İÇİNDEKİLER ? Psikolojinin Tarihçesi 1. Yapısalcılık
Transkript
İÇİNDEKİLER ? Psikolojinin Tarihçesi 1. Yapısalcılık
2.1.2016 İÇİNDEKİLER *Tanışma, dersin amacı, içeriğin tanıtımı *Temel kavramlar: Eğitim, psikoloji, davranış, öğrenme, öğretme, öğretmen, öğrenci… vb. *Disipline ilişkin kuramlar, ilkeler ve araştırma yöntemleri: Disipline ilişkin ilke ve kuramlar, başlıca araştırma yöntemleri (deneysel, betimsel, ilişkisel yöntem)… vb. *GELİŞİM: Gelişim, olgunlaşma, büyüme, öğrenme, hazırbulunuşluk… vb. kavramlar, gelişimin temel ilkeleri ve gelişimi etkileyen etmenler (kalıtım, çevre, doğum öncesi-sonrası etmenler… vb.) EĞİTİM PSİKOLOJİSİ 1 1.Hafta PSİKOLOJİ NEDİR? Psikoloji, “çevre, insan ve davranışlar” arasındaki ilişki üzerinde önemle durmaktadır. Psikolojinin insan davranışlarını betimlemek, açıklamak, yordamak ve kontrol altına almak üzere dört temel işlevi bulunmaktadır. Psikoloji oldukça yeni bir bilim alanıdır. 18. yüzyıla kadar felsefenin kapsamı içinde yer almıştır. Almanya`da 1879`da Wilhelm Wundt tarafından ilk psikoloji laboratuvarının kurulmasıyla birlikte felsefeden ayrılmıştır… 3 4 Psikolojinin bilim tarihçesi incelendiğinde, sekiz temel yaklaşımın ön plana çıktığı görülmektedir 1. Yapısalcılık – W. Wundt, E. Titchener 2. Fonksiyonalizm – W. James, J. Dewey 3. Olgunlaşma Kuramı - Gessel 4. Davranışçılık – Watson, Pavlov, Skinner 5. Psikoanalitik – S. Freud 6. Bilişsel Yaklaşım – Gagne, Wertheimer, Koffka, Köhler 7. İnsancıl Yaklaşım – C. Rogers, A. Maslow 8. Nörobiyolojik – D. O. Hebb 5 Wilhelm Wundt`un 1879 yılında deneysel psikoloji laboratuvarı kurmasıyla “insan davranışının kontrollü koşullarda gözlenmesi” ne yönelik çalışmalar başlamış ve psikoloji bilim haline gelmiştir. Yapısalcılığın temelini oluşturan düşünce, insan zihninin çeşitli bilinç öğelerinden ve saf duyumlardan oluşmasıdır. Yapısalcılık, bireyin kendi duygusal durumu ve zihinsel süreçlerini yine kendisinin test edebileceğini vurgulayarak içsel duygular, seziş ve düşünce üzerinde odaklanmıştır. 2.1.2016 1. Yapısalcılık 2.1.2016 2.1.2016 Psikoloji, insan ve hayvan davranışları ile bu davranışların altında yatan nedenleri araştıran bilim dalıdır. 2 Psikolojinin Tarihçesi 2.1.2016 2.1.2016 2.1.2016 6 1 2.1.2016 3. Olgunlaşma Kuramı 2. Fonksiyonalizm (İşlevselcilik) İşlevselciler, yapısalcıların zihnin sadece yapısı üzerinde durduğunu, bu durumunda psikolojiyi kısıtladığını düşünmüşlerdir. Onlara göre zihnin yapısından daha önemli olan şey işlevleridir. Bireylerin gündelik yaşamda karşılaştığı problemlerin çözümünde kullanılan algılama, düşünme, öğrenme gibi zihinsel işlevlere vurgu yapmışlardır. Davranışçı yaklaşıma göre psikoloji gözlenebilir davranışların bilimidir ve davranış içinde oluştuğu çevre koşullarıyla açıklanmalıdır. Bu nedenle “çevreciler” olarak da bilinirler. Yapısalcılığı son derece yetersiz gören bu görüş, sezgilerin, duyguların, düşüncelerin gözlenemeyeceği düşüncesinden yola çıkmıştır. Davranışçılar, davranışın niçin olduğuna değil nasıl oluştuğuna önem verirler. Bunun için çevredeki uyarıcı koşullarla, ortaya çıkan davranış arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Gessel`e göre çevresel faktörlerin gelişimde önemli bir rolü yoktur. Bireysel farklılıklar dahil olmak üzere, gelişimi belirleyen genlerdir. Gelişim evrensel bir süreçtir ve tüm bireylerde olgunlaşma sonucu ortaya çıkar. 8 Davranışçı yaklaşım, davranışı uyaran-tepki bağı içerisinde incelemiş, öğrenme sürecini çevredeki ödüllendirme koşullarına bağlamıştır. Watson “Bana rastgele bir bebek verin, soyu-sopu, yetenekleri, eğilimleri, becerileri vs. ne olursa olsun, ondan istediğim şeyi yaratayım: Bir doktor, avukat, tüccar, hatta bir hırsız, bir katil.” diyerek çocukların doğduklarında şekillendirilmeyi bekleyen bir kil kütlesine benzediğini belirtmiştir. (Watson bu yönüyle, J. Locke`un boş levha/tabula rasa bakışını kabul etmiştir.) 10 6. Bilişsel Yaklaşım Kurucusu Sigmund Freud`tur. Avrupa`da yaygınlaşan bu yaklaşım, davranışı cinsel güdüler ve toplumsal baskıların bilinç dışı etkileri boyutunda incelemiştir. Freud`a göre insanların cinsellik ve saldırganlık olmak üzere iki temel güdüsü vardır. Bu güdüler toplum tarafından kabul görmez ve bilinçdışına itilir. Ancak bu itilme bir yok oluş değildir. Aksine davranışlarımıza buradan yön verir. 11 1960`lı yıllarda ortaya çıkan gestalt (bütünselci) ekol, bilişsel yaklaşımın öncülüğünü yapmıştır. Bu yaklaşıma göre insan edilgen bir varlık değildir. Tam tersine çevresindeki uyarıcıları seçer, algılar ve işler; böylelikle onları anlamlandırır. Tüm bu süreç boyunca etken olan kendisidir. Bilişselciler, davranışçıların tam tersine zihinsel süreçlerin incelenmesinin gerekli olduğunu vurgulamışlardır. Gestalt kuramcılarına göre bu yöntem parçalamak için değil bütünleştirmek için vardır. “Bütün kendini oluşturan parçaların toplamından daha fazla ve başka bir şeydir” diyerek bütünsel bakış açısının önemini vurgulamışlardır. 2.1.2016 2.1.2016 Her ne kadar tarihi çok eskiye dayansa da, Freud Psikanalizin kurucu olarak kabul edilmektedir. 9 5. Psikoanalitik (Psikodinamik) Gessel, çocuklarda fiziksel, duygusal, sosyal, dil ve motor gelişimi uzum zaman dilimlerinde sistematik çalışmalarla test etmiş ve gelişimin biyolojik bir süreç olduğunu, olgunlaşma tarafından yönlendirildiğini açıklamıştır. 2.1.2016 4. Davranışçılık 2.1.2016 Kurucusu John B. Watson`dır. Gessel tarafından 1920`lerde geliştirilmiştir. 7 4. Davranışçılık… 2.1.2016 Ana düşüncesi organizmanın çevresine uyum sağlamak için zihnin nasıl çalıştığıdır. 2.1.2016 12 2 2.1.2016 7. İnsancıl (Hümanist) – Fenomenolojik Yaklaşım Birey tüm potansiyellerini gerçekleştirip geliştirebilmek, yaşamını daha da anlamlandırabilmek çabasındadır. Her bireyin tek ve benzersiz olduğu inancı hakimdir. Olaylara bakış açısı, gestalt düşüncesinde olduğu gibi bütünseldir. İnsancıl kuramcılar, Freud`un düşüncesinin aksine, insanın doğuştan iyiye dönük bir canlı olduğunu benimserler. Temelini W. James ve J. Dewey`in işlevselcilik ekolünden alan bu yaklaşım, Darwin`in evrim kuramından derinden etkilenmiş, D. O. Hebb`araştırma sonuçlarıyla son şeklini almıştır. Davranışı çevreye uyum süreci olarak ele alan bu yaklaşıma göre, çevresel değişiklikler vücuttaki nörokimyasal olayları etkileyerek davranışta nörokimyasal değişiklikler ortaya çıkabilir. Örnek: Havanın aşırı nemli olması, bireyde sıkıntı, öfke gibi ruh hallerini ortaya çıkartabilir. 