4 .sınıf 1. dergimiz - 4.sınıf günlük çalışmalar
Transkript
4 .sınıf 1. dergimiz - 4.sınıf günlük çalışmalar
TEPE İNŞAAT İLKOKULU 4-B SINIF DERGİSİ Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. Mustafa Kemal ATATÜRK MARMARA BÖLGESİNİN, İSTANBUL İLİNDE, MALTEPE İLÇESİNDE YER ALAN OKULUMUZ 2013-2014 eğitim -öğretim dönemi 14 Eylül de açıldı. Hepimiz çok mutluyuz.Arkadaşlarımızı ve öğretmenimizi çok özlemiştik. Hepimiz mutlu bir şekilde kavuştuk. 4-B SINIFI Dergiyi Hazırlayanlar :Tepe İnşaat İlkokulu 4- B Sınıfı Öğrencileri ve öğretmeni Mehmet Ali Koyuncu Köydeki Çeşme Bir gün arabayla eve dönüyorduk ve ben çok susamıştım.Yolda bir çeşmeye rastladık.Babama durmasını söyledim.Babam arabayı çeşmenin yanına çekti. Arabadan indiğimde hava çok güzeldi. Derin derin nefes aldım. Çam ve diğer ağaç kokularını ciğerlerimde hissettim. Çeşmeden suyu buz gibiydi, kana kana su içtim.Tadı öyle güzel ,temiz ve tazeydi.Arabadaki şişeleri de doldurduk ve köyde biraz oturduk. Kendimi tutamadım ve yine su içtim.Sonra eve döndük ve rüyamda o çeşmeyi gördüm. O çeşmeye daha sonra defalarca gittik ve suyundan içtim. Birgün daha gittiğimde çeşme yerinde yoktu. Oradan geçen herkese sorduk kimse çeşmenin başına ne geldiğini bilmiyordu. Sonra yanıma güzel bir köylü kızı geldi. Sanırım bizi epeydir izliyor. Bu çeşmeye ne oldu biliyor musun? Evet o çeşmeyi sabahın erken saatlerinde söküp başka yere götürdüler. O köy nerede acaba bir kilometre ilerde. Çok teşekkür ederim. Bir şey değil. Hemen babamla o köye gittik . Çeşmeyi bulduk çeşmeden içtiğimde tadı bayat,kötü ve kirliydi. Bu civarda en güzel köy burasıymış burayı güzel yapan tatlı dil değil , güzel rengarenk çiçekleriymiş.Zamanla çiçekler solmuş,kurumuş,siyah ve kötü kokan bir yer haline gelmiş. Bu köyün muhtarına sormuşlar . Bu çeşme başka köye ait neden burada? Gördüğünüz gibi çiçeklerimiz solmuş bu çeşmeye ihtiyacımız vardı. Biz size yeni rengarenk çiçekler ekelim sizde bize çeşmeyi geri verin olur mu? Tamam İki gün sonra çiçekler rengarenk ve güzel kokan çiçeklere dönüştü. Çeşmeyi geri kazandık . Sonra Yazan:DORUK ÖZTOP defalarca o çeşmeye gittim. Küçük Kız Ve Çiçekler Derenin az ötesinde bir yol varmış.Bazen yoldan geçen motorlu arabalar pis kokulu duman bırakırlarmış. Kocaman çam ağaçları hüüp diye yutarlarmış bu dumanı. Sonrada püff diye temiz hava üflerlermiş.Gülümserler,göz kırparlarmış dereye doğru.Sanki ‘’Korkmayın,biz varız burada.Bu temizlik ve güzelliğin teminatıyız.’’ der gibi. Deredeki alabalıklar,görebiliyorlarmış çam ağaçlarının yaptıklarını.Sudan şlap diye zıplayıp teşekkür ederlermiş çamlara. Ama insanlar duyamaz ve göremezmiş bütün bu olanları. Bir gün derenin yanındaki küçük çayıra bir taksi gelmiş. Taksiden yaşlı bir kadın ve onun torunu inmiş. Sanki ağaçların her şeyin konuştuğunu görüyorlardı. Hemen ormanın ağaçları en yaşlı ağaca sormuşlar oda şöyle demiş.’’ Çünkü onlar bize inanıyor’’ demiş.Sonra küçük kız ormandaki çöpler toplamış ve dereyi temizlemiş.Ağaçların en yaşlısı demiş ki dile benden ne dilersen oda şöyle demiş buradan motorlar geçmesin ve dileği gerçekleşmiş. Derenin kenarında çiçekler çıkmış ve motorlar o çiçeklere kıymamış oradan bir geçmemişler ormanda onlardan teşekkür etmiş. Sonra onlar eve dönmüşler . O ormana tekrar tekrar gitmişler. Yazan:DORUK ÖZTOP ANKARA KALESİ Dayımın beni bir sürprizle götürdüğü ANKARA KALESİNİ anlatmak istiyorum sizlere. Sabah dedemlere aniden çıkıp gelen dayımla güzel bir kahvaltı yaptık ve hazırlanıp yola koyulduk. Epey bir yol aldıktan sonra kalenin bulunduğu yere geldik. Yolda