Hakemli Makale - Eğitim Bilim Toplum
Transkript
Hakemli Makale - Eğitim Bilim Toplum
Hakemli Makale KAPİTALİST KENT OLGUSU VE KENTSEL SİYASET ÜZERİNE YAKLAŞIMLAR Approaches on The Capitalist City and Urban Politics Taylan Koç* Öz Bu çalümada ilk olarak kapitalist kent olgusunun ve burjuva snfnn nasl ortaya çktùna çok ksa bir biçimde deùinilmiü ve günümüzde anlaüldù haliyle kentin ne olduùu tanmlanmaya çalülmütr. Kent toplumunun ve kentin kendine özgü özellikleri ksaca açklanmütr. Daha sonra ise, 20. Yüzyl’n en önemli olgularndan biri olan kentin, Chicago Okulu tarafndan ele alnü biçimi ve kent yaüam araütrmalarna Chicago Okulu’nun yaklaüm üzerinde durulmuütur. Chicago Okulu’nun kent araütrmalarnda kapitalizmi bir olgu veya sebep olarak ele almayüna deùinilmiütir. Ardndan Marksizmin kent mekânna olan ilgisi ele alnmütr. Özellikle 19. Yüzyl’la birlikte, kentsel mekânn yeniden yaratlmasnn ardndan ortaya çkan sanayi kenti ve kentsel sorunlar, Marksizmin kent mekân ile olan tarihsel iliükisi baùlamnda ve özellikle üç önemli düüünürün yaklaümlar çerçevesinde incelenmeye çalülmütr. Bu çerçevede, Henri Lefebvre, Manuel Castells ve David Harvey’in kente iliükin çözümlemeleri üzerinde durulmuü ve günümüzde, kentsel siyasetin eksenini belirleyen kapitalizme karü neler yaplabileceùine iliükin deùerlendirmelerde bulunulmuütur. 39 Anahtar Sözcükler: Kent, Kapitalizm, Kentsel Çalümalar, Kentsel Siyaset, Kent Mekân. Abstract This article, starts with discussing the phenomena of capitalist city and bourgeois class by dening the city as it is understood today. It explains the distinctive characteristics of urban society and the city briey. Then, the article focuses on the way the Chicago School examines the issue of the city, one of the most important phenomena of twentieth century, by pointing to the lack of attention to capitalism in the study of urban politics by Chicago School. The article, then, analyzes the Marxist perspective on the urban space. The industrial city and urban problems which emerged as a result of the reconstruction of the urban space, especially in the nineteenth century are investigated within the context of Marxism’s historical relation with urban space, and within the framework of the approaches developed by three important scholars. Particularly, Henri Lefebvre, Manuel Castells and David Harvey’s analysis concerning the city are examined and possible policies against capitalism, which determines the axis of urban politics, are evaluated. * Çukurova Üniversitesi, ú.ú.B.F., Dr. Eùitim Bilim Toplum Dergisi / Cilt:8 Say:29 Kü: 2009 / 2010 Sayfa: 39-52 Education Science Society Journal / Volume:8 Issue:29 Winter: 2009 / 2010 Page:39-52 EBT_29.indd 39 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar Keywords: City, Capitalism, Urban Studies, Urban Politics, Urban Space. Giriü Milattan sonra 476 ylnda Roma úmparatorluùu yklnca, kentin krsal alanlar ve üretim üzerindeki hakimiyeti bir anlamda sona ermiü, kent yaüamnn yerini kr yaüam almütr. Roma’da ticaretin yaygn olmas ve buna baùl olarak da etkileüim düzeylerinin yüksek olmasna karün, feodal dönemde ticaret ve etkileüim azalmü ve kilisenin etkinliùi artmütr. Kilise kendi tekeline aldù bilginin yaygnlaümasn önlemek için ticareti yasaklamütr. Ancak bir süre sonra sistem daùlmaya baülaynca, ticaret serbest braklmasa da buna karü çklmamaya baülanmütr. Ticaret yaygnlaümaya baüladktan sonra oluüan hareketlilik ortamnda ise yeni tip tüccarlar ortaya çkmütr. Bu tüccarlarn ticaret faaliyetlerini yaygnlaütrabilmeleri için feodal beylerden, sürekli olarak oturabilecekleri ve ayn zamanda da çalüabilecekleri bir alan, bir pazar istemeleri ve bu taleplerinin feodal beyler tarafndan olumlu karülanmas ile kapitalist kent olgusunun temelleri atlmütr. 40 Feodal beyler ile tüccarlarn vardklar anlaümaya göre, feodal beyler tüccarlar koruma ve himaye etme görevini üstlenmiülerdir. Tüccarlar ise gelirlerinden feodal beylere pay vermeyi ve savaülarda feodal beylere yardm etmeyi üstlenmiülerdir. Roma’nn, “ülkede barü, pazarda barü” üeklinde ifade edilen temel ilkesi yeniden geçerli olmaya baülamütr. Varlan anlaüma sonucunda oluüturulan bu yeni yerleüim birimleri (pazarlar), Franszca’da “bourg”, Almanca’da “burg” ve úngilizce’de ise “borrouhe” olarak adlandrlmü, bu yerlerde oturanlara ise “bourgeois”, “burger” gibi isimler verilmiütir. úüte burjuva snf bu üekilde doùmuü ve tarih sahnesindeki yerini almütr. Kentler her türlü üretim ve tüketim faaliyetinin, snf mücadelesinin v.b. yürütüldüùü temel mekân olmas bakmndan her yönüyle ele alnmas gereken bir yaüam alandr. Kapitalist toplumlarda kent, sanayinin yoùunlaütù, art-deùerin üretildiùi ve ticaretin en geniü üekilde hüküm sürdüùü rant alanlar olmas bakmndan da büyük öneme sahiptir. Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çkan fabrikalarn, kentsel alanlara yùlmaya baülamasyla birlikte, kentlerde büyük bir yapsal deùiüim meydana gelmiütir.1 Kapitalizm ve kent arasndaki karülkl belirlenimin bir sonucu olarak, kenti belirleyen kapitalizm olmakla birlikte, kentler oluütuktan sonra, kentin kendisi kapitalizmi belirleyen ve ona yön veren konumuna yükselmiütir. Deùiüen üretim iliükilerine paralel olarak bir yandan kentler sanayileümeye uyumlaümaya çalürken, diùer yandan da kapitalizm yeni endüstriyel kentler doùurmuütur. Buhar gücünün kullanlmaya baülanmasyla birlikte endüstri daha çok kömür havzalarna doùru kaymü ve ksa sürede küçük yerleüim birimleri devasa kentlere dönüümüütür. Kapitalizmin yarattù bu kalabalk kentler, kr-kent çeliükisine yeni boyutlar kazandrmütr. Üretimin krsal alandan kentlere kaymas, tüm ziksel çevreyi ve toplumsal koüullar sil baütan örgütlemiütir. Mekânlar sermayenin birikimini artracak üekilde düzenleyen kapitalizm, özellikle 18. Yüzyl’da kr-kent çeliükisini gözle görülür biçimde derinleütirmiütir. EBT_29.indd 40 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç Sosyologlar genellikle kent denilen toplumsal grubu köy topluluùunun karüt olarak görmüüler ve bu çerçevede tanmlamülardr. Bu yaklaümn temelleri Ferdinand Toennies’in kavramsallaütrmalarna dayanmaktadr. Toennies’in kavramsallaütrdù cemaat ve cemiyet ayrm bu noktada belirleyici olmuütur. Toennies’e göre cemaatler; rk, etnik köken ve kültür bakmndan farkllaümamü bireylerden meydana gelen ve bireyler arasndaki kiüisel, scak, samimi ve yakn baùlantlar üzerine kurulmuü küçük ve homojen topluluklardr. Cemiyetler ise; rk, etnik köken, sosyo-ekonomik konum ve kültür sistemleri bakmndan farkllaümü, geniü ve heterojen topluluklardr. Bu kavramlaütrmada cemaatin hayat alan köy/krsal yerleüimler, cemiyetinkiyse kenttir. Kentlerin oluüumunda etkili olan snf iliükileri, üretim iliükileri gibi dinamikler göz önüne alnmadan kentle ilgili kapsaml ve saùlam temellere dayanan açklamalar yapmak mümkün deùildir. 20. Yüzyl’n en önemli olgularndan olan kent, bir üretim biçiminin kendisine uygun gelen bir sosyal formasyonla birlikte oluüturduùu bir mekândr. Bir altyap sonucu oluümuütur. Bu altyap kapitalin oluümas ve diùer üretim iliükileridir. Art deùer ekonomik sistemin deùiümesindeki temel faktör olduùundan, kentlerin oluüumunda da çok etkilidir. Eùer bu dinamikler göz önüne alnmadan konuya yaklaülrsa, kent Ebenezer Howard’n yaptù gibi nötr bir sistem olarak idealize edilmiü olur.2 Bir yerleüim birimi olarak kent, bir yandan yaüam çerçevesini, diùer yandan ise sürekli akü içinde bulunan bir toplumsal pratiùi ifade etmektedir (Doùan, 2000: 1). Kent mekânn, verili bir toplumsal formasyondaki birikim ve mücadele süreçlerinin maddi bir ürünü olarak görmek gerekmektedir. úçinde her türlü deùiüik olguyu barndrabilecek bir niteliùe sahip olmas dolaysyla da bir anlamda “microcosmos” olarak nitelendirilebilecek bir yapdr. Kapitalist toplumlarda gerek emeùin gerekse de sermayenin yeniden üretimi salt ekonomik deùil, siyasal ve ideolojik boyutlar da olan bir süreç olduùu için kent denildiùinde, salt ziksel bir doku deùil ekonomik, siyasal ve ideolojik düzlemlerden oluüan bir bütüne iüaret edilmektedir (Doùan, 2000: 2). Bu noktada, kenti ve kent çevresindeki insan davranülarn incelerken, bir bütün olarak kentin yaplanmasna ve insann maddi yaüam koüullarnn yeniden üretimi çerçevesinde oynadù role iliükin bir sorgulama faaliyetine giriümeyen Chicago Okulu’na deùinmek yararl olacaktr. 41 Chicago Okulu’nun Kente Yaklaüm Kent yaüam araütrmalar, 1892 ylnda sosyoloji kürsüsünün kurulduùu Chicago Okulu ile baülamütr. Almanya’dan ABD’ye gelen George Simmel, Chicago Okulu’nda ilk olarak klasik Alman sosyolojisinden kalan cemaat-cemiyet ayrmnda, cemiyeti yani ‘kent’i incelemiütir. Simmel’in ardndan Robert Park “üehir sosyolojisi” denilebilecek bir alan baülatmü ve kentsel çevrede insan davranülarn incelemiütir. Chicago Okulu’nun konumuz açsndan temelleri, Robert Park’n Birinci Dünya Savaü’nn ardndan Ernest Burgess ve Louis Wirth ile birlikte baülattù çalümalarla atlmütr. Modern anlamda ilk kentbilim okuluna ev sahipliùi yapan Chicago EBT_29.indd 41 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar Üniversitesi’nde yürütülen çalümalarn, 20. Yüzyl’n baülarndan yakn dönemlere deùin kent çalümalar üzerinde önemli etkileri olmuütur. Çevrebilimsel (ekolojik) yaklaüm olarak da anlan bu bakü açsna göre, canllarn birbirleriyle olan iliükilerinin yaüam çevrelerini düzenlemesine benzer biçimde, kentte yaüayanlarn yaüamlarn sürdürebilmek için iliükiye girmeleri, iübirliùinde bulunmalar ya da tam tersine çatüma içinde olmalar, kent biçimini büyük ölçüde belirler. Böylece, kent, bir bakma doùal bir biçimde, iüyeri, eùlenme, dinlenme, sanayi, oturma, iülevlerini görebilecek bölgelere ayrlr (Duru ve Alkan, 2002: 11). Robert Park’a göre kent, bütün olarak nüfusun içinde özel bir bölge veya özel bir ortamda yaüamaya en iyi uyan bireyleri yanlmadan seçen, büyük bir ayklanma mekanizmasdr. Kentler rekabet, istila ve yerine geçme süreçleri boyunca doùal alanlar içinde düzenlenirler. Böyle bir süreçte kent, tarihsel olarak, rklar, halklar, kültürleri eritme potas iülevini görmekte, yeni biyolojik ve kültürel kaynaümalar için çok uygun bir geliüme alan oluüturmaktadr (Wirth, 2002: 87). 