NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ MAYIS 2015 SAYI: 393 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ kuruluyor Çarklar hızlı dönecek GÜMRÜK BİRLİĞİ YENİLENİYOR içindekiler Mayıs 2015 24 32 18 İtalya kendi ticaretine zarar veriyor Türkiye ve İtalya arasında işbirliği ve ortaklık fırsatlarını geliştirmek amacı ile İtalya Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı tarafından 26 Mayıs’ta Wyndham Grand İstanbul Otel’de toplantı gerçekleştirildi. 20 TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda sektör sorunları ele alındı TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda und İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, sektörümüzün ve ülkemiz ihracatçılarının gümrük idarelerinde karşılaştığı sorunlarla ilgili derinlemesine bir sunum gerçekleştirdi. 22 Gümrük ve Ticaret Konseyi, UND’nin katılımıyla gerçekleşti UND Başkanı Nuhoğlu; ülkemizin zamanında teslim alanında 27’nci sıradan 41’inci sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda karşılaşılan engellemeler ve gümrük idarelerimizde yaşanan sorunlardan kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük” olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü sıraya düşüldüğünü belirtti. 24 Nisan ayında ihracat 11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini, Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı. 26 Tamer Dinçşahin ve ekibini transfer eden Ekol, Rusya’da şirket kuruyor Lojistik sektörünün öncü firmalarından Ekol Lojistik, UND eski başkanlarından Tamer Dinçşahin’i transfer etti. Rusya’da şirket kuracak olan Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Rusya’ya Ro-Ro başlayabileceğini ifade etti. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Mayıs 2015 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 44 28 28 İhracatçı her şeye rağmen 50 bin yeni istihdam yarattı TİM’in geleneksel hale gelen ‘Eğilim Anketi’ çalışmasında; girdi maliyetlerinin arttığı, karlılığın ciddi baskı altında olduğu ortaya çıkarken karlılığın alarm verildiğini ve bir an önce bu konuda önlem alınması gerektiği ortaya çıktı. 44 Türkiye’nin yıldız ihracatçılarının 14’üncü gurur gecesi 2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2 Nisan’da Ankara’da, ikincisi ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi. 31 46Nisan ayında ihracat 11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini, Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı. 48 Koç ve Ford’dan Türkiye’nin geleceğine yeni bir yatırım Ford Otosan’dan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezini İstanbul Sancaktepe’de hayata geçirdi. 51 TTA sektörü ateşledi, sekiz Türk markası daha İran pazarına girdi Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), İran’la ticareti hareketlendiriyor. 8 marka daha İran pazarına gitti. Gelen bilgiler eylülde 30 markanın daha yer bakmaya gideceği yönünde. 56 52 Sektörün oyun kurucuları Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı Türkiye lojistik sektörünün oyuncuları 5-8 Mayıs’ta Almanya’mın Münih şehrinde gerçkeleştirilen Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı. Ülkemizi karayolu ve hava kargo ağırlıklı olmak üzere 18 firma temsil etti. 57 Irak’a uçmalıyız Türkiye-Irak ilişkilerinin güçlenmesi için Gaziantep’e çıkarma yapan TISİAD heyetine, Gaziantep-Erbil arası uçuşların bir an önce başlaması için çağrı yapıldı. TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olan Irak’ta güvenlik sorunları olsa da, geleceğin parlak olduğunu söyledi. 37 BAŞYAZI ÖMER ÇETİN NUHOĞLU Değerli Dostlarım, Lojistik sektörü, turizmden sonra ülke ekonomisine en fazla katma değeri sağlıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak hazırladığımız raporlarla sektörümüzün ülke ekonomisi içerisindeki yerine sürekli dikkat çekmeye çalışıyoruz. Geçişlerdeki keyfi bekletmeler, vizeler, kotalar, geçiş ücretleri, dayatmalar bu güzide sektörün ülke ekonomisine ‘daha fazla’ katma değer sunmasını zorlaştırıyor. Elimizin, kolumuzun bağlandığı; rakiplerimizle eşit bir şekilde yarışamadığımız bir ortamda başarıdan söz edilemez. Fakat yine de tüm bu dayatma ve engellemelere karşın ülkemiz uluslararası nakliyecisi son derece başarılı işler gerçekleştiriyor. Şu an sektör olarak kapasitemizin çok altında çalışıyoruz. Bunun nedeni ise engellemeler ve dayatmalarla birebir ilintili. Sektörümüzün istediğimiz seviyelere gelebilmesi için UND olarak neler yapılması gerektiğini her platformda bilimsel veriler ışığında yetkililerimize ilettik, iletmeye de devam edeceğiz. Nitekim, devletimiz de bu sebeple, ülkemizin 2023 hedeflerinin ilk aşamasını temsil eden 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında ekonomimizi dönüştürecek 25 öncelikli sektörden biri olan “Lojistik” sektörünün yapısal dönüşümünde derneğimize ciddi sorumluluklar verdi. Hazırlanan “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı”ndaki 3 ana bileşenin altında toplam 12 eylemde UND’ye doğrudan sorumluluk vermiş bulunuyor. Bu önemli görevi memnuniyetle üstlenirken, bu eylemlerin halihazırda derneğimizin 2013 yılında Kamu ile gerçekleştirmiş olduğu Arama Konferansı sonucunda belirlenmiş 40 hedef ile hemen hemen aynı olmasından da büyük gurur duyuyoruz. Tüm bunlar, UND’nin yaptığı analizler ve çalışmaların””çok doğru konumlandığı”na ve doğru projelerin geliştirildiğine en güzel kanıtı oluşturmaktadır. 41 yıllık birikiminin neticesinde artık UND, danışılan bir kurum niteliğinde. Ancak genel seçimler öncesinde, seçim vaatlerine dahi yön verebilen stratejik değer ve önemdeki bir sektör, bizden artık somut kazanımlar ve iyileşmeler bekliyor. Örneğin; lojistik köy kavramı bundan yıllar önce ortaya atıldı. Fakat geldiğimiz noktada lojistik köylerin gerçekleşmediğini, sadece bir söylemden ibaret olduğunu üzülerek izliyoruz. UND olarak tüm sektörün lojistik köylere UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI ne denli ihtiyacı olduğunu ve bu tür yapıları beklediğini biliyor, görüyoruz. Yine 10. Kalkınma Eylem Planı çerçevesinde ilk defa lojistiğin devlet tarafından resmi politika haline getirildiğini görüyoruz. Fakat bu konularda da adımların istediğimiz hızda atılmadığı bir gerçek. Artık sektörümüzün ülkemiz ekonomisine sağladığı katma değerinin görülmesi gerekiyor. Bu katma değerin daha da artırılabilmesi için başımızda sürekli Demokles’in kılıcı misali sallanan sorunların aşılması ve eşit rekabet ortamına kavuşmamız gerekiyor. Mayıs ayının başlarında Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından bizzat açıklanan ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ UND’nin yıllardır dile getirdiği ve ‘elzem’ olarak nitelendirdiği konulardan biriydi. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulacak olması sektörümüz adına son derece büyük bir kazanç. Dağınık ve hantal bir yapıda olan bürokrasimiz içerisinde ‘hız’ kavramını kaybetmiş durumdayız. Lojistik Koordinasyon Kurulu ile birlikte sorunların daha hızlı çözüleceğine inanıyorum. Sorunlarımızı nokta atışı yaparcasına gerekli mercilere iletebilecek ve onlardan ivedilikle çözüm alabileceğiz. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nda mutlaka sektörümüzü iyi bilen, konulara hakim, sorunlarımızı ve sorunlara karşı çözüm yollarını iyi etüt etmiş kişilerin bulunması gerekmektedir. Türkiye, ekonomik açıdan çok önemli bir yol ayrımında bulunuyor. Bir yandan Euro Bölgesi’nde toparlanma sinyalleri geliyor, diğer yandan ABD’de iyileşmeler sürüyor. Bizim de bu durumlara cevap vererek mevcut pazarlarımızı daha güçlendirmemiz gerekmektedir. Çünkü yakın coğrafyamızda hala istikrar ve güven ortamından bahsetmek mümkün değil. Suriye ve Irak’ta savaş ya da kaos hali hala en ciddi şekilde bizleri olumsuz etkiliyor. Mısır ve Libya’nın da durumu ortada... Yeni pazarlara ulaşabilmemiz, buralarda ülke ekonomimiz adına verimli ticaret geliştirebilmemiz açısından Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun elimizi güçlendireceğine inanıyorum. Sektöre gönül ve emek vermiş olan bizler artık yetkililerimizden sektörümüzle ilgili ciddi adımlar atılmasını bekliyoruz. Eğer ‘lojistik köy’lerde olduğu gibi sadece bu konular söylemden ibaret kalınırsa, zaten ciddi sıkıntılar karşısında ayakta kalma mücadelesi veren sektörümüzün geleceği riske edilecektir. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Mayıs 2015 Editör’den “Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde çok önemli bir rapor hazırlanıyor. Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. Raporun üçüncü kısmında lojistik kotalar konusu, vergiler ve burada alınan masraflar yer alıyor. Bu rapor, lojistik sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye’de ihracat yapan TIR’larımızın Avrupa ülkelerine girişi esnasında kotaların kaldırılması ve kapılarda bekleme sürelerinin azaltılması ile ilgili bir çalışma da raporda yer alıyor.” Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Merhaba, Gelişen ve değişen Türkiye ekonomisinde Gümrük Birliği kavramını sıklıkla sorguluyor ve değerlendirmeye tabi tutuyoruz. Çünkü Gümrük Birliği’nin ülkemize getirisi kadar götürüsü de tartışmaya açık bir konu. UND olarak Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerini akademik çevrelerle derinlemesine çalışarak bu konuların rapor haline gelmesini sağladık. Bu raporlar kamunun gerekli kesimlerine bizzat UND tarafından ulaştırıldı. Dünya Bankası’nın Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerinde yayınladığı rapor ezber bozmaya yetti. Yıllardır uluslararası arenada söylediğimiz konu başlıklarının Dünya Bankası tarafından yetit edilmesi UND’nin haklılığını bir kez daha ortaya koydu. Gümrük Birliği’nin bizim için önemini biliyor, bu alanda taşların yerine oturması için çalışmalar yapıyoruz. Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerinin en çok tartışılan konulardan biri konumunda olduğunu ve bu durumda gerekli düzenlemelerin kaçınılmaz hale geldiğini UND olarak katıldığımız her platformda ifade ediyoruz. Gümrük Birliği’nin kurucuları arasında yer alan ülkemizin maalesef ki Gümrük Birliği’nden yeterince yararlanamadığı hatta bu birlikten zarar gördüğü acı bir gerçek. Gümrük Birliği’ndeki kotalardan, kısıtlamalardan dolayı da zarar görmemizi öğrenilmiş çaresizliğe benzetiyorum Böyle gelmiş, böyle gider mantalitesini artık değiştirmek gerekmektedir. Sektörümüz Gümrük Birliği’nde en az ihracatçı, üretici kadar dertli durumda. Türkiye-Gümrük Birliği konusunda sevindirici ve bizleri umutlandıran gelişme 27 Nisan tarihinde geldi. Türkiye ve Gümrük Birliği ilişikileri alanında bir rapor çalışmasına başlandı. 27 Nisan’da bu raporun teklif olarak çalışması tamanlandı. Çalışmanın başladığı ile ilgili kısım kamuoyuna duyuruldu. Bölgesinde lider bir Türkiye’nin sanayi, üretim ve lojistik alanlarında engellenmemesi gerekiyor. Özellikle lojistik iş süreçlerinin gerçekleşmesi için vizeler, kotalar, dayatmalar, kısıtlamalar ve bunların toplamında haksız rekabetin son bulması gerekmektedir. 27 Nisan tarihinde Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde hazırlanan rapor hem sektörümüz hem de ülkemiz adına bir dönüm noktası niteliğinde. Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. Gümrük Birliği ile ilgili yapılacak yeni değişikliklerden kazanan mutlaka Türkiye olacaktır. Raporun birinci kısmında Türkiye’nin Avrupa ile yapmış olduğu Serbest Ticaret Antlaşmaları yer alıyor. Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkeler ile paralel serbest ticaret antlaşması yapması ve bu noktada karar mekanizmalarının içerisinde olması, masada oturarak karar alma aşamasında etkili olması konusu var. Masada oturmamız ve karar alma sürecinde aktif rol üstlenmemiz bizi yıllardır engelleyen prangalarımızdan kurtarmak anlamına gelmektedir. Raporun ikinci kısmı Türkiye’nin tarım, hizmetler ve kamu alımları noktasında Gümrük Birliği’ne katılması ve güncellemeler yapılması konusunu kapsıyor. Üçüncü kısımda ise lojistik kotalar konusu, vergiler ve burada alınan masraflar yer alıyor. Bu, üç ana madde raporun konusunu oluşturuyor. Bu raporda dördüncü ve belki de en önemli bölümde ise ABD ve AB arasında yapılması planlanan multitip Transatlantik Serbest Ticaret Antlaşması ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması ve buna taraf olması konusunda ön çalışmaların yapılması var. Burada işleyecek sürece baktığımızda ise sürecin şu şekilde işleyeceğini görüyoruz: Avrupa’da yaklaşık 12 ay sürecek bir çalışma grubu oluşturulacak. Bu kapsamda Avrupa’da ofis açılacak. Bu açılacak olan ofiste sektör uzmanları yer alacak. Bu ofiste bu işe tamamiyle kanalize olmuş uzmanlar olacak. Bu uzmanlar 1 yıllık çalışmanın ardından Türkiye aleyhine hangi maddeler varsa bu maddeleri belirleyecekler. Avrupa’da açılacak olan ofiste görev alacak uzmanlarca belirlenecek olan konu başlıkları karşılıklı görüşülecek ve bu aşamadan sonra imzalar atılacak. Bu rapor, lojistik sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye’de ihracat yapan TIR’larımızın Avrupa ülkelerine girişi esnasında kotaların kaldırılması ve kapılarda bekleme sürelerinin azaltılması ile ilgili bir çalışma da raporda yer alıyor. Güzel günlerin zorlu virajlardan geçtiğini biliyoruz. En zorlu virajları ustalıkla aldık. Bundan sonra sabrımızın karşılığını alacağımızı ve gelecek güzel günlerin ülkemize hayırlar getireceğini öngörüyorum. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den UND ‘Lojistik Sektörüne Genç Bakış’ konferansını gerçekleştirdi Abant İzzet Baysal Üniversitesi Yeniçağa Yaşar Çelik Meslek Yüksekokulu Genç Lojistikçiler Topluluğu tarafından 27 Nisan’da “ Lojistik Sektörüne Genç Bakış” konferansı gerçekleştirilDİ. Üniversiteye bağlı birçok bölümden öğrencilerin katılım sağladığı etkinliğe de UND de davet edildi. Türkiye Karayolları Politikası,( Nalçacılar Ulusl.Nak. Nida Nalçacı ) Türkiye’de Lojistik Sektörü,( UND Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Gülen ) İş hayatında iletişim (Binmedya Belgin Yavuz )’un değerlendirildiği konferansta UND adına UND Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Gülen ve UND Bolu Bölge Temsilcisi Nusret Özarslan katılım sağladı. “Türkiye-İran İşbirliği” toplantısı Gaziantep Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi Türkiye İran İşbirliği toplantısı bölge ihracatçıları ve İran güzergahına çalışan üye firmaların katılımı ile Gaziantep Ticaret Odası’nda (GTO) gerçekleştirildi. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, UND Yönetim Kurulu Üyesi Memik Hilmi Taner’in katlım gösterdiği toplantıda transit taşımalarda yaşanan sorunların dile getirildiği bilgi notu büyükelçi ve Ticaret müşavirine iletildi. GTO Başkanı Eyüp Bartık “Türkiye-İran İşbirliği” toplantısında, İran’ın en fazla ihracat yaptığı ikinci ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Bu ülkenin en fazla ithalat yaptığı beşinci ülkenin de Türkiye olduğunu ifade eden Bartık, şöyle devam etti: “Ticaret, yolunu bulur. Biz ticaret adamı olarak polemiklerle ilgilenmemeliyiz. İki ülke arasında Mayıs 2015 gelişen diyalog iş dünyasına olumlu yansıyacaktır. Aslında burada iş dünyasına da önemli görevler düşüyor. İş dünyasının ticareti artırması iki ülkenin daha da yakınlaşmasına neden olacaktır” dedi. Bartık, hedef pazarının İran olduğunu vurgulayarak, kazan-kazan politikasıyla pastadaki payı artırmak istediklerini aktardı. Bartık, İran pazarını daha iyi analiz etmek için en kısa zamanda bu ülkeye iş gezisi düzenleyeceklerini kaydetti. İran Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli ise , ambargolar ve yabancı müdahalelerden dolayı 2013 ve 2014 arasında ticari rakamlarda azalma olduğunu ifade etti. Bu rakamların artışa geçtiğini anlatan Bikdeli, ilerleyen süreçte rakamların istenen seviyelere ulaşacağını dile getirdi. Sektörün Gürcistan’da yaşadığı problemler masaya yatırıldı Gürcistan-Azerbaycan-Karadeniz Bölge Çalışma Grubu Toplantısı Batum Başkonsolosluğu ve Doğu Karadeniz Bölge Müdürlüğü’nün katılımıyla gerçekleşti. UND’nin Gürcistan/Azerbaycan/Karadeniz Bölge Çalışma Grubu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Batum Gümrük Ataşesi Sayın Özay Kutlu, Ekonomi Bakanlığı Batum Ticaret Ataşesi Mikail Develioğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Doğu Karadeniz Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin Şanverdi, GTB Doğu Karadeniz Bölge Müdürlüğü Transit Birimi Şefi Sayın Tayfun Şahin’in katılımlarıyla Trabzon’da bir araya geldi. Gündemi Gürcistan olan toplantıda, uluslararası nakliyecilerin Gürcistan’da sektörel anlamda yaşadıkları problemler geniş bir perspektifte ele alındı. Bölge çalışma grubu toplantısına YK Üyesi Abdullah Özer (Özer), YK Üyesi Alişan Ender Topaloğlu (Başoba), Çalışma Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir (Efsane), Çalışma Grubu Üyeleri; Salim Uzun (Uzunoğlu), Mahmut Karslı (Onat), Coşkun Yılmaz (Petek), Kral Faysal Çillioğlu (Rizeport), Ercan Ataoğlu (Ataoğlu), İsa Baş (Çağlayan 61), Mustafa Sağıroğlu (Birses), Aydemir Kaya (Kaya Otomotiv), Can Yılmaz Turan (Kazazlar), Abdullah Aydın (Uğurtrans), Paşa Gürsoy (Gürsoy), Alihan Sağıroğlu (Gürsoy), Mustafa Aslan (Muci), Tolga Bakır (Rizeport), Seyfettin Engin (Kuzeytrans), Muharrem Baytar (Kaytrans), Hasan Erdoğan (Özer), Hasan Çillioğlu (Rizeport), katılım sağladı. 12 UND’den Geçiş belgesi kotası Rusya ihracatına zarar veriyor Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu toplantısı 12 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Rusya KUKK Toplantısı ve Çin Karayolu Taşımacılığı ana gündem maddeleri oldu. Rusya KUKK toplantısına ilişkin olarak bakanlığımıza bildirilmek üzere UND’nin görüşlerinin oluşturulması, Çalışma Grubu üyelerinin taleplerinin ve analizlerinin belirlenmesinin amaçlandığı toplantıda son zamanda UND’nin Rusya taşımalarımız ile gerçekleşen girişimleri hususunda katılımcılara bilgi verildi. Toplantıya katılım sağlayan Çalışma Grubu üyelerine, UND ve Rus muadil Derneği ASMAP nezaretinde Rus ve Türk frigorifik taşımacılarca Antalya’da Akdeniz İhracatçı Birlikleri ve Antalya’da yerleşik gıda ihracatçılarımıza gerçekleştirilen saha ziyaretleri hususunda bilgilendirme- lerde bulunuldu. Çalışma grubu saha ziyaretleri sonrasında düşük Rus geçiş belgesi kotasının, özellikle gıda ve diğer ihracat kalemi ürünlerimizin zamanında Rusya’ya teslimine en büyük engel olduğu hususunda mutabakata vardı, özellikle frigorifik ve normal geçiş belgelerinin sayısının bir an önce arttırılması gerektiğini önemle belirttiler. Çin karayolu taşımacılığına ilişkin olarak ise UND hazırlamış olduğu istatistik ve bölge taşımacılık analizlerini çalışma grubu üyelerine sunarak, Çin’e taşıma hususunda çalışma grubu üyelerimizin fikirlerini önemle not etti. Çalışma Grubu Başkanı Nilşah Alptekin (Yardımcılar) başkanlığında gerçekleşen çalışma grubumuza Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Sünel (Logi Trans), Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Kadir Kuş UNTRR’nin 25. Yıldönümü’nde AB’de karayolu taşımacılığı tartışıldı Romen Derneği UNTRR‘ nin 25. Yıl Kutlama Etkinlikleri çerçevesinde uluslararası bir panel düzenlenerek AB içerisinde son yıllarda gelişen korumacılık anlayışı değerlendirildi. Yapılan panelde, konuşmacılar tarafından bazı AB ülkelerince uygulamaya konulan korumacı tedbirlerin AB’ye sonradan katılan doğu Avrupa ülke taşımacılarını zor durumda bıraktığı bu kısıtlamaların AB ruhuna aykırı olduğu ifade edildi. Panelde ya AB muhafazakârlaşacak ya da özgürlükçü olacak şeklinde görüşler paylaşıldı. Panele konuşmacı olarak Mayıs 2015 UND de davet edilerek, Türkiye’nin bakış açısının yansıtılması istendi. Bu manada son yıllarda bazı AB ülkelerinin, Türkiye ile AB arasından imzalanan anlaşmalara aykırı olarak, transit taşımalarda karşılaşılan kota kısıtlamaları örnekler üzerinden anlatıldı. Dünya Bankası’nın AB- Türkiye Gümrük Birliği Raporu’nun bu konudaki sonuçları UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel tarafından katılımcılar ile paylaşıldı. Etkinlik Romen derneğinin 25. yıl kutlamaları ve davet edilen derneklerin hediye takdimi ile son buldu. (Özkuş), Sevim Soylu (UNO), Gökhan Kavak (Kavak), Onur Gül (Gülsan), Sinan Çelikcan (Türkcan), Ali Gülgönül (Trans 14), Serkan Başbilen (Supet), Ufuk Cengizoğlu (Asil), Muzaffer Başbilen (Özbaşak), İmdat Başbilen (Başbilen), Serkan Civelek, Cevdet Sayar (Düzce), Ayhan Erdem (Tuna) ve UND İcra Kurulu Üyesi Alpdoğan Kahraman katıldı. Tacikistan Duşanbe Büyükelçisi ile tanışma toplantısı yapıldı Duşanbe Büyükelçiliği’ne atanan Öztürk Yılmaz ile tanışma toplantısı 5 Mayıs’ta DEİK koordinatörlüğünde yapıldı ve UND de toplantıya katılım sağladı. Duşanbe yeni Büyükelçisi ile sektörümüzün Tacikistan’da yaşadığı sorunlar paylaşıldı. Taleplerimiz arasında yer alan vize şartının kaldırılarak Türkiye’nin Tacikistan vatandaşlarına uyguladığı gibi vize muafiyeti getirilmesi, ikili/transit geçiş belgesi kotalarının libere edilmesi, Tacikistan’da sürücülere tanınan kalış sürelerinin yetersizliği ve uzatılmasının sağlanması hususları Büyükelçi tarafından not edildi. Büyükelçi Yılmaz, sektörümüze ve taleplerimize tüm desteğin verilebileceği belirtti. 13 Mayıs 2015 14 UND’den Gebze organize sanayisi üyelerine “ADR Güvenlik Danışmanı” konulu eğitim verildi Gebze organize sanayisinin daveti üzerine Gebze tesisinde UND tarafından firmalara yönelik ‘ADR Güvenlik Danışmanı’ konulu bir eğitim gerçekleştirildi. UND adına sunum yapan İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel’in, ADR Güvenlik Danışmanı Nedir? Görev ve Sorumlulukları Nelerdir? Güvenlik Danışmanı olmak için ne tür kriterler gerekir? Güvenlik Danışmanı ne zaman yürürlüğe girecek ve buna bağlı cezai yaptırımlar nelerdir? gibi sorulara cevap verdiği seminer yoğun katılımla gerçekleşti.Organizasyondan dolayı Gebze Organize Sanayi yetkililerine teşekkür eden Alper Özel, ADR Güvenlik Danışmanlığı’na ilişkin her türlü konuda UND uzmanlarına danışabileceğini belirtti. İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri çalışma grubu toplantısı 13 Mayıs’ta UND Mersin Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda İran taşımalarında yaşanılan sorunlar, Irak taşımalarında yaşanılan gelişmeler ve Habur Gümrük Kapısı’ndaki X-Ray kontrollerinde yaşanılan sorunlar, Türkmenistan plaka- UND Yönetim Kurulu, Konya çalışma grubu üyeleri ile bir araya geldi 9 Mayıs’ta Konya’ya gerçekleştirilen kahvaltılı Çalışma Grubu toplantısında Konya çalışma grubu üyeleri bölge sorunları hakkında fikir alışverişinde bulundu.UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci, UND Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Ethem Öcal (Yörük), BÇG Başkanı Alibey Yüksel ( Yükseller), Serdar Özdemir (Ahmet Özdemir), Ceyhun Can (Mertcan), Hasan Öcal (Yörük), Mehmet Serin (Serin Dorse) ve UND Konya Bölge Temsilcisi Tahsin Faruk Kaya’nın katıldığı toplantıda, sektörMayıs 2015 de yaşanan gelişmeler ve sorunlar değerlendirildi. Başkan Yardımcısı Değirmenci, UND’nin kamuda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Ayrıca taşımacılık sektörü ve şirket faaliyetleri hakkında gelen sorular ışığında bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Toplantı sonrası Cavit Değirmenci ve Çalışma Grubu üyeleri tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı eski müsteşarı ve milletvekili adayı olan Sayın Ziya Altunyaldız’a bir ziyaret gerçekleştirerek, sektördeki son gelişmeleri paylaştı. lı araçların ülkemize yaptıkları taşımalar, ADR konvansiyonunun ülkemizde uygulanmaya başlanması konuları görüşüldü. Ayrıca İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri Çalışma Grubu Başkan ve Başkan Yardımcılığı seçimi de gerçekleştirildi. Çalışma Grubu Başkanı Nihat Irmak, Başkan Yardımcısı Hüseyin Salman oy birliği ile seçildiler. Toplantıya; UND Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan (Meter), Çalışma Grubu Üyeleri; M.Mücahit Altay (Gültur), Erkan Yurteri (Botros&Levante), Nihat Irmak (Gülbin), Hüseyin Salman (Salman Global), Ferhat Aydoğan (Ferhat), Hayrettin Tümbek (Nokta Lojistik), Çağlar Ustabaşı (Gökay), Osman Özcan (Özcanlar), Abdulhalim Akdağ (Akdağlar) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağladı. İran taşıma sorunları Mersin’de görüşüldü Mersin Bölge Çalışma Grubu toplantısı 20 Mayıs’ta UND Mersin bölge temsilciliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda; İran taşımalarında yaşanılan sorunlar, Irak taşımalarında yaşanılan gelişmeler ve Habur Gümrük Kapısı’nda yaşanılan beklemeler ile bölge İstişare Kurulu Üyelerinin seçimi konuları görüşüldü. Çalışma Grubu Başkanı Ferid Cevheroğlu’nun (Cevheroğlu) Başkanlığında gerçekleşen çalışma grubuna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı Keleş (Özkeleşler), Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan, (Meter), Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Burhan Özcan (Özcanlar), Çalışma Grubu Üyeleri; M.Mücahit Altay (Gültur), Nihat Irmak (Gülbin), Yaşar Özkaya (Öz Özkayalar), Şeyhmus Tekin (Nubahar), M. Nuri Bulun (Öz Bilal), Hüseyin Salman (Salman Global), Osman Kahramanlı (Osman Lojistik) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağladı. 