MART 2015
Transkript
MART 2015
MART 2015 09 DEKORASYON 13 SEYAHAT 02 MODA 26 KÜLTÜR SANAT 18 TEKNOLOJİ 06 BAKIM 22 MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ mo da SPORTİF ŞIKLIK EGZERSİZ GİYSİLERİNDE SON TRENDLER Artık spor kıyafetler sadece sahilde ya da parklarda koşanlar veya spor salonlarında ter atanlar tarafından değil, çok daha geniş bir kitle tarafından ilgi görüyor. Rahatlık, her geçen yıl moda trendleri üstündeki hükmünü biraz daha hissettiriyor. Eşofman kesimli pantolonlar, spor ayakkabılar, 80’li yıllardan alışık olduğumuz ama yavaş yavaş varlığını bize unutturan bu rahat ve spor kıyafetler hayatımıza geri dönüyor. Bu nedenle, bu kıyafetleri giymek için illaki egzersiz yapıyor olmak da gerekmiyor! KADINLAR İÇİN İSTER SPORDA İSTER BRUNCH’TA Son yılların en fazla tercih edilen alt giyim parçalarından biri de tayt. Hem estetik görünümleri hem de esneklikleriyle spor yapan kadınlar arasında tayt sıklıkla tercih ediliyor. Özellikle spor salonları gibi toplu halde spor yapılan yerlerde, şıklıklarından ödün vermek istemeyen kadınlar arasında desenli taytlar göze çarpıyor. ŞALVAR KESİM EŞOFMAN Batılı ülkelerde “harem pantolonu” olarak adlandırılan, şalvar kesim eşofmanlar rahat hareket edebilmeyi sağladığı için hem kadın hem de erkekler tarafından çok tutuluyor. YAZILI ATLETLER Spor yapmak malumunuz terletir. Bu nedenle çok kalın giysiler spor yaparken tercih edilmez. Atlet kesim tişörtlerse, kol altı kısmındaki geniş kesimlerinin verdiği rahatlığa ek olarak, ister tayt isterseniz eşofman üstüne giyilebilmesiyle, kadınların üst kombinleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. HAFİFLİK ARAYANLARA Kış aylarında koşuya çıkanların en büyük gereksinimlerinden biri onları hem sıcak tutacak, hem terletmeyecek, hem de ağırlık yapmayacak spor kıyafetlerdir. Bu üç unsuru bir araya getirmek çok da kolay değil. Dışı polyester, içi kaz tüyü olan bu yelekse, özellikle kış aylarında koşmayı sevenler için dizayn edilmiş. Son derece hafif ve kolsuz oluşu, spor yapan kişiyi terletmezken, malzemesinin hafifliği de hantallık hissini tamamen ortadan kaldırıyor. Rengi ve şık tasarımıysa bu özellikleri daha da cazip hale getiriyor. AYAKKABI Egzersizin olmazsa olmazlarından biri de spor ayakkabılardır. Satın alacağınız ayakkabının ayağınızı rahat ettirmesi bir yana estetik görünümü de önemlidir. Spor ayakkabılarda son yılların en öne çıkan trendlerinden biri de parlak renkler. Spor yapmayı sıkıcı bulanlar için aktivitelerine renk katacak bu ayakkabılardan edinmelerini tavsiye ederiz. ERKEKLER İÇİN SWEATSHİRT: MODASI ASLA GEÇMEZ Erkeklerin egzersizleri çoğu zaman kadınlara oranla daha ağırdır. Bu yüzden kadınlara göre daha fazla terlediklerini söyleyebiliriz. Egzersize başlamadan önceyse biraz ısınmak gerekir. İşte bu ısınma turlarında en fazla tercih edilen üst giyim parçası dün olduğu gibi bugün de sweatshirt’ler. değil kadınlar tarafından da oldukça tercih ediliyor. Kalp atış hızınızı, egzersiz yaparken harcadığınız kaloriyi size anında gösteren akıllı bantlarsa, spor salonlarında en sık karşılaşılan aksesuarlar arasında. TİŞÖRT Tıpkı sweatshirt gibi tişörtler de “erkek ve spor” kelimeleri yan yana gelince takımı tamamlayan üçüncü unsur oluyor. Erkekler için trendler ne olursa olsun, pamuklu bir tişörtün yerini kolay kolay hiçbir şey dolduramayacak gibi görünüyor. GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ Giyilebilir teknolojiler aslında sadece erkekler tarafından YOGA YAPAN BEYLERE Yogayı sadece kadınlar mı yapıyor sanıyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız, çağın çok gerisinde kalmışsınız demektir. Bu eşofman altı, yoga yapan erkekler için özel olarak dizayn edilen ürünlerden biri. Rahat hareket edebilmeyi sağlayan elastik kumaş yapısı bir yana, kesimi de sadece spor yapan değil hafta sonları yürüyüşe çıkan erkeklerin de tercihi. BASKETBOL AYAKKABISI Eğer sporunuzu ağırlıklı olarak kapalı mekanlarda yapıyorsanız, son yıllarda çoğu erkeğin yaptığı gibi siz de bir tercihinizi basketbol ayakkabısından yana yapabilirsiniz. Bu ayakkabı modelinin ön plana çıkmasındaki temel neden hafif olması ve bu nedenle ağırlık kaldırırken ve kondisyon bisikletine binerken vücuda destek olması. ba kım ODUNSU MU, ÇİÇEKSİ Mİ, MİSK Mİ? SİZİN PARFÜMÜNÜZ HANGİSİ? PARFÜM SEÇERKEN CİLT TİPİNİZ DE ÖNEMLİ KARAKTERİNİZ DE… Raflara dizilmiş onlarca parfüm şişesi… Renk renk, boy boy… Hangisini seçeceğinize karar vermek kimi zaman kabusa dönen bir süreç olabiliyor. Bileğinize sıkılan numuneler arasından seçim yapmaya çalışıyorsunuz. Denediğiniz üçüncü ya da dördüncü parfümün ardından artık aralarındaki farkı bile anlayamaz hale geliyorsunuz. En nihayetinde, belki de sadece adına aşina olduğunuz ya da sadece şişesi hoşunuza giden bir parfümü alıp çıkıyorsunuz. Oysaki parfüm seçimi, pek çok farklı kriteri barındırır. Buna cilt tipiniz de dahildir, karakteriniz de… Örneğin, kuru bir cilde sahip olanlar, parfüm sıktıkları zaman, kokunun ciltlerinde kalma süresi daha kısa olur. Bu nedenle, parfümlerini yağlı ciltlere göre daha sık tazelemeleri gerekir. Kuru ciltler aynı zamanda hassas cilt yapısına da sahip olduklarından, çoğu parfümün içeriğinde yer alan etil alkol cildi daha da kurutabilir. Bu nedenle, kuru ciltliler kokusu uzun süre kalan, güçlü kokuları tercih etmelidir. Açık tenlilere oranla bedeni daha fazla melanin pigmenti üretenler daha koyu tenli ve ağırlıklı olarak daha yağlı ciltlere sahip olurlar. Koyu ve yağlı cilt tipine sahip olanlar için odunsu ve çiçeksi kokulu parfümler idealdir. Kuru ciltler nasıl parfümlerin kalıcılığını azaltan bir yapıya sahipse, yağlı ciltlerde de tam tersi etki söz konusudur. Bu yüzden, yağlı cilde sahip olanların hafif ve çiçeksi kokuları tercih etmesi gerekir. Eğer buğday tenliyseniz, baharatlı ve çiçekli kokular önceliğiniz olmalıdır. Diğer cilt tiplerine oranla buğday tenliler bu kokuları çok daha iyi taşır. KARAKTER ETKİSİ Kokular da kıyafetler gibidir. Karakterinizin dışa yansıması olan parfümleri seçebilirsiniz ya da olmak istediğiniz kişiyi yansıtan bir kokuyu tercih edebilirsiniz. Örneğin, çiçeksi kokular, dışa dönük, sosyal kişileri temsil ederler. Sizin kişiliğiniz de böyle olabilir ya da içe kapanık bir insansınızdır ama gireceğiniz ortamda bu şekilde algılanmak istemiyor olabilirsiniz. İşte bu noktada, tıpkı kıyafet seçimi gibi parfüm seçiminin önemi devreye girer. Ağır ve güçlü kokular yerine çiçeksi kokuları tercih ederek, insanların algılarında bir fark yaratabilirsiniz. Eğer amacınız kendinize gizemli bir hava katmaksa o zaman oryantal ve misk kokuları kullanabilirsiniz. Pudralı kokular, ağırlıklı olarak genç kızlar arasında tercih edilir. Kendine güveni hatta bir nebze de narsizmi temsil eder. Pudralı kokular özellikle kış mevsimine uygundur. Kokuların da yine kıyafetler gibi mevsimleri olduğu