dayımın kale hakkında bana verdiği bilgilerden kalenin kesin olarak hangi tarihte yapıldığının belli olmadığını, ama Ankara’ya hakim bir tepe üzerine kurulmuş ve 20’den fazla kulesinin bulunduğunu öğrendim. Arabamızı park ettik ve adını sonradan öğrendiğim, küfe denen çuvalların içinde, her türden kuruyemişlerin sergilenerek satılmakta olduğunu fark ettim. Ara sokaklarda Eski Ankara Evleri’nin bulunduğu yerde el dokuma halılar satılmaktaydı. Renkler çok canlı ve kırmızı renk yoğunluktaydı. Manzara çok güzeldi, büyülenmiştim artık fotoğraf çekmek gerek diye düşündük ve gezimizi fotoğraflamaya başlamıştık. Merdivenlerden ağır adımlarla çıkıyorduk ve ben çok heyecanlıydım. Yukarı doğru tırmanmaya başladık. Kalenin beton duvarları arasında kocaman bir delik fark ettim ve heyecanla koşup ne olduğunu görmek istedim. Bakınca gözlerime inanamadım, delikten bakınca her yer çok net ve güzel görünüyordu. Ama bu daha başlangıçtı ve daha en tepeye ulaşmamıştık. Biraz daha merdivenlerden çıktığımızda, çukurda üstü açık, içine merdivenlerle inilen kocaman ve futbol sahasına benzeyen bir yer gördük, yuvarlak gibiydi. Birkaç çocuk oraya inmiş ve içinde futbol oynuyorlardı. Bizde sahanın etrafında birkaç kere tur attık. Sonra bir kere daha çıktık, her yerde sanki odalara giriş için kapılar yapılmıştı. Bütün yapı taş ile kayalar oyularak yapılmış gibiydi. Nihayet son kata kadar çıktık ve asıl manzara ile o zaman karşılaşmıştık. Yorulmuş ve çok da susamıştık. Bir cafe de durduk. Buz gibi birer limonata içip serinlemek istedik. Siparişlerimizi verdik içinde nane ve buz parçacıkları ile muhteşem görünen limonatalarımız geldi. Ankara’nın sanki her yeri görünüyordu. Yorgunluğumuzun etkisiyle limonatalarımızdan birer yudum aldık. Sonra nerden aklıma geldiyse fotoğraf çekmek istedim. Dayım muhteşem bir poz vereceğini söyleyerek onun resmini çekmemi istedi. Tam kamerayı ayarlayıp birkaç poz çektikten sonra dayımın her ikizimizin limonatasını da pipetle yudumlamakta olduğunu fark ettim. Bir anda “hey dayı, benim limonatamı da içiyorsun” dedim. Kaptığım gibi limonatamdan bir yudum aldım ve sonra kahkahalarımız yükseldi. Limonatalarımız bitmişti, dayım bizi çıkarmak için bu defa farklı bir yol seçmişti. Bu sayede faklı yerlerden geçtik. Dışarı çıktığımızda kuruyemişçilerin bulunduğu yerde durduk. Çok lezzetli görünen kuruyemişlerden alıp evin yolunu tuttuk. Ceren Oğuz 4-B Sınıfı 3 6 BİLMECE ÇÖZME ZAMANI 10 7 1 9 4 5 1. Atatürk nerede doğdu? 2. Cumhuriyetimizin kurucusu kimdir? 3. 29 Ekim’de kutladığımız ulusal bayramımızın adı nedir? 4. Atatürk’ün anıt mezarının adı nedir? 6. Atatürk’ün annesinin adı nedir? 5. Atatürk’ün babasının adı nedir? 7. Atatürk’ün kız kardeşinin adı nedir? 8. Atatürk nerede öldü? 9. Atatürk 19 Mayıs 1919’da hangi şehrimize ayak basmıştır? 10. Yurdumuzu düşmanlardan kurtarmak için yaptığımız savaşın adı nedir? Çeşme Tatilim Sevgili öğretmenim ve arkadaşlarım, Ben 11 Ağustos Cumartesi günü Çeşme’ye tatile gittim. Orada ablam, annem, babam ve ben vardım. Arabada 7 saat boyunca yol aldık. Ardından Albayak otelin önünde durup bavullarımızı otel odamıza yerleştirip koyup mayolarımızı giyinip otelimizin havuzuna girdik. Ben ilk başta havuzdan çıktım çünkü su çok soğuktu ama alıştım ve yüzdüm. Sonra otele çıkıp duş aldık, oturup dinlendik. Akşam olunca yattık ve yatakta ablamla biraz oyun oynayıp uyuduk. Sabah olunca yine mayolarımızı giyinip , Altınkum’un denizine gittik çünkü oranın kumu güzel ve yumuşaktı. Orada Burcum diye bır kızla tanıştım.Yüzdük, daldık, bazende güneşlendik. Burcum ve