YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
Transkript
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ FAKÜLTES‹ DERG‹S‹ 7 1 C‹LT 2 SAYI 1 2008 ISSN 1307-8593 YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹ 7 Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Dergisi Sahibi Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi ad›na Prof. Dr. Türker Sandall› Editör Prof. Dr. Tülin Arun Yay›n Kurulu Prof. Dr. Gündüz Bay›rl› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Senih Çal›kkocao¤lu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Kenan Eratalay (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Erdal Iflıksal (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Ender Kazazo¤lu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Cengizhan Keskin (‹stanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Koray Oral (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Recep Orbak (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Yasemin Özkan (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Hesna Sazak Öveço¤lu (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Hilmi Sabuncu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Nüket Sandall› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Peker Sandall› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Kemal fiençift (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Mübin Soyman (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Selçuk Y›lmaz (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Özen Do¤an Onur (‹stanbul Üniversitesi) Doç. Dr. Leyla Kuru (Marmara Üniversitesi) Doç. Dr. Nurhan Güler (Yeditepe Üniversitesi) Yard›mc› Editörler Doç. Dr. Fulya Ifl›k Doç. Dr. P›nar Kurso¤lu Yrd.Doç. Dr. Senem Selvi Kuvvetli Halkla ‹liflkiler Zeynep Okçetin Görsel Yönetmen Ömer Ülkenciler ISSN 1307-8593 Bask› Portakal Bas›m ‹çindekiler Kuflçu Ö. Ö., Ça¤lar E., Sandall› N. Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme ...................................................................................................................7 Erdem S., Arun T. Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi ........................14 Sar› E., Ucar C. Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: Olgu Raporu ..........................................................................................................18 Sar› E., Akp›nar Y. George Gauge: Obstrüktif Uyku Apnesi Apareylerinin Yap›m›nda Kullan›lan Bir Ayg›t ..........22 Demir T., Atefl U., Çehreli B., Yalç›nkaya Z. Üst Daimi Sol Yan Kesici Diflte, Birlikte Görülen Dens ‹nvajinatus ve Talon Tüberkülü: Bir Olgu Raporu ....................................................................................................25 Demir T., Atefl U., Çehreli B., Yalç›nkaya Z. Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara Ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas› .......................................................................29 Fiflekcio¤lu E., Dumlu A., Borahan O. Akondroplazi: Bir Olgu Raporu ....................................................................................................35 Türker B., fiener D., Yüksel S., Acar N.N., Noyan Ü. Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas› .................................39 Cabbar F., Çomuno¤lu N. Cerrahi Siliyal› Kist: Vaka Raporu..............................................................................................................................45 Kuvvetli S.S., Ç›ld›r fi.K., Sandall› N. Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi ......... 48 4 Merhaba sevgili meslekdafllar›m, Biliyorum bütün k›fl ayn› hayalle geçti. Yaz tatilinin, denizin ve güneflin hayaliyle... Asl›nda yine de her fleyden kopmak mümkün de¤il bizim mesle¤imizde. Ama zaman zaman mola vermek hepimize iyi gelecektir. Çünkü bir sonraki y›l için enerji depolamak, gündemi kaç›rmamak için de hem ruhen hem de bedenen dinlenmek ve de bir önceki y›l›n yorgunlu¤undan ar›nmak laz›m. O yüzden güzel ve keyifli bir yaz geçirmeniz temennisiyle bafllamak istiyorum. Yaza girmeden tamamlama f›rsat› buldu¤umuz bu say›n›n da birbirinden güzel konular ve bilimsel çal›flmalarla dolu oldu¤unu belirterek zevkle okuyaca¤›n›z› umuyorum. Bu say›da yer alan konulara göz atacak olursak, genifl bir perspektifle de¤erlendirilen ve interdisipliner tedavi prensipleri ile tedavi edilen olgu örneklerinin yan› s›ra, üç derlemeden olufluyor. Dergimizin haberler bölümünde ise bu y›l›n biz akademisyenler için en önemli olay› olan fakültemizin ADEE taraf›ndan 14-16 Ocak tarihlerinde ziyareti de tüm detaylar›yla yer al›yor. Ziyareti izleyen günlerde ise konu ile ilgili olumlu rapor ADEE'nin internet sitesinde yay›nland› ve bu da bizleri tarifsiz flekilde gururland›rd›. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da ayda bir düzenlenen "Sürekli mesleki e¤itim seminerleri" hat›rda kalan konuflmalar, paylafl›lan deneyimlerle dopdolu yine baflar›yla tamamland›. Fransa Endodonti Derne¤i Baflkan› Prof. Dr. Philippe Malet'nin 14 Mart'ta ki konferansi ve Avrupa Periodontoloji Akademisi Baflkan› Prof. Dr. Mariano Sanz'›n May›s bafl›ndaki ziyareti ve konferanslar› da akademik gündemimizi renklendirdi. Bu günlerde ise final s›navlar› tüm yo¤unlu¤u ile devam ederken, lisansüstü programlar›na kay›tl› ö¤rencilerimizin pek ço¤u ufuktaki yeterlilik s›navlar›na haz›rlan›yor ya da tezlerini sunmak üzere son haz›rl›klarla meflguller. Yani bizim için tatil henüz bafllamad›, yo¤un bir Haziran ay› var önce önümüzde, Temmuz ay›n›n 7'sindeki diploma töreni ard›ndan yavafl yavafl bizlerde tatil havas›na girece¤iz. Gelecek say›da görüflmek üzere, Sa¤l›kl› ve keyifli günler dilerim. Prof. Dr. Tülin ARUN tarun@yeditepe.edu.tr 5 6 Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: ÖZET Çocuklarda difl hekimine karfl› kayg›-korku geliflmemesi için etkin kayg› ve a¤r› kontrol yöntemlerinden faydalanmak gerekir. A¤r›s›z bir lokal anestezi (LA) için öncelikle etkin davran›fl yönlendirme teknikleri kullan›lmal› ve çocukla sa¤l›kl› bir iletiflim kurularak, çocu¤un kayg›s› kontrol alt›na al›nmal›d›r. Derleme Çocuklar›n ilk LA deneyimi için mümkün oldu¤unca kolay, a¤r›s›z enjeksiyon bölgeleri seçilmelidir. Üst çenede az›lar bölgesinde yap›lan bukkal enjeksiyonlar böyle bir deneyim için oldukça uygundur. Mandibular anestezi ve palatinal enjeksiyon ilk LA deneyimi için tercih edilmemelidir. Çocuklarda, kolayl›kla daha önceki a¤r›l› bir deneyimi hat›rlatacak dental enjektörler yerine, farkl› görünümlere sahip dental enjektörleri kullanmak pedodontistler için LA uygulamalar›nda bir kolayl›k yaratabilmektedir. Çocuk hastalarda a¤r›s›z LA yap›labilmesi için etkin psikolojik yaklafl›mla birlikte do¤ru lokal anestezi tekni¤inin Yrd. Doç. Dr. Özgür Önder Kuflçu baflar›l› bir flekilde uygulanmas› gereklidir. Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul Anahtar Kelimeler: Lokal anastezi, a¤r›, çocuk Yrd. Doç. Dr. Eflber Ça¤lar G‹R‹fi Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul ÇOCUKLARDA A⁄RISIZ LOKAL ANESTEZ‹ Prof. Dr. Nüket Sandall› TEKN‹KLER‹ Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul Çocuk hastan›n tedavisinde kayg› ve a¤r› kontrolü tedavi baflar›s›n›n ilk ve en önemli flart›d›r. Çocu¤un tedaviye olan uyumunu sa¤lamak amac› ile ona sadece dostça davranmak yetmez, çocuklarda kayg›-korku geliflmemesi için etkin kayg› ve a¤r› kontrol yöntemlerinden de faydalanmak gerekir. Tedavi s›ras›nda çocu¤un sadece bir kez fliddetli a¤r›ya maruz kalmas› ve/veya 4-5 seansl›k bir tedavi süresince hafif fakat tekrar eden a¤r›lar hissetmesi bile, çocukta difl hekimi kayg›-korkusunun geliflmesi için yeterli olabilmektedir. Bu nedenle, çocuklar›n tedavisinde kayg› ve a¤r› mutlaka kontrol alt›na al›nmal›d›r.1 A¤r›l› difl tedavileri difl hekimi kayg›-korkusunun geliflmesinde etkenler aras›nda en s›k bahsedilendir. Uluslararas› A¤r› Çal›flmalar› Birli¤i (International Association for the Study of Pain) a¤r›y› "doku hasar›ndan kaynaklanan ya da benzer bir zarara neden olacak herhangi bir tehdit varl›¤›nda hissedilen hofl olmayan bir duygu" olarak tan›mlam›flt›r. fiu noktan›n vurgulanmas›nda özellikle fayda vard›r; a¤r› hissinin oluflmas› için doku zarar› bir gereklilik de¤ildir, koflullu bir uyaran taraf›ndan da - i¤nenin hafif bir dokunuflu ya da aeratörden ç›kan ses ile de - a¤r› oluflturulabilir.1,2 7 7tepe klinik 2008-1 LOKAL ANESTEZ‹ KONTREND‹KASYONLARI Kayg› ve a¤r› kontrolü, basit davran›fl yönlendirme tekniklerinden hastane flartlar›nda gerçeklefltirilen genel • Çok küçük çocuklar LA ile tedavi esnas›nda gerekli anesteziye kadar genifl bir yelpazeyi içerir (fiekil 1).3 Çocu¤un kooperasyonu sergileyemeyebilirler, a¤r›l› ve a¤r›l› olmayan a¤r› duyma ihtimalinin oldu¤u her ifllem öncesi çocu¤a uyaranlar› (örne¤in bas›nç hissi) ay›rt etmekte zorlanabilirler. mutlaka lokal anestezi uygulanmal›d›r.1 Aksi bir davran›fl, Ayr›ca LA'nin yumuflak dokularda (yanak-dudak) yaratt›¤› etik de¤erler aç›s›ndan da asla kabul edilebilir de¤ildir. hissizlik, flifllik duygusu çocu¤un uyumunu bozabilir. Bu A¤r› ile ilgili olarak s›kl›kla kullan›lan terimler analjezi nedenlerden ötürü çok küçük çocuklarda LA uygulamas› ve anestezidir (örn. Lokal anestezi). Analjezinin kelime kontrendike olabilir.5 anlam› "a¤r›s›zl›k", anestezinin ise "hissizlik" tir. Bu • Çocu¤un mental yada fiziksel engellilik derecesi, nedenle, s›kl›kla kulland›¤›m›z lokal anestezi (LA) terimi lokal anestezi alt›nda çocukla koopere bir flekilde yerine - tüm hislerin de¤il, sadece a¤r› hissinin ortadan çal›fl›lmas›n› engelleyecek düzeyde olabilir. kalkt›¤›n›n ifadesi olan- lokal analjezi terimini kullanmak • Tedavinin zorluk derecesi LA uygulamas›n› kontrendike daha do¤rudur.1 Fakat yayg›n kullan›m› nedeniyle, do¤ru k›labilir. anlam› belirtildikten sonra, lokal analjezi yerine lokal 1- Özellikle cerrahi giriflimlerde ifllemin zorluk derecesi anestezi terimi kullan›lmaya devam edilecektir. yüksek ve tedavinin uzun sürmesi bekleniyorsa (30-40 dk.'dan fazla), LOKAL ANESTEZ‹ END‹KASYONLARI • 2- Eriflimin güç oldu¤u bölgelerden biyopsi al›nmas› A¤r› yada rahats›zl›k verebilecek her türlü ifllem gerekiyorsa, LA çocu¤un uyumunun sa¤lanmas›nda yeterli öncesi çocu¤a mutlaka LA uygulanmal›d›r. olmayabilir ve çocukta 'Difl hekimi kayg› ve korkusu' (DKK) • LA teflhis amac› ile a¤r› kayna¤› olabilece¤inden geliflmesine sebep olabilir. Bu gibi durumlarda tedavinin flüphelenilen nedeni ortaya ç›karmak için kullan›labilir. sedasyon veya genel anestezi alt›nda yap›lmas› daha Örne¤in alt ya da üst çenedeki az› difller aras›nda ay›rt uygundur. edici tan›n›n konmas› için tuber ya da mandibular anestezi • Akut infeksiyon gözlenen, apseli bölgelerde infiltratif tercih edilebilir. LA uygulamas› kontrendikedir. • Cerrahi ifllemler sonras› postoperatif a¤r›, ödemin • ‹lgili lokal anestezik solüsyona alerjisi olanlarda ya önlenmesi ve kanaman›n kontrolü amac›yla LA tercih da latex alerjisi olan bireylerde latex t›pas› olan karpül lokal edilebilir. Lokal anestezik maddeler tüm hücre memb- anesteziklerin kullan›m› kesinlikle kontrendikedir. ranlar›n› stabil hale getirir, dolay›s›yla prostoglandinlerin • Kanlanman›n zay›f oldu¤u durumlarda ve radyoterapi neden oldu¤u enflamatuar cevap bask›lanm›fl olur. Tüm gören çocuklarda ilgili bölgenin kanlanmas›ndaki zay›flama bilinçli sedasyon ve genel anestezi uygulamalar›nda nedeniyle vazokonstrüktör içeren lokal anestezikler kullan›l- belirtilen nedenden ötürü LA uygulanmas›n›n faydas› mamal›d›r:5 vard›r.4 LOKAL ANESTEZ‹ UYGULAMALARI Temel olarak periferden merkezi sinir sistemine olan iletimi geçici olarak kesmek için kullan›lan yöntemler afla¤›daki gibi s›ralan›r.5 I- Farmakolojik olmayan yöntemler Elektro-anestezi (Transcutaneus nevre stimulatonTNS) II- Farmakolojik yöntemler A- Yüzeysel (Topikal) anestezi (i) Topikal krem, spreyler (ii) Jet enjektörler ile enjeksiyon fiekil 1: Difl hekimli¤inde kayg› ve a¤r› kontrolü için kullan›lan yöntemler. 8 Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme B- LA enjeksiyonu üzere küçük, tek kullan›ml›k ticari frez setleri mevcuttur. (i) ‹nfiltrasyon anestezisi Bu frezler yard›m› ile kortikal kemik interdental papil (ii) Rejyonel anestezi bölgesinde, marjinal ve serbest difleti s›n›r›n›n 2 mm. (iii) ‹ntraligamenter anestezi alt›ndan perfore edilir. Ayn› kal›nl›ktaki bir i¤ne yard›m› Farmakolojik olmayan lokal anestezi uygulamalar› ile s›n›rl› miktarda bir solüsyon perforasyondan içeri aras›nda, elektriksel sinir uyar›m› (EDA-Electronic Dental s›k›l›r. Anestezi ayn› anda bafllar, dudak ve yanaklarda Anesthesia veya TENS-Transcutaneus electrical nevre hiçbir uyuflukluk hissedilmez. Tekni¤in kayg› giderici stimulation), radyo dalgalar›n›n kullan›m› ve hipnoz vard›r. bir özelli¤inden bahsetmek mümkün de¤ildir, çünkü Ço¤unlukla TENS olarak bilinen elektriksel sinir uyar›m›n›n ifllem öncesi difletinin zaten uyuflturulmas› gerekmek- çal›flma prensibi kal›n myelinli sinir liflerinin elektrik tedir. Bu konuda daha fazla çal›flmaya ihtiyaç vard›r, stimulasyonu ile uyar›larak, ince myelinsiz sinir liflerinin ancak di¤er tekniklerin yeterli LA sa¤lanmas›nda bafla- bask›lanmas› ve a¤r› iletiminin bloke edilmesidir. r›s›z oldu¤u daimi difllerde, yap›lan ilk çal›flmalar umut 5-10 Topikal krem ve spreyler oral mukozada 2-3 mm vericidir. 4 doku derinli¤inde analjezi sa¤lamak amac›yla kullan›l›r. Lokal anestezik enjeksiyonu, çeflitli enjektörler Uygulama esnas›nda mukozan›n kuru olmas›, s›n›rlar› yard›m›yla doku içine lokal anestezik solüsyonun zerk belirlenmifl bir bölgeye uygulanmas› ve krem/solüsyonun edilmesi ifllemidir. Bu ifllemde lokal anestezik solüsyonun ilgili bölgede yeterli bir süre kalmas› baflar›l› bir uygulama ilgili diflin kök ucuna yak›n bir yerde depolanmas› için dikkat edilmesi gereken noktalard›r. Sprey, solüsyon, amaçlan›r ve uygulama lokal infiltrasyon anestezisi ad›n› krem formunda olan topikal anestezikler aras›ndan al›r. ‹nfiltrasyon anestezisinde, mukoza içine periostun uygulanmas› en zor olan form spreylerdir, çünkü etki hemen üstüne zerk edilen solüsyon önce periost, sonra s›n›rlar› kontrolsüzdür. Dilin veya oro-farenksin isten- kortikal ve spongioz kemiklerden infiltre olarak kemik meyen analjezisi ve/veya tatlar› nedeniyle çocuklarda içindeki sinir liflerine ulafl›r. 5,14 uyum bozukluklar›na yol açabilirler. Yaklafl›k 2 dk.'l›k ‹nfiltrasyon anestezisinin yap›ld›¤› bölgede kortikal bir süre mukozan›n ilgili anestezik maddeye maruz kemik kal›n ve yo¤un ise (örn. alt çene süt az› ve daimi kalmas› gereklidir, sürenin azalt›lmas› yetersiz analjezi büyük az›lar bölgesi, üst çene büyük az›lar bölgesi) ve baflar›s›zl›klara yol açacakt›r. Yeterli topikal anestezik solüsyon yeterince infiltre olamayabilir ve diflte yeterli kullan›m› çocu¤un hissedece¤i a¤r› sebebiyle LA'ya analjezi sa¤lanamaz. Bu gibi durumlarda difllere rejyonal karfl› kayg›-korku gelifltirmesini önleyecek bir yöntem- anestezi uygulan›r ve ilgili damar-sinir paketinin kemik dir. içerisine girdi¤i bölgeye anestezik solüsyon zerk edilir. 4-5,11 Lidocaine %5, benzocaine %20, EMLA (Euthetic Rejyonal anestezi ile tek bir diflin de¤il ilgili sinir taraf›ndan Mixture of Local Anesthetics-Lokal Anesteziklerin innerve edilen birden fazla diflin analjezisi sa¤lan›r. Kar›flt›r›lm›fl Formu-Lidocaine+Prilocaine) en s›k kullan›lan Çocuklarda infiltrasyon anestezisinden sonra en s›k topikal anestezik maddelerdir. Bu maddeler krem, sprey, kullan›lan rejyonal anestezi tipleri s›ras›yla Mandibular yap›flkanl› bant formunda kullan›lmaktad›r. ve Tuber anestezidir.4, 5, 14 5,11-13 Jet enjektörler, 1 cm'e kadar uzanan analjezik derinli¤i Dikkat edilmesi gereken unsurlar; ile LA ve topikal anestezi aras›nda konumlar› bulunan -Aspirasyon (Özellikle rejyonal anestezilerde), enjektörlerdir. Enjeksiyon bir i¤ne yard›m› ile de¤il, bas›nçl› -‹lac›n yavafl verilmesi, bir püskürtme sistemiyle sa¤lan›r. Jet enjektörlerin dikkatsiz -Doz limitlerinin bilinmesidir. kullan›m›n›n doku zedelenmesine yol açabilece¤i Çocuklarda kullan›lan lokal anesteziklerin bildirilmektedir. Ayr›ca bas›nçl› püskürtme esnas›nda oluflan vazokonstrüktör içermesi özellikle istenir, çünkü ses, cihaz›n görünümü ve a¤za yay›lan tat nedeniyle vazokonstrüktör maddeler lokal anestezik solüsyonun çocuklarda bu enjektörlerin kullan›m› s›n›rl›d›r. dolafl›ma girmesini azalt›r. Ayr›ca vazokonstrüktor içeren 5 Intraosseoz anestezi, kortikal kemik dokusunda bir lokal anestezik solüsyonlar ile daha etkin bir lokal anestezi girifl yolu aç›larak spongioz yap› içine lokal anestezik sa¤lan›r ve tekrarlayan LA enjeksiyon ihtiyac›n› dolay›s›yla solüsyonun zerk edilme ifllemidir. Kortikal kemi¤i delmek doz afl›m› riskini azalt›r. 5 9 7tepe klinik 2008-1 Bütün bu nedenlerden ötürü difl hekimli¤inde kullan›lan seans mutlaka al›flt›rma yap›lmal›, çocuk bu konuda LA maddeler için önerilen maksimum dozlar bilinmeli, cesaretlendirilmeli ve teflvik edilmelidir. Aksi takdirde çocuk çocu¤un kilosuna ba¤l› olarak uygulanabilecek lokal bu uygulamadan nas›l faydalanaca¤›n› bilemez veya hekimi anestezik miktar› ayarlanmal›d›r (Tablo gereksiz yere durdurabilir. "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü" 1).15 a¤r›s›z lokal anestezi tekniklerinin baflar›l› olabilmesi için A⁄RISIZ LOKAL ANESTEZ‹ TEKN‹KLER‹ birincil flartt›r. A¤r›s›z bir LA, etkin psikolojik yaklafl›m ve hassas bir anestezi tekni¤inin baflar› ile uygulanmas› ile mümkün ANESTEZ‹S‹ SA⁄LANMIfi YOL TEKN‹⁄‹ olmaktad›r. Öncelikle etkin davran›fl yönlendirme teknikleri LA yap›lacak bölge hava spreyi ile kurutulur ve iri bir kullan›larak çocukla sa¤l›kl› bir iletiflim kurulmal› ve çocu¤un nohut büyüklü¤ündeki pamuk pelete emdirilmifl topikal kayg›s› kontrol alt›na al›nmal›d›r. Kayg› ve a¤r› aras›ndaki anestezik solusyon 2 dk. anestezi yap›lacak bölgede tutulur etkileflim nedeniyle kayg›l› bir çocukta, tercih edilen lokal (Dokunun hava spreyi ile kurutularak, dehidrate edilmesi anestezi tekni¤inden ba¤›ms›z olarak a¤r›s›z bir LA yapmak topikal anestezinin emilimini artt›racakt›r). Doku ayna ya oldukça zordur.16 Bu yüzden ilk seans LA uygulamas›ndan da parmak yard›m› ile gergin hale getirilir ve i¤ne, TA mümkün oldu¤unca kaç›n›lmal›d›r! Çocu¤un önce kayg›s› uygulamas› ile yüzeyel anestezisi sa¤lanm›fl doku içerisinde giderilmeli, güveni kazan›lmal›, LA uygulamas›na ikinci yavafl bir flekilde (1-2 mm. kadar) ilerletilirken, lokal veya üçüncü seans geçilmelidir.2 anestezik solüsyon düflük bir h›zda (damla damla) zerk Çocuk hastan›n ilk lokal anestezi deneyiminin üst edilir. Bir süre beklenir, yeterli lokal anestezinin çenede, az›lar bölgesinde bukkal infiltratif anestezi sa¤land›¤›ndan emin olduktan sonra, doku içerisinde biraz olmas›nda fayda vard›r. Çünkü bu bölgeye yap›lan enjek- daha ilerlenip tekrar az bir miktar solüsyon zerk edilip, siyonlar di¤er bölgelerle k›yasland›¤›nda çocuk taraf›ndan tekrar beklenir (fiekil 2). Anestezisi sa¤lanm›fl dokunun çok daha kolay kabul edilir. ‹lk LA deneyimi için mandibular yeterince geniflledi¤inden emin olduktan sonra tüm solüsyon anestezi ve palatinal enjeksiyon tercih edilmemeli, çocuk supra periostal düzeyde, makul bir h›zda zerk edilir.5 kayg›l› ise asla uygulanmamal›d›r.2,5 A¤r›s›z bukkal/labial infiltratif anestezi: TA uygulamas› "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü": Çocu¤a onu rahats›z sonras› "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› dikkate eden uyaran› (a¤r›, kötü tat, yorgunluk vb) kontrol etme al›narak anesteziye bafllan›r. Ancak doku içinde gereksiz özgürlü¤ü mutlaka tan›nmal›d›r. Çocuk onu rahats›z eden ilerlemeden kaç›n›lmal›d›r. Difllerin apikal seviyelerinden bir uyaranla karfl›laflt›¤›nda ses ç›kartarak (örn. "aaa..." ya anesteziye bafllamak ve doku içersinde sadece 1-2 mm. da "h›››...." ) veya elini kald›rarak hekimi durdurabilmeli, ilerleyip solusyonu zerk etmek yeterlidir. Süt difllerinin hekim de mutlaka durmal›d›r.2 Ancak bu uygulama için ilk kökleri serbest difleti ile yap›fl›k difleti s›n›r›na çok yak›nd›r. Tablo 1. Difl hekimli¤inde kullan›lan LA maddeler için önerilen maksimum dozlar (amp: ampul, krp: karpül) Ultracaine ‹çerik Tipi Max.Doz Vazokons. 10 kg 20 kg 30 kg 40 kg 80 mg Articaine Amid 7 mg/kg 1:200.000 0,75 1,5 2,25 3 Epinefrin amp amp amp amp 1:100.000 0,75 1,5 2,25 3 Epinefrin amp amp amp amp 2,5 3,75 5 DS Ultracaine 80 mg Articaine Amid 7 mg/kg DS Forte Citanest %3 60 mg Prilocaine Amid 8 mg/kg - 1,25 amp amp amp amp Jetokaine 40 mg Lidocaine Amid 7 mg/kg 1:200.000 1,75 3,5 5,25 7 Epinefrin amp amp amp amp 4.4 1:20.000 1,2 2,4 3,6 4,8 mg/kg levonordefrin krp krp krp krp Isocaine 36 mg Mepivacaine Amid 10 Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme fiekil 2. "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" (1) Yüzeyel anestezi emdirilmifl pamuk ile lokal anestezisi sa¤lanm›fl 1-2 mm. derinli¤indeki doku. (2) ‹¤ne yüzeyel anestezisi sa¤lanm›fl doku içerisinde yavafl bir flekilde (1-2 mm. kadar) ilerletilirken, lokal anestezik solüsyon düflük bir h›zda (damla damla) zerk edilir. (3) Bir süre beklenir, yeterli lokal anestezinin sa¤land›¤›ndan emin olduktan sonra, (4) doku içerisinde 1-2 mm. daha ilerlenip tekrar az bir miktar solüsyon zerk edilip, (5) tekrar beklenir ve (6) iflleme devam edilir. A¤r›s›z Palatinal / Lingual anestezi: Öncelikle "Anes- 1b,c). Palatinal bölgede difleti dokusunun beyazlamas› tezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› dikkate al›narak bukkal kontrol edilir, çevre dokulara göre beyazlam›fl dokuda / labial infiltratif anestezi yap›l›r. Ard›ndan papiller anestezi anestezinin etki gösterdi¤i anlafl›l›r. Bu endirekt yaklafl›m yap›l›r (Resim 1a). Papilin uyufltu¤undan emin olduktan sonras›, i¤ne ucu palatinalden gözlenebilir (Resim 1d) sonra, interpapiller bölgede difllerin uzun aks›na dik bir direkt yaklafl›mla klasik palatinal anestezi uygulanarak flekilde "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" esaslar› uygula- anestezi sahas› daha da geniflletilebilir. narak, palatinale (veya linguale) do¤ru ilerlenir (Resim -a- -b- -c- -d- Resim 1. (a) Bukkal infiltratif anestezi sonras› uygulanan papiller anestezi. (b,c) "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" ile palatinale do¤ru ilerleme (d) Anestezinin etkisi palatinal bölgede difleti dokusunun beyazlamas› ve i¤ne ucunun palatinalden gözükmesi ile anlafl›labilir. 