15 Mayıs 2015 16 UND’den Ortadoğu çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi Ortadoğu Çalışma Grubu toplantısı, 13 Mayıs’ta Hatay bölge temsilciliğimizde gerçekleşti. Toplantıya katılan UND çözüm ortağı AS24 yetkilisi Okan Taşel; kart kontrol sistemi , KDV iadeleri ve geçerli olduğu ülke, güzergahlar , ödeme şekilleri ve UND üyelerine sağlanan avantajlar ile ilgili detaylı bilgilerin olduğu bir sunum gerçekleştirdi. Bölgede uygulanan akaryakıt denetimi ve Ortadoğu taşımalarında Ro-Ro ile ilgili yaşanan sıkıntılar görüşülmek üzere Bölge Yönetim Kurulu üyelerinin Hatay Valisi Ercan Topaca yapmış olduğu ziyaret hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Vali Ercan Topaca ile yapılan görüşmede akaryakıt denetimi konusunda bölgede uygulanan denetimler konusunda çözüm taleplerinin iletildiği bilgisi toplantı katılımcılarına aktarıldı. Çalışma grubu toplantısında, çalışma grubu üyelerinin oy birliği ile yeni başkan ve başkan yardımcısı seçildi. Grup başkanlığına Mehmet Arslan (Trans Mehmet Selim Nakliyat) , Yardımcılığına ise Ahmet Erek (Erekler Nakliyat) getirildi. Çalışma grubu Toplantısına, Kemal Gül (Gülsan) , Kamil Sağ (Özsağlam) , Yusuf Girişken (Gisa) ,Abdurrahim Kılıç (Yakup) , Rasim Ray (Astray) , Hamit Şanverdi (Zaimoğlu) , Mehmet Arslan (Trans Mehmet Selim) ,Yusuf Günsaldı (Günsaldı) , Mehmet Kayabölen (Özuzunbağ) , Hikmet Aslan (Özaslan) , Nev- TOBB-UND Avrupa’da “Ön Gümrükleme Sistemi” ile bir ilki daha başardı Türkiye’nin en yüksek tutarlı transit teminat sağlayıcısı TOBB UND, İtalya Trieste’de gümrük işlemleri için beklemeye son veren yeni bir uygulama ile bir ilke daha imza attı. 14 Mayıs itibarıyla, İtalya Trieste Limanı’na gelen araçların bilgileri önceden gümrüğe gönderilerek, araç limana gelmeden bir gün önce işlemleri tamamlanıyor ve araç geldiğinde Transit Beyannamesi hazırlanmış oluyor. İtalya Gümrükleri işbirliğinde gerçekleştirilen bu yenilik sayesinde gümrük işlemlerinde zaman kaybetmeden araç yola devam ediyor. Sadece TOBB UND müşterilerinin faydalanabildiği bu uygulama için araç plakası, vagon numarası, EX-1, fatura ve CMR bilgilerinin tren yola çıktığında TOBB UND İtalya temsilciliğine gönderilmesi yeterli oluyor. Bu ayrıcalıklı hizmetten yararlanmak için italy@tobbund.com.tr adresine e-posta gönderilmesi yeterli oluyor. Mayıs 2015 rez Erek (Erekler) , Mehmet Uçar (Özuçar) , Samih Kılıç (Asil) , Tahsin Bulut (Bulut) , Ahmet Erek (Erekler) , M.Salim Akın (Özakın) , Metin Dağlı (Dağlı) , ve Bölge temsicimiz Fulya Özdemir katılım sağladı. SKAL’a Türk ulusal karayolu taşımacılığı anlatıldı Finlandiya Derneği SKAL İstanbul’da üyelerine yönelik yapmış olduğu etkinliğe UND’yi davet ederek Türkiye uluslararası karayolu taşımacılığı hakkında bilgilendirme talep etti. Yapılan bilgilendirmede; ülkemizin mevcut filo yapısı, kapasitesi, taşıma sayıları değerlendirildi, bölgede sahip olduğu önemi vurgulandı, devletin lojistik ve taşımacılık konusundaki politikaları, 10. Kalkınma Planı çerçevesinde faaliyetler ve alınan kararlar aktarıldı, Dünya Lojistik Performans Endeksi çerçevesinde ülkemizin hedefleri paylaşıldı. Finli nakliyeciler tarafından son yıllarda Türkiye’nin bölgedeki lojistik merkez olma konusundaki önemi gittikçe arttığı ve ilerleyen yıllarda Avrupa ile Orta Asya’nın birleşmesinde en önemli rolü oynayacağı ifade edildi. UND adına İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel toplantıya katıldı ve Finli nakliyecileri bilgilendirdi. 17 İkra Lojistik, lastiklerini profesyonellere bıraktı Brisa ve İkra Lojistik “Profleet Filo Yönetim Çözümleri” kapsamında imzaladıkları sözleşme ile işbirliklerini bir adım ileri taşıdı. Brisa; İkra Lojistik’in şirketin Azerbaycan, Türkiye ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarında işortağı İkikardeş Ticaret ile birlikte hizmet verecek. 27 Mart‘ta Sabancı Center’da düzenlenen sözleşme imza törenine, Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, İkra Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Akın Konyar ve Brisa İş Ortağı Uğur İkikardeş’in yanısıra bu şirketlerin çalışanları da katıldı. İkra Lojistik, Brisa ile imzalanan sözleşme çerçevesinde, lastik tedariki, kaplama ve araç bakımının yanısıra Profleet kapsamında sunulan Filofix yol yardımı, Aspects+ ölçüm ve raporlama programı gibi hizmetlerden yararlanarak operasyonel maliyetlerinde tasarruf sağlayacak. Aynı zamanda lastik atıklarını ve yakıt tüketimini düşürerek, operasyonlarının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini de azaltmış olacak. İşbirliği kapsamında, Brisa tarafından İkra Lojistik teknisyenlerine ve şoförlerine lastik eğitimleri de verilecek. Brisa, İkra Lojistik’in Türkiye, Azerbaycan ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarına, iş ortağı İkikardeş Ticaret ile birlikte destek verecek. Mayıs 2015 18 UND’den İtalya kendi ticaretine zarar veriyor Türkiye ve İtalya arasında işbirliği ve ortaklık fırsatlarını geliştirmek amacı ile İtalya Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı tarafından 26 Mayıs’ta Wyndham Grand İstanbul Otel’de toplantı gerçekleştirildi. Türkiye ve İtalya arasında taşımacılıkla ile ilgili sorunları dile getiren UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener “Avrupa’da sadece İtalya ile taşıma sorunu yaşıyoruz. İtalyan tarafı ihtiyacın çok daha altında bir taşımaya izin veriyor. Son 8 yılda iki ülke ulaştırma bakanları toplantı yapamadı Şubat ayında yapılan toplantıda ise taraflar uzlaşamadan ayrıldı. Böyle bir sistemle çalışmaya devam edersek İtalya ile taşıma yapılamaz” dedi. İtalyan firmalar ile Türk firmalarını bir araya getiren İtalya Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı tarafından İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıya UND Başkanı Fatih Şener de katıldı. Türkiye ve İtalya arasında ticareti alıkoyan taşımacılıkla ilgili sıkıntılar olduğunu belirten Şener, Türkiye ve İtalya’nın aynı tedarik zincirinin parçaları olduğunu ve bürokratik engeller yüzünden iki ülke arasında taşımacılıkla ilgili sıkıntılar yaşandığını ifade etti. Taşıma kotaları İtalya ile ihracata zarar veriyor Toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye ve İtalya arasında güçlü bir siyasi ilişki olduğunu söyleyen UND Başkanı Fatih Şener konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye sadece İtalya ve Rusya ile taşıma sorunu yaşıyor. Avrupa’da İngiltere, Almanya, Hollanda gibi taşıma sorunu yaşamadığımız ülkelerle ihracatımız yüzde 80 artarken İtalya ile ticaretimiz hızla azalıyor. Son üç yılda Almanya’nın Türkiye’ye ihracatı nerede ise 1 milyar dolar artarken İtalya’nın ihracatı ise 1.3 milyar dolar azalmış durumda İtalya bu yaklaşımı ile kendine zarar veriyor ve taşıma sorunları sebebiyle birlikte kaybediyoruz. Bugün olduğu gibi pek çok İtalyan heyeti iki ülke arasındaki ticareti geliştirmek için Türkiye’ye geliyor ancak taşıma sorunu varken ticaret artamaz. İtalya Türkiye’ye taşıma izni vermek zorundadır. Biz İtalya ihraç ürünlerini Türkiye’den Orta Doğu ve Orta Asya’ya Avrupa’nın en çevreci ve en genç filoları ile taşıyabiliriz” dedi. Şener; Mayıs 2015 “Türkiye olarak İtalyan kamuoyunda farkındalığı arttırmaya çalışıyoruz. Bu konunun iyileşmesi konusunda yapacağımız lobiye ekonomi bakanlıkları ve iş dünyası insanlarının destek vermesini çok istiyoruz. İtalya’nın kotaları kendisine zarar veriyor. İtalya’nın bu korumacı tavrı sebebi ile İtalya’nın bizim ardımızdaki Kafkas ve Orta Asya’daki ülkelere mallarını taşımasında da sorun yaşıyor. İtalyan taşımacılar karlı Avrupa pazarını bırakıp Türkiye pazarında taşıma yapmayı tercih etmiyorlar. Anlaşılmaz bürokrasi Türkiye ve İtalya ticaretine zarar vermekte ısrar ediyor” dedi. Şener konuşmasında, İtalya ve Türkiye arasındaki taşıma sorunu geçmişinin 7 yıl öncesine kadar dayandığını ve en son 2008 de KUKK toplantısı yapan iki ülke bakanlıklarının 7 senedir toplantı yapmadığını, Şubat 2015’te yaptıkları toplantıda masaya yumruklar vurularak anlaşma yapamadan 19 Gümrük Birliği’nde revize yapılacak, kazanan Türkiye olacak Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde çok önemli bir rapor hazırlanıyor. Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, Gümrük Birliği ile ilgili yapılacak yeni değişikliklerden kazananın Türkiye olacağına vurgu yapıyor. Türkiye-Gümrük Birliği ilişikileri en çok tartışılan konulardan biri konumunda. Gümrük Birliği’nin kurucuları arasında yer alan ülkemiz maalesef ki Gümrük Birliği’nden yeterince yararlanamıyor. Yararlanamadığı gibi de Gümrük Birliği’ndeki kotalardan, kısıtlamalardan dolayı da zarar görüyor. Lojistik sektörü Gümrük Birliği’nde ihracatçı, üretici kadar dertli durumda. Kimi uzmanlar Gümrük Birliği konusunu ta en başından ‘bir hata’ olarak değerlendirirken kimi uzmanlar da bu konuda ciddi bir revize yapılması gerektiğini savunuyor. Konuyu MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha’ya sorduk. Gümrük Birliği-Türkiye ilişkileri konusunda bir revize olacağını ve bu konu ile ilgili çalışmaların başladığını ifade eden Taha, “Türkiye ve Gümrük Birliği ilişikileri alanında bir rapor çalışmasına başlandı. 27 Nisan’da bu raporun teklif olarak çalışması tamanlandı. Çalışmanın başladığı ile ilgili kısım da zaten kamuoyuna duyuruldu” dedi. konusu ve vergiler ve burda alınan masraflardan oluşuyor. Bu, üç ana madde raporun konusunu oluşturuyor. Bu raporda dördüncü ve belki de en önemli bölümde ise ABD ve AB arasında yapılması planlanan multitip Transatlantik Serbest Ticaret Antlaşması ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması ve buna taraf olması konusunda ön çalışmaların yapılması var” dedi. Sürecin işleyişi hakkında Taha şu bilgileri verdi: “Süreç şöyle işleyecek: Avrupa’da yaklaşık 12 ay sürecek bir çalışma grubu oluşturulacak. Bu kapsamda Avrupa’da ofis açılacak. Bu açılacak olan ofiste sektör uzmanları yer alacak. Bu ofiste bu işe tamamiyle kanalize olmuş uzmanlar olacak. Bu uzmanlar 1 yıllık çalışmanın ardından Türkiye aleyhine hangi maddeler varsa bu maddeleri belirleyecekler. Avrupa’da açılacak olan ofiste görev alacak uzmanlarca belirlenecek olan konu başlıkları karşılıklı görüşülecek ve bu aşamadan sonra imzalar atılacak.” Rapor lojistik sektörü ve sanayici için mühim bir çalışma Ekonomi Bakanlığı bünyesinde uzun süreden beri yürütülüyor Bölgesinde lider bir Türkiye’nin sanayi, üretim ve lojistik üçgeni bakımından daha güçlü olması önkoşulunun olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Taha, “Raporda üç ana madde, bir ara madde var. Raporun birinci kısmında Türkiye’nin Avrupa ile yapmış olduğu Serbest Ticaret Antlaşmaları’na yaptığı ülkeleri ile paralel serbest ticaret antlaşması yapması ve bu noktada karar mekanizmalarının içerisinde olması, masada oturarak karar alma aşamasında etkili olması konusu var. Raporun ikinci kısmı Türkiye’nin tarım, hizmetler ve kamu alımları noktasında Gümrük Birliği’ne katılması ve güncellemeler yapılması konusunu kapsıyor. Üçüncüsü lojistik kotalar Bu raporun uzun süreden beri yürütüldüğüne dikkat çeken Taha, “Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci’nin uzun süreden beri sessizce yürüttüğü bir çalışma var o da Avrupa Gümrük Birliği ile ilgili Türkiye’yi birebir ilgilendiren ve demin de bahsettiğimiz üç tane ana bir ara maddenin olduğu rapor. Bu rapor, lojistik sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Türkiye’de ihracat yapan TIR’larımızın Avrupa ülkelerine girişi esnasında kotaların kaldırılması ve kapılarda bekleme sürelerinin azaltılması ile ilgili bir çalışma da raporda var. Bunların haricinde bir de kamu ile ilgili bir çalışma var. Avrupa Birliği bu üç maddeye değinilmesinden, bu üç maddenin açılmasından yana değildi. AB, bu üç maddeyi özellikle istemiyordu. Şimdi ikna olmuşlar. Ve bu üç konuya değinecekler, bu üç hususu ele alacaklar. Maksimum 1 yıl içinde bu konu, olumlu şekilde çözülecek, onaylanacak. Biz de bunu bekliyoruz” dedi. Raporla ilgili öngörülerinin bu şekilde olduğunu ifade eden Taha, Avrupa Birliği ile ABD arasında Transatlantik Sözleşmesi’ne Türkiye’yi dahil etmenin son derece müspet sonuçlar doğuracağını da söyledi. Avrupa’da açılacak olan ofiste konunun uzmanlarının konuyu detaylandırıp Gümrük Birliği kapsamında Türkiye’nin önünü tıkayan, elini kolunu bağlayan durumların saptanacağını ve bu sorunların Türkiye’nin lehine çözüleceğini de söyledi. Büyün bu gelişmelerin Türkiye’deki sanayici, lojistikçi ve üretici için çok önemli katma değerler sağlayacağını vurgulayah Taha, “MÜSİAD camiası olarak bu konuda katkı sunmaya hazırız. Önemli olan ülkemizin, vatanımızın ekonomisinin daha güçlü olmasıdır. Lojistik sektörümüzün bu oluşum sayesinde daha güçlü bir potansiyele sahip olması sektördeki bizlerin en büyük temennisidir” dedi. Mayıs 2015 20 UND’den TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda sektör sorunları ele alındı TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda und İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, sektörümüzün ve ülkemiz ihracatçılarının gümrük idarelerinde karşılaştığı sorunlarla ilgili derinlemesine bir sunum gerçekleştirdi. Ülkemiz ticaret erbabının ve sektörümüzün yaşadığı sorunların ele alındığı, çözüm önerilerinin görüşüldüğü ve ortak akıl ile üretilen projeler ile ülkemiz ticaret erbaplarının daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi adına faaliyetlerin planlandığı önemli bir paylaşım platformu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi Lojistik Konseyi, UND’nin katılımı ile faaliyetlerine devam ediyor. 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Lojistik Konseyi Toplantısı’nın ana gündem maddeleri: Avrupa Birliği karayolu kota uygulamaları ile ilgili Derneğimizce devam ettirilen dava süreçleri, Hazar Transit Koridoru Projesi, Türkiye Sanayi Stratejisi 2015-2018 Eylem Planı’nda yer alan lojistik ile ilgili eylemler, AB ülkelerine yapılan ihracat taşımalarında karşılaşılan sorunlar, Gümrük idarelerinde karşılaşılan sorunlar, Sektörümüze yönelik devlet teşvik mekanizmasının etkinleştirilmesi, İstanbul’daki trafik yasaklarının etkileri başlıkları altında oldu. UND yetkilileri gümrük idarelerinde karşılaşılan sorunlara vurgu yaptı Mayıs 2015 Toplantıda, Avrupa Birliği’ndeki kota sorunları ile ilgili UND girişimleri ve açılacak davalar ile ilgili UND tarafından bilgilendirme yapıldı ve süreçler istişare edildi. Bir başka gündem maddesi olan Hazar Transit Koridoru ile ilgili mevcut Ro-Ro hatları ve alternatifler masaya yatırıldı, maliyetlerin düşürülmesi ve hat sayısının arttırılması ile ilgili çalışmalar hakkında karşılıklı bilgilendirmeler yapıldı. Sektörümüzün ve ülkemiz ihracatçılarının gümrük idarelerinde karşılaştığı sorunlar toplantının ana gündem maddelerinden biri olurken, gümrük idarelerinde karşılaşılan sorunlara ilişkin UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener tarafından bir sunum gerçekleştirildi ve gümrük idarelerindeki mevcut sorunlar ve iyileştirme önerileri karşılıklı olarak tartışıldı. Bir diğer gündem maddesi olan hizmet ihracatı ile ilgili devlet teşviklerinin etkinleştirilmesi hususunda, sektörümüzün devlet teşvik mekanizmasından yararlandırılabilmesi adına Ekonomi Bakanlığı çalışmaları hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Toplantıya, TİM Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen, TİM Genel Sekreteri İsmet Yalçın, TİM Şube Müdürü İbrahim Özçelik, Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Ekonomi Bakanlığı Daire Başkanı Oğuzhan Berber, Ekonomi Bakanlığı Uzmanları Nuh Üstün, Sibel Toper, Dilara Zümreoğlu Tek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Şube Müdürü Ahmet Damcıdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Uzmanı Barış Biçimseven, Deniz Ticaret Odası adına Asım Barlın, Demiryolu Taşımacıları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Nükhet Işıkoğlu, Bursa Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Orhan Kattaş, TİM Uzmanları Funda Özgüleç ve Merve Yıldız Güler, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Arif Badur’un yanı sıra UND adına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Baykara, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Yönetim Kurulu Başdanışmanı Cahit Soysal, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke katılım sağladı. 21 Güvenli sürüş için doğru lastik “Aracınızın yol ile temasını sağlayan tek bağlantı noktası lastiğinizin yola bastığı alandır, o da eliniz kadardır. Bu alanı doğru kullanmazsanız hayatınızı tehlikeye atmış olursunuz’’ diyen LASİD Genel Sekreteri Ünsal güvenli sürüş için doğru lastiğin önemine işaret ederek doğru lastiğin kriterlerini sıraladı. Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği (LASİD) güvenli sürüşte lastiğin önemine dikkat çekerek; ‘doğru lastik kullanımı’ konusunda sürücüleri uyardı. LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal, lastiğin hayati önemini vurgulayarak şöyle dedi: “Lastik, güvenli bir sürüş için can simididir. Aracınızın yol ile temasını sağlayan tek bağlantı noktası, lastiğinizin yola bastığı alandır; o da neredeyse elinizin boyutu kadardır. Bu alanı doğru kullanmazsanız hayatınızı, araçtaki yolcuların hayatını, trafikteki başka araçları ve onların taşıdığı hayatları da tehlikeye atmış olursunuz. Güvenli sürüş için aracınıza en uygun ve doğru lastiği seçmeli, onu da doğru şekilde kullanmalısınız ancak şunu da unutmamalıyız ki trafik; tüm sürücü ve yayaların ortak bir bilinçle ve birbirine saygı duymaları sayesinde sağlıklı yürür.” Doğru lastik nedir? Ünsal; doğru lastiğin kriterlerini şöyle sıraladı: “Araç için en doğru lastik, araç üreticisinin belirlediği ve araca orijinal olarak taktığı ebattaki lastiktir. Araç üreticileri, aracı dizayn ederken hız, yol, yük, sürücü ve benzeri etkenlere göre en uygun ebat ve özellikteki lastiği, test ve onay sürecinden sonra saptarlar. Sürücülerin yapacağı şey; tavsiye edilen tip ve ebattaki lastiği seçmektir. Öte yandan, farklı hava, yol ve kullanım koşulları da lastik seçiminde önemli bir kriterlerdir. Örneğin; kış koşullarında kış lastiği kullanılırken; +7 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yani bahar ve yaz aylarında yaz lastiği gerekir.” Yazın kış lastiği yakıt tüketimini artırır Ünsal; daha üstün performans ve güvenli bir sürüş için yaz lastiklerine zamanında geçişin önemine de işaret ederek şöyle dedi: ‘’Kış koşullarında sizlere daha iyi hizmet etmesi için üretilen kış lastiklerinizi yaz koşullarında da kullanmaya devam ederseniz, kış lastiğinin sağladığı tüm avantajlar yazın sizin aleyhinize döner. Örneğin; Yuvarlanma direnci yüksek olduğu için yakıt tüketiminiz artar, Farklı sırt karışımı nedeniyle fren mesafeniz uzar ve olası tehlikelere yol açar.” Lastiğin doğru kullanımı için ne yapmalı? Peki ya lastiğin doğru kullanılması için hangi noktalara dikkat etmeliyiz? Ünsal, şu noktaların altını çizdi: Diş derinliği çok önemli: Yaz lastiğine geçerken, lastiğinizin diş derinliğini mutlaka kontrol etmeli/ ettirmelisiniz. Diş derinliğinin yasal diş derinliği olan, 1.6 mm’den daha düşük olmaması gerekir. 1.6 mm’den daha az diş derinliği olan lastikler yol tutuşu, fren mesafesi, yakıt tüketimi gibi konularda olumsuzluk getirirken, yasal olarak da kullanılması mümkün olmadığından, yenileri ile değiştirilmelidir. Düzensiz aşınmalara ve özürlere dikkat: Yaz lastiklerinizin diş, topuk, yanak ve sırt kontrollerini yaptırmalısınız. Lastiğinizin herhangi bir noktasında görülen düzensiz aşınma, delinme, yıpranma ve yırtılma benzeri özürler uzmanları tarafından incelenmeli ve alınacak karara göre uygulama yapılmalıdır. Doğru janta monte: Lastiklerinizin araç üreticilerince belirlenen ve teknik olarak uygun janta monte edilmesini sağlamalısınız. Aracınıza uygun hava: Lastiklerinizin uygun hava değerlerinde şişirilip şişirilmediğini kontrol edin. Lastiğinize, aracınızın kitabında önerilen doğru ve uygun havayı basmalı/bastırmalısınız. Balans ayarı: Lastiklerinizin balans ayarlarını yaptırmalısınız. Lastiğin araca montajı: Lastiklerinizi aracınıza monte ettirirken, hep karşılıklı gelen bijonları sıkarak tam ve sağlıklı bir şekilde aracınıza monte ettirmelisiniz. Düzenli Hava basıncı kontrolü: Lastiğinizin havalarını mümkün olduğunca sık ve lastikler soğuk iken ölçmeli ve azalma var ise tamamlatmalısınız. Unutmayın doğru lastik doğru hava ile daha verimli çalışır, daha az yakıt tüketimine yardımcı olur. Öte yandan, Yüksek hava lastiğinizin sırtının ortasında, düşük hava ise lastiğinizin sırtının omuza doğru kenarlarında anormal aşınmalara yol açar ve zamanından önce lastiğinizi değiştirmek zorunda kalırsınız. Mayıs 2015 22 UND’den Gümrük ve Ticaret Konseyi, UND’nin katılımıyla gerçekleşti Gümrük ve Ticaret Konseyi’nde ülkemizin, Küresel Lojistik Performans Endeksine ilişkin son dönemde “gümrük” ve “zamanında teslim” kriterlerinde yaşadığı düşüşün nedenlerine değinen UND Başkanı Nuhoğlu; ülkemizin zamanında teslim alanında 27’nci sıradan 41’inci sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda karşılaşılan engellemeler ve gümrük idarelerimizde yaşanan sorunlardan kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük” olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü sıraya düşüldüğünü belirtti. 22.06.2012 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından kurulan Gümrük ve Ticaret Konseyi’nin, ilk toplantısı 13 Mayıs’ta ilgili bakanlıkların, kamu kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirildi. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin başkanlığında gerçekleştirilen konsey toplantısına, konseyin temsilci üyesi olan UND adına Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İkinci Başkan Şerafettin Aras, Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke katıldı. UND Başkanı Nuhoğlu Dünya Gümrük Örgütü’nün çalışmalarına değindi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na, gümrük ve iç ticaret politikalarının oluşturulması ve uygulanması ile ilgili olarak görüş bildirmek ve bu konularda araştırma ve çalışmalar yapmak, gümrük ve ticaret politikalarına, ekonomik sistemdeki tüm aktörlerin ortak katılımı ve işbirliği temelinde ve objektif esaslara göre yön vermeye katkı sağlamak amacıyla kurulan bir danışma organı olan Gümrük ve Ticaret Konseyinin işleyişi ve yapısı ile ilgili görüş ve önerilerin paylaşıldığı konsey toplantısı, Bakan Yardımcısı Fatih Metin’in Gümrük ve Ticaret Bakanlığının faaliyetlerine ve projelerine ilişkin sunumu ile başladı. Konsey toplantısında, konseyin temsilci üyesi olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu konuşma yaparken, konuşmasında; ülkemizin 2023 yılına ilişkin hedeflerine Mayıs 2015 giden yolda Dünya Gümrük Örgütü çalışmalarının önemine değindi ve ülke performansının artırılması adına işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası alanda taşımacılık sektörüne getirilen engellemelerin uluslararası anlaşmalar ve Bali Kararları’nı ihlal ettiğini ve ülke olarak sektörümüzün önündeki engellemelerin kaldırılması adına hareket edilmesi gerektiği Başkan Nuhoğlu tarafından vurgulanan bir başka husus oldu. Gümrük ve zamanında teslim Ülkemizin, Küresel Lojistik Performans Endeksine ilişkin son dönemde “gümrük” ve “zamanında teslim” kriterlerinde yaşadığı düşüşün nedenlerine değinen UND Başkanı Nuhoğlu; ülkemizin zamanında teslim alanında 27’nci sıradan 41’inci sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda karşılaşılan engellemeler ve gümrük idarelerimizde yaşanan sorunlardan kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük” olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü sıraya düşüldüğünü belirtti. Ülkemizin genel sıralamada 30’uncu sırada yer aldığı ve ilk 15 içine girilebilmesi adına gümrük alanında iyileştirmelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini, ürün teslimlerinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılması adına beklemelere neden olan sorunların analiz edilerek, bunların çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi. Konseyin ülkemiz açısından taşıdığı öneme değinen Nuhoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hayata geçirilen proje ve devam edecek çalışmalar adına teşekkürlerini ileterek konuşmasını sonlandırdı. Konsey’de dile getirilen ve sektörümüz açısından önem arz eden diğer öneriler ise, taşımacılık ve lojistik ile ilgili ayrı bir çalışma komitesinin oluşturulması, mevzuat düzenlemelerinin öncelikle konsey gündemine getirilmesi, Konsey’in İcra Kurulu’nda özel sektör temsilci sayısının artırılması, sektörler açısından etkinliğin fazlalaştırılması adına toplanma sıklığının artırılması, yaşanan mevcut sorunların çözümüne yönelik çalışmalara bir an önce başlanması hususları oldu. 23 Mayıs 2015 24 LOJİSTİK KARA-DENİZ VE DEMİRYOLU KORİDORU KURUYOR Borusan Lojistik, yurtdışı hizmetlerde liderlik koltuğuna oturmak için harekete geçti. İlk hamleyi Balnak satın almasıyla yapan marka, bu entegrasyonu tamamlarken 50 kişilik bir satış operasyon ekibi oluşturdu. Avrupa’ya 3 koldan giderek taşımacının önündeki engelleri bypass etmeyi düşünen Borusan, karayolu, RoRo ve Ro-La ile birlikte konteyner taşımaları da yapacak. Yurtiçi lojistikte hizmetlerinde zirvede yar alan Borusan Lojistik, bunu uluslararası hizmetlere de taşımakta kararlı. Balnak satın almasıyla bu yönde çalışmalara başlayan marka, entegrasyon çalışmalarını tamamladı ve düğmeye bastı. Uluslararası taşıma organizasyonu daha etkin yapmak için satış operasyonu oluşturdu. Farklı farklı segmentasyonlarla 50 kişinin yer aldığı bir satış ekibi, satış destek bölümü, key acount, (Kilit Müşteri Yönetimi), saha satışı, tele satış ve tele market bölümlerinden oluşuyor. Borusan’ın en fazla ses getirecek adımı ise; Avrupa yönlü taşımalarda Türk Mayıs 2015 nakliyecisinin önüne konun engelleri ortadan kaldıracak 3 ayaklı bir hat oluşturması olacak. Bu yıl hizmete girmesi beklenen karayolu-denizyolu ve demiryolundan oluşan hat ile Borusan rekabette öne çıkmayı ve farklılaşmayı hedefliyor. Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç, karayolu-Ro-Ro ve Ro-La hatlarını içeren bir doğu-batı koridoru oluşturduklarını söylüyor. Avrupa’ya yapılan taşımalarda karayolunu yüzde 70 oranında azaltacaklarını, bunu demir ve deniz yoluna kaydıracaklarını belirten Gürgenç, testlerin başladığını ve hizmetin bu yıl içinde başlayacağı bilgisini paylaşıyor. Bunu yurtdışındaki acenteleriyle birlikte yapacaklarını aktaran Gürgenç, oluşturacakları koridorlar ilgili şu bilgileri veriyor: “Biz bu engellemeleri, nasıl bypass ederiz diye çalıştık. Kapıların problemlerini ortadan kaldıracak çözümler üretiyoruz. Hem Avrupa trafiği hem Kazakistan, ve diğer alt ülkeleri birleştireceğiz. Bunu Avrupa’daki acentelerimizle birlikte yapacağız. Kuvvetli olan networkümüzü bile değiştiriyoruz. Daha yapısal daha anlam ifade eden kırılması zor anlaşmalar haline getiriyoruz.” Kaan Gürgenç, yurtiçi taşımacılık 25 ve lojistik hizmetlerinde çok güçlü olduklarını ve bunu uluslararası alana da taşımakta kararlı olduklarını söyleyerek atılan adımları ve hedefleri açıklıyor. 2016 yılında herkese “Uluslararası taşıma işini Borusan farklı yapıyor” dedirteceklerini iddia eden Gürgenç, Balnak satın almasının bunun ilk aşaması olduğunu ifade ediyor. “Ben Balnak’ı üzerine bir bina inşa etmek için, bir sıçrama tahtası yapıp üzerine daha fazlasını koyacağım diye aldım” diyen Gürgenç, Balnak resmi ile Türkiye uluslararası taşımacılık sektörü resmi arasında bir fark olmadığını ve o farkı inşa ettiklerini aktarıyor. Oluşturdukları satış operasyon ekibine oldukça güvenen Gürgenç “Arkada hızlı çalışan, iyi çalışan bir makine var. Ön tarafta da satış olacak. Böylece müşteriye daha yakın ve daha yalın bir organizasyon oluşturuldu ve oluşum 5 Ocak’ta tamamlandı” diye konuşuyor. Büyümek sistem gerektirir “Uluslararası taşıma şirketleri patronlar üzerinden yürüyor ve patronlar kendilerini sıkıntıya sokacağını düşündükleri işlere girmiyorlar” diye konuşan Gürgenç, “Çünkü büyümek sistem gerektirir” diyor. Türkiye’de genelde insana dayalı sistemlerin kullanıldığını anlatan Gürgenç bu sistemlerin bir süre sonra büyümenin önünde engel oluşturduğunu kaydediyor. Gürgenç sektördeki işleyiş ve kendilerinin farklılaşma yönündeki adımlarını şöyle anlatıyor: “Balnak’ta arkadaşlarımız müşteriye yakın olduklarını söylüyorlardı. Müşterinizin hangi takımı tuttuğunu, hangi partiye oy verdiğini bilmek müşteriye yakınlık değildir dedik. Müşterinin toplam potansiyelini bileceksiniz, onlarla günlük yaşayacaksınız, alacağınız yüklerin tamamını alabiliyor olacaksınız, sistematik olarak müşterinin tüm yükünü görüyor olacaksınız. Yetkin ve etkin satış teşkilatını ortaya çıkarabilmek için işin A, B, C’sinden başlayıp yöneticisi dahil herkese satışın ne demek olduğunu anlatan bir eğitim dizayn ettim. Sabancı Üniversitesi ile birlikte bu eğitimi arkadaşlar peyderpey alıyorlar. Herkese işin bir parçasını vererek bir süreç dizayn ettik. ‘ Arkadaşlarımız biz eskiden Almanya masası olarak maraton koşuşu yapıyormuşuz. Planlamayı biz yapıyorduk, tedariki biz yapıyorduk, satışı biz yapıyorduk, şimdi sen bunları aldın parçalara böldün bize bayrak koşusu yaptırıyorsun’ diyorlar. Eskiden hatalar bir masa içerisinde kalabiliyordu ama şimdi senin iyi olabilmen için senden öncekinin görevini iyi yapmış olması gerekiyor. Bu sürece tamamen ölçülebilir hala getirdiğim zaman gelişmeye başlayacağım. Borusan’da bunda başarılı olduk. Bunu uluslararası taşımacılığın dinamiklerine uygun şekilde monte ediyoruz.” Balnak’ı büyüttük Gürgenç’e, sektörde Balnak satın almasının Borusan Lojistik’e yaramadığı değerlendirmelerinin yapıldığını söylüyoruz. Gürgenç buna; “Ben Balnak’ı satın aldığımda cirosu 120 milyon dolardı. Bugün bu ciro 150 milyon dolar. Balnak’ı aldığımızda parite 1.35’ti. Şimdi parite 1,05. Parite olarak bakarsanız ciro daha fazla olur. Gelirler Euro olduğundan dolara bölündüğünde dolar değer kazandığında daha küçük bir değer gibi görünüyor. Yani biz ciroyu yüzde 25 değil yüzde 42 büyütmüşüz. Biz çok fazla kendimizi anlatmayı seven bir şirket olmadığımız için dedikodu mekanizması devreye giriyor. Sektörün inanılmaz bir dedikodu mekanizması var” diye cevap veriyor. Uluslararası taşımada herkes aynı hizmeti veriyor “Yurtiçi taşımacılıkta her 100 müşterimizden 99’u kontratlı. Ancak uluslararası taşımacılıkta 100 müşterimden sadece bir tanesi kontratlı. Bu kadar değişik bir yapı var. Çünkü uluslararası taşımacılıkta iş birbirine o kadar bezer ki. Siz her gün evinize ekmek alıp gidiyorsunuz. Bunun için kontrat yapar mısınız? Bakkaldan, orası olmadı fırından orası olmadı marketten ekmek alabilirsiniz” diyerek uluslararası taşımacılıkta herkesin aynı hizmeti verdiğini anlatan Gürgenç, uluslararası hizmet alacak müşterilerine Borusan Lojistik ile çalışma alışkanlığı kazandırmak istediklerini söylüyor. Müşteriye Borusan’ın bu işi farklı yaptığını söyletmek istediklerinin altını çiziyor. 650 milyon dolarlık dev bir şirket Kaan Gürgenç, Borusan Lojistik olarak 2014 yılını yüzde 11 büyüme ile kapattıklarını ancak bu dönemde motorin fiyatlarının geriye gitmesinden dolayı üzerlerinde karlılık baskısını çok fazla hissettiklerini ifade ediyor. Müşteri ile yaptıkları anlaşmalarda motorin fiyatları düştüğünde müşteri fiyatlarının da düştüğünü ancak aynı düşüşü pazarda kullandıkları kamyonculardan alamadıklarını anlatan Gürgenç, “2014 yılı her şeye rağmen 2014 yılı büyüdüğümüz müşterilerimize yeni müşteriler kattığımız bir yıldı” diyor. 650 milyon dolarlık cironun nereden geldiğini de açıklayan Gürgenç şu bilgileri paylaşıyor: “300 milyon doları Türkiye içi lojistikte yapıyoruz, 150 milyon doları uluslararası taşımada yapıyoruz, 60 milyon doları limandan yapıyoruz, diğer hizmetlerden gelenlerle birlikte toplam 650 milyon dolar ciromuz var.” Mayıs 2015 26 GÜNCEL Tamer Dinçşahin ve ekibini transfer eden Ekol, Rusya’da şirket kuruyor Lojistik sektörünün öncü firmalarından Ekol Lojistik, UND eski başkanlarından Tamer Dinçşahin’i transfer etti. Rusya’da şirket kuracak olan Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Rusya’ya Ro-Ro başlayabileceğini ifade etti. Global bir Türk lojistik mar- kası yaratma hedefi doğrultusunda yatırımlarını hızla sürdüren ve ciroda 1.2 milyar TL’yi aşan Ekol Lojistik, yurtdışındaki 11. şirketini Rusya’da kuruyor. Aynı zamanda Türk ihracatçısının Rusya’ya daha hızlı ve sorunsuz ulaşmasını hedefleyen Ekol, bu pazarda büyük deneyimi bulunan UND’nin eski başkanlarından Tamer Dinçşahin’i Ekol Dış Ticaret Genel Müdürü olarak transfer etti. Musul, şirketin önemli bir yatırım planını açıkladı. Son olarak Polonya’daki yatırımı ile yurtdışındaki şirket sayısını 10’a çıkaran Ekol’ün yeni durağı ise Rusya olacak. Moskova’da şirket kurma hazırlığında olan Ekol, sadece taşıma yapmayacak, Rusya’ya taşıma yapan Türk ihracatçısına dış ticaretten, gümrüklemeye depolamadan dağıtıma komple hizmet sunacak. Şirket bu hedefi doğrultusunda Rusya pazarında deneyimli bir isim olan Tamer Dinçşahin’i Ekol’e transfer etti. UND eski başkanı olan Tamer Dinçşahin, son olarak Türkiye ve Rusya ülkeleri arasında devlet düzeyinde imzalanan protokollerle uygulamaya konan Basitleştirilmiş Gümrük Hattı’nın (BGH) tek yetkili firması Favor Trans’ta Genel Müdür olarak görev yapıyordu. Bu yetki Favor Trans’ta alınarak TİM’e verildi. Ekibi ile Ekol’e Mayıs 2015 geçen Tamer Dinçşahin, Ekol Dış Ticaret Bölümü Genel Müdürü oldu. Ahmet Musul, bu ekibi bünyelerine katarak Türk ihracatçısına Rusya’ya yönelik faaliyetlerinde kaliteli ve hızlı bir hizmet vermek istediklerini vurguladı. Musul, “Bundan önce bu ekip işin bürokratik tarafında yer alıp, izinlerin alınması gümrük işlemlerinin yapılması gibi işlerle ilgileniyordu. Fiili hizmet tarafında yoktu. Biz Ekol olarak hem işin taşımasında hem orada depolanmasında ve dağıtılmasında arzu eden müşterilerin dış ticaretinin öncesinden fiili hizmetin bitimine kadar tüm süreci gerçekleştirecek altyapıyı kuruyoruz. Haziran ayında şirketimizi kurmuş olacağız” dedi. Rusya’ya Ro-Ro başlayabilir Alternatif Ro Ro’yu yeniden yapılandırarak bağımsız bir şirkete dönüştüren ve geçtiğimiz ay filoya Fadiq ismi verilen 5’inci gemiyi katan Ekol Lojistik, Rusya’ya yönelik yeni bir Ro-Ro hattının kurulmasına da sıcak bakıyor. Musul, “Bu pazarda belli bir hacim yaratabilirsek, o hacmin vermiş olduğu güvenle Rusya’ya RoRo hattını gündemimize alabiliriz, bu konuda farklı gelişmeler yapabiliriz” dedi. 28 EKONOMİ İhracatçı her şeye rağmen 50 bin yeni istihdam yarattı TİM’in geleneksel hale gelen ‘Eğilim Anketi’ çalışmasında; girdi maliyetlerinin arttığı, karlılığın ciddi baskı altında olduğu ortaya çıkarken karlılığın alarm verildiğini ve bir an önce bu konuda önlem alınması gerektiği ortaya çıktı. firmaların yüzde 39’u, yılın ilk çeyreğinde yeni pazarlara girebildi. Anket sonuçlarını değerlendiren Büyükekşi, ihracatçıların tüm dünyada yaşanan daralmaya rağmen, karlılığının düşmesini göze alarak pazar payı kazanmaya odaklandığını’ söylerken, “İhracatçılarımız bunun için yatırım yapmaya ve istihdama katkı vermeye devam ediyor” dedi. 2’nci çeyrekte birim ihraç fiyat beklentilerinin yükselmesini de olumlu olarak değerlendiren TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Birim ihraç fiyat beklentilerinin artması ihracat için çok iyi bir gelişme çünkü ihracatımızı kilo bazında arttırıyoruz. Buna ek olarak birim fiyat beklentilerinin artması önümüzdeki dönemde ihracatımıza pozitif yansıyacak” dedi. Büyükekşi, ilk çeyrekte girdi maliyetlerinin arttığını belirten ihracatçıların oranının yüzde 66,5 olduğunu enerji birim girdi maliyetlerinin arttığını belirten firmaların oranının ise yüzde 48’den yüzde 55’e yükseldiğini ifade etti. İhracata parite etkisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından geleneksel hale getirilen ve yılın çeyreklerine göre gerçekleşme ve beklentileri değerlendiren Eğilim Anketi çalışmasının 2015 yılı 1’inci Mayıs 2015 Firmaların hammadde temininde döviz dağılımında en yüksek payı Euro’nun aldığını belirten TİM Başkanı “Euro ihracat kırılımında yüzde 49, ithalat kırılımında ise yüzde 42’lik bir paya sahip. Euro kazanıp dolar harcayan bir yapıda paritedeki düşüşlerin bizi etkilemesinin sebebi de bu. Sadece AB-28 pazarında parite, ihracatımıza 4 ayda 4,5 milyar dolar negatif etki yaptı. Nasıl Euro yükseldiğinde, geçtiğimiz yıl aynı günlerde olduğu gibi pozitif etkisinden bahsediyorsak, Euro düştüğünde de negatif etkisini ortaya koyuyoruz” dedi. çeyrek gerçekleşme ve 2’nci çeyrek beklenti sonuçları açıklandı. Anket sonuçlarına göre ihracatçı firmalar yaşanan sıkıntılara rağmen pazar payı kazanmaya odaklandı. İhracatçı Anketten çıkan sonuçlar şöyle İhracatçının 2’nci çeyrek dolar / TL kur tahmini 2,66, euro / TL 29 kur tahmini 2,85, eur/dolar parite tahmini ise 1,07 oldu. İhracatçılar, yıl sonunda pariteyi dolar için 2,76, euro için 2,91 ve euro/dolar için 1,07 öngördüklerini söyledi. İhracatçıların 2015 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 7.25 oldu. İhracatçıların yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 3.1 oldu. İhracatçıların rekabetçi-ideal kur beklentileri Dolar’da 2,55; Euro’da 2,93, paritede ise 1,15 olarak şekillendi. İhracatçıların yüzde 61.4’ü döviz kurlarını öncelikli sorun olarak görürken; yüzde 44.6’sı enerji maliyetlerini, yüzde 39.6’sı ise ara mal ve hammadde fiyatlarını öncelikli sorun olarak tanımladı. Rusya en yüksek oranda hedef pazar olarak belirginleşti. Rusya’yı ABD, Çin, Almanya ve Brezilya izledi. Yılın ilk çeyreğinde mevcut pazarlarda yeni müşterilerden sipariş aldıklarını belirten ihracatçıların oranı yüzde56 ile geçtiğimiz dönemdeki seyrini korudu. elektrik tüketiminin arttığını belirenlerin oranı ise yüzde 41,2’den yüzde 34’e geriledi. İhracatçılar umudunu koruyor 2015 yılının 2. çeyreğine üretim ve ihracatlarının artacağı beklentisi ile giren ‘umutlu’ ihracatçıların oranı sırasıyla yüzde 34,9 ve yüzde 37,6 olarak gerçekleşti. İhracatçı firmaların yüzde 29,3’ü üretimlerinin, yüzde 31,2’si ise ihracatlarının geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yükseldiğini belirtti. Karlılık alarm veriyor, acil önlem alınmalı Genel karlılık düzeyinin azaldığını belirten firmaların oranı yüzde 45’ten yüzde 54,4’e, ihracatta karlılık düzeyinin azaldığını belirten firmaların oranı ise yüzde 40,4’ten yüzde 58,8’e yükseldi. İhracatçının en temel 3 sorunu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2015 yılı 1’inci çeyrek gerçekleşme ve 2’inci çeyrek beklenti anketi sonuçlarına göre, yılın ilk çeyreğinde ihracatçı firmalar yaklaşık 50 bin yeni istihdam yarattı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatçıların yılın ‘‘inci çeyreğinde birim ihraç fiyat beklentisi yüksek. Bu çok olumlu bir gelişme çünkü ihracatımızı kilo bazında artırıyoruz. Birim fiyatın artması ihracata pozitif yansıyacak” dedi. Ankete göre ihracatçıların en büyük ilk üç sorunu, euro kaynaklı döviz kurları, enerji maliyetleri ile hammadde ve ara mal fiyatları oldu. İhracatçılar yılın 2’inci çeyreğinde, doların 2.66, Euro’nun 2.85 ve Euro/Dolar paritesinin ise 1.07 olacağını tahmin etti. Girdi maliyetleri artıyor, karlılık ciddi baskı altında Anket sonuçlarına göre 2015 yılı ilk çeyreğinde ihracatçı firmaların üretim, tedarik ve enerji kullanımı açısından geçtiğimiz iki dönemde olduğu gibi üzerinde durdukları en önemli gerçekleşme girdi maliyetlerindeki artış oldu. Girdi maliyetlerinin arttığını belirten ihracatçıların oranı yüzde 66,5. Yılın son çeyreğinde 8 puan gerileyen bu oran ilk çeyrekte eski trendine geri döndü. Benzer trend, enerji maliyetlerinde de görülüyor. Enerji birim girdi maliyetlerinin arttığını belirten firmaların oranı yüzde 48’den yüzde 55’e yükselirken, Mayıs 2015 30 DOSYA ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ ile ÇARKLAR HIZLI DÖNECEK Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ekonomi kurmaylarının katıldığı TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda 60 sektör meclisinin, sektörlerinde tespit ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri tartışıldı. TOBB tarafından düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında, TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi Başkanı Çetin Nuhoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki 8 bakana lojistik sektörünün sorunlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. TOBB Sektörel Ekonomi Şurası’nda konuşan Çetin Nuhoğlu, yoğun kara gümrükleri, sınır ve iç tren gar gümrüklerindeki uygulamalar, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun rekabete aykırı hükümler içermesi, gümrük Mevzuatı değişiklikleri nedeniyle karşılaşılan sorunlar, profesyonel TIR şoförlerinin, “Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Vize Serbestisi Diyaloğu” kapsamında öncelikli muafiyet kategorisine alınmamış olması, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programı kapsamındaki bazı eylemlerin henüz başlatılmamış olması ile ilgili olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ve heyetini bilgilendirdi. Bir hafta içerisinde Lojistik Koordinasyon Kurulu kurulacak Sektörün taleplerini tek tek dinleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş’ konusunda hükümetin bir yol haritası açıkladığını, bu süreci yönetmek amacıyla ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ oluşturulmasını kararlaştırdıklarını ve bir hafta içinde Mayıs 2015 Başbakanlık genelgesiyle bu kurulun kurulacağını bildirdi. Sektörler ‘check-up’tan geçti 60 farklı sektörün temsilcisi Başbakan Davutoğlu ve Bakanlarla TOBB’da düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda biraraya geldi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğindeki Şura’da sektörler check-up’tan geçti. Sorunlar ve öneriler net bir şekilde ortaya konuldu. Şura’nın açılış konuşmasını yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kamu ile özel sektör arasında kurduğumuz kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile kamu idaresi arasında, ortak akıl ve empati sağlandı” dedi. Hisarcıklıoğlu, konuşmasına, sözde Ermeni soykırımı konusunda Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararı üzüntüyle karşıladığını ifade ederek başladı. Kararın tarihi gerçeklerle bağdaşmayan, Avrupa tarihi ve siyaseti için utanç duyulması gereken yanlış bir adım olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “İnşallah Avrupalı muhataplarımız tarihin masa başında yazılmayacağını bir gün mutlaka anlayacaklardır” diye konuştu. 31 Hisarcıklıoğlu: Sektör meclisleri istişare mekanizması olarak faaliyet gösteriyor Şuranın tüm sektörleri bir araya getiren, Türkiye’nin bu alandaki en büyük ve en kapsamlı buluşması olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, sektör meclislerinin her sektördeki en büyük 40 firmayı içerdiğini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, bu sayede sektörleri yakından takip edebildiklerini söyledi. Ayrıca her sektör meclisinde, o sektör ile ilgili kamu idaresinden de daimi bir temsilcinin yer aldığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Böylece Türkiye sektör meclisleri, özel sektör ile kamu idaresinin bir araya gelerek aynı masa etrafında istişare ettiği, birlikte çalıştığı, sorunları tartıştığı, mutabık kalınan önerilerin kamu idaresine aktarıldığı, sektörel ve istişare mekanizması olarak faaliyet gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Hisarcıklıoğlu, sektör meclisi başkan ve üyelerinin, bir taraftan iş hayatında başarıyla mücadele ederken diğer taraftan sektörlerini temsil etmek gibi büyük emek isteyen önemli görev üstlendiklerine dikkati çekti. Dile getirilen tüm sorunlar ve önerilerin ilgili bakanlıklar ve kurumlar bazında da ayrıca tasnif edileceğini ve kendilerine iletileceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, “İnanıyorum ki arkadaşlarımızın bu değerli çalışmaları, kamuözel sektör işbirliğine yeni bir ivme kazandırarak, ekonominin büyümesine destek verecektir” ifadesini kullandı. Önceki sektörel şuralarda gündeme getirdikleri çeşitli konularda, hükümetin attığı adımlar ve sağladığı ilerlemelerin, reel sektörün büyümesini sağladığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, tekstil, ilaç ve turizm alanındaki KDV indirimleri, denizcilik ve turizme yönelik destekler, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu’nun kaldırılması, KOBİ’lere tanınan yeni imkanlar ve istihdam desteklerini bunlara örnek olarak gösterdi. Tüm bu gelişmelere karşın sıkıntıların hepsinin aşılmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Sorunlar elbette var, var olmaya da devam edecek ama bunlar aşılamayacak sorunlar değil. Daha da önemlisi, artık sorunları daha rahat aşma imkanını yakaladık. Kamu ile özel sektör arasında kurduğumuz bu kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile kamu idaresi arasında, ortak akıl ve empati sağlandı. İş hayatındaki sorunları anlatabildiklerini ve bunların çözülebildiğini gören girişimcileri- M. Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı mizin de bakış açıları değişti, gelişti” görüşünü dile getirdi. Şuraya Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da katıldı. Başbakan Davutoğlu: Yapamayacağımız hiçbir şeyi vadetmedik Başbakan Ahmet Davutoğlu Şura’nın açılışında yaptığı konuşmada, 1915 olaylarına yönelik Türkiye üzerinden çirkin oyunlar oynanmak istendiğini ve buna geçit vermeyeceklerini ifade etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu: “1915 olayları ile ilgili birçok telefon diplomasisi yapacağız. Türkiye’ye yönelen o haksız ve hepimizi isyana teşvik eden yani gönüllerimizden gelen seslerle tepki vermemize yol açan bu haksız ithamlar ve Türkiye’yi kıskaca alma çabalarına karşı mücadele ediyoruz” dedi. Davutoğlu, TOBB Genel Merkezi’nde düzenlenen TOBB Sektörel Ekonomi Şurası’nda yaptığı konuşmada, 8 Nisan’da 81 ilin temsilcileriyle birlikte olduklarını, 59 sektörden kadın ve genç girişimcilerin temsilcileriyle de görüşeceklerini, sektör bazında Türkiye’nin sanayisini geliştirmek, üretimi artırabilmek için yapılacakları konuları ele alacaklarını söyledi. Siyasi karar mekanizmalarıyla ekonomik alanda çalışan özel sektör temsilcileri ve girişimcileri arasında sağlıklı is- Başbakan Ahmet Davutoğlu Mayıs 2015 32 DOSYA tişare olmazsa, karşılıklı görüş alışverişi olmazsa Ankara’da aldıkları kararların kağıt üzerinde kalacağını belirten Davutoğlu, diğer taraftan bürokrasinin bu kararların hayata geçmesini birçok mevzuat engeliyle yavaşlatabileceğini de kaydetti. Sektörlerimizin bizlerle sağlıklı iletişim kanallarına sahip olması gerekiyor Başbakan Davutoğlu, “Eğer sizler, bizlerle sağlıklı iletişim kanallarına sahip olmazsanız sizin şirketleriniz bazında, sektör bazında geçtiğiniz stratejilerle bizim Türkiye’nin makro ekonomik gelişmesi ve makro stratejisi anlamındaki kararlarımız arasında bir irtibat olmaz” diye konuştu. Türkiye’nin 12 yıl içinde yapısal bir değişim yaşadığını belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama en büyük değişim zihniyet değişimi. Zihniyet değişimi aslında eski Türkiye, yeni Türkiye ayrımında da kendisini çok açık bir şekilde ortaya koyan bir yaklaşım. Daha önceki dönemlerde seçim öncesinde vaatler verilir, seçim sonrasında eldeki dar kaynaklarla bu vaatler karşılanamadığı için ekonomik krizlerin ve itibar kaybının önü açılırdı. Niye biz 12 yılda her seçimi kazandık biliyor musunuz? Çünkü yapamayacağımız hiçbir şeyi vadetmedik, vadettiğimiz her şeyi de yaptık. İşte bu sebeple bir itibar, bir güven, istikrar ortamı oluştu.” Davutoğlu, son dönemde TOBB ile neden yakın istişarede bulunduklarına ilişkin ise şu açıklamaları yaptı: “Çünkü vadettiklerimizin hayata geçmesi için sizlerin ve bizlerin omuz omuza çalışması Mayıs 2015 gerekiyor. Kamu ile özel sektörün birlikte bu vaatleri hayata geçirmesi gerekiyor. Nitekim, 12 yıl içinde dünya ekonomisi küçülürken, özellikle 2008 krizinden sonra, Türk ekonomisi eğer büyümüşse siyasi karar alıcıların yani bizlerin, daha önceki dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemde onun, şimdi bizlerin temel ilkesinin toplumun her kesimiyle istişare etmek, toplumu motive etmek, hedef koymak, hedefe gidecek adımları da rasyonel bir şekilde planlamak. Ekonomide en büyük tehlike irrasyonelitedir, akıl dışılıktır, mantık dışılıktır, hesaba gelmemezliktir. Hedefiniz ve vizyonunuz büyük olacak, iddia sahibi olacaksınız ama kesinlikle bu iddianız bir tür hayalperestliğe dönüşmeyecek.” Bütün ana aksları otobanlara çevireceğiz İddia sahibi oldukları için çok kötü şartlardaki karayollarını duble yollara dönüştürdüklerini vurgulayan Davutoğlu, ileriki dönemde ise bütün ana aksları otobanlara çevireceklerini söyledi. Davutoğlu, “Çökmüş bir demiryolu ağına sahipken önce rehabilite ettik, sonra hızlı trene geçtik, şimdi yüksek hızlı trene geçiyoruz. İstanbulAnkara 6-7 saat sürerken 3,5 saate indi. Şimdi hedefimiz 1,5 saate indirmek. Bunu şunun için zikrediyorum, hedefleriniz olacak, aynen sizin iş dünyasında yaptığınız gibi. Ama hedefler fizibiliteye dayanacak. Olabilir hedeflere dönük olarak da planlamalar yapılacak, hesap yapılacak. Hem ülkenin makro gelişmesi hem de vatandaşlarımızın mikro hayatlarının, kendi dünyalarındaki alanlarının genişlemesi icap edecek” diye konuştu. Böyle bir mantıkla 62. hükümeti kurduktan sonra orta vadeli programı, 25 öncelikli dönüşüm programlarını açıkladıklarını, değişik sektörlerle bir araya geldiklerini anımsatan Davutoğlu, toplumsal nabızla ekonominin nabzının aynı frekansta atmasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Başbakan Davutoğlu konuşmasını şöyle devam etti: “2002’de hem bizimle ilgili kararlar alırlardı bu şekilde, ülke adları zikretmeyeyim, 2001’de Fransa başta olmak üzere. Ama sonra Türkiye’de siyaset yapımcıları Türkiye’yi, milletimizi böyle tahkir eden, milletimize hakaret eden çevrelerle oturup IMF müzakereleri yapmak zorunda kalırdı. Eğer biz tarihimizi, milli onurumuzu korurken, ayakları üstünde sağlam bir şekilde bunu koruma çabası içinde olabiliyorsak, arkamızda sağlam bir ekonomi olduğundandır. Sağlam bir ekonomi olmadığı zaman Düyun-u Umumiye dönemi gibi, siz bir müddet sonra kendi milli onurunuzu, çıkarınızı da koruyamaz hale gelirsiniz. Onun için sizinle bugün buluşmamız aynı zamanda ekonomik güç bakımından, milli güç kapasitemizin de yansıması anlamında son derece önemli bir buluşmadır. Sizler güçlü olursanız, sektörleriniz de uluslararası alanda rekabet ederse biz güç buluruz. Biz güçlü olursak ve sağlam bir siyasi irade sergilersek sizler dünyada daha güçlü ve daha rekabetçi bir şekilde yarışa katılabilirsiniz. Sizin gücünüz bizim gücümüzdür. Bizim gücümüz sizin gücünüzdür çünkü biz hep birlikte Türkiye’yiz. Bütün vatandaşlarımızla birlikte.” 