KONSİAD 2016 DERGİ Bu yıl Çıkarmış Olduğumuz Dergimize
Transkript
KONSİAD 2016 DERGİ Bu yıl Çıkarmış Olduğumuz Dergimize
BİOAKTİF ORTOPEDİ HAYATI KOLAYLAŞTIRIYOR... HAYATINIZI KOLAYLAŞTIRIR Bioaktif Ortopedi Sağlık Hizmetleri ortez ve protez ürünleri üretimi ithalatı ve ihracatı yapmaktadır. Bioaktif Ortopedi tarafından üretilen soft ortopedik ürünler 18 ülkeye ihraç edilmektedir. Dünyaca ünlü bionik protez üreticisi olan Össur'un Türkiye distribütörlüğü yapan Bioaktif Ortopedi, ürünlerin uygulamasını ve satışını yapmaktadır. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mehmet Büyükçanga önderliğinde, 1995 yılından bu yana Türkiye ve Dünya pazarında gelişme ve büyüme kaydeden Bioaktif, sürekli gelişerek dünya standartlarında ürün üretmeye devam ediyor. Önceliğimiz müşterilerimizin beklentilerinin üzerine çıkmak, yeni gelişimlerde bulunmak ve hasta sorunlarına en uygun çözümleri bulmaktadır. BİOAKTİF Ortopedik Sağlık Hizmetleri ve Tekstil San. A.Ş. Haraççı Mah. Bayrak Cad. No: 26 34381 Arnavutköy - İstanbul Phone: +90 212 674 88 91 Fax: +90 212 674 88 92 E-mail: info@bioaktif.com Bioaktif Grubu; Bioaktif A.Ş., Bioteks Dar Dokuma Ltd.Şti., Ortoteks Dış Ticaret Ltd.Şti. ve Aktif Protez ve Ortez Uygulama Merkezi şirketilerinden oluşmaktadır. TÜRKİYE ÜMİTTİR Mustafa BÜYÜKDEDE KONSİAD Genel Başkanı Saygıdeğer Üyelerimiz ve Değerli Hemşehrilerimiz, Kıymetli Dostlarımız, SUNUŞ KONSİAD olarak bizleri sizlere kavuşturan Dergimizin yeni bir sayısında birlikte olmanın mutluluğunu yaşarken, 8 yaşındaki KONSİAD’ın Genel Başkanı olarak bütün üyelerimize, hemşehrilerimize ve vatandaşlarımıza gönül dolusu selamlarımızı, sevgilerimizi ve muhabbetlerimizi sunuyorum. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 4 İstanbul’daki Konyalılar olarak; Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneğimizi, yani KONSİAD’ımızı; 2008 yılı başlarında gönüllerimizde murat edip, fikirlerimizle şekillendirip değişen ve gelişen Türkiye’de ve dünyada layık olduğumuz yerlerimizi alabilmek için elele ve gönül gönüle bir anlayışla birbirimize tutunarak niyetimiz hayır, akıbetimiz de hayır olsun diyerek çıktığımız kutlu yolda 2016 yılının ikinci çeyreğine geldik. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” anlayışına izafeten değişerek gelişen KONSİAD açısından geride kalan sekiz yılın, üyelerimize, hemşehrilerimize ve vatandaşlarımıza hayırlı hizmetlerle dolu bir şekilde başarıyla geçtiğini gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Bu başarıda, kurucu Başkanımız olan ve kendisini daima rahmetle anacağımız merhum Mustafa Imık Bey ile iki dönem Genel Başkanlığımızı yapan İstanbul Milletvekilimiz Sayın Abdullah Başcı Bey’in büyük emeklerini, büyük gayretlerini ve fedakârlıklarını asla unutmayacağız. KONSİAD’ın büyük başarılarında KONSİAD’ın sahip olduğu misyonun ve bu misyondan feyiz alan vizyonumuzun büyük etkilerinin yanında İstanbul’da ve ülkemiz genelinde daima KONSİAD’la birlikte hareket eden Konya, Karaman, Balkan ve Rumelili dernek ve vakıflarımızın da büyük payları bulunmaktadır. “Hakkın, hukukun, barışın, güvenin, adaletin, refahın ve mutluluğun, sağlandığı; Konya’nın tarihe ve topluma mal olmuş yerel ve evrensel değerlerinin korunup, tanıtıldığı; kendi içinde bütün, bölgesinde etkin, Türkiye’de saygın bir Konya oluşturma mücadelesine katkıda bulunmak” vizyonuyla KONSİAD; § Üniversite öğrencilerine burs vermiştir, vermeye devam etmektedir. § KONEXPO Kültür ve Sanat Etkinliği adıyla Feshane Uluslararası Kongre Fuar ve Kültür Merkezi’nde 2012 ve 2013 yıllarında iki büyük fuar organizasyonunu gerçekleştirmiştir. § Kamu hizmetinde bulunan hemşehri bürokratların daima yanında olduğunu göstermiştir. § KONEXPO Sanayi ve Fuarı adıyla İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) 2015 yılında çok büyük bir fuar organizasyonunu gerçekleştirmiştir. § Konya, Karaman, Balkan ve Rumeli STK’larla ve en önemlisi hemşehrileriyle birlikte “Konya Üst Kimliği”nde buluşup bütünleşmiştir. § Nijerya, Gana, Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar, Rumeli ve Ortadoğu’daki ülkelerin devlet ve özel sektöründe bulunan yetkililerle üyelerimizi, işadamlarımızı ve sanayicilerimizi bir araya getirerek önemli iş bağlantıları yaptır suretiyle Türkiye ekonomisine katkılarda bulunmuştur. § İstanbul ve Türkiye’nin değişik illerinde her Çarşamba günü yaptığı hemşehri ve işyeri ziyaretleriyle Konyalıların ve kendilerini Konyalı olarak hissedenlerin kimsesiz olmadığını göstermiştir. § Çıkardığı kitap, dergi ve bültenlerle, kurduğu web siteleriyle hemşehri ve üyeleri arasında iletişime ve yardımlaşmaya vesile olmuştur. § Her ay yaptığı eğitim faaliyetleriyle, konferanslarıyla, seminerleriyle üyelerini ve hemşehrilerini devamlı bilgilendirmiştir. § Gençlere yönelik olarak Genç KONSİAD’ı faaliyete ve harekete geçirmiştir. § KONSİAD üye ve hemşehrileriyle birlikte büyük çapta üç büyük kongre yaparak İstanbul’da büyük ses getirmiştir. § KONSİAD, üç büyük gala gecesi yaparak İstanbul’daki Konyalıların, Karamanlıların ve kendisini Konyalı hissedenlerin sesi olmuştur. § Ramazan ayında fakir ve muhtaçlara yardımlarda bulunmuştur. § Kızılay’la işbirliği yaparak Iraklı ve Suriyeli Türkmen soydaşlarımıza ayni yardımlarda bulunmuştur. § Doğu Marmara Şubelerini faaliyete geçirmiştir. § Konya Temsilciliği’nin kuruluş çalışmaları tamamlanmıştır. Üye sayımız 600’ü aşmış ve çok saygıdeğer Hemşehrilerimizin üyelik kayıtları yapılmıştır. KONSİAD Kurucu Üyemiz olan Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Beyefendi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Başbakanı olması, KONSİAD Üyelerimizden Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu Bey’in Sağlık Bakanımız olması, bir önceki Genel Başkanımız Sayın Abdullah Başcı’nın İstanbul Milletvekili seçilerek TBMM’de görev yapıyor olması KONSİAD’ı sevindiren, mutlu eden gelişmelerdir. Görünen odur ki KONSİAD çıtasını daha yukarılara çok daha yukarılara çıkararak, Türkiye genelinde temsilcilik ve şubeleri olan çok daha güçlü bir STK olma yolundadır. KONSİAD artık uluslararası bir STK olmayı stratejik planına da koymuştur. Ülkemizin milli birlik ve beraberlik içinde geleceğe emin adımlarla yürüyeceğine, bütün İslâm ülkelerinin ve Türk Cumhuriyetlerinin ümidi Türkiye’nin; iç ve dış düşmanlarının bu milli duruş ve lider duruşu karşısında yanıp kül olmaya mahkûm olacaklarına olan inancım ile KONSİAD Dergimizin bu yeni sayısının ve KONSİAD’ın bundan sonra yapacağı bütün faaliyet ve hizmetlerin de hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyor, saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. KONSİAD GENEL BAŞKANI DEDE MUSTAFA BÜYÜK İÇİNDEKİLER TOROSLARDAN MECLİSE... ABDULLAH BAŞCI 28 MPT-76 TRJ3 IMIZ KURUCU BAŞKAN Gündem, Ü 50 52 58 KONYA’YI BİRLEŞTİREN DERNEK İKİ YILDA İKİ ŞAMPİYONLUK TİCARİ HAYATTA SÖZLEŞME TANZİM ETMENİN PRATİK FAYDALARI 60 İNOVASYON (YENİLİK) 62 SHECONOMY 64 PAZARLAMA TEKNİKLERİ 66 ÇALIŞILIRSA OLUR 68 TÜRKİYE’DE DERİCİLİK 70 ORTODONTİK TEDAVİ 72 BİLGİ VE İLETİŞİMİN GÜCÜ 74 BALKANLARA VEFA DERNEĞİ 76 SÜT ÜRÜNLERİNİN EN GÜZEL HALİ: ELİF SÜT 80 ANADOLUMUZUN GİZLİ CENNETİ: BOZKIR esi Milli Uçak Proj gelen karşılar hale in yüzde 60'ını z helikopterin ihtiyaçlarının ilk e tüfeği, taarru Türkiye'nin isi, tank, piyad i amaçlar için kullanılacak me savunma sanay asker mla ilk dene i de sivil ve dolarlık yatırı ardından şimd or.1.5 milyar 328'i Başbakan yapıy TRJını kişilik milli uçağ olan 32 de yapacak uçuşlarını 2017' tanıttı. toğlu Ahmet Davu ÜRETİM HAKK’KA YÜRÜD 02 TÜRKİYE ÜMİTTİR 06 KONSİAD GENEL BAŞKANI MUSTAFA BÜYÜKDEDE 08 TOROSLARDAN MECLİSE... ABDULLAH BAŞCI 12 KURUCU BAŞKANIMIZ HAKK’KA YÜRÜDÜ 14 “SAHA” İSTANBUL 18 TERÖR, ORTAK YAŞAMA KÜLTÜRÜMÜZE ZARAR VEREMEYECEK 20 NTG PLASTİK 23 KATILIM BANKACILIĞI 26 2016 GEMİ ADAMLARININ SAĞLIĞINA KATKI 30 TÜRKİYE İÇİN KATMA DEĞERLERİ MALLAR VE İHRACATIN ÖNEMİ 32 ÜLKEMİZDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM SORUNU VE ÇÖZÜME BİR BAKIŞ 36 KONSİAD KONEXPO FUAR ETKİNLİKLERİ 42 İTO BAŞKANI İBRAHİM ÇAĞLAR’IN KONSİAD ZİYARETİ 44 KONYALILARDAN SURİYE TÜRKMENLERİ’NE YARDIM 46 KAHVALTIDA BÜYÜK BULUŞMA 48 DÜŞ KÜTÜPHANELERİ PROJESİ ANKA ATAK 2023'E KADAR KONYALILARDAN 50 UÇAKLIK SURİYE İ’NE YARDIM TÜRKMENLER om www.konsiad.c KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ DERGİSİ YIL 2016 MAYIS İMTİYAZ SAHİBİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ ADINA YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA BÜYÜKDEDE GENEL YAYIN YÖNETMENİ ALİ ULVİ ÜLKER YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Av. ÖZER ÖZTAŞBAŞI YAYIN KURULU A. TAHİR GÖNENÇ TURGAY GEZER OSMAN ARITÜRK YUNUS ALBAYRAK MUHAMMED ZEYTİNCİ REKLAM SORUMLUSU HASAN CİĞERCİ CAFER YAREN KAZIM GÜNDOĞDU YAYINA HAZIRLIK ÜNAL ŞAHAP info@avsarajans.com www.avsarajans.com SAYFA TASARIM RECEP TAŞÇI BASKI - CİLT REİS MATBAA BASIM TARİHİ MAYIS 2016 YÖNETİM YERİ ADNAN KAHVECİ BULVARI ÜNVERDİ İŞ MERKEZİ NO: 73 / 34 BAHÇELİEVLER / İSTANBUL TEL: 0212 441 87 10 FAKS: 0212 441 87 01 www.konsiad.com facebook.com/konsiad KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 8 KONSİAD Kurucu Üyesi, olan 1954 Konya doğumlu Mustafa Büyükdede daha önceden KONSİAD Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteydi. 1954 Konya doğumlu olan Mustafa Büyükdede; ilk, orta ve lise tahsilini Konya’da tamamladı. 1974’de Ankara Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. 1978 yılında aile şirketi Hidromode Hidrolik Makine İmalat San. Ve Tic. A.Ş.’de iş hayatına başladı. Şirket içinde talaşlı imalat teknik müdürlüğü, fabrika müdürlüğü, genel müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1979 yılında evlenen Mustafa Büyükdede, bir kız ve bir erkek olmak üzere iki çocuk babasıdır. Mustafa Büyükdede’nin; 2009 – 2012 İstanbul Ticaret Odası 49. Takım Tezgâhları ve Otomasyon Komitesinde Meclis Üyeliği, KONSİAD Genel Başkanlığı, MÜSİAD Makine Komitesi Üyeliği, İstanbul Bahçelievler İlçesi Kızılay Şube Başkan Yardımcılığı, İstanbul Bahçelievler Toplum Önderleri Hukuk Ve İnsan Hakları Komisyon Başkanlığı, İstanbul Bahçelievler Yenibosna Vergi Dairesi Bilir Kişi Denetmenliği, Gönül Yıldızları 0-6 Yaş Grubu Çocukları Koruma Derneği Üyeliği gibi görevleri bulunmaktadır. “Sayın Abdullah Başcı’nın İstanbul Milletvekili seçilmesi ile bu göreve beni layık gören Saygıdeğer Üyelerimize ve hemşehrilerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. KONSİAD’ın kuruluşundan itibaren bugüne kadar devamlı KONSİAD’la birlikte oldum. Onursal Başkanımız Sayın Abdullah Başçı, geçtiğimiz dört yıl gibi kısa bir zamanda KONSİAD’ı zirveye çıkaran gayretleri takdire şayandır. Ben de Yönetim Kurulumuz, üyelerimiz ve hemşehrilerimizle birlikte Sayın Vekilimiz Abdullah Başcı’dan devraldığımız KONSİAD Bayrağını daha yükseklere çıkarmaya çalışacağım. Bu vesile ile kendisine şükran borçlu olduğumuz Sayın Abdullah Başcı’nın TBMM’de çok daha hayırlı hizmetlere yapacağına da inanıyor ve kendisine başarı- lar diliyorum. Sahip olduğumuz; “Hakkın, hukukun, barışın, güvenin, adaletin, refahın ve mutluluğun, sağlandığı; Konya’nın tarihe ve topluma mal olmuş yerel ve evrensel değerlerinin korunup, tanıtıldığı; kendi içinde bütün, bölgesinde etkin, Türkiye’de saygın bir Konya oluşturma mücadelesine katkıda bulunmak” misyonumuzla ve “Konya’mızın ve Milletimizin geçmişine, kültürüne ve kimliğine saygıyı esas alıp bağımsız olarak, Türkiye’mizin ekonomik kalkınmasına ve gelişmiş ülkeler seviyesine yükselmesine katkıda bulunmak, bunun için yüksek teknolojili üretimi esas alan bir anlayış doğrultusunda, uluslararası normlara uymayı ve çevreye duyarlı davranmayı kültür ve hayat pratiği getirerek haklının ve zayıfın yanında, haksızın da karşısında olmak” vizyonumuzla devraldığımız sorumluluğun daima farkında ve şuurunda olarak bütün üyelerimiz ve yönetim kurulumuzdaki arkadaşlarımla birlikte KONSİAD’ı daha da ileriye taşıyacağız. KONSİAD Genel Başkanlığı görevimiz sebebiyle; İstanbul’a, Konya’ya, Karaman’a, Türkiye’ye, Balkanlara, Rumeli ve kamuoyuna saygı ve selamlarımızı sunuyor, çalışmalarımızda dualarınızla birlikte yardım ve desteklerinizi bekliyorum.” şeklindeki duygu ve düşüncelerini bildiren KONSİAD Genel Başkanımız Sayın Mustafa Büyükdede’ye görevinde üstün başarılar diliyoruz. KONSİAD Yönetim Kurulu 9 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONSİAD Konyalı Sanayici İşadamları Derneği (KONSİAD)’da Genel Başkan olarak görev yapmakta iken AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili seçilen Abdullah Başçı’nın yerine KONSİAD Genel Başkanlığına Sanayici ve İşadamı Mustafa Büyükdede getirildi. KONSİAD’DAN KONSİAD GENEL BAŞKANI MUSTAFA BÜYÜKDEDE KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 10 Sevimli ve güleç yüzlü bebeğe, o günden bu güne nüfusa adı Abdullah yazılmasına rağmen halk arasında kendisine hep Celal diye hitap edildi. O bebekken bile bir şeye kızdığında ilk tepki olarak çağla yeşili gözlerinden inci gibi gözyaşları dökülüverirdi. Haksızlıklara dayanamayıp anında tepki veren yapısı, adıyla müsemma bir şekilde bebekliğinden bu yaşına kadar sürüp geldi. Bebeklikten çocukluğa adımların atılmaya başlanması ile Abdullah’ta iyice beliren liderlik özellikleri birden bire ortaya çıkıverdi. Arkadaşlarının arasında ve içindeyken O’nun hep bir liderlik yönü ağır basmaktaydı. Arkadaşlarıyla oyunlarda hep bir ve beraberdir ama O, hep liderdi. de araştırma ve incelemeler yapar. “Yerel Yönetimlerde Sorunlar ve Çözümleri” üzerine fikir üretiminde bulunur. “Sosyal Belediyecilikte Yöneten ve Yönetilen İlişkileri” “Belediye Kaynaklarının En Etkin Bir Şekilde Kullanılması” ve “Yerel Yönetimlerde Personel, Zaman, Kaynak Bilgi Yönetimleri” konularında araştırmalar yapar, seminerlere katılır, eğitimler alır, bilgi güncellemeleri ve paylaşımlaGençliğini Milli Türk Talebe rında bulunur. Birliği (MTTB)’nin ve Milli Gençlik Vakfı (MGV)’nın verdiği seminerlerle taçlandırıp buralarda aktif görevler alır. Böylece Abdullah Başcı ilerideki hayatında kendisine çok lâzım olacak siyasi donanımını sağlam yerden alarak ve sağlam temeller üzerine kurmaya ve tamamlamaya ça- 1985-1989 yılları arasında İlker İnşaat Tekstil ve Makine lışır. firmasında İşletme ve İhracat Vatani görevini Şanlıurfa’da Müdürlüğü yapan Abdullah tamamladıktan sonra evlenen Başcı; 1989-2003 yılları araAbdullah Başcı’nın ikisi kız sında Koray Giyim Tekstil bir erkek olmak üzere üç tane adıyla kendi işyerini açar. evlâdı olur. 2004 yılında Sentez Temizlik, İlgi duyduğu alanlardan birisi Reklam, Gıda, İnşaat ve Orolan yerel yönetimler üzeriniçinde dünyanın İstanbul, İstanbul’un dünya olduğunun şuuruyla Fransızca ve İngilizce öğrenerek bunları geliştirme gayreti içine girer. Sporla uğraşmayı sever. Spor O’nun vazgeçilmezi olur. Masa tenisinde okul birinciliğini, İstanbul Liselerarası Turnuva Birinciliği ile süslemeyi başarır. Bir müddet de İstanbul amatör kümede futbolculuk hayatı olur. Abdullah Başcı, İlköğretimi Taşkent İlkokulu’nda, ortaokulu da yine Taşkent’te Taşkent Ortaokulu’nda başarıyla bitirir. Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler, Bağcılar, Bakırköy ve İstanbul’un diğer ilçeleri. Ülkemizin bir kilim deseni gibi örüldüğü motiflerin en canlı örneklerinin yaşandığı buralarda yurdumuzun her köşesinden çıkıp gelmiş bütün vatandaşlarla birlikte, elele ve gönül gönüle olarak benimsenen bir hayat tarzı Abdullah Başcı’nın dünya görüşü olur. Ve… Gurbete yolculuk. Meşakkatli yolculuklar sonrasında Türkiye’nin gözbebeği, dünyanın incisi İstanbul’a geliş. İstanbul’a hayranlık, İstanbul’u Taşkent gibi, İstanbul’u Konya gibi hissederek Güngören hayatı başlar Pertevniyal Lisesi’nde lise Abdullah Başcı’nın. öğrenimini başarıyla tamamlayan Abdullah Başcı, zaman Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), İstanbul Haznedar Sağlık Ocağı Gönüllüleri Derneği Trikotajcılar Derneği, Taşkentliler Derneği, Taşkentliler Vakfı ve ASKON gibi önemli STK’larda Üyeliği, Mazlum-Der, Mes-Der Güngören Şubesi’nin Kurucu Üyeliği, Gana Dostluk ve Yardımlaşma Derneğinin GANADER Kurucu Üyeliği, Bilgi, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (BESAM) Kurucu Üyeliği bulunan Abdullah Başcı; İstanbul’da kurulu bulunan ve bünyesinde, 83 Konyalı Dernek ve Vakfın, 54 Rumeli Derneğinin Bulunduğu Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneğinin kurucu üyesi olarak iki dönem KONSİAD Yönetim Kurulu Genel Başkanlığını yapar. Gönüller Sultanı Mevlâna Hazretleri’nin insan hayatını anlatan üç kelimelik “Hamdım, Piştim, Yandım” şeklindeki altın öğüdüne ithafen, siyasetin çetin yollarında hamlık dönemi geçtikten sonra, yanma ve pişme dönemlerini birlikte yaşayan Abdullah Başcı, artık sahaya inip siyasi çalışmalarına başlar. BİYOGRAFİ Zirveye kar yağmış, koca Toroslar gelinlik giymiş gibi bembeyaz karla örtülmüştü. Hoşgörünün kaynağı Selçuklu Başkenti Konya’nın Hadim ilçesine bağlı o zaman kasaba olan Taşkent’te 1960 yılında bir erkek çocuğu dünyaya gelmişti. Adına Allah’ın kulu anlamına gelen Abdullah denilmekle beraber, o bebeğe aileden büyükler tarafından Celal’da denilmeye başlandı. 11 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BİYOGRAFİ TOROSLARDAN MECLİSE... ABDULLAH BAŞCI ganizasyon Şirketinin Kurucu Şirket Ortağı olan Abdullah Başcı, 2005 yılında da İlgi Sosyal Hizmetler firmasının Kurucu Şirket Ortağı olarak ticaret hayatını sürdürür. 2008 yılından bu yana da Sentez Güvenlik, Koruma ve Eğitim Hizmetleri Şirketinin Kurucusu ve Şirket Ortağı olarak ticari faaliyette bulunur. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 12 Bu arada Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü Lisans Eğitimini bitiren Abdullah Başcı; “Doğu Bloku ve NATO”, “Ekip Çalışmasında Başarı Kuralları”, “Yöneticilik Eğitimi”, “İletişim Uzmanlığı Eğitimi”, “Ortadoğu: Bugünü, Yarını ve Stratejiler”, “Beden Dili ve Davranış Bilimleri Eğitimi”, “TSE ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi” ile “Yerel Yönetimler Eğitimi” gibi önemli eğitimlerini de alarak siyasi alandaki BİYOGRAFİ İlk olarak Refah Partisi Güngören İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği görevinden sonra, 1994-1998 yılları arasında Refah Partisi Güngören İlçe Teşkilatında İlçe Başkan Yardımcılığı görevi ile bu partinin kapatılması sonucunda 1998-2001 yılları arasında Fazilet Partisi Güngören İlçe Teşkilatında İlçe Başkan Yardımcılığı görevini yürütür. 2002 yılında AK Parti’nin Güngören İlçe Teşkilatının Kurucusu ve İlçe Başkanı olan Abdullah Başcı, 20022004 tarihleri arasında da AK Parti’nin Güngören İlçe Başkanlığını yapar. 12 Haziran 2011 ve 07 Haziran 2015 tarihlerinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde İstanbul 3. Bölgeden AK Parti Milletvekili Adayı olarak seçimlere katılır. 01 Kasım 2015 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde ise İstanbul 3. Bölgeden AK Parçalışmalarını bu eğitimlerden ti Milletvekili olarak Türkiye elde ettikleri ile taçlandırır. Büyük Millet Meclisi’ne girer. 2002-2005 tarihleri araİstanbul’da faaliyet gösteren, sında AK Parti Güngören anında ve birlikte hareket etme İlçe Başkanı olan Abdullah kabiliyetini haiz 83 Dernek ve Başcı’nın görev süresi Vakıfla 2011 yılından bu yana içerisinde; “3 Kasım 2002 İstanbul’da ve Türkiye’de Milletvekili Genel SeçimleKonyalı Sanayici ve İşadamrinde Güngören; % 43’lük oy ları Derneği şahsında bütün oranı ile İstanbul’un en başaKonyalıları, Karamanlıları, rılı ilçeleri arasında yer alır. Balkan ve Rumelileri bir çatı 2004 yılı yerel seçimlerinde altında birleştirmeyi başarmış % 53’lük oy oranıyla İstanolan Abdullah Başcı, KONbul’daki ilçeler arasında GünSİAD Kurucu Üyesi ve iki gören üçüncü ilçe olur. Budönem de KONSİAD Genel nunla birlikte teşkilata yönelik Başkanlığı yaparak KONSİeğitim programları düzenlenir, AD Bayrağını yukarılara taşır. acil yardım ekibi oluşturulur ve teşkilat çalışmalarına “ma- KONEXPO Sanayi, Ticaret halleden yönetim” anlayışı ve Kültür Fuarı gibi uluslaragetirilir.” rası alanda büyük organizasyonlara 3 defa KONSİAD YöAbdullah Başcı tarafından netim Kurulunda görev yapan Güngören’de uygulanan bu arkadaşları ile birlikte imza projeler, AK Parti İstanbul atmış İstanbul Milletvekilimiz İl Başkanlığınca da takdiAbdullah Başcı’ya TBMM’de re şayan görülerek, bunlar üstün başarılar dilerken şunu İstanbul’un tüm ilçelerinde söylüyoruz; Konyalılar, Kauygulanır. ramanlılar, Edirneliler, İstanO kadar yoğunluğun arasında bullular ve Rumelililer; “Sizeğitimi ve öğrenmeyi kendine lerin bir evlâdı olan Abdullah düstur edinen Abdullah Baş- Başçı’nın kapısı, sofrası ve cı, İstanbul Sabahattin Zaim gönlü daima hepinize açıktır.” 13 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BİYOGRAFİ Üniversitesi’nde Türkiye’nin “Kentsel Dönüşüm” alanında ilk yüksek lisans programına öğrenci olarak kayıt yaptırarak öğretim hayatını sürdürür. KURUCU BAŞKANIMIZ HAKK’KA YÜRÜDÜ VEFAT 1995 yılında bir grup işadamı ile birlikte “Müstakiller İnşaat A.Ş.”ni kuran Mustafa Imık, vefatına kadar geçen süre içinde yönetim kurulu başkanı olduğu bu firma adı altında Güneşli Hayat Park AVM’ninde içinde bulunduğu büyük yatırımlara imza atmıştır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 14 Mustafa Imık, aslen Konya İli Bozkır İlçesi Bağyurdu köyünden olup, 10.05.1953 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İlkokulu Sultanahmet’te, ortaokul ve liseyi İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde 1972 yılı mezunu olarak tamamladı. Fark dersleri sınavını vererek Şehremini Lisesi’nden de diploma aldı. Resim ve çizim kabiliyeti dolayısı ile öğretmenlerinin yönlendirmesi ve Mimar olmak düşüncesi ile girdiği sınavları kazanarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesine kayıt yaptırdı, fakat babasının yönlendirmesi ve o dönemin koşulları gereği okula gitmeyerek, çalışma hayatına baba mesleği olan meyve ve sebze komisyonculuğu ile başlamıştır. Daha sonraki yıllarda bu ticaretin yanı sıra inşaat müteahhitliği yaparak birçok projeyi hayata geçirmiştir. Gençlik yıllarından itibaren sosyal bir hayatı tercih etmiş ve insanlara fayda sağlayacak ideallerini hayata geçirmek için sürekli çalışmıştır. 1990 yılında Refah Partisi’nde siyasi parti faaliyetlerine başlamış ve uzun yıllar aktif olarak siyasi çalışmalar içinde bulunmuştur. Bahçelievler Belediyesinin Kurucu Meclis üyelerindendir. İlim Yayma Cemiyeti, İmam Hatip Okul Koruma Dernekleri, Bahçelievler İlçe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kurulunda görevler alan Mustafa Imık, Konya Bozkırlılar Vakfı Genel Başkan Yardımcılığını, Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği (KONSİAD) Kurucu Genel Başkanlığını yapmıştır. Mustafa Imık, İhya Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak bu vakfın İstanbul içinde ve dışında yapmakta olduğu Kur’an Kursu ve yurt binalarının inşaat işlerinden sorumlu İnşaat Komisyon Başkanlığı görevini de yürütmekte idi. Gana Dostluk ve Yardımlaşma Derneği (GANADER)’in 2011 yılı kurucu üyelerinden olan Mustafa Imık, ilk Gana ziyaretinde bulunanlardandır. Derneğin faaliyetlerinden olan Halaka (Gündüzlü Kuran Kursu), iftar, kurban ve gıda gibi yardımlarda tek tek kapı kapı gezerek yardımlar toplayıp Gana’yı şu andaki mevcut üyelere anlatmış, 2012 yılında Gana’ya gidişlerinde Gana’nın en önemli Caddelerinden Kanda yolu üzerinde 18 dönümlük arsayı gözüne kestirmiş ve bunun araştırması içine girmiş burada bir Camii yapalım deyip tüm üyelere büyük bir heyecan vermiş ve bu büyük yapı için ilk adımı atmıştır. Türkiye’de kurulan İnşaat komisyonuna başkan seçilmiş ve sağlığında inşaatın her aşamasında en büyük karar mercii olmuştur. 2016 yılı başında rahatsızlanarak beyin ameliyatı olan Mustafa Imık; 07.02.2016 tarihinde İstanbul’da hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 08.02.2016 günü Bahçelievler Mahallesi Şehit Yaşar Musaoğlu Camisinde öğle namazını müteakip dost, akraba ve hemşehrilerinin bulunduğu çok sayıda seveninin katıldığı cenaze namazı sonrası Topkapı Anıt Mezarının yanındaki aile kabristanlığına defnedilmiştir. Cömertliği ve hayırseverliği ile de gönüllere taht kuran KONSİAD Kurucu Başkanımız “Vakıf İnsanı” Mustafa Imık Ağabeyimizin mekânını Allah Teâlâ cennet eylesin. (Âmin) KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 16 Sanayimizin, Savunma, Havacılık ve Uzay sektörlerinde verimliliğinin yükseltilerek, rekabet edebilirliğinin artırılması gerekmektedir. Bunu sağlamak üzere konuya odaklı çalışan, nitelikli işgücüne sahip, güç birliği ile ileri teknoloji ürünler üretebilen firmaların sayısını çoğalmak zorundayız. Ancak bununla birlikte bu şekilde üretilmiş ileri teknolojik ürünleri uluslararası arenada satabilen, ulusal ve bölgesel girişimler ile bunları destekleyecek yapılara şiddetle ihtiyacı vardır. Kümelenme mantık olarak; güç birliğinin ortaya çıkardığı sinerjiyi, daha büyük ekonomik değerlere dönüştürmeyi hedefleyen, firmalar ve kurumlar arasında, etkileşim, iş birlikleri, çözüm ortaklıkları kuran, coğrafi yoğunlaşma stratejisine dayalı, ortaklaşa iş yapma ve geliştirme yolu ile rekabet etme ve ortak kazanma modelidir. Kümelenerek, ortak bir hedefin yakalanması doğrultusunda, İstanbul hinterlandında faaliyet gösteren 100.000 sanayici firmamızın gücünü, başta Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) olmak üzere, İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Deniz Ticaret Odası (DTO) gibi STK’larımızın destekleri ile 2015 yılı Mart ayı içinde, 27 kurucu üyenin girişimleri ile SAHA (İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi) Derneği kurulmuştur. Küme merkez olarak SSM ve İTO ana ortaklığında Pendik’te kurulmuş olan Teknopark İstanbul’u seçmiştir. Edirne’den başlayarak, Tekirdağ, İstanbul, İzmit, Yalova, Adapazarı ve Düzce’ye uzanan Kuzey Marmara koridorunda, esasen birbirine bağlı bir sacayağı niteliğindeki, Savunma Havacılık ve Uzay sektörlerinde kümelenme oluşturmak üzere kurulan SAHA İSTANBUL’un temel amaçlarından bazıları; §Savunma, havacılık ve uzay konularında çalışan veya çalışma potansiyeli olan firmalar arasındaki iletişimi ve işbirliğini sağlamak, §Havacılık sektörüne giriş için bariyer olarak görülen, sertifikasyon ve akreditasyon süreçlerinde de, destek ve rehberlik hizmetleri vermek, ilerleyen süreçte akredite test merkezleri kurarak bu hizmetleri doğrudan vermek, ya da çalışmalarını bu alanlara kaydırma niyetinde olan işletmelerimizi, ileri teknolojiler odaklı Teknopark İstanbul, üniversiteler, onların teknoparkları ve araştırma merkezlerini, sektörel yol haritası ve işbirliği ağı içinde birleştirerek, ülkemizde ve dünyada SAHA İstanbul firmalarını savunma, havacılık ve uzay teknolojileri dalında lider yapmak, ulusal ve uluslararası pazarlarda etkin bir oyuncu haline getirmektir. İstanbul ve Çevre İller Hinterlandındaki Değerler; §Sabiha Gökçen Havalimanı çevresinde 2.000.000 m² bir arazide, etap etap kurulmakta olan Teknopark İstanbul Projesi, §Gebze Muallimköy’de yapımı devam eden Bilişim Vadisi Projesi, §THY Hava Bakım Onarım Merkezi (HABOM)’un varlığının yanında, uçak teçhizatı yerlileştirme çalışmalarında önemli mesafeler kat edilmiş olması ve tamamen millileştirme hedefleri, §Sektörün ihtiyaç duyduğu ana §Teknik performans rekorları ürün, yedek parça ve ekipmanı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin üretebilecek, mekanik, elektro- envanterine girmeyi başaran, ilk nik, kimyasallar, mikro üretim ve tek İnsansız Hava Aracımız teknolojileri, nanoteknolojiler, BAYRAKTAR’ın, İstanbul’da tasarım gibi alanlarda çalışan üretiliyor olması, §Yerli ve yabancı 300’ün üzerinde hava yolu şirketlerinin merkezlerinin ya da Türkiye temsilciliklerinin İstanbul’da olması, §İstanbul›un, Ana Ürün, Yedek Parça, Ekipman, Mekanik Tasarım ve Üretim gibi alanlarda odaklanmış olan, Otomotiv, Endüstriyel Tekstil, Kimyasallar, Hassas Plastik ve Metal Parça, Yazılım, Elektronik Tasarım, mikro üretim teknolojileri, nanoteknolojiler, ileri malzemeler ve özelikle havacılık için kritik önemde olan nano-kompozitleri gibi Sektörlerde, Güçlü, Pratik ve Dünya’ya açık, yüksek katma değerli bir Sanayi dokusuna sahip olması, §50’nin üzerinde üniversite, araştırma kuruluşu ile akademik ve bilimsel bir ekosisteme sahip oluşu, §Yetişmiş kaliteli insan kaynağı ve bunların saha tecrübesi, gibi pek çok nedenlerle İstanbul Bölgesi, Sivil Havacılığın Doğal Üssü haline gelmiştir. Doğru bir altyapı kurulup, sıklet merkezi oluşturulduğu takdirde, yakın bir gelecekte imalat, bakım ve yolcu transferinde, üç kıtanın Gemi İnşa Sanayi, - Berberinde yan sanayi sağlayan ve geliştiren, - Teknoloji transferini cezbeden, - Ülke savunmasına kattığı yeni gemilerle kazandırdığı teknoloji ile stratejik önem taşıyan, - Bakım onarım hizmetleri ile sanayi sektörünü destekleyen, - Yan sanayi ile birlikte yaklaşık 1’e 7 oranında istihdam sağlayan bir ağır sanayi kolu olması sebebiyle, yerli sanayinin lokomotif sektörlerinden biridir. TRJ628 Sivil Yolcu Uçaklarının yerli olarak Türkiye’de üretiminin yapılması için anlaşma imzalanmış olup, bu projenin üretim altyapısının kısmen ya da tamamen İstanbul’a kazandırılabilmesi imkânı vardır ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir. SAHA İstanbul’un Somut Olarak Hedeflediği Faaliyetler; Bununla birlikte, Gemi İnşa Sanayii de, Savunma Sanayi alanında önemli ve stratejik bir kalemdir. Gerek askeri, gerekse sivil maksatlı gemi inşa sanayinde İstanbul ve yakın çevresi, önemli bir merkez konumundadır. §Özellikli alanlar ya da ürünler geliştirmek sureti ile, Sektörel İhtisaslaşma yolu ile, Dünya Markaları ortaya çıkartarak, küresel rekabet avantajı oluşturmak, İstanbul Tuzla tersaneler bölgesinde 27, Yalova bölgesinde 21, Karadeniz Ereğli Bölgesinde 8, Kocaeli körfez bölgesinde 6 ve Sakarya bölgesinde 1, Çanakkale›de 1 olmak üzere, Türkiye’deki toplam 72 tersanenin 64›ü SAHA İstanbul hinterlandı içindedir. Savunma Sanayi Müsteşarlığı, halen devam etmekte olan, Denizaltı, Su Üstü, Muharip, Çıkarma, Sahil Güvenlik, İkmal, Kurtarma ve Araştırma Gemileri gibi, devam projelere büyük önem vermektedir. §Bölgede mevcut potansiyeli kullanarak yüksek teknolojik ürün geliştirmek ve üretmek için bölge firmaları arasında ortak bir sinerji oluşturarak, işbirliği imkanları sağlamak, §Üyeler arası işbirliği ile kritik ortak projeler yürütmek, §Milli projelerde yerli katkı oranını arttırmak, §Kamu, özel ve uluslararası ihalelerde güç birliği yapmak, §Milli üretim politikaları geliştirilmesine katkı sağlamak, §Belirli ihtisas alanlarında, MAKALE MAKALE HASAN BÜYÜKDEDE sivil havacılık merkezi haline gelmesi de kaçınılmaz olacaktır. Sabiha Gökçen Havalimanını da içine alan İTEP (İleri Teknoloji Endüstri Parkı) Projesi’nin son aşaması olan Teknopark İstanbul’da, 2015 yılı itibariyle 100’ün üzerinde Ar-Ge şirketi bulunmakta olup, bunların büyük kısmı, SAHA İstanbul Kümesinin odak alanlarında faaliyet göstermektedir. İkinci etap inşaatlarının da tamamlanmasıyla birlikte projede, 300 Ar-Ge Şirketi ve 5.000 Ar-Ge personeline ulaşılacağı öngörülmektedir. 2023 yılı hedefleri çerçevesinde ise 1.000 Ar-Ge şirketinin, 30.000 Ar-Ge personeli istihdam ederek, toplam 10 milyar dolarlık ciroya ulaşması hedeflenmektedir. 17 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ “SAHA” İSTANBUL §150 Milyon yolcu kapasiteli, dünyanın en büyük hava limanlarından birinin, İstanbul’da yapılıyor olması, bu havaalanının da faaliyete geçmesi ile birlikte, birisi küçük uçaklar olmak üzere sahip olduğu toplam dört havaalanında, yıllık 240 Milyonun üzerinde yolcu kapasitesine ulaşılarak, İstanbul’un Avrupa, Asya ve Afrika üçgeninde hava ulaşım, aktarım, uçak bakım ve hava kargo üssü haline gelecek olması, §Geçici ve daimi sergiler oluşturmak, §Bölgenin ve dolayısıyla ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak, §İhtisas Bölgeleri, Organize §Üyelerin Kamu kurumları, Üniversiteler, Araştırma Kurumları, STK’lar ve Kalkınma Ajansları ile arasındaki işbirliğini tesisi etmek, geliştirmek, MAKALE §Uluslararası akreditasyonu olan Test ve Belgelendirme Merkezleri kurmak ve işletmek, Ortak hukuk ve sınai mülkiyet hakları hizmetleri yürütmek, KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 18 §Sektörel Envanter çıkarmak, detaylı veri tabanı ve network oluşturmak, §Ortak dış ticaret faaliyetlerinde bulunmak, §Ulusal/Uluslararası fuarlara katılmak, fuar düzenlemek ve bunlara katılımları için üyelerini teşvik etmek, §Aynı alanda faaliyet gösteren Ulusal/Uluslararası Dernek ya da Kurumlara Üye olmak, bunlarla ortak faaliyetler gerçekleştirmek, §Üreticilerini artan yetenek ve işbirlikleri sayesinde, tercih edilir firmalar haline getirmek, Savunma, Havacılık ve Uzay okulları kurmak, suretiyle her düzeyde insan kaynağı ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlamak, §Devlet ve özel eğitim kurumları ile eşgüdüm içinde olmak, üniversite, sanayi işbirliğini sağlamak, §Girişimci ruhlu araştırmacılar yetiştirmek, §Savunma, Havacılık ve Uzay Sektöründe Cihaz/Malzeme, Havacılık Teknolojileri Üreticilerinin; üretimde verimlilik, tanıtım, pazarlama ve markalaşma alanlarını içine alan tüm konularda ihtiyacı olan kümelenme faaliyetleri yürütmek, §İstanbul’u sivil havacılık, insansız hava araçları ve gemi inşa sanayinin merkezi yapmak, §Bölgenin ve dolayısıyla ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak, §İhtiyaç duyulan alanlarda kümelenme faaliyetleri yürüterek ve bu gayretleri milli projelere yönlendirerek firmalarımızın mevcut yeteneklerinin devreye sokulması, §Yeni yetenekler kazandırmayı teşvik, §Henüz sahip olunmayan yüksek kalitede metal, kompozit ve yarı iletkenlerin üretilmesini teşvik, §Kümelenmeler yoluyla işbirliği, çözüm ortaklığı ve sinerji oluşturulması, SAHA İstanbul olarak, dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak amacı ile hem imal ettirecek kurumları hem de sanayicilerimizi milli üretim ve yazılıma yönlendirecek, devletimizin yerli sanayini geliştirme hedeflerinde yardımcı olacak bir sistem kurmuş olacağız. İhtisas OSB, İnsansız Sistemler Mükemmeliyet Merkezi, Test, Sertifikasyon ve Kalibrasyon Merkezleri kurulması ve bu bölgelerin spesifik ürünler için üretime açılmasını sağlama yönünde gayretlerimiz devam etmektedir. 