UNESCO tarafından 1985 yılında hem doğal ve
Transkript
UNESCO tarafından 1985 yılında hem doğal ve
DÝSK 20 Kasým tarihini Filistin ile dayanýþma günü ilan etti ve bugün Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliði önünde protesto gösterisi düzenledi “Riyakâr hükümetlere karþý, iþgal yalanlarýna karþý, ABD’ye ve þýmarýk çocuðu Ýsrail’e karþý sesimizi yükseltmek ve Filistin halkýyla dayanýþmak için 20 Kasým Salý gününü FÝLÝSTÝN HALKIYLA DAYANIÞMA GÜNÜ” ilan ettiðini bildiren Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK), Filistinlilere dönük saldýrýlarýný artýran ve neredeyse katliam düzeyine çýkartan Ýsrail’i protesto etti. DÝSK üyesi sendikalar bugün saat: 12:30’da, Gaziosmanpaþa’da Uður Mumcu Caddesinden Mahatma Gandhi Caddesi No: 85 adresinde bulunan Ýsrail Ankara Büyükelçiliðine yürüyerek protesto gösterisi yaptý. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði’nin giriþimleri ile 25 Kasým 2012 Pazar günü ‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’ Hacýbektaþ’ta gerçekleþiyor. T.C. Baþbakanlýk Tanýtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, TÝKA, Antakya Medeniyetler Korosu, Alevi Bektaþi Federasyonu’nun katkýlarý ile Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðince gerçekleþtirilen 2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðine yurt dýþýndan çok sayýda davetlinin katýldýðý bildirildi. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Hacýbektaþlý hemþerilerine þöyle seslendi; Ünlüyurt, “Bu yýl ikincisini gerçekleþtirdiðimiz ‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’müze yurtdýþýndan Sayyed Hassan ALAMOL HODAEI Tahran /ÝRAN Horasan Eyaleti Vali Vekili, Mohammedreza AMINIASHHDÝ Tahran/ÝRAN Niþabur Kaymakamý................ UNESCO tarafýndan 1985 yýlýnda hem doðal ve hem de kültürel miras listesine alýnan ve dünyada bir baþka benzeri bulunmayan Kapadokya bölgesinde peribacalarý arasýna yapýlan butik otelin inþaatý, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan durduruldu. Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, bakanlýktan gelecek olan heyetin inþaat alanýnda incelemelerde bulanacaðýný kaydetti. Kapadokya bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Nevþehir´in Uçhisar beldesinde, tarihi Uçhisar Kalesi yamaçlarýndaki peribacalarý arasýnda bir süre önce yapýmýna baþlanan butik otel inþaatý nedeniyle artan tepkiler üzerine Kültür ve Turizm Bakanlýðý inceleme baþlattý. Konuyla ilgili gazetecilerin sorularýný yanýtlayan Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, inþaatýn yapýmýna uzman ekip araþtýrmasýný tamamlayýp raporunu sununcaya kadar ara verildiðini açýkladý. Nevþehir Belediyesi tarafýndan bu yýl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararasý Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý. Kýzýlbaþlar: Aleviler, hiç olmazsa yalan yanlýþ, ezbere bilgilere dur diyecek nitelikte bir kitap. Karadeniz’deki eski evlerde mutfak epeyce geniþ olurdu. Yemeðin piþirildiði, kuzinenin eksik olmadýðý, kokularýn birbirine karýþtýðý bu odalarda, genellikle evin yaþlýlarý geceleri yatar ve kýþlarý kuzinenin sýcaðýndan da faydalanýrdý. Rahmetli dedemin sesini duyardým yatmaya yakýn. KESK’li kadýnlar, Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma Günü olan 25 Kasým’ý taleplerin hatýrlatýldýðý eylemlerle karþýlýyor 25 Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma Günü’ne iliþkin Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) Kadýn Sekreteri Canan ÇALAÐAN, bugün Konfederasyon merkezinde düzenlediði basýn açýklamasýnda; “KESK’li Kadýnlar olarak eril þiddetin her türlüsüne karþý yine alanlarda olacak ... Nevþehir´de pide fýrýnlarýnda ve ekmek büfelerinde çalýþanlara yönelik hijyen eðitimi düzenlenecek. Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Birliði Baþkaný Ýsmail Ördü, 4 Ocak 2012 tarihli ve 28163 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe giren Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeþitleri Tebliði gereði kurum olarak yapacaklarý hijyen eðitimleri ... Üzerinden 'Arap Baharý' geçmiþ Ortadoðu'nun savaþ histeriði Ýsrail'in Gazze'de sivilleri bin küsur noktada bombalamasý, uluslararasý hukuk ya da insanlýk suçlarýný rafa kaldýran Batý merkezlerinde Ýsrail'in tükenmeyen 'savunma hakký' þablonuna anýnda yerleþtirildi. Arap Baharý'ný Ortadoðu'yu 'Müslüman Kardeþler' eksenli tanzimine çeviren ABD'nin ricalarýyla Türkiye ve Mýsýr, hassas jeostratejik dengeleri gözeterek, 'masum sivil, bebek katili, Ýsrail bunun bedelini ödeyecekten' ibaret boþ söylemleriyle Ýsrail'i telin ettiler. Ama kontrolsüz þiddet deliliðini 'dýþ politikasý' haline getiren Ýsrail, tabii ki týnmadý. Çünkü iþgal ettiði topraklardaki 'terörist halk Filistinlileri' hapsettiði 'açýk toplama kampý' Gazze'yi bombalamasý Ýsrail'in hem iç kamuoyuna hem de küresel güçlere karþý 2012 model militer provasýydý. Tepkisiz Arap dünyasý Ve Baþbakan Mýsýr'da konuþurken Gazze'ye yönelik kara operasyonuna hazýrlanan, 75 bin yedek askeri çaðýran Ýsrail fazlasýyla meþgul görünüyordu. Ve Gazze'deki hastaneler, taziye çadýrlarý ve basýn ofisleri bombalarla yýkýlýp, Filistinliler bir kez daha kýrýma uðrarken, Ýsrail'in felaket þiddeti bizzat ABD tarafýndan 'meþrulaþtýrýlýyordu'. Diðer taraftan sinik Arap dünyasýndan 'Gazze bombalarýna' öyle büyük bir tepki falan gelmemiþ, Katar ve Suudi Arabistan'dan ses bile çýkmamýþtý. Ne de olsa Hillary Clinton'ýn 'çalýnmýþ Suriye baharýnýn' Ýstanbul kurulumlu 'Suriye muhalefeti', Türkiye'nin 'acemi' Suriye politikasýndan rahatsýz olunca Doha'ya taþýyarak yenileyen ve tahkim eden ABD-ABKörfez monarþi bloku, þimdilik Gazze krizini yönetmek için öncelikle 'yeni Mýsýr'ý' memur etmiþlerdi. Gazzelileri düþünen var mý? Ve tarihsel mücadelesine 'yabancýlaþtýrýlmýþ', Gazze ve Batý Þeria'da ikiye bölünmüþ Filistin halkýnýn trajedisi, þimdi de Arap Baharý'nýn 'kardeþ ruhuna' uydurularak hem Gazze'de siyasi güç kaybeden Hamas hem de savaþ yaygaracýsý/uluslararasý hukuk geçirmez Ýsrail teskin edilmeliydi. Özellikle Hamas'ý da tutan 'Arap Baharý' ruhu Ýsrail roketleriyle kaybedilmemeliydi... Batýlý güç ve körfez monarþi ittifakýnýn bölgede tam da Sünni ve Müslüman Kardeþler ideoloji cephesine en muhtaç olduklarý takvimde, Batý Þeria'daki 'sembolik' El-Fetih yönetimiyle siyaseten çekiþen Hamas'ý Þii ekseninin hamiliðine itmeye niyetleri yoktu... Çünkü mesele Doha'da tabaný geniþletilmiþ 'Suriye muhalefetine' daha da yoðun silah desteði verip, Türkiye ve Ürdün sýnýrlarýna Ýngilizlerin silah yýðýnaðý yaptýðý haberleri doðrultusunda, Suriye'deki Esad rejiminin içeriden ve dýþarýdan devrilmesiydi. Ortadoðu haritasýna bakýnca haritada uzanan doðalgaz ve petrol boru hatlarýný ve 'olasý' çizilecek yeni güzergahlarýný görenler için bu aciliyeti Avrupa içlerine kadar boru hatlarýyla akacak yüz milyar dolarlar açýklýyordu. Gündem Çocuk Derneði bugünden itibaren 4+4+4 eðitim sistemini izlemeye aldýklarýný açýklayarak çocuklarý bu yýl ilkokula baþlayan velilerden destek istedi. Ýzlemeyi bu yýl 1. sýnýfa baþlayan çocuklarýn karþýlaþtýklarý temel sorunlar ve yaþanan ihlaller hakkýnda bilgi toplayarak yapacak olan dernek, toplayacaðý verilerle mevcut durumun görünür hale getirilmesine ve yaþanan sorunlarýn çözümüne katkýda bulunmayý amaçlýyor. Veliler bildirecek 4+4+4 eðitim sisteminde üç ayda yaþananlarýn daha önce dile getirilen endiþeleri haklý çýkardýðýný bildiren Gündem Çocuk, bu sisteme