ailesi Ankara’lı oldukları için birbirimize telefon numaralarımızı verdik ve sonra vedalaştık. Akşamımızı otel odamızda geçirip ablamla oyunlar oynadık. Akşam yemeğinde kalamar yedik, tadı çok güzeldi bu yüzden uyuyana kadar tadı damağımda kaldı. Sabah olunca Aya Yorgi’ye gittik . Ben orada kumdan kale yaptım. Orada balık tutmaya çalıştım ama hem küçük hemde hızlıydılar. Orada bir çocuk kovayı suya sokmasıyla 3 balık yakaladı. Sonra hepimiz açıkınca oranın büfesine gitik. Yemek olarak ben HAM HAM pizası yedim. Annem ve ablam tavuklu salata yedi, babam ise büftek yedi. Biraz daha yüzüp eğlendikten sonra annemle güneşlenirken müzik dinledim. Otelimize döndük. Ertesi gün Dalyan köyüne gittik. Orada ben kırık kabuklar buldum birde minare buldum. Ablam oradaki kayaların üstünden atladı. Sonra oranın büfesine gidip dondurma yedik. Ve ardından otelimize döndük. Akşam yemeğinde tadına doyamadığımız kalamardan yedik. Sabah Altınkum’a gittik ve Vodafone tesislerinden denize girdik. Oradaki şezlonglar denize çok yakındı ama biz yastıklara havlularımızı serdik. 2. Denize girmeye gittiğimizde ablam sahilde arkadaşlarını gördü ve çok mutlu oldu. Son bir kez denize girerken fotoğraf makinesini aldık ve fotoğraf çekildik. Babam ablamı ve beni kucağına aldı, annemde bu fotoğrafları yakaladı. Otele varınca yine kalamar yemeye karar verdik ama ablam yemeğe gelmemeye karar verdi. Biz yemeğimizi yedik, en sonunda onun yemeğini odasına götürdük. Ablam yemeğini yedi ve Kapış Kapışı izledik ve yattık çünkü ertesi sabah saat 5 de İstanbul’a dönmek için yola çıkmamız gerekiyordu. Tuana Zeynep Kutlu Benim öyküm Ben çiçekli bir köyde doğdum. Ben köylü çocuğuydum. Çok güzel soğuk sular akan çeşmeleri vardı. Maalesef bu güzelim köyden kente taşınıyoruz. En kısa zamanda gidiyoruz. O gün geldi. Kente doğru yola çıktık. Evimiz Maltepe’deydi. Hiç duymadığım öyle bir yerdeki eve gidip eşyalarımızı yerleştirdik. Sitede dolaşırken ben bayağı arkadaşla tanıştım. Bir ay sonra Tepe İnşaat İlkokul’una başladım. Orada da birçok arkadaşım oldu. İlk bir ay biraz yaramazlık ve tembellik yaptım.Öyle böyle birinci sınıf bitti. İkinci sınıfa başladım oda başarılı bir şekilde bitti. Sonra üçüncü sınıfta bitti. Yıllar yılları kovaladı. Şu an dördüncü sınıfa gidiyorum. Son seneye başladım. Şimdilik iyi gidiyor. Matematik kursuna başlıyorum. Bu sene dördüncü sınıfı bitirip, mezun oluyorum. DORUK ATAK 4/B YAZ TATİLİ Yaz tatilinde bir gün hep birlikte ananemin yazlığına gittik. Deniz çok güzeldi. Yemeğimizi yedikten sonra botu şişirdik ve dışarı çıktık. Botla beraber açıklara doğru gittik. Kürek çekmekten yorulunca kıyıya döndük. Sonra paletlerimizi ve deniz gözlüğümüzü giyerek dalmak için hazırlandık. Babam deniz kıyısından denize girdi, ben ise iskeleden atladım. Atlar atlamaz iskelenin dibinde büyük bir minare gördüm ve onu aldım. Sonra babamla birlikte daha derinlere gittik. Babam daldığında denizçakısı denilen bir deniz kabuğu gördü ve aldı. Ben önce onu çöp zannettim. Daha sonra babama o ne diye sordum, o da denizçakısı diye cevap verdi. Onlardan birkaç tane daha bulduk. Babam 2 tane çok büyük minare buldu. Bir yengeç kafası, 2-3 tane denizyıldızı, 8-9 tane deniz kabuğu çıkarttık. Bunların hepsini yanımızda taşıdığımız ağ sepetin içine koyduk ve kıyıya çıkarttık. Kıyıya dönerken kocaman bir vatoz balığı gördük. Arkadaşlarımın hepsi çıkarttıklarımızı yakından görmek için etrafımıza toplandılar. Babam herkese çıkarttığımız deniz kabuklarının isimlerini tek tek söyledi. Onları eve götürüp balkonda kuruması için güneşe koydum. Bir