on kapak web
Transkript
on kapak web
İçindekiler KISA HABERLER 6-7 Açılışlar, yeni çıkan ürenler... KONUK EDİTOR 8-14 RVD Başkanı Hakan UYANIK ÖZEL SÖYLEŞİ 18-20 Perakende.org - Ergün GÜLER DOSYA 22-34 Özel Marka’ nın Geliştirilmesi - Pınar ÜNAL Product Development of a Private Label Türkiye Perakende Sektöründen Haberler... News From Turkiye Retail Sector … İNFO 36-47 Türkiye’ de Ambalaj Endüstrisi ve Türk Tasarım Kimliği Packaging Industry ın Turkiye as a Rising Industry in Marketing Communication - Dr. Mehmet SARAÇ MERCEK 48-53 Carrefour MARKA HUKUKU 54-60 Kıymetli Evrak Hukuku - Av. Ahmet Naim TAYLAN GÜNDEM NABIZ 62-70 En son etkinlikler... The Low of Negotiable Instrument 4 İmtiyaz sahibi F.C.C.P.L Rek.Yay. ve Amb. San.Tic.Ltd.Şti. Adına Hasan Duman hasan@plturkiye.com Ali Rıza KARABAĞ Genel Yayın Yönetmeni / Editör Ali Rıza KARABAĞ aliriza@plturkiye.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Nejat Tutuş alinejat@plturkiye.com Haber Merkezi Direktörü Sevil Günsal ALKOÇ sevil@plturkiye.com Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Selim ACAR selim@plturkiye.com Hukuk Danışmanı Av.Ahmet Naim TAYLAN Grafik Uygulama Kerem KAVALA Kapak Tasarımı Muhsin Bulut Fotoğraf Ahmet Burak UKŞAL Yayın Kurulu Prof.Dr.Aypar USLU Dr.Gülpınar KELEMCİ SCHNEİDER Dr.Mehmet SARAÇ Av.Ahmet Naim TAYLAN İbrahim BAŞER Namık KURUCA Mustafa DUMAN Birol Kamil BİÇER Özer SÜLEYMANLIGİL Murat ERENLER Tayfun SUNGUN Londra Temsilcisi Levent AKGÜNLÜ Fransa Temsilcisi Süleyman ÇETİN İsviçre Temsilcisi Dr. Pınar YEŞİN Baskı F.C.C Reklam Ajansı Dağıtım SKYNET DAĞITIM Basım Yeri ve Tarihi İstanbul ocak 2006 ................................................................................. Abonelik ABONET Tel: 0212 222 72 06 Fax: 0212 222 27 10 E-Mail: abonet@abonet.net Web: www.abonet.net Merkez F.C.C.P.L Rek. Yay. ve Amb. San. Tic. Ltd. Şti. Koşuyolu Caddesi No:14 Koşuyolu/İSTANBUL-TR Tel: 0216 545 47 00 Fax: 0216 545 47 02 info@plturkiye www.plturkiye.com Merhaba, Entelektüel Sermaye; Değere dönüşen bilgi… Günümüz teknolojisindeki ilerlemeler, pazar ve firmaların büyümesi, bu bağlamda rekabetin artması işletmelerde köklü değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu değişim, entelektüel sermaye kavramının oluşmasını ve firma değerlerinin arasında önemli bir yer almasını sağlamıştır. Farklı bir ifadeyle, işletmeler üretim ekonomisinden, bilgi ekonomisine geçmektedirler. Piyasa belirsizlikleri, sürekli artan ve değişen rekabet koşulları, firmaların entelektüel sermayeye gün geçtikçe daha fazla önem vermelerine yol açmıştır. Edindiğimiz genel izlenim, özellikle hipermarket yöneticilerinin bu sermaye kavramına aşina oldukları ve varlıklarını geliştirmek çabasında oldukları yönünde. Bu anlamda hipermarketler müşteri ve insan sermayesi yönünde yapılarını geliştirmişler, fakat tedarikçi sermayesi ayağında eksik kalmışlardır. Ancak son yıllarda tedarikçi sermayesi açısından bazı yatırımlar yapmaya başlamışlardır. Ülkemize özgü koşullar nedeniyle, bilgi sermayesinin yanı sıra, perakendecilerin başarılı olabilmesi ve gelecekte sektörde varolabilmeleri için sürdürebilir personel eğitimine ve hizmet kalitesine önem vermeleri gerekmektedir. Günümüz bilgi ekonomisinde şirketlerin başarıları yalnız karlılık ve cirolarıyla değil, finans piyasalarındaki kıymetleri ile de ölçülmektedir. Bu oluşum içerisinde, perakendecilerin başarılı olabilmeleri; bilgi sermayesinin her bileşenine önem vermelerine bağlıdır. Sonuç olarak 2006 yılında; müşterileriyle, tedarikçileriyle ve çalışanlarıyla bir bütün oluşturan, iyi ilişkiler kuran ve bu bileşenleri yatırıma dönüştüren, elde ettiği bilgileri öz sermayeye dönüştürerek kalıcılık kazandırabilen hipermarketler ve perakendeciler başarılı olabileceklerdir. Ali Rıza KARABAĞ Genel Yayın Yönetmeni English Editorial Bu yayının tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmadan yayınlanamaz. Saygılarımla 5 editör ’den SAYI: 9 OCAK-ŞUBAT kısa kısa Twigy tüylü terliklerle kraliçeler gibi… Sabah, öğle, akşam... Kendini günün her saati kraliçeler gibi hissetmek isteyen kadınların terliği, TWIGY’den geliyor. Siyah, beyaz, fuşya, pembe, toz pembe, mavi ve kırmızı alternatifleri bulunan yüksek topuklu, tüylü terlikler şıklığı ve kadınsılığı doruklara çıkarıyor. TWIGY’nin yüksek topuklu tüylü terlikleri evde ipek bir geceliğin altında feminen bir şıklık yaratırken, saten bir sabahlığın altında ise güne çarpıcı bir başlangıç vadediyor. Canon’un PIXMA çok fonksiyonlu yazıcısı ile eşsiz bağlantı seçenekleri… Fotoğraf ve görüntüleme teknolojisinde lider Canon, 4800x1200 dpi çözünürlük ve 2 pikolitre mürekkep damlacığı boyutuna sahip, yüksek hızlı yeni çok fonksiyonlu yazıcısı PIXMA MP450’yi pazara sundu. 10 x 15 cm ebadındaki fotoğraf stüdyosu kalitesindeki çerçevesiz bir fotoğrafı yaklaşık 55 saniyede basabilen MP450’de; yazdırma, tarama ve fotokopi özellikleri bir arada. PIXMA MP450, bilgisayardan bağımsız olarak yaygın hafıza kartlarından, PictBridge uyumlu dijital fotoğraf makineleri ve k a meralardan, yerleşik kızılötesi yuvası ve opsiyonel Bluetooth adaptörü ile kameralı cep telefonlarından direkt fotoğraf baskısı almaya da olanak sağlıyor. Çok fonksiyonlu yazıcının 4.7 cm renkli LCD ekranından ise görüntüleri bilgisayar kullanmadan görebilir ve seçebilirsiniz. Nautica “ODYSSEA” beylere özel… Türkiye distribütörlüğü İmaj Saat tarafından yürütülen Nautica “Odyssea” modeli sadelikten hoşlanan beyler için hazırlanmış. Bayanlarında büyük ilgisini çekecek olan tasarımı ve zarafeti ile “Odyssea” gönüllerde taht kurmaya hazırlanıyor. “Odyssea” hayatlarını uzun ve serüvenli bir yolculuk olarak gören beyleri maceraya çağırıyor. Kavisli kadranı ile her zaman ve her yerde kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olan saatin şıklığını tamamlayan “Rose Gold” çerçeve kenarı ile hoş bir kombinasyon oluşturuyor. Nautica “Odyssea” modelinde beylerin zevklerine özel tasarlanmış çelik kadranı da bulunuyor. Kayış seçenekleri de alternatifli olan “Odyssea” kahverengi ve çelik kayışı ile beylerin sade zevklerini gözler önüne seriyor. Özel olduğunu hisseden beyler için Nautica “Odyssea” tüm seçkin saatçilerde... 6 Converse efsanesi dalga dalga geri döndü... 1908 Marquis M. Converse tarafından kurulan Amerikan spor markası Converse bugün “dünyada bir milyar çift satan tek spor ayakkabı” ünvanına sahip ve dünyanın her yerinde farklı bir ruhun, farklı bir felsefenin simgesi olarak kitleler tarafından tercih ediliyor. kısa....kısa....kısa....kısa Dünyanın ilk basketbol ayakkabısı olarak üretilen Converse’ler günümüzde basketbol ayakkabılarının yanı sıra life style modelleri ile herkesin gözdesi. Özellikle Converse Chuck Taylor modeli artık sokakta, işe giderken veya gece çıkarken, kısaca her yerde ve her şekilde kullanılan ve kullanıcısına çok şey katan bir ayakkabıdan çok, tarzını yansıtma biçimi haline geldi. Converse, performans ayakkabısı olarak buluşları ve yenilikleriyle dolu bir asırlık geçmişiyle, Chuck Taylor başta olmak üzere, Jack Purcell, Re-Issue gibi efsaneleşmiş modellerinin yanı sıra diğer modellerinde artan renk ve desen alternatifleri ile yine modaya, seçme seçilme özgürlüğüne damgasını vuruyor. Ramsey’den estetik müdahale daha ince daha uzun… Erkek giyimin önde gelen marklarından Ramsey’den yepyeni bir koleksiyon;“Thinner & taller”. Özel kalıp ve dikim teknikleriyle tamamen erkek anatomisine uygun olarak, dünyaca ünlü moda tasarımcıları tarafından hazırlanan bu özel koleksiyon, tüm beylere daha uzun ve daha ince görünme imkanı sağlıyor. Hareket kabiliyetini sınırlamayan farklı kalıplar ve özel baskı dikişleri kullanılarak oluşturulan koleksiyonda rahatlık ön planda tutuluyor. Erkeğin kendisini daha iyi ve formda hissetmesini sağlayan “Thinner & taller” koleksiyonu kumaş ve dikiminde kullanılan yüksek kalitenin yanı sıra şıklığı ile ön plana çıkıyor. Takım elbise ve tek ceketlerde farklı kumaş alternatifleri ile sunulan koleksiyonda yer alan ceketler 2 düğme ve 3 düğme seçenekleri ile beylerin beğenisine sunuluyor. Her erkeğin gardırobunda mutlaka bulunması gereken “Thinner & taller” koleksiyonu tüm Ramsey mağazalarında… Aroma’dan %100 meyve suyu karışımları Türkiye’nin en büyük meyve suyu üreticilerinden Aroma piyasaya 3 yeni ürün sundu. Ülkemizin şeker ilavesi içermeyen tek %100 meyve suyu karışımları Vişne, Şeftali ve Kayısı sadece Elma ile tatlandırılıyor. Saf elma suyunun koruyucu ve tatlandırıcı özelliği sayesinde Aroma meyve sularının üretiminde su, sitrik asit, limon konsantresi ya da şeker katkısına gerek kalmıyor. Bu nedenle, bu 3 ürün benzerlerinden çok daha doğal, çok daha sağlıklı üstelik daha az kalorili. 1000 ml’lik ambalajlarda üretilen Aroma meyve suyu karışımları süpermarketlerde ve seçkin satış noktalarında sağlığına önem verenlerin beğenisine sunuldu. 7 konuk editör Dernek üyelerimiz, reklam sektöründe oldukça yoğun çalışmalar sürdüren yaklaşık 25 farklı sektörde faaliyet gösteren firmalardan oluşmaktadır. RDV Başkanı Hakan UYANIK etmeyi hedeflemektedir. Reklamverenler Derneği, Türkiye’de reklam pazarının her geçen gün büyüdüğü, rekabet ortamının giderek geliştiği ve markalaşma sürecinin yeni bir ivme kazandığı bir dönemde, gerçekleştirdiği tüm etkinliklerde ve etkili olduğu tüm alanlarda sektörün yapısına uygun olarak, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket eder. Bugün itibari ile 66 firmadan 87 üyeye sahiptir. Dernek üyelerimiz, reklam sektöründe oldukça yoğun çalışmalar sürdüren yaklaşık 25 farklı sektörde faaliyet gösteren firmalardan oluşmaktadır. Derneğimiz, kuruluşundan bugüne kadar reklam sektörünün sağlıklı işleyişi geliştirmek, bilinçlendirmek ve daha ileriye götürmek için çok önemli yeniliklere öncülük etmiştir. Reklam sektörünün gelişiminde büyük payı olan faaliyet alanlarının işleyişine, oluşumların kurulmasına ön ayak olmuş, böylelikle reklamverenlerin ve Reklamverenler Derneği (RVD), 8 kurucu üye tarafından 29.07.1992 tarihinde, Türkiye’de reklamın önemini, etkinliğini, verimliliğini, bilincini anlatmak ve artırmak, reklamla ilgili tüm süreçlerde reklamverenlerin haklarını korumak amacıyla kuruldu. Reklamverenler Derneği, reklamveren – medya – reklam ajansı üçgeninde işleyişi yenileyerek güçlendirmenin yanı sıra; 13. yılında kavuştuğu yeni yapısıyla reklam sektöründeki problemlere yepyeni çözümler getirerek gerekli değişimleri başlatma; sistemlerin ve süreçlerin sağlıklı ilerlemesi için etkili adımlar atma amacındadır. Reklamverenler Derneği; reklam sektörünün sağlıklı işleyişi ve gelişimi için öncülük etmek amacıyla markalaşma ve pazarda yaşanan problemlere odaklanmayı; sektörün ileri gelenlerini bir araya getirerek sorunları çözüme ulaştırmayı ve reklamverenleri sektörel gelişmelerden haberdar 8 tüm sektörün daha doğru ve sağlıklı bilgilere ulaşmasını sağlamıştır. Bunların içinde; - Konferans ve Konseyler - TV’de Sorumlu Yayıncılık Sorumlu Reklamcılık Konferansı: Reklamverenler Derneği ve MediaCat işbirliği ile Mart 2005’de düzenlenen konferansta, toplam reklam yatırımı içinde büyük paya sahip olan televizyonun tüm ilgili tarafları bir araya getirilerek problemler ve sorunlar tartışılmıştır. - Televizyon İzleme Araştırmaları Kurulu (TİAK), - Basın (BİAK), İzleme Araştırmaları Kurulu - Radyo (RİAK), İzleme Araştırmaları Kurulu - Türkiye Tanıtım Konseyi: Türkiye’nin dünya ekonomisinden daha fazla pay alan güçlü bir ülke olması ve saygınlığının artması için bütünsel değerleri ile bir marka olarak tanıtılması konusunda strateji, model ve uygulamada planı hazırlamak amacıyla bir araya gelen 11 kuruluşun oluşturduğu sivil girişimdir. - Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK), - ABC Türkiye (Gazete ve Dergilerin tiraj rakamlarını tek çatı altında ve tarafsız bir biçimde denetleyen Kurul) - Effie Awards (Reklamın markalara olan somut katkılarını değerlendirmek amacıyla uluslar arası reklam etkinliği ödülleri yarışması) - Reklam Konseyi: Dernekler arası koordinasyonu sağlayarak, sektör hedeflerine tek çözümle ulaşmanın yanı sıra, Türkiye’de reklam bilincini yerleştirilmesi, sektör sorunlarına çözüm üretilmesi ve sektörün geliştirilmesi konularında ortak çalışmalar yürütmek amacıyla Uluslararası Reklamcılar Derneği’nin önderliğinde Reklamverenler Derneği, Reklamcılar Derneği, TV Yayıncılar Derneği, Basın Konseyi, RÖK ortak girişimiyle kurulmuştur. - Reklam Kuşakları Etkinliği (2004 yılında TV reklam kuşaklarının yoğunlaştığı bir dönemde reklamların etkinliğini ne ölçüde değiştirdiği araştırması) Tüm bu çalışmalar reklama bilinçli kullanım, ölçülebilirlik, kazandırmıştır. Reklamverenler Derneği’nin tüm etkinliklerinin merkezinde sektörün gelişiminde öncü olma ve reklamverenlerin hak ve sorunlarıyla ilgilenme amacı yatmaktadır. Bu amaçlara yönelik etkinlikler şu şekilde özetlenebilir: - Kahvaltılı Söyleşiler Reklamverenler Derneği’nin amaçlarına yönelik olarak üzerinde durduğu ve girişimlerde bulunduğu en önemli konu eğitimdir. 2000 yılından itibaren “reklamverenleri ve reklam sektörünü bilinçlendirmek” amacıyla çarpıcı konuların ve sorunların gündeme getirildiği pek çok eğitim ve iletişim programları düzenlenmiş olan Reklamverenler Derneği, her yıl - Yabancı Kuruluşlarla İşbirliği - WFA (Üyesi bulunduğu Dünya Reklamverenler Derneği (World Federation of Advertisers) kanalıyla dünyadaki reklam konulu tüm gelişmeleri ve değişiklikleri takip etmek) 9 konuk editör yeni eğitim seminerleri ve programları geliştirmektedir: -Reklamveren Okulu: 2000 yılında başlatılan ve 2004 yılına dek 22 farklı konuda yarım ve tam gün süreli eğitim seminerlerinden oluşan program çerçevesinde, yaklaşık 800 marka ve reklam sorumlusunun eğitimi sağlandı. Prodüksiyon, medya planlama, promosyon yönetimi, “brief” gibi iletişim yönetimindeki pek çok farklı konunun ele alındığı Reklamveren Okulu, 2005 yılı başından bu yana yeni formatında programına devam ediyor. LU. Özellikle İstanbul dışında yerleşik “reklamveren adayı” firmaların marka yatırımlarının daha sağlıklı bir temele oturtulması amacıyla planlanan MARKA OKULU teorik bilgilerin yanı sıra onlarca vaka çalışmasına da yer verilen üç günlük bir eğitim programı. - Reklamveren Okulu / Start : Reklamveren Okulu’nun 2005 yılı başından bu yana devam eden ilk eğitim programı ise START. Reklamveren şirketlerin pazarlama bölümlerinde çalışan ve mesleki hayatlarının ilk yıllarındaki genç yönetici adaylarına çağdaş bir reklamveren perspektifi kazandırmayı hedefleyen iki günlük program, içerdiği konular ve konuşmacılar açısından dünya seviyesinde bir içeriğe sahip. - Temel Pazarlama - Bütçe - Ajans İlişkileri - Medya ve Yaratıcılık Yönetimi - Araştırma ve Hesap Verebilme Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında giderek artan “katma değerli markalara sahip olma ihtiyacı”nı karşılamak amacıyla tasarlanan MARKA OKULU’nda ele alınacak konular şu şekilde: - Ortak Eğitim Projeleri: Reklamverenler Derneği, Reklamcılık Vakfı ve Reklamcılar Derneği ile birlikte de çeşitli eğitim programlarına imza attı. Bunlar sırasıyla: - Reklamveren Okulu / Sıcak Gündem - S.T.E.P. (Sektörün Temel Eğitim Paketi): Reklamcılık Vakfı ve Reklamcılar Derneği işbirliğiyle yürütülen program kapsamında, 9 ayrı eğitim paketi her biri kendi alanında uzman olan kişiler tarafından işlendi. -Reklamveren Okulu’nun 2006 yılı başından başlayarak hayata geçireceği ikinci eğitim programı ise SICAK GÜNDEM. Pazarlama dünyasındaki gündem maddelerini Reklamveren şirketlerdeki orta ve üst düzey yöneticilerin kolektif tartışmasına açmayı amaçlayan programda, pazarlama kamuoyunda da ses getirecek konuların bir panel ile desteklenen sunumlardan oluşan bir formatta ele alınması planlanmaktadır. - STEP Medya: Medya ve reklam sorumluları arasında anlayış birliği yaratarak verimliliği ve mesleki donanımlarını artırmak amacıyla hazırlandı. - Reklamveren Yaz Okulu: Reklamveren kuruluşlarda kariyer hedefi olan gençlerin eğitimine katkıda bulunmaya yönelik bir programdır. - Marka Okulu: Reklamverenler Derneği’nin 2006 yılında hayata geçirmeyi planladığı yeni bir eğitim programı ise MARKA OKU10 konuk editör Association of Advertisers (RVD) was founded in 29.07.1992 by 8 founding members to raise and develop awareness about the importance, efficiency and productivity of the advertisements in Turkey and to protect the rights of the advertisers in all relevant stages. In an environment where advertising market expands day by day, where the competitions are ever more challenging and where branding movements has gained acceleration, Associations of Advertisers (RVD) moves in collaboration with other non governmental organizations in any event organized and in all sectors where the Association plays an active role. Restructuring and developing the activities in Advertiser- Media- Advertising Agency triangle, Association of Advertisers intends to provide brand new solutions to the sectoral problems and to take effective steps to set forth the changes required, to ensure sound and healthy operations of the systems and processes thanks to its new organization that it has realized in its 13th year. Today, the Association has 87 members from 66 companies. The members of the Association comprises companies from approximately 25 different sectors which runs intensive and comprehensive works in advertising industry. The Association has led numerous important innovations to establish a sound operations of the advertising sector, to raise and develop awareness about the advertisements. The Association has also pioneered in operations of activity fields having significant role in developing advertisement sector and establishing formations ensuring the advertisers and the sector to reach true and sound information about advertising. Among the activities; To lead the healthy operation and development of the advertising sector, Associations of Advertisers (RVD) targets to focus on branding and sectoral problems and to produce solutions together with the important actors of the sector and to inform the advertisers about the developments in the sector. 