nedeniyle ortaya çýkan sorun ve ihlallerin sistemli biçimde izlenmesi ve görünür kýlýnmasýný gerekli hale getirdiðini açýkladý. Dolayýsýyla Türkiye'nin bugüne dek Gazze'de Ýsrail'in öldürdüðü binlerce bebek üzerinden kurduðu acýklý belagatin Ýsrail'in öz vatanlarýný gasp edip 'ateþ çemberine hapsettiði' Filistinlileri kurtarmaya gücü yoktu... Görmüyor muyduk, koyu Mitt Romney fanatiði olan Ýsrail Baþbakaný Netanyahu, Obama'nýn II. dönem Ortadoðu projeksiyonlarýný Gazze'yi bombalayarak derinden sarsmanýn ve Ortadoðu'nun 'rolü çalýnamaz' askeri kompleksi olmanýn memnuniyetiyle, Obama ve ABD halkýna 'Demir Kubbe Füze sistemi yatýrýmý' için içten teþekkürlerini iletmiþti. (Akþam)20 Kasým 2012 Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Belediyesi tarafýndan bu yýl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararasý Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý. Merkezi Ýngiltere´de bulunan Fotoðraf Sanatý Federasyonu ve Türkiye Fotoðraf Sanatý Federasyonu'nun desteðiyle Nevþehir Belediyesi tarafýndan düzenlenen 3. Uluslararasý Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý. Türkiye´nin yaný sýra 12 ülkeden 181 amatör ve profesyonel fotoðraf sanatçýsýnýn 689 eserle katýldýðý 3. Nevþehir Belediyesi Uluslararasý Fotoðraf Yarýþmasý için Bilgisayar Eðitim Merkezi´nde bir araya gelen Kapadokya Fotoðraf ve Sinema Amatörleri Derneði (KAFSÝD) Baþkaný Mustafa Karakaya, TFSF Dernek sözünü ettiði izlemeyi bir adresindeki internet sitesi aracýlýðýyla yapacak. Velilerin hem çocuklarýnýn hem gittikleri okullarýnýn durumuyla ilgili gözlemlerini "en büyük kaynaðýmýz olacak" diye nitelendiren dernek, destek olmak isteyen velilerin bu internet adresini ziyaret etmesini istedi. "Veliler siteyi ziyaret ederek, * Okula yeni baþlayan çocuklarýnýn ve okullarýn durumu ile ilgili anket formunu doldurabilirler. * Çocuklarýnýn eðitim ortamýnda yaþadýðý bir sorun, kaza ya da hak ihlali ile ilgili ihlal bildirim formunu doldurarak bize ulaþabilirler. * 4+4+4 eðitim sistemi ile ilgili geliþmeleri, yasal süreci ve düzenlemeleri takip edebilirler." BÝA Haber Merkezi 20 Kasým 2012 adýna Serdar Akyay ve fotoðraf sanatçýlarý Ahmet Özyurt, Sami Türkay ,Tekin Ertuð ve Yücel Demir´den oluþan seçici kurulun deðerlendirme sonuçlarý açýklandý. Yarýþmaya Edirne´den katýlan Emel Sezer altýn ve gümüþ madalyanýn sahibi olurken, bronz madalyayý Ýstanbul´dan katýlan Ýhsan Ýlze kazandý. Seçici kurul ayrýca Ýstanbul´dan Mehmet Uslu, Ýzmir´den Kadir Ýrkin, Ankara´dan Muhsin Atað, Denizli´den Mehmet Çakýr, Konya´dan Mehmet Uluyurt ve Kayseri´den Alp Meral´ýn eserlerini de mansiyon ödülüne layýk gördü. Yapýlan deðerlendirmede ayrýca sergilemesi yapýlacak 40 fotoðraf da belirlendi. Ödüller 20 Aralýk 2012 günü düzenlenecek bir törenle sahiplerini bulacak. Ödül töreninde ayrýca, yarýþmada dereceye giren eserlerin yaný sýra sergilenmeye layýk görülen 40 eser de sanatseverlerin beðenisine sunulacak. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði’nin giriþimleri ile 25 Kasým 2012 Pazar günü ‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’ Hacýbektaþ’ta gerçekleþiyor. T.C. Baþbakanlýk Tanýtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, TÝKA, Antakya Medeniyetler Korosu, Alevi Bektaþi Federasyonu’nun katkýlarý ile Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðince gerçekleþtirilen 2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðine yurt dýþýndan çok sayýda davetlinin katýldýðý bildirildi. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Hacýbektaþlý hemþerilerine þöyle seslendi; Ünlüyurt, “Bu yýl ikincisini gerçekleþtirdiðimiz ‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’müze yurtdýþýndan Sayyed Hassan ALAMOL HODAEI Tahran /ÝRAN Horasan Eyaleti Vali Vekili, Mohammedreza AMINIASHHDÝ Tahran/ÝRAN Niþabur Kaymakamý, Karým NAJAFÝ BARZEGAR Tahran/ÝRAN Yerel Yönetici, Mohammadtaha ABDKHODAEI Tahran /ÝRAN Dýþiþleri Bakanlýðý Kültür Temsilcisi, Farhad PALEZDAR Tahran /ÝRAN Kültür Müsteþarý, Nevýd MUSMÝR Tebriz/ÝRAN Ses Sanatçýsý, Ýlaha ALÝYEVA Bakü /AZEBAYCAN Þair, Aghasaf ÝMRAN Bakü/ AZEBAYCAN Þair, Sevil HIDIROVA Bakü /AZEBAYCAN Ses Sanatçýsý, Mohammed B MUSTAFA Erbil / IRAK Þair, Hazým SHALÝ Erbil /IRAK Þair, Selver KAYA Lefkoþa/KIBRIS Pir Sultan Abdal Derneði Temsilcisi, Hasa ÖCAL Lefkoþa/ KIBRIS Pir Sultan Abdal Derneði Temsilcisi, Fatma/ENEZ Lefkoþa /KIBRIS Pir Sultan Abdal Derneði Temsilcisi katýlacaklardýr. Konuklarýmýzý Hacý Bektaþ Veli ve Hacýbektaþlýya yaraþýr þekilde aðýrlayacaðýmýzdan hiç kuþkum yoktur. Etkinliðimize tüm Hacýbektaþlý hemþerilerimizi bekliyoruz” Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Türkiye Kadýnlar Basketbol Ýkinci Lig´de mücadele eden Bursa Büyükþehir Belediyespor takýmý ilk 5 haftayý 5 galibiyetle grup lideri olarak geride býrakýrken, Anadolu Üniversitesi ile hafta sonu yapacaðý maçýn hazýrlýklarýný yoðun bir tempoda sürdürüyor. Bursa Büyükþehir Belediyespor Kulübü Bayan Basketbol Takýmý, sezon öncesi yaptýðý hazýrlýk maçlarýnýn meyvesini ligde de toplamaya devam ediyor. Türkiye Kadýnlar Basketbol Ýkinci Lig B Grubu´nda mücadele veren Bursa Büyükþehir Belediyespor Kulübü, ilk hafta karþýlaþtýðý AS Ýstanbul´u 81-54´lük skorla geçmiþti. Mersin Üniversitesi´ni deplasmanda 62-53 yenen Bursa Büyükþehir Belediyespor, Nevþehir Üniversitesi´ni 104-66, Ýzmir Büyükþehir Belediyesi´ni de 75-57´lik skorlarla geçmeyi baþarmýþtý. Büyükþehir´li potanýn perileri geçtiðimiz hafta sahasýnda karþýlaþtýðý Harran Spor karþýsýnda ise ligin en farklý galibiyetine imza attý. Rakibini 107 47´lik sonuçla geçen Büyükþehir Belediyespor Kulübü, bu hafta sonu oynayacaðý Anadolu Üniversitesi maçýnýn hazýrlýklarýný da yoðun bir tempoda sürdürüyor. Büyükþehir Belediyespor Kulübü Bayan Basketbol Takýmý Baþ Antrenörü Mehmet Ýshak Erdinç, yeni transferlerle güç kazanarak, hedef yükselttiklerini belirterek, 6´lý final grubuna kalýp genç oyuncularla play-off´larda baþarýlý olmayý istediklerini belirtti. Fethullah Gülen’in oluþturduðu yapýya kimi “hareket” veya “cemaat”, kimi de “hizmet” adýný veriyor. Gülen, hizmet terimini tercih ediyor daha çok. Tayyip Erdoðan da AKP’yi ne saðcý ne solcu ama “hizmet partisi” olarak tanýmlamýþtý. Buradaki “hizmet”, Osmanlýdaki dinsel anlamlý “millet” kelimesini çaðrýþtýrýyor. Yani, “halka hizmet, hakka hizmet” durumu söz konusu. Gülen cemaatini tanýmlayýcý üç belirgin çizgi var: Eðitim (okul), sermaye (þirket) ve siyaset (devlet). Cemaat, eðitim konusunda alabildiðine neoliberal; sermaye birikimi konusunda kapitalizmin kurallarýna harfiyen uyuyor; siyaset konusunda ise alabildiðinde otoriter. Ancak verdiði sosyal mesajlar da alabildiðine liberal. Kendi içinde demokratik deðil; aksine hiyerarþik ve askeri nizama uygun. Nitekim Gülen’in antikomünist kimliðinin bir yansýmasý olan emniyet, asayiþ, nizam ve milletin huzuru, bu otoriter tavrý gösterir. Bu üçünün kesiþtiði noktada Ýslamiyet var. Din ortak kimliði, þirket (neoliberalizm) ve okul (neoliberal eðitim) kimliðin kendini var ettiði imkânlarý tarif ediyor. Fethullah Gülen, verili kapitalizm içinde eðitimi, batýlý kavramlar (çokkültürlülük, hoþgörü, dinler arasý diyalog vb.) çerçevesinde yeniden formüle ederken her türlü sorunun çözümünde tek referans olarak Kur’an’ý görüyor. CEMAAT’ÝN ASIL MESELESÝ VE HEDEFÝ Asýl mesele, ýþýk, irfan, hakikat ve gönülü ifade eden kutsal kitaba itaat etmektir. Cemaatin eðitime modern noktada