anayasa kitap-11.cdr
Transkript
anayasa kitap-11.cdr
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı İçindekiler I. Sunum 1 II. Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı 3 III. Ortak Sonuçlar 5 IV. Sonuçların Analizi IV.0. Anayasa Yapımı IV.1. Bireyi Esas Alan Anayasa IV.2. Eşitlik İlkesi IV.3. Temel Hak ve Özgürlükler IV.4. Seçme, Seçilme Hakkı ve Siyasi Partiler IV.5. Yasama ve Yürütme IV.6. Yargı IV.7. Toplumun Çeşitli Kesimlerinin Karar Alma Mekanizmalarına Katılımının Sağlanması IV.8. Devletin Ekonomideki Rolü 7 7 8 9 10 12 13 15 17 17 V. Çalıştayda Uygulanan Arama Konferansı Yöntemi ve Çalışma Akışı 19 VI. Anayasal Kazanımlar 23 VII. Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması 24 VIII. Tutanaklar Ortaklaştırılmış Güçlü - Zayıf Yanlar Ortaklaştırılmış Fırsatlar ve Tehditler Ortaklaştırılmış İlkeler Bütünleştirilmiş Anayasa Mimarisi Anayasaların Yapılması ve Değiştirilmesi 26 26 27 28 30 30 Çalıştay Notları 40 GZFT Grup Çalışmaları 45 GZFT Grup Sunumları 70 Anayasa İlkeleri Grup Çalışmaları 76 Sonuç Raporu I Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı İçindekiler X. Anayasa Mimarisi Grup Çalışması 110 Bütünleştirilmiş Anayasa Mimarisi 149 Genel Değerlendirme Oturumu - Kapanış Konuşmaları 159 Çalıştaya Davet Edilen ve Katılan Sivil Toplum ve Meslek Örgütleri 161 Çalıştay Öncesinde Anayasa Platformu Girişim Grubu Tarafından Yapılan Konuşma ve Açıklamalar 165 VIII.1. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma 165 VIII.2. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması (25 Eylül 2007) 166 VIII.3. 9 Ekim Tarihli Anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısında Yapılan Konuşmalar a. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Başkanı b. Tuğrul Kudatgobilik, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı c. Salim Uslu, HAK-İŞ Genel Başkanı d. Bircan Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı e. Bendevi Palandöken, TESK Genel Başkanı f. Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Başkanı 168 168 172 177 180 183 VIII.4. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması (10 Ekim 2007) 185 Sonuç Raporu ii Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı I. Sunum Türkiye'nin sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma sürecine ihtiyacı olduğunu düşünen yedi Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşu (TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK VE TZOB) 25 Eylül 2007 tarihinde yaptıkları ortak açıklamada anayasa hazırlama sürecinin en az anayasanın içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek yeni anayasanın dayanması gereken temel ilkelerin bir tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştı. Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını, önemli olanın anayasanın dayanacağı temel ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini yaratmak olduğunu ifade ederek "Anayasa Platformu" adı altında bir süreç başlattılar. TÜSİAD, TBB, TÜRKONFED, MÜSİAD, MEMUR-SEN, TUSKON, ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TVYD'nin de katılımıyla, "Anayasa Platformu" sürecinin girişim grubu daha da genişlemiştir. Anayasa Platformu Girişimi'nin sekreteryası TEPAV tarafından yürütülmektedir. Esas amacı anayasa metnini kaleme almak olmayan; TBMM'ye yapacağı çalışmalarda katkı sunmayı hedefleyen bu tür girişimler; ileride yapılacak Anayasa'nın meşruiyetinin artması, ortaya çıkacak metne sivil toplum örgütlerinin sahip çıkması ve nihayetinde "sosyal sözleşme" niteliğinde bir anayasaya ulaşılması açısından büyük önem taşımaktadır. Anayasa Platformu sürecinin ilk adımı olarak girişim grubunun organizasyonunda 8-9 Aralık 2007 tarihlerinde, Ankara'da Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya 83 sivil toplum ve meslek örgütünden yaklaşık 250 kişi katıldı. Çalıştayda katılımcılar Arama Konferansı adı verilen yöntemle iki gün boyunca grup çalışmaları ve toplu tartışmalarla yeni anayasaya temel oluşturacak ilkeleri tartıştılar. Arama Konferansı, Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı tarafından yürütüldü. Gruplarda ve toplu tartışmalarda ayrıntılı bir biçimde ele alınan konuların bir kısmında farklı görüşler dile getirilmiş olsa da ilkeler düzeyinde "ortak akıl"a ulaşıldı. 1.Ulusal Çalıştay'ın içeriği iki temel kabul üzerine şekillendi. "Anayasa Platformu", Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde ifadesini bulan Cumhuriyet'in temel niteliklerini ve 1995 yılından beri Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde yapılan bir dizi anayasa değişikliği ile benimsenen evrensel insan hakları standartlarını kazanım saymıştır. Bu konularda geri adım sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu bir katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareket edilmiştir. Esas olarak bu iki kabulün katılımcılar tarafından da büyük çoğunlukla teyit edildiği gözlenmiştir. Çalıştay, bir yandan sivil toplumu anayasa yapım sürecine katmak için nasıl bir mekanizma kullanılması gerektiği konusunda bir örnek oluştururken, diğer yandan sivil toplumun anayasa Sonuç Raporu 1 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı konularında nasıl somut bir katkı sağlayacağını göstermiştir. Birinci Çalıştay sonucunda elde edilen en önemli kazanım, "katılımlı" bir anayasa yapım sürecinin ana hatlarının ve ortak bir iradenin ortaya çıkmış olmasıdır. Elinizdeki bu kitap Ankara'da düzenlenen 1. Ulusal Çalıştay'ın çıktılarını ve çalıştay öncesinde sürece ilişkin yapılan konuşmalar ve açıklamaları içermektedir. Anayasa Platformu sürecinin gerekçelerinin anlatıldığı ve çalıştay öncesinde kamuoyuna duyurulan "Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı"nda yer almaktadır. Çalıştayda ortaya çıkan ortak akla dayalı ilkeler "Ortak Sonuçlar" başlığı altında verilmektedir. "Sonuçların Analizi" bölümünde çalıştayda ele alınan konular ve yapılan tartışmalar ortak sonuçlarla ilişkilendirilerek aktarılmaktadır. "Çalıştayda Uygulanan Arama Konferans Yöntemi ve Çalışma Akışı" başlığı altında yöntemle ilgili bilgiler ve konuların bu yöntemle nasıl ele alındığına ilişkin bilgiler yer almaktadır. "Anayasal Kazanımlar" başlığı altında çalıştayda geri adım olacağından hareketle çalıştayda tartışamaya açılmayan anayasal kazanımlara yer verilmiştir. Çalıştay sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında Anayasa Platformu Girişim Grubu adına yapılan konuşma metni "Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması" başlığının içeriğini oluşturmaktadır. Çalıştay sırasında toplu oturumlarda yapılan konuşmalar, grup çalışmalarının sonuçları "Tutanaklar" başlığı altında verilmiş olup çalıştayın tüm detaylarını içermektedir. Bu bölümü takiben çalıştaya davet edilen sivil toplum ve meslek kuruluşları ve çalıştay katılımcılarının temsil ettikleri kuruluşlar listelenmektedir. Çalıştay öncesinde girişim grubu tarafından yapılan konuşmalar ve açıklamalar raporun sonunda yer almaktadır. Bu bölümde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı ve yeni anayasa ihtiyacına işaret eden konuşması, TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB'un 25 Eylül ve 10 Ekim 2007 tarihli ortak açıklamaları ve 9 Ekim 2007 tarihinde yapılan anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısı'nda söz konusu kuruluşların başkanlarının yaptıkları konuşmalara yer verilmektedir. Sonuç Raporu 2 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı II. Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı Anayasalar, dinamik toplumsal koşulları statik kurallarla düzenlemeye çalışan hukuksal metinlerdir. Ancak aynı zamanda anayasalar, bir toplumun ortak değerlerini, zihniyetini ve gelecek tahayyülünü yansıtan ilkeler toplamıdır. Anayasalar, "ülkelerin yol haritalarıdır." Anayasalar toplumun dinamiklerini dikkate alacak ve toplumsal gerçek ve özlemleri yansıtacak şekilde hazırlanmamışsa değişimi kısıtlayarak veya toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek kurumları ihmal ederek sürekli kriz ve bunalım yaratabilirler. Türkiye'nin uzun yıllardır bir anayasa meselesi olmuştur. Bugün bu uzun vadeli meseleyi çözme fırsatı vardır. Yeni anayasa süreci, bugüne kadar kendi geleceği üzerinde ayrıntılı olarak düşünmemiş, yeterince tartışmamış bir topluma bunun için çok az bulunan bir fırsat sunmaktadır. Türkiye bu fırsatı kullanmalıdır. Daha önemlisi Türkiye bu fırsatı ayırıcı değil, birleştirici bir anayasa hazırlama süreci tasarlayarak kullanmalıdır. Anayasanın ayrım değil, birlik sembolü olmasının yolu anayasayı hazırlama süreci ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle anayasa tartışma sürecinin tasarımı, en az tartışma süreci sonunda ortaya çıkacak anayasa metni kadar önemlidir. Anayasa sürecinde teknik olanla olmayan arasındaki ayrım önemlidir. Anayasanın teknik kurgusu hukukçuların, siyasi vurgusu siyasetçilerin işidir. Evrensel normların yanı sıra anayasanın hangi temel ilke ve tercihlere dayanması gerektiği kolektif ve katılımlı bir tartışma süreci ile ortaya çıkarılmalıdır. Türkiye'nin ihtiyacının sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma süreci olduğunu düşünen yedi Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşu1 bir araya gelerek ve anayasa hazırlama sürecinin en az anayasanın içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek yeni anayasanın dayanması gereken temel ilkelerin bir tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştır. Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını, önemli olanın anayasanın dayanacağı temel ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini yaratmak olduğunu ifade etmiştir. TÜSİAD, TBB, TÜRKONFED, MÜSİAD,MEMUR-SEN, TUSKON, ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TVYD'nin de katılımıyla, girişim grubu daha da genişlemiştir. Amaç, anayasa konusunda kesin bir toplumsal uzlaşma sağlamak değil, anayasa gibi ortak iradeyi yansıtması beklenen en temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan ve üye oldukları sivil ve meslek örgütleri aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında tartışacakları bir ortam yaratmaktır. 1 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Sonuç Raporu 3 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Bu amaca yönelik olarak 8-9 Aralık 2007 tarihlerinde Ankara'da sivil toplum, meslek örgütleri, iş dünyası, medya, sanat ve bilim camiasından geniş bir katılımla Arama Konferansı® yöntemiyle Türkiye'nin gelecek tasavvurlarını ve bunun anayasal yansımalarını tartışacağı Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı düzenleniyor. Çalıştayda, anayasanın dinamiklerini oluşturacak temel ilkelerin belirlenmesi hedefleniyor. Ardından ülkemizin yedi bölgesinde yapılacak benzer toplantılarla geniş bir kitleye ulaşılmaya çalışılacak. Çalıştayların yanı sıra, anayasada yer alan belirli konularda uzmanlardan oluşan ihtisas komisyonları ulusal ve yerel çalıştayların sonuçları temelinde öneri raporları kaleme alacaklar. Bu süreçlerin ardından anayasanın dayanması gereken temel ilkeleri içeren bir rapor, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulacak. Tüm bu süreç boyunca toplantılar, paneller, basın açıklamaları, raporlar, broşürler, ilanlar ve Internet sayfası aracılığıyla kamuoyunu her konuda bilgilendirmeye yönelik yoğun bir etkinlik dizisi yürütülecek. Anayasa tartışmaları boyunca olabildiğince geniş katılıma ve düşünceye ulaşılmaya çalışılacaktır. Bu süreçte aktif bir uzlaşı aranacak ama bu olmadığı takdirde farklılıklar mümkün olan en geniş şekliyle yansıtılacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki bu sürecin gerçek sahipleri kamuoyunun ve toplumun ta kendisidir. Bizlerin rolü, sürecin yürümesi için gerekli adımları atmak ve tartışmaya doğru ortamı sağlamaktan ibarettir. Anayasa siz ne kadar sahip çıkarsanız o kadar sizin olur. Bu sürece katılmaya, Türkiye'de yaşayan, Türkiye üzerinde iddia sahibi olan herkesi çağırıyoruz. Sonuç Raporu 4 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı III. Ortak Sonuçlar 1. Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır. 2. "Eşitlik" ilkesine ilişkin sonuçlar: a) Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir hükmü Anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır. b) Engellilerin, yaşlıların, gençlerin ve çocukların hakları bu konudaki uluslararası sözleşmeler uyarınca öncelikli olarak korunması güvence altına alınmalıdır. c) Kadın-erkek eşitliğinin uygulamada da hayata geçirilmesini sağlayacak anayasal tedbirler alınmalıdır. Bu amaçla, özellikle kadınlar açısından sosyal ve siyasi alanda "pozitif ayrımcılık" ilkesinin etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacak nitelikte anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. 3. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin sonuçlar: a) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır. b) Başta "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" ve "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlama yapılmamalıdır. c) Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır. d) Okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitim zorunlu olmalıdır. Herkes bu haktan eşit ve ücretsiz olarak yararlanmalıdır. Bu hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenememelidir. e) Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır. f) Sosyal devletin bir gereği olarak sosyal güvenlik hakkı tüm çalışanlara eşit biçimde sağlanmalıdır. g) Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı ile canlı ve cansız varlıkların "sürdürülebilir yaşamı" güvence altına alınmalıdır. 4. Seçme, seçilme hakkı ve siyasi partilere ilişkin sonuçlar: a) Seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. (Bu amaçla, İki turlu dar bölge seçim sistemi düşünülebilir). b) Mevcut seçim sistemi korunacaksa ülke barajı temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. c) Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmelidir. d) Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir. e) Siyasi partilerde demokratik işleyiş anayasal güvence altına alınmalı, partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır. 5. Yasama ve yürütme organlarının yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ilişkin sonuçlar: Sonuç Raporu 5 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı a) Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanmalıdır. b) Yasama organının iki meclisli olarak yeniden düzenlenmesi düşünülebilir. c) Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır. d) Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalıdır. e) Yerel yönetimler güçlendirilmeli; aynı ölçüde "hesap sorulabilirliği", "şeffaflığı" ve "katılımcılığı" artırılmalıdır. f) Üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliği sağlanmalıdır. g) YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumlar anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. 6. Yargı organın yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ve "Hukuk Devleti" ilkesine ilişkin sonuçlar: a) Yargı bağımsızlığının sağlanması amacıyla hakimlik teminatı anayasada muhafaza edilmelidir. b) Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının "Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu" tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır. c) "Hukuk Devleti"nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve d) e) f) g) h) Savcılar Yüksek Kurulu'na siyasi müdahale olmamalı, Kurul üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir. Yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır. "İddia" ve "Savunma" makamlarının eşit konumlanması sağlanmalı; Anayasaya "Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur." hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye alınmalıdır. İdari yargıda birlik sağlanmalıdır. İdarenin bütün işlem ve eylemleri istisnasız yargı denetimine tabi olmalıdır. "Kamu Denetçiliği" (Ombudsperson) anayasal bir kurum haline getirilmelidir. 7. Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır. 8. Anayasanın ekonomik boyutuna ilişkin sonuçlar: a) Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını esas alan bir ekonomik model "Sosyal Devlet" ilkesi de gözetilerek anayasada düzenlenmelidir. b) Tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde piyasaların işleyişinin yetersiz kaldığı veya bölgesel dengesizliklerin baş gösterdiği hallerde tarımsal destekler başta olmak üzere, etkin bir devlet yardımları sisteminin hayata geçirilmesi için devletin gerekli önlemleri alması anayasal güvence altına alınmalıdır. c) "Ekonomik Sosyal Konsey" anayasal bir kurum haline getirilmelidir. d) Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilirlik esasına dayanılarak, şeffaf ve denetime açık olmalıdır. Sonuç Raporu 6 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı IV. Sonuçların Analizi Aşağıda Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı'nda ele alınan konular ve yapılan tartışmalar çalıştayın ortak sonuçlarıyla ilişkilendirilerek anlatılmaktadır. IV.0. Anayasa Yapımı Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda, kısmen birinci gün ve ağırlıklı olarak ikinci gün tartışılan temel konulardan biri "anayasa yapımı" olmuştur. Bu Çalıştay; AK Parti inisiyatifiyle bir grup akademisyene hazırlattırılan anayasa önerisi bağlamında halen devam etmekte olan anayasa yapım sürecine alternatif bir "katılımlı anayasa yapım" girişiminin ilk aşaması olarak tasarlandığı için, Çalıştay'ı organize edenler, anayasa yapımı konusunun Çalıştay'a katılan tüm gruplar tarafından tartışılmasını arzu etmiştir. Bu tartışmalar çerçevesinde ilk olarak, yeni bir anayasaya ihtiyaç olup olmadığı konusu üzerinde durulmuştur. Grupların hemen tümü; 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasında, olağanüstü şartlarda yapılan ve bugüne kadar bir çok kez değişikliğe uğrayan 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi konusunda fikir birliğine varmış; ancak bu değişikliğin, bugüne kadar yapıldığı gibi "kısmi revizyon" şeklinde mi, yoksa "topyekun" bir değişiklikle yepyeni bir anayasa yapılması şeklinde mi olması gerektiği konusunda uzlaşamamıştır. Kuşkusuz, Türkiye'nin "anayasa ihtiyacı" her iki yolla da giderilebilir. Anayasa yapımı bağlamında, yapılacak yeni anayasanın hukuki anlamda gerçekten "yeni" bir anayasa sayılıp sayılmayacağı Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda tartışılan en önemli konulardan biri olmuştur. Bazı katılımcılar, mevcut anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilemeyeceğini, yapılacak diğer değişikliklerin ise (ne kadar kapsamlı olursa olsun) mevcut Anayasa'nın 175. maddesinde yer alan "değiştirme kuralları"na göre yapılacağını, dolayısıyla ortaya çıkacak metnin "yeni" bir anayasa değil, 1982 Anayasası'nın bir kez daha "değiştirilmiş" hali olacağını savunmuşlardır. Bu konuyla bağlantılı olarak, Ulusal Anayasa Çalıştayı'nın yöntem ve içeriğine ilişkin bir noktanın altını çizmek gerekir. Ulusal Anayasa Çalıştayı tasarlanırken, Anayasa'nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan Cumhuriyet'in kazanımları veri olarak kabul edilmiş, bu bağlamda "geri adım" sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu bir katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle bu konular tartışmaya açılmamıştır. Bazı katılımcılar bunu eleştirmiş ve ilk üç maddeye ilişkin de tartışılması gereken konular olduğunu belirtmişlerdir. Anayasa yapımı konusuyla bağlantılı olarak tartışılan bir başka konu, anayasayı nasıl bir meclisin yapması gerektiğiyle ilgilidir. Demokratik anayasa yapım yönteminde, anayasanın halkın seçtiği temsilciler tarafından kaleme alınması esastır, ancak karşılaştırmalı örneklere bakıldığında halkın seçimle belirlediği "anayasa-yapıcılar"ın farklı organların çatısı altında bir araya geldikleri görülür. Bazı örneklerde anayasa; sadece anayasayı yapmak için oluşturulmuş ve kural olarak bu görevi yerine getirdikten sonra dağılan bir "kurucu meclis" tarafından kaleme alınmış; bazı örneklerde Sonuç Raporu 7 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ise mevcut yasama meclisi, yasama işlevine ek olarak anayasa yapma işlevini de üstlenmiştir. Anayasa hukuku literatüründe bu yöntemlere ilişkin yapılan değerlendirmelerde, demokratik anayasa yapım ilkeleri açısından birinin diğerine üstün olmadığının altı çizilmektedir. Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda yapılan tartışmalarda da, her iki yöntemin de olumlu ve olumsuz yanları olduğu vurgulanmış ve toplumdaki güç dengesini doğru yansıtmak ve geniş bir uzlaşma tabanına dayanmak koşuluyla, TBMM'nin veya oluşturulacak bir kurucu meclisin yeni anayasayı yapabileceği sonucuna varılmıştır. Ulusal Anayasa Çalıştayı'na katılanların üzerinde en çok durdukları konu, anayasa yapım sürecine sivil toplum örgütlerinin katılması gerekliliğidir. Anayasalar uygulandıkları toplumdaki bütün bireyleri ilgilendiren "sosyal sözleşmeler" olarak kabul edilir. Bu nitelikleriyle anayasaların diğer yasalardan farklı bir yöntemle hazırlanması uygun olur. Kuşkusuz "ideal" olan, anayasaların toplumdaki "tüm bireylerin" katılımıyla hazırlanması ve "oybirliğiyle" kabul edilmesidir; ancak pratikte bu mümkün olmadığı için, bu ideale en çok yaklaşan ve "demokratik anayasa yapımı" olarak nitelendirilen yöntemle anayasaların yapılması gerekir. Demokratik anayasa yapım sürecinde esas olan anayasa yapımının her aşamasının; "halk"ın "katılım" ve "katkısı"na açık olmasıdır. Halk demokratik anayasa yapım sürecine çeşitli aşamalarda ve çeşitli biçimlerde katılabilir. Bu bağlamda, toplumdaki bireylerin menfaatlerini örgütlü bir biçimde temsil eden "sivil toplum" kuruluşları çok önemli bir işlev üstlenir. Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda hemen hemen oybirliğiyle, sivil toplumun "katkısı" ve "katılımı" olmaksızın "meşruiyeti" yüksek bir anayasanın yapılamayacağı sonucuna ulaşılmış ve bunun bağlantılı olarak, bizahiti Çalıştay çerçevesinde başlatılan bu girişimin, sivil toplumu anayasa yapım sürecine dahil etmenin etkin bir aracı olabileceğine işaret edilmiştir. Çalıştay'da tartışmalar sırasında ortaya çıkan "katılımlı anayasa yapımı" terimi bu noktanın altını çizmektedir. Bu genel tespitler dışında, anayasa yapımı konusunda bütün grupların, ufak tefek farklılıklarla, şu noktaların üzerinde anlaştıkları söylenebilir: Anayasa yapım sürecine katılan tüm aktörler talep ve görüşlerini serbestçe ifade edebilmeli, ortaya çıkan nihai metin geniş bir uzlaşmaya dayanmalı; ve anayasa halkoylamasında onaylandıktan sonra yürürlüğe girmelidir. Aslında bu üç nokta birbiriyle yakından ilgilidir ve çağdaş siyaset bilimi literatüründe "müzakereci demokrasi" olarak bilinen kavramın anayasa yapım süreci açısından ifadesidir. Kamusal kararların vatandaşların özgür bir ortamda yapacakları tartışmalardan ve uzlaşmalardan kaynaklanması gerektiğini savunan "müzakereci demokrasi" anlayışı—bu şekilde adlandırılmasa da—katılımcılar tarafından anayasa yapımı için önerilmiş olmaktadır. Bu tasarıma göre, anayasa yapım sürecinde, ilgili aktörler serbestçe tartışacak, müzakereler neticesinde bir uzlaşma ortaya çıkacak ve halkoylamasıyla bu uzlaşma tescil edilecektir. Halkoylamasında, salt çoğunluğun kabul oyunun yeterli görülmeyip, 2/3 gibi "nitelikli" bir çoğunluğun önerilmesi, Çalıştay'a katılan sivil toplum kuruluşlarının, yeni anayasanın meşruiyeti yüksek bir anayasa olması gerektiği konusundaki hassasiyetlerinin bir göstergesidir. IV.1. Bireyi Esas Alan Anayasa 1.Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır. Sonuç Raporu 8 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Bireyi esas alan anayasa, birey-devlet ilişkilerinde birey odaklı bir anayasa demektir. Anayasanın bireye dayanması, özgürlük ile otorite arasındaki ilişkinin, özgürlük lehine düzenlenmesi anlamına gelir. Bu da, bireyin hak ve özgürlüklerinin devlete, topluluklara ve diğer bireylere karşı korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak araçların anayasada düzenlenmesini gerektirir. 1982 Anayasası, bireyden çok devletin çıkarının öncelendiği, güçlü devlet ve otoriter yönetim anlayışına önem veren bir anlayışla kaleme alınmıştır. 1982 anayasa koyucusunun benimsediği bu yaklaşım, hem hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde, hem de yürütme organını yasama ve yargı organı karşısında güçlendiren hükümlerde kendini göstermiştir. 1990'lardan itibaren yapılan anayasa değişiklikleri, özellikle hak ve özgürlükler üzerindeki yasak ve antidemokratik sınırlamaları büyük ölçüde kaldırmış olsa da, katılımcılar, anayasal düzenin bu ilkeyi gerçekleştirecek yeterli donanıma hala sahip olmadığını Çalıştay'ın ilk gününde, Türkiye'nin zayıf yönlerinden biri olarak dile getirmiştir. Katılımcıların bireyi temel alan bir anayasa anlayışına ilişkin tespit ve önerileri, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bölümde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır. IV.2. Eşitlik İlkesi "Ulusal Anayasa Çalıştayı"nda temel hak ve özgürlüklerle ilgili konulardan üzerinde en çok tartışma yaratanı "eşitlik ilkesi" olmuştur. Bu ilke ile ilgili olarak dile getirilen hususları şöyle sıralamak mümkündür: 2.a.Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir hükmü Anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır. Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, cinsel yönelim, cinsel kimlik ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 2.b.Engellilerin, yaşlıların, gençlerin ve çocukların hakları bu konudaki uluslararası sözleşmeler uyarınca öncelikli olarak korunması güvence altına alınmalıdır. Devlet haklarını koruyamayacak kişi ve grupların haklarını özel olarak korumalıdır. 2.c. Kadın-erkek eşitliğinin uygulamada da hayata geçirilmesini sağlayacak anayasal tedbirler alınmalıdır. Bu amaçla, özellikle kadınlar açısından sosyal ve siyasi alanda "pozitif ayrımcılık" ilkesinin etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacak nitelikte anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. • Kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere izleme mekanizmaları ve bu bağlamda kamu denetçiliği gibi mekanizmalar kurulmalıdır. • Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili esas olmalıdır. • Eşitlik ilkesi "kanun önünde eşitlik kenar başlığı altında" 1982 Anayasası'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. Bu başlık altında öncelikle eşitlik ilkesi üzerinde yoğun biçimde durulduğu ve yeni anayasada bu ilkeyle ilgili bazı beklentilerin dile getirildiği görülmektedir. Bu bağlamda, "kanun önünde eşitlik" ilkesi ile ilgili bazı istekler yanında, özellikle kadınlar ve erkekler arasında fiili anlamda eşitliği sağlamak Sonuç Raporu 9 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı amacıyla "pozitif ayrımcılık" ilkesine anayasada yer verilmesi gerektiği de ifade edilmiştir. Ulusal Çalıştay'da "pozitif ayrımcılık" talebini dile getirenler, kadınların zamanla içine düştükleri fiili eşitsizlikten kurtulup erkeklerle fiilen eşit konuma gelebilmeleri için "pozitif ayrımcılık" uygulamalarının gerekli olduğunu savunmaktadırlar. Gerçekten de, ülkemizde kadınların pek çok alanda erkeklerle aralarında önemli eşitsizlikler ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda, öncelikle temsili kurum (parlamento) ve makamlarda (belediye başkanlığı gibi) kadınların göz ardı edilemeyecek derecede eksik temsil edilmektedir. Anayasaya pozitif ayrımcılık uygulamalarına hukuki zemin hazırlamak üzere düzenlemeler eklenmesini isteyenler, özellikle "seçim kotaları" yoluyla eksik temsilin önüne geçmeyi amaçladıklarını Çalıştay'ın iki gününde de vurgulamışlardır. IV.3. Temel Hak ve Özgürlükler Ulusal Çalıştay'da bazı temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak üzerinde uzlaşılan talepler yanında, Çalıştay'ın ilk gününde gerçekleştirilen "beyin fırtınası" sonucunda ortaya çıkan bu alana ilişkin bazı genel saptamalar da önem taşımaktadır. Özellikle toplumsal "zayıf yanlarımızın" tartışıldığı gruplarda, "insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı, özgürlükleri esas alan demokratik devlet anlayışının eksikliğine" işaret edilmiştir. Bunun yanında, "kadın-erkek eşitliği" alanında görülen eksiklikler de zayıf yanlarımız olarak ısrarla katılımcılar tarafından gündeme getirilmiştir. "Güçlü yanlarımızın" tartışıldığı gruplarda ise, en güçlü toplumsal özelliklerimiz olarak temel hak ve özgürlüklerle yakından ilişkili "demokratik devlet" ilkesi ile aralarında "insan haklarına saygılı devlet" ilkesinin de yer aldığı "Anayasal düzenimizin dayandığı temel niteliklere" işaret edilmiştir. "Güçlü" ve "zayıf" yanların karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan bu tabloyu bir çelişki olarak değerlendirmek yerine, "insan hakları ve demokrasi alanında gelişmeye" yönelik toplumsal bir arzunun işareti olarak görmek daha isabetli olacaktır. Bu bağlamda, Çalıştay'ın ortaya koyduğu sonuç şöyle özetlenebilir: Temel hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlarımız toplumsal ilerlememiz ve demokratik gelişimimiz yönünden "güçlü" yanımızdır, ancak bu yeterli değildir, temel hak ve özgürlüklerin daha da güçlendirilmesi gerekir. Çalıştay'dan çıkan bu sonucun, demokratik gelişimimiz ve temel hak ve özgürlükler alanındaki durumumuzla ilgili genel toplumsal düşünceyi yansıttığı söylenebilir. 3.b. Başta "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" ve "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlama yapılmamalıdır. Çalıştay'da temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak ileri sürülen talepler arasında temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında evrensel standartlara uyulması isteği de yer almıştır. Bu çerçevede, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı sınırlamalar yapılmaması gereği katılımcılar tarafından dile getirilmiştir. 3.a. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır. 2001 yılı Anayasa değişiklikleri öncesinde 1982 Anayasası'nın en çok eleştirilen yönlerinden Sonuç Raporu 10 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı birisi temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin olarak benimsenen "genel sınırlama rejimi" idi. Buna göre, Anayasa'nın 13. maddesi tüm temel hak ve özgürlükler yönünden geçerli sınırlama nedenleri öngörmekteydi. Ancak, 2001 yılında gerçekleştirilen değişiklikten sonra "genel sınırlama rejimi" terk edilmiştir. Böylece, bir temel hak ve özgürlük ancak ilgili düzenlemede belirtilen sebeplere dayanılarak sınırlandırılabilecektir. Bu gelişme, yukarıda aktarılan taleple ilişkili olarak temel hak ve özgürlükler yönünden bir kazanım olarak korunmalıdır. 3.c. Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır. Ulusal Çalıştay'da temel hak ve özgürlükler alanında dile getirilen taleplerden bir diğeri "düşünce, ifade ve basın hürriyetlerinin" güvenceye kavuşturulmasına ilişkindir. Buna göre, "basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün teminat altına alınması sağlanmalıdır." Düşünce özgürlüğü klasik haklar arasında yer almaktadır ve 1982 Anayasası'nda da düzenlenmiş bir haktır. 1982 Anayasası'nın "kişi hakları" arasında saydığı "düşünce ve kanaat özgürlüğü"ne ilişkin 25. madde incelendiğinde, düşünce özgürlüğü için geçerli herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmediği görülmektedir. Düşüncenin dışa yansıtılmadığı sürece kişinin iç dünyası ile ilgili olması gerçeği bu durumu açıklamaktadır. Diğer taraftan, düşünce özgürlüğü düşüncelerini başka kişilerle paylaşmayı da kapsar ve bu nedenle ifade özgürlüğü ile yakın ilişki içindedir. Bunun yanında, gerçek anlamda düşünce özgürlüğünden söz edebilmek için bilgilenme (basın) özgürlüğüne de ihtiyaç olduğu açıktır. Bu nedenle, düşünce özgürlüğünün bilgilenme ve kanaat özgürlüğü ile başladığını ve ifade özgürlüğü ile devam ettiğini söylemek mümkündür ve Ulusal Çalıştay'da bu alana ilişkin olarak dile getirilen talepler bu yakın ilişkiye işaret etmektedir. 3.d. Okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitim zorunlu olmalıdır. Herkes bu haktan eşit ve ücretsiz olarak yararlanmalıdır. Bu hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenememelidir. Eğitim Hakkı ile ilgili olarak Ulusal Çalıştay'da üzerinde uzlaşılan talep çerçevesinde okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitimin zorunlu olması dile getirilmiştir. Ayrıca, herkesin bu haktan eşit ve ücretsiz yararlanması da talep edilmiştir. 1982 Anayasası'nın, "eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" düzenlenmiştir. 1982 Anayasası'nın, eğitim hakkını düzenleyen 42. maddesine göre, "ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır." Bilindiği gibi ülkemizde ilköğretim süresi beş yıldan sekiz yıla kanunla çıkarılmış ve bu kapsamda zorunlu ilköğretim süresi sekiz yıl olmuştur. Bugün dünyada okul öncesi eğitimin, eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğu yönünde bir anlayışın baskın konuma geldiğini belirten katılımcılar, aynen ilköğretim için geçerli olduğu gibi, okul öncesi eğitimin de Anayasa ile zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. 3.g. Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı ile canlı ve cansız varlıkların "sürdürülebilir yaşamı" güvence altına alınmalıdır. Ulusal Çalıştay'da dile getirilen taleplerden bir diğeri, yeni anayasada çevre hakkının daha güvenceli bir biçimde düzenlenmesi yönündedir. 1982 Anayasası, "Sosyal ve Ekonomik Haklar" bölümünde 'çevre hakkına' da yer vermiştir. Bu durum, ilgili düzenleme çerçevesinde devlete yüklenen ödevlerin Anayasa'nın 65. maddesinde belirtilen "mali kaynakların yeterliliği ile sınırlı" olmasına yol açmaktadır. Çevre hakkının güçlendirilmesi talepleri çerçevesinde, çevre hakkının "sosyal haklar" yerine "kişi hakları" bölümünde düzenlenmesi gerektiği düşünülebilir. Sonuç Raporu 11 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 3.e. Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır. 3.f. Sosyal devletin bir gereği olarak sosyal güvenlik hakkı tüm çalışanlara eşit biçimde sağlanmalıdır. Sosyal haklar alanında dile getirilen taleplerden bir diğeri "kamu çalışanlarına toplu sözleşmeli, grevli sendikal hakların" tanınmasıdır. 1982 Anayasası'nın "toplu iş sözleşmesi" hakkını düzenleyen 52. maddesi ile "grev hakkı ve lokavt"ı düzenleyen 54. maddelerinde söz konusu hakların "işçilere" tanınmış olduğu görülmektedir. Bu düzenlemeler nedeniyle memurlar toplu sözleşme ve grev hakkından yoksun bırakılmaktadır. Çalıştay'da katılımcılar, bu durumun, ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtmiştir. Anayasa'nın 90. maddesine göre kanunlara göre öncelikli olarak uygulanması gereken usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar bu hakları işçiler yanında kamu görevlilerine de tanırken, Anayasa'nın bu grubu söz konusu haklardan mahrum bırakması eleştirilmiştir. Bu nedenle, uluslararası hukuka uygun olarak bu hakların kamu görevlilerine de tanınmasının isabetli olacağı ifade edilmiştir. IV.4. Seçme, Seçilme Hakkı ve Siyasi Partiler 4.a. Seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. (Bu amaçla, İki turlu dar bölge seçim sistemi düşünülebilir). Çalıştay'ın ikinci gününde temel hak ve özgürlükler bütün gruplar tarafından çalışılmış ve katılımcılar seçme ve seçilme hakkına ilişkin görüşlerini burada dile getirme olanağını bulmuştur. Katılımcılar, özelikle seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler alınması gereğini vurgulamıştır. Bu çerçevede, seçim sisteminde (iki turlu; dar bölgeli çoğunluk; nisbi temsil gibi) değişiklik; milletvekillerinin emredici vekaletle bağlı olması gibi çeşitli öneriler gündeme getirilmiştir. Ne tür bir seçim sisteminin Türkiye için daha uygun olacağı; ya da emredici vekaletin kendinden beklenen yararı sağlayıp sağlayamayacağı konularında, katılımcılar arasında görüş birliği sağlanamamıştır. Bu önerilerin istikrar ilkesini de göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi ve uygulanabilirliği, konunun uzmanları tarafından araştırılmalıdır. 4.b. Mevcut seçim sistemi korunacaksa ülke barajı temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Seçimlerde baraj sisteminin temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gereği Ulusal Çalıştay'da yoğun olarak dile getirilmiştir. Katılımcılar, yürürlükteki seçim barajının seçmenin TBMM'de adil biçimde temsil edilmesini engellediğini belirtmiştir. Barajın %5 ya da daha düşük bir orana çekilmesi ya da tümüyle kaldırılması yönünde öneriler gelmiştir. Bu oranın temsilde adalet ilkesinin yanı sıra yönetimde istikrarı da gözetecek biçimde yeniden belirlenmesi konusu, uzmanlar tarafından ele alınmalıdır. 4.c. Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmelidir. Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanması ve siyasi katılımın bireyler Sonuç Raporu 12 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmesi gereği katılımcıların hemfikir olduğu noktalar arasında yer almıştır. Bu çerçevede, sivil toplum örgütleriyle bireylerin siyasi karar alma süreçlerine daha geniş ve doğrudan katılımının sağlanması talep edilmiştir. Meclise tasarı sunma ve kanunların anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkının, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınması yönünde ortaya çıkan görüşler de, siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde artırılıp genişletilmesini sağlayacak öneriler olarak değerlendirilebilir. Bu ve benzeri önlemler, ileriki günlerde yapılacak çalıştaylarda ve bilimsel toplantılarda enine boyuna tartışılıp somutlaştırılmalıdır. 4.d. Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir. Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmesi gereği de Çalıştay'da dile getirilmiştir. Katılımcılar, kamu çalışanlarının siyasi faaliyette bulunmasına yönelik olarak konan anayasal ve yasal kısıtlama ve yasakların kaldırılmasını önermiştir. Kamu görevinin tarafsızlığı ile bağdaşabilecek ölçüde, bazı kamu görevlilerine siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı verilmesini sağlayacak biçimde yasakların kalkması, yukarıda dile getirilen katılımcı demokrasi ilkesinin de bir gereği olarak değerlendirilmiştir. 4.e. Siyasi partilerde demokratik işleyiş anayasal güvence altına alınmalı, partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır. Çalıştay'da üzerinde durulan bir başka konu, siyasi partilerde demokratik işleyişin anayasal güvenceye kavuşturulması ve siyasi partilerin finansmanının şeffaflığını sağlayacak düzenlemelerin yeni anayasada yer alması gereğidir. Siyasi partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olduğuna göre, bunların iç düzenlerinin ve işleyişlerinin de demokratik ilkelere uygun olması gerekir. 1982 Anayasası da siyasi partilerin iç işleyişinin demokrasi ilkelerine uygun olacağını düzenlemektedir. Burada çıkan sorun, söz konusu anayasal düzenlemeyi hayata geçirecek yasal düzenlemelerin bulunmamasıdır. Katılımcılar, demokrasinin gerçek anlamda işleyebilmesi açısından siyasi partilerin kendilerinin de demokratik ilkelere uygun bir biçimde yönetilmesi gerektiğinin altını çizmiş; ülkemizde sıkça görülen, parti başkanının parti içinde mutlak anlamda egemenliğe sahip olması ve delege sistemi gibi, siyasal partilerin demokrasiyle bağdaşmayan uygulamalarını ortadan kaldırmayı ve parti içi demokrasiyi yerleştirmeyi sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını talep etmiştir. Bu bağlamda, bir kişinin ancak belli bir süre için parti başkanı olabilmesi, seçimlerde siyasi partilerin göstereceği adayların önseçimle belirlenmesinin zorunlu kılınması gibi somut öneriler sunulmuştur. Partilerin finansmanının şeffaf ve denetime açık olması da demokrasinin işlemesi açısından son derece önemlidir. Buna ilişkin somut ne tür düzenlemelerin yapılabileceği ileriki çalışmalarda ayrıntılı olarak ele alınmalıdır. IV.5. Yasama ve Yürütme 5.a. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Sonuç Raporu 13 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 5.b. Yasama organının iki meclisli olarak yeniden düzenlenmesi düşünülebilir. 5.d. Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalıdır. Kuvvetler ayrılığı, geleneksel olarak iktidarı sınırlama araçlarından biri olarak, çağdaş demokrasinin temel ilkelerinden biridir. Kuvvetler ayrılığı, egemenliğin üç farklı görünümü olan kural koyma, kuralı uygulama ve bundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözme yetkilerinin farklı kişi ya da kurumlara bırakılması ve bu yetkilerin tek bir kişi ya da organın elinde toplanamamasını ifade eder. Demokrasilerde yargı organı, diğer iki erkten bağımsızdır. Yasama ve yürütme erkleri arasındaki ilişkinin biçimi o ülkenin hükümet sistemini ortaya koyar. Ulusal Çalıştay'da katılımcılar, kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokrasinin gerçekleştirilmesi açısından önemine vurgu yapmış; bu ilkenin, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanması gereğinin altını çizmiştir. Yasama-yürütme arasında dengenin sağlanabilmesi için 1961 Anayasası döneminde olduğu gibi ikinci bir meclisin yeniden kurulmasına ilişkin öneriler de katılımcılar tarafından dile getirilmiştir. Bu öneriler, ihtisas komisyonu tarafından olgunlaştırılmalıdır. Hükümet sistemine ilişkin bir tartışma olan cumhurbaşkanının parlamento mu yoksa halk tarafından mı seçilmesi gerektiği konusunda katılımcılar arasında bir uzlaşma sağlanamamıştır. İktidarın sınırlanması açısından önem taşıyan kuvvetler ayrılığı ilkesinin, dolayısıyla yasama ile yürütme erkleri arasındaki ilişkilerin anayasada nasıl düzenlenmesi gerektiği, bundan sonra yapılması düşünülen çalıştaylarda ve ilgili ihtisas komisyonunda daha ayrıntılı biçimde ele alınıp olgunlaştırılacaktır. Ulusal Çalıştay'da ele alınan bir başka konu da cumhurbaşkanının yetkileridir. Katılımcılar, cumhurbaşkanına 1982 Anayasasıyla tanınan yetkilerin çok geniş olduğunu dile getirmiştir. Bu yetkilerin sınırlandırılması gereği konusunda Çalıştay'da ortak bir akıl ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanının yetkilerinin ne olacağı meselesinin hükümet sistemiyle birlikte tartışılması daha yararlı olacaktır. İleride yapılacak çalıştaylarda ve ilgili ihtisas komisyonunda bu konu ayrıntılı olarak ele alınmalıdır. 5.c. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gereği Çalıştay katılımcılarının görüş birliğine vardığı konular arasında yer almıştır. Katılımcılar, milletvekillerinin söyledikleri sözlerden ya da kullandıkları oylardan dolayı sorumlu tutulmamaları; ancak 1982 Anayasasında düzenlenen biçimiyle bir dokunulmazlığa da sahip olmaması gerektiğini dile getirmiştir. Bu doğrultuda, bazı katılımcılar, hükümlülerin milletvekili seçilip cezaevinden çıkmasının toplum vicdanını rahatsız ettiğini vurgulamıştır. 5.e. Yerel yönetimler güçlendirilmeli; aynı ölçüde "hesap sorulabilirliği", "şeffaflığı" ve "katılımcılığı" artırılmalıdır. Katılımcıların, yürütme bölümünde uzlaştıkları konulardan bir diğeri de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi; aynı ölçüde de "hesap sorulabilirliği"nin, "şeffaflığı"nın ve "katılımcılığı"nın artırılması gereği olmuştur. Güçlü yerel yönetim anlayışı, katılımcı bir demokrasinin ve yerinden yönetim ilkesinin de bir gereği olarak değerlendirilmiştir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bunlara mali ve idari açıdan özerklik tanınması ile söz konusu olabilir. Çalıştay'da, yerel yönetimlerin siyasi karar alma mekanizmalarındaki etkinliğini artırmayı sağlayacak, yerel yönetimlere kendilerini ilgilendiren Sonuç Raporu 14 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı konulardaki yasalarla sınırlı olmak üzere, Anayasa Mahkemesine anayasaya aykırılık başvurusunda bulunabilme ve TBMM'ye yasa teklif edebilme yetkisi tanınması gibi, öneriler de sunulmuştur. Katılımcılar, yerel yönetimlerin şeffaf olmasının ve etkin biçimde denetlenmesinin de bunların yetkilerini kötüye kullanmalarını önlemek açısından gerekli olduğunu belirtmiştir. Güçlü, saydam biçimde iş gören ve denetime açık yerel yönetimin nasıl sağlanabileceği, ihtisas komisyonunun yapacağı çalışmalarda somutlaştırılmalıdır. 5.f. Üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliği sağlanmalıdır. 5.g. YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumlar anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. Katılımcıların dile getirdiği bir başka konu da üniversitelerdir. Bu bağlamda, üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliğinin sağlanması gerektiği Çalıştay'da dile getirilmiştir. Rektörlerin seçim yöntemi, YÖK'ün hukuki statüsü ile üniversiteler üzerindeki yetkileri gibi konular da üniversite özerkliği içinde yer alan sorunlardır. RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumların anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulması gereği Çalıştay'ın iki günlük çalışması sonunda ortaya çıkan bir başka sonuçtur. Katılımcılar, siyasi iktidarın bu kurumlar üzerindeki etkisinin azaltılması gereğinin altını çizmiştir. Söz konusu kurumlar, özellikle serbest piyasanın ve idarenin daha iyi işlemesini sağlayan ve gözeten kurumlardır. Günümüzde bu tür kuruluşlara yasayla belli ölçüde özerklik tanınmıştır. Ancak bunların daha da özerk bir yapıya kavuşturulması ve bu özerkliğin yasalardan daha güvenceli bir konum olan anayasada düzenlenmesi gereğine ilişkin tartışma, ilgili ihtisas komisyonu tarafından ayrıntılı olarak ele alınmalıdır. IV.6. Yargı Ulusal Anayasa Çalıştay'ında "yargı"; ikinci gün belli grupların, birinci gün ise "güçlü yanlarımız" ve zayıf yanlarımız" tartışması çerçevesinde bütün grupların üzerinde durduğu bir konudur. Bu tartışmalarda ortaya çıkan ana fikir şudur: "hukuk devleti" ve "kuvvetler ayrılığı" ilkelerinin anayasal sistemimizde yer alması bir kazanımdır, ancak mevcut haliyle bu ilkelerin tam olarak hayata geçirildiği söylenemez. Çalıştay'a katılanların bu temel tespiti yaparken altını çizdikleri en önemli kavram "yargı bağımsızlığı olmuştur. 6.a. Yargı bağımsızlığının sağlanması amacıyla hakimlik teminatı anayasada muhafaza edilmelidir. Yargı bağımsızlığı hem "hukuk devleti", hem "kuvvetler ayrılığı" açısından vazgeçilmez bir unsurdur. "hukuk devleti", yönetenlerin yönetilenler gibi hukuk kurallarıyla bağlı olmasını; "kuvvetler ayrılığı" ise egemenliğin yasama, yürütme ve yargı organları tarafından birlikte kullanılmasını ifade eder. Buna göre, "kuvvetler ayrılığı" ilkesi özellikle yargının yasama ve yürütme organlarından bağımsızlığını güvence altına alarak, "hukuk devleti" ilkesinin de uygulanmasını mümkün kılar. Eğer yargıçların bağımsızlığı sağlanmazsa, yasama ve yürütmenin hukuka uygun davranıp davranmadığı denetlenemez. Bu bağlamda, Çalıştay'da, yürürlükteki Anayasamız'ın 139. maddesinde yer alan "Hakimlik ve Savcılık Teminatı"nın, yeni yapılacak anayasada da aynen yer alması gerektiği konusunda fikir birliğine varılmıştır. Sonuç Raporu 15 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 6.b. Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının "Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu" tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır. 6.c. "Hukuk Devleti"nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na siyasi müdahale olmamalı, Kurul üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir. Yargı bağımsızlığı ile ilgili tartışılan bir başka konu ise, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun kuruluşu, görev ve yetkileri konusudur. Bu konu 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği günden beri üzerinde en çok tartışılan konulardan biridir. Yürürlükteki Anayasamız'ın 159. maddesinde düzenlenen "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu" esas olarak; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ayrıca Kurul, Adalet Bakanlığı'nın, bir mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Çalıştay'a katılanlar, hakim ve savcıların idari, mali ve hukuki statülerine ilişkin konularda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yetkili olmasını, yargı bağımsızlığı açısından bir kazanım olarak değerlendirmiş, ancak yeni anayasada Kurul'un siyasi etki ve müdahalelere maruz kalmasına yol açabilecek düzenlemelere yer verilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu noktada da en çok; Adalet bakanının Kurul'un başkanı, Adalet Bakanlığı müsteşarının ise Kurul'un tabii üyesi olmasına ilişkin düzenlemeler eleştirilmiştir. 6.d. Yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır. Yargı bağımsızlığı tartışılırken, yargının tarafsızlığı da gündeme gelmiş, katılımcılar bu konuda farklı görüşler ileri sürmüştür. Katılımcıların bazılarına göre, "yargı tarafsızlığı" hukuk teori ve pratiğinde mevcut olmayan, siyasi içerikli bir kavramdır; yargının tarafsızlığı yargıcın vicdani kanaatine göre karar vermesiyle ilgilidir ve bağımsızlık gibi anayasal tedbirlerle sağlanması mümkün değildir. Bazı katılımcılar ise, bu konuda son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmaların, böyle bir kavramın anayasaya girmesinin zorunlu olduğunu gösterdiğine işaret etmiştir. 6.g. İdarenin bütün işlem ve eylemleri istisnasız yargı denetimine tabi olmalıdır. 6.h. "Kamu Denetçiliği" (Ombudsperson) anayasal bir kurum haline getirilmelidir. Bunun dışında Ulusal Çalıştay'da, yine "Hukuk devleti" ilkesiyle bağlantılı olarak, bu ilkenin uygulamada pekiştirilmesi gerektiği dile getirilmiş, yasama ve yürütme organlarının hukuk kurallarıyla daha etkin bir biçimde sınırlanmasını sağlayacak bir takım tedbirlere ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının tanınması gibi, yasama organının Anayasaya uygunluğunu sağlamaya yönelik mekanizmaları güçlendirecek bir takım öneriler tartışılmış, ancak ağırlıklı olarak yürütme organının hukuka uygunluğunu sağlayacak tedbirler üzerinde durulmuştur. Özellikle bu son noktayla ilgili yapılan öneriler şu şekilde özetlenebilir: Birincisi katılımcılar, 1982 Anayasası'nda idarenin bazı işlemlerinin (örneğin, Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı işlemler, YAŞ kararları, HSYK kararları) yargı denetimi dışında bırakılmış olmasını eleştirmiş ve yeni anayasada idarenin bütün eylem ve işlemlerinin "istisnasız" yargı denetimine tabi olması Sonuç Raporu 16 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı gerektiğine dikkat çekmişlerdir. İkincisi katılımcılar, "kamu denetçiliği" kurumuna ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunduğunu, ancak bunun yetersiz olduğunu tespit etmişler ve bu kurumun, pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Anayasa'da düzenlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Üçüncüsü katılımcılar, memurlara tanınan yargılama ayrıcalıklarının kaldırılması gerektiğini vurgulamışlardır. Mevzuatta (örneğin; Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'da, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda, Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu'nda) yer alan bu ayrıcalıklar 1982 Anayasası'nın 129. maddesinin 6. fıkrasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu fıkra şu şekildedir: "Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır." Katılımcılar, mevzuatta memurlara yönelik yargılama ayrıcalıklarının anayasal dayanağını oluşturacak benzer bir hükme yeni anayasa'da yer verilmemesi gerektiğini ifade etmişlerdir. 6.e. "İddia" ve "Savunma" makamlarının eşit konumlanması sağlanmalı; Anayasaya "Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur." hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye alınmalıdır. 6.f. İdari yargıda birlik sağlanmalıdır. Son olarak Çalıştay'da, "hukuk devleti" ilkesinin tam olarak uygulanabilmesi için yargı sisteminde bir takım yapısal reformlar yapılması gerektiği üzerinde durulmuş, bu bağlamda; "iddia" ve "savunma" makamlarının eşitliğinin anayasal olarak tanımlanması; "Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur." şeklinde bir hükmün Anayasa'da yer alması ve askeri idari yargının kaldırılarak idari yargıda birliğin sağlanması gibi talepler gündeme getirilmiştir. IV.7. Toplumun Çeşitli Kesimlerinin Karar Alma Mekanizmalarına Katılımının Sağlanması 7.Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır. Ulusal Çalıştay'da ortaya çıkan sonuçlardan bir başkası da, toplumun çeşitli kesimlerinin karar alma mekanizmalarına katılımını sağlayacak düzenlemelerin yeni anayasaya konması yönündeki taleptir. Katılımcılar, bu talebi yaşama geçirmek amacıyla, Meclise tasarı sunma ve kanunların anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkının, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmasını önermiştir. Sivil toplum kuruluşlarının artan gücü, Çalıştay'ın ilk gününde Türkiye'nin güçlü bir yanı olarak ortaya konmuştu. Siyasal karar alma süreçlerine sivil toplumun katılımının güvence altına alınması ise arzu edilen bir unsur olarak belirtilmişti. Meclise yasa önerisi sunma ve yasaların anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkının toplumun çeşitli kesimlerine tanınması talebi, bunun yaşama geçirilmesini sağlayacak bir istek olarak değerlendirilmiştir. IV.8. Devletin Ekonomideki Rolü 8.a. Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını esas alan bir ekonomik model "Sosyal Devlet" ilkesi de gözetilerek anayasada düzenlenmelidir. Sonuç Raporu 17 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 8.b. Tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde piyasaların işleyişinin yetersiz kaldığı veya bölgesel dengesizliklerin baş gösterdiği hallerde tarımsal destekler başta olmak üzere, etkin bir devlet yardımları sisteminin hayata geçirilmesi için devletin gerekli önlemleri alması anayasal güvence altına alınmalıdır. Çalıştayda katılımcı olarak yer alan çeşitli meslek kuruluşları ve çıkar grupları kendi alanlarıyla ilgili olarak devlete destekleme görevi yükleyecek ifadelerin anayasa metninde yer almasını önermişlerdir. Ancak aynı gruplar "iyi işleyen bir piyasa ekonomisi" ilkesi konusunda da hemfikir olmuşlardır. Dolayısıyla ortak akıl; devletin piyasa ekonomisinin yeterince işlemediği alan ve durumlarda ekonominin işleyişine müdahale etmesi ve sosyal devletin gereği olarak küreselleşmenin etkilerini en olumsuz şekilde hisseden kesimlere yönelik tedbirler alması yönünde oluşmuştur. Çalıştayda gündeme gelen "İyi İşleyen Piyasa Ekonomisi" Avrupa Birliği'nin aday ülkelere şart koştuğu Kopenhag Kriterleri arasında da yer almaktadır. Etkin ve fonksiyonel bir piyasa ekonomisinin unsurları olarak aşağıdakiler sayılabilir: • Arz-talep dengesinin piyasa güçlerinin bağımsız bir şekilde karşılıklı etkileşimi ile kurulmuş olması, • Ticaret kadar fiyatların da serbest olması, piyasaya giriş (yeni firma açılması) ve çıkış (iflaslar) için engellerin bulunmaması, • Mülkiyet haklarına (fikri ve sınai mülkiyet) dair düzenlemeleri kapsayan yasal bir sistemin olması ve bu yasalar ile düzenlemelerin icra edilebilmesi, • Fiyat istikrarını içeren bir ekonomik istikrara ulaşılmış olması ve sürdürülebilir dış dengenin varlığı, • Ekonomik politikaların temel ilkeleri hakkında geniş bir uzlaşmanın olması, • Mali sektörün, tasarrufları üretim yatırımlarına yönlendirebilecek kadar iyi gelişmiş olması Ulusal Çalıştay'da birçok katılımcı tarafından Anayasa'da ekonomik istikrarın sağlanması ve kollanması ile ilgili hüküm bulunması isteği dile getirilmiştir. Katılımcıların ülkenin ekonomik istikrarsızlık döneminde neler kaybettiğinin ve bu alanda büyük mesafe alınan son dönemdeki kazanımların bilincinde oldukları; siyasetin doğası gereği bir seçim dönemine odaklanan kısa vadeli bakış açısının ekonomik istikrarı tehlikeye sokabileceği, dolayısı ile bunun ile ilgili kurumsal düzenlemelere önem verdikleri anlaşılmaktadır. 8.d. Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilirlik esasına dayanılarak, şeffaf ve denetime açık olmalıdır. Katılımcıların hemen tamamının üzerinde uzlaştığı noktalardan birisi kamu kaynağı kullanan tüm bütçelerin şeffaflığının ve hesap verebilirliklerinin sağlanması konusu olmuştur. 8.e. "Ekonomik Sosyal Konsey" anayasal bir kurum haline getirilmelidir. Sivil toplumun yasama sürecine etkin olarak katılımının sağlanması açısından Ekonomik Sosyal Konsey ya da benzeri bir mekanizmanın anayasada yer alması katılımcılar tarafından önerilmiştir. Sonuç Raporu 18 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı V. Çalıştayda Uygulanan Arama Konferansı Yöntemi ve Çalışmanın Akışı Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı 8–9 Aralık 2007 tarihlerinde, "Paralel Arama Konferansı*" yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Arama Konferansı ortak akıl yaratmayı amaçlayan katılımlı bir planlama metodolojisidir. Bir grup iddia sahibi (stakeholder), metodolojinin ön gördüğü mantık içersinde en ideal gelecekleri ortaya çıkartacak yaratıcı stratejileri, işbirlikçi bir tutumla tasarlarlar. Ortak görüş yaratmayı, ortak sorunlara çözüm bulmayı, daha iyiye ulaşmak, gelişmek için neler yapılması gerektiğini belirlemeyi ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışma düzenidir. Klasik olmayan konferans düzeni içinde, ortak akıl aramak üzere 40 dolayında "iddia sahibini" 2-3 gün süre ile biraraya getirir. İddia sahipleri, konu ile ilgili, o konuda çalışıp bir tecrübe kazanmış karar vericiler ve bilgi birikimi olan kişiler diye tanımlanır. Aranan şey ortak akıldır. Katılımcıların birbirlerini ikna ederek geliştirecekleri ortak akıl arama konferansının her aşamasında aranır ve bulunur. Klasik konferans düzenlerinde bir veya birkaç kişi çıkıp belirli konuları anlatır ve geri kalanlar dinler; Arama Konferansında ise, tam tersine, katılanların tamamı bir düzen içinde konuşarak bir sonuca ulaşır. Beyin fırtınaları, tartışma ve yorum konuları genelden özele doğru yürür ve evvelden tanımlanmış olan "konferans görevi" tamamlanınca sona erer. Bilim adamı Fred Emery tarafından sistem düşünüşü ve grup dinamiği teorilerine dayandırılarak kurulmuş bir metodolojidir. Çok çeşitli sorunlarda ve kurumlarda Amerika, Kanada, Avustralya, İngiltere ve Norveç gibi ülkelerde son 20 yıldır kullanılmaktadır. Son beş senedir Türkiye'de çeşitli holding, dernek, sektör kuruluşu, kamu kuruluşu ve şirketlerde 400'ün üzerinde uygulamaya sahiptir. Arama konferansının amacı, normal olarak direkt ilişkide bulunmayan kişileri bir araya getirip, onları katılımlı bir tasarım ve problem çözme süreci içine sokmasıdır. Toplantı, büyük gruptan küçük gruplara bölünerek, organik bir şekilde, konferans görevini bitirinceye kadar çalışır. Konferansın sonuca götürülmesinde bir yürütücü bulunur. Yürütücü tartışmanın içeriğine karışmaz ve içerik ile ilgili özel uzman olması gerekmez. Yürütücünün rolü süreç ve zamanlama garantörü olmaktır. Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı'ında uygulanan Arama Konferansı'nın yürütücülüğünü Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı yapmıştır. Katılım ve Diyalog Şartları Arama Konferansı sistematiğine uyumlu olarak Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı için gönderilen davetlerde çalıştaya katılımın bazı şartlarla uymak koşuluyla mümkün olabileceği belirtilmiştir. Bu şartlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir: * Arama Konferansı, ARAMA Ltd.'in (www.aramasearch.com) tescilli markasıdır. Sonuç Raporu 19 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Ortak Geleceğe Odaklanma: Katılımcıların mevcut pozisyonlarını korumaya değil arzulanan daha iyi bir ortak geleceği keşfetmeye odaklanmaları beklenir. Şahsi Katılım: Katılımcılar kurumlarının sözcüsü olarak değil şahısları adına katılırlar. Çalışma Sistematiğine Uyma: Arama Konferansı klasik bir konferans türü değildir. Uzun konuşmalar yapılmaz. Katılımcılar metodoloji yönlendirmesi doğrultusunda katkılarını yaparlar. Diyalog akışı bir yöntem ile düzenlenir, katılımcıların yöntemin gerektirdiği düzene uymakla yükümlüdürler. Diyalog ve Açıklık: Katılımcılardan kendi fikirleri kadar diğer fikirleri dinlemeye önem vermeleri, yeni ve alışılagelmemiş fikirlere önyargılı yaklaşmamaları, kavgacı değil uzlaştırıcı olmaları beklenir. Fikirlere Tolerans: Her görüş meşrudur, fikirleri yüzünden kimse katılıma fırsatından men edilemez ve dışlanamaz. Katılımcıların, toplantı öncesi veya sonrası her türlü sindirici söz veya hareketten kaçınmaları gerekmektedir; bu davranışlarda bulunan katılımcılar oturumlara girme şansını yitirebilirler. Katılımda Eşitlik: Toplantı süresince rütbe, statü, yetki, yaş veya bir meslek grubuna ait olmak, oturumlarda bir öncelik veya bir ayrıcalık sağlamaz. Katılanların uzman olmaları gerekmez ve beklenmez. Gönüllü Katılım: Toplantıya katılanların gönüllü katılmış olması önemlidir. Tam Katılım: Çalışmaya kısmi katılım olmaz. Katılanlar tüm toplantıya katılırlar. Konferans sürecinin evreleri birbiri arasında ilişkili olduğu için bir parçasına katılıp öbür parçasına katılmamak olmaz. Toplantı esnasında her türlü mobil haberleşme araçları kullanılmamalıdır www.anayasaplatformu.net adresindeki "Anayasa nedir, ne değildir" bölümündeki bilgilendirme yazısını okuyarak çalıştaya anayasa içeriği hakkında bilgilenmiş olarak gelmek gerekir. Rahat çalışma ortamı: Katılımcıların çalıştaya formel olmayan rahat giysilerle gelmeleri önerilir. Anayasa Platofmu 1. Ulusal Çalıştayı'ında Paralel Arama Konferansı 3 aşamada uygulanmıştır: 1) Bağlam Çalışması 2) İlkeler Çalışması 3) Anayasa Mimarisi Çalışması. 1) Bağlam çalışmasında, katılımcılar 4 paralel Arama Konferansı grubuna bölünerek çalışmışlardır. Grup 1: Kendi kendimizi yönetmedeki güçlü yanlarımızı, Grup 2: Kendi kendimizi yönetmedeki zaaflarımızı, Grup 3: Türkiye'nin fırsatlarını, Grup 4: Türkiye'nin tehditlerini tartışmıştır. Sonuç Raporu 20 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Parallel gruplar, kendi alanlarında toplandıktan sonra kendi içlerinde 7–8 kişilik küçük gruplara bölünerek çalışmış, daha sonra kendi içlerindeki diğer küçük gruplara sunarak ortaklaştırma yapmışlardır. Paralel gruplar, ortaklaştırma sunumlarını daha sonra büyük grupta sunmuş ve ardından görüşler ve değerlendirmeler alınmıştır. 2) İlkeler çalışmasında yine 4 paralel gruba gidilmiş ve İdeal Anayasa için ilkeler çalışması her paralel grupta çalışılmıştır. Yöntem olarak paralel gruplar birinci aşamadakine benzer formatta çalışmışlardır. 3) Anayasa mimarisi aşamasında ise 4 paralel arama konferansı grubunun tümü Anayasa Yapma ve Değiştirme Süreci ile Temel Hak ve Özgürlükleri üzerine çalışmış ve her grup aşağıdaki başlıklardan birini işlemiştir; Grup 1: Yasama Grup 2: Yürütme Grup 3: Yasama ve Yürütme İlişkileri Grup 4: Yargı Bütün grup çalışmaları tüm katılımcılara sunulduktan sonra bütünleştirme grupları oluşturulmuş ve her konu başlığı ayrı gruplar tarafından tüm grup sunumları değerlendirilerek bütünleştirilmiştir. Sonuç Raporu 21 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Sonuç Raporu 22 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı VI. Anayasal Kazanımlar Bu "Anayasa Platformu", iki temel alanda "geri adım" sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle, bu alanlardaki mevcut kazanımları "Anayasa Çalıştayı"na yapılacak katkıların "doğal sınırı" olarak kabul etmektedir: (1) Yürürlükteki Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde garanti altına alınan Cumhuriyet'in temel nitelikleri; (2) Özellikle Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde, evrensel insan hakları standartlarının iç hukuka aktarılması amacıyla, anayasal sistemimizde yapılan değişiklik ve yenilikler. I- CUMHURİYET'İN TEMEL NİTELİKLERİ 1. 2. İnsan Haklarına Saygı Atatürk milliyetçiliği 3. 4. 5. 6. 7. Demokratik Devlet Laik Devlet Sosyal Devlet Hukuk Devleti Anayasamız'ın 3. maddesinde; "Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük" kavramıyla ifade edilen "üniter" devlet yapısı 8. Devletin resmi dilinin Türkçe olması 9. Bayrak, Milli Marş ve Başkente ilişkin düzenlemeler 10. Başlangıçta belirtilen temel ilkeler II- EVRENSEL İNSAN HAKLARI STANDARTLARININ ANAYASAL SİSTEMİMİZE AKTARILMASI AMACIYLA YAPILAN DÜZENLEMELERE ÖRNEKLER 1. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasnda her temel hak ve özgürlük için geçerli olan "genel sınırlama"sebeplerinin kaldırılması 2. İdam cezasının kaldırılması 3. "Kanunla yasaklanmış dil" kavramının Anayasa'dan çıkarılması 4. Toplu suçlarda "gözaltı" süresinin 15 günden 4 güne indirilmesi 5. Özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme özgürlüğüne ilişkin maddelerde yapılan evrensel insan haklarına uygun düzenlemeler 6. Dernek ve sendika kurulmasını kolaylaştıran düzenlemeler 7. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran düzenlemeler 8. "Adil yargılanma" ilkesinin anayasal sistemimize girmiş olması 9. "Devlet Güvenlik Mahkemeleri"nin anayasal sistemimizden çıkarılmış olması 10. İnsan haklarına ilişkin milletlerarası andlaşmalara yasalar karşısında üstünlük tanınması Sonuç Raporu 23 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı VII. Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması "Anayasa yapım sürecine, siz ne kadar sahip çıkarsanız anayasa o kadar sizin olur." 12 Aralık 2007 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından yapılan konuşma şöyle: Anayasalar, ülkelerin yol haritalarıdır. Ülkenin geleceğini, toplumun beklentilerini ve isteklerini dikkate alarak hazırlanan anayasalar istikrar,huzur ve güven oluştururlar. Türkiye'nin de uzun yıllardır bir anayasa meselesi olmuştur. Bugün bu uzun vadeli meseleyi çözme fırsatı vardır. Türkiye bu fırsatı kaçırmamalıdır. Daha önemlisi Türkiye bu fırsatı ayırıcı değil, birleştirici bir anayasa hazırlama süreci tasarlayarak kullanmalıdır. Anayasanın ayrım değil, birlik sembolü olmasının yolu anayasayı hazırlama süreci ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle anayasa tartışma sürecinin tasarımı, en az tartışma süreci sonunda ortaya çıkacak anayasa metni kadar önemlidir. Türkiye'nin ihtiyacının sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma süreci olduğunu düşünen Ekonomik ve Sosyal Konsey'in hükümet dışı kanadını oluşturan TOBB, TZOB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMUSEN, TESK ve TİSK başkanları olarak 25 Eylül'de bir açıklama yapmış ve anayasa hazırlama sürecinin en az anayasanın içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek, yeni anayasanın dayanması gereken temel ilkelerin bir tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştık. Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını, önemli olanın anayasanın dayanacağı temel ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini yaratmak olduğunu ifade etmiştir. TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ, TÜSİAD, TÜRKONFED, MÜSİAD, MEMUR-SEN, TUSKON, ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TELEVİZYON YAYINCILARI DERNEĞİ'nin de katılımıyla, "anayasa platformu" daha da genişlemiştir. Amaç, anayasa konusunda kesin bir toplumsal uzlaşma sağlamak değil, anayasa gibi ortak iradeyi yansıtması beklenen en temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan ve üye oldukları sivil toplum ve meslek kuruluşları aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında tartışacakları bir ortam oluşturmaktır. Bu amaca yönelik olarak geçtiğimiz haftasonu düzenlediğimiz Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı, katılımlı bir tartışma sürecini başlatarak hedefine ulaştı. Çalıştaya 83 sivil toplum ve meslek kuruluşunu temsil eden 250 kişi katıldı. Bu "Anayasa Platformu", iki temel alanda "geri adım" sayılabilecek tartışmaları, bu sürece olumlu Sonuç Raporu 24 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle gündemine dahi almamıştır. Bunlardan birincisi, yürürlükteki Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde garanti altına alınan; Atatürk milliyetçiliği, demokratik, laik sosyal hukuk devleti, üniter devlet yapısı, devletin resmi dilinin Türkçe olması, bayrak, milli marş ve başkente ilişkin düzenlemeleri yani cumhuriyetin temel niteliklerini tartışmaya açmamıştır. İkincisi, Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde, evrensel insan hakları standartlarının iç hukuka aktarılması amacıyla, anayasal sistemimizde yapılan değişiklik ve yenilikleri de tartışmaya açmadık. Esas olarak bu iki kabulün katılımcılar tarafından da büyük bir çoğunlukla teyit edildiği gözlenmiştir. Çalıştayda oldukça farklı düşüncelerde olan insanlar katılımlı bir tartışma sistematiği içinde birbirlerinin fikirlerine tolere ederek, çatışmacı değil uzlaşmacı bir anlayışla ortak bir geleceğe odaklanarak ve bir yurttaş sorumluluğuyla anayasanın dayanması gereken ilkelerle ilgili ortak aklı oluşturmuşlardır. Ortak akıl, herkesin uzlaştığı, fikir birliğine vardığı bir mutabakat anlamına gelmemektedir. Şunu ifade etmek istiyorum ki, burada açıklanacak ana başlıklarda benim, arkadaşlarımın da mutabık olmadığı hususlar bulunmaktadır. Bu da gayet doğaldır. Burada önemli olan bu fikirlerin özgürce dile getirilmesi, tartışılması ve uzlaştığımız hususlar kadar uzlaşamadığımız, çatıştığımız alanların da ortaya çıkarılmasıdır. Bu aşamada önemli olan tartışma sürecinin kendisidir. Bu ülkede karşılıklı monolog yerine sağlıklı ve etkileşimli bir diyalog ortamının olabileceğini görmüş bulunuyoruz. Ben gerçekten Cumartesi ve Pazar günleri geç saatlere kadar süren çalıştayda gösterilen özveriden dolayı tüm katılımcılara şükranlarımı sunuyorum. Ancak bu çalıştayın bir son değil bir başlangıç olduğunu da tekrar hatırlatmak istiyorum. Kısa bir süre içinde üç ihtisas komisyonu kurularak çalışmalara başlayacak. Bu ihtisas komisyonları; dengeleme ve denetleme mekanizmaları komisyonu, kamu yönetiminde etkinlik komisyonu ve ekonomik sosyal haklar komisyonu olacak. Bunun yanında Şubat ayı içinde İstanbul'da da arama konferansı yöntemiyle katılımlı bir çalıştay daha gerçekleştireceğiz. Biz bu platformu oluştururken Anayasa tartışmalarının ülkenin gündemini tıkamasına, çatışma unsuru olmasına ve toplumsal enerjiyi tüketmesine engel olmayı hedefledik. Bu konuda attığımız ilk adım başarılı bir sonuç vermiştir. Ancak unutulmamalıdır ki bu sürecin gerçek sahipleri kamuoyunun ve toplumun kendisidir. Bizlerin rolü, sürecin yürümesi için gerekli adımları atmak ve tartışmaya, doğru ortamı sağlamaktan ibarettir. Anayasa yapım sürecine, siz ne kadar sahip çıkarsanız anayasa o kadar sizin olur. Sonuç Raporu 25 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı VIII. Tutanaklar ORTAKLAŞTIRILMIŞ GÜÇLÜ – ZAYIF YANLAR ORTAK GÜÇLÜ YANLAR ORTAK ZAYIF YANLAR 1. Laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti olmamız ve yönetim şeklimizin cumhuriyet olması (Anayasa bağlantısı: mevcut anayasadaki hükümlerin korunarak güçlendirilmesi) 1. Yargının bağımsız olmaması. Yürütmenin yasama üzerindeki baskısı. Kuvvetler ayrılığı/dengesi ilkesinin düzgün işletilememesi (Anayasa bağlantısı: Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının güvence altına alınması) 2. Serbest piyasa ekonomisi (Anayasa bağlantısı: sosyal devlet kavramının güvence altına alınması) 2. Şeffaflık ve hesap sorulabilirliğin bulunmaması 3. AB uyum sürecinin itici gücü (Anayasa bağlantısı: yasama ve yürütmede uluslararası standartlara uyumun sağlanması) 3. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan bireyler yetiştiremeyen bir eğitim sistemi (Anayasa bağlantısı: Devletin, 4. STK'ların artan gücü (Anayasa bağlantısı: siyasal karar alma süreçlerine katılımın güvence altına alınması ve örgütlenme özgürlüğünün geliştirilmesi) Tek Grupta Ç kanlar: 1. Atatürk ilkelerinin uygulanıyor ve halk tarafından güçlü bir toplumsal bilinçle sahipleniliyor olması (Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasadaki ilgili maddenin korunması) eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve niteliğin yükseltilmesi için gerekli tedbirleri alması) 4. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve geliştirilmemesi. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik devlet anlayışının eksikliği (Anayasa bağlantısı: Türkiye Cumhuriyeti'nin, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik bir devlet olduğunun vurgulanması) Tek Grupta Çıkanlar: 1. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi 2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın sağlanamaması (Anayasa bağlantısı: Kadın erkek eşitliği; ekonomik istikrar; toplumsal örgütlenme) 3. Gelir dağılımı dengesizliği (Anayasa bağlantısı: Devletin, sosyal devlet anlayışı içerisinde gelir dağılımında dengesizliği giderecek tedbirleri alması) 4. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu (Laiklik ilkesinin anayasada yer alması) Sonuç Raporu 26 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAKLAŞTIRILMIŞ FIRSATLAR VE TEHDİTLER ORTAK FIRSATLAR ORTAK TEHDİTLER 1. AB süreci ve uluslararası sözleşmelere taraf olmanın, temel haklar ve özgürlüklerin geliştirilmesi için sunduğu fırsat (Anayasa Bağlantısı: Temel Hak ve Özgürlükler) 1. Demokrasi ve hukukun egemenliğindeki yetersizlikler (kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşma, STK'lara eksik odaklanma) (Anayasa bağlantısı: Kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler dengesinin evrensel demokrasi ilkeleri çerçevesinde düzenlenmesi) 2. Toplumumuzda, tarihi ve kültürel birikimimizden kaynaklanan farklılıkların bir zenginlik olarak görülmesi 3. Kadın ve genç nüfusun siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama katılabilme imkânı: • Kadın-erkek eşitliği • Çağdaş yaratıcı eğitim 4. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik yaşamın temelini oluşturması (bilim, girişimcilik, fikri mülkiyet) Tek Grupta Ç kanlar: 1. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar 2. Ekonomik ve siyasi istikrarı gözetici önlem alınması (Anayasa bağlantısı: temsilde adalet) 2. Hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, barıştan uzaklaşma, ulusal birlik tehdidi (çatışmalar, şovenizm, terör, dinsel ve etnik köken bölücülüğü) (Anayasa bağlantısı: Anayasada evrensel değerlere atıf yapılarak birey, devlet karşısında korunmalı) 3. Sosyal ve ekonomik tehditler (göç, toprak göçü, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımında dengesizlik, eşitsizlik, ekonomik istikrarsızlık, yolsuzluk, eğitim ve sağlık problemleri, küreselleşme ve bilgi toplumu olamama) (Anayasa bağlantısı: Ekonomik, sosyal, kültürel hakların korunması, geliştirilmesi) 4. Hakların yetersizliği eksiklik (Birey hakları, kadın hakları -cinsiyet ayrımcılığı) (Anayasa bağlantısı: Ayrımcılığın önlenmesi konusunda maddeler olması) Tek Grupta Ç kanlar: 1. Kamu yararının gözetilmesi 2. Ulusal bağımsızlık 3. Ekonomik istikrarsızlık tehdidine karşı, güçlü ekonomi için çerçeve koşulların yaratılması. Sonuç Raporu 27 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAKLAŞTIRILMIŞ İLKELER • Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, kanun önünde herkes eşittir. Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliğini (geçici özel önlem almak da dâhil olmak üzere) kanun önünde ve fiili uygulamada sağlamakla yükümlüdür. • Birey-Devlet ilişkilerine birey odaklı bir anlayış egemen olmalıdır. • Sosyal devlet ilkesi (sağlık, çalışma, sosyal güvenlik, eğitim, dengeli gelir dağılımı, bölgesel kalkınmada eşitlik) gözetilmelidir. • Hukuk devletini teminat altına almak üzere; – Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması – Yargı bağımsızlığı – Yargı tarafsızlığı – Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde) – Adil yargılanma hakkı – Yasama dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanması – Kamu görevlileri için şeffaflık ve hesap sorulabilirlik ilkelerinin uygulanması gereği güvence altına alınmalıdır. • Anayasa yapım süreci ve ortaya çıkacak metinde çoğulcu ve katılımcı demokrasi esas alınmalıdır. • Devlet, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür. • Laiklik anayasanın temel ilkelerinden olmalıdır. – Din ve vicdan özgürlüğü sağlanmalıdır. – Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalıdır. – Anayasada laiklik kavramı açık ve net biçimde tanımlanmalıdır. • Anayasa ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa düzenini güvence altına almalıdır (örneğin mali ve parasal disiplinin korunması, siyasetin ekonomiye müdahalesinin sınırlandırılması, kamu maliyesinin etkin denetimi...) • Sürdürülebilir kalkınma ilkesi: İnsan ve devlet (tüzel kişilik) ile birlikte, çevrenin, doğal kaynakların, canlı ve cansız varlıkların şimdiki ve gelecek nesiller için sürdürülebilirliği güvence altına alınmalıdır. Tek Grupta Ele Alınmış İlkeler • Eğitim: – Bilimsel standartlara uygun eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Sonuç Raporu 28 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı – Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük güvence altına alınmalıdır. • Atatürk ilkeleri gözetilmelidir. • Anayasal vatandaşlık kavramı uygulamaya konmalıdır. Vatandaşlık etnik bir kimliğe atıfla tanımlanmamalı, vatandaşlığın hukuki bir tanımı yapılmalıdır. – "Türkiyelilik" kavramını içeren bir vatandaşlık anlayışı geliştirilmelidir. • Bilgi edinme hakkının yanı sıra, kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşması ve düzeltilmesini talep etme hakkı sağlanmalıdır. • Merkezi ve yerel yönetimler arası görev ve sorumlulukların dengelendiği, yerel yönetimlerin güçlendirildiği, katılımcı bir yerinden yönetim ilkesi uygulamaya konmalıdır. • Siyasi parti sisteminde demokratik ilkeler egemen kılınmalıdır. – Temsil mekanizması güçlendirilmeli, – Siyasi partilerde aday belirleme sorunu demokratik ilkeler uyarınca çözülmeli, – Ulusal seçim barajı yeniden ele alınmalı, – Mesleki ayrım yapılmaksızın siyaset yapma yasağının önündeki engeller kaldırılmalı, – Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıkları kaldırılmalı ve siyasi parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev süreleri sınırlandırılmalıdır. • Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemelidir. • Din hizmeti devlet tarafından sağlanmamalıdır. • Ekonomik ve Sosyal Konsey anayasal bir kurum olmalı ve etkin çalışması sağlanmalıdır. – Sivil Toplum Kuruluşlarının kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmesine olanak tanınmalıdır. • Anayasada muğlâk ifadeler yer almamalı; kamu yararı, kamu hizmeti vb. kavramlar açık ve net bir biçimde tanımlanmalıdır. • Parlamenterler parti disiplininden bağımsız olarak hareket edebilmelidir. • Siyasal sistem üzerindeki askeri ve bürokratik baskı kalkmalıdır. • Üniter devlet yapısı ile devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü korunarak çoğulculuk ve farklılık korunmalı ve geliştirilmelidir. Sonuç Raporu 29 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ ANAYASA MİMARİSİ ANAYASALARIN YAPILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ · Ortak: o Sivil toplum örgütlerinin katılımıyla makul bir süreç işletilmek ve geniş bir mutabakat sağlanmak koşuluyla yeni bir anayasanın yapılmasına ihtiyaç vardır. § İkinci seçenek olarak mevcut anayasa tadilatlarla korunabilir fikri de dile getirildi. · Referanduma sunulmak ve nitelikli çoğunluk aranmak kaydıyla o TBMM, yeni bir anayasa yapabilir (çoğunluk) o Yeni bir anayasa ancak kurucu meclisle yapılabilir (azınlık). · Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır. · Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik bir ortamda yürütülmeli ve devlet bu demokratik ve özgür tartışma ortamını sağlamalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: · Anayasa yapımı, siyasi ya da bürokratik elitlerin ve akademisyenlerin tekeline bırakılmamalıdır. Anayasa taslağı, STK ve bireylerden gelecek taleplerden sonra ve bu talepleri dikkate alarak oluşturulmalı ve daha sonra anayasa hukuku ve siyaset bilimi uzmanları bu taslak üzerinden çalışmalarına başlamalıdır. · Anayasada felsefi bütünlük olmalıdır. · Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda devletin temel yasası olan Anayasa da bunu yansıtmalıdır. · Anayasa yapım sürecinde Avrupa Birliği Anayasası'nın hazırlanma süreci dikkate alınabilir. Sonuç Raporu 30 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER Kişisel haklar ORTAK · Temel hak ve özgürlüklere, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AB Temel Haklar Şartı ve benzer uluslararası sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlamalar getirilemez. · Haklara getirilebilecek kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır. · Devlet, haklarını koruyamayacak kişilerin ve özel grupların (engellilerin, yaşlıların, çocukların, korunmaya muhtaç yurttaşların) haklarını korur. · Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz · Basın, ifade ve düşünce özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalıdır. · Konut dokunulmazlığı sağlanmalıdır. · Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır. Tek Grupta Ele Alınanlar: · Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükler yaygınlaştırılmalıdır. · Kişinin kendi hakkında bilgiye erişim ve bu bilginin düzeltilmesini talep etme hakkı tanınmalıdır. · Askerlik hizmetine vicdani ret hakkı verilmeli, vatan hizmeti yükümlülüğün kamu hizmetiyle yerine getirilebilmesine olanak tanınmalıdır. · Kişinin anadilini öğrenme hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. · Kişilerin eğitim ve çalışma hakkı kılık-kıyafet nedeniyle engellenemez. · Bilim, sanat ve din eğitim ve öğretiminde evrensellik felsefesi hedef alınmalıdır. Ekonomik ve sosyal haklar ORTAK · Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır. · Çocuk hakları, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca anayasal güvence altına alınmalıdır. · Fikri mülkiyet hakkı güvence altına alınmalıdır. · Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve bu hak herkese sağlanmalıdır. Sonuç Raporu 31 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı · Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır. · Eğitim: o Kızlar ve erkeklerin eşit düzeyde erişimine açık olmak üzere, okul öncesi eğitim de dahil olarak 12 yıllık temel eğitim zorunlu kılınmalıdır. o Ücretsiz olmalıdır. o Bölgeler, cinsiyetler ve kır-kent arasında fırsat ve kalite eşitliği sağlanmalıdır. · Genç hakları ve gençler korunmalıdır. · Engellilerin ve yaşlıların haklarının öncellikli korunması için devlet gerekli önlemleri almalı ve ilgili teşkilatları kurmalıdır. · Ekonomik Sosyal Konsey'a anayasal işlerlik ve etkinlik kazandırılmalıdır. · Tarım sektörü devletçe desteklenmeli, tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalıdır. · Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını denetleyecek kurumlar, kadın-erkek eşitliği izleme mekanizması ve kamu denetçiliği gibi izleme ve denetleme mekanizmaları kurulmalıdır. · Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili esastır. İlgili bütün kurumlar, herhangi bir cinsin temsili oranı %60 düzeyini aşmayacak biçimde düzenleme yapmakla yükümlü kılınmalıdır. · Temel sağlık hizmeti ücretsiz olmalıdır. Tek Grupta Ele Alınanlar: · Ana dilde eğitim ve öğrenim hakkı anayasal olarak tanınmalıdır. · Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve zihinsel üretim zemini devletin resmi dilinde oluşturulur. · Esnaf ve sanatkârların korunması için devlet gerekli tedbirleri alır. · Vergi kaçırmak anayasal suç sayılmalıdır. · İstihdam alanında cinsiyet kotasına izin verilmemelidir. · İşsizlik yardımı ve asgari ücret anayasal teminat altına alınmalıdır. · Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurullarıyla işletilmelidir. · Ev kadınlarının sağlık hizmetine erişim hakkı devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Siyasi Haklar ORTAK · Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir. · Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili için geçici pozitif Sonuç Raporu 32 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ayrımcılık önlemleri alınmalıdır. · Örgütlenme hakkı geliştirilmelidir. · İfade özgürlüğü sağlanmalıdır. · Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır o 657 sayılı kanun uyarınca siyasi yasakların milletvekili seçilme yeterliğine engel oluşturacağı hükmü kaldırılmalı, kısıtlama yalnızca yüz kızartıcı suçlarla sınırlandırılmalıdır. o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde siyasi aday olamazlar. · Çatışma Noktası Baş örtüsü, türban ve siyasi simgeler; o kamusal alanda kullanılmamalıdır. o kamusal alanda kullanılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınanlar: · Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal hakları tanınmalıdır. · Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmelidir. · Yasaların ve uygulamaların anayasaya aykırılığı iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı STK'lara da verilmelidir. · Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır. · Siyasi partilere üye olma hakkı genişletilmelidir. Sonuç Raporu 33 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YASAMA ORTAK • Adil bir seçim sistemi için o Ulusal baraj düşürülmeli ya da tamamen kaldırılmalıdır. o Delege ve aday belirleme süreçleri parti başkanlığından bağımsız olacak şekilde düzenlenmelidir. o Milletvekillerinin en fazla kaç dönem görev yapabileceğine sınırlama getirilmelidir. • Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır • Meclis'e yasa önerisi sunma hakkı, yerel meclisler, yerel yönetimler, STK'lar ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır. Çatışma Noktası: • Yasama organı: o Millet Meclisi ve Senato olmak üzere 2 kamaralı olmalıdır. o Parlamenter sistemde tek meclisli temsil Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Cumhurbaşkanını Meclis seçmelidir. Cumhurbaşkanının yetkileri parlamenter sistemin gerekleri uyarınca sınırlandırılmalıdır. • Yasama-yargı ilişkisi: Yasama, atama yetkisini, yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde paylaşmalıdır. • Siyasi parti teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır. • Milletvekilliği gönüllü hizmet kapsamına alınmalı, devlet memurluğundan ayrılmalıdır. • Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle mücadele vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranmalıdır. • Milletvekili sayısı azaltılmalıdır (400 MV). Nispi temsille seçilecek bu grubun yanı sıra 50 kişilik bir "Türkiye milletvekilliği kontenjanı" uygulamaya konmalıdır. • Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmelidir. • Milletvekilliği adaylık ve seçim süreçlerine cinsiyet kotası getirilmelidir (%40). • Milletvekilliğinde 65 yaş üst sınırı olmalıdır. • Milletvekili seçilme yeterlik koşullarına asgari lise mezunu olma şartı eklenmelidir. • STK üyelerinin bu kuruluşlardaki görevi milletvekili seçildikten sonra da devam etmelidir. • Milletvekili, milletvekilliği dışında ticari işlerle uğraşmamalı, kamu kurum ve STK'larda görev alamamalıdır. Sonuç Raporu 34 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YÜRÜTME ORTAK • Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlandırılmalıdır. • Üniversitelere tam özerklik tanınmalıdır. Rektör seçimleri kanunla düzenlenmeli, bu seçimlerde öğrencilere de oy hakkı tanınmalıdır. • YÖK özerkleştirilmelidir. • Kamu kaynağı kullanılan her tür bütçe hesap sorulabilir, şeffaf, denetime açık kılınmalıdır. • Milli Güvenlik Kurulu, uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmelidir. • YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. kurumların tamamı özerk ve şeffaf hale getirilmelidir. Buna paralel olarak bu kurumların denetimleri sağlayacak mekanizmalar güçlendirilmelidir. • Kamu denetçiliği kurumu tesis edilmelidir. • Yerel yönetimler güçlendirilmeli, mali ve idari özerklikleri sağlanmalı ve buna paralel olarak sorulabilirlik, şeffaflık ve katılımcılık nitelikleri geliştirilmelidir. • Yürütme ve idarenin her türlü işlemi istisnasız olarak yargı denetimine açık kılınmalıdır. • Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesi değiştirilmeli ve memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Belediye Başkanları halk tarafından geri çağırılabilmeli ve belediyelerde katılımcı bütçe uygulanmalıdır. • Yürütme ve idare ile ilgili tüm kurum ve kurullarda, seçim ve atama ile gelinen görevlerde liyakat ilkesi ve cinsiyetler arası temsil eşitliği gözetilmelidir. • YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. gibi kurumlar ve yerel yönetimlerdeki il özel idarelerinde yönetim oluşturulmasında sosyal konsey modeli benimsenmeli ve söz ve karar hakkı açısından temsil eşitliği sağlanmalıdır. • Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalıdır. • Bakanlar kurulu üyeleri, savcı ve yargıçların atanması ve yüksek mahkeme üyelerinin seçimi de dahil olmak üzere yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmamalıdır. • Bakanlar Kurulunun atama yetkileri kısıtlanmalıdır. • Parlamenter sistemin bir gereği olarak Bakanlar Kurulu güçlendirilmelidir. • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında yerindenlik ilkesi uygulanmalı, bu kurumların mali denetimi diğer kamu tüzel kişilikleri ile aynı biçimde yürütülmelidir. • Ticari kar amacı güden özel üniversitelerin kurulmasına izin verilmelidir. • Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip Sonuç Raporu 35 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı olması temin edilmelidir. • Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri etkinleştirilmelidir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. • Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi sınırlandırılmalıdır. Kanun Hükmünde Kararnameler en kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalıdır. • Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı ancak özerkleştirilmeli ve tüm inanç gruplarına hizmet etmelidir. Din eğitimi anayasada yer almamalıdır. Çatışma Noktası: • Cumhurbaşkanı seçimi: o Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmelidir. o Cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilmelidir. Sonuç Raporu 36 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YASAMA VE YÜRÜTME İLİŞKİLERİ ORTAK • Bakanlar Kurulu üyeleri partilerden ve/veya parlamentodan istifa etmelidir. • Yasama sürecine sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır. • Seçim sisteminde ulusal baraj oranı yeniden düzenlenmelidir. o %10 barajı kaldırılmalıdır. o %10 barajı %5 düzeyine indirilmelidir. • İki turlu ve dar bölgeli seçim sistemi uygulanmalıdır. • Siyasi partilerde demokratik işleyiş sağlanmalıdır: o Parti başkanlarının görev süreleri sınırlandırılmalıdır. o Seçimlerde adayların belirlenmesi aşamasında cinsiyet kotası konmalıdır. o Partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır. o Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, finansmanın demokratik yollardan paylaşımı yoluna gidilmelidir. o Partilerin milletvekilliği aday adaylığı için ücret talep etme hakkı kaldırılmalıdır. • Milletvekili dokunulmazlıkları kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalıdır. • 'Türkiye' milletvekilliği uygulamasına geçilmelidir. • Yerel yönetimlerde katılımcılık ve hesap sorulabilirlik güçlendirilmelidir. • Cumhurbaşkanı tek dereceli seçimlerle ve parlamento tarafından seçilmelidir. • Milletvekilliği hizmeti maddi ve manevi olarak herhangi bir kamu hizmeti statüsüne eşitlenmelidir. • Yasama, yürütme, yargı arasında etkin bir denge ve kontrol mekanizması oluşturulmalıdır. • Halkoyuna başvurulacağı durumlarda, vatandaşlara neyi oyladığı ayrıntılı olarak açıklanmalı, bunu müteakiben uzun süreli bir tartışma ortamına olanak tanınmalıdır. Sonuç Raporu 37 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YARGI ORTAK • Yargının bağımsızlığı güvence altına alınmalıdır. Bunun için: o Yargı, yürütmeden bağımsız kılınmalıdır. o Hakim teminatı güvence altına alınmalıdır. o Hakim tarafsızlığı sağlanmalıdır. • İddia ve savunma makamları eşit konumlandırılmalıdır. Anayasada savunmanın bağımsızlığı ve yargının kurucu unsuru olarak işlevi tanınarak savunma makamı anayasal güvence altına alınmalıdır. • Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, anayasa mahkemesinden bağımsız bir yapı olarak kurgulanmalıdır. • İdari yargıda bütünlük sağlanmalıdır. Bunun için: o Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır. o Askeri yargı bünyesinde yalnızca askeri disiplin mahkemelerine yer tanınmalıdır. •İdarenin her türlü işlem ve eylemi istisnasız olarak yargı denetimine açılmalıdır. •Yüksek yargı kurumları bünyesinde Türkiye Barolar Birliği üyesi avukatlar arasından makul oranda temsilci bulunmasına olanak tanınmalıdır. • Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu: o HSYK'ya siyasi müdahalede bulunulması engellenmelidir. o HSYK üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir. • Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalıdır. • Kamu denetçisi (ombudsman) kurumu kurulmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • HSYK yerine Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak mali ve idari özerkliğe sahip iki ayrı kurul oluşturulmalıdır. • TBMM, yüksek yargıya üye seçebilmelidir. • HSYK, yüksek yargıya üye seçebilmelidir. • Mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi ve üst mahkemeden oluşmak üzere 3 dereceli yargı sistemi oluşturulmalıdır. • Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK, vb.) yargısal nitelikli işlevleri anayasada açıklığa kavuşturulmalıdır. • Yargının halk egemenliği ile bağlantısı güçlendirilmelidir. • Anayasa Mahkemesi'nin oluşturulma şekli değiştirilmelidir. Anayasa Mahkemesi, yüksek Sonuç Raporu 38 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı mahkemelerin doğrudan temsilcileri, TBMM'nin atayacağı temsilciler ve Cumhurbaşkanı'nın atayacağı temsilcilerden oluşmalıdır. • Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının idaresi o HSYK tarafından yürütülmelidir. o Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmelidir. • Yüksek Hakem Kurulu korunmalıdır. Sonuç Raporu 39 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ÇALIŞTAY NOTLARI AÇILIŞ KONUŞMALARI Prof. Dr. GÜVEN SAK, Tepav İcra Direktörü Günaydın. Öncelikle ayağınıza sağlık. Toplantıdan kısa bir süre önce yaptığımız daveti kabul edip geldiğiniz için teşekkürler. Bugün burada tarihi bir şey yapıyoruz. Türkiye'de 1870'lerden beri anayasalar yapmışız ama bu anayasalar az sayıda kişi tarafından ya da az sayıda kişiye ısmarlanarak yapılmış. Bugün anayasada yer alması gerektiğini düşündüğümüz temel ilke ve kavramların içini dolduracağız. "Katılımcı bir şekilde anayasa yazılmalı" dendi, biz de bunu düşündük ve kapalı kapılar ardında değil, herkesle bir araya gelerek bu sürece hep birlikte katkıda bulunmak istedik. Anayasanın nihai metninin yazılacağı yer elbette TBMM ama bence burada daha önce denenmemiş, tarihi bir süreç başlıyor. Bu organizasyonu yapmak için yedi sivil toplum kuruluşu ile yola çıktık, bugün organizasyonda adı geçen STK sayısı yirmiye çıktı. Bir ilk gerçekleştireceğimize göre bu ilki sağlıklı bir şekilde tartışarak ve katılımın temellerini atarak tartışacağız. Benim anayasa konusunda bir uzmanlığım yok, ancak elbette anayasa hepimizin hayatını doğrudan ilgilendiren bir şey. Metin meclisteki tartışmalara gittiğinde bizi nasıl etkileyeceği konusunda bilgi sahibi olmamız gerekir. Bu fikri sahiplenip süreci başlattığı için yedi sivil toplum kuruluşuna teşekkür ederiz. "Başkanlar gelelim ve desteğimizi gösterelim ama konuşmayalım" dediler. Bu sürece kimse damga vurmayacak. Amaçlanan, kolektif bir sürecin sonunda bir ortak akıl üretmek. Ortak akıl deyince de Oğuz Babüroğlu akla geliyor. Ben uzun konuşmayacağım. Hepinize teşekkürler, ayağınıza sağlık. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Özdemir Özok'u kürsüye davet ediyorum. ÖZDEMİR ÖZOK Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ülkemizin çağdaş çoğulcu ve katılımcı demokrasi göstergesi olan sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları ve dernek başkanları adına diyebilirim ki, bugün çok yararlı ve iyi sonuçlar vereceğine inandığım bu toplantıya gelmiş olmanızdan onur duyuyoruz. Güven Hocamızın söylediği gibi bu zamana kadar tüm anayasa değişiklikleri daha çok önemli toplumsal olaylar ve darbelerden sonra oldu. Bunların kaleme alınması çoğu kez bir müdahale ve olağanüstü dönemler sonrası gerçekleşti. Türkiye Barolar Birliği, kuruluşundan bu yana kendine biçtiği temel işlev olarak bir yandan meslektaşlarının sorunlarını çözerken bir yandan da hukuk devletinin yaşama geçmesi için doğru bildiklerini ifade etmiştir. Anayasa gibi bizi doğrudan ilgilendiren ve 70 milyon insanın "Benim geleceğimdir" diyebileceği bir metni, buradaki başkanlar, sivil toplum kuruluşları ve halk aracılığıyla oluşturacağız. Eğer "sivil" deniliyorsa bu sivil halkın katkılarıyla olur. Başta bu olanağı sağladığı için TEPAV ve Rıfat Hisarcıklıoğlu'na teşekkür ederim. Bu sivil anayasa tartışmalarının başladığı an. Sonuç Raporu 40 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Türkiye Barolar Birliği bir taslak çalışması başlattı ve 4 Kasım'da bunu kamuoyuna açıkladı. 2001 yılında, bugünkü siyasi iktidarın henüz siyasi parti dahi olmadığı dönemde, ülkemizdeki herkesin kabul edebileceği, devletin yapısı, temel hak ve özgürlükleri yerli yerine koyan ve bizim diyebileceğimiz anayasa metni üretmek için 4-9 Ocak'ta bir anayasa kurultayı toplantısı düzenlenmişti. Bu toplantıda değerli bilim adamlarına bir anayasa tasarısı hazırlatılmıştı. 2-3 Ekim 1982 tarihinde ise Türkiye Barolar Birliği 1982 Anayasası ile ilgili bir genel kurul yaparak bu metnin Türk ulusu ve halka dar geleceğini, sıkıntıya sokacağını ve bu anayasanın reddinin lazım geldiğini tüm madde ve fıkralarıyla ele almış ve bu yönde bir rapor vermişti. Siyaseti beğenmeyebiliriz, siyaset, argümanlar ve partiler değişebilir. Ama Türkiye Barolar Birliği'nin değişmeyen bir çizgisi var. Sivil anayasa deniyorsa sivil toplum kuruluşları ve halkın öne çıkması ve anayasayı onların şekillendirmesi gerekiyor. Bugün geçerli olan, sonra değişikliklerle değiştirilmeye çalışılan metni Türkiye Barolar Birliği başından reddetmiştir. Bugünkü siyasal iktidarın anayasal çalışmasına yardımcı olmamız ve yol vermemiz konusunda eleştiriler geldi. Bizim bir alıp veremediğimiz olan taraf iktidar partisi değil, bizim meselemiz milletin huzurlu, uygar bir yaşam sürebilmesi ve yurttaşa verilen hak ve özgürlüklerini doya doya yaşandığı bir millet olma isteğidir. Bu nedenle bir metin hazırlandı. Saygın hukukçu ve şahıslar buradalar, 12 Eylül hukukunda ortaya çıkan bu anayasanın değiştirilmesine destek vereceğimizi yineleriz ama bu çalışmayla doğrudan katılmaya çalışmamız imkansız, onu düzenleyen arkadaşlara bir şey söylememiz anlamsız olacaktır. Bu saygın topluluğa hizmette hazırız ancak bunu madde madde tartışamayız. Çalışmanın ülkemiz adına faydalı olmasını diliyorum. Güven Hocamın ne kadar yorulduğunu biliyor ve Rıfat Bey'e teşekkür ediyorum. OĞUZ BABÜROĞLU Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı Artık çalışmaya başlayabiliriz. Benim adım Oğuz Babüroğlu. Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı ile destek vereceğiz. Aynı zamanda ekibimizde çalışan arkadaşların akademik kimliği de var. Biz de anayasa uzmanı değiliz. İçeriğe hâkim de değiliz, ancak tabii ki bu süreçte çok şey öğreniyoruz. Çok iyi bir anayasa hukuku danışman ekibimiz var, onlar zaten burada olacaklar. Levent, Selin ve Ozan'dan oluşan bir ekip bu. Birazdan anlatacağım çalışma mekanizmasında bu ekip herkese bilgi sağlama rolü üstlenecek, onlara istediğiniz soruları sorabilirsiniz. Biz de onlarla o şekilde çalıştık. Gece gündüz hazırlandık ki düzgün bir çalışma yapalım. Bu katılımlı bir anayasa tasarlama süreci ya da sivil toplum kuruluşlarının katkısını anlamlı bir şekilde alma süreci; dolayısıyla tabii ki herkesin aklında "Bir seferde mi yapılacak?" sorusu var. Bu bir süreç ve bu sürecin bir başlangıcı. Bundan sonra bu süreçte uzmanlaşma çalışmaları devam edecek hem de yaygınlaşarak İstanbul, İzmir ve Diyarbakır vb. illerde de yapmayı düşünüyoruz, bu daha fazla katkı almaya yönelik çalışmalar olacak. İlla Arama Konferansı olması gerekmiyor önemli olan katılımlı olması, diyalog konferansı gibi en az 20 yöntemimiz var. Temel mesaj bu sürecin devam edeceği, bu önemli bir nokta. İkincisi de sizler nasıl yöneticilerimizle, hükümetle temastaysanız, platform da temasta. Bu iletişim de temasla olacak. Bu tartışmalar bir yandan da mecliste karar vericilere aktarılacak. "Böyle toplantılarda geldik konuştuk tartıştık ama sonra ne olacak? Bizim grup duydu ama asıl karar vericiler yok." diye düşünceler olabilir. "Bu sivil toplumsa, onlar olmasınlar." Sonuç Raporu 41 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı dedik. Bu süreç hem derinleşerek hem de yaygınlaşarak devam edecek. Önemli olan ortak zemin ve ortak aklı yaratmak, bu bir tasarım ve bizler, tasarım heyecanını yaratmak istiyoruz. Böyle yapınca sadece 1870'lerden beri bir ilki gerçekleştirmiş olmuyoruz. Dünyada da sivil toplum kuruluşlarıyla beraber anayasa yapılan bir ülke oluyoruz. Örneği var mı, biz bilmiyoruz, belki de vardır. Ancak anayasa çalışmalarında hukukçu arkadaşlarımızın bahsettiği kadarıyla bilmiyoruz. Biz bir ilki yapacağız. Birlikte bu heyecanı duyuyor olmamız gerek. Burada bir hareket var, başkanlarımızı da serbest bıraktık, burada kurum olarak bizi destekliyor olabilirsiniz, minnettarız ama kalıyorsanız kişi olarak kalmanız lazım, başkan olarak değil. Katılımlı demokraside mutlaka bir yerden etkileniyorsunuz ama burada siz o temsilci olarak kalmamalısınız. Burada herkesin bir görüşü olması çok doğal. Kurumlar da kendi dokümanlarını yayınlayabilir. Burası bir ortak akıl Arama Konferansı. İşlevini görebilmesi için de her türlü dokümanın bulunup tartışılabileceği bir "web" sitesi yarattık. Buraya herkesin dokümanı konabilecek. Bu süreç devam ettikçe daha interaktif olarak herkese açmayı düşünüyoruz. Hem Arama Konferansı gibi yüz yüze teknolojilerimiz var hem de internette "web" sitesi ve portallarla iletişimi sağlayacak teknolojimiz var. Bu bir başlangıç, içinde bulunduğumuz akımları düşüneceğiz. Bu tür bir çalışmaya sivil toplum olarak başlıyoruz. Anayasa nedir? Bütün kanunları yönlendirecek bir sosyal mutabakat düzenlemesidir. Bu düzenleme kendi kendimizi nasıl yöneteceğimizi düzenleyecek. Demokrasi halkın koyduğu kurallar ve bu çalışma kuralları koyma sürecine katkı olacak. Demokrasiye bir katkı olması için bunu yapıyoruz. Bunu yaparken hangi şartlarımız var? Sizlerin elinde verilen dosyalarda katılım şartlarımız var. En kritik konulardan biri bu katılımlı demokraside. Bu süreç içinde diyalogu düzenli yapmak gerekiyor. Her zaman bir çalışma sistematiği olacak. Bunu sizlere anlatıp sizden de uymanızı bekleyeceğiz. Başka türlü böyle bir süreci yürütmek zor. Tabii ki fikir ayrılıklarımız olacak ortak akıl demek herkesin aynı düşünceye sahip olması demek değil. Tüm bu farklılıkların arasında ortak aklı arayacağız. Birlikte işin daha derinine çalışmalara yönelik adımlar atacağız. Ortak bir geleceğe odaklanacağız, burada şahsi katılım olacak. Ben temsilciyim diyerek kendinizi kısıtlamayın ve rahat edin. Çalışma sistematiğini anlatacağız. Burada bir açıklık olsun istiyoruz. Ne düşünüyorsak rahat bir şekilde o fikirleri söyleyip, aynı şekilde dinlemeye hazır olmamız gerekiyor. Tüm görüşlere önyargısız ve kavgacı olmadan yaklaşmanızı bekliyoruz. İlla ortak akılı bulamayabiliriz ama arayacağız, bu nedenle farklı fikirlere toleranslı olmalıyız. Farklı fikirlere hangi çerçeve, yöntem ve ilkede ortak olabiliriz diye soracağız? Burada ortak değil yeni akıl da arıyoruz. Herkesin pozisyonu iyice katılaşmış olabilir ancak aynı şeyleri konuşarak iki günü geçirmeyelim. Buranın da bir özgünlüğü olsun. "Geldiler, konuştular, çatıştılar, sonuçlar yine aynı oldu" hissiyatı olmasın. Burada herkes eşit. Bu demek ki her oturumda daha önceki oturumlarda daha az katkıda bulunan katılımcıya katılım önceliği vereceğiz. Herhangi bir yetki, unvan ya da sivil toplum kuruluşuna öncelik vermek gibi bir durumumuz yok. Buraya yatırım yapıp, kendi zamanını ayırabilen arkadaşların katkısını almak istiyoruz. Böyle bir çalışma yapacağız. Herkese söz veremeyeceğiz ama kalan zamanımıza göre mesela 1 saatlik bir çalışmada her kişi 2 dakikadan 30 kişiye söz vereceğiz. Mümkün olan en fazla katılımı sağlayacağız. Bu da diyalog düzeniyle olacak. Bir fikirle geldiniz, bunu ilk konuşmanızda hemen söylemeyin, sırası gelince söyleyin. Burada gönüllü olmanızı bekliyoruz. Mecburen buraya geldiniz, gibi bir şey yok, katılımda zaten zorluk çekmiyoruz. Platformu oluşturmak zaman aldı anladığım kadarıyla, baktığımda Ankara'nın katkısı daha fazla oldu. 600 sivil toplum kuruluşu davet edilmesine rağmen, o kadarı gelmeli ama İstanbul'dan katkı daha az görünüyor. Belki kısa zamanda davet yapılmasından Sonuç Raporu 42 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı kaynaklanmış olabilir. Dolayısıyla gönüllü ve tam katılım olması bizim için önemli. Bir Arama Konferansı'nın tadına varmak için başından sonuna kadar kalmak gerek. Bu klasik bir konferans değil. "Bunu yapayım, buna katılmayayım, telefon geldi gideyim" gibi davranışlar olmamalı. Buradaki bir konuşma çok uzun sürmemeli. Bugün gerçekten de güzel bir ortak davranış sergilediniz. Diyalog kültürü dediğimiz şey de bu. İki günde güzel şeyler üretebiliriz. Bu çalışma nasıl olacak, bunu anlatacağım. Uzun uzun sunuşlar yapmak bizdeki Arama Konferansı kültürüne aykırı. Güven daha fazla şey anlatacak derken ben anlatmak durumunda kaldım, bu yüzden benim sunuşum uzun sürdü. Burada biz genelde başlangıçta bir tanışma merasimi yaparız. Biliyorum çok kişiyiz ama sadece isim ve kurumunuzu söyleyeceğinizi umarak odayı dolaşmak istiyorum. Görüşleri söylemeden sadece isminizi ve grubunuzu duyalım. Ayağa kalkarak hızlı hızlı odayı dolaşalım. Uygun görürseniz, bunu yapmak istiyorum. Hemen katılım şartlarından sonra akışa geçeceğim. Bu toplantıları ben ve arkadaşlarım yöneteceğiz. Yöntem uygulaması biraz emrivaki, bunu kabul etmeyecek arkadaşlarımız varsa bu arkadaşlardan özür dileyip, arkadaşlara teşekkür edeceğiz. Bir yandan da evrensel insan hakları konusunda ve cumhuriyetin temel nitelikleri konusunda kabullerimiz var. Bunlar da bizim kabullerimiz, yarın ve ilkeler tartışmasında daha içine gireceğiz. Burada ne var? İnsan haklarına saygı, laik devlet, Atatürk milliyetçiliği gibi temel nitelikler var. Diğerlerinde de ölüm cezası gibi birtakım başka hukukçu arkadaşlarımızın tanımına göre kazanımlar var. Evrensel kazanımlar var. Bu konuları da tartışmasak iyi olur diye planladık. Başka birçok konumuz var, bunlara gireriz. İki günlük çalışmamız nasıl bir bağlam içerisindeyiz diye başlayacak, ilk yapacağımız çalışma bu. Hemen gruplara gidip çalışma yapacağız. Bir ara vermeyeceğiz. İhtiyaçları gruplara gitmeden görmek mümkün olabilir. İkinci çalışma olarak "bir vatandaş olarak bir anayasadan neler istiyoruz?" çalışılacak. Burada normal bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşamak nasıl olmalı? Hangi ilkeler öne çıkmalı sorularını yanıtlayacağız. Buradan birtakım şeyler olabilir. Buradan sonra bir mimar gibi davranacağız. Bu ekip önce bir vatandaş nasıl bir anayasa ister diye genel bir beyin fırtınası yapacak, sonra ekibi anayasa mimarı yerine koyacağız. Burada bir tartışma çerçevesi, bir takım sorular olacak. Bizim moderatörlerimizi anayasa hukukçuları eğitti. Bu soruları da şu yönde, bu yönde şeklinde değil, gerekiyorsa bunlar hatırlatılacak. Grupların çalışmaları bütünleştirerek bir araya geleceğiz. Buradan çıkarken birtakım sonuçlarla çıkalım. Bu adımlarla ilgili neler düşünüyorsunuz? Biz farklı bölgelerde toplantılar yapmayı ve ihtisas komisyonlarını oluşturmayı düşünüyoruz. Bu iki günden sonra başka şeyler de çıkabilir. Çalışırken amacımız "İyi ki geldik" diyebilmek. İyi ki bu hafta sonumuzu böyle bir çalışmaya verdim diyelim. Programın tümüne baktığımızda ilk önce güçlü-zayıf yanlar ve fırsatlar tehditler çalışmasını yapıyoruz. Bu büyük Arama Konferansı'nın grubun adı. Bu grup da 4-6 gruba ayrılacak. Konu içerisinde de bölünecek. Yüz yüze diyalogu anlamlı kılabilecek küçük gruplara bölüneceğiz. Bu Arama Konferansı'nda herkesin fikrini almak için gruplara gideceğiz, 6-7 kişilik ufak gruplar olacak, hem de 50 kişilik grupta bir şeyler paylaşacağız. Hem de bu büyük grupta da çalışacağız. Temelde de bu döngü var. Anayasa mimari ve tasarım ile ilgili bu döngüler tekrar tekrar dönecek. Git, gel, bütünleştir, bütünleştirileni sun. Temel çalışma akışı bu olacak. İçerik sizin, size bağlı. "Aman bunlar çıksın, bunlar çıkmasın" diye bir kaygımız yok. Mümkün olduğunca rastgele dağıtım yapacağız ama bir yandan da bütünleştirmede mümkün olduğunca kontrolü katılımcıya Sonuç Raporu 43 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı vereceğiz. Bu katılımlı yöntemler böyledir. Bütünleştirmelerde gönüllü olanları alıp onlarla ortak noktalara riayet ederek çalışacağız. Ortak ve çatışan noktaları kaybetmememiz lazım. Bugün ve yarını değerlendirmek için 4 tane perspektifimiz var. Bu perspektifler doğrultusunda 4 tane Arama Konferansı grubuna bölüneceğiz. Bir grup fırsatlar, bir grup tehditler, bir grup kuvvetli yanlar, bir grup zaafları çalışacak. Perspektif belli. Bu bağlamın patlatılmış hali. 1960'ta nasıl bir bağlam vardı ki, 82 anayasası çıktı? 