8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAŞ Cuma Onur
Transkript
8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAŞ Cuma Onur
8 Japonya’da Fukuþima nükleer faciasýnýn ardýndan tüm dünya nükleer enerjiden kaçarken Baþbakan Erdoðan ile Japonya Baþbakaný Abe Sinop nükleer santral anlaþmasýný imzaladý. Türkiye’ye 22 milyar dolara mal olmasý beklenen nükleer tesis yapým ihalesini Japon Mitsubishi Heavy Industries ve Fransýz Areva ortaklýðý kazanmýþtý. Fukuþima faciasýný yaþayan Japonya’nýn Baþbakaný ile bir araya gelen Baþbakan Erdoðan’ýn açýklamalarýysa ibretlik: “Sinop’ta nükleer santrali Japonya ile yapacaðýz. Japonya depreme karþý tecrübe ve ‘know how’ sahibi. Çevreye olan duyarlýlýk konusunda da ileride. Fransýz Areva’nýn da teknolojik gücü yüksek.” Enerji Bakaný Taner Yýldýz açýklamalarý ise Baþbakan Erdoðan’ýn açýklamasýyla paralel: “Türkiye Fukuþima’dan ders çýkardýðý için nükleer konusunda kararlý.” Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu (THKO) kurucusu ve önderlerinden DENÝZ GEZMÝÞ, arkadaþlarý YUSUF ASLAN ve HÜSEYÝN ÝNAN, egemenler tarafýndan idam ediliþlerinin 41. yýlýnda Ankara’da mezarlarý baþýnda anýldýlar. 6 Mayýs Pazartesi günü Karþýyaka Mezarlýðýnda gerçekleþtirilen anmanýn formatý, DENÝZ GEZMÝÞ ve arkadaþlarýnýn avukatlýðýný yapan, 89 yaþýnda iken 5 Mayýs 2011 tarihinde yaþamýný yitiren HALÝT ÇELENK’i de içerecek bir þekilde gerçekleþtirildi. KESK Ankara Þubeler Platformu, DÝSK Ankara Bölge Temsilciliði, TMMOB Ankara ÝKK, ÝHD, PSAKD, Devrimci 78’liler Federasyonu, Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) bileþenleri, Halkevleri, EHP, ÖDP ve TKP, Ankara 78’liler Birlik ve Dayanýþma Derneði tarafýndan ortak gerçekleþtirilen anma için kitleler, saat: 12:00’de Karþýyaka Mezarlýðý 2 Numaralý kapýda buluþtular. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Haber kaynaðý:Arif Oruç Gürlek arifgurlek@hotmail.com Comenius Programý nedir? Comenius Programý’nýn temel amacý, "Okul Eðitimi" alanýnda Avrupa ülkeleriyle iþbirliði yapmak suretiyle eðitimde kaliteyi artýrmak ve kültürel diyalogu saðlayarak dil öðrenimini teþvik etmektir. Bu program, • Okul Öncesi Eðitim • Ýlköðretim Türkiye´nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve yer altý kent yerleþimleri ile en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri, bu yýlýn ilk dört aylýk döneminde 615 bin turistin ziyaret ettiði bildirildi. • Ortaöðretim alanlarýný kapsamaktadýr. Okul eðitimi ile yakýndan ilgili olan Comenius Programý, Lizbon hedeflerine ulaþabilmek için öðrenciler ve eðitim personeli arasýnda Avrupa kültür ve dil çeþitliliði ile deðerleri hakkýnda bilgi ve anlayýþ oluþturmayý, iþbirliðini güçlendirmeyi, aktif bir Avrupa vatandaþý olma yolunda öðrencilerin kiþisel geliþimleri için gerekli olan temel becerileri ve yeterlilikleri edinmelerini ve amaçlamaktadýr. Haberin Devamý 3’DE Metin Kemal Kahraman kardeþler ilk kez bir film müziðiyle müzikseverlerin karþýsýna çýkarken filmle ayný ismi taþýyan Oðul albümü vesilesiyle Metin Kahraman’la sohbet ettik. Sohbetimizde albümün yaný sýra, Dersim’e ve gelecekteki çalýþmalarýna iliþkin de konuþtuk. Yeni albümün önceki albümlerden farkýný þöyle açýklýyor Metin Kahraman: “Bu bizim için de bir deneyim oldu. Ýlk kez uzun metrajlý bir filme müzik yaptýk. Filmin öyküsünü çok beðendik. Filmin, “Birbirimizin acýsýný anlayabilirsek barýþ gelir” mesajý vardý. Biz de benzer mesajlar vermek istiyorduk. Bizim açýmýzdan isabetli oldu. Filmdeki her karakter üzerine müzik yapacak kadar bir çalýþma yaptýk. Sahasýnda Sivas spor’u 4-2 yenen Fatih Terim'in öðrencileri puanýný 68'e çýkarýp ligin bitimine 2 hafta kala þampiyonluðunu ilan etti. Proletarya tanýmý; Proletarya (Latince proles kelimesinden gelir) alt sosyal sýnýfý tanýmlamak için kullanýlan terim, bu sýnýfa mensup kiþilere proleter denir. Ýlk olarak oðullarýndan baþka malý olmayan insanlarý tanýmlamak için kullanýlan aþaðýlayýcý bir kelime iken, Karl Marx’tan sonra iþçi sýnýfýný tanýmlamak için kullanýlan sosyolojik bir terim halini almýþtýr. Marksist teoride proletarya üretim araçlarýna sahip olma-yan sýnýfýn adýdýr. Proleter ücret alan iþçidir. Proletarya, feodalizmin çözülmesiyle mülksüzleþen insanlarýn, emek gücünü belli bir ücret karþýlýðýnda satmaktan baþka yaþam seçeneði kalmamasýyla ortaya çýkan, üretimdeki konumlarý itibariyle belirli bir grup oluþturan kesimin sýnýfsal olarak tanýmlanmasýdýr. Marksizm, proletarya ve burjuvaziyi (kapitalist sýnýf) birbirinin zýttý iki pozisyona koyar, örnek olarak fabrika iþçisi ücretini olabildiðince fazla almak isterken patron sayýlan üretim araçlarýna sahip insanlar da olabildiðince az vermeye çalýþýr. Bunun da ötesinde, her iki sýnýf, üretimdeki yerleri ve toplumsal yaþamdaki konumlarýyla tamamen çatýþma halindedirler. Bu çatýþma geçici ve aþýlabilir deðildir aksine, ancak sýnýfsýz topluma geçildiðinde bitecek bir çatýþmadýr. KaynakWh: http://www.webhatti.com/genel/ 737574proletarya.html Nisan ayýnýn son haftasýný bayram kutlamasý için ayýrdýk genç sosyalist arkadaþlar ile hafta boyunca ülkemiz gündemindeki acil sorunlarý içeren, çok güzel hazýrlanmýþ bir bildiriyi daðýttýk. Yine bayram için hazýrlanmýþ afiþler ile kendi çapýmýzda afiþleme yaptýk. Yerel gazetelere bayram ile ilgili basýn açýklamasý yapýldý. Yerel televizyon kanalýnda bayram çaðrýmýz duyuruldu. 1 Mayýs günü ise toplanama alanýndan miting alanýna kadar marþlarýmýz sloganlarýmýz ile ulaþtýk. Alanda günün önem ve anlamýna yaraþýr konuþmalar dinledik. Her ne hikmet ise alandaki bir grup bir baþka grubu istemiyordu. Ýþte bayram bu düþünceler ile gölgelendi. Alaný bir grup terk etti. Ulusal kanallarda dahi gösterildi ilimiz ile ilgili haber. Olmasa iyi idi. Biz sol ve sosyalistliðimizden vazgeçmeyeceðiz elbet, her þeye raðmen. Ancak insan düþünmeden edemiyor sýnýf bilinci yani proletaryanýn sýnýf bilinci sýnýf tarafýndan neden iyi anlaþýlmýyor da sýnýf hep baþkalarýnýn tahriklerine kapýlýyor? Örneðin üç bayramdýr ilimizde ayný tiyatro býkmadan oynanýyor. Ya gelmeyeceksin, geliyorsan iþçi sýnýfýna yaraþýr davranacaksýn, öyle deðil mi? Umarým baþka 1 Mayýs’larda bu sorunu bir daha yaþamayýz… Ýþçi sýnýfý tanýmýný yazýnýn baþ paragrafýna özellikle aldým. Umarým anlaþýlýr. Ayrýca Ýstanbul'da bayramý gündem için kana bulayanlarý kýnýyorum. Not: Ýþçi sýnýfýnýn yiðit önderi Deniz Gezmiþ ile daraðacýna gönderilen üç fidanýmýzýn ölüm günü bu gün. Iþýklar içinde olsunlar… Serbay MANSUROÐLU Gebze Belediyesi'nin düzenlediði Hünkâr'a Vefa Programý'nda belediyenin Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'nden talebi üzerine belirlenen 10 lisenin öðrencileri dün Cuma namazý ve gýyabi cenaze namazý kýlýp, Kuran dinledi, dua etti Kocaeli Gebze Belediyesi ile Hünkâr Vakfý tarafýndan Fatih Sultan Mehmet'i anma gerekçesiyle bu sene ilk defa gerçekleþen I. Uluslararasý Hünkâr'a Vefâ Sempozyumu'nun son gün programý 'Hünkâr'a Vefa Gýyabi Cenaze Namazý' baþlýðý altýnda gerçekleþti. Hünkâr'a Vefa Programý'nýn son gününde 10 lisenin son sýnýf öðrencileri Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'nün talimatýyla Cuma namazýna taþýndý. Öðrenciler önce cuma namazýný kýlýp Kuran dinledi, ardýndan Fatih Sultan Mehmet'in gýyabýnda cenaze namazý kýldý. 'BELEDÝYE ÇALIÞIYOR' Gebze Belediyesi Kültür ve Sosyal Ýþler Müdürlüðü'nün dün gerçekleþen programýn öncesinde Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'ne yazý yazarak programa katýlýmýn arttýrýlmasýný istediði ortaya çýktý. Belediye Baþkan Yardýmcýsý Nilay Ayran imzasýyla gönderilen yazýda; “Gebze hünkar çayýrýnda Fatih Sultan Mehmet Han için Kur'an Tiaveti, Cuma Namazý eda edilmesi ve yemek ikramý yapýlmasý programý için yine müdürlüðünüz personeli, Okul Müdür ve Müdür Yardýmcýlarý, tarih öðretmenleri ve diðer katýlmak isteyen öðretmen ve personelin yaný sýra Müdürlüðünüz tarafýndan belirlenecek olan 10 adet lisenin son sýnýf öðrencilerinin program alanýna Belediyemiz otobüsleri ile taþýnýp tekrar geri götürülmesi için gerekli çalýþmanýn yapýlmasý ve Belediyemize otobüslerin kalkacaðý yerlerin adresleri kaç adet otobüs talep edildiði konusunda cevap verilmesi hususunu bilgilerinize arz ederim” ifadeleri yer aldý. Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü, belediyenin ricasýný geri çevirmeyip gerekli çalýþmalar için bütün lise ve baðlý kurumlara Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi geçtiðimiz nisan ayýnda iþçi ölümlerinin en fazla inþaat ve metal sektörlerinde görüldüðünü bildirdi. Nisan ayýnda en az 57 iþçi yaþamýný yitirdi. Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi Nisan 2013’te en az 57 iþçinin hayatýný kaybettiðini açýkladý. Nisan ayýnda inþaat ve metal sektörleri iþ ölümlerinin en çok görüldüðü sektörler oldu. Yarýdan fazlasý düþme nedenli olmak üzere 21 inþaat iþçisi yaþamýný yitirdi. Bu yýlýn baþýndan bu yana ölümlerin hýzla arttýðý bir sektör de metal setörüydü; nisan ilgili yazýyý gönderdi. Kaymakamlýðýn da olur verdiði program için belirlenen liselerin öðrencileri dün Hünkar Çayýrý'nda gerçekleþen programa katýldý. ÝDARECÝLER SORUMLU DAVRANMIYOR Eðitim Sen Gebze Þubesi ise konuyla ilgili yaptýðý deðerlendirmede; “Gebze’deki yerel yöneticiler bindikleri dalý kesmektedirler. Laiklik karþýtý akýmlarý güçlendirmektedirler. Bunun ne kendilerine ne bölgemize ne de ülkemize bir yararý yoktur. Laiklik ve öðretim birliði ülkedeki barýþýn ve her türlü geliþmenin, güvencesidir. Bu güvenceyi yok edecek kurumlarýn ve kiþilerin yasalara ve konumlarýna uygun davranmalarýný istiyoruz. Bu doðrultuda Gebze kaymakamýmýz kamuoyunun vicdanýnda büyük yaralar ve tahribatlar oluþturmuþtur” ifadelerine yer verdi. Bakanlar Davutoðlu ve Ergün anmada Fatih Sultan Mehmet'in anýlmasýyla ilgili dün Hünkar Çayýrý'nda kurulan otaðda düzenlenen anmaya Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ayýnda bu sektörde görülen iþçi ölümlerinin sayýsý yediydi. Madencilik ve eðitim, büro ve sinema alanýnda dörder ölüm; tarým, orman, gýda, þeker, enerji, tersane, liman, deniz, konaklama,eðlence sektörlerinde üçer ölüm, çimento, toprak, cam, taþýmacýlýk, savunma, güvenlik ve belediye ve genel iþlerde birer ölüm görüldü. Hayatýný kaybeden iki kiþinin sektörleri ise belirlenemedi. Sanayi kentlerinde ölüm Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi’nin iþ ölümleriyle ilgili raporuna göre, Ýþçi ölümleri sanayi kentlerinde yoðunlaþtý. Bakaný Nihat Ergün, Gebze Kaymakam Vekili ve Dilovasý Kaymakamý Hasan Göç, Gebze Cumhuriyet Baþsavcýsý Ýbrahim Baðcý, Çayýrova Belediye Baþkaný Ziyaettin Akbaþ, Ýlçe Emniyet Müdürü Abdulkadir Demir, AKP Ýl Baþkaný Mahmut Civelek, AKP Ýlçe Baþkaný Cemalettin Kaflý, AKP Ýl Kadýn Kollarý Baþkaný Oya Tuncel, Ýlçe Kadýn Kollarý Baþkaný Vasfiye Aydýn ve belediye meclis üyeleri katýldý. Ýlçe milli eðitim müdürlüðü tarafýndan belirlenerek programa katýlan liseler ise þunlar: Ziya Gökalp Lisesi Cumhuriyet Lisesi Ýmam Hatip Lisesi Sarkusyan Lisesi Gebze Lisesi STFA Teknik ve E. M. Lisesi Süleyman Demirel Anadolu Lisesi Atatürk Anadolu Lisesi Ticaret Meslek Lisesi Ticaret Odasý Ticaret Meslek Lisesi Kaynak:BirGün Ýþçi ölümlerinin tespit edildiði þehirler þöyle: Beþ ölüm Ýstanbul’da; dört ölüm Kocaeli’nde; üçer ölüm Antalya, Kahramanmaraþ, Kayseri ve Zonguldak’ta; ikiþer ölüm Ankara, Bursa, Çanakkale, Ýzmir, Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Þanlýurfa ve Tekirdað’da; birer ölüm ise Aðrý, Ardahan, Aydýn, Balýkesir, Bartýn, Burdur, Çorum, Denizli, Erzurum, Kýrklareli, Kütahya, Nevþehir, Rize, Sakarya, Sinop ve Þýrnak’ta belirlendi. Yeni yönetmelik Raporda, bir yýl önce hayatýný kaybeden Selin Erdem de anýldý. Sine-Sen üyesi Selin Erdem 1 Mayýs 2012’de, Seyrantepe’deki sette hayatýný kaybetmiþti. “Ýþinin baþýnda, iþyerinde, patronlarýnýn güvenli çalýþma ve dinlenme koþullarý saðlamamasý nedeniyle Selin hayatýný kaybetti. Patronun iþ cinayetini basit bir trafik kazasý gibi göstermeye çalýþmasý karþýsýnda verilen mücadele sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu, trafik kazasý olarak geçiþtirilmeye çalýþýlan olayýn ‚‘iþ kazasý‘ olduðuna dair rapor verdi.“ Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi Sine-Sen ve Oyuncular Sendikasý’nýn “Sinema ve Dizi Setlerinde Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Yönetmeliði” hazýrlamakta olduðunu da bildirdi. BÝA Haber Merkezi Hayatboyu Öðrenme Programý’na AB üyesi 27 ülke ile Ýzlanda, Norveç, Lihtenþtayn ve Türkiye katýlabilmektedir. Makedonya ve Hýrvatistan da bazý alt programlarda yer almaya baþlamýþtýr. Comenius Programý, okul eðitimindeki kaliteyi artýrmak ve Avrupa boyutunu güçlendirmek amacýyla: • Okullar ve öðretmen yetiþtiren kurumlar arasýnda uluslararasý iþbirliði ve deðiþimi teþvik eder, • Pedagojik metotlar ve materyaller geliþtirmeyi teþvik eder, • Okullarýn idaresine yönelik güzel • Deðiþik kültürlere yönelik farkýndalýðýn geliþtirilmesini teþvik etmek, • Okul eðitimi sektöründe kültürler arasý eðitim giriþimlerini geliþtirmek, • Kültürler arasý eðitim alanýnda öðretmenlerin yeteneklerini geliþtirmek, • Irkçýlýk ve yabancý korkusu/düþmanlýðýyla mücadeleyi desteklemek; için tasarlanmýþ uluslararasý etkinlikler yardýmýyla Avrupa’daki okul eðitiminde kültürler arasý farklýlýklarýn bilincine varýlmasýný teþvik eder. Biz Hacý Bektaþ Veli Ortaokulu olarak Ulusal Ajans bünyesindeki Comenius projesi olan “CAN WE MAKE A DIFFERENCE?” “Bir Farklýlýk yaratabilir miyiz?” “PROMOTING ENVIRONMENTAL AWARENESSES” yani “çevresel farkýndalýklarý teþvik etme” isimli çevre projesini yürütmekteyiz. 2012-2014 yýllarý arasýnda olmak üzere çalýþmalarýn ve yeniliklerin uluslararasý boyutta yaygýnlaþtýrýlmasýný destekler, • Eðitimde dýþlanma ve okulda baþarýsýzlýkla mücadelede, özel eðitime ihtiyaç duyan öðrencilerin entegrasyonu ve eðitimin bütün sektörlerinde fýrsat eþitliðini teþvik eden yöntemler geliþtirir ve bunlarý yaygýnlaþtýrýr, • Okul eðitiminde ve okul eðitiminde görev yapan personelin eðitiminde Bilgi ve Ýletiþim Teknolojilerinin (BIT) kullanýmýný teþvik eder. Ayrýca Comenius Programý: • Yabancý dil olarak Avrupa dillerinin öðretiminde kaliteyi artýrmak, • Dil öðretmenlerinin pedagojik yeteneklerini geliþtirmek, • Az kullanýlan ve öðretilen dillerin öðretmenlerinin dil yeteneklerini geliþtirmek, • Öðretilen yabancý dil çeþitliliðini artýrmak, • Bütün öðretmen ve öðrencilerin konuþabildikleri yabancý dil sayýsýný artýrmak ve konuþma düzeylerini yükseltmek. Yönünde yapýlan etkinlikler yardýmýyla Avrupa’da okul eðitiminde dil öðreniminin geliþmesine katkýda bulunur. Bunlarýn yaný sýra Comenius Programý: 2 yýllýk bir süreyi kapsamakta olan projemizin Polonya, Yunanistan, Letonya, Finlandiya ve Türkiye olmak üzere beþ adet ortaðý vardýr. Projemizin ana temasý olan çevre olgusunun alt baþlýklarý ise geri dönüþüm, yenilenebilir enerji, enerji tasarrufu, fidan dikimi, çevreyi koruma, toplumu bilinçlendirme, saðlýklý yaþam gibi konulardýr. Bu proje ile daha yaþanýlabilir bir dünya hayalini gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz. Biz okulumuzu, çevremizi, ilimizi, ülkemizi ve dünyayý deðiþtirmek için bu yola çýktýk. Comenius grubumuzu gönüllü olarak katýlan 28 öðrenci ve 12 öðretmenden oluþturduk ve çalýþmalarýmýza okullarýn açýlmasýyla baþladýk. 2 yýl boyunca yapacaðýmýz çalýþmalar, araþtýrmalar, anketler ve görüþmelerle Çevremiz için yapmamýz gerekenler konusunda tavsiye ve öneriler geliþtirmek üzere çalýþmalar yaptýk. Öðrencilerimizin bu yöndeki görüþ ve önerilerini, Ýngilizce veya Türkçe þarký ve þiirlerle, okul çapýnda kompozisyon ve resim yarýþmalarý, okul çapýnda bilgi yarýþmasý düzenleyerek almaya çalýþtýk. Bütün bu çalýþmalarý yaparken amacýmýz ve beklentimiz hem okulumuzdaki hem de Hacý Bektaþ Veli’deki öðrencilerin görüþ ve önerilerini almak hem de dikkatlerini Çevre Temizliði üzerine çekmekti. Bunun sonucunda bir çevre temizliði bilinci oluþturmayý hedefledik. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber/Foto: Mustafa SÜMEN Sahasýnda Sivas spor’u 4-2 yenen Fatih Terim'in öðrencileri puanýný 68'e çýkarýp ligin bitimine 2 hafta kala þampiyonluðunu ilan etti. Galatasaray ligdeki 19. þampiyonluðuna ulaþtý. Þampiyonluk kutlamalarý ilçemizde de GALATASARAY’ýn Tam Baðýmsýz Taraftar oluþumu ULTURASLAN’ýn Hacýbektaþ Hedefimiz ideallerimizi ilk baþta kendi okulumuz ve çevremizde, sonra ise ulusal boyutta gerçekleþtirmektir. Bu anlamla ulusal ve uluslararasý çalýþmalar yapmaktayýz. Ulusal çalýþmalarýmýz bakacak olursak; öncelikle okul içi toplantýlar yapýldý. Bu toplantýlar okulumuz ve çevremiz adýna yapýlabilecek olanlar planlandý. Bu planlamalar sonucunda atýk plastik ve metalleri okul bünyesinde toplayarak, bu maddelerden geri dönüþüm kutularý yapýldý.50 öðrencinin ürettiði Türkçe ve Ýngilizce sloganlarý arasýndan 40’a yakýný seçilerek konuþma balonlarý biçimindeki renkli kartonlara bastýrýldý ve okulun çeþitli yerlerine asýldý. Okulun her sýnýfýnda ve çeþitli birimlerinde atýk kâðýt toplama noktalarý oluþturularak; toplanan kâðýtlar geri dönüþüm firmalarýna verildi. Derslerin öðretmen ile öðrenciler açýsýndan daha zevkli geçmesi ve çevre bilinci aþýlanmasý amacýyla sýnýf içi ve sýnýf dýþý aktivite ve dersler düzenlendi. Öðrencileri projeyle ilgili bilgilendirmek amacýyla okulun çeþitli panolarýna ve köþelerine; öðrencilerin ülkelerle ilgili hazýrladýðý tanýtýcý afiþler asýlmýþtýr. Uluslararasý çalýþmalarýmýza bakýlacak olursak burada en çok ülke toplantýlarýmýz söz konusudur. Bu toplantýlar her ülke için dönemin planlanan iki haftasýnda yapýlmaktadýr. Ülke toplantýlarýnda daha çok diðer öðrencilerle tanýþma ve çevreyle ilgili ortak sorun ve yapýlabileceklerin tartýþýlmasý, o ülkenin çevre konusunda neler yapýp hangi seviyede olduklarýnýn gözlenmesi þeklinde geçer. Bu süreçte bulunan ülkede öðrencilerin ve toplumun bilgilendirilmesi amaçlý çeþitli konferanslar ve aktiviteler düzenlenmektedir. Ekim 2012’de Finlandiya’daki toplantýya 2 öðretmen, Þubat 2013’de Letonya’daki toplantýya 4 öðretmen 4 öðrenci ile katýldýk. Mayýs 2013’de Yunanistan’daki toplantýya ise 5 öðretmen ve 4 öðrenci ile katýlacaðýz, Eylül 2013‘ de Türkiye ve Þubat 2014 ‘de ise Polonya toplantýlarý yapýlacaktýr. Toplantýlara genel olarak öðretmen ve öðrencilerden oluþan ve her seferinde proje sorumlusu öðretmenler hariç farklý öðrenci ve öðretmen götürülmektedir. 2012-2013 eðitim öðretim yýlýnda baþlayan Comenius projemizin ilk proje toplantýsýný Finlandiya’nýn Keminmaa þehrinde yaptýk. Bu ilk toplantý olduðu için, burada ortak okullarýn ve bulunduklarý ülke ve þehirlerin tanýtýmlarý ve sunumlarý yapýldý. Ýsimlerini ilk kez duyduðumuz þehirler ve bölgeler hakkýnda birçok þey öðrenmiþ olduk. Türkiye’ yi görmemiþ, belki hiç bilmeyen, Türk insanýný tanýmayan ve birçok önyargýlarý olan insanlara Türkiye’yi, Nevþehir’imizi, Hacýbektaþ ilçemizi, Türk insanýný, eðitim öðretim sistemimizi elimizden geldiði kadar anlatmaya çalýþtýk. Bu toplantýda yýl içinde yapýlacak faaliyetler planlandý. Bütün bu faaliyetler veya proje ile ilgili yapýlan farklý þeyler diðer ortak okullarla paylaþýlacaktýr. Daha sonraki toplantýmýz Letonya’nýn Auce þehrinde gerçekleþti. Toplantýya 4 öðretmen 5 öðrenci katýlmýþtýr. Bir diðer toplantý 11-15 Mayýs tarihleri arasýnda Yunanistan’ýn Eleousa þehrinde gerçekleþtirilecektir. Bu toplantýya okulumuzun 5 öðretmeni ve 4 öðrencisi katýlacaktýr. Proje toplantý dönüþlerimizde çekilen video ve resimleri okulumuzdaki panomuzda sergiledik. Comenius öðretmen ve öðrenci gruplarýný toplantý hakkýnda bilgilendirdik ve yýl içinde yapýlacak faaliyetler ile ilgili görüþlerini aldýk. 2012 yýlýnda çýktýðýmýz Comenius yolculuðunda Avrupa’ya Türk insanýný tanýtmak, Türkler hakkýndaki önyargýlarý yýkmak, kültürümüzü ilk aðýzdan doðru bir þekilde aktarmak, diðer ülke ve kültürleri tanýmak ve Türk bayraðýný Finlandiya’da ve Letonya’da taþýmak ilkini gerçekleþtirdik. Okulumuzda 5 ortak okulun katýlýmýyla yapýlacak olan amacýmýz Proje Toplantýsýnda, öðretmen, öðrenci ve velilerimiz çevremizi, Türk kültürünü, Türk insanýný, doðal güzelliklerimizi, tarihi deðerlerimizi, özel yiyeceklerimizi özenle tanýtmaktýr. Ayrýca, öðretmen ve öðrencilerimiz, Avrupa okullarýný görme, insanlarýný tanýma, çevrelerine gösterdikleri özeni inceleme fýrsatýný bu projeyle bulmuþlardýr. Umarýz ki, yaptýðýmýz bütün bu çalýþmalar Kültürlerarasý Diyaloga, Barýþa, Milletlerarasý Hoþgörü, Sevgi ve Saygýya katkýda bulunur. Temsilciliði öncülüðünde, meþaleler eþliðinde coþkuyla kutlandý. Taraftarlarýn hep bir aðýzdan söylediði “ÞÝKE YAPSANA, ÞÝKE YAPSANA; AZÝZ YILDIRIM ÞÝKE YAPSANA” tezahüratý ise gecenin ilginç ayrýntýlarýndandý. Çözümün konuþulduðu bugün, bundan 41 yýl önce idam edilen ve son sözleri “Kürt ve Türk halklarýnýn kardeþliði” olan 3 fidan anýlýyor. Devrimin üç kýzýl karanfili Deniz Gezmiþ, Hüsyin Aslan ve Yusuf Aslan'ýn asýlarak katlediliþinin üzerinden 41 yýl geçti. Yurdun dört bir tarafýnda on binler 6 Mayýs 1972'deki katliamýn yýldönümünde "Deniz olup alanlara akacak." Deniz'lerin avukatlarýndan Orhan Ýzzet Kök ve 68 kuþaðýnýn önemli isimlerinden Oktay Etiman BirGün'e konuþtu. DARAÐACINDA ÜÇ FÝDAN'IN AVUKATLARINDAN ORHAN ÝZZET KÖK: Hep dimdik durdular >>Türkiye'nin hala konuþtuðu bir davanýn avukatýydýnýz. Dava sürecini biraz anlatýrmýsýnýz? Denizlerin davasýna özel bir hazýrlýk yaptýk. Toplam 11 avukattýk. Halit Çelenk ve Niyazi Aðýrnaslý dýþýnda genç avukatlardan oluþuyordu. Ya bürolarda ya Halit Abi'nin sendikasýndaki odasýnda ya da evlerdeydik. Dosyalara bakýp, itirazlarýmýzý konuþurduk. Bu toplantýlarý defalarca polis bastý. Bu tempo dava devam ettiði sürece sürdü, hiç esnemedi. >>Bugünden geriye baktýðýnýzda savunmada bir eksiklik görüyor musunuz? Savunmamýz 300 sayfa civarýndaydý. Bunun yarýsý Türkiye'nin tahlili idi. Bu tahlili Halit abi yazdý. Çocuklara istinat edilen suçlar, 146 suçlarýn uygulanmasýný da biz hazýrladýk. Mahkeme baþkaný Ali Elverdi, küçük daðlarý ben yarattým havasýndaydý. Ali Elverdi, daha sonra Adalet Partisi'ne geçti. Elverdi, parti propogandasýný “komünistleri asan adam” olarak yaptý ve öyle seçildi. Böyle bir mahkeme baþkaný vardý. Karar önceden verilmiþti. >>Ýnfazlarda yer aldýnýz mý? O infazlar ile bizim aramýzda trajik bir ortaklýk yarattý. Yeni avukatýz. 3 tane de infaz var. Kiþi baþýna birer avukat istediler. Kim gelecekse biz sizi gece alacaðýz dediler. Sýkýyönetimden dolayý gece çýkma yasaðý vardý. Halit abi gitti ve bir arkadaþýmýz gitti. Ben gidemedim, izleyemedim, yapamadým. Sadece müvakkil deðil, arkadaþlarýmýzdý. Her gün hücrede görüyorsunuz, konuþuyorsunuz. Her zaman dimdiktiler, hiç kýrýlma olmadý. >>En son ne zaman görüþtünüz? Ýnfazlardan iki gün önce. O gün, Halit abi telefon etti, kim gidebilir dedi. Ben gideyim dedim. Her an infaz bekleniyordu. Gergindik. Toplu görüþtürülmüyorduk, hücreden tek tek getiriliyordu. Kafes içinde görüþtürüyorlardý. Deniz'den sonra Yusuf, Hüseyin geldi. Yusuf, Meclisteki bir tartýþmadan bahsetti “topak ve tarým reformuna tedbirler alýnýyor” falan dedi. Bana tartýþma nedir diye sordu. Toprak reformuna hazýrlýk yapýlýyor ben de tam bilemiyorum basýndan takip ettiðim kýsým sýnýrlý dedim. Yusuf, “Ne zaman asýlacaðýmýz belli deðil, bakarsýn uzar, sen Meclis'te ki tasarýyý getirebilir misin” dedi. Dehþete kapýldým, okumak istiyordu. Meclise ne geliyor ne gidiyordu. Ölüm beklenirken, o merak içindeydi. Bir þekilde meclisten bu tasarýyý buldum. Götürdüm, verdim, son arzusu diye rica ettim. Ýnfaz sonrasýnda eþyalarýndan çýktý. Okumuþ notlar almýþ altlarýný çizmiþti. >>Yargýlamanýn hýzý da ilginç deðil mi? Mahkeme özel bir husumet duygusu ile hareket etti. Yargýlama 83 günde bitirildi. 