlenme hakkı 6- bilgi almak, kendisi hakkında bilgi verebilmek, dinlenilme ve başka- larıyla biraraya gelebilme hakkı 7- Mahremiyet ve eşit davranılarak, barış içinde yetiştirilme hakkı 8- Felaketlerde ve acil durumlarda derhal yardım alabilme hakkı, şiddetten korunma hakkı 9- Ailesel ortamda ebeveynin ilgisi ve güvenli aile ortamında bakılma hakkı 10- Sakatlık durumunda kendisine refakat edilmesi hakkı. 20 Kasım Çocuk Hakları Günü, çocuk haklarının dünyanın her köşesinde gözetilir olmasını sağlama amacıyla duyarlılık yaratmak üzere sembol olma işlevini sürdürmektedir. DR. ELİF ATICI M.D., Ph.D.: 1969 doğumlu Dr. Atı- - 14 - TIP ETİĞİ -TIP HUKUKU ALANINDA 2005 YILINDA TAMAMLANAN YÜKSEK LİSANS ve DOKTORA ÇALIŞMALARI* * Bu köşede, yakın tarihte tamamlanan ve editöre gönderilen yüksek lisans ve doktora tezleri tanıtılmaktadır. cı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mezunudur. 2001 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlayan Dr. Atıcı, bu tarihte Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir yönetiminde başladığı doktora çalışmalarını 2005 yılı sonunda tamamlayarak PhD ünvanı almıştır. Halen Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı’ndaki görevini ‘uzman doktor’ kadrosunda sürdürmektedir. Atıcı, Elif: Erişkin Lösemili Hastalarda HastaHekim İlişkisinin Tıp Etiği İlkeleri Açısından İncelenmesi. Doktora Tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü 2005. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Anatamamladı. 1988 yılında Kızılay Özel Hemşirelik Lisesi’nden mezun oldu . 19901994 yılları arasında dönem I. olarak Florence Nightingale Hemşirelik Yük-sekokulu Lisans Programını, 1995-1998 yılları arasında Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşi-relik Esasları Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programını tamamladı. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensti-tüsü Hemşirelik Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Kamerya Babadağ danışmanlığında hazırladığı doktora tezini 2005 yılında savunarak “Ph.D.” ünvanı aldı. Tosun, Hale: Sağlık Bakımı Uygulamalarında Deneyimlenen Etik İkilemlere Karşı Hekim ve Hemşirelerin Duyarlılıklarının Belirlenmesi Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı, 2005. Araştırma sağlık bakım uygulamalarında deneyimlenen etik ikilemlere karşı hekim ve hemşirelerin duyarlılıklarını belirlemek ve etkileyen faktörleri incelemek amacı ile tanımlayıcı ve metodolojik olarak planlanmış bilim Dalı’nda lösemi tanısı ile tedavi gören 106 hasta ve bu hastaların takip ve tedavisini sürdüren 50 hekim, tezin araştırma grubunu oluşturmuş, veri tabanını oluşturan bilgiler anket yöntemi ile toplanarak, istatistiksel analizleri SPSS for Windows Ver. 10.0 istatistik paket programı ile elde edilmiştir. Hasta ve hekimlerin beklentilerinin ve uygulamada yaşadıklarının analiz edilmesi, hasta-hekim ilişkisinde tıp etiği ilkelerinin ne denli dikkate alındığını ortaya koyacaktır. Tezde, bu amaçla lösemili erişkin hasta ve hekim arasındaki ilişkiyi etkileyen unsurlar, hastalığa özgü etik sorunlar tanımlanmış, tıp etiğinin temel ilkeleri olan yararlı olma/zarar vermeme, özerkliğe saygı ve adalet ilkeleri yönünden değerlendirilerek, etik sorunların çözümüne yönelik öneriler geliştirilmiştir. Hasta ve hekimlerden edinilmiş somut bilgilere dayanarak sorunu tartışan tez, erişkin lösemisinde sunulan sağlık hizmetinin iyileştirilmesi için çözüm arayışlarında, başvuru kaynaklarından biri olma işlevi taşıyacaktır. Dr. Hemşire HALE TOSUN: 1970 Balıkesir doğumlu olan Hale Tosun ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da ve gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini; İstanbul il sınırları içersinde bulunan üniversitelere bağlı fakülte, devlet hastanesi, SSK hastanelerinin; cerrahi, yoğun bakım ve reanimasyon, psikiyatri, onkoloji ve hematoloji birimlerinde çalışan hekim ve hemşireler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklem grubunu ise; bu 5 bölümde çalışan, araştırmaya katılmaya istekli hekim ve hemşire grubu oluşturmuştur. Araştırma verileri “Bireysel Bilgi Formu” ve “Moral Sensitivity Questionnaire –MSQ” kullanılarak elde edilmiştir. MSQ Kim Lutzen tarafından oluşturulmuştur. MSQ toplam 30 madde ve 6 alt boyuttan (Otonomi, Yarar Sağlama, Bütüncü Yaklaşım, Çatışma, Uygulama, Oryantasyon) oluşan likert tipte bir ölçüm aracıdır. Araştırmanın ilk aşamasında MSQ’nun geri çevirme yöntemi ile dil eşdeğerliği ve uzman görüşü ile içerik geçerliği sağlanarak Türkçe şekilleri elde edilmiş, güvenirlikleri ise “Test-Tekrar Test” “Cronbach’s Alpha Çözümlemesi” ve “Madde Toplam Puan Korelasyonu” yöntemleri ile sınanmıştır. Araştırmanın ikinci aşamasında ise Bireysel Bilgi Formu ve MSQ, 363 hekim ve 479 hemşire toplam 842 sağlık çalışanına uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS programı ile oran, aritmetik ortalama, standart sapma, yüzdelik, t-testi, ANOVA, Pearson’s Momentler Çarpımı Korelasyonu, - 15 - Cronbah’s Alpha tekniği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar; MSQ ve 6 alt boyut puanlarının ortalamaları; otonomi boyutunda 18.41±6.30, yarar sağlama boyutunda 12.23±4.20, bütüncü yaklaşım boyutunda 11.68±4.42, çatışma boyutunda 13.09±3.40, uygulama boyutunda 11.30±4.03, oryantasyon boyutunda 8.30±3.68, MSQ’nun toplamında ise 85.23±18.84 olarak bulunmuştur. MSQ ile hekim ve hemşire grubunun karşılaştırılmasında; otonomi boyutunda istatistiksel açıdan anlamlı farklılık (p< 0.05 t=1.99) olduğu, hemşirelerde otonomi kullanmanın hekimlere oranla daha fazla olduğu, uygulama boyutunda