Bu okulla İzmir tarihi bir bina kazandı
Transkript
Bu okulla İzmir tarihi bir bina kazandı
BU OKULLA ‹ZM‹R TAR‹H‹ B‹R B‹NA KAZANDI... Dr. Berna Bridge, Hüseyin Egeli Bir mimar›n özenli yönetimi, bir yazar ve e¤itimcinin profesyonelli¤iyle yarat›lan Özel Deniz Koleji Anaokulu’nda, Hüseyin Egeli ve Dr. Berna Bridge’den bu s›ra d›fl› e¤itim kurumu hakk›nda bilgi ald›k. DİVA. Özel Deniz Koleji Anaokulu'ndan bahseder misiniz? Ne zaman kuruldu? Nerede? Mekanın özellikleri nedir? DR. BERNA BRİDGE. Okulumuz 2004 yılında kuruldu. Asansör semti - Dario Marino sokağının bitişiğinde. O bölge tarihsel doku açısından İzmir’in bozulmadan kalmış, Anıtlar Kurulu tarafından korunmuş tek bölgesi. Arka bahçemizde oturduğumuzda kendimizi manolya ağaçlarının arasında, Asansör manzarasında, Venedik sokaklarında gibi hissediyoruz. Bizim okul binamız da restorasyonu bittikten sonra Anıtlar Kurulu tarafından korunmaya alınmış çok büyük bir bina. Dört katlı, İzmir’in ilk apartmanlarından, Egeli apartmanının tamamını anaokulumuz olarak restore ettik. Yaklaşık bin metre kare kapalı alanımız, 250 metre kare bahçemizle İzmir’in en büyük anaokuluyuz. Mekan olarak bir anaokulundan çok bir ilköğretim okulu veya lise kadar geniş bir alanda eğitim veriyoruz. Yemek odamız, spor odamız, seminer salonumuz, bilim odamız, dersliklerimiz, oyun odalarımız, müzik odalarımız hep ayrı ayrı mekanlar. Diğer birçok anaokulundaki gibi çocuklarımız tek bir derslikte ders görüp, oynayıp, uyuyup, yemek yemiyor. DİVA. Çok farklı, çok ciddi yatırım yapıldığı belli olan bir binanız var. Binanızın özellikleri nedir? B. B. Evet, binamız çok ciddi bir yatırımla, ideallerle, profesyonel bir yaklaşımla restore ve dekore edildi. Kaliteye çok önem verdik. Herhalde İzmir’de baştan sona, perdesinden elektrik düğmesine kadar, bir mimarın çok özenli yönetiminde tamamlanan sayılı anaokullarından olsa gerek, belki de tek. Anaokulumuzun restorasyon ve dekorasyonunu çocukluk arkadaşım Yüksek Mimar Hüseyin Egeli yaptı. İnanılmaz güzel yaptı. Tarihi dokuyu, doğalı korudu. Çocukların güvenliğini düşündü. Sımsıcak bir bina yarattı. İyi bir takım olduk. Ben de çok özendim. Kurbağalı çocuk tuvaletlerimizle Vitra tasarım ödülü almış. Duvar kağıtlarını İngiltere’den getirdim, çok özel kağıtlar. John Lennon’ın oğlu için çizdiği resimler duvar kağıdı haline getirilmiş, üzerinde John Lennon’ın “Imagine” şarkısı, benim de en sevdiğim şarkılardan... O duvar kağıtlarından kazanılan para oğluna gidiyormuş. Duvar kağıtlarına takım, aynı resimlerden olan yemek tabakları, abajurlar, yatak örtüleri de getirdim İngiltere’den. Yapılma sürecinde ben de ikinci bir çocukluk yaşadım diyebilirim. Çok keyif aldım. Anıtlar Kurulu’nun koruması altında olması kentimize tarihi bir bina kazandırdığımız için ayrıca bizim gurur kaynağımız. Anaokulu yaşında çocuğu olmayanların bile kapımızı çalıp okulumuzu gezmelerini isterdim. DİVA. Anaokulu olarak tasarlanmamış eski ve orijinalliğini yitirmiş bir binanın yeniden tasarlanması zor olmadı mı? HÜSEYİN EGELİ. Evet, biraz zor oldu, özellikle 2.5 ay gibi bir süremiz olması yanlış yapma lüksümüzü ortadan kaldırdı. O yaz çok yoğun çalıştık. İzmir’in ilk apartmanlarından olduğu için bugüne kadar konut, büro, işyeri, dükkan gibi birçok işlevi üstlenmiş bu