YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği

Transkript

YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
YED‹TEPE
ÜN‹VERS‹TES‹
D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹
FAKÜLTES‹
DERG‹S‹
7
1
C‹LT 2
SAYI 1
2008
ISSN
1307-8593
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹
D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹
7
Yeditepe Üniversitesi
Difl Hekimli¤i Fakültesi Dergisi
Sahibi
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi ad›na
Prof. Dr. Türker Sandall›
Editör
Prof. Dr. Tülin Arun
Yay›n Kurulu
Prof. Dr. Gündüz Bay›rl› (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Senih Çal›kkocao¤lu (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Kenan Eratalay (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdal Iflıksal (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Ender Kazazo¤lu (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Cengizhan Keskin (‹stanbul Üniversitesi)
Prof. Dr. Koray Oral (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Recep Orbak (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Yasemin Özkan (Marmara Üniversitesi)
Prof. Dr. Hesna Sazak Öveço¤lu (Marmara Üniversitesi)
Prof. Dr. Hilmi Sabuncu (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Nüket Sandall› (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Peker Sandall› (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Kemal fiençift (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Mübin Soyman (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Selçuk Y›lmaz (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Özen Do¤an Onur (‹stanbul Üniversitesi)
Doç. Dr. Leyla Kuru (Marmara Üniversitesi)
Doç. Dr. Nurhan Güler (Yeditepe Üniversitesi)
Yard›mc› Editörler
Doç. Dr. Fulya Ifl›k
Doç. Dr. P›nar Kurso¤lu
Yrd.Doç. Dr. Senem Selvi Kuvvetli
Halkla ‹liflkiler
Zeynep Okçetin
Görsel Yönetmen
Ömer Ülkenciler
ISSN
1307-8593
Bask› Portakal Bas›m
‹çindekiler
Kuflçu Ö. Ö., Ça¤lar E., Sandall› N.
Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri:
Derleme ...................................................................................................................7
Erdem S., Arun T.
Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi ........................14
Sar› E., Ucar C.
Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi:
Olgu Raporu ..........................................................................................................18
Sar› E., Akp›nar Y.
George Gauge:
Obstrüktif Uyku Apnesi Apareylerinin Yap›m›nda Kullan›lan Bir Ayg›t ..........22
Demir T., Atefl U., Çehreli B., Yalç›nkaya Z.
Üst Daimi Sol Yan Kesici Diflte, Birlikte Görülen
Dens ‹nvajinatus ve Talon Tüberkülü:
Bir Olgu Raporu ....................................................................................................25
Demir T., Atefl U., Çehreli B., Yalç›nkaya Z.
Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara Ait 50 Haz›r ‹çece¤in
Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas› .......................................................................29
Fiflekcio¤lu E., Dumlu A., Borahan O.
Akondroplazi:
Bir Olgu Raporu ....................................................................................................35
Türker B., fiener D., Yüksel S., Acar N.N., Noyan Ü.
Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas› .................................39
Cabbar F., Çomuno¤lu N.
Cerrahi Siliyal› Kist:
Vaka Raporu..............................................................................................................................45
Kuvvetli S.S., Ç›ld›r fi.K., Sandall› N.
Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri:
Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
.........
48
4
Merhaba sevgili meslekdafllar›m,
Biliyorum bütün k›fl ayn› hayalle geçti. Yaz tatilinin, denizin ve güneflin
hayaliyle... Asl›nda yine de her fleyden kopmak mümkün de¤il bizim
mesle¤imizde. Ama zaman zaman mola vermek hepimize iyi gelecektir.
Çünkü bir sonraki y›l için enerji depolamak, gündemi kaç›rmamak için de
hem ruhen hem de bedenen dinlenmek ve de bir önceki y›l›n yorgunlu¤undan
ar›nmak laz›m. O yüzden güzel ve keyifli bir yaz geçirmeniz temennisiyle
bafllamak istiyorum.
Yaza girmeden tamamlama f›rsat› buldu¤umuz bu say›n›n da birbirinden
güzel konular ve bilimsel çal›flmalarla dolu oldu¤unu belirterek zevkle
okuyaca¤›n›z› umuyorum. Bu say›da yer alan konulara göz atacak olursak,
genifl bir perspektifle de¤erlendirilen ve interdisipliner tedavi prensipleri ile
tedavi edilen olgu örneklerinin yan› s›ra, üç derlemeden olufluyor.
Dergimizin haberler bölümünde ise bu y›l›n biz akademisyenler için en
önemli olay› olan fakültemizin ADEE taraf›ndan 14-16 Ocak tarihlerinde
ziyareti de tüm detaylar›yla yer al›yor. Ziyareti izleyen günlerde ise konu ile
ilgili olumlu rapor ADEE'nin internet sitesinde yay›nland› ve bu da bizleri
tarifsiz flekilde gururland›rd›.
Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da ayda bir düzenlenen "Sürekli mesleki e¤itim
seminerleri" hat›rda kalan konuflmalar, paylafl›lan deneyimlerle dopdolu yine
baflar›yla tamamland›.
Fransa Endodonti Derne¤i Baflkan› Prof. Dr. Philippe Malet'nin 14 Mart'ta
ki konferansi ve Avrupa Periodontoloji Akademisi Baflkan› Prof. Dr. Mariano
Sanz'›n May›s bafl›ndaki ziyareti ve konferanslar› da akademik gündemimizi
renklendirdi.
Bu günlerde ise final s›navlar› tüm yo¤unlu¤u ile devam ederken,
lisansüstü programlar›na kay›tl› ö¤rencilerimizin pek ço¤u ufuktaki yeterlilik
s›navlar›na haz›rlan›yor ya da tezlerini sunmak üzere son haz›rl›klarla
meflguller. Yani bizim için tatil henüz bafllamad›, yo¤un bir Haziran ay› var
önce önümüzde, Temmuz ay›n›n 7'sindeki diploma töreni ard›ndan yavafl
yavafl bizlerde tatil havas›na girece¤iz. Gelecek say›da görüflmek üzere,
Sa¤l›kl› ve keyifli günler dilerim.
Prof. Dr. Tülin ARUN
tarun@yeditepe.edu.tr
5
6
Çocuklarda A¤r›s›z Lokal
Anestezi Teknikleri:
ÖZET
Çocuklarda difl hekimine karfl› kayg›-korku geliflmemesi
için etkin kayg› ve a¤r› kontrol yöntemlerinden faydalanmak
gerekir. A¤r›s›z bir lokal anestezi (LA) için öncelikle etkin
davran›fl yönlendirme teknikleri kullan›lmal› ve çocukla sa¤l›kl›
bir iletiflim kurularak, çocu¤un kayg›s› kontrol alt›na al›nmal›d›r.
Derleme
Çocuklar›n ilk LA deneyimi için mümkün oldu¤unca kolay,
a¤r›s›z enjeksiyon bölgeleri seçilmelidir. Üst çenede az›lar
bölgesinde yap›lan bukkal enjeksiyonlar böyle bir deneyim için
oldukça uygundur. Mandibular anestezi ve palatinal enjeksiyon
ilk LA deneyimi için tercih edilmemelidir. Çocuklarda, kolayl›kla
daha önceki a¤r›l› bir deneyimi hat›rlatacak dental enjektörler
yerine, farkl› görünümlere sahip dental enjektörleri kullanmak
pedodontistler için LA uygulamalar›nda bir kolayl›k yaratabilmektedir. Çocuk hastalarda a¤r›s›z LA yap›labilmesi için etkin
psikolojik yaklafl›mla birlikte do¤ru lokal anestezi tekni¤inin
Yrd. Doç. Dr. Özgür Önder Kuflçu
baflar›l› bir flekilde uygulanmas› gereklidir.
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
Anahtar Kelimeler: Lokal anastezi, a¤r›, çocuk
Yrd. Doç. Dr. Eflber Ça¤lar
G‹R‹fi
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
ÇOCUKLARDA A⁄RISIZ LOKAL ANESTEZ‹
Prof. Dr. Nüket Sandall›
TEKN‹KLER‹
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
Çocuk hastan›n tedavisinde kayg› ve a¤r› kontrolü
tedavi baflar›s›n›n ilk ve en önemli flart›d›r. Çocu¤un
tedaviye olan uyumunu sa¤lamak amac› ile ona sadece
dostça davranmak yetmez, çocuklarda kayg›-korku
geliflmemesi için etkin kayg› ve a¤r› kontrol yöntemlerinden
de faydalanmak gerekir. Tedavi s›ras›nda çocu¤un sadece
bir kez fliddetli a¤r›ya maruz kalmas› ve/veya 4-5 seansl›k
bir tedavi süresince hafif fakat tekrar eden a¤r›lar hissetmesi
bile, çocukta difl hekimi kayg›-korkusunun geliflmesi için
yeterli olabilmektedir. Bu nedenle, çocuklar›n tedavisinde
kayg› ve a¤r› mutlaka kontrol alt›na al›nmal›d›r.1
A¤r›l› difl tedavileri difl hekimi kayg›-korkusunun
geliflmesinde etkenler aras›nda en s›k bahsedilendir.
Uluslararas› A¤r› Çal›flmalar› Birli¤i (International Association for the Study of Pain) a¤r›y› "doku hasar›ndan
kaynaklanan ya da benzer bir zarara neden olacak herhangi
bir tehdit varl›¤›nda hissedilen hofl olmayan bir duygu"
olarak tan›mlam›flt›r. fiu noktan›n vurgulanmas›nda özellikle
fayda vard›r; a¤r› hissinin oluflmas› için doku zarar› bir
gereklilik de¤ildir, koflullu bir uyaran taraf›ndan da - i¤nenin
hafif bir dokunuflu ya da aeratörden ç›kan ses ile de - a¤r›
oluflturulabilir.1,2
7
7tepe klinik 2008-1
LOKAL ANESTEZ‹ KONTREND‹KASYONLARI
Kayg› ve a¤r› kontrolü, basit davran›fl yönlendirme
tekniklerinden hastane flartlar›nda gerçeklefltirilen genel
• Çok küçük çocuklar LA ile tedavi esnas›nda gerekli
anesteziye kadar genifl bir yelpazeyi içerir (fiekil 1).3 Çocu¤un
kooperasyonu sergileyemeyebilirler, a¤r›l› ve a¤r›l› olmayan
a¤r› duyma ihtimalinin oldu¤u her ifllem öncesi çocu¤a
uyaranlar› (örne¤in bas›nç hissi) ay›rt etmekte zorlanabilirler.
mutlaka lokal anestezi uygulanmal›d›r.1 Aksi bir davran›fl,
Ayr›ca LA'nin yumuflak dokularda (yanak-dudak) yaratt›¤›
etik de¤erler aç›s›ndan da asla kabul edilebilir de¤ildir.
hissizlik, flifllik duygusu çocu¤un uyumunu bozabilir. Bu
A¤r› ile ilgili olarak s›kl›kla kullan›lan terimler analjezi
nedenlerden ötürü çok küçük çocuklarda LA uygulamas›
ve anestezidir (örn. Lokal anestezi). Analjezinin kelime
kontrendike olabilir.5
anlam› "a¤r›s›zl›k", anestezinin ise "hissizlik" tir. Bu
• Çocu¤un mental yada fiziksel engellilik derecesi,
nedenle, s›kl›kla kulland›¤›m›z lokal anestezi (LA) terimi
lokal anestezi alt›nda çocukla koopere bir flekilde
yerine - tüm hislerin de¤il, sadece a¤r› hissinin ortadan
çal›fl›lmas›n› engelleyecek düzeyde olabilir.
kalkt›¤›n›n ifadesi olan- lokal analjezi terimini kullanmak
• Tedavinin zorluk derecesi LA uygulamas›n› kontrendike
daha do¤rudur.1 Fakat yayg›n kullan›m› nedeniyle, do¤ru
k›labilir.
anlam› belirtildikten sonra, lokal analjezi yerine lokal
1- Özellikle cerrahi giriflimlerde ifllemin zorluk derecesi
anestezi terimi kullan›lmaya devam edilecektir.
yüksek ve tedavinin uzun sürmesi bekleniyorsa (30-40
dk.'dan fazla),
LOKAL ANESTEZ‹ END‹KASYONLARI
•
2- Eriflimin güç oldu¤u bölgelerden biyopsi al›nmas›
A¤r› yada rahats›zl›k verebilecek her türlü ifllem
gerekiyorsa, LA çocu¤un uyumunun sa¤lanmas›nda yeterli
öncesi çocu¤a mutlaka LA uygulanmal›d›r.
olmayabilir ve çocukta 'Difl hekimi kayg› ve korkusu' (DKK)
• LA teflhis amac› ile a¤r› kayna¤› olabilece¤inden
geliflmesine sebep olabilir. Bu gibi durumlarda tedavinin
flüphelenilen nedeni ortaya ç›karmak için kullan›labilir.
sedasyon veya genel anestezi alt›nda yap›lmas› daha
Örne¤in alt ya da üst çenedeki az› difller aras›nda ay›rt
uygundur.
edici tan›n›n konmas› için tuber ya da mandibular anestezi
• Akut infeksiyon gözlenen, apseli bölgelerde infiltratif
tercih edilebilir.
LA uygulamas› kontrendikedir.
• Cerrahi ifllemler sonras› postoperatif a¤r›, ödemin
• ‹lgili lokal anestezik solüsyona alerjisi olanlarda ya
önlenmesi ve kanaman›n kontrolü amac›yla LA tercih
da latex alerjisi olan bireylerde latex t›pas› olan karpül lokal
edilebilir. Lokal anestezik maddeler tüm hücre memb-
anesteziklerin kullan›m› kesinlikle kontrendikedir.
ranlar›n› stabil hale getirir, dolay›s›yla prostoglandinlerin
• Kanlanman›n zay›f oldu¤u durumlarda ve radyoterapi
neden oldu¤u enflamatuar cevap bask›lanm›fl olur. Tüm
gören çocuklarda ilgili bölgenin kanlanmas›ndaki zay›flama
bilinçli sedasyon ve genel anestezi uygulamalar›nda
nedeniyle vazokonstrüktör içeren lokal anestezikler kullan›l-
belirtilen nedenden ötürü LA uygulanmas›n›n faydas›
mamal›d›r:5
vard›r.4
LOKAL ANESTEZ‹ UYGULAMALARI
Temel olarak periferden merkezi sinir sistemine olan
iletimi geçici olarak kesmek için kullan›lan yöntemler
afla¤›daki gibi s›ralan›r.5
I- Farmakolojik olmayan yöntemler
Elektro-anestezi (Transcutaneus nevre stimulatonTNS)
II- Farmakolojik yöntemler
A- Yüzeysel (Topikal) anestezi
(i) Topikal krem, spreyler
(ii) Jet enjektörler ile enjeksiyon
fiekil 1: Difl hekimli¤inde kayg› ve a¤r› kontrolü için kullan›lan yöntemler.
8
Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme
B- LA enjeksiyonu
üzere küçük, tek kullan›ml›k ticari frez setleri mevcuttur.
(i) ‹nfiltrasyon anestezisi
Bu frezler yard›m› ile kortikal kemik interdental papil
(ii) Rejyonel anestezi
bölgesinde, marjinal ve serbest difleti s›n›r›n›n 2 mm.
(iii) ‹ntraligamenter anestezi
alt›ndan perfore edilir. Ayn› kal›nl›ktaki bir i¤ne yard›m›
Farmakolojik olmayan lokal anestezi uygulamalar›
ile s›n›rl› miktarda bir solüsyon perforasyondan içeri
aras›nda, elektriksel sinir uyar›m› (EDA-Electronic Dental
s›k›l›r. Anestezi ayn› anda bafllar, dudak ve yanaklarda
Anesthesia veya TENS-Transcutaneus electrical nevre
hiçbir uyuflukluk hissedilmez. Tekni¤in kayg› giderici
stimulation), radyo dalgalar›n›n kullan›m› ve hipnoz vard›r.
bir özelli¤inden bahsetmek mümkün de¤ildir, çünkü
Ço¤unlukla TENS olarak bilinen elektriksel sinir uyar›m›n›n
ifllem öncesi difletinin zaten uyuflturulmas› gerekmek-
çal›flma prensibi kal›n myelinli sinir liflerinin elektrik
tedir. Bu konuda daha fazla çal›flmaya ihtiyaç vard›r,
stimulasyonu ile uyar›larak, ince myelinsiz sinir liflerinin
ancak di¤er tekniklerin yeterli LA sa¤lanmas›nda bafla-
bask›lanmas› ve a¤r› iletiminin bloke edilmesidir.
r›s›z oldu¤u daimi difllerde, yap›lan ilk çal›flmalar umut
5-10
Topikal krem ve spreyler oral mukozada 2-3 mm
vericidir.
4
doku derinli¤inde analjezi sa¤lamak amac›yla kullan›l›r.
Lokal anestezik enjeksiyonu, çeflitli enjektörler
Uygulama esnas›nda mukozan›n kuru olmas›, s›n›rlar›
yard›m›yla doku içine lokal anestezik solüsyonun zerk
belirlenmifl bir bölgeye uygulanmas› ve krem/solüsyonun
edilmesi ifllemidir. Bu ifllemde lokal anestezik solüsyonun
ilgili bölgede yeterli bir süre kalmas› baflar›l› bir uygulama
ilgili diflin kök ucuna yak›n bir yerde depolanmas›
için dikkat edilmesi gereken noktalard›r. Sprey, solüsyon,
amaçlan›r ve uygulama lokal infiltrasyon anestezisi ad›n›
krem formunda olan topikal anestezikler aras›ndan
al›r. ‹nfiltrasyon anestezisinde, mukoza içine periostun
uygulanmas› en zor olan form spreylerdir, çünkü etki
hemen üstüne zerk edilen solüsyon önce periost, sonra
s›n›rlar› kontrolsüzdür. Dilin veya oro-farenksin isten-
kortikal ve spongioz kemiklerden infiltre olarak kemik
meyen analjezisi ve/veya tatlar› nedeniyle çocuklarda
içindeki sinir liflerine ulafl›r. 5,14
uyum bozukluklar›na yol açabilirler. Yaklafl›k 2 dk.'l›k
‹nfiltrasyon anestezisinin yap›ld›¤› bölgede kortikal
bir süre mukozan›n ilgili anestezik maddeye maruz
kemik kal›n ve yo¤un ise (örn. alt çene süt az› ve daimi
kalmas› gereklidir, sürenin azalt›lmas› yetersiz analjezi
büyük az›lar bölgesi, üst çene büyük az›lar bölgesi)
ve baflar›s›zl›klara yol açacakt›r. Yeterli topikal anestezik
solüsyon yeterince infiltre olamayabilir ve diflte yeterli
kullan›m› çocu¤un hissedece¤i a¤r› sebebiyle LA'ya
analjezi sa¤lanamaz. Bu gibi durumlarda difllere rejyonal
karfl› kayg›-korku gelifltirmesini önleyecek bir yöntem-
anestezi uygulan›r ve ilgili damar-sinir paketinin kemik
dir.
içerisine girdi¤i bölgeye anestezik solüsyon zerk edilir.
4-5,11
Lidocaine %5, benzocaine %20, EMLA (Euthetic
Rejyonal anestezi ile tek bir diflin de¤il ilgili sinir taraf›ndan
Mixture of Local Anesthetics-Lokal Anesteziklerin
innerve edilen birden fazla diflin analjezisi sa¤lan›r.
Kar›flt›r›lm›fl Formu-Lidocaine+Prilocaine) en s›k kullan›lan
Çocuklarda infiltrasyon anestezisinden sonra en s›k
topikal anestezik maddelerdir. Bu maddeler krem, sprey,
kullan›lan rejyonal anestezi tipleri s›ras›yla Mandibular
yap›flkanl› bant formunda kullan›lmaktad›r.
ve Tuber anestezidir.4, 5, 14
5,11-13
Jet enjektörler, 1 cm'e kadar uzanan analjezik derinli¤i
Dikkat edilmesi gereken unsurlar;
ile LA ve topikal anestezi aras›nda konumlar› bulunan
-Aspirasyon (Özellikle rejyonal anestezilerde),
enjektörlerdir. Enjeksiyon bir i¤ne yard›m› ile de¤il, bas›nçl›
-‹lac›n yavafl verilmesi,
bir püskürtme sistemiyle sa¤lan›r. Jet enjektörlerin dikkatsiz
-Doz limitlerinin bilinmesidir.
kullan›m›n›n doku zedelenmesine yol açabilece¤i
Çocuklarda kullan›lan lokal anesteziklerin
bildirilmektedir. Ayr›ca bas›nçl› püskürtme esnas›nda oluflan
vazokonstrüktör içermesi özellikle istenir, çünkü
ses, cihaz›n görünümü ve a¤za yay›lan tat nedeniyle
vazokonstrüktör maddeler lokal anestezik solüsyonun
çocuklarda bu enjektörlerin kullan›m› s›n›rl›d›r.
dolafl›ma girmesini azalt›r. Ayr›ca vazokonstrüktor içeren
5
Intraosseoz anestezi, kortikal kemik dokusunda bir
lokal anestezik solüsyonlar ile daha etkin bir lokal anestezi
girifl yolu aç›larak spongioz yap› içine lokal anestezik
sa¤lan›r ve tekrarlayan LA enjeksiyon ihtiyac›n› dolay›s›yla
solüsyonun zerk edilme ifllemidir. Kortikal kemi¤i delmek
doz afl›m› riskini azalt›r. 5
9
7tepe klinik 2008-1
Bütün bu nedenlerden ötürü difl hekimli¤inde kullan›lan
seans mutlaka al›flt›rma yap›lmal›, çocuk bu konuda
LA maddeler için önerilen maksimum dozlar bilinmeli,
cesaretlendirilmeli ve teflvik edilmelidir. Aksi takdirde çocuk
çocu¤un kilosuna ba¤l› olarak uygulanabilecek lokal
bu uygulamadan nas›l faydalanaca¤›n› bilemez veya hekimi
anestezik miktar› ayarlanmal›d›r (Tablo
gereksiz yere durdurabilir. "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü"
1).15
a¤r›s›z lokal anestezi tekniklerinin baflar›l› olabilmesi için
A⁄RISIZ LOKAL ANESTEZ‹ TEKN‹KLER‹
birincil flartt›r.
A¤r›s›z bir LA, etkin psikolojik yaklafl›m ve hassas bir
anestezi tekni¤inin baflar› ile uygulanmas› ile mümkün
ANESTEZ‹S‹ SA⁄LANMIfi YOL TEKN‹⁄‹
olmaktad›r. Öncelikle etkin davran›fl yönlendirme teknikleri
LA yap›lacak bölge hava spreyi ile kurutulur ve iri bir
kullan›larak çocukla sa¤l›kl› bir iletiflim kurulmal› ve çocu¤un
nohut büyüklü¤ündeki pamuk pelete emdirilmifl topikal
kayg›s› kontrol alt›na al›nmal›d›r. Kayg› ve a¤r› aras›ndaki
anestezik solusyon 2 dk. anestezi yap›lacak bölgede tutulur
etkileflim nedeniyle kayg›l› bir çocukta, tercih edilen lokal
(Dokunun hava spreyi ile kurutularak, dehidrate edilmesi
anestezi tekni¤inden ba¤›ms›z olarak a¤r›s›z bir LA yapmak
topikal anestezinin emilimini artt›racakt›r). Doku ayna ya
oldukça zordur.16 Bu yüzden ilk seans LA uygulamas›ndan
da parmak yard›m› ile gergin hale getirilir ve i¤ne, TA
mümkün oldu¤unca kaç›n›lmal›d›r! Çocu¤un önce kayg›s›
uygulamas› ile yüzeyel anestezisi sa¤lanm›fl doku içerisinde
giderilmeli, güveni kazan›lmal›, LA uygulamas›na ikinci
yavafl bir flekilde (1-2 mm. kadar) ilerletilirken, lokal
veya üçüncü seans
geçilmelidir.2
anestezik solüsyon düflük bir h›zda (damla damla) zerk
Çocuk hastan›n ilk lokal anestezi deneyiminin üst
edilir. Bir süre beklenir, yeterli lokal anestezinin
çenede, az›lar bölgesinde bukkal infiltratif anestezi
sa¤land›¤›ndan emin olduktan sonra, doku içerisinde biraz
olmas›nda fayda vard›r. Çünkü bu bölgeye yap›lan enjek-
daha ilerlenip tekrar az bir miktar solüsyon zerk edilip,
siyonlar di¤er bölgelerle k›yasland›¤›nda çocuk taraf›ndan
tekrar beklenir (fiekil 2). Anestezisi sa¤lanm›fl dokunun
çok daha kolay kabul edilir. ‹lk LA deneyimi için mandibular
yeterince geniflledi¤inden emin olduktan sonra tüm solüsyon
anestezi ve palatinal enjeksiyon tercih edilmemeli, çocuk
supra periostal düzeyde, makul bir h›zda zerk edilir.5
kayg›l› ise asla uygulanmamal›d›r.2,5
A¤r›s›z bukkal/labial infiltratif anestezi: TA uygulamas›
"Uyaran› kontrol özgürlü¤ü": Çocu¤a onu rahats›z
sonras› "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› dikkate
eden uyaran› (a¤r›, kötü tat, yorgunluk vb) kontrol etme
al›narak anesteziye bafllan›r. Ancak doku içinde gereksiz
özgürlü¤ü mutlaka tan›nmal›d›r. Çocuk onu rahats›z eden
ilerlemeden kaç›n›lmal›d›r. Difllerin apikal seviyelerinden
bir uyaranla karfl›laflt›¤›nda ses ç›kartarak (örn. "aaa..." ya
anesteziye bafllamak ve doku içersinde sadece 1-2 mm.
da "h›››...." ) veya elini kald›rarak hekimi durdurabilmeli,
ilerleyip solusyonu zerk etmek yeterlidir. Süt difllerinin
hekim de mutlaka durmal›d›r.2 Ancak bu uygulama için ilk
kökleri serbest difleti ile yap›fl›k difleti s›n›r›na çok yak›nd›r.
Tablo 1. Difl hekimli¤inde kullan›lan LA maddeler için önerilen maksimum dozlar (amp: ampul, krp: karpül)
Ultracaine
‹çerik
Tipi
Max.Doz
Vazokons.
10 kg
20 kg
30 kg
40 kg
80 mg Articaine
Amid
7 mg/kg
1:200.000
0,75
1,5
2,25
3
Epinefrin
amp
amp
amp
amp
1:100.000
0,75
1,5
2,25
3
Epinefrin
amp
amp
amp
amp
2,5
3,75
5
DS
Ultracaine
80 mg Articaine
Amid
7 mg/kg
DS Forte
Citanest %3
60 mg Prilocaine
Amid
8 mg/kg
-
1,25
amp
amp
amp
amp
Jetokaine
40 mg Lidocaine
Amid
7 mg/kg
1:200.000
1,75
3,5
5,25
7
Epinefrin
amp
amp
amp
amp
4.4
1:20.000
1,2
2,4
3,6
4,8
mg/kg
levonordefrin
krp
krp
krp
krp
Isocaine
36 mg
Mepivacaine
Amid
10
Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme
fiekil 2. "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" (1) Yüzeyel anestezi emdirilmifl pamuk ile lokal anestezisi sa¤lanm›fl 1-2 mm. derinli¤indeki doku. (2) ‹¤ne yüzeyel
anestezisi sa¤lanm›fl doku içerisinde yavafl bir flekilde (1-2 mm. kadar) ilerletilirken, lokal anestezik solüsyon düflük bir h›zda (damla damla) zerk edilir. (3) Bir
süre beklenir, yeterli lokal anestezinin sa¤land›¤›ndan emin olduktan sonra, (4) doku içerisinde 1-2 mm. daha ilerlenip tekrar az bir miktar solüsyon zerk edilip,
(5) tekrar beklenir ve (6) iflleme devam edilir.
A¤r›s›z Palatinal / Lingual anestezi: Öncelikle "Anes-
1b,c). Palatinal bölgede difleti dokusunun beyazlamas›
tezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› dikkate al›narak bukkal
kontrol edilir, çevre dokulara göre beyazlam›fl dokuda
/ labial infiltratif anestezi yap›l›r. Ard›ndan papiller anestezi
anestezinin etki gösterdi¤i anlafl›l›r. Bu endirekt yaklafl›m
yap›l›r (Resim 1a). Papilin uyufltu¤undan emin olduktan
sonras›, i¤ne ucu palatinalden gözlenebilir (Resim 1d)
sonra, interpapiller bölgede difllerin uzun aks›na dik bir
direkt yaklafl›mla klasik palatinal anestezi uygulanarak
flekilde "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› uygula-
anestezi sahas› daha da geniflletilebilir.
narak, palatinale (veya linguale) do¤ru ilerlenir (Resim
-a-
-b-
-c-
-d-
Resim 1. (a) Bukkal infiltratif anestezi sonras› uygulanan papiller anestezi. (b,c) "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" ile palatinale do¤ru ilerleme
(d) Anestezinin etkisi palatinal bölgede difleti dokusunun beyazlamas› ve i¤ne ucunun palatinalden gözükmesi ile anlafl›labilir.
