Uyanı ¸s!
Transkript
Uyanı ¸s!
Uyanış! ŞUBAT 2014 ZAMANI AKILLICA KULLANMANIN YOLLARI Uyanış! BU SAYIDA DAHA FAZLASI İÇİN www.jw.org KAPAK KONUSU GENÇLER Zamanı Akıllıca Kullanmanın Yolları 6-9. SAYFALAR Gençlerin sorduğu onlarca soruya Kutsal Kitaptan cevap bulabilirsiniz. Örneğin: “Görünüşüm Konusunda Saplantılı mıyım?” “Gerçek Arkadaş Kimdir?” “Cinsel İçerikli Mesajlaşma Konusunda Neler Bilmeliyim?” Ayrıca şu videoyu farklı dillerde izleyebilirsiniz: “Yaşıtların Ne Diyor? Sağlıklı Yaşam.” (KUTSAL KİTABIN ÖĞRETTİKLERİ > GENÇLER kısmına bakın) ÇOCUKLAR 3 DÜNYAYA BAKIŞ 4 KUTSAL KİTABIN GÖRÜŞÜ Ruhçuluk 10 SÖYLEŞİ Bir Biyomühendis Yaratıcıya Nasıl İnandığını Anlatıyor 12 GEÇMİŞTEN PORTRELER I. Constantinus 14 AİLELER İÇİN YARDIM Ergenlik Çağındaki Kızınız Stresliyse 16 TASARIM ÜRÜNÜ MÜ? Photuris Ateşböceğinin Feneri Vol. 25, No. 2 / Monthly / TURKISH Her Sayının Ortalama Tirajı: 99 Dilde 44.748.000 Adet ˘ ¨ ¨ ¨ Bu yayın parayla satılmaz. Gonull ˘ u bagışlarla desteklenen, ¨ dunya çapındaki Kutsal Kitap egitim programının bir kısmıdır. ¨ Aksi belirtilmedikçe, ayet alıntıları Kutsal Kitap – Yeni Dunya Çevirisi’ndendir. Awake! (ISSN 0005-237X) Druck und Verlag: Wachtturm Bibel– und Traktat-Gesellschaft der Zeugen Jehovas, e. V., Selters/Taunus. Verantwortliche Redaktion: Ramon Templeton, Selters/Taunus. ˘ ¨ Bu yayının Turkçesinin hazırlanmasından Yehova’nın Şahitlerini Destekleme Dernegi sorumludur. 5 2014 Watch Tower Bible and Tract Society of Pennsylvania. Printed in Germany. Resimli Kutsal Kitap hikâyelerini sitemizden okuyabilirsiniz. Bu etkinlik sayfalarını kullanarak çocuğunuzun Kutsal Kitapta adı geçen kişileri daha yakından tanımasını ve ahlaksal ilkeleri öğrenmesini sağlayabilirsiniz. (KUTSAL KİTABIN ÖĞRETTİKLERİ > ÇOCUKLAR kısmına bakın) ¨ Daha fazla bilgi almak ya da hiçbir ucret ¨ odemeden Kutsal Kitabı incelemek ister misiniz? www.jw.org˘ sitesini ziyaret edebilir ya da aşagıdaki adrese yazabilirsiniz. ˙ ¨ ˙ ˙ ˙ ¨ YEHOVA’NIN ŞAHITLERI: PK 23 Ferikoy 34378 Istanbul-TURKIYE. Tel. 0 212 249 04 17. Adreslerin tam listesi için şu siteye bakın: www.jw.org/tr/iletişim DÜNYAYA BAKIŞ Hasta: © Robin Hammond/Panos Pictures; Papa Francis: Alessandro Bianchi/AFP/Getty Images; fildişleri: REUTERS/Bazuki Muhammad AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ New York Times’ın yayımladığı bir rapora göre “sigara içen bir çalışan, içmeyene oranla işverenine yılda ekstra 5.816 dolara mal oluyor.” Ohio Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacıların edindiği veriler, bu tahmini ortalama maliyetin sigara molalarından, daha yüksek sağlık harcamalarından ve işe gidilmeyen günlerden kaynaklandığını gösteriyor. Başka bir etken de verimin azalması; bu da muhtemelen nikotin bağımlılarının yaşadığı yoksunluk belirtilerinden kaynaklanıyor. İTALYA “Papazların ve inananların söyledikleri ve yaptıkları, yani sözleri ve yaşam tarzları arasındaki tutarsızlık Kilisenin güvenilirliğine zarar veriyor” (Papa Francis). MALEZYA Malezyalı yetkililer, maun kerestelerinden oluşan iki yığının içine gizlenmiş 24 ton kaçak fildişi ele geçirdi; bunlar 1.000’den fazla file aitti. Çevreciler bunun şimdiye kadarki en büyük fildişi kaçakçılığı olduğunu söyledi. Sevkıyat Togo’ dan Çin’e yapılıyordu. AFRİKA Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2012 yılında yayımladığı bir rapora göre son birkaç yılda yaşanan ölümlerin yüzde 63’üne bulaşıcı hastalıklar neden oldu; özellikle de HIV/AIDS, ishalle seyreden hastalıklar, sıtma, tüberküloz ve çocuk hastalıkları. AVUSTRALYA Akıllı telefonlar ve başka cihazlar için üretilen kumar oyunları (kumar simülasyonu uygulamaları) çocuklar arasında popüler olmaya başladı. Bazı uygulamalar gerçek kumarhane oyunlarına çok benziyor, ancak kazanmak daha kolay. Hükümet bu tür simülasyon oyunlarının, çocukların kumarı normal bir şey olarak görmesine “ve gelecekte kumar sorunu yaşamasına neden olabileceği” konusunda uyarıyor. 