S - dedemansm.com
Transkript
S - dedemansm.com
DEDEMAN QUARTERLY DQ SAYI-ISSUE 11 YAZ-SUMMER 2011 45 yıllık zaman tüneli 45 year time tunnel Antalya’da macera Adventure in Antalya Dedeman Otelleri CEO’su Tamer Yürükoğlu ile röportaj Interview with CEO Tamer Yürükoğlu of Dedeman Hotels DQ ÖNSÖZ-FOREWORD 1 Değerli Dedeman Dostlar›, Doğanın canlandığı güneşli yaz günlerini karşılarken 45. yılımızın mutluluğu ve coşkusu ile sizlere çok özel bir sayı hazırladık. 45 yıllık geçmişi satırlara sığdırmamız zor olsa da; bu yılları hatırlatacak ajanda sayfalarımız, 45 yıllık Dedeman serüvenimiz, 1960’lar yılını yâd ettiğimiz moda çekimimiz, yine bu yıllara ait vazgeçilmez arabalarla ilgili hazırladığımız konu başlığımız, sizleri bir nebze olsun o yıllara götürecek. Ayrıca; 2011 yılının seyahat trendleri, Antalya’nın macera tarafı, bu yaza damgasını vuracak festivaller, başarılı ressam Mehmet Emin Karahan ile söyleşi, Dedeman mutfağından çok özel tarifler ve daha fazlası DQ’nun bu sayısında sizleri bekliyor. Güzel bir yaz geçirmeniz dileğiyle, keyifli okumalar…. Dear friends of Dedeman, This month’s edition is a very special one, since we are celebrating our 45th year in the beautiful summer season. Although it’s hard fitting 45 years into a couple of sentences; we’ll be taking you back with our agenda pages, 45 years of Dedeman adventures, a fashion shoot dedicated to the 1960’s and an article all about the unforgettable cars of those years. In addition to this, summer trends of 2011, Antalya’s adventurous side, top festivals this summer, an interview with artist Mehmet Emin Karahan and very special recipes straight from the Dedeman kitchen are all waiting for you in this month’s DQ magazine. Wishing you a wonderful summer... Tamer Yürükoğlu CEO Dedeman Hotels & Resorts International DQ DQ ‹Ç‹NDEK‹LER-CONTENTS 10 ajanda-zoom 04 Türkiye’de ve dünyada olup bitenler The news from Turkey and the world trend 2011 Seyahat trendleri 18 2011 Travel trends seyahat-travel Antalya’da macera 24 Adventure In Antalya 24 hobi-hobby 1960’lı yılların vazgeçilmez otomobilleri 32 The unforgettable cars of the 1960’s yemek-food Dedeman mutfağından lezzet taşıyor… 37 32 The Dedeman kitchen is packed with flavor... kültür&sanat Festivaller mevsimi YAPIM - PRODUCTION AJANS MEDYA GENEL YAYIN YÖNETMEN‹ EDITOR-IN-CHIEF Arzu Karacadağ YAZI ‹ŞLER‹ MÜDÜRÜ (Sorumlu) MANAGING EDITOR Duygu Uz Koronel KATKIDA BULUNANLAR - CONTRIBUTORS Esin Müftüoğlu, Eda Yeşim, Sema Şanl›, Güneş F›nd›koğlu, Sara Baydur, Gizem Ünsalan, Müge Şenel Esatoğlu, Şule Demiröz, Duygu Altekin REKLAM GRUP BAŞKANI ADVERTISING GROUP CHAIRMAN Gonca Alyanak Savc› REKLAM KOORD‹NATÖRÜ ADVERTISING COORDINATOR Tolgay Gülten röportaj-interview Mehmet Emin Kahraman ile söyleşi AJANS MEDYA Kuruçeşme Caddesi, No: 3 Kuruçeşme 34345 ‹stanbul Tel: 0212 287 19 90 moda-fashion 45 yıl öncesine yolculuk… BASKI VE C‹LT / PRINTING PRESS Apa Uniprint Bas›m San. ve Tic. A.Ş. Had›mköy ‹stanbul Asfalt›, Ömerliköy Mevkii 34555 Had›mköy, Çatalca- ‹stanbul Tel: 0212 798 28 42 Dedeman röportaj-interview Otelleri CEO’su Yay›n Türü 3 ayl›k, süreli, yerel Bas›m Yeri ve Tarihi ‹stanbul, Mayıs 2011 Interview with Mehmet Emin Kahraman 58 Journey to 45 years ago... 70 Tamer Yürükoğlu ile söyleşi Interview with CEO Tamer Yürükoğlu of Dedeman Hotels Dedeman Hotel&Resorts International’›n ücretsiz yay›n›d›r. Complimentary copy of Dedeman Hotels&Resorts International. haberler-news Dedeman dünyas›ndan haberler Dergide yay›mlanan yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlar›n her hakk› sakl›d›r. Kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz. Yaz›lar›n sorumluluğu yazarlara, yay›nlanan ilanlar›n sorumluluğu ise sahiplerine aittir. 74 News from Dedeman Hotels 58 YÖNET‹M YER‹ - EXECUTIVE CONTACT Dedeman Hotel&Resorts International Y›ld›z Posta Caddesi No.52 34340 Esentepe- ‹stanbul Tel: 0212 337 39 00 www.dedeman.com REKLAM MÜDÜRLERİ ADVERTISING MANAGERS Gözde Çokgezen, Özgür Çokgezen 52 70 ‹MT‹YAZ SAHİBİ - CHAIRMAN Dedeman Hotel&Resorts International ad›na Tamer Yürükoğlu Season of the festivals 46 37 DEDEMAN QUARTERLY öykü-story Begüm Ahu Ağlaç’dan keyifli bir hikâye 78 A cozy tale from Begüm Ahu Ağlaç All rights are reserved that pertain to the written materials, photographs and illustrations published in the magazine. Nothing in this magazine may be borrowed or reproduced without full credit being given to the source. DQ 18 S TREND-TREND 19 ravel trends continuously change due to holiday hot spots being replaced with new and different locations, altering habit and preference. In order to stay on top of these changes, the tourism sector constantly renews its system. With new services come exciting and interesting offers for visitors. Let’s start with a couple of hints and measures to be looked out for before we focus on a couple of the travel trends of this year. T Seyahat Trendleri Travel Trends Before boarding the plane be fully aware of the rights granted to you by the company that sold you the ticket. A number of companies certify that in case of flight cancellation they will get you to your destination with another airline. This way there is no risk of your holiday being cancelled. The majority of hotels these days have corporate memberships that offer privileges. Along with your membership comes a card that works like a credit card collecting points which can then be spent on any of the hotel services. Before making your reservation, you should remember to ask about these types of privileges. 4 45 DQ YILLIK ZAMAN TÜNELİ YEAR TIME TUNNEL 45 yıl öncesinin gündemine yolculuk… A JOURNEY BACK TO THE AGENDA 45 YEARS AGO… THE BEATLES’TAN YEPYENİ BİR ALBÜM Son zamanların en çok konuşulan grubu The Beatles yepyeni albümüyle müzik dünyasındaki popülaritesini sürdürmeye devam ediyor. “Rubber Soul” adındaki albüm Beatles’ın 6. stüdyo albümü olma özelliğine sahip. Müzik eleştirmenlerine göre Beatles bu albümleri ile zirveye ulaştı ve kariyerlerinin en büyük başarısına imza attı. Albümdeki tüm şarkıların sözleri ve müziği ise Lennon ve McCartney’e ait. Beatles furyasından uzak kalmak istemiyorsanız, bu albümden bir tane edinmenizde fayda var. A BRAND NEW ALBUM FROM THE BEATLES The most talked about group recently, The Beatles continues its popularity in the music world with a brand new album. “Rubber Soul,” The Beatles’ 6th studio album, is considered to be the biggest success of the band’s career by music critics. The lyrics and music for all of the songs on the album belong to Lennon and McCartney. If you don’t want to miss out on The Beatles craze, we highly recommend you get your copy of “Rubber Soul” today. ÖDÜLLÜ FİLMLER YENİDEN GÖSTERİMDE 18-24 Nisan tarihlerinde 2.si düzenlenen Ankara Kısa Filmler Festivali’nde gösterilen filmler gösterime hazırlanıyor. Festival için Türkiye’ye gelen ünlü yönetmen Roger Vadim başkanlığındaki jüri tarafından ödüle layık görülen filmler arasından seçilen 5 Film üye olmayan sanatseverler için tekrar yayınlanacak. Birinciliği paylaşan Rusya yapımı “İkiz” ve Kanada yapımı “Altmış Bisikletçi” dikkati çeken filmler olurken, ikincilik ödülünü kazanan İsveç yapımı “Johann Ekberg”, üçüncü olan Bulgaristan yapımı “Papatya” ve dördüncü olan Fransa yapımı “Gül ve Tuz” yeniden gösterilecek filmler arasında. Filmler 11 Haziran Cumartesi 18.30-21.15 saatleri arasında ve 12 Haziran Pazar günü 21.15’te Sinematek Derneğinde ücretsiz olarak izlenebilir. AY’DA BİR ADAM İnsanoğlu sonunda uzaya ayak bastı. Bunca zaman boyunca uzaya sadece insansız araçlar gönderiliyordu ancak NASA bu durumu değiştirdi ve ilk insanlı uzay aracını aya gönderdi. Apollo-11 isimli bir uzay aracıyla aya gönderilen astronotlar, 21 Haziran 1969’da dünyanın tarihini değiştirecek bir olaya imza atmış oldular. Astronot Neil Armstrong’un önderliğini yaptığı bu keşifte uzayın sırları çözülmeye çalışılacak. AWARD WINNING FILMS RE-SHOWN Films that were shown during the second Ankara Short Film Festival from April 18-24 will be re-shown. The jury by famous director Roger Vadim selected and awarded five award winning films to be re-shown to art lovers. The first place was a draw between a Russian production “Twins” and a Canadian production “Sixty Cyclists”. The second place was awarded to a Swedish production “Johann Ekberg”, third place to a Bulgarian production “Daisy” and the fourth to a French production “Rose and Salt”. The films will be shown Saturday June 11, 18:30-21:15 and Sunday June 12, 21:15 at the Sinematek Association for free. A MAN ON THE MOON Mankind has finally stepped foot in space. The only crafts sent into space were unmanned until NASA sent the first manned spaceship to the moon. On June 21, 1969, the astronauts sent to the moon with the Apollo-11 spaceship made history. This voyage, led by Astronaut Neil Armstrong, will attempt to solve the mysteries of space. 5 BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ 6 KADIN SMOKİN GİYER Mİ? Son zamanların en çok konuşulan oyunu “Bir Delinin Hatıra Defteri” salonları tıklım tıklım doldurmaya devam ederken, oyuncuları da ödülleri de silip süpürmeye devam ediyor. Ünlü Rus oyun yazarı Gogol tarafından 1842 yılında yazılan tek kişilik oyunu oynayan Genco Erkal Ankara Sanatseverler Derneği tarafından en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görüldü. Sevdiği kadının bir asilzadeye aşık olduğunu öğrendikten sonra delirerek kendini İspanya Kralı zannetmeye başlayan bir devlet memurunun hikayesinin anlatıldığı oyun, Şubat ayı boyunca Ankara Sanat Tiyatrosu’nda perdelerini açmaya devam edecek. Eğer giydiren Yves Saint Laurent ise neden olmasın? Yaratıcı tasarımlarıyla modanın öncülerinden olan Yves Saint Laurent “Le Smoking” adını verdiği ve kadınlar için tasarladığı smokin ile moda dünyasının dikkatini üzerine çekmiş durumda. Kadınlığı öne çıkarmak yerine, erkeksi yanları ortaya koyan bu smokin, dünyanın moda anlayışını baştan sonra değiştirecek gibi görünüyor. CAN A WOMAN WEAR A SMOKING JACKET? If the one dressing you is Yves Saint Laurent, then why not? A pioneer in the world of fashion Yves Saint Laurent has captured everyone’s attention with his brand new design, a smoking jacket for women called “Le Smoking”. It looks like this will have the fashion world turning upside down with a design that doesn’t aim to bring out the feminine side of women but rather their masculine side. THE DIARY OF A MADMAN Of late, one of the most talked about plays The Diary of a Madman has been completely sold out as well as the cast picking up all the awards. Genco Erkal who performs the one man play written by Russian playwright Gogol in 1842 has been awarded Best Male Actor by the Ankara Art Lovers Foundation. The story is about a civil servant who finds out that the woman he loves actually loves a nobleman causing him to go insane and into thinking he is the King of Spain. The play will be performed at the Ankara Sanat Theatre throughout February. 