11
7tepe klinik 2008-1
* Doku içerisinde ne kadar ilerlenece¤i çocu¤un
tedir. Bu nedenle, farkl› görünümlere sahip dental
"Uyaran› kontrol özgürlü¤ü" do¤rultusunca verdi¤i tepki ile
enjektörleri kullanmak pedodontistler için LA
anlafl›l›r.
uygulamalar›nda bir kolayl›k yaratabilmektedir. Çünkü
A¤r›s›z Mandibular Anestezi: "Anestezisi sa¤lanm›fl
yol tekni¤i" uygulan›r ve doku içerisinde "az ilerle- bir iki
kayg›l› çocuklar farkl› görünümdeki bu enjektörleri daha
kolay kabul etmektedir.17
damla yavafl zerk et - bekle" yaklafl›m› ile 1,5 -2 cm kadar
Bu amaçla kullan›labilecek enjektörler aras›nda karpül
ilerlenir. Doku içerisinde a¤r›s›z bir flekilde ne kadar
lokal anestezik solüsyonlar›n kullan›ld›¤› metal enjektörler,
ilerlenece¤i çocu¤un "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü"
Citoject ve Wand enjeksiyon cihazlar› gösterilebilir (Resim
do¤rultusunca verdi¤i tepki ile anlafl›l›r. Çocuk hekimi
2). Her ne kadar bu enjektörler a¤r›s›z bir LA için tek
ç›kard›¤› ses ile uyard›¤›nda (örn. "aaa..." ya da "h›››..." ),
bafllar›na bir çözüm oluflturmasalar da, sahip olduklar›
hekim i¤neyi ilerletmeyi durdurmal›, hatta bir miktar geri
avantajlar "a¤r›s›z lokal anestezi teknikleri" ile beraber
çekip solusyonu yavafl yavafl zerk etmelidir. Ancak
uyguland›¤›nda ifllemi daha baflar›l› k›lmaktad›rlar. Bu
solüsyonun zerki esnas›nda da bas›nç dolay›s›yla çocuk
enjektörlerin avantajlar›:
• Farkl› görünümde olmalar› ve çocuklara a¤r›l› bir
a¤r› hissedebilir ve hekimi uyarabilir. Böyle bir durumda,
hekim solüsyonu zerk etmeyi durdurmal› ve beklemelidir.
deneyimi hat›rlatmamalar›,
• Daha ince lümenli i¤neler (0.3 mm ) ile kullan›labilir
Tüm bu ifllemler esnas›nda çocukla yumuflak bir ses tonu
ile konuflmak, onun dikkatini farkl› noktalara çekmek göz
olmalar› (plastik enj 0.4 mm),
ard› edilmemelidir. Ancak rahats›zl›k hissetti¤inde, a¤r›
• Piston sürtünme katsay›s› daha düflük (silikon kapl›
duydu¤unda veya yoruldu¤unda hekimi durdurabilece¤i
iç yüzey) karpül solüsyonlar ile kullan›mlar›n›n daha yavafl
çocu¤a zaman zaman hat›rlat›lmal›d›r. Kemik temas›
ve kontrollü bir enjeksiyona imkan tan›mas› olarak
sa¤land›¤›nda aspirasyonu takiben tüm solüsyon yavafl
s›ralanabilir.
bir flekilde zerk edilmelidir.
A⁄RISIZ B‹R LA ‹Ç‹N D‹KKAT ED‹LMES‹ GEREKEN
A⁄RISIZ B‹R LA ‹Ç‹N KULLANILAB‹LECEK
D‹⁄ER ÖNEML‹ NOKTALAR
ENJEKTÖR VE ‹⁄NELER
- LA esnas›nda mümkün oldu¤unca kullan›lacak
Ülkemizde çocukluk dönemi afl›lar›, medikal
enjeksiyonlar (I.M. Penisilin vb.) ve sünnet gibi LA alt›nda
enjektör çocu¤a gösterilmez, ancak çocuk enjektörün
fark›na vard› ise, ›srarla saklan›lmaya da çal›fl›lmaz.
uygulanan minör cerrahi ifllemlerde ço¤unlukla tek
- ‹¤ne kelimesi asla kullan›lmamal›, "Difline i¤ne
kullan›ml›k medikal plastik enjektörler tercih edilmektedir.
yapaca¤›m" vb. ifadeler yerine daha çocuksu ve pastel bir
Difl hekimli¤inde, bizler de LA uygulamalar›nda ço¤unlukla
anlam tafl›yan "diflini uyutaca¤›m" ifadesi tercih edilmelidir.
benzer bir görünüme sahip olan tek kullan›ml›k dental
Sonuç olarak, her çocu¤a potansiyel kayg› ve korkulu
plastik enjektörleri tercih etmekteyiz. Baz› çocuklar dental
bir hasta olarak yaklafl›lmal›d›r. Çocuk difl hekimli¤inde
plastik enjektörü gördüklerinde, kolayl›kla daha önceki
kayg› ve a¤r› kontrolünün birincil ihtiyaç oldu¤u ve bu
a¤r›l› bir deneyimi hat›rlamakta ve uyumlar› bozulabilmek-
ihtiyac›n "önce difli de¤il, çocu¤u tedavi et" sözü ile net bir
flekilde vurguland›¤› hep hat›rlanmal›d›r. Çocuk hastalarda
a¤r›s›z LA yap›labilmesinin ancak etkin psikolojik yaklafl›mla
birlikte, do¤ru lokal anestezi tekni¤inin baflar›l› bir flekilde
uyguland›¤› takdirde mümkün oldu¤u unutulmamal›d›r.
KAYNAKLAR:
1.
2.
Resim 2. Kullan›labilecek farkl› enjektör türleri.
12
Klingberg G, Raadal M. Behavior management problems in children and
adolescents. In: Koch G, Poulsen S, Eds. Pediatric Dentistry- a clinical
approach. 53-70, Munksgaard, Copenhagen 2001.
Kuflçu ÖÖ. Çocuklarda Farkl› ‹ki Dental Enjektör ile Yap›lan Lokal Anestezi
ve Tedavi Uygulamalar›nda Psikometrik, Fizyolojik ve Gözleme Dayal›
Yöntemlerle Kayg› ve A¤r›n›n ‹ncelenmesi. M.Ü. Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü,
Pedodonti Program›, Doktora Tezi, ‹stanbul, 2006.
Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
Roberts GJ. Management of Pain and Anxiety. Ed.: Welbury R.R., Paediatric
Dentistry, 2nd Ed.: 51-75, Oxford University Press, NewYork, 2001.
Hallonsten AL, Veerkamp J, Rölling I. Pain, pain control and sedation in
children and adolescents. In: Koch G, Poulsen S, Eds. Pediatric Dentistrya clinical approach. Munksgaard, Copenhagen, 2001.
Meechan JG. Local Anaesthesia for children. Ed: Welbury RR, Paediatric
Dentistry, 2nd Ed., Oxford University Press, NewYork, 2001.
Baghdadi ZD. Evaluation of audio analgesia for restorative care in children
treated using electronic dental anesthesia. J Clin Pediatr Dent. 2000,25:912.
Munshi AK, Hegde AM, Girdhar D. Clinical evaluation of electronic dental
anesthesia for various procedures in pediatric dentistry. J Clin Pediatr
Dent. 2000,24:199-204.
Ram D, Peretz B. Administering local anaesthesia to paediatric dental
patients - current status and prospects for the future. Int J Paediatr Dent.
2002,12:80-89.
teDuits E, Goepferd S, Donly K, Pinkham J, Jakobsen J. The effectiveness
of electronic dental anesthesia in children. Pediatr Dent. 1993,15:191-196.
Wilson S, Molina de L, Preisch J, Weaver J. The effect of electronic dental
anesthesia on behavior during local anesthetic injection in the young,
sedated dental patient. Pediatr Dent. 1999, 21:12-17.
Munshi AK, Hegde AM, Latha R. Use of EMLA: is it an injection free
alternative? J Clin Pediatr Dent. 2001,25: 215-219.
Kreider KA, Stratmann RG, Milano M, Agostini FG, Munsell M. Reducing
children's injection pain: lidocaine patches versus topical benzocaine gel.
Pediatr Dent. 2001,23:19-23.
Roghani S, Duperon DF, Barcohana N. Evaluating the efficacy of commonly
used topical anesthetics. Pediatr Dent. 1999,21:197-200.
Demiralp SA, Demiralp S. Difl hekimli¤inde anestezi. Ankara Üniversitesi
Sagl›k Bilimleri Enstitüsü Yay›nlar› No:3, Ankara, 1987.
Wilson S, Montgomery RD. Local Anestesia and Oral Surgery in Children
Ed.: Pinkham JR, Casamassimo PS, Fields HW, Mc Tigue DJ, Novak A.
Pediatric Dentistry, Infancy Through adolescence, 3rd Ed. Saunders
Company, Pennsylvania, 1999.
Kuscu OO, Akyuz S. Is it the injection device or the anxiety experienced
that causes pain during dental local anaesthesia? Int J Paediatr Dent.
2008 ,18:139-45.
Kuscu OO, Akyüz S. Children's preferences concerning the physical
appearance of dental injectors. J Dent Child. 2006,73:1.
13
Ortodontik Tedavi
S›ras›nda
Demineralizasyonun
Önlenmesi
ÖZET
Sabit ortodontik tedavi s›ras›nda iyi bir a¤›z hijyeninin
sa¤lanamamas› difl yüzeylerinde demineralizasyon alanlar›n›n
oluflmas›na neden olur. Tedavi bafllad›ktan sonra, bir ay kadar
k›sa bir süre içerisinde oluflan bu lezyonlar›n önlenmesinde a¤›z
hijyeni e¤itimi verilmesi ve hasta motivasyonunun sa¤lanmas›n›n
yan› s›ra koruyucu florür uygulamalar›n›n yap›lmas› da önemli
bir rol oynar. Bu makalede ortodontik tedavi s›ras›nda demineralizasyonun oluflmas›n› önlemek için uygulanabilecek yöntemler
anlat›lmaktad›r.
Anahtar Kelimeler: Ortodontik tedavi, demineralizasyon,
florür
G‹R‹fi
Sabit ortodontik ayg›tlarla tedavi edilen hastalar, ço¤u
zaman a¤›z hijyenini sa¤lamak konusunda problem
yaflamaktad›rlar. Uygulanan ayg›tlar bakteri retansiyonu
Dt. Sine Erdem
ve kolonizasyonu için uygun alanlar oluflturmakta ve
Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi Ortodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
f›rçalamayla mekanik temizlik sa¤lanmas›nda zorluklar
Prof. Dr. Tülin Arun
yaflanmaktad›r. Braket ve bantlar›n çevresindeki plak
Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi Ortodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
birikimi, mine bafllang›ç çürüklerinin (white spots) görülme
riskini artt›rmaktad›r1,2 Braketlerin sökülmesini takiben bu
lezyonlar daha belirgin hale gelmekte esteti¤i ve hijyeni
sa¤lamak mümkün olmamaktad›r (Resim 1). Bu lezyonlar,
tedavi bafllad›ktan sonra, bir ay kadar k›sa bir süre içinde
oluflabilir.3 Bu hastalarda, özellikle a¤›z hijyeni e¤itimi
verildi¤inde ve hasta motivasyonu sa¤land›¤›nda koruyucu
florür uygulamalar›n›n yap›lmas› ortodontik tedavi s›ras›ndaki demineralizasyon oluflma riskini azaltmaktad›r.4-6 Bu
amaçla oral hijyenin yeterli olmad›¤› hastalarda ortodontik
tedavi öncesinde disclosing ajan uygulamas› ile a¤›zda
mevcut bakteri kolonilerinin görünür hale getirilmesi hasta
e¤itiminin bir parças› olmal›d›r.
Resim 1: Braketlerin sökümünü takiben al›nan foto¤rafta mine bafllang›ç
çürükleri görülmektedir.
14
Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi
(Resim 2a, 2b, 2c) Bununla birlikte ortamda düflük dozda
bulunmayabilir. Ayr›ca bu ligasyon yöntemi elastomerik
serbest florürün sürekli bulunmas› minedeki florapatit
yap›s› nedeniyle çevresinde daha yüksek düzeyde
konsantrasyonunu artt›rarak büyük fayda
bakterinin brikmesine neden olabilir.16
sa¤lar.7
Günümüzde braketlerin mine yüzeyine yap›flt›r›lmas›nda
Demineralizasyon oluflumunun önlenmesinde uygulanan
en s›k kullan›lan ajan kompozit rezindir. Kullan›m kolayl›klar›
di¤er bir yöntem ise, yüzey örtücülerinin kullan›m›d›r. Bu
ve klinik olarak kabul edilebilir yap›flma güçleri nedeniyle
yaklafl›m özellikle yeni sürmüfl difllerde ve yüksek risk
tercih edilen bu ajanlar›n kullan›m› s›ras›nda braket
grubundaki hastalarda etkilidir. Florür içeren yüzey
etraf›ndaki minede gözlemlenen demineralizasyon ciddi
örtücüleri, a¤›z içerisinde uzun bir dönem boyunca florür
bir
problemdir.8
Bu sorunun ortadan kald›r›lmas› için
sal›n›m› yapan florür rezervuarlar› olarak görev yapar.18
kompozit rezin içerisine florür eklenmifl, ancak yap›lan
Bu materyaller, florür sal›n›m miktarlar›n›n zaman içerisinde
laboratuvar çal›flmalar› florür sal›n›m miktar› ve süresinin
azalmas›yla birlikte, yeniden florür yüklenebilme özellikleri
yetersiz oldu¤unu
göstermifltir.9
nedeniyle a¤›z içerisinde bir florür pompas› görevi yapar.19
Ortodontik yap›flt›rma materyallerinin florür sal›n›m
özelli¤inin olmas›, özellikle demineralizasyona yatk›n
alanlarda hasta kooperasyonuna gerek kalmaks›z›n
ortamda florür bulunmas›n› sa¤lamalar› nedeniyle oldukça
büyük avantaj sa¤lamaktad›r. Yap›lan in vivo ve in vitro
çal›flmalar, cam iyonomer simanlar›n›n florür sal›n›m›nda
ve demineralizasyonu önlemede etkili oldu¤unu göstermifltir.
Ancak bu materyallerin yap›flma gücü kompozit rezinlere
göre daha düflük oldu¤undan klinik kullan›mlar› s›n›rl›d›r.10
Rezin modifiye cam iyonomer simanlar› ise geleneksel
cam iyonomer simanlar›na göre oldukça fazla yap›flma
Resim 2a. Difl yüzeylerindeki plak birikimi, disclosing ajan uygulanarak
tespit edilmifltir.
gücü ve yine bu simanlarla karfl›laflt›r›labilir oranda florür
sal›n›m› göstermeleri nedeniyle ortodontik tedavi s›ras›nda
tercih edilebilecek yap›flt›rma materyalleridir.12
Sabit ortodontik ayg›tlar bakteri kolonizasyonu için uygun
retansiyon alanlar› oluflturarak, Streptococcus mutans ve
lactobacilli say›s›nda ve oran›nda art›fla neden olmaktad›r.13,14 Tedavi s›ras›nda farkl› ligasyon yöntemlerinin
uygulanmas› da bakteri geliflimi üzerinde etkilidir.
Elastomerle ba¤lanan braketlerin etraf›ndaki bakteri say›s›,
paslanmaz çelik ligatür telleriyle ba¤lanan braketlere göre
daha fazlad›r.15 Bu nedenle a¤›z hijyenin iyi olmad›¤›
Resim 2b. Hasta f›rçalama yapt›ktan sonra al›nan foto¤rafta özellikle kole
bölgesinde yeterli temizlik yap›lamad›¤› görülmektedir.
hastalarda ligasyon için paslanmaz çelik ligatür telleri tercih
edilmelidir. Florür içeren ve florür sal›n›m› yapan elastomerlerin kullan›m› ise, ortodontik braketlerin etraf›nda
biriken plakta anaerobik bakteri gelifliminin azalt›lmas›nda
etkli olmamalar› nedeniyle tercih edilmemektedir16. Florür
içeren elastomerler bafllang›çta oldukça yüksek düzeyde
florür sal›n›m› yaparken, bu oran h›zla, bakteri geliflimi ve
metabolizmas›n› etkilemeyecek bir seviyeye inmektedir.17
Ortodontik tedavi süresince, kontrol seanslar› aras›nda
geçen nispeten uzun süre göz önüne al›nd›¤›nda, florür
Resim 2c. Hastadan difllerini tekrar f›rçalamas› istenmifl, bu kez hasta
yeterli temizli¤i sa¤lam›flt›r.
sal›n›m› yapan elastomerlerin kullan›m› klinik olarak anlaml›
15
7tepe klinik 2008-1
Ortodontik tedavi s›ras›nda hastaya a¤›z hijyeni e¤itiminin
macunuyla birlikte, florür içeren bir gargaray› içerdi¤i florür
verilmesi, hasta motivasyonunun sa¤lanmas›, florür sal›n›m›
oran›na göre haftal›k veya günlük olarak kullanmal›d›r. Bu
yapan yap›flt›rma materyallerinin ve yüzey örtücülerinin
flekilde düflük konsantrasyonda ve s›k florür al›m› sa¤la-
(sealant) kullan›m› ve uygun ligasyon yönteminin tercih
n›rken, risk grubuna göre 3 veya 6 ayda bir uygulanacak
edilmesinin yan› s›ra hastaya koruyucu florür uygulamalar›-
florür cilas› veya jeli ile de yüksek konsantrasyonda ve
n›n yap›lmas› da gerekmektedir. Florür sistemik olarak
aral›kl› florür al›m› gerçeklefltirilir.
al›nabildi¤i gibi, difl macunu, jel, gargara, cila formlar›nda
Özellikle sabit ortodontik ayg›tlarla tedavi gören hastalar›n
Florür sistemik olarak
a¤›z hijyenini sa¤lamada yaflad›klar› güçlük, bu hastalarda
al›nd›¤›nda etki ancak tükürükle at›lan florür ile sa¤lana-
plak birikiminin artmas› ve minede dekalsifikasyonlar›n
cakt›r.
gerçekleflmesiyle sonuçlanmaktad›r.26 Bu hastalarda tedavi
Yap›lan çal›flmalar, ortodontik tedavi s›ras›nda topikal florür
s›ras›nda a¤›z hijyeni e¤itiminin verilmesi ve hasta moti-
uygulamalar›n›n yap›lmas›n›n demineralizasyon riskini
vasyonunun sa¤lanmas›n›n yan› s›ra koruyucu florür
azaltabilece¤ini veya ortadan kald›rabilece¤ini göstermek-
uygulamalar›ndan da yararlan›larak demineralizasyon riski
tedir.21,22
ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmal›d›r.
topikal olarak da
uygulanabilir.20
Florürlü difl macununa ek olarak topikal florür uygulanmas›n›n macunun tek bafl›na kullan›m›yla karfl›laflt›r›l-
KAYNAKLAR:
d›¤›nda, demineralizasyona karfl› daha koruyucu olaca¤›
1.
söylenmifltir.23 Yine yüksek konsantrasyonda florür içeren
2.
macunlar›n düflük konsantrasyonda florür içeren macunlara
oranla daha etkili oldu¤u bildirilmektedir.24
Ortodontik tedavi s›ras›nda florür jellerinin uygulanmas›
3.
da, demineralizasyon riskini azaltmaktad›r.23,25 Jelin bir
4.
difl f›rças› yard›m›yla f›rçalama yapar flekilde uygulanmas›,
5.
ayn› zamanda pla¤›n uzaklaflt›r›lmas›n› da sa¤layaca¤›
için tercih edilebilir.
6.
Ortodontik tedavi s›ras›nda, florür içeren a¤›z gargaralar›n›n
kullan›m›n›n da demineralizasyon kontrolünde etkili
7.
olaca¤›n› bildirilmektedir.23
Genel olarak, topikal florür uygulamalar›, sabit ortodontik
8.
ayg›tlarla tedavi edilen hastalarda demineralizasyon görülme
9.
insidans›n› azaltmaktad›r. Ancak farkl› florür
preparasyonlar›n›n ve tiplerinin (jel,gargara,cila gibi) birbirleri
10.
üzerinde herhangi bir üstünlü¤ü oldu¤u gösterilmemifltir.20
11.
Ortodontik tedavi gören hastalar özel bak›m ihtiyac›
olan hasta gruplar› içinde de¤erlendirildi¤i için bu hastalarda
12.
do¤ru florür uygulamalar›n›n yap›lmas› oldukça önemlidir.
Daha öncede belirtildi¤i gibi, yöntemler aras›nda herhangi
13.
bir üstünlük saptanmamakla birlikte gözden kaç›r›lmamas›
gereken önemli bir nokta, ortodontik tedavi gören hastalarda,
14.
bu hastalar›n ço¤unlukla yüksek risk grubunda bulunmalar›
nedeniyle kombine florür uygulamalar›n›n yap›lmas›n›n
15.
gereklili¤idir. Kombine florür uygulamalar›, nispeten düflük
konsantrasyonda florür içeren macun ve gargaralar›n s›k,
yüksek konsantrasyonda florür içeren jel veya cilalar›n
aral›kl› uygulanmas› fleklindedir. Hasta florürlü bir difl
16
Ögaard B, Rolla G, Arends J. Orthodontic appliances and enamel
demineralization. Part 1. Lesion development. Am J Orthod Dentofacial
Orthop 1988;94:68-73.
Ögaard B, Rolla G, Arends J, Ten Cate JM. Orthodontic appliances and
enamel demineralization. Part 2. Prevention and treatment of lesions. Am
J Orthod Dentofacial Orthop 1988;94:123-8.
Mizrahi E. Enamel demineralization following orthodontic treatment. Am
J Orthod 1982;82:62-7.
Alexander AS, Ripa LW. Effects of self-applied topical preparation in
orthodontic patients. Angle Orthod 2000;7:424-30.
Wenderoth CJ, Weinstein M, Borislow AJ. Effectiveness of a fluoridereleasing sealant in reducing decalcification during orthodontic treatment.
Am J Orthod Dentofacial Orthop 1999; 116: 629-34.
Schmit JL, Staley RN, Wefel JS, Kanellis M, Jakobsen JR, Keenan PJ.
Effect of fluoride varnish on demineralization adjacent to brackets bonded
with RMGI cement. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2002;122:125-34.
Arends J, Christoffersen J. The nature of early caries lesions in enamel.
J Dent Res 1986;65:2-11.
Mitchell L. Decalcification during orthodontic treatment with fixed appliances:
an overview. Br J Orthod 1992;19:199-205.
Ghani SH, Creanor SL, Luffingham JK, Foye RH. An ex vivo investigation
into the release of fluoride from fluoride-containing orthodontic bonding
composites. Br J Orthod 1994;21:239-43.
Valk JWP, Davidson CL. The relevance of controlled fluoride release with
bonded orthodontic appliances. J Dent 1987;15:257-60.
Marcusson A, Norevall LI, Persson M. White spot reduction when using
glass ionomer cement for bonding in orthodontics: a longitudinal and
comparative study. Eur J Orthod 1997;19:233-42.
Vorhies AB, Donly KJ, Staley RN, Wefel JS. Enamel demineralization
adjacent to orthodontic brackets bonded with hybrid glass ionomer cements:
an in vitro study. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1998;114:668-74.
Svanberg M, Jacobson C, Hager B. Streptococcus mutans, lactobacilli
and Streptococcus sanguis in plaque from abutment teeth of cemented
and of loose retainers. Caries Res. 1987;21:474-480.
Rosenbloom RG, Tinanoff N. Salivary Streptococcus mutans levels in
patients before, during, and after orthodontic treatment. Am J Orthod
Dentofacial Orthop. 1991;100:35-37.
Forsberg CM, Brattstrom V, Malmberg E, Nord CE. Ligature wires and
elastomeric rings: two methods of ligation, and their association with
microbial colonization of Streptococcus mutans and lactobacilli. Eur J
Orthod 1991;13:416-20.
Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi
16. Benson PE, Douglas CWI, Martin MV. Fluoridated elastomers: Effect on
the microbiology of plaque. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2004;126:32530.
17. Wiltshire WA. Determination of fluoride from fluoride-releasing elastomeric
ligature ties. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1996;110:383-7.
18. Summit JB, Robbins JW, Schwart RS. Fundamental of Operative Dentistry.
2nd ed. Chicago, Illinois: Quintessence Publishing Co Inc; 2001.
19. Soliman MM, Bishara SE, Wefel J, Heilman J, Warren JJ. Fluoride Release
Rate from an Orthodontic Sealant and Its Clinical Implications. Angle
Orthod 2006;76:282-288.
20. Chadwick BL, Roy J, Knox J, Treasure ET. The effect of topical fluorides
on decalcification in patients with fixed orthodontic appliances: A systematic
review. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2005;128:601-6.
21. Geiger AM, Gorelick L, Gwinnett AJ, Griswold PG. The effect of a fluoride
program on white spot formation during orthodontic treatment. Am J Orthod
Dentofacial Orthop 1988;93:29-37.
22. Adriaens ML, Dermaut LR, Verbeeck MH. The use of "Fluor Protector," a
fluoride varnish, as a caries prevention method under orthodontic molar
bands. Eur J Orthod 1990;12:316-9.
23. Boyd RL. Comparison of three self-applied topical fluoride preparations
for control of decalcification. Angle Orthod 1993; 63:25-30.
24. Marhino VCC, Higgins JPT, Logan S, Sheiham A. Fluoride toothpastes for
preventing dental caries in children and adolescents. Cochrane Database
of Systematic Reviews 2003;1: CD002278.
25. Denes J, Gabris K. Results of a 3-year oral hygiene programme, including
amine fluoride products, in patients treated with fixed orthodontic appliances.
Eur J Orthod 1991;13:129-33.
26. Jordan C, LeBlanc DJ. Influences of orthodontic appliances on oral
populations of mutans streptococci. Oral Microbiol Immunol. 2002;17:6571.
17
Mini Vida Kullan›larak
S›n›f II Divizyon 1
Malokluzyon Tedavisi:
ÖZET
Bu vaka raporunda, S›n›f II divizyon 1'e sahip eriflkin bir
erkek hastan›n mini vida kullan›larak tedavi edilmesi sunulmufltur.
Ortodontik tedavisinde üst birinci premolar difller çekilmifltir.
Mini vida ankras›yla kanin distalizasyonunun k›sa zamanda
yap›lmas› baflar›l› bir metod olarak bulunmufltur. Aktif ortodontik
tedavi sonucunda uyumlu bir oklüzyon ve yüz esteti¤i sa¤lanm›flt›r.
Anahtar Kelimeler: Kanin distalizasyonu, mini vida
Olgu Raporu
G‹R‹fi
fiiddetli bir S›n›f II divizyon 1 vakas› genellikle tam bir
ankraj gektirmektedir. Ancak ekstraoral kuvvet uygulmalar›
gibi konvensiyonel metodlarla maksimum ankraj elde etmek
oldukça zordur ve genellikle imkans›zd›r. Ekstraoral ankraj
ünitesi olarak kullan›lan headgearler genellikle yetiflkin
hastalar taraf›ndan sosyal statüleri ve ifl sebepleri dolay›s›yla
kullan›lamamaktad›r. Ayr›ca headgearler 14 saat kullan›l-
Dr. Emel Sar›
salar bile ankraj kayb› ve üst molarlar›n mesiale hareketleri
Ortodonti, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul
görülebilmektedir 1, 2.
Dental implantlar, mini plaklar3, mini vidalar
Dr. Cihan Uçar
4,5
son
y›llarda hasta kooperasyonu gerektirmeden tam bir ankraj
Plastik ve Rekonshüktrif Cerrahi, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul
sa¤lamak için kullan›lmaktad›rlar. Bu implantlar düflük
fiyatlar›, kolay yerlefltirilmeleri ve ç›kart›lmalar› gibi bir çok
fayda sa¤lamaktad›rlar. Di¤er taraftan, boyutlar› küçük
oldu¤u için difl köklerine zarar vermeden alveoler kemik
içine yerlefltirilebilirler. Ayr›ca dental implantlardan farkl›
olarak mikro-implant veya mini vida yerlefltirildikten hemen
sonra ortodontik kuvvet uygulamaya bafllayabilir. Bundan
dolay› klinik uygulamalar yayg›nlaflmaktad›r.
Bu vakada S›n›f II divizyon 1 malokluzyonu olan bir
eriflkin hastan›n, mini vida kulan›larak tedavi edilmesi
sunulmufltur.
VAKA SUNUMU
Klini¤imize 19.4 yafl›nda yetiflkin bir erkek hasta üst
ve alt arklarda ön difllerde çaprafl›kl›k ve dudak ilerili¤i ile
baflvurmufltur. Hastam›z retrognatik alt çeneden
kaynaklanan konveks bir profile sahiptir. ‹skeletsel S›n›f
II Divizyon 1 olup, ANB aç›s› 7°'dir. Dental olarak S›n›f II
kanin ve S›n›f I molar iliflki mevcut olup, 6 mm overjet ve
2 mm overbite gözlenmektedir (Resim-1). Sefalometrik
de¤erler Tablo-1'de gösterilmektedir. Tedavi, üst birinci
premolarlar›n çekimi ve üst çeneye mini vidalar›n yerlefltirilmesi olarak planlanm›flt›r.
18
Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: Olgu Raporu
Resim-1: Tedavi öncesi hastan›n a¤›z içi ve a¤›z d›fl› görüntüleri.