42 Chicago Okulu’nun kentsel çalümalar etkilediùi bir baüka konu da kentsel yaüam olmuütur. Louis Wirth’ün “Bir Yaüam Biçimi Olarak Kentlileüme” adl makalesinde de görülebileceùi gibi (Wirth, 2002), günümüzde kent yaüam üzerinde yürütülen tartümalarda öne sürülen düüüncelerin büyük bir bölümünün kaynaùn Chicago Okulu’nda bulabilmek olanakldr. Kentlerdeki nüfusun büyüklüùü, yoùunluùu, heterojenliùi, ikincil derecedeki anlk iliükilerin basknlù, yardmlaüma duygusundan ve kendini ifade edebilme yeteneùinden yoksun olma gibi kent yaüamna özgü nitelikler ilk kez Chicago Okulu’nda incelenmiütir (Duru ve Alkan, 2002: 11). Wirth’e göre (2002: 77); insanlk, doùasndan, hiçbir yerde, büyük kentlerin yaüam koüullar altnda olduùundan daha fazla uzaklaümamütr. Ona göre kentleüme; hayat tarznda, dünya görüüü ve üahsiyette meydana gelen deùiüiklikle ilgilidir. Wirth, bu deùiüiklikleri; büyüklük veya geniülik, yoùunluk ve heterojenlik gibi unsurlara baùlamaktadr. ûehrin, çok sayda kiüiden meydana gelmiü büyük bir topluluk olmas fertler arasndaki münasebetleri geniü ölçüde etkilemiütir. Fertlerin says arttkça, aralarndaki farkllaüma da artmü, ekonomik ve sosyal statüye, zevklere ve deùerlere göre birbirinden ayrlmü olan gruplar ortaya çkmütr. Diùer yandan, say bakmndan artü sosyal iliükilerin karakterini deùiütirmiütir. Dolaysyla, bir köy topluluùundaki birinci dereceden temaslarn yerini, ikinci dereceden temaslar almü, fertler arasndaki iliükiler giderek gayri üahsi, yüzeysel, geçici, ksa süreli ve parçal olmaya baülamütr. Ayrca, kentin kalabalk topluluùu içinde yaüama hali, ferdin bir yandan aile, komüuluk gruplar, köy cemaati gibi birinci dereceden gruplarn bask ve kontrolünden kurtulmasn, böylece ferdiliùini ve üahsiyetini kazanmasn saùlarken; diùer yandan kararszlk hali içinde kalmasna neden olmuütur. ûehrin heterojenlik unsuru, yani üehrin parçal ve tabakal bir sosyal yapya sahip olmas ise fertlerin çeüitli sosyal ve kültürel gruplara, iü, meslek, eùlence, kir ve sosyal yardm gruplarna ayn zamanda katlmas gibi bir sonuç doùurmuütur. Fert artk bütün üahsiyetiyle, aile veya köy cemaati gibi bir tek gruba ait olmaktan çkmütr. EBT_29.indd 42 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç Farkl gruplara katlmak zorunluluùu fertte, parçal bir üahsiyet yapsnn geliümesine sebep olmuütur (Yörükan, 1968: 57-58). Chicago Okulu’nda yaplan araütrmalarda kentlerin “krsal topluluklardan farkl, kendine özgü bir örgütlenme ve yaüam biçimine sahip olduùu” ön kabulünden yola çklmü, kentin krsal topluluklarda olduùu gibi, ekonomisi ve iüleyiüi içinde özel iülevleri bulunan doùal bölgelerden oluütuùu düüünülmüütür. Bu bölgelerin yine kendine özgü kiüiliùi, kurumlar ve gruplar bulunmaktadr (Duru ve Alkan, 2002: 12). Kent geliüimi, doùal bir süreç olarak nitelendirilmiütir. Çeüitli deùerler sisteminin ve kurallarn hakim olduùu bir toplumsal iliükiler çerçevesinin varlù saptanrken, bütün bu öùeler, sanki belli koüullar altnda kendiliùinden ortaya çkan, veya “doùal çevre” tarafndan üretilen faktörler olarak ele alnmütr. Ksacas Chicago Okulu, kenti ve kent çevresindeki insan davranülarn incelerken, bir bütün olarak kentin yaplanmasna ve insann maddi yaüam koüullarnn yeniden üretimi çerçevesinde oynadù role iliükin bir sorgulama faaliyetine giriümemiütir. Kentin, insanlùn geliüimindeki belli bir döneminin ürünü olduùu ve onun niteliklerini sergileyen bir yaüam çevresinin bulunduùu gerçeùi gözden kaçrlmütr. Kapitalist bir toplum modelinin “doùal yaüam alan” olarak kentler incelenmiü, ancak kapitalizmin kendisi, bir olgu veya sebep olarak incelenmemiütir. Chicago Okulu yalnzca durum saptamütr. Kent Mekân ve Marksizm Buhar makinesinin üretimde kullanlmasyla birlikte, 18. Yüzyl’n sonunda, manifaktür üretim aüamasndan, büyük sanayi üretimine geçilmesi, 19. Yüzyl’la birlikte, yeni bir kentsel mekân yaratmaya baülamütr. Yeni yeni ortaya çkan, hzla geliüen ve saylar artan bu yerleüim, sanayi kentidir. Söz konusu dönemde, ilk sanayi kentlerinin úngiltere’de kurulmaya baülandù görülmektedir. Sanayi kenti gerek meta üretiminin yapldù, gerekse de geliüen sanayi üretimi için emek gücünün iskân edildiùi mekân iülevini görürken, ayn zamanda üretilmiü metalar için bir pazar konumuna gelmiütir. Kapitalist üretim tarznn gereksinim duyduùu emek gücü ise, yeni bir toplumsal snfn doùmas sonucunu doùurmuütur. Kapitalizm geliütikçe sanayi kentinin sakinlerinden modern iüçi snf üyelerinin sayca artmas, Bat Avrupa’dan baülayarak dünyann diùer coùrafyalarna yaylan büyük bir demograk deùiüime neden olmuü, kapitalizmin önemli bir eùilimi olarak, artan oranda insann kentte yaüamas anlamna gelmiütir. 