2015 İnsani Gelişme Raporu `çalışma`yı ele alacak Kadının insan
Transkript
2015 İnsani Gelişme Raporu `çalışma`yı ele alacak Kadının insan
Sayı: 111 Mart 2015 2015 İnsani Gelişme Raporu 'çalışma'yı ele alacak Kadının insan hakları çalışmaları değerlendirildi Futbolun devleri Ebola ile mücadele için sahaya çıkıyor Girişimcilik ekosistemi İstanbul’la sınırlı kalmamalı Enerji Yönetim Sistemi uygulaması için pratik rehber hazırlandı BM Ortak Programı ile yapılan kadının insan hakları çalışmaları değerlendirildi Birleşmiş Milletler (BM) Kadınların İnsan Hakları'nın Geliştirilmesi Programı'nın Danışma Kurulu Toplantısı 23 Şubat’ta Gaziantep'te yapıldı. Or tak Ankara, Mart 2015 Toplantıda 2013'te başlayan BM Ortak Programı kapsamında yapılan çalışmalar değerlendirildi. BM Ortak Programı, UNDP, BM Kadın Birimi, Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi yürütücülüğünde İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği ortaklığında yürütülüyor. Yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği taahhütlerinin uygulanmasının hızlandırılması ve kadın haklarının güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla BM Ortak Programı kapsamında yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının kapasitelerinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Ortak Program üç alanda çalışıyor: Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme, Sabancı Vakfı Hibe Programı ve Mor Sertifika Programı. Program Danışma Kurulu'nun açılış konuşmalarını Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yaptı. Özgecan Aslan'ın vahşice katledilmesinin toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yerelde yapılan çalışmaların önemini bir kez daha gösterdiğini belirten Kamal Malhotra, Ortak Program ile yapılan çalışmalarla kadın STK'ların güçlendirildiğine ve böylece kendi bölgelerindeki toplumsal cinsiyet ile ilgili aktiviteleri izlediklerine dikkat çekti. Futbolun devleri ve UNDP İyi niyet elçileri Ronaldo ve Zidane Ebola ile mücadele için sahaya çıkıyor 12. "Yoksullukla Mücadele Maçı", 20 Nisan 2015 tarihinde Saint-Etienne’de (Fransa) yapılacak. Ankara, Mart 2015 Bu yıl 12. kez düzenlenen ‘Yoksullukla Mücadele Maçı’nda futbolun devleri ve UNDP İyi niyet elçileri Ronaldo ve Zinédine Zidane, ünlü yıldızlardan oluşturdukları bir takımla Ebola ile mücadeleye destek vermek için maç yapacak. Fransız spor kulübü ASSE’ye karşı oynanacak olan yıldızlarla dolu dostluk maçı, Türkiye saatiyle 21.00’de başlayacak. Maç, Saint-Etienne şehrindeki Geoffroy-Guichard Stadı'nda oynanacak. Fiyatları 8-12 Euro arasında değişen biletlere buradan ulaşılabiliyor. Maçtan elde edilecek gelirin üçte ikisi Gine, Sierra Leone ve Liberya gibi Ebola salgınından en fazla etkilenen ülkelerdeki iyileştirme çabalarına destek için kullanılacak. Geriye kalan üçte birlik gelir ise Saint- Etienne’de sosyal projeleri destekleyen ASSE Coeur-Vert kuruluşuna verilecek. UNDP Başkanı Helen Clark, Gine’nin başkenti Conakry’de 12 Şubat’ta yaptığı açıklamada “Ebola salgınını durdurma çabaları devam ederken, salgının merkez üssü olan ülkelerin, salgının neden olduğu sonuçlardan tamamen kurtulması için planlar şimdiden yapılmalıdır”, dedi. Clark, “Milyonlarca kişinin yaşamı ve geçim kaynakları zarar gördü. Bu nedenle uzun vadeli işbirlikleri kurmalı ve bu ülkelerin iyileştirilmesi için onlara destek olmalıyız”, dedi. Helen Clark’ın Ebola salgınının en çok yaygın olduğu üç ülkeye gerçekleştirdiği ziyaret, BM’nin hala devam eden krize çözüm bulmak ve iyileştirme sürecini desteklemek konusundaki kararlılığını gösteriyor. Salgının etkileri milyonlarca yoksul ve savunmasız insan için gelir elde etmeyi oldukça zor bir hale getiriyor. Salgının sosyo-ekonomik etkileri, salgın kontrol altına alınsa bile daha uzun süre devam edecek. Kriz aynı zamanda, dışlanma gibi pek çok sosyal ve ekonomik zorluklara da neden oluyor. UNDP, BM’nin Ebola’ya müdahale çalışmalarını yönetiyor ve üç ülkedeki erken iyileştirme çalışmalarını koordine ediyor. Helen Clark, “Bu ülkeleri krizden kurtarmak ve ileride karşılaşabilecekleri şoklarla başa çıkabilecek şekilde desteklemek için hükümetler, kalkınma ortakları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörden herkese görev düşüyor”, dedi. Clark, “Salgının yayılması durdurulmadan ve salgının zarar verdiği sosyal ve ekonomik yapı yeniden kurulmadan hiçbir iyileşme olmayacak”, dedi. UNDP programları, yetkililere temel hizmetlerin işlemeye devam etmesinde yardım sağlıyor ve vakaların belirlenmesi, irtibat kişilerinin bulunması ve salgını önleyecek gerekli bilgilerin sağlanması için çalışıyor. Aynı zamanda, UNDP Ebola’ya müdahale için çalışan binlerce insanın, maaşlarını zamanında almaları için yardım sağlıyor. UNDP ulusal iyileştirme planlarına bilgi sağlamak için etki değerlendirme çalışmaları da yürütüyor. Futbol tarihinin en iyi forvetlerinden biri olan Ronaldo, yılda bir kez düzenlenen bu maçlara neden katıldığını anlatırken, Ebola’ya müdahale için daha çok destek verilmesi çağrısında bulundu: "Ebola’nın neden olduğu zarar sonrasında insanların, toplumların ve ülkelerin tekrar kendi ayaklarının üzerinde durabilmeleri için sağlanan desteğin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz.” Fransa’nın ünlü orta saha oyuncusu Zinédine Zidane da destek çağrısını yineledi: “Son vaka tedavi edilene kadar Ebola bitmiş sayılmaz ve bu ülkelerin uzun vadede yanında olmak zorundayız.” 2003’ten beri düzenlenen on bir "Yoksullukla Mücadele Maçı" ile Haiti’de ve Pakistan’da deprem sonrası yeniden yapılanmaya, Filipinler’de tayfun sonrası iyileştirmeye, Somali Yarımadası’nda kıtlık sonrası iyileştirmeye ve Afrika, Asya, Doğu Avrupa ve Latin Amerika’da yoksulluğa son vermeye yönelik projeleri desteklemek için yaklaşık 4 milyon Amerikan Doları toplandı. ASSE Kulübü Yöneticisi Roland Romever, Saint- Etienne halkının yoksulluğu ortadan kaldırma kararlılığını ve iyi bir maça olan sevgilerini dile getirirken, “Saint-Etienne halkı dayanışma ve futbol tutkusuyla tanınır”, dedi ve ekledi: “Futbol ve dayanışmayı bir araya getiren Yoksullukla Mücadele Maçı, seyircileri bu etkinliğe çekecek her türlü özelliğe sahip.” Fransız futbol tarihinin en başarılı milli kulübü olan ASSE, 11 “Ligue one” unvanı, 6 “Coupe de France” unvanı ve bir kez de “Coupe de la Ligue” unvanı kazandı. Yoksullukla Mücadele Maçı, FIFA tarafından destekleniyor ve UEFA işbirliği ile organize ediliyor. 20 Nisan 2015 Pazartesi gecesi düzenlenecek maçın biletleri, http://asse.fr adresinde ve Geoffroy-Guichard Stadı (14, rue Paul et Pierre Guichard, 42000 Saint-Etienne) gişelerinde satışa sunuldu. 2015 İnsani Gelişme Raporu 'çalışma' kavramını ele alacak İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan, 2015 İnsani Gelişme Raporu için belirlenen temayı 3 Şubat’ta İnsani Gelişme Raporu’nun internet sitesinde açıkladı. Selim Jahan, 2015 İnsani Gelişme Raporu'nun başlığının 'İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek' olacağını belir tti. Ankara, Mart 2015 UNDP tarafından her yıl yayımlanan küresel insani gelişme raporları, insani gelişme alanında gerçekleştirilen kayda değer ilerlemelerin belgelendiği yayınlar. 