3 KUTSAL KİTABIN GÖRÜŞÜ | RUHÇULUK RUHÇULUK Ölülerle iletişim kurmaya çalışmak yanlış mı? İNSANLAR NE DİYOR? Doğal olarak insanlar ölen sevdiklerinin acı çekmediğinden emin olmak istiyor. Dolayısıyla şöyle düşünebilirler: “Bir medyum aracılığıyla onunla konuşmaya çalışmanın nesi yanlış? Belki medyum rahatlamama ve huzur bulmama yardım edebilir.” “Medyumlara başvurmayacaksınız . . . . bunlarla kendinizi kirletmeyeceksiniz” (Levioğulları 19:31). KUTSAL KİTAP NE DİYOR? Kutsal Kitap Yehova Tanrı’nın bu konudaki görüşünü açıkça belirtir. Eski devirlerde de insanlar ölülerle iletişim kurmaya çalışırdı. Örneğin Tanrı, Musa peygamber aracılığıyla Kendi halkına verdiği kanunda şöyle demişti: ‘Aranızda, medyum ya da ölülere danışan bulunmayacak. Çünkü bunları yapan herkes Yehova için iğrençtir’ (Tekrar 18:10-12). Ayrıca Kutsal Kitap ruhçulukla uğraşanların Tanrı’nın onayını kazanamayacağını söyler (Galatyalılar 5:19-21). Kutsal Kitapla ilgili başka sorularınıza cevap almak için www.jw.org adresine bakabilirsiniz. Ölmüş kişiler yaşamımızı etkileyebilir mi? İNSANLAR NE DİYOR? Birçok insan ölen kişilerin bir şekilde yaşamaya devam ettiğini iddia ediyor. Bu nedenle ölülerden bilgi almak veya onları yatıştırarak kendilerini rahat bırakmalarını sağlamak amacıyla medyumlara başvuruyorlar. KUTSAL KİTAP NE DİYOR? “Yaşayanlar öleceklerinin farkındadır; ölüler ise hiçbir şeyin farkında değildir. . . . [Hayattayken hissettikleri] sevgileri de, nefretleri de, kıskançlıkları da yok olmuştur” (Vaiz 9:5, 6). Evet, Kutsal Kitap ölülerin yaşamadığını açıkça söyler. Onlar düşünemez, hareket edemez ve Tanrı’ya ibadet edemez. “Ölüler, sessizlik diyarına inenler, [Tanrı’yı] yüceltemez” (Mezmur 115:17). “Yaşayanlar öleceklerinin farkındadır; ölüler ise hiçbir şeyin farkında değildir” (Vaiz 9:5). Medyumlar bazen doğru bilgiler vermiyor mu? İNSANLAR NE DİYOR? Bazı insanlar ölen kişi, ailesi ya da arkadaşlarından başka kimsenin bilmediği ayrıntıları medyumların verebileceğini düşünüyor. KUTSAL KİTAP NE DİYOR? 1. Samuel kitabının 28. bölümünde kötü kral Saul’un Tanrı’nın kanununu çiğneyerek bir medyuma danıştığı anlatılır. Saul bu kadından Tanrı’nın ölmüş bir peygamberi olan Samuel’le iletişim kurmasını istedi ve kadın gerçekten de biriyle iletişim kurdu. Peki iletişim kurduğu kişi gerçekten Samuel miydi? Kesinlikle hayır! O aslında Samuel’in kılığına girmiş bir sahtekârdı. “Yaşayanlar için ölülere mi başvurulur?” (İşaya 8:19). Bu sahtekâr kötü bir ruhtu ve “yalanın babası” olan Şeytan’a hizmet ediyordu (Yuhanna 8:44). Peki kötü ruhlar, yani cinler neden insanları ölülerin yaşadığına inandırmak istiyor? Onların amacı Tanrı’yı kötülemek ve O’nun Sözü olan Kutsal Kitabın doğruluğu hakkında şüphe uyandırmaktır (2. Timoteos 3:16). Peki ölen kişiler için hiç ümit yok mu? Tabii ki var! Kutsal Kitap ölümü bir uykuya benzetir ve Tanrı’nın ölen kişileri dirilteceğini söyler (Yuhanna 11:11-13; Elçiler 24:15). Ölen sevdiklerimizin diriltilmesini beklerken onların acı çekmediğini bilmek gerçekten çok rahatlatıcıdır. Bu konuda daha fazla bilgi almak için Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor? kitabının “Ölen Sevdiklerimiz İçin Gerçek Bir Ümit” başlıklı 7. bölümüne bakabilirsiniz. Kitaba www.jw.org adresinden erişebilirsiniz. Uyanış! Şubat 2014 5 KAPAK KONUSU “Keşke biraz daha zamanım olsaydı!” Siz de sık sık böyle düşünüyor musunuz? Aslında tüm insanlar zaman konusunda eşittir. Zengin ve güçlü insanlar fakirlere göre daha fazla zamana sahip değildir. Ayrıca zengin ya da fakir olsun kimse zamanı biriktiremez. Zaman geçtiğinde bir daha geri alınamaz. Öyleyse en iyisi sahip olduğumuz zamanı akıllıca kullanmaktır. Peki nasıl? Şimdi zamanı akıllıca kullanmak konusunda birçok kişiye yardımcı olmuş dört öneriyi görelim. ZAMANI AKILLICA KULLANMANIN YOLLARI 1. Programlı Olun Önceliklerinizi belirleyin. Kutsal Kitap ‘Nelerin daha önemli olduğunu saptayın’ der (Filipililer 1:10). Yapmanız gereken önemli veya acil işlerin bir listesini