Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojileri

Transkript

Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojileri
10–14 MART 2008
BRÜKSEL, BELÇİKA
07004,10
“Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojileri”
Çalışma Ziyareti
Bireysel Raporu
Cem KARA
Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmeni
Fethiye, MUĞLA
Çalışma Ziyaretinin Gerçekleştiği;
Ülke: Belçika
Şehir: Brüksel
Konu: “ICT in Education”- “Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojileri”
Tarih: 10–14 Mart 2008
Türkiye Adına: Cem KARA
Görevi: Eğitici Bilgisayar Formatör Öğretmeni
Görev Yeri: Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
Adres: Kaymakamlık Binası Kat:1 No: 16
48300 Fethiye/MUĞLA
İş tel: +90 252 614 10 37 /dahili: 121
GSM: +90 505 921 97 42
E-posta: cemkara73@yahoo.com
Diğer Katılımcılar
Peggy Becker
Christos Bitsis
Janos Busznyak
Milena Damyanova
Ülkesi
Almanya
Yunanistan
Macaristan
Bulgaristan
Diğer Katılımcılar
David Kempster
Jerzy Mazurek
Gareth Morgan
Danuta Radomska-Filipek
Ülkesi
Büyük Britanya
Polanya
Büyük Britanya
Polanya
Russell Harkin
Manfred Jordan
Yiasemena Karagiorgi
Büyük Britanya
Avusturya
Kıbrıs Rum Kesimi
Luis Angel Torres
Anghel Marian Viorel
İspanya
Romanya
10 Mart, Pazartesi
Sabah
Öğleden Sonra
: Flaman Bölgesindeki Eğitim sistemi hakkında bilgilendirme
: Sint-Pieterscollege Okulunu ziyaret
11 Mart, Salı
Sabah
Öğleden Sonra
: Katılımcıların sunumları
: Technopolis Bilim Merkezini ziyaret
12 Mart, Çarşamba
Sabah
: Middenschool 2 ve Koninklijk Lyceum okullarını ziyaret
Öğleden Sonra
: Yetişkin Eğitim Merkezini (Halk Eğitim Merkezi) ziyaret
13 Mart, Perşembe
Sabah
: GO! De Appeltuin okulunu ziyaret
Öğleden Sonra
: - MPC Ter Bank (Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar) okulunu ziyaret
- UZ Gasthuisberg Üniversite Hastanesine içerindeki hastane okulunu
ziyaret
Akşam
: Resmi akşam yemeği
14 Mart, Cuma
Sabah
Öğleden Sonra
: EHSAL (Öğretmen Eğitim Enstitüsünü) ziyaret
: Grup raporlarının tamamlanması ve sertifikaların dağıtılması
DEĞERLENDİRME
10–14 Mart 2008 tarihlerinde yapmış olduğum çalışma ziyaretin genel konusu “Eğitimde Bilgi ve
İletişim Teknolojileri” olması ve ilçede Bilgisayar Eğitici Bilgisayar Formatör öğretmeni olarak
Avrupa’daki meslektaşlarımlar görüş alış verişi içinde bulunmama da fırsatlar verdi. Öncelikle
Belçika federal bir devlet ve 3 değişik bölgeden oluşmakta. Flemenkçe’ nin resmi dil olduğu
Flaman Bölgesi (Vlaanderen), Fransızca’nın resmi dil olduğu Valonya (Wallonia) ve kuzeyde yer
alan Almanya'ya komşu Almanca konuşan küçük bir topluluktan (Deutschsprachige Gemeinde)
oluşmakta. Benim ziyaretim ise Flaman bölgesine oldu.
İlk gün bize verilen bilgilere göre Flaman Bölgesinde toplam öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon.