25 kiþiden 18 kiþiye idam verildi. Sonra yargýtay 3 kiþiye indirdi. 18 idamý asgari yargýtay bozmasýna raðmen mahkeme itiraz etti. Böyle bir dava 83 günde bitiriliyor. Avukatlar tehdit altýnda görev yaptýlar. Dört dörtlük faþist bir dönemdi. 12 Mart bir anlamda faþizmin staj dönemiydi. 12 Eylül uzmanlaþmaydý. >>Ayný suçlardan bahsedilmesine raðmen neden üç isimde ýsrar edildi? 18 idam kararý 3'ü Yargýtay tarafýndan kabul edildi. 3 idam rastlantýsal deðil. Deniz, Hüseyin ve Yusuf'un suçlarý diðerlerinden daha fazla ya da daha eksik deðildi. Bunlar lider görülüyordu ve toplum bunlarý severek tanýyordu. Yoksa suçlar ayný suçlar. Bir de Meclis'te ki 3'e 3 meselesini biliyoruz. *** 68 KUÞAÐININ DEVRÝMCÝ LÝDERLERÝNDEN OKTAY ETÝMAN: Onlar bugünün mücadelesinde yaþýyor >>68 kuþaðýnýn en temel özellikleri nelerdi? Bir bütün olarak þu özellikleri taþýr diyemem. Benim kiþisel tarihim açýsýndan Çukurova'da çeliþkileri fark eden, bu çeliþkilerin ortadan kalkmasýna inanan ve daha sonrada Adana'dan Ankraya geldiðimde kurtuluþun sosyalizmde olacaðýna karar veren bir gençtim. Örneðin Mahir Çayan, Hüseyin Ýnan'la, Hüseyin Cevahir'le bir araya gelince birlikte mücadeleye baþlayýnca ortaya çýkan bir karardý. Daha çok alt orta sýnýftan gelen bir kuþaktýk. >>Silahlý mücadele dönemi nasýl baþladý. Buna nasýl karar verdiniz? 1970'li yýllara yaklaþtýðýmýz dönemde parlementer sistemle çözümün mümkün olmayacaðý, barýþçýl bir çözümün artýk imkansýzlaþtýðý kafamýzda oluþmaya baþladý. Benim içinde bulunduðu THKP-C grubu o dönemde silahli mücadeleye baþlamadan legal mücadele verme potansiyelini içinde taþýyorudu. Böyle bir yaygýnlýða sahipti. Bizim düelloya girmemiz delikanlý olmaktan, genç olmaktan kaynaklý deðil. Türkiye'deki konjektüre bakmak lazým. O dönem 1971'le birlikte faaliyette olan örgütler THKP-C, THKO ve hatta TÝKKO devlete karþý küçük çaplý bir baþkaldýrý gerçekleþtirdik. Fiziksel olarak yenilmiþ olabiliriz ama tarihsel olarak baktýðýmýzda orada yenillgiyi göremezsiniz. Düþündüðümüz gibi davrandýk. >>Gündelik hayatýnýz nasýl geçerdi? Ben bizim hareketin bir yazaný, çizeni, kuramcýsý deðildim, daha çok eylemcisi karekterli bir devrimciydim. Ama Mahir Çayan'a baktýðýmýzda, diðer bazý arkadaþlarýmýz ise hakikaten bir köþeye çekilerek orada okumaya zaman buluyorlardý. Mahir'in yeteneði ve becerisi o zamanlar Türkiye'de sayýsý az olan Marksist literatürden çok olumlu sonuçlar çýkarabilmiþ olmasýdýr. Yani günümüze de ýþýk tutabilecek sonuçlara varabilmiþ olmasýdýr. >>Devrimcilerin, devrimci örgütlerin kendi aralarýnda iliþkileri nasýldý? Deniz Ýstanbul'daydý. Ankara'da ODTÜ'de Yusuf Arslan, Hüseyin Ýnan vardý. Biz Türkiye Ýþçi Partisi'nden itibaren onlarla Orta Doðu'daki devrimci sosyalist arkadaþlarýmýza yakýn iliþkilerimiz vardý. Ben þahsen siyasal bilgilerde bulunan bir devrimci olarak ODTÜ'de devrimci sosyalist arkadaþlarýmýzýn varlýðýndan hep güç alýrdým. Bizim iliþkimiz çok yakýndý. 12 Mart darbesinden önce hatta yýllarca önce iç içe yaþadýk, birlikte bir çok eylemimiz oldu. Köylere birlikte gittik. Ýþçilerin demokratik mücadelelerin yürütüldüðü anda birlikte olduk. Yoldaþlýk açýsýndan o zamaan birbirimize daha yakýndýk. Farklý yapýlardada olsak da yakýndýk. O zamanlar yoldaþ sözü bu kadar yaygýnlaþmamýþtý daha nadiren kullandýk, ama yoldaþ hissederdik. Büyük bir devrimci dayanýþma içerisindeydik. ************** DENÝZLERÝN AVUKATI HALÝT ÇELENK'ÝN KIZI SERPÝL GÜVENÇ Devrimciler ve Savunmanlara Dair “Haksýzlýðýn envaýný gördük... Bu mu kanun? / En gamlý sefaletlere düþtük... Bu mu devlet? / Devletse de, kanunsa da artýk yeter olsun; / Yeter olsun bu deni [alçak] zulm ü cehalet” diyen þair Tevfik Fikret, bu dizeleri yazarken elbette cuntalý yýllarý ya da AKP’nin on yýllýk iktidarýnda toplumsal, siyasal ve yargý alanlarýnda yaþanan haksýzlýklarý düþünmemiþti. Ama 1 Mayýs’larda, HES direniþlerinde, adliyelerde, grevlerde, üniversitelerde, cezaevi önlerinde öldüresiye gazlanan ve dövülen emekçileri, köylüleri, gençleri, ana babalarý, eþleri gören ya da bu vahþeti yaþayan bir insanýn içinde benzer bir isyanýn yükselmemesi olanaksýz. Ýronik olan, bütün bunlarýn sorumlusu AKP iktidarýnýn “ileri demokrasi” mimarlýðýna soyunmasý! Bu haksýzlýklar ve öldürümler tarihimizin ilkleri deðil. Bugün, 12 Mart askeri cuntasý döneminde, uygulanmasýný istedikleri 1961 Anayasasý’ný ortadan kaldýrmaktan yani iþlemedikleri bir suçtan yargýlanan Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn idam edilmesinin 4'inci yýlý. Ýki yýl önce ise avukatlarý Halit Çelenk, eþi Þekibe Çelenk’in sözleriyle “Bizleri terketti ve çok sevdiði çocuklarýnýn yani Denizlerin yanýna gitti.” Denizler ve Çelenk çoðu kez birlikte anýlýr. Belki de bu durum, Denizleri bedenen yitirdiði ve yasal olarak avukatlýðý sona erdiði halde doðanýn kanunlarýna yenik düþene dek onlara yapýlan haksýzlýðý, davalarýný ve mücadelelerinin amacýný savunmayý sürdürmesinden kaynaklanmaktadýr. Sadece Denizlerin avukatý deðil, onlarýn yoldaþýdýr Halit Çelenk. O da, Denizlerin, Mahirlerin ve Ýbrahimlerin dünya görüþünü paylaþmakta yani bilimsel sosyalizm düþüncesinin yol göstericiliðinde sýnýfsýz ve sömürüsüz bir topluma kavuþmak için verilecek bir baðýmsýzlýk ve demokrasi mücadelesine inanmaktadýr. Kitaplarýnda ve yazýlarýnda sürekli olarak sosyalist bir hukuk anlayýþýný savunur. Müvekkili olan devrimciler gibi toplumsal ve siyasal alanda mücadele eden, örgütlenen ve örgüt kuran bir kiþidir. O da, savunduðu “güzel insanlar” gibi egemenler karþýsýnda baþýný eðmemiþ, verdiði hukuk savaþýnda da sermayenin saltanatýna teslim olmamýþ, doðru bildiðini sonuna dek savunmuþ, yaþamý boyunca emek ve emekçinin yanýnda yer almýþtýr. Ne saldýrýlar ne soruþturmalar ne de yetmiþli yaþýnda götürüldüðü kontrgerilla merkezlerindeki sorgular onu yolundan çevirebilmiþtir. Savunan ve savunulan özdeþleþmiþ, bir olmuþtur. Bugün Denizler’den, Mahirler’den, Kaypakkaya’lardan ve Halit Çelenk’ten bize kalan, her koþul altýnda emek mücadelesinin içinde olma inancý ve kararlýlýðýdýr. Emperyalizm ve iþbirlikçilerine karþý ödünsüz bir karþý duruþtur. Bir emekçi iktidarýnýn kurulmasý mücadelesidir. Çaðdaþ Hukukçular Derneði’nin kurucusu olan Halit Çelenk ve devrimci avukatlarýn 60’lý ve 70’li yýllardan baþlayarak benimseyip yaþama geçirdikleri bu ilkeli duruþu sürdüren, cezaevinden ilk mektubunu Halit Çelenk’e yollayan ve ona yüreðinden bir kýrmýzý karanfil sunan sevgili Taylan Tanay gibi, içerde ve dýþarýdaki tüm genç devrimci savunmanlar, direnen diðer toplum kesimleri gibi aðýr bedeller ödüyorlar. Ezilenleri savunarak geleneðe sahip çýkýyorlar. Durumu sual edenlere ise yanýtý, “Göz yumma güneþten ne kadar nuru kararsa/ Sönmez ebedi, her gecenin bir gündüzü vardýr” diye seslenen Fikret ve “O duvar o duvarýnýz / výz gelir bize výz / bizim kuvvetimizdeki hýz / ne bir din adamýnýn dumanlý vaadinden / ne de bir hülyanýn gönlü yakýþýndandýr / O / tarihin o durdurulmaz akýþýndandýr” diye haykýran Nazým veriyor. Fazla söze ne gerek! Kaynak:BirGün Metin Kemal Kahraman kardeþler ilk kez bir film müziðiyle müzikseverlerin karþýsýna çýkarken filmle ayný ismi taþýyan Oðul albümü vesilesiyle Metin Kahraman’la sohbet ettik. Sohbetimizde albümün yaný sýra, Dersim’e ve gelecekteki çalýþmalarýna iliþkin de konuþtuk. Yeni albümün önceki albümlerden farkýný þöyle açýklýyor Metin Kahraman: “Bu bizim için de bir deneyim oldu. Ýlk kez uzun metrajlý bir filme müzik yaptýk. Filmin öyküsünü çok beðendik. Filmin, “Birbirimizin acýsýný anlayabilirsek barýþ gelir” mesajý vardý. Biz de benzer mesajlar vermek istiyorduk. Bizim açýmýzdan isabetli oldu. Filmdeki her karakter üzerine müzik yapacak kadar bir çalýþma yaptýk. Bir yazýya göre ya da bir görüntüye göre müzik kurguluyorsunuz. Diðer