Romantik Genç Odası
Transkript
Romantik Genç Odası
3/12/2016 Akıbeti sorul(a)mayan kayıplar diyarı Şırnak- (1) - Haberi Bestanûçe Google Chrome Eklentisini V.2 kurun. Haberiniz Olsun! ANASAYFA ENGLISH ANF GÜNCEL İLETIŞIM / IMPRESSUM AKTÜEL TV İZLE( ZINDÎ ) PRIVACY POLICY / COOKIES SITENE EKLE NEWS: Android uygulamasını kurun Arap aşiretler Qamişlo'da top_ El Nusra'nın geçiş koridoru Şırnaklı kadınlar: Evimizi Türkiye'den ÖZEL terk etmeyeceğiz Romantik Genç Odası TIMELINE Bestanûçe, Google Chrome eklentisini kurun Site içi Arama Video Haber MOBIL HDP'lilere 'ses getirecek' tutuklama Akıbeti sorul(a)mayan kayıplar diyarı Şırnak (1) MEHMET ZEKİ ÇİÇEK 20140210 09:55:38 Tweetle İntikam almaya umut gülüşlü ka TV'de Ne var? 2.294,00 TL 6000 Mobilya Çeşidi Mobilyalar.com.tr En Son Videolar Foto Galeri'ye Git 14 resim gösteriliyor ŞIRNAK (DİHA) Kürtlerin Botan diye tarif ettiği coğrafyanın kalbinde yer alan Şırnak, devletin özel politikalarının her dönemde hedefi oldu. Özellikle 1990 yıllarda, varlığı inkâr edilen JİTEM, itirafçı ve koruculardan oluşan devlet kaynaklı çeteler kentte adeta terör estirdi. Faili belli 'meçhul' katliamlar ve gözaltında kayıpların yoğun yaşandığı Şırnak ve ilçelerinde 15 yılda 122 kişi asker ve korucular tarafından evlerinde alındı ve bir daha geri dönmedi. 1989 2004 yılları arasında kaybedilenlerden bazılarının cenazelerine ulaşılırken, bir çoğunun ise cenazesinin nerede olduğu hala bilinmiyor. Bölgede devlet kaynaklı JİTEM, itirafçı ve koruculardan oluşan çetelerin işlediği cinayetler yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. Kayınları katledilenler Şırnak Tugay Komutanı Mete Sayar, Yüzbaşı Cemal Temizöz, korucu başı Kamil Atak ve itirafçılardan aldıkları tehditler yüzünden yıllarca adalet taleplerini bile dile getirmekte zorlandı. Her hafta Cumartesi günleri kaybettirilen yakınlarının fotoğrafları eşliğinde akıbetlerini sormak için Cizre Lisesi önünde eylem yapan aileler dönemin yetkililerinin yargılanmasını istiyor. Dikkat çeken bu vahim kayıplar tablosu üzerine çalışmalar yapan Hakikat Adalet Hafıza Merkezi kaybedilenlerin yakınlarıyla görüşerek ve barolardan dosyalarla ilgili bilgiler alarak, bir veritabanı oluşturdu. Merkezin verilerine göre 19802013 yılları arasında yalnızca Şırnak'ta 122 yurttaş gözaltında kaybettirildi. Faile belli 'meçhuller' dışında kalan sadece gözaltında kayıplar tablosuna göre; Şırnak'da 19892044 yılları arasında gözaltında kaybedilenlerin listesini iki bölüm halinde sunuyoruz. 