7 CELESTE HOLM İSTANBUL’A GELİYOR 8 DQ “Ohklahoma” müzikali ile kendisini gösteren ve sonrasında “Gentlemen’s Agreement”,”Come to the Stable” ve “All About Eve” adlı filmlerle dünyaca ünlü bir sinema sanatçısı haline gelen, hem yetenekli hem de güzel kadınlardan olan Celeste Holm, çıktığı Yakın Doğu Turnesi sayesinde İstanbul’a da uğrayacak. Kendisi gibi yetenekli Wesley Addy ve Gordon’un da eşlik edeceği turnede, 22 yazarın eserlerinden derlenen müzik ve tiyatro metinlerini kapsayan “Interplay” adlı oyun sergilenecek. Kadın erkek ilişkilerinin irdelendiği bu oyun Türk-Amerikan Derneği desteğiyle 23 Haziran Perşembe günü saat 21.00’de, Yeni Komedi Tiyatrosu’nda seyredilebilir. CELESTE HOLM IS COMING TO ISTANBUL After making an impact with her performance in the musical “Oklahoma”, followed by performances in films like “Gentlemen’s Agreement”, ”Come to the Stable” and “All About Eve”, the talented and beautiful Celeste Holm took her place as a world famous film star. During her Eastern Tour accompanied by Wesley Addy and Gordon, she will also be stopping by Istanbul. The performance called “Interplay” features a compilation of 22 musical and theatrical works. Sponsored by the Turkish-American Association, the play that focuses on the relationship between men and women will take place Thursday June 23 at 21:00 at the Yeni Komedi Theatre. THE FAMOUS MEDRANO CIRCUS VISITS ISTANBUL Founded in1873 by the Casertelli family, Italy’s most important circus “Medrano” will be making a stop in Istanbul following visits to many countries around the world. Be prepared to have your breath taken away by never before seen stunts and performances. The Medrano Circus will be setting up the biggest circus to have ever taken place in Istanbul, bringing with it Bengal tigers, snow white Spanish show horses and a range of talented acrobats. If you don’t want to miss this amazing experience then make sure you book now. The Medrano Circus will take place throughout June and July at the Spor ve Sergi Sarayı. İSTANBUL AŞIĞI BİR FRANSIZ: MARC ARYAN Ermeni asıllı Fransa doğumlu Belçikalı şarkıcı Marc Aryan, geçtiğimiz günlerde yaptığı Türkiye ziyaretinden bir İstanbul aşığı olarak geri döndü. Bu düşkünlüğünü İstanbul için özel bir şarkı yaparak anlatmaya karar veren Aryan, “İstanbul” adını verdiği yeni şarkısını yayınladı. Sözleri Fransızca olan şarkıda sık sık İstanbul’u düşlediğini ve Boğaz’ı tekrar görmek istediğini belirten Aryan’ın konserini kaçırdıysanız üzülmeyin, kendisini çok geçmeden tekrar İstanbul’da dinleyebileceğiz gibi duruyor. A FRENCHMAN IN LOVE WITH ISTANBUL: MARC ARYAN Originally from Armenia the French born Belgian singer Marc Aryan fell in love with Istanbul during his recent visit to Turkey. He solidified his love by writing and releasing a song called “Istanbul”. The song that is in French is about how he often dreams of Istanbul and longs to see the Bosphorus once again. Don’t worry if you missed Marc Aryan’s concert as it looks like he will be back performing very soon. ÜNLÜ MEDRANO SİRKİ İSTANBUL’DA 1873 yılında Casertelli ailesi tarafından kurulan İtalya’nın en önemli sirki “Medrano” daha önce görülmemiş, nefes kesecek performanslarını sergilemek üzere dünyanın birçok ülkesine uğradıktan sonra nihayet İstanbul’a gelmeye hazırlanıyor. İstanbul’daki gelmiş geçmiş en büyük sirki kuracak olan Medrano Sirki’nin beraberinde getireceği Bengal kaplanlarını, bembeyaz İspanyol gösteri atlarını, birbirinden hünerli cambazları kaçırmak istemiyorsanız yerlerinizi şimdiden ayırtın. Medrano Sirki Haziran ve Temmuz ayları boyunca Spor ve Sergi Sarayı’nda görülebilir. 9 DEDEMAN ANKARA 10 Bundan 45 yıl önce, Türkiye’yi ilgilendiren politik ve ekonomik kararların alındığı önemli süreçte başkent, Dedeman grubunun ilk oteliyle tanıştı. Dedeman Ankara, kentin merkezindeki konumu ve sunduğu misafirperverlik ilkesiyle kapılarını açtı. Güler yüzlü çalışanları, kendinizi evinizde hissettirecek yapıdaki odaları ve konforlu ortamıyla Dedeman Ankara, Dedeman Oteller zincirinin ilk göz ağrısı... DEDEMAN ANKARA 45 years ago, in a time of important political and economical events, Ankara met with Dedeman Group’s first hotel. Dedeman Ankara opened the doors with its location in the city center and its principle of hospitality. With its smiling staff, rooms that make you feel at home and comfortable environment, Dedeman Ankara is the first beloved hotel of the Dedeman Hotels chain... 11 YEARS DEDEMAN JOURNEY YILLIK DEDEMAN YOLCULUĞU 60’LAR ’S 70’LER ’S 80’LER ’S 12 13 Beatles çılgınlığı Beatlesmania Dedeman Ankara 1966 İnsanoğlu aya ayak bastı First man on the moon Hippiler dönemi Hippies Diana ve Charles’ın evliliği The marriage of Diana and Charles Dedeman İstanbul 1982 Dedeman Antalya Hotel & Convention Center 1989 90’LAR ’S Dedeman Cappadocia Hotel & Bilgi Çağı ve İnternet Convention Center Information Age and Internet 1989 Berlin Duvarı’nın yıkılışı The fall of Berlin Wall 2000’LER ’S Dedeman Palandöken 1994 Pop Müziğin Kralı Michael Jackson King of the Pop Music Dedeman Rize 1995 Dedeman Park Antalya 1997 Dedeman Diyarbakır 1998 Yeni bir bin yılın başlangıcı Arrival of new millenium Galatasaray UEFA Kupası’nı Kazandı Galatasaray win the UEFA Trophy Dedeman Silk Road Tashkent 2003 Türkiye Eurovision birincisi Turkey wins Eurovision Song Contest Dedeman Palandöken Ski Lodge 2005 Dedeman Konya Hotel & Convention Center 2006 Dedeman Şanlıurfa 2007 Fatih Akın Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı Fatih Akın wins the Best Scenario Award at Cannes Dedeman Princess Sofia 2008 Dedeman Trimontium Princess Plovdiv 2008 Dedeman Damascus 2009 Dedeman Palmyra 2009 Dedeman Aleppo 2009 Dedeman Gaziantep Hotel & Convention Center 2009 Kate ve William evliliği The marriage of Kate and William Dedeman Zonguldak Açılış / Opening 2011 Dedeman Edirne Açılış / Opening 2011 45 YILLIK DEDEMAN OTELCİLİK SERÜVENİNİN LİDERİ MEHMET KEMAL DEDEMAN… 14 Çevresindekilerin deyimiyle “söz ağası” , yazmayı hayatından esirgemeyen, her lafı uyaklara sokmayı seven bir isim Mehmet Kemal Dedeman, nam-ı diğer hayatını sayısız başarılarla doldurmuş Dedeman Otelleri’nin kurucusu, tam 45 yıl önce 6 Haziran 1966’da Ankara’da adımları atılan Dedeman Ankara Oteli... Aslında Özdedeoğlu olan Mehmet Kemal Bey’in soyadı, aile isimlerine atıflarda bulunan “Dedeman” olarak, bu otel zincirinin kuruluşuyla beraber değişiyor. Dedeman Otelleri’nin ambleminde bulunan kartal figürü ise, her zaman gurur duyduğu memleketi Kayseri’nin Aladağlar ilçesinde bulunan Kartal Tepesi’nden geliyor. “Otelcilik aslında bir hizmet dalı, misafir ağırlayacaksın Şartlar ne olursa olsun misafire bakacaksın, baktıracaksın” 1990 İnsana hizmet, ibadet etmektir düşüncesiyle iş hayatına yön veren Mehmet Kemal Dedeman, otelcilik işinde “İhtisasa hürmet” ve “Misafirimiz her zaman haklıdır” prensiplerini de benimsemişti. Bir konuşmasında “Müşterilerimizi evimizdeki misafir olarak kabul ederiz ve mümkün olan oranda onların kendi evlerinde gibi hissetmelerini sağlarız. Bu anlayış her zaman her noktada değişmez bir değerdir.” demiştir. Misafirlerine kendi isimleriyle hitap etmenin önemini de her zaman vurgulayan Mehmet Kemal Bey, ancak böyle bir iletişim ile kurulan bağın güçlü olacağını savunur, kendi otellerinden vazgeçmeyen konuklarının bu nedenle burada olduklarını belirtirdi. Mehmet Kemal Dedeman aşırı çalışkanlığı ve iş tutkusuyla da bilinirdi. “Üstüme güneş doğmamıştır.” sözüyle her gün erkenden kalktığını belirten ve işe erken başlamanın bereketi getirdiğini söyleyen Mehmet Kemal Bey, günde en fazla 4-5 saat uyur, buna rağmen her daim enerjik olurdu. Bu bitmek bilmeyen enerjisiyle, bir patron olarak, yanında çalışanlara her zaman örnek olmuştur. Onu tanıyanların söylediğine göre iş tutkusunun yanı sıra, gür sesi, heybetli yapısı ve otoriter kişiliği de iş hayatına damga vuran diğer özelliklerinden olmuştur. “Mükemmel yoktur, tekâmül vardır.” Her zaman gelişmeye açık olunmasının önemini belirten Mehmet Kemal Dedeman’a göre üstesinden gelinemeyecek sorun yoktu. Bir sorunla karşılaştığında, telkin yoluyla sorunları çözebileceğine kendini inandırır “Yakınmayı bırak, yekinmeye bak.” diyerek harekete geçerdi. Yeniliklere, değişikliklere her zaman açık bir insan oldu, yeni şeyler öğrenmenin peşini asla bırakmadı. “Torunlarımla arasında asla tercüman olsun istemem.” diyen Mehmet Kemal Bey, zamanından uzak kalmayarak, başarı çizgisini hep yukarılara taşıdı. Dedeman Otelleri’nin günümüzdeki başarısının temel taşını oluşturan Mehmet Kemal Bey’i, 45. yılımızda saygıyla anıyoruz… “Otellerimize gelenlerin müşteri değil, misafir olduklarını her zaman herkese telkin etmişimdir.” 1966 – Mehmet Kemal Dedeman 15 MEHMET KEMAL DEDEMAN, 16 THE LEADER OF 45 YEARS’ DEDEMAN STORY 17 Known as a “master of words” by those around him, Mehmet Kemal Dedeman, also known as the founder of the ever-successful Dedeman Hotels, was someone who always incorporated writing into his life and who enjoyed poetry. Dedeman revealed just how strong the 45-yearold hotels chain is… Perhaps the most important step in this history was the establishment on June 6, 1966, exactly 45 years ago, of the Dedeman Hotels in Ankara... Mehmet Kemal Bey’s last name, which was originally Özdedeoğlu, changed with the founding of this hotel chain into “Dedeman,” which alludes to his family name. The eagle figure on Dedeman Hotels’ emblem comes from the Kartal Hill in the Aladağlar province of Kayseri, Dedeman’s homeland of which he was ever proud. Mehmet Kemal Dedeman was also known for his extreme assiduousness and his passion for work. Mehmet Kemal Bey said that he woke up early each morning with the words “the sun has not risen over me,” and that starting work early brings abundance.” In spite of sleeping for only 4-5 hours at the most each day, he remained ever energetic. With his ceaseless energy, he always set an example for his colleagues as a boss. According to those who knew him, qualities that characterized him include his rich voice, statuesque appearance and domineering personality, in addition to his passion for what he did. “Hotel management is actually a service branch; you have to host guests You have to look after or have others look after the guest, no matter what the circumstances” 1990 Mehmet Kemal Dedeman knew the importance of always being open to improvement; according to him, there was no problem that could not be solved. When he faced a conflict, he would make himself believe that he could resolve it with his calm manner and take action, saying, “Stop whining. Start being certain.” He was someone who was always open to innovation and change, never giving up on learning new things. “I would never want there to be a translator between my grandchildren and myself,” Mehmet Kemal Bey said; he constantly strove to achieve more while staying close to the present. In our 45th year, we respectfully commemorate Mehmet Kemal Bey, who was the cornerstone of Dedeman Hotels’ success today… Having shaped his career based on the belief that serving people is a kind of worship, Mehmet Kemal Dedeman had also embraced the principles of “respecting expertise” and “our guest is always right.” In one speech, he said, “We consider our customers our guests at home, and we make sure they feel as much at home as they possibly can. This approach is an unchanging value everywhere, all the time.” Mehmet Kemal Bey always emphasized the importance of referring to his guests by their names, defending that only a relationship formed through communication such as this can be strong and that this is why his regular guests always prefer his hotel. “There isn’t perfection. There is evolution.” “Those who come to our hotels are not our clients, they are our guests.” 