Belçika’nın nüfusuna baktığımızda ise yaklaşık 10 milyon. Ülkemizdeki öğrenci sayısını yaklaşık
15 milyon ve ülke nüfusunun 70 milyon kişi olduğunu göz önünde bulundurursak; oranın 1/10 ve
2/10 olduğunu görüyoruz. Toplam öğrenci sayımız Belçika nüfusunun 1.5, öğrenci sayılarından
ise 15 kat fazla. Tabi ki bu büyük fark bizim bilgisayarlı eğitimde daha fazla maddi kaynağa
ihtiyacımız olduğunu açıkça ortaya koymakta. Bugün görev yaptığım ilçeye baktığımda toplam
47 ilköğretim okulunun 38 tanesinde Bilişim Teknolojileri Sınıfı (BTS) bulunmakta, sadece 8
tanesinde bulunmamaktadır. Bakanlığımız ve yardımsever vatandaşların katkılarıyla bu okulların
sorunları zamanla çözülecektir. Asıl sorun ise bilişim teknolojilerinde teknolojini çok çabuk
değişmesi ve gelişmesi. Bugün 1024 Kb/sn bağlantı hızı olan BTS, yarın daha fazlasına ihtiyaç
duyabilmekte.
İlk ziyaret ettiğimiz okul olan Sint-Pieterscollege,
(www.sint-pieterscollege.be) bir İlköğretim ve liseyi
bünyesinde barındırıyor. Bu okulu ziyaretteki
amacımız Flaman Eğitim Bakanlığı’nın pilot iki okulda
başlatmış olduğu Açık Kaynak kodlu işletim Sistemi
(Linux) ile çalışan Bilişim Teknolojileri Sınıfını (BTS)
görmekti. Oldukça ilginç olan bu sınıfta bilgisayarlar
ana sunucuya bağlı olarak çalışmaktaydı ve kasaları
bulunmamakta. Özel olarak tasarlanmış ve monitörün
arkasına takılan bir aparat ile ana bilgisayar ile
bağlantısını
sağlamakta
ve
bilgileri
ekrana
taşımaktaydı. Yani sınıftaki bilgisayarlar bir nevi
terminal görevi görmekte. Sistem tamamen Linux ile
çalışmakta ve terminallerin hepsinde internet bağlantısı bulunmakta. Böyle bir sistemin
avantajlarını şu şekilde sıraladı;
• kasa olmadığı için fan gürültüsü yok, böylece sınıf ortamı çok sessiz
• Enerji tüketimi çok az
• Sınıf içinde kasalardan doğan ısınma problemi yok
• Linux işletim sistemi olması internet üzerinden spam, virus, solucan ve trojan gibi
saldırıları en aza indiriyor
• Öğrencilerin sistemi çökertmeleri neredeyse imkansız.
Okuldaki Bilişim Teknolojileri Öğretmeni (bu arada
Bakanlığımız geçen hafta yaptığı bir açıklama ile
atama
branşı
“Bilgisayar
Öğretmeni”
olan
öğretmenlerin unvanlarını “Bilişim Teknolojileri
Öğretmeni” olarak değiştirmiştir) bize vermiş olduğu
bilgiye göre 2 yıl önce kurulan makineye sadece 2
defa reset attığını ve başka bir müdahalede
bulunmadığını söyledi. Sistemin toplam maliyetinin
ise yaklaşık 20.000 € olduğunu belirtti. Okulda
kablosuz ağ olup olmadığını sorduğumuzda ise
güvenlik nedeni ile ne öğrenciler ne de öğretmenler
için bir kablosuz ağın olmadığını belirttiler. Kendi
açımızdan bu durumu değerlendirmem gerekirse; özellikle bizim birçok devlet okulumuzda
kablosuz ağ bulunmakta. Öğrenciler için olmasa bile Öğretmenleri için dizüstü bilgisayar ile
bağlanabilecekleri bir ağ mevcuttur. Hatta biz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüze bile internet ağını
kablosuz olarak kurduk. Tabiî ki kurduğumuz ağ güvenlik önlemleri alınmış bir ağ. Bilişim
teknolojilerinde hiçbir şey imkansız değil, tabiî ki güvenli bir kablosuz ağı işten anlayan bir
öğrenci bile kırabilir. Bu mümkün. Bu nedenle Belçika daki öğretmenin görüşüne hem
katılıyorum hem de katılmıyorum. BTS bilgisayarların durumunu değerlendirmem gerekirse;
20.000 € luk bir maliyet bizim ülkemiz için oldukça fazla diye düşünüyorum. Sistemi genel olarak
beğendim. Oldukça orijinal bir fikir. Bizim BT Sınıflarımızda gerçekten fan gürültüsü bazen
dayanılmaz bir uğultuya neden olabilmekte. Öğrencilerin sürekli olarak sistemi göçertmesi ayrı
bir sorun. Okullarımızın çoğunda Okul Formatör öğretmenlerimiz okullarımızdaki BTS bakımları
ile ilgilenmekte ve genellikle hafta 2 veya 3 bilgisayara sistem yüklemesi yapmaktadır. Bizim
sistemimizle Belçika’daki sistemi karşılaştırdığımızda; iki sisteminde iyi ve kötü tarafları var.
