Pdf Formatı
Transkript
Pdf Formatı
DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI TEMMUZ - AĞUSTOS 2015 YÜZELLİ İnşaat Sanayii Editörden Dergimizin bu sayısını İnşaat Sanayicilerimizin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri konusuna ayırdık. Yollar, köprüler, barajlar, konut projeleri ile ekonomimize “Hayat Veren” inşaat sanayicilerinin bir başka çehresini gösteriyoruz. Her biri gönüllü olarak gerçekleştirilen ve insana yatırım yapan bu projeler, Kurumsal Sosyal Sorumluluğun en iyi örneklerini oluşturuyorlar. Toplumsal refaha katkıda bulunan inşaat sanayicilerimizin projelerini anlatırken geniş kitlelere örnek olmalarını da istedik. Toplumun tüm kesimleri, sürdürülebilir ve kalkınan bir dünya için Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin bir parçası olmalıdır. Çünkü gelecek kuşaklara daha iyi bir yaşam alanı bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Zira bizler dünyamızı gelecek nesillerden ödünç aldık. Bu nedenle doğal kaynakların korunmasına yönelik çevre projelerinden, insana yatırım yapan eğitim projelerine, yaşamı zenginleştiren kültür sanattan, tarihi eserlerin korunmasına yönelik tüm projelerin yaygınlaşması gerekmektedir. Türkiye’nin alanında en önemli avukat ve eğitmenlerinden Prof. Dr. Kemal Dayınlarlı renkli kişiliği ile İnşaat Sanayii’nin konuğu oldu. Anılarla, hukukla, şiirlerle geçen uzun sohbetimizi okurlarımız ile paylaşmak istedik. İnşaat Sanayicilerimiz Türk inşaat sektörü markasını dünyada yaygınlaştırmaya devam ediyorlar. Bu yıl da ENR’ın listesinde Türk müteahhitlerimiz ikinci sırada yer aldı. Ayrıntılı bilgiler haberler sayfamızda yer alıyor. İlgiyle okuyacağınızı umduğumuz bir dergi hazırlamaya çaba gösterdik. Bir sonraki sayıda farklı içerikle bir araya gelmeyi diliyoruz. Sağlıcakla kalınız. YÜZ ELLİ İNTES İşveren Sendikası Adına Sahibi Celal KOLOĞLU Sorumlu Müdür H. Necati ERSOY Yayına Hazırlayanlar Ercan DEVA Demet SOMUNOĞLU Yönetim Yeri 4. Cadde 719. Sk. No: 3, Yıldız, Çankaya, Ankara T: 0312 441 43 50 (pbx), F: 0312 441 36 43 intes@intes.org.tr / www.intes.org.tr ‘’İnşaat Sanayii Dergisi® 556 Sayılı KHK Uyarınca Türk Patent Enstitüsü Tarafından Tescile Bağlanmıştır’’ İNTES Kuruluş Tarihi 5 Şubat 1964 Sendikamız Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu üyesidir. İnşaat Sanayii Dergisi Ocak-Şubat 2004 tarihinden itibaren hakemli dergidir. İNTES İnşaat Sanayii Dergisi’nin adı da dahil olmak üzere tamamı üzerindeki telif hakları İNTES’e aittir. 04 06 70 BASŞYAZI: Celal KOLOĞLU Yönetim Kurulu Başkanı DOSYA: Kurumsal Sosyal Sorumluluk İNŞAAT SANAYİCİLERİ Dergide yayınlanan yazılar yazarlarının kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilemez. Dergide yayınlanan yazıların her hakkı saklı olup, İNTES’ten yazılı izin alınarak ve kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir. ISSN: 1303-8028 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın, Ücretsizdir. İki ayda bir yayımlanır. Abonelerine ücretsiz olarak gönderilir. Yapım Reta Reklamcılık ve Tanıtım Ltd. Şti. Ziyaurrahman Cd. 285. Sk. No: 26/19 Çankaya, Ankara T: 0312 440 20 56, F: 0312 440 53 69 info@reta.com.tr / www.reta.com.tr Basım Desen Ofset San. ve Tic. A.Ş. Birlik Mh. 448. Cd. 476. Sk. No: 2 Çankaya, Ankara T: 0312 496 43 43, F: 0312 496 43 47 info@desenofset.com.tr www.desenofset.com.tr Basım Tarihi ve Yeri 16 2Ekim 2015 / ANKARA 04 BAŞYAZI: Celal KOLOĞLU Yönetim Kurulu Başkanı 06 DOSYA: Kurumsal Sosyal Sorumluluk 22 DOSYA: Dünya insanla güzeldir İdris YAMANTÜRK 24 DOSYA: Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinde öncelikli konumuz eğitimdir Hasan Basri BOZKURT 10 DOSYA: En güzel yatırım insana yapılandır Gönül TALU 30 DOSYA: Ağrı'ya gönül borcumu Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile ödedim İbrahim ÇEÇEN 16 DOSYA: Arkeolojik koleksiyonumu toplumla paylaştım Yüksel ERİMTAN 36 DOSYA: Eğitime katkı güvenli bir gelecektir Naci KOLOĞLU 18 DOSYA: AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu bize ayrı bir mutluluk hissettiriyor Ergil ERSÜ 42 DOSYA: LimakASI dünyanın en önemli kurumsal sosyal sorumluluk ödülüne layık görüldü Nihat ÖZDEMİR çabasıyla, olağanüstü zor şartlarda kurulmuş yepyeni bir cumhuriyetin hayata tutunma gayreti, biraz da nafia alanında yürütülen faaliyetlerde ifadesini bulur. Son derece kısıtlı imkânlarla ve büyük bir özveriyle inşa edilen demiryolları, karayolları, barajlar, köprüler, tüneller, sanayi tesislerinin tarihi, aynı zamanda ‘Türkiye’nin inşası’nın da tarihidir. Bugün, dünyanın çok çeşitli coğrafyalarında çok büyük projeleri başarıyla sürdürmekte olan Türk inşaat sektörü, uzun ve zorlu bir maceranın ardından bu noktaya geldi. Bu kitapta, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme ve kalkınma süreçleriyle iç içe giden yüz elli yıllık bayındırlık tarihini ve Türk inşaatçılığının bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan duayenlerin kendi ağızlarından, sektörün geçirdiği dönemleri, atlattığı badireleri, sorunlarını, başarılarını, bugün ulaştığı noktayı, gelecek için beklen- TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ Bu kitap, TRT ile Anadolu Üniversitesi’nin işbirliğiyle yapılan “Nafia” belgeselinden yola çıkarak hazırlanmıştır. Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Gökhan Arslan Prodüktör: Vahap Candan NAFIA tilerini ve planlarını bulacaksınız. ISBN 978-605-60244-4-3 NAFIA TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ Koca bir imparatorluğun değişen dünya dengelerine uyum sağlayarak hayatta kalma 88 96 100 104 110 RÖPORTAJ: Av. Prof. Dr. Kemal DAYINLARLI TÜRKİYE MYM'DEN: Türkiye genelinde mesleki yeterlilik belgesi tanıtımı devam ediyor HABERLER: İNTES Yönetim Kurulu, Başbakan Yardımcısı Babacan’ı ziyaret etti HABERLER: Daha derine, daha uzağa: İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi HABERLER: Türk Müteahitliğinin Tarihini Anlatan Belgeseli Anadolu Üniversitesi - TRT İşbirliği ile Çekildi. Belgelsel Kitap Oldu 46 DOSYA: Toplumdan kazandığını topluma aktar Mustafa KARAKUŞ 52 DOSYA: Faaliyetlerimizde temel ilke sürdürülebilirlik Levent KAFKASLI 56 60 66 DOSYA: Tepe İnşaat’ın önemli motivasyon kaynağı… Bilkent Üniversitesi'nde 13 bin öğrencinin yüzde 47’si burslu Atila Kemal OĞUZ 74 İnşaat Sanayicileri 102 HABERLER: ENR 2015 yılı 250 inşaat şirketi listesine Türkiye’den 43 inşaat şirketi girdi. İNTES üyesi 24 şirket listede yer aldı 88 RÖPORTAJ: Başarıyla Dolu Bir Kariyer Öyküsü Av. Prof. Dr. Kemal DAYINLARLI 104 HABERLER: Daha derine, daha uzağa: İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi 96 TÜRKİYE MYM'DEN: Türkiye genelinde mesleki yeterlilik belgesi tanıtımı devam ediyor 110 HABERLER: Türk Müteahitliğinin Tarihini Anlatan Belgeseli Anadolu Üniversitesi - TRT İşbirliği ile Çekildi. Belgelsel Kitap Oldu 100 HABERLER: İNTES Yönetim Kurulu, Başbakan Yardımcısı Babacan’ı ziyaret etti 112 SUMMARY DOSYA: Paylaşmak en üst insani değerdir Ülkü ARIOĞLU DOSYA: Kazanılanı toplum ile paylaşmalıyız Mithat YENİGÜN 3 BAŞYAZI Celal KOLOĞLU Yönetim Kurulu Başkanı Hayata dokunan projeler İnşaat sektörü yaşam kalitesini arttıran teknolojik yatırımlar ve yapılar üreterek ekonominin lokomotifi olma misyonunu sürdürmektedir. Sektörümüz dünyaya, Türk markasını yaymaktadır. Birçok ülkede Türk inşaat sanayi eserlerini görmek bizler için gurur kaynağı olmaktadır. Dünyayı inşa eden Türk inşaat sanayicileri, projelerini sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile üretmektedirler. İşlerini kaliteli, zamanında, fen ve sanat kurallarına göre inşa etme sorumluluğunun bilincindedirler. 4 Bugün ülkemizde genç nüfusumuz giderek artıyor. Küresel iklim değişikliklerini geniş coğrafyamızda hissederken toplumun çevresel ve sosyal ihtiyaçları ve buna bağlı beklenti düzeyi de yükseliyor. İnşaat sanayicilerimiz bu bilinçle eğitim, çevre ve kültürel mirasın korunması başta olmak üzere kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeyi görev saymaktadır. Üyelerimiz eğitim, çevre, sağlık, kültür, spor ve tarih alanında gerçekleştirdikleri projeler ile yüz binlerce kişinin hayatına dokunmaktadırlar. Kurumsal vatandaşlık bilinciyle hareket eden İNTES üyeleri, toplumun ihtiyaçlarını gözeten projeler üretiyorlar. Bu projeler ile kimi zaman bir okula hayat veriliyor, kimi zaman öğrencilere yuva olan bir yurt inşa ediliyor, kimi zaman da ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın, gençlerimizin yaşamlarını değiştiren burslara öncülük ediliyor. Tarihi eserleri nesilden nesle aktaran projeleri finanse ederek gelecek nesillere karşı olan sorumluluklarını da yerine getiriyorlar. Dünyanın notalarını Türkiye’nin dört bir yanına çeken uluslararası sanatçılar, inşaat sanayicilerimizin sponsorluğunda misafirimiz oluyor. Her kesimden insan sanat ile tek yürek oluyor, yüzleri gülümseten mutluluk dolu anlar paylaşılıyor. İnşaat sanayicilerimiz, ipi başarıyla göğüsleyen geleceğin sporcularına destek vererek Türkiye’nin aydınlık yüzünü dünyaya gösteren ve şampiyonluklarda bayrağımızı göndere taşıyan müsabakaları Türk milletine armağan ediyorlar. Biliyoruz ki, mutlu vatandaşlarımız, hizmet üretmekte daha heyecanlı olacak ve aidiyet duygusu dolu yaklaşımlarıyla ülkemizin kalkınmasında ve gelişmesinde rol üstlenerek toplumsal coşkuyu zirveye taşıyacaklar. Üretimin yanında eğitim, kültür, sanat ve çevre ile ilgili yatırımlar insanları yoksulluktan, geri kalmışlık ve çaresizlikten kurtaracak ve böylece, sürdürülebilir kalkınma sürecine de katkı sağlanmış olacaktır. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini bizlerle paylaşarak katkılarını esirgemeyen üyelerimize içtenlikle teşekkürü borç biliyorum. Son zamanlarda tırmanan terör olayları, aldığımız şehit haberleri hepimizi derinden üzdü. Acımız gerçekten çok büyük. Yüreklerimiz kan ağlıyor. Saldırılarda şehit olan vatan evlatlarımıza rahmet diliyor, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Türk Emniyet Güçleri Teşkilatı'na ve kederli ailelerine ve tüm vatandaşlarımıza sabır ve metanet, yaralananlara da acil şifalar diliyoruz. Allah bu acıları artık milletimize yaşatmasın. Saygılarımla. 5 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK 6 Daha mutlu bir toplum için Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ticaret Hukuku'nda şirketler ürün ve hizmet üreterek kazanç sağlamayı hedef edinen kişi ve mal topluluğu olarak tanımlanmaktadır. Şirket akdinde karşılıklı ve birbirine zıt menfaat yoktur; ortak menfaat vardır, amaç iktisadidir. Hissedarlar kara da zarara da ortak olurlar. Elbette ki her şirket ortaklarının amacı kar elde etmektir. Kar arttıkça şirketler ticari faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlama imkanına sahip olur, istihdam olanaklarını arttırabilirler. Günümüzde nüfus artarken, hukuki ifade ile gerçek kişiler artarken işletmelerin yani tüzel kişiliklerin sayısı da artmaktadır. Durum böyle olunca kıyasıya bir rekabet ortamı doğmaktadır. Aynı sektörde faaliyet gösteren, benzer ürün ve hizmetleri kitlelere sunmaya çalışan çok sayıda şirket bulunmaktadır. Bu nedenle şirketler küresel piyasalardan pay almak için ürünlerinde rakiplerinden farklılaşmaya giderek, müşterilerin kendi ürünlerini tercih etmesini sağlayacak stratejiler geliştirmektedirler. Kendilerine sunulan ürün çeşitlendikçe tüketici bilincinin hızla yükselmesi onların işletmelerden pazarlama faaliyetleri dışında beklentilerini de yükseltmektedir. Bu nedenle şirketler rekabet ederek kar etme amacıyla faaliyetlerini sürdürürken sosyal sorumluluklarını da göz ardı etmemeleri önemli bir unsur olarak karşılarına çıkmaktadır. Buna ilişkin Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramı artık sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Zira, şirketler giderek Kurumsal Sosyal Sorumluluğu iş yapma stratejisinin önemli bir parçası haline getirerek, bunu bir politika olarak benimsemektedirler. Çünkü tüketiciler daha iyi ve daha yaşanır bir dünya için şirketlerden sosyal sorumluluk projelerini arttırmalarını beklemekte, kurumları sadece ekonomik bir varlık değil, toplumsal yaşama katkı ve desteği olan sosyal bir kurum olarak değerlendirmektedir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Uluslararası İşverenler Örgütü tanımına göre bir şirketin ticari faaliyetlerinde gönüllü olarak paydaşlarının toplum ve çevreye ilişkin beklentilerini karşılayan davranış ve ilkelere yer vermesidir. "Türkiye’de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Değerlendirme Raporu"nda ise Kurumsal Sosyal Sorumluluk şirketlerin gönüllü olarak, toplumsal ve çevresel konuları operasyonlarına ve paydaşlarıyla olan etkileşimlerine bütünleştirmeleri olarak tanımlanmakta ve aşağıdaki kavramalara dikkat çekmektedir: • Kurumsal Sosyal Sorumluluk ifadesi, kurumsal kelimesine karşın hem sosyal hem de çevresel konuları ele almaktadır. • Kurumsal Sosyal Sorumluluk iş stratejileri ya da faaliyetlerinden ayrı düşünülemez ve düşünülmemelidir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk iş stratejisi ve faaliyetleri içine çevresel ve sosyal konuları dahil etmektir. • Kurumsal Sosyal Sorumluluk gönüllülük esasına dayanır. • Kurumsal Sosyal Sorumluluk bir başka önemli açılımı da şirketlerin kendi iç ve dış paydaşlarıyla paylaşımlarda bulunmaları ile ilgilidir. Bu maddeler ışığında şirketler toplumda yer edinmek istiyorlarsa toplumun yararına olan faaliyetlere odaklanmalıdırlar. Çünkü tüketiciler için sadece bir ürün hizmetinin maddi değeri, kalitesi değil, o ürünü sunan firmanın toplum için sunduğu değer de önemli olabilmektedir. Her işletme için sosyal sorumluluk farklı alanlarda gerçekleştirilebilir. 7 İşletmelerin sosyal sorumlulukları ekonomik, sosyal ve çevresel alanlara ayrılmaktadır. İşletmeler, toplum, çevre ve tüketici çıkarlarının birlikte gözeterek sosyal sorumluluk faaliyetlerini belirlemektedirler. Her ne alanda olursa olsun sosyal sorumluluk projeleri toplum refahına katkıda bulunmaktadır. Çünkü bu projeler: • Bazen bir çevre projesi olarak karşımıza çıkmakta, böylece topluma daha yaşanabilir bir hayat için katkıda bulunmaktadırlar. • Kültür ve sanat faaliyetlerini destekleyerek toplumsal yaşamı zenginleştirmektedirler. 8 • Çalışanlara daha sağlıklı bir yaşam ve iş ortamı sunmak için önlemler almaktadırlar. • Toplumsal şiddetle mücadelede duyarlılık göstermektedirler. • Ve en önemlisi eğitime katkı ile topluma faydalı bireyler yetiştirerek beşeri sermayemizi zenginleştirmektedirler. Yani, kurumsal sosyal sorumluluk doğrudan, ülkenin milli gelirine katkıda bulunmaz ya da şirketin karlılığını doğrudan arttırmaz, ancak gerek mikro bazda şirket için gerekse toplum için geri dönüşü uzun vadeli ama makro ölçekli bir yatırım alanıdır. Kurumsal Sosyal Sorumluluk faaliyetleri yasal düzenlemelerin ötesinde gönüllülük esasına dayalı faaliyetleri kapsamaktadır. Şirket itibarı açısından büyük öneme sahiptir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında gerçekleştirilen faaliyetler ile; • Şirketlerin, konulara yatırım yaparken tüketici nezdinde akılda kalınırlılıkları artmaktadır. • Toplumsal imaj artacağı için rekabette avantajlı konuma gelmektedirler. • Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin önemli bir kazanımı da şirket çalışanlarında aidiyet duygusunun gelişmesini sağlamasıdır. Böylece, çalışanların motivasyonu artmakta, bu beraberinde yüksek üretkenlik ve kaliteli üretimi getirmektedir. • Daha nitelikli insan kaynağı, itibarı yüksek bu şirketlerde çalışmayı talep etmektedirler. • Şirketlerin marka değeri, dolayısıyla piyasa değeri yükselmektedir. • Kurumsal Sosyal Sorumluluk önemli bir farklılaşma kriteri olmaktadır. Günümüzde firmalar var olma savaşı verirken, ancak toplum ihtiyaçlarını gözeten firmaların farkındalığı artacaktır. Elbette ki, kar elde etmeden sosyal sorumluluk projelerini yerine getirmek de mümkün değildir. Bu nedenle sosyal sorumluluk projelerini gerçekleştirme ile karlılık arasında pozitif bir bağlantı bulunmaktadır. Ancak yine de mikro ölçekli şirketler de dahil kurumsal sosyal sorumluluk alanında faaliyetlerde bulunmakta, her ölçekte işletmenin birbiri ardına hayata geçirmeye başladığı sosyal sorumluluk projeleri çok yüksek boyutlara ulaşmaktadır. Günümüzde bu alana yapılan harcamalar işletmelerin bilançolarında milyon dolarlık kalemler olarak ifade edilmektedir. Zira, "Ulusal Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu"nda şirketlerin %52,6’sının kurumsal sosyal sorumluluk hakkında farkındalığa sahip oldukları belirtilmiştir. Türkiye’nin de giderek artan sayıda uluslararası antlaşmalar, kampanya ve etkinliklerin parçası olması ülkenin bu alandaki bilinç düzeyini arttırmadadır. Aslında, Türk toplumunun kültürü bu çalışmalara yabancı değildir. Kültürümüz hoşgörü ve yardımlaşmaya dayanmaktadır. Sadece bu faaliyet, isim değiştirmiştir. Bugün Türkiye’deki pek çok aile şirketi önemli işler gerçekleştiren vakıflara sahiptir. İş adamlarımız çok önemli hayır işlerine gönül vermişlerdir. Zaman içinde hayırseverlik kavramı kurumsal sosyal sorumluluk ile farklı bir boyut kazanmış, şirketlerin ikinci-üçüncü kuşak temsilcileri bunu ekonomik ve sosyal geri dönüş sağlayan bir yönetim faaliyeti olan bir şirket politikası haline getirmişlerdir. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız bu projelerin önemli örneklerini gerçekleştirmektedirler. İnşaat sanayicileri dev eserler inşa ederken, refaha ulaşmış bir topluma hizmet etme sorumluluklarını da göz ardı etmemektedir. Eğitimde, kültür, sanat, spor, çevre, tarih alanında insanımıza daha iyi bir yaşam mozaiğini zenginleştiren projelere gönülden destek vermektedirler. Bu özverili çabalar ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir. 2015’in bu güzel yaz mevsiminde insan yaşamına sevgi ve hoşgörü ile dokunan projeleri keyifle okuyacağınızı umuyoruz. 9 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Gönül TALU Doğuş İnşaat ve Tic. A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sofya Metrosu Genişletme Projesi Dünyamızda olumsuzluklara kalıcı çözümler bulabilmek için her birimize çok önemli evrensel sorumluluklar düşüyor. Bu sorumlulukları gerçekleştirebilmenin yolu da Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri’nden geçiyor. 10 En güzel yatırım insana yapılandır Doğuş İnşaat olarak üstlendiğimiz tüm projelerle ekonomik, kültürel, sosyal ve çevresel açılardan bölge halkının gelişimini sürdürülebilir kılmak öncelikli hedeflerimizden... Kelebek Etkisi gibi hayatına olumlu dokunduğunuz her şey yarın öbür gün daha başarılı dönüşümlerle sizlerin kişisel ve mesleki hayatınızda yerini alacak ve başka hayatlara da olumlu olarak etki edecektir. Gittiğimiz bölgelerde yarattığımız istihdam ve yerel tedarikçiler için sağladığımız iş hacmiyle ekonomiye katkıda bulunuyor olmamız da pek tabi bu bakış açımızın önemli bir uzantısıdır. Bu yaklaşım, sadece maddi kazanımlarla değil, bütün toplumun yararlanabileceği kurumsal vatandaşlık bilinciyle iç içe gelişmelidir. Şirketimiz, yine bu bilinçle özellikle eğitim, çevre ve kültürel mirasın korunması gibi alanlara odaklanmış kurumsal sosyal sorumluluk ve sponsorluk projelerini hayata geçirmektedir. Sosyal Sorumluluk yaklaşımımızın ve uygulamalarımızın olumlu yansımaları öncelikle iş, sonrasında kişisel hayatıma pek tabii mutluluk ve insani görevini yerine getirebilmenin hazzını getirmekte... Derecuma Camii - Restorasyon Sonrası Derecuma Camii - Restorasyon Öncesi Kurumsal Sosyal Sorumlulk Projelerinin şirket vizyonuna katkısı Artık bir şirketin varoluş nedeni yalnızca kar elde etmek değil... Bir şirketin başarısı, finansal gücünün yanı sıra sürdürülebilir politikalar geliştirmesine, topluma ve çevreye karşı sorumlu bir kuruluş olma arzusuna ve doğru itibar yönetimine de bağlı... Bu sebeple, bulunduğumuz toplumun yaşam kalitesini yükseltmek, doğal kaynakları ve tabiatı koruyarak sürdürülebilir bir gelecek yaratmak, her bilinçli birey için olduğu kadar her ticari kuruluş için de büyük önem arz ediyor. İnsana ve doğaya hizmet etmeyi görev edinmiş ve geleceğin bizlere getireceklerini öngörerek bu yola gönül vermiş bir şirket olarak; bizler biliyoruz ki günümüzün en önemli meselesi sürdürülebilirlik... Gün geçtikçe küçülen dünyamızın herhangi bir köşesinde yaşanan herhangi bir olumsuzluk aslında hepimizin konusu... Dolayısıyla bu olumsuzluklara kalıcı çözümler bulabilmek için her birimize çok önemli evrensel sorumluluklar düşüyor. Bu sorumlulukları gerçekleştirebilmenin yolu da Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri’nden geçiyor. Kurumsal Sosyal Sorumlulk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri topluma yarar sağlamanın yanı sıra bu projeleri gerçekleştiren kurumlara da çeşitli faydaları bulunmakta... Bunları, “Kazan Kazan” olarak düşünmek gerekir. Böylesi projeler, kurumların itibar gelişimine sağladığı önemli katkının yanı sıra kurumun çalışanları ve paydaşlarıyla olan ilişkilerini sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel düzeylerde destekleyicidir. İyi itibara sahip bir kurum, riskleri daha iyi yönetir, daha iyi bir pazar pozisyonuna ve rekabet gücüne 11 Dünyanın ve Türkiye’nin değişik bölgelerinde projeler gerçekleştiriyor, gittiğimiz her bölgenin sosyoekonomik ve çevresel koşullarını daha ileriye taşımak için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Kampüs'te CEO'lar 2014 Kampüs'te CEO'lar 2014 İnşaat Mühendisleri Günleri 2014 sahiptir ve finansal anlamda daha başarılıdır. Finansal anlamda başarılı bir kurum da çalışanlarına risksiz, güvenli ve geleceği görebilecekleri bir çalışma ortamı sunar. Bu da mutlu ve aidiyeti yüksek çalışanlar demek... Kurumsal Sosyal Sorumluluk, pek tabii kurumlar için bir değer yaratma süreci... Kurumlar, çalışanları, diğer paydaşları ve toplum için değer yaratır, bunun karşılığında da uzun vadede getiri sağlar. Aynı zamanda; çalışanlara yönelik yapılacak çalışmalar da sosyal sorumluluk kapsamında değerlendirilmektedir. Örneğin; 12 GOBİ 2014 çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve çalışanların mesleki ve kişisel gelişimleri için yapılan yatırımlar da bu kapsamdadır. Bu bakış açısıyla, çalışanlarımıza yönelik yürüttüğümüz “Sağlıklı Yaşam Projesi”yle Doğuş İnşaat ailesinin her bireyine bedensel ve zihinsel yatırım yaparak onların motivasyonlarını ve bağlılıklarını sürekli kılmayı amaçlıyoruz. Sigarasız Kurum Kültürü ve Sağlıklı Beslenme Projeleri, belirli periyotlarda düzenlediğimiz doğa yürüyüşleri, yoga dersleri ve çalışanlarımız için ofisimizde yer alan spor odamız bu gayeyle yaptığımız çalışmalardan yalnızca birkaçı… Sürdürülebilir bir toplum için sağlıklı bireyler gerekli… Aynı zamanda, organ bağışı, kan bağışı, diyabetle mücadele gibi etkinliklere destek vererek toplumun ihtiyaçlarına karşı duyarlılığımızı gösteriyor, çalışanlarımızı da bu çalışmalara dahil ederek onları da sosyal sorumluluk bilincimizin bir parçası yapıyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumlulk Projeleri üstlenilmesi gerekli alanlar Kurumsal Sosyal Sorumluluk, tanımı gereği şirketlerin yasal Argan Ağacı Ormanı - Fas Argan Ağacı Ormanı - Fas zorunluluklar nedeniyle değil de gönüllü ve stratejik olarak üstlendikleri projeleri içermekte... Pek tabii üstlenilen bir Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesinin, toplumsal bir ihtiyaca yönelik çözüm üretmesinin yanı sıra belirli bir bütçe ve zaman planı çerçevesinde tasarlanması ve o şirketin iştigal konusu ile ilintili olması beklenir. Ayrıca gerçekleştirilecek projeler şirketin vizyon, misyon ve stratejilerine paralel olacak şekilde planlanmalıdır. Bir inşaat şirketinin öncelikle kendi sektörünün gelişimine ve sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak projeler geliştirmesi ve böylesi projeleri yürütmesi çok daha yerinde bir seçim olacaktır. Doğuş’un Kurumsal Sosyal Sorumlulk Projeleri ve etki alanları Öncelikle belirtmeliyim ki Doğuş İnşaat olarak şeffaflık, adalet, sorumluluk ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde toplumsal değer ve amaçlarla örtüşen, ekonomik ve sosyal kalkınmayı destekleyen çalışmalar yürütüyoruz. Bu gayeyle 2012 yılında gönüllülük esasına dayanan dünyanın en büyük kurumsal vatandaşlık girişimi Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin bir parçası olduk. İş kolumuzla yakından ilintili olan çevreye daha fazla yatırım yapmak, sürdürülebilir doğal kaynak yönetimini ve çalışan motivasyonunu kalıcı kılmak, projelerimizin her aşamasına daha fazla sosyal sorumluluk bilinci aşılamak her zaman önceliğimiz oldu. Şirketimiz, şimdiye kadar bulunduğu her yerde dürüst, gerçeğe uygun, etik bir bakış açısı ile çalışanlarına saygılı, hukuk ve her türlü mevzuata uygun olarak hareket etti ve etmeye devam etmektedir. Bu vizyonla, yine 2012 13 Boyabat Barajı ve Hidroelektrik Santrali Sinop-Boyabat Tünelli Geçiş Yolu yılından beri Etik ve İtibar Derneği üyesiyiz. Faaliyet alanlarımız gereği dünyanın ve Türkiye’nin değişik bölgelerinde projeler gerçekleştiriyor, gittiğimiz her bölgenin sosyo-ekonomik ve çevresel koşullarını daha ileriye taşımak için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Örneğin; 2002-2007 yılları arasında çeşitli ulaştırma projelerini hayata geçirmek üzere Fas’taydık. UNESCO tarafından dünya mirası listesine eklenerek koruma altına alınan Argan Ağacı Fas’a özgü bir bitkidir… Proje güzergahında bulunan Argan ağaçlarını korumak için Fas Orman 14 İdaresi işbirliğiyle projemizin güzergahını değiştirdik. Ayrıca,75 hektarlık alana Argan ağacı dikimi gerçekleştirdik. Daha önce Sinop-Boyabat Tünelli Geçiş Yolu’nun yapımı esnasında da, ormanları korumak ve yerleşim alanlarında toprak kaymasını önlemek için yol güzergahındaki köy ve civarlarında yüksek kesimleri azaltmış ve jeografik olarak katmanlı fliş yataklarda yan dolgular inşa etmiştik. Çevreye duyarlı bir diğer çalışmamız ise Boyabat Barajı ve HES İnşaatı sırasında hayata geçirdiğimiz Doğal Atıksu Arıtma Tesisi’dir. Ayrıca yapımına İzmir’de devam ettiğimiz Star Ege Rafinerisi Deniz Yapıları projemizin yer aldığı sahanın bir bölümünde denizin akciğerleri olarak tanınan Posidonia Oceanica isimli nesli tükenmek üzere olan bir bitki bulunmaktadır. Suyun içinde yer alan inşaat sahası ve bitki sahası arasına silt perdesi adı verilen bir perde konularak bu bitki koruma altına alındı. Elbette şirketimizin çalışmaları çevreye yönelik Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleriyle sınırlı değil... Örneğin; Bulgaristan’da gerçekleştirdiğimiz metro projesi esnasında Akva Kalide arkeolojik alanının ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından, eski Roma Posidonia Oceanica Doğuş İnşaat olarak sürdürülebilirliğin de sürdürülebilir kılınması için en önemli şartın sorumlu vatandaş olma bilincine sahip insan gücünün yetiştirilmesi olduğuna inanıyoruz. Silt Perdesi Silt Perdesi havuzlarının üzerine yaptırılmış hamamın restorasyon çalışmalarını desteklemiştik. Bulunduğumuz bölgelerde ve yaptığımız projelerle tarihi eserlerin korunması, iş sürecinde yeraltından yerüstüne çıkarılan eski eserlerin kültürümüze kazandırılması konusundaki hassasiyetimizi hep koruyacağız. Ekolojik denge için önlemler Doğuş İnşaat olarak sürdürülebilirliğin de sürdürülebilir kılınması için en önemli şartın sorumlu vatandaş olma bilincine sahip insan gücünün yetiştirilmesi olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, yalnızca bizim sektörümüz için değil tüm sektörler için yapılabilecek en güzel yatırım insana yapılacak yatırımdır. Doğuş İnşaat olarak şirket içi eğitimlerin yanı sıra sektörümüzün gelecek temsilcileri olan üniversite öğrencilerimizi destekleyen bir dizi çalışma gerçekleştirdik, şimdiye kadar ve gerçekleştirmeye de devam edeceğiz. Aynı zamanda çevre, tüm sektörlerin sürdürülebilirliği için pek tabii çok önemli… Tüm faaliyetlerimizde çevreye duyarlı bir politika izliyoruz. Bugünkü ve gelecek nesillerin hak ve yararlarını göz önünde bulundurarak ekolojik dengeyi tehlikeye sokmamak için gereken önlemleri alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz. Bu bilincin aynı şekilde tüm çalışanlarımızca kurum kültürümüzün bir parçası olarak benimsenmesi ve bu çerçevede iş süreçlerinin sürekli olarak gözden geçirilmesi önceliğimiz… 1951 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz altyapı ve üstyapı projeleriyle insan hayatına doğrudan ve dolaylı katkıda bulunan eserler bıraktık. Bu doğrultuda; çalışmalarımıza tüm hızıyla devam edeceğiz. Ayrıca gittiğimiz her bölgede yerel istihdamı ve yerel tedarikçileri desteklemeye devam edecek; yerel, ulusal ve uluslararası ekonomiye katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. 