43 Sanayi kentinin olgunlaümaya baüladù 1800’lerin ilk yarsnda hzl bir kentleüme yaüanmütr. 19. Yüzyl’n ortalarna gelindiùinde, büyük kentlerin kapkara, kasvetli mahallerinde yaüayanlar kent meydanlarn devrim çaùrlaryla doldurunca, emek ve sermaye arasndaki çeliükinin yol açtù eüitsizlik ve adaletsizlikler kentsel sorunlar ad altnda gündeme getirilmeye, alternatif kent projeleri üretilmeye (Doùan, 2000: 3) ve kente ekonomi politik bir perspektiften baklmaya baülanmütr. Marksizmin kent mekân ile olan tarihsel iliükisi de buradan hareketle baülamütr. EBT_29.indd 43 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar Marksizmin kent mekân ile olan tarihsel iliükisi oldukça karmaük ve sorunludur. Marx’n çalümalarnda kent mekânnn snf bilinci açsndan önemine yer yer atar yaplmaktaysa da, çalümalarnn bütünü gözden geçirildiùinde, sistematik bir deùerlendirme ya da kuramsallaütrmaya rastlanamaz (ûengül, 2001: 9). Fakat Engels’in, úngiltere’de Emekçi Snfn Durumu baülkl çalümas, kapitalist kent konusunda önemli bilgiler vermektedir. Engels, úngiltere’nin Manchester kenti üzerinde yaptù gözlemler sonucunda, kapitalist sanayileümenin bir kenti nasl etkilediùi konusunda bir takm net sonuçlara ulaümütr. Engels’e göre (Engels, 1997), kapitalizmin kent ortam üzerine temel olarak üç yönde etkisi bulunmaktadr. Engels, kapitalizmin “ikiz bir toplama eùilimi” olduùunu belirtmektedir. Kapitalizm sayesinde kentler, hem para ve yatrm araçlarn, hem de iügücünü, yani insan nüfusunu bir araya getirmektedir. Engels, Manchester’in büyümesine paralel olarak, sanayi yatrmclarnn kent merkezinden uzaklaütùn ve kendilerine yeni merkezler kurduklarn gözlemlemiütir. Çok merkezlilik, kapitalizmin kentler üzerinde yarattù ikinci etkidir. Engels, kapitalizmin, farkl snarn yaüam alanlar arasnda ayrmc bir dinamik yarattùn söylemektedir. Kapitalizmin kentleri, farkl snarn farkl özellikteki mekânlara yerleüme üansna sahip olduùu mekânlar görünümündedirler. 44 Marx ve Engels’in çalümalarnda kent olgusu ikili ve ilk baküta da çeliükili bir konuma sahiptir. Kent, bir yandan içinde taüdù olumluluklar ve potansiyeller nedeniyle kutsanrken, diùer yandan yol açtù sorunlar ve sefalet nedeniyle eleütirilmektedir. Ancak ûengül’e göre (2001: 10), bu deùerlendirmeler bir çeliüki taümaz. Çünkü her toplumsal iliüki ve süreç gibi kent mekân da diyalektik bir nitelik arzetmektedir. úçinde ayn anda hem gerici hem de ilerici unsurlar barndrmaktadr. Gerici unsurlar taüdù ve bunlara arac olduùu ölçüde bir engel teükil eden kent mekân, yeni ve deùiüim potansiyeli olan güçlerle iç içe geçtiùinde devrimci bir potansiyeli taümaktadr. Marksist analizde, ilkel komünal toplumdan köleci topluma, köleci toplumdan feodal topluma, feodal toplumdan da kapitalist topluma geçiüte belirleyici olan üey üretim tarzdr. Dolaysyla, kent ve kapitalizm arasndaki iliüki snf mücadelesi çerçevesinde ele alnrken üretim tarz konusu büyük önem taümaktadr. Marx’a göre, Ortaçaù’a kadar insanlk tarihi krn tarihidir, çünkü antik çaùda kent, üretim tarznn odaù deùildir. Kent devletlerinin krla olan iliükisi tamamen siyasaldr. Kentler, krsal üretim üzerinde kontrol saùlayan idari birimler olmann ötesine gidememiülerdir. Bu nedenle, Ortaçaù’a kadar gelen dönem büyük ölçüde kentin krsallaümas ile temsil edilir. Kentin kendisinin üretim iliükileri çerçevesinde tanmlanamamas, snf mücadelesinin merkezinde yer almamasnn da nedenidir. Bu nedenle, kent ile kr arasndaki iliüki koptuùunda, yeni bir üretim tarznn oluümas da mümkün olmaz. Roma’nn yklü bireysel tarma dönüüle sonuçlanmü, özgün bir üretim tarznn doùmas ise ancak Ortaçaù ile mümkün olmuütur. Ortaçaù’dan itibaren, kr-kent karütlù farkl bir nitelikte yeniden inüa edilmiütir. Baüka bir ifadeyle, antik çaùdaki EBT_29.indd 44 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç kentin krlaümas tersine dönmüü ve aüamal bir biçimde krn kentleümesi süreci baülamütr (ûengül, 2001: 11). Marx ve Engels’in ardndan, 1960’l yllara kadar, Marksistler kent mekânna duyarsz kalmülardr. Marksist kuram ve stratejiler açsndan önemli olumsuz sonuçlar bulunan bu ihmal, 1960’l yllarn sonlarndan itibaren farkl bakü açlarndan Marksist geleneùi izleyen araütrmaclar tarafndan iüaret edilmiü ve bu eksikliùin giderilmesine yönelik önemli çalümalar yaplmütr. Bu çalümalar içerisinde Lefebvre, Castells ve Harvey’e ait olanlar