Ah, o SANA yağlı ekmekler!
Transkript
Ah, o SANA yağlı ekmekler!
Ah, o SANA yağlı ekmekler! tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim 2012 00:00 Önder BALIKÇI ---------------------- Fehmi Demirhan, Bandırma Eti Madencilik’teki emekliliğinin ardından yıllardır yerleştiği Erdek’te yaşamını sürdürüyor. Demirhan, eski çocukluk arkadaşım. Lakâbı, “Kaynana Fehmi”… Özelliği ise inandığı doğruları, hiç eveleyip, gevelemeden, adamın yüzüne “pat” diye söylemesi. Aylardan beri beni, Erdek’teki evine gün batımını izlemek, her şeyden önemlisi de SANA yağlı ekmek yemek için çağırıyordu. Nihayet gittim ve o SANA yağlı ekmeği birlikte lezzetle yedik. Eşi Nurhan Hanım ile birlikte sevgili Fehmi’nin konukseverliğine teşekkür ediyorum, öncelikle… Gelelim, SANA yağlı ekmeğin öyküsüne… Fehmi’yle çocukluk yıllarımız aynı mahallelerde geçti. Günümüz çocukları ismine ne der bilmem ama biz, “misket”, “cicoz” gibi isimler verirdik, o parlak renkli, küçük ve yuvarlak nesnelere…Mahalle aralarında, baş oyunumuzdu, bu nesneler…Mahalle aralarında oynadığımız oyunlar ve yaptığımız futbol maçlarının ardından annem, bize, üzerine SANA yağı sürülmüş ekmekler verirdi. Nasıl da tatlı gelirdi, Fehmi’yle bana bu ekmekler…Nur içinde yatsın, sevgili anneciğim… Fehmi’nin, Erdek Körfezi’ni olduğu gibi gören evinin terasında, önce mangalda pişirilmiş palamutlarımızı yerken o rakısını yuvarladı, ben de biramı, gün batımının o eşsiz güzelliği eşliğinde yudumladım. Ardından da tabii ki, bir dilim SANA yağlı ekmek! 1/2 Ah, o SANA yağlı ekmekler! tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim 2012 00:00 Eşi Nurhan Hanım ile birlikte beni ve eşimi en iyi şekilde ağırladı, eski çocukluk arkadaşım ve yaşdaşım Fehmi. İkimiz de 1953 doğumluyuz. Eski, çocukluk anılarımıza dalıp giderken, zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile olmadık. Fehmi’nin, sanat enstitüsü mezunu olmasına paralel şekilde eli, her işe çok yatkın. Evinin terasında da bunu görmek mümkün. Güneş enerjisi ısıtıcısını bile kendi yapmış. Bu arada da, eski, kullanılmayan buzdolabını, çiçeklik durumuna dönüştürmüş. Fehmi, yıllardır, Erdek’teki okulların, çeşitli kurum ve kuruluşların yardımlarına koşması ile de tanınıyor. Sembolik sayılacak ücretlerle kalorifer düzeneklerindeki bozuklukları, cam-çerçeve onarımlarını gerçekleştiriyor. En büyük ödülü de, bu kuruluşlardan ve üst düzey yetkililerden aldığı plâketler… Kendisinin deyimiyle bu yaşa gelmesini, Erdek’te yaşamasına borçlu. “Eğer, emekli olduktan sonra Bandırma’dan gelerek, Erdek’e yerleşmeseydim, bugün yaşamıyordum” derken, bunu, Erdek’in temiz havasına ve doğal ortamına bağlıyor. Her gün, büyükçe bir kadeh rakısını düzenli olarak içen Fehmi Demirhan, “Ölürken de elimde bu rakı kadehi olacak” diyerek, kendine elinden geldiğince iyi bakmaya çalışıp, vücudunu gereksiz şekilde yıpratmamaya özen gösterdiğinin altını özellikle çiziyor. SANA yağlı ekmek yediğimiz o eski çocukluk yıllarımı nasıl özlüyorum, bilemezsiniz. 2/2