19801990 tarihlerinde 10 kişi Emin Kaya kaybedilmeli: Emin Kaya Güçlükonak'ın Düğünyurdu köyünde şoförlük yapıyordu. Birgün sabah erkenden askerler köyün etrafını sardı ve muhtarı sordular. Muhtar köyde değildi, bunun üzerine aza olan Emin Kaya öne çıktı. Askerler Emin Kaya'dan Damlabaşı köy patikasını kendilerine göstermesini istedi. O da kabul etti. Askerlerin yanında köylülerin PKK itirafçısı http://www.bestanuce1.com/83543/akibeti-sorulamayan-kayiplar-diyari-sirnak-1 Haber 11.03.2016 Med Nûçe tv öğlen habe 12.03.2016 Türk ordusu Heftanin bombaladı Türk savaş uçakları 9 Mart akşam Keşan köyünü bombaladı. Bomb sonucuna 2 ev tümden yıkıldı. Türk savaş uçakları 9 Mart saat Heftanin’in Keşan köyünü bomb Kayıp yakınları: 90'lı suçlar işleniyor 1/6 3/12/2016 Akıbeti sorul(a)mayan kayıplar diyarı Şırnak- (1) - Haberi göstermesini istedi. O da kabul etti. Askerlerin yanında köylülerin PKK itirafçısı olduğunu düşündüğü Nimet Nas da vardı. Emin Kaya o akşam eve gelmeyince ertesi gün köylüler aramaya çıktı ve Dicle Nehri kenarında bir kum birikintisi gördüler, biraz eşelediklerinde altında bazı elbiseler, ateş izleri ve bir ayakkabı buldular. Ertesi gün tekrar Dicle Nehri kıyısına gittiler. Bu kez gençler bedeni suyun içinde aramaya başladı ve Emin Kaya'nın tüm iç organları çıkarılmış karın boşluğuna iki büyük taş yerleştirilmiş halde suyun içinde buldu. Bahri Arslan'ın kaybedilmesi: Şırnak'a bağlı Kırkkuyu köyünde yaşayan Arslan, 1985 yılının Nisan ayında köyü basan bir grup asker tarafından yaşadığı evin önünden gözaltına alındı."Operasyon bölgesine, yol göstermesi için götüreceğiz" bahanesiyle evinden alınan Arslan, 10 gün sonra tekrar köye getirildi ancak serbest bırakılmadı. Helikopterle köyden götürülen Arslan'ın ailesine dört gün sonra Şırnak Belediyesi öldürüldüğü haberini verdi. Belediyeden telefon eden kişiler Bahri Arslan'ın panzer altında ezildiğini, hemen orada gömülmek istendiğini ancak kendilerinin izin vermediklerini söyleyerek, Bahri'nin bedenini bir kamyonla köye gönderdiler. Yetkililer, Arslan'ın operasyonda yol gösterirken uçurumdan düştüğünü söyledi. Abbas Çiğden, Feyzi Bayan, Münir Aydın, Reşit Eren, Sadun Bayan ve Üzeyir Arzık'ın kaybedilmeleri: 1988 yılında, Silopi'ye bağlı Derebaşı köyüne yakın Deştik diye bilinen mezrada çatışma oldu. Ertesi gün, Derebaşı köyünden bir grup meyvelerini satmak için katırlarla Silopi'ye doğru yola çıktı. Yolun ortasında askerler köylülerin etrafını sardı ve kimlik kontrolü yaptı. Kontrol sonrasında operasyon bölgesinde askerlere yol göstermeleri için 6 yurttaş alındı. Ertesi gün, Silopi askeri taburuna yakın oturan bazı köylüler, 200 metre yükseklikte bir helikopterden taburun bahçesine insan bedenleri atıldığını söyledi. Köylüler yanlarına Silopi Kaymakamı'nı, belediye başkanını ve savcıyı da alarak taburun içine girebildiler ve yakınlarının bedenlerini teşhis ettiler. Olaydan 15 gün sonra Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit Derebaşı köyüne gelerek köylülere başsağlığı diledi. İsa Soysal'ın kaybedilmesi: İsa Soysal 1988 sonbaharında Silopi'ye bağlı Bozalan köyünün Karox (Karuğ) mezrasındaki evine gelen sivil giyimli kişiler tarafından zorla götürüldü ve bir daha kendisinden haber alınamadı. HABER MERKEZİ (DİHA) İzmir ve Yüksekova'da eylemler kayıp yakınları, 90'lı yıllarda işle failleri