1966 – Mehmet Kemal Dedeman 20 21 Rising Destinations Every other day a new country is added to the “no visa required” list. Russia is now one of those countries which will allow you to travel without a visa. The holiday plans that are in demand in Russia are river tours. One of the tours that starts in St. Petersburg and ends in Moscow is a great opportunity as an introduction to Russian Culture as well as being completely relaxing. Russia Yükselen Destinasyonlar Her geçen gün vize uygulanmayan ülkelere bir yenisi daha ekleniyor. Rusya da vizenin kalkmasıyla rahatlıkla gidebileceğiniz ülkelerden. Bu ülkede en çok revaçta olan tatil planlarını ise nehir turları oluşturuyor. Özellikle St. Petersburg’dan başlayan ve Moskova’ya kadar uzanan nehir yolculuklarında, hem Rus kültürü ile tanışabilir, hem de kış boyu yorulan ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Rusya Sveti Stefan Island A neighbor to Croatia and located in Montenegro, the Sveti Stefan Island is soon to become a destination in demand. The Aman hotel chain has bought the villa that the Montenegro King used to spend his summers in, transforming it into a luxurious hotel turning the island into a heavenly holiday spot. Another trend of this year is the cheap but equally luxurious Middle Eastern tours. Following the endless rain and cold that has had us seeking out the sun, these tours of Egypt are guaranteed to warm you to your core. Egypt Hırvatistan’ın komşusu Karadağ, nam-ı diğer Montenegro’da bulunan Sveti Stefan adası yeni yeni yükselen destinasyonlardan bir tanesi. Aman otel zincirinin Montenegro Kralı’nın yazlarını geçirdiği villa’yı alarak lüks bir otel haline getirdiği ada bambaşka bir tatil cennetine dönüşmüş durumda. Deniz ve güneş tutkunlarının vazgeçilmezi olmaya hazırlanan bu ada, hem ruhunuza hem bedeninize iyi gelecek. Sveti Stefan Adası Bu yazın diğer trendlerinden bir tanesi de ucuz ama bir o kadar da lüks olan Ortadoğu turları. Bu sene bitmek bilmeyen yağmurlardan ve soğuklardan usananlar için düzenlenen Mısır turları deyim yerindeyse kemiklerinizi ısıtacak seçeneklere sahip. Hem Anadolu medeniyetlerinin tarihine tanıklık etmenize, hem de çöl safari turları ile maceracı ruhunuzu ortaya çıkarmanıza yardımcı olacak bu turlar, hayatınız boyunca unutamayacağınız anılarınız arasına girmeye aday. Mısır 22 Yunan Adaları Yazların vazgeçilmez bir seçeneği olan mavi turlar sayesinde bu yaz en çok tercih edilecek rotalardan bir tanesi de mitolojisiyle, tarihiyle, masmavi denizi ve yemyeşil doğasıyla bir cenneti andıran Yunan Adaları. Hem yakın olması, hem de vize engelinin bulunmaması ile cazip hale gelen bu adalara düzenlenen mavi turlar ile hem engin denizlerde yol alacak, hem de huzur bulma fırsatını yakalayacaksınız. Dubrovnik Vizesiz gidebileceğiniz yerlerden başka bir tanesi de Dubrovnik. Hırvatistan’ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan bu küçük ama sevimli şehir, geçen sene olduğu gibi bu senenin de gözde destinasyonlarından bir tanesi. Avrupa’nın en güzel tarihi kentlerinden biri ve Adriyatik’in incisi olarak değerlendirilen Dubrovnik, bir yandan tarihi havayı solurken diğer yandan doyasıya yüzme imkânı bulabileceğiniz olağanüstü bir kent. Yorucu iş yaşamından uzaklaşmak istediğinizde doğaya dönmek hem bedeninizi hem ruhunuzu dinlendirir. Malezya’nın güneydoğusunda bulunan Mabul Adası, bu tür doğa kaçamakları arayanlar için tam bir cennet. Pırıl pırıl denizi ve bu denizin içinde bulunan birbirinden ilginç ve nadide deniz canlılarıyla özellikle dalış yapmayı sevenlerin uğrak noktası olan bu ada, 2011 yazının en gözde destinasyonlarından bir tanesi. Mabul Adası 23 Şehirdeki keşmekeşten uzaklaşmak isteyenlerin muhteşem bir doğa ile huzur bulduğu bir ada Lummi Adası. Tarihi mekânları, şirin kafeleri ve restaurantları, birbirinden lezzetli deniz ürünleri ise cabası. Yolu Washington’a düşenlerin uğramadan geçmemesi gereken bu ada, tatilinde sakinlik arayanların yükselen yeni tercihi. Lummi Adası Greek Islands The Blue Voyages that are an all time summer favorite will be making major headway around the Greek Islands that reflect heavenly attributes with their mythology, history, deep blue sea and luscious greenery. The fact that it’s so close as well as a no visa requirement, you will find yourselves completely relaxed and cut off from any distractions as you sail along the open sea. Dubrovnik Dubrovnik is another place that you can go without a visa. This small but charming city is on the coast of the Adriatic Sea, Croatia. Besides last year, this year it is again one of the favorite destinations. Dubrovnik is considered to be one of Europe’s most beautiful historic cities and the pearl of the Adriatic. It is a remarkable city where you can find the opportunity to swim in a beautiful sea while enjoying history. Mabul Island To relax our body and soul we mostly prefer to turn to the nature. Mabul Island in southeast Malaysia is a heaven for people who are seeking nature getaways. With its sparkling sea and interesting but rare sea creatures, this island is a remarkable stopover especially for diving lovers. Those who want to get away from the chaotic life of the city can find a wonderful peace with the nature that Lummi Island has. Historical places, pretty cafes and restaurants, delicious seafood are other charming features of this lovely island. If you stop by in Washington, you ought to visit this island which is calm holiday-seekers’ rising new choice. Lummi Island DQ 24 YAZI- BY M Ü G E ŞEN EL E SAT OĞL U SEYAHAT-TRAVEL Antalya’da Macera Güzel havası ve masmavi deniziyle yıllardır yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan Antalya’nın aktif yönünü keşfedin. Son yıllarda alternatif turizm açısından da önemli bir merkez haline gelen Antalya’nın çok fazla bilinmeyen maceracı yönünü sizler için araştırdık… Adventure In Antalya Discover the active side of Antalya, which has been a favorite of locals and tourists alike for many years thanks to its fresh air and blue sea. The city has also become an important center for alternative tourism in recent years. We looked into the little-known adventurous side of Antalya for you… Toroslar’da Safari Keyfi Kemer’den Toroslar’a günübirlik cip safari turları, bu konuda uzmanlaşmış acentalar tarafından organize ediliyor. Çeşitli uluslardan onlarca insanın katıldığı bir konvoyla şenlik havasında gerçekleştirilen safari turları hareketli ve de çok eğlenceli. Pek çok seyahat acentası tarafından sunulan safari turlarının içerikleri birbirine benziyor. Şehir içerisinde diğer araçlar ile birlikte grup oluşturarak yola çıkmadan önce buluşma noktasında, tur güzergâhı ve diğer önemli konularla ilgili bilgi veriliyor. Daha sonra cipler ile yüz kilometreyi aşan parkur için yola çıkılıyor. Kemer’den Beydağları’na doğru hareketle başlayan safarinin, asıl keyifli tarafı asfalt yerini toprak yola bıraktıktan sonra başlıyor. The Joy of Safari in the Taurus Mountains The daily jeep safari tours that go from Kemer to the Taurus Mountains are organized by agencies that have become experts in this field. These vigorous and fun safari tours, which have the air of a convoy festival, are held with tens of people from various countries. These safari tours are offered by many travel agencies and contain more or less the same things. Prior to forming a group with the other vehicles within the city and then departing, information is given at the meeting point regarding the tour’s route and other important subjects. Afterwards, jeeps make their way to the racetrack that exceeds 100 kilometers. The truly enjoyable part of the safari, which starts out in Kemer and extends out towards Beydağları, begins after the asphalt turns into unpaved road. 25 Cable Ski’yle Su Kayağı Heyecanı 26 Tatil anlayışınızda maceracı bir ruh hali içersindeyseniz işte tam size göre bir macera: Cable Ski. Cable Ski, Alman mühendis Bruno Rixen’in 1959’da icat ettiği ve kısa sürede dünyanın pek çok yerine yayılmış olan bir su sporu. Tekneyle çekilerek yapılan su kayağı yerine, özel tasarlanmış çelik direklerden yapılan, su yüzeyinden 8-12 metre yüksekliğe kurulu bir kablo hattından sarkan iplerin çekmesiyle yapılıyor. Antalya Havalimanı’na 38 kilometre uzaklıktaki Türkiye’nin ilk Cable Ski Parkı HipNotics, 200 dönümlük arazi üzerinde, 90 dönümlük 3 ayrı göletten oluşuyor. Göletler toplamda 120,000 m3 su içeriyor. 350 metre uzunluğundaki ilk gölette, mono kayanlar için bir slalom kursu bulunurken, ikinci gölette 7 adet rampa mevcut. Üçüncü gölet ise yeni başlayanlar ve özel ders almak isteyenler için düşünülmüş. Göletlerin hepsinde kablo makara sistemi mevcut. Tellere bağlı bir mekanizma sayesinde, motor gürültüsü veya benzin kokusu olmadan göletlerin üzerinde su kayağı ve wakeboard yapılıyor. Teleski’ye benzer mantıkla çalışan Cable Ski’de, sporcuların hızı saatte en az 20, en fazla 65 kilometre gidecek şekilde ayarlanıyor. Gölette 12 kişi aynı anda kayabiliyor. Kablo saatte 28 kilometre hızla döndüğünde, 800 metrelik bir parkurda her bir kayakçı parkuru iki dakikada tamamlıyor. Tesiste kaymaktan sıkılanlar göletlerde yüzebiliyor. Ayrıca çocuklar için de park bulunuyor. Hem eğlenmek, hem de wakeboard hareketleri yapmayı denemek isteyenler trambolini tercih ediyorlar. Su kayağı sporları dışında tesiste basketbol, plaj voleybolu, kaykay pisti, langırt ve masa tenisi gibi farklı etkinlikler de yapılıyor. 27 The Thrill of Water Skiing with Cable Ski If you’re the kind who’s searching for a thrilling vacation, this adventure is just for you: Cable Ski. Cable Ski is a water sport that was invented in 1959 by German engineer Bruno Rixen and that quickly became popular around the world. Instead of being pulled by a boat, however, skiers use ropes that dangle from a cable line built 8-12 meters above water level and made out of specially designed steel poles. Turkey’s first Cable Ski park Hip-Notics, located 38 kilometers away from the Antalya Airport, is spread out over 200 acres, with 3 ponds that each take up 90 acres. These ponds include a total of 120,000 m3 of water. The first pond, which is 350 meters long, features a slalom course for those skiing mono, while the second pond has 7 ramps. The third pond is set aside for beginners and those who want to take private lessons. All of the ponds feature a cable reel system. Thanks to a mechanism attached to the wires, you can enjoy water skiing and wakeboarding in the ponds without loud motor noises or the smell of gasoline. Cable Ski is similar in idea to Teleski, and the athletes’ speed is arranged to be at least 20 kilometers an hour and at the most, 65. 12 people can ski at once in the pond. When the cable spins at 28 kilometers an hour, each skier completes the 800-meter racetrack in 2 minutes. Those who get tired of skiing are invited to swim in the ponds. There is also a park for children. Those who want to have fun while trying out wakeboarding moves prefer the trampoline. In addition to water skiing sports, the facilities allow for different activities such as basketball, beach volleyball, skateboarding, foosball and table tennis. The facilities are open 12 months out of a year, and visitors include foreign tourists who are there daily as well as professionals. For now, Turks are not seen regularly at Hip-notics, yet the company aims to bring Cable Ski tourism to Turkey and contribute to the development of water skiing in our country. 