ALTERNAT‹F TEDAV‹
Di¤er bir tedavi plan› ise üst çenenin gömülmesi ve
alt çenenin ilerletilmesini içeren çift çene operasyonu için
hastan›n haz›rlanmas›d›r. Bu 'gummy smile'› ve yüz esteti¤ini düzelten ideal bir tedavi plan›d›r. Ancak, hasta cerrahi
operasyonu reddetti¤i için, üst birinci premolar difllerin
çekimini içeren altenatif tedavi plan› uygulanm›flt›r.
ölçümler(º)
SNA
SNB
ANB
SNMandibular düzlem
FMA
SN-Palatal düzlem
1-SN
IMPA
overjet(mm)
overbite(mm)
TEDAV‹ GEL‹fi‹M‹
Üst çenedeki sa¤ ve sol birinci difller çekildikten sonra,
her iki arka Roth braketleri (0.018 inch) uygulanm›flt›r.
Di¤er yandan, alt çeneye braketler uygulanmadan önce
alt kesici difllerin s›ralanmas›na yard›mc› olunmas› için bu
difllerin lingualine, 018 inch NiTi uygulanm›flt›r. Bafllang›ç
seviyelemesi ve difllerin s›ralanmas› safhas›nda .016 NiTi
ark teli kullan›lm›flt›r.
Resim-2a: Mini vidan›n uygulanmas›.
normal Tedavi öncesi Tedavi sonras›
82±2
80±2
2
32±7
80
73
7
33
76
73
3
33
25
8±2
103
90
25
9
106
102
6
2
25
9
104
103
2
2
Tablo-1: Tedavi öncesi ve tedavi sonras› sefalometrik ölçümler.
Resim-2b: Mini vidalar›n panoramik filmdeki görüntüleri.
19
Resim-2c: Kanin distalizasyonu.
7tepe klinik 2008-1
Resim-3: Tedavi sonras› hastan›n a¤›z içi ve a¤›z d›fl› görüntüleri.
inch paslanmaz çelik ark üzerinde uygulanm›flt›r (ResimSeviyeleme safhas› tamamland›ktan sonra,mini vidalar
(1.6 mm çap›nda, 8 mm uzunlu¤unda, Neo Anchor Plus,
Myungsung, Seoul, Korea) üst çene ark›nda birinci molar
ve ikinci premolar diflleri aras›na çift tarafl› yerlefltirilmifltir.
CERRAH‹ METOD
Çal›flmada kullan›lan mini vida 'Self-Tapping Mini
Screw' olup, difl etinde insizyon yap›lmadan alveoler kemi¤e
lokal anesteziden sonra uygulanm›flt›r. Bir haftal›k retansiyon sürecinden sonra kanin distalizasyonu bafllam›flt›r.
Mini vidadan kanin difline yaklafl›k 120 g distalizasyon
2). Sol kanin distalizasyonu tamamlanm›fl ve sol lateral
difl iki ay içinde maksiller arkta yerine yerleflmifltir. Daha
sonra sol mini vida ç›kart›lm›flt›r. Sa¤ kanin distalizasyonu
üç ayda tamamlanm›flt›r. Maksiller arktaki küçük
çaprafl›kl›klar düzeldikten sonra, sa¤ maksiller ark üzerinde
mini vidadan T loopa inter-maksiller elastikler as›larak
anterior difl retraksiyonu yap›lm›flt›r. Daha sonra sa¤ mini
vida da ç›kart›lm›flt›r. ‹yi bir yüz profili elde edilmifltir (Resim3). Tedavi süresince kullan›lan mini vida mobilite
göstermemifl ve stabilitesini korumufltur.
kuvveti elastikle (RMO Inc., Colorado, USA) .016x.022
TEDAV‹ SONUÇLARI
9 ayl›k tedavi sonucunda uyumlu bir yüz profili ve
düzgün s›ral› bir difl dizisi elde edilmifltir. Kanin difli retrakte
edilerek s›n›f 1 kanin iliflkisi sa¤lanm›flt›r. Molar difllerde
herhangi bir hareket gözlenmemifltir. ANB aç›s› 7°'den
3°'ye düflmüfltür, SNA aç›s› 4° azalm›flt›r ve SNB aç›s›
de¤iflmemifltir (Resim-4). Sefalometrik çak›flt›rmada anterior
difller 4 mm geriye gitti¤i gösterilmifltir.
TARTIfiMA
Ortodontide mini vida kullan›m›, headgear ve Nance
Resim -4: Tedavi öncesi ve sonras› sefalometrik görüntüsü.
apareyini de içeren tam ankraj metodlar›na alternatif olarak
20
Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: Olgu Raporu
kabul edilebilir. Küçük boyutlar›, basit ve daha az invasiv
S›n›f II molar iliflki ve S›n›f I kanin iliflki sa¤lanm›flt›r. Mini
cerrahi teknik gerektirmeleri klinik kullan›mlar›n› art›rabilir.
vida ankraj›n kullan›m›, a¤›z d›fl› ankraj ve intermaksiller
En önemlisi ise, dental implantlar için genifl bir alveol
elastik kullan›m› için gereken hasta kooperasyonunu
kemi¤i gerekirken, küçük boyuttaki mini vida implantlar
ortadan kald›rmaktad›r. Di¤er taraftan, Nance apareyinin
yerleflimi için bu gerekli de¤ildir
1,2 .
Günümüzde aç›k
bir yan etkisi olan mukoza hasar› da elimine edilmektedir.
kapan›fl vakalar›n›n tedavisinde molar difllerin gömülmesi
ve molar difllerin distalize edilmesi gibi bir çok alanda mini
vidalar kullan›lmaktad›r
SONUÇ
6,7.
Bu vaka raporunda S›n›f II Divizyon 1 maloklüzyonu
Cerrahi uygulamada önce mini vidan›n yerinin belirlenmesi
olan bir hasta mini vida uygulamas›yla tedavi edilmifltir.
için panoromik film al›nm›flt›r. Bu çal›flmada iki adet mini
Mini vida uygulamas›nda, kanin distalizasyonu baflar›yla
vida, birinci molar ve ikinci premolar aras›na, difllerin uzun
gerçekleflmifltir.
aks›na 30° ile 40° ile, kemik yüzeyine dik olmayacak flekilde
KAYNAKLAR:
yerlefltirilmifltir. Park ve arkadafllar›na 8 göre cerrahi
1.
American Association of Orthodontists: Special buletin on extra-oral
appliance care. Am J. Orthod 1975, 68: 475.
2. Hubbard GW, Nanada RS, Currier GF. A Cephalometric evaluation of
nonextraction cervical headgear treatment in class II malocclusions. Angle
Orthod 1994,64:359-370.
3. Shapiro PA, Kokich VG. Uses of implants in orthodontics. Dent Clin North
Am 1988, 32: 539-550.
4. Umemori M, Sugawara J, Mitani H, Nagasak H, Kawamura H. Skeletal
anchorage system for openbite correction. Am J Orthod Dentofacial Orthop
1999,115:166-174.
5. Creekmore TD. The possibility of skeletal anchorage. J Clin Orthod
1983,17:266-269.
6. Sherwood K, Brunch J, Thompson JW. Closing anterior openbites by
intruding molars with titanium miniplate anchorage. Am. J. Orthod Dentofacial
Othop 2002,122:593-600.
7. Park HS, Lee SK, Kwon TG. Group Distal Movement of Teeth Using
Microscrew Implant Anchorage . Angle Orthod 2004,75:602-609.
8. Park HS, Kwon TG. Sliding mechanics with microscrew implant anchorage.
Angle Orthod 2003,74:703-710.
9. Büyüky›lmaz T, Kad›o¤lu O. Mikro implant kök yüzeylerine de¤erse ne
olur. 10. Uluslararas› Türk Ortodonti Derne¤i Kongresi, Sözlü Sunum ,
2006
10. Sar› E, Uçar C. Interleukin 1ß levels around microscrew implants during
orthodontic tooth movement. Angle Orthod 2006, 76:1073-1078
uygulama s›ras›nda hekim kök yüzeylerini hissederse,
mini vida farkl› bir aç›yla yerleflirilmelidir. Di¤er taraftan
Büyüky›lmaz ve arkadafllar›9 8 hafta boyunca implant ile
temas eden difllerde dahi, 4 ve 8 haftal›k sürelerin kök
yüzeyindeki dokular›n iyleflmesi için yeterli oldu¤unu
göstermifllerdir.
Bu vakada kanin distalizasyonuna bir haftal›k bekleme
süresinden sonra bafllanm›flt›r. Kanin distalizasyonu iki
ayda tamamlanm›fl ve daha sonra anterior difller mini
vidadan destek al›narak retrakte edilmifltir. Tedavi süresince
herhangi bir molar mesializasyonu gözlenmemifltir. Sar›
ve arkadafllar›10. ortodontik difl hareketi s›ras›nda, difleti
olu¤u s›v›s›nda IL-1ß seviyesini inceleyerek, mini vidalar›n
ankraj olarak sa¤laml›¤›n› de¤erlendirmifllerdir ve mini
vidalar›n kesin ankraj olarak kullan›labilece¤ini bildirmifllerdir.
Resim-5: Sefalomterik çak›flt›rma.
21
George Gauge:
ÖZET
Fonksiyonel ortodontik apareylerin baflar›s›nda en kritik
faktör ›s›rma kay›tlar›n›n do¤rulu¤udur. Geçen yüz y›l içerisinde
Obstrüktif Uyku Apnesi
Apareylerinin Yap›m›nda
Kullan›lan Bir Ayg›t
oldu¤u gibi günümüzde de ortodontistler bu iliflkiyi tahminen
belirlemektedirler. Sonuçlar bazen ideal de¤erlerden farkl›
olabilmektedir. Bu çal›flmada tan›t›lan George Gauge (George
Ayg›t›) ile, ›s›rma kay›tlar›n›n tahminen belirlenmesi yerine
çabuk, basit ve kesin olarak belirlenmesi sa¤lanabilir.
Anahtar Kelimeler: Obstrüktif uyku apnesi, George Gauge
G‹R‹fi
Obstrüktif uyku apnesi (OSA), uykunun ve solunumun
yayg›n kronik hastal›¤›d›r. OSA, respiratuvar ve/veya
kardiovasküler komplikasyonlar›yla birlikte uyku patolojisiyle
seyreder. Tekrarlayan k›smi veya tam üst hava yolu t›kan›klar›yla ba¤lant›l›d›r. Bu t›kan›kl›klar horlama, apne ve
hipoapneyi de kapsayan belirtilerle birlikte uyku boyunca
geliflir. OSA' n›n tedavisi semptomlar›n ciddiyetine, klinik
Dr. Emel Sar›
komplikasyonlar›n önemine ve üst hava yolu t›kan›kl›¤›n›n
Ortodonti, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul
etiyolojisine ba¤l›d›r. Burun için sürekli pozitif hava yolu
bas›nc› (Nasal continuous positive airway pressure -
Dr. Yusuf Akp›nar
nCPAP-) sa¤layan cihaz OSA için kullan›lan çok yayg›n
Protetik Difl Tedavisi, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul
bir tedavi metodudur; ancak baz› hastalar uzun dönem
için bu apareyi kullanmay› beceremezler ya da kullanmak
istemezler. Uvulopalatofaringoplasti, maksillomandibular
cerrahi ve a¤›z içi apareyler alternatif tedavi yaklafl›mlar›
olarak önerilmifltir.1,2
OSA’n›n tedavisinde a¤›z içi apareylerin iki farkl› tipi
kullan›lm›flt›r: Dili ileride tutanlar ve alt çeneyi önde
konumland›ranlar.
3, 4, 5
Tedavinin baflar›s›na, apareyin
ayarlanabilme özelli¤i, apareyin tutuculu¤u, kullan›lan
malzeme ve do¤ru ›s›rma kayd›n›n al›nabilmesi gibi bir
çok faktör katk›da bulunur.
Fonksiyonel ortodontik apereylerin baflar›s›nda en
önemli faktör do¤ru ›s›rma kay›tlar›d›r. Her hasta için
›s›rma kayd›n›n optimum pozisyonu farkl›d›r. Bu optimum
pozisyon sentrik iliflki ve tam protrüzyon aras›nda bir
yerdedir. Ancak bu durumu kesinlikle tespit edebilecek
bir iflaret yoktur. Fonksiyonel apareyler kaslar ve
eklemlere rahats›zl›k vermemekle birlikte bu yap›larda
gerilim olufltururlar. S›n›f II Bölüm 1 maloklüzyonun
düzeltilmesinde ve OSA'da kullan›lan oral apereylerin
yap›lmas› için alt çene sentrik iliflkiden tam protrüzyona
kadar olan mesafenin %50 ile %75 i kadar öne ilerletilir.
George Gauge, bu pozisyonun bulunmas› ile ilgili
22
George Gauge: Obstrüktif Uyku Apnesi Apareylerinin Yap›m›nda Bulunan Bir Ayg›t
Is›rma çatal› üst çene ön difller üzerine yerlefltirilir ve
problemlerin çözülmesi için Peter T. George taraf›ndan
›s›rma çatal›n›n üzerindeki oluk çizgisiyle orta hat çak›flt›r›l›r.
gelifltirilmifltir.6,7
fiayet üst çene santral difllerin insizal kenarlar› difllerin
George Gauge
s›k›flmas›ndan ötürü olukla temas etmezse, insizal rehberin
George gauge, plastik bir a¤›z içi ayg›t olup horlama
palatal k›sm› ayarlanabilir. Ancak labial k›sm› ayarlanmaz.
ve obstrüktif uyku apnesinin tedavisinde kullan›lan, alt
Çünkü bu durum alt ve üst difller aras›ndaki iliflkiyi
çenenin yeniden konumland›r›lmas›n› sa¤layan apareyler
de¤ifltirecek ve do¤ru olmayan ölçümlere neden olacakt›r.
için do¤ru çene pozisyonlar›n›n bulunmas› ve kaydedilmesi
(Resim 3)
için kullan›l›r. Ayg›t alt çenenin retrüzyon ve protrüzyon
miktar›n› milimetre cinsinden ölçer. George gauge alt
çenenin arzulanan protrüziv ›s›rma pozisyonuna gelmesine
rehberlik ederek, bir kerede alt çenenin uygun pozisyonunu
belirler.8, 9.
George gauge, üç parçadan oluflur: (Resim1)
A. Alt insizal k›skaç
B. Is›rma çatal›
C. Gövde
Resim 1: Cihaz üç parçadan oluflur: Alt insizal k›skaç, ›s›rma çatal› ve
gövde (8)
A. Alt insizal k›skaç (üzerinde siyah ok olan k›s›m)
ayg›t›n gövdesi üzerinde içeriye ve d›flar›ya do¤ru hareket
eder. Alt kesici difllerin üzerinde konumlanan k›skaç alt
kesici diflin lingualine kilitlenir. Dar ve uzun bir yiv içindeki
›s›rma çatal›n›n gövde üzerindeki içeri ve d›flar› kayma
hareketi, alt kesici k›skac›ndan ayr›l›r. Is›rma çatal› deliklidir.
Bu delikler ›s›rma kay›t materyalinin tutunmas›na yard›mc›
olur. Is›rma çatal› ayn› zamanda üst çene ön difllerin
üzerinde konumlanan bir çenti¤e sahiptir. Is›rma çatal
milinin son k›sm›, George gauge gövdesi içerisine
yerlefltirildi¤i zaman, gövdenin üzerinde bulunan milimetrik
cetvel üzerinde alt çene pozisyonunu gösterir. Gövde
k›sm›ndaki milimetrik cetvel s›f›r pozisyonuna ve bu
pozisyonun her iki yan›nda (+) ve (-) ile iflaretlenmifl
milimetrik art›fllara sahiptir.
Resim 2: Gövde ve alt insizal k›skaç mandibular anterior difller üzerinde
konumlanm›fl (8).
B. Is›rma çatal›n›n 2 ve 5 mm.'lik kal›nl›klar›
bulunmaktad›r. Ço¤u olguda alt çeneyi önde konumland›ran apareyler için pozisyon belirlenece¤i zaman
›s›rma çatal›n›n kal›nl›¤› 2 mm olarak kullan›l›r. Is›rma
çatal›n›n uzaklaflt›r›lmas›yla, gövde ve alt insizal k›skaç
alt çene anterior difller üzerinde konumland›r›l›r, böylece
alt insizal çentik (Resim 2b) alt çene ön difllerin orta hatt›
üzerinde pozisyonland›r›l›r. Orta hat aygıtın yüzeyi
üzerinde bulunan rehber hatla ayn› hizaya getirilir (Resim
2c). Parçalar aras›nda hareketlili¤e ihtiyaç duyuldu¤unda
gövdenin kaidesi üzerindeki vida (Resim 2a) gevfletilir
ya da s›k›l›r.8
Resim 3: Is›rma çatal› üst çene ön difller üzerine konulup yerlefltirilmifl ve
orta hatla çak›flm›fl (8)
23
7tepe klinik 2008-1
Ayg›t, alt insizal çentik alt ön difllerin orta hatt›yla
kay›tlar›n›n kolay ve güvenilir bir flekilde kaydedilmesini
çak›flacak flekilde tekrar a¤›z içerisine yerlefltirilir. Üst orta
sa¤lar.
hat ve üst insizal çentik rehberli¤inde hastan›n çenesini
kapatmas› istenir.
KAYNAKLAR:
Üst ve alt kesici difller kendi çentikleri içerisinde
1.
konumlanarak (Resim 4a), sentrik iliflki için hastadan alt
2.
çenesini hareket ettirmesi istenir (Resim 4b). Sentrik
pozisyonda milimetrik cetvel üzerindeki ölçüm s›f›r
3.
pozisyonuna ayarlanm›fl olmal›d›r. Daha sonra hastadan
çenesini tam retrüzyon ve sonra da tam protrüzyon yapmas›
4.
istenir ve de¤erler kaydedilir.
Alt çenenin pozisyonland›r›lmas›na bafllamak için
5.
genel kural flu flekildedir: Maximum retrüzyondan maximum
protrüzyona olan uzakl›¤›n 2/3'ne göre mandibula pozisyonu
belirlenir. E¤er milimetrik cetvel üzerindeki pozisyon
6.
maximum retrüzyon için - 5mm yi gösteriyorsa ve maximum
7.
protrüzyon için + 5 mm yi gösteriyorsa toplam mesafe 10
8.
mm dir. 10 mm nin 2/3 ü 6.6 mm dir. 6.6 mm, ölçülen
maksimum retrüzyon de¤erine eklenir (6.6 mm+(5mm))
9.
sonuç 1.6’ mm dir. George Gauge, + 1.6 mm de ayarlan›r.
‹lk olarak uygun pozisyon belirlenir, vidan›n bafl› kilitleninceye kadar s›k›l›r ve orta hatt›n pozisyonu kontrol
edilerek ayg›t a¤›za tekrar yerlefltirilir.
Is›rma kay›t materyaliyle birlikte (mum ya da silikon)
ayg›t, alt insizal çentik alt çene ön difllerin orta hatt› üzerine
çak›flacak flekilde a¤za yerlefltirilir. Kay›t materyali yeterince
sertlefltikten sonra a¤›zdan ç›kar›l›r.
SONUÇ
Is›rma kay›tlar›n›n al›nmas›ndaki belirsizlikten dolay›
ço¤u difl hekimi alt çene pozisyonland›r›c› apareyleri
uygulamay› tercih etmezler. George gauge, ›s›rma
a
b
Resim-4 a,b: Bir hastada George gauge uygulamas›.
24
Clark Gt, Nakano M. Dental appliances for the treatment of obstructive
sleep apnea. Jada 1989, 118:611
Lowe AA. Dental Appliances for The Treatment of Snoring And Obstructive
Sleep Apnea. In: Kryger M, Roth T, Demet W, Editors. Principles And
Practice Of Sleep Medicine. Philagelphia:W.B. Saunders Company, 1994,
P722-35
Isono S, Tanaka A, Sho, Y, Konno A, Nishino T. Advancement of the
mandible improves velopharyngeal airway patency. J Appl Physiol 1995,
79: 2132-8
Lowe AA. Oral appliances for sleep breathing disorders. In: Kryger M, Roth
T, Demet W, Editors. Principles And Practice Of Sleep Medicine.
Philagelphia:W.B. Saunders Company,1999, 929-939.
Lowe AA, Schmidt-Nowara W. Oral Appliance Therapy for snoring and
apnea. In: Pack A, Lenfant C, Editors. Pathogenesis, Diagnosis And
Treatment Of Sleep Apnea. Marcel Dekker Inc. In Pres 2000 .
George P: A Modified functional appliance for treatment of obstructive
sleep apnea. J. Clin Orthod. 1987, 21: 171-175.
George P: Still more on obstructive sleep apnea . Am J Orthodont Dentofacial
Orthop 1989, 96: 29a.
American Sleep Disorders Association Standards Of Practice Committee:
Practice Parameters For The Treatment Of Snoring And Obstructive Sleep
Apnea With Oral Appliances. Sleep 1995, 18: 511-513
Soll B, George P: Treatment Of Obstructive Sleep Apnea With A Nocturnal
Airway-Patency Appliance. N Engl J Med 1985, 313-386
Üst Daimi Sol Yan Kesici
Diflte, Birlikte Görülen
Dens ‹nvajinatus ve Talon
Tüberkülü:
ÖZET
Süt ve daimi difllenme dönemlerinde difllere ait say›, boyut,
flekil ve yap› anomalileriyle s›kça karfl›lafl›lmaktad›r. Bu geliflimsel
anomaliler, genetik faktörler ve/veya çevresel de¤iflikliklerin
etkisiyle oluflan sistemik ve lokal nedenlerden ya da bu faktörlerin
kombinasyonlar›ndan kaynaklanabilir. Dens invajinatus,
kalsifikasyon aflamas› gerçekleflmeden önce difllerin kuron
yüzeylerinin içeri do¤ru katlanmas›yla oluflan ve nadir görülen
geliflimsel bir anomalidir. Talon tüberkülü ise kesici difllerin
singulum bölgelerinde görülen ve ek bir tüberkül benzeri oluflumla
Bir Olgu Raporu
karakterize geliflimsel bir anomalidir. Literatürde her iki dental
anomalinin birlikte görülmesi çok nadir bir durum olarak
belirtilmifltir. Bu olgu raporunda, 11 yafl›ndaki bir k›z çocu¤un
üst sol lateral kesici diflinde, birlikte görülen dens invajinatus
ve talon tüberkülünün klinik ve radyolojik görüntüleri ile tedavi
yaklafl›m› sunulmaktad›r.
Anahtar Kelimeler: Dens ‹nvajinatus, Talon Tüberkülü,
fiekil Anomalisi
G‹R‹fi
Dr. Tahsin Demir
Süt ve daimi difllenme dönemlerinde difllere ait say›,
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal›
boyut, flekil ve yap› anomalileriyle s›kça karfl›lafl›lmaktad›r.
Bu geliflimsel anomaliler, genetik faktörler ve/veya çevresel
Dr. Ufuk Atefl
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, A¤›z Difl Çene Hastal›klar›
de¤iflikliklerin etkisiyle oluflan sistemik ve lokal nedenlerden
Cerrahisi Anabilim Dal›
ya da bu faktörlerin kombinasyonlar›ndan kaynaklanabilir. 1
Doç. Dr. S. Burçak Çehreli
DENS ‹NVAJ‹NATUS
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal›
Dens invajinatus, difllerin kalsifikasyon aflamas›
gerçekleflmeden önce kuron yüzeylerinin içe do¤ru kat-
Dt. Zeynep Yalç›nkaya
lanmas›yla oluflan ve nadir görülen geliflimsel bir ano-
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal›
malidir.2, 3 Bu anomalinin difl gelifliminin morfodiferansiyasyon aflamas› s›ras›nda ortaya ç›kan lokal bir bas›nca
ba¤l› olarak, dental laminan›n içe do¤ru katlanmas› sonucu
olufltu¤u düflünülmektedir.4 Ancak etiyolojisi halen tam
olarak aç›klanamamaktad›r. 2, 5
Bu anomali için günümüze kadar; dens in dente,
invaginated odontome, dilated gestant odontome, dilated
composite odontome, tooth inclusion, dentoid in dente gibi
tan›mlamalar da kullan›lm›flt›r. 2
Dens invajinatusun süt ve daimi, alt ve üst ön difllerde
s›kl›kla görülmesine ra¤men en çok daimi üst yan kesici
difllerde ve genellikle çift tarafl› olarak görüldü¤ü bilinmektedir.6 Etkilenen difllerde mine ve dentin dokular›n› da
içine alan bu katlant›n›n morfolojisi ufak çukurcuklardan
kök ucuna kadar uzanan yar›k ve kanallara kadar de¤iflen
25
7tepe klinik 2008-1
Tip I: Mine sement s›n›r› ile kesici kenar aras› mesafenin
formlarda karfl›m›za ç›kar.2, 7 Ancak araflt›r›c›lar›n farkl›
yar›s›ndan daha uzun olan tüberküller,
s›n›flamalara tabi tuttuklar› bu anomalinin prevelans› ile
ilgili kesin bir de¤er vermek mümkün
Tip II: Mine sement s›n›r› ile kesici kenar aras›
de¤ildir.2
Son dönemde dens invajinatus'un en yayg›n olarak
mesafenin yar›s›ndan daha k›sa olmas›na ra¤men 1 mm
kullan›lan s›n›fland›rmas› Oehlers'e 8 aittir ve bu anomali
ve daha uzun tüberküller,
3 tipte tan›mlanm›flt›r.
Tip III: Genifllemifl ve belirginleflmifl singulum
Tip I: Mine sement s›n›r›n›n alt›na uzanmayan, s›n›rl›
ç›k›nt›lar›d›r.
invajinasyonlar,
Talon tüberkülü olgular›nda genellikle difl ile birleflim
Tip II: Mine sement s›n›r›n›n alt›na do¤ru kök yüzeyi
bölgelerinde çeflitli oluk, yar›k ve çatlaklar görülür.14 Difllerin
boyunca uzanan, pulpa odas› ile ba¤lant›l› veya ba¤lant›s›z
sürmesinden k›sa bir süre sonra bu oluflumlar›n teflhis
olabilecek invajinasyonlar,
edilmesi ve gerekirse koruyucu önlemlerin al›nmas›,
Tip III: Mine sement s›n›r›ndan kök ucuna do¤ru
geliflebilecek komplikasyonlar›n da önlenmesi aç›s›ndan
uzanan, kök ucunda veya periodontal aral›kta sonlanan
son derece önemlidir.
ve pulpa odas› ile direkt bir ba¤lant›s› bulunmayan invajinasyonlard›r.
OLGU RAPORU
Difllerin sürmesinden k›sa bir süre sonra bu oluflumlar›n
11 yafl›ndaki k›z hasta kontrol amac›yla klini¤imize
teflhis edilmesi ve koruyucu önlemlerin al›nmas›, gelifle-
baflvurmufltur.
bilecek komplikasyonlar›n da önlenmesi aç›s›ndan son
derece
Karma difllenme döneminde olan hastan›n klinik ve
önemlidir.2
radyolojik muayenesi sonucu, üst sol yan kesici diflin
palatinal bölgesinde s›n›rlar› belirgin, mine sement s›n›r›
TALON TÜBERKÜLÜ
ile kesici kenar aras› mesafenin yar›s›ndan daha uzun ve
Talon tüberkülü, kesici difllerin singulum bölgesinde
mine, dentin, pulpa dokular›n› içerdi¤i aç›k bir flekilde
ek bir tüberkül benzeri oluflumla karakterize ve nadir
gözlemlenen Tip I talon tüberkülü tespit edilmifltir (Resim
görülen geliflimsel bir anomalidir. Ancak etiyolojisi halen
1, Resim 2).
tam olarak
aç›klanamamaktad›r.9
Ayr›ca ayn› bölgede bu tüberküle efllik eden ve sadece
Talon tüberkülünün süt ve daimi, alt ve üst ön difllerde
mine sement s›n›r›na kadar uzanan Tip I dens invajinatus
s›kl›kla görülmesine ra¤men en çok daimi üst yan kesici
da gözlemlenmifltir (Resim 1, Resim 2). Bunlar›n yan›nda
bilinmektedir.9, 10
üst sa¤ yan kesici diflin palatinal bölgesinde de derin bir
difllerde görüldü¤ü
Etkilenen difllerde
mine ve dentin dokular› ile birlikte s›kl›kla pulpa dokusunu
pit varl›¤› tespit edilmifltir (Resim 1, Resim 2).
da içine alan bu tüberkül morfolojisi ufak ç›k›nt›lardan kesici
Hastan›n al›nan anamnezinden, dens invajinatus ve
kenara kadar uzanan belirgin tüberküllere kadar de¤iflen
talon tüberkülünün fonksiyonel, fonetik ve estetik aç›dan
formlarda karfl›m›za
ç›kar.11
herhangi bir soruna yol açmad›¤› ö¤renilmifltir. Gerek klinik,
Her iki cinsiyette de görülmesine ra¤men Davis ve Brook
gerekse de radyolojik muayene sonucu çevre dokularda
erkeklerde görülme oran›n›n kad›nlarda görülme oran›na
da patolojik bir durum gözlemlenmedi¤inden sadece
göre 32/18 oldu¤unu bildirmifltir. Ancak araflt›r›c›lar›n farkl›
koruyucu uygulamalar›n gerçeklefltirilmesi uygun görül-
s›n›flamalara tabi tuttuklar› bu anomalinin prevelans› ile ilgili
müfltür.