14 13 Buraya kadar incelemiş olduğumuz akımlar, dört farklı insan anlayışı olduğunu ortaya koyar: S. Freud Psikoanalitik Koffka, Gagne Bilişsel (Gestalt) C. Rogers, A. Maslow İnsancıl (Hümanist) 2.1.2016 Davranışçılık • İnsanın doğası doğuştan boş bir levhaya benzer. Bu levha çevre tarafından doldurulur, şekillendirilir. PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI 2.1.2016 J. Watson 2.1.2016 Temelini C. Rogers ve A. Maslow`un oluşturduğu bu yaklaşım, insanı davranışlarını denetleyebilen özgür bir varlık olarak ele alır. 2.1.2016 8. Nörobiyolojik Yaklaşım PSİKOLOJİ • İnsanın doğası doğuştan kötüye yönelik, şiddet ve saldırganlıkla doludur. DENEYSEL PSİKOLOJİ SOSYAL PSİKOLOJİ • İnsan edilgen bir varlık değildir. Çevresindeki uyarıcıları, bilgileri kendi zihinsel süreçleri ile anlamlandırır. • İnsanın doğası doğuştan iyiye yönelik gelişmeye açıktır. 15 Deneysel psikologlar, davranışı anlamak, açıklamak ve kontrol edebilmek için araştırmalarında deneysel yöntemi kullanırlar. Bu tür çalışmalar çoğu kez özel laboratuarlarda yapılır. Çalışmaların çoğu davranışın fizyolojik temelleri, duyum, algı, güdü, öğrenme ve belek gibi konuları kapsar. Deneysel psikolojiyle ilgili önemli iki alt dal olarak fizyolojik psikoloji ve karşılaştırmalı psikoloji gösterilebilir. 16 17 Psikolojinin dalları arasında biyolojik bilimlere en yakın olanıdır. Bu alt dalda, davranışın biyolojik temellerinin incelenmesi, çeşitli davranışların birbiriyle ilişkili yapı ve süreçlerinin belirlenmesi ve ilgili ilkelerle kuramların ortaya çıkması amaçlanır. 2.1.2016 Fizyolojik psikoloji Karşılaştırmalı psik. Klinik psikoloji Endüstri ve örgüt psk. Danışmanlık psik. Siyaset psik Din psik…. a. Fizyolojik Psikoloji 2.1.2016 Psikolojinin en eski dallarından biri olup Wundt`un deneysel çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. UYGULAMALI PSİKOLOJİ Eğitim psikolojisi Gelişim Psikolojisi Öğrenme Psikolojisi 1. Deneysel Psikoloji PSİKOMETRİK PSİKOLOJİ 18 3 2.1.2016 b. Karşılaştırmalı Psikoloji Psikolojinin en yaygın dallarından biri olan sosyal psikoloji, daha çok 1920`lerden sonra gelişmiş bir daldır. Sosyal psikologlar, sosyo-kültürel kurumlar ile değerlerin, değişik grup, ortam ve üyeliklerin, teknoloji ve bilim gibi kurumların bireyin davranışlarını, inançlarını tutumlarını ve kişiliğini nasıl etkileyip şekillendirdiğini inceler. 19 3. Psikometrik Psikoloji Son dönemlerde gelişmiş olan ve çok geniş bir alanı belirleyen bir daldır. Psikolojinin davranışa ilişkin bulguların, endüstri, iletişim, sağlık gibi toplumsal yaşamın çeşitli alanlarında karşılaşılan problemlerin çözümünde de yararlı olabileceği düşüncesinden kaynaklanmıştır. 21 a. Klinik Psikoloji Diğer yandan da bireyin değişme ve olaylar karşısında uyumlu bir yaşam sürdürebilmesi için neler yapılabileceğini, değişik davranış bozuklukları olan bireylere nasıl yardım edilebileceğini belirlemeye çalışırlar. Gerekli araç, teknik ve yöntemleri geliştirirler, bunları uygularlar. 23 Her derecedeki eğitim kurumunda öğrencilerin eğitimöğretime ilişkin ve bireysel sorunlarıyla ilgilenen bu alt dal, bir yandan okul psikolojisiyle, öbür yandan da klinik psikolojisiyle yakından ilişkilidir. Bu alt daldaki psikologlar öğrencilerin sorunlarını belirlemeye çalışırlar, onların kendi kendilerini daha iyi tanımalarında ve bireysel sorunların çözümünde yardımcı olurlar, eğitim ve mesleki konularda öğrencilere danışmanlık ve rehberlik yaparlar. 2.1.2016 Bu alt daldaki psikologlar bir yandan kişiliğin gelişmesi ve bunu etkileyen etmenler ile normalden ayrılıklar gösteren davranışlar ya da davranış bozuklukları üzerinde araştırma yaparlar. 22 b. Danışmanlık Psikolojisi 2.1.2016 2.1.2016 Davranışın ölçülmesi ve değerlendirilmesi, istatistik ve matematiksel teknik ve yöntemlerin psikolojiye uygulanması, davranışın açıklanmasında ve yordanmasında yararlanılabilecek matematiksel modellerin geliştirilmesi gibi konularla ilgilenir. 20 4. Uygulamalı Psikoloji 2.1.2016 2.1.2016 Bu alt daldaki psikologlar, önce değişik hayvan türlerini kendi içinde ele alarak davranışlarını inceler, sonra da bu türlerin davranışlarını birbirleriyle karşılaştırıp benzerlik ve ayrılıklarla bunların nedenlerini bulmaya çalışırlar. 2.1.2016 2. Sosyal Psikoloji 24 4 2.1.2016 c. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi d. Eğitim Psikolojisi İşletmelerin verimli çalışabilmeleri için gerekli ve daha çok insan yanıyla ilgili olan yönleri araştırır, ilgili ilkeleri belirlemeye çalışır, teknik ve yöntem geliştirir ve uygular. Bu alt daldaki psikologlar, genelde, verimli öğrenme ortamlarının araştırılması ve araştırma bulgularının eğitim ortamlarında uygulanması sorunları üzerinde çalışırlar. Bunun için bir yandan gelişim, öğrenme, ruh sağlığı, başarının ve yeteneklerin ölçülüp değerlendirilmesi gibi konular üzerinde durarak, ilgili ilke, teknik ve yöntemleri eğitim ortamlarında uygularlar. 25 26 Eğitim Psikolojisinin İlgi Alanları Öğrenme Psikolojisi: Öğrenme ilkelerinin araştırılmasına, insanların uyumlu – uyumsuz davranışları neden gösterdiğini anlamamıza, olumsuz davranışların değiştirilmesine, bireye yaşadığı ortama uyum sağlaması için yeni davranışlar öğretilmesine yardımcı olur. Algılama, hatırlama, unutma, problem çözme ve bellek süreçleri de öğrenme psikolojisi kapsamında incelenir. 27 Araştırma Yöntemleri Doğal gözlem Sistematik gözlem Testler Anket Görüşme Olay (Vak`a) İncelemesi • Bağımlı Değişken • Bağımsız Değişken • Kontrol Değişkeni İstatistiksel (Korelasyonel) Yöntem Bir davranışın tanımlanması, sınıflanması ve diğer davranışlarla olan ilişkilerinin belirlenmesi amaçlanır. a. Doğal Gözlem: Gözlenecek şeyin doğal ortamında ve hiçbir müdahalede bulunmaksızın gözlenmesidir. Bu gözlem türünde gözlemci koşulları etkilemez ve değişkenleri kontrol etmeye çalışmaz. b. Sistematik Gözlem: Koşullar araştırmacı tarafından belirlenir. Yani, sadece araştırma konusu olan davranışlar seçilerek gözlem bu davranışlar üzerinde yoğunlaştırılır. • Pozitif İlişki • Negatif İlişki • İlişkisizlik 29 2.1.2016 Deneysel Yöntemler 28 1. Betimsel Yöntemler 2.1.2016 • • • • • • Betimsel Yöntemler Bilimsel Yöntemin Özellikleri Düzenlidir. Konuları gelişigüzel değil bir düzen içinde inceler. Veriye dayanır. Gözlenebilen, toparlanabilen verilerle uğraşır. Nesneldir. Bu konuda eğitilmiş biri tarafından tekrarlanabilir. Analitiktir. Olguları parçalara ayırarak ve her bir olgunun altında yatan temel değişkenleri ayırt ederek, neden-sonuç ilişkisine ulaşır. Tekrar edilebilir. Yalnız bir kez olan ve daha ortaya çıkmayan olaylar bilimsel yöntemlerle incelenemez. 