15 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Yüksel ERİMTAN EMT Erimtan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arkeolojik koleksiyonumu toplumla paylaştım Vakfımızın, kültür ve sanat aktivitelerini gerçekleştirmekte oluşu ve arkeolojik koleksiyonunu toplumla paylaşması ön planda görünmektedir. 16 Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ümüzün söylediği gibi, hakiki yol göstericinin bilim olduğuna ayrıca sanatın her dalında hamleler yapmadan toplumun gelişmiş ülkeler seviyesine erişemeyeceğine inanarak iş hayatım boyunca hem Gama’da hem de EMT’de eğitim, çevre, sanayi, çalışanları ev sahibi yapma, arkeoloji gibi çeşitli dallarda kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeye çalışmışımdır. • İmkanlarımın pek çoğunu sosyal sorumluluk olarak yukarıda bahsettiğim konulara ayırmam nedeni ile iş hayatıma etkisi, mali yönden olmuştur. Sosyal sorumluluk olarak değerlendirerek yerine getirmeye çalıştıklarım, bana hep huzur vermiştir. • EMT, şahsen gerçekleştirmek istediğim konulara gereken yerlerde bana manen hep destek vermiştir. Başlıca konularımız; - İlk - orta ve lise öğrencilerine, - Çeşitli dallarda (tıp öğrencileri, teknik üniversite öğrencileri, ODTÜ öğrencileri gibi) üniversite öğrencilerine destekler, - Çevre konuları ile ilgili destekler, - Ülkemiz ziraatına katkılardır. • Kişisel olarak gerçekleştirilen eğitim - sanat dalındaki destekler, hep açığa vurulmadan yapılmış olduğundan EMT’de pek az kişi bilir. Pek tabii bunu bilenler de aynı benim gibi hareket etmektedirler. Cari hukuki mevzuata göre arkeolojik eser koleksiyoneriyim. Türkiye’den kaçırılan eserleri yurdumuzda tutmak gayesi ile aynı şekilde düşünenler ile birlikte “Kültür Varlıkları Koleksiyonerleri Derneği”ni gerçekleştirdik. Bugüne kadar bu derneğin başkanlığını yapmaktayım. Gene Aziz Atatürk’ümüzün Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak Anadolu’daki tüm kültür varlıklarını araştırmak kurtarmak ve müze kurarak sergilemek düşüncesine uyarak, arkeolojik koleksiyonumu toplumla paylaşmak ve kültür sanat aktivitelerini geliştirmek için teşkil ettiğim Vakıf, bir müze kurmuştur. EMT, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine kişisel desteklerini, şahsen benim adım altında ve sevap da günah da gizlidir anlayışı içinde gerçekleştirmiştir. Firmalarımızın, tüm halkımızın, Cumhuriyetin ana prensiplerine uygun olarak eğitilmesi, geliştirilmesi, ülkemizin sanayileşmesi ve sosyal laik bir devlet olarak devamı için, her türlü sosyal kurumsal aktiviteyi, imkanların çoğunu kullanarak gerçekleştirmelerinin şart olduğu inancındayım. Pek tabii, mutlaka teknolojik gelişim ön planda tutulmalıdır. Beni en çok manen tatmin eden projeyi ise ayıramıyorum. En son Vakfımızın, kültür ve sanat aktivitelerini gerçekleştirmekte oluşu ve arkeolojik koleksiyonunu toplumla paylaşması ön planda görünmektedir. Diğer sosyal toplumsal desteklerin hepsi, yaşadığım sürece beni huzura kavuşturacak olanlarıdır ve benle beraber yaşayacaklardır. 17 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Ergil ERSÜ GAMA Holding Yönetim Kurulu Başkanı AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu bize ayrı bir mutluluk hissettiriyor GAMA; çalışanlarına, diğer paydaşlarına ve dolayısıyla topluma faydalı olmayı hedef edinmiştir. 18 Uzun yıllarını bu sektörde geçirmiş biri olarak iş ve kişisel hayatın, çok da birbirinden ayrılabildiğini söyleyemem. Ayrıca Sosyal Sorumluluk anlayışını, iş ve kişisel hayatın tümüne sirayet etmesi gereken bir anlayış olarak kabul ediyorum. Özellikle iş dünyasında belirli bir yerde konumlanan bizlerin ülkeye, topluma, çevreye, dünyanın neresinde olursa olsun, iş yaptığımız bölgelerdeki insanlara katkı sağlamak yükümlülüğünde olduğumuza inanıyorum. Böyle bir anlayışa sahip olunca da iş ve kişisel hayatımızda attığımız her adımı bu sorumluluk çerçevesinde düşünerek atıyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketin vizyonuna katkısı GAMA faaliyetlerini yürütürken yasalara, etik değerlere, insan haklarına tam anlamıyla uyumlu davranır ve dünyanın her yerinde faaliyetlerinin çevreye verebileceği zararı en aza indirgemek için çalışır. Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi için ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarının, çevreyi ve toplumun yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirilmesi gerekliliğinin bilincindedir. Bunların yanı sıra GAMA ortaklarına en yüksek faydayı sağlamayı hedeflerken, aynı zamanda çalışanlarına, diğer paydaşlarına ve dolayısıyla topluma faydalı olmayı da hedef edinmiştir. Bu yıl 56'ıncı yaşını tamamlayan GAMA, ülkemize, toplumumuza fayda yaratmayı, gerçekleştirdiği yapım projeleriyle birlikte üstlendiği kurumsal vatandaşlık anlayışıyla görev bilmektedir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkısı Gerçekleştirdiğimiz Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri, çalışanlarımızın şirket aidiyetlerini, bağlılıklarını arttırmaktadır. Biz GAMA olarak eğitim konusuna çok duyarlıyız. Diğer firmaların da bu konuda çalışmaları bizi memnun eder. GAMA’nın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin etki alanları GAMA olarak sahip olduğumuz sürdürülebilir bir kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle, projelerimizi gerçekleştirdiğimiz yörelerde halkın istihdamı ve mesleki gelişmesine önem vermekte, birçok gencin sadece iş sahibi değil, aynı zamanda meslek sahibi yapılmasına yardımcı olmakta ve aynı sorumlulukla bu bölgelerde huzurevi, okul, park, ibadet yeri gibi tesislerin yapımını da gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca, çeşitli sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız ortak çalışmalarla özellikle çocukların afetlere karşı önlem alma ve çevre duyarlılığı bilinci geliştirilmesi konularında da çalışmalar yapmaktayız. Örneğin, 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı'nda GAMA Enerji Şirketimiz, AKUT ile Artvin, Mersin, Manisa, İzmir ve Çanakkale’de, toplam 35 eğitim kurumunda, 4 bin öğrenciye afet bilincinin aşılanmasını temel alan 19 Yemekhanemizdeki artan yemekleri, Çankaya Belediyesi vasıtasıyla hayvan barınağına gönderiyoruz. 20 bir çalışma gerçekleştirdi. Bunların yanı sıra GAMA olarak, eğitim konusunu da kurumsal sosyal sorumluluğumuz içinde görmekteyiz. 2012 yılında Ankara Üniversitesi bünyesinde kuruluşunu sağladığımız Biyomedikal ve Alternatif Enerji Kaynakları Bölümleri'ni kapsayan AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu’nda eğitim gören 250 öğrencimizin eğitimlerine ve sosyal gelişimlerine fayda sağlayacak aktiviteler gerçekleştirmekte, belirli başarı kriterlerini sağlayan öğrencilere de karşılıksız burslar vermekteyiz. Ayrıca çeşitli kültür yayınlarını hayata geçirmekte, belirli bir program çerçevesinde, üniversiteler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ile özellikle eğitim ve kültürel alanlarda ortak çalışmalar gerçekleştirmekte, sanat festivallerine destek olmaktayız. Bu yıl başlattığımız bir proje ile de yemekhanemizdeki artan yemekleri, Çankaya Belediyesi vasıtasıyla hayvan barınağına gönderiyoruz. Öğrencilerimizin branşlarına uygun işlere yerleşip ülkelerine faydalı birer birey olmalarını izlemek ayrı bir mutluluk hissettirmektedir. En çok manevi tatmin hissettiren proje Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştirmekte olduğumuz tüm kurumsal sosyal sorumluluk projeleri benim gözümde aynı değerdedir. Hepsi emek, zaman, insan gücü harcanarak ve gönüllülük esası ile gerçekleştirilen projelerdir. Ancak özellikle, ülkemizin çok önemli bir ihtiyacı olan ara eleman konusunda çok faydalı olduğuna inandığımız okulumuz AÜ GAMA Meslek Yüksekokulu’nun mezun sayısının artması ve öğrencilerimizin mezun olur olmaz branşlarına uygun işlere yerleşip, ülkelerine faydalı birer birey olmalarını izlemek ayrı bir mutluluk hissettirmektedir. Önümüzdeki dönemde, eğitim, sanat ve kültür ile ilgili projelerimize devam edeceğiz. 21 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK İdris YAMANTÜRK GÜRİŞ İnşaat A. Ş. Onursal Başkanı Dünya insanla güzeldir İçinde bulunduğum hayır kurumları ve mesleki kuruluşlarda kendime bir menfaat gözetmeden, sonuna kadar doğruların takipçisi olmaya gayret ettim. 22 Kurumsal Sosyal Sorumluluk konusu benim dünya görüşümü açıklamama zemin hazırlamış oldu. Bu sebeple size teşekkürlerimi sunarım. Ben dünyanın insanlarla güzel olduğunu annemin bir duasından öğrendim. Annemin “Yarabbi evvela komşuya, sonra bize ver” dediğinde o yaşlarda bunun ne anlama geldiğini idrak edememiştim. Daha sonra lise sınıflarından itibaren dünyanın insanlarla güzel olduğunu, bu güzelliğin devamı için insanların eğitilmesi gerektiğini anlamaya başladım. Üniversitenin ilk yılından itibaren zor bir eğitimin yanında, bir yandan öğrenci olayları ile meşgul oldum diğer yandan sosyal olaylarla ilgilenme ihtiyacını duydum. Üniversite yıllarında talebe hareketlerini yönlendiren bir ekibin içinde oldum. Talebe Birliği olarak çalıştırdığımız kantinden kazandığımız paralarla ihtiyacı olan öğrencilere burslar verdik. Bu husus İTÜ’de görülen ilk ve son hadise oldu. “Dünya insanlarla güzeldir” dedim. Bu dünyada veya Ankara’da yalnız yaşayabilir miyiz? Hatta bir apartmanda yalnız oturabilir miyiz? Dünyanın insanlarla güzel olması için, birlikte yaşamaya hazır, kimseyi rahatsız etmeyen medeni insanlar olmak zorundayız. Bu da terbiye ve eğitim ile olur. Öğrenci bursları yanında, burslar devam ederken okullar yaptırdık ve yaptırmaya devam ediyoruz. Meslek hayatımda bağlı olduğumuz kurumlarla ilgilendim. O kurumların gelişmesi için zaman harcadım. Bu sebeple sarf ettiğim zamanı, eşim ve çocuklarımdan almış oldum. Haftada 7 gün ve günde en az 12 saat çalıştım. Bugün halen lise ve üniversite arkadaşlarım, tanıdıklarım ve akrabalarımla dostluğumu sürdürmekten mutluyum. İnsanlarla münasebetimde inanç, soy-sop, servet vs. benim için önemli olmadı. İçinde bulunduğum hayır kurumları ve mesleki kuruluşlarında kendime bir menfaat gözetmeden, sonuna kadar doğruların takipçisi olmaya gayret ettim. Önümüzdeki dönemlerde çocuklarımın ve torunlarımın bu çizgileri devam ettireceklerine inanmanın mutluluğu içindeyim. Kısacası 90 yaşına girmiş, mutlu bir mensubunuzum. 23 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Hasan Basri BOZKURT Hidromek A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Hidromek, 2006 yılından beri ihtiyaç duyduğu teknisyen kadrosunun yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası, 1. Organize Sanayi Bölgesi arasında imzalanan Okul Sanayi Eğitim Programlarının (OSEP) en aktif uygulayıcısı olmuştur. 24 Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinde öncelikli konumuz eğitimdir Sosyal sorumluluk kavramını “Toplumsal ve doğal çevre ile ilgili sorunların çözümüne katkıda bulunmak” olarak değerlendiriyorum. Bu kavramın kişisel hayatıma en belirgin katkısı, topluma ve doğal çevreye karşı var olan duyarlılığımı daha da arttırmasıdır. Sosyal sorumluluğun sadece hayırseverlik olmadığından hareket ile şirketimizde Kurumsal Sosyal Sorumluluğu (KSS) bir yönetim yaklaşımı olarak ele alıyoruz. Bu doğrultuda, toplum ve çevre duyarlılığını iş modelimizin bir parçası haline getirdik. KSS Projelerimizi “İş makineleri sektöründe bir dünya markası olmak” vizyonu ve ”Çevreye duyarlı rekabetçi ürün ve hizmetler üreterek müşteri ve diğer paydaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak, toplumun kalkınmasına katkı sağlamak” misyonu ile oluşturduk. Sonuç olarak değerlerimiz doğrultusunda politikalarımıza ve stratejilerimize, toplum ve çevreye katkıda bulunmak ve değer yaratmak kavramlarını yerleştirdik. Nitelikli bireylerin bünyenizde yer alabilmesi her sektörde hayati öneme sahiptir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketin sürdürülebilirlik vizyonuna katkıları Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları Şirketimizin sürdürülebilirliği için nitelikli elemanın öneminin farkında olarak kısa, orta ve uzun süreli olarak planladığımız eğitim faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. İnsan hayatına dokunan en önemli kurumsal sosyal sorumluluk proje konumuzun “eğitim” olduğunu düşünüyorum. Günümüzde firmalar Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin şirkete itibar ve marka bilinirliği ve bunun sonucunda kar olarak geri döndüğünün farkındalar. Bugün ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birinin “Nitelikli İnsan Gücü” olduğu açıktır. Bu sayede marka değerleri artmakta, yeni pazarlara girebilme şansları yükselmekte ve müşteri sadakatini sağlamaları kolaylaşmaktadır. Bizim en önem verdiğimiz anahtar kelime ise “samimiyet” dir. Sonuçta kanunlar ve yasal düzenlemelerin ötesinde gönüllülük esasına dayalı olarak tüm KSS projelerinde tüm paydaşlarımıza karşı “etik” ve “samimi” bir şekilde davranmaktayız. KSS projeleri çalışanlarımızın firmaya olan güven ve aidiyet duygularını arttırmakta ve onları motive etmektedir. Ayrıca, çalışanlarımızın bireysel olarak katkıda bulunma olanağı olan KSS projelerinde gönüllü olarak yer almalarını da takdirle gözlemlemekteyiz ve desteklemekteyiz. 25 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin öncelikli olması gerektiği alanlar Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramının firmalarda yönetim felsefesi olarak yer alması önemlidir. İşe alımlarımızda deneyimli personelin yanı sıra yeni mezunlarımıza da iş imkanı sağlamayı toplumumuza bir katkı olarak değerlendiriyoruz. Firmalar kendi vizyon, misyon ve Değerleri doğrultusunda en fazla değer katabilecekleri alanlarda KSS projeleri üstlenmeye karar verebilirler. Biz de bu doğrultuda hareket ediyoruz. Hidromek’in Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Hidromek olarak faaliyet alanlarımız; - İş makineleri tasarlamak ve üretmek (Yükleyici/Kazıcı, Yükleyici, Paletli ve Lastik tekerlekli ekskavatör, Greyder), - Ürünlerimizin pazarlama ve satış faaliyetlerinde bulunmak, - Satış sonrası hizmetler kapsamında müşterilerimize; yedek parça satışı, servis ve eğitim hizmetleri sunmaktır. Ürünlerimizin tamamı toplumun ihtiyaç duyduğu alt ve üst yapı projelerinin gerçekleştirilmesinde kullanılmaktadır. (Bina, karayolu, demiryolu, havaalanı, baraj, tünel, köprü yapımları, madencilik faaliyetleri, vb). Yönetim sistemimiz, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim sistemlerinin entegrasyonu ile belgelendirilmiş durumdadır. şikayet eden değil çözüm üreten anlayış ile oluşturduğumuz ve uygulayıcısı olduğumuz bir projeden bahsetmek isterim; Hidromek, 2006 yılından beri ihtiyaç duyduğu teknisyen kadrosunun yetiştirilmesi amacıyla; Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası, 1. Organize Sanayi Bölgesi arasında imzalanan Okul Sanayi Eğitim Programlarının (OSEP) en aktif uygulayıcısı olmuştur. Bu eğitim ile okul sıralarından başlayarak sanayi ihtiyaçlarına uygun, mesleğinin inceliklerini bilen ve uygulama içinde yetişmiş işgücünün sağlanması desteklenmektedir. Programa ilk öğretimde 8. yılını tamamlayan öğrenciler kayıt olmaktadırlar. Hidromek belirli testler ve mülakatlardan geçerek başarılı olan öğrencilerden bünyesine uygun olanları seçerek sözleşme imzalamakta ve personeli konumuna geçirmektedir. OSEP öğrencileri 3 yıllık eğitimleri boyunca 1. Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan Mesleki Eğitim Merkezi’nde; beceri eğitimleri, Hidromek’in ihtiyaç duyduğu kapsamda hazırlanmış meslek bilgisi eğitimleri, İngilizce ve yaşam bilgisi dersleri almakta, belirli periyodlar ile sinema ve tiyatro gibi etkinliklere götürülmekte ve kitap okumaları sağlanmaktadır. Diğer zamanlarında ise firmamızda pratik eğitimler ile bilgi ve becerilerini geliştirmekte, ayrıca bu süreçte firma kültürümüzü algılayıp anlamaktadırlar. Bu model ile Hidromek; 26 Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerimizde önemsediğimiz öncelikli alanlar “Eğitim" ve "Çevre”dir. Mesleki bilgi ve beceri sahibi, sosyal ve kültürel yönden gelişmiş bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Daha önce ifade ettiğim nitelikli insan gücünün yetişmesi için Öğrencilerin sigortaları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmakta ve Sanayi Üniversite işbirliği çerçevesinde Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile projeler geliştirmekte ve uygulamaya almaktayız. eğitimleri süresince bünyemizdeki öğrencilere firmamızca brüt asgari ücretin %30’u kadar net aylık ödeme yapılmaktadır. Eğitimlerini başarı ile tamamlayan öğrencilerin iş hayatlarına Hidromek’te başlamaları ve devam etmeleri hedeflenmektedir. OSEP Projesi dışında benzer amaçla yürüttüğümüz diğer faaliyetlerimiz ise şöyledir: •2013 yılında Hacettepe ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Meslek Yüksek Okulu ile yapılan protokol ile teknikerlik öğrencilerinin daha nitelikli olarak gelişmelerine yönelik eğitim olanakları sağlanmıştır. Öğrenciler dört dönemden oluşan iki yıllık eğitimleri boyunca; iki dönem, hafta içi beşer gün gündüz ve tam mesai olarak, İki dönem ise haftada iki gün, gündüz ve tam mesai olarak firmamızda iş yeri beceri eğitimleri alarak kendilerini geliştirme fırsatı bulmaktadır. 27 Bünyemize kattığımız yeni mezunlarımızı işbaşı öncesi firmamız akademilerindeki eğitim programları ile iş hayatına hazırlıyoruz. • 2014 yılında Çankaya Üniversitesi ile bir protokol imzalanmış; özellikle iş makinalarının tasarımı ve üretimine yönelik mühendis yetiştirilmesine katkıda bulunmak üzere, özel staj programları ve eğitimler Hidromek bünyesinde düzenlenmektedir. Bu protokol ile sanayinin ihtiyaç duyduğu mühendis profilinin yetişmesine katkı sağlamayı hedefledik. • Türkiye’nin ilk ve en büyük iş makinaları tasarımcısı ve üreticisi olarak ülkemizin iş makinaları operatörlerine olan ihtiyacını göz önünde bulundurduk ve 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Hidromek Özel Operatörlük Kursunu, Satış Sonrası Hizmetler lokasyonunda hizmete sunduk. • Mezuniyetleri sonrası Hidromek’te çalışma zorunluluğu getirmeksizin, ülkemize fayda sağlayacak nesiller yetiştirmek amacı ile Meslek Liseleri, Meslek Yüksek Okulları ve Üniversitelerin özellikle Mühendislik Fakülteleri öğrencilerine staj imkanları, başarılı 28 üniversite öğrencilerine ise burs olanakları sunmaktayız. • Meslek liseleri, meslek yüksekokulları eğitmenlerine ücretsiz eğitim programları düzenlemekteyiz. Hidromek olarak iyi yetişmiş gelecek nesiller için en önemli unsurun güncel uygulamalardan haberdar iyi yetişmiş eğitmenler olduğuna inanmaktayız. • Hidromek Mühendislerinin yüksek lisans eğitimlerinin desteklenmesi, tezlerinin Hidromek projeleri ile ilişkilendirilmesi çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. • Sanayi – Üniversite işbirliği çerçevesinde Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile projeler geliştirmekte ve uygulamaya almaktayız. • İşe alımlarımızda deneyimli personelin yanı sıra yeni mezunlarımıza da iş imkanı sağlamayı toplumumuza bir katkı olarak değerlendiriyoruz. • Bünyemize kattığımız yeni mezunlarımızı işbaşı öncesi firmamız akademilerindeki eğitim programları ile iş hayatına hazırlıyoruz. • Şirketimizde; Tasarım Akademi, Üretim Akademi ve Satış Sonrası Hizmetler akademisi mevcut olup eğitim programları üç ile dört ay arasında sürmektedir. Bu uygulama ile aramıza katılan yeni mezunlarımızın teknik bilgi ve becerilerini arttırmalarını, ayrıca şirket kültürümüzü anlayıp iş hayatlarına kolay adapte olmalarını sağlamaktayız. • Ayrıca sosyal sorumluluk bilinciyle ülkemizde yaşanan doğal afetlerde (deprem, sel, heyelan vb.) olay mahalline iş makinesi ve personel desteği sağlayarak bölgedeki yardım faaliyetlerine katkıda bulunuyoruz. • Bunların yanı sıra ürün tasarımından, üretim faaliyetine genel yönetimden servis hizmetlerine kadar tüm fonksiyonlarımızda çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik kavramlarını ön planda tutuyoruz. Önümüzdeki dönem projelerimizde de en önem vereceğimiz alan Eğitim ve Çevre olacaktır. • 2014 yılında yurt içinde satışını gerçekleştirdiğimiz 15 bininci Kazıcı Yükleyici makinemiz anısına bir ağaç dikme organizasyonu gerçekleştirdik. En çok manevi tatmin hissettiren proje Genç yaşlarda henüz bir teknisyen iken mesleğe adım atıp zorlukları yaşamış biri olarak, genç nesillerin bir mesleğe yönlendirilip eğitim ile desteklenmesini ve onların gelişimlerini canlı olarak gözlemleyebildiğim için OSEP’in gönlümdeki yeri farklıdır. Önümüzdeki dönemde planlanan projeler Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönem projelerimizde de en önem verdiğimiz alan eğitim ve çevre olacaktır. Mevcut tesislerimize ilave olarak yeni bir Hidromek Üssü yatırımına başlamış bulunuyoruz. Bu yatırım kapsamında geniş kapsamlı bir eğitim tesisi kurmak ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak adına eğitim faaliyetlerimizin gerek içerik gerekse etki alanını genişletmeyi planlıyoruz. 29 DOSYA İbrahim ÇEÇEN IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ağrı Türkiye’nin ne yazık ki en fakir, en çaresiz illerinden biridir. Oraya yapılacak bir üniversite ile çok şeyin değişebileceğine inandım. Ağrı’da üniversite fikrini hayata geçirmek için uzun yıllar uğraştık. 30 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Ağrı'ya gönül borcumu Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile ödedim Yüksek tahsilimi yapmak için 18 yaşımda Ağrı’dan ayrıldığımda para kazanmak, varlıklı olmak gibi bir hayalim hiç yoktu. Kader beni 26 yaşımda işadamı yaptı, bense sadece işimde başarılı olmak istiyordum. Başarılı oldukça da para kazanmaya, varlık sahibi olmaya başladım. Ancak bu durum benim hayatımda çok büyük değişiklik yaratmadı, yine mütevazı hayatımız devam etti. Ta ki, 1986’da Ağrı’ya yaptırdığım ilköğretim okulunun bana verdiği mutluluğu, onuru hissedince; zenginliğin de varlığın da farkına vardım, eğitim için daha kapsamlı yatırımlar yapmam gerektiğini anladım. O tarihten itibaren de gerek okul yapımlarına gerekse ihtiyacı olan başarılı öğrencilere burs şeklinde eğitime destek olmaya ağırlık verdim. Eğitim konusu çözülmeden ülkemizdeki işsizliğin ve ekonomik kalkınmanın önündeki sorunların ortadan kalkamayacağına inanıyorum. Doğduğum ve gençliğimin geçtiği Ağrı Türkiye’nin ne yazık ki en fakir, en çaresiz illerinden biridir. Oraya yapılacak bir üniversite ile çok şeyin değişebileceğine inandım. Ağrı’da üniversite fikrini hayata geçirmek için uzun yıllar uğraştık, maalesef bazı bürokratik engellerle karşılaştık. Nihayetinde 2007’de hükümet Ağrı’ya üniversite kurma kararı aldıktan sonra çalışmalar başlattık. O zamanlar üniversiteyi kurmaya başladığımız alan bir tarla idi. Şimdi ise gerçekleştirdiğimiz özgün projelerle üç yıl içinde inşa ettiğimiz üniversitemiz bölgenin en güzel üniversitesi olmuştur. IC Vakfı, 11 yıldır faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugüne kadar 10 binden fazla gencimize karşılıksız burs verilmiştir. Ben bu üniversiteyi yapma talebinde bulununca devlet de hem eğitime yatırım yapan kişileri ödüllendirmek hem de gelecekte katkı sağlayabilecek diğer kişilere örnek teşkil etmek için üniversiteye benim adımı vermeyi uygun gördü. Üniversiteye adımın verilmesiyle yüklendiğimiz sorumluluk artmıştır, bunun için gerekeni Çeçen Ailesi olarak gelecek yıllarda da yerine getirmeye çalışacağız. Bizler üzerimize düşen görevi vakıf aracılığıyla gelecekte de sürdüreceğiz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirket vizyonuna katkıları IC Holding Grubu bünyesindeki şirketler, eğitim ağırlıkta olmak üzere, sağlık, spor, kültür – sanat, proje destekleri, bağışlar, ihtiyaç sahiplerine yardımlar gibi çeşitli sosyal sorumluluk projelerini, IC Vakfı üzerinden yürütmektedir. Tüm şirket çalışanlarının bu sosyal sorumluluğu birlikte üstlenmesi elbette çalıştıkları kuruma güven ve aidiyet duymaları adına önemlidir. Şirketin sürdürülebilirlik vizyonu, tüm bu sosyal duyarlılık ve eğitime katkı çabalarımızın içinde, öncelikli değildi ancak şirketlerin de toplumsal faydaya odaklanması, doğal sonuç olarak sürdürülebilirlik vizyonunu olumlu etkilemiştir. çalışıp gönüllü olarak bilgi, beceri ve katkılarını vakfa yönlendirip destek sağlayarak, vakfımıza güç veren gönüllü bir gruptur. Yani hem IC Vakfı Gönüllüleri hem de IC Mentorlarının vakfımıza farklı bir sinerji kattığına ve sosyal sorumluluk anlamında çok faydalı olduğuna inanıyorum. IC Holding Grubu şirketlerimizde 25 bin civarı çalışanlardan bursiyerlerimize danışmanlık yapacak IC Vakfı Mentorlar Grubu’nu oluşturduk. Şirketlerimde çeşitli yöneticiler arasından kendi istekleriyle mentorluk yapacak olanlar ile vakfımızın bursiyerlerini eşleştirdik. Onlar kendi deneyimlerini ve tavsiyelerini bizim genç bursiyerlere aktarıyorlar. Ayrıca IC Vakfı Gönüllüleri grubu, şirketlerimizde Bağışcılık ve gönüllülük esaslarına dayanan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri için ülkemizde her alanındaki ihtiyaçlar elzemdir ve tüm kurumsal şirketlere büyük görevler düşmektedir. Meslek edindirme, sağlık hizmetleri, dezavantajlı gruplara maddi ve manevi destekler, kültür sanat alanında katkılar elbette başlıca sosyal sorumluluk projeleri alanlarıdır. Ancak tüm bu ihtiyaçların derinine inecek olursak, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerine her alanda ihtiyaç var 31 Bizlerden sonraki nesillere eğitim alanında daha iyi koşullar sunmayı, ihtiyacı olan ve gelecek vaat eden öğrencilere destek sağlamayı amaç edindim. hepsinin altında nitelikli bir nüfus, yani nitelikli toplum ihtiyacı yatar. Nitelikli toplum oluşturmanın tek çaresi ise, nitelikli gençlik yani eğitimdir. Hayatımın her döneminde, toplum için eğitimin taşıdığı önemin bilinciyle hareket etmeye inandım. Bizlerden sonraki nesillere eğitim alanında daha iyi koşullar sunmayı, ihtiyacı olan ve gelecek vaat eden öğrencilere destek sağlamayı amaç edindim. Bu sebeple 1984 yılından itibaren eğitimi destekleme misyonu ile düzenli olarak karşılıksız burs vermeye başladım. 