2015 İnsani Gelişme Raporu’nda "çalışma" kavramına odaklanacaklarını açıklayan Selim Jahan, neden bu kavramı tercih ettiklerini internet sitesinde şöyle açıkladı: “Bu raporda, ‘çalışma’ kavramından bahsedeceğiz. Burada tam olarak işten ve istihdamdan bahsetmiyoruz. İş ve istihdam sınırlı kavramlardır. Bu kavramlarda daha önceden belirlenen görevler, daha önceden ayrılan saatler vardır. Yaptığınız işin karşılığında belli bir ödeme alırsınız. Fakat biz bu raporda iş ve istihdamı da kapsayan ama bunun daha da ötesini içeren ‘çalışma’ kavramından söz ediyoruz.” Selim Jahan, çalışma kavramına geniş bir perspektiften bakacaklarının ve bu kavrama "yaratıcı çalışmayı", edebi çalışmaları, sanatsal çalışmaları ve sanatçıların çalışmalarını da dâhil edeceklerinin altını çizdi. Yaratıcı çalışma kavramına ek olarak, ücretsiz bakım hizmeti de çalışma kavramı içinde raporda ele alınacak. Selim Jahan çalışma kavramının insani gelişme için neden önemli olduğunu ise şöyle belirtti: “İş olarak tanımlanmayan ya da istihdam edilmeyen tüm bu ‘çalışma’ türleri insani gelişme için çok büyük bir önem arz ediyor çünkü bu ‘çalışmalar’ insanların refahına, sosyal dayanışmaya, insanların birbirini anlamasına ve insanlar arasındaki ilişkinin kurulmasına katkıda bulunuyor. Bu nedenle, insani gelişme perspektifinden, iş ve istihdam gibi kısıtlı kavramlar yerine çalışma kavramını kullanmak, anlatmaya çalıştığımız konunun daha iyi kavranmasını sağlayacak ve bu anlamda daha alakalı ve kullanışlı olacaktır.” 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun Kasım 2015’te yayımlanması planlanıyor. Sürdürülebilir turizm için ‘Kapasite Geliştirme Seminerleri’ devam ediyor Gelecek Turizmde projesi ile düzenlenen Kapasite Geliştirme Seminerleri Şubat ayında Adana ve Muğla’da yapıldı. Ankara, Mart 2015 Kapasite Geliştirme Seminerlerinde yerel aktörlerle bir araya geliniyor ve sürdürülebilir turizm ve yerel kalkınma konularında bilgi paylaşımında bulunuluyor. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, girişimciler ve turizm alanında faaliyet gösteren işletmelerden büyük ilgi gören seminerlerde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu, sürdürülebilir turizm, proje uygulama ve yönetme konularında sunumlar yapılıyor. 6 ilde daha düzenlenecek Anadolu Efes, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle yürütülen ‘Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu Projesi’ kapsamında bu yıl düzenlenmeye başlanan ‘Kapasite Geliştirme Seminerleri 6 ilde daha düzenlenecek. Kapasite Geliştirme Seminerleri sırasıyla Trabzon, Edirne, Konya, Diyarbakır, Kars ve Van’da düzenlenecek. Seminerlerin düzenleneceği şehir ve tarihlerle ilgili bilgilere bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Küresel Enerji Geleceğimizi Güvence Altına Almak için Bina Enerji Mevzuatının Modernleştirilmesi Dünya genelinde en büyük enerji tüketicileri olan binalar, gelecekte de ar tan enerji talebi kaynağı olmaya devam edecek. Ankara, Mart 2015 Küresel ölçekte yapı sektörünün nihai enerji tüketimi, nüfus artışı ve ekonomik büyümenin etkisiyle 1971’den 2010’a kadar ikiye katlandı. Dünya genelinde binaların enerji talebinin 2035 itibarıyla %30 artması bekleniyor. Yapı sektörü, birçok Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) üyesi ülkede birincil enerji tüketiminin %40’ından fazlasını oluşturuyor. Türkiye’de de durum farklı değil. 2000-2012 yılları arasında bina stoku ve konut sayısı yaklaşık %11,5 ile %23,2 civarında büyüdü. Bu artış oranı bina sektöründeki enerji tasarruf tedbirlerinin ne derece önemli olduğunun altını çiziyor. Türkiye’de bina ve hizmetler sektörü ise toplam tüketimdeki %34,5 payıyla, ikinci en büyük enerji tüketicisidir. Bu bağlamda Türkiye’de Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi kapsamında Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan, “Küresel Enerji Geleceğimizi Güvence Altına Almak için Bina Enerji Mevzuatının Modernleştirilmesi” isimli ortak rapor Türkçe’ye tercüme edildi. IEA Politika Haritası dizisinin bir parçası olan rapor; planlama, uygulama, izleme ve değerlendirme aşamalarındaki temel adımları ortaya koyuyor. Politika Haritası dizisi, Uluslararası Enerji Ajansı’nın 25 Enerji Verimliliği Politika Önerisi’nin içinden seçilen belirli önerilerin nasıl uygulanacağına ilişkin ayrıntılı bilgiler sağlıyor. Bu dizi, doğrudan deneyim, yayımlanmış araştırmalar, uzman çalıştayları ve en iyi uygulamaların yapıldığı ülkelerin anlatıldığı örnek olay incelemelerine dayanarak, belirli enerji verimliliği politikalarını uygulamanın zorunlu adımları ve kilometre taşlarına ilişkin olarak tüm ülkelere rehberlik sağlamayı amaçlıyor. Binalarda Enerji Verimliliğinini Artırılması Projesi kapsamında Türkçe’ye kazandırılan bu yayın, yurtiçinde ve yurtdışında enerji verimliliği politikalarını geliştirmek, desteklemek, izlemek veya değiştirmek için uygulamalı yollar arayan, her yönetim düzeyindeki politika belirleyiciler ve diğer ilgili paydaşlar için bir kılavuz niteliği taşıyor. Girişimcilik ekosisteminin merkezi İstanbul’la sınırlı kalmamalı Girişimcilik Ekosistemi Buluşması, kamu kurumları, finans aktörleri, mentörler, yatırımcılar, üniversiteler, kuluçka merkezleri ve dernekler gibi ilgili kurumlardan gelen ve girişimciliği farklı yönlerden besleyen temsilcileri bir araya getirdi. Ankara, Mart 2015 Birincisi 2014 yılında Sapanca’da yapılan Girişimcilik Ekosistemi toplantısının ikincisi Uluslararası Girişimcilik Merkezi tarafından 19-22 Şubat’ta Seferihisar’da düzenlendi. Ekosistem buluşmaları Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini büyütmeyi, girişimcilik aktörleri arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi ve işbirliklerin artmasını desteklemeyi amaçlıyor. İkinci ekosistem buluşmasında farklı aktörler arasındaki bilgi uçurumunu kapatmak için toplantılar yapıldı. Bu toplantılar sonucunda girişimcilik ekosisteminin İstanbul dışına çıkarak diğer illerde de o illere özgü ekosistemlerin oluşumunun desteklenmesi gerektiği belirtildi. Girişimcilere yol gösteren mentörlük mekanizmasının yapılandırılması ihtiyacı dile getirildi. Erken aşamadaki girişimleri kısa bir süre için destekleyecek ve pazara erişimini sağlayacak bir fona ihtiyaç olduğunun altı çizildi ve hem yatırımcıların hem mentörlerin ARGE odaklı girişimlerle dijital odaklı girişimler arasında farklı destek mekanizmalarını yaratmaları gerektiği vurgusu yapıldı. Ekosistemin girişimcilerle birebir konuşup girişimcilerin ihtiyacının ne olduğunu daha iyi anlaması gerektiği de toplantıda belirtildi. Uluslararası Girişimcilik Merkezi nedir? Uluslararası Girişimcilik Merkezi, Türkiye genelindeki 70’i aşkın kurum ve kuruluşla geliştirilen