yaklaþýmý, içeriksel deðil þekil düzeyinde kalmakta. Bu da doðal, zira burada eðitimin nihai amacý, Allah’a hizmet olarak görünüyor; halka, bireye veya doðaya deðil. Dolayýsýyla Gülen cemaatinin eðitim anlayýþýnda seküler saik, görünürde alabildiðine somut (kaliteli okullar, giriþ sýnavlarýnda veya bilim olimpiyatlarýnda üst dereceler, yurt dýþýnda yurt ve eðitim merkezleri vs.) görünüyor. Fakat hedef, uhrevi; “çaðdaþ” koþullarda Ýslami bir düzen anlayýþýdýr. Bir tür “modern þeriat”. Burada ahlak ya da Ýslami kökenli bir ahlaki anlayýþ, pedagojinin temeli durumundadýr. Bilim ve teknoloji alanýnda kaliteli eðitim sunan okullarý, öðrenci yurtlarý, üniversiteleri, yüksek öðretime hazýrlýk kurslarý, dershaneleri, dergileri, yayýnevleri; tüm bunlar, gençliðin eðitiminde, sömürünün olmadýðý, kapitalizmin yok edildiði, her türlü yabancýlaþtýrýcý kurumun def edildiði bir dünya tasarýmý içermiyor. Bütün pedagojik dert, Allah’a teslimiyet; diðer semavi dinlerde olduðu gibi burada da ilahi kaygý, günlük yaþam gerçekliðine hükmediyor. O’nun rýzasýný kazanmak; haliyle Gülen’in anlayýþýnda pedagoji, laik/seküler deðil, metafizik bir özellik gösteriyor. Gerginlikler, kapitalizmden deðil, sözde metafizikten kaynaklanýyor. Dolayýsýyla gerek Gülen cemaati gerekse AKP’nin eðitimde varmak istediði nokta, acaba “küresel Ýslami devlet”in oluþumu mu? Bunun için bir pedagojik anlayýþ oluþturmak mý? Yerel sýnýrlarý aþýp küreselleþen bir dini hareketin nihai hedefinin ulusal sýnýrlarý içinde kalmamasý, büyük bir hedefin olduðu anlamýna mý geliyor? LÝBERAL TEBLÝÐ Gülen cemaati son derece Batýcý (Batýlý deðil) görünüyor: liberal demokrasi benimsenmiþ, farklý dinden olana hoþgörü, düþünce özgürlüðü, serbest piyasa, kapitalist ekonomik deðerler (faiz hariç), ABD ve birçok Batýlý ülke ile iyi iliþkiler… Vaaz, kitap, makale, CD’ler, web sayfalarý vs. Etkili bir Gülen medyasý, “liberal teblið” tarzýný benimsemiþ durumda. Bu anlamda radikal Ýslami hareketler Gülen hareketine þiddetle karþý çýkýyorlar. Aralarýnda ciddi çatýþmalar var. ABD’nin istediði ‘ýlýmlý Ýslam’, Gülen hareketi üzerinden, liberal Ýslami demokrasi de AKP üzerinden tüm Müslümanlara model olarak gösteriliyor. Bu modelin temelinde, liberalleþtirilmiþ bir Ýslam var; Patrick Haenni’nin ifadesiyle “Piyasa Ýslamý”. Gülen zaten ABD’de “liberal bir Müslüman din adamý” olarak tanýnmýþ durumda. Radikal Ýslami terörden bezmiþ Batý’nýn can simidi olan bir insan Gülen ve cemaati. Büyük bir sermaye hareketi Tahminlere göre 75 milyonluk Türkiye’nin % 10-15’i Gülen cemaatini destekliyor. Bu oranýn her geçen gün arttýðý söylenebilir. Beþ kýtadaki 100 ülkede 8-10 milyon civarýnda bir mümin topluluðu var. Yurtdýþýnda 1000’in üzerinde okul, üst düzeyde altý hastane, yüzlerce öðrenci yurdu ve üniversite sýnavýna yönelik hazýrlýk kurslarý, bir uluslar arasý yardým kuruluþu, Ramazan ayýnda iftar yemekleri, Gülen konferanslarý, bölgesel ve yerel dinler arasý diyalog toplantýlarý vb. Sýzýntý dergisi, Fatih Üniversitesi, Zaman Gazetesi, Today’s Zaman, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý, SETA, Samanyolu TV, Cihan Haber Ajansý, Samanyolu Lisesi, Kimse Yok Mu Derneði, Sema Hastanesi, Bank Asya, sayýsý bilinmeyen Iþýk Evi, trilyon dolarlýk bir sermaye birikimi… Bu yönüyle Gülen hareketi, çok ciddi bir sermaye hareketi özelliði gösteriyor. Hareket, kapitalizmin neredeyse bütün kurum, kural ve deðerlerine uyuyor. Zaten Gülen’in kitaplarýnda kapitalizmi iktisadi ve siyasal sistem olarak eleþtiren, yeren veya reddeden hiçbir düþünce yok. Üç sacayaðý üzerine kurulu bir cemaat Gülen hareketi, dini (Ýslam), ekonomik (neoliberal) ve etnik (Türk milliyetçiliði) olmak üzere üç sacayaðý üzerine kurulu. Bu üç sacayaðýnýn üzerine oturduðu zemin, dini bir kavrama yaslanmýþ: Hizmet. Yani Allah’a hizmet. Bu anlamda Gülen cemaati, kendi okullarýný ve eðitim anlayýþýný, devlet okullarý Ýslamiyeti yeterince öðretmediði ya da kendi anlayýþýna göre öðretmediði için deðil, kendine ait bir “Ýslami Hizmet Devleti” kurabilmek için oluþturdu. Bu anlayýþýn örgütlenme biçimi, yüz kiþiden oluþan hizmet halkalarý. Halkalar arasýnda iletiþim var ama bir hiyerarþik bað, merkezi bir yapý yok. Dikey deðil, yatay bir örgütlenme söz konusu. Ama yine de bir piramit var ve tepesinde Gülen hâkim durumda. Ahlaki eðitim, elitizm ve Çaðdaþ bir Kur’an hareketi Gülen cemaatinin pedagojik anlayýþýnýn altýnda yatan amaç, “ahlaki eðitim”dir. Bu ahlaki eðitimin amacý, her türlü “yozluða” (baþta sosyalizm, terörizm, ýrkçý milliyetçilikler olmak üzere) tavýr alan bir gençlik (“altýn nesil”) yetiþtirmek. Gülen cemaati, kurtuluþu, kapitalizmin yarattýðý ahlaki erozyonu yine kapitalizm içinde kalarak ve altyapýsýný deðiþtirmeden kapitalizmin üstyapýsýnda reformlar (gerekirse evrimci bir devrim anlayýþla) dönüþümler yaratmak olarak görüyor. Bu dönüþümün saðlanmasýnda ana görev, iki niteliði olan insan modelinin sýrtýnda görülüyor: Zengin ve akýllý insan. Gülen cemaati baþarýsýz, (aþýrý) yoksul, becerileri eksik, statüsü düþük, avamdan insanlarla pek ilgilenir gibi görünmüyor. Ya da bu tür insanlarý hareketin çekirdeðinin oldukça uzaðýnda tutuyor. En azýndan yüksek statülü, akýllý ve becerili, zengin insanlar, hareketin kurmay halkasýný oluþturuyor. Gülen hareketi aslýnda son derece elitist bir hareket. Elitizm pratikte ululanýyor ama düþüncede deðil. Elitizmi yeniden üreten Cemaat içi sermaye hareketi. ½u anda Türkiye’de Ýslami sermayeyi en etkili biçimde temsil eden bir örgütlenmeye sahip. Buradaki sermaye, hem ekonomik hem de sosyal nitelikli. Bu sermayenin, kapitalizmin oyun kurallarýna uymak bakýmýndan mutlaka oluþturulmasý gerekiyor. Bu sermayenin birikiminde Ýslami ahlak ile bilimsel bilginin buluþturulmasý amaçlanmýþ; bu amacýn gerçekleþtirilmesi de öncelikle modern, ileri donanýmlý ve laik/modern görünümlü okullara düþüyor. Din ile bilimin buluþturulmaya çalýþýldýðý noktada Gazali’nin geleneksel çizgisine (iman ile bilim uyuþmaz) açýkça bir karþý çýkýþ var. Tolerans, bilim, eðitim ve diyalog… Bunlar sanki Kuran’da içerilen esaslar olarak görülüyor. Dolayýsýyla tüm Gülen hareketinin üzerine oturduðu asýl ve tek kaynak, Kuran’dýr. Gülen hareketi, geleneksel omurgalý “çaðdaþ” bir Kur’an hareketidir. Bu anlamda acaba Gülen hareketi, bir þeriat yönelimli hareket olarak görülebilir mi? Fethullah Gülen’in vaaz ve yazýlarýna bakýlýrsa, evet. Hareketin içeriði þeriat yönelimli bir toplum tasavvuruna yaslanýyor ama pratiklerin biçimi oldukça modern, hatta postmodern görünümlü. Allaha hizmet yolunda ‘modern Eðitim’ Gülen hareketinin þeriatý oldukça (post)modern biçimde yorumladýðý söylenebilir mi? Kafir felsefesi yerine farklý dinlerle diyalog, çok etnili-dilli-dinli bir imparatorluk mantýðýnýn ulus-devlet yerine tercih ediliþi, lakik-modern kadýnlarýn kamusal alanda kendileri için hizmet görmelerinin kabulü, küresel yönelimleredeðerlere sahip bir gençliðin yetiþtirilmesinin militan Ýslamcýlar yerine tercih edilmesi… Aslýnda eðitim, onlar için Allah yolunda, Allah’ýn rýzasýný kazanmak anlamýnda bir araç; týpký demokrasi gibi. Dolayýsýyla Gülen cemaatinin Batýlý anlayýþ ve kavramlarý araçsallaþtýrdýðý söylenebilir. Gülen’in geleneksel medrese ve tekkelerden uzak durmasý, hem bunlarýn sadece modern hayatýn gereklerini karþýlamamasýndan hem de modern zamanlarda bu okullarla tebliðin yapýlamayacaðýný inanmasýndandýr. Cemaat ve siyaset Gülen cemaatinin, ilginçtir, siyasetten hep