süre sonra çok kötü kokmaya başladılar. Ananem çok kötü koktuğundan atmak istedi. Babaannemler beni görmeye geldiklerinde babaannem ben onları alır temizlerim dedi. Daha sonra onlara gittiğimizde minareleri tertemiz yapmış ve çok güzel bir hale getirmiş. Bir tanesini babaanneme hediye ettim. Onlarda bana dedemin küçükken çıkarttığı kocaman beyaz deniz kabuğunu hediye olarak verdiler. Artık onları evimizin en güzel köşesinde hatıra olarak saklıyorum ve bu anımı hiç unutmayacağım. Barış Özerdem ÜÇ TAFARI DENİZLERLE KAPLI ÜLKEMİZDE DENİZ ÜRÜNLERİ HARİTASI MATEMATİK BULMACASI 1'den 9'a kadar rakamları birer defa kullanarak aşağıdaki kareleri öyle bir doldurun ki; her çizgideki rakamların toplamı 13 olsun... İSTANBULUN EFSANEVİ KIZI KIZ KULESİ Denizin ortasında bir kule.Sessiz sedasız öylece duruyor.Ama ona dikkatlice bakanlar,kulenin aslında gözünün ulaştığı her yere ,herkese selam verdiğini fark ediyor.O mu İstanbul'a selam veriyor, yoksa İstanbul mu ona ; belli değil.Belki de onlar, biri olmadan diğrinin eksik kalacağını yüzyıllar önce fark etmiş, birbirine selam veriyorlar. Evet İstanbul'un olmazsa olmazlarından ,Kız Kulesi'nden bahsediyorum.Bu güne dek birçok efsaneye konu olmuş Kız Kulesinden.Efsanelerden en bilineni sepetteki yılan hiç kuşkusuz,ancak ben bu yazımda ondan değil ,aşıklar efsanesinden söz edeceğim. Rivayet o ki,mitolojinin aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in genç ve güzel rahibelerinden Hero,Kız Kule'sinde yaşar.Rahibelerin aşık olması ya da rahibelere sevdalanmak yasaktır.Ancak bir davette Hero ile Leandros'un yürekleri ferman dinlemez.Davetten sonra Kız Kulesi'ne dönen Hero ,Leandros'u düşündüğünü göstermek için her gece meşale ile işaret göndermeye başlar.Sevdiğinin güzel yüzünü bir kez daha görmek isteyen genç adam ,bu işareti alır almaz suya atlar ve sevdiğine doğru kulaç atar.Leandros'un Hero'ya doğru gittiği gecelerden fırtına çıkar ve meşalenin ışığını söndürür.Karanlık sularda,azgın dalgalarda boğuşmak zorunda kalan genç adam daha fazla mücadele edemez ve ...Bunu gören, Hero sevdiği olmadan yaşamayacağına kanaat getirerek boğazın serin sularına kendini bırakır... İşte o gün bugündür Kız Kulesi ,İstanbul'un hem en güzel hem de en romantik noktalarından biridir.Bu satırları okuduktan Salacak'a ,İstanbul'un efsanevi kızına bir kez daha bakmanızı tavsiye ederim.Bakmayı değil,görmeyi ; duymayı değil,dinlemeyi bilenlerden biriyseniz ve hayal gücünüze güveniyorsanız Kız Kulesi'nin anlatacağı daha çok efsane olduğunu da fark edeceksiniz.Duyuyor musunuz? 89 Elif Naz Büyük 4/B Bir Günlük Anım Bir zamanlar küçük ama güzel bir köye gittim. Orada tatlı bir evde aynı ev gibi tatlı mı tatlı köylü kızı vardı. Onla beraber annesi,babası ve kardeşiyle evde yaşıyorlardı. Yanlarına gittim. -Merhaba benim adım Ecem. Siz kimsiniz? -Benim adım Nermin, dedi anne. -Kızımın adı İpek 'tir.Oğlumun adı Tuna dır. Baba : -Benim adım Hakan.dedi. -Ne güzel adlarınız varmış . -Teşekkürler sizinde . Ben de onlara bir şey teklif ettim.O da şuydu , -Hadi hep beraber pınarın yanına gidelim. -Çok teşekkürler. dedi İpek. -Herkese iyilik yapalım ki herkes mutlu olsun dedim. -Tamam o zaman hadi gidelim. dedi Tuna . Pınara vardık orada oyalandıktan sonra bir çeşmeye gidip su aldık. Eve gitmem gerektiğini öğrendim.Herkes bir ağızdan -Ne olur gitme dediler. -Ama evde ailem beni bekliyor ,diyerek oradan gidiyordum ki -Lütfen durun sana bir hediye vereceğim. dedi ipek. -Tamam. dedim. -Hemen koşarak getirdi. bunlar sana dedi . Verdiği çiçekler mükemmel kokuyordu. -Çok teşekkürler İpek'ciğim diyerek ayrıldım. İpek'in bana hediye ettiği çiçeği hala saklıyorum,aradan beş yıl geçti . Onlara bakınca İpek ,Tuna ve ailesini hatırlıyorum. ECEM İPEK BULUT 4/B BİLMECE – BULMACA ÇÖZELİM 1."Savaş" sözcüğünün karşıt anlamlısı, 2."Açık" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 3."Yurt" sözcüğünün eş anlamlısı. 