işbirliği ile girişimciliğin gelişimini destekleyici çalışmaları hayata geçiriyor. Merkez, T.C. Kalkınma Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ve Türkiye Vodafone Vakfı işbirliği ile kuruldu. Uluslararası Girişimcilik Merkezi Girişimcilik Ekosistemi Buluşmaları ile ekosistemdeki etkin aktörleri dönemsel olarak bir araya getirmeyi amaçlıyor. Enerji Yönetim Sistemi uygulaması için pratik rehber hazırlandı Sanayide Enerji Verimliliğinin Ar tırılması projesi kapsamında verilen Enerji Yönetim Sistemi eğitimlerinde kullanılmak üzere “Enerji Yönetim Sistemi Uygulaması İçin Pratik Rehber ” hazırlandı. Ankara, Mart 2015 Projenin uygulayıcı ortaklarından olan Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü’ne (UNIDO) ait olan bu yayın Türkçe’ye tercüme edilerek eğitimlerde kullanılmaya başlandı. Bu rehber; her ölçekteki kuruluşun, özellikle de KOBİ’lerin enerji performanslarını mantıklı, kontrollü ve sistematik bir şekilde iyileştirmelerine, böylece enerji tasarrufu yapıp maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Rehber,Enerji Yönetim Sistemi’nin (EYS) uygulanma sürecini olabildiğince basitleştirmeye çalışıyor. Enerji Yönetim Sistemi her ölçekteki kuruluşun enerji kullanımını sürdürülebilir biçimde yönetmesine yardımcı olacak. Bunun sonucunda maliyetlerin azalması, çevresel etkinin azalması ve rekabet edebilirliğin artması sağlanacak. Ayrıntılı bilgi için: www.sanev.net PODCAST 122 09.02.2015 İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek Selim Jahan, İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, İnsani Gelişme Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından bahsedeceğiz. İnsani Gelişme Raporları, 1990 yılından beri UNDP tarafından kalkınmayla ilgili temel konuların, eğilimlerin ve politikaların bağımsız ve deneysel analizleri olarak yayımlanıyor. 2014’te yayımlanan İnsani Gelişme Raporu’nun konusu kırılganlıklardı. Sürekli kırılganlıklar, insani gelişmeyi tehdit ediyor. Söz konusu kırılganlıklar, politikalar ve toplumsal normlarla sistematik bir biçimde giderilemezse, ilerleme ne adil ne de sürdürülebilir olacak. İşte bu konu, UNDP’nin 2014 İnsani Gelişme Raporu’nun temelini teşkil etmişti. Temmuz 2014’te açıklanan bu raporun ardından 2015 İnsani Gelişme Raporu için çalışmalara başlandı. İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan, 2015 İnsani Gelişme Raporu için belirlenen konuyu 3 Şubat’ta İnsani Gelişme Raporu’nun internet sitesinde açıkladı. Selim Jahan’ı dinliyoruz: Selim Jahan: İzninizle 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun ana konusunu açıklamak istiyorum: ‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek’. 2015 raporu için belirlediğimiz başlığı tekrar söylemek istiyorum: ‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek’. UNDP Türkiye: UNDP tarafından her yıl yayımlanan küresel insani gelişme raporları, insani gelişme alanında gerçekleştirilen kayda değer ilerlemelerin belgelendiği yayınlardır. 2015 İnsani Gelişme Raporu için ‘çalışma’ kavramına odaklanacaklarını açıklayan Selim Jahan, neden bu kavramı tercih ettiklerini ise şöyle açıklıyor: Selim Jahan: Bizler bu raporda, ‘çalışma’ kavramından bahsedeceğiz. Burada tam olarak işten ve istihdamdan bahsetmiyoruz. İş ve istihdam sınırlı kavramlardır. Bu kavramlarda belli bir girdi ve çıktı söz konusudur. Daha önceden belirlenen görevler, daha önceden ayrılan saatler vardır. Yaptığınız işin karşılığında belli bir ödeme alırsınız. Fakat, biz bu raporda iş ve istihdamı da kapsayan ama bunun daha da ötesini içeren ‘çalışma’ kavramından söz ediyoruz. Bu kavrama ‘yaratıcı çalışmayı’, edebi çalışmaları, sanatsal çalışmaları ve sanatçıların çalışmalarını da dâhil ediyoruz. Yaratıcı çalışma kavramına ek olarak, ücretsiz bakım hizmeti kavramını da öne sürüyoruz. Ücretsiz bakım hizmeti, zor zamanlarda veya diğer durumlarda, ailede ve toplumda kendilerine bakamayan insanlara bakmamız anlamına geliyor. Aynı zamanda, gönüllü olarak yapılan çalışmaları da bu kavrama dâhil ediyoruz. UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve önerilerini #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. Peki, bu anlamda tanımlanan ‘çalışma’ kavramının irdelenmesi insani gelişme için neden önemli? Selim Jahan anlatıyor: Selim Jahan: İş olarak tanımlanmayan ya da istihdam edilmeyen tüm bu ‘çalışma’ türleri insani gelişme için çok büyük bir önem arz ediyor çünkü bu ‘çalışmalar’ insanların refahına, sosyal dayanışmaya, insanların birbirini anlamasına ve insanlar arasındaki ilişkinin kurulmasına katkı sağlıyor. Bu nedenle, insani gelişme perspektifinden, iş ve istihdam gibi kısıtlı kavramlar yerine çalışma kavramını kullanmak, anlatmaya çalıştığımız konunun daha iyi kavranmasını sağlayacak ve bu anlamda daha alakalı ve kullanışlı olacaktır. UNDP Türkiye: 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun Kasım 2015’te yayımlanması planlanıyor. Rapor yayımlandığında biz de Yeni Ufuklar dergimizde özel bir sayı yapacağız ve tr.undp.org’da raporun bulgularına geniş bir yer vereceğiz. 2015 İnsani Gelişme Raporu’nda özel olarak odaklanılacak konular ne olursa olsun raporun tamamında değinilmeye çalışılacak temalar da belirlendi. Selim Jahan bu temalardan şöyle bahsediyor: Selim Jahan: Belirlediğimiz başlık çerçevesinde bu raporda hangi verileri, analizleri ve politika önerilerini kullanmaya çalışacağımız hakkında kısaca bilgi vermek isterim. Rapor genelinde yer almasını istediğimiz bazı konular var. Bu konulardan biri genç nüfusun istihdamı ve bizler bu konunun dünyanın birçok yerinde çok önemli bir sorun olduğunu biliyoruz. Kalkınma çalışmalarının toplumsal cinsiyet ile ilgili yönü bu raporda önemli bir yer alacak. Pek çok toplumda ücretsiz bakım hizmetlerinde kadınların öncelikli olarak çalıştığını biliyoruz. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet ile ilgili çalışmalar çok büyük bir önem arz ediyor. Tarımdaki ve kırsal kalkınmadaki ‘çalışma’lar da önemli çünkü kentleşmeye ve her yönden kalkınmaya rağmen, tarım sektörü ve kırsal ekonomi hala dünyadaki işgücünün çoğunun işvereni olmaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu konu da önemlidir. Gayriresmi sektör de önemle yer verilmesi gereken bir konudur çünkü gelir yaratılması ve aynı zamanda insanlara iş sağlanması açısından gayriresmi sektör pek çok toplumun belkemiğini oluşturuyor. Son olarak, kriz zamanlarındaki ya da kriz sonrasındaki çalışmalar da önemlidir çünkü kriz sırasında ya da kriz sonrası dönemde de olsanız, hayat devam ediyor. Bu zamanlarda birilerinin geçim kaynağının ne olacağı üzerine düşünmesi gerekiyor. Birilerinin eve ekmek getirmesi gerekiyor. Dolayısıyla, tüm bu konular raporun farklı kısımlarında ve farklı bölümlerinde odaklanmaya çalıştığımız tema ne olursa olsun ele alınacak. UNDP Türkiye: İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan’ın http://hdr.undp.org internet sitesinde yer alan konuşmasından