28 Hip-notics Water Skiing Center Address: Manavgat Street Koprulu Kanyon Crossroad Antalya Tel: 0 242 762 32 34 www.hip-notics.com Discover the Freedom Hidden in the Wind Paragliding emerged in the early 1980s as an extreme sport when several pioneers began jumping off slopes with parachutes. In time, the aerodynamic structure of parachutes developed, as did their performance abilities; they became vehicles, separate from free parachutes, whose purpose was flight. Paragliding training begins with theory, which includes subjects such as equipment knowledge, aerodynamics, flight technique, macro and micro meteorology. Ground training is given after theoretic training; the purpose of ground training is to further the students’ parachute reflexes while on the ground and to teach them the basic movements. Students who complete ground training take about 20-30 beginners’ flights from hills that are 30-40 meters tall. Yılın 12 ayı boyunca açık olan tesisin ziyaretçileri arasında hem günübirlik gelen yabancı turistler hem de profesyoneller var. Türklerin ilgisi şimdilik çok sınırlı. Hip-notics, Cable Ski turizmini Türkiye’ye taşıyor hem de ülkemizde su kayağının gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. Hip-notics Su Kayağı Merkezi Adres: Manavgat Yolu Köprülü Kanyon Kavşağı Antalya Tel: 0 242 762 32 34 Rüzgarda Saklı Özgürlüğü Keşfedin Yamaç paraşütü, birkaç yenilikçi havacı tarafından 1980’li yılların başlarında serbest paraşütlerle yamaçlardan koşarak kalkmalarıyla başlayan bir ekstrem spor türü olarak ortaya çıktı. Zamanla paraşütlerin aerodinamik yapılarının gelişmesiyle birlikte performansları da arttı ve serbest paraşütlerden ayrılarak amacı uçuş olan bir araç haline geldi. Yamaç Paraşütü, dağ ya da tepe gibi bir yükseltinin yamacından koşarak havalanabilen, hava şartlarına bağlı olarak kalkış noktasından daha da yüksek irtifalara çıkabilen ayrıca keskin dönüş ve istenen noktaya kolayca inebilen oldukça güvenli bir hava aracı. Kanat şeklini alan paraşüt birkaç adımlık koşu sonrasında yerden kesiliyor ve uçuş başlıyor. Yamaç paraşütü eğitimi önce teoriyle başlıyor. Teorik eğitimde; malzeme bilgisi, aerodinamik, uçuş tekniği, makro ve mikro meteoroloji gibi konular anlatılıyor. Teorik eğitimin ardından geçilen yer eğitiminin amacı öğrencilerin yerde paraşütle ilgili olan reflekslerinin gelişmesini sağlamak ve onlara temel hareketleri 29 30 öğretmek. Yer eğitimini bitiren öğrenciler önce 30-40 metre yükseklikteki tepelerden 20-30 civarı başlangıç uçuşu gerçekleştiriyorlar. Yamaç paraşütü, tandem adı verilen çift kişilik paraşütlerle de yapılabiliyor. Macera tutkunları, tecrübeli pilotlar eşliğinde Toroslar’ın zirvesinden Akdeniz’in kumsallarına süzülerek inebiliyor ve doğanın yeşili ile denizin mavisinin buluşmasını gökyüzünden izlemenin ayrıcalığını yaşayabiliyorlar. Tandem uçuşları için tecrübeniz olması gerekmiyor; yapmanız gereken tek şey kalkış sırasında birkaç adım atarak koşmak. Bu atlayışlar için gerekli tüm ekipmanlar da hizmet veren şirketler tarafından sağlanabiliyor. Yamaç paraşütü yapanlara unutulmaz anlar yaşatan atlayış, Adrasan’ın 980 metre yüksekliğindeki Odunluk tepesinde başlıyor; yaklaşık 25 dakikalık uçuş sonrasında Adrasan, Mavikent ya da Karaöz sahilinde sona eriyor. Böylece yamaç paraşütü meraklıları hem uçmanın mutluluğunu yaşıyor, hem de bakir koyları havadan görme imkânına sahip oluyorlar. Dedeman Antalya Hotel & Convention Center Dedeman Park Antalya 31 Paragliding can also be done with two-person parachutes, called tandems. Adventure-seekers, accompanied by experienced pilots, can glide down from the peak of the Taurus Mountains to the beaches of the Mediterranean and experience the privilege of watching the green of nature meet with the blue of the sea as they’re floating in the sky. You don’t need any experience for tandem flights; all you need to do is take a few steps and then run during takeoff. All of the necessary equipment for these jumps may be obtained from the companies that offer their services. The jump lets those who are paragliding experience unforgettable moments, starting at the Odunluk hill of Adrasan, which has a height of 980 meters. The nearly 25-minute flight comes to an end in the Adrasan, Mavikent or Karaöz beach. This way, paragliding enthusiasts get to experience the joy of flying while they also have a chance to view virgin coves while suspended in the air. Nerede Kal›n›r? Dedeman Antalya Hotel & Convention Center Lara Yolu 07100 Antalya, Türkiye Tel: +90 (242) 310 99 99 Denizi, muhteşem doğası ve kültürel etkinlikleriyle yaz aylarının vazgeçilmez adreslerinden biri olan Antalya’da bulunan Dedeman Antalya Hotel & Convention Center, bu şehirde konaklamak isteyenler için en iyi adres. Antalya Havaalanı’na 15 kilometre, otogara ise sadece 13 kilometre uzaklıkta olan otel, şehrin merkezindeki konumuyla yurt dışından ve yurt içinden tatile gelenlerin buluşma noktası. Dedeman Park Antalya Dedeman Antalya Hotel & Convention Center’ın hemen karşısında bulunan Dedeman Park Antalya, modern mimariyle tasarlanmış 48’i superior, 6’sı dublex, 10’u süit olmak üzere toplam 64 odası, misafirlerini rahat ettirmek adına sunduğu özel hizmetleriyle unutulmaz bir tatil geçirmek isteyen herkesi bekliyor. Where to stay? Dedeman Antalya Hotel & Convention Center Lara Road 07100 Antalya, Turkey Tel: +90 (242) 310 99 99 With its sea, marvellous nature and cultural activities, Antalya is one of the indispansable places of the summer and Dedeman Antalya Hotel & Convention Center is the best address for the visitors of this city. The hotel is situated 15 kilometers from the Antalya Airport and 13 kilometers from the intercity coach terminal. With its place in the heart of the city, it is the meeting point of both local and international travelers. Dedeman Park Antalya Dedeman Park Antalya is located just opposite Dedeman Antalya Hotel & Convention Center.With its modernly designed 48 superior, 6 dublex, 10 suit in total 64 rooms and special offers to make the guests feel at home, Dedeman Park Antalya welcomes all the guests to an unforgettable holiday. DQ 32 HOBİ-HOBBY 1960’LI YILLARIN VAZGEÇİLMEZ Otomobilleri 33 THE UNFORGETTABLE cars of the 1960’s 1964 Porche 911 1965 Ford Mustang 1960 yıllar The Beatles’ın, uzay çalışmalarının, hippi kuşağının olduğu kadar, arabaların da en çok gündemde olduğu zaman diliminden biriydi. Özellikle 1950’lerde otomobillere karşı artan talep bu sektör içindeki hareketliliği artırmış, yarış içerisindeki firmalar kendini sürekli yenilemek ve geliştirmek zorunda kalmış, bunlara paralel olarak da arabaların çeşitleri ve fonksiyonları artmaya başlamıştı. Bu döneme damgasını vuranlar ise “Big Three” olarak anılan ve otomobil sektöründe öncü olmaya hala devam eden General Motors, Ford ve Chrysler olmuştu. “Muscle car” olarak tabir edilen 2 kapılı ve yüksek performanslı arabalar ise bu dönemin en tipik arabalarıydı şüphesiz. Bu yılların arabalarının en önemli farkı ise tasarımlarından geliyordu. Özellikle yarışlarda The 1960’s were famous for The Beatles, developments in space, the hippy era and cars. The demand for cars really grew following the 1950’s kick starting the sector into motion, forcing rival companies to constantly renew and develop, which resulted in a wide range of cars with many more functions. General Motors, Ford and Chrysler were the leading car companies known back then as the “The Big Three” and continue to be recognized as the leading brands. The 2 door, high performance car known as the “Muscle car” was undoubtedly the typical car of that time. The biggest difference concerning the cars of that time was the designs. There were ideal cars for each situation. For example, a Porsche 911 was preferred 34 kullanılan Porsche 911 yansıttığı lüks için tercih edilirken, Ford’un Falcon’dan etkilenerek tasarladığı Mustangler ise şık ama uygun fiyatlı araba arayanlar için idealdi. Dodge ise ortayı bulmuş, hem lüksü hem de kullanışlılığı bir araya getiren Charger adlı modellerini piyasaya sürmüştü. Sadece 2 koltuğa sahip Lamborghini Miuralar bu tasarımları sayesinde kendilerine alıcı bulurken, minik boyutlarıyla 1960’lı yılların hemen başında ortaya çıkan Morris Mini Cooperlar tasarım anlayışını baştan sona değiştirecek bir etki yaratmıştı. 60lı yılların arabaları elbette ki burada saydıklarımızla sınırlı değil. Bu dönemde üretilmiş, her biri birbirinden farklı özelliklere sahip onlarca model var. Artık birer klasik olarak değerlendirilen bu arabalar meraklıların gözdesi olmaya devam ediyor. 1966 Lamborgini Miura Bu yıllara ait otomobilleri almak hatta bulmak hiç kolay değil… Ancak bu modellerin birebir ufaltılmış hallerine sahip olabilir, belki de güzel bir koleksiyonun başlamasını sağlayabilirsiniz. Fotoğraflardaki modeller ve daha fazlası için www.dekalo.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. for luxury, a Mustang that was inspired by Falcon but designed by Ford was elegant but also had a suitable price. Dodge however managed to find the middle ground by creating Charger which was a car that was both luxurious and convenient. There was a demand for the two-seater Lamborghini Miura but it’s the Morris Mini Coopers that were released at the beginning of the 1960s that really changed the understanding of design. The cars of the 1960s are obviously not limited to the ones stated above. There are thousands of models that were created during this time and each with different functions. Now each one is considered to be a classic and their popularity continues among enthusiasts. 1966 Dodge Charger 35 It’s nearly impossible to buy or even find any of the cars of this period... However you may choose to collect the small model versions of them and maybe even start a collection. For further information about these cars and more visit www.dekalo.com. Dedeman Hotels&Resorts International Kurumsal Şefi Hüseyin Bölük Çalışma hayatına Platan Green Oteli Marmaris ’de Mutfak bölümünde başlayan Hüseyin Bölük, sırasıyla Çınar Catering’de Demi Chef, Radisson SAS Istanbul’da Chef de Partie, Kempinski Barboros Bay Oteli’nde Sous Chef görevlerinde bulundu. Son olarak Kempinski Barboros Bay Oteli’nde Baş Aşçı olarak görev yapan Bölük, yaklaşık 1 yıldır Dedeman Hotels&Resorts International Kurumsal Şefi olarak, otel misafirlerine birbirinden leziz alternatifler sunuyor. Dedeman Hotels & Resorts International Corporate Chef Hüseyin Bölük Having begun his career in the kitchen of Platan Green Hotel Marmaris, Hüseyin Bölük later worked as Demi Chef for Çınar Catering, Chef de Partie at Radisson SAS Istanbul and Sous Chef at Kempinski Barbaros Bay Hotel. Bölük last worked as Assistant Executive Chef at Kempinski Barbaros Bay Hotel. For nearly a year, he has been offering special guests delectable alternatives as the Corporate Chef of Dedeman Hotels & Resorts International. Dedeman Mutfağından Lezzet Taşıyor… Yaz kapıda! Bir yandan sağlıklı beslenmenin bir yandan da leziz yemekleri tadımlamanın yolu Dedeman Otelleri’nde mümkün. The Dedeman Kitchen is packed with flavor… Summer is at the door! Make your way to the Dedeman Hotels as there is way of eating delicious food while at the same time trying to stay healthy. 