10
kesin bir de¤er vermek mümkün de¤ildir.2
Bilgilendirilmifl onam al›nmas› sonras› her iki diflin
Mader 12 süt ve daimi ön difllerin lingual yüzeylerinde
palatinal bölgesi 30 sn. süre ile %36’l›k fosforik asitle
görülen singulum ç›k›nt›lar›na talon tüberkülü denilebil-
pürüzlendirilmifl, bu bölgelere dentin ba¤lay›c› ajan
mesi için tüberkülün en az›ndan mine-sement s›n›r›ndan
(Prime&Bond NT, Dentsply, Almanya) ve ak›flkan
kesici kenar›n yar›s›na kadar uzanmas› gerekti¤ini belirt-
kompozit (Filtek Flow, 3M ESPE / ABD) uygulanm›flt›r.
mifltir.
Ortodontik sorunlar› da olan hastan›n bu tedavi
Son dönemde talon tüberkülü'nün en yayg›n olarak
kullan›lan s›n›fland›rmas› ise Hattab'a
13
uygulamas› ile birlikte belirli sürelerde kontrol edilmesi
aittir ve bu anomali
uygun görülmüfltür.
3 tipte tan›mlanm›flt›r.
26
Üst Daimi Sol Yan Kesici Diflte, Birlikte Görülen Dens ‹nvajinatus ve Talon Tüberkülü: Bir Olgu Raporu
TARTIfiMA
yan›nda tüberkülün boyut, genifllik, flekil ve tipi, konuflma
Talon tüberkülü ve dens invajinatus daha çok süt ve
ve beslenme s›ras›nda dilin iritasyonu, karfl›t difllerle
daimi ön difllerde görülen nadir geliflimsel anomalilerdendir.
oluflturdu¤u okluzal travma ve yer de¤ifliklikleri, periodontal
Literatürde ayn› kiflilerin farkl› difllerinde görülen bu
problemler, istenmeyen tüberkül k›r›klar›, atrizyona ba¤l›
anomalilerin rapor edildi¤i olgu sunumlar› olmas›na ra¤men,
pulpal ve periapikal patolojilerle de karfl›lafl›lmaktad›r. Bu
ayn› diflte hem talon tüberkülü hem de dens invajinatusun
anomalinin görüldü¤ü difllerde koruyucu uygulamalar,
rapor edildi¤i olgu say›s› son derece azd›r.
konservatif tedaviler, çeflitli afl›nd›rmalar, endodontik
tedaviler uygulanmaktad›r. 9-11, 15-20
Bu anomalilerle ilgili yap›lacak klinik uygulamalar ise
anomalilerin boyut, genifllik, flekil ve tiplerine göre
Bu olgu sunumunda, talon tüberkülü varl›¤› nedeniyle
de¤iflkenlik gösterir. Ancak her iki anomalinin de erken
ortaya ç›kabilecek komplikasyonlarla karfl›lafl›lmad›¤›ndan
dönemde teflhisi, yap›lacak tedavi uygulamalar›n› kolaylafl-
bu anomali için herhangi bir tedavi uygulanmam›flt›r.
Klinik olarak, di¤er pek çok anomalide oldu¤u gibi dens
t›racakt›r.
Klinik olarak, talon tüberkülü olgular›nda tüberkül ile
invajinatus'un da erken dönemde teflhisi, periradiküler ve
difllerin birleflim bölgelerinde çeflitli çatlak, yar›k ve oluklarla
periapikal patolojilerin ortaya ç›kmas›n› önlemektedir.21
karfl›lafl›labilir. Bu alanlar›n varl›¤› nedeniyle özellikle plak
Özellikle dens invajinatus olgusunda çürük varl›¤› ile pulpal,
birikimi ve çürük riski son derece artmaktad›r. Bunun
periapikal ve periodontal enfeksiyonlarla s›kl›kla karfl›lafl›l›r.22
Bu anomalinin görüldü¤ü difllerde konservatif tedavilerden
endodontik tedavilere ve hatta ilgili difllerin çekimine kadar
de¤iflebilecek farkl› tedavi seçenekleri sözkonusudur.7
Bu olgu sunumunda dens invajinatusun varl›¤› nedeniyle ortaya ç›kabilecek komplikasyonlarla karfl›lafl›lmam›flt›r. Öte yandan, invajinasyon nedeniyle artan çürük
riski göz önünde tutulmufl ve mevcut anomalinin restoratif
materyaller arac›l›¤›yla kapat›lmas›na yönelik koruyucu bir
tedavi uygulanm›flt›r.
KAYNAKLAR:
1.
Winter GB. Anomalies of tooth formation and eruption. In: Welbury RR.
Paediatric Dentistry. Hong Kong, Oxford University Press; 1999: 251-280.
2. Hülsmann M. Dens invaginatus: aetiology, classification, prevalence,
diagnosis, and treatment considerations. Int Endod J 1997, 30: 79-90.
3. Girsch WJ, McClammy TV. Microscopic removal of dens invaginatus. J
Endod 2002, 28: 336-9.
4. Segura JJ, Jimenez-Rubio A. Talon cusp affecting permanent maxillary
lateral incisors in 2 family members. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral
Radiol Endod 1999, 88: 90-2.
5. Dankner E, Harari D, Rotstein I. Conservative treatment of dens evaginatus
of anterior teeth. Endod Dent Traumatol 1996, 12: 206-8.
6. Burton DJ, Saffos RO, Scheffer RB. Multiple bilateral dens in dente as a
factor in the etiology of multiple periapical lesions. Oral Surg Oral Med
Oral Pathol 1980, 49: 496-9.
7. Lorena SCM, Oliveira DT, Odell EW. Multiple dental anomalies in the
maxillary incisor region. J Oral Sci 2003, 45: 47-50.
8. Oehlers FA. Dens invaginatus I. Variations of the invagination process and
associated anterior crown forms. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1957,
10: 1204-18.
9. Maroto M, Barber›a E, Arenas M, Lucavechi T. Displacement and pulpal
involvement of a maxillary incisor associated with a talon cusp: report of
a case. Dent Traumatol 2006, 22: 160-4.
10. Davis PJ, Brook AH. The presentation of talon cusp: diagnosis, clinical
features, associations and possible aetiology. Br Dent J 1985, 159: 84-8.
11. Dayal PK, Mani NJ, Verma PK. Talon cusp: a review and case report. J.
Dent 1980, 8: 85-7.
Resim 1: Üst daimi sol yan kesici diflte görülen dens invajinatus ve talon
tüberkülü olgusunun klink görünümleri ve tedavi uygulamalar›.
Resim 2: Üst daimi sol yan kesici diflte görülen dens invajinatus ve talon
tüberkülü olgusunun radyolojik görünümleri.
27
7tepe klinik 2008-1
12. Mader CL. Talon cusp. JADA 1981, 103: 44-6.
13. Hattab FN, Yassin OM, al-Nimri KS. Talon cusp in permanet dentition
associated with other dental anomalies: review of literature and reports of
seven cases. ASDC J Dent Child 1996, 63: 368-76.
14. Noikura T, Ooya K, Kikuchi M. Double dens in dente with a central cusp
and multituberculism in bilateral maxillary supernumerary central incisors.
Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1996, 82: 466-9.
15. Hattab FN, Yassin OM, al-Nimri KS. Talon cusp - clinical significance and
management: case reports. Quintessence Int 1995, 26: 115-20.
16. Davis PJ, Brook AH. The presentation of talon cusp: diagnosis, clinical
features, associations and possible aetiology. Br Dent J 1985, 160: 84-8.
17. Rusmah Meon R. Talon cusp in Malaysia. Aust Dent J 1991, 36: 11-4.
18. Richardson DS, Knudson KG. Talon cusp: a preventive approach to
treatment. JADA 1985, 110: 60-62.
19. Salama FS, Hanes CM, Hanes PJ, Ready MA. Talon cusp: a review and
two case reports on supernumerary primary and permanent teeth. ASDC
J Dent Child 1990, 57: 147-9.
20. de Sousa SMG, Tavano SMR, Bramante CM. Unusual case of bilateral
talon cusp associated with dens invaginatus. Int Endod J 1999, 32: 4948.
21. Neto UXS, Hirai VHG, Papalexiou V, Gonçalves SB, Westphalen VPD,
Bramante CM, Martins WD. Combined endodontic therapy and surgery in
the treatment of dens invaginatus type 3: case report. J Can Dent Assoc
2005, 71: 855-8.
22. Rotstein I, Stabholz A, Heling I, Friedman S. Clinical considerations in the
treatment of dens invaginatus. Endod Dent Traumatol 1987, 3: 249-54.
28
Farkl› ‹çeriklerde ve
Farkl› Firmalara Ait
50 Haz›r ‹çece¤in
Ph Seviyelerinin
Karfl›laflt›r›lmas›
ÖZET
Çocuk ve eriflkin popülasyonlar›ndaki çürük prevalans›,
yüzy›l›m›z›n son çeyre¤inde önemli bir azalma göstermesine karfl›n
halen ciddiyetini korumaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, çocuklar
ve eriflkinler taraf›ndan s›k olarak tüketilen farkl› içeriklerdeki
haz›r içeceklerin pH seviyelerinin karfl›laflt›r›lmas›d›r. Farkl›
içeriklerde ve farkl› firmalara ait çeflitli haz›r içecekler, halka
sat›fl yapan çeflitli marketlerden temin edilmifltir. Ölçümler
sonucunda 50 farkl› haz›r içece¤in 2,46 ile 4,00 aras›nda de¤iflen,
oldukça düflük pH seviyelerine sahip olduklar› tespit edilmifltir.
Toplumdaki genel düflüncenin aksine, sadece gazl› içeceklerin
de¤il, meyve aromal› içecekler ile meyve sular›n›n da pH
seviyelerinin oldukça düflük ve birbirine çok yak›n oldu¤u
görülmüfltür. Haz›r içeceklerin pH seviyelerinin bu kadar düflük
olmas›na ra¤men, birçok birey potansiyel riskin fark›nda de¤ildir.
Toplumu bu içeceklerin zararl› etkilerine karfl› uyarmak ve s›k
olarak tüketen bireyleri yüksek çürük riski grubuna dahil etmek
gerekmektedir. Özellikle okullarda bu içeceklerin sat›fl› engellenmeli,
kutular üzerinde içeceklerin pH seviyesinin ve zararl› etkilerini
Dr. Tahsin Demir
belirten uyar› yaz›lar› zorunlu tutulmal›, bu içecekler yerine su,
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi,
süt ve süt ürünlerinin tüketimi teflvik edilmelidir.
Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara
Anahtar Kelimeler: Haz›r ‹çecekler, pH Seviyesi, Demineralizasyon
Dr. Ufuk Atefl
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi,
G‹R‹fi
A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi AD, Ankara
‹nsanl›¤›n evriminden günümüze kadar, difl çürü¤ünün
Doç. Dr. S. Burçak Çehreli
en s›k rastlanan hastal›klardan biri oldu¤u ve son y›llardaki
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi,
koruyucu diflhekimli¤i hizmetlerinde elde edilen baflar›lara
Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara
karfl›n, hem çocuk hem de eriflkin popülasyonlar›nda
önemli bir halk sa¤l›¤› problemi olmaya devam etti¤i kabul
Dt. Zeynep Yalç›nkaya
edilmektedir.1, 2
Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi,
Difl çürü¤ü, difller, a¤›z içi mikroflora ve diyet gibi üç
Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara
ana faktörün yan›nda pek çok de¤iflik etkenin de oluflumundaki sürece dahil oldu¤u, bakteriyel bir hastal›k olarak
tan›mlanmaktad›r.3
Çeflitli yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi sonras›, difller
üzerinde oluflan plak tabakas›n›n mekanik olarak ortamdan
uzaklaflt›r›lamad›¤› durumlarda, plak içeri¤inde bulunan
anaerobik mikroorganizmalar, glukozu parçalayarak (anaerobik
glukolizis) laktik asit ve etanol a盤a ç›kar›rlar.4 Bu süreç
sonucunda plak pH seviyesinin 5,5 de¤erinin alt›na düflmesi
ile difllerin sert dokular›ndaki kalsiyum ve fosfat iyonlar›
uzaklaflmaya bafllar.5 Plak pH seviyesinin 5,5 de¤erinin alt›na
düflmesi sonras› oluflan bu durumun s›kl›¤› ve süresi oluflacak
demineralizasyonun da derecesini belirler.6
29
7tepe klinik 2008-1
A¤›z içerisindeki pek çok fizyolojik ve biyokimyasal
için 3 kez tekrarlanm›flt›r (n:9). Her ölçüm sonras› elektrotlar
aktivite içerisinde bakteri varl›¤› olsun ya da olmas›n, pH
distile su ile 15 saniye boyunca y›kanarak pH seviyesi 7.00
de¤ifliklikleri sonras› difllerin sert dokular›nda görülen bu
olan kalibrasyon solüsyonunda bekletilmifltir. Herbir içece¤e
demineralizasyon süreci, bafllang›c›ndan y›llar sonra bile
ait ölçümler sonucunda kaydedilen de¤erler SPSS 15.0
görünür hale gelebilen çürük lezyonlar›n›n oluflmas›na
istatistik program› kullan›larak de¤erlendirilmifltir. ‹çecekler
neden olur.4 Bu pH de¤ifliklikleri tükürü¤ün tamponlama
içeriklerine göre gazl› içecekler (1-13), aromal› içecekler
kapasitesi ve bireylerin a¤›z hijyeni al›flkanl›klar›n›n yan›s›ra,
(14-24) ve meyve sular› (25-48) olarak farkl› gruplara
tükettikleri g›dalar›n pH seviyeleri ile de yak›ndan iliflkilidir.
ayr›lm›fl ve grup içi ve aras›ndaki istatistiksel farkl›l›klar›n
7
pH seviyeleri düflük olan haz›r içeceklerin daha yüksek
ortaya konulmas›nda varyans analizi kullan›lm›flt›r.
pH'daki içeceklere göre difl sert dokular›nda daha fazla
zarara yol açt›¤› da bilinmektedir.8
BULGULAR
Bu çal›flman›n amac›, çocuklar ve eriflkinler taraf›ndan
Yap›lan ölçümler sonras›nda, su d›fl›ndaki içeceklerin
s›k olarak tüketilen içerikleri farkl› haz›r içeceklerin pH
2,46 ile 4,00 aras›nda de¤iflen, oldukça düflük pH
seviyelerinin karfl›laflt›r›lmas›d›r.
seviyelerine sahip olduklar› tespit edilmifltir. Bu de¤erlerin
tamam› Tablo I'de görülmektedir. Ayn› zamanda benzer
GEREÇ VE YÖNTEM
içerikli ürünlerin ortalama pH seviyeleri aras›ndaki benzerlik
Farkl› içeriklerde ve farkl› firmalara ait 50 çeflit haz›r
de Grafik I'de sunulmaktad›r. Yap›lan de¤erlendirme
içecek, halka sat›fl yapan çeflitli marketlerden temin
sonucunda gruplar içinde ve aras›nda istatistiksel olarak
edilmifltir. ‹çeceklerin standart bir ›s›da olmas› amac›yla,
fark bulunamam›flt›r (p>0.05).
ölçüm öncesi en az 30 dakika boyunca +4 °C'de saklanm›flt›r. Ölçüm için ±0.01 hassasiyetinde ve otomatik
TARTIfiMA
kalibrasyon özelli¤ine sahip bir pH ölçer (pH526 / WTW /
Tüm dünyada özellikle son elli y›lda bafllat›lan koruyucu
Germany) kullan›lm›flt›r.
diflhekimli¤i çal›flmalar› sayesinde, çocuk ve eriflkin
pH elektrotlar› her bir içecek içerisinde 30 saniye
popülasyonlar›ndaki çürük prevalans›, yüzy›l›m›z›n son
boyunca bekletilmifltir. Bu süre sonunda cihaz taraf›ndan
çeyre¤inde önemli bir azalma göstermesine karfl›n halen
tespit edilen de¤erler kaydedilmifl ve bu ölçümler her örnek
ciddiyetini korumaktad›r.9-12
Grafik I: Benzer içeriklerdeki haz›r içeceklerin ortalama pH de¤erleri.
30
Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas›
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
COCA
COCA
PEPSI
PEPSI
PEPSI
PEPSI
FANTA
FANTA
COLA
COLA
Ph: 2,46
MAX
LIGHT
TWIST
PORTAKAL
PORTAKAL
Ph: 2,58
LIGHT
Ph: 3,01
Ph: 2,86
Ph: 3,00
Ph: 3,10
MANGO
Ph: 2.82
Ph: 2,91
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
FANTA
SPRITE
7 UP
FRUKO
ÇAMLICA
NESTEA
NESTEA
NESTEA
L‹MON
Ph: 3,13
Ph: 3,23
Ph: 2,85
Ph: 3,16
fiEFTAL‹
fiEFTAL‹
L‹MON
LIGHT
Ph: 3,41
Ph: 2,51
Ph: 3,44
Ph: 3,49
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
NESTEA
LIPTON
LIPTON
LIPTON
LIPTON
LIPTON
LIPTON
LIPTON
BÖ⁄ÜRTLEN
fiEFTAL‹
fiEFTAL‹
L‹MON
L‹MON
MANGO
GREEN
RED
Ph: 3,21
Ph: 3,01
LIGHT
Ph: 3,11
LIGHT
Ph: 3,11
Ph: 3,37
Ph: 3,38
31
TEA
TEA
Ph: 3,31
Ph: 3,03
7tepe klinik 2008-1
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
TAMEK
TAMEK
TAMEK
TAMEK
TAMEK
TAMEK
D‹MES
D‹MES
V‹fiNE
KAYISI
fiEFTAL‹
PORTAKAL
ELMA
KARIfiIK
V‹fiNE
KAYISI
Ph: 3,03
Ph: 3,27
Ph: 3,46
Ph: 3,24
Ph: 3,51
Ph: 3,15
Ph: 3,17
Ph: 3,73
33.
34.
35.
36.
37.
38.
39.
40.
D‹MES
D‹MES
D‹MES
D‹MES
D‹MES
D‹MES
CAPPY
CAPPY
fiEFTAL‹
PORTAKAL
ELMA
KARIfiIK
ÜZÜM
NAR
V‹fiNE
KAYISI
Ph: 3,81
Ph: 3,25
Ph: 3,81
Ph: 3,30
Ph: 3,77
Ph: 3,34
Ph: 3,00
Ph: 3,02
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
CAPPY
CAPPY
CAPPY
CAPPY
CAPPY
CAPPY
CAPPY
CAPPY
fiEFTAL‹
PORTAKAL
ELMA
KARIfiIK
TROP‹K
PORTAKAL
ELMA
TRUNÇG‹LLER
Ph: 3,22
Ph: 3,20
Ph: 3,35
Ph: 3,46
Ph: 3,01
ÜZÜM
AHUDUDU
Ph: 3,57
Ph: 4,00
Ph: 3,86
49.
50.
HAYAT DO⁄AL KAYNAK SUYU
PINAR DO⁄AL KAYNAK SUYU
Ph: 7,80
Ph: 8,00
32
Tablo I: Farkl› içeriklerde ve farkl› firmalara ait haz›r
içeceklerin ortalama ph de¤erleri.
Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas›
hastalarda ciddi bir risk faktörü olarak görülmelidir.
Son y›llarda giderek yayg›nlaflan haz›r yemek kültürü
nedeniyle haz›r içeceklerin de tüketimi oldukça artm›flt›r.
Bu çal›flmada, ülkemizde sat›fla sunulmufl olan haz›r
Bu konudaki epidemiyolojik çal›flmalar da, istatistiksel
içecekler aras›nda, toplumdaki genel düflüncenin aksine,
olarak DMFT skorlar›n›n art›fl›nda s›k olarak tüketilen haz›r
sadece gazl› içeceklerin de¤il, meyve aromal› içecekler ile
içeceklerin etkin bir rolü oldu¤unu göstermektedir.13, 14
meyve sular›n›n da pH seviyelerinin oldukça düflük ve
birbirlerine çok yak›n oldu¤u görülmüfltür. Çocuklar ve
‹çeceklerin haz›rlanmas› s›ras›nda eklenen sitrik asit,
eriflkinler taraf›ndan s›k olarak tüketilen farkl› içeriklerdeki
askorbik asit, fosforik asit ve sodyum sitrat'›n düflük pH
haz›r içeceklerin pH seviyelerinin bu kadar düflük olmas›na
seviyesinin temel nedeni oldu¤u düflünülmektedir. 15
karfl›n, birçok birey potansiyel riskin fark›nda de¤ildir.27
Difllerin sert dokular›n›n çözünmesine neden olacak kritik
pH de¤eri 5,5'tir ve özellikle pH de¤erinin 4'ün alt›nda
SONUÇLAR
olan g›dalar›n erozyona da neden oldu¤u uzun zamand›r
Bu çal›flmada test edilen haz›r içeceklerin pH seviyeleri
bilinmektedir.16
a¤›z difl sa¤l›¤› aç›s›ndan kritik olan 5,5 de¤erinin alt›nda
Haz›r içeceklerle yap›lan in vitro çal›flmalarda, difllerin
bulunmufltur. Bu nedenle toplumu bu içeceklerin zararl›
sert dokular›nda gerçekleflen demineralizasyon etkisi
etkilerine karfl› uyarmak ve s›k olarak tüketen bireyleri
aç›kça ortaya konmufltur. 17-18 Özelikle Lussi
ve
yüksek çürük riski grubuna dahil etmek gerekmektedir.
haz›r içeceklerin hem süt hem de daimi
Özellikle okullarda bu içeceklerin sat›fl› engellenmeli, kutular
difllerde demineralizasyona neden oldu¤unu ve eroziv
üzerinde içeceklerin pH seviyelerini ve zararl› etkilerini
özellikleri nedeniyle mine yüzeyinin mikrosertli¤ini belirgin
belirten uyar› yaz›lar› zorunlu tutulmal› ve bu içecekler
oranlarda düflürdüklerini göstermifllerdir.
yerine su, süt ve süt ürünlerinin tüketimi teflvik edilmelidir.
Maupomé,22
19-21
Bu çal›flmada yap›lan ölçümler sonras›nda da haz›r
KAYNAKLAR:
içeceklerin pH seviyelerinin bu görüflleri destekler nitelikte
1.
oldu¤u ortaya konmufltur. Sonuçlar de¤erlendirildi¤inde
san›ld›¤›n›n aksine sadece gazl› içeceklerin de¤il meyve
2.
aromal› içecekler ile meyve sular›n›n da kritik pH seviyesinin
3.
çok alt›nda oldu¤u görülmektedir.
Bu haz›r içecekleri s›kl›kla tüketen bireylerin a¤›z hijyeni
4.
al›flkanl›klar›n›n yan›nda, tükürü¤ünde tamponlama,
temizleme, remineralizasyon ve antibakteriyel etkilerinin
5.
azalmas›na veya ortadan kalkmas›na neden olacak sistemik
hastal›¤› olan kiflilerde, özellikle düz yüzey çürüklerinde
6.
belirgin bir art›fl görülmektedir.23, 24
7.
Sabit ortodontik tedavi gören hastalarda düflük pH'l›
haz›r içeceklerin s›k tüketilmesine ba¤l› olarak oluflan
8.
demineralizasyon, erozyon ve çürük aras›ndaki iliflki ise
9.
uzun zamand›r bilinmektedir.6, 25 Ayr›ca düflük pH'l› içecekler
difllerin oldu¤u kadar rezin esasl› restoratif materyallerin
10.
de yüzey pürüzlülü¤ünü artt›rmakta ve renk stabilizasyonunu
bozmaktad›r.26
11.
Demineralizasyon ve erozyonun meydana gelmesinde
12.
pH seviyesi düflük g›dalar›n tüketim miktar›, s›kl›¤›,
tamponlama kapasiteleri önemli faktörler olsa da bunlar›n
13.
yan›nda say›s›z etken de bu sürece dahil olmaktad›r.
Tüm bu zararl› etkiler göz önünde bulundurularak
14.
düflük pH'l› haz›r içeceklerin s›k olarak tüketilmesi, koruyucu
15.
diflhekimli¤i uygulamalar›ndan yeteri kadar yararlanamayan
ve a¤›z hijyeni al›flkanl›klar› ideal seviyenin alt›nda olan
33
Anderson MH, Molvar MP, Powell LV. Treating dental caries as an infectious
disease. Oper Dent 1991, 16: 21-8.
Ripa LW. The current status of pit and fissure sealants: A review. J Can
Dent Assoc 1985, 51: 367-80.
Thylstrup A. When is caries caries, and what should we do about it?
Quintessence Int 1998, 29: 594-98.
Dawes C. An analysis of factors influencing diffusion from dental plaque
into a moving film of saliva and the implications for caries. J Dent Res
1989, 68: 1483-88.
Dixon M, Jones Y, Mackie IE, Derwent SK. Mandibular incisal edge
demineralization and caries associated with Twin Block appliance design.
J Orthod 2005, 32: 3-10.
Mitchell L. Decalcification during orthodontic treatment with fixed appliances;
an overview. Br J Orthod 1992, 19: 199-205.
Sánchez GA, Fernandez De Preliasco MV. Salivary pH changes during
soft drinks consumption in children. Int J Paediatr Dent 2003, 13: 251-57.
West NX, Hughes JA, Addy M. The effect of pH on the erosion of dentine
and enamel by dietary acids in vitro. J Oral Rehabil 2001, 28; 860-4.
Axelsson P, Paulander J, Suadstrom C. Integrated caries prevention effect
of a needs related preventive program on dental caries in children. Caries
Res 1993, 27: 83-94.
Chesnutt JG, Scafer F, Jacobson APM. The prevalence and effectiveness
of fissure sealants in Scottish adolescents. Br Dent J 1994, 177: 125-129.
Manton DJ, Messer LB. Pit and fissure sealants: Another major cornerstone
in preventive dentistry. Aust Dent J 1995, 40: 22-29.
Mafeni JD, Messer LB. Parental knowledge and attitudes towards pit and
fissure sealants. Aust Dent J 1991, 39: 172-180.
Jones C, Woods K, Whittle G, Worthington H, Taylor G. Sugar, drinks,
deprivation and dental caries in 14-year-old children in the north west of
England in 1995. Commun Dent Health 1999, 16: 68-71.
Ismail AI, Burt BA, Eklund SA. The cariogenicity of soft drinks in the United
States. J Am Dent Ass 1984, 109: 241-5.
Steffen JM. The effects of soft drinks on etched and sealed enamel. Angle
Orthod 1996, 66: 449-56.
7tepe klinik 2008-1
16. Rytomaa I, MeurmanJH, Koskinen J, Laakso T, Gharazi L, Turunen R. In
vitro erosion of bovine enamel caused by acidic drinks and other foodstuff.
Scand J Dent Res 1998, 96: 324-33.
17. Gedalia I, Ionat-Bendat D, Ben-Mosheh S, Shapira L. Tooth enamel
softening with a cola type drink and re-hardening with hard cheese or
stimulated saliva in situ. J Oral Rehab 1991, 18: 501-6.
18. Majewski RF. Dental caries in adolescents associated with caffeinated
carbonated beverages. Pediat Dent 2001, 23: 198-203.
19. Lussi A, Jäggi T, Schärer S. The influence of different factors on in vitro
enamel erosion. Caries Res 1993, 27: 387-93.
20. Lussi A, Jaeggi T, Jaeggi-Schärer S. Prediction of the erosive potential of
some beverages. Caries Res 1995, 29: 349-54.
21. Lussi A, Kohler N, Zero D, Schaffner M, Megert B. A comparison of the
erosive potential of different beverages in primary and permanent teeth
using an in vitro model. Eur J Oral Sci 2000, 108: 110-4.
22. Maupomé G, Díez-de-Bonilla J, Torres-Villaseñor G, Andrade- Delgado L,
Castaño V. In vitro quantitative assessment of enamel microhardness after
exposure to eroding immersion in a cola drink. Caries Res 1998, 32: 148-53.
23. Edgar WM, Higham SM. Role of saliva in caries models. Adv Dent Res
1995, 9: 235-8.
24. Dowd FJ. Saliva and dental caries. Dent Clin N Am 1999, 43: 579-97.
25. Gorelick L, Geiger AM Gwinnett J. Incidence of white spot formation after
bonding and banding. Am J Orthod 1982, 81: 83-98.
26. Abu-Bakr N, Han L, Okamoto A, Iwaku M. Color stability of compomer
after immersion in various media. J Esthet Dent 2000, 12; 258-63.
27. Kinirons MJ, Stewart C. Adolescents' knowledge of common foods and
drinks and the importance of the pattern of consumption: a study undertaken
in an area of high dental needs. Commun Dent Health 1998, 15: 175-8.