özellikle dikkate deùerdir (ûengül, 2001: 9). Henri Lefebvre, Manuel Castells ve David Harvey kentliliùin özerk bir süreç olmadù ve baülca politik ve ekonomik deùiüikliklerle iliüki içinde çözümlenmesi gerektiùi anlayündan hareket etmiülerdir. Fransz Marksisti Lefebvre, mekân ile iktidar arasndaki iliüki üzerinde durmuütur. Burjuvazinin kent mekânn büyük bir baüar ile kullandùn ve bunun da kapitalizmin ayakta kalmasn saùladùn belirtmiütir. Lefebvre’ye göre, günümüzde üretim analizi göstermiütir ki, üeylerin (metalarn) mekânda üretiminden mekânn kendisinin meta olarak üretimine geçilmiütir (ûengül, 2001: 15). Lefebvre mekânn kullanm deùerinin yerini, deùiüim deùerinin aldùn belirtmiü; sermaye birikimi, kâr, kira, ücretler, snf sömürüsü ve dengesiz geliüme gibi kavramlarn kent analizlerinde etkin bir biçimde kullanlabileceùini ortaya koymuütur. Lefebvre’ye göre, kentlerin oluüumu, diùer pek çok üey gibi, kapitalizmin geliüiminin bir sonucudur. Lefebvre 20. yüzyln ikinci yarsnda sanayi toplumunun kentsel topluma dönüütüùünü ileri sürmüütür. 45 Lefebvre, kent ile kapitalizm arasndaki iliükiyi açklamak için “sermaye dolaüm” kavramna baüvurmuü ve “birincil sermaye dolaüm” ile “ikincil sermaye dolaüm” ayrmn yapmütr. Bu ayrma göre; birincil sermaye dolaüm, herhangi bir mal üretiminde olduùu gibi, sermaye, fabrika, iüçi, tüccar ve tüketici zincirinden oluüan klasik üemay anlatmaktadr. úkincil sermaye dolaüm ise, gayrimenkul yatrmlarndan oluümaktadr. Yani kapitalizm, mekân da bir meta haline dönüütürmüütür ve artk kapitalizmle mekân arasndaki iliükilerden bahsetmek yerine, kapitalizmin metalaütrdù, coùra bir alan olmaktan çkarp iülevsellik kazandrdù bir mekân tasavvurundan söz etmek gerekmektedir. Kuükusuz, uzun bir suskunluktan sonra Lefebvre’nin, mekânn sosyalist bir strateji açsndan önemini bir kez daha gündeme getirmesi ve bunu yaparkenki kapsaml deùerlendirmesi Marksizm açsndan önemli bir kazanmdr. Lefebvre bir yandan kapitalist birikim süreçlerinin mekânsallùn ve kapitalizmin mekân içselleütirip, soyut hale getirerek kullanmasn vurgularken, diùer yandan da bu tür bir mekânsallùn sadece üretim ve dolaüm için deùil, ayn zamanda yeniden üretim süreçleri için de geçerli olduùunun altn çizmektedir. Bu, çalüan snarn stratejileri açsndan yeni açlmlar saùlayan bir formülasyondur. Mücadelenin üretim alannda skütrlmayp, yeniden üretim alanna ve günlük yaüama yönelik olarak geniületilmesi sosyalist bir toplumun ve mekânn kuruluüunun da ön üartdr EBT_29.indd 45 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar (ûengül, 2001: 16). Bu noktada Lefebvre’ye yöneltilen eleütiri ise; sosyalist mekânn farkllklarn mekân olacaùn söyleyen Lefebvre’nin, nasl olup da bir dizi farkllùn kapitalizmin ortadan kaldrlmasna yönelik bir projede bir araya getirilebileceùini söylememesine dayanmaktadr (ûengül, 2001: 16-17). Gerçekten de farkllklarn bir araya getirilerek, mekânda snf mücadelesine dönüütürülmesi konusunda Lefebvre ayrntl bir deùerlendirmede bulunmamütr. Lefebvre, kentsel sorunlar üzerine yaptù 1973 öncesindeki ilk çalümalarnda, kentleümenin günümüz geç kapitalizminin toplumsal oluüumunda tarihin itici gücü olduùunu söylemektedir. Bu güç öylesine bir itici güçtür ki, sanayileümenin de, snf mücadelesinin de önüne geçmektedir. Mark Gottdiener bu yaklaüm doùru bulmamakta ve Casstells’in de ayn biçimde bu yaklaüma karü çktùn belirtmektedir. Nitekim Lefebvre, daha sonraki çalümalarnda kentin, üretim iliükilerinde ve yeniden üretim iliükilerinde bir tür diyalektik rol oynadùn belirtmiütir (Gottdiener, 2001: 256). 46 1970’li yllarda Lefebvre’nin çalümalarndan eleütirel bir biçimde etkilenmiü olan Manuel Castells, kent sorununa yapsalc Marksist bir perspektiften yaklaümütr. Castells’in kent sorununa olan ilgisinin odaùnda, emek gücünün yeniden üretimi vardr.Castells’in Marksist kentsel çalümalar alanna en önemli katks yeniden üretim süreçlerinin yarattù çeliükileri kentsel düzeyde sistematik ve ayrntl biçimde kavramsallaütrmasdr. Althusserci bir çerçeveden hareket eden Castells, toplumsal oluüumlar, ekonomi, siyaset ve ideoloji olarak üç temel uùrak çerçevesinde incelemiü ve her uùraùn mekânda ifade bulduùunu vurgulamütr. Castells’e göre (1997), kent mekânnn planl yaps siyasal kontrolün bir aracyken, antsal yaplar, meydanlar ve antlar ideolojik yapnn taüyclùn yapmaktadrlar. Ancak kapitalist toplumlarda kent mekânnn özgünlüùü ekonomik kertedeki iülevlerinde yatmaktadr. Üretim ve dolaüm kent üstü ölçeklerde örgütlenirken, tüketim (kolektif tüketim) kentsel alana özgünlük saùlamaktadr (ûengül, 2001: 17). Castells’e göre, kent sorunu esas olarak bütün toplumsal gruplarn günlük yaüamnn temelinde yer alan konut, eùitim, saùlk, kültür, ticaret, ulaüm gibi ortak tüketim araçlarnn örgütlenmesi ile iliükidir. Geliümiü