25 öncelikli dönüşüm programını işaret fişeği olarak hazırladık Dünya ekonomisinde büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemde reel ekonomiyi harekete geçirebilmek için birçok tedbir aldıklarını belirten Davutoğlu, 25 öncelikli dönüşüm programlarını yeni bir atılımın, yeni bir niteliksel dönüşümün işaret fişeği olarak hazırladıklarını söyledi. Davutoğlu, “Ne yapmaya çalışıyoruz orada? Kat- 33 ma değeri artıran bir üretim stratejisi, istihdamı artıran bir sosyal ekonomik politik anlayış, Ar-Ge’yi, teknolojiyi teşvik eden bilimsel alt yapının değişimini öngörün bir zihniyet transformasyonu. İthalatın ve ihracatın, ithalatı karşılama oranını artıran bir dış ekonomik strateji. Niteliksel anlamda dönüşümü teşvik edecek şekilde eğitimde bir reform, kaliteli, nitelikli insan yetiştirme stratejisi. Bunların hepsi biri diğeriyle bütünleşik, bir bütüncül stratejilerin bir parçası” diye konuştu. Sürümden değil, nitelikten kazanmak istiyoruz Bu hedefleri hep birlikte gerçekleştireceklerinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti: “Her sektörde yeni, ulaşılabilir ve iddialı hedefler ortaya koyacağız. Her sektörde Ar-Ge’yi, tasarımı ve markalaşmayı teşvik edeceğiz. Ar-Ge önemlidir. Çünkü bugün rekabetçi bir dünyada teknolojiyi üretmedikçe, bunu en iyi şekilde ve en ucuz şekilde kullanmadıkça bir taraftan da demokrasiyi güçlendirmiş ve o anlamda bir Çin değilseniz, yani sendikal hayat ve demokratik alt yapı bağlamında da emeği ucuzlatma gibi bir şansın yok, aksine emeğin de hakkını daha fazla verme iddiasındaysanız tek yolu var Ar-Ge’yi, teknolojik alt yapıyı genişletip her türlü katkıyı sağlayacaksınız.” Yatırımı teşvik paketine bakıldığında Ar-Ge yatı- rımlarına 5. bölge teşviki verildiğini anımsatan Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra ‘’Nerede bir Ar-Ge yatırımı varsa, açılışında mutlaka bulunacağız’’ sözü verdiğini kaydetti. Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü nihayetinde yeni dönemde bizim gücümüze güç katacak olan niteliksel dönüşümü teşvik edecek olan şey Ar-Ge’dir. Tasarım ve girdiler itibarıyla mutlaka sektörlerimizin bizim tasarımımızla, sadece bir tabiri caizse taklit ve benzer üretimler yapmak yerine kendi tasarımımızla alana çıkmamız lazım. Bunun doğal sonucu olarak da markalaşmaya gelmemiz lazım. Sürümden kazanmak tabiri benim babamın 1970’li, 1980’li yıllarda tekstil sektöründeki temel tabiriydi. Şimdi sürümden değil, nitelikten kazanmak istiyoruz. Sürüm yine olsun ama o sürüm nitelikli ve dünya şartlarında rekabet edebilecek ölçekte olsun. Hedefimiz sizlerle birlikte her sektörde bir devrim gerçekleştirebilmek.” Kapalı değil, açık ve rekabetçi bir ekonomi Davutoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Sektörel Ekonomi Şurası’nda yaptığı konuşmada, hedeflerinin tüm sektörlerde devrim gerçekleştirmek ve seçim beyannamesini paylaşırken öne çıkardıkları kavramlardan birinin de “millileşme” olduğunu vurgulayarak, ‘”Kastedilen kapalı bir ekonomi değil, açık ve rekabetçi bir ekonomi’” diye konuştu. İktidarları döneminde başlattıkları ve hayata geçirecekleri çok sayıda milli projenin uygulamaya konulacağını belirten Başbakan Davutoğlu, milli marka otomobilin ve 2023 yılında da Türk yapımı milli muharip uçağının semalarda yerini alacağını söyledi. Sadece savunma sanayinde değil, sağlık sektöründe milli aşı yapabilecek kapasitede bir alt yapıya ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Davutoğlu, milli tohum gen bankasının kurulduğunu, Türkiye’nin de dünyada en gelişmiş milli tohum gen bankasının sahibi olduğunu kaydetti. Türkiye’de artık milli tohum, tarım, milli sağlık ve ilaç stratejisini geliştirebilen bir alt yapı bulunduğunu anlatan Davutoğlu, gelecek dönemde Türkiye’nin kendi kapasitesiyle üretim yapabilmesini ve dünyada rekabet edebilmesini istediklerini vurguladı. Davutoğlu, “Başkalarının tasarımını yaptığı, markalaştırdığı şeyleri taklit mantığıyla Türkiye’de üretmenin dönemi bitsin istiyoruz. Aksine tasarımını biz yapalım, markasını biz oluşturalım, Ar-Ge’sini biz geliştirelim, üzerine de Türk malı diye damga vurduk mu gerçek anlamda Türk malı olsun” dedi. Şirket ve sektörlerin hedefleriyle milli ekonomiyi geliştirme yönündeki çizginin örtüştüğünü vurgulayan Davutoğlu, konuları istişare ederek, bunları hep birlikte gerçekleştireceklerini aktardı. Nuhoğlu: Lojistik Koordinasyon Kurulu ivedilikle oluşturulmalı TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda Başbakan Davutoğlu ve kurmaylarına bir sunum gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, yoğun kara gümrükleri, sınır ve iç tren gar gümrüklerindeki uygulamaların başlı başına bir sorun olduğunu ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Bahse konu gümrüklerin 7/24 esasına göre çalışmaması, fazla mesai, yolluk ücretinin hizmet alandan tahsili, sınır garlarında komşu ülkelerle ortak ve tek gümrük kontrolü oluşturulmamış olması maliyetleri önemli ölçüde artırmaktadır. Bu konuda çözüm önerisi şudur: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 35., 220. ve 221. maddeleri, Türkiye Gümrük Bölgesine giriş/çıkış ile iç gümrük idarelerindeki her türlü gümrük işlemlerinin 7/24 esasına göre, fazla mesai ve yollukları ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca karşılanıp hizmet alana rücu edilmeyecek şekilde düzenlenmeli. Sınır garlarındaki gümrük işlemlerinin mübadele/değişim garında, komşu ülkelerdeki gümrük işlemlerini de kapsayacak şekilde, ortak ve tek Çetin Nuhoğlu UND Yönetim Kurulu Başkanı Mayıs 2015 34 DOSYA noktadan yapılması sağlanmalıdır.” Bu konuda ilgili kurumların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olduğunu ifade eden Nuhoğlu, ikinci sorunun ise 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun rekabete aykırı hükümler içermesi olduğunu ifade etti. Nuhoğlu, “Anılan Kanun ile 30 senedir serbest piyasa koşullarında çalışan bir piyasada, posta tekeli oluşturulmakta, evrensel hizmet yükümlülüğü tekel imtiyazı ile birlikte PTT’ye verilmektedir. Ayrıca hizmet sağlayıcılarından karşılanmak üzere Bakanlar Kurulu’nun iki katına kadar artırmaya yetkili olduğu yüzde 2 fon kesintisi mevcuttur. Diğer yandan firmalara, net satışlarının yüzde 3’ü gibi astronomik düzeyde para cezası kesilebilecek ve bu cezalar, firmaları kapanma noktasına getirebilecektir” dedi. Bu konu ile ilgili çözüm önerilerini ise Nuhoğlu şu şekilde özetledi: “Posta hizmetlerinde tekel sınırlaması kaldırılarak rekabet ortamı sağlanmalı, evrensel hizmet yükümlülüğü ihale ile belirlenmeli, rekabete aykırı olan tekel hakkı ile fon kesintisi hakkı bir işletmeye verilmemeli, firmaların net satışlarının yüzde 3’üne endekslenen cezaların miktarı makul seviyeye indirilmelidir.” Bu konularda ilgili kurumların Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve BTK olduğunu ifade eden Başkan Nuhoğlu, gümrük mevzuatı değişiklikleri nedeniyle karşılaşılan sorunlar konusunda şu açıklamalarda bulundu: “02/12/2014 tarihli Gümrük Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, Türkiye Gümrük Bölgesine denizyoluyla getirilen dolu konteynerlerin, denize iskele bağlantısı olmayan geçici depolama yerlerine alınmasına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmemesi; özellikle İstanbul Ambarlı Liman Bölgesi içinde kalan terminallerde sıkışıklıklar, beklemeler yaşanmasına, ihracat tesliminde gecikmelere ve ek ardiye maliyetlerine neden olmaktadır. 02/12/2014 tarihinde Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Tebliği’nde yapılan değişiklerle, Yetkilendirilmiş Gümrük Müşarvirleri (YGM)’lerin yaptığı işlerin büyük kısmı iptal edilerek gümrük memurlarına devredilmiştir. Değişiklikle, antrepo açılış ve kapanışları gümrük Mayıs 2015 memuru tarafından yapılmakta ancak yetersiz memur sayısı sebebiyle işlemler gecikmektedir. Ayrıca, YGM ve gümrük memurlarının giderlerini karşılayan antrepo işletmecilerinin maliyetleri artmıştır.” Bu konudaki çözüm önerilerini UND Başkanı Nuhoğlu şu şekilde sıraladı: “Konteynerlerin, iskele bağlantısı olmayan geçici depolara alınmasına, şarta bağlanmadan izin verilmeli, YGM sisteminin değişiklik öncesi yetkilerle devam etmesi sağlanmalıdır.” TIR şoförlerinin vize serbestisi diyaloğu Profesyonel TIR şoförlerinin, “Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Vize Serbestisi Diyaloğu” kapsamında öncelikli muafiyet kategorisine alınmamış olmasının da sektördeki en başat problemlerden biri olduğunu ifade eden Başkan Nuhoğlu, “Türkiye’de kayıtlı profesyonel TIR şoförlerinin ve çalıştıkları firmaların, Türkiye-AB vize serbestisi kapsamına alınmamış olması, şoförlerin, Schengen Bölgesi ülkelerinde vize işlemlerinde sıkıntılara ve taşıma yaptıkları bu ülkelerde olması gerekenden fazla zaman geçirmesine neden olmaktadır. Bu durum, TürkiyeAB Gümrük Birliği’nin işleyişi ve ticaretinin gelişimi açısından ciddi engel teşkil etmekte ve ek maliyete sebep olmaktadır” dedi. TIR şoförlerine yönelik uygulanan kısa süreli Schengen vizelerinde, kalış süresi kısıtlamasının kaldırılmasının sağlanması gerektiğini ifade eden Nuhoğlu, “AB tarafından kabul gören ‘güvenilirlik ve izlenebilirlik’ kriterlerini karşılayan şoförlerin listesinin, AB Komisyonu’nun Schengen Bölgesi Vize Sistemi’nin yönetiminden sorumlu üst düzey yetkililerine, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri tarafından, Türkiye-AB Vize Diyaloğu II. Gözden Geçirme Toplantısı kapsamında sunulmalıdır” dedi. Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı henüz başlatılmadı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programı kapsamındaki eylemlerin henüz başlatılmamış olmasına vurgu yapan Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında uygulamaya konan Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı ile lojistik devlet politikalarına dahil olmuş ancak hedeflenen eylemlere ilişkin çalışmalara başlanmamıştır. Plan kapsamında hedeflenen sektörel dönüşüm süreci başlatılmalı, sektöre ilişkin tüm politikaların ve kurumların eşgüdümü sağlanmalı, Lojistik Koordinasyon Kurulu ivedilikle kurulmalı, Ulaştırma ve Lojistik Master Planı’nın tamamlanması beklenmeden, sektördeki mevcut istatistikleri derleyecek ve paylaşıma açacak olan Lojistik İstatistik Portalı oluşturulmalıdır.” 35 Ali Çiçekli: Lojistik, komisyonlara veya kurullara havale edilip savsaklanmaması gereken ciddi bir konudur! “Bildiğiniz gibi geçen hafta, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ekonomi kurmaylarının katıldığı TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda 60 sektör meclisinin, sektörlerinde tespit ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri tartışıldı. Bu çerçevede toplantıya katılan TOBB Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki 8 bakana lojistik sektörünün sorunlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. Sektörün taleplerini dinleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş” konusunda hükümetin bir yol haritası açıkladığını, bu süreci yönetmek amacıyla “Lojistik Koordinasyon Kurulu” oluşturulmasını kararlaştırdıklarını ve bir hafta içinde Başbakanlık genelgesiyle bu kurulun kurulacağını bildirdi. Pek tabi ki tüm lojistik faaliyetlerinin bir merkezde toplanmasını amaçlayan böyle bir kurulun ihdas edilmesi yararlıdır. Ancak önemli olan kurulun ihdasından çok, işlevi ve nasıl çalışacağıdır. Zira geçtiğimiz yıllarda ve yakın zamanda lojistik konusunda birçok çalışmalar yapılmış, koordinasyon kurulları oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak ne yazık ki bugüne kadar somut hiçbir gelişme sağlanamamıştır. Ülkemizde maalesef şöyle bir kültür var: Herhangi bir konudaki bir girişim için hemen hızlı başlanılır ama bir türlü sonu getirilemez ve sürüncemede kalır. Aynı şekilde ve özellikle kamuda, birden fazla kamu kurumunu ilgilendiren herhangi bir konu çözümlenemediği zaman hemen bir komisyona ya da kurula havale edilir. O komisyon ya da kurulun gerçek ‘sahibi’ de olmadığı için konu kurumlar arasında yuvarlanır gider ve hiçbir sonuca ulaşılamaz. Kalkınma hedefini dış ticarete göre kurgulamış ülkemiz için hayati öneme haiz olan lojistik konusu da maalesef bu şanssız anlayıştan nasibini almıştır. Hatırlayalım; yaklaşık 15 yıl önce ekonomi literatürümüze giren lojistik konusunda ilk olarak lojistik köyler yapılması gündeme gelmişti. Ancak bu lojistik köylerin kimler tarafından nasıl ve ne şekilde yapılacağı bir türlü netleştirilemedi. Bu durumdan vazife çıkaran birçok kamu ve özel sektör kuruluşu kendince lojistik köyler kurgulamaya çalıştı. Bu bağlamda; başta Ulaştırma Bakanlığımız olmak üzere, DDY, Gümrük Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TOBB, TİM gibi kurumlar ve hatta bazı Belediyeler de kendilerince lojistik kurgulamalar ve çalışmalar yaptılar. Uzun bir süre böyle geçmesine (harcanmasına) rağmen maalesef ne lojistik köy oldu ne de kasaba..! Bunun üzerine hükümet yanılmıyorsam 2010 yılında ülkemizin lojistik master planının hazırlanması kararını aldı. Bu konuda da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ile TOBB, TİM, UND gibi özel sektör kuruluşlarının ortak hareket ederek master planının çıkarılması ve bunun koordinasyonunun Kalkınma Bakanlığı’na verilmesi kararlaştırıldı. Yine bir süre daha geçti ve herhangi somut bir ilerleme sağlanamadı. Sonra nasılsa bu kurulun koordinasyonu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mıza geçti. 10.Beş Yıllık Kalkınma Programı’na büyük bir heyecanla ve bizzat Sayın Başbakan tarafından duyurulan ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş’ konusu gündeme getirildi. Bu konu elbette çok önemliydi ve taşıma şirketlerimizin uluslararası rekabet edebilirliklerini artırmaya yönelik bir gelişmeydi. Ancak bu dönüşümün nasıl, hangi süreçlerde, kiminle ve en önemlisi hangi kaynaklarla sağlanacağı bir türlü ortaya konulamadı. Programın açıklanmasının üzerinden bir yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, bildiğim kadarıyla lojistik konusunda henüz somut hiçbir adım atılmadı. Yani bu konuda da bir çeşit yine ‘komisyona havale edildi’ klasiği yaşandı... Lojistik, komisyonlara veya kurullara havale edilip savsaklanmaması gereken ciddi bir Ali Çiçekli - ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı/ UND Başkan Yardımcısı/ Öğretim Görevlisi konudur.! 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat ve yaklaşık 700 milyar dolar ithalat hedefleyen ülkemizin bu hedeflerine ulaşabilmesi için lojistiğin çok sağlam ve güçlü olması şarttır. Lojistik altyapısını ve organizasyonunu tamamlamadan ülkemiz dış ticaretinin bu hedefe ulaşması koca bir ütopyadır. Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş diyoruz ama diğer yandan taşımacıların lojistik işi yapabilmesi için halihazırda birçok yetki belgesi alması ve her birine ayrı ayrı bedel ödemesi gerekir. Örneğin; uluslararası eşya taşımacılığı yapacak bir şirket öncelikle C2 Yetki Belgesi, Ev ve Büro eşyası taşıyacaksa C3 Yetki Belgesi, taşıma organizatörlüğü yapacaksa R2 Yetki Belgesi, lojistik işi yapacaksa L2 Yetki Belgesi, kargo işi yapacaksa M3 Yetki Belgesi, dağıtım işi yapacaksa P2 Yetki Belgesi almak zorundadır. Bu belgeler için de yaklaşık toplam 1.600.000,00 TL Bakanlığa belge ücreti ödemesi gerekir. Uluslararası eşya taşımacılığı yapmak isteyenlerin C2 Yetki belgesi için bu ücretlere ilaveten en az 4.000.000,00 TL araç yatırımı da yapması gerekir. Diğer bir ifade ile, taşımacı daha yatırıma başlamadan işletmenin tüm sermayesini belge ücretlerine ödemek durumunda. Hal böyle iken taşımacılıktan lojistiğe nasıl geçiş yapılıp dönüşüm sağlanabilir? Gümrüklü bir lojistik antrepo işletmek için ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan da yetki belgesi almak gerekir ve oraya da Mayıs 2015 36 GENEL KURUL harç ve teminat ödemek gerekir. Oysa antrepo işletmeciliği de esas itibari ile bir lojistik faaliyetidir. Yani bu işi yapacak olan daha ilk başlarda iki bakanlığa bağlı olmak zorunda. Gümrükler ve Ulaştırma ile diğer kamu kuruluşları arasında ziyadesiyle bulunan zorunlu ilişkiler, yetki ve sorumluluk kargaşası esas itibari ile taşımacı/ lojistikçi önündeki en büyük engeldir. Örneğin bir taşımacı; yetki belgeleri ve taşıma kuralları bakımından Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına, Antrepo ve gümrük ile sınır geçişleri konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığına,sürücü istihdamı ve sorunları konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, sürücü vizeleri, kotalar gibi konularda Dışişleri Bakanlığı, AB Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’na, geçiş belgelerinin dağıtımı ve TIR karnesi konusunda TOBB’a bağlıdır. Çok hızlı işlemesi gereken lojistik süreç tüm bu karmaşık ve çok başlı yapıyla nasıl başarılı olabilir ki? İhraç yükü taşıyan bir araç çoğu zaman 24 saatte gümrüklerden geçemiyorsa, kapılarda günlerce kuyruklarda bekliyorsa, geçiş belgesi temin edilemediği için taşıma yapamıyorsa,en basitinden şirketler arasında bir çekici/yarı römork eşleşmesinin bile yapılmasına müsaade edilmiyorsa,taşımacı her gün ‘acaba hangi sürücü bana dava açacak’ endişesi taşıyorsa ve çalışma barışı sağlanamıyorsa, buna benzer yüzlerce yapısal ve cari pratik sorunlar çözümlenemiyorsa oluşturulacak kurullar ne gibi bir fayda sağlayabilir ki? Yeni Kurullar ihdasıyla zaman geçirilmemelidir! Ülkemizin coğrafi konumu ve ekonomik konumlandırması gereği lojistik konusu bir an önce ciddiyetle ele alınmalıdır. Sorunları ötelemekten başka bir yararı olmayan ve esas itibarıyla bugüne kadar etkin bir işlevselliği olmayan benzer kurulların ihdasıyla geçirilecek zaman ülkemiz için önemli bir kayıptır. 2023 hedeflerine gerçekten ulaşılması isteniyorsa lojistiğin topyekün yeniden ele alınıp yapısal ve işlevsel sorunlarının bir an önce çözümlenmesi gerekir. Bunun için de tüm lojistik süreç ve faaliyetlerin tek bir elde toplanması gerekir. Ama bu toplanma, öncekilerde olduğu gibi kurumlar arası yetki ve sorumluluk kargaşası yaratacak kurullar şeklinde olmamalıdır. Bunun yerine tüm lojistik süreç ve faaliyetlerin düzenleneceği tek yetkili olarak ‘Lojistik Bakanlığı’ kurulmalıdır.” Geyik: Kurul’da sektörümüzün yetkin insanları bulunmalı “Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik konumu ve tarihi sayesinde, Asya, Avrupa ve Ortadoğu medeniyetlerini ticari ve kültürel anlamda birbirine bağlayan bir köprü görevi görmektedir. Buna ek olarak, ülkemiz bulunduğu konum itibariyle, tüm otoritelerin kabul ettiği gibi kısa sure içerisinde dünya üzerinde çok önemli bir lojistik üs olma imkânına sahiptir. Ancak, şunu itiraf etmemiz gerekir ki, bu güçlü ve önemli potansiyelini hakkettiği anlamda ve ticari / ekonomik ölçütlerde, verimli bir şekilde kullanamamaktadır. Öncelikle, lojistik kelimesinin kökeninin, Eski Yunanca `da `Hesap Yapma Bilimi` olduğunu bir kenara not etmeliyiz, fakat ülkemiz sektörüne baktığımızda, maalesef bu bilimselliğin henüz emekleme aşamasında olduğunu görebiliriz ve maalesef Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ülkeler seviyesinde, bilimsel ve verimli bir faaliyet şekline sahip olamadığımızı söylememiz gerekiyor. Bu bağlamda yeni kurulacak yapının, Türkiye için emsal oluşturabilecek modelleri inceleme, bunun ardından bir Ulusal ve Uluslararası Lojistik Politikasını oluşturma, sektördeki aktörlerin sorunlarını saptama ve çözüm bulma, Mayıs 2015 nakliyeciler-Ulaştırma Bakanlığı, UND ve uluslararası muhataplarını bir araya getirebilecek ve koordinasyonu sağlayacak bir kurum olma ve sektördeki bu boşluğu doldurma sansına sahip olacaktır. Böylelikle, taşımacılık sektöründe faaliyet gosteren şirketlerin sorunları masaya yatırılarak, Türkiye’nin bir lojistik üssü olması adına adımlar hızlı bir şekilde atılabilecektir. Bu yapının arzu edilen çözümleri ve katma değeri sağlayabilmesi için öncelikle ‘Lojistik Meclisi/ Kurulu’ ile ilgisinin net olarak belirlenmesi ve kesinlikle uygulama yetkisinin olması gerekmektedir. Bahse geçen sorunların sorunlarla ilgili olarak hızlı ve efektif çözüm sağlaması için devlet içindeki kurumlarla (Ulaştırma Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı vb) koordineli olması ve her bakanlıktan yetkili kişilerin bu kurulun yapısı içinde olması kaçınılmazdır. Tabii ki unutmamak gerekir ki bu yapıda sektörü temsilcilerinin soyutlanmayarak aktif rolde söz sahibi olması gerekmektedir. Sektöre yıllarını vermiş biri olarak gözlemim: Sınır geçişlerinin kolaylaştırılması (Özellikle Kapıkule ki bu kapıda kaybettiğimiz zaman örtülü bir Sedat Geyik/Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Kara Nakliye Direktörü atıl kapasite yaratmakta ve Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığımızı maalesef etkin bir şekilde avantaja dönüştürmemizde engel teşkil etmektedir.) Uluslararası sürücülerin hukuksal tanımlanması, Rekabet gücümüzü zayıflatan maliyetlerin ( Akaryakıt , sigorta , motorlu taşıtlar vergisi gibi ) azaltılması, Devamlı olarak gündemimize gelen ama maalesef çözümünde yeterince yol alamadığımız başlıca sorunlardır. Kişisel beklentim; oluşturulacak olan kurulun olmazsa olmazının belirttiğim sorunların çözümlenmesidir.” 37 Değirmenci: Bugüne kadar ekonomik planlarımız içerisinde lojistik göz ardı edilmiştir “Ülke olarak 2023 hedeflerini yakalamak hatta üzerine çıkmak, ulaşılmayacak hedefler değil. Lakin bunların vücut bulması için dış ticaret erbabının hayatını global rekabet arenasında kolaylaştırmak, hız ve maliyet anlamında elini güçlendirmek gerekiyor. Altyapının ve taşıma modellerinin etkin biçimde kullanılamaması sonucu oluşan negatif maliyet etkenlerine rağmen, satış hedefleri gerçekleşse bile zamanında yapılamayan teslimatlar ile süreç tıkanacaktır. Bu nedenle tek başına satışların gerçekleşmesi bir anlam ifade etmemekle birlikte etkin taşıma koridorlarının da oluşması gerekiyor. Maalesef ülkemizde bugüne kadar ekonomik planlar içerisinde lojistik göz ardı edilmiştir. Lojistik ayağında yaşanan olumsuzlukların sonucunun aslında sektör erbabının değil, dış ticaretimizin önemli bir engeli olduğu yeni görülmüştür. Her ne kadar gecikmiş bir tespit olsa da, bu belirlemenin sektörümüz ve dış ticaretimiz açısından devrim niteliğinde olduğunun altını çizmek istiyorum. Bu nedenle 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programına alınması son derece önemlidir. Söz konusu sürecin sağlıklı oluşması ve doğru yol haritalarının belirlenmesi açısından paydaşlardan oluşan Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulması ve adreslemesinin yapılması doğru bir hamledir. Sektöre ve ekonomimize ciddi girdileri olacaktır. Lojistik Koordinasyon Kurul’undan genel anlamda başlıca beklentiler: Ekonomik veriler doğrultusunda ihtiyaç haritalarının çıkartılması, Mal trafiğinin yoğunluğuna göre doğru taşıma modellerinin sağlanabilmesi için lokasyonların belirlenmesi ve altyapılarının oluşturulması, Çok kullanıcılı modellerin oluşması ve maliyet avantajlarının yaratılması için doğru modellemelerin yapılması, İlgili kamu kuruluşları arasındaki eş güdüm yasalarının bürokrasi oluşturmayacak şekilde set edilmesi, Ulaşım koridorlarındaki tıkanmaların önüne geçilmesi uluslararası arenalarda lobilerin oluşturulması, birlikte takım oyunu oynamaları, Fiziki mekanlarda kontrol süreçlerinin yapılması yerine, teknolojinin etkin kullanılmasıyla risk analizlerinin yapılarak mobil denetimlerin oluşturulması gibi konulardan oluşuyor. Kurul bunları; dinamik Cavit Değirmenci Ekol Filo Genel Müdürü olarak takip ederek değişkenliklerin veya yeni gelişmelerin gerçek hayatla örtüşecek şekilde devreye alınmasını sağlamalıdır. Sektörün belirlenen ve set edilen modeller doğrultusunda iş planlarını oluşturması, kendini geliştirmesi ve önünü görerek hareket etmesi açısından son derece önemlidir. Global rekabete hazır olunabilmesi açısından rastgele kaynak planlaması yapmak yerine Ar-Ge yatırımlarını yapmak, ölçülebilir ve izlenebilir etkin planların yapılmasına ışık tutacaktır.” Taha: Sektörümüz açısından büyük bir kazanç olacak “Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyart dolarlık bir rakamı konuşuyor. Ülkemizde bu rakamın konuşulması, uzun vaeli master planlarının yapılması bizleri son derece olumlu bir şekilde etkiliyor. Dünya genelinde 2008 yılında meydana gelen global ölçekli krizden en az zararla çıkıp, krizi fırsata dönüştüren ve büyümesini hedefinin üstünde gerçekleştiren bir ülke için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi irrasyonel bir hedef değildir. Bizler, bu hedeflere kamu ve özel sektör olarak inanır, ve o inanç disiplini içerisinde çalışırsak bu rakamları yakalar hatta geride bile bırakırız. Dünya, hızlı bir şekilde değişiyor. Bu değişimden küresel ticaret, bölgesel (lokal) ticaret de nasibini alıyor. Bu değişime ayak uydurmak yerine bu değişimi kontrolümüz altına almalıyız. Ülkemizdeki değişimler bu anlamda önemsenmesi gereken değişimlerdir. Lojistik sektörü olarak çeşitli sıkıntılarımız var elbette. Ama gerek hükümetimiz olsun gerek MÜSİAD, TOBB, TİM ve UND gibi kurululşlar olsun hepimiz ortak bir paydada buluşuyoruz. Nedir bu payda: Ülkemizin dünya ticaret pazarında hak ettiği yeri ve dilimi alması. Türkiye, genç ve dinamik nüfusu kadar, eğitimli iş gücü ile de son derece önemli bir konumdadır. Rakiplerimizde genç nüfus sıkıntısı had safhadayken bizdeki bu genç ve eğitimli beyin gücünü avantajımıza döndürmeliyiz. Bütün bunların Emin Taha/ Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı/ MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı haricinde ülkemizin dünya haritasındaki yerine bir göz gezdirecek olursak Asya-Avrupa ve Afrika’nın tam da kesişim alanında bulunuyoruz. Bu üç devasa kıtayı birleştiren başka bir ülke var mıdır? Bütün bu stratejik konumlarımızı, bütün bu demografik olgunluklarımızı lehimize çevirebilmeliMayıs 2015 38 yiz. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından birebir müjdelenmesi sektörümüz adına son derece önemlidir. Çünkü bu tür kurullar, meclisler sektörümüzün daha rahat nefes almasını beraberinde getirecektir. Mesela sektörümüzdeki bir arkadaşımızın bir sorunu mu var, bu kurulllar sayesinde direkt muhatabına ulaşabilecektir. Lojistik çok geniş bir kavram olduğundan mütevellit biz şu ana kadar muhatap bulamamaktan şikayet ederdik. Kurulması kararlaştırılan bu kurul ile doğru muhataplarımıza ulaşacağız. Bu da günüzümün en değerli objesi olan ‘zaman’ kavramından tasarruf etmemizi sağlayacaktır. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun aslında çalışmalarını yıllar öncesinden MÜSİAD ailesi olarak rapor haline getirmişlerdi arkadaşla- rımız. MÜSİAD olarak bu ne benzeri konularda sonuna kadar bilgi birikimimizi yetkililerimiz ile paylaşacağız. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nda kamu’nun bürokratları kadar sektörümüze emek vermiş, kafa yormuş, amiyane tabirle beyin patlatmış kişi ve kişilerinin de yer alması gerektiği düşüncesi içerisindeyim. Kurul’un ülkemize ve sektörümüze hayırlı ve uğurlu olmasını niyaz ediyorum.” Bilen: Sektörümüz daha nitelikli bir hale bürünecek “Ülkemizde son yıllarda önemli gelişmeler oluyor. Duble yollar, 3. Köprü, 3. Havalimanı, demiryollarındaki ilerlemeler, deniz yollarımızın daha efektif ve aktif kullanılması, iletişimin her geçen gün daha nitelikli kullanılması bunlara birer örnektir. Ülkemizde turizmden sonra hizmet sektörleri içerisinde en büyük katma değeri lojistik sektörü yani bizler oluşturuyoruz. İlk önce sektörümüzün bu hakkını bitamam teslim etmemiz gerekiyor. Sektör adına yapılacak her türlü iyileştirmeler elbette ki bizlerin elini daha da güçlendirecektir. Daha güçlenen elimizle neler yapabiliriz hep beraber düşünelim. Evvela 2023 ihracat hedeflerimiz içerisinde önümüzde altın gibi parlayan 500 milyar dolarlık hedefe daha rahat ulaşabiliriz. Daha fazla kişinin sektörümüzde çalışması sağlanabilir ve istihdama giden yolda da ‘merhem’ olabiliriz. TIR’larımızın uluslararası karayollarında dolaşması Türkiye’nin en büyük reklamlarından birini oluşturur. Kendine güvenen, emin adımlarla ilerleyen ülkemize daha fazla ‘nitelikli’ yabancı sermaya ve yatırım gelir. Bunun gibi onlarca madde sıralayabilirim. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun hazırlanması sektörümüz için son derece önemlidir. Koordine olamayan sektörümüzde artık koordinasyon eksikliğinden dolayı kaybetmeyeceğimizi (hem zaman hem de para) bilmek çok güzel bir duygu. Bu bakımdan bu düşüncenin oluşmasında ve gelişmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Almanya’da, Fransa’da ve ABD’de lojistik sektörüne ne denli önem veriliyor bunu hepimiz biliyor yakından Ergün Bilen ABC Lojisitk Genel Müdürü takip ediyoruz. Artık ülkemizde de bu ülkelerdeki gibi sektörümüzün ön plana çıkması, sektörümüzün kıymetinin bilinmesi bizleri hem onore etmiştir hem de ayrı bir sorumluluk yüklemiştir. Biz, lojistik sektöründekiler ‘uç beyleri’ gibiyiz. En ücra, en uzak yerlerde bile ülkemizi hakkıyla temsil etmekteyiz. Lojistik Koordinasyon Kurulu ile uç beyliği statütümüz daha da önemli hale gelecektir.” Açıkgöz: Sektörün gelişimi açısından anlamlı olacaktır “Şüphesiz Lojistik Koor- dinasyon Kurulu’nun kurulması sektörün gelişimi açısından anlamlı olacaktır . Özellikle Başbakanımız önderliğinde bu kurulun hazırlıkları yapılırken sektöre yön veren isimlerin de görüşünün alınması; konunun ne kadar önem verilerek ilerleme kaydedebilineceğinin emaresidir. Yol haritasının çizilmiş olması başlangıç olarak yani soyut bir durumdan somut duruma geçişi burada anahtar role sahip olup, yabancı kaynağın da istikrar beklentisine katkıda bulunacaktır. Lojistik Mayıs 2015 sektörü ülkemizin en önemli hizmet sağlayan sektörelerinden biri konumunda bulunuyor. Sektörümüzün bir ‘tık’ daha yukarı çıkmasında biz sektör oyuncularına olduğu kadar kamu’nun gerekli kesimlerine de işler düşüyor. Lojistik Koordinasyon Kurulu, muhteva olarak ‘kavram kargaşasını’ giderecektir. Bu kurul ile beraber muhataplarımıa nokta atışları yapabileceğiz ve birebir görüşme imkanına kavuşacağız belki de. Bu oluşumu önemsiyor ve destekliyorum. Başta ülkemiz olmak üzere sektörümüze hayır- Mustafa Açıkgöz/ Açıkgöz Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı lar getirecek her türlü oluşumun desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.” 39 Yarmalı: Lojistikte ciddi yatırımlar şart “Lojistik, her geçen gün önemi artan ve bu önemle ticaretin temel taşını oluşturan bir unsur olarak gözümüze çarpıyor. Gelişen ve değişen dünyada bu temel taşın önemi herkes tarafından daha iyi anlaşılır hale geliyor. Özellikle ülkemizde bu önem ile değişimlerle birlikte lojistikte ciddi yatırımlar yapılıyor. Duble yollar, hızlı trenler, üçüncü köprü, Marmaray bu yatırımlara örnek olarak gösterebileceğimiz çalışmalardan sadece birkaçı. Ancak, her ne kadar lojistik konularıyla ilgili ciddi yatırımlar yapılsa da, bu konuya özel bir önem verilse de; üç tarafı denizlerle çevrili, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan bir köprü konumuna sahip ülkemizde halen daha lojistiğin tek bir yerden yönetilmemesi ve ülkemizin kendisine ait bir lojistik master planının olmaması, lojistik sektörünün ilerlemesinin hızını kesiyor. Bu nedenle ülkemizin; gerek özel, gerekse kamu sektörünü tek elden yönlendirmek suretiyle kurum- lar arası koordinasyonu sağlayacak bir kamu biriminin oluşturulması gerekiyor. Bizler MÜSİAD ailesinin lojistik sektör kurulu fertleri olarak böyle bir oluşuma her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. MÜSİAD’ın bu konularda oluşturduğu raporumuzda yer alan gösterge ve açıklamalarında bu görüşümüzü destekler nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Bu sene oluşturduğumuz raporumuz, diğer senelerdeki raporlardan biraz farklı olarak, içeriğinde akademik birtakım çalışmaları da bulunduruyor. Sürekli olarak dilimizden düşmeyen lojistik teriminin anlamı ve tarihçesi gibi konular; lojistikte kalite yönetimiyle ilgili örnek bir akademik çalışma; İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşanan lojistik sorunu ve çözüm önerisi raporumuzda detaylarıyla işlendi. Ayrıca Yasin Serhat Şen’in yoğun çalışmaları ve akademik araştırmaları sonucu raporumuzda kaynakları da gösterilmek Özgür Yarmalı GAT Lojistik Genel Müdürü suretiyle kitap, makale, tez, internet sitesi ve sektörel yayınlardan da çeşitli alıntılar yapıldı. Eserin hazırlanma sürecinde özellikle akademik anlamda vermiş olduğu destekten dolayı değerli dostum Yasin Serhat Şen’e ve yardımcılığını yapmaktan dolayı büyük onur duyduğum değerli büyüğüm MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanımız Emin Taha ve başkan yardımcımız Murat Baykara’ya teşekkürlerimi sunar, raporumuzun MÜSİAD ve lojistik sektörüne katkı sağlamasını temenni ederim.” Öcal: Sektörümüzü bilen kişiler kurulda olmalı “Ülkenin kalkınması lojistikten, lojistiğin gelişmesi de süreçlerin ve süreç yönetimlerinin mükemmelliğinden geçer. Ülke olarak gelişmekte olan, gelişmeyi daha çok arzulayan ve bunlarla beraber gelişmek için neler yapabiliriz onun çabasındayız. Lojistik Koordinasyon Kuruluda bu çerçevede önemli bir rol üstlenmiş olacaktır. Belki biraz koordinasyon kurulu için geç kalınmış olsa da gelecek ve sektör için bir şeylerin yapılıyor olması bizleri mutlu etmektedir. Şüphesiz bu kurulda sektör adına yapılacak olan olumlu her şeyin, gelişimin ve yeniliğin sektöre ve bu sektörle birlikte ülkenin ne denli iyi yere geleceğini kimse tahmin bile edemeyecektir. Sektör olarak ne yazık ki birçok yerde engellenip, mağdur edilip yavaşlatılmak isteniyoruz. Bireyler olarak engellerin aşılması zor olsa da kurulacak olan devlet nezdindeki kurul ile şüphesiz daha kolay olacaktır. Bu kurulda sektör adına mağduriyetleri ve haksızlıkları bilen, yaşayan ve bu sıkıntıların çözümü için sonuca ulaşabilen, süreci hızlandırabilecek ileri görüşlü devlet ve sektör adına kişilerin olmasını yeğlemekteyiz. Sektör olarak birçok konuda mağduriyetimiz bulunmaktadır. Bunların hemen bir anda çözümünü beklemiyoruz, fakat devlet nezdinde çözülebilecek olan vize sorunu, gümrük mevzuatından dolayı yaşanılan sorunlar, sınır gümrüklerindeki gereksiz yoğunluklar ve iç gümrükteki uygulamaların düzeltilmesi gibi konuların ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kurul ile sektörümüz, devlet nezdindeki yukarıdaki belirttiğim konular ile ilgili daha çabuk sonuca ulaşacağını, bu İbrahim Ethem Öcal Yörük Transport Genel Müdürü sorunların çözümü ile de azimli ve istekli sektör bireylerinin, sektörü taşımacılıktan lojistiğe dönüşümünün kendilerinin yapacağı düşüncesindeyim. Herkes bilmelidir ki ülkenin gelişimi ve ilerlemesi bu sektörün verimliliğinden geçmektedir. Bu sektöre yapılan yatırım ve her türlü iyileştirme ile ülkenin çok daha ileriye gideceğinden şüphemiz yoktur.” Mayıs 2015 40 DOSYA Ankara: UND’nin bu oluşumda mutlaka bulunması gerekiyor “Lojistik sektörü ülkemiz adına son derece önemli sektörün başında gelmektedir. Bu, büyük sektörün daha nitelikli katma değer sağlamasının temel ölçütü ise verimlilikten geçiyor. Verimlilik hem kamu’nun hem de özel kesimin olmazsa olmazıdır. Fakat ne yazık ki verimlilik konusunda daha çok mesafe katetmemiz gerekmektedir. Sektörleri verimli kılacak olan mevcut sektörlerdeki sıkıntıların, sorunların çözümlebilmesinden geçmektedir. Lojistik Koordinasyon Kurulu ile sektörümüzün daha da hızlı, nitelikli ve verimli bir hale geleceğini öngörüğyorum. Devlet tarafından bir kurulun ve eylem planının olması alınması gereken çok önemli bir karardı. Sektörümüzün sorunları detaylı tartışabilecek, ortak çözüm yolları daha kolay bulanacaktır ve sektöre hız kazandıracaktır. Kurulda sektörden de mutlaka (UND ) birilerinin dahil olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun nedenini ise şu şekilde açıklayabilirim: Türkiye’de maalesef kurulan kurullar ya da meclisler sektörleri tanımayan insanlarla dolmuş durumda. Elbette ki çok önemli bürokratlar, akademis- Taner Ankara - Batu International Logistics Yönetim Kurulu Başkanı yenler vs. var ama sektörün içinden (çekirdekten) yetişmiş kişi ya da kişileri de mutlaka değerlendirmekte fayda bulunmaktadır.” Özer: Devlet artık lojistiğin ne anlama geldiğini biliyor “Lojistik ve Koordinasyon, önce kelimelerin ne anlam ifade ettiğine bakmak lazım. Lojistik, her türlü ürünün ihtiyaç duyulan yer ve istenilen zamanda tedarik edilmesi için bir gerekli süreçlerin tümünü ifade eder. Satış/alış veya üretim organizasyonunun, lojistik destek olmadan başarılması imkansızdır. Koordinasyon, belirli bir amaca ulaşmak için türlü işler arasında bağlantı, ilişki, düzen ve uyum sağlamak. Lojistik koskoca bir derya, ben yine sektörümü ilgilendiren kısmıyla alakalı naçizane düşüncelerimi paylaşacağım. Ne yalan söyleyeyim, devletim ne zaman lojistiği ağzına alsa, sadece bir bölümünde yer alıyor olmamıza rağmen ben fazlasıyla heyecanlanıyorum. Devlet artık lojistiğin ne anlama geldiğini biliyor, güçlü bir lojistik olmadan güçlü bir ülke olunamayacağından haberdar, kendiliğinden toprağa savrulmuş tohumundan çıkan koca bir çınar misali Avrupa’ya sektörel anlamda kafa tutan bu sektörü ayakta tutması gerektiğini artık öğrendi, dinliyor ve dinamiklerine ayak uydurmak adına çalışıyor. Ben böyle anlıyorum ve buna inanmak istiyorum. Bu önemliydi, Çetin Nuhoğlu Başkan’ın bu Mayıs 2015 konuya farkındalık yaratmak adına devletin kurumlarıyla yoğun mesaileri oldu, bu bağlamda kendisine sektör olarak minnettarız. Belirttiğim gibi, ben sektörümle alakalı yorumlarda bulunmayı daha doğru buluyorum. Başkan’ın bir sözü hiç aklımdan çıkmaz, “Çözüm istiyorsanız katılmak zorundasınız” der. Bu doğrultuda, sektörün içeride ve dışarıdaki toplantılarına katıldığımda şunu gördüm, biz kendimiz için değil meğer ülkemizin menfaatleri için mücadele etmekteymişiz. Bir yere kadar çıkarlarınızı korumak adına uğraş veriyorsunuz, bir yerden sonra bu duygudan arınıyor ülkenizin menfaatleri adına uğraş verdiğinizi fark ediyorsunuz. İşte tam da bu noktadan sonra gerçek mücadeleniz başlamış oluyor. Biz, taşıma yaptığımız ülkelerde Türk araçlarına yönelik korkunç bir baskı görüyoruz. Geçiş belgesi kotaları, sürüş kısıtlamaları, sürücü vizeleri, gayri resmi ücretler, anlamsız trafik cezaları, yüksek bedelli usulsüzlük cezaları ve tarife dışında kalan diğer engeller hep kendi sektörlerini ayakta tutmak, bize karşı haksız rekabet avantajıyla birkaç adım ilerimizde olmak adına sektörlerine sahip çıkan yönetimler gözlemli- Abdullah Özer/ Özer Uluslararası Taşımacılık Genel Müdürü yoruz. Tüm bu oyunların tek bir amacı var elbette, pazar hakimiyeti. Pazara hakim olan eşya hareketliliğine de, dolayısıyla dış ticarete de hakim olur. Bu uzun soluklu bir oyundur, hiçbir ülke başka bir ülkenin nakil aracıyla ihracatını taşımak istemez, bu kontrolün elinden çıkması anlamına gelir, böyle bir kurgu yok oluşun başlangıcıdır. İşi en iyi yapan bilir, devlet bu işi yapmadığından bu işi yapanla ilerletmesi şart. Evet, ülkemi yönetme sevdalılarına sesleniyorum; güçlü bir ülke istiyorsanız katılmak zorundasınız, lojistik ağlarınızı güçlü örmelisiniz, sektörü ne içeride ne de dışarıda kendi kaderine terk etmemelisiniz. Kurulması planlanan Lojistik Koordinasyon Kurulu’na benim yüklediğim görev budur. Biz saldıran 41 bir toplum değiliz, saldırmıyorsak savunmayı dört dörtlük gerçekleştirebilmeliyiz. Taşıma pazarlarıyla ilgili, gerek varış ve gerekse transit ülkelerde karşılaşılan her sorunla alakalı ilgili ülkeye ve ilgili ülke araçlarına mütekabiliyeti, bu kurul üzerinden tasarlayarak ivedi şekilde gerçekleştirebilmeliyiz. Sadece savunmak yetmez, lojistiğe konu uzun vadeli politika ve stratejileride bu kurul üzerinden tasarlayarak, planlı bir şekilde fiiliyata geçirebilmek doğrultusunda birlikte çalışmalıyız. Lojistiğe temas eden tüm kurumların bu kurulun içerisinde olması, faaliyetlerin hızlı ve kesintisiz gerçekleşebilmesi, politikaların benimsenmesi açısından son derece önemlidir. Bu benim hep hayalimdi, temas halinde olduğumuz kurum temsilcilerinin katılımları ile ortak bir çalışma grubunun kurulması ve bu kurulun “burada işler böyle gelmiş böyle gider” sözüne kulak tıkayarak ülkesine hizmet için mücadele vermesi. Kağıt üzerinde değil, sektörle birlikte sahada faaliyet halinde olunmasını diliyorum.” Karagülle: Lojistikte strateji ve kurumsal yapılanmanın oluşturulması “10. Kalkınma Planı ile başlayan, Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Programı ile detaylandırılan dönüşüm, yıllardır savunduğumuz farkındalığın yaratılması açısından önemli bir adım olmuştur. Lojistiğin başlı başına bir uzmanlık ve bilim alanı olduğu, profesyonellerinin de bu çerçevede yetiştirilmesi gerekliliği başta olmak üzere, pek çok yapısal dönüşüm bu kapsamda gündeme gelmiştir. Bu sevindirici ve geç kalınmış programın temel başlıklarından biri olan “Lojistikte Strateji ve Kurumsal Yapılanmanın Oluşturulması” başlığı, programın bütününde yer alan eylem ve hedefler için bakış açısı ve zemini hazırlayacak önemli bir unsurdur. Lojistikte kurumlar arası bir koordinasyon mekanizması görevi görecek “Lojistik Koordinasyon Kurulu”nun kurulması ise bu eylem planı çerçevesinde atılan kritik bir adım olmakla birlikte, bu kurul program içerisinde yer alan eylemler için yönlendirici bir görev üstlenecektir. Kamusal öncelikler, bütçe kısıtları ve yürütmeden kaynaklanan sapmalarla birlikte, eş zamanlı ya da birbirleriyle ilişkili çeşitli faaliyetlerinin önceliklerinin değişmesi, bu faaliyetler için öngrülen bütçelerde değişiklikler yapılması ya da planlama aşamasından sonra ortaya çıkan gelişmeler doğrultusunda hedef ve eylemlerin revize edilmesi söz konusu kurulun üstleneceği görevler içerisinde başarı üzerinde en çok etkiye sahip olan görevlerdir. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kısa bir sürede lojistik sorunlarının çözümünde etkin roller üstlenip sektörde önemli bir değişim yapacağı gerçekçi bir beklenti olmamakla birlikte, stratejik yönlendirme yapma, koordinasyon mekanizmasını kullanarak proje ve eylemlerin iş akışlarını kolaylaştırmak gibi temel üst düzey beklentilerin de bu kurul tarafından karşılanması gerekmektedir. Diğer yandan lojistik sektörünün sorunlarının çözümünde etkinliği artırmak amacıyla kamuo- Yrd.Doç.Dr. A. Özgür Karagülle İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu yu oluşturmak da stratejik düzeyde etki sağlanabilecek bir alan olarak düşünülebilir. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun konulara nasıl bir bakış açısıyla yaklaşacağı, sektör için işleyen bir stratejik yönlendirme ve koordinasyon kurulu mu olacağı yoksa bürokrasinin basamakları içerisinde etkilikten uzak kalarak mı varlığını sürdüreceği kurulun ve eylem planının başarısı üzerinde doğrudan etkili olacaktır. Tüm paydaşların ortak ve kimi zaman da birbirleriyle çelişen beklentilerini gözetmek ve konulara sektörel bakış açısının da üzerine çıkarak uluslararası ve ulusal siyaset, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla yaklaşmak gerekecektir. Kurulda görev alacak kişilerin kamu – özel sektör – akademik hayat – sivil toplum örgütleri gibi farklı paydaşların beklentilerini karşılayacak şekilde olmaları, eğitim ve tecrübelerinin farklı ve birbirini tamamlayıcı alanlardan oluşması kurulun etkinliğini ve fonksiyonelliğini artıracaktır.” Mayıs 2015 42 EKONOMİ İncaz: Lojistik Koordinasyon Kurulu ve Lojistik Master Planı “Ülkemizde ihraç edilen araçların yüzde 94’ü denizyolu, yüzde 2’si demiryolu ve yüzde 4’ü ise karayolu ile taşınmaktadır. Lojistik planlaması ve maliyeti, otomotiv sanayinin karşı karşıya bulunduğu önemli bir sorundur. TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda 60 sektör meclisi sektörlerinde tespit ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri içinde tespit edilen ve önerilen konular içinde lojistik ve lojistikle ilgili sorunlarla ilgili olarak, bazı eylemlerin başlatılamadığı tespit edilerek, “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programının sorunlarını ortaya koymuşlardır. Bu sorunlara çözüm olarak, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programı kapsamında yapılması gerekenler içinde en önde gelen konu hammaddenin üretiminden nihai ürüne ulaşıncaya kadar geçen tüm üretim ve hizmet aşamaları için geçerli olan Lojistik Master Planı’nın hazırlanarak, “Lojistik Koordinasyon Kurulu”nun oluşturulması önerilmektedir. “Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulması için başta Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklar arası etkin bir koor- dinasyon gerçekleştirilerek, sektörel ve bölgesel bazda üretim ve ticaret potansiyelini de ortaya koyacak şekilde, kapsamlı bir analiz içermelidir. Bu analiz ve koordinasyon, hem üst düzeyde ilgili Bakanlıklar hem de TOBB’a bağlı lojistikle ilgili sektör meclis temsilcileri, devlet ve eğitim kurumları temsilcileri, diğer siyasi parti temsilcilerinin lojistikle ilgili temsilcileri, lojistik özel sektör işletmeleri, başta deniz ve demiryolu olmak üzere tüm ulaştırma modları özel ve kamu işletmeleri, Ticaret Odaları temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları arasında gerçekleştirilebilir. Oluşturulacak Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyon Kurulu’na, lojistik faaliyetlerin sorunlarının tespit edilmesi, güvenli, düzenli ve ekonomik lojistik sisteminin geliştirilmesi, ilgili usul ve prosedürlerinin belirlenmesi, düzenlenmesi görevleri verilebilir. Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulmasını takiben, VIII. TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında da (21 Nisan 2015) ifade edildiği gibi, Ulaştırma ve Lojistik Master Planı’nın tamamlanması beklenmeden sektördeki mevcut istatistikleri derleyecek ve paylaşıma açacak olan Lojistik İstatistik Portalı oluşturulmalıdır. Sanayimizin yüzde 95’inin yer aldığı Doç. Dr. Serap İncaz Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Doğu ve Güney Marmara’da lojistik alt yapısı yetersiz kalmaktadır. Lojistik altyapısının geliştirilmesi, temel ihraç konularını da dikkate alacak şekilde Master Planın hazırlanarak, ihracat açısından limanların çevresindeki demiryollarının iyileştirilmesi ve genişletilmesi sağlanarak, intermodal lojistik altyapısı yetersizliğinin giderilmesi gerçekleştirilerek, ekonomide büyük zaman ve finansal kayıplara neden olacak geri dönüşü olmayan verimsiz yatırımlar önlenebilecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programına, kurulacak olan Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyon Kurulu ve bu Kurul’un hazırlayacağı Lojistik Master Planı ışığında ulaşılacaktır.” Uzel: Taşımacılıktan lojistiğe dönüşümde ilk adım: Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulması “Geçtiğimiz günlerde Başba- kan Ahmet Davutoğlu ile ekonomi kurmaylarının katıldığı TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda lojistik sektörünü ilgilendiren çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Kasım 2014’te yayınlanan Onuncu Kalkınma Planı – Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı içerisinde Haziran 2015’e kadar öngörülen Kurumlar Arası Koordinasyon İçin Yeni Bir Yapı Oluşturulması ve Lojistik Mevzuat Düzenlemesi kapsamındaki birinci politikanın ilk adımı olan “Lojistik Koordinasyon Kurulunun Mayıs 2015 Oluşturulması” eyleminin önümüzdeki günlerde bir genelgeyle faaliyete geçeceği bildirilmiştir. Ülkemizde faaliyet gösteren birçok sektörde olduğu gibi lojistik sektöründe de 2023 yılını hedef alan bazı gelişme beklentileri bulunmaktadır. Özellikle lojistik sektörünün mevcut düzende yaşadığı birçok problem beklenti düzeylerinde bir düşüşe sebep olmakta ve ne kadar umutlu olunsa da yine de gelecek konusunda şüpheler bulunmaktadır. Gerçekleştirilen şurada da Lojistik Sektör Meclisi Başkanı Çetin Nuhoğlu tara- Yard. Doç. Dr. Ezgi Uzel/Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu 43 fından yaşanan kronik sorunlar dile getirilmiştir. Dile getirilen sorunlara baktığımızda ise daha çok ülkemizde baskın olarak kullanılan karayolu taşımacılığına işaret edildiğini görmekteyiz ki bu özellikle taşımacılıktan hala lojistiğe geçemedik mi sorusunu akla getirmektedir. Bununla birlikte yaşamakta olduğumuz bu sorunlar da gerçeğin ta kendisidir ve derhal çözülmesi elzemdir. Mademki gerçekleşen taşıma işlemlerinde kullanılan en baskın taşıma türü karayoludur o zaman kesinlikle ilk olarak bu ana damardaki problemlerin çözülmesi gerekir. Ancak yine de stratejik planlama olarak ele aldığımız eylem planımızın karayolu ya da herhangi başka bir diğer taşıma türü ile sınırlı kalması da sakıncalıdır. Bu anlamda sunulan kalkınma planında ilk olarak lojistik sektörünün taşımacılıktan ibaret olmadığını, hizmet sektörleri içerisinde ülkemizin yıllardır komşu ülkelere göre rekabet avantajı sağlayacak düzeyde bir lojistik deneyim ve hacimelde ettiğini ve devletin de stratejik olarak sektörle beraber aynı paralelde hareket etmesi gerekliliğinin altı çizilmesi gerekir. Burada anahtar kelimenin tüm dünyada olduğu gibi özel sektörle devletin işbirliği içerisinde, gerçekler ve gerçekleşenler üzerinden hareket etmesi zorunluluğudur. Zira ülkemizde lojistiğin en önemli faaliyetlerinden biri olan, depo yönetimi konusunda donanımlı bir mevzuatın eksikliği söz konusudur. Örneğin Türkiye’nin ADR Sözleşmesi kapsamında tehlikeli madde taşımacılığı konusunda son dönemde harcadığı çaba takdiri hak etmektedir ancak tehlikeli maddeleri depolayan işletmelerin bu konuda taşıdıkları sorumluluk açısından göreceli bir durum söz konusudur ve bu alanda faaliyet gösterenlerin bilgi yetersizliği içerisinde olduğu söylenebilir. Bunun gibi daha birçok lojistik faaliyet içerisinde sayılabilecek faaliyetlerin düzenlenmesi kurulan kurulun ödevi olmalıdır. Lojistiğin faaliyet açısından tek tek ele alınması gerekliliğinin yanı sıra, yine eylem planında dikkat çekici bir başka unsur kurulun hangi taraflardan oluşacağıdır. Planda, Lojistik Koordinasyon Kurulu; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Başkanlığında Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Müsteşarlarının katılımıyla oluşacaktır denmiştir. Lojistik Koordinasyon Kurulu bünyesinde Genel Müdür seviyesinde Çalışma Grubu oluşturulacaktır da denmektedir. Ancak hemen ardından ihtiyaç duyulması halinde daha alt seviyede çalışma grupları da kurulabilecek, diğer kamu kurum temsilcileri ve STK temsilcileri komisyona dahil edilebilecektir denmiştir ki bunun ihtiyaç duyulan bir konu olduğu, lojistik alanında çalışan her türlü tarafın bu kurulda yer alması, bilgi paylaşması ve söz hakkı verilmesinin genel işlevsellik ve planın başarısı açısından gerekli olduğu yadsınmamalı ve atılan bu ilk adımda katılımcılığın önem arz ettiğini, işbirliğinin ve bilgi paylaşımının stratejik olarak lojistik sektörümüzü ileri