37 38 Zeytinyağlı dolma tabağı: Kuru incirli domates dolması & Vişneli kuru patlıcan dolması & Kestaneli Yaprak sarma Zeytinyağlı, Türk mutfağının vazgeçilmez seçeneklerinden. Hele ki dolma konusunda bizden iyisi yoktur demek yanlış olmaz. Ama bu dolmalar başka… Kuru meyvelerin ve çeşitli baharatların tatları bu kadar mı uyumlu olur? Siz de dolmanızla meşhur olmak istiyorsanız buyurun tarifi… Malzemeler 50 gr Pirinç, 200 gr Soğan, 50 ml Zeytinyağı, 10 gr Çam fıstık, 10 gr Kuşüzümü, 5 gr Kuru nane, ¼ bağ Taze nane, 5 gr Vişne komposto, 50 gr Limon, 10 gr Tuz, 5 gr Yenibahar, 5 gr Kimyon, 3 gr Toz tarçın, 2 adet Salamura yaprak, 1 adet Cherry domates, 2 adet Patlıcan kurusu, 1 adet Kuru incir, 10 gr Kestane, ¼ bağ Taze nane, Yeteri kadar su Yapılışı Kuru patlıcanı sıcak suda haşlayıp süzün. Domatesin içini çıkarın. Yaprakları sıcak suda 1 saat kadar bekletin ve sonra süzün. Şimdi tüm malzemelerimiz doldurulmak için hazır. Dolmaların içini hazırlamak için öncelikle çam fıstığını 20 ml zeytinyağı ile kavurun. İçine piyaz şeklinde doğranmış soğanları ilave edin. Soğanlar iyice kavrulduktan sonra yıkanmış ve süzülmüş pirinci ilave edin. Hepsini kavurduktan sonra üzerine baharatları ve tuzu ilave edin. Pirincin yarısına gelecek kadar su koyduktan sonra 4-5 dakika kısık ateşte, ağzı kapalı olarak pişirin. Domates dolması için yeteri kadar içi alıp ayrı bir tencerede haşlanmış kuru inciri ince doğrayıp karıştırın. Bir miktar daha su koyup kısık ateşte biraz daha pişmesini sağlayın. (Domates diğerlerine göre daha kısa zamanda pişeceği için onun içini daha fazla pişirmek gerekir.) İlk tencerede kalan için yarısını rendelenmiş kestane ile, diğer yarısını ise vişne ile karıştırın. Maydanoz ve taze naneyi ince ince kıyarak tüm içlere eşit miktarda ilave edin ve karıştırın. Kuru patlıcanı vişneli iç ile yaprak sarmayı kestaneli iç ile ve domatesi kuru incirli iç ile doldurup pişmeye hazır hale getirin. Cherry domatesin üzerine çok az şeker ve tuz atarak tatlandırabilirsiniz. Üzerine 5 ml kadar zeytinyağı ve çok az miktarda su ilave edip önceden ısıtılan fırında 180 derecede 5 dakika kadar pişirin, sonra da soğumaya bırakın. Kuru patlıcana da çok az şeker, tuz, 10 ml zeytinyağı ve yeteri kadar su koyup 180 derece fırında buhar ve kuru sıcak kombinasyonu ayarında 25 dakika pişirin. Sonra soğumaya bırakın. Yaprakları dolma içiyle sarın. Kapaklı bir tencerenin tabanına herhangi bir tabağı ters kapatın. Üzerine yarım soğan, yarım havuç ve limon dilimleri döşeyin. Doğradığınız sebzelerin üzerini kalan yapraklarla kapatın ve sardığınız yaprakları dizin. Üzerine az miktarda tuz ve şeker ilave edin. Yarım limon dilimlerinin kalanını üzerine döşeyin. Üzerine 15 ml zeytinyağı ve dolmaların üstüne çıkacak kadar su ilave edin. En son üzerine bir tabak daha kapatın ki dolmalar kaynarken dağılmasın. En son tencerenin kendi kapağını kapatıp kısık ateşte 45 dakika kadar kontrollü şekilde kaynatın. Sarmalar piştikten sonra tencereden çıkarmadan soğutun ki sarmalarınız kararmasın. Plate of stuffed aubergine, tomato, grape leaves in olive oil Olive oil dishes are a core section of Turkish cuisine, and anything stuffed is pretty much one of our fortes. However these ones are a little different...The perfect balance between these dried fruits and mixed herbs is breathtaking. If your looking to make a name for yourself then try this recipe... Ingredients 50 gr Rice, 200 gr Onion, 50 ml Olive oil, 10 gr Pine nuts, 10 gr Currants, 5 gr Dried mint, ¼ bunch Fresh mint, 5 gr Cherry Compote, 50 gr Lemon, 10 gr Salt, 5 gr Pimento, 5 gr Cumin, 3 gr Powdered cinnamon, 2Pickled leaves, 2 Dried aubergines, 1 Cherry tomatoes, 1 Dried Figs, 10 gr Chestnut, ¼ bunch Fresh mint, Water (According to need) Preparation Boil the dried aubergine in hot water, then drain. Remove the insides of the tomatoes. Leave the leaves in hot water for an hour, then drain. Now all the ingredients are ready to be stuffed. First off, roast the pine nuts in 20ml of olive oil and then add the onions that have been thinly sliced. Once the onions are nicely cooked add in the washed and drained rice. Once all of it has been cooked add the spices and salt. Add enough water to cover the rice half way and then cover and over a low heat cook for 4-5 minutes. For the stuffed tomatoes, take enough mixture and mix in with the pre-boiled and smaller cut fig. Add a little more water and continue to cook a little longer (Compared to the other ones tomatoes cook very quickly so that’s why we need to cook the inside a lot longer). Separate the mixture in the first pan into two and add grated chestnut to one and the cherry to the other. Finely chop the parsley and fresh mint and distribute evenly to all the mixtures. Stuff the aubergine with the cherry mixture, the grape leaves with the chestnut mixture and the tomatoes with the fig mixture. You may choose to add a little sugar or salt to your stuffed tomatoes. Drizzle 5 ml of olive oil and add a little water and place in a 180 degrees pre-heated oven for 5 minutes then leave to cool. Add a little sugar, salt, drizzle 10 ml of olive oil and enough water over the dried aubergines and place in the preheated oven set to the steam and bone dry setting and cook for 25 minutes. Then leave to cool. Wrap the leaves around the mixture. Place any sort of plate upside down on the roof of a casserole with a lid. Place half an onion, carrot and lemon slices on top. Cover this with the remaining leaves. Add a little salt and sugar and then place the remaining lemon slices on top. Drizzle 15 ml olive oil and enough water to cover the stuffed leaves and then place another plate on top so that they don’t fall apart. Finally cover the casserole with its own lid and over a low heat boil for 45 minutes. After they’re cooked let them cool inside the casserole so that they don’t darken. Zeytinyağlı dolma tabağı: Kuru incirli domates dolması & Vişneli kuru patlıcan dolması & Kestaneli Yaprak sarma Plate of stuffed aubergine, tomato, grape leaves in olive oil 39 40 41 Ispanaklı, Ricotta peynirli kadayıf böreği: Hafif domates sos ve taze nane dip ile Spinach, Ricotta Cheese Kadayıf Pastry: With a light tomato sauce and fresh mint dip Kadayıf denince akla tatlı gelse de Dedeman’da başka bir amaçla da kullanılıyor. Hem görselliği hem de nefis tadıyla hafızalara kazınan kadayıf böreği, baharat ve peynirin ne denli uyumlu olduğu, içindeki diğer malzemelerin de etkisiyle gözler önüne seriliyor. Although Kadayıf is usually used for sweet dishes, it’s used in Dedeman for something else. Both visually and taste wise the Kadayif pastry holds within it a beautiful combination of spice and cheese accompanied by the other ingredients making it a delightful experience. Malzemeler Kadayıf Börek İçin: 15 gr Ricotto peyniri, 10 gr tereyağı, 40 gr mantar, 3 gr tuz, 80 gr ıspanak, 2 gr tane karabiber, 40 gr kadayıf Nane Dip İçin: 30 gr süzme yoğurt, 1 diş sarımsak, ½ bağ taze nane, yeteri kadar tuz Domates Sos İçin: 500 gr domates, 10 gr tereyağı, 10 gr taze fesleğen, 5 gr tane karabiber, 10 gr tuz Ingredients Kadayıf Pastry 15 gr Ricotta cheese, 10 gr butter, 40 gr mushrooms, 3 gr salt, 80 gr spinach, 2 gr peppercorns, 40 gr kadayıf Mint Dip 30 gr strained yogurt, 1 tooth garlic, ½ bunch fresh mint, Salt (Your preference) Tomato Sauce 500 gr Tomato, 10 gr butter, 10 gr fresh Basil, 5 gr peppercorns, 10 gr salt Yapılışı Soğan, mantar ve ıspanağı bir tavada tereyağı ile sırasıyla soteleyin. Tuz ve değirmen karabiber ile tatlandırın. Sonra suyu süzdürüp soğumaya bırakın. Soğuyunca 10 gr Ricotto peyniri ile karıştırın. Kadayıfları ince ve uzun bir şerit halinde açın. Silidir bir kalıbın içerisine döşeyin. Kalınlık ayarlamasını yaptıktan sonra 5 gr Ricotto peynirini sürerek kadayıfın birbirini tutmasını sağlayın. Hazırladığınız ıspanaklı içi, koyup kadayıfı kapatın. Üzerine hafif tereyağı koyarak önceden ısıtılan fırında 180 derecede 10 dakika kadar pişirin. Domates Sos Domateslerin kabuğunu soyup çekirdeklerini çıkarın ve küp küp doğrayın. Bir tencereye tereyağını koyup domatesleri bir müddet soteleyin. İçerisine biraz su ekleyin ve suyunu iyice çekene kadar kısık ateşte pişirin. Daha sonra ince kıydığınız fesleğenleri ekleyip, tuz ve tane karabiberle baharatlandırın. Nane Dip Naneyi ve sarımsağı ince kıyım doğradıktan sonra tüm malzemeleri çırparak karıştırın. Preparation In order sauté the onion, mushroom, spinach and butter in a pan. Add flavour with salt and a pepper grind. Then drain the water and leave to cool. Once cool blend in the Ricotta cheese. Open up the kadayıf into long, thin strips and place into a cylinder mould. Once you decide on the thickness, spread 5 gr of Ricotta cheese to help the kadayıf stick together. Add the spinach mixture and then close the kadayıf. Brush a little butter over it and place in a 180 degrees pre-heated oven and cook for 10 minutes. Tomato Sauce Peel off the tomato skins and discard the seeds and then chop into squares. In a saucepan, add the butter and tomato and sauté for a while. Add a little water and cook on a low heat till all the water has been drawn. Later add the chopped basil, salt and peppercorns. Mint Dip Finely chop the mint and garlic and then add the other ingredients and whisk. Ispanaklı, Ricotta peynirli kadayıf böreği: Hafif domates sos ve taze nane dip ile Spinach, Ricotta Cheese Kadayıf Pastry: With a light tomato sauce and fresh mint dip Karides ile kaplanmış levrek fileto: Fırınlanmış patates, bebek ıspanak sotesi ve tarhana sos ile 42 Balık ve karides…Deniz ürünlerinin vazgeçilmezleri. Peki Tarhana soslusunu hiç duydunuz mu? Bu mükemmel lezzet anlatılmaz, yaşanır… Karides ile kaplanmış levrek fileto: Fırınlanmış patates, bebek ıspanak sotesi ve tarhana sos ile Sea bass fillet encased in shrimps: oven cooked potatoes, sauteed baby spinach served with tarhana sauce Malzemeler Levrek fileto için: 1 adet levrek, 1 adet Jumbo karides, 5 gr Krema, 1 diş sarımsak, ½ adet limon çubuğu, 1 adet limon, 10 gr tarhana, 1 dal taze fesleğen, 1 dal taze kekik, 1 adet kurutulmuş domates, 10 gr yeşil kokteyl zeytin, 3 gr tane karabiber, 5 gr taze kişniş, 10 gr tuz Tarhana Sos için: 3 adet limon, 20 gr tarhana, 20 ml zeytinyağı, 10 ml taze portakal suyu, 5 gr bal Garnitür için: 1 adet İri boy patates, 1 adet domates, 120 gr taze ıspanak, 50 gr soğan, 10 gr tereyağı, 1 diş sarımsak, 3 gr tane karabiber, 5 gr Tuz Yapılışı Tarhana Sos Limonun kabuklarını soyun ve bir kabın içine sıkın. Soyduğunuz kabukları limon suyunun içine bastırın üzerine ağırlık koyarak 2 gün bekletin. Bekledikten sonra yumuşayan limon kabuklarını, zeytinyağı, bal, portakal suyu ve tarhana ile mikserde iyice çekerek sos haline getirin. Garnitür Patatesleri soyun ve boydan 1,5 cm kalınlığında doğrayın. Kenarlarını tıraşlayıp fritözde kızartın. Tuz ve değirmen biberle tatlandırın. Domatesleri enlemesine 2’ye bölün. Düz durması için alt taraflarını tıraşlayabilirsiniz. Çekirdekli kısmını çıkarın. Sarımsakları dövüp domatesin üzerine ekleyin, sonrasında tuz ve biberle tatlandırın. Ayrı bir tavada ıspanak ile soğanı soteleyip üzerine ekleyin. Levrek Fileto Kurutulmuş domatesi suda haşlayıp yumuşatın. Levreğin filetolarını çıkarıp yıkayın. Kuruladıktan sonra uçlarından belli miktar keserek büyüklüğünü ayarlayın. Kestiğiniz küçük parçaların derilerini temizleyip miksere koyun. Sonra mikserin içine krema, sarımsak, limon çubuğu, fesleğen, kekik, kuru domates, tarhana ve kokteyl zeytinini koyun ve tüm malzeme macun kıvamına gelene kadar çekin. Levrek filetoyu tuz, değirmen karabiber, kişniş ve limon ile tatlandırıldıktan sonra mikserde çektiğiniz fars karışımı filetonun üzerine sürün. Jumbo karidesleri halka halka keserek levreğin üzerine döşeyin. Karideslerin üzerine de yeteri kadar tuz ve karabiber ekleyin. Balığı fırına vermeden önce derili tarafını teflon tavada 3 dakika kadar pişirin. Sonra da önceden 180 derece ısıtılmış