34
Akondroplazi:
ÖZET
Akondroplazi uzun kemiklerin epifizlerinde k›k›rda¤›n
kemikleflmemesi nedeniyle bafl ve gövdenin normal olufluna
karfl›n kol ve bacaklar›n do¤ufltan k›sa olmas›yla karakterize
Bir Olgu Raporu
kal›tsal bir iskelet sistemi anomalisidir. Marmara Üniversitesi
Difl Hekimli¤i Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim
Dal› klini¤ine bozuk difl dizisi flikayetleri ile baflvuran akondroplazili 22 yafl›ndaki kad›n hastan›n klinik ve radyolojik muayenesinin de¤erlendirilmesi, ölçümleri ve tedavi planlamas›
çal›flmada sunulmufltur.
Anahtar kelimeler: Akondroplazi
Yrd. Doç. Dr. Erdo¤an Fiflekcio¤lu
G‹R‹fi
Yeditepe Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi,
Akondroplazi kafa kaidesinin az geliflmesi ile karakterize
Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul
bir hastal›kt›r. Bu hastal›¤›n ad› Parrot taraf›ndan di¤er
benzer hastal›klardan ayr›larak akondroplazi olarak
Yrd. Doç. Dr. As›m Dumlu
adland›r›lmadan önce "kondrodistrofi fetalis" olarak
Marmara Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi,
adland›r›lmaktayd›.1 "Kondrodistrofi fetalisin" k›sa boyun,
Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul
büyük kafatas›, semer burunla karakteristik olan tipi "mopstip", kafa deformasyonu olmayan, k›sa ekstremiteler ve
Dr. Med. Dent. O¤uz Borahan
lordos ile karakterize tipi "duckel-tip" olmak üzere iki tipi
Marmara Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi,
vard›r. 2
Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul
Endokondrial kemikleflme yetersizli¤ine ba¤l› olarak
uzun kemiklerin büyümemesi ve gövdenin oldukça düzgün
oldu¤u bir cücelik tipi ile karakterize genellikle "fibroblast
growth factor receptor-3 (FGFR3)" mutasyonuna ba¤l›
otozomal dominant bir hastal›kt›r.3, 4 Olgular›n %80'ninde
yeni mutasyonlar görülmektedir.4
En s›k görülen kal›tsal iskeletsel displazi olan,
akondroplazinin görülme s›kl›¤› 25000 do¤umda birdir.5, 6
Bu olgularda epifiz büyüme pla¤›nda endokondrial
kemikleflme bozulmufltur.2, 3, 4, 5 Periosteal kemikleflme ve
kemik çap› normaldir. Kafatas› kaidesinin kemikleri
normalden önce birleflerek füzyon oluflturur. Kafan›n di¤er
kemikleri normaldir fakat kafa kaidesinde geliflme olmaz.2,
4, 6
Kas yap›lar› normaldir. Bafl brakisefaliktir, al›n ç›k›k ve
burun kemeri çökmüfltür. Bilek ve kalça eklemlerinin
ekstansiyonundaki ifllev azal›fl›, ayak ve diz deformiteleri
sonucu hastalar›n omuz fonksiyonlar› ve lokomosyonunda
majör bir bozukluk görülebilir.
7
Hidrosefali, dar foreman
magnum, spinal deformite ve spinal kanal stenozu sonucu
nörolojik hasarlar oluflabilir.8 Ayr›ca akondroplazide s›kl›kla
görülebilen otitis media, üst solunum yolunda daralma,
sa¤›rl›k, konuflmada duraksama ve maloklüzyon gibi
otolarengeyal sistem malfonksiyonlar› da iletiflim ve
ö¤renme bozukluklar›na neden olmaktad›r. 2, 5, 7- 10
35
7tepe klinik 2008-1
Akondroplaziye ba¤l› deformitelerin tedavisinde
tedavi görmektedir.
multidisipliner yaklafl›m önemlidir. Bir yafl›na kadar ölüm
Hastan›n yüzünde ve vücudunda herhangi bir asimetri
Daha sonraki yaflam kaliteleri iyidir,
görülmemekle beraber hastan›n boyu göreceli olarak k›sad›r
oranlar› yüksektir.
11
zeka ve cinsel geliflim
normaldir.2, 4, 8
(Resim1, 2). Profilden hastan›n burun kökünün deprese
Do¤umda vücut normal iken kafa büyük, burun kökü
oldu¤u görülmektedir. (Resim 3)
deprese, kol ve bacaklar k›sad›r. Çocukluk ça¤›nda uzun
kemik büyümesi progresif olarak bozuk oldu¤undan k›sa
boylu olurlar. Gövde büyümesi nispeten normaldir. Eller
k›sa ve genifl olup, parmaklar eflit uzunluktad›r.4
Akondroplazi teflhisi konulan hastalarda birçok
fonksiyon bozuklu¤u görülmesine ra¤men hastalar›n ço¤u
normal bir e¤itim al›rlar. Sosyal olgunluk skalas› normal
çocuklarla karfl›laflt›r›labilecek düzeydedir fakat hareket
skalas› düflüktür.2, 4
OLGU
Marmara Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Oral
Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›'na ortodontik flikayet
nedeniyle baflvuran 22 yafl›ndaki akondroplazi hastas›n›n
intraoral ve ekstraoral bulgular› sunulmufltur. Hasta 10
y›ld›r akondroplazinin ortopedik deformasyonlar› ile ilgili
Resim 2: Normal gövde büyümesi, k›sa kol ve bacak görüntüsü
Resim 3: Deprese burun kökü görüntüsü
Resim 1: K›sa boyun ve büyük kafatas› görüntüsü
36
Akondroplazi: Bir Olgu Raporu
Yap›lan intraoral muayenede anterior open-bite
görülmüfltür (Resim 4). Ayr›ca hastan›n dili normal boyut-
tedavisinin yap›lmas› hayat kalitesi aç›s›ndan önem
kazanmaktad›r.
lar›ndan daha büyüktür. Difllerin boyut, say›, form ve
geliflimi normaldir, alt keserlerde yatay periodontal y›k›m
vard›r (Resim 5). Lateral radyografide makroglossiye ba¤l›
open-bite ve mandibular prognati, orta yüz deformitesine
ba¤l› olarak dar ve retrognatik maksilla bulgular› görülmektedir (Resim 6). Hasta ortodontik problemlerin giderilmesi için Ortodonti Anabilim Dal›'na yönlendirilmifltir.
TARTIfiMA
Akondroplazide ortopedi, pediatri, nöroloji ve otolarengioloji gibi birçok bilim dal›n› ilgilendiren deformiteler
ve komplikasyonlar görülmektedir.2, 5, 7 Bu deformitelerin
aras›nda hastal›¤›n tedavisinde ortopedik faktörlerin yan›
s›ra do¤umdan itibaren geliflimi ve komplikasyonlar› dahil
Resim 4: Open bite ve makroglossiye ba¤l› polidiastema görüntüsü
olmak üzere akondroplazinin tüm özellikleri dikkate
al›nmal›d›r.7
Akondroplazinin belirtilerinden biri de bafl›n büyümesidir. Bu subaraknoid boflluklar ve travma ile alakal›
subdural hematoma ba¤l› olabilir. Hidrosefali s›k görülebilir.
Otitis media s›kl›kla çocukluk ça¤›nda etkili olabilir ve bu
da sa¤›rl›¤a ve sonuç olarak gecikmifl konuflma geliflimine
neden olur. Nörolojik ve solunuma ba¤l› oluflan komplikasyonlar sonucu uyku bozukluklar› oluflur. Servikomedüller komplikasyona ba¤l› olarak a¤r›, ataksi, kendine
hakim olamama, apne ve solunum durmas› bildirilmifltir.8,12
Olgumuzdan al›nan anamnezde nörolojik ve solunuma
ba¤l› herhangi bir komplikasyon saptanmam›flt›r.
Akondroplazideki oral bulgular›n de¤erlendirildi¤i
çal›flmalarda akondroplazili hastalar›n sefalometrik
Resim 5: Radyografide difllerin boyut, say›, form ve gelifliminin normal
oldu¤u görülmektedir.
radyografileri incelenmifl ve analiz sonucunda büyümüfl
kafatas›, büyük frontal sinüsler, oksipital ç›k›nt›, normal ön
kafatas› kaidesi uzunlu¤u, k›salm›fl arka kafatas› kaidesi
uzunlu¤u, deforme ve deprese olmufl k›sa burun kemi¤i,
k›sa üst yüz yüksekli¤i, normal gonial aç›, yüksek koronoid
ç›k›nt› ve retrognatik maksillaya ba¤l› prognatik mandibula
tespit etmifllerdir.1, 5, 13
‹nceledi¤imiz olguda bu bulgularla paralel olarak
makroglossiye ba¤l› open-bite ve mandibular prognati,
orta yüz deformitesine ba¤l› olarak dar ve retrognatik
maksilla bulgular› görülmektedir.
Akondroplazide s›kl›kla görülen otolarengial malfonksiyonlar iletiflim ve ö¤renme bozukluklar›na neden oldu¤u
için bu hastalarda diflsel ve iskeletsel maloklüzyonlar›n
37
Resim 6: Lateral grafide open-bite ve mandibular prognati görülmektedir.
7tepe klinik 2008-1
KAYNAKLAR:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
Shinohara M, Funakoshi Y, Takaishi Y, Hieda T. A case report on the
achondroplasia and its dental findings. Shoni Shikagaku Zasshi. 29(1):15966, 1991.
Gartland JJ. Fundamentals of orthopaedics, fourth edition. W.B. Sounders
Company, s:97-98, London, 1987.
Aterman K, Welch JP, Taylor PG. Presumed homozygous achondroplasia.
A review and report of a further case. Pathol Res Pract. Aug;178(1):2739,1983.
Behrman RE, Vaughan VC. Edit: Nelson W.E.: Textbook of pediatrics,
twelfth edition, . W.B. Sounders Company, s:1635-36, London, 1983.
Cohen MM Jr, Walker GF, Phillips C. A morphometric analysis of the
craniofacial configuration in achondroplasia.J Craniofac Genet Dev Biol
Suppl.;1:139-65, 1985.
Johnston MC, Bronsky PT. Prenatal craniofacial development: new insights
on normal and abnormal mechanisms. Crit Rev Oral Biol Med., 6(4):368422, 1995.
Haga N. Management of disabilities associated with achondroplasia.J
Orthop Sci. 9(1):103-7, 2004.
Gordon N. The neurological complications of achondroplasia. Brain Dev.
Jan;22(1):3-7, 2000.
Lowe AA, Takada K, Yamagata Y, Sakuda M. Dentoskeletal and tongue
soft-tissue correlates: a cephalometric analysis of rest position. Am J
Orthod. Oct;88(4):333-41, 1985.
Takada Y, Morimoto T, Sugawara T, Ohno K. Trigeminal neuralgia
associated with achondroplasia. Case report with literature review. Acta
Neurochir . Nov;143(11):1173- 6, 2001.
Hecht JT, Francomano CA, Horton WA, Annegers JF. Mortality in
achondroplasia. Am J Hum Genet. Sep;41(3):454-64,1987.
Tasker RC, Dundas I, Laverty A, Fletcher M, Lane R, Stocks J. Distinct
patterns of respiratory difficulty in young children with achondroplasia: a
clinical, sleep, and lung function study. Arch Dis Child;79:99-108 ,1998.
Celenk P, Arici S, Celenk C. Oral findings in a typical case of achondroplasia.
J Int Med Res. May-Jun;31(3):236-8, 2003.
38
Agresif Periodontitisli
Hastada Fiber Splint
Uygulamas›
ÖZET
Diflleri destekleyen periodonsiyumun y›k›m›na yol açan
periodontal hastal›klarda y›k›m ile orant›l› olarak mobilite ortaya
ç›kar. Periodontal cerrahi s›ras›nda veya cerrahi operasyondan
hemen sonra iyileflme döneminde mobilite gösteren difllerin
splintlenmesi, okluzyonun oluflturaca¤› sekonder travmay›
engeller. Difllerin splintlenmesine karar verildi¤inde kullan›lacak
olan malzemenin ve splintlenme tekni¤inin seçimi için çok say›da
seçenek mevcuttur. Metal döküm alt yap›lar, alt›n parsiyel
kaplama dökümler, kompozit rezinle kaplanan tel örgüler, teller,
amalgama gömülmüfl teller ve adeziv sistemle uygulanan fiberler
günümüze dek kullan›lan materyallerdir.
19 yafl›nda erkek hasta difllerindeki mobilite nedeni ile
Marmara Üniversitesi Periodontoloji Klini¤ine baflvurmufl ve
Yrd. Doç. Dr. fi. Begüm Türker
hastaya agresif periodontitis teflhisi konulmufltur. Hastan›n
Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi,
periodontal tedavisinin tamamlanmas›ndan hemen sonra Protetik
Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul
Difl Tedavisi Anabilim Dal›'na sevk edilmifltir. Hastan›n üst
çenesinde sol 6 no'lu difl haricinde tüm difllerinin mevcut oldu¤u
Dt. Ifl›l Damla fiener
ve var olan tüm difllerde belirgin kemik kay›plar› gözlenmifltir.
Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi,
Bu çal›flmada periodontal tedavi sonras› mobil difllerin
Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul
stabilizasyonunu sa¤lamak amac› ile polietilen fiber splint
Dt. Seher Yüksel
uygulamas›n›n klinik ifllemleri anlat›lmaktad›r.
Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi,
Anahtar kelimeler: Polietilen fiber, periodontitis, splint
Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul
G‹R‹fi
Dt. Neslihan Nal Acar
Diflhekimli¤inde fiberlerin kullan›m› oldukça yayg›nd›r.
Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi,
Fiberler; periodontal splint, endodontik post-kor ve sabit
Periodontoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul
protetik restorasyonlar›n yap›m›nda ve akrilik rezin kaidenin
güçlendirilmesinde kullan›lmaktad›r.
Prof. Dr. Ülkü Noyan
Karbon-grafit, aramid, cam ve polietilen olmak üzere
Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi,
4 tip fiber mevcuttur. Karbon-grafit fiberler, polimetil
Periodontoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul
metakrilat (PMMA) yap›s›n›n güçlendirilmesinde kullan›lan,
yap›n›n k›r›lma dayan›kl›l›¤›n› artt›ran ancak koyu renk
dezavantaj› nedeniyle1,2,3,4 günümüzde, estetik dezavantaj›n›n göz ard› edilebilece¤i kanal postlar›nda kullan›lan
fiber tipidir.5,6 Aramid fiberler ise sadece polimetil metakrilat
(PMMA) yap›n›n güçlendirilmesinde kullan›l›rlar.
Cam fiberler, periodontal ve ortodontik splintlerde,
sabit protetik uygulamalarda; geçici ve daimi köprü
yap›m›nda ve polimetil metakrilat protezlerde güçlendirme
amac›yla kullan›lan ve tek yönlü fiber demetleri halinde
çap› 12 µm. olan, 100-180.000 tane cam fiberden oluflan
(Stick); fiber dokuma formunda cam fiberlerden oluflan
çap› 5
µm. ve kal›nl›¤› 0,06 mm. olan (Stick-Net); ›fl›k
ile polimerize olan dimetakrilat monomer ile doyurularak
39
7tepe klinik 2008-1
üretilmifl sabit protez yap›m›nda kullan›lan (Vectris) (Ivoclar)
Bu çal›flman›n amac›, agresif periodontitis teflhisi
ve Fibre-Kor (Jeneric/pentron); çapraz kilit örgülü flerit
konulmufl ve periodontal tedavisi yap›lm›fl hastan›n tüm
formunda haz›rlanan, post-kor restorasyonlarda, periodontal
üst çene difllerinin stabilize edilmesi amac› ile fiber splint
ve ortodontik splint yap›m›nda, geçici sabit restorasyonlarda
uygulanmas›n›n klinik aflamalar›n› anlatmakt›r.
kullan›lan cam fiber sistemi olan (GlasSpan) (Eaton) olarak
OLGU
kullan›l›rlar.
Difl hekimli¤inde kullan›lan di¤er bir fiber tipi olan
19 yafl›nda erkek hasta difllerindeki mobilite nedeni
polietilen fiberler ise post-core restorasyonlarda, periodontal
ile Marmara Üniversitesi Periodontoloji Klini¤ine baflvurmufl
ve ortodontik splintlerde, sabit protetik uygulamalarda,
ve hastaya agresif periodontitis teflhisi konulmufltur.
geçici ve daimi köprü yap›m›nda ve polimetil metakrilat
Bafllangݍ periodontal tedaviyi takiben periodontal cerrahi
protezlerde güçlendirme amac›yla kullan›lan fiberlerdir.
tedaviye geçilmifltir. Cerrahi tedavi s›ras›nda kemik içi
Retansiyon sa¤lanmas› amac› ile ortodontik tedavi 7,8
defektlerde rejenerasyon sa¤lamak amac›yla mine matriks
ve travma sonras›nda, kemik kayb› ve difllerin mobilitelerinin
proteini (Emdogain®, Straumann, ‹sviçre) ve s›¤›r kaynakl›
görüldü¤ü periodontal hastal›klarda 7,9 difllerin daimi veya
(NuOSS, Collegen Matrix, Inc. NJ, USA)kemik grefti
geçici olarak splintlenmesi gerekebilir. ‹leri derece alveol
uygulanm›fl, periodontal tedavinin tamamlanmas›ndan
kemi¤i y›k›mlar›na ba¤l› olarak mobilitenin görüldü¤ü
hemen sonra hasta Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›'na
periodontal hastal›klarda, periodontal cerrahi sonras›nda
sevk edilmifltir. Hastan›n klinik ve radyografik muayenesi
okluzal kuvvetleri çok say›da difle da¤›tarak iyileflmeye
yap›lm›fl ve üst çenesinde sol 6 no'lu difl haricinde tüm
olanak vermek, çi¤neme fonksiyonunu düzeltmek ve
difllerinin mevcut oldu¤u, var olan tüm difllerde belirgin
hastan›n konforunu sa¤lamak için mobilite gösteren difllerin
kemik kay›plar› gözlenmifltir (Resim 1A, 1B). Periodontal
splintlenmesi ile 7,8,10 oklüzyondan kaynaklanan sekonder
tedavide öngörülen sonucun al›nabilmesi için üst difllere
travmalar engellenmifl olur.7,1
fiber splint (Connect; Kerr Hawe S.A., Bioggio, Switzerland)
Difllerin splintlenmesine karar verildi¤inde kullan›lacak
olan malzemenin ve splintleme tekni¤inin seçimi için çok
say›da seçenek mevcuttur.
Direkt splintleme tekni¤inde kullan›lan fiberle güçlendirilmifl
fleritlerin kullan›m› kolayd›r, fiberler oldukça az yer kaplar ve
estetik olarak kabul edilebilir niteliktedirler. 7,8,11 Periodontal
splint yap›m› için kullan›lacak güçlendirici fiber seçilirken
dokuma flerit fleklindeki fiberler seçilmelidir, çünkü dokuma
flerit fleklindeki fiberler rezini tek yönde de¤il çok yönde
güçlendirirler.1
Travmatik avülsiyon sonras› difllerin splintlenmesi
s›ras›nda reimplante edilen difl ile stabilizasyon için
Resim 1A. Hastan›n bafllang›ç klinik görüntüsü
kullan›lan difl aras›nda bir miktar harekete izin verilmelidir.
E¤er replante edilen difl, stabilize edici difle rijid flekilde
ba¤lan›rsa ankiloz oluflma riski oldukça yüksektir.12
Fiber ile güçlendirilmifl rezin splintlerde difl, rezin ve
fiberden oluflan tabakalar sayesinde difller birbiri ile kontakta
tutularak splint yap›m›n›n temel amac› olan mobil difllerin
stabilizasyonu sa¤lan›rken ayn› zamanda interproksimal
alandaki tek fiber ile difllerin fizyolojik hareketlerinede
imkân sa¤lanm›fl olur. Splintin mobilitesi difle ba¤lanmayan
fiberin uzunlu¤u ile ayarlan›r, serbest kalan fiberin uzunlu¤u
artt›kça splintin mobilitesi artar.12
Resim 1B. Hastan›n bafllang›ç radyolojik görüntüsü
40
Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas›
uygulanmas›na karar verilmifltir. Hastadan bafllang›ç teflhis
ölçüleri al›nm›fl ve elde edilen modeller artikulatöre al›narak
üst sol 6 no lu diflin yerine uygun renk, flekil ve büyüklükte
biodent gövde haz›rlanm›flt›r (Resim 2). Gövdenin lingualine
and›rkat oluflturmak için oluk haz›rlanm›fl, ekstra mekanik
tutuculuk elde etmek için üzerine frez ile küçük delikler
aç›l›p, çentik kumlanm›flt›r.
Fiber splintin simantasyonu öncesinde ortam, pamuk
rulo tampon, ekartör ve tükrük emici yard›m› ile izole
edilmifl, difller polisaj f›rças› ile su-pomza kar›fl›m›
Resim 2. Hastan›n artikülatöre al›nan modelleri üzerinde haz›rlanan
biodent gövde
kullan›larak temizlenmifltir (Resim 3). Öncelikle difllerin
palatinal yüzeylerine aç›lan 2 mm derinli¤inde 1mm
geniflli¤indeki oluklar %37 lik fosforik asitle (Total Etch,
Ivoclar -Vivadent AG, Shaan, Liechtenstein) 30 saniye
asitlenmifl, su spreyi ile 30 saniye y›kanm›fl ve hava spreyi
ile kurutulmufltur. Üretici firman›n talimatlar› do¤rultusunda
önce Syntac Primer (Ivoclar-Vivadent AG, Shaan,
Liechtenstein) uygulanm›flt›r. 15 saniyelik bekleme
süresinden sonar difller hava ile kurutulmufltur. Daha sonra
Syntac Adhesive (Ivoclar-Vivadent AG, Shaan,
Liechtenstein) uygulanm›fl, 10 saniyelik bekleme süresi
sonunda hava ile hafifçe kurutulmufltur. Son olarak destek
Resim 3. Simantasyon öncesi polisaj aflamas›
difllere Bonding ajan› (Heliobond, Ivoclar -Vivadent AG,
Shaan, Liechtenstein) uygulanm›fl ve hava ile inceltilmifltir
(Resim 4). 13
Fiber fleridin uygulanmas› öncesinde ak›flkan
kompozitin (.Ælite Flo, Bisco, Inc., Schaumburg, IL, USA)
bukkal interproksimal alanlara akmas›n›n engellenmesi
amac› ile gingival embrazür bölgesine pasif olarak kamalar
yerlefltirilmifltir. Al›nan teflhis modellerinin üzerinde difllerin
palatinal yüzeylerine uygulanacak fiberin boyu ince bir
mavi mum flerit kullan›larak tespit edilmifl ve elde edilen
ölçülerde fiber flerit tek parça olarak özel makas› ile
Resim 4. Palatinal oluklar›n simantasyona haz›rlanm›fl görüntüsü.
kesilmifltir (Resim 5 ve 6). Rezin simana bat›r›lm›fl fiber
Resim 5. Model üzerinde kesilecek fiberin boyunun mumla belirlenmesi.
Resim 6. Belirlenen uzunlukta fiber fleridin kesilmesi.
41
7tepe klinik 2008-1
flerit, bukkalden ak›flkan kompozit ve lingualden kompozit
TARTIfiMA
rezin (Tetric Ceram; Ivoclar Vivadent ) uyguland›ktan sonra,
Periodontal hastal›klar difllerin destek dokular›nda
bonding uygulanm›fl olan palatinal oluklara bir presel ve
harabiyete yol açarak fonksiyonel hareketler s›ras›nda bile
titanyum nitrit kapl› el aletleri (Brilliant Esthetic Line
okluzal travman›n oluflmas›na ve harabiyetin devam
Composite Instrument, Coltène AG, Altstätten, Switzerland)
etmesine neden olurlar. Bu vakalarda periodontal lezyonun
yard›m› ile fiberin direncini artt›rmak amac›yla difl difl
tedavisi ve okluzal düzenleme, destek dokular› güçlen-
ilerletilerek yerlefltirilmifltir (Resim 7). Uygulama esnas›nda
dirmek, mobiliteyi azaltmak ve fonksiyonu tekrar kazanmak
biodent gövde olarak haz›rlanm›fl olan eksik sol üst birinci
için splint tedavisi uygulamak gerekmektedir.
molar difl fiberle beraber bofl alana yerlefltirilmifltir. Proksimal
embrasürler temizlenmifl ve fiber flerit rezin esasl› siman
(Variolink, Ivoclar Vivadent, Liechtenstein) ile adeziv olarak
simante edilmifltir (Resim 8). Fazla siman f›rça ve difl ipi
yard›m›yla temizlendikten sonra tüm ark hem bukkal yüzey
hem de palatinal yüzeyden olmak üzere 40 ar saniye genifl
uçlu prizmatik ›fl›k kayna¤› (Optilux, at 420 mw; Demetron
Inc, Danbury Coon) ile polimerize edilmifltir. Polimerizasyon
sonras›nda FRC üzerine ince bir katman ak›flkan kompozit
rezin (Tetric Ceram; Ivoclar Vivadent) ilave edilerek tekrar
40 saniye polimerize edilmifltir. Artikülasyon ka¤›d› (Hanel,
Roeko, 480 384, Germany) ile okluzyon kontrol edilip,
Resim 8. Biodent gövde ile birlikte uygulanm›fl fiber splint.
premature kontaklar elimine edildikten sonra kompozit cila
frezleri ile cila ifllemi yap›lm›flt›r (Resim 9).
Difllerin fiberle splintlenmesinin ard›ndan hastan›n üst
çenesinden ölçü al›narak sert bir oklüzal plak haz›rlanm›flt›r
(Resim 10). Hastadan bu pla¤› 6 ay boyunca yemekler
hariç tam gün kullanmas› istenmifltir. Fiber splintin ise
daimi olarak a¤›zda kalmas› planlanm›flt›r.
12 ayl›k kullan›m süresince hastam›zda herhangi bir
estetik, fonksiyonel kay›p veya difletlerinde fiber kullan›m›na
ba¤l› herhangi bir gingivitis belirtisi gözlenmemifltir. Fiber
difl birleflim bölgelerinde sekonder çürü¤e rastlan›lmam›fl,
fiberin difl ile kontakta oldu¤u bölgelerde ve biodent
gövdenin birleflim yerinde herhangi bir ba¤lant› problemi
Resim 9. Cilalanm›fl fiber splint.
ortaya ç›kmam›flt›r.
Resim 7. Fiberin uygulanmas›
Resim10. Haz›rlanan okluzal plak.
42
Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas›
Splintleme tedavisinde; metal döküm altyap›lar, alt›n
zasyon ifllemi gerçeklefltirilir. Ancak polimerizasyon ifllemi
parsiyel kaplama dökümler, kompozit rezinle kaplanan tel
tamamland›¤›nda yüzey oldukça pürüzlüdür ve fiber flerit
örgüler, teller, kompozit rezinle kaplanan mobil difllerin
yüzeye çok yak›nd›r. Fiber fleridin yüzeyine plak
etraf›na sar›lan ortodontik ligatür telleri, amalgama
tutunmas›n› engellemek ve homojen yüzey elde etmek
gömülmüfl teller vb. çok çeflitli malzeme ve teknik
amac›yla pürüzler giderilir ve yüzeye ak›flkan kompozit
kullan›lmaktad›r.2
rezin uygulanarak polimerize edilir ve bitimi yap›l›r. Böylece
Kompozit rezinle kaplanan teller, pinler, paslanmaz
fiber flerit yüzeyi pürüzsüz hale gelmifl ve korunmufl olur.6
çelik örgüler, ligatür telleri gibi malzemelerin dental kompozit
Strassler ve ark., Ribbond® Reinforcement flerit
rezinlere kimyasal olarak ba¤lanamamalar› sonucunda
uygulad›klar› 42-84 ay aras› takip ettikleri periodontal splint
zaman içerisinde kopmalar oluflmas›, kopmalar sonucunda
ve ortodontik retansiyon splinti vakalar›n›n hiçbirinde
metal keskin uçlar›n hastan›n a¤›z içi dokular›n› irrite
debondingle karfl›laflmad›klar›n›, splintlerin hiçbirinde k›r›k
etmesi, fonksiyon alt›nda tekrarlanan streslere dayana-
oluflmad›¤›n› çal›flmalar›nda belirtmifllerdir.14
mamalar›, splintlerin kötü estetik sonuçlar› ve kal›nl›k
Fiber ile güçlendirilmifl rezin splintlerde interproksimal
yaratma problemleri ile karfl›lafl›lm›flt›r.3 Bu problemlerin
alanda kompozit rezinde çatlak hatta k›r›k oluflsa bile fiber
giderilmesi amac›yla son y›llarda fiberlerle yap›lan
stoplar›n varl›¤› sayesinde k›r›k ilerleyemez ve splintin
konservatif splintler uygulanmaktad›r.
yap›sal bütünlü¤ü bozulmaz. Oluflan k›r›k, stres k›r›c›
4,5,6
Fiber fleritlerle direkt splintleme yap›l›rken dikkat
olarak pozitif faktör oluflturur ve difl ile rezin aras›ndaki
edilmesi gereken noktalardan biri fleridin yerlefltirilmesidir.
ba¤› korur.12
fieridin fonksiyonel olabilmesi için difllerin flekline iyi adapte
olmas› gereklidir.
Biodent gövde ilavesi ile hastan›n posterior oklüzyonu
Öncelikle parmak bas›nc› ile difllere
tamamlanm›fl ve hastan›n estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlar›
adapte edilen difl ipi ile splintin uygulanaca¤› bölgedeki
karfl›lanm›fl ve hasta stabil bir oklüzyona kavuflturulmufltur.