yargılanmadan son 8 ayd suçların işlendiğine dikkat çekti. Evi basılan HDP'li vek Diktatörlük evimize k İSTANBUL (DİHA) Alibeyköy sabah saatlerinde polislerce bas Milletvekili Mehmet Emin Adıyam diktatörlüğü artık evimize kadar hukuk dışı uygulamalar karşısınd kalmayacaklarını kaydetti. Yüksekdağ: Daha güç geliyoruz! HDP Adana İl Örgütü'nün kongre Yüksekdağ, AKP'nin yarattığı vah çekerek, "Karanlığın içinde HDP dedi. Gazi anmasında diren verildi JINHA İSTANBUL Gazi katliamında ya anıldığı yürüyüş boyunca Kürdis özyönetim direnişine selam gönd 'Devlet artık gözaltın direkt evinde katlediy Cumartesi Anneleri, gözaltında k yakınlarının akıbetini sormak ve yargılanması için sürdürdükleri a devam ediyor. Ömer Savun'un kaybedilmesi: Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Ormaniçi köyünde ikamet eden Savun, 07.05.1989 tarihinde köy muhtarı Halil Ekin ve bir muhtar azasıyla birlikte Fındık Jandarma Komando Taburu'na gitti. Muhtar ve azası köye geri dönerken Savun'dan bir daha haber alınamadı. 1991…Biri kadın 5 kişi Cemal Geren'in kaybedilmesi: 10 Şubat1991 tarihinde işe gitmek için evden çıkan Geren, bir daha evine dönmedi. Kayboluşundan 25 gün sonra hastaneye bir cesedin getirildiğini öğrenen ailesi bahçede bulunan bir traktörde oğullarının cesedini gördü. Civar köylerden bir kişi tarlasının yakınında bir ceset bulmuş ve polis merkezine bildirmişti. Merkez, bir çukur kazıp cesedi içine atmasını söylemiş ancak cesedin üzerinden çıkan nüfus cüzdanından Cemal Geren'in olduğu anlaşılmış ve olay yerine gelen köylülerden Geren ailesini tanıyanlar çıkmıştı. Emin Karatay'ın kaybedilmesi: Silopi ilçesi Yeniköy Serebiye mezrasında yaşayan Emin Karatay, 1991 yılının Haziran ayında ailesine ait traktör ve patoz aracını alarak Bozalan köyüne bağlı Orta Holan mezrasına çalışmaya gitti. Emin Karatay tarlada çalışırken, Cizre İlçe Jandarma timleri PKK'lilerin köye geldiği iddiası ile köyü sardı. Askerler bir yandan köyde PKK'lileri ararken bir yandan da harman işleri ile uğraşan Emin Karatay'ı sorguya aldı. Sorgunun ardından askerler Emin Karatay'ı döverek askeri bir araca bindirip köyden götürdüler. Emin Karatay'ın annesi ve babası haberi alır almaz köye gitti. Üç gün boyunca oğullarını aradılar ancak bir sonuç alamadılar. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek oğullarının durumunu anlatıp, öldürüldüğünden şüphelendiklerini söylediler. Bunun üzerine savcı önce Emin Karatay'ın eşkâli ile ilgili sorular sordu ardından Karatay'ın öldürüldüğünü doğruladı. Makbule Ökden'in kaybedilmesi: Cizre'nin Dağkapı Mahallesi'ndeki evinden 1991 yılında birgün silahlı kişilerce alınıp götürüldü. Anne Sitti Tanrıverdi Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidip çocuğunu sordu ancak herhangi bir cevap alamadı. 