hazırlayın. Bu listeyi hazırlarken, ev için alışveriş yapmak gibi önemli bir şeyin her zaman acil olmadığını ya da en sevdiğiniz dizinin başını yakalamak gibi acil bir şeyin her zaman önemli olmadığını aklınızda tutun. Nisan 2010 tarihli Uyanış! dergisinde yer alan “Zaman Yaratmak İçin 20 Öneri” çerçevesine bakabilirsiniz. Önceden düşünün. Kutsal Kitap “Demir alet körelmişse, onu bilemeyen gücünü boşa harcar” der ve şunu ekler: “Hikmeti yerinde kullanmak da başarı getirir” (Vaiz 10:10). Bu ayetten ne öğrenebiliriz? Bir bıçağı bilemek bir anlamda, zamanı en iyi şekilde kullanmak için önceden plan yapmaya benzetilebilir. Zamanınızı ve enerjinizi tüketmekten başka bir işe yaramayacak önemsiz işleri erteleyin veya iptal edin. İşinizi bitirdiğiniz için fazladan zamanınız kaldıysa daha sonra yapmayı planladığınız şeyleri bu arada yapmaya ne dersiniz? Önceden düşünen biri tıpkı bıçağını bileyen akıllı bir işçi gibi verimliliğini artırır. Yaşamınızı sadeleştirin. Boşuna zaman harcamanızı gerektirecek veya önemsiz şeylere hayır demeyi öğrenin. Çok fazla aktivite ve randevu stresinizi artırabilir ve sizi mutsuz edebilir. 2. Zaman Hırsızlarından Uzak Durun İşleri ertelemek ve kararsızlık. “Rüzgârı kollayan tohum ekmez, bulutlara bakan ekin biçmez” (Vaiz 11:4). Bu ayetten ne öğrenebiliriz? İşleri ertelemek hem zamanınızı çalar hem de verimliliğinizi düşürür. Şartların mükemmel olmasını bekleyen bir çiftçi muhtemelen tohum ekemeyecek veya ekin biçemeyecektir. Benzer şekilde bazen biz de hayattaki belirsizlikler yüzünden kararsız kalabiliriz. Ya da bir karar vermeden önce konuyla ilgili tüm ayrıntıları öğrenene kadar beklememiz gerektiğini düşünebiliriz. Tabii ki önemli bir karar vermeden önce araştırma yapmak ve etraflıca düşünmek şarttır. Kutsal Kitap ‘Sağgörülü kişi adımını tartarak atar’ der (Özdeyişler 14:15). Şu da unutulmamalıdır ki, aslında verdiğimiz tüm kararlar bazı belirsizlikler içerir (Vaiz 11:6). Mükemmeliyetçilik. Kutsal Kitap ‘Yukarıdan [Tanrı’dan] gelen hikmet makuldür’ der (Yakup 3:17). Kendimizle ilgili yüksek beklentilere sahip olmak gerçekten övgüye değer. Fakat bazen hayal kırıklıklarına, hatta başarısızlıklara davetiye çıkaran çok yüksek standartlarımız olabilir. Örneğin yabancı dil öğrenen biri hatalar yapacağını baştan kabul etmeli ve bu hataların dili öğrenmesine yardımcı olacağının farkında olmalı. Öte yandan mükemmeliyetçi biri yanlış bir şey söylemekten korktuğu için konuşmaktan çekinir, bu da onun dili öğrenmesini zorlaştırır. Beklentilerimizde makul olmamız gerçekten çok önemli. Kutsal Kitap ‘Hikmet haddini bilenlerdedir’ der (Özdeyişler 11:2). Ayrıca makul ve alçakgönüllü kişiler kendilerini fazla ciddiye almaz ve genelde kendilerine gülebilirler. “BİR ŞEY SATIN ALIRKEN KARŞILIĞINDA ÖDEDİĞİNİZ ŞEY ASLINDA PARA DEĞİL ZAMANINIZDIR” (What to Do Between Birth and Death). İLGİNÇ İSTATİSTİKLER 50,2 SAAT 25.000 işçinin katıldığı bir ankete göre Kanada’daki bir işçinin her hafta işte geçirdiği süre. 4 SAAT 2011’de Britanya’da dört yaş ve üzeri kişilerin her gün televizyon izleyerek geçirdiği ortalama süre. 8 DAKİKA Hindistan’da babaların bir günde çocuklarıyla konuşarak geçirdiği süre. Çalışan anneler ise çocuklarıyla günde ortalama 11 dakika konuşuyor; bu süre ev hanımı olan annelerde 30 dakikayı geçmiyor. Uyanış! Şubat 2014 7 3. Dengeli ve Gerçekçi Olun İş ve dinlenme arasında denge kurun. “Biraz dinlenmek, çok emek harcayıp rüzgârı kovalamaktan iyidir” (Vaiz 4:6). İşkolik insanlar genelde emeğinin tadını çıkaramaz; çünkü buna ne zamanları ne de enerjileri kalır. Diğer taraftan tembel kişiler sürekli dinlenmeyi seçerek değerli zamanlarını boşa harcarlar. Kutsal Kitap bize şu dengeli tavsiyede bulunuyor: Çok çalış ve başarılarının tadını çıkar. Böyle bir mutluluk “Tanrı’nın armağanıdır” (Vaiz 5:19). Uykunuzdan kısmayın. Davut peygamber “Ben huzur içinde yatar uyurum” demişti (Mezmur 4:8). Genelde yetişkinlerin fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak