İndir
Transkript
İndir
Sanayi Odası: Alayköy Sanayi Bölgesi’nde dağıtılan arsalar iptal edilmelidir Sanayi Odası 23 Aralık 2004 tarihinde yayınladığı basın bildirisiyle, yeni Alayköy Sanayi Bölgesi‟ndeki arsaların haksızca dağıtıldığını ve bu dağıtımın iptal edilmesini istedi. Oda basın bildirisi söyle: “Hükümet önce, LefkoĢa Sanayi Bölgesi‟nde açılan 17 arsayı, sesizce dağıttı. Bunlar yetmedi. Alatyapısı tamamlanmamıĢ olmasına rağmen, Alayköy Sanayi Bölgesi‟ndeki arsaların dağıtımına baĢlandı. Alayköy Sanayi Bölgesi‟ndeki arsalar, bakanlıkta değil, parti merkezlerinde dağıtılmıĢtır. Altyapının kısa sürede tamamlanamayacağı anlaĢılınca dağıtım durdurulmuĢtur. Sanayi Odası, seçim öncesi yangından mal kaçırırcasına, parti merkezlerinde, sanayi arsası dağıtımını, kamu kaynaklarının yandaĢlara dağıtılmasını, seçim yatırımı olarak görür ve Ģiddetle protesto eder. Ekonomi ve Turizm Bakanı Sayın DerviĢ Deniz‟in dağıtımı durdurması yeterli değildir. YandaĢlara seçim yatırımı olarak verilen kamu malları geri alınmalıdır. Eğer varsa imzalanan sözleĢmeler iptal edilmelidir. Organize Sanayi Bölgeleri Yasası tüm ülkelerde olduğu gibi ivedilikle meclisten geçirilerek, sanayi bölgelerinin yönetimi ve sanayi arsalarının sanayicilere kiralanması, yönetiminde odamızın da bulunacağı özerk bir kuruluĢa devredilmelidir. Ayni hükümetin eski Ekonomi ve Turizm Bakanı‟nın Haspolat Sanayi Bölgesi‟nin Annan Planı‟ndaki toprak düzenlemesi söz konusu olduğunda, Haspolat‟taki sanayi yatırımlarını Alayköy Sanayi Bölgesi‟ne taĢıma projesi vardı. Bu nedenle Alayköy Sanayi Bölgesi‟nde öncelik Haspolat‟taki yatırımcılar olması gerekmektedir. Sanayi bölgelerinde geliĢigüzel yapılan arsa dağıtımları, mevcut sanayi bölgelerinde çevre sorunları yaratmakta, sanayicilerimizin AB uyumlu üretim yapmasına engel teĢkil etmektedir. Sanayi Odası, kamu kaynaklarının yandaĢlara dağıtılarak siyaset yapılamayacağını hatırlatır, Alayköy Sanayi Bölgesi‟nde dağıtılan arsaların iptalini bekler.” Bakan Murat taş ocaklarını ziyaret etti "Ocaklarda artık basamak sistemi uygulanıyor” ĠçiĢleri Bakanı Özkan Murat 13 Aralık 2004‟de taĢ ocaklarını ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Bakan Murat'a, Akçiçek köyündeki Mozaidex Ģirketinin çalıĢtırdığı taĢ ocaklarında yaptığı incelemelerde, Özel Kalem Müdürü Kemal Mülazim ve Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı eĢlik etti. Bakan Murat taĢ ocaklarını gezerek bilgiler aldıktan sonra basına yaptığı açıklamada, ĠçiĢleri Bakanlığı olarak hep hayal edilen, özlenen ve yapılmasını istedikleri çağdaĢ, modern, Avrupa standartlarına uygun bir Ģekilde çalıĢılabilen tesisler göstermek istediklerini belirtti. Murat, artık eski yöntemlerin yürürlükten kalktığını ifade ederek "TaĢ ocaklarında artık basamak sistemi uygulanıyor" dedi. Nisan'dan itibaren tüm taĢ ocaklarında eski patlatma yönteminden vazgeçildiğini ve "basamak" sistemi olarak adlandırılan projenin hayata geçirildiğini kaydeden Murat, ocaklar belli bir süre sonra terk edildiğinde çıplak görülmeyeceğini ve çevre kirliliğinin en düĢük seviyeye düĢürüldüğünü göstermek istediklerini vurguladı. Ġlk taĢın kırılmasından kuma kadar dönüĢmesini izleyen Bakan Murat, buradaki taĢ ocaklarında en son teknolojinin uygulanılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kamyonların yüklenmesinden, piyasaya çıkıĢına kadar geçen uygulama hakkında bilgiler alan Bakan Murat, özellikle kum ve çakılın öğütüldüğü sırada tozun etrafa yayılmadığına dikkat çekerek, "Burada en son teknoloji uygulanmıĢtır" dedi. ÇalıĢanların çağdaĢ bir Ģekilde iĢ güvencelerinin sağlanması için 1994 yılından beri mücadele verdiğini ifade eden Murat, yabancı iĢçilerin yasalara uygun olarak çalıĢması, iĢçilerin izinlerinin tam ve sosyal güvenceye kavuĢturulmuĢ bir Ģeklide çalıĢtırılması gerektiğini ve burada tüm kurallara uygun bir Ģekilde çalıĢıldığını vurguladı. Mozaidex Genel Müdür'ü Süleyman Özerman da yaptığı konuĢmada, yaklaĢık bir yıl önce tesisi kurma çalıĢmaları baĢlattıklarını ve tesisin bütün çalıĢanlarının katkılarıyla bugünlere gelindiğini belirtti. Jeoloji ve Maden Dairesi'nden aldıkları katkılar sayesinde bu çalıĢmaları baĢardıklarını ifade eden Özerman, çalıĢmalarının devam ederek daha da iyiye ulaĢacağını da ekledi. Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı da, tesis hakkında teknik konulara değinerek, taĢ ocaklarındaki uygulamalar hakkında bilgiler verdi. Ocakların artık basamak sistemiyle çalıĢtırılacağını belirten Alkaravlı, ocakların terk edilmesi halinde ağaçlandırılacağını da ifade etti. Standardizasyon Nedir? Ayşe COŞAR TSE Kıbrıs Temsilcisi Mal ve hizmetlerin yüksek teknolojiye, rekabet edebilme gücüne ve kalite anlayıĢına dayandığı yeni ve farklı bir dünyada yaĢamaktayız. Böyle bir dünyada yer alabilmenin temel koĢullarından en önemlisi de, ekonomiden eğitime, sanayiden hizmet sektörüne ve kamu yönetimine kadar tüm alanlarda kalite ve standardizasyona öncelik verilmesidir. Standardlar, tüketiciye, kullanıcıya bir yargıda bulunması için kriter, kaliteyi ölçmesi için kıstas ve aldığı malın diğerleriyle beraber uyum içinde çalıĢacağına dair garanti verir. Emniyete, insan sağlığına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunarak yaĢam kalitesinin yükseltilmesinde rol oynar. Standardizasyon, Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) tarfından Ģöyle tarif edilmektedir: “Standardizasyon; belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik yarar sağlamak üzere bütün ilgili tarafların yardım ve iĢbirliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama iĢlemidir.” Standardizasyon, toplumun her kesiminde genel fayda sağlamasının yanı sıra yine insan için yaĢamsal önem taĢıyan çevreye zarar vermeme ve yaĢanabilir bir çevrenin korunması yönünden çok büyük faydalar içerir. Standardizasyonun Üreticiye Faydaları: Üretimin belirli plan ve programlara göre yapılmasına yardımcı olur, uygun kalite ve seri imalata olanak sağlar, kayıp ve artıklar en az seviyeye iner, verimliliği artırır, depolamayı ve taĢımayı kolaylaĢtırır, stokların azalmasını sağlar ve maliyeti düĢürür Standardizasyonun Ekonomiye Faydaları Kaliteyi teĢvik eder, kalite düzeyi düĢük üretimle meydana gelecek emek, zaman ve hammadde israfını ortadan kaldırır, sanayii belirli hedeflere yöneltir. Üretimde kalitenin geliĢmesine yardımcı olur, ekonomide arz ve talebin dengelenmesine yardım eder, yanlıĢ anlamaları ve anlaĢmazlıkları ortadan kaldırır, ihracatta ve ithalatta üstünlük sağlar, yan sanayi dallarının kurulmasını ve geliĢmesini sağlar, rekabeti geliĢtirir ve kötü malı piyasadan kovar. Standardizasyonun Tüketiciye Faydaları Can ve mal güvenliğini korur, karĢılaĢtırma ve seçim kolaylığı sağlar, fiyat ve kalite yönünden aldanmaları önler, ucuzluğa yol açar, ruh sağlığını korur, stresi önler ve tüketicinin bilinçlenmesinde etkin rol oynar. Standard nedir? Standardizasyon çalıĢması sonucu ortaya çıkan belge, döküman veya esere standard adı verilmektedir. Standardlar bilimsel, teknik ve deneysel çalıĢmaların kesinleĢmiĢ sonuçlarını esas alır. Yalnız günümüzün Ģartlarını belirlemekle yetinmez aynı zamanda geleceğin geliĢme imkanlarını da gözönünde bulundurur ve geliĢmelere ayak uydurur. Kısaca, Standard; üretimde, anlamda, ölçmede ve deneyde beraberlik anlamına gelmektedir. Standardlar nasıl hazırlanır? Standardlar, Uzman Kurullar tarafından hazırlanır. Bu kurulların oluĢumunda, kamu ve özel sektör (üretici) kuruluĢları, bilimsel kuruluĢlar (Üniversiteler) tüketici ve meslek kuruluĢları ile ilgili Bakanlık temsilcilerinin dengeli bir Ģekilde katılımı sağlanır. Yeni standard önerileri, uygulamadaki ihtiyaçlardan doğmaktadır. Farklı sektörlerden gelen teklifler, çeĢitli aĢamalardan geçirilerek Standard haline getirilir. Standardlar değiĢmez kurallar değildir. Hazırlandıktan sonra teknolojik geliĢmelere paralel olarak, gerekirse tadil ve revizyona alınıp güncelleĢtirilir. TSE Standard Hazırlama Prosedürü aĢağıdaki gibi özetlenebilir: Bir standardın hazırlanırken geçirdiği safhalar: - Ġlgili Bakanlık - Kamu ve Özel Sektör KuruluĢları - Bilimsel KuruluĢlar - Üretici - Tüketici ve Meslek KuruluĢları Standardizasyon örgütleri Dünyadaki Standardizasyon Örgütlerinden üç ana grup altında örnekler verilebilir: Ulusal Standardizasyon Örgütleri: Ülkelerin kendi Enstitü veya kuruluĢlarıdır. Örnek: 1- TSE (Türk Standardları Enstitüsü) 2- BS (Ġngiliz Standardları) Bölgesel Örgüt ve Kuruluşlar: Bir grup ülkenin ortak örgütleridir. Örnek: 1- BASB : Bölgeler Arası Standardizasyon Birliği (1991) 2- SMIIC : Ġslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (1985) 3- CEN : Avrupa Standardizasyon Komitesi 4- CELENEC : Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi. 5- ETSI : Avrupa Telekomünikasyon ve Enformasyon Komitesi. 6- EOQ : Avrupa Kalite Örgütü. 7- EN : Avrupa Normları-(European Norms) Avrupa Standardları KısaltılmıĢı Uluslararası Standardizasyon Kuruluşları: Örnek: 1- ISO: Uluslararası Standardizasyon Örgütü. (International Organizations for Standardizations) 2- IEC : Uluslararası Elektroteknik Komisyonu. 3- WPO : Dünya Ambalajlama Örgütü. Türk Standardları Enstitüsü Türkiye‟mizin Türk Standardları Enstitüsü (TSE) 1960 yılında 132 sayılı Kanunla kurulan bir kamu kurumudur ve bugün dünyadaki büyük ve etkin Standardizasyon örgütlerinden biridir. Türk Standardları Enstitüsü, ISO, IEC, EOQ, CEN, CELENEC, WPO KuruluĢlarının üyesi ve bu kuruluĢların Türkiye Temsilcisidir. TSE, SMIIC ve BASB‟ın kurucularından olup sekreterya hizmetleri ile BaĢkanlığını yürütmektedir. “Türk ekonomisinin teknik sigortası” olarak nitelene TSE Türk Sanayi ve Tüketicisine çok büyük hizmetler vermiĢ ve vermektedir. TSE, 1999 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine de elini uzatmıĢ ve TSE-KIBRIS Temsilciliğimizi kurarak ülkemizdeki çok önemli bir boĢluğu doldurmuĢtur. TSE kuruluĢundan beri Standardizasyon konularında çok hızlı geliĢim ve atılımlar yapmıĢtır. Sürekli olarak dıĢ dünyadaki standardizasyon çalıĢmalarını izleyip, önemli ve uygun olanları Türk Standardı olarakkabul etmiĢtir. Avrupa Birliği‟ne girme faaliyetlerinin baĢından beri TSE, pekçok kuruluĢun önünde Uyum çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. Mevcut tüm standardlar incelenerek, yeni koĢullara göre gerekli tadilat ve revizyonlar yapılmıĢtır. ISO ve AB Standardları teketek tercüme edilerek TS-EN-......... veya TS-EN-ISO.......... isimleriyle kabul edilip yayınlanmıĢtır. Yönetim Sistemleri; ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi; EN-ISO:14001Çevre Yönetim Sistemi; HACCP:TS 13001 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi; OHSAS: TS 18001 ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi değiĢtirilmeden tercüme edilmiĢ, büyük yatırımlar yapılarak bu konularda Belgelendirme faaliyetleri için TSE, ilk akredite edilmiĢ kuruluĢ olmayı baĢarmıĢtır. Kalite ve yönetim sistemleri Dünyamız büyük bir hızla tek bir küresel pazara dönüĢmektedir. Rekabet olgusu, uluslararası pazarlarda belirleyici bir etken haline gelmiĢtir. Rekabette baĢarı ancak standard ve kalitenin ön plana çıkartılması ile mümkündür. Bir Ülkenin kalkınmıĢlık düzeyinin en inandırıcı kanıtı ürettiği mal ve hizmetin kalitesidir. Dünyada Kalite Yönetim Sistemleri bu gerçek ve gereksinimler nedeniyle doğmuĢ ve geliĢmiĢtir. Kalite nedir? KALĠTE; bir ürün veya hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karĢılama yeteneğine dayanan özelliklerin toplamıdır. Kalitenin farklı yaklaĢımlarla birçok tanımı vardır: Kalite; “Amaca uygunluk ve kullanımda güvenliktir.” Kalite; “ġartlara Uygunluktur.” Kalite çok önemlidir, kalite tüketicinin tatminidir, verimliliktir, esnekliktir, etkili olmaktır, bir programa uymaktır. Kısaca “Kalite bir yatırımdır”. Kalite kontrol nedir? Kalite Kontrol; Üretilen mal ve hizmetlerin, planlanan özellikleri taĢıması için, üretim sırasında, ve tüketiciye sunulacak Ģekli üzerinde uygulanan iĢlemler dizisidir. ISO 9001:2000 Türkiye‟de TS-EN-ISO 9001:2000 Kalite yönetim sistemi Kalite Yönetim Sistemi Standardları Serisi, etkili bir yönetim sisteminin nasıl kurulabileceğini, nasıl dökümante edilebileceğini ve sürdürülebileceğini gösteren standardlar serisidir. ISO 9000 Kalite Standardları Serisi tasarımdan üretimin son kademesine, tüketiciye sunulan ürüne kadar her evrede, her türlü sistem ve güvenceyi kapsamaktadır: Tasarım, ham ve girdi maddeleri, iĢ gücü ve enerji temini, üretim aĢamalarındaki kayıtları tutma ve statistiki verileri hazırlama konularındaki sistemlerle kalite kontrolün mükemmelleĢtirilmesi, hatalı ürün değerlendirilmeleri ile sebeblerinin araĢtırılması ve satıĢ sonrası servis garantisi konuları ISO 9000 Standardları Serisi ile en iyi Ģekilde yönlendirilerek planlanabilir. ISO 9000‟in hem üretici firmalara, hem de müĢteri ve tüketiciye getirdikleri yatsınamayacak kadar büyüktür. TSE Eski BaĢkanlarından Sayın M.Y. Arıyörük‟ün deyiĢi ile “verimliliği ve saygınlığı artırır” Günümüzde herkesin dilinde “ISO Belgesi” sözcüğü dolaĢmakta, hatta reklamlarda ürünler için “ISO Belgeli” ibaresi sıkça kullanılmaktadır. Önce Ģu önemli hususu vurgulamakta yarar görüyorum: ISO Logosu yalnız baĢına kullanıldığında anlamsızdır ve hiçbir standardı göstermez. Kullanılmaması gerekir. ISO 9001:2000 Belgesi ise Ürünleri kapsamaz. Ġsminden de açıkca anlaĢılacağı gibi Firmaların Kalite Yönetim Sistemini belgeler. Ama etkili bir yönetim sistemine sahip, ISO 9001:2000 belgeli, Kurumların ürünlerinin de göreceli olarak kaliteli oldabileceği yorumu yapılabilir. ISO 9000 standardlarının gelişimi 1963‟te MIL/Q/9858 (ABD‟de savunma teknolojisinde), 1968‟de AQAP Standardları (NATO üyesi ülkelerde), 1979‟da BS 5750 (Ġngiltere‟de), 1987‟de ISO 9000 Serisi (ISO tarafından), 1988‟de EN 29000 standardları (CEN tarafından), 1988‟de TS 6000 Kalite Güvence Sistem Standardı (TSE tarafından) 1991‟de TS-EN-ISO 9000, (TSE tarafından) 1994‟de ISO tarafından revize edildi. (9001:1994 / 9002:1994 / 9003:1994), 1996‟da EN 29000 serisi EN-ISO 9000 olarak yayınlandı. 