1923’te savaş ganimeti olarak ele geçen uçak motorlardan yararlanarak ilk Türk uçağını imal edip, 1925’de “VECİHİ K-VI”adını verdiği uçağını uçuran Vecihi HÜRKUŞ’ların, 1936’larda “Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyareniz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.” sözleriyle ortaya atılıp yerli uçak yapmayı başaran Nuri DEMİRAĞ’ların o yıllarda başardıklarını, hatta daha fazlasını biz neden bugün başarmayalım. Havacılık ve uzay sanayi gibi sayısız yüksek teknolojinin yuvalandığı bir sektörün filizlenmesi ve büyütülmesi milli bir görevdir. Bu alanda faaliyet gösteren; özellikle Edirne’den, Düzce’ye kadar Kuzey Marmara bölgesinde faaliyet gösteren ve Savunma Havacılık ve Uzay sektörüne ürün hizmet ve yazılım üretme kapasitesi ya da vizyonu olan bütün firmalarımızı SAHA İSTANBUL Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneğinde yer almaya, birlikten doğacak gücün bir parçası olmaya davet ediyoruz. MAKALE Sanayi §Bilgi, teknoloji ve yenileşim ruhu ile donatılmış, girişimci ruhlu araştırmacılar yetiştirmek, 19 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ §Mükemmeliyet Merkezleri, TERÖR, ORTAK YAŞAMA KÜLTÜRÜMÜZE ZARAR VEREMEYECEK MAKALE Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN Selçuk Üniversitesi Rektörü KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 20 Son aylarda Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde mahallelerde çukur ya da hendek kazmak suretiyle güvenlik güçlerimize yönelik gerçekleştirilen çeşitli saldırı girişimleri ve eylemlerini ülkemizin ve milletimizin huzuruna, barışa, ortak yaşama kültürümüze karşı gerçekleştirilen insanlık suçu olarak değerlendiriyorum. Halkımızın huzur ve güvenliği için gayret gösteren ve son aylarda belki de tarihimizin en büyük terör operasyonlarına imza atan güvenlik güçlerimize yönelik bu tür girişimlerin bir an önce sonlandırılması gerekmektedir. Yıllardan bu yana ülkemizde kan döken, binlerce şehit vermemize neden olan hain terör örgütü ile mücadele sürerken, bazı kesimlerin devletimiz tarafından bölge halkının güvenliği için yapılan bu operasyonları eleştiren bildiriler yayınlamasını ise idrak etmekte güçlük çekiyorum. Akademik özgürlükle bağdaşmayan bu açıklamalara imza atan öğretim üyelerine en anlamlı cevabı birlik ve beraberlik duygusu içinde karşı deklarasyon yayınlayan ve kısa sürede çok sayıda imza toplayan akademisyenlerimiz vermiştir. Terör örgütünün saldırıları ve terör destekçilerinin bu girişimleri, geride sadece acılı aileler bırakmakla kalmayıp, milletimizin geleceğini, evlatlarımızın aydınlık yarınlarını, milli birlik ve beraberliğimizi hedef almaktadır. Bölücü terör örgütü ile hain destekçileri, toplum istikrarımızı bozmak, kaynaklarımızı heba etmek ve milletimizi huzursuzluğa sürüklemek istemektedirler. Ancak bu girişimler inanıyorum ki asla başarılı olamayacaktır. Milletimizin tarihten gelen kültür, gelenek ve her şeyden önemlisi sevgi bağı her daim güçlenecek ve tarih boyunca olduğu gibi ül- kemizi kaos ortamına sürüklemek isteyen bu tür çabalar sonuçsuz kalacaktır. Ülkemiz, kamu düzenine ve millet huzuruna yönelik bu ve benzeri girişimlere asla müsamaha göstermeyecektir. Gerçekleştirilen bu operasyonlar, inanıyoruz ki önümüzdeki dönemde bölgede huzuru ve istikrarı sağlayacak, ülkemiz kısa süre içinde terör belasından sonsuza kadar kurtulacak ve bölgede barış yeniden tesis edilecektir. Milletimizin bekası için bu operasyonları gerçekleştiren devletimiz ve hükümetimize, bölgede canları pahasına mücadele eden kolluk kuvvetlerimize sonsuz minnet ve şükranlarımı ifade ederken, bölgede yaşamını yitiren güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, kederli aileleri başta olmak üzere tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 22 Ben, A. Tahir Gönenç. Konya doğumluyum. Evli ve 3 erkek çocuk babasıyım. NTG Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş’ de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıyım. 2002 yılında, Ağabeyim Sayın Nesip Gönenç ile isimlerimizin baş harflerinden oluşturduğumuz NTG markası ile HDPE Boru Ek Parçası üretimi için gerekli proje ve fizibilite çalışmalarına başladık. faaliyetleriyle başlayarak kalıp tasarımlarını ve üretimlerini kendi bünyemizde tamamlayarak kısa sürede hazırlık aşamasını bitirdik. 2004 yılında, enjeksiyon kalıplama yöntemi ile HDPE Boru Ek Parçaları üretimine başladık. Hızla ürün portföyümüzü genişleterek ve Uluslararası Belgelendirme çalışmalarını tamamlayarak (Dvgw, Tzw, Wras, Tse gibi Sertifikalar) ilk ihracatımızı Avrupa’ya gerçekleştirdik ve böylece motivasyonumuz olan ihracat hedefimize odaklandık. Kısa sürede gelinen bu nokta, beraberinde büyüme ihtiyacı da getirdiğinden, İstanbul’daki üretim tesisimizi Sakarya’da kurduğumuz 14.000m² kapalı alana sahip yeni fabrikamıza taşıdık ve 2012 Haziran ayından beri bu tesiste faaliyetimize devam etmekteyiz. Sektörel Anlamda NTG Plastik Hangi Çözümleri Sunmaktadır? Daha önce Elektrik ve Seramik sektörlerinde, yine marka olmuş firmalar kurup işlettiğimizden 40 yıllık bir sanayicilik tecrübemiz hali hazırda bulunmaktaydı. Edindiğimiz bu tecrübeyi ve deneyimi NTG Plastik’e başarılı bir şekilde aktardık. İşe önce mühendislik -NTG Plastik olarak birbirinden farklı sektörlere çözüm sunmaktayız. Özellikle; Su ve Doğalgaz Dağıtım Hatları, Isıtma-Soğutma, Arıtma, Tarımsal ve Sanayi Uygulamaları, Madencilik, Yangın Hatları gibi alanlarda kullanılmak üzere, ürünlerimiz birçok firma tarafından tercih edilmek- tedir. Ürünlerimiz hakkında biraz daha detaylı konuşursak; enjeksiyon Kalıplama Yöntemi sayesinde 20 mm ile 1.000 mm arası çapa sahip HDPE Boru Ek Parçası üretimi yapmaktayız. Ürün gamımız arasında, Spigot ürünler, EF ürünler, PE-Metal Geçiş Adaptörleri ve PP Kaplı Flanşlar bulunmaktadır. Standart üretimde olmayan ancak proje gereği ihtiyaç duyulan özel imalat pe100 ürünleri için de müşterilerimize mühendislik çözümleri sunabilmekteyiz. Sadece kaliteli üretim değil, kaliteli uygulama da gerekli olduğuna inandığımız için kaynak ve malzeme ile ilgili eğitim hizmetimiz de mevcut. Bu kapsamda PE100 malzeme kullanan ustalara ve kontrol birimlerine gerek fabrikamızdaki tam teşekküllü eğitim salonumuzda, gerekse ürünlerimizin kullanıldığı yerlerde kaynak eğitimleri vermekteyiz. Ücretsiz olarak sunduğumuz bu eğitimlerde amacımız sadece kaynak kalitesini yükseltmek değil, aynı zamanda eğitimli uygulayıcılar yetiştirerek şantiye ortamında ürünlerimizin bilinçli olarak kullanılmasını sağlamaktır. NTG’nin Sahip Olduğu Belgeler Nelerdir? -Firmamız ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi yanı sıra ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri’ne de sahiptir. Kalite Yönetimi ve Kontrol Müdürlüğü’ne bağlı Laboratuvarımızda, standartların gerektirdiği tüm testler sürekli olarak yapılmaktadır. Ayrıca, sürdürebilir kalite için ürünlerimize parti numaraları ile izlenebilirlik sağlamaktayız. Her parti üretim için standardın gerektirdiği tüm testler yapılmakta ve düzenlenen 3.1 Belgesi ile birlikte müşterilerimize sevk edilmektedir. NTG’nin Vizyonu Nedir? -Sektöründe, farklılıkları ile öncü, çevre ile dost, teknolojik atılımlarıyla etkili ve kalite anlayışı ile müşteri odaklı bir dünya markası olmak, NTG Plastik’in vizyonudur. Sağlığı ile sistem ve enerji verimliliği olduğu için fabrikamız bünyesinde sürdürebilir enerji - Enerji verimliliği konusunda, kaynakları etkin bir şekilde amacımız üst düzey kalitede yararlanılmaktadır. ürün üretip müşterilerimize sunarak, hatlarda oluşabilecek ka- Dünya’ya NTG’nin İhracatı yıp, kaçak ve sızdırma problem- Nedir? lerine karşı çözüm üretmektir. Özellikle su ve gaz hatları için, -NTG Plastik olarak şu anda 5 kullanılan malzemenin yeterli kıtada, 40’ı aşkın ülkeye bayilik kaliteye sahip olmaması neti- kanallarıyla ihracat yapmaktacesinde arızalar yaşanmaktadır. yız. İhracat oranımız 2015 yılı Bu arızalar tespit edilinceye itibari ile % 65 olup bunun % kadar ciddi oranlarda su ve gaz 40’ı Avrupa’ya gerçekleşmektekaybı olmaktadır. Arıza tespit dir. Ürünlerimiz teknik ürünler edildikten sonra da bu arızanın olduğu için çok sıkı denetimlere tamiri için zaman ve işçilik kay- ve belgelendirme aşamalarına bının yanı sıra, zemine döşenen tabidir. Uluslararası geçerliliğe kaplamalar da zarar görmekte- sahip Belge ve Sertifikalarımıdir. Bu nedenle özellikle bu tür zın yanı sıra gerekli ülkeler için altyapı sistemlerinde her hangi ülke bazlı belgelendirmelerimiz bir olası sıkıntıyla karşılaşma- de mevcuttur. Bazı ülkeler için mak için kaliteli ürünlerin kul- sevkiyat bazlı denetimler de lanılması son derece önemlidir. gerçekleşmektedir. NTG plastik ürünlerinin kullanıldığı projelerin daha az enerji ve işçilik maliyeti ile daha kısa zamanda tamamlanması neticesinde ciddi bir enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Örneğin flanşlarımızı % 30 cam elyaf takviyeli üreterek korozyona uğramasını önlüyoruz. Bu sayede tüm sistemin ömrünü ciddi oranda arttırıyoruz. NTG ve Çevre, Anlatır mısınız? Ek olarak, Çevre bilinci gelişmiş bir firma olarak, enerji verimliliği ve üretim kalitesini artırmak için kurulan Bakım Bölümümüz tesisimizde bulunan tüm makine ve ekipmanlara periyodik bakımlarını gerçekleştirmekte ve enerji sarfiyatlarını ölçerek verimlilik optimizasyonu yapmaktadır. Atılacak her adımda öncelik her zaman İş ve İşçi Yapılan eğitimçalışmalarıvekullanıcılarla olan iş birliğimiz neticesinde ürün gamımızı günden güne çeşitlendirmekteyiz ve çözüm sunan yenilikçi ürünleri tasarlamaktayız. NTG’nin Hedefleri Nelerdir? -Güven duyulan ve aranılan bir marka olarak hedefimiz, müşterilerimizin beklentilerine kalite ve istikrarla karşılık vermek, satış sonrasında da yanlarında olmak, yatırımlara devam ederek alanımızda en iyiye ulaşmak, sürdürebilir büyümeyi sağlayarak artan ihracat ile dünya pazarındaki payımızı arttırmak ve Türkiye’nin geleceğine daha fazla katkı sağlamaktır. RÖPORTAJ RÖPORTAJ Bizlere Kendinizi Tanıtır mısınız? -NTG’yi dünyadaki rakiplerinden ayıran en önemli özelliği kendi bünyesinde bulundurduğu Mühendislik Birimidir. Bu sayede Mühendislik Bölümü’ne bağlı bulunan kalıphanemiz, NTG’nin ürün gamını çeşitlendirme, ürüne hâkim olma, hızlı manevra kabiliyeti ve çabuk çözümler sunma gibi imkânlar sağlayabilmektedir. Ayrıca, Mühendislik Departmanımız yeni ürün, yeni kalıp, sistem geliştirme, robot ve otomasyon amaçlı Ar-Ge çalışmalarını her daim sürdürmektedir. Enerji Verimliliği İle İlgili Söyleyecekleriniz Nelerdir? 23 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ NTG PLASTİK Farkındalık Oluşturmuş NTG’nin Farkı Nedir? KATILIM BANKACILIĞI KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 24 tirmiştir. Daha sonra 1983 yılında faizsiz bankacılık uygulamaları tekrar sermaye piyasalarında yer almaya başlamıştır. 20. yüzyılda İslâm ülkelerinde yaşanan sanayileşme ve sermaye birikimi hareketleri sonucunda faizsiz finans hareketleri ihtiyacı ciddi anlamda ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaca bağlı olarak uluslararası bankacılık sektörünün oyuncuları çeşitli faizsiz bankacılık ürünleri sunmuşlardır. Türkiye’de bu ihtiyaca yönelik ilk uygulama 9 Mart 1913’te kurulan Adapazarı İslam Ticaret Bankası adıyla kurulan bankadır. Müslüman esnaf ve tüccar sermaye güçlerini birleştirerek Müslüman olmayan azınlıklara ve yabancılara dayalı tefecilerin zulmünden Müslüman tacirleri koruma amacına kuruluş sözleşmesinde yer veren bu kuruluş, usulü şeriye üzere iş yapmak hususunu prensip kararı haline ge- Türkiye’de katılım bankalarının çatı kuruluşu Türkiye Katılım Bankaları Birliği’dir. Hali hazırda bu birliğe üye 6 adet katılım bankası mevcuttur. Birliğe göre katılım bankacılığı tanımı şöyledir: “Katılım Bankacılığı; fon toplama ve kullandırma işlemlerinde “faiz” aracını kullanmayan, onun yerine fon toplama işleminde kâr ve zarara katılma modelini, fon kullandırma işleminde de müşteriye doğrudan nakit verme yerine mal ve hizmet tedariki, kiralanması, kâr/zarar ortaklığı yatırımı modellerini uygulayan bir bankacılık türüdür.” Türkiye’de de halkın bir kesimi faize dayalı finansal enstrümanlara yatırım yapmamaktadır. Bu nedenle faize dayalı çalışan bankalara gitmeyen fonlar atıl kalmaktadır. Tasarruf sahipleri ve ekonomi açısından bir kayıp olan bu atıl fonları değerlendirmek amacıyla katılım bankaları kurulmuştur. Katılım bankaları ilke ve prensipleri doğrultusunda risk ve kâr paylaşımı esası ile yatırımları değerlendirmektedir. Klasik bankacılığın çalışma esası faize dayalıdır. Katılım bankacılığın çalışma esası ise kâr payıdır. Faizde önceden ne kazanılacağı bellidir, kâr payında ise para toplanırken belli bir gelir taahhüdünde bulunulmamaktadır. Katılım bankaları fon kullandırırken müşteriye doğrudan nakit ödeme yapmazlar. Ödemeyi fatura karşılığında ve kredi müşterisinin işletmesi için ihtiyaç duyduğu malı satan satıcıya yaparlar. Ödemeyi yaptıktan sonra üzerine kâr paylarını ekleyerek müşteriyi borçlandırır ve müşteriden taksitler halinde tahsil ederler. Böylece finansman, malın peşin alınıp üzerine kâr payı konarak vadeli satımı şeklinde yapılmış ve yapılan işlem, ikrazat (nakit ödeme) şeklinde değil, ticaret şeklinde gerçekleşmiş olur. Bu yöntem aynı zamanda verilen kredinin amaç dışı, verimsiz ve spekülatif alanlara gitmesini önleyen ve kayıt dışını kayda alan ideal bir finansman yöntemidir. Diğer taraftan, katılım bankaları bazı konulara, örneğin alkollü içeceklerin, tütünün üretim ve satışı ile uğraşanlara kredi kullandırmazlar. Faizli enstrümanlara yatırım yapmazlar, faizli işlemlere yer vermezler. Kâr payı katılımı, İslami endeks, sukuk, tekafül sigorta, müşaraka, murabaha, karz-ı hasen, müdaraba, katılım bankacılığının sermaye piyasalarında yer alan başlıca finansal enstrümanlarıdır. Türkiye Katılım Bankaları katılım bankacılığının pazardan aldığı payın 2023 yılı itibariyle %15’e ulaşmasını hedeflemektedir. MAKALE Tüm dünyada yatırımcıların bir bölümü faize dayalı yatırım araçlarından uzak durmaktadırlar. Özellikle Müslümanlar açısından bu durum zaruri bir ihtiyaç halindedir. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Veda Hutbesi’nde bu konuda açıkça şu ifadelerde bulunmuştur: “Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lakin ana paranız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.” 25 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ MAKALE Abdullah GÜZELDÜLGER /Evdema /Evdemavitale MAKALE Sağlık Bakanlığına bağlı olarak hizmet vermekte olan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, denizcilik sektörü ile 180 yıllık ortak bir geçmişe sahiptir. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 28 Uluslararası ticarette, maliyetlerin düşüklüğü, taşınan mal miktarı ve güvenliği açısından denizyolu taşımacılığı daha fazla tercih edilmektedir. Deniz ticareti ekonomik olmasının yanı sıra büyük orandaki malların taşınması bakımından da uygundur. Ayrıca turizmin gelişmesiyle yolcu gemileri ile seyahat edenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Dünya deniz ticaretinin % 90’ı, Türkiye’nin dış ticaretinin ise % 86’sı denizyoluyla yapılmaktadır. aynı oranda devam etmektedir. Karayollarında taşımacılık ortalama yüzde 11’lik ve havayollarındaki yüzde 0,5’lik değerini korumakla birlikte, demiryollarında yıllar itibarıyla azalma gözlenmektedir. Gemi taşımacılığı sağlık açısından büyük öneme sahiptir. Gemiler, sağlık şartları açısından diğer ulaşım araçlarına göre farklı özellikler göstermektedir. Tarih boyunca, gemiler enfeksiyon hastalıklarının bütün dünyaya yayılmasında önemli Türkiye; dünyadaki merkezi bir rol oynamıştır. Gemiler, konumundaki yeri ve 8.333 enfekte insanları veya sivrikm. sahil şeridi ile deniz ulaşımının ülke dışı ve içinde etkili olabilecek bir konjonktüre sahiptir. Türkiye dış ticaret taşımacılığının yüzde 86,2’si deniz yolu, yüzde 11,2’si karayolu, yüzde 0,5’i havayolu, yüzde 0,4’ü demiryolu, yüzde 1,7’si boru hattı ve diğer taşınma yollarıyla sağlanmaktadır. Son 10 yıl gözden geçirildiğinde deniz yolu taşımacılığındaki bu önem sinekler ve fareler gibi diğer enfekte vektörleri limanlar arasında taşıyabilmektedir. Bu nedenle gemiler, hastalık etkenlerinin ulusal ve uluslararası yayılımının bir aracı olarak görülebilir. Dünya Sağlık Örgütü’nce 1970 ve 2003 yılları arasında gemilerle bağlantılı 100’den fazla salgın hastalık tespit edilmiştir. Ayrıca gemiler deniz kirliliği açısından da önem arz etmektedir. Sağlık Bakanlığına bağlı olarak hizmet vermekte olan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, denizcilik sektörü ile Uluslararası denizlerde seyahat eden Türk Gemiadamları, sağlık sertifikalarından dolayı geçmiş tarihlerde yabancı limanlarda sorunlar yaşamaktayken, Genel Müdürlük olarak gemiadamları sağlık işlemlerini yürütmeye başladığımız tarihten itibaren bu sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Gemiadamı sağlık işlemi yapan merkez sayımız ülkemiz genelinde 16’dan 25’e çıkarılmıştır. Bu merkezlerimiz aracılığı ile yıllık 40 bine yakın gemiadamının sağlık işlemi yapılmaktadır. Gemiadamlarının genel muayenesi için yetki talep eden yeni sağlık kuruluşlarına denetimler sonucu Genel Müdürlüğümüzce yetki verilmiştir. Yetkilendirilmiş sağlık kuruluşlarının yıllık denetimleri düzenli olarak yapılmaktadır. MAKALE Uzm. Dr. Hüsem HATİPOĞLU Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü 29 Bireylerin uluslararası seyahatle ilişkili sağlık risklerinden korunmasını sağlamak ve gemiadamlarının sağlığını korumaya katkıda bulunmak kurumumuzun stratejik hedeflerindendir. Dünyanın her tarafına seyahat etme olasılığına sahip gemiadamlarına seyahat sağlığı hizmeti olarak bilgilendirme yapılmakta ve diğer ülkelerde ücret karşılığı uygulanan aşılama hizmeti kurumumuzca ücretsiz olarak sunulmaktadır. cılığı ile hizmet veren Tele Sağlık Merkezimiz daha modern alt yapıya sahip yeni yerine taşınmıştır. Bu merkezimiz seyir halindeki ulusal ve uluslararası deniz araçlarından gelebilecek sağlık yardım taleplerine uzaktan tıbbi yardım danışmanlığı yapmakta ve gerektiğinde tıbbi tahliye organizasyonunu ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak gerçekleştirmektedir. Dünyada en tehlikeli iş kollarından biri olarak kabul edilen denizcilik alanında çalışan, iş 444 83 53 no’lu “Gemide ve iş dışında kalan hayatlaSağlık Danışma Hattı” ara- KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 2016 GEMİ ADAMLARININ SAĞLIĞINA KATKI 180 yıllık ortak bir geçmişe sahiptir. Bu nedenle denizcilik sektörü Genel Müdürlüğümüz için öncelikli paydaş kuruluşlar içerisindedir. Çünkü bu sektör ile faaliyetlerimiz birbirini desteklemektedir. Genel Müdürlüğümüz özellikle gemilerin ve gemiadamlarının sağlığına katkıda bulunan tek kuruluştur. MAKALE KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 30 rını aynı ortamda yani gemide geçirmek zorunda olan gemi adamlarının yaşayacağı sağlık problemlerine 7/24 saat yardımcı olunmaktadır. 