yenilenebilmesi için ortalama sekiz saatlik bir gece uykusuna ihtiyacı vardır. Uyku, zamanı kullanmanın iyi bir yoludur. Konsantre olmayı kolaylaştırır ve hafızayı güçlendirir, bu da öğrenmeyi hızlandırır. Öte yandan uyku eksikliği öğrenmeyi zorlaştırır, kaza ve hata yapma riskini artırır ve sinir bozukluğuna yol açar. Gerçekçi hedefler koyun. “Gözle görmek, gönlü çekerek oradan oraya dolaşmaktan iyidir” (Vaiz 6:9). Akıllı biri arzularının hayatını kontrol etmesine izin vermez, özellikle de gerçekçi olmayan arzularının. Dolayısıyla zekice tasarlanmış reklamlara ya da kolay kredi kampanyalarına kanmaz. Bunun yerine ‘gözle gördüğü’, yani gerçekten sahip olabileceği şeylerle yetinmeyi öğrenir. NE KADAR ZAMAN HARCAMAYA DEĞER? Yazar ve psikolog Charles Spezzano şu öneride bulunuyor: Bir şey satın almadan önce, onu satın almak için harcayacağınız parayı kazanmanın ne kadar zaman alacağını hesaplayın. Böylece o şeyi almaya gerçekten değip değmediğine karar verebilirsiniz. 4. Ahlaki Değerlere Önem Verin Değerlerinizi gözden geçirin. Sahip olduğunuz değerler neyin iyi ve önemli olduğunu tespit etmenizi sağlar. Yaşamımızı bir oka benzetecek olursak, bu oka yön veren şey değerlerimizdir. Dolayısıyla ahlaki değerlerimiz hayatımızda doğru şeylere öncelik vermemize ve her anımızı en iyi şekilde kullanmamıza yardım eder. Birçok kişi Kutsal Kitaptaki hikmetli öğütleri yaşamında uygulayarak ahlaki değerlerini koruyabiliyor (Özdeyişler 2:6, 7). Hayatınıza sevgi yön versin. Kutsal Kitap “Sevgi, birliğin kusursuz bağıdır” der (Koloseliler 3:14). Sevgi olmadan gerçekten mutlu olamayız ve kendimizi güvende hissedemeyiz, özellikle de aile içinde sevgi yoksa. Bu gerçeği göz ardı ederek yaşamlarını zengin olmaya veya kariyerlerine adayan kişiler aslında mutsuz bir hayatın temelini atıyorlar. Evet, Kutsal Kitabın sevgiden yüzlerce kez bahsederek bu niteliği ön plana çıkarması boşuna değildir (1. Korintoslular 13:1-3; 1. Yuhanna 4:8). Manevi ihtiyaçlarınıza zaman ayırın. Geoff, sevgi dolu bir eşe, iki mutlu çocuğa, iyi arkadaşlara ve bir ilk yardım görevlisi olarak doyum veren bir işe sahipti. Fakat maalesef işi nedeniyle, acı çeken ve ölen insanlarla sık sık karşılaşıyordu. “Hayat bundan mı ibaret?” diye düşünmeye başladı. Sonra bir gün Yehova’nın Şahitlerinin Kutsal Kitaba dayalı bazı yayınlarını okudu ve sorusuna tatmin edici yanıtlar buldu. Geoff öğrendiklerini karısı ve çocuklarıyla paylaştı. Onlar da ilgi gösterince ailece Kutsal Kitabı incelemeye başladılar. Bu inceleme hayatlarına çok şey kattı ve zamanlarını akıllıca kullanmalarına yardım etti. Ayrıca Kutsal Kitap sayesinde acıların yaşanmayacağı ve herkesin anlamlı bir hayata sahip olacağı sonsuz yaşam ümidine sahip oldular (Vahiy 21:3, 4). Geoff’in örneği İsa Mesih’in şu sözlerini akla getiriyor: “Ne mutlu ruhi ihtiyacının farkında olanlara” (Matta 5:3). Ruhi, yani manevi ihtiyaçlarınız için biraz zaman ayırmaya ne dersiniz? Emin olun ki sadece zamanınızı değil tüm yaşamınızı akıllıca kullanmanın bundan daha iyi bir yolu olamaz. ÖNCELİKLERİNİZİ SIRALAYIN AİLE _______ İŞ _______ TOPLUMSAL FAALİYETLER _______ EĞİTİM _______ MANEVİYAT _______ ARKADAŞLAR _______ EĞLENCE _______ SAĞLIK _______ Uyanış! Şubat 2014 9 SÖYLEŞİ | HANS KRISTIAN KOTLAR Bir Biyomühendis Yaratıcıya Nasıl İnandığını Anlatıyor Dr. Hans Kristian Kotlar bilimsel araştırmalarına 1978’de Norveç Radyum Hastanesinde başladı. Orada kanser ve bağışıklık sistemi üzerine araştırmalar yaptı. Aynı dönemde yaşamın kökeniyle de ilgilenmeye başladı. Dr. Kotlar araştırmaları ve inançlarıyla ilgili Uyanış! dergisinin sorularını cevapladı. Yaşamın kökeni ve anlamıyla ilgilenmeye nasıl başladınız? Babam Katolik, annem de Protestandı. Fakat dine pek önem vermezlerdi. Bense gençlik yıllarımda yaşamın anlamını merak etmeye başladım ve Budizm, Hinduizm ve İslam hakkında kitaplar okudum. Hatta Tanrı’dan bana gerçeği göstermesini istedim. 