uzak durduðu söylenmiþtir; bu doðru deðil. Þu anda Gülen cemaati, Türkiye’de muhafazakâr siyaseti belirleyen asýl örgüttür. Siyaset elbette sadece siyasal alanla ilgili deðildir. Bu bakýmdan Cemaatin hemen her fikir ve etkinliðinin siyasi olduðu söylenebilir, zira Ýslam, siyasal bir din olduðu için bu olan gayet normaldir. Ýslam, tüm kurumlarý kuþatýcý total bir dindir. Örneðin, Gülen okullarý gerçekten siyasetten uzak mýdýr? Gülen dünyasýnýn temel kavramlarý olan merhamet ve sevgi, acaba hümanist bir dünyayý kurgulamak için mi var yoksa baþka bir þey için mi? Kapitalist bir küresel cangýlda maneviyat Gülen hareketi, eðitimi, terörizmin en güçlü panzehiri olarak görmektedir (terörizmin yaný sýra her türlü sol hareketin de). Ama burada her türlü terörizmin nedeninin basit ve saf bir mantýkla “Allah yolundan ayrýlmak”ta görülmesi, onu sýradan bir dini hareket kertesine indirmektedir. Tek isteðinin dinin özgürce yaþanmasýna devletin karýþmamasý, aslýnda laikliðin dinden yana yontulmasýný gerektiriyor mu? Gönül gözü, merhamet, sevgi, diyalog, hoþgörü, inanç, hayýr, hayýrseverlik, bereket, sadaka, zekât, kurban, vakýf, birliktelik, sohbet… Küresel cangýlda bu maneviyat nereye kadar iþ görür? Bu çoðu muhafazakâr olan deðeri kullanarak kapitalizmden kaçmak mümkün mü? Bu manevi deðerlerle aþýrý bireyci ve rekabetçi kapitalist çekirdek kýrýlabilir mi yoksa çekirdek, bu deðerleri kullanýr mý? Bilgi, uzmanlýk, projeler, modern okullar, karmaþýk bilgi aktarým aðý, modern görünümlü vakýflar; tüm bunlar Gülen hareketini nereye ve nasýl götürür? Sonuç ya da asýl soru Asýl soru þu: Gülen hareketi, Allah’a hizmet ediyorum derken kapitalizme hizmet ediyor olmasýn? O halde Gülen hareketi, küresel kapitalizme bir yanýt deðil, onunla birlikte ve onun içinde yaþama isteðidir. Ama olmayacak ve çeliþkili bir arkaik mantýk çerçevesinde: Küreselleþmeye raðmen Ýslami bir Türk milliyetçiliði, Kur’an’ýn dogmatizmine karþýn liberal deðerler, çokkültürlülük yerine çokdinli bir dünya, Ümmete milli bir devlet/milliyetçilik üzerinden ulaþmak ya da milli bir ümmet anlayýþý, otorite ve nizam arzusu, çilecilik (asketizm) yerine kapitalist þirketler üzerinden/ile dünya nimetlerinden yararlanma… Böylesi bir toplum tasarýmý kapitalizm içinde ne ölçüde yaþayabilir? Devrimci bir karþý çýkýþla karþýlaþmayan kapitalizm, her hareketi kullanýr ve sonunda bir kenara fýrlatýp atar. Iþýk evleri Gülen cemaatinin eðitim denilince akla gelen ilk pedagojik mekâný, Iþýk evleridir. Daha çok büyük kentlerde üniversite öðrencileri için hazýrlanan bu evler, aslýnda otoriter Ýslami anlayýþýn birebir yaþandýðý yerlerdir. TV izlemenin, Zaman dýþýnda baþka gazete okumanýn yasak olduðu, cinsiyete göre ayrýlan, sýký bir dindar yaþamýn gerçekleþtiði bu evler, özel bir yurt iþlevi görmektedir. Bu evler sayesinde Cemaat üyesi gençlerin kentin görece özgürleþtirici havasýndan ayrý ve izole bir hayat yaþamalarý hedeflenmektedir. Iþýkevleri, basit bir ev veya yurt deðildir. Zira abla veya aðabeylerin denetiminde örgütlenen bu evlerde belli yazýlý metinlerin okunmasý, vaazlarýn dinlenmesi, sohbetlerin yapýlmasý gibi dinsel sosyalleþmenin yaþandýðý baþka bir pedagoji söz konusudur. Elbette buradaki ýþýk, Aydýnlanmadan ziyade nur ile ilgilidir. Cemaatin dershaneleri AKP ile Cemaat arasýnda bir gerginliðin, rekabetin ve çekememezliðin olduðu artýk bir sýr deðil. Karþýlýklý iki güç var ve eninde sonunda kozlarýný paylaþacaklar. Bir ipte iki cambaz oynamaz! Ýkisi arasýnda çýkan en son sorun, Tayyip Erdoðan’ýn kapatmak istediði dershaneler. Ýyi bilinir, ülkedeki dershane piyasasýnýn tekeli Cemaatin elinde. Dershane, hem büyük bir sermaye gücü hem de üye kayýt ve dinsel sosyalleþtirme aracýdýr. Baþbakanýn dershanelerin yerine okul kurulmasý önerisi bile Cemaati tatmin etmedi. Zaman gazetesinde Baþbakan resmen yaylým ateþine tutuldu. Ýtiraz noktalarý, dershanelerin birçok olumlu iþlevi (yoksul öðrenciler için fýrsat eþitliði yaratmasýndan devlet okullarýnýn veremediði kaliteli bir eðitimi vermesi iddiasýna deðin) üzerine oturtuldu. Fakat asýl mesele, iktidar paylaþýmýdýr. AKP, ordu, üniversite, medya ve diðer kuruluþlarý dize getirdikten sonra ülkede hala kendinden baþka bir güç olmasýn istiyor. Ýktidarda sadece kendisi olsun istiyor. Ama var, o da Cemaat. Cemaatin dershanelerden vazgeçmesi mümkün deðil, çünkü halka en etkili ulaþabildiði mekanizmalarýn baþýnda dershaneler geliyor. Dershanelerde sadece bilgi satmýyor; oralarda öðrencilere baþka bir dünya da sunuyor. Ýslami bir ahlaki düzen üzerine kurulacak bir dünya için dershanelerde baþka türlü bir pedagoji uyguluyor. Nitekim laik veya baþka dini örgütlerin çocuklarýnýn bile buralara gönderilmesi, Cemaat için büyük bir prestij konusu. Ama herhalde en önemlisi, dershanelerin sahip olduðu sermaye gücü olsa gerek. Bu yüzden, Cemaat, sýrf dershaneleri için bile AKP’den vazgeçebilir ya da sonuna kadar mücadele edebilir. Dershaneler, Cemaati þirket mantýðý üzerinden kapitalizm içinde tutmaya devam ediyor. BirGün Pazar Kýzýlbaþlar: Aleviler, hiç olmazsa yalan yanlýþ, ezbere bilgilere dur diyecek nitelikte bir kitap. Karadeniz’deki eski evlerde mutfak epeyce geniþ olurdu. Yemeðin piþirildiði, kuzinenin eksik olmadýðý, kokularýn birbirine karýþtýðý bu odalarda, genellikle evin yaþlýlarý geceleri yatar ve kýþlarý kuzinenin sýcaðýndan da faydalanýrdý. Rahmetli dedemin sesini duyardým yatmaya yakýn. “Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali” diyerek baþladýðý dualarý, Hacý Bektaþ’tan, Pir Sultan’dan okuduðu nefesleri hâlâ kulaðýmdadýr. Baþýnýn hemen üstünde kocaman bir Hz. Ali resmi, onun yanýnda on sekizinde, 1980 darbesinden hemen önce yitirdiði en küçük oðlunun siyah beyaz fotoðrafý. Küçükken dedemin anlattýðý hikâyeler bir türlü bitmek bilmez gelirdi bana. Nihayete eremeyecek sanýr, genellikle de Þahmaran’ýn, Ali’nin yiðitlik hikâyelerinin pek çoðunun sonunu dinleyemeden uyuyakalýrdým. Þimdi kafamý duvarlara vursam yeridir diye düþünüyorum, ne güzel hikâyelermiþ, hiç bitmeselermiþ. Dedeme Âþýk Cemal derlerdi. Ben onu tam anlamýyla tanýmaya baþladýðýmda uzun boyu eðrilmiþ, on yýl süren tek baþýnalýðýnýn yasýný tutmaktaydý, anneannemi uzun zaman önce kaybetmiþti. Gençliðinde saz çalar, nehrin taa karþý tarafýndaki kýzlarý sesiyle mest edermiþ. Sazýndan vazgeçtiði, vasiyet edip durduðu vakitlerdi benim onunla tanýþýklýðým. Cemlere gider baþköþede yer alýrdý. Dede soyundan gelmediði halde büyük saygý duyarlardý dedeme, cem geceleri topluluða hikâyeler anlatýrdý. Güvenç Abdal Ocaðý’na baðlýydý. Romanlara konu olacak bir yaþamýn sonlarýndaki bu adamla olan baðým oldukça kuvvetliydi, belki en kýymet verdiðimdi, bilemiyorum. Dedem hikâyeler anlatýrdý dedim ya. Bunlardan birisi de Kýzýlbaþlara neden Kýzýlbaþ dendiðiyle ilgiliydi. Rivayete göre Hz. Ali’nin bir savaþ sýrasýnda diþi kýrýlmýþ ve kan akmaya baþlamýþ. Hemen avcunun içine boþaltmýþ kaný ve yere dökülmesine engel olmuþ. Çünkü kaný akarsa, o topraðý yakar kavururmuþ. Almýþ kanýný baþýna sürmüþ ve cenge devam etmiþ. Onun yiðitliðini gören düþmanlarý da “Kaçýn, kaçýn Kýzýlbaþ Ali geliyor” demiþler ve böylece Ali’nin taraftarlarýna Kýzýlbaþ denmiþ. Dedemin anlattýðý bu hikâyenin bir benzerini Krisztina Kehl-Bodrogi’nin yazdýðý Kýzýlbaþlar: Aleviler kitabýnda da okudum ama maalesef aynýsý deðildi. Bodrogi, Aleviler’e neden Kýzýlbaþ dendiðiyle ilgili üç hikâye anlatýyor kitapta. Biri Sýffýn Savaþý’nda