2004 yılında, eğitim hizmetlerini kurumsallaştırmak ve başka kurumlara da örnek teşkil etmesi amacıyla İbrahim Çeçen Vakfı'nı kurdum ve IC Vakfı 11 yıldır faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugüne kadar 10 binden fazla gencimize karşılıksız burs verilmiştir. IC Vakfı’nın önceliği, başarılı ancak ekonomik ve sosyal dezavantajları olan üniversite öğrencilerinin, maddi sıkıntılarını 32 çözerek, hak ettikleri eğitimi daha rahat sürdürmelerini ve tamamlamalarını sağlamaktır. Bursiyer öğrencilerimiz için IC Vakfı sadece burs veren, yani para veren bir kurum değildir. Bursiyer öğrencilerimiz için düzenlediğimiz eğitim seminerleri, hem günümüz profesyonel hayatında onlara ihtiyaçları olan bilgi ve bunun belgelerini sağladığı gibi hem de öğrencilerin sosyal ve kişisel yönden gelişimi ve birbirleri ile kaynaşmaları için ortam yaratmaktadır. Öğrencilerimizin kendilerini ait hissettikleri, olumlu tüm girişimlerinde onları destekleyen ve doğru yönlendiren uzmanların olduğuna güvenmeleri, bizler açısından çok önemlidir. Bugün geriye baktığımda, bursiyer öğrencilerimizin, sosyal sorumluluk projelerini ve kendi tanıklık ettikleri, başkalarının yaşam güçlüklerine karşı vakfımızdan destek taleplerini hatırlayınca, en önemli amacımı başardığımızı görüyorum, yani gençlerimizin “sosyal duyarlılığı ve gönüllülüğü” kavramalarında payımız olmasının mutluluğunu yaşıyorum. En çok heyecanlandıran proje Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi 1984 yılında şahsen vermeye başladığım eğitim burslarını daha kurumsal bir yapıya oturtmak amacıyla 2004 yılında kurduğum IC Vakfı ile bugüne kadar Ağrı’da 2, Erzincan’da 1, Ankara Lalahan’da ve Van Erciş’te de 1’er olmak üzerek 5 ilköğretim okulu yaptırdım. En gurur duyduğum eserim olarak adlandırdığım Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni 2007 yılında yaptırdım ve bir devlet üniversitesi olarak ülkemize hediye ettim. Üniversitemiz, Ağrı Merkez'de 2 bin dönüm arazi üzerine kuruludur. Bünyesinde 385 akademisyen, 11 bin öğrenci, 211 idari personel bulunmaktadır. Vakfımız, Türkiye'nin her ilinden ihtiyacı olan başarılı üniversite öğrencilerine karşılıksız eğitim bursu vermekte olup binlerce öğrenci bu burstan faydalanmıştır. Bursiyerlerimizin meslek sahibi, faydalı bireyler olarak iş hayatına atılmalarının gururunu yaşıyorum. Bundan böyle de ihtiyaç sahibi ve başarılı üniversite öğrencilerimize burs vermeyi sürdüreceğim. Tüm bu destekler içinde beni en çok heyecanlandıran, doğup büyüdüğüm Ağrı’ya gönül borcum olarak nitelendirdiğim ve tamamını devlete bağışladığım Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’dir. 5 fakülte, 3 enstitü, 4 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulunda 41 bölüm bulunmaktadır. Çok amaçlı spor salonu, stadyum, tenis kortları, merkezi yemekhane ve kafeterya, kütüphane, 65 kilometrelik yürüyüş ve bisiklet yolu yapılmıştır. Çağdaş eğitim anlayışı, profesyonel akademik ve idari kadrosu ve teknik donanımı ile üniversite, öğrencilerin, eğitimlerinin yanı sıra kültür, sanat, spor, araştırma alanlarında birçok farklı imkanları ile kendilerini geliştirebildikleri ve zamanlarını verimli kullanabildikleri bir eğitim kurumudur. Üniversitemiz, kurulduğu andan itibaren kentin ekonomik ve sosyo-kültürel gelişimine katkı sağlamakta ve şehirde görünür bir değişim oluşturmaktadır. Öğrenim gören yaklaşık 11 bin öğrenci kent ekonomisine ciddi bir katkı sağlarken, üniversite bünyesindeki Sürekli Eğitim Merkezi ve vakfımızın desteğiyle, eğitimde iş çevreleri ve sanayi ile işbirliği, inovasyon projeleri, her yaş için uygulanan hayat boyu öğrenme programları yürütülmektedir. Fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokulları ile birlikte farklı tarihlerde gerçekleştirilen konferans, panel ve kurslarla, Üniversitemiz ile halkımız arasındaki etkileşim artırılmaktadır. Yürütülen projelerle işsizlerin iş bulmasına imkan yaratılırken, çocukların, kadınların ve ailelerin eğitimine de katkı sağlanmaktadır. Şehrin bu anlamda da nabzını tutabilmek ve Ağrı İlini daha yaşanabilir kılmak adına IC Vakfı, dönem dönem sosyolojik araştırmalara öncülük etmektedir. Ayrıca mevcut sorunlara çözüm önerilerinde bulunabilmek 33 Ağrı’nın yaşam biçimi üniversite ile gelişecek; üniversite Ağrı’nın sosyal, kültürel, ekonomik hayatını değiştirecektir. 34 için proje ve araştırma yarışmaları düzenlenmekte, farklı çözüm önerilerini kamu ile paylaşılmaktadır. Öncelikli etki alanı eğitim Vakfımızın öncelikli destek alanı eğitimdir. Çünkü bir ülkenin gelişiminde en önemli yapı taşı eğitimdir. Ülkem genç beyinlerin eğitimi ile daha çok gelişecektir. Gençlerimizin eğitimine destek vermek gerek benim gerekse çocuklarımın en büyük hedefidir. Aile olarak bundan duyduğumuz mutluluk ve onur bizim en büyük zenginliğimiz olacaktır. Burs verdiğimiz gençlerin şimdi vali, doktor, mühendis, hakim, öğretmen olarak önemli görevlerde başarılarını sürdürmeleri benim için en büyük mutluluktur. Üniversitemizin bilim, eğitim, kültür, sanat, spor konularındaki projelerine gereken desteği vermeye devam edeceğiz. Akademisyenlerin araştırma ve yurt dışı yayın çalışmalarına ve çeşitli konularda başarılı olan üniversitemiz öğrencilerine teşviklerimizi sürdüreceğiz. Üniversite hocalarının çalışmalarını kitap halinde yayınlayacağız. Spor, sanat ve diğer alanlardaki başarılı gençleri ve onları çalıştıran hocalarını destekleyeceğiz. Üniversitemiz Ağrı’nın sanayisiyle, tarımıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla ama en önemlisi halkıyla bütünleşmelidir. Ağrı’nın yaşam biçimi bu üniversite ile gelişecek, üniversite Ağrı’nın sosyal, kültürel, ekonomik hayatını değiştirecektir. Ağrı’ya kız öğrenci yurdu Vakfımızda gençlere yönelik birçok farklı konuda meslek edindirme kursları, kişisel gelişim seminerleri, kariyer gelişimi toplantıları ve AB bilgilendirme eğitimleri düzenliyoruz. Tüm bursiyerlerimiz ile sistemli bir iletişim ağı kurulmuş olup onlarla yakın temas içinde olarak, gerek üniversite hayatına destek vermek gerekse iş hayatına tam donanımlı olarak hazırlanmalarını sağlamak sorumluluklarımız arasındadır. Mezun bursiyerlerimiz ile iş hayatlarına atıldıktan sonra iletişimimizi sürdürüyoruz. Bugün IC Holding şirketlerimizde çalışan pek çok mezun bursiyerimiz bulunmaktadır. 2012 yılında Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü iş birliği ile Ankara’da çocuk evi açtık ve bu desteklerimizi arttırarak sürdürmek hedefindeyiz. Ayrıca, Ağrı İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ile 4 bin köy okulu öğrencisine yönelik hijyen projesini yineleyeceğiz. Üniversitemiz için hedeflediğimiz ve yapmayı taahhüt ettiğimiz kampüs, binalar ve altyapı ile ilgili fiziki proje bitmiştir. Ancak bundan sonra da Vakfımız üniversiteyi destekleyecek projelerin çalışmalarını sürdürecek, seçkin üniversiteler içinde yer alması ve uluslararası camiada saygınlığını arttırmak adına, üniversite yönetimi ile iş birliği içinde gerekenleri yapacaktır. Ağrı’da önemli bir eksiklik olan öğrencilerin barınma sorununu gidermek amacıyla üniversiteye bu yıl bir kız öğrenci yurdu yaptırmaya karar verdim. En kısa zamanda bu proje de başlayacaktır. Ben artık bundan sonra üniversitemizin asli görevi olan eğitim ve akademik çalışmalarının yanı sıra Ağrı’nın ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmasına etkin bir şekilde destek olmasını arzu ediyorum. Ayrıca Ağrı halkının da bu güzel esere, kendi üniversitesine sahip çıkmalarını, üniversiteden azami derecede yarar sağlamalarını diliyorum. Üniversitemizin çok değerli akademisyenlerinin ve onların yetiştirdiği sevgili öğrencilerin bilimsel anlayışla araştıran, üreten, sorgulayan, insan hak ve hürriyetlerine saygılı ve toplum yararına hareket eden bireyler olması ve üniversitemizden mezun olacak gençlerimizin her alanda ülkemizin geleceğine damga vurması hedefimiz olmalıdır. 35 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Naci KOLOĞLU Kolin İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Eğitime katkı güvenli bir gelecektir Kolin’in sahip olduğu sosyal sorumluluk bilinci, kurumsal kültürünün temel taşlarından biri. “Öncelikle şunu belirtmek gerek ki insan sosyal bir varlıktır. Bu nedenle de sosyal yaşamda adı konmuş veya konmamış sorumlulukları vardır; olmalıdır; almalıdır. Bireysel olarak değerlendirdiğimizde, bazı istisnalar hariç, kişi, yakın çevresindeki hayatlara dokunabilir. Lakin farklı donanım ve yeteneklere sahip olan insanlar, bu çemberi genişletebilir ve topluma mal olan faydalara imza atabilir. Kurumsal olarak değerlendirdiğimizde ise kuvvetten doğan birlikle mesafeler daha kolay kat edilebilir, çok daha fazla insanın hayatına dokunulabilir. Ben, birey olarak çıkılan bu yolda iş hayatı otobanına sapan şanslı bir 36 insanım. Bu süreçte üstlendiğim farklı sorumluluklarla önce aileme, sonra yakın çevreme ve en nihayetinde ülkeme olan borcumu ödemeye çalışıyorum. Bu sayede de doğal olarak hem kişisel gelişimime katkıda bulunuyorum hem de manevi anlamda huzur buluyorum.” Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketin sürdürülebilirlik vizyonuna katkıları “Kolin İnşaat AŞ., odaklandığı tüm iş kollarında imza attığı projeleriyle başarılı bir grafik çiziyor, istikrarlı büyüme hedefi doğrultusunda emin adımlarla yoluna devam ediyor. Belirlemiş olduğu hedeflere ulaşmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren Kolin, bir yandan da toplum için yarattığı değerleri geliştirmek için çalışıyor. Kolin’in sahip olduğu sosyal sorumluluk bilinci, kurumsal kültürünün temel taşlarından biri... Dolayısıyla grubumuz faaliyet gösterdiği tüm iş alanlarında ve tüm coğrafyalarda bu sorumluluk bilinciyle hareket ediyor; sürdürülebilir bir büyüme ile maksimum sayıda insanın hayatına dokunmaya çalışıyor.” Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları “Küreselleşen dünyada kurumsal sosyal sorumluluk, işletmeler açısından bir gereklilik haline gelmiştir. Toplumdan aldığını topluma geri vermek ve işletmenin faaliyetlerinde toplum yararını gözetmesi ilkelerine dayanan kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı, işletmelerin en iyi şartlarda pazarda tanınmaları ve marka imajını güçlendirmeleri açısından önemli bir yere sahiptir. Rakiplerinden farklılaşmak isteyen işletmelerin marka imajlarını da farklılaştırmaları gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında kurumsal sosyal sorumluluk, farklılık yaratmak için geçerli bir uygulama olarak görülmektedir. Bir marka, toplumsal sorunlara getirdiği çözümler ile marka imajını geliştirebilmekte, yaptığı hizmetlere kattığı ek değer sayesinde benzerleri arasında fark edilebilir hale gelmekte ve daha fazla tercih edilebilir olmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada, kurumsal sosyal sorumluluğun, marka imajı yaratmadaki yeri ve önemine değinilmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk işletmenin personelleri açısından da önemli yere sahiptir. Sosyal sorumlulukla marka değerine katkı sağlamış adını pazarda daha çok duyurmuş olan bir işletme, çalışanını, yarattığı bu marka değeriyle bu işletme de çalışıyor olmanın gururuyla motive eder bu motivasyonda çalışanın başarı güdüsünü üst seviyelere taşır. Atalarımız ‘Bir elin nesi var; iki elin sesi var’ diye boşuna söylememişler. Bu nedenle biz de her zaman ekip çalışmasına önem vererek ilerlemeye özen gösteriyoruz. 37 geliştirir, refah düzeyini yükseltir. Kolin İnşaat A.Ş. olarak biz, eğitime katkı sağlamanın toplumsal sorumluluğun en etkili göstergesi olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda da kuruluşumuzdan bu yana eğitim kurumları yaptırarak, bu kurumlarda kaliteli eğitim verilmesi için destek sağlıyoruz. Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi ve Nezihe Koloğlu Kız Yurdu özel sektörün bugüne dek ülkemizde üstlendiği en kapsamlı eğitim destek projeleridir. 38 Bir fikirle başlayan projelerimiz, alın ve akıl teri döken çalışanlarımızın katkılarıyla gelişiyor ve gerçekleşiyor. Hemen herkes elinden geldiğince bir ucundan tutuyor ve bu motivasyonun yarattığı sinerjiyle projeler bir bir hayata geçiyor. Tabii alınan sonuçlar da çalışanlarımızı mutlu ediyor.” Kurumsal Sosyal Sorumluluk üstlenilmesi gerekli alanlar “Öncelikli hedef eğitim olmalı bence. Çünkü eğitime katkı demek, güvenli bir geleceğe katkı demektir. Bilim, kültür, sanat, spor hep eğitim sayesinde ileri gider. Bunlar da sağlıklı bireylerin yetişmesine katkıda bulunarak toplumları Kolin, Samsun’da bir ilköğretim okulu, Elazığ’da Anadolu Lisesi ve kız öğrenci yurdu, sağlık meslek lisesi ve kız öğrenci yurdu eğitim kompleksinin yapımını üstlenerek bu konudaki görüşlerini somutlaştırdı. Grubumuz ayrıca Giresun Üniversitesi Doğankent Veysi Akın Koloğlu Meslek Yüksek Okulu, Kürtün İlçesi Nezihe Koloğlu Öğrenci Yurdu, Şuhut İlim ve Kültür Merkezi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin inşaatını gerçekleştirdi.” Kolin’in mutluluk duyduğu proje “Detaylara girersek, bizi en çok mutlu eden sosyal sorumluluk projelerimizden biri, Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi ve Nezihe Koloğlu Kız Yurdu. Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı, işletmelerin en iyi şartlarda pazarda tanınmaları ve marka imajını güçlendirmeleri açısından önemli bir yere sahiptir. Bu, özel sektörün bugüne dek ülkemizde üstlendiği en kapsamlı eğitim destek projelerinden biri... Hayata geçirdiğimiz bir diğer eğitim projemiz de Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi. Türkiye'de Eğitime Destek Kampanyası kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu eğitim kompleksi, Kolin İnşaat tarafından 10 milyon dolar yatırım harcaması yapılarak tamamlandı ve eğitimöğretime açılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı'na devredildi. Kolin’in, sosyal sorumluluk bilinciyle Elazığ’da yapımını üstlendiği Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi ve Kız Öğrenci Yurdu Eğitim Kompleksi de öğrencilere en modern eğitim olanaklarını sunuyor. Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi ve Nezihe Koloğlu Kız Yurdu Eğitim Kompleksi, 3 blokta 600 öğrencinin eğitim-öğretim görebileceği, 2 blokta 125 kız öğrencinin kalabileceği kız yurdu ve yemekhane olmak üzere, 70.000 m² alan üzerinde toplam 5 bloktan oluşuyor. Öğrencilere en modern eğitimöğretim olanaklarını sunan bu eğitim kompleksinde, 25'er kişilik 24 adet derslikle eğitim hizmetlerini sürdüren lisenin yanı sıra açık spor alanı, basketbol sahası, voleybol sahası, tenis kortu, koşu parkuru gibi spor alanları, fizikkimya-biyoloji laboratuvarları, hobi odaları, müzik, resim ve bilgisayar atölyeleri, kütüphane ve çok amaçlı bir salon bulunuyor. Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi’nin proje aşamasına 2009 yılı sonunda geçmiştik. 8.426 m2 alan üzerinde toplam 6 bloktan oluşan bu kompleks, 2011 yılında tamamlanarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi ve 2011-2012 eğitim öğretim yılında faaliyete geçti. Komplekste, 2 blokta 540 öğrencinin eğitim görebileceği okul binaları, diğer her bir blokta da 141 öğrencinin kalabileceği yurt binası, yönetim binası, mutfak ve yemekhane yer alıyor. Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi’nde, 30’ar kişilik 18 adet dersliğin yanı sıra 3 adet özel derslik, 5 adet laboratuvar, 4 adet teknik oda, 1 adet çok amaçlı oda, açık-kapalı spor alanları, basketbol- 39 voleybol sahaları, kız-erkek soyunma odaları, revir, doktorhemşire odaları ve engelli öğrenci odaları da bulunuyor. Kolin Türk Müziği Topluluğu Hayata geçirmiş olduğumuz sosyal sorumluluk projelerimizden biri de kültür-sanat hayatımıza katkıda bulunuyor: Kolin Türk Müziği Topluluğu. Bu topluluğu, Kolin Türk Sanat Müziği Korosu ile Kolin Türk Halk Müziği Korosu oluşturuyor. Kolin İnşaat AŞ. olarak, 2013 yılı etkinliklerinde tema olarak Türk Sanat Müziğini, 2014 yılı etkinliklerinde ise Türk Halk Müziğini ön plana çıkarmaya karar vermiştik. Kültür miraslarımız olan Türk Sanat Müziğini ve Türk Halk Müziğini sevdirmek, geliştirmek ve yaşatmak üzere bu sosyal sorumluluk projesini de başlattık. Öncelikle amatör bir koro kurarak gençleri topluluk bünyesinde buluşturmayı amaçladık. Bu hedef 40 doğrultusunda öncelikle TRT Ankara Radyosu Şeflerinden Hasan Eylen’in yönetiminde ‘Kolin Türk Sanat Müziği Korosu’nu oluşturduk ve koromuz 2012 yılı Ekim ayından itibaren çalışmalara başladı. yönlendirmesi sonucu, Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği eğitimi almakta olan veya bu konuya gönül vermiş öğrencilerden yeterli ses ve kulak yapısına sahip olanlar koroya dahil edildiler. ‘Kolin Türk Halk Müziği Korosu’ ise TRT Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Ses Sanatçısı ve Yurttan Sesler Koro Şefi Bircan Pullukçuoğlu yönetiminde 2013 yılı Ekim ayı itibarıyla çalışmalarına başladı. Koronun kaliteli seslerden oluşan, dostluk ve arkadaşlığın ön planda tutulduğu, Türk Sanat ve Türk Halk Müziğini ileriki dönemlere taşıyabilecek nitelikli bir topluluk olmasına özen gösterildi ve dinleyicilere keyifli konserler sunulması hedeflendi. Bu projede de ekip çalışmasının ve toplumsal dayanışmanın çok güzel bir örneği yaşandı. Korolar kurulma aşamasındayken bazı üniversitelerle temasa geçildi; koroya katılabilecek yetenekli öğrencilere Kolin tarafından burs verilebileceği ifade edildi. Proje, üniversiteler tarafından da heyecanla karşılandı ve gerekli her türlü desteğin sağlanacağı belirtildi. Böylelikle üniversitelerin Bu vesileyle şunu da belirteyim: Kolin İnşaat A.Ş., gençlere Türk Müziği’ni sevdirmek, gelecek nesillere taşıyacak kalıcı eserler bırakılmasına vesile olmak, gerek Türk Sanat Müziği’ne gerekse Türk Halk Müziği’ne yeni genç sesler kazandırmak amacıyla bu alandaki etkinliklerini sürdürecek. Kültürümüze karınca kararınca katkıda bulunmaya çalıştığımız bir diğer sosyal sorumluluk projemiz ise Giresun Tarihi Konak Restorasyonu’dur. Grup şirketlerimizden Akköy Enerji Üretim AŞ., Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararı ile Giresun merkez, Hacıhüseyin Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 73 adresindeki tarihi konağın röleve, restitüsyon ve restorasyon işlerini üstlendi. Bu çalışmalar 2013 yılında tamamlandı ve tarihi konak aslına uygun şekilde onarılarak Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na teslim edildi.” En çok manevi tatmin hissettiren proje “Benim için en anlamlı proje rahmetli babam için inşa ettiğimiz ‘Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi’ ile rahmetli annem için inşa ettiğimiz ‘Nezihe Koloğlu Kız Yurdu’ ve rahmetli abim için inşa ettiğimiz ‘Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi’nin bizdeki yeri ayrıdır.” Önümüzdeki dönemde planlanan projeler “Şunun bilincindeyiz ki biz, ülkemiz sayesinde varız... Kişiler geçicidir ama bazı kurumlar kalıcı olmayı başarabilir. İşte bu bilinçle çalışmalarımızı ve sosyal sorumluluk anlayışımızla ülkemize, insanımıza faydalar sağlayacak işlerimizi, projelerimizi devam ettireceğiz. Kolin olarak şunu da biliyoruz ki daha yapacak çok işimiz var. Tabii kararlılığımız ve azmimiz de... Ve ailemizin yetişmekte olan kuşaklarına da aynı bilinci aşılayacak, bayrağı onlara devredene kadar olanca gücümüzle çalışacağız, öğüneceğiz, güveneceğiz!” İlelebet payidar kalacak vatanımıza, ödemekle bitiremeyeceğimiz bir borcumuz da var. 41 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Nihat ÖZDEMİR LİMAK İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı LimakASI dünyanın en önemli kurumsal sosyal sorumluluk ödülüne layık görüldü Limak Grubu olarak en çok eğitim, spor, cinsiyet eşitliği ve çevre ile ilgili konulara öncelik tanıyoruz. Bu alanlarda kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. 42 Çok yoğun bir çalışma temposu içinde çalışıyoruz. Çoğu zaman gün içerisinde birkaç farklı şehirde olabiliyoruz. Şirket olarak çok dinamik ve hızlı bir yapımız bulunuyor. Limak’ta çalışanlar da bu dinamik yapıya alışık durumdalar. Ancak yine de hepimiz hayatın çalışmaktan ibaret olmadığının farkındayız. Mümkün olduğu ölçüde sosyal sorumluluk faaliyetlerinde yer almaya, inisiyatif almaya ve bizzat şirket olarak bunları düzenlemeye çalışıyoruz. Günün sonunda bunlar benim, ortağım Sezai Bey'in ve ailelerimizin üzerinde çok olumlu etkiler de yaratıyor. Bir yerde bu tür faaliyetler işte kazandığımız başarının başkalarıyla paylaşılması ve taçlandırılması anlamına da geliyor. Biz şirket olarak bütün varlığımızı bu topraklara ve bu ülke insanlarına borçluyuz. Kazandıklarımızı da bir şekilde onlarla paylaşmak ve Türkiye’yi elbirliği ile nasıl daha fazla büyütebiliriz, insanımıza nasıl daha fazla istihdam yaratırız ve ekmek kapısı açarız hep bunun düşüncesi içindeyiz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketin sürdürülebilirlik vizyonuna katkıları Sürdürülebilirlik kavramı dünya genelinde son yılların en moda kavramlarından birisi. Çevreye, doğaya, topluma, yaşadığımız ülkeye tek bir seferlik bakamayız. Dolayısıyla bu konu gerçekten son derece önemli. Dünya nüfusu Birçok arkadaşımız yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimizde gönüllü olarak yer alıyor ve bu durum iş yerindeki verimliliklerini de pozitif yönde etkiliyor. hızla artıyor, doğal kaynaklar azalıyor ve çevre büyük zarar görüyor. Şirket olarak bizler de bu konuda elimizden gelen azami gayreti ve hassasiyeti göstermeye çalışıyoruz. Kendi şirketlerimizde bulunduğumuz her lokasyonda çevreye ve topluma olumlu katkı yapmaya ve o bölgelere yönelik kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. Çevre ve toplumla barışık bir biçimde dengeli olarak büyümeye özen gösteriyoruz. Bugüne kadar sayısız sosyal sorumluluk projesi geliştirdiğimizi ve bunları başarı ile uyguladığımızı söyleyebilirim. Bunların çok büyük bir çoğunluğu eğitim ve meslek edindirme ile ilgili. Diğer bir önemli kısmı ise ağaçlandırma ve yeşillendirme konusundadır. Yapılan bu projelerin topluma ve çevreye olumlu katkıda bulunduğu gibi şirketlerimizin bölgedeki algısı üzerinde de çok olumlu katkılarda bulunduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu da şirketlerimizin sürdürülebilirlik konusunda giderek daha hassas hale gelmesini sağlıyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri üstlenilmesi gerekli alanlar Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirket çalışanların motivasyonlarına katkıları Limak Turizm Grubu Antalya bölgesinde yanan orman alanlarını yeniden kazanmak amacıyla bir ’Hatıra Ormanı’ kurma kararı alarak, Orman Bakanlığı’nın tahsis ettiği 100 dönümlük alana 10 bin fidan dikti. Çalışanlarımız ve insan gücümüz aslında Limak olarak bizim en büyük sermayemiz. Yaptığımız işlerin kalitesini ve hızını onların azimli çalışmaları sayesinde sağlıyoruz. Yaptığımız kurumsal sosyal sorumluluk projeleri çalışanlarımızın motivasyonu konusunda büyük katkı sağlıyor. Her şeyden önce yapılan bu olumlu işler sayesinde çalışanların şirket ile bağı ve aidiyet duygusu çok daha güçleniyor. Yaptıkları işin doğruluğuna inançları artıyor. Biz bunu Limak’ta çalışma arkadaşlarımızda açık bir biçimde gözlemleyebiliyoruz. Birçok arkadaşımız yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimizde gönüllü olarak yer alıyor ve bu durum iş yerindeki verimliliklerini de pozitif yönde etkiliyor. Firmalar kurumsal sosyal sorumluluklarını toplumun ve çevrenin ihtiyaçlarına ve uzun vadeli hedeflerine göre belirlemeliler. Ben Türkiye’deki en büyük sorunlardan birisinin katma değeri yüksek üretim yapmak olduğuna inanıyorum. Eğer, Türkiye gelecekte gelişmiş ülkeler arasında yer alacaksa ki; başka bir hedefimiz olamaz… Bu konuda özellikle eğitim ön plana çıkıyor. Çocuklarımız mümkün olduğunca iyi eğitim alacakları standartlara ulaştırılmalıdır. Bize göre eğitim konusunda atılan her olumlu adım ülkeye ve şirketlere de pozitif olarak gelecekte geri dönecektir. Birçok sorunumuzun temelinde bu konu yer almaktadır. Biz Limak Grubu olarak en çok eğitim, spor, cinsiyet eşitliği ve çevre ile ilgili konulara öncelik tanıyoruz. Bu alanlarda kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. 43 Boğaziçi Üniversitesi ve Priştine Üniversitesi işbirliğiyle Limak Airport Services Institute (LimakASI)’yi hayata geçirdik. Projemiz IPRA Golden Award gibi dünyanın en önemli kurumsal sosyal sorumluluk ödüllerine de layık görüldü. 44 Limak'ın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Limak olarak yaklaşık 110 şirketimiz bulunuyor. Çimento, enerji, turizm, inşaat, havacılık, havalimanı ve liman işletmeciliği, gıda sektörlerinde faaliyet gösteriyoruz. İştiraklerimizle birlikte yaklaşık 42 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Merkezi olarak yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra şirketlerimiz ve sektör gruplarımızın da kendi alanlarında yürüttüğü projeler mevcut. Birkaçından kısaca bahsetmek gerekirse Limak Turizm Grubu, Antalya bölgesinde yanan orman alanlarını yeniden kazanmak amacıyla bir ’Hatıra Ormanı’ kurma kararı alarak, Orman Bakanlığı’nın tahsis ettiği 100 dönümlük alana 10 bin fidan dikti. Hatıra Ormanı’na 10 yıl boyunca 100 bin fidan dikerek, müşterileri adına Antalya’ya kalıcı bir eser bırakacak. “Anılarınızı Yeşertin” isimli bir Çiçek Tohumu Kampanyası da başlattılar. Çimento Grubumuz, her yıl düzenli olarak yaptığı ağaçlandırma faaliyetleriyle bugüne kadar yaklaşık 200 bin adet çeşitli türlerden fidan dikti. Enerji üretim Grumuz, Siirt İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, İlköğretim 3’ncü ve 4’ncü sınıf öğrencilerine yönelik olarak, barajların kurulu olduğu nehir yatakları çevresinde tedbirli olunmasına ilişkin 3 binden fazla öğrenciye bilinçlendirme eğitimi verdi. Kosova’nın tek uluslararası havalimanı olan Priştina Uluslararası Adem Yaşari Havalimanı’nı işletiyoruz. Burada Boğaziçi Üniversitesi ve Priştine Üniversitesi işbirliğiyle Limak Airport Services Institute (LimakASI)’yi hayata geçirdik. Eğitim programını tamamlayanlar, Priştine Havalimanı’nın yanı sıra 70 ülkedeki yüzden fazla havalimanında ve ilgili sektör kuruluşlarında çalışabilecekler. Bu projemiz IPRA Golden Award gibi dünyanın en önemli kurumsal sosyal sorumluluk ödüllerine de layık görüldü. Çok yakında hayata geçecek, özellikle kalkınmada öncelikli illerimizdeki kızlarımızı ilgilendiren bir sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Onların eğitimi ve iş hayatına katılımı konusunda farklı bir proje olacak. Yine Kosova’da yüzde 50 hissedar olarak 2013 yılında işletmesini devraldığımız Kosova Elektrik Dağıtım Şirketi (KEDS), Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile Kosova’da eğitim alanında önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Enerji ve elektrik sektörüne nitelikli eleman kazandırmayı ve Kosova’daki genç işsizliğine çözüm için model oluşturmayı hedefleyen proje çerçevesinde ‘KEDS Akademi’yi kuran şirket, elektrik mühendisliği öğrencilerini ve teknik liselerde ilgili bölümlerde öğrenim gören öğrencileri enerji sektöründeki kariyerlerine hazırlayacak. Bunlar öne çıkan bazı projelerimiz ama bugüne kadar birçok okul ve yurt yaptırdık. Spor organizasyonlarına ve takımlara destek verdik. Ayrıca bugüne kadar pek çok kültür sanat organizasyonuna da sponsor olduk ve bu desteklerimiz de devam edecek. Önümüzdeki dönemde planlanan yeni projeler Önümüzdeki dönemde de eğitim, kültür-sanat, cinsiyet eşitliği ve spor alanındaki kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizi artırarak devam ettireceğiz. Bununla ilgili olarak çok yakında hayata geçecek, özellikle kalkınmada öncelikli illerimizdeki kızlarımızı ilgilendiren bir sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Onların eğitimi ve iş hayatına katılımı konusunda farklı bir proje olacak. Bu projemizin büyük bir etki yaratacağına, toplumdaki diğer bizim gibi duyarlı insanları da harekete geçireceğine inanıyoruz. Mevcut sosyal sorumluluk projelerimiz ise önümüzdeki dönemde hızla devam edecekler. 45 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Mustafa KARAKUŞ STFA İnşaat Grubu Genel Müdürü Kurum kültürümüzün değişmez parçası olan sosyal sorumluluk yaklaşımımızın, tüm çalışanlarımız tarafından benimsenmiş olması sürdürülebilir bir başarı sağlamamızda en önemli etkenlerden birisi. 