unutulmamalıdır. Meyveli kokular sonbahara, çiçeksi kokular ilkbahara, tazelik ve ferahlık hissi veren kokularsa yaz aylarına yakışır. Bu saydığımız kategorileri tek bir güne bile uygulayabilirsiniz. Yani mevsimleri beklemek zorunda değilsiniz. Güne çiçeksi kokularla başlayıp, öğlen saatlerinde kehribarla devam edip, akşam saatlerinde odunsu kokulara geçiş yapabilirsiniz. de ko ras yon DEKORASYONDA DOĞALLIĞI SEVENLERE RUSTİK DEKORASYON ÖNERİLERİ Rustik kelimesini ilk defa duyanlar için kelimenin “köylü, köye ait” anlamlarına geldiğini belirtelim. Dekorasyon için bu kavram kullanıldığında ise akıllara işlenmemiş, doğal görünümlü malzemelerden yapılan objeler gelmelidir. Sehpa olarak kullanılabilecek bir kütük, yine ahşaptan yapılma bir kitaplık rustik kavramını resmetmek için kullanılabilecek örneklerdendir. Anadolu’nun, varlığını az da olsa bugün de devam ettiren tek veya çift katlı eski ahşap evlerinin hem bütün bir yapı hem de iç mekan tasarımı olarak rustik kelimesinin neredeyse tam karşılığı olduğunu söylemek mümkün. Çünkü hem yaşanılan zaman, hem coğrafya hem de topraktan kopmamış bir yaşam tarzının benimsenmiş olması, evlerin mobilyalarında da kendini gösteriyordu. Yani doğallık ön plandaydı. Artık ihtiyaçlarımızı direkt olarak doğadan karşıladığımız zamanların oldukça ilerisindeyiz. Bunun pratik yaşamda büyük artıları olsa da, doğadan bu denli kopmuş olmak bizi bir noktada rahatsız edebiliyor. Rustik dekorasyon tercihinin ise bu kopuşun bir nebze de olsa hafifletilmesi ihtiyacından doğduğunu ve sonrasındaysa bir dekorasyon akımına dönüşüp varlığını bugün de hala devam ettirdiğini söylemek mümkün. 1700’lü yıllarda ortaya çıkan rustik dekorasyon akımı kısa sürede İsviçre, Almanya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde hızla benimsenmiştir. Doğal yaşam özlemimizin evlerimizde vücut bulmuş hali olan rustik dekorasyon tarzında, sadelik ve doğallık ön plandadır. Çoğunlukla toprak renkler ve ahşap öğeler kullanılır. Evinizde rustik bir tarz yaratmak isterseniz öncelikle doğal ve az işlenmiş malzemeler kullanmanız gerekir. Mobilyalardaki ahşap seçimini, keten gibi yine doğal olan kumaşlarla tamamlayabilirsiniz. Keten yastık kılıfları, yatak örtü ya da perdeleri bu anlamda ideal seçimler olacaktır. Tuğla duvarlar, ahşap kolonlar yine ahşap yer kaplamaları bu tarz için sıklıkla tercih edilir. Duvar boyası olarak krem gibi açık tonlar kullanılmalı, evin genelinde kahve tonları, kiremit, hardal, gri, vizon gibi renklerin hakimiyeti olmalıdır. Rustik bir oturma odasının en önemli özelliği sıcak ve konforlu bir ortam sunması, adeta içinizi ısıtan bir havaya sahip olmasıdır. Çiçek desenli koltuklar, ahşap bir sehpa, eskitilmiş mobilyalar, canlı çiçeklerin yer aldığı saksılar, boyası dökülmüş veya bilerek eski bir görünüm verilmiş metal objeler, bu tarzda bir oturma odasında yer alabilecek unsurlardır. Anlaşılacağı üzere, rustik akımda counrty tarzına yakın bir hava hakimdir. “Eski” veya “eskitilmiş” görünüm önemlidir. Bu kullanılmışlık hissi bir anlamda doğal bir hava yaratmak için önemlidir. Bu nedenle yere serilecek yepyeni ve parlak renkli bir halının aksine neredeyse rengi solmuş bir halı tercih edilmelidir. Aydınlatma içinse, beyaz ışıktan mutlaka kaçınılmalı, abajur veya şamdanlı avize gibi klasik tarza sahip olan alternatifler değerlendirilmelidir. Bu tarz aydınlatmalar ahşap zemin veya tavanlara çok daha fazla