alıntıladığımız sözlerini dinledik. UNDP Türkiye’nin İletişim Koordinatörü Faik Uyanık, raporun bu seneki başlığını şöyle değerlendiriyor: Faik Uyanık: UNDP ’nin çıkardığı tüm rapor ve yayınlar arasında “amiral gemisi” sıfatını hak edeni, belli istisnalar dışında 1990 yılından bu yana her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu. İnsani Gelişme Raporu her yıl belli bir tema etrafında yayımlanıyor. Kasım 2015’te açıklayacağımız yeni İnsani Gelişme Raporu’nun başlığı “Rethinking Work for Human Development” yani İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek. Rapora bu başlığın konulma sebebinin açıklaması şöyle: İnsani gelişme bakış açısıyla, iş ya da istihdamdan ziyade “çalışma” kavramı, amaca daha uygun bir kavram. İş kavramı bir kişinin üstlendiği, önceden saptanmış, zamanla bağlı görev veya etkinlikleri tanımlıyor. Girdiler ve çıktılardan oluşan bir çerçevede iş gücü bir girdiyi, mal ya da hizmet ise çıktıları temsil ediyor. Ancak “iş” kavramı, bir yazarın ya da ressamın yaptığı türden, tanımlanmış görevlerden fazlasını içeren yaratıcı çalışmaları çok fazla kapsamıyor veya çağrıştırmıyor. Ya da mesela ücretsiz bakım hizmetini veya gönüllü çalışmaları da kapsamıyor. Bu nedenle çalışma kavramı “iş”i de kapsayan daha geniş bir kavram. Ancak az önce sözünü ettiklerimizden de öteye geçiyor. Çalışma kavramı insani potansiyeli, yaratıcılığı, yenilikçiliği ve insan ruhunu da kapsıyor. Çalışma, insan hayatını üretken, yaşamaya değer ve anlamlı kılan bir kavram. İnsanların para kazandığı, toplumda bir yer edindiği, onlara güvence ve saygınlık duygusu sağlayan bir kavram çalışma. Bu nedenle çalışma kavramı insani gelişme ile daha sıkı ve gerçekçi bir bağlantıya sahip. Ancak çalışma ve insani gelişme arasında her durumda muhakkak bir bağlantı olduğu da anlaşılmamalı. Ya da her türden emek de insani gelişmeyi desteklemiyor. İstismara dayalı çalışma, özellikle de kadın ve çocukların istismarını içeriyorsa, insanların adil paylaşım haklarını ve saygınlıklarını da ellerinden alıyor. Aynı şekilde, riskli (emniyet tedbiri alınmayan ya da işçi haklarını ya da sosyal güvenceyi içermeyen) çalışma türleri de insani gelişmeyi beslemiyor. Bu arada çalışma kavramının da kendi içinde zamanla değiştiğini, çalışmayı kapsayan alanların ve çalışmanın işleyiş biçiminin de değiştiğini dikkate almak gerekiyor. Tüm bu değişiklikleri de dikkate alarak çalışma kavramına insani gelişme perspektifinden farklı boyutlarıyla tekrar bakmakta fayda var. Bu nedenle de 2015 İnsani Gelişme Raporu, İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek başlığını taşıyacak. UNDP Türkiye: UNDP Türkiye’den Faik Uyanık’ın bu sözleriyle Yeni Ufuklar’ın bu haftalık sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, İnsani Gelişme Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından bahsettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 123 16.02.2015 2015 Sonrasında UNDP Türkiye* Kamal Malhotra, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, UNDP Türkiye’nin son çalışmalarından ve 2015 sonrası için öncelikli çalışma alanlarından söz edeceğiz. UNDP Türkiye Ofisi 1960’lardan beri Türkiye’de çalışmalarına devam ediyor. Başta kamu kurumları olmak üzere özel sektör, sivil toplum örgütleri ve akademi dünyasıyla işbirliği yaparak çalışmalarını yürüten UNDP Türkiye, Türkiye’nin kalkınma çabalarına destek veriyor ve sürdürülebilir ve kapsayıcı insani gelişme için çalışıyor. 50 yıldan fazla bir süredir Türkiye’de bulunan UNDP ’nin en önemli başarılarını UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra, Ocak ayında verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor: Kamal Malhotra: Burada sadece bir tek başarıdan bahsetmek biraz zor ama özellikle son 20 yıldır yaptığımız birkaç çalışmamızdan bahsedebilirim. UNDP, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 15 yıldır hiç ara vermeden çalışan tek uluslararası kuruluş olma özelliği taşıyor. Bu bence, Türkiye’nin en yoksul ve aynı zamanda sosyal ve ekonomik olarak en dezavantajlı bölgelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu’da hem yoksulluğun azaltılması hem de artık bölgenin rekabet edebilirliğinin artırılması konularında verdiğimiz destek ile bölgedeki önemli rolümüzü gösteriyor. Bahsedebileceğim diğer bir konu ise Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne aday ülke olduğu ve Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin başladığı özellikle 2001 yılından sonra verdiğimiz katkılar olacak. Bu kapsamda hem hükümet tarafından hem de Avrupa Birliği tarafından özellikle yargı sektörü reformu ve sivil yönetişim gibi konularda demokratik yönetişim alanına dâhil olmamız istendi. Bunun sebepleri de bu alanda tüm dünyada edindiğimiz deneyimlerimizin olması ve Türkiye’nin de üye olduğu Yönetim Kurulumuz tarafından belirlenen görev tanımımız ile tarafsız bir kuruluş olmamız. Bu hassas konularda 6-7 seneden fazla bir süredir çalışıyoruz. Son olarak 2011’den beri Türkiye ile olan ilişkilerimizi daha stratejik bir seviyeye taşıdık ve bu stratejik ilişki çerçevesinde sadece Türkiye için değil Türkiye ile birlikte Türkiye dışındaki ülkelerin desteklenmesi için de çalışıyoruz. Türkiye’nin uluslararası kalkınma işbirliği programı kapsamında TİKA ile yaptığımız çalışmalar bunun en güzel örneği. Bu nedenle Türkiye ile Stratejik İşbirliği Çerçevemiz var. UNDP Türkiye: UNDP Türkiye’nin çalışmaları ile ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz http://tr.undp.org internet sitesinden bizi takip edebilirsiniz. Ayrıca http://yeniufuklar.info internet sitesinden de aylık edergimize ve haftalık yayınladığımız bu podcast programlarımıza ulaşabilirsiniz. UNDP Türkiye’nin 2015 yılı için en önemli önceliklerinden biri de G20 Dönem Başkanlığı’nı devralan Türkiye’ye bu anlamda destek vermek olacak. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi, Kamal Malhotra’yı dinliyoruz: Kamal Malhotra: Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı’nın desteklenmesi, 2015 yılındaki önceliklerim arasında bulunuyor. Bu anlamda Türk hükümetindeki önemli kişilerle iletişim halindeyim ve Türkiye’yi nasıl daha iyi destekleyebileceğimizi görmeye çalışıyorum. Bu anlamda Türkiye’yi destekleyebileceğimiz alanlardan biri belirlendi. O da şu: Türkiye, G20’nin Kalkınma Çalışma Grubu çerçevesinde kalkınmada özel sektör konusunda çalışmak istiyor. Türk Hükümeti, konu ile ilgili UNDP’ den bir kavram metni oluşturmasını rica etti ve bu anlamda hükümet ile olan istişarelerimizi ilerletmiş bulunuyoruz. Türkiye özellikle kapsayıcı istihdam konusuna özel bir ilgi gösteriyor. Kapsayıcı istihdam, UNDP’nin öncülük ettiği ve tüm dünyada pek çok örnek çalışmalar yaptığı bir konu. Bence, tüm bunları göz önüne alarak oluşturacağımız bir rehber ile kapsayıcı istihdamın kalkınmaya nasıl katkı sağladığını görmek Türkiye’nin ilgisini çekecektir. Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığını destekliyoruz ve bu süreçte, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve diğer yetkililer tarafından da duyurulduğu gibi, kalkınma konularının merkeze alınmasından da çok memnunuz. UNDP, Birleşmiş Milletler’in kalkınma kuruluşu olduğu için bu durum bizi çok mutlu ediyor. Türkiye ile çalışmak istediğimiz diğer bir konu ise en az gelişmiş ülkeler konusu. Bu anlamda Türkiye’nin üç konuyu önceliklendirmesinden dolayı memnuniyet duyuyoruz: Kapsayıcılık, uygulama ve yatırım. Türkiye kapsayıcılık konusunda G-20’nin içinde yer almayan ülkeleri, özellikle en az gelişmiş ülkeleri de etkileyecek bir gündem oluşturmak istiyor. Bu anlamda da biz destek vermeye hazırız. Türkiye, iklim değişikliği finansmanı ve yenilenebilir enerji konularını da odaklanmak istedikleri alanlar olarak belirledi. Tüm bu alanlar UNDP’nin küresel anlamda lider rol oynadığı alanlar. Bunlar arasında en öncelikli alan özel sektörün kalkınmadaki rolü. Bu Türkiye için de öncelikli bir konu ve UNDP’nin bu alanda Türkiye ile geliştirilmiş bir işbirliği var. Bu anlamda Türk Hükümeti tarafından desteklenen ve İstanbul’da kalkınma ve özel sektör alanında çalışan UNDP’nin küresel bir politika merkezi de var. UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve önerilerini #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. Kamal Malhotra tüm BM sisteminin en önemli öncelik alanlarından biri olan toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yapılan çalışmaları ise şöyle anlatıyor: Kamal Malhotra: Öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm Birleşmiş Milletler sisteminde öncelikli bir alan olduğunu belirtmek isterim. Bu konu sadece UNDP’nin çalışma alanına girmiyor. Ben aynı zamanda Türkiye’deki Birleşmiş Milletler sisteminin de başındayım. Bu anlamda şunu özellikle belirtmek isterim: Bu konu Türkiye’de Birleşmiş Milletler’in her zaman önceliği olacaktır. Özellikle yasalar anlamında ilerlemeler oldu fakat bence asıl zorluk yasaların ötesinde bir noktada bulunuyor. Birleşmiş Milletler Sistemi ve özellikle UNDP, kadınların ekonomik ve siyasi hayata katılımının artırılması konularına odaklanıyor. Türkiye’de kadınların ekonomik hayata katılma oranı yüzde 30,8. Bu, OECD ülkeleri arasındaki en düşük oran. OECD ortalaması yüzde 65. Gelişmekte olan ülkelerin ortalaması ise yüzde 55. Yani, ne ile karşılaştırırsanız karşılaştırın Türkiye’deki oran çok düşük. Kadınların siyasi hayata katılımları meclis seviyesinde de çok düşük. Meclis’teki kadın milletvekillerinin oranı yüzde 14. Yerele indiğinizde, belediyelerde filan bu oran yüzde 4’lere düşüyor. Yani, rakamlara hangi açıdan bakarsanız bakın, bu alanda bir ilerlemenin kaydedilmesi çok önemli. UNDP, diğer Birleşmiş Milletler kuruluşları ile bu alanda ortak çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalarda aynı zamanda Sabancı Vakfı gibi vakıflarla işbirlikleri yürütüyoruz. Bu anlamda kadın dostu kentler geliştirmeyi ve desteklemeyi amaçlıyoruz. Aile içi şiddet, belediyeler düzeyinde ve yerel düzeyde toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve vurguladığımız diğer toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili konularda çalışmalar yapıyoruz. Diğer bir deyişle, UNDP olarak ya da diğer Birleşmiş Milletler kuruluşlarıyla yaptığımız pek çok çalışma var. Bu alanda daha çok çalışma yapmak istiyoruz ve Birleşmiş Milletler seviyesinde toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili alanında uzman kişilerden oluşan çalışan sayımızı da artırdık. UNDP Türkiye: Binyıl Kalkınma Hedefleri 2015 yılında sona eriyor. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra, Türkiye’nin Binyıl Kalkınma Hedefleri’ndeki performansını ise şöyle özetliyor: Kamal Malhotra: Hem küresel olarak hem de Türkiye’de Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde önemli ilerlemeler kaydedildi. Türkiye, hepsinde olmasa da Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin çoğunda başarılı oldu. Türkiye’nin başarılı olamadığı hedeflerden birisi de üçüncü hedef olarak bilinen ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili olan hedef. Fakat Türkiye anne ölüm oranı, yoksulluğun azaltılması ve sağlık konuları ile ilgili hedeflerde başarılı oldu. Hatta 8. hedef olan “kalkınma için küresel ortaklık” hedefinde de Türkiye çok başarılı oldu. Çünkü Türkiye, TİKA ve diğer kurumlar aracılığı ile işbirliği programları geliştirdi. Yani Türkiye 8. hedefi de gerçekleştirdi. Gerçekleştirilmeyen en önemli hedef, toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili olan hedeftir. Çevre ile ilgili olan hedefte de bazı zorluklar bulunuyor ama bunların bazılarının ölçülmesi de çok zor. Bu iki alan daha çok ilerlemenin sağlanması gereken alanlar olarak gösterilebilir. UNDP Türkiye: 2015 sonrasında Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin yerini alacak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler’in üye ülkeleri tarafından belirlenecek ve 2015 sonrasında uygulamaya konulacak. Kamal Malhotra, 2015 sonrası kalkınma gündeminin belirlenme sürecini ise şöyle anlatıyor: Kamal Malhotra: Şu anda küresel olarak önümüzdeki 15 yıl içinde gerçekleştirilecek yeni ve daha iddialı bir hedefler dizisine karar verme sürecindeyiz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, kısa süre önce bir rapor yayınladı ve Birleşmiş Milletler’in üye ülkelerini Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri olarak adlandırdığımız 2015 sonrası için yeni hedefleri istişare etmeye başlamaları çağrısında bulundu. Binyıl Kalkınma Hedeflerinin hepsi yerine getirilemedi, bu nedenle Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Binyıl Kalkınma Hedeflerinden unsurlar da bulunacak. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çok önemli çünkü Binyıl Kalkınma Hedefleri’nden daha geniş kapsamlı, daha iddialı ve daha evrensel olacaklar. Binyıl Kalkınma Hedeflerinin 7. ve 8. hedefleri dışındaki diğer hedefler, sadece gelişmekte olan ülkeler için geçerliydi. Fakat, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri tüm ülkelerde uygulanacak. Hem OECD ülkelerinde hem de en az gelişmiş ülkelerde aynı şekilde geçerli olacak. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için kurulan Açık Çalışma Grubu’na Türkiye de katıldı. Bu grup şu anda çalışmalarını tamamladı ve 17 tane Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi önerdi. Bu hedefler üye ülkelere sunuldu. Üye ülkeler, Eylül ayına kadar bu hedefler ve 160’tan fazla gösterge konusunda bir karara varmak zorundalar. Şu an Birleşmiş Milletler’in üye ülkelerinin yürüttüğü siyasi istişare sürecindeyiz. Umuyoruz ki önümüzdeki 15 yıl için 2030 yılına kadar geçerli olacak bu iddialı gündeme Eylül ayında karar verilecek. UNDP Türkiye: UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra’nın Ocak ayında verdiği bir röportajdan alıntıladığımız bu sözleriyle Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, UNDP Türkiye’nin son çalışmalarından ve 2015 sonrası için öncelikli çalışma alanlarından söz ettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. *Bu podcastımızı, Ali Ünal'ın UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra ile Daily Sabah için yaptığı ve 25 Ocak 2015'te yayınlanan röportajından alıntıladık. PODCAST 124 23.02.2015 Doğal Öyküler Gökmen Argun, GEF SGP Türkiye Ulusal Koordinatörü play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, Küresel Çevre Fonu GEF’ in Küçük Destek Programı’ nın 1993 yılından beri Türkiye’de biriktirdiği öyküleri bir araya getiren ‘Doğal Öyküler’ isimli kitaptan bahsedeceğiz. Birleşmiş Milletler GEF Küçük Destek Programı, Küresel Çevre Fonu GEF’ in bir parçası. Küçük Destek Programı yani SGP, UNDP tarafından uygulanıyor ve Birleşmiş Milletler Proje Hizmetleri Ofisi tarafından 127 ülkede yürütülüyor. GEF SGP Türkiye’deki çalışmalarına 1993 yılında başladı. GEF SGP’nin Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun’a GEF nedir ve SGP ile neyi amaçlar diye sorduk. Gökmen Argun’u dinliyoruz: Gökmen Argun: GEF kısaca Küresel Çevre Fonu, hepimiz bu ismi biliyoruz. 1992 Rio Konferansı’ndan sonra ülkelerin ortak doğa koruma, çevre koruma konusundaki hareketlerini yönlendirmek üzere, ortak stratejilerini yönlendirmek üzere kurulmuş bir fondur. Bu fon aynı zamanda uluslararası ortak hareketlerin içeriğini ve zaman zaman da konseptini ve zamanlamasını, planlamasını belirleyen kararlar alır. SGP 1993 yılından itibaren de bu konuda sivil toplumun bu küresel niyetlere, planlara, politikalara yardımcı olabilmesi, onların da bu işin içerisinde rol almaları için kurulmuş olan bir alt birim. GEF’in aslında 3 tane fon biçimi var: Küçük Ölçekli, Orta Ölçekli ve Büyük Ölçekli. Küçük Ölçekli fona biz SGP (Small Grand) kısa adıyla da Küçük Destek Programı, SGP diyoruz. GEF Küçük Destek Programı normalde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Birleşmiş Milletler Çevre Programı yani UNEP ve Dünya Bankası’nın ortak çalışmasıdır, ortak programıdır. Bu program Türkiye’de UNDP tarafından misafir edilmektedir. UNDP burada bizim en büyük irtibat noktamızdır ve yaptığımız çalışmalarda da en büyük destekçimizdir. UNDP Türkiye: GEF SGP 1993 yılından beri Türkiye’de biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği, iklim değişikliği ve toprak bozumu alanlarında 236 projeye ve 149 sivil toplum kuruluşuna destek sağladı. Bu desteklerle 32 nesli tehlike altında olan tür korundu. 4 milyon fidan dikildi, 500 bin kişi eğitimlerden faydalandı ve 42 korunan alanın etkin korunması sağlandı. Gökmen Argun GEF SGP’ nin Türkiye’deki 20 yıllık deneyiminden şöyle bahsediyor: Gökmen Argun: Şimdi SGP’ nin en büyük kazanımı aslında sivil toplum örgütlerini bir araya getirmiş olması ve onlardan bir nevi aile kurmuş olması. Biz ona SGP ailesi diyoruz ve bu ailenin içerisinde, hep tanıdık isimler yok. Özellikle çok gözden ırak köşelerdeki küçük, yerel, kurumsal yapılanmaların hemen hemen çoğuna ulaşmış bir fon programı bu ve verdiğimiz hibeler bazen hayatlarındaki ilk çalışmaları için dahi olabiliyor. Bu da onları sivil dünyaya, küresel hedeflere yakınlaştırıyor, kapasitelerini artıyor ve birlikte çalışarak da toplam etkimizi, yeryüzündeki toplam etkimizi yükseltiyoruz. Çalışan sivil toplum örgütleri, bizim birlikte çalıştığımız sivil toplum örgütleri toplamda 149 tane ve bunların 137 tanesi yerel, gerçekten sivil, gerçekten ulusal ve uluslararası tecrübe kazanmamış olanlar. Ve biz bunları içerikte çok daha fazla önemsiyoruz. Bugüne kadar o kadar çok çalışma yapıldı ki, 236 projenin her biri başarı öyküsü diyebilirim. SGP’ nin şöyle bir özelliği var, biyolojik çeşitlilik açısından söylüyorum, tarımsal biyolojik çeşitlilikte birçok türün genetik özellikleri korunarak tarımsal ürünlerin geçmişteki gücüyle ve sağlığıyla ve geleneksel biçimleriyle tekrar tekrar üretilebilmesini, bunların pazara kavuşturulmasını, sertifikalandırılmasını sağlayan birçok çalışmada da SGP destekleyici rol aldı. Türkiye’de tarımsal biyoçeşitliliğin çok zenginleşmesini sağlayabilecek, çok ara çözümlere de, TaTuTa çiftlikleri gibi, tarım, turizm, takasın yapıldığı TaTuTa çiftliklerine kadar pek çok çalışmaya destek oldu. 40’ a yakın milli parkın, 80’ nin üzerinde yaban hayatı koruma sahasının, birçok doğal setin, 31 tabiatı koruma alanının çoğunda sivil toplum örgütlerinin, yereldeki halkın etkin olarak koruma çalışmalarına dâhil olmasına destek verdi. UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve katkılarını #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. GEF SGP’nin Türkiye’deki 20 yıllık öyküsünü anlatmak amacıyla, Ocak 2015’te ‘Doğal Öyküler’ isimli bir kitap yayımlandı. Bu kitabı neden yayımladıklarını Gökmen Argun şöyle anlatıyor: Gökmen Argun: Bu kitap aslında sivil toplumun neler yapabileceğini, aslında yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını göstermek üzere hazırlanmış. Biz buna Doğal Öyküler dedik. Hem doğanın hem de insanın doğayla kurduğu ilişkinin, o güçlü ilişkinin, birbirini destekleyen ve ayakta tutan ilişkinin öykülerini yansıtmak istedik. Çok şey var kitapta. Kitapta desteklediğimiz projelerin örnekleri var, kitapta çıkardığımız dersler var. 20 yıldır yaptığımız çalışmaların sonuçları teker teker işaret edildi. Bir şekilde kurduğumuz büyük aileyi tanıtmaya çalışıyoruz, bu ailenin bir parçası olmak için sivil toplumu heveslendirmeye çalışıyoruz. Bu kitapta ilham var. Bu bir ilham kaynağı olsun ve sivil toplum örgütleri gözünü budaktan sakınmadan her türlü çalışmanın içerisinde aktif olarak yer alsınlar. Uzmanlık desteğine ihtiyaçları olduğunda uzmanlık desteğini bulabildiklerini, SGP’ nin bir proje yazım aşamasında sıkıntıya düştüklerinde veya zorluklarla karşılaştıklarında böyle bir çalışmanın üstesinden gelmek için SGP gibi bir kurumun olduğunu anlatmak, bu ailenin içerisine katılmanın da ve böyle güçlü çalışmalara imza atmanın da aslında çok çok uzak ve hayal olmadığını anlatmak istedik. Bunun içerisinde örnek projeler var. Bu örnek projeler gerek isimleriyle gerek hikâyeleriyle çok daha büyük çok daha farklı, yaratıcı projeler için önayak olmayı hedefliyor. Biraz projeleri karıştırdığınız zaman kitapta sizi heveslendirecek bir kapasite var. Çok renkli bir kitap, özellikle eline aldığınızda insanın doğayla olan ilişkisindeki o sıcak tutumu sergilesin istedik. Türkiye Ormancılar Derneği, projemizin, kitabın hayata geçmesinde rol aldı. Güngör arkadaşımız tasarımında rol aldı. UNDP Türkiye: Peki bu kitabı dinleyicilerimiz nereden temin edebilirler? GEF SGP’ nin Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun’ u dinliyoruz: Gökmen Argun: Kitabın şimdilik hard-copy versiyonları, basılı versiyonlarını Birleşmiş Milletler Binası’ndan edinebilirler fakat az sayıdadır. Bunun dışında bir alternatif çözümümüz de şuanda Türkiye Ormancılar Derneği’ nin web sitesinde, daha sonra da bizim GEF Küçük Destek Programımız, SGP’ nin web adresinde bulunabilecek, erişilebilecek bir PDF dokümanı olarak bulunacak, karıştırmanızı mutlaka tavsiye ediyoruz. UNDP Türkiye: GEF SGP yeni bir döneme giriyor. 