11 7tepe klinik 2008-1 * Doku içerisinde ne kadar ilerlenece¤i çocu¤un tedir. Bu nedenle, farkl› görünümlere sahip dental "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü" do¤rultusunca verdi¤i tepki ile enjektörleri kullanmak pedodontistler için LA anlafl›l›r. uygulamalar›nda bir kolayl›k yaratabilmektedir. Çünkü A¤r›s›z Mandibular Anestezi: "Anestezisi sa¤lanm›fl yol tekni¤i" uygulan›r ve doku içerisinde "az ilerle- bir iki kayg›l› çocuklar farkl› görünümdeki bu enjektörleri daha kolay kabul etmektedir.17 damla yavafl zerk et - bekle" yaklafl›m› ile 1,5 -2 cm kadar Bu amaçla kullan›labilecek enjektörler aras›nda karpül ilerlenir. Doku içerisinde a¤r›s›z bir flekilde ne kadar lokal anestezik solüsyonlar›n kullan›ld›¤› metal enjektörler, ilerlenece¤i çocu¤un "Uyaran› kontrol özgürlü¤ü" Citoject ve Wand enjeksiyon cihazlar› gösterilebilir (Resim do¤rultusunca verdi¤i tepki ile anlafl›l›r. Çocuk hekimi 2). Her ne kadar bu enjektörler a¤r›s›z bir LA için tek ç›kard›¤› ses ile uyard›¤›nda (örn. "aaa..." ya da "h›››..." ), bafllar›na bir çözüm oluflturmasalar da, sahip olduklar› hekim i¤neyi ilerletmeyi durdurmal›, hatta bir miktar geri avantajlar "a¤r›s›z lokal anestezi teknikleri" ile beraber çekip solusyonu yavafl yavafl zerk etmelidir. Ancak uyguland›¤›nda ifllemi daha baflar›l› k›lmaktad›rlar. Bu solüsyonun zerki esnas›nda da bas›nç dolay›s›yla çocuk enjektörlerin avantajlar›: • Farkl› görünümde olmalar› ve çocuklara a¤r›l› bir a¤r› hissedebilir ve hekimi uyarabilir. Böyle bir durumda, hekim solüsyonu zerk etmeyi durdurmal› ve beklemelidir. deneyimi hat›rlatmamalar›, • Daha ince lümenli i¤neler (0.3 mm ) ile kullan›labilir Tüm bu ifllemler esnas›nda çocukla yumuflak bir ses tonu ile konuflmak, onun dikkatini farkl› noktalara çekmek göz olmalar› (plastik enj 0.4 mm), ard› edilmemelidir. Ancak rahats›zl›k hissetti¤inde, a¤r› • Piston sürtünme katsay›s› daha düflük (silikon kapl› duydu¤unda veya yoruldu¤unda hekimi durdurabilece¤i iç yüzey) karpül solüsyonlar ile kullan›mlar›n›n daha yavafl çocu¤a zaman zaman hat›rlat›lmal›d›r. Kemik temas› ve kontrollü bir enjeksiyona imkan tan›mas› olarak sa¤land›¤›nda aspirasyonu takiben tüm solüsyon yavafl s›ralanabilir. bir flekilde zerk edilmelidir. A⁄RISIZ B‹R LA ‹Ç‹N D‹KKAT ED‹LMES‹ GEREKEN A⁄RISIZ B‹R LA ‹Ç‹N KULLANILAB‹LECEK D‹⁄ER ÖNEML‹ NOKTALAR ENJEKTÖR VE ‹⁄NELER - LA esnas›nda mümkün oldu¤unca kullan›lacak Ülkemizde çocukluk dönemi afl›lar›, medikal enjeksiyonlar (I.M. Penisilin vb.) ve sünnet gibi LA alt›nda enjektör çocu¤a gösterilmez, ancak çocuk enjektörün fark›na vard› ise, ›srarla saklan›lmaya da çal›fl›lmaz. uygulanan minör cerrahi ifllemlerde ço¤unlukla tek - ‹¤ne kelimesi asla kullan›lmamal›, "Difline i¤ne kullan›ml›k medikal plastik enjektörler tercih edilmektedir. yapaca¤›m" vb. ifadeler yerine daha çocuksu ve pastel bir Difl hekimli¤inde, bizler de LA uygulamalar›nda ço¤unlukla anlam tafl›yan "diflini uyutaca¤›m" ifadesi tercih edilmelidir. benzer bir görünüme sahip olan tek kullan›ml›k dental Sonuç olarak, her çocu¤a potansiyel kayg› ve korkulu plastik enjektörleri tercih etmekteyiz. Baz› çocuklar dental bir hasta olarak yaklafl›lmal›d›r. Çocuk difl hekimli¤inde plastik enjektörü gördüklerinde, kolayl›kla daha önceki kayg› ve a¤r› kontrolünün birincil ihtiyaç oldu¤u ve bu a¤r›l› bir deneyimi hat›rlamakta ve uyumlar› bozulabilmek- ihtiyac›n "önce difli de¤il, çocu¤u tedavi et" sözü ile net bir flekilde vurguland›¤› hep hat›rlanmal›d›r. Çocuk hastalarda a¤r›s›z LA yap›labilmesinin ancak etkin psikolojik yaklafl›mla birlikte, do¤ru lokal anestezi tekni¤inin baflar›l› bir flekilde uyguland›¤› takdirde mümkün oldu¤u unutulmamal›d›r. KAYNAKLAR: 1. 2. Resim 2. Kullan›labilecek farkl› enjektör türleri. 12 Klingberg G, Raadal M. Behavior management problems in children and adolescents. In: Koch G, Poulsen S, Eds. Pediatric Dentistry- a clinical approach. 53-70, Munksgaard, Copenhagen 2001. Kuflçu ÖÖ. Çocuklarda Farkl› ‹ki Dental Enjektör ile Yap›lan Lokal Anestezi ve Tedavi Uygulamalar›nda Psikometrik, Fizyolojik ve Gözleme Dayal› Yöntemlerle Kayg› ve A¤r›n›n ‹ncelenmesi. M.Ü. Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü, Pedodonti Program›, Doktora Tezi, ‹stanbul, 2006. Çocuklarda A¤r›s›z Lokal Anestezi Teknikleri: Derleme 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. Roberts GJ. Management of Pain and Anxiety. Ed.: Welbury R.R., Paediatric Dentistry, 2nd Ed.: 51-75, Oxford University Press, NewYork, 2001. Hallonsten AL, Veerkamp J, Rölling I. Pain, pain control and sedation in children and adolescents. In: Koch G, Poulsen S, Eds. Pediatric Dentistrya clinical approach. Munksgaard, Copenhagen, 2001. Meechan JG. Local Anaesthesia for children. Ed: Welbury RR, Paediatric Dentistry, 2nd Ed., Oxford University Press, NewYork, 2001. Baghdadi ZD. Evaluation of audio analgesia for restorative care in children treated using electronic dental anesthesia. J Clin Pediatr Dent. 2000,25:912. Munshi AK, Hegde AM, Girdhar D. Clinical evaluation of electronic dental anesthesia for various procedures in pediatric dentistry. J Clin Pediatr Dent. 2000,24:199-204. Ram D, Peretz B. Administering local anaesthesia to paediatric dental patients - current status and prospects for the future. Int J Paediatr Dent. 2002,12:80-89. teDuits E, Goepferd S, Donly K, Pinkham J, Jakobsen J. The effectiveness of electronic dental anesthesia in children. Pediatr Dent. 1993,15:191-196. Wilson S, Molina de L, Preisch J, Weaver J. The effect of electronic dental anesthesia on behavior during local anesthetic injection in the young, sedated dental patient. Pediatr Dent. 1999, 21:12-17. Munshi AK, Hegde AM, Latha R. Use of EMLA: is it an injection free alternative? J Clin Pediatr Dent. 2001,25: 215-219. Kreider KA, Stratmann RG, Milano M, Agostini FG, Munsell M. Reducing children's injection pain: lidocaine patches versus topical benzocaine gel. Pediatr Dent. 2001,23:19-23. Roghani S, Duperon DF, Barcohana N. Evaluating the efficacy of commonly used topical anesthetics. Pediatr Dent. 1999,21:197-200. Demiralp SA, Demiralp S. Difl hekimli¤inde anestezi. Ankara Üniversitesi Sagl›k Bilimleri Enstitüsü Yay›nlar› No:3, Ankara, 1987. Wilson S, Montgomery RD. Local Anestesia and Oral Surgery in Children Ed.: Pinkham JR, Casamassimo PS, Fields HW, Mc Tigue DJ, Novak A. Pediatric Dentistry, Infancy Through adolescence, 3rd Ed. Saunders Company, Pennsylvania, 1999. Kuscu OO, Akyuz S. Is it the injection device or the anxiety experienced that causes pain during dental local anaesthesia? Int J Paediatr Dent. 2008 ,18:139-45. Kuscu OO, Akyüz S. Children's preferences concerning the physical appearance of dental injectors. J Dent Child. 2006,73:1. 13 Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi ÖZET Sabit ortodontik tedavi s›ras›nda iyi bir a¤›z hijyeninin sa¤lanamamas› difl yüzeylerinde demineralizasyon alanlar›n›n oluflmas›na neden olur. Tedavi bafllad›ktan sonra, bir ay kadar k›sa bir süre içerisinde oluflan bu lezyonlar›n önlenmesinde a¤›z hijyeni e¤itimi verilmesi ve hasta motivasyonunun sa¤lanmas›n›n yan› s›ra koruyucu florür uygulamalar›n›n yap›lmas› da önemli bir rol oynar. Bu makalede ortodontik tedavi s›ras›nda demineralizasyonun oluflmas›n› önlemek için uygulanabilecek yöntemler anlat›lmaktad›r. Anahtar Kelimeler: Ortodontik tedavi, demineralizasyon, florür G‹R‹fi Sabit ortodontik ayg›tlarla tedavi edilen hastalar, ço¤u zaman a¤›z hijyenini sa¤lamak konusunda problem yaflamaktad›rlar. Uygulanan ayg›tlar bakteri retansiyonu Dt. Sine Erdem ve kolonizasyonu için uygun alanlar oluflturmakta ve Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi Ortodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul f›rçalamayla mekanik temizlik sa¤lanmas›nda zorluklar Prof. Dr. Tülin Arun yaflanmaktad›r. Braket ve bantlar›n çevresindeki plak Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi Ortodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul birikimi, mine bafllang›ç çürüklerinin (white spots) görülme riskini artt›rmaktad›r1,2 Braketlerin sökülmesini takiben bu lezyonlar daha belirgin hale gelmekte esteti¤i ve hijyeni sa¤lamak mümkün olmamaktad›r (Resim 1). Bu lezyonlar, tedavi bafllad›ktan sonra, bir ay kadar k›sa bir süre içinde oluflabilir.3 Bu hastalarda, özellikle a¤›z hijyeni e¤itimi verildi¤inde ve hasta motivasyonu sa¤land›¤›nda koruyucu florür uygulamalar›n›n yap›lmas› ortodontik tedavi s›ras›ndaki demineralizasyon oluflma riskini azaltmaktad›r.4-6 Bu amaçla oral hijyenin yeterli olmad›¤› hastalarda ortodontik tedavi öncesinde disclosing ajan uygulamas› ile a¤›zda mevcut bakteri kolonilerinin görünür hale getirilmesi hasta e¤itiminin bir parças› olmal›d›r. Resim 1: Braketlerin sökümünü takiben al›nan foto¤rafta mine bafllang›ç çürükleri görülmektedir. 14 Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi (Resim 2a, 2b, 2c) Bununla birlikte ortamda düflük dozda bulunmayabilir. Ayr›ca bu ligasyon yöntemi elastomerik serbest florürün sürekli bulunmas› minedeki florapatit yap›s› nedeniyle çevresinde daha yüksek düzeyde konsantrasyonunu artt›rarak büyük fayda bakterinin brikmesine neden olabilir.16 sa¤lar.7 Günümüzde braketlerin mine yüzeyine yap›flt›r›lmas›nda Demineralizasyon oluflumunun önlenmesinde uygulanan en s›k kullan›lan ajan kompozit rezindir. Kullan›m kolayl›klar› di¤er bir yöntem ise, yüzey örtücülerinin kullan›m›d›r. Bu ve klinik olarak kabul edilebilir yap›flma güçleri nedeniyle yaklafl›m özellikle yeni sürmüfl difllerde ve yüksek risk tercih edilen bu ajanlar›n kullan›m› s›ras›nda braket grubundaki hastalarda etkilidir. Florür içeren yüzey etraf›ndaki minede gözlemlenen demineralizasyon ciddi örtücüleri, a¤›z içerisinde uzun bir dönem boyunca florür bir problemdir.8 Bu sorunun ortadan kald›r›lmas› için sal›n›m› yapan florür rezervuarlar› olarak görev yapar.18 kompozit rezin içerisine florür eklenmifl, ancak yap›lan Bu materyaller, florür sal›n›m miktarlar›n›n zaman içerisinde laboratuvar çal›flmalar› florür sal›n›m miktar› ve süresinin azalmas›yla birlikte, yeniden florür yüklenebilme özellikleri yetersiz oldu¤unu göstermifltir.9 nedeniyle a¤›z içerisinde bir florür pompas› görevi yapar.19 Ortodontik yap›flt›rma materyallerinin florür sal›n›m özelli¤inin olmas›, özellikle demineralizasyona yatk›n alanlarda hasta kooperasyonuna gerek kalmaks›z›n ortamda florür bulunmas›n› sa¤lamalar› nedeniyle oldukça büyük avantaj sa¤lamaktad›r. Yap›lan in vivo ve in vitro çal›flmalar, cam iyonomer simanlar›n›n florür sal›n›m›nda ve demineralizasyonu önlemede etkili oldu¤unu göstermifltir. Ancak bu materyallerin yap›flma gücü kompozit rezinlere göre daha düflük oldu¤undan klinik kullan›mlar› s›n›rl›d›r.10 Rezin modifiye cam iyonomer simanlar› ise geleneksel cam iyonomer simanlar›na göre oldukça fazla yap›flma Resim 2a. Difl yüzeylerindeki plak birikimi, disclosing ajan uygulanarak tespit edilmifltir. gücü ve yine bu simanlarla karfl›laflt›r›labilir oranda florür sal›n›m› göstermeleri nedeniyle ortodontik tedavi s›ras›nda tercih edilebilecek yap›flt›rma materyalleridir.12 Sabit ortodontik ayg›tlar bakteri kolonizasyonu için uygun retansiyon alanlar› oluflturarak, Streptococcus mutans ve lactobacilli say›s›nda ve oran›nda art›fla neden olmaktad›r.13,14 Tedavi s›ras›nda farkl› ligasyon yöntemlerinin uygulanmas› da bakteri geliflimi üzerinde etkilidir. Elastomerle ba¤lanan braketlerin etraf›ndaki bakteri say›s›, paslanmaz çelik ligatür telleriyle ba¤lanan braketlere göre daha fazlad›r.15 Bu nedenle a¤›z hijyenin iyi olmad›¤› Resim 2b. Hasta f›rçalama yapt›ktan sonra al›nan foto¤rafta özellikle kole bölgesinde yeterli temizlik yap›lamad›¤› görülmektedir. hastalarda ligasyon için paslanmaz çelik ligatür telleri tercih edilmelidir. Florür içeren ve florür sal›n›m› yapan elastomerlerin kullan›m› ise, ortodontik braketlerin etraf›nda biriken plakta anaerobik bakteri gelifliminin azalt›lmas›nda etkli olmamalar› nedeniyle tercih edilmemektedir16. Florür içeren elastomerler bafllang›çta oldukça yüksek düzeyde florür sal›n›m› yaparken, bu oran h›zla, bakteri geliflimi ve metabolizmas›n› etkilemeyecek bir seviyeye inmektedir.17 Ortodontik tedavi süresince, kontrol seanslar› aras›nda geçen nispeten uzun süre göz önüne al›nd›¤›nda, florür Resim 2c. Hastadan difllerini tekrar f›rçalamas› istenmifl, bu kez hasta yeterli temizli¤i sa¤lam›flt›r. sal›n›m› yapan elastomerlerin kullan›m› klinik olarak anlaml› 15 7tepe klinik 2008-1 Ortodontik tedavi s›ras›nda hastaya a¤›z hijyeni e¤itiminin macunuyla birlikte, florür içeren bir gargaray› içerdi¤i florür verilmesi, hasta motivasyonunun sa¤lanmas›, florür sal›n›m› oran›na göre haftal›k veya günlük olarak kullanmal›d›r. Bu yapan yap›flt›rma materyallerinin ve yüzey örtücülerinin flekilde düflük konsantrasyonda ve s›k florür al›m› sa¤la- (sealant) kullan›m› ve uygun ligasyon yönteminin tercih n›rken, risk grubuna göre 3 veya 6 ayda bir uygulanacak edilmesinin yan› s›ra hastaya koruyucu florür uygulamalar›- florür cilas› veya jeli ile de yüksek konsantrasyonda ve n›n yap›lmas› da gerekmektedir. Florür sistemik olarak aral›kl› florür al›m› gerçeklefltirilir. al›nabildi¤i gibi, difl macunu, jel, gargara, cila formlar›nda Özellikle sabit ortodontik ayg›tlarla tedavi gören hastalar›n Florür sistemik olarak a¤›z hijyenini sa¤lamada yaflad›klar› güçlük, bu hastalarda al›nd›¤›nda etki ancak tükürükle at›lan florür ile sa¤lana- plak birikiminin artmas› ve minede dekalsifikasyonlar›n cakt›r. gerçekleflmesiyle sonuçlanmaktad›r.26 Bu hastalarda tedavi Yap›lan çal›flmalar, ortodontik tedavi s›ras›nda topikal florür s›ras›nda a¤›z hijyeni e¤itiminin verilmesi ve hasta moti- uygulamalar›n›n yap›lmas›n›n demineralizasyon riskini vasyonunun sa¤lanmas›n›n yan› s›ra koruyucu florür azaltabilece¤ini veya ortadan kald›rabilece¤ini göstermek- uygulamalar›ndan da yararlan›larak demineralizasyon riski tedir.21,22 ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmal›d›r. topikal olarak da uygulanabilir.20 Florürlü difl macununa ek olarak topikal florür uygulanmas›n›n macunun tek bafl›na kullan›m›yla karfl›laflt›r›l- KAYNAKLAR: d›¤›nda, demineralizasyona karfl› daha koruyucu olaca¤› 1. söylenmifltir.23 Yine yüksek konsantrasyonda florür içeren 2. macunlar›n düflük konsantrasyonda florür içeren macunlara oranla daha etkili oldu¤u bildirilmektedir.24 Ortodontik tedavi s›ras›nda florür jellerinin uygulanmas› 3. da, demineralizasyon riskini azaltmaktad›r.23,25 Jelin bir 4. difl f›rças› yard›m›yla f›rçalama yapar flekilde uygulanmas›, 5. ayn› zamanda pla¤›n uzaklaflt›r›lmas›n› da sa¤layaca¤› için tercih edilebilir. 6. Ortodontik tedavi s›ras›nda, florür içeren a¤›z gargaralar›n›n kullan›m›n›n da demineralizasyon kontrolünde etkili 7. olaca¤›n› bildirilmektedir.23 Genel olarak, topikal florür uygulamalar›, sabit ortodontik 8. ayg›tlarla tedavi edilen hastalarda demineralizasyon görülme 9. insidans›n› azaltmaktad›r. Ancak farkl› florür preparasyonlar›n›n ve tiplerinin (jel,gargara,cila gibi) birbirleri 10. üzerinde herhangi bir üstünlü¤ü oldu¤u gösterilmemifltir.20 11. Ortodontik tedavi gören hastalar özel bak›m ihtiyac› olan hasta gruplar› içinde de¤erlendirildi¤i için bu hastalarda 12. do¤ru florür uygulamalar›n›n yap›lmas› oldukça önemlidir. Daha öncede belirtildi¤i gibi, yöntemler aras›nda herhangi 13. bir üstünlük saptanmamakla birlikte gözden kaç›r›lmamas› gereken önemli bir nokta, ortodontik tedavi gören hastalarda, 14. bu hastalar›n ço¤unlukla yüksek risk grubunda bulunmalar› nedeniyle kombine florür uygulamalar›n›n yap›lmas›n›n 15. gereklili¤idir. Kombine florür uygulamalar›, nispeten düflük konsantrasyonda florür içeren macun ve gargaralar›n s›k, yüksek konsantrasyonda florür içeren jel veya cilalar›n aral›kl› uygulanmas› fleklindedir. Hasta florürlü bir difl 16 Ögaard B, Rolla G, Arends J. Orthodontic appliances and enamel demineralization. Part 1. Lesion development. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1988;94:68-73. Ögaard B, Rolla G, Arends J, Ten Cate JM. Orthodontic appliances and enamel demineralization. Part 2. Prevention and treatment of lesions. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1988;94:123-8. Mizrahi E. Enamel demineralization following orthodontic treatment. Am J Orthod 1982;82:62-7. Alexander AS, Ripa LW. Effects of self-applied topical preparation in orthodontic patients. Angle Orthod 2000;7:424-30. Wenderoth CJ, Weinstein M, Borislow AJ. Effectiveness of a fluoridereleasing sealant in reducing decalcification during orthodontic treatment. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1999; 116: 629-34. Schmit JL, Staley RN, Wefel JS, Kanellis M, Jakobsen JR, Keenan PJ. Effect of fluoride varnish on demineralization adjacent to brackets bonded with RMGI cement. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2002;122:125-34. Arends J, Christoffersen J. The nature of early caries lesions in enamel. J Dent Res 1986;65:2-11. Mitchell L. Decalcification during orthodontic treatment with fixed appliances: an overview. Br J Orthod 1992;19:199-205. Ghani SH, Creanor SL, Luffingham JK, Foye RH. An ex vivo investigation into the release of fluoride from fluoride-containing orthodontic bonding composites. Br J Orthod 1994;21:239-43. Valk JWP, Davidson CL. The relevance of controlled fluoride release with bonded orthodontic appliances. J Dent 1987;15:257-60. Marcusson A, Norevall LI, Persson M. White spot reduction when using glass ionomer cement for bonding in orthodontics: a longitudinal and comparative study. Eur J Orthod 1997;19:233-42. Vorhies AB, Donly KJ, Staley RN, Wefel JS. Enamel demineralization adjacent to orthodontic brackets bonded with hybrid glass ionomer cements: an in vitro study. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1998;114:668-74. Svanberg M, Jacobson C, Hager B. Streptococcus mutans, lactobacilli and Streptococcus sanguis in plaque from abutment teeth of cemented and of loose retainers. Caries Res. 1987;21:474-480. Rosenbloom RG, Tinanoff N. Salivary Streptococcus mutans levels in patients before, during, and after orthodontic treatment. Am J Orthod Dentofacial Orthop. 1991;100:35-37. Forsberg CM, Brattstrom V, Malmberg E, Nord CE. Ligature wires and elastomeric rings: two methods of ligation, and their association with microbial colonization of Streptococcus mutans and lactobacilli. Eur J Orthod 1991;13:416-20. Ortodontik Tedavi S›ras›nda Demineralizasyonun Önlenmesi 16. Benson PE, Douglas CWI, Martin MV. Fluoridated elastomers: Effect on the microbiology of plaque. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2004;126:32530. 17. Wiltshire WA. Determination of fluoride from fluoride-releasing elastomeric ligature ties. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1996;110:383-7. 18. Summit JB, Robbins JW, Schwart RS. Fundamental of Operative Dentistry. 2nd ed. Chicago, Illinois: Quintessence Publishing Co Inc; 2001. 19. Soliman MM, Bishara SE, Wefel J, Heilman J, Warren JJ. Fluoride Release Rate from an Orthodontic Sealant and Its Clinical Implications. Angle Orthod 2006;76:282-288. 20. Chadwick BL, Roy J, Knox J, Treasure ET. The effect of topical fluorides on decalcification in patients with fixed orthodontic appliances: A systematic review. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2005;128:601-6. 21. Geiger AM, Gorelick L, Gwinnett AJ, Griswold PG. The effect of a fluoride program on white spot formation during orthodontic treatment. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1988;93:29-37. 22. Adriaens ML, Dermaut LR, Verbeeck MH. The use of "Fluor Protector," a fluoride varnish, as a caries prevention method under orthodontic molar bands. Eur J Orthod 1990;12:316-9. 23. Boyd RL. Comparison of three self-applied topical fluoride preparations for control of decalcification. Angle Orthod 1993; 63:25-30. 24. Marhino VCC, Higgins JPT, Logan S, Sheiham A. Fluoride toothpastes for preventing dental caries in children and adolescents. Cochrane Database of Systematic Reviews 2003;1: CD002278. 25. Denes J, Gabris K. Results of a 3-year oral hygiene programme, including amine fluoride products, in patients treated with fixed orthodontic appliances. Eur J Orthod 1991;13:129-33. 26. Jordan C, LeBlanc DJ. Influences of orthodontic appliances on oral populations of mutans streptococci. Oral Microbiol Immunol. 2002;17:6571. 