3 Eylül 2009 tarihinde Cizre ilçesine bağlı Basisk (Kuştepe) köyü yakınlarında yol yapım çalışması sırasında iki insana ait olduğu tahmin edilen kemikler ve kemiklerin yanında kadın giysileri, puşi ve yöresel kıyafetler bulundu. Savcılık tarafından yapılan ilk incelemenin sonunda 2 kişinin uzun namlulu silahla ve başlarından tek kurşunla öldürüldüğü tespit edildi. Altın kaplama dişinden ve yapılan DNA testinden sonra kemiklerin Makbule Ökden'e ait olduğu anlaşıldı ve Ökden'in kemikleri ailesine teslim edildi. 1991 yılında Agit Akipa ve İbrahim Demir kaybedildi. 1992… 2 kişi Mehmet Ertak'ın kaybedilmesi: 1819 Ağustos 1992 tarihlerinde dönemin Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar'ın emriyle askerlerin Şırnak'a ağır silahlar ile saldırması ardından kentte başlayan gözaltı furyası sırasında Mehmet Ertak'ın içinde olduğu araç, Bakımevi kontrol noktasında üniformalı polislerce durdurularak, Ertak gözaltına alındı. Çocuğundan haber alamayan baba İsmail Ertak, 10 Eylül 1992'de Şırnak Valiliği'ne başvurarak çocuğunun nerede tutulduğunu ve neden hala serbest bırakılmadığını öğrenmeye çalıştı ancak çocuklarından bir daha haber alamadı. http://www.bestanuce1.com/83543/akibeti-sorulamayan-kayiplar-diyari-sirnak-1 Müşter Bizden Müşteriler Siz Bulsun AKP’nin çeteleri Efrin köyüne saldırıyor Türk devletine bağlı Siwar ElŞa ve Feyleq ElŞam adlı çete grup köyünün güneyindeki YPG mevz saldırısı başlattığını bildirildi. Saat 13. Yüksekdağ: Bu karan HDP bir ışıktır ADANA (DİHA) Adana'da kon Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dokunulmazlıklarının kaldırılmas değinerek, "Sizin bu tehditleriniz HDP dün de vardı, bugün de var ADAD: Devlet katliam hesabını vermeli 2/6 3/12/2016 Akıbeti sorul(a)mayan kayıplar diyarı Şırnak- (1) - Haberi ancak çocuklarından bir daha haber alamadı. Mehmet Tan'ın kaybedilmesi: Halkın Emek Partisi yöneticisi Mehmet Tan Silopi'de aldığı tehditler üzerine göç ederek Zaxo kentine yerleşti. 15 Aralık 1992 tarihinde Mehmet Tan, arkadaşlarıyla çarşıya gitti ve bir daha geri dönmedi. Çarşıda arkadaşlarının yanındayken Tan'ın yanına gelen bir kişi onu alıp götürdü. Bunu gören çarşı esnafı olayı ailesine anlatarak, ifade de verebileceklerini söyledi ancak daha sonra dükkânları tarandı. O dönemlerde Cem Ersever sık sık Zaxo merkezde görülüyordu. Tan ailesine, 15.03.1993 tarihinde Mehmet Tan'ın bedeninin Zaxo'da bir arazide bulunduğu haberi geldi. Bir çiftçinin bulduğu cesedi Mehmet Tan'ın eşi teşhis etti. Başı yoktu, eşi belindeki beninden ve kıyafetlerinden tanıdı. 1993… 26 kişi Nadir Nayci kaybedildi: Cizre'de at arabacılığı yapan Nadir Nayci, 01.01.1993 tarihinde atlarından birini daha önce yaşadığı Aşağıçeşme köyündeki akrabalarına vereceğini söyleyerek evden ayrıldı ve bir daha haber alınamadı. İlhan Bilir ve Ramazan Bilir'in kaybedilmesi: İlhan Bilir amcasının oğlunu ziyaret etmek üzere Şırnak'a gitti. 