4."Kuru" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 5."Yüksek" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 6."Yükselmek" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 7."Tat" sözcüğünün eş anlamlısı. 8."Yoksul" sözcüğünün eş anlamlısı. 9."Geçmiş" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 10."Dar" sözcüğünün karşıt anlamlısı. 11."Konuk" sözcüğünün EŞ anlamlısı. 12."Taze" sözcüğünün karşıt anlamlısı. FIKRA ORUÇ NASIL ŞİŞMANLATIR? Hekim oğlu İsmail’e, “Ramazan olmasına rağmen biraz kilo almışsınız” dediklerinde: -Maalesef öyle oldu. Demiş.Çünkü 2 kişilik yemek yiyor, bir kişilik oruç tutuyorum. 1. 2. 3. 4. 5. FIKRA ÇINAR AĞACI MAYDONOZUN NESİ OLUR? Selim bir ders esnasında: -Hocam demiş,”İnsan maymunun gelişmiş şeklidir diyorlar. Ne dersiniz? Seyid Ahmed Arvasi: -O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir,demiş. DİKKAT SORULARI: -Yeni doğan zenci çocuğun dişleri ne renk olur? -Benim yaşım 10,kardeşimin yaşı 5, kardeşimin yaşı benim yaşımın yarısı kadar. Benim yaşım 100 olursa kardeşimin yaşı kaç olur? -Pembe mendil mavi denize düşerse ne olur? Kulak ne işe yarar? Bir sinek zencinin koluna düşünce ne demiş? (Cevaplar başka bir sayfada) BİLMECELER İpek: Arkadaşlar Doruk’la ikimiz,sizlere bilmeceler soracağız.İster misiniz? Doruk: Madem istiyorsunuz ilk bilmece benden;söyle bakalım Sena, Arkadaşına küsen bir kaplumbağa sence ne yapar? Sena:Bunu bilmeyecek ne var.Bence kabuğuna çekilir. İpek:O kolaydı.Elif şunu bilsin de görelim bakalım.Hiç ceza alınmadan öldürülen şey nedir? Elif: Hıh... bu da bir şey mi?Vakit tabi ki canım. Doruk: Ceren, ben de sana soruyorum.Kristof Kolomb Amerika’yı bulmasaydı ne olurdu? Ceren :Oh be! Ben de zor bir şey sanmıştım.Ne olacak sanki,Amerikan salatalı sandviç yiyemezdik o kadar. İpek: Defne, tam sana göre bir bilmece;çok roman okuyan kişiler sonunda ne olur? Defne : Ay! Ne olacak? Her halde çok romantik olurlar. Doruk: Bunlar da her şeyi biliyorlar.Ne sorsam? Ne sorsam?...Hah şimdi buldum.Söyle bakalım Fuat,Çin gribi olan bir hastanın hastalığını doktor nasıl anlar? Barış: Kolaaay, bunu ben bile anlarım; Çin gribi olan hastanın önce gözleri çekikleşir,sonra da burnu akar. İpek: Pes vallahi.Hadi şunu bil de görelim bakalım Melis, papağan öğrenci olsaydı sence ne olurdu? Melis : İpek, bari zor bir şey sorsaydın.Ne olacak? Tabi ki sınıf birincisi olurdu. Deniz :Doruk,bana da sor,bana da sor. Doruk:Soralım bakalım.En şanlı şehrimiz neresidir? Deniz:Şanlı Urfa’yı hiç mi duymadık sanki? İpek: Ben de sana sorayım Beyza, Hangi misafire kızarız? Beyza : Ablam bir gün annemle aramda geçen konuşmaya kulak misafiri olmuş.Annem O’na bir kızdı bir kızdı... Doruk: Söyle bakalım Tuna,balık sürüsüne ne denir ? Tuna: Biraz zor sorun ya...Bu da bilmece mi? Ne denecek?Tabi ki kalabalık denir. İpek:Balık dedin de aklıma geliverdi.Mert, sen bil bakalım,yaşlı balıklara ne denir? Mert: Ne denecek ? Babalık denir. Doruk: Hadi şuna da kolay desin de görelim.Can ,Hangi ayda denize giremeyiz? Can : Hangi ayda olacak?Dünyamızın etrafında dönüp duran ayda denize girsinler de görelim bakalım. İpek:Bilmece kalmadı,hepsini bildiniz. Zeynep, sen bil bakalım;Ayağını yorganına göre uzatmayanlara ne olur? Zeynep:Ne olacak?