17 Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: ÖZET Bu vaka raporunda, S›n›f II divizyon 1'e sahip eriflkin bir erkek hastan›n mini vida kullan›larak tedavi edilmesi sunulmufltur. Ortodontik tedavisinde üst birinci premolar difller çekilmifltir. Mini vida ankras›yla kanin distalizasyonunun k›sa zamanda yap›lmas› baflar›l› bir metod olarak bulunmufltur. Aktif ortodontik tedavi sonucunda uyumlu bir oklüzyon ve yüz esteti¤i sa¤lanm›flt›r. Anahtar Kelimeler: Kanin distalizasyonu, mini vida Olgu Raporu G‹R‹fi fiiddetli bir S›n›f II divizyon 1 vakas› genellikle tam bir ankraj gektirmektedir. Ancak ekstraoral kuvvet uygulmalar› gibi konvensiyonel metodlarla maksimum ankraj elde etmek oldukça zordur ve genellikle imkans›zd›r. Ekstraoral ankraj ünitesi olarak kullan›lan headgearler genellikle yetiflkin hastalar taraf›ndan sosyal statüleri ve ifl sebepleri dolay›s›yla kullan›lamamaktad›r. Ayr›ca headgearler 14 saat kullan›l- Dr. Emel Sar› salar bile ankraj kayb› ve üst molarlar›n mesiale hareketleri Ortodonti, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul görülebilmektedir 1, 2. Dental implantlar, mini plaklar3, mini vidalar Dr. Cihan Uçar 4,5 son y›llarda hasta kooperasyonu gerektirmeden tam bir ankraj Plastik ve Rekonshüktrif Cerrahi, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul sa¤lamak için kullan›lmaktad›rlar. Bu implantlar düflük fiyatlar›, kolay yerlefltirilmeleri ve ç›kart›lmalar› gibi bir çok fayda sa¤lamaktad›rlar. Di¤er taraftan, boyutlar› küçük oldu¤u için difl köklerine zarar vermeden alveoler kemik içine yerlefltirilebilirler. Ayr›ca dental implantlardan farkl› olarak mikro-implant veya mini vida yerlefltirildikten hemen sonra ortodontik kuvvet uygulamaya bafllayabilir. Bundan dolay› klinik uygulamalar yayg›nlaflmaktad›r. Bu vakada S›n›f II divizyon 1 malokluzyonu olan bir eriflkin hastan›n, mini vida kulan›larak tedavi edilmesi sunulmufltur. VAKA SUNUMU Klini¤imize 19.4 yafl›nda yetiflkin bir erkek hasta üst ve alt arklarda ön difllerde çaprafl›kl›k ve dudak ilerili¤i ile baflvurmufltur. Hastam›z retrognatik alt çeneden kaynaklanan konveks bir profile sahiptir. ‹skeletsel S›n›f II Divizyon 1 olup, ANB aç›s› 7°'dir. Dental olarak S›n›f II kanin ve S›n›f I molar iliflki mevcut olup, 6 mm overjet ve 2 mm overbite gözlenmektedir (Resim-1). Sefalometrik de¤erler Tablo-1'de gösterilmektedir. Tedavi, üst birinci premolarlar›n çekimi ve üst çeneye mini vidalar›n yerlefltirilmesi olarak planlanm›flt›r. 18 Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: Olgu Raporu Resim-1: Tedavi öncesi hastan›n a¤›z içi ve a¤›z d›fl› görüntüleri. ALTERNAT‹F TEDAV‹ Di¤er bir tedavi plan› ise üst çenenin gömülmesi ve alt çenenin ilerletilmesini içeren çift çene operasyonu için hastan›n haz›rlanmas›d›r. Bu 'gummy smile'› ve yüz esteti¤ini düzelten ideal bir tedavi plan›d›r. Ancak, hasta cerrahi operasyonu reddetti¤i için, üst birinci premolar difllerin çekimini içeren altenatif tedavi plan› uygulanm›flt›r. ölçümler(º) SNA SNB ANB SNMandibular düzlem FMA SN-Palatal düzlem 1-SN IMPA overjet(mm) overbite(mm) TEDAV‹ GEL‹fi‹M‹ Üst çenedeki sa¤ ve sol birinci difller çekildikten sonra, her iki arka Roth braketleri (0.018 inch) uygulanm›flt›r. Di¤er yandan, alt çeneye braketler uygulanmadan önce alt kesici difllerin s›ralanmas›na yard›mc› olunmas› için bu difllerin lingualine, 018 inch NiTi uygulanm›flt›r. Bafllang›ç seviyelemesi ve difllerin s›ralanmas› safhas›nda .016 NiTi ark teli kullan›lm›flt›r. Resim-2a: Mini vidan›n uygulanmas›. normal Tedavi öncesi Tedavi sonras› 82±2 80±2 2 32±7 80 73 7 33 76 73 3 33 25 8±2 103 90 25 9 106 102 6 2 25 9 104 103 2 2 Tablo-1: Tedavi öncesi ve tedavi sonras› sefalometrik ölçümler. Resim-2b: Mini vidalar›n panoramik filmdeki görüntüleri. 19 Resim-2c: Kanin distalizasyonu. 7tepe klinik 2008-1 Resim-3: Tedavi sonras› hastan›n a¤›z içi ve a¤›z d›fl› görüntüleri. inch paslanmaz çelik ark üzerinde uygulanm›flt›r (ResimSeviyeleme safhas› tamamland›ktan sonra,mini vidalar (1.6 mm çap›nda, 8 mm uzunlu¤unda, Neo Anchor Plus, Myungsung, Seoul, Korea) üst çene ark›nda birinci molar ve ikinci premolar diflleri aras›na çift tarafl› yerlefltirilmifltir. CERRAH‹ METOD Çal›flmada kullan›lan mini vida 'Self-Tapping Mini Screw' olup, difl etinde insizyon yap›lmadan alveoler kemi¤e lokal anesteziden sonra uygulanm›flt›r. Bir haftal›k retansiyon sürecinden sonra kanin distalizasyonu bafllam›flt›r. Mini vidadan kanin difline yaklafl›k 120 g distalizasyon 2). Sol kanin distalizasyonu tamamlanm›fl ve sol lateral difl iki ay içinde maksiller arkta yerine yerleflmifltir. Daha sonra sol mini vida ç›kart›lm›flt›r. Sa¤ kanin distalizasyonu üç ayda tamamlanm›flt›r. Maksiller arktaki küçük çaprafl›kl›klar düzeldikten sonra, sa¤ maksiller ark üzerinde mini vidadan T loopa inter-maksiller elastikler as›larak anterior difl retraksiyonu yap›lm›flt›r. Daha sonra sa¤ mini vida da ç›kart›lm›flt›r. ‹yi bir yüz profili elde edilmifltir (Resim3). Tedavi süresince kullan›lan mini vida mobilite göstermemifl ve stabilitesini korumufltur. kuvveti elastikle (RMO Inc., Colorado, USA) .016x.022 TEDAV‹ SONUÇLARI 9 ayl›k tedavi sonucunda uyumlu bir yüz profili ve düzgün s›ral› bir difl dizisi elde edilmifltir. Kanin difli retrakte edilerek s›n›f 1 kanin iliflkisi sa¤lanm›flt›r. Molar difllerde herhangi bir hareket gözlenmemifltir. ANB aç›s› 7°'den 3°'ye düflmüfltür, SNA aç›s› 4° azalm›flt›r ve SNB aç›s› de¤iflmemifltir (Resim-4). Sefalometrik çak›flt›rmada anterior difller 4 mm geriye gitti¤i gösterilmifltir. TARTIfiMA Ortodontide mini vida kullan›m›, headgear ve Nance Resim -4: Tedavi öncesi ve sonras› sefalometrik görüntüsü. apareyini de içeren tam ankraj metodlar›na alternatif olarak 20 Mini Vida Kullan›larak S›n›f II Divizyon 1 Malokluzyon Tedavisi: Olgu Raporu kabul edilebilir. Küçük boyutlar›, basit ve daha az invasiv S›n›f II molar iliflki ve S›n›f I kanin iliflki sa¤lanm›flt›r. Mini cerrahi teknik gerektirmeleri klinik kullan›mlar›n› art›rabilir. vida ankraj›n kullan›m›, a¤›z d›fl› ankraj ve intermaksiller En önemlisi ise, dental implantlar için genifl bir alveol elastik kullan›m› için gereken hasta kooperasyonunu kemi¤i gerekirken, küçük boyuttaki mini vida implantlar ortadan kald›rmaktad›r. Di¤er taraftan, Nance apareyinin yerleflimi için bu gerekli de¤ildir 1,2 . Günümüzde aç›k bir yan etkisi olan mukoza hasar› da elimine edilmektedir. kapan›fl vakalar›n›n tedavisinde molar difllerin gömülmesi ve molar difllerin distalize edilmesi gibi bir çok alanda mini vidalar kullan›lmaktad›r SONUÇ 6,7. Bu vaka raporunda S›n›f II Divizyon 1 maloklüzyonu Cerrahi uygulamada önce mini vidan›n yerinin belirlenmesi olan bir hasta mini vida uygulamas›yla tedavi edilmifltir. için panoromik film al›nm›flt›r. Bu çal›flmada iki adet mini Mini vida uygulamas›nda, kanin distalizasyonu baflar›yla vida, birinci molar ve ikinci premolar aras›na, difllerin uzun gerçekleflmifltir. aks›na 30° ile 40° ile, kemik yüzeyine dik olmayacak flekilde KAYNAKLAR: yerlefltirilmifltir. Park ve arkadafllar›na 8 göre cerrahi 1. American Association of Orthodontists: Special buletin on extra-oral appliance care. Am J. Orthod 1975, 68: 475. 2. Hubbard GW, Nanada RS, Currier GF. A Cephalometric evaluation of nonextraction cervical headgear treatment in class II malocclusions. Angle Orthod 1994,64:359-370. 3. Shapiro PA, Kokich VG. Uses of implants in orthodontics. Dent Clin North Am 1988, 32: 539-550. 4. Umemori M, Sugawara J, Mitani H, Nagasak H, Kawamura H. Skeletal anchorage system for openbite correction. Am J Orthod Dentofacial Orthop 1999,115:166-174. 5. Creekmore TD. The possibility of skeletal anchorage. J Clin Orthod 1983,17:266-269. 6. Sherwood K, Brunch J, Thompson JW. Closing anterior openbites by intruding molars with titanium miniplate anchorage. Am. J. Orthod Dentofacial Othop 2002,122:593-600. 7. Park HS, Lee SK, Kwon TG. Group Distal Movement of Teeth Using Microscrew Implant Anchorage . Angle Orthod 2004,75:602-609. 8. Park HS, Kwon TG. Sliding mechanics with microscrew implant anchorage. Angle Orthod 2003,74:703-710. 9. Büyüky›lmaz T, Kad›o¤lu O. Mikro implant kök yüzeylerine de¤erse ne olur. 10. Uluslararas› Türk Ortodonti Derne¤i Kongresi, Sözlü Sunum , 2006 10. Sar› E, Uçar C. Interleukin 1ß levels around microscrew implants during orthodontic tooth movement. Angle Orthod 2006, 76:1073-1078 uygulama s›ras›nda hekim kök yüzeylerini hissederse, mini vida farkl› bir aç›yla yerleflirilmelidir. Di¤er taraftan Büyüky›lmaz ve arkadafllar›9 8 hafta boyunca implant ile temas eden difllerde dahi, 4 ve 8 haftal›k sürelerin kök yüzeyindeki dokular›n iyleflmesi için yeterli oldu¤unu göstermifllerdir. Bu vakada kanin distalizasyonuna bir haftal›k bekleme süresinden sonra bafllanm›flt›r. Kanin distalizasyonu iki ayda tamamlanm›fl ve daha sonra anterior difller mini vidadan destek al›narak retrakte edilmifltir. Tedavi süresince herhangi bir molar mesializasyonu gözlenmemifltir. Sar› ve arkadafllar›10. ortodontik difl hareketi s›ras›nda, difleti olu¤u s›v›s›nda IL-1ß seviyesini inceleyerek, mini vidalar›n ankraj olarak sa¤laml›¤›n› de¤erlendirmifllerdir ve mini vidalar›n kesin ankraj olarak kullan›labilece¤ini bildirmifllerdir. Resim-5: Sefalomterik çak›flt›rma. 21 George Gauge: ÖZET Fonksiyonel ortodontik apareylerin baflar›s›nda en kritik faktör ›s›rma kay›tlar›n›n do¤rulu¤udur. Geçen yüz y›l içerisinde Obstrüktif Uyku Apnesi Apareylerinin Yap›m›nda Kullan›lan Bir Ayg›t oldu¤u gibi günümüzde de ortodontistler bu iliflkiyi tahminen belirlemektedirler. Sonuçlar bazen ideal de¤erlerden farkl› olabilmektedir. Bu çal›flmada tan›t›lan George Gauge (George Ayg›t›) ile, ›s›rma kay›tlar›n›n tahminen belirlenmesi yerine çabuk, basit ve kesin olarak belirlenmesi sa¤lanabilir. Anahtar Kelimeler: Obstrüktif uyku apnesi, George Gauge G‹R‹fi Obstrüktif uyku apnesi (OSA), uykunun ve solunumun yayg›n kronik hastal›¤›d›r. OSA, respiratuvar ve/veya kardiovasküler komplikasyonlar›yla birlikte uyku patolojisiyle seyreder. Tekrarlayan k›smi veya tam üst hava yolu t›kan›klar›yla ba¤lant›l›d›r. Bu t›kan›kl›klar horlama, apne ve hipoapneyi de kapsayan belirtilerle birlikte uyku boyunca geliflir. OSA' n›n tedavisi semptomlar›n ciddiyetine, klinik Dr. Emel Sar› komplikasyonlar›n önemine ve üst hava yolu t›kan›kl›¤›n›n Ortodonti, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul etiyolojisine ba¤l›d›r. Burun için sürekli pozitif hava yolu bas›nc› (Nasal continuous positive airway pressure - Dr. Yusuf Akp›nar nCPAP-) sa¤layan cihaz OSA için kullan›lan çok yayg›n Protetik Difl Tedavisi, Kas›mpafla Askeri Hastanesi, ‹stanbul bir tedavi metodudur; ancak baz› hastalar uzun dönem için bu apareyi kullanmay› beceremezler ya da kullanmak istemezler. Uvulopalatofaringoplasti, maksillomandibular cerrahi ve a¤›z içi apareyler alternatif tedavi yaklafl›mlar› olarak önerilmifltir.1,2 OSA’n›n tedavisinde a¤›z içi apareylerin iki farkl› tipi kullan›lm›flt›r: Dili ileride tutanlar ve alt çeneyi önde konumland›ranlar. 3, 4, 5 Tedavinin baflar›s›na, apareyin ayarlanabilme özelli¤i, apareyin tutuculu¤u, kullan›lan malzeme ve do¤ru ›s›rma kayd›n›n al›nabilmesi gibi bir çok faktör katk›da bulunur. Fonksiyonel ortodontik apereylerin baflar›s›nda en önemli faktör do¤ru ›s›rma kay›tlar›d›r. Her hasta için ›s›rma kayd›n›n optimum pozisyonu farkl›d›r. Bu optimum pozisyon sentrik iliflki ve tam protrüzyon aras›nda bir yerdedir. Ancak bu durumu kesinlikle tespit edebilecek bir iflaret yoktur. Fonksiyonel apareyler kaslar ve eklemlere rahats›zl›k vermemekle birlikte bu yap›larda gerilim olufltururlar. S›n›f II Bölüm 1 maloklüzyonun düzeltilmesinde ve OSA'da kullan›lan oral apereylerin yap›lmas› için alt çene sentrik iliflkiden tam protrüzyona kadar olan mesafenin %50 ile %75 i kadar öne ilerletilir. George Gauge, bu pozisyonun bulunmas› ile ilgili 22 George Gauge: Obstrüktif Uyku Apnesi Apareylerinin Yap›m›nda Bulunan Bir Ayg›t Is›rma çatal› üst çene ön difller üzerine yerlefltirilir ve problemlerin çözülmesi için Peter T. George taraf›ndan ›s›rma çatal›n›n üzerindeki oluk çizgisiyle orta hat çak›flt›r›l›r. gelifltirilmifltir.6,7 fiayet üst çene santral difllerin insizal kenarlar› difllerin George Gauge s›k›flmas›ndan ötürü olukla temas etmezse, insizal rehberin George gauge, plastik bir a¤›z içi ayg›t olup horlama palatal k›sm› ayarlanabilir. Ancak labial k›sm› ayarlanmaz. ve obstrüktif uyku apnesinin tedavisinde kullan›lan, alt Çünkü bu durum alt ve üst difller aras›ndaki iliflkiyi çenenin yeniden konumland›r›lmas›n› sa¤layan apareyler de¤ifltirecek ve do¤ru olmayan ölçümlere neden olacakt›r. için do¤ru çene pozisyonlar›n›n bulunmas› ve kaydedilmesi (Resim 3) için kullan›l›r. Ayg›t alt çenenin retrüzyon ve protrüzyon miktar›n› milimetre cinsinden ölçer. George gauge alt çenenin arzulanan protrüziv ›s›rma pozisyonuna gelmesine rehberlik ederek, bir kerede alt çenenin uygun pozisyonunu belirler.8, 9. George gauge, üç parçadan oluflur: (Resim1) A. Alt insizal k›skaç B. Is›rma çatal› C. Gövde Resim 1: Cihaz üç parçadan oluflur: Alt insizal k›skaç, ›s›rma çatal› ve gövde (8) A. Alt insizal k›skaç (üzerinde siyah ok olan k›s›m) ayg›t›n gövdesi üzerinde içeriye ve d›flar›ya do¤ru hareket eder. Alt kesici difllerin üzerinde konumlanan k›skaç alt kesici diflin lingualine kilitlenir. Dar ve uzun bir yiv içindeki ›s›rma çatal›n›n gövde üzerindeki içeri ve d›flar› kayma hareketi, alt kesici k›skac›ndan ayr›l›r. Is›rma çatal› deliklidir. Bu delikler ›s›rma kay›t materyalinin tutunmas›na yard›mc› olur. Is›rma çatal› ayn› zamanda üst çene ön difllerin üzerinde konumlanan bir çenti¤e sahiptir. Is›rma çatal milinin son k›sm›, George gauge gövdesi içerisine yerlefltirildi¤i zaman, gövdenin üzerinde bulunan milimetrik cetvel üzerinde alt çene pozisyonunu gösterir. Gövde k›sm›ndaki milimetrik cetvel s›f›r pozisyonuna ve bu pozisyonun her iki yan›nda (+) ve (-) ile iflaretlenmifl milimetrik art›fllara sahiptir. Resim 2: Gövde ve alt insizal k›skaç mandibular anterior difller üzerinde konumlanm›fl (8). B. Is›rma çatal›n›n 2 ve 5 mm.'lik kal›nl›klar› bulunmaktad›r. Ço¤u olguda alt çeneyi önde konumland›ran apareyler için pozisyon belirlenece¤i zaman ›s›rma çatal›n›n kal›nl›¤› 2 mm olarak kullan›l›r. Is›rma çatal›n›n uzaklaflt›r›lmas›yla, gövde ve alt insizal k›skaç alt çene anterior difller üzerinde konumland›r›l›r, böylece alt insizal çentik (Resim 2b) alt çene ön difllerin orta hatt› üzerinde pozisyonland›r›l›r. Orta hat aygıtın yüzeyi üzerinde bulunan rehber hatla ayn› hizaya getirilir (Resim 2c). Parçalar aras›nda hareketlili¤e ihtiyaç duyuldu¤unda gövdenin kaidesi üzerindeki vida (Resim 2a) gevfletilir ya da s›k›l›r.8 Resim 3: Is›rma çatal› üst çene ön difller üzerine konulup yerlefltirilmifl ve orta hatla çak›flm›fl (8) 23 7tepe klinik 2008-1 Ayg›t, alt insizal çentik alt ön difllerin orta hatt›yla kay›tlar›n›n kolay ve güvenilir bir flekilde kaydedilmesini çak›flacak flekilde tekrar a¤›z içerisine yerlefltirilir. Üst orta sa¤lar. hat ve üst insizal çentik rehberli¤inde hastan›n çenesini kapatmas› istenir. KAYNAKLAR: Üst ve alt kesici difller kendi çentikleri içerisinde 1. konumlanarak (Resim 4a), sentrik iliflki için hastadan alt 2. çenesini hareket ettirmesi istenir (Resim 4b). Sentrik pozisyonda milimetrik cetvel üzerindeki ölçüm s›f›r 3. pozisyonuna ayarlanm›fl olmal›d›r. Daha sonra hastadan çenesini tam retrüzyon ve sonra da tam protrüzyon yapmas› 4. istenir ve de¤erler kaydedilir. Alt çenenin pozisyonland›r›lmas›na bafllamak için 5. genel kural flu flekildedir: Maximum retrüzyondan maximum protrüzyona olan uzakl›¤›n 2/3'ne göre mandibula pozisyonu belirlenir. E¤er milimetrik cetvel üzerindeki pozisyon 6. maximum retrüzyon için - 5mm yi gösteriyorsa ve maximum 7. protrüzyon için + 5 mm yi gösteriyorsa toplam mesafe 10 8. mm dir. 10 mm nin 2/3 ü 6.6 mm dir. 6.6 mm, ölçülen maksimum retrüzyon de¤erine eklenir (6.6 mm+(5mm)) 9. sonuç 1.6’ mm dir. George Gauge, + 1.6 mm de ayarlan›r. ‹lk olarak uygun pozisyon belirlenir, vidan›n bafl› kilitleninceye kadar s›k›l›r ve orta hatt›n pozisyonu kontrol edilerek ayg›t a¤›za tekrar yerlefltirilir. Is›rma kay›t materyaliyle birlikte (mum ya da silikon) ayg›t, alt insizal çentik alt çene ön difllerin orta hatt› üzerine çak›flacak flekilde a¤za yerlefltirilir. Kay›t materyali yeterince sertlefltikten sonra a¤›zdan ç›kar›l›r. SONUÇ Is›rma kay›tlar›n›n al›nmas›ndaki belirsizlikten dolay› ço¤u difl hekimi alt çene pozisyonland›r›c› apareyleri uygulamay› tercih etmezler. George gauge, ›s›rma a b Resim-4 a,b: Bir hastada George gauge uygulamas›. 24 Clark Gt, Nakano M. Dental appliances for the treatment of obstructive sleep apnea. Jada 1989, 118:611 Lowe AA. Dental Appliances for The Treatment of Snoring And Obstructive Sleep Apnea. In: Kryger M, Roth T, Demet W, Editors. Principles And Practice Of Sleep Medicine. Philagelphia:W.B. Saunders Company, 1994, P722-35 Isono S, Tanaka A, Sho, Y, Konno A, Nishino T. Advancement of the mandible improves velopharyngeal airway patency. J Appl Physiol 1995, 79: 2132-8 Lowe AA. Oral appliances for sleep breathing disorders. In: Kryger M, Roth T, Demet W, Editors. Principles And Practice Of Sleep Medicine. Philagelphia:W.B. Saunders Company,1999, 929-939. Lowe AA, Schmidt-Nowara W. Oral Appliance Therapy for snoring and apnea. In: Pack A, Lenfant C, Editors. Pathogenesis, Diagnosis And Treatment Of Sleep Apnea. Marcel Dekker Inc. In Pres 2000 . George P: A Modified functional appliance for treatment of obstructive sleep apnea. J. Clin Orthod. 1987, 21: 171-175. George P: Still more on obstructive sleep apnea . Am J Orthodont Dentofacial Orthop 1989, 96: 29a. American Sleep Disorders Association Standards Of Practice Committee: Practice Parameters For The Treatment Of Snoring And Obstructive Sleep Apnea With Oral Appliances. Sleep 1995, 18: 511-513 Soll B, George P: Treatment Of Obstructive Sleep Apnea With A Nocturnal Airway-Patency Appliance. N Engl J Med 1985, 313-386 Üst Daimi Sol Yan Kesici Diflte, Birlikte Görülen Dens ‹nvajinatus ve Talon Tüberkülü: ÖZET Süt ve daimi difllenme dönemlerinde difllere ait say›, boyut, flekil ve yap› anomalileriyle s›kça karfl›lafl›lmaktad›r. Bu geliflimsel anomaliler, genetik faktörler ve/veya çevresel de¤iflikliklerin etkisiyle oluflan sistemik ve lokal nedenlerden ya da bu faktörlerin kombinasyonlar›ndan kaynaklanabilir. Dens invajinatus, kalsifikasyon aflamas› gerçekleflmeden önce difllerin kuron yüzeylerinin içeri do¤ru katlanmas›yla oluflan ve nadir görülen geliflimsel bir anomalidir. Talon tüberkülü ise kesici difllerin singulum bölgelerinde görülen ve ek bir tüberkül benzeri oluflumla Bir Olgu Raporu karakterize geliflimsel bir anomalidir. Literatürde her iki dental anomalinin birlikte görülmesi çok nadir bir durum olarak belirtilmifltir. Bu olgu raporunda, 11 yafl›ndaki bir k›z çocu¤un üst sol lateral kesici diflinde, birlikte görülen dens invajinatus ve talon tüberkülünün klinik ve radyolojik görüntüleri ile tedavi yaklafl›m› sunulmaktad›r. Anahtar Kelimeler: Dens ‹nvajinatus, Talon Tüberkülü, fiekil Anomalisi G‹R‹fi Dr. Tahsin Demir Süt ve daimi difllenme dönemlerinde difllere ait say›, Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal› boyut, flekil ve yap› anomalileriyle s›kça karfl›lafl›lmaktad›r. Bu geliflimsel anomaliler, genetik faktörler ve/veya çevresel Dr. Ufuk Atefl Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, A¤›z Difl Çene Hastal›klar› de¤iflikliklerin etkisiyle oluflan sistemik ve lokal nedenlerden Cerrahisi Anabilim Dal› ya da bu faktörlerin kombinasyonlar›ndan kaynaklanabilir. 1 Doç. Dr. S. Burçak Çehreli DENS ‹NVAJ‹NATUS Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal› Dens invajinatus, difllerin kalsifikasyon aflamas› gerçekleflmeden önce kuron yüzeylerinin içe do¤ru kat- Dt. Zeynep Yalç›nkaya lanmas›yla oluflan ve nadir görülen geliflimsel bir ano- Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal› malidir.2, 3 Bu anomalinin difl gelifliminin morfodiferansiyasyon aflamas› s›ras›nda ortaya ç›kan lokal bir bas›nca ba¤l› olarak, dental laminan›n içe do¤ru katlanmas› sonucu olufltu¤u düflünülmektedir.4 Ancak etiyolojisi halen tam olarak aç›klanamamaktad›r. 2, 5 Bu anomali için günümüze kadar; dens in dente, invaginated odontome, dilated gestant odontome, dilated composite odontome, tooth inclusion, dentoid in dente gibi tan›mlamalar da kullan›lm›flt›r. 2 Dens invajinatusun süt ve daimi, alt ve üst ön difllerde s›kl›kla görülmesine ra¤men en çok daimi üst yan kesici difllerde ve genellikle çift tarafl› olarak görüldü¤ü bilinmektedir.6 Etkilenen difllerde mine ve dentin dokular›n› da içine alan bu katlant›n›n morfolojisi ufak çukurcuklardan kök ucuna kadar uzanan yar›k ve kanallara kadar de¤iflen 25 7tepe klinik 2008-1 Tip I: Mine sement s›n›r› ile kesici kenar aras› mesafenin formlarda karfl›m›za ç›kar.2, 7 Ancak araflt›r›c›lar›n farkl› yar›s›ndan daha uzun olan tüberküller, s›n›flamalara tabi tuttuklar› bu anomalinin prevelans› ile ilgili kesin bir de¤er vermek mümkün Tip II: Mine sement s›n›r› ile kesici kenar aras› de¤ildir.2 Son dönemde dens invajinatus'un en yayg›n olarak mesafenin yar›s›ndan daha k›sa olmas›na ra¤men 1 mm kullan›lan s›n›fland›rmas› Oehlers'e 8 aittir ve bu anomali ve daha uzun tüberküller, 3 tipte tan›mlanm›flt›r. Tip III: Genifllemifl ve belirginleflmifl singulum Tip I: Mine sement s›n›r›n›n alt›na uzanmayan, s›n›rl› ç›k›nt›lar›d›r. invajinasyonlar, Talon tüberkülü olgular›nda genellikle difl ile birleflim Tip II: Mine sement s›n›r›n›n alt›na do¤ru kök yüzeyi bölgelerinde çeflitli oluk, yar›k ve çatlaklar görülür.14 Difllerin boyunca uzanan, pulpa odas› ile ba¤lant›l› veya ba¤lant›s›z sürmesinden k›sa bir süre sonra bu oluflumlar›n teflhis olabilecek invajinasyonlar, edilmesi ve gerekirse koruyucu önlemlerin al›nmas›, Tip III: Mine sement s›n›r›ndan kök ucuna do¤ru geliflebilecek komplikasyonlar›n da önlenmesi aç›s›ndan uzanan, kök ucunda veya periodontal aral›kta sonlanan son derece önemlidir. ve pulpa odas› ile direkt bir ba¤lant›s› bulunmayan invajinasyonlard›r. OLGU RAPORU Difllerin sürmesinden k›sa bir süre sonra bu oluflumlar›n 11 yafl›ndaki k›z hasta kontrol amac›yla klini¤imize teflhis edilmesi ve koruyucu önlemlerin al›nmas›, gelifle- baflvurmufltur. bilecek komplikasyonlar›n da önlenmesi aç›s›ndan son derece Karma difllenme döneminde olan hastan›n klinik ve önemlidir.2 radyolojik muayenesi sonucu, üst sol yan kesici diflin palatinal bölgesinde s›n›rlar› belirgin, mine sement s›n›r› TALON TÜBERKÜLÜ ile kesici kenar aras› mesafenin yar›s›ndan daha uzun ve Talon tüberkülü, kesici difllerin singulum bölgesinde mine, dentin, pulpa dokular›n› içerdi¤i aç›k bir flekilde ek bir tüberkül benzeri oluflumla karakterize ve nadir gözlemlenen Tip I talon tüberkülü tespit edilmifltir (Resim görülen geliflimsel bir anomalidir. Ancak etiyolojisi halen 1, Resim 2). tam olarak aç›klanamamaktad›r.9 Ayr›ca ayn› bölgede bu tüberküle efllik eden ve sadece Talon tüberkülünün süt ve daimi, alt ve üst ön difllerde mine sement s›n›r›na kadar uzanan Tip I dens invajinatus s›kl›kla görülmesine ra¤men en çok daimi üst yan kesici da gözlemlenmifltir (Resim 1, Resim 2). Bunlar›n yan›nda bilinmektedir.9, 10 üst sa¤ yan kesici diflin palatinal bölgesinde de derin bir difllerde görüldü¤ü Etkilenen difllerde mine ve dentin dokular› ile birlikte s›kl›kla pulpa dokusunu pit varl›¤› tespit edilmifltir (Resim 1, Resim 2). da içine alan bu tüberkül morfolojisi ufak ç›k›nt›lardan kesici Hastan›n al›nan anamnezinden, dens invajinatus ve kenara kadar uzanan belirgin tüberküllere kadar de¤iflen talon tüberkülünün fonksiyonel, fonetik ve estetik aç›dan formlarda karfl›m›za ç›kar.11 herhangi bir soruna yol açmad›¤› ö¤renilmifltir. Gerek klinik, Her iki cinsiyette de görülmesine ra¤men Davis ve Brook gerekse de radyolojik muayene sonucu çevre dokularda erkeklerde görülme oran›n›n kad›nlarda görülme oran›na da patolojik bir durum gözlemlenmedi¤inden sadece göre 32/18 oldu¤unu bildirmifltir. Ancak araflt›r›c›lar›n farkl› koruyucu uygulamalar›n gerçeklefltirilmesi uygun görül- s›n›flamalara tabi tuttuklar› bu anomalinin prevelans› ile ilgili müfltür. 