götüreceği ve hak ettiği değeri bu şekilde bulacağının farkındalığının edinilmesi gerekmektedir.” Nebol: Lojistik Koordinasyon Kurulu etkili ve verimli çözümler üretebilir “Lojistik (ve taşımacılık) sektörü başdöndürücü bir hızla gelişmekte ve büyümektedir. Ancak, yasal düzenlemeler, hükümet idari girişimleri ve kararları ile ülkeler arası ilişkiler, ve hatta akademik ilerlemeler bu gelişme hızına ayak uyduramamaktadır. Bu nedenle, Sayın Çetin Nuhoğlu’nun bir bölümünü dile getirdiği sorunlar yaşanmaktadır. Bunlar kadar yaşanan sorunlar ile ilgili olarak, daha çok sivil toplum kuruluşlarının (UND; TOBB, vb) öncülük ettiğini görüyoruz. Zaman zaman ortaya çıkan çözümler ise münferit olmakta ve bir çözüm, başka bir sorunu ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle lojistik sektörünün sorunları bütünleşik olarak ele alınmalı ve İş Alemi (UND, TOMM, vb) ile Hükümet kanadından ilgili bakanlık temsilcileri biraraya gelerek sorunlara ortak olarak eğilmelidirler. Bu kapsamda düşünüldüğünde, İş Alemi ve İlgili Bakanlıkların temsilcilerinden oluşacak bir “Lojistik Koordinasyon Kurulu” etkili ve verimli çözümler üretebilir. Gerekirse, bu Kurula akademisyenler de, (tartışılan konulara göre) davet edilebilir. Katılımcı bir kurul oluşturulması ve çalışması, kanımca bütünleşik çözüm önerileri yaratmak ve Lojistik Sektörünün geleceğini biçimlendirmek yolunda çok yararlı olabilir.” Doç.Dr. Erdal Nebol/ Yeditepe Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı Mayıs 2015 44 GÜNCEL Türkiye’nin yıldız ihracatçılarının 14’üncü gurur gecesi İhracatın Yıldızları-İhracatı Teşvik Ödülleri sahiplerini buldu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın katıldığı geceye iş dünyasının saygın temsilciler büyük ilgi gösterdi. Türkiye’nin ihracat maratonu görkemli bir gece ile sonuçlandı. “14’üncü İhracatın Yıldızlarıİhracatı Teşvik Ödülleri”ne töreni Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Mayıs 2015 İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve Türk-Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield gibi ihracat ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Gecede, 440’ı aşkın firma arasından 8 kategori ve özel değerlendirmeler ile toplam 19 firma ödüllendirilirken, “Yılın İhracatçısı Ödülü”nü Eti Maden İşletmeleri kazandı. Babacan: Büyümemiz üç puan daha yüksek olabilirdi Törende ‘İhracatın Yıldızları’na seslenen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ihracatın Türkiye ekonomisinin itici gücü ve sürükleyicisi olduğunu söyledi. Türkiye’nin tasarruf oranlarının düşük olmasının ve cari açığının bulunmasının, ihracata dayalı bir büyümeyi zorunlu kıldığına işaret 45 eden Babacan, “Hak ettiğimizin üzerinde bir tüketim ve bunun getirdiği suni refah kalıcı olmaz” dedi. Türkiye’de büyümenin ve refah artışının gerçekçi ve sürdürülebilir olması için mutlaka yatırıma, üretime ve ihracata dayalı bir büyüme elde etmek gerektiğini vurgulayan Babacan, “Son birkaç yıldır daha yüksek büyüme oranlarını yakalayabilirdik. İç tüketime, özellikle tüketici kredilerine biraz ön açıcı, yol verici bir politikayla belki bir puan, iki puan, hatta üç puan daha yüksek olabilirdi büyümemiz. Ama bunu yapmadık. Özellikle dünyada likiditenin daralacağı, azalacağı ve pahalanacağı bir dönemde iç tüketime dayanan bir büyüme modeli Türkiye’nin ancak ve ancak cari açığını artırırdı” dedi. Mikro ekonomik reformlar alanında yapmamız gereken çok iş var İhracatın niceliğinin yanında bunun kompozisyonunun niteliğinin de kritik olduğunu vurgulayan Babacan, Ar-Ge, inovasyon ve bilgiye dayanan bir ihraç ürünü kompozisyonunun Türkiye için bundan sonraki dönemde çok önemli ve belirleyici olacağını belirtti. Türkiye’nin özellikle mikro ekonomik reformlar alanında yapması gereken çok iş olduğunu belirten Babacan, buradaki başarının cari açık sorununu çözebileceğini söyledi. Türkiye’nin bir başka sağlam ayağının bankacılık olduğunu dile getiren Babacan, bir başka önemli ayağın da para politikaları olduğunu ve bunun Merkez Bankası’nın çalışma alanı olduğunu söyledi. Merkez Bankası’nın küresel şartların ve ülkenin içinde bulunduğu iç konjonktürün gereğini yapıyor olması gerektiğini ifade eden Babacan, şunları söyledi: “Bunu da her durumda Merkez Bankası’nın gerçekleştiriyor olması lazım. Bu da önemli taşıyıcı bir sütun. Bu alana da son derece dikkat etmek gerekiyor. Makro çerçevede en önemli konular; bankacılık, kamu maliyesi ve para politikası... Bu üç sütunda sağlam olacak, birini kesip gevşettiğinizde üç ayaklı sehpa nasıl ayakta durmazsa makro çerçeveniz bozulur. Makro ekonomik istikrar ve makro çerçeve dediğimizde bu üç ayak var. Birini gevşettiğinizde masa sallanır, tamamen kestiğinizde devrilir.” Büyükekşi: İnovasyon çalışmalarının devam etmesi lazım TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi törende yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ihracatındaki katma değeri artırabilmek için inovasyon çalışmalarının aralıksız devam edeceğini belirtti. Büyükekşi, “İnovasyon haftası düzenliyoruz. Ayrıca yeni pazarlar bulmak için ihracatçı birliklerimizle, bakanlarımızla, iş adamlarımızla birlikte dünyanın dört bir tarafını dolaşıyoruz” dedi. Doların değer bazında ülke para birimleri karşısında bu kadar değerlenmesi nedeniyle tüm dünyada dış ticaretin olumsuz etkilendiğini kaydeden Büyükekşi, şöyle devam etti:”Tüm dünya dış ticareti 2015’in ilk iki ayında yüzde 9,2 azaldı. Buna rağmen ilk iki ayda Tükiye’nin kaybı yüzde 3.4; ilk 4 ay ise yüzde 5,4. Dolayısıyla Türkiye bu anlamda tüm dünyadan pozitif yönde ayrışmış durumda.” Yılın ihracatçısı ödülü Eti Maden İşletmeleri’nin oldu Net ihracatta Türkiye birincisi: ‘Yılın İhracatçısı’ Ödülü’nün sahibi Eti Maden İşletmeleri oldu. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz ödülü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın elinden aldı. Geçen yıl 903 milyon dolarlık satış yaptıklarını anlatan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, bunun 875 milyon dolarlık kısmını ihracatın oluşturduğunu kaydetti. Son 10 yılda karı 28 kat artırdıklarına değinen Yılmaz, şöyle devam etti: “Geçen yıl 473 milyon dolar kar ettik. İhracatımız da 3.5 kat arttı. Eskiden mal satıyorduk, şimdi akıl satmaya başladık. Madencilikten,kimyaya oradan eşyaya dönüyoruz. Bunun da en önemli örneği deterjanımız Eti Matik.” İzmirli firma Cemer Kent Ekipmanları ‘Deltoik Tırmanma’ adlı çocuk parkı ürünüyle ‘Kreatif Ürün’ kategorisinde birinci oldu. Üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını ihraç eden Aksa Jeneratör, Yeni Pazar- Pazar Çeşitliliği Birincilik Ödülü’ne layık görüldü. Ciner Erdemir, Kibar: Geçen yıl ihracatını dolar bazında bir önceki yıla göre yüzde 355, nokta bazında ise 63 artıran Ciner Dış Ticaret ‘İhracat Performans’ kategorisinde birincilik kazandı. Mount-Blade adlı video oyun serisini 5 milyon adedin üstünde satmayı başaran ve alanında dünyanın ilk 100 ihracatçısı arasında yer alan bilgisayar oyun firması Taleworlds, Hizmet İhracatı Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye’nin ilk yerli elektrikli hizmet aracını üreten Pilotcar, İnovasyon Şampiyonu Ödülü’nü almaya hak kazandı. Bu yıl Ticaret Elçisi Ödülü Metro Toptancı Market’in oldu. Yılın ‘Markalı İhracat’ ödülünü alan Silverline Ev Gereçleri geçen yıl 50 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. e-İhracat kategorisinin kazananı Biletall oldu. 2014 İhracatın Yıldızları Jüri Özel ödülü Simit Sarayı’nın oldu. Sürdürülebilirlik İçin Çözüm Üreten ihracat” ödülünü alan Ezinç Grup, güneşe dayalı çatı tipi su ısıtma sistemlerinde dünyanın 3.büyük üreticisi. Mayıs 2015 46 ARAŞTIRMA Nisan ayında ihracat 11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini, Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı. Tüm dünyada doların değer kazanması ve paritedeki düşüş, ihracatımıza baskı yapıyor. Geçtiğimiz yılın Nisan ayına göre ortalama 1,38 seviyesinden yüzde 22 düşüşle 1,08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1,5 milyar doları buldu” dedi. TİM verilerine göre nisan ayında ih- racat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 gerileyerek 11 milyar 823 milyon dolar oldu. Yılın ilk 4 ayında toplam ihracat yüzde 8,1 gerileme ile 48 milyar 951 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatta son 12 aylık süreçte ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 gerileme ile 153 milyar 66 milyon dolar oldu. İhracatta nisan ayında kilogram bazında yüzde 3 artış kaydedilirken, ağırlıklı olarak EuroDolar paritesine bağlı olarak gerileme yaşandı. Döviz kurlarına dikkat çeken TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı. Tüm dünyada doların değer kazanması ve paritedeki düşüş, ihracatımıza baskı yapıyor. Geçtiğimiz yılın Nisan ayına göre ortalama 1,38 seviyesinden yüzde 22 düşüşle 1,08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1,5 milyar doları buldu” dedi. Kümülatif bazda bakıldığında sadece AB-28 ülkelerine Euro-dolar paritesi kaybı sebebiyle yaşanan ihracat düşüşü ilk 4 ayda 4,5 milyar doları aştı. Nisan ayı lideri otomotiv Büyükekşi, sektörel bazda nisan ayında en fazla ihracatı 1 milyar 843 milyon dolarla otomotiv sektörü yaptığını vurgularken, bu sektörü Mayıs 2015 kimyevi maddeler ve hazır giyim sektörlerinin takip ettiğini belirtti. Verilere göre nisan ayında en fazla ihracat artışını yüzde 64,6 ile fındık sektörü yakaladı. Bu sektörü, yüzde 49,6 ile tütün ve yüzde 35,9 ile gemi ve yat sektörü takip etti. Nisan ayında en fazla ihracat yaptığımız 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve ABD oldu. Almanya’ya ihracatımız yüzde 9,6, İngiltere’ye yüzde 8,1, Irak’a yüzde 23,4, İtalya’ya yüzde 12,4 düştü. ABD’ye ise yüzde 1,8 arttı. Nisan ayında en fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında, en yüksek ihracat artışını yüzde 35,9 ile Mısır’a yakaladık. Nisan ayında ihracat artışında öne çıkan ülkeler şöyle oldu: Nisan ayında Umman’a ihracatımız yüzde 181, Singapur’a yüzde 127, Kuveyt’e yüzde 94, Güney Kore’ye yüzde 56 arttı. Nisan ayında AB’ye ihracatımız yüzde 10,4, Afrika’ya ihracatımız yüzde 2,4, Ortadoğu’ya yüzde 5,1 gerilerken, Kuzey Amerika’ya yüzde 6,2 artış gösterdi. En fazla ihracat yapan ilk 10 ilimiz arasında ihracatını en fazla artıran ilimiz yüzde 12 artış ile Hatay oldu. Nisan ayında Kocaeli’nin ihracatı yüzde 3,7, Ankara’nın yüzde 6,9, İstanbul’un yüzde 8,1, Gaziantep’in yüzde 9,2, İzmir’in yüzde 12,5, Bursa’nın yüzde 13,1, Denizli’nin yüzde 15,2, Manisa’nın yüzde 21,1, Sakarya’nın yüzde 35,1 geriledi. 2015 yılında yeni normal: “Yavaş büyüme” Büyükekşi, ihracat verilerini açıklamasının yanı sıra Türkiye ve dünya gündemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Tüm dünyada yavaş büyümeye dikkat çeken ve bunun artık normal senaryo haline gelidiğini aktaran Büyükekşi, “Bu yıl dünya ekonomisi için yüzde 2,9, gelişmiş ülkeler için yüzde 2,4 ve gelişen ülkeler için yüzde 4,3 büyüme bekleniyor. Diğer taraftan 30 yıl boyunca global çapta en hızlı büyüyen ekonomi Çin’in büyümesi yavaşlıyor. Çin’in büyümesinin yavaşlaması da emtia fiyatlarının gerilemesine yol açıyor” diye konuştu. Avrupa Birliği’ndeki toparlanmaya dikkat çeken Büyükekşi, burada büyüme ile birlikte bu bölgede ithalat artış beklentileri arttığını kaydetti. Büyükekşi, “AB ithalatındaki artış Türkiye’nin ihracatına da olumlu katkı sağlayacak. Kesinleşen Eurostat verilerine göre Türkiye’nin AB’ye euro cinsi ihracatı ilk iki ayda tam yüzde 12 arttı. Aynı dönemde ise AB’nin birlik dışı ithalatı euro bazda yüzde 1 geriledi. Türkiye ilk 2 ayda AB’ye ihracatını en fazla arttıran 4.ülke oldu. Buna göre Türkiye AB-28’de güçlü bir Pazar payı artışı yakaladı” dedi. 47 Kimya ihracatı miktar bazında yüzde 47 arttı İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Akyüz, “Özellikle paritede yaşanan düşüş ihracatımızı etkileyen en önemli etkenlerden biri. Nisanda kimya sektörü açısından bu toparlanmanın hissedildiğini söylemek mümkün” dedi. Kimya ihracatında değer bazındaki azalış nisan ayında toparlanma sürecine girerken, miktar bazında ihracat yüzde 47 artarak 1,69 milyon tona ulaştı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nden (İKMİB) yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde ihracat nisan ayında da gerilerken kimya sektörü, 1 milyar 445 milyon dolarlık ihracatla hazır giyimi geride bırakarak otomotivin ardından en fazla ihracat yapan sektör oldu. Kimya ihracatında değer bazındaki azalış Nisan ayında toparlanma sürecine girerken, miktar bazında ihracat yüzde 47 artarak 1,69 milyon tona ulaştı. Geçen ay kimya sektörünün en çok ihracat yaptığı ilk üç ülke Mısır, Irak ve Almanya olarak sıralandı. Bu ülkeleri Malta, Suudi Arabistan, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Çin ve İtalya takip etti. Uzun bir aradan sonra tekrar ilk sıraya yükselen Mısır’a ihracat yüzde 38,44 artışla 93 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kimya sektörünün dört aylık ihracatı ise yüzde 10,74 azalışla 5 milyar 178 milyon dolar oldu. Bu dönemde Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Mısır, Almanya, İspanya, İtalya, İran, Azerbaycan-Nahcivan, Malta ve Suudi Arabistan en fazla ihracat yapılan ülkeler olarak sıralandı. Toparlanma hissediliyor İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, kimya ihracatının Nisan ayı performansına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Kimya ihracatımız Türkiye ihracatına paralel bir seviyede ilerliyor. Özellikle paritede yaşanan düşüş ihracatımızı etkileyen en önemli etkenlerden biri. Bu süreç sadece kimyayı değil tüm sektörleri çok etkiliyor. Yılın ilk aylarında toparlanmanın etkilerini önümüzdeki aylarda hissedeceğimizi vurgulamıştık. Nisan ayında kimya sektörü açısından bu toparlanmanın hissedildiğini söylemek mümkün. Her ne kadar Avrupa ihracatımızda kayıplar yaşansa da uzun bir aradan sonra Mısır tekrar ilk sıraya yükseldi.” Ticaret heyetlerinin, milli katılımlı fuar organizasyonlarının ve alternatif pazar arayışlarının devam ettiğini belirten Akyüz, mayıs ayı içinde PLMA Amsterdam ile Dubai Beautyworld Middle East fuarlarına milli katılım organizasyonları düzenleyeceklerin ve üye firmaların bu ülkelerden güzel haberlerle döneceğine inandıklarını kaydetti. Mayıs 2015 48 GÜNCEL Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezini açtı Ford Otosan’dan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezini İstanbul Sancaktepe’de hayata geçirdi. Törende konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Ford Otosan, bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üzere; komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek gerekli tüm yetenek ve altyapıya sahip tek Türk otomotiv şirketidir” diyerek bundan sonra da Ar-Ge yatırımlarına devam edeceklerinin altını çizdi. Ford Otosan, 29 Nisan’da gerçekleştirdiği törenle Sancaktepe Ar-Ge merkezinin açılışını yaptı. 68 milyon liralık yatırımla hayata geçen merkezin açılışına; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç ve Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich’in katılımı ile düzenlendi. Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Ar-Ge ve inovasyona yapılan yatırımın daha rekabetçi ve daha katma değeri yüksek ürün demek olduğunu vurgulayarak “Bu da ürettiğimiz ve ihraç ettiğimiz her bir birimin daha büyük bir yüzdesinin ülkemize değer olarak kalması demek. Bu Mayıs 2015 değer de çarpan etkisiyle, daha büyük nitelikli istihdam, daha az genç işsizliği ve daha hızlı büyümeye olanak veriyor. Geleceğin teknolojisini tasarlarken geleceğin insan kaynağını da tasarlamamız gerekiyor. Giderek artmasını hedeflediğimiz Ar-Ge ve inovasyona yönelik sahalarda çalışacak nitelikli insan gücünün stratejisinin de bugünden çok doğru şekilde belirlenmesi ve bu strateji ile yol haritasının oluşturulması sürecine özel sektörü de dahil etmek son derece isabetli olacaktır” diye konuştu. En çok Ar-Ge harcaması yapan grubuz Ar-Ge kavramı henüz Türkiye’de yokken, Koç Topluluğu’nun kurucusu merhum Vehbi Koç’un, ülkeleri ve şirketleri geleceğe taşıyacak yolun araştırma ve geliştirmeden geçtiğini kavrayarak, yatırım planlarına Ar-Ge çalışmalarını da dâhil etmeye başladığını vurgulayan Koç, “Yaklaşık yüzde 10’luk bir payla, ülkemizin özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan grubuyuz. 2007-2014 yılları arasında Topluluğumuz, ArGe’ye yaklaşık 4,5 milyar TL yatırım yapmıştır. Bünyemizde bulunan 14 Ar-Ge merkezimizde 3 bini aşkın mühendisimiz görev yapmaktadır. Bu rakam, ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinde çalışan, tescil edilmiş mühendis ve doktoralı mühendisin yüzde 20’sini teşkil etmektedir. Tüm bu yatırımlarımızın sonucu olarak, geçen yıl 563 yeni patent başvurusu yaptık. Koç Topluluğu olarak bugüne kadar yaptığımız gibi gelecekte de ülkemize olan sonsuz inancımızla, kendi yeteneklerimize de güvenerek, yatırım yapmaya kararlıkla devam edeceğiz.“ 49 5 yılda 300 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptık Ford Otosan’ın 1959 yılında lisans alarak başladığı faaliyetlerine bugün lisans vererek ve know-how üreterek devam ettiğini belirten Ali Y. Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ford Otosan hali hazırda Ford Avrupa’nın ticari araç üssüdür. Son 5 yılda Türkiye’den dünyaya 300 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptık. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda giderek artacağını öngörüyoruz. Zira Türk mühendisi ve işçisinin gücüyle tasarlanıp üretilen, fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne sahip olduğumuz Cargo kamyon ve Ecotorq motorumuzun dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de üretilmek üzere Çin’in JMC firması ile lisans anlaşması imzaladık. Böylelikle Ford Otosan, Türkiye otomotiv sektörünün bu ölçekte “teknoloji ihracatı” gerçekleştiren ilk şirketi olmuştur.” Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, ArGe’ye verdikleri desteği ve bunun Türkiye’nin uluslararası arenadaki başarısına yaratacağı katkıyı anlattı. Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası olduğunu ifade eden Işık, Türkiye’nin otomotiv endüstrisindeki teknolojik dönüşümün uzağında kalamayacağını kaydetti. ‘One Ford’ stratejisi doğrultusunda şirketimizin global ürün geliştirme yaklaşımı için büyük önem taşıyor.” dedi. Hafif ticari araç modellerinin tamamının son 2 yıl içinde yenilendiğini, ürün gamına yeni modellerin eklendiğini ve bunda en büyük payın Ford Otosan’ın olduğunu da hatırlatan Samardzich, şöyle devam etti: “Ford Otosan, Ford’un global ürün geliştirme ekibinin ayrılmaz bir parçası olarak hafif ve ağır ticari araçlarımız ile motor sistemlerinin geliştirilmesinde büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumdadır. Bu muhteşem Ar-Ge Merkezi’nde çalışan ve gelecekte çalışacak olan mühendisler dünyanın en iyi eğitimli ve yetkin mühendisleri arasında yer alıyor. Bu mühendisler, araç ve motor sistemlerini tasarlayıp, geliştirip test edebilecek yetkinliğe ve deneyime sahip bu takımın bir parçası olarak, yeni Ar-Ge merkezinde daha da iyisini başaracak. Ford 3 yıl önce Avrupa’nın 7’nci en büyük ticari araç markası iken 2015’te birinciliğe yükseldi. Yeni modellerimizin katkısıyla Avrupa’nın ikinci en çok satan otomobil markası konumumuzu da pekiştirdik. Bu büyük başarıda Ford Otosan ve çalışanlarının önemli katkıları bulunduğunu belirtmek isterim.” kaydederek, “Bugün Ford Otosan, Ford Motor Company’nin Avrupa’daki en büyük ticari araç üretim merkezidir. Yılda 415 bin araç üretim kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük otomotiv şirketidir” dedi. Sektörümüzün ihracat şampiyonuyuz Törene katılan Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich da konuklara hitap etti. Samardzich, “Sancaktepe Ar-Ge Merkezi, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, ise Ford Otosan’ın bugün bir sanayi şirketi olmasının yanı sıra bir mühendislik şirketi olarak anılmasını, 1961 yılında otomotiv sektöründeki ilk Ar-Ge çalışmalarını başlatmasına borçlu olduklarını “Ford Otosan, 2011-2014 yılları arasında yaptığı 1,6 milyar doların üzerinde yatırım ile aynı zamanda sektörünün en büyük yatırımcısı olma gururunu taşımaktadır. Bu sayede 2014 yılı itibariyle şirketimizin piyasa değeri 4,9 milyar dolara ulaşmıştır” diyen Yenigün, konuşmasına şöyle devam etti: “Şirketimiz, 3 üretim tesisi, Ar-Ge merkezleri ve diğer faaliyetleri ile 10 bin kişiye istihdam yaratan büyük bir ailedir. Türkiye’nin en büyük 2. sanayi kuruluşu olarak 2014 yılında 245 bin adet hafif ticari ve ağır ticari araç üretmiştir. Ve bu sayede de Türkiye ticari araç üretiminin yüzde 56’sını gerçekleştirmiştir. Ulaştığımız bu adetler bizi 12 milyar TL ciro ile tarihimizin en yüksek seviyesine taşımıştır. Türkiye ticari araç ihracatının da yüzde 62’sini yaptığımız 2014 yılında, bu satışlardan 3,5 milyar dolar ihracat cirosu elde edilmiştir. Son 5 yılda yaptığımız araç, parça ve mühendislik ihracatı ile 2 miyar dolar net ihracat gerçekleştirilerek, Türkiye’nin dış borç problemini gidermek konusunda olumlu bir katkı sağlanmıştır. Üretim ve satışlarla bu başarıları elde ederken, bir yandan da Ar-Ge çalışanı kadromuzu 2002 yılından bu yana tam 7 kat artırdık. Bugün 1.350 mühendisimizle, sektörün en büyük Ar-Ge organizasyonuna sahibiz.” Ali Y. Koç - Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Barb Samardzich Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Haydar Yenigün Ford Otosan Genel Müdürü Samardzich: Ford Otosan mühendisleri, Global Ford için çalışıyor En büyük ticari araç üreticisi olduk Mayıs 2015 50 GÜNCEL 200 milyon euro ciroya ulaştı Mercedes-Benz Türk ikinci elde de liderliğini sürdürüyor Mercedes-Benz Türk, geçtiğimiz yıl 2 bin 297 adet kamyon, 555 otobüs ve bin 236 adet hafif ticari olmak üzere toplam 4 bin 88 adet ikinci el araç satışı gerçekleştirdi. Mercedes-Benz Türk 2. el faaliyetleri büyümeye devam ediyor. Mercedes-Benz Türk’ün 2. el faaliyetleri ile ilgili 2014 yılının değerlendirildiği ve 2015 yılı ile ilgili hedeflerin anlatıldığı basın toplantısına Mercedes-Benz Türk 2. El Faaliyetler Genel Müdürü Osman Nuri Aksoy, Mercedes-Benz Türk Used1 & EL2 Kısım Müdürü Faruk Özer, Mercedes-Benz Türk BusStore Kısım Müdürü Haluk Burçin Akı ve Mercedes-Benz Türk TruckStore Kısım Müdürü Tolga Bilgisu katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı yapan Mercedes-Benz Türk 2. El Faaliyetler Genel Müdürü Osman Nuri Aksoy, “7 yıllık geçmişe sahibiz ve 200 milyon euro ciroya yükseldik. Artık biz bu işi bayiler üzerinden yapmayı istiyoruz. 2014’ü yüzde 12’lik bir büyüme ile kapattık. Toplamda 10 bin işlem (alım satım) hacmine ulaştık. 4 bin 88 adet araç satışı ile tamamladık” dedi. 2015 yılı ile ilgili de bir değerlendirme yapan Osman Nuri Aksoy şunları söyledi: “2015’in ilk çeyreğinde yüzde 57 büyüme elde ettik. İlk çeyrekte bin 341 adet satış gerçekleştirdik. 2. el bizim hayatımızın Mayıs 2015 bir gerçeği oldu. Bundan sonraki hedef bu noktayı daha ileri taşımak. Hedefimiz burada yeni araç satışını desteklemekti. Bizim işimizde güven ve hız çok önemli. Hız konusunda hale çalışmalara devam ediyoruz. Daha hızlı nasıl olabiliriz diye düşünüyoruz. Biz 2 saatte bir aracın tüm işlemlerini yapıp teslim edebiliyoruz. 7 yıl önce biz bu işe başladığımızda bu işlemler bazen 2 gün sürüyordu. Şimdi her gün daha hızlı nasıl olabilirizin üstünde çalışıyoruz. İnanın bu 2 saat bile yetmiyor. Sadece satış sürecinde değil, alım sürecinde de hız konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bugün özellikle kamyon ve otobüste araçlarını satmak isteyen herkes TruckStore ve BuStore’nin web sitesini ziyaret ediyor ya da telefon ederek bilgi almadan satış yapmıyor.” Mercedes-Benz Türk TruckStore Kısım Müdürü Tolga Bilgisu ise yaptığı konuşmada 2014’te yapılan 2. el kamyon satışları ile ilgili şunları söyledi: “Bizim için güven en önemli unsur. TruckStore global bir marka. 2009 yılında 101 tane araç satmıştık, 2014 yılına gelindiğinde 2 bin 300 adetlik satış gerçekleştirdik. Yani 23 kat büyüdük. 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 30’luk bir büyüme gerçekleştirdik. Daimler’de bu alanda hem adette hem de ciroda Almanya’dan sonra 2. sıradayız. 200 milyon euro cironun 100 milyon euro ciroyu TruckStore yaptı. Bizim için en önemli başarı kriteri hız. Pazarın içinde hızlı olmanız gerekiyor. Bu anlamda bir farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bunu Mercedes-Benz Türk bayi ağı ile yapıyoruz. Bu hızın içinde bir takım anlayışı var. Biz müşterilerimize sahada temas ediyoruz. Kapı kapı dolaşıyoruz. Türkiye genelinde 9 ayrı lokasyonda TruckStore Satış Noktası bulunuyor. Garanti sistemini faaliyete geçirdik. Sahada olmaya devam edeceğiz. Gitmediğimiz il kalmadı. 30 ilde 75 noktada ‘Merhaba’ demeye gidiyoruz. 2015 yılında 6 bine gelen işlem hacmi hedefliyoruz ve 2 bin 600 adet satış öngörüyoruz. Bu başarıda katlanarak devam edecek. 2015’in ilk çeyreğinde ise bir önceki yıla göre yüzde 41’lik bir artış gösterdik.” TruckStore: 2014 yılında TruckStore markası, bir önceki yıla göre % 30 artışla 2.297 adet ikinci el kamyon satışı gerçekleştirdi. BusStore: Her marka ve model otobüs temin imkânıyla ihracat pazarlarına yönelik de ticari fırsat ve potansiyelleri değerlendiren BusStore markası ise 555 adet otobüsle satış hacmini 2013 yılına göre % 17 oranında artırmayı başardı. Used1: Hafif ticari araçların 2. El faaliyetlerini yürüten Used1 markası ise geçtiğimiz yıl toplamda1.236 adet araç satışı gerçekleştirdi. 