2.1.2016 Gelişim Psikolojisi: İnsan davranışlarında, doğum öncesinden ölüme kadar, tüm yaşamı boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duyuşsal ve sosyal yönlerden gelişimini ve değişimini inceler. Psikolojide Araştırma Yöntemleri 2.1.2016 2.1.2016 Endüstri ve işletmelerde kişilerin birbiriyle, işletmeyle, teknoloji ve araç-gereçle etkileşimi konularıyla ilgilidir. 2.1.2016 30 5 2.1.2016 1. Betimsel Yöntemler 1. 2. 3. Bu araştırmada dikkat seviyesi sonuç durumundadır yani bağımlı değişkendir. Sonucu etkileyen faktör olan alkollü araç kullanımı ise neden durumundadır yani bağımsız değişkendir. Araştırmada alkol kullanmayan sürücülerin dikkat seviyesi de incelemeye alınır. Bu noktada alkol kullanmayan sürücüler, deneyin kontrol değişkenidir. Korelasyon katsayısı +1.00 ile -1.00 arasında bir değere sahiptir. Bağımsız değişken: Bir araştırmada neden durumundaki değişkendir. Yani bağımlı değişkeni etkileyen değişkendir. Kontrol değişkeni: Deneysel işlem gören şey ne ile karşılaştırma yapmak için kullanılır. 34 35 Bir değişken artarken diğeri artıyor ya da bir değişken azalırken diğeri de azalıyorsa, bu iki değişken arasında pozitif korelasyon vardır. +1.00, iki değişken arasında tam bir pozitif ilişki olduğunu gösterir. Örnek: Zeka ile problem çözme başarısı arasındaki ilişki 2.1.2016 Bağımlı değişken: Bir araştırmada sonuç durumundaki değişkendir. Yani bağımsız değişkenden etkilenen değişkendir. a. Pozitif korelasyon 2.1.2016 Herhangi iki değişken arasındaki ilişkiyi anlayabilmek, bu değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koyabilmek için korelasyon yöntemi kullanılır. 33 3. İstatistiksel (Korelasyonel) Yöntem 32 2.1.2016 Bir şeyleri değiştirir ya da düzenler, Diğer koşulları olabildiğince sabit tutar, Değişkenlerin ya da değişimlerin incelenen durum/koşul üzerindeki etkisini saptamaya çalışır. Böylece neden-sonuç ilişkisi kurmaya çalışır. 2. Deneysel Yöntemler 2.1.2016 Araştırma Konusu: Alkollü araç kullanımının dikkat seviyesine etkisi Deneysel yöntemin her uygulamasında bağımlı değişken, bağımsız değişken ve kontrol değişkeni bulunur. Deney yapan kişi, 31 2. Deneysel Yöntemler 2.1.2016 c. Testler: Belli davranışların özelliklerini ölçmek için kullanılır. Testlerin gerçekçi bir anlam ifade edebilmesi için geçerli ve güvenilir olması gerekir. d. Anket: Bireylerin bir konuya ilişkin düşünce ve duygularını, önerilerini belirlemek üzere düzenlenmiş birçok sorudan oluşur. e. Görüşme (Mülakat): Psikolojinin uygulamalı dallarında sıklıkla kullanılan bu yöntemde, yüz yüze etkileşim ile düşünce ve davranışların belirlenmesine yer verilir. f. Olay (Vak`a) İncelemesi: Bir olayın oldukça derinlemesine araştırılarak bilgi elde edilme yöntemidir.Özellikle psikolojik danışma alanında sıklıkla kullanılır. 2.1.2016 2. Deneysel Yöntemler 36 6 2.1.2016 b. Negatif korelasyon -1.00, iki değişken arasında tam bir negatif ilişki olduğunu gösterir. Örnek: Alkol kullanımı ile dikkat seviyesi arasındaki ilişki İki değişken arasında anlamlı hiçbir ilişkinin görülmediği durumlarda, bu iki değişken arasında ilişkisizlik (sıfır korelasyon) vardır. Örnek: Boy uzunluğu ile zeka seviyesi arasındaki ilişki 37 KPSS - 2007 38 KPSS – 2009 Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir davranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğinde bir uyarıcı tepki bağıntısı görülecektir. Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir? A) Davranışçı yaklaşım B) Yapısalcılık C) Biyolojik yaklaşım D) Sosyal öğrenme E) Fenomenolojik yaklaşım 39 2.1.2016 2.1.2016 Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kütlesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişiliklerini bir heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir. Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Davranışçı B) Psikoanalitik C) Bilişsel D) Ekolojik E) Yapısalcı 2.1.2016 Bir değişken artarken diğeri azalıyor ya da bir değişken azalırken diğeri artıyorsa, bu iki değişken arasında negatif korelasyon vardır. 2.1.2016 c. İlişkisizlik 40 1. Gelişim ve Değişim GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER 41 Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle sistematik ve ardışık olarak sürekli ilerleme kaydetmesidir. Gelişme ise gelişim süreci sonunda ortaya çıkan üründür. Değişim, organizmanın bir durumdan başka bir duruma geçmesidir. Sistematik, ardışık ve organizma için uyum sağlayıcı olabileceği gibi, tesadüfi, olumlu ya da olumsuz, kalıcı ya da geçici olabilir. Değişme ise değişim süreci sonunda ortaya çıkan üründür. 2.1.2016 2.1.2016 GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR 42 7 2.1.2016 1. Gelişim ve Değişim Organizmanın her gelişimi bir değişimdir, ancak her değişim bir gelişim değildir. Değişim, gelişimi de kapsayan daha genel bir kavramdır. Bir durumun gelişimsel değişme kabul edilebilmesi için olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle oluşması, sistematik ve ardışık olarak sürekli ilerleme kaydetmesi ve organizma için uyum sağlayıcı bir fonksiyonunun olması gerekir. Aksi halde sadece değişme olarak kabul edilir. Bisiklet kullanmayı bilmeyen bir çocuğun bisiklet kullanmayı öğrenmesi olumlu bir değişme iken, geçirdiği kaza sonrası unutması ise olumsuz bir değişmedir. 43 2. Gelişim Alanları Gelişim alanları sürekli bir etkileşim halindedir. Bu durum “gelişim bir bütündür” ilkesiyle açıklanır. Bireyin bedeninde ve anatomik özelliklerinde meydana gelen gelişmeleri kapsar. Bir kişinin boy uzunluğu, ağırlığı, iskelet-kas sistemi, motor becerileri gibi süreçlerdeki değişmeler biyolojik süreçler yoluyla ortaya çıktığı için fiziksel gelişim başlığı altında incelenir. Fiziksel gelişim doğum öncesinden başlayıp yaşamın sonuna kadar devam eder. 45 b. Bilişsel gelişim İnsanların düşünme, algı, bellek, akıl yürütme, dil kullanma becerisi gibi aktivitelerindeki değişmelerdir. 47 Bireyin duyguları, diğer insanlarla olan ilişkileriyle ilgili değişmeleri kapsar. İnsanlar dünyaya sosyalleşmemiş bir varlık olarak gelir. Yaşamın ilk yıllarında çocuğun sosyalleşmesinde en önemli görev anne-babalara düşer. Sosyalleşme süreci ömür boyu devam eder, ancak sosyalleşmenin yoğunluğu dönemlere göre değişir. Bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında sosyalleşme süreci çok hızlı ilerlemektedir. 2.1.2016 Bireyin zihinsel aktivitelerinde ortaya çıkan gelişmeleri kapsar. 46 c. Psikososyal gelişim 2.1.2016 2.1.2016 Gelişim fiziksel, bilişsel ve psikososyal olmak üzere üç alanda gerçekleşir. 44 a. Fiziksel gelişim 2.1.2016 2.1.2016 Bisiklet kullanmayı bilmeyen bir çocuğun bisiklet kullanmayı öğrenmesi hem bir gelişmedir hem de değişmedir. Ancak bu çocuğun geçirdiği kazadan sonra beyin hasarı sonucu bisiklet kullanmayı unutması ya da yaşadığı korku nedeniyle bir daha bisiklet kullanmayı istememesi gelişme olarak değerlendirilemez. Bu sadece değişmedir. 