12 - Board of Television Watching Researches (TIAK) - Board of Press Following Researches (BIAK) - Board of Radio Listening Researches (RIAK) - Board of Advertising Self-inspection (ROK) and Responsible Advertising on TV: The Conference organized under coope ration of Associations of Advertisers (RVD) and MediaCat on March 2005 discussed sectoral problems with contributive and invaluable participation of leading actors of TV broadcasting sector which also has the biggest share in advertising investments. - ABC Turkey (The Board that impartially audits the circulation figures of the Newspapers and Magazines/Journals under a single roof.) - Effie Awards (International advertising works’ competition to evaluate material contribution of advertising to the trademarks) - Advertising Council of Turkey: is a civil initiative created by 11 organizations to develop strategy, model and action plans for to present Turkey as a brand with its complete values in order to get more share from world’s economy and to increase the prestige of the country. - Advertisement Broadcasts Event (a survey conducted in 2004 to determine role of advertising in developing efficiency in a period when TV advertising broadcasts have intensified)All works and studies above have provided conscious usage and measurability to the advertisements. - Advertising Council: is founded under the leadership of International Advertisers Association and joint venture of Association of Advertisers, Association of Advertising Agents, Association of TV Broadcasters, Council of Press, ROK in order to run cooperative works to set an awareness of advertising in Turkey, to produce solutions for the problems of the sector and to chase opportunities for development besides realizing sectoral objectives through a single solution by means of establishing coordination among the relevant associations. - Breakfast Talks The basic subject that Association of Advertisers focuses and invests in regard to realizing the objectives is training. Association of Advertisers, which has organized numerous training and communications programs which discussed striking matters and sectoral problems since year 2000 to raise awareness among advertisers and advertising industry, develops new pro- The core of all activities of Association of Advertisers is to be the leader in development of the sector and to deal with the rights and responsibilities of the advertisers. To this effect, the activities that the Association has performed may be listed as follows: - Collaboration with Foreign Institutionsto follow and track any developments and changes in world of advertising through WFA (World Federation of Advertisers) which the Association is a member for - Conferences and Councils - Conference on Responsible Broadcasting 13 konuk editör ram planned by Associations of Advertisers for 2006 is BRAND SCHOOL. It is a three days training program comprising theoretical information and numerous case studies for “advertiser candidates” located out of Istanbul to enable them setting branding activities on a sound ground. fessional training seminars and programs each year: - School of Advertisers: During half or full day training seminars started in 2000 and have handled 22 different topics since 2004, approximately 800 responsible persons for branding and advertising have taken training courses. School of Advertisers that teaches many different topics of communication management such as production, media planning, promotion management and briefing maintains its programs in a new format since 2005. The course topics of BRAND SCHOOL designed to meet “need for value adding brands” ever increasing throughout of Turkey may be listed as: - Basic Marketing - Budget - Agency Relations - Management of Media and Creativity - Researching and Accountability - Joint Training Projects: Association of Advertisers has also contributed to realization of various training programs together with Society of Advertising and Association of - School of Advertisers/Start: First training program of School of Advertisers continuing since beginning of 2005 is START. Two days program, intending to provide a modern advertiser perspective to the young candidates of different managerial positions who are in very early stages of their professional careers in marketing departments of the companies, has world level content in terms of its topics and tutors of the courses. Advertising Agencies. These are: - STEP (Basic Training Package for Sector) The program organized with the cooperation of Society of Advertising and Association of Advertising Agencies delivered 9 different training package by specialists of the topics. - School of Advertisers/ Core Agenda: Second training program that Association of Advertisers will initiate in early 2006 is CORE AGENDA. - STEP Media: was organized to develop efficiency and professional values through creating mutual understanding among actors of the media and the advertising. The program intending to encourage middle and senior level managers in Advertiser Companies to discuss the items in agenda of marketing world is planned to have a panel format comprising presentations on hot topics of the marketing society. - Summer School for Advertisers: is a program designed to contribute education of young people targeting to make career in advertiser companies. - Brand School: Another new training prog14 Özel Söylesi Ergün Güler Perakende.org sayesinde, hem perakendeciler hem de perakendeye hizmet verenler, sektördeki gelişmelere hızlıca ulaşabiliyorlar. Perakende.org’u mısınız? bizlere tanıtır Perakende.org sayesinde, hem perakendeciler hem de perakendeye hizmet verenler, sektördeki gelişmelere hızlıca ulaşabiliyorlar. Şu an portalımızda binin üzerinde kayıtlı firma var. Bu firmalarla ilgili bilgilere sitemiz aracılığıyla ulaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda, sektörün önemli aktörleri ile görüşmeler, röportajlar, özel dosyalar Perakende.org aracılığıyla paylaşılıyor. Perakende sektörüne sıcak bilgi aktarmak üzere Mayıs 2005 tarihinde kurulmuş bir portal. Biliyorsunuz, Market Dergisi ve Mağaza Butik Dergisi adı altında iki dergi yayınlıyoruz. En kısa aralıklarla çıkan Market Dergisi. Aylık olarak yayınlanıyor. Ama sektördeki gelişmeleri aylık olarak aktarmak bizi çok da tatmin etmiyordu. Bu anlamda sektöre aylık değil anlık haber verebilmek için çalışmalara başladık. O noktada “Perakende.org” Bu site aracılığıyla amaçlanan nedir? Bizim bu siteyi kurarken ki amacımız, sektördeki hızlı gelişmeye ayak uydura- doğdu. 18 bilmekti. Sektördeki gelişmeler çok hızlı, haberlerin de hızlı olması gerekiyordu. Çünkü sektörün böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Biz de bu ihtiyacı gidermek için Perakende.org’u kurduk. “Market Dergisi ve Perakende.org” hangisi hangisini destekliyor? gerçekleştirdik. Günde birkaç kere güncellenen bir portal, insanların ilgisini çekiyor. İnternet yayıncılığı, dergi yayıncılığından çok farklı bir şey. Büyümeniz ve duyulmanız çok hızlı gerçekleşiyor. Sadece Perakende.org için bize haber gönderen firmalar var. Aynı zamanda Market Dergisi için haberlerini bizimle paylaşan firmalar var. Hem Market Dergisi Perakende.org’u, hem de Perakende.org Market Dergisini destekliyor. 2006 yılı hedeflerinizi paylaşır mısınız? bizimle Geri dönüşlerden memnun musunuz? Perakende.org daha etkin bir hale gelecek. 2006 yılının perakendenin yılı olacağı söyleniyor. Perakende.org, biliyorsunuz Ekonomi Yayınları bünyesinde. Ekonomi Yayınları da birbirinden farklı projelere imza atıyor. Bu projelerin geri dönüşleri ile Perakende.org çok daha güncel bir hale gelecek. Bu yıl sitede yapmayı planladığımız bir takım yenilikler var, bunların planlamasını yaptık. Uyguladıkça, geliştirdikçe sizlerle de paylaşıyor olacağız. Mayıs ayında başladığımızı düşündüğümüzde çok hızlı bir büyüme Biz istiyoruz ki, Perakende.org, sadece perakendeci ve tedarikçilere değil, üniversite öğrencilerinden öğretim üyelerine kadar herkese hitap edebilsin, herkes burayı bir bilgi kaynağı olarak görebilsin ve sürekli olarak her gün ne olduğunu merak edebilecek noktaya gelebilsin. Sektöre ilgi duyan herkesin ilk başvuru kaynağı olsun. Perakendenin ötesinde bu site, tedarikçiye de kaynak olabilecek nitelikte mi? Kesinlikle kaynak olabilecek nitelikte. Yeni açılan mağazaların, marketlerin bilgilerini hemen burada bulabiliyorsunuz. Pazar hakkında en güncel bilgiye, en kısa sürede ulaşabiliyorsunuz. Biz geri dönüşlerden memnunuz. Bu siteyi perakendecilere hizmet amacıyla kurmuştuk. O yüzden perakendecilerle birebir biz görüşüyoruz. İşin tedarikçi kanadı, daha çok kendileri bizi buluyor. Bu sitede yer almak istediklerini belirtiyorlar. 19 Özel Söylesi Can you introduce Perakende-org to us? to be a source for the suppliers. You can easily access information about newly opened stores, shopping centres. You have freshets news about the market in shortest time. It is a portal created on May 2005 to transfer hot information to the retailing sector. As you know we publish two different journals named “Market Dergisi” (Market Journal) and “Magaza Butik Dergisi (Store Boutique Journal). The one published more frequently is Market Dergisi. It is published once in a month. However, informing the developments on the market on monthly basis was not satisfactory for us. Are you satisfied with the feedbacks? We are quite pleased with the feedbacks. We organized this webpage for providing services to the retailers. Therefore, we have face to face relations with the retailers. However, the suppliers generally find us. They remark they want to take place in the website. Considering that we published the website first on May, we have achieved a rapid growth and development in a very short time. A portal updated several times in a day takes attraction of the people. Internet publication is very different that magazine publishing. Your growth and popularity increase very rapidly. Therefore, we have initiated works to inform the market not once in a month but instantly. That is how “Perakende.org” was born. Both retailers and service providers of the trailing market can instantly access developments in the sector thanks to Perakende.org. Now, we have about thousand registered companies in our portal. One can reach information about respective companies through our website. In addition, interviews, meetings with important actors of the sector and private files are shared via Perakende.org. Can you share your 2006 goals with us? Perakende.org will be much more effective. It is said 2006 will be the year of retailers. You know Perakende.org is under the roof of Ekonomi Yayınları (Economy Publications). Ekonomi Yayınları undertakes various projects. Perakende.org will be more popular together with the feedbacks of the said projects. What is the objective of this website? Our objective was to keep up with the developments in the sector while creating the website. As the developments are quick in the sector, the news also has to be quick. The sector really needed such a service. Therefore, we developed Perakende.org in order to meet this requirement. We have planned some alterations and innovations for the website for this year. We will be sharing them with you when we activate. We sincerely would like to see Perakende.org as an reliable information source attracting anybody ranging from university students to the academicians besides retailers and the suppliers and we will try to capture and maintain the attention of respective audience in a way that they will be curious each day about what is happening on the website. We would like the website to be first reference sources preferred by anybody. Which is the supporter of other between “Market Dergisi” and “Perakende.org”? There are companies which send us their news just for Perakende.org. Meantime, there are companies which share their news with us for Market Dergisi. Therefore, Market Dergisi supports Perakende. org and Perakende.org supports Market Dergisi. Apart from the retailer, will this website be a source for the supplier? The website definitely has the potential 20 Dosya Fiyatının ucuzluğunun, kalitesinin yüksekliğinin ya da piyasada başka hiçbir üründe bulunmayan özelliklerinin vurgulanması bu ilgi ve isteği yaratacaktır. Müşterilerin ürünü bir kez satın alıp denemesi yeterli değildir. Özel markalı ürünlerin özellikleri, tüketicinin ulusal markalara olan marka bağlılığını azaltıp tüketim alışkanlıklarını değiştirecek kadar etkileyici olmalıdır. Tüketicileri belli özellikler ışığında sınıflandırmak amacıyla da çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Gregory Stone tarafından yapılan bir araştırma, tüketicileri başlıca 4 grupta toplamaktadır (Engel, Blackwell ve Kollat, 1978): 1.Ekonomik tüketici: Tüm müşterilerin %33’ünü oluşturan bu grup fiyata, ürün kalitesine ve ürün çeşitliliğine aşırı duyarlı olan bir gruptur. Bu tip tüketiciler için mağaza ve personel sadece alışverişin yan öğeleridir. Private Label Uzmanı Pınar ÜNAL Özel Marka’nın Geliştirilmesi Özel marka bir ürünün geliştirilmesi; üretici ile perakendecinin ortaklaşa çalışması ile olmalıdır. Bu aşamayı geçen ürünün tanıtımı perakendecinin görevi haline gelir. Özel markalı ürün çeşitleri sunan bir perakendecinin, mutlaka müşterilerini bu ürünlerden haberdar etmesi gerekmektedir. Reklam ve tanıtım desteği olmayan bir ürün raflarda tanınmış markalarla rekabet etme gücüne sahip değildir. Göz ve el seviyesindeki avantajlı rafların özel markalı ürünlere ayrılması da bir başka haberdar etme yöntemidir. Yapılacak tanıtım o ürün için ilgi yaratmalı, tüketici o ürüne sahip olmak için bir istek duymalıdır. 2. Kişiselleştiren tüketici: Mağaza ile kişisel bağ kuran, satış personeli ile kişisel ilişkiler geliştiren müşteri tipidir ve toplam tüketicilerin % 28’i bu gruba girmektedir. 3.Etiğe bağlı tüketici: Çevreye daha duyarlı olan, gelirinin bir bölümünü eğitim kampanyalarına vakfeden, personelinde sakatlara yer veren ya da sahibi müşterilerle ilgilenen bir mağazayı, çok daha fazla çeşit ürünü daha ucuza satan başka mağazalara tercih eden müşteri tipidir. Tüketicilerin %18’i bu gruptadır. 