7,1
en uzak difllerin distallerinden distallerine olan bölge ölçülür
ve bu rehber uzunluk kadar fiber, keskin dental makaslar›n
SONUÇ
bile bazen kesemeyece¤i kadar dayan›kl› olmas› nedeniyle
Periodontal doku y›k›m› ile karakterize agresif peri-
ve kesilirken fiberin ucundaki alan›n yap›s›n›n bozulmamas›
odontitisli hastalar›n periodontal tedavi sonras› görülen
için özel makas› ile kesilmelidir.
mobilitelerinin azalt›lmas›, destek dokulara gelen kuvveti
4
Üretici firma talimatlar›na uygun olarak adeziv
da¤›tarak travman›n ortaya ç›kard›¤› zarar›n tamirine imkan
simantasyon yap›l›rken difllere asit ve adeziv uyguland›ktan
verilmesi, gelen kuvvetin çok say›da difle da¤›t›lmas›,
sonra, lingualden fiber flerit yerlefltirilmeden önce mobil
rahats›zl›k hissi ve a¤r›n›n ortadan kald›r›lmas› ve çi¤neme
diflleri stabilize etmek ve normal fonksiyonda makaslama
fonksiyonunun düzeltilmesi amac› ile uygulanan fiber
kuvvetleri ile difllerin splintten ayr›lmas›n› engellemek
splintler konservatif bir tedavi alternatifidir.
amac›yla ak›flkan kompozit bukkal interproksimal alanlardan
KAYNAKLAR:
uygulan›r.1 Ak›flkan kompozit uygulan›m› s›ras›nda gingival
1.
embrazür bölgesine ak›flkan kompozitin ak›fl›n› engellemek
amac› ile pasif olarak kamalar yerlefltirilir.
2.
Hughes ve Strassler çal›flmas›nda ikinci ölçü maddesi
ile bu bölgelerin block-out yap›lmas›n›n kaman›n pasif
3.
olarak yerlefltirilmesine alternatif di¤er bir yöntem
oldu¤unu belirtmifllerdir. Ancak ‹kinci ölçü maddesi
4.
kullan›laca¤› durumda bölgede kalan nemin ba¤lant›ya
zarar vermemesi için asit uygulamas› ve kurutulmas›
5.
ifllemi sonras›nda ölçü maddesinin uygulanmas› gerekti¤i
tespit edilmifltir.
6
6.
Fiber flerit adaptasyonu tamamland›ktan sonra fazla
7.
kompozit rezin ortamdan uzaklaflt›r›l›r ve ›fl›kla polimeri43
Strassler HE, Haeri A, Gultz JP. New-generation bonded reinforcing
materials for anterior periodontal tooth stabilization and splinting. Dent Clin
North Am 1999;43:105-26.
Vallittu PK. Prosthodontic treatment with a glass fiber-reinforced resin-bonded
fixed partial denture: A clinical report J Prosthet Dent 1999; 82:132-5.
Freilich MA, Meiers JC, Duncan JP, Goldberg AJ. Fiber reinforced
composites in clinical dentistry. 1st ed. Quintessence publishing co. Chicago
2000.
Strassler HE, Haeri A, Gultz JP. New-generation bonded reinforcing
materials for anterior periodontal tooth stabilization and splinting. Dent Clin
North Am 1999; 43:105-26.
Freilich MA, Duncan JP, Alarcon EK, Eckrote KA, Goldberg AJ. The design
and fabrication of fiber-reinforced implant prostheses. J Prosthet Dent
2002; 88:449-54.
Hughes TL, Strassler HE. M›n›m›z›ng excessive composite resin when
fabricating fiber- reinforced splints. JADA 2000; 131:977-979.
Papazoglou E, Anagnostou M. Adaptation of fiber-reinforced strip using
dental floss for the direct splinting technique J Prosthet Dent 2004;92:600-1.
7tepe klinik 2008-1
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
Ferreira ZA, de Carvalho EK, Mitsudo RS, Bergamo PM. Bondable
reinforcement ribbon: Clinical applications. Quintessence Int 2000;31:54752.
Andreasen JO. Buonocore memorial lecture. Adhesive dentistry applied
to the treatment of traumatic dental injuries. Oper Dent 2001;26:328-35.
Nyman SR, Lang NP. Tooth mobility and the biological rationale for splinting
teeth. Periodontol 2000 1994;415-22.
Rada RE. Mechanical stabilization in the mandibular anterior segment.
Quintessence Int 1999;30:243-8.
Strassler HE, Serio FG. Physical behaviors of fiber reinforcement as applied
to tooth stabilization. Dent Clin North Am 1999; 43(1): 7-35.
Calamia JR, Calamia CS. Porcelain Laminate Veneers: Reasons for 25
Years of Success. Dent Clin N Am 2007; 51: 399-417.
Strassler H, Brown C. Periodontal Splinting with a Thin High-Modulus
Polyethylene Ribbon. Com Con Education in Dent 2001; 22 (8):696-708.
44
Cerrahi Siliyal› Kist:
ÖZET
Sinüs membran› epitel art›klar›n›n cerrahi bir müdahale
ile kemik içine tafl›nmas› ve bu epitel art›klar›n›n kistik de¤iflime
Vaka Raporu
u¤ramas› ile asemptomatik geliflen bir kemik içi kisttir. Asya
kökenlilerde s›kl›kla izlenen bu kistin maksiller sinüs cerrahisi
sonras› geliflti¤i ve insidans›n›n %20 oldu¤u bildirilmektedir.
40 ile 50 yafllar›nda izlenen cerrahi siliyal› kist, radyografide
uniloküler iyi s›n›rl› radyolüsent bir görüntü verir. Bu vaka
raporunda sol maksiller molar bölgede lokalize bir cerrahi
siliyal› kist sunulmaktad›r.
Anahtar Kelimeler: Cerrahi siliyal› kist, travmatik çekim.
G‹R‹fi
Cerrahi siliyal› kist 1927 y›l›nda Kubo taraf›ndan
Fatih Cabbar
kronik sinüzitin cerrahi tedavisi sonras› geliflen maksiller
DDS, MSc Yeditepe Üniversitesi,
bir kist olarak tan›mlanm›flt›r. Literatürde postoperatif
A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal›
maksiller kist veya paranazal kist olarak da adland›r›l›r.
Maksiler sinüs duvar›na komflu psödostratifiye kolumnar
Doç. Dr. Nil Çomuno¤lu
epitel ile çevrili kemik içi bir kist olup cerrahi s›ras›nda
Yeditepe Üniversitesi, T›p Fakültesi, Patoloji Anabilim Dal›
musin salg›layan normal sinüs epitelinin kemik içine
geçmesiyle geliflti¤i düflünülmektedir. En s›k maksiller
sinüs cerrahisi geçiren Asya kökenli bireylerde görüldü¤ü
ve bu hastalarda görülme s›kl›¤›n›n %20 oldu¤u rapor
edilmifltir. 1,2,3 Basu, bu kistin Asya kökenli bireyler
d›fl›ndaki bireylerde rapor edilen insidans›n daha yüksek
olabilece¤ini ve hatal› histopatolojik tan›lar›n da insidansa
etkili olabilece¤ini ileri sürmüfltür. 4 Cinsiyetler aras›
anlaml› bir fark gözlenmedi¤i ve 40 ile 50 yafllar›nda en
s›k rastland›¤› bildirilmektedir. 5 Klinik olarak lokalize,
asemptomatik ancak agresif özelliktedir ve bununla
birlikte baz› vakalarda alveoler kemikte veya damakta
ekspansif bir flifllik görülebildi¤i, a¤r› ve fistül geliflebildi¤i
rapor edilmifltir. 3,5 Lezyon genellikle rutin radyografik
incelemelerde fark edilir ve s›n›rlar› belirgin, uniloküler,
maksiller sinüs ile yak›n iliflkide bir radyolüsent görüntü
izlenir. Genellikle unilateral rastlanmakla beraber bilateral
lezyonlarda rapor edilmifltir.3 Bu makalede travmatik difl
çekimine ba¤l›, sol maksiller molar bölgede geliflen bir
cerrahi siliyal› kist vaka raporu sunulmaktad›r.
VAKA RAPORU
Fakültemize difl tedavisi için baflvuran 63 yafl›ndaki
erkek hastan›n radyografik incelemesinde sol maksiller
molar bölgede s›n›rlar› belirgin uniloküler radyolüsent
görüntü veren bir lezyon gözlenmifl (Resim 1) ve hasta
45
7tepe klinik 2008-1
A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal›na
travmatik çekim s›ras›nda sinüs membran epitelinin çekim
yönlendirilmifltir. Al›nan anamnezde 15 y›l önce hastadan
soketine tafl›nd›¤› ve kistin bu epitel art›klar›ndan geliflti¤ini
sol maksiller molar bölgede travmatik bir difl çekimi
düflünmekteyiz.
yap›ld›¤› ö¤renildi. Klinik olarak alveolar krette ekspansiyon, palpasyonda a¤r› ve hassasiyet izlenmedi. Kemik
devaml›l›¤› izlenen bölgede mukoza normal görünümdeydi
(Resim 2).
Lokal anestezi alt›nda lezyon enükle edildi. Kist epiteli
%10 formalin solusyonu içinde fikse edilerek rezidüel kist
ön tan›s›yla histopatolojik inceleme için Yeditepe Üniversitesi
T›p Fakültesi Patoloji Anabilim dal›na gönderildi.
Histopatolojik incelemelerde musin salg›layan müköz
hücreler içeren psödostratifiye kolumnar epitel saptanm›flt›r.
Bununla birlikte kist duvar›nda inflamatuvar hücreler
görülmüfl ve klinik veriler ile uyumlu olarak cerrahi siliyal›
kist tan›s› konmufltur (Resim 3). Rutin takiplerde herhangi
Resim 1: Cerrahi siliyal› kistin radyografik görüntüsü
bir patoloji izlenmemifltir.
TARTIfiMA
Cerrahi siliyal› kist, kemikte görülen nadir kistlerden biri
olup en s›k Asya kökenli bireylerde görüldü¤ü ve bu bireylerde
görülme insidans›n›n %20 oldu¤u bildirilmektedir. Bununla
birlikte kronik maksiller sinuzit tedavisi amac›yla uygulanan
radikal cerrahi sonras› %3 ile %20 oran›nda geliflen gecikmifl
bir komplikasyon olarak da tan›mlanmaktad›r.1,2,3 Nakajima,
bu oran›n daha yüksek olabilece¤ini, radikal sinüs cerrahisi
geçiren hastalarda %50 oran›nda gözlenebilece¤ini
bildirmifltir.6 ‹nsidans› hakk›nda farkl› görüfllerin bulunmas›,
kistin yavafl geliflmesi, operasyondan 10 ile 20 y›l sonra
gözlenmesi ile aç›klanmaktad›r.7 Bununla birlikte literatürde
Resim 2: Hastan›n intraoral görüntüsü
cerrahi ifllemden 49 y›l sonra rapor edilen vakalar bulunmaktad›r.1
Cerrahi siliyal› kistin patogenezinde sinüs membran›
epitel art›klar›n›n cerrahi bir operasyon ile kemik içine
tafl›nmas› veya geliflmekte olan maksiller sinüsün rejenere
olan granulasyon dokusu ile tamamen dolmadan ostiumun
erken kapanmas›n›n rol oynad›¤› bildirilmektedir.1 Sinüs
membran›n›n cerrahi aletler veya greftlerle de tafl›nabilece¤i
bildirilmektedir. Travmatik çekimlerin, sinüs taban›na yak›n
kökleri bulunan difllerde uygulanan apikal rezeksiyonun.8,
caldwell-luc prosedürünün veya ortognatik cerrahinin sinüs
epitelinin tafl›nmas›na neden olabilece¤i bildirilmektedir
9,10
Literatürde maksilla ve mandibulaya birlikte uygulanan
ortognatik cerrahi sonras› alt çenede geliflen 4 vaka rapor
edilmifltir.11,12,13,14
Hastadan 15 y›l önce gerçeklefltirilen
46
Resim 3: Kist epitelinin histopatolojik kesiti: Müköz hücreler içeren psödostratifiye
kolumnar epitelyum (siyah ok) ve inflamatuvar hücre infiltrasyonu (beyaz ok)
(H&Ex40).
Cerrahi Siliyali Kist: Vaka Raporu
Cerrahi siliyal› kistin histopatolojik incelemelerinde
genellikle solunum epiteline benzer psödostratifiye siliyal›
11)
kolumnar epitel gözlendi¤i; bununla birlikte basit kolumnar,
kuboidal veya skuamöz de¤iflimler gözlenebildi¤i de
12)
bildirilmektedir.1,3 Sugar ve ark. antral mukozayla benzer
13)
yap›da epitel içeren bir vaka rapor etmifltir.10 Cerrahi siliyal›
kistin, daha s›k gözlenen maksiller antrumun müköz
14)
retansiyon kisti, antral psödokist ve müköz impaction
fenomeni ile ay›rt edildi¤i.15 ancak aspire edilen kist s›v›s›nda
glikozaminoglikanlar›n gözlenmesinin operasyon öncesi
15)
tan›da önemli bir bulgu oldu¤u bildirilmektedir.5,8 Ay›r›c›
16)
tan› gerçeklefltirilirken kistin odontojenik kökenli olabilece¤inin dikkate al›nmas› gerekti¤i rapor edilmektedir. En
s›k dentigeröz ve odontojenik keratokistlerde görülmekle
beraber odontojenik kist epitelinin solunum epiteline benzer
de¤iflimler gösterebilece¤i bildirilmifltir.16
Yoshikawa ve ark. cerrahi siliyal› kistin tedavisinde,
büyük boyuttaki kistlerde nazal antrostomi ile birlikte kist
epitelinin tamamen ç›kart›lmas›n› önermifltir. ‹nce kemik
duvar›n›n izlendi¤i veya kemikte genifl perforasyonlara
neden olan kistlerin marsupyalizasyon ile tedavi edilebilece¤ini ve bu kistlerde rekürrenslerin gözlenebilece ¤ini
bildirmifltir.2
Odontojen kaynakl› olmayan ve maksiller sinüse yak›n
komfluluktaki lezyonlar›n teflhisinde, hastan›n al›nan
anamnezinde daha önceki travma ve cerrahi ifllemlerin
varl›¤›nda ve histopatolojik tan›n›n konmas›nda cerrahi
siliyal› kistin dikkate al›nmas› gerekti¤ini düflünmekteyiz.
KAYNAKLAR:
1) Kaneshiro S, Nkajima T, Yoshikawa Y, et al: The postoperative maxillary
cyst: Report of 71 cases. J Oral Surg 1981, 39: 191.
2) Yoshikawa Y, Nakajima T, Kaneshiro S, et al: Effective treatment of the
postoperative maxillary cyst by marsupialisation. J Oral Maxillofac Surg
1982, 40: 487.
3) Shik CK: the post-operative maxillary cyst: Report of 14 cases. Taehan
Chikkwa Uisa Hyophoe Chi 1989, 27: 1049.
4) Basu MK, Rout PG, Rippin JW, et al: The post-operative maxillary cyst:
experience with 23 cases: Int J Oral Maxillofac Surg 1988, 17: 282.
5) Yamamoto H, Takagi M. Clinicopathological study of the postoperative
maxillary cyst. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1986, 62: 544-8.
6) Nakajima T: Surgical ciliated cyst: a delayed complication in a case of
maxillary ortognathic surgery. J Oral Maxillofac Surg 1993, 51: 708.
7) Amin F, Lee R. Surgical ciliated cyst after maxillary orthognathic surgery:
Report of a case. J Oral Maxillofac Surg 2003, 61: 138-41.
8) Smith G, Smith AJ, Basu MK, Rippin JW. The analysis of fluid aspirate
gylcosaminoglycans in diagnosis of the postoperative maxillary cyst (surgical
ciliated cyst). Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1988, 65: 222-4.
9) Hayhurst DL, Moenning JE, Summerlin DJ, Bussard DA. Surgical ciliated
cyst: a delayed complication of maxillary ortognathic surgery. J Oral
Maxillofac Surg 1993, 51: 705-8.
10) Sugar Aw, Walker DM, Bounds GA. Surgical ciliated (postoperative maxillary)
47
cyst following mid-face osteotomies. Br J Oral Maxillofac Surg 1990, 28:
264-7.
Aufricht G. Combined nasal plastic and chin plastic: correction of microgenia
by osteocartilaginus transplant from large hump nose. Am J Surg 1934,
25: 292-6.
Nastri AL, Hokey SR. Respiratory epithelium in a mandibular cyst after
grafting of autogenous bone. Int J Oral Maxillofac Surg 1994, 23: 372-3.
Anastassov GE, Lee H. Respiratory mucocele fromation after augmentation
genioplasty with nasal osteocartilaginus graft. J Oral Maxillofac Surg 1999,
57: 1263-5.
Koutlas IG, Gillum RB, Haris MW, Brown BA. Surgical (implantation) cyst
of the mandible with ciliated respiratory epithelial lining : a case report. J
Oral Maxillofac Surg 2002, 60: 324-4.
Gardner DG, Gullane PJ. Mucocele of the maxillary sinus. Oral Surg Oral
Med Oral Pathol 1986, 62: 538-43.
Gorlin RJ: Potentialities of oral epithelium manifested by mandibular
dentigerous cysts. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod
1957, 10: 271.
Erken Çocukluk Dönemi
Çürükleri:
ÖZET
Günümüzde American Academy of Pediatric Dentistry
(AAPD) erken çocukluk dönemi çürüklerini "Bir çocu¤un 6
yafl›ndan önce (≤ 71 ay) süt difllerinde bir veya daha fazla
çürüklü (kavitesiz ya da kaviteli), çekilmifl (çürük nedeniyle) ya
Etiyolojisi, Epidemiyolojisi,
da dolgulu difl yüzeyi varl›¤›" olarak tan›mlamaktad›r. Uzun
Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
oldu¤u bilinmektedir. Ancak çocu¤a bakan kiflinin a¤›z difl sa¤l›¤›,
süreli biberon kullan›m› ve anne sütü verilmesinin EÇÇ ile iliflkisi
anne sütü verilen bebeklerde memenin fiziksel olarak a¤›zda
bulunmas›n›n etkisi, biberonun içeri¤i, çocu¤a verilen kat›
yiyeceklerin özellikleri ve verilifl biçimleri de göz önüne
al›nmal›d›r. EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme
al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye yönelik e¤itim ve dan›flmanl›k
programlar›na odaklan›lmaktad›r. Bu yayg›n tipteki hastal›¤›n
Yrd. Doç. Dr. Senem Selvi Kuvvetli
tedavisindeki en büyük güçlük bu çocuklar›n özellikle yafllar›n›n
Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi,
küçük olmas›ndan dolay› yap›lacak ifllemlere uyum
Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
gösterememesidir. Ayr›ca difllerdeki çürük lezyonlar›n›n geniflli¤i
ve özellikle de üst ön bölge difllerinin afl›r› harabiyetinin
Yrd. Doç. Dr. fiule Kavalo¤lu Ç›ld›r
Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi,
giderilmesi genel anestezi uygulamalar›n› zorunlu k›lmaktad›r.
Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
EÇÇ'nin a¤›z difl sa¤l›¤› ile birlikte, genel sa¤l›¤› da tehdit eden,
beslenme ve uyku düzeninde bozukluklara, psikolojik ve geliflimsel
Prof. Dr. Nüket Sandall›
problemlere neden olabilen önemli bir sa¤l›k sorunu oldu¤u
Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi,
kabul edilmelidir.
Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul
Anahtar Kelimeler: Erken çocukluk dönemi, difl çürükleri,
koruyucu yaklafl›mlar
G‹R‹fi
Küçük çocuklarda erken dönemde görülen difl
çürüklerini ilk olarak 1930'lu y›llarda Beltrami isimli
araflt›rmac› "les dent noire de tout-petits" - "çok küçü¤ün
siyah diflleri" olarak tan›mlam›fl ve "Melanodontie Infantile"
olarak adland›rm›flt›r.1 Daha sonra, 1962 y›l›nda Dr. Elias
Fass bebeklerde görülen difl çürüklerini kapsaml› olarak
tan›mlad›¤› bir makale yay›nlam›fl ve "nursing bottle mouth
- biberon a¤z›" terimini kullanm›flt›r. Dr. Fass günümüzde
oldukça iyi bilinen bu çürük tipini "tüm üst süt kesici diflleri,
üst ve alt birinci süt az›lar› ve alt süt köpek difllerinin
etkilendi¤i" ve "beklenenin aksine alt çenedeki dört süt
kesici diflin ya hiç etkilenmedi¤i ya da çok hafif etkilendi¤i"
biçiminde betimlemifltir.2 Bunun nedeni de alt kesici difllerin
genellikle emme pozisyonu s›ras›nda dilin konumu
nedeniyle do¤al olarak korunmas› ve bu sayede çürükten
etkilenmemesi olarak gösterilmektedir.3
Daha sonraki y›llarda ‹ngilizce literatürde “nursing
caries, nursing bottle syndrome, night bottle mouth, baby bottle
48
Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
tooth decay", Türkçe literatürde ise "biberon çürü¤ü" terimi
beslenmenin de bu çok yayg›n hastal›¤›n etiyoloji ve
yayg›n olarak kullan›lm›fl ve konuyla ilgili ilk görüfllerin
patogenezinde önemli rolü vard›r. Bu nedenle erken
yeniden gözden geçirilmesine kadar bu terimler varl›¤›n›
çocukluk dönemi çürükleri de dahil olmak üzere tüm difl
sürdürmüfltür. 1994 y›l›nda ABD - Atlanta'da CDCP -
çürüklerinin diyeto-bakteriyel bir hastal›k oldu¤u ve
Hastal›klar›n Kontrolü ve Önlenmesi Merkezi'nde bir
etyolojisinin anlafl›lmas›nda ve önlenmesindeki
konferans gerçeklefltirilmifltir. Bu toplant›da, uzun süreli
yaklafl›mlar›n bu noktadan yola ç›kmas› gerekti¤i ileri
biberon kullanma al›flkanl›¤›n›n difl çürü¤ü oluflma riskini
sürülmektedir.11
artt›rd›¤› kabul edilirken, tek ve en önemli neden
Çürük yap›c› bakteriler olarak kabul edilen mutans
olmayabilece¤i ileri sürülmüfltür. Bu nedenle bebeklerde
streptokoklar›n›n (MS) EÇÇ ile iliflkili oldu¤u kabul
ve okul öncesi çocuklardaki tüm difl çürükleri için daha az
edilmektedir.3 EÇÇ'ne sahip çocuklar›n tükürük mutans
spesifik bir terim olan "Early childhood caries - Erken
streptokok düzeylerinin yüksek oldu¤u 12,13 ve bu
çocukluk dönemi çürükleri - EÇÇ" önerilmifltir.4
mikroorganizmalar›n da genellikle annelerinden geçti¤i
Günümüzde American Academy of Pediatric Dentistry
bildirilmifltir.14,15 Asidojenik mikroorganizmalar›n say›s›n›n
(AAPD) erken çocukluk dönemi çürüklerini "Bir çocu¤un
yüksek olmas› ile birlikte karbonhidrat al›m›n›n da s›k
6 yafl›ndan önce (≤ 71 ay) süt difllerinde bir veya daha
olmas›, plak pH's›n› daha uzun süreli olarak düflük b›rakacak
fazla çürüklü (kavitesiz ya da kaviteli), çekilmifl (çürük
miktarda asit üretilmesine neden olur ve bunun sonucunda
nedeniyle) ya da dolgulu difl yüzeyi varl›¤›" olarak
da çocu¤un diflleri demineralize olabilir.3
tan›mlamaktad›r. 3 yafl›ndan küçük çocuklarda herhangi
Mutans streptokoklar›n›n difllerin sürmesini izleyen
bir düz yüzey çürü¤ü bulunmas›n›n fliddetli erken çocukluk
aylarda kolonize olmaya bafllad›klar› ve "infektivite
dönemi çürü¤ü (fi-EÇÇ) göstergesi oldu¤u bildirilmektedir.
penceresi" ad› verilen ve yaklafl›k 2 yafl›na kadar süren
Ayr›ca 3 ile 5 yafl aras›ndaki çocuklarda dmft skoru 3 yafl
özel bir dönem boyunca kolonizasyonun devam etti¤i
için ≥4, 4 yafl için ≥5 ve 5 yafl için ≥6 oldu¤unda fi-EÇÇ
bildirilmektedir.16
olarak
say›lmaktad›r.5
Mutans streptokoklar›n›n virülans›n› etkileyen çeflitli
(Resim 1)
Bu yeni terim tüm dikkatin biberon kullan›m› üzerine
faktörler bulunmaktad›r. Özellikle dental plaktaki bakterilerin
yo¤unlaflmas›n› önleyerek, bebeklerde ve küçük çocuklarda
bir arada bulunmas›n› sa¤layan ekstrasellüler polisakka-
yayg›n difl çürüklerinin oluflmas›na katk›da bulunan di¤er
ridlerden glukan›n sentezlenmesinin önemli bir virülans
tüm davran›flsal, psikososyal ve sosyoekonomik faktörlerin
faktörü oldu¤u bilinmektedir. Dental plakta bulunan di¤er
de fark›na var›lmas›n› sa¤lam›flt›r. EÇÇ'nin etiyolojisindeki
bakterilerin mutans streptokoklar› taraf›ndan sentezlenen
karmafl›kl›¤›n anlafl›lmas›, biberon kullan›m›n›n d›fl›nda
glukoziltransferaz-B enzimi sayesinde sayesinde glukan
di¤er faktörleri de hedefleyen daha yenilikçi yöntemlere
üretebildi¤i ve difl çürüklerinin önlenmesinde bu enzimin
dayanan stratejiler gelifltirilmesini
hedef al›nmas› gerekti¤i bildirilmektedir. 11 Ayr›ca mu-
sa¤lamaktad›r.6
Süt veya di¤er tatl› içeceklerin biberonla içilerek
tans streptokoklar›n›n ATPaz enzimi sayesinde yüksek
uyunmas›n›n her zaman difl çürüklerine yol açmad›¤›n›
asidik bir çevrede yaflayabilmeleri de virülanslar›n›
gösteren araflt›rmalar da bulundu¤undan bu terimin
kullan›lmas› desteklenmifltir. Biberon kullan›m›n›n yayg›n
olmad›¤› Çin, Tayland ve Tanzanya gibi ülkelerde küçük
çocuklar›n üst süt kesici difllerinde yüksek oranda çürük
görülmesi, 7,8,9 bunun yan›nda ABD'deki 4 ve 5 yafl
grubundaki çocuklarda, biberon kullan›m›n›n b›rak›lmas›na
karfl›n yine üst süt kesici difllerinde çürüklerin geliflmesi
bu duruma örnek olarak gösterilebilmektedir.10
EÇÇ'N‹N ET‹YOLOJ‹S‹
Difl çürüklerinin bulafl›c› ve aktar›labilir bir hastal›k
oldu¤u 1960'tan beri bilinmektedir. Bunun yan› s›ra
49
Resim 1. fiiddetli erken çocukluk dönemi çürü¤ü (EÇÇ) tan›m›na uyan 4
yafl›ndaki k›z hastan›n a¤›z içi görüntüsü.
7tepe klinik 2008-1
etkilemektedir. Baz› fluorid bileflikleri ile bu enzimin
diyetle karbonhidrat al›n›m› fazla ise; annesi ya da bebe¤in
bask›lanmas› da difl çürüklerinin önlenmesin de önemli
bak›m›n› üstlenen kifli kafl›¤› a¤z›na sokarak yeme¤in
görülmektedir.17
›s›s›n› kontrol ediyor ve çürük yap›c› mikroorganizmalar›n
de Carvalho ve ark., EÇÇ görülen çocuklar›n dental
bebe¤in a¤›z ortam›na geçifline neden oluyor ise, tükürük
plak ve enfekte dentin öreneklerinde yapt›klar› mikrobiyolojik
ak›fl›n›n bu flekilde k›s›tlanmas› daha da önem kazan-
de¤erlendirme çal›flmalar›n›n sonucunda mutans
maktad›r.11 (Resim 3)
streptokoklar›n›n ve candida türlerinin, özellikle de C.