10 kesin bir de¤er vermek mümkün de¤ildir.2 Bilgilendirilmifl onam al›nmas› sonras› her iki diflin Mader 12 süt ve daimi ön difllerin lingual yüzeylerinde palatinal bölgesi 30 sn. süre ile %36’l›k fosforik asitle görülen singulum ç›k›nt›lar›na talon tüberkülü denilebil- pürüzlendirilmifl, bu bölgelere dentin ba¤lay›c› ajan mesi için tüberkülün en az›ndan mine-sement s›n›r›ndan (Prime&Bond NT, Dentsply, Almanya) ve ak›flkan kesici kenar›n yar›s›na kadar uzanmas› gerekti¤ini belirt- kompozit (Filtek Flow, 3M ESPE / ABD) uygulanm›flt›r. mifltir. Ortodontik sorunlar› da olan hastan›n bu tedavi Son dönemde talon tüberkülü'nün en yayg›n olarak kullan›lan s›n›fland›rmas› ise Hattab'a 13 uygulamas› ile birlikte belirli sürelerde kontrol edilmesi aittir ve bu anomali uygun görülmüfltür. 3 tipte tan›mlanm›flt›r. 26 Üst Daimi Sol Yan Kesici Diflte, Birlikte Görülen Dens ‹nvajinatus ve Talon Tüberkülü: Bir Olgu Raporu TARTIfiMA yan›nda tüberkülün boyut, genifllik, flekil ve tipi, konuflma Talon tüberkülü ve dens invajinatus daha çok süt ve ve beslenme s›ras›nda dilin iritasyonu, karfl›t difllerle daimi ön difllerde görülen nadir geliflimsel anomalilerdendir. oluflturdu¤u okluzal travma ve yer de¤ifliklikleri, periodontal Literatürde ayn› kiflilerin farkl› difllerinde görülen bu problemler, istenmeyen tüberkül k›r›klar›, atrizyona ba¤l› anomalilerin rapor edildi¤i olgu sunumlar› olmas›na ra¤men, pulpal ve periapikal patolojilerle de karfl›lafl›lmaktad›r. Bu ayn› diflte hem talon tüberkülü hem de dens invajinatusun anomalinin görüldü¤ü difllerde koruyucu uygulamalar, rapor edildi¤i olgu say›s› son derece azd›r. konservatif tedaviler, çeflitli afl›nd›rmalar, endodontik tedaviler uygulanmaktad›r. 9-11, 15-20 Bu anomalilerle ilgili yap›lacak klinik uygulamalar ise anomalilerin boyut, genifllik, flekil ve tiplerine göre Bu olgu sunumunda, talon tüberkülü varl›¤› nedeniyle de¤iflkenlik gösterir. Ancak her iki anomalinin de erken ortaya ç›kabilecek komplikasyonlarla karfl›lafl›lmad›¤›ndan dönemde teflhisi, yap›lacak tedavi uygulamalar›n› kolaylafl- bu anomali için herhangi bir tedavi uygulanmam›flt›r. Klinik olarak, di¤er pek çok anomalide oldu¤u gibi dens t›racakt›r. Klinik olarak, talon tüberkülü olgular›nda tüberkül ile invajinatus'un da erken dönemde teflhisi, periradiküler ve difllerin birleflim bölgelerinde çeflitli çatlak, yar›k ve oluklarla periapikal patolojilerin ortaya ç›kmas›n› önlemektedir.21 karfl›lafl›labilir. Bu alanlar›n varl›¤› nedeniyle özellikle plak Özellikle dens invajinatus olgusunda çürük varl›¤› ile pulpal, birikimi ve çürük riski son derece artmaktad›r. Bunun periapikal ve periodontal enfeksiyonlarla s›kl›kla karfl›lafl›l›r.22 Bu anomalinin görüldü¤ü difllerde konservatif tedavilerden endodontik tedavilere ve hatta ilgili difllerin çekimine kadar de¤iflebilecek farkl› tedavi seçenekleri sözkonusudur.7 Bu olgu sunumunda dens invajinatusun varl›¤› nedeniyle ortaya ç›kabilecek komplikasyonlarla karfl›lafl›lmam›flt›r. Öte yandan, invajinasyon nedeniyle artan çürük riski göz önünde tutulmufl ve mevcut anomalinin restoratif materyaller arac›l›¤›yla kapat›lmas›na yönelik koruyucu bir tedavi uygulanm›flt›r. KAYNAKLAR: 1. Winter GB. Anomalies of tooth formation and eruption. In: Welbury RR. Paediatric Dentistry. Hong Kong, Oxford University Press; 1999: 251-280. 2. Hülsmann M. Dens invaginatus: aetiology, classification, prevalence, diagnosis, and treatment considerations. Int Endod J 1997, 30: 79-90. 3. Girsch WJ, McClammy TV. Microscopic removal of dens invaginatus. J Endod 2002, 28: 336-9. 4. Segura JJ, Jimenez-Rubio A. Talon cusp affecting permanent maxillary lateral incisors in 2 family members. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1999, 88: 90-2. 5. Dankner E, Harari D, Rotstein I. Conservative treatment of dens evaginatus of anterior teeth. Endod Dent Traumatol 1996, 12: 206-8. 6. Burton DJ, Saffos RO, Scheffer RB. Multiple bilateral dens in dente as a factor in the etiology of multiple periapical lesions. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1980, 49: 496-9. 7. Lorena SCM, Oliveira DT, Odell EW. Multiple dental anomalies in the maxillary incisor region. J Oral Sci 2003, 45: 47-50. 8. Oehlers FA. Dens invaginatus I. Variations of the invagination process and associated anterior crown forms. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1957, 10: 1204-18. 9. Maroto M, Barber›a E, Arenas M, Lucavechi T. Displacement and pulpal involvement of a maxillary incisor associated with a talon cusp: report of a case. Dent Traumatol 2006, 22: 160-4. 10. Davis PJ, Brook AH. The presentation of talon cusp: diagnosis, clinical features, associations and possible aetiology. Br Dent J 1985, 159: 84-8. 11. Dayal PK, Mani NJ, Verma PK. Talon cusp: a review and case report. J. Dent 1980, 8: 85-7. Resim 1: Üst daimi sol yan kesici diflte görülen dens invajinatus ve talon tüberkülü olgusunun klink görünümleri ve tedavi uygulamalar›. Resim 2: Üst daimi sol yan kesici diflte görülen dens invajinatus ve talon tüberkülü olgusunun radyolojik görünümleri. 27 7tepe klinik 2008-1 12. Mader CL. Talon cusp. JADA 1981, 103: 44-6. 13. Hattab FN, Yassin OM, al-Nimri KS. Talon cusp in permanet dentition associated with other dental anomalies: review of literature and reports of seven cases. ASDC J Dent Child 1996, 63: 368-76. 14. Noikura T, Ooya K, Kikuchi M. Double dens in dente with a central cusp and multituberculism in bilateral maxillary supernumerary central incisors. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1996, 82: 466-9. 15. Hattab FN, Yassin OM, al-Nimri KS. Talon cusp - clinical significance and management: case reports. Quintessence Int 1995, 26: 115-20. 16. Davis PJ, Brook AH. The presentation of talon cusp: diagnosis, clinical features, associations and possible aetiology. Br Dent J 1985, 160: 84-8. 17. Rusmah Meon R. Talon cusp in Malaysia. Aust Dent J 1991, 36: 11-4. 18. Richardson DS, Knudson KG. Talon cusp: a preventive approach to treatment. JADA 1985, 110: 60-62. 19. Salama FS, Hanes CM, Hanes PJ, Ready MA. Talon cusp: a review and two case reports on supernumerary primary and permanent teeth. ASDC J Dent Child 1990, 57: 147-9. 20. de Sousa SMG, Tavano SMR, Bramante CM. Unusual case of bilateral talon cusp associated with dens invaginatus. Int Endod J 1999, 32: 4948. 21. Neto UXS, Hirai VHG, Papalexiou V, Gonçalves SB, Westphalen VPD, Bramante CM, Martins WD. Combined endodontic therapy and surgery in the treatment of dens invaginatus type 3: case report. J Can Dent Assoc 2005, 71: 855-8. 22. Rotstein I, Stabholz A, Heling I, Friedman S. Clinical considerations in the treatment of dens invaginatus. Endod Dent Traumatol 1987, 3: 249-54. 28 Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara Ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas› ÖZET Çocuk ve eriflkin popülasyonlar›ndaki çürük prevalans›, yüzy›l›m›z›n son çeyre¤inde önemli bir azalma göstermesine karfl›n halen ciddiyetini korumaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, çocuklar ve eriflkinler taraf›ndan s›k olarak tüketilen farkl› içeriklerdeki haz›r içeceklerin pH seviyelerinin karfl›laflt›r›lmas›d›r. Farkl› içeriklerde ve farkl› firmalara ait çeflitli haz›r içecekler, halka sat›fl yapan çeflitli marketlerden temin edilmifltir. Ölçümler sonucunda 50 farkl› haz›r içece¤in 2,46 ile 4,00 aras›nda de¤iflen, oldukça düflük pH seviyelerine sahip olduklar› tespit edilmifltir. Toplumdaki genel düflüncenin aksine, sadece gazl› içeceklerin de¤il, meyve aromal› içecekler ile meyve sular›n›n da pH seviyelerinin oldukça düflük ve birbirine çok yak›n oldu¤u görülmüfltür. Haz›r içeceklerin pH seviyelerinin bu kadar düflük olmas›na ra¤men, birçok birey potansiyel riskin fark›nda de¤ildir. Toplumu bu içeceklerin zararl› etkilerine karfl› uyarmak ve s›k olarak tüketen bireyleri yüksek çürük riski grubuna dahil etmek gerekmektedir. Özellikle okullarda bu içeceklerin sat›fl› engellenmeli, kutular üzerinde içeceklerin pH seviyesinin ve zararl› etkilerini Dr. Tahsin Demir belirten uyar› yaz›lar› zorunlu tutulmal›, bu içecekler yerine su, Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, süt ve süt ürünlerinin tüketimi teflvik edilmelidir. Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara Anahtar Kelimeler: Haz›r ‹çecekler, pH Seviyesi, Demineralizasyon Dr. Ufuk Atefl Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, G‹R‹fi A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi AD, Ankara ‹nsanl›¤›n evriminden günümüze kadar, difl çürü¤ünün Doç. Dr. S. Burçak Çehreli en s›k rastlanan hastal›klardan biri oldu¤u ve son y›llardaki Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, koruyucu diflhekimli¤i hizmetlerinde elde edilen baflar›lara Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara karfl›n, hem çocuk hem de eriflkin popülasyonlar›nda önemli bir halk sa¤l›¤› problemi olmaya devam etti¤i kabul Dt. Zeynep Yalç›nkaya edilmektedir.1, 2 Baflkent Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi, Difl çürü¤ü, difller, a¤›z içi mikroflora ve diyet gibi üç Pedodonti Anabilim Dal›, Ankara ana faktörün yan›nda pek çok de¤iflik etkenin de oluflumundaki sürece dahil oldu¤u, bakteriyel bir hastal›k olarak tan›mlanmaktad›r.3 Çeflitli yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi sonras›, difller üzerinde oluflan plak tabakas›n›n mekanik olarak ortamdan uzaklaflt›r›lamad›¤› durumlarda, plak içeri¤inde bulunan anaerobik mikroorganizmalar, glukozu parçalayarak (anaerobik glukolizis) laktik asit ve etanol a盤a ç›kar›rlar.4 Bu süreç sonucunda plak pH seviyesinin 5,5 de¤erinin alt›na düflmesi ile difllerin sert dokular›ndaki kalsiyum ve fosfat iyonlar› uzaklaflmaya bafllar.5 Plak pH seviyesinin 5,5 de¤erinin alt›na düflmesi sonras› oluflan bu durumun s›kl›¤› ve süresi oluflacak demineralizasyonun da derecesini belirler.6 29 7tepe klinik 2008-1 A¤›z içerisindeki pek çok fizyolojik ve biyokimyasal için 3 kez tekrarlanm›flt›r (n:9). Her ölçüm sonras› elektrotlar aktivite içerisinde bakteri varl›¤› olsun ya da olmas›n, pH distile su ile 15 saniye boyunca y›kanarak pH seviyesi 7.00 de¤ifliklikleri sonras› difllerin sert dokular›nda görülen bu olan kalibrasyon solüsyonunda bekletilmifltir. Herbir içece¤e demineralizasyon süreci, bafllang›c›ndan y›llar sonra bile ait ölçümler sonucunda kaydedilen de¤erler SPSS 15.0 görünür hale gelebilen çürük lezyonlar›n›n oluflmas›na istatistik program› kullan›larak de¤erlendirilmifltir. ‹çecekler neden olur.4 Bu pH de¤ifliklikleri tükürü¤ün tamponlama içeriklerine göre gazl› içecekler (1-13), aromal› içecekler kapasitesi ve bireylerin a¤›z hijyeni al›flkanl›klar›n›n yan›s›ra, (14-24) ve meyve sular› (25-48) olarak farkl› gruplara tükettikleri g›dalar›n pH seviyeleri ile de yak›ndan iliflkilidir. ayr›lm›fl ve grup içi ve aras›ndaki istatistiksel farkl›l›klar›n 7 pH seviyeleri düflük olan haz›r içeceklerin daha yüksek ortaya konulmas›nda varyans analizi kullan›lm›flt›r. pH'daki içeceklere göre difl sert dokular›nda daha fazla zarara yol açt›¤› da bilinmektedir.8 BULGULAR Bu çal›flman›n amac›, çocuklar ve eriflkinler taraf›ndan Yap›lan ölçümler sonras›nda, su d›fl›ndaki içeceklerin s›k olarak tüketilen içerikleri farkl› haz›r içeceklerin pH 2,46 ile 4,00 aras›nda de¤iflen, oldukça düflük pH seviyelerinin karfl›laflt›r›lmas›d›r. seviyelerine sahip olduklar› tespit edilmifltir. Bu de¤erlerin tamam› Tablo I'de görülmektedir. Ayn› zamanda benzer GEREÇ VE YÖNTEM içerikli ürünlerin ortalama pH seviyeleri aras›ndaki benzerlik Farkl› içeriklerde ve farkl› firmalara ait 50 çeflit haz›r de Grafik I'de sunulmaktad›r. Yap›lan de¤erlendirme içecek, halka sat›fl yapan çeflitli marketlerden temin sonucunda gruplar içinde ve aras›nda istatistiksel olarak edilmifltir. ‹çeceklerin standart bir ›s›da olmas› amac›yla, fark bulunamam›flt›r (p>0.05). ölçüm öncesi en az 30 dakika boyunca +4 °C'de saklanm›flt›r. Ölçüm için ±0.01 hassasiyetinde ve otomatik TARTIfiMA kalibrasyon özelli¤ine sahip bir pH ölçer (pH526 / WTW / Tüm dünyada özellikle son elli y›lda bafllat›lan koruyucu Germany) kullan›lm›flt›r. diflhekimli¤i çal›flmalar› sayesinde, çocuk ve eriflkin pH elektrotlar› her bir içecek içerisinde 30 saniye popülasyonlar›ndaki çürük prevalans›, yüzy›l›m›z›n son boyunca bekletilmifltir. Bu süre sonunda cihaz taraf›ndan çeyre¤inde önemli bir azalma göstermesine karfl›n halen tespit edilen de¤erler kaydedilmifl ve bu ölçümler her örnek ciddiyetini korumaktad›r.9-12 Grafik I: Benzer içeriklerdeki haz›r içeceklerin ortalama pH de¤erleri. 30 Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas› 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. COCA COCA PEPSI PEPSI PEPSI PEPSI FANTA FANTA COLA COLA Ph: 2,46 MAX LIGHT TWIST PORTAKAL PORTAKAL Ph: 2,58 LIGHT Ph: 3,01 Ph: 2,86 Ph: 3,00 Ph: 3,10 MANGO Ph: 2.82 Ph: 2,91 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. FANTA SPRITE 7 UP FRUKO ÇAMLICA NESTEA NESTEA NESTEA L‹MON Ph: 3,13 Ph: 3,23 Ph: 2,85 Ph: 3,16 fiEFTAL‹ fiEFTAL‹ L‹MON LIGHT Ph: 3,41 Ph: 2,51 Ph: 3,44 Ph: 3,49 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. NESTEA LIPTON LIPTON LIPTON LIPTON LIPTON LIPTON LIPTON BÖ⁄ÜRTLEN fiEFTAL‹ fiEFTAL‹ L‹MON L‹MON MANGO GREEN RED Ph: 3,21 Ph: 3,01 LIGHT Ph: 3,11 LIGHT Ph: 3,11 Ph: 3,37 Ph: 3,38 31 TEA TEA Ph: 3,31 Ph: 3,03 7tepe klinik 2008-1 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. TAMEK TAMEK TAMEK TAMEK TAMEK TAMEK D‹MES D‹MES V‹fiNE KAYISI fiEFTAL‹ PORTAKAL ELMA KARIfiIK V‹fiNE KAYISI Ph: 3,03 Ph: 3,27 Ph: 3,46 Ph: 3,24 Ph: 3,51 Ph: 3,15 Ph: 3,17 Ph: 3,73 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. D‹MES D‹MES D‹MES D‹MES D‹MES D‹MES CAPPY CAPPY fiEFTAL‹ PORTAKAL ELMA KARIfiIK ÜZÜM NAR V‹fiNE KAYISI Ph: 3,81 Ph: 3,25 Ph: 3,81 Ph: 3,30 Ph: 3,77 Ph: 3,34 Ph: 3,00 Ph: 3,02 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. CAPPY CAPPY CAPPY CAPPY CAPPY CAPPY CAPPY CAPPY fiEFTAL‹ PORTAKAL ELMA KARIfiIK TROP‹K PORTAKAL ELMA TRUNÇG‹LLER Ph: 3,22 Ph: 3,20 Ph: 3,35 Ph: 3,46 Ph: 3,01 ÜZÜM AHUDUDU Ph: 3,57 Ph: 4,00 Ph: 3,86 49. 50. HAYAT DO⁄AL KAYNAK SUYU PINAR DO⁄AL KAYNAK SUYU Ph: 7,80 Ph: 8,00 32 Tablo I: Farkl› içeriklerde ve farkl› firmalara ait haz›r içeceklerin ortalama ph de¤erleri. Farkl› ‹çeriklerde ve Farkl› Firmalara ait 50 Haz›r ‹çece¤in Ph Seviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas› hastalarda ciddi bir risk faktörü olarak görülmelidir. Son y›llarda giderek yayg›nlaflan haz›r yemek kültürü nedeniyle haz›r içeceklerin de tüketimi oldukça artm›flt›r. Bu çal›flmada, ülkemizde sat›fla sunulmufl olan haz›r Bu konudaki epidemiyolojik çal›flmalar da, istatistiksel içecekler aras›nda, toplumdaki genel düflüncenin aksine, olarak DMFT skorlar›n›n art›fl›nda s›k olarak tüketilen haz›r sadece gazl› içeceklerin de¤il, meyve aromal› içecekler ile içeceklerin etkin bir rolü oldu¤unu göstermektedir.13, 14 meyve sular›n›n da pH seviyelerinin oldukça düflük ve birbirlerine çok yak›n oldu¤u görülmüfltür. Çocuklar ve ‹çeceklerin haz›rlanmas› s›ras›nda eklenen sitrik asit, eriflkinler taraf›ndan s›k olarak tüketilen farkl› içeriklerdeki askorbik asit, fosforik asit ve sodyum sitrat'›n düflük pH haz›r içeceklerin pH seviyelerinin bu kadar düflük olmas›na seviyesinin temel nedeni oldu¤u düflünülmektedir. 15 karfl›n, birçok birey potansiyel riskin fark›nda de¤ildir.27 Difllerin sert dokular›n›n çözünmesine neden olacak kritik pH de¤eri 5,5'tir ve özellikle pH de¤erinin 4'ün alt›nda SONUÇLAR olan g›dalar›n erozyona da neden oldu¤u uzun zamand›r Bu çal›flmada test edilen haz›r içeceklerin pH seviyeleri bilinmektedir.16 a¤›z difl sa¤l›¤› aç›s›ndan kritik olan 5,5 de¤erinin alt›nda Haz›r içeceklerle yap›lan in vitro çal›flmalarda, difllerin bulunmufltur. Bu nedenle toplumu bu içeceklerin zararl› sert dokular›nda gerçekleflen demineralizasyon etkisi etkilerine karfl› uyarmak ve s›k olarak tüketen bireyleri aç›kça ortaya konmufltur. 17-18 Özelikle Lussi ve yüksek çürük riski grubuna dahil etmek gerekmektedir. haz›r içeceklerin hem süt hem de daimi Özellikle okullarda bu içeceklerin sat›fl› engellenmeli, kutular difllerde demineralizasyona neden oldu¤unu ve eroziv üzerinde içeceklerin pH seviyelerini ve zararl› etkilerini özellikleri nedeniyle mine yüzeyinin mikrosertli¤ini belirgin belirten uyar› yaz›lar› zorunlu tutulmal› ve bu içecekler oranlarda düflürdüklerini göstermifllerdir. yerine su, süt ve süt ürünlerinin tüketimi teflvik edilmelidir. Maupomé,22 19-21 Bu çal›flmada yap›lan ölçümler sonras›nda da haz›r KAYNAKLAR: içeceklerin pH seviyelerinin bu görüflleri destekler nitelikte 1. oldu¤u ortaya konmufltur. Sonuçlar de¤erlendirildi¤inde san›ld›¤›n›n aksine sadece gazl› içeceklerin de¤il meyve 2. aromal› içecekler ile meyve sular›n›n da kritik pH seviyesinin 3. çok alt›nda oldu¤u görülmektedir. Bu haz›r içecekleri s›kl›kla tüketen bireylerin a¤›z hijyeni 4. al›flkanl›klar›n›n yan›nda, tükürü¤ünde tamponlama, temizleme, remineralizasyon ve antibakteriyel etkilerinin 5. azalmas›na veya ortadan kalkmas›na neden olacak sistemik hastal›¤› olan kiflilerde, özellikle düz yüzey çürüklerinde 6. belirgin bir art›fl görülmektedir.23, 24 7. Sabit ortodontik tedavi gören hastalarda düflük pH'l› haz›r içeceklerin s›k tüketilmesine ba¤l› olarak oluflan 8. demineralizasyon, erozyon ve çürük aras›ndaki iliflki ise 9. uzun zamand›r bilinmektedir.6, 25 Ayr›ca düflük pH'l› içecekler difllerin oldu¤u kadar rezin esasl› restoratif materyallerin 10. de yüzey pürüzlülü¤ünü artt›rmakta ve renk stabilizasyonunu bozmaktad›r.26 11. Demineralizasyon ve erozyonun meydana gelmesinde 12. pH seviyesi düflük g›dalar›n tüketim miktar›, s›kl›¤›, tamponlama kapasiteleri önemli faktörler olsa da bunlar›n 13. yan›nda say›s›z etken de bu sürece dahil olmaktad›r. Tüm bu zararl› etkiler göz önünde bulundurularak 14. düflük pH'l› haz›r içeceklerin s›k olarak tüketilmesi, koruyucu 15. diflhekimli¤i uygulamalar›ndan yeteri kadar yararlanamayan ve a¤›z hijyeni al›flkanl›klar› ideal seviyenin alt›nda olan 33 Anderson MH, Molvar MP, Powell LV. Treating dental caries as an infectious disease. Oper Dent 1991, 16: 21-8. Ripa LW. The current status of pit and fissure sealants: A review. J Can Dent Assoc 1985, 51: 367-80. Thylstrup A. When is caries caries, and what should we do about it? Quintessence Int 1998, 29: 594-98. Dawes C. An analysis of factors influencing diffusion from dental plaque into a moving film of saliva and the implications for caries. J Dent Res 1989, 68: 1483-88. Dixon M, Jones Y, Mackie IE, Derwent SK. Mandibular incisal edge demineralization and caries associated with Twin Block appliance design. J Orthod 2005, 32: 3-10. Mitchell L. Decalcification during orthodontic treatment with fixed appliances; an overview. Br J Orthod 1992, 19: 199-205. Sánchez GA, Fernandez De Preliasco MV. Salivary pH changes during soft drinks consumption in children. Int J Paediatr Dent 2003, 13: 251-57. West NX, Hughes JA, Addy M. The effect of pH on the erosion of dentine and enamel by dietary acids in vitro. J Oral Rehabil 2001, 28; 860-4. Axelsson P, Paulander J, Suadstrom C. Integrated caries prevention effect of a needs related preventive program on dental caries in children. Caries Res 1993, 27: 83-94. Chesnutt JG, Scafer F, Jacobson APM. The prevalence and effectiveness of fissure sealants in Scottish adolescents. Br Dent J 1994, 177: 125-129. Manton DJ, Messer LB. Pit and fissure sealants: Another major cornerstone in preventive dentistry. Aust Dent J 1995, 40: 22-29. Mafeni JD, Messer LB. Parental knowledge and attitudes towards pit and fissure sealants. Aust Dent J 1991, 39: 172-180. Jones C, Woods K, Whittle G, Worthington H, Taylor G. Sugar, drinks, deprivation and dental caries in 14-year-old children in the north west of England in 1995. Commun Dent Health 1999, 16: 68-71. Ismail AI, Burt BA, Eklund SA. The cariogenicity of soft drinks in the United States. J Am Dent Ass 1984, 109: 241-5. Steffen JM. The effects of soft drinks on etched and sealed enamel. Angle Orthod 1996, 66: 449-56. 7tepe klinik 2008-1 16. Rytomaa I, MeurmanJH, Koskinen J, Laakso T, Gharazi L, Turunen R. In vitro erosion of bovine enamel caused by acidic drinks and other foodstuff. Scand J Dent Res 1998, 96: 324-33. 17. Gedalia I, Ionat-Bendat D, Ben-Mosheh S, Shapira L. Tooth enamel softening with a cola type drink and re-hardening with hard cheese or stimulated saliva in situ. J Oral Rehab 1991, 18: 501-6. 18. Majewski RF. Dental caries in adolescents associated with caffeinated carbonated beverages. Pediat Dent 2001, 23: 198-203. 19. Lussi A, Jäggi T, Schärer S. The influence of different factors on in vitro enamel erosion. Caries Res 1993, 27: 387-93. 20. Lussi A, Jaeggi T, Jaeggi-Schärer S. Prediction of the erosive potential of some beverages. Caries Res 1995, 29: 349-54. 21. Lussi A, Kohler N, Zero D, Schaffner M, Megert B. A comparison of the erosive potential of different beverages in primary and permanent teeth using an in vitro model. Eur J Oral Sci 2000, 108: 110-4. 22. Maupomé G, Díez-de-Bonilla J, Torres-Villaseñor G, Andrade- Delgado L, Castaño V. In vitro quantitative assessment of enamel microhardness after exposure to eroding immersion in a cola drink. Caries Res 1998, 32: 148-53. 23. Edgar WM, Higham SM. Role of saliva in caries models. Adv Dent Res 1995, 9: 235-8. 24. Dowd FJ. Saliva and dental caries. Dent Clin N Am 1999, 43: 579-97. 25. Gorelick L, Geiger AM Gwinnett J. Incidence of white spot formation after bonding and banding. Am J Orthod 1982, 81: 83-98. 26. Abu-Bakr N, Han L, Okamoto A, Iwaku M. Color stability of compomer after immersion in various media. J Esthet Dent 2000, 12; 258-63. 27. Kinirons MJ, Stewart C. Adolescents' knowledge of common foods and drinks and the importance of the pattern of consumption: a study undertaken in an area of high dental needs. Commun Dent Health 1998, 15: 175-8. 