Belçika’daki sistemin en olumsuz yanı sistem maliyetinin yüksek oluşu diyebilirim.
İkinci gün programımız Technopolis Bilim Merkezini
ziyaretimiz ile başladı.(www.technopolis.be) Bu merkez
özellikle küçük çocuklara ve gençlere yönelik olmasına
rağmen biz büyükleri de çok etkiledi. Bir çocuğun merak
edebileceği tüm etkilikler küçük basit deneyler araçları
olarak hazırlanmış ve çocuk kendi elliyle dokunarak ve
deneyerek deneyler yapıyor ve merakını gideriyor.
Örneğin; yiyeceklerimiz ne kadar su içeriyor. Deney
tüplerini içerisinde çeşitli yiyecekler var. Önündeki
butona basarak içerindeki ne kadar su olduğu önündeki
diğer tüpe doluyor. Büyük bir pano var. Panoda dünya ve
diğer dokuz gezegenin resimleri ve altlarında dijital
gösterge bulunmakta. Tartı aletine çıktığınızda her dijital saatte o gezegendeki kilonuz
görünüyor. Örneğin dünyadaki ağırlığım 92 kg, Jüpiter’deki ağırlığım ise 242 Kg geldi… Peki,
kaldıraç yardımıyla bir arabayı kaldırabilir misiniz? Bunun gibi daha sayamadığım bilimsel deney
düzenekleri.
Technopolis’ de gezmek gerçekten eğlenceli idi. Peki böyle bir bilim merkezi ülkemizde inşa
edilebilir mi? Neden olmasın. Yetkilinin bize verdiği bilgiye göre ülkede ki birçok okul bu merkeze
geziler düzenliyormuş.
Yine aynı merkezdeki toplantı salonunda Bakanlığın Bilgi ve İletişim teknolojileri koordinatörü
bize hazırlamış oldukları bir internet portalını tanıttı. Gerçekten de bu sunum Brüksel ziyaretim
boyunca en çok beğendiğim 3 projeden ve uygulamadan biri idi. İnternet portalının adı;
“KlasCement”. İnternet adresi ise www.klascement.net . Belki de KlasCement, ülkemizde
yıllardır eksikliğini duyduğumuz fakat sürekli görmezlikten geldiğimiz bir internet portalı. Portalın
amacı, öğretmenleri, Bilişim Teknolojileri Koordinatör
Öğretmenlerinin, öğretmen adaylarının, yöneticilerin ve
hatta öğrencilerin ihtiyacı olan tüm ders notları, ders
içerikleri, dokümanlar, mevzuatlar, eğitim yazılımları;
yani okulla ve eğitimle ile ilgili aklınıza gelebilecek tüm
materyellerin paylaşıldığı bir portal. Günlük hit 5000
kişi ve yaklaşık olarak ayda 300 GB’lık bir dosya
paylaşım sağlamakta. Ne yazık ki bizdeki yaklaşık 600
bin öğretmenin ihtiyacına cevap verecek ve
bakanlığımıza ait resmi bir portalımız olmasına
rağmen, çok rağbet edilen bir site değil.