2015 yılı içerisinde yaklaşık 1.100 vakaya sağlık desteği verilmiştir. Ayrıca 444 77 34 no’lu “Seyahat Sağlığı Danışma Hattı” aracılığı ile tüm yurt dışına çıkan vatandaşlarımıza olduğu gibi yurt dışına çıkan gemiadamlarına da karada sağlık danışmanlık hizmeti verilmektedir. Yurt dışına çıkan tüm vatandaşlarımıza üç GSM operatörü aracılığı ile Seyahat Sağlığı Danışma Hattımız hakkında kısa bilgilendirme mesajı (SMS) gönderimine başlanılmıştır. “Gemi Denetimleri ve Gemi Sağlık Sertifikası Düzenleme El Kitabı” ve “Gemi Sağlık Rehberi” doğrultusunda ve uluslararası standartlarda denetime tabi tutulmaktadır. Denetimler sonunda uluslararası geçerli ve 6 ay süreli Gemi Sağlık Sertifikaları düzenlenmektedir. Gemiler İçin Tıbbi Rehber, Türk gemiadamı çalıştıran gemilerde ve ilgili kurumlarda kullanılmak üzere kay- Denetimlerde tespit edilen nak olarak ücretsiz dağıtıl- eksiklikler gemilerin sertifikalarına işlenmekte ve bu maktadır. sertifikalar üzerinden takip Türk limanlarına gelen gemi- edilerek giderilmesi sağler Dünya Sağlık Örgütünün lanmaktadır. Yapılan bu degemiadamlarına hazırlamış olduğu ve Ku- netimler rumumuzca tercüme edilen sağlıklı bir yaşam ve çalış- ma alanı sunmakta ve yurt dışında gemilerin sağlık sorunlarından dolayı tutulmasının önüne geçilmektedir. “Gemi Denetimleri ve Gemi Sağlık Sertifikası Düzenleme El Kitabı” ve “Gemi Sağlık Rehberi” kurumumuz web sayfasında rehberler bölümünde denizcilik sektör çalışanlarının faydalanması için yayınlanmaktadır. Genel Müdürlük olarak 2016, “Gemiadamlarının Sağlığına Katkı Yılı” olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda sağlık muayene ve sertifikasyon işlemi yaptığımız gemiadamları için ilave olarak “Gemiadamı Sağlığına Katkı Projesi” başlatılmıştır. Bu proje kapsamında anket çalışmaları başlatılmış olup gelecek talepler sonucu gemiadamlarına ilk yardım ve temel tıbbi bakım, sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam, enfeksiyon hastalıkları gibi konularda eğitim ve bilgilendirme desteği sağlanması hedeflenmektedir. Yine 2016 yılı içinde uygun görülen yerlerde gemiadamı sağlık işlemi yapan yeni merkezlerin açılması yapılacaktır. TÜRKİYE İÇİN KATMA DEĞERLERİ MALLAR VE İHRACATIN ÖNEMİ MAKALE Mehmet ÖĞÜTCÜOĞLU KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 32 2002 yılında Türkiye’nin istikrar adımlarını atması ile birlikte G-20’ye girmesi, ülkemizi dünya ekonomisine yön veren bir ülke konumuna getirmiştir. Bu başarı Türkiye’nin son 13 yılda ülke içerisinde yaptığı yatırımlarla (yollar, köprüler, havalimanları, okullar, hastaneler, toplu konutlar vb.) etkili olmuştur. Bu büyüme ve yenilik ülke içerisinde refaha yol açarken, bu durum dünya devletlerinin de dikkatini çekmiştir. Bu gelişmelerle inşaattan turizme, tekstilden tarıma kadar daha birçok alanda ticaretlerin ve ziyaretlerin artmasına sebep olmuştur. Tabii ki bu durum siyasi istikranın bir ürünüdür. 2002 öncesinde koalisyonla yönetilen Türkiye’de ekonomi anlamında dış borçlanmaların artması, STK’ların pasif olması, ülkedeki yatırımların oluşamaması bizi hep kriz ortamında tutmuştur. Görünen odur ki, Türkiye’nin büyümesi ve dünyada ekonomiye yön veren ülkeler arasına girebilmesinin yolu, iktidarda tek partinin bulunmasından geçmektedir. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun, dünya ülkelerinin liderleri ile kurdukları üst düzey ilişkiler, atılan büyük ekonomik adımlar ve birçok ülkeyle yapılan anlaşmalar, sanayici ve iş adamlarımıza o ülkelerde ticaretin kapılarını açtığı gibi Türkiye’deki cari açığın kapanmasını da sağlamıştır. Ülkemizin bu istikrarlı ortamda büyümesi için katma değeri yüksek ürünler üretebilmesi ve dünya ülkelerine pazarlaması oralarda marka haline gelmesi zorunludur. İhracatta hedef ülkelerin yer alması ve ihracatın artması için yeni ülkeler keşfedilip o ülkelerde pazarlar oluşturulması şarttır. Özellikle gelişmemiş durumdaki sömürülmüş ülkeler bu ortam için en uygun olanıdır. Girilmemiş pazarlara girmek ve oralarda ilk olmak ülkemizin marka değerini arttıracağı gibi o ülkelerden temin edilen ham maddeler ile ihracatın artmasına, üretilen ürünlerin pazarlanması ile yeni pazarlar oluşturulmasına ve katma değer sağlayacak markalar oluşturmasına zemin hazırlayacaktır. Cumhurbaşkanımız Sayın Son 13 yılda Türkiye’nin dıRecep Tayyip Erdoğan Be- şardan ve içerden büyümesiyefendi ile Başbakanımız ni istemeyen ve kendilerine bağımlı kalmasını isteyen güçler; ülkemizde istikrarın oluşmasıyla medyadan teröre, krizden dış ülkelerin Türkiye üzerindeki oyunlarına ve onların uzantılarına kadar ilerlememize engel olamamışlardır. Türkiye’nin hedef 2023 demesini isteyip, bu hedefe ulaşabilmesini istiyorsak, ilk önce istikrar ortamının siyasi temsilcisine daha çok destek sağlanması ve sonrasında katma değerli üretim ve ihracatın önemini arttırmak için yoğun gayret göstermek gerekmektedir. Bunun yanında, 2023 hedeflerimizde daha istikrarlı bir zemin oluşturmak istiyorsak ihracat ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimine de özel bir önem vermemiz elzem gibi görünmektedir. Bu düşüncelerle içinde bulunduğumuz 2016 yılının ikinci çeyreğinden, hedef 2023 yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin bu kutlu yolculuğunda bütün vatandaşlarımızın elele ve gönül gönül gönüle bir şekilde olması gerekliliğini belirtir, saygı ve selamlarımı sunarım. Neslihan Zeytinci Akın MAKALE Türk eğitim sisteminin tarihçesi ele alındığında ilk göze çarpan eğitimin önceliğinin tarih boyunca mesleki eğitim yönünde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 34 Orta Asya’ya kadar uzanan geçmişimizde küçük yaştan itibaren çocukların geleceklerinde “ekmeklerinin parasını kazanacakları bir işleri olsun” diye düşünülmüş ve eğitim anlayışına da bu düşünce yön vermiştir. Aynı zamanda sürekli üzerinde yaşadığı topraklar istilaya uğrayan Türk halkı askeri eğitimi de mesleki eğitimle adeta bir tutmuştur. Türk boylarının Orta Asya’dan çıkışı ve zamanla Anadolu’ya yerleşmesi bu toplumun yapısını hiş değiştirmemiş askeri ve mesleki eğitim küçük yaştan başlamak suretiyle tüm hayatı yönlendirerek devam etmiştir. Anadolu’da kurulan ve dünya tarihinin en önemli medeniyetlerinden olan Anadolu Selçuklu devletinde de durum bu halde şekillenmiştir. turduğu için mesleki eğitime oldukça önem vermiştir. Mevcut ekonomik faaliyetleri toplumun yapısına uygun hale getirmek için 12. Yüzyıl itibariyle zanaat ve zanaatkârlar yetiştirme konusunda eksikleri gidermek amacıyla yüzyılın sonuna doğru merkezden başlayarak tüm Anadolu’yu saran “Ahilik” teşkilatını oluşturmuştur. Nasıruddin Mahmut B. Ahmet tarafından kurulan teşkilat kısa zamanda tüm Anadolu’ya yayılmıştır. Teşkilat hem yapısını ticaret üzerine oturtmuş olan devletin Anadolu Selçukluları, devlet varlığını sağlamlaştırmasında yapısı da dâhil olmak üzere hem de Anadolu’da istihdam tüm kurum ve kuruluşlarını ve mesleki eğitimin usta-çıticaret zeminine uygun oluş- rak bağlamında devamlılı- ğında önemli rol oynamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin gelişimine ve ekonomik gücüne büyük katkılar sağlayan bu sistem Osmanlı Devleti tarafından da benimsenip uzun yıllar süre gitmiştir. XVII. Yüzyıldan sonra “Lonca” ve “Gedik” sisteminde varlığını sürdürmüş fakat Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminde tamamen ortadan kalkmıştır. “Lonca” sisteminin Osmanlı Devletinin Gerileme döneminde ne yazık ki bozulan ve dağılan birçok kurum gibi yıkılması nedeniyle mesleki eğitim kaderiyle baş başa kalmış bu konudaki devlet desteği ve 16/06/1986 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim kanunu günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme zaman zaman Milli Eğitim Bakanlığının ihtiyaç gördüğü hallere göre yeniden biçimlendirilmiştir. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti olarak geldiğimiz noktada dünyanın gerçekleri bize göstermektedir ki hangi alanda olursa olsun eğitim bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli silahtır. Asırlar önce bu durumu keşfetmiş bir milletin evlatları olarak atalarımızdan aldığımız miras, tarih sürecinde her ne kadar sekteye uğramış olursa olsun son derece kıymetlidir ve yaşatılması ülkemizin hayrına olacaktır. Bu durumda ülkemizin sistemli ve uzun soluklu yatırımlarını öncelikle eğitime yapması gerekmektedir. Ancak bu şekilde gelişen dünyanın gerisinde kalmadan hem ekonomik olarak hem de sosyo-kültürel alanlarda ilerlememiz mümkündür. Cumhuriyetimizin ilk yıllarından başlayarak devam eden sanayileşme süreci 2000’li yıllarda daha da artarak devam etmektedir. Gurur kaynağımız olan bu durum beraberinde bir sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kaliteli, iyi eğitim almış teknik ara personel eksiği başta sanayi olmak üzere tüm sektörlerde kendini hissettirmektedir. Yazımızın başında sözü edilen ahilik sistemindeki us- MAKALE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM SORUNU VE ÇÖZÜME BİR BAKIŞ devletin yaptığı desteğin etkisiyle yükselişe geçmiştir. 35 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ ÜLKEMİZDE 1922’de yaptığı bir meclis konuşmasında “Efendiler! Memleketimizin çocuklarını hayatın içine girip ekonomiye katkı sağlar hale getirmek için en gerekli olan husus; eski tarzdaki mesleki eğitimi, yeni eğitim sistemimizin esaslarına uygun hale getirerek uygulamaya başlamaktır” demiştir. Burada bahsi geçen Buraya kadar gördüğümüz eski yöntem, Osmanlı hatta şudur ki: Mesleki eğitim kü- Anadolu Selçuklu döneminde çük yaştan başlamak suretiyle yüzyıllarca “Ahilik Sistemi” kültürümüzde önemli bir yer şeklinde devam eden mesleki tutmaktadır. Mesleki eğitimin ve teknik eğitimdir. Türk tarihinde de önemli bir geçmişi olduğu ve hatta Türk Bu konuşmanın ardından devletlerinin devamlılığı hu- gelen süreçte başta 17 Şususunda önemli rol oynadığı bat 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi yapılmış ve bu reddedilemez bir gerçektir. kongrede alınan “Misak-ı İkCumhuriyetin kurulmasının tisadi” kararlarına ek olarak ardından karşılaşılan ilk ve en çırak okullarının açılması katemel eksikliklerden bir tane- rarına varılmıştır. Savaşlardan si de yetişmiş, becerikli insan yorgun düşmüş, yoksulluğu gücünün yetersizliği olmuş- kaderiymişçesine benimsemiş tur. Bu problemin çözümü ile Anadolu halkı bu süreçle beCumhuriyetimizin kurucusu raber toparlanma sürecine girGazi Mustafa Kemal Atatürk miş ve kısa sürede inkılaplayakından ilgilenmiştir. 1 Mart rın ve sanayileşme konusunda denetimi nihayetine ermiştir. Osmanlı Gerileme Dönemi ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu arasında geçen son iki yüzyılda Anadolu’da başta tarım ve ticaret olmak üzere halkın tüm geçim kaynakları süratle zayıflamış savaşların da katkısıyla yoksulluk kaçınılmaz bir son olmuştur. MAKALE KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 36 ta-çırak ilişkisi ve mesleği küçük yaştan itibaren öğrenerek (çalışarak) ilerleme günümüz koşullarında artık mümkün değildir. Peki, günümüz koşullarına göre düzenlenerek mesleki ve teknik eğitim veren kurumların yetiştirdiği öğrenciler ihtiyaca cevap verebilecek düzeyde midir? Bu sorunun en iyi cevabını yetişmiş personel bulmakta zorlanan sanayici vermektedir. Teknoloji çağının hızına yetişmeye çalışan Türk sanayicisi bu konuda her geçen yıl biraz daha artan istihdam açığının sanayileşme sürecimizi yavaşlatacak kadar büyük bir sorun olduğunu ifade etmeye başlamıştır. Yetişmiş teknik personel açığını kendi içinde eğitimsiz personeli işe alıp çalıştığı dönem boyunca çeşitli şekillerde eğiterek verimli hale getirmektedir. Zaman zaman yetiştirdiği personelinin alan değiştirmesiyle de büyük zaman ve emek israfına maruz kalan sanayici durmadan kanayan yarasına merhem aramaktadır. Oysaki mesleki eğitime verilen önemin arttırılması ve gerekli alt yapının Milli Eğitim Bakanlığının Teknik ve Meslek Okullarında oluşturulması halinde yetişmiş personelin hem sanayiye hem de yurdun ekonomisine büyük faydası dokunacaktır. Bu sorunu yalnızca okul yetersizliği olarak görmek de doğru değildir. Elbette ki her ebeveyn, evladının en iyi şartlarda yetişmesini eğitim almasını ister. Her anne – baba çocuğunun eğitimi için tüm imkânlarını seferber eder. Fakat bu noktada zaman zaman çocukları- dan bu çözümler masaya yatırılmışken Mesleki ve Teknik Eğitim veren kurumlar hiçbir okula yerleşemeyen öğrencilerin yönlendirildiği okullar konumundan çıkartılıp artık kaybolmaya başlayan usta – çırak kavramının çağa uygun hale getirilerek uygulamaya konulacağı bir eğitim sisteminin hızla hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu konuda alınabilecek önlemlerden bir tanesi Meslek Okullarında halen devam etmekte olan stajyerlik statüsünün güçlendirilip daha da etkin hale getirilmesi olabilir. Böylece hali Gelişmekte olan ve ilerici he- hazırda uygulanan bir yöntem defleri bulunan bir ülke olarak üzerinden çözüme doğru bir elimizdeki kaynağın yani pek adım atılarak sağlam bir başçok gelişmiş ülkeye nasip ol- langıç yapılabilir. mayan gençlerimizin bir an evvel farkına varmalıyız. Bu Buraya kadar yazımızda 1923 konudaki tüm görev ve so- yılından beri gelişen ve hızla rumlulukları devlete yükle- global dünya perspektifinde mek de doğru bir tavır değil- yerini alan ülkemizin ulu dir. Toplumun her kesiminin önder Gazi Mustafa Kemal gücü doğrultusunda bu ko- Atatürk’ün koyduğu mürefnudaki eksiklikleri giderecek feh ve çağdaş Türkiye Cumeğitim kurumlarına destek huriyeti yolunda sağlam olması ve sonrasında da ver- adımlarla ilerlemesi için alıdiği desteğin takibini yapması nacak tedbirlerin yalnızca bir sorunların çözümünde etkili kısmından bahsettik. Bu bağbir yöntem olacaktır. Özel- lamda sorunun asıl muhatabı likle özel sektörün, şahıs ve olan sanayicinin sesine kulak vakıf okullarının bu konuda- verip ihtiyaçları tespit ediki tedbirlere destek olması ve lerek ve sundukları öneriler eğitim – öğretim kurumlarını dikkate alınarak ortak çözüm bu alanda geliştirerek sanayi- yollarında birleşip harekete cilerle işbirliği halinde öğren- geçileceği konusunda inancıcilerinin istihdamını sağması mız tamdır. halinde devletin yükünün de hafifleyeceği bu sayede de devletin daha hızlı ilerleyeceği aşikârdır. Yükü ağırlaştıkça her kurumun kaçınılmaz olarak hantallaşacağı ve sorunlara yeterli hızda çözümler üretemeyeceği herkesin takdirinde bir gerçekliktir. Bir yannın yetenek ve yeterliliklerini okudukları okulla uyumunu gözden kaçırabilir. Bu durum, bir taraftan maalesef mutsuz ve ekonomik sorunlarıyla baş etmeye çalışan işsizler yığını, bir taraftan da ihtiyacın üzerinde ve yine işsiz kalma riski taşıyan eğitimli bir mühendis grubunun ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Ayrıca mühendislik eğitiminin üretimden ziyade tasarım konusunda yoğunlaşması nedeniyle bizzat üretim sahasında bu personeli çalıştırmak mümkün olmamaktadır. Hayal Gücünüzün Hayata Geçtiği Nokta... www.nurelmak.com.tr Mağaza: Fener kalamış Cad No:98/A Kadıköy/İstanbul Tel: +90 216 418 1121 KONSİAD KONEXPO FUAR ETKİNLİKLERİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 38 Konyalı Sanayici ve İş Adamları Derneği (KONSİAD) tarafından İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) düzenlenen “KONEXPO 3. Sanayi Ticaret ve Kültür Fuarı Etkinlikleri” büyük bir ilgi ve yoğun bir katılımla 10-13 Eylül 2015 tarihlerinde gerçekleştirildi. Fuarın açılışı 10 Eylül 2015 tarihinde, ülkemizde terör olayları nedeniyle Şehit olan güvenlik görevlilerine yapılan duanın ardından yapıldı. Katılımcılar arasında; Çevre Eski Bakanı Ali Talip ÖZDEMİR, o tarihte KONSİAD Genel Başkanı olan Onursal Başkanımız AK Parti İstanbul Milletvekilimiz Abdullah Başçı başta olmak üzere, Konya Milletvekili Rüveyde Gülseren Işık, İstanbul Vali Yardımcısı Osman Ateş, TMSF Daire Başkanı Abdullah Güzeldülger, KONEXPO Ana Sponsoru Mirza Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütcüoğlu, Nijer- ya Imo River Eyaleti Valisi Owelle Rochas Okoroch, Abia Eyaleti Valisi Dr. Okezie Ikpeazu Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü, TİMFED Başkanı Kemal Çelik ile çok sayıda Türk ve Afrikalı iş adamları hazır bulunmuşlardır. “‘KONEXPO Fuarı”na Afrika’dan gelen iş adamları yoğun ilgi gösterdi. Türk firmalarının fuar alanındaki stantlarını gezen Afrikalı iş adamları; dilerine tarımı öğretmesi karşılığında verilmesi teklifinde bulunulması çok ilgili ve dikkat çekti. KONSİAD yönetimi ise teklif ile ilgili olarak Türk çiftçiler için güzel bir imkân ve istihdam olacağı düşüncelerini paylaştı. Fuar esnasında Nijeryalı iş adamları tarafından Türk firmalarına 10 bin ile 50 bin dönüm arasında tarıma elverişli olan toprakları Türk çiftçilerin ken- Yatırım ve ihracat açısından çok büyük fırsatları barındıran KONEXPO Fuarında öne çıkan sektörlerin başında ise tekstil ürünleri, tarıma dayalı sanayi, otomotiv, yedek parça, aydınlatma, tarım aletleri, inşaat ve alt yapı hizmetleri geldi. Mirza Travel Group ana sponsorluğunda KONSİAD tarafından üçüncüsü gerçekleştirilen KONEXPO Fuarının bundan sonra devamı niteliğindeki fuarlar da, kültürel değerleri de esas alarak bağımsız bir biçimde ülke ekonomisine destek olmayı KONSİAD Genel Başkanı Mustafa Büyükdede ile hedeflenmektedir. KONEXPO Konyalı, Karamanlı, İstanbullu, Balkan ve Rumelili sanayici ve işadamları ile birlikte yatırım fırsatlarını değerlendirdi. Afrikalı iş adamlarıyla masaya oturan Türk sanayici ve işadamlarının firmaları ilk günden birçok iş anlaşması gerçekleştirdi. 