34 Akondroplazi: ÖZET Akondroplazi uzun kemiklerin epifizlerinde k›k›rda¤›n kemikleflmemesi nedeniyle bafl ve gövdenin normal olufluna karfl›n kol ve bacaklar›n do¤ufltan k›sa olmas›yla karakterize Bir Olgu Raporu kal›tsal bir iskelet sistemi anomalisidir. Marmara Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal› klini¤ine bozuk difl dizisi flikayetleri ile baflvuran akondroplazili 22 yafl›ndaki kad›n hastan›n klinik ve radyolojik muayenesinin de¤erlendirilmesi, ölçümleri ve tedavi planlamas› çal›flmada sunulmufltur. Anahtar kelimeler: Akondroplazi Yrd. Doç. Dr. Erdo¤an Fiflekcio¤lu G‹R‹fi Yeditepe Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi, Akondroplazi kafa kaidesinin az geliflmesi ile karakterize Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul bir hastal›kt›r. Bu hastal›¤›n ad› Parrot taraf›ndan di¤er benzer hastal›klardan ayr›larak akondroplazi olarak Yrd. Doç. Dr. As›m Dumlu adland›r›lmadan önce "kondrodistrofi fetalis" olarak Marmara Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi, adland›r›lmaktayd›.1 "Kondrodistrofi fetalisin" k›sa boyun, Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul büyük kafatas›, semer burunla karakteristik olan tipi "mopstip", kafa deformasyonu olmayan, k›sa ekstremiteler ve Dr. Med. Dent. O¤uz Borahan lordos ile karakterize tipi "duckel-tip" olmak üzere iki tipi Marmara Üniversitesi, Difl Hekimli¤i Fakültesi, vard›r. 2 Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul Endokondrial kemikleflme yetersizli¤ine ba¤l› olarak uzun kemiklerin büyümemesi ve gövdenin oldukça düzgün oldu¤u bir cücelik tipi ile karakterize genellikle "fibroblast growth factor receptor-3 (FGFR3)" mutasyonuna ba¤l› otozomal dominant bir hastal›kt›r.3, 4 Olgular›n %80'ninde yeni mutasyonlar görülmektedir.4 En s›k görülen kal›tsal iskeletsel displazi olan, akondroplazinin görülme s›kl›¤› 25000 do¤umda birdir.5, 6 Bu olgularda epifiz büyüme pla¤›nda endokondrial kemikleflme bozulmufltur.2, 3, 4, 5 Periosteal kemikleflme ve kemik çap› normaldir. Kafatas› kaidesinin kemikleri normalden önce birleflerek füzyon oluflturur. Kafan›n di¤er kemikleri normaldir fakat kafa kaidesinde geliflme olmaz.2, 4, 6 Kas yap›lar› normaldir. Bafl brakisefaliktir, al›n ç›k›k ve burun kemeri çökmüfltür. Bilek ve kalça eklemlerinin ekstansiyonundaki ifllev azal›fl›, ayak ve diz deformiteleri sonucu hastalar›n omuz fonksiyonlar› ve lokomosyonunda majör bir bozukluk görülebilir. 7 Hidrosefali, dar foreman magnum, spinal deformite ve spinal kanal stenozu sonucu nörolojik hasarlar oluflabilir.8 Ayr›ca akondroplazide s›kl›kla görülebilen otitis media, üst solunum yolunda daralma, sa¤›rl›k, konuflmada duraksama ve maloklüzyon gibi otolarengeyal sistem malfonksiyonlar› da iletiflim ve ö¤renme bozukluklar›na neden olmaktad›r. 2, 5, 7- 10 35 7tepe klinik 2008-1 Akondroplaziye ba¤l› deformitelerin tedavisinde tedavi görmektedir. multidisipliner yaklafl›m önemlidir. Bir yafl›na kadar ölüm Hastan›n yüzünde ve vücudunda herhangi bir asimetri Daha sonraki yaflam kaliteleri iyidir, görülmemekle beraber hastan›n boyu göreceli olarak k›sad›r oranlar› yüksektir. 11 zeka ve cinsel geliflim normaldir.2, 4, 8 (Resim1, 2). Profilden hastan›n burun kökünün deprese Do¤umda vücut normal iken kafa büyük, burun kökü oldu¤u görülmektedir. (Resim 3) deprese, kol ve bacaklar k›sad›r. Çocukluk ça¤›nda uzun kemik büyümesi progresif olarak bozuk oldu¤undan k›sa boylu olurlar. Gövde büyümesi nispeten normaldir. Eller k›sa ve genifl olup, parmaklar eflit uzunluktad›r.4 Akondroplazi teflhisi konulan hastalarda birçok fonksiyon bozuklu¤u görülmesine ra¤men hastalar›n ço¤u normal bir e¤itim al›rlar. Sosyal olgunluk skalas› normal çocuklarla karfl›laflt›r›labilecek düzeydedir fakat hareket skalas› düflüktür.2, 4 OLGU Marmara Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal›'na ortodontik flikayet nedeniyle baflvuran 22 yafl›ndaki akondroplazi hastas›n›n intraoral ve ekstraoral bulgular› sunulmufltur. Hasta 10 y›ld›r akondroplazinin ortopedik deformasyonlar› ile ilgili Resim 2: Normal gövde büyümesi, k›sa kol ve bacak görüntüsü Resim 3: Deprese burun kökü görüntüsü Resim 1: K›sa boyun ve büyük kafatas› görüntüsü 36 Akondroplazi: Bir Olgu Raporu Yap›lan intraoral muayenede anterior open-bite görülmüfltür (Resim 4). Ayr›ca hastan›n dili normal boyut- tedavisinin yap›lmas› hayat kalitesi aç›s›ndan önem kazanmaktad›r. lar›ndan daha büyüktür. Difllerin boyut, say›, form ve geliflimi normaldir, alt keserlerde yatay periodontal y›k›m vard›r (Resim 5). Lateral radyografide makroglossiye ba¤l› open-bite ve mandibular prognati, orta yüz deformitesine ba¤l› olarak dar ve retrognatik maksilla bulgular› görülmektedir (Resim 6). Hasta ortodontik problemlerin giderilmesi için Ortodonti Anabilim Dal›'na yönlendirilmifltir. TARTIfiMA Akondroplazide ortopedi, pediatri, nöroloji ve otolarengioloji gibi birçok bilim dal›n› ilgilendiren deformiteler ve komplikasyonlar görülmektedir.2, 5, 7 Bu deformitelerin aras›nda hastal›¤›n tedavisinde ortopedik faktörlerin yan› s›ra do¤umdan itibaren geliflimi ve komplikasyonlar› dahil Resim 4: Open bite ve makroglossiye ba¤l› polidiastema görüntüsü olmak üzere akondroplazinin tüm özellikleri dikkate al›nmal›d›r.7 Akondroplazinin belirtilerinden biri de bafl›n büyümesidir. Bu subaraknoid boflluklar ve travma ile alakal› subdural hematoma ba¤l› olabilir. Hidrosefali s›k görülebilir. Otitis media s›kl›kla çocukluk ça¤›nda etkili olabilir ve bu da sa¤›rl›¤a ve sonuç olarak gecikmifl konuflma geliflimine neden olur. Nörolojik ve solunuma ba¤l› oluflan komplikasyonlar sonucu uyku bozukluklar› oluflur. Servikomedüller komplikasyona ba¤l› olarak a¤r›, ataksi, kendine hakim olamama, apne ve solunum durmas› bildirilmifltir.8,12 Olgumuzdan al›nan anamnezde nörolojik ve solunuma ba¤l› herhangi bir komplikasyon saptanmam›flt›r. Akondroplazideki oral bulgular›n de¤erlendirildi¤i çal›flmalarda akondroplazili hastalar›n sefalometrik Resim 5: Radyografide difllerin boyut, say›, form ve gelifliminin normal oldu¤u görülmektedir. radyografileri incelenmifl ve analiz sonucunda büyümüfl kafatas›, büyük frontal sinüsler, oksipital ç›k›nt›, normal ön kafatas› kaidesi uzunlu¤u, k›salm›fl arka kafatas› kaidesi uzunlu¤u, deforme ve deprese olmufl k›sa burun kemi¤i, k›sa üst yüz yüksekli¤i, normal gonial aç›, yüksek koronoid ç›k›nt› ve retrognatik maksillaya ba¤l› prognatik mandibula tespit etmifllerdir.1, 5, 13 ‹nceledi¤imiz olguda bu bulgularla paralel olarak makroglossiye ba¤l› open-bite ve mandibular prognati, orta yüz deformitesine ba¤l› olarak dar ve retrognatik maksilla bulgular› görülmektedir. Akondroplazide s›kl›kla görülen otolarengial malfonksiyonlar iletiflim ve ö¤renme bozukluklar›na neden oldu¤u için bu hastalarda diflsel ve iskeletsel maloklüzyonlar›n 37 Resim 6: Lateral grafide open-bite ve mandibular prognati görülmektedir. 7tepe klinik 2008-1 KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. Shinohara M, Funakoshi Y, Takaishi Y, Hieda T. A case report on the achondroplasia and its dental findings. Shoni Shikagaku Zasshi. 29(1):15966, 1991. Gartland JJ. Fundamentals of orthopaedics, fourth edition. W.B. Sounders Company, s:97-98, London, 1987. Aterman K, Welch JP, Taylor PG. Presumed homozygous achondroplasia. A review and report of a further case. Pathol Res Pract. Aug;178(1):2739,1983. Behrman RE, Vaughan VC. Edit: Nelson W.E.: Textbook of pediatrics, twelfth edition, . W.B. Sounders Company, s:1635-36, London, 1983. Cohen MM Jr, Walker GF, Phillips C. A morphometric analysis of the craniofacial configuration in achondroplasia.J Craniofac Genet Dev Biol Suppl.;1:139-65, 1985. Johnston MC, Bronsky PT. Prenatal craniofacial development: new insights on normal and abnormal mechanisms. Crit Rev Oral Biol Med., 6(4):368422, 1995. Haga N. Management of disabilities associated with achondroplasia.J Orthop Sci. 9(1):103-7, 2004. Gordon N. The neurological complications of achondroplasia. Brain Dev. Jan;22(1):3-7, 2000. Lowe AA, Takada K, Yamagata Y, Sakuda M. Dentoskeletal and tongue soft-tissue correlates: a cephalometric analysis of rest position. Am J Orthod. Oct;88(4):333-41, 1985. Takada Y, Morimoto T, Sugawara T, Ohno K. Trigeminal neuralgia associated with achondroplasia. Case report with literature review. Acta Neurochir . Nov;143(11):1173- 6, 2001. Hecht JT, Francomano CA, Horton WA, Annegers JF. Mortality in achondroplasia. Am J Hum Genet. Sep;41(3):454-64,1987. Tasker RC, Dundas I, Laverty A, Fletcher M, Lane R, Stocks J. Distinct patterns of respiratory difficulty in young children with achondroplasia: a clinical, sleep, and lung function study. Arch Dis Child;79:99-108 ,1998. Celenk P, Arici S, Celenk C. Oral findings in a typical case of achondroplasia. J Int Med Res. May-Jun;31(3):236-8, 2003. 38 Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas› ÖZET Diflleri destekleyen periodonsiyumun y›k›m›na yol açan periodontal hastal›klarda y›k›m ile orant›l› olarak mobilite ortaya ç›kar. Periodontal cerrahi s›ras›nda veya cerrahi operasyondan hemen sonra iyileflme döneminde mobilite gösteren difllerin splintlenmesi, okluzyonun oluflturaca¤› sekonder travmay› engeller. Difllerin splintlenmesine karar verildi¤inde kullan›lacak olan malzemenin ve splintlenme tekni¤inin seçimi için çok say›da seçenek mevcuttur. Metal döküm alt yap›lar, alt›n parsiyel kaplama dökümler, kompozit rezinle kaplanan tel örgüler, teller, amalgama gömülmüfl teller ve adeziv sistemle uygulanan fiberler günümüze dek kullan›lan materyallerdir. 19 yafl›nda erkek hasta difllerindeki mobilite nedeni ile Marmara Üniversitesi Periodontoloji Klini¤ine baflvurmufl ve Yrd. Doç. Dr. fi. Begüm Türker hastaya agresif periodontitis teflhisi konulmufltur. Hastan›n Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, periodontal tedavisinin tamamlanmas›ndan hemen sonra Protetik Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul Difl Tedavisi Anabilim Dal›'na sevk edilmifltir. Hastan›n üst çenesinde sol 6 no'lu difl haricinde tüm difllerinin mevcut oldu¤u Dt. Ifl›l Damla fiener ve var olan tüm difllerde belirgin kemik kay›plar› gözlenmifltir. Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, Bu çal›flmada periodontal tedavi sonras› mobil difllerin Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul stabilizasyonunu sa¤lamak amac› ile polietilen fiber splint Dt. Seher Yüksel uygulamas›n›n klinik ifllemleri anlat›lmaktad›r. Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, Anahtar kelimeler: Polietilen fiber, periodontitis, splint Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul G‹R‹fi Dt. Neslihan Nal Acar Diflhekimli¤inde fiberlerin kullan›m› oldukça yayg›nd›r. Doktora Ö¤rencisi, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, Fiberler; periodontal splint, endodontik post-kor ve sabit Periodontoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul protetik restorasyonlar›n yap›m›nda ve akrilik rezin kaidenin güçlendirilmesinde kullan›lmaktad›r. Prof. Dr. Ülkü Noyan Karbon-grafit, aramid, cam ve polietilen olmak üzere Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, 4 tip fiber mevcuttur. Karbon-grafit fiberler, polimetil Periodontoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul metakrilat (PMMA) yap›s›n›n güçlendirilmesinde kullan›lan, yap›n›n k›r›lma dayan›kl›l›¤›n› artt›ran ancak koyu renk dezavantaj› nedeniyle1,2,3,4 günümüzde, estetik dezavantaj›n›n göz ard› edilebilece¤i kanal postlar›nda kullan›lan fiber tipidir.5,6 Aramid fiberler ise sadece polimetil metakrilat (PMMA) yap›n›n güçlendirilmesinde kullan›l›rlar. Cam fiberler, periodontal ve ortodontik splintlerde, sabit protetik uygulamalarda; geçici ve daimi köprü yap›m›nda ve polimetil metakrilat protezlerde güçlendirme amac›yla kullan›lan ve tek yönlü fiber demetleri halinde çap› 12 µm. olan, 100-180.000 tane cam fiberden oluflan (Stick); fiber dokuma formunda cam fiberlerden oluflan çap› 5 µm. ve kal›nl›¤› 0,06 mm. olan (Stick-Net); ›fl›k ile polimerize olan dimetakrilat monomer ile doyurularak 39 7tepe klinik 2008-1 üretilmifl sabit protez yap›m›nda kullan›lan (Vectris) (Ivoclar) Bu çal›flman›n amac›, agresif periodontitis teflhisi ve Fibre-Kor (Jeneric/pentron); çapraz kilit örgülü flerit konulmufl ve periodontal tedavisi yap›lm›fl hastan›n tüm formunda haz›rlanan, post-kor restorasyonlarda, periodontal üst çene difllerinin stabilize edilmesi amac› ile fiber splint ve ortodontik splint yap›m›nda, geçici sabit restorasyonlarda uygulanmas›n›n klinik aflamalar›n› anlatmakt›r. kullan›lan cam fiber sistemi olan (GlasSpan) (Eaton) olarak OLGU kullan›l›rlar. Difl hekimli¤inde kullan›lan di¤er bir fiber tipi olan 19 yafl›nda erkek hasta difllerindeki mobilite nedeni polietilen fiberler ise post-core restorasyonlarda, periodontal ile Marmara Üniversitesi Periodontoloji Klini¤ine baflvurmufl ve ortodontik splintlerde, sabit protetik uygulamalarda, ve hastaya agresif periodontitis teflhisi konulmufltur. geçici ve daimi köprü yap›m›nda ve polimetil metakrilat Bafllang›ç periodontal tedaviyi takiben periodontal cerrahi protezlerde güçlendirme amac›yla kullan›lan fiberlerdir. tedaviye geçilmifltir. Cerrahi tedavi s›ras›nda kemik içi Retansiyon sa¤lanmas› amac› ile ortodontik tedavi 7,8 defektlerde rejenerasyon sa¤lamak amac›yla mine matriks ve travma sonras›nda, kemik kayb› ve difllerin mobilitelerinin proteini (Emdogain®, Straumann, ‹sviçre) ve s›¤›r kaynakl› görüldü¤ü periodontal hastal›klarda 7,9 difllerin daimi veya (NuOSS, Collegen Matrix, Inc. NJ, USA)kemik grefti geçici olarak splintlenmesi gerekebilir. ‹leri derece alveol uygulanm›fl, periodontal tedavinin tamamlanmas›ndan kemi¤i y›k›mlar›na ba¤l› olarak mobilitenin görüldü¤ü hemen sonra hasta Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›'na periodontal hastal›klarda, periodontal cerrahi sonras›nda sevk edilmifltir. Hastan›n klinik ve radyografik muayenesi okluzal kuvvetleri çok say›da difle da¤›tarak iyileflmeye yap›lm›fl ve üst çenesinde sol 6 no'lu difl haricinde tüm olanak vermek, çi¤neme fonksiyonunu düzeltmek ve difllerinin mevcut oldu¤u, var olan tüm difllerde belirgin hastan›n konforunu sa¤lamak için mobilite gösteren difllerin kemik kay›plar› gözlenmifltir (Resim 1A, 1B). Periodontal splintlenmesi ile 7,8,10 oklüzyondan kaynaklanan sekonder tedavide öngörülen sonucun al›nabilmesi için üst difllere travmalar engellenmifl olur.7,1 fiber splint (Connect; Kerr Hawe S.A., Bioggio, Switzerland) Difllerin splintlenmesine karar verildi¤inde kullan›lacak olan malzemenin ve splintleme tekni¤inin seçimi için çok say›da seçenek mevcuttur. Direkt splintleme tekni¤inde kullan›lan fiberle güçlendirilmifl fleritlerin kullan›m› kolayd›r, fiberler oldukça az yer kaplar ve estetik olarak kabul edilebilir niteliktedirler. 7,8,11 Periodontal splint yap›m› için kullan›lacak güçlendirici fiber seçilirken dokuma flerit fleklindeki fiberler seçilmelidir, çünkü dokuma flerit fleklindeki fiberler rezini tek yönde de¤il çok yönde güçlendirirler.1 Travmatik avülsiyon sonras› difllerin splintlenmesi s›ras›nda reimplante edilen difl ile stabilizasyon için Resim 1A. Hastan›n bafllang›ç klinik görüntüsü kullan›lan difl aras›nda bir miktar harekete izin verilmelidir. E¤er replante edilen difl, stabilize edici difle rijid flekilde ba¤lan›rsa ankiloz oluflma riski oldukça yüksektir.12 Fiber ile güçlendirilmifl rezin splintlerde difl, rezin ve fiberden oluflan tabakalar sayesinde difller birbiri ile kontakta tutularak splint yap›m›n›n temel amac› olan mobil difllerin stabilizasyonu sa¤lan›rken ayn› zamanda interproksimal alandaki tek fiber ile difllerin fizyolojik hareketlerinede imkân sa¤lanm›fl olur. Splintin mobilitesi difle ba¤lanmayan fiberin uzunlu¤u ile ayarlan›r, serbest kalan fiberin uzunlu¤u artt›kça splintin mobilitesi artar.12 Resim 1B. Hastan›n bafllang›ç radyolojik görüntüsü 40 Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas› uygulanmas›na karar verilmifltir. Hastadan bafllang›ç teflhis ölçüleri al›nm›fl ve elde edilen modeller artikulatöre al›narak üst sol 6 no lu diflin yerine uygun renk, flekil ve büyüklükte biodent gövde haz›rlanm›flt›r (Resim 2). Gövdenin lingualine and›rkat oluflturmak için oluk haz›rlanm›fl, ekstra mekanik tutuculuk elde etmek için üzerine frez ile küçük delikler aç›l›p, çentik kumlanm›flt›r. Fiber splintin simantasyonu öncesinde ortam, pamuk rulo tampon, ekartör ve tükrük emici yard›m› ile izole edilmifl, difller polisaj f›rças› ile su-pomza kar›fl›m› Resim 2. Hastan›n artikülatöre al›nan modelleri üzerinde haz›rlanan biodent gövde kullan›larak temizlenmifltir (Resim 3). Öncelikle difllerin palatinal yüzeylerine aç›lan 2 mm derinli¤inde 1mm geniflli¤indeki oluklar %37 lik fosforik asitle (Total Etch, Ivoclar -Vivadent AG, Shaan, Liechtenstein) 30 saniye asitlenmifl, su spreyi ile 30 saniye y›kanm›fl ve hava spreyi ile kurutulmufltur. Üretici firman›n talimatlar› do¤rultusunda önce Syntac Primer (Ivoclar-Vivadent AG, Shaan, Liechtenstein) uygulanm›flt›r. 15 saniyelik bekleme süresinden sonar difller hava ile kurutulmufltur. Daha sonra Syntac Adhesive (Ivoclar-Vivadent AG, Shaan, Liechtenstein) uygulanm›fl, 10 saniyelik bekleme süresi sonunda hava ile hafifçe kurutulmufltur. Son olarak destek Resim 3. Simantasyon öncesi polisaj aflamas› difllere Bonding ajan› (Heliobond, Ivoclar -Vivadent AG, Shaan, Liechtenstein) uygulanm›fl ve hava ile inceltilmifltir (Resim 4). 13 Fiber fleridin uygulanmas› öncesinde ak›flkan kompozitin (.Ælite Flo, Bisco, Inc., Schaumburg, IL, USA) bukkal interproksimal alanlara akmas›n›n engellenmesi amac› ile gingival embrazür bölgesine pasif olarak kamalar yerlefltirilmifltir. Al›nan teflhis modellerinin üzerinde difllerin palatinal yüzeylerine uygulanacak fiberin boyu ince bir mavi mum flerit kullan›larak tespit edilmifl ve elde edilen ölçülerde fiber flerit tek parça olarak özel makas› ile Resim 4. Palatinal oluklar›n simantasyona haz›rlanm›fl görüntüsü. kesilmifltir (Resim 5 ve 6). Rezin simana bat›r›lm›fl fiber Resim 5. Model üzerinde kesilecek fiberin boyunun mumla belirlenmesi. Resim 6. Belirlenen uzunlukta fiber fleridin kesilmesi. 41 7tepe klinik 2008-1 flerit, bukkalden ak›flkan kompozit ve lingualden kompozit TARTIfiMA rezin (Tetric Ceram; Ivoclar Vivadent ) uyguland›ktan sonra, Periodontal hastal›klar difllerin destek dokular›nda bonding uygulanm›fl olan palatinal oluklara bir presel ve harabiyete yol açarak fonksiyonel hareketler s›ras›nda bile titanyum nitrit kapl› el aletleri (Brilliant Esthetic Line okluzal travman›n oluflmas›na ve harabiyetin devam Composite Instrument, Coltène AG, Altstätten, Switzerland) etmesine neden olurlar. Bu vakalarda periodontal lezyonun yard›m› ile fiberin direncini artt›rmak amac›yla difl difl tedavisi ve okluzal düzenleme, destek dokular› güçlen- ilerletilerek yerlefltirilmifltir (Resim 7). Uygulama esnas›nda dirmek, mobiliteyi azaltmak ve fonksiyonu tekrar kazanmak biodent gövde olarak haz›rlanm›fl olan eksik sol üst birinci için splint tedavisi uygulamak gerekmektedir. molar difl fiberle beraber bofl alana yerlefltirilmifltir. Proksimal embrasürler temizlenmifl ve fiber flerit rezin esasl› siman (Variolink, Ivoclar Vivadent, Liechtenstein) ile adeziv olarak simante edilmifltir (Resim 8). Fazla siman f›rça ve difl ipi yard›m›yla temizlendikten sonra tüm ark hem bukkal yüzey hem de palatinal yüzeyden olmak üzere 40 ar saniye genifl uçlu prizmatik ›fl›k kayna¤› (Optilux, at 420 mw; Demetron Inc, Danbury Coon) ile polimerize edilmifltir. Polimerizasyon sonras›nda FRC üzerine ince bir katman ak›flkan kompozit rezin (Tetric Ceram; Ivoclar Vivadent) ilave edilerek tekrar 40 saniye polimerize edilmifltir. Artikülasyon ka¤›d› (Hanel, Roeko, 480 384, Germany) ile okluzyon kontrol edilip, Resim 8. Biodent gövde ile birlikte uygulanm›fl fiber splint. premature kontaklar elimine edildikten sonra kompozit cila frezleri ile cila ifllemi yap›lm›flt›r (Resim 9). Difllerin fiberle splintlenmesinin ard›ndan hastan›n üst çenesinden ölçü al›narak sert bir oklüzal plak haz›rlanm›flt›r (Resim 10). Hastadan bu pla¤› 6 ay boyunca yemekler hariç tam gün kullanmas› istenmifltir. Fiber splintin ise daimi olarak a¤›zda kalmas› planlanm›flt›r. 12 ayl›k kullan›m süresince hastam›zda herhangi bir estetik, fonksiyonel kay›p veya difletlerinde fiber kullan›m›na ba¤l› herhangi bir gingivitis belirtisi gözlenmemifltir. Fiber difl birleflim bölgelerinde sekonder çürü¤e rastlan›lmam›fl, fiberin difl ile kontakta oldu¤u bölgelerde ve biodent gövdenin birleflim yerinde herhangi bir ba¤lant› problemi Resim 9. Cilalanm›fl fiber splint. ortaya ç›kmam›flt›r. Resim 7. Fiberin uygulanmas› Resim10. Haz›rlanan okluzal plak. 42 Agresif Periodontitisli Hastada Fiber Splint Uygulamas› Splintleme tedavisinde; metal döküm altyap›lar, alt›n zasyon ifllemi gerçeklefltirilir. Ancak polimerizasyon ifllemi parsiyel kaplama dökümler, kompozit rezinle kaplanan tel tamamland›¤›nda yüzey oldukça pürüzlüdür ve fiber flerit örgüler, teller, kompozit rezinle kaplanan mobil difllerin yüzeye çok yak›nd›r. Fiber fleridin yüzeyine plak etraf›na sar›lan ortodontik ligatür telleri, amalgama tutunmas›n› engellemek ve homojen yüzey elde etmek gömülmüfl teller vb. çok çeflitli malzeme ve teknik amac›yla pürüzler giderilir ve yüzeye ak›flkan kompozit kullan›lmaktad›r.2 rezin uygulanarak polimerize edilir ve bitimi yap›l›r. Böylece Kompozit rezinle kaplanan teller, pinler, paslanmaz fiber flerit yüzeyi pürüzsüz hale gelmifl ve korunmufl olur.6 çelik örgüler, ligatür telleri gibi malzemelerin dental kompozit Strassler ve ark., Ribbond® Reinforcement flerit rezinlere kimyasal olarak ba¤lanamamalar› sonucunda uygulad›klar› 42-84 ay aras› takip ettikleri periodontal splint zaman içerisinde kopmalar oluflmas›, kopmalar sonucunda ve ortodontik retansiyon splinti vakalar›n›n hiçbirinde metal keskin uçlar›n hastan›n a¤›z içi dokular›n› irrite debondingle karfl›laflmad›klar›n›, splintlerin hiçbirinde k›r›k etmesi, fonksiyon alt›nda tekrarlanan streslere dayana- oluflmad›¤›n› çal›flmalar›nda belirtmifllerdir.14 mamalar›, splintlerin kötü estetik sonuçlar› ve kal›nl›k Fiber ile güçlendirilmifl rezin splintlerde interproksimal yaratma problemleri ile karfl›lafl›lm›flt›r.3 Bu problemlerin alanda kompozit rezinde çatlak hatta k›r›k oluflsa bile fiber giderilmesi amac›yla son y›llarda fiberlerle yap›lan stoplar›n varl›¤› sayesinde k›r›k ilerleyemez ve splintin konservatif splintler uygulanmaktad›r. yap›sal bütünlü¤ü bozulmaz. Oluflan k›r›k, stres k›r›c› 4,5,6 Fiber fleritlerle direkt splintleme yap›l›rken dikkat olarak pozitif faktör oluflturur ve difl ile rezin aras›ndaki edilmesi gereken noktalardan biri fleridin yerlefltirilmesidir. ba¤› korur.12 fieridin fonksiyonel olabilmesi için difllerin flekline iyi adapte olmas› gereklidir. Biodent gövde ilavesi ile hastan›n posterior oklüzyonu Öncelikle parmak bas›nc› ile difllere tamamlanm›fl ve hastan›n estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlar› adapte edilen difl ipi ile splintin uygulanaca¤› bölgedeki karfl›lanm›fl ve hasta stabil bir oklüzyona kavuflturulmufltur. 