2.1.2016 1. Gelişim ve Değişim 48 8 2.1.2016 3. Büyüme Büyüme daima bir artışı ifade eder; azalma gösteren bir durum büyüme olamaz. Örneğin, iki yıl öncesine kadar vitrinin üzerinde duran çikolatalara ulaşmak için tabureye ihtiyaç duyan bir çocuğun bu yıl için tabure olmadan çikolatalara uzanabilmesi boyunun uzadığını yani büyüdüğünü gösterir. Çünkü üç yaşındaki bir çocuk, henüz zihinsel olarak okumayı öğrenmeye ya da kas yapısı olarak yazı yazmaya uygun durumda değildir. Yani yeterince olgunlaşmamıştır. Bu çocuğa ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın genetik yapısının izin verdiği en erken sürece ulaşmadan bu davranışlar kazandırılamaz. O halde olgunlaşma bir şeyi öğrenmenin ön koşuludur. 50 Öğrenme, bireyin çevresiyle kurduğu etkileşim sonucunda, davranışta meydana gelen nispeten kalıcı ya da izli davranış değişikliğidir. Bir şeyin öğrenilebilmesi için olgunlaşma ön koşuldur. Yani yeteri kadar olgunlaşmamış bir organizmaya ilgili davranış öğretilemez. Fakat olgunlaşma, öğrenme için tek başına yeterli değildir. Örneğin kravatı bağlayabilecek olgunluğa erişmiş bir çocuğun kravatın nasıl bağlandığını görmesi veya kravatı eline alıp denemeler yapması gerekir. 52 2.1.2016 51 2.1.2016 Bir davranışın öğrenilmiş kabul edilmesi için: Olgunlaşma, öğrenme yaşantılarından ve çevresel etkilerden bağımsız, kalıtım tarafından kontrol edilen bir süreci anlatır. Olgunlaşma genetik olarak programlandığından zamanı geldiğinde kendiliğinden gerçekleşir, özel bir çaba göstermeye gerek yoktur. 2.1.2016 5. Öğrenme 2.1.2016 Örneğin, üç yaşındaki bir çocuğa sabah akşam uğraşıldığı halde okuma-yazma neden öğretilemez? Bir yetinin kazanılabilmesi, davranışın gerçekleştirilmesi için organizmanın zihinsel ve fiziksel olarak uygun seviyeye ulaşması gerekir. İşte bu noktada karşımıza olgunlaşma kavramı çıkar. 49 4. Olgunlaşma 2.1.2016 Büyüme, en kısa tanımıyla, vücut kitlesindeki artıştır. Vücut kitlesindeki artış ise boyun uzaması, ağırlığın-hacmin artması şeklinde, nicel olarak kendini göstermektedir. 2.1.2016 4. Olgunlaşma 1. Davranışta gözlenebilen bir değişim gerçekleşmesi, 2. Bu değişimin kalıcı ya da izli olması, 3. Bu değişimin yaşantı sonucu olması, 4. Bu değişimin sadece büyümenin ya da sadece olgunlaşmanın bir sonucu olmaması, 5. Bu değişimin geçici olmaması (yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb.) gerekir. 53 54 9 2.1.2016 6. Hazırbulunuşluk Örnek: Bisiklet kullanmak için yeterli hazırbulunuşluk düzeyinde olan bir çocuk; bisiklet kullanmaya isteklidir, bisiklet kullanmak için gerekli olan kaslar ve diğer organlar yeterli olgunluğa erişmiştir, bisikletin nasıl kullanılacağı ile ilgili ön koşul öğrenmelere sahiptir, genel sağlık durumu bisiklete binmesine uygundur. Kısaca hazırbulunuşluk, bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır durumda olması demektir. Olgunlaşma + Ön Öğrenmeler + İstek/Güdü = Hazırbulunuşluk 55 7. Yaş Bireyin yaşı özellikle de olgunlaşma süreci açısından çok önemlidir. Çünkü genetik mirasımızın bir eseri olan olgunlaşma süreci, yaşa bağlı düzenli bir sıra izlemektedir ve bu sıra evrenseldir. Yaş zihinsel gelişimin yapı taşıdır. Elbette akıl yaşta değil baştadır ama aklı başa yaş getirir. Büyümenin değerlendirilmesinde de yaş faktörü karşımıza çıkmaktadır. Çünkü büyüme yaşa göre uzunluk, yaşa göre ağırlık, yaşa göre baş çevresi gibi büyük oranda yaşa bağlı olarak ele alınmaktadır. 57 KPSS - 2006 A) Sosyal normlara uygun davranışların öğrenilmesi ve sergilenmesi B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde yaşantılardan bağımsız ol arak gerçekleşen biyolojik gelişmeler C) İlk ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlik çağına kadar süren fiziksel ve cinsel değişmeler D) Büyüme ve gelişmeye eşlik eden öğrenilmiş davranış örüntülerinin kazanılması E) İlerleyen yaşla birlikte aşırı davranışların yerlerini yavaş yavaş ağırbaşlı davranışların alması 59 İlköğretim okuluna yeni başlayan Mehmet önlüğünü kendisi giyebilmekte, ancak annesi defalarca göstermesine karşın, önlüğünün yakasını bir türlü ilikleyememektedir. Mehmet`in önlük yakasını bir türlü ilikleyememesi, aşağıdaki ifadelerden hangisiyle açıklanabilir? A) Yaka kullanmaya yeni başladığı için Mehmet deneyim eksikliği yaşamaktadır. B) Annesinin aşırı koruyucu tutumu nedeniyle Mehmet iliklemeyi öğrenememiştir. C) Mehmet yakasının düğmelerini ilikleyebileceği kritik döneme henüz ulaşmamıştır. D) Mehmet`in el kasları yakasını ilikleyebilecek olgunluğa erişmemiştir. E) Mehmet`in parmakları yakasını ilikleyebilecek kadar büyümemiştir. 2.1.2016 Gelişimde olgunlaşma kavramı aşağıdaki süreçlerden hangisini anlatmak için kullanılmaktadır? 58 KPSS - 2008 2.1.2016 Fatma Hanım seneye okula başlayacak olan yeğeni Bertuğ`a bir hediye vermek ister. Çocuk giysileri satan bir mağazadan Bertuğ`un yaşını söyleyerek bir pantolon satın alır. Hediyesini yeğenine verdiğinde, uzun süredir görüşmemelerine karşın, satın aldığı pantolonun yeğeninin bedenine tam olduğunu görür, çok sevinir. Yukarıdaki paragrafta gelişim psikolojisine özgü kavramlardan hangisine vurgu yapılmaktadır? A) Büyüme B) Olgunlaşma C) Öğrenme D) Hazırbulunuşluk E) Kritik dönem 2.1.2016 Gelişim psikologları, gelişim sürecini döllenmeden ölüme kadar olan süreçte yaşa bağlı değişimler şeklinde inceler. Bu nedenle, gelişim sürecinin incelenmesinde yaş çok önemli bir faktördür. 56 KPSS - 2008 2.1.2016 2.1.2016 Hazırbulunuşluk bireyin sadece olgunlaşma düzeyini değil, aynı zamanda, bireyin önceki öğrenmelerini, ilgilerini, tutumlarını, güdülenmişlik düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu da kapsar. 2.1.2016 60 10 2.1.2016 KPSS - 2009 Gelişimin bazı evrensel ilkeleri vardır. Bu ilkeler, kişiden kişiye ya da toplumdan topluma değişiklik göstermez. Her insanın gelişimi bu ilkelerle gerçekleşmektedir. 62 2. GELİŞİM SÜREKLİDİR VE BELLİ AŞAMALARI İÇERİR Gelişim, doğum öncesi süreçten başlayarak, ölüme kadar olan süreyi kapsar. Bu süreç boyunca her gelişim aşaması, kendinden sonraki süreci hazırlar; bu nedenle süreçler arasında kesin sınırlar olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. 63 3. GELİŞİM NÖBETLEŞE DEVAM EDER 64 4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR A. Gelişim Genelen Özele Doğrudur Öncelikle büyük kaslar, sonrasında küçük kaslar gelişir. Örneğin, topla oynamaya başlayan çocuk, öncelikle topa tüm vücuduyla hakim olmaya çalışır; daha sonra sadece kollarıyla, elleriyle ve son olarak da parmaklarıyla topa hakim olabilir. 