istatistiksel açıdan an- lamlı farklılık (p< 0.05 t=2.04) olup; hemşirelerde uygulama puan ortalamasının hekimlerden daha iyi düzeyde olduğu, oryantasyon boyutunda istatistiksel açıdan çok ileri derecede anlamlı farklılık (p< 0.001 t=-3.35) olduğu; hekimlerde oryantasyonun hemşire grubuna oranla daha iyi düzeyde olduğu, MSQ’nun geneli ve diğer alt boyutları ile hekim ve hemşire grupları arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunmadığı belirlenmiştir. Hakeri, Hakan: Sorularla Ceza Hukuku. Birinci Baskı. Türkiye Barolar Birliği Yayını. Ankara 2005. TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com TIP ETİĞİ-TIP HUKUKU YAZARLARININ YENİ KİTAPLARI 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4.11.2004 tarih ve 552 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 12/1-b maddesi ile yürürlükten kalktı ve yeni Ceza Kanunu 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye Barolar Birliği internet sayfasından öğrendiğimize göre, bu tarihin öncesinde ve sonrasında Türkiye Barolar Birliği’ nin inisiyatifiyle yaklaşık yirmi beş kişilik bir ceza hukuku öğretim üyesi grubu hafta sonları Türkiye’nin çeşitli illerinde baroların düzenlediği bilgilendirme seminerlerine katıldılar. Bu seminerler çoğu kez aynı hafta sonu bir çok ilde aynı anda yapıldı. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nca benimsenen ve Trabzon’da yapılan TBB 27. Olağan Genel Kurulu’na sunulan yayın programında, hukukçular ile ilgilenenlerin yararlanabilecekleri nitelikte hukuk kitapları yayımlanması kararlaştırıldı. Doç. Dr. Hakeri, hukuk eği- timi almamış olan bireylerin bilgilendirilmesi amacıyla yeni ceza kanununa ilişkin bir seri hazırladı ve bu seri on gün Ceza Kanunu ve iki gün de Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilgili olarak Radikal gazetesinde yayınlandı (metnin tümü için bkz.). Hakeri, Türkiye Barolar Birliği’nin hem Ceza Kanunu hem de Ceza Muhakemesi Kanunu ile İlgili olarak, hem avukatlara hem de halka yönelik soru-cevap şeklinde bir kaynak hazırlanması önerisini değerlendirerek “SORULARLA CEZA HUKUKU” adlı kitabını oluşturdu. Hakeri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Özdemir Özok’un önsözü ile yayınlanan eseri ile ilgili olarak “Bu çalışmada her biri yılların tecrübesini taşıyan avukat meslektaşlarımıza ceza hukukunu yeniden öğretmek amaçlanmadı elbette. Daha çok yeni kanunun getirdikleri ve sonuçları üzerinde durmaya çalıştım. Yararlı olmasını diliyorum.” diyor. Tıp uygulamaları açısından Yeni Türk Ceza Kanunu’nu etraflıca incelemek zorunluluğu açısından, önemli bir gereksinime yanıt olan eseri tavsiye ederiz. Prof. Dr. Öztan Öncel Demirhan Erdemir, Ayşegül: Acil Tedavi ve Bakımda Tıp Etiği Sorunları (Olgu Ör-nekleriyle). Nobel Tıp - 16 - Kitab-evleri. İstanbul 2006. Özellikle Sanayi Devrimiyle birlikte ortaya çıkan yoğun makineleşmenin endüstriyel toplumun itici gücü olması ve gündelik yaşamı kolaylaştıran, vazgeçilmez bir unsur olarak insan hayatında yer almaya başlamasıyla, toplumda ani yaralanma riskleri önemli derecede artış göstermiştir. Bunun sonucu olarak insanlar; nerede ve ne zaman başlarına geleceklerini bileme-dikleri travma ve yaralanmalar nedeniyle, çoğu kez de kendilerinin seçme şansı olmadan, olaya en yakın bir acil tıbbi birimde sıklıkla misafir edilir hale geldiler. Genel- likle bilinçleri kapalı olarak veya panik halinde götürüldükleri acil birimlerde hastaların karşılaştıkları tıbbi davranışlar tıp etiğinin önemli bir konusudur. Bir Tıp Etikçisi olan Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir, bu kitapla ülkemizde tıp etiği literatüründeki önemli bir boşluğu dolduruyor. Aynı zamanda bir Tıp Tarihçisi olan yazar acil bakım ve tedavi tarihini de kitapta doyurucu bir şekilde sunuyor. Bu çalışmanın, zaten bedensel bir travma ile acil birimlere giden hastaların ruhsal bir travmaya maruz kalmadan, en iyi şekilde sağlık hizmeti almasına katkıda bulunacağı muhakkaktır. Yayıncılık. İstanbul 2005 Tıbbi uygulama hatası iddiaları son yıllarda ülkemiz gündeminde daha fazla artan oranda yer tutmaya başlamıştır. Bunun elbette çeşitli sebepleri söz konusudur. Bu gündemin artışına paralel olarak da konuyla ilgili kaleme alınan kitap, makale gibi çalışmaların ya da kongre, sempozyum gibi etkinliklerin sayısında artışlar gözlemlenmektedir. Bu anlamda siz değerli okuyuculara tanıtmak istediğim kitap Prof. Dr. Oğuz Polat tarafından kaleme alınmıştır ve Mart 2005 tarihinde Seçkin Yayıncılık tarafından piyasaya verilmiştir. Prof. Dr. Oğuz Polat uzmanlık eğitimini adli tıp alanında tamamlamış ve halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ nda görev yapmakta olan bir bilim insanıdır. Prof. Dr. Oğuz Polat kitap yazarlığı konusunda oldukça üretkendir ve kendisinin adli tıp alanında yoğunlaşmış çok sayıda kitabı bulunmaktadır. Yazarın, birkaç yıl öncesine dek 3 yıllık bir süre için Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı görevini yürütmüş olması kendisinin adli tıp alanındaki teorik bilgilerini ülkemiz adli tıp pratiğindeki yansımalar ile yoğun biçimde birleştirebilmesine olanak sağlamıştır. Kitap, önemli ifadeler içeren bir önsözü takiben 12 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, giriş bölümüdür. İkinci bölümde, tıbbi uygulama hataları ile ilgili temel kavramlar açıklanmış, konu hukuki, etik ve hekim-hasta ilişkisini ilgilendiren diğer unsurlar yönünden incelemeye alınmıştır. Üçüncü bölüm, tıbbi uygulama hatalarına yaklaşımın, ülkemiz ve dünya tarihi açısından ilk çağlardan başlayan bir kronolojisini içermektedir ve bu bölümde, ül- kemizde ve diğer ülkelerde