kapitalizmde bu, bir yandan (sermayenin ve üretim araçlarnn yoùunlaümas sonucunda) tüketimin artan toplumsallaümas, diùer yandan da tüketim araçlarnn üretimi ve daùtmndaki kapitalist mantk arasnda oluüan temel çeliükiyi ifade etmektedir (Castells, 1997: 14). Castells’e göre (1997), üretim-daùtm-tüketim üçlemesine dayanan yaklaüm, kentlerdeki toplumsal oluüumlar açklamakta yetersiz kalmaktadr. Ona göre; geliümiü kapitalist ülkelerde kentler, üretim mekân olmaktan çkmü durumdadr. Üretim süreci, bölgesel, ulusal ve hatta uluslararas düzeye kaymü bulunmaktadr. Ayn üekilde, bir mal oluüturan farkl parçalarn birden fazla ve çok farkl yerlerde üretilmesine paralel olarak, daùtm iülevi de farkl merkezler arasnda gerçekleümektedir. Dolaysyla kentler, daùtm iüleviyle de açklanamazlar. Castells’e göre kentlerin temel iülevi, tüketimden yola çklarak açklanabilir (1997). Castells bu noktada tüketim ile günlük EBT_29.indd 46 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç yaüamdaki bireysel tüketimleri deùil kolektif tüketimi kastetmektedir. Zaten Marksist analizde tüketim, yalnzca tüketim olmayp, ayn zamanda dolaysz bir üretimdir de. Örneùin insan, beslenme faaliyeti srasnda bir besini tüketirken, ayn zamanda bir üretim arac olarak kendi vücudunu yeniden üretmektedir. Tüketim, tek tek bireyler için olduùu kadar, bir bütün olarak emeùin yeniden üretimi için de gerekli bir faktördür. Castells, buna kolektif tüketim adn vermektedir. O’na göre kentler, emeùin yeniden üretimi için gerekli olan kolektif tüketimin elde edildiùi mekânlar olarak anlam kazanmaktadr. Burada Castells’in kolektif tüketim kavram ile anlatmak istediùi temel üey; kapitalist üretimin devam edebilmesi için gereken sayda insann, asgari bir düzeyde yaüamalarn saùlayacak yaüam koüullarnn oluüturulmas ve onlarn tüketimine sunulmas iülevidir. Castells’e göre, kapitalist sistemin geliüimi ile birlikte, kent ile tüketim arasndaki iliüki derinleümiütir. Kentler süreç içinde, deùiüen tüketim alükanlklar ve sanayi sermayesi ile belirli bir çerçevede birliktelik saùlamü ve birikimi hzlandran etmenlerden biri olmuütur (Eraydn, 1988: 136). Üretim araçlarnn toplumsallaümas tüketim araçlarnn artan toplumsallaümasyla birleüince; diùer bir deyiüle, ortak hizmetler günlük yaüamn yapsnda ve ritminde stratejik bir rol oynamaya baülaynca kentsel sorunlar giderek siyasi bir mesele haline gelmiütir (Castells, 1997: 123). Kent her üeyin yeniden üretildiùi yerdir. Dolaysyla emeùin de yeniden üretildiùi yerdir. Kentte yürütülen snf mücadelesi artk klasik üekilde (18. Yüzyl’da olduùu gibi) olmayacaktr. Kentte yürütülen snf mücadelesi artk biçim deùiütirmiü ve “kentsel toplumsal hareketler” haline gelmiütir. Kente egemen snar her olanaùa sahipken, olanaklardan yararlanamayacaklar da olacaktr. Dolaysyla snf mücadelesi de sürecektir. Ancak kente özgü bir biçimde, kentsel toplumsal hareketler üeklinde sürecektir. 47 Castells, kentsel toplumsal hareketlerin snf temelli hareketlerle olan iliükisine büyük önem vermektedir. Ancak bu hareketlerin, snfsal hareketlerin bir alt kümesi olarak deùerlendirilmemesi gerektiùini belirtmektedir. Althusserci yaklaümn önemli kavramlarndan olan “göreli özerklik” durumu kentsel toplumsal hareketler için de geçerlidir. Snf temelli hareketler ile kentsel toplumsal hareketler arasndaki iliüki görece özerklik taümaktadr. Fakat Castells için kentsel toplumsal hareketlerin radikal deùiüikliklere yol açabilmeleri, snf temelli hareketlere eklemlenebilmeleri ile mümkündür. Aksi durumda, bu tür hareketler radikal bir deùiüimden çok, reforma yol açacak ve hakim yaplara kolayca eklemlenecektir (ûengül, 2001: 18). Castells’in pek üzerinde durmadù, Lefebvre’nin, kapitalist sermaye birikim süreçlerinin geçtiùimiz yüzyl içinde girdiùi krizleri mekân kullanarak çözdüùü önermesi, David Harvey’in çalümalarnn baülangç noktasn oluüturmuütur. Harvey’in temel ilgi alan, kapitalist birikim süreçlerinde kentsel yapl çevrenin rolüdür (ûengül, 2001: 17). Harvey’e göre, kapitalist toplumlarda kentleüme dinamikleri sermaye birikim süreçlerinden baùmsz anlaülamaz. Sermayenin içine düütüùü EBT_29.indd 47 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar kriz, yatrmlarn kente yönlendirilmesiyle çözülmüütür. Kente aktarlan kaynaklar sayesinde aür birikim sorunu çözülürken, ayn zamanda bilincin kentleümesi süreci de yeniden yaplandrlmaktadr. Yani Harvey’e göre kentleüen yalnzca sermaye deùildir. Ayn zamanda bilinç de kentleümektedir. Harvey’e göre, kentleüme süreci bilinç açsndan ortaya çok daha karmaük bir yaplanma çkarmaktadr. Bu karmaük yaplanma birçok durumda, çalüan snarn kentsel olgular, snfsal çerçeve dündaki bir dizi bilinç odaùna referansla kavramamalarna neden olmaktadr. Harvey, snf dünda dört ayr bilinç odaù tanmlamaktadr. Bu