39 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONEXPO Muhammed ZEYTİNCİ KONSİAD ETKİNLİKLERİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH BAŞCI KONSİAD’DAN 41 Siyasetin çileli yollarının cefasını çekmiş Genel Başkanımız Sayın Abdullah BAŞCI’yı İstanbul Milletvekili olarak KONSİAD ve bütün Konyalıların elele gönül gönüle vermesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndermenin haklı gururunu yaşıyoruz. KONSİAD’ın vermekte olduğu karşılıksız burslarla ilgili “2016 Burs Dağıtım Töreni” KONSİAD bir önceki Genel Başkanı, Onursal Genel Başkanımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Abdullah Başcı’nın ve Genç KONSİAD Üyelerimizin de katılımları ile yapılmıştır. İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Başcı ile gayet samimi bir ortamda ve sohbet havası içinde geçen burs dağıtım töreninde, Milletvekilimize yöneltilen sorular, Abdullah Başkan tarafından cevaplandırılmış, gençler ile yapılan istişareden KONSİAD Bursiyerleri gayet memnun bir şekilde ayrılmışlar ve İstanbul Milletvekilimiz Abdullah Başcı genç öğrencilerimiz tarafından tebrik edilmiştir. “2016 Burs Dağıtım Töreni”ne katılarak bizleri onurlandıran ve bizleri hiç yalnız bırakmayan İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Başcı’ya KONSİAD olarak çok teşekkür ediyoruz. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 40 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONSİAD’DAN 2015-2016 BURS DAĞITIMI BURSİYERLERE KARİYER GÜNLERİ KONSİAD’DAN KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 42 KONSİAD olarak 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçim Sonuçlarının; Ülkemize, yakın ve uzak coğrafyaların tamamına hayırlara vesile olmasını dilerken, bizim daima Onursal Genel Başkanımız olan İstanbul Milletvekilimiz Sayın Abdullah BAŞCI’ya TBMM’de üstün başarılar diliyoruz. KONSİAD Yönetim Kurulu, KONSİAD Yüksek İstişare Kurulu, KONSİAD Denetim Kurulu, Genç KONSİAD Yönetim Kurulu. KONSİAD’DAN İTO BAŞKANI İBRAHİM ÇAĞLAR’IN KONSİAD ZİYARETİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 44 İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Çağlar, İTO Meclis Üyesi olan ve KONSİAD Genel Başkanlığına seçilen Mustafa Büyükdede’yi KONSİAD Genel Merkezi’nde ziyaret ederek hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Genel Başkanı olması beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Kendisinin her görevi başarıyla yerine getiren bir büyüğümüz olarak KONSİAD’a da olumlu katkılarda bulunacağına inanıyorum. Bu görevi kendisine, KONSİAD’a, Konyamıza ve ülkemize hayırlara vesile olsun diyor, saygılarımı sunuyorum” demiştir. İTO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Başkan Yardımcısı İbrahim Çağlar; “İTO Meclisinde yıllardır birlikte görev KONSİAD Genel Başkanı yaptığımız Sayın Mustafa Mustafa Büyükdede; “Burada Büyükdede’nin KONSİAD İTO Başkanımız Sayın İbra- him Çağlar Bey’i burada, yanımızda görmek bizleri mutlu etmiştir. İTO’da olduğu gibi KONSİAD’da da hep birlikte bir arada bulunacak olmamız beni sevince sevk etmiştir. Ziyaretinden ötürü Sayın Başkanımıza çok teşekkür ederim.” demiştir. KONSİAD olarak İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Çağlar Bey’e teşekkür ederiz. KONYALILARDAN İstanbul Konyalılar Vakfı Başkanı Mustafa Birim’de: “Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Ortadoğu’daki savaşların tümünün bir an önce bitmesini temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 46 İstanbul’da faaliyet gösteren Konya ve ilçeleri dernek ve vakıf başkanlarımıza, Karaman ve Rumelili STK Yöneticilerimize KONSİAD olarak teşekkür ediyoruz. Başta KONSİAD olmak üzere, İstanbul’da faaliyet gösteren Konya, Karaman ve Rumeli etiketli Dernek ve Vakıflarımız, Kızılay aracılığıyla Suriye Türkmenlerine insani yardım malzemesi gönderdi. STK Yöneticileri Kızılay’ın Tuzla’daki Lojistik Merkezi’nde yardım malzemelerinin TIR’lara yüklenmesine bizzat eşlik ve yardım etti. Şubat ayında başlatılan yardım kampanyası kapsamında 240 bin TL tutarındaki kuru gıda, konserve, iç ve dış giyim, battaniye, çocuk maması, çocuk bezi gibi insani yardım malzemeleri, Suriye Türkmenlerinin ihtiyaçlarında kullanmak üzere Türk Kızılayı’na teslim edildi. 2 TIR dolusu yardım, Tuzla Akfırat’da bulunan Türk Kızılayı Lojistik Merkezi’nden yola gönderildi. KONSİAD, İstanbul Konyalılar Derneği, İstanbul Kon- Dernek ve Vakıf Başkanlarıyalılar Vakfı önderliğinde mız yaptıkları konuşmaların- da özetle şunları söylediler: KONSİAD Genel Başkanı Mustafa Büyükdede yaptığı açıklamada; “İstanbul’da 83 adet Konya derneğimiz var. 12 tane de Konya menşeli Rumeli derneklerimiz ile Karaman derneklerimizle beraber, bu çalışmayı, bu hayırlı hizmeti yaparak birlik ve beraberliğin en güzel örneğini verdik” dedi. İstanbul Konyalılar Dernek Başkanı Kudret Fikirli’de; “Masum insanlar, soydaşları- 47 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONSİAD’DAN mız mağdur durumdadır. Buradaki Konya Dernekleri olarak bu konuda duyarlılık taşıyoruz. Suriye’deki Türkmen kardeşlerimiz için İstanbul’daki Konyalı hemşehrilerimizden yardım talep ettik. Sağ olsunlar onlar da desteklerini verdiler. İstanbul›dan 2 TIR, Konya’dan da 1 yardım TIR’ı gönderdik. Bu kampanyada toplam 3 TIR göndermiş oluyoruz. 2014 yılında Irak Türkmenlerine yönelik böyle bir kampanyamız olmuştu. Allah yardımlarımızı kabul etsin.” dedi. KONSİAD’DAN SURİYE TÜRKMENLERİ’NE YARDIM KAHVALTIDA KONSİAD’DAN 49 KONSİAD İstanbul Bakırköy Botanik Parkı’nda Konya, Karaman, Rumeli ve Balkan STK Yöneticilerini, KONSİAD üyelerini, hemşehrilerini ve misafirlerini yaptığı büyük kahvaltı organizasyonuyla bir araya getirdi. İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Başcı ve Konya Milletvekili Sayın Ziya Altunyaldız’da hemşehrilerinin yanında kahvaltıda hazır bulundular. KONSİAD Genel Başkanı Mustafa Büyükdede yaptığı konuşmada; “Burada hep birlikte bir arada bulunmamız dolayısıyla oldukça mut* luyum. Kahvaltımızı verecekleri konferanslarla daha zevkli hale getirecek İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Başcı ve Konya Milletvekili Sayın Ziya Altunyaldız’a huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 600’ü aşan saygıdeğer davetlilerimize hoş geldiniz diyorum. Bunun gibi etkinliklerimizi KONSİAD olarak sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi. yaptığı konuşmada Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri anlattı. Kahvaltımıza katılarak bizleri onurlandıran başta İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Başcı ve Konya Milletvekili Sayın Ziya Altunyaldız’a, saygıdeğer üyelerimize, hemşehrilerimize ve İstanbul’da faaliyet gösteren Konya ve ilçeleri dernek ve vakıf başkanlarımıza, yönetim İstanbul Milletvekili Abdullah kurullarına ve üyelerine, KaBaşcı yaptığı konuşmada mil- raman ve Rumelili STK YöKONSİAD li birlik ve beraberliğin öne- neticilerimize mini vurguladı. Konya Mil- olarak teşekkür ediyoruz. letvekili Ziya Altunyaldız’da Bu yazı 15 Ağustos 2014 tarihli Bozkır Postası Gazetesi’nde de yayınlanmıştır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 48 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONSİAD’DAN BÜYÜK BULUŞMA KONSİAD’DAN 51 İstanbul Ticaret Üniversitesi Üretim Araştırmaları Kulübünün “Düş Kütüphaneleri Projesi” KONSİAD sponsorluğunda Trabzon’da gerçekleştirildi. Katip Çelebi’nin “Kitapsız yaşamak; kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.” sözünden yola çıkarak kimsenin kitapsız kalmaması için ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere proje toplamda Trabzon’da beş okula kütüphane kazandırılmıştır. “Düş Kütüphaneleri Projesi”ni KONSİAD’a sunan Sinan Taşcı Kardeşimize, projede emeği geçen öğrenci kardeşlerimize, Genç KONSİAD üyesi gönüllü arkadaşlarımıza ve Trabzon’da onları misafir eden kurum ve kuruluşlara KONSİAD olarak teşekkür ederiz. KONSİAD sponsorluğunda Katip Çelebi’nin “Kitapsız yaşamak; kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.” sözünden yola çıkarak kimsenin kitapsız kalmaması için Trabzon,da ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere beş okula kütüphane kazandırmıştır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 50 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONSİAD’DAN DÜŞ KÜTÜPHANELERİ PROJESİ KONSİAD’DAN bir diğer proje ise İstanbul Eyüp, Feshane’de gerçekleştirmiş olduğumuz bir proje var. Buda aynı zamanda İstanbul’da yaşayan Konyalı iş adamlarımızı ve Konya’daki iş adamlarımızı, bir araya getirmiştir. Bu projeler ticari manada çok önemli bir rol oynamıştır. Bunlar Konsiad’ın yapmış olduğu önemli projelerdir. KONSİAD Üyeleri Konyalı mı? 52 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ Gerçekleştirmek istediklerinizi başardınız mı? Konya’yı birleştiren Dernek Konyalı Sanayici ve İş Adamları Derneği (KONSİAD) Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Aydın derneğin faaliyetlerini anlatarak, “ Amacımız Konya için Konyalı iş adamlarımızı bir araya getirerek, büyük projelere imza atmak” dedi. Aydın, KONSİAD’ın kuruluşundan amacına, üyelerinden faaliyetlerini anlattı. Keyifli okumalar… KONSİAD’ın amacı nedir? Konsiad 2008 yılında İstanbul’da Konyalı işadamları tarafından kurulmuş bir dernektir. Tabi asıl amacı Konyalı iş adamlarımızı birlik ve beraberlik içerisinde toplamak ve ticari faaliyetlerine kat- kı sağlamaktır. Bununla birlikte Konyalı ve karamanlı hemşerilerimizi bir çatı altında toplamaktır. KONSİAD asıl amacının dışında İstanbul’da yaşayan Konyalı iş adamlarımızın kurmuş olduğu diğer derneklerimizi de bünyesinde de toplamıştır. Bununla birlikte Karaman’la birlikte güzel projelere imza atmıştır. Tabi Konsiad olarak sosyal sorumluluk projeleri üstlenmiştir. KONSİAD’ın 2 tane önemli projesi vardır. İlki 2015 yılında yapmış olduğu KONEXPO Fuar etkinliğidir. 400’ün üzerinde Nijerya ve diğer ülkelerden iş adamlarını İstanbul’da bir araya getirip Konyalı iş adamlarıyla buluşturmuştur. Bu çok önemli bir etkinliktir. Bunun dışında Konya KONSİAD olarak yaklaşık 3 ay önce bir etkinlik daha gerçekleştirmiş. 150’nin üzerinde aktif üyemiz var. Üyelerimiz ağırlıklı olarak Konyalı ve Karamanlı iş adamlarından oluşuyor. Bizim üyemiz olmanın şartlarından bir tanesi aktif halde ticaret işiyle uğraşıyor olmaktır. Bundan dolayı Konyalı hemşirelimizin teveccühü ile 150’nın üzerinde üye sayımız oldu. Konyalı Karamanlı iş adamlarımızı KONSİAD çatısı altında birleştirmek onların gücüne güç katmak ve yanımızda görmek istiyoruz. KONSİAD olarak Sosyal Sorululuk Projeleriniz nelerdir? Zaman zaman Konyalı iş adamları olarak üzerimize düşen sosyal sorumluluk projelerimizi yürütmeye devam edeceğiz. Kurulduğumuz haftalarda Gençlik ve Spor Bakanlığımızın oluşturmuş Bizim, Konya’da belli bir üye sayısına ulaşmak amacımız değil. Bizim amacımız KONSİAD olarak Konya’da ticari faaliyetler olarak neler yapabilir oldu. Konyalı iş adamlarımız ticari faaliyetlerini nasıl katma değer sağlayabiliriz? Bunlar gibi Konya’ya fayda sağlayacak amaçlar peşinde olduk. Konya’da MÜSİAD, ASKON gibi aktif derneklerimiz var. Bunlarla birlikte yapılacak projelerde aktif rol alacağız. Onlarda Konya’da neler yapılacak düşüncesinde oldukları için bizde Konya için yapılacak neler olursa onun için hazır durumda bulunuyoruz. Bizim üye sayımızın fazla olması veya Konya’da sadece KONSİAD olsun gibi bir düşüncemiz yok. Diğer dernekler gibi bizimde amaçlarımız Konya’ya neler yapılabilir, neler güzel olur düşüncesindeyiz. Ça- lışmalarımızda bu düşüncelerde ve vizyonda devam ediyoruz. Konya Bürokrasisi ile ilişkileriniz nelerdir? Bürokrasideki en büyük avantajımız, başbakanımızın Konyalı olmasıdır. Bunun yanında birçok bürokraside Konyalı ağabeylerimizi ve hemşerilerimiz var. Bunlar hepimiz için büyük bir avantaj ve bunu Konya’nın lehine kullanmamız gerekiyor. Milletvekillerimiz, valimiz, belediye başkanlarımız bu konuda bizim kadar hassas davranıyor. Mevzu bahis Konya olduğu zaman hepsi bizlere kucak açıyorlar. Bizlerde aynı şekilde vatandaşlarımız ile bürokrasimiz arasında köprü oluşturuyoruz. Zaten sivil toplum kuruluşlarının âmâcıda devlet politikalarına yönlendirici projeler üretmektir. Bunu başarmak için bizlerde çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın herhangi bir sorunu olduğu zaman milletvekillerimiz yanlarındadır. Bizlerde bu konuda üzerimize düşen görevleri yapmaya hazırız ve yapıyoruz. Konya’dan dernek olarak neler bekliyorsunuz? Kendini Mevlana torunu hisseden iş adamlarımızın hepsini KONSİAD’a bekliyoruz. Burada Konsiad iş adamlarımızla birlikte ticari faaliyetlerimize katkı sağlamaktır. Konya adına yapı- lacak projelerde kendini Konyalı hisseden Konya’ya gönül veren herkesin bir emeği olsun istiyoruz. Konya basını ne derece önemli bir iş yaptığının farkında. Bunun için basının Konya için yapması gerekenlerde çok fazla. Konya basını da üzerindeki yükü bilerek çok çalışması gerektiğini düşünüyorum. Çevre illerle olan ilişkileriniz nelerdir? Bizim ismimiz ne kadar Konyalı Sanayici ve iş adamları derneği (KONSİAD) olsa da bize ticaretle aktif halde bulunan herkes üye olabilir. Buradaki amaç birlik beraberlik içerisinde sorunları çözmek ve bürokrasiyle, diğer kuruluşlarla olan sorunları çözmektir. Biz bunu sadece Konya ve Karaman diye sınırlandırma yapmıyoruz. Kendini Konyalı hisseden bütün iş adamlarımızı bekliyoruz. KONSİAD’DAN BİRLEŞTİREN DERNEK 53 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYA’YI olduğu Kudüs kampına katılacak 400’ün üzerinde İmam Hatip Lisesi öğrencilerimizi Konya’da ağırladık ve misafir ettik. Bu bizim için de çok güzel bir etkinlik oldu. Öğrenciler Konya’yı tanıma imkânı buldular. Konya’yı tanırken Mevlana’nın var olduğunu hissettiler. Buna benzer etkinlikleri önümüzdeki günlerde sürdürmeye devam edeceğiz. Tabi Konyalı veya kendini Konyalı hisseden vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Onların sorunları bizim sorunlarımız ne zaman bize ihtiyaç duyarlarsa biz KONSİAD olarak onların yanında bulunacağız. İKİ YILDA İKİ ŞAMPİYONLUK KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 54 Kulüp, dernek olarak 11 Şubat 2014 tarihinde Kurucu Başkan Yahya Dediş önderliğinde Türkiye’de logosunda Türk bayrağı bulunduran iki kulüpten biri olarak İstanbul Zeytinburnu’nda kurulmuş, yapılan kongre sonucunda ise Başkanlık görevine Hüseyin Dediş seçilmiştir. Onursal ve Kurucu Başkan Yahya Dediş’le devamlı istişareli olarak Hüseyin Dediş Başkanlığında; Mustafa Çil, Dr. Kerim Yapar, Av. Özer Öztaşbaşı, Mehmet Ali Kara, Hüseyin Çetiner, Ali Ulvi Ülker, Hamza Uyanık, Levent Ecevit, Kadir Ünver ve Hakan Eren’den oluşan İstanbul Konyaspor Kulübü Derneği Yönetim Kurulu teşkil edilmiştir. KONSİAD’DAN İstanbul Konyaspor Kulübü Derneği; İstanbul’da bütün Türkiye’de yaşayan Konyalı sporsever hemşerilerimizle birlik ve beraberlik sağlayarak, gençlerimizi sokaklarda bulunan tehdit ve tehlikelerden uzaklaştırmak, topluma faydalı bireyler olarak kazandırmak ve gençlerimizle kuvvetli bağlar kurarak, iyi bir ekip çalışması ile Türk toplumuna ahlâklı sporcular kazandırmayı amaç edinmiştir. 55 Daha ilk yılında olan İstanbul Konyaspor Kulübü Derneği Amatör Futbol Takımı; geçmişten gelen tecrübelerle İstanbul’da Konya camiasını temsil etmek adına, daha fazla birliktelik ve heyecanla 20142015 yılında İstanbul 2. Amatör Lig’den mücadelesine başlamış ve Şampiyon olarak bir üst lig olan İstanbul 1. Amatör Lig’ine yükselme başarısını göstermiştir. 2015-2016 yılında İstanbul 1. Amatörde yine başarılı bir sezon geçirerek ikinci yılında 2. Şampiyonluğunu elde etmeyi başararak İstanbul Süper Amatör Ligine yükselmeyi başarmıştır. 20162017 futbol sezonunda Süper Amatör kümede Konya camiasını en güzel şekilde temsil edip Konyalıların gururu olmaya devam edecektir. İstanbul Konyaspor Kulübü Derneği Amatör Futbol Takımının hedefi; İstanbul Bölgesel Amatör Lig’e adım adım ilerlemektir. Bu başarılı hedef için futbolcularını motive eden başta İstanbul Konyaspor Kulübü Derneği Yönetim Kuruluna, maddi ve manevi takıma destek olan sponsorlara, İstanbul 42 Gençlik Taraftarlarına şükranlarımızı sunarız. Bununla birlikte teknik heyet ve futbolcularımızı tebrik eder başarılarının devamını temenni eder, tüm sporsever dostlarımızı da bu başarılara maddi ve manevi ortak olmaya davet ederiz. Dergilerinde bizleri ifade etme ve tanıtma imkânı veren KONSİAD Genel Başkanı Sayın Mustafa Büyükdede ve Yönetim Kurulu’na teşekkür eder, saygılar sunarız. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ İSTANBUL KONYASPOR Hüseyin DEDİŞ İstanbul Konyaspor Derneği Kulüp Başkanı FİRMA TANITIM FİRMA TANITIM 56 57 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ FİRMA TANITIM FİRMA TANITIM 58 59 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ HUKUK Av. Ömer ÇİĞİL KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 60 19. yüzyıldan itibaren son derece hızlı bir şekilde globalleşen ve küreselleşen dünyamızda, ticari hayatta aynı oranda hatta daha da hızlı bir şekilde küreselleşmiş ve globalleşmiştir. Özellikle ticari ilişkiler bakımından ülkeler arasındaki sınırlar sembolik nitelik taşımaktan öteye gidememiş, onlarca hatta yüzlerce ülkenin ekonomi pazarında payı olan küresel şirketlerin ortaya çıktığı bir ortam oluşmuştur. larında, birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta olan iki şirketin sağlam bir zeminde ticari ilişki yürütebilmesi, sözleşme hukukunun her geçen gün önem kazanmasına yol açmıştır. Hatta artık sözün senet olduğu günlerin çok eskilerde kalmış olması, iki yakın arkadaş arasındaki ticari ilişkilerde bile sözleşme yapmanın gerekliliğine ve önemine yol açmıştır. 