çeşitli dönemlerde çıkartılmış hukuki mevzuatların konuya etkileri incelenmiştir. Dördüncü bölümde, tıbbi uygulama hatalarının dünyadaki yaygınlığı konusunda bilgiler aktarılmaktadır. Beşinci bölüm, hekim hasta ilişkisinin özelliklerini ve bu ilişkide dikkat edilmesi gerekenleri, mevcut hukuki mevzuatımız ışığında, gözler önüne sermektedir. Altıncı bölüm, tıbbi uygulama hataları konusunda dünya uygulamalarını ortaya koymaktadır. İncelemeye alınan ülkeler arasında; ABD, İngiltere, İsveç, Hollanda, Avustralya, Japonya ve İspanya uygulamaları bulunmaktadır. Yedici bölüm, uzmanlık alanlarına göre en sık görülen tıbbi uygulama hatası örneklerini ortaya koymaktadır. İncelemeye alınan uzmanlık alanları arasında; Kadın Hastalıkları ve Doğum, Genel Cerrahi, Ortopedi ve Travmatoloji, Göğüs Cerrahisi, Plastik Cerrahi, Klinik Onkoloji, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Psikiyatri, Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Acil Tıp Uygulamaları yanısıra, pratisyen hekimlik alanında sıkça görülebilen örnekleri de içermektedir. Kitabın Sekizinci bölümünde, tıbbi uygulama hatalarıyla ilgili hukuki mevzuat ve böyle bir iddia durumunda izlenmesi gerekli prosedürler basamaklar halinde incelenmektedir. Dokuzuncu bölümde, tıbbi uygulama hatası iddialarında bilirkişilik için görev alan Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yüksek Sağlık Şurası’nın çalışma prensip ve usülleri incelenmiş ve söz konusu bilirkişi yapılanmalarına yansıyan son 10 yıllık dosya bilgileri istatistiki olarak aktarılmıştır. Onuncu bölümde, tıbbi uygulama hatası id-diasının ortaya konulabilmesinde adli tıp uzmanının yeri ve otopsi işleminin önemi incelenmiştir. Onbirinci bö-lümde ise, konuyla ilgili seçilmiş 18 olguya yer verilmiş-tir. Kitabın onikinci ve son bölümünde ise, tıbbi uygulama hataları ile ilişkili olabilecek ulusal kanun metinleri-nin ilgili maddelerine, aralarında Dünya Dr. Hakan Ertin Polat, Oğuz: Tıbbi Uygula-ma Hataları, Klinik, Sosyal, Hukuksal ve Etik Boyutları. Seçkin - 17 - Tabipler Birli-ği’nin yayınlamış olduğu bildirgeler de olmak üzere uluslararası bildirge metinlerine yer verilmiştir. Kitap bu bölümleri izleyen kaynakça ve kavramlar dizini ile son bulmuştur. Kısaca özetini ve bölüm içeriklerini aktarma-ya çalıştığım söz konusu kitap, hatalı tıbbi uygulamalar konusunda çalışmalar yapmak isteyen veya hatalı tıbbi uygulamalardan sakınmak isteyen tüm profesyonellerin kitaplığında bulunması gerekli bir kitaptır. Hayli akıcı ve anlaşılır bir dili olan bu kitabı, konuyla ilgilenen herkese tavsiye ederim. Doç. Dr. Nevzat Alkan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Adli Tıp AD Oğuz, Yasemin N; Tepe, Ha-run; Örnek Büken, Nüket; Kırımsoy Kucur, Deniz: Bi-yoetik Terimleri Sözlüğü. Türkiye Felsefe Kurumu Ya-yını. Ankara 2005. Dünyada 1950’lerden itibaren akademik çalışmalar yürütü-len biyoetik alanı, ülkemizde de 1980’li yıllardan başlaya-rak ilgi görmeye başladı. Ül-kemiz biyoetik alanı araştırmacıları, akademik dal oluşunun uzun bir geçmişi bulunmayan bu dalda yabancı kaynakları izlemek ve ülkemize bu kaynaklara dayalı olarak bilgi aktarımında bulunmak durumundadır. Ancak bilinir ki, kavramları anlatmak üzere seçilen sözcükler, yani terimler, dilin ve düşünce-nin araçlarıdır ve uygun sözcükler seçilip kullanılamadı-ğında, diğer bilim alanlarında olduğu gibi biyoetik ala-nında da sorun alanlarını tanıtmak, bilgi aktarmak ve sağlıklı bir tartışma platformu yaratmak mümkün olmaz. Bu kaygıda buluşan “Biyoetik Terimleri Sözlüğü” yazar-ları, çeşitli kavram ve terimlerin Türkçe karşılıklarının bulunmasında anlam kaybına ve yanlış anlamalara yol açılmaması için üzerinde genel bir uzlaşmaya varılabilecek bir Türkçe biyoetik dili oluşmasına katkıda bulunmak üzere bir sözlük oluşturulması düşüncesini, 1999 yı-lında, Türk Felsefe Kurumu çatısı altında oluşturdukları Biyoetik Birimi’nde projelendirdiler. Sözlük, kuramcıla-rın, uygulamacıların ve öğrencilerin yararlanması ama-cıyla 2005 yılı sonlanırken okurla buluştu. Sözlükte te-rimlerin İngilizce karşılıkları yanında, terime ait üst kav-ram, yakın kavramlar, ilgili kavramlar ve karşıt kavramların da açıklanması ile, terimlerin anlam açısından bel-lekte en doğru yere oturtulmaları, böylelikle doğru kulla-nılmaları için oldukça yararlı olacak bir yöntem izlenmiştir. Ülkemizin gerçek bir gereksinimini dikkate ala-rak varedilmiş bu değerli eser, kuşkusuz pek çok baskı sayısına ulaşacaktır. Doç. Dr. Arın Namal Society for Medical Ethics and Law is now accesible on the internet through its web site. You can reach our SOCIETY for MEDICAL ETHICS AND LAW- NEWS site www.tipethukder.4t.com. Society for Medical Ethics and Law was founded on the 3rd of December 2004, by 17 academicians well known in the fields of Medical Ethics and Law. The society had its first board meeting on the 26th of May 2005. The first scientific activity of the association society was the Internationally Participated I. Medical Ethics and Law Symposium carried out in Istanbul, in the Centre Building of the Istanbul University. Prof. Dr. Jur. Utr. Brigitte TAG (Zurich University Faculty of Law – Switzerland) Prof. Dr. iur. Jochen TAUPITZ (Mannheim University – Faculty of Law Sciences – Germany) Prof.Dr. Jean Pierre TRICOT (Leuven Catholic University – Faculty of Medicine – Belgium) and the editor of an important medical ethics periodical in Germany, “ Ethik in der Medizin” Dr. med. Gisela BOCKENHEIMER LUCIUS (Frankfurt Johann Wolfgang Goethe University Faculty of Medicine Senckenberg Institute of Medical History - Germany), were the foreign