45 gün haber gelmeyince Ramazan Bilir kardeşini aramak üzere Şırnak'a akrabalarının yanına gitti. Akrabaları İlhan'ın geldiği akşam kim olduklarını bilmedikleri 23 kişinin eve geldiğini ve İlhan'ı kapıdan alarak götürdüklerini, peşlerinden gidince de "Şimdi sormayın, 3 gün sonra bırakacağız" dediklerini söyledi. 3 yıl boyunca kardeşini aramaya devam eden Ramazan Bilir de, 1995'te Şırnak'taki evlerine gelen ve "Kardeşinin nerede olduğunu biliyorum, Cizre'ye oradan da Kuzey Irak'a gidelim" diyen Ali adındaki biriyle yola çıktı ve bir daha geri dönmedi. Hüseyin Yeşilmen'in kaybedilmesi: 1993 yılının Ocak ayında birgün Cizre'deki evinden çıkan Yeşilmen'den bir daha haber alınamadı. Bir süre sonra arabası yanmış bir şekilde Kuştepe köyü yakınlarında bulundu. Aile o dönemde hiçbir hukuki takip başlatmadı. 3 Eylül 2009 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Basisk (Kuştepe) köyü yakınlarında yol yapım çalışması sırasında iki insana ait olduğu tahmin edilen kemikler ve giysi parçaları bulundu. Bunun üzerine Yeşilmen ailesi Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na kemiklerin Hüseyin Yeşilmen'e ait olabileceğinden hareketle DNA testi yapılması ve faillerin bulunarak yargılanması talebiyle başvuru yaptı. Savcılık tarafından biri erkek biri kadına ait olduğu düşünülen kemiklerin ilk incelemesinin ardından 2 kişinin uzun namlulu silahla ve başlarından tek kurşunla öldürüldüğünü tespit etti. Ömer Sulmaz ve Ramazan Aşuk'un kaybedilmesi: Cizre'de ikamet eden Ömer Sulmaz, 1993 yılı Ocak ayında bir sabah saatinde işyerine gitmek için evden ayrıldı. Bu tarihten sonra Ömer Sulmaz'dan bir daha haber alınamadı. Ailesinin daha sonra öğrendiğine göre Sulmaz, kaybedildiğinde yanında Ramazan Aşuk isimli bir tanıdıkları da vardı. Aynı şekilde Ramazan Aşuk'tan da bir daha haber alınamadı. Emin Savgat ve Tahir Koçu'nun kaybedilmesi: Tahir Koçu ve Emin Savgat Cizre'ye bağlı Dirsekli köyü Kurtuluş mezrasında yaşıyordu. 1993 yılında bir Şubat gecesi, Emin Savgat'ın evi askeri kıyafetli yüzü örtülü 910 kişi tarafından basıldı. Bu kişiler Emin Savgat ve çobanlık yapan Tahir Koçu da alarak köyden ayrıldı. Dirsekli köyü Zuran mezrası yakınlarındaki Radar Karakolu'na götürüldükleri öğrenilen Koçu ve Savgat olaydan üç gün sonra Radar Karakolu'na yakın bir yerde silahla öldürülmüş olarak bulundu. ANKARA (DİHA) Gazi katliam dönümünde "Koçgiri'den Gazi'ye Yüksel Caddesi'nde yapılan eyle katliamlarda yaşamını yitirenler Demirtaş: AKP zafer e edemeyecek Demirtaş, HDP Gençlik Meclisler konuştu. Gençlere mesaj veren "Ülkede, bölgede neler yaşandığ sizlerin hedefi olmamalı. HDP'nin geniş ve büyük yığınlardır" dedi. Alan Kurdî mülteci ça başladı İZMİR (DİHA) İzmir'de Halkl Derneği tarafından düzenlenen A Çalıştayı başladı. İki gün sürecek gerçekleştirilecek atölyelerde mü yaşadıkları sorunlar konuşularak Gazi'de topyekûn sald karşı topyekûn direni İSTANBUL (DİHA) Gazi katli yitirenlerin anıldığı yürüyüş boyu Kürdistan'daki özyönetim direniş selam gönderildi. Gerilla alanlarına obü saldırıları HPG Basın İrtibat MerkeziBİM, yönelik yapılan havan ve obüs s ettiğini duyurdu. BİM günlük basın açıklamasında ayrıntılar verildi. 