albümlerden böyle bir farký var bu albümün.” Filmin 2011’de gösterimde olduðunu hatýrlatan Kahraman, albümle ilgili yaptýklarý teknik altyapý düzenlemelerinin ardýndan albümü bu yýlýn Þubat ayýna yetiþtirebildiklerini ifade ediyor. Filmde mevzunun iki babanýn yaþadýðý acýlar üzerinden anlatýlmasýnýn filmin özgün yaný olduðuna iþaret eden Kahraman, babanýn hem devleti, hem de savaþan taraflarý temsil ettiðini anlatarak, “Tabii babalar oðullarýna nasýl aðýt yakýyor, buna kafa yorduk” diyor. DERSÝM’ÝN NÝNNÝLERÝ… Albümdeki Ninni þarkýsý da, Dersim’deki ninnilere dikkat çekiyor. Kahraman bu þarkýyý da þöyle açýklýyor: “Bu albümde, annelerin çocuklarýný uyutmak için söyledikleri bir ninniyi besteledik. Annemizden öðrendiðimiz bir ninniyi, otobüs yolculuðu sýrasýnda yaþlý bir kadýnýn doðaçlama okuduðu bir ninniye baðladýk. Bunu besteledik ve Maviþ albümde okudu.” Ninninin sözleri þöyle: “Duzgý roniso kemerde/Tezbe bonco ho verde / Vaze na çeneka rýndeke mare pil ke”, yani, “Düzgün kayasýnda otursun/ Elinde tesbihini sallasýn/ Ona diyin ki, bu güzel bebeði bize baðýþlasýn, büyütsün.” Kahraman, Dersim düðün türküleri üzerine çalýþtýklarýný söyleyerek, “Koçgiri, Dersim, Varto’ya kadar uzanan bir bölgede düðünlerde neler söylendiðini araþtýrýyoruz. Ayrýca, Maviþ ve Kemal’in 1910 ila 1950’lerde savaþlarda Dersimlilerin kaybettiklerine yaktýklarý aðýtlar üzerine bir çalýþmalarý da sürüyor. Bu aðýtlar, 1915 Ermeni Katliamý ve Rus savaþý, Çanakkale, ‘38 aðýtlarý ve Kore savaþýnda kaybedilenlere yakýlmýþ” diyor. TEKLEÞTÝRME ÇORAKLAÞTIRIR “Dersim müziði yaptýklarýna” dair gelen eleþtiriye iliþkin de Metin Kahraman’ýn cevabý þöyle: “Dersim kültürü, Anadolu ve Mezopotamya’dan baðýmsýz deðil. Zazaca, Anadolu’nun geniþ bir coðrafyasýnda konuþulan bir dil. Kaybolma tehlikesi yaþayan bir dil. Haklý olarak dili kaybolan birinin ne yapmasý gerekiyorsa biz de onu yapmaya çalýþýyoruz. Dersimlilerin ana dilini yaþatma çabasý bölgecilik olarak tanýmlanamaz. Dersim inancýyla, kültürel dokusuyla ve dilleriyle Anadolu’nun orijinal kültür merkezlerinden biridir. Bu kültürün yok edilmesine hiçbir sosyalist kayýtsýz kalmamalý. Kültürlerin tekleþmesinden, dillerin tekleþmesinden korkmak gerekir. Zazaca, Koçgiri’den Siverek’e kadar, bütün Fýrat havzasý boyunca konuþulan bir dil. Bunu belki defalarca söylemiþizdir: Her dilde insanlýk için saklý gelen bir þey vardýr. Dünyaya bir bakýþ, kendine has bir gerçeklik ve felsefe vardýr. Bunlarýn yok olmasý, hepimizin kültürel hayatýný çoraklaþtýracaktýr.” Kahraman, sadece Zazaca ve Kürtçenin deðil, ülkedeki tüm dil ve inançlarýn yaþam bulmasý için gereken, televizyon, radyo, basýlý yayýnlar gibi altyapýnýn da saðlanmasý gerektiðini düþünüyor. PERTEK KAPLICASINDA ÞÝFA SEMPOZYUMU 21-22 Mayýsta Pertek Termal Otel’de “Dersim’de Geleneksel Ýyileþtirme ve Þifalý Bitkiler Sempozyumu” düzenlenecek. Sempozyumu Metin Kahraman ve Týp Tarihçisi Kýzýlca Yürür birlikte organize ediyor. Pertek Belediyesinin ev sahipliðindeki sempozyuma Hozat, Nazýmiye, Pülümür, Ovacýk, Mazgirt ve Tunceli merkez belediyeleri de, destek veriyor. Sempozyuma katýlan akademisyenler ve yerel þifacýlar, bölgedeki cerrah, lokman hekim, ebe ve kýrýk çýkýkçý soylarý; þifalý bitkiler, þifalý su kaynaklarý ve iyileþtirici ocak ve ocaklamalar konularýna odaklanarak, bu binlerce yýllýk sistemin günümüzdeki izlerini takip edecek. Kahraman, zaman içinde toplanan bilgiyle, Dersim’de derman bahçeleri kurulabileceðini, þifalý bitki üretiminin hem bitkilerin varlýðýný sürdürmesi, hem insanlara yeni bir geçim kapýsý açýlmasý için bir olanak sunduðunu belirtiyor. Pülümür Vadisi’ndeki bitki örtüsü zenginliðinin, yapýlmak istenen barajýn iptal olmasýna katkýda bulunduðunu hatýrlatan Kahraman, “Barajlara karþý mücadelede inanç merkezlerinin önemini ve bölgenin bitki zenginliðini ön plana çýkarmýþ olsaydýk, belki daha güçlü bir karþý duruþ oluþturabilir ve daha ikna edici olurduk. Böylece, Hýzýr’ýn mekaný Gole Çetu da su altýnda kalmazdý” diyor. Dersim’in hýzlý kentleþme, madencilik, kitlesel turizm, enerji projeleri, endüstri tesisleri ve bu yatýrýmlarý koruyacak karakollarla iþgal altýna alýndýðýna dikkat çeken Kahraman, “Daðlarýn ve ovalarýn çehresi þimdiden deðiþti” diyor. Kahraman þöyle devam ediyor: “Örneðin, Nazýmiye’nin Peri ýrmaðý kýyýsýnda, Harige köyündeki, bir þifalý su kaynaðýný ve sülük gölünü barýndýran More Sur (Kýrmýzý Yýlan) ve More Þae (Kara Yýlan) ziyaretleri, taþocaðýnýn göçüðü altýnda kaldý. Bu deðiþen dünyada, þifalý bitkilere de, yaþayacak bir yer kalmayacak. Bitkilerin, sularýn bilgisinin insanlar için yaþamsal önemi var. Bu nedenle, bu sempozyum bizim için önemli.” Kaynak:Evrensel Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Türkiye´nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve yer altý kent yerleþimleri ile en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri, bu yýlýn ilk dört aylýk döneminde 615 bin turistin ziyaret ettiði bildirildi. Bölgeye gelen yerli ve yabancý turist sayýsý geçtiðimiz yýla göre artýþ gösterdi. Kapadokya bölgesindeki müze ve ören yerlerini geçtiðimiz yýlýn ayný döneminde 531 bin 231 turist ziyaret etmiþti. Nevþehir Valiliði'nden yapýlan açýklamaya göre, Kapadokya bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan turizme açýk bulundurulan Göreme Açýk Hava Müzesi baþta olmak üzere Zelve, Açýksaray ve Mustafapaþa örenyeri, Nevþehir, Ürgüp, Hacýbektaþ Arkeoloji ve Etnoðrafya ve Hacýbektaþ Veli Müzesi, Hacýbektaþ Atatürk Evi, Çavuþin, Gülþehir St.Jean, Mustafapaþa Constantin-Eleni, Karanlýk ve El Nazar Kiliseleri ile Özkonak, Tatlarin, Kaymaklý ve Derinkuyu yeraltý kentlerini bu yýlýn ilk dört aylýk döneminde 615 bin 324 yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiði bildirildi. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Üniversitesi (NEÜ) Öðr. Gör. Hakan Alptürker, Erasmus Ders Verme Hareketliliði kapsamýnda 22-26 Nisan 2013 tarihleri arasýnda, Romanya´da bulunan "1 Decembrie 1918"Üniversitesi´nde ders Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Türkiye Ýstatistik Kurumu (TUÝK) Nevþehir Bölge Müdürlüðü, aylýk ve yýllýk enflasyon rakamlarýný açýkladý. Nevþehir, Kýrþehir, Niðde, Aksaray ve Kýrýkkale illerini kapsayan Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde Tüketici Fiyatlarý Endeksi (TÜFE) yüzde -0,10 azaldý. Nevþehir Bölgesi'nde zam þampiyonu yüzde 16,22 ile fiyat artýþý ile marul oldu. 2003 Temel Yýllý Tüketici Fiyatlarý Endeksi (TÜFE)'nin 2013 yýlý Nisan ayýnda ulusal bazda bir önceki aya göre yüzde 0,42 artýþ gösterdi. Nevþehir, Kýrþehir, Niðde, Aksaray ve Kýrýkkale illerini kapsayan Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde ise yüzde 0,10 azaldýðý. 2003 temel yýllý TÜFE'de 2013 yýlý Nisan ayýnda bir önceki yýlýn ayný ayýna göre ulusal bazda yüzde 6,13 artýþ meydana geldi. Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde bir önceki yýlýn ayný ayýna göre yüzde 6,14 olarak gerçekleþti. 