1980'de nasıl bir bağlam vardı ki; anayasa nasıl çıktı? Şimdi nasıl bir bağlam var, bunu çıkarmaya çalışacağız. Bağlamı iyi anlarsak, anayasaya nasıl bir hipotez gidecekse onu da anlayabileceğiz. Gruplara gittiğinizde size birer renk verilecek ve onu isimliklerinize yapıştıracaksınız, bugün o rengi verilen gruba gideceksiniz. Gruplarınız yarın değişecek. Tehditler fırsatlar derken ülkenin üzerinden akıp giden tehditler ve fırsatları düşünüyoruz. Bunlar birtakım bizden kaynaklanan veya kaynaklanmayan akımlar olabilir. Ekonomik, sosyal ve dış politikada bir şeyler değişiyor ama hangi yönde değişiyor? Bazısı iyiye, bazısı kötüye gidiyor. Sizin algılamanız nasıl? Bu gidişatı nasıl algılıyorsunuz? Her türlü, ülkeyle ilgili akımları hızlı bir şekilde döküyorsunuz. Tehditlerdeyseniz tehditlere, fırsatlardaysanız fırsatlara bakacaksınız. Bu ülkeyle alakalı konular bağlamı iyi anlamak için gerekli ve bu trendleri rakamsal olarak da ifade edebilirsiniz. Beyin fırtınasını 3 tane seçiyorsunuz sonra da "Bunlar anayasaya nasıl yansır?" diyorsunuz. Bazıları anayasayla çözülmeyebilir, o zaman onu da belirliyorsunuz. Bu süzgeci kullanmak gerekiyor. Zayıf ve güçlü yönlerse iç analizdir. Bu "iç" nedir? İç kendi kendimizi yönetebilme, demokrasi... Anayasa daha evvel de yaptık. Ne kadar iyi yaptık? Zayıf yanlardaysanız da "Neleri yapamadık?" diyorsunuz. Orada da 3 taneyi çıkarıyorsunuz. İç gruba sunup bütünleştiriyorsunuz. Küçük gruplar içerisinde de ortak varsa, olanlar birleştiriliyor. Hemen gruplara bölünme aşamasına geçelim. Herhangi bir soru olursa her grupta 3 arkadaşımız ve gezen hukukçularımız var, ben de tüm grupları bir şekilde dolaşıyor olacağım. Herhangi bir şey açık değilse bunları açıklığa kavuşturacağız. Bizim yöntemimiz, sizin içeriği hazırlamanıza dayanıyor. İlkelerde bir problemimiz yok, gruplara gidebiliriz. Şimdi bağlamı sonra ilkeleri konuşuyoruz. İlkelerde neleri özlüyoruz? Anayasayla ilgili "keşke"lerimiz neler? Son çalışmada onu çalışacağız. Sonuç Raporu 44 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GZFT GRUP ÇALIŞMALARI GÜÇLÜ YANLAR GRUP 1- GÜÇLÜ YANLAR Beyin Fırtınası: • Yönetim şeklimiz cumhuriyet • Demokrasi kültürümüz var • İnsan haklarının uygulanmasında iyiyiz • Çok partili siyasal yaşam • Hak kayıplarına katlanma gücü (düzeni koruyoruz) • Demokratik kurumlar işliyor • Seçim sistemimiz iyi işliyor • Vatanseveriz • Hukuk devleti (her şeye rağmen) işliyor • Nüfusumuz genç ve dinamik • Atatürk devrim ve ilkeleri halen uygulanıyor • Eğitimde güçleniyoruz • Piyasa ekonomisi uygulanıyor • Güçlü bir savunma sanayimiz var • Üniversitelerimiz bağımsız • Kurumsallaşma süreci iyi işliyor • Kuvvetler ayrımı uygulanıyor • Kültürel zenginliğimizi koruyoruz • Sosyal haklarımız güvence altına alınmış • STK'ların özgürce faaliyet göstermesi • Sağlıkta iyiye gidiyoruz • Ekonomide dünyayla entegrasyon • İyi seçmenleriz • Ekonomiyi düzenleyen bağımsız kuruluşlarımız var • Eğitime talep yüksek Sonuç Raporu 45 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Seçilen güçlü yanlar: 1. Demokratik kurumların işlediği, laik, sosyal, demokratik hukuk devleti oluşumuz ve yönetim şeklimizin cumhuriyet oluşu (Anayasa bağlantısı: Mevcut Anayasanın ilk iki maddesinin korunması) 2. Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve halkın güçlü bir toplumsal bilinçle sahiplenmesi (Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada ilgili maddenin korunması) 3. Küresel ekonomiye entegre piyasa ekonomisinin işlemesi (Anayasa bağlantısı: Anayasadaki karma ekonomi sisteminin serbest piyasa sistemine yönlendirilmesi [madde 166-167]) GRUP 2 - GÜÇLÜ YANLAR Beyin Fırtınası: • Cumhuriyet tercihi • Anayasa ile yönetilmek • Demokrasi görece bilincinin gelişmiş olması • Tarihsel devlet tecrübesi • Yönetimin seçimle el değiştirmesi • Yönetimde kuvvetler ayrılığının esas alınması • AB ile bütünleşme süreci • İletişimin ve bilgi paylaşımının güçlü olması • Yaygın ortak kültür • Yönetsel açıdan değişim ve gelişime açık olmak • Sosyal devlet olma arzusunun varlığı • Genç ve güçlü insan kaynağı potansiyeli • Rekabetçi piyasa ekonomisine yönelim süreci • Adil yönetim talebinin varlığı Seçilen güçlü yanlar: 1. Kuvvetler ayrılığını esas alan anayasal demokrasi tercihi (Anayasa bağlantısı: Hukuk devleti, demokrasi, cumhuriyet ilkeleri ile bağlantılı olarak bu sürecin gelişmesine yönelik eğilim) 2. AB ile uyum süreci (Anayasa bağlantısı: Yönetim yapısı, temel hak ve özgürlükler, yasama, uluslararası standartlara uyum) 3. Rekabetçi piyasa ekonomisine yönelim süreci (Anayasa bağlantısı: Özgürlükler, sosyal haklar, siyasal iktidarın sınırlandırılması) Sonuç Raporu 46 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 3 - GÜÇLÜ YANLAR Beyin Fırtınası: • Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmeye başlaması • Yargı • Seçimler • Ulus devlet • Politize toplum • Kadın hareketi • Denetim • Genç nüfus • Küçük esnaf • AB katılım hedefi • Parlamenter sistem • Hayvan hakları • İnançlara saygı • İyi yönetileniz • Vatandaş kavramı oturmuş • Çevre teşkilatı ve mevzuatı • Empati – vatandaş olarak derdini dinliyor • Sağlık hizmetine erişim iyi • Bilişim ve teknolojiye ilgi • E-devlet uygulamaları • Ortak menfaatlerde bir araya gelebilme • Yardımlaşma ve dayanışma ruhu • Siyaset yapma isteği • Yüksek milliyetçilik • Ulaşım sektörü • Üniversitelerin yaygınlaşması Seçilen Güçlü yanlar: 1. Seçimlerin iyi işlemesi (yerel ve genel seçimler) (Anayasa bağlantısı: İyi işleyen bir seçim sürecinin devamının sağlanması) 2. STK (Anayasa bağlantısı: STK'ların karar verme sürecinin her aşamasında katılımının güvence altına alınması) Sonuç Raporu 47 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 3. Daha iyi yönetim için istekli olmamız, bu istekten kaynaklanan güç (Araç olarak AB'ye girme hedefinin itici gücü: İnsan haklarına saygı, eşitlik, refah, özgürlük, adil yargı, çevreye ve doğaya duyarlılık, sosyal devlet) (Anayasa bağlantısı: Halkın daha iyi bir yönetim için istekli olması) GRUP 4- GÜÇLÜ YANLAR Beyin Fırtınası: • Demokratik sistemi (kesintili de olsa) işletmek • Aktif siyasi partiler • Üniter yapı • Hukuk devleti olmak • Gelişen sivil toplum • Soğuk savaş döneminde batı bloğunda yer alma • Siyasi sistemin uyum içinde çalışması • Terörün (anarşinin) sona ermesi • İşçi – işveren dengesinin kurulması • Ortak yaşam kültürüne sahip olmak • Uluslararası sözleşmelere taraf olmak • AB uyum sürecinin içinde olmak • İşletmelerin rekabet gücünün artması • Güçlü sendikacılık oluşması • Kadın erkek eşitliğinde elde edilen kazanımlar • Yargının bağımsızlığı • Toplum içinde iletişim özgürlüğü • Liberal bir ekonomik altyapı • Atatürk ilkelerinin uygulanıyor olması • Seçme özgürlüğünün uygulanıyor olması Seçilen Güçlü Yanlar: 1. Demokratik sistemi kesintili de olsa işletmek 2. Gelişen sivil toplum örgütleriyle ortak yaşam kültürüne sahip olmak 3. Liberal ekonomik sistem içinde işletmelerin rekabet gücü Sonuç Raporu 48 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK GÜÇLÜ YANLAR 1. Laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti olmamız ve yönetim şeklimizin cumhuriyet olması (Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada var olması ve korunarak güçlendirilmesi) 2. Serbest piyasa ekonomisi (Anayasa bağlantısı: Sosyal devlet kavramının güvence altına alınması) 3. AB uyum sürecinin itici gücü (Anayasa bağlantısı: Yasama ve yürütmede uluslararası standartlara uyumun sağlanması) 4. STK'ların artan gücü (Anayasa bağlantısı: Siyasal karar alma süreçlerine katılımın güvence altına alınması ve örgütlenme özgürlüğünün geliştirilmesi) Tek Grupta Çıkanlar: 1. Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve halkın güçlü bir toplumsal bilinçle sahiplenmesi (Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada ilgili maddenin korunması). Sonuç Raporu 49 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ZAYIF YANLAR GRUP 1 - ZAYIF YANLAR Beyin Fırtınası: • Hukuk devleti ilkesi zayıf • Ekonomik istikrarsızlık • Çocuk hakları ihlalleri • İnsan hakları kültürü yerleşmemesi • Haksız rekabet • Yargı bağımsızlığı zayıf • Güçlü devlet, zayıf birey • Eğitim sistemi zayıf • Kemalist devrim karşıtlığı • Milliyetçilik, muhafazakârlık, cinsiyetçiliğin yükselişi • Piyasa ekonomisinin oturtulamaması • Sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmemesi • Çalışan hakları, anayasa – dar kalıplar • Cumhuriyetin temel niteliklerinin tartışmaya açılması • Yeni fikirler ve haklar üretilmemesi • Bağımsızlıktan vazgeçme • Siyasi sistemin demokratik olmaması • Basın özgürlüğünün olmaması • Toplumsal tabular - korkular • Anayasanın muğlâk, değişken ve tartışılan hükümler içermesi • Özgürlüklerin baskı altında olması • Çoğulcu katılımı engelleyen yapısal durumlar • Cemaat, mafya ve küresel sermaye baskıları • Kadın-erkek başta olmak üzere eşitlik sorunu • Kamu yararı kavramının yerleşik olmaması • Düzenli kentleşmenin başarılamaması • Askerin siyasetteki yeri • Halkın istemediği şeyi iktidar yapması • Milli gelir dağılımı adaletsiz Sonuç Raporu 50 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Devletin bir ideolojisinin olması • Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yürütme lehine bozuluyor olması • "Büyük Ortadoğu Projesi"nin parçalanması planı – eş başkanlık • Ekonomik-sosyal yaşam; yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet • Şeffaflık olmaması • Akademik özerkliğin zayıflığı (YÖK) • Kavramların net olmaması • Kamunun ekonomideki ağırlığı • Kayıtdışılıkla mücadelede yetersiz kalınması • Serbest piyasa ütopyasının gerçek sanılması • Sosyal adaletsizlik • Yetersiz muhalefet • Devletin kesimler arası ilişkilerde belirleyici rol üstlenmesi • Sosyal devlet olarak görevleri özel sektöre-sivil toplum kuruluşlarına devretmesi Seçilen zayıf yanlar: 1. Kuvvetler ayrılığı/dengesi prensibinin düzgün işletilememesi o Yargı bağımsızlığının yetersizliği o Yürütmenin yasama üzerindeki baskısı 2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın sağlanamaması o Kadın erkek eşitsizliği o Ekonomik istikrarsızlık o Yolsuzluk-şeffaflığın olmaması o Toplumsal örgütlenme zaafı GRUP 2- ZAYIF YANLAR Beyin Fırtınası: • Bireyin korunmaması • Rasyonaliteden uzaklık • Katılımcılığın ve çoğulculuğun eksikliği • Yöneten yapıların iç işleyişlerinde demokrasi ve hukukun işlememesi • Etki gruplarının demokrasi alt kültürlerine uygun olmaması Sonuç Raporu 51 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Etnik ve dinsel taleplerin bölücülük olarak algılanması • Hukuki güvenliğin olmaması • Eşitliğin sağlanamaması • Yargının iyi işlememesi ve bağımsızlığın sağlanamamış olması • Bireysel özgürlüklerin yeterince korunmaması • Örgütlü toplum olmayışı, baskı uygulayamayışı • Basının kendi içinde özgür olmayışı • Siyasi partilerin işleyişinde demokrasinin olmaması • Tüm kurumlarda hoşgörü eksikliği • Uzlaşma kültürünün gelişmeyişi • Hesap sorulabilirliğin olmaması • Sivil toplum kuruluşlarının yeterince desteklenmemesi • Kavram kargaşasının yoğun olması (kamusal alan-kamu yararı) • Rüşvet • Feodalite • Kayırmacı siyaset • Cebri icranın etkisizliği ve keyfi kullanımı • Mesleki eğitimin yetersizliği • Eğitim sisteminin etkinsizliği • Üst kimlik problemi • Eğitim sisteminin planlama, yönetim ve örgütlenmesi, bilgiye ulaşmayı öngörmemesi • Üniversite sınav sistemi (ÖSS) • Kayıtdışı istihdam • Kayıtdışı ekonomi • Vergi oranlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi • Rekabet ortamının sağlanamaması • Eğitim sisteminin ödev ve sorumluluğunun bilincinde olan yurttaşı hedeflememesi • Çevre ve kuraklık • İç göç • Terörizm Seçilen zayıf yanlar: 1. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve Sonuç Raporu 52 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı geliştirilmemesi 2. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan bireyler yetiştiremeyen bir eğitim sistemi 3. Yargının bağımsız olmaması, karar vericilerin şeffaf olmaması ve hesap sorulabilirliğin bulunmaması 1,2 ve 3 no'lu zaafları Anayasada çözecek tedbir ve hükümlere yer verilmesi. GRUP 3 - ZAYIF YANLAR Beyin Fırtınası: • Yargı bağımsızlığı yetersiz • Basın bağımsızlığı yetersiz • Temel hak ve özgürlükler uluslararası standartlardan geri • Kuvvetler ayrılığının gerçekleşmemesi • Hak arama önündeki engeller • Egemenlik millete hiç verilmemiştir • Seçim sistemi ve siyasi partiler sistemi sorunlu • Demokrasi kültürünün gelişimi engelleniyor • Yönetimde şeffaflık ve hesap sorulabilirlik yok • Sosyal devletin içi dolu değil • Ekonomik istikrarsızlık • Dışa bağımlılık • Gelir dağılımında adaletsizlik • Ulusal birlik sağlanabilmiş değil • İnsani kaynaklar kötü yönetiliyor • Vergi adaletsiz • Eğitim güçsüz • Sivil toplum güçlü değil • Uygulamada demokratik, laik sosyal hukuk devleti olamamak • Yürütmenin yargıya müdahalesi • Siyasi parti ve seçim sistemi • Ekonomik istikrarsızlık ve dışa bağımlılık Seçilen zayıf yanlar: 1. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu Sonuç Raporu 53 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 2. Seçimler yurttaşın tercihini doğru temsil etmiyor 3. Hükümetlerin yargıya müdahalesi Anayasaya yansımaları 1. Laiklik ilkesi anayasada yer almalı 2. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi düzeltilmeli 3. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı güvenceye alınmalı GRUP 4 - ZAYIF YANLAR Beyin Fırtınası: • Demokrasi eksikliği • Eğitimsizlik • Sivil toplumun zayıflığı • Özgürlüklerin azlığı • Seçilmişlerin üstünlüğünün sağlanamaması • Yüksek düzeyde yolsuzluk • Gelir dağılımı dengesizliği • Ayrımcılık, temel devlet politikaları • Çok kültürlülüğün temsil edilememesi • Din ve vicdan özgürlüğü • Eğitimin niteliğinin düşüklüğü • Sosyal güvenlik eşitliği • Siyasal partilerin gelir harcamalarının kontrol edilmemesi • Doğal kaynakların yönetim eksikliği • Bağımsız ve özgür medyanın yokluğu • Hukukun üstünlüğü uygulanmıyor • Güvenlik bürokrasisinin sivil siyasete vesayeti • Özgürlüklerin suiistimali • Şiddet kültürünün yaygınlığı • İnsan birey odaklı toplum ve devlet oluşturulamaması • Yargının tarafsız olmayışı • Ekonomide fırsat eşitliği • Yargının işleyişi Sonuç Raporu 54 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Azınlık haklarının ihlali • İnsan haklarına dayalı devlet anlayışının yoksunluğu • Laikliğin tanımlanmamış olması • Sorun çözme kültürünün hayatımıza girememesi Seçilen zayıf yanlar: 1. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik devlet anlayışının eksikliği 2. Eğitimde fırsat eşitsizliği ve niteliksiz eğitim 3. Gelir dağılımı dengesizliği ve sosyal devlet Anayasaya yansımalar 1. Türkiye Cumhuriyeti, insan hakları ile hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik bir devlettir. 2. Devlet, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve niteliğin yükseltilmesi konusunda gerekli tedbirleri alır. 3. Devlet, sosyal devlet anlayışı içerisinde, gelir dağılımındaki dengesizlikleri giderecek tedbirleri alır. Sonuç Raporu 55 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK ZAYIF YANLAR 1. Yargının bağımsız olmaması. Yürütmenin yasama üzerindeki baskısı. Kuvvetler ayrılığı/dengesi prensibinin düzgün işletilememesi o Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı güvenceye alınmalı 2. Şeffaflık ve hesap sorulabilirliğin bulunmaması 3. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan bireyler yetiştiremeyen bir eğitim sistemi o Devlet, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve niteliğin yükseltilmesi konusunda gerekli tedbirleri alır 4. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve geliştirilmemesi. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik devlet anlayışının eksikliği o Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik bir devlettir Tek Grupta Çıkanlar: 1. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi 2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın sağlanamaması (Kadın erkek eşitliği, ekonomik istikrarsızlık, toplumsal örgütlenme) 3. Gelir dağılımı dengesizliği Devlet, sosyal devlet anlayışı içerisinde, gelir dağılımındaki dengesizlikleri giderecek tedbirleri alır. 4. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu (Laiklik ilkesi anayasada yer almalı). Sonuç Raporu 56 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı FIRSATLAR GRUP 1 - FIRSATLAR Beyin Fırtınası: • Genç nüfus yapısı • Avrupa Birliği süreci • Tarihi kültürel miras • Azalan nüfus artış hızı • Coğrafi konum • Zihinsel değişim • Hoşgörü • Artan eğitim düzeyi • Ekonomik kalkınma • Yenilikçilik • Genç girişimcilik • Ön plana çıkan insan hakları ile birey ve grup hakları • Küreselleşme ile bilgi ve iletişim teknolojilerindeki artış • Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi • Devletin karar alma sürecinde tek merkez olmaktan çıkması • AKP iktidarının varlığı • Sivil ve askeri bürokrasinin etkinliğinin azaltılması • Bilgi toplumuna evrilen bir dünya • Uluslararası rekabetin artması • Çok kültürlülüğün desteklenmesi • Kadın nüfusun daha eğitimli ve bilinçli hale gelmesi • Kadın işgücünün ekonomiye taşınması • Kadın varlığının toplumda, siyasette, ekonomide daha güçlü hale gelmesi • Sınırlararası insan hareketliliğinin artması • Turizm sektörünün gelişmesi • Katılımcılık ve saydamlık ilkelerinin daha uygulanabilir hale gelmesi • Bilim ve teknolojide etkinlik • Genelde dinlerin, özelde İslam'ın daha iyi anlaşılması • Kemalizm'in sunduğu fırsatlar Sonuç Raporu 57 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Seçilen Fırsatlar: 1. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik yaşamın temelini oluşturması 2. Kadın ve genç nüfusun toplumsal, siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama katkısı 3. AB sürecinin ve uluslararası sözleşmelere taraf olmanın temel haklar ve özgürlüklerin geliştirmesi için sunduğu fırsat o Bilim, girişimcilik, fikri mülkiyet, akademik özgürlük o Eğitim o Temel hak ve özgürlükler GRUP 2- FIRSATLAR Beyin Fırtınası: • Kadın erkek eşitliği • Genç nüfus • Türk milletinin tarihi geçmişi, uygarlık tarihi • Anayasa yapma deneyimi • Madenler ve enerji kaynakları, yeraltı ve yerüstü zenginlikler • İnsan kaynakları • Avrupa Birliği ve dış devletlerle ilişkiler • Tarihi eserler ve tarihi kaynakların korunması • Küreselleşme • Coğrafi konum ve iklimsel avantajlar • Etnik kökenlerin ortak yaşamları • Sorun çözme kabiliyeti ve geleceğe pozitif yaklaşım • Teknoloji kullanımı ve gelişmeler • Eğitim • Toplumsal uzlaşma • Yatırımlar • Kadın rolünün Türk toplumunda artış göstermesi • Türk dili • Toplum temel hak ve hürriyetlerinin düşünce fikir özgürlüğünün geliştirilmesi • Türk ekonomisinde büyüme trendi • Türk kadınının her alanda fırsat eşitliği • Siyasi partiler kanunu ve seçim anayasasının iyileştirilmesi ve düzeni Sonuç Raporu 58 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Devletin inanç sisteminde düzenleme • Diyanetin sistem dışında farklı yapıya kavuşturulması • Anayasaya bireysel başvuru Seçilen Fırsatlar: 1. Avrupa Birliği ve dış ilişkiler 2. Kadın erkek eşitliği 3. Etnik kökenler – çoğunluk ve toplumsal uzlaşma o Toplumsal barışı sağlamanın önünde engel olarak duran, gerçek anlamda ve her alanda kadın erkek eşitliğinin sağlanması, kültürel ve etkin çoğulculuğun anayasal düzende yer alması (anayasada düzenlenmesi) GRUP 3- FIRSATLAR Beyin Fırtınası: • Genç nüfus: İstihdam ve eğitim • Coğrafi konum • Sanat • Anadolu'nun kültürel birikimi • İslam'ın aydınlık yüzü • Tarihi birikim • Farklı kültürlerin bir arada bulundurulabilmesi • Hoşgörü kültürü • Dünyadaki bireysellik akımı • İletişim • Doğal kaynak • Küreselleşme • Çağdaş modern yapı, laik bir yapı (laik cumhuriyet bir fırsattır) • Avrupa Birliği süreci • Batılılaşma Seçilen Fırsatlar: 1. Tarihi kültürel birikim: Medeniyetlerin beşiği olan bir bölgedeyiz, değişik etnik kökenler ve dini inançlardan kültürleri barındırıyoruz. İyi değerlendirebilirsek yaratıcılığımızın gelişmemizi sağlayacak. Sonuç Raporu 59 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 2. Genç nüfus: Yaratıcı ve çağdaş eğitim alabilmek ve istihdama katılabilmek için yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerek (fırsat eşitliği). 3. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar o Kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve gelişmesini sağlamak (sağlayıcı düzenler): Ulusal devlet yapısı içinde kültürel ve etnik ve inanç farklılıklarına saygı duyarak korunması o Çağdaş ve yaratıcı eğitim, eğitimde fırsat eşitliği o İstihdam politikasının dikkate alınması, ekonomik istikrar ve gelişmenin özetleyici bir ruhu olma GRUP 4 - FIRSATLAR Beyin Fırtınası: • Toplumda yeni bir anayasa isteğinin olması • Karar alma süreçlerinde katılımcılık • Avrupa Birliği süreci ve batılılaşma • Ekonomik istikrar • Toplumun etnik çeşitliliği ve farklılaşma ve bir arada yaşama arzusunun varlığı • Genç nüfusun dinamizmi ve yaratıcılığı • Ülkenin coğrafi ve stratejik konumu • Azınlıkların artık sesini çıkarabiliyor ve duyurabiliyor olması • Parlamentonun toplumsal iradeyi yansıtıyor olması • Toplumun siyasi ve demokratik sağduyusu Seçilen Fırsatlar: 1. Avrupa Birliği süreci, modernleşme 2. Toplumun farklılıklarından meydana gelmesi ve demokratikleşme sürecinde seslerini duyurabiliyor olması 3. Ekonomik ve siyasi istikrar • Temel hak ve özgürlüklerin farklılıkları ve çoğulculuğu sağlayacak şekilde anayasada güvenceye alınması • Temsilde adaletten vazgeçmeden siyasi istikrarı sağlayacak hükümler • Ekonomik istikrarı ve sosyal adaleti güvenceye alacak hükümler Sonuç Raporu 60 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK FIRSATLAR 1. AB süreci ve uluslararası sözleşmelere taraf olmanın temel haklar ve özgürlüklerin geliştirilmesi için sunduğu fırsat (Anayasa Bağlantısı: Temel Hak ve Özgürlükler). 2. Toplumumuzda tarihi ve kültürel birikimimizden kaynaklanan farklılıkların bir zenginlik olarak görülmesi. 3. Kadın ve genç nüfusun toplumsal siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama katılabilme imkanı: 1. Kadın erkek eşitliği 2. Çağdaş yaratıcı eğitim 4. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik yaşamın temelini oluşturması (bilim, girişimcilik, fikri mülkiyet) Tek Grupta Çıkanlar: 1. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar 2. Ekonomik ve siyasi istikrarı gözetici önlem alınması (temsilde adalet ile anayasaya yansıyacak) Sonuç Raporu 61 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı TEHDİTLER GRUP 1 - TEHDİTLER Beyin Fırtınası: • Özgüven eksikliği • Askerin anayasa yapması • Demokrasi ve hukuk devleti eksikliği • Demografik sorunlar • İşsizlik • Eşitsizlik • Hoşgörü eksikliği • Yargının siyasallaşması • Eğitim yetersizliği • Çağdaş laiklik anlayışı eksikliği • Çarpık kentleşme • Yürütmenin (idarenin) keyfiliği • Laiklik tanımı eksikliği • Kavram kargaşası • İdeolojik kamplaşma • Ötekileştirme (Kürt sorunu, başörtüsü, Alevilik) • İnsanın ve çevrenin korunması • Koordinasyon eksikliği • İletişim eksikliği • İşbirliği eksikliği • Kuvvetler ayrılığı • Bilinçsizlik • Resmi ideoloji • Fikir ve düşünce önünde engeller • Sosyal güvenlik Seçilen Tehditler: • Demokrasi ve hukuk devleti eksikliği o Askerin siyasete müdahalesi Sonuç Raporu 62 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Yargının siyasallaşması o İdarenin keyfiliği o Çağdaş laiklik tanımı eksikliği o Kuvvetler ayrılığı eksikliği o Resmi ideolojinin egemenliği o Koordinasyon, iletişim eksikliği • Hoşgörüsüzlük-Ötekileştirme o Özgüven eksikliği o İletişim eksikliği o İnsan hakları sorunu o Toplumsal çatışma o Aşırı milliyetçilik o İdeolojik kamplaşma o Radikalleşme o Fikir ve düşünce özgürlüğü önündeki engeller • Sosyal ve ekonomik tehditler o Eşitsizlik o Gelir dağılımı (adaletsizliği) o İşsizlik o Sosyal güvenlik o Eğitim yetersizliği o Demografik dönüşüm o Sağlık hizmetlerinin zayıflığı o Koordinasyon eksikliği Anayasa Bağlantısı: • Bireyi devlete karşı koruyan metin olması gerek. Devlet birey için vardır. Kulluktan bireyliğe geçiş. Anayasadaki dengeleme ve denetleme mekanizmasının (kuvvetler ayrılığı ilkesi) bireyin devlete karşı korunması ilkesi çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi • İnsanlar arasında hiçbir ayırım yapmayan, haklar ve hürriyetlerden herkesin eşit olarak yararlanacağı bir metin • Sosyal ve ekonomik hakların piyasa ekonomisi çerçevesinde güvence altına alınması Sonuç Raporu 63 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 2 - TEHDİTLER Beyin Fırtınası: • Ayrımcılık • Büyük Ortadoğu Projesi • Bölücülük • Savaş • Terör • Toprak göçü • Uzay araştırması • Ar-Ge • Su sorunu • Hoşgörü – tolerans eksikliği • Dini ve siyasi ideoloji • Ermeni lobisi • İslamcılık • PKK • Irkçılık • Milliyetçilik Seçilen Tehditler: • Etnik ve dinsel temele dayalı (düşmanlık) bölücülük (barıştan uzaklaşma) • Ayrımcılık o Cinsiyete dayalı o Dini o Milli o Irksal o Etnik o Siyasi o Felsefe • (Küresel) Bilgi ekonomisinde geri alma • Çevre kirliliği • Yolsuzluk ve yoksulluk • Yabancılara toprak satımı Sonuç Raporu 64 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Toprak göçü • STK'ların güvenceye alınması • Kamu yararının dikkate alınmaması o Bilgi alma özgürlüğü o İfade özgürlüğü o STK desteği Anayasa Bağlantısı: • Parlamentoya ait olan soruşturma yetkisinin yargıyla paylaşılması (yolsuzluk) o Yargı bağımsızlığı • İlkeler anayasayı dikey kesmeli (cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesi, kadın bakış açısı) • Doğal kaynakların korunması (sular, tarım arazileri) • Kamu yararının önceliklendirilmemesi o Bilgi edinme o İfade özgürlüğü o STK desteği • Ulusal bağımsızlık • Etnik ve dinsel temele dayalı düşmanlık-bölücülük o Barıştan uzaklaşma GRUP 3 - TEHDİTLER Beyin Fırtınası: • Doğa ve çevre tehdidi – küresel ısınma • Ulusal birlik tehdidi – üniter devlet yapısının bozulması • Devletin kuruluş temel ilkelerinin yok edilmesine yönelik tehdit • Uluslararası rekabet gücünde gerileme • Küresel rekabet koşullarının gittikçe güçleşmesi • Sosyal politikalarda gerileme, kazanılmış hakların tehdit altında olması • Etnik milliyetçiliğin yükselmesi • Toplumsal hoşgörünün azalması • Ekonominin yeni iş olanakları yaratmaya olanak tanımaması • Nüfusun eğitim düzeyinin düşük kalması • Sahip olunan hakların farkındalığın yetersiz olması Sonuç Raporu 65 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Türkiye'de etnik kimlik çatışması tehdidi • İnsan Hakları Beyannamesi'nde yer alan temel hakların tehdit altında olması • Küresel anlamda ortaya çıkacak enerji darboğazı • Uluslararası iktisadi kuruluşların etkili olduğu algısının kaybolması • Laik-antilaik çatışması • Yürütme erkinin yasama ve yargıyı egemenliği altına alma çabası • Ekonomi ve dış siyasetin giderek AB ve ABD güdümüne girmesi • Yargı bağımsızlığının tehdit altında olması, tarafsızlığının sağlanması • Katılımcı siyasetin sağlanamaması • TBMM'nin yasama etkinliğinin zayıflaması, sivil ve askeri bürokrasinin etkisinin artması • Ekonomik bağımsızlığın küresel ekonomik tehdit altında olması • Ülkenin tarımsal olarak kendine yetemez hale gelmesi • Devlet kurumlarının şeffaflığı • Dünya genelinde siyasi bilge liderliğin azalması • Türkiye'nin AB üyeliğine karşı tutumların artması • AB mevzuat ve uygulamalar açısından farklı uygulamalara geçilmesi • Terörizm • Yolsuzlukların yaygınlaştırılmasının önlenememesi • Sivil toplum örgütü çalışmalarının yeterince desteklenmemesi Seçilen Tehditler: • Ulusal birlik tehdidi o Üniter devlet yapısının bozulması o Terörizm o Etnik milliyetçilik ve kimlik o Laik-antilaik çatışması o Toplumsal hoşgörünün azalması o Düşünce, din, vicdan ve ifade özgürlüğü • Ekonomik istikrarsızlık o Uluslararası rekabet gücü kaybı o Yeni iş olanaklarının yaratılmaması o Eğitim düzeyinin ve farkındalığın düşük kalması • Kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşılması Sonuç Raporu 66 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının zedelenmesi o Yürütmenin yasama ve yargıya etkisinin artması o Demokrasinin katılımcı niteliğinin gelişmemesi Anayasa Bağlantısı: • Evrensel insan haklarını temel alan, ulusal farklılıkları hoşgörü ile değerlendiren, bu anlayışla ulusal bütünlüğü ve üniter devlet yapısını öngören bir yaklaşım GRUP 4 - TEHDİTLER Beyin Fırtınası: • Aşırı milliyetçilik • Kürt milliyetçiliği • Doğal kaynaklar üzerinde baskı • Çevre konularındaki algılama sorunu • STK'ların sivilleşme niteliği üzerindeki baskı • Ulusal ahlaki değer unsurlarında yıpranma • Etnik bölücülük • Hoşgörü eksikliği • Anti demokratik eğilimlerin güçlenmesi • Gelir adaletsizliği • Uluslararası örgütlerin baskıları • Cari açık; denk bütçe anlayışından uzaklaşma • Toplumsal cinsiyet eşitsizliği • Yolsuzluk • Eğitimde fırsat eşitsizliği • Toplumsal kutuplaşmalara zemin hazırlanması • Uluslararası göç • Eğitim standartlarının evrensel standartların altında oluşu • Uzlaşma kültürünün zayıflığı • Üye olunan uluslararası kuruluşların kriterlerine uyum sağlamamada ısrar • Ülkenin uluslararası saygınlığının erozyonu • Üretimsizlik • İşsizlik Sonuç Raporu 67 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Adalet sistemindeki yozlaşma ve baskılar • İnsan haklarına saygısızlık • İnsan haklarının algılanmasında sorunlar Yukarıdakilerin özetlenmiş hali: • Çevre hakkının algılanmaması • Eğitim (fırsat eşitliği/kalite) • Ekonomik/sosyal hakların gerçekleşmemesi • Uzlaşma ve hoşgörü kültürü eksikliği • Ayrılıkçı milliyetçilik • İnsan hakları • Yargı sorunlar/yozlaşma • Demokrasi • Uluslararası saygınlığın erozyonu Seçilen Tehditler: • Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları eksiklikleri • Terör/ayrılıkçı milliyetçilik • Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların eksikliği ve sorunlar (işsizlik, gelir dağılımı eşitsizliği, üretim eksikliği, eğitim) Anayasa Bağlantısı: • Anayasa'da insan haklarının kayıtsız şartsız güvence altına alınması, demokratik yapılanmanın evrensel/çağdaş ölçütlerde gerçekleştirilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması • Terörün engellenmesi • Ekonomik, kültürel ve sosyal hakların evrensel değerler ölçüsünde güvence altına alınması. Sosyal devlet kavramının kurumlarıyla birlikte yer alması Sonuç Raporu 68 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK TEHDİTLER 1. Demokrasi ve hukukun eksikliği (kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşma, STK'lara eksik odaklanma) (Anayasa bağlantısı: Kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler dengesinin evrensel demokrasi ilkeleri çerçevesinde düzenlenmesi) 2. Hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, barıştan uzaklaşma, ulusal birlik tehdidi (çatışmalar, şovenizm, terör, dinsel ve etnik bölücülük) (Anayasa bağlantısı: Anayasada evrensel değerlere atıf yapılarak, birey devlete karşı korunmalı) 3. Sosyal ve ekonomik tehditler (göç, toprak göçü, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı, eşitsizlik, ekonomik istikrarsızlık, yolsuzluk, eğitim ve sağlık problemleri, küreselleşme ve bilgi toplumu olamama) (Anayasa bağlantısı: Ekonomik, sosyal, kültürel hakların korunması, geliştirilmesi) 4. H aklarda eksiklik (Birey hakları, kadın hakları -cinsiyet ayrımcılığı) (Anayasa bağlantısı:Ayrımcılığın önlenmesi konusunda maddeler olması (Cinsiyet ayrımcılığı vb.)) Tek Grupta Çıkanlar: 1. Kamu yararının gözden kaçırılması 2. Ulusal bağımsızlığa yönelik tehditler 3. Ekonomik istikrarsızlık tehdidi Sonuç Raporu 69 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GZFT GRUP SUNUMLARI Bildiğiniz gibi Arama Konferansı sürecinde geldiğimiz nokta, sabahki bağlamın sunuşu. Bu bağlamı anlamayı anayasaya bir gönderme yapacağını düşündüğümüz için yapıyoruz. Türkiye'nin önünde bazı fırsat ve tehditler var. Yönetim sisteminde de hangi güçlü ve zayıf yanlarımız var. Bunları tespit etmek istiyoruz. Hem var olan akımlara hem de bu Cumhuriyetin vatandaşları olarak kendi kendimize bakıyoruz. Bu düzeni belirleyecek olan anayasadır. Neden burada yapmaya karar verdim. Daha önceki anayasaların da bağlamı vardı. Şimdi bunun testini yapıyoruz. Her gruptan birer arkadaşımız gelip anlatacak. Hiçbir maddeyi kaybetmiyoruz. Derinleşme ve yaygınlaştırma toplantılarında bunları kullanacağız. Bunları öne çekmemiz lazım ki zamanımızı iyi değerlendirelim. Şimdi sistem şöyle: 4 tane arkadaşımız var. Fırsat tehdit güçlü ve zayıf yanlardan gelecek arkadaşlarımız grup nereye, ne gerekçeyle hangi göndermeyi yaptığına karar verdi. 4 grup da bitirecek. Yarım saat, 45 dakika kadar bir yorumlama ve değerlendirme seansımız var. Buradaki katkıyı davet ederken, özellikle üretilen doküman üzerine şurasını açıklamak açıdan katkıda, ya da tutarlığı hakkında katkıda bulunabilirsiniz ama bunun ortak aklını anlamanız gerekiyor. Öyle katkıları alırsak daha sonra en önemli katkılarımız var. Bundan sonra ilkeler, mimari, hayata geçirme var. Dolayısıyla bir sonraki aşamalara katkıda da bulunuruz. Belki fazla takıldığımız ya da eksik bıraktığımız yerler olabilir. Gruptaki argümanları buraya taşımamaya çalışalım ama ana amaç ortak aklın yorumlanması. Bununla ilgili söz almak isteyen olabilir. Bir grup çalışmamız daha var bugün. Ona da vaktimiz kalsın. Yorulmayalım. Yarın sabah enerjiniz olsun. Fırsatlar grubu arkadaşımızı davet edeyim. Burayı paylaşabilirseniz. Sunucudan ricamız grubun mutabık kaldığı içeriği anlatmaları. Aklında başka bir şey olabilir ama lütfen ne çıktıysa onu sunun. FIRSATLAR Cemil Erkan. Birinci fırsat olarak gördüğümüz AB süreci ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler nedeniyle temel hak ve özgürlükleri geliştirmek için bir fırsatımız var. Bunların yerine getirilmesi ile ilgili önemli bir fırsat var. İkinci olarak tarihi ve kültürel birikimden gelen bir zenginliğinin olması ve burada farklılıkları açmak lazım ama şu anda detaya girmek istemiyorum. Bu farklılıklar çeşitli düzeyde ve bizim için önemli. Üçüncü olarak ülkemizde kadını sosyal yaşama ve iş hayatına taşıyamıyoruz. Bu önemli bir eksiğimiz. Dünya rekabetinde önemli bir eksik. Bizim rakiplerimiz kadınları eşit ve sosyal hayatın bir parçası olarak alıyor. Bizse büyük bir parçamızı kullanmıyoruz. Diğer bir avantaj olan demokratik yapı kadınla ilişkili değil. İkincisi de genç nüfus varlığı. 2050'lere kadar Türkiye genç nüfusa sahip olacak. Bir sonraki maddede de vurguladığımız gibi, bilginin değer kazanması ve bunların genç insanlara kazandırılması durumunda büyük bir değer. Dördüncü olarak bilgi belli ülke veya bölgenin tekelinde değil. Bilgi nerede yaratılır ve değere dönüştürülürse ülkeye katkı sağlar. Bu nasıl yansıyacak? Bilimsel özgürlük ve girişimcilik ve mülkiyet demişler. Fikri mülkiyet var. Bu şu açıdan önemli, anayasamız mülkiyet kavramını devamlı işledi ama fikri mülkiyetle ilgili yazım bulamıyorum. Burada yer alması gerek. Tek grupta çıkan coğrafi konum ve doğal kaynaklar. Burada kendi aramızda doğal kaynaklar denir. Bunlar bize hep fırsat olarak söylenir ama daha fırsat olmadı. Bunu bilgiyle birleştirirsek ancak fırsat olabilir. Benim söyleyeceklerim şu anda bu kadar. TEHDİTLER İsmim Seyhan Ekşioğlu. Tehditleri çalıştık. Türkiye'de yaşanan olgular nasıl tehdit olur. Bize Sonuç Raporu 70 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı göre 4 ayrı grubun çalışması vardı. Birinci olarak demokrasi ve hukuk eksikliği. Tanzimat ile birlikte gelen uzun bir dönem var ama hala demokrasi eksik, kuvvetler ayrılığı bile düzgün uygulanmıyor. Dünyanın gittiği trend olarak sivil toplum kuruluşlarının anayasada yer alması gerektiğini vurguladık. Anayasal tehdit: hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, milliyetçilik, dinsel ve etik köken bölücülüğü dedik. Anayasa genel çerçeveyi çizmeli, bu çerçevede barışı sağlamalı ve ötekileştirmeyi de ortadan kaldırmalıdır. Üçüncü konu sosyal ve ekonomik tehdit, yoksulluk, göç, yolsuzluk, küreselleşme ve bilgi toplumu olamama dedik. Başlangıçtaki sorunlar her saniye yaşanan kavramlar. Bizim gelişmemiz bizim bilgi toplumu olmamamıza ve küreselleşmeyi yanlış anlamaya bağlı. Bu kavramların anayasaya girip güvence altına alınmamasını bir tehdit olarak görüyoruz. Hala haklarımız eksik. Her ne kadar kanun olarak varsa da uygulamada çok eksik: birey ve kadın hakları cinsiyet ile ilgili maddeler olmalı. Cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi Türkiye'nin ufkunu açacak ve barışı getireceğine inanıyoruz. Her türlü ayrımcılığı yasaklayan bir ayrımcılık istiyoruz. Kadınların da cinsiyet ayrımcılığına uğramadan eşit yaşatan bir anayasa istiyoruz. Demokrasimiz tam demokrasi olsun istiyoruz. Bir de tek grupta ortaya çıkan var: bireyin öne çıkması çok önemli, bunların sınırsız olmaması gerektiğini düşünen bir grubumuz var. Kamu yararı önemlidir dendi. Mutlaka ulusun bağımsızlığı olsun demiş bir grup. Ekonomik istikrarsızlık tehdidine göre burada önlem alınması ve güçlü ekonominin sağlanması dendi. Güçlü ekonomik şartlarının oluşması gerek. Bu çalışmamızın anayasa ile bağlantısı şu şekilde: herkes kendini çok demokrat kabul ediyor ama uygulamaların tek yanlı olduğu hükümet uygulamalarından görüyoruz. Yasama, yürütme ve yargının evrensel demokrasi çerçevesinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Anayasada bireyin devlete karşı korunması gerekiyor. Birey koruması da sınırsız olmamalı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 32-33 maddede tüm bu sınırları anlatır ve getirir. Sınırsız özgürlük de oligarşi yaratır. Bu ülkede yaşamamız için ekonomik politika olması ve sosyal haklarımızın güven içinde olması ve mutlaka kültürel haklarımızın çeşitliliği zenginliktir. Laiklik, cumhuriyet kadar olmazsa olmaz şartımız. GÜÇLÜ YANLAR Biz bu güçlü yanları belirleyen grupta olmak istemedik. Çünkü zor, eksiklikleri söylemek daha kolay. Bizimkiler daha çok fırsat. İlk olarak laik, sosyal, hukuk devleti olmamız ve cumhuriyetin olması ne kadar gerekleri uygulanmasa da bir güçlü yan. Anayasada bu var. Çelişki gibi görünse de yeterli görmediğimizi belirtmek isterim. Serbest piyasa ekonomisi ne kadar güç gibi görünse de sosyal devlet kavramının güvence altına alındıktan sonra bir fırsat olabilir. Avrupa Birliği'nin bir itici gücü var. Bu daha iyi yaşama isteğimiz olarak da yorumlanabilir. Her alanda eşitlik, insan hakları ve bireysel hak ve özgürlükler konusunda bu istek. Bu istemenin getirdiği bir güç. Sivil toplum kuruluşlarının artan gücü biraz fırsat. Siyasal karar alma sürecine katılmaları, örgütlenme özgürlüğü geliştirirken hakikaten içten katmak istemesi ve bunun anayasada yerini bulması önemli bir gelişme. Tek grupta öne çıkan bir güçlü yanımız var: Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve milli bilincin olması. Buna bireysel değil grupsal olarak, keşke diyoruz, bunları sadece ilke değil, hedef olarak alsak. Kadın erkek eşitliği bir hedeftir. Bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenler vardır. Bu hedefe ulaşmak istememiz bir güçtür. ZAYIF YANLAR İsmim Ural Aküzüm. İnsan insanın ve Türk Türk'ün kurdudur, dolayısıyla zayıf yanlarımızı ortaya dökmek kolay oldu. Yargının bağımsız olmaması ve kuvvetler ayrılığının düzgün işlememesi bizim Sonuç Raporu 71 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı zayıf yanlarımız. Bunlar yapısal unsurlar olduğundan düzeltileceği yer de anayasa. Yargı üyelerinin hükümet tarafından atanması gibi bir konu var. Kuvvetler ayrılığı çok önemli. Bunların ayrı olması dışında bir de denge olmalı. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı önemli. Şeffaf ve hesap sorulabilir bir yönetim yok. Ayrıca araştıran, sorgulayan birey yetiştiremeyen eğitim sistemimiz de zayıf bir yan. Gerçekten eğitimde fırsat eşitliği olmaması bir anayasal güvenceyle kaldırılmalı. Burada gerekli tedbiri almalı. Bu da uygulanabilmeli. Bireysel hak ve özgürlükler altında bireylerin korunamaması ve demokratik devletin olmaması birey haklarının çoğulcu demokrasi içinde işletilmemesi bir zayıflık. Özgürlükler esas alınmalı. Burada kadın erkek eşitliği geliyor. %40-60 kota tartışmaları bizim zamanımızı aldı. Tek tek gruplara bakarsak şunlar var. Lider oligarşisi diyoruz. Bu 1990'lardan beri var. Bu yasal sistemin getirdiği sıkıntı. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamı yaydık çünkü katılımcı demokrasi etkin değil, bunun için zihinsel engelleri de aşmamız gerekiyor. Türkiye'de siyasi partiler yasası böyleyken de işletilebilir. Kadın-erkek eşitliği için ekonomik istikrarsızlık ve yasal engeller var. Bununla ilgili değişiklikler ve anayasada toplantı ve gösteri hakları hakkında değişiklik istiyoruz. Gelir dağılımının getirdiği birçok eşitsizlik var. Eğitim, sosyal güvenlik ve sağlık alanında. Burada çelişki var, serbest piyasa burayı engelliyor. Bir de karma görüş var. Bu anayasada çözümlenmeli. Laiklik anayasada yer almalı. Laiklikle ilgili görüş ayrılıkları var. Bu nedenle anayasanın net kavramları tanımlayan, muğlaklığa yer bırakmayan bir yapısı olmalı. Hak ve özgürlükler açısından daha demokratik olması gerektiğini düşünüyorum. Oğuz Babüroğlu: Farkındayız oda biraz sıcak ve yemek sonrası rehavet var. Bazı gözlerin kapanmasını normal karşılayacağız. Herkesin elinde belgeler var. Olmayanlar da edinebilirler. Bir yarım saat – 45 dakika bunlarla ilgili yorum bekliyorum. Bu yorum şöyle olmalı. Buradaki çalışmayı bağlamı anlamak için yapıyoruz. Nasıl bir ortam içerisinde, nasıl bir anayasa nasıl bir ortamda oluşacak? Bunun İngilizce tabiri SWOT, bunu iyi yapabiliyor olmamız lazım. Bunu özümsememiz lazım. İlk katkı bu ortamda bu yönde. İkinci beklediğimiz katkı, bazı konuların daha iyi açıklığa kavuşturulması. Savunma ya da kurum görüşüne yönelik yorum beklemiyoruz. Eksik diyebilirsiniz. Çünkü bunları süze süze getirdik. Elenenler hiç yok diyemeyiz ama ortaya çıkan noktaları da bu gruplar üretti. Bir yandan yazıp 20'de duracağım. İkişer dakikadan fazla da katkı olmasın istiyoruz. İki dakikayı geçerseniz müdahale edeceğim, sonra bitirmenizi sağlayacağım. • Anayasayla bağlantı konusunda fırsatların korunması açısından ekonomik istikrarı gözetici maddeler anayasada olmalı. • Bir şey dikkatimi çekti. Bir anayasa metninin ne içermesi konusunda mutabakat yok. Kadın erkek eşitliği denmiş. 1930'dan beri istisnasız anayasanın bu konuda problemi yok. Olmadığı için bunu anayasaya getirmenin anlamı yok. Anayasa sosyal psikolojik belge değildir. Bu uygulamada olmayabilir ama bu anayasa ile ilgili değil. Keza sivil toplum kuruluşları içinde bu vurgulanıyor. Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları devletten beslenir. Çoğunun az üyesi vardır ve kaynakları düşüktür. Başka ülkelerde büyük sivil toplum kuruluşlarının olmasının nedeni üyelerinin çok olması ve bütçelerinin büyük olması. Bunların hepsinin önde tutulması gerekiyor. • Anayasanın mimarisinde ne olması gerektiği çerçevede olacak. • 4 grupta da sanat yok. Sanat olmadan biz batı da olamayız, adam da olamayız. Sanata gerekli değeri verelim. Burada da sanatın yeri olsun. Sonuç Raporu 72 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Merhaba. 4 grupta da dikkat edersek yargıya yönelik, yani kuvvetler ayrılığı var. Bizim tekrarladığımız 3 erk: yasama yürütme yargı. Bunlar kim için var. Egemenliğin sahibi millet için. Millet yargının neresinde yer alıyor? Mahkemede Türk Milleti adına hüküm verilir, peki burada Türk milleti nerede geçiyor? Örneğin jüri sistemini tartışamaz mıyız? • İki husus var: Biri laikliğin tanımı. Bunun tanımını yapmadan fırsat-tehdit iyi değerlendirilmez. Bunun yoruma mahal vermeyen bir tanımı yer almalı. Bir de basının kartelleşmesi ile ilgili anayasada hüküm olmalı. • Bireyin hak ve özgürlüklerinden bahsedildi. Sorumluluk hiç yoktu. Oysa ki bireyler de sorumluluk sahibi olmalı. Ülkeyi bu şekilde kaybetmeyelim. • Güçlü yanlara ilişkin çok şeyden bahsettik. Biz genç nüfusu göz önünde bulundurmalıyız. Artık sabit fikirli olmuş insanları dinlenmeye alalım diyoruz. • Çevre hakkı yok. Özellikle tek grupta doğal kaynaklar salt ekonomik büyüme için mi? Çevre hakkını koymuştuk. Doğal varlıkların korunmasının bir tehdit olduğunu insan hakları altına koymuştuk. Sağlıklı bir çevrede yaşamak herkesin hakkı. 56 maddede bu ele alınıyor. • Göç kavramı sadece tehdit olarak alındı. Bu öyle genel bir kavram olarak almak sakıncalı. İç göç, zorunlu iç göç, ekonomik sebepli dış göç ve iltica olarak bakmak lazım. Türkiye'de 1 mülteci var; bu durum açıkça sorunu ortaya koyuyor. İltica hakkının da bir insan hakkı olmalı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde bu var. • 4 gruptan da kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı geldi, bunlar zaten anayasada olmalı. Böyle nitelikte olmayan anayasa zaten olmasın. Devletin sadece siyasi niteliğini gösterir. Kuvvetler ayrılığı derken neyi kastediyor? Yasama, yürütme ve yargıyı biliyor. Bunun vurgulanması gereken üçünün dengede olması. Yargı bağımsızlığı deyince hakimlerin bağımsızlığı ve güvencesi kendi içinde tartışılacak uzun konular. Bunları daha sonra tekrar açmak gerekiyor. Bunlar genel konular. Burada pek çok sivil toplum kuruluşu var. Buradaki sivil toplum kuruluşları belli konular hakkında ne düşünüyor. Bu platformda da şu genel izlenimi alamadık. Burada daha netleştirilmeli. Anayasada olması gereken temel ilkeler. Yargı bağımsızlığı, işçinin korunması bunların içeriği doldurulmalı. • Yöntem çok net. Daha evvel sunduk. Bundan sonra ilkeler, mimari var. Sonra bu soruyu alalım. Bir daha yöntem ve detay olmalı, her şey burada yok. • Doğal varlıkların tahribi bir tehdittir. Bu nedenle anayasamızda doğal varlığı, toprak, tarım alanları ve biyolojik çeşitliliği fazla olan ormanların satılması güvence altına alınmalı. • En güçlü ve en zayıf yanlarımız aynı maddeler olarak ifade ediliyor: Demokratik sosyal hukuk devleti ve kadın erkek eşitliği. Bu bir çelişki olarak algılanabilir ama aslında buradaki sorun uygulamada. Bunları uygulayacak uygun mekanizmanın anayasada belirtilmemesinde. Bunun nasıl sağlanacağını belirten bir şey yok. Aynı şey laiklik ilkesi için de geçerli. Bunlar uygulanmıyorsa kim sorumludur? Bu sorumlu nasıl devreye girecek? Partiler bir yerde tıkanıp, kendileri hüküm veriyor. Esas mesele şunu bulmamız: bu mekanizmalar nasıl konsun ki bu kesintilere uğramayalım? İktidardaki partiler anayasadaki maddelere kendilerini zincirle bağlı hissetsinler. Anayasa yapım sürecinin yönetimi doğru mudur, metni kim onaylar? İçerik ne olursa olsun, kimse uymuyor. Anayasa yapma yöntemi yanlış. • Ortak güçlü yanlarımızın başında laik, sosyal, hukuk devleti demişiz. Sosyal devlet olarak kötü bir durumdayız. Bu güçlü bir taraf değil. Bölgesel kalkınmaya Avrupa Birliği'nde çok Sonuç Raporu 73 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı para harcanmış. Bunun anayasada yer alması gerekiyor. Bunun yanında şeffaflık yok. Bunun nedenini anayasada yer alan bir maddeye bağlamak istiyorum. Bütçe, harcamaların yapılmasına izin verir, kesin hesap kanunu bunun hesabını sorar. Dolayısıyla hesap sorulabilirlik orada kapanır. Anayasamızda gelecek yasa değişikliklerine göre Bakanlar Kurulu'na vergi koyma vs. yetkisi verilir. Aynı yasaya göre vergiler kanunla konur ve kaldırılır. • Ortak tehditler arasında milliyetçilik vardı. Ancak, Atatürk milliyetçiliği konusunda konsensus var. Etnik kimlik dersek bu milliyetçilik olur. Bizim benimsediğimiz anlayış etnik kimliği aşar. Burada milliyetçilik tehdit olmamalı. Serbest piyasa beklentisi ile sosyal devletin güvence altına alınması zıt gibi görünmüyor. Bu bir avantajdır. Türk burjuvazisinin oluşması devleti sınırlayacaktır. Mülkiyetin sınırlandırması sosyal devlete ilişkin bir seçenek olabilir. Burada sosyal devletten uzaklaşmayalım. • Bireylerle ilgili çok şey söylenmiş, bazı gruplarda kadın haklarına kadar gelmiş ama asıl olan mesele bireyin devletle olan meselesidir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü var. Ülke ve milletin devletin olduğu anlaşılıyor. Bir emekli orgeneral şöyle demiştir: milletin ülkesi ve devletiyle bölünmez bütünlüğü denir. Burada mana değişikliği var. Bunu düzeltmemiz lazım. 