(www.egitim.gov.tr ) Bugün bizim ülkemizde birçok
öğretmen arkadaşımız ihtiyacı olan materyallere
Bakanlığımıza ait olmayan web sitelerinden ulaşmakta. Örneğin; www.memurlar.net,
www.egitim-ogretim.com, www.pekiyi.com, www.dersimiz.com, www.ogretmenlik.com.… ve
sayamadığım yüzlerce site. KlasCement.net sitesini çekici hale getiren ise “Hot Potatoes”
programında hazırlanmış eğitim materyalleridir ( http://hotpot.klascement.net/ ). Sunumu yapan
öğretmen Hot Patotoes programını duyup duymadığımızı sorduğunda katılımcılardan sadece 1
kişi duyduğunu fakat kullanmadığını söyledi. Ben de dönüşte hemen bu programın ne olduğunu
araştırdım. Program internet ortamında yayımlamak amacıyla html formatında materyaller
hazırlamaya yarayan kullanıcı dostu küçük bir program. Özellikle kısa sınav (quiz), çoktan
seçmeli, eşleştirme ve boşluk doldurma tarzında sorular hazırlamaya yarıyor.
Görevlendirmelerimizi yapan Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’ne özellikle bu portal
hakkında bilgiler verip, “Hot Potatoes” programının kullanımı ile ilgili bir kurs açılmasına yönelik
çalışmalar yapılması konusunda önerilerde bulunacağım. Türkiye’de bakanlıkta ve okullardaki
teknoloji ile ilgili tüm kararları bu kurum almakta ve uygulamakta.
Merkezde bize tanıtılan diğer bir internet sitesi ise PICTOS (http://pictos.ictbeleidstool.be) oldu.
(PICTOS=Planning ICT in Schools) Okulda Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Planlama anlamına
gelmekte. Yani tüm okullar mevcut Bilişim Teknolojileri Sınıflarındaki altyapıyı ve ihtiyaçlarını
belirledikleri bir sorgu sitesi. Bakanlığımızın PICTOS benzeri bir çalışma da bizim ülkemizde
mevcut. İLSİS üzerinden (ilsis.meb.gov.tr), Bilgisayarlı Eğitime Destek Modülü (BED Modülü),
okullarımız BT Sınıfları için ihtiyaçlarını ve mevcut altyapılarını belirleyebilmekte. Bakanlığımız
da online olarak tüm okul ihtiyaçlarını görebilmektedir. Zaten İl ve İlçelerdeki okulların bu modülü
doldurup doldurulmadığı ve takibi biz Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenlerinin
sorumluluk alanlarımızdadır.
Diğer bir okul ziyaretimiz ise Middenschool 2 ve Koninklijk Lyceum okulları oldu.
(www.ms2gent.be, www.lyceumgent.be) Bu okulları ziyaretimizin sebebi ise ilköğretim okulu
öğrencilerine bilgisayar kullanımı teşvik amacı ile okul gazetesi hazırlayan öğretmenin sunumları
ve 2. olarak en çok beğendiğim uygulamalardan bir diğeri
de okula ait SmartSchool projesi oldu. Bu; okula ait bir
internet portalı ve sadece okul öğretmenlerine,
yöneticilere ve öğrencilerine ait. Herkes kendi şifresi ile
sisteme giriş yaptıktan sonra kendi sınıfının olduğu
sayfaya gidiyor. Öğretmen dersi ile ilgili ödev varsa bu
sayfaya koyuyor. Yine konu ile ilgili doküman ya da
internet kısa yolları var ise sınıfın sayfasına koyuyor.
Öğrenci de okuldan sonra siteden ders notlarını ve
ödevlerini takip edebiliyor. Ödevini yapıp yine sisteme
geri yüklüyor. Sistemin bir de forum sayfası var.