46 Toplumdan kazandığını topluma aktar Yaşadığımız dünyaya baktığımızda, çözüm bekleyen yüzlerce sorunla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Eğitim, sağlık, çevre başta olmak üzere birçok alanda artan nüfus, gelişen teknoloji ve insanların farkındalık düzeylerine bağlı olarak sorunların sayısı artıyor. Tüm bunların çözümü için resmi kurumlara ve sivil toplum kuruluşlarına olduğu kadar şirketlere ve bireylere de önemli görevler düşüyor. Toplumu daha ileriye taşıyacak, gelecek nesillere daha yaşanır bir dünya bırakmaya katkı sunacak bir yaklaşımla, aktif sorumlu yurttaşlar olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Günlük hayatımızdaki alışkanlıklarımızın çevreye olan etkilerini azaltmaktan, gönüllü faaliyetlerin içinde olmaya kadar yapabileceğimiz pek çok şey var. Yalnızca kendimiz ve çalıştığımız alan için değil, sosyal açıdan toplum için bir değer üretmek insan olarak bizi daha mutlu ve verimli kılıyor. STFA olarak eğitim, sağlık ve çevre konularında sürdürülebilir bir yaklaşımla, doğru ve faydalı bulduğumuz birçok projeye destek veriyor ya da kendi projelerimizi hayata geçiriyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirket vizyonuna katkıları Başarılı şirketler sadece ürün ve hizmetlerinin kalitesiyle değil, aynı zamanda bulundukları çevreye ve topluma faydalarıyla fark yaratır. Toplumdan kazandığının bir kısmını yine toplumun refahı ve sorunlarının çözümüne aktarmak her şirketin DNA’sında olması gereken bir özelliktir. STFA olarak kuruluşumuzdan bu yana tüm faaliyetlerimizde insana değer veren, çevreyi koruyan bir yaklaşım içinde çalışıyoruz. Ülkemizin ileriye taşınmasının yolunun daha çok inovasyonla daha fazla katma değer üretmek ve bunları hayata geçirebilecek kapasitede nesiller yetiştirmekten geçtiğine inanıyoruz. Yatırım ve faaliyetlerimiz sonucu büyürken, sosyal ve çevresel sorumluluklarımızı da gözetmeye devam ediyoruz. Kurum kültürümüzün değişmez parçası olan sosyal sorumluluk yaklaşımımızın, tüm çalışanlarımız tarafından benimsenmiş olması da sürdürülebilir bir başarı sağlamamızda en önemli etkenlerden birisi. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları Sosyal anlamda her bireyin bulunduğu çevrede, destek olabileceği bir toplumsal sorun mutlaka var. Bugün araştırmalar 47 Tek bir şeyi bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin! .org.tr Khan Academy bugüne kadar verdiği yarım milyardan fazla ders ile dünyanın en büyük sınıfı olarak biliniyor. da gösteriyor ki sosyal sorumluluk faaliyetleri içinde aktif olarak yer alan, gönüllülük yapmak için zaman ayırabilen insanlar daha mutlu ve daha verimli oldukları bir çalışma hayatı sürdürüyorlar. Çünkü üretmenin, kazanmanın ve tüketmenin dışında toplumsal bir fayda üretmenin sağladığı bir motivasyon kazanıyorlar. Kendi sosyal sorumluluk yaklaşımlarını çalışanlarının da benimsemesini sağlayan ve bunun için fırsat sunan, olanak tanıyan şirketler de daha mutlu, kurum bağlılığı yüksek bireylerle birlikte çalışarak verimini yükseltiyor. Bugün Fortune 500 şirketlerinin yüzde 90’ına yakınının çalışan gönüllülüğü uygulayan şirketlerden oluşması da bunun bir göstergesidir. STFA olarak bugün geldiğimiz noktada kurum kültür ve 48 değerlerimizi benimsemiş insan kaynağımızın büyük katkısı var. Kurucularımız Sezai Türkeş ve Feyzi Akkaya’nın insana verdiği değer, çalışanlarımızın yenilikçi fikirleri, sürdürülebilir bir gelecek için ürettikleri ve destek verdikleri projelerle topluma katkıya dönüşmeye devam ediyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin öncelikli olması gereken alanlar Bu her şirketin bulunduğu coğrafya, faaliyet gösterdiği alan ve paydaşlarına göre değişebilir. Önemli olan sorun tespit edildikten sonra uygun proje ve paydaşlarla, çalışanların da sürece dahil edildiği kalıcı ve sürdürülebilir bir fayda yaratmaktır. Bugün birçok şirket; STK, yerel yönetimler ve resmi kurumlarla işbirliği içinde, çok güzel projelere imza atıyor. Biz de STFA olarak eğitim, sağlık ve çevre konularında sürdürülebilir bir yaklaşımla, doğru ve faydalı bulduğumuz birçok projeye destek veriyor ya da kendi projelerimizi hayata geçiriyoruz. STFA olarak üstün yetenekli, maddi olanakları sınırlı çocuğun faydalanması amacıyla “Olağanüstü” projesini başlattık. Ayrıca okula sürekli burs katkısı için özgün bir yaz kampı tasarladık ve başarıyla hayata geçirdik. STFA’nın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Eğitim alanındaki önemli projelerimizden birisi, dünyanın en büyük ücretsiz online eğitim platformu Khan Academy’nin Türkçe’ye kazandırılması oldu. 1992 yılında Sezai Türkeş tarafından kurulan ve STFA sponsorluğunda faaliyet gösteren Bilimsel ve Teknik Yayınları Çeviri Vakfı’nın, STFA’nın 75'inci kuruluş yılında desteklemeye başladığı yeni projesi Khan Academy Türkçe, pek çok özelliği ile bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak öne çıktı. Dünyada eğitimde bir devrim olarak nitelendirilen, 2006 yılında Salman Khan tarafından kurulan ve kısa sürede milyonlarca kişinin ücretsiz eğitim aldığı bir platforma dönüşen Khan Academy bugüne kadar verdiği yarım milyardan fazla ders ile dünyanın en büyük sınıfı olarak biliniyor. Khan Academy’nin ilk uluslararası iştiraki olarak faaliyete geçen Khan Academy Türkçe, “herkese, her yerde, kendi hızında, dünya standartlarında ve ücretsiz eğitim” olanağını sunuyor. Şu ana kadar Türkçeleştirilen 4 bine yakın ders videosu, 150 bini aşkın alıştırma ve problem www.khanacademy.org.tr ve tr.khanacademy.org adreslerinde yayınlanıyor. Khan Academy’nin dersleri matematik, fen bilimleri, sosyal bilimler, iktisadi bilimler, tıp, astronomi, bilgisayar bilimi gibi geniş bir alanı kapsıyor; 1+1’den diferansiyel denklemlere, organik kimyadan sanat tarihine 7’den 70’e hitap eden bir yelpaze sunuyor. TEVİTÖL, Koç Lisesi, TED İstanbul Koleji, Robert Kolej, Boğaziçi Üniversitesi gibi okullardan gönüllü öğrenciler, öğretmenler, akademisyenler, iş hayatından konularının uzmanı profesyoneller ve seslendirme sanatçıları projeye destek veriyorlar. Ayrıca, Khan Academy Türkçe dersleri altyazı seçeneği ile sunuluyor ve böylece işitme engelli kullanıcılar için de bir kaynak oluşturması amaçlanıyor. Her Şeyi Öğrenebilirsin: Khan Academy Türkçe, Khan Academy’nin tüm dünyada büyük ilgi gören “You Can Learn Anything” kampanyasını Türkiye’de de başlattı. “Her Şeyi Öğrenebilirsin” tanıtım videosunda kampanyanın ilham aldığı değerleri çarpıcı şekilde vurgularken, “Her insan öğrenebilir. Kim olursan ol, nerede olursan ol, tek bir şeyi bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin!” sloganı ile ülkemizde de toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. www.herseyiogrenebilirsin.org Gelecek için üstün yetenekli çocukların eğitimi en önemli yatırım Türkiye’nin en parlak gençlerine, dünyanın en iyi eğitimini vermek için yola çıkan TEVİTÖL (TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi) 1993 yılında kurucularımızdan Sezai Türkeş tarafından, değerli eşi İnanç Türkeş’in adını yaşatmak üzere eğitim dünyasına kazandırıldı. 2002’de Türk Eğitim Vakfı devraldı. STFA Yatırım Holding olarak son beş yıldır TEVİTÖL’e destek vermeye devam ediyoruz. Daha fazla üstün yetenekli, maddi olanakları sınırlı çocuğun faydalanması amacıyla “Olağanüstü” projesini başlattık. Ayrıca okula sürekli burs katkısı için özgün bir yaz kampı tasarladık ve başarıyla hayata geçirdik. Olağanüstü Projesi “Gelecek Bizim İçin Olağanüstü” temasıyla tasarlanan projenin hedefi, maddi desteğe ihtiyacı olan üstün ve özel yetenekli öğrenciler için yeni ve sürdürülebilir bir 49 Maddi desteğe ihtiyacı olan üstün ve özel yetenekli öğrenciler için yeni ve sürdürülebilir bir burs fonu oluşturmak için "Olağanüstü" projesi hayata geçirildi. 50 burs fonu oluşturmak. Her ilden belirlenecek ve desteklenecek üstün ve özel yetenekli çocukların eğitimi, uluslararası rekabet ortamında Türkiye’nin söz sahibi olmasını sağlayacak, ülkemiz için getirisi çok yüksek bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. Bu kapsamda ‘Olağanüstü getiri için Olağanüstü çağrı’ yapılan şirketler, üstün ve özel yetenekli bir çocuğun TEVİTÖL’de beş yıllık eğitimini karşılayarak kampanyaya katılıyorlar. (www.olaganustu.org) TEVİTÖL Gelecek Kampı Projesi Olağanüstü Projesinin alt projesi olarak “Geleceğin Seninle Aynı Renk Olsun” temasıyla tasarlanan Gelecek Kampı; lise öğrencilerinin üniversite seçimleri öncesinde kendilerini daha iyi tanımalarını, yatkınlıklarını, ilgi alanlarını ve eğilimlerini keşfetmelerini sağlamayı amaçlıyor. Kar amacı taşımayan programın tüm geliri TEV - TEVİTÖL fonuna aktarılıyor. Bireysel kayıtlara da açık olan kampın en önemli özelliği şirketler için yeni bir sosyal sorumluluk alanı oluşturmuş olması. Şirketler; kendi çalışanlarının çocuklarının kampa katılmasını destekleyerek, hem çalışanlarının çocuklarının gelecek vizyonuna hem de üstün yetenekli çocukların eğitimine aynı anda katkıda bulunuyorlar. Bu kapsamda şu ana kadar STFA’nın başlattığı bu projeye Türkiye’nin önde gelen şirketleri katıldı. STFA’nın grup şirketleriyle birlikte Kibar Holding, Borusan, Arçelik, Koçtaş, Organik Kimya kendi çalışanlarının çocukları ya da bu eğitimden burslu yararlanan çocuklara destek vererek projeye katıldılar. (www.gelecekkampi.org) TEVİTÖL GELECEK K A M P I Önümüzdeki dönemde planlanan projeler Khan Academy Türkçe gönüllülerinin desteğiyle, platformun öncelikli olarak kullanıma sunulacak içeriklerinin tamamının Türkçe’ye kazandırılması hedefliyoruz. 2015 yılı sonuna kadar tam 10 milyon ücretsiz ders vermiş olmayı istiyoruz. Sadece Türkiye'deki bireylere değil, Türkçe konuşan herkese bu ücretsiz hizmeti ulaştırabilmeyi de hedefliyoruz. Eğitimin sürekliliğine ve yeni teknolojilerin birçok fırsat sunduğuna inanıyor, ayrıca Olağanüstü ve Gelecek Kampı projelerimizi de büyüterek devam ettirmeyi amaçlıyoruz. Toplumsal sorumluluğumuz ve grubumuzun kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımının bir gereği olarak; ihtiyaç duyulan alanlarda doğru ve faydalı yeni projeler üretmek üzere çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. GELECEĞİN SENİNLE AYNI RENK OLSUN 51 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Levent KAFKASLI TEKFEN İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Genel Müdür Bugüne kadar 2 bin öğrencinin mezuniyetinde katkısı olan Vakfımız, 2015-2016 eğitim yılında başarılı olan ve finansal desteğe ihtiyaç duyan 500 öğrenciye burs verecektir. 52 Faaliyetlerimizde temel ilke sürdürülebilirlik Bir projenin ‘kurumsal sosyal sorumluluk projesi’ olarak değerlendirilebilmesi için sürdürülebilir olması, gönüllülük esasına dayanması, kurumun iş stratejileri ya da faaliyetlerinden ayrı düşünülmemesi ve kurumun iç ve dış paydaşlarının (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, kamu aktörleri) da bu projeye dahil olmaları gerektiğine inanıyorum. Şirketlerin ürün ve hizmet açısından farklılaşmalarının giderek zorlaştığı günümüzde, kurumlar artık sadece kârlılıklarıyla ile değil, bu kârı nasıl elde ettikleriyle, çevreye olan duyarlılıkları, topluma yaptıkları hizmetleri ile de değerlendiriliyor. Bir şirketin güvenilirliği söz konusu olduğunda, kurumsal yönetim ile beraber kurumsal sosyal sorumluluk kavramları da giderek öne çıkıyor. Sosyal sorumluluk sahibi markaların ürünleri daha fazla tercih ediliyor, toplumda daha saygın bir yere sahip oluyorlar, mesajları daha kolay algılanıyor ve benimseniyor. Aynı zamanda toplumsal olarak bir fayda üretmek, uluslararası pazarda daha rekabetçi olmak, çalışanların sürece daha etkin katılmaları ve en nihai olarak toplumun sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak açısından da KSS projeleri önem taşıyor. Türkiye’de günümüzde resmi ve özel kurumlar KSS’yi ana iş stratejilerine dahil etmeye başladılar. SPK tarafından beyan edilen Kurumsal Yönetim İlkeleri, paydaş politikalarının raporlanmasını ve KSS uygulamalarını şirketlerin gündemine soktu, bana göre bu alanda bir farkındalık yarattı. KSS projeleri hibe, yardım gibi değil, profesyonel yaklaşımla ele alınmalı ve farkındalığı, katılımı güçlendirmek için - geleneksel hayır işlerinde hakim olan tevazu anlayışından farklı olarak - bu işin iletişimi de yapılmalıdır. Özellikle son yıllarda kurumların hem kendi faaliyetlerini, hem toplumu geliştirmek amacıyla KSS alanında ciddi çalışmalar mevcut. Sivil Toplumun Gönüllü Öncüleri Tekfen olarak sosyal sorumluluk bilincimizin temelinde, ülkemiz sivil toplum gönüllülerinin başında gelen, Kurucu Ortaklarından, bugün kurucu Onursal Başkanlarımız olan Sayın Feyyaz Berker ve Sayın Ali Nihat Gökyiğit’in geniş vizyonu ve öngörüsü yatıyor. Her ikisi de ayrı ayrı kendilerini adamış oldukları konu ve alanlarda, sayısız projeyi hayata geçirdiler, halen de geçirmeye devam ediyorlar. Feyyaz Berker’in çalışmalarının odağında aile planlaması, eğitim ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve 53 Yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerinin faaliyetlerimizle ilgili olmasına ve iş yaptığımız coğrafi bölgelerde sektörel ve toplumsal geleceğimiz için değer yaratmasına önem veriyoruz. icraatlarının genç nesillere en doğru şekilde anlatılması konuları yer alıyor. Mezun olduğu Robert Kolej, sonrasında dönüştüğü Boğaziçi Üniversitesi ve Robert Kolej mezunlarının kurmuş olduğu Hisar Vakfı’nın Hisar Okulları, Feyyaz Berker’in maddi ve manevi olarak desteklediği Türkiye’nin nadide eğitim kurumlarıdır. Türkiye’nin en köklü ve yaygın çevre örgütü olan TEMA (1992) ile Çevre Dostu Binalar Derneği’nin (2007) Kurucu Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit çevre, ekosistem, biyoçeşitlilik ve sürdürülebilir kırsal 54 kalkınma alanında uzun soluklu ve geniş katılımlı çalışmalarını, 90 yaşına rağmen hız kesmeden sürdürmektedir. Çalışmalarının büyük bölümünü kendi adını taşıyan ANG Vakfı aracılığıyla yürütmekte olan Ali Nihat Gökyiğit, ülkemizin en üretken botanik bahçelerinden biri olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin (NGBB) kurucusu olup doğal varlıkları koruma konusundaki çalışmalarını bu bünye içerisinde devam ettirmektedir. TEMA’da ön ayak olduğu ve ANG Vakfı ile uygulamaya geçirdiği Sakız Ağacı, Mantar Meşesi ve ağaç tarımı gibi projeleri dışında, çok sayıdaki biyoçeşitlik ve sürdürülebilir kırsal kalkınma projeleri arasında saf arı ırkları, damızlık ana arı, organik bal, çay üreticileri için süs bitkleri ile ilave gelir ve mikro finans çalışmalarından bahsetmeden geçemeyiz. Tekfen Vakfı Tekfen’de, büyüklerimizden gördüğümüz, öğrendiğimiz yoldan ilerleyerek, kendi bünyemizde, sosyal sorumluluk projelerini, hem grup şirketleri yoluyla, hem de Tekfen Holding’in ortakları, kurucu üyeleri ve grup şirketleri tarafından 1999 yılında kurulmuş ve 2004 yılında toplum yararına çalışan kurum statüsü alan Tekfen Vakfı aracılığı ile gerçekleştiriyoruz. 'Üç Denizin Sesi' Toplumun eksik kalmış alanlarına doğrudan katkı sağlayan ve sürdürülebilir projeler bana en anlamlı gelen projelerdir. Bir ülkenin geleceğine yapılabilecek en büyük yatırımın bu anlamda eğitim olduğu kanaatindeyim. Tekfen Vakfı bu uğurda, 1999 yılından beri kesintisiz olarak burs veriyor. Bugüne kadar 2000 öğrencinin mezuniyetinde katkısı olan Vakfımız, 2015-2016 eğitim yılında başarılı olan ve finansal desteğe ihtiyaç duyan 500 öğrenciye burs verecektir. Vakıf ayrıca Adana Ceyhan’da, biri 2012’de Necati Akçağlılar İlk ve Orta Öğretim Okulu, diğeriyse 2014’te otistik çocukların eğitim göreceği Pamukeli Özel Eğitim Uygulama Merkezi adında iki okul inşa ederek Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim etmiştir. Tekfen Vakfı’nın diğer önemli ve uzun soluklu hizmeti ise kültür-sanat alanında, Tekfen Filarmoni Orkestrası’dır. 1992 yılında Karadeniz Oda Orkestrası olarak kurulan topluluk, zamanla genişleyerek senfonik boyuta ulaştı ve Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz ülkelerinin müzisyenlerini sahnede buluşturuyor. Orkestra, bu üç bölgeden gelen sanatçıları Çalışanların KSS projelerinin bir parçası olmaları şirkete karşı bağlılıklarını güçlendirecek, aidiyet duygularını pekiştirecektir. müziğin evrensel diliyle, adeta bir Barış Orkestrası olarak misyon üstlenmektedir. Kalifiye iş gücü yetiştiriyoruz Diğer yandan, şirketlerin kendi faaliyet konuları ve ayrıca coğrafi konumları itibariyle uygun/ uyumlu projeler yürütmelerinin sinerji, dolayısıyla verimlilik açısından büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Dahası, bir KSS projesi, bir kurumun iş hedefleriyle ne kadar ilintiliyse, o kadar uzun vadeli ve verimli olacağı inancındayım. Örneğin Tekfen İnşaat olarak, çelik üretimi yapan Adana Ceyhan’da bulunan, Tekfen Ceyhan Çelik İmalat Fabrikamızda, işlerinde ehil, iş güvenliği kurallarına uyan kaynakçılar yetiştirmek üzere kurduğumuz bir kaynakçı okulumuz bulunuyor. Gençleri eğitiyor ve başarılı olanlara iş imkânı sağlıyoruz. Hem Tekfen İnşaat olarak kendi ihtiyacımıza yönelik kaliteli eleman yetiştiriyoruz hem de Türkiye’de önemli bir sorun olan eğitilmiş, nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik bir katkımız oluyor. Özellikle inşaat sektöründe buna benzer projelere ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Soma'nın yanındayız İletişim çalışmaları çerçevesinde, KSS projeleri hakkında çalışanların da bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Çalışanların da projenin bir parçası olmaları ideal bir durum iken buna imkân olmadığı takdirde bile bilgi sahibi olmaları, şirkete karşı bağlılıklarını güçlendirecek, aidiyet duygularını pekiştirecektir. Vakfımızın Soma’da kurulmasına ön ayak olduğu Tekfen Vakfı Soma Mikrokredi Şubesi’nden kredi alan kadınlara Grup Şirketlerimizin geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda tüm çalışanlar için çilek reçeli sipariş edip hediye etmesi, Tekfen’liler arasında büyük bir yankı uyandırdı, oradaki çabalarımızın yansıması ufak bir kavanoz aracılığıyla evlere kadar ulaştı. ücretsiz eğitim merkezleri açarak, başvuruda bulunan adayların bilgi ve beceri düzeylerini tespit ettik, onlar için mesleki kurslar, gelişim programları düzenleyerek, bunların neticesinde başarılı olanları ise projemizde istihdam ettik. Böylece kazan-kazan yaklaşımıyla, kendi insan kaynağı ihtiyacımıza çözüm yaratırken, köy halkına iş, aş imkanı da yarattık. Tekfen çatısı altındaki her şirket, kendi program ve öncelikleri doğrultusunda sosyal sorumluluk projelerine kaynak ayırıyor ve çalışmalarını da toplumla ve doğal çevresiyle uyum içinde yürütmeyi temel ilkelerinden biri olarak kabul ediyor. Önceden de belirttiğim gibi faaliyet alanlarımızda sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde doğal kaynakların doğru kullanımı toplumsal gelişimin sağlanması ve çevrenin korunması konularına büyük önem veriyoruz. Çevre duyarlılığımıza güzel bir örnek ise yine aynı projede işveren idarenin desteği ile kurduğumuz kaplumbağa çiftliğimizdir. Sangaçal Terminali projesinin başlangıç aşamasında, saha temizliği gibi işlemler, şantiye alanımızın geçiş ve yumurtlama alanı olan kaplumbağalar için ciddi bir tehlike arz ediyordu. 1997 yılında Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından tehdit altındaki korumaya muhtaç hayvanlar kategorisine alınan kaplumbağalar için oluşturduğumuz kurtarma ve koruma planı ile proje sahasında yaşayan toplam 151 kaplumbağa, bu alana yakın bir yerde kurulan çiftlikte yaşamlarını sürdürmeye devam etti. Kaplumbağaların sağlık ve güvenliği proje boyunca uzman bir zoolog tarafından kontrol edildi. Yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerinin faaliyetlerimizle ilgili olmasına ve iş yaptığımız coğrafi bölgelerde sektörel ve toplumsal geleceğimiz için değer yaratmasına önem veriyoruz. KSS projelerimizin odağında öncelikli olarak “insan ve çevre” var. Tekfen İnşaat olarak faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde, o ülkelerin bir kurumuymuşçasına şantiyelerimizin bulunduğu yakın çevremize ve toplumun ihtiyaçlarına hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bunu en güzel şekilde destekleyecek olan iki çalışmamızı, yaklaşık 20 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Azerbaycan’dan örnek vermek isterim. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın, Hazar kıyısında inşa ettiğimiz Sangaçal Terminali projesi süresince, çevre köylerle birçok çalışma yaptık. Yüksek sayıda eleman ihtiyacı olan projemize yetişmiş eleman istihdam etme sıkıntısına çare arayışı çerçevesinde, bölgede yerleşik üç köyün halkına açık ve Korunmaya Muhtaç Kaplumbağalar Tabii Tekfen İnşaat’ın temelde bir müteahhit firma olduğunu ve her şeyden önce işvereninin uhdesinde hareket ettiğini unutmamak gerek. Bu anlamda dünya devi ve/veya devlet düzeyinde işverenlerimiz, KSS alanında da oldukça yerleşmiş standartlara sahip olup, proje bazında kendileri geniş çaplı yürüttükleri çalışmalara dahil olmamız yönündeki beklentilerini açıkça belirtmektedirler. Bu anlamda, son 10-20 yıl geride baktığımızda işverenlerimizden bu konuda da çok şey öğrendiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Tekfen Grup Şirketleri toplumdan kazandığını, toplumun ihtiyaçları paralelinde, topluma geri vermeyi sorumlu kurumsal vatandaş olarak görev bilmeye gelecekte de devam edecektir. 55 DOSYA Atila Kemal OĞUZ Tepe İnşaat Sanayi A.Ş Genel Müdürü Tepe İnşaat’ın önemli motivasyon kaynağı… Her șeyin en iyisine layık ülkemize ve insanımıza güzel bir gelecek için ihtiyacımız olan tek şeyin çalışmak olduğuna inanıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerini de işimizin ayrılmaz bir parçası ve vatani bir görev addediyoruz. Çünkü insanlarımız için bir şeyler yapabiliyor olmanın hazzı çok başka bir duygu. Kurucumuzun bizlere en büyük mirası ve eseri olan Bilkent Üniversitesi, bir topluma yapılabilecek en büyük sosyal sorumluluk projesidir. Bugün bizler Bilkent Holding olarak bu mirası geleceğe taşıma çabası içerisindeyiz. 56 Bilkent Üniversitesi'nde 13 bin öğrencinin yüzde 47’si burslu Her șeyin en iyisine layık ülkemize ve insanımıza güzel bir gelecek için ihtiyacımız olan tek şeyin çalışmak olduğuna inanıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerini de işimizin ayrılmaz bir parçası ve vatani bir görev addediyoruz. Çünkü insanlarımız için bir şeyler yapabiliyor olmanın hazzı çok başka bir duygu. Kurucumuzun bizlere en büyük mirası ve eseri olan Bilkent Üniversitesi, bir topluma yapılabilecek en büyük sosyal sorumluluk projesidir. Bugün bizler Bilkent Holding olarak bu mirası geleceğe taşıma çabası içerisindeyiz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketin sürdürülebilirlik vizyonuna katkıları Kurumsal Sosyal Sorumluluğun (KSS) en ideal yaklaşımı, kurumların yasal zorunluluklar sebebiyle değil gönüllü olarak ve kurumsal sosyal sorumluluğu şirket stratejilerine dahil ederek uygulaması olarak kabul edilmektedir. Tepe İnşaat kuruluşundan bu yana, yarattığı değeri ve kaynaklarını aktararak, Türkiye'nin ilk özel üniversitesi olan ve bugün ülkenin en seçkin birkaç eğitim kurumu arasında 2016 Yılında SineMASAL Açık Hava Sinema Festivali'ne Cosponsor olarak katkıda bulunacağız. Bu proje kırsalda yaşayan çocukları sinema başta olmak üzere sanatın tüm renkleri ile tanıştırma amacında. Türkiye’nin en geniş kapsamlı açık hava sinema ve sanat etkinliği olan SineMASAL, 23 ülkenin katılımı ile organize ediliyor. yer alan Bilkent Üniversitesi'nin daha da gelişip güçlenmesine katkı sağlamak misyonuyla yol alan bir firmadır. Bu misyon, Tepe İnşaatı sektördeki diğer firmalardan ayrıştıran bir unsurdur. Tepe İnşaat’ın başarıyla gerçekleştirdiği her projenin, bugüne dek binlerce gencimize eğitim olanağı sunuyor olması sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda oluşturduğumuz şirket hedeflerimizi gerçekleştirmemizde bizleri kamçılayan bir güç olmuştur. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları Tepe İnşaat, en önemli güç kaynağı olarak gördüğü çalışanlarının üretkenliği ve desteğine güvenerek faaliyetlerini sürdüren bir firmadır. Çalışanlarında aidiyet duygusu yaratmak ve onların motivasyonlarını yükseltmek yönetim anlayışımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bunu sağlamak için çalışanlarının kanuni haklarına saygılı, mevzuata uygun çalışmayı bir ilke olarak kabul etmiş, her türlü ayrımcılıktan uzak, fırsat eşitliği sunan, kişilerin onurunun korunduğu bir çalışma ortamı yaratırız. Çalışanlarımızın yaptıkları işlerde şirketimizin ticari varlığını sürdürmeye katkıları olduğu kadar kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle ülkemize, insanımıza ve ülkemizin geleceğine katkıda bulunduklarını bilmeleri, kendilerini bu katkının bir parçası olarak görmeleri ve hissetmeleri iş süreçlerine yüksek motivasyonla katılmalarını sağlamaktadır. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri üstlenilmesi gerekli alanlar Avrupa Birliği (AB) Kurumsal Sosyal Sorumlulukları (KSS) Yeşil Kitap Raporu’na göre KSS; şirketlerin ticari faaliyetleri ile sosyal ve çevresel meselelerin birleştirildiği, paydaşlar ile gönüllülük esasına dayanan bir alanda ilişki kurabildiği bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Ancak AB’nin KSS ile ilgili son geliştirdiği politikasında KSS uygulamalarının şirketlerin özgür iradesine bırakılmayacağı vurgulanmıştır. Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin web sitesinde yer alan bilgide; AB son politikasına göre KSS yaptırımlarının öne çıkarılmasını öngören düzenlemeler 57 sıralanmıştır. Öz-denetim ve ortakdenetim süreçlerinin geliştirilmesi, şirketlerin sosyal ve çevresel bilgilerinin açıklanması, KSS’nin eğitim, araştırma alanlarına entegre edilmesinin kolaylaştırılması, ulusal ve yerel KSS politikasının vurgulanması. Türkiye’de de özellikle özel sektörün sosyal ve kültürel hayata destek sağlayarak ülke gelişimine ve kalkınmasına katkıda bulunması adına eğitim, sanat, sağlık ve spor alanlarında sürdürülebilir kurumsal sosyal sorumluluk projelerini üstlenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Tepe İnşaat’ın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Daha önce bahsetmiş olduğum gibi; inşaat sektörünün önemli temsilcilerinden biri olan Tepe İnşaat, Bilkent Holding bünyesinde başlı başına bir sosyal sorumluluk projesi olarak sektör içinde kendini çok farklı bir pozisyonda konumlandırmıştır. Bilkent Holding'in ve şirketlerinin elde ettiği tüm kaynaklar, daha fazla 58 öğrencinin burslu okutulması ve öğrencilerin en modern biçimde eğitim alabilmesi için Bilkent Üniversitesi'ne aktarılmaktadır. Bilkent Üniversitesi'ne aktarılan kaynakların yanında eğitim, sanat, kültür ve sağlık alanlarında üstlendiğimiz sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluklarımız bulunmaktadır. Eğitim ve spor alanında; İstanbul Maltepe'de Narcity İlköğretim Okulu karşılıksız olarak inşa edilmiş ve MEB'e teslim edilerek öğretime başlamıştır. Ankara Yenikent’te Orta Doğu Mezunlar Derneği İlköğretim Okulu’na bağışta bulunulmuştur. Okulda, Tepe İnşaat isminin verildiği derslik bulunmaktadır. Tepe İnşaat öncülüğünde 2010 yılından bugüne düzenlenen futbol turnuvaları ile gerçekleştirdiğimiz projelerimiz; Gazete Bilkent tarafından gerçekleştirilen “Kütüphane Kuruyoruz” Projesi kapsamında Ankara Sincan’da Osman Ünyazı İlköğretim Okulu kütüphanesi için katkı sağlanmıştır. Kars Sarıkamış'ta 2013-2014 Öğretim Yılında Yenigazi İlkokulu ve Yenigazi Ortaokulu ile birlikte toplam 350 öğrenciye kitap, kırtasiye ve kıyafet yardımında bulunulmuş, okullar boyatılmıştır. Çanakkale’de 20142015 öğretim yılında Ecaabat İlçesi, Alcıtepe İlkokulu, Ayvacık Kösedere İlçesi İlk ve Ortaokulu, Ezine İlçesi Uluköy İlk ve Orta okullarında okuyan toplam 350 öğrenciye eşofman, spor malzemeleri, kırtasiye yardımında bulunulmuş okullar boyatılmıştır. Bilecik İli ve Söğüt İlçesinde 2015 yılında Yaşar Musa İlkokulu ve Bilecik Eğitim Uygulama Merkezi, İş Eğitim Merkezlerindeki öğrencilere spor malzemeleri yardımı, 100 engelli öğrenciye eşofman ve sizi çok seviyoruz madalyası, futbol topları ve kırtasiye yardımı, Yaşar Musa İlkokulu bahçesinde futbol, voleybol ve basketbol direkleri ve fileleri, masa tenisi malzemeleri, okulların boyanması için gerekli malzemeler temin edilmiştir. Ayrıca, çalışanlarımızı spor yapmaya teşvik etme ve kurum içi iletişimi güçlendirme adına Bilkent Holding ve bünyesinde yer alan şirketlerin katılımıyla her yıl geleneksel olarak spor şenliği düzenlenmektedir. Bu yıl üçüncüsü yapılan ve beş gün süren spor şenliğine Tepe İnşaat, futbol, basketbol, voleybol ve masa tenisi branşlarında katılım sağlamıştır. Kültürel çalışmalara destek kapsamında, Tepe İnşaat toplumsal duyarlılık projeleri çerçevesinde, her yıl Sevda - Cenap And Müzik Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Ankara Müzik Festivali'ne etkinlik sponsoru olarak katkıda bulunmaktadır. Türkmenistan'ın Başkenti Aşkabat ile dostluk ve işbirliğinin artırılması amacıyla düzenlenen "Ankara'da Aşkabat Günleri” kapsamında Türkmenistan’ın dünyaca ünlü Ahal Teke atları ülkemize getirilmiştir. Ülkeler arasında ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, dostluk, kardeşlik köprülerinin kurulmasının yanı sıra iki ülke kültürlerinin de yakından sergilenmesine imkan tanıyan üç gün süren organizasyona sponsor olarak katkıda bulunulmuştur. Sağlık çalışmalarına destek kapsamında ise Tepe İnşaat tarafından İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde Hobi Evi -Trafik Kazazedeleri Rehabilite Merkezi (2008) ve İstanbul Maltepe'de SSK Sağlık Ocağı (2009) inşa edilmiştir. En çok manevi tatmin hissettiren proje Projelerimiz ve sponsorluk katkılarımızın her biri bizim için değerlidir. Ancak özellikle eğitimle ilgili projelerimizin Türkiye’nin geleceği olan genç kuşakların yetişmesine katkıda bulunması anlamında yeri her zaman farklı olacaktır. Bilkent Holding şirketlerinin yarattığı kaynakları aktardığı Bilkent Üniversitesi’nin 13 bin öğrencisinin yaklaşık %47'si bursludur ve bu oranla Türkiye’nin en çok burslu öğrenci okutan üniversitesidir. Bunun sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor olma fikri tüm Tepe İnşaat ailesi için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Yeni dönemde planlanan projeler Şu anda Tepe-Mesa ortaklığı ile hayata geçirilen Park Mozaik Projemiz kapsamında desteklediğimiz ve önümüzdeki dönemlerde de Tepe İnşaat olarak desteklemeye devam edeceğimiz Mucit Amca – Küçük Mucitler var. Bu kapsamda Sn. Melih Yalçıneli (Mucit Amca) tarafından çocukları yaratıcılığa ve icada yönlendiren, gizemleri ortaya çıkarıp bilimi eğlenceli yapan, illüzyon olmamasına rağmen sihirbazlık şeklinde algılanan, öğrenmesi kolay, uygulanması pratik ilgi oluşturup alışkanlık yapan ev eşyaları ve atık malzemeleri laboratuara dönüştüren, sadece çocukları değil her yaştaki insanları etkileyen “unutulmaz” deneylerden oluşan bilim gösterilerine katkı sağlamaktayız. Ayrıca 2016 yılında SineMASAL Açık Hava Sinema Festivali'ne Cosponsor olarak katkıda bulunacağız. Bu proje, kırsalda yaşayan çocukları sinema başta olmak üzere sanatın tüm renkleri ile tanıştırma amacında. Türkiye’nin en geniş kapsamlı açık hava sinema ve sanat etkinliği olan SineMASAL, 23 ülkenin katılımı ile organize ediliyor. Ve bir kısa film festivali hayalimiz var. Henüz üzerinde çalıştığımız bir proje, 2016 yılında ilkini gerçekleştirmek istiyoruz. 