yakışacaktır. se ya hat LONDRA YOLCUSU KALMASIN! LONDRA’YA GİTMEK İÇİN ONLARCA NEDEN VAR. Gelin bu nedenlere birlikte göz atalım. DÖRT BİR YANDA MÜZELER Herkes müze meraklısı değildir ama müze meraklıları için de Londra cennet gibi bir şehirdir. Dünyanın dört bir yanından gelen ve arkeolojik değeri son derece yüksek eserleri barındıran British Museum bile tek başına Londra’ya gitmek için bir neden olabilir. Bu müzeyi gezmek emin olun, neredeyse bir tam gününüzü alır. Ücretsiz gezilebilen müzelerden biri olan National Gallery ise Van Gogh, Leonardo da Vinci, Botticelli, Constable, Renoir gibi ünlü ressamların tablolarını da içeren binlerce eseriyle müze tutkunlarının hayran olacakları bir diğer mekandır. Ekrandan ve sinema perdesinden tanıdığınız isimlerin mumyaları ile fotoğraf çektirebileceğiniz ünlü Madame Tussauds Müzesi, bilimin 300 yıllık yolculuğuna tanık olacağınız, çocuklar için de gezmesi son derece zevkli olan Science Museum, geleneksel. sanattan P modern sanata uzanan koridorlarda, kalıcı veya listesinde, onu üst sıralara yerleştiren özellikleri saymakla bitmez. Kısa bir Londra turuna Victoria and Albert Museum, listenizde mutlaka yer çıkmaya ve bu şehri görmenizi sağlayacak özellikleri gözden geçirmeye ne dersiniz? alması gereken müzelerin başında gelmektedir. arklarda sandviçinize ortak olmaya çalışan ördekler, girdiğiniz her dükkanda sizi süreli sergilere ev sahipliği yapan Tate Modern, nezaket ve güler yüzle karşılayan insanlar, mükemmel bir şehir planlaması, farklı kıyafetler, mücevherler, mobilyalar ve tablolarla bir mimari… Londra’nın sizi kendine aşık eden, gidilesi hatta yaşanılası şehirler kraliyet ailesinin ihtişamını gözler önüne seren PARKLAR 3000’den fazla parka sahip olan yemyeşil bir şehir ve burası bir metropol! Bu iki kavram bir araya gelemez gibi görünse de, mevzu Londra olunca bu mümkün. Londra gerçek anlamıyla “yeşil” bir metropoldür. Sizi neredeyse her köşede bir yeşil alan karşılar. Son derece bakımlı olan bu parklarda çocuklarını, köpeklerini gezdirenlere, sabah koşusuna çıkanlara, çimlerde piknik yapanlara rastlamanız son derece olası. Hele havanın güneşli olduğu günlerde Londra sakinlerinin en büyük keyiflerinden biri parklardaki yeşil alanlarda güneşlenmektir. Londra’daki parklar arasında en ünlüsü, sadece şehirde değil tüm dünyada meşhur bir yer olan Hyde Park’tır. 249 hektarlık alanıyla dünyanın en büyük parklarından biri olan Hyde Park’a gidecek olanların kaybolmamak için park haritasını takip etmelerinde fayda olduğunu belirtelim. Hyde Park’tan sonra en fazla bilinen parklar ise Regent’s Park, Greenpark, St James’s Park, Richmond Park, Bushy Park ve Kew Gardens’tır. LONDON EYE Şehri şöyle kuş bakışı görmek ister misiniz? Peki bunu bir dönme dolapta yapmak kulağınıza nasıl geliyor? Hem de Avrupa’nın en yüksek dönme dolabında yani London Eye’da. 1700 ton çelikten yapılma ve 135 metre yüksekliğe sahip olan bu devasa dönme dolap aslında milenyum kutlamaları için yapılmış sonrasında gördüğü ilgiyle şehrin simgelerden biri haline gelmiştir. Dönme dolabın 32 adet saydam kapsülünden birine bindiğinizde yaklaşık yarım saat süren manzara turuna katılmış olursunuz. Bu dönme dolaba binme ve inme işlemi de enteresandır. Çünkü dönme dolap hiç durmaz yani siz biniyor ve iniyorken de hareket halindedir. Bu nedenle görevliler biraz da aceleyle bilet alanları yönlendirmektedir. Yılda 3.5 milyon kişi tarafından