2000‟de ISO tarafından revize edildi ve ISO 9001:2000 olarak yayımlandı. EN-ISO 14001 Türkiye‟de TS-EN-ISO 14001 Çevre yönetim sistemi Bugünün bilinçli tüketicisi yaĢadığı çevreye ve dünyasına değer verilmesini, saygı gösterilmesini istemekte ve sorgulamaktadır. Bu ve benzeri geliĢmeler, kuruluĢların çevre ile etkileĢimlerini kontrol altında tutabilmelerini sağlayacak Çevre Yönetim Sistemine ihtiyaç bulunduğu gerçeğini ortaya çıkarmıĢtır. Çevre Yönetim Sistemi tüm dünyada ISO 14001 Standardı olarak bilinmektedir. Çevre Yönetim Sisteminin, ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi Standardından sonra uluslararası kuruluĢlarda tanınması ve uygulanması çok hızlı olmuĢtur. Devamı gelecek sayıda 5 örgüt ortak basın toplantısı yaparak alınmasını istedikleri ekonomik tedbirleri açıkladı “Bölgede ekonomik bütünleşme için siyasi çözüme ihtiyaç var” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde alınması gereken tedbirler 27 Aralıık 2004 tarihinde 5 örgüt tarafından ortak çalıĢma yapılarak belirlendi. Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, KKTC ĠĢadamları Derneği, Kuzey Kıbrıs Genç ĠĢadamları Derneği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği hazırladıkları ortak tedbirler metnini bugün düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı. Ticaret Odası'nda yapılan basın toplantısında örgütler adına ortak metni Ticaret Odası BaĢkanı Ali Erel ve Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar okudu. Örgütler, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bölge ekonomileriyle bütünleĢmesi gerektiğini ve bu bütünleĢme için de siyasi çözüme ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Ticaret Odası BaĢkanı Ali Erel metni okumaya baĢlamadan önce yaptığı konuĢmada, uzun süren bir çalıĢma sonucunda ortaya çıkardıkları ekonomik tedbirler metninin içeriğinden fazla, ekonomide söz sahibi örgütlerin biraraya gelip ortak bir vizyon çerçevesinde bir çalıĢma yapıp altına imza atabilmiĢ olmalarının önemli olduğunu söyledi. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da, hazırlanan ekonomik tedbirler metninin bir bütün olarak ele alınmasının önemine dikkat çekti. Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bölge ekonomilerine entegre olması gerekliliğine dikkat çekilen Ekonomik Tedbirler metninde, ekonominin Güney Kıbrıs, Türkiye ve AB ülkeleri ile bütünleĢmesi gerektiği vurgulandı. Metinde, Kuzey Kıbrıs-Güney Kıbrıs-Türkiye-AB ülkeleri arasında Gümrük Birliği çerçevesinde malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaĢımı önündeki engellerin kaldırılmasının ana ekonomik hedef olması gerektiği belirtilerek, hedefe ulaĢmak için atılması gereken adımlar sıralandı: "KKTC iç pazarında Kuzey Kıbrıs firmalarının Güney Kıbrıs firmaları ve Türkiye firmaları tarafından zarar verici ataklara maruz kalmamaları için rekabet güçlerinin yükseltilmesi; KKTC firmalarının iç veya dıĢ pazarlarda haksız ve eksik rekabet ortamı ile karĢı karĢıya bırakılmaması; Ticarette karĢılıklılık rekabet Ģartlarında eĢitlik ilkelerinden taviz verilmemesi." "Kıbrıs sorunu çözülmeden coğrafyamızda mal/mülk sorununun çözülemeyeceği, tanınma ve resmi temasların daima sorgulanacağı, ne AB ülkeleri ne Güney Kıbrıs ne de Türkiye ile tam bir ekonomik entegrasyonun oluĢamayacağı bir gerçektir" denilen ortak metinde, çözümün yerini hiçbir ekonomik tedbirin alamayacağı ve bu yönde aktif olunması gerektiği vurgulandı. 3 Ekim 2005'e kadar Kıbrıs'ta çözüm Ģansının arttığı da vurgulanan metinde, sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin görevinin hükümetin doğru yönde hareket etmesini sağlamak olduğu kaydedildi. 17 Aralık Brüksel zirvesinde Türkiye'ye AB'a giriĢ görüĢmelerine baĢlama tarihi verildiği hatırlatılan ortak metinde, zirve sonuç bildirgesinde Avrupa Konseyi'nin Türkiye'nin yeni AB üyesi ülkelerinin katılımını dikkate alarak Ankara AnlaĢması'nın uygulanmasına dair protokolü imzalamak yönündeki kararının memnuniyetle karĢılandığının ifade edildiğine de dikkat çekildi. Ankara AntlaĢması hakkında bilgi de veren örgütler, Anlara AntlaĢması'nın 12 Eylül 1963 tarihinde imzalandığını anlaĢma ile Türkiye ile AB ülkeleri arasında bir ortaklık oluĢturularak, ticari ve ekonomik iliĢkilerin aralıksız ve dengeli olarak güçlendirilmesinin hedeflendiği kaydedildi. Türkiye'nin resmi olarak "Kıbrıs"ı AB ile olan Gümrük Birliği AntlaĢmasına dahil ettiğini ve bu ülke ile ticaretin serbest bırakıldığına da dikkat çeken örgütler, "Ġki ülke arasındaki ticaretin serbest bırakılmasının kaçınılmaz olarak kuzey Kıbrıs ekonomisi üzerinde ticaretin ve yatırımların sapması gibi ekonomik etkileri olacaktır" dedi. Türkiye ve Güney Kıbrıs'ın AB tek pazarında en ileri ekonomik entegrasyon modeli olan Gümrük Birliği'nde yer alacağını belirten 5 örgüt, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde Kuzey Kıbrıs ekonomisinin kendini dıĢlayan bu entegrasyonun yaratacağı türbülans ve çekim gücü ile deha da yalnızlaĢarak Güney Kıbrıs'a doğru kayacağını vurguladı. Kontrol dıĢı geliĢen bu fiili durumun bazı ekonomik sektörleri hemen, bir kısmını ise daha geç etkileyeceğini de kaydeden örgütler, gerekli tedbirler süratle alınmazsa çok ciddi bir ekonomik çıkmazın baĢlangıcı olacağına dikkat çekti. Örgütler, ortak metinde, Bu "kötü senaryo"dan en az kalıcı zararla kurtulmak için çaba gösterilmesini ve Ģu tedbirlerin alınmasını istedi: "Çözüm çabalarına paralel olarak, çözümsüzlük ve siyasi durum nedeni ile kuzey Kıbrıs'ta mal ve hizmet üreten sektörlere gelen ilave maliyet artıĢlarının giderilmesi için özel bir destek programının hazırlanıp uygulamaya konulması; Güney Kıbrıs'ta ve AB ülkelerinde mal ve hizmet üretimine verilen teĢvik ve desteklerin Kuzey Kıbrıs'taki sektör ve alt sektörlere de verilmesi; Tüm siyasi parti ve ekonomik sivil toplum örgütlerinin iktidar, muhalefet, iç politika iliĢkilerinin dıĢına çıkarak Kuzey Kıbrıs ekonomisinin Güney Kıbrıs ve AB ekonomileriyle birleĢmesinin yasal altyapısını oluĢturacak ve serbest rekabet ortamını tesis edecek yasaların çıkarılması veya gerekli tadilatların yapılması konusunda meclis içinde ve dıĢında konsensus oluĢturulması gerekmektedir." Alınmasını istedikleri ekonomik tedbirleri kısa ve orta vade olarak ikiye ayıran 5 örgüt, bunları özetle Ģöyle sıraladı: "Kısa vadede alınması gereken tedbirler: 1. Ġthalatta Alınan vergilerin düĢürülmesi; 2 TaĢımacılıkta ilave maliyetlerin düĢmesi; 3. Enerji fiyatları ve bunlar üzerinden alınan fonların düĢmesi; 4. Sermaye maliyetlerinde TL kullanımı nedeniyle uygulanan yüksek faizlerin düĢmesi. Orta vadede alınması gereken tedbirler: 1.Yasal altyapı iyileĢtirilmeli. Rekabet Yasası baĢta olmak üzere AB uyumlu yasalar çıkmalı; 2. Kayıt dıĢı kayıt altına alınmalı ve devlet düzenleyici ve denetleyici olmalı; 3. Adalet sistemi düzenlenmeli; 4. Kalifiye iĢgücü yetiĢtirilmeli; 5. Sübvansiyon ve teĢvikler uygulanmalı." Örgütler, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin maliyet girdilerinin düĢürülmesi ve yasal zeminin iyileĢtirilmesine paralel ve eĢ zamanlı olarak YeĢil Hat Tüzüğü'nün Kuzey Kıbrıs ekonomisine sağladığı imkanların aynısının güneye de verilmesini ve beraberinde ithal ürünlerin de karĢılıklı olarak güneyden kuzeye ve kuzeyden güneye geçiĢinin serbest olunduğunun bir paket içinde savunulması gerektiğini de vurguladı. Moskova notları 10–13 Ocak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‟nin, Türkiye Ġhracatçılar Meclisi ile ortaklaĢa yapıtırdıkları Moskova‟nın merkezindeki Türk Ticaret Merkezi‟nin açılıĢı nedeni ile TC BaĢbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve kalabalık bir iĢadamı ve basın grubu ile Moskova‟ya yapılan geziye ben de katılma imkanı buldum. Bu heyette TC Bakanlarından Sn. KürĢat Tüzmen, Sn. Hilmi Güler, Sn. Ali CoĢkun ve Sn. Murat BaĢeskioğlu, kamu kuruluĢlarından Eximbank Genel Müdürü, Türk-ĠĢ Genel BaĢkanı, Hak-ĠĢ Genel BaĢkanı, Ġktisadi Kalkınma Vakfı BaĢkanı, Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Türk – Rus ĠĢ Konseyi BaĢkanları ve Türkiye‟deki tüm Ticaret ve Sanayi Odaları BaĢkanları, Borsa BaĢkanları, Deniz Ticaret Odaları BaĢkanları ve T.O.B.B Konsey Üyeleri ve iĢadamları bulunmakta idi. Bu geziden çıkaracağımız önemli notlar var. Bu ziyaret Türk Sivil Toplum Örgütleri ile TC hükümetinin bir çok konuda beraber hareket ettiklerini ve Türk Sivil Toplum Örgütleri‟nin gücünü göstermektedir. Sn. Erdoğan‟ın da Moskova‟da sekiz yüz Türk ve Rus iĢadamının katıldığı yemekte de belirttiği gibi böylesine kalabalık Türk iĢadamı grubunun Moskova‟yı ziyaret edeceği çok değil 10 yıl önce söylense kimse inanmazdı. Bugün Türk ĠĢadamlarının Rusya Federasyonu‟nda 2 milyar doları aĢkın yatırımları var. T.O.B.B BaĢkanı Sn. Rifat Hisarcıklıoğlu‟nun da belirttiği gibi bu ziyaretler T.O.B.B Üyelerine büyük vizyon kazandırdığıdır. Moskova‟da bulunduğumuz sürede verilen bilgilerden Rusya‟da büyük değiĢikliklerin, son dönemde süratli olduğu anlaĢılıyor. Rusya Federasyonu bu yıl Dünya Ticaret Örgütü‟ne üye oluyor. Bu üyeliğin Türkiye tarafından desteklenmesi de Moskova‟da büyük memnuniyet yarattığı her toplantıda söylendi. Rusya Federasyonu‟nun 2003 yılı itibarı ile nüfusu 145 milyon, GSYĠH 433 milyar dolar, 2003 yılı itibarı ile çalıĢan sayısı 66.3 milyon kiĢi, enflasyon oranı % 10.5, 2003 itibarı ile 134.4 milyar dolarlık ihracatına karĢı 74.8 milyar dolar ithalat var. KiĢi baĢı milli gelir 3000 Amerikan Doları kadar Rusya Federasyonu‟nun son dönemde yaptıklarından liberal ekonomi temel kurallarına süratle adapte olduğu görülmekte baĢarının sırrı da bunda yatmaktadır. Son dönemde vergi oranları azaltılarak %24 oranına çekiliĢle ekonominin kayıt altına alınması sağlandı. Her konuda Ġhtisas Mahkemesi kuruldu. Döviz rezervleri artarak 25 milyar dolardan 100 milyar dolara çıktı. ÖzelleĢtirme çok süratli yapıldı. Bu gezide yapılan toplantılarda Türkiye ve Rusya Federasyonu arasında ekonomik iliĢkilerin çok olumlu geliĢmekte olduğu ve bu iliĢkilerin geliĢmesinde Sn Erdoğan ile Sn. Putin‟in büyük payı olduğu görülmektedir. 6 Aralık 2004 tarihinde Sn. Putin‟in Türkiye‟ye yaptığı ziyarete Sn. Erdoğan bir ay gibi kısa sürede karĢılık vererek, 6 Aralık‟ta Türkiye‟de konuĢulan konular hemen teyid ederek enerji ve ulaĢtırma alanında yeni andlaĢmalar imzalamıĢtır. Sn. Erdoğan Rusya‟nın Milli Günü olan 9 Mayıs‟ta Moskova‟ya 2005 yılında ikinci defa ziyaret edeceğini de belirtmiĢtir. Gezi süresince Sn. Putin ve Sn. Erdoğan‟ın Türk ĠĢadamları ile yaptıkları toplantıda ve Türk Rus ĠĢ Konseyi toplantılarında iki ülke arasında halen ticaret hacminin 12 milyar dolar, önümüzdeki yıl 15 milyar dolara ve 2007 yılında da 25 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerinin altını önemle çizmiĢler, karĢılıklı yatırımların artırılması için gerekli her türlü yasal zeminin hazır olduğunu belirtmiĢlerdir. Moskova‟nın merkezinde Kremlin‟e 5 dakikalık mesafede açılan Moskova Türk Ticaret Merkezi iki ayrı fonksiyona sahip bir kompleks 40.000 metrekare alan sahip Merkez‟de yer altında 3, yer üstünde de 8 kat bulunuyor. 