bilinç odaklar birey, topluluk, aile ve devlettir. Harvey için kapitalist toplumlardaki asli bilinç odaù snftr. Ancak kentleüme süreci yerel topluluk örneùinde olduùu gibi, bu birincilliùi gölgeleyen yeni bilinç odaklar yaratmaktadr (ûengül, 2001: 21). Kapitalizm giderek artan biçimde kent mekânna kendi mantùn empoze etmektedir. Söz konusu bu süreç bir yandan kentin metalaümasna yol açp kapitalizmin büyümesine olanak saùlarken, diùer yandan kapitalizmin üretim sürecindeki çeliükilerine benzer çeliükilerin kendisini kent mekânnda da göstermesine yol açmütr. Ancak Harvey’in de iüaret ettiùi gibi, bu tür bir süreç, kendi mantùna uygun bir bilinç biçimini de ortaya çkarmakta, karmaüklaüan ve farkllaüan iliükiler içinde snf temelli bir bilinç oluüum sürecinin örgütlenmesi zorlaümaktadr (ûengül, 2001: 26-27). 48 Sonuç ve Deùerlendirme 20. Yüzyl’n ilk yarsna gelinceye kadar Chicago Okulu’nun etkisiyle, kentsel araütrmalar konusunda, daha çok kentin yabanclaütrc etkisinden kaynaklanan konular üzerinde durulmuütur. Sonraki çalümalarda ise aùr basan yaklaüm, örnek olay incelemesine dayanlarak araütrmalarn sürdürülmesi ve böylece kentte yaüayan bireylerin güçlü toplumsal baùllk duygusuna sahip olduklarnn ortaya konulmas olmuütur. 1970’lere doùru ise, artk kentin snf savaümnn yaüandù bir yer olarak alglanmaya baülandù görülmektedir. Buna göre, kent üzerinde evrensel çözümlemeler yapmak yerine, uluslararas kapitalizmin yerele, yani kentlere hangi yönde etkide bulunduùunu incelemek önemli hale gelmiütir. 1980’lerde ise yaüanan sosyo-ekonomik deùiüimlerin etkisiyle kent çalümalar daha da çeüitlenerek, gençlik, toplumsal cinsiyet, çevre sorular, gündelik hayat pratikleriyle örülü biçimde yeni toplumsal hareketler, sermayenin küreselleümesinin kentler üzerindeki etkileri, metropolleüme gibi olgular üzerinde yoùunlaümütr (Duru ve Alkan, 2002: 8-9). Daha önce de belirtildiùi üzere, Marx ve Engels’in ardndan, 1960’l yllara kadar, Marksistler kent mekânna duyarsz kalmülardr. 1960’larn sonlarndan itibaren ise Marksist düüünürler, sermaye birikim süreci ile kent arasndaki iliükiyi incelemiülerdir. Bu çerçevede kapitalin itici gücü ve bu gücün mekâna yansmas incelenmiütir. 1960’larn sonlarna kadar Marksist çevrelerce ihmal edilen kent mekân konusunda özellikle Lefebvre, Castells ve Harvey sergiledikleri yaklaümlar ile önemli açlmlar saùlamülardr. Ancak, gerek Lefebvre’nin çalümalarnda dile getirilenler, gerek Castells’in söyledikleri ve gerekse de Harvey’in önermeleri çok önemli sonuçlar EBT_29.indd 48 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç doùurmakla beraber günümüzün kentsel çeliükilerini çözebilmek ve snf mücadelesine ivme kazandrabilmek için yeterince somut fayda yaratamamülardr. Bu isimler, kentsel mücadelelerin kapitalizmi dönüütürme yolunda, nasl bir strateji çerçevesinde snf mücadelesine eklemleneceùine iliükin somut önerilerde bulunmamülardr. Günümüzde, kentsel siyasetin ekonomik ekseni ön plana çkarlarak, toplumsal eksen geri plana itilmektedir. Kent mekân, sermaye birikiminin bir arac olarak kullanlmakta ve baüta ücretli çalüan kesimler olmak üzere, kentte yaüayanlarn kolektif tüketim hizmetlerinin ve iü gücünün yeniden üretimine yönelik hizmetlerin karülanmasn öne çkaran toplumsal eksen geriletilmektedir. Neo-liberal süreçler kentsel siyasetin toplumsal eksenini, yalnzca sosyal riskin kontrol altnda tutulmas ve kamusal mekânlarn görsel olarak estetize edilmesi gibi dar bir çerçevede ele almaktadr. Özellikle inüaat sektöründe faaliyet gösteren sermaye çevrelerinin spekülatif taleplerini karülamay hedeeyen ve bu yolla büyük sermayenin kentselleümesine hizmet eden, personel giderlerini ve kolektif tüketim hizmetlerini mümkün olduùunca budayan, iügücünün yeniden üretimine yönelik hizmetlerden çok sermaye birikimine hizmet eden, belediyeleri kamu kurumu olmaktan çkarp birer hizmet üirketi haline dönüütüren bu anlayü, kentleri giriüimciler için “cazibe merkezi” haline getirmekte, bu anlayüa uygun yatrm ve hizmetlere öncelik vermekte, “yarüan yerellikler” yaratarak yerellikler üzerinden kalknma anlayün hakim klmakta ve özelleütirme ve taüeronlaütrmayla taçlandrlan bir kentsel siyaset pratiùi sergilemektedir. Bu anlayün hakim hale gelmesiyle birlikte kentler giderek metalaütrlmakta, kapitalizmin eüitsiz ve dengesiz biçimde büyümesine hizmet etmektedir. 