2.1.2016 2.1.2016 Bir gelişim alanının hızlandığı dönemlerde, başka bir gelişim alanı yavaşlayabilir. Gelişimin nöbetleri büyük oranda kalıtım tarafından belirlenir. Örneğin, yürümenin hızlandığı süreçte, konuşma duraklama gösterebilir. Cinsel gelişim hızlandığında bilişsel gelişim yavaşlar. 2.1.2016 2.1.2016 Gelişim sürecinde sadece kalıtımdan ya da sadece çevreden bahsedilemez. Çünkü bu ikili bir bütün oluşturur. Kalıtım yoluyla getirilen potansiyelin hangi ölçüde ve ne şekilde ortaya çıkacağını çevre belirler. Örneğin, doğuştan getirilen zeka kapasitesinin tam olarak kullanılabilme şartı, bu kapasitenin etkinleştirilebileceği, uygun çevre etkileşimine tabi olmaktır. 61 1. GELİŞİM, KALITIM VE ÇEVRE ETKİLEŞİMLİ BİR SÜREÇTİR GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL İLKELER 2.1.2016 2.1.2016 Bir araştırmada ilköğretim öğrencilerine bir yıl arayla iki kez ilgi envanterinin uygulanmasından 0,62; üniversite öğrencilerine uygulanmasından 0,80 korelasyon kat sayısı elde edilmiştir. Aynı çalışmada ilköğretim öğrencilerine ölçme aracının üç yıl arayla iki kez uygulanmasından 0,31; üniversite öğrencilerine aynı zaman aralığında iki kez uygulanmasından 0,63 korelasyon kat sayısı hesaplanmıştır. Ayrıca üniversiteden sonra yaşamın sonuna kadar ilgi puanlarındaki kararlılığın 0,70 civarında olduğu gözlenmiştir. Bu araştırmaya göre, ilgi puanlarındaki kararlılığın artışı, gelişim psikolojisine özgü kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) Büyüme B) Öğrenme Piaget’ye göre soyut C) Hazırbulunuşluk işlem düşüncesinin gelişimini etkileyen en önemli faktör yaştır. İlgi puanlarındaki kararlılığın artışı D) Kritik dönem bu faktörden kaynaklanmaktadır. E) Yaş (Cevap E) 65 66 11 2.1.2016 4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR C. Gelişim İçten Dışa Doğrudur Önce iç organlarımızın, daha sonra da dışa doğru kollarımızın gelişimi sağlanır. Gelişimin baştan ayağa-içten dışa doğru bir yönelim izlemesinin nedeni, yaşamsal öneme sahip organların gelişim süreçlerinde önceliğe sahip olmasıdır. 67 5. GELİŞİMDE KRİTİK DÖNEMLER VARDIR Tüm gelişim alanları, birbiriyle etkileşim içindedir. Bir gelişim alanındaki değişme, diğer gelişim alanlarında da değişmeye yol açmaktadır. Örneğin, dil gelişimi geride kalan bir çocuğun sosyal gelişimi de bundan olumsuz etkilenmektedir. 69 70 7. GELİŞİMDE BİREYSEL FARKLILIKLAR VARDIR 6. GELİŞİM BİR BÜTÜNDÜR Gelişim, gerek kalıtımsal özelliklerin gerekse içinde bulunduğu çevre koşullarının farklı olması nedeniyle bireyden bireye faklılık gösterir. Bir kız çocuğu ergenliğe beklenenin aksine çevresindeki erkeklerden sonra yani daha geç girebilir. 2.1.2016 2.1.2016 Sosyal Gelişim Fizyolojik Gelişim 2.1.2016 Organizmanın bazı davranışları öğrenmeye eğilimli olduğu yaş aralıkları vardır. Bu süreç, organizmanın bu davranışlara karşı en duyarlı olduğu ve davranışın ancak kazanılabileceği aralıklardır. 68 6. GELİŞİM BİR BÜTÜNDÜR 2.1.2016 2.1.2016 2.1.2016 B. Gelişim Baştan Ayağa Doğrudur Organizma için hayati önem taşıyan organlar, gelişim sürecinde önceliklidir. Bu nedenle beyin gelişimi daha doğum öncesi dönemden hızla gerçekleşir. Bir yaşına ulaşan bebeğin beyninin kütlesi, erişkin bir insanın beyninin kütlesinin %75`i kadardır. Bebeğin bedeni ile kafatasının büyüklüğü göz önüne alındığında ortaya büyük bir orantısızlık çıkar. Bu durum son derece normal bir gelişimsel süreci gösterir. Organizma önce kafa hareketlerini, sonra kafadan başlayarak aşağıya doğru göğüs, karın, bacaklar ve ayakların kontrolünü sağlar. 4. GELİŞİMDE BELLİ BİR YÖNELİM VARDIR Bilişsel Gelişim 71 72 12 2.1.2016 9. GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE ÇEVRENİN ETKİSİ DEĞİŞİR 8. GELİŞİMDE KURAL ÖDÜNLEME (TELAFİ) DEĞİL, İLİŞKİDİR 2.1.2016 2.1.2016 Bir dönemde gerçekleştirilemeyen davranışlar telafi edilemez. Yani “Ben özerkliğimi kazanamadım ama girişimciliğimi olması gerekenden fazla kazanarak, özerkliğimi telafi ettim” gibi bir durum söz konusu olamaz. Bir dönemde gerçekleştirilemeyen davranış, ilerleyen dönemlerin özellikleriyle ilişki içerisinde kazanılırkazanılmaya çalışılır. Hızlı değişikliklerin olduğu gelişim dönemlerinde çevredeki değişikliklerin etkisi büyük olur, değişiklikler yavaşladıkça çevredeki değişikliklerin etkisi de azalır. 1 yaşındaki bir çocuğun çevresindeki değişiklikler 20 yaşındaki bir kişinin çevresindeki değişikliklerin yaptığı etkiden daha fazla etkiye sahiptir. 73 74 KPSS - 2006 GELİŞİM GÖREVLERİ (HAVİGHURST) Gelişim dönemlerini inceleyen Havighurst, her döneme has gerçekleştirilmesi beklenen birtakım özelliklerin bulunduğunu tespit etmiş ve bunları gelişim görevleri başlığı altında özetlemiştir. Gelişim görevi, “bireyin yaşamındaki belli bir dönemde ortaya çıkan, başarıyla elde edildiğinde daha sonraki görevlerde başarıya ve mutluluğa yol açan, başarılamadığı durumlarda ise kişide mutsuzluğa, toplumun hoş görmemesine, daha sonraki görevlerde zorluklara yol açan görevdir.” 75 GELİŞİM GÖREVİ ÜÇ TEMEL FAKTÖRÜN ETKİSİ ALTINDA ORTAYA ÇIKAR: Olgunlaşma Toplumsal Beklenti 76 GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI Bireylerin içinde yaşadığı her dönem, aynı zamanda bir sonraki dönem için gerekli ön öğrenme yaşantılarını (hazırbulunuşluk) içerdiği için, eğitim ortamı bireylerin sonraki dönemlerini destekleyecek nitelikte düzenlenmelidir. İlköğretim birinci kademede, öğrencilerin sosyalleşmesi son derece önemlidir. Bu konuda en önemli konuma sahip kişi sınıf öğretmenidir. 2.1.2016 2.1.2016 Gelişim Görevi 2.1.2016 2.1.2016 Yeni doğum yapan Hatice, bebeğinin başının diğer organlarına göre daha büyük olduğunu fark eder ve kaygılanarak bebeğini bir doktora götürür. Doktor korkulacak bir şey olmadığını belirtir. Bebeğinin başının diğer organlarına göre büyük olması, aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisiyle ilişkilidir? A) Gelişim baştan ayağa doğru olur. B) Gelişimde bireysel ayrılıklar vardır. C) Gelişim içten dışa doğru gerçekleşir. D) Gelişimde kritik dönemler vardır. E) Gelişim genelden özele doğrudur. Kişisel Değerler 77 78 13 2.1.2016 GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI Öğretmenler, öğrencilerinin başarma ihtiyacını doyurucu etkinlikler düzenlenmelidir. Erken olgunlaşan erkeklerin daha dışa dönük ve popüler, erken olgunlaşan kız çocuklarınınsa çekingen ve çoğunlukla dışlanan durumda oldukları unutulmamalıdır. 