2 kat kapalı otopark, 4 kat alıĢveriĢ merkezi (ARKADIA), bunun üstünde de 4 katta ise ofisler yer alıyor. Ayrıca restore edilen 2 tarihi bina da ofis olarak merkeze entegre edilmiĢ durumda. Yerinde ve doğrudan pazarlama ile özellikle Türkiye‟nin ihracatını artırmak amacı ile 60 milyon dolar harcanarak gerçekleĢtirilen merkezde, bağımsız birim olarak çeĢitli büyüklüklerde 85 ofis, 39 mağaza, 1.500 metrekarelik süpermarket, sinema salonları, fast food ve restorantlar yer alıyor. Arkadia alıĢveriĢ merkezinde yer alan bazı Türk firmalar: Ramstere, Hatemoğlu, PaĢabahçe, Ramsey, Collins, Euromoda, Strok‟s ve Alanya Tanıtım Vakfı. Ofislerde yer alan bazı Türk Firmalar: Finansbank Ģubesi, Zafer ĠnĢaat, Aria Travel, Etkin Gürsoy MüĢavirlik, Sitetan ve Batı Tekstil. Ofislerde yer alan Türk firmalarının dıĢında 650 metrekarelik alanda Türk Ticaret Ofisi hizmet verecek. Türk Ticaret Ofisi gerek binada yer alan, gerekse binada yer almayan ancak Moskova ve/veya Rusya Federasyonu‟nda faaliyet gösteren, gösterecek olan tüm Türk firmalarına çeĢitli konularda danıĢmanlık hizmeti verecek. T.T.O oluĢturacağı Bilgi Bankası ve Pazar AraĢtırmaları ile iki ülke arasında ticaretin artırılması da hedefleniyor. 12 Ocak 2005 tarihinde, Sn. Erdoğan tarafından açılıĢı yapılan Moskova Türk Ticaret Merkezi ve Arkadia AlıĢveriĢ Merkezi, Türkiye – Rusya Federasyonu ekonomik ve Ticari iliĢkilerine yeni bir boyut kazandırmada, 2005 yılında D.T.Ö üye olması beklenen Rusya Federasyonu geliĢen ekonomisi ile Türk giriĢimcilere yeni fırsatlar yaratacak, Moskova Türk Ticaret Merkezi ve bünyesinde faaaliyet gösterecek Türk Ticaret Ofisi tüm bu iliĢkiler içerisinde küçük ve orta boy iĢletmelerinin pazara geniĢlemesinde bir odak noktası olacak. Moskova‟da yaptığımız temaslarda T.T.O‟nın Kıbrıslı Türk ĠĢadamlarına da açık olduğu teyid edilerek, Oda‟mıza yapılacak bu gibi baĢvuruları T.T.O‟ne hemen iletilerek iĢlemler takip edilecektir. Bu ziyaretin Odamız açısından diğer bir önemi, ilk defa Kıbrıs‟tan bir sivil toplum temsilcisinin, Türkiye‟nin yurtdıĢı temaslarına dahil edilmesi ve Moskova President Otel‟de Sn. Putin ve Sn. Erdoğan‟ın Türk iĢadamalrı ile yapılan toplantıda bana da, Kıbrıs‟taki çözüm beklentimizi, maruz kaldığımız izolasyonları ve ülkemizdeki yatırım potansiyelini anlatma imkanı verilmesidir. Kıbrıs Türk tarafının çözüm iradesi ve izolasyonlar uluslararası böyle bir toplantıda gündeme gelerek, izolasyonları adil olmadığı ve kaldırılması gerektiği, Kıbrıs‟ta çözüm yönünde BM Genel Sekreteri Kofi Annan‟ın giriĢimlerinin Rusya Federasyonu tarafından destekleneceği bizzat Sn. Putin tarafından da teyid edilmiĢ olması tüm Türkiye basını tarafından da olumlu yorumlanmıĢtır. Odamız‟ın yurt içi çalıĢmaları yanında, yurt dıĢı temaslarımız da bundan böyle devam edecektir. Kıbrıs‟ta adil, kabuledilebilir kalıcı bir çözüme en kısa zamanda ulaĢmak birinci hedefimizdir. Ancak bu arada ekonomimiz üzerinde bir engel olan izolasyonun kaldırılması için çabalarımız devam edecektir. Her zaman söylediğimiz gibi Kuzey Kıbrıs‟ın ekonomik geliĢimi çözümü daha da hızlandıracaktır. B.E.M’in ürün ve üretim kalitesi dünya standardında Ülkemizin tek çimento üretim tesisi Boğaz Endüstri ve Madencilik (BEM) Ltd. ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri Standardı Belgesi, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye Uygunluk Belgeleri ve CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde etti. Faaliyetlerine 1982 yılında yıllık 30 bin ton çimento üretimi ile hayata baĢlayan BEM, bugün ulaĢtığı 150 bin tonluk yıllık üretimiyle göz doldurmakta. Firma, ülkemizde inĢaat sektöründe yaĢanan geliĢmelerin çimento sektöründe “Pazar patlaması”na yol açtığını ve bunun da 2005 yılında 250 bin ton üretim gibi rekor seviyeye ulaĢacağını belirtti. BEM, üretime baĢladığı ilk günden beri; yerel koĢullara uygunluk, standartlara uygunluk, üst seviyede ürün ve hizemt kalitesi ve kalite güvencesi ile müĢteri memnuniyeti konularında her zaman titiz bir çalıĢma sergileyerek bunları hedef belirlediklerini açıkladı. Tüm yaĢananlara ve zorluklara, rekabete göğüs geren BEM, ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri Standardı Belgesi, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye Uygunluk Belgeleri ve CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde etti. Firmanın aldığı kalite ve standart belgeleri Ģöyle: “Uluslar arası kabul görmüĢ „Kalite Yönetim Sistemleri‟ olan ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri Standardı‟na uygunluğu kanıtlayan Kalite Sistem Belgesi‟ni aldı. Firma ürünleri olan; CEM III/A 32.5 N Yüksek Fırın Curuflu Çimentp ve CEM II/B-S 42.5 N Portland Curuflu Çimento için, genel çimentolarla ilgili Avrupa standardı olan EN 197-1 ve EN 197-2‟ye uygun olarak “TSE ĠnĢaat Hazırlık Grubu tarafından hazırlanmıĢ ve Türk Standardı olarak kabul edilmiĢ olan, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye uygunluk belgeleri aldı. Uluslar arası Ticaret Özgürlüğü ve AB ülkelerine ihracat anlamını da taĢıyan CE Markası kullanma hakkını da elde eden firma, CEM III/A 32.5 N (Yüksek Fırın Curuflu) Tipi BEM Çimento, Avrupa Birliği ĠnĢaat Malzemeleri Direktifi‟nin hükümlerini karĢıladığını gösteren CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde ederek “Uluslar arası Ticari Özgürlüğü”nü kazandı. Boğaz Endüstri Madencilik Ltd. Genel Müdürü Tekin Mürsel, diğer ürünleri olan CEM II/B-S 42.5 için de CE Uygunluk ĠĢareti (belgesi) almak için çalıĢmaların sürdüğünü ifade ederek, “Uluslar arası kabul görmüĢ üretim sistemi ve kalite güvencesi ile halkımıza hizmet vermek baĢlıca amacımız ve hedefimizdir” diye konuĢtu. Sanayi Odası, İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’nda yapılan değişikliği eleştirdi: “Hükümet işçinin birikimine gözdikti” Sanayi Odası, 20 Aralık 2004 tarihinde yayınladğı basın bildirisiyle, Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu‟nun yapısındaki değiĢiklikle, Ġhtiyat Sandığı yönetiminin, hükümet tarafından ele geçirildiğini, iĢverenin yönetim kurulunda azınlığa düĢürüldüğünü ve bu operasyonla, Ġhtiyat Sandığı fonlarının kamu harcamalarında kullanılması yolunun açıldığını iddia etti. Bildiri Ģöyle: “Hükümet, 15 Aralık ÇarĢamba günü, meclisten geçirdiği yasa ile, 15 yılını doldurmuĢ iĢçilere, talepleri halinde, yatırımlarının %25‟inin geri ödenmesini sağlarken, yasaya eklenen bir madde ile Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulunun yapısını değiĢmiĢtirmiĢtir. Ġhityat Sandığı hükümetin kontroluna geçmiĢtir. ĠĢveren, yöetimde azınlığa düĢürülmüĢtür. Yeni yönetim kurulu 9 kiĢiden oluĢacaktır. 4 Hükümet temsilcisi, 3 iĢçi temsilcisi, 2 iĢveren temsilcisi yönetim kurulunda görev yapacaktır. Fona hiçbir katkı koymayan hükümetlerin, fon yönetiminde 4 üye ile temsil edilmesi kabul edilemez. Fona eĢit miktarda katkıda bulunan iĢçi ve iĢverenin fon yönetiminde eĢit sayıda üye ile temsil edilmesi Ģarttır. Fon yönetim kurulu 9 kiĢiye çıkarılacaksa, 3 üye hükümet, 3 üye iĢçi, 3 üye iĢveren kanadlarından temsil edilmelidir. Sanayi Odası, Ġhtiyat Sandığı yönetim kurulunda yapılan bu değiĢikliklerin, iĢçi ve iĢveren tarafından yatırılan primlerden oluĢan ve iĢçinin güvencesi olan, fonun, hükümet tarafından pervasızca kullanılması için bir hazırlık olarak görür. GeçmiĢ iktidarlar döneminde, Ġhtiyat Sandığı fonlarının %85‟i (yani Ġhityat Sandığının her 100 TL‟sinin 85 TL‟si) kamu yönetimi tarafından borç olarak alınarak harcanmıĢtır. Hazine, Ġhtiyat Sandığına olan borçlarını ödememektedir. Yani, Ġhityat Sandığına iĢçi ve iĢveren tarafından yatırılan ve iĢçinin güvencesi olan fonlar, hazine tarafından kullanılmıĢtır. Ülkemizde yaĢanan bankalar krizi sonrasında, hazinenin borç talepleri, Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu tarafından geri çevrilmiĢtir. Yönetim kurulunda yapılan bu değiĢikliklerle, Ġhtiyat Sandığından hazinenin yeniden borçlanmasının yolu açılmıĢtır. Sanayi Odası, Ġhityat Sandığındaki birikimlerinin, iĢçiye talebi halinde iadesini, olumlu karĢılar, Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu‟nda yaplıan değiĢiklikleri, hükümetin Ġhtiyat Sandığı fonlarını devlete aktarmak için zemin hazırlaması olarak görür. ĠĢverenler Sendikasını, göreve davet eder. Ġhtiyat Sandığı fonları iĢçi ve iĢveren tarafından yatırılmaktadır ve iĢçiye aittir. Sanayi Odası iĢçinin parasının hazine tarafından kullanılmasına göz yummayacak ve çalıĢanların fonlarının bekçiĢi olmaya devam edecektir.” TC Lefkoşa Büyükelçisi Aydan Karahan odamızı ziyaret etti Karahan: “Yeniden aranızda bulunmaktan mutluyum” Türkiye Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçisi Aydan Karahan ve beraberindeki heyet, 6 Ocak 2005 tarihinde odamızı ziyaret ederek BaĢkan Salih Tunar ve Yönetim Kurulu üyeleriyle görüĢtü. Daha önce de KKTC‟de Büyükelçlik görevinde bulunan Aydan Karahan‟a yeni yönetim kurlu üyeleri kendilerini tanıttı. Karahan daha sonra Oda BaĢkanı Salih Tunar ve yönetim kurulu üyelerinden ekonomi ile sanayideki son geliĢmeler ve sorunlarla ilgili detaylı bilgi aldı. Oldukça samimi bir havada geçen toplantıda Karahan ve beraberindeki heyet, Türkiye‟ye ihracatta ve yerel üretimde yaĢanan sıkıntıları not aldı. Sorunların aĢılması için her zaman kapılarının açık olduğunu ifade eden Büyükelçi Aydan Karahan, “Diyalogla her türlü sorunun üstesinden gelceğimize inanıyorum. Yeter ki somut bir olay yaĢandığı anda haberimiz olsun ve üzerine gidebilelim” diye konuĢtu. BaĢkan Salih Tunar ise, Karahan‟ı aralarında görmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Sayın Büyükelçi ile geçmiĢ görev süresi içinde de her zaman iyi iliĢkiler ve diyalog içinde olduk. Bu yeni dönemde de birçok sorunun üstesinden geleceğimize inanıyorum” dedi. Daha sonra Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri yaĢadıkları çeĢitli sorunları dile getirerek Büyükselçi ve beraberindeki heyete aktardı. Dano Bakery’den KKTC’de bir ilk “İnce bir lezzet” mekanı Dano Bakery'nin Kaymaklı'daki satıĢ mağazasının açılıĢını 14 Ocak 2005 tarihinde CumhurbaĢkanı DenktaĢ tarafından yapıldı. AçılıĢta bir konuĢma yapan CumhurbaĢkanı DenktaĢ, KKTC'li müteĢebbislerin bağımsızlık ortadan kalksın diye değil bağımsızlık sağlamlaĢsın diye yatırım yaptığını vurguladı. DenktaĢ, genç KKTC'nin tam ve kalıcı barıĢ için desteklenmesi gerektiğini söyledi. DenktaĢ, "Aksi takdirde yarın yarım yamalak bir idarede, aman uzlaĢma oldu maaĢallah derlerse buraya kimler gelecek, sizler nereye gideceksiniz, onu benden daha iyi bilirsiniz" dedi. Dano Bakery Sahibi ġükrü Dalkılıç da konuĢmasında, dünyanın gözününü KKTC'nin üstünde olduğu bir dönemde üstlerine düĢeni yaptıklarını kaydederek, Kıbrıs Türk insanının ince zevkini bu yatırımlarıyla tek çatı altında topladıklarını belirtti. Oldukça moderen ve hijyen koĢullara uygun bir mekana sahip olan iĢyerinde her türlü pasta ve unlu mamülü taze olarak almak mümkün olacak. ĠĢletme, özellikle yaĢ pasta alanında uzman ahçıları bünyesine kattı. Dano Bakery & Patiseria, yakın bir gelecekte ülkenin diğer bölgelerinde de aynı mağazayı açmayı planlıyor. Dano Bakery Direktörü ġükrü Dalkılıç, “Ġnce bir lezzet” sloganıyla piyasaya girdiklerini ve gerçekten insanların pastacılık alanında ince lezzetleri Dano Bakery & Patiseria da bulabileceklerini söyledi. Dalkılıç, her biri kendi alanlarında 20-25 yıllık tecrübeye sahip pasta ve çikolata alanında uzman bir ekibin çalıĢtığı mağazada, müĢterilerin çok değiĢik tatlara tanıĢabileceğini ifade etti. ġükrü Dalkılıç, “Haspolat‟ta bulunan Dana Bakery Ekmek Fabrikası‟na ek altyapı ve buraya yapılan yatırım tutarı 1.5 milyon dolara ulaĢtı. KKTC‟de bir ilki baĢarmanın mutluluğu içindeyiz” diye konuĢtu. Dalkılıç, Ģubat ayı sonunda LefkoĢa‟da ikinci mağazayı Arun Un Fabrikası‟nın yakınlarına açmak için hazırlıkların sürdüğünü sözlerine ekledi. Dano Bakery sıcak satıĢ mağazasında ayrıca, süt ve süt ürünleri, meĢrubat gibi bazı temel ihtiyaç maddelerini de bulmak mümkün. AçılıĢa çok sayıda davetli ve konuk katıldı. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası 5. Olağan Genel Kurulu yapıldı Başkan Hürrem Tulga Esnaf ve Zanaatkarlar Odası'nın 5. Olağan Genel Kurul Toplantısı 11 Aralık 2004 tarihinde saat 15.