fırında 10 dakika boyunca pişirin. Patatesi garnitürün üzerine koyun ve sosu üzerine ilave ederek servis yapın. Sea bass fillet encased in shrimps: oven cooked potatoes, sauteed baby spinach served with tarhana sauce Fish and shrimps, two of the preferred choices from the sea. However, have you ever heard of them being served with tarhana sauce? It’s impossible to describe it as one can only experience it… Ingredients Sea Bass Fillet 1 sea bass, 1 Jumbo Shrimps, 5 gr cream, 1 tooth garlic, ½ lemon grass, 1 lemon, 10 gr tarhana, 1 sprig fresh basil, 1 sprig fresh thyme, 1 dried tomato, 10 gr green cocktail olive, 10 gr salt, 3 gr peppercorns, 5 gr fresh coriander Tarhana Sauce 3 lemons, 20 gr tarhana, 20 ml olive oil, 10 ml fresh orange juice, 5 gr honey Trimmings 1 big potato, 1 tomato, 120 gr fresh spinach, 50 gr onion, 10 gr butter, 1 tooth garlic, 3 gr peppercorns, 5 gr salt Preparation Tarhana Sauce Peel the lemon peels and squeeze into a bowl. Press the peels into the lemon juice and using a weight and leave for 2 days. Then take the peels that will have gone soft and put them in the mixer and blend with the olive oil, honey, orange juice and tarhana into a sauce. Trimmings Peel the potatoes and cut into 1,5cm long slices. Shave the sides and fry them. Add salt and pepper. Chop the tomatoes width wise. You may want to shave off their bottom parts a bit so they stand. Remove the seeds. Crush the garlic and add to the tomatoes and add salt and pepper. In a pan sauté some spinach and onions and place on top. Sea Bass Fillet Boil the dried tomatoes in water and soften. Take out the sea bass fillets and wash. Once dry chop off bits from the ends and determine size. Remove the skin from the small parts you cut off and place in the mixer. Then add cream, garlic, lemon grass, basil, thyme, dried tomatoes, tarhana and the cocktail olives and blend till it becomes a thick paste. Add salt, black pepper, coriander and lemon to the fillets and then spread the mixture in the blender over them. Cut the jumbo shrimps into rings and place over the sea bass. Then add salt and pepper on the shrimps. Before you place the fish in the oven, place the skin side down on a Teflon pan and cook for 3 minutes. Then place in a 180 degree pre-heated oven and cook for 10 minutes. Serve with the potato garnish and sauce. 43 Karamelize enginar tart: Ev yapımı nar sorbe ile Caramelized Artichoke Tart: With homemade pomegranate sorbet 44 Karamelize enginar tart: Ev yapımı nar sorbe ile Enginar sevmeyenleri kolayca enginara alıştırabileceğiniz eşsiz bir lezzet. Dışarıdan tatlı görüntüsüne sahip olan bu yemek alternatifleriyle, karamelin enginarla gerçekleştirdiği harika uyumuna şahit olacaksınız Malzemeler Karamel Sos İçin: 40 gr toz şeker, 15 gr tereyağı Enginar Compot için: 4 adet donmuş enginar, 80 gr karamelize şeker, 200 gr toz şeker, 300 gr su Badem Kremi için: 20 gr yumuşak tereyağı, 20 gr pudra şekeri, 20 gr un, 20 gr irmik, 20 gr toz badem Tart Hamuru için: 80 gr yumuşak tereyağı, 40 gr toz şeker 4 adet bütün yumurta, 120 gr un, 2 gr Varise vanillin stick, 4 gr portakal suyu tercihe bağlı kabuğunun rendesi de olabilir Yapılışı Karamel Sos Şeker ve tereyağını kısık ateşte, esmerleşene kadar kaynatıp, ocaktan alın. Enginar Kompot Tüm malzemeyi bir kapta yaklaşık 30 dakika kadar kısık ateşte pişirin. Badem Kremi Tüm malzemeyi mikserde 3 dakika yavaş, 2 dakika hızlı olacak şekilde çırpın. Tart Bütün malzemeyi 2 dakika boyunca mixerde harmanlayın. Yuvarlak bir kabın içine önce karamel sosu, sonra enginar kompotu ekleyin, üzerine badem kremasını koyun. Son olarak tart hamuru ile kapatıp 180 derece ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişirin. Üzerine karamel jel sürün. Arzu ederseniz yanında dondurma koyarak da servis yapabilirsiniz. Caramelized Artichoke Tart: With homemade pomegranate sorbet A great recipe that even artichoke haters, could get used to. This tasty dish that appears like a dessert on the outside is an ideal dish that manages this amazing blend between caramel and artichoke. Ingredients For the Caramel Sauce 40 gr granulated sugar, 15 gr butter Artichoke Compote 4 frozen artichokes, 80 gr caramelized sugar, 200 gr granulated sugar, 300 gr water Almond Cream 20 gr butter (Softened), 20 gr castor sugar 20 gr flour, 20 gr semolina, 20 gr powdered almond Tart Pastry 80 gr butter (Softened), 40 gr granulated sugar, 4 whole eggs, 120 gr flour, 2 gr vanilla stick, 4 gr orange juice or grated orange peel according to preference Preparation Caramel Sauce On a low heat allow the sugar and butter to boil till brown then remove from heat. Artichoke Compote On a low heat cook all ingredients in a pan for 30 minutes. Almond Cream Whisk the ingredients 3 minutes slowly and then 2 minutes fast in the mixer. Tart Blend all the ingredients in a mixer for 2 minutes. Into a round tin first pour the caramel sauce, then add the artichoke compote and then pour the almond cream. Finally cover with the tart pastry and place in the oven pre-heated to 180 degrees and cook for 20 minutes. Brush caramel gel over it. You may choose to serve it with ice-cream. 45 DQ 46 KÜLTÜR&SANAT-CULTURE&ART Festivaller mevsimi Season of the festivals Yaz ayları, birbirinden çeşitli festivallerle kapımızı çalmaya hazır… Yeni açılacak sergiler sanat hayatımızı canlandırırken, birbirinden güzel konserler ve etkinlikler de bizlere keyifli anlar yaşatacak. Her yıl tekrarlanan festivallerin yanı sıra bu yıl ülkemize ilk kez gelecek olan dünyaca ünlü isimlerin konserleri de bu yaza damgasını vurmaya hazırlanıyor. Summer is ready to knock on our doors with lots of festivals… New exhibitions will enlighten our art life while concerts and other activities will lift our spirits. Besides our well-known festivals, some bands will be in Turkey for the first time. 47 Rock’n Coke Tekrar Evinde Rock’n Coke Returns Home Bugün Türkiye’nin en önemli rock festivallerinden biri sayılan Rock’n Coke, dopdolu bir programla evine dönmeye hazırlanıyor. Hayatına Hezarfen Havaalanında başlayan festival zaman içinde farklı mekânlara taşınmak zorunda kalmıştı. Bu sene tekrar Hezarfen Havaalanı’nda düzenlenecek olan festival 16-17 Temmuz’da gerçekleşecek. Dünyanın en köklü rock gruplarından biri olan Mötorhead’in yanında Limp Bizkit, Travis, Skunk Anansie gibi önemli gruplar bu sene Rock’n Coke sahnesinde olacak. Daha önceleri ülkemize uğramış olan Moby ile İstanbul’a ilk defa ayak basacak olan Mogwai de festivalin renkli isimlerinden. Temmuz ayının tam ortasında gerçekleşecek bu festivalin biletlerini Biletix’ten edinebilirsiniz. As one of the most important rock festivals, Rock’n Coke plans to return its home with a terrific program. Festival’s starting home was Hezarfen Airport but over time, the festival moved from place to place. This year on 16th-17th July it returns to its home to host one of the biggest rock bands Mötorhead and famous groups like Limp Bizkit, Travis, Skunk Anansie. The festival will also host Moby, who stopped by in İstanbul once and Mogwai, a band that’ll take stage in Turkey for the first time. To join the spirit that will take place in the middle of July, do not forget to get your tickets from Biletix. Rock’n Coke 16-17 Temmuz Hezarfen Havaalanı www.biletix.com Rock’n Coke 16th-17th July Hezarfen Airport www.biletix.com “Masum Suretler” İstanbul Modern’de 48 İstanbul Caz Festivali 18 Yaşında İKSV’nin düzenlediği ve yaz aylarının en önemli festivallerinden biri olan İstanbul Caz Festivali bu sene 18. yaşını kutlayacak. Farklı alternatifler arayanlara iyi bir seçenek sunan festival 40’ın üzerinde konser ile 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak. Bu seneki festivalin “A Strange Place For Jazz – Caz İçin Farklı Bir Yer” adında farklı bir etkinliği de olacak. Bu yeniliğin sebebi ise yakın zamanlarda kaybedilen ünlü caz müzisyeni Esbjörn Svensson’u anmak. 1-28 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivalin biletleri yine Biletix’ten temin edilebilir. İstanbul Caz Festivali 1-28 Temmuz www.iksv.org www.biletix.com İstanbul Jazz Festival Celebrates 18th Year Organized by İKSV, İstanbul Jazz Festival celebrates 18th year. It is one of the most important festivals that takes place in summer. The festival will be held between 1st-28th July with more than 40 concerts, hosting more than 300 local and foreign musicians. This year a new section will be added to the festival. The section “A Strange Place For Jazz – Caz İçin Farklı Bir Yer” will be an ode to recently died famous Jazz musician Esbjörn Svensson and it gets its name from one of his albums. It will be held on 9th July, in an old shipyard in Golden Horn. Tickets can be bought from Biletix. İstanbul Jazz Festival 1st-28th July www.iksv.org www.biletix.com İstanbul Modern, yaza bir fotoğraf sergisiyle merhaba demeye hazırlanıyor. “Masum Suretler” adlı bu serginin fotoğrafçısı ise değişik çalışmalarıyla tanınan fotoğrafçı Lale Tara. Bu sergi ile bizi “mekânsızlık” ve “zamansızlık” kavramları üzerine düşünmeye çağıran fotoğrafçı, serideki fotoğraflarının gerçeğin iki boyutlu kopyaları olduğunu belirtiyor ve bu suretlerin hayal dünyamıza dâhil olması ile onların gerçekliklerini ispatladığını iddia ediyor. Merak edenler, Lale Tara’nın bu farklı sergisini 1 Haziran - 4 Eylül tarihleri arasında, İstanbul Modern’in Karaköy Antrepo No:4’te bulunan binasında görebilir. Masum Suretler 1 Haziran – 4 Eylül İstanbul Modern, Karaköy Antrepo No:4 www.istanbulmodern.org James Blunt Türkiye’ye Geliyor İki Brit, iki World Music, iki MTV Video Müzik, bir MTV Avrupa Müzik ödülü ve 5 Grammy adaylığı bulunan İngiliz müzisyen James Blunt, çıkardığı “Some Kind of Trouble” isimli yeni albümünden sonra turneye çıktı. Turne kapsamında İstanbul ve İzmir’de olmak üzere 2 konser de Türkiye’de 49 “Innocent Surrogates” in İstanbul Modern This summer, İstanbul Modern is planning to welcome summer with a photography exhibition named “Innocent Surrogates”. The photographer of the exhibition Lale Tara, is calling us for a rethinking action about the issues like “timelessness” and “placelessness”. She insists on the fact that these 2 dimensional photographs in the show prooves to be real once they have been seen by anyone. Those who interested in the stories told by the artist, can see the exhibition between the dates 1June – 4 September in İstanbul Modern, Karaköy Antrepo No:4. Innocent Surrogates 1st June– 4th September İstanbul Modern, Karaköy Antrepo No:4 www.istanbulmodern.org James Blunt is Coming to Turkey Having Two Brit, two World Music, two MTV Video Music, one MTV Europe Music award and 5 Grammy nomination, English musician James Blunt released a new album called “Some Kind of Trouble”. He is now touring worldwide and he is coming to Turkey, too. He will give two concerts; one in Istanbul and one in Izmir. With the songs like “Goodbye My Lover”, “You’re Beautiful” Simón Bolívar Orkestrası Konserleri 8-9 Ağustos Haliç Kongre Merkezi www.biletix.com Music and Social Action Comes Together Simón Bolívar Orchestra is not only an orchestra but also a part of an important social act. They have been in act since 1975 and they will come to Turkey in August for the first time. It is a part of El Sistema, a Venezuellan based social system which aims to prevent especially the young ones from becoming criminal by introducing them with music. They will give two concerts in İstanbul. Between the dates 8 – 9 August, we will have a chance to listen both Venezuellan and Latin American melodies and hopefully think more about these kind of social issues. Simón Bolívar Orchestra Concerts 8th-9th August Haliç Cenvention Center www.biletix.com 2 0 1 1 s e r g i s i Ağustos’ta ülkemize uğramaya karar veren Simón Bolívar Orkestrası bir müzik orkestrasından daha fazlası olma özelliğini taşıyor. 