1970’lerde moleküler biyoloji alanında bazı büyük gelişmeler oldu, ben de bu gelişmelerin yaşamın nasıl başladığı sorusuna cevap verip veremeyeceğini merak ettim. Canlı hücrelerin içindeki mekanizmalar ilgimi çektiğinden biyoteknoloji okumaya karar verdim. Profesörlerimden çoğu yaşamın doğal gelişim süreciyle evrimleşerek meydana geldiğini söylediği için ben de böyle düşünmeye başladım. Kutsal Kitapla ilgilenmeye nasıl başladınız? İki Yehova’nın Şahidi kapıma geldi. Çok kibar davrandılarsa da ben onlara kaba davrandım ve ilgilenmediğimi söyledim. Eşim konuştuklarımızı duymuş. “Hans Kristian, onlara hiç de kibar davranmadın” dedi. “Yaşamın anlamını hep merak ettiğini söylüyordun.” Haklıydı, yaptığımdan çok utandım ve Şahitlerin arkasından koştum. Onlarla konuşurken Kutsal Kitabın bilimle uyumlu olup olmadığını öğrenmek istediğimi söyledim. Nasıl karşılık verdiler? Kutsal Kitabın evrendeki enerjinin kaynağı hakkında ne söylediğini gösterdiler. Okudukları ayet şöyle diyordu: “Başınızı kaldırıp göklere bakın. Bunları kim yarattı? .... Muazzam gücü, etkin kuvveti sayesinde onlardan hiçbiri eksilmiyor.”1 Bu sözler çok ilgimi çekti. Ayrıca evrendeki düzenin ancak akıl sahibi Araştırmalarım yaşamın zekâ sahibi bir Yaratıcının eseri olduğu sonucuna varmamı sağladı bir enerji kaynağıyla açıklanabileceği düşüncesi bana çok mantıklı geldi. Evrimle ilgili görüşünüz değişti mi? Evrim teorilerinin sağlam bilimsel kanıtlara dayanmadığını fark etmeye başladım. Aslında bu teoriler, canlılarda bulunan bağışıklık sistemi gibi göze çarpar tasarımların nasıl kendi kendine meydana gelmiş olabileceğini açıklamak için uydurulmuş hikâyeler. Bağışıklık sistemini araştırdıkça ne kadar karmaşık ve etkili bir sistem olduğunu daha iyi anladım. Dolayısıyla araştırmalarım yaşamın zekâ sahibi bir Yaratıcının eseri olduğu sonucuna varmamı sağladı. Canlılardaki tasarıma bir örnek verebilir misiniz? Bağışıklık sistemi, bizi bakteri ve virüs gibi sayısız maddeye karşı savunmak amacıyla tasarlanmış şaşırtıcı çeşitlilikte mekanizmalardan oluşur. Bu mekanizmalar birbirini tamamlayan iki sistemde gruplandırılabilir. İlki, vücuda giren mikroplara karşı saatler içerisinde saldırı düzenler. İkincisinin harekete geçmesi birkaç gün alsa da vücuttaki davetsiz misafirlere çok daha etkili şekilde saldırır. Ayrıca bu ikinci sistemin güç- lü bir hafızası vardır. Böylece yabancı bir madde vücuda yıllar sonra tekrar girdiğinde ona hemen karşı koyabilir. Tüm sistem o kadar iyi çalışır ki, vücudunuza bir mikrobun girdiğini ve vücudunuzun savaşarak onu yok ettiğini çoğunlukla fark etmezsiniz bile. Ayrıca bağışıklık sisteminin yabancı maddeler ile vücudumuzu oluşturan yüzlerce tür hücreyi birbirinden ayırt etme şekli de inanılmazdır. Vücudumuza bir mikrop girdiğinde neler oluyor, anlatabilir misiniz? Mikroplar solunum, yiyecekler, ürogenital sistemimiz ya da cildimizdeki yaralar yoluyla vücudumuza girebilir. Bağışıklık sistemi vücuda yabancı bir maddenin girdiğini fark edince, özel olarak tasarlanmış onlarca proteinin dahil olduğu bir dizi tepkimeye yol açar. Bu zincirdeki her bir halka bir sonrakini tetikler, böylece saldırı daha da güçlenir. Bu gerçekten akıllara durgunluk veren bir süreçtir! Öyleyse bilimsel araştırmalarınızın Tanrı’ya inancınızı güçlendirdiğini söyleyebilir miyiz? Kesinlikle! Bağışıklık sistemimizin güçlü ve karmaşık yapısı zekâ sahibi ve sevgi dolu bir Yaratıcının var olduğunu gösteri- yor. Ayrıca bilimin Kutsal Kitaba olan inancımı da güçlendirdiğini söylemeliyim. Örneğin Özdeyişler 17:22 “sevinçli yürek bedene şifadır” der. Araştırmacılar ruh halimizin bağışıklık sistemimizi etkilediğini keşfetti. Örneğin stres bağışıklık sistemimizi zayıflatabilir. Tanıdığınız birçok kişi Tanrı’ya inanmıyor. Bunun nedeni nedir? Çok çeşitli nedenleri var. Bazıları benim de geçmişte yaptığım gibi kendilerine söylenenleri otomatikman kabul ediyor. Belki de evrimin sağlam bilimsel kanıtlarla desteklendiğini düşünüyorlar. Bazıları da yaşamın nasıl başladığı üzerinde pek düşünmüyorlar. Aslında bu çok üzücü, bence daha çok soru sormalılar. Neden Yehova’nın Şahidi oldunuz? Şahitlerin konukseverliği ve Yaratıcının daha iyi bir gelecek vaadine olan imanları beni çok etkiledi.2 Üstelik imanları hurafelere ya da kulaktan dolma bilgilere değil araştırmalara ve sağlam bir mantığa dayanıyor.3 1. İşaya 40:26. 