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. Oda BaĢkanlığı‟na Hürrem Tulga getirildi. Toplantıda çalıĢma raporu ve mali rapor görüĢülüp aklandı, 50 kiĢilik oda meclisi ve baĢkan seçildi. Divan baĢkanlığına getirilen Özkul Özyiğit yaptığı açılıĢ konuĢmasında, bugüne kadar iĢbaĢına gelen hükümetlerin esnaf ve zanaatkarların sorunlarını çözmediğini ve onları zor durumda bıraktığını söyledi. Sınır kapılarının açılmasıyla esnafın daha da zor durumda kaldığını söyleyen Özyiğit, borçlarını ödeyemeyen esnafın kepenk kapatıp Güney'e iĢçi olarak gittiğini ve her geçen gün esnafın durumunun daha kötüleĢtiğini belirtti. Özyiğit, esnafın hükümetten beklentisinin yüklü miktarda olan vergi, sosyal sigorta, ihtiyat sandığı, telefon ve elektrik borcu sorununa bir çözüm bulunması olduğunu söyleyerek, esnafın sorunlarının bir an önce çözülmesini istedi. Ekonomi ve Turizm BaĢkanı DerviĢ Kemal Deniz toplantıda yaptığı konuĢmasında, esnafın sorunlarına değinerek, KKTC'de iĢ yapanların çok zor Ģartlarda çalıĢtığını söyledi ve Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün devam etmesi halinde bu zor Ģartların da süreceğini devam edeceğini kaydetti. TKP Genel BaĢkanı Hüseyin Angolemli, 17 Aralık'tan sonra esnaf ve zanaatkarları yeni bir zeminde yeni bir mücadelenin beklediğine iĢaret etti ve Ģimdiden esnaf ve zanaatkarların rekabete hazırlanması gerektiğini söyledi. Ülkenin geleceği için esnaf ve zanaatkarların çok çaba harcadığını söyleyerek konuĢmasına baĢlayan KTAMS BaĢkanı CTP Milletvekili Ali Seylani, barıĢ sürecinin daha da ileriye taĢınması için daha örgütlü çalıĢılması gerektiğini belirtti. BDH Milletvekili Mehmet Çakıcı da konuĢmasında, sigorta primleri ve borçların esnaf ve zanaatkarın belini büktüğünü ifade ederek, sorunların çözümü için "çözüm" iradesinin gösterilmesi gerektiğine iĢaret etti. Güney Kıbrıs Esnaf ve Zanaatkarlar Odası BOVEK temsilcisi de yaptığı konuĢmada, "YeĢilhat'ın açılmasının" ardından esnafların sorunlarının birlikte tartıĢılması için fırsat yaratıldığını belirtti ve bu iĢbirliği sonucunda bir deklarasyon yayımladıklarını, iki kesimli federal bir cumhuriyete imza atıldığını, bütün Kıbrıslıların temel hak ve özgürlüklerinin savunulduğunu anlattı. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar yaptığı konuĢmada, bugün yaĢanan sorunların otuz yıldır yaĢandığına iĢaret ederek, çözümün birlik ve beraberlikten geçtiğini söyledi. Sınır kapılarının açılmasıyla tüketicinin alternatiflerinin de değiĢtiğini belirten Tunar, gerekli ekonomik kararların alınmamasından dolayı esnafın çalıĢmak için Güney'e gittiğini belirtti. Tunar, sorunların çözümü için sivil toplum örgütlerinin birleĢmesi gerektiğini belirterek esnaf ve zanaatkarları iĢbirliğine davet etti. Ticaret Odası BaĢkanı Ali Erel, esnafın içinde bulunduğu kötü durumu hükümetin anlamadığına inandığını belirterek baĢladığı konuĢmasında, ekonomi yönetiminin esnafın değerini anlamadığını söyledi. Teknoparklar ve Kazanımları.... Teknopark konusunu bilgilenmek maksadıyla uzun zamandır takip ediyordum ve Gazimağosa‟da Teknopark inĢaatının baĢladığıda bilgim dahilindeydi.21 kasım 2004 tarihi itibariyle DAÜ ve teknolojik araĢtırmalara önemli katkı sağlayacak olan "DAÜ teknopark Arazisi ve Kuluçka Binasının Kullanımı Protokolü" de Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'nda imzalandı. 1trilyon 395 milyar lira tutarındaki Teknopark Projesi'nin finansmanı Türkiye Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçiliği tarafından karĢılanacak. Peki ya neydi bu teknopark olgusu; yenirmiydi, içilirmiydi yoksa toplumun , bireylerin özellikle kobilerin bilmesi, takip etmesi ve içerisinde birebir faaliyette olması gereken bir Ģeymiydi.Bu Protokolle Kurulması istenen Teknopark‟ın faaliyeti ile birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim kurumları ile giriĢimciler arasında iĢbirliği ortamını hazırlayarak, teknolojik bilgi üretmek, üretim yöntemlerinde, üründe yeniliği geliĢtirmek, ürün kalite veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düĢürmek, teknoloji kullanmayı özendirmek, teknoloji transferine yardımcı olmak, yabancı sermayenin ülkeye giriĢini hızlandırmak, teknolojik bilgiyi ticarileĢtirmek, bu alandaki araĢtırmacılar ve giriĢimcilere olanak sağlamak, KKTC ekonomisine uluslararası alanda rekabet gücü kazandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamak amacıyla, yüksek veya ileri veya yeni teknoloji kullanan ya da buna yönelen Ģirketlerin, DAÜ olanaklarından yararlanarak, teknoloji ve/veya yazılım üretip ve/veya geliĢtirecekleri, teknolojik bir buluĢu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüĢtürmek için çalıĢma ve araĢtırma yapacakları DAÜ Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (teknopark) oluĢumuna olanak sağlayacaktır. Bu bağlamda, isterseniz genel olarak Teknopark‟ın açılımını, teknolojik açıdan birey ve topluma ne kazandıracağını inceleyelim ; Teknopark; teknoloji parkı, araĢtırma parkı, ileri teknoloji merkezi, bilim merkezi, teknopol, teknopolis, bilim parkı gibi terimler ile eĢanlamlı olarak kullanılmakta. Uluslarası Bilim Parkları Birliği (IASP) ile Ġngiliz Teknoparklar Birliği'ne göre teknopark Ģöyle tanımlanıyor;Bilim, teknoloji ve Ar - Ge kuruluĢlarının, geniĢ bir arazi üzerinde kurulu binalarda faaliyet gösterdiği bir yerleĢim merkezi. Kesinlikle organize sanayi bölgesi değil. Fakat Teknoparktaki sanayi firmaları, bir veya birden fazla üniversitenin bilgi ve teknoloji birikiminden istifa etme imkanına sahip olmalı ve mevcut üniversitelerle kordinasyonlu çalıĢmalıdır. Üniversiteler ve araĢtırma laboratuvarı ile endüstri arasında kuvvetli bir teknoloji transferi geliĢmelidir. Risk sermaye kuruluĢları, teknoparkta ortaya çıkan yüksek teknoloji ürünlerini, sanayiye kazandırılması için finansal destek vermelidir Ülkemizde ve Türkiyede yıllardır yetiĢtirdiği genç beyinleri "beyin göçü" adı altında yurt dıĢına göndermektedir.Gençlerimizin yurt dıĢına giderek iyi üniversitelerde bilgi ve deneyim kazanmaları sanayi döneminde bir ölçüde kabul edilebilir bir politika olabilirdi.Ancak bilgi ve buluĢ üretiminin özel buluĢ kuluçka ortamlarına kaydığı diplomanın önemini belirli ölçüde yitirdiği sermayenin daha kolay hareket edebildiği bilgi çağına girdiğimiz bu çağda artık gençlerimizi yurt içinde değerlendirebileceğimiz ve daha da ötesinde yetiĢmiĢ beyinleri ve yatırımcıları ülkemize çekebilecek politikalara ihtiyacımız vardır.Teknoparklar kurma bu politikalardan en önemlisidir. Ülkemizde yıllardır yanlıĢ insan kaynakları politikaları uygulanmaktadır. GiriĢimcilik, kendine güven ve cesaretin aile ortamlarında çok küçük yaĢlardan itibaren törpülenmesi ve okullarda ezberci ve baskıcı uygulanan politikalar sonucunda iĢ dünyasına atılan yetenekli ve ülkenin lokomotifi olabilecek gençlerimiz bağımsız olarak kendi iĢlerini kurmak yerine daha güçlü firmalarda birer memur olarak çalıĢmayı tercih etmektedirler.Yatırımcılarımız da yetenekli ve giriĢimci gençlere güvenip onlarla birlikte iĢ yapmak yerine onları birer çalıĢan olarak görmeyi kısa vadede daha karlı olarak görmektedirler ancak uzun vadede bütün taraflar kaybetmekte ülkenin insan kaynakları zayi olmaktadır.Bu ve benzeri nedenlerle dünya ortalamasına göre en az % 20 olması gereken giriĢimci sayımız bu düzeye çıkamamaktadır. Amerikada San Fransisco yakınındaki Silicon Vadisi 105,000 hektar alanda çevre Belediyelere yılda 1.7 milyar dolar vergi ödeyen, pazar değeri 452 milyar dolar olan yerleĢik 8,500 firma ile inanılmaz bir kuruluĢtur. (Amerikan otomotiv sanayi toplam pazar değeri sadece 113 milyar dolardır).Amerika‟da teknoparklarda her yıl 13,000 adet proje hayata hazırlanmaktadır. Bu projelerin hayata atılabilmeleri için ortalama 2 yıldan bile daha az zaman kafi gelebilmektedir. Dünyada 800 cıvarında teknopak mevcuttur.Japonya 2,000 yılına kadar tamamlanmak üzere 26 bölgeyi teknopark ilan etmiĢ toplam 130,000 hektar alanı bu iĢ için geliĢtirmeye baĢlamıĢtır.Fransa‟nın tatil yöresi Cote d‟Azur Sophia Antipolis teknoparkı 10,000 hektar alanda 1,000 adet yüksek teknoloji firması barındıran 15,000 direk 50,000 toplam nüfus barındıran bir yerdir. Ġngiltere‟de 80 cıvarında olup Rusya‟da bugünkü 40 teknoparkın 200 adete arttırılması planlanmıĢtır.Israil‟deki teknoparklarda 300 cıvarında proje yürümektedir. Kaynak: Bilkent Üniversitesi AR-GE Teknolojik AraĢtırma Merkezi. Hartum 22. Genel Ticaret ve Sanayi Ürünleri Uluslar arası Fuarı 17-20 ġubat 2005 Hartum/Sudan BTA 2005 Gıda ĠĢleme Süreçleri ve Teknolojileri 18-22 ġubat 2005 Barselona/Ġspanya Gulf Food Gıda ve Otel Ekipmanları 20-23 ġubat 2005 Dubai/BAE BIOFACH Organik Gıda Ürünleri Fuarı 22-27 Mart 2005 Nürnberg/Almanya Food & Pack EXPO‟ 2005 Gıda-Ambalaj 02-05 Mart 2005 Kiev/Ukrayna Revestir 19. Ġnt. Marble & Granite Mermer ve Doğal TaĢlar 08-11 Mart 2005 Sao Paolu/Bresilya 660 milyon dolarlık ithalata, 54 milyon dolarlık ihracat 10 ayda en çok taşıt aracı satın aldık, narenciye sattık. 2003’e göre 2004’de ithalatı en çok artan ürün inşaat demiri, ihracatı en çok artan ürün ise bütün keçi boynuzu. İthalatta ve ihracatta da Türkiye birinci sırada KKTC, geride bıraktığımız 2004 yılının 10 ayında 660 milyon dolarlık ithalat; 54 milyon dolarlık da ihracat yaptı. Ekonomideki iyileĢme, dıĢ ticaret rakamlarında da kendini gösterdi. Bir önceki yılın aynı dönemleriyle kıyaslandığında hem ithalatta, hem de ihracatta artıĢlar kaydedildi. Ekonomi ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Ticaret Dairesi, 2004 yılı Ocak-Ekim dönemini kapsayan dıĢ ticaret raporunu açıkladı. Buna göre Ocak-Ekim 2004'teki ithalat, 2003 yılının aynı dönemine göre yüzde 58.2 oranında artarak 659.9 milyon dolara ulaĢtı. Döviz kurlarındaki istikrar, 2001'deki ekonomik krizin etkilerinin azalması ve Kuzey-Güney Kıbrıs arasındaki geçiĢlerin serbest bırakılması, ithalatın artmasında olumlu etki yaptı. Ocak-Ekim 2004 dönemindeki ihracat ise 54 milyon 235 bin dolar oldu. Bu rakam, 2003'ün aynı dönemindeki ihracat rakamlarına göre yüzde 23.2'lik artıĢ içeriyor. Ġthalat KKTC, geçen yıl en çok taĢıt aracı, yakıt, sigara, inĢaat demiri, konfeksiyon, ilaç, oto aksamları, çimento, kumaĢ ve sanayi tipi makineler ithal etti. Ülkede artan trafik kazalarında ve yaĢanan trafik sıkıĢıklığında önemli bir etken olan motorlu araç sayısındaki fırlama, ithalat istatistiklerinde de kendini gösterdi. 2003 yılının Ocak-Ekim döneminde taĢıt araçları için 47 milyon 659 bin 91 dolar harcanırken, 2004'te bu rakam yüzde 121 artıĢla 105 milyon 184 bin 170 dolara yükseldi. ĠnĢaat sektöründeki hızlı geliĢmelere paralel, bu sektörde kullanılan demir, çimento gibi maddelere artan talep de ithalat rakamlarına yansıdı. 2003'le 2004'ün ilk 10 aylık süresindeki ithalat rakamlarına göre, en fazla artıĢ gösteren ithal mal ise inĢaat demiri oldu. 2003 yılının Ocak-Ekim döneminde 8 milyon 36 bin 581 dolarlık inĢaat demiri ithal edilirken, bu rakam geçen yıl yüzde 261.9'luk artıĢla 29 milyon 85 bin 606 dolara ulaĢtı. 2003'e göre ithalatında artıĢ görülen diğer mallar ise çimento (yüzde 205), sanayi tipi makineler (yüzde 163), muhtelif hırdavat eĢyası (yüzde 150), kimyevi gübre (138.4), tıbbi cihazlar (yüzde 135), plastik hammaddesi (yüzde 124), borular ve aksamları (yüzde 127), taĢıt araçları (yüzde 121), çimento hammaddesi (yüzde 104), kereste ve sunta (yüzde 102.5) olarak sıralandı. Ġhracat Geçen yıl Ocak-Ekim döneminde ihraç edilen mallarda yıllardır olduğu gibi narenciye baĢı çekiyor. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16'lık artıĢla narenciye ihracatından 18 milyon 889 bin 703 dolar elde edilirken, bunu sırasıyla süt ürünleri, konfeksiyon, rakı, narenciye konsantresi, sigaralar ve ilaçlar izledi. 2003'e göre öğütülmüĢ keçi boynuzu, tütün ve viskide azalmalar görüldü; hiç patates ihraç edilmemiĢ olması da dikkat çekti. 2003'le kıyaslandığında 2004'te ihracatı çoğalan ürünler ve artıĢ oranları sıralaması Ģöyle: "Bütün keçi boynuzu (yüzde 290), hurdalar (yüzde 54), ilaçlar (yüzde 52), süt ürünleri (yüzde 48), rakı (yüzde 46)." Ġthalatta da ihracatta da Türkiye birinci sırada KKTC'nin ekonomik iliĢkilerinde birinci sırayı her zaman olduğu gibi Türkiye alıyor. 2004'ün 10 aylık süresinde Türkiye'den 404 milyon 572 bin 486 dolarlık; AB ülkelerinden 168 milyon 86 bin 760 dolarlık; Uzak Doğu ülkelerinden 21 milyon 753 bin 65 dolarlık; diğer Avrupa ülkelerinden 5 milyon 967 bin 607 dolarlık; Ortadoğu ülkelerinden 20 milyon 587 bin 382 dolarlık ve diğer ülkelerden de 38 milyon 980 bin 827 dolarlık ithalat yapıldı. Bu verilere göre, KKTC ithalatının yüzde 61.3'ünü Türkiye'den; yüzde 25.5'ini AB ülkelerinde, yüzde 3'ünü Ortadoğu ülkelerinden ve geriye kalanını da Uzak Doğu, diğer Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerden yaptı. 2004 yılın Ocak-Ekim dönemindeki 54 milyon 235 bin 883 dolarlık toplam ihracatının dağılımı ise Ģöyle: "Türkiye'ye 24 milyon 951 bin 615 dolar; AB ülkelerine 12 milyon 242 bin 866 dolar; diğer Avrupa ülkelerine 11 milyon 679 bin 231 dolar; Ortadoğu ülkelerine 4 milyon 134 bin 41 dolar ve diğer ülkelere de 1 milyon 228 bin 130 dolar." Bu sonuçlar, KKTC'nin Uzak Doğu ülkelerinden mal alırken bu ülkelere hiç mal satamadığını da gösteriyor. Kalkınma Bankası yatırımcılar için harekete geçti Kalkınma Bankası, yatırımcıların sorunlarının nasıl çözülebileceği ve yatırımcılara nasıl yardım edilebileceğinin tespiti için harekete geçti. Yatırımcıların sorunlarının tespiti ve Kalkınma Bankası'nın sorunların çözümüne katkısının ne olabileceğinin belirlenmesi amacıyla toplantılar dizisi baĢlattı. Kalkınma Bankası, bu çerçevedeki ilk toplantısını, Sanayi Odası ve Otelciler Birliği yetkilileriyle gerçekleĢtirdi. Kalkınma Bankası'nda 12 Ocak 2005 tarihinde yer alan toplantıya, Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu BaĢkanı Ata Atun, Otelciler Birliği BaĢkanı Turhan Beydağlı ile Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel baĢkanlığındaki, Kalkınma Bankası, Otelciler Birliği ve Sanayi Odası yetkilileri katıldı. Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu BaĢkanı Atun, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun çözümünün olası ve yakın olmasından dolayı ekonominin kalkınması, yatırımcıların da ayakta daha sağlam durması gerektiğine inandıklarını belirtti. Tüm yatırımcıların daha sağlam bir zemine basmasının Ģart olduğunu, bunun sağlanmasına uğraĢılacağını kaydeden Atun, bu çerçevede tüm yatırımcılarla biraraya geleceklerini, ilk toplantıyı da bugün Sanayi Odası ve Otelciler Birliği'yle gerçekleĢtirdiklerini ifade etti. Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel ise, toplantıya büyük önem vererek katıldıklarını belirtti. Üreticilerin teknolojisini yenileyip her alanda yatırım yapması gerektiğini, bunun için de finansmana ihtiyaç olduğunu söyleyen Yüksel, finansman sorununun nasıl çözüleceği, üreticilere nasıl daha kolay kredi sağlanabileceği ve Kalkınma Bankası'nın olanaklarının ne olduğunu görüĢeceklerini dile getirdi. Galip Yüksel, toplantının verimli geçeceğine inandıklarını ifade ederek, "umudumuz, daha kolaylaĢtırılmıĢ kredilendirme sistemi konusunda hem fikir olarak ayrılmamız yönündedir" dedi. Otelciler Birliği BaĢkanı Turhan Beydağlı ise, Kalkınma Bankası'nın adının gerektirdiği kalkınma misyonunu, bugüne kadar toplumun ve yatırımcının arzu ettiği düzeyde yerine getirmediğini söyledi. Mevcut hükümetin kalkınma ve yatırıma önem verdiğini, dıĢ yatırımcıya kucak açtığını dile getiren Beydağlı, bunun olumlu olduğunu, ancak dıĢ yatırımcının, kaynak kullanımı açısından kendilerinden daha çok avantajları bulunduğunu belirtti. Üretime önem vermeyen bir millet söz sahibi olamaz... Ambalaj ve ambalaj hammaddesinde KDV sıfır Bakanlar Kurulu Sözcüsü, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Hüseyin Celal'dan sonra söz alan ve Bakanlar Kurulu toplantısında mali ve ekonomik konularda alınan kararları basına açıklayan Maliye Bakanı Ahmet Uzun, yerli sanayici ve üreticiyi koruyucu tedbirleri içeren bir dizi kararı onayladıklarını belirtti. Uzun, söz konusu kararların, Katma Değer Vergisi (KDV) Tüzüğü'nde yapılan bir değiĢiklikle, yerli sanayici ve üreticinin, üretimde kullanılan her türlü ambalajın veya ambalaj ham maddesinin ithalatındaki KDV'nin sıfıra çekilmesini öngördüğünü kaydetti. Ahmet Uzun, alınan kararların sonucunun halka ucuzluk olarak yansıyacağını, ayrıca bu kararların uygulamaya girmesiyle yerli sanayici ve üreticinin ithalatçılarla rekabet edebilecek güce kavuĢacağını ifade etti. KDV Tüzüğü'nde yapılan bir baĢka değiĢiklikle yerli üretici ve sanayiciye, yaptıkları KDV iadelerindeki uygulamada kolaylık sağlandığını belirten Uzun, yerli sanayici ve üretici için KDV Tüzüğü'nde yapılan diğer bir değiĢikliği de Ģöyle açıkladı: "Katma Değer Vergisi konusunda bir yasa değiĢikliği daha öngördük. Bakanlar Kurulu'ndan geçti bu, Meclis'e sunulacak. Bunda ise Ģu öngörülüyor: Ġhracatçı olmayan sanayici ve üreticilere de KDV'lerinin iade edilmesini getiriyor. Bugüne kadar sadece ihracatçıya iade yapılıyordu. ġimdi ise ihracatçı olmasa bile yerli üreticimize, sanaycimize KDV iadesi yapacağız. Yine bu yasa değiĢikliğiyle amortismana bağlı ekonomik kıymetlerin KDV'lerinin, bir yıl içerisinde indirime tabi tutulmasını öngörüyoruz. Mevcut Ģekliyle bu üç yıldır. Bu da Ģirketler bakımından önemli bir konudur. Yine KDV için beyan verme dönemlerinin birer aylık dönemler yerine, üçer aylık dönemler olmasını öngörüyoruz ki bu da Ģirketlere bir kolaylıktır ve Avrupa Birliği normlarına uyumun da bir parçasıdır. Bu arada amortismanların hesaplanması ve hesaplardan düĢülmesi konusunda da bir emirname çıkarıp, sanayicimize, iĢadamımıza, ürrticimize daha bir kolaylık sağlayacak indirimler yapacağız." Eğitim Bakanı Erbil’den Kooperatif ve Tetra Pack’a plaket Yenicami Okul Öncesi Eğitim Merkezi'nde 14 Aralık 2004 tarihinde düzenlenen törende, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil tarafından Kooperatif Merkez Bankası ve TetraPack Ģirketi yetkililerine plaket verildi. Okul bahçesinde düzenlenen törene Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil, Ġlköğretim Dairesi Müdürü Hatice Düzgün, bakanlık, Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack yetkilileri katıldı. Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil törende yaptığı konuĢmada, okula katkıda bulunan Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack Ģirketine teĢekkür ederek, eski bir kooperatif çalıĢanı olarak yapılan yardımdan gurur duyduğunu belirtti. Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack'ın uzun ömürlü süt konusunda topluma önemli hizmetler verdiğini ifade eden Akbil, Kooperatif ve Tetra-Pack'ı, Yenicami Okul Öncesi Eğitim Merkezi'ne katkılarından dolayı kutladı ve bunun örnek bir davranıĢ olduğunu belirtti. Akbil, 154 tane okul bulunduğunu ve çeĢitli yerlerden katkı aldıklarını belirterek, okullarda birikmiĢ ihtiyaçların olduğunu ve bu yükü paylaĢarak azaltma yönüne gidilmesi gerektiğini belirtti. "Kalite detaylarda gizlidir" diyen Akbil, eğitim ortamlarının kaliteli olmasının eğitim kalitesine de katkıda bulunulacağını kaydetti. Kat edilecek çok yolun olduğuna da dikkat çeken Akbil, bu tür katkılarla bunları hızlandırmaya çalıĢacaklarını belirtti. Yenicami Okul Öncesi Eğitim Merkezi Müdürü Süleyman Günsal da yaptığı konuĢmada, bir süre önce, Kooperatif Merkez Bankası ve merkezi Ġstanbul'da bulunana Tetra-Pack paketleme sanayi anonim Ģirketiyle temas kurduklarını, bunun sonucunda okulun ihtiyacı olan masa, sandalye, öğretmen dolapları ve fotokopi masası gibi çeĢitli gereksinimlerin okula sağlandığını belirtti. Tetra-Pack'ın kullanılmıĢ süt ve meyve suyu kutularından sıkıĢtırma yöntemiyle mobilya elde edildiğine değinen Günsal, okula bağıĢlanan mobilyaların hep bu tük maddelerden elde edildiğini vurguladı. Atıl malzemeleri değerlendirerek eğitime katkıda bulunmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Okul müdürdü Günsal, yapılan bağıĢlardan dolayı teĢekkür etti. Kooperatif Merkez Bankası adına Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu BaĢkanı Ġbrahim Beyatlı da yaptığı konuĢmada, toplumun önemli ve en eski kuruluĢlarından biri olarak toplum sağlığı ve ekonomiye katkı koyabilmek amacıyla sağlıklı ve ucuz fiyatlarla tüketiciyi memnun etmek için her türlü gayreti gösteren bir kurum olduklarını vurguladı. Çocukların sağlıklı geliĢmesinin önemine dikkat çeken Beyatlı, bu bilinçle hareket ettiklerini ve ellerinden geldikçe çocuklara ve tüm halka sağlıklı ürünler sunma gayreti içerisinde olduklarını belirtti. KonuĢmaların ardından, Bakan Erbil ve Okul Müdürü Günsal, Kooperatif Merkez Bankası yönetim Kurulu BaĢkanı Ġbrahim Beyatlı, Kooperatif Merkez Bankası Süt Fabrikası Müdürü Fehmi Türkay ve Tetra-Pack Paketleme Sanayi ve Ticaret Anonim ġirketi adına Kooperatif Süt Üretim ġefi Salih Yücesoy'a plaket verdi. Törenin ardından sınıflar gezilerek çocuklarla sohbet edildi ve okul müdürü misafirlere ikramda bulundu. Gold iliĢkisel veritabanını destekleyerek en ileri teknolojileri KOBĠ‟ler için kullanıma sunuyor. Gold Malzeme Yönetimi, Satınalma, SatıĢ ve Dağıtım Yönetimi, Satıcı Takip Sistemi, Finans, Genel Muhasebe ve Sabit Kıymetler gibi fonksiyonları içerir. Tüm bu fonksiyonlar tümleĢik bir yapı içinde olup Ģirketlerin iĢ süreçlerini etkin bir Ģekilde yürütmelerini sağlıyor. Ayrıca, bu süreç içinde yer alan farklı organizasyonel birimler de sistem içinde modellenebiliyor. ĠĢ yerleri, Ģirketin farklı lokasyonlarda yer alan birimlerini; bölümler, farklı organizasyonel birimleri ve ambarlar, farklı stok saklama alanlarını tanımlıyor. Sistemde her birimin gerçekleĢtirdiği iĢlemler kaydedilerek bu birimlerin performansı ve katma değeri ölçülebiliyor. Bu fonksiyonların yanısıra Üretim Yönetimi, Maliyet Muhasebesi, ÖTV, Enflasyon Muhasebesi, Teklif Yönetimi, Kampanya, Sevkiyat Yönetimi, Paketleme, Elektronik Bankacılık Modülü, Bordro, Ġthalat, Ġhracat modülleri ve çok boyutlu analiz ve raporlamalar sunan Navigator ve Linx ile Gold, üretim yapan ve tekstil sektöründe faaliyet gösteren Ģirketler de dahil olmak üzere KOBĠ‟lerin tüm ihtiyaçlarını ileri teknolojisi ile çözümlüyor. Logo klasik Türkiye‟nin Windows uyumlu yaygın KOBĠ çözümü Logo Klasik, ilk sürümünden bu yana düzenli olarak derlenen müĢteri istekleri ve yönlendirmeleri doğrultusunda geliĢtirildi. Birçok fonksiyon ve pratikliği beraberinde getiren Logo Klasik kendini yeni ekonomiye göre hazırlamak isteyen ve tek merkezden yönetilen KOBĠ‟ler için en uygun ticari otomasyon çözümü. ĠliĢkisel veritabanını destekleyen Logo Klasik, titizlikle hazırlanmıĢ pratik kullanıcı arayüzünün sağladığı kısa öğrenme süresi ile her türlü karmaĢık operasyonun hızlı ve hatasız bir Ģekilde yürütülmesini sağlıyor. Logo shop manager Logo ‟nun perakendecilik çözümü olan Shop Manager, Örme, Konfeksiyon, Ayakkabı, Çeyiz, Halı-Mobilya, Kozmetik, Kırtasiye-Oyuncak, Elektronik ve daha birçok sektörde perakende satıĢ yapan mağazaların daha çağdaĢ ve verimli çalıĢmasını sağlamak için geliĢtirildi. Shop Manager ile net ve pratik bir Ģekilde takip edilebilir iĢlemlerden elde edilen güvenilir veriler, kritik yönetim kararlarına ıĢık tutuyor. Karlılık artıĢı paralelinde artan servis kalitesiyle de müĢteri memnuniyeti yüksek oranda sağlanmıĢ oluyor. Logo hotel manager Logo Hotel Manager ile küçük ve orta boy otel, apart otel, motel, tatil köyü, hostel, kaplıca, kamp/kamping, misafirhane ve pansiyonların yönetimi çok kolaylaĢıyor. Logo Hotel Manager‟ın tümleĢik yapısı içerisinde otelin tüm sabitleri tanımlanır, rezervasyonlar kaydedilir, gelir merkezleri oluĢturulur, müĢteri harcamaları takip edilir ve fatura oluĢturulur. ÇalıĢılan acentalardan alacaklar takip edilir ve performansları ölçülebilir. Üründe bulunan karlılık ve durum analizleri, otel sahiplerine iĢletmelerinin durumu ile ilgili ıĢık tutacak bilgiler verir. Logo mobil çözümler LogoSMS; Firmaların müĢterilerine kısa mesaj ile eriĢimini sağlayan bir mobil iletiĢim çözümüdür. LogoSMS ile firmalar müĢterilerine her an, her yerden eriĢerek, bilgi iletiĢimlerini kesintisiz hale getirirken, etkin bir pazarlama ve borç takip sistemi kuruyorlar. LogoMobile; Yöneticilerin her an her yerden Ģirketleri hakkındaki bilgilere eriĢmelerini sağlayan mobil raporlama çözümüdür. ġirket dıĢında bulunan yönetici stoklar, ciro ve müĢteriler hakkında bilgilere kolaylıkla ulaĢır.Logo kullanıcıları, bu ürün sayesinde bilgi iĢlem departmanlarına ek bir yük getirmeden, Logo programları içerisinde sahip oldukları stratejik ve operasyonel bilgilere kesintisiz ulaĢırken, cep telefonu veya avuçiçi bilgisayardan (Cihazlar, GPRS eriĢimli, HTML Browser destekli olmalıdır.) müĢterilerine ait fatura, sipariĢ, çek/senet, hesap ekstresi, borç takip gibi raporlara eriĢebiliyorlar. Logo Mobil SatıĢ Otomasyonu; Sahadaki satıĢ elemanının ve yöneticilerin ihtiyacı olan tüm bilgiye ulaĢmasını sağlar. SatıĢ, pazarlama ve dağıtım firmalarında sıcak ve soğuk satıĢ aĢamasında yaĢanan zaman ve verim kaybına son verirken saha satıĢının daha etkin yürütülmesini ve yönetilmesini sağlar. MobilTime sipariĢ, fatura, tahsilat, rota, satıcı yönetimi, satıĢ hedefleri, anket, indirim ve ödeme koĢulları gibi fonksiyonları içererek ihtiyaçları karĢılar. KTOB 14. Olağan Genel Kurulu yapıldı Kıbrıs Türk Otelciler Birliği'nin (KTOB) 14. Olağan Genel Kurulu 18 Aralık 2004‟de yapıldı. Girne Dome Otel'de Divan BaĢkanı Erdem Oskar ile sekreterler Ahmet Avcı ve Gündoğan Beyoğlu'nun yönettiği ve çok sayıda otelcinin katıldığı genel kurul toplantısının açılıĢında konuk olarak Ekonomi ve Turizm Bakanı DerviĢ Kemal Deniz, Bakanlık MüsteĢarı Yalçın Vehit, Türkiye Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçiliği Yardım Heyeti Uzman MüĢaviri Zeynel YeĢilçay, Turizm Emekçileri Sendikası BaĢkanı CTP Girne Milletvekili Bayram Karaman, BDH Girne Milletvekili Halil Sadrazam, Girne Belediye BaĢkanı Sümer Aygın, Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği BaĢkan Yardımcısı Ufuk ġaya, TWI Flights KKTC Temsilcisi Muhammet YaĢar Ata, DAÜ Turizm Bölüm BaĢkanı Mehmet Altınay da hazır bulundu. Konukların çoğu açılıĢta söz alarak görüĢ ve önerilerini ortaya koydu. Genel Kurul toplantısında ilk konuĢmayı yapan KITOB BaĢkanı Turhan Beydağlı, 1991 yılında Dernekler Yasası altında hayatına baĢlayan KITOB'un artık kabuğuna sığmaz bir yapıya geldiğini, ülke insanı ve ülke menfaatleri için çalıĢmakta olduğunu söyledi. Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da konuĢmasında, gerçek kalkınmanın özel sektöre verilen değerle ortaya çıktığının örneklerinin tüm dünyada açıkça görüldüğünü söyleyerek, BarıĢ Harekatı'ndan sonra devlete verilen önemin özel sektöre verilmediğini, son yıllarda özel sektöre verilen teĢviklerle bunun meyvelerinin alınmaya baĢladığını kaydetti. Türkiye'de 1980'li yılların sonunda Turgut Özal'ın Antalya'da baĢlatmıĢ olduğu turizm hamlesinde verilen teĢviklerle ve daha sonra sanayide verilen teĢviklerle nerelere gelindiğinin görüldüğünü söyledi. 23 Nisan'da açılan kapıların kapalı ekonomiden dünyayla yarıĢabilecek bir ekonomiye atılım için bir adım olduğuna değinen Tunar, tüm sektörlerin dünyayla rekabet edebilmesi için acil kararlar alınması gerektiğini ve artık devletin bir istihdam kapısı olmaktan çıkarılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Dergi Reklam Ücretleri Arka kapak tam: Ön iç kapak tam: Arka iç kapak tam: Ġç tam sayfa: Yarım sayfa: Çeyrek sayfa: 200 euro 175 euro 160 euro 145 euro 90 euro 65 euro Rusya gündemine başkanımızla birlikte “Kıbrıs” damgası Tunar: “Rusya’da ekonomik konuların yanında Kıbrıs konusunu da gündeme getirdik” Oda BaĢkanımız Salih Tunar, 14 Ocak Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyerek, Rusya'daki temaslarıyla ilgili bilgi verdi. Türkiye BaĢbakanı Recep Tayip Erdoğan'la birlikte Rusya'ya giden Türk iĢadamları heyetinde bulunan Tunar, oradaki temasları sırasında ekonomik konular yanında Kıbrıs sorununu da gündeme getirdiklerini ve temaslarda Kıbrıs konusunun BM Genel Sekreteri'nin giriĢimleriyle çözülebileceğinin vurgulandığını kaydetti. Ziyaret sırasında Erdoğan ve Putin'in Türk iĢadamlarıyla toplantı yaptıklarını, bu toplantıya kendisinin de katıldığını söyleyen Tunar, toplantıda kendisine de söz verildiğini belirtti. "Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı" olarak orada bulunduklarını, Türk-Rus iliĢkilerinin geliĢmesinden memnuniyet duyduklarını, Kıbrıs Türk halkının referandumda "evet" demesine rağmen bugün en mağdur taraf olduğunu, izolasyonların Kıbrıs Türk ekonomisi önündeki en büyük engel olduğunu, izolasyonların kaldırılması gerektiğini, Rusya'nın güvenlik konseyine üye büyük bir devlet olarak bunu yapmaya muktedir olduğunu söyledi. Tunar, basın toplantısında yaptığı konuĢmada, Rusya'dan böyle bir çalıĢma beklediklerini ifade ederek, Kıbrıs'ta büyük bir turizm potansiyeli bulunduğunu ve Rus turistleri ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını belirtti. Tunar, kendi konuĢmasından sonra Rusya Devlet BaĢkanı Putin'in tekrar söz alarak Kıbrıs konusuyla ilgili konuĢtuğunu hatırlattı. Putin'in bu konuları Erdoğan ile görüĢtüğünü, toplantıya girmeden önce BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile konuĢtuğunu, bundan sonra Genel Sekreter'in yapacağı bütün giriĢimleri Rusya'nın destekleyeceğini söylediğini anlatan Tunar, Putin'in izolasyonların adil olmadığını ve kaldırılması gerektiğini de söylediğini vurguladı. Putin'in izolasyonların kaldırılması konusunun hassasiyetine iĢaret ederek, çözümü engellemeyecek ve dengeli bir Ģekilde hareket edilmesi gerektiğini dile getirdiğini anlatan Tunar, toplantı sırasında ekonomik konular yanında Kıbrıs konusunun da gündeme gelmesinin önemli olduğunu vurguladı. Rusya Federasyonu'nun Kıbrıs konusundaki resmi politikasını basına açıklamasının önemine iĢaret eden Tunar, Rusya'nın izolasyonların kaldırılması yönünde hemen harekete geçmesini beklemenin doğru olmayacağını, bunun zaman içerisinde birtakım geliĢmeler olacağının iĢareti olduğunu söyledi. Rusya ticaret ve sanayi odalarıyla baĢlattıkları iliĢkileri devam ettireceklerini kaydeden Tunar, Rusya Federasyonu'nda turizm açısından iyi potansiyel bulunduğunu, bu potansiyelden nasıl faydalanabilecekleri konusunda Otelciler Birliği ve seyahat acenteleriyle görüĢmeler yapacaklarını, Rusya'dan her yıl Antalya'ya giden 2 milyona yakın turistin bir kısmının Kuzey Kıbrıs'a yönlendirilebileceğini açıkladı. Moskova'da açılan ĠĢ Merkezi ile ilgili bilgiler de veren Tunar, Ticaret Merkezi'nden orada ticari ya da turistik iĢ yapmak isteyen Kıbrıslı Türk firmaların da yararlanabileceğini söyledi. Rusya Federasyonu'nun Dünya Ticaret Örgütü'ne üye, büyük bir liberal ekonomiye sahip olan bir ülke olduğunu kaydeden Tunar, Rusya'da kiĢi baĢına düĢen milli gelirin 3000 Dolar olduğunu ve hem Türkiye hem de Rusya'nın son dönemde karĢılıklı ticari ve ekonomik iliĢkilerine çok önem verdiğini belirtti. Tunar, iki ülke arasındaki ticaret hacminin bu yıl 11 milyar dolar, gelecek yıl 15 milyar dolar ve 2007 yılında da 25 milyar dolar olmasının hedeflendiğini de anlattı. Tunar, Rusya Federasyonu Devlet BaĢkanı Vladimir Putin'in 6 Aralık'ta Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve Erdoğan'ın iliĢkilere verdiği önemin bir göstergesi olarak kısa bir süre içerisinde karĢılık verdiğini anımsatarak, Erdoğan'ın Rusya'nın kuruluĢunun 85. yılı olan 9 Mayıs'da yine Rusya'ya gideceğini söyledi. Türkiye'nin Rusya ile olan iĢbirliğini en üst düzeye getirmek için baĢlattığı giriĢimlere devam edeceğini kaydeden Tunar, Türkiye ile Rusya arasında mal ve hizmetlerin serbest dolaĢımını sağlayacak alt yapının kurulması için bir komite oluĢturulduğunu, komitenin çalıĢmalarını kısa sürede tamamlayacağını söyledi. Putin'in Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olarak, "Bu bizim için çok önemlidir, ufkumuzu açacak" dediğini de belirten Tunar, Rusya'daki Türk yatırımlarının 2 milyar doları bulduğunu, yatırımların karĢılıklı olarak artması için çalıĢmalar yapılmasının, ortak yatırımların ve ortak yatırımların Avrasya ülkelerine geliĢtirilmesinin hedeflendiğini kaydetti. Sanayi Odası’ndan SOS Çocuk Köyü’ne yeni yıl hediyeleri Kıbrıs Türk Sanayi Odası'ndan bir heyetle 30 Aralık 2004 tarihinde SOS Çocok Köyü'nü ziyaret ederek çocuklara ve kuruma üreticilerden toplanan hediyeler verdi. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar ve beraberindeki heyet, temizlik malzemelerini ve hediye paketlerini, SOS Çocuk Köyü Ulusal Müdür Yardımcısı Hacer Çerkez'e teslim etti. Çerkez, hediye paketlerinin çocuklara dağıtılmasının adından Tunar'a teĢekkür belgesi verdi. Sanayi Odası BaĢkanı Tunar, bağıĢ töreninde yaptığı konuĢmada, SOS Çocuk Köyü'nün çalıĢmalarını yakından takip ettiklerini ve görevlerini yapmalarına yardımcı olmak istediklerini belirtti Tunar, SOS'e yapılan yardıma katkı koyan Sanayi Odası üyelerinden, "Dağlı Temizlik Ürünleri, KuĢman Ltd, Horozoğlu Çikolata ġekerleme, Can-Ser Ltd, Bingöl Sanayi Ltd, Ektam Kıbrıs Ltd, Ormey Ltd, Con Trading Ltd, Atensa Ltd, Girne Con Kahve, ġenal Plastik, Sunev Plastik Ltd, Helvasan Ltd, Bülent Çıraklı Ltd, Ev-Su Cypri Cola Ltd, Ġrfan Halefler Ltd, Sarıoğlu Ltd, Çıralı Plastik Ltd, Ten Ten Ltd, Dörtözler Ltd, Magic mamülleri Ltd. ve Darem Ltd'e teĢekkür etti. BağıĢlanan ürünlerin tümünün yerli mamüller olduğuna değinen Tunar, yeni yılda da okullara çeĢitli yardımlarda bulunmayı amaçladıklarını kaydetti. Tunar, sosyal kurumların bu tür toplumsal olaylarda öncülük yapması gerektiğine inandığını belirtti. SOS Çocuk Köyü Ulusal Müdür Yardımcısı Hacer Çerkez ise yaptığı konuĢmada, katkılarından dolayı Sanayi Odası üyelerine teĢekkür ederek, SOS'in sadece bağıĢlarla ayakta duran bir kurum olduğunu vurguladı. Halkın gösterdiği duyarlı davranıĢlar sayesinde bugünlere geldiklerini ifade eden Çerkez, bundan sonra da vatandaĢların katkılarını beklediklerini kaydetti. Süt ürünlerine, damping ve “KDV indirimi” darbesi Ülkemizin önemli sanayi kollarından süt ürünlerinde, KDV‟nin sıfırlanması üzerine dampingli ithal süt ürünlerinin yarattığı haksız rekabet nedeniyle sıkıntılı günler yaĢıyor. Bu nedenle Sanayi Odası‟nın giriĢimiyle süt üreticileri bir araya geldi. KDV‟si sıfırlanan mallar arasında yer alan tüm süt ürünleri, dampingli olarak ülkemize giren muadilleri karĢısında haksız rekabete uğruyor. Oda bünyesinde yapılan araĢtırmalar sonucunda, ülkemize yurt dıĢından ithal edilen hemen hemen tüm süt ürünülerinin dampingli olarak piyasamıza girdiği tespit edildi. Uluslar arası tanıma göre damping: “Uluslar arası ticarette eğer bir ürün ihraç edildiği ülke iç piyasasında üretildiği ülkenin piyasa fiyatlarından daha ucuza satılıyorsa o üründe damping vardır.” Sanayi Odası eĢliğinde Tarım ve Orman Bakanı RaĢit Pertev‟i 27 Aralık 2004 tarihinde ziyaret eden Süt Üreticileri Birliği BaĢkanı Osman Atanur sorunlarını bakana aktarırken, Oda BaĢkanı Salih Tunar da bakana, odanın bu konuyla ilgili hazırlamıĢ olduğu; ithal edilen ülkedeki ve KKTC‟deki süt ürünleri fiyat listesinin de bulunduğu detaylı raporu sundu. Türkiye’nin yardımları 3 milyar doları aştı 1974’ten 2004’e kadar KKTC’ye 3 milyar 71 milyon dolar yardım yapan Türkiye, 2005 yılında da yaklaşık 357 milyon dolarlık yardım planlıyor 2001-2004 arasında tarım, su, eğitim, kültür, turizm, sağlık, ulaşım, spor ve sanayi alanlarına önemli yatırımlar yapıldı T.A.K. Özgül GÜRKUT MUTLUYAKALI Kıbrıs adasında varlığını sürdürebilmek için her dönemde büyük mücadeleler vererek tarih yazan Kıbrıs Türk halkı, dünyanın acımasız ambargolarına karĢı Türkiye'nin yakın desteği ve büyük maddi yardımlarıyla da ayakta durmayı baĢarıyor. Türkiye'nin 1974'ten 2004 yılına kadar Kuzey Kıbrıs'a yaptığı yardımlar 3 milyar 71 milyon 289 bin 980 dolara ulaĢtı. Savunma giderlerini karĢılayarak, projeler üreterek, elektrik yatırımları yaparak, yatırımcılara teĢvik ve krediler vererek, eğitim, sağlık gibi hayati alanlarda büyük yatırımlar yaparak Kıbrıs Türk ekonomisini yaĢatan Türkiye, 2005 yılında da 356 milyon 921 bin 167 dolarlık yardım yapmayı planlıyor. KKTC ekonomisi geride bıraktığımız yıl en iyi göstergelere sahip oldu. Fert baĢına milli gelir 7 bin 350 dolar olarak gerçekleĢirken, gayri safi milli hasıla da 1 milyar 604 milyon dolara yükseldi. Türkiye'nin LefkoĢa Büyükelçiliği Yardım Heyeti BaĢkanlığı'nca hazırlanan "KKTC'de Ekonomik GeliĢmeler ve Altyapı Yatırımları" raporu, hem Türkiye'nin yardımları, hem de KKTC ekonomisindeki durumla ilgili veriler içeriyor. 2000 yılında bankalar kriziyle ekonomisi büyük darbe yiyen KKTC, 2001-2004 yıllarını kapsayan dönem için hazırlanan ekonomik programlarla ve ekonomik ve mali iĢbirliği protokolleriyle yüklü miktarlarda krediler kullandı. 90 bin mudinin ekonomik olmanın ötesinde ağır bir sosyal sorun olarak ortaya çıktığına iĢaret edilen raporda, ekonomik krizin bir dizi ekonomik tedbirin yürürlüğe konması ve Türkiye'den ilave kaynak akıĢını beraberinde getiren ekonomik içerikli protokollerle desteklendiği anlatıldı. Raporda, 12 Ocak 2001 tarihli protokolle 350 milyon dolar; 24 Eylül 2001 tarihli protokol ile uygulamaya konulan yeni teĢvik sistemi için 160 milyon dolar; 18 Nisan 2003 tarihli protokolle de 450 milyon dolar tutarında kredi kullandırıldığı belirtildi. 2001-2004 yıllarının iç politika ve Kıbrıs sorununda hayli çalkantılı geçtiğine iĢaret edilen raporda, "Bu nedenle öngörülen tüm ekonomik tedbirlerin uygulanması mümkün olmamıĢ, bütçe açıkları istenilen ölçüde azaltılamamıĢtır. Bu durumda, KKTC'nin baĢka imkanı da olmadığından, TC bütçesinden KKTC'ye yapılan hibe ve kredi yardımlarının dönem içerisinde her yıl giderek artırılması yoluyla denge sağlanabilmiĢtir" denildi. Uygulanan ekonomik programların finansman açıklarını istenilen ölçüde azaltamadığı, sadece kontrol altında tutmayı baĢarabildiği kaydedilen raporda, Ģu ifadeler yer aldı: "Bununla birlikte kaynağı olmadan harcama yapılmaması ilkesi mali politikaların temelini teĢkil eder duruma gelmiĢtir. Ayrıca, cari bütçe açığının kontrol altında tutulabilmesi ile artırılan TC kaynaklarının giderek artan bir bölümünün yatırımlara ve üretim sektörünün desteklenmesine ve teĢvik kredilerine tahsis edilebilmesine de imkan sağlanmıĢtır. Neticede, alınan tedbirlere ilaveten dıĢ etkenlerin de devreye girmesiyle ekonomik büyüme rekor oranlara ulaĢmaya baĢlamıĢtır. KKTC ekonomisindeki büyümenin bu hızla sürdürülebilmesi ve cari bütçe açıklarının kontrol altında tutulmaya devam edilmesi halinde bir kaç yıl içinde TC yardımlarının reel olarak daha da azaltılabileceği ümit edilmektedir. Nitekim son iki yıl yardımlar enflasyon oranının altında artırılmıĢ ve reel olarak azalmıĢtır." Raporda da yer alan ekonomik verilere göre, 2000 yılındaki ekonomik krizle yüzde – 0.6'ya gerileyen gayri safi milli hasıladaki küçülmeler alınan tedbirlerin olumlu etkisiyle 2003'te yüzde 11.4'e yükselerek KKTC tarihinin en yüksek kalkınma hızına ulaĢtı. 2004 yılında da büyüme yüzde 10'un üzerinde gerçekleĢti. KiĢi baĢına düĢen milli gelir, 1974 öncesinde 300-500 dolardan 2000 yılında 4 bin 978 ABD Doları'na, 2001 yılında yaĢanan ekonomik çöküntünün etkisiyle 4 bin.303 ABD Doları'na düĢtü. Milli gelir, 2002 yılında 4 bin 409 ABD Doları'na, 2003 yılında 5.949 ABD Doları'na yükseldi. Bu rakam 2004 yılında 7 bin 350 ABD Doları'nın üzerine çıktı. Ġhracat miktarı, 2001 yılında 34 Milyon ABD Doları'na düĢmüĢken, 2002 yılında 45 Milyon ABD Doları'na, 2003 yılında 51 Milyon ABD Doları'na, 2004 yılında ise 60 Milyon ABD Doları'na UlaĢtı Ġthalat miktarı 2001 yılında 272 Milyon ABD Doları'na inmiĢken, ekonomik büyümenin de etkisi ile 2002 yılında 309 Milyon ABD Doları'na, 2003 yılında 478 Milyon ABD Doları'na, 2004 yılında ise 725 Milyon ABD Doları'na yükseldi. 