51 TTA sektörü ateşledi, sekiz Türk markası daha İran pazarına girdi Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), İran’la ticareti hareketlendiriyor. 8 marka daha İran pazarına gitti. Gelen bilgiler eylülde 30 markanın daha yer bakmaya gideceği yönünde. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Rusya’daki kayıtlı ihracat kaybının yüzde 50’leri, bavul ticaretindeki kaybın da yüzde 80’leri bulduğunu belirterek, diğer yandan yılbaşında yürürlüğe giren tercihli ticaret anlaşması ile birlikte İran’a satışlarının yüzde 35 arttığını söyledi. “Rakamlar çok fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü hem İran hem de Rusya ile aramızdaki ticaret daha çok bavul ticareti şeklinde gerçekleşiyor” diyen Tanrıverdi, “İran’da Türk mağazaları açılmaya başladı. Önümüzdeki dönemde markalarımız daha hızlı bir şekilde çoğalacak. Bu yıl 8 markamız mağaza açtı. Bunlar; Koton, Collection, Penti, LC Waikiki, Derimod ile Aydınlı Grup’un Pierre Cardin, Cacharel ve U.S Polo ASSN markaları. Roman da mağaza açmak üzere. Şu an oraya giden, araştıran ve partner arayan markalarımız var. Bunlar da yıl sonuna doğru mağaza açmaya başlar. Türk markaları İran’da ciddi ilgi görüyor” dedi. Gümrük indirimi yeterli değil Bu gelişmelere rağmen Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaşması ile birlikte yapılan gümrük indiriminin yeterli olmadığını savunan Tanrıverdi, “Vergiler daha az uygulanırsa Türk firmaları İran’da ciddi bir şekilde boy gösterir” dedi. BMD Genel Sekreteri Ekrem Utku, eylül ayında İran’a gideceklerini söyledi. Utku, “Pazar araştırması için gidiyoruz. AVM’lere, AVP projelerine, caddelere bakılacak. Daha önce 14 - 15 markayla böyle geziler olurdu. Bu geziye ilgi var, 30 markayı buluruz sanıyorum. İran pazarı ilgi çekiyor. Geçen hafta bir toplantı yaptık. İranlı bir AVM yatırımcısı BMD’ye gelerek sunum yaptı” dedi. BMD’nin düzenlediği toplantıda konuşan İran Mall CEO’su Reza Samizadeh, İran ekonomisinin yeni dönemde hızlı büyüme potansiyeline sahip olduğunu belirterek, yurtdışına yatırım planlayan Türk marklarını ülkesinde daha etkin olmaya davet etmişti. İran’daki fırsatları anlatan Samizadeh, “Türk markalarını 30 milyar dolarlık ticaret hedefinden yaralanmaya davet ediyoruz. İran’da çok sayıda AVM yatırımımız var. Dünya markalarının yanında Türk markalarını da mutlaka görmek istiyoruz” demişti. Gençoğlu: Rusya kaybını telafi edebilir Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu, Rusya pazarındaki kayıplarının ilk dört ayda yüzde 15 olduğunu aktardı. Sektörün İran’a ihracatının gelecek aylarda hızlanabileceğini Gençoğlu, “TTA yeni devreye girdiği için çok hissetmedik. İran’a olacak artışları sektörümüz açısından avantaj olarak görüyoruz. Rusya’daki kaybı telafi eder” dedi. Mobilyacılar da umutlu İran’ın yakın zamana kadar en iyi pazarlarından biri olduğunu anımsatan İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği Başkanı Yavuz Uğurdağ, değişen vergi oranları, ithalat şartları ve kur hareketi nedeniyle pazardaki paylarının düştüğünü vurguladı. Uğurda, TTA ile birlikte yeniden İran pazarında ilerlemeye başladıklarının altını çizdi. Anlaşma ve ambargonun gevşemesi umutları artırdı İran’la yapılan Tercihli Ticaret Anlaşması Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları dışında ticaretin artırılmasına yönelik yaptığı ilk anlaşma. Onaylanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu kararı ve söz konusu anlaşma metni, 4 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. 1 Ocak 2015 itibariyle yürürlüğe girdi. Bu anlaşmayla; meyve, sebze, peynir, ton balığı, orkinos, uskumru gibi su ürünleri başta olmak üzere 140 tarım ürününün Türkiye’ye ithalatında gümrük vergisi indirimi ve ithal edilecek malların miktarına artış izni (kota artışı), buna karşılık tekstil, mobilya, otomotiv, sabun, iplik, demir-çelik İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi gibi 125 sanayi ürününün de İran’a ithalinde gümrük vergisi indirimi sağlandı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte bu ürünlerde ihracatın, 3 yıl sonunda iki katına çıkması bekleniyor. Anlaşma kapsamında İran’a taviz verilen tarım ürünlerinin İran’dan yapılan toplam tarım ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 57 seviyesinde. Anlaşma kapsamında, her iki ülke, birbirlerine sağlamış oldukları tavizleri daha da genişletmek üzere çalışmayı da taahhüt etti. İran, gümrük vergilerinde oranlı vergilerin haricinde spesifik vergiler de uyguluyordu. Özellikle kilogram başına vergi alınan ürünler nedeniyle sanayi ürünleri İran’a çok pahalı giriyordu. Bazen ürünün üç katı vergi çıkıyordu. Bu nedenle bölgeye başta mobilya ve otomotiv yan sanayi olmak üzere birçok sektör ihracat yapamıyordu. Anlaşma ile yüzde 40’a varan vergi indirimlerinin yanı sıra ürünlerden spesifik vergi alınmayacağı için indirimler üç katı bulmaya başladı. İran’la ticarette umutları artıran bir başka gelişmede ambargo ve yaptırımların kalkma yolunda olması... Kasım 2013’te Cenevre müzakereleri olumlu sonuçlandı. AB İran’a uyguladığı ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı. ABD de altı aylık izleme süreleriyle bazı yumuşamalar yapacak. Bu da İranla ticarette kısıtları kaldıracağı gibi bankacılık sisteminin işlemesini sağlayacak. dolarlık ithalat yapıldı. Mayıs 2015 52 FUAR Sektörün oyun kurucuları Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı Türkiye lojistik sektörünün oyuncuları 5-8 Mayıs’ta Almanya’mın Münih şehrinde gerçekleştirilen Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı. Ülkemizi karayolu ve hava kargo ağırlıklı olmak üzere 18 firma temsil etti. Özel hizmetlerini tanıtmaya ağırlık veren firmalarımız, yeni işbirliklerine imza attılar. Türk firmalarına özellikle; Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetler’e yönelik taşımalar soruldu. Münih Lojistik ve Transport Fuarı, 5-8 Mayıs tarihlerini arasında Almanya’nın Münih şehrinde yapıldı. 62 ülkeden 2 bin 50 firmanın katılım sağladığı fuarda firmalar 110 bin metrekarelik alanda ürün ve hizmetlerini tanıttılar. 124 ülkeden 55 bin ziyaretçinin katıldığı fuarda ziyaretçilerin yüzde 48’i farklı ülkelerden geldiler. Almanya yüzde 41 katılımcı sayısıyla yine ilk sırada yer alırken onları sırasıyla ; Hollanda, İtalya, Belçika, Fransa, İngiltere ve Avusturya takip etti. Mayıs 2015 Türkiye ise fuara 18 firma ile katılım sağladı. UND’nin Sesi olarak fuardaki firmalarımızla özel söyleşilerle firmalarımızın global lojistik hareketleri ve bu hareket içerisinde Türk firmalarının verdiği hizmetleri araştırdık. Firmalarımız fuarda genel hizmetlerini tanıtmaktan ziyade özel hizmetlerini tanıtmayı tercih ettiler. Karayolu taşımacılığında ağır ve gabari taşımalarını tanıtan firmalarımızın; (Transotto, Ulus Trans, Kıta Lojistik) yanında Avrupa’da ördüğü ağlarla adından söz ettiren (Ekol Lojistik) ve kendi alanında eksper durumuna gelen (Alışan Lojistik) firmalarımız vardı. Fuarın en kalabalık hollerinden olan hava kargoda ise Türk katılımcılara ilgi yüksekti. Hava kargoda, Türkiye dünyadaki büyümeden ç ok daha hızlı bir performans gösteriyor. Bu da fuara ilginin Türk firmalarına çevrilmesine neden oldu. Başta Turkish Kargo olmak üzere, Atlas Global, MNG Airlines gibi firmalarımızın standları en çok ziyaretçi çeken firmalarımızdan oldu. 53 Damla Alışan: Tehlikeli madde taşımalarında bilgi merkezi gibi çalıştık Fuara ikinci kez katılan Alışan Lojistik, bir önceki fuardaki standından çok daha büyük bir stand alanında ziyaretçilerini ağırladı. Ziyaretçilerin en çok Rusya ve Türki Cumhuriyetler’e yönelik hizmetleri sorguladığını söyleyen Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, tehlikeli madde taşımalarındaki eksper konumları nedeniyle bu alanda bilgi merkezi gibi çalıştıklarını aktarıyor. Fuardan oldukça memnun kaldıklarını anlatan Alışan, servis alan ve verenlerin burada buluştuğunu, bütün tarafların birbirini tanıma fırsatı yakaladıklarını ifade ediyor. Özellikle Rusya ve Sırbistanlı ziyaretçi sayısının geçtiğimiz yıllara oranla arttığını aktaran Alışan, İran ve Irak ile ilgili taleplerle karşılaştıklarını kaydediyor. Kendilerinin bu ülkelerde büyüdüklerini yeni açtıkları Mersin ofisi, İskende- run Limanı’daki depoları ve Gaziantep deposu ile bu bölgede daha fazla büyüyecek altyapıyı oluşturduklarını ifade ediyor. Rusya’nın enteresan bir pazar olduğunu ve bölgede hizmetlerinin devam ettiğini ancak şu anda önceliklerinin İran ve Irak olduğunun altını çiziyor. Irak’ın, Almanya’dan sonra ikinci büyük ihraç pazarı olduğunu anlatan Alışan, bu pazarın büyüyerek devam edeceği öngörüsünü paylaşıyor. İrap pazarının ambargonun kalkması ve ticaretin serbestleşmesiyle yüksek bir potansiyel barındırdığını söylüyor. İran’da ciddi bir üretim olduğuna dikkat çeken Alışan, him ihracatı hem de ithalatı destekleyecek bir hat oluşacağının altını çiziyor. Kimyasal maddelerin taşınmasıyla ilgili yabancı firmaların Alışan ekspertizliğini bildikleri için kendilerine geldiklerinin üzerinde du- “Şuanda Türkiye yapılanmamızı büyütüyoruz. Çok yakında yeni ofisler yeni depolar açacağız. Özellikle Orta Anadolu’da depo, ofis ve operasyon merkezini hayata geçireceğiz.” ran Damlı Alışan, özellikle yeni çıkan ADR regülasyonları sonrası durum hakkında ve Türkiye’de ne gibi hizmetler verebilecekleri konusunda bilgi istediklerini belirtiyor. ADR’de Türkiye’nin adım adım ilerlediğini savunun Alışan, “Bana sorarsanız biraz daha hızlı yol alabiliriz” diyor. Ahmet Musul: Müşterilerimiz nasıl bir firma ile çalıştıklarını görsün istedik Ekol Lojistik fuara tam kadro katıldı. 2 katlı ve gemi yansımalarının yer aldığı Ekol standı, fuarın en gösterişli ve geniş standlarının başında geldi. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, lojistikte marka alma yolunda hızla ilerlediklerini ve bunu pekiştirmek istediklerini söyleyerek, “Müşterilerimiz nasıl bir firma ile çalıştıklarını görsün istedik. Çalışanlarımıza da mesajdı. Biz büyük bir firmayız ve hedeflerimiz de oldukça yüksek” diyor. Finansal anlamda fedakarlık yaparak büyük, iki katlı ve gösterişli bir stand hazırladıklarını belirten Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Amacımız sadece Ekol’ün marka bilinirliliğini artırmak değil, bir Türk lojistik sektörün tanıtımına da katkı sağlamak” diyor. Rusya’ya Ro-Ro açabiliriz Musul, şirketin önemli bir yatırım planını açıkladı. Son olarak Polonya ofisi ile yurtdışındaki şirket sayısını 10’a çıkaran Ekol’ün yeni durağı ise Rusya olacak. Moskova’da şirket kurma hazırlığında olan Ekol, sadece taşıma yapmayacak, Rusya’ya taşıma yapan Türk ihracatçısına dış ticaretten, gümrüklemeye depolamadan dağıtıma komple hizmet sunacak. Şirket bu hedefi doğrultusunda Rusya pazarında deneyimli bir isim olan Tamer Dinçşahin’i Ekol’e transfer etti. Musul, Rusya pazarı için belli bir hacim yaratabilirlerse bu güvenle, Rusya’ya Ro-Ro hattını gündeme alabileceklerini de kaydediyor. Intermodal taşımacılıkta geldikleri noktanın büyük gayretlerin ve fedakarlıkların sonucu olduğunu söyleyen Musul, “Bir Alman şirketi sizin katlandığınız sıkıntıları çözmek için mücadele vermez. Bu hem kar azlığına hem de zaman kaybına neden olur. Ancak arkadaşlarımız bu sistemi ayağa kaldırmak için günde 16 saat çalıştılar. Ortaya çok güzel bir sonuç çıktı. Bir şey yapıyorsanız karşılığını da alıyorsunuz” diye konuşuyor. Mayıs 2015 54 FUAR Emre Eldener: Tüm Avrupa’ya hizmet verebilecek ciddi bir partner arayışımız var Kıta Lojistik Genel Müdürü Emre Eldener fuara ilk kez katıldıklarını kendileri için hareketli bir fuar geçirdiklerini söylüyor. Hem müşterileriyle hem de acenteleriyle bir araya gelip değerlendirme şansı bulduklarını anlatan Eldener, bunun yanında yeni firmalarla tanışma şansı yakaladıklarını ifade ediyor. Eldener, “Önümüzdeki günlerde bütün bu tanışıklıkları detaylandırıp görüşmelere devam edip birtakım kazanımlar elde edebileceğimize inanıyoruz “ diyor. Türkiye operasyonları dışında yeni başladıkları Suudi Arabistan operasyonlarını burada tanıttıklarını aktaran Eldener, bununla ilgi çok olumlu dönüşler aldıklarını kayde- diyor. Fuarda genel anlamda tüm hizmetlerini tanıttıklarını söyleyen Eldener, “Fuar Almanya’da olduğu için çok doğrudan kara hizmetlerini ilgilendiren bir fuar. Bu noktada bizim de bir partner arayışımız var. Karayolunda bir çok faydalı görüşmeler yapma imkanımız oldu” diye konuşuyor. Irak ve Ortadoğu ili ilgili talepler geldiğini, kendilerinin bu bölgelere odaklandıkları için bundan memnun kaldıklarını anlatan Eldener şunları söylüyor: “ Türkiye olarak hem doğulu hem batılı sayılırız. Bunun getirdiği avantajları da batılı firmalar çok iyi bir şekilde kullanabilirler. Çünkü biz orada tam anlamıyla ara yüz olabiliyoruz. Türk lojistik sektörü olarak İşlerin realize edilmesi noktasında çok ciddi bir fonksiyon üstlenebiliyoruz. Burada doğu ve batı arasında bir köprü vazifesi kurabileceğimizi anlatmaya çalışıyoruz.” İffet Türken: Müşteriye olan yakınlığımız devam edecek Tırsan Kässbohrer İş Geliştirme İcra Kurulu Üyesi İffet Türken, Kässbohrer olarak operasyonlarının bulunduğu, Türkiye, Almanya, Rusya, İtalya ve Hollanda’da geçen yıla oranla yüzde 32’lik bir artış kaydettiklerini söyleyerek bu anlamda fuarın kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce kilit müşteri departmanı kurduklarını, bayi ve satış kanalları üzerinden değil direkt müşteri üzerinden ilerlediklerinin bilgisini veriyor. “Başka bir treyler üreticisi yok ki tek bir fuarda perdeli semi treyler ve 60 metreküp hacimli damperli silosunu aynı anda burada sergilesin” diyen İffet Türken, yine Talson’un FNA sınıfı ATP sertifikalı hava kargo aracını burada sergilediklerini belirtiyor. Hava kargonun önemli olduğunu Talson markasıyla Avrupa’da yüzde 50 Pazar payına sahip olduklarını aktarıyor. Yeni imaj kampanyası ile katıldı Kässbohrer fuara yeni imaj kampanyası ile katıldı. “This is Kässbohrer”mottosuyla müşterilerin resimleri kullanılıyor. Türken son müşteriye dinlemeye, anlamaya önem veren firma olduklarını söylüyor. Bu bilgi sayesinde Mayıs 2015 Avrupa’da diğer markalardan farklı ürün gamlarıyla bulunduklarını ve tercih edildiklerini anlatıyor. Türken “Müşteriye olan yakınlığımız artarak devam edecek” diyor. Fuarda teslimat Fuarda teslimatları gelenek haline getiren Kässbohre, bu geleneği Münih’te de bozmadı. KässbohrerGmBh olarak Alman- ya’daki Ağır Taşımacılık Derneği’nin (DSK) üyesi olduklarını, söyleyen Türken, “DSK’nın yönetim kurulu üyeleri bizi onure ettiler. Lowbed’de de önemli bir atılım içerisindeyiz. İki dingilli low-loder hidrolik ürünlerimizi sattık onlara. Prensip olarak el sıkıştık. Böyle de bir güzel gelişme oldu. Almanya da lowbed’de bizi tekdir ediyor, bu da başarımızı gösteriyor” diye konuştu. 55 Ümit Töredi: Türkiye’de aktarmasız kapıdan kapıya teslimat yapabilen tek firmayız Trans Otto, ağır taşımada kapıda kapıya hizmetlerini tanıttı Ağır ve gabari taşımalarda TürkiyeAvrupa ve Avrupa-Türkiye hattında verdikleri hizmeti tanıtan Trans Otto, Türk firmalarının bu işi layıkıyla yapacağını gösteren firmalardan. Trans Otto Kurucu Ortak ve Genel Müdürü Ümit Töredi, Türkiye’de direkt aktarmasız kapıdan kapıya teslimat yapabilen tek firma olduklarını söyleyerek, fuarın kendilerini için çok verimli geçtiğini , TransOtto ismini ve ne iş yaptığını göstermiş olduklarını söylüyor. Ağırlıklı olarak Avrupalı firmalardan iş aldıklarını söyleyen Ümit Töredi, işi kimden aldığına değil işi nasıl sonuçlandırdıklarına baktıklarını belirtiyor. Pirensip olarak taşımayacakları yükleri almadıklarını belirten Töredi, filoları hakkında şu bilgileri paylaşı- yor: “Low-bed’lerimiz 3 dingilden 10 dingile kadar var. Uzayabilen, genişleyebilen, yerden 30 cm yüksekliği olan low-bed’lerimiz var. Tenteli grubumuzda ise rulo sac taşıyıcılarımız var. Jumbo araçlarımız var. 3.5 metreye kadar genişleyebilen, 3 metre 30 santimetreye kadar yükselebilen ve tente altında gabari taşımaya müsaade edilen özel yapım araçlarımız bulunuyor.” İtalya’da ağır ve gabari taşıma izni bulunan tek Türk firması olduklarını anlatan Töredi, 6.5 metreye kadar genişliği olan, 25 metre uzunluğu olan, 4.13 cm yüksekliğe kadar 100 ton ağırlığı bulunan malları AvrupaTürkiye arasında direkt kapıdan kapıya taşıyabildiklerini kaydediyor. Ümit Töredi, Türkiye’de ağır ve ga- bari taşımalarda yaşadıkları sıkıntıları da anlattı. “Avrupa’da 5 yıla kadar araç hareketleri için izin alabiliyoruz ama Türkiye’de aracın her hareketi için izin almamız gerekiyor. Boğaz Köprüsü başlı başına problem. Ambarlı’ya gitmek için Bandırma’ya gidip deniz yılıyla geçmek zorunda kalıyoruz. Bu da maliyetleri ve zamanı artırıyor.” Olgun Hacısalihoğlu: Türkiye, pazarda rağbet görüyor Fuara ikinci kez katılan Ulustrans, ağır taşımacılık ve proje taşımacılığını ön palana çıkardı. Ulustrans Genel Müdürü Olgun Hacısalihoğlu, bu hizmeti veren katılımcı sayısının çok az olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında bir köprü olduğunu düşünürsek Avrupa’dan Türki Cumhuriyetler’e yapılacak proje taşımaları çok önemli. Bu sebeple biz de bu servisimizi ve departmanımızı özellikle tanıtmak istedik” diyor. “Türk firması olduğumuz için ilgi yoğun. Türkiye, pazarda rağbet görüyor. Ziyaret eden müşterilerin yüzde 99’u Avrupalı ve Uzakdoğulu meslektaşlarımız. Bunlar Türkiye’deki iş geliştirme ve yürütme süreçlerini merak ve takip ediyorlar” diyen Hacısalihoğlu, kendilerinin Türkiye’deki lojistik iş süreçlerini, gelişmeleri ve ülkemizin gücünü temsil ettiklerini söylüyor. Bu tür fuarların, firmaların birbirlerini tanımaları ve yeni işbirlikleri geliştirmeleri açısından son derece önemli olduğunu aktaran Hacısalihoğlu, tanıttıkları hizmetlerini şu şekilde özetliyor: “Biz tamamen olayı planlayan, sermayesine güvenen ve almış olduğu projeyi en az maliyetle en iyi zamanda sonuçlandıran bir firmayız. Farklı ürünlere yönelik oluşturduğumuz bir filomuz var. Tedarikçilerimizi kullanarak oluşturduğumuz filoyu çok iyi organize ediyoruz. Gemi de kiralıyoruz liman da çalıştırıyoruz. Biliyoruz ki önemli olan projeyi sağlıklı şekilde yürütebilmek.”Proje taşımacılığının farklı modların bir arada sürdürüldüğü bir taşıma şekli olduğunu belirten Hacısalihoğlu, “Proje taşımacılığı başlangıç ve bitiş tarihi belli olan, elinizdeki listedeki envai çeşit ürünlerin en ucuz maliyetlerle taşındığı bir taşıma türüdür. Ağır taşıma denilince işin içine liman arası taşıma, karayolu taşıması, demiryolu taşıması, bazen de nehir taşımaları giriyor. Hepsinde uzman ol- manız gerekiyor” diyor. Ağır ve gabari taşımalarına yönelik yeni düzenleme ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Olgun Hacısalihoğlu, “Eski düzenlemenin güncellenmesi gerekiyordu. Eski düzenleme günün koşullarında çok eksik kalıyordu. Örneğin gece taşıma yapamıyoruz, boş araların her hareketi için izin almamız gerekiyor, yol var ama köprüden geçemiyoruz, limandan yol çıkışlarına kadar altyapı problemleri var. Tüm bu düzenlemeler sektörümüzün çok daha iyi organize edilmesini sağlayacak ve iş süreçlerini hızlandıracak” diye konuşuyor. Mayıs 2015 56 EKONOMİ Çin’in En Büyük Yatırımcıları İstanbul’da Türk Firmaları ile Tanıştı Şanghay-İstanbul İpek Yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nda yeni işbirlikleri başlatıldı Çin Hükümeti 21. Yüzyılın İpekyolu çalışması olarak “İpek yolu Ekonomik Kuşağı - OneBelt, One Road” projesini 2,1 trilyonluk bir yatırım ile başlattı. 65 ülkeyi kapsayan projenin en büyük ayaklarından birini de Türkiye oluşturuyor. Bu kapsamdaÇin’in Gayrisafi Milli Hasılasına 351 milyar dolar katkısı ile ilk sırada yer alan Şanghay’ın Belediye Başkanı Sayın YangXiong ve önderliğindeki İşadamları Heyeti Türkiye’de “Şanghay – İstanbul İpek Yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nu” düzenledi. Çin ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde öncülük eden ChinaHomelifeTurkey Fuarları ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) gerçekleştirilen forumda ev sahipliğini üstlendi. Düzenlenen forumda, 23 Ekim 1989 tarihinde Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Ekonomik İş Birliği” anlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla; Şanghay Belediyesi ve DEİK arasında “Mutabakat Sözleşmesi” (MOU) imzalandı. ChinaHomelifeTurkey Fuarı; Çin’in deniz ticaretini güçlendirmek adına başlatılan ve Dünyanın yüzde 63’üne ulaşılması hedeflenen “İpek yolu Ekonomik Kuşağı” projesinin Dünya çapındaki uygulayıcılardan biri olma ve Şanghay – İstanbul İpek yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nun resmi platformu olma Mayıs 2015 görevini üstlendi. Hilton BosphorusHotel’de düzenlenen etkinliğe mühendislik, bilişim, inşaat, gayrimenkul, lojistik, sanayi, denizcilik, elektrik, enerji, mücevherat, tekstil, danışmanlık ve bitkisel yağ üretimi sektörlerinde faaliyet gösteren Çin’in önde gelen firma temsilcileri katılarak ikili görüşmeler ile yeni yatırımlar için imzalar atıldı. Forumun açılış konuşmalarının ardından, 23 Ekim 1989 tarihinde Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Ekonomik İş Birliği” anlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla; Şanghay Ticaret ve Sanayi Odası ve DEİK arasındaki “Mutabakat Zaptı (MOU)”, Şanghay Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı WangXinpei ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan tarafından imzalandı. Şanghay Belediye Başkanı YangXiong, “İpek yolu Ekonomik Kuşağı - OneBelt, One Road” ticari işbirliği forumu ve girişimciler toplantısına katılmaktan memnun olduğunu belirterek, Çin ve Türkiye’nin ekonomik iş birliği ile Şanghay-İstanbul dostluk ilişkilerinin geliştirilmesinin etkili bir şekilde desteklenmiş olacağını söyledi. 57 Irak’a uçmalıyız Türkiye-Irak ilişkilerinin güçlenmesi için Gaziantep’e çıkarma yapan TISİAD heyetine, Gaziantep-Erbil arası uçuşların bir an önce başlaması için çağrı yapıldı. TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olan Irak’ta güvenlik sorunları olsa da, geleceğin parlak olduğunu söyledi. Türkiye-Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TISİAD) yönetimi, Gaziantep’e çıkarma yaptı. TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Zahir Irmak, Reber Haşimoğlu, Cengiz Atalay ile üyeler Cansu Anılan, Halil Coşkun, Bilal Kılıç temasları kapsamında; Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Irak Başkansolosu Taban Al Bazzaz, Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Acarsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Acar, Altunkaya Group Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya, Beşler Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Çakmak ve Akai Biskivü ve Çikolata Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Akay’ı ziyaret etti. yapıldığını kaydeden Başkan Kılıç, 2015 yılının ilk 3 ayında Türkiye’den, dünyaya yapılan ihracatta ilk 6’ıncı sırada yer alan Gaziantep’in, Irak’a yapılan ihracatta da önemli bir paya sahip olduğunu belirtti. Kılıç, “Ülkemiz 2015 yılı ilk üç ayında Irak’a 2 milyar 291 milyon dolar olup, bu ihracatta Gaziantep’in payı 2014 yılının ilk üç ayında Gaziantep’ten Irak’a 549 milyon dolar olurken, 2015 yılı ilk 3 ayında 462 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Düşüşe rağmen bu gün hala Gaziantep’ten dünyaya yapılan ihracatta Irak ilk sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu. Türkiye-Irak iş zirvesi büyük ihtiyaç Ziyaretlerinde; önümüzdeki aylarda düzenlenecek Türkiye-Irak İş Zirvesi ile ilgili de bilgi vererek, Gaziantep iş dünyasını zirveye davet ettiklerini söyleyen Başkan Kılıç, “Ticaretimizin büyük kısmı Kuzey Irak ile yapılıyor. Amacımız Irak’ın 18 vilayetinden bürokrat ve iş insanlarını ülkemize davet ederek, ilişkilerin ve ticaretin gelişmesini hedefliyoruz. İlişkilerin gelişmesi ile ticaretimiz Irak geneline yayılacaktır. Gaziantep iş dünyasına davetimizi memnuniyetle karşılayarak, böyle bir organizasyonun büyük bir ihtiyaca cevap vereceğini bildirdi. Bu da bizim ne kadar doğru bir iş yaptığımızı bir kez daha ortaya koydu” dedi. Gaziantep-Erbil uçuşları bir an önce başlamalı Irak ile ilişkilerin güçlenmesi ve ticaretin artması için Gaziantep iş dünyasının taleplerini de dile getiren Başkan Kılıç, özellikle Gaziantep-Erbil arası hava ulaşımı konusuna dikkat çekildiğini söyledi. “Biz de bu konuyu her platformda dile getiriyoruz; Gaziantep ile Erbil arasında hava ulaşımının bir an önce başlatılması gerekiyor. İhracatımızın büyük bir bölümünü yaptığımız ülkeye ulaşımımızın hızlı olması lazım. Karayoluyla Irak’a günübirlik gidip geliş zor, havayoluyla da aktarmalı gidiyoruz. Bizim Irak’a, Gaziantep’ten uçuş yapmamız lazım” diye konuştu. Gaziantep en çok Irak’a ihracat yapıyor Ziyaretlerin oldukça verimli geçtiğini söyleyen TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, güvenlik sorunu olmasına rağmen halan Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülkenin Irak olduğunu vurgulayarak, “Irak’ın geleceği parlak” dedi. Türkiye ile Irak arasında 2014 yılında 10 milyar 662 milyon dolar ihracat Mayıs 2015 58 KISALAR Mercedes-Benz Türk’e Yeni Başkan Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin yeni Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, 1 Ağustos 2015 tarihi itibariyle görevi Rainer Genes’ten devralıyor. 