Üşütür ve sonunda romatizma olur? İpek:Ecem ,aklımda kalan son bilmece de senin olsun.Bil bakalım karıncalar düğünü nasıl yaparlar? Ecem: Nasıl yapacaklar? Bizim program yaptığımız gibi,karınca kararınca yaparlar. İpek:Dilinize sağlık arkadaşlar hepsini bildiniz oyunu hak ettik . Haydi biraz da oyun oynayalım. KELİME OYUNLARI: 1-Burçlara ilk bayrağı kim dikti? 2-Eskimiş öküzün sesine ne denir? 3-Padişah yaşlanınca ne olur? 4-Padişah ölünce oğlu ne olur? 5-Ana yol nedir? DİKKAT SORULARININ CEVAPLARI 1. Cevap:Dişleri olmaz 2. Cevap; 95 3. Cevap; Islanır. 4. Cevap: Gözlük tutmaya 5. Cevap:Eyvah karakola düştüm. 6-Hangi tarlaya soğan ekilmez?. 7-Yağmurlu bir havada nehirden karşıya geçmek isteyen bir adam,tahta köprü dururken nehri neden yüzerek geçmiştir? 8-Yenince orucu bozmayan şey nedir?. 9-Geçen gün Tokat’ta 10 kişiyi taramışlar. 10-Denizaltının bir altı nedir? KELİME OYUNLARI 1-Cevap:Terzi 2-Cevap:Eskimo 3-Cevap:Kurulanır 4-Cevap:Yetim 5-Cevap :Baba yolun hanımı 6-Cevap;Mayın tarlasına 7-Cevap:Hayatında hiç yaş tahtaya basmamışta ondan. 8-Cevap:Dayak yemek orucu bozmaz 9-Cevap:Berber 10-Cevap:Deniz5 ATATÜRK VE CUMHURİYET 29 EKİM 1923 Bilelim ki; milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar. CUMHURİYETİN KURULUŞUNUN 90. YILINI KUTLADIK ATATÜRKÇÜLÜK Atatürkçülük; Türk milletine, bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilimin rehberliğinde, Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacını hedef alır. Atatürk İlke ve İnkılâplarının Dayandığı Temel Esaslar ATATÜRK İLKELERİ Biz Cumhuriyetiz Cumhuriyetin çocuklarıyız biz ! Cumhuriyetin armağan edilen topraklarında, Ata'mın emanetçisiyiz biz ! Biz cumhuriyetiz ! Atatürk'üm kurdu cumhuriyeti, Kahraman milletim sonsuzca sahiplendi. Yurdumda barış ve sevgi ilkesi, Cumhuriyetin ışığıyla sardı kardeşliği. CUMHURİYETÇİLİK MİLLİYETÇİLİK HALKÇILIK DEVLETÇİLİK LAİKLİK İNKILÂPÇILIK 29 Ekim 29 Ekim 1923,de Atatürk,üm kurdu Cumhuriyeti Cumhuriyet’i Türk çocuklarına emanet etti. Biz cumhuriyetiz ! Ata'mın emanetçisiyiz biz ! Analarıyız, babalarıyız, çocuklarıyız biz ! Toprağımız uğruna düşen kanın mirasçısıyız biz ! Uğruna atalarımızın yürüdüğü istiklal yolunda, Dünya'nın Türk'ün kahramanlığıyla tanıdığı biz Vatan, bayrak sevgisiyle, mutlu yarınlarımızda, Cumhuriyetin nöbetçisiyiz biz ! Biz cumhuriyetiz! Berkan Selhan - Her yıl kutlarız 29 Ekim Cumhuriyet bayramımızı, Elimizde Türk bayrağı , içimizde özgürlük vardı. Biz Türkiye,nin geleceği ve, Atatürk,ün demokrasi elçileriyiz. TUANA ZEYNEP KUTLU NO:1 4-B YANGIN KORUNMA HAFTSI BELEDİYE İTFAİYE EKİPLERİ İLE BİRLİKTE KUTLANDI (25 EYLÜL 1 EKİM ) FEN VE TEKNOLOJİ DERSİNİ YAPARAK VE YAŞAYARAK ÖĞRENİYORUZ KASLARIN İNCELENMESİ KEMİKLERİN İNCELENMESİ MATEMATİK BULMACASININ CEVABI SINIF BAŞKANIMIZI SEÇİYORUZ ADAYLARIMIZ : 1.Sena Yılmaz 5 Oy 5.Azra Demirer 1 Oy 9.Ecem 1 Oy 2.Defne Ceylan 5 Oy 6.Melis Tezcan 1 Oy 10.Elif Çetinkaya 1 Oy 3.Umut Bayraklı 5 Oy 7. Zeynep Abbasgil 1 Oy 11.Zeynep Kutlu 1 Oy 4.Alp Karaatmaca 11 Oy 8.Sorgun Canyalçın 1 Oy En fazla oy alan arkadaşımız sınıf başkanı diğerleri de yardımcı olmuştur. OY KULLANIYORUZ OYLARIN SAYIMINI YAPIYORUZ NEFES ALIP VERME VE DİYAFRAM NABIZ ATIŞINI ÖLÇME VE NABIZ SAYMA STETESKOPLA KALP ATIŞINI DİNLEME = 1000 Sadece bir çizginin yerini değiştirerek toplamda 1000 sayısını bulun BU SORUYU ÇÖZMEK İÇİN ÇOK ÇALIŞMALISINIZ 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINA BİZ CUMHURİYETİZ ŞİİRİ İLE HAZIRLANIYORUZ BULMACA Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim 1- Soluk alıp verme organlarının en sonuncusudur. Akciğerlerin altında yer alır. 2-Omurga, el ve ayak bileklerinin kemik çeşididir. 