13. maddede milleti öne çıkartan bir kavrayışı getirmemiz gerekiyor. Bu tabii yasayla olacak şey değil ama askerin anayasa yapım sürecine müdahalesinin azaltılması gerekiyor. • Tehditlerdeki milliyetçilikten kastedilen aşırı milliyetçilik ve şovenizmdi. Serbest piyasanın, hele ki içinde bulunduğumuz coğrafya içinde, güçlü yanlar içinde olması çok mantıklı. Fırsatlar içinde son dönemdeki istikrarı sayıyor olmamız lazım. "Bilişime önem verelim" görüşüne olanak tanıyan şey Türkiye ekonomisindeki istikrar; bu istikrarın temellerinin anayasada yer bulması gerekiyor. Politik istikrar için yaptığımızın ekonomik istikrar için yapılması lazım. • İktidardaki parti seçim yasasıyla kendini halk çoğunluğundan soyutladığı için anayasa değişikliği yetkisini kendisinde görmemeli. Halkı dışlıyor. Böyle toplantılar, bazılarının karanlık emellerine meşruiyet kazandırmak için yapılır. • Güçlü yanlarımız arasında doğal kaynaklardan ve yeraltı zenginliklerinden bahsedilmiş. Bizim bunlardan başka gözle görünmeyen kaynaklarımız da var. Bunlardan biri de frekanslar. Bunlara da atıfta bulunmak gerekiyor. • Öncelikle yeni anayasada "Devletin konumu ne olmalı?" sorusuna yanıt aramak gerekiyor. Devlet hakem mi hükümran mı olmalı? Benim kanaatim devleti hakem olmaya doğru götürmek gerektiğidir. Anayasa ideolojisiz olmalıdır. Herhangi bir görüşü dayatmamalıdır. Bu anlamda Atatürk milliyetçiliğinin temel alınması anayasayı ideolojik hale getirir. İdeolojisiz bir anayasa istiyorsak herhangi bir görüş onun içinde olmamalı. Anayasanın yargının bağımsızlığı için öngörmesi gereken hükümlerden dem vuruldu. Yargı bağımsızlığındansa yargı kararsızlığı daha büyük bir sorundur. Yeni anayasa ilerici demokrasinin çevresinde yüksek demokrasiyi yapılandırmalı ve birçok yüksek yargı organı halka dayalı olmalı. • Kamusal karar alma mekanizmalarında sivil toplum kuruluşları yer almıyor. Özellikle yürütme ve yasama organlarında bu kuruluşların iradesinin yansıtılması için iyi bir mekanizma olmalı. Bu birçok yerde uygulanıyor. Bunun bir kurum olarak düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşları Avrupa'da kamusal karar alma mekanizması için önemli bir araç. Sonuç Raporu 74 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Halihazırdaki durumu doğru değerlendirebilmek için 27 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı krizi, asker ve sivil bürokrasinin vesayeti ile bunların anayasa yapım sürecindeki rolüne değinmemiz gerekir. Bunları görmezden gelmek bu olguların varlığını ortadan kaldırmayacaktır. • Ben kavram kargaşalarına değineceğim. Anayasada, kavramların içlerinin doldurularak yer alması çok önemli. Laiklik nedir, kamu yararı nedir? Kimin açısından kamu yararı gözetilecektir? Bunları açık tanımlara kavuşturmak gerekiyor. • Benim değinmek istediğim üç husus var. Birincisi, genç nüfusun getirdiği avantaj. Bu gençlerin nitelikli yetişmesi için büyük masraflar yapıyoruz. Bunlar nitelikli insan olarak yetiştirildikten sonra işsizlik nedeniyle beyin göçü yaşanıyor. Bunları kaçırıyoruz. Bununla ilgili bir yaptırım olmalı. Bir genç en verimli zamanında, ülkesine verimli olabileceği çalışmalar yapabilsin. İkincisi, ombudsman olarak çalışmalar yapmış kişileri halkın temsilcisi olarak anayasada yer alması gerekiyor. Son olarak, küresel ısınma ve su sorunu tüm dünyanın meselesi, doğal kaynaklara ilişkin konular da anayasada yer almalı. • Kadın-erkek eşitliği söyleminden sıkıldığını ifade edenlere şunu söylemek istiyorum: eşitlik sağlanana kadar sıkılacaksınız. Kadın istihdamı 1950'de %72'deyken bugün %50'lerde. Belediye başkanlarının hemen tamamı erkek. Oysa ülkemizin uluslararası anlaşmalarda imzası var. Hala erkeklerin dünyasında yaşıyoruz. Ne yazık ki, eşitlik sağlanana kadar sıkılmaya devam edeceksiniz. Oğuz Babüroğlu: İlk çalışma itibariyle bağlamı epey yakaladık. Bayağı bir şey yakaladık, birçok arkadaş görüş bildirdi. Bazıları görüşlerini bildirdi, bazıları açıklama yaptı, bazıları açıklamaya devam ediyor. Detayları tamamlamadan gitmeyeceğiz. Adım adım buraya gideceğiz. Gördüğünüz gibi bizim yapmaya çalıştığımız şeyin en önemli noktası yöntemi doğru işletip içeriğe karışmamak. Bazı moderatörlerin herkes konuştuktan sonra toparlayıp özetlemek gibi bir huyu vardır. Ben bunu yapmıyorum. İstediğimiz yere gitmek için bol bol zamanımız olacak, ben devam etmek istiyorum. Bu yöntemi çalıştıralım, umuyorum ki yarın akşam hepimiz memnun ayrılırız. Bu toleransı göstermemiz lazım. Lütfen birbirimizi hedef almayalım, mümkünse devam edelim. Geldiğimiz noktada bağlamdan ilkelere, ilkelerden bunların anayasadaki yansımalarına ilişkin göndermeler yaptık. Şimdi bu göndermeleri işleyeceğiz. Birer vatandaş olarak biz nasıl bir anayasa istiyoruz? Bu temel ilkelerin ne olmasını istiyoruz? Şimdi işin özüne doğru yol alıyoruz. Birebir tasarım yapmasak da kavramlarımızı sağlamlaştırmamız lazım. Bundan sonraki çalışma en önemli gördüğünüz ilkeleri çıkartmaya çalışmak. Biz nasıl bir anayasa özlüyoruz, bununla ilgili beyin fırtınası yaptıracağız. İlk önce herkes kendi görüşünü söylüyor. Sonra biraz seçicilikle getirmenizi rica edeceğiz. Buradan da 6 tane ilkeyi, bu anayasada olması gerektiğini tasarlayabileceğimiz özellikleri getireceğiz. Beyin fırtınasını yapıp daha sonra eleyerek bunların sayısını azaltacağız. Sonra da tanımları yapmaya çalışacağız. O ilke karşımıza geldiğinde bunu iyi anlamamız lazım. Gruplar kendi içerisinde sunuş yapacak ve daha sonra ulaştıkları ilkeleri birleştirecekler. Sonra ucu açık. Sonra 19'a kadar, tartışmamıza devam edeceğiz. Aynı gruplara gidiyoruz. En önemli ilkeyi seçmeye çalışıyoruz. Sonuç Raporu 75 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ANAYASA İLKELERİ GRUP ÇALIŞMALARI KIRMIZI GRUP GRUP 1 Beyin Fırtınası: • Düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına almalı • Eşitlikçi olmalı • Laik bir anayasa olmalı • Bireyi gözeten bir anayasa olmalı • Teknik bir anayasa olmalı: İdeolojik unsurları içermemeli • Dokunulmazlık zırhını kaldırmalı • Yasama – yürütme – yargı iyi tanımlanmalı • Temsil hakkını kolaylaştırmalı o Siyasi partiler o Baraj sorunu o Aday belirleme • Vatandaşlık ve Türklük kavramlarını milli bütünlüğü destekleyecek şekilde tanımlamalı • Çalışma yaşamında adalet sağlayacak bir Anayasa olmalı • Milli gelirin adaletli bölüşümünü sağlamalı • Merkezi yönetimin yerel yönetim üzerindeki idari vesayeti kaldırılmalı • Vergilendirme adil olmalı • Kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltme hakkını tanımalı • Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi olan Atatürk ilke ve devrimlerine sadık bir anayasa olmalı • Ulusal çıkarlara uygun bir anayasa olmalı • Anayasa kullandığı kavramları tanımlamalı • Bütün düzeylerde bürokrasinin yürütme üzerindeki gücünü azaltmalı • Doğal varlıkların ve çevrenin korunmasını sağlamalı • Evrensel insan hakları standartlarını içermeli • Çocuk haklarının korunması sağlanmalı • Yürütmenin bürokrasi üzerindeki etkilerini azaltmalı • Katılımcı sivil toplum oluşturulmalı • Haberleşme özgürlüğünü güvenceye almalı Sonuç Raporu 76 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Bağımsız örgütlenmeyi destekleyen bir Anayasa olmalı • Doğal kaynaklar ve frekans spektrumu gibi konularda lisans verme ilkelerini tanımlamalı • Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu benimsemeli • Sosyal hukuk devletini içermeli • Egemenliğin kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kullanılmasını sağlamalı Seçilen İlkeler: 1. Cumhuriyetimizin kurucu felsefi olan Atatürk ilkelerine sadık bir anayasa olmalı 2. Egemenliğin kuvvet ayrılığı ilkesine göre kullanılmasını sağlamalı (hem tarafsız, hem bağımsız) 3. Evrensel insan hakları standartlarını içermeli 4. Temsil hakkının kolaylaştırılmasını sağlamalı § Siyasi partiler barajı sorunu § Aday belirleme sorunu 5. Kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltme hakkını tanımalı 6. Milli gelirin adaletli bölüşümü için gerekli çerçeveyi sağlamalı GRUP 2 Beyin Fırtınası: • Ücret eşitliği (eşit işe eşit ücret) öngörmeli • Ekonomik ve Sosyal Konseyin işlevi anayasada yer almalı • Esnaf ve sanatkârın korunması için 173. madde geliştirilerek sürdürülmeli • Su sorununa çözüm bulmalı • Çevreyi ve doğal kaynakları korumalı • Kamu maliyesinin etkin denetimini sağlamalı • Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmalı (kürsü dokunulmazlığı hariç) • Siyasi parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerine sınırlandırma getirmeli • Anayasadaki tanımlar muğlâk olmamalı, net tanımlar getirilmeli • Bireyi devletin önünde görmeli • Serbest piyasa ekonomisinin tüm kuralları ile işletilmesini sağlamalı, 173. madde geliştirilerek sürdürülmeli • STKların başkanları milletvekili olabilmeli • Kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlemesini sağlayacak yöntemler geliştirmeli • Eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini sağlamalı Sonuç Raporu 77 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Sosyal güvenlik sisteminde değişikliğin önünü açmalı • Bölgeler arası farklılıkların giderilmesine olanak tanımalı Seçilen İlkeler: 1. Ekonomik ve Sosyal Konsey Anayasa'da yer almalı ve etkin çalıştırılmalı 2. Çevre ve doğal kaynakları sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda korumalı 3. Kamu maliyesinin etkin denetimini öngörmeli 4. Milletvekillerin dokunulmazlıklarını (kürsü dokunulmazlığı hariç) kaldırmalı, siyasi parti başkanları ve milletvekillerinin görev sürelerini sınırlandırmalı 5. Serbest piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kuralları ile işletilmesini, esnaf ve sanatkârların korunmasını sağlamalı 6. Bireyin devletin önünde tutulması, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğinin sağlanması ve sosyal güvenlik sisteminde eşitlik sağlanırken kamuda eşit işe eşit ücret ödenmesi esasının getirilmesini öngörmeli GRUP 3 Beyin Fırtınası: • İnsanlık onuru • Eşitlik • Demokratik laiklik sosyal hukuk devleti • Hukukun üstünlüğü • Kuvvetler ayrılığı • Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı • Egemenliğin millete ait olması • Kontrol ve denge mekanizmalarının varlığı • Mali ve ekonomik alanlarda saydamlık • Kadın erkek eşitliği • Örgütlenme özgürlüğü • Din ve vicdan özgürlüğü • Sosyal haklar • Yönetime katılımın güçlendirilmesi • Bireysel haklar ve bunların kamu yararıyla sınırlandırılması • Siyasi haklar ve yükümlülükler • İfade özgürlüğü Sonuç Raporu 78 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Mülkiyet hakkı Seçilen İlkeler: 1. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti; şekli cumhuriyettir 2. Bireysel hak ve özgürlüklerin korunması (ifade, mülkiyet, din ve vicdan) 3. Kolektif hak ve özgürlükler (örgütlenme, toplanma ) 4. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının korunması 5. Kadın-erkek eşitliği başta olmak üzere kanun önünde ve uygulamada eşitliğin sağlanması 6. İnsan onurunun dokunulmazlığı 7. İdari, mali ve ekonomik alanlarda saydamlık ve etkinliğin sağlanması GRUP 4 Beyin Fırtınası: • Eşitlik: cinsel, cinsiyet, sosyo-ekonomik, bölgesel, dinsel, etnik • Teşebbüs hürriyeti • Bireysel ve kolektif özgürlüklerin korunması • Vatandaşlık sorumlulukları • Sosyal devlet, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin geliştirilmesi • Çevre, kültür, diğer canlılara kaşı yükümlülükler korunmalı • Sürdürülebilirlik ilkesi • Katılımcı demokrasi ilkesinin geliştirilmesi • Hesap sorulabilirlik ve şeffaflık • Denetim ilkesi • Hukuk devleti • Haber alma ve yayma özgürlüğü • Memur sendikalarının grev hakkı • Sosyal adalet ilkesinin güçlendirilmesi • Düzgün iş ve haklar standardı • Eğitimde fırsat eşitliği, sonuçta fırsatta eşitlik • Uluslararası antlaşmalara ve standartlara uygun hak ve özgürlükler • Kayıtdışılığın önlenmesi, verginin genelleştirilmesi • İnanç özgürlüğünün korunması • Uluslararası antlaşmaların iş hukuku Sonuç Raporu 79 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Yerel yönetimlerin geliştirilmesi • Engelliler ve kimsesizlerin sosyal yaşama katılımı • Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama yükümlülüğü Seçilen İlkeler: 1. Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini fiili olarak sağlama yükümlülüğü (Eşitlik ilkesi) 2. Bireysel ve kolektif temel hak ve hürriyetlerinin ancak hukuk devleti ilkesi içinde sınırlanması (Temel hakların sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemelerde değişiklik ve daha somut, açık hükümlerin getirilmesi) 3. Katılımcı demokrasinin geliştirilmesi (STK, mahalli yönetim, siyasi partiler seçimler ve üniversiteler) 4. Uluslararası antlaşmaların iç hukuka üstünlüğü (90. madde hükmünün değiştirilmesi) 5. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi (il-ilçe yönetimi ve belediyeler) 6. Aktif sosyal devlet ilkesi (sosyal sigorta yardım ve hizmetler) Sonuç Raporu 80 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK İLKELER- KIRMIZI GRUP 1. Çevre ve doğal kaynakların, canlı ve cansız varlıkların ve üçüncü neslin sürdürülebilir haklarının güvence altına alınması 2. Bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin korunması (evrensel standartlar) 3. Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde ve uygulamada sağlama yükümlülüğü ilkesi (geçici özel önlem alma dâhil) 4. Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının korunması Tek Grupta Çıkanlar: 1. Bireyin devletin önünde tutulması 2. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in anayasada yer alıp etkin çalıştırılması o Sivil toplum kuruluşlarının kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmeleri 3. Kamu maliyesinin etkin denetimi (Kamu harcamalarının ve kamu gelirlerinin saydamlığı) 4. Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması ve siyasi parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerinin sınırlandırılması 5. Milli gelirin adil dağılımı, ülke gelirinin ülke insanlarınca adil bir sistemde dağıtılması (Asgari ücret, emeklilik vb) 6. Serbest piyasa ekonomisinin tüm kurum kuralları ile işletilmesi; bazı ekonomik ve sosyal kesimlerin korunmaya devam edilmesi 7. İnsan onurunun dokunulmazlığı ilkesi 8. İdari, mali ve ekonomik alanlarda saydamlık, etkinlik ve hesap sorulabilirliğin sağlanması 9. Bilgi edinme ve kişinin kendisiyle ilgili bilgiyi düzeltme talebi hakkı 10. Uluslararası antlaşmaların iç hukuka üstünlüğü 11. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi 12. Aktif sosyal devlet ilkesi (sosyal sigorta yardım ve hizmetler) 13. Atatürk ilkelerinin gözetilmesi 14. Temsil hakkının kolaylaştırılması sağlanmalı o Siyasi partiler aday belirleme sorunu o Baraj sorunu Açıklamalar: Geçenlerde bir kitap okudum, önsözünde "Söyleyebileceğimi bilmiyordum." diye bir söz vardı. Biz de konuşurken bazı şeylerde böyle olduk. Biz de söyleyebileceğimizi bilmiyorduk ama girince açıldık. Bireyin ve devletin hak ve sorumluluklarını yazılı olarak yazıldığı ve buna uyulduğu kurallar zinciridir anayasa. "Birey, insan ve tüzel kişilik dışında hak ve sorumluluklar var mıdır?" dedik. Çevre ve doğal kaynakların dışında canlı ve cansız varlıkların ve üçüncü neslin sürdürülebilir haklarının Sonuç Raporu 81 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı güvence altına alınması ilkesi var. Buna emin olun farklı şeyi sunmak adına elimin titrediği, heyecan duyduğum bir madde. Bizler diğer yasa yapanların dar kalıplaşmış fikirlerinin dışında olaylara bakmak, bunun sonucunda da başka bir sunum yapmakla mükellefiz. Sivil toplumun işlevi buradan geliyor. • Üçüncü nesil nedir? Üçüncü nesil bizim dışımızda gelecek nesiller. Üçüncü nesilde insanın dışında bitki, hayvan doğal kaynaklar, hava, tarihi değer ve kültürel miras için üçüncü nesil var. Bir nesil olsaydı dar kalıplı olurdu. Bu üçüncü nesle sürdürülebilir bir kaynak bırakmamız gerekiyor. İkinci olarak, bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin evrensel standartlarda güvence altına alınmasını koyduk. Bu cemaat olabilir, mahalle, genelde komün yaşayan insanlar olabilir. Bireylerin bir araya getirdiği topluluklar diyebilir. • Kolektif olarak kullanılan bireysel haklar derseniz daha uygun olur. Üçüncü olarak burada bulunan bayan arkadaşların inanılmaz mücadelesine karşı bizim sadece boynumuz eğik. Burada olan erkek arkadaşların da iyi niyetinin de bir göstergesidir. Birçok grupta cinsiyet eşitliği ilk sıralara alınmıştır. Kanun önünde ve uygulamalarda geçici özel önlem halleri dahil dedik. Son olarak da yargının bağımsızlığını ele aldık. İlk 4 maddeyi böyle özetledik. Bir de tek tek çıkan şeyler vardı. Bunlar da bireyin devletin önünde tutulmasından, ekonomik ve sosyal konseyin sivil toplum kuruluşlarının devletin ve hükümetin yürütme erkine etkisi ile ilgili kurduğu platformdan bahsediliyor. Kamu maliyesinin etkin denetimi, dokunulmazlıkların kaldırılması ve siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin kısıtlandırılması dedik. Hatta bunu dernekler için de düşündük. Aslında 20-30 yıldır dernek başkanı olan "genç" arkadaşlarımız da var. Adil ücret sistemi kurulması, serbest ekonominin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesi diğer unsurlar. İnsan onurunun konulmasını biz birinci madde olarak algıladık. Hesap sorulabilirliğin düzenlenmesi gerekiyor. Kişinin kendi ile ilgili bilgilere ulaşma ve bunların düzeltilmesini talep etme hakkı varmış. Kendimle ilgili bilgi edinme hiç aklıma gelmemişti. Uluslararası anlaşmaların iç hukuka üstünlüğü var. Yerel yönetimlerin içine demokrasi katma düşüncesini ele aldık, ancak bunu kaldıramayacağımıza karar verdik. Atatürk ilkelerinin gözetilmesi dedik. Temsil haklarında ise ülke barajı sorunu da buraya dahil. Sonuç Raporu 82 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı MAVİ GRUP GRUP 1 Beyin Fırtınası: • Bilimsel merkezli eğitimi önemli tutan bir anayasa olmalı • Ekonomik istikrar; işleyen piyasa ekonomisini önceliklendirmeli • Anayasa bir fikir ve ideolojiye bina edilmemeli • Hesap sorulabilirlik • Bireye dayalı olmalı • Bağlayıcılıkta evrensellik • Yargı bağımsızlığı • Atatürk ilkeleri metinde yer almalı • Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik, çağdaş • Gelir dağılım adaleti • Eşitsizlik ilkesi • Kısa olmalı • Vatandaşların gönülden kabul edeceği metin olmalı • Çağdaşlık • Vesayet olmamalı • Yerinden yönetim Seçilen İlkeler: 1. Ekonomik istikrar işleyen piyasa ekonomisi 2. Hesap sorulabilirlik 3. Bağlayıcılıkta evrensellik 4. Özgürlükçü, eşitlikçi, bireye dayalı, demokratik, çağdaş 5. Bilimsel merkezli eğitimi önemli tutan 6. Anayasa bir fikir ve ideolojiye bina edilmemeli GRUP 2 Beyin Fırtınası: • Kadın erkek eşitliğinin fiilen sağlanması için kota ve pozitif ayrımcılık önlemlerinin getirilmesi • Laiklik ilkesinin gözetilmesi Sonuç Raporu 83 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Yönetimin halk iradesine dayanması • Kuvvetler ayrılığı ilkesinin belirgin olarak yer alması • Meslek kuruluşlarının mutlaka anayasada düzenlenmesi ve güçlendirilmesi • İnsanın en üst değer olması • Belirli meslek gruplarının – tarım ve küçük esnaf—korunması • Demokratik ve özgürlükçü olması • Hukukun üstünlüğü ilkesine ve yargı bağımsızlığına dayalı olması • İnsan haklarına dayanması • Siyasi partiler yasası ile seçim yasasının toplumun geniş kesimlerine hitap edecek şekilde yer alması • Temel hak ve hürriyetlere getirilecek sınırlamaların bu hakların özüne dokunmaması • Bütün kuvvetlerin ulus egemenliği ile bağlantı kurulması • Dil, din, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, medeni hal, yaş, engelllik, siyasi görüş ve benzeri her türlü ayrımcılığın yasaklandığı bir eşitlik düzenlemesi • Çoğulculuk ve katılımcılık esaslarına dayanması • Seçimlerin seçmenlerce talep edilmesi durumunda hemen yenilenmesi • Parti içi demokrasi anlayışının ulusal bütünlüğe bağlanması • Hak arama özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına yargı yolu açık olmalı) • Kooperatifçiliği geliştirecek tedbirlerin alınması • İnsanı ve insani değerleri merkez alması • Sosyal devlet ilkesinin net bir şekilde yer alması, genişletilmiş ve talep edilebilir sosyal haklar tanınması • Memurlara siyaset yapma yolunun açılması • Anayasada belirli bir meslek grubuna özerklik verilmemesi, eşitlik sağlanması • Din hizmeti veren kamu kurumuna yer vermemesi • Silahlı Kuvvetler'in yurt savunmasından ibaret olan görevini Milli Savunma Bakanı'na bağlı olarak yerine getirmesi • Sistemin üzerindeki askeri ve sivil bürokratik vesayetin önlenmesi • Partileşmenin toplumsal verilere göre sınırlandırılması • Memurlara toplu sözleşme ve grev hakkının tanınması • Her türlü ayrımcılığın anayasal suç haline getirilmesi • Doğa, çevrenin ve kaynakların köklü mirasın korunması, planlı kentleşme Sonuç Raporu 84 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Seçilen İlkeler: 1. Laiklik (din ve devlet işleri ayrı) o Din hizmeti veren kamu kurumu olmamalı o Din ve vicdan özgürlüğü o Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalı 2. Çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan bir anayasa 3. İnsan hak ve özgürlüklerini esas alan ve insan onurunu en yüce değer kabul eden bir anayasa 4. Her türlü ayrımcılık anayasada yasaklanmalı o Cinsiyet, etnik köken, dil, din, ırk, medeni hal, engelliler, cinsel yönelim 5. Meslek ayrımı gözetilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engeller kaldırılmalı 6. Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskı kaldırılmalı GRUP 3 Beyin Fırtınası: • Haklarını koruma imkanı olmayanların da haklarını koruyacak bir anayasa • Çoğulculuk • Eşitlik (Kadın-erkek, etnik köken, din, cinsel yönelim) • Laiklik • Anayasanın yeniden yapılması sürecinin yönetimi metinde yer almalı • Ulusal bağımsızlığa vurgu yapmalı • Sosyal devlet • Birey haklarıyla birlikte devleti de gözetmeli • Hukukun üstünlüğü • Bireyin kendini temsil edecek kişiyi seçebileceği bir sistem • "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk devrimlerine bağlı anti-emperyalist, milliyetçi, devletçi, cumhuriyetçi, laik, halkçı ve devrimci bir Cumhuriyettir" ibaresinin yer alması • "Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı her yurttaş Türk'tür" ibaresinin yer alması • Yaşama, eğitim, barınma gibi temel insan haklarının yer alması • Bireysel tercihlerin (din, cinsiyet, töre vb) kamu kurumlarına taşınmaması • Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı • Bilgi alma ve öğrenme hakkı • Farklılıkların korunması • Seçilmişlerin üstünlüğü Sonuç Raporu 85 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Şeffaflık ve hesap sorulabilirlik • Çocuk hakları • İnsan haklarına dayalı bir devlet • Kişilerin birbirlerine saygı göstermesini emreden bir anayasa • Fırsat eşitliklerini sağlayan bir anayasa • Her türlü ayrımcılığı önleyen bir anayasa • Devleti değil bireyi ön plana çıkaran bir anayasa • İyi eğitimi yüksek öğretim düzeyine kadar garanti altına alan bir anayasa • Yapılacak yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyecek etkin mekanizmaları öngören bir anayasa Seçilen İlkeler: 1. Demokratik devlet 2. Sosyal devlet 3. Laik devlet 4. İnsan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü kabul eden bir anayasa 5. Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü korurken çoğulculuğu ve farklılıkları koruyan ve geliştiren bir anayasa 6. Eşitlik (cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken, din, dil, mezhep, yaş, engellilik) ve eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık Not: POZİTİF AYRIMCILIK KONUSUNDA UZLAŞMA SAĞLANAMADI. GRUP 4 Beyin Fırtınası: • Laiklik • Sosyal hukuk devleti • İnsan haklarına dayananda eşitliği öngören (dil, din, ırk, cinsiyet) • Toplumun huzurunu sağlayan bir anayasa • Toplumsal uzlaşı kültürünü geliştiren bir anayasa • Demokratik • İdeolojisiz anayasa • Hakem devlet • Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasiyi benimseyen bir anayasa • Atatürk ilke ve inkılaplarına dayanan bir anayasa Sonuç Raporu 86 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Devlet bireyin özgürlüğü, sağlıklı yaşaması, iyi bir eğitim alması için vardır • Örgütlenme hakkı • Çalışma barışı, sosyal güvenceyi sağlamalıdır • Kayıt dışı ekonomiyi denetim altına alabilen bir anayasa • Sosyal devlet ilkesini serbest piyasa ekonomisi karşısında koruyabilen, gelir dağılımını dengeleyen bir anayasa • Yargının bağımsızlığını güçlendiren, yargının bağımsızlığını sağlayan (hükümet-yargı, askeryargı) bir anayasa • Yargı sisteminin birliği • Müdahalesiz demokrasi anlayışı Seçilen İlkeler: 1. Laik bir devlet anlayışı (tanımlanmak şartıyla) 2. Çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü anlayışı benimseyen demokratik bir devlet 3. Dengeli gelir dağılımını öngören, sosyal devlet ilkesini serbest piyasa karşısında koruyan ve geliştiren bir devlet anlayışının benimsenmesi 4. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını öngören hukuk devleti anlayışı 5. Doğal çevrenin korunması 6. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması Sonuç Raporu 87 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK İLKELER – MAVİ GRUP • Çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan bir anayasa • Özgürlükçü, eşitlikçi ve birey odaklı bir anayasa. İnsan hak ve özgürlüklerini esas alan ve insan onurunu en yüce değer kabul eden demokratik devlet • Bilimsel merkezli eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan bir anayasa • Cinsiyet, etnik köken, dil, din, ırk, medeni hal, engelliler, mezhep, cinsel yönelim gibi gerekçelerle her türlü ayrımcılık anayasada yasaklanmalıdır. • Laiklik (din ve devlet işleri ayrı) o Din ve vicdan özgürlüğü o Devlet tüm inançlara eşit mesafede • Dengeli gelir dağılımını öngören, sosyal devlet ilkesini serbest piyasa karşısında koruyan ve geliştiren bir devlet anlayışının benimsenmesi • Ekonomik istikrar, işleyen piyasa ekonomisi Tek Grupta Çıkanlar: • Hesap sorulabilirlik • Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını öngören hukuk devleti anlayışı • Doğal çevrenin korunması • Bağlayıcılıkta evrensellik • Anayasanın bir fikir ve ideolojiye bina edilmemesi • Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması • Din hizmeti veren kamu kurumunun olmaması • Meslek ayrımı gözetilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması • Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyarak çoğulculuğun ve farklılıkların korunması ve geliştirilmesi • Eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık? (uzlaşma yok) Açıklamalar: Mavi grup olarak çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan, özgürlükçü, eşitlikçi ve insan onurunu en yüce değer kabul eden bir anayasa istiyoruz. Bilim ve eğitimde fırsat eşitliğinin yanı sıra her türlü eşitliği esas kabul ediyoruz. Din ve devlet işlerinin ayrılması olarak tanımladığımız laiklik benimsediğimiz bir diğer ilke. Laikliğin altında din ve vicdan özgürlüğü ile devletin tüm inançlara eşit mesafeli olmasını öngörüyoruz. Dengeli gelir dağılımı öngören, serbest piyasa karşısında koruyan bir devlet anlayışının benimsenmesi gerektiği inancındayız. Bunu iyi işleyen piyasa olarak isimlendirdik. İyi işleyen piyasa ekonomisini herkes istiyor. Ancak bunun yanında sosyal devlet yok olmamalı. Sosyal devletle piyasa güçleri kararlarını birlikte vermeli. Yalnız biri güçlenmemeli. Biri ayakta Sonuç Raporu 88 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı dururken bu durum diğerine rağmen olmamalı. Sosyal adalet göz önüne alınmalı. Tek grupta hesap sorulabilirlik çıktı. Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı dendi. Doğal çevrenin korunması, bağlayıcılıkta evrensellik öne çıkan diğer ilkeler. Ortaya sürülen bir diğer fikir, ideolojinin anayasanın inşasında rol üstlenmemesi gerektiği. Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması gerekiyor. Din hizmeti veren kamu kurumu olmamalı. Siyaset yapma üzerindeki engeller kalkmalı. Devlet ve milletin bölünmez bütünlüğünü korurken çoğulculuk sağlanmalı. Eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık dedik. Peki ne için bunu dedik, hangi konularda eşitlik? Dil, cinsiyet, etnik köken gibi birçok olgu var. Pozitif ayrımcılık fikri, cinsiyet eşitliği için uygundur. Etnik köken için bu geçerli midir? Bu tartışılır. Biz pozitif ayrımcılığı yalnızca cinsiyet için öngördük. Sonuç Raporu 89 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YEŞİL GRUP GRUP 1 Beyin Fırtınası: • Hukuk devleti • Adil fırsat eşitliği • Parasız eğitim, sağlık • Cinsiyet eşitliği • Anayasal vatandaşlık • Eşitlik ilkesine "cinsel yönelimin" de eklenmesi • Yargı bağımsızlığı • Sosyal güvenlik ayrımının olmaması • Örgütlenme özgürlüğü • Merkez-yerel dengesi • Yargılama birliği ilkesi • Yargı tarafsızlığı • "Söz konusu insansa gerisi teferruattır" • MGK ve diyanet işleri başkanlığı anayasal kurum olmaktan çıksın • Laiklik ilkesinin gerçek anlamda yerleşmesi • Sosyal devlet • Düşünce ve ifade özgürlüğü • Tam bağımsızlık • Vicdani ret hakkı • Kültürel haklar • Çoğulculuk • Katılımcılık, saydamlık, hesap sorulabilirlik • Cevap alma hakkı Seçilen İlkeler: "Asıl olan insansa gerisi teferruattır" 1. Hukuk devleti: o Yargı bağımsızlığı o Yargı tarafsızlığı Sonuç Raporu 90 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Yargılama birliği 2. Anayasal vatandaşlık (vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapmaması, hukuki bir bağ olması) 3. Sosyal devlet: o Parasız eğitim ve sağlık o Adil fırsat eşitliği o Sosyal güvenlik hakkı o Gelir dağılımının dengelenmesi o Bölgesel kalkınma eşitliği 4. Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması (özellikle kamu görevlilerinin bir kısmının dernek kurma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, kamu görevlilerinin ve öğrencilerin siyasi partilere üye olabilmesi) 5. Düşünce ve ifade özgürlüğü (çoğulculuk) 6. Ayrımcılık karşıtlığı: herkes ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, etnik kimlik ayrımı gözetilmeksizin yasalar önünde eşittir Sunum: • Hukuk devleti ilkesi teminat altına alınmalıdır. Yargılamada birlikten kastımız, hukuk kuralların herkes için geçerli olması, herkesin aynı prosedürle yargılanması, yargı karşısında herhangi bir ayrımcılık ya da kayırmacılık olmaması. • Yani bir vatandaşlık paradigması ihtiyacı: etnik kimlikler arasında nötr bir unsur. Hukuki bir bağ. • Sosyal devlet kimliği için öneriler: sosyal güvenlikten yararlanmayan kimse kalmaması. • Bazı kamu görevlilerinin sendika, parti ve vakıflara üye olmasının önündeki engeller kaldırılmalı • Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı. Bir takım kısıtlamalar elbette olacaktır ama temel kısıtlamalar dışında bireyler düşüncelerini dile getirdikleri için kendilerini tehlikede hissetmemelidir. • Irk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, etnik kimlik gibi olgulardan kaynaklanabilecek ayrımcılıklara karşı anayasal güvenceler getirilmelidir. GRUP 2 Beyin Fırtınası: KEŞKE: • 1961 Anayasası yeni anayasada örnek alınsa birey merkezli bir Anayasa olsa • Haklar korunsa yazılı haklar uygulamada korunsa ve gözetilse kanun devleti yerine hukuk devleti kök salsa • Birey için devlet anlayışı yerleşse Sonuç Raporu 91 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Kültürel farklılıklar sosyal eşitlikte yansımasını bulsa • Devlet sosyal adaleti sağlasa • Hükümetlerin/yürütmenin yetkilerinin sınırlandığı fren/denge mekanizmaları kurulsa • Şeffaflık gözetilse • Kuvvetler ayrılığı kesin çizgilerle ayrışsa • Yargı bağımsızlığı sağlansa • Etkin/etkili yargı yaratılsa: o Adil yargılanma hakkı uygulamaya geçse o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kuruluşunda tarafsızlık gözetilse o Yargının tarafsızlığı sağlansa o Yargının bağımsızlığı (organik-faaliyet) sağlansa • Düşünce özgürlüğü güvenceye alınsa • Sosyal devlet ilkesi yerleşse • Yürütme organının üyeleri, yasama organı üyesi olarak yasama faaliyetlerine dahil olmasa • Kritik kavramlar muğlak olmasa, açıklıkla tanımlansa (laiklik – kamu yararı – kamu hizmeti) • Hesap verme sorumluluğu kesin kurallara bağlansa • Doğal – kültürel varlıklar (çevre, orman, kültürel varlıklar) korunsa • Adem-i merkeziyetçilik öngörülse (yerinden yönetim ilkesinin uygulansa) • Türkçeye önem verilse (Türkçe kullanılsa/korunsa) tabela kirliliğinden kurtulunsa Seçilen İlkeler: "Önce insan" 1. Bireyin kişisel gelişimini esas alan birey merkezli bir anayasa (sosyal adalet – sanat ve kültürün desteklenmesi – eğitim – kültürel farklılıkların fikir özgürlüklerinin korunması) çoğulcu bir anayasa, çoğunlukçu değil 2. Hükümetlerin/yürütmenin yetkilerinin sınırlandığı, etkin fren/denge mekanizmalarının oluşturulduğu bir anayasa 3. Yargı bağımsızlığı/yargı etkinliğini sağlayan bir anayasa o organik o faaliyet bağımsızlığı o adil yargılanma hakkı 4. Katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulandığı bir anayasa 5. Sosyal devlet ilkesini gözeterek ekonomik istikrarın bozulmasına izin vermeyen bir anayasa (sosyal güvenlik, sağlık, eğitimin ücretsiz sağlanması, mali disiplin, parasal disiplinin Sonuç Raporu 92 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı sağlanması, politik müdahalelerin engellenmesi) 6. Hukuk devletini esas alan (kanun devleti değil hukuk devleti), hukukun üstünlüğünün sağlandığı, güvenlik kaygısıyla özgürlüklerin dengelendiği bir anayasa 7. Temel kavramların açık tanımlandığı (kamu yararı - kamu hizmeti – laiklik) bir anayasa Sunum: • Bireyin kişisel gelişimini esas almalı, birey merkezli olmalı (sosyal adalet sağlanmalı– eğitim, sanat ve kültür desteklenmeli – kültürel farklılıklar ve fikir özgürlükleri korunmalı). Çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anayasa yazılmalı. • Hükümetlerin/yürütmenin yetkileri sınırlanmalı , etkin fren/denge mekanizmaları oluşturulmalı. Mevcut yasalar hükümetler KHK'lar gibi yetkiler tanır, bunlara sınır getirilmeli, kararlar katılımcı bir süreçte alınmalı, yasama yürütme karşısında güçlenmeli. • Yargı hem oluşmasında hem faaliyetinde bağımsızlık sağlanmalı. Yargı etkinliği sağlanmalı. Adil yargılanma hakkı gözetilmeli. • Katılımcılık ve yerinden yönetim ilkesi uygulanmalı. Yerel yönetimler karar alırken STK'ları katmalı. • Sosyal devlet ilkesini gözetilmeli ancak ekonomik istikrarın bozulmasına izin verilmemeli. (sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim ücretsiz sağlanmalı, mali disiplin, parasal disiplinin sağlanması, politik müdahalelerin engellenmesi) Tüm vatandaşlara hatta yabancılara da sosyal yardım sağlanmalı. • Yasama dokunulmazlığı gibi bir ayrıcalığın kaldırılması düşünüldü. Anayasa hukuk devletini esas almalı, hukukun üstünlüğünü sağlamalı, güvenlik kaygısıyla özgürlükleri dengelemeli. • Tartışmaların sona ermesi ve herkesin ortak akılda birleşmesi için temel kavramlar anayasada tanımlanarak yazılmalı. GRUP 3 Beyin Fırtınası: • Din eğitiminde zorunluluk olmasa • Diyanet işleri gibi bir kurum olmasa • Anayasa birey hak ve özgürlüklerini temel alsa, "devlet"ten önce birey dese • Devlet yine de isteyene din eğitimi sağlasa • Eğitimde fırsat eşitliğinin altı çizilse • Devlet, tüm inanç gruplarına eşit mesafede olsa • Milletin egemenliğini kullanmasına engel olan, vesayet altına alan uygulamalar yer almasa • Seçim sistemi iki turlu olsa • Farklılıklarımızı zenginlik olarak algılasak Sonuç Raporu 93 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Parasız on iki yıl temel eğitim sağlansa (okul öncesi eğitim dahil) • "Ayrımcılık yapmama" ilkesi bütün kimlikler ve haller için olsa (yaş, cinsel yönelim, engellilik, medeni hal, etnik köken) • Sosyal güvenlikte eşitlik ilkesi gözetilse • Bilimsel özgürlük ve üniversite özerkliği sağlansa • Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılsa • Diyanet işleri başkanlığı özerk olsa, başkan atanmasa da seçilse • Hesap sorulabilirlik "yetki", "sorumluluk" birlikte değerlendirilebilse (tüm kamu kurumları için) • Kamu görevlilerinin göreve atanmaları ve yükseltilmeleri "liyakat" esası çerçevesinde olsa. • Mülkiyet kavramına "fikri mülkiyet" hakları da eklense • Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sistem üzerindeki vesayeti kaldırılsa • Devlet somut eşitliği sağlasa Seçilen İlkeler: 1. Devlet, hizmet ve eğitimde tüm inanç gruplarından eşit mesafede olmalı (devlet din eğitimi garanti altına almalı [bu ibarede oydaşma yoktur]). 2. Birey hak ve özgürlükler temelli bir Anayasa yapılmalı, sınırlamamalar taraf olunan uluslararası sözleşmeler uyarınca düzenlenmeli 3. Tüm kamu görevlerinde "şeffaflık" ve "hesap sorulabilirlik" esas alınmalı 4. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, okul öncesi eğitim + 12 yıl zorunlu parasız eğitim öngörülmeli 5. Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, yasalar önünde herkes eşittir. 6. Sosyal güvenlikte eşitlik ilkesi gözetilmeli. 7. Bilimsel özgürlük ve üniversite özerkliği sağlanmalı. 8. Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalı. Sonuç Raporu 94 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK İLKELER – GRUP YEŞİL 1. Birey hak ve özgürlüklerini temel alan bir anayasa. Birey merkezli: "önce insan" 2. Hukuk devletini teminat altına alan bir anayasa, kanun devleti değil, hukuk devleti: o Yargı bağımsızlığı o Yargı tarafsızlığı o Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde) o Adil yargılanma hakkı o Yasama dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanmalıdır o Kamu görevlilerine şeffaflık ve hesap sorulabilirlik 3. Sosyal devlet: o Sosyal güvenlik şemsiyesinin genişletilmesi o Parasız eğitim (okul öncesi ve 12 yıllık temel eğitim) ve sağlık o Adil fırsat eşitliği o Gelir dağılımının dengelenmesi o Bölgesel kalkınma eşitliği o Tüm inanç gruplarına eşit mesafede eğitim ve hizmet 4. Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, herkes eşittir. Devlet eşitliği sağlamakla yükümlüdür. 5. Kuvvetler ayrılığı prensibinin hayata geçirilmesi 6. Düşünce ve ifade özgürlüğü (çoğunlukçu değil, çoğulculuk) 7. Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması Tek Grupta Çıkanlar: 1. Katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulandığı bir anayasa 2. Ekonomik istikrarı sağlayan bir anayasa (mali disiplin, parasal disiplinin korunması, siyasetin ekonomiye müdahalesinin sınırlandırılması) Anayasada ekonomiyi düzenleyen temel ilkelerin bulunması (Maastricht kriterleri vb) 3. Laiklik, kamu yararı, kamu hizmeti kavramların açık ve net tanımlandığı bir anayasa 4. Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük 5. Anayasal vatandaşlık, vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapılarak tanımlanmaması, vatandaşlığın hukuki bir tanım olması Sonuç Raporu 95 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Açıklamalar: Biz yeşiller olarak üç grup halinde çalıştık ve yedi konuda mutabık kaldık. Bunları arz etmek istiyorum. Bütün grupların ortak paydası bireyin haklarını gözetmesi oldu. Ulu, yüce gibi sıfatları devlete bahşetmeyen bir anayasa istedik. Ayrıca hukuk devletini de güvence altına alsın istedik. Nedir bu hukuk devleti? Burada alt ilkeler var. Bir kere yargı bağımsızlığı teminat altına alınmalı. Yargı tarafsız olmalı, herhangi bir ideoloji ve parti altında olmadığını belirtmeli. Yargılamada askeri ve adli yargı ayrımı giderilmeli. Yargıya muhatap kişilerin taşıdığı sıfatlar yargıya dahil olmamalı. Yasamaya sadece kürsü masumiyeti içerisinde dokunulmamalı. Ayrıca şeffaflık da bir ilke. Üçüncü ilke sosyal devlet. Bunun nasıl anlaşılması gerekiyor? Sosyal güvenlik şemsiyesi genişletilmeli. Kendi hayatını kendi idame edemeyecekler için gerekli tedbir alınmalı. Eğitim ve sağlık parasız olmalı. Okul öncesi ve 12 yıl eğitim parasız olmalı. Gelir dağılımı politikalarla dengelenmeli. Eşitsiz kalkınmanın bölgelerde engellenmesi için bazı fonlar bu doğrultuda kullanılmalı. Devletin hizmet verirken herhangi bir din, düşünce ve gruba bağlı olmadan herkese eşit mesafede olmalı. Dördüncü olarak dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik ayırt edilmeksizin ayrımcılık yapılmaması, herkesin eşit olması lazım. Devletin eşit olması yeni bir hüküm olmalı. Sağlıklı bir parlamenter rejim için kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olmalı. Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalı. Toplumun çoğulcu yapılanabilmesi için fiili yasal korkuları taşımamalı. Örgütlenme özgürlüğü olmalı. Kamuda çalışanlar için ciddi bir örgütlenme sıkıntısı var, bu sıkıntı giderilmeli. Tek grupta çıkanlar ise aşırı merkeziyetçi bir yapı bugün Türkiye gerçeklerini karşılamıyor; yerinden yönetimi esas alan bir anayasa olsun dendi. Ekonomik istikrar sağlansın ve istikrarı bozacaklar edimlere karşı önlemler alınsın dendi. Kullandığımız kavramların tanımlarının açıklanılması gerek: Laiklik, kamu yararı gibi kavramlar açıklanmalı. Üniversitelere tam özerklik verilmeli. Vatandaşları herhangi bir kimlik altında toplanmamaya teşvik etmeli. Bizim önerilerimiz bunlar; teşekkür ediyoruz. Sonuç Raporu 96 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı SARI GRUP GRUP 1 Anayasa nasıl yapılmalı / değiştirilmeli? • STK'ların geniş katılımı ve toplumsal uzlaşma anayasa yapımında ve değiştirilmesinde temel yöntem olmalı • Anayasa mahkemesine başvurma hakkı STK'lara da tanınmalı Beyin Fırtınası: • Yargı, yasama ve yürütme bağımsızlığı • Sosyal devlet ilkesinin hayata etkin geçirilmesi (sosyal güvenlik, sağlık, eğitim) • Birey haklarının, devlet haklarının önünde olması. • Laiklik • Çoğulcu demokrasi (Azınlık hakları) • Bütün görüşlere aynı mesafede olması ve hepsine imkan tanıması (ekonomik-sosyal-inanç) • Çalışma hakkı ile ilgili konularda gençlerin ifadesine yer verilmesi • İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması • Ayrıntılı değil "ÇERÇEVE" bir Anayasa Seçilen İlkeler: 1. Birey-devlet ilişkilerinde "BİREY" odaklı bir anayasa yapılmalıdır. 2. İnsan hakları, ifade ve örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere bütün temel hak ve özgürlükler AİHM kararları doğrultusunda düzenlenmelidir. 3. Sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi için daha etkin tedbirler alınmalıdır (SağlıkÇalışma-Sosyal Güvenlik-Eğitim). 4. Devlet bütün görüşlere aynı mesafede olmalı ve hepsine imkan tanımalıdır. Fiili eşitlik sağlanmalıdır (din, dil, ırk, cinsiyet, mezhep, siyasal düşünce, felsefi inanç). 5. Siyasi partilerin işleyişinde demokratik prensipler hakim kılınmalı, şeffaflık ve hesap sorulabilirliğin sağlanacağı mekanizmalar oluşturulmalıdır. 6. STK'nın anayasa yapımı dahil tüm temel yasaların yapımında etkin katılımlarını sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. 7. Bütün hak ve özgürlüklerin güvenceli kılabilmesi için, siyasal iktidarın etkilerinden uzak bir bağımsız yargı oluşturulmalı ve yargının iyi işleyişini sağlayacak önlemler alınmalıdır. 8. Yargı denetimi dışında alanlar bırakılmamalı, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru dahil, iptal davası açma imkanı arttırılmalıdır. Sonuç Raporu 97 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 2 Beyin Fırtınası: • Devletin kuruluş gerekçesi bir ilkesel temel olmalı • Devletin niteliği net tanımlanmalı • Katılımcı demokrasi temel alınmalı • Anayasa devlet odaklı değil, birey odaklı olmalı • Anayasa yorumlara açık olmamalı (anlaşılabilirlik) • Genel ilkeleri belirlemeli • Hukukun üstünlüğü benimsenmeli • Hesap sorma ilkesi yer almalı • Vatandaşın huzur ve mutluluğu ön planda tutulmalı • Sürdürülebilir kalkınma ilkesi benimsenmeli • Devletin ve bireyin görevleri net tanımlanmalı • BM İnsan Hakları Sözleşmesine dayandırılmalı • Güvenlik sektörü sivil denetim altına alınmalı • Sığınma hakkı tanınmalı • Fırsat ve kaynaklardan eşit yararlanmaya olanak tanınmalı • Azınlık hakları korunmalı • Özgürlükçü olmalı • Uluslararası anlaşmaların uygulanabilirliği net şekilde belirlenmeli • Kuvvetler ayrılığı ilkesi güvence altına alınmalı • Özgürlükler soyut ve keyfi gerekçelerle sınırlandırılmamalı • Kamu yararı tanımı net yapılmalı • Yüksek öğretimde idari ve mali özerkliği öngören bir yapı kurulmalı • Kamu çalışanlarının hakları korunmalı • Yerel yönetimler teşvik edilmeli • Eğitim ve sağlıkta fırsatlara erişim eşitliği yaratılmalı • Sosyal devlet özelliği öne çıkarılmalı (sosyal devlet ilkesi) • Laiklik ilkesi korunmalı • Irk, din, mezhep farkı gözetmeyen bir eşitlik ilkesi getirilmeli • Eşitlik ve cinsler arası temsil eşitliği ana akım olmalı • Doğa ve çevre korunmalı • Çağdaşlık ilkesi gözetilmeli • Merkezi yönetim ve yerel yönetim alanları netleştirilmeli • Basın ve ifade özgürlüğü sınırlandırılmamalı Sonuç Raporu 98 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Rekabet serbestisi güvence altına alınmalı • Fikri mülkiyet hakları korunmalı Yukarıdakilerin özeti: • Katılımcı demokrasi (şeffaflık, hesap sorma) • Eşitlik ve özgürlük ilkesi (Irk, din, cinsiyet vs.) • Uluslararası anlaşma ve sözleşmelerde yer alan insan hakları kapsamının benimsenmesi • Birey ve devletin karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin dengeli ve adil bir şekilde gözetilmesi • Çağdaşlık ilkesi • Çalışanların haklarının korunması • Yüksek öğretimde idari, mali özerklik • Basın ve ifade özgürlüğü • Kuvvetler ayrılığı ilkesi • Yönetimde yerel katılımın güçlenmesi • Cinsiyetlerin eşit katılımı ve temsili • Sosyal devlet • Laiklik • Devletin kuruluş felsefesi Seçilen İlkeler: 1. Katılımcı demokrasi (şeffaflık, hesap sorma) 2. Eşitlik ve özgürlük ilkesi (Irk, din, cinsiyet vs.) 3. Uluslararası anlaşma ve sözleşmelerde yer alan insan hakları kapsamının benimsenmesi 4. Kuvvetler ayrılığı ilkesi 5. Sosyal devlet 6. Laiklik 7. Sürdürülebilir kalkınma ilkesi GRUP 3 Beyin Fırtınası: • Kalıcı ve dayanıklı bir anayasa • Çağdaş demokratik bir anayasa o Kurucu veya taraf olduğumuz uluslararası örgütlerin ve Avrupa kuruluşlarının demokrasi ve temel hak ve özgürlüklerle ilgili kriterleriyle tamamen uyumlu bir anayasa (bağlantı: temel hak ve özgürlükler) Sonuç Raporu 99 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Toplumun her kesimini kapsayan, vatandaşlık tanımını net bir biçimde ortaya koyan, "Türkiyelilik" kavramını içeren bir anayasa • Dili tutarlı olan (sade ve anlaşılır) bir anayasa • Bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin açık bir biçimde yazıldığı ve yönetimin bu hak ve özgürlükleri yerine getirmesi için görevlendirildiği; buna karşılık hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının yasalara bırakıldığı ya da sadece net bir biçimde belirtilen kamu yararı doğrultusunda gözetilerek sınırlandırıldığı bir anayasa • Eşitlik- Ayrımcılık Yapmama İlkesio Irk, din, dil, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, azınlığa mensubiyet ayrımı gözetilmeksizin herkes yasalar önünde eşittir • Adil, insan ve çevre odaklı bir anayasa (insan haklarına dayalı) • Devletin niteliklerinin açık olarak belirlendiği bir anayasa • Kısa bir anayasa • Parlamenter rejimi güçlendiren, meclis üstünlüğünü esas alan bir anayasa • Başkanlık rejimini esas alan bir anayasa • Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin sınırlandırıldığı bir anayasa • Siyasi partilerin demokratik işleyişini güvence altına alan bir anayasa • HSYK, YAŞ Kararlarına karşı denetim yolunu açan bir anayasa • Güçlü ekonominin çerçeve şartlarını koyan bir anayasa • Girişim hürriyetini koruyan bir anayasa • Toplumsal ve kamusal çıkarların öncelikle gözetildiği bir anayasa • Öncelikler • Çağdaş demokratik anayasa o Taraf olduğumuz Avrupa kuruluşlarının hukuki değerlerine uygun temel hak ve özgürlükler (evrensel hukuki değerler) o Sade ve anlaşılır (dili tutarlı olan) bir anayasa • Eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkesi • İdarenin her türlü eylemleri yargı denetimine açıktır • Adil, insan ve çevre odaklı insan haklarına dayalı bir anayasa • Toplumun her kesimini kapsayan vatandaşlık tanımını net bir biçimde ortaya koyan, "Türkiyelilik" kavramını içeren bir anayasa • Temel hak ve özgürlük sınırlandırılmasının çerçevesinin net bir şekilde çizildiği bir anayasa • Parlamenter rejimi güçlendiren meclis üstünlüğünü esas alan bir anayasa Sonuç Raporu 100 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAK İLKELER – SARI GRUP • Tüm temel hak ve özgürlüklerde uluslararası anlaşmalara, AİHM hükümlerine uyum • Sosyal devlet ilkesi (Sağlık, Çalışma, Sosyal Güvenlik, Eğitim) • Eşitlik İlkesi (Devlet tüm görüşlere aynı mesafede; ırk, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı yok; cinsler arası fiili eşitlik sağlanması için tüm anayasa maddelerinde referans) • Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması (Şeffaflık, hesap sorma) • Katılımcı demokrasi Tek Grupta Çıkanlar: • Birey-Devlet ilişkilerinde birey odaklı • Siyasi parti işleyişinde demokratik ilkeler • Anayasanın tutarlı dili olmalı • Yargı bağımsızlığı • Meclis üstünlüğü • Adil, insan ve çevre odaklı • "Türkiyelilik" kavramını içeren (Şerhli) • Sürdürülebilir kalkınma ilkesi Açıklamalar: Sanıyorsunuz ki ben buradan ineceğim, ama erkekler maç izleyemeyecekler. Onun için bir açıklama: sabahtan beri bir karmaşa üzerine gidiyor. Kadınlar ve erkekler farklı bir dünyanın insanları değil, sanki kadınlar bir bahçe yapmışlar, ekmişler biçmişler. Şunu da ekip biçmeyin gibi bir görüş var. (Burada müdahalelerle tartışma kesildi.) Bu grup çok önemliydi, çok tartışmalı şeyler sonunda çıktı, birçok madde açıklandı. Önce sarı grubun ortak ilkelerine bakalım. Tüm hak ve özgürlüklerinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uyum önemliydi. Buna uyulduğunda demokrasi doğrudan geliyor. Buraya yazmadığımız insan hakları, kadın hakları sözleşmeleri ilkelerle yapılmış anayasa olur dendi. Sosyal devlet ilkesi ikinci madde. Bu önemli bir madde; sosyal devlet bireyi devlete karşı koruduğu için ortaya çıkarıldı. Eşitlikle kastedilen devletin herkese aynı mesafede olması. Burada cinsiyet ayrımı ve bunun içinde cinsel yönelim de var. Buraya eksik aktarılmış. Cinsler arası fiili eşitlik sağlaması için tüm maddeleri referans alması. Dikey kesen bir ilke bu. Cinsler arası eşitlik bunu sağlıyor. Özellikle bu konu dikey olduğu için diğerlerinden farklı. Yargının denetim dışı bırakılmaması daha önce söylendi. Kürsü dışında bütün dokunulmazlıkların kaldırılması çıktı. Zaten katılımcı demokrasi herkeste çıktı, ona özel olarak değinmiyorum. Tek grupta çıkanlar birey odaklılık, demokratik ilkelerin içinde açılımlar konusu. Partinin bütün oluşumlarda demokratik olması. Anayasanın tutarlı bir dili olması çok soruldu. Şeffaflık dışında muğlak ve sübjektiflikte sorunlar oldu. Birtakım hükümlerde genel ahlak vs. gibi kavramlar var, bunların açıklanması gerekiyor. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı dendi. Bizde özellikle yargının üstünde özellikle duruldu. Meclis üstünlüğü vardı. Kırmızı grup bunu çok güzel söyledi. Türkiyelilik kavramına şerh getirilmesi ise Türklük olgusunun süren ağırlığını gösteriyor. Sonuç Raporu 101 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ORTAKLAŞTIRILMIŞ İLKELER • Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, kanun önünde herkes eşittir. Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde ve fiili uygulamada sağlamakla yükümlüdür (geçici özel önlem alma dâhil). • Birey-Devlet ilişkilerinde birey odaklı bir anlayış • Sosyal devlet ilkesi (Sağlık, çalışma, sosyal güvenlik, eğitim, dengeli gelir dağılımı, bölgesel kalkınmada eşitlik) • Hukuk devletini teminat altına almak üzere; – Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması – Yargı bağımsızlığı – Yargı tarafsızlığı – Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde) – Adil yargılanma hakkı – Yasama dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanması – Kamu görevlileri için şeffaflık ve hesap sorulabilirlik ilkelerini uygulama gereği • Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin esas alınması • Devlet tüm temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmaların ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür • Laiklik (din ve devlet işleri ayrı) – Din ve vicdan özgürlüğü – Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalı – Laiklik kavramının açık ve net tanımlandığı bir Anayasa • Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasayı sağlayan bir Anayasa (örneğin mali disiplin, parasal disiplinin korunması, siyasetin ekonomiye müdahale edememesi, Kamu maliyesinin etkin denetimi...) • Sürdürülebilir kalkınma ilkesi: İnsan ve devlet (tüzel kişilik) ile birlikte çevre, doğal kaynaklar, canlı ve cansız varlıkların şimdiki ve gelecek nesillerin sürdürülebilir yaşamının güvence altına alınması. Tek Grupta Ele Alınmış İlkeler: • Eğitim: – Bilimsel standartlara uygun eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması – Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük • Atatürk ilkelerinin gözetilmesi Sonuç Raporu 102 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Anayasal vatandaşlık, vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapılarak tanımlanmaması, vatandaşlığın hukuki bir tanımının olması – "Türkiyelilik" kavramını içeren bir vatandaşlık anlayışı (Şerhli) • Bilgi edinme ve kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltmesini talep etme hakkı • Merkezi ve yerel yönetimler arası görev ve sorumlulukların dengelendiği, yerel yönetimlerin güçlendirildiği, katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulanması • Siyasi parti sisteminde demokratik ilkeler – Temsil mekanizmasının güçlendirilmesi – Siyasi partilerde aday belirleme sorunu – Ulusal seçim barajı – Yaptığı görev ayırt edilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması – Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması ve siyasi parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerinin sınırlandırılması • Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemeli • Din hizmetinin devlet tarafından sağlanmaması • Yaptığı görev ayırt edilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması • Ekonomik ve Sosyal Konsey'in anayasada yer alıp etkin çalıştırılması – STK'ların kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmeleri • Anayasada muğlak ifadelerin yer almaması. Kamu yararı, kamu hizmeti kavramların anayasada açık ve net bir biçimde tanımlanması • Meclis üstünlüğü: Parlamenterler yeri geldiğinde parti disiplininden bağımsız olarak hareket edebilmeli. • Sistem üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması • Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunarak çoğulculuğun ve farklılığın korunup geliştirilmesi DEĞERLENDİRME VE YORUMLAR Oğuz Babüroğlu: Hepinize iyi sabahlar. Geldiğimiz noktanın üzerinden geçeceğiz. En son yapılan çalışmanın bütünleştirilmiş halini ve varsa yorumları alıp anayasa mimari çalışmasına başlayacağız. En son olarak da bu platform nasıl devam etsin, onu konuşup ayrılacağız. Katılım şartlarını uygulamaya çalışıyoruz. Özellikle üstünde durulması gereken konu çalışma sistematiğimiz. Düzenli ve belirli aşamalara ayrılmış bir diyalog. Buna uymak en önemli konulardan biri. Bu katılımlı bir süreç, konu ile ilgili her görüşü dinlememiz gerekiyor. Burada bir sorunumuz var Sonuç Raporu 103 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ama bu çalışmanın genel mantığı şudur. Bir bağlama bakılıyor. Bağlam şu nedenle önemli: 1960 anayasası bir önceki dönemdeki olgulara bir yanıt gibi ortaya çıkmış olabilir. Burada yetkiler ve siyasetle alakalı bir bağlam olabilir. 1970'lerin sonunda herkes birbirini vuruyordu, yönetim darlığı vardı. 1960'larda biraz özgürlükçü bir anayasa, 1980'lerde biraz daha merkezi bir anayasa vardı. Bizim şimdi önümüzde ne gibi tehdit ve fırsatlar var ve biz nasılız? Bunu bilinç üstüne çıkaralım dedik. 21. yüzyılda öyle görünüyor ki, fırsatlarda bir uluslararasılaşma süreci var, tarihsel, kültürel ve demografik kaynaklarımız var. Bilgi toplumu rüzgarı esip gidiyor. Diğer bir yandan da birtakım sorunlarımız da var. Demokrasi ve hukuk eksikliği, ötekileşme ve sosyoekonomik tehditler var. Bir yandan daha fazla bireyi öne çıkaran ve bu tür uluslararası değişimlere uyan bir yönetim ayarı yapamamış gibi görüyoruz. Kuvvetler dengesi, hak ve özgürlükler arasında bir mutabakat yok. Sivil bir anayasa olacaksa biz de sivil toplum olarak dün ve bugün bu ayarların nasıl olmalı diye bir çalışma yapıyoruz. Bu bağlamda özgürlük ve uluslararasılaşmanın, yenilikçi ve ekonomik rekabet gibi bir ortama uyum sağlama ve yeniden yapılandırılması gibi bir ders çıkardım. Bunun ardından ilkeler çalışması yaptık. Burada bir vatandaş olarak ne özlüyoruz? Bu yeni anayasanın özünde hangi ilkeler olmalı. Buna göre de bugün bir mimari yapalım. Dün vatandaş olarak baktık, bugün de bunlarla sınırlı kalmayarak daha detaylı daha somut, çatıştığımız konularda da çözüm yolları deneyerek yapalım. Bunları da artık birbirimize söyleyecek ve rahat konuşabilecek bir tecrübemiz var. Dünkü konular kolay uzlaşılabilecek konulardı. Bunlar bir anlamda bizi bir diyalog ortamına da hazırladı. İlkelerden sonra, dünkü çalışmayı da sizlere dağıttık. Sunucular bütünleştirmeyi yaptı. Bizim anayasa profesörü arkadaşlarımız dokümanın üzerinden geçtiler. Büyük bir değişiklik yok ama cümlelerde dünkü gibi hata olmamasını sağladık. Bunun üzerinden geçeceğiz, bugün prototip bir anayasanın içerisinde olması gereken başlıklar doğrultusunda gruplara bölünerek çalışacağız. İlk önce ortaklardan başladık. Bazıları ortaklaştı, bazıları dışarıda kaldı. Aynı şeyleri 4 grup için yaptık. Tek grupta çıkanlar da örtüştürmekte zorlandığımız şeyler. Onları da tek grup diye koyduk. Unutmayın ki o tek grupta çıkanlar da buradaki ortak noktalar. Gerçekten de bir ortak akıl zemini hazırlayarak gidiyoruz. Şunu da hatırlatmak lazım: Kazanımlarla alakalı bir sayfa dağıtmıştık. Cumhuriyet'in temel değerleri ve Evrensel İnsan Hakları ile ilgili uluslararası anlaşmalar var. Bunların belirli öncelikleri de varmış. Şöyle bir süreçle başlıyoruz. Çıkanların üstünden geçeceğim, sonra da ortak aklı üzerinden geçerek değerlendireceğiz. Neler var, neler yok? Aynen dünkü yöntemi izleyeceğiz. Artık grup elemanı değil kendinizsiniz. Bu akıl ne çıkarmış. Gruplarla ilgili gözlemlerimiz olmalı ki aklımızın neyi içeri alıp almadığını görelim. Buradan nasıl bir akıl çıkmış onu anlayalım. Dün kavramların açık olmadığı belirtildi. Buraya konup da açık olmadığını düşündüğümüz konularda katkınızı bekliyoruz. Bizim gruplarda şöyle anlaşıldı diye katkılarınızı bekliyoruz. Daha çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi istiyoruz. Uluslararası anlaşmaların uygulamakla yükümlüdür. Laiklik ilkesi istiyoruz. Ekonomik istikrarı sağlayan bir anayasa istiyoruz. Sürdürülebilir kalkınma istiyoruz. Çevre ve diğer canlıları da burada yer almış. Canlı ve cansız deyince sürdürülebilir deyince bu şimdiki ve gelecek zamanı da kapsıyor. Bunu önerebilirseniz, bunun daha güzel yazılma şekilleri olabilir. Tek grupta çıkan eğitimi örtüştüremedik ama tek tek maddelerde topladık. Atatürk ilkeleri, anayasal vatandaşlık, bilgi talebi, merkezi yöntem ile yönetim, seçim barajı gibi örneklemeler var. Bir yandan bu alt başlıklar bundan sonraki çalışma için bilgi veriyor. Dolayısıyla anayasanın ideoloji üzerine inşası, din hizmetinin devlet tarafından sağlanmaması, muğlak ifadeler, meclis üstünlüğü olması, askeri bürokratik baskı, üniter gibi ifadeler var. Belki biraz daha konuşsak bunlar belli yerlere taşıyabiliriz. Dün akşamki grubun disiplin ve fedakarlığı ancak bu kadarına yetti. Konuşmak isteyen çok arkadaşımız var. Yorumlarınızı iki dakika ile sınırlandıracağım. Bunları uzun uzun dinlersek tasarım yapmaya zamanımız olmaz. Sonuç Raporu 104 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Dün birçok kez sanat konusuna değindik. Bugün yine sanat yok. Biz batıyı ekonomiden çok sanatla zorlamalıyız. Son birleştiren arkadaşlar sanatla ilgili değil. Bu sıkıntıyı çok yaşıyoruz. • Ben de şunu eklemek istiyorum. Dün çeşitli gruplarda yer aldı ama güçler ayrılığı yeterince yer bulmamış. Ayrıca meclis üstünlüğü yasamanın yürütme karşısında güçlenmesi anlamına kayıyor. • Ülkemizin yarısı kadın yarısı erkek. Ama 30 milyonun üstünde 18 yaş altı birey var. Bunların haklarının korunması için bizim emeğimiz gerekli. Gençler burada kendilerini temsil edemiyor ve maddeler eklemiyor. Bunları eklemek ve uygulanmasını sağlamak bize düşüyor. Çocuk ve gençler birey olarak ele alınıp bir madde özellikle eklenmeli. • Dünkü grup çalışmalarında itirazımı bildirdim. Yargı tarafsızlığı siyaseten getirilmiş bir kavram. Hukukta böyle bir kavram yok. Yargı zaten anayasal ilkelerden taraftır ve bağımsızlık zaten tarafsızlığını içerir. İki tip bağımsızlık vardır: Organik ve fonksiyonel. Organik bağımsızlık yasama, yürütmeden ve telkin ve tavsiyeden uzak olması demektir. Fonksiyonel bağımsızlık hakimin beynindedir, anayasayla düzeltilmez. Hakimin sübjektif kaygılardan uzak karar vermesidir. Ceza yasaları bunu engeller. Ceza yasasına 228 maddesine göre hakim memurdur. Kişisel düşünceler ile karar verirse cezası 257 madde 4 fıkrada yer alır. Yeni kavram kargaşaları yaratmayalım. • Bu tarafsızlık olayı çok önemli. Tarafsızlık klasik anlamda adil yargılanma hakkının içindedir. Tarafsız bir yargıç önünde yargılanırsınız. Bu bir siyasal uyumdur. Bağımsızlık ve tarafsızlık yan yana olmaz. Siyasal iktidar bu yargı bana karşı taraftır deyip, bunun için yargıçları ben atamalıyım diyor. Bugünlerde kullanılan siyasal bir terminolojidir. Hakim ve savcıyı meclis, Danıştay'ı Bakanlar Kurulu, anayasa mahkemelerini ise meclis atıyor. Bağımsızlık diyorsanız, bu mahkemeleri bu kurullar atamamalıdır. İkisi birlikte olduğunda adalet olur. • Çok teknik iki şeyden söz edeceğim. Fiili uygulama tuhaf, bir şey ya fiilidir, ya uygulamadır. Yaptığı işten bağımsız siyasete katılması tekrarlı olarak yazılmış. Mehmet'in de sanatla ilgili çabasını saygıyla karşılayıp, katkıda bulunmak istiyorum. Yargı bağımsızlığı tarafsızlığı içeriyor olabilir, bu ayrı mesele. Bugün ülkenin geldiği noktada tarafsızlık ihtiyaç olmuş durumda. TESEV'in bir anketi var. Hakimlerin %50'si bu algıladıkları bir tehlike karşısında insan hakları kenarda kalabilir diyor. Bugünkü Türkiye'de vurgulanması gereken bir ihtiyaç da yargı tarafsızlığı. • Anayasalar kadar yapılış yöntemi de önemli. Bu meclis anayasa yapamaz. Yaparsa anayasa sıradan yasa haline gelir. Meclis kurucu meclis oluşturup, toplumun eşit şekilde katılmasını planlamalıdır. Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez. Böyle bir hüküm varken yeni anayasa yapılamaz. Kurucu meclis ile ilgili yasa çıkartılır, kurucu meclis oluşturulur, sonra anayasa oluşturulur. Dün söylediğim halde girmeyen, anayasanın dili ve dilindeki tutarlılık çok önemlidir. 367 tartışması bu nedenle ortaya çıkıyor. • Taraf olmaktan bahsediyoruz. Bu anayasa başını örtenlerin anayasası değildir. Bizim başı örtülü hanımlar olarak seçme hakkımız var, seçilme hakkımız yok. 10 milyon kadın yok sayılamaz. İnanmayanların geniş davranması gerekiyor. Cezaevinden çıkan insanlar 5 yıl boyunca iyi davranmışlarsa sabıka kaydı silinsin, L tipi cezaevlerinin kaldırılması var, yakın zamanda yaşadığımız bir olayda bir kızın annesi genelevde çalıştığı için bir subayla evlenmesine izin verilmedi. Aydın geçinen bir yasa buna yasak getirmemeli. • Ekonomik konulara gireceğim. Siyasetin ekonomiye müdahale etmemesi farklı yerlere Sonuç Raporu 105 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı gidebilir. Şöyle bir şey formüle ettik: Hükümetin işleyen piyasa ekonomisine yönelik hedef, kural koyma, denetim ve hesap sorma işlemlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmesinin sağlanması, mali ve parasal disiplin; rekabet ortamı ve ilgili kurumsal yapının korunması. • Seçimle ve atamayla gelinen tüm karar organlarında kadınların eşit katılım ve temsilini sağlamak dahil hukuksal ve kurumsal tüm geçici özel önlemleri almakla devlet yükümlüdür. Bu önlemler eşitlik ilkesini bozmaz. Ortamlarda hukuksal ve kurumsal önlemleri almakla yükümlüdür. Bireyin temel hak ve özgürlüklerini temel alan bir anlayış ile anayasa hazırlanmalıdır. • Özetle birey-devlet ilişkisinde bireyin ön plana çıkması devleti potansiyel tehlike yaratan yaklaşımlara dönüştürülebilir. Bunu hukuk çözer. Hukuk devleti derken hukukun üstünlüğü demek uygun olabilir. Siyasetin de tek işi ekonomiye müdahale etmek değil. Serbest piyasa ise sosyal devleti satabilir. Değişmez maddelerde Cumhuriyet'in temel ilkeleri var. Aşağıda tek grupta Atatürk ilkeleri kısmının çıkarılmasını öneriyorum. Bu zaten anayasada var. • Ben ortaklardan bazılarının çıkarılması gerektiğini, ortak olmayanlardan bazılarının önemli olduğunu belirtmek isterim. Siyasi partiler konusu var, siyasi partilerde iç işleyişlerin demokratik olması çok önemlidir. Çok ikinci derecede önemli görülme ihtimali var ama yine de düşünün. İç işleyiş demokratik değilse; bir başkan hayat boyu genel başkan kalabilip, delegeleri kendi seçiyorsa, bu parti iktidardayken ülkeyi kötü yönetir. Bugünkü tıkanıkların sebeplerinden biri budur. Bunun ortak ilkelere dahil edilmesi gerekiyor. Partilerin mali denetiminin Sayıştay değil Anayasa Mahkemeleri tarafından şeffaflıkla yapılmasını istiyorum. Piyasa ekonomisi belli bir ekonomik görüşün özelliğidir. Bunun anayasada bulunması sorun yaratır. • Anayasa ilkeleri çerçevesinde konu itibariyle ikinci ve üçüncü madde birleştirilebilir. Sosyal devlet ilkesi göz ardı edilmeden, dengeli gelir dağılımı sağlanması gerekiyor. Birey-devlet ilişkilerinde de birey odaklı olsun diyorum. İkisinin bir cümle şeklinde birleştirilmesini talep ediyorum. Yüksek Hakim ve Savcılar Kurulu var, bundan çekiniliyor, çoğunluk onlarda oluyor. Bu işlemiyor. Bu itibarla başkanlığın seçimle kendi aralarından bağımsız biri tarafından seçilmesini öneriyorum. • Siyasi parti kararlarını destekliyorum. Dışarıdan gelen etkileri almamışız. Finans grubunun üniter devletlerini yıkmak gibi bir eğilimi var. Buna karşı tedbirler alınmalı. Tek güçleri de basın. Üniversitede akademisyenlerin hakim olacağı yerde basında hiçbir mensubu yok. Bunun pek katkısı olmuyor. Başörtüsüne diyecek bir şey yok, türbanla başörtüsü karıştırılmamalı. Nazilerin gamalı hacı nasıl bir simgeyse bu da bir simgedir. • Birey odaklı anlayış yerine dengeli bir anlayış konmalı. Devleti de ihmal etmemek gerekiyor. Bölgesel kalkınmada eşitlik olmaz. Bölgesel kalkınma farklarını giderecek tedbirleri alır demek gerekiyor. • Şimdi biz ilkeleri benimsedik, 1982 anayasasında da bu ilkeler var. Cinsel yönelim ve cinsiyet ayrımcılığı hariç tüm bu ilkeler var. 1982'de din dersi zorunlu oldu ve tek yanlı din dersi sürdürüldü. Bunun uygun olmadığına dair karar çıktı ama bu taslakta var. 102. maddede Diyanet İşleri hala anayasal organizasyon olarak korunuyor. Diyanet İşleri, devletin tüm inançlara eşit olması kısmına uymuyor. Anayasanın bir-iki madde güzel başlıyor, sonralarda araya bir şeyler giriyor ve büyük bir tutarsızlık çıkıyor. Burada tutarsızlığı engelleyecek bir mekanizma gerekiyor. Biz başbakan aleyhine dava açtık, zorla duruşma günü aldık, 15 Sonuç Raporu 106 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı günde çıkması gereken karar 6 aydır hala çıkmadı. • Merhaba, biz daha önceki anayasalarda kavramlar başka yere çekildiğinden kavramları açık açık yazıp, tekrarlara bile düştük. Her kavramı anladım yalnız cinsiyet kimliğinin ne demek olduğunu anlamadım. Her şeyde özgürlükten bahsediyoruz. Bundan sonra simgeler olmamalı diye kısıtlamalara düşüyoruz. İnsan neyi savunuyorsa savunsun, başkalarına saldırmadan bunu savunabilmeli. • İlk madde ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. Burada yapılmaması gereken ayrımcılığı sınırlamış oluyoruz. Bunların dışında benzer maddeler var. Hukuk önünde hiçbir gerekçe ile ayrım yapılamaz diyebiliriz. Ben başörtüsü kullanıyorum. Türban Sihlerde var. Türkiye'de türbanlı kimse tanımıyorum. • Biz alt gruplarda bunu tartıştık ve kanun önünde eşitlik ve sosyal yönden tartışmalarda bulunduk. Memurlar daha ayrıntılı düzenlenmiş, bu uygulamada birçok soruna neden oldu. Tüm kurumları tek çatıda toplama çalışması oldu. Çalışan bir kesim olarak memur olanlar korunmalı ama bunun işçisi var, esnafı var. Devletin bir uzantısı olarak, esnaf ve sanatkarların korunması kaldırılırken memurlar korunuyor. Düzenleme anlamında tüm çalışanlar eşit mesafede olmalı. Kanunlarla düzenleme yapılmalı. Bunları tek sosyal güvenlik çatısı altında toparlamaya çalışıyoruz. • Üçüncü maddede her şeyi saymışlar ama sonrasına ve benzeri demişler bunun içine ne girer, ne girmez? Bu yürütmenin dendiği gibi bazı düzenlemeler yapılması gerek. Genel olmalı. Birey odaklılıktaki maddeye nereden geldiğimizi bilip katılıyorum. 1982 anayasasına tepki olarak bu maddeyi istedik. Yalnız devleti de korumak lazım. Vicdani ret geliştirilmeye çalışıyor. Katılınır, katılınmaz ayrıdır. Hukuk devletinin teminat altına alınması denmiş. Her vatandaş idareden hesap sormalı. Burada kamu görevlilerini de korumak gerek. Kamu görevlileri gereksiz suçlamalardan korunmalı. • Bizim siyasi algılarımız çok arızalı. Benim siyasetim iyi seninki kötü olarak algılıyoruz. O kadar kötüyse neden yapıyoruz? Herkesin kendi tercihlerini yansıtması gerekir. Bu şekliyle bunun anayasaya yansıtılması gerek. Meşru bir siyasi çerçevede siyaset yapıyorsak sembolleri kullanıp buna engel olmamalıyız. Kuvvetler ayrılığı tek bir kaynaktan beslenmekte, bu kaynak da milletin iradesidir. Biz diyoruz ki meclis kanun yapsın, hatta zaman zaman yapmasın diyoruz. Biz kuvvetler ayrılığı altında hiçbir yerde göremiyoruz. Ortak akılda bunu görüyoruz. Yüksek yargı kurumlarının üyelerinin meclis tarafından atanması gerekiyor. • 1982 anayasasının ikinci maddesinde ve 24. maddesinde din ve vicdan hürriyeti ve laiklik var, eşitlik ilkesi 12. madde net tanımlanmış olmasına rağmen, en çok ihlal edilen bu üç düzenlemeyi görüyoruz. Yeni hazırlanan metinde bunun göz önünde bulun durulması gerekiyor. Vergi ödeyen, askerlik yapan bireylerin toplumun dışına itilmesini doğru olarak görmüyorum. • Tek grupta ele alınmış ilkelerde ele alınan üniter devletin öneminin arttırılması gerekiyor. Güçler ayrılığı da aynı şekilde ortaklarda yer almalı. Bunun yasamaya dayandırılması şeklindeki görüş ihtiyatla ele alınmalı. Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemeli görüşü var. Bana göre bütün devletler ve anayasalar belli bir doktrine dayanır. Bugün Türkiye, bölgesinde Müslüman bir toplumun laiklik ve demokrasi içinde yaşayabileceğini gösteren bir örnektir. • Laiklik açık ve net tanımlandığı maddesine gelince, 1982 anayasasında bu madde var. Sonuç Raporu 107 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Buradan değişik anlamlar çıkabilir. Bu anlamda böyle bir maddelerde yeterince açıklama var. Bunun bu şekilde kalması gerekir. Türkiye kavramını içeren vatandaşlık dün hiç söylenmedi. Hiç tartışmadık. Çok tartışılan bir konu. Böyle bir Türkiyelilik kavramı azınlıklarla karıştırılabilir, tehlikeli bir kavram. • Ben kadın kuruluşlarına katılım ve heyecanları nedeniyle teşekkür ediyorum. Bu katılım ve diyalog şartlarını hatırlatmak istiyorum. Fikirlere önyargılı yaklaşmamaları, uzlaşmacı olmaları beklenir. Toplantı sonrası, belli bir fikri ya da simgeyi gamalı haçla eş tutmak uygun değildir. • İlkelerde iki ilke öne çıkıyor: İlki katılımcı ve çoğulcu demokrasi diğeri de hukuk devleti. Bunlar her şeyi kapsıyor. Ama burada yine Türkiye'ye özgü koşullar burada ortaya çıkıyor. Türkiye'de yargı zaman zaman devleti koruma ve kollama görevi üstlenmiştir. Yargı kesinlikle böyle bir görevi üstlenemez, sadece yasaları uygularlar. Subjektiflik konusunda bir niyet okuma yaparsanız, bu bir art niyettir. Yargıçlar süreçlerin sonucunda bu noktaya geldik. Bağımsızlık tarafsızlığı içeriyor. • Ortak ilkelerde birey odaklılığın açılmasını ve özgürlük ve dokunulmazlılık konusunda açıklık istiyoruz. Devlet birey için vardır lafının düşünülmesini istiyorum. Sosyal devlet ilkesinde barınma hakkı olmalı. Bir tek Amerika'da barınma hakkı yok. Çok önemli bir hak. Yerel yönetimlerle ilgili bir bölüm var. Katılım tek başına çok anlamlı değil, eğer şeffaflık yoksa. • Anayasanın evrensel metin olduğuna inanıyorum. Ortak ilkelerin ilk maddesinde kanun önünde herkesin eşit olması yeterli bir cümledir. Anayasa evrensel haklarla bir bütün olmalıdır. Devlet kanun önünde eşitliği sağlamakla yükümlüdür deyince kadın hakları erkek hakları diye ayrılmamalı, insan hakları yeterli. Demokrasiye çoğulcu ve katılımcı demek onu tıkayan bir deyim, çoğulcu ve doğrudan yeterlidir. Ekonomi ile anayasanın da bir ilgisi yoktur. Üniversite özerkliği ve bilimsel özerklik dersek bu bütün insanlığı ilgilendirir. Böyle bir yasa da bizi tek tip bir üniversiteye yönlendirir. • STK'ların kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmesi için katılım teşvik edilmeli. STK'lara insanlar zorluk ve korkularla katılıyor. Burada batıda olduğu gibi bir hareket yok. Batıda STK'lar çok öndedir. Şuralar binlerce kişiyle dolmalıydı. Şu an 70 STK gelebildi. Kaynak yaratılması ve projelerin teşvikinin anayasada görülmesi lazım. Patent ve telif hakları var. Milli değerlerimiz için patentin alınmasını istiyorum. Bir hususta devlet sanatçısı olma hususu var. Atatürk'ün sanatçıya verdiği önem belliydi. Ben bir ressam kızıyım, ek iş yapmasaydı bizi yetiştiremezdi. Devlet sanatçısı niteliklerinin belirtilip, unvanının verilmesi anayasada çok net belirlenmeli. Böylece daha çok sanatçı çıkacaktır. Bazı devlet sanatçılarına ödül veriliyor, bu ödül geri bırakılıyor. • Ben ilk ilkeden başlayacağım. Kanun önünde eşitlik biçimsel eşitliği gözetir, fiili eşitliği gözetmez. Burada kadın-erkek eşittir denmesi gerekiyor. Geçici önlem kadınların hamilelik ve emzirme dönemleri ile karıştırılıyor ama kotayı ifadece edecek şekilde düzenlenmemiş. Burada biçimsel eşitlik var. Çocuk, engelli ve yaşlılarla ilgili maddeye ihtiyaç var. Kadınlarla ilgili bölümlerin sosyal devlete dahil edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilirlik ile çevre çatışır. Çevreyi feda edebilirsiniz. Memurlar ve diğer çalışanların aynı konuda kaynatılması doğru değil. Memurlar statü hukukuna tabii, devlete karşı korunmaları lazım. Eşitliği sağlamak için denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor. • Birkaç noktanın altını çizeceğim. Kavramları açıklayalım. Anayasada olan ikinci bir bölüm Sonuç Raporu 108 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ihmal edilmiş. İdarenin örgütlenmesi ile ilgili bölümler yargı dışında yer almıyor. Bu yerel yönetime yansıyacaktır. İlk konuşmalarda kuvvetler ayrılığı vardı. Yasama ilişkileri vs. ile ilgili bir şey söylemek gerekiyor. Bununla ilgili girdi olmalı. İstikrar ve sosyal devleti tartışın, buradan yeni bir şey lazım. Almadan vermek Allah'a mahsus. Burada denge kurulmalı. Hepimizi birden olumsuz sonuca yönlendirmemek için mekanizmalar gerekiyor. Orada her şeyi çözmemiz gerekmiyor. Bazı şeyler öğrenme süreci için de olmalı. Uzmanlara metinler hazırlatılmalı. Bazı şeyler zamana bırakılmalı. Oğuz Babüroğlu: Hepinize teşekkür ediyoruz. Herkes 2 dakikaya riayet etti. 10 dakika mola veriyoruz. Sonuç Raporu 109 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ANAYASA MİMARİSİ GRUP ÇALIŞMASI Bundan sonraki çalışmayı ben anlatacağım ondan sonra Levent'e söz vereceğim. Danışmanlarımızdan "nasıl bir içerik bekliyoruz", konusunu destekleyecek uzman katkısı alalım dedik. Anayasa uzmanlarımızın danışmanlığında bu çalışmayı hazırladık. Yine 4 gruba ayrılıyoruz. Her grup bölündüğünüz zaman iki konuyu mutlaka tartışmalı: bir tanesi anayasaların yapılması ve değiştirilmesi ile ilgili. Bununla ilgili neler düşünüyorsunuz? Buradaki önerileriniz rica ediyoruz. Bundan sonraki diğer madde, hazırlamaya başladığımız ve çeşitli görüşler aldığımız temel hak ve özgürlükler. Mümkün olduğu kadar ortak konularımızı buraya taşımak istiyoruz ki bir ortak zemin oluşturalım. Dolayısıyla hem getirdiğiniz 25 küsur öneri, hem aralarda söylenenler üzerinden mutlaka geçin. Kişi hakları, siyasi haklar, sosyal ve ekonomik haklar, temel hak ve özgürlükleri oluşuyor. "Bunları yakalamış mıyız?" diyerek bakın. Şimdi 4 gruba ayrılacağız ve buna ek olarak 4 grubun biri yasama, biri yürütme ve idari yapı, biri hükümet sistemleri, biri de yargı konularını paralel oturumlarda çalışacak. İlk grup yasama çalışacak, göreviniz yasamayla alakalı somut önerileri getirmek. İkinci gruba gittiyseniz, yürütme ve idari yapıya bakıyorsunuz. Eğer üçüncü gruba düştüyseniz, hükümet sistemlerini siz alıyorsunuz. Eğer dördüncü gruba düştüyseniz yargıyı ele alıyorsunuz. Anayasada olması gereken mimarilerin önerilmesi gerekiyor. Gruptaki çalışmayla alakalı önemli bir önerimiz var. Somutlaştıkça uzlaşma ihtimali azalacak. Ama biz bunun peşindeyiz. Ne kadar uzlaşılamayacak gibi çıkacak konularda ortaklaşıyorsak bu ortak aklın bir sonucudur. Uzlaşma olmayabilir, o zaman nasıl çözüleceğiyle alakalı yöntem istiyorum. Her durumda 3-4 konuya odaklanacaksınız. Levent konuları anlatacak. İleriye yönelik önerileri çıkaralım. Ama uzlaşamayınca nasıl bir yöntemle bu çalışmaya yaklaşacağız diyeceğiz. Orada da yaratıcı olmak gerekiyor. Bunları aynı zamanda çözmeye ve çözüm sürecini tasarlamaya mecburuz. Hukuki Bilgilendirme: Çok fazla uzmanlık konularına girmek amacımız yok. Derli toplu bir tartışma olsun diye bazı konular belirlenmeli. Tartışma kolaylığı açısından bir liste var, ama bu bir yönlendirme değil. Bizim verileri alabilmemiz için bunlar gerekiyor. Tüm anayasaları açıp baktığınızda iki alan var: devletin temel organizasyonu ve birey-devlet ilişkileri. Biz de bu iki alana vurgu yapmalıyız. Temek hak ve özgürlükler ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Temel hak ve özgürlükler büyük bir kategori, siz bunları ayırt edip ortaya koyuyorsunuz. Kişi hakları dediğimiz klasik alanlar, yaşama hakkı, konut dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği vb kavramlar. Bunlar kişi hakları oluyor. Siyasi haklar kişilerin devlet yönetimine katılması, parti kurma, seçme ve seçilme özgürlüğü gibi haklar. Sosyal ve ekonomik haklar ise en son oluşturuldu. Bireyler devletten bir şeyler istiyor, bir takım yükümlülükler geliyor, eğitim isteniyor, konut isteniyor vs. Bu 3 başlık altında önerilerinizi bekliyoruz. Mevcut anayasadan memnun musunuz, değilseniz ne eklersiniz? Üstüne ne koyarsınız? Devlet organizasyonuna baktığımızda, bunun tartışma sürecini daha ayrıntılı düzenledik. Anayasa sadece özgürlük değil, devlet organizasyonu da var temel hak ve özgürlüklerinin yanında. Burada şöyle bir tasarım yaptık, yasama, yürütme, hükümet sistemleri ve yargı dedik. Bunlar çakışabilir. Hükümet sistemleri dediğimizde yasama ve yürütmenin birbirleri ile olan ilişkilerini düşünmeye çalışıyoruz. Burada bir uzmanlık bilgisine sahip olmayabilirsiniz. Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemleri var. Bunların hepsine yönelik ilişkiler var. İdeal olarak hangisi Türkiye için uygundur sorusunun yanıtını tartışabilirsiniz. Yasama ve yürütmeyi ayrı ayrı da değerlendirmek gerekiyor. Bunlar kendi başlarına iki unsur. Yasama, yasama dokunulmazlığı, sorumsuzluğu, seçim sistemi, siyasi partilerin tablo içindeki yeri gibi konular. Yürütme ise iki kanattan oluşuyor: Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlar Kurulu. Bunların fonksiyonu üstte, Sonuç Raporu 110 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı bunların yanı sıra aşağıda idare yapısı var. İdarenin içinde merkezi idare, yerel idare, YÖK, üniversiteler, TRT var. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yargı hepsinden ayrı ve hukukçu olduğumuz için bizim için çok önemli. Ayrıntılı düşünmek gerekiyor. Bu sistemin garantisi yargıdır. Bununla ilgili spesifik bir öneriniz var mı? Anayasaların yapılmasını çok konuştuk. Bunun var olma sebebi bu. Şu anda bir süreç devam ediyor. Biri diğerinden nasıl farklı olmalı? • İlkeleri saptadık. 4 başlık altında somutlaştıracağız. Ama bunlar örtüşmeyebilir. Örneğin çevrenin korunması kişisel haklara mı girer? • Bu sosyal ve ekonomik haklara girer. • Bu bir hak mı? • Herkeste aynı sorular olmayabilir. Şimdi soruları almayalım. Birebir örtüşmeyen yerlerde yeni şeyler söyleyeceğiz. Siz tamamen özgürsünüz. Biz tartışma açısından kolaylık için bu bilgilendirmeyi yaptık. Sunucu 15 arkadaşımız var. Bu arkadaşlarla beraber ayrıca bir 15 kişi ile bütünleştirme çalışması yapacağız. 15 kişi temel hak ve özgürlükleri sunacak. Sonra da tümünü birlikte gözden geçirip bitireceğiz. 15 grup 10 dakika sunsa 2.5 saat, biraz da ne çıktı, ne yapabiliriz, nasıl devam edeceğiz dersek, 18:30'a kadar çalışacağız. Sonuç Raporu 111 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı KIRMIZI GRUP GRUP 1 1. Anayasa Nasıl Yapılmalıdır? a. Hükümet programa paralel olarak STK ve tüm kurumların (söz sahibi olmak isteyen her kişi ve kurumun) görüşlerine başvurmalıdır. b. Anayasanın nasıl yapılacağına ilişkin kanuni düzenleme yapılmalı, usul ve esaslar bu çerçevede düzenlenmelidir. c. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in ne zaman dikkate alınması gerekir? Tasarı, Ekonomik ve Sosyal Konsey'de ele alınmalı. ESK'nın yapısını değiştiren kanun teklifi hükümetçe ele alınarak yasalaştırılmalı. d. Anayasa yapım süreci meclis çalışması + referandum olmalı e. STK'lar toplumsal ihtiyacın tespit edilmesi için sürecin içinde olmalı f. Bu kadar sık anayasa değişmez, oldubittiye getirilmez. Tüm toplumun görüşü alınmalı, yerelden başlamalı. Tüm sivil örgütlerin görüşü alınmalı. Eşitlik ilkesi özellikle kadın erkek eşitliği dikkate alınarak, gözetilerek yapılmalı. g. Gerginliklere, anayasal formül içerisinde çözüm getirilmeli: "anayasa" "ne zaman" "hangi iktidarda"? Bu ve bunun gibi platformlarda metni etkilemeliyiz, kamuoyu oluşturmalıyız, daha aktif katılım sağlanmalı. h. Platformun çalışması Ankara merkezli kalmamalı i. En küçük birimlere kadar inilmeli j. "Esnek olmalı". Değiştirilmesinin önü de tıkanmasın. k. İlk üç maddenin değiştirilmemesi l. Eğer değiştirmemiz teklif edilirse yeni bir anayasa mı? m. İlk üç maddenin değiştirilemeyeceği hükmüne gerek yok! n. Değiştirilemez hükümlerin öngördüğü ilkeler mevcut 82 Anayasası'ndan farklı olarak ve daha ayrıntılı biçimde anayasanın ana metninde değil "giriş" kısmında yer almalıdır. o. Anayasa yapım sürecinde; • Toplumun en küçük birimleri dahil olmalı • STK'ların katkısı alınmalı • Uzman ve akademisyenler kaleme almalı • Meclis oylamalı ve referanduma sunmalı 2. Temel Hak ve Özgürlükler a. Basın ve ifade özgürlüğü, diğer siyasi ya da temel haklar dışında net olarak düzenlenmesi lazım. b. Türkiye'nin AB ve globalleşme sürecinde, anayasasında yabancılar hukuku yer alıyor Sonuç Raporu 112 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı mu? Türkiye'nin yabancılar hukuku, mülteciler, sığınmacılar vb. haklarını tanıması gerekmektedir. Temel insan hakları kapsayıcı ve evrensel olmalı c. Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal haklarının tanınması d. Eşitlik sağlanana kadar hayatın her alanında cinsiyet kotasının kullanılması e. İstihdam konusunda kota uygulanması olumsuz sonuçlar doğuracaktır. f. Anadilde eğitim anayasada düzenlenmeli (Üniter devlet ilkesine aykırı bulundu). g. Devletin resmi dili Türkçedir. Uluslararası insan hakları anlaşmalarında kültürel haklar konusunda getirilen yükümlülüklere bağlı kalınmalıdır. (şerhli) h. Kişisel hak ve özgürlük bağlamında ortak ilkelerde benimsenmiş olan, 1. maddede yer alan "Eşitlik İlkesini" grup olarak aynen benimsiyoruz. 3. Yasama a. Parlamenter sistem = tek meclis. Mevcut sistem içinde düzenleme (1 tane başkanlık sistemi önerisi var) b. Seçim sistemi: parti başkanlığına mutlak bağımlılıktan kurtulunmalı, ön seçim parti üyeleri arasında yapılmalı. c. Baraj kalkmalı: adil, temsili, seçim sistemi • Milletvekili seçimi en fazla 3 (ya da 2) dönem/sınırlama getirilmemeli uzlaşı yok! d. Meclise yasa sunma yetkisi yerel meclisler aracılığıyla yapılabilir (2 şerh var) e. Dokunulmazlık "kürsü dokunulmazlığıyla" sınırlandırılmalıdır f. Cumhurbaşkanını meclis seçmeli. Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı olmalı g. Meclis-yargı ilişkisi: yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde yasama atama yetkisini paylaşmalı h. Milletvekili seçildikten sonra da STK görevi devam etmeli i. Milletvekili, milletvekilliği dışında ticari, kamu kurum ve STK'larda görev alamaz. Açıklamalar: Bunları madde madde okumayacağız. Anayasa nasıl yapılmamalıdır konusu üstünde duracağım. Anayasaların oluşturulmasında sivil toplum kuruluşları ve diğer kamu kuruluşları görev almalıdır. Uzman ve akademisyenler de bunu kaleme almalı ve bu düzen bir çerçeveye oturtulmalıdır. Bugünkü eşitlik ilkesinin ilk maddesinin tamamını kabul ettik. Temel hak ve özgürlüklerde basın ve ifade özgürlüğünün net olarak tanımlanması lazım. Mültecilerde de tam bir uzlaşma sağlayamadık. Eşitlik sağlanana kadar cinsiyet kotası uygulanmalı. Üniter devlet ilkesine karşı çıkan bir arkadaş oldu. Kültürel haklara bağlı kalınmalıdır, diye uzlaştık. Yasamayı çok çalışamadık. Bizim görüşümüz parlamenter sistem ve tek meclis. Bir arkadaşımız başkanlık sistemi önerdi. Adil seçim dedik. Yasa sunma yerel meclislerle de yapılabilir ama burada şerh de var. Cumhurbaşkanını meclis seçmeli. Yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde yasamanın atama yetkisini paylaşması gerekiyor. Milletvekilleri ticari kurumlar ve kamu kurumlarında görev alamaz dedik. Sonuç Raporu 113 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 2 1. Anayasa yapım süreci a. Katılımcı bir süreç 3 yöntem: i. Tüm vatandaşların görüşlerinin alınabileceği yaygın sistem ii. STK, meslek örgütleri ve akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulunca hazırlanarak halkın görüş ve önerilerine sunulmalı iii. Anayasanın kurucu meclis tarafından yapılması NOT: Anayasa hazırlama sürecinin nasıl olacağının müzakere edilerek belirlenmesi 2. Temel hak ve özgürlükler a. Demokrasi, insan onurunu korumak, kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamak, kişilerin hak ve özgürlüklerine, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırı olarak sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak b. Devletin temel nitelikleri göz önünde bulundurularak bunun dışındaki temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması. c. Çağımızın sanatsal birikimlerine halkımızın kolay ulaşabilmesi için gerekli ilgi ve desteğin gösterilmesi d. Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili (siyasal hak) e. Fikri mülkiyet hakları f. Çocuk hakları g. Hayvan hakları h. Gençlik hakları i. Dilimizin korunması j. Din eğitimi zorunlu olmamalı k. Diyanet işleri devlete bağlı olmamalı (özerk olmalı) l. Din ile ilgili dersler zorunlu olmamalı. Din kültürü ve ahlak kültürü dersleri tüm din ve mezheplere eşit mesafede olması, din eğitimi ise zorunlu veya seçmeli değil, isteğe bağlı olarak verilmeli. m. Kamusal alanlara (üniversiteler dahil) şapka, türban gibi giysilerle girilememeli i. Örtünme bir kişilik hakkıdır. ii. Türban bir dini sembol olduğu için kamusal alanda kullanılmamalıdır. iii. Kamusal alanlarda dini ve siyasi sembollerin kullanımı ile ilgili düzenlemelerde hizmet veren ve hizmet alan ayrımı yapmalıdır. Sonuç Raporu 114 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 3. Yasama a. Yasama sistemi iyileştirilmelidir b. Tek meclisli bir yapı c. Aşağıdaki konularda iyileştirme gerekmektedir: i. Alt komisyonlar fonksiyonlarını yerine getirmekte yetersiz kalmaktadır ii. Milletvekilleri yasaları oylarken kendi görüş ve vicdanları doğrultusunda değil parti başkanının isteği doğrultusunda oy veriyorlar. d. Seçim sisteminde köklü bir değişikliğe gidilmelidir. i. Delege ve aday belirleme süreçleri yeniden belirlenmelidir. ii. Seçim sisteminde adil bir temsil sistemi sağlanmalı (baraj kalkmalı), siyasi parti teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır. e. STK, meslek örgütleri, yerel yönetimler vb. örgütler yasa teklifinde bulunabilmelidir. f. Milletvekilliği devlet memurluğundan ayrılmalıdır. (gönüllülük esası – meslek değil) g. Milletvekilliği dokunulmazlığı, düşünce özgürlüğü = kürsü özgürlüğü dışında kalan alanlarda kaldırılmalıdır. h. Milletvekillerinin mevcut emeklilik sistemi daha adil bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Açıklamalar: Bugün dünden daha zor ilerledi. Birçok konuda ortak görüşe varamadık. Yapım sürecinde ortak görüşe varamadık. Bu süreç katılımcı ve şeffaf şekilde olsun dedik. Sistem alttan yukarı gelecek, akademisyenlerin de oluştuğu bir taslak üzerinden gitmeli. Anayasa bir kurucu meclis tarafından yapılmalı. Anayasanın hazırlanma süreci müzakere edilerek belirlenmeli. Burada Güney Afrika örneğini verebiliriz, orada kamuoyu görüşüne başvurma süreci buradan daha yaygın bir şekilde uygulandı. Temel hak ve özgürlüklerde çerçeveyi takip etmedik. Yeni haklardan bahsedip uzlaşamadık. Demokrasi, insan onurunu korumak, kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlamak, kişilerin hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırı olarak sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaktır dedik. Devletin temel niteliklerinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Seçimle oluşan organlara kadınların eşit katılımı var. Yeni bazı haklar altında fikri mülkiyet, hayvan, çocuk hakları ile ilgili düzenlemeler yapmak istedik. Meclis anayasada gençlerin korunması, gençlerin hakları olarak özgür bir düzenleme dedik. Dilimizi korunması ile ilgili bir konu var. Din derslerinin zorunlu olmasında uzlaşamadık. Seçmeli olabilir, tüm dinlere eşit mesafede olması gerekir ya da zorunlu veya seçmeli değil, isteğe bağlı verilmesi gerek diyenler oldu. Diyanetin özerkliği hakkında konuştuk. Kamusal alanlarda ortak noktaya varamadık, örtünme, türban, çeşitli terimler hepsi kullanıldı. Kamusal alanlarda kullanılmamalı dendi. Bir kısım kişilik hakkı olduğundan bahsetti. Bazıları hizmet veren ve alan ayrımına gidilmesini gerektiğini söyledi. Yasama hakkında çok şey bilmiyoruz. Bu sorunlara yol açtı. Şu anki işleyişten haberdar olmadığımıza karar verdik. Bunun iyileştirilmesi gerek. Çoğunluk tek meclisi savundu. Burada farklı görüşler de oldu. Alt komisyonların görevini yerine getirmede yetersiz kaldığını fark ettik. Sivil toplum kuruluşlarını anayasa yapım Sonuç Raporu 115 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı sürecine katan bir uygulama olmalı. Milletvekilleri bugünkü düzende kendi vicdanları değil, parti başkanlarının iradesi uyarınca oy verdiği için, adil bir seçim sistemi istiyoruz. Burada farklı görüşler çıktı. Cinsiyetler arası eşitliğe göre ortak bir fikir oluştu. Yeni bir düşünce olarak sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimde meclise doğrudan yasa teklifinde bulunması görüşü var. Milletvekilliğinin meslek olarak ortaya çıkmamasından bahsettik. Milletvekillerinin mevcut emeklilik sistemlerinin yeniden düzenlenmesinde karar kıldık. Umuyorum ki uzlaşamadığımız noktalarda da ileride uzlaşabiliriz. GRUP 3 1. Anayasa nasıl yapılmalı (bütün maddeler şerhli): a. Yeni anayasa yapılması gerekli b. Mevcut anayasa bazı tadilatlarla korunabilir Yöntemler: c. Toplumsal mutabakat sağlanması gereklidir. d. Sivil toplum platformu çalışmaları anayasa komisyonu patronajı altında yapılmalıdır. e. Uzmanlar (örn. kurucu meclis) tarafından hazırlanacak taslağın STK görüşlerine açılması ve tartışılması 2. Hak ve Özgürlükler a. Bütün bireyler kanun önünde eşittir; hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz. b. Okulöncesi ve 12 yıllık zorunlu temel eğitim süresince eşit ve ücretsiz olmalıdır. Bu temel hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenemez. c. Fikri mülkiyet hakkı bir temel hak olarak korunmalıdır. d. Vergi kaçırmak anayasal suçtur (şerhli) e. Tüm kamu çalışanlarının grevli toplu sözleşme hakkı olmalıdır. (şerhli) f. Sosyal güvenlik herkesi kapsamalıdır. g. Yönetmelik vb. ikincil mevzuatın anayasaya aykırı olmamasını sağlayacak bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. h. Hakkını koruyamayacak kişilerin haklarının korunması anayasayla güvence altına alınmalıdır. i. Anayasa mahkemesi kararları geriye dönük de uygulanmalı (şerhli) j. Devlete karşı suçlarda zaman aşımı olmamalı (şerhli) k. Kürsü dokunulmazlığı haricindeki dokunulmazlıklar kaldırılmalı l. Laiklik ilkesi başlangıç metninde yer almalı m. Yasal binada oturmayanlar mahalli seçimlerde oy kullanamaz. (şerhli) Sonuç Raporu 116 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 3. Yasama a. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalı b. Tek meclis olmalı c. Milletvekilleri toplam 3 dönemden fazla görev yapamamalı (şerhli) d. Milletvekillerinin emeklilik hakları kamu görevlilerinin emeklilik haklarıyla koşut olmalı e. Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle mücadele vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranmalı f. Milletvekili sayısı azaltılmalı (400). Bunun yanı sıra "Türkiye Kontenjanı" olarak, ek 50 milletvekili kontenjanı getirilmeli. g. Baraj %5'e çekilmeli h. Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmeli i. Milletvekili seçimlerinde kadın kotası olmalı (%40) (şerhli) j. Milletvekili seçimlerinde yaş üst sınırı olmalı (65) (şerhli) k. Milletvekili seçimlerinde asgari lise mezunu olma şartı aranmalı (şerhli) Açıklamalar: Biz 8 kişilik bir gruptuk. Bir sürü maddede uzlaşamadık, o nedenle burada uzlaşma sayılarını da belirteceğim. Yeni anayasa yapılmasını %60'ımız savundu, %40 tadilat yönünde görüş bildirdi. Yöntem konusunda üzerinde anlaştığımız şey toplumsal mutabakatın sağlanması. İkinci olarak sivil toplum kuruluşları çalışanlarının anayasa komisyonu önderliğinde toplantılara girip uzlaşma metninin hazırlaması gerek. Üçüncü olarak kurucu meclis tarafından oluşturulacak taslağın sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine açık olması gerekmektedir. Hak ve özgürlükler 12 madde olarak çıktı. İlki ayrım yapılmaması. İkincisi zorunlu temel eğitim süresince eğitim eşit, ücretsiz ve bu engellenmemeli. Üçüncü olarak fikri mülkiyet bir temel hak olarak kullanılmalı. Şerh yok. Vergi kaçırmak anayasal suçtur dedik, bir arkadaş itiraz etti. Toplu sözleşme konusunda iki itiraz olmuştu. İkincil mevzuatın anayasaya aykırılığını engelleyecek denetim mekanizması gerekiyor. Anayasa mahkemesi kararları geriye dönük uygulanmalı, bir şerh var. Zaman aşımı olmamalı noktasında bir itiraz var. Kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıklar kalkmalı. Laiklik kesinlikle yer almalı. Şu ana kadar geçmeyen yasal binalarda oturmayanların mahalli seçimde oy kullanmamaları oldu. Biz grup olarak bu konuda mutabakata vardık. 1 arkadaş itiraz etmiş. Yasama ile ilgili olarak kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kalkmalı, tek meclis, toplam 3 dönem görev yapması konusunda 2 itiraz var. Emeklilik bir hak olsun dedik. Kamu kuruluşunda 5 sene çalışan milletvekili adayı milletvekili olarak 4-5 sene ekleyerek görev yaptığında emekliliğine kalan ödemeyi yapmalı dedik. Demokratik yaşamın temel işleyişi ile ilgili terörle mücadele maddesi bulunmakta. Milletvekili sayısı 400'e insin dedik. Türkiye kontenjanı olarak ek 50 kontenjan ekledik. Baraj %5 olsun böylelikle siyasi partilerin işlerlik kazandırılsın. Milletvekilliğine %40 kadın kotası konsun dedik, 1 itiraz geldi. Milletvekili yaş üst sınırı 65 yaş olsun görüşüne 2 itiraz geldi. Milletvekilleri asgari lise mezunu olsun dedik, 2 itiraz geldi. Sonuç Raporu 117 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı MAVİ GRUP GRUP I • STK'lar anayasal hazırlığa en geniş biçimde katılmalı • Bireyin temel hak ve özgürlükleri temelli mevcut kazanımlar korunarak yine aynı temele dayanan yeni bir anayasa yazılmalı • Anayasa hazırlama süreci katılımcı ve çoğulcu biçimde yürütülmeli Kişi hakları: • (Genel sınırlandırma rejiminin kaldırılması olumludur.) Kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması ile ilgili: Kademeli sınırlandırma rejiminde sınırlamalar Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere saygı gösterilerek yapılmalı (öznel ifadeler olmamalı) • Barınma/konut hakkı mevcut olana ilaveten sosyal haklar altında da yer almalı, Sosyal Devletin sorumluluğunda olmalı • Ana dilini öğrenme hakkı Siyasal Haklar: • Kamu çalışanlarının siyasi parti faaliyetlerine, siyasete katılma hakkı verilmeli • Kadınların bu haktan yararlanabilmeleri için pozitif ayrımcılık veya destek uygulamalarına başvurulmalı (özel önlem politikalarından kota, siyasi partiler, milletvekili seçim kanunlarında tanımlanmalı) • Seçim sistemi anayasada yer almalı • Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmeli (1 ŞERH 5 destekliyor) Sosyal Haklar: • Örgütlenme Hakkı önündeki bütün engeller kaldırılmalı (Uluslararası sözleşmelerde yer alan sınırlar dışında yeni bir sınırlama konulmamalı) a. Kamu çalışanlarına grev/toplu sözleşme/siyasete katılma hakkı verilmeli. b. Kamu çalışanlarına örgütlenme hakkı verilmeli. Yasaklı gruplar özgürleştirilmeli. • Çocuklar, engelliler ve bakıma muhtaç olanlar için koruma tedbirleri alınmalı • Çocuk hakları Uluslararası Çocuk Sözleşmesi uyarınca anayasal garanti altına alınmalı • Eğitim sosyal devletin görevidir. Kız ve erkek çocukları için eşittir. Okul öncesi +12 yıl zorunlu ve parasız olmalıdır. Bölgeler ve şehirler arası eğitim kalitesi eşit olarak sunulmalı • Çalışma, eğitim hakkında kadınlara yönelik mevcut negatif ayrımcılığın giderilmesi için geçici özel --pozitif ayrımcılık—önlem politikaları yapılmalıdır. Kreş, yuva, çocuk bakım Sonuç Raporu 118 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı hizmetlerinin aile, işveren, devlet, sendika, yerel yönetim paylaşılması • Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve bütün vatandaşlar için sağlanmalıdır. • Sanatta telif ve patent hakları düzenlenmeli Yürütme: • Üniversite rektörleri seçimine öğrenciler de katılsın ve rektör seçimi kanunla düzenlensin • Halkın seçtiği, yetkileri daraltılmış cumhurbaşkanı • Gerekçeli bütçe; hesap sorulabilirlik, şeffaflık, görevi nedeniyle işlediği suçtan yargılansın • MGK sadece danışma amaçlı, tavsiye veren bir kurul olsun • Belediye Başkanları geri çağırılabilmeli ve katılımcı bütçe uygulanmalı • Yürütme ile ilgili tüm kurum ve kurullarda seçim ve atama ile gelinen görevlerde liyakat ve kadın-erkek temsil eşitliği öncelikli olarak gözetilmeli • Kurulların tamamı özerk şeffaf olmalı • Ombudsperson/kamu denetçiliği getirilmeli • Yerel yönetimler güçlendirilmeli, mali ve idari özerklik sağlanmalı; aynı oranda hesap sorulabilirliği, şeffaflığı ve katılımcılığı geliştirilmeli Açıklamalar: Bizim grubumuzda tartışmalar yoğundu. Kısaca özetlersek şunlar var. Anayasanın toplumsal birer sözleşme olduğu ve bu şekilde hazırlanması gerektiği kanaatine vardık. Referanduma sunulmalı dedik. Metin üzerinde yapılacak değişiklikleri yaptık. Temel hak ve özgürlüklerde uluslararası sözleşmelerle belirlenen standartlara baktık. Grup içerisindeki tartışmada sorun uygulamadan kaynaklanıyor sonucu çıktı. Bunun güçlendirilmesi gerek. Uluslararası sözleşmelerle de çatışan maddelerin kaldırılması gerekiyor. Çocuk hakları da anayasada olmalı dedik. 