Uzun süreli biberon kullan›m› ve anne sütü verilmesinin
Albicans'›n yüksek düzeyde oldu¤unu belirlemifllerdir.
erken çocukluk dönemi çürükleri ile iliflkisi oldu¤u
Araflt›rmac›lar mayalar›n varl›¤› ile erken dönem difl
bilinmektedir. Ancak erken çocukluk dönemi çürüklerinin
çürüklerinin görülmesi aras›nda anlaml› bir iliflki oldu¤unu
etiyolojisi araflt›r›l›rken çocu¤a bakan kiflinin a¤›z difl sa¤l›¤›,
ileri
sürmüfllerdir.18
anne sütü verilen bebeklerde memenin fiziksel olarak
Küçük çocuklar›n beslenme modelleri ie EÇÇ
a¤›zda bulunmas›n›n etkisi, biberonun içeri¤i, çocu¤a
iliflkisi:
verilen kat› yiyeceklerin özellikleri ve verilifl biçimleri de
Bebekleri biberonla yata¤a yat›rman›n geçmiflte oldu¤u
göz önüne al›nmal›d›r.11
gibi günümüzde de yayg›n bir al›flkanl›k oldu¤u bilin-
EÇÇ'nin gelifliminde çeflitli risk faktörleri etkili olmaktad›r.
mektedir. Bu konuda yay›nlanan çal›flmalar incelendi¤inde
Hallet ve O'Rourke sosyal risk faktörleri olarak, beyaz ›rk
ebeveynlerin %18-85'inin çocu¤unu biberonla yat›rmakta
d›fl›ndaki etnik gruplardan olmak, cinsiyetin erkek olmas›
yat›rd›¤›;6
bununla birlikte, gece
ve çocu¤un do¤umu s›ras›nda annenin yafl›n›n genç
biberon kullanan çocuklar›n bir bölümünde difl çürükleri
olmas›n› göstermifllerdir. Bunun yan›nda, davran›flsal risk
oluflurken, bir bölümünde ise çürü¤e rastlanmad›¤›
faktörleri olarak da gün içerisinde biberon kullan›lmas› ve
görülmektedir. 19,20,21 Biberonun kullan›m fleklini irde-
gece çocu¤un biberonla yata¤a yat›r›lmas› bildirilmifltir.28
oldu¤u veya geçmiflte
leyen araflt›rmalarda geceleri biberonla temas süresinin
önemli oldu¤u vurgulanmaktad›r. Biberonla temas süresi
uzad›kça difl çürüklerinin görülmesi olas›l›¤› da artmaktad›r.22,23
Biberonun içeri¤inin de çürük oluflumunda etkili oldu¤u
bildirilmektedir. Su konuldu¤unda herhangi bir çürük yap›c›
etki göstermedi¤i bilinmektedir. Ancak bu konudaki bir
araflt›rmada 6 ay ile 5 yafl aras›ndaki çocuklar›n biberonuna
genellikle suyun d›fl›nda içecekler konuldu¤u belirlenmifltir.19
Anne sütü veya inek sütünün çürük yap›c› etkisi oldu¤u
tart›flmal›d›r. Hayvan çal›flmalar›nda sukroz çözeltisi ile
karfl›laflt›r›ld›¤›nda sütün daha az oranda çürü¤e yol açt›¤›
gösterilmifltir.24,25 Bununla birlikte süte fleker eklenmesi
sütü çürük yap›c› hale getirmektedir.25
Resim 2. Üst çenede süt kesici difllerin labial ve palatinal yüzeyleri ile birinci
süt az› diflinin palatinal yüzeyinin etkilendi¤i EÇÇ.
‹ste¤e ba¤l› anne sütü verilmesi de potansiyel olarak
çürük oluflturabilme riski tafl›yan tart›flmal› ve hakk›nda
yay›nlanm›fl az say›da araflt›rma bulunan bir konudur.
Uzun süreli ve gece devam eden anne sütü ile besleme
ve üst süt kesici difllerde çürük görülmesi aras›ndaki iliflkiyi
gösteren olgular bildirilmifltir.26, 27
Anne sütü alan bebeklerde meme bafl›n›n bebe¤in
a¤z›nda uzun süre kalmas› üst çenedeki difllerin palatinal
yüzeyleri ve kesicilerin labial yüzeylerine tükürük ak›fl›n›
k›s›tlamaktad›r (Resim 2). Tükürük salg›s›n›n azalmas›n›n
difl çürüklerine neden oldu¤u iyi bilinmektedir. Bunun yan›
s›ra bebe¤e ayr›ca fleker içeren g›dalar veriliyorsa, yani
50
Resim 3. 20 ayl›k k›z hastada gece uyku s›ras›nda bala bat›r›lm›fl emzi¤in
verilmesine ba¤l› olarak geliflen EÇÇ.
Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
Eronat ve ark.'n›n 2-13 yafllar aras›ndaki 500 Türk
EÇÇ'N‹N EP‹DEM‹YOLOJ‹S‹
Okul öncesi dönemdeki çocuklar›n çürük prevalans›n›
çocu¤unun çürük prevalans›, beslenme al›flkanl›klar› ve
inceleyen çal›flmalar›n, konunun önemi göz önüne
difl f›rçalama al›flkanl›klar›n› inceledikleri çal›flmada 2-4
al›nd›¤›nda az say›da oldu¤u görülmektedir.6 Sanayileflmifl
yafl grubu için prevalans %34.6 ve dft ortalamas› 1.08
toplumlarda difl çürüklerinin s›kl›¤›n›n 1967'den beri azalma
olarak bildirilmifltir. Araflt›rman›n sonucunda yüksek düzeyde
e¤ilimi gösterdi¤i bilinmektedir. Ancak yine de baz›
fleker tüketimi ile çürük deneyimi aras›nda pozitif bir iliflki
toplumlarda dmft düzeylerinin yüksek oldu¤u görülmektedir.
bulundu¤u ve çürük düzeyi yüksek olan çocuklar›n difl
1992'de 4 yafl›ndaki Japon çocuklar›nda dmft skoru 5.7
f›rçalama al›flkanl›klar›n›n oldukça düflük oldu¤u bildirilmifltir.
iken ayn› yafl grubundaki Fin çocuklar› için bu de¤erin 0.6
Ayr›ca annelerin e¤itim düzeyi ile çürük prevalans› aras›nda
oldu¤u bildirilmifltir.29
da ters bir iliflki bulundu¤u görülmüfltür.35
Milnes'in üst çene ön difllerdeki çürüklerin epide-
Kuvvetli ve ark. 5 yafl grubundaki 300 Türk çocu¤unun
miyolojisi ile ilgili derlemesinde Avrupa, Asya, Ortado¤u
kavitesiz ve kaviteli çürük lezyonlar›n›n prevalans›n›
ve Kuzey Amerika'da yap›lan çal›flmalar ele al›nm›fl ve
araflt›rd›klar› çal›flmalar›nda tüm çürük tipleri için prevalans
çürük s›kl›¤›n›n en yüksek düzeyde Afrika ve Güneydo¤u
% 45.7 ve dft ortalamas› 1.93 olarak bulunmufltur. Çal›flman›n
Asya'da görüldü¤ü bildirilmifltir. Bunun yan›s›ra bat›
sonucunda kaviteli lezyonlar›n say›s›n›n daha fazla olmas›na
Avrupa'n›n geliflmifl ülkelerinde de bu çürük tipinin yayg›n
karfl›n kavitesiz lezyonlar›n da belirgin düzeyde yayg›nl›k
oldu¤u görülmüfltür.30 ABD'de yürütülen ulusal bir çal›flmada
(%30) gösterdi¤i bildirilmifltir.36 (Resim 4)
ise 2 ile 4 yafl aras›ndaki çocuklarda dmfs ortalamas›n›n
‹sveç'te 2-3 yafl grubu 221 çocu¤un çürük prevalans›
1,2 oldu¤u ve çocuklar›n % 17'sinde çürük görüldü¤ü
s›ras› ile % 7 ve % 18 olarak bildirilmifltir.37 Çin'de 0-4 yafl
bildirilmifltir.31
grubu 353 çocuk için çürük prevalans› % 18,38 Hindistan'da
Kanada'da yürütülen bir çal›flmada özel bir bölgede
yaflayan 3-5 yafl aras› çocuklarda EÇÇ prevalans› %52
yafllar› 8-48 ay aras›nda de¤iflen 530 çocuk için ise % 44
olarak bildirilmifltir. 39
olarak bildirilmifltir. Yafl gruplar›na ayr› ayr› bak›ld›¤›nda
çürük prevalans› 3 yafl için %44, 5 yafl için %57 olarak
EÇÇ'N‹N ÖNLENMES‹:
bulunmufltur. dmft ortalamalar› da 3 yafl için 5.2 ve 5 yafl
EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme
için 6.1 olarak bildirilmifltir. Oldukça yayg›n oldu¤u görülen
al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye yönelik e¤itim ve dan›flmanl›k
EÇÇ'nin her iki yafl grubunda da erkek çocuklarda daha
programlar›na odaklan›lmaktad›r. Ayr›ca uzun y›llar önce
fazla görüldü¤ü
Dr.Fass'›n bu konudaki önerilerinin de hala geçerli oldu¤u
belirlenmifltir.32
Brezilya'n›n sosyoekonomik düzeyi düflük bir
görülmektedir: "Üç yafl›n alt›ndaki çocuklar›n ailelelerinin
bölgesinde yaflayan 12-36 ay aras›ndaki çocuklar üzerinde
pek az› difl muayenesine gereksinim duymaktad›r. Oysa
yürütülen bir çal›flmada çürük prevalans› % 28.4 olarak
çocuk doktorlar› çocuklar› üç yafl›ndan önce görme olana¤›na
bulunmufltur. Araflt›rmac›lar, EÇÇ prevalans›n›n yemek
sahiptir. Bu doktorlar›n aileleri çocuklar› küçükken, erken
aralar›nda flekerli g›dalar›n al›n›m› ve yaflla artt›¤›n›,
dönemde difl muayenesine yönlendirmesi biberon çürükleri
karyojenik diyetin EÇÇ ile iliflkisinin yüksek düzeyde
gibi rahats›zl›klar›n önlenmesini sa¤layabilecektir."2
oldu¤unu bildirmifllerdir.33
Ürdün'de 1-5 yafl aras› çocuklar›n difl çürüklerinin
ve beslenme al›flkanl›klar›n›n de¤erlendirildi¤i bir
çal›flmada, çürük prevalans› % 48 ve dmft ortalamas›
1.9 olarak bildirilmifltir. Difl çürü¤ü ve sonuçlar›na sahip
bireyler karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bir y›ldan daha uzun süre
biberonla veya içine fleker kat›lm›fl sütle beslenen,
biberonla uyuyan ve ö¤ün aralar›nda flekerli at›flt›rma
yapan (günde>3) çocuklar›n dmft skorlar›n›n, bu
al›flkanl›klara sahip olmayan çocuklara göre daha yüksek
düzeyde oldu¤u belirlenmifltir.
34
51
Resim 4. 5 yafl›ndaki erkek hastan›n uzun süre gece biberon ile beslenmeye
ba¤l› olarak üst süt kesici difllerinde geliflen kavitesiz ve kaviteli düz yüzey
çürükleri.
7tepe klinik 2008-1
Günümüzde AAPD (American Academy of Pediatric
sonucunda, a¤›z hijyeni iyilefltirilmedi¤i ve yanl›fl beslenme
Dentistry) a¤›zdaki ilk muayenenin ilk süt diflinin sürmeye
al›flkanl›klar› devam etti¤i sürece Cervitec uygulamas›n›n
bafllamas›ndan sonraki alt› ay içinde ve en geç 12. aya
anlaml› bir etki gösteremeyece¤i bildirilmifltir.48
kadar yap›lmas›n› önermektedir.40 AAP (American Academy
Twetman, EÇÇ'nin önlenmesi ile ilgili sistematik
of Pediatrics) de yüksek risk tafl›yan bireylerin erken yaflta
derlemesinde, konu ile ilgili yap›lan çal›flmalar de¤er-
belirlenmesi ve risk alt›nda oldu¤u düflünülen çocuklar›n
lendirildi¤inde fluoridli difl macunu ile difllerin f›rçalanmas›n›n
1 yafl›na kadar difl hekimine yönlendirilmesi gerekti¤ini
en ekonomik ve etkili yöntem oldu¤unu; y›lda iki kez
bildirmektedir.41
tekrarlanan fluorid vernik uygulamas›n›n ise risk alt›ndaki
EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme
çocuklarda uygulanacak en iyi profesyonel yöntem oldu¤unu
al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye ve MS enfeksiyonunun
bildirmifltir.49
azalt›lmas›na yönelik e¤itici programlar da yürütülmekte
Bu koruyucu yöntemlerin yan› s›ra, süt kesici difllerinin
ve sonuçlar› de¤erlendirilmektedir. Çeflitli e¤itim araçlar›,
labial yüzeylerinde görülen beyaz nokta lezyonlar›n›n
el kitaplar›, posterler ve ç›kartmalar›n kullan›ld›¤› bir e¤itim
remineralizasyonu için kazein fosfopeptid - amorfoz
program›n›n sonucunda EÇÇ prevalans›n›n %57'den %43'e
kalsiyum fosfat›n kullan›lmas› önerilmektedir. Kazein
düfltü¤ü
görülmüfltür.42
EÇÇ aç›s›ndan risk alt›nda oldu¤u
fosfopeptid - amorfoz kalsiyum fosfat içeren krem (GC
düflünülen çocuklar›n annelerine "motive edici görüflme"
Tooth Mousse), difl macunu ve sak›z gibi çeflitli ajanlar›n
seanslar› ile verilen e¤itimin, geleneksel e¤itim yaklafl›m›na
bafllang›ç çürüklerinin remineralizasyonunu sa¤lad›¤›n›
göre daha baflar›l› sonuçlar verdi¤i gösterilmifltir. Bu e¤itim
gösteren in vitro
yönteminde, e¤itici broflür ve video gösterimlerinin yan›
bulunmaktad›r.
50,51 ,
in situ52 ve in vivo53 çal›flmalar
s›ra, karfl›l›kl› görüflme ile gerekli tavsiyelerin verilmesi,
tekrarlanan telefon görüflmeleri ile denetleme gibi
EÇÇ'N‹N TEDAV‹S‹:
yaklafl›mlar kullan›lm›fl, 2 y›l›n sonunda broflür ve video
Bu yayg›n tipteki hastal›¤›n tedavisindeki en büyük
kullan›larak verilen geleneksel e¤itimi alan kontrol
güçlük bu çocuklar›n özellikle yafllar›n›n küçük olmas›ndan
grubundaki annelerin çocuklar›nda daha fazla say›da difl
dolay› yap›lacak ifllemlere uyum gösterememesidir. En
çürü¤üne
ufak bir a¤r›l› uyarana karfl› korku dolu bir tepki gelifltirmeleri
rastlanm›flt›r.43
Weintraub ve ark., iki y›ll›k randomize klinik bir
ve tedaviyi reddetmeleri do¤al olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.
çal›flmada, ailelerin ya da çocuklar›n bak›m›n› üstlenenlerin
Ayr›ca difllerdeki çürük lezyonlar›n›n geniflli¤i ve özellikle
bilgilendirilmesinin yan› s›ra y›lda bir veya iki kez fluorid
de üst ön bölge difllerinin afl›r› harabiyetinin giderilmesi
verni¤i (Duraphat®, Colgate) uygulamas›n›n EÇÇ'nin
genel anestezi uygulamalar›n› zorunlu k›lmaktad›r. Ancak
önlenmesinde oldukça etkili oldu¤unu göstermifllerdir.
bu uygulamalar da bir anestezi uzman›n›n haz›r bulunmas›n›
Vernik uygulamas›n›n küçük çocuklarda olumsuz bir etki
gerektirmekte ve yüksek maliyetlerle sonuçlanmaktad›r.
yaratmad›¤›, y›lda iki kez uygulaman›n bir kez uygulamaya
Bu nedenle genel anestezinin, çok say›da diflin çekilmesi
göre daha etkili oldu¤u
veya tedavi edilmesini gerektiren olgularda tercih edilmesi
bildirilmifltir.44
gerekti¤i düflünülmektedir.
Ayr›ca a¤z›ndaki mutans streptokok düzeyleri yüksek
oldu¤u bilinen annelere klorheksidin ve sodyum fluorid
EÇÇ'nin erken döneminde tedavide izlenmesi gereken
uygulamalar› ile yürütülen koruyucu programlar›n
yol hastal›¤›n aktivitesini durdurmak ya da en az›ndan
de¤erlendirildi¤i çal›flmalar›n sonucunda bu annelerin
azaltmak yönünde olmal›d›r. Bunu sa¤lamak için genel ve
çocuklar›n›n 3 y›l sonra MS kolonizasyon düzeylerinin ve
lokal yöntemler kullan›l›r. Genel yöntemler birbirini izleyen
çürük prevalanslar›n›n kontrol gruplar›na oranla daha düflük
ziyaretler s›ras›nda devam eden bilgilendirme, motivasyon
oldu¤u
sa¤lama ve çürük önleyici yöntemler hakk›nda e¤itim
belirlenmifltir.45, 46, 47
Plotzitza ve ark., 3 ayda bir klorheksidin vernik (Cervitec,
basamaklar›n› içermektedir. Ebeveynlere hastal›¤›n
Ivoclar Vivadent) uygulamas›n›n EÇÇ'nin önlenmesindeki
etiyolojisini araflt›rmak amac› ile çocu¤un beslenme ve
etkinli¤ini de¤erlendirdikleri bir çal›flmada, iki yafl›ndaki
uyuma al›flkanl›klar›na iliflkin sorular sorulurken onlarda
çocuklarda mutans streptokoklar›n›n kolonizasyonunda
suçluluk duygular› uyand›rmamaya özen gösterilmelidir.
anlaml› bir azalma görülmedi¤ini bildirmifllerdir. Çal›flman›n
Zaten çocuklar› için normal uyuma, beslenme ve a¤›z
52
Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
hijyeni koflullar› sa¤lamakla u¤rafl›rken birçok problemle
Genel anestezi alt›nda yap›lacak tedavilerde radikal
karfl›laflan genç anne ve babalar› yarg›lamak yerine onlara
yöntemlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni
ilgi ve empati ile yaklaflan bir difl hekimi, kendisinin
ifllem süresinin olabildi¤ince k›sa tutulmas› ve bu sayede
profesyonel bir yard›mc› oldu¤unu hissettirerek daha olumlu
genel anestezinin olas› risklerinin en aza indirilmesinin
sonuçlar alabilir.
gereklili¤idir. Ayr›ca, tedavi sonras›nda iyi prognoz
Çürükleri durdurmaya ve önlemeye yönelik yöntemler
göstermeyebilece¤i düflünülen ifllemlerden kaç›n›lmal›d›r.
olan beslenmenin düzenlenmesi ve oral hijyen e¤itimi de
Örne¤in pulpas› enfekte olmufl süt difllerinin endodontik
olgular›n kendi özelliklerine göre düzenlenmelidir. E¤er
tedavileri oluflabilecek postoperatif komplikasyonlar nedeni
as›l problem gece biberon kullan›lmas› ise, al›flkanl›¤›n
ile önerilmemekte, bunun yerine bu difllerin çekimi ve
birden kesilmesi yerine, biberona konulan süt ya da di¤er
yerine uygun yer tutucular›n planlanmas› gerekmektedir.
çürük yap›c› içece¤in su ile veya çürü¤e neden olmayan
Özellikle ön bölgedeki difllerde pulpada enfeksiyon
ve fleker içermeyen baflka bir içecekle de¤ifltirilmesi
ve/veya afl›r› madde kayb› oldu¤unda bu difllerin çekimi
önerilebilir. Çünkü bu al›flkanl›¤›n aniden kesilmesi çocukta
zorunlu olmaktad›r. Bu difller çenelerin gelifliminde kaninler
ve ailede baflka problemlere neden olabilmektedir.
ya da ikinci süt az›lar› kadar önemli yer tutmad›¤›ndan
Annesi ile ayn› yatakta uyuyan ve 1 yafl›ndan sonra
çekimleri büyük sorunlar yaratmamaktad›r. Hastan›n uyumu
da iste¤e ba¤l› olarak anne sütü almaya devam eden
iyi ise, genel anestezi ile çekimlerin ard›ndan diflli yer
çocuklar›n bu al›flkanl›¤› b›rakmalar› oldukça güç olabilir
tutucular ile estetik ve fonasyonun geri kazan›lmas›
ve bunun için difl hekiminden baflka uzmanlar›n da yard›m›
sa¤lanabilir (Resim 6,7,8).
gerekebilir. Bu grupta da oral hijyenin sa¤lanmas›n›n ve
Genel anestezi s›ras›nda uygulanabilecek tedavi
di¤er beslenme al›flkanl›klar›n›n önemi vurgulanmal›d›r.
teknikleri vital pulpotomiler, cam iyonomer, kompomer ve
Lokal tedavi yöntemleri ise profesyonel temizlik, pla¤›n
kompozit reçine restorasyonlar (Resim 9), strip kuronlar
uzaklaflt›r›lmas›ndan sonra bafllang›ç lezyonlar›n›n üzerine
solüsyon ya da vernik formunda fluorid ya da klorheksidin
uygulanmas›, yumuflayan difl dokusunun el aletleri ile
uzaklaflt›r›lmas›ndan sonra lezyonlar›n ilerlemesini
durdurmak için üzerine ince bir cam iyonomer siman
örtülmesi gibi ifllemleri içermektedir. Bu ifllemin çürük
lezyonunun ilerlemesi durana kadar ayda bir kez
tekrarlanmas› gereklidir. Bu da aç›k sar› renkli dentinin
koyu kahverengi ya da siyaha dönmesi ve dentin yüzeyinin
sertleflmesi ile anlafl›l›r. Ayr›ca risk alt›nda görülen ve
difllerini fluoridli difl macunu ile f›rçalayamayan 3 yafl›n
alt›ndaki çocuklara her gün 0.25 mg. fluorid tableti önerilebilir.
Resim 5. EÇÇ'ye ba¤l› olarak üst sol orta ve yan süt kesici difllerinde
ilerlemifl pulpa enfeksiyonu sonucu fistül a¤z› görülen 4 yafl›ndaki k›z hasta.
Daha ilerlemifl olgularda, kesici difllerin d›fl›nda kaninlerin,
birinci süt az›lar›n›n, daha da geç kal›nm›flsa ikinci süt
az›lar›n›n etkilendi¤i görülür. Bu olgularda pulpan›n da olaydan
etkilendi¤i, enfekte oldu¤u periapikal bölgede enfeksiyon ve
fistül varl›¤› gözlenebilmektedir (Resim 5). Bu olgular›n
genellikle genel anestezi alt›nda tedavi edilmesi gerekmektedir.
Bu flekilde hem çocuk ve ailesi hem de difl hekimi için daha
az strese neden olan, bunun yan›s›ra, birbirini izleyen ve
uzun süre devam eden randevularla karfl›laflt›r›ld›¤›nda da
daha ekonomik olan bir çözüm sa¤lanmaktad›r. Ayr›ca
yap›lacak tedavilerin kalitesinin yüksek olmas› da genel
anestezinin sa¤lad›¤› bir di¤er avantajd›r.
53
Resim 6. EÇÇ nedeniyle üst süt kesici difllerinde afl›r› harabiyet görülen
4 yafl›ndaki erkek hasta. Süt az› ve kanin difllerinde de afl›r› harabiyet ile
birlikte uzun süreli biberon kullan›m›na ba¤l› olarak ön bölgede aç›k kapan›fl.
7tepe klinik 2008-1
ve paslanmaz çelik kuronlard›r. Genel anestezi s›ras›nda
ölçü al›narak distal shoe, band ve loop, lingual ve
transpalatal ark ve nance apareyi gibi sabit yer tutucular›n
uygulanmas› da mümkün olmaktad›r.5
SONUÇ
Erken çocukluk dönemi çürüklerinin a¤›z difl sa¤l›¤›
ile birlikte, genel sa¤l›¤› da tehdit eden, beslenme ve uyku
düzeninde bozukluklara, psikolojik ve geliflimsel problemlere
neden olabilen; bunlarla birlikte ilerlemesi önlenemedi¤inde
ekonomik ve zaman aç›s›ndan da kay›plara yol açan önemli
Resim 9. Resim 4'te görülen olgunun kompozit reçine restorasyonlar› ile
tedavisi tamamland›ktan sonraki a¤›z içi görüntüsü
bir sa¤l›k sorunu oldu¤u kabul edilmelidir.
Dünya Sa¤l›k Örgütü'nün 21. yüzy›l için 21 sa¤l›k hedefi
aras›nda 6 yafl›ndan küçük çocuklar›n %80'inin çürüksüz
KAYNAKLAR:
olmas› da yer almaktad›r. Günümüzde, ülkemizin de içinde
1.
yer ald›¤› birçok ülkenin bu hedeften uzak oldu¤u görül-
2.
mektedir. Bu hedefe ulafl›labilmesi ve çocuklar›n difl çürü¤ü
3.
ile erken yaflta tan›flmas›n›n önlenebilmesi için çocuk doktorlar›, difl hekimleri ve hemflireler gibi sa¤l›k çal›flanlar›na
4.
toplumu bilgilendirmede önemli görevler düflmektedir.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
Resim 7. Resim 6'da görülen hastan›n genel anestezi alt›nda difl tedavi
çekimleri gerçeklefltirildikten sonraki a¤›z içi görüntüsü
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
Resim 8. Ayn› hastan›n erken çekimi gereken süt difllerinin yerine sabit ve
hareketli yer tutucular›n uygulanmas›
54
Beltrami G. Les dents noires de tout-petits. Siècle Médical. In: Beltrami G,
editor. La mèlanodontie infantile. Marseille: Leconte; 1952.
Fass EN. Is bottle feding of milk a factor in dental caries? J Dent Child
1962, 29: 245-51.
Tinanoff N, O'Sullivan DM. Early childhood caries: overview and recent
findings. Pediatr Dent. 1997 Jan-Feb;19(1):12-6. Review.
Centers for Disease Control and Prevention (CDCP), confrence. Atlanta
(GA), September 1994.
American Academy of Pediatric Dentistry. Policies and Guidelines.
Definitions. Reference Manual 2004-2005: 13.
Reisine S, Douglass JM. Psychosocial and behavioral issues in early
childhood caries. Community Dent Oral Epidemiol. 1998, 26(1 Suppl):
32-44.
Songpaisan Y, Davies GN. Dental caries experience in the
Chiangmai/Lamphun provinces of Thailand. Community Dent Oral Epidemiol
1989, 17: 131-5.
Matee M, van't Hof M, Maselle S, Mikx F, van Palenstein Helderman W.
Nursing caries, linear hypoplasia, and nursing and weaning habits in
Tanzanian infants. Community Dent Oral Epidemiol. 1994, 22: 289-93.
Douglass JM, Wei Y, Zhang BX, Tinanoff N. Caries prevalence and patterns
in 3-6-year-old Beijing children. Community Dent Oral Epidemiol. 1995,
23(6): 340-3.
Tinanoff N. Introduction to the Early Childhood Caries Conference: initial
description and current understanding. Community Dent Oral Epidemiol.
1998, 26(1 Suppl): 5-7.
Bowen WH. Response to Seow: biological mechanisms of early childhood
caries Community Dent Oral Epidemiol. 1998, 26(1 Suppl): 28-31.
Berkowitz RJ, Turner J, Hughes C. Microbial characteristics of the human
dental caries associated with prolonged bottle-feeding. Arch Oral Biol.
1984, 29(11): 949-51.
Milnes AR, Bowden GH. The microflora associated with developing lesions
of nursing caries. Caries Res. 1985, 19(4): 289-97.
Brown JP, Junner C, Liew V. A study of Streptococcus mutans levels in
both infants with bottle caries and their mothers. Aust Dent J. 1985, 30(2):
96-8.
van Houte J, Yanover L, Brecher S. Relationship of levels of the bacterium
Streptococcus mutans in saliva of children and their parents. Arch Oral
Biol. 1981, 26(5): 381-6.
Caufield PW, Cutter GR, Dasanayake AP. Initial acquisition of mutans
streptococci by infants: evidence for a discrete window of infectivity. J Dent
Res. 1993, 72(1): 37-45.
Marquis RE. Antimicrobial actions of fluoride for oral bacteria. Can J
Microbiol. 1995, 41(11): 955-64.
de Carvalho FG, Silva DS, Hebling J, Spolidorio LC, Spolidorio DM. Presence
of mutans streptococci and Candida spp. in dental plaque/dentine of carious
teeth and early childhood caries. Arch Oral Biol. 2006, 51(11):1024-8.
Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi
19. Kaste LM, Gift HC. Inappropriate infant bottle feeding. Status of the Healthy
People 2000 objective. Arch Pediatr Adolesc Med. 1995, 149(7): 786-91.
20. Powell D. Milk. Is it related to rampant caries of the early primary dentition?
J Calif Dent Assoc. 1976, 4(1): 58-63.
21. O'Sullivan DM, Tinanoff N. Social and biological factors contributing to
caries of the maxillary anterior teeth. Pediatr Dent. 1993, 15(1): 41-4.
22. Schwartz SS, Rosivack RG, Michelotti P. A child's sleeping habit as a
cause of nursing caries. ASDC J Dent Child. 1993, 60(1): 22-5.
23. Serwint JR, Mungo R, Negrete VF, Duggan AK, Korsch BM. Child-rearing
practices and nursing caries. Pediatrics. 1993, 92(2): 233-7.
24. Bowen WH, Pearson SK, VanWuyckhuyse BC, Tabak LA. Influence of
milk, lactose-reduced milk, and lactose on caries in desalivated rats. Caries
Res. 1991, 25(4): 283-6.
25. Bowen WH, Pearson SK. Effect of milk on cariogenesis. Caries Res. 1993,
27(6): 461-6.
26. Gardner DE, Norwood JR, Eisenson JE. At-will breast feeding and dental
caries: four case reports. ASDC J Dent Child. 1977, 44(3):186-91.