geçiyor. Hikâye þöyle: “Sýffýn Savaþý sýrasýnda Ali taraftarlarý ile Muaviye askerleri birbirlerinden ayýrt edilememekteydi. Bu nedenle de Ali’nin adamlarý farkýnda olmadan birbirlerini öldürmekteydi. Bu gibi durumlardan kaçýnmak adýna Ali, askerlerine kýrmýzý bir baþlýk takmalarýný emreder ki savaþ sýrasýnda askerler hangi taraftan olduklarýný anlayabilsinler. O günden beri Ali taraftarlarý Kýzýlbaþ olarak adlandýrýlýr.” Bir diðer rivayet þöyle: “Ali Kûfe’de Ali Ýbn-i Mülcem’in kýlýç darbesiyle kafasýndan yaralandýðýnda, baþýndan akan kan türbanýný kýrmýzýya boyar ve bu nedenle sanki kýrmýzý bir baþlýk takýyormuþ gibi görünür. Bu talihsiz olayý anmak adýna taraftarlarý kendilerine Kýzýlbaþ derler.” Dedemin anlattýðý hikâyeye en yakýn olandan da söz ediyor Bodrogi: “Bir dövüþ sýrasýnda Ali’nin bir diþi kýrýlýp düþer. Bunun üzerine Ali bir hizmetkarýna diþi, insan ayaðý deðmemiþ bir yerde topraða gömmesini emreder. Bu sýrada Ali kanlý eliyle saçlarýna dokunur ve saçlarý kýrmýzý rengini alýr. Kýzýlbaþ adý da iþte buradan gelir.” Caferi, Hüseyni, Alevi, Gürûh-i Naci... Gördüðünüz gibi rivayetler türlü türlü. Kim, neye inanmak istiyorsa onu aktarýyor kuþaktan kuþaða. Aleviliðin yazýlý geleneðinin de yeni yeni geliþtiðini düþünecek olursak, sözlü aktarýmlarýn çeþitliliðinin bizi þaþýrtmamasý gerektiðini de kolayca kavramýþ oluruz. Aleviler kendilerini yalnýzca Kýzýlbaþ olarak da tanýmlamýyor; Caferi, Hüseyni, Alevi, Gürûh-i Naci ve Bektaþi diyerek çeþitli adlandýrmalar, bölgeye ve gruplara göre de deðiþiyor. Ancak özellikle günümüzde Aleviler kendilerini tanýmlarken Kýzýlbaþ ifadesini pek kullanmýyor. Peki, Kýzýlbaþlar nasýl olmuþ da kendilerini bir müddet sonra Alevi olarak tanýmlamaya baþlamýþlar ve ne zamandan beridir? Alevilere neden Kýzýlbaþ dendiðiyle ilgili bu rivayetlerin yaný sýra Sünniler arasýnda genel ifadesiyle bu tanýmlamanýn Alevi topluluðunu aþaðýlamak amacýyla da uzun yýllardýr kullanýldýðý bir gerçek. Krisztina Kehl-Bodrogi kitabýnda bununla ilgili de birkaç kelam ediyor. “Kýzýlbaþ ifadesinin, söz konusu inanç topluluðunun üyeleri tarafýndan pejoratif (aþaðýlayýcý) ve topluluk karþýtlarýnýn uydurduðu bir isim olmasý nedeniyle reddedildiði yönündedir. Alevi ifadesi günümüzde gittikçe daha fazla yaygýnlýk kazansa da eski nesil topluluk üyelerinin kendilerini hâlâ ve genelde Kýzýlbaþ olarak tanýmladýklarý gerçeði sabit kalýr.” Anlaþýlan o ki Bodrogi’nin iddiasýna göre Aleviler hâlâ kendilerini Kýzýlbaþ olarak da tanýmlýyor, ancak Kýzýlbaþ kelimesine yüklenen aþaðýlayýcý anlamýn da bilincindeler. Yani Alevilerin karþý olduðu þey Kýzýlbaþ ifadesinin kendisi deðil, kavramla ilintilenen içerik. Bodrogi’ye göre, Alevi kavramýnýn kullanýlmasý ise on altýncý yüzyýlla birlikte baþlýyor. Bu da bizi baþka bir tarih dilimine, 1. Selim zamanýna götürüyor. Çünkü Alevilerin/Kýzýlbaþlarýn marjinal bir konuma geçmeleri de yine o dönemin fitillediði ateþlerden birisi. Bugünün Alevileri Sonsöz niteliðinde bir önsöz kaleme almýþ Kýzýlbaþlar/Aleviler kitabýnda Bodrogi ve bir bölümünde kitabýn yazýlmasýnýn amacýný þöyle dile getiriyor: “Bu çalýþma daha ziyade Kýzýlbaþ/Alevi inancýný ve bu inanca özgü sosyal ve dini yapýyý, içinde hareket ettikleri toplumun kuþatmasý altýnda tamamen eriyip yok olmadan önce kayýt altýna alma çabasý olarak deðerlendirilebilir.” Hem bir uyarý hem de ciddi bir tespit olarak yüzümüzde sert bir tokat gibi çýnlayan bu cümle, Kýzýlbaþlarýn/Alevilerin içinde bulunduklarý toplumun yapýsý içinde eriyip yok olacaklarý endiþesini de gözler önüne seriyor. Grubun ötekileþtirilmesi, dini ötekileþtirmeden politik ötekileþtirmeye kayan eksen, dini ve sosyal organizasyonun çökmesi, grup içi evlilik kuralýnýn gücünü giderek yitirmesi, dini bilginin aktarýmýndaki aksaklýklar ve kesintiler yazara çok önemli bir soru daha sorduruyor. Burada asýl soru diyor Bodrogi; “bu þartlar altýnda Kýzýlbaþlýðýn/Aleviliðin hayatta kalma þansýnýn olup olmadýðýdýr.” Günümüz Alevi/Kýzýlbaþ genç neslin de ele alýndýðý bölümden yola çýkarak ise þöyle diyor yazar: “Bu þartlar altýnda sorulmasý gereken eskiye göre artmýþ olan nüfustaki yeni kuþaðýn, Alevi ve Alevi olmayan ‘ilerici’ ozanlarca aktarýlan nefeslere ne daha az, ne daha fazla ilgi gösteren üyelerinin, kendilerini Alevi olarak görüp görmedikleri ya da anne babalarýnýn olduðu anlamda Alevi olarak kavranýp kavranmayacaklarý sorusudur.” Krisztina Kehl-Bodrogi’nin bu kapsamlý çalýþmasýyla Kýzýlbaþlýk/Alevilik nedir, ne deðildir sorusunun cevabýna biraz daha yaklaþacaðýnýzý tahmin ediyorum. Tarihsel içeriði ve grubun sosyal ve dini yapýsýný günümüz haliyle de gözler önüne sermeye çalýþan kitap hiç olmazsa yalan yanlýþ, ezbere bilgilere de dur diyecek nitelikte. KIZILBAÞLAR Krisztina Kehl-Bodrogi Çeviren: Oktay Deðirmenci, Bilge Ege Aybudak Ayrýntý Yayýnlarý 2012, 224 sayfa, 18 TL. Radikal Kitap Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Cuma Onur ÞAHÝN UNESCO tarafýndan 1985 yýlýnda hem doðal ve hem de kültürel miras listesine alýnan ve dünyada bir baþka benzeri bulunmayan Kapadokya bölgesinde peribacalarý arasýna yapýlan butik otelin inþaatý, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan durduruldu. Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, bakanlýktan gelecek olan heyetin inþaat alanýnda incelemelerde bulanacaðýný kaydetti. Kapadokya bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Nevþehir´in Uçhisar beldesinde, tarihi Uçhisar Kalesi yamaçlarýndaki peribacalarý arasýnda bir süre önce yapýmýna baþlanan butik otel inþaatý nedeniyle artan tepkiler üzerine Kültür ve Turizm Bakanlýðý inceleme baþlattý. Konuyla ilgili gazetecilerin sorularýný yanýtlayan Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, inþaatýn yapýmýna uzman ekip araþtýrmasýný tamamlayýp raporunu sununcaya kadar ara verildiðini açýkladý. Bahsedilen projenin Nevþehir Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kurulu'ndan onaylý ve Uçhisar Belediye Baþkanlýðýndan yapým izni almýþ bir proje olduðunu ifade eden Vali Savaþ, proje ile ilgili kendilerine gelen þikayetlerin bakanlýk yetkililerine iletildiðini belirterek, ''Kültür ve Turizm Bakanlýðýnýn yöneticileriyle görüþmelerimizde bu konuda kaygý olduðunu ifade etmiþtim. Tabii medyada da son dönemde yer almaya baþladý. Bakanlýðýmýz bu kaygýlarý duyduðu andan Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir´de pide fýrýnlarýnda ve ekmek büfelerinde çalýþanlara yönelik hijyen eðitimi düzenlenecek. Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Birliði Baþkaný Ýsmail Ördü, 4 Ocak 2012 tarihli ve 28163 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe giren Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeþitleri Tebliði gereði kurum olarak yapacaklarý hijyen eðitimleri hakkýnda bir açýklama yaptý. Söz konusu tebliðin EK-2´nin 10. maddesinde, 'Bu tebliði kapsamýnda faaliyet gösteren gýda iþletmecileri sorumluluk alanlarý ile ilgili çalýþtýrdýklarý personelin gýda hijyeni ile ilgili konularda eðitilmelerini saðlarlar' hükmü gereði 06 Temmuz 2012 tarihinde TESK ile Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý arasýnda ekmek üretiminde, daðýtýmýnda ve satýþýnda çalýþan personel ile fýrýnlarýn uzantýsý olmayan ekmek satýþ yerlerindeki ekmek satýþý yapan personele, genel gýda hijyeni konularýnda eðitilmelerini saðlamak amacýyla bir 'Ýþbirliði Protokolü' imzalandýðýný hatýrlatan Ördü, Türkiye genelindeki esnaf odalarý birliklerinin bu konuda yetkili kýlýndýðýný ifade etti. Bu kapsamda Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü ile Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Birliði tarafýndan eðitimlere baþlanacaðýný açýklayan Ýsmail Ördü, ilk etapta ekmek ve pide üretimi yapan firmalarýn iþletmecileri ile üretim ve daðýtým kýsýmlarýnda çalýþan personellerine yönelik eðitim düzenleneceðini ve eðitim sonunda katýlýmcýlara sertifika verileceðini belirtti. Ördü ayrýca, fýrýncýlýk ve pidecilik sektöründe faaliyet gösteren esnaflarýn baðlý bulunduklarý odalardan bilgi alarak eðitimlere baþvurabileceklerini sözlerine ekledi. itibaren bir ön araþtýrma yapmýþtý fakat 19 Kasým tarihli Kültür Bakanlýðý müsteþarýmýzýn bir yazýsýyla Kültür Varlýklarý ve Müzeler Genel Müdürlüðünden uzman bir ekibin buraya gelip konuyu yerinde inceleyeceði ve bu inceleme sonuçlanýncaya kadar inþaatýn yapýlmasýna ara verilmesi yönünde bir talimat aldýk. Bugün itibarýyla inþaatýn yapýmý durduruldu. Çalýþmalara uzman ekip araþtýrmasýný tamamlayýp raporunu sununcaya kadar ara verildi'' dedi. Vali Savaþ, bakanlýktan gelecek olan ekibin çalýþmalarýný kýsa sürede tamamlamasýný beklediðini sözlerine ekledi. Eskiden köylerde un deðirmenleri olurdu ve un deðirmenlerini iþletenlere de Deðirmenci derlerdi. Deðirmencinin oðlu bir gün babasýnýn yanýna deðirmene gitmiþ. Niçin olduðunu anlamamýþ ama deðirmende bir kavga olmuþ ve deðirmenciyi iyice dövmüþler. Çocuk doðru eve gelmiþ ve kardeþlerine; Babamdan biz korkuyoruz. Deðirmendekiler babama çaldýlar sopayý demiþ. Bizde kimin kimden niçin korktuðunu bilemiyoruz ama bildiðimiz bir þey var ki oda insanlar bildiklerini söylemiyorlar, söyleyemiyorlar. Korkunun ecele faydasý yok terimini de bilmelerine raðmen. Büyük bir ihtimalle zaman zaman doðrular söylendiðinde birilerinin çýkarlarýna ters düþecek ve doðruyu söyleyen de söylediðinin bedelini aðýr ödeyecek. Ama unutulmamalý ki doðruyu söylememenin bir bedeli varsa, söylemenin de bedeli olacaktýr. Ülkede yaþananlara bakýyorsunuz iþin üzerine gidilse yer yerinden oynar ama kimseden týk yor. Þikayetçi var mý diye sorsanýz yine týk yok ama birebir konuþtuðunuzda herkes kan aðlýyor. Kimileri kalkýyor ülke elden gidiyor diyor, bir baþkasý iþim elden gidecek diyor, kimileri fýrsat elden kaçýyor diyor ama iþ düþünceleri kamuoyu ile paylaþmaya gelince ortada kimseler yoktur. Belli ki insanlar birilerinden korkuyorlar ama niçin korktuklarýný da söyleyemiyorlar. Alevilerde bir söz vardýr. Eline, Diline, Beline sahip ol. Bu söz birçok anlamda yorumlanabilir. Birileri çýkar, Elinle koymadýðýný alma yani senin olmayan bir þeye el uzatma, haksýzlýk etme, Üzerine düþmeyen konuda laf etme, dedikodu etme, yalan söyleme. Baþkalarýnýn namusunu kendi namusun gibi gör ve ona saygýlý ol, Bir baþkalarý da bunu daha farklý deðerlendirir ve; Eline yani memleketine yurduna (yaþadýðýn yere) sahiplen, deðerini bil. Diline yani konuþtuðun diline sahiplen, ana dilini konuþma dilin olarak kullan, Alevi öðretisinin temelini oluþturduðu gibi tüm insanlarýnda uymasý gereken bu üç kural ne yazýk ki günümüzde tamamen çýkar amaçlý kullanýlmaya baþlandý. Eþler birbirlerine yalan söylüyor, ebeveyn çocuklarýna, iþçi iþveren, siyasiler seçmenlerine yalan söylüyorlar. Sokakta insanlar baþkalarýnýn namusunu hiç sayýyorlar hatta erkek kadýn fark etmiyor, birbirlerinin eþlerine sarkýntýlýk ediyor. Üzerine düþmediði halde gereksiz ve anlamsýz laflar ediyor. Bu örnekler çoðaltýlabilir ama bir söz vardýr. Arif isen bir gül yeter koklamaða Nadan isen gir bahçeye yolmaða. Bunun en kýsa anlamý adam olana bir söz yeter ama hala anlayamayanlara ise dedem Cafer Tan bir þiirindeki iki dörtlüðünde þöyle sesleniyor. Marifet insanda gayne bakýlmaz Hak terazisine hile yapýlmaz Sebze pazarýnda altýn satýlmaz Mevkiine göre dükkan olmalý Mevkiine göre dükkan açýlýr Kýymeti bilene altýn satýlýr Bilmeyenler için bakýr katýlýr Gizli hazineler ayan olmalý Gizli hazineler insanda ayan Cafer, gaflette uyuma uyan Ecelin gelince hiç verme zaman Ruhunda gördüðün rahman olmalý. Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK 20-Kasým-2012 DÝSK 20 Kasým tarihini Filistin ile dayanýþma günü ilan etti ve bugün Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliði önünde protesto gösterisi düzenledi “Riyakâr hükümetlere karþý, iþgal yalanlarýna karþý, ABD’ye ve þýmarýk çocuðu Ýsrail’e karþý sesimizi yükseltmek ve Filistin halkýyla dayanýþmak için 20 Kasým Salý gününü FÝLÝSTÝN HALKIYLA DAYANIÞMA GÜNÜ” ilan ettiðini bildiren Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK), Filistinlilere dönük saldýrýlarýný artýran ve neredeyse katliam düzeyine çýkartan Ýsrail’i protesto etti. DÝSK üyesi sendikalar bugün saat: 12:30’da, Gaziosmanpaþa’da Uður Mumcu Caddesinden Mahatma Gandhi Caddesi No: 85 adresinde bulunan Ýsrail Ankara Büyükelçiliðine yürüyerek protesto gösterisi yaptý. Ýsrail’e dur demek emperyalizme hayýr demektir Ýsrail’e “DUR” demek, bölgedeki emperyalist saldýrganlýða “HAYIR” demektir diyen DÝSK, Ýsrail’in Gazze’ye dönük saldýrýlarý sonucu onlarca Filistinlinin yaþamýný yitirdiðini bildirdi. DÝSK, Filistin Ortadoðu’nun kapanmayan yarasýdýr DÝSK tarafýndan yapýlan açýklamada, ”Ortadoðu’nun uzun yýllardýr kapanmayan yarasý Filistin yine kanamaya devam ediyor. Katliamlara doymayan Ýsrail, Filistin halkýnýn yaþama haklarýný ve olanaklarýný her geçen gün daha da kýsýtlarken, insan haklarý ihlallerinde sýnýr tanýmýyor; katliamlarýný sürdürüyor” denildi. DÝSK’e baðlý sendikalarýn üyeleri Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliðine protesto yürüyüþü yaptý Uður Mumcu Caddesinin Seyran Baðlarý tarafýndaki baþýndan, “FÝLÝSTÝN’E ÖZGÜRLÜK. FÝLÝSTÝN HALKI YALNIZ DEÐÝLDÝR” parkartý açarak Ýsrail Büyükelçiliðine yürüyen DÝSK’liler yürüyüþ süresince sýk sýk, “YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ – FÝLÝSTÝN HALKI YALNIZ DEÐÝLDÝR – KATÝL ÝSRAÝL HESAP VERECEK” sloganlarý haykýrdýlar. Ýsrail’in Ankara Büyükelçiliði yoðun güvenlik önlemleriyle korunuyor Yoðun güvenlik önlemleriyle korunan Ýsrail Büyükelçiliðine yaklaþýldýðýnda önü devletin silahlý güçlerince kesilen DÝSK korteji, burada DÝSK Genel Baþkaný Erol EKÝCÝ’nin yaptýðý basýn açýklamasýyla protesto eylemini sürdürdü. DÝSK Genel Baþkaný Erol EKÝCÝ, katliamcý Ýsrail ordusunun saldýrýlarý artarak sürüyor “KAHROLSUN EMPERYALÝZM! YAÞASIN ÖZGÜR FÝLÝSTÝN!” sloganýyla konuþmasýna baþlayan DÝSK Genel Baþkaný EKÝCÝ, katliamcý Ýsrail ordusunun Filistin’e ve Filistinlilere yönelik artýrdýðý saldýrýlar sonucunda onlarca insan yaþamýný kaybettiðini ve bir kez daha sivilleri hedef aldýðýný söyledi. Parçalanmýþ topraklarýyla kendi ülkesinde bir mültecidir Filistinli EKÝCÝ, Filistin halkýnýn topraklarýnýn Ýsrail tarafýndan iþgal edilmesi nedeniyle bugün paramparça bir halde olduðunu, nüfusunun yüzde 20’sinin Ýsrail bölgesinde bulunduðunu, 4.5 milyon Filistin yurttaþýnýn ise kendi topraklarýna dönüþ haklarý olmamasý nedeniyle dünyanýn çeþitli ülkelerinde mülteci olarak yaþamak zorunda kaldýðýný bildirdi. Ýþsizlik, yoksulluk ve sefalet Filistinlinin yaþamýnýn önemli parçasý “Dönseler de artýk sýðýnabilecekleri bir ülkeleri yok! Batý Þeria ve Gazze’de 3.5 milyon insan yoksulluklarla dolu ve her türlü haktan yoksun yaþýyorlar. Filistinlilerin yüzde 60’ý iþsiz, iþ alanlarý da yok. Yüzde 50’si ise tam bir sefalet içinde yaþýyorlar” diyen EKÝCÝ, günde 2 dolardan az gelire sahip Filistinlilerin