4. İlgisiz tüketici: Alışverişi angarya olarak gören, mağazadaki tecrübelerine hiç önem vermeyen müşteri tipidir. Fiyat, kalite, personel gibi faktörlerden çok, en kolay şekilde ulaşabileceği mağazadan alışveriş edip bir an evvel başka şeylerle uğraşmayı isteyen bu müşteriler, toplam tüketicilerin %17’sini oluşturmaktadır. Bu gruplandırma göz önüne alındığında, fiyat duyarlılığı yüksek olan ekonomik tüketiciler ile alışveriş yaptığı mağaza ile kişisel ilişki kuran müşteri gruplarının özel markalı ürün tüketicileri olduğu söylenebilir. Özellikle fiyatın ön plana çıktığı kalitenin fazla önemsenmediği jenerik ürünler ve basit özel markalı ürünler, birinci grup tüketiciler tarafından tercih edilmektedir. Bu tip 22 müşteriler hangi market zinciri olursa olsun en uygun özel markalı ürünü satın alma eğilimindedirler. Herhangi bir mağaza zincirine büyük bir sadakatle bağlı ikinci grup tüketiciler ise, zincire duydukları güven sebebiyle “burası ne satıyorsa mutlaka kalitelidir” inancı içerisinde özel markalı ürünleri tercih edeceklerdir. Bu tip tüketiciler için “marka sadakati” yerini, “market sadakati”ne bırakmış durumdadır. Özel markalı ürünlerle ilgili tüketici davranışlarının en önemli boyutlarından bir tanesi de “mağaza imajı”dır. Alışveriş edilen perakende noktaya bağlılık oluşabilmesi, yani alışverişlerin büyük oranda aynı mağazadan ya da aynı zincirin farklı şubelerinden yapılabilmesi için, mağaza imajına büyük yatırım yapılması şarttır. Mağaza imajını etkileyen faktörler şöyle sıralanabilir. (Engel, Blackwell ve Miniard, 1990): Örneğin granül kahve markası konusunda çok tutucu olan bir müşteri, meyve suyu konusunda her seferinde başka bir markayı deneyebilmektedir (Berkman ve Gilson, 1986). Tanınmış ve saygın mağazalarda satılan ürünlerin, diğer mağazalarda satılan ürünlere göre daha kaliteli olduğu konusunda da bir inanç vardır. Pozitif imaja sahip bir mağaza, tüketicilerin gözünde, sattığı ürünlere, üretici garantisinin üzerine kendi güvencesini de eklemektedir. Üretici şirketin ürünün reklamlarında kullandığı iddia daha inanılır hale gelmektedir bu sebeple bir çok üretici firma ilanlarında, “saygın mağazalarda satılmaktadır” şeklinde bir ibareye yer vermektedirler (Schiffman ve Kanuk, 1991). Satılan ürünlerin özellikleri ve kalitesi - Fiyat düzeyi - Reklam ve satış promosyonları - Satış personeli - Verilen hizmetler - Satış ortamının fiziksel özellikleri - Mağazanın müşteri profili - Mağaza atmosferi - Satış sonrası ilgi ve tatmin düzeyi Özel markalı ürünlerin başarılı olabilmesi için bu ürünlerin özellikleri ile mağazanın imajının uyumlu olması gerekir. Örneğin, alt gelir düzeyinden kişilerin alışveriş ettikleri, ek hizmetler sunulmayan, en az sayıda personelin çalıştığı, reklam ve satış promosyon kampanyaları düzenlemeyen klasik bir indirim mağazasının mutlaka ucuzluk avantajı”nı vurgulayan bir özel markalı ürün sunması gerekir. Diğer taraftan, kaliteli bir mağaza atmosferine sahip, müşterinin istekleri ile yakından ilgili personelin çalıştığı, satışın yanı sıra ek bir çok hizmetin de verildiği bir market zinciri özel markalı ürünlerinde ucuzluktan çok kalite imajına yatırım yapmalıdır.Kişilerin değişik ürün gruplarında gösterdikleri marka bağlılığı özellikleri de farklı olabilmektedir. Eğer bir mağazanın isminin verdiği güvence, üretici firma garantisinden daha da yüksek bir noktaya ulaşırsa, özel markalı ürün ürettirme ortamı oluşmuş demektir. K AY N A K L A R : Berkman, H.W. ve Gilson, C. (1986), Consumer Behaviour, Dryden Press, Illinois. Engel, J., Blackwell, R. ve Kollat, D. (1978), Consumer Behaviour, The Dryden Press, Illinois. Engel, J., Blackwell, R. ve Miniard P. (1990), Consumer Behaviour, Pentice Hall, Orlando. Schiffman, L.G. ve Kanuk, L.L. (1991), Consumer Behaviour, Prentice Hall, New York. 23 Dosya Product Development of a Private Label A private label should be developed by the manufacturer and the retailer in cooperation with each other. After this stage, it is the retailer’s task to promote the product. A retailer supplying products under a private label must announce the products in question to its customer by all means. A product not supported with advertising and promotions will never be able to compete with well-known brands. Another way of announcement is to display the private label products on advantageous shelves installed at eye and hand levels. store and develop personal relations with its sales staff; they comprise 28% of all consumers. Reasonability of its price, highness of its quality level or emphasizing of its unique properties would raise interest in such product. It is not enough to ensure the customer to purchase the product once. Certain properties of such private label product should be impressive enough to reduce the consumer’s devotion to nationwide brands and to change their consumption habits. Various studies have been conducted to classify consumers in the light of certain characteristics. A study conducted by Gregory Stone classifies the consumers under the following groups (Engel, Blackwell and Collat, 1978): 4. Indifferent consumers: These groups of consumers consider shopping a boring thing and are indifferent towards their experience within a store. They are not interested in such factors as price, quality or staff, want to shop at the store most easily accessible for them and to return to their favorite activities as soon as possible. They comprise 17% of all consumers. 3. Ethics-oriented consumers: These groups of consumers are sensitive to the environment, make donations to educational campaigns, and prefer stores where disabled people are employed or whose owners serve the customers over other stores where a wider range of choice and lower prices are available. They comprise 18% of all consumers. Given this classification, one might comment that the economic consumers and the patronizing consumers are customers of private label products. Especially generic products where price is the dominant factor and quality is not important and simple private label products are preferred by the economic consumers who tend to purchase the most affordable label irrespective of the supermarket chain. The second group i.e. patronizing consumers are devoted to a certain supermarket chain, believe that everything sold there is at a certain quality level, and will prefer to buy private label products. For them, faith 1. Economic consumers: Comprising 33% of all customers, these groups of consumers are extremely sensitive to product price, quality and choice. For them, store and personnel are merely supplementary factors of shopping. 2. Patronizing consumers: These groups of consumers feel privately connected with a 24 in brand is replaced by faith in chain. One of the most important dimensions of consumer behaviors with regard to private label products is the “store image”. Assurance of devotion to a certain retail sales point i.e. preference of a given store or a given supermarket chain for most of one’s shopping requires considerable investments to be made in the store image. Factors which affect the store image can be described as follows (Engel, Blackwell and Miniard, 1990): - Properties and quality of the products available - Price level - Advertising and promotions - Sales personnel - Services provided - Physical characteristics of the store - Customer profile of the store - Ambience of the store - After-sale interest and satisfaction level In order to ensure private label products to be successful, their properties and the store image must be harmonious with each other. For example, a conventional discount store where people at low income levels make shopping, no additional services are provided, a minimum number of staff is employed and no sales promotion campaigns are organized must present a private label product emphasizing the advantage of discount price. image adds its own assurance of quality into the manufacturers’ assurance of quality. Thus the concept used by manufacturer in its own advertisements becomes more believable, so that many manufacturers prefer to emphasize in their advertisements that their products are available at selected respectful stores (Schiffman and Kanuk, 1991). If the assurance of quality provided by the name of a store is higher than the assurance provided by the relevant manufacturers, it will be considered that the conditions needed for creating a private label have been fulfilled. On the other hand, a supermarket chain where the store ambiance quality level is high, staffs are closely interested in the customers and a number of additional services are provided must invest in rather quality image than discount prices. Devotion of individual customers to various groups of products can differ. For example, a customer acting in a conservative way as to a certain brand of instant coffee might try different brands of juices (Berkman and Gilson, 1986). REFERENCES: Berkman, H.W. and Gilson, C. (1986), Consumer Behaviour, Dryden Press, Illinois. Engel, J., Blackwell, R. and Kollat, D. (1978), Consumer Behaviour, The Dryden Press, Illinois. Engel, J., Blackwell, R. and Miniard P. (1990), Consumer Behaviour, Pentice Hall, Orlando. There is also the general belief that products available at well-known and respectful stores are better in terms of quality than the other stores. A store having such positive Schiffman, L.G. and Kanuk, L.L. (1991), Consumer Behaviour, Prentice Hall, New York. 25 Dosya Türkiye Perakende Sektöründen Haberler İstanbul’da enflasyon yüzde 1.4... İstanbul’da ağustos ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 1.4, toptan fiyatlar ise yüzde 0.5 oranında artarken, önceki aylarda düşüş kaydeden fiyatların ağustosta artmasının kamu zamlarından kaynaklandığı bildirildi. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) İstanbul ili için hazırlanan 1995 bazlı perakende fiyatlar endeksi ağustos sonu itibariyle son bir yılda yüzde 9.7, toptan fiyatlar endeksi ise yüzde 6.2 oranında artış kaydetti. Yıllık ortalama artışlar ise perakende fiyatlarda yüzde 8, toptan fiyatlarda ise yüzde 7.5 olarak hesaplandı. (TSE) ISO 9001-2000 belgesi aldı. Migros’tan yapılan açıklamada, Migros’un, uzun yıllardır sürdürdüğü süreç analizi, süreç bazlı dokümantasyon çalışmalarını ve kalite kültürü uyarınca kurduğu kalite yönetim sistemini, ISO 9001-2000 standardı ile bütünleştirerek, ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi belgesini almaya hak kazandığı belirtildi. Migros, ISO 9001-2000 projesini 200 ayrı noktada 7 ay gibi rekor denebilecek bir sürede tamamladı. Metro Group’tan iki yeni yatırım... Alman Metro Group, dün temelini attığı iki tesisle Türkiye’de iki yeni yatırıma daha başladı. İstanbul Ümraniye’de inşa edilecek olan M1 Meydan Alışveriş Merkezi ve Real Hipermarketi’nin temel atma töreninde konuşan Metro Group CEO’su HansJoachim Körber, Türkiye’yi ‘umut vaat eden ülke’ diye niteledi. İstanbul Ticaret Odası’nın ağustosta yüzde 1.4 artış kaydden perakende fiyatlar endeksi bu yıl temmuzda yüzde 1.6 oranında düşüş göstermiş 2003 ve 2004 yılı ağustos aylarında ise yüzde 0.3 oranında artmıştı. Perakende fiyatlarda geçen yılın ilk sekiz ayında yüzde 1.1 olan artış oranı ise bu yıl yüzde 3.3’e yükseldi. Ağustosta endeks kapsamındaki gıda harcamaları grubunda yüzde 3.4, konut harcamaları grubunda yüzde 1.2 oranlarında artış yaşandı. Türkiye’deki faaliyetlerini daha da yoğunlaştıracaklarını belirten Körber, gelecek yıllarda yeni mağazalar açarak 300 milyon euroya kadar yatırım yapacaklarını kaydetti. Körber’in verdiği bilgiye göre, toplam 150 milyon euroluk yeni tesisler arasında yer alan Ümraniye yatırımı, bugüne dek Türkiye’ye 800 milyon euronun üzerinde yatırım yapan grubun bu rakamı 1 milyar euro düzeyine çıkarma hedefinin bir parçası. Ev eşyası harcamaları yüzde 2.4, giyim harcamaları ise yüzde 3.4 oranında azaldı. Sağlık ve kişisel bakım harcamaları grubunda önemli bir fiyat değişimi yaşanmadı. Ulaştırma ve haberleşmede ise yüzde 0.8 oranında fiyat artışı gözlendi. Kültür, eğitim ve eğlence harcamaları grubunda yüzde 2 arttı. Körber, grubun Türkiye’de 10 şehirde 24 mağazası bulunduğunu ve toplam cirosunun 2004’te 780 milyon euroyu aştığını bildirdi. 128 bin metrekarelik M1 Meydan Alışveriş Merkezi’nde 51 mağaza ve bir Migros, TSE’den ISO 9001-2000 aldı... Migros, Türk Standartları Enstitüsü’nden 26 Real Hipermarket bulunacak. BİM, 5-6-7 Eylül tarihlerinde 3 yeni mağaza açacak... BİM Birleşik Mağazalar A.Ş., 5 Eylül’de Erzurum’da, 6 Eylül’de Erzincan’da ve 7 Eylül’de Gaziantep’te olmak üzer 3 yeni mağaza açacak. BİM tarafından İMKB’ye gönderilen açıklamada, ‘BİM Birleşik Mağazalar A.S. mağaza açılışları. Şirketimiz Osman Bektaş Mah. Erzurum adresindeki Kayakyolu/Erzurum mağazamız 05.09.2005 tarihinde, Cumhuriyet Mah. Erzincan adresindeki Ordu Caddesi/Erzincan mağazamız 06.09.2005 tarihinde, Cumhuriyet Mah. Islahiye Gaziantep adresindeki Islahiye/Gaziantep mağazamız 07.09.2005 tarihinde hizmete açılacaktır’ denildi. bunun da Unilever Türkiye tarihinde ilk defa 1 milyar dolar cironun üzerine çıkması ve dolayısiyle sektörün en büyüğü yapacağı anlamına geldiğini belirtti. Unilever’in dünyada yüzde 5, Türkiye’de yüzde 20 büyümesinin önemine dikkat çeken Altınok, bunun bir kısmının pazardan, bir kısmının rakiplerden geldiğini dile getirdi. Unilever’de hedef 1 milyar dolar ciro... Unilever Türkiye Temizlik ve Kişisel Bakım Kategorisi Direktörü ve Kurumsal Sözcüsü Mehmet Altınok, yılın son 4 ayında büyük sürprizler olmazsa grubun yüzde 20’ye yakın büyüyeceğini belirterek, ‘Bu da bizi Unilever Türkiye tarihinde ilk defa 1 milyar dolar cironun üzerine çıkaracak’ dedi. Mehmet Altınok, deterjan, kozmetik ve gıda toplamında pazarların yılın ilk 6 ayı iyi gittiğini ve yüzde 12 civarında büyüme yaşandığını kaydetti. Ekonomideki olumlu havayla insanların harcamaya başladığını, tüketimin arttığını ifade eden Altınok, şu görüşleri dile getirdi:’Bu yıl 2000’den itibaren en iyi yıl olacak. Krizden sonra pazarlar yavaş yavaş toparland ama ivmede bir yavaşlama var. Tunceli Munzur su ile kalkınacak... Su pazarına Tunceli’nin Munzur Suyu’da girdi. Ovacık İlçesi’nde doğan Munzur suyuna kaynaklık eden gözeler üzerinde kurulan şişeleme tesisi, yaklaşık 40 gün önce üretime başladı. 250 ortağı bulunan Munzur A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yerlitaş, ‘Efsane Su’ markasıyla piyasaya girdiklerini ve başta Elazığ, Erzincan gibi komşu iller olmak üzere bütün Güneydoğu bölgesine ulaştıklarını söyledi. Kurulan tesisin şu anda günde 8 bin şişe kapasiteli olduğunu söyleyen Yerlitaş, bu kapasitenin yetersiz olduğunu belirtti. Yerlitaş, Efsane Su’yun Türkiye’nin en kaliteli ve sağlıklı suyu olduğunu savunarak, fiyatlarının da diğer markalarla aynı seviyelerde olduğunu kaydetti. Bunun nedeni her şeyin aynı hızla gitmemesi. Toparlandıktan sonra biraz yavaşlama başlıyor. Ekonomideki birtakım sinyaller tam sağlıklı değil. Onların da etkisi oluyor ancak şu anda panik durumu mevcut değil. 8-9 puan civarında büyüme sağlanacak. İnşallah gelecek sene bunu 56 puan civarında sürdürebilirsek Türkiye’de pazarlar yerine oturmuş olacak.’dedi. Davidoff, bu kez kahve ürünleriyle Türkiye’de... İsviçre merkezli Davidoff, parfüm, içki ve sigaradan sonra Davidoff Cafe ürünleri ile Türkiye pazarına girdi. Agri Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret ve Limited Şirketi tarafından Türkiye’ye getirilen Davidoff Cafe, üst gelir grubundaki tüketicilere hitap edecek. Davidoff Cafe ürünlerinin uzun zamandır Türkiye pazarına girmek için araştırma yaptığını Mehmet Altınok, Unilever Türkiye için 2005 yılının fevkalade iyi geçtiğini belirterek bu yıl son 4 ayda pazarda büyük sürprizler olmazsa, yüzde 20’ye yakın büyüyebileceklerini, 27 Dosya yatırım Türkiye’de ve yurt dışında açacağı yeni mağazalar. Sarar, 2006 başına kadar yurt dışında altı, Türkiye’de ise 15 mağaza açacak. ABD’de hali hazırda 15 mağazası bulunan Cemallettin Sarar, New york 5’inci Cadde’de ve Las Vegas’ta mağaza açmak için çalışmalara başladı. ve belli bir kitlenin oluşmasını beklediğini kaydeden Agri Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret ve Limited Şirketi Genel Müdürü Umut Cingil, Rich Aroma (Zengin Aromalı), Fine Aroma (Hafif Aroma) ve Espresso 57 çeşitleriyle ‘instant’ 100 gr. ve filtre kahve 250 gr. olarak piyasaya sürülen Davidoff Cafeler için her grupta yıllık 10-15 bin kilo satış hedeflendiğini söyledi. Satışların ağırlıklı olarak süper marketlerde ve seçkin şarküterilerde satışa sunulacağını belirten Cingil, satış ağı için İstanbul başta olmak üzere Ege ve Akdeniz’deki illeri pilot bölge olarak seçtiklerini anlattı. Cingil, daha sonraki süreçte tüm Türkiye’ye yayılacaklarını ifade ederek, ve 6 çeşit ürün olan portföylerini genişleteceklerini söyledi. Grubun Las Vegas’ta ikinci mağazası olacak. Avrupa’da da İspanya, Almanya ve İsviçre’de yeni mağazalar yılbaşına kadar devreye girecek. Cemalettin Sara, Türkiye’de de 45 olan mağaza sayısını 60’a çıkaracaklarını söyledi. Türkiye’deki mağazalarının 14’ünün kendilerine ait olduğunu söyleyen Cemalettin Sarar, mağazacılıkta hedeflerinin özellikle yurt dışında daha da büyümek olduğunu dile getirdi. Mc Donald’s Türkiye’de büyüyecek... Dünyanın en büyük fast food zinciri Mc Donald’s’ın Türkiye Genel Müdürü Sadi Fansa, hisselerin Anadolu Grubu’na geçmesinden sonra 2005 yılı sonuna kadar, yeni restoran açılışı ve mevcut restoranların iyileştirilmesine yönelik 3 milyon dolarlık yatırım kararı aldıklarını belirtti. Fansa, Mc Donald’s olarak yılın 7 ayında hedeflerin üzerine çıktıklarını belirterek, ‘Geçen senenin aynı dönemine göre satışlarımız yüzde 25 arttı, biz yüzde 18 hedef koymuştuk. Müşteri sayısında da reel anlamda yüzde 7 büyümemiz var’ dedi. Avon: Türk kadını en çok saçına özen gösteriyor... Doğrudan satış alanında faaliyet gösteren Avon’un Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths, Türk kadınlarının saçlarına daha fazla özen gösterdiklerini söyledi. Türkiye’de en büyük pazar payına sahip ürünlerin saç ve yüz bakım ürünleri olduğuna dikkati çeken Griffiths, ‘Türk kadınları en çok saç bakım ürünlerine ilgi gösteriyor. Pazarda en büyük pay saç bakım ürünlerinde. Türk kadınları saçlarına daha fazla özen gösteriyor. Bir markete gidildiğinde saç bakım ürünlerine ayrılan alanların ne kadar geniş olduğu rahatlıkla görülebilir. Bu da saça verilen önemin bir göstergesi’ dedi. Google, İstanbul’da reklam şirketi kurdu... Google, İstanbul’da kurduğu şirketle Türkiye’de de faaliyet gösterecek. Google Grubu’nun ABD’deki iki kuruluşu tarafından kurulan “Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.”nin sermayesi 5 bin YTL düzeyinde bulunuyor. Şirkette Google International LLC 4 bin 900 YTL’lik, Google Inc. 50 YTL’lik pay aldı. Şirketin, internet reklamcılığı da dahil olmak üzere, reklamcılık satışı ve pazarlaması ile ilgili ürün ve hizmet sunacağı belirtildi. Şirketin müdürlüklerine ABD uyruklu David Cari ile George de Ros Reyes getirildi. Griffiths, genel olarak düşünüldüğünde bakımın saçtan başladığını kaydederek, ‘Saç bakımı, yüz bakımı ve makyaj ürünleri olmak üzere. Türkiye’de insanlar genelde vücutlarının bu bölümüne daha fazla özen gösteriyor. Ayrıca bir de kendilerini güzel gösterecek her şeye’ diye konuştu. Dünyada en fazla İspanyol kadınların saçlarına önem verdiklerine dikkati çeken Griffiths, bu ülkenin kadınlarının çok sık kuaföre gittiklerini ve saçlarına bakım yaptırdıklarını bildirdi. Griffiths, kadınların ilgilerinin ülkeden ülkeye değiştiğini belirterek, ‘Örneğin İngiltere’de daha çok doğal görünüş trendi var. Gelişmekte olan ülkel- Sarar, 21 yeni mağaza açıyor... Tekstil ve hazır giyimin yanı sıra turizm ve gayrımenkul sektörlerinde de faaliyet yürüten Sarar’ın yılbaşına kadar en önem verdiği 28 erde ise daha güzel görünmeye yönelik bir eğilim var. Türkiye’deki market de, genç nüfus nedeniyle şekil değiştiriyor’ dedi. Türkiye’de 15-50 yaş arası kadınlara yönelik güzellik ürünleri sattıklarını, bunlara ciddi anlamda bir ilgi olduğunu ifade eden Griffiths, Avon’un, Türkiye’de çok büyük bir potansiyel gördüğünü sözlerine ekledi. Samsung, bu seneki EISA Ödülleri’nde Avrupa’nın en iyisi seçildi... Samsung, LCD TV, Ev Sinema Sistemi ve Taşınabilir Medyada Avrupa’nın en iyisi seçildi. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Samsung, Avrupa’nın en prestijli organizasyonları arasında yer alan Avrupa Görüntü ve Ses Birliğinin (EISA) tarafından verilen EISA ödüllerinde video ve ses cihazları kategorilerinde ödüle layık görüldü. EISA Avrupa’nın 20 ülkesinden ses, mobil teknolojiler, video ve fotoğraf dergilerine mensup 50 üyesi ile Avrupa’nın ses ve görüntüleme teknolojileri alanında önde gelen kuruluşları arasında yer alıyor. Ödüllere iki seneden bu yana katılan Samsung, bu sene üç kategoride ödüle layık görüldü. Alfa GT 39 bin Euro’ya Türkiye’ye geldi... Tofaş Ticari Grup Direktörü Müfit Ataseven, Alfa Romeo’nun Alfa GT modeli ile coupe pazarında yüzde 25’lik pazar payı hedeflediklerini bildirdi. Ataseven, spor coupe Alfa GT’nin Türkiye’de satışa sunulmasıyla ilgili düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Alfa Romeo ürün gamını daha da genişleteceklerini kaydetti. Alfa GT’nin ünlü İtalyan tasarımcı Bertone’nin İtalyan kültürünü ne kadar iyi yansıttığının başka bir örneği olduğunu dile getiren Ataseven, coupe sınıfı daha çok sportif olarak yansıtılsa da, Alfa GT’nin 35-55 yaş arasında, otomobili bir zevk ve keyif aracı olarak görenlere de hitap ettiğini söyledi. Ataseven, Alfa GT’nin 39 bin 450 Euro’dan başlayan fiyatlarla piyasaya sunulduğunu bildirdi. Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Alfredo Altavilla da, Türkiye’deki tüm markaları canlandırmak istediklerini vurguladı. Altavilla, ‘Son yıllarda üretilen en güzel modellerden biri olan Alfa GT ile, daha önce hiç varolmadığımız 4 kişilik spor coupe pazarına giriyoruz’ dedi. Telsim: Karlılığımız ve abone sayımız artıyor... Telsim A.Ş.’den yapılan yazılı açıklamada, gelirler ve karlılığın, artan abone sayısına paralel olarak yükseldiği ve yükselmeye devam edeceği belirtildi. Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Erdal Yavuz imzasıyla yapılan açıklamada, ‘Bugün basında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) yöneltilen bir soru kaynaklı olarak Telsim’de karlılığın ve gelirlerin düştüğü yönünde haberler yer almıştır. TMSF’ye yöneltilen bu sorulardaki iddialar gerçek dışıdır. Telsim’de gelirler ve karlılık, artan abone sayısına paralel olarak yükselmiştir, yükselmeye de devam edecektir’ denildi . Ray Sigorta’dan ‘mesleğe özel kasko’... Ray Sigorta, sektörde bir yeniliğe daha imza atarak, belli meslek grubu çalışanlarına ve emeklilerine sunduğu ‘Mesleğe Özel Kasko Poliçesi’ adıyla yeni bir ürün geliştirdi. Prim tutarlarında yüzde 20’e varan indirimlerin ve özel avantajların sunulduğu bu yeni üründen doktor, diş hekimi, eczacılar, öğretim üyeleri, öğretmenler, mühendisler, mimarlar, avukatlar, bankacılar, devlet memurları ile subay ve astsubaylar yararlanabiliyor. Ayrıca ‘Mesleğe Özel Kasko Poliçesi’ sahibi olanlar özel avantajlardan yararlanabiliyor. Yararlanılan kaynaklar: Ekonomist, Dünya, Hürriyet, NTV, Akşam, Radikal, Milliyet. 29 Dosya NEWS FROM TURKISH RETAIL SECTOR … was qualified for an ISO 9001:2000 Quality Management System certificate. Migros completed the compliance works in question at 200 stores comprising its supermarket chain in a record-breaking period of 7 months. Inflation 1.4% in Istanbul It was announced that retail and wholesale prices increased by 1.4% and 0.5% respectively in Istanbul in August in comparison to the previous month, and that the reason why did they increase in spite of the fact that they kept on decreasing in the previous question is the price increases made by the public sector. Two new projects from Metro Group Metro Group of Germany broke ground yesterday for its two new facilities in Turkey. The retail prices index published by Istanbul Chamber of Commerce (ITO) for the city in question also reports that retail and wholesale prices increased by 9.7% and 6.2% respectively at annual level from August 2004 to August 2005. Annual average increase is 8% and 7.5% for retail and wholesale prices respectively. The index in question had indicated a decrease by 1.6% in July this year, and a increase by 0.3% in both August 2003 and August 2004. Delivering a speech during the groundbreak ceremony held for the M1 Meydan Shopping Center and Real Hypermarket to be built in Ümraniye district of Istanbul, Mr. Hans Joachim Körber, CEO of Metro Group, described Turkey as a “promising country”. Explaining that they will continue to expand their investments in Turkey, Mr. Körber said that a total new investment of Euro 300 million will be made in this country in the future. In other words, the increase of retail prices was 1.1% in the first eight months of the last year, but it raised to 3.3% this year. Details of said index indicate that the prices of food stuff increased by 3.4% and the prices of household objects increased by 1.2% in August, but the healthcare and personal care item prices did not change at a considerable level. Travel and communication prices increased by 0.8%, while cultural, educational and entertainment item prices increased by 2%. Körber explained that the Ümraniye project represents a total investment of Euro 150 million and is part of Metro Group’s target to raise the total value of their stores located in Turkey from its present amount of Euro 800 million to one billion. Körber said that Metro Group operates 24 stores in 10 cities of Turkey, and their total turnover was over Euro 780 million in 2004. Planned to Covering a surface area of 128,000 m², M1 Meydan Shopping Center will contain 51 stores and a Real Hypermarket. Migros obtains ISO 9001:2000 certificate from TSE Migros obtained an ISO 9001:2000 certificate from the Turkish Standards Institute (TSE). A press bulletin released by Migros states that Migros ensured its process analysis, process-based documentation and quality management systems to comply with the ISO 9001:2000 standard and BIM opens 3 new stores on September 5, 6 and 7 BIM Birleşik Mağazalar A.Ş. will add three new stores to its supermarket chain in the cities of Erzurum, Erzincan and Gaziantep on September 5, 6 and 7 respectively. A statement presented by BIM to Istanbul 30 Stock Exchange (IMKB) notifies that their new Kayakyolu/Erzurum, Ordu Caddesi/ Erzincan and Islahiye/Gaziantep stores will be launched on September 5, 6 and 7, 2005 respectively. Unilever targets US$ one billion turnover Mr. Mehmet Altınok, Cleaning and Personal Care Category Director and Corporate Spokesman of Unilever Turkey, said that unless the circumstances undergo a drastic change within the last four months of this year, his company will have grown by approximately 20% and that the growth in question will raise their turnover to US$ one billion for the first time in the history of Unilever Turkey. Erzincan. The facility’s present capacity is 8000 bottles per day, but Mr. Yerlitaş finds it insufficient. He also insists that Efsane Su is the best quality spring water in Turkey, but its prices are at the same level as the other brand of bottled waters. Mr. Altınok explained that the business was good in their detergent, cosmetics and food markets in the first half of this year so that a growth by 12% was achieved, that the positive appearance of the economy encourages the consumers to spend more, adding th ain it at a rate by 5 or 6% in next year, the markets will settle.” Mr. Altınok added that 2005 was an excellent year for Unilever Turkey, and that unless the markets undergo a drastic change within the last four months of this year, his company will have grown by approximately 20% corresponding to a raise of their turnover to US$ one billion for the first time in the history of Unilever Turkey, so that it will rank as the biggest company of its sector. Emphasizing that Unilever grew by 5% in the worldwide and 20% in Turkey, Mr. Altınok explained that they owe this success partly to the markets and partly to their competitors. Davidoff introduces coffee products Switzerland-based company Davidoff introduces the Davidoff brand of coffees to Turkey after perfumes, spirits and cigarettes. Imported by Agri Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, the Davidoff Café is intended for consumers at high income levels. Explaining that they made an extensive market research and waited a certain group of consumers to emerge, Mr. Umut Cingil, Managing Director of Agri Tarım Ürünleri, said that the Davidoff Café is available in Rich Aroma, Fine Aroma and Espresso 57 ranges, and that instant coffees of said brands are sold in 100 g packs and filter coffees thereof in 250 g packs. The company aims to sell 10 to 15 thousand kg per range. Explaining that distribution will be made in general to supermarkets and selected stores, Mr. Cingil said that they chose Istanbul, Aegean and Mediterranean regions as the pilot regions of their distribution network, and they will expand it to throughout Turkey and expand their ranges in the near future. Tunceli develops thanks to Munzur Spring Water Munzur spring water enters the bottled water market. Munzur is a river located in the borough of Ovacık, city of Tunceli, and a new bottling facility started to operate there 40 days ago. Mr. Mustafa Yerlitaş, member of the Board of Directors with Munzur A.Ş. incorporated by 250 partners, said that they will market the spring water in question under the trademark ‘Efsane Su’ and distribute it in the southeast region of Anatolia including the cities of Elazığ and McDonald’s grows in Turkey McDonald’s is the biggest fast food chain in the world, and Mr. Sadi Fensa, Managing 31 Director of McDonald’s Turkey, said that after their shares were purchased by Anadolu Group, a total new investment of US$ 3 million was planned for new restaurants and to restore the existing ones until the end of 2005. Explaining that McDonald’s Turkey surpassed its targets within the first seven months of this year, Mr. Fensa said: “Our sales volume increased by 25% in comparison of the same period of the last year, and surpassed our target of 18%. In real terms, the number of our customers increased by 7%.” Google starts advertising agency in Istanbul Google started an advertising agency in Istanbul to enter the Turkish market. Incorporated by two U.S. affiliates of Google Group, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti. has a capital of 5,000 YTL subscribed by Google International LLC and Google Inc at 4,900 YTL and 50 YTL respectively. Avon: Turkish women give priority to their hair Mr. Ron Griffiths, Managing Director of Avon Turkey which is involved in direct sales, said that Turkish women give much more care to their hair. Pointing out that that hair and face care products enjoy the biggest market share in Turkey, Mr. Griffiths said: “Turkish women give much more care to their hair. Hair care products represent the biggest share of the market. You can visit any supermarket to see how large is the space dedicated to hair care products. It was announced that the agency in question will provide products and services for advertising sales and marketing including the Internet advertising. Directors of said company are David Carl and George de Ros Reyes, both of whom are from the U.S.A. Sarar opens 21 new stores Making business in the textile, ready to wear fashion, tourism and real estate sectors, Sarar will open new stores both at home and abroad until the end of this year. That’s an indicator of the importance shown in hair. In general, personal care begins with hair, and Turkish consumers buy hair and face care products and makeup products, indicating they pay more attention to those parts of the body. This project contains six stores abroad and 15 stores at home. Already operating 15 stores in the U.S., Sarar will open new stores on the 5th Avenue in New York and in Las Vegas, Mr. Cemalettin Sarar said. And also to everything that will make them look good.” Pointing out that the Spanish women top the list in terms of hair care, call at their hairdressers at very frequent intervals and have their hair done, Mr. Griffiths explained said: “In Britain, there is this tendency to look natural; in the developing countries, there is the tendency to look good. The latter will be second Sarar store in Las Vegas. Other stores will be launched in Spain, Germany and Switzerland. Mr. Cemalettin Sarar said that they will raise the number of their stores in Turkey from 45 to 60. Emphasizing that 14 of said stores are their own assets, Mr. Sarar said that they plan to grow more abroad. The Turkish market changes format due to the young population. Stating that they sell 33 Dosya passenger sports coupe market for the first time in our history.” beauty products for women aged 15 to 50, Mr. Griffiths said Avon considers Turkey as a great potential. Telsim says its profitability and subscribers increase In a press release, Telsim A.Ş. announced that their turnover and profitability increase in parallel with the increasing number of their subscribers, and that they expect said growth to continue. Samsung won the EISA prizes Samsung was selected the best European company for LCD TV, Home Cinema systems and portable mediam. It was announced that Samsung won prizes in the video and audio equipment categories given by European Image and Sound Association (EISA), which is one of the most prestigious organizations in Europe. Signed by Mr. Errdal Yavuz, Deputy Managing Director of Financial Affairs of Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş., said press release also states: “Today some newspapers commented with reference to a question asked to Saving Deposits Insurance Fund (TMSF) that Telsim’s profitability and turnover are decreasing. Said comments are not based on truth. EISA has 50 members from the audio, mobile technology, video and photography magazines published in 20 European countries and rank as one of the leading associations of audio and video technologies. This was Samsung’s third entry to this annual contest, and it won prizes in three categories. Telsim’s turnover and profitability increase in parallel with the increasing number of our subscribers.” Alfa GT is introduced at Euro 39,000 Mr. Müfit Ataseven, Director of Tofaş Commercial Group, announced that his company aims to take 25% of the coupe market in Turkey thanks to the Alfa GT model of Alfa Romeo. Mr. Ataseven said during a speech he delivered at the meeting held for introducing the sports coupe Alfa GT that they will further expand the product range of the Alfa Romeo. Pointing out that the Alfa GT is another example showing the famous Italian designer Bertone’s success to reflect the Italian culture, Ray Sigorta launches special comprehensive automobile insurance for certain professions Introducing another innovative product, Ray Sigorta developed a special comprehensive automobile insurance cover for certain professions. Discounts up to 20% are offered to doctors, dentists, pharmacists, academicians, teachers, engineers, architects, lawyers, bankers, civil servants, and commissioned and non-commissioned military officers. Said new product also provides a number of special advantages. Mr. Ataseven explained that although coupe cars are seen as rather sports cars, they are also attractive as pleasure and entertainment cars for the motorists at the age group 35 to 55. Mr. Ataseven said that the Alfa GT is available at prices starting from Euro 39,450. Mr. Alfredo Altavilla, CEO of Tofaş, emphasized that they want to enliven all brands in Turkey, adding: “Alfa GT is one of the most beautiful models built in the recent years, so that we enter the four- Sources: Ekonomist magazine; NTV television; Dünya, Hürriyet, Akşam, Radikal and Milliyet newspapers. 