'Acılarımız bizi birleşt mücadele etmeliyiz' İSTANBUL (DİHA) Cumartes haftasında 1995 yılında İzmir'de şekilde yaşamını yitiren Nurettin soruldu. Eylemde konuşan kayıp Bilgin, "Biz artık kendi kayıplarım olduk. Cumartesi Anneleri: Y Cizre'ye dönüşmeden JINHA İSTANBUL Cumartesi Anneleri arayışlarının 572'inci haftasında gözaltında kaybedilen kadınların Abdullah Tanrıverdi'nin kaybedilmesi: Cizre'ye bağlı Kuştepe köyünde yaşayan Abdulhakim Tanrıverdi ve ailesi, faaliyette olmayan köy okulunda kalıyorlardı. 1993 yılında bir Nisan gecesi, üçdört kişi evinin kapısından Tanrıverdi'yi de yanlarına alarak uzaklaştı. Eşi Atika Tanrıverdi, durumu ağabeyi Abdurrahim Tanrıverdi'ye anlatınca ağabeyi İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz'ün yanına gidip durumu bildirdi ve Cemal Temizöz kendisine "Kardeşini biz öldürdük, peşine düşmeyin, aramayın" dedi. Abdulhakim Tanrıverdi'nin bedeni, 810 gün sonra elleri ve ayakları bağlı olarak İdil Yolu'nda Düzova köyü yakınlarında bir derede üzeri taşlarla kaplı bir şekilde çobanlar tarafından bulundu. Halit Özdemir, Hamdo Şimşek, Hükmet Şimşek, İbrahim Akıl, Mehmet Salih Demirhan ve Şemdin Cülaz'ın kaybedilmesi: 13 Haziran 1993 tarihinde Görümlü köyünde konuşlanan Tekirdağ 3. Zırhlı Tugay 2. Tabur Komutanlığı'na bağlı askerler ile PKK arasında yoğun çatışma yaşandı. Köylülerin çoğu korktuğu için sığınağa benzer bir yerde saklandı. Çatışmadan sonraki sabah seher vakti, Görümlü Taburu'ndan üzerlerinde askeri elbiseler ve ellerinde piyade tüfeği olan askerler, köyün çevresinden ateş edildiği iddiasıyla, köyü bastı. Süryani köylülerden birinin boynundan çıkardıkları haçı, köy imamı İbrahim Akıl'ın boynuna takıp "Haç takan imam olur mu?" diye köylülere sordu. Askerler meydanda topladıkları köylüleri kimlik kontrolünden geçirdi. Daha sonra köylülerden, Halit Özdemir, Hamdo Şimşek, Hükmet Şimşek, İbrahim Akıl, Mehmet Salih Demirhan, Şemdin Cülaz ve Abdurrahman Kayak'ı askeri araca bindirerek, Görümlü Taburu'na götürdü. Tabura götürülen köylülerden Abdurrahman Kayak, aynı gün içinde yoğun işkence yapılmış ve kaburgaları kırılmış bir şekilde serbest bırakıldı. Diğer 6 kişiden bir daha haber alınamadı. 1993 yılında Görümlü Taburu'nda askerlik yapan Y.Ö. Görümlü köyünden alınan altı kişiyle ilgili Taraf Gazetesi'ne röportaj verdi. Kayıp yakınları durumdan haberdar olunca bu kişiye ulaştılar ve tanık olmasını istediler. Daha sonra Y.Ö ve adının açıklanmasını istemeyen başka bir tanık olayla ilgili tanıklık yapmak üzere ifade verdi. Y.