guests of the symposium. The conferences to be presented at the symposium were published by Nobel Tıp Kitabevi in 2005 summer under the editorship of Prof. Dr. Ayşegül DEMİRHAN ERDEMİR, Prof. Dr. Öztan ÖNCEL, Assoc Prof. Dr. Arın NAMAL, Assoc. Prof. Dr. Yener ÜNVER and Assoc. Prof. Dr. Hanzade DOĞAN. Society for Medical Ethics and Law is going to organise the second internationally participated symposium in Istanbul between the dates 12-13 October in 2006. The symposium is going to be held at the Istanbul University Centre Building Postgraduate Hall. The - 18 - main subject of the symposium is the “High- Tech Medicine and the Physician-Patient Relationship”. The chairman: Prof. Dr. Öztan ÖNCEL The secretaries: Assoc. Prof. Dr. Arın NAMAL and Dr. Hakan ERTİN (Istanbul University Istanbul Medical Faculty Department of Medical Ethics and Medical History). Lecturers invited from abroad: Prof. Dr. iur. Brigitte TAG, Dr. John BLAIR, Prof. Dr. John HARRIS and Prof. Dr. Darryl MACER. Istanbul University Istanbul Medical Faculty Department of Medical Ethics and Medical History carried out a symposium on the subject “Child in Terminal Period: Ethical Problems” on the 1st of November 2005. Prof. Dr. med. Johann Christoph STUDENT, the chief director of Hospice Stuttgart in Germany; was the invited lecturer of the symposium. In the symposium he presented 16 papers which took attention considerably. The papers presented in the symposium are planning to be collected in a book. Department of Deontology and Medical History defended her doctorate thesis on “ Investigation of the Doctor-Patient Relationship for Adult Leukaemia Patients in terms of the Principles of the Medical Ethics” in 2005, December; and it was found sucessfull. Nurse Dr. Hale TOSUN, has fullfilled her doctorate thesis entitled “Determination of Doctors and Nurses’ Sensitivity against the Ethical Conflicts experienced in the Health Services” in Istanbul University Institute of Health Science in 2005. Heidelberg University will grant Prof. Dr. med. Johann Christoph STUDENT the honorary doctorate’s degree in February 2006. Prof. Dr. Student was invited to the symposium arranged by Istanbul University Istanbul Medical Faculty Department of Medical Ethics and Medical History in November 2005 and he has given a conference that has drawn substantial attention. The logo of Medical Ethics and Law Society is drawn by the artist Jale YAVUZ. The International United Bioethics Congress was held in Şanlıurfa on 14-18 November 2005, with the cooperation of the Turkish Bioethics Association and the Asian Bioethics Association. The chairman of the congress was the Head of the Departmant of Medical Ethics Harran University Faculty of Medicine Assoc. Prof. Dr. Şahin AKSOY. Well known medical ethicists such as John HARRIS, Hamideh OFOGHI, Young Mo KOO, Quiu RENZONG, Siti Nurani Mohd NOR, Takahiro NISHIMURA, Simona GIORDANO, Daniel Fu-Chang-TSAI, Chara SPILIOPOULOU, Giorgorius LEON, Aruna SIYAKAMI, Lalaine H. SIRUNG, Motomu SHIMODA, R.N. SHARMA, Sylvia RUMBALL, Qui RENZONG, Tsuyoshi AWAYA, Michael BRANNIGAN, Jayapaul AZARIAH, Xaiomei ZHAI, Myeong J NAM, Darryl MACER, Soren HOLM, Simona GIORDANI, Michael Brannigan DAVID, L. WIESENTHAL attanded the congress from abroad. The congress also took attention. Dr. Elif ATICI, charged in Uludağ University Uluslararası Katılımlı I. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyum Kitabı I.Symposium on Medical Ethcis and Law with International Pasticipation Proceedings Book Editörler: Prof.Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir Prof.Dr. Öztan Öncel Doç.Dr. Arın Namal Doç.Dr. Yener Ünver Doç.Dr. Hanzade Doğan Nobel Tıp Kitabevleri-2005 Madde 1: Derneğin adı, Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’dir. - 19 - TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ TÜZÜĞÜ Madde 2: Derneğin merkezi, İstanbul’dur. Şubesi yoktur. Madde 3: Derneğin Adresi: Fındıkzade, Akkoyunlu Sok. No:16 Kat:1 Fatih-İstanbul. Madde 4: Derneğin Amacı: Türkiye’deki tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında bilimsel çalışmaların geliştirilmesine yardımcı olmak, bu alandaki bilimsel etkinliklerin yapılmasını desteklemek, tıp etiği ve tıp hukuku eğitiminin çağın koşullarına uygun biçimde gerçekleşmesine yardımcı olmak ve uluslararası bilimsel ilişkilerde bulunarak bilgi alışverişi sağlamaktır. Dernek bu amaçlara ulaşmak için aşağıdaki konularda çalışmalarını sürdürür ve bu çalışmaları nedeniyle uluslararası bir nitelik taşır. a) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında Türkiye’de ve dünyada yapılan bilimsel araştırma, çalışma ve gelişmeleri izler ve teşvik eder. b) Sağlık kuruluşlarındaki tıp etiği ve tıp hukuku sorunlarının çözülmesine yardımcı olmaya çalışır ve öneriler getirir. Amaçta belirtilen konularda resmi makamlarla bilim ve öğretim kuruluşlarına yardımcı olur. c) Sağlık çalışanlarının, sağlık hizmeti sunumu sırasında karşılaşabilecekleri etik sorunlarla baş edebilmelerine yardımcı olmak amacıyla tıp etiği ve tıp hukuku konusunda ileri eğitim sağlanmasında yardımcı olur. d) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında ulusal ve uluslararası bilimsel araştırmalar ve projeler düzenler ve düzenletir. e) Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarındaki bilimsel çalışmaları yayınlar ve kaynak bulanabildiği takdirde derneğin yayın organı olarak uluslararası bilimsel nitelikte bir derginin çıkarılmasını sağlar ya da böyle bir dergiyi destekler. f) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında Türkiye’de yetişmekte