nüfusun yarýsýndan fazlasýný oluþturduðunu, kontrol noktalarýnda insanlarýn aþaðýlanarak bekletildiðini, iþkence yapýlýp kurþunlara hedef olduðunu, bunun ABD desteðiyle yýllardýr süren Ýþgalin acý bir bilançosu olduðunu söyledi. Ortadoðu’da emperyalizmin insanlýk düþmaný politikasý hüküm sürüyor Filistin’de acýnýn hiç bitmediðini, Afganistan ve Irak’ta ABD iþgalinin sürdüðünü, Golan Tepelerinin ise yýllardan beri Ýsrail siyonizminin iþgali altýnda bulunduðunu kaydeden EKÝCÝ, þimdi sýranýn Suriye’de olduðuna iþaret ederek hedef tahtasýndaki Ýran’ý da hatýrlattý. EKÝCÝ, onurlu Filistin halkýnýn yanýnda olmak, emperyalizme karþý Ortadoðu halklarýyla ayný safta yeralmaktýr Bütün bu olup bitenler karþýsýnda Filistin’de Ýsrail’e “dur!” demenin, bölgedeki emperyalist saldýrganlýða “hayýr” demek anlamýna geldiðini belirten EKÝCÝ, onurlu Filistin halkýnýn yanýnda olmak, emperyalizme karþý yoksul Ortadoðu halklarýnýn safýnda olmak demektir diyerek konuþmasýný sürdürdü. EKÝCÝ, Filistin bir devlet ve toprak parçasýndan ziyade bir yaklaþým ve yaþatýlan duygudur “Filistin nerededir?” diye anlamlý bir soru yönelten EKÝCÝ, yanýtýný yine kendisi þu sözlerle verdi. “Kimi dünya haritalarýnda Filistin devleti yer almaktadýr. Kimi haritalara göre Filistin Ortadoðu’dadýr. Ancak Filistin bir toprak parçasýndan çok, bir anlayýþ ve bir duygudur.” Filistin; ABD’de derisinin renginden dolayý baský altýnda tutulan Afrikalýlarýn mahalleleri, Güney Amerika’da dað köyleri, Asya’nýn uzak bir köþesinde dini özgürlükleri kýsýtlanan Müslüman kasabalarýdýr “ABD’de derisinin rengi yüzünden baský gören Afrikalýlarýn yaþadýðý mahalleler Filistin’dir. Filistin, Güney Amerika’da aðaçlarý kesilen ýrmaklarý kurutulan dað köyleridir. Asya’nýn uzak bir köþesinde dini özgürlükleri kýsýtlanan Müslümanlarýn yaþadýðý kasabalardýr” diyen EKÝCÝ, Türkiye’de hak ettiði maaþý alamazken evine ekmek götürmeye çalýþan iþçilerin çalýþtýðý fabrikalarýn da Filistin olduðunu söyledi. EKÝCÝ, nerede bir ezilen, hakký gaspedilen varsa Filistin’i anýmsatýr, insan onuruna ve vicdanýna sahip çýkan herkes Filistinlidir Nerede bir ezilen varsa, hakkýný alamayan ama hakkýný arayan birileri varsa orasýnýn Filistin olduðuna iþaret eden EKÝCÝ, insan onuruna ve insan vicdanýna sahip çýkan herkesin Filistinli olduðunu ve o yüzden Filistin halkýna sýkýlan her kurþunun, atýlan her bombanýn kendimize atýlmýþ kabul edilmesi gerektiðini bildirdi. EKÝCÝ, Filistin halkýnýn dostu kim, Ýsrail ve ABD’nin dostu kim bu Türkiye’de iyi bilinir Türkiye de herkesin Filistin halkýnýn dostlarýnýn kimler olduðunu sorgulamasý gerektiðini hatýrlatan EKÝCÝ, hükümetin kameralar karþýsýnda Ýsrail’e karþý tavýrlar sergilemekte adeta þov yaptýðýný, ancak bir yandan da ABD ve Ýsrail ile dostluðunu sürdürdüðünü, bunun son örneðinin ABD ve Ýsrail’i savunmayý amaçlayan füze üslerine ev sahipliði yapmasýyla gösterdiðini kaydetti. DÝSK, her zaman Filistin halký ve sendikalarýnýn kadim dostudur Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleriyle Filistin halkýnýn mücadele örgütleri arasýnda uzun yýllara dayanan bir dostluk bulunduðunu, DÝSK’in, bedeller ödenerek korunmuþ bu dostluðu sürdürdüðünü ifade eden EKÝCÝ, Filistin Sendikalar Konfederasyonu baþta olmak üzere bölgedeki demokrasi güçleriyle dayanýþma içinde olduklarýný, bugün de, “Filistin Halkýyla Dayanýþma Günü” kapsamýnda DÝSK üyelerinin çalýþtýðý bütün iþyerlerinde Filistin’le dayanýþma bildirileri okunduðu ve sendikalarýmýzýn Filistin bayraklarýyla donatýldýðýný söyledi. EKÝCÝ, Birleþmiþ Milletler Ýsrail saldýrganlýðýný ve iþgalini durdurmalý, Filistin’i tanýmalýdýr Birleþmiþ Milletler’e Ýsrail Büyükelçiliði önünden çaðrý yapan EKÝCÝ, “Ýsrail saldýrganlýðýný ve iþgalini durdurun. Filistin’i eþit haklara sahip özgür bir devlet olarak tanýyýn…” dedi. EKÝCÝ, Filistinlilere yapmadýðýný býrakmayan Ýsrail artýk Filistinlilere dönük zulme ve iþgale son vermeli, Filistinlilerin özgürlüðüne saygý göstermelidir Ýsrail’i uyaran EKÝCÝ þunlarý söyledi, “Yýllardýr ABD emperyalizmi ve bölgedeki kukla rejimlerle iþbirliði içinde uygulamadýðýnýz zulüm, yapmadýðýnýz baský, kullanmadýðýnýz silah kalmadý. Yine de Filistin halkýnýn direniþini bitiremediniz. Artýk Filistinlilerin özgürlüðüne saygý gösterin. Ýþgale ve zulme son verin.” EKÝCÝ, AKP hükümeti Ýsrail ve ABD ile askeri anlaþmalarý feshetmeli, emperyalizmin deðil Ortadoðu halklarýnýn yanýnda yeralmalýdýr DÝSK Genel Baþkaný Erol EKÝCÝ AKP hükümetini de uyararak þunlarý söyledi. “Ýsrail ve ABD ile bütün askeri anlaþmalarý feshederek, Kürecik’teki füze kalkanýný kaldýrarak, emperyalizmin çýkarlarýnýn deðil, Ortadoðu halklarýnýn yanýnda yer alýn.” Sermaye çevrelerini uyaran EKÝCÝ, iþgale daha fazla ortak olmayýn Ýsrail ile ticaret yapan Türkiyeli þirketleri de uyaran EKÝCÝ, “iþgale daha fazla ortak olmayýn!” dedi. Konuþmasýnýn sonunda Filistin halkýna seslenen EKÝCÝ, “Yalnýz deðilsiniz. Türkiye’de iþçiler, emek ve demokrasi güçleri özgür ve demokratik bir Filistin kurulana kadar sizinle birlikte olacaktýr” diyerek, “KAHROLSUN EMPERYALÝZM! YAÞASIN ÖZGÜR FÝLÝSTÝN! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN BÝRLÝÐÝ ve HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ!” sloganlarýyla bitirdi. EKÝCÝ’nin konuþmasýnýn ardýndan bir süre oturma eylemi yapýldý ve sonra eylem sonlandýrýldý. 20 Kasým 2012 Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZIIRMAK 19-Kasým-2012 KESK’li kadýnlar, Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma Günü olan 25 Kasým’ý taleplerin hatýrlatýldýðý eylemlerle karþýlýyor 25 Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma Günü’ne iliþkin Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) Kadýn Sekreteri Canan ÇALAÐAN, bugün Konfederasyon merkezinde düzenlediði basýn açýklamasýnda; “KESK’li Kadýnlar olarak eril þiddetin her türlüsüne karþý yine alanlarda olacak ve taleplerimizi haykýracaðýz” dedi. KESK Kadýn Sekreteri Canan ÇALAÐAN, bugün yaptýðý basýn açýklamasýnda eylem takvimini açýkladý Ülkemizde AKP iktidarýnýn son on yýldýr hayata geçirdiði politikalarýn bir sonucu olarak kadýna dönük þiddetin sistematik olarak arttýðýna iþaret eden KESK Kadýn Sekreteri Canan ÇALAÐAN, KESK’li kadýnlarýn eril þiddete karþý sessiz kalmayacaðýný, taleplerini haykýrmak için alanlarda olacaðýný bildirdi. Yarým asýr önce Mirabel kardeþlerin akibeti ile günümüz Türkiye’sinde yaþayan kadýnlarýn karþýlaþtýklarý arasýnda çok benzerlik var Bundan yaklaþýk yarým asýr önce Mirabel kardeþlerin, ülkelerindeki diktatörlüðe karþý özgürlük mücadelesi yürütürlerken erkek devlet þiddetinin hedefi olduklarýný ve vahþice katledildiklerini anýmsatan ÇALAÐAN, günümüz Türkiye’sinde, hayata geçirdiði erkek egemen politikalarla AKP iktidarýnýn, diktatörlük rejimlerini aratmayan uygulamalarýný baþta kadýnlar olmak üzere, kendisi gibi düþünmeyen, iktidarýna biat etmeyen tüm muhalif kesimlere dayattýðýný kaydetti. AKP iktidarý muhalif sese tahammül edemiyor, KESK’li kadýnlar iktidarýn hedefinde ÇALAÐAN, eril þiddetin türlü biçimleriyle karþý karþýya gelindiði böylesi bir süreçte iktidarýn, karþý ses çýkaran tüm kesimlere olduðu gibi üyelerine yönelik baský, gözaltý ve tutuklamalarla KESK’e dönük saldýrýlarýný da sürdürdüðünü, üst üste yapýlan operasyonlarla onlarca KESK’e baðlý sendikanýn üyeleri ve yöneticilerinin gözaltýna alýnarak tutuklandýðýný söyledi. . ÇALAÐAN, þu anda 67 KESK’li kadýn tutuklu bulunuyor