34 info Türkiye’de Ambalaj Endüstrisi ve Türk Tasarım Kimliği nedenle de pazarlama fonksiyonunun en hayati bölümünü teşkil etmektedir. Ürünün kalitesini belirleyen üretici olarak sizin değerlendirmeniz değil, tüketicinin kendi algılamasıdır. Tüketicinin algılamasını etkileyen çoğunlukla ürününüzün ambalajıdır. Böyle bir ortamda, bir şirketin ambalaj tasarımı için yeterli çaba göstermemesi ve yatırım yapmaması halinde, diğer tüm pazarlama unsurları hiçbir başarı sağlayamayabilir. Ambalaj: Etkin Bir Reklam Mecrası Özellikle hızlı tüketilen ürünlerde ambalajın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz. Başarılı bir ambalajlama TV’lerdeki ya da diğer yazılı medya’daki birçok pahalı kampanyadan bile daha etkili bir reklam olabilir. Bunun nedeni iki temel esasa dayanmaktadır: İlk olarak, ambalaj ürünün yerleştirilmesinden tüketimine kadar rafta bir reklam aracı olarak kalır. İkincisi, bu “araç” hem ürüne hem de tüketiciye en yakın olandır ve bu nedenle ürünün kalitesini göstermesi açısından en somut reklamdır. Bu bağlamda, ambalaj tüketiciye markanın ve/veya ürünün kalitesi hakkında sinyaller verir. Ambalajlamanın önemi global pazarlama bütçelerinde çoktan anlaşılmış görünmektedir. Günümüzde, tüm ambalajlama harcamaları reklam giderlerinin 12 katıdır. Yıllık toplam reklam harcamaları 25 milyar USD iken, ambalajlama harcamaları toplamı300 milyar USD gibi bir büyük bir rakamdır. Hızlı gelişim süreci, genç nüfus ve global etkilerin sonucu, Türkiye’de iki hızlı yükselen olgu ortaya çıkmıştır: Markalaşma ve büyük perakende mağazaları. Bu iki olgu aynı zamanda birbirlerini beslemiş, güçlendirmiştir. Marka ambalaj yoluyla somutlaştırıldığı için markalaşma ambalaj tasarımıyla yakından ilgilidir. Marka satış noktasındaki ambalaj ile temsil edilir. Dolayısıyla, markalaşma ve ambalaj tasarım süreçleriyle birbirleriyle yakından ilgilidir. Bu gelişmeler pazarlama fonksiyonuyla yakından ilintilidir: Pazarlama fonksiyonunun öneminin giderek artması bu trendlerin hem sebebi hem de sonucudur. Markalaşma, ekonomilerin en önemli varlıklarından biri haline gelmiş ve bu Türkiye’de Ambalaj Bugün Türkiye’deki Carrefour mağazası diğer Avrupa ülkelerindekilerle neredeyse eşit hacme sahip olarak yılda 25 bin ürün 36 satmaktadır. Yapılan bir pazarlama araştırmasına göre ortalama bir müşteri raflarda yarım saatini harcamaktadır. Ziyaret edilmeyen rafların etkilerini bir kenara bırakırsak bu müşterinin bir ürünü alıp almamaya sadece üç ya da dört saniye içinde karar verdiği anlamına gelmektedir. Bu “doğruluk zamanında” ambalajlamanın önemi açıkça ortadadır: Ambalaj müşterinin ürünü almasını sağlayacak olan “elbisesidir”. Soru şirketlerin kendi elbisesini nasıl seçtiklerinde yatmaktadır. Bu soru pazarlama stratejisi, tasarım sanatı ve semiyotiği (sembolbilim) kapsamaktadır. Türkiye’de ambalajlama trendindeki en hızlı büyümenin gıda ve temizlik ürünleri sanayilerinde olması beklenmektedir. Şimdilerde pirinç ve diğer tahıllar dahil bir çok temel gıda ürünü ambalajlar içinde belirli şirket markaları ve özel markalar altında satılmaktadır ki bu uygulama on yıl öncesine kadar yoktu. Hatta bazı markalar sıcak suya atarak birkaç dakika içerisinde bile hazırlayabileceğiniz çabuk pirinç ürünleri bile çıkartmışlardır. Birçok gelişmiş batılı ülkede ambalaj tasarımı ayrı bir iş koluyken, Türkiye’de şirketlerin pazarlama departmanlarının yada reklam ajanslarının bir yan işi olarak değerlendirilmektedir, bu nedenle bir kaçı haricinde çok fazla ambalaj tasarım ajansları bulunmamaktadır.Ancak trend markalaşma ve ambalaj tasarım fonksiyonlarının birlikte aynı ajanslar tarafından gerçekleştirilmesinden yanadır. Türkiye’deki kişi başı ambalaj tüketimi özellikle 1980’li yıllardan sonra hızlı bir artış göstermiştir. Bunda kişi başı gelir miktarının artmasının rolünün yanında asıl neden perakende sektöründeki patlamadır, yani Dr. Mehmet SARAÇ süpermarket ve hipermarket zincirlerinin sayısının hızlı artışıdır. Ancak yine de kişi başı ambalaj tüketimi diğer gelişmiş ülkelerin aşağısındadır. Örneğin, kişi başı yıllık ambalaj kullanımı ABD’de 155 kg iken bu rakam Türkiye’de 14 kg’da kalmaktadır. Sanayi sektörlerine göre ambalaj tüketimi dağılımı şu şekilde oluşmuştur: Gıda % 49, kimyasallar %& 13.7, ilaç % 5.9, kozmetik % 4.7, tarım % 2.6, otomotiv % 2.2, elektrikli ev aletleri % 2, elektrik % 1.5, seramik % 1.3, makine % 0.4 ve diğer sanayiler % 7.9 Otomotiv 2% Kozmetik 5% Tekstil 6% Kimya 14% 37 info Ambalajlamada kullanılan malzemeler de zamanla gelişmiştir. 1960’a kadar Türkiye’deki ana ambalajlama malzemeleri kağıt, selofan, cam ve ahşaptı. Tarz bugünden o kadar farklıydı ki ihracatta ahşap kutular ve jüt (hintkeneviri) çuvallar kullanılır ve diğer tüm ambalajlama malzemeleri ekstra maliyete yol açacak lüks malzemeler olarak değerlendirilirdi. 1970’li yıllarından başlangıcından itibaren, özellikle ihracatçılar tarafından ambalajlamanın önemi anlaşılmaya başlandı. Bu dönemlerde çok sayıda ambalajlama kuruluşu bulunmaktaydı. Türkiye’deki ambalajlamaya ilişkin gayretler 1977 yılında Ambalaj Araştırma Merkezinin kurulmasıyla başlatıldı. Pazar kaybetme korkusuyla, cam ambalaj sanayi teknolojisini yenilemek zorunda kaldı. 1980’de aynı zamanda alüminyum kutu üretimi de başladı. İlk oluklu mukavva üretimi 1954 yılında özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir. Özel sektör 1960’tan itibaren bu sanayiye yatırım yapmış ve toplam üretim hacminde patlama sağlamıştır. Tür k iye 'de Ambalaj Ür e timinin M alze me B azındak i Dağılımı 2003 A hş ap 13% Kağıt 3% Mukavva 5% Carton 26% Cam 18% Türkiye Ambalaj Sektörünün Üretim Hacmi (Ton) 2000 2 001 2002 2 003 107.000 73.489 80.000 87.000 Karton ambalaj 127.500 117.333 118.749 138.500 Mukavva ambalaj 717.000 666.674 734.202 826.900 Plastik ambalaj 530.000 601.120 652.444 674.000 Fleksibl ambalaj 92.500 97.125 101.405 116.500 Metal ambalaj 360.000 272.000 312.000 260.000 Cam ambalaj 417.000 457.000 533.000 539.000 350.000 350.000 350.000 385.000 2.881.800 3.026.900 Toplam 2.701.000 Metal 9% Fleksibl 4% Plastik 22% Bugün Türkiye ambalajlama sanayisinde faaliyet gösteren toplam şirket sayısı 5 binin üzerindedir. Resmi kayıtlara göre ülke genelinde toplam 250 bin kişiye istihdam sağlayan 1000’den fazla tesis bulunmaktadır. Ambalaj sanayisindeki ilk gelişim 1970’lilerde teneke kutularda meydana geldi. O yıllarda, sadece teneke kutu üretiminde uzmanlaşmış şirketler kuruldu. Bu trend sonradan kağıt ve karton ambalajlarda görüldü. 1980’li yılların başında Türkiye’de plastik şişe üretimi başladı. Türkiye Ambalaj Sanayisinin En İlk olarak kaynak sularında kullanılan plastik şişeler hızlı biçimde diğer tüm içecek ve sıvı sektörlerinde de yayıldı. Bu trend eski çağlardan beridir birincil tedarikçi olan cam ambalaj sanayisini tehdit etti. 1. Olmuksa 34.806.667 2. Korozo 34.528.148 3. Rotopak 29.528.148 4. Polinas 28.213.333 5. Astel 25.724.444 6. Sollac 24.720.741 7. 38 23.729.630 8. Tire Kutsan 20.857.037 9. Naksan 19.617.037 10. Superfilm 17.797.778 Türkiye’de Ambalaj Kullanan Üretim Sanayileri 10. Alkollü ve alkolsüz içecekler 11. Sigara ve tütün ürünleri 12. Çay, kahve, kakao ve tuz ürünleri 2.Un ve un mamülleri 4.Peynir ürünleri 5.Sabun ve Kozmetik ürünleri 6.Deterjan ve temizlik ürünleri 14. Mayalar 15. Et ve et ürünleri 8.Süt ve süt ürünleri 9.Kaynak suyu ve soda Perakende sektöründeki gelişme başka bir olgunun doğmasına da sebep olmuştur: Özel Markalı Üretim (Private Label). Aslında bu üretim yöntemi özellikle de tekstil sanayinde olmak üzere Türkçede uzun zamandan beri fason ya da sözleşmeli üretim olarak biliniyordu. Şirketler kendi üretimlerinin yanı sıra veya yerine belirli üreticilere kendi markaları altında üretim yaptırırlardı. Özel Markalı üretimi yeni bir sanayi yapan iki faktör bulunmaktadır: Birincisi bu üretim biçimi gıda, kozmetik, temizlik ürünleri ve elektronik ürünler gibi yeni sektörlere genişlemiştir. İkincisi, perakende mağazaları bu üretim biçimini geniş ölçüde kullanmaktadır. Perakende zincirlerinin Özel Markalı üretimdeki en önemli avantajı reklam maliyetlerine katlanmadıkları için üretimi ucuza getirmeleridir. Perakende Enstitüsü verilerine göre günümüzde PL’nin (Özel Markalı Üretim) Türkiye’de pazar hacmi 260 milyon USD’dir. Pazar büyümesinin devam etmesine rağmen büyüme oranı azalmaya başlamıştır. Büyüme payı 2001 ve 2002 yıllarında % 42.8 iken, bu oran 2003 yılında % 39’a gerilemiştir. Bu düşüş daha iyileşen ekonomik koşullar, yeni açılan perakende mağazalarının sayısındaki azalma, Özel Markalı Üretim ürünlerin kötüleşen imajı ve markalı ürünlerin geliştirdikleri yeni stratejilerle açıklanabilir. Perakende Zincirleri ve Özel Marka (Private Label) Türkiye ekonomisindeki 1980’lilerin hızlı dönüşüm sürecinin bir sonucu olarak, özel sektör önemli bir gelişme kaydetti. Global perakende zincirleri piyasaya hakim olmaya başlarken, geleneksel bakkal dükkanları ya kapanmamak yada ayakta kalabilmek içi modern pazar sistemine geçmek zorunda kaldı. Perakende mağazalarının gelişimi gerçekten bazı yollardan ambalajın önemini arttırmıştır. Geleneksel bakkalların tersine bu çok geniş satış yerler daha çok hacimlerde daha fazla marka barındırabilmektedir. İkincisi, bu ambalajlar ürünleri tüketicinin satın alma isteğini arttırmak için daha cazip hale getirerek sunmaktadır. Tüketici raflar arasında yürüyebilir, her ürüne dokunabilir ve herhangi bir aracı olmaksızın kararını verebilir. Böylece belirli şirketlerin bazı promosyon faaliyetleri dışında tüketiciyle “konuşan” sadece ürünün ambalajıdır. 1997 1 Hipermarket ve Süpermarketler 999 2001 2 002 2003 2 005 1.682 2.421 3.640 4.005 4.434 5.128 11.417 12.192 13.210 13.555 12.100 11.323 Bakkallar 159.171 148.921 128.580 122.342 115.600 100.000 TOPLAM 172.270 163.534 145.430 139.902 132.134 116.451 Marketler (5100 m2) 39 info duygusal boyuta hitap etmektedir, bir başka ifadeyle, bilgi vermek yerine tüketicinin bilinçaltına hitap etmektedir.Logo, metin, sembol, ikon, renk, doku, fotoğraf ve illüstrasyonlardaki biçim... Gerçekten, Özel Markalı ürünlerin yükselişi karşısında markalı ürünler yeni stratejiler geliştirmiştir. Örneğin, markalı ürünler ürünlerini tanıtmak için her mağazada değerli noktaları kiralayabilmekte ancak özel markalı ürünlerin böyle bir avantajı bulunmamaktadır. Ayrıca, markalı üreticiler perakende mağazalardan daha fazla yatırım yaptıkları için ambalaj avantajlarını daha etkin olarak kullanmaktadırlar. Bunların hepsi duygusal boyutları oluşturmaktadır. Aslında, “semiyotik” (sembolbilim) adı verilen bilim dalının konusudur. Günümüzde Glaxo Wellcome, Unilever, British Telecom (BT), General Motors, American Express, Mars, Guinness, Pedigree, Barclays, Walkers ve Coca Cola gibi global devler pazarlama iletişiminde semiyotik uygulamalar üzerinde odaklanmışlardır. Özel Markalı ürünler markalaşma ve ambalaj konuları üzerine daha ciddi eğilmeli ve bu işler için daha fazla bütçe ayırmalıdır. Ambalaj Üzerindeki Tasarım Ambalaj tasarımının iki temel bileşeni bulunmaktadır: Ambalajın şekli yada üç boyutlu tasarımı ve üzerindeki grafik tasarım. Bu ikisi elbette birbirini tamamlayıcı ve birbiriyle ilgili proseslerdir. Biz bu bölümde, grafik tasarımın önemi ve bu konuda Türkiye’deki mevcut trendler üzerinde odaklanmak istiyoruz. Gerçekte iyi bir tasarımcı aynı zamanda iyi bir semiyotikçi demektir. Tasarımcı kültür kodlarını, yazılı olmayan kuralları, yeni uygulamaları ve tasarım dünyasının trenlerini çok iyi bilir. Kurallara ne zaman uyacağını ya da ne zaman bozacağını ve tabuları ne zaman yıkacağını bilir. Türkiye’de ambalaj tasarım trendlerindeki açık değişim ve gelişim 1980’li yılların sonunda gerçekleşti. Grafik tasarımı ürünün kimliğinin ve özelliklerini ifade edilmesinde çok sayıda imkan sunar. Grafik tasarım tüketiciye iletilen şu mesajları içerir: Bu yıllarda meydana gelen Türkiye ekonomisindeki değişim ve dünya genelindeki otoriter rejimlerin çökmesiyle birlikte, logo kültürü de değişti. Sert katı logoların yerini yumuşak hatlı daha sıcak tasarımlar almaya başladı. Bunun en bariz örneği Türkiye’nin en büyük elektronik ve elektrikli ev aletleri üreticisi Arçelik’tir. - Marka kimliği - Ürün adı - Ürün açıklaması - Tadı yada tür özelliği - Kullanıldığı yerler - Satış bilgileri - Promosyon mesajı - Kullanım kılavuzu - Diğer ürünlere referanslar - Gıda ürünlerinde besin değerleri - İlaç ürünlerinde uyarılar - Ebatları ve içindekiler Türkiye’de ambalaj tasarımındaki mevcut trendler şu şekilde özetlenebilir: - Geniş ölçüde şeffaf ambalaj tercih edilmektedir. - Önceleri sadece içeceklerde kullanılan aseptik ambalajlar katı gıdalarda da kullanılmaktadır. Sektör tasarımcılarına göre, grafik tasarım 40 - Hem şekil hem de logo tiplerinde yumuşak hatlara doğru giderek artan bir eğilim söz konusudur. - “Kutu içinde torba” kullanımı artmaktadır. - Firmalar ambalajlamada daha fazla geri dönüşümlü malzeme kullanmaya başlamıştır. Örneğin, toprakta % 95 çözünme özelliğine sahip nişasta esaslı plastik kullanımı artmıştır. Özgün bir Türk tasarım kimliğinin bulunup bulunmadığı sorusu meslek uzmanları ve akademik çevrelerde değerlendirilmektedir. Bu problem elbette Türkiye Cumhuriyetinin sosyolojik bir problemi olarak Türk kimliğiyle ilgilidir. Özgün bir Türk tasarım kimliği geliştirmek için Türk tasarımcıların referanslarını kendi kültürlerinden almaları gerekir. Geleneksel prova baskı sistemleri özellikle şeffaf, altın, gümüş, hologram yada shrink sleeve etiketli ambalaj maketleri sunamadığı için ambalajın üretim sonrası neye benzeyeceğini göstermekten oldukça uzaktı. Günümüzde bu hizmet İstanbul’da genç fakat gelecek vaat eden bir kuruluş olan FCC Packaging&Proof tarafından sağlanmaktadır. Bu sistemle, firmalar ve ajanslar gerçek ambalaj tasarımını üretilmeden önce görebilmektedir. Ancak Türk toplumu 200 yıldan bu yada kendi kültüründen uzaklaşma gayretindedir. Gerçekten, Türk tasarımcılar önemli ölçüde batı kaynaklarından etkilenmektedirler. Bu nedenle, milli değerlere dayalı modern fakat özgün bir Türk kimliğinin oluşturulması gereklidir. Böylelikle saf ve özgün bir Türk ambalaj tasarımından bahsedebilir. Bu pazarlama süreci için hayati öneme sahip bir çözümdür. Maketler özellikle aşağıdaki faaliyetlerde kullanılmaktadır: Ambalaj Tasarım Sektöründe Yeni Ortaya Çıkan Bir İşkolu: Prova Baskı Sistemleri Pazarlama stratejisi içinde ambalaj tasarımının artan öneminin bir sonucu olarak, ambalaj sanayinde “ambalaj prova baskısı” ya da “ambalaj maketi (mock up)” adı verilen yeni bir iş kolu ortaya çıkmıştır. Bu sistemler özellikle gıda, içecek, kozmetik ve temizlik ürünleri gibi hızlı tüketilen ürünlerin üreticilerine ve tasarım ajanslarına bir avantaj sağlamaktadır. - Ambalaj tasarımı geliştirme - Üretim öncesi reklam film ve fotoğrafları - Satış noktası tüketici testleri ve diğer etkinlikler - Odak grupları Bu yeni sistemi geleneksel yöntemlerden üstün kılan sadece yeni bir teknoloji uyguluyor olması değil, bunun yanında teknolojiyi, yetişmiş insan gücü ve uzmanlıkla birleştirip, sektörün ihtiyaçlarına tam cevap verebilecek etkin bir hizmet üretmesidir.. Bu prova baskı sistemi üreticiye ya da ajansa nihai üretimde basılıp kullanılanın aynısı olan ambalajı görme imkanı sağlamaktadır. 41 info Packaging Industry in Turkiye as a Rising Industry in Marketing Communication Package: An Effective Advertisement Media We all know the importance of the package in especially in fast-paced consumed goods. A successful packaging may be much more effective advertisement than many expensive campaigns on TV or on other published media. The reason of this lies primarily in two facts: therefore, most cruical part of the marketing function. It is the consumers’ perception that actually assess the quality of your product, rather than your assessment as the producer. It is the package of your product that influences the perception of the consumer most of the time. In such an environment, if a firm does not allocate enough effort and investment into package design, all other marketing elements may well fail to produce any success. First, the package remains as an advertisement tool on the shelf from placement until consumption. Second, this “media” is the closest one both to the product and consumer, and therefore, is the most concrete advertisement, indicating the quality of the product. In this regard, package signals the quality of the brand and/or the product to the consumer. The importance of packaging seems to have already been assessed by the global marketing budgets: Today, the packaging expenditures are 12 times the advertising expenditures. The total expenditures for the advertising is 25 billion USD, while the sum of packaging expenditures is as much as 300 billion USD. As the results of fast-development process, young population and global impacts, two fast-rising phenomena have emerged in Turkiye: The power of branding and widespread retail stores. These two have also boosted each other. Branding is also closely related to the package design, as the brand is concretized through packaging. Brand is represented by the packaging at the point of sale. Therefore, the process of branding and packaging design are closely interrelated. These developments are closely interrelated to the marketing function: The rising importance of marketing function is both a result and cause of these trends. The branding has become one of the most important assets of the economies and Packaging in Turkiye Today a Carrefour store in Turkiye sells some 25 thousand product, almost the same volume as all other European countries. According to a marketing research, 42 Dr. Mehmet SARAÇ an average customer spends half an hour around the shelves. Eliminating the effects of the unvisited shelves, that means there are only three or four seconds for a brand to convince the average customer to buy it. The importance of the packaging is obvious in this “time of truth”: it is the “dress” of the product that will make the customer buy it. The question is how the firms choose their dresses. The answer involves the marketing strategy, art of design and semiotics. ter 1980s. While the increase in per capita income has played a role, the primary reason for this consequence is the boom in the retail industry, namely, rapid increase in the number of supermarket and hypermarket chains. The most rapid development in packaging trend in Turkiye is experienced in food and cleaning products industry. Many basic food products including rice, and other grains is now sold under certain company and private label brands within packages which was so unfamiliar some ten years ago. However, the package consumption per capita is still below than the other developed economies. For instance, it reaches to 155 kg in the U.S., while it is 14 kg in Turkiye. Distribution of the package consumption with