olan ve akademik kariyer yapmakta olan araştırıcıların yetişmesi ve güçlenmesi ve Türkiye dışından gelecek ve Türk tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında araştırma yapacak konuk araştırıcıların çalışmaları için gerekli çabalara girişir, olanaklar sağlar. g) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum, panel ve toplantılar yapar. h) Tıp etiği ve tıp hukuku alanında yabancı bilimsel dernek, enstitü ve üniversitelerle bilgi alışverişinde bulunur ve gerektiğinde uluslararası toplantılar yaparak Türkiye’deki bu alandaki bilimsel gelişmeleri diğer ülkelere ve diğer ülkelerdeki bilimsel gelişmeleri de Türkiye’ye aktarır. ı) Dernekler Kanunun 5. maddeleri ve koşulları yerine getirilerek tüzüğün öngördüğü düzen ve gereklere uyularak tıp etiği ve tıp hukuku alanlarındaki ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bilimsel ilişki kurar, yasal izinler alınırsa bu kuruluşlarla birlikte çalışmalar yapar, toplantılara katılır ve konuk araştırıcılar çağırır, temsilciler gönderir. Madde 5: Dernek, siyasi ya da dini alanda faaliyet gösteremez ve yukarıda sözü edilenlerden başka hiçbir konuyla uğraşmaz. Derneğe Üye Olma, Üyelikten Çıkma ve Çıkarılma Madde 6: Derneğin iki tür üyesi vardır. a. Asil Üye b. Onursal Üye Asil Üyelik Koşulları Madde 7: Derneğe asil üye olabilmek için: a. Medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip ve 18 yaşını bitirmiş olmak, b. Türk Ceza Kanunu uyarınca kamu haklarından yasaklanmış ve hacir altında olmamak, c. 5253 sayılı dernekler yasasının 32. maddesine göre, üyelikleri sakıncalı bulunanlar dışında T.C. vatandaşı olmak, d. Tıp etiği ve tıp hukuku alanında ya da sağlık ve hukuk ile ilgili meslek üyelerinin (hekim, diş hekimi, eczacı, veteriner hekim, hemşire, biyolog, psikolog ile hukukçu, felsefeci ve benzerleri) veya bunların dışında bu konuyla ilgilenen meslek sahiplerinin araştırma yapmaları ve yayın sahibi olmaları, e. Derneğin tüzüğünü benimsediğini ve Derneğin Yönetim Kurulu kararı ile belirlenmiş yıllık ödentiyi ödeyeceğini bildirerek aynı alanlarda çalışan iki üyenin önerisini taşıyan dilekçe ile Derneğe başvurmak, f. Yönetim Kurulunun kararıyla üyeliğe kabul edilmek gerekir. Dernekler Kanununun 32. maddesiyle üyelikleri izne bağlı tutulanların, bu izni başvurularına eklemeleri zorunludur. Türk vatandaşı olmayanların ayrıca ikamet belgelerini de vermeleri gerekir. Onursal üye olacak yabancı uyruklular için, ikamet belgesi aranmaz. Yabancı uyrukluların üyelikleri 10 gün içinde valiliğe bildirilir. Derneğin Yönetim Kurulu, bir başvuranı üyeliğe kabul edip etmemekte serbesttir. Ancak, başvuruyu olumlu ya da olumsuz otuz gün içinde karara bağlamak ve sonucu dilekçe sahibine bildirmek zorundadır. Onursal Üyelik Koşulları Madde 8: Derneğe onursal üye olabilmek için: a. Tıp etiği ve tıp hukuku konularında ya da ilgili alanlarda yurt içinde veya uluslararası alanda çalışma ve çabalarıyla tanınmış olmak, b. Derneğe önemli yardımları geçmiş, çalışmalarına katkıda bulunmuş olmak, c. Asil üyelik koşullarını taşımak, d. Yönetim Kurulu ya da Genel Kurul tarafından kabul edilmek gerekir. Onursal üyeler Genel Kurula katılıp söz alabilirler. Ancak oy hakları yoktur. Ödenti vermek isteklerine bağlıdır. Üyelikten Çıkma Madde 9: Ayrılma isteğini yazıyla bildirmiş olan üyeler, Dernek üyeliğinden çıkmış olurlar. Ayrılma tarihine kadar olan ödentilerden sorumludurlar. Ayrılanların tekrar üyeliğe başvurmalarında tüzüğün 7. ve 8. maddeleri yeniden göz önünde tutulur. Üyelikten Çıkarılma Madde 10: Aşağıda belirtilen durumlarda Yönetim Kuru- - 20 - lu kararıyla üyelik kaydı silinir: a. Üyelik koşullarının sonradan yitirilmesinde, b. Ödenti borcunun yazılı bildirimini taahhütlü olarak alınmış bulunmasına karşın iki yıl süreyle ödememe halinde, c. Derneğin amacına aykırı davranarak, yöneticilerin yetkilerini kullanıp görevlerini yerine getirmelerine güçlük çıkarmak, çalışma düzenini bozmak, sakıncalı tutum ve davranışları bulunmak ve Dernekler Kanununa aykırı eylemleri nedeniyle Yönetim Kurulunun önerisi üzerine savunmasını takiben Yönetim Kurulu kararıyla üyelikten çıkarılmada. Yönetim Kurulu, soruşturma tamamlanıncaya kadar çıkarılması istenen üyenin dernek çalışmalarına, organların toplantılarına katılmasını geçici olarak yasaklayabilir. Yönetim Kurulu kararına karşı üyenin ilk toplanacak Genel Kurula yazıyla itiraz hakkı vardır. Genel Kurul bu durumda konuyu gündeme alıp görüşmek (isterse üyeyi dinlemek kararı da verebilir) zorundadır. Genel Kurulun kararı kesindir. Derneğin Organları, Kuruluşları, Yetki ve Görevleri Derneğin Organları Madde 11: Derneğin organları şunlardır: a. Genel Kurul, b. Yönetim Kurulu, c. Denetleme Kurulu, Genel Kurul Madde 12: Genel Kurul, Derneğin en yetkili ve en üst organı olup asil üyelerden oluşur ve iki yılda bir Mayıs ayında İstanbul’da toplanır. Genel Kurul toplantıları dernek merkezinin bulunduğu yerden başka bir yerde yapılamaz. Üyeler, en az on beş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi yerel bir gazetede ilân edilerek toplantıya çağrılır. Adlarına ayrıca taahhütlü mektupla çağrı duyurusu gönderilir. Gazete duyurusunda, çoğunluk sağlanamaması nedeniyle toplantı yapılmazsa ikinci toplantının hangi gün yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı günü ile ikinci toplantı günü arasında bırakılacak zaman bir haftadan az olmaz. Toplantı başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum, geri bırakma nedenleri de belirtilerek ilânın yapıldığı gazeteye ikinci bir ilân verilerek üyelere duyurulur. İkinci toplantının, geri bırakma tarihinden