6.Dönem olarak ifade edilen bu dönem 2018 yılına kadar devam edecek. Gökmen Argun GEF SGP’ nin bundan sonra Türkiye’de neler yapacağını ve gelecek planlarını şöyle anlatıyor: Gökmen Argun: Şimdi SGP’nin izlediği yol şöyle; hep bir önceki dönemde uyguladıklarından çıkardıkları derslere göre hareket ediyor. Ve bizim bir önceki dönemde çok hoş bir deneyimimiz oldu. Datça Bozburun Yarımadası’nda insanla doğanın birlikte rol aldığı ve insanın bundan üretim olarak, faydalanıcı olarak bir taraf olduğu türden doğal alanların korunması yaklaşımını orda önemsedik. Biz buna ‘Production Landscape Conservation’ diyoruz İngilizcede, bu da ‘Üretim Alanlarının Korunması’ ya da ‘Kadim Üretim Havzalarının Korunması’ gibi Türkçeleştirilebilir. Biz her ikisine de sıcak bakıyoruz. Bu bize şunu öğretti; bir alanda birden fazla proje yapabileceğimizi, birkaç odak alanını yani hem iklim değişikliği hem arazi bozunumu hem biyolojik çeşitliliği birlikte ele alabileceğimizi ve bu ele alış sürecinde oradaki kadim üretim biçimlerini geçmişten geleneksel yöntemlerle denene denene oluşmuş olan biçimleri koruyabileceğimiz yeni bir döneme bizi hazırladı. Çok yakında GEF’ in 6. Dönemi başladı, bizim de stratejimiz hazır olacak ve çağrıya çıkacağız. Geçmişte yaptığımız gibi bu sefer birazcık daha ağırlıklı olarak üretim alanlarının gelecekte de var olması için yapılabilecek, doğal yaşamla birlikte, ekosistem hizmetleriyle birlikte ekosistemin tüm unsur ve öğeleriyle beraber yaşatılması için atılacak adımları desteklemeye devam etmek, SGP’ nin GEF 6’daki temel hedefi bu. Ve burada şeyi çok önemsiyoruz; geçmişle ne farkı var diyeceksiniz 5.Dönemle ya da 4. Dönemle olan farkı nedir diyeceksiniz. Biz burada birazcık daha bozulmamış havzalardaki anahtar öğeleri birazcık daha önemsemeye çalışacağız, bu dönemde birazcık daha ağırlık vereceğiz. Yaşam koşullarını, kadın ve gönüllüleri geçmişe göre birazcık daha fazla dikkate alacağız ve özellikle onların faydasına olan kadınların, çocukların, yaşlıların daha fazla faydasına olacak projelere öncelik vereceğiz. Bu şekilde de projelerimizde daha zengin ve birazcık da oradaki insanların durumlarını iyileştirmeye yönelik olanlara birazcık daha fazla ilgi göstereceğiz. UNDP Türkiye: GEF Küçük Destek Programı’nın Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun’un bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, GEF Küçük Destek Programı’nın 1993 yılından beri Türkiye’de biriktirdiği öyküleri bir araya getiren Doğal Öyküler kitabından bahsettik. UNDP Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın da bu haftalık sonuna gelmiş oluyoruz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 125 02.03.2015 Eskişehir ’de Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Yrd. Doç Dr. Sevil Bayçu, Anadolu Üniversitesi Hale Kargın Kaynak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kadın, Çocuk ve Engelli Hizmetleri Şube Müdür Vekili play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, Eskişehir’de Eşitlik Platformu’nun kurulmasını ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planına girmesini sağlayan bir projeden bahsedeceğiz. Eskişehir’de uygulanan ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Eğitimi’ projesi, Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı’nın Sabancı Vakfı Hibe Programı kapsamında desteklendi. Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Hakları Geliştirilmesi Ortak Programı UNDP, BM Kadın Birimi (UN Women), Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi yürütücülüğünde İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği ortaklığında yürütülüyor.Ortak Programın Hibe Programı bileşeni ise Sabancı Vakfı’nın finansal desteğiyle UNDP tarafından yürütülüyor. Eskişehir’deki bu proje Eskişehir Soroptimist Kulüp İş ve Meslek Kadınları Derneği, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Anadolu Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ortaklığında yürütüldü. Proje ile neyi amaçladıklarını, Anadolu Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Doktor Sevil Bayçu şöyle anlatıyor: Sevil Bayçu: Amaç neydi, bizim buradaki hedeflerimiz? Bilgilendirmek, hem kendimizin bilgilenmesi hem bilgilendirmekti. Proje kapsamında çeşitli Eskişehir’deki kamu kurum kuruluşlarıyla görüşmeler yapıldı. Belediyelerle görüşmeler yapıldı. Onlarla birlikte öncelikle bir arama toplantısıyla işe başlandı. Aslında projeyi oluşturduğumuzda, yazdığımızda ilk başta arama toplantısı ve ESEP yer almıyordu ama görüşmeler esnasında bunun önemli olduğunu gördük ve hemen projeye dâhil oldu bu mülakat sırasında ortaya çıkan durum. Arama toplantısıyla başladık, birçok kamu kurum, kuruluşu geldi ve orada tartışıldı, küçük bir eğitimden sonra. Gönüllü bir ESEP Grubu oluşturuldu oradan. ESEP neydi? En önemli çıktılarımızdan bir tanesiydi, Eskişehir Eşitlik Platformu kurmaktı bu projedeki en önemli çıktımız. UNDP Türkiye: Eskişehir Eşitlik Platformu, kısa adıyla ESEP, Eskişehir’deki yerel kamu kurumlarının toplumsal cinsiyete duyarlı çalışmalarını sürekli olarak izleyecek ve değerlendirecek. ESEP, üniversitelerin kadın çalışmaları merkezlerinden, resmi kurumlardan ve çoğunlukla STK’lardan gelen 34 kişiden oluşuyor. Sevil Bayçu, ESEP’in kurulma sürecini şöyle anlatıyor: Sevil Bayçu: Farklı sivil toplum örgütlerinden, kamu kurum kuruluşlarından toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeyle ilgili bir eğitimden geçtiler, atölye çalışmaları yapıldı 2 gün sabahtan akşama kadar. Bu atölye çalışmalarında tabii hani ilk başta birçok kişi açısından çok değişik bir deneyim oldu. Ben kendi fakültemdeki arkadaşlarımla bile paylaştığımda hani yaptığımız projeye istinaden “bütçeyle senin ne işin var bir iletişimci olarak”, hep böyle cevaplarla karşılaştım. Çünkü bütçeleme dendiği zaman herkes hani o bütçenin birebir hesaplanmasıyla ilgili düşünceyi zannediyor. Aslında tabii ki burada bütçenin içinde kadına ilişkin çalışmaların ne kadar yer aldığının hesaplanması. Yani orada oturup rakamları hesaplamak değildi amaç. Herkes bunu öğrenmiş oldu her şeyden öte, toplumsal cinsiyete duyalı bütçelemenin ne olduğu, amaçlarımızdan biri oydu. İlgilenmek, bilgilendirmek; bunu gerçekleştirdik. Nilüfer Belediyesi’ne bir ziyaretimiz oldu. Onların deneyimlerini paylaştık bu kapsamda. Sonra yaptığımız çalışmalarda bir tane kitapçık oluşturmaya çalıştık. Bütün projeyle ilgili olan çalışmalarımızı bu kitapçığın içerisine aldık, daha kalıcı olsun diye. Yerel seçimler dönemiydi, bütün belediye başkan adaylarına gidip görüşmeler yapıldı. Vaatlerinin içerisinde ne kadar yer aldığı araştırıldı ve onlarla hep protokol imzalandı. Yani belediye başkanı olursanız toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme çalışmaları dâhil etmelerine yönelik. Bu