1975’de kurulan bu klasik müzik orkestrası, El Sistema adlı sosyal eylem programının bir parçası. Venezüella çıkışlı bu program, özellikle yoksul gençleri müzikle tanıştırıyor ve onları suçtan uzak tutma amacını taşıyor. 8 – 9 Ağustos tarihlerinde Türkiye’ye ilk defa gelecek olan bu orkestra, bizleri hem Venezüella ve Latin Amerika ezgileriyle buluşturacak, hem de bu tür sosyal konular üzerinde bir kere daha düşünmemizi sağlayacak. James Blunt 24 June, İstanbul Küçükçiftlik Park 25 June, Izmir Arena www.biletix.com y a z Sanat ve Sosyal Eylem Bir arada and “High”, he will bring some kind of sweet melancholy to the city. The concert in İstanbul is on 24th of June, the one in İzmir is on 25th of June. Do not forget to buy your tickets from Biletix. i s t a n b u l James Blunt 24 Haziran, İstanbul Küçükçiftlik Park 25 Haziran, Izmir Arena www.biletix.com Yeni Bir Sanat Etkinliği Daha Doğuyor iys 50 verecek olan müzisyen, yaz aylarının neşeli havasına biraz melankoli katacak. “Goodbye My lover”, “You’re Beautiful”, “High” gibi şarkılarını dinlemeyi umduğumuz James Blunt, 24 Haziran’da İstanbullu hayranlarıyla buluştuktan sonra, ertesi gün İzmir Arena’da olacak. Bu yaz mutlaka görülmesi gereken sergilerden biri, bu sene ilki düzenlenecek olan İstanbul Yaz Sergisi. Yanına İngiliz Kraliyet Akademisi’nin desteğini de alan sergi, her yıl değişik sanatçıları bir araya getirecek ve resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon gibi farklı türleri bünyesinde barındıracak. Umut vadeden yeni sanatçılar ile Türk sanatının önemli isimlerini bir araya getirmeyi planlayan sergi, yurtdışından önemli misafirlere de ev sahipliği yapacak. Julian Schnabel, Damien Hirst, David Salle gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri de sergi kapsamında görülebilecek. Çocuklara yönelik sanat eğitimi etkinliklerini de bulabileceğiniz bu sergi 9 Haziran – 15 Temmuz tarihleri arasında Sanat Limanı, Antrepo No:5’te olacak. 1. İstanbul Yaz Sergisi 8 Haziran – 15 Temmuz Sanat Limanı, Antrepo No:5 www.istanbulyazsergisi. com A Newly Born Summer Exhibition An artist that many Turkish one of the must see event of summer is the first İstanbul Summer Exhibition. With the support of English Royal Academy, exhibition will be held in every summer with different names and different genres like painting, photography, sculupture, installation and so on. It is a huge collection of arts which includes works of young artists and prominent artists in Turkey. You can also have a chance to see works of world famous artists like Julian Schnabel, Damien Hirst, David Salle and much more while your kids attend enjoyable classes of arts. The exhibition is held between the dates 9 June and 15 July and it will be in Sanat Limanı, Antrepo No:5. For more information you can visit the website of the event. First İstanbul Summer Exhibition 9thJune – 15th July Sanat Limanı, Antrepo No:5 www.istanbulyazsergisi.com 51 DQ 52 RÖPORTAJ-INTERVIEW “Tarihin gölgesinde yeşeren gençler, yarınları şekillendirirken geçmişin izlerini taşırlar. Her doğumla insana yüklenen sorumluluklar bir ömür birlikte büyür.” diyerek hikâye ve masal kahramanlarının aslında birer genç olduğunu ve bu gençlerin bir zamanlar tarihin akışını değiştirdiğini hatırlatan Mehmet Emin Kahraman aynı zamanda günümüz gençliğinin yaşam standartlarını ve sorumluluk bilinçlerini sorguluyor. Genç ressamın üçüncü kişisel sergisi Yaşam Labirentleri, 25 Haziran’a kadar İstanbul Kültür Üniversitesi Akıngüç Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Sizi tanıyabilir miyiz? Diyarbakır’da doğdum. Diyarbakır Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümüne başvurdum ve bölümü dereceyle kazandım. 2005 yılında mezun oldum. Ardından Gazi Üniversitesi Mehmet Emin Kahraman, Yaşam Labirentleri sergisinde tarihin akışını değiştirenler ile günümüz gençliğini karşılaştırıyor. The Youth That Wanders the Maze Called Life… In his exhibition Yaşam Labirentleri, Mehmet Emin Kahraman compares people who have changed the pace of time and the youth of today. Yaşam Labirentlerinde Dolaşan Gençler... “As the shadow of history falls upon the youth, they carry the marks of history with them as they form tomorrow. With the birth of each person comes responsibilities and with time those responsibilities grow as well.” Says Mehmet Emin Kahraman reminding us that the characters in stories and fables are actually young people and in his current work questions the living standards and their awareness of responsibility. The young artists’ third personal show Yaşam Labirentleri will be showing till June 25th at the Istanbul Kültür University Akıngüç Art Gallery. Could you tell us a little bit about yourself? I was born in Diyarbakır. After I graduated from the Diyarbakır Anatolian Fine Arts High School I applied to the Painting course of the Fine Art Department at Hacettepe University and was accepted. I graduated in 2005 and began my masters in graphics at Gazi University. 53 → Making that transition from art school to an academic faculty was quite difficult but I successfully completed it and continued with my masters in the same field. How did your talent for art surface? Were you drawn to it from a young age? My mother was the one to notice my artistic talent. Apparently at a very young age I would make changes to the portraits in newspapers with a pen. Although I began to speak very late, I began to doodle at a very early age. The interesting thing is that my first doodles were of portraits and now I take the most enjoyment in my portrait works. 54 Are there any artists that have affected you or that you take example of? Due to my high school teachers teaching me exceptionally art history, I know the artists and the artistic eras up to the 1960’s extremely well. Do you take advantage of different artistic disciplines? Farklı olmayı ve yeni şeyler denemeyi seviyorum. Atölyeye kapanıp dünyadan kopuk eserler üretemem, bu yüzden yapılanları takip etmem gerekiyor. Grafik bölümünde yüksek lisans eğitimine başladım. Sanat fakültesinden eğitim fakültesine geçişim oldukça zorluydu ama süreci başarıyla tamamladım ve doktora eğitimime aynı alanda devam ettim. Resim yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı? Küçük yaşlardan beri bu alana eğiliminiz var mıydı? Resim yeteneğimi annem keşfetmiş. Çok küçük yaşta elime kalemi alıp gazetedeki portre fotoğraflara müdahale ettiğimi söyler. Konuşmaya epey geç bir dönemde başlamama rağmen karalamalara çok daha erken yaşta başlamışım. İlginç olan şu ki ilk karalamalarımda portreler çizermişim ve halen en zevk aldığım konu portre çalışmalarıdır. Sanat eğitimime annem her zaman destek olup yol gösterdi. Etkilendiğiniz ya da örnek aldığınız sanatçılar kimler? Lise eğitimi alırken hocalarım sanat tarihini iyi öğrettiler. Bu yüzden 1960 dönemlerine kadar etkili olan tüm sanatçıları ve akımları öğrenme fırsatı buldum. Resim derslerinde birbirinden farklı tüm teknikleri uyguladım. Rönesans döneminin canlı ve gerçekçi resimleri ve özellikle Leonardo Da Vinci’nin ustalığı beni derinden etkiliyor. Farklı sanat disiplinlerinden ne kadar besleniyorsunuz, ne şekilde etkileniyorsunuz? Çağdaş ve güncel olanı çok yakından takip ediyorum. İnternetin büyük katkısı oluyor. İstanbul’da yaşamamın da etkisi oluyor; galerileri ve açılan sergileri gezerek tüm gelişmelerden ve yeniliklerden haberdar olmaya çalışıyorum. Bu sayede hem yeniliklerden geri kalmıyor hem de ufkumu genişletiyorum. Ayrıca farklı olmayı ve yeni şeyler denemeyi seviyorum. Atölyeye kapanıp dünyadan kopuk eserler üretemem, bu yüzden yapılanları takip etmem gerekiyor. I follow everything that is contemporary and current. The internet helps a great deal with this. Living in Istanbul also helps; I try and keep up to date with the all the developments and new ideas by visiting galleries and the latest exhibitions. This way I’m never behind and I widen my perspective. I also enjoy being different and trying new things. I wouldn’t be able to create work if shut myself away in my atelier, I need to follow what’s going on. What inspires you? My inspiration is my homeland and our past. Mythological tales, sagas, our culture, traditions and customs...I feel very fortunate to have been born in Anatolia. Anatolia has plenty of tales that give me exactly what I need. 55 56 57 I also enjoy being different and trying new things. I wouldn’t be able to create work if I shut myself away in my atelier, I need to follow what’s going on. İlham kaynaklarınız neler? İlham kaynağım vatanım ve geçmişimiz. Mitolojik hikâyelerimiz, destanlarımız, kültürümüz, örf ve adetlerimiz… Bu konuda Anadolu topraklarında doğduğum için kendimi şanslı görüyorum. Anadolu toprakları ihtiyacım olan hikâyelere fazlasıyla sahip. Araştırma görevlisi olarak çalışıyor olmak sanatınızı ne şekilde etkiliyor? Reklam ajanslarında uzun süre çalıştım fakat küçük yaşlardan beri akademisyen olmak istediğim için üniversite ortamı bana hep cazip geliyordu. 2009 yılında tesadüfî olarak İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümüne başvurdum ve göreve başladım. Bölüm müfredatı sanatı ve sanatçıyı yöneten ve yönlendiren gençler yetiştirdiği için oldukça cazip gelmişti. Ayrıca bölüm başkanımız Prof. İktu’yla çalışmak ve ekibinde bulunmak da oldukça gurur verici. Resimlerimde konu aldığım gençlerin sürekli çevremde olması ve onlarla diyalog kurabiliyor olmam da benim için önemli. Yeni nesil ressamlar hakkında fikirleriniz neler? Ben de bu grubun içinde olduğum için yakından takip etmeye çalışıyorum. Ankara’ya oranla İstanbul’da imkânlar oldukça geniş. Bundan memnunum çünkü Ankara kapalı bir kutu gibi. Genç sanatçılara imkân verilmesinden yanayım; özellikle de halen lisans eğitimi alan Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine... Çünkü en çılgın ve ilginç fikirler o yıllarda geliştiriliyor. Eğitim sürecinden sonra teknik ve kişilik oturuyor ve bu çizgide devam ediyorsunuz. Genç yaşınıza rağmen üçüncü kişisel serginizi açtınız. İlerisi için planlarınız nedir? Uzun yıllar kişisel sergi açmaktan korktum ve kaçındım. İmkân olmasına rağmen erteledim. Şimdi biraz pişmanım çünkü ilk kişisel sergimi 2009 yılında açabildim. Sergiler stresli ve yoğun bir süreçten geçilerek açılıyor. Fakat açılış sonrası hemen yeni bir sergi planına girişmek oldukça ilginç. Son üç yıldır düzenli olarak kişisel sergi açıyorum ve karma sergilere katılıyorum. İleride de yeni resimler yaparak yeni sergiler açmaya devam edeceğim. → How does working as a research assistant reflect on your artwork? I have actually worked in advertising agencies for quite awhile but from a young age I always wanted to be an academic and so the university environment was always alluring. By coincidence in 2009 I applied for the position at the Istanbul Kültür University’s Art Management department and got it. I was drawn to this course because it trained young people to be able to guide art and artists. The other reason for being drawn to it was the pride I got from working with the department head Prof. Iktu and being part of his team. It’s extremely important that I am around and have conversations with the young people because they are my subject within my work. What are your views on the artists of the new generation? Because I am also one of them, I try to keep a very close eye on it. Compared to Ankara, the possibilities in Istanbul are plentiful. I’m glad for this because Ankara is like a closed box. I believe that young artists should be given opportunities; especially Fine Art students still completing their degrees...because the craziest ideas really develop during that period. Following education, techniques and personality begin to set and you continue like that. Despite your young age you just opened your third individual show. What are your plans for the future? For many years I was terrified of having my own show and so I shied away from it. Even though I had the opportunity I postponed. Now I’m a little disappointed because I had my first individual show in 2009. Exhibitions are opened following a lot of stress and a very intense preparation process. However, it is quite interesting getting involved in exhibition planning following the opening. During the past 3 years I have been opening individual shows as well as taking part in mixed shows. In the future I plan to continue making more work and then exhibiting them. SOL SAFYA/LEFT PAGE TRENCH COATTRENCH COAT MIU MIU (BEYMEN), FULARSCARF NINE WEST, ETEK-SKIRT KOTON, ELDİVEN-GLOVES RETRO. 