respect to the industry sector is as follows: 49% food, 13.7% chemicals, 8.8% medical, 5.9% textile, 4.7% cosmetics, 2.6% agriculture, 2.2% automotive, 2% appliances, 1.5% electricity, 1.3% ceramics, 0.4% machinery and 7.9% other industries. Some brands even introduced instant rice products which you can prepare in a few minutes with a hot water. While packaging design is as a disctinct business in most developed Western countries, it is still a subfunction of marketing departments of firms or advertising agencies in Turkiye. therefore, there are not many packaging design agencies, except for a few. The trend, however, is towards carrying out the branding and packaging design functions together under same agencies. Apliances 2% Other 11% Automotive 2% Agriculture 3% Food 48% Cosmetics 5% Textile 6% The package consumption per capita in Turkiye has rapidly increased especially af- Medicine 9% Chemicals 14% 43 info The variety in the materials used in packaging has also developed throughout the time. Until 1960, the primary packaging materials in Turkiye were paper, carton, cellophane, glass and wooden. The manner was then so different than today that wooden boxes and jute sacks were used in the export and all other kinds of packaging were seen as luxury materials that would cause extra costs. Beginning from 1970s, the importance of packaging was being understood, especially by the exporters. There were many packaging instiututes already in those periods. The efforts regarding the packaging in Turkiye were started by establishing The Packaging Research Center in 1977. The first production of guttered cartbooard was realized in 1954 by the public sector. The private sector invested in this industry since 1960 and boosted the total production volume. Tür k iye 'de Ambalaj Ür e timinin M alze me B azındak i Dağılım 2003 Wooden Packaging 18% Paper Packaking 3% Carton Packaking 5% Cardboad Packaging 26% Glass Packaging 18% Metal Packaging 9% Felixble Packaging 4% Plastic Packaging 22% T he P roduc tion V olume of T he P ac kaging Indus try in T urkiye (T ons ) 2000 2001 2002 2003 P aper packaging 107.000 73.489 80.000 87.000 C arton packaging 127.500 117.333 118.749 138.500 C ardboard packaging 717.000 666.674 734.202 826.900 P las tic packaging 530.000 601.120 652.444 674.000 F lexible packaging 92.500 97.125 101.405 116.500 Metal packaging 360.000 272.000 312.000 260.000 G las s packaging 417.000 457.000 533.000 539.000 W ooden packaging 350.000 350.000 350.000 385.000 2.701.000 2.634.741 2.881.800 3.026.900 T otal Today total number of firms in the packaging industry in Turkiye exceeds 5 thousand. According to the official records, there are more than 1000 plants around the nation, employing 250 thousand people. The first development in the packaging industry was observed in the cans in 70s. In those years, firms specialized in producing cans were established. This trend was then seen in paper and carton packaging. At the beginning of 1980s, the plastic bottle production started in Turkiye. T op T en F irms in T urkis h P ac kaging Indus try S ales (US D) Used first in the spring water industry, it was rapidly extended to all other drinks and liquids. This trend threatened the glass packaging industry, which was the primary supplier since old times. With the fear of losing the market, the glass packaging industry had to renew its technology. In 1980 aliminum can production were also began. 1. Olmuks a 34.806.667 2. K orozo 34.528.148 3. R otopak 29.528.148 4. P olinas 28.213.333 5. As tel 25.724.444 6. S ollac 24.720.741 7. C amiş 23.729.630 8. T ire K uts an 20.857.037 9. Naks an 19.617.037 10. S uperfilm 44 17.797.778 T he Manufac turing Indus tries Us ing P ac kaging in T urkiye 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. S ugar and confectionery F lour and bakery products B utter and butter porducts C hees e products S oap and cos metic products Detergents and cleaning products S oups , s pices , pudding and granuled food Milk and milk products S pring and s oda waters 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. Alcoholic and non-alcoholic beverages C igarette and tobacco products T ea, coffee, cocoa, and s alt products Medical and heath-care products Y eas ts Meat and meat products Nuts , pis tachio, and F rench fries Other food products Non-food products Retail Chains and Private Label Label (PL). Actually, this way of production had long been known as fason in Turkish or contract production especially in textile industry. As a result of rapid transformation process in Turkish economy through 1980, the retail sector has experienced a significant development. While the global retail chains began to dominate the market, the traditional grocery stores had to close down or to make transition to modern market system to survive. Firms would have their brands produced through certain manufacturers along with and/or instead of their own production. What make PL a brand-new industry are two facts: First, this time it is extended to new sectors such as food, cosmetics, cleaning products and electronics. Second, the retail stores widely use this mean of production. The development of retail stores indeed boosted the importance of packaging in several ways. Unlike the traditional groceries, these huge markets are able to contain more brands in higher volumes. Second, they display the products in such a way that the consumer is much more attracted to shop. Consumer is free to walk around the shelves, touch each product and make decision without any intermediary. Thus, it is only the package of the product that “talks” to the customer except for some promotion activities by certain companies. The primary advantage of PL products of retail chains is that the lower prices, as they do not bear the advertisement costs. Today the market size of PL in Turkiye is 260 million USD, according to the Retailing Institute data. While the market growth continues, the grwoth rate has begun to decrease. T he Development of R etail S tores in T urkiye (Number of S tores ) 1997 1999 2001 2002 2003 2005 Hypermarkets and S upermarkets 1.682 2.421 3.640 4.005 4.434 5.128 Markets (5-100 m2) 11.417 12.192 13.210 13.555 12.100 11.323 S mall s hops 159.171 148.921 128.580 122.342 115.600 100.000 T OT AL 172.270 163.534 145.430 139.902 132.134 116.451 The development in the retail sector caused another phonemenon to emerge: Private 45 It was 42.8% in 2001 and 2002, while it decreased to 39% in 2003. This slow down is explained by the better economic conditions, less new-openings in retail stores, worsened image of PL products, and new strategies developed by the brand products. Indeed, the brand products have developed new strategies against the rising trend of info PL products. For instance, the brand products are able to hire valuable spots in each store to promote their products, the retail stores have no such advantage. In addition, brand manufacturers effectively use the packaging advantage as they invest in it more than retail stores. PL products should take the branding and packaging more seriously and allocate more budgets to them. The Design on the Package Packaging design have two basic components: The shape or the three-dimensional design of the package and the graphic design on it. These two are of course complementary and interrelated processes. In this section, we focus on the importance of the graphic design and recent trends in this area in Turkiye. Graphic design provides numerous possibilities in expressing the identity and specifications of the product. It contains the following messages conveyed to the consumer: - Brand identity - Product name - Product description - Taste or type specification - Promissed utility - Sales information - Promotion message - Guide to use - References to other products - Nutrition facts in food products - Warnings in medical products - Dimensions and contents According to industrial designers, the graphic design addresses to the emotional aspect, in other words, subconscious of the consumer, rather than providing informa- tion. The style in the logo and the text, symbols, icons, colors, textures, photographs, and illustrations... All these constitute the emotional dimensions. In fact, this is the subject of a science called “semiotic”. Today many global giants such as Glaxo Wellcome, Unilever, British Telecom (BT), General Motors, American Express, Mars, Guinness, Pedigree, Barclays, Walkers and Coca Cola focused on the application of semiotics into the marketing communication. In fact, a good designer means a good semiotist at the same time. He/she knows very well the codes of the culture, unwritten rules, recent applications and trends of the design world. He/she also knows when to obey the codes or break the rules and collapse the taboos. An obivous change and development in the package design trends in Turkiye have occured towards the end of 1980s. Along with the change in Turkish economy and collapse of the authoriterian regimes all over the word in those years, the logo culture have also changed. The hard, strict logos have been replaced by soft line, warmer designs. The most distinctive expample is Arçelik, the biggest electronic and home appliances manufacturer in Turkiye. The recent trends in package design in Turkiye can be summarized as follows: - Transparent packaging has been widely preferred. - The aseptic packaging, once used in beverages, have been used in solid foods as well. 46 - There is a tendency towards softer lines both in the shape and logotypes. - The use of the “bag in box” increases. - Firms have begun to use more recylced materials in packaging. For instance, the use of the starch-based plastic dissolving 95% in the soil have increased. The question of whether an genuine Turkish design identity exists has been entertained among the professionals and academic circles.This problem is of course related to the Turkish identity as a sociological problem of the Turkish Republic. In order to develop a distinct Turkish design identity, Turkish designers need to take their references from their own culture. used one in the final production. Conventional proof systems were too far from providing the post-production look of the package because they were so limited that you were not able to produce package mock ups for instance with transparent, gold, silver, hallogram or shrink sleeve application. However, the Turkish society tries to go away from its own culture for 200 years. Indeed, Turkish designers have been significantly influenced by the western sources. Therefore, it is essential to build a modern but genuine Turkish identity based on the national values. Then, we may talk about a pure, genuine Turkish packaging design. Today this service is provided by a young but promising agency, named FCC Packaging, operating in Istanbul. Through this system, firms and agencies are now able to see the real package design before it is produced. This is a cruical solution for marketing process. The mock-ups are primarily used in the following activities: - Package design development - Pre-production advertisement including photograph and film - P.O.P. consumer tests - Focus groups An Emerging Business in Packaging Design Industry: Proof Systems As a result of the increasing importance of the packaging design in the marketing strategy, a new business has emerged in packaging industry called “packaging proof” or “mock-up.” These systems provide a unique advantage both to manufacturers and design agencies operating especially in fast-paced consumed goods such as food, beverage, cosmetics, and cleaning products. What makes this new system superior to traditional methods is not only applying a new technology but also utilizing the valuable experience in the packaging design through a contemporary and effective service manner. This proof system enables the manufacturer or the agency to see the package that looks exactly the same as the printed and 47 Mercek Bu bölümde Private Label alanında faliyet gösteren belli başlı Türk firmalarını mercek altına alıyoruz.Perakendeci ve üretici boyutuyla ele aldıgımız,Türkiye’de organize perakendenin gelişimine ve üretimleri ile ihracata katkıda bulunan her biri kendi alanında uzmanlaşmıs bu firmaları kendi bakış açılarından tanıyalım. Mercek jan gibi temel kategorilerin yanısıra paketli şarküteri ürünleri, dondurma ve kozmetik gibi ürün gruplarında da mevcuttur. Carrefour mağazalarının private label uygulamaları: Carrefour mağazalarında halen yaklaşık 350 ürün Carrefour markası adı altında satışa sunulmaktadır. Carrefour ürünü üretiminin her aşamasında kontrol edilen ürünler olup, kalitede kategori liderini hedeflemiş ve lider üründen 15%-20% daha ucuz bir fiyat yapısına sahiptir. Türkiye’de Private Label : Türkiye’de Private Label daha çok temel kategorilerde ve fiyata dayalı rekabette ön plana çıkmaktadır. Türkiye’deki hipermarketlerde perakendeci markası fiyat pozisyonlandırması raflarda en ucuz olacak şekilde yapılmaktadır. Yaklaşık 500 ürün ise en ucuz ürünler kapsamında, number 1 şemsiye markası altında satışa sunulmaktadır. Standart bir kaliteye sahip bu ürünler carrefour raflarında ve piyasada en ucuz olacak şekilde konumlanmaktadır. En ucuz ürünler yurtdışındaki no name-generic goods adıyla tabir ettiğimiz ürünlere karşılık gelmektedir. Türkiye’de 2001 kriziyle birlikte satınalma gücü azalan tüketicinin private label ürünlere kaymasıyla artan satışlar 2002 de artış göstermiş ancak 2003 sonlarından itibaren gerilemeye başlamıştır. 2004 ve 2005’te de bu gerileme devam etmiştir. Fiyat konumlandırmanın en ucuz olarak yapılması tüketicide düşük kalite algısına neden olmuştur. Carrefour marka ürünler müşteri ihtiyaçlarını ve pazarı tanıyan ve bu bilgileri Carrefour değerleriyle harmanlayarak ürün geliştiren bir ekip tarafından satışa hazırlanmaktadır. Ancak kullanımın riskli olmadığı Tuvalet kağıdı ya da un, şeker, bakliyat gibi temel kategorilerde private label tüketiminin yüksek olduğunu görmekteyiz. Carrefour marka ürünler geliştirme kararının alımından pazara sunumuna kadar uzun ve titiz bir çalışmanın ürünüdür: satınalma süreci, ürün geliştirme, ambalaj geliştirme, mağazaya hazırlık bu sürecin aşamalarıdır. Carrefour ürünleri süt, şeker, yağ, deter- Carrefour’un kaliteye dayalı rekabeti ön plana çıkarması : Private Label ürünler ilk etapta Discount 50 marketlerde ortaya çıkmış ve düşük fiyat politikasıyla pazar paylarını artırmışlardır. Daha önce de söylediğimiz gibi fiyat konumlandırmasının en ucuz olarak yapılması, ürünleri ekonomik segmente oturtmuştur. Carrefour ürünleri en iyi kalite-fiyat dengesiyle piyasaya sunulmaktadır. Tüm dünyada carrefour ürünleri kaliteleriyle rekabet etmektedir. Carrefour ürünleri içeriğine ya da ambalajına polemik konusu bir hammadde girmemiş, iyi hijyen şartlarında üretilmiş ve stoklanmış, tüketici sağlığına ve gıda güvenliğine özen gösterilerek üretilmiş ürünlerdir. araştırmada tüketicilerin 68%i private label ürünleri market marklı ürünlere iyi bir alternatif olarak görüyor. Carrefour marka ürünler besinsel nitelikleriyle sağlıklı, güvenli ve lezzetli ürünlerdir. Deterjan grubunda ise beklenen performansa sahiptirler. AC Nielsen 2005 raporuna göre Türkiye’ye baktığımızda 2005 yılının ilk altı ayında Market Markaları %14 büyüyerek toplam hızlı tüketim ticaret içindeki payı %1’e ulaşmıştır. Carrefour markalı ürünler üretiminin ilk aşamasından reyona çıkana kadar Carrefour yetkilileri ve akredite bir laboratuar tarafından kontrol edilmektedir. Reyonda satışa sunulduktan sonra da periyodik analizlerle ürünlerin takibi devam etmektedir. Tüm ürünlerimizin üretim izinleri mevcuttur. Türkiye’de private label ürünlerin geleceği aynı zamanda, marketlerin satış noktası olarak tercih edilmesine de bağlıdır. Çünkü market markaları aynı zamanda kurum kimliğini taşımaktadırlar. Bugün Avrupa ve Amerika’daki perakendecilerde olduğu gibi private label ürünler profesyonel bir şekilde yönetildiği takdirde başarıya ulaşabilirler. Ancak bu bir süreçtir ve Türkiye’de private label ürünler bu sürecin başındadır. Private label ürünlerinin lider markalara etkisi : Carrefour markalı ürünler ambalaj tasarımlarıyla 2004 ve 2005 yılında ambalaj ödülüne layık görülmüştür. Bazı kategorilerde piyasa için yenilikçi sayılabilecek tasarımlara sahiptir. Türkiye’de Private label ürünlerin geleceği : Türkiye’de private label ürünler gelişmeye açık bir konumdadır. Ancak son iki yıldır ulusal marka üreticilerinin yapmış oldukları indirimler aradaki fiyat farkını azaltmış ve daha önce özel markalara kaymış olan tüketici talebi, yeniden ulusal markalara doğru yönlenmiştir. Dünyada private label ürünlerin gelişimine baktığımızda 17% pazar payına sahip olduklarını görüyoruz (AC Nielsen 2005 verileri)Yine tüm dünyada yapılan 51 Mercek Private label practises in Carrefour stores: Approximately 350 different products are marked under Carrefour label in Carrefour stores. Carrefour products are inspected in each stage of production and target to be leader of their category in terms of quality besides being at least 15-20 % cheaper than the leader product. of this process. Besides basic categories such as milk, sugar, oil and detergents, Carrefour products are also available in packed delicatessen, ice-cream and cosmetic categories. Private