başlayarak en geç iki ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya ilk toplantıdaki koşul ve yöntemle yeniden çağrılır. Genel Kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz. Her toplantının günü, saati, yeri, gündemi toplantı gününden en az on beş gün önce Valiliğe yazıyla bildirilir ve bu yazıya toplantıya katılacak üyeleri gösteren liste eklenir. Toplantı Düzeni, Gündemi, Yöntemi ve Karar Yeter Sayısı Madde 13: Genel Kurul iki biçimde toplanır: a. OLAĞAN TOPLANTI, 12. maddeye uygun olarak Yönetim Kurulunun çağırdığı ve düzenlediği toplantıdır. Gündemini Yönetim Kurulu saptar. Gündem dışı konuların görüşülebilmesi ancak toplantıda hazır bulunan üyelerin sayısı en az onda birinin yazılı görüşme istemini Genel Kurul Başkanlığına vermesine bağlıdır. Bu durumda önergede istenen konunun gündeme alınıp görüşülüp karara bağlanması zorunludur. Bunun dışında, gündemde yer almayan konular görüşülemez. b. OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI, Yönetim ya da Denetleme Kurulunun gerekli gördüğü durumlarda veya Dernek üyelerinden beşte birinin yazılı istemi üzerine en geç bir ay içinde Yönetim Kurulu tarafından çağrısının yapılması zorunlu Genel Kurul toplantısıdır. Kanuna uygun çağrı yerine getirilmezse Denetleme Kurulu ya da olağanüstü toplantıyı isteyen üyelerden birisinin başvurusu üzerine İstanbul Sulh Hukuk Hakimi duruşma yaparak Dernek üyelerinden üç kişilik bir kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir. Olağanüstü toplantılarda yalnız gündem konusu olan konular görüşüleceğinden toplantı istemiyle birlikte bu hususun açıklanması zorunludur. Olağanüstü toplantılar için de tüzüğün 12. maddesi uygulanır. Madde 14: Genel Kurula katılacak üyeler, Yönetim Kurulunca düzenlenen listedeki adlarının karşısına imzalarını koyarak toplantıya girerler. Toplantının başlayabilmesi için, tüzüğe göre, katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından bir fazlasının bulunması zorunludur. Bu durum bir tutanakla saptanır. İlk toplantıda yeter sayı sağlanamazsa, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak ikinci toplantıya Dernek Yönetim ve Denetleme Kurulları asil üye tam sayısı toplamının iki katından çok üyenin katılması gerekir. Yeter sayının sağlandığı bir tutanakla saptanarak toplantı başlatılır. Toplantıyı Dernek Başkanı olan Yönetim Kurulu Başkanı ya da görevlendireceği bir Yönetim Kurulu üyesi açar. Açılıştan sonra, açık oyla, toplantıyı yönetmek için bir Genel Kurul Başkanı ile bir Başkan vekili ve iki yazman seçilir. Toplantıyı Genel Kurul Başkanı yönetir. Her üyenin bir oy hakkı vardır. Bir üye yetki belgesini vermek suretiyle, bulunmayan bir üye yerine oy kullanamaz. Yazmanlar toplantı tutanağını düzenler ve belgeler, Yönetim Kuruluna bir belge karşılığında teslim edilir. Genel Kurulun Yetki ve Görevleri Madde 15: Aşağıdaki hususlar Genel Kurulun yetki ve görevi içindedir: a. Yönetim ve Denetleme Kurullarının üyelerini yedekleriyle birlikte seçmek, b. Dernek Tüzüğünü değiştirmek, giriş ödentisi ile yıllık ödentileri belirlemek, c. Yönetim ve Denetleme Kurulları raporlarını görüşüp Yönetim Kurulunu saptamak ya da yargı yolunu kararlaştırmak, d. Dernek için gerekli taşınmaz malların satın alınmasına mevcut taşınmaz malların satılmasına, başka türlü kullanıp yararlanmaya karar ve bu konularda borçlanmak için Yönetim Kuruluna yetki vermek, e. Dernekler Kanununun Bakanlar Kurulu kararını almak koşuluyla Derneğin uluslararası çalışmalar yapması, yurtdışındaki ilgili kuruluşlara katılması, bunlardan ayrılmaması, bunlarla sürekli işbirliği yapmasını kararlaştırmak, veya bu konularda Yönetim Kurulunu yetkili kılmak, f. Derneğin feshine karar vermek, g. Üyelikten Çıkarma kararlarını kesinleştirmek, - 21 - h. Kanunlarda ve tüzükte Genel Kurulca yapılması öngörülen görevleri yerine getirmek. Yönetim Kurulunun Seçimi, Yetki ve Görevleri Madde 16: Yönetim Kurulu, Genel Kurulca üyeler arasında gizli oyla seçilen 7 asil, 3 yedek üyeden oluşur. Yedi asil üye, bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir sayman, bir genel sekreter ve üç diğer üyeden oluşur. Ayrıca seçimle değişen son Dernek Başkanı, doğal üye olarak Yönetim Kurulunda oy hakkı baki kalmak üzere bir dönem daha Yönetim Kurulunda kalır. Asil üyelikte boşalma durumunda oy sırasına göre yedek üye göreve çağrılır. Oylarda eşitlik durumunda ad çekilir. Yönetim Kurulu aşağıdaki hususları yerine getirir: a. Dernek Başkanını seçmek, Derneği temsil etmek ya da bu hususta birine, birkaçına yetki vermek, Dernek Başkanı yerine vekil atanmasını kararlaştırmak, b. Üyeliğe almaya ve üyelikten çıkarılmaya karar vermek, 10. maddenin c bendinde belirtilen yasaklamaya karar vermek, c. Derneğin gelir ve giderlerine ilişkin işlemleri yapmak, gelecek çalışma dönemi bütçe tasarısını hazırlayıp Genel Kurula sunmak, Genel Kurulca belli edilen ödentileri toplamak, d. Tıp etiği ve tıp hukuku alanlarında yurtiçi ve yurtdışı bilimsel ilişkileri düzenlemek ve gerektiğinde ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum, panel ve konferanslar düzenlemek ve bu konuyla ilgili kararlar almak. e. Genel Kurula sunulacak çalışma raporunu, çalışma programlarını hazırlamak, Genel Kurul kararlarını yerine getirmek, Genel Kurulu toplantıya çağırmak, Denetleme Kurulu kararlarını uygulamak, bu organların çalışmaları için gerekli koşulları hazırlayıp yardımcı olmak, f. Yükümlülük altına girmek, yayınlanacak eser ve yapılacak araştırmalarla çalışmaları denetlemek, tüzel kişilik ilişkilerini sağlamak, gerekli kuruluşları ve düzenlemeleri gerçekleştirmek, g. Dernek bütçesinde bölümler