Öğrenciler burada öğretmenine soru sorabiliyor, yada bir
arkadaşı ile tartışabiliyor. Öğrenci haftada en az iki kez
sisteme giriş yapmak zorunda. Öğrenciyi ve öğretmeni teknolojiyi kullanmaya zorlayan bir
sistem. SmartSchool’a tam olarak benzememekle bitlikte, bir sistem de biz de var. E-okul (eokul.meb.gov.tr ) dediğimiz sistem öğrencilerin tüm kişisel bilgileri ve notlarının görülebildiği
harika bir sistem. Hatta veli sisteme girip öğrencinin notlarını, devamsızlığını ve okuduğu
kitapları takip edebiliyor. Her okulun bir e-okul sayfası var. Yani nerdeyse biraz değişiklikle
SmartSchool da sisteme entegre edilebilir. Bakanlığımızı bu sistem konusunda bilgi verip,
entegrasyonu önereceğim.
Gent Bölgesindeki öğleden sonraki ziyaret yerimiz, PCVO Gent Yetişkin Eğitim Merkezi,
www.pcvo-gent.net. Biz yetişkinlerin aldıkları bilgisayar eğitimleri ile ilgili sınıfları ziyaret ettik.
Kursiyerlerin çoğu orta yaş üstü idi. Müdüre hanımın
verdiği bilgiye göre kursiyerler kurs için saat ücreti
olarak 0.80 € ödediklerini söylediler. Toplam 60 saat
karşılığı 48 € (yaklaşık 90 YTL) ödüyorlar.
Katılımcıların çoğu 48 € çok ucuz olarak buldular.
Dönüşümde
hemen
Halk
Eğitim
Merkezi
Müdürümüzle konuştum. Bizdeki bilgisayar kursunun
160 saat olduğunu ve fiyatının 200 YTL olduğunu
söyledi. Bu da bizdeki saat ücretini 0.70 € karşılık
geliyor. Ülkemizdeki ekonomik şartlar göz önüne
alındığında bu fiyat Avrupa’ya göre daha pahalı
görünmekte. Fakat müdür beyin dediğine göre Halk
Eğitim Merkezi köylerde halka bilgisayar kurslarını
ücretsiz olarak açtığını, sadece merkezin öğretmen ücretini ödediğini söyledi. Köylerde bulunan
okulların BT Sınıflarında açılan kursu yine o okulun Bilişim Teknolojileri öğretmeninin verdiğini
söyledi. İlçemizde en son açılan ücretsiz bilgisayar kursu ise Çamköy’ de açılmıştır.
Beni en çok etkileyen okullardan birisi de “GO! De Appeltuine” (www.appeltuin.be) ilkokulu oldu.
Bu okulun özelliği Freinet Eğitim sistemini benimsemiş olması idi. Freinet'nin felsefesi, "Hayatta
nasıl yaşanıyorsa okulda da öyle yaşanır." Burada öğrenciler deneme - yanılma yöntemiyle
öğrenim görüyor. Freinet sisteminde bütün sınıflardaki çocukların kendi başlarına yürüttükleri
bireysel ya da ortak tasarıları var. Her öğrenci haftalık çalışma planında öngörülen alıştırmaları
(serbest yazı, okuma, çözülecek problemler, ödevler) yapmakla yükümlü. Okul-aile ilişkisi çok
önemli bir olgu. Çünkü sınıfların temizliğine bile aileler
yardım ediyor. Her sınıfta yaklaşık 6 bilgisayar var.
Öğrenciler düz yazılarını bilgisayarda hazırlayıp blog
sitelerinde yayınlıyorlar. Sınıfın içi sanki bir antikacı,
oyuncakçı, hırdavatçı dükkânı gibi… ne ararsanız sınıfta
mevcut. Çocuk ne öğrenmek istiyorsa onunla uğraşıyor.
Sınıfa girdiğimizde birisi Bilgisayara yazı yazıyordu,
diğeri boyama yapıyordu, bir diğeri oyun oynuyordu.
Öğrencilerin çoğununun maddi durumlarının iyi olması
nedeniyle, öğretmen hemen hemen hepsinin evinde
bilgisayarı olduğunu söyledi.