3-Kol ve bacaklardaki kemik çeşididir. 4-Göğüs kafesi ve kafatasındaki kemik çeşididir. 5-Kalp ve akciğerleri dış etkenlerden koruyan iskelet bölümümüzdür. 6-33 tane omur kemiğinin oluşturduğu iskelet bölümümüzdür. 7-Beynimizi dış etkenlerden koruyan iskelet bölümümüzdür. 8-Omur ve çene kemikleri …………………… kemiklerdir. 9-Kafatası ve kalça kemikleri ……………………… kemiklerdir. 10-Kasların sahip olduğu yapıdır. 11-Kalbin pompaladığı kanın damarlara yaptığı etkidir. 12-Damarlarımızda bulunan hayati sıvıdır. 13-Aldığımız havanın nemlenmesini ve temizliğini sağlayan soluk alıp verme organımızdır. 14-Göğüs kafesinde bulunur. Bir sağda, diğer solda olmak üzere iki tanedir. Soluk alıp verme organıdır. 15-Yutaktan gelen havayı soluk borusuna iletir. 16- Vücudumuza şekil veren ve dik durmasını sağlayan yapıdır. 17-Burundan gelen havanın soluk borusuna geçmesini sağlar. 18- İskelet sisteminde bulunan kemik sayısıdır. 19-Soluk alıp verme organlarındandır ve iki kola ayrılarak havanın akciğerlere iletimini sağlar. 20-İskelet sisteminde yer alır ve vücudumuzun hareket etmesini sağlar. 5 6 9 2 16 8 1 12 4 13 14 7 3 18 17 10 20 15 11 19 KÜLTÜR VARLIKLARIMIZI VE NESNELERİ TANITIYORLAR OKUL TEMSİLCİ SEÇİMİ YAPILIYOR SINIFIMIZDAKİ ADAY TUNA GÜRBÜZ AQUA FANTASY Sevgili öğretmenim ve arkadaşlarım; Sizlere bu yazın yaşadığım güzel bir anımı anlatacağım. 5 Ağustos pazartesi günü Kuşadası’na Aqua Fantasy`e gittik. Kuzenlerim Zeynep ve Utku ile Ayvalık’tan Kuşadası’na 2.5 saatte gittik ve sonunda Aqua Fantasy’ ye geldik.Hepimiz içeri girmeyi sabırsızlıkla bekliyorduk.Hemen mayolarımızı giyinip çocuk havuzuna gittik. Su savaşı yaptık. Zeynep , Utku ve ben büyük bir su kaydırağından kaydık.Sonra dalga havuzuna gittik.Orada dalgalar o kadar büyüktü ki görseniz çok şaşırırdınız.Orada büyük bir kova vardı.İçine su doluyordu. Kovanın altına girenlerin üzerine su dökülüyordu. Dev su kaydırakları vardı. Onlardan iki tanesine bindim. Şişme botlar vardı, babamla beraber botla kaydık. En sonunda kuzenlerimle beraber aile turuna binmek için sıraya girdik. Sıra bize gelince iki bota bindik. Çünkü altı kişi gitmiştik ama onların bir tanesi üç kişilikmiş onun için iki ayrı bota bindik. Akşam Çeşme’ ye gittik ve tatile devam ettik. Nur MERVE ÖZKAN KIZILAY BOYAMA ÇALIŞMASI KIZILAY HAFTASI ( 29 Ekim - 4 Kasım ) Her yıl 29 Ekim - 4 Kasım tarihleri arasında Kızılay Haftası'nı kutlarız. Kızılay bir yardım kurumudur. Yardım insancıl bir duygudur. İnsanları yücelten bir düşüncedir. Bu düşüncenin yaygınlaşması, dünyamızı güzelleştirir. Barış içinde bir arada yaşamamızı sağlar. İnsanlar arasında birlik ve beraberlik duygularını geliştirir. Kızılay Haftası'nda, Kızılay Derneğinin kuruluş amacı ve çalışmaları konusunda okulda, sınıfta konuşmalar yapılır, bilgiler verilir. Radyo ve televizyonda Kızılay ile ilgili programlar yayınlanır. KIZILAY'IN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMALARI 1. Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımları yapar. Bunun için önceden bu maddeleri depo eder. 2. Yoksul, kimsesiz ve düşkünler için aşevleri açar. 3. Sağlık merkezleri kurar. Kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan bağışlarını kabul eder, gereksinme duyanlara bu kanları verir. 4. Hemşire yetiştirmek için okullar açar. 5. Savaşta geçici sağlık merkezleri kurar. 