2000 yılında 5 bankaya el konulmasını gerektiren süreçle baĢlayan mali sektör krizi aĢıldı, bugün bankalara güven sağlandı. Merkez Bankası'nın altyapısı yeniden düzenlendi ve mali yapısı önemli ölçüde iyileĢtirildi. Bankacılık krizi sonucu el konulan 11 banka ve Peyak Kooperatif Bankası'na ait 89 bin 185 mudiye ait 244 milyon 59 bin 791 ABD Doları mevduat, 5 Kasım 2004 tarihi itibariyle tümüyle ödendi. Bu ödemelerin 179 Milyon ABD Doları doğrudan veya dolaylı olarak TC kaynaklarından finanse edildi. Bankacılık krizi sonucu yaklaĢık 1 milyar ABD Doları'ndan 823 milyon ABD Doları'na düĢen mevduat, sağlanan güven ve ekonomik geliĢmeyle birlikte, 2004 yılı Temmuz ayı itibariyle 1 milyar 988 milyon 767 bin 494 ABD Doları'na yükseldi. Bankalardaki mevduatların krediye dönüĢme oranında beklenen seviyede iyileĢme olmadı ve kriz öncesi yüzde 92'lik oran son 3 yıldır yüzde 3132'lerde kaldı. Kamu bankalarıyla ilgili köklü tedbirler alınamadığı ve bu yüzden görev zararı üretiminin sürdüğü belirtilen TC Yardım Heyeti BaĢkanlığı raporunda, örneğin Kooperatif Merkez Bankası iĢletmelerinin 2003 yılı zararının 35 trilyon TL olduğu belirtildi. 2001-2004 yıllarında sosyal güvenlik reformu ile ilgili herhangi bir geliĢme sağlanamadığına da yer verilen raporda kamu maliyesindeki geliĢmelerle ilgili bölümde, Ģu bilgiler yer aldı: "KKTC devletinin yeniden yapılandırılması ve kamunun ekonomi içindeki payının düĢürülmesi istenilen düzeyde gerçekleĢtirilememiĢtir. Personel sayısında artıĢ 20012003 yıllarında sınırlı tutulmuĢ, ancak seçim öncesi yapılan istihdamlar personel sayısında artıĢa neden olmuĢtur. 2004 yılında ise personel alımları sınırlı tutulabilmiĢtir. KĠT ve diğer iĢletmeci kuruluĢlarla ilgili olarak, KIBTEK ve Eti ĠĢletmeleri dıĢında bir geliĢme sağlanamamıĢ, özelleĢtirme, özerkleĢtirme ve yeniden yapılanma sağlanamamıĢtır. 2001 yılında maaĢ ayarlamalarıyla birlikte cari bütçe açıkları önemli ölçüde düĢürülmüĢ, T.C. bütçesinden gönderilen kaynakların önemli bir bölümü bu sayede mali sektöre ve mudi ödemelerine aktarılabilmiĢtir. 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan ek zamlarla kamudan maaĢ alanların 2001 yılı kayıpları üç yıla yayılan bir sürede tamamen telafi edilmiĢtir. Yıllık ortalama memur maaĢı 1994 yılında 430 ABD Doları seviyesindeyken, 2000 yılında 826 ABD Doları'na kadar yükselmiĢ, 2001 yılında 577 ABD Doları'na düĢmüĢ, 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan ek artıĢlarla 2004 yılında yıllık ortalama 1100 ABD Doları'nın üzerine çıkmıĢtır. En düĢük memur maaĢı 2004 yılı sonunda 700 ABD Doları civarındadır. Sosyal sigorta emeklilerine ödenen yıllık ortalama maaĢ ise 2000 yılında 295 ABD doları iken, 2001 yılında 201 ABD Doları'na düĢmüĢ, aynı Ģekilde 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan tatmin edici artıĢlarla 2004 yılında 460 ABD Doları'na yükselmiĢtir. Tarımda 2001-2004 yılları arasında doğrudan gelir desteği sistemine geçildi ve gelir destek ödemeleri üretim ve hasat dönemlerinde zamanında yapıldı. Arpa ve buğday bedelleri 2002, 2003 ve 2004 yıllarında Türkiye bütçesinden sağlanan 19 trilyon TL'lik ek kaynakla üreticilere peĢin ödendi. Kumyalı'daki 10 bin ton kapasiteli tahıl silosu 2002 yılında tamamlandı. Toplam sulanabilir tarım arazisini oluĢturan 93 bin 857 dekar alanın 85 bin 860 dekarında damlama sulama sistemi kuruldu. Bu yıl bu projenin tamamlanması bekleniyor. Köy yerleĢim birimleri dıĢında kurulan "organize hayvan barınakları" bölgelerine alt yapı desteği götürülmeye baĢlanmıĢtır. 14 yerleĢim yerinde yol, 18 yerleĢim yerinde elektrik, 1 yerleĢim yerinde de su olmak üzere toplam 26 ayrı hayvan barınağı bölgesine alt yapı desteği sunuldu. Balıkçılığı teĢvik etmek amacıyla ayrı bir proje uygulamaya konuldu; Dardenel ġirketi'nce yılda 200 ton, ton balığı üretilen "orkinos çiftliği" kuruldu; Veterniner Dairesi laboratuvarı güçlendirildi; 200 büyükbaĢ/gün, 300 küçükbaĢ/gün kesim kapasiteli ve 240 m2 soğuk hava deposu bulunan modern et kombinası, 2004 yılında Haspolat'ta hizmete sunuldu. Süt üretimi her yıl ortalama yüzde 10 oranında arttı, narenciye ürünlerinin tamamı iç tüketim ve dıĢ ülkelere satılmak üzere üreticiden özel sektörün de katkısı ile satın alınarak ihraç edildi, bedelleri sorunsuz ödendi. Narenciye üreticilerine yüzde 50 elektrik sübvansiyonu uygulaması baĢlatıldı. Ormancılık Master Planı çerçevesinde 2001-2004 döneminde 4 milyon 200 bin adet fidan dikildi. Su yatırımlarında Kumköy Pompa Ġstasyonu tamamlandı ancak balonla veya tankerle su taĢıma giriĢimleri baĢarısız oldu. Su kayıplarının azaltılması amacıyla baĢlatılan su Ģebekesi değiĢimi projesine hız verildi ve 25'i devam eden toplam 53 Ģebeke değiĢtirildi. 2001 yılında baĢlanan Su Master Planı çalıĢmaları geçen yıl Ģubat ayında tamamlandı. KKTC'de yükseköğrenimdeki öğrenci sayısı 2001-2002 öğretim yılında 23 bin 176 iken, Ģu anda 33 bin 974'e ulaĢtı. Üniversitelerin üçüncü ülkelere tanıtımı amacıyla 2001'de baĢlatılan proje kapsamında birçok fuara katılındı. Kalkanlı bölgesinde ODTÜ Ģubesi olarak bir kampus kurulması amacıyla 2001 yılı sonunda temin edilen ek kaynakla baĢlatılan inĢaatın bu yıl tamamlanmasının ardından eğitime baĢlanacak. ġu anda Ankara'da 270 öğrenci öğrenime baĢladı. Türkiye'nin yardımlarıyla DAÜ, LAÜ, UKÜ, GAÜ ve YDÜ'de de birçok yatırım yapıldı. 2000 yılı sonunda 103 otelde 10 bin 213 olan yatak sayısı, 2004 yılı Temmuz ayı itibariyle 116 otel ve 11 bin 654 yatağa ulaĢtı; 5 bine yakın yatak kapasiteli 4 ve 5 yıldızlı otel ve tatil köylerinin inĢaatı ise devam ediyor. Otellerdeki doluluk oranları yıllar itibarıyla artarak 2004 yılında yüzde 43'e ulaĢtı. Bu rakamlarda özellikle yabancı uyruklu turistlerden kaynaklanan bir artıĢ görüldü. KKTC ekonomisinde önemli paya sahip olan ve her dönemde lokomotif sektör görülen turizm için yatırımlar artarak sürüyor. Hem daha fazla turist gelmesi için yapılan teĢvikler hem de ülkenin önemli fuarlarda tanıtımı atakları ve reklam kampanyaları, hem de turizm sektöründe faaliyet gösterenlere maddi katkılarda Türkiye yardımları da önemli pay tuttu. Turizm altyapılarının geliĢtirilmesi amacıyla birçok yol yapımı ve asfaltlama devam ederken, mağara araĢtırmaları, kaplumbağaların korunması için yürütülen projelerle de turizme katkıda bulunuldu. Son 4 yıl içinde KKTC'nin karayolu altyapısında da önemli çalıĢmalar yapıldı. Buna göre, Ercan Yonca KavĢağı ile Gazimağusa bölünmüĢ yolu tamamlandı; Girne yolunun son 12 km'lik bölümü de tamamlandı ve yolun tamamı bölünmüĢ olarak hizmete alındı; Güzelyurt yolunun bölünmüĢ olarak inĢa edilebilmesi için gerekli proje çalıĢmaları tamamlandı; Kuzey sahil yolunun Demirhan kavĢağı-dağ yolu-Acapulco kavĢağı -Tatlısu kavĢağı arasındaki 2.etabının inĢaatı büyük ölçüde tamamlandı ve nisan ayında hizmete alınması bekleniyor. KKTC'nin hava ulaĢımının sağlandığı Ercan Havalimanı, 12 milyon ABD Doları harcanarak çağdaĢ bir duruma getirildi. Havalimanının uluslararası uçuĢlara açılabilmesi için de aynı miktarda bir paranın harcanacağı yeni bir proje için finansman temin edildi. Ülkenin enerji ihtiyacının sağlıklı karĢılanması için verilen uğraĢlara Türkiye yardımlarıyla da katkıda bulunuldu. 2001 yılında LefkoĢa, Girne, Yeniboğaziçi trafolarıyla Teknecik-LefkoĢa iletim hatları tamamlanırken; 2002'de baĢlanan Çamlıbel, GüneĢköy, Meriç trafo merkezileriyle Geçitkale-Meriç Ġletim Hattı, 2003 yılında bitirildi. Geciken 3. etap projelerin yatırım tutarı ise 3 milyon 750 bin dolardan 15 milyon dolara yükseltildi. Ġlkokul, ortaokul ve liselerde fiziki altyapının geliĢtirilmesi için onarım ve ek dersliklere kaynak sağlayan Türkiye Cumhuriyeti, 39 adet ek derslik, 2 atölye ve 2 laboratuar tamamladı, 8 ek derslik inĢaatını devam ettiriyor. Bu bağlamda, 149 okulda bakım ve onarım yapıldı. Karpaz'da Türk ortaokulu için proje baĢlatılırken, BTMK spor salonu; Girne'de ġht. Hasan Cafer Ġlkokulu bu dönemde tamamlandı. Ana sektörlerden birini oluĢturan sağlıkta da kalitenin yükseltilmesi için gerekli tıbbi makine-teçhizat ve donanımların sağlanması, sağlık personeli eğitimi, uzman değiĢimi gibi konularda yoğunlaĢıldı. LefkoĢa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nin yeni polikilinik binası tamamlanarak hizmete alındı. Hizmetin etkin verimli olmasını sağlamak üzere bilgisayar destekli hasta takip, kayıt, randevu, ilaç takip vb hususları da ele alan bir iĢletme projesi oluĢturuldu. Kanser erken tanı merkezi kuruldu, kalp ve damar hastalıkları bölümü kurulması ve kalp ameliyatlarının KKTC'de yapılabilmesi için çabalar yoğunlaĢtırıldı. Gazimağusa'ya yeni bir hastane yapılması da geçtiğimiz yıl karar aĢamasına geldi ve giriĢimler baĢladı. Fakir kiĢi ve ailelere maddi destek veren Türkiye Cumhuriyeti, öğrencilere de kıyafet, kitap ve kırtasiye yardımları yaptı. TC vatandaĢlarından, Türkiye'ye geri dönüĢ parası bulunmayan ve zor durumda kalan her yıl yaklaĢık 500 kiĢinin gemi ücretleri 2003 yılından itibaren karĢılanmaya baĢlandı. Türkiye, 28 belediyeye; yol, kanalizasyon, kaldırım gibi alt yapı yatırımlarında kullanılmak üzere; 2001 yılında 235 milyar TL; 2002 yılında 544 milyar TL; 2003 yılında 2 trilyon 350 milyar TL; 2004 yılında 4 trilyon 85 milyar TL yardım yaptı Devlet radyo televizyonu BRTK'ya önemli altyapı yatırımları yapıldı. 2001-2004 yıllarında birçok spor salonu inĢaatı tamamlanarak sporcuların kullanımına sunulurken, birçoğu da tamir edildi veya ek inĢaatlarla geliĢtirildi. Din hizmetleri ile ilgili yatırımlar 2004 yılı ortalarına kadar köylerin rehabilitasyonu projesi içerisinde yerine getirildi, bu tarihten itibaren ise ayrı bir proje açıldı. Ziyamet, Kumyalı, Derince, Gelincik, Sipahi, Dörtyol, Bafra köyleri camileri hizmete açıldı. Kıbrıs adasının en büyük camisi olan Osman Fazıl Polat PaĢa Camisi tamamlandı. Birçok caminin da tamir ve restorasyonları yapıldı. Yine aynı dönemde, SayıĢtay için yaptırılan yeni bina tamamlanarak hizmete açıldı. Polis Müdürlüğü otomasyon ve haberleĢme sistemlerine önemli miktarlarda katkı ile muhtelif araç ve gereç yardımı yapıldı. Ġtfaiye, Nüfus Kayıt Dairesi, ÇalıĢma Dairesi, Merkezi Cezaevi, bazı köylerin telefon altyapıları, balıkçı barınakları, limanlar, LefkoĢa Sarayönü Merkez Postanesi gibi birçok yer de Türkiye'nin maddi kaynaklarıyla iyileĢtirildi. Gazimağusa'da inĢaatı süren "teknopark"ın bu yıl nisan ayında tamamlanması hedeflenirken, reel sektörün desteklenmesi için yeni teĢvik sistemi de hayata geçirildi. Sanayicilere çeĢitli kolaylıklar ve sanayi bölgelerinin altyapılarına önemli yatırımlara kaynak sağlayan Türkiye Cumhuriyeti, KKTC ve Türkiye Kalkınma Bankaları aracılığıyla da birçok büyük ve önemli projenin hayata geçmesine katkıda bulundu. KKTC Kalkınma Bankası 2004 yılında 5 milyon dolarlık, 2005 yılında da 2 milyon dolarlık kaynak tahsis etti. DPÖ'nin teĢvik belgesi verdiği 28 yatırımcıya 19 trilyon 248 milyar lira kredi tahsis edildi. Kredi tahsis edilen yatırımcılardan 22'si yatırımlara baĢladı ve bunlara 8 trilyon 418 milyar lira ödeme yapıldı. Türkiye Kalkınma Bankası'ndan kredi talebiyle 1 katrilyon TL tutarındaki 48 projeye KKTC DPÖ'nün teĢvik belgesi verildi. Bunlardan 44'ü TC Hazine MüsteĢarlığı'nca uygun bulunarak Kalkınma Bankası'na aktarıldı, 4 proje ise uygun bulunmadı. Ġlk etapta 440 trilyon liralık 17 projeye 251 trilyon TL tahsis edildi. Bunlardan 5'i iĢlemlerini yerine getirmediği için iptal edilirken, 2 yedek proje onaylandı ve son durumda 14 projeye 217 trilyon TL kredi tahsis edildi. Ten Ten’den emeğe ödül Devletin “iĢveren” konumundan kurtulamadığı ülkemizde, emeğini özel sektöre uzun yıllar verenlere rastlamak oldukça güç. Ten Ten Gıda Mamülleri Ltd.‟de 26 yıl kesintisiz çalıĢarak bu görevinden emekli olan, Sadık Akkorlu ve yine 15 yıl kesintisiz çalıĢarak Sosyal Sigortalar‟dan emekli olan Necla Gültekin, Ģirket tarafından ödüllendirildi. Firma Direktörleri Ekrem Andıroğlu ve Salih Tunar, Akkorlu‟ya altın kaplama saat hediye etti. Direktörler, Sadık Akkorlu‟nun, özel sektörde de uzun yıllar istihdam ve iĢ güvencesiyle çalıĢılabileceğinin güzel bir örneği olduğunu belirterek, firmalarında böylesi bir olayı yaĢamaktan gurur duyduklarını ifade etti. YDÜ’den halka hizmette bir yenilik daha: Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YBEM) Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), üniversitdeki bilgi ve deneyim birikimini iĢ dünyası, kamu sektörü ve bireylerin hizmetine sunmak amacıyla YaĢam Boyu Eğitim Merkezi‟ni (YABEM) kurdu. YABEM, bu çerçevede eğitim programlarını geliĢtirerek, yürütecek ve koordine edip değerlendirecek. 