Label in Turkey Private Label products largely dominates on fundamental categories and price oriented competition in Turkey. The price positioning of retailer brands in hypermarkets in Turkey is arranged to put cheapest products on the shelves. On the other hand, about 500 products are within the category of cheapest products and delivered to marketing under umbrella brand “Number 1”. These products having a standard quality are positioned in a way to be cheapest of Carrefour shelves and of the market. The cheaper products corresponds to the products called as “No nameGeneric Goods” in abroad. The sales of private label products which increased in 2001 due to shift of consumers with lower purchasing power to the private label products under economic crisis conditions continued to increase in 2002; however, the sales has begun to decrease beginning from end of 2003. The respective decrease has also continued in 2004 and 2005. Carrefour branded products are prepared for marketing by a team that knows the customer requirements and the market and that develops the products through blending respective information with Carrefour values. Carrefour branded products are the fruits of long and diligent work from decision of product development to placing it to the market. Procurement process, product development, package development and shelving preparations comprise the stages Positioning private label products as the cheapest on the shelves has resulted with assumption of low quality. However, we observe that private label product consumption is high in fundamental categories such as toilet paper or sugar and pulses whose usage do not have any risk. 52 Orientation of Carrefour on quality based competition: The Private Label products has appeared on discount stores and increased their market share following “cheaper price” policy. As we have already mentioned positioning the prices of the private label products as the cheapest has placed such products into economic segment. Carrefour products are marketed with best quality- price balance. Carrefour products compete with their quality all over the world. The contents of the product and of the packages never include any polemical raw material and the products are produced and stored prioritizing the health of the consumer and safety of the food. Carrefour branded products are healthy, safe and delicious products with their nourishing qualities. The products in detergent group also meets the expectations of the consumers. price difference and the demand which already shifted to private label products has again directed towards domestic brands. We see that the private label has 17 % market share in the world (as per 2005 data of AC Nielsen). Again, the survey conducted throughout the world indicates that 68 % of the consumers regard private label products as a good alternative for store branded products. Carrefour branded products are inspected and audited by authorized people of Carrefour and an accredited laboratory from supplement of raw materials to shelving the products on the stores. The products are also regularly inspected via periodic analyses after shelving them on the stores. All our products have license for manufacturing. According 2005 report of AC Nielsen, the Store Brands have achieved a growth of 14 % in first half of 2005 in Turkey and increased its share to 1 % in rapid consumption trade. Impact of private label products on leader brands: Carrefour branded products were awarded with package designing awards in 2004 and 2005 thanks to their package designs. The Company has package designs which may be called innovative for some categories. Future of Private Label in Turkey: The private label products have an open horizon for development. However, the discounts of domestic brand manufacturers in recent 2 years have decreased the The future of private label products also depends on preference of stores as selling points. That is because the store brands have also a corporal identity. As it is same in retailers in Europe and America, the private label products may be successful if they are managed in a professional manner. However, this is a process and private label products in Turkey are in early stages of this process. 53 KIYMETLİ EVRAK HUKUKU GENEL BİLGİ Kapsam : Ödeme ve tedavül kolaylığı ve güvenlik ihtiyacından doğmuş olan bir meblağ üzerindeki hakları temsil eden “para senetleri” (poliçe, bono, çek “Kambiyo Senetleri”) tahviller, finansman bonoları, banka bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, hisse senetleri, emtia senetleri (makbuz senedi, varant, nakliye senedi, konişmento) genel olarak Kıymetli Evrak kavramına dahildir. Yabancı Dillerde Kıymetli Evrak: Almanca (Wertpapiere) İngilizce (Negotiable Instruments) Tanım: “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda var olan hak senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi, başkalarına da devredilemez” Senet borçlusu, hamiline ve emre yazılı senetlerde sadece ibraz edilen senedi incelemekle yetinir. Emre yazılı senetlerde, Av. Ahmet Naim TAYLAN borçlu hamilin kendisine ciro yapılan kişi olup olmadığını tesbit etmek için kimlik ister, hamiline senetlerde ise kimlik de talep edemez. Borçlu, bu şekilde teşhis ettiği alacaklıya ifada bulunarak borcundan kurtulur. Kıymetli Evrakın Unsurları: 1. Senet (Maddi unsur) 2. Bir alacağa ilişkin ekonomik değer taşıyan bir hak (Gayrımaddi unsur) 3. Hakkın senede yerleşmesi 1. ve 2. unsurun birleşmesi Kambiyo senetlerinin en önemli özelliklerinden biri devir yani tedavül kabiliyeti olan bir hakkı ihtiva etmesidir. Ör: Şahsa bağlı haklar bir senede bağlı olarak devredilemez. Bir kıymetli evrakla ilgili bir talepte bulunabilmek için o kıymetli evraka zilyed olmak elde bulundurmak gerekir. Kıymetli evrak, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan şahıs tarafından borçluya ibraz edilmemişse, borçlu ifayı / ödemeyi reddetmeye mecburdur. Yani senet ibraz edilmezse ifa da yoktur. Aksi takdirde, senet ibraz edilmeden ifada bulunan borçlu, senedin ibrazında bir kez daha ifada bulunmak zorunda kalır ve ancak 2. defa ödediği meblağı sebepsiz zenginleşme davasıyla geri alabilir. Kural olarak kıymetli evrakta yer alan borç vadesinde ödenmesi gerekir. Vadesinden önce ödeme yapılmışsa bundan doğan riskler vadeden önce ödeyen borçluya aittir. Ör: Vadeden önce ödenen senedin alacaklısı vade tarihinde iflas etmişse iflas masası vadede ödemek özenini göstermeyen borçluyu ağır kusuru sebebiyle sorumlu tutabilir. Ağır kusur ve hile halinde, meşru hamile ödeme yapılsa dahi ödeyen bundan doğacak zararlardan sorumludur. Ör: Gazetelerde ünlü bir iş adamının evrak çantasının kaybolduğu haberleri yer almışsa, herkesçe bilinen bir hale gelen bu durumda ödeyenin ağır kusuru olduğu varsayılır. Kambiyo senetleri bakımından; senette emre, nama, hamiline ibaresi yer almıyorsa senet “emre” dir. Kıymetli Evrakta Sorumluluk İlkesi: Bu ilkeye göre kıymetli evraktan doğan hak, kıymetli evrakın verilmesine sebep hukuki ilişkiden bağımsızdır/soyuttur. Kıymetli evrakın verilmesiyle, temel hukuki ilişkiden ayrı olarak ayrıca bir de kıymetli evrak ilişkisi kurulmuş olur ve temel hukuki ilişkiyle ilgili itiraz ve defiler kıymetli evrak ilişkisinde ileri sürülemez. 55 Marka hukuku Kıymetli evrak özellikle şekil şartlarına tabidir. Ve bu şekil şartları genellikle geçerlilik şartlarını oluştururlar. Ör: Çek metninde ”çek” kelimesi geçmiyorsa o evrakın kambiyo senedi yani çek vasfı yoktur. hükümlerine göre devredilirler ve senedi devralana karşı ondan önceki hak sahibinin şahsına karşı ileri sürülebilen defiler yeni hak sahibine de borçlu tarafından ileri sürülebilir. Kıymetli evrak tipleri mevzuatla belirlenir. Bu sebeple, tarafların kendi iradeleriyle yeni bir kıymetli evrak tipi yaratmaları mümkün değildir. Nama yazılı senedin meşru hamili olduğunu ispat için alacaklının temlik beyanını, birleşmeye ilişkin sicil kaydını veya veraset ilamını ibraz etmesi gerekir. A. Nama Yazılı Senetler: Nama yazılı senetler lehdarın (alacaklının) adını içermek zorundadırlar ve “Belli bir şahıs namına yazılı olup da, onun emrine kaydını ihtiva etmeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır.” Fakat kambiyo senetleri kanunen emre yazılı senetlerdir ve bu sebeple bu senetler bir şahsın namına yazılı olup da “emre” kaydını ihtiva etmeseler de kanunen emre sayılırlar. Kural olarak tüm kıymetli evrak nama yazılabilir. Fakat bu tür evrakta “emre yazılı değildir” ya da “nama yazılıdır” şeklinde bir ibarenin bulunması gereklidir. Nama Yazılı Senetlerin Devri : Nama yazılı senetlerin devri için zilyetliğin devri teslim yanında ayrıca bir devir beyanına yani “temlikname” ye ihtiyaç vardır. Bu beyan senedin üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir kağıt üzerine de yazılabilir. Devir işlemleri de bu şekilde temlik silsilesi şeklinde yapılır. Nama yazılı senedi devreden kişinin alacağa temlik etmeye yetkisi yoksa, nama yazılı senet devralana geçmez. Yetkili hamil veya halefi, senedi bir temsilci aracılığı ile de ibraz edebilir. Bu senetleri nama yazabilmek için emre olmadıklarını açıkça belirtmek gerekir. Nama yazılı senetlerde senet alacaklısı sadece senedi borçluya ibraz etmekle yetinemez, ayrıca hamilin yada adı senette yazılı kişinin yada onun halefi olduğunu ispatlaması gerekir. Bu halefiyet alacağın temliki, ticaret şirketlerinin birleşmesi veya miras ile gerçekleşir. Bu hususlar senette görülmediği için, meşru hamilin bu hususları senet borçlusuna ispat etmesi gerekir. B. Emre Yazılı Senetler: Senette “emre” , “emrine”, “emri havalesine” gibi “emre” yi ifade eden bir ibare varsa senet emre yazılmıştır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi kambiyo senetleri kanunen emre yazılı senetlerdir. Emre yazılı senet tedavül gayesiyle çıkarılmış senettir. Ciro zinciri senette yer aldığı için, emre Nama yazılı senetler tedavül kabiliyeti en az olan senetlerdir. Çünkü alacağın temliki 56 yazılı senetler sadece senede bakılması suretiyle meşru hamili teşhis ettirir. Düzgün ciro, senet kendisine ciro edilen kimsenin bir sonraki ciroyu yapan kişi olması demektir. Hamilden kanuni hak sahibi olduğunu ispat için başkaca bir delil istenmez. Ancak ödemeyi yapacak olan kişinin, meşru hamilden kimlik sorması gerektiği de doktrinde kabul edilmektedir. Borçludan hamilin alacaklı olduğunu araştırması, delil istemesi ve inceleme yapması istenemez. Borçlu sadece ciro zincirinin düzgün olup olmadığını tetkik eder. Emre Yazılı Senet Borçlusunun Defileri : 1. Geçersizlik Def’ileri : (Senedin hükümsüzlüğüne ilişkin defiler) a) İradeye ilişkin geçersizlik def’ileri: İradenin sahibini bağlamadığı, ehliyetsizin, imzası taklit edilenin, yetki verilmemiş temsilcinin senet düzenlediğine, senet metninde değişiklik yapıldığına ilişkin def’iler (Örn: Taklit imza) Doktrin ve Yargıtay uygulaması, bu def’ilerin herkese karşı ileri sürülebileceği yönündedir. b) Kambiyo sözleşmesinin mevcut olmadığı def’ ileri: Örn: Hamiline çekin çalınması hali c)Sözleşmenin akdinde irade bozukluğuyla ilgili def’ iler: (Örn: Senet tehdit altında imzalanmışsa hata ya da hile durumu söz konusuysa; örneğin alkol veya hap etkisi altında imzalanan senet. Senedi düzenleyen, senedi düzenlemeden önce kendi iradesiyle alkol almışsa, bu duruma ilişkin def’ini iyi niyetli 3. kişilere karşı (senedi düzenleyenin senedin düzenlenmesi anında alkollü olduğunu bilmeyen, bilebilecek durumda olmayan kişiler iyi niyetli sayılırlar) öne süremez. Devir (Ciro): Emre yazılı senetlerin devri ciro + zilyetliğin devri ile olur. Ciro yazılı bir beyandır, senedin arkasına veya allonj üzerine yazılabilir. Temlik beyanı gibi ayrı bir kağıda yazılamaz. “A..... ya ödeyiniz. B. imza” tam ciro veya kime ödeneceği bildirilmemiş veya sadece imza atılmışsa beyaz cirodur. Senedi ciro edenler kendilerinden sonra senedi iktisap edenlere karşı sorumlu durumdadırlar. Def’i: Bir talebe karşı herhangi bir hususun itirazen ileri sürülmesidir. Kıymetli evrakta “def’i” kavramı, gerek teknik anlamda borcu ifadan kaçınma hakkı olarak “def’i”yi, gerek de hakkın mevcut olmamasından kaynaklanan itirazı kapsar. Ayrıca “def’i” terimi, keşideci, lehtar, ciranta, avalist, kabul eden muhatap gibi senet borçlularının ileri sürebilecekleri savunmaları da kapsar.İleri sürülen bir “def’i” Medeni Kanun Madde: 2’deki dürüstlük kuralına aykırı olmamalıdır. Gelecek sayıda devam edecek... 57 Marka hukuku THE LAW OF NEGOTIABLE INSTRUMENTS order, the debtor requests identity card to understand that the holder is the endorsee. If there is an instrument payable to holder, the debtor may not requests identity card. The debtor exclude for liability by executing his debt on a such determination. The Elements of Negotiable Instruments GENERAL EXPLANATION Scope: Money Istruments (“Commercial Papers”, bill of exchange, promissary note, cheque) that includes (represents) rights on a loan (payment) rised from payment and negotiating (circulation) availabilities and need of security, debentures, financing bonds, bank bonds, stocks based on assets, shares and merchandise deeds (warehouse receipts, pledge deeds, waybills, bills of lading) are generally deemed in the scope of negotiable instruments. 1). Deed (Physical Element) 2). Right for a credit that has an economic value (Non-physical element) 3). Penetrating the right in deed, combination of 1. and 2. elements. Including a right that gives availability for assignment / negotiation is one of the most characteristic specialities. For instance, rights depend on personality can not be assigned by a deed. Negotiable Instruments in Foreign Languages: Wertpapiere (German) Description: The possession and holding the deed is required to demand payment on submitting a negotiable instruments. The debtor is obliged to avoid payment if the negotiable instrument is submitted someone other than the debtee determined by the deed. Unless the negotiable instrument is submitted, the payment can not be done. Negotiable instruments are the deeds that the right lies on them neither can be claimed nor can be assigned irrespective of the deed itshelf. The debtor of the deed examine only the deed submitted where there is an instrument payable to holder or payable to order. Where there is an instrument payable to Otherwise the debtor shall be obliged to pay on submit of the deed and could take 58 the money back that he firstly paid by a lawsuit for unjust enrichment. As a general rule, the debt written on the negotiable instrument (deed) has to be paid on the maturity. In case of a payment earlier than the maturity, the risks sahll remain on the side of the debtor. According to this principle, the right rised from the negotiable instrument is inconnected with the obligation that causes to drawing the negotiable instrument. By drawing the negotiable instrument, a new obligation inconnected with the main obligation is concluded. For instance, the debtor may be deemed liable if he pays to debtee (creditor) who is on bankruptcy on maturity earlier that the maturity by the bankruptcy board. The objections and exceptions related to the main obligation can not be claimed in the new obligation (the obligation rised from negotiable instrument). In case of gross fault and fraud, the debtor may be liable for the damages rised for payment to lawful holder. There are formalities in negotiable instruments. These formalities also constitute the validity conditions. For example, unless the term of “cheque” is included in deed, such deed shall not be deemed as a cheque. For instance, if the debtor pays the debt to the lawful holder despite the news for the theft of the suitcase of a businessman in the papers, he may be liable on the ground that there is a commonly known incident. The types of negotiable instruments are arranged by laws. So th parties may not arrange new types of negotiable instruments. For the commercial papers, if the clauses for “payment to order”, “payment to bearer” or “payment to ….. (the name of the debtee)” inexist, the commercial paper shall be deemed for payment to order. A. Personal Deeds Personal deeds are to include the name of the debtee. The deeds that are payable to the name of a debtee and the deeds which do not include payment to bearer clause an are not deemed legally payable to bearer ar deemed as personal deeds. Commercial papers are legally deeds payable to order. The Liability Principle in Negotiable Instruments {The Abstractness Principle in Negotiable Instruments} For this reson, in case of commercial paper 59 Marka hukuku is arranged as payable to the name of the debtee, unless there is a statement such as “payable to ….. {the name of the Debtee}” or “not payable to order”, it shall be deemed as payable to order. The whole types of commercial papers may be arranged as personal deeds. There has to be a statement like “not payable to order” or “payable to …. {the name of the Debtee}”. To draw a commercial paper as payable to the Debtee, it has to be stated in deed explicitly. The Assignment of Personal Deeds There has to be transfer of possession of deed and a written statement for assignment or a deed of Assignment. The holder of a personal deed also has to prove that he is the debtee of the deed or the successor of the debtee by submitting the deed. This statement may be written on deed or any other document. The latter assignments are made by such assingment procedure. In case of being successor, such subrogation may be appears by an assignment of claim, merger of corporate undertakings or inheritence. While these incidents ar not appears on the deed, the lawful holder has to prove the facts of them. Unless the transferer of a personal deed has right to transfer it, the right penetrated on deed can not be transfered to the assignee. Personal deeds has the less availability of negotiation. The reasons of this are the exceptions and objections that could claim against former holder may also be claimed against new holder on the ground that the assignment of the personal deed is subjected to the subjected to the provisions of Assignment of Claims. The lawful holder or successor of him may submit the deed by a representative. The holder has to show the (written) statement of Assignment of Claims or the registration documents of corporate undertakings or the inheritence deed to prove that he is the lawful holder. 