7,1 en uzak difllerin distallerinden distallerine olan bölge ölçülür ve bu rehber uzunluk kadar fiber, keskin dental makaslar›n SONUÇ bile bazen kesemeyece¤i kadar dayan›kl› olmas› nedeniyle Periodontal doku y›k›m› ile karakterize agresif peri- ve kesilirken fiberin ucundaki alan›n yap›s›n›n bozulmamas› odontitisli hastalar›n periodontal tedavi sonras› görülen için özel makas› ile kesilmelidir. mobilitelerinin azalt›lmas›, destek dokulara gelen kuvveti 4 Üretici firma talimatlar›na uygun olarak adeziv da¤›tarak travman›n ortaya ç›kard›¤› zarar›n tamirine imkan simantasyon yap›l›rken difllere asit ve adeziv uyguland›ktan verilmesi, gelen kuvvetin çok say›da difle da¤›t›lmas›, sonra, lingualden fiber flerit yerlefltirilmeden önce mobil rahats›zl›k hissi ve a¤r›n›n ortadan kald›r›lmas› ve çi¤neme diflleri stabilize etmek ve normal fonksiyonda makaslama fonksiyonunun düzeltilmesi amac› ile uygulanan fiber kuvvetleri ile difllerin splintten ayr›lmas›n› engellemek splintler konservatif bir tedavi alternatifidir. amac›yla ak›flkan kompozit bukkal interproksimal alanlardan KAYNAKLAR: uygulan›r.1 Ak›flkan kompozit uygulan›m› s›ras›nda gingival 1. embrazür bölgesine ak›flkan kompozitin ak›fl›n› engellemek amac› ile pasif olarak kamalar yerlefltirilir. 2. Hughes ve Strassler çal›flmas›nda ikinci ölçü maddesi ile bu bölgelerin block-out yap›lmas›n›n kaman›n pasif 3. olarak yerlefltirilmesine alternatif di¤er bir yöntem oldu¤unu belirtmifllerdir. Ancak ‹kinci ölçü maddesi 4. kullan›laca¤› durumda bölgede kalan nemin ba¤lant›ya zarar vermemesi için asit uygulamas› ve kurutulmas› 5. ifllemi sonras›nda ölçü maddesinin uygulanmas› gerekti¤i tespit edilmifltir. 6 6. Fiber flerit adaptasyonu tamamland›ktan sonra fazla 7. kompozit rezin ortamdan uzaklaflt›r›l›r ve ›fl›kla polimeri43 Strassler HE, Haeri A, Gultz JP. New-generation bonded reinforcing materials for anterior periodontal tooth stabilization and splinting. Dent Clin North Am 1999;43:105-26. Vallittu PK. Prosthodontic treatment with a glass fiber-reinforced resin-bonded fixed partial denture: A clinical report J Prosthet Dent 1999; 82:132-5. Freilich MA, Meiers JC, Duncan JP, Goldberg AJ. Fiber reinforced composites in clinical dentistry. 1st ed. Quintessence publishing co. Chicago 2000. Strassler HE, Haeri A, Gultz JP. New-generation bonded reinforcing materials for anterior periodontal tooth stabilization and splinting. Dent Clin North Am 1999; 43:105-26. Freilich MA, Duncan JP, Alarcon EK, Eckrote KA, Goldberg AJ. The design and fabrication of fiber-reinforced implant prostheses. J Prosthet Dent 2002; 88:449-54. Hughes TL, Strassler HE. M›n›m›z›ng excessive composite resin when fabricating fiber- reinforced splints. JADA 2000; 131:977-979. Papazoglou E, Anagnostou M. Adaptation of fiber-reinforced strip using dental floss for the direct splinting technique J Prosthet Dent 2004;92:600-1. 7tepe klinik 2008-1 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. Ferreira ZA, de Carvalho EK, Mitsudo RS, Bergamo PM. Bondable reinforcement ribbon: Clinical applications. Quintessence Int 2000;31:54752. Andreasen JO. Buonocore memorial lecture. Adhesive dentistry applied to the treatment of traumatic dental injuries. Oper Dent 2001;26:328-35. Nyman SR, Lang NP. Tooth mobility and the biological rationale for splinting teeth. Periodontol 2000 1994;415-22. Rada RE. Mechanical stabilization in the mandibular anterior segment. Quintessence Int 1999;30:243-8. Strassler HE, Serio FG. Physical behaviors of fiber reinforcement as applied to tooth stabilization. Dent Clin North Am 1999; 43(1): 7-35. Calamia JR, Calamia CS. Porcelain Laminate Veneers: Reasons for 25 Years of Success. Dent Clin N Am 2007; 51: 399-417. Strassler H, Brown C. Periodontal Splinting with a Thin High-Modulus Polyethylene Ribbon. Com Con Education in Dent 2001; 22 (8):696-708. 44 Cerrahi Siliyal› Kist: ÖZET Sinüs membran› epitel art›klar›n›n cerrahi bir müdahale ile kemik içine tafl›nmas› ve bu epitel art›klar›n›n kistik de¤iflime Vaka Raporu u¤ramas› ile asemptomatik geliflen bir kemik içi kisttir. Asya kökenlilerde s›kl›kla izlenen bu kistin maksiller sinüs cerrahisi sonras› geliflti¤i ve insidans›n›n %20 oldu¤u bildirilmektedir. 40 ile 50 yafllar›nda izlenen cerrahi siliyal› kist, radyografide uniloküler iyi s›n›rl› radyolüsent bir görüntü verir. Bu vaka raporunda sol maksiller molar bölgede lokalize bir cerrahi siliyal› kist sunulmaktad›r. Anahtar Kelimeler: Cerrahi siliyal› kist, travmatik çekim. G‹R‹fi Cerrahi siliyal› kist 1927 y›l›nda Kubo taraf›ndan Fatih Cabbar kronik sinüzitin cerrahi tedavisi sonras› geliflen maksiller DDS, MSc Yeditepe Üniversitesi, bir kist olarak tan›mlanm›flt›r. Literatürde postoperatif A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal› maksiller kist veya paranazal kist olarak da adland›r›l›r. Maksiler sinüs duvar›na komflu psödostratifiye kolumnar Doç. Dr. Nil Çomuno¤lu epitel ile çevrili kemik içi bir kist olup cerrahi s›ras›nda Yeditepe Üniversitesi, T›p Fakültesi, Patoloji Anabilim Dal› musin salg›layan normal sinüs epitelinin kemik içine geçmesiyle geliflti¤i düflünülmektedir. En s›k maksiller sinüs cerrahisi geçiren Asya kökenli bireylerde görüldü¤ü ve bu hastalarda görülme s›kl›¤›n›n %20 oldu¤u rapor edilmifltir. 1,2,3 Basu, bu kistin Asya kökenli bireyler d›fl›ndaki bireylerde rapor edilen insidans›n daha yüksek olabilece¤ini ve hatal› histopatolojik tan›lar›n da insidansa etkili olabilece¤ini ileri sürmüfltür. 4 Cinsiyetler aras› anlaml› bir fark gözlenmedi¤i ve 40 ile 50 yafllar›nda en s›k rastland›¤› bildirilmektedir. 5 Klinik olarak lokalize, asemptomatik ancak agresif özelliktedir ve bununla birlikte baz› vakalarda alveoler kemikte veya damakta ekspansif bir flifllik görülebildi¤i, a¤r› ve fistül geliflebildi¤i rapor edilmifltir. 3,5 Lezyon genellikle rutin radyografik incelemelerde fark edilir ve s›n›rlar› belirgin, uniloküler, maksiller sinüs ile yak›n iliflkide bir radyolüsent görüntü izlenir. Genellikle unilateral rastlanmakla beraber bilateral lezyonlarda rapor edilmifltir.3 Bu makalede travmatik difl çekimine ba¤l›, sol maksiller molar bölgede geliflen bir cerrahi siliyal› kist vaka raporu sunulmaktad›r. VAKA RAPORU Fakültemize difl tedavisi için baflvuran 63 yafl›ndaki erkek hastan›n radyografik incelemesinde sol maksiller molar bölgede s›n›rlar› belirgin uniloküler radyolüsent görüntü veren bir lezyon gözlenmifl (Resim 1) ve hasta 45 7tepe klinik 2008-1 A¤›z Difl Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal›na travmatik çekim s›ras›nda sinüs membran epitelinin çekim yönlendirilmifltir. Al›nan anamnezde 15 y›l önce hastadan soketine tafl›nd›¤› ve kistin bu epitel art›klar›ndan geliflti¤ini sol maksiller molar bölgede travmatik bir difl çekimi düflünmekteyiz. yap›ld›¤› ö¤renildi. Klinik olarak alveolar krette ekspansiyon, palpasyonda a¤r› ve hassasiyet izlenmedi. Kemik devaml›l›¤› izlenen bölgede mukoza normal görünümdeydi (Resim 2). Lokal anestezi alt›nda lezyon enükle edildi. Kist epiteli %10 formalin solusyonu içinde fikse edilerek rezidüel kist ön tan›s›yla histopatolojik inceleme için Yeditepe Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim dal›na gönderildi. Histopatolojik incelemelerde musin salg›layan müköz hücreler içeren psödostratifiye kolumnar epitel saptanm›flt›r. Bununla birlikte kist duvar›nda inflamatuvar hücreler görülmüfl ve klinik veriler ile uyumlu olarak cerrahi siliyal› kist tan›s› konmufltur (Resim 3). Rutin takiplerde herhangi Resim 1: Cerrahi siliyal› kistin radyografik görüntüsü bir patoloji izlenmemifltir. TARTIfiMA Cerrahi siliyal› kist, kemikte görülen nadir kistlerden biri olup en s›k Asya kökenli bireylerde görüldü¤ü ve bu bireylerde görülme insidans›n›n %20 oldu¤u bildirilmektedir. Bununla birlikte kronik maksiller sinuzit tedavisi amac›yla uygulanan radikal cerrahi sonras› %3 ile %20 oran›nda geliflen gecikmifl bir komplikasyon olarak da tan›mlanmaktad›r.1,2,3 Nakajima, bu oran›n daha yüksek olabilece¤ini, radikal sinüs cerrahisi geçiren hastalarda %50 oran›nda gözlenebilece¤ini bildirmifltir.6 ‹nsidans› hakk›nda farkl› görüfllerin bulunmas›, kistin yavafl geliflmesi, operasyondan 10 ile 20 y›l sonra gözlenmesi ile aç›klanmaktad›r.7 Bununla birlikte literatürde Resim 2: Hastan›n intraoral görüntüsü cerrahi ifllemden 49 y›l sonra rapor edilen vakalar bulunmaktad›r.1 Cerrahi siliyal› kistin patogenezinde sinüs membran› epitel art›klar›n›n cerrahi bir operasyon ile kemik içine tafl›nmas› veya geliflmekte olan maksiller sinüsün rejenere olan granulasyon dokusu ile tamamen dolmadan ostiumun erken kapanmas›n›n rol oynad›¤› bildirilmektedir.1 Sinüs membran›n›n cerrahi aletler veya greftlerle de tafl›nabilece¤i bildirilmektedir. Travmatik çekimlerin, sinüs taban›na yak›n kökleri bulunan difllerde uygulanan apikal rezeksiyonun.8, caldwell-luc prosedürünün veya ortognatik cerrahinin sinüs epitelinin tafl›nmas›na neden olabilece¤i bildirilmektedir 9,10 Literatürde maksilla ve mandibulaya birlikte uygulanan ortognatik cerrahi sonras› alt çenede geliflen 4 vaka rapor edilmifltir.11,12,13,14 Hastadan 15 y›l önce gerçeklefltirilen 46 Resim 3: Kist epitelinin histopatolojik kesiti: Müköz hücreler içeren psödostratifiye kolumnar epitelyum (siyah ok) ve inflamatuvar hücre infiltrasyonu (beyaz ok) (H&Ex40). Cerrahi Siliyali Kist: Vaka Raporu Cerrahi siliyal› kistin histopatolojik incelemelerinde genellikle solunum epiteline benzer psödostratifiye siliyal› 11) kolumnar epitel gözlendi¤i; bununla birlikte basit kolumnar, kuboidal veya skuamöz de¤iflimler gözlenebildi¤i de 12) bildirilmektedir.1,3 Sugar ve ark. antral mukozayla benzer 13) yap›da epitel içeren bir vaka rapor etmifltir.10 Cerrahi siliyal› kistin, daha s›k gözlenen maksiller antrumun müköz 14) retansiyon kisti, antral psödokist ve müköz impaction fenomeni ile ay›rt edildi¤i.15 ancak aspire edilen kist s›v›s›nda glikozaminoglikanlar›n gözlenmesinin operasyon öncesi 15) tan›da önemli bir bulgu oldu¤u bildirilmektedir.5,8 Ay›r›c› 16) tan› gerçeklefltirilirken kistin odontojenik kökenli olabilece¤inin dikkate al›nmas› gerekti¤i rapor edilmektedir. En s›k dentigeröz ve odontojenik keratokistlerde görülmekle beraber odontojenik kist epitelinin solunum epiteline benzer de¤iflimler gösterebilece¤i bildirilmifltir.16 Yoshikawa ve ark. cerrahi siliyal› kistin tedavisinde, büyük boyuttaki kistlerde nazal antrostomi ile birlikte kist epitelinin tamamen ç›kart›lmas›n› önermifltir. ‹nce kemik duvar›n›n izlendi¤i veya kemikte genifl perforasyonlara neden olan kistlerin marsupyalizasyon ile tedavi edilebilece¤ini ve bu kistlerde rekürrenslerin gözlenebilece ¤ini bildirmifltir.2 Odontojen kaynakl› olmayan ve maksiller sinüse yak›n komfluluktaki lezyonlar›n teflhisinde, hastan›n al›nan anamnezinde daha önceki travma ve cerrahi ifllemlerin varl›¤›nda ve histopatolojik tan›n›n konmas›nda cerrahi siliyal› kistin dikkate al›nmas› gerekti¤ini düflünmekteyiz. KAYNAKLAR: 1) Kaneshiro S, Nkajima T, Yoshikawa Y, et al: The postoperative maxillary cyst: Report of 71 cases. J Oral Surg 1981, 39: 191. 2) Yoshikawa Y, Nakajima T, Kaneshiro S, et al: Effective treatment of the postoperative maxillary cyst by marsupialisation. J Oral Maxillofac Surg 1982, 40: 487. 3) Shik CK: the post-operative maxillary cyst: Report of 14 cases. Taehan Chikkwa Uisa Hyophoe Chi 1989, 27: 1049. 4) Basu MK, Rout PG, Rippin JW, et al: The post-operative maxillary cyst: experience with 23 cases: Int J Oral Maxillofac Surg 1988, 17: 282. 5) Yamamoto H, Takagi M. Clinicopathological study of the postoperative maxillary cyst. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1986, 62: 544-8. 6) Nakajima T: Surgical ciliated cyst: a delayed complication in a case of maxillary ortognathic surgery. J Oral Maxillofac Surg 1993, 51: 708. 7) Amin F, Lee R. Surgical ciliated cyst after maxillary orthognathic surgery: Report of a case. J Oral Maxillofac Surg 2003, 61: 138-41. 8) Smith G, Smith AJ, Basu MK, Rippin JW. The analysis of fluid aspirate gylcosaminoglycans in diagnosis of the postoperative maxillary cyst (surgical ciliated cyst). Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1988, 65: 222-4. 9) Hayhurst DL, Moenning JE, Summerlin DJ, Bussard DA. Surgical ciliated cyst: a delayed complication of maxillary ortognathic surgery. J Oral Maxillofac Surg 1993, 51: 705-8. 10) Sugar Aw, Walker DM, Bounds GA. Surgical ciliated (postoperative maxillary) 47 cyst following mid-face osteotomies. Br J Oral Maxillofac Surg 1990, 28: 264-7. Aufricht G. Combined nasal plastic and chin plastic: correction of microgenia by osteocartilaginus transplant from large hump nose. Am J Surg 1934, 25: 292-6. Nastri AL, Hokey SR. Respiratory epithelium in a mandibular cyst after grafting of autogenous bone. Int J Oral Maxillofac Surg 1994, 23: 372-3. Anastassov GE, Lee H. Respiratory mucocele fromation after augmentation genioplasty with nasal osteocartilaginus graft. J Oral Maxillofac Surg 1999, 57: 1263-5. Koutlas IG, Gillum RB, Haris MW, Brown BA. Surgical (implantation) cyst of the mandible with ciliated respiratory epithelial lining : a case report. J Oral Maxillofac Surg 2002, 60: 324-4. Gardner DG, Gullane PJ. Mucocele of the maxillary sinus. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1986, 62: 538-43. Gorlin RJ: Potentialities of oral epithelium manifested by mandibular dentigerous cysts. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1957, 10: 271. Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: ÖZET Günümüzde American Academy of Pediatric Dentistry (AAPD) erken çocukluk dönemi çürüklerini "Bir çocu¤un 6 yafl›ndan önce (≤ 71 ay) süt difllerinde bir veya daha fazla çürüklü (kavitesiz ya da kaviteli), çekilmifl (çürük nedeniyle) ya Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, da dolgulu difl yüzeyi varl›¤›" olarak tan›mlamaktad›r. Uzun Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi oldu¤u bilinmektedir. Ancak çocu¤a bakan kiflinin a¤›z difl sa¤l›¤›, süreli biberon kullan›m› ve anne sütü verilmesinin EÇÇ ile iliflkisi anne sütü verilen bebeklerde memenin fiziksel olarak a¤›zda bulunmas›n›n etkisi, biberonun içeri¤i, çocu¤a verilen kat› yiyeceklerin özellikleri ve verilifl biçimleri de göz önüne al›nmal›d›r. EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye yönelik e¤itim ve dan›flmanl›k programlar›na odaklan›lmaktad›r. Bu yayg›n tipteki hastal›¤›n Yrd. Doç. Dr. Senem Selvi Kuvvetli tedavisindeki en büyük güçlük bu çocuklar›n özellikle yafllar›n›n Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi, küçük olmas›ndan dolay› yap›lacak ifllemlere uyum Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul gösterememesidir. Ayr›ca difllerdeki çürük lezyonlar›n›n geniflli¤i ve özellikle de üst ön bölge difllerinin afl›r› harabiyetinin Yrd. Doç. Dr. fiule Kavalo¤lu Ç›ld›r Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi, giderilmesi genel anestezi uygulamalar›n› zorunlu k›lmaktad›r. Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul EÇÇ'nin a¤›z difl sa¤l›¤› ile birlikte, genel sa¤l›¤› da tehdit eden, beslenme ve uyku düzeninde bozukluklara, psikolojik ve geliflimsel Prof. Dr. Nüket Sandall› problemlere neden olabilen önemli bir sa¤l›k sorunu oldu¤u Yeditepe Üniversitesi, Difl hekimli¤i Fakültesi, kabul edilmelidir. Pedodonti Anabilim Dal›, ‹stanbul Anahtar Kelimeler: Erken çocukluk dönemi, difl çürükleri, koruyucu yaklafl›mlar G‹R‹fi Küçük çocuklarda erken dönemde görülen difl çürüklerini ilk olarak 1930'lu y›llarda Beltrami isimli araflt›rmac› "les dent noire de tout-petits" - "çok küçü¤ün siyah diflleri" olarak tan›mlam›fl ve "Melanodontie Infantile" olarak adland›rm›flt›r.1 Daha sonra, 1962 y›l›nda Dr. Elias Fass bebeklerde görülen difl çürüklerini kapsaml› olarak tan›mlad›¤› bir makale yay›nlam›fl ve "nursing bottle mouth - biberon a¤z›" terimini kullanm›flt›r. Dr. Fass günümüzde oldukça iyi bilinen bu çürük tipini "tüm üst süt kesici diflleri, üst ve alt birinci süt az›lar› ve alt süt köpek difllerinin etkilendi¤i" ve "beklenenin aksine alt çenedeki dört süt kesici diflin ya hiç etkilenmedi¤i ya da çok hafif etkilendi¤i" biçiminde betimlemifltir.2 Bunun nedeni de alt kesici difllerin genellikle emme pozisyonu s›ras›nda dilin konumu nedeniyle do¤al olarak korunmas› ve bu sayede çürükten etkilenmemesi olarak gösterilmektedir.3 Daha sonraki y›llarda ‹ngilizce literatürde “nursing caries, nursing bottle syndrome, night bottle mouth, baby bottle 48 Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi tooth decay", Türkçe literatürde ise "biberon çürü¤ü" terimi beslenmenin de bu çok yayg›n hastal›¤›n etiyoloji ve yayg›n olarak kullan›lm›fl ve konuyla ilgili ilk görüfllerin patogenezinde önemli rolü vard›r. Bu nedenle erken yeniden gözden geçirilmesine kadar bu terimler varl›¤›n› çocukluk dönemi çürükleri de dahil olmak üzere tüm difl sürdürmüfltür. 1994 y›l›nda ABD - Atlanta'da CDCP - çürüklerinin diyeto-bakteriyel bir hastal›k oldu¤u ve Hastal›klar›n Kontrolü ve Önlenmesi Merkezi'nde bir etyolojisinin anlafl›lmas›nda ve önlenmesindeki konferans gerçeklefltirilmifltir. Bu toplant›da, uzun süreli yaklafl›mlar›n bu noktadan yola ç›kmas› gerekti¤i ileri biberon kullanma al›flkanl›¤›n›n difl çürü¤ü oluflma riskini sürülmektedir.11 artt›rd›¤› kabul edilirken, tek ve en önemli neden Çürük yap›c› bakteriler olarak kabul edilen mutans olmayabilece¤i ileri sürülmüfltür. Bu nedenle bebeklerde streptokoklar›n›n (MS) EÇÇ ile iliflkili oldu¤u kabul ve okul öncesi çocuklardaki tüm difl çürükleri için daha az edilmektedir.3 EÇÇ'ne sahip çocuklar›n tükürük mutans spesifik bir terim olan "Early childhood caries - Erken streptokok düzeylerinin yüksek oldu¤u 12,13 ve bu çocukluk dönemi çürükleri - EÇÇ" önerilmifltir.4 mikroorganizmalar›n da genellikle annelerinden geçti¤i Günümüzde American Academy of Pediatric Dentistry bildirilmifltir.14,15 Asidojenik mikroorganizmalar›n say›s›n›n (AAPD) erken çocukluk dönemi çürüklerini "Bir çocu¤un yüksek olmas› ile birlikte karbonhidrat al›m›n›n da s›k 6 yafl›ndan önce (≤ 71 ay) süt difllerinde bir veya daha olmas›, plak pH's›n› daha uzun süreli olarak düflük b›rakacak fazla çürüklü (kavitesiz ya da kaviteli), çekilmifl (çürük miktarda asit üretilmesine neden olur ve bunun sonucunda nedeniyle) ya da dolgulu difl yüzeyi varl›¤›" olarak da çocu¤un diflleri demineralize olabilir.3 tan›mlamaktad›r. 3 yafl›ndan küçük çocuklarda herhangi Mutans streptokoklar›n›n difllerin sürmesini izleyen bir düz yüzey çürü¤ü bulunmas›n›n fliddetli erken çocukluk aylarda kolonize olmaya bafllad›klar› ve "infektivite dönemi çürü¤ü (fi-EÇÇ) göstergesi oldu¤u bildirilmektedir. penceresi" ad› verilen ve yaklafl›k 2 yafl›na kadar süren Ayr›ca 3 ile 5 yafl aras›ndaki çocuklarda dmft skoru 3 yafl özel bir dönem boyunca kolonizasyonun devam etti¤i için ≥4, 4 yafl için ≥5 ve 5 yafl için ≥6 oldu¤unda fi-EÇÇ bildirilmektedir.16 olarak say›lmaktad›r.5 Mutans streptokoklar›n›n virülans›n› etkileyen çeflitli (Resim 1) Bu yeni terim tüm dikkatin biberon kullan›m› üzerine faktörler bulunmaktad›r. Özellikle dental plaktaki bakterilerin yo¤unlaflmas›n› önleyerek, bebeklerde ve küçük çocuklarda bir arada bulunmas›n› sa¤layan ekstrasellüler polisakka- yayg›n difl çürüklerinin oluflmas›na katk›da bulunan di¤er ridlerden glukan›n sentezlenmesinin önemli bir virülans tüm davran›flsal, psikososyal ve sosyoekonomik faktörlerin faktörü oldu¤u bilinmektedir. Dental plakta bulunan di¤er de fark›na var›lmas›n› sa¤lam›flt›r. EÇÇ'nin etiyolojisindeki bakterilerin mutans streptokoklar› taraf›ndan sentezlenen karmafl›kl›¤›n anlafl›lmas›, biberon kullan›m›n›n d›fl›nda glukoziltransferaz-B enzimi sayesinde sayesinde glukan di¤er faktörleri de hedefleyen daha yenilikçi yöntemlere üretebildi¤i ve difl çürüklerinin önlenmesinde bu enzimin dayanan stratejiler gelifltirilmesini hedef al›nmas› gerekti¤i bildirilmektedir. 11 Ayr›ca mu- sa¤lamaktad›r.6 Süt veya di¤er tatl› içeceklerin biberonla içilerek tans streptokoklar›n›n ATPaz enzimi sayesinde yüksek uyunmas›n›n her zaman difl çürüklerine yol açmad›¤›n› asidik bir çevrede yaflayabilmeleri de virülanslar›n› gösteren araflt›rmalar da bulundu¤undan bu terimin kullan›lmas› desteklenmifltir. Biberon kullan›m›n›n yayg›n olmad›¤› Çin, Tayland ve Tanzanya gibi ülkelerde küçük çocuklar›n üst süt kesici difllerinde yüksek oranda çürük görülmesi, 7,8,9 bunun yan›nda ABD'deki 4 ve 5 yafl grubundaki çocuklarda, biberon kullan›m›n›n b›rak›lmas›na karfl›n yine üst süt kesici difllerinde çürüklerin geliflmesi bu duruma örnek olarak gösterilebilmektedir.10 EÇÇ'N‹N ET‹YOLOJ‹S‹ Difl çürüklerinin bulafl›c› ve aktar›labilir bir hastal›k oldu¤u 1960'tan beri bilinmektedir. Bunun yan› s›ra 49 Resim 1. fiiddetli erken çocukluk dönemi çürü¤ü (EÇÇ) tan›m›na uyan 4 yafl›ndaki k›z hastan›n a¤›z içi görüntüsü. 