7 Ocak 2005 tarihinde beraberindeki bir heyetle odamızı ziyaret eden YDÜ Rektör Yardımcısı ve YABEM Yönetim Kurulu BaĢkanı Prof. Dr. Hüseyin GökçekuĢ, YABEM hakkında oda yönetim Kurulu üyelerine detaylı bilgi verdi. Ziyaret sırasında projeksiyon kullanarak da YABEM‟i anlatan Hüseyin GökçekuĢ, üniversitenin halkı eğitimle kucaklamak için çok büyük bir adım attığını ifade etti. Üniversitenin etkinlikleri ve yeni çalıĢmaları hakkında da bilgi veren Hüseyin GökçekuĢ, YABEM‟in 80‟ni aĢkın programla Kıbrıs Türk halkının önüne çıktığını ve amaçlarının toplumu aydınlatmak olduğunu söyledi. YABEM programlarının tüm halkı kapsayacak Ģekilde hazırlandığını ve bunların da yapılacak eklerle geliĢime açık olduğunu ifade etti. Özet olarak YABEM ve içerdiği konu ve program baĢlıkları Ģöyle: “Misyonumuz kiĢi ve kurumların eğitimlerini evrensel değerler seviyesinde sürekli kılarak, küresel rekabetin dinamizmi içinde yer almalarını sağlamaktır. YABEM bu süreçte; bireyleri, özel ve kamusal kurumları, günümüz dünyasının gerektirdiği bilgi ve beceri düzeyine ulaĢtırmayı amaçlar. Bu bağlamda, katılımcıların, teori ve uygulamanın birleĢtirildiği bir eğitimle; güncel, yaĢama geçirilebilir yetenek, donanım, yönetim ve liderlik niteliklerine ulaĢtırılmaları hedeflenir. Eğitim programlarımız, YABEM Yönetim Kurulu‟nun plan, koordinasyon ve onayı çerçevesinde üniversitemizin ilgili akademik birimleri tarafından hazırlanır ve konularında uzman öğretim elemanlarınca Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü‟nün bütün imkânları kullanılarak gerçekleĢtirilir. “BaĢarı Belgesi” sınavlı programlarda baĢarılı olanlara verilir. “Katılım Belgesi”ni almaya ise, sınavsız programlara % 70 oranında devam ederek program gereklerini yerine getirenler hak kazanırlar. Eğitim süresince katılımcılarımız, üniversitemizin kütüphanesini, biliĢim sistemini; internet ve bilgisayar ağını ücretsiz, yüzme havuzu, sağlık ve spor merkezini, kapalı spor salonlarını ve diğer tüm spor olanaklarını ise özel indirimli olarak kullanabilirler. Bunun yanısıra katılımcılar eğitimleri süresince, konaklama ihtiyaçlarını üniversite konuk evinden indirimli olarak karĢılayabilirler. Tüm indirimler program duyurularından önce YABEM tarafından belirlenir ve açıklanır.” Sertifika programları ĠletiĢim – Halkla ĠliĢkiler ve Yönetim Becerileri, BaĢarılı Ġnsan ĠliĢkileri, KiĢiler Arası ĠletiĢim, Halkla ĠliĢkiler Yönetimi ve Planlanması, Yönetim Becerileri ĠĢletme Alanında Profesyonel Kariyer GeliĢtirme: AB sürecinde KOBĠ‟lere yönelik ekonomi, Yönetim-Organizasyon, Ġnsan Kaynakları Yönetimi, Üretim – Hizmet Planlaması ve Yönetimi, Pazarlama Yönetimi, Muhasebe Yönetimi, Finansal Yönetim. Program modüler olup katılımcılar istedikleri modül(ler)e katılabilirler. Yabancı diller eğitim programlarının üst kurlarına katılım ilgili dilde yapılacak seviye tespiti sonucunda gerçekleĢecektir. Ġngilizce, Ġtalyanca, Modern Grek (Rumca), Fransızca, Almanca, Rusça, Farsça, Yabancılar Ġçin Türkçe (Turkish as a Second Language) Bilgisayar ve Yazılım Eğitimleri Bilgisayar Kullanımında UzmanlaĢma (European Computer Driving Licence), Ġleri Düzey Veritabanı Programlama, Ağ Yöneticiliği, WEB Tasarımı, AUTOCAD – 2004, Bilgisayar Destekli Mimari Tasarım. Turizm ve Otelcilik Eğitimi Fidelio Eğitim Proğramları, Amadeus Rezervasyon ve Biletleme Eğitimi, Uygulamalı Kat Hizmetleri Uzmanlık Programları: Avrupa Birliği Uzmanlık Proğramı, Bilgisayar Destekli ĠnĢaat Yönetimi, Beton Teknolojisi, SatıĢ ve ĠletiĢim Becerileri, SatıĢ Yönetimi, Ġhracat Pazarlaması, E – Ticaret, Pazarlama AraĢtırması, Pazarlama ve SatıĢta Tanzim / TeĢhir, Aile ġirketlerinde KurumsallaĢma, Tur Operatörlüğü ve Paket Tur, Profesyonel Ofis Yönetimi, Oryantasyon Sağlama ve Stres Giderme Teknikleri, Zaman Yönetimi, Etkin Toplantı Düzenleme ve Yönetme, Profesyonel Sunumlar, Eğitimcinin Eğitimi, Öğretim Tasarımı. Beceri Programları : Ġç Mimarlık ve Mimarlıkta GeliĢme ve Yenilikler Bu programın amacı sosyal yaĢamla ve kullanıcı ile içiçe olan mimarlık ve iç mimarlık alanının genel bakıĢ açılarını ve söylemini aktarırken katılımcıları mimari tasarım konusunda bilgilendirmeye yöneliktir. Tasarım etkinliğinin tanımı, sosyal içerikleri, mekanın farklı ölçek ve düzeylerde örneklenerek tartıĢılması, “yer” kavramının karakteri ve düzeni; biçim, strüktür, kullanım ve anlam konularında analizler; mimari “biçim”deki fiziki, kültürel ve tarihi etkilerin ele alınıĢı gibi konular aktarılacak, katılımcılarla küçük kapsamlı durum çalıĢmaları yapılacaktır. ÇağdaĢ mimarlık görüntülerinin sunulması aracılığıyla katılımcıların sanatsal ve mimari duyarlılığının geliĢtirilmesi amaçlanmaktadır. Belli gelenekler, stiller ve akımlar aracılığıyla mimari hedefler ve eğilimler açıklanacaktır. Program görsel sunuĢlarla desteklenecektir. Grafik Tasarım Grafik tasarımın tanımı ve kullanım alanları, uygulama teknikleri, tasarım disiplinleri teorik olarak anlatıldıktan sonra, bilgisayarda tasarım programlarından yararlanılarak uygulamalarla, konu desteklenecektir. A- Türkçe Diksiyon - Hitabet - Spikerlik Bu eğitimin amacı; türkçeyi, özellikle Türkiye Türkçesi‟nin yazı dili haline getirilmiĢ olan, Ġstanbul Türkçesi olarak tanımlanan, ağız özelliğinin tanıtılması ve öğretilmesidir. Programlarda, telâffuz alıĢtırmaları ile birlikte türkçedeki sesler ve bunların çıkıĢ yerleri, doğru telâffuzları ve en geniĢ anlamda türkçedeki vurgulama uygulamalı olarak verilir. KonuĢurken nefesi kullanma, mimik ve jestler ise doğru telâffuz ve vurgulamada etkileyici önemli faktörler olduğu için özellikle bu konular üzerinde çalıĢmalar yaptırılır. Böylece mikrofon ve ekran karĢısında hareket rahatlığı kazandırılmaya çalıĢılır. B- Radyo ve Televizyon Haberciliğinde Diksiyon, Hitabet ve Beden Dili Programın amacı, amatör iletiĢimciler için, günlük yaĢantıda karĢılaĢılan ve iletiĢim eksikliklerinden doğan kayıpların önlenmesi birikim istek ve dileklerin en sağlıklı Ģekilde anlatılması, Profesyonel programa katılanlar (radyo ve tv çalıĢanları) için ise ağırlıklı haber olmak üzere program yapımcı ve sunucularının ekran yada mikrofondan seyirci yada dinleyiciye en sağlıklı ve itibarlı Ģekilde ulaĢmasını sağlayacak temel bilgi ve becerilerin kazandırılmasını öngörmektedir. Yaratıcı Yazarlık BaĢlangıçta türkçenin yazım sorunları üzerinde derinlemesine çalıĢma yapılır. Bu çalıĢmadan sonra dilde yazım yanlıĢları geniĢ bir biçimde verilir. Yazı türleri tanıtıldıktan sonra o türlerde yazım çalıĢmaları yapılır. Film ve Edebiyatta Psikolojik Süreçler Psikoloji teorisi aracılığıyla edebî eserleri ve filmleri okuma ve insan iliĢkileri, algıları konusunda kuramsal bir çerçeve sağlamak, diğer yandan da film ve edebî eserlerin psikolojik kuramlar için getirdiği açılımları tartıĢmak. Stres ve Stresle BaĢetme Yöntemleri YaĢamımızda çeĢitli stresörler mevcuttur. Bu stresörlerin yarattığı olumsuz etkileri, stresi tanımak, stresle baĢetmenin ilk adımıdır. Bu programda öncelikle stresi tanıma ve stresle baĢetmede kullanılan tekniklerin öğretilmesi hedeflenmektedir. Sporcu Sağlığı, Eğzersiz, Stres Giderme ve YaĢam Kalitesini GeliĢtirme Programı A. Sporcu Sağlığı Ve Ġlk Yardım B. Egzersiz C. Stres Giderme D. YaĢam Kalitesi Aerobik - Anarobik Tasarım, GeliĢim ve Teknikleri Teorik Bilgiler, Fizyo-biyolojik Tasarım, Fiziksel ve Moral Performans Testleri, Kassal ÇalıĢma, Kardiovasküler ÇalıĢma. GeliĢim Yöntemleri, Seramik Proğramı Seramiğin teknik özellikleri, Ģekillendirilmesi, kilin tanımı, çamurun hazırlanması. Seramiğin tarihçesi, Kıbrıs tarihinde seramiğin yeri ve önemi. Fotoğrafçılık Fotoğrafın temel ilkeleri, Fotoğraf makinesinin çalıĢma prensipleri, IĢık bilgisi, Fotoğraf sanatı; kompozisyon, çerçeveleme, Fotoğraf yapma teknikleri, Dijital fotoğrafçılık bilgileri. Ev Dekorasyonu Düzenlenecek eğitim kapsamında, ev dekorasyonu prensipleri ve mobilya seçimi bilgileri bilimsel verilere dayanarak katılımcılara aktarılacaktır. Katılımcıların kendi seçimleri doğrultusunda yapacakları konuta ait bir mekanın dekorasyon çalıĢması uygulaması ile öğretilen bilgiler somutlandırılacaktır. Yemek PiĢirme Proğramı Yemek ve yemek kültürü, Sağlıklı beslenme ve hijyen, Mutfağın ve besinlerin tanınması PiĢirme ve piĢirme teknikleri, Temel yiyecekler ve tarifler, Yiyeceklerin besin değerleri ve besin değerlerinin korunması, Menüler, alternatif menüler ve hazırlanmaları, Mutfakta ekonomi, Pratik eğitim. Seminerler Çocuklarda Benlik Kavramı GeliĢimi, Kıbrıs‟ın A.B.‟ne Üyeliği ve Kuzey Kıbrıs Ekonomisine Etkileri, Akdeniz Kültür Ve Edebiyatı, Türkçe‟nin Doğru Kullanımı, Kıbrıs Ağzı ve DeğiĢimi, Osmanlı Türkçesi, Toplum ve Felsefe, Kitap ve Toplum, Medeniyet Tarihi, Kuzey Kıbrıs‟ta Su Yönetimi, Kuzey Kıbrıs‟ta YaĢanan Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri, Sanat Tarihi ve Arkeolojik Kazı Yöntemleri, Pakistan‟da Türk Ġzleri. Yukarıda belirtilen seminerler metodları ve eğitim kadroları itibariyle katılımcılara açılmıĢ bulunmaktadır. Aynı doğrultuda, psikoloji, dilbilim ve edebiyat, bilgi ve belge bilim dalının kavram ve uygulamaları, kültür tarihi, Kıbrıs‟ın toplumsal, çevresel ve teknik yapısı ile geliĢim modelleri, uluslararası iliĢkiler konularında seminer projeksiyonları geliĢtirilmiĢtir ve katılımcılara sunulacaktır. Yukarıda belirtilen tüm programlarımız gerek kamusal gerekse özel kurum ve kuruluĢların ihtiyaçları doğrultusunda YABEM Yönetim Kurulu tarafından yeniden yapılandırılarak sunulabilir. Yönetim Kurulumuz ilgili kurum/kuruluĢun gereksinimlerini yapacağı bir ön çalıĢma ile belirleyerek özel program içerikleri hazırlar ve sunar Adres:YABEM Yönetim Kurulu BaĢkanı Prof. Dr. Hüseyin GÖKÇEKUġ YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ LefkoĢa\K.K.T.C. Tel: +90 (392) 223 64 64 /460 Tel\Fax: +90 (392) 223 54 27 yabem@neu.edu.tr Endüstri Mühendisleri Odası kuruldu Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB) bünyesinde Endüstri Mühendisleri Odası kuruldu. KTMMOB BaĢkanı Ahmet UlaĢ konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Endüstri Mühendisleri Odası'nın bünyelerinde oluĢturulan 14. oda olduğunu belirtti. Doğal kaynakların iĢletilmesi, üretim ve kalitenin artırılması çalıĢmaları; iĢ ve iĢçi güvenliğinin ergonomik çevre koĢulları gözönüne alınarak düzenlenmesi ve geliĢtirilmesi çalıĢmaları; sanayi, hizmet sektöründe kaliteli ürün ve hizmetlerin sunulmasında çalıĢmaları gerçekleĢtiren endüstri mühendislerinin en genel tanımıyla insan, paranın ve malzemenin verimli kullanılması çalıĢmalarını yürütmekte olduğuna iĢaret eden UlaĢ Ģöyle dedi: "Çözüm, barıĢ ve AB üyeliği hedefiyle çalıĢmalar yapmakta olan KTMMOB ve Endüstri Mühendisleri Odası'nın toplumumuzu geleceğe hazırlamakta çok önemli görevleri olacağına inancıyla birliğimizin 14. odasının kuruluĢunu kamuoyunun bilgisine getirir, saygılar sunarım." ABD’den sanayiciye teknik destek Kıbrıs Türk Sanayi Odası üyesi bazı firmalar ABD‟li yetkililerle, Güney ile dıĢ dünya pazarları ve teknikleri konusunda iki günlük bir çalıĢma gerçekleĢtirdi. Sanayi Odası‟nda gerçekleĢtirilen Ġki günlük çalıĢma sırasında sanayicilere, ürünlerin dıĢ dünyada pazarlanması, mevcut ortamda üreticilerin dünya pazarlarında rekabet gücünün arttırılması ,Güney Kıbrıs ve Avrupa ile olan ticaretin karĢılıklı olarak revize edilmesi konularında bilgi verildi. 12-13 Aralık tarihleri arasında yapılan çalıĢmada ABD‟li yetkililer, Kıbrıs Türk üreticileri bazında ön incelemelerde bulundu. Konuk heyet, Kıbrıslı Türkler‟in dünya piyasasına açılmaları, mal satmaları, pazarlama konusunda yeni teknikleri öğrenmeleri, kredi imkanları ve benzeri ekonomik faaliyetleri tanımalarına yönelik ön çalıĢmalarını tamamlayarak, 2005 Ocak ayı icersinde çalıĢmaların faaliyete geçeceğini ve bu çalımaların 2005 Mart ayına kadar süreceğini belirtti. Toplantıya katılan oda üyelerimizden Ziya Emir, çalıĢmayı umut verici olarak nitelendirerek, “Bu tür çalıĢmaların devamından yanayım. Kısa bir süre sonra bunun faydalarını göreceğimize inanıyorum” dedi. ABD‟li yetkililerin kendilerinden yurt dıĢı pazarları için katalog ve fiyat listesi istediğini söyleyen Ziya Emir, Sanayi Odası‟nın yaptığı bu giriĢimden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. Nejdet Atağ, ABD‟li yetkililerin ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Yabancıların gelip bizimle ilgilenmesi beni oldukça memnun etti. Ama aynı zamanda da üzdü. Çünkü böyle bir ilgiyi biz kendi devletimizden kesinlikle görmüyoruz” diye konuĢtu. Atağ, ABD‟li yetkililerin kendisinden üretim için ihtiyaç duyduğu donanımlar konusunda bilgi de aldığını ifade etti. Hasan Sait ise, ABD‟li yetkililerin böylesi bir giriĢimini olumlu karĢıladığını ifade ederek, “Ġleriye dönük bir çalıĢma ve memnuniyet verici. Diyalog çok önemli. Bu bir baĢlangıç devam edeceğine inanıyorum” dedi.