2003 temel yýllý TÜFE tüketim kalýplarý itibariyle; 2013 yýlý Nisan ayýnda, bir önceki aya göre madde bazýndaki deðiþimler incelendiðinde, ulusal bazda, en yüksek artýþ yüzde 25,41 ile cekette (kadýn için ) meydana gelirken, en fazla düþüþ ise yüzde 51,89 ile sivri biberde gerçekleþti. Kýrþehir, Niðde, Aksaray ve Kýrýkkale illerini kapsayan istatistiki bölgede madde bazýnda en yüksek artýþ yüzde 16,22 ile marulda, en fazla düþüþ ise yüzde -52,88 ile sivri biberde meydana geldi. verdi. Hafta boyunca verilen derslerde, Türkiye´nin yönetim sistemi ve yerel yönetim yapýsý ile Romanya´nýn yerel yönetim yapýsý anlatýlarak iki ülke yönetim yapýlarýna göre karþýlaþtýrýldý. "1 Decembrie 1918" Üniversitesi Hukuk ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekaný Prof. Ioan Gânfâlean, öðretim elamanlarýndan Minura Tudoraþcu ve "1 Decembrie 1918" Üniversitesi Rektörü Prof. Daniel Breaz, Romanya´da bulunan NEÜ heyetine iki üniversite arasýnda yapýlan ikili anlaþmadan ve ziyaretten duyduklarý memnuniyeti dile getirerek teþekkür ettiler. Görüþmeler sonrasýnda öðrencilere NEÜ ve Kapadokya´yý tanýtan CD ve broþürler daðýtan NEÜ heyeti, ayrýca NEÜ plaketini, "1 Decembrie 1918" Üniversitesi Rektörü Prof. Daniel Breaz´a takdim etti. Japonya’da Fukuþima nükleer faciasýnýn ardýndan tüm dünya nükleer enerjiden kaçarken Baþbakan Erdoðan ile Japonya Baþbakaný Abe Sinop nükleer santral anlaþmasýný imzaladý. Türkiye’ye 22 milyar dolara mal olmasý beklenen nükleer tesis yapým ihalesini Japon Mitsubishi Heavy Industries ve Fransýz Areva ortaklýðý kazanmýþtý. Fukuþima faciasýný yaþayan Japonya’nýn Baþbakaný ile bir araya gelen Baþbakan Erdoðan’ýn açýklamalarýysa ibretlik: “Sinop’ta nükleer santrali Japonya ile 4.Mayýs 1937 tarihinde alýnan bir kararla Dersimde katliam resmen baþlatýlmýþ oldu. Bir uçtan baþlayarak büyük küçük demeden yapýlan katliama hayýr bu bir katliam deðil isyaný bastýrma dediler. Bunu söylerken de söyleyenlerin ve yazanlarýn yüzleri kýzarmadý. Dersim katliamýnýn canlý þahidi köylüm Hýdýr Çakmak ile sýk sýk bir araya gelip söyleþiler yapýyoruz. Kendisi 4 Aðustos 1938 tarihinde Hozat Aðzunik köyünde yapýlan katliamdan yaralý kurtulanlardan birisi. Birçok araþtýrmacý ile Hýdýr amcanýn söyleþilerine katkýda da bulundum. Tanýmadýðý birileri Hýdýr amcadan bir þeyler sormak istediðinde derhal beni arar, yanýnda olmamý ister hatta konuþup konuþmama konusunda benden iþaret bekler. Bunun nedeni aradan 75 yýl geçmiþ olmasýna raðmen korku ve kaygýlarý içerisinden atamamasýdýr. Köylüleri köy ortasýnda toplayan askerler kadýnlarý ve çocuklarý bir dere kenarýna, erkekleri de tepenin arkasýna götürerek sýraya dizerler. Önce tepenin arkasýndan makinalý tüfek sesleri gelir, kadýnlar baðrýþmaya baþlar ama küçük Hýdýr ne olduðunu anlamaz bile. O kucaðýnda küçük kardeþi olan annesinin eteðinden tutunmuþ olup bitenleri izlerken bu defa karþýlarýnda kurulu bulunan makinalý tüfekler ötmeye baþlar. Sýralý duran kadýnlardan kurþun isabet eden yere yýðýlýr. Hýdýr’ýn annesi de kurþunu yiyince kucaðýndaki küçük çocuðu ile yere yýðýlýrken yanýndaki oðlu Hýdýr’ý da yere yatýrýr ve arkasýna saklamaya çalýþýr. Silah sesleri kesildiðinde bir çak feryadýn dýþýnda fazla ses yoktur. Hýdýr’ýn annesi sorar oðul sana bir þey deðdi mi? Hýdýr cevap verir, Yoo bana bir þey deðmedi ya sana deðdi mi? Anneden cevap gelmez ve yerinden bir daha kýpýrdamaz. Anne, çocuðunun hayatta kaldýðýný görmenin mutluluðu içerisinde oracýkta can verir. Katliam baþlamadan kaçýp kurtulan dýþýnda Hýdýr’la birlikte iki çocuk daha kurtulur. Bahsedilen katliam sýrasýnda Hýdýr’ýn kendisinden 3 yaþ büyük aðabeyi Çako daðda hayvan otlattýðý için oda kurtulmuþtu ama anne, baba, kardeþ otacýkta can vermiþti. Benim ailem o tarihlerden çok önce Dersim’den ayrýlmýþlardý ama akrabalarýn tamamýna yakýný Dersim’de yaþamlarýný sürdürürlerken katliamdan onlar da nasiplerini almýþlardý. Hýdýr amca ile birlikte Dersim’e gidecektik ve katliamýn yaþandýðý yerleri bir bir gösterecekti. Birlikte Dersim’e Hozat ilçesi Aðzunik köyüne gitmiþtik. Henüz gezip görmeden ve beni atlatarak köyden ayrýlýp Elazýð’a gitmiþti. Anladým ki Hýdýr amca o vahþetin yapacaðýz. Japonya depreme karþý tecrübe ve ‘know how’ sahibi. Çevreye olan duyarlýlýk konusunda da ileride. Fransýz Areva’nýn da teknolojik gücü yüksek.” Enerji Bakaný Taner Yýldýz açýklamalarý ise Baþbakan Erdoðan’ýn açýklamasýyla paralel: “Türkiye Fukuþima’dan ders çýkardýðý için nükleer konusunda kararlý.” Ýþte bu ders, tecrübe ve duyarlýlýk Japonya’da nükleer felakete yol açmýþtý. ÇERNOBÝL ÝZLERÝ Sinop nükleer güç santrali ihalesine Japon ve Çinli firmalar katýlmýþtý. Çin, yalandýðý yeri görmeye tahammül edemedi. Hozat Nüfus Müdürlüðünden 1938 Dersim katliamýnda hayatlarýný kaybeden akrabalarýmýn isim listesini almakta epey zorlandým. Tamamýný alamadým ama alabildiðim listede ilginç bir rastlantý vardý. Dört Aðustos 1938 tarihinden önce ölenlerin ölüm tarihleri gün, ay ve yýl olarak yazýlý ancak o tarihten sonra iki aylýk süre içerisinde ölenlerin sadece ölüm tarihi 1938 olarak yazýlmakta, bazýlarýnýn ise 00/08/1938 olarak yazýldýðýný belge olarak alabildim. Elde edindiðim dökümanlarda 104 yaþýnda Besi Tunç vardý ki bayan. 99 yaþýnda Ýsmi Hatun Kangotan vardý ve oda bayandý. 60 yaþýndaki oðlu, üç torunu ayný olayýn kurbanlarý. Dikkatlerden kaçmayan ve isyan diye açýklama yapanlarýn bu olayda bilmesi gereken bir gerçek ve elde belge var ki oda Hozat Nüfus Müdürlüðünden aldýðým belgelerden iþte birkaç örnek. Güri Kango 56 yaþýnda kadýn, Makbule Kango 26 yaþýnda kadýn, Besi Koç 42 yaþýnda kadýn, Zeri Koç 17 yaþýnda kýz çocuðu, Fatma Koç 12 yaþýnda kýz çocuk, Halise Koç 11 yaþýnda kýz çocok, Lilli Koç 1 yaþýnda kýz çocuk, Seyithan Koç 5 yaþýnda erkek çocuk, Seycan Koç 4 yaþýnda erkek çocuk, Besi Tunç 104 yaþýnda kadýn, Zeynep Tunç 45 yaþýnda kadýn, Perize Tunç 16 yaþýnda kýz çocuk, Perize Tunç 9 yaþýnda kýz çocuk, Ani Tunç 4 yaþýnda kýz çocuk, Yusuf Tunç 3 yaþýnda erkek çocuk, Haným Tunç 2 yaþýnda kýz çocuk, Hasan Tunç 1 yaþýnda erkek çocuk, Güzel Demir 30 yaþýnda kadýn, Ými Hatun Kangotan 99 yaþýnda kadýn, Zeynep Coþkun 16 yaþýnda kýz çocuðu, Bu liste uzayýp gitmektedir. Hýdýr amca o tarihte yaklaþýk üçyüz elli, dört yüz civarýnda insan yaþadýðýný tahmin ediyor ve bunlardan kalan sayýsý yirmi otuz civarýnda insan. Yukarýdaki tablo yalan yanlýþ anlatýlan hikaye deðil, bizzat gidip Hozat Nüfus idaresinden aldýðým belgelerin bir kýsmý. Burada yer vermediðim oldukça fazla doküman ellerimizde mevcuttur. Bütün bu bilgi ve belgelere raðmen Dersim’de katliam deðil isyan diyenlere iþte ispatý. Yukarýda verdiðim sayý sadece benim akrabalarýmýn ancak onda birisi kadardýr. Vücudunda yedi süngü iz ve iki kurþun iþi bulunan ve bugün Ulu bir çýnar gibi ayakta duran Hýdýr amca da belgelere ilave olarak bir delildir. Hala hayatta olan onlarca Hýdýr amcalar var. Bizler acýlarýn adamý olduk. Acýyý bal eyledik ama hala yüreklerde yanan alev sönmedi sönmüyor da. 4 Mayýs 2013 santral inþaatýnda kullandýðý teknolojileri Türkiye’ye devretmeye hazýr olduðunu bildirmiþti. Enerji Bakanlýðý, santralin 22 milyar dolara mal olacaðýný tahmin ediyor. Sinop nükleer santralinin 2023 yýlýnda faaliyete geçmesi planlanýyor. Mitsubishi Heavy Industries ve Fransýz Areva ortaklýðýnda yapýlacak Sinop nükleer santrali memleket için büyük bir tehlike... Baþka bir ifade ile patlamaya hazýr bomba. En küçük bir sýzýntý bile on yýllar boyunca halkýn yaþamýný etkileyebilecek saðlýk sorunlarýna yol açýyor. Enerjide baðýmlýlýðý azaltacaðý söylense de dýþ baðýmlýlýk azalmýyor, artýyor. Ayrýca nükleer enerji dünyanýn en pahalý enerjisi durumunda. Mersin Akkuyu’dan sonra Sinop’ta da nükleer santral için imzalar atýlýrken hükümet üçüncü nükleer santrali Ýðneada’ya yapmayý planlýyor. Dünyada nükleer enerji üretiminin toplam enerji içindeki payý giderek azalýrken Türkiye’nin nükleer yatýrýmlarý insan yaþamý ve çevre saðlýðý açýsýndan da büyük tehlikelere gebe. Takvimler 26 Nisan 1986’yý gösterdiðinde, dünyanýn bugüne dek gördüðü en büyük nükleer felaket yaþanmýþtý: Çernobil. Her biri 1.000MW gücünde olan dört reaktörün hatalý tasarýmýna, reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dýþý býrakýlmasý da eklenince felaket gerçekleþmiþti. Nükleer kazadan kaynaklanan radyasyon bulutlarý 3 kýtada insanlarýn saðlýðýna mal oldu. Yayýlan radyoaktivitenin etkileri hâlâ devam ediyor. Türkiye’de kazadan etkilenen ülkeler arasýndaydý. 27 yýl sonra bugün, Çernobil Nükleer Santrali’ni inþa etmiþ Rosatom þirketinin, Mersin Akkuyu’da bir santral kurmasý planlanýyor. NÜKLEER YALANLAR YALAN-1: Artýk güvenli nükleer reaktörler yapýyorlar. Fukuþima I nükleer santralinde meydana gelen kaza, güvenli reaktörlerin bir masaldan ibaret olduðunu kanýtladý. Avrupa Radyasyon Risk Komitesi (ECCR) raporlarýna göre 200 bin kiþi kanser riskiyle karþý karþýya. Deprem olduðu sýrada bakým nedeniyle kapalý olan 4. reaktör, atýk çubuklarýnýn açýða çýkmasý nedeniyle sýzýntý yaptý. 