6098 sayılı TBK’nın Borçlar Kanunu) 1. desinde Sözleşmenin; Dünyanın değişen bu şart- ların birbirine uygun (Türk Madtarafirade açıklamasıyla kurulacağı öngörülmüştür. Türk hukukunun da içerisinde yer aldığı Kıta Avrupası hukuk sistemlerinde sözleşme serbestisi ilkesi hakimdir. Buna göre taraflar akdedecekleri sözleşmenin konusunu ve kapsamını, istedikleri şekilde belirleyebilme yetkisine haizdirler. Ancak bu serbestiye her hukuk sisteminde bir takım sınırlandırmalar getirilmiştir. gizlenerek, tarafların esas iradelerine uygun olmayan bir sözleşmenin akdedilmiş olması yani muvazaalı bir işlemde bulunulması durumunda da söz konusu sözleşmeler butlanla malül olacaktır. Bunların yanında sözleşmenin konusunun hata, hile, ikrah (tehdit), gabin gibi hukuka aykırı fiillere dayanması durumunda da, sözleşme geçersiz olup, iptal edilebilir niteliktedir. Yukarıda sayılan hukuka aykırılıkların mevcut olmadığı ve yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmiş bir sözleşme tarafları bağlayıcı nitelikte olup, ahde vefa ilkesi gereğince taraflar sözleşmede öngörülen yükümlülükleri yerine getirmekle mükelleftirler. Özellikle uzun vadeli ticari Tarafların aralarındaki ticari ilişkiyi sözleşme temeline dayandırması ve sözleşmeleri hukuki bir analizden geçirterek, detaylı olarak hazırlaması; tarafların arasında çıkacak ihtilafları minimize edecek, tarafların yükümlülüklerine aykırı davranması durumunda karşılaşacakları yaptırımları önceden öngörebilmelerini sağlayacak, özellikle tarafların sözleşmede öngörülen edimleri ifa etmemeleri durumunun cezai şarta bağlanması ile edimin sözleşmeye uygun olarak ifa edilebilmesi temin edilecekir. Ayrıca taraflar arasında sağlam bir sözleşme akdedilmesi, ileride çıkacak ihtilaflarda hakimin işini de büyük ölçüde kolaylaştıracak ve adalete uygun kararların tesisine vesile olacaktır. Nitekim hakim önüne gelen Netice olarak, ticari hayatta tarafların ticari ilişkilerini sağlam bir sözleşmesel zemine dayandırmaları günümüz ticari hayatının olmazsa olmazı haline gelmiştir. Sözün senet olduğu dönemlerde yaşanan acı tecrübeler, insan ilişkilerinin ve ticari ilişkilerin yozlaşmasıyla birlikte, insanları ağızdan çıkan herşeyin kaleme alındığı detaylı sözleşmeler düzenleme zorunluluğuna götürmüş, ticari ilişkilerini bu şekilde detaylı sözleşmelere dayandırmayanlar, hem maddi hem ticari kayıplarla yüz yüze gelme durumunda kalmışlardır. HUKUK SÖZLEŞME TANZİM ETMENİN PRATİK FAYDALARI uyuşmazlıkta öncelikle tarafların serbest iradeleri ile akdetmiş oldukları sözleşme hükümlerini uygulayacak – bu noktada emredici hukuk kurallarına aykırı olan sözleşme hükümleri geçersiz sayılacaktır-, somut ihtilafla ilgili sözleşmede bir düzenleme öngörülmemesi durumunda tamamlayıcı hukuk kuralları niteliğinde olan yasal düzenlemelere başvuracaktır. Bu durum hakimin işini kolaylaştırdığı gibi, tarafların iradelerine uygun bir sonucun ortaya çıkmasına vesile olacaktır. 61 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TİCARİ HAYATTA Türk hukuku açısından da, ilişkilerde edimin, tarafların sözleşme kurarken kararlaşsözleşmenin konusu; tırdıkları şekliyle ifa edile•Emredici hukuk kurallarına, bilmesinin sağlanması için, •Kamu düzenine, sözleşmelerin son derece •Kişilik haklarına, detaylı olarak düzenlenmesi, •Ahlaka aykırı olmamalı ve standart sözleşmeler yerine •İmkânsız olmamalıdır. konuya uygun spesifik sözleşmelerin tanzim edilmesi Yukarıda sayılan hususların ve mutlak surrette hukuki aksi olması durumunda söz danışmanlık hizmeti alınmakonusu sözleşme batıl olup, sı gerekmektedir. Nitekim baştan itibaren geçersiz ad- sözleşmenin detaylandırıldedilecektir. Ayrıca yine maması, çıkacak ihtilafların sözleşmenin taraflarının eh- önceden görülerek, söz koliyetsiz olması, şekle bağlı nusu ihtilaflara ilişkin cezai olarak yapılması öngörülen yaptırımların belirlenmemiş bir sözleşmenin, kanunda olması, sözleşmelerin hukuöngörülen şekle aykırı ola- ki bir analizden geçirilmerak tanzim edilmiş olması miş olması hem maddi hem veya sözleşmenin akde- de ticari kayıplara sebebiyet dilmesindeki esas amacın vermektedir. İNOVASYON (YENİLİK) KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 62 Yeniliğin tanımı konusunda uluslararası düzeyde kabul gören kaynakların başında OECD ile Eurostat’ın ortak yayımı olan Oslo Kılavuzu gelir. Oslo Kılavuzu’na göre inovasyon şu şekilde tanımlanır; “Bir yenilik, işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya hizmet) veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesidir.” İnsana dayalı tüm süreç ve yapılar sürekli yenilik ihtiyacı içerirler. Her bir yeni uygulama ilişkili olduğu bütünün diğer elemanlarında da yenilik ihti- yacı doğurur ve bu yenilikler zinciri bir ilerleme süreci olarak devam eder. Günümüzde yenilikle ilgili olarak en fazla algılanan teknolojik yeniliklerdir. Dikkatli bakılırsa teknolojik yeniliklere dayalı olarak işletmelerin çalışma süreçlerinde veya pazarlama faaliyetlerinde de yenilikler olduğu görülür. Yeniliklere hiç cevap vermeyen, ilgilenmeyen süreç ve yapılar varlıklarını sürdüremezler. Yenilik salt anlamda icat etmek değildir. Bir icadın nerde nasıl kullanılacağını göstermek o icada yenilik olarak anlam kazandırır. Yeniliğin küçüğü ya da büyüğü olmaz. Her bir yenilik bir sonraki yeniliğin parçası olduğu için, küçük diye nitelediğiniz bir yenilik potansiyel olarak büyük diye niteleyeceğiniz bir sonraki yeniliği ortaya çıkarabilir. Bu nedenle her bir yeniliğe “bir adım” gözüyle bakmak gerekir. Tarihin ilk dönemlerindeki insanlar küre veya silindir şeklinde cisimlerin rahat yuvarlandığının muhtemelen farkında idi. Yuvarlanan silindirik bir taş veya yuvarlak bir kütük üzerinde eşya taşımayı bu farkındalık ile keşfetti. Fakat ikinci aşamada, yuvarlanan bir cismin (tekerleğin) bir mil ekseninin iki ucunda sabitlenerek kullanılması etkisi büyük olan bir yeniliktir. (Tarihte tekerleğin icadından bahsedilen esas konu budur.) Daha sonra demir çağı ile demir parçaları içeren tekerleğin yapılması ve bu arabaların savaşlarda kullanılması tarihin seyrini değiştiren diğer yeniliklerdir. Günümüzde ticari hayatta yer alan tüm işletmeler, ticari olamayan kuruluşlar ve devlet kurumlarının yenilik kavramının farkında olmaları zorunludur. Her yenilik mutlaka bir fikir içerir. Bu nedenle organizasyonların her kademesinde yer alan çalışanın, yenilik döngüsüne sistemli bir şekilde dâhil edilmesi gerekir. MAKALE Değişim bulunduğumuz evrenin bir parçasıdır ve madde veya enerji anlamında mutlak sabit olan hiçbir şey yoktur. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” sözü bu durumu özetler. Canlı veya cansız her şeyin değiştiği bir evrende, insana dayalı tüm yapı ve süreçler de insan ihtiyaç ve taleplerine dayalı olarak değişim halindedir. İnsan unsuru tarafından üretilen her değişim, yine insan unsuruna göre faydalı bir değişim ise artık yenilik (inovasyon) kavramından bahsedebiliriz. 63 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ MAKALE Yunus ALBAYRAK SHECONOMY MAKALE Nurfer ÖZKULOĞLU KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 64 2020 yılına kadar yaklaşık 1 milyar kadının ekonomik yaşamın içerisine entegre olacağı tahmin ediliyor. Sanayileşmenin etkisi ile ekonomik gelişmeler kadını çemberin dışından merkezine doğru çekti. Ekonomik, sosyal ve siyasi alanların her birinde kadının varlığı ve ağırlığını hissediyoruz. Dünya ekonomileri kadınlar üzerinden yürüyor. Kadın olgusunu ekonomiden çekip aldığınızda ticari faaliyetlerin, üretimin, ithalatın ve ihracatın durduğunu istihdamın yarı yarıya de biliyorlar. Aile bireylerine gerilediğini görebilirsiniz. bir dilim ekmeğin yanına bir şeyler katabilmek için katlanBu durum yerleşen adı ile dıkları zorluklar ve verdikleri “Sheconomy”ye tüm kurum- mücadele saygıyı sonuna kaların hazırlıklı olmalarını ge- dar hak ediyor. Ailedeki errektiriyor. kekler eve döndüğünde kanepeye kendini atarken, yorgun Modernleşen toplum, artan kadın eşine ve çocuklarına ihtiyaçları temin edebilme- sıcak yemek verebilmek için si yolunda kadını da çalışma mutfağa koşmak zorundadır. hayatına adeta itti. Sabahları Akşam yemeğiyle iş bitmez erken vakitte servis yolculu- tabii ki… Bulaşığı var, çağunda uyuklayan, akşamları maşırı var, ütüsü var, ertesi mesai bitiminde cam kenarın- günün yemeğinin malzemeda yorgun eve varmayı hayal lerinin planlaması var, sabah eden kadınlar oldukça fazla. kahvaltısı var… Çocuğun Eve vardığında yeni bir me- okul hazırlığı var ve arta kasainin başlayacağını hepsi lan zamanda ödevi var. sarruflusundan bir ampul de aynı işi görür. Mutfakta tabak çatal bıçak uyumu kimin umurunda? Yemeğin lezzetli olması kâfidir. Çalışan kadın külkedisi, ev hanımı olsa olsa kraliçedir. Kadının üretime sağladığı katkılardan da bahsetmek lazım. Kadın faktörü olmasaydı emin olun inşaat sektörü de, mobilya sektörü de, diğer sektörler de bu denli değişip gelişemezdi. Hayat tekdüze olurdu. Kadın olmasaydı bir erkek için mobilya olarak bir kanepe yeterli olurdu. Pencerelerin kapanması için sıradan alelade ucuz yollu bir kumaşta perde işini görürdü. Avizeye de ne gerek var, en ta- Turkish Time Dergisi’nin geçtiğimiz yıllarda yaptığı araştırmaya göre; perakende sektörü diğer birçok sektöre göre kadın çalışan sayısının en yüksek olduğu sektör. Perakende sektöründeki çalışanların yüzde 41’i kadınlardan oluşuyor. Kadın çalışan oranının en yüksek olduğu kategori kişisel bakım ürünleri mağa- zaları ile yüzde 70. Bunları yüzde 53 ile büyük mağazacılık firmaları ve yüzde 49 ile aksesuar perakendecileri izliyor. Araştırmaya göre; kadın çalışan oranının en düşük olduğu kategoriler ise yüzde 28 ile ev geliştirme, yüzde 29 ile beyaz eşya ve elektronik, yüzde 34 ile marketler. Perakende sektörünün genel müdürlerinin yalnızca yüzde 12’si kadınlardan oluşuyor. Bu oran sadece tek bir kategoride, kişisel bakım ürünlerinde yüzde 55 ile erkeklerin oranının üzerinde. Kadın yö- Türkiye dünyada internet kullanıcısı en fazla olan 20 ülke arasında yüzde 47 giriş oranı ile 11. sırada yer alıyor. Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 28’i, yani 10 milyon kişi online alışveriş yapıyor. 2016 yılında online alışveriş yapan kişi sayısı ve oranının yüzde 36 ile 16 milyona yükseleceği tahmin ediliyor. Kullanıcı başına online harcama Türkiye’de yılda ortalama 182 Euro tutarında. Markafoni.com’un araştırmasına göre, e-ticaret dünyasında 10 milyon online alışveriş yapan kişi bulunuyor. Söz konusu kişilerin yüzde 75’i 18-35 yaş aralığında ve yüzde 45’inin kadın olması dikkat çekiyor. Görünen o ki; gelecekte eğitimli kadın nüfus ekonomide etkili olacak, ekonomi de kadın gücünün farkında olan, buna hazırlık yapanlar ve kadınlarla iyi ilişkiler geliştirmeye başlayan firmalar ve markalar geleceğe daha güvenle bakacak. Bizden söylemesi... 65 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ “Women Power in Economy” MAKALE neticilerin yönettiği kişisel bakım kategorisini, büyük mağazacılık yüzde 32 ve giyim perakendecileri yüzde 19 ile takip ediyor. Bayan yöneticilerin en düşük oranda olduğu kategoriler ise; yüzde 2 ile marketler, yüzde 3 ile beyaz eşya ve elektronik, yüzde 6 ile kitap ve eğlence mağazaları. PAZARLAMA TEKNİKLERİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 66 “Araştırma, hedefleme, taktik pazarlama, yürürlüğe koyma ve kontrol” gibi süreçleri bulunan pazarlama tekniklerini ana başlıklar halinde şöyle belirtebiliriz. Sözlük anlamıyla pazarlama, pazar oluşturma ve pazara ürün çıkartarak satışa çevirme aktivitesidir. İngilizcesi “marketing” olan bu kelime, Türkçe’de Pazar’dan türemiş ve birçok dilde yine marketing olarak kullanılmaktadır. da müşterinin morali hiç iyi değilse, bırakın konuşmayı başka zaman uğrayın ama ne zaman uğramanız gerektiğini mutlaka sorun. •Müşteri sizi değil siz onu yönetin müşteriden daha zeki, eğitimli, bilgili olduğunuzu gösterin otoritenizi koyun cevaplarınızda daima ciddi olmayın güler yüzlü, tatlı dilli olun. •Doğru zamanda doğru yerde doğru kişiyle doğru dilde •Karşınızdaki sizden neyi konuşun. bekliyor? Onu iyi bilin ki, •Müşterilerinizi ziyaret et- hedefi olmayan ok boşa gider mek için seyahate çıktığınız- çünkü. •Müşterinizin ailesini iyi tanıyın onların nasıl olduğunu sorun ve ona daima yeni ve çarpıcı fikirler aşılayın. •Çok sistemli bir not •Herkesin anlayışına göre sisteminiz olsun her hitap edin, parlak kelimeler görüşmenizi kaydedin ve kullanacağım diye kendinizi herkese kartınızı dağıtın. heba etmeyin. •Her birebir görüşmenizde orda bulunan bir şahidin ismini ve o günün özelliklerini yazın. •Müşterinin nazarında akıl danıştığı veya çok sevdiği personel kim? Onu bulun ve onla iyi geçinin, hediyeler verin, ailesiyle samimi olun, dışarıda lüks bir lokantada ziyafet yerine onun evinde basit bir yemeğe bile razı olun çok şey öğrenebilirsiniz. •Söz uçar yazı kalır her şeyi yazılı evraka dönüştürün ve yapamayacağınızın sözünü de vermeyin. Belki demeyin. Çünkü müşteri nazarında o •Daima çok güzel giyida evet demektir. nin. Çünkü firmayı temsil •Atasözleri ve deyimleri iyi ediyorsunuz ve kendini pabilin, herkesin bildiğinden zarlamayı bilmeyen kendifarklı komik yerel hikâyeler ni keşfetmemiş insan hiçbir öğrenin, ürünün kullanım şey pazarlayamaz. Kendinialanlarını araştırın, konuşur- zi keşfedin, yeteneklerinizi, ken fark ettirmeden gözlerine amaçlarınızı, hayattan bekbakın. Gözler insanın ruhu- lentilerinizi, yaşama gayeninun anahtarıdır çünkü. zi nerden gelip nereye gitti•Raf ve vitrin düzenlemesini ğinizi iyi bilin. Bilmediğiniz konuda atıp tutmayın bu ürüdeğiştirmeye ikna edin. nünüz bile olsa bilmiyorsa•Karşılaşacağınız sorunlar- nız açıkça söyleyin müşteri dan önce müşteri neye itiraz memnun kalır. edecek onu belirleyin ona •Kibirden uzak duru ve algöre de cevap hazırlayın. çakgönüllü olun. •Kendinizi sevin ki, başkaları da sizi sevsin. •Her insanın ayrı bir değeri olduğunu düşünün ve ona göre insanlara davranın. •Nazik olun, çok şey bilseniz de bilmediğinizi farz edin ne oldum değil de ne olacağım deyin, dürüst olun. •Müşterinize asla yalan söylemeyin çünkü onlar da başkasına sizin adınıza söz verecektir. •İnsanların güvenini ve kendinize olan güveni kaybetmeyin güven telkin etmiş bir insan asla işsiz kalmaz. Hayırlı ve bereketli bol kazançlar dileklerimle saygılarımı sunarım. MAKALE Pazarlama, işletmenin belirli faaliyetlerini maddi kâra dönüştürmesi için yürüttüğü sürece verilen addır. Bu faaliyetler, ürün veya hizmet olabilir. Yani, bir ürünün üretiminden dağıtımına; dağıtımından son tüketiciye ulaştırılmasına kadar izlenen yola, pazarlama stratejisi dersek yanlış bir tanım olmaz. 