49 Tarih boyunca kentler hem sömüren-sömürülen, yöneten-yönetilen ayrmnn, hem de snf mücadelelerinin en yoùun yaüandù yerler olagelmiülerdir. Bu nedenle, 21. Yüzyl’n yeni koüullar altnda hem tek tek ülkesel dinamikleri, hem de uluslararas dinamikleri göz önüne alarak yeni çözümlemelerin yaplmas, emek-sermaye çeliükisinin net bir biçimde kitlelere aktarlmas ve kentsel toplumsal gruplarn bilinçli bir biçimde snf mücadelesi için harekete geçirilmesi gerekmektedir. Yaüanan sürecin snf bilincini hzla yok etmesi veya snf bilinciyle hareket eden çevrelerin örgütlenmesini engellemesi sonucunda, neredeyse rakipsiz hale gelen kapitalizmin prensi özel sektörün kentler üzerindeki egemenliùinin krlmas için, kapitalizmin geliütirdiùi metot ve mekanizmalar kadar somut mekanizmalar geliütirmek suretiyle neo-liberal saldrlara set çekmek yaüamsal düzeyde önemlidir. DúPNOTLAR 1 Sanayi öncesi kentler, varlklarn düardan aldklar gda mallarna ve hammaddelere dayandrdklarndan ve el yapm maddelerin üretildiùi yerler olmalar bakmndan birer pazar merkezi konumundaydlar. Ayrca bu kentler önemli siyasal, dinsel ve eùitimsel iülevleri de yerine getirmekteydiler. Kimi kentler deùiüik konularda uzmanlaümüt; örneùin Hindistan’daki Benares ve Irak’taki Kerbela kentleri daha çok dinsel bir EBT_29.indd 49 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar merkez konumundayken, Çin’deki Pekin siyasal ve eùitimsel etkinliklerin yoùun olarak gerçekleütirildiùi bir kentti (Sjoberg, 2002: 37). 2 Howard, krn ve kentin ideal (veya güzel) yönlerini birleütirip üçüncü bir kutup oluüturmay düüünmüütür: Bahçekent. Bu kentte bozulmamü krsal alann ortasnda, bir bütün olarak topluluùun mülkiyetinde kalacak olan topraùn üzerinde, büyüklüùü 30 bin kiüiyle snrlandrlmü, saùlkl ve güzel bir yaüam olacakt. KAYNAKÇA Aslanoùlu, R. (1998), Kent, Kimlik ve Küreselleüme, Bursa, Asa Yaynlar. Bal, H. (1999), Kent Sosyolojisi, Ankara, Turhan Kitabevi. Boratav, K. (1991), Türkiye’de Sosyal Snar ve Bölüüüm, ústanbul, Gerçek Yaynevi. 50 Bumin, K. (1990), Demokrasi Arayünda Kent, ústanbul, Ayrnt Yaynlar. Castells, M. (1997), Kent, Snf, úktidar, (Çev: Asuman Erendil), Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar. Doùan, Ali E. (2000), “Kolektif Tüketim ve Kentsel Siyasetteki Önemi”, Bilim ve Siyaset, Say 2. Duru, B. ve Alkan, A. (2002), “20. Yüzylda Kent ve Kentsel Düüünce”, Bülent Duru ve Ayten Alkan (Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar, s. 7-25. Engels, F. (1997), úngiltere’de Emekçi Snfn Durumu, ústanbul, Sol Yaynlar. Eraydn, A. (1988), “Sermaye Birikim Sürecinde Kentler”, Defter, Say 5. Giddens, A. (1994), Modernliùin Sonuçlar, (Çev: Ersin Kuüdilli), ústanbul, Ayrnt Yaynlar. Gottdiener, M. (2001), “Mekân Kuram Üzerine Tartüma: Kentsel Praksise Doùru”, Praksis, Say 2, s.248-269. EBT_29.indd 50 10/19/11 3:42 PM Taylan Koç Hacsalihoùlu, Y. (2000), Küreselleümenin Mekânsal Etkileri ve ústanbul, ústanbul, Akademik Düzey Yaynlar. Harvey, D. (2001), “Snf úliükileri, Sosyal Adalet ve Farkllk Politikas”, Praksis, Say 2, s. 173-203. Harvey, D. (2003), Sosyal Adalet ve ûehir, (Çev: Mehmet Moral), ústanbul, Metis Yaynlar. Harvey, D. (2006), Postmodernliùin Durumu, (Çev: Sungur Savran), ústanbul, Metis Yaynlar. Kartal, K. (1992), Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileüme, Ankara, Adm Yaynlar. Kaygalak, S. (2001), “Yeni Kentsel Yoksulluk, Göç ve Yoksulluùun Mekânsal Yoùunlaümas: Mersin/Demirtaü Mahallesi Örneùi”, Praksis, Say 2, s. 124-172. Keleü, R. (1993), Kent ve Siyaset Üzerine Yazlar, ústanbul, IULA-EMME. 51 Keleü, R. (1997), Kentleüme Politikas, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar. Kray, Mübeccel B. (1982), “Toplumsal Deùiüme ve Kentleüme”, Kentsel Bütünleüme, Ankara, Türkiye Geliüme Araütrmalar Vakf Yaynlar. s. 5766. Kray, Mübeccel B. (1998), Kentleüme Yazlar, Ankara, Baùlam Yaynlar. Koç, T. (2010), Yönetiüim Sarmalnda Bir Kent: Adana. Yerel Demokrasi ve Katlm Söylemiyle úktidarn Kullanm, Ankara, Yarg Yaynlar. Lefebvre, H. (1996), Writings on Cities, Massachusetts, Blackwell Publishers. Lefebvre, H. (2007), Modern Dünyada Gündelik Hayat, (Çev: Iün Gürbüz), ústanbul, Metis Yaynlar. Önür, N. (1991), Kentlileüme Sürecinde Bireylerin Kitle úletiüim Araçlarna Yönelimine Aile Yapsnn Etkisi, Yaymlanmamü Doktora Tezi, úzmir, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. EBT_29.indd 51 10/19/11 3:42 PM Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar Sezal, ú. (1992), ûehirleüme, ústanbul, Alternatif Üniversite. Sjoberg, G. (2002) , “Sanayi Öncesi Kenti”, Bülent Duru ve Ayten Alkan (Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar, s. 37-54. Smith, M. Peter (1988), City, State and Market, The Political Economy of Urban Society, Massachusetts, Basil Blackwell. ûengül, H. Tark (2001), “Snf Mücadelesi ve Kent Mekân”, Praksis, Say 2, s. 9-31. Tanilli, S. (1999), Uygarlk Tarihi, ústanbul, Adam Yaynlar. Wirth, L. (2002), “Bir Yaüam Biçimi Olarak Kentlileüme” Bülent Duru ve Ayten Alkan (Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar, s. 77-106. 52 EBT_29.indd 52 Yörükan, A. (1968), ûehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri, Ankara, úmar ve úskân Bakanlù Yaynlar. 10/19/11 3:42 PM