59 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Ülkü ARIOĞLU Yapı Merkezi A.Ş. Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Paylaşmak en üst insani değerdir Yapı Merkezi’nin sosyal sorumluluk anlayışı, küçük ama farklı bir tasarım şirketinin üç kıtada iş yapan saygın bir dünya şirketine dönüşmesinde ana değerdir. 60 1963 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği Fakültesi Betonarme Bölümü’nden mezun olduktan sonra çok isteyerek seçtiğim mesleğime, önce Bayındırlık Bakanlığı Yapı İmar İşlerinde statik mühendisi olarak başladım, üç yıl sürdü. Sınıf arkadaşım Ersin Arıoğlu ile evlendikten sonra da iş hayatım Yapı Merkezi’nde çeşitli sorumluluklar alarak bugüne vardı. Dolayısıyla derginiz için hazırladığım yazıda gerek iş gerekse kişisel hayatımdan söz ederken Yapı Merkezi ve Ersin’in adlarını sıkça duyacaksınız... Bu yıl mühendislik yaşamımızın 52'inci yılını, Yapı Merkezi’nin kuruluşunun da 50'inci yılını tamamladık. Ersin ile arkadaşlığımız da 57'inci yıla ulaştı. Geriye dönüp baktığımda, Ersin ile en güçlü ortak yönümüzün, mühendislik faaliyetlerini de kapsayan hümanist bir yolda yürümek olduğunu görüyorum. Yani bizim için "anlamlı yaşamak" ülkemize ve insanlığa hayır ve mutluluk katacak ortamların içinde yer almaktı. Ersin Arıoğlu ve Köksal Anadol, 1965 Eylül ayında Yapı Merkezi Tasarım Şirketi'ni yok mertebesinde bir sermaye ile kurarken de yukarıda bahsettiğim büyük hayal ve özgüven ile yola çıktılar. 52 yılda Yapı Merkezi, etrafındaki pek çok toplumsal projeye vaktinin ve imkânlarının üstünde destek verdi. Ama çoğunlukla projeyi de kendi yarattı. Yapı Merkezi’nin asıl farkı buradadır. Mesela, Türkiye depremlerini incelemek, Yapı Merkezi kurumsal yaratıcılığı öne çıkaran bir Kuantum Şirket olarak yoluna devam edecektir… belgelemek; 70’li yıllardaki plansız yapılaşmada İstanbul beton kalitesini araştırmak; sonrasında beton laboratuvarı kurarak henüz olmayan kalite kontrol yönetmelikleri yapmak ve uygulamak. Selanik Depremi'nde hasar gören Atatürk Evi'ni restore edip ayakta kalmasını Türkiye namına güven altına almak; sadece tasarımını üstlendiğimiz projelerde bile ayrıca ülkemizde henüz mevcut olmayan gerekli yük şartnamelerini de hazırlamak gibi... Diyebilirim ki aldığımız hemen her proje vesilesiyle o konuyla ilgili olarak sektöre ya da topluma yarar sağlayacak yan hizmetler üretmişizdir, hem literatür hem de teknik mevzuat oluşturulması anlamında... Geçen uzun yıllarda yaşanan olaylar insanı olgunlaştırıyor. Ben de kurumumuz içindeki pek çok fırsattan yararlandım. Mesela Yapı Merkezi’nin Beton Laboratuvarında, beton kalitesinin istatistiksel değerlendirmesi üstüne çalışırken, "kalite"nin aslında insanın içindeki bir değer olduğunu ve yaptığı işe özen gösterme alışkanlığıyla başladığını fark ettim. Yani insan, yaptığı işe kendini adayacak, elde ettiği sonucu önce kendisi beğenecek, sonra da ‘daha iyi nasıl yapabilirim’ diye sürekli bilgi üretecek. Düşüncede bu farkındalığa ulaşmanın, özel veya kamusal bütün kurumlar, şirketler, okullar ve tüm ülke için "değişimin doğal ama en etkin yolu" olduğunu da kavramış oldum. Diğer kelimelerle, herkes “Kalite İnsanı” olabilir. -"Kalite İnsanı" çok benimsediğim bir kavramdır: Ne iş yaparsan yap, işini en verimli ve en güzel olana doğru sürekli geliştir.Irmak Okulları’nda da bilgi-işleme ve eko-eğitim adıyla bu yolu deniyoruz. -Evet, Yapı Merkezi yukarıda değindiğim toplumsal sorumluluk ve kalite anlayışı gereği eğitim sektöründe de sorumluluk üstlendi ve 1995’te Irmak Okulları kuruldu.- Şükranla belirtmeliyim ki Yapı Merkezi, içimdeki sorumluluk duygusunu mesleki ve sosyal çevremde geliştirmeme hep imkân vermiştir. Bu sayede her yaşta pek çok çocuğa ve toplumun çeşitli kesimlerine ulaşma fırsatını elde etmişimdir. Bundan dolayı mutluyum. Aslında insanı insan yapan dört eylem olduğunu da anladım, -zaten bütün din ve felsefe bilgileri bunu ifade eder-. Bunlar sırasıyla; sevmek, öğrenmek, üretmek ve paylaşmaktır. Paylaşmak en üst insani değerdir. Sorumluluk almak, başkalarına yardım etmek, egoyu küçültür ve insan olmayı büyütür. Paylaşma duygusu çocukken de içimde vardı, ama kurumumun iş yaparken belirlediği yol ile öğrendiklerim ve maddi olarak Şirketlere düşen en önemli sorumluluk, işlerimizi yaparken çevreye ve insana yönelik etik değerleri göz önüne almaktır. Bu konuda özellikle inşaat sektörüne büyük sorumluluk düşüyor. bana sağladığı imkânlar olmasaydı bu kadarını yapamazdım. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin Yapı Merkezi’nin vizyonuna katkıları Yapı Merkezi’nin sosyal sorumluluk anlayışı, küçük ama farklı bir tasarım şirketinin üç kıtada iş yapan saygın bir dünya şirketine dönüşmesinde ana değerdir. Bugün sektöründe farklı ve itibarlı bir konuma yerleşmiş olmasının da temel sebebidir. Yapı Merkezi’nin kuruluş misyonu, “evrensel boyutlu projeler gerçekleştirirken Türkiye’nin kalkınmasını, dünya uygarlığının gelişmesini, müşterilerinin, 61 Eğitimde devrim niteliğinde bir değişimi desteklemek, hepimizin ortak sorumluluğu... çalışanlarının, ortaklarının memnuniyetini ve şirket değerlerini en ön planda gözetir...” diye başlar ve vizyonu da “Yapı Merkezi güvenilirdir, sözünü tutar, işini iyi yapar, bütçesinde ve kalitesinde genellikle programından önce işini teslim eder ve itibarını sürekli yükseltir” ile devam eder. Kısaca etik ve estetik değerler kurumumuzun vazgeçilmezidir. İnşaat sektöründe bu değerleri 50 yıldır taviz vermeden koruyarak büyüme azmi, mesleğe ve insanlığa duyulan saygı ile yaşatılmıştır. İnanıyorum ki gelecekte de devam edecektir. Gelecekte ülkemizde ve dünyada bu değerlerin daha çok ve daha yaygın yerleşmiş olacağını ümit etmek istiyorum. Ersin Arıoğlu 2015’in yeni yıl mesajında, sürdürülebilirlik nedenini şöyle tanımlamıştır: “Yapı Merkezi, Kurumsal Yaratıcılığı öne çıkaran bir "Kuantum Şirket" olarak yoluna devam edecektir…” (Kuantum şirket: Hayal gücü yüksek, estetik ve etik duyarlılıktan ayrılmayan, iş bitirme azim ve heyecanına sahip, yaratıcı bir iş takımı olmayı öngörür.) Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirket çalışanlarının motivasyonlarına katkıları Yapı Merkezi çalışanları, Yapı Merkezli olmaktan gurur duyarlar. Kurumsal bir aile ortamı vardır. Çok eskiden beri geliri çocuğunun eğitimini sürdürmesine yeterli olmayan çalışanlarımızın çocuklarına verilen teşvik bursu bir aile desteğidir. Hatta şirketimizde şahsi üzüntüler paylaşılarak azalır, sevinçler çoğalır. İşin zorlukları ve sevinci de aynı şekilde birlikte yaşanır. Biten işlerin gururunun takımdaki herkese ait olması, çalışanlarımızın aidiyet duygusunu besler… Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri üstlenilmesi gerekli alanlar 62 Birleşmiş Milletler bu yılın Kasım ayı sonunda, Paris’te bir iklim konferansı düzenleyerek tüm dünya ülkelerinin çevre problemine ortak çözüm üretmesine fırsat vermek istiyor. İçinde bulunduğumuz Neo Liberalizm dönemi dünyada büyük bir gelir adaletsizliği ve çevre felaketi yaratmış durumda. Dünyadan 100 aktivist, Birleşmiş Milletler toplantısı öncesi 27 Ağustos’ta bir bildiri yayınlayarak dünyadaki sosyal ve çevresel felakete dikkat çekmek istediler. Rapora göre bugün 80 aile, dünya servetinin yarısına sahip. Diğer yarısı ise, 3,5 milyar insana dağılmakta. Büyük bir adaletsizlik… Öte taraftan dünyada çevre felaketlerine yol açan sera gazı salınımının %65’i, sadece 90 şirketin üretimi sonucu yaratılmakta. Bu da büyük bir sorumsuzluk... Bu bilgiler ışığında şirketlere düşen en önemli sorumluluk, işlerimizi yaparken çevreye ve insana yönelik etik değerleri göz önüne almaktır. Bu konuda özellikle inşaat sektörüne büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü inşaat sektörü, bütün sektörlerin dinamosudur. Özellikle altyapı ve üretim tesisleri yapılırken çevre ve insanı koruma bilinci, dünyanın sürdürülebilirliği için yaşamsal önemdedir. Yapı Merkezi esasen kurulduğundan beri bu bilinçle çalışmakta olup çevre ve eğitim projelerine her zamandan fazla önem vermeye devam edecektir. Türkiye ve dünyadaki üretim yapan tüm kuruluşların, sorumluluklarındaki projeleri planlarken ve gerçekleştirirken, çevreyi korumaya ve insanlara maksimum fayda sağlamaya özel dikkat göstermeleri gerekiyor. Diğer yandan, ülkemizin sosyal gelişmişlik düzeyini arttıracak en önemli ve etkin yolun kaliteli eğitim olduğu da toplumsal kabul görmelidir. Ülkemizde eğitim konusunda yapılacak çok şey var… Toplumumuzun bilim, sanat ve kültür alanında gelişmesini destekleyecek bütün projelerde severek yer aldık. Yapı Merkezi’nin ortak kuruluşu olan Irmak Okulları 20'inci yılını tamamlarken, ben de şirketimin bana verdiği sorumlulukla eğitim konusunu yakından inceleme fırsatı buldum. Yeterli fırsat verildiğinde, her çocuk öğrenir ve yetişir. Fakat en önemlisi her çocuk benzersiz yetenekler ile doğar. İşte okulların her bir çocuğa bu benzersiz yeteneklerini geliştirme fırsatı sunacak ortamlara ve eğitimcilere sahip olması gerekir. Ne yazık ki ülkemizde istatistikler bunun tersini gösteriyor; Türkiye, milli gelirine uygun bir eğitimi çocuklarına sağlayamıyor. Tabii ki bu, ciddi bir topyekûn planlama gerektirir. Kısaca eğitimde devrim niteliğinde bir değişimi desteklemek, hepimizin ortak sorumluluğu... Yapı Merkezi'nin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Yapı Merkezi’nin yurt içi ve yurt dışında sahip olduğu itibarlı ve ayrıcalıklı konumda, yaptığı toplumsal sorumluluk faaliyetlerinin önemli etkisi var. Şöyle bir anımı anlatayım: “Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Mardin ve Çevresine Uygun Yapı Tasarımları Geliştirme Projesi'ne, Yapı Merkezi’nin ürettiği özgün Fab-Tek sistemiyle, yapılacak çalışmalarda sponsor olmuştuk. Mardin Valisi ve Ankara’dan gelen Anıtlar Kurulu üyelerinin katıldığı tanıtım toplantısında, proje yöneticisi projeyi takdim ederken adımı söyledi ve sponsor Yapı Merkezi temsilcisi olduğumu belirtti. Anıtlar Kurulu’ndan bir yetkili, Arıoğlu soyadını duyunca, "Ersin Arıoğlu’nun şirketi mi?" diye sordu. Ben ‘Evet’ deyince, yerinden kalktı ve "Yıllar önce Selanik Depremi'nde hasar gördü diye yıkılmak üzere Yunan Hükümeti'nce mühürlenen Atatürk Evi’ni gönüllü olarak restore eden, Yapı Merkezi’dir" diye coşkuyla söze başlayıp "kurucularının sorumluluğu ve özverisini, kendi kendilerine işe talip olup nasıl projeyi gerçekleştirdiklerini, Atatürk Evi’nin böylece ayakta kalmış olduğunu" anlattı. Eşime ve kurumuma dair bu olumlu izlenimlerin, İstanbul’un çok uzağında ve bunca yıl sonrasında bile zikredilmesinden onur duydum... Depreme dayanıklı yapılaşma, beton kalitesinin iyileşmesi, mevcut olmayan şartnamelerin hazırlanması, Ersin Arıoğlu’nun 63 “Arıoğlu Kız Öğrenci Yurdu” öğrenci için yeterli alanlara sahip tek kişilik odalarıyla farklı bir konsepti getirmiştir. Kız yurdu olmasının sebebi ise bursiyer kız öğrencilerimizin mevcut yurtlarda sıkıntı çektiklerini fark etmiş olmamızdır. kendi mühendislik sorumluluğuyla yaptığı çalışmalardır ve mühendislik tarihimize önemli katkılardır. Türkiye Bilim Merkezi Vakfı da Ersin’in İzzettin Silier’le birlikte geliştirdikleri bir projedir. "Bilim ve teknoloji okuryazarlığı"nın deneyip eğlenerek öğrenebileceğini; Türkiye’ye, çocuklarımıza, eğitimcilerimize anlatmak amacı ile başlatılmıştır. Bu projenin öncülüğüyle ülkemizin birçok yerinde birçok bilim merkezi hayata geçmiştir. En çok manevi tatmin hissettiren proje Yapı Merkezi’nin eğitime verdiği önemi, bizleri yetiştiren kurumlara da yansıtıyoruz; dolayısıyla İTÜ’ye ilgimiz büyüktür. Mesela “Arıoğlu Kız Öğrenci Yurdu” öğrenci için yeterli alanlara sahip tek kişilik odalarıyla farklı bir konsepti getirmiştir. Kız yurdu olmasının sebebi ise, bursiyer kız öğrencilerimizin mevcut yurtlarda sıkıntı çektiklerini fark etmiş olmamızdır. İçinde yaşanmaya başladıktan epey sonra bir gün, kız yurdunu habersiz ziyaret ederek öğrencilerle konuştum. Kendilerini evlerinde hissettiklerini, hem toplu hem de bireysel yaşam alanlarına sahip olduklarını söylediler. Bu arada İTÜ Rektörlüğü'nden gelen bir istek üzerine İTÜ Mezunları'nı daha geniş bir tabanda birleştirecek bir hareketin kurucusu oldum. Altı yıl İTÜ Mezunlar Konseyi Yürütme Kurulu Başkanlığı yaptım. Öğrencilerle, öğrencilere doğrudan hizmet veren ofislerin yöneticileriyle ve çok değerli mezun ağabeylerim ve kardeşlerimle çalıştım. Mezunlar Derneğimizi, Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Binası'na taşıdık; böylece dernek öğrencilerin yanına gelmiş oldu. “Mustafa İnan Kütüphanesi” yarım kalmıştı, başarılı bir yardım kampanyası ile tamamladık. -İTÜ 64 Kütüphanesi, 7gün/24saat açıktır, dünyanın önemli üniversitelerindeki gibi.- Öğrenci kulüpleri ile ortak çalışmalar düzenledik. Çocukların İTÜ’de mesleğe ısınmasını ve mühendislikteki çalışma alanlarını tanımasını sağlayacak, tecrübeli mühendislerden koçluk desteği alabilecekleri organizasyonlar gerçekleştirdik. Altı yıl başkanlıktan sonra daha genç ve daha yetenekli İTÜ mezunu kardeşlerime bu sorumluluğumu devrettim. Bayrak şimdi onlarda, ben de gerektiğinde onların yanındayım. Eğitim demişken, Irmak Okulları’ndaki çok önemli bir programa değinmek isterim. PYP (IB’nin Erken Yıllar Programı) ve AP (American Bord Advanced Placement) akreditasyonları, önce okul öncesi ile çocuklara geniş bir farkındalık ortamı veriyor, sonra da yurt içi ve yurt dışı istenen en iyi üniversitelere girme yolunu açan programları sunuyor. Amaç farkındalığı yüksek, bilgi işlemeyi bilen, yaşamını kazanacağı alanı bilinçli seçebilen, bireysel ve toplumsal sorumluluğu içselleştirmiş insanlar yetiştirmek. Ne oranda gerçekleşiyor derseniz; giderek gelişiyor. 20 yılda 450 lise mezunumuz var ve rastladığım her mezunumun, seçtiği yoldan memnun olduğunu öğreniyorum… Hayatımda önemsediğim bir proje de parasız yatılı okuduğum Kandilli Kız Lisesi’nin restorasyonudur. Lisemiz yandığında, Kandilli Mezunlar Vakfı bir hareket başlattı. Ben aralarına katıldıktan sonra on sene içinde Adile Sultan Sarayı Restorasyonu bitti. Projenin sponsoru İstanbul İl Özel İdaresi, Sakıp Sabancı Vakfı ve Yapı Merkezi oldu. Ama Yapı Merkezi’nin burada sorumluluğu çok başkaydı; projeyi hazırladı, uyguladı, mühendislik alanındaki sorunları on yıl boyunca Yapı Merkezi Vakfı’nın kurulduğunu ve Türkiye ölçeğinde başarılı ilkokul çocuklarından başlayıp üniversiteyle devam eden burs programının hayata geçtiğini görmek isterim. çözdü ve gerektikçe maddi destek verdi. Yapı Merkezi Restorasyon Bölümü, böylece güzel bir eser ortaya koydu. Bugüne kadar hiç açıklanmamış olan maddi desteğimizi burada ilk defa duyurayım; 2,8 milyon USD’dir. Ne yazık bu tarihî yapı, amacı doğrultusunda kullanılmıyor... Merkezi geldiği yoldan gelişerek dünya ve ülke uygarlığına hizmete devam edecek. Bu yolun nasıl gelişeceğini, bizi izleyen genç nesiller belirleyecek; iyisini yapacaklarına da eminim. Benim ilgi alanım ise İTÜ mezunlarına ve Irmak Okullarına yönelik olarak sürecek. Yapı Merkezi olarak, İTÜ öğrencilerine burs sağlayan Vakıf konserlerini, ayrıca öğrenci burslarını, birçok bilimsel toplantıyı, okul ve hastane yapılarını, İstanbul Festivali konserlerini, ayrıca pek çok bilimsel eserin yayın sponsorluğunu severek üstlendik. Toplumumuzun bilim, sanat ve kültür alanında gelişmesini destekleyecek bütün projelerde severek yer aldık. Yapı Merkezi Vakfı’nın kurulduğunu ve Türkiye ölçeğinde başarılı ilkokul çocuklarından başlayıp üniversiteyle devam eden burs programının hayata geçtiğini görmek isterim. Önümüzdeki dönemde planlanan projeler Ben mesleğimde 52 yılımı doldurmuş bulunuyorum. Yapı Irmak Programı içinde, üstün vasıflarla doğmuş (gifted) çocuklara ve bu çocukların ana-babalarına yönelik eğitim programlarının yer alması için çalışıyorum. Çünkü doğanın korunmasına duyulan özenin, bazı çocuklara sunulmuş (bahşedilmiş) çok özel yeteneklere de gösterilmesinin, önemli bir insani sorumluluk olduğuna inanıyorum. 65 DOSYA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Mithat YENİGÜN Yenigün İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kazanılanı toplum ile paylaşmalıyız Sürdürülebilir başarıya sahip bir kurum olmak vizyonunu hedefleyecekseniz, üyesi olduğunuz topluma karşı sorumluluklarınızı yerine getirmelisiniz. 66 İş adamları olarak bizler günlük rutinimizde mecburen iş odaklı konular, somut veriler ve rakamlarla uğraşıyoruz. Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, başta bu rutinden çıkarak aklımı manevi yönü güçlü konulara vermemi sağlıyor. Her sosyal projenin ayrı bir hedefi var ve projelerin bu hedeflere ulaşmasında katkıda bulunuyor olmak güzel bir manevi tatmin sağlıyor. İş hayatında yıllardır edindiğim deneyimleri, düşüncelerimi ve önerilerimi başkalarıyla paylaşmak beni mutlu ediyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin şirketlerin sürdürülebilirlik vizyonuna katkıları Biz Yenigün olarak her zaman insana ve insanın her şeye kattığı değere büyük önem verdik. Sonuç itibariyle yaptığımız her proje insanların refah ve güven içinde yaşamasını sağlamayı hedefliyor. Diğer taraftan da bu hedeflerimize işini severek ve isteyerek yapan arkadaşlarımızla ulaşıyoruz. İşimiz yapılarla gibi görünse de son noktada inşaat da insan odaklı bir sektör. 42 yıllık geçmişimize baktığımızda yürüttüğümüz ve katkıda bulunduğumuz sosyal sorumluluk projelerinin bize takım olma duygusu ve topluma fayda sağlama hazzını verdiğini görüyoruz. Bu şekilde hem bir sonraki sosyal sorumluluk projesine daha hevesli başlıyoruz, hem de ekip uyumu güçlendiği için işlerimizdeki verimimiz artıyor. Yenigün’deki arkadaşlarımızın bizimle çalışma sürelerinin uzunluğunda bunun da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin çalışanların motivasyonlarına katkıları Az önce bahsettiğim güçlenen ekip uyumuna ek olarak, bu tür projelerin iş arkadaşlığı dışında sosyal arkadaşlığa, hatta dostluğa yol açtığını sevinerek izliyorum. Ofis dışında farklı ortamlarda bir araya gelen çalışma arkadaşlarımız hem bu şekilde birbirlerini farklı yönleriyle tanıma fırsatı buluyor hem de iş dışında ortak başka bir paydada buluşmuş oluyorlar. Bu da aidiyet duygusunu güçlendirdiği için çalışma verimini yükseltiyor. Sonuç olarak hepimiz ailelerimizden çok iş arkadaşlarımızı görüyoruz. Çalışma ortamında mutlu olan insan mutlaka işini de daha iyi yapacaktır. Yenigün olarak aidiyet duygusunun motivasyona ne kadar büyük katkısı olduğunun farkındayız. Bir çalışanın kendini şirketin bir parçası hissedip hissetmediği hakkında fikir sahibi olmak için masasına bakmak yeterli. Eğer masasına bir aile fotoğrafını, kendi kahve fincanını, küçük aksesuarlar gibi birkaç özel eşyasını koymuşsa o kişi orayı benimsemiş demektir. Ofisimizdeki masalardan çoğunun böyle renkli olduğunu görmek de beni mutlu ediyor. Demek ki şirket olarak o hissi verebiliyoruz. Başka bir örnek vermek gerekirse, bizimle uzun yıllar çalışan iki değerli arkadaşımızı kaybettikten sonra adlarını binamızdaki iki ayrı toplantı salonuna verdik. Emeklerine saygımız çok; aramızdan ayrılmış da olsalar biz isimlerini yaşatmak istedik. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin üstlenilmesi gerekli alanlar Ben her firmanın veya her bireyin en faydalı olacağı alandaki 67 Çevreye olan olumsuz etkileri azaltan projeler bizim için önem arz etmektedir. projelere yönelmesini doğru buluyorum çünkü hem en büyük katkı bu şekilde sunulabilir hem de deneyimler en doğru böyle değerlendirilir kanısındayım. Örneğin eski bir milli futbolcuyu kentsel dönüşüm konulu bir projede görevlendirirseniz, birikimi ne kadar değerli olursa olsun doğru alana yönlendirilmediği için kaybolup gidecektir. Halbuki aynı kişi, sokak çocuklarının futbol eğitimi ile topluma kazandırılması projesinde harikalar yaratacaktır. Projelerde finansman da insan da, kullanılan her bir bilgisayar da birer kaynaktır ve kaynakların doğru kanalize edilmesi gerekir. Aksi takdirde etkin ve etkili projeler elde edemeyiz. Yenigün’ün Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve etki alanları Biz Yenigün olarak aynı mantıkla hareket ediyoruz. Eğitime ve yetişmiş insan kaynağına büyük önem verdiğimiz için aktif olduğumuz sektörlerde çalışmak isteyen gençlerin yetişmesine katkı 68 vermeyi hedefliyoruz. Öncelikle şirketlerimizde çalışma potansiyeli olan fakat sınırlı maddi imkâna sahip gençleri yetiştirmek için eğitimlerine destek oluyoruz. Sektörel toplantılara sponsor olarak sektörün gelişimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Başta benim doğup büyüdüğüm Mardin’in, daha genelde de az gelişmiş illerimizin kalkınmasına destek olmak amacıyla buralardaki çeşitli projelere maddi katkı veya şahsi katılım sağlıyoruz. Ben, Yönetim Kurulu üyelerimiz ve yöneticilerimiz deneyimlerimizi aktarmak üzere konuşmacı olarak davet edildiğimiz seminer ve panellere katılarak gençlere ve sektör çalışanlarına faydalı olmaya çalışıyoruz. Sözlerinizin, sizi dinleyen tek bir kişinin bile hayatını değiştirme olasılığı dahi bu tür projelere katkı vermek için bir neden… En çok manevi tatmin sağlayan proje Ben Mardin-Midyat doğumluyum. Lise eğitimi için İstanbul’a gidene kadar Midyat’ta ailemize ait kasırda Önümüzdeki en büyük sosyal sorumluluk projesi, yine Mardin’de gerçekleşecek. Artuklu Üniversitesi ile yaptığımız görüşmeler sonrası Midyat’ta kurulacak Teoloji Fakültesi binasının yapımı sözünü verdik. yaşadım. 1500 yıllık eski bir Süryani kilisesi olan ve 300 yıldır ailemize ait bu kasır ikinci derece tarihi eser niteliğinde çok değerli bir yapı. Midyat’la bağlantım hiç kopmadı ama aile büyüklerimiz vefat ettikten sonra kasrı ve anılarımızı yaşatmak ve bölgeye katkı sağlamak amacıyla uzun süren bir restorasyon sonrası Kasr-ı Nehroz Otel adıyla Midyat’ın ilk butik oteli olarak hizmete açtık. Her zaman bu projenin bir duygusal fizibiliteye dayandığını söylerim; herhangi bir kâr beklentisi olmadan, doğup büyüdüğüm bölgenin turizmine katkı sağlamak, orada iş gücü yaratmak ve çevredeki diğer mülk sahiplerine örnek teşkil ederek onları da benzer yatırımlara teşvik etmek istedim. Sanırım bunda da bir nebze başarılı oldum; bizden sonra birkaç tarihi bina da restore edilerek turistik tesis olarak hizmet vermeye başladı. Umarım devamı da gelir… Önümüzdeki dönemde planlanan projeler gerçekleşecek. Artuklu Üniversitesi ile yaptığımız görüşmeler sonrası, Midyat’ta kurulacak Teoloji Fakültesi binasının yapımı sözünü verdik. Henüz proje hazırlığı aşamasındayız fakat yine bölgeye, özellikle de eğitimle ilgili bir konuda fayda sağlayacağımız için heyecan duyuyoruz. Ayrıca bu tür sosyal sorumluluk projelerimizi tek bir kâr amacı gütmeyen kuruluş çatısı altından sürdürmek amacıyla “Yeni Gün Derneği” adında bir dernek kurduk. Genel anlamda sürdürülebilir kalkınma amacı güden derneğimiz ile eğitimden istihdama, çevreden kültüre, sağlıktan insan haklarına kadar çok çeşitli konularda ulusal ve uluslararası fon kuruluşlarının hibe programlarından da yararlanarak hedef gruplara yönelik projeler gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Derneğimizin bir şubesini de Midyat’ta açmayı planlıyoruz; böylece yine başta Mardin olmak üzere bölgede de çalışmalar yürütebileceğiz. Önümüzdeki en büyük sosyal sorumluluk projesi, yine Mardin’de 69 İNŞAAT SANAYİCİLERİ BAYBURT GRUP İNŞAAT NAK. MAD. İTH. İHR. SAN VE TİC. A.Ş Kuruluş Tarihi 1987 Firma yetkilileri Abdurrahman ŞENTÜRK Yönetim Kurulu Başkanı İletişim Bilgileri Işık Sokak No:20 Tandoğan/ ANKARA T: 0 312 229 08 08 (pbx) F: 0 312 229 00 10 info@bayburtgroup.com www.bayburtgroup.com 70 Faaliyet Alanları Alt Yapı İşleri Yollar Köprüler Tüneller Barajlar Seddeler Sulama ve Drenaj Çalışmaları Çevre Hizmetleri Su ve Atık Su Arıtma Tesisleri Kanalizasyon Sistemleri Kazı, Dolgu, Maden ve Ocak Çalışmaları Üst Yapı İşleri Okullar Hastaneler Yüksek Yapılar Konutlar Siteler Teknolojik Seralar Demiryolları - Metrolar ESKİŞEHİR ŞEHİR GEÇİŞİ - ESKİŞEHİR GEDİZ ŞEHİR GEÇİŞİ - İZMİR ESKİŞEHİR BURSA YOLU MEZİTLER - ESKİŞEHİR Gruba Dâhil Firmalar Bayburt İnşaat Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. Bayburt Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. Özgün Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. Agrobay Seracılık İthalat İhracat San. ve Tic. A.Ş. Ankabay Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Kürdemir - Ucar - Yevlakh - Berde - Terter (KM: 0+000 - 130+940) Yolunun Rehabilitasyonu ve 4 Şeride Genişletilmesi Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler ve Faaliyet Alanları Azerbaycan Yollar, Köprüler, Tüneller 71 İNŞAAT SANAYİCİLERİ GENA İNŞ. TUR. SAN. ve TİC. A.