67 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ MAKALE Durmuş Ali KANDAK ÇALIŞILIRSA OLUR MAKALE Hakkı Cafer Yaren KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 68 Ofis mobilyaları, geçmişte ve günümüzde çalışma hayatının daima tamamlayıcı bir unsuru olmuştur. İş dünyasının vazgeçilmezleri arasında en ön sırada yer alan ofis mobilyaları, günümüz Türkiye’sinde önemli bir yere sahiptir. İşyerimizde, ofislerimizde müşterilerle ilk temasın sağlandığı araçlarımız olan ofis mobilyaları müşteri memnuniyetini ön plana çıkaran yegâne ve vazgeçilmezlerimizdendir. Ofis mobilyalarının imalatı ve satışı ile iştigal edenler arasında müşteri memnuniyetini ilke edinen firmalar; yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri takip edip, sürekli kendilerini geliştirmekte ve ofis mobilyaları için müşterileri veya tedarikçileri ile çözüm ortağı olma prensibi içinde bulunmaktadır. Müşterilerle olan ilişkilerden sonra müşteri memnuniyeti merkezli olan bundan sonraki aşamalar ise sırayla; büro veya ofis mobilyaları alanında yenilikçi fikirler, özgün tasarımlar, üretiminden satış sonrasına kadar olan süreçte kaliteli hizmet sunmak, yurt içinde ve yurt dışında prestijli projeler üretmek ve farklı olmak şeklinde sıralanabilir. Orta veya büyük ölçekli bir ofis mobilyası firması; müşteri ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde anlayarak, onlara en doğru kanaldan en uygun çözüm ve değer önerilerini sunan, branşlarında deneyimli, profesyonel ekibi ve alternatif dağıtım kanalları ile geniş ürün ve hizmet yelpazesini toplumun her kesimine en hızlı ve en etkin şekil- de ulaştıran, etik değerlerinin ve sosyal sorumluluğunun bilincinde olarak dünya standartlarında sürdürülebilir kârlılık ve verimlilikle faaliyet gösteren, müşteri memnuniyetini her şeyden üstün tutan bir firma olmak misyonunu taşımalıdır. Bu misyona sahip bir ofis mobilyası imalat ve satışı yapan firma ise aynı zamanda; Türkiye’de ve dünyanın her yerinde güvenilir ve aynı kalitede hizmet sunan, mobilya konusunda herkesin ve her kesimin tedarikçisi olan, müşteri ve insan kaynağını en değerli aktifi olarak kabul eden, köklü geçmişine yakışır şekilde sürekli olarak fark ve değer yaratan, rakiplerinin örnek aldığı, her aşamada bir tedarikçiden daha fazlasını vaat eden, evrensel, saygın ve piyasa değeri yüksek, lider bir firma vizyonuna sahip olmalıdır. Bunları gerçekleştirebilen firmalar; millî ve manevi değerlerinden taviz vermeden çalışan, ortak amaçlar ve değerleri benimsemiş çalışanlarıyla bütünleşmiş bir şirket kültürünü sürdüren, ticari bir teşekkül olarak kendisini ve markasını farklı hissettiren, ticaret vasıtasıyla sağlam dostlukların kurulabildiğini gösteren, müşterileriyle karşılıklı gelişmeyi, anlaşmayı ve güveni esas alarak iletişim kanallarını daima açık tutan, böylelikle ticaretini ve faaliyet alanını taçlandıran güvenilir ve objektif firmalar olma yolunda dev adımlar atabilirler. Bunların yapılmaması için aslında hiçbir sebep yoktur. Çünkü “çalışılırsa olur”. Saygılarımla. TÜRKİYE’DE DERİCİLİK KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 70 Ham derilerin büyük bir kısmı, insanların et ihtiyacının karşılanması için beslenen hayvanlardan yan ürün olarak ortaya çıkmaktadır. Genellikle çok çabuk bir şekilde kokan, kurutulduğunda kırılganlaşan ham deri, başta “tabaklama” olmak üzere bazı kimyasal ve mekanik işlemlerden geçirildikten sonra, kullanmakta olduğumuz derinin fiziksel özelliklerine ulaşır. Deri, bir ara ürün olup, işlenerek ayakkabı, giysi gibi deri mamulleri ile mobilya gibi günlük hayatta kullanılan ihtiyaçlara çevirilirler. Dünya geneline bakıldığında, Türkiye’de dericilik sektörünün özellikle çok gelişmiş olduğu bunun 1960’lı yıllara dayanan bir tecrübeye bağlı olduğunu söylebiliriz. İstanbul Sanayi Odası’nın yaptığı araştırmaların sonuçlarına göre; odericilikte Türkiye’de dışa açılma hazırlıkları ilk olarak 1960’lı yıllarda planlı ekonomiye geçişle başlamıştır. Ancak ilk ihracatlar 1975 yılında Avrupa ülkelerine yapılabilmiş, asıl gelişme ise 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yaşanmıştır. Özellikle küçükbaş hayvan derisinden elde edilen soğuk iklime uygun kürksüet cinsi dış giysilerin bu pazarda oldukça rağbet görmesi, deri üretim sektörünü de bu ürünün imalatına yöneltmiştir. Ancak, plansız yapılan yatırımlar ve 1998 yılında Rusya’da yaşanan kriz hem konfeksiyon üreticilerini hem de deri işleyen işletmeleri derinden etkilemiştir. İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEME)’nin verilerine göre deri sanayisi; Tuzla (İstanbul), Bor (Niğde), Gerede (Bolu), Menemen (İzmir), Çorlu (Tekirdağ), Uşak, Bursa, Gönen (Balıkesir), Isparta ve Hatay gibi şehirlerimizde gelişmiş bir yapıya sahiptir. Sek- törde irili ufaklı yaklaşık 1.500 adet firma bulunmaktadır. 23 bin çalışanın istihdam edildiğe dericilik sektörü imalat sanayinde % 2, istihdam içinde % 1,5’lik bir paya sahiptir. Sektör ihracat olarak baktığımız zaman Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, İtalya, Almanya ve Irak pazarına açılmış olsa da son dönemde Rusya ve Ukrayna ile ticaretini siyasi nedenlerden dolayı % 50 azaltarak kendini başka bölgelere kaydırmıştır. Dünya geneline baktığımız zaman Türkiye’nin deri sektöründeki en büyük rakibi ise Çin’dir. Özellikle Çin’deki ucuz ve sağlıksız olan deri sektörü haksız rekabete neden olmakta ve bu durum Türkiye’deki deri sektörünü de olumsuz etkilemektedir. Dünyada dericilik sektöründe lider Türkiye ümidimizi hâlâ muhafaza ediyor, saygılar sunuyorum. MAKALE Dericilik sektöründe ham deri olarak genellikle sığır, koyun gibi insanların beslenmesi amacı ile yetiştirilen hayvanların yanı sıra, nadiren de olsa sürüngenler, balıklar ve kuşların da derilerinden elde edilenler kullanılmaktadır. 71 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ MAKALE Kazım GÜNDOĞDU ORTODONTİK TEDAVİ Halide ÜMİTFER Diş Hekimi SAĞLIK Son yıllarda dış görünüşümüzün gittikçe daha da önem kazanması sonucu, sağlık ve iç huzurları için insanların estetik görünüme olan yoğun talepleri artmıştır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 72 Güzel bir gülüş, sağlıklı ağız ve diş yapısına sahip olmak günümüzde sosyal ilişkilerde gittikçe ön plana çıkmaktadır. Düzgün bir diş yapısı, bembeyaz sağlıklı bir gülüş olumlu ilişkilerde kilit noktasıdır. Eğer çapraşık dişlere sahipseniz, bu dişlerin temizliğinin zor olması sebebi ile dişlerinizi erken kaybedebilirsiniz. Bozukluğa neden olan dişler çene kaslarında daha çok baskıya neden olarak çene ekleminde bozukluklara yol açar ve baş sırt omuz ağrılarına neden olabilir. Ayrıca bozuk diş yapısı dış görünümümüzü olumsuz etkiler. Bununla birlikte çapraşık dişler ağız kokusuna neden olur. Bu sayılanlara tedbir amaçlı olarak son yıllarda yetişkin gruba da artık ortodonti tedavisi daha yaygın olarak yapılmaktadır. Her ne kadar yetişkinlerde vücut gelişimleri belli bir yaştan sonra dursa da, ortodontik tedavinin günümüzde geldiği seviyenin olanaklarından yararlanabilirler. Sağlıklı dişlere, diş etlerine ve kemik yapısına sahip olan herkese tel tedavisi uygulamak mümkündür. Yetişkinlerde görülen ortodontik bozukluklar çapraşıklık, seyreklik, diş gıcırtdatma, dişlerde aşınma, fırlaklık, alt veya üst çenenin önde ya da geride olması sayılabilir. Yetişkinlerde ortodontik tedavi diş etlerinin sağlıklı olması durumunda başarıya ulaşır. Yer darlığı mevcutsa sağlam dişlerden çekim gerekebilir. Bazen de yetişkin bir hastaya protez uygulanacağı zaman eğilmiş dişleri dikleştirmek amacıyla tel tedavisi uygulaması yapılmaktadır. Yine yetişkinlerde daha çok kemik erimesi nedeni ile dişlerin birbirinden ayrılması sonrası ortodontik tedavi ile diş- ler birbirine yaklaştırılır ve boşluklar doğal olarak kapatılır. Yetişkin hastalarımıza günümüzde artık geleneksel olan metal görünümlü sabit ortodontik tedavi aygıtları olan braketlere mahkûm olmayıp, şeffaf braketler ve düzeltici plaklarla başarılı ortodontik tedaviler yapılabilmektedir. Çocukların da erken diş muayenelerinin ileride oluşabilecek diş hastalıklarının önüne geçebilecektir. Çocuklarda ilk defa ortodontik muayene yaşı 7 olmalıdır. Kemik yapısında düzensizlik yaşayan bireylerin ortodontik tedavisinde yaş faktörü önem kazanmaktadır. Ergenlik dönemi boyunca hastanın yüz yapısı sürekli değişebileceğinden bu yaşlarda uygulanan bir ortodontik tedavi hastanın yüz gelişimini doğru şekilde yönlendirecektir. Herkese, düzgün bembeyaz dişleriyle, sağlıklı gülüşlerin bol olacağı bir ömür diliyorum. BİLGİ VE İLETİŞİMİN GÜCÜ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 74 Bilginin toplanmasını, işlemesini, depolanmasını, ağlar aracılığı ile bir yerden bir yere iletilmesini sağlayan iletişim ve bilgisayar teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojiler “bilişim teknolojisi” olarak adlandırılmaktadır. Bilişim teknolojileri sürekli olarak kendini güncelleştirmekte ve süratle ilerlemektedir. Özel şirketlerin ve Devlet müesseselerinin araştırma ve geliştirme çalışmalarını yapamadıkları ve kendilerini yenilemedikleri takdirde bilginin esiri olmaya mahkûmdurlar. Askeri veya sivil bilginin esiri olan ülkeler hakiki manada özgür olarak kabul edilemezler. Özel şirketlerin teknoloji ve Euro’ya satın aldı. 2016 yılında Cupertinolu şirketin son 3 ayında 75.9 milyar dolar gelirinde 18.5 milyar dolar net gelir elde ederek rekora imza attı.2015 yılı verilerine göre şirketin piyasa değeri 711 milyar dolara yükseldi. Nakit rezervi 194 milyar dolara ula2007 verilerine göre şan Amerikalı Apple şirketi Nokia’nın pazar payı % 63- tek başına Almanya’nın döviz 64 dolaylarında olduğu kabul rezervine eşit bir zenginliği edilmekteydi ve şirket değer- yakalamış oldu. lemesinin 110 milyar Euro Teknoloji ve inovasyona ayak olarak biliniyordu. uyduramayıp rekabete yeİlk Akıllı telefon sektörüne nik düşüp tarihte adını sildiNokia girmesine rağmen ino- ren birçok şirket mevcuttur. vasyon çalışmalarında başa- Türkiye’nin yakın gelecekte rılı olamamalarından dolayı hedeflediği noktalara gelmek giderek güç kaybediyor, Go- ve kalıcı istikrar istiyorsak ogle Android ile Apple ise katma değeri yüksek ürünleİOS sistemleri ile görücüye re yönelip inovasyonun kalbi çıkmaya hazırlanıyordu. olan bilişim teknolojilerine 2007 yılının son çeyreğinde ehemmiyet verip milli ürün sahneye çıkan Apple bir üretmemiz ve oluşturulan ardevrimin başlangıcıydı ve ge merkezlerine özel sektöinsanlar saatlerce kuyrukta ründe katılması elzemdir. beklediler. Kısa zamanda sektörün % 90’ını Google Mobile Saygılarımla. (Samsung, HTC vb.), Apple almayı başarmıştı. Microsoft Nokia şirketini 5,44 Milyar inovasyona gerekli ehemmiyeti vermeyip bu konuda yatırım yapmadıkları takdirde ilerleyen süreçte ayakta kalmaları mümkün görülmemektedir. Yakın tarihteki “Nokia” şirketinin durumunu zihinlerimizde canlandırabiliriz. MAKALE Yaşadığımız yüzyılda en önemli enstrüman olarak “bilgi, iletişim ve inovasyon teknolojileri” kullanılmaktadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesi bilgiyi zenginleştirip daha güçlü hale getirmektedir. 75 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ MAKALE Taha ÇİFTÇİ BALKANLARA VEFA DERNEĞİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 76 Balkanlar Osmanlı Padişahları Murad-ı Hüdavendigar’ın, Yıldırım Beyazıt Han’ın, Fatih Sultan Mehmed Han’ın torunları olan Evlad-ı Fatihan’ın diyarıdır. Bir asır evvel, bizlerden kopartılan Balkanların kaybıyla, gönül gözlerimize mil çekildi. Balkanlar, dilsiz ve sağır, garip ve yalnız bırakıldı. Balkanlar öksüz kaldı. Nice zulümler gördü bir asır gibi kısa bir zaman dilimi içinde insanlarımız. Evlad-ı Fatihan diye de bilinen Balkan göçmenleri Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu meydana getirmektedir. Bu göçmenlerin hepsi de eğitimli, meslek sahibi ve iyi vatandaştır. Balkan göçmenleri kendilerini anavatanlarında görmekte muhacir olarak düşünmemektedir. Balkan göçmenlerinin TBMM’de, yerel yönetimlerde, iş dünyasında, sosyal hayatta, kültür ve sanat alanında bu büyük çoğunluğun yeterince temsilcisi bulunmamaktadır. Balkanların huzurunu güçlü Türkiye’nin varlığına, Türkiye’nin gücünü de Balkan göçmenlerinin çalışkanlığına ve millet sevgine bağlı olarak görmekteyiz. Bu durumdan daha ilerisini basiretli Balkan göçmenlerinden öncü olanlar gördüler ve büyük bir birlikteliğe imza atmak istediler. Bunun içinde Balkanlara Vefa Derneği kuruldu. Balkanlara Vefa Derneği, 33 kurucu üyesi ile 2015 yılında kurulmuştur. Derneğimizin kuruluş amacı ecdadımızın Balkanlarda bıraktığı toprak- STK larda kalan ve asimile olmaya yüz tutmuş soydaşlarımıza gelenek ve göreneklerimizi geri kazandırmak ve yaşatmaktır. Bu anlamda asıl hedefimiz; kurucu arkadaşlarımızın vefalı ve özverili çalışmaları ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurum ve kuruluşlarının desteği ile yaptığımız ve yapacağımız çalışmalar, unutulmuş ve ihmal edilmiş ilişkilerimizi canlandırarak, bağlarımızı pekiştirmektir. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır felsefesi ile hareketle Balkanlara vefa borcumuzu ödemektir esas gayemiz. Memleket gözetmeksizin bu hizmet anlayışını kabul eden herkesin aramızda yer alması mümkün olduğu gibi, Balkanlara vefayı kendimize bir borç edinmektir esas gayemiz. 77 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ STK Turgay GEZER Bu hususta inançla, samimiyetle, sevgiyle zide derneğimizle inşaallah güzel ve hayırlı uzattığımız yardım elleri Balkanlar ile Tür- hizmetlere hep birlikte imza atacağız. kiye Cumhuriyeti’nin, Avrupa ile Asya arasındaki manevi ve maddi köprüleri oluştura- Saygılarımızla. caktır. Balkanlara Vefayı, Konya’ya, Karaman’a ve Türkiye’ye vefa olarak görmekteyiz. Bunun için Balkanlara Vefa Derneği, KONSİAD ile stratejik ortaklığı ilke edinmiştir. Bu iki gü- KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 78 Ambalajlı ayran ,yayık tereyağı ,ambalajlı süzme peynir ve benzeri onlarca ürünü Türk halkıyla ilk defa tanıştıran marka olan Elif Süt ,gıda sahtekarlarının cirit attığı ülkemizde doğal ,sağlıklı ve katkısız üretimiyle tüketicinin dostu olmaya devam ediyor. Ülkemizde daha fazla kazanç uğruna halkın sağlını hiçe sayan uygulamalar malesef gün geçtikçe artıyor. Ay geçmiyorki Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gıdada sahtekarlık yapan yeni isimler açıklamasın. Zaman medya yoluyla tüketiciye teşhir edilen markalar arasında ,yoğurdun üstüne kaymak görünümü versin diye margarin sürende var ,son kullanma tarihi geçen peynirleri eritip çeşitli işlemlerden sonra yeniden peynir olarak satışa sunanda. Süte jelatin katarak koyulaştırıp ,üç litre süt yerine iki litre sütten 1 kilo süzme yoğurt elde eden üreticilerin yanı sıra ,sütteki bakteriyel faaliyetin durdurulması uğruna süte hidrojen peroksit ,formaldehit,ve borik asit katıldığına dair tespitlerde mevcut.Kaşar peynirine katılan patates püresi ve soya proteni ise bu sahtekarlıkların en masumu .İnsan yaşamındaki yeri insanlık tarihi kadar eski olan süt ve süt ürünlerinde yapılan sahtekarlıkların anlaşılması maalesef çok zor. Neyse ki ;teknolojinin getirdiği her türlü imkandan faydalanırken ,insan sağlığını ön planda tutan ve gelenekselleşmiş doğal üretimler yapan dürüst firmalarımızda var. Türkiye’nin ilk Çevre Bakanından çevre ve insan dostu üretim. Üretimde doğal yöntemleri tercih eden ve öncelik olarak tüketiciye sağlıklı ürünler sunmayı misyon edinmiş şirketlerden birisi de Elif Zirai Ürünler Gıda Enerji San. Peynir üretiminde şirden maya.. Peynir üretimlerinde, Fransa, İsviçre ve Hollanda gibi dünyanın önde gelen peynir üreticisi ülkelerinin kullandığı doğal peynir mayası olan, şirden mayayı kullandıklarını belirten Ali Talip Özdemir, doğal şirden mayasının çok küçük yaşta süt ile beslenen buzağıların kesime gönderilerek ön-midelerinden elde edilen, en saf peynir mayası olduğunu, günümüzde peynir imalatçılarının istikrarlı bir kaliteyi yakalayabilmeleri için yapı bozukluklarını bertaraf ederek, temiz tat ve yüksek randımanda üretime FİRMA TANITIMI FİRMA TANITIMI ELİF SÜT harmanlanan bilgi birikimini üretimlerimizden eksik etmiyor ve bu birikimle yaptığımız üretimlerle halkımıza doğal, sağlıklı, lezzetli ürünler sunuyor, unutulmaya yüz tutmuş tatları yeniden sofralarına getiriyoruz.” 79 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ SÜT ÜRÜNLERİNİN EN GÜZEL HALİ ler Gıda Enerji San. Ve Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Talip Özdemir süt ve süt ürünleri üretimine tutkuyla bağlı olduklarını vurgulayarak, öncelikli hedeflerinin Türk insanına, hakkettikleri şekilde sağlıklı ve doğal gıdalar sunmak olduğunu söylerken sözlerini şöyle sürdürdü: “ Biz dikkatimizi, bilgimizi ve tüm kaynaklarımızı süt ve süt ürünlerinin sağlıklı, hijyenik ve doğal olarak üretilebilmesi için seferber etmiş durumdayız. İşimizde mükemmelliği yakalayabilmek için çalışmalarımız aralıksız sürmekte. Bu sayede, her geçen gün işimizi daha da geliştirirken insanlarımızın ihtiyacı olan sağlıklı gıda ürünlerini onlara sunabilmek adına hızla mesafeler katetmekteyiz. Yapmış olduğumuz üretimlerde teknoloji“Süt bizim tutkumuz” yi de en üst seviyede kullanıyoruz ancak, Anadolu’nun Üretimleri konusunda bizlere binlerce yıllık geçmişiyle bilgi veren Elif Zirai ÜrünVe Tic. A.Ş… Sakarya’nın şirin ve tarihi beldesi Taraklı’da Elif Süt markasıyla üretim yaparak ürünlerini Türkiye’nin dörtbir yanında tüketicilere sunan şirketin sahibi kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Anavatan Partisi döneminde Türkiye’nin ilk Çevre Bakanı olan ve Bakırköy Belediye Başkanlığı’nın yanısıra ANAP Genel Başkanlığı’da yapan Ali Talip Özdemir, siyaset hayatına ara vermesiyle atıldığı iş yaşamında da çevreci ve insan dostu politikalarını uygulamaya devam ediyor. Bugün Elif Süt, doğada serbestçe gezen süt hayvanlarından elde ettiği sütü modern tesislerinde, geleneksel yöntemlerle işlerken, bölgede bulunan onlarca süt üreticisine de katkıda bulunuyor. İlklere imza atan marka. Kuruluşundan itibaren süt ve süt ürünleri sektöründe bir çok yeniliğe imza atan Elif Süt, Türkiye’nin ilk ambalajlı ayranı, yayık tereyağı, bebeklere özel yoğurdu, çocuklara özel tüpte meyveli yoğurdu, süzme peyniri ve benzeri onlarca ürünü Türk tüketicisiyle ilk defa buluşturan marka olmasıyla da, sektör tarihine adını yazdırmış durumda. Ali Talip Özdemir Kimdir? 1953 Yılında Konya’nın Ereğli ilçesinde dünyaya gelen Ali Talip Özdemir Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Makina Mühendisliği Bölümünü Adrese teslim “Helal Gıda” bitirdi. Sanayi Bakanlığı Demir Çelik Uzmanlığı, Ereğli İnternet üzerinden, kapıda Belediye Başkanlığı, Konya ödeme seçeneğininde yer alBelediyeler Birliği ve Avrudığı online satış hizmeti vepa Konseyi Belediyeler Bir- EKONOMİ ren Elif Süt, İslami usullere uygun üretim yaptığı belirlenen kurumlara verilen Helal Ürün Sertifikasına da sahip bulunuyor. Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) tarafından düzenli olarak denetimlere tabi tutulan Elif Süt’ün ürün gamında beyaz peynirden kaşara, yöresel ürünlerden tereyağına kadar bir çok ürün bulunuyor. liği Üyeliği, Bakırköy Belediye Başkanlığı, Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği Başkanlığı, Bakırköyspor Kulübü Başkanlığı, Anavatan Partisi’nin 4. Genel Başkanlığı, XVIII. Dönem Konya ve XX. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile Çevre Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı, ve Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyeliği yapmış olan Özdemir Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Çevre Bakanı’dır 81 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ FİRMA TANITIMI KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 80 ihtiyaçları olduğunu, bu nedenle de bünyesinde %95’in üzerinde kimozin içermesinden dolayı bu garantiyi veren doğal şirden mayasını tercih ettiklerini sözlerine ekledi. Fabrika: Ulucamii Mah. Ankara Cad. No: 280 Taraklı - Sakarya Tel: 0264 491 28 28 Fabrika Satış Mağazası: Zeytinoğlu Cad. Akatlar Mah. No: 115 Beşiktaş - İstanbul Tel: 0212 351 52 21 Ali Ulvi ÜLKER KONYA’DAN “Bozkır’da, Cumaları, pazar kurulur, Bulanan gönüller o gün durulur. Karşılıklı hâl hatır sorulur: -Hoş geldin. -Hoş bulduk, sen de hoş geldin.” KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 82 Efendim, gönüllerimizin durulmasını sağlayacak Bozkır Cuma Pazarı’nı; Cenabı Allah’ın izni ile harf, kelime ve cümlelerin imarıyla bu bembeyaz sayfaların ak satırlarına mekân eyleyerek hepinize “Torosların Sessiz ve Yalnız Efesi Bozkır”a hoş geldiniz, safalar getirdiniz diyorum. Merhum Nazım Kemal Diniz’in “Hoş Geldin Paza- rı” adlı şiirinin giriş mısraları ile tanıtım yazısını sunmaya çalıştığım Konya’nın Bozkır ilçesi tarihi özellikleri, coğrafî konumu ve vefalı insanları ile oldukça önemli memleket köşesidir. Bozkır, dokuz bin yıllık bilinen tarihi ile çeşitli insan toplulukları ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Konya İli sınırları içinde bulunan ilk insanlık yerleşmesi olan Çatalhöyük medeniyetinin ortaya çıkmasına sebep olan Bozkır ilçesinin ortasından akmakta olan Çarşamba çayının kazandırdığı bu özellik Bozkır’a, dokuz bin yıl gibi tarihi bir geçmiş ve kültürel bir zenginlik yüklemiştir. Bozkır; Antik çağda İsauria adlı medeniyete başkentlik yapmıştır. İsaurialılardan sonra Roma, Bizans dönem- Bozkır aslında kasabanın (Bozkır İlçesi) değil, yörenin, yani çay (Çarşamba Çayı) ile Seydişehir arasındaki toprakların adıdır. Kasabanın adı “Siristad” idi. Siristad Türklerden önce yörede yaşayan kavimlerden birine ait bir isim olduğundan, kısaca Türkçe asıllı olmadığı için, atılarak kasabaya da Bozkır adı verilmiştir. Anlaşılacağı üzere yöre kasabanın adını değil, kasaba yörenin adını almıştır. Bozkır adına gelince bu, arazinin coğrafi yapısı ile ilgili değildir. Yörenin adı olan Bozkır, bu yöreyi feth veya idare etmiş bir Bey’den gelmektedir. Bozkır Bey, en kuvvetli ihtimal ile XIV. yüzyılda bu yöreyi idare etmiştir. O, Karamanoğulları’nın bir valisi olabilir. Bozkır Bey, belki daha az muhtemel olarak Selçukluların da valisi olabilir. Fransızca “steppe” manasında şimdi kullandığımız bozkır yeni bir deyim olup, yüzyılımızın birinci yarısında kullanılmaya başlanmıştır. Esasen bozkır adını taşıyan yer, gerçek manasında, bozkır karakterinde de değildir. Bozkır Milattan önceki İsauria Bölgesi’nin başkenti olan Bozkır; İsauria Vetus (Eski İsauria), İsauria Nova (Yeni İsauria), Trismaden ve Leontopolis (Arslanlar Şehri) gibi isimlendirmelerle Galatyalılar, İsaurialılar, Romalılar ve Bizanslılar zamanında önemini muhafaza ederek, milattan sonra 1100 yıllarına kadar bu egemenliklerin tesiri altında kalmıştır. Bozkır’ın Türk-İslâm Kültürü’nün tesiri altına girmesi ile Selçuklular, Karamanoğulları ve Osman- KONYA’DAN BOZKIR adının boz ve kır fiillerinden emir ikinci şahıs ile yapılmış bir ad olduğu anlaşılmış bulunur. Yani Bozkır, anlaşılacağı üzere Boz + kır = “yen ve saf dışı bırak” demektir. Bu tanımlama aslen Bozkırlı (Akçapınar köyümüzden) olan ve Türk Dünyası’nda 20. yüzyılın Dede Korkut’u olarak ta bilinen merhum Prof. Dr. Faruk SÜMER’e ait olup, kendisi bir makalesinde; “Bozkır adının steppe manasında olduğunu sanarak yerine başka 83 bir ad verilmesi için İçişleri Bakanlığı’na müracaatta bulunmuş olan bazı kişilerin bu tutumuna hayret ettim. Bakan Hıfzı Oğuz Bekata Bey ile görüşüp gerçeği anlattım. Memleketimizin bu tapu senedi böylelikle korunmuş oldu. Bir topluluk, tarihine ve kültürüne sahip çıkarsa millet olur ve varlığını sürdürebilir” diyerek önemli bir tespitte bulunmuş ve Bozkır’ın adının değişmesini böylelikle önlemiştir. lılar Cumhuriyetimizin ilânına kadar Bozkır topraklarında hüküm sürmüşlerdir. Selçuklular devrinden kalma tarihi kemer köprüler, Osmanlı Dönemine ait Bozkır Camileri ve çeşmeleri görülmeye değer şaheserlerdir. Bozkır’a adını veren Bozkır Beğ’in yaşadığı dönemi tarihçiler 1460’lı yıllar olarak tespit etmişlerdir. İlçe, ta o zamanlardan bu yana coğrafik olarak “Yazı Kolu” ve “Dağ Kolu” olarak adlandırılmıştır. Bu tanımlamalar, günümüzde bile halkımız arasında kullanılmaktadır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ ANADOLUMUZUN GİZLİ CENNETİ: lerinden geçerek Türklerin fethi ile İslamlaşan Bozkır toprakları Selçuklular, Anadolu Beylikleri dönemini görür ve bu topraklar Osmanlılara kadar gelir. 1700’lü yılların ikinci yarısında Bozkır ve civarında çıkarılan madenler sebebiyle maden eminliği olarak Osmanlı Devleti nazarında da oldukça önemli bir kasaba olan Bozkır, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra ilçelik statüsü ile Konya İli’ne bağlanır. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 84 Bozkır artık herkesçe bilinen “Havası ve Suyu Sert, İnsanı Yiğit ve Mert” slogan ile tanınmaktadır. Bozkırlının yiğitliği ve mertliği, O’nun hayat felsefesidir. Bu Bozkır’da rakım 1.167 metredir. Orta Torosların eteğinde kurulan Bozkır’ın ortasından geçen Çarşamba çayı, Yolören köyü yakınlarında kanal vasıtasıyla Beyşehir Gölü’nden gelen sularla birleşip Mavi Boğaz denilen geçitten geçerek, Apa Barajı’na dökülür. Buradan Çumra ve Konya Ovalarının sulamalarında Bozkır’ın Çarşamba çayından faydalanılır. İlçenin bir başka akarsuyu da Göksu nehrinin önemli kollarından birisi olan Gökdere çayıdır. Çarşamba Çayı ve Gökdere Çayı arasında bulunan Bozkır bu özelliği ile Konya’nın, dolayısıyla İç Anadolu Bölgesi’nin Mezopotamya’sı konumundadır. Geçtiğimiz yıllarda Mavi Tünel adıyla inşaatına başlanan sulama tesisi ile Konya Ovası’na hayat verecek olması ile dikkat çekmektedir. 1.489 km²’lik bir alana sahip Bozkır’da “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2015 Yılı Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre ilçe merkezinde 7.798, ilçe genelinde ise 27.006 kişilik bir nüfus bulunmaktadır. Konya’ya 119 km uzaklıkta olan Bozkır, kendisine bağlı 51 mahalleden oluşmaktadır. Bozkır her ne kadar coğrafyasından kaynaklanan ve bunun sonucu olarak ekonomik alanlarda istihdamın yetersiz olması sebebiyle; yurt içinde başka il ve ilçeler ile yurt dışındaki yabancı ülkelere göç veren bir ilçe konumundadır. Özellikle yurt içinde en fazla Bozkırlının bulunduğu il İstanbul’dur. İstanbul’daki Bozkırlıların sayısının 110 bini aştığı, İstanbul’da Bozkırlıların kurmuş oldukları dernek ve vakıfların üye sayıları, telefon, isim ve adres havuzlarındaki istatistiki sayılardan anlaşılmaktadır. Bozkır halkının % 99’u okuma ve yazma bilmektedir. Bu rakam, ülkemiz standartlarının üzerindedir. Bu oranın yüksek olmasındaki ana sebepleri; İlçe halkının eğitim ve öğretime verdiği önem ve değer, gençlerin kendilerini okuyarak ilçesine ve ülkesine faydalı olma isteği, ekonomik alanlarda ilçede istihdam imkânlarının olmayışı, tarım için yeterli tarıma elverişli alanın bulunmayışı ve kalkınmışlığın tek yolunun eğitimden geçtiği düşüncesi olarak sayılmaktadır. Bozkır Halkı, aydın ve basiretli karakter ve kararlılığı ile medeniyet ve teknolojinin getirdiği her türlü hizmetleri benimsemiş, bunları sosyal ve ekonomik hayatında uygulamaya başlamıştır. Bozkır; insanlar arasındaki etkileşim, telekomünikasyon, ulaşım, görüntülü ve sesli haberleşme araçlarının zenginliği gibi alanlardaki hızlı değişme ve gelişme sayesinde, yurt içi ve yurt dışındaki gurbetçilerin ilçeye, bağlı kasaba ve köylerine getirdiği yeni görgü ve düşüncelerle, Avrupa ve bütün dünya ile entegrasyon yolunda çağımızın getirdiği yeni görüş ve davranışların aydınlığında ekonomik imkânlardan istifade yolunu seçmiştir. Bu seçim ile birlikte Bozkır, Konya İli’ne bağlı bir ilçe olarak “bilgi çağı” dediğimiz çağa hemen ayak uydurmasını bilmiş, Konya İli’nin diğer ilçelerine göre yenilikler ve gelişmelerde hep önde ve önder olmuş bir ilçesi durumundadır. Bozkır İlçesi’nde; Devletimizin bütün kurum ve kuruluşlarında, eğitim kurumlarında, büyük hacimli özel işyerlerinde sunulan mal ve hizmetlerin halka transferinde bilgisayarlar kullanılmakta, buralardaki işlemler çok çabuk ve seri bir şekilde yapılmakta, hizmetlerin sunumunda hiçbir aksama yaşanmamaktadır. Halk, özel zevklerinin haricinde zorunlu kalmadıkça ekmeğini evlerde tandırda veya sacda pişirmemekte, çarşıdan satın almaktadır. Giyim olarak halkımız; şalvar, entari, örtü ve ayağa giyilen yemeni ve kunduraların yerine ülkemizin her tarafında olduğu gibi rahat ve ucuz giyimleri tercih etmektedir. Ayrıca; yakacak ve aydınlatacak maddelerinin en iyisini ve en faydalısını kullanmaktadır. Çalı, çırpı ve kalitesiz kömür ile ilgili ısınma şekli ağır ağır tarihe karışmaktadır. Bunların yerini kaliteli ve kalori değeri yüksek kömür, merkezi sistemle veya kat kaloriferi sistemi ile ısınma şekillerinden olan kalorifer yakıtı almaktadır. Toprak damlı, hasır örtülü, taş duvarlı ve toprak sıvalı evlerin yerine; taş, tuğla ve betondan inşa edilmiş kaloriferli evlerde ve toplu konutlarda oturulup kalkılmaktadır. İlçe merkezinde yapı kooperatifi şeklinde ev sahibi olan vatandaşlarımıza Bozkır Belediyesi öncülüğünde zaman zaman dar gelirli vatandaşlarımız için TOKİ tarafından yapılacak olan evler için halkın müracaatı alın- maktadır. Bozkır ilçesinde, bağlı kasaba ve köylerinin tamamında her evin suyu ve elektriği vardır. Yayla Sevdalısı Bozkırlılar; yaylalarında bulunan evlerinin çoğunu artık betonarme olarak inşa etmekte, bu evlere su, elektrik ve telefon bile getirtmektedir. Bozkır’da öteden beri çarşı adet ve gelenekleri, ev adet ve gelenekleri ayrı ayrı karakter taşır. Ahîlik Geleneği’nin yüzyıllar geçmesine rağmen ilçede yaşatılmaya çalışıldığı da bir gerçektir. Hemen hemen her iş kolunda; çırak, kalfa, usta ve üstat zincirlemesi esnaflık terbiyesi ve ahlâki açıdan sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bu iş resmi anlamda Devletimizin sağladığı imkânlarla yapılmaktadır. İş kollarına göre her bölüm kendi arasında teşkilatlanmış durumdadır. Bu teşkilatlardan en önemlisi yıllar önce kurulan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’na bağlı Bozkır Esnaf ve Sanatkârlar Odası’dır. Bu Oda, 1979 yılında Bozkır’da kurulmuştur. Şoförler Odası, Kamyoncular Kooperatifi gibi sivil toplum teşkilatlarının bulunduğu ilçede Ziraat Bankası ve Halk KONYA’DAN Türk Bayrağı’na olan sevdalarından ötürü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Yüce Türk Milleti’nin hizmetkârı karakterliliğindeki Bozkırlılar, Milli Mücadele döneminde sırasında çok sayıda şehit vermiştir. Bozkır, Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923’de ilân edilmesi ile yeni Türk Devleti’nin temellerinin harçlarına Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarımızdaki vatana feda olan şehitlerinin kanları ile katkıda bulunmuştur. felsefenin kaynağı ise, ilçenin adını aldığı Bozkır Beğ’den Bozkırlılara miras kalan yiğitlik ve mertlik şiarıdır. 85 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYA’DAN Milletimizce namus ve şeref timsali olarak kabul edilen ve ender olarak yapılan sancaklardan birisi de Bozkır’a nasip olmuştur. Bu nasiplilik sebebiyledir ki, Bozkırlıların en büyük iftihar kaynağı “Bozkır Sancağı”dır. Bu sancak Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan beş sancaktan birisi olup, Konya Bozkır Taburu’na aittir. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 86 Ekonomik anlamda imalat sektöründe Bozkır İlçesi’ne bağlı Dere ve Sorkun’daki tahin üretim fabrikaları hemen dikkat çekmektedir. İlçenin içinden geçen Çarşamba Çayı, Bozkır İlçesine 15 km. uzaklıktaki Sorkun ve 10 km. uzaklıktaki Dere’nin de içinden geçmektedir. Çarşamba Çayı üzerinde önceleri suyun kuvvetinden faydalanılarak yapılan su değirmenlerinde yıllar önce ilkel olarak başlayan tahin üretimi, günümüzde modern bir şekilde el değmeden yapılmaktadır. Tahinler; Bozkır, Konya ve diğer illerde bulunan büyük alış-veriş merkezlerinde, marketlerde, bakkallarda ve gıda maddeleri satıcılarının satış yerlerinde kendisini bilen alıcılarını beklemektedir. Sorkun Kasabası’nda iki, Dere Kasabası’nda dört işletme olmak üzere, toplam altı tahin fabrikası ilçede mevcut durumdadır. Antalya İli Manavgat İlçesi’nden getirtilen susamların belirli işlemlerden geçtikten sonra tahin olarak imal edilip ambalajlanması Bozkır, Sorkun ve Dere’ye ekonomik bir kazanç getirmiş durumdadır. Bozkır Tahinini artık bütün Türkiye’nin en seçkin marketlerinde bile bulabilmek mümkün hale gelmiştir. Halkımızın ihtiyacı olan sağlık hizmetlerinde Devletimiz tarafından yapılan sağlık tesislerinin çokluğu dikkat çekicidir. Bozkır Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında, modern tıbbi cihazlarıyla, uzman ve pratisyen doktorların istihdamları ile önümüzdeki yıllarda bir bölge hastanesi olmaya aday durumdadır. Ayrıca ilçe merkezinde bulunan Mehmet Öz Aile Hekimliği Merkezi ile Harmanpınar, Hisarlık, Dereiçi, Sarıoğlan, Dere, Çağlayan ve Üçpınar Mahalleleri ile Kuşça’da bulunan Sağlık Evleri vasıtasıyla vatandaşlarımıza sağlık hizmetleri verilmektedir. Bozkır İlçesi’nde eczane sayısı 10’u Belediyenin sahibi bulunduğu bazı alanlarda Belediyece yapılan iş yerleri, Belediye tarafından kiraya verilmek suretiyle değerlendirilerek Belediye’ye gelir imkânı sağlanmış, bir kısım alanlar ise Bozkır Belediye’sinin; “yap, işlet, devret” modelini teşvik etmesi ile özel şahıslara ve işletmecilere bu prensiple verilmiştir. Belediye tarafından Bozkırlılara dinlenme ve oturma alanları ile çocuklar için oyun alanları meydana getirilmiş durumdadır. Bozkır; tarihi ve turistik eserleri, maddî ve manevî kültür unsurları ve folkloru ile mahallen bir kültür ocağıdır. Bu ocağın, maddi kültür öğelerinden “batırık, tahin, pekmez, armut, elma ve üzüm” oldukça ünlüdür. Bunun yanında Bozkır Folklor Ekibi’nin ününden söz etmek gereklidir. Sadece Bozkır’ın değil, Konya’nın ve ülkemizin tanınan Halk Oyunları Ekipleri’nden olan “Bozkır Halk Oyunları Ekibi” veya Bozkır Halkı arasındaki söyleyiş şekli ile “Bozkır Ekibi”nce sergilenen figürler insanın kanını kaynatmakta, gayri ihtiyari olarak tempo tu- tulmaktadır. Hele bir “Arslan Mustafam” türküsü vardır ki Bozkırlıların, bu türkü dillere destandır. Bozkır denilince “Arslan Mustafam” türküsü, “Arslan Mustafam” denilince de Bozkır anlaşılmaktadır. İlki 1998 yılında yapılan Bozkır Elma ve Kültür Festivali zaman zaman Kültür Festivali şeklinde Bozkır Belediyesi tarafından yapılmaya çalışılmaktadır. Bu festivallerde Bozkır’da yetişen ürünlerden elmacılık, kirazcılık, hayvancılık teşvik edilmekte, bunun yanı sıra ilçenin tarihi ve turistik yerlerinden olan Antik Zengibar Kalesi, Tarihi Selçuklu Hisarlık ve Üçpınar Camileri, Bozkır merkezdeki Selçuklu yapısı üç gözlü kemer köprü, 87 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYA’DAN Bankası hizmet vermektedir. Spora son derece düşkün Bozkır Halkı ve Gençliği’nin spor yapabilmeleri için; başta Devletimiz, Bozkır Belediyesi, Kasaba Belediyeleri ile köy muhtarlıklarınca spor alanları oluşturulmuştur. Özellikle Bozkır ilçe merkezinde bulunan Kapalı Spor Salonu ile bitişik nizamdaki futbol sahası ve Bozkır Belediyesince 2000 yılında yapılan halı saha tesislerinde gençlerimiz spor yapabilmekte, boş zamanlarını sporla değerlendirebilmektedirler. İlk kuruluşu 1938 yılına dayanan Bozkır Gençlerbirliği Futbol Takımı, yıllardan beri ilçemizi Konya amatör kümede başarı ile temsil etmektedir. KONYA’DAN aşmış durumdadır. Ağız ve Diş Sağlığı alanında da ileri gitmiş olan Bozkır’da; diş hekimlerinin yanı sıra diş teknisyenleri de özel muayenehanelerinde hizmet vermektedir. KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 88 Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün: “Bozkır dışında yaşayan Bozkırlı işadamlarımıza ilçemizde yatırım yaparak yeni istihdam alanları meydana getirmelerini istiyoruz. Yaylalarımızı, antik çağdan kalma Zengibar Kalesi’ni, diğer antik tarihi eserleri, mesire yerlerimizi ülkemizdeki bütün vatandaşlarımızın gezmelerini tavsiye ediyorum” diyerek herkesi Bozkır’a davet etmektedir. “Bir keşli ekmek muhabbetinde, Közde pişmiş bir çayın deminde, Konya’nın sessiz ve yalnız Bey’i; Bozkır, hasretin taze neminde…” Anadolu’nun gizli kalmış Cennet köşelerinden Bozkır’ın tanıtılmaya hasretliğini, bilinmeye susamışlığını, bu satırlarla da olsa mecazi anlamda Sizleri Bozkır’a götürerek anlatayım istedim. Gerçek manada bundan sonrası Sizlere kalmış bir şey. Diyorum ki; haydi şimdi tam zamanı, yeşil ve şirin Bozkır’a gitmenin tam zamanıdır vesselâm. KONYA’DAN Dünyaca ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, Ahırlılı Tevfik Hoca, Muhammed Kudsi Bozkıri, Sinema Yönetmeni, Yapımcısı ve İşadamı Mehmet Tanrısever, Prof. Dr. Faruk Sümer, Memduh Ünlütürk Paşa ve Mehmet Selek gibi birçok ünlü insanı bağrından çıkaran Bozkır, Türkiye’nin geleceğine yön verecek yeni beyinleri de yetiştirmektedir. 89 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYA’DAN Osmanlı yapısı çeşmeler, Sivri Tepe, asar Tepe, İki Delikli Mağaraları, Roma ve Bizans Dönemlerine ait kaya mezarları ile antik suyolları, yaylalar ve Akçapınar Çamlığı, Sorkunca, Tepearası Koruluğu gibi mesire yerleri ilçeyi ziyarete gelenlere tanıtılmaktadır. Konya Bozkırlılar Dernekleri Federasyonu tarafından 6-8 Mayıs 2016 tarihlerinde “Uluslararası Bozkır Sempozyumu” yapılarak, Bozkır ilk defa Uluslararası alanda tanıtılmıştır. MAKALE MAKALE 90 91 KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ KONYALI SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ 92 MAKALE