binayı öncelikle komple soyduk. Sıvasından, çatısına, banyosundan mutfağına, yer karosundan elektrik tesisatına tamamiyle yıktık. Çatıdan tabana, iç sıvadan dış sıvaya, dört katlı binamızı yeni malzemelerle tekrar giydirdik. Daha önceki kullanımlardan dolayı, bilinçsizce yapılmış tadilatlar, yıkılmış duvarlar, aşırı yükle yüklenmiş döşemeler tamamen yeni ve özellikle depreme ve çocukların kullanımına uygun teknik ve malzemelerle tadil edildi. Binadan tonlarca moloz atıldı. Bina ilave duvar ve ahşap+çelik takviyelerle güçlendirildi. Tüm camlar kırılmaz, merdivenler çocuk boyutlarına göre hesaplanmış, renkler uyumlu, bolca ahşap, travers, geleneksel harman tuğla, taş, antibakteriyel, ithal malzeme kullanıldı. DİVA. Rutubet gibi sorunlara da iyi çözümler getirdiğinizi görüyorum. H. E. Rutubeti önlemek için hem zeminde, hem de duvarlarda özel izolasyon teknikleri kullanıldı. Rutubet hava kanalları ile tahliye ediliyor ve beş yıldır en ufak bir sorun yaşanmadı. Tüm bu titiz çalışmalar sonunda Anıtlar Kurulu Sit kapsamında olmayan bu binayı orijinal haline dönmesinden dolayı ve özelliğini tekrar bulması nedeniyle sit ve korunması gereken bina ilan ettiler. DİVA. Anaokulu tasarlama ve gerçekleştirme sürecini nasıl yaşadınız? H. E. Herşeyi ince ve detaylı etüd ederek başladım. Eksik kaldığım noktaları bir eğitimci bilgi ve tecrübesine sahip olan Berna hanımla tamamladım. En enteresan ve sevimli olan tarafı tüm yapılan işleri çocukların gözlerinden görmeye çalışarak çözmekti. Bazen kendimi 70-80 santimetrede yürüyormuş gibi düşündüm. Kendimi enerji dolu bir şekilde sağa sola koşturuyormuş gibi düşledim. Bu düşüncelerimin her birinin sonunda büyük insan olgunluğumu ve mimari bilincimi devreye soktum. Düştükleri veya çarptıkları zaman nasıl en az yara bere ile bu işten çıkabileceklerini şekillendirmeye çalıştım. Dolayısıyla her türlü yaramazlıklarını onlar gibi düşünüp, yaramazlıklarının sonucunu ise büyükler gibi algılayarak yol aldım. Beş yaşındaki kişilikten olgun kişiliğe gidip gelerek en doğru sonuçlarını yakalamaya çalıştığım keyifli bir süreçti. Bomboş bir binada sanki bir science-fiction filmi gibi çocukların tüm hareketlerini hayal ederek, senaryolar yaratarak ilerlemek çok hoş bir deneyimdi. Çocuklar girip de binayı neşe içinde doldurdukları anda boş binada gerçekleştirmeye çalıştığım senaryoların doğruluğunu görme mutluluğuna eriştim. Çocuklar mutluydu, ben de yaptığım işin keyfini çıkarıyordum. DİVA. Anaokulunuzda nasıl bir eğitim sistemi uyguluyorsunuz? B. B. Montessori eğitim metodlarını ve Montessori eğitim malzemelerini kullanıyoruz. Bu eğitim malzemelerini İtalya’dan, Montessori eğitim malzemeleri üreten bir fabrikadan getirdim. Çocuğun yaparak, yaşayarak öğrenmesi, yaratıcılığını Bu okulu tasarlaman›n en enteresan ve sevimli taraf› tüm yap›lan iflleri çocuklar›n gözünden görmeye çal›flarak çözmekti Merih Hasaltun, Nur Khasawneh, Berna Bridge, Hüseyin Egeli Biz burada güçlü kifliliklere sahip olmak için gereken yaflam de¤erlerini ö¤retiyoruz yitirmemesi, sert bir sistem içinde öğütülmemesi benim için çok önemli. Ayrıca, anaokulumuz bir çocuk bakım evi gibi değildir. Eğitim yuvasıdır. Çocuklar okulumuza öğrenmek, gelişmek için gelirler. Oyun oynayıp, bakılmak, zaman geçirmek için değil. Çok