Ş. Kuruluş Tarihi 1995 Firma Yetkilileri Gürhan ÖZDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan ÖZDEMİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faaliyet Alanları Üst Yapı Konut ve Toplu Konutlar İş ve Alışveriş Merkezleri Terminal Binaları Endüstriyel Tesisler Askeri Tesisler Turistik Tesisler Hakkı GARBİOĞLU Genel Müdür İletişim Bilgileri Hoşdere Cad.216/6 Çankaya Ankara T. 0 312 441 74 84 T. 0 312 441 74 86 info@gena.com.tr www.gena.com.tr Alt Yapı Sivil ve Askeri Havalimanları - Pist, Taksiyolu, Apronlar - Aydınlatma Sistemleri - Uçak Hangarları Yol ve Otoyollar İçme Suyu, Kanalizasyon Şebekeleri Sulama Sistemleri Proje Alt Yapı Projeleri Turizm 72 KASTAMONU HAVALİMANI KAHRAMANMARAŞ HAVALİMANI ÇANAKKALE HAVALİMANI KASTAMONU İTFAİYE VE GARAJ BİNASI İlk Üstlenilen Proje Antalya Havalimanı İç ve Dış Bağlantı Yolları Yapımı Yurt Dışında İlk Üstlenmiş Olduğu Proje Ukrayna 2006 İş Merkezi ve Konut Projesi Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler Ukrayna (İş Merkezi ve Konut Projesi) Moldova (Konut Projesi) Türkmenistan (Havalimanı Projesi) 73 İNŞAAT SANAYİCİLERİ HAŞEMOĞLU İNŞ. SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ. Kuruluş Tarihi 1982 Firma Yetkilileri Nazmi HAŞEMOĞLU Yönetim Kurulu Başkanı A. Tevfik BİLGİÇ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Barış HAŞEMOĞLU Şirket Müdürü Özgür HAŞEMOĞLU Faaliyet Alanları Üstyapı Toplu Konutlar Banka ve İş Merkezleri Alışveriş Merkezleri Hastaneler ve Laboratuvarlar Oteller, Kongre Merkezleri Ticari ve Endüstriyel Yapılar Prefabrik Yapılar Öğrenci Yurtları Elçilik Binaları Fabrika Binaları Şirket Müdürü İletişim Bilgileri Uğur Mumcu Cd. No:3 06700 GOP/Ankara T: 0 312 446 88 19 F: 0 312 446 36 04 hasemoglu@hasemoglu.com.tr www.hasemoglu.com.tr 74 Altyapı Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Sulama ve Drenaj Şebekeleri İçme Suyu ve Tasfiye Tesisleri Kanalizasyon, Deşarj ve Arıtma Tesisleri Karayolları, Köprüler, Tüneller, Metro Uluslararası Havaalanı Proje ve İnşaatı İşleri EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - ANKARA SAYIŞTAY BAŞKANLIK BİNASI - ANKARA KEMER HYDROS OTELİ VE TATİL KÖYÜ - ANTALYA TBMM EK HİZMET BİNASI - ANKARA Gruba Dâhil Firmalar, Ortak Girişimler NATHAŞ Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. HS YAPI İnşaat Turizm Gıda Otomotiv ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti. ANKATEL Telekomünikasyon A.Ş. AKUA Enerji Üretim A.Ş. CKM Enerji Üretim ve Ticaret Ltd. Şti. OKYANUS Enerji Üretim Ltd. Şti. İlk Üstlenilen Proje Ankara Numune Hastanesi Polikliniği Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Erbil - Keznezan Otoyolu Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler ve Faaliyet Alanları Irak Karayolları, Köprüler, Proje ve Danışmanlık alanlarında 75 İNŞAAT SANAYİCİLERİ İLCİ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Kuruluş Tarihi 1986 Firma Yetkilileri Metin İLCİ Yönetim Kurulu Başkanı Nesih İLCİ Yönetim Kurulu Üyesi Cevat İLCİ Yönetim Kurulu Üyesi Serdar YILDIZ Genel Müdür İletişim Bilgileri Birlik Mah. 415. Cad. 406. Sok. No: 11 06610 GOP/Ankara T: 0 312 495 06 06 F: 0 312 495 06 34 ilci@ilci.com.tr www.ilci.com.tr 76 Faaliyet Alanları Sulama Yapıları Barajlar - Göletler - HES’ler Su İletim Tünelleri Sulama Tesisleri Su Bendi ve Tahkimat Yapıları İçme Suyu ve Kanalizasyon Hatları Su ve Atık Su Arıtma Tesisleri Açık ve Kapalı Drenaj İşleri Boru Hatları Endüstriyel Projeler Fabrikalar Endüstriyel Tesisler Çelik Konstrüksiyon Yapılar Ulaştırma Projeleri Yol - Karayolu - Otoyol Viyadükler - Köprüler Karayolu Tünelleri Havaalanları Limanlar Demiryolları Demiryolu Elektrifikasyonu Demiryolu Sinyalizasyonu Demiryolu Köprüleri PROTOKOL YOLU 4. ETAP 1008 KONUT SOSYAL DONATI VE ADA İÇİ ALTYAPI İNŞAATI - ANKARA ARTVİN ERZURUM DEVLET YOLU 3. KISIM İNŞAATI - ARTVİN BAĞBAŞI BARAJI VE MAVİ TÜNEL İNŞAATI - KONYA SURUÇ OVASI POMPAJ SULAMASI ANA İLETİM KANALI 2. KISIM İNŞAATI - ŞANLIURFA Bina - Konut Projeleri Toplu Konut Projeleri Konut Projeleri Ticari Binalar Hizmet Binaları Eğitim ve Öğretim Yapıları Spor Tesisleri Sağlık Yapıları İdari ve Sosyal Yapılar Askeri Tesisler İş Merkezleri Turizm Yapıları Gruba Dâhil Firmalar İlci Holding A.Ş. İlci İnşaat San. Tic. A.Ş. İltaş İnş. Mad. Teks. A.Ş. İlsan İnşaat Tarım Turz. A.Ş. İlci Turizm Otelcilik A.Ş. Davraz Enerji Elkt. Ür. Ltd. Şti. Gökçay Enerji Elkt. Ür. Ltd. Şti. İlci Enerji Sanayi ve Tic. A.Ş. İlci Gayrimenkul Yat. Dan. İnş. San. ve Tic. İlkaya İnşaat Madencilik San. Ltd. Şti. İlci Eğitim ve Yard. Vakfı Ortak Girişimler Silvan Barajı (Yüksel İnşaat A.Ş.) Mersin - Tarsus Pamukluk Barajı (Özdemir İnş. Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.) Şanlıurfa Bozova Pompaj Sulaması Günışık Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş. Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.) Şanlıurfa Bozova Pompaj Sulaması 2. Kısım Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş. Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.) Suruç Ovası Pompaj Sulaması Sol Sahil Ana Kanal İnşaatı (Özdemir İnş. Tur. Enerji San. ve Tic. A.Ş.) Mavi Regülatörü ve Apa Hotamış İletim (Ahi) Kanalı İnşaatı (Atay Taah. İnş. Yapı Tar Tur. Kuyum. Üre. San. ve Tic. A.Ş.) Davutlar - Güzelçamlı (Aydın) Belediyeleri Grup Kanazlizasyon İnşaatı (Atay Taah. İnş. Yapı Tar Tur. Kuy. Üre. San. ve Tic. A.Ş.) Kayseri 2. ve 3. Aşama Raylı Taşıma Sistemleri ve Mevcut Depo Sahasında Yeni Hatlar İnşaatı (Coopsette S.C.) Avrupa 1. Bölge 2012 Yılı 2. Kısım Tünel İnşaatı (Özgün İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.) Avrupa Yakası 2. Kısım Atıksu Tüneli İnşaatı (Özgün İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.) Ambarlı Atıksu Tünel İnşaatı (Özgün İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.) Ankara İli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Hizmet Binası İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi (İlsan İnş. Tar. Tur. Pet. Oto. San. ve Tic. - Yıldızlar İnş. ve Tic. A.Ş.) İlk Üstlenilen Proje 3 Yıldızlı Otel İnşaatı - Bayındırlık İl Müdürlüğü MUŞ Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Rania Arıtma Tesisi İnşaatı - Irak Belediyeler Bakanlığı IRAK Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler ve Faaliyet Alanları Irak, Suudi Arabistan, Bulgaristan, Gürcistan (Otoyol, Tünel, Konut, Hastane, Okul, Yurt, Lojman Tesisleri, Artıma Tesisleri, İçmesuyu ve Kanalizasyon İnşaatlar, Hidroelektrik Santrali Enerji Tüneli) 77 İNŞAAT SANAYİCİLERİ KAYAOĞLU İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Kuruluş Tarihi 1977 Firma Yetkilileri Aziz KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Cemal YAZICI Mimar İletişim Bilgileri Kızılcaşar Mah. Küme Evleri No: 378 Gölbaşı - Ankara T: 0 312 472 72 90 - 94 F: 0 312 472 72 95 kayaoglu@kayaogluinsaat.com.tr www.kayaogluinsaat.com.tr 78 Faaliyet Alanları Karayolu İnşaatları, Havaalanı İnşaatları, Baraj İnşaatları, Sulama İnşaatları, Tünel İnşaatları, Nehir Islahı, İçmesuyu ve Kanalizasyon İşleri. GAZİANTEP HAVAALANI - GAZİANTEP MALATYA BELEDİYE SARAYI - MALATYA Gruba Dahil Firmalar, Ortak Girişimler Farsel İnşaat ve Ticaret A.Ş. Otağ İnşaat ve Mimarlık Hizmetleri Dış Tic. Ltd. Şti. - Aşkabat Türkmenistan Kayaoğlu - Farsel Ortak Girişimi Atyrau - Kazakistan İlk Üstlenilen Proje Saraydüzü Barajı İnşaatı BOZTEPE BARAJI - MALATYA DARENDE GÖKPINAR SULAMASI VE HES - MALATYA Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Kırgız Cumhuriyeti Ulaştırma ve İletişim Bakanlığı Talas - Taraz Suusamyr Yolu 1. Kısım İnşaatı (52 km) ve 2. Kısım İnşaatı (21 km) Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler ve Faaliyet Alanları Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan Otoyol Projeleri Baraj Projeleri Havalimanı Projeleri 79 İNŞAAT SANAYİCİLERİ GÜLERMAK SAN. İNŞ. ve TAAHHÜT A.Ş. Kuruluş Tarihi 1958 Firma yetkilileri Kemal GÜLERYÜZ Yönetim Kurulu Başkanı Faaliyet Alanları Ulaşım Projeleri Demiryolu Metro ve Hafif Raylı Sistemler Tramvay Otoyol Necdet DEMİR Yönetim Kurulu Başkan Vekili İletişim Bilgileri Konya Yolu 23. km. No: 111 Gölbaşı / ANKARA T: 0 312 48414 89 F: 0 312 48414 88 insaat@gulermak.com.tr www.gulermak.com.tr 80 Endüstriyel Projeler Çimento Fabrikaları Şeker Fabrikaları Cam Fabrikaları Enerji Projeleri Hidroelektrik Santrallar Doğalgaz Çevrim Santrallar Çevre Projeleri Tarama (deniz, göl, nehir) Atık Su Arıtma Tesisleri İçme Suyu Hatları HALİÇ METRO GEÇİŞ KÖPRÜSÜ - İSTANBUL KARGI HİDROELEKTRİK SANTRALİ - ÇORUM İmalat Yapısal Çelik Basınçlı Kaplar Vinçler Hidroelektrik Santral Türbin ve Jeneratör Parçaları Atık Isı Kazanları Basınçlı Borulama MECİDİYEKÖY - MAHMUTBEY METROSU - İSTANBUL İlk Üstlenilen Proje Türkiye Şeker Fabrikası A.Ş. Ankara Şeker Fabrikaları Ambar İnşaatı (1959-1960) Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Bahreyn Alba Kok Zenginleştirme Tesisi ve Liman Genişletme Projesi (1999-2000) 81 İNŞAAT SANAYİCİLERİ HGG İNŞ. SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ. Kuruluş Tarihi 1994 Firma Yetkilileri Kazım GÜNTAŞ Müdürler Kurulu Başkanı Vehbi ALDATMAZ Şirket Müdürü İletişim Bilgileri Turan Güneş Bulvarı No: 180 (Park Oran Ofis E - Blok) Kat: 15 D: 51 Oran-Çankaya /Ankara T: 0 312 491 50 50 F: 0 312 491 50 51 hgg@hgg.com.tr www.hgg.com.tr 82 Faaliyet Alanları İnşaat Enerji ANTALYA - BURDUR - KEÇİBORLU YOLU ERZURUM ATIKSU ARITMA TESİSİ - ERZURUM Gruba Dâhil Firmalar, Ortak Girişimler Yeşilbaş Enerji Üretim A.Ş. Elda Elek. Üretim Ltd. Şti. Zeynep Enerji Üretim Sanayi Ticaret A.Ş. Derin Enerji Üretim Sanayi Ticaret A.Ş. Efil Enerji Üretim Tic. ve San. A.Ş. CEMEL HES - AVANOS - NEVŞEHİR ZOREGWAN KÖPRÜSÜ - IRAK Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje Suhela Köprüsü Dohuk - IRAK Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler Irak Karayolları, Köprüler, Proje ve Danışmanlık Alanlarında İlk Üstlenilen Proje Fethiye Ayr. - Üzümlü - Çameli Hd. Yolu (29.06.1995) 83 İNŞAAT SANAYİCİLERİ TÜRKERLER İNŞAAT TURİZM MAD. ENER. ÜRET. TİC. VE SAN. A.Ş. Kuruluş Tarihi 1993 Firma Yetkilileri Kazım TÜRKER Yönetim Kurulu Başkanı İletişim Bilgileri İlkbahar Mah. Galip Erdem Caddesi No: 11 Çankaya ANKARA T: 0 312 492 03 06 F: 0 312 490 94 51 info@turkerler.com www.turkerler.com 84 Faaliyet Alanları Otoyollar, Köprüler ve Kavşaklar Hastane, Otel ve Okullar Konut Sulama, Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Hafif Raylı Sistem, Metro ve Tramvay Limanlar ve Marinalar Doğalgaz Temin Tesisleri Doğalgaz Dağıtım Şebekeleri Elektrik Dağıtım Şebekeleri Gayrimenkul Geliştirme Akıllı Binalar Turistik Tesisler Arıtma Tesisleri Şehir Şebekeleri (Doğalgaz, Su, Elektrik) Özelleştirme ve Kamu-Özel Ortaklığı Projeleri Enerji (Rüzgar, Hidro, Jeotermal, Güneş Enerji Santralleri Yatırımları) Çimento MAHALL ANKARA ALAŞEHİR JES SANTRALİ - MANİSA Gruba Dâhil Firmalar TÜRKERLER Holding A.Ş. TÜRKERLER Enerji Yatırım Holding A.Ş. TÜRKERLER Enerji Yatırım Üretim İnşaat Ticaret A.Ş. ANKARA ETLİK Hastane Sağlık Hizmetleri İşletme Yatırım A.Ş. İZMİR BAYRAKLI Hastane Yatırım ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. KOCAELİ Hastane Yatırım ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. VAN GÖLÜ Enerji Yatırım A.Ş. TÜRKERLER Jeotermal Enerji Arama ve Üretim A.Ş. TÜRKERLER Güneş Enerjisi Üretim A.Ş. TÜRKER Grup Elektrik Enerjisi İthalat İhracat Toptan Satış A.Ş. PELİN Enerji Yatırım Üretim ve Ticaret A.Ş. İNCİ Doğalgaz İletim Sanayi ve Ticaret A.Ş. İNCİ Doğalgaz İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ANGORAGAZ Doğalgaz Toptan Satış İthalat ve İhracat A.Ş. İZMİRGAZ Doğalgaz Dağıtım Ticaret ve Taahhüt A.Ş. İTERAGAZ Doğalgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş. ES – ES Elektrik Üretim A.Ş. TÜRKER Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım İnşaat A.Ş. SATEN Hazır Giyim İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. SELEN Giyim Tekstil Sanayi Ticaret Ltd. Şti. NURYOL ÇİMENTO Sanayi Ticaret A.Ş. TG ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. DEMİRCİ ENERJİ YATIRIM ÜRETİM İNŞAAT VE TİCARET A.Ş. Ortak Girişimler YÖNTAŞ - TÜRKERLER Adi Ortaklığı Ambar Barajı - Diyarbakır TÜRKERLER-RENKYOL Adi Ortaklığı Çukurambar - Ankara GAMA - TÜRKERLER Ortaklığı Kocaeli Sağlık Kampüsü TÜRKERLER - GAMA Ortaklığı Bayraklı Sağlık Kampüsü - İzmir ASTALDI - TÜRKERLER Ortaklığı Etlik Sağlık Kampüsü - Ankara MAKYOL - TÜRKERLER Adi Ortaklığı Emaar Square - İstanbul LOTUS - TÜRKERLER Adi Ortaklığı Saray, Hayrabolu Atıksu Artıma Tesisleri - Tekirdağ Babaeski Atıksu Arıtma Tesisi Kırklareli Keşan Atıksu Artıma Tesisi - Edirne KAYABEYİ BARAJI - ARDAHAN Kuşadası Atıksu Arıtma Tesisi - İzmir YÜKSEL - TÜRKERLER Adi Ortaklığı Velimeşe OSB Atıksu Artıma Tesisi - Çorlu BEST - TÜRKERLER Adi Ortaklığı Kirazlı Köprü Barajı İkmali-Bartın 85 İNŞAAT SANAYİCİLERİ YILDIZLAR GRUP Kuruluş Tarihi 1968 Firma Yetkilileri Müfit EREN Yönetim Kurulu Başkanı Edip EREN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı / Genel Müdür Mürsel EREN Yönetim Kurulu Üyesi İletişim Bilgileri Mahatma Gandi Cad. No: 47 G.O.P Çankaya / ANKARA T: 0 312 405 60 80 F: 0 312 436 38 02 info@yildizlar.com www.yildizlar.com 86 Faaliyet Alanları İnşaat Enerji Savunma Mühendislik Sağlık Taahhüt ve Yatırım Projeleri TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU İLE TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KAMPÜSÜ YAPIM İŞLERİ İLE ÜRÜN VE HİZMETLERİN TEMİN EDİLMESİ İŞİ -BİLKENT - ANKARA I-II HES - GÖKBEL - ISPARTA Gruba Dâhil Firmalar ERN Holding A.Ş. İnşaat YILDIZLAR İnş.ve Ticaret A.Ş. İÇKA İnşaat Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Şirketi Enerji YILDIZLAR Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. ERN Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. ÇATAK Enerji Elektrik Ürt. A.Ş KONUKLU Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. BİREN Enerji Elektrik Ürt. Ltd. Şti. GÖKTEN Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. ESSU Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. GÖKBEL Enerji Elektrik Ürt. A.Ş. ME-ED Enerji Elektrik Ürt .A.Ş. ERENTUR Tur. Enerji Elektrik Üretim A.Ş YELEN - GÜLPINAR Enerji Üretim Sanayi ve Tic. A.Ş DESEN Enerji Elektrik Üretim A.Ş YAKUT1 Enerji Elektrik Üretim A.Ş 1000 SEYİRCİLİK OLİMPİK YÜZME HAVUZU - MERSİN 300 YATAKLI KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANESİ 200 YATAKLI KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ HASTANESİ - VAN Sağlık Yatırımları YILDIZLAR BİLKENT Laboratuvar Yatırım İşletme Ticaret A.Ş Mühendislik ADOR Müh. Taah. San. ve Dış Tic. A.Ş. Finans Privredna Banka Sarajevo 'Dd - BosnaHersek Savunma ERN İç Ve Dış Tic. Savunma San. A.Ş. Ortak Girişimler U.T.C - United Turkish Company /Suudi Arabistan Yurt Dışında Faaliyet Gösterilen Ülkeler Suudi Arabistan 87 RÖPORTAJ Başarıyla Dolu Bir Kariyer Öyküsü Av. Prof. Dr. Kemal Dayınlarlı Fransızca öğretmenliğinden hukuk alanında profesörlüğe uzanan başarılarla, sürprizlerle dolu bir kariyer. Yaptığı her işte mükemmeli başarmış bir iş adamı. Verdiği her derste öğrencilerinin hayranlıkla izlediği bir akademisyen. Ofisinde yüzlerce asistanı yetiştirmiş bir hukuk adamı. Yazdığı her kitabı hukuk literatürüne örnek olmuş, bilim hayatına kazandırılmış eskimeyen 53 eser. Sayfalar yetmez Kemal Hocamızı anlatmaya. Biz Ankara Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki vahaya dönüşmüş ofisinin terasında harika bir yaşam öyküsünü paylaştık. Bu yaşam öyküsünün her bir basamağı bir serinin cildini oluşturur. Sizlere öyküden minik bir parça sunmak istedik. Fransızca öğretmenliğinden hukuk alanındaki kariyeriniz ve tahkim alanında uzmanlaşarak duayenliğe uzanan öykünüzün basamaklarını anlatabilir misiniz? Fransızca öğretmenliğinden hukuk alanına geçmem kolay olmadı. 1955 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca bölümünü bitirdiğim zaman özel sektörde çalışmayı arzuladığım için öğretmenlik 88 yapmayı düşünmedim. O yıllarda Türkiye’de yabancı firmalar NATO’nun işlerini yapıyorlardı. Mezun olunca özel sektörde bir firmaya girdim ve firma yöneticilerim beni İskenderun’a tayin ettiler. Firma, petrol hattı inşaatını yapıyordu. İşe girdiğim zaman kendilerine sorduğumda bir yıllık iş olduğunu söylediler. Ancak buradaki iş hayatım on iki yıl sürdü. Fransızca iş hayatınızda nasıl bir yer tuttu? Bugün Fransızcayı bu kadar iyi kullanmanızı sağlayan yaşamızındaki anektodları anlatabilir misiniz? Aslında hayat insanı çok farklı yönlere götürüyor. Resme çok büyük yeteneğim vardı. Öğretmenlerimden biri beni bu konuda teşvik etti. İstanbul’da o dönemlerde resim iş semineri vardı, resimlerimi görünce beni sınavlara kabul ettiler. Ama zamanın Milli Eğitim Bakanı Tahsin Bangıoğlu o yıl için resim-müzik bölümünü kapamıştı. Ben de Bolu Erkek Öğretmen Lisesi’ne girdim. İhsan Manas adındaki Fransızca hocam benim Fransızcaya olan yeteneğimi görüyor, bana ek ödevler veriyordu. Zaten Fransızca benliğimi o sıralar sarmıştı. Erkek öğretmen okulundan mezun olunca Ağrı’nın Tutak kazasına tayin oldum. Şartlar çok zordu. Şehir karlar altında kalırdı. Bir yere gidemezdik. Tek çare kahveye gitmekti. Herkes kahvede oyun oynardı ama Fransızca beni o kadar almıştı ki, herkes oyun oynarken çayımı içer, lüks lambasının altında Lingafon kitabından Fransızca çalışırdım. Bu arada İngilizce kurslarına da girdim. Çok ilerlettim İngilizcemi. Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına girerken ikisini birden denemek istedim. Ancak iki sınava giremeyeceğimi belirttiler. Yazımda Fransızca’da iyi olduğum için hayatımın yönünü değiştirecek kararı iki dakikada verdim ve Fransızca bölümünü tercih ettim. Aslında mülakatta bazı konuşmalarda İngilizce ve Fransızcayı karıştırdım ama hocalardan Fransız Jean Boissel’in bendeki yeteneği keşfetmesi ile sınavdan geçer not alabildim. Çoğu kişi sınava girmeden önce özel ders almıştı. 137 kişiden 12 kişi alınacaktı. Son sırada Enstitüye girdim ama çalışma ve yeteneğim ile iki yıl sonra bölümümü birincilikle bitirdim. gelişmişti. Fakülteye döndüğüm zaman hocalarım bana ‘fevkalade olmuşsun’ dediler. Fransa’ya ilk gittiğim günlerde bir yıl süresince okulda çok şey öğrenemediğimi fark ettim. Öyle ki konuşamıyordum, yazamıyordum. Ama Fransa’da yaşayıp, şantiyelerde çalışmaya başladığım zaman dilim çok gelişti. Orada hayatın merkezinde idim. Günlük dili çok iyi kullanmayı öğrendim. Örneğin Fransızlar çok sık argo kullanır, özellikle şantiyelerde kullanılan halk dili farklıdır. ‘Lahana’ ya choux derler ama bir de bakarsın ‘kulağı’ kastederler, Çünkü kulağın girinti çıkıntılı durumunu lahanaya benzetirler. Fransa’da yaşayarak tüm ifadeleri artık rahatlıkla anlayıp bir Fransız gibi kısa sürede konuşabilmeye başlamıştım. Hep özel sektörde aktif olarak çalıştım. Özel sektörde çalıştığım süreçte Fransızca hayatımın önemli bir parçası oldu. Örneğin, şantiyede Fransızlara çevirmenlik yapıyordum. Ancak sadece dilimin gelişmesini sağlayan Fransızca eğitimim değildi. Eğitimimin birinci yılı bittiği zaman, yaz tatilinde Fransa’ya gittim, orada şantiyelerde işçilik yaptım. Yaz tatilini biraz da uzatarak kalınca dilim çok İş hayatında çok hızlı ilerlemişsiniz. Bu kadar başarılı iken neden Hukuk eğitimi almayı düşündünüz? Çalıştığım şirketim beni hep aktif görevlerde tuttu. Bir işte iyi huylu olmak, hep iyi kapılar açar. Bana da öyle oldu. Çünkü işi iyi bilmek bir yere kadar kapı açar insana. İşte ben de hep iyi huylu ve çalışkan olma gayesi ile iş hayatında 89 gayret ettim. Böylece hep işimde yükseldim, itibar gördüm. Bu özelliğim ile İskenderun’dan sonra Amasra’da Fransızlara tercümanlık yapma görevine gönderdiler. Şantiyenin yemek işlerini organize etme görevi de bana verilmişti. Farklı yörelerden Fransızlar vardı şantiyede, hepsinin de telaffuzu ayrı idi. Bunları duyup özümsüyordum. Her geçen gün Fransızcam ilerliyordu. Ama eğitimimden farklı işler, sorumluluklar yüklediler bana. Fransızlar öyle işler veriyorlardı ki bir hukukçunun üstesinden zor gelebileceği işlerdi. Bilgim yok desem de bu konularda da bilgi sahibi olmam konusunda yabancı uyruklu yöneticiler diretiyorlardı. O zaman sadece Fransızca ile ilerleyemeyeceğimi anladım. Hukuk okumalıydım. 90 Hukuk okumalıydım ama önümde bir engel daha vardı. Lise mezuniyet diplomam. Erkek Öğretmen Okulu’ndan mezundum, buradan mezun olunca ancak öğretmenlik bölümlerine girebiliyorduk. Çünkü devlet, öğretmenlerini kaybetmek istemiyordu. Akademik bölümler için düz lise mezunu olmak gerekli idi. Kararlarımın arkasından koşmak amacıyla 1958 yılında Ankara Gazi Lisesi’ni dışarıdan 3. sınıfın derslerini alarak mezun oldum, ardından Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdim. Şantiyelerde çalıştığım için dersleri dışardan aldım. Eğitimim devam ederken çok yoğun çalıştım. Malatya’da da çalıştım. Günde 16 saat çalışıyordum. Çeviriler yanında, idari işlere de bakıyordum. Örneğin işçilerin puantajını yapıyorum, hesaplarını tutuyordum. Fransızcam artık öylesine ilerlemişti ki Fransa’daki Savunma Bakanı'nın oğlu olan patronum Jacques Morice, benden bir yazıyı kaleme almamı istedi. Öylesine hatasız yazmıştım ki kendisi bile bu denli yazmayı nasıl öğrendiğimi hayretle karşıladı. Peki Hukuk gibi zor bir bölümde derslere girmeden nasıl sınavlara hazırlanıyordunuz? Evet çalışmam gerekliydi. Derslere hiç gidemiyordum. Yalnız Uşaklı kendisi şu an emekli hakim olan Suat Gündüz adında bir arkadaşım vardı. Tabii o zamanın teknolojisi şimdilerde hiç yoktu. Faks, internet bir yana fotokopi imkanımız bile yoktu. Fakültede hocalar konuşur, öğrenciler not tutardı. Arkadaşım Suat Gündüz bana tuttuğu notları gönderir, ben temize çeker posta ile tekrar notlarını ona iade ederdim. döneminde zorlanarak okudum. Üçüncü sınıfa geçebilmiştim, sonra yine sınıf birincilikleri ile öğrenimim liseye kadar devam etti. Aslında o zamanlar özel bir liseye girmek istedim. Ama ailemin parası yoktu. Ben de öğretmen okulunda parasız yatılı okudum, iftiharla mezun oldum. İş hayatında bu kadar başarılı giderken akademiye nasıl geçiş yaptınız? Ailenizin bu denli iyi bir eğitim almanızda etkisi oldu mu? Üniversitede başarılı idim. Ama dediğim gibi Amasra’da çalıştığım dönemde bir yıl okulu uzatmıştım. Fransız patronum Mr. Chauffer tüm dünyayı dolaşırdı. Çalışanlarına karşı çok bonkördü. Eğer iyi çalışırsanız size bir çek yazardı. Bana “Üniversite nasıl gidiyor?” diye sordu, “Bu sene biraz sıkıntı oldu, çünkü iş dolayısıyla gidemedim” dedim. Türkiye’deki yöneticilerim benden çok iyi söz etmişler. O da okulu bitiremediğimi duyunca bana güzel bir çek verdi ve Fransız Şantiye Müdürüne fakülte için istediğim kadar süre vermesini söylemiş. Çok mütehassıs olmuş, duygulanmıştım. Çalışanlar arasında Türk olarak bir tek beni ödüllendirmişti. Babam köy imamıydı, annemin okuması yazması yoktu. Ağabeylerim de zanaatkârdı, birisi terziydi, birisi kunduracıydı, biri de dokuma fabrikasında çalışıyordu. Ailem ne okuduğumu bile çok bilmezdi. Kimse bana şunu yap diye diretmedi. Doğduğumda nüfus kâğıdım olmadı. İlkokula on yaşında girdim. Tabii çalışkanlığım ve yaşımın büyüklüğü ile beni sınıf mümessili seçtiler. Derslerde çok başarılı idim. Altı ay sonra beni ikinci sınıfa geçirme yönünde öğretmenlerim teşvik etti, sınava soktular. Ama arkadaşlarımdan ayrılmak beni çok üzüyordu. Bugün gibi hatırlıyorum 7 kere 7 kaç eder dediklerinde cevaplandırmadım. Yine de beni üst sınıfa geçirdiler. Arkadaşlarımın ayrılık acısı mıdır bilmem ama, 1,5 aylık ikinci sınıf Hep yabancı firmalarda çalıştım. İnşaat firmalarında çalışırken tekniği çok iyi öğrendim. Hukuku bitirince işimde daha çok ilerledim, terfi ettim. Ama hâlâ bilmediğim terimler vardı. Genel müdür seviyesindeki yabancı yöneticilerim hukuk fakültesinde okunmayan konular ile ilgili bana soru soruyorlar, daha fazlasını istiyorlardı. Daha fazlasını öğrenmenin yolu kariyer yapmak idi. Ankara Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku o zamanki Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turgut Kalpsüz hocamız avukatlıkla yoluma devam etmemi önerdi ama ısrarlı olduğumu görünce bana destek olmak amacı ile kayıt paramı kendi cebinden vererek beni yüksek lisansa kaydettirmek için hademeyi bankaya gönderdi. Hem yazılı hem sözlü olurdu sınavlarımız. Dört dersin sözlüsünü bir günde bitirip geçmek zorunluluğu vardı. Sözlülerin bir tanesinden kalınca hepsinden kalmış oluyordun. Eylül’de ya da ertesi Haziran’da tekrar aynı dersleri alıyordunuz. Bu zor sisteme ve çalışmama rağmen sadece bir kez kaldım. Çünkü Amasra’da çalıştığım dönemde sınavlara giremedim. Fakülteyi yaklaşık bir yıl gibi geç bir sürede bitirerek 1963 yılında mezun oldum. Hukuk maceram Ankara Hukuk Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile devam etti. Ama yine o kadar çalışkan ve heyecanlıydım ki hem dersleri hem de tezi aynı yıl yapıp bitirmek istedim. Dersleri verdim, “İstisna Akdinde Müteahhidin ve İş Sahibinin Temerrüdü” konusunda da tez yazdım. 1987 yılında yüksek lisans tez programımı bitirdiğimde 56 yaşımda idim. Ardından 1989 yılında doktora sınavını kazandım. Yine dersleri ve tezi bir arada yürüttüm. “Joint Venture Sözleşmeleri” konusunda tezimi hazırladım. O dönemde kimse bu konuda çalışmamıştı. Ön çalışmamı yapıp yeterliliğimi aldım, tez konumu kabul ettirdim. Pekiyi dereceyle doktoramı bitirdim. O dönemde iyi para kazanıyordum ama doktora unvanı da bana yetmeyecekti. Yaşım ilerliyordu ama benim için akademinin basamaklarında en üste varmak önemliydi. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi'nde o zamanki Medeni Hukuk Bölüm Başkanı çok muhterem hocam Sayın Prof. Dr. Fikret Eren beni çağırdı. Alacağın Temlikini herkes yazdı. Ben de yazdım dedi. Ancak bu konuyu tez olarak bir de sen yaz, dedi. Böylece, 1992 yılında “Borçlar Kanunu’na Göre Alacağın Temliki” konusunda tezim kabul oldu. 1993 yılında ise beş kişilik jürinin oybirliği ile Medeni Hukuk doçenti oldum. Doçentlik tezim için Fransa, Almanya, İsviçre’ye gittim. Çok sayıda kaynak taradım. Sürekli okudum, çalıştım, meslektaşlarımla görüştüm, onların neler düşündüğünü öğrendim. Çok zor bir işi başardım. Aslında profesörlük için de hazırdım, ama altı yıl bekleme süresi vardı. Ayrıca akademisyenlik de yapmak gerekiyordu. Atılım Üniversitesi'nde ders vermeye başladım. Ardından “İnşaat Sektöründe Müşavirlik Mühendislik Sözleşmesi” eserimin oybirliği ile kabulü sonucu 2000 yılında Medeni Hukuk dalında profesör oldum. 91 ana dili seviyesinde biliyordu. Savunmamı İngilizce hazırlamıştım, İngilizcem de yeterli idi ama kendimi daha iyi aktarabilmem için Fransızca savunma yapmayı talep etmiştim. Talebim kabul olmayınca kendilerine Türkçe anlatmayı tercüman kanalı ile İngilizce çeviri yapılmasını önerdim. Önerim kabul olunca tercümanımla beraber anlaşarak savunmayı yaptık, hatta zaman zaman benim aklıma gelmeyen eksikliklerimi tamamladık. Böylece benim için kusursuz bir dava deneyimi oldu. Bugün sektörde tahkim ile birlikte isminiz çok anılıyor, tahkim ile adınız artık özdeşleşmiş görünüyor. Tahkim konusundaki profesyonel hayatınız nasıl başladı? Çalıştığım firmanın işinde bir problem ile karşılaştık. Yapılan inşaat işi, tahkimi ilgilendirmekteydi. Aslında ben de konuyu zamanında araştırmış, çalışmıştım. Fransa’ya gittim, çok fazla kaynaktan araştırma yaptım. Beni bir tahkim uzmanı ile tanıştırdılar. Kendisine bilgimi aktarınca konuya çok vakıf olduğumu, kendisinin desteğine ihtiyaçlarının kalmadığını söyledi patronuma. Böylece kendimi tahkim içinde buldum. 