79 GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI 80 GELİŞİM GÖREVLERİNİN EĞİTİMSEL SONUÇLARI Ergenlik döneminin sonlarına doğru zihinsel gelişim en üst seviyeye çıkar, buna karşın ergende tekrardan benmerkezli davranışlar görülür. Benmerkezli yapı çoğunlukla “hayali seyirciler” şeklinde kendini gösterir. Hayali seyirciler, ergenin çevresindeki herkesin kendisini izlediği, onunla ilgilendiğini sanmasıdır. Bu yüzden ayna başında daha fazla vakit geçirir, kaliteli elbiseler giymek ister, çevresinin bakış açısını çok fazla önemsemeye başlar. 81 83 Gelişim süreci döllenmeden başlar. Döllenme sonucunda oluşan canlıya zigot adı verilir. Zigot oluşumundan itibaren mitosis adı verilen hücre bölünmesiyle çoğalır. Zigot oluşumunun ardından ilk iki haftalık süreç dölüt olarak adlandırılır. Üçüncü hafta ile sekizinci hafta arasındaki süreç ise embriyo olarak ifade edilir. Üçüncü aydan itibaren embriyo dönemi yerini fetüs dönemine bırakır. 2.1.2016 1. Doğum öncesi 2. Bebeklik Dönemi (0-2 yaş) 3. Çocukluk Dönemi – İlk Çocukluk (3-6 yaş) 4. Okul Dönemi – Orta Çocukluk – Son Çocukluk (7-11 yaş) 5. Ergenlik Dönemi (12-18 yaş) 82 1. DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM 2.1.2016 FİZYOLOJİK-BEDENSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM 2.1.2016 2.1.2016 Öğretmenler özellikle ergenlik dönemindeki hızlı bedensel gelişimin ergenlerde sakar davranışlara yol açtığını unutmamalıdır. Öğretmenler, öğrencilerine saygı duymalı, yeri geldiğinde onlara yetişkin birer birey gibi davranmalıdır. 2.1.2016 2.1.2016 Eğitim sürecinde öğrencilere gelişimsel özelliklerine uygun yöntem-teknik, araç-gereçle yaklaşılmalıdır. Öğrenciler gelişimsel özelliklerine uygun etkinliklere yönlendirilmeli, gerçekleştirmeleri çok zor etkinliklere zorlanmamalıdır. Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır. 84 14 2.1.2016 2. BEBEKLİK DÖNEMİ (0-2 YAŞ) 2.1.2016 86 Yeni doğan bebeğin işitme duyu organı oldukça gelişmiştir. İnsan sesindeki perde ve şiddet değişikliklerinin farkına varabilen bebek, tanıdık ve yabancı olan sesi ayırt edebilir. Bebekler başlangıçta sadece refleksif ve denetimsiz vücut hareketleri gerçekleştirebilirken, iki yaşına geldiğinde psikomotor olarak büyük bir gelişim kaydederler. 2.1.2016 87 Moro refleksi: Yüksek bir gürültü karşısında çocuk kollarını uzatır, arkaya doğru gerilir, sanki bir şey tutacak gibi kollarını birleştirir. Kavrama/yakalama: Çocuk avucundaki küçük bir nesnenin etrafında parmaklarını büker. Tonik boyun refleksi: Sırt üstü yattığı zaman, baş yana döner, kol bacak ayrı tarafa uzanır, ters tarafa bükülür. Babinski refleksi: Ayağında altı gıdıklandığında parmaklar açılır, ardından bükülür. Adım atma: Ayakta tutulursa bebek sanki adım atacakmış gibi ayağını kaldırır. Yüzme: Suya konan bebek kol ve bacaklarını oynatır, nefesini tutar. 89 2.1.2016 Nefes alma: Tekrar tekrar nefes alıp verme Kökünü arama: Yüzünü dokunulan yöne çevirme Emme: Boğaz, ağız ve dil ile güçlü emme hareketi Yutma: Boğazda yutma hareketleri Göz kırpma: Bir an için gözlerini kırpma Gözbebeği refleksi: Gözbebeğinin parlak ışıkta küçülmesi, donuk ışıkta büyümesi 88 2.1.2016 YENİ DOĞAN BEBEKTE BULUNAN BAZI REFLEKSLER 2.1.2016 Bedensel gelişimin en hızlı görüldüğü ikinci dönem olan bu süreçte başın vücuda oranı düşünüldüğünde bir biçimsizlik göze çarpmaktadır. Doğumdan önce baş, bedenin yaklaşık olarak yarısı iken, doğumda ise dörtte biri kadardır. Yetişkinlerde ise bu oran sekizde birdir. Bebeğin boyu doğduğunda yaklaşık 50, bir yaşına geldiğinde ise 75 cm uzunluğa erişir. Ağırlıkça artma da doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır. Fakat iki yaşına doğru bu hızda azalma olur. Bebek, altı aylıkken doğumdaki kilonun muhtemelen iki katına, bir yaşında üç katına, iki buçuk yaşında ise dört katına ulaşır. Bebeklerin doğumdan sonra yaptıkları ilk davranış solunumdur. Bebeğin yaşantısının ilk 28 günlük sürecine yenidoğan adı verilir. Bebekler bu süreçte ışığı, ayırt edebilecek kadar görürler. Sadece gürültüyü algılayabilen yenidoğanlar çevrelerine karşı bir ilgi göstermedikleri gibi henüz başlarını da dik tutamazlar. 85 2.1.2016 Fetüsün insan organizmasının temel yapısını alması yaklaşık beşinci aya kadar devam eder. Bu nedenle beşinci aydan önce doğan bebeklerin yaşama ihtimalleri çok düşüktür. Doğum öncesi gelişim yaşam sürecindeki en hızlı gelişim dönemidir. Fetüs doğduğunda ortalama 2500 ile 4500 gram arasındadır. Testosteron adı verilen erkeklik hormonu ve östrojen olarak adlandırılan kadınlık hormonu da daha bu dönemde salgılanmaya başlanarak bebek ve çocukların ileriki yaşamlarında cinsel kimliklerinin gelişiminde rol oynarlar. 90 15 2.1.2016 3. ÇOCUKLUK DÖNEMİ (İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ) 3-6 YAŞ 91 4. OKUL DÖNEMİ (İKİNCİ ÇOCUKLUK – SON ÇOCUKLUK) 7-11 YAŞ 92 Bu dönemde, ince motor becerilerini geliştirir ve daha önce yapamadıkları davranışları başarabilirler. Görme normale döner ve kas-göz koordinasyonu gerektiren etkinliklerde başarı düzeyi artar. Çocuklar bu dönemde çok sayıda yeni beceri kazanmasına rağmen bu durum pek fazla fazla dikkat çekmez, çünkü gelişim süreci çok yavaş bir seyir izlemektedir. 93 94 ERKEN VE GEÇ OLGUNLAŞMANIN ETKİLERİ 5. ERGENLİK DÖNEMİ Erken Olgunlaşma 95 KIZ: Yaşıtlarına göre daha çekingen bir yapıya sahiptir. Sosyal ilişkilerde kendisini yetersiz hisseder. İçinde bulunduğu gruptan dışlanmasına yol açabilir. 2.1.2016 2.1.2016 Oldukça hızlı bir bilişsel, fizyolojik ve psikolojik gelişmenin olduğu dönemdir. Kızlar bu dönem erkeklere nazaran 1-2 yaş daha önce girerler. Ancak bireysel farklılıklardan dolayı erkek çocuklar arasında çevresindeki kız arkadaşlarından daha önce ergenlik dönemine girenlerin de bulunabileceği unutulmamalıdır. 2.1.2016 2.1.2016 Bedensel gelişme önceki yıllara göre yavaş bir seyir gösterir. İskelet sistemindeki gelişme kas sisteminden daha ileride olduğundan, büyüme ağrıları gözlenebilir. Yaklaşık dokuz yaşına kadar erkekler kızlardan biraz daha uzun ve ağırdır. Ancak 10 yaşından yaklaşık 15 yaşında kadar, kızların boy ve ağırlıkları, yaşıtı erkeklerin boy ve ağırlıklarını geçer. 