Böyle bir eğitim şeklinin örneği ülkemizde mevcut değil. Benim için oldukça ilginç bir tecrübe
oldu. Bizim eğitim sistemimiz; kalıplaşmış müfredatın tüm öğrencilere öğretilmesi üzerine
kurulmuş olması. Tüm öğrenciler aynı müfredat konularını öğrenmek zorundalar. Ancak liseye
geldikleri zaman istedikleri bölümleri seçebiliyorlar. Yani klasik bir ilköğretim eğitim sistemimiz
var. Örneğin çocuk matematikte başarılı fakat müzik dersinde ya da resim dersinde başarısız
olabiliyor. Sonuçta ise derslerin ortalamasına bakılarak sınıf geçme notu ya da başarı puanı
ortaya çıkıyor.
Perşembe gününün ikinci okulu ise, zihinsel engelli öğrencilerin bulunduğu Özel Eğitim ve
Rehabilitasyon Okulu idi. (www.bo-terbank.be) Bu okulda Down Sendromu, otistik, davranış
bozukluğu ve öğrenme güçlü çeken öğrenciler vardı.
Bu okulun özelliği ise bu öğrenciler için geliştirdikleri
WAI-NOT (www.wai-not.org) adı verdikleri bilgisayar
programı idi. Hazırladıkları basit ara yüz ile öğrenciler
sadece resimlere tıklayarak birbirlerine e-posta
gönderebiliyor, flash programı kullanılarak hazırlanmış
küçük
oyunlar
oynayabiliyorlar,
haberleri
okuyabiliyorlar, eğer okuyamıyorlarsa kulak simgesine
tıklayarak haberleri dinleyebiliyorlar. Sistem birkaç
yabancı dilde çalışabiliyor; İngilizce, Polanyaca,
Fransızca ve Felemenkçe. Okul Müdürü sunum
sırasında bu projeye ortak olmak isteyen ülkelere açık
olduğunu, sistemin diğer dillere de çevrilebileceği söyledi. Okul müdürüne hediye olarak Fethiye
ile ilgili broşür verdiğimde projelerine Türkiye’den bir ortak aradıklarını söyledi ve bir okul
ayarlamam için kartını verdi. Ben de dönüşümde ilçemizde ilköğretim okulunun bünyesinde yer
alan zihinsel engelli öğrencilerimizin bulunduğu okul müdürümüzle iletişime geçtim.
Bakanlığımızın zihinsel engelli öğrencilerin eğitiminde hiç Bilişim Teknolojilerinin kullanımı ile
ilgili çalışma olup olmadığını ya da bu öğrencilerin Bilişim Teknolojileri Sınıfında
kullanabilecekleri bir bilgisayar programın olup olmadığı sordum. Müdürüm hiç böyle bir şey
duymadığını ve Türkiye’deki diğer okullarda da böyle bir şey olacağını zannetmediğini söyledi.
İnternette yaptığım araştırmalara göre sadece Nevşehir Belediyesinin bir çalışmasına
rastlayabildim. (http://www.engellilergazetesi.com/news_detail.php?id=2311 ) . Bu nedenle
projeyi bağlı bulunduğum Bakanlık birimi olan Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne projeye
dâhil olmaları için bir tavsiye mektubu yazacağım.
Beni etkileyen diğer bir okul da “Hastane Okul” adını (www.kuleuven.be/uzschool ) verdikleri ve
üniversite bünyesine kurdukları okul oldu. Bildiğimiz gibi bazen öğrencilerimiz uzun süren
rahatsızlıkları ve tedavileri nedeni ile okula devam edememekteler. Peki düşündünüz mü bu
öğrencilere ne oluyor? Derslerini nasıl takip ediyorlar? Flaman Bölgesi Bakanlığı bunu
Hastanelerde okullar kurarak çözmüş. Öğrenci hafta da 8 saat okullardaki öğretmenler
tarafından eğitiliyor ve sınavları da bu okullarda yapılıyor. Sınavlarını ise kendi okullarındaki
öğretmenleri tarafından hastaneye gönderiliyor, hastanedeki öğretmen ise sınavı uyguluyor.