ziyaret edilen London Eye için bir süre bilet kuyruğunda beklemeyi de göze almanız gerekmektedir. TİYATRO ve MÜZİKALLER Dünya çapında ünlü tiyatroları ve yıllar boyunca sahnelenen müzikalleriyle Londra, kelimenin tam anlamıyla bir sanat kentidir. Shakespeare eserleriyle bilinen Royal Shakespeare Company, Chicago ve Phantom of the Opera gibi önemli müzikalleriyle nam salmış olan London - West End, repertuarında hem klasik hem de modern oyunlara yer veren , özellikle yeni yazarların eserlerini destekleyen Bush Theatre Londra’ya gitmeden önce göz atıp, erken rezervasyonla uygun fiyata bilet alabileceğiniz en gözde performans mekanları arasındadır. ULAŞIM Bir şehre ilk defa gidecek olanlar için en büyük soru işaretlerinden biri nereye nasıl ulaşacağı sorunudur. İşte bu durum Londra için kesinlikle bir sorun olmaktan çıkıyor. Nerdeyse tüm şehri kapsayan metro ve otobüs ağı sayesinde şehir haritası üzerinde belirlediğiniz bir noktayı elinizle koymuşçasına bulmak mümkün oluyor. Londra’da “tube” kelimesini sıkça duyarsanız şaşırmayın. Çünkü orada metro ağı “tube” olarak adlandırılıyor. Şehir içi ulaşımda kullanılan ve belirli bir zaman dilimini ve bölgeyi kapsayan kartınızla (bunları kartınızı alırken kendiniz belirleyebiliyorsunuz) Londra’nın simgelerinden biri olan çift katlı otobüslere de binip, Londra’yı karayoluyla gezmenin tadını çıkarabilirsiniz. Otobüsler de, metro kadar zamanlama konusunda hassas. Akıllı telefonunuza indirebileceğiniz uygulamalar sayesinde, hangi duraktan, saat kaçta, hangi otobüsün nereye hareket edeceğiniz rahatlıkla görebiliyor buna göre tercihinizi metrodan ya da otobüsten yana kullanabiliyorsunuz. tek no loji TEKNOLOJİ MUTFAĞA GİRDİ MUTFAK İÇİN GELİŞTİRİLEN TEKNOLOJİK ÜRÜNLER AKILLI TARTI Sadece mutfağınızdaki besinler için özel olarak dizayn edilen bu akıllı ped, size pek çok farklı parametrede bilgi veriyor. Üstüne yerleştirdiğiniz yer yiyeceğin ağırlığını ölçüyor, besin içeriği hakkında bilgi veriyor, kalori, protein, karbonhidrat oranlarını göstererek, diyetiniz için yararlı bilgiler de sunuyor. YUMURTA HATIRLATICISI Akıllı telefonlar hayatımızın her alanını kolaylaştırırken, mutfağı es geçmeleri beklenemezdi. Buzdolabının vazgeçilmez besinlerinden biri olan yumurta da teknolojinin ağına takıldı. Egg Minder (yumurta hatırlatıcısı) özel bir yumurta kabıyla geliyor. Bu kabın içine marketten aldığınız yumurtaları yerleştiriyor, telefonunuza da uygulamayı yüklüyorsunuz. Böylelikle bu kapta yer alan yumurtalardan hangisi en eskiyse, onun ışığı yanıyor. Markete gittiğinizde uygulamayı açarak, evdeki Egg Minder kabında kaç tane yumurtanız kaldığını da anında görebiliyorsunuz. UZAKTAN PİŞİRME Artık işten eve gelirken aceleyle yemek yapmaya başlamanıza gerek yok. Bir nevi teknolojik tencere diyebileceğimiz bu cihazla çorba, et veya tavuk ne isterseniz pişirebilirsiniz. Pişirmek istediğiniz yemeğin malzemelerini koyuyor ve akıllı telefonunuza indirdiğiniz uygulama sayesinde, nerede olursanız olun cihazı aktif hale getirerek pişirme sürecini başlatabiliyorsunuz. Yemeğiniz piştiğinde cihaz bunu otomatik olarak algılıyor ve siz eve gelene kadar yemeği sıcak tutuyor. BLENDER Bir blenderınız yoksa veya varolanı değiştirmek istiyorsanız önce bu ürüne bir göz atın deriz. Dokunmatik ekranı, 1700 watt motor gücü ve altı farklı program seçeneğiyle bu ürün, ileri teknoloji blenderlar arasında bir adım öne çıkıyor. MUTFAĞA ÖZEL