657 kanun gibi yüz kızartıcı suçlar işleyenlere siyasi yasaklamaların kaldırılmasında bir şerh vardı. Burada siyasi yasaklar kaldırılacak ama sınırsız olmayacak şeklinde. Anayasada mevcut sivil toplum kuruluşlarına da yer verilmesi gerek. Ekonomik ve sosyal açıdan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması ya da özerkleştirilmesi konusunda tartışma oldu. Kaldırılmasını isteyen 5 kişi, kalsın diyenler 3 kişiydi. Eşitlik maddesi kalsın dedik. Geçici özel önlemler alınmasında karar kıldık. Yürütme alanında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, karar almada halkın da güçlendirilmesi gerek. Yatırım proje ve programlarının denetime açık, şeffaf olması gerek. Yürütmenin organlarından olan YÖK vs. bünyesinde çoklu katılım modelinin benimsenmesi ifade edildi. Grup içinde karar alınamadı. GRUP 2 • Toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla oluşturulmuş olan toplumsal uzlaşı metni (sözleşme) Sonuç Raporu 119 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Toplumun üzerinde uzlaştığı anayasal metin, parlamento tarafından referanduma sunulur • Anayasal metin üzerindeki herhangi bir değişiklik toplumsal uzlaşı alınmadan yürürlüğe sokulamaz Kişi hak ve özgürlükleri: • Uluslararası sözleşmelerle belirlenen ve güvence altına alınan kişi hak ve özgürlüklerinin aynen korunması ve uygulanması için gerekli mekanizmaların yürürlüğe konulması • Kişi hakları alanında uluslararası sözleşleşmelerle ( örneğin çocuk hakları sözleşmesi) çelişen maddelerin anayasadan çıkarılması Siyasal Haklar: • 657 sayılı kanundaki siyasi yasakların kaldırılması - yüz kızartıcı suçlar • Katılımcılığı destekleyen seçim sistemlerinin anayasa ile güvence altına alınması o ŞERH VAR!! (Bütün hak ve özgürlükler sınırsız değildir.) • Anayasaya aykırılık iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı STK'lara da verilsin Sosyal ve Ekonomik Haklar • Sosyal Devlet ilkesinin evrensel yorumu çerçevesinde sosyal ve ekonomik hakların ve özellikle sağlık, eğitim, çalışma ve sosyal güvenlik hakkının herkese eşit koşullarda sağlanması güvence altına alınmalıdır. • Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması 5 oy, kalması 3 oy • Eşitlik; 10. madde aynen kabul. Devlet toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde fiilen sağlayabilmek için geçici özel önlemler alır. Yürütme: • Yerinden, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi • Yerel yönetimlerdeki karar alma sürecinde halkın katılım mekanizmaları güçlendirilmesi • Merkezi ve yerel yönetimlerin ulusal ve yerel bütçe, kaynak ve harcamaları ile yatırım proje ve program denetime açık ve şeffaf, hesap sorulabilir hale getirilmesi • Yürütmenin (Cumhurbaşkanlığı dahil) her türlü faaliyet ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması • Yürütmenin organlarından olan YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. ayrıca yerel yönetimlerdeki il özel idareleri için yönetim oluşturulmasında Sosyal Konsey modelinin benimsenmesi; söz ve karar hakkı olmak üzere eşit temsil edilmesi • Ombudsman konusu tartışılmış ancak karara bağlanamamıştır Sonuç Raporu 120 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Açıklamalar: • Parlamento anayasa yapabilir, kurucu meclise gerek yoktur. • Anayasalar toplumsal sözleşme niteliği taşıyacak ise toplumsal yaşamın tüm aktörlerinin katılımının sağlanacağı bir kurucu mecliste yapılmalıdır. • Toplumun tüm kesimlerinin görüşü alınarak müşterek kabuller doğrultusunda kurucu meclis tarafından anayasa hazırlanmalıdır. Sonuç olarak: Parlamento anayasayı toplumdaki farklı görüşleri dikkate alarak yapmalıdır. GRUP 3 Temel hak ve özgürlükler • Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi referans alınarak düzenlenmeli. • Yaşama hakkı (kişi dokunulmazlığı anlamında değil) ve gıda hakkı tanımının yapılması ve güvence altına alınması • Ekonomik haklar kapsamında üretim girdileri çok pahalı olan ve üretimde zorluk çeken tarım kesiminin desteklenmesi ve bu desteğin anayasal teminat altına alınması • Devletin esnaf ve sanatkarın korunması için gerekli tedbirleri alması • Siyasi partiler ve seçim yasalarının demokratikleştirilmesi • Çevre hakkı anlayışının gelişmesi • Seçmen iradesinin meclise yansıması için anayasal güvencenin sağlanması Yürütme ve İdari Yapı Cumhurbaşkanı Seçimi ve Yetkileri • Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmeli, yetkileri parlamenter sisteme göre oluşmalı. • Cumhurbaşkanını Parlamento seçmeli, yetkileri ve sorumlulukları dengelenmeli, her türlü işlemi yargı denetimine tabi olmalı. Bakanlar kurulu • Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalı • Bakanlar kurulunun yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmaması o Savcı ve yargıçların atanması o Yüksek mahkeme üyelerinin seçimi • Bakanlar Kurulunun atama yetkileri kısıtlanmalı • Bakanlar Kurulu parlamenter sistemin gereği olarak güçlendirilmeli. Cumhurbaşkanının yürütmeye yönelik yetkileri Bakanlar Kuruluna devredilmeli. Sonuç Raporu 121 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerindenlik uygulamaları ve mali denetimi diğer kamu tüzel kişileri ile aynı olmalıdır. Bağımsız İdari Kuruluşlar • İdari ve mali özerliklerinin güçlendirilmesi ve üyelerin arasında sektör temsiliyetinin gözetilmesi YÖK • İdari ve mali özerkliği sağlanmalı ve korunmalı • Üniversiteler özerkleşmeli (Bilimsel ve yönetimsel özerklik) • Danışma ve eşgüdüm kuruluşu olarak yeniden düzenlenmeli • Ticari kar amacı güden özel üniversiteler olabilir • Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip olması temin edilmelidir Yetki Devri Merkezi Yönetim • Adalet • Güvenlik • Çevre ve doğal varlıkların korunması ve yönetimi • Eğitim ve sağlık Sonuç: Bu konuda mevcut sisteme bir alternatif getirilmiyor. Memur Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesinin değiştirilmesi (madde 28) Açıklamalar: Biz de aslında benzer şeyler çıkmış. Parlamento anayasa yapabilir, kurucu meclise gerek yoktur tartışması oldu. Tartıştık, uzlaşamadık. Bir grup anayasalar toplumsaldır ve buna ilişkin kararlar toplumun tüm kesimleri tarafından alınır dedi. Bir yandan da hiçbir iktidar partisi kendi çoğunluğu varken kurucu meclis istemez. Bir grup mükerrer burada. Temel hak ve özgürlükler, 90. madde son fıkraya göre İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi örnek alınarak düzenlenmelidir. Yaşama hakkı ve gıda hakkı gibi haklar üçüncü kuşak insan haklarıdır. Ekonomik olarak tarımın desteklenmesi ve teminat sağlanması gerekiyor. Buna süspansiyon diyebiliriz. Köyden kente göçün engellenmesi gerek. Esnaf ve sanatkarlar başka bir husus. Çevre hakkı da üçüncü kuşak bir haktır. Seçmen iradesinin mecliste yansıması için %10 uygundur kararı var. Sonuç Raporu 122 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Yürütmede Cumhurbaşkanı seçimi. Mevcut parlamenter rejimde Cumhurbaşkanı yetkileri böyleyken halk seçimi doğru değil görüşü bir görüştü. Diğer bir görüş yetki ve sorumlulukları yeniden değerlendirilmeli, başka bir görüş de halkoyuyla seçilmemesi gerektiği yönünde. Bakanlar Kurulu teknisyenlerden, teknokratlardan oluşsun dediler. Milli güvenlik açısından sorumlu olmayanlar da yapamaz. Adalet Bakanı'nın oy kullanması var. Yargının bağımsızlığını vurguladık. Bakanların atama yetkileri kısıtlanmalıdır. Mevcut sistemde güçlü bir Cumhurbaşkanlığı var. Kamu kuruluşları yerindenlik ilkesini gözetmeli ve mali bakımdan Sayıştay denetimine tabii olmalıdır. Çatısı altında olduğumuz TOBB da bunun bir parçasıdır. Bugün başbakana helikopter alır, YÖK alamaz. Arta kalan paralarla üniversite alamaz. Bağımsız idari kuruluşlara değinildi. İdari ve mali özelliklerinin değiştirilmesi gerek. YÖK'ü tartıştık. İdari ve mali özerkliğin sağlanması gerekiyor. Üniversiteler özerkleşmeli. Bilimsel anlam dışında angajmana karşıyız. Ticari ve kar amacı güden vakıf üniversiteleri 12 Eylülden önceki gibi olsun diye bir fikir çıktı. Ama azınlıkta kaldı. Yetki devri için merkezi yönetim dedik. Çevre ve doğal varlıkların yerel yönetimin inisiyatifinden çıkarılması gerek. Rant için zarar veriyorlar. Mevcut sisteme alternatif yok. Memurların özlük hakları ile ayrıcalık yapan madde değiştirilsin. Burada memurların hakkı madde 128 oluyor. GRUP 4 Anayasanın Değiştirilmesi ve yapılması • Sivil toplum örgütlerinin bu süreçte mutlaka görüşü alınmalı • Kurucu meclis olmamalı, ama anayasa yeniden yapılmalı. Sonuç: Geniş bir mutabakat ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla anayasanın tümden değiştirilmesinde ihtiyaç vardır. (şerhli) Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılabilir olmalı. Kaygımız: Sonuç bildirgesinde hükümet bu toplantıyı referans göstermez. Ama istediği gibi yararlanabilir. Temel hak ve özgürlükler • Ortak ilkelerde hukuk devleti ibaresinin başına demokratik ifadesi eklenmeli. • Temel hak ve özgürlüklere ilişkin olarak devlet, taraf olduğu uluslararası anlaşmaları, Avrupa Konseyi demokratik kriterlerini ve AİHS hükümlerini uygulamakla yükümlüdür. Anayasada kaynağını bu belgelerden almayan hiçbir kısıtlama yer almamalıdır. Yürütme • Klasik parlementer sistem olmalı. Cumhurbaşkanı'nın yetkileri kısıtlanmalı. Veto, atama yetkileri mutlaka kısıtlanmalı. • Üniter devlet yapısı bozulmadan yerel yönetimler güçlendirilmeli. Ancak yatay ve dikey denetim mekanizmaları da çok daha etkin bir hale getirilmeli. Ancak özellikle devlet denetimi yerel yönetimlerde olması gereken karar verme bağımsızlığına zarar vermemeli. Sivil toplum Sonuç Raporu 123 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri bu anlamda etkin hale getirilmeli. • Düzenleyici ve denetleyici kuruluşların üzerindeki siyasi etki azaltılmalı. Ayrıca keyfiliğin azaltılması için denetim arttırılmalı. • Ombudsman anayasada bir kurum olarak düzenlenmeli. • Kanun Hükmünde Kararname yetkisi sınırlandırılmalı. Kanun Hükmünde Kararnameler en kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalı. • Memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalı. • Milli Güvenlik Kurulu uluslararası kriterlere uyumlu hale getirilmeli. • YÖK ismi tamamen değiştirilerek koordinasyon kurulu haline getirilmeli • Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı. Ancak özerk bir yapısı olmalı ve tüm inanç gruplarına hizmet etmeli. Din eğitimi anayasada yer almamalı. • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalı. Açıklamalar: Az çatıştık, uzlaştık. Kısa ve öz sıraladık. Aslında tartışmamızı kurucu mecliste yaşadık. Bazıları olmalı bazıları olmamalı dedi. Daha ziyade anayasal süreçte sivil toplum kuruluşları ve halk katılımı olmadığı söyleyince bu sistemden kaynaklanıyor dendi. Kurucu meclis olmamalı. Yasama organı da bunu yapabilir. Şu anda mevcut anayasa da sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmalı. Anayasanın şekli kısa, öz olmalı; ayrıntıya girmemeli. Uzun bir süreçte hazırlanmalı, ayrıntıya girmeden geneli düzenlemeli. Sınırlanması kanunlarla düzenlenecek biçimde haklar korunarak anayasada kısa ve öz biçimde yer almalı. Sonuçta bu toplantıdan elbette hükümet istediği gibi yararlanabilir ama bunu kendine referans almamalı. Temel hak ve hukuk devletinin başında mutlaka demokratik ibaresi olmalı. Temel hak ve özgürlükler konusunda çok kapsayıcı olduğu için böyle. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde bulunan haklar bizde kısıtlanmamalıdır. Bugün düşünülmeyen ancak ileride ortaya çıkabilecek hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması gerekiyor. Parlamenter sistem kalsın ama üniter devlet yapısı bozulmadan, yatay ve dikey denetim yapılması gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarının denetimi ve bu denetim yetkisinin etkinleşmesi için yerel yönetimler güçlenmeli. TRT, BDDK gibi kurumlardaki siyasi etki azaltılıp, denetim arttırmalı. Ombudsman durumu var. Kanun hükmünde kararnamelerde süre kısıtlaması olmalı. 10 yıldır kanun hükmünde kalan kararnameler var. Buna süre kısıtlaması gerek. Bu sistemde kanun hükmünde kararname kalıcı çözüm oluyor. Kaymakam ve valilerin, üst düzey bürokratların yargılanmasında özel izin olmalı. Bu tip ayrıcalıklar kaldırılıp usul tek olmalı. YÖK ismi de özellikle tamamen değiştirilerek sadece koordinasyon kurulu olmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı da özerk bir yapıya kavuşmalı. Bu, tarikatların denetimi açısından sıkıntılı ama Diyanet İşleri denetim mekanizmasına dönüştürülerek tüm inanç gruplarına hizmet etmeli. TSK daha demokratik ve işleyen bir yapıya kavuşturulmalı. Sonuç Raporu 124 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YEŞİL GRUP GRUP 1 • Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi o Halk STK'lar aracılığıyla anayasayı yapabilir. Son aşama: referandum. o Anayasalar hükümetin çıkardığı kanunlardan farklıdır. (Anayasaların evrensel ilkeleri vardır, yasalar millidir.) Farklı bir "anayasa hazırlama meclisi" tarafından hazırlanmalıdır (meclisten, STKlardan, üniversitelerden...) Onay: TBMM • Temel hak ve özgürlükler: --Doğal haklar: o Fiziksel işkence ve düşünsel baskının olmaması o Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükleri ve düşünceyi yaymak --Siyasi haklar: o Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır. o Herkesin siyasi örgütlenme hakkı vardır (kamu görevlileri dahil) o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde siyasi aday olamazlar --Ekonomik ve sosyal haklar: o Çevre hakkı (bireyin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı) esastır. o Eğitimde fırsat eşitliği. Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve üretme zemini devletin resmi dili ile oluşturulur. o Çocukların, engellilerin ve yaşlıların ekonomik ve sosyal hakları önceliklidir. o Bireyin inancının gereklerini yaşama ve yerine getirme hakkı o Eğitim ve öğretimde çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkılabilesi için bilimin, sanatın ve dinin evrensellik felsefesini hedef alması. • Yasama ve yürütme: o Yasama organı iki meclisli olmalı: millet meclisi ve senato o Bakanlar siyasi partilerinden istifa edip bağımsız olmalılar o Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalı o Yasama sürecinde sivil katılım sağlanmalı. Sonuç Raporu 125 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Uzlaşılamayan: o Başkanlık sistemi uygulanabilir Açıklamalar: Bizim grubumuz yedi kişiydi ve uzlaşmacıydı. Anayasanın yapılıp değiştirilmesinde temel esasını katılımcılık olarak belirledik. İki alternatif vardı. Biri halkın anayasayı örgütlü kanallar aracılığıyla yapması. Bu memlekette bu kolay kolay uygulanmıyor. Anayasaların bir şekilde böyle bir meclis tarafından yapılıp özellikle TBMM tarafında onay verilmesini önerdik. Kişisel hakları doğal haklar olarak tanımladık. Kişisel haklarda fiziksel işkence ve düşünsel baskının olmaması var. Düşünsel baskı derken hükümet politikalarının baskı yaratmamasını kastediyoruz. Örneğin, emeklilere az maaş vereceğiz, IMF'ye bağlıyız gibi baskılar. Düşünceyi yaymak önemliydi, bunu da belirli koşullarda; evrensel temel hak ve özgürlük olarak tamamladık. yaymak konusunda tamamladık. Lider sultası önemli bir süreç, biz doğrudan demokrasi dedik. Devlet memurlarının milletvekili olmak üzereyken istifa etmeleri ya da partilere üye olamamaları olmasın. Bireyler, suçsuzlukları ibra edilmediği sürece seçimlere katılamamalılar. Örneğin İstanbul Minibüsçüler Odası başkanı seçimlerde hapisteyken seçilmiş, daha sonra çıkınca başkan olmuştur. Türkiye'de yaşanan süreçlerde örnekleri var. Bunların aday olmamaları gerekiyor. Ekonomik ve sosyal haklara gelince çevre hakkı hep konuşuldu. Uyandığında kuş sesi duyma hakkı gibi örnekleri var. Eğitimde evrensel düşünce, devletin resmi dili ile oluşturulur. Ana dil-resmi dil tartışması sürdü. Ekonomik ve sosyal haklar öncelikli. Bizde yasama ile yürütme ortaktı. Daha çok yürütmenin yasama üzerindeki etkisini azaltma yönünden etkisi oldu. Biz senato istedik. Sağlıklı olmasını istiyorsak yasama da yürütme kadar ehil olmalı. Daha önceki dönemlerde algılayamadık ama senatonun yeniden gündeme gelmesi bizi ihtisaslaşma açısından dengede tutar. Belki sağlıklı olur. Yürütme açısından bakanların siyasi partilerinden istifa edilmesi gerektiğine karar verdik. Meclisin yürütmeye karşı gücünü koruyan daimi ihtisas komisyonu yetkilerinin arttırılmasının öneminin altını çizdik. Yasama sürecinde sivil katılım çok önemli. Bu ihtiyari değil, mutlak olmalıdır. GRUP 2 • Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi: o Yeni anayasayı kurucu meclis yapmalı, değişiklikleri parlamento yapmalı o Kurucu meclis, seçim bölgeleri bazında seçilmek suretiyle belirlenerek, STK'ların ve tüm siyasi partilerin, üniversitelerin, meslek kuruluşlarının, işçi ve işveren sendikalarının temsilcilerinden oluşmalıdır. (STK'ların tanımlanması) o Anayasa değişikliği için; meclis anayasa özel komisyonunda, meclisteki tüm siyasi partilerin eşit sayıda temsil edilmesi. o Yeni anayasa halkoyuna sunulmalı ve en az 2/3 oyla kabul edilmeli o Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesinde, usul ve esaslar açısından mevcut hükümler korunmalı veya Sonuç Raporu 126 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Anayasanın bazı maddeleri meclisin 2/3 çoğunluğu ile kabul/red edilmeli. • Temel hak ve özgürlükler: o Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin kavram ve gerekçelerin tanımlanması (genel ahlak gibi belirsiz kavramların olmaması) o Dinin bir inanç sistemi olduğu ve devletin düzenleme değil, bireyin diğer anayasal haklarının kısıtlandığı noktada denetim yapması. o Hiç bir dini ya da siyasi simgenin, parlamento, kamu kurum ve kuruluşlarının temsili ya da devletin temsilinde kullanılmaması. Herhangi bir din, siyasi düşünce ya da bir ideoloji kamusal hizmet verilmesinde ayrımcılığa neden olamamalı. o Üyeleri atama veya seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşturulmasında, cinslerin eşit temsili esastır. Herhangi bir cinsin temsilinin %60'ın üzerinde olmamak üzere ilgili bütün kurumlar düzenlemeyi yapmakla yükümlüdür o Bilgi edinme ve kişinin kendisiyle ilgili bilginin düzeltilmesini talep etme hakkı o Devlet, töre, aile içi şiddet, nefret, namus adına işlenen cinayetlerin insanlık suçu olduğunu kabul etmekle, her türlü önlemi almakla ve bunları önlemek için kaynak yaratmakla yükümlüdür o Devlet medyanın kartelleşmesini engeller. Basın ve yayın özgürlüğünde tarafsız bilgi ve haber edinme hakkı için hükümetlerden mali ve editoryal bağımsızlığı olan özel kamu yayın kuruluşunun güçlendirilmesi. o Askerlik hizmetine vicdani ret hakkı verilmesi, bu yükümlülüğün kamu hizmeti olarak yerine getirilme olanağının tanınması o Sağlık ve sosyal güvenlik haklarına ev kadınlarının da dahil edilmesi o Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularında ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetlerini sağlamakla yükümlüdür o Devlet temel sağlık hizmetlerini ücretsiz sağlamalıdır o Devlet engellileri, yaşlıları, korunmaya muhtaç çocukları ve yurttaşları özel olarak korur, gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. • Yasama yürütme ilişkileri: o Parlamenter sistem içerisinde yürütmenin yasama üzerindeki vesayetini azaltacak tedbirler • İki kamaralı parlamento • Türkiye milletvekilliği • Bakanlar Kurulu üyelerinin partilerinden ve parlamentodan istifa etmesi • Seçim sistemiyle yasamanın etkinliğinin arttırılması • Barajın %5'e çekilmesi Sonuç Raporu 127 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Nispi temsil ve dar bölge sisteminin uygulanması • Siyasi partilerde demokratik işleyişin sağlanması • Siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin sınırlandırılabilmesi o Milletvekili adaylığının ücretsiz olması o Milletvekilliği dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması o Kamu görevlilerinin hizmete alınma ve yükselmelerinde tek kriter liyakat olmalıdır o Yerel yönetimlerin, katılımcılığın ve hesap sorulabilirliğin güçlendirilmesi o Milletvekilliği hizmetinin maddi ve manevi olarak herhangi bir kamu hizmeti statüsüne eşitlenmesi Açıklamalar: Anayasa ya yeniden yapılmalı ya da anayasada değişiklik yapılmalı tartışması oldu. Yeni anayasada uzlaştık. Yeni anayasa için kurucu meclis istedik. Sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin temsilcilerinden oluşur. Siyasi partilerin eşit sayıda temsilcilerin daha iyi olacağını düşündük. Anayasanın da değişmesi ve kabulünde nitelikli çoğunluğu benimsedik. Temel hak ve özgürlüklerde muğlaklığın giderilmesini düşündük. Bir inanç sistemi devletten çıkarılmalı. Devletin diğer bireylerinin denetim rolü üstlenmesi gerekiyor. Devlet dini eğitim verilmesini teşvik etmesin. İkna dışında etkilemenin önüne geçsin. Siyasi herhangi bir simge kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılmamalı. Herhangi bir din, düşünce ve ideoloji kamusal hizmette ayrımcılığa neden olamaz. Tüm kurumlarda iki cinsin eşit temsili olmalı. Herhangi bir cins %40'ın altına düşmemeli. Kişinin kendi hakkında bilgi edinme ve düzeltme hakkı olmalı. Töre cinayetlerinin insanlık suçu olarak kabul edilmesini istedik. Medyanın kartelleşmesini engellenmeli. TRT özerk bir kurum haline getirilmeli. Vicdani ret hakkının tanınmasını istedik. Sağlık ve sosyal güvenlik parasız olsun. Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları ile ilgili ücretsiz sağlık hizmeti vermeli. Yasama ve yürütme ilişkilerinde parlamentonun yasamanın yürütme üzerindeki etkilerini azaltmak gerek. İki kamaralı parlamento önerdik. Bakanlar partilerinden istifa etsin. Barajın %5'e çekilmesini ve dar bölge-nispi temsil sisteminin oluşturulmasını önerdik. Ön seçim uygulamasına geçilmesi ve siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin standartlaşması gerek. Milletvekili adaylığı ücretsiz olmalı. Kürsü dokunulmazlığı kalsın. Tek kriter liyakat olsun. Katılımcılık teşvik edilmeli. Milletvekili kamu hizmetine denktir. GRUP 3 • Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi: o Anayasa demokratik (katılıma açık ve şeffaf) bir tartışma sürecinde hazırlanmalı. o Anayasa maddeleri değişime açık olmalı. o Anayasa metni, çerçeve bir metin olmalı. o Halk oylamasına gidilmeli Sonuç Raporu 128 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Nispi temsil sistemiyle seçilen bir anayasa kurulu tarafından hazırlanmalı • Temel hak ve özgürlükler: --Kişisel haklar o Yaşama hakkı o İfade özgürlüğü o Din ve vicdan özgürlüğü o Kişi hürriyeti ve güvenliği o Zorla çalıştırma yasağı o Konut dokunulmazlığı o Özel hayatın gizliliği o Haberleşme ve seyahat hakkı --Siyasi haklar o Vatandaşlık hakkı o Seçme ve seçilme hakkı o Siyasi partilere üye olma hakkı o Örgütlenme hakkı o Toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkı o Kamu hizmetlerine girme hakkı o Bilgi edinme hakkı o Dilekçe hakkı Kişisel haklar ve siyasi haklar demokratik toplum düzeninin gereklerine, ölçülülük ilkesine ve hakların özüne aykırı bir şekilde sınırlandırılamaz. --Ekonomik ve Sosyal Haklar o Ailenin korunması o Çocuk hakları o Eğitim ve öğrenim hakkı • Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. • Eğitim hakkı: Ana dilde eğitim ve ana dilde öğretim o Konut hakkı o Çalışma hakkı o Sendikalaşma, toplu iş sözleşmeleri ve grev hakları o Sağlık hakkı (sosyal güvenlik hakkı, sosyal yardım ve hizmet) Sonuç Raporu 129 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Mülkiyet o SözleşmeHükümet sistemi: o Mevcut sistem gerçek bir parlamenter sistem olarak nitelendirilemez. Bu sistemdeki eksiklikleri gidermek için grubun 2 önerisi vardır. Birincisi; parlamenter sistemin işleyen, çoğulcu gerçek bir parlamenter sistem haline getirilmesidir. İkincisi ise; fren ve dengeleri, yetki ve sorumlulukları iyi ve kesin bir şekilde belirlenmiş bir başkanlık sistemidir. o Dar bölgeli iki turlu seçim sistemi o Nispi seçim sistemi o %10 ulusal barajının kaldırılması o Partilerin finansmanının şeffaflaştırılması o Yasama-yürütme-yargı arasında denge ve kontrol mekanizmasının belirlenmesi Açıklamalar: Anayasanın yapılması konusundaki usul konusunda bizim grup anlaştı. Anayasa demokratik bir tartışma sürecinde yapılmalı. Demokratik katılım açık ve şeffaf olmalı. Değişime açık olmalı. Ne kadar açık tartışması oldu. Bazıları hiçbir madde kapalı olmamalı derken, diğerleri bazı maddeler değiştirilemez olsun dedi. Anayasa çerçeve bir metin, yoksa bütün dertlerimizi çözecek metin değil. Temel bir felsefeyi yansıtması yeter. Anayasa nasıl hazırlanırsa hazırlansın. Halk oylamasıyla onaylanan anayasanın demokratik meşruiyeti yüksek. En sonda halkoyuna sunulması, nispi temsil ile hazırlanıp daha sonra halkoyuna sunulması da bir seçenek. Temel hak ve özgürlükleri ayrıma tabii tuttuk. Kişisel haklar ve yaşama hakkının anayasanın mutlak güvence altına alınması gerekiyor. Zorla çalıştırma, konut haberleşme ve seyahat özgürlüğü konuları anayasada gündeme gelmeli. Dilekçe hakkı da düzenlenmeli. Bunun sınırı ne olmalı? Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere ve insan hakları beyannamesine uymalı. Hakların özüne aykırı bir şekilde sınırlanamaz. Sosyal-ekonomik haklarda konut hakkı, sendika hakkı, toplu iş sözleşmeleri ve grev hakkı, sözleşme hakkı var. Eğitim-öğrenimde iki alt bölüm açılıyor. Buralar tartışılmalı. Din dersinde uzlaştık. Kimileri ana dilde eğitim bir hak dedi. İki farklı görüş oldu. Gerçek bir parlamenter sistemde hemfikirdik. Ama nasıl çıkacağız? Parlamenter sistemin adam edilerek yola devam edilmesini düşündük. Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında sert ve kati bir ayrım olması için başkanlık sistemi olsun diyenler de oldu. Yetki ve sorumlulukları anayasada yer almak kaydıyla olsun dediler. Temsilde farklı bir yer var. Dar bölge çıktı, diğerleri nispi bir seçim sistemi Türkiye için daha gerçekçi dedi. %10 barajı kaldırılsın. Finansman şeffaf olsun. Kuvvetler ayrılığında denge sağlansın. GRUP 4 • Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi o Tespit: Sonuç Raporu 130 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Diğer yasaların yapım süreci de şeffaf değil, dolayısıyla anayasanınki de şeffaf değil. Yasa yapımı sırasında "önerge" sorunu. o Anayasa değişikliği ihtiyacı olduğuna yürütme karar verdi. Bu ihtiyaç için fikirlerin oluşup oluşmadığını test etmeli. Katılımın düzeyine de yürütme karar veriyor. Kurumsallaşmaya ihtiyaç var. o 82 anayasası STKların kapatıldığı koşullarda tek taraflı olarak kabul edildi. Toplum tarafından benimsenmedi. Bu nedenle yeni bir anayasa tüm toplumun ihtiyacıydı. Yeni anayasanın ilgili tüm kesimlerin katılımı ile hazırlanması gerekir. o Anayasa değişikliği için hükümetin sunduğu gerekçelerdeki çelişkiler tartışılmalı. Bu iktidar 82 anayasasının hazırlanmasına benzer bir yöntemi uygulamaya devam ediyor. Aynı despotluğu kullanıyor. Süreç tüm toplumun kesimlerinin görüşlerinden oluşan bir anayasa değil. o Anayasa toplumsal mutabakat metnidir. Anayasanın oluşumunda tartışma ve sindirim süresi uzun olmalıdır. ( Tarihsel olaylar sıkıştırınca detaylar gözden kaçar.) o Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik bir ortamda yürütülmeli ve hükümet bu ortamı sağlamalıdır. o Öneri: o Toplumun tüm kesimlerinin etkin katılımıyla, uzun soluklu bir süreçte, bağımsız uzmanların oluşturduğu bir kurulca hazırlanması o Şeffaf olması (yapım sürecini herkes anlamalı ki sahiplenmeli) o Sürecin takvimi: Belirli olmalı, geniş bir tartışma zamanı bırakan somut bir takvim kamuoyuna açıklanmalı. (3-5 yıllık bir süre) o Anayasa siyasi ya da bürokratik elitlere ve akademisyenlere bırakılmamalı. STK ve bireylerden gelecek taleplerden sonra bir taslak oluşmalı ve bu metin üzerinden uzmanlık çalışması başlamalı. • Temel hak ve özgürlükler o İlkelerin saptanması yeterli değil, Anayasanın diğer maddelerindeki uygulamaların da bu ilkelere saygı duyacak şekilde kurgulanması esastır. Bunu takip edecek gereken mekanizmanın kurulması ve işletilmesi sağlanmalı. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel şikayet yolu açılmalı. o Aslolan temel hak ve özgürlüklerdir. Diğer maddelerin bu genel ilkelerle uyumunun sağlanması gerekir. o Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını sağlamak üzere kadın-erkek eşitliği izleme mekanizması, ombudpersonluk gibi mekanizmalar kurulmalıdır. o Temel hak ve özgürlüklerin genel ahlak, genel sağlık, kamu düzeni ve milli güvenlik gibi içeriği öznel yorumlara açık kavramlarla sınırlandırılmaması gerekir. o Temel hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemelerde yorum gerekmesi halinde, yorumlar Sonuç Raporu 131 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı birey lehine yapılmalıdır. o Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır. o Her birey seçme ve seçilme hakkına sahiptir ancak, seçilme hakkıyla ilgili koşullar daraltılacak şekilde tartışmaya açılmalıdır. o Aile içi yükümlülükler kadın-erkek arasında eşit paylaşılmalıdır. o Kamuya alınacak personellerde eşitlik ilkesi. o Kamu çalışanlarının örgütlenme özgürlüklerinin yeniden tanımı, kamu çalışanlarına siyaset yapma yasağının kaldırılması. • Hükümet sistemi: o Halk, oylamalarında neye sahip çıktığını bilmiyor. Vatandaşa ne oyladığı, uzun vadede yapılacak tartışma ortamında anlatılarak halk oylamasına başvurulmalıdır. Anayasal olarak görev ve yetkilerinin sınırlanacak olması hasebiyle Cumhurbaşkanı'nın seçimi konusundaki halk oylaması yanlıştır. o Cumhurbaşkanı seçimi tek dereceli olacaksa, uygun yürümesi için, seçim süreci için ayrıntılı düzenlemeye ihtiyaç var. Parlamenter sistem temsili demokrasiyi gerektirir. o Barajlar düşürülmeli, dar bölge sistemi olmalı, siyasi partiler seçim kanunu ile demokratikleşmeli. Siyasi partilerin seçim adaylarının belirlenmesinde kota konmalı, Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, demokratik paylaşım yapılmalı, cinsiyet eşitliği için adım atılmalı. • Uzlaşılamayan o Çalışma hayatında kadınlar doğurganlık hakları açısından desteklenmelidir. Çocuk ve benzeri bakım hizmetleri konusunda devletin de işverenlerin de yükümlü olması. İşe alınma ve ücret ayrımcılığı yapılamaz. Evlilik, hamilelik ve doğum nedeniyle kimse işten çıkarılamaz. o Yasa yapım sürecine konuyla ilgili kamu kurumları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve konuyla ilgili STK'ların katılımı sağlanmalıdır. Belli sayıda imza toplanarak yurttaşlara yasa teklifi, yasa değişikliği teklifi verme; seçilmiş temsilcilerini geri çağırma hakkı tanınmalıdır. • Uzlaşılamayan fakat şiddetle tartışılması gerektiği düşünülen: o Çift meclis olmalı, çünkü tek mecliste oransal temsil esası zedeleniyor. Cumhurbaşkanı aynı siyasi partiden olunca denetim sistemi zayıflıyor. O yüzden ikinci meclise ihtiyaç var. İkinci meclis doğrudan Türkiye milletvekili olarak seçilmelidir. veya o Tek meclis olmalı. Milletvekili sayısı azalmalıdır. Yerel yönetimler işlevselleştirilmelidir. Sonuç Raporu 132 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Açıklamalar: İlk başta anayasanın yapılması sürecinde tespitlerimiz oldu. Bundan sonraki sürecin ele alınıp değerlendirilmesinde kullanılacaktır. Yasaların yapım sürecinin şeffaf olmaması sorunu var. Önerge kavramını burada kullandık. Çeşitli müdahalelerle umut edilenden farklı metinler karşımıza çıkıyor. Son dönemde ciddi bir sorun olduğunu tespit ettik. Bunun anayasaya yansıması endişesi oluştu. Bu sadece hükmedenler tarafından değil, genelde bir değişiklik ihtiyacı var. Bunun nasıl gerçekleşeceği konusunda belirsizlik var. Platform olarak bunu tartışıyoruz. Anayasaların toplumsal mutabakat metni olması nedeniyle orada yapılacak değişiklik sonuçları muhatapları tarafından bilinmeli. Şeffaf olup, süreç takvime bağlanmalı. Burada hemfikir olduk. İlkelerin anayasada saptanması yeterli değil. Bu ilkelere saygı duyacak esaslar nasıl belirlenir? Bu ilkeler korunuyor mu? Bunu denetleyen mekanizmalar kurulmalı ve anayasada belirtilmeli. Temel hak ve özgürlüklerin içeriği öznel kavramlarla sınırlı kalmamalı. Bu anayasa taslağında bir düzenleme yapılmalı. Seçme ve seçilme hakkı konusunda birçok görüş verildi. Bunun koşulları daraltılacak şekilde tartışmaya açılması gerektiğini dile getirdik. Kadın-erkek eşitliği sağlanmalı. Kamu alanlarında eşitlik yine dile getirildi. Kamu tanımının yapısı konusu vurgulanmalı dendi. Öncelikle varılan sonuç, parlamenter sistemin korunması gerektiği. Çift meclis mi yoksa tek meclis mi olsun dendi. Burada ikili bir ayrım var. Bunun tartışılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören anayasal sistem, mevcut düzenlemeler düşünüldüğünde önem kazanıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı halk tarafından, parlamentoya hâkim olan partiden seçilecekse burada yetki sorununun çözümlenmesi gerekir. Bu anlamda Cumhurbaşkanı yetkileri ile ilgili bir tartışma başlamalı. Siyasi partiler kanunda da değişiklikler bu bağlamda yapılsın. Baraj düşsün. Siyasi partilerin belirlenmesi, kota, Hazine yardımları, demokratik paylaşım yoluyla parti bütçesinin belirlenmesi, seçim adaylarının belirlenmesi aşamasında cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi maddeleri var. Çalışma hayatında çocuk ve bakım hizmeti bakımından yükümlülükler konusunda kimlerden hangi süreçte destek ve katılım sağlanacağına ilişkin bir uzlaşma yok. Sonuç Raporu 133 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı SARI GRUP GRUP 1 • Anayasaların yapılması/değiştirilmesi o Sadece Meclis değil, çok geniş bir katılım o Meclis (Temsili Demokrasi) o Geniş katılımlı, STKların görüşlerinin alındığı ve hayata geçirildiği, TBMM Komisyon çalışmalarına dahil oldukları bir süreç sonunda yapılması o Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda mutabık kalınması halinde, ihtiyaç tanımlanmalı. Kavramların mutlaka açık ve net biçimde yer aldığı bir anayasa (Çerçeve, ana metin, şemsiye niteliğinde bir anayasa) o Üniversiteler, STK'lar, yargı organları ve yürütme organının bir araya geleceği geniş bir katılım sağlayacak bir süreçle bir mutabakat anayasası hazırlanabilmeli (Koşul: yürütme organının keyfiyetinin önüne geçilmeli) o Toplum temsilcilerinin katılımını, tartışma, tanıtma, ortak düşünceye ulaşmayı etkin olarak sağlayacak bir sürecin sonunda yapılmalı o Katılımcılık ve profesyonellik esası o Anayasanın yapılması ve değiştirilmesine ilişkin esaslara metin içinde yer verilmeli o Referandumda nitelikli çoğunluk şartı aranmalı o Yeni anayasa mutlak ihtiyaç o Kısa, az ve öz genel maddeler o Felsefi bütünlük o İhtiyacın belirlenmesinde Anayasa Yüksek Mahkemesi'nin görüşü alınmalı o Bugün kaygısıyla gelecek perspektifinden uzaklaşan bir Anayasa metninin ortaya çıkmasının önüne geçilmeli o Gelecek nesillerin iradesini ipotek altına alacak mutlak değiştirilemez hükümler konmamalı o Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda devletin temel yasası olan anayasanın da bunu yansıtması gerekmektedir. • Temel hak ve özgürlükler o Sendikal haklar özgürlükler (Uluslararası normlar çerçevesinde güvence altına alınmalı) o Kişi haklarının vatandaş haklarına çevrilmesi ve vatandaş haklarının tanımlanması o Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir. Sonuç Raporu 134 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Dil, din, inanç özgürlüğü, laiklik ile çelişmeyecek bir tanıma kavuşturulmalı o Türban veya başörtüsü tartışması Anayasa'da yer almamalı (Şerhli) o Kamusal alanda, kamu hizmeti verenlerde siyasi, ideolojik, kültürel simge, işaret ve kıyafetlerin (şerhli) olmaması o Sosyal ve ekonomik haklar, ekonomik istikrarı tehdit etmemeli o Kadınların, gençlerin, engellilerin çalışma hayatına katılması ile ilgili özel önlemler alınmalı o Birey ve bireyin hakları esas alınmalı. Bu anlamda, bireyin haklarını kısıtlayacak kamusal alan veya kamusal dışı gibi bir ayrım yapılmamalı (Şerhli) o Birey ve birey haklarının ancak Anayasa'da açıkça belirlenen sınırlı şartların ortaya çıkması halinde sınırlandırılması o Birey tanımı İNSAN olarak ele alınmalı o Siyasi görüş açıklanması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılmamalı o İnsan ve vatandaşlık haklarının açıkça anlaşılabilir bir dile kavuşturulması (Farklı kimlikleri de kapsaması-ek görüş olarak belirtildi) o Ekonomik ve Sosyal Konsey'e Anayasa'da yer verilmesi o Devlet, ekonomik ve sosyal kararların alınma sürecinde sosyal tarafların katılımını sağlayacak, Ekonomik ve Sosyal Konsey benzeri kurumların her düzeyde (ulusal, yerel, işkolu, işyeri) oluşturulmasını ve işlevselleştirilmesini sağlar. o Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, çalışma hakkı o Adli, idari ve askeri yargı (disiplin hariç) tek elde toplanmalı (şerhli – işleyişine karşı olan var) • Yargı o Yargının organik bağımsızlığı güvence altına alınmalı o Hakim teminatı güçlendirilerek sürdürülmeli o HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) yürütmeden bağımsız kılınmalı o Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak 2 ayrı kurul oluşturulmalı o Bu kurulların mali özerkliğe sahip olması sağlanmalı o İddia ve Savunma Makamı yargılama faaliyetinde eşit konumlanmalı, bu anlamda Savunma Makamı da anayasal güvence altına alınmalı o İdarenin her türlü işlem ve eylemi yargı denetimine tabi tutulmalı. Yargı denetimi istisnası olmamalı o Yüksek Yargı Kurumları'nda makul oranda TBB'den (Türkiye Barolar Birliği), avukatlardan üye temsilci bulundurulmalı o Suç karşısında herkesin eşit yargılanması (M.M.K. (Memurin muhakematı kanunu) tarafından öngörülen izne bağlı soruşturma usulü kaldırılmalıdır) Sonuç Raporu 135 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Yüksek yargı organları üye seçimlerinde yürütmenin/idarenin dahlinin olmaması o Yüksek Yargıya TBMM üye seçmeli o Yüce Divan Yargıtay Ceza Dairesi Başkanları'nın da katılımı ile oluşmalı o Yargının tarafsızlığı (Şerhli: yargı adaletten taraftır) o Yargıçlar belli bir süre (en az 15 yıl) avukatlık yapmış kişiler arasından seçilmelidir. o Hukukçu olabilmenin koşulu 4 yıllık üniversite eğitiminden sonra 3 yıllık Hukuk eğitimine bağlanmalıdır. Açıklamalar: Biz uzlaşamadığımız noktaları bu noktada tartışılabilir diye buraya getirdik. Görüşlerimizde farklılıklar var. Anayasanın geniş katılımlı ve geniş katılımlı, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alındığı ve hayata geçirildiği, TBMM Komisyon çalışmalarına dahil oldukları süreç sonunda yapılmasını bekliyoruz. Öncelikle anayasa yapım sürecindeki ihtiyaçlar Anayasa Mahkemesi'nin görüşleri alınarak belirlenmeli ve ihtiyaç olması halinde, ihtiyaç tanımlanmalı. Kavramların mutlaka açık ve net yer aldığı bir anayasa olmalı. Buralarda ortak noktalar var, kısaca değinip geçeceğim. Burada yürütmenin sıklıkla ve keyfiyetle anayasa değiştirmesinin önüne geçilmesi gereği belirlendi. Referandumda nitelikli çoğunluk şartı aranması öngörüldü. Yeni anayasa mutlak ihtiyaç ancak kısa, az ve öz genel maddelere ve felsefi bütünlüğe önem vermek gerekiyor. Mevcut anayasadaki değiştirilemez maddelere ilişkin bir şerh kondu: gelecek nesillerin iradesi ipotek altına alınmamalı dendi. "Her ülkenin ve devletin kuruluşunda belli bir ideoloji vardır" önermesinde uzlaşamadık. Herkes kişiliğine bağlı temel hak ve özgürlüklere sahiptir. Kişi, birey ve insan kavramlarını tartıştık. Kişi ve vatandaş kavramı anayasada tanımlanmalı. Farklı kimlikler de bu tanımları kapsamalı. Sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması gerek. Türban tartışmasının bu metinde yer almaması konusunda bir şerh kondu. Kamu hizmeti verenlerde simge işaret kıyafet olmamalı. Birey ve bireyin hakları esas alınmalı. Birey hakları sınırlandırılmalı. Ekonomik istikrar, ilgili özel önlem ve tedbirler anayasada yer almamalı. Ekonomik ve Sosyal Konsey anayasada yer almalı. Devlet, ekonomik ve sosyal kararların alınma sürecinde sosyal tarafların katılımını sağlayacak, Ekonomik ve Sosyal Konsey benzeri kurumların her düzeyde oluşturulmasını ve işlevselleştirilmesini sağlar. Çalışma hakkı da anayasada yer almalı. Yargı ise şöyle belirledik. Hakim teminatı var. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yürütmeden bağımsız olmalı. İddia ve savunmanın eşit konumlandırılması ve güvence altına alınması başka bir husus. İdari işler yargı denetimine tabii tutulmalı. Yüksek yargının bir kısmını meclis seçmeli. Türkiye Barolar Birliği üye ve temsilci olmalı. İzne bağlı soruşturma usulü olmalı. Yargı adaletten taraftır şerhi oldu. Hukukçu olmak 4 + 3 yıllık bir eğitim süreci sonucunda olmalı dendi. ABD'deki eğitim sistemi önerildi. Adli idari askeri yargı tek elde toplansın. Bir şerh geldi: bu ayrım yapılsın, adli ve idari yargının ana işleyişi şu anki işleyişinden farklı. Sonuç Raporu 136 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 2 • Anayasaların yapılması/değiştirilmesi o Yeni anayasa yapılması - Özel yasayla oluşmuş Kurucu Meclis (Anayasa Meclisi) yapmalı - STK'ların geniş katılımı sağlanmalı - Anayasa taslağı halk oylamasına sunulsun o Anayasa değişikliği - Anayasadaki mevcut hükümler uygulanabilir - Değişiklik önerisi için "halk girişimi" • Temel hak ve özgürlükler (mevcut anayasadaki haklara ilave olarak) o Bilgi edinme hakkı o İnsanların kılık kıyafetleri yüzünden eğitim ve çalışma hakkı engellenmemeli o Çevre hakkı eklensin o Hayvan hakları o Kişinin hakları ve hürriyetleri, siyasi haklar ve ödevler, sosyal ve ekonomik haklar net olarak belirtilmeli o Hak arama özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı o Küçükler ve gençler korunmalı o Kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı o Anadilde eğitim hakkı o Toplumu ve gençleri uyuşturucu tehlikesinden koruyacak hükümlere yer verilmeli o Her türlü insan ticaretini önleyici maddeler o İltica hakkı o Vatandaşlık kavramının dün belirlenen "ilkeler"de yer alan esaslarla yeniden tanımlanması o İnsan onuru temel olmalı ve anayasada vatandaşa güven esas olmalı • Yargı o Yargıda birlik sağlanmalı (askeri-sivil yargı ayrımı-tartışmalı) o Üç dereceli yargı sistemi oluşturulmalı (mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi, üst mahkeme) o Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalı o Kamu denetçisi (ombudsman kurumu) kurulmalı Sonuç Raporu 137 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK vb) yargısal nitelikli işlevleri anayasada açıklığa kavuşturulmalı o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda müsteşara da yer verilmemeli, kurul özerkleştirilmeli o Yargının halk egemenliği ile bağlantısı sağlanmalı o Tahkim kurumuna yer verilmeli o Anayasa mahkemesinin teşkil şekli değiştirilmeli (yüksek mahkemelerin doğrudan temsilcileri, TBMM'nin doğrudan temsilcileri, Cumhurbaşkanı temsilcilerinden oluşmalı) o Yüce Divan yetkisi Anayasa Mahkemesi'nden alınmalı. Tabii hakim ilkesine uygun olarak bu hususta ihtisası olan Yargıtay'a verilmeli ve temyiz hakkı tanınmalı o Hakimlerin özlük ve denetim işleri doğrudan Yüksek Hakimler Kurulu'na bağlı birimler tarafından yürütülmeli o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı (itiraz) o YAŞ kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı (itiraz) Açıklamalar: Birinci başlıkta şu anki anayasanın niteliğini konuştuk. Yeni bir anayasanın yapılması mı yoksa mevcut anayasanın yeniden düzenlenmesi mi? Ortak görüş yeni bir anayasa yapılması. Bunun için kurucu meclis oluşturulmalı ve sivil toplum kuruluşları anayasa yapım sürecine katılmalı. Halk girişimi de burada önemli. Temel haklar ve özgürlükler konusunda nokta atışları yapıldı. Bir defa mevcut anayasan bu konuda bir şey çıkarmak mevzu bahis değil. Kılık kıyafet dendi. Çevre hakkı korunmalı dendi. Hayvan hakları konusunda bir kural olmalı. Anayasadaki haklar olabildiğince net. Hak arama engeli kalkmalı. Çocuk ve genç hakları konusunda düzeltmeler yapılmalı. Grev hakkı olmalı ve toplu sözleşme yapılabilmeli. Bir anayasa hakkı olarak yer almalı. Uyuşturucu tehlikesini önemsiyoruz. İnsan ticareti, kadın ticaretinin de önüne geçilmeli. İlticayı bunun için koyduk. Vatandaşlıkta hemfikirdik ama Türkiyelilik olmasında uzlaşamadık. En son söylediğimizi en başta söylemeliydik. İnsan onuru var. Yargıda ilk öneride görüş birliği yoktu, tartışmalı dedik. Bazıları tamamen birleştirilsin, bazıları hiç değiştirilmesin dedi, askeri yargının varlığıyla ilgili tartışma yaşadık. Islah mahkemelerinin konulmasını istedik. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolu açılması önemli. Bu temel hak ve özgürlük kurallarının gerçekten uygulanan kurallar olmasının temel bir yoludur. Bağımsız düzenleyici kuruluşların bazı işlevleri yarı anayasal temele kavuşturulsun. Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı ile bağlantı sağlanmalı. Tahkim kurulu bir anayasal kurum olarak düzenlenmeli. Anayasa Mahkemeleri'nde hem yüksek mahkemelerin hem de TBMM'nin seçtiği temsilciler olmalı. Üniversitenin seçtiği temsilciler son anda eklenmişti ama buraya girmemiş. Temyiz yolu yapısal olarak mümkün olacak. Bunu takiben hakimlerin özlük işleri var. Bu özlük işleri Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yürütülmelidir. YAŞ kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı. Sonuç Raporu 138 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GRUP 3 • Anayasaların yapılması/değiştirilmesi o TBMM'de geniş katılımlı ve uzun süreç o STK+üniversite vs. • Kişi hakları o Düşünceyi açıklama özgürlüğü o Eşitlik/eşitliğin gerçekleşmesi için kamu denetçiliği birimi (ombudsman) Sade, açık, anlaşılır (daha alt metinlerde düzenlenebilecek metinler yer almamalı) • Sınırlama o Kanunla ve geçici - Anayasanın sözü ve ruhuna uygun - Demokratik toplum düzeninin gerekleri - Ölçülülük - Hakların özüne odaklanma - Türkiye'nin taraf olduğu insan haklarına ilişkin milletlerarası sözleşmelerle kurulan organların içtihatları da göz önünde tutulur • Yargı o Tarafsızlık o Yargı birliği (askeri yapı disiplin mahkemeleri hariç kalkmalı, askeri Y.İ.M. mutlak olarak kalkmalı) o Mesleğe alınma, HSYK/Adalet Bakanlığı o HSYK üyelerini hakim ve savcılar seçsin, başkanı Adalet Bakanı olsun o Tüm yargıda %50 kadın kotası o Yüksek yargı üyelerinin seçimi HSYK tarafından yürütülmeli o Bütün yüksek mahkemelere avukat atanmalı o Adil yargılanma hakkı. İddia ve savunma, tarafların eşitliği prensibine göre düzenlenir o Savunma: "savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur" o Yargı denetimi, bütün idari işlem ve eylemler istisnasız yargı denetimine tabidir o Anayasa Mahkemesi'ne insan hakları alanında bireysel başvuru hakkının sağlanması (ayrı daire, mahkeme yükü azalır) Sonuç Raporu 139 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Hakim ve savcıların denetimi HSYK tarafından yapılır Açıklamalar: Bizim grupta akademik bir tartışma oldu. Kısa bir metin çıktı. Kurucu meclis olsun mu olmasın mı diye. Geniş katılımlı uzun bir süre, bu geniş katılımlı sürece sivil toplum kuruluşları ve disiplinler arası uzman grubu katılmalı. Düşünceyi açıklama, yayma özgürlüğü en az sınırlanacak şekilde konulmalı. Anayasanın sözü ve ruhuna uygun, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun, ölçülü ve haklara odaklanan bir anayasa istiyoruz. Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalara uyulmalı. Burada bir sınırlama söz konusu olacak. Bütün bu unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekiyor. Eşitlik konusunda tartışma çıktı. Özellikle bu eşitliğin gerçekleşmesinin ancak denetim ile mümkün olabileceği ve bu nedenle "ombudsperson" kurumunun olması gerektiğini sonucuna vardık. Bu "Ombudsperson" yanlış mı? "Ombudsman" cinsiyetçi bir sözcük olduğundan kullanılmamalı. Akademik tartışma uzun sürdüğü için çok önemli olmasına rağmen sosyal ve ekonomik hakları konuşamadık. Yargı birliği (disiplin mahkemeleri hariç) mutlaka anayasaya konmalı. Meslek atamalarının yapılacağı kuruluş Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mu Bakanlık mı? İki farklı görüşte uzlaşamadık. En son seçim Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından Adalet Bakanlığı başkanlığında yapılsın dedik. Hakim ve savcılar için kadın kotasını %50 olarak belirledik. Yüksek yargı organlarının seçilmesi ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılmalıdır. Buraya atanan avukatların belli bir süre hizmet görmüş, kendini kanıtlamış avukatlar olması gerekiyor. Mahkemelerdeki marangoz hataları üstüne konuştuk. Mahkemelerde avukatlar aşağı sırada, hakimler yukarıda oturur. Buna marangoz hatası denir. Anayasaya girmese bile ifadeler düzenlenmeli. Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur. Her işlem yargı denetimine tabii olacak. Anayasa mahkemelerine bireysel başvuru konuşuldu. Burada bireysel başvuru hakkına değinildi, İnsan Hakları Mahkemeleri'nin iç hukuk yolları tüketildikten sonra gidecek bir yol olması konuşuldu. Son olarak hakim ve savcıların denetimi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılacak. GRUP 4 • Anayasaların yapılması/değiştirilmesi o Hazırlık aşamasında mümkün olan en geniş katılım nihai karar: meclis o Kurucu meclis: katılımcılığa hukuki zemin sağlamak için o Siyasi iktidarların anayasa hazırlama süreçlerine müdahale edememesi o Kurucu meclis olmamalı o Hazırlık aşaması için geniş katılım o Parlamento metni: referandumda oylanmalı o Örgütlü toplum temelinde, üye sayısına göre delege gönderecek STK temsilcilerinden oluşacak kurucu meclis o Kurucu meclis süreci tam şeffaf olmalı o Doğrudan halk katılımına açık olmalı Sonuç Raporu 140 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Kurucu meclis olmamalı, olursa mutlaka uzmanlardan oluşmalı o AB anayasasının hazırlık aşaması dikkate alınabilir o Cumhuriyetle birlikte elde edilen örfi hukuk (her kuralın anayasada yazılması gerekmez) o TBMM anayasa yapabilir; ancak meclisin oluşturulduğu seçime katılım oranı ve temsil kabiliyeti dikkate alınmalı, meşruiyete gölge düşürmemeli o Referandum muhakkak olmalı Ortak noktalar: o Anayasa metni mutlaka referanduma sunulmalı o Tüm toplum kesimlerini ülke çapında dikey ve yatay olarak temsil edecek, demokratik usullerle seçilmiş kurucu meclis tarafından yapılmalı (şerh: meclis tarafından yapılmalı) • Temel haklar o Temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması ve sınırlandırılması İnsan Hakları sözleşmesi çerçevesinde yapılmalı -- Kişi hakları • Hiçbir alanda ayrım yapılmamalı • BM insan hakları evrensel bildirgesindeki haklar esas olmalı • Din eğitimi isteğe bağlı olarak temel hak olarak devlet kontrolünde yer almalı; hizmeti yürütecek kurum şeffaf ve demokratik olarak işlemeli -- Siyasal haklar • Temsilde adalet gözetilmeli • Anayasada siyasi partilerin işleyişine ilişkin hükümler o Parti tüzükleri zorunlu olarak ön seçim içermeli o Ön seçimler hakim nezaretinde yapılmalı o Siyasi partilerin mali denetimi anayasa mahkemesinde kurulacak bir daire tarafından yapılmalı o Gelirlerde şeffaflık o Siyasi partilerin harcamaları Sayıştay'dan geçmeli o 2 meclisli yapı; en az 1/3'ü 2 yılda bir seçilmeli o Örgütlenmenin önündeki engeller kalkmalı o Kamu görevlileri siyaset yapabilmeli o Seçimlerde baraj sistemi, temsil yetisini geliştirecek şekilde yeniden düzenlenmeli Sonuç Raporu 141 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı -- Sosyal ve ekonomik haklar • Sosyal devlet ilkesi korunmalı • Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurallarıyla işletilmeli • Doğuştan sosyal güvenlik hakkı için anayasa teminatı getirilmeli • Çevreye saygılı sürdürülebilir kalkınma önceliklendirilmeli • Eğitim, sağlık, parasız olmalı • Kültürel grupların hakları korunmalı • Tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalı • İşsizlik yardımı ve asgari ücret anayasal güvence altına alınmalı • Yargı o HSYK'ya siyasi müdahaleden masun olmalı o Avukatların meslek bağımsızlığı teminat altına alınmalı o Yargıçların mesleğe alınmaları ve özlük konuları HSYK tarafından yürütülmeli o HSYK'ya üye seçimi tüm yargıçlar tarafından yapılmalı o Ceza mahkemelerinde savunma ve iddia makamları eşitlenmeli o Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, Anayasa Mahkemesi'nden bağımsız, müstakil bir yapı olmalı o İdari yargıda bütünlük sağlanmalı o Yüksek Hakem Kurulu anayasada korunmalı o Türk milleti adına karar veren yargının milletle ilişkisinin güçlendirilmesi için HSYK'ya TBMM'den üye seçilebilmeli (şerhli) Açıklamalar: Tahmin edeceğiniz üzere uzun tartışmalar oldu. Bu tartışmalardan sonra ülkeyi temsil edecek demokratikçe seçilmiş bir kurucu meclis tarafından yapılmalı, şerhli yazıldı. Muhakkak referandum olmalı. Bunun dışındaki maddelerin tek tek üzerinden gitmeyeceğim, çünkü bu maddeler çelişkili. Bu da bizim grubumuzdaki tartışmayı yansıtıyor. Kişi haklarında ayrım yapılmaması ilkesinde insan Hakları Evrensel Bildirgesi esas alınacak. Din eğitiminin temel bir hak olarak isteğe bağlı olup devlet kontrolü altında ve şeffaflıkla yapılması gerekiyor. Siyasi haklarda temsilde adalet istedik. Siyasi parti tüzüklerinin ön seçimi zorunlu olarak tamamlaması ve bunun hakim nezaretinde yapılması var. Sosyal ve ekonomik haklar noktasında sosyal devlet ilkesinin korunmasından yola çıkarak serbest piyasaya, anayasaya ve çevreye saygı. Eğitim ve sağlık olanağının ücretsiz sağlanması ve sosyal devlet konusunda mutabakata vardık. 2-3 konuda mutabakata varamadık. Siyasi partilerin mali denetiminin anayasa mahkemesinde kurulacak bir daire tarafından yapılmasını ve gelirlerde şeffaflığı öngördük. Siyasi partilerin harcamaları Sayıştay'dan geçmeli. 2 meclisli yapının en az 1/3'ü 2 yılda bir seçilmeli. Örgütlenmenin önündeki engeller kalkmalı. Bunun yanında kamu görevlileri siyaset yapabilmeli. Sonuç Raporu 142 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Seçimlerde baraj sistemi temsil yetisini yükseltecek şekilde yeniden düzenlenmeli. Yargıda siyasi müdahale olmalı. Avukatların teminat altına alınması gerekiyor. Yargıçların mesleğe alınması işlevini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görmesi gerek. İki görüş var, diğer gruplarda çıkmayan bizde çıkan konular bunlar: Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, Anayasa Mahkemesi'nden bağımsız, müstakil bir yapı olmalı. Bu, Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan işlevini yerine getirmesinde sorun olduğu düşüncesinden hareketle ortaya çıktı. Yüksek Hakem Kurulu anayasal bir kurum olarak korunmalı. Tek bir konuda uzlaşamadık, o da HSYK'ya TBMM'den üye seçilmesi. Buna şerh kondu. Sonuç Raporu 143 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı DEĞERLENDİRMELER VE YORUMLAR Arkadaşlar gruplarımız güzel çalışmışlar ve gerçekten de içerik itibariyle konular birtakım şerhlerden de görüldüğü üzere tartışmalı. Bu da beklemediğimiz bir sonuç değil. Birlikte son oturuma giriyoruz. Bu oturumda yapılacak 2 temel şey var: Bu son sunuşları değerlendireceğimiz oturum. Dolayısıyla katılım ve çoğulculuk gibi konular var. Veya ortak olmayan konular var. Şimdi bu grup kendi kendisini bir değerlendirsin. Ben yöntem itibariyle değerlendirebilirim. İyi bir uyum ve harika bir çalışma vardı. Ben kendi adıma çok minnettarım. Buna benzer ya takdir ya eleştiri bekliyoruz: içerik ve süreçle ilgili. İkinci beklentimiz ilk başlangıçta da söyledim. Bundan sonra ne yapacağız? Geldik, 2 gün verdik, sıkı çalıştık, bundan sonra ne yapacağız. Bununla ilgili konuları bekliyoruz. Bunları anons edeceğim ki birtakım şeylerin yapıldığını bilin. Birtakım fikirler de söylendi bu süreçle alakalı, siz bu süreci bundan sonra nasıl görüyor ve nerelere gitmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Bu akşam bir bütünleştirme yapacağız. Burada gönüllü arkadaşlarımız kalıyor. Başka arkadaşların da adları söylendi onları çalışmaya bekliyoruz. Raporu olduğu gibi web sitesine koyacağız. Herkese açık şekilde koyacağız. Kurum isimlerini koymayı düşünüyoruz. Bütünleştirmeye başlamadan evvel bir hatıra fotoğrafı çektireceğiz. Size bir değerlendirme formu dağıtıldı. Bunu doldurmanızı rica edeceğiz. Değerlendirmelerde 2 dakika kuralını uygulayacağım. Buna şu ana kadar gerçekten iyi riayet edildi. Ancak lütfen kimse bu zamanı kendi pozisyonunu yeniden dile getirmek için kullanmasın. Herkes için katkı olacak şeyleri söylemeye özen gösterin. • Şimdi bu anayasa platformunun çalışmasının faydalı olması için anayasaya hazır maddelere dönüştürülmek gerekiyor. Ayrıca buradan, %50 gibi bir "Kurucu Meclis" %50 gibi de TBMM çıktı. Bundan hangisi alınacak? Kamuoyu ile paylaşılmadan önce anayasa hazırlama tekniğine uygun maddelerin somut madde önerileri gibi yazılması lazım. Yoksa "ilkeler zaten var, siz ne öneriyorsunuz" denir. TBMM ve yürütme ile ilgili konular zaten mevcut taslakta var; bunlar somut maddelere dönüştürülmelidir. • Dokunulmazlıklarla alakalı bir şey söylemek istiyorum, burada milletvekiline karşı dokunulmazlık kaldırılsın denmiş. Sadece milletvekilleri değil, birçok dokunulmayan insan var. Yargıda jüriden de bahsedilmemiş, yargının tarafsızlığı var deyince jüri düşünülebilirdi. Bunlar da göz önüne alınmalı. Bir de bağımsızlıktan başka yargı denetleyecek ama yargıyı kim denetleyecek? Bu bende netleşmedi. • Öncelikle tabu diye bir oyun var. Ondan bahsetmek istiyorum. Bilmeyenler için kelime oyunu bazı kelimeleri kullanmadan anlatacaksınız. Piknik için gezi, kır gezisi, oyun, top gibi temel kelimeler yok. Biz buna benzer çalıştık. Temel konuları tartışmadık, temel değişikliklerden bahsetmedik. Bazı önerilerle, değil 1982 anayasası, Hammurabi kanunlarından daha geriye gittiğimizi görüyoruz. Bu kadar sivil toplum kuruluşundan bu mu çıktı? Parlamentonun önünde olmamız lazım ama geride kalıyoruz. • Bu çıkan metin ile en son kime açıklama yapılacak? Sivil toplum kuruluşları olarak sunum yapacağız. Önemli olan kelimelerin ne ifade ettiğini düzgünce belirlemek. Burada çok şey ifade edildi ama sosyal eşitlik ve toplumsal ahlaki değerler öne çıkmadı. • Az çok dokunulmazlıkta konsensus var, kürsü dokunulmazlığı deniyor. Bu bence yanlış. Eşini muayene etmeyen diş hekimi ile ilgili dava var, bu bile açılabiliyor. Dokunulmazlık kürsüyle sınırlı kalırsa tehlikeli. Kürsü ile sınırlandırılmamalı. • Anayasanın çerçeve olup ayrıntı olmaması gerekir. Yasama, yürütme, yargı ayrılığı güzel, Sonuç Raporu 144 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı herkes ana diliyle konuşur. Devlette Türkçe konuşulur, başka türlüsü zaten kaos yaratır. 