Ö.'nün söylediklerinden sonra savcılık Görümlü Taburunda kazı çalışması yapılmasını istedi. Taburda yapılan kazı çalışmasında http://www.bestanuce1.com/83543/akibeti-sorulamayan-kayiplar-diyari-sirnak-1 3/6 3/12/2016 Akıbeti sorul(a)mayan kayıplar diyarı Şırnak- (1) - Haberi Taburunda kazı çalışması yapılmasını istedi. Taburda yapılan kazı çalışmasında bazı kemikler bulundu. Silopi Savcılığı, cesetler bulunamamış olsa da 6 köylünün öldürüldükten sonra kaybedildikleri sonucuna vararak, 6 köylünün akıbetine ilişkin soruşturmanın zaman aşımına uğramasına 3 gün kala, dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar, Görümlü 1. Mekanize Piyade Tabur Komutanı emekli Albay Hasan Basri Vural, 3. Bölük Tim Komutanı Üsteğmen İbrahim Kıraç, Yüzbaşı Murat Ali Yıldız, Kayseri Hava İndirme Tugayına bağlı teğmen Serdar Tekin ile 2. Komando Tabur Komutanlığı'ndan Tansel Erok hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açtı. Tahir Macartay ve Veysi Başar'ın kaybedilmesi: 22 Temmuz 1993 tarihinde Veysi Başar ve Tahir Macartay, Van'a yük götürüp teslim ettikten sonra evlerine dönüyordu. Macartay, Başar ve Bitlis'li olduğu öğrenilen Rahmi isimli bir yurttaş Midyatİdil yolunda asker kıyafetli kişiler tarafından kimlik kontrolü yapılacağı söylenerek durduruldu. Askeri giyimli ve yüzleri beyaz bezle örtülü bu şahıslar yolda 10 kadar aracı durdurduktan sonra 3 kişiyi yanlarına alarak gittiler. Olaydan 3 ay kadar sonra ailelere İdilMidyat yolunda üç kişiye ait ölü bedenlerin bulunduğu haberi geldi. Aileler bu bedenlere bakmaya gittiklerinde onlara bir kaç parça eşya gösterildi ve bu eşyalardan bedenlerin kaybolan üç kişiye ait olduğu anlaşıldı. Ancak aileler bedenlerin kendisini görmedi. Köylüler onlara bedenlerin parçalanmış olduğunu söylediler. Fethi Ildır'ın kaybedilmesi: 18 yaşındaki Fethi Ildır 1993 yılının Eylül ayında birgün, yaşadığı Şırnak'ın İdil ilçesinden Cizre'ye giderken Kuştepe köyünde Hizbullah örgütüne yakınlıkları ile bilinen korucular tarafından alıkonarak kaçırıldı. 19 Eylül 1993'te, ağır işkence izleri taşıyan cesedi Cizreİdil karayoluna yaklaşık 3 kilometre mesafede bulundu. El ve ayakları gövdesinden ayrılmıştı. Baba Hüseyin Ildır, İdil ve Cizre Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurarak çocuğunun kaçırılarak öldürülmesinden aynı zamanda geçici ve gönüllü köy koruculuğu da yapan Hizbullah örgütü üyelerinin sorumlu olduğunu bildirdi. Ahmet Berek'in kaybedilmesi:: Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Damlarca köyünde yaşayan Berek, 1993 yılında alışveriş yapmak üzere Cizre'ye gitti. Dörtyol civarında özel harekât timleri tarafından gözaltına alınan Berek'in yakınları da bu olaya şahit oldu ve ailesine haber verdi. 21 gün sonra Cizre'de Kerem Oteli'nin arkasında bir ceset bulunduğunu duyan aileden bir kişinin teşhisinin ardından Ahmet Berek Cizre Belediye Mezarlığı'na gömüldü. Otopsi işlemi yapılıp yapılmadığı, herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığı bilinmiyor ancak Berek'in ölüm tarihi nüfus kayıtlarında 1 Mart 2005 olarak görünüyor. Bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra Berek ailesine savcılıktan Berek'in gözaltından serbest bırakıldığına