2. reaktörde deprem sonrasý açýlan 20 cm’lik çatlak yüzünden onbinlerce ton radyoaktif su denize karýþtý. Üstelik, nükleer santrallerde, rutin çalýþma halinde dahi radyoaktif maddeler havaya ve suya salýnýyor. Fransa’nýn güneyinde popüler turistik bölgesinde iki nehirde musluk sularýnýn içilmesi, yüzmek ve balýk tutmak yasaklandý. Sebebi ise Tricastin nükleer santralinden 75 kg’lýk radyoaktif maddenin suya karýþmasýydý. YALAN-2: Ekonomik kalkýnma saðlayacaðýz. Ticari nükleer santraller elektrik üretirler. Giderek artan ilk yatýrým maliyetlerinden dolayý bu elektrik pahalý bir elektriktir. Belarus’a göre Çernobil kazasý’ndan ortaya çýkan maliyet 235 milyar dolar. Bu Türkiye’nin toplam ekonomisinin (GSYÝH) üçte birinden daha fazla. 25 yýl geçmiþ olmasýna raðmen hala her yýl Ukrayna ve Belarus yýllýk bütçelerinin yüzde 5-9’luk önemli bir kýsmýný sadece Çernobil giderlerine ayýrýyor. (Bu oran oran olarak Türkiye’nin kamu saðlýk harcamalarýna denk) YALAN-3: Nükleer santraller yapýlmazsa karanlýkta kalacaðýz. Bir nükleer reaktörün çalýþmayý durdurmasý için illa büyük bir deprem gerekmiyor. Yani nükleer santraller bizi yarý yolda býrakabilir, karanlýða mahkum edebilir. 2007 yýlýnda Japonya’da meydana gelen 7.1 kuvvetindeki depremden sonra, Japonya’nýn en yeni santrali Kaþivazaki Kariva santralindeki aylarca yýllarca kapalý kalmýþtý. Bir nükleer reaktörde herhangi bir arýza, küçük ölçekli bir kaza bile o nükleer santralin aylarca hatta yýllarca durmasýna neden olabilir. Yenilenebilir enerjilerin 2010’daki durumuna iliþkin Yenilenebilir Enerji Aðý Raporu’na (REN21) göre 2010’da yenilenebilir enerjiler dünyanýn birincil enerji (elektrik, ýsý ve ulaþým) tüketiminin yüzde 16’sýný karþýladý. Bu rakam, dünyada nükleer santrallerin saðladýðý enerjinin 5 katýndan fazla. FUKUÞÝMA’DAN KALANLAR “Fukuþima'dan geriye kalanlar” adlý rapora göre, dünya çapýnda nükleer endüstrisindeki düzenlemelerin, herhangi bir nükleer kaza sonrasýnda nükleer santrali iþleten firma ya da ana tedarikçileri sorumlu tutmadýðýný, en büyük bedeli halkýn ödediðini ortaya koyuyor. Fukuþima nükleer felaketi, kaza sonrasý maliyetlerin çok azýnýn santral operatörleri tarafýndan ödendiði, reaktörlerin tedarikçilerinin ise hiçbir bedel ödemediði bir sistemin hatalarýný ortaya çýkardý. Yüz binlerce insaný düzgün bir tazminattan mahrum býrakan bu sistemin sonuçlarý dünyanýn herhangi bir yerinde tekrar edebilir çünkü nükleer endüstri kendi hatalarýndan sorumlu tutulmuyor. Fukuþima’da tehlike bitmedi. Fukuþima’daki dört reaktör dengeli bir konumda deðil ve oradan sýzmakta olan radyoaktivite, okyanus ve topraðý kirletiyor. Radyasyon seviyeleri iþçilerin reaktöre girmesini imkansýz hale getirecek derecede yüksek. Ýþçiler reaktörlere nitrojen sýkýp olasý hidrojen patlamalarýný engellemeye devam ediyor. Hali hazýrda, reaktörde 100.000 tondan fazla kirletilmiþ su depolanýyor – bu su, reaktörleri soðutmak için kullanýlýyor – yüksek miktarda radyasyon kirliði olan suyun temizlenme projesi baþarýsýz oldu. Fukuþima reaktörünün iþletmesinin tamamen durdurulmasý 40 yýl sürebilir. Kaynak:Evrensel Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu (THKO) kurucusu ve önderlerinden DENÝZ GEZMÝÞ, arkadaþlarý YUSUF ASLAN ve HÜSEYÝN ÝNAN, egemenler tarafýndan idam ediliþlerinin 41. yýlýnda Ankara’da mezarlarý baþýnda anýldýlar. 6 Mayýs Pazartesi günü Karþýyaka Mezarlýðýnda gerçekleþtirilen anmanýn formatý, DENÝZ GEZMÝÞ ve arkadaþlarýnýn avukatlýðýný yapan, 89 yaþýnda iken 5 Mayýs 2011 tarihinde yaþamýný yitiren HALÝT ÇELENK’i de içerecek bir þekilde gerçekleþtirildi. KESK Ankara Þubeler Platformu, DÝSK Ankara Bölge Temsilciliði, TMMOB Ankara ÝKK, ÝHD, PSAKD, Devrimci 78’liler Federasyonu, Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) bileþenleri, Halkevleri, EHP, ÖDP ve TKP, Ankara 78’liler Birlik ve Dayanýþma Derneði tarafýndan ortak gerçekleþtirilen anma için kitleler, saat: 12:00’de Karþýyaka Mezarlýðý 2 Numaralý kapýda buluþtular. Saat: 12:30’da saygý duruþuyla baþlayan anma, düzenleyen kurumlar adýna KESK Ankara Þubeler Platformu Dönem Sözcüsü Dengiz SÖNMEZ’in konuþmasýyla baþladý. “Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan yoldaþlarýmýzýn idam edilerek katlediliþlerinin 41. yýlýnda yine onlarla birlikteyiz. Üç fidanla birlikte onlarýn can yoldaþý Halit Çelenk’i de anýyoruz” diyerek konuþmasýna baþlayan SÖNMEZ, ÇELENK’in her zaman olduðu gibi çocuklarýnýn yaný baþýnda, aydýn olmanýn sorumluluklarýný yerine getirmenin onuru ile yattýðýný, Onlarýn þahsýnda, dünyada ve Türkiye’de, sömürüye ve baskýya boyun eðmeyerek yaþamýný yitirmiþ bütün devrimcileri saygý ile andýklarýný vurguladý. “68’lerden bugüne, tüm dünyada ve ülkemizde, baþta ABD olmak üzere emperyalizme ve onun savaþ örgütü NATO’ya karþý mücadele, yoldaþlarýmýzýn býraktýðý yerden devam ediyor” diyen SÖNMEZ, yürüttükleri mücadelenin, emperyalizmi ve kapitalizmi yeryüzünden silinceye dek süreceðini, Türkiye’nin 68 gençliðinin anti – emperyalist duruþlarýnýn, ABD ve NATO’ya karþý çýkýþlarýndaki kararlýlýklarýnýn, Mahirlerin devrimci dayanýþma tutumlarýnýn, Ýbrahimlerin yiðitçe direniþinin, Mazlumlarýn bedenlerini ortaya koyan dirençlerinin, bugünün gençliðine direnç kazandýrmaya ve yol göstermeye devam ettiðini kaydetti. Baþta ABD olmak üzere tüm emperyalist ülkelerin, ülkemizin bulunduðu coðrafyada, yüz binlerce insanýn canýna kýydýðýný ve kan dökmeye devam ettiklerini belirten SEZGÝN konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü; “ABD ve AB emperyalistlerinin, onlarýn savaþ örgütü olan NATO’nun, Ortadoðu ve bölgemizdeki müdahaleleri tehlikeli bir aþamaya gelmiþtir. Ülkemizde ise AKP iktidarýnýn dýþ politikasý, emperyalistlerin çýkarlarý için tüm komþularýmýzla düþmanlýk düzeyine taþýnmýþtýr. Ýran ve Suriye’ye karþý ise tam bir düþmanlýk politikasý içindedir. Suriye halklarý kan, gözyaþý, toplu göçler, açlýk ve yýkým ile yüz yüzedir. Komþu ülkelerin içiþlerine, egemenlik haklarýna müdahale ile halklarýn kardeþçe bir arada yaþamasýnýn zemini dinamitleniyor. Ýran’a emperyalist müdahalenin arifesindeyiz. Bir süredir dinlenmede olan Ýsrail, Türkiye ile iliþkilerini yeniden düzelterek sahneye çýkmýþtýr. ABD, Ýsrail, Türkiye Ortadoðu gericiliðinin baþ aktörleri durumuna gelmiþlerdir.” Dengiz SÖNMEZ’in konuþmasý þu sözlerle devam etti; “Malatya Kürecik’te “Füze Kalkaný” üssü kurdurulmasý, önceki NATO üsleri yetmezmiþ gibi patriot füzelerinin topraklarýmýza yerleþtirilmesi bölge halklarýný ve ülkemizin geleceðini tehdit ediyor. AKP iktidarýnýn ve efendileri emperyalistlerin fetihçi ve iþgalci politikalarýný ve müdahalelerini reddediyoruz. Yoldaþlarýmýzýn, Nurhak Daðlarýnda Kürecik üssüne karþý antiemperyalist tutumlarý, Ýsrail’e karþý Filistin halkýyla enternasyonalist dayanýþma içinde olmalarý öðreticidir ve bugüne ýþýk tutmaktadýr. ABD emperyalizminin Vietnam’ý iþgalini hatýrlayalým. 