6. Gezici hastaneler kurar. KIZILAY Yardım elini açan, Yoksullara koşarsın. Şefkat, merhamet saçan, Muhtaçlara sen varsın. Deprem olsa bir yerde, Veya yansa bir ocak. Her acıya, her derde, Yine sensin koşacak. Seni bulur yanında, Her felaket, her olay, Zengin, fakir olanlar, Sana muhtaç Kızılay. SUDOKU ÇÖZELİM EL BECERİLERİMİZ GELİŞTİRİYORUZ TEKERLEMELER BU KARA KANTAR KIRK KİLO KARA KATRAN TARTAR Bu sıra şu sıra o sıra o sıra o sıra gelsin. Dal tartar kartal kalkar , kartal kalkar dal tartar. EMİŞLE MEMİŞ MAHKEMEYE GİTMİŞ ,MAHKEMELEŞMİŞLERMİ,MAHKEMELEŞMEMİŞLERMİ? Bir berberi berber bir berberi berbere demiş, gel beraber bir berberi berberle beraber bir berberi berber dükkanı açalım demiş RESİMLİ KELİME AVI BULMACASI RESİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ EL ALETLERİNİN İSİMLERİNİ SAĞA DOĞRU VE AŞAĞIYA DOĞRU OKLARA DİKKAT EDEREK ŞABLONDA AYNI NUMARALI KUTUCUKLARA YERLEŞTİREREK ÇÖZECEKSİNİZ. TEKERLEMELERE ÇALIŞIP SÖYLEYELİM İstanbul’un şekeri Arabanın tekeri Tekerek mekerek Eve geldim sekerek Ninem lokma pişirmiş Sayısını şaşırmış Üçe beş dedi Kuruya yaş dedi Kara kedi, beyaz kedi Lokmaları bir bir yedi Şaştım koştum Eşekten düştüm Hamdım piştim. Anam yoğurt getirdi Kedi burnunu batırdı Bu kediyi ne etmeli Kaynar kazana atmalı Kediciğe pek yazık O yoğurdu dökmeli Bir atım var tahta Biz gidiyoruz bu hafta Çokça yeriz yoğurdu İneğimiz doğurdu Görseniz bizim ineği Üstüne kondurmaz sineği FIKRA Şu yoğurdu Sarmısaklasakda mı Saklasak Sarmısaklamasakda mı Saklasak. Hacı nine kına döver Ben bilirim kimi sever Altın paşayı sever Altın paşa bardakta Gümüş yüzük parmakta Getir kızı göreyim Atlara bindireyim Saraydan geçireyim Sarayda kahve kaynar İçinde bülbül oynar Katı, Sıvı, Gaz Olay ilkokulu dışarıdan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışarıdan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor adama. "Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: "Katı, Sıvı, Gaz." Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kağıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kağıtların birinde aynen şöyle yer alıyor: - Katır, Sığır, Kaz GÜZEL SÖZLER Mutlu İnsan; Her şeyin en İyisine Sahip Olan Değil. Sahip Olduğunu Kaybetmeyecek Kadar Sevendir... Herkes aynı fikirdeyse, hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir. (Mevlana) İnsanı sadece bilim ve sanat yüceltebilir. Ludwig van Beethoven Süt Öğretmen Ali`ye sorar : -Söyle bakalım Ali, sütün bozulmaması için ne yapmalıyız? -Sütü sağmayıp ineğin memesinde bırakmalıyız öğretmenim. Saygıdeğer Öğretmenlerim Sevgili Arkadaşlarım; Ben Tepe İnşaat İlkokulu 4/B Sınıfı öğrencilerinden Tuna GÜRBÜZ’üm.Sınıf arkadaşlarımın güveni ve desteği ile 2. Sınıftan beri, sınıf temsilciliği görevini üstleniyorum. Şimdi bu tecrübemi, eğer okul temsilcisi seçilirsem, sizlerin isteklerini gerçekleştirebilmek, sorunlarınıza çözüm bulmak için kullanmak istiyorum. Okul temsilcisi seçiminin biz öğrencilere demokrasi , seçme, seçilme, oy kullanma bilincini kazandırdığını düşünüyorum. Siz arkadaşlarıma boş, gerçekleştirilmesi imkansız sözler vermek istemiyorum. Amacım öğrencilerin istek ve sorunlarını öğretmen ve idarecilerimizle paylaşmaktır. Öncelikli ve yapılabilir olanları yapmak ve sorunların çözümü için çalışmaktır. Bunun için öncelikle siz arkadaşlarım arasında bir anket yapmak istiyorum. Böylece istek ve sorunlarımızı tespit edebiliriz. Kültür, sanat, eğitim, spor gibi etkinliklerden haberdar olunması ve etkin katılım için çalışmalar yapmak istiyorum. Eğitim ve kültür amaçlı gezilerin daha fazla yapılabilmesi için çalışmalar yapmak istiyorum. Öğrenci ve çocuk haklarını savunmak ve sahip çıkmak için desteğinize ihtiyacım var. Teşekkür ederim…