2.1.2016 2.1.2016 Bu dönemde çocuğun sinir sistemi, gelişimini büyük oranda tamamlar. Kalp atış hızı giderek azalır ve dönemin sonuna doğru yetişkin bir kişininkine benzer hale gelir. Uzun süre aynı yerde oturamazlar, sürekli olarak hareket halinde olmak isterler. İnce motor becerileri henüz olgunlaşmamış olan çocuklar, büyük kaslarını küçük kaslarına nazaran daha iyi kullanırlar. Dönem boyunca çocukların küçük kaslarını değil, büyük kaslarını geliştirici çalışmalar yapılmalı. Örneğin, ince uçlu kalem kullanma, iğneden iplik geçirme gibi işleri yapmaya zorlanmamalıdır. Bu dönem devimsel açıdan, çocuğun büyüklerin davranışlarını test ve taklit ettiği dönemdir. Bedensel becerilerin kazanılmasıyla birlikte çocukta bağımsız hareket etme, çevresindeki bireylerin söylediklerinin tersini yapma, inatçılık, dikkat çekici davranışlarda bulunma gibi davranışlar dikkat çeker. Geç Olgunlaşma KIZ:Yaşıtlarına göre daha dışa dönüktür. Sosyal ilişkilerde kendisine daha çok güvenir. Yaşıtları arasında popüler bir görüntü sergiler. ERKEK: Yaşıtlarına göre daha fazla ilgi görür. ERKEK: Yaşıtlarına göre daha az ilgi görür. İçinde bulunduğu grup tarafından lider gibi değerlendirilir. Yaşıtlarına göre daha dışa dönüktür. Kolay uyum sağlar. Dikkat çekici hareketlerde bulunarak, dikkati üzerine çekmeye çalışır. 96 16 2.1.2016 KPSS - 2007 2.1.2016 Anasınıfına devam eden Neşe`nin ilköğretim beşinci sınıfa giden ablasının kullandığı materyallere göre daha büyük materyallerle çalışması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A)Küçük kas gelişimini tamamlamamış olması B) Sahip olduğu bilişsel şema sayısının az olması C) Nesne devamlılığı ilkesini kazanmamış olması D) Sembolik oyunlarla iç dünyasını yansıtması E) Miktar korunumunun kazanılmamış olması 97 98 1. Kalıtım 2. Çevre 3. Zaman (Kritik Dönem – Tarihsel Zaman) 99 Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda zigot adı verilen döllenmiş yumurta oluşur. Bireyin yaşamı da zigot evresiyle birlikte başlar. Eşey hücresinde 23 tane kromozom bulunmaktadır. Gerek yumurta hücresinde gerekse sperm hücresinde bulunan 23 kromozomun bir tanesi cinsiyetle ilgilidir ve gonozom olarak adlandırılır. Geriye kalan 22 kromozomun cinsiyetle ilgisi yoktur ve otozom olarak adlandırılır. 101 Yumurta hücresinde cinsiyet kromozomu olarak daima X bulunur. Sperm hücresinde yer alan cinsiyet kromozomu ise X ya da Y`dir. Eğer spermde X bulunuyorsa, yumurtadaki X ile birleşir ve XX yani kız çocuğunun olmasını sağlar. Eğer spermde Y bulunuyorsa, yumurtadaki X ile birleşir ve XY yani erkek çocuğun oluşmasını sağlar. 2.1.2016 Kalıtım, anne ve babadan bireye genetik yolla geçen yetenek ve özelliklerdir. Bu özellikler bireyin yaşamı boyunca sahip olacağı zihinsel yetenek, duygusal denge, fiziksel yapı gibi birçok özelliğin alt ve üst sınırlarını belirler. 100 a. Cinsiyetin Belirlenmesi 2.1.2016 2.1.2016 2.1.2016 GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1. Kalıtım 2.1.2016 Ergenlerin bu süreçte baş etmesi gereken en önemli sorunları hızlı bedensel ikincil cinsiyet özelliklerinin kazanılmasıdır. Büyüme hızı doruğuna ulaştığı bu dönemde ergenin bedenindeki değişikliklere uyum sağlaması gerekir. Hızlı bedensel büyüme kendini çoğunlukla sakar davranışlarla gösterir. Cinsel olgunlaşmanın başlangıcı puberte olarak adlandırılmaktadır. Kızlarda ergenlikle ilgili ilk belirti çoğunlukla göğüslerdeki büyüme kabul edilirken, erkeklerde ergenliğin başlangıcında belirgin bir değişim görülmemektedir. 102 17 2.1.2016 a. Cinsiyetin Belirlenmesi a. Cinsiyetin Belirlenmesi 103 Her kromozomda 20000-30000 arasında olduğu tahmin edilen gen bulunmaktadır. Bu genlerin oluşturduğu zincir, bireyin göz renginden boyuna, yaşam süresinden yakalanacağı olası hastalıklara, zihinsel yeteneklerinden duygusal durumuna kadar çok sayıda şeyi programlamaktadır. Genotip, çevre etkisinden bağımsız olarak bireyin sahip olduğu kalıtsal özelliklerdir. Fenotip ise genotip ve çevresel etkenler bir araya geldiğinde ortaya çıkan yapıdır. Örneğin; kahverengi göz, A, B ve AB kan grupları, yüksek tansiyon baskın özelliklerdir. Sarı saç, mavi göz, düz saç çekinik özelliklerdir. Çekinik özellikler, ancak her iki ebeveynde de benzer genler olduğu zaman ortaya çıkarlar. Baskın özellikler ise, anne ya da babadan birinde bu genler bulunduğu takdirde ortaya çıkabilirler. Ayrıca bazı güçlü dış etkenler sonucunda (X ışını, radyasyon, bazı ilaç ve kimyasallar, ani sıcaklık değişimleri vb.) organizmanın kalıtsal yapısında kalıcı farklılaşmalar meydana gelebilir. Bu duruma mutasyon denir. Bir genotipten çok sayıda farklı fenotip ortaya çıkabilir. Bunun nedeni doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasındaki çevredir. Fenotip=genotip+çevre 106 107 1. Klinefelter Sendromu: Embriyo 44+XXY (47) kromozom setini taşıdığında ortaya çıkan bu sendrom sonucunda uzun boylu, uzun kol ve bacaklı, dişi eşey karakterlerini gösteren, kısır ve zeka engelli bireyler gelişir. 2. Üçlü Dişilik Sendromu: Embriyo 44+XXX (47) kromozom setini taşır. Kısırlık ve zeka geriliği yaygın olarak görülmekle birlikte, bu kromozom seti taşıyan bayanların çoğunda herhangi bir belirgin semptom görülmez. Yani normal bir zeka gelişimi gösterirler ve doğurgandırlar. 3. XYY Sendromu: Erkek bireyde gamet oluşumu sırasında mayozun ikinci evresinde Y kromozomlarının ayrılmaması durumunda YY kromozomu taşıyan spermler oluşabilir. Sonuçta zeka geriliği görülen, uzun boylu bireyler gelişir. Son yıllarda yapılan araştırmaların sonucunda seri cinayet sanıklarının ve suç işlemeye eğilim gösteren kişilerin belli bir oranının, bu kromozom setine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. 2.1.2016 c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar 2.1.2016 Bir başka önemli genetik ilkesi ise bazı özelliklerin baskın (dominant), bazı özelliklerin ise çekinik (resesif) olmasıdır. Fenotip büyük oranda genler tarafından belirlenir, ancak bazı özel durumlarda organizmanın fenotipi, genotipine yüzde yüz uymayabilir. Bu duruma hipomorfizm denir. 105 b. Baskın ve Çekinik Özellikler 2.1.2016 2.1.2016 Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda ortaya 46 tane kromozom çıkar. 104 a. Cinsiyetin Belirlenmesi a. Cinsiyetin Belirlenmesi Özdeş İkizler: Tek bir yumurta tek bir sperm tarafından döllenir. Yumurta iki küreye ayrılarak her biri aynı genetik koda sahip bir fetüs şeklinde gelişim gösterir. Bu tip ikizlere monozigotik denir. Çift Yumurta İkizleri: İki farklı yumurta farklı spermler tarafından döllenir. Farklı genetik kodlara sahip iki fetüs şeklinde gelişim gösterir. Bu tip ikizlere dizigotik denir. Yarı Özdeş İkizler: Oldukça ender rastlanan bir durumdur. Bir yumurta eşit olarak bölünür ve iki farklı sperm tarafından döllenir. Yarı özdeş ikizler çift yumurta ikizlerinden daha fazla ancak özdeş ikizlerden daha az birbirine benzer. 2.1.2016 2.1.2016 108 18 2.1.2016 c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar 5. Edward Sendromu: 18 numaralı somatik kromozomda ayrılmama olması sonucunda gelişen 47 kromozomlu bireylerde görülür. Bu sendrom, bireylerin dış görünümü ile kolayca ayırt edilir ve çoğunlukla 10 haftalık olmadan ölümle sonuçlanır. 