60 Gündem /Nabız Gündem / Nabız Gündem /Nabız HP’nin İş Ortakları Memnuniyet Anketi Sonuçlandı İstanbul, 29 Kasım 2005 – İş ortaklarının HP ile ilişkilerini değerlendirmek amacıyla tüm dünyada yapılan anket sonuçlandı. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride bırakarak birinci sırada yer aldı. bırakarak birinci oldu. HP Türkiye aynı zamanda, sadakat, iş ortaklarına yönelik geliştirilen stratejiler ve HP’yi diğer iş ortağı adaylarına önerme konularında da en üst sıraya yerleşti. TPE anketi, iş ortaklarının HP ile olan ilişkileri hakkındaki genel düşüncelerini takip etmek ve ölçmek amacıyla düzenleniyor. Anketle elde edilen sonuçlara göre HP, stratejilerine yön veriyor ve iş ortakları programlarını farklı alanlarda geliştirmeye odaklanıyor. İş ortağı memnuniyetini ölçmek üzere global HP tarafından Eylül ayında yapılan TPE (Total Partner Experience – Toplam İş Ortağı Tecrübesi) anketi sonuçlandı. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride bırakarak birinci sırada yer aldı. HP’nin İş Ortakları Memnuniyet Anketi Sonuçlandı İstanbul, 29 Kasım 2005 – İş ortaklarının HP ile ilişkilerini değerlendirmek amacıyla tüm dünyada yapılan anket sonuçlandı. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride bırakarak birinci sırada yer aldı. TPE anketine, Türkiye’deki 256 iş ortağından 122 tanesi katıldı. Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki iş ortaklarının ortalama sadakat oranı %30 iken, Türkiye’de ise %38’lik bir oran yakalanmış bulunuyor. Ankete katılan iş ortaklarına HP’den genel anlamda memnun olup olmadıkları, HP’yi diğer firmalara tavsiye edip etmeyecekleri ve önümüzdeki 6 ay içinde HP’den alacakları ürün ve hizmetlerde değişiklik olup olmayacağı gibi sorular soruldu. “Sadık” olarak nitelendirilen iş ortakları, HP’yi diğer firmalara tavsiye edeceklerini, iş ortakları programlarının kârlarına etkisi olduğunu ve PartnerOne stratejisinin olumlu sonuçlarını aldıklarını belirttiler. İş ortağı memnuniyetini ölçmek üzere global HP tarafından Eylül ayında yapılan TPE (Total Partner Experience – Toplam İş Ortağı Tecrübesi) anketi sonuçlandı. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride bırakarak birinci sırada yer aldı. TPE anketine, Türkiye’deki 256 iş ortağından 122 tanesi katıldı. Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki iş ortaklarının ortalama sadakat oranı %30 iken, Türkiye’de ise %38’lik bir oran yakalanmış bulunuyor. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında iş ortaklarının değerlendirmesine göre, Fransa, İngiltere, Almanya ve İsviçre gibi ülkeleri geride Ankete katılan iş ortaklarına HP’den genel 64 anlamda memnun olup olmadıkları, HP’yi diğer firmalara tavsiye edip etmeyecekleri ve önümüzdeki 6 ay içinde HP’den alacakları ürün ve hizmetlerde değişiklik olup olmayacağı gibi sorular soruldu. “Sadık” olarak nitelendirilen iş ortakları, HP’yi diğer firmalara tavsiye edeceklerini, iş ortakları programlarının kârlarına etkisi olduğunu ve PartnerOne stratejisinin olumlu sonuçlarını aldıklarını belirttiler. HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları Web portali alanlarında iş ortaklarının değerlendirmesine göre, Fransa, İngiltere, Almanya ve İsviçre gibi ülkeleri geride bırakarak birinci oldu. HP Türkiye aynı zamanda, sadakat, iş ortaklarına yönelik geliştirilen stratejiler ve HP’yi diğer iş ortağı adaylarına önerme konularında da en üst sıraya yerleşti. leaving 21 countries behind in the product quality and business partner web portal fields. 122 of total 256 business partners of HP in Turkey participated in the TPE poll. Average faith of the business partners is 30% for those located in the Central Europe, East Europe, Middle East and Africa, but 38% for those situated in Turkey. TPE anketi, iş ortaklarının HP ile olan ilişkileri hakkındaki genel düşüncelerini takip etmek ve ölçmek amacıyla düzenleniyor. Anketle elde edilen sonuçlara göre HP, stratejilerine yön veriyor ve iş ortakları programlarını farklı alanlarda geliştirmeye odaklanıyor. The poll asked business partners if they are happy with HP in general, if they would recommend HP to other businesses, and if they plan to make any changes to the products and services they will buy from HP in next six months. Business partners who answered that they would recommend HP to other businesses, that their business partner programs had a positive impact on their profitability and that the PartnerOne strategy yielded positive results were classified as faithful. Results of the HP partners satisfaction poll Said business partners rated HP Turkey first, leaving France, U.K., Germany, and Switzerland behind in the product quality and business partner web portal fields. HP Turkey also enjoyed the number one spot in the fields of customer faith, strategies developed for business partners, and recommendation of HP to other potential business partners. İstanbul, November 29, 2005 - A poll was conducted to survey HP’s relationships with its business partners in the worldwide. The results indicate that HP Turkey rates the first by passing 21 countries in the product quality and business partner web portal fields. The TPE poll is designed for monitoring and measuring general opinions of the business partners about their relations with HP. The poll results indicate that HP direct their strategies and focuses on improving the programs for business partners in different fields. Conducted by global HP in September to survey satisfaction levels of its business partners, the Total Partner Experience poll proves that HP Turkey rates the first by 65 Gündem /Nabız BEA, Yenilenen Kurum Kimliği ile 2006’ya İddialı Giriyor Bir süredir servis odaklı mimari ve entegrasyon bakış açısıyla hizmet sunan BEA, bunu anlatan “Likit Düşün” anlamına gelen “Think Liquid” sloganına uygun kurum kimliği belirledi. tegrasyon duygularını uyandıran yeni logo, “Think Liquid” sloganı ile eşzamanlı olarak kullanılmaya başlandı. Konuyla ilgili olarak bir değerlendirme yapan BEA eSolutions Genel Müdürü Bülent Uygur şunları söyledi: “Zaman değişiyor, müşterilerimizin ihtiyaçları, istekleri ve bunlara cevap verme yöntemleri de değişiyor. Geçmiş yılların çözümleri ve anlayışıyla bugünün gereksinimleri karşılanmıyor. BEA’in bu gerçeği önceden görerek temelini birkaç yıl önce attığı servis odaklı mimari ve entegrasyon kavrami geçen yıllar içinde olgunlaştırılarak müşterilerinin kurumsal eiş ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak yetkinliğe ulaştırıldı. BEA Systems, 2006’ya yepyeni bir slogan ve ona uygun bir kurum kimliği ile iddialı giriyor. “Likit Düşün” (“Think Liquid”) olarak belirlenen yeni slogan, özet olarak şirketlerin ellerindeki atıl varlıkların likit aktiflere dönüştürülmesini ifade ediyor. BEA, şirketlerin kendi içlerinde ve farklı şirketlerin birbirleri arasında sadece bilgiyi değil, kurumsal süreç ve servisleri de serbest şekilde “akıtacak” kurumsal e-iş altyapı platformlarını üretiyor. Böylelikle BT’nin, kurumsal silolar ve dikey şekilde entegre olmuş yazılım yığınlarından, yatay olarak entegre edilen “Servis Ağları”na dayalı yeni bir düzene taşınması, başka bir deyişle kişisel ve kurumsal BT servislerinin ve “iş”in daha hızlı sunulması neticesinde kurumsal verimliliğin artırılması mümkün oluyor. BEA kendisine, bir süredir odaklandığı ve liderliği elinde tuttuğu servis odaklı mimariler ve entegrasyon konularına da uygun düşen yeni bir kurum kimliği belirledi. Yeni kimliği simgeleyen logo, beyaz zemin üzerinde 4 ayrı renkten oluşan bir sıvının hareketinden meydana geliyor. Esneklik, hareket ve en- Yeni kurum kimliğiyle bu yetkinliği vurgulayan BEA Systems, böylece müşteri taleplerine daha hızlı cevap verirken rakiplerinden farklılaşmak adına da çok önemli bir adım atmış oldu.” 66 BEA enters 2006 with its revised brand identity Working from a service-oriented architecture and integration perspective, BEA launched a new brand identity matching its tagline “Think Liquid” which was developed to describe the perspective in question. integrations for which it is a leader. The logo of the new brand identity is a liquid of four colors moving on a white background. Reflecting flexibility, movement and integration, this new logo was launched at the same time as the “Think Liquid” tagline. BEA Systems enters 2006 with a new tagline and a brand identity matching it. The new tagline, “Think Liquid”, summarizes a process applied by businesses to turn their frozen assets into liquid assets. Bülent Uygur, Managing Director of BEA eSolutions: “Times are changing, so that requirements and desires of our customers and methods to meet them change too. Solutions and concepts developed in the past are unable to meet today’s requirements. BEA develops corporate e-business infrastructure platforms that enable the ‘flow’ of not only information but also processes and services within and across businesses. Having noticed this fact, BEA developed the concept of service-oriented architecture and integration a few years ago, and improved it to the level meeting corporate e-business requirements of the customers in the best way. Thus IT can be moved beyond the business silos and vertically integrated software stacks to a new world order based on horizontally integrated “Service Networks” which help to deliver personal and professional IT services and business to improve enterprise productivity. BEA Systems uses its new brand identity to emphasize this ability, so that it is able to respond to customers’ demands quicker, and to distinguish from its competitors.” BEA launched a new brand identity matching the service-oriented architectures and 67 Gündem /Nabız Index, Bilişim Sektörünü Ali Taran ve Prof. Dr. Acar Baltaş ile Buluşturdu… Index Grup, 29 Kasım Salı günü düzenlediği Bilişim Liderleri “Lider SİZsiniz” toplantısında, ünlü reklamcı Ali Taran ve Türk A Milli Futbol Takımı Psikolojik Danışmanı Prof. Dr. Acar Baltaş’ı Türk bilişim sektörüyle bir araya getirdi. Toplantıda Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ve Grup bünyesindeki firmaların Genel Müdürleri de birer konuşma yaptı. “Bilişim Liderleri - Lider SİZsiniz” toplantısı, Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in açılış konuşmasıyla başladı. Bilecik, bilişim sektörü temsilcilerini böyle bir etkinlikte bir araya getirmekten mutluluk duyduklarını belirtti ve ardından sektörün durumu ile ilgili genel değerlendirmelerini ve geleceğe ilişkin beklentilerini sundu. Erol Bilecik konuşmasında, “Bu yıl hem sektörümüz hem de ülkemiz açısından birçok olumlu gelişmeye tanık olduk. Bu yıl sonunda, 1,6 milyonun üzerinde kişisel bilgisayar satışı gerçekleştiren bir ülke olacağız. %20-25 civarında bir büyümeyle, birçok sektörün hayal bile edemediği bir çizgi yakaladık,” dedi. Türkiye’nin lider bilişim teknolojileri şirketleri grubu Index Grup, 29 Kasım Salı günü saat 16.00-21.00 arasında, Ceylan InterContinental Hotel Balo Salonu’nda düzenlediği “Bilişim Liderleri - Lider SİZsiniz” toplantısında, Türk bilişim sektörünün önde gelen firmalarını ve yöneticilerini bir araya getirdi. Sektörün ünlü isimlerinin buluştuğu toplantıya, Ali Taran Creative Workshop Ajans Başkanı Ali Taran ve Türk A Milli Futbol Takımı Psikolojik Danışmanı Prof. Dr. Acar Baltaş, konuk konuşmacı olarak katıldı. Daha sonra Ali Taran ve Prof. Dr. Acar Baltaş, konuk konuşmacılar olarak söz aldılar. Liderlik, yöneticilik, yenilik, yaratıcılık gibi temaların ele alındığı konuşmaların ardından bir kokteyl verildi. 68 Index introduces Informatics Sector to Ali Taran and Professor Acar Baltaş... Index Group organized a meeting entitled “Informatics Leaders - That’s YOU” to introduce Mr. Ali Taran, a famous advertising professional, and Professor Acar Baltaş, psychological advisor to the Turkish National Soccer Team A, to representatives of the Turkish informatics sector. Mr. Erol Bilecik, Chairman of the Board of with Index Group, and managing directors of the companies comprising said group delivered speeches during the meeting. That’s YOU” was started with a speech delivered by Mr. Erol Bilecik, Chairman of the Board with Index Group. Mr. Bilecik said that it was an honor for his group to organize this meeting with representatives of the local informatics sector, and explained his general opinions about the sector and his expectations for the future, emphasizing “This year saw many positive developments for both our sector and this country. The meeting in question was held at the ballroom of Ceylan InterContinental Hotel in Istanbul on November 29, Tuesday, from 04:00 to 09:00 p.m. with representatives of the leading companies of the Turkish informatics sector. Our sector will have sold over 1.6 million units of personal computers until the end of this year, corresponding to a growth by 20 to 25% and a success which can only be dreamed by many other sectors.” As mentioned above, Mr. Ali Taran, president of Creative Workshop Advertising Agency and Professor Acar Baltaş, psychological advisor to the Turkish National Soccer Team A, attended as guest speakers. Thereafter Mr. Ali Taran and Professor Acar Baltaş delivered their speeches. Representatives of the informatics sector talked about leadership, management, innovativeness and creativity. The meeting was closed with a cocktail party. The meeting entitled “Informatics Leaders 69 Gündem /Nabız Radisson SAS Bosphorus Hotel açılıştan önce basını ağırladı... Radisson SAS Bosphorus Hotel preopening press conference... Avrupa’nın önde gelen otel yönetimi şirketlerinden Rezidor SAS Hospitality şemsiyesi altındaki markalardan biri olan Radisson SAS Hotels & Resorts’un, Türkiye’deki üçüncü oteli Radisson SAS Bosphorus Hotel, 1 Aralık 2005 günü kapılarını açıyor... Hotel kapılarını açmadan önce düzenlenen basın toplantısıyla basın mensuplarına tanıtıldı. Radisson SAS Hotels & Resorts is one of the brands under the Rezidor SAS Hospitality umbrella which is one of the leading European hotel management companies, and has unveiled Radisson SAS Bosphorus Hotel, its third hotel in Turkey, on December 1, 2005… Before the unveiling ceremony, a press conference was held to introduce the hotel to the Press. Basın toplantısında konuşma yapan Radisson SAS Bosphorus Hotel Genel Müdürü Philippe Pellaud,“İstanbul ve Ankara’dan sonra, Türkiye’deki üçüncü ve İstanbul’daki ikinci otelimiz olan Radisson SAS Bosphorus Hotel’i açmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyoruz. Yeni otelimiz; muhteşem Boğaz mevkii, çok özel dizaynı ve Radisson SAS’ a özel tüm servis konseptlerimizle her zaman yüzde 100 “Misafir Memnuniyeti”ni hedefleyerek yerli ve yabancı misafirlerimize; “fresh,host & easy” yani; “taze, misafirperver ve anlaşılması kolay” ve bir o kadar da keyifli hizmet verecektir. Özellikle İstanbul’un, giderek daha fazla kabul gören ve talep edilen, popüler ve seçkin bir dünya kenti halini alması, tüm diğer uluslararası gruplar gibi bizim de, önümüzdeki dönemlerde bu pazara daha yoğun bakmamıza ve yeni projeleri hayata geçirmemize ivme teşkil edecektir...” dedi. Mr. Philippe Pellaud, Managing Director of Radisson SAS Bosphorus Hotel, said during the press conference: “It is an honor and happiness for us to unveil Radisson SAS Bosphorus Hotel, our third hotel after the ones in Istanbul and Ankara, and our second hotel in Istanbul. This new hotel will focus on providing 100% guest satisfaction and providing its local and foreign customers with ‘fresh, host & easy’ services thanks to its magnificent view of the Bosphorus, very special architectural design and all unique service concepts of Radisson SAS. Istanbul is in the process of turning into a well-recognized, demanded, popular and distinguished world city, and this process will surely be impetus for both us and all other international groups to focus on it more intensely and to realize new projects”. Metex tarafından yapılan modern mimarisini, sıcak konukseverliğiyle harmanlayan Radisson SAS Bosphorus Hotel, kongre vadisine, alışveriş ve iş merkezlerine yakın konumuyla İstanbul için yeni ve farklı bir otel seçeneği olmaya aday. Blending its modern architectural design by Metex with warm hospitality, Radisson SAS Bosphorus Hotel is on its way to become a new and different hotel choice for Istanbul thanks to its proximity to the congress valley, shopping centers and business centers. 70