Böylelikle öğrenci arkadaşıyla aynı sınavı almış oluyor. Eğer öğrenci evde uzun süre yatması
gerekiyorsa, Hastane okulunda bulunan Bilgisayar Koordinatörü, öğrencinin evine ücretsiz
laptop, tarayıcı, yazıcı, kamera ve DSL hattı kuruyor. Çocuğun sınıfına da kamera ve bilgisayar
kurduktan sonra basit kullanıcı ara yüzü ile öğrenci evden sınıfındaki öğretmenini kameradan
seyrederek dinliyor. Ödevini tarayıcıdan tarayıp, öğretmene gönderiyor. Canlı bağlantısı
sırasında öğretmene soru sorabiliyor. Ne güzel bir teknoloji değil mi? Onlar bu sisteme BEDNET (www.bednet.be ) adı vermişler. Yani Bed=yatak,
Net=Ağ. Ülkelerinde toplam 6 tane hastane okulları var.
Peki bizde nasıl oluyor biliyor musunuz? İnternette
yaptığım araştırmaya göre bizim ülkemizde de 46 tane
hastane okul var. Sadece İzmir’de 3 tane olduğunu
öğrendim (http://hayaldefterim.com/hastane-okulualintidir/
). Bizde eve teknoloji kurma diye bir şey yok ama çoğu
velinin bilmediği bir durum var. Eğer veli Rehberlik
Araştırma Merkezine başvurursa ve öğrencinin uzun süre
evde izin RAM’ın verdiği rapora göre İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü haftada 10 saate kadar öğrenciye bir öğretmen
tahsis ediyor ve öğrencinin evine gönderebiliyor. Hangisi iyi siz karar verin; öğrencinin teknoloji
kullanarak yatağından sınıfını takip etmesi mi yoksa evinde öğretmenle bire bir çalışması mı?
Sonuç;
Ziyaretim sonunda edindiğim tecrübelere doğrultusunda, bizim eğitim sistemimizde Bilişim
Teknolojilerinin kullanımı ile ilgili aşağıdaki konular Belçika örneğine göre hayata geçirilebilir;
A. Öğretmenler ve öğrenciler için hazırlanmış http://www.egitim.gov.tr sitesini Belçika’daki
KlasCement.net sitesi gibi popular hale getirmek gerekir. Bunu içinde Hot Potatoes
programının tanıtımı ve öğretmenler için bir kullanma kılavuzu ve ya kurs açılarak
yaygınlaşması sağlanabilir. Tabiî ki sitesinin de reklâmı şart. Eğitim Teknolojileri genel
Müdürlüğüne bilgi verilecek.
B. Okullarımızın şu anki kullandığı e-okul projesine Belçika’daki gördüğümüz SmartSchool
modülü de eklenerek öğretmen ve öğrencinin Bilişim teknolojilerini kullanmaya teşvik
edilebilir. Her okulumuzdaki öğrenci ve öğretmen arkadaşlarımızın derslerine Bilişim
Teknolojilerini entegre etmenin en güzel yolu. Eğitim Teknolojileri genel Müdürlüğüne
bilgi verilecek.
C. Zihinsel engelli okullarımızdaki öğrencilerimizin de Bilişim Teknolojilerini kullanmaya
hakları var. Bu nedenle Belçika’daki bir örneği olan WAI-NOT projesi bizim ülkemizde de
uygulanabilir. Zaten WAI-NOT bir Comenius projesi olduğu için Bakanlık düzeyinde bu
projeye ortak olunup, projenin Türkçe versiyonu hazırlanarak öğrencilerin hizmetine
açılabilir. Eğitim Teknolojileri genel Müdürlüğüne bilgi verilecek.
D. Belçika’daki diğer bir örnek olan BEDNET sisteminin ülkemizde uygulanması zor
olmasına karşın, pilot bir şehir ve iyi bir sponsor bulunarak uygulanabilir. Çünkü
Belçika’da projenin sponsoru Coca-Cola gibi güçlü bir şirket. Proje Bilişim Teknolojilerinin
insan hayatını nasıl kolaylaştırdığına dair iyi bir örnek. Eğitim Teknolojileri genel
Müdürlüğüne bilgi verilecek.
Arz ederim.
Cem KARA
Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmeni
Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
Fethiye, MUĞLA