6. Patau Sendromu: 13 numaralı somatik kromozomda ayrılmama olması sonucu gelişir. Küçük ve işlevsiz gözler, küçük bir beyin ve yarık dudak görüntüsü gibi özellikler ile kendini gösteren bu sendrom da doğumdan birkaç hafta sonra ölümle sonuçlanır. Pankreas bezi, iki türlü salgı salgılar. Birisi mideye gönderilir. Diğeri insülindir ve kana gönderilir. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Dolayısıyla gelişime etkide bulunur. Tiroit salgı bezi, boğazın ön kısmında gırtlağın iki yanındadır. Salgıldığı hormona troksin adı verilir. Troksin kemiklerin, kasların büyümesine, sinir sisteminin, kan dolaşımının çalışmasına etki eder. Fazlalığı vücudun etkililiğini artırır, azlığı ise yavaşlatır. Çevre, bireyin doğuştan getirdiği potansiyele gelişme olanağı veren ya da sınırlandıran faktörleri içermektedir. Çevresel faktörler üçe ayrılır: a. Doğum Öncesi Çevre: Annenin aldığı ilaç, alkol, radyasyona maruz kalma, kan uyuşmazlığı, akraba evliliği, doğum öncesinde çocuğun gelişimini etkiler. b. Doğum Sırasındaki Çevre: Doğum sırasında görülebilen kordon dolanması, çocuğun oksijensiz kalması gelişimi olumsuz etkiler. c. Doğum Sonrası Çevre: Ailenin çocuğa yaklaşımı, sosyoekonomik durumu, çocuğun geçirdiği hastalıklar, ailenin parçalanması, çocukların doğuş sırası gelişimi etkiler. 111 110 112 a. Kritik dönem 113 Genie isimli kız çocuğu, psikolojik olarak rahatsız olan babası tarafından 1-2 yaşlarından itibaren küçük bir odaya kilitlenmiştir. Genie konuşma dilini hiç duymamıştır. 13 yaşında bulunduktan sonra, dilin bazı boyutlarını öğrenebilmiştir. Bunula birlikte gramer kurallarını kullanması hiçbir zaman normal düzeye ulaşmamıştır ve sosyal becerileri de fazla bir ilerleme göstermemiştir. Dilin kazanımında doğumdan sonraki ilk yıllar son derece önemlidir yani dil kazanımının kritik dönemidir. Kritik dönem geçtikten sonra uygun çevre yaşantısı sağlamak, istenen etkinliği kazanmada yeterli gelmemektedir. 2.1.2016 2.1.2016 İnsanlar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda, belirli kazanımlar için yüksek duyarlığa sahiptir. Bu dönemlerde uygun çevre koşullarının sağlanması halinde kazanım çok daha çabuk ve etkili olmaktadır. Eğer bu yaş aralıklarında uygun çevre koşulları sağlanamazsa, ilerleyen süreçte kazanım gerçekleşse bile çok fazla zaman almakta ve istenen kadar etkili olmamaktadır. İşte bu zaman aralıklarına kritik dönem adı verilmektedir. Hipofiz, kafatasında bulunur; tüm salgı bezlerinin çalışmasını düzenler. Fazla salgılanması devliğe, yetersizliği cüceliğe neden olur. 3. Zaman Böbrek üstü bezleri, her iki böbreğin üstünde bulunur. Salgıları büyümeye, cinsiyete etki eder ve vücudun duyguların yoğunluğundan korunmasını sağlar. Duygusal gelişimle yakından ilgilidir. Cinsiyet salgı bezleri, kadın ve erkekte cinsel gelişimi sağlar ve cinsel yaşamı sürdürmeye etkide bulunur. İç salgı bezleri; hipofiz, epifiz, tiroit, paratiroit, pankreas (yarı iç salgı bezi), böbrek üstü bezler, timüs ve cinsiyet salgı bezleri. 2.1.2016 2. Çevre 2.1.2016 Paratiroit, tiroit salgı bezine bitişik dört küçük bezden oluşur. Vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar. Az çalışması kas ağrılarına, kemiklerin bozulmasına; fazla çalışması ise sinirlerin körleşmesine neden olur. Salgılarını doğrudan kana akıtan bezlere iç salgı bezi adı verilir. İç salgı bezlerinin salgılarına da hormon denir. 109 d. Hormonlar 2.1.2016 4. Down Sendromu (Mongolizm): 21 numaralı somatik kromozomda ayrılmama durumu görüldüğünde ortaya çıkar. Embriyo 45+XX veya 45+XY setlerinden birini taşır. Geniş eller, kısa parmaklar, tınaz vücut, oransal olarak büyük bir dil, çekik gözler, zeka geriliği ve genişyuvarlak bir yüz en belirgin özellikleridir. 2.1.2016 d. Hormonlar 114 19 2.1.2016 b. Tarihsel Zaman İnsanların ilgileri ve davranışları, teknolojik yeniliklere, savaşlara, doğal afetlere, modaya, düşünce sistemlerindeki değişimlere bağlı olarak, gelişim süreçlerini etkileyecek şekilde değişiklik gösterebilir. 115 KPSS - 2006 117 KPSS - 2007 Gelişimin birbirini izleyen, ayırt edilebilir devreler halinde gerçekleştiğini öne süren kuramcılara göre, içinde yaşanılan çevrenin niteliği bu devreleri nasıl etkileyebilir? A) Hem hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkiler hem de sıralarını değiştirebilir. B) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkileyebilir ama sıralarını değiştiremez. C) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkilemez, sıralarını kısmen değiştirebilir. D) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sıralarını etkiler. E) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sürelerini 118 değiştirebilir. KPSS - 2009 119 Aileler üzerinde yapılan bir araştırmada, anne babasından biri ya da her ikisi ressam olan çocukların resim yeteneklerinin, ailesinde ressam olmayan çocuklardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre, resim yeteneğiyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisinin daha önemli olduğu söylenebilir? A) Büyüme B) Öğrenme C) Kalıtım D) Duyarlı dönem E) Hazırbulunuşluk 2.1.2016 2.1.2016 Gözlerinde kataraktla doğan ve 7 yaşına kadar tedavi olmayan çocuklar, daha sonra tedavi olsalar bile görme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler. Bu durumda, yaşamın ilk 7 yılı görme duyusu açısından aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir? A) Duyusal-motor dönem B) Olgunlaşma düzeyi C) Hiyerarşik düzey D) Kritik dönem E) Gelişme dönemi 2.1.2016 Aşağıdakilerden hangisi kalıtım ve çevrenin zeka üzerindeki etkisini inceleyen araştırma sonuçlarını en iyi özetlemektedir? A) Zeka, tümüyle kalıtımsal etkenler tarafından belirlenir. B) Zeka, tümüyle çevresel etkenler tarafından belirlenir. C) Zeka üzerinde kalıtımsal etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir. D) Zeka üzerinde çevresel etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir. E) Zeka, kalıtsal ve çevresel etkenlerin ortak etkileriyle belirlenmektedir. 116 KPSS - 2007 2.1.2016 Günümüzde ergenler internet kullanımına, özellikle internette karşılıklı sohbete çok ilgi göstermektedirler. Ayrıca ergenlerin iletişimde cep telefonu önemli yer tutmaktadır. Bu yeni iletişim araçlarının ve serbest zaman etkinliklerinin ortaya çıkması, gelişimle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) Tarihsel zaman B) Büyüme C) Olgunlaşma D) Hazırbulunuşluk E) Kritik dönem 2.1.2016 Tarihsel zaman bireyin içinde yaşadığı zaman diliminin ve bu zaman diliminde gerçekleşen önemli olayların, bireyin gelişim sürecine etkisini anlatır. 2.1.2016 KPSS - 2003 120 20