ve maddeler arasında aktarma yapmak, yeni bölüm ve maddeleri açmak, gelirleri kabul edip, giderleri onaylamak, h. Dernek yazmanını ve saymanını seçmek, Dernek görevlilerini almak, çıkarmak, bütçeye göre ücretlerini saptamak, i. Genel Kurulda ve Yönetim Kurulunda alınan önemli kararları üyelere duyurmak, j. Dernek Tüzüğünün ve ilgili kanunların verdiği görevleri yerine getirmek, yetkileri kullanmak. Yönetim Kurulu gerektiğinde en az 4 kişi olarak toplanır ve oy çokluğuyla karar verir. Oylarda eşitlik durumunda Başkanın bulunduğu tarafın kararı geçerlidir. Yönetim Kurulundaki boşalmaların doldurulamaması ve Kurulun dağılması durumunda Dernekler Kanununun 28. maddesi uygulanır. Görev Bölümü Madde 17: Yönetim Kurulu, ilk toplantısında gizli oyla ve salt çoğunluğun oyuyla Dernek Başkanını, Dernek Yazmanını ve Dernek Saymanını seçer. Dernek Başkanı, ardı ardına en fazla iki dönem için seçilebilir. BAŞKAN, Derneği yurtiçinde ve yurtdışında temsil eder, tüm resmî ve özel kurum, kuruluşlarda ve kurullarda ve yargı organlarında Dernek adına yer alır ya da yerine vekil atayabilir. Dernek çalışmalarının yasalara ve tüzük kurallarına göre uygunlukla yürümesini sağlar, çalışmaları gözetler ve yönetir. BAŞKAN YARDIMCISI, Başkan bulunmadığı zaman veya Başkanın gerekli gördüğü durumlarda Başkanın görevlerini yürütür. YAZMAN, Derneğin ve Yönetim Kurulunun yazı işleriyle özellikle iç yönetiminden sorumludur. Defter ve kayıtların tutulmasıyla görevlilerin çalışmasından, işlemlerin sonuçlanmasına değin durumların yönlendiricisidir. SAYMAN, Derneğin gelir ve gider işlemlerinden önde gelen sorumludur. Bunların işlenmesinde, bütçe tasarısının hazırlanmasında, taşınır ve taşınmaz malların korunup geliştirilmesinde başlıca görevi yapar, kayıtları tutar ya da tutturur. Hesap raporlarını hazırlar. Mali işlerin Yönetim Kurulu temsilcisidir. ÜYELER, Yönetim Kurulu toplantılarına oy hakkı ile katılır. Yönetim Kurulunca verilen görevleri üstlenirler. ÖNCEKİ BAŞKAN, Yönetim Kurulunun bir dönem için tabii üyesi olup, oy hakkına sahiptir. Denetleme Kurulu Madde 18: Genel Kurul tarafından gizli oyla seçilen 3 asil, 3 yedek üyeden oluşur. Yılda en az iki kez Dernek hesaplarını denetleyerek, sonuçlarını Yönetim Kuruluna bildirerek iki yıllık çalışma dönemi sonunda raporunu Genel Kurula sunar. Zorunlu durumlarda Genel Kurulun olağanüstü toplantıya çağırılmasına karar alabilir. Kurul, üyelerinden birini Başkan seçer. Çalışma Grupları Madde 19: Derneğin amaçlarını gerçekleştirmek için yapılacak çalışmalarda Genel Kurulla Yönetim Kurulu tarafından alınan kararları uygulamak ve bu organların kararlarına esas olarak inceleme ve faaliyetlerde bulunmak üzere, konulara göre Yönetim Kurulunca çalışma grupları kurulabilir. Ayrıca devamlı olmayan bazı çalışmaların yürütülmesi için doğrudan doğruya Yönetim Kurulu tarafından geçici çalışma grupları kurulabilir. Çalışma grupları faaliyetleri Yönetim Kurulunca hazırlanan yönetmeliğe göre yürür. Seçim Sonuçlarının Yönetime Bildirilmesi Madde 20: Genel Kurulca yapılan seçimi izleyen 30 gün içinde Dernek Başkanı tarafından Yönetim ve Denetleme Kurullarına seçilen asil ve yedek üyelerin ad ve soyadları baba adları, doğum yeri ve tarihleri, meslekleri ve konutları Valiliğe yazı ile bildirir. Madde 21: Derneğin amacının gerçekleştirilmesi için, gerekli görüldüğü hallerde Yönetim Kurulu çeşitli kollar ve komiteler kurabilir, kaldırabilir. Bunların çalışmalarını yönlendirecek yönetmelik ve yönergeler Yönetim Kurulunca hazırlanır. - 22 - Dernek Gelirleri Dernek Gelirleri Madde 22: Dernek Gelirleri: a. Üye aidatları, giriş ve üyelik aidatları Yönetim Kurulunca günün koşullarına uygun tespit edilir. Üye aidatları yıllık 25 YTL dır. b. Dernek tarafından düzenlenen çalışmalarda sağlanan gelirler, c. Dernek mallarından sağlanan gelirler, d. Bağış ve yardımlar, ayrıca 2860 sayılı Kanuna uygun olarak toplanacak bağış ve yardımlar, e. Yayın, piyango, sanat, kültür, eğlence ve spor gösterileriyle çalışmalarından sağlanan gelirler, bilimsel toplantı ve tüzüğe uygun çalışmaların gelirleri ve etik danışmanlık ücretleri ile ilgili makamların izniyle sağlanan iç ve dış kaynaklı öbür gelirlerdir. Derneğe yapılacak yardımlarda Dernekler Kanununun 10. maddesi, gelir ve giderlerde uygulanacak yöntemde de anılan Kanunun 11. maddesi gözetilir. Derneğin taşınmaz mal edinmesi ancak Dernekler Kanununun 22. maddesine uyularak gerçekleşir. f. Yıl içinde elde edilen brüt gelirlerin en az %80’i tüzükte öngörülen amaçlara ayrılır ve harcanır. Defter ve Kayıtlar Madde 23: Dernek aşağıdaki defter ve kayıtları tutar, dosyaları düzenler: a. Üye kayıt defteri, b. Karar defteri (Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu için ayrı ayrı), c. Alındı belgesi kayıt defteri, d. Gelir ve gider defterleri, e. Envanter f. İşletme Defteri Dernek gelirleri alındı belgesi ile toplanır ve giderler harcama belgesi ile yapılır. Alındı belgesinde bağışta bulunanın açık kimliği ve imzası alınır. Belgeleri saklama süresi, özel kanunlarda gösterilen, daha uzun süreye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, beş yıldır. Bağış ve ödenti toplayacak kişileri, Dernek Yönetim Kurulu bir kararla belirtir ve bu karar mülki amirliğe tescil ettirilir. Derneğin İç Denetim Şekilleri Madde 24: Derneğin iç denetimi, Dernekler Kanunu ve Dernek Tüzüğüne göre Denetleme Kurulu tarafından gerçekleştirilir. Derneğin amacını gerçekleştirmek için bir araya gelmiş üyeleri arasında oluşan görüş birliğinin sürdürülmesi veya dayanışmanın güçlendirilmesi, üye ilişkilerinin disipline edilmesi, belirlenen çalışma planının