7tepe klinik 2008-1 etkilemektedir. Baz› fluorid bileflikleri ile bu enzimin diyetle karbonhidrat al›n›m› fazla ise; annesi ya da bebe¤in bask›lanmas› da difl çürüklerinin önlenmesin de önemli bak›m›n› üstlenen kifli kafl›¤› a¤z›na sokarak yeme¤in görülmektedir.17 ›s›s›n› kontrol ediyor ve çürük yap›c› mikroorganizmalar›n de Carvalho ve ark., EÇÇ görülen çocuklar›n dental bebe¤in a¤›z ortam›na geçifline neden oluyor ise, tükürük plak ve enfekte dentin öreneklerinde yapt›klar› mikrobiyolojik ak›fl›n›n bu flekilde k›s›tlanmas› daha da önem kazan- de¤erlendirme çal›flmalar›n›n sonucunda mutans maktad›r.11 (Resim 3) streptokoklar›n›n ve candida türlerinin, özellikle de C. Uzun süreli biberon kullan›m› ve anne sütü verilmesinin Albicans'›n yüksek düzeyde oldu¤unu belirlemifllerdir. erken çocukluk dönemi çürükleri ile iliflkisi oldu¤u Araflt›rmac›lar mayalar›n varl›¤› ile erken dönem difl bilinmektedir. Ancak erken çocukluk dönemi çürüklerinin çürüklerinin görülmesi aras›nda anlaml› bir iliflki oldu¤unu etiyolojisi araflt›r›l›rken çocu¤a bakan kiflinin a¤›z difl sa¤l›¤›, ileri sürmüfllerdir.18 anne sütü verilen bebeklerde memenin fiziksel olarak Küçük çocuklar›n beslenme modelleri ie EÇÇ a¤›zda bulunmas›n›n etkisi, biberonun içeri¤i, çocu¤a iliflkisi: verilen kat› yiyeceklerin özellikleri ve verilifl biçimleri de Bebekleri biberonla yata¤a yat›rman›n geçmiflte oldu¤u göz önüne al›nmal›d›r.11 gibi günümüzde de yayg›n bir al›flkanl›k oldu¤u bilin- EÇÇ'nin gelifliminde çeflitli risk faktörleri etkili olmaktad›r. mektedir. Bu konuda yay›nlanan çal›flmalar incelendi¤inde Hallet ve O'Rourke sosyal risk faktörleri olarak, beyaz ›rk ebeveynlerin %18-85'inin çocu¤unu biberonla yat›rmakta d›fl›ndaki etnik gruplardan olmak, cinsiyetin erkek olmas› yat›rd›¤›;6 bununla birlikte, gece ve çocu¤un do¤umu s›ras›nda annenin yafl›n›n genç biberon kullanan çocuklar›n bir bölümünde difl çürükleri olmas›n› göstermifllerdir. Bunun yan›nda, davran›flsal risk oluflurken, bir bölümünde ise çürü¤e rastlanmad›¤› faktörleri olarak da gün içerisinde biberon kullan›lmas› ve görülmektedir. 19,20,21 Biberonun kullan›m fleklini irde- gece çocu¤un biberonla yata¤a yat›r›lmas› bildirilmifltir.28 oldu¤u veya geçmiflte leyen araflt›rmalarda geceleri biberonla temas süresinin önemli oldu¤u vurgulanmaktad›r. Biberonla temas süresi uzad›kça difl çürüklerinin görülmesi olas›l›¤› da artmaktad›r.22,23 Biberonun içeri¤inin de çürük oluflumunda etkili oldu¤u bildirilmektedir. Su konuldu¤unda herhangi bir çürük yap›c› etki göstermedi¤i bilinmektedir. Ancak bu konudaki bir araflt›rmada 6 ay ile 5 yafl aras›ndaki çocuklar›n biberonuna genellikle suyun d›fl›nda içecekler konuldu¤u belirlenmifltir.19 Anne sütü veya inek sütünün çürük yap›c› etkisi oldu¤u tart›flmal›d›r. Hayvan çal›flmalar›nda sukroz çözeltisi ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda sütün daha az oranda çürü¤e yol açt›¤› gösterilmifltir.24,25 Bununla birlikte süte fleker eklenmesi sütü çürük yap›c› hale getirmektedir.25 Resim 2. Üst çenede süt kesici difllerin labial ve palatinal yüzeyleri ile birinci süt az› diflinin palatinal yüzeyinin etkilendi¤i EÇÇ. ‹ste¤e ba¤l› anne sütü verilmesi de potansiyel olarak çürük oluflturabilme riski tafl›yan tart›flmal› ve hakk›nda yay›nlanm›fl az say›da araflt›rma bulunan bir konudur. Uzun süreli ve gece devam eden anne sütü ile besleme ve üst süt kesici difllerde çürük görülmesi aras›ndaki iliflkiyi gösteren olgular bildirilmifltir.26, 27 Anne sütü alan bebeklerde meme bafl›n›n bebe¤in a¤z›nda uzun süre kalmas› üst çenedeki difllerin palatinal yüzeyleri ve kesicilerin labial yüzeylerine tükürük ak›fl›n› k›s›tlamaktad›r (Resim 2). Tükürük salg›s›n›n azalmas›n›n difl çürüklerine neden oldu¤u iyi bilinmektedir. Bunun yan› s›ra bebe¤e ayr›ca fleker içeren g›dalar veriliyorsa, yani 50 Resim 3. 20 ayl›k k›z hastada gece uyku s›ras›nda bala bat›r›lm›fl emzi¤in verilmesine ba¤l› olarak geliflen EÇÇ. Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi Eronat ve ark.'n›n 2-13 yafllar aras›ndaki 500 Türk EÇÇ'N‹N EP‹DEM‹YOLOJ‹S‹ Okul öncesi dönemdeki çocuklar›n çürük prevalans›n› çocu¤unun çürük prevalans›, beslenme al›flkanl›klar› ve inceleyen çal›flmalar›n, konunun önemi göz önüne difl f›rçalama al›flkanl›klar›n› inceledikleri çal›flmada 2-4 al›nd›¤›nda az say›da oldu¤u görülmektedir.6 Sanayileflmifl yafl grubu için prevalans %34.6 ve dft ortalamas› 1.08 toplumlarda difl çürüklerinin s›kl›¤›n›n 1967'den beri azalma olarak bildirilmifltir. Araflt›rman›n sonucunda yüksek düzeyde e¤ilimi gösterdi¤i bilinmektedir. Ancak yine de baz› fleker tüketimi ile çürük deneyimi aras›nda pozitif bir iliflki toplumlarda dmft düzeylerinin yüksek oldu¤u görülmektedir. bulundu¤u ve çürük düzeyi yüksek olan çocuklar›n difl 1992'de 4 yafl›ndaki Japon çocuklar›nda dmft skoru 5.7 f›rçalama al›flkanl›klar›n›n oldukça düflük oldu¤u bildirilmifltir. iken ayn› yafl grubundaki Fin çocuklar› için bu de¤erin 0.6 Ayr›ca annelerin e¤itim düzeyi ile çürük prevalans› aras›nda oldu¤u bildirilmifltir.29 da ters bir iliflki bulundu¤u görülmüfltür.35 Milnes'in üst çene ön difllerdeki çürüklerin epide- Kuvvetli ve ark. 5 yafl grubundaki 300 Türk çocu¤unun miyolojisi ile ilgili derlemesinde Avrupa, Asya, Ortado¤u kavitesiz ve kaviteli çürük lezyonlar›n›n prevalans›n› ve Kuzey Amerika'da yap›lan çal›flmalar ele al›nm›fl ve araflt›rd›klar› çal›flmalar›nda tüm çürük tipleri için prevalans çürük s›kl›¤›n›n en yüksek düzeyde Afrika ve Güneydo¤u % 45.7 ve dft ortalamas› 1.93 olarak bulunmufltur. Çal›flman›n Asya'da görüldü¤ü bildirilmifltir. Bunun yan›s›ra bat› sonucunda kaviteli lezyonlar›n say›s›n›n daha fazla olmas›na Avrupa'n›n geliflmifl ülkelerinde de bu çürük tipinin yayg›n karfl›n kavitesiz lezyonlar›n da belirgin düzeyde yayg›nl›k oldu¤u görülmüfltür.30 ABD'de yürütülen ulusal bir çal›flmada (%30) gösterdi¤i bildirilmifltir.36 (Resim 4) ise 2 ile 4 yafl aras›ndaki çocuklarda dmfs ortalamas›n›n ‹sveç'te 2-3 yafl grubu 221 çocu¤un çürük prevalans› 1,2 oldu¤u ve çocuklar›n % 17'sinde çürük görüldü¤ü s›ras› ile % 7 ve % 18 olarak bildirilmifltir.37 Çin'de 0-4 yafl bildirilmifltir.31 grubu 353 çocuk için çürük prevalans› % 18,38 Hindistan'da Kanada'da yürütülen bir çal›flmada özel bir bölgede yaflayan 3-5 yafl aras› çocuklarda EÇÇ prevalans› %52 yafllar› 8-48 ay aras›nda de¤iflen 530 çocuk için ise % 44 olarak bildirilmifltir. 39 olarak bildirilmifltir. Yafl gruplar›na ayr› ayr› bak›ld›¤›nda çürük prevalans› 3 yafl için %44, 5 yafl için %57 olarak EÇÇ'N‹N ÖNLENMES‹: bulunmufltur. dmft ortalamalar› da 3 yafl için 5.2 ve 5 yafl EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme için 6.1 olarak bildirilmifltir. Oldukça yayg›n oldu¤u görülen al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye yönelik e¤itim ve dan›flmanl›k EÇÇ'nin her iki yafl grubunda da erkek çocuklarda daha programlar›na odaklan›lmaktad›r. Ayr›ca uzun y›llar önce fazla görüldü¤ü Dr.Fass'›n bu konudaki önerilerinin de hala geçerli oldu¤u belirlenmifltir.32 Brezilya'n›n sosyoekonomik düzeyi düflük bir görülmektedir: "Üç yafl›n alt›ndaki çocuklar›n ailelelerinin bölgesinde yaflayan 12-36 ay aras›ndaki çocuklar üzerinde pek az› difl muayenesine gereksinim duymaktad›r. Oysa yürütülen bir çal›flmada çürük prevalans› % 28.4 olarak çocuk doktorlar› çocuklar› üç yafl›ndan önce görme olana¤›na bulunmufltur. Araflt›rmac›lar, EÇÇ prevalans›n›n yemek sahiptir. Bu doktorlar›n aileleri çocuklar› küçükken, erken aralar›nda flekerli g›dalar›n al›n›m› ve yaflla artt›¤›n›, dönemde difl muayenesine yönlendirmesi biberon çürükleri karyojenik diyetin EÇÇ ile iliflkisinin yüksek düzeyde gibi rahats›zl›klar›n önlenmesini sa¤layabilecektir."2 oldu¤unu bildirmifllerdir.33 Ürdün'de 1-5 yafl aras› çocuklar›n difl çürüklerinin ve beslenme al›flkanl›klar›n›n de¤erlendirildi¤i bir çal›flmada, çürük prevalans› % 48 ve dmft ortalamas› 1.9 olarak bildirilmifltir. Difl çürü¤ü ve sonuçlar›na sahip bireyler karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bir y›ldan daha uzun süre biberonla veya içine fleker kat›lm›fl sütle beslenen, biberonla uyuyan ve ö¤ün aralar›nda flekerli at›flt›rma yapan (günde>3) çocuklar›n dmft skorlar›n›n, bu al›flkanl›klara sahip olmayan çocuklara göre daha yüksek düzeyde oldu¤u belirlenmifltir. 34 51 Resim 4. 5 yafl›ndaki erkek hastan›n uzun süre gece biberon ile beslenmeye ba¤l› olarak üst süt kesici difllerinde geliflen kavitesiz ve kaviteli düz yüzey çürükleri. 7tepe klinik 2008-1 Günümüzde AAPD (American Academy of Pediatric sonucunda, a¤›z hijyeni iyilefltirilmedi¤i ve yanl›fl beslenme Dentistry) a¤›zdaki ilk muayenenin ilk süt diflinin sürmeye al›flkanl›klar› devam etti¤i sürece Cervitec uygulamas›n›n bafllamas›ndan sonraki alt› ay içinde ve en geç 12. aya anlaml› bir etki gösteremeyece¤i bildirilmifltir.48 kadar yap›lmas›n› önermektedir.40 AAP (American Academy Twetman, EÇÇ'nin önlenmesi ile ilgili sistematik of Pediatrics) de yüksek risk tafl›yan bireylerin erken yaflta derlemesinde, konu ile ilgili yap›lan çal›flmalar de¤er- belirlenmesi ve risk alt›nda oldu¤u düflünülen çocuklar›n lendirildi¤inde fluoridli difl macunu ile difllerin f›rçalanmas›n›n 1 yafl›na kadar difl hekimine yönlendirilmesi gerekti¤ini en ekonomik ve etkili yöntem oldu¤unu; y›lda iki kez bildirmektedir.41 tekrarlanan fluorid vernik uygulamas›n›n ise risk alt›ndaki EÇÇ'nin önlenmesinde çocuklar›n beslenme çocuklarda uygulanacak en iyi profesyonel yöntem oldu¤unu al›flkanl›klar›n› de¤ifltirmeye ve MS enfeksiyonunun bildirmifltir.49 azalt›lmas›na yönelik e¤itici programlar da yürütülmekte Bu koruyucu yöntemlerin yan› s›ra, süt kesici difllerinin ve sonuçlar› de¤erlendirilmektedir. Çeflitli e¤itim araçlar›, labial yüzeylerinde görülen beyaz nokta lezyonlar›n›n el kitaplar›, posterler ve ç›kartmalar›n kullan›ld›¤› bir e¤itim remineralizasyonu için kazein fosfopeptid - amorfoz program›n›n sonucunda EÇÇ prevalans›n›n %57'den %43'e kalsiyum fosfat›n kullan›lmas› önerilmektedir. Kazein düfltü¤ü görülmüfltür.42 EÇÇ aç›s›ndan risk alt›nda oldu¤u fosfopeptid - amorfoz kalsiyum fosfat içeren krem (GC düflünülen çocuklar›n annelerine "motive edici görüflme" Tooth Mousse), difl macunu ve sak›z gibi çeflitli ajanlar›n seanslar› ile verilen e¤itimin, geleneksel e¤itim yaklafl›m›na bafllang›ç çürüklerinin remineralizasyonunu sa¤lad›¤›n› göre daha baflar›l› sonuçlar verdi¤i gösterilmifltir. Bu e¤itim gösteren in vitro yönteminde, e¤itici broflür ve video gösterimlerinin yan› bulunmaktad›r. 50,51 , in situ52 ve in vivo53 çal›flmalar s›ra, karfl›l›kl› görüflme ile gerekli tavsiyelerin verilmesi, tekrarlanan telefon görüflmeleri ile denetleme gibi EÇÇ'N‹N TEDAV‹S‹: yaklafl›mlar kullan›lm›fl, 2 y›l›n sonunda broflür ve video Bu yayg›n tipteki hastal›¤›n tedavisindeki en büyük kullan›larak verilen geleneksel e¤itimi alan kontrol güçlük bu çocuklar›n özellikle yafllar›n›n küçük olmas›ndan grubundaki annelerin çocuklar›nda daha fazla say›da difl dolay› yap›lacak ifllemlere uyum gösterememesidir. En çürü¤üne ufak bir a¤r›l› uyarana karfl› korku dolu bir tepki gelifltirmeleri rastlanm›flt›r.43 Weintraub ve ark., iki y›ll›k randomize klinik bir ve tedaviyi reddetmeleri do¤al olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. çal›flmada, ailelerin ya da çocuklar›n bak›m›n› üstlenenlerin Ayr›ca difllerdeki çürük lezyonlar›n›n geniflli¤i ve özellikle bilgilendirilmesinin yan› s›ra y›lda bir veya iki kez fluorid de üst ön bölge difllerinin afl›r› harabiyetinin giderilmesi verni¤i (Duraphat®, Colgate) uygulamas›n›n EÇÇ'nin genel anestezi uygulamalar›n› zorunlu k›lmaktad›r. Ancak önlenmesinde oldukça etkili oldu¤unu göstermifllerdir. bu uygulamalar da bir anestezi uzman›n›n haz›r bulunmas›n› Vernik uygulamas›n›n küçük çocuklarda olumsuz bir etki gerektirmekte ve yüksek maliyetlerle sonuçlanmaktad›r. yaratmad›¤›, y›lda iki kez uygulaman›n bir kez uygulamaya Bu nedenle genel anestezinin, çok say›da diflin çekilmesi göre daha etkili oldu¤u veya tedavi edilmesini gerektiren olgularda tercih edilmesi bildirilmifltir.44 gerekti¤i düflünülmektedir. Ayr›ca a¤z›ndaki mutans streptokok düzeyleri yüksek oldu¤u bilinen annelere klorheksidin ve sodyum fluorid EÇÇ'nin erken döneminde tedavide izlenmesi gereken uygulamalar› ile yürütülen koruyucu programlar›n yol hastal›¤›n aktivitesini durdurmak ya da en az›ndan de¤erlendirildi¤i çal›flmalar›n sonucunda bu annelerin azaltmak yönünde olmal›d›r. Bunu sa¤lamak için genel ve çocuklar›n›n 3 y›l sonra MS kolonizasyon düzeylerinin ve lokal yöntemler kullan›l›r. Genel yöntemler birbirini izleyen çürük prevalanslar›n›n kontrol gruplar›na oranla daha düflük ziyaretler s›ras›nda devam eden bilgilendirme, motivasyon oldu¤u sa¤lama ve çürük önleyici yöntemler hakk›nda e¤itim belirlenmifltir.45, 46, 47 Plotzitza ve ark., 3 ayda bir klorheksidin vernik (Cervitec, basamaklar›n› içermektedir. Ebeveynlere hastal›¤›n Ivoclar Vivadent) uygulamas›n›n EÇÇ'nin önlenmesindeki etiyolojisini araflt›rmak amac› ile çocu¤un beslenme ve etkinli¤ini de¤erlendirdikleri bir çal›flmada, iki yafl›ndaki uyuma al›flkanl›klar›na iliflkin sorular sorulurken onlarda çocuklarda mutans streptokoklar›n›n kolonizasyonunda suçluluk duygular› uyand›rmamaya özen gösterilmelidir. anlaml› bir azalma görülmedi¤ini bildirmifllerdir. Çal›flman›n Zaten çocuklar› için normal uyuma, beslenme ve a¤›z 52 Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi hijyeni koflullar› sa¤lamakla u¤rafl›rken birçok problemle Genel anestezi alt›nda yap›lacak tedavilerde radikal karfl›laflan genç anne ve babalar› yarg›lamak yerine onlara yöntemlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ilgi ve empati ile yaklaflan bir difl hekimi, kendisinin ifllem süresinin olabildi¤ince k›sa tutulmas› ve bu sayede profesyonel bir yard›mc› oldu¤unu hissettirerek daha olumlu genel anestezinin olas› risklerinin en aza indirilmesinin sonuçlar alabilir. gereklili¤idir. Ayr›ca, tedavi sonras›nda iyi prognoz Çürükleri durdurmaya ve önlemeye yönelik yöntemler göstermeyebilece¤i düflünülen ifllemlerden kaç›n›lmal›d›r. olan beslenmenin düzenlenmesi ve oral hijyen e¤itimi de Örne¤in pulpas› enfekte olmufl süt difllerinin endodontik olgular›n kendi özelliklerine göre düzenlenmelidir. E¤er tedavileri oluflabilecek postoperatif komplikasyonlar nedeni as›l problem gece biberon kullan›lmas› ise, al›flkanl›¤›n ile önerilmemekte, bunun yerine bu difllerin çekimi ve birden kesilmesi yerine, biberona konulan süt ya da di¤er yerine uygun yer tutucular›n planlanmas› gerekmektedir. çürük yap›c› içece¤in su ile veya çürü¤e neden olmayan Özellikle ön bölgedeki difllerde pulpada enfeksiyon ve fleker içermeyen baflka bir içecekle de¤ifltirilmesi ve/veya afl›r› madde kayb› oldu¤unda bu difllerin çekimi önerilebilir. Çünkü bu al›flkanl›¤›n aniden kesilmesi çocukta zorunlu olmaktad›r. Bu difller çenelerin gelifliminde kaninler ve ailede baflka problemlere neden olabilmektedir. ya da ikinci süt az›lar› kadar önemli yer tutmad›¤›ndan Annesi ile ayn› yatakta uyuyan ve 1 yafl›ndan sonra çekimleri büyük sorunlar yaratmamaktad›r. Hastan›n uyumu da iste¤e ba¤l› olarak anne sütü almaya devam eden iyi ise, genel anestezi ile çekimlerin ard›ndan diflli yer çocuklar›n bu al›flkanl›¤› b›rakmalar› oldukça güç olabilir tutucular ile estetik ve fonasyonun geri kazan›lmas› ve bunun için difl hekiminden baflka uzmanlar›n da yard›m› sa¤lanabilir (Resim 6,7,8). gerekebilir. Bu grupta da oral hijyenin sa¤lanmas›n›n ve Genel anestezi s›ras›nda uygulanabilecek tedavi di¤er beslenme al›flkanl›klar›n›n önemi vurgulanmal›d›r. teknikleri vital pulpotomiler, cam iyonomer, kompomer ve Lokal tedavi yöntemleri ise profesyonel temizlik, pla¤›n kompozit reçine restorasyonlar (Resim 9), strip kuronlar uzaklaflt›r›lmas›ndan sonra bafllang›ç lezyonlar›n›n üzerine solüsyon ya da vernik formunda fluorid ya da klorheksidin uygulanmas›, yumuflayan difl dokusunun el aletleri ile uzaklaflt›r›lmas›ndan sonra lezyonlar›n ilerlemesini durdurmak için üzerine ince bir cam iyonomer siman örtülmesi gibi ifllemleri içermektedir. Bu ifllemin çürük lezyonunun ilerlemesi durana kadar ayda bir kez tekrarlanmas› gereklidir. Bu da aç›k sar› renkli dentinin koyu kahverengi ya da siyaha dönmesi ve dentin yüzeyinin sertleflmesi ile anlafl›l›r. Ayr›ca risk alt›nda görülen ve difllerini fluoridli difl macunu ile f›rçalayamayan 3 yafl›n alt›ndaki çocuklara her gün 0.25 mg. fluorid tableti önerilebilir. Resim 5. EÇÇ'ye ba¤l› olarak üst sol orta ve yan süt kesici difllerinde ilerlemifl pulpa enfeksiyonu sonucu fistül a¤z› görülen 4 yafl›ndaki k›z hasta. Daha ilerlemifl olgularda, kesici difllerin d›fl›nda kaninlerin, birinci süt az›lar›n›n, daha da geç kal›nm›flsa ikinci süt az›lar›n›n etkilendi¤i görülür. Bu olgularda pulpan›n da olaydan etkilendi¤i, enfekte oldu¤u periapikal bölgede enfeksiyon ve fistül varl›¤› gözlenebilmektedir (Resim 5). Bu olgular›n genellikle genel anestezi alt›nda tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu flekilde hem çocuk ve ailesi hem de difl hekimi için daha az strese neden olan, bunun yan›s›ra, birbirini izleyen ve uzun süre devam eden randevularla karfl›laflt›r›ld›¤›nda da daha ekonomik olan bir çözüm sa¤lanmaktad›r. Ayr›ca yap›lacak tedavilerin kalitesinin yüksek olmas› da genel anestezinin sa¤lad›¤› bir di¤er avantajd›r. 53 Resim 6. EÇÇ nedeniyle üst süt kesici difllerinde afl›r› harabiyet görülen 4 yafl›ndaki erkek hasta. Süt az› ve kanin difllerinde de afl›r› harabiyet ile birlikte uzun süreli biberon kullan›m›na ba¤l› olarak ön bölgede aç›k kapan›fl. 7tepe klinik 2008-1 ve paslanmaz çelik kuronlard›r. Genel anestezi s›ras›nda ölçü al›narak distal shoe, band ve loop, lingual ve transpalatal ark ve nance apareyi gibi sabit yer tutucular›n uygulanmas› da mümkün olmaktad›r.5 SONUÇ Erken çocukluk dönemi çürüklerinin a¤›z difl sa¤l›¤› ile birlikte, genel sa¤l›¤› da tehdit eden, beslenme ve uyku düzeninde bozukluklara, psikolojik ve geliflimsel problemlere neden olabilen; bunlarla birlikte ilerlemesi önlenemedi¤inde ekonomik ve zaman aç›s›ndan da kay›plara yol açan önemli Resim 9. Resim 4'te görülen olgunun kompozit reçine restorasyonlar› ile tedavisi tamamland›ktan sonraki a¤›z içi görüntüsü bir sa¤l›k sorunu oldu¤u kabul edilmelidir. Dünya Sa¤l›k Örgütü'nün 21. yüzy›l için 21 sa¤l›k hedefi aras›nda 6 yafl›ndan küçük çocuklar›n %80'inin çürüksüz KAYNAKLAR: olmas› da yer almaktad›r. Günümüzde, ülkemizin de içinde 1. yer ald›¤› birçok ülkenin bu hedeften uzak oldu¤u görül- 2. mektedir. Bu hedefe ulafl›labilmesi ve çocuklar›n difl çürü¤ü 3. ile erken yaflta tan›flmas›n›n önlenebilmesi için çocuk doktorlar›, difl hekimleri ve hemflireler gibi sa¤l›k çal›flanlar›na 4. toplumu bilgilendirmede önemli görevler düflmektedir. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. Resim 7. Resim 6'da görülen hastan›n genel anestezi alt›nda difl tedavi çekimleri gerçeklefltirildikten sonraki a¤›z içi görüntüsü 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. Resim 8. Ayn› hastan›n erken çekimi gereken süt difllerinin yerine sabit ve hareketli yer tutucular›n uygulanmas› 54 Beltrami G. Les dents noires de tout-petits. Siècle Médical. In: Beltrami G, editor. La mèlanodontie infantile. Marseille: Leconte; 1952. Fass EN. Is bottle feding of milk a factor in dental caries? J Dent Child 1962, 29: 245-51. Tinanoff N, O'Sullivan DM. Early childhood caries: overview and recent findings. Pediatr Dent. 1997 Jan-Feb;19(1):12-6. Review. Centers for Disease Control and Prevention (CDCP), confrence. Atlanta (GA), September 1994. American Academy of Pediatric Dentistry. Policies and Guidelines. Definitions. Reference Manual 2004-2005: 13. Reisine S, Douglass JM. Psychosocial and behavioral issues in early childhood caries. Community Dent Oral Epidemiol. 1998, 26(1 Suppl): 32-44. Songpaisan Y, Davies GN. Dental caries experience in the Chiangmai/Lamphun provinces of Thailand. Community Dent Oral Epidemiol 1989, 17: 131-5. Matee M, van't Hof M, Maselle S, Mikx F, van Palenstein Helderman W. Nursing caries, linear hypoplasia, and nursing and weaning habits in Tanzanian infants. Community Dent Oral Epidemiol. 1994, 22: 289-93. Douglass JM, Wei Y, Zhang BX, Tinanoff N. Caries prevalence and patterns in 3-6-year-old Beijing children. Community Dent Oral Epidemiol. 1995, 23(6): 340-3. Tinanoff N. Introduction to the Early Childhood Caries Conference: initial description and current understanding. Community Dent Oral Epidemiol. 1998, 26(1 Suppl): 5-7. Bowen WH. Response to Seow: biological mechanisms of early childhood caries Community Dent Oral Epidemiol. 1998, 26(1 Suppl): 28-31. Berkowitz RJ, Turner J, Hughes C. Microbial characteristics of the human dental caries associated with prolonged bottle-feeding. Arch Oral Biol. 1984, 29(11): 949-51. Milnes AR, Bowden GH. The microflora associated with developing lesions of nursing caries. Caries Res. 1985, 19(4): 289-97. Brown JP, Junner C, Liew V. A study of Streptococcus mutans levels in both infants with bottle caries and their mothers. Aust Dent J. 1985, 30(2): 96-8. van Houte J, Yanover L, Brecher S. Relationship of levels of the bacterium Streptococcus mutans in saliva of children and their parents. Arch Oral Biol. 1981, 26(5): 381-6. Caufield PW, Cutter GR, Dasanayake AP. Initial acquisition of mutans streptococci by infants: evidence for a discrete window of infectivity. J Dent Res. 1993, 72(1): 37-45. Marquis RE. Antimicrobial actions of fluoride for oral bacteria. Can J Microbiol. 1995, 41(11): 955-64. de Carvalho FG, Silva DS, Hebling J, Spolidorio LC, Spolidorio DM. Presence of mutans streptococci and Candida spp. in dental plaque/dentine of carious teeth and early childhood caries. Arch Oral Biol. 2006, 51(11):1024-8. Erken Çocukluk Dönemi Çürükleri: Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Koruyucu Yaklafl›mlar ve Tedavisi 19. Kaste LM, Gift HC. Inappropriate infant bottle feeding. Status of the Healthy People 2000 objective. Arch Pediatr Adolesc Med. 1995, 149(7): 786-91. 20. Powell D. Milk. Is it related to rampant caries of the early primary dentition? J Calif Dent Assoc. 1976, 4(1): 58-63. 21. O'Sullivan DM, Tinanoff N. Social and biological factors contributing to caries of the maxillary anterior teeth. Pediatr Dent. 1993, 15(1): 41-4. 22. Schwartz SS, Rosivack RG, Michelotti P. A child's sleeping habit as a cause of nursing caries. ASDC J Dent Child. 1993, 60(1): 22-5. 23. Serwint JR, Mungo R, Negrete VF, Duggan AK, Korsch BM. Child-rearing practices and nursing caries. Pediatrics. 1993, 92(2): 233-7. 24. Bowen WH, Pearson SK, VanWuyckhuyse BC, Tabak LA. Influence of milk, lactose-reduced milk, and lactose on caries in desalivated rats. Caries Res. 1991, 25(4): 283-6. 25. Bowen WH, Pearson SK. Effect of milk on cariogenesis. Caries Res. 1993, 27(6): 461-6. 