2. Vahiy 21:3, 4. 3. İbraniler 11:1. Uyanış! Şubat 2014 11 GEÇMİŞTEN PORTRELER | I. CONSTANTİNUS I. CONSTANTİNUS I. Constantinus Hıristiyan olduğunu söyleyen ilk Roma imparatoruydu. Bunu yaparak dünya tarihini derinden etkiledi. Constantinus, önceden zulme maruz kalmış bu dini benimsedi, ona şekil verdi ve bugün aslından sapmış olan Hıristiyan Âleminin oluşmasında büyük rol oynadı. Bunun sonucunda sözde Hıristiyanlık, tarihe yön veren gelmiş geçmiş “en güçlü sosyal ve siyasal unsur” haline geldi (The Encyclopædia Britannica). KISA BİLGİLER I. Constantinus MS 306 yılında Batı Roma imparatoru oldu. 324-337 yılları arasında ise Doğu ve Batı Roma’nın tek hükümdarıydı. Askeri bir zaferi Tanrı’ya atfetmek için “derhal emir vererek” elinde haç şeklinde bir mızrak olan kendi heykelini “Roma’nın en işlek yerine” diktirdi (Paul Keresztes, tarihçi). Bir pagan unvanı olan pontifex maximus, yani başrahip unvanını aldı ve kendisini topraklarındaki tüm dinlerin efendisi olarak gördü. KİLİSELERİ YASALLAŞTIRIP ÇIKARLARI İÇİN KULLANDI MS 313 yılında Licinius ve Maximinus Doğu Roma’da hüküm sürerken, Constantinus Batı Roma İmparatorluğu’nu yönetiyordu. Constantinus ve Licinius, Hıristiyanlar da dahil herkese ibadet özgürlüğü tanıdı. Constantinus, Hıristiyanlığın imparatorluğunu birleştireceğine inandığı için bu dini korudu. Ancak kiliselerde anlaşmazlıklar nedeniyle bölünmeler olduğunu görünce korktu. Bir an önce fikir birliğine varılması için doğru (!) öğretiyi belirlemenin ve kabul ettirmenin yollarını aradı. Piskoposlar onun gözüne girmek için dini konularda taviz vermeliydi; bunu yapanlar vergiden muaf tutuldu ve muazzam yardımlar aldı. Tarihçi Charles Freeman şöyle diyor: “Hıristiyan öğretisinin ‘doğru’ versiyonunu kabul etmek, [din adamlarına] sadece cennetin değil, dünyadaki sonsuz nimetlerin de kapılarını açtı.” Böylece din adamları dünyevi meselelerde büyük rol oynamaya başlaConstantinus’un samimi bir Hıristiyan olup olmadığı çok tartışılan bir konudur. Tarih profesörü Raymond Van Dam’a göre bunun bir nedeni “hükümdarlığının son zamanlarında bile pagan inançlara açıkça taviz vermesi[dir].” © Kim Kirby/age fotostock; Commissioned by York Civic Trust (heykeltıraş, Philip Jackson) Hıristiyanların Tanrısının bir rüya ya da görüntüde, kendisine savaşta yardım edeceğine dair güvence verdiğini söyledi. SKİ bir Roma imparatorunun yaptıkları bugün neden bizi ilgilendirsin? Çünkü I. Constantinus’un siyasal ve dinsel taktikleri, dünyada bugün de çok yaygın olan birçok inanç ve uygulamayı etkilemiştir. Bunun nasıl olduğunu görelim. E “Kilise bir koruyucu kazanmıştı, fakat aynı zamanda artık bir efendisi vardı” (A.H.M. Jones, tarihçi). dı. Tarihçi A.H.M. Jones “Kilise bir koruyucu kazanmıştı, fakat aynı zamanda artık bir efendisi vardı” diyor. Kazandığı bir zaferin anısına inşa edilen Constantinus Takı NASIL BİR HIRİSTİYANLIK? Constantinus’un piskoposlarla anlaşması sonucunda, yarı Hıristiyan yarı pagan öğretilerden oluşan bir din ortaya çıktı. İmparatorun amacı dinsel hakikati bulmak değil de dinsel çoğulculuk olduğundan zaten sonuç başka türlü olamazdı. Ayrıca Constantinus pagan bir imparatorluğun hükümdarıydı. Bir tarihçiye göre, imparator her iki tarafı da memnun etmek için “davranışlarında ve yönetiminde bilinçli olarak belirsiz” bir tutum benimsedi. Constantinus bir yandan Hıristiyanlığı savunduğunu iddia ediyor, bir yandan da pagan uygulamalara devam ediyordu. Örneğin astroloji ve falcılıkla uğraştı; oysa Kutsal Kitap gizemli güçlerle bağlantılı uygulamaları mahkûm eder (Tekrar 18:10-12). İmparator, Roma’daki Constantinus Takı’nda pagan tanrılarına kurban sunarken