kamu kurum kuruluşlarıyla da oldu. Şimdi, ESEP’in yol haritası hazırlandı. Şimdi yeni projelerimizle yine ESEP’in çalışmaları devam ediyor. ESEP daha detaylı işler yapacak artık, daha sağlam olabilmek için. UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve katkılarını #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. Eskişehir’deki proje ile çok güçlü bir ortaklık örneği de gösterilmiş oldu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kadın, Çocuk ve Engelli Hizmetleri Şube Müdür Vekili Hale Kargın Kaynak bunun nedenlerini şöyle anlatıyor: Hale Kargın Kaynak: Ben 2010 yılında Eskişehir’e yerleştim Bursa’dan. 2010 yılında, tam o yılda bir toplumsal cinsiyet eşitliği protokolü hazırlama çalışması başladı Eskişehir’de. Tepebaşı Belediyesi’nin önderliğinde şehrin bütün kadın aktörleri bir araya getirildi ve toplumsal cinsiyet eşitliği protokolü yapılıp bütün kurumlara, sivil toplum dâhil olmak üzere, imzalatıldı. Vali, belediye başkanları ve STK temsilcileri… Eskişehir’in böyle bir şansı vardı, daha sonra bizler Büyükşehir Belediyesi olarak üniversitelerdeki ilgili hocaları tanımış olduk, kadın merkezlerini tanımış olduk. Bu konuda çalışmak isteyen herkes birbirini tanıdı. Daha sonra Tepebaşı Belediyesi’ndeki arkadaşların görev değişikliği sebebiyle bu protokol sona erdi, daha doğrusu sona erdi dediğim durdu. Sonra o protokol yaratma ekibinde olan kişiler tekrar bir araya gelerek BMOP’a bir proje hazırlamak istediler yani zaten birbirimizi tanıyoruz, bu bir kadın hareketiyle başlamıştı. Ve bunun da aslında bizim en çok bilgilenmeyi istediğimiz toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme alanında olmasını istedik. Yani biraz kendimizi zorlamak istedik. Ve doğru bir STK’yı seçtik. Büyükşehir olarak zaten AB proje ekibi vardı, büyükşehir hazırdı. İki tane üniversitenin Kadın Çalışmaları Merkezi hazırdı. Ortam çok uygundu yani, Eskişehir’in böyle bir durumu vardı. O yüzden tam bir işbirliği örneği yaratmış olduk. UNDP Türkiye: Peki bu proje ile Eskişehir’de hangi sonuçlar elde edildi? Hale Kargın Kaynak’tan dinliyoruz: Hale Kargın Kaynak: Projenin en önemli çıktısı Eskişehir Eşitlik Platformu’ydu. Aslında biz sadece eğitim projesi yazmıştık fakat Sabancı ve Birleşmiş Milletlerle mülakat sırasında sadece eğitim projesinin bir çıktısı olmadığına ve bundan sonra hani devam ettirecek bir araca gereksinim olduğunu gördük beraberce ve burada bir arama konferansı yaparak bir platform oluşturmaya karar verdik. Daha sonra bu platformun gönüllü olarak 8 kişiden oluştuğunu gördük ilk aşamada. Bu 8 kişi çoğaldı, 21 kişiye çıktı akademik ve sivil ortamda. Biz kamu kurumu olarak girmek istemedik çünkü bağımsız olmak durumundaydı ESEP. Daha sonra 3 tane atölye çalışmasıyla derinleşme eğitimleri yaptık. Yani orada hem biz çalışmak istediğimiz konuyla ilgili çok daha derinlemesine inceleme şansımız oldu, hem de bunları kendi kurumlarımıza anlatma şansımız oldu. Daha sonra bu platformun kendisine bir yol haritası çizmesi gerekecekti ki o sıra yerel seçimler vardı. Yerel seçimdeki adaylarla görüşmeyi koyduk zorunlu olarak gündem böyleydi çünkü. O adaylara Eskişehir Eşitlik Platformu’nu tanıttık. Aynı zamanda yerel yönetici adaylarına gittik, partilerin başkanlarına gittik. Her kurumla yaklaşık olarak görüşme yaptık ve onlara, hani görüşmeyi kuru kuru yapmak istemedik, bir toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme protokolü, taslağı deyim tabi kendi çapında bir protokoldü o da, bunu oluşturduk. Ve sizden imza almaya, sizin yönetici olarak seçilmeniz halinde de toplumsal cinsiyete duyarlı harcamalar yapacağınızı beyan etmenizi istiyoruz dedik. UNDP Türkiye: Hale Kargın Kaynak’tan dinledik. Eskişehir’deki çalışmalar, kurulan Eşitlik Platformu’nun güçlendirilmesi ve kazanımların sürekliliği için devam ediyor. Tüm bu çalışmaların sonucunda toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Stratejik Planı’na girdi ve belediye bünyesinde bir Eşitlik Birimi kuruldu. Hale Kargın Kaynak, projenin sürdürülebilirliği için devam eden çalışmalarını şöyle anlatıyor: Hale Kargın Kaynak: Sürdürülebilirlik anlamında da, BMOP’un ikinci proje çağrısında ‘ESEP’i güçlendirmek’ isimli projeye devam ettik. Orada da ESEP kendisine bir yol haritası çizmişti; belediyenin stratejik plan, yerel yönetimin stratejik plan sürecine katılmayı. Ve daha sonra en başında bahsettiğim toplumsal cinsiyet eşitliği protokolünü 2010 yılında yapılan canlandırmayı hedefledi. 4 yıl öncesine geri sararak kaybettiklerimizi kazanmaya çalışmayı hedefledik. Şimdi o projenin ortasındayız. Şimdiye kadar ne yaptık? Bir çalıştay düzenledik: Eskişehir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalıştayı. Burada gene şehrin aktörlerini topladık. Ve dediler ki birbirimizin ne yaptığından haberimiz yok, iyi ki böyle bir şey yaptınız ve bunu her yıl yapın lütfen dediler. Bu sefer hani sürdürülebilirlik planı kendi kendine oluşmuş oldu, çalıştay her yıl devam etmek durumunda. Peki, hangi kaynakla dedik. Sonra dedik ki belediyeler bunu karşılasın, yani üniversiteler eğitim salonlarında bunu karşılasın. Her yıl bir grup kendisi toplantı yeri vererek çalıştay düzenlesin. Bunun sürdürülebilirlik planını bu şekilde yaptık. Onun dışında en önemli çıktımız belediyeyle görüşmeydi. Belediyenin stratejik planına girdi. Evet, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve toplumsal cinsiyet eşitliği Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin 2015-2019 Stratejik Planı’na girdi. Yaklaşık 3 sayfasına girdi çok güzel bir şekilde bir de 4 gösterge bununla ilgili. UNDP Türkiye: Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kadın, Çocuk ve Engelli Hizmetleri Şube Müdür Vekili Hale Kargın Kaynak’ın bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, Eskişehir’de Eşitlik Platformu’nun kurulmasını ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planına girmesini sağlayan bir projeden bahsettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca http://tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. UNDP Türkiye'de iş ilanları BM Kadın Birimi - İletişim Sorumlusu (Son başvuru tarihi - 2 Mart 2015) Küme Lideri – Yerel Ekonomik Kalkınma (Son başvuru tarihi - 2 Mart 2015) Yaygın Hizmetler için Satın Alma Asistanı (Yeniden ilan) (Son başvuru tarihi - 5 Mart 2015) 'Toplumsal cinsiyet yönüyle arabuluculuk ve networking konusunda Uluslararası Eğitmen/Danışman (Son başvuru tarihi - 6 Mart 2015) Saha Mühendisi (Son başvuru tarihi - 12 Mart 2015) Tüm ilanlar için buraya tıklayın. Katkıda Bulunanlar Editör: Faik Uyanık Asistan: Nazife Ece Stajyerler: Semra Melike Koç, Sıla Demirok Bu sayıya katkıda bulunanlar: Deniz Tapan, Feyhan Evitan Canbay, Hediye Nur Hasırcı UNDP Türkiye’yi takip edin: © 2014 UNDP Türkiye Yeni Ufuklar’ın tüm hakları UNDP Türkiye’ye aittir. Yeni Ufuklar dergisinin kaynak gösterilmesi ve ilgili linkin verilmesi kaydıyla dergiden alıntı yapılabilir.