26. Gardner DE, Norwood JR, Eisenson JE. At-will breast feeding and dental caries: four case reports. ASDC J Dent Child. 1977, 44(3):186-91. 27. Kotlow LA. Breast feeding: a cause of dental caries in children. ASDC J Dent Child. 1977, 44(3): 192-3. 28. Hallett KB, O'Rourke PK. Caries experience in preschool children referred for specialist dental care in hospital. Aust Dent J. 2006, 51(2): 124-9. 29. Mayanagi H, Saito T, Kamiyama K. Cross-sectional comparisons of caries time trends in nursery school children in Sendai, Japan. Community Dent Oral Epidemiol. 1995, 23(6): 344-9. 30. Milnes AR. Description and epidemiology of nursing caries. J Public Health Dent. 1996, 56(1):38-50. 31. Kaste LM, Selwitz RH, Oldakowski RJ, Brunelle JA, Winn DM, Brown LJ. Coronal caries in the primary and permanent dentition of children and adolescents 1-17 years of age: United States, 1988-1991. J Dent Res. 1996, 75 Spec No:631-41. 32. Peressini S, Leake JL, Mayhall JT, Maar M, Trudeau R. Prevalence of dental caries among 7- and 13-year-old First Nations children, District of Manitoulin, Ontario. J Can Dent Assoc. 2004, 70(6): 382. 33. Rosenblatt A, Zarzar P. Breast-feeding and early childhood caries: an assessment among Brazilian infants. Int J Paediatr Dent. 2004, 14(6): 439-45. 34. Rajab LD, Hamdan MA. Early childhood caries and risk factors in Jordan. Community Dent Health. 2002, 19(4): 224-9. 35. Eronat N, Koparal E. Dental caries prevalence, dietary habits, toothbrushing and mother's education in 500 urban Turkish children. J Marmara Univ Dent Fac 1997, 2: 599-604. 36. Kuvvetli SS, Cildir SK, Ergeneli S, Sandalli N. Prevalence of non-cavitated and cavitated carious lesions in a group of 5-year-old Turkish children in Kadikoy, ‹stanbul. J Dent Child'da yay›nlanmak üzere kabul edilmifltir. 37. Bankel M, Eriksson UC, Robertson A, Kohler B. Caries and associated factors in a group of Swedish children 2- 3 years of age. Swed Dent J. 2006, 30(4): 137-46. 38. King NM, Wu II, Tsai JS. Caries prevalence and distribution, and oral health habits of zero- to four-year-old children in Macau, China. J Dent Child (Chic). 2003, 70(3): 243-9. 39. Jose B, King NM. Early childhood caries lesions in preschool children in Kerala, India. Pediatr Dent. 2003, 25(6): 594-600. 40. American Academy of Pediatric Dentistry. Policies and Guidelines Oral Health Policies. Reference Manual 2005-2006: 31-2. 41. American Academy of Pediatrics Policy Statement Section on Pediatric Dentistry. Pediatrics 2003, 111: 1113-6. 42. Bruerd B, Kinney MB, Bothwell E. Preventing baby bottle tooth decay in American Indian and Alaska native communities: a model for planning. Public Health Rep. 1989, 104(6): 631-40. 43. Weinstein P, Harrison R, Benton T. Motivating mothers to prevent caries. Confirming the beneficial effect of counseling. JADA 2006, 137: 789-93. 44. Weintraub JA, Ramos-Gomez F, Jue B, Shain S, Hoover CI, Featherstone JD, Gansky SA. Fluoride varnish efficacy in preventing early childhood caries. J Dent Res. 2006, 85(2): 172-6. 45. Kohler B, Andreen I, Jonsson B. The effect of caries-preventive measures in mothers on dental caries and the oral presence of the bacteria 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53. 54. 55 Streptococcus mutans and lactobacilli in their children. Arch Oral Biol. 1984, 29(11): 879-83. Kohler B, Bratthall D, Krasse B. Preventive measures in mothers influence the establishment of the bacterium Streptococcus mutans in their infants. Arch Oral Biol. 1983, 28(3): 225-31. Zickert I, Emilson CG, Ekblom K, Krasse B. Prolonged oral reduction of Streptococcus mutans in humans after chlorhexidine disinfection followed by fluoride treatment. Scand J Dent Res. 1987, 95(4): 315-9. Plotzitza B, Kneist S, Berger J, Hetzer G. Efficacy of chlorhexidine varnish applications in the prevention of early childhood caries. Eur J Paediatr Dent. 2005, 6(3):149-54. Twetman S. Prevention of early childhood caries (ECC) review of literature published 1998-2007. Eur Arch Paediatr Dent. 2008, 9(1):12-8. Kumar VL, Itthagarun A, King NM. The effect of casein phosphopeptideamorphous calcium phosphate on remineralization of artificial caries-like lesions: an in vitro study. Aust Dent J. 2008, 53(1):34-40. Pai D, Bhat SS, Taranath A, Sargod S, Pai M V. Use of laser fluorescence and scanning electron microscope to evaluate remineralization of incipient enamel lesions remineralized by topical application of casein phospho peptide amorphous calcium phosphate (CPP-aCP) containing cream. J Clin Pediatr Dent. 2008, 32(3):201-6. Reynolds EC, Cai F, Cochrane NJ, Shen P, Walker GD, Morgan MV, Reynolds C. Fluoride and casein phosphopeptide-amorphous calcium phosphate. J Dent Res. 2008, 87(4):344-8. Iijima Y, Cai F, Shen P, Walker G, Reynolds C, Reynolds EC. Acid resistance of enamel subsurface lesions remineralized by a sugar-free chewing gum containing casein phosphopeptide-amorphous calcium phosphate. Caries Res. 2004, 38(6):551-6. Raadal M, Espelid I, Mejare I. The caries lesion and its management in children and adolescents. In: Koch G, Poulsen S ed. Pediatric Dentistry A Clinical Approach. Munksgaard, Copenhagen 2001: 173-212. YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹ V E D ‹ fi H A S T A N E S ‹ h a b e r l e r ... Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi ADEE Tarafından Ziyaret Edildi Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesinin ö¤rencilerine sa¤lad›¤› ça¤dafl ve yeniliklere aç›k e¤itim sisteminin, Avrupa Difl Hekimli¤i Fakülteleri ile denkli¤i konusunda, Prof. Dr. ‹nci OKTAY ve Prof. Dr. Nüket SANDALLI baflkanl›¤›ndaki E¤itim Komisyonu'nun 3 y›ldan fazla süredir devam eden yo¤un çal›flmalar› 2008 y›l›n›n bafl›nda ilk meyvelerini verdi. Hollanda'dan Prof. Dr. Alphons J.M. PLASSCHAERT baflkanl›¤›ndaki ADEE (Association for Education in Europe) komisyonu 14-16 Ocak tarihleri aras›nda fakültemize bir denetim ziyaretinde bulundu. Komisyonun di¤er üyeleri, ‹ngiltere'den Prof. Dr. Deborah WHITE ve Prof. Dr. Richard OLIVER, ‹talya'dan Prof. Dr. Michele GIULIANI ve ‹sveç'ten Prof. Dr. Christina LINDH'den oluflmaktayd›. Komisyon, ziyaretin ilk gününde fakültemizin olanaklar›n› de¤erlendirmek üzere tüm birimleri ayr›nt›l› olarak gezerek incelemelerde bulundu. Komisyona Dekan›m›z Prof. Dr. Türker SANDALLI ve E¤itim Komisyonu üyeleri efllik ettiler. Bu gezi s›ras›nda komisyon üyeleri birimlerde görevli ö¤retim üyeleri ve ö¤rencilere çeflitli sorular yönelttiler. ‹lk günün kalan bölümünde Anabilim Dal› Baflkanlar›, E¤itim Komisyonu üyeleri ve ö¤renci temsilcileri ile ayr› ayr› toplant›lar yap›ld› ve bilgi al›flveriflinde bulunuldu. ‹kinci gün Yeditepe Üniversitesi Kay›flda¤› Yerleflkesini ziyaret eden komisyon üyeleri, orada da ‹STEK Vakf› Baflkan› Bedrettin DALAN ile birlikte fakültenin ilk iki y›ll›k e¤itiminin yürütüldü¤ü Temel Bilimler birimlerini incelediler ve Anabilim Dal› Baflkanlar› ile görüfltüler. Ziyaretin ikinci günü akflam›, komisyon üyeleri ile birlikte, fakültemizin tüm ö¤retim üyelerinin ve postgraduate ö¤rencilerinin kat›ld›¤› bir akflam yeme¤i yenildi. Bu yemek de komisyon baflkan› Prof. Dr. PLASSCHAERT taraf›ndan sunulan keman resitali ile renklendi. Ziyaretin son gününde, komisyon üyeleri Dekan›m›z Prof. Dr. Türker SANDALLI ile yapt›klar› görüflme ile denetim ziyaretini tamamlad›lar. Ziyaret ile ilgili görüfllerini fakültemiz ö¤retim üyeleri ve ö¤renci temsilcileri ile yap›lan bir toplant›da dile getiren Prof. Dr. PLASSCHAERT, fakültemizin olanaklar›ndan ve bugüne kadar e¤itimle ilgili yap›lm›fl olan çal›flmalardan çok etkilendiklerini ve olumlu izlenimlerle ayr›ld›klar›n› bildirdi. Dekan›m›z›n liderli¤inde fakültemizde oluflan dostluk ve aile ortam›n›n her fakültede rastlanmayan bir ayr›cal›k oldu¤unu da sözlerine ekledi. Toplant›n›n ard›ndan yenen ö¤le yeme¤i komisyon üyeleri ve fakülte ö¤retim üyeleri aras›ndaki dostluk görüntülerine sahne oldu. Denetim ziyareti ile ilgili olumlu rapor ADEE'nin internet sitesinde yay›nland›. Prof. Dr. Mariano Sanz’›n Konferanslar› Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal›'n›n davetlisi olarak ‹stanbul'a gelen Madrid Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Dekan›, Avrupa Periodontoloji Akademisi Baflkan›, Uluslararas› Difl Hekimli¤i E¤itimi Federasyonu Genel Sekreteri ve Uluslararas› Difl Hekimli¤i Araflt›rma Akademisi Avrupa Bölge Temsilcisi Prof. Dr. Mariano Sanz 1 - 2 May›s 2008 tarihlerinde, fakültemizde "Difl Hekimli¤inde Araflt›rma Yöntemleri ve E¤itim" ve "Oral ‹mplantolojide Baflar›s›zl›klar" konulu iki konferans verdi. Kat›l›mc›lar›n yo¤un ilgisi ile karfl›laflan Prof. Dr. Sanz, konferanslar›ndan önce fakültemiz klinik ve laboratuvarlar›n› da gezerek e¤itim olanaklar› konusunda incelemelerde bulundu. Pedodonti Anabilim Dal›’na En ‹yi Makale Ödülü Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal›'ndan Prof. Dr. Nüket Sandall›, Yrd. Doç. Dr. N. Eflber Ça¤lar ve Yrd. Doç. Dr. fiule Kavalo¤lu Ç›ld›r, probiyotiklerin a¤›z ortam›na verilifl yollar› ve çeflitli probiyotik ajanlar›n difl çürü¤üne neden olan bakterilerin azalt›lmas› üzerine etkisi konusunda araflt›rmalar yapm›fl ve bu konuda yurt içinde ve yurt d›fl›nda (Avustralya, Hollanda, Kuzey ‹rlanda, Yunanistan) yapm›fl olduklar› sözlü sunumlarla ülkemizi baflar› ile temsil etmifllerdir. Ekibin probiyotikli tabletlerin ve probiyotikli pipetlerin günlük kullan›m› ile a¤›z ortam›nda çürük yap›c› bakterilerin azald›¤›n› gösteren çal›flmas›, 2006 y›l›nda 'Salivary mutans streptococci and lactobacilli levels after ingestion of the probiotic bacterium Lactobacillus reuteri ATCC 55730 by straws or tablets' bafll›¤› ile uluslararas› bilimsel önemi çok büyük olan Acta Odontologica Scandinavica isimli dergide yay›nlanm›flt›r. Dergi Komitesi bu makaleyi y›l›n en iyi makalesi seçerek 'The Best Article Published in the year 2006 in Acta Odontologica Scandinavica' ödülü ve para ödülüne lay›k görmüfl ve ödül töreni 27 Eylül 2007'de Selanik-Yunanistan'da düzenlenen IADRCED-IL (International Association of Dental Research) Kongresinde gerçekleflmifltir. Fransa Endodonti Derne¤i Baflkan› Prof. Dr. Philippe Malet’nin Ziyareti Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Endodonti Anabilim Dal›'n›n davetlisi olarak ve Frans›z MicroMega firmas›n›n deste¤i ile Türkiye'ye gelen Fransa Endodonti Derne¤i Baflkan› Prof. Dr. Philippe Malet 14.Mart.2008 tarihinde Difl Hekimli¤i Fakültesi'nde bir konferans verdi. Kök kanal› geniflletme ve doldurma yöntemlerinin anlat›ld›¤› konferansa Türkiye'deki tüm difl hekimli¤i fakültelerinin Endodonti Anabilim Dallar›'ndan 110 hekim kat›ld›. Konferans›n ard›ndan, fakültemiz Fantom Laboratuvar›n'da kat›l›mc›lara yeni yöntemlerin aktar›ld›¤› "hands - on" kurs düzenlendi. Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Düzce'de Fakültemiz Pedodonti Anabilim Dal›'ndan doktora ö¤rencileri Dt. Fatofl Alp, Dt. Serpil Nazl› ve Dt. Serhat Çal›flkan, 03 Nisan 2008 tarihinde Düzce Uzun Mustafa ‹lkö¤retim Okulu'nun 700 ö¤rencisine çocuklarda a¤›z-difl sa¤l›¤›n›n önemi, difl çürüklerinin önlenmesi, difl f›rçalama yöntemleri ve difl hekimlerinin görevleri konulu bir a¤›z-difl sa¤l›¤› e¤itim semineri sundular. Sunumun ard›ndan çocuklardan gelen sorular› yan›tlad›lar ve da¤›tt›klar› hediyelerle çocuklar› sevindirdiler. Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi 2007-2008 E¤itim Seminerleri Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Geleneksel E¤itim Seminerleri 2007-2008 bahar yar›y›l›nda da devam etti. Bu y›l fakültemiz Konservatif Difl Tedavisi Anabilim Dal› taraf›ndan düzenlenen seminerler, difl hekimleri taraf›ndan büyük ilgi ile izlendi. Phyto7 Restaurant'da ikram edilen akflam yeme¤inin ard›ndan bafllayan seminerler, kat›l›mc› difl hekimlerine meslekteki yenilikleri izleme olana¤›n›n yan› s›ra, meslektafllar› ile görüflebilme f›rsat›n› da sa¤lad›. Bu seminerlerin sonuncusu, Prof. Dr. Türker SANDALLI, Dr. Tankut GÜRSOY ve MSc. Dt. Galip GÜREL'in konuflmac› olarak kat›ld›klar› "Muayenehane Prati¤inde Baflar›n›n S›rlar›" paneli idi. Serbest çal›flan difl hekimlerinin ve Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi ö¤rencilerinin yo¤un ilgisini çeken panelde konuflmac›lar mesleki deneyimlerini ve konu ile ilgili görüfllerini bir sohbet havas›nda meslektafllar›na aktard›lar. Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi 2007-2008 E¤itim Seminerleri 11 Mart Dental Radyoloji Nereye Kofluyor? Doç. Dr. Mehmet ‹LGÜY Dr. Sinan HORASAN 8 Nisan Geriye Kalan Difl Sert Dokusu Yetersizliklerinde Al›nacak Önlemler Prof. Dr. Mübin SOYMAN Doç. Dr. Arzu AYKOR 13 May›s Muayenehane Prati¤inde Baflar›n›n S›rlar› (Panel) Prof. Dr. Türker SANDALLI Dr. Tankut GÜRSOY MSc. Dt. Galip GÜREL 7 tepe klinik Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Bilimsel Dergisi Yay›n Kurallar› Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi 7 tepe 4. B‹REY (MATERYAL) VE YÖNTEM. Bu bölümde klinik dergisi, Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi'nin çal›flman›n birey/bireyleri veya materyali tan›mlanmal›, bilimsel yay›n organ›d›r. Bu dergide diflhekimli¤i alan›ndaki uygulanan tedavi yaklafl›m› anlat›lmal›d›r. klini¤e yönelik araflt›rmalar, olgu sunumlar›, derlemeler, 5. BULGULAR. Bu bölümde, elde edilen bulgular aç›k editöre mektuplar, yeni dental malzemelerin uygulamas›n› ve k›sa bir flekilde sunulmal›d›r. Bu amaçla tablo, grafik içeren pilot çal›flmalar, haber ve yorumlar Türkçe olarak ve foto¤raflar kullan›labilir. yay›nlan›r. 7 tepe klinik y›lda iki say› olarak yay›nlan›r ve 6. TARTIfiMA. Bu bölümde, girifl bölümünün tekrar› dört say›da bir cilt tamamlan›r. yap›lmadan, bulgular›n önemi belirtilmelidir. Makaleler 7. SONUÇ(LAR). Bu bölümde çal›flman›n sonuçlan Bu dergide yay›nlanmak için gönderilen araflt›rma ve verilmelidir. olgu sunumlar› daha önce yay›nlanmam›fl olmas› flart› ile 8. TEfiEKKÜR YAZISI. Gerekli görüldü¤ü durumlarda kabul edilir. Araflt›rma ve derlemeler 15, olgu sunumlar› çal›flmaya katk›da bulunanlara yaz›l›r. 5 sayfay› (özet, referanslar, tablo ve flekiller hariç) 9. KAYNAKLAR. Kaynaklar makalede geçifl s›ras›na geçmemelidir. Gerekti¤inde hakem de¤erlendirmesi öncesi göre numaraland›r›lmal› ve metin içerisinde ald›¤› numaraya yazar(lar)dan metinde k›saltma ve düzeltmeler istenebilir. göre kaynak listesinde gösterilmelidir. Kaynak listesi ayr› Bir orijinal ve iki kopya halinde haz›rlanan makale A4 bir sayfada olmal›d›r. Metin içerisinde kaynak numaras› boyutunda ka¤›da, sayfan›n bir yüzüne iki sat›r aral›kla üst simge olarak verilmelidir. Yazar ad say›s› iki veya daha yaz›lmal›d›r. Sayfan›n tüm kenarlar›nda 2,5 cm boflluk az ise metinde tüm adlar yaz›lmal›, fakat iki taneden fazla b›rak›lmal›d›r. Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma ise ilk üç yazar ad› yaz›lmal› ve "ve ark." k›saltmas› olmal›d›r. Sayfa numaralar› sayfan›n sa¤ alt köflesinde yer kullan›lmal›d›r. almal› ve kapak sayfas›na numara yaz›lmamal›d›r. Makale Kaynaklar›n yaz›m›nda flu kurallara dikkat edilmelidir: format› afla¤›daki bölümlerden oluflturulmal›d›r. Makale ve Dergiler: Yazar ad(lar)›, makale ad›, dergi ad› ekleri CD’ye de kayıt edilmelidir. ("lndexMedicus" ta verilen listeye göre k›salt›lmal›d›r), y›l›, 1. BAfiLIK SAYFASI. Bu sayfada içeri¤e uygun k›sa cilt numaras›, ilk ve son sayfa numaras›. ve aç›k ifadeli bafll›k, yazar(lar)›n akademik unvan(lar)› ve Shannon KR, Nanda RS. Changes in the curve of ad(lar)›, görev(ler)i ve kurum(lar)› belirtilmelidir. Yaz›flmalar›n Spee with treatment and at 2 years posttreatment. Am J yap›laca¤› yazar›n adres, telefon ve faks numaras› ve e- Orthod Dentofacial Orthop 2004, 125: 589-96. mail adresi de bu sayfada yer almal›d›r. Bafll›k sayfas›na Kitaplar: Yazar ad(lar)›, kitab›n ad›, kaç›nc› bask› befl sözcü¤ü geçmeyecek flekilde k›sa bir bafll›k da oldu¤u, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l. yaz›lmal›d›r. Gönderilecek olan iki kopyada bafll›k Graber TM, Rakosi T, Petrovic AG. Dentofacial sayfas›nda sadece makalenin ad› olmal› ve metin içerisinde orthopedics with functional appliances. 2nd ed., St. Louis, yer alan yazar ve kurum adları silinmelidir. Mosby; 1997. 2. ÖZET. Ayr› sayfada olmak üzere haz›rlanmal›, 150 Kitap bölümü: ‹lgili bölüm yazar ad(lar)›, ilgili bölüm sözcükten az 250 sözcükten fazla olmamal›d›r. Özetin ad›, editör(ler), kitab›n ad›, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l, alt›na en fazla üç anahtar sözcük yaz›lmal›d›r. ilk ve son sayfa numaras›. 3. G‹R‹fi. Bu bölümde araflt›rma veya olgu sunumunun Davidovitch Z, Gögen MH, Okamoto Y, Shanfeld JL. neden veya ne için yap›ld›¤› sorular›na yan›t verilmelidir. Neurotransmitters and cytokines as regulators of bone 63 remodeling. in: Carlson DS and Goldstein SA (eds). Bone Yay›n Hakk› biodynamics in orthodontic and orthopedic treat-ment. Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi bilimsel Volume 27, Craniofacial Growth Series, Center for Human yay›n organ› 7 tepe klinik dergisinde yay›nlanan yaz›lar›n Growth and Development, University of Michigan, Ann telif hakk› Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesine Arbor, 1991 pp. 141-162. aittir, baflka yerde yay›nlanamaz. Dergi editörden yaz›l› 10. TABLOLAR. Makale içindeki geçifl s›ralar›na göre izin al›nmadan ve kaynak gösterilmeden k›smen veya Romen rakam› ile numaraland›nlmal›d›r. Metin içerisinde tamamen kopya edilemez, fotokopi, teksir, bask› ve di¤er de yerleri belirtilmelidir. Her tablo ayr› bir sayfaya yaz›lmal›, yollarla ço¤alt›lamaz. Yay›nlanan makale ve reklamlardaki her biri ayr› bir basl›k tafl›mal›d›r. Tablolar tek bafllar›na fikir, görüfl ve sonuçlar yazar(lar)a veya firmaya ait olup, anlaml› olmal› ve metni tekrarlamamal›d›r. Daha önce Yay›n Kurulunun düflüncelerini yans›tmaz. yay›nlanm›fl olan bilgi veya tablolar›n kayna¤›, ilgili tablonun CD alt›na ilifltirilen bir dip not ile belirtilmelidir. Tablolar, makale Makalenin yay›na kabul edilmesini takiben makalenin ile birlikte CD içerisinde yer almal›d›r. son halinin CD ye (Microsoft Word) kaydedilmifl olarak, bir 11. RES‹M VE fiEK‹L ALT YAZILARI. Resim ve flekiller bas›l› kopya ile birlikte editöre yollanmas› gereklidir. CD metinde geçifl s›ras›na göre numaraland›nlmal›d›r. Metin nin üzerine yazarlar›n adlar›, makale bafll›¤› ve yaz›m içerisinde de yerleri belirtilmelidir. Her resim ve/veya flekil program› belirtilmelidir. ayr› bir sayfada olmal›d›r. Resim ve flekil alt yaz›lar› Yazarlar için son kontrol listesi: makalenin sonunda ayr› bir sayfada verilmelidir. Resim ve Makalenizi 7 tepe klinik dergisine göndermeden önce flekil altyaz›lar› k›sa olmal›, metni tekrar etmemeli ve lütfen bu bölümdeki maddelerle karfl›laflt›rarak eksik aç›klay›c› olmal›d›r. Resim veya flekillerde kullan›lan say›, olmad›¤›ndan emin olunuz. sembol ve harflerin anlam› aç›k bir flekilde belirtilmelidir. 1. Editöre baflvuru mektubu Resim ve flekiller: Resimler net ve parlak foto¤raf 2. Makalenin üç adet örne¤i ka¤›d›na üçer adet bas›lm›fl olmal›d›r. Resimler en az • Makalenin tamam› çift aral›kl› yaz›lmal›d›r. 7.5x10 cm., en fazla 12.5x17.5 cm. boyutlar›nda olmal›d›r. • Her bir kenarda 2.5 cm boflluk b›rak›lmal›d›r. fiekiller beyaz ka¤›da siyah çizim fleklinde olmal›d›r, iyi • Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma olmal›d›r. bas›lm›fl olmak kayd› ile bilgisayar ç›kt›lar› tercih edilir. • Bafll›k sayfas› Histolojik kesit foto¤raflar›nda büyütme ve boyama tekni¤i • Makalenin bafll›¤› belirtilmelidir. Resim veya flekil üzerindeki yaz›lar uygun • Yazarlar›n isimleri, akademik unvanlar›, çal›flt›klar› boyutta ve flablon, letraset veya bilgisayar ile yaz›lmal›d›r. kurumlar (Sadece orijinal makalede). Birinci yazarın bir Resim ve flekillerin arkas›na numaras›, makalenin bafllı¤ı adet vesikalık resmi yaz›lmal› ve üst k›s›m ok iflareti ile belirtilmelidir. Renkli • Yaz›flma adresi, telefon, faks numaralar› ve varsa e- bas›mlar mümkündür. mail adresi (Sadece orijinal makalede). Olgu sunumlar› girifl, olgu veya olgular›n sunumu • K›sa bafll›k (teflhis, etioloji, tedavi plan›, tedavi seyri ve sonuç) ve 3. Özet tart›flma bölümlerini içermelidir. Olgu sunumlar›nda; olgunun 4. Yararlan›lan kaynaklar (Ayr› sayfada). az rastlanan, al›fl›lm›fl›n d›fl›nda olmas› ya da mevcut • Kaynaklar metin içindeki geçifl s›ras›n› izleyerek, Diflhekimli¤i bilgilerine katk› sa¤layacak veya yeni bir görüfl yaz›m kurallar›na uygun olarak s›ralanmal›d›r getirecek nitelikte olmas› flart› aran›r. 5. Tablo, flekil ve resimler. Etik • Üç adet olarak haz›rlanmal› ve bafll›klar› ayr› bir sayfa Etik kurallara uyulmamas›ndan do¤acak her türlü üzerine yaz›lmal›d›r. sorumluluk yazar(lar)a aittir. Özellikle hastan›n ad›, ad›n›n • Tablolar›n her biri ayr› sayfada yer almal›d›r. k›salt›lmas›, hasta ve kay›t numaras› kullan›lmamal›d›r. • fiekil ve resimlerin arka yüzlerine numaralar› ve makalenin Hasta onay› olmad›kça foto¤raflarda gözler bantlanmal›d›r. bafll›¤› yaz›lmal›d›r ve üst kısım ok iflareti ile belirtilmelidir. 64 Özdemir D. N., Baflal N., Kayahan B. Gömülü Maksiller Kaninlerin Ototransplantasyonu: Olgu Raporu Sar› E., Kurtulmufl H., Özen J. Klearway Apareyi ‹le Osa'n›n Tedavisi: Vaka Raporu Pekiner F., Gümrü B., Sinano¤lu A. Erythema Multiforme Major (Stevens- Johnson Sendromu): Bir Olgu Nedeniyle Pekiner F., Gümrü B., Sinano¤lu A. Herpes Zoster’in (Zona) Klini¤i ve Tedavi Yaklafl›mlar›: Bir Olgu Nedeniyle Kuflçu Ö. Ö., Sandall› N., Ça¤lar E. Molar Incisor Hipomineralizasyonu (MIH): Tan›, Tedavi ve Koruyucu Yöntemler Ça¤lar E., Sandall› N., Kuflçu Ö. Ö. Mouthguard Uygulamalar› Çapa N., Kurso¤lu P., Ebeo¤lu B., Kazazo¤lu E. Fiber Post ve Üzerine Core ile Kuron Uygulanmas›n›n Aflamalar› Akflit S. K., Mandal› G. Hareketli Diflüstü Tam Protezlerin Tutuculu¤unda Molloplast-B’nin Kullan›lmas› Dilek Ö. C., Sandall› P. Altçene Total Diflsiz Skleroderma Hastas›nda Mini Dental Implant Uygulamas›: Vaka Sunumu Varol N. Sa¤l›k Hizmetlerinde Difl Hekiminin Yasal Sorumlulu¤u YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D‹fi HEK‹ML‹⁄‹ FAKÜLTES‹ VE D‹fi HASTANES‹ Ba¤dat Caddesi No: 238 Göztepe 34728 ‹STANBUL Tel: 0216 363 6044 pbx Faks: 0216 363 6211 www.dishekimligi.yeditepe.edu.tr