1 Mart 2013’ten bu yana MercedesBenz Türk A.Ş. Direktörler Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Rainer Genes, Daimler’de başarıyla geçen 18 yıllık çalışma hayatını, kariyerine başka bir sektörde devam etmek üzere sonlandırıyor. Rainer Genes, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin başında bulunduğu dönem zarfında gerek üretimde, gerekse satış rakamlarında şirket tarihinin önemli başarılarına imza attı. Britta Seeger, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin Direktörler Kurulu Başkanı olarak hem şirketin özellikle kamyon ve otobüs alanlarındaki faaliyetlerinden, hem de Daimler Grubu’nun Türkiye’deki temsilinden sorumlu olacak. 1992 yılından beri Daimler’de Pazarlama, Satış, Satış Sonrası Hizmetler alanlarında farklı seviye ve pozisyonlarda görev alan Seeger, 2013 yılından bu yana Mercedes-Benz Kore Ltd’nin CEO’luğu görevini yürütüyordu. Seeger, hem uluslararası anlamda hem de farklı birimlerde kazandığı güçlü deneyimleri Türkiye’nin başarısına adamaya hazırlanıyor. Ağustos 2015 itibarıyla MercedesBenz Türk’ün yeni Direktörler Kurulu Başkanı olarak görevine başlayacak olan Britta Seeger 45 yaşında, evli ve üç çocuk annesi. Seeger, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin ilk kadın CEO’su olma özelliği ile de ön plana çıkıyor. Füsun Ülengin 8.Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’na katıldı Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Ülengin, Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Danışmanı unvanıyla 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nda bulundu. Füsun Ülengin, 2009 yılından bu yana Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Danışmanı görevini sürdürüyor. TOBB Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu’nunevsahipliğinde ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen toplantı TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleşti. Şuranın en önemli yönü, 81 ilin sektör başkan ve danışmanlarının, başbakan ve ilgilibakanlarla bir araya geldikleri bir platformda, kendi sektörlerine ilişkin en önemli beş sorunu dile getirme ve hızlı çözüm arayışlarına girme fırsatı yakalamaları oldu. Dekan Füsun Ülenginkonuyla ilgili olarak “Bu tür platformların sektörlerin sorunlarına hızlı ve etkin çözüm yöntemleri bulmada yararlı olduğunu düşünüyorum” dedi. Füsun Ülengin, Türkiye Ulaştırma Mayıs 2015 ve Lojistik Meclisi Danışmanı olarak iki yılda bir Ulaştırma ve lojistik alanında ortaya çıkan son gelişmeleri içeren bir rapor hazırlıyor. Söz konusu raporda, Türkiye’de tüm ulaştırma modlarında mevcut durum analizi, sorunlar, tehditler, zayıflıklar ve çözüm önerileri kısa, orta ve uzun dönemli bakış açısı ile ele alınıyor. 59 Üniversiteliler, lojistiği yerinden öğreniyor Omsan, lojistiğe ilgi duyan üniversite öğrencileri için 15 Nisan’da gelenekselleştirdiği Omsan’la Lojistik Yolculuğu’nu düzenledi. Lojistik sektörü konusunda bilgi almak ve süreçleri yerinde görmek isteyen öğrenciler için düzenlenen “Omsan’la Lojistik Yolculuğu”, Omsan’ın Cevizli’deki Genel Müdürlüğü’nde, Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan’ın şirket hakkında gerçekleştirdiği sunum ile başladı. Sunumun ardından Küçükertan, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Daha sonra Omsan Lojistik İnsan Kaynakları ve Kalite Sistemleri Müdürü Bilge Baykurt Özkes, Omsan’da ve sektördeki kariyer imkânları hakkında öğrencilere bilgi sundu. Kendilerine yapılan şirket sunumu ile ilgili çeşitli sorular yöneltilen öğrenciler arasından sorulara doğru yanıt verenlere ödüller verildi. Etkinlikte bir diğer sunum ise Lojistik Derneği (LODER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş tarafından gerçekleştirildi. Tanyaş, öğrencilere lojistik ve tedarik zinciri ile ilgili değerli bilgiler verdi. Lojistik ve lojistiğin geleceği ile ilgili sunum ve sohbetlerin gerçekleştirildiği Cevizli Kampüsü gezisinde öğrenciler, T.C. Kalkınma Bakanlığı ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteğiyle Omsan mühendisleri tarafından geliştirilen ve lojistik sektöründe bir ilk olan Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü’nü deneme fırsatı buldular. MAN, MAN TGX EfficientLine 2 Modelinde Conti EcoPlus’ı tercih etti MAN, yüksek yakıt tasarruflu uzak yol aracı MAN TGX EfficientLine 2 modelinde Conti EcoPlus’u tercih etti. Ayrıca Continental’in Conti Hybrid ve Conti Scandinavia ürün grubu MAN’ın orijinal ekipmanları arasında yer aldı. Dünyanın en büyük uluslararası lastik ve orijinal ekipman tedarikçilerinden Continental, ünlü kamyon ve otobüs üreticisi MAN ile uzun vadeli ortaklığını güçlendirerek sürdürüyor. Ortaklık doğrultusunda Continental’in 3. nesil kamyon lastiği Conti EcoPlus, yüksek yakıt tasarruflu uzak mesafe aracı MAN TGX EfficientLine 2 modelinde standart ekipman olarak kullanılacak. Ayrıca MAN, Conti Hybrid ve Conti Scandinavia kamyon lastiklerini orijinal ekipman portföyüne ekleyecek. Continental ve MAN ortaklıklarını farklı platformlara da taşıyor. Continental, son olarak Mart ayında düzenlenen MAN Trucknology Günleri’nde yer almış ve Conti Hybrid ürün serisinin avantajlarını farklı ülkelerden gelen katılımcılarla paylaşmıştı. Continental Kamyon Lastikleri OE Başkanı Peter Matzke “MAN ile uzun yıllara daya- nan köklü bir ortaklığımız var. Conti EcoPlus lastiklerimizin yeni TGX EfficientLine 2 modelinin yakıt ekonomisine katkıda bulunmasıyla gurur duyuyoruz. MAN’ın araçlarında orijinal ekipman olarak Conti Hybrid ve Conti Scandinavia ürün serilerimizi kullanmasından dolayı ayrıca çok heyecanlıyız” dedi. Mayıs 2015 60 GÜNCEL Türkiye’nin AB uzmanı İKV 50. yaşını kutladı İktisadi Kalkınma Vakfı 50. yaşını kutladı. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, İKV tarafından Realta Araştırma Şirketi’ne, Türkiye genelinde AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de AB üyeliğine destek konusundaki görüşlerin incelenmesi amacıyla yaptırılan kamuoyu araştırma çalışmasının sonuçlarını toplantıda başlıklar altında özetledi. İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) kuruluşunun 50. yılı vesilesiyle, 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın katılımlarıyla, İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın ev sahipliğinde, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İKV’nin kurucu kuruluş Başkanları İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar’n katılımları ile bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda İKV tarafından yaptırılan, kamuoyundaki AB desteği ve kamuoyunun AB ile ilgili görüşlerini ortaya koyan, bugüne kadar ki en kapsamlı kamuoyu araştırmasının sonuçları açıklandı. Mayıs 2015 Erdoğan: Hedefimiz asla AB’den bağımsız bir hedef değil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan: “Bizim yeni Türkiye hedefimiz asla AB’den bağımsız bir hedef değildir. Avrupa’nın güvenliği, bizim batı sınırlarımızda değil doğu sınırlarımızda başlıyor. Türkiye, AB’de sadece siyasi değil ekonomik istikrarının da anahtarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni AB stratejisinin üç temel üzerine inşa edildiğini hatırlatırken, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yeni vizyonun muhataplarımızda karşılık bulması ve benimsenmesi gereki- yor. İKV, 1965’ten bugüne kadar bu kapsamda örnek bir çalışma yürüttü. Bu katkının artmasına ihtiyaç var. Ulusal değil, uluslararası bazda bir kamu diplomasisine ihtiyaç duyuyoruz. Ben sizlere güveniyor ve inanıyorum. 12 yıl önce hiçbir fasıl açılmadığı halde bir mücadele başlattık. 15 üye vardı. Daha sonra alınan 13 üyenin Türkiye ile kıyaslanacak hiçbir tarafı yoktur. Tamamen siyasi karar verilmiştir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ihtiyacı olan reformların devam ettirileceğini vurgularken, 23 ve 24 numaralı fasıllar açılması konusunda, Avrupalı muhatapların Türkiye’ye hak verdiğine dikkat çekti. 61 Bozkır: 300 milyar dolarlık Gümrük Birliği’ne ulaşmak istiyoruz AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB müzakere sürecinin artık bir ekonomik reform meselesi olmaktan çıktığına dikkat çekti. Türkiye’nin 28 AB üye ülkesinin 22’sinden daha iyi durumda olduğuna dikkat çeken Bakan Bozkır, ülkemizin Kopenhag kriterlerine uygun reformları gerçekleştirildiğini vurguladı; “300 milyar dolarlık Gümrük Birliği’ne ulaşmak istiyoruz” dedi. Hisarcıklıoğlu: Vize konusundaki kısıtlamalar kabul edilemez TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise, 9 Mayıs Avrupa Gününde gerçekleşen toplantıda “AB’ye bakışımız kazan-kazan esasına dayanmaktadır. Bu süreçte toplumun tüm kesimleri kazanacaktır” dedi. Sözlerine “TOBB olarak 50 yıldır İKV’nin vizyonuna sahip çıkıyor ve destek oluyoruz. AB üyesi birçok ülke, Maastricht kriterlerini yakalayamazken, Türkiye bu kriterleri karşılıyor” dedi. Vize serbestliği diyaloğunun bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, vize konusunda getirilen kısıtlamaların kabul edilemez olduğunu söyledi. İKV Başkanı Vardan kamuoyu araştırmasını detaylandırdı İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, toplantının açış konuşmasında İKV tarafından Realta Araştırma Şirketi’ne, Türkiye genelinde AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de AB üyeliğine destek konusundaki görüşlerin incelenmesi amacıyla yaptırılan kamuoyu araştırma çalışmasının sonuçlarını şu şekilde özetledi: AB’yi duyuyoruz ama bilmiyoruz Araştırmaya katılan her 5 kişiden 4’ü AB’yi daha önce duyduğunu ifade etmekle birlikte, katılımcıların yüzde 85’i AB hakkında ‘hiç’ veya ‘biraz’ bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir. Bu durum Türkiye kamuoyunda AB konusunda genel olarak bilgi eksikliğinin bulunduğuna işaret ediyor. AB hakkında bilgi düzeyinin coğrafi dağılımına bakıldığında, Türkiye’nin batısından doğusuna gi- dildikçe AB’ye ilişkin bilgi düzeyinin azaldığı görülüyor. Bunun yanında genç nüfusta AB bilinirliğinin daha fazla olduğu görülüyor, yaş ilerledikçe AB hakkındaki bilgi seviyesi düşüyor. AB’yi medyadan ve internetten takip ediyoruz Türkiye’nin AB üyesi olmasını beklemiyor. Gençler AB üyeliğinden daha umutlu 45 yaşın altındaki nüfusun AB üyeliğinin gerçekleşeceği konusunda daha umutlu olduğu görülüyor. Araştırma AB hakkında yaygın bilgi kaynaklarının geleneksel medya araçları (televizyon, gazete, radyo) ile internet olduğunu gösteriyor. Her ikisi birlikte AB hakkındaki bilgi kaynaklarının neredeyse yüzde 80’ine denk geliyor. Bilgi kaynaklarına ilişkin şaşırtıcı bir diğer sonuç ise, Türk ve AB resmi kurumlarının AB konusunda bilgi kaynağı kullanımının son derece düşük olduğudur. AB’ye desteğin nedenleri: Ekonomik gelişmişlik düzeyinin artması ve serbest dolaşım Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz ama üyeliğe olan inancımız azalıyor Araştırma sonuçları AB üyeliğini desteklememe sebeplerinin başında AB’nin Türkiye’ye yönelik uyguladığı çifte standartlı yaklaşımı gösteriyor. Aynı zamanda, her 4 katılımcıdan 1’i AB üyeliğinin Türk kültür ve kimliğine zarar vereceği kaygısını taşıyor. Türkiye’de kamuoyu, AB üyeliğini desteklemekle birlikte, Türkiye’nin AB’ye üye olacağına inanıyorr. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de AB üyeliğine destek yüzde 61,8 iken, Türkiye’nin AB üyesi olacağına inananların oranı sadece yüzde 30’dur. Benzer şekilde araştırma katılımcılarının yüzde 73’ü de Türkiye’nin AB üyeliğine olan inançlarının azaldığını ifade ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 77’si önümüzdeki beş yıl içinde Katılımcılarının yaklaşık yarısı, Türkiye’nin AB üyeliğini refah ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin artması ile serbest dolaşım imkânlarına erişim sağlanacağı gerekçeleriyle destekliyor. Temel kaygı: Taraflı yaklaşım ve kimlik AB üyeliği ekonomik açıdan yararlı Araştırma katılımcılarının yaklaşık yüzde 65’i Türkiye’nin AB üyeliğini ekonomik açıdan yararlı buluyor. Bunun yanında araştırmaya katılan her 3 kişiden biri Türkiye’nin ekonomik açıdan AB’ye ihtiyacı olmadığını düşünüyor. Mayıs 2015 62 KISALAR Haliç Üniversitesi öğrencileri U.N.Ro-Ro Pendik Limanı’nı gezdi Haliç Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu lojistik programı öğrencileri, “İşyeri Uygulamaları” dersi kapsamında U.N. Ro-Ro’nun Pendik Limanı’nı ziyaret etti. Kara, deniz, demir ve havayolu taşımacılığı konusunda eğitim gören Lojistik Programı öğrencileri; U.N. RoRo’da depolama, stok yönetimi, muayene ve gözetim, paketleme, yükleme ve sevkiyatın yanı sıra sigorta gibi departmanları da ziyaret etti. U.N. Ro-Ro Liman Operasyon Müdürü Levent Şinel, lojistik programı öğrencilerinin ziyareti ile ilgili olarak şunları söyledi: “İleride aramıza katılmalarını umduğumuz öğrencilerimizi burada ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Lojistik, teori kadar pratiğin de önemli olduğu bir alan. Öğrencilerin daha eğitim aşamasındayken meslekleri ile ilgili ziyaretlerde bulunması, çalışacakları ortamlara dair bir fikir Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki filo sahiplerinden Ford Trucks’a tam not! Ford Otosan’ın yüzde 100 mühendisliğini gerçekleştirdiği ve Eskişehir İnönü Fabrikası’nda üretilen Ford Trucks kamyon ve çekicileri Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai’de filo müşterileri ile buluştu. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Başkenti Dubai’de, bölgenin en güçlü otomotiv şirketlerinden Al Tayer Motors ile yapılan distribütörlük anlaşması ile Kasım 2014’te hizmete giren Ford Trucks tesisi kısa zamanda filo sahipleri tarafından ilgi ile karşılandı. Al Tayer Motors tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında, Dubai’deki filo araç müşterileri Ford Trucks modellerini kullanma ve deneyimleme imkanı buldular. Ford Trucks filo araç müşterilerinin, Sıcak Mayıs 2015 İklim Paketi’ne sahip Ford Cargo 1843T Çekici aracını test ettiği etkinliğin ardından deneyimli sürücüler tarafından Ford Cargo 1843T ile “Drift Show” gerçekleştirildi. Ford Otosan’ın mühendislik tecrübesi ile bölge müşterisinin taleplerine uygun şekilde geliştirilen ve üretilen kamyon ve çekiciler, etkinlikte filo sahiplerinden tam not aldı. Ford Trucks Ortadoğu Ülkeler Müdürü Mustafa Caner Sinanoğlu, Kasım 2014’te açtıkları ofisin Ford Trucks markası için pozitif bir ivmede ilerlediğini belirtti ve yapılan bu tarz etkinliklerle filo sahiplerine araçları tanıtmanın yanısıra müşterileri daha yakın olarak ihtiyaçlarını daha hızlı karşılama fırsatı elde ettiklerini söyledi. edinmeleri çok güzel. Böyle faydalı bir çalışmaya ortak olduğumuz için Haliç Üniversitesi’ne teşekkürlerimi sunuyorum.” Pirelli’den Bonuscard’a özel kampanya Pirelli, tüketicilerinin hayatını kolaylaştıran kampanyalara imza atmaya devam ediyor. 30 Haziran’a kadar devam edecek yeni kampanyada, Pirelli Yetkili Satıcıları’ndan otomobil, SUV ve hafif ticari araç yaz lastiği satın alan tüketiciler Bonus’a özel +6 taksit fırsatından yararlanıyor. Sadece teknolojileriyle değil, gerçekleştirdiği kampanyalarla da tüketici dostu bir yaklaşım sergileyen Pirelli, kış lastiği uygulamasının sona ermesinin ardından yaz lastiklerine özel bir kampanyaya imza atıyor. Pirelli’nin kış lastiğinden yaz lastiğine geçerek araçları yaza hazırlama fırsatını sunduğu kampanyada tüketiciler, otomobil, SUV ve hafif ticari araç yaz lastiklerini Bonuscard’a özel +6 taksit seçeneğinden yararlanarak alabiliyor. 63 Mars Logistics fuar taşımacılığında hız kesmiyor Shell, hizmeti ile müşterilerini gülümsetiyor Shell& Turcas, değişen perakende sektörü ve tüketici ihtiyaçları doğrultusunda hizmetlerini farklılaştırmak amacı ile “Shell’e Hoş Geldiniz” müşteri deneyimi programını başlatıyor. Türkiye, Shell’in global olarak faaliyet gösterdiği 80 ülke arasında Shell’e Hoş Geldiniz programını hayata geçirecek ilk ülke olarak seçildi. Shell& Turcas, müşteri ihtiyaçlarına özel tasarlanmış hizmetleri ile istasyonlardaki müşteri deneyimini farklılaştıracak. Ayrıca şirket “Shell’e Hoş Geldiniz” programı kapsamında bir çok proje başlatacak. Bu kapsamda Shell & Turcas istasyon çalışanlarına özel hazırlanmış 100 bin saatin üzerindekiçalışan eğitimi programını başlattı. Nisan 2015’te Shell1 tarafından gerçekleştirilen ve yeni programın amacını da destekleyen araştırmanın sonuçlarına göre, gülümsemenin gücü iyi bir müşteri deneyimi için çok önemli; zira Türkiye’de müşterilerin yüzde 79’u istasyon çalışanların kendilerine gülümseyerek hizmet vermesinin onları istasyonda alacakları hediye veya ödüllerden daha fazla mutlu ettiğini dile getiriyorlar. Buna ek olarak, araştırmada çalışanların konuya hakimiyeti ve aldıkları hizmetin hızı da müşteri memnuniyetinde önemli noktalar olarak yer alıyor. Uluslararası ticaretin ve global ekonominin vazgeçilmez unsurlarından olan fuar organizasyonları için müşteriye özel çözümler üreten Mars Logistics; iki önemli fuarın daha lojistik destekçisi oldu. İstanbul Ticaret Odası tarafından organize edilen, Ekonomi Bakanlığı bünyesinde milli katılım fuarı olarak düzenlenen ve bu yıl 41 firmanın yer aldığı Hannover Messe Sanayi Fuarı’nda, tüm dünya ülkelerinden gelen ziyaretçilere özellikle otomotiv sektörü ile ilgili büyük bir tanıtım yapılacak. Mars Logistics’in lojistik verdiği, Bursa Uludağ İhracatçılar Birlikleri Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği tarafından organize edilen ve bu yıl 14 firmanın yer aldığı Automechanika 2015 Chicago Fuarı’na ise hem ABD içindeki üreticiler ve sektör firmaları hem de çevre ülkelerden pek çok ziyaretçi geliyor ve Türk ürünlerine büyük ilgi gösteriyorlar. Transportx.com Logıstıc ve Transport Fuarı’nı başarıyla tamamladı Almanya’nın Münih şehrinde 5-8 Mayıs 2015 tarihinde düzenlenen Uluslararası Lojistik, Mobilite, IT ve Tedarik Zinciri Yönetimi İhtisas Fuarı’na katılan Transportx.com, fuarda yeni işbirlikleri sağlayarak büyüme devam etti. Transportx.com Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Doğantekin, Almanya’da gerçekleşen fuara ilk kez katıldıklarını belirterek, “İstanbul’da düzenlenen Logitrans Transport ve Lojistik Fuarı’na 3 senedir katılıyorduk. Sistemimizin büyümesi sebebiyle bu sene Münih’teki fuara da katılma kararı aldık. Mevcut ilişkilerimizi güçlendirme ve potansiyel müşterilerimizle tanışma imkanını elde ettik. Fuarın bizim açımızdan oldukça olumlu geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. Yabancı firmaların sisteme katılmasıyla beraber, Transportx.com’daki hareketliliğin artacağı yönündeki bek- lentilerine de değinen Doğantekin, “Yabancı firmaları sisteme katarak, mevcut üyelerimize farklı firmalar ile çalışma imkanı vermek niyetindeyiz. Özellikle transit taşımalarda çok daha uygun navlunlara yüklerini taşıtma fırsatları bulmalarının, hem firmalara hem de ülke ekonomisine artı bir değer sağlayacağı görüşündeyiz” dedi. Mayıs 2015 64 TESLİMAT Stralis’i denedi 200 adet alım yaptı Ağır vasıtada yeni bir yapılanmaya giderek iddiasını güçlendiren Iveco, Türkiye’deki en büyük satışını gerçekleştirdi. 200 adet Stralis Hi-Road Mars Logistics’e teslim edildi. Iveco 13 Mayıs’da gerçekleştirdiği törenle Mars Logistics’e 200 adet stralis Hi-Road aracı teslim etti. 200 adetlik alımın arkasında yatan neden ise geçen yıl Mars Logistics’e denemek için verilen 5 adetlik Stralis’in göstermiş olduğu yüksek performans ve verimliliğin etkili olduğu belirtildi. Teslimat için yapılan törene, Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu, Genel Müdür Alper Bilgili ve Ali Tulgar ile Iveco Türkiye Genel Müdürü Maurizio Manera ve satışı gerçekleştiren Iveco Otomotiv Genel Müdürü Ömer Bursalıoğlu katıldı. Maurizio Manera yaptığı konuşmada 200 adetlik bu teslimatın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizerek “Ancak bundan daha önemlisi Türkiye’nin en büyük lojistik firmasının iş ortağı olarak bizi seçmesi çok daha önemli” dedi. Bu anlaşmanın daha önce Mars Logistics’e verilen 5 adet Stralis’in üzerine inşa edildiğini belirten Manera, bu satış ile Stralis’in ilk yıl elde ettiği yılın kamyonu ödülü başarısının Türkiye’de de tescillendiğinin göstergesi olduğunu aktırdı. Ömer Bursalıoğlu da satışta test için verilen Stralis’lerin performan- sının etkisine dikkat çekti. Iveco Stralis başarısı üzerine sorulan bir soruya ise Bursalıoğlu “Tabi Stralis’e olan ilgi bizi çok mutlu ediyor. Bu ilgide Stralis’in yenilenmesinin ve verimliliğinin etkisi büyük. Ancak bunda Iveco’nun ağır vasıtada yeni yapılanmasının da etkisi var. Bakım onarım konusunda müşterilerimize verdiğimiz hizmet kalitesi de önemli etken” diye konuştu. Garip Sahillioğlu yeni araç alımı ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak bu işbirliğinin uzun süre devam edeceğine dikkat çekerek, hem kalite yönünden hem de yakıt tüketimindeki başarısından dolayı Stralis’lerden memnun kaldıklarını anlattı. Mars Logistic’in intermodal taşımalardaki durumu ile ilgili de konuşan Sahillioğlu, çevrece çözümleri artırmak için çalışmalarının devam ettiğini Lüksemburg Devlet Demir Yolları ile yaptıkları tren taşımalarını haftalık 6 sefere çıkaracaklarını söyledi. Almanya ve farklı bölgeler için de demiryolu taşımaları yapmayı düşündüklerini anlatan Sahillioğlu bunun için araştırmalarının sürdüğünü aktardı. Tırsan’dan Emiroğlu’na 10 Adetbrandalı Maxima 21 Mayıs 2015, İstanbul -Tırsan, Emiroğlu Uluslararası Nakliyat‘a10 adet Tırsan Brandalı Maxima Plus semi-treyler, T.SNS X teslim etti. Tırsan Adapazarı Fabrikasında düzenlenen Mayıs 2015 törene Tırsan, Emiroğlu Uluslararası Nakliyat firmasının sahiplerinden Erdoğan Balcı ve DAF-Tırsan Satış Temsilcisi Orkun Demir katıldı. Emiroğlu Uluslararası Nakliyat firmasının sahiplerinden Erdoğan Balcı gerçekleşen teslimat töreninde yaptığı açıklamada, “Öncelikli tercih nedenimiz, Tırsan’a duymuş olduğumuz güven ve ürettikleri treylerlerin sağlamlığı ve kalitesidir. Öte yandan DAF-Tırsan’ın geniş servis ağı ilebize sunduğu hızlı ve çözüm odaklı hizmetlerde bizim için önemli” dedi. Emiroğlu, “Tırsan’ın şasi ve parçalarının paslanmaya karşı kataforez kaplı olması da araçlarımızın 2.el değerini yükseltiyor. Böylelikle alırken de satarken de kazanıyoruz” ifadesini kullandı. Merkezi Kayseri olan Emiroğlu Uluslararası Nakliyat, Avrupa ve Asya ülkelerine mobilya, otomotiv parçaları, makine aksamı ve kimyasal madde taşımacılığıalanında hizmeti veriyor. 65 Tırsan’dan Kafkas Nakliyat’a 16 adet Perdeli Maxima 6Mayıs 2015, İstanbul –Kafkas Nakliyat 16 adet Tırsan Perdeli Maxima+semi-treylerleri Tırsan Adapazarı Fabrikası’nda düzenlenen tören ile teslim aldı. Tırsan bayisi Gelecek Otomotiv tarafından satışı gerçekleştirilen araçların teslimat töreni, Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Kafkas Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Korkmaz Okut, Lojistik Müdürü Yakup Özyurt,Tırsan Yurtiçi Satış Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kulaksız ve Gelecek Otomotiv Satış Danışmanı Fatih Dikbaş’ın katılımı ile gerçekleştirildi. Kafkas Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Korkmaz Okut gerçekleştirilen törende,Tırsan’ı tercih etme nedenlerini şu şekilde açıkladı: “Tırsan’ı tercih etmemizdeki en önemli neden perdeli ürün segmentinde sektörün en iyisi olması, ürünlerin kalitesi ve markaya duymuş olduğumuz güvendir. Öte yandan, Tırsan treylerlerin sahip olduğu K-fix yük sabitleme sistemi sayesinde taşımalarımızı hızlı ve güvenli yapabilmekteyiz. Tırsan Perdeli Maxima+semi-treylerlerin şasisi ve tüm kaynaklı komponentlerinin paslanmaya karşı tri-elektron metoduna uygun olarak çinko-fosfat kataforez (KTL) kaplı olması sayesinde 10 yıl paslanmazlık garantisi altında. Araçların bakım maliyetlerinin aşağı çekilmesini sağlayan kataforez kaplama sayesinde araçların ikinci el değeri de yükseliyor. Merkezi Iğdır olan Kafkas Nakliyat ağır inşaat malzemeleri, gıda, sağlık, perakende, tekstil, endüstri ve yapı & dekorasyon taşımacılığı alanında müşterilerine lojistik hizmeti veriyor. Medlog filosuna 250 çekici katıldı Medlog Lojistik Türkiye, Mayıs ayı itibarıyla 250 adet çekiciyi filosuna dahil ederek filodaki araç sayısını artırdı ve gençleştirdi. Haziran 2011’de Türkiye’de faaliyete başlayan Medlog Lojistik Türkiye, müşteri memnuniyetini artırmak ve müşterilerin lojistik ihtiyaçlarına çözümler sunmak amacıyla MSC’nin (Mediterranean Shipping Company) bir iştiraki olarak kuruldu. İstanbul merkez olmak üzere Tekirdağ, İzmir, Bursa, Gemlik, Eskişehir, Gebze, Samsun, İskenderun, Mersin, Antalya, Trabzon ve Ankara’da şubeleri bulunan Medlog Lojistik, filosunu Mayıs ayı itibarıyla 250 adet 2015 model Ford Cargo 1846T ile yenileyerek araç sayısını artırmış oldu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından “İlk Kapsamlı Teminata Sahip Taşıyıcı Firma” ödülü sahibi olan Medlog Lojistik, karayolu taşımacılığındaki son hamlesiyle daha güçlü bir filo organizasyonuna da ulaştı. Her türlü lojistik hizmet ihtiyacını karşılamaya yönelik alt yapı çalışmalarına devam eden Medlog Türkiye 255 adet vagon ile, tüm hatlarla gerçekleştirilen yüklemelerin kapıdan kapıya taşımasının yanı sıra; demiryolu taşımacılığı, transit taşıma, proje taşımacılığı ve depo hizmetleri veriyor. Medlog Türkiye, yaptığı vagon yatırımlarıyla demiryolu bağlantısı olan limanlarda karayoluna alternatif çözümler sunuyor. Mayıs 2015 medya