68 Gençliðinin, dünyada ve ülkemizde gösterdikleri savaþ karþýtý duruþ ve dayanýþma mücadelesi hala saygýnlýðýný korumaktadýr. Emperyalist savaþa karþý barýþý, halklarýn düþmanlaþtýrýlmasýna karþý kardeþliði öne çýkarmak bugün daha da elzemdir. Deniz Yoldaþ; “Yaþasýn Tam Baðýmsýz Türkiye” ve” Yaþasýn Türk ve Kürt Halklarýnýn Kardeþliði” derken bugünü görür gibidir. Kürt sorununda çözümsüzlüðün dayatýlmasý sonucu, ülkemizdeki halklarýn birbirlerine karþý düþmanlaþtýrma politikalarýný, idam sehpasýnda boþa çýkartmýþtýr. Bölge halklarýnýn baþkaldýrýlarýnýn özü, Kürt halkýnýn mücadelesinin içeriðinde anlam bulmaktadýr. Ülkemizi yönetenlerin, Türkler dýþýndaki halklarý, özellikle Kürt halkýný yok sayma, inkar ve imha politikalarý artýk iflas etmiþtir. Kürt halkýnýn tam hak eþitliði ve özgürlük talepleri, iktidarý çözüm sürecine mecbur etmiþtir. Kürt halkýnýn haklarýnýn iadesi ve taleplerinin arkasýnda durarak ülkemiz halklarýnýn enternasyonel dayanýþmasýný mücadele birliðini saðlamak zorunda olduðumuz açýktýr. Kürtler dýþýndaki diðer halklardan iþçi ve emekçiler, bu süreci uzaktan izleyen olamaz. Ülkemizde barýþ umudu büyümektedir. Ama biliyoruz ki; barýþýn içeriði, demokrasi ile iliþkilendirildiðinde anlamlý olacaktýr. Hiç unutmayalým ki, Ortadoðu ve yakýn coðrafyamýzdaki halklar ile ülkemiz halklarýnýn mücadele birlikteliði, dayanýþmasý ve kardeþliði güçlendikçe, emperyalistlerin bütün sinsi ve alçakça oyunlarý bozulacaktýr. 68 gençliðinin, özerk-demokratik üniversite ve bilimsel eðitim için verdikleri mücadele, bugün daha iyi anlaþýlmaktadýr. AKP Hükümetinin, gerici güçlerden aldýklarý destekle eðitimde yaptýklarý son deðiþiklik, kapitalist-emperyalist sistemi sorgulamayan ve biat eden gençler yetiþtirmede önemli mesafeler almýþtýr. Geleceðimiz tehdit altýndadýr. Ýþçi sýnýfý, kölece çalýþma ve yaþam koþullarýna mahkum ediliyor. Ýþ cinayetleri, yoksulluk, iþsizlik çekilmez hale gelmiþtir. Siyasal ve sendikal örgütlenme haklarýnýn elde edilmesi bir yana, var olan haklarý gasp edilmektedir. Kadýnlarýmýz, cinsiyet eþitsizliði, þiddet ve aþaðýlayýcý uygulamalarla yüz yüzedir. Ýþçiler ve emekçiler, saðlýklý yaþam güvencesinden ve sosyal haklardan mahrum býrakýlmaktadýr. Ancak iþçi sýnýfý, kendisine dayatýlan sömürü ve kölelik koþullarýnda bir yaþama itiraz ediyorlar. Ýþçi sýnýfýnýn mücadelesinin; kazanýmla bitecek bir toplusözleþme süreci, iþ güvencesi ve demokratik talepler doðrultusunda her geçen gün yükseldiðini görüyoruz. Doðal yaþam alanlarýmýz, emperyalist tekellerin ve onlarýn yerli iþbirlikçilerinin yaðma ve talanýna açýlmýþtýr. Ülkemiz, topraðýmýz, yaþam alanlarýmýz tehdit altýndadýr. Bugün; insana özgü, iyi olan ne varsa, emperyalistlerin ve iþbirlikçilerinin çýkarlarýna kurban ediliyor. AKP ve hükümet çevreleri, bir yandan demokrasiyi dillerinden düþürmezken; diðer yandan da seçilmiþ yöneticiler, siyasetçiler, gazeteciler, aydýnlar, çocuklar ve gençler hala cezaevlerinde tutsaklar. Bütün bunlar, 12 Eylül generallerinin anayasasýna ve yasalarýna dayandýrýlarak yapýlmaktadýr. Halklarýn demokratik bir anayasa için talepleri hala orta yerde duruyor. Görülen o ki; bizler demokrasi ve özgürlüklerin elde edilmesi için anayasa tartýþmalarýna müdahil olmazsak, 12 Eylül anayasasý ve gücünü bundan alan baskýlar ve zorbalýklar halklarýn baþýnda bela olmaya devam edecektir. Umutsuzluða ve karamsarlýða savaþ açmalýyýz. Hiçbir kiþisel çýkar gözetmeden, gencecik bedenlerini baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine adamýþ yoldaþlarýmýzýn kararlýlýklarýný örnek almalýyýz. Onlarýn, iþçi sýnýfý ve onun yüce ideolojisi Marksizm-Leninizm’e olan baðlýlýklarý yolumuzu aydýnlatmaya devam ediyor. Yoldaþlarýmýza ve onlarýn mücadelelerine saygýnýn ölçüsü, omuzlarýmýzda taþýdýðýmýz bugünün görevlerini ne kadar yerine getirdiðimize baðlýdýr. Emperyalizm, dünya halklarýnýn direniþiyle er-geç yenilecektir. Baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi kazanacaktýr. Ýþçi sýnýfý; bütün halklarýmýzýn talepleriyle birleþerek kapitalizmi mezarýna gömecektir. Yoldaþlarýmýza sözümüz var: Umudu büyüterek geleceðin sýnýfsýz ve sömürüsüz dünyasýný mutlaka kuracaðýz. YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN BÝRLÝÐÝ, HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ – YAÞASIN DEVRÝM, YAÞASIN SOSYALÝZM” DENGÝZ’in konuþmasýnýn ardýndan DENÝZ GEZMÝÞ’lerin yoldaþý Aydýn ÇUBUKÇU söz aldý. ÇUBUKÇU, “Deniz, Hüseyin, Yusuf, Halit Abimiz yine buradayýz. 1 Mayýs’ýn öfkesiyle ve coþkusuyla buradayýz” diyerek sürdürdüðü konuþmasýnda; 5 gün önce alanlarda karþýladýðýmýz 1 Mayýs’ýn karþýmýzdakilerin korkaklýðýnýn yeni bir kanýtý olarak kutlandýðýný, Dilan ALP’ýn alnýnýn ortasýna biber gazý sýkarak öldürülmek istendiðini, Ýstanbul Valisinin ‘onun bir militan’ olduðunu, Baþbakanýn ‘onun çiçek çocuðu’ olmadýðýný söylediðini hatýrlatarak, bütün bunlar öldürülmesi için yeterli neden midir diye sordu. Daha dün Ýsrail’in Þam’ý bombaladýðýný, Baþbakanýn ise Esad’ýn çocuk katili olduðundan söz ettiðini ifade eden ÇUBUKÇU, Ýsrail’in Þam’ý bombaladýðý bir süreçte Baþbakanýn böyle sözler sarfetmesinin anlaþýlýr olmadýðýný bildirdi. ÇUBUKÇU konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü; “Kapitalistler, iþbirlikçiler, kalleþler! Deniz,Yusuf, Hüseyin tam diþinize göre bir düþman var karþýmýzda. Þimdi buradan kalkýp savaþma zamanýdýr. Ant olsun ki yeryüzünün bu güzel ülkesinden onlarýn kirli ellerini silene kadar mücadele edeceðiz. Sizler iyi ki bizlere bu yolu gösterdiniz. Yeneceðiz, kazanacaðýz. Çünkü yenmenin mutluluðu ve kazanmanýn onurunu sizler bize öðrettiniz.” “Biz bugün ayný zamanda ezilen halklarý, emperyalizmin boyunduruðundan kurtarmak, egemen sýnýflarýn düþmanlýðýna karþý baþý dik mücadele etmek için buradayýz” diyen ÇUBUKÇU, emperyalizmin iki yüzlü ve kalleþ olduðunun devrimciler tarafýndan iyi bilindiðini, ama bununla özgürlük ve demokrasi mücadelesini karþý karþýya getirmediklerini kaydetti. Bu topraklarda, her çatlaktan sýzan emperyalizme karþý açýk sözlü, savaþarak ve okuyarak öðrenmiþ devrimcilerin olduðunu, devrimcilerin hak yemediklerini, hakký olaný almasýný da bildiklerini kaydederek, emperyalizme karþý mücadele ederken ayný zamanda özgürlüðü savunmanýn birbiriyle çeliþen þeyler olmadýðýný ifade etti. “Deniz, Hüseyin, Yusuf, Halit Çelenk kazanan ve kazanacak olan Kürt halkýnýn yanýnda olmayý size baðlýlýðýmýzýn bir göstergesi olarak alnýmýzda taþýyoruz” diyen ÇUBUKÇU, birkez daha tekrar ederek, “ant içiyoruz kazanacaðýz ve mücadele etmeye devam edeceðiz. Sizin adýnýza ve tüm devrimci þehitler adýna da mücadele edeceðiz. Kazanacaðýz! Kazanacaðýz!” diyerek konuþmasýný tamamladý. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan anmaya katýlan örgütler, bir yürüyüþ korteji halinde DENÝZ GEZMÝÞ ve arkadaþlarýyla HALÝT ÇELENK’in mezarlarýný ziyaret ettiler, saygý duruþunda bulundular ve konuþmalar yaptýlar. 6 Mayýs’ ta gerçekleþtirilen anmaya katýlan; Denizlerin avukatý HALÝT ÇELENK’in eþi Þekibe ÇELENK, kýzý Serpil ÇELENK GÜVENÇ ve damadý Kaya GÜVENÇ kürsüden konuþmadýlar. Ankara Karþýyaka’da ki anmaya; BDP Muþ Milletvekili Sýrrý SAKIK, DÝSK Genel Baþkaný Kani BEKO, DÝSK ve KESK’e baðlý sendikalarýn yöneticileri, üyeleri, TMMOB ve TTB Yöneticileri de katýldý. HKP’nin yaný sýra CHP’nin de Ankara Ýl Örgütü pankart ve bayraklarýyla katýldýðý anmada, Ayaþ Belediye Baþkaný Ali BAÞKARAAÐAÇ’ta CHP kortej içinde yürüdü. Karþýyaka Mezarlýðýna anma törenine katýlanlar sadece DENÝZLERÝN ve HALÝT ÇELENK’in mezarlarýna uðramakla kalmadýlar; MAHÝR ÇAYAN, ULAÞ BARDAKÇI, KUTSÝYE BOZOKLAR, NECDET ADALI, ERDAL EREN ve daha pek çok devrimcinin mezarlarýný ziyaret ettiler. Madýmak Katliamýnda yakýnlarýný kaybedenler de, “UNUTMADIK UNUTTURMAYACAÐIZ” yazýlý pankartla DENÝZLERÝ ziyarete geldiler. Saatler 15:00’i gösterirken Karþýyaka mezarlýðýndaki hareketlilik hala sürüyordu. 6 Mayýs 1972 tarihinde, Ankara Ulucanlar Cezaevinde idam edilerek yaþamlarý sonlandýrýlan devrimciler bugün ülkenin dört bir yanýnda gerçekleþtirilen etkinliklerle anýldý. Ýstanbul’da DENÝZLERÝ anmak üzere Galatasaray Lisesinin önünden Dolmabahçe’ye yürümek isteyen yüzlerce kiþinin devletin silahlý güçlerinin cop, tazyikli su ve biber gazý engeliyle karþýlaþtýðý öðrenildi. Haberin hazýrlandýðý saatlerde Ýstiklal Caddesi ve Taksim Meydaný bölgesinde ortalýðýn savaþ alanýna döndüðü, pek çok sayýda gözaltýnýn gerçekleþtiði, yeniden yürümek isteyen aralarýnda BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat TUNCEL’in de bulunduðu bir grubun Mis Sokak’ta toplandýðý bilgisi alýndý.