ve bütçe ile uygulamaya konulan programın en iyi biçimde gerçekleştirilmesi için de Denetleme Kurulunun tetkiklerine esas olmak ve Genel Kuruldan geçirilmek üzere yönetmelik çıkarılabilir. Derneğin Borçlanma Usulü Madde 25: İhtiyaç halinde yönetim kurulu kararıyla dernek her türlü borçlanmayı yapar. Son Kurallar Tüzük Değişikliği Madde 26: Tüzük değişikliği Genel Kurul gündeminde bu konuda özel maddenin bulunmasına ve hazır olan üyelerin 2/3’ünün oy vermesine bağlıdır. Gündemde bu konuda madde yoksa önergeyle eklenebilir. Derneğin Feshi Madde 27: Dernek, Genel Kurul kararıyla her zaman feshedilebilir. Ancak, toplantı gündeminde bu konunun bulunması ve toplantıya katılma hakkı bulunan üyelerin en az 2/3’ünün hazır olmaları zorunludur. İlk toplantıda bu çoğunluk sağlanamazsa 12. maddeye göre yapılacak ikinci toplantıda üye sayısı ne olursa olsun, fesih görüşülebilir. Karar, toplantıya katılanların 2/3’ünün oyuyla alınabilir. Fesih kararı 30 gün içinde Yönetim Kurulunca yazıyla Valiliğe bildirilir. Tasfiye Madde 28: Derneğin feshine karar verildiğinde, mallarının devredileceği yer de bu kararda yer alır. Uygulanacak Kurallar Madde 29: Bu tüzükte hakkında kural bulunmayan konu ve durumlarda öncelikler Dernekler Kanunu, daha sonra Medeni Kanun uygulanır. Bunlarda da çözüm getirecek açıklık yoksa ilgili düzenlemelerden yararlanılarak Genel Kurul kararıyla sonuca varılır. Madde 30: Derneği, 2004 yılında, adları aşağıda yazılı konu ile ilgili tıp etikçileri ve tıp hukukçuları kurmuşlardır. Derneğin kurucuları şunlardır: TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ www.tipethukder.4t.com - 23 - DÜNYADAN ETKİNLİK HABERLERİ 60 Jahre nach dem Nürnberger Ärzteprozess - Konsequenzen für Gesundheitspolitik und Gesellschaft? (Nürnberg'de Hekimlerin Yargılanışından 60 Yıl Sonra-Sağlık Politikaları ve Toplum Açısından Sonuçlar simpozyumu) 13/01/2006 Eichstätt-Ingolstadt, Germany COMET 2006: Communication, Medicine, and Ethics. 4th International Conference. http://www.cardiff.ac.uk/encap/hcrc/comet 2006/index.html İngiltere, 29/6/2006 - 1/7/2006 Social Justice in Practice http://www.ucd.ie/alsp2006/ Düzenleyen: Association for Legal and Social Philosophy İrlanda, 29/6/2006 - 7/1/2006 ICNE Annual Conference: the globalisation of nursing, ethical, legal and political issues 9-11 July 2006 in GUILDFORD İletişim: Verena Tschudin Email: v.tschudin@surrey.ac.uk web: www.nursing-ethics.com Annual Surrey Summer School: teaching ethics to healthcare students 12-14 July 2006 in GUILDFORD İletişim: Verena Tschudin Email: v.tschudin@surrey.ac.uk L'éthique de la recherche internationale: bioéthique globale et santé publique 17 March 2006 in BRUSSELS İletişim: Prof. Mylène Baum Email: baum@ebim.ucl.ac.be Web: www.md.ucl.ac.be/ebim/ Beyond Therapy: Ethical and Social Aspects of Medical and Genetic Enhancement of Human Properties, Predispositions and Capabilities 24 March-2 April 2006 İletişim: The Institute of Science and Ethics at the University of Bonn web: www.iwe.uni-bonn.de Death without suffering: advanced bioethics course 27-29 April 2006 in NIJMEGEN İletişim: N Steinkamp or V Hulsman, University Medical Centre Nijmegen, 2232 Dept. of Ethics, Philosophy and History of Medicine, PO Box 9101, 6500 HB Nijmegen, NL. Tel: ++31 24 3615320 Fax: ++31 24 3540254 Email: n.steinkamp@efg.umcn.nl 13th Congress on alternatives to animal testing 2-4 June in LINZ Email: linz2006@zet.or.at Web: www.zet.or.at/kongress/Linz2006 European Society for Philosophy of Medicine and Healthcare 23-26 August 2006 in HELSINKI İletişim: Dr Bert Gordijn, Department of Ethics, Philosophy, and History of Medicine, Radboud University Nijmegen Medical Centre, PO Box 9101, 6500 HB Nijmegen, NL Email: b.gordijn@efg.umcn.nl 2006 EACME annual meeting: new pathways for European bioethics 28-30 September 2006 in LEUVEN İletişim: Centre for Biomedical Ethics and Law Faculty of Medicine, K.U. Leuven, Kapucijnenvoer 35 3000 Leuven BELGIUM Tel. +32-16-33 69 51 Fax +32-16-33 69 52 E-mail: Chris.Gastmans@med.kuleuven.be Web: www.cbmer.be Ethical Issues in Research involving Public Health, Health Systems, and Health Services 17 February 2006 in KARACHI İletişim: Arshi Farooqui Tel: +9221-493-0051 Email: arshi.farooqui@aku.edu Web: www.gfbronline.com/ Creating a culture of research compliance: challenges and opportunities 7-8 March 2006 in LAS VEGAS İletişim: University of Nevada, Las Vegas Office for the Protection of Research Subjects 4505 Maryland Pkwy Box 451037 Las Vegas, NV 89154-1037 Tel: (702) 895-2794 Fax: (702) 895-0805 Email: Brenda.Durosinmi@unlv.edu Ethics and the business of biomedicine 6-8 April 2006 in KNOXVILLE İletişim: Denis Arnold Tel: 865-974-3255 Email: darnold1@utk.edu Web: web.utk.edu/~philosop/biomedconf.html Genomics and public health 4th International DNA Sampling Conference 4 June 2006 in MONTREAL İletişim: Marie-Hélène Regnier CRDP, Université de Montreal, 3101, chemin de la tour - local A-8465, Montreal QC H3t 1J7 Fax: (514) 343-212 World Psychiatric Association- "Coercive Treatment in Psychiaty: A comprehensive Review" 6-8 June 2006 (www.wpa2007dresden.org) The theme of the Conference is not only essential to psychiatry, but also ethically and historically sensitive, hotly debated and highly criticized by patients as well as their relatives. - 24 - Centre for the Study of Global Ethics, University of Birmingham, UK, 21-22 Eylül 2006 "Conception of tangible and intangible property" İletişim: Dr. Caroline Mullen globalethics@bham.ac.uk 500 kelimeyi aşmayan özet ile son başvuru tarihi 1 Mayıs 2006