92 Tahkim çalışmalarınız ile ilgili bir anınızı aktarabilir misiniz? Doğu'da bir işle ilgili Türk firmasının avukatıydım. Dava Paris’te idi. Orada duruşma tüm gün sürerdi. Hakemler Fransız’dı. Ama tahkim dili İngilizceydi. Benim de konuşma dilimde Fransızcam daha iyi idi. Savunmayı Fransızca yapmak istiyordum. Karşıma avukat olarak Amerikalı gelmez mi? Fransızca biliyor ama ana dili İngilizce. Davada bir de çok iyi İngilizce bilen Fransız Avukat vardı. Ben tek başımayım. Şantiye geçmişimden dolayı konuya çok iyi hakimdim, işin içinden geliyordum yani sadece bir avukat değildim. Duruşma devam ederken hakem mahkemesinden tahkim dilinin Fransızca olmasını talep ettim, neticede herkes Fransızca'yı Karşı tarafın genel müdürü dava devam ederken verilen kahve molasında savunmasını yaptığım şirketin genel müdürüne haksız olduğumuz konusunda diretti ama sizin avukatınız mükemmel, dedi. Öylesine başarılı bir savunma yaptım ki bir ara başhakem Prof. Dr. Pierre Lalive dahi beni tebrik etti. Tabii ki sonuçta dava bizim lehimize sonuçlandı. Bu davayı gurur ile hatırlarım. Bir de hakem olarak unutamadığım bir anım vardır. Lozan’da Türk Telekom Genel Müdürlüğü'nün hakemiydim. Taraflar Tahkim şartında maddi hukuk kurallarını yazmamışlardı. Böyle durumlarda hakem mahkemesinin bunu kararlaştırması gerekmekte idi. Hakem mahkemesine maddi hukuk kurallarını İsviçre Borçlar Kanunu'ndan alma önerisini getirdim. Ama Türk Borçlar Kanunu İsviçre Kanunu’ndan alınma olduğu diğer tarafa haksızlık olacağı gerekçesi ile Başkan Prof. Dr. François Desmontet kabul etmedi, İtalyan Unidroit Maddi Hukuk kurallarını alalım önerisini getirdi. Bir gecede tüm kanunu özümsedim diyebilirim, baktım bizim Borçlar Kanunu’nun %80’ini kapsıyor. Ertesi günü kabul ettiğimi belirttim, savunmamı ona göre hazırladım ve o davayı öyle kazandık. Hakemlik mesleğini nasıl tanımlarsınız? Hakemlikte öncelikle çok inandırıcı olacaksın. Hem tarafsız hem bağımsız olacaksın yani bir tarafa bağlı kalmayacaksın. Hakemler, taraflarla konuşamaz. Çünkü inanarak ona işi verirler. Hakemlikte “Siz beni seçin” diyemezsiniz, taraflar gelir sizi seçer. Beni hep öyle seçtiler. Hiçbir zaman kendimden “Hakeminiz olayım” demedim. Davaları önce dinledim. Haksız olan hiçbir davayı kabul etmedim. İncelemeden, çalışmadan hiçbir davaya da girmedim. Çünkü benim için prestij her şeyden değerlidir. Paris’ten, İsviçre’ye, Fransa’dan, Avusturya’ya, İtalya’ya kadar çok davaya girdim. Bazen öyle durum oluyordu ki aynı anda birkaç ayrı davanın hakemi oluyordum. Taraflar neden tahkimi tercih ediyorlar? Zaman ve maliyet avantajı vardır. Taraflar isterlerse mahkemeye giderler ama mahkemeye gitmek hem pahalıya mal olur hem de yıllar sürer. Yani, hakemlikte çabuk karar vermek zorunluluğu vardır. Çok çalışırsın, çabuk karar verirsin. Bugüne kadar 53 kitap kaleme aldınız. Kitaplarınızı nasıl hayata geçirdiğinizi anlatabilir misiniz? Ben kitaplarımı Fransızca, İngilizce ya da Türkçe olsun hep el yazısıyla yazarım. Asistanlarım bilgisayara geçirirler, çıktılarını bana getirirler, kontrol ederim. Kontrol işlemini defalarca yapabilirim. Üstünde defalarca düşünür, yeni eklemeler yaparım. Kitaplarımı da genelde yazın Kocaali’deki yazlığımda yazarım. Kitap yazması tek bir kişinin işi değildir, bir ekip işidir. Yazdıklarımı asistanlarıma da okutur, görüşlerini alırım. Çünkü akıl akıldan üstündür. Her şeyi bilirim havasında değilimdir. İnsan her gün bir şey öğreniyor. Yani egom yok. Ama yazdığım şeyin sahibiyimdir de daima. Onu kim olursa olsun müdafaa ederim. Yazılarımda tarafsız ve bağımsızımdır. Birisi gelip de bana “Şunu şöyle yap, bunu böyle yap” diyemez. İnanıyorsam, doğruysa yazarım, doğru olmayan şeyi yazmam. Hala 20 sene evvel yazmış olduğum kitaplar bile geçerli, ihtiyaç duyulup alınıyor. Kaleme aldığım İngilizce-Türkçe, Fransızca - Türkçe, Türkçe Fransızca sözlüklerin hukuk literatüründe başvuru kaynağı olması beni gururlandırıyor. Hepsi ilmek ilmek emeğin öyküsü. Sözlüklerimi kaleme alırken “Dur ya, bir sözlük yazayım” demedim, öyle başlamadım. Tahkimlerde ve diğer yazışmalarda hukuk olarak kim ne yazdıysa onların hukuk tabirlerini aldım doğrudan doğruya. Bazen İngilizce-Türkçe hukuk terimleri sözlüğümün Türkçeİngilizcesi var mı diye soruyorlar. Ben o sözlüğü 10 senede tamamladım. Şimdi yeniden bir 10 sene daha mı bekleyeyim? Onu da başkası yazsın, diyorum. Siz okuduğunuz şiirler ile de çevrenizde anılmaktasınız. Onları nasıl hafızanızda tutuyorsunuz? Hafızama güvensem de sürekli aklıma gelenleri not alırım. En çok hafızasına güvenen insan bile hafızasının %10’unu kullanabilirmiş. Hafızam için bazen yöntemler geliştiriyorum. Çağrışım yapacak unsurlar ile eşleştiriyorum. Yakın yurt prensibinden hareket ediyorum. Yani örneğin bir çocuğa bir konuyu anlatmak istersen yakınında neler varsa bildiği, gördüğü şeyleri anlatacaksın. Böylece akla girenler kalır. Mesela, Borçlar Kanunu’ndaki maddeleri de farklı maddeler ile çağrışım yaparak hafızama işlerim, böylece unutmam için bir sebep kalmaz. Sonra hafıza için beş duyumuzu da kullanmak gerekli. Ben hep öyle yaparım. Bakın bir anımı aktarayım. Bir iş için Fransa’da idik. Fransa’da bir akşam yemeği yenilecekti. Seine Nehri’nde gemiye biniyorsunuz, iki saat gezdiriyorlar. Orada Le Dont Mirabedu Köprüsü’nden geçiyorduk. Yine hafızamdan 1800’li yıllarda yazılmış bir şiiri okudum, Fransız’ı, İtalyan’ı beni şaşkınlıkla izledi. Ben şiirin tüm kıtalarını ezbere okurken, gemide bulunan bir edebiyat öğretmeni, ana dilindeki bu şiirin sadece ilk kıtasını ezbere bildiğini söyledi. 93 Neredeyse günün tüm saatleri dolu sizin için. Peki en çok hangi saatlerde çalışmayı seversiniz? Dediğiniz gibi günün her saati mesaidir benim için. Evden sabah 8:00’de çıkıyorum, ofise yürüyerek geliyorum. Daima düşünür, yolda gelirken bir şeyler hatırlarım, unutmamak için kendi kendime şiir okurum veyahut da hatırlamak için bir hadiseyle ilgili düşünürüm. Düşüncelerimi ofise gidince hemen yazarım. Hukuki konuları sürekli düşünür, hatalı hadiselere hayıflanır, hataları hukukî yönden değerlendiririm. Le Pont Mirabeau Sous le pont Mirabeau coule la Seine Et nos amours Faut-il qu’il m’en souvienne La joie venait toujours après la peine Vienne la nuit sonne l’heure Les jours s’en vont je demeure Les mains dans la main restons face à face Tandis que sous Le pont de nos bras passe Des étemels regards l’onde si lasse Vienne la nuit sonne l’heure Les jours s’en vont je demeure L’amour s’en va comme cette eau courante L’amour s’en va Comme la vie est lente Et comme l’Espérance est violente Vienne la nuit sonne l’heure Les jours s’en vont je demeure Passent les jours et passent les semaines Ni temps passé Ni les amours reviennent Sous le pont Mirebeau coule la Seine Vienne la nuit sonne l’heure Les jours s’en vont je demeure Şiirin Türkçesi şöyle idi: Haftalar geçiyor, günler geçiyor Ne geçen günler geri geliyor Ne de aşklar geri geliyor… Ama Mirabo Köprüsü’nün altından Seine Nehri daima akıyor, Akşam oluyor, çan çalıyor, Günler gelip geçiyor, ben aynı kalıyorum…” Her şiirde bir felsefe vardır muhakkak. Şair de burada “Tanrı konuşuyor, ona cevap vermek lazım İyi ki hayatımda zaman zaman ağlamışım Kalan bana o oldu” diyor. 94 Hukuk dünyasına nitelikli meslektaşlar yetiştiriyorsunuz. Bu binada yetişip Türkiye’de ve dünyanın sayılı firmalarında mesleklerini icra ediyorlar. Biraz da yetiştirdiğiniz avukatlardan söz edebilir misiniz? Bu binada 150 avukat yetiştirdim. Buraya gelenlerin hepsi, bilaistisna master, doktora ve profesör olmak istiyorlar. Gelenlerin bir kısmı İngiltere’ye, Amerika’ya gidip yüksek lisans, doktora yapıyorlar. Dünyanın sayılı üniversitelerinde akademisyen olanlar var. Özel sektörde, sivil toplum kuruluşlarında avukatlık mesleğini başarı ile icra ediyorlar. Hepsi benim gurur tablomdur. Her bir asistanım ile iletişimim devam eder. Onların başarılarında, mutlu günlerinde yanlarındayım. Örneğin pek çoğu düğünlerinde nikah şahidi olmamı istemişlerdir. Tahkim avukatı olmak isteyenler kendilerine nasıl bir kariyer planlaması yapmalı? Bu işe gönül vermek lazım. Bir de daima çalışmak. Türkiye’de henüz yeterli sayıda tahkim avukatı yok. Genç avukat adaylarına tahkim alanında kariyeri tavsiye ederim. Çünkü Türkiye’de ileride muhakkak surette herkes tahkime gidecek. Amerika’da davaların %70’i tahkimle görülüyor, çok da para kazanıyorlar. Türkiye'de tahkimin ilerlemesi lazım ki müvekkillerimiz daha iyi müdafaa edebilsinler. Ama bunun için de iyi çalışmak lazım. İngilizceyi, özellikle hukuk İngilizcesini çok ileri seviyede bilmeleri gerekmektedir. Benim tahkim alanında başarılı olmamda inşaat şirketlerinde çalışma tecrübem de etkin olmuştur. İnşaat şirketlerine de tahkimi tavsiye ediyorsunuz, öyle mi? Evet doğru. Müteahhitlerimiz dünyanın her bölgesinde iş yapıyor. Pek çoğu sorunlar ile karşılaşıyor. Alacaklarını tahsil edemiyorlar. Maalesef çok para kaybeden müteahhidimiz var. Dava açıyorlar ama müdafaasını yapamıyorlar. Burada tahkim devreye girmeli. Tahkim olduğu zaman davayı kazanma ihtimali çok kuvvetli. Çünkü söz konusu tahkim olunca ICC, Milletlerarası Ticaret Odası'nın Paris Kuralları gibi yerleşmiş müesseseler devreye giriyor. Türkiye’de bu konuda alınması gerekli mesafe var. Bana göre, kanunlarımız yeterli, ama uygulama konusunda henüz yeterli değiliz. Ayrıca mühendislik fakültelerinde okuyanlara da Tahkim konusunda eğitim görmelerini tavsiye ederim. Örneğin ben TED’in Mühendislik Fakültesi'nin mastır bölümünde bu konuda ders veriyorum. Bu dersi gören mühendisler çalıştığı şirkette ihtilaf çıktığı zaman konuya hakim bir mühendis olarak görüşlerini aktarabilecektir. Önümüzdeki günlerde bir Tahkim Merkezi kurulması planlanıyor. Bunun Türkiye'ye nasıl bir faydası olacağını düşünüyorsunuz? Elbette faydası büyük. Öncelikle yabancı ülkelerde yaptığımız işleri takip etme imkânımız hasıl olur, yabancılara para gitmez. Bazen davalar için çok yüksek rakamlar ödeniyor. Milyon dolarlar ile ifade edilebiliyor bu rakamlar. Niye bu paralar yurt dışına gitsin? Aktardıklarınızı İnşaat Sanayi okurlarımız keyifle okuyacak. Çok teşekkür ederiz. Son olarak hafızamızda okuyacağınız bir şiir kalsın istiyoruz. Bir iki dize bizimle paylaşabilir misiniz? Ben de size teşekkür ederim. 1850’lerde yazılmış bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum. Recueillement Sois sage, ô ma Douleur, et tiens-toi plus tranquille. Tu réclamais le Soir; il descend; le voici: Une atmosphère obscure enveloppe la ville, Aux uns portant la paix, aux autres le souci. Pendant que des mortels la multitude vile, Sous le fouet du Plaisir, ce bourreau sans merci, Va cueillir des remords dans la fête servile, Ma Douleur, donne-moi la main; viens par ici, Loin d'eux. Vois se pencher les défuntes Années, Sur les balcons du ciel, en robes surannées; Surgir du fond des eaux le Regret souriant; Le Soleil moribond s'endormir sous une arche, Et, comme un long linceul tramant à l'Orient, Entends, ma chère, entends la douce Nuit qui marche. Charles Baudelaire “Ya, bir endişeye, bir yeise kapıldım ama bak güneş de gidiyor, bir daha gelmezse ne olacak” İşte böyle “Güneş gelmeyebilir ama öyle durumlar var ki bazen güneşin gitmesi kimisine elem veriyor, kimisine de sevinç veriyor” işte şair bu yeis için “Sen ona buna bakma, ver elini, biz beraber olalım." diyor. 95 TÜRKİYE MYM'DEN Türkiye genelinde mesleki yeterlilik belgesi tanıtımı devam ediyor 6645 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”’un 23 Nisan 2015 tarihinde yayımlanması ve ardından 25 Mayıs 2015 tarihinde Mesleki Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu Getirilen Mesleklere İlişkin Tebliğ ve Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşler Sınıfında yer Alan Mesleklerde Mesleki Yeterlilik Kanun Kapsamında Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu Kapsamında Mesleki Yeterlilik Belgesi Almaya Hak Kazanan Kişilerin Sınav ve Belge Ücretlerinin İşsizlik Sigortası Fonundan Karşılanmasına İlişkin Usul 96 ve Esaslar’ın yayımlanması ile Türkiye Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi’nce geniş bir tanıtım faaliyetine başlandı. Türkiye MYM yetkilileri tarafından il il dolaşılarak mesleki yeterlilik sistemi, sınav ve belgelendirme konularına yönelik tanıtım çalışmaları yapılmaktadır. Bu kapsamda Kanun’un yayıma girdiği tarihten itibaren Sivas, Kayseri, Malatya, Bolu, Elazığ, Bartın, Adıyaman illerinde düzenlenen toplantılarda öncelikle mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğuna ilişkin yasal yükümlülükler anlatılarak, kanun ile getirilen cezalar ve teşviklerden söz edildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri organizasyonları ile gerçekleştirilen tanıtımlara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinin teknik uzmanları, mahalli idarelerin teknik elemanları, yapı denetim firmalarının yetkilileri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, illerde bulunan taşeron firmalarının yetkilileri ile müteahhitler katıldı. Kalite güvencesi kapsamında Türkiye MYM’nin gerçekleştirdiği sınav sisteminin önemli parçası olan uzman kadroları, soru bankaları, sınav sisteminin işleyişi, belgenin tanıtımı hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla ayrıntılı bilgiler vererek, görsel olarak uygulamalardan örnekler aktardılar. Güvenli, kaliteli yapıların ancak nitelikli işgücü ile gerçekleştirilebileceğinin anlatıldığı sunumlarda geniş kitleleri ilgilendiren bu hususlar çalışma yaşamının aktörleri tarafından ilgi ile izlendi ve kendileri için büyük bir kazanım ve farkındalık oluştuğu belirtildi. Türkiye MYM tarafından 2010 yılında kuruluşundan bugüne kadar geçen süreçte binlerce kişi sınava tabi tutuldu. Toplantılarda çalışanların şantiyelerde nasıl güvenle istihdam edildiği aktarılarak Türkiye genelinde 97 gerçekleştirilen mesleki yeterlilik sınavlarından örnekler sunuldu. Bartın’daki Tanıtım Toplantısı Son olarak 16 Eylül 2015 tarihinde İNTES Yönetim Kurulu Baş Danışmanı Mahmut Küçük, Türkiye Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi İşletme Müdürü Mehtap Şahin Bartın Ticaret ve Sanayi Odası organizasyonunda üyelere yönelik bir tanıtım toplantısı gerçekleştirdi. Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantı Oda Başkanı Cihat Çakır yönetiminde gerçekleşti. Toplantının açılışında konuşan Çakır “25 Mayıs 98 2015 tarihli 29366 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğe göre Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından standardı yayımlanan mesleklerde “Mesleki Yeterlilik Belgesine” sahip olmayan meslek dallarında çalışanların Tebliğ tarihinden itibaren 12 ay sonra çalıştırılmayacağı belirtilmiştir. İnşaat sektöründe belge zorunluluğu olan akredite meslekler; ahşap kalıpçı, betonarme demircisi, endüstriyel boru montajcısı, inşaat boyacısı, sıvacı, tünel kalıpçısı, duvarcı, betoncu, panel kalıpçısı, seramik karo kaplamacısı, alçı levha uygulayıcısı, alçı sıva uygulayıcısı, iskele kurulum elemanı, ısı yalıtımcısı, su yalıtımcısı, ses yalıtımcısı ile yangın yalıtımcısı bulunmaktadır” dedi. Mahmut Küçük ise yaptığı konuşmada 6645 sayılı Kanun ile gelen düzenlemeleri ve Türkiye MYM’nin çalışmalarını anlattı. Küçük, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilen belgelendirme kuruluşlarınca yapılan sınavlarda başarılı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışan adayların belge masrafı ve sınav ücretlerinin devlet tarafından karşılanacağını belirterek “Artık tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan işçiler çalışamayacaktır. Bir başka deyişle artık Tebliğ'de belirtilen mesleklerde geçici ustalık belgesi kullanılamayacaktır” dedi. 25 Mayıs 2015 tarih ve 29366 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ kapsamında tehlikeli ve çok tehlikeli olarak belirlenen 40 meslekte mesleki yeterlilik belgesi olmayan işçi çalışamayacağını aktaran Küçük, bu 40 mesleğin 17’sinde Türkiye Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi’nin sınav yapma ve belgelendirme yetkisine sahip olduğu söyledi. Kanun’un teşvikler getirdiği kadar cezai müeyyidelere de hükmettiğini anlatan Küçük, “İşverenler teşviklerden yararlanabilmek için bir an önce çalışanlarını mesleki yeterlilik belgesi sahibi olması için yetkilendirilmiş belgelendirme merkezlerine başvurmalıdırlar” dedi. Tebliğ'in yayım tarihi olan 25 Mayıs 2015 tarihinden itibaren 12 ay sonra belgesiz işçi çalıştırılamayacağından söz eden Küçük, bu konuda Türkiye MYM’nin 2010 yılından beri ulusal yeterliliklere dayalı sınavlar gerçekleştirildiğini ve sınavlar sonucunda başarılı olan adaylara Mesleki Yeterlilik Kurumu ve TÜRKAK logolu belgelerin verildiğini ifade etti. Türkiye MYM’nin arkasında güçlü bir kadro olduğunu aktaran Küçük, bünyesindeki akademisyen, mühendis ve teknik uzman kadrosu ile çalışmaların sürdürüldüğünü, soru bankaların hazırlandığını, sistemin güncellendiğini sadece hak edenin belge sahibi olabildiği bir sistemle çalışmaların yürütüldüğünü anlattı. Türkiye MYM İşletme Müdürü Mehtap Şahin tarafından akredite olunan 17 meslekte gerçekleştirilen sınav süreçleri ve uygulamaları hakkında bilgi verilirken, daha önce yapılmış sınav uygulamalarından görseller ile örnekler sunulmuştur. Toplantıda Küçük ve Şahin, katılımcılar tarafından yöneltilen soruları da cevaplandırdılar. 99 HABERLER İNTES Yönetim Kurulu, Başbakan Yardımcısı Babacan’ı ziyaret etti İNTES Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Koloğlu başkanlığında Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a 5 Ağustos 2015 tarihinde nezaket ziyaretinde bulundu. Ziyaret sırasında Türkiye ekonomisi ve inşaat sektöründeki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Koloğlu, inşaat sektörüne yönelik fiyat farkı kararnamesi çıkarılmasını istedi. 100 İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu, ziyarette yaptığı konuşmada, sektörün artık dünya ölçeğinde işler gerçekleştirdiğini söyledi. Koloğlu, 2015 yılının siyasetin ve dış politika gündeminin yoğunluğuna rağmen ekonominin dinamiklerini harekete geçiren büyük ölçekli yatırımların devam etmesinin son derece önemli olduğunu kamu - özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilen ulaştırma, enerji ve sulama projelerinin inşaat sektörüne ve başka sektörleri de harekete geçirerek ekonomiye canlılık getirmekte olduğunu belirtti. Dünyada uzun yıllardır görülmeyen zorlu bir küresel ekonomi olduğunu aktaran Koloğlu, 2015 yılının birinci çeyreğinde gerçekleşen %2,5’lik büyümenin bu ortamda bir başarı olduğunu ifade etti. Ancak bu büyüme rakamlarının Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için yeterli olmadığını kaydeden Koloğlu, tüketim ile değil yatırım ile büyümenin önemine atıfta bulunarak, devletin vereceği teşviklerin girişimcilerin yatırımlara güvenle bakışını olumlu etkileyeceğini söyledi. Yatırım harcamalarındaki azalmaların başta inşaat sektöründe de hissedilmesi ile sektörün 2015 yılının ilk üç ayında %3,5 oranında küçüldüğünü aktaran Koloğlu, sektörün küresel ekonomik gelişmelerden doğrudan etkilenmesinin bu durumun en önemli sebebi olduğunu vurguladı. Fiyat Farkı Kararnamesi önerdi Koloğlu, yükselen faiz oranları ve döviz kurlarındaki artışların sektörü olumsuz yönde etkilediğini belirterek, özellikle Temmuz 2013 yılından bu yana öngörülemeyen şekilde artan döviz fiyatlarındaki artışın müteahhitlerin maliyetlerini yükselttiğini, bu nedenle inşaat sektörüne yönelik bir fiyat farkı kararnamesi çıkarılmasının önemine değindi. İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu, şunları söyledi: “Temmuz 2013 tarihine kadar normal artış bandında seyreden Dolarda bu tarihten sonra hızlı ve ani yükselişler yaşanmış, dövize dayalı maliyetler ile üretilen yapım malzemeleri ve girdilerde fahiş artışlar meydana gelmiştir. Temmuz 2013 tarihi itibariyle TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri inşaat sektöründeki girdilerin gerçek artışlarını karşılamamaktadır. Dolarda yaşanan ve öngörülmesi mümkün olmayan bu artışlar yüklenicileri yıkıcı derecede olumsuz etkilemektedir. Nitekim Temmuz 2013 ile Eylül 2015 tarihleri arasında TÜİK verilerine göre açıklanan enflasyon artış oranı yaklaşık %18 iken bu tarihler arasında Dolarda meydana gelen artış oranı yaklaşık %70 olmuştur. Bu durumda enflasyon oranı ile Dolar artışı arasında % 52’lik bir fark oluştuğu belirlenmiştir. Sektör temsilcilerimiz ihalelerde ve yapım işlerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, TÜİK gibi devletimizin diğer kurum ve kuruluşlarınca öngörülen yasal veriler ışığında tekliflerini hazırlamakta ve karar vermektedirler. 01 Temmuz 2013 tarihi esas alınmak üzere sözleşme tarihlerine göre geriye doğru malzeme fiyat farkı hesaplanması ve varsa verilen normal fiyat farkları düşülerek kalan tutarın ödenmesi hem mağduriyetlerin giderilmesi hem de yatırımların tamamlanabilmesi için büyük bir önem arz etmektedir.” Fiyat Farkı Kararnamesi’nde mücbir sebep hallerinde yükleniciye fiyat farkı verilmesi esasının yattığını aktaran ve müteahhitlerin son dönemde yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesinin önemine vurgu yapan Koloğlu, aksi halde ekonominin lokomotifi olan inşaat sektöründeki olumsuzlukların kendisine bağlı yüzlerce sektörü de etkileyeceği düşüncesini paylaştı. İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu, ziyaret sırasında, inşaat sektörüne gösterdiği yakın ilgi ve destek için Babacan’a teşekkür etti. Babacan’ın sektörün görüş ve önerilerini dikkate alarak çözüm önerileri sunma konusunda da son derece duyarlı davrandığını belirten Koloğlu, “Ülkemiz, birlik ve beraberliğini korudukça hızla kalkınacaktır. Sayın Babacan’ın ülkemize ve sektörümüze katkılarını hiç unutmayacağız. Samimi olarak şükran duygularımı sunmayı görev biliyorum” dedi. Koloğlu, Babacan’a bu şükran duygusunun işareti olarak bereketin sembolü olarak bilinen “Başak Dalı” simgeli bir plaket sundu. Babacan’a yapılan ziyarete Yönetim Kurulu Başkan Vekilleri İlhan Adiloğlu, Gürhan Özdemir ile Yönetim Kurulu Üyeleri Levent Kafkaslı, Deha Emral, Barış Haşemoğlu, Gültekin Güvensoy, Denetleme Kurulu Başkanı Haydar Kurt ve Genel Sekreter H. Necati Ersoy katıldı. 101 HABERLER ENR 2015 yılı 250 inşaat şirketi listesine Türkiye’den 43 inşaat şirketi girdi İNTES üyesi 24 şirket listede yer aldı Uluslararası İnşaat Dergisi ENR’de, dünyanın en büyük 250 inşaat şirketiyle ilgili 2015 yılına ait bilgiler açıklandı. Buna göre ENR'nin yayınladığı 2015 yılı Top 250 Listesine Türkiye’den 43 inşaat şirketi girdi. 102 Dünyadaki ekonomik belirsizlikler uluslararası müteahhitlik sektörünü etkilemiş, bu nedenle dünyanın en büyük 250 Uluslararası İnşaat Firmasının pazar büyüklüğü 2014 yılında bir önceki yıla göre %4.1 azalarak 521.6 milyar ABD Dolarına gerilemiştir. ENR Dergisi'nde yapılan açıklamaya göre bu gerilemede düşen petrol fiyatları, politik istikrarsızlıklar ve Avrupa’dan Çin’e tüm uluslararası firmaları sarsan ekonomik dalgalanmalar neden olarak gösterilmiştir. Listede Türkiye 2003 yılında sadece sekiz müteahhitlik firması ile yer alırken, 2013 yılında bu sayı 38’e, 2015 yılında ise 43’e ulaştı. Türkiye, listede son üç yılda firma sayısı itibariyle Çin’den sonra ikinci sırada bulunuyor. ENR’nin 2015 yılına ait 250 dünya firması listesinde İNTES üyesi 24 firmanın yer alması, yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitlik firmaların giderek güçlendiklerini ve etkinliklerini artırdıklarını gösteriyor. Türk inşaat sektörünün uluslararası platformda gücünü kanıtlayan Türk inşaat firmalarından listede yer alan firmaların isimleri şöyle: 2015'te listede yer alan Türk müteahhitlik firmalarının uluslararası pazarlarda elde ettikleri gelirler 29,3 milyar Dolar oldu. Böylece Türk müteahhitlik firmaları, gelirlerini bir önceki döneme göre %43,4 artırmıştır. Türk müteahhitlik firmalarının gelirlerinin listedeki firmaların toplam gelirleri içerisindeki payı %3,8'ten %5,6'ya çıkmıştır. 2015 2014 FİRMA ADI 18 - ÖZTÜRK 37 53 RÖNESANS* 62 85 POLİMEKS 65 52 ENKA* 82 83 TAV 89 157 ÇALIK 90 101 TEKFEN* 92 107 ANT YAPI 107 184 İLK 111 127 YAPI MERKEZİ* 116 116 NATA* 121 103 İÇTAŞ* 123 132 YÜKSEL* 125 153 ATLAS 2015 2014 FİRMA ADI 133 206 GAMA* 50 - ÖZTÜRK 139 179 NUROL* 83 110 RÖNESANS* 145 163 LİMAK* 126 181 POLİMEKS 151 - KUZU 128 114 ENKA* 157 161 DİA 159 164 TAV 158 138 ONUR 169 180 TEKFEN* 159 169 KAYI 170 163 ALARKO* 164 176 ESER* 180 194 NUROL* 168 194 ASLAN 92 107 ANT YAPI 169 146 CENGİZ* 197 - ÇALIK 177 172 MAPA* 116 116 NATA* 179 224 DOĞUŞ* 217 - MAKYOL* 183 191 BAYBURT* 223 249 YAPI MERKEZİ* 184 162 ALARKO* 225 221 LİMAK* 192 230 STFA* 227 202 CENGİZ* 200 187 SUMMA 246 - GAMA* 205 212 YENİGÜN* 247 217 KOLİN* 208 247 GÜLERMAK* 209 195 KONTEK 214 203 RASEN 223 228 GÜRBAĞ* 229 245 AE ARMA ELEKROPANÇ 230 215 LOTUS 232 - DORÇE* 233 242 ZAFER 236 200 METAG* 240 219 KOLİN* 242 - PREKONS 248 217 TEPE* Kaynak: ENR Dergisi Listede gelir sırlamasına göre yer alan Türk müteahhitlerinin isimleri şöyle: Kaynak: ENR Dergisi Top 250 listesinin ilk sırasında İspanyol şirketi ACS, Actividades de Construccion y Servicios SA, ikinci sırada Alman şirketi HOCHTİEF Aktiengesllschaft, Essen ile üçüncü sırada ise Amerikan şirketi Bechtell,San Fransisco, Calif. bulunuyor. Gelir sıralamasında ise ilk dört sırada Çinli firmalar yer alırken, beşinci sırada Fransız Vinci firması yer almaktadır. * İNTES Üyesi Firmalar 103 HABERLER Daha derine, daha uzağa: İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi “Yapı Merkezi” (Türkiye) liderliğinde, “SK E&C” (Güney Kore) şirketi ile kurulan YMSK - JV Ortak Girişimi’nin yürütmekte olduğu “İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi”ndeki en zorlu bölümü, 22 Ağustos 2015 tarihinde T.C. Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun şantiye ziyaretleri sırasında düzenlenen bir etkinlikle tamamlandı. Bütün kazı işleri ve taşıyıcı eleman inşaatları, süresinden önce ve başarıyla bitirilen bu kritik bölümde, 104 birbirine bağlı 3 ana yapı yer almaktadır: TBM Denizaltı Tüneli: İki kıtayı birbirine bağlamak üzere (3.340 m uzunluk, 13,7 m kazı çapı, deniz seviyesinden 106 m aşağıda) en gelişmiş teknolojilere sahip TBM (tünel açma makinesi) kullanılarak inşa edildi. TBM Operasyon Kutuları: TBM makinesini Asya tarafından kazıya başlatmak üzere ‘Asya Giriş Kutusu’ (170 m uzunluk, 37 m derinlik, denize 80 m uzaklık); Avrupa tarafından TBM’i çıkarmak üzere ‘Avrupa Çıkış Kutusu’ (70 m uzunluk, 31 m derinlik, denize 30 m uzaklık) inşa edildi. uygulama sözleşmesini imzaladı. Uluslararası ‘proje finansmanının’ sağlanmasının ardından, sözleşme 30 Ocak 2013 tarihinde resmen yürürlüğe girdi. Asya İkiz Tünelleri: Yoğun yerleşim bölgesinin altından geçerek TBM Denizaltı Tüneline bağlanmak üzere “klasik madencilik yöntemi” ile inşa edildi (950’şer m uzunluk, 85 m2 kesit alanı). ATAŞ adına, Yapı Merkezi liderliğinde SK E&C ile birlikte kurulan YMSK - JV ortak girişimi, projenin tüm EPC sözleşmesini üstlendi. Ayrıca kreditörlere Arup ‘teknik danışmanlık’, AYGM’ye Italferr & Altınok - JV ‘müşavirlik’ ve HNTB ‘bağımsız tasarım denetçiliği’ görevlerini üstlendiler. Bunun yanı sıra dünya çapında referans sahibi firmalar, YMSK - JV’ye çeşitli formlarda ve konularda hizmetler verdiler: Parsons Brinckerhoff (tasarım) - Fugro (denizaltı geoteknik araştırmaları) - Herrenknecht AG (TBM üretimi) - MS - SAS (bulamaç ayrıştırma tesisi kurulumu) - Yapı Merkezi Prefabrikasyon (prekast TBM segment üretimi) - Seibu (sismik bilezik üretimi / tasarım: NCC) Datwyler (tünel contaları üretimi). Toplam 14.6 km uzunluğundaki İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi’nin güzergahı, 2005 yılında Japon Nippon KOEI-NCC firması tarafından gerçekleştirilen fizibilite çalışmalarıyla belirlenmişti. Proje, “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı”na bağlı “Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü” (AYGM) tarafından Yap-İşlet-Devret modeli ile ihaleye açıldı. Yapı Merkezi ve SK E&C tarafından kurulan özel amaçlı ATAŞ Şirketi ihaleyi kazanarak, 25 Şubat 2011 tarihinde projenin 105 İnşaat işlerine, projenin en kritik kısmı olan denizaltı tünelini kazacak TBM makinesinin kurulabilmesi için ‘Asya Giriş Kutusu’nun kazısı ile başlandı. Bu kutunun denizaltı tüneli inşaatı süresince açık kalması gerektiğinden, duvar kazıklarının uzun süreli stabilitesi yatayda boyu 36 m’ye ulaşan kalıcı zemin ankrajları ile sağlandı. TBM denizaltı tünelinin bağlandığı ‘Avrupa Çıkış Kutusu’ inşaatında ise deniz tarafında su geçirimsizliği sağlamak üzere 1,2 m kalınlığında, 30 m derinliğinde, zemine ankrajlı ‘diyafram duvarlar’ tercih edildi. Sismik aktivitesi yüksek ‘Kuzey Anadolu Fayı’, tünel güzergahının 17 km yakınından geçmektedir. 