dair bir kağıt ulaştı. Berek ailesi korktukları için o dönemde herhangi bir yere başvurmadı. Abdulvahap Timurtaş 14 Ağustos 1993 tarihinde kaybedildi Muhsin Taş 14 Ekim 1993 tarihinde kaybedildi. Osman Kayar'ın kaybedilmesi: 1993 yılında Silopi'nin Çiftlik köyünde ikamet eden Kayar, Kasım ayı içinde birgün Ortaköy Karakolu'ndan çağrıldığını öğrendi. Bunun üzerine Kayar, muhtar Mehmet Biçek ve muhtarın akrabası Hacı Özdemir ile birlikte karakola gitti. Biçek ve Özdemir geri gelirken, Kayar'dan bir daha haber alınamadı. Ali Karagöz'ün kaybedilmesi: 27.12.1993 tarihinde sabah erken saatlerde Karagöz ailesinin evini basan askerler ve Kamil Atak'ın korucuları Ali Karagöz'ü yatağından kaldırıp "Biraz soru soracağız" diyerek götürdüler. Ayşe Karagöz, bir süre sonra evden çıktığında eşini götürdükleri yokuştan Şevkiye Arslan'ın geldiğini gördü. Şevkiye Arslan kendisine Ali Karagöz ve kendi eşi İhsan Arslan'ı ellerinden birbirlerine bağlayıp Kukel Atak'ın evinin altındaki bodruma götürdüklerini anlattı. İhsan Arslan'ın kaybedilmesi: 27 Aralık 1993 günü sabah erken saatlerde panzerlerle Cudi Mahallesi'ne gelen askerler mahalledeki bütün erkekleri meydanda topladı. Bir süre sonra askerler İhsan Arslan'ı serbest bıraktı ve mahalleyi terk etti ancak Arslan tam evine yaklaşmışken aralarında Kamil Atak, Kukel Atak, Ahmet Atak, Temer Atak, Rauf Atak ve Mehmet Nuri Binzet'in de bulunduğu 1015 kişilik bir korucu grubu Arslan'ın önünü kesti ve dövdükten sonra zorla kaçırdı. Mehmet Nuri Binzet 2009 yılında verdiği ifadede pek çok başka olayın yanı sıra Arslan'ın nasıl öldürüldüğünü de anlattı. Binzet ifadesinde Arslan'ın evinden alındıktan sonra Kukel Atak'ın evinin altındaki sığınağa götürüldüğünü, kendisinin ve Bayram Polat'ın nezarethanede nöbet tuttuklarını iki veya üç gün sonra Selim Hoca diye bilinen astsubay ile Yavuz kod adlı JİTEM grup lideri (Burhanettin Kıyak) tarafından sorgulandığını, bu arada nezarethaneye Abdulhakim Güven ve Bedran kod adlı AdemYakin'ın da gelip gittiğini, dördüncü gün İhsan Arslan'ı Abdulhakim Güven, Adem Yakin, Selim Hoca, Ahmet Page ve Şahin Pürnek ile birlikte alarak Kuştepe köyündeki Hizbullahçıların kullandığı bir sığınağa götürdüklerini, Arslan'ın burada infaz edileceğini bildiği için kendisinin ve Ahmet Page ile Şahin Pürnek'in sığınağın dışında beklediğini, bir süre sonra sığınaktan iki el ateş sesi geldiğini ve biraz sonra da Abdulhakim Güven, Adem Yakin ve Selim Hoca'nın birlikte çıktığını, kimin ateş ettiği konuşulmamış olsa da yüz ifadesinden ve silahını toplamasından Adem Yakin'ın infazı gerçekleştirmiş olduğunu düşündüğünü anlattı. Hasan Baykura'nın kaybedilmesi: Cizre ilçesinde 1993 yılının son günlerinde yaşanan şiddetli bir çatışmadan sonra evlerde arama yapan asker ve korucular, Baykura ailesinin kapısını kırarak evlerinde aramalar yapmaya http://www.bestanuce1.com/83543/akibeti-sorulamayan-kayiplar-diyari-sirnak-1 4/6