27. Kotlow LA. Breast feeding: a cause of dental caries in children. ASDC J
Dent Child. 1977, 44(3): 192-3.
28. Hallett KB, O'Rourke PK. Caries experience in preschool children referred
for specialist dental care in hospital. Aust Dent J. 2006, 51(2): 124-9.
29. Mayanagi H, Saito T, Kamiyama K. Cross-sectional comparisons of caries
time trends in nursery school children in Sendai, Japan. Community Dent
Oral Epidemiol. 1995, 23(6): 344-9.
30. Milnes AR. Description and epidemiology of nursing caries. J Public Health
Dent. 1996, 56(1):38-50.
31. Kaste LM, Selwitz RH, Oldakowski RJ, Brunelle JA, Winn DM, Brown LJ.
Coronal caries in the primary and permanent dentition of children and
adolescents 1-17 years of age: United States, 1988-1991. J Dent Res.
1996, 75 Spec No:631-41.
32. Peressini S, Leake JL, Mayhall JT, Maar M, Trudeau R. Prevalence of
dental caries among 7- and 13-year-old First Nations children, District of
Manitoulin, Ontario. J Can Dent Assoc. 2004, 70(6): 382.
33. Rosenblatt A, Zarzar P. Breast-feeding and early childhood caries: an assessment
among Brazilian infants. Int J Paediatr Dent. 2004, 14(6): 439-45.
34. Rajab LD, Hamdan MA. Early childhood caries and risk factors in Jordan.
Community Dent Health. 2002, 19(4): 224-9.
35. Eronat N, Koparal E. Dental caries prevalence, dietary habits, toothbrushing and mother's education in 500 urban Turkish children. J Marmara
Univ Dent Fac 1997, 2: 599-604.
36. Kuvvetli SS, Cildir SK, Ergeneli S, Sandalli N. Prevalence of non-cavitated
and cavitated carious lesions in a group of 5-year-old Turkish children in
Kadikoy, ‹stanbul. J Dent Child'da yay›nlanmak üzere kabul edilmifltir.
37. Bankel M, Eriksson UC, Robertson A, Kohler B. Caries and associated
factors in a group of Swedish children 2- 3 years of age. Swed Dent J.
2006, 30(4): 137-46.
38. King NM, Wu II, Tsai JS. Caries prevalence and distribution, and oral health
habits of zero- to four-year-old children in Macau, China. J Dent Child
(Chic). 2003, 70(3): 243-9.
39. Jose B, King NM. Early childhood caries lesions in preschool children in
Kerala, India. Pediatr Dent. 2003, 25(6): 594-600.
40. American Academy of Pediatric Dentistry. Policies and Guidelines Oral
Health Policies. Reference Manual 2005-2006: 31-2.
41. American Academy of Pediatrics Policy Statement Section on Pediatric
Dentistry. Pediatrics 2003, 111: 1113-6.
42. Bruerd B, Kinney MB, Bothwell E. Preventing baby bottle tooth decay in
American Indian and Alaska native communities: a model for planning.
Public Health Rep. 1989, 104(6): 631-40.
43. Weinstein P, Harrison R, Benton T. Motivating mothers to prevent caries.
Confirming the beneficial effect of counseling. JADA 2006, 137: 789-93.
44. Weintraub JA, Ramos-Gomez F, Jue B, Shain S, Hoover CI, Featherstone
JD, Gansky SA. Fluoride varnish efficacy in preventing early childhood
caries. J Dent Res. 2006, 85(2): 172-6.
45. Kohler B, Andreen I, Jonsson B. The effect of caries-preventive measures
in mothers on dental caries and the oral presence of the bacteria
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
54.
55
Streptococcus mutans and lactobacilli in their children. Arch Oral Biol.
1984, 29(11): 879-83.
Kohler B, Bratthall D, Krasse B. Preventive measures in mothers influence
the establishment of the bacterium Streptococcus mutans in their infants.
Arch Oral Biol. 1983, 28(3): 225-31.
Zickert I, Emilson CG, Ekblom K, Krasse B. Prolonged oral reduction of
Streptococcus mutans in humans after chlorhexidine disinfection followed
by fluoride treatment. Scand J Dent Res. 1987, 95(4): 315-9.
Plotzitza B, Kneist S, Berger J, Hetzer G. Efficacy of chlorhexidine varnish
applications in the prevention of early childhood caries. Eur J Paediatr
Dent. 2005, 6(3):149-54.
Twetman S. Prevention of early childhood caries (ECC) review of literature
published 1998-2007. Eur Arch Paediatr Dent. 2008, 9(1):12-8.
Kumar VL, Itthagarun A, King NM. The effect of casein phosphopeptideamorphous calcium phosphate on remineralization of artificial caries-like
lesions: an in vitro study. Aust Dent J. 2008, 53(1):34-40.
Pai D, Bhat SS, Taranath A, Sargod S, Pai M V. Use of laser fluorescence
and scanning electron microscope to evaluate remineralization of incipient
enamel lesions remineralized by topical application of casein phospho
peptide amorphous calcium phosphate (CPP-aCP) containing cream. J
Clin Pediatr Dent. 2008, 32(3):201-6.
Reynolds EC, Cai F, Cochrane NJ, Shen P, Walker GD, Morgan MV,
Reynolds C. Fluoride and casein phosphopeptide-amorphous calcium
phosphate. J Dent Res. 2008, 87(4):344-8.
Iijima Y, Cai F, Shen P, Walker G, Reynolds C, Reynolds EC. Acid resistance
of enamel subsurface lesions remineralized by a sugar-free chewing gum
containing casein phosphopeptide-amorphous calcium phosphate. Caries
Res. 2004, 38(6):551-6.
Raadal M, Espelid I, Mejare I. The caries lesion and its management in
children and adolescents. In: Koch G, Poulsen S ed. Pediatric Dentistry
A Clinical Approach. Munksgaard, Copenhagen 2001: 173-212.
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹
D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹
V E D ‹ fi H A S T A N E S ‹
h a b e r l e r ...
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
ADEE Tarafından Ziyaret Edildi
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesinin ö¤rencilerine
sa¤lad›¤› ça¤dafl ve yeniliklere aç›k e¤itim sisteminin, Avrupa Difl
Hekimli¤i Fakülteleri ile denkli¤i konusunda, Prof. Dr. ‹nci OKTAY
ve Prof. Dr. Nüket SANDALLI baflkanl›¤›ndaki E¤itim Komisyonu'nun
3 y›ldan fazla süredir devam eden yo¤un çal›flmalar› 2008 y›l›n›n
bafl›nda ilk meyvelerini verdi.
Hollanda'dan Prof. Dr. Alphons J.M. PLASSCHAERT baflkanl›¤›ndaki
ADEE (Association for Education in Europe) komisyonu 14-16 Ocak
tarihleri aras›nda fakültemize bir denetim ziyaretinde bulundu.
Komisyonun di¤er üyeleri, ‹ngiltere'den Prof. Dr. Deborah WHITE
ve Prof. Dr. Richard OLIVER, ‹talya'dan Prof. Dr. Michele GIULIANI
ve ‹sveç'ten Prof. Dr. Christina LINDH'den oluflmaktayd›.
Komisyon, ziyaretin ilk gününde fakültemizin olanaklar›n›
de¤erlendirmek üzere tüm birimleri ayr›nt›l› olarak gezerek
incelemelerde bulundu.
Komisyona Dekan›m›z Prof. Dr. Türker SANDALLI ve E¤itim Komisyonu üyeleri efllik ettiler. Bu gezi s›ras›nda komisyon
üyeleri birimlerde görevli ö¤retim üyeleri ve ö¤rencilere çeflitli sorular yönelttiler. ‹lk günün kalan bölümünde Anabilim Dal›
Baflkanlar›, E¤itim Komisyonu üyeleri ve ö¤renci temsilcileri ile ayr› ayr› toplant›lar yap›ld› ve bilgi al›flveriflinde bulunuldu.
‹kinci gün Yeditepe Üniversitesi Kay›flda¤› Yerleflkesini ziyaret eden komisyon üyeleri, orada da ‹STEK Vakf› Baflkan›
Bedrettin DALAN ile birlikte fakültenin ilk iki y›ll›k e¤itiminin yürütüldü¤ü Temel Bilimler birimlerini incelediler ve Anabilim
Dal› Baflkanlar› ile görüfltüler.
Ziyaretin ikinci günü akflam›,
komisyon üyeleri ile birlikte,
fakültemizin tüm ö¤retim üyelerinin
ve postgraduate ö¤rencilerinin
kat›ld›¤› bir akflam yeme¤i yenildi.
Bu yemek de komisyon baflkan›
Prof. Dr. PLASSCHAERT taraf›ndan sunulan keman resitali ile
renklendi.
Ziyaretin son gününde, komisyon üyeleri Dekan›m›z Prof. Dr. Türker SANDALLI ile yapt›klar› görüflme ile denetim ziyaretini
tamamlad›lar. Ziyaret ile ilgili görüfllerini fakültemiz ö¤retim üyeleri ve ö¤renci temsilcileri ile yap›lan bir toplant›da dile
getiren Prof. Dr. PLASSCHAERT, fakültemizin olanaklar›ndan ve bugüne kadar e¤itimle ilgili yap›lm›fl olan çal›flmalardan
çok etkilendiklerini ve olumlu izlenimlerle ayr›ld›klar›n› bildirdi. Dekan›m›z›n liderli¤inde fakültemizde oluflan dostluk ve aile
ortam›n›n her fakültede rastlanmayan bir ayr›cal›k oldu¤unu da sözlerine ekledi. Toplant›n›n ard›ndan yenen ö¤le yeme¤i
komisyon üyeleri ve fakülte ö¤retim üyeleri aras›ndaki dostluk görüntülerine sahne oldu. Denetim ziyareti ile ilgili olumlu
rapor ADEE'nin internet sitesinde yay›nland›.
Prof. Dr. Mariano Sanz’›n Konferanslar›
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal›'n›n davetlisi olarak ‹stanbul'a
gelen Madrid Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
Dekan›, Avrupa Periodontoloji Akademisi Baflkan›,
Uluslararas› Difl Hekimli¤i E¤itimi Federasyonu
Genel Sekreteri ve Uluslararas› Difl Hekimli¤i
Araflt›rma Akademisi Avrupa Bölge Temsilcisi Prof.
Dr. Mariano Sanz 1 - 2 May›s 2008 tarihlerinde,
fakültemizde "Difl Hekimli¤inde Araflt›rma Yöntemleri
ve E¤itim" ve "Oral ‹mplantolojide Baflar›s›zl›klar"
konulu iki konferans verdi. Kat›l›mc›lar›n yo¤un ilgisi
ile karfl›laflan Prof. Dr. Sanz, konferanslar›ndan önce
fakültemiz klinik ve laboratuvarlar›n› da gezerek
e¤itim olanaklar› konusunda incelemelerde bulundu.
Pedodonti Anabilim Dal›’na En ‹yi Makale Ödülü
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›'ndan Prof. Dr. Nüket Sandall›, Yrd. Doç. Dr. N. Eflber
Ça¤lar ve Yrd. Doç. Dr. fiule Kavalo¤lu Ç›ld›r, probiyotiklerin a¤›z ortam›na verilifl yollar› ve çeflitli probiyotik ajanlar›n difl
çürü¤üne neden olan bakterilerin azalt›lmas› üzerine etkisi konusunda araflt›rmalar yapm›fl ve bu konuda yurt içinde ve yurt
d›fl›nda (Avustralya, Hollanda, Kuzey ‹rlanda, Yunanistan) yapm›fl olduklar› sözlü sunumlarla ülkemizi baflar› ile temsil
etmifllerdir. Ekibin probiyotikli tabletlerin ve probiyotikli pipetlerin günlük kullan›m› ile a¤›z ortam›nda çürük yap›c› bakterilerin
azald›¤›n› gösteren çal›flmas›, 2006 y›l›nda 'Salivary
mutans streptococci and lactobacilli levels after ingestion
of the probiotic bacterium Lactobacillus reuteri ATCC
55730 by straws or tablets' bafll›¤› ile uluslararas› bilimsel
önemi çok büyük olan Acta Odontologica Scandinavica
isimli dergide yay›nlanm›flt›r. Dergi Komitesi bu makaleyi
y›l›n en iyi makalesi seçerek 'The Best Article Published
in the year 2006 in Acta Odontologica Scandinavica'
ödülü ve para ödülüne lay›k görmüfl ve ödül töreni 27
Eylül 2007'de Selanik-Yunanistan'da düzenlenen IADRCED-IL (International Association of Dental Research)
Kongresinde gerçekleflmifltir.
Fransa Endodonti Derne¤i Baflkan›
Prof. Dr. Philippe Malet’nin Ziyareti
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
Endodonti Anabilim Dal›'n›n davetlisi olarak ve
Frans›z MicroMega firmas›n›n deste¤i ile
Türkiye'ye gelen Fransa Endodonti Derne¤i
Baflkan› Prof. Dr. Philippe Malet 14.Mart.2008
tarihinde Difl Hekimli¤i Fakültesi'nde bir
konferans verdi. Kök kanal› geniflletme ve
doldurma yöntemlerinin anlat›ld›¤› konferansa
Türkiye'deki tüm difl hekimli¤i fakültelerinin
Endodonti Anabilim Dallar›'ndan 110 hekim
kat›ld›. Konferans›n ard›ndan, fakültemiz Fantom
Laboratuvar›n'da kat›l›mc›lara yeni yöntemlerin
aktar›ld›¤› "hands - on" kurs düzenlendi.
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
Pedodonti Anabilim Dalı Düzce'de
Fakültemiz Pedodonti Anabilim Dal›'ndan
doktora ö¤rencileri Dt. Fatofl Alp, Dt. Serpil
Nazl› ve Dt. Serhat Çal›flkan, 03 Nisan
2008 tarihinde Düzce Uzun Mustafa
‹lkö¤retim Okulu'nun 700 ö¤rencisine
çocuklarda a¤›z-difl sa¤l›¤›n›n önemi, difl
çürüklerinin önlenmesi, difl f›rçalama
yöntemleri ve difl hekimlerinin görevleri
konulu bir a¤›z-difl sa¤l›¤› e¤itim semineri
sundular. Sunumun ard›ndan çocuklardan
gelen sorular› yan›tlad›lar ve da¤›tt›klar›
hediyelerle çocuklar› sevindirdiler.
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
2007-2008 E¤itim Seminerleri
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Geleneksel E¤itim Seminerleri 2007-2008 bahar yar›y›l›nda da devam etti.
Bu y›l fakültemiz Konservatif Difl Tedavisi Anabilim Dal› taraf›ndan düzenlenen seminerler, difl hekimleri taraf›ndan büyük
ilgi ile izlendi. Phyto7 Restaurant'da ikram edilen akflam yeme¤inin ard›ndan bafllayan seminerler, kat›l›mc› difl hekimlerine
meslekteki yenilikleri izleme olana¤›n›n yan› s›ra, meslektafllar› ile görüflebilme f›rsat›n› da sa¤lad›.
Bu seminerlerin sonuncusu, Prof. Dr. Türker SANDALLI, Dr. Tankut GÜRSOY ve MSc. Dt. Galip GÜREL'in konuflmac›
olarak kat›ld›klar› "Muayenehane Prati¤inde Baflar›n›n S›rlar›" paneli idi. Serbest çal›flan difl hekimlerinin ve Yeditepe
Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi ö¤rencilerinin yo¤un ilgisini çeken panelde konuflmac›lar mesleki deneyimlerini ve konu
ile ilgili görüfllerini bir sohbet havas›nda meslektafllar›na aktard›lar.
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi 2007-2008 E¤itim Seminerleri
11 Mart Dental Radyoloji Nereye Kofluyor?
Doç. Dr. Mehmet ‹LGÜY
Dr. Sinan HORASAN
8 Nisan Geriye Kalan Difl Sert Dokusu Yetersizliklerinde Al›nacak Önlemler
Prof. Dr. Mübin SOYMAN
Doç. Dr. Arzu AYKOR
13 May›s Muayenehane Prati¤inde Baflar›n›n S›rlar› (Panel)
Prof. Dr. Türker SANDALLI
Dr. Tankut GÜRSOY
MSc. Dt. Galip GÜREL
7 tepe klinik
Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi
Bilimsel Dergisi Yay›n Kurallar›
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi 7 tepe
4. B‹REY (MATERYAL) VE YÖNTEM. Bu bölümde
klinik dergisi, Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi'nin
çal›flman›n birey/bireyleri veya materyali tan›mlanmal›,
bilimsel yay›n organ›d›r. Bu dergide diflhekimli¤i alan›ndaki
uygulanan tedavi yaklafl›m› anlat›lmal›d›r.
klini¤e yönelik araflt›rmalar, olgu sunumlar›, derlemeler,
5. BULGULAR. Bu bölümde, elde edilen bulgular aç›k
editöre mektuplar, yeni dental malzemelerin uygulamas›n›
ve k›sa bir flekilde sunulmal›d›r. Bu amaçla tablo, grafik
içeren pilot çal›flmalar, haber ve yorumlar Türkçe olarak
ve foto¤raflar kullan›labilir.
yay›nlan›r. 7 tepe klinik y›lda iki say› olarak yay›nlan›r ve
6. TARTIfiMA. Bu bölümde, girifl bölümünün tekrar›
dört say›da bir cilt tamamlan›r.
yap›lmadan, bulgular›n önemi belirtilmelidir.
Makaleler
7. SONUÇ(LAR). Bu bölümde çal›flman›n sonuçlan
Bu dergide yay›nlanmak için gönderilen araflt›rma ve
verilmelidir.
olgu sunumlar› daha önce yay›nlanmam›fl olmas› flart› ile
8. TEfiEKKÜR YAZISI. Gerekli görüldü¤ü durumlarda
kabul edilir. Araflt›rma ve derlemeler 15, olgu sunumlar›
çal›flmaya katk›da bulunanlara yaz›l›r.
5 sayfay› (özet, referanslar, tablo ve flekiller hariç)
9. KAYNAKLAR. Kaynaklar makalede geçifl s›ras›na
geçmemelidir. Gerekti¤inde hakem de¤erlendirmesi öncesi
göre numaraland›r›lmal› ve metin içerisinde ald›¤› numaraya
yazar(lar)dan metinde k›saltma ve düzeltmeler istenebilir.
göre kaynak listesinde gösterilmelidir. Kaynak listesi ayr›
Bir orijinal ve iki kopya halinde haz›rlanan makale A4
bir sayfada olmal›d›r. Metin içerisinde kaynak numaras›
boyutunda ka¤›da, sayfan›n bir yüzüne iki sat›r aral›kla
üst simge olarak verilmelidir. Yazar ad say›s› iki veya daha
yaz›lmal›d›r. Sayfan›n tüm kenarlar›nda 2,5 cm boflluk
az ise metinde tüm adlar yaz›lmal›, fakat iki taneden fazla
b›rak›lmal›d›r. Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma
ise ilk üç yazar ad› yaz›lmal› ve "ve ark." k›saltmas›
olmal›d›r. Sayfa numaralar› sayfan›n sa¤ alt köflesinde yer
kullan›lmal›d›r.
almal› ve kapak sayfas›na numara yaz›lmamal›d›r. Makale
Kaynaklar›n yaz›m›nda flu kurallara dikkat edilmelidir:
format› afla¤›daki bölümlerden oluflturulmal›d›r. Makale ve
Dergiler: Yazar ad(lar)›, makale ad›, dergi ad›
ekleri CD’ye de kayıt edilmelidir.
("lndexMedicus" ta verilen listeye göre k›salt›lmal›d›r), y›l›,
1. BAfiLIK SAYFASI. Bu sayfada içeri¤e uygun k›sa
cilt numaras›, ilk ve son sayfa numaras›.
ve aç›k ifadeli bafll›k, yazar(lar)›n akademik unvan(lar)› ve
Shannon KR, Nanda RS. Changes in the curve of
ad(lar)›, görev(ler)i ve kurum(lar)› belirtilmelidir. Yaz›flmalar›n
Spee with treatment and at 2 years posttreatment. Am J
yap›laca¤› yazar›n adres, telefon ve faks numaras› ve e-
Orthod Dentofacial Orthop 2004, 125: 589-96.
mail adresi de bu sayfada yer almal›d›r. Bafll›k sayfas›na
Kitaplar: Yazar ad(lar)›, kitab›n ad›, kaç›nc› bask›
befl sözcü¤ü geçmeyecek flekilde k›sa bir bafll›k da
oldu¤u, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l.
yaz›lmal›d›r. Gönderilecek olan iki kopyada bafll›k
Graber TM, Rakosi T, Petrovic AG. Dentofacial
sayfas›nda sadece makalenin ad› olmal› ve metin içerisinde
orthopedics with functional appliances. 2nd ed., St. Louis,
yer alan yazar ve kurum adları silinmelidir.
Mosby; 1997.
2. ÖZET. Ayr› sayfada olmak üzere haz›rlanmal›, 150
Kitap bölümü: ‹lgili bölüm yazar ad(lar)›, ilgili bölüm
sözcükten az 250 sözcükten fazla olmamal›d›r. Özetin
ad›, editör(ler), kitab›n ad›, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l,
alt›na en fazla üç anahtar sözcük yaz›lmal›d›r.
ilk ve son sayfa numaras›.
3. G‹R‹fi. Bu bölümde araflt›rma veya olgu sunumunun
Davidovitch Z, Gögen MH, Okamoto Y, Shanfeld JL.
neden veya ne için yap›ld›¤› sorular›na yan›t verilmelidir.
Neurotransmitters and cytokines as regulators of bone
63
remodeling. in: Carlson DS and Goldstein SA (eds). Bone
Yay›n Hakk›
biodynamics in orthodontic and orthopedic treat-ment.
Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi bilimsel
Volume 27, Craniofacial Growth Series, Center for Human
yay›n organ› 7 tepe klinik dergisinde yay›nlanan yaz›lar›n
Growth and Development, University of Michigan, Ann
telif hakk› Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesine
Arbor, 1991 pp. 141-162.
aittir, baflka yerde yay›nlanamaz. Dergi editörden yaz›l›
10. TABLOLAR. Makale içindeki geçifl s›ralar›na göre
izin al›nmadan ve kaynak gösterilmeden k›smen veya
Romen rakam› ile numaraland›nlmal›d›r. Metin içerisinde
tamamen kopya edilemez, fotokopi, teksir, bask› ve di¤er
de yerleri belirtilmelidir. Her tablo ayr› bir sayfaya yaz›lmal›,
yollarla ço¤alt›lamaz. Yay›nlanan makale ve reklamlardaki
her biri ayr› bir basl›k tafl›mal›d›r. Tablolar tek bafllar›na
fikir, görüfl ve sonuçlar yazar(lar)a veya firmaya ait olup,
anlaml› olmal› ve metni tekrarlamamal›d›r. Daha önce
Yay›n Kurulunun düflüncelerini yans›tmaz.
yay›nlanm›fl olan bilgi veya tablolar›n kayna¤›, ilgili tablonun
CD
alt›na ilifltirilen bir dip not ile belirtilmelidir. Tablolar, makale
Makalenin yay›na kabul edilmesini takiben makalenin
ile birlikte CD içerisinde yer almal›d›r.
son halinin CD ye (Microsoft Word) kaydedilmifl olarak, bir
11. RES‹M VE fiEK‹L ALT YAZILARI. Resim ve flekiller
bas›l› kopya ile birlikte editöre yollanmas› gereklidir. CD
metinde geçifl s›ras›na göre numaraland›nlmal›d›r. Metin
nin üzerine yazarlar›n adlar›, makale bafll›¤› ve yaz›m
içerisinde de yerleri belirtilmelidir. Her resim ve/veya flekil
program› belirtilmelidir.
ayr› bir sayfada olmal›d›r. Resim ve flekil alt yaz›lar›
Yazarlar için son kontrol listesi:
makalenin sonunda ayr› bir sayfada verilmelidir. Resim ve
Makalenizi 7 tepe klinik dergisine göndermeden önce
flekil altyaz›lar› k›sa olmal›, metni tekrar etmemeli ve
lütfen bu bölümdeki maddelerle karfl›laflt›rarak eksik
aç›klay›c› olmal›d›r. Resim veya flekillerde kullan›lan say›,
olmad›¤›ndan emin olunuz.
sembol ve harflerin anlam› aç›k bir flekilde belirtilmelidir.
1. Editöre baflvuru mektubu
Resim ve flekiller: Resimler net ve parlak foto¤raf
2. Makalenin üç adet örne¤i
ka¤›d›na üçer adet bas›lm›fl olmal›d›r. Resimler en az
• Makalenin tamam› çift aral›kl› yaz›lmal›d›r.
7.5x10 cm., en fazla 12.5x17.5 cm. boyutlar›nda olmal›d›r.
• Her bir kenarda 2.5 cm boflluk b›rak›lmal›d›r.
fiekiller beyaz ka¤›da siyah çizim fleklinde olmal›d›r, iyi
• Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma olmal›d›r.
bas›lm›fl olmak kayd› ile bilgisayar ç›kt›lar› tercih edilir.
• Bafll›k sayfas›
Histolojik kesit foto¤raflar›nda büyütme ve boyama tekni¤i
• Makalenin bafll›¤›
belirtilmelidir. Resim veya flekil üzerindeki yaz›lar uygun
• Yazarlar›n isimleri, akademik unvanlar›, çal›flt›klar›
boyutta ve flablon, letraset veya bilgisayar ile yaz›lmal›d›r.
kurumlar (Sadece orijinal makalede). Birinci yazarın bir
Resim ve flekillerin arkas›na numaras›, makalenin bafllı¤ı
adet vesikalık resmi
yaz›lmal› ve üst k›s›m ok iflareti ile belirtilmelidir. Renkli
• Yaz›flma adresi, telefon, faks numaralar› ve varsa e-
bas›mlar mümkündür.
mail adresi (Sadece orijinal makalede).
Olgu sunumlar› girifl, olgu veya olgular›n sunumu
• K›sa bafll›k
(teflhis, etioloji, tedavi plan›, tedavi seyri ve sonuç) ve
3. Özet
tart›flma bölümlerini içermelidir. Olgu sunumlar›nda; olgunun
4. Yararlan›lan kaynaklar (Ayr› sayfada).
az rastlanan, al›fl›lm›fl›n d›fl›nda olmas› ya da mevcut
• Kaynaklar metin içindeki geçifl s›ras›n› izleyerek,
Diflhekimli¤i bilgilerine katk› sa¤layacak veya yeni bir görüfl
yaz›m kurallar›na uygun olarak s›ralanmal›d›r
getirecek nitelikte olmas› flart› aran›r.
5. Tablo, flekil ve resimler.
Etik
• Üç adet olarak haz›rlanmal› ve bafll›klar› ayr› bir sayfa
Etik kurallara uyulmamas›ndan do¤acak her türlü
üzerine yaz›lmal›d›r.
sorumluluk yazar(lar)a aittir. Özellikle hastan›n ad›, ad›n›n
• Tablolar›n her biri ayr› sayfada yer almal›d›r.
k›salt›lmas›, hasta ve kay›t numaras› kullan›lmamal›d›r.
• fiekil ve resimlerin arka yüzlerine numaralar› ve makalenin
Hasta onay› olmad›kça foto¤raflarda gözler bantlanmal›d›r.
bafll›¤› yaz›lmal›d›r ve üst kısım ok iflareti ile belirtilmelidir.
64
Özdemir D. N., Baflal N., Kayahan B.
Gömülü Maksiller Kaninlerin Ototransplantasyonu:
Olgu Raporu
Sar› E., Kurtulmufl H., Özen J.
Klearway Apareyi ‹le Osa'n›n Tedavisi:
Vaka Raporu
Pekiner F., Gümrü B., Sinano¤lu A.
Erythema Multiforme Major (Stevens- Johnson Sendromu):
Bir Olgu Nedeniyle
Pekiner F., Gümrü B., Sinano¤lu A.
Herpes Zoster’in (Zona) Klini¤i ve Tedavi Yaklafl›mlar›:
Bir Olgu Nedeniyle
Kuflçu Ö. Ö., Sandall› N., Ça¤lar E.
Molar Incisor Hipomineralizasyonu (MIH):
Tan›, Tedavi ve Koruyucu Yöntemler
Ça¤lar E., Sandall› N., Kuflçu Ö. Ö.
Mouthguard Uygulamalar›
Çapa N., Kurso¤lu P., Ebeo¤lu B., Kazazo¤lu E.
Fiber Post ve Üzerine Core ile Kuron Uygulanmas›n›n Aflamalar›
Akflit S. K., Mandal› G.
Hareketli Diflüstü Tam Protezlerin Tutuculu¤unda
Molloplast-B’nin Kullan›lmas›
Dilek Ö. C., Sandall› P.
Altçene Total Diflsiz Skleroderma Hastas›nda Mini Dental Implant Uygulamas›:
Vaka Sunumu
Varol N.
Sa¤l›k Hizmetlerinde Difl Hekiminin Yasal Sorumlulu¤u
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹
D‹fi HEK‹ML‹⁄‹ FAKÜLTES‹ VE D‹fi HASTANES‹
Ba¤dat Caddesi No: 238 Göztepe 34728 ‹STANBUL Tel: 0216 363 6044 pbx Faks: 0216 363 6211
www.dishekimligi.yeditepe.edu.tr