106 Sismik aktivitelerden doğacak gerilme ve yer değiştirmeleri kabul edilebilir düzeye indirmek amacıyla tasarlanan iki sismik bileziğin (sismik mafsal / conta) tüneldeki konumları özenle belirlendi. Yer değiştirme limitleri, kayma için ±50 mm, uzama/kısalma için ±75 mm olarak belirlenen sismik bilezikler, laboratuvarlarda test edilerek uygunluğu ve başarısı kanıtlandıktan sonra üretilmeye başlandı. Bilezikler, geometrik boyutları ve maruz kalacağı sismik aktivite seviyesi dikkate alındığında, TBM Tünelcilik sektöründe bu özelliklere sahip ‘ilk’ uygulama oldu. Deprem davranışı ile ilgili tasarımda, moment büyüklüğü Mw = 7,25 kabul edilmiş olup; tünelin 500 yılda bir görülebilecek depreme karşı ‘servis şartları’ ve 2.500 yılda bir görülebilecek depreme karşı ise ‘güvenlik şartları’ bozulmaksızın davranabileceği gösterildi. Tasarım aşamasında sismik bilezik konumlarının başarıyla saptandığı, tünel inşaatı sırasında sürekli ölçülen ‘kesici kafa döndürme moment’ (tork) değerleriyle doğrulandı. TBM Denizaltı Tüneli birbirinden çok farklı iki tip jeolojik birimden geçmektedir. Güzergahın toplam %70’i kumtaşı, çamurtaşı, silttaşından oluşan ‘Trakya Formasyonu’nda (basınç dayanımı 5 ~ 120 MPa) kazılmıştır. Bu formasyon, bölgenin tektonik hareketliliği sonucunda çok çatlaklı/ kırıklı bir yapıya dönüşmüş; yer yer çok masif ve aşındırıcı (CAI 4.5’a ulaşan) volkanik kökenli andezit ve diyabaz dayklar tarafından kesilmiştir. Güzergahın %23’ü ise ‘Denizel Çökeller’ olup; kum, silt, kil ve büyük boyutlu çakıllardan oluşmaktadır. Tünelin en derin bölgesi bu birimdedir. Kalan %7’lik bölüm ise denizel çökel ve kaya birimlerinin birlikte bulunduğu geçiş zonlarından oluşmaktadır. “Bu kadar karmaşık ve sismik aktivitesi yüksek bir jeolojik yapıda, bu derinlikte ve bu geometrik çapta bir tüneli, uzun ömürlü ve güvenli kılarak inşa etmeyi başarmak, bu projeyi benzersiz kılmış ve dünyanın ilgisini çekmiştir.” Anılan ağır koşulları aşmak üzere; 3.340 m’lik tünelin kazı ve inşa işleri için 13,7 m çapında, bentonit bulamaç takviyeli TBM’in özel olarak tasarlanması gerekmiştir. Kazı işleminde ayna güvenliğini sağlamak üzere kullanılan ‘bentonit’ 107 uygulaması için inşa edilen ayrıştırma tesisinin kapasitesi 2.800 m3/saat olarak seçilmiştir. TBM’in kesici kafası üzerinde 35 çift 19 inçlik (483 mm) kesici disk (disc cutter) ve 192 adet keski (scraper) yerleştirilmiştir. TBM’de, dalgıçların çalışması ve ekipmanları için basınç hücreleri ve olası bir riskli durumda vardiya çalışanlarının güvenliği için yaşam odası mevcuttur. “‘Yıldırım adıyla anılan TBM; 33,3 kW/m2’lik kesici kafa gücü ile dünyada 1. sırada, 12 barlık tasarım basıncı ile 2. sırada ve 147,3 m2’lik kesici kafa alanı ile 6. sırada yer almaktadır.” TBM tünel inşaat işleri, 3 ekip 7gün/24saatlik çalışma temposuyla 476 takvim gününde, 7 m/gün’lük ortalama ilerleme hızı (sadece çalışma günleri gözetildiğinde 9 m/gün) ile bitirilmiştir. Maksimum ilerleme hızına 18 m/gün değeri ile denizel çökel zonlarında ulaşılmıştır. Kazı ve segment kurulumu için harcanan toplam süreler, sırasıyla 3.500 ve 1.600 saattir. Güzergah boyunca ortalama 90 m aralıkla, 1 m ila 120 m gibi çok değişken 28 adet dayk zonu geçilmiştir. Tünelin kazı sürecinde 440 kesici disk, 85 keski ve 475 fırça değiştirilmiştir. Kazı sırasında, sürekli değişen jeolojik şartlar nedeniyle 4 kez, ‘özel eğitimli dalgıçlar’ tarafından hiperbarik bakım-onarım operasyonu yapılması gerekmiş ve tümü başarıyla tamamlanmıştır. Toplam 47 gün süre kaybına neden olan bu operasyonların biri, tünelin yaklaşık en derin noktasına rastlamıştır. 10,8 bar 108 gibi bugüne kadar denenmemiş bir basınç ortamında yapılmak zorunda kalınan bu tamirbakım operasyonunun başarıyla tamamlanması ile dünyada bir ‘ilk’ gerçekleştirilmiş ve kazının devamı sağlanmıştır. Tünelin kazısı ‘Avrupa Çıkış Kutusu’nda ± 24 mm hata payı ile tamamlanmıştır. Tünelde, 9 segmentten oluşan 0,60 m kalınlığında ve 2,00 m genişliğinde bileziklerden 1672 adet kullanılmıştır. Segmentlerin 28 günlük ortalama basınç dayanımları 72 MPa (tasarım hedefi 50 MPa) ve standart sapma 6 MPa’dır. Üretimde kullanılan ortalama klor geçirgenliği 280 Coulomb (tasarım limiti 1.000 Coulomb) olan yüksek performanslı prekast beton, 100 yıl servis süresi hedeflenerek üretilmiştir. Uluslararası sertifika kuruluşunca yapılan analiz ve simülasyonlarda, segment ömürlerinin en az 127 yıl olduğu rapor edilmiştir. Öte yandan TBM denizaltı tünelinin Asya ucunda yer alan İkiz tünellerin her biri 85 m2 kesit alanına sahip olup, 4 aynadan yürütülen kazı ve inşaat işleri ‘klasik madencilik yöntemi’ ile 445 takvim gününde tamamlanmıştır. Üzerindeki örtü kalınlıkları 8 m ile 41 m arasında değişmektedir. Tünel kesitinde ölçülen en büyük yer değiştirme 33 mm ve yer yüzeyinde en yüksek oturma 10 mm olarak ölçülmüş olup, tünelin geçtiği yerleşim alanlarında hiçbir yapısal hasar gözlenmemiştir. Aynaların karşılıklı kavuşturulma işlemi ± 2,0 mm’den az tolerans ile gerçekleşmiştir. İş güvenliği ve sağlığı, proje süresince her zaman birinci planda tutulmuş; projede çalışanlara 41.000 saat İş Güvenliği, Sağlığı ve Çevre ‘eğitimi’ verilmiştir. Toplam 5.420.000 saatlik çalışma süresince (22 Ağustos 2015 tarihine kadar) ciddi yaralanma veya ölüm ile sonuçlanan herhangi bir iş kazası yaşanmamış olup, gözlenen kaza sıklık oranı uluslararası seviyelerin çok altındadır. İstanbul’un nüfus artışı ve ekonomik gelişmesi, ulaşım altyapısında kalıcı çözümler ve büyük boyutlu yatırımlar gerektirmektedir. Projenin, 100.000 araç/gün kapasitesiyle kıtalararası trafik sorununun çözümüne yardım edeceği beklenmektedir. Proje tamamlandığında yoğun saatlerde gözlenen 100 dakikalık seyahat süresinin 15 dakikalara düşmesiyle emisyon miktarlarında, yakıt tüketiminde ve araç bakım masraflarında azalma gerçekleşerek ulusal ekonomimize ‘olumlu katkı’ sağlayacaktır. “Bugüne kadar deniz altında sürdürülen ‘olağanüstü mühendislik’ çalışmaları, projenin 2016 yılı sonunda tamamlanarak İstanbulluların hizmetine sunulmasıyla ‘görünür’ hale gelecektir. Proje, bugüne kadar fizibil görülmemiş veya cesaret edilememiş, gelecekte ‘uygarlık belgesi’ olabilecek birçok proje için yüreklendirici olacak; daha derine, daha uzağa ve daha büyük çapa doğru yeni bir tünelcilik ‘akımı’ başlatacaktır.” Proje uluslararası saygın kuruluşlar tarafından bir çevre, bir yaratıcı altyapı ve 3 finansal ödül ile onurlandırılmıştır: 2014 yılı, En İyi Çevresel ve Sosyal Uygulama Ödülü, EBRD 2013 yılı, En İyi Kamu - Özel Sektör İşbirliği Ödülü, EMEA Finance 2012 yılı, En Yenilikçi 100 Ulaşım Projesi, Infrastructure Journal 2012 yılı, Avrupa’nın En İyi Proje Finansman Anlaşması, Euromoney 2012 yılı, Afrika ve Orta Doğu’nun En İyi Altyapı Proje Finansmanı, Reuters PFI 109 HABERLER çabasıyla, olağanüstü zor şartlarda kurulmuş yepyeni bir cumhuriyetin hayata tutunma gayreti, biraz da nafia alanında yürütülen faaliyetlerde ifadesini bulur. Son derece kısıtlı imkânlarla ve büyük bir özveriyle inşa edilen demiryolları, karayolları, barajlar, köprüler, tüneller, sanayi tesislerinin tarihi, aynı zamanda ‘Türkiye’nin inşası’nın da tarihidir. Bugün, dünyanın çok çeşitli coğrafyalarında çok büyük projeleri başarıyla sürdürmekte olan Türk inşaat sektörü, uzun ve zorlu bir maceranın ardından bu noktaya geldi. Bu kitapta, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme ve kalkınma süreçleriyle iç içe giden yüz elli yıllık bayındırlık tarihini ve Türk inşaatçılığının bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan duayenlerin kendi ağızlarından, sektörün geçirdiği dönemleri, atlattığı badireleri, sorunlarını, başarılarını, bugün ulaştığı noktayı, gelecek için beklentilerini ve planlarını bulacaksınız. ISBN 978-605-60244-4-3 Prof. Dr. Gökhan Arslan Böyle bir projeyi hayata geçirme Anadolu Üniversitesi fikri ilk olarak Türkiye Müteahhitler Mühendislik - Mimarlık Fakültesi Birliği tarafından yazılan İnşaat Mühendisliği Bölümü İnşaatçıların Tarihi isimli kitabı okuyunca gündeme geldi. İşin doğrusu eseri okuyup bitirdikten sonra bu kadar aydınlatıcı ve etkileyici bir kitabın neden bir belgesel haline dönüştürülmediğini anlayamadım. Fakat itiraf edeyim, daha sonra iyi ki kitabın belgeselini hazırlamamışlar diye düşünmeye başladım; nedeni gayet açık çünkü bu boşluğu doldurmak ve belgesel projesini hazırlamak bize nasip olabilirdi. Nitekim projemiz bu temel üzerinde yükseldi. Proje kapsamında defalarca İstanbul - Ankara arasında mekik dokuyarak sektörün duayenleri ve önde gelen isimleriyle görüşmeler yaptık ve bu görüşmeleri kayda 110 NAFIA TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ Bu kitap, TRT ile Anadolu Üniversitesi’nin işbirliğiyle yapılan “Nafia” belgeselinden yola çıkarak hazırlanmıştır. Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Gökhan Arslan Prodüktör: Vahap Candan NAFIA Koca bir imparatorluğun değişen dünya dengelerine uyum sağlayarak hayatta kalma TÜRKİYE’NİN İ N Ş A TA R İ H İ Türk Müteahitliğinin Tarihini Anlatan Belgeseli Anadolu Üniversitesi - TRT İşbirliği ile Çekildi. Belgesel Kitap Oldu geçirdik. Sağ olsunlar hepsi yoğun programları arasında bize uzun uzun vakit ayırdılar, projemiz hakkındaki heyecanlarını samimiyetle paylaştılar. Elbette ki görüşmek istediğimiz tüm isimlere ulaşamadık. Arzuladığımız bütün isimlere ulaşma konusunda azımsanamayacak bir çaba sarf etmemize rağmen gerek kendilerinin yoğun çalışma tempoları gerekse neticede sektör için pek bir değer ifade etmeyen bir akademisyen tarafından iletilen randevu taleplerini dikkate değer görmeyen yetenekli yönetici asistanları maalesef (!) bu konuda aşamadığımız en büyük iki engel oldu. Ayrıca “Trabzon, Erzurum, Kop dağı, Kars, Kastamonu, Konya, Aksaray” gibi yurdun dört bir yanını dolaşarak çekimler yaptık ve konunun uzmanı bürokrat ve bilim insanlarıyla uzun röportajlar gerçekleştirdik. Nihayet 36 aylık uğraşın sonunda 330 dakikalık bir belgesel ortaya çıktı; halbuki başlangıçta olsa olsa 60 dakikalık bir proje hayal etmiştim. İşte bütün bu röportajları ve konuyla ilgili görsel malzemeyi içeren Nafia Kitabı da bu uzun ve yorucu çalışmanın son halkası olarak ortaya çıktı. Tüm bunların yanında içerik ile ilgili bir iki söz söylemem de gerekiyor aslında. Bu çalışma sadece Türkiye'de müteahhitliğin ve müteahhitlerin başarılı serüvenini anlatan bir araştırma projesi değildir. Nitekim bu gibi çalışmalar zaten Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından daha önce en iyi şekilde yapılmıştır. İnşaatçıların Tarihi ve İnşaatçıların Coğrafyası gibi mükemmel eserlerin bize ilham kaynağı olduğunu bu vesileyle tekrar vurgulamak isterim. Bu belgesel projesi ve kitabı, özünde dağılan bir dünya imparatorluğunun bakiyesi olan Anadolu ve Rumeli insanının içine düştüğü uygarlık savaşı çerçevesinde Mustafa Kemal Atatürk ile yeniden hayata sarılışının ve umutlarının peşinde koşmasının hikayesi olarak okunmalıdır. Belgeselde ve kitabının satır aralarında bu yorucu mücadelenin ayrıntıları ile hem bu mücadeleyi veren insanların hem de bu insanların şahsında bütün bir toplumun azim ve kararlılığı kendini göstermektedir. Dikkatli bir gözün kitabı okurken bu ayrıntıları kaçırmayacağından eminim. Perişan durumdaki Anadolu ve Rumeli ahalisi 100 yıl sonra dünyanın dört bir tarafında -50 derece santigrattan +50 derece santigratta değişen iklim coğrafyalarında, çok farklı kültür iklimlerinde projeler üstlenmiş ve mühendislik literatürüne dünyanın bu alanda ikinci büyük ülkesi olarak adını yazdırmıştır. Bu eser bir anlamda küllerinden doğan Anadolu ve Rumeli insanının macerasıdır. Koca bir imparatorluğun değişen dünya dengelerine uyum sağlayarak hayatta kalma çabasıyla, olağanüstü zor şartlarda kurulmuş yepyeni bir Cumhuriyet'in hayata tutunma gayreti, biraz da nafia alanında yürütülen faaliyetlerde ifadesini bulur. Son derece kısıtlı imkanlarla ve büyük bir özveriyle inşa edilen demiryolları, karayolları, barajlar, köprüler, tüneller, sanayi tesislerinin tarihi, aynı zamanda Türkiye’nin inşasının da tarihidir. Bugün, dünyanın çok çeşitli coğrafyalarında çok büyük projeleri başarıyla sürdürmekte olan Türk İnşaat sektörü, uzun ve zorlu bir maceranın ardından bu noktaya geldi. Bu belgeselde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme ve kalkınma süreçleriyle iç içe giden yüz elli yıllık bayındırlık tarihini ve Türk inşaatçılığının bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan duayenlerin kendi ağızlarından, sektörün geçirdiği dönemleri, atlattığı badireleri, sorunlarını, başarılarını, bugün ulaştığı noktayı, gelecek için beklentilerini bulacaksınız. Bu çalışmada yoğun işlerine rağmen bize röportaj veren sektörün duayenlerine ve bilim insanlarına ne kadar teşekkür etsem azdır. TAV İnşaat’ın projelerimize yaptığı katkılardan dolayı Sayın Sani Şener’e de ayrıca teşekkür etmek isterim. Kitabın basımını gerçekleştiren İNTES nezdinde Sayın H. Necati Ersoy’a, STFA nezdinde Sayın Rıza Arsan’a, Yapı Merkezi nezdinde Sayın Ersin Arıoğlu’na, Anadolu Üniversitesi’nin tüm imkanlarını kullanmamıza vesile olan Bilimsel Araştırma Birimine ve Prof. Dr. Naci Gündoğan’a ne kadar teşekkür etsem azdır. TRT ve Anadolu Üniversitesi tarafından ortak yürütülen projenin önemli bir referans kaynağı olması dileğiyle iyi okumalar ve iyi seyirler dilerim. 111 SUMMARY Corporate Social Responsıbility Projects With the awareness of corporate social conscience, INTES members develop projects tailored to social needs. Within this scope, numerous projects from environmental projects investing in the preservation of natural resources, to educational projects investing on people, as well as projects on preserving art, culture and historical monuments are being carried out. Following are some examples of corporate social responsibility projects conducted by the INTES members: 112 Doğuş carries out studies to support transparency, along with economic and social development. Within this scope, the project route was changed during the transportation projects realized in Morocco for the preservation of the Argan tree that is included within the World Heritage List by UNESCO, furthermore, Argan trees were planted on an area of 75 hectares. At the location of the Star Aegean Refinery Marine Structures Project, an almost extinct plant named Posidonia Oceanica which is known as the lungs of the sea, has been put under protection. At the time of the subway project in Bulgaria, the restoration works of Akva Kalide archaeological site, and the Baths built over the old Roman pools by Süleyman the Magnificent, were also supported. EMT develops corporate social projects in various fields such as education, environment, industry, archaeology as well as in encouraging employees to own their own houses. Supporting primary, secondary and high school students as well as university students in various fields of studies, and also contributing to environmental consciousness as well as country’s agriculture, have been the priority issues of EMT. For the purpose of safekeeping smuggled historical artifacts from Turkey in the country, “Cultural Heritage Collectors Association” was established. In order to share with the public, the archaeological collections of EMT Chairman of the Board of Directors Yüksel Erimtan, and also to develop cultural and art activities, a museum was also founded. GAMA, with the sense of sustainable corporate social responsibility, attributes importance to the employment of people and their professional development. GAMA supports many young people not only to have a job but also to own a profession. They conduct studies for the children to develop environmental awareness and disaster prevention consciousness. They also contribute to the education of 250 students in GAMA Vocational School incorporated under Ankara University, including Biomedical and Alternative Energy Sources branches. Furthermore, GAMA supports various art festivals and cultural publications. The leftover food in the cafeteria of the company are sent to animal shelters. Güriş Honorary President İdris Yamantürk has adopted corporate social responsibility as his general philosophy of life starting from his student years. He used the money he had earned working at the school canteen during his student years, as a scholarship. In addition to student scholarships, as GÜRİŞ, he has built and still continues to build schools. Hidromek’s fields of priority in terms of corporate social responsibility projects are education and environment. With their projects, they focus on concepts of environmental awareness and sustainability. For the purpose of educating the required qualified technical staff, Hidromek has been implementing School Industrial Training Programs since 2006. During their education, net monthly payment is made to the students at the amount equivalent to 30% of the gross minimum wage. Students are also given employment opportunities at Hidromek. Cooperation is made with the universities. The postgraduate education of engineers are supported, studies on associating their thesis with Hidromek projects are carried out. Job opportunities for new graduates are provided. Free training programs are conducted for the instructors of vocational high schools as well as vocational schools of higher education. IC Holding carries out social responsibility projects in the areas of vocational training, health services, financial and moral supports to disadvantaged groups, as well as in contributioning to the promotion of culture and art. In order to institutionalize education services; İbrahim Çeçen Foundation was established in 2004 by IC Holding Chairman of the Board of Directors İbrahim Çeçen, with his aim to provide support to the promising students in need. More than 10.000 young people are given non-refundable scholarships by the foundation. Ağrı İbrahim Çeçen University also established by İbrahim Çeçen has been donated to the state. With its professional, academic and administrative staff, as well as its technical utilities, the university serves over 11.000 students. Kolin’s field of priority in terms of corporate social responsibility is education. For this reason, educational institutions are established, also providing support for maintaining high quality education in these institutions. Kolin undertook the construction of a Primary School in Samsun, an Anatolian High School in Elazığ complete with an Educational Complex of a Girls Dormitory and a Vocational School of Health. One of the most comprehensive education support projects undertaken by the private sector in our country so far has been Elazığ Mehmet Koloğlu Anatolian High School and Nezihe Koloğlu Girls Dormitory which were built by Kolin. Koloğlu Vocational School of Health where 540 students can receive education in Elazığ was also built by Kolin. For the aim of popularizing Turkish Classical Music and Turkish Folk Music, Kolin Turkish Music Chorus has been founded. Restoration projects are also among important social responsibility projects by Kolin. Limak, with the companies within its structure, engages in many corporate social responsibility projects by building schools and dormitories. Limak further provides support to sports organizations and teams. Limak has also been and will continue to be a sponsor for many culture and art organizations. Limak Tourism Group has made a ’Memorial Forest’ in order to regain the burned forest areas in the Antalya region. 100 thousand saplings will be planted in the memorial forest for 10 years. Limak Airport Services Institute (LimakASI) was established at Pristina International Adem Yaşari Airport operated by Limak, in collaboration with Boğaziçi University and the University of Pristina. Those who complete the training program will be able to work at more than one hundred airports and the related sector institutions. 113 STFA’s corporate social responsibility projects mainly comprise important projects in the field of education. The world's largest free online education platform Khan Academy, has been brought in Turkish. Being described as a revolution in education in the world, Khan Academy was founded in 2006 by Salman Khan. Having become the platform reaching millions of people in a short time providing free education, Khan Academy is known as the world's largest class giving more than half a billion of courses so far. Over 150.000 exercises and problems are published at www.khanacademy.org.tr and tr.khanacademy.org. Khan Academy Turkish lessons are offered with subtitle options. Thus, it is intended to provide a source also for the hearing impaired users. Through its studies conducted within this scope, STFA aims to raise social awareness also in our country with the motto “You can learn everything”. Tekfen’s one of the main business strategies is corporate social responsibility. Each of its incorporated companies allocates funds for social responsibility projects. Tekfen Chairman of the Board of Directors Ali Nihat Gökyiğit has established TEMA and the Environmentally Friendly Buildings Foundation. Despite the age of 90, he continues his unabated longterm and broad-based studies in the fields of environment, ecosystem, biodiversity and sustainable rural development within this context. Nihat Gökyiğit is the founder of Nezahat Gökyiğit Botanic Garden, which is one of our country's most productive botanical gardens. Within the field of education, Tekfen Foundation has been awarding scholarships uninterruptedly since 1999, providing contribution towards 114 meeting the need for educated, qualified intermediate staff that has been an important issue in Turkey. In 2014, two schools named under Pamukeli Special Education Application Center where autistic children would receive education, was built and donated to the Ministry of Education. With Tekfen Philharmonic Orchestra, Tekfen also makes a noteworthy contribution to art and culture. Tepe’s one of the most important areas of social responsibility is education. Bilkent Holding's resources are channeled to Bilkent University, in order for more students to be granted scholarship and receive education in the most modern format. Within the scope of “We are building up a library” project conducted by Gazette Bilkent; the library of Osman Ünyazı Primary School in Ankara, Sincan has been contributed to. In the 2013-2014 school year, a total of 350 students in conjunction with the Yenigazi Primary School and Yenigazi Secondary School in Kars, Sarıkamış, were provided assistance with books, stationery and clothing, and schools were painted. In support of cultural studies, International Ankara Music Festival is contributed to each year, as the event sponsor. Sports tournaments are organized. In terms of supporting health studies, a Hobby House and a Road Accident Victims Rehabilitation Center at the İstanbul Physical Therapy and Rehabilitation Hospital, and a SSI Healthcare Center in Istanbul, Maltepe were founded. The social responsibility activities conducted by Yapı Merkezi have significant impact on its reputable and privileged position both inland and abroad. “Developing Structural Designs Applicable for Mardin and its Surroundings” Project by Yıldız Technical University has been sponsored. Studies on earthquake resistant constructions, upgrading the quality of concrete, preparation of lacking technical specifications executed by Yapı Merkezi Chairman of the Board of Directors Ersin Arıoğlu, are all significant contributions to our history of engineering. Turkey Science Center Foundation was established with the aim to tell Turkey with all the children and instructors, that science and technology literacy can be achieved both experimentally and entertainingly. Pioneered with this project, many science centers have been founded in various parts of our country. Yenigün attaches great importance to education and qualified human resources. They contribute highly to the education of young people who want to work in the sectors where the company is active. The young people who have the potential to work in the company but have limited financial means are primarily supported with their education. By means of sponsoring sector meetings, the company attempts contributing to the development of the sector. With the aim of supporting the progress of underdeveloped cities like Mardin where Yenigün Construction Co.Inc. Chairman of the Board of Directors Mithat Yenigün was born and grew up, relevant projects on such regions are partaken in or given financial contribution to. Through participating in seminars and panels, Yenigün also shares their vision and knowledge with the young people and the sector personnel. Following after the consultations with the Artuklu University in Mardin, construction of the building of the Faculty of Theology to be established in Midyat will be commenced by Yenigün. SUMMARY Interview: Attorney Prof. Kemal Dayınlarlı We are sharing a life story of success, starting from French teachership to law professorship with the Construction Industry readers. Dayınlarlı graduated from Bolu Boys Teacher Education School in 1950. With the encouragement of his high school teachers, he started the French Department of Gazi Educational Institute, and became a French teacher. However he preferred to work in the private sector. He took managerial and general managerial positions in foreign companies. For the purpose of having an understanding also of various fields in the private sector, Dayınlarlı decided to study law. In 1963, he graduated from Ankara University Faculty of Law. In 1965, he started his career as an attorney in Zonguldak. Deciding to pursue an academic career, Dayınlarlı began his post graduate studies at the age of 56. He wrote a dissertation on "Contractor and Employer Default in Work Agreement" in 1987. In 1989, he completed his law doctorate with “Joint Venture Agreement”. He received his associate professorship with the acceptance of his thesis on "Disposition of Claims According to the Law of Obligations". Dayınlarlı was given the title of professor with his study "Consulting Engineer Agreement in the Construction Sector". Dayınlarlı has 53 studies published on Law of Obligations and particularly in the field of domestic and international arbitration. His studies have been published in Turkish, English and French. His Law Terms Dictionary published in English and Turkish has been a primary source for academic, legal and business circles for the last 10 years. 115 SUMMARY Courtesy Visit to Deputy Prime Minister Ali BABACAN INTES Chairman of the Board of Directors Celal Koloğlu paid a courtesy visit to Deputy Prime Minister for Economic Affairs Ali BABACAN on August 5, 2015. The visit involved assessments on the Turkish economy and developments in the construction sector. INTES Chairmain Koloğlu underscored the critical importance of continued large scale investments that mobilize the dynamics of economy despite the busy agenda of politics and foreign policy in 2015, noting that transportation, energy and irrigation projects realized through public-private partnerships are invigorating the economy by also 116 catalyzing the construction sector and other sectors. Stating that there is a challenging global economy in the world that has not been seen for long years; Koloğlu described the 2,5% growth in the first quarter of 2015 as a success under such circumstances. However, noting that these growth figures were insufficient for Turkey's sustainable development, he emphasized the importance of growth by investment rather than consumption, and indicated that potential state incentives would positively effect entrepreneurs to have a confidence in investment. As a result of decreased investment outlays affecting the construction sector in particular, Koloğlu stated that there has been a 3,5% downsize in the sector for the first three months of 2015, and stressed that the direct impact of global economic developments on the sector was the key cause of this situation. Further communicating that increasing interest rates and rising exchange rates were undermining the sector, Koloğlu noted that the unforeseen increase in exchange rates since July 2013 were pushing up the costs of contractors, and highlighted the significance of a decree to be issued for the construction sector to address these price differences.