1789 Fransız İhtilalı ile Yahudilere haklar verelim gibi akımlar oldu. Ama dendi ki "Yahudilere Yahudi olduğu için hiç bir şey, Fransa vatandaşı olduğu için her şey." Aynı şey Korsika da yapılmış. "Korsikalı olduğu için hiç, ama Fransız vatandaşı olduğu için her şey denilmiş." Bizde de olabilir. İstanbul'da 1/10000'lik metropol planı var. "3. köprüye hayır!" deniyor. Gerekçeleriyle birlikte de sıralanmış. Ama bir referandum yapılsa bunun tersine karar çıkabilir. Referandum demokratik ve sağlıklı olmayabilir. Yerel yönetimlerde oy kullanma konuşuldu. Sitede oturuyorsunuz, oylama ile yönetici seçtiniz, idareciniz var, para veriyorsunuz. 3 kişi gelip sizin bahçenize gecekondu dikiyor ve sizin yöneticinizi o seçiyor. Onun da oy hakkı doğuyor. • Konuşamadığımız bir iki kısa nokta var. Mevcut anayasalarda yer alan kurumların – TSK dahil – yeni anayasada görev ve sorumlulukların net bir şekilde tanımlanması gerekiyor. Mevcut anayasada geçici maddeler var. Yeni anayasada bu maddeler yer almalı mı? Almazsa ortaya çıkan durumu nasıl halletmeliyiz? Bir başka noktada yeni anayasa için geçici ayrı bir madde konmalı ve zaman sınırlanması ile ilgili bir madde tanımlanmalı. 2-3 sene tanıyıp bütün yasaların yeni anayasaya uyumu incelenmeli. Hükümetin sürecinde gecikme oldu. Sivil toplum kuruluşlarının oluşumunda bundan sonraki adımlarda birtakım stratejiler düzenlemek zaman açısından önemli. • Ekonomik-sosyal maddeleri tartışırken emeklilere de yer vermek istedik. Emeklilere insan gibi yaşama hakkı tanınmalı. Örneğin bazı ilaçlar 65 yaşından önce yazılmıyor. Bunun dışında tiyatro 65 yaşından sonra indirimli. Tren yolculukları da böyle. Zaten çalışırken de yaşayamamışlardı. Emekliler %50 indirim gibi olanaklardan neden yaralanamasınlar? Belki de dar gelirlidir, ev sahibi olamamıştır. Yarı aç, yarı tok yaşayanlar, eş dosttan borç alanlar var. Sosyal yardım fonundan neden faydalanmasın. Emeklilerimiz, emektarımız çok. Hakları iyileştirilmeli. Bunu zaman dar olduğu için grupta yetiştiremedik. • Teşekkür ederek başlamak istiyorum. Türkiye genelde sorunlarını tartışmayıp uzlaşmayan, kavga eden bir ülke. Burada farklı düşüncelerde olan insanlar tartışmayı öğrenip ülke sorunlarına ilişkin önerilerde bulundu. Ayrıca birinci ve ikinci gruptaki arkadaşların da gördüğü üzere, bilmediğimiz konularda da düşünce ürettik. Ne kadar katkı yapmışızdır, bilemeyiz. Umarım yasa koyucular etkilenir. Bu toplantı halkın gelecek için alınan kararlarda söz sahipliğine etkili olacak. Bu çalışmadan ötürü bu çalışmayı örgütleyen herkesi kutluyorum. • Hiçbir grubun tamamında göremediğim bir eksiklik var. Küçük önemli bir ekleme yapacağım. Avrupa Birliği Adalet Alt Komisyonu'nda yargı bağımsızlığıyla ilgili bir madde var. Bizde adalet müfettişleri Adalet Bakanlığı'na bağlı. Yargı denetiminin bağımsız olması için Yüksek Hakim ve Savcı Kurulu'na bağlanması gerek. • Anayasada yer alması gereken ama dışarıda kalan konularla ilgili çok şey söylendi. Bunlar çağdaş gelişimlere uygun değil. Yoksullara verilen eğitim hizmetlerinin özellikle korunması gerekiyor. YÖK dışında rektör seçimleri hiç konuşulmadı. Öğrenciler çok dinamik ama rektör seçimine katılmıyor. Sanatın desteklenmesi de önemli. Bizde bir maddeydi ama vurgulanmadı. Kadın kotalarında pozitif ayrımcılığı savunuyorum. Bu tür kotalar pozitif ayrımcılığa uygun değil. Pozitif ayrımcılığı savunan arkadaşların özgürlük adına başörtülü giyimi savunması gerek. Din eğitimi konusu da var. Bu eğitim zorunlu olmamalı ama yerine ne konacak? Bu bir eksiklik. Sonuç Raporu 145 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Öncelikle anayasa Türk toplumunun asgari müştereklerine değinip açık tutulmalı. Gelecek nesli ipotek altına alacak değiştirilemez maddelere yer verilmemeli, referandum, laiklik yeniden tanımlanmalı. Diyanet devletten ayrılmalı ve diğer dinlere de aynı imkanları tanımalı. Patron devlet tehlikeli bir kavram. Tevhid-i tedrisat kaldırılmalı. Askeri rejim yeniden düzenlenmeli, emir ve komuta işlemleri dahil olmak üzere Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalıdır. Yargı mekanizması eşitliğe dayalı olmalı, yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Yüksek yargı, yargı mensuplarınca seçilmeli. Yüksek Hakim ve Savcı Kurulu katılımcı demokrasiye uygun olmalı. Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalı, bunun yerine enformasyon birimi kurulmalı. Merkeziyetçi yapıyı küçültmek gerekiyor. Halk belediye başkanını nasıl seçiyorsa, valiyi de seçmeli. Vatandaşlık anayasaya dahil edilmelidir. • İlk dileğim bu çıkan metinlerin kısaltılmadan basına duyurulması ve internete konmasıdır. İkincisi bu çalışmanın çıktılarının açıklanacağı basın toplantısında bu çalışmanın nihai olmadığının, bir zincirin halkası olduğunun vurgulanması. Üçüncüsü sosyal ve ekonomik hakların üzerinde yeterince durmadık. Çalışma koşullarını düzenleyen madde düzeltilmeli. Kadınlar için biyolojik duruma ve işin getirdiği koşullara bakılmalı. Ruhsal yetersizlik halleri gibi çocuklarla bir tutulan haller olmamalı. İşin gerektirdiği unsur ile biyolojik koşullar farklıdır. Memur tanımı mutlaka anayasada olmalı. Eskiden bu nedenle Türkiye'de büyük sorunlar yaşandı. Bu problem hala yaşanıyor. Bu tanım anayasada net olarak açıklanmalı. • Bu 2 günlük çalışmada önemli başlıklar yakalandı. Buradaki iki konu uygun değil: Suçsuzlukları ibra edilmediği sürece aday olmamaları gibi bir cümle var. Genel kural olarak herkesin bildiği suçsuzluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur. Bununla çelişiyor. Ben de kadın savunmasını destekliyorum ama bazı konularda kötü örnekler var. Hakimde %50 kota diye de bir husus vardı. Buradan giderseniz hukuk fakültesinden %50 kadın %50 erkek olması mezun olması gerekiyor. Liyakatle ilgili işlerle cinsiyetle ilgili kota olmaz. ÖSS'de kızlar başarılı, o zaman erkek kotası olmalı. Bazı başlıklar da eksik kaldı, bu başlıklarla ilgili ne yaparsınız bilemem. Bunların gözden geçirilmesi gerek. Bir başlık veriyorum tartışılmak üzere, ileride dünya ve Türkiye'de önemli olacak. Yabancı üniversiteler Türkiye'de şube açıyor. Bu konu anayasada bir şekilde yer almalı. Bununla ilgili de pek çok başlık var. Bir çalışmaya daha ihtiyaç var. Burada en önemlileri üç taneyle kısıtladık. Çok önemlileri konuştuk, gerisini konuşamadık. • Böyle bir çalışmanın ortaya çıkmasından çok memnun kaldık. Bu ortamın sağlanması bile Türkiye'de siyasete verilen ciddi bir mesajdır. Zemin hazırlaması gereken anayasanın sivil toplum kuruluşları tarafından çıkarılması önemlidir. Kültür, inanç, etnisite ve cinsiyet kimliklerimiz içinde tanıklık ettiğimiz geçmiş anayasalardaki koşulların bizi memnun etmediğini gördük. İnsan haklarını engellemeyen, evrensel hukukla özdeş kuralların gündelik hayatta karşılığı yok. Geleceğimizi belirleyecek temel ilke şu olmalı. Burada kişisel olarak yaklaşımdan öte hala bazı kimlik ve kurum değerlerinden kurtulamadığımızı sanıyorum. Toplumun uzlaşma metnine ilişkin bir mutabakat metni hatırlayan biz sıradan insanların vurguladığı insan merkezli söylem bu anayasada yer almalı. Bu hukukun retoriğini cinsiyetçi, etnik, dinci yaklaşımdan sıyrılıp, neoliberal söylemlerden de kurtulması gerekiyor. Bir anayasa din dışı kalmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğü anayasa tarafından korunmalı. Burada yaşayan farklı insanların uzlaşma metni olarak algılanmalı. Bir takım sanal kutsal devletler inşa etmemin anlamı yok. Devlet biziz. • Anayasa bir mukaveledir. İngilizlerin haklarını kralın elinden aldığı Magna Carta önemli bir Sonuç Raporu 146 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı olaydır. ABD'deki anayasada da az madde var. Ne kadar fazla madde koyarsak bunu sınırlamış oluruz. Şimdi anayasalar gerçekten ihtiyaçtan doğmalı. 1982 anayasası birçok kere tadil edildi. Yeni anayasa bakkaldan portakal almak gibi olmamalı, bir süreci olmalı. Bazı ihtiyaçlardan dolayı anayasanın değişmemesi için bu sürecin içerisinde her türlü değerlendirme yapılmalıdır. Maddeleri aza indirgeyip anayasa için teklif götürmek durumundayız. TBMM anayasa komisyonunda iki-üç sivil toplum kuruluşunu temsil eden birilerinin olması lazım. Bu konular göz önüne alınmaz ise biz konu mankeni gibi görülürüz. Buradaki arkadaşlar biliyor, biz konu mankeni değiliz; çok güzel şeyler ortaya çıktı. Sivil toplumu dikkate alan bir şey bugüne kadar olmadı. Barcelona'da bir süre kaldım. Şehre yeni bir şey yapılacakken bir planı yapılır, maketi şehre konur ve halktan görüş alınır. İyi ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metropolitan kuruldu, bu konuda ciddi çalışmalar başladı. Yasama, yürütme ve yargı ile ilgili komisyon oluşturulmalı. • Önce toplantının düzenlenmesi ile ilgili bir sıkıntı var. Toplantıya katılım bu nedenle az olabilir. Kadın kurumları İslam'da kadın kurultayındalar, bundan gelememişlerdir. İlk konuşan arkadaşım da söyledi. Sivil toplumun ne olduğunu gördüm ve sorguladım. Baştan tutucu bir yaklaşım var. İlk 3 maddenin konuşulmaması bence problemli bir şey. Bir Cumhuriyet içinde yaşayan bireyim, feministim ve sosyalizme inanıyorum. Anayasanın Kemalizm'le sınırlanabilmesi bence problemdir. Atatürk ilke ve inkılaplarına yönelik demesi problemlidir. Bizim kendimizi tükettiğimizi sandığımız kadın meselesinde sivil toplum kuruluşlarının yerinin ne olduğunu gördük. Kadın kotası demek doğru değil, cinsiyet kotası doğru. Bu da herhangi bir cinsiyetin anlaşılmaması gerek. Henüz dünya örnekleriyle yüzleşemedik. 2 temel problem var: Şeriat ve bölünme. Anadil dediğimiz zaman üniter devlet ne olacak gibi bir kaygı ortaya çıkıyor. Merkezi devlet küçülüyor, yerelde insanlar daha mutlu. Sivil toplum kuruluşları olarak bunu yapamıyoruz. Sivil toplum bunun için bir kez daha sorgulanmalı. • Katılımcılara teşekkür etmek istiyorum. Anayasada ön plana çıkan düzenlemeye ilişkin talep ve tercihler. Anayasanın her tarafının düzenlenmesi, uzun ömürlü olmasını ve sürekliliğini zayıflatır. Anayasa normdur, kişi hürriyetlerinin anayasada yer alması gerekir. Kadın eşitliği ile ilgili talep ve tercihler burada ön plana çıktı. Kadın eşitsizliğinden ziyade Türkiye'deki sorunlar insani dramlardan kaynaklanıyor: terör, göç, vb. İnsan bir değerdir, liyakat noktasına atıfta bulunmamız ve düzenlemeleri buna göre yapmamız gerekiyor. Kurucu meclis ön plana çıktı. 1924, 1961 anayasalarında, 1971 değişikliğinde ve 1982 anayasasında kurucu meclisler anayasayı hazırlıyordu zaten. Bu durum bizdeki ihtiyaç güdüsünü ortaya koyuyor. Burada, sivil toplum kuruluşları kurucu meclislerden önemli olmalı. Sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu metnin düzenlenmesi, görüş ve eylem birliği paydalarının ortaya çıkmasında güçlü argümanlar olmalı. Çok az çatışma noktamız var, bu noktalar tolere edilebilir. Anayasada başörtüsü bir sorun olmaktan çıkmalı. Eğitim var yine. Çalışmayla ilgili bir yasa da var. Eğitim hakları anayasaya girmeli. • En son konuşmacı oldum herhalde. Beklenti ulusal hedefler konusunun açıklığa kavuşmasıydı, oysa bu hiç gündeme gelmedi. Toplumumuz hedefsiz bir insan gibi. Hedefsiz insan yaşamaz, hedefsiz toplum da yaşamaz. Şüphesiz aklınızda çok şey var ama bu hedef ve beklentiler toplumun genelinde ne ölçüde kabul görüp müşterekleşiyor? Biz bu hedeflerde mutabakata varıp şimdiki çocuklarımıza ne kadar aktarıyoruz? Eğitim sistemimizde hedefimiz ne? Nasıl insan yetiştiriyoruz? Hepimizin malumu, ABD'yi bugüne getiren etkenlerden biri de 1969'taki 10 yıllık aya ayak basma hedefidir. Türkiye'nin hedefi ne, bu hedef de somut olmalı. İnsanlar hedef peşinde konumlanmalı. Milli değerler hiç gelmedi. Sonuç Raporu 147 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Bizim milli değerlerimiz nedir? Bizim mutabık olduğunuzu değerler nedir? Anayasa bu değerlere uygun olup bunları koruyacak mı? İnsan sadece maddeden mi ibaret? Bu anayasa insan içinse insanın her boyutunu ele alması gerekir. Sadece ekonomi vs gibi olmamalı. Mana yönüme hiç cevap vermeyecek mi? Bence en önemlisi pratik uygulama. Anayasayı karakol odasının içerine ya da genel müdür odasına soktuğun sürece ifade eder. Temel sıkıntı insan yetiştirmek. Hiç kendimizi sorgulamadık. Sivil toplum kuruluşlarındaki ve bizdeki sorumluluk bilincini hiç sorgulamadık. • Ben de hep Türkiye'nin vizyonu diye bir konferans yapmak istiyorum. • Ümit ediyorum dikkate alınır ve ilgili yerlere verilir. Buradan bir mutabakat çıkmadı. Öyle bir amacımız da yoktu. Buradan bir siyasi iradeye de sivil toplum iştirak etmiştir. Böyle yazılmasını talep ediyorum. Özellikle mutabakatı açmak istiyorum. Burada tüm sivil toplum kuruluşları yok. Bu yüzden kurumsal bir yapı ve geniş bir mutabakat da yok. Sonuç Raporu 148 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ ANAYASA MİMARİSİ ANAYASALARIN YAPILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ ORTAK • Geniş mutabakatla, makul bir süreç içerisinde sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, yeni bir anayasanın yapılmasına ihtiyaç vardır. • İkinci seçenek olarak; o Mevcut anayasa tadilatlarla korunabilir fikri de dile getirildi (azınlık görüşü) • Referanduma sunulmak ve nitelikli çoğunluk aranmak kaydıyla o TBMM, yeni bir anayasa yapabilir (9 Grup) o Yeni bir anayasa ancak kurucu meclisle yapılabilir (7 Grup). • Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır. • Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik ortamda yürütülmeli ve hükümet bu ortamı sağlamalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Anayasa siyasi ya da bürokratik elitlere ve akademisyenlere bırakılmamalıdır. STK ve bireylerden gelecek taleplerden sonra taslak oluşmalı ve bu metin üzerinden uzmanlık çalışması başlanmalıdır. • Anayasada felsefi bütünlük olmalıdır. • Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda devletin temel yasası olan Anayasa'nın da bunu yansıtması gerekmektedir. • Anayasa yapım sürecinde Avrupa Birliği anayasasının hazırlık aşaması dikkate alınabilir. Sonuç Raporu 149 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER Kişisel haklar ORTAK • Temel hak ve özgürlüklere ilişkin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hükümlerini ve uluslararası sözleşmelerin hükümlerine (AİHS vb.) aykırı kısıtlama yapılamaz. • Kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır. • Devlet, haklarını koruyamayacak kişilerin (engellilerin, çocukların, korunmaya muhtaç yurttaşların) haklarını özel olarak korur. • Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz. • Basın, ifade ve düşünce özgürlüğü teminat altına alınmalıdır. • Konut dokunulmazlığı esastır. • Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı gözetilmelidir. Tek Grupta Ele Alınanlar: • Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükleri ve düşünceleri yaymak • Kişinin kendi hakkındaki bilgilere erişim ve bu bilgilerin düzeltmesini talep etme hakkı • Askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkının tanınması ve bu yükümlülüğün kamu hizmetiyle yerine getirilmesi • Anadili öğrenme hakkı • Kılık kıyafet nedeniyle eğitim ve çalışma hakkının engellenmesi • Eğitim ve öğretimde bilim, sanat ve dinin evrensellik felsefesini hedef alması Ekonomik ve sosyal haklar ORTAK • Çevre hakkı gözetilmelidir. • Çocuk hakları uluslararası çocuk sözleşmesi uyarınca anayasal güvence altına alınmalıdır. • Fikri mülkiyet hakkı tanınmalıdır. • Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve herkese sağlanmalıdır. • Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal haklarının tanınması • Eğitim: Sonuç Raporu 150 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı o Kız/erkek okul öncesi dahil olarak 12 yıl eğitim zorunlu olmalıdır. o Ücretsiz olmalıdır. o Fırsat eşitliği sağlanmalıdır. (bölgeler/şehirlerarası eğitim kalitesi gibi) • Genç hakları ve gençlerin korunması anayasada yer almalıdır. • Engellilerin ve yaşlıların haklarının öncellikli korunması için devlet gerekli önlemleri alır ve ilgili teşkilatları kurar. • Ekonomik Sosyal Konsey anayasal güvence altına alınmalıdır. • Tarım desteklenmeli, tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalıdır. • Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını gözleyecek, kadın-erkek eşitliği izleme mekanizması, kamu denetçiliği gibi mekanizmalar kurulmalıdır. • Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili esastır. İlgili bütün kurumlar herhangi bir cinsin temsilinin %60'ın üzerine çıkmamasını sağlamak üzere düzenleme yapmakla yükümlüdür (pozitif ayrımcılık). • Temel sağlık hizmeti ücretsiz olmalıdır. Tek Grupta Ele Alınanlar: • Anadilde eğitim Anayasa'da düzenlenmelidir. • Anadilde öğrenme hakkı • Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve üretme zemini devletin resmi dili ile oluşturulur. • Esnaf ve sanatkarların korunması için devlet gerekli tedbirleri alır. • Vergi kaçırmak Anayasal suç sayılmalıdır. • İstihdam konusunda cinsiyet kotası olumsuz sonuç verir. • İşsizlik yardımı ve asgari ücret Anayasal teminat altına alınmalıdır. • Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurullarıyla işletilmelidir. • Ev kadınlarının sağlık güvencesi devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Siyasi Haklar ORTAK • Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir. • Her alanda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. o Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili (siyasal hak) gözetilmelidir. • Ana dilde eğitim ve öğrenim hakkı tanınmalıdır. Sonuç Raporu 151 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • Örgütlenme hakkı tanınmalıdır. • İfade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. • Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır. o 657 sayılı kanundaki siyasi yasaklar kaldırılmalıdır - yüz kızartıcı suçlar o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde siyasi aday olamazlar. Çatışma Noktası • Başörtüsü, türban ve siyasi simgeler; o kamusal alanda kullanılmamalıdır. o kamusal alanda kullanılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınanlar: • Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal hakları tanınmalıdır. • Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmelidir. • Anayasaya aykırılık iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı STK'lara da verilmelidir. • Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır. • Siyasi partilere üye olma hakkının kapsamı genişletilmelidir. Sonuç Raporu 152 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YASAMA ORTAK • Adil bir seçim sistemi için: o Ulusal seçim barajı düşürülmeli veya kaldırılmalıdır. o Delege ve aday belirleme süreçleri parti başkanlığından bağımsız olacak şekilde düzenlenmelidir. o Milletvekillerinin en fazla kaç dönem seçileceklerine sınırlama getirilmelidir. • Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır. • Meclise yasa sunma hakkı, yerel meclisler, yerel yönetimler, STK'lar ve meslek örgütlerinde de bulunmalıdır. Çatışma Noktası: • Yasama organı Millet Meclisi ve Senatodan oluşmak üzere 2 kamaralı olmalıdır. • Parlamenter sistemde tek meclisli temsil sistemi sürdürülmelidir. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Cumhurbaşkanını meclis seçmelidir. Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı olmalıdır. • Yasama-yargı ilişkisi: yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde yasama atama yetkisini paylaşmalıdır. • Siyasi parti teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır. • Milletvekilliği devlet memurluğundan ayrılmalıdır. (gönüllülük esası – meslek olmaması) • Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle mücadele vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranır. • Milletvekili sayısı azaltılmalıdır (400). Bunun yanı sıra "Türkiye Kontenjanı" olarak, ek 50 milletvekili seçilmelidir. • Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmelidir. • Milletvekili seçimlerinde cinsiyet kotası olmalıdır (%40). • Milletvekili seçimlerinde yaş sınırı olmalıdır (65). • Milletvekili seçimlerinde asgari lise mezunu olma şartı aranmalıdır. • Milletvekili seçildikten sonra da STK görevi devam etmelidir. • Milletvekili, milletvekilliği dışında ticaret ve kamu kurumlarında görev alamaz. Sonuç Raporu 153 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YÜRÜTME ORTAK • Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlandırılmalıdır. • Üniversiteler özerk olmalıdır. Rektör seçimleri kanunla düzenlenmeli, seçime öğrenciler de katılmalıdır. • YÖK özerk olmalıdır. • Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilir, şeffaf, denetime açık olmalıdır. • Milli Güvenlik Kurulu uluslararası kriterlere uyumlu hale getirilmelidir. • YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK, vb. kurumların tamamı özerk ve şeffaf olmalı ve denetimi güçlendirilmelidir. • Kamu denetçiliği sistemi getirilmelidir. • Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bunlara mali ve idari özerklik sağlanmalıdır. Aynı oranda hesap sorulabilirliği, şeffaflığı ve katılımcılığı geliştirilmelidir. • Yürütmenin tüm işlemleri (istisnasız olarak) yargı denetimine tabi olmalıdır. • Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesi değiştirilmeli ve memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Belediye Başkanları geri çağırılabilmeli ve belediyelerde katılımcı bütçe uygulanmalıdır. • Yürütme ile ilgili tüm kurum ve kurullarda seçim ve atama ile gelinen görevlerde liyakat ve kadın-erkek temsil eşitliği öncelikle gözetilmelidir. • YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. kurumlar ve yerel yönetimlerdeki il özel idarelerinde yönetim oluşturulmasında Sosyal Konsey modeli benimsenmeli; söz ve karar hakkı olmak üzere eşit temsil gözetilmelidir. • Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalıdır. • Bakanlar Kurulu yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmamalıdır: o Savcı ve yargıçların atanması o Yüksek mahkeme üyelerinin seçimi • Bakanlar Kurulu'nun atama yetkileri kısıtlanmalıdır. • Bakanlar Kurulu parlamenter sistemin gereği olarak güçlendirilmelidir. • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerindenlik uygulamaları ve mali denetimi diğer kamu tüzel kişileri ile aynı olmalıdır. Bu kuruluşların idari ve mali özerlikleri güçlendirilmeli, üyeleri arasında sektör temsiliyeti gözetilmelidir. • Ticari kar amacı güden özel üniversiteler olabilir. • Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip Sonuç Raporu 154 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı olması temin edilmelidir. • Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri etkin hale getirilmelidir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. • Kanun Hükmünde Kararname yetkisi sınırlandırılmalıdır. Kanun Hükmünde Kararnameler en kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalıdır. • Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı, ancak, özerkleştirilmeli ve tüm inanç gruplarına hizmet etmelidir. Din eğitimi anayasada yer almamalıdır. Çatışma Noktası: • Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmelidir. • Cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilmelidir. Sonuç Raporu 155 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YASAMA VE YÜRÜTME İLİŞKİLERİ ORTAK • Bakanlar Kurulu üyeleri partilerden ve parlamentodan istifa etmelidir. • Yasama sürecine sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır. • Seçim sisteminde baraj oranı yeniden düzenlenmelidir. o %10 barajı kaldırılmalıdır. o %10 barajı %5'e düşürülmelidir. • İki turlu ve dar bölgeli seçim sistemine geçilmelidir. • Siyasi partilerde demokratik işleyişin sağlanması için: o Parti başkanlarının başkanlık süreleri sınırlandırılmalıdır. o Seçim adaylarının belirlenmesinde cinsiyet kotası konmalıdır. o Partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır. o Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, demokratik paylaşım yoluna gidilmelidir. o Milletvekilliği aday adaylığı başvurusu ücretsiz olmalıdır. • Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalıdır • 'Türkiye' milletvekilliği uygulanmalıdır. • Yerel yönetimler ve bu yönetimlerde katılımcılık ve hesap sorulabilirlik güçlendirilmelidir. • Cumhurbaşkanının tek dereceli bir süreçle parlamento tarafından seçilmelidir. • Milletvekilliği hizmeti maddi ve manevi olarak kamu hizmeti statüsüne eşitlenmelidir. • Yasama, yürütme, yargı arasında denge ve kontrol mekanizması belirlenmelidir. • Halkoylamasına başvururken vatandaşa ne oyladığı, uzun soluklu bir tartışma ortamında anlatılmalıdır. Sonuç Raporu 156 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı YARGI ORTAK • Yargı bağımsızlığı için: o Yargının yürütmeden bağımsız olması sağlanmalıdır. o Hakim teminatı sürdürülmelidir. o Hakim tarafsızlığı güçlendirilmelidir. • İddia ve Savunma Makamı eşit konumlanmalıdır (Anayasaya "Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur" hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye alınmalıdır). • Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, anayasa mahkemesinden bağımsız bir yapı olmalıdır. • İdari yargıda bütünlük sağlanmalıdır. Bunun için: o Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır. o Askeri yargı sadece disiplin mahkemeleri olarak kalmalıdır. • İdarenin bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine tabi tutulmalıdır. Yargı denetimine hiçbir istisna olmamalıdır. • Yüksek yargı kurumlarında Türkiye Barolar Birliği'nden makul oranda avukat üye temsilci bulundurulmalıdır. • Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun işleyişine ilişkin olarak: o HSYK'ya siyasi müdahale olmamalıdır. o HSYK üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir. o Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konuları HSYK tarafından yürütülmelidir. • Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalıdır. • Kamu denetçisi (ombudsman) kurumu kurulmalıdır. Tek Grupta Ele Alınan Hükümler: • Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak iki ayrı kurul oluşturulmalıdır. Bu kurullar mali özerkliğe sahip olmalıdır. • TBMM yüksek yargıya üye seçmelidir (Şerhli). • HSYK yüksek yargıya üye seçmelidir. • 3 dereceli bir yargı sistemi oluşturulmalıdır (Mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi, üst mahkeme). • Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK, vb.) yargısal nitelikli işlevleri anayasada açıklığa kavuşturulmalıdır. Sonuç Raporu 157 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı • HSYK başkanlığını Adalet Bakanı yürütmelidir. • Yargının halk egemenliği ile bağlantısı sağlanmalıdır. • Anayasa Mahkemesi'nin teşkil şekli değiştirilmelidir (Yüksek mahkemelerin doğrudan temsilcileri, TBMM'nin dorudan temsilcileri, Cumhurbaşkanı temsilcilerinden oluşmalıdır). • Hakim ve savcıların mesleğe alınması Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmelidir. • Yüksek Hakem Kurulu anayasada korunmalıdır. Sonuç Raporu 158 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı GENEL DEĞERLENDİRME OTURUMU KAPANIŞ KONUŞMALARI OĞUZ BABÜROĞLU Bizim ortak akıldan kastettiğimiz şeyi birkaç şekilde yaşıyorsunuz, bu mekanizma şeffaf. Kalıp bütünleştireceksiniz diye umuyorum. Nereye gideceğiz konusunda çok katkı gelmedi. Genelde eksikliklerimiz ve bilinen gruplar içerisinde pozisyonlar ile ilgili idi. Bu bir süreç olarak devam edecek. Sivil toplum dediğimiz zaman bu işe birileri sahip çıkmalıydı. Çok iyi bilinen 20 sivil toplum kuruluşu sahip çıktı. Bayağı bir kuruluş vardı. Hep söyledik, asıl organizasyonu gerçekleştiren kuruluş TEPAV. Biz Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı olarak yöntemi uyguladık. TEPAV'la işbirliği yapmaktan çok memnunuz ama önemli olan katılımlı demokrasi deneyimini yaşamaktı. Burada çıkan mutabakatı siyasi partilerin kullanması söz konusu olmayabilir ama nelerin ortak çıktığı, nelerin çıkmadığı web sitesinde olacak. Bunu da isteyen sivil toplum kuruluşu istediği gibi kullanır. Açık bir materyaldir. Katılımlı demokrasiyi iyi anlamak lazım. Her zaman kısmi katılım olur, herkesi kapsamanız mümkün değildir. Bu gönüllü bir iştir, gelir zamanınızı yatırır, savaşını verirsiniz ve bir şeyler çıkar. Katılımlı devam etmesi çok kritik. Bizim aklımızda bir bölgesel çalışmalara devam etmek var. Güven şimdi daha detaylı açıklayacak. GÜVEN SAK Hala buradasınız, ben bu kadarını ummuyordum! Göstermelik bir toplantı yapmadık, gerçekten işe yaramasını istiyoruz. Bundan sonra ne olacağını biz de tam bilmiyoruz, henüz tasarlamadık. Başka ülkelerde de böyle bir uygulama yok. Şu ülkede böyle bir şey var diye bulunca siteye koyarız. Davetler de geç geldi. Burada kapıya herkes gelsin istemedik, çok geniş bir davetiye seti vardı. 800 kişiye gönderdik. 250 civarı katılım oldu. Ben şunu gördüm, bir kere şunu söylemek mümkün; katılım istendiğinde olabiliyormuş. Konuşa konuşa mümkünmüş. İhtilafları çözmek için kullanılacak yöntemlerden birisi bu. Böyle başlayalım dedik çünkü başka bir şey bilmiyoruz. Ben iktisatçıyım, anayasayı problem çıktıkça okudum, nasıl bir şeydir pek bilmem. Anayasa hayatımızı etkiliyor biliyorum, etkiledikçe ilgili yerleri okuyorum. Bir şekilde süreçte etkili olabilecek mekanizmalar bulduk. Bundan sonra başka neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Ağustos'ta ortalık gerildiğinde bir dizi sivil toplum kuruluşu "bizim daha katılımcı olmamız gerek" dediler ve bize geldiler. Bizim başlangıç noktamız bu oldu. Devamında bilgi setimizi arttıracak bir öğrenme sürecimiz olmalı, bunun için de birden fazla yöntem kullanılmalı. Alan biraz teknik olduğundan daha ne tartışacağımızı bilmiyoruz. Taslaklar gösteriyor ki anayasa hukukçuları da bilmiyorlar. İki konuda, ekonomik ve devletin örgütlenme yapısında bir yenilik yok. Belki oralarda yeniliklere ihtiyacımız var. Türkiye'deki hukuk eğitiminden daha elit bir eğitime ihtiyacımız var. Doğrudan anayasa ile ilgili olan maddeleri öğrenmemiz lazım. Dolayısıyla bu bir öğrenme süreci olmalı. Anketlere bir kere cevap verin. Bundan sonrası ile ilgili ne düşündüğünüzü yazın. Bundan bir tane yapalım dedik ama İstanbul'da da bir tane yapılabilir. Bunun yarattığı vizibilite ile daha yararlı olabilir. Bu deneyim ile ilgili bol bol konuşun. Böyle olması lazım deyin. Katılımın olabildiğini madem gösterdik, böyle bir sürece şans verin ve sahip çıkın. Büyük sivil toplum kuruluşlarına yardımcı olmak lazım, ortak bir deklarasyon olsun, mümkün olduğunca ortak olsun. Ayrıntılar atılacak değil. Ama uzlaşılan kısım ayrı, son derece ayrıntılı bir ek ile Sonuç Raporu 159 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı yayınlanabilir. Bu eki de herkes bilsin böyle bir şey yapabiliriz. Bölgesel bir şey yapmak deyince herkesin aklına Diyarbakır geliyor. Ama biz İstanbul'u düşünüyoruz. Sonra bölgesel problemlerle ilgili bir şey eklenir. Yerelleşmeye o açıdan bakan bir nokta olabilir. Anayasa hukukçularına gitmeden önce ihtisas komisyonu oluşturuyoruz. Daha önce siyaset bilimcilerinin ne tür seçenekler olabileceği ile ilgili katkısını alacağız. Demokrasinin iyi işlediğini burada görüyoruz ama basit çoğunlukçuluk tehdidi de olabilirdi. Bunu nasıl takip edeceğimizi bilmiyoruz. Seçim sistemi nasıl olsun? Bizler bunu anladıktan sonra bir araya gelip onların anlattıklarına dayanarak tekrar düşünmemiz lazım. Örneğin yerelleşme konusu: yerelleşmenin siyasi kötü bir manası var ama bu aslında kamu hizmetinin kalitesinin artması ve yolsuzluğun azalması demek. Onu yerinden kopardığımız için bu araç üstünde hiç konuşmadık. Dolayısıyla giderek bilgi dağarcığımızı zenginleştiren bir tartışma süreci olacak ve açıklamalar yapılacak. Başka ülkelere ilişkin bilgimiz olmalı ve tekrar bir araya gelip yeniden konuşmalıyız. 70 civarı sivil toplum kuruluşu var. Bundan sonra belki 170'li bir toplantı yaparız. Niye bu kadar kısa zamanda toplandık? Çok hazırlıklı olmayan bir toplulukla daha dengeli tartışabileceğimizi düşündük ve böyle bir topluluk oldu. Son 20 yıl içinde çok mesafe alındı. Böyle bir toplantı içerisinde kavga olmadı, herkes düşüncelerini söyledi. Bir ay önce davetiye gönderseydik belki daha hazırlıklı gruplar içeri girmek isteyebilirlerdi. Tartışma çıkabilirdi. 4-5 günde bir araya geldik. Bu ne kadar büyük bir isteklilik olduğunun göstergesi. Yapmanız gereken bu konuda her yerde konuşmak. Neler yapabileceğimiz konusunda gösteride bulunun. Anketleri doldurun. Bundan sonra katılmak isteyip istemediğinizi belirtin. Bir veri tabanı oluşturalım. İstekliliği ortaya koyarsanız bu süreç devam eder. Bu, dinamiğini kendi içinde taşımalı. Bütün bu süreçte bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Yöntemle ilgili konuşuyorum. Bence yapılması gereken, geçmişle çok fazla uğraşmamak. Ortak hedefler bu nedenle iyi olabilir. Geçmişin problemleri büyük problemler, biliyoruz. Onlar zaten çözülüyorlar. 2001 taslağında da 2007 taslağında da Ergun Hoca var. 2001 taslağında Avrupa Birliği süreci henüz daha başlamamış. 2007 taslağındaki hızlı özgürleşmenin göstergeleri var. 2001'de aynı taslağı yazanlar Türkiye'de bu kadar değişiklik olacağını öngörememişler. Biraz daha mutlu bakmamız lazım. Teşekkürler. Ayağınıza sağlık. Sonuç Raporu 160 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı IX. Çalıştaya Davet Edilen ve Katılan Sivil Toplum ve Meslek Örğütleri Çalıştaya sivil toplum, meslek örgütleri, iş dünyası, medya, sanat ve bilim camiasından yaklaşık 800 kişi davet edilmiştir. Katılımcıların temsili konumları açısından aşağıda yalnızca davet edilen ve katılan kişilerin mensubu oldukları sivil toplum veya meslek örgütlerine yer verilmektedir. DAVETLİLER 10 ARALIK HAREKETİ, 68'LİLER VAKFI, ADANA TİCARET BORSASI, AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ, ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU, ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU, ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ VE PERAKENDECİLERİ DERNEĞİ, ALTI NOKTA KÖRLER DERNEĞI , ANADOLU ASLANLARI İŞ ADAMLARI DERNEĞİ, ANADOLU YAPIM MÜTEAHHİTLERİ FEDERASYONU, ANADOLU'NUN GENÇ LİDERLERİ HAREKETİ, ANAYASA KADIN PLATFORMU, ANKARA BAKKALLAR BAYİLER FEDERASYONU, ANKARA SANAYİ ODASI, ANKARA SOROPTİMİST KULÜBÜ, ANKARA TABİP ODASI, ANKARA TİCARET ODASI, ANKARA TİCARET BORSASI, ANTALYA TİCARET VE SANAYİ ODASI, ARI HAREKETİ, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, AVRASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ, AVRUPA KADIN LOBİSİ, AYDINLAR GİRİŞİMİ, BAĞIMSIZ KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU , BAĞIMSIZ DENETİM DERNEĞİ, BAĞIMSIZ SOSYAL BİLİMCİLER DERNEĞİ , BAĞLANTILI HAK SAHİBİ FONOGRAM YAPIMCILARI MESLEK BİRLİĞİ (MÜ-YAP), BAŞBAKANLIK MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ, BAŞKENT KADIN PLATFORMU, BATI TRAKYA TÜRKLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ, BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ, BEYAZ NOKTA VAKFI, BUĞDAY DERNEĞİ, BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI, BÜYÜK MENDERES PLATFORMU , CEM VAKFI, CIRP ULUSLARARASI ARAŞTIRMA VE POLİTİKA PLATFORMU, CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ , ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI, ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ, ÇAĞDAŞ KADIN GENÇLİK VAKFI, ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ, ÇARE-SİZ HAREKETİ, ÇEKÜL VAKFI, ÇOCUK VAKFI, DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ, DEMİR ÇELİK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ, DEMOKRASİDE BİRLİK VAKFI, DEMOKRATİK ÖZGÜR KADIN HAREKETİ , DEMOS DEMOKRATİK UZLAŞMA VE KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM GİRİŞİMİ , DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (DİSK), DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KONSEYİ, DİL DERNEĞİ , DİYARBAKIR TİCARET BORSASI, DOĞA DERNEĞİ, DOĞAL HAYATI KORUMA VAKFI TÜRKİYE, DOĞU KARADENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ, EDİRNE TİCARET BORSASI, EGE BÖLGESİ ÖZEL OKULLAR DERNEĞİ, EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI, EGE SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ, EĞİTİM REFORMU GİRİŞİMİ , EHLİBEYT VAKFI, EKONOMİ VE DIŞ POLİTİKA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ (EDAM), EKONOMİK VE SOSYAL KALKINMA HAREKETİ, EKONOMİK VE TEKNİK DAYANIŞMA VAKFI , ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI, ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI, FEVZİYE MEKTEPLERİ VAKFI, GAZİANTEP SANAYİ ODASI , GENÇ GÖNÜLLÜLER DERNEĞİ, GENÇ LİDERLER DERNEĞİ, GENÇ SİVİLLER, HABİTAT İÇİN GENÇLİK DERNEĞİ, HACI BEKTAŞİ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI , HAK İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (HAK-İŞ), HALKLA İLİŞKİLER DERNEĞİ, HEKİMLER BİRLİĞİ VAKFI, HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ , HESAP UZMANLARI DERNEĞİ, HUKUKİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ, HUKUKUN EGEMENLİĞİ DERNEĞİ, IPS İLETİŞİM VAKFI, İKTİSADİ KALKINMA VAKFI, İNÖNÜ VAKFI, İNSAN HAKLARI DERNEĞİ, İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU, İNSAN KAYNAĞINI GELİŞTİRME VAKFI , İNSAN YERLEŞİMLERİ DERNEĞİ, İNSANCA YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ, İRİS EŞİTLİK GÖZLEM GRUBU, İSTANBUL AZINLIKLARI PROJESİ, İSTANBUL BAROSU, İSTANBUL ÇEVRE FEDERASYONU , İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ, Sonuç Raporu 161 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı İSTANBUL ÇEVRE VAKFI, İSTANBUL DENİZ TİCARET ODASI, İSTANBUL KÜLTÜR, TURİZM VE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ, İSTANBUL MİMARLAR ODASI, İSTANBUL POLİTİKALAR MERKEZİ, İSTANBUL SANAYİ ODASI, İSTANBUL TİCARET ODASI, İŞ DÜNYASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA DERNEĞİ, İZMİR TİCARET BORSASI, İZMİR TİCARET ODASI, KADIN ADAYLARI DESTEKLEME VE EĞİTME DERNEĞİ (KA-DER), KADIN DAYANIŞMA VAKFI, KADIN EMEĞİNİ DEĞERLENDİRME VAKFI, KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ (KAGİDER), KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU , KADIN VE GENÇLİK PLATFORMU DERNEĞİ, KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER, KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU, KAFKASYA FORUMU , KALİTE DERNEĞİ (KAL-DER), KA-MER, KAMU ARAŞTIRMALARI VAKFI, KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU , KAMU ETİK KURULU, KAMU YÖNETİMİ ARAŞTIRMALARI VAKFI, KAOS GL, KAYSERİ SANAYİ ODASI, KİMYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ, KIRK ÖRÜK KADIN KOOPERATİFİ, KIRSAL VE KENTSEL GELİŞME VAKFI , KONYA SANAYİ ODASI, KONYA TİCARET ODASI, KOOPERATİFLER BİRLİĞİ, KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞİ, KÜRESEL DENGE DERNEĞİ, KÜRESEL EYLEM GRUBU, KÜYEREL DÜŞÜNCE GRUBU, LİBERAL DEMOKRASİ GRUBU, LOZAN MÜBADİLLERİ DERNEĞİ, MAHALLİ İDARELER TEKNOLOJİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME DERNEĞİ, MAKİNE İMALATÇILARI BİRLİĞİ, MALİYE MÜFETTİŞLERİ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ, MANİSA TİCARET VE SANAYİ ODASI, MARMARA GRUBU STRATEJİK VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR VAKFI , MARMARA VE BOĞAZLARI BELEDİYELER BİRLİĞİ, MAZLUM-DER, MEKANSAL GELİŞİM DERNEĞİ, MEMUR SENDİKALARI KONFEDERASYONU (MEMUR-SEN), MESS EĞİTİM VAKFI, MEZO-DER , MİMARLAR ODASI, MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANI DANIŞMANLARI DERNEĞİ, MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI , MÜSTAKİL SANAYİCİLER VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD), NEVŞEHIR TICARET ODASI, ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ, ÖZGÜN YAKLAŞIM DERNEĞİ, PEN TÜRKIYE , REC TÜRKIYE, REKABET DERNEĞİ, REKLAMCILAR VAKFI, SAVUNMA SANAYI İMALATÇILARI DERNEĞI, SEKTÖREL DERNEKLER FEDERASYONU (SEDEFED), SEMA YAZAR VAKFI, SIVIL TOPLUM GELIŞTIRME MERKEZI, SİYASAL UFUK HAREKETİ, SİYASET EKONOMİ & TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI, SOSYAL DEMOKRASI DERNEĞI, SOSYAL DEMOKRASİ VAKFI, SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞI, SOSYOLOJİ DERNEĞİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN GELİŞME PLATFORMU , SÜRDÜRÜLEBİLİR KIRSAL VE KENTSEL KALKINMA DERNEĞİ, TARİH VAKFI, TEMA VAKFI, TERAKKİ VAKFI, TIP HUKUKU DERNEĞİ, TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI, TOPLUMSAL DUYARLILIK VE ENGELLİLER ENTEGRASYON GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ, TOPLUMSAL DÜŞÜNCE DERNEĞİ, TOPLUMSAL EKONOMİK SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI, TRABZON TİCARET VE SANAYİ ODASI, TUĞLA VE KİREMİT SANAYİCİLERİ DERNEĞİ, TÜKETİCİYİ KORUMA DERNEĞİ, TÜKETİCİLER BİRLİĞİ, TÜM ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ, TÜM ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON KURUMLARI DERNEĞI, TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ, TÜRK EĞİTİM VAKFI , TÜRK GİRİŞİM VE İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU (TÜRKONFED), TÜRK HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ, TÜRK İMAR-SEN, TÜRK İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (TÜRK-İŞ), TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ , TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ, TÜRK SAĞLIK SENDİKASI, TÜRK SANAYİCİ VE İŞADAMLARI VAKFI, TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (TÜSİAD), TÜRK SOSYAL BİLİMLER DERNEĞİ, TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ , TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ , TÜRK TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI, TÜRK ULAŞIM SENDİKASI, TÜRK YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ, TÜRKÇEMİZ DERNEĞİ, TÜRKİYE BARIŞ MECLİSİ, TÜRKİYE BİLİŞİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI, TÜRKİYE ÇEVRE VAKFI, TÜRKİYE DEPREM VAKFI , TÜRKİYE EKONOMİK VE KÜLTÜREL DAYANIŞMA VAKFI, TÜRKİYE ETİK DEĞERLER MERKEZİ VAKFI, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI KONSEYİ, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI KONSEYİ (TÜGİK), TÜRKİYE GIYIM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU, TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ , Sonuç Raporu 162 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı TÜRKİYE PERSONEL YÖNETİMİ DERNEĞİ , TÜRKİYE SOSYAL FORUMU , TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ , TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ, TÜRKİYE BEYAZ EŞYA SANAYİCİLERİ DERNEĞI, TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ, TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ, TÜRKİYE BİLİŞİM VAKFI, TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU, TÜRKİYE ÇİMENTO MÜSTAHSİLLERİ BIRLIĞİ, TÜRKİYE DEMOKRASİ VAKFI , TÜRKİYE ECZACILAR BİRLİĞİ , TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI, TÜRKİYE EKONOMİK VE SOSYAL ETÜTLER VAKFI, TÜRKİYE ERMENİLERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI DERNEĞİ , TÜRKİYE GÖNÜLLÜ TEŞEKKÜLLER VAKFI , TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ, TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI, TÜRKİYE İŞ KADINLARI DERNEĞİ, TÜRKİYE İŞADAMLARI VE SANAYİCİLER KONFEDERASYONU (TUSKON), TÜRKİYE İŞÇİ EMEKLİLERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU (TİSK), TÜRKİYE KAMU-SEN, TÜRKİYE LPG DERNEĞI, TÜRKİYE MADENCİLER DERNEĞİ, TÜRKİYE MİMAR VE MÜHENDİS ODALARI BİRLİĞİ, TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ, TÜRKİYE OTELCILER FEDERASYONU, TÜRKİYE ÖZEL SEKTÖR HAVACILIK İŞLETMELERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE PROTESTAN KİLİSELER BİRLİĞİ, TÜRKİYE SAKATLAR KONFEDERASYONU, TÜRKİYE SERAMİK FEDERASYONU, TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ, MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ (TÜRMOB), TÜRKİYE SEYAHAT ACENTELERİ BİRLİĞİ, TÜRKİYE SÜT, ET, GIDA SANAYİCİLERİ VE ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ, TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI, TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ SEKTÖR VAKFI (TÜSEV), TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ, TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI, TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ (TZOB), UÇAN SÜPÜRGE KADIN DERNEĞİ, ULUSAL İNOVASYON GİRİŞİMİ, ULUSAL YAZILIM BİRLİĞİ , ULUSLARARASI ÇOCUK MERKEZİ, ULUSLARARASI REKLAMCILIK DERNEĞİ, UMUT ÇOCUKLARI DERNEĞİ, UMUT VAKFI, ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ , VATANDAŞIN VERGİSİNİ KORUMA DERNEĞİ, VATANDAŞLIK HAKLARI DERNEĞİ, VEHBİ KOÇ VAKFI, VERGİ DENETMENLERİ DERNEĞİ, VERGİ KONSEYİ , YABANCI SERMAYE DERNEĞİ , YARGIÇLAR VE SAVCILAR BİRLİĞİ (YARSAV), YARININ TÜRKİYESİ HAREKETİ, YASAMA DERNEĞİ, YEREL GÜNDEM 21 PROGRAMI, YOL-İŞ SENDİKASI, YOLSUZLUKLA MÜCADELE DERNEĞİ, YÖNETİŞİM DERNEĞİ, YÖRTÜRK VAKFI, YURTTAŞ GİRİŞİMİ, YÜKSELEN SEVGİ, SİNERJİ VE DÜŞÜNCE PLATFORMU KATILIMCILAR ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU , ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU, ANAYASA KADIN PLATFORMU , ANKARA BAKKALLAR BAYİLER FED. , ANKARA BAYİLER BİRLİĞİ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ, SOROPTİMİST KADINLAR DERNEĞİ , ARI HAREKETİ , ASKON , AVRUPA KADIN LOBİSİ , BAĞIMSIZ KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU , BAŞKENT KADIN PLATFORMU , BATI TRAKYA TÜRKLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ , BÜYÜK MENDERES PLATFORMU , CEDAW , DEMOKRASİDE BİRLİK VAKFI , DOKU SANAT GALERİSİ , EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI , EĞİTİM REFORMU GRUBU , EHLİBEYT VAKFI , ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI , GENÇ SİVİLLER, HAK-İŞ , HEKİMLER BİRLİĞİ VAKFI , HUKUKİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ , İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU , İNSANCA YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ , İRİS EŞİTLİK GÖZLEM GRUBU , İSTANBUL ÇEVRE FEDERASYONU , İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ , İSTANBUL ÇEVRE VAKFI , İSTANBUL KÜLTÜR, TURİZM VE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ , İSTANBUL POLİTİKALAR MERKEZİ , KA.DER , KADIN EMEĞİNİ DEĞERLENDİRME VAKFI , KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ , KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU , KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU , KAFKASYA FORUMU , KAMU ARAŞTIRMALARI VAKFI , KAMU HİZMETLERİ ARAŞTIRMA VAKFI , KAOS GL , KIRK ÖRÜK KADIN KOOPERATİFİ , KÜRESEL DENGE DERNEĞİ , KÜYEREL , MARMARA GRUBU VAKFI , Sonuç Raporu 163 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı BAŞBAKANLIK MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ , MAZLUM-DER , MEKTUP DERGİSİ , MEMUR-SEN , MESS EĞİTİM VAKFI , MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANI DANIŞMANLARI DERNEĞİ, MÜSİAD , ÖZGÜN YAKLAŞIM DERNEĞİ , PARLAMENTO MUHABİRLERİ DERNEĞİ , PERYÖN , SOSYAL DEMOKRASİ DERNEĞİ , SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞİ , TELEVİZYON YAYINCILARI DERNEĞİ , TEMA VAKFI , TEPAV , TESK , TIP HUKUKU DERNEĞİ , TİSK , TOBB , TUSKON , TÜGİAD , TÜGİK , TÜRK YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ , TÜRKÇEMİZ DERNEĞİ , TÜRK-İŞ, TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ , TÜRKİYE İMAR-SEN , TÜRKİYE KAMU-SEN , TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ SEKTÖR VAKFI , TÜRKONFED , TÜSİAD , TZOB , UÇAN SÜPÜRGE , VATANDAŞIN VERGİSİNİ KORUMA DERNEĞİ , VERGİ KONSEYİ , YÖNETİŞİM DERNEĞİ , YÖRTÜRK VAKFI , YÜKSELEN SEVGİ DERNEĞİ Sonuç Raporu 164 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı X. Çalıştay Öncesinde Anayasa Platformu Girişim Grubu Tarafından Yapılan Konuşma ve Açıklamalar X.1. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma "Türkiye Dönüm Noktasındadır" 27 Mayıs 2007 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun genel kurula hitaben yaptığı konuşmasının yeni anayasa ile ilgili bölümü şöyle: ....Bugün Türkiye bir bakıma, 2001'dekine benzer bir dönüm noktasındadır. 2001 krizi bize, bozuk iktisadi sistemin devam etmesinin, imkânsız olduğunu göstermişti. Bu sayede krizi, değişimi ateşleyecek bir fırsata dönüştürmeyi başarmıştık. Şimdi yaşadığımız olumsuzlukları, fırsata çevirecek olan da bizleriz. Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, bir bütün olarak iyi bir sınav verememiştir. Artık, "kimin kabahati en büyük" diye tartışmayı bırakıp, sistemin işlemeyen yönlerini, doğru tespit etmek zorundayız. Türkiye'de siyasetin sorunu, kişilerde değil, sistemde aranmalıdır. Mevcut siyasi sistem, vekilleri milletinden koparıyor. Seçmenler vekillerini tanımıyor, takip edemiyor. Nasıl ki ekonomide, iş yapma zihniyeti değiştiyse, artık siyasette de zihniyet değişiminin zamanıdır. Siyasi partiler ve seçim yasaları, seçmenle seçilen arasındaki bağı kuvvetlendirecek şekilde değiştirilmelidir. Yöneten demokrasiyi sağlamanın yolu, siyaseti tabana yaymaktır. Siyasetin de görevi, tabanın sesini duymaktır. Kendisine vekillik edecek kişiyi, bizatihi milletin kendi, kendi içinden seçebilmelidir. Diğer taraftan, 1982 Anayasası'nın miadını doldurduğunu görüyoruz. Anayasamız, zaten yapılan çok sayıda değişikliklerle, yamalı bohçaya dönmüş, sistematiğini yitirmiş durumdadır. Artık yeni bir anayasa yazmanın zamanı gelmiştir. Yeni meclisimiz, yeni anayasayı katılımcı bir şekilde hazırlamalıdır. Yeni anayasamızın temeli, vatandaşına güvenen, ona hizmet için varolan, modern devlet anlayışı olmalıdır. Bu yeni anayasa, Türkiye'yi 21. yüzyılda atağa kaldıracak, milleti temsil eden yeni siyasetin altyapısı olacaktır. Buna paralel olarak, kamu yönetiminde yarım kalan reform süreci de tamamlanmalıdır. Yeni meclisimizin ilk ve öncelikli gündemi, siyasi ve idari sisteme dair bu reformlar olmalıdır... Sonuç Raporu 165 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı X.2. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması "Yeni Bir Anayasa İhtiyacını Çok Net Olarak Görüyoruz" 25 Eylül 2007 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından yapılan ortak açıklama şöyle: Sizleri, Ekonomik ve Sosyal Konseyin hükümet dışı kanadını oluşturan 8 meslek kuruluşu ve sendika adına saygıyla selamlıyorum. Bugün Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'na önceki Genel Başkanın milletvekili seçilmesi nedeniyle boşalan Genel Başkanlığı'na seçilen Sayın Bendevi Palandöken Bey arkadaşımıza hayırlı olsun dileklerimizi iletmek ve desteklerimizi belirtmek amacıyla ziyarete geldik. Bendevi Bey'e sizlerin huzurunda da başarılar diliyor ve müşterek çalışmalarımıza yapacağı katkılara şimdiden teşekkür ediyoruz. Ekonomik ve Sosyal Konseyin sivil kanadını 8 sivil toplum örgütümüz oluşturmaktadır. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB olarak bizler daha önce kendi aramızda çağdaş bir Anayasa çalışmalarına katılmak ve katkı vermek üzere daha aktif olma kararı almış ve bu amaçla arkadaşlarım bu görevin koordinasyonunu şahsıma tevdi etmişlerdi. Bugün Bendevi Beyi ziyaretimiz vesilesi ile bu hususu da görüştük. Ekonomik ve Sosyal Konseyin Hükümet-dışı kuruluşlarını temsil eden meslek kuruluşları ve sendikalar olarak daha önce aldığımız prensip kararı çerçevesinde çağdaş bir anayasa için değişikliğin sağlanması amacıyla bir eylem planı çerçevesinde çeşitli aktiviteler yürütmeyi kararlaştırdık. 