resmedilir. Güneş tanrısı adına sikkeler bastırarak ve ona tapınmayı destekleyerek onu yüceltmeye devam etti. Hayatının sonuna doğru Umbria’daki (İtalya) küçük bir kasabanın, kendisi ve ailesi için bir tapınak yapmasına ve bu tapınakta hizmet etmek üzere rahipler atamasına bile izin verdi. Constantinus MS 337 yılında ölümünden birkaç gün öncesine dek Hıristiyan (!) vaftizini erteledi. Birçok bilgine göre bunun sebebi, imparatorluğundaki hem Hıristiyan hem de pagan gruplardan aldığı siyasi desteğin sürmesini istemesiydi. Hayatı boyunca yaptıkları, ayrıca bu kadar geç vaftiz edilmesi Constantinus’un Mesih’e duyduğu imanın samimiyeti hakkında elbette şüphe uyandırıyor. Ancak bir şey kesindir: Constantinus’un meşrulaştırdığı kilise, güçlü bir siyasal ve dinsel oluşum haline geldi; bunun sonucunda Mesih’e sırt çevirdi ve dünyaya sarıldı. Oysa İsa takipçileri hakkında şöyle demişti: “Ben dünyaya ait olmadığım gibi, onlar da dünyaya ait değiller” (Yuhanna 17:14). Artık dünyanın bir parçası haline gelen bu kiliseden sayısız mezhep türedi. Tüm bunlardan biz hangi sonucu çıkarabiliriz? Bugün kiliselerde öğretilenlerin İsa peygamberin öğretilerini yansıttığını düşünmeyelim. Eğer İsa peygamberin gerçekten ne öğrettiğini öğrenmek istiyorsanız Tanrı’nın sözü olan Kutsal Kitabı incelemelisiniz (1. Yuhanna 4:1). “İyi bir imparator –hatta iyi bir Hıristiyan bile– bir gün kaçınılmaz şekilde cenneti kaybetmekle iktidarı kaybetmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Constantinus, tahta yeni çıkmış biri olarak güce doymamıştı ve bu gücü elinde tutmak için günah işlemek de dahil ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı” (Richard Rubenstein, çatışma çözümü ve kamu işleri profesörü). “Constantinus’un en azından hayatının sonunda Hıristiyan olduğu söylenebilir, tabii bir kişi onun Hıristiyanlığını kalitesine göre yargılamadığı sürece” (Paul Keresztes, klasik eserler ve tarih profesörü). Uyanış! Şubat 2014 13 AİLELER İÇİN YARDIM | ANNE BABA OLMAK Ergenlik Çağındaki Kızınız Stresliyse ZORLUK Kızınız ‘Çok stresliyim’ diyor. Buna bir anlam veremeyerek ‘13 yaşında ne stresi? Bu yaşta bir çocuk strese mi girer?’ diye düşünüyorsunuz. Düşüncelerinizi çocuğunuza söylemeden önce, ergenlik çağındaki bir kız için hayatın neden stresli olabileceğini gözden geçirin. NEDEN BÖYLE OLUYOR? Fiziksel değişiklikler. Bir kız çocuğu ergenlik dönemine girerken vücudunda meydana gelen ani değişiklikler nedeniyle oldukça gergin olabilir, özellikle de yaşıtlarından daha çabuk geliştiyse ya da onların gerisinde kaldıysa. Şimdi 20 yaşında olan Ayça “Sütyen kullanmak zorunda kalan ilk kızlardan biriydim ve kendimi çok rahatsız hissediyordum” diyor. “Sanki yaşıtlarımın yanında acayip duruyordum, yaratık gibiydim!” Duygusal değişiklikler. Şu an 17 yaşında olan Karen şöyle anlatıyor: “Bazen tüm gün mutlu mutlu geziyor, gece boyunca da iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Bunun nedenini bilmemek çok ürkütücüydü. Neyim vardı anlayamıyordum. Sanki duygularım kontrolden çıkmıştı.” Âdet çevriminin başlaması. Ketrin isimli bir genç “Annem beni bu konuda bilgilendirmişti, yine de ilk âdet gördüğümde daha buna hazır değildim” diyor. “Gün içinde defalarca duş alırdım çünkü kendimi sürekli pis hissederdim.” Toplumsal baskı. Şimdi 18 yaşında olan Meryem şunları hatırlıyor: “12-14 yaşlarındayken arkadaş baskısı gerçekten çok güçlüydü. Okuldaki çocuklar kendilerinden farklı olanlara kötü davranırdı.”14 yaşındaki Aslıhan da “Benim yaşımdaki birinin, bir arkadaş grubu tarafından kabul gördüğünü hissetmesi çok önemli, dışlanması ise berbat” diyor. Bu makaledeki bazı isimler değiştirilmiştir. Ailelere yardımcı olabilecek başka makaleler için www.jw.org adresine bakabilirsiniz. SİZ NE YAPABİLİRSİNİZ? Kızınızı sıkıntısı hakkında konuşmaya teşvik edin. İlk başta isteksiz davranabilir. Ancak sabredin ve Kutsal Kitabın ‘Dinlemeye hevesli olun, fakat konuşmakta acele etmeyin’ öğüdüne uyun (Yakup 1:19). Kızınızın