ÇALAÐAN, bugün itibariyle sendikalarýnýn genel merkez kadýn sekreterleri, þube kadýn sekreterleri ve kadýn komisyonu üyelerinden oluþan 14 kadýn baþta olmak üzere toplam 67 KESK’linin tutuklu bulunduðunu hatýrlattý. ÇALAÐAN, emek ve kadýn mücadelesiyle dikkat çeken KESK, egemenlerin hedefinde Emek ve demokrasi mücadelesini cinsiyet özgürlüðü mücadelesinden ayrý görmeyen, bu kapsamda kurulduðu günden bu yana kimseden icazet almaksýzýn, kendi ilkeleri ýþýðýnda mücadelesini yürüten KESK’e dönük bu saldýrýlarý manidar bulduklarýný belirten ÇALAÐAN konuþmasýný þöyle sürdürdü. “Mevcut hükümetin amacý bir taþla birkaç kuþ vurmaktýr. Bir yandan kadýn üyelerimiz þahsýnda Türkiye’deki kadýn mücadelesi, diðer yandan tüm üyelerimiz þahsýnda yürüttüðümüz emek ve demokrasi mücadelesi hedef alýnmaktadýr. Böylelikle kamu emekçilerinin örgütlü gücü etkisizleþtirilmeye çalýþýlmaktadýr.” ÇALAÐAN, KESK’li kadýnlar içeride de dýþarýda da özgürlük, barýþ ve demokrasi mücadelesinden geri durmayacak KESK’li kadýnlar olarak; KESK’e yönelik bu saldýrýlara rýza göstermeyeceklerini ifade eden ÇALAÐAN , arkadaþlarýný cezaevlerinde deðil yanlarýnda görmek istediklerini, bu nedenle bir kez daha; “Özgürlük, barýþ, demokrasi, emek ve insanca yaþam mücadelesini içerde ya da dýþarýda ayný kararlýlýkla sürdüreceðiz” diye haykýrdýklarýný belirtmiþtir. ÇALAÐAN, AKP iktidarý döneminde kadýna dönük þiddet sistematik hale geldi Bizzat baþbakanýn ‘kadýn erkek eþit deðildir’ diyerek açtýðý yoldan ilerleyen devlet ve hükümet yetkililerinin her gün yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve pratiklerle, toplumsal yapýda yerleþik olan eþitsiz cinsiyet iliþkilerini daha da pekiþtirdiklerini kaydeden ÇALAÐAN konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü. “Erkeðin küçük devleti olan aile dýþýnda, kadýnýn toplumsal yapý içinde kendi kimliðiyle var olmasýna tahammül edilemiyor. Bu kýsýr çemberi aþmayý zorlayan birçok kadýn taciz veya tecavüz ile olmadý canýna kast edilerek durdurulmaya çalýþýlýyor. Kadýna yönelik þiddet istatistiklerine yansýyan rakamlar, ne yazýk ki bizleri haklý çýkarýyor. Türkiye’de kadýna yönelik þiddet münferit deðil sistematiktir ve son 10 yýllýk AKP iktidarý döneminde belirgin bir artýþ göstermiþtir.” KESK’li kadýnlar iþyerlerinde, sokaklarda þiddetin her türlüsüne karþý çýkýþýný sürdürecek KESK’li kadýnlar olarak; ‘Þiddetten arýndýrýlmýþ bir dünya bir Türkiye yaratmak’ þiarýyla sendikalarda örgütlenmeye devam edeceklerini belirten ÇALAÐAN, iþyerlerinde, sokaklarda þiddetin her türlüsüne hayýr diyeceklerini, inadýna susmayacaklarýný, inadýna isyan edip haykýracaklarýný vurguladý. Yoksulluk yaþamý çekilmez hale getirirken, iþ güvencesi tartýþýlmak isteniyor “Esnek, güvencesiz çalýþma koþullarýnýn dayatýlmasý yanýnda, iþ güvencemiz de tartýþmaya açýlmak isteniyor, yoksulluk yaþamý her geçen gün daha da zorlaþtýrýyor” diyerek konuþmasýný sürdüren ÇALAÐAN bu konuda þunlarý söyledi; AKP iktidarýnýn Ulusal Ýstihdam Stratejisinin hedeflerinde yine kadýnlar var “Ýþ güvencemizin kapalý kapýlar ardýnda tartýþýldýðý bu dönemde, kadýnlar daha çok ev iþlerine mahkûm edilmek istenmekte, çalýþma hayatýnýn içinde direnen kadýnlara da kölelik koþullarý dayatýlmaktadýr. AKP iktidarýnýn 19.yy kölelik düzenini aratmayan Ulusal Ýstihdam Stratejisinin güvencesiz, sendikasýz, esnek ve ucuz iþgücü ordusu için emekçilere fýrlattýðý saldýrý oklarý en fazla kadýnlarýn sýrtlarýna saplanmaktadýr. 10 yýllýk iktidar sürecinde haklarýmýzý gasp eden ve bir 10 yýlýmýzý daha ipotek altýna almaya ant içmiþ AKP hükümeti, ‘Hedef 2023’ projesiyle daha ucuz ve daha korunmasýz kadýn emeðini, saðlýk ve eðitim harcamalarýný kýsmayý, yaþlý, hasta ve çocuk bakýmlarýný artýk kamusal bir hizmet olmaktan çýkarmayý ve evdeki görevleri katlanmýþ ‘köle kadýnlar’ yaratmayý hedeflemektedir.” KESK’li kadýnlar neo-liberal politikalara karþý da sesini yükseltecek ÇALAÐAN, KESK’li kadýnlar olarak; üzere duyarlý tüm insanlarýn yüreðini aðzýna getiren bu sürecin barýþ için bir fýrsat olarak deðerlendirilmesini istiyoruz. Yýllardýr söyledik yine söylüyoruz; her savaþýn ortak düþmaný kadýnlardýr. AKP hükümeti 10 yýldýr, içeride çeþitli biçimlerde eril þiddeti sürdürürken, þimdi bir de Ortadoðu ve Suriye’ye savaþý körüklüyor. Silahlý çatýþmalar kadýna yönelik þiddeti týrmandýrýr ve tecavüz, cinsel kölelik, ev içi þiddet, yoksulluk ve göç kadýnlarýn kaderi haline gelir. “ ÇALAÐAN, Kürt sorununun barýþçýl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için KESK’li kadýnlarýn ýsrarý sürecek Egemenlerin ýsrarla sürdürdükleri savaþa karþý tepki gösteren ÇALAÐAN þunlarý söyledi; “KESK’li kadýnlar olarak yaþanan savaþýn son bulmasý, daha fazla insanýn ölmemesi, analarýn daha fazla aðlamamasý için, bu savaþtan medet uman ve kar saðlayanlara karþý, Kürt sorunun barýþçýl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için eþit, özgür, barýþçýl ve demokratik bir Türkiye özlemimizi býkmadan, usanmadan haykýracaðýz.” KESK Kadýn Sekreteri Canan ÇALAÐAN, KESK’li Kadýnlarýn, “25 Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Uluslararasý Mücadele Ve Dayanýþma Günü” dolayýsýyla gerçekleþtirecekleri eðitim ve saðlýk sistemiyle, hukuksal düzenlemeleriyle, gelenek, görenek, örf ve adet sistemiyle her türlü dayatmayý içeren kendilerini ikincil cins olarak gören ataerkil sisteme ve cinsiyet ayrýmcýlýðýný pekiþtiren neo-liberal politikalara karþý mücadele edeceklerinin altýný çizdi. Savaþ hükümeti diyalog ve müzakere yerine sorunlarý derinleþtirmeyi tercih ediyor Hükümetin içerde ve dýþarýda savaþ naralarý attýðýna, diyalog ve müzakere yoluyla çözüm üretmek yerine sorunlarý daha da derinleþtirdiðine iþaret eden ÇALAÐAN, konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü. . “Ülkede 30 yýldýr süren çatýþmalý ortamýn, en aðýr sonuçlarýný biz kadýnlar yaþadýk. Kürt sorununda, diyalog ve müzakere yoluyla çözüm yerine, þiddeti temel alan bildik politikalarda ýsrar edilmesi, yaþanan acýlarý katlamak dýþýnda bir sonuç getirmedi. Bu çerçevede Kürt sorununun demokratik çözüm yolunu açmak için kendi bedenlerini ortaya koyan binlerce tutuklu ve hükümlünün, yürüttükleri açlýk grevi eylemlerini 68. günde sona erdirmeleri, ülkemizde onarýlmasý imkânsýz derin yaralarýn açýlmasýnýn önüne geçti. Baþta tutuklu ve hükümlülerin anneleri olmak eylem takvimini de þöyle açýkladý. >19 Kasým 2012 Pazartesi günü; Ýþ yerlerinde “Kadýna Yönelik Þiddete Sürüyor, Ýsyanýmýz Büyüyor Susmuyoruz, Örgütleniyoruz, Durduracaðýz” temalý kokartlar takýlacak, hafta boyunca iþ yerlerinde iþ kolu özgün sorunlarýný ve taleplerini de içeren basýn açýklamalarý yapýlacak. >21 Kasým 2012 Çarþamba günü; Dayanýþma amacýyla, tutuklu KESK’e baðlý sendikalarýn üye ve yöneticilerini kart gönderilecek, ardýndan eril þiddetin her türüne karþý “Þiddetin karanlýðýna karþý, ýþýk olmak için alanlardayýz” þiarýyla, kent merkezlerinde basýn açýklamasý yapýlacak, açýklama esnasýnda alana mumlar yakýlarak býrakýlacak. >23 Kasým 2012 Cuma günü; Halen Sakarya ilinde sürmekte olan Ö.Ç. Davasýnýn 2. Duruþmasýna; Ýstanbul, Kocaeli, Düzce ve Bolu gibi çevre illerden durumu uygun olan kadýn üyelerin katýlýmýyla kitlesel destek sunulacak. >25 Kasým 2012 Pazar günü; 25 Kasým günü var olan illerde, kadýn platformlarý veya demokratik kitle örgütleri ile birlikte, olmayan yerlerde KESK Þubeler Platformu olarak güçlü alan eylemleri, basýn açýklamalarý yapýlacak. 19 Kasým 2012