ciddi bir eğitim programı, ders programı uygularız. DİVA. Avrupa Birliği'ne giren ilk anaokulu olma özelliğini taşıyorsunuz? Bu başarıdan bahseder misiniz? B. B. Biz Deniz Koleji’yiz. Eğitimsel çalışmalarda Deniz Koleji hep bir adım öndedir. Bilim şeniliğimiz, karakter eğitimi, akran istismarı önleme programı ve okul ruh sağlığı programımız gibi ilkleri yaşar, yaşatır, bir yüzü Avrupa’ya, bilime, araştırmaya dönüktür. Anaokulumuz da Koleje bağlı, tam teşekküllü bir anaokuludur. Bu nedenle kolejin tüm olanaklarından faydalanır. Kolejimizin tüm öğretmenleri katkı koyarlar anaokulumuza. Böylece Avrupa Birliği projelerine başvurduk, kabul edildik, kolejin desteğiyle yürüttük ve ülkemizi çok iyi temsil ettik. Binamızla, mekanımızla, verdiğimiz eğitimle Avrupalı partnerlerimizi inanılmaz etkiledik. DİVA. Özel Deniz Anaokulu'nda eğitim kaç yaşından itibaren başlıyor? Okul öncesi eğitimde çocuklar ne öğreniyorlar? Bir günleri nasıl geçiyor? B. B. Üç yaşında başlıyor, ancak iki yaşından itibaren çocukları oyun grubuna alıyoruz. Onlar haftada birkaç saat, okula alışmak, evden kopmak için geliyorlar. Üç yaştan itibaren öğrencilerimiz İngilizce, Almanca, yoga, sanat, resim, müzik, dans, bale, satranç, proje tabanlı eğitimle öğreniyorlar, ilköğretime hazırlık çalışmaları yapıyorlar. “Karakter gelişimi” eğitimi alıyorlar. Güçlü kişiliklere sahip olmak için gereken yaşam değerlerini öğretiyoruz. DİVA. Kariyerini yarıda kesmek istemeyen anneler için de alternatifiniz bulunuyor mu? Özel günler için aktiviteleriniz var mı? B. B. Ben de kariyerime hiç ara vermeden iki çocuk büyüttüm. Zorluklarını çok iyi bilirim, ne zorluklar çektim, ne kaygılar yaşadım. Bu nedenle kariyeri olan annelere destek oluyoruz. Özel günlerde öğrencilerimize ve dışarıdan başvuranlara yaş günü partileri düzenliyoruz. Yılbaşı balosu yapıyoruz. Yılsonu gösterimiz var. DİVA.Bir eğitimci ve yazar olarak sizce çocuğumuzu yetiştirirken hangi ölçüde ceza vermeliyiz? B. B. Çocuk yetiştirmede en önemli nokta çocuğun ruhsal, psikolojik, bedensel ve fikirsel her türlü gereksinmesini karşılamaktır. Ceza vermekten önce doğru sınırları tatlılıkla çizmek, tutarlı olmak, iyi örnek olmaktır. Empati kurmak, çocuğu anlamak, ona zaman ayırmak, değer vermek, önemsemek ve onu her haliyle yargılamadan, kabul edici olmak çok önemlidir. Bunları yaparsak pek ceza vermemize gerek kalmaz, sevilen, önemsenen, değer verilen çocuk cezayı gerektiren bir davranışta bulunmaz. Günümüzde ebeveynler bazen çocuklarına az zaman ayırıyorlar, onlara değer vermenin çok oyuncak satın almak ya da şımartmak olduğunu düşünüyorlar ama bu tutum çocukta tatminsizlik ve yalnızlık duygusu yaratıyor. O zaman çocuk dikkat çekmek için yaramazlık yapıyor ve ceza alıyor. Bence bu döngüyü yaşamak yerine çocuklarımıza sevgiyle zaman ayıralım, empati kuralım, onlara değer verelim, önemseyelim, onları anlayalım ve şımartmayalım. Sevgimizi gösterelim, ama şımartmayalım. Terbiye verelim. Çok da korumacı olmayalım. Bu konularda anaokulumuzda velilerimize ve halka açık, ücretsiz her ay kapsamlı seminerlerimiz, anne-baba okulumuz var. İsteyenler telefonla saat ve günlerini öğrenip seminerlere katılabilir. DİVA.Vaktinizi bize ayırdığınız ve değerli bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.