sıkıntısını ciddiye alın. Unutmayın ki onun sizin kadar hayat tecrübesi yok, dolayısıyla yaşadığı sıkıntıları sizin gibi ele alamaz. Ayrıca bunlarla baş etmek için gereken becerileri de henüz geliştirmedi. Kutsal Kitaptaki ilke: Romalılar 15:1. Kızınızı ders dışı faaliyetlere boğmayın. Teach Your Children Well adlı kitaba göre, programları aşırı yoğun olan gençlerde “sık sık stres belirtileri görülür, özellikle de baş ağrısı ve mide ağrısı gibi fiziksel belirtiler.” Kutsal Kitaptaki ilke: Filipililer 1:9, 10. Kızınızın yeterince dinlenmesini sağlayın. Gençlerin ihmal ettiği ilk şey genelde uykudur. Ancak uykusuzluk kızınızın düşünme becerilerini zayıflatır, dolayısıyla stresle başa çıkma becerisi de zayıflar. Kutsal Kitaptaki ilke: Vaiz 4:6. Kızınızı stresini azaltacak faaliyetlere yöneltin. Bazı kızlar spor yaparak stres atıyor. Kutsal Kitap da ‘beden eğitiminin yararlı’ olduğunu kabul eder (1. Timoteos 4:8). Bazılarıysa günlük tutarak, içinde bulundukları stresli duruma geniş bir açıdan bakabildiklerini fark etti. 22 yaşındaki Brittany ergenlik çağıyla ilgili şunları hatırlıyor: “İçinden çıkamadığım sorunlarımı kâğıda döküyordum. Bunu yaptığımda sorunum hakkında gerçekten ne hissettiğimi anlayabiliyordum, böylece sorunu çözmek ya da kafama takmamak daha kolay oluyordu.” TEMEL AYETLER ‘Kuvvetli olan bizlerin, kuvvetli olmayanların zayıflıklarını yüklenmesi gerekir’ (Romalılar 15:1). ‘Nelerin daha önemli olduğunu saptayın’ (Filipililer 1:9, 10). “Biraz dinlenmek, çok emek harcayıp rüzgârı kovalamaktan iyidir” (Vaiz 4:6). ANNE BABANIN ÖRNEĞİ Laura isimli bir kız “Babam çok yoğun bir adam” diyor. “Ama tüm bu yoğunluğa rağmen olumlu tutumunu koruyor. Bir sorun çıktığında genelde ilk tepkisi şöyle oluyor: ‘Bunu nasıl çözebiliriz?’ ya da ‘En iyi çözüm yolu ne?’ Babamın en çok sevdiği sözlerden biri şu: ‘Hayatın yüzde 10’u başımıza gelenler, yüzde 90’ı bunlara verdiğimiz tepkilerdir.’ Babam kusursuz değil, bazen o da strese giriyor. Ama problemlerin onu yenmesine asla izin vermiyor. Babam stresle başa çıkmak konusunda benim için harika bir örnek.” Örnek olun. Peki siz stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Çok fazla iş yükleniyor, sonra da bunları yaparken paniğe mi kapılıyorsunuz? Çok çalışıp kendinizi tüketiyor, hayatta daha önemli olan şeylere vakit ayıramıyor musunuz? Kutsal Kitap “Makullüğünüz herkesçe bilinsin” der (Filipililer 4:5). Unutmayın, çocuğunuz sizi gözlemliyor ve iyi ya da kötü sizi örnek alıyor. Uyanış! Şubat 2014 15 TASARIM ÜRÜNÜ MÜ? İR tür ateşböceği olan Photuris’in feneri, yani ışık organı üst üste binmiş pullarla kaplıdır. Bu pullar böceğin ürettiği ışığın parlaklığını şaşırtıcı oranda artırır. B Photuris Ateşböceğinin Feneri Şunu düşünün: Araştırmacılar bazı ateşböceklerinin fenerlerinin yüzeyindeki minicik pulların üst üste binen kiremitler gibi çıkıntılı bir yapı oluşturduğunu gördü. Her bir pulun eğimi sadece 3 mikrometre, yani bir saç telinin kalınlığının yirmide birinden daha az. Eğer bu küçücük eğim olmasaydı ateşböceğinin feneri neredeyse yüzde 50 daha az parlayacaktı. Bu dergiyi ve önceki sayılarını ücretsiz olarak indirebilirsiniz Sitemizde Kutsal Kitabı yaklaşık 50 dilde okuyabilirsiniz Ne dersiniz? Photuris ateşböceğinin feneri evrimle mi meydana geldi? Yoksa tasarlandı mı? Bilim insanları bu ateşböceğinin bütün türlerini henüz incelemedi. www.jw.org sitesini ziyaret edin ya da kodu okutun g14 02-TK 131104 Ateşböceği: Gail Shumway/Photographer’s Choice/Getty Images; pullar: Optics Express Üst üste binmiş pullar Acaba bu fikir elektronik cihazlarda kullanılan LED’lerin (ışık yayan diyotların) verimini artırabilir mi? Bilim insanları bunu öğrenmek için LED’leri ateşböceğinin fenerindekine benzer çıkıntılı bir yüzeyle kapladı. Sonuç ne oldu? LED’ler yüzde 55 daha fazla ışık verdi! Fizikçi Annick Bay şöyle diyor: “Bu çalışmanın en önemli yararı, doğayı dikkatle gözlemleyerek ne kadar çok şey öğrenebileceğimizi göstermesidir.”