21. yüzyılın ilk yedi yılını geride bıraktığımız bu dönemde, dünyamız daha önceden hayal bile edilemeyecek bir değişime tanık olmaktadır. Bilişim, ulaşım ve iletişim teknolojileri ile genetik ve nano teknoloji alanlarında devrim niteliğinde bilimsel değişiklikler gerçekleşmektedir. Üretim sürecinin kendisi de olmak üzere mal ve hizmetler ile üretim faktörleri uluslararasılaşmaktadır. Böylece, küreselleşme giderek hız kazanmakta, bireyden aileye, işletmelerden devlet organizasyonlarına kadar her türlü yapıda köklü değişimler gerçekleşmektedir. Kısacası, tüm sosyal, iktisadi, siyasi ve hukuki düzen ve sistemler değişmektedir. Bu değişim sürecinde küresel rekabet acımasız hale gelmektedir. İşletmelerimiz ile çalışanlarımızın bu küreselleşme sürecinden azami fayda elde ederek çıkması bizler için yaşamsal önemdedir. Bulunduğumuz bu noktada Türkiye bir tercih yapmak zorundadır. Sonuç Raporu 166 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Biz, ya değişen koşullara uyarak güçlü, zengin, sözü geçen, etkili bir ülke olacağız, ya da kaybedenler safına gerileyeceğiz. Bu değişimin birinci basamağı ise çağdaş bir Anayasadır. Yapılacak reformların en başında yeni bir Anayasa gelmektedir. Biz sivil toplum kuruluşları olarak yeni bir Anayasa ihtiyacını çok net olarak görüyoruz. Bu nedenle yeni Anayasa yapım sürecine de herkesin katkı yapmasının bir yurttaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Biz Ekonomik ve Sosyal Konseyin sivil kanadını temsil eden meslek kuruluşları ve sendikalar olarak, çağdaş Anayasa için bir tartışma platformu oluşturacak ve öneriler paketi hazırlayacağız. Ayrıca, başta TBMM olmak üzere tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını, sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını, medyayı çağdaş bir Anayasa için katkı yapmaya çağırıyoruz. Anayasa, bir toplumsal sözleşmedir, tüm toplum kesimlerinin mutabakatını temsil eder. Farklı toplum kesimlerinin duyarlıklarını dikkate alacak bir ortam oluşturularak, yapılacak değişikliklerin toplumsal uzlaşı halinde yapılması sosyal dengelerin sağlanması açısından faydalı olacaktır. Hükümetimizi de Anayasa yapım sürecine katkı yapması için tüm toplum kesimlerini bilgilendirmeye çağırıyoruz. Ayrıca, Hükümetten süratle Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplantıya çağırmasını ve Anayasa değişikliğini Konseyin gündemine getirmesini bekliyoruz. Sonuç Raporu 167 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı X.3. 9 Ekim Tarihli Anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısında Yapılan Konuşmalar a. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Başkanı Son 25 yılda dünya büyük bir değişim geçirdi. Paradigmalar, hayat tarzları, ekonomi modelleri, aile yapısı, yönetim yapıları değişti. Savaşlar bitti, duvarlar yıkıldı ve yeni savaşlar başladı, yeni duvarlar dikildi. Kapitalist ve Sosyalist dünyalar arasındaki Soğuk Savaş yerini, dini ve etnik savaşlara bıraktı. Yeni bir dünya düzeni kuruldu derken 11 Eylül yaşandı. Terör global sahneye çıktı. Sınır tanımayan küreselleşme, üretim tekniklerini, tüketim kalıplarını ve pazarlama yöntemlerini değiştirdi. Türkiye de bütün bu değişimlerden nasibini aldı. Ancak bu değişimin farkına çok geç vardık. İç sıkıntılarımız nedeniyle 1991-2001 yıllarımızı heba ettik. Bu arada neler oldu? Ülkemizin dünya ticareti içindeki payı arttı. 1980'ların başında, Türkiye'nin dünya ticaretinde aldığı pay binde 2 iken 2006'da payımız binde 9'a çıkmıştır. Türkiye ekonomisi, son 5 yılda, küresel ekonomiyle son derece hızlı bir ticari entegrasyon sürecine girdi. Ülkemizin dünya ekonomisinin daha önemli bir partneri, daha önemli bir parçası haline gelmeye başladı. Türkiye, doğrudan yabancı sermaye için de önemli bir çekim merkezi oldu. 19802003 döneminde gelen toplam sermaye 17,5 milyar dolar iken, sadece 2006'da 17 milyar dolar geldi. 25 yıl önce ihracatımızın yüzde 90'ı tarım ürünüyken, bugün yüzde 90'ından fazlası sanayi ürünüdür. 100 milyar dolara ulaşan ihracatımızın yüzde 65'ini, dünyanın en rekabetçi piyasalarına, AB ve ABD'ye gerçekleştiriyoruz. 1980'de milli gelir 70 milyar dolardı. Bugünse, milli gelir 400 milyar dolara yükselmiş ve dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri haline gelinmiştir. Bu rakamları AB çerçevesinde değerlendirdiğimizde, Türkiye, AB'nin 6. büyük dış ticaret partneri ve 7. büyük ekonomisidir. Türkiye ekonomisi, AB üyelik sürecinin de katkısıyla, 2001 yılından bu yana, büyük bir dönüşüm sürecini yaşıyor. 2002'den itibaren Türk ekonomisi, her yıl ortalama yüzde 7,5 büyüdü. Türkiye'de mevzuat bu değişen Türkiye tablosuna ayak uyduramamıştır. Bütün mevzuatın temel referansı ise Anayasa'dır. 1982 Anayasası daha beş yaşındayken 1987'de ilk değişikliği görmüş, ardından 1993'ten bugüne değin 177 maddelik anayasanın 70 maddesi ya değiştirilmiş ya da kaldırılmıştır. Bu değişiklikler zaten anayasanın sistematiğini bozmuştur. Anayasa sadece temel, siyasi ve ekonomik hakları belirlemeli, devlet organlarının işleyişini düzenlemelidir. Bunun dışında ekonomik alana ilişkin düzenlemeler yasalarla yapılmalıdır. Mevcut anayasamız detaylı düzenlemeler içerdiği için geçmişte özelleştirmeler, sosyal güvenlik gibi reformlarda çok vakit kaybettik. Bu kaybın sebebi 1982 Anayasası hazırlanırken hâkim ekonomik anlayışın karma ekonomi olmasıydı. Bu anlayışın yıkıldığını az önce arz ettim. Sonuç Raporu 168 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Hatırlayacağınız üzere, biz TOBB olarak, 2000 yılında Türkiye'nin saygın hukukçularından oluşan bir heyete, tartışmalara zemin olsun diye bir anayasa önerisi hazırlatmıştık. O günden beri her platformda Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiriyoruz. Nitekim 22 Temmuz seçimleri öncesinde de, bu seçimin ülkemiz için çok büyük bir fırsat olduğunu söyledik. Seçim sonrası meclis aritmetiği nasıl şekillenirse şekillensin, seçimden sonra reformlara siyasi sistemimizden ve öncelikle de anayasadan başlamamız gerektiğini vurguladık. TOBB olarak mevcut anayasanın Türkiye'nin 21. yüzyılda ihtiyacı olan kurumsal altyapıyı sağlayamayacağını sürekli gündeme getirdik. 1982 Anayasası'nın üzerinde şekillenen siyasi sistem ile tempolu ekonomik büyümeyi sürdürmemizin mümkün olmadığını da defalarca dile getirdik Seçim sonrası, hükümetin anayasa değişikliği konusunu hızla gündeme almış olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki, düne kadar herkes yeni bir anayasaya ihtiyacını dile getirirken, bugün gelinen noktada bu talep yıpranmıştır. Anayasa sürecinde yaşanan tartışmalar, bizleri, toplumun geniş kesimlerinin üzerinde uzlaşacağı bir metin ihtimalinden giderek uzaklaştırıyor. Yeni anayasa diğer reformlara kapıyı açsın derken, bir dipsiz kuyuda kaybolma tehlikesi içindeyiz. Oysa önce temel ilkeler üzerine uzlaşıp, detayları bunlar üzerine bina etmeliyiz. Bugün yapılan, inşaatın temelini atmadan, duvarların rengini tartışmaktır. Değerli dostlarım, açıkça ifade edeyim, bu tartışmalarla, bu yöntemle, inşaatı hiçbir zaman bitiremeyiz, sadece vakit kaybederiz. Bir buçuk aydır, çeşitli şekillerde medyaya yansıyan, kimisi doğru, kimisi yanlış, birçok anayasa maddesi okuduk. Her gün gazetede yeni bir madde hakkında haber görüyoruz. Bir gün hayvan hakları anayasaya girdi, başka bir gün internet üzerinden haberleşme anayasaya girdi şeklinde haberler çıkıyor. Ama anayasanın temel ilkeleri neler olacak, devlet organları arasındaki ilişkiler nasıl düzenlenecek, bunlar üzerinde kamuoyunda hiçbir ciddi fikir tartışması yapılmadı. İstiyoruz ki, anayasa tartışmasına yeniden, ama doğru noktadan başlayalım. İşte bunun için, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütleri olarak bir araya geldik. Şimdiye kadar yapılan teknik hazırlıklar, çalışmalarımızın altyapısı olsun. Ama işe detayları değil, temel ilkeleri tartışarak başlayalım. Süreci en geniş çerçevede yürütelim. Gençleri, kadınları sürecin içine katalım. Tartışma platformunu Türkiye'nin tüm bölgelerine taşıyalım. Bu yöndeki ilk adımı da müştereken düzenleyeceğimiz atölye çalışmalarıyla atıyoruz. Hem sivil toplumun temsilcilerini, hem de konunun yerli yabancı uzmanlarını bir araya getirip, dünyadaki tüm tecrübeleri masaya yatıracağız. Nasıl bir anayasa toplumumuzun taleplerine cevap verebilir, bunun resmini çıkaracağız. Biz yeni, alternatif bir anayasa taslağı hazırlamıyoruz. Biz bu sürecin bir taslaklar yarışı haline gelmesinin önüne geçmek istiyoruz. Bu yüzden, tartışmaya doğru yerden, temel ilkelerden başlayacağız. Tartışmaya toplumun tüm kesimlerini, yurdumuzun tüm bölgelerini dâhil edeceğiz; ve anayasanın üzerine bina edileceği temel Sonuç Raporu 169 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ilkeler üzerinde mutabakat arayacağız. Kimseyle yarış içinde değiliz. Bu işte herkesin birlikte çalışması gerektiğine inanıyoruz. Sürecin sonunda üzerinde mutabakat sağlanan temel ilkelere ilişkin öneri paketimizi Meclis Başkanlığı'na ve siyasi partilere sunacağız. Bundan sonra anayasanın madde madde yazılması teknik bir konudur. Bu platformumuzun işi değildir. Hukukçuların ve nihai olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin işidir. Biz Meclisteki çalışmaları yakından izleyeceğiz ve bu anayasanın hepimizin, tüm Türkiye'nin anayasası olması için demokratik hakkımızı kullanarak görüşümüzü açıklayacağız. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, kurumsal yapısı kuvvetli olan ülkeler zenginleşmektedir. Anayasa ise kurumsal yapının temelidir. Bu yüzden doğru ilkeler üzerine bina edildiğinde yeni anayasa yapacağımız diğer reformlar için bir sıçrama tahtası olacaktır. Bu ilkeler üzerinde tartışmak ve uzlaşmak zorundayız. Ben bunların bazıları üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, bir perspektif sunmak istiyorum. Anayasanın temelinde her şeyden önce Türkiye'nin "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olduğu yer alacaktır. Bu ilkeler cumhuriyetimizin 80 yıldır temelidir. Toplumumuzun kılcal damarlarına nüfuz etmiş, çimentosu olmuştur. Bu ilkelerden geri adım atıldığı izlenimi verecek her adım sadece gerginlik ve kutuplaşma getirir. İkinci olarak, anayasa sade ve değişen zamana adapte olabilecek bir metin olmalıdır. Yeni anayasamız ileride yapılacak reformların önünü tıkamayacak sade bir metin olmalıdır. Yeni anayasa toplumun gelişmesine ve kendini sürekli olarak yenilemesine açık bir metin olarak kurgulanmalıdır. Son olarak, yeni anayasamız devlet organlarının işleyişini, modern bir parlamenter sistemde bu iş nasıl oluyorsa, öyle düzenlemelidir. Bu düzenleme kuşkusuz siyasi partiler ve seçim yasalarını da ilgilendirmektedir. Siyasi sistemimizin uzlaşma ve çözüm üretmesi için milletvekilleri ile milletin bağı güçlendirilmelidir. Millet iradesinin temsilcisi olan meclisin ağırlığı artırılmalıdır. Ama bir yandan da, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan güçler dengesi sağlanmalıdır. Bu dengeyi sağlayacak olan en başta bağımsız yargıdır. Yargı bağımsızlığı hem anayasal açıdan, hem de maddi imkânlar açısından- tüm koşullarıyla teminat altına alınmalı, idarenin tüm eylemleri yargı denetimine açılmalıdır. Hepimiz 1982 Anayasası'nın miadını doldurduğu konusunda uzlaşıyoruz. Bu tarihi bir fırsattır. Bu ülke hepimizin ülkesi; yeni anayasa da hepimizin anayasası olacaktır. 21.yüzyıla Türk çağı yapmak için bu yeni anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa siyasi çekişmelerin bir aracı haline getirilmemelidir. Toplumun tamamı bir metin üzerinde uzlaşamaz; zaten uzlaşma teriminin anlamında da bu vardır: Azami derecede sivil toplum ve meslek örgütlerinin, siyasi partilerin çoğunun mutabık kalması yeter şarttır. Anayasa doğru bir yöntemle yazılmalı, detay tartışmaların uzlaşmayı bozmasına izin verilmemelidir. Yeni anayasayı doğru zeminde, doğru şekilde tartışmalıyız. Toplum olarak daha tartışmaların başında birbirimizi maalesef yanlış anladık. Sonuç Raporu 170 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı 1921 ve 1924 anayasalarında Atatürk'ün sağladığı milli mutabakatı örnek yöntem olarak görüyoruz. Biz, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütleri olarak, bunun için tüm gücümüzü kullanacağız. Buna da temel ilkeler üzerinde tartışarak başlıyoruz. Amacımız yeni bir anayasa taslağı hazırlamak değil, bir çerçeve sunmaktır. Atölye çalışmaları yapacağız ve bu çalışmaların sonucunda bir ortak ilkeler manzumesi çıkaracağız. Tüm aktörler sağduyunun sesine kulak verirse, eminim bu süreci alnımızın akıyla bitireceğiz. Bilişim, ulaşım ve iletişimde hayale sığmayan gelişmelerin yaşandığı, genetik ve nano teknolojileriyle, yapay zekâ çalışmalarıyla devrimlerin gerçekleştiği muasır medeniyetler seviyesi üzerinde kafa yormak varken, kısır tartışmalarla birbirimizi lütfen yıpratmayalım. Girişim özgürlüğünün, yatırımın, üretimin, istihdamın önündeki engelleri kaldıran, ayaklarımızdaki bağları çözen çağdaş bir anayasayla ülkemizi 21. yüzyıla taşımanın gururunu hep beraber yaşayalım. Yolumuz açık olsun. Sonuç Raporu 171 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı b. Tuğrul Kudatgobilik, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı 60. Hükümet Programı'nda yer alan "sivil bir uzlaşma Anayasası" ifadesini, yeni Anayasa'nın olabilecek en geniş toplumsal uzlaşma ile hazırlanacağı konusunda önemli bir gösterge olarak görüyor ve Hükümetin bu taahhüdün arkasında duracağı ümit ve temennisinde olduğumuzu öncelikle belirtmek istiyorum. Konfederasyonumuz, yürürlüğe girdiğinden bu yana gerek hazırlanış, gerek uygulanması ve içeriği konusunda sık sık eleştiriye uğrayan 1982 Anayasamızın, ülkedeki sosyal ve ekonomik şartlar dikkate alınarak hazırlandığı, Anayasaların sık sık değişmesinin topluma yarar değil,zarar vereceği görüşünü savunmuş; Anayasa'nın özellikle çalışma hayatına ilişkin bölümlerinin, barışı sağlayan ve uzun süreli kılan bazı temel prensiplere dayandığını ve bu hükümlerin toplumun tüm dokusunu etkileyecek nitelikte bulunduğunu vurgulamış; bununla beraber "Anayasaların değişmez belgeler olmadığını" da belirtmiştir. Zaten, 1982 yılından bu yana, tam 13 kez tadil gören ve 11 maddesinde birden fazla olmak üzere 65 maddesi değiştirilen mevcut Anayasamızın, değişime, gelişmeye ve ilerlemeye paralel olarak şekillendirildiğini görmekteyiz. Bu cümleden olarak, "Sivil Anayasa-Askeri Anayasa" tartışmalarını da anlamsız görüyoruz. Öte yandan, 60. Hükümetin kuruluşu ile birlikte kamuoyu gündemine getirilen Anayasa Taslak metni hazırlanış biçimi ve içerdiği düzenlemeler nedeniyle toplumsal gerginliğe yol açmış ve biz sivil toplum kuruluşlarını endişeye sevketmiştir. Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu 19.09.2007 tarihinde yaptığı toplantıda, Anayasa tartışmalarını değerlendirmiş ve ülkenin huzur ve barışını bozacak nitelikte yeni bir Anayasa hazırlık sürecinin hem yöntem, hem de zamanlamasının doğru olmadığı, bu tartışmaların bugün için ülkemiz gündeminden çıkarılması gerektiği sonucuna vararak, kamuoyuna açıklamıştır. Gerçekten uluslararası camiada ekonomik durgunluk senaryolarının ön plana çıktığı bugünlerde, Ülkemiz ve Ulusumuz siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar talep etmektedir. Milletin huzur ve istikrar talebi Seçim sonuçlarına da yansımıştır. Hal böyle iken, Anayasa tartışmalarını gündemin ilk sırasına alarak, toplumsal tansiyonu yükseltmek, söz konusu talep ile uyuşmadığı gibi, sosyal ve ekonomik bakımdan önemli riskler de taşımaktadır. Seçimlerden bu yana neredeyse 2,5 ay geçmiştir. Bu süreyi Hükümetimizin beklediğimiz etkinlikte ve aktiflikte kullandığını ne yazık ki söyleyemiyoruz. Şüphesiz anayasalar değişebilir. Ancak bunun için sosyal şartların oluşması ve toplumun ihtiyaç duyması şarttır. Anayasa'da değişiklik yapılması konusunda siyasi partilerin görüş birliğine varmaları yeterli olmamalıdır. Yapılacak değişikliklerin topluma mal edilebilmesi için siyasi partilerin görüşlerinin, ülkedeki ilgili kuruluşların ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının görüşleriyle desteklenmesi, bütünleşmesi gerekir. Bu bütünlük sağlanmadıkça hazırlanacak anayasa, yürürlüğe girmesini takiben yeniden eleştirilmeye başlanacaktır. Sonuç Raporu 172 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Bunu niye söylüyorum? Sivil toplum kuruluşlarına verilen bir diğer isim ise "toplumsal katalizör"dür. İşte bu noktada, sivil toplum kuruluşlarının "anayasa" konusundaki önemleri ve etkileri ön plana çıkmaktadır. Hükümetimizin de "toplumsal katalizör" fonksiyonumuzu dikkatle ele alacağı ve değerlendireceği inancını taşımaktayız. Günümüzde, anayasaların sadece ülkelerin siyasi yapısını ve devlet şeklini belirleyen, demokratik hak ve özgürlüklerle ilgili hükümlere yer veren birer belge olduğu şeklindeki klasik anlayış geçerliliğini yitirmiş; bunun yanında anayasaların ülkelerin ekonomik sistemlerini belirleyen ve onların istikrar içinde gelişmesini sağlayacak hükümlere yer veren belgeler olması gerektiği şeklindeki anlayış hakim olmuştur. Diğer bir ifadeyle, "Ekonomik Anayasa" fikrinden hareket ederek ekonomide devletin küçültülmesi ve bireysel girişimcilik ile rekabetin ön plana çıkmasına imkan verecek şekilde Anayasalar yeniden biçimlendirilmektedir. Bu hedeflere dönük ve yönlendirici bir Anayasa istikrarlı ekonomi politikalarının uygulanmasına da imkan sağlamaktadır. Avrupa Birliği'nin en önemli belgelerinden olan Maastricht Antlaşması'nda da üye ülkeler için uyma zorunluluğu bulunan; Düşük enflasyon oranı, Kamu maliyesinde düşük açık, Para politikalarında istikrar, şeklinde ekonomik anayasa ilkeleri benimsenmiştir. Konfederasyonumuz 10 yıla yakın bir süredir savunduğu Ekonomik Anayasa fikrini, ekonomide devleti sınırlandırmak ve piyasa ekonomisine işlerlik kazandırmak, hükümetlerin mali disiplin ve mali sorumluluk içinde hareket etmelerini sağlamak, kamu finansman dengelerini oluşturmak ve "temiz devlet" şartlarına ulaşabilmek bakımından önemli görmektedir. Siyasi iktidarların harcama yapma, para basma, vergilendirme ve borçlanma yetkilerinin anayasal hükümlerle sınırlandırılması özel sektörün gerçek yatırım, üretim ve istihdam potansiyelini harekete geçirecek bir ekonomik iklim yaratılmasına neden olacak ve rekabet gücümüzü artırarak küresel ekonomi ile hem rekabet etmemize ve hem de bütünleşmemize katkıda bulunacaktır. İçinde bulunduğumuz sosyal şartlar açısından Anayasamızın çalışma hayatını düzenleyen hükümlerinin değiştirilmesini haklı kılacak bir neden bulunmadığını ifade etmek isterim. Çalışma hayatımızın mevcut görüntüsü ve ihtiyaçları Anayasamızın yapıldığı dönemdekinden hiç farklı değildir. Her ülkenin gelişmişlik düzeyi, mevcut koşul ve ihtiyaçları farklıdır. Dolayısıyla, anayasaları da farklı olacaktır ve nitekim öyledir. Başka bir deyişle, anayasa hazırlanırken "şu ülkede şu var, biz de alalım" diye hazır elbiseciliğe özenmekten çok, vücut ölçülerine ağırlık veren bir "ısmarlama" imalat düşünmek çok daha yerinde olur. Şüphesiz, çağdaş demokrasilerin hepsinde yer alan bir takım evrensel ilke ve kurallardan vazgeçmemiz mümkün değildir. Aslında bize göre bunların çoğu 1982 Anayasası'nda da mevcuttur. Fakat, özellikle ülke ekonomisi ve çalışma hayatı söz konusu olduğunda, Sonuç Raporu 173 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı bu alanlara getirilecek düzenlemelerin kesinlikle ülke gerçeklerini gözönünde bulundurması gerektiğine inanıyoruz. Kamuoyuna yansıyan Anayasa Taslak metninin çalışma hayatıyla ilgili bölümü incelendiğinde endişe duymamıza neden olan düzenlemelere yer verildiğini görmekteyiz. Çalışma hayatında yaşanan kargaşa ortamına son vermek amacıyla 1982 Anayasamızın son derece titiz bir biçimde kaleme alınan "Sendika kurma hakkı"na ilişkin 51. maddesi, "Toplu iş sözleşmesi hakkı" başlıklı 53. maddesi, "Grev Hakkı ve Lokavt" başlıklı 54. maddesinde eski kaos ortamına dönüşe neden olabilecek değişiklikler öngörülmektedir. Kamuoyuna yansıyan taslak metinde; Konfederasyonumuzca olmazsa olmaz olarak görülen; Sendika ve üst kuruluşlarının tüzüklerinin, yönetim ve işleyişlerinin cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamayacağına ilişkin hüküm çıkarılmakta, İşverenin lokavt hakkını düzenleyen ifadelere yer verilmemekte, Grevin ancak toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında çıkan uyuşmazlıklarda kullanılabileceği şeklindeki ifadenin Taslağa konulmaması ile Anayasada hak grevini yasaklayan hüküm ortadan kaldırılmakta, Grevin toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek tarzda kullanılamayacağına ilişkin yasağa yer verilmemekte, Önemli yargısal kuruluşlardan olan ve Yargıtay, Danıştay gibi yüksek mahkeme niteliği bulunan ve çalışma barışının kurulmasında önemli bir fonksiyon üstlenen Yüksek Hakem Kurulu'nun oluşturulmasına yönelik hüküm çıkarılmakta, Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklara yer verilmemekte, Greve katılmayan işçilerin işyerinde çalışmalarının engellenemeyeceği şeklindeki hüküm Anayasadan çıkartılmaktadır. Bu maddelerin ülkemiz endüstriyel ilişkilerinin temelini oluşturduğunu ve geçmiş tecrübelere dayanarak son derece kapsamlı çalışmaların ürünü olduklarını belirtmek isterim. Kaldı ki, mevcut Anayasamızdaki söz konusu düzenlemelerin pek çoğuna AB ülkelerinde de yer verilmektedir. Son olarak, Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkozy, "çalışma hayatındaki kaos ortamını ortadan kaldırma ve çalışma şartlarını esnek hale getirme" sözü vererek, kamuoyunun desteğini almış ve iktidara gelmiştir. Keza, Almanya'da, İtalya'da ve diğer pek çok AB ülkesinde de bu yönde hazırlıkların sürmekte olduğu bilinmektedir. Öte yandan, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn'in 21 Eylül 2007 günü yaptığı açıklamada belirlediği gibi, Anayasamızda kadın istihdamı ve eşitliği konusunda özenli düzenlemelerin gereğine bende işaret etmek istiyorum. Özellikle TİSK olarak bu konuda Sonuç Raporu 174 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı başlattığımız çalışmaların giderek olgunlaşma sürecine girdiğini görmek bizleri mutlu etmektedir. Dünyada kadın istihdamının yüksekliği ve niteliği, ülkenin çağdaşlık sınırlarını da belirlemektedir. TİSK olarak, yukarıda saydığımız çalışma hayatına dönük tüm düzenlemelerin vazgeçilmez olduğunu ısrarla belirtmek isteriz. Konfederasyonumuzun 1982 Anayasası'nın hazırlık çalışmaları sırasında Anayasa'ya dahil edilmesi yönünde çaba sarfettiği Ekonomik ve Sosyal Konsey, 1995 yılında Başbakanlık Genelgesiyle oluşturulmuş ve 11 Nisan 2001 tarih ve 4641 sayılı Kanun ile yasal bir çerçeveye kavuşmuştur. Ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesinde toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlamak ve ortak görüş geliştirmek üzere istişari nitelikte bir Ekonomik ve Sosyal Konsey'in kurulacağı hükmünün yeni Anayasa'da yer alması gerektiği düşüncesindeyiz. Böyle bir düzenleme, Anayasa'da öngörülen temel bir uzlaşma platformu olarak Konsey çalışmalarına etkinlik kazandıracak ve "yönetişim" kavramının gelişmesine katkıda bulunacaktır. Üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği'nin Anayasası niteliğindeki kurucu anlaşmalarında ve son olarak hazırlanıp üye ülkelerin onayına açılan AB Anayasası'nda Ekonomik ve Sosyal Konseyin oluşumuna ilişkin özel hükümlerin bulunduğu unutulmamalıdır. Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu'nun 19 Eylül 2007 tarihli basın açıklamasında vurgulandığı üzere Anayasa değişikliklerinin zamanlaması ne olursa olsun, vazgeçilmez gördüğümüz temel felsefe, Anayasamızın Atatürk ilke ve devrimlerine dayanması gerektiğidir. Bu çerçevede Sayın Bakanımızın 21 Eylül 2007 tarihli TÜSİAD İstişare Konseyi'nde dile getirdiği gibi 1982 Anayasasının ilk dört maddesi ile "Inkılap Kanunlarının Korunması" başlıklı 174. maddesinin kesinlikle değiştirilmemesi gerektiğini vurgulamak isterim. Biz Türk işverenleri, bugün Cumhuriyetimize güç veren ve onun canlılığını sürdüren ana etkenin Atatürk ilkeleri olduğuna inanıyor ve bunlara tüm gücümüzle sahip çıkıyoruz. Özellikle laiklik ilkesi, Cumhuriyetimizin güçlenip çağdaşlaşmasında çok önemli rol oynamış bir altın prensiptir. Yine biz Türk işverenleri, bu çağda Cumhuriyetimize güç katan, onu yücelten çoğulcu demokrasiye ve çok partili özgürlükçü rejime sahip çıkmaya, onu savunmaya, onu savunanları desteklemeye devam edeceğiz. Anayasaların, "Toplumsal Sözleşme" niteliği taşıyan belgelerden olduğunu; toplumun tümünü çok uzun vadeli biçimde ilgilendirmesi ve bağlaması nedeniyle, herhangi bir kanun gibi parlemento çoğunluğu ile oluşturulmasının düşünülemeyeceğini; iktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri özetle toplumun tümü tarafından özümsenmesi ve paylaşılmasının gerektiğini; değişiklik çalışmalarının da "toplumsal uzlaşma belgesi" niteliğine uygun tarzda gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Böylesine önemli toplumsal uzlaşma belgesine, biz "toplumsal katalizör" niteliğindeki kuruluşların katkıları da büyük olacaktır. Unutulmamalıdır ki, Anayasalar, iktidarların ömrü ile sınırlı olmayan, bir ülkenin "ileriye doğru" Sonuç Raporu 175 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı reflekslerini belirleyen; geleceğini ifade eden temel belgelerdir. Özellikle Türkiye'nin AB'ye entegrasyonu sürecinde de Anayasamızın taşıyacağı önem ve çizgi de ayrıca belirleyici olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle Ülkemizin geleceği bakımından bu toplantının yararlı sonuçlar doğurmasını diliyor, Şahsım ve Konfederasyonumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sonuç Raporu 176 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı c. Salim Uslu, HAK-İŞ Genel Başkanı Katılımcılığı ve mutabakatı öngören, insanı merkez alan, ideoloji egemenliğini reddeden, tarih, kültürel değerler, çevresel etkiler ve evrensel parametreleri dikkate alan çağdaş bir Anayasa talebi önceliklerimiz arasında bulunmaktadır. Bu nedenle yürütülmekte olan yeni Anayasa çalışmalarını önemsiyoruz. Anayasanın bir hukuk metni olmasının çok ötesinde anlamları ve boyutları bulunmaktadır. Toplumun katkı ve katılımı ile hazırlanmış, milli ve evrensel değerlerin uyumlaştığı bir zemin üzerinde yükselen Anayasa ancak, toplumun beklentilerine karşılık verebilir ve rehber niteliğinde metinler olarak değerlendirilebilir. Yeni Anayasa çalışmalarının Türkiye'nin rejim tartışmalarına dönüştürülmesini gereksiz buluyoruz. Türkiye köklü ve güçlü demokrasi birikimi olan üniter bir devlettir. Bu yapının güçlendirilmesinden yanayız. Ayrıca Anayasa'nın değiştirilemez dört temel ilkesi ile toplumun herhangi bir sorunu yoktur. Ancak bu ilkeleri sıkı ve dar kalıptan çıkartıp, bütün toplumu sisteme entegre eden ve kucaklayan bir çerçeveye oturtmak gerekir. Yeni Anayasa hazırlanırken, toplumsal denge gözetilmeli, toplumun her kesiminin talep ve katkısı dikkate alınmalıdır. Anayasa, hukukun üstünlüğüne dayanmalıdır. Düşünceler arasında farklılık gözetilmemeli ve çoğulculuk Anayasanın temelini oluşturmalıdır. Sivil siyasetin etkinliğini artıran modern, katılımcı ve demokratik bir rejim öngörülmelidir. Artık Cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının yan yana gelmesi gerilim değil sinerji yaratmalıdır. Anayasanın sosyal ve ekonomik haklar ve ödevlere ilişkin hükümleri düzenlenirken de "sendikal hak ve özgürlükler yeni Anayasanın aksesuarı olmamalı", sendikal hakların özüne dokunan tahdit ve yasaklamalardan kaçınılmalı, sendikal haklara uluslar arası normlara uygun sağlam güvenceler oluşturulmalıdır. Bütün sosyal politikalar şüphesiz Anayasaya yazılamayacaktır. Ancak temel sosyal sorunların çözümüne ilişkin referans ve güvencelerin Anayasa'da gösterilmesinde yarar bulunmaktadır. Zira çeşitli ülkeler, anayasalarında öncelikli gördükleri sosyal kalkınma hedeflerini dile getirmişlerdir. Örneğin Fransa Anayasası'nda Ekonomik ve Sosyal Konseye (ESK) yer vermiştir. Ülkemizde de sosyal bakış açısı Anayasada üç başlık altında özetlenebilir; Ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme stratejileri ile siyasi gelenekler ve yapı arasında Anayasal düzeyde bir ilişki kurulmalıdır. Özgür ve örgütlü toplumun rolünü ve gücünü etkinleştiren düzenlemeler Anayasal güvence altına alınmalıdır. Anayasa halkımızın yardımlaşma ve dayanışma kültürü ve geleneklerini de içine alan modern Sonuç Raporu 177 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı ulusal bir sosyal model öngörmelidir. (Bu; halkın bütün sosyal sorunlarını ele alan, sosyal kalkınma hedeflerini gösteren ve istisnasız bütün yurttaşları kapsayan bir modeldir. Sosyal Model Referansı sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesini hem tanımlayacak hem de tamamlayacaktır). Anayasa'nın başta sosyal hukuk devletini içeren Devletin temel amaç ve görevlerine ilişkin maddesi ile kanun önünde eşitlik ve zorla çalıştırma gibi kimi maddelerin aynen korunmasından yanayız. Ancak bu maddelerin uygulanmasında ve denetiminde yaşanılan sıkıntıların aşılması da öngörülmelidir. Bunun yanı sıra, dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme gibi haklar Anayasada yer almış olmasına rağmen bunun kullanılmasında; "milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak" gibi son derece soyut kavramlarla kısıtlanması kabul edilemez. Sendikal hakların özünü teşkil eden üyelik, toplu sözleşme ve grev hakkının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Grev hakkının sadece toplu iş sözleşmeleriyle sınırlı tutulması uluslar arası normların çok uzağındadır. Bu maddenin de yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Anayasanın temel ilkelerinde "sosyal hukuk devleti"nden bahsederken, 65. maddesinde ise Hükümetlere sosyal devletin gereklerini yerine getirme konusunda kaçış fırsatı verilmektedir. "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" maddesi 2001 yılında; "Devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" Şeklinde değiştirilmiş, ancak yine de sosyal devlet ilkesi ile uyumlu hale getirilememiştir. Bu maddenin de yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sayın Prof. Dr. Ergun Özbudun Başkanlığındaki Bilim Kurulu tarafından yeni bir Anayasa taslağı hazırlanmıştır. Bu, çağdaş bir çalışma yöntemi olarak görülmelidir. Tartışma zemini oluşturması bakımından da son derece yararlıdır. Ancak burada 7 sivil toplum örgütünün yaptığı gibi toplumun değişik kesimleri de Anayasa hazırlık çalışmaları yürütmektedir. Bu nedenle Hükümet ve Parlamento; katılımcılık ve uzlaşmanın sağlanacağına ilişkin açıklamalarına paralel olarak bu taslakların nasıl ve hangi zeminlerde ortaklaştırılacağını da belirlemelidir. Yeni Anayasa hayatımızı, geleceğimizi, umutlarımızı, coşkularımızı değişen taleplerimizi; kendi yarattığımız önyargıların, vehimlerin, korkuların donmuş karelerine hapsetmemelidir. Sonuç Raporu 178 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Kültürel farklılıklarımız kimliklerimiz, yaşam biçimlerimiz, seçkincilerin kendi hakikatlerine, tek tip ve yekpare bir hayat ideolojisine, kaba genellemelere ve basit figürlere indirgenmemelidir. Yeni Anayasa; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın, topluma sorunların üstesinden gelme ve ilerleme fırsatı sağlamanın çağdaş bir yol haritası olmalıdır. Sivil Anayasa; halkın gerçek gündemine dönmenin, yaşam standartlarımızı yükseltmenin, AB uyum sürecini tamamlamanın, yapay krizleri aşmanın, daha çok demokrasi, daha çok hukuk ve daha çok refah hedeflerine varmanın, çoğulculuğun dinamizmi ve keyfini yaşamanın, muasır medeniyete ulaşmanın heyecanı ve iradesidir. Sakin ve telaşsız bir ortamda uygarca tartışarak yeni Anayasa oluşumuna katkıda bulunmalıyız. Statüsünü, çıkarını, fiyakasını kaybedecek olanların çıkardıkları gürültü geniş ufkumuzu daraltmamalı, Türkiye'nin ileriye doğru yürüyüşünü durdurmamalıdır. Sonuç Raporu 179 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı d. Bircan Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Anayasalar her şeyden önce; devletin kuruluşlarını, örgütlenmelerini, iktidarın el değiştirmesini, bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Anayasalar bu anlamda, bir ülkedeki hukuk normlarının en üstü olarak nitelendirilmekte, milli and veya toplumsal mutabakat gibi ifadelerle; vücuda getirildiği ülkenin toplumsal ve siyasi gereksinimleri ile bütünleşmektedir. Anayasalar; bir devletin kuruluş felsefesini, devlet yapısını tarihi gerçekleri ile birlikte özetlemektedir. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri ve Atatürk İlkelerini içeren mevcut anayasamızın ilk üç maddesi aynen muhafaza edilmeli, anayasal normlar toplumsal ve siyasi gereksinimler dikkate alınarak ortaya konulmalıdır. Öncelikli olarak, bir anayasanın geniş bir katılım sonucu benimsenmesi ve kabul görmesi demokratik bir yapılış biçiminin ortaya konulması gereklilik arz etmektedir. Bunun için, açık bir tartışma ortamında anayasa metninin olgunlaştırılması ve hayata geçirilmesi amaç edinilmelidir. Bu siyasi organlara düşen asli bir görev niteliğindedir. Zira anayasa metinleri belli dönemlerin değil, uzun dönemler uygulanacak, toplumu geleceğe taşıyan değiştirilmesi belli bir zorluğu gerektiren metinlerdir. Nasıl bir anayasa olması gerektiği konusu, nasıl bir yönetim biçimi ve bu yönetim biçiminin hangi sistemi öngördüğü hususuna da bağlıdır. Kuşkusuz ki günümüzde en geçerli ve ideal yönetim biçimi cumhuriyet olarak ifade edilmekte, bu rejim içerisinde parlamenter sistem tüm ağırlığı ile haklı olarak yerini almaktadır. Hürriyetçi demokratik rejim olarak ta adlandırılabilen parlamenter sistemlerin en önemli unsurları; siyasal sistem içerisinde yer alan siyasi karar organlarının genel oya dayanan serbest seçimlerle oluşması, serbest biçimde örgütlenen siyasi partiler arasında eşit şartlarla yürütülen iktidar yarışması, tüm vatandaşlara temel hak ve hürriyetlerin tanınmış ve hukuki güvence altına alınmış olmasıdır. Toplumsal bir sözleşme niteliğindeki anayasalar; milli egemenliğin nasıl kullanılacağını açıkça ortaya koymaktadır. Bu egemenlik kullanımı parlamenter sistem bakımından tek bir organın kullanımına verilmeyecek kadar önemlidir. Parlamenter rejimler; yasama yürütme ve yargı organları arasındaki erkler ayrılığını içermekle birlikte bu kuvvetler ayrılığının işbirliği içerisinde, toplumsal ve siyasi tıkanmalara yol açmayacak şekilde gerçekleşmesini amaç edinmektedir.Parlamenter rejimlerin belirtilen özelliği gereği, anayasal metinler yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki dengeyi,frenlemeyi ve uyumu sağlayacak metinler halinde düzenlenmeli, sayısal üstünlüğe sahip olan parti ve partilerin yürütme organı yoluyla diğer organlara, tüm sisteme egemen olabilmesi tehlikesine engel olacak önlemlere yer vermelidir. Belirtilen açıklama doğrultusunda; anayasa metinleri; hukuk devleti ilkesine açıkça vurgu yapmalıdır. Hukuk devleti ilkesi gereği yürütmenin hukuka bağlılığı ve yürütme işlemlerinin yargı denetimi altında bulunması mutlak olarak sağlanmalıdır. Aynı paralellikte; yasama faaliyetinin anayasaya uygunluğunun denetimi, anayasanın üstün hukuk normu özelliğini koruması açısından gereklik arz etmektedir. Bu amaçla özellikle kendi menfaatleri ile ilgili konularda meslek kuruluşları ve sendikalara da Anayasa Mahkemesinde iptal davası açma hakkı tanınmalıdır. Sonuç Raporu 180 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Yasama ve yürütme organlarının yargı organ ve kurumlarında temsilci bulundurmaması ve üye seçiminde yetkili olmaması, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK üyelerinin seçiminin yasama ve yürütme organından bağımsız seçilmesi yargı organının görevini en iyi şekilde ifası bakımından daha yerinde olacaktır. Anayasaların toplumun bütününü ifade ettiği düşünüldüğünde; sosyal devlet ilkesinin anayasalarda yer almasının kaçınılmaz olduğu açıktır. Sosyal barışın ve sosyal adaletin sağlanması amacıyla devletin ekonomik hayata müdahalesinin meşru olduğu çeşitli anayasalarda çeşitli şekillerde ifade edilmiştir. Sosyal devlet piyasa ekonomisinin ve sanayileşmenin getirdiği gelişmelerle birlikte sosyal sorunların arttığı gelir ve servet eşitsizliğinin arttığı toplumlarda devletin sosyal tedbirler almasını içermektir. Bu sayede milli bütünleşmede sağlanmış olacaktır. Sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmesine yönelik hukuki yöntemler olarak ifade edilen; herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeyi sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması,vergi adaletinin sağlanması, toplumun ekonomik kaynaklarının, yer altı ve yerüstü zenginliklerimizin ekonomik kalkınmayı sağlayacak biçimde bilimsel ve akılcı olarak, milli çıkarlarımıza uygun olarak değerlendirilmesi, sosyal hakların korunması ve geliştirilmesi, sosyal adaleti sağlanması sosyal eşitsizliklerin azaltılması, toplum içindeki ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması" anayasal bir ilke olarak benimsenmelidir. Anayasalar bakımından son derece öneme haiz başka bir konu ise; birey hak ve özgürlükleri ve kollektif özgürlüklerdir. Temel haklarla ilgili genel ve özel sınırlamalar kollektif hak ve özgürlüklere ilişkin kayıtlamalar, toplantı gösteri ve yürüyüşlerine ilişkin sınırlamalar; durumun gerektirdiği düzeyde olmalı, ülkenin bölünmez bütünlüğü dışındaki kesin sınırlamalar dışında, başkaca sınırlamalar getirilecekse; sınırlama yasa ile olmalıdır. Ancak; ülkemiz bakımından özellikle sendika kurma hakkı kamu görevlilerine tanınmışken, bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin Anayasal güvenceler sisteminin var olmaması, yeni anayasa öneri metninde toplu görüşmenin kanunla düzenleneceğine ilişkin bir ifadenin yer alması, anayasal bir kurum olan sendikaların, kamu çalışanları bakımından bir alt normla ifade edilmesi anlamına gelmektedir ki, evrensel hukuk normları bakımından bunun izah edilebilir bir yanı bulunmamaktadır. Kamu görevlilerinin grev ve toplu sözleşme hakkı anayasada açıkça tanımlanmalıdır. -Temel hak ve özgürlükler bağlamında; kadın erkek eşitliğini sosyal devlet ilkesini geliştirici çağın gerektirdiği düzenlemeler yapılmalıdır. Anayasalar özü itibariyle siyasi faaliyetleri taşımakta ve faaliyetin kapsam ve koşullarını düzenlemektedirler. Dernek, sendika, kooperatif, vakıf, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları gibi tüzel kişiliklere getirilen siyasi sınırlamalar demokratik katılımı ve siyasete katılım hakkını engelleyecektir. Daha geniş bir katılımın sağlandığı siyaset; demokrasinin sağlanmasında ana bir rol oynayacaktır. Sonuç olarak; anayasa değişiklikleri toplumsal ve siyasi bir gereksinimden kaynaklamalı, anayasa değişikliği toplumun her kesimince tartışıldıktan sonra hayata geçirilmelidir. 1982 anayasası dönemin koşullarına göre hazırlanmış ve sistematiği belirtilen şartlarda gerçekleştirilmiş bir anayasadır. Anayasa daha çok bireye karşı devleti korumak saiki ile normlarını ortaya koymuştur. Bu yüzden bir çok konuyu ayrıntılı olarak düzenleme ihtiyacını kendinde görmüştür. Ancak mevcut anayasa, anayasaların bir felsefesi olması gerektiğinden hareketle başlangıç kısmında anayasanın Sonuç Raporu 181 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı bütününü temsil eder şekilde kendini ifade etmiş, Türk devletinin var oluş amacı ilk dört maddeyi bütünleyecek şekilde vurgulanmıştır. 1982 anayasanın düzenlendiği tarihten bu tarafa ülke gerçeklerinde bazı değişimlerin olduğu, bu değişimlerin toplumsal gereksinimleri ortaya koyduğu bir gerçektir. Kuşkusuz ki anayasalar değişmez metinler değildir. Ancak bu toplumsal gereksinimlerin anayasal düzenleme gerektirip gerektirmediği konusu çözüm açısından belirleyici rol oynayacaktır. Son dönemlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ortaya çıkan ve ülkenin genel bir seçime gitmesi ile sonuçlanan siyasi tıkanma Anayasa değişikliğini gündeme getirmek için bir fırsat olarak algılanmıştır. Kamuoyuna "öneri" olarak sunulan bir metinde bu değişikliğin boyutu son derece önemli olan konularda 2-3 alternatifli olarak sunulmuş, yasama yürütme ve yargı üçleminde, yetkileri kısıtlanan Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi gibi bir sonuç ortaya konulmuştur. Yürütme organının iki başlılığı içerisinde, başbakan ve bakanlar kurulu güçlendirilmiştir. Yasama organına karşıda, yürütmenin etkisi arttırılmıştır. Yine öneri metninde sosyal devlet ilkesinden uzaklaşılmıştır. Daha da önemlisi üniter yapımızın korunmasına ilişkin 1982 Anayasası ile getirilen güvence ve müeyyideler oldukça yumuşatılmış, adeta yeni metin demokratik bir açılım gibi kamuoyuna lanse edilmeye çalışılmıştır. Kısaca; 1982 anayasasının günümüze kadar 84 maddesi değişikliğe uğramıştır. Anayasanın yeniden revize edilmesi değişiklik hükümleri ile uyumlu hale getirilmesi gereklilik arz etmektedir. Sonuç Raporu 182 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı e. Bendevi Palandöken, TESK Genel Başkanı Ekonomik ve Sosyal Konsey'in sivil kanadını oluşturan meslek kuruluşlarından toplumumuzun dörtte birini çatısı altında toplayan Konfederasyonumuz, esasen toplumsal bir sözleşme olan sivil ve çağdaş bir Anayasa ihtiyacının net olarak mevcut olduğuna inanmaktadır. Sivil ve çağdaş yeni bir Anayasa yapım sürecine; bütün toplum kesimlerinin özellikle meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve üniversitelerin, çalışmaların ve hazırlıkların her aşamasında iştirak etmeleri ve destek vermeleri sağlanmalı, demokratik katılım süreci etkin bir şekilde işletilmeli ve herkesin üzerinde mutabakata vardığı 21. yüzyılın değişim anlayışı ve felsefesini de yansıtan bir Anayasa ortaya çıkarılmasına çaba gösterilmelidir. Böyle bir Anayasa çalışması bizim de temel arzumuzdur. Esasen, toplumun her kesiminden kişi ve kuruluşların eleştiri, görüş, kanaat ve taleplerini açıklamaları, yaymaları ve bu yolda çaba sarfetmeleri, çağdaş ve çoğulcu demokratik anlayışın bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Hükümetimizin bu konsepte uygun bir uzlaşı ortamı yaratılması konusunda cesaretle çaba gösterdiğini görmekten de mutluluk duyduğumuzu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu vesile ile esnaf ve sanatkar kesimimiz için son derece yaşamsal olan bir konuya huzurlarınızda kısaca değinmek istiyorum. Hepinizin bildiği gibi, Anayasamızın 2'nci maddesi Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu hükmünü amirdir. Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikteki dört maddesinden, bizce en önemlisini oluşturan, "Cumhuriyetimizin Sosyal Devlet" olma özelliği, yeni Anayasa çalışmalarında mutlaka dikkate alınmalıdır. Anayasa hazırlık çalışmalarında, mevcut Anayasamızda yer alan ve Sosyal Devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi ile ilgili düzenlemeleri aynen muhafaza edilmeli ve hatta çağdaş Avrupa Anayasaları dikkate alınarak daha da geliştirilmelidir. Anayasamızın toplumsal dayanışmanın ve adaletli gelir dağılımının sağlanması amacıyla Devletimize verdiği esnaf ve sanatkarları koruma, teşvik ve destekleme görevi hiçbir şekilde gözardı edilmemeli ve Anayasada bu husus mutlaka yer almalıdır. Toplumsal dayanışmayı güçlendirecek, hakça gelir dağılımını hedefleyecek böyle bir Anayasa hazırlanmasına Konfederasyonumuz bütün gücüyle destek verecektir. Bu konuda sözümüz ve desteğimiz tamdır. Bilişim, ulaşım ve iletişim alanında yaşanan gelişmeler ile genetik ve nano teknolojide devrim niteliğinde bilimsel değişikliklerin gerçekleştiği, para, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin ülkelerarası mübadelesi sonucunda küreselleşmenin arttığı 21. yüzyılda, bütün bu gelişmelerin temelinde ekonomide serbest piyasa anlayışının hakim kılınması yatmaktadır. Sonuç Raporu 183 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Bu temel ekonomik tercih muhafaza edilmeli ve Anayasamızın temel ilkelerinden biri olarak önem ve ağırlığını sürdürmelidir. Demokrasiler diyalog rejimleridir. Toplumsal sınıf ve gruplar arasındaki diyalog ne denli güçlü olursa, toplumsal çatışmalar ve gerginlikler de o ölçüde azalacak, uzlaşma kültürü topluma yayılarak yaşamamızın bir parçası haline gelecektir. Hükümetimizin; bu felsefe ve anlayışa ters düşmeyen bir uzlaşı yaklaşımıyla, çağdaş ve modern bir Anayasa yaparak, ülkemizi mutlu ve müreffeh bir geleceğe ulaştırması Konfederasyonumuzun en önemli beklentisidir. Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son veriyor, hepinizi yeniden şahsım ve Konfederasyonum adına selamlıyor, birkaç gün sonra idrak edeceğimiz mübarek Ramazan Bayramınızı da kutluyor ve saygılar sunuyorum. Sonuç Raporu 184 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı f. Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Başkanı Milletimizin ortak bir değeri olarak doğan Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 84'üncü yılını kutlamaya hazırlanmaktadır. Bir asra yaklaşan bu zaman dilimi içerisinde İmparatorluktan Cumhuriyete ve demokrasiye geçiş döneminin ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılarını kaçınılmaz bir süreç olarak milletçe yaşamaktayız. Bu demokratikleşme süreci içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası köklü değişiklikler geçirmiştir. Bu gün de bir defa daha, hükümetin öncülüğünde "sivil" bir Anayasa hazırlık çalışmaları sürdürülmektedir. Sayın Başbakan Yardımcımız; Karma İstişare Komitesini oluşturan işveren ve işçi sendikaları ile meslek kuruluşları temsilcileri olarak, bizleri Anayasa Hazırlık çalışmaları konusunda bilgilendirmek için buradadır. Bu durum katılımcı demokrasi adına hepimizi mutlu etmektedir. Bu bakımdan Sayın Başbakan Yardımcımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Bilindiği gibi hükümet tarafından konu uzmanlarına hazırlatılan yeni anayasa taslağının hazırlanışı konusundaki yöntem üzerinde tartışmalar yapılmaktadır. TZOB olarak, milletin her kesimini kucaklayan, katılımcı ve şeffaf bir platformda tartışılarak oluşturulacak bir anayasa taslağının Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulacak bir "Uzlaşma Komisyonu" tarafından değerlendirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Aksi taktirde uzlaşmadan gidilen bir referandumun sonucunda taslak kabul görse bile, anayasa siyasi açıdan tartışmaya açık bir durumda kalabilir ve ileriki dönemlerde değişiklik için yeniden gündeme gelebilir. Açıklanacak metin üzerinde çalışmak üzere KİK tarafından Birliğimiz temsilcilerinin de iştirak edeceği bir çalışma gurubu oluşturulmuştur. Yapacağımız çalışmanın sonuçları, değerlendirilmek üzere ilgili mercilere ulaştırılacaktır. Yeni Anayasanın Milletimizin mutabakat metni olarak ortaya çıkmasını diliyoruz. Çünkü anayasalar birer toplumsal sözleşme olduğuna göre, toplumun hemen hemen tamamını temsil eden meslek kuruluşları ve sendikalarımızın, hazırlanacak anayasayla ilgili görüşlerinin alınmaması, bu konuda katkıda bulunmaması düşünülemez. Tüm kesimlerin katılımının sağlandığı, uzlaşma yöntemiyle hazırlanmış olan bir anayasaya, Türk milleti de doğal olarak sahip çıkacaktır. Şeffaflık ilkesine uygun olarak yapılacak geniş katılımlı bir çalışma; belli konulara saplanıp kalma ve çatışma ortamı oluşmasına engel olabileceği gibi, pek çok endişeleri ve belirsizlikleri de ortadan kaldırabilecektir. Sonuç Raporu 185 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı Eğer gerçekten sürekliliği olan bir anayasa hazırlamak ve çalışmaların verimli olmasını, hayırlı bir sonuca ulaşmasını istiyorsak, herkesin görüşünün dikkate alındığı bir yol ve yöntemi bulup uygulama mecburiyetimiz vardır. Aksi halde tüm kesimlerin görüşlerinin alınıp değerlendirilmediği, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları ve sendikaların katkılarının alınmadığı bir çalışma ortamında hazırlanacak bir anayasa taslağı ile "sivil" bir anayasa iddiasının gerçekleşmesi mümkün değildir. Sivil bir anayasa, sivil toplum kuruluşlarının katkıları ile hazırlanabilir. Bu toplantının böyle bir amaca hizmet edecek bir açılım ve bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Daha önce de açıkladığımız gibi Karma İstişare Komitesini oluşturan Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizler de yeni ve çağdaş bir anayasayı toplumumuzun ve demokrasimizin vazgeçilmez bir ihtiyacı olarak görüyoruz. Bu süreçte kararlı bir şekilde her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Hazırlanacak anayasanın; - Cumhuriyeti ve onun temel değerlerini koruyacak, demokrasimizin standartlarının yükseltecek,. - Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerleyen ülkemize layık ve Dünya standartlarında demokratik yapıya kavuşturacak, - Sivil toplum örgütlerinin sesini ve konumunu güçlendirecek Bir anayasa olmasını diliyoruz. Diğer taraftan, tarımın, 4 milyon çiftçi ailesinin ve 22 milyon nüfusun temsilcisi olarak; hazırlanacak anayasanın sektörümüzün stratejik bir sektör olduğunu gözeten, çok fonksiyonlu bir faaliyet olan çiftçilik mesleğinin korunup geliştirilmesi ihtiyacını karşılayan bir Anayasa olması da beklentilerimiz arasındadır. Türkiye artık ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyi ve Avrupa Birliğine üyelik standartlarına ulaşmış bir ülke olarak, sık sık değiştirilme ihtiyacı duyulmayacak bir anayasayı oluşturabilmelidir. Tabii ki anayasamız Ülkemizin birliğini, bütünlüğünü koruyup geliştirecek unsurları güçlü biçimde kapsayan bir yapıda olacaktır. Devletimizi zaafa uğratmayacak, insanımızı özgürlüklerinden mahrum bırakmayacak istikrarlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini daha güçlü hale getirebilecek bir anayasa oluşturmalıyız. İnanıyorum ki bunu başarabiliriz. Sonuç Raporu 186 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı VIII.4. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması "Yeni anayasanın üzerine bina edileceği temel ilkeler üzerinde çalışacağımız bir tartışma platformu oluşturuyoruz” 10 Ekim 2007 Ekonomik ve Sosyal Konsey'in Hükumet-dışı kanadını oluşturan kuruluşlardan TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TÜRKİYE KAMU-SEN, TESK ve TZOB olarak, "yeni anayasa" çalışmalarına katkı vermek üzere daha aktif davranma kararı almış ve bu kararı 25 Eylül 2007 tarihinde kamuoyuna ortak bir açıklama ile duyurmuştuk. Bu açıklamamızda, Hükümetimizi de Anayasa yapım sürecine katkı sağlanması için tüm toplum kesimlerini bilgilendirmeye çağırmıştık. Dün (9 Ekim 2007) düzenlediğimiz bir toplantıda, Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek, "yeni anayasa" hazırlık çalışmaları konusunda bizleri bilgilendirmiştir. Kendisine teşekkür ediyoruz. Biz de, yaklaşımlarımızı Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek'e aktardık. Ülkemizin, dünyadaki gelişme yarışındaki pozisyonunu asla yeterli göremeyiz. Türkiye'nin dünyadaki yerini ve rolünü layık olduğu düzeye yükseltmek için tüm yönetsel, ekonomik, sosyal vb. sistemlerimizi reforma tabi tutmalıyız. 60 ncı Hükümet tarafından öngörülen Yeni Anayasa da bu kapsamda değerlendirilmeli ve ülkemizin dünyadaki çok hızlı değişime başarıyla uyum sağlaması amaçlanmalıdır. Bu nedenle yeni Anayasa yapım sürecine herkesin katkı yapmasının bir yurttaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Biz Ekonomik ve Sosyal Konsey'in sivil kanadını temsil eden sosyal taraflar ve meslek kuruluşları olarak, yeni anayasanın üzerine bina edileceği temel ilkeler üzerinde çalışacağımız bir tartışma platformu oluşturuyoruz. Amacımız yeni bir anayasa taslağı oluşturmak değil, yeni anayasamızın dayanması gereken temel ilkeler üzerinde en geniş uzlaşmayı temin etmektir. Dolayısıyla, toplumsal uzlaşmanın kurumsal altyapıya kavuşmasını fevkalade önemsiyoruz. Biz, bir eylem planı dâhilinde bu ortamın oluşmasına katkı sağlayacağız. Gerçekleştireceğimiz atölye çalışmalarıyla, ülkenin her yerinde, toplumun tüm kesimlerini sürece dâhil etmeye çalışacağız. Ayrıca, başta TBMM olmak üzere tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını, sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını, medyayı çağdaş bir Anayasa için katkı yapmaya çağırıyoruz. TBMM ve Hükümetten beklentimiz, anayasa yapım sürecinin şeffaf hale getirilmesi ve bu çerçevede izlenecek yol haritası konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesidir. Yeni anayasa yazma sürecinin ayrışmaya değil, birleşmeye vesile olması gerektiğine inanarak herkesi üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz. Anayasa, bir toplumsal sözleşmedir, tüm toplum kesimlerinin mutabakatını temsil eder. Farklı Sonuç Raporu 187 Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı toplum kesimlerinin duyarlılıklarını dikkate alacak bir ortam oluşturularak, değişikliklerin toplumsal uzlaşı halinde yapılması sosyal dengelerin sağlanması açısından faydalı olacaktır. Sonuç Raporu 188