TABLET Yemek tariflerine bakmak, adım adım pişirme tekniklerini izlemek veya sadece yemek yaparken ekranda bir diziyi ya da haberleri takip etmek için mutfakta tablet kullananların sayısı bir hayli fazla ve bu sayı gün geçtikçe artıyor. Bu durumdan tablet kullanıcıları son derece memnun olsalar da aynı şeyi tabletler için söylemek maalesef güç. Üstlerine sıçrayan yağlar, ekranlarına değen unlu parmaklar... Bir tablet için mutfakta yaşam gerçekten hiç de kolay değil. Bu tabletse mutfak kullanımı için özel olarak üretilmiş. İçinde önceden yüklenmiş olan yemek tarifleri ve videoları ile birlikte satılıyor ve en önemli özelliği ise 30 dakika boyunca suyun altında tutsanız bile bu durumdan etkilenmiyor. Yani kirlenen ekranı ıslak bezle silmek bir yana suyun altına tutarak bile temizleme imkanı tanıyor. AÇIL SUSAM AÇIL Bu çöp tenekesi sadece estetik görünümüyle bile mutfağımızın bir köşesinde konumlanmayı hak ediyor ama o, bundan çok daha fazlasını sunuyor. Çöp tenekesinin kapağı sadece elinizi oynattığınızda, hareket hissini algılayarak açılıyor. Ne pedal ne de mandal... Sadece elinizin hareketi yeterli. Hem hijyenik hem de pratik bir kullanıma sahip olan çöp tenekesi aynı zamanda (dokunmanıza gerek kalmasa bile) parmak izi de yapmıyor. mü ze VE ÖREN YERLERİMİZ DERİNKUYU YERALTI ŞEHRİ ADETA YERALTINDA BİR APARTMAN H Derinkuyu Yeraltı Şehri yerden 55 metre derinliğe sahiptir. Yapıldığı dönemde binlerce kişinin yaşayabileceği bir şekilde dizayn edilen yapı, çok iyi bir savunma sistemine ve şaşırtıcı bir havalandırma sistemine sahiptir. Havalandırma bacaları sayesinde, yerin altına indikçe havasız kalma ihtimali ortadan kaldırılmıştır. Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin kimler tarafından, hangi tarihte yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla beraber, geçmişinin Hititlere kadar uzandığı düşünülmektedir. Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde kullanıldığı da bilinmektedir. Bu yeraltı şehrinin, İlk Hıristiyanların saklama yerlerinden biri olmasındaki en önemli nedenlerden biri, daha önce de belirttiğimiz gibi savunma sistemidir. Dar oyukların birbirine bağlandığı bölümlerin giriş kısımlarında dev tekerlekleri andıran taş yapılar bulunur. Bunun amacı, düşman saldırısında bu taş bloklarla girişleri kapamak ve düşmanın içeri girmesine engel olmaktır. em coğrafyası hem de tarihi değerleriyle, Türkiye’nin en fazla turist alan destinasyonlarından biri de Kapadokya’dır. Kapadokya’ya olan bu ilginin önemli bir parçası da yeraltı şehirleridir. Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde bulunan Derinkuyu Yeraltı Şehri de, bölgenin gezilebilir alanı en geniş olan yeraltı şehridir. 1963 yılında tesadüfen keşfedilmesinin ardından 1967 yılında turizme açılmıştır. Yapıya, koridor şeklindeki kısımdan girilir. İlk katında karşınıza ahır, şaraphane, misyoner okulu ve vaftizhane olarak kullanılan odalar çıkar. Daha aşağıya ikinci kata ilerledikçe günümüzde oturma odası olarak anlandırılabilecek olan yaşam alanları ve mutfak yer alır. Üçüncü katta havalandırma bacası, dördüncü katta, yatak odaları ve erzak depoları, beşinci katta yine havalandırma bacasına ek olarak birbiriyle bağlantılı odalar yer almaktadır. Altıncı kat yine bir bağlantı tünelinden oluşur. Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin ilginç bölümlerinden olan mezar odası ve kilise ise yedinci kattadır. Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne henüz gitmemiş olanlara küçük bir uyarıda bulunmak gerekir. Eğer klostrofobiniz veya kapalı alanda uzun süre vakit geçirmekle ilgili sıkıntılarınız varsa, bu yeraltı şehrine girmeden önce bir kez daha düşünmenizi tavsiye ederiz. Dünyanın en değişik tarihi yapılarından biri olan Derinkuyu’yu görmek, unutulmaz bir deneyim olsa da, bazı tünellerinden tek sıra halinde eğilerek geçilebildiğini belirtmeden geçmeyelim. İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ… GILGAMIŞ DESTANI KOLEKTİF Yaşam sevgisi, yiğitlik, aşk gibi konuların işlendiği bu destan, diğer destanlar gibi insanoğlunun ölümsüzlük arayışının kanıtlarından biridir. Sait Maden’in Batı kaynaklarından çevirdiği Gılgamış Destanı’nın, Yunan destanı İlyada’dan, Hint destanı Mahabharata’dan beş bin yıl öncesinde yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Gılgamış Destanı, insanoğlunun ilk yazınsal ürünü, ilk başyapıtıdır. KUTADGU BİLİG YUSUF HAS HACİB Balasagunlu Yusuf, 11. yüzyılın en önemli Türk şair ve düşünürleri arasında yer alır. Hakkındaki bilgiler büyük ölçüde eseri Kutadgu Bilig’deki ifadelere dayanır. Balasagun’da yazmaya başladığı eserini Kaşgar’da tamamlamış, Karahanlı hükümdarı Ulu Buğra Han’a sunmuş ve has hacip unvanıyla ödüllendirilmiştir. İyi bir eğitim gördüğü, Arapça, Farsça ve İslamiyet öncesi Türk kültürünü iyi bildiği anlaşılan Yusuf Has Hacib, eserinde devlet adamlarının niteliği, birey, toplum, devlet ilişkilerinin nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde durmuş, yaşadığı toplumun geleneksel değerlerine uygun olarak iyiliği, erdemi ve akılcılığı önermiştir. ATATÜRK VE ÇANAKKALE’NİN KOMUTANLARI SERMET ATACANLI OKUNMASI GEREKEN 501 KİTAP KOLEKTİF Çanakkale Savaşı’nın farklı bir açıdan öyküsü... Atatürk’ün muharebeler sırasında Türk üst komuta kadrosuyla olan ilişkileri, anlaşmazlıkları, kişilik çatışmaları... Muharebelerin ortasında yaşanan sıkıntılı dönemler, Atatürk ve komutanlar arasında yaşanan gerginlikler... Rollerin değişip Atatürk’ün tek lider olduğu Cumhuriyet döneminde aynı komutanlar ile ilişkilerinin seyri... Atatürk’ün muharebe meydanında karşı karşıya geldiği İngiliz ve Fransız komutanlarla, savaştan sonra kesişen yollar... Kanlı bir savaşın arkasından gelişen sıcak dostluklar... Arşivlerden yeni belgeler, bilinmeyen mektuplar, gün ışığına çıkan yeni fotoğraflar... Çanakkale nasıl geçilemedi, savaş ne pahasına kazanıldı? 91 yıl sonra kimleri, nasıl hatırlayalım, kimleri ve neleri unutmayalım? Okunması gereken 501 Kitap bilgili, zeki, çok okumuş ve güvenilir bir dost gibidir. Kitabın içeriğindeki öneriler her biri kendi alanında tartışmasız üne sahip kitap kurdu yazarlar tarafından yapılmıştır. Kitapta yer alan değerlendirmeler, bu kitaplardan aldıkları zevki ve hatta yaşadıkları öfkeyi dahi bizimle paylaşan bu öğretim görevlileri, yazarlar ve kitapseverlerce hazırlanmıştır. Okumak elbette öznel bir uğraştır, ancak değerlendirmeleri yazanlar düşüncelerini ve izlenimlerini dünyanın her yerinden kitapseverlerle paylaşmak için kişisel tercihlerini bir yana bırakmıştır. Bu kapsamlı kılavuz kitap kütüphanenizin bakir ara sokaklarını keşfetmeniz için size ilham verecektir. Bu sayfalarda anıya eşlik eden seyahati, iç içe geçen modern ve klasik edebiyatı, bilimkurgu, polisiye, çocuk edebiyatı ve tarihi, kimi zaman şaşırtıcı ama her zaman özgün denemelerle bir arada bulacaksınız.