58 BU SAFYA/THIS PAGE ŞAPKA-HAT ZARA, GÖZLÜK-SUN GLASSES GARDROPE, ELBİSE-DRESS CHLOE (BEYMEN). 45 yıl ÖNCESİNE YOLCULUK… 1960’LI YILLARA GERİ DÖNDÜK VE DEDEMAN ANKARA’NIN AÇILDIĞI YILLARA YOLCULUK YAPTIK… ANKARA’NIN TARİHİ MEKÂNLARINDA DOLANARAK BU YILLARI YAD ETTİK. JOURNEY TO 45 YEARS AGO WE RETURNED TO THE 1960S AND TRAVELLED TO THE YEARS WHEN DEDEMAN ANKARA FIRST OPENED... WE TOURED AROUND ANKARA’S HISTORIC PLACES TO REMINISCE ABOUT THESE YEARS. FOTO⁄RAF-PHOTOGRAPHY: RIFAT BORA TARHAN STYLING MEHL‹KA AYDO⁄AN SAÇ/MAKYAJ - HAIR/MAKE-UP: GEORGINA BILLINGTON MODEL: ANASTAJIA BELKINA MEKAN/LOCATION: DEDEMAN ANKARA YELEK-JACKET KOTON, T-SHIRT -T-SHIRT İPEKYOL. YELEK-JACKET TWIST, T-SHIRT -T-SHIRT MANGO, AYAKKABI -SHOES NINE WEST. 59 60 61 ŞAPKA-HAT MADAME KATIA, ELBİSE-DRESS BİS, AYAKKABI-SHOES NINE WEST, ELDİVEN-GLOVES RETRO, KOLYE-NECKLACE ACCESSORIZE. SOL SAFYA/LEFT PAGE KİMONO-KIMONO KYOTO, İÇ-LINGERIE PRINCESS TAM TAM. BU SAFYA/THIS PAGE GÖZLÜK-GLASSES PRADA, ELBİSE -DRESS RETRO. 62 63 64 65 ELBİSE-DRESS MIA. GÖZLÜK-GLASSES PRADA, ELBİSE-DRESS VAKKO, ELDİVEN-GLOVES RETRO. 66 67 ŞAPKA-HAT ZARA, ELBİSE-DRESS CICCI COCCO (ADAM&EVE), ELDİVEN-GLOVES RETRO, AYAKKABI-SHOES BURBERRY. ELBİSE-DRESS MIA. istanbul yaz sergisi 2011 68 69 Dedeman Ankara Akay Cad. Büklüm Sok. No:1 06660 Ankara Tel: (0312) 416 88 00 Nerede Kalınır? Dedeman Otelleri’nin ilk göz ağrısı olan Dedeman Ankara avantajlı konumu ile dikkat çekiyor. Toplam 290 oda, 174 superior oda, 70 deluxe oda, 20 executive oda, 15 junior süit, 6 deluxe süit, 2 executive süit, 1 kral dairesi ve engellilere özel 2 odaya sahip olan Dedeman Ankara’da; erken check - in imkânı, hızlı check-out imkanı, geç check-out imkanı, kuru temizleme servisi, çamaşır servisi, resepsiyonda kasa, kuaför, mesaj servisi, uyandırma servisi, bagaj odası, döviz bozdurma, ücretsiz kablosuz internet, güvenlik kamera sistemi, lostra ve oto kiralama gibi hizmetler misafirlerin rahatı için düşünülmüş. Dedeman Ankara Akay Cad. Büklüm Sok. No:1 06660 Ankara Tel: +90 (0312) 416 88 00 Where to stay? The very first hotel of the Dedeman Hotels, gathers interest due to its ideal location. The Dedeman Ankara has totally 290 rooms, 174 superrior rooms, 70 deluxe rooms, 20 executive rooms, 15 junior suit, 6 deluxe suit, 2 executive suit, 1 king suit and 2 disabled rooms. All types of facilities have been thought for the guests’ comfort; early check-in, late check-out, dry cleaning service, laundry, safety, deposit box at reception, hairdresser, massage service, wakeup service, baggage room, foreign currency cashier, free wireless internet, security camera system, shoe-polish and a car rental service. ORGANİZATÖRLER 9 Haziran-15 Temmuz Antrepo 5 Sanat Limanı Meclis-i Mebusan Caddesi Liman İşletmeleri Sahası www.istanbulyazsergisi.com Türkiye’deki otellerinizin konumu itibariyle görüyoruz ki ülke turizmine katkılarınız çok değerli. Palandöken, Rize, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kapadokya gibi birbirinden farklı coğrafyalarda açtığınız otellerden beklentileriniz nelerdi? Bu beklentileriniz bugün ne ölçüde gerçekleşti? DQ 70 RÖPORTAJ-INTERVIEW 1966’da Dedeman Ankara ile yolculuğuna başlayan Dedeman Otelleri bugün Türkiye’deki turizm sektörünün öncülerinden biri. Eşsiz misafirperverliği ile bilinen Dedeman Otelleri’nin 45 yıldır süregelen başarısının sırlarını Dedeman Otelleri CEO’su Tamer Yürükoğlu ile konuştuk. Dedeman Otelleri ile 45 Yıl 45 Years with the Dedeman Hotels Tatil, şehir, kongre ve seminer gibi farklı amaçlara hitap eden otellerimizde birbirinden farklı pazarlama stratejileri geliştiriyor ve uyguluyoruz. Örneğin, Dedeman Palandöken ve Dedeman Palandöken Ski Lodge yatırımlarımızla kayak sporunun Türkiye’de yaygınlaşmasını ve kış turizminin büyümesini; Dedeman Rize ile birlikte Karadeniz’in sunduğu doğal güzellikleri tanıtmayı ve Türkiye’de yayla turizminin gelişmesini hedefledik. Dedeman Şanlıurfa ve Dedeman Cappadoccia Hotel & Convention Center otellerimiz ile kültür turizmine yeni destinasyonlar eklenmesini, bunun yanı sıra otellerimizin bulunduğu bölgelerin kalkınmasını ve yerli ve yabancı turistlere tanıtılmasını sağladık. Sonuçta da beklentilermizin üzerinde başarılar elde ettik diyebilirim. 45 yıldır süregelen başarının arkasında sizce en önemli etkenler neler olmuştur? “Geleneksel Dedeman Misafirperverliği” üzerine kurduğumuz değerler bizim için çok önemli. Bu nedenle de mutlu çalışanlar bizim olmazsa olmazlarımız arasında. Önce çalışanlarımızın mutlu ve işlerine bağlı olmasını sağlıyor, sonra da bu memnuniyetimizi konuklarımıza en iyi kalitede hizmeti vererek yansıtıyoruz. Bunların yanında, geçtiğimiz dönemde başlattığımız otel yenileme çalışmalarımız ile konuklarımızı daha yeni mekânlarda ağırlamaya başladık. Uzun yıllar önce hizmet vermeye başlayan otellerimizi günümüzün konaklama ihtiyaçlarına cevap verebilecek teknik altyapı ve konfor sağlayacak ayrıntılar ile destekledik. Misafir memnuniyetimizi en üst düzeyde sürdürmek için her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dedeman, sadece ülkemizde değil dünyada da tanınan bir turizm zinciri. Bu alandaki çalışmalarınızda önem verdiğiniz kriterler nelerdir? 18 otelimizin 6 tanesi yurt dışında yer alıyor. Önümüzdeki dönemde yurt dışında yeni otellerimizin açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yurt dışı otellerimiz için özellikle internet ortamındaki tanıtımlara ağırlık veriyoruz. Son yılların etkili iletişim kanalını verimli olarak kullanmaya çalışıyor ve aktif tanıtım faaliyetlerimizi sürdürüyoruz diyebilirim. Back in 1966, Dedeman Ankara was the first hotel of the Dedeman Hotel chain; today they are one of the leading names in the industry. We spoke to the Dedeman Hotel’s CEO Tamer Yürükoğlu about the secrets behind the 45 year success of this highly acclaimed hotel chain, known for its hospitality. The locations of your hotels in Turkey contribute a lot to the countries tourism. What were your expectations of opening hotels in different areas such as Palandöken, Rize, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kapadokya? To what extent did your expectations come true? Our hotels that address a range of purposes such as holiday, the city, congress and seminars are each developed with different strategic marketing methods. For example our investments in Dedeman Palandöken and Dedeman Palandöken Ski Lodge were to expand the interest in skiing around Turkey and to help the winter tourism grow; with Dedeman Rize we aimed to introduce the naturel beauty of the Blacksea and help the high plateau tourism grow. With our hotels Dedeman Şanlıurfa and Dedeman Cappadoccia Hotel & Convention Center new destinations were added to cultural tourism and with the financial development of those areas we assisted in more tourists hearing about them. In short we have been successful beyond our expectations. What important factors do you think lies behind the success of 45 years? Our values that have been built upon the saying “The Traditional Dedeman Hospitality” are extremely important to us. So having a happy staff is one of those crucial points. We first ensure that our employees are happy and dedicated to their job, then we reflect this satisfaction to our guests with high quality service. Alongside this, following the renovation projects we began last season, we have started welcoming our guests in brand new venues. Our hotels that have been in service a very long time are all completely up to date with the necessary technical foundation to ensure a comfortable stay. In order to keep the satisfaction of our guests at the highest level, we will continue to do the best that we can. 71 Önümüzdeki dönemde yurt dışında yeni otellerimizin açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yurt dışı otellerimiz için özellikle internet ortamındaki tanıtımlara ağırlık veriyoruz. → Otel misafirleriniz Dedeman Otelleri’ni neden tercih ediyor? 6 Haziran 1966 tarihinden itibaren her geçen gün daha da yükselttiğimiz hizmet kalitemizi kurucumuz Mehmet Kemal Dedeman’ın öğüdü doğrultusunda “Geleneksel Dedeman Misafirperverliği” ilkesi ile birleştiriyor ve otellerimize gelen herkesi kendi misafirimizmiş gibi ağırlamaya çalışıyoruz. Bu nedenle, misafirlerimiz kendilerini evlerinde gibi hissediyor ve her gittikleri yerde Dedeman misafirperverliğini arıyor. Aynı zamanda otel çeşitliliğimiz ve lokasyonlarımız ile de farklı olduğumuza inanıyorum. Otellerinizde nelere önem veriyorsunuz? Neden? Öncelikli olarak misafirlere en iyi kalitede hizmet vermek bizim için çok önemli. Kişiye özel hizmetlerin öne çıktığı turizm sektöründe, konukların kendilerini özel hissedebileceği ayrıcalıklı hizmetler vermek, her türlü teknik ihtiyaca cevap verebilecek teknolojik altyapıyı bulundurmak, farklı lezzetleri barındıran kaliteli yeme içme hizmetini sağlamak ve bütün bu hizmetleri değerine uygun olarak fiyatlandırmak uluslararası bir marka olabilmek adına oldukça önemli. Biz de bu gereklilikleri yerine getirmek için çalışıyoruz. Uluslararası kabul görmüş bir marka olmak zorlu bir süreçtir, ancak doğru politikalar ve stratejiler uygulandığı takdirde başarı rahatlıkla yakalanabilir diye düşünüyorum. Türkiye’de otelcililiğin bulunduğu nokta nedir? Türkiye’de turizm sektörü 1980 yılından sonra büyük bir gelişme gösterdi. Özellikle 2009 yılında uygulanmaya başlayan yeni teşvik sistemi, turizm alanına yapılan yatırımların artmasında etkin rol oynadı. Önceki yıllarda daha ağırlıklı olarak kıyı bölgelerimize yatırımlar yapılırken, artık Anadolu’nun birçok kentinde de önemli turizm yatırımlarını görebiliyoruz. Bunlar güzel gelişmeler. Bunun yanında, turizm sektöründe, son dönemde hızlanan zincirleşme sürecinin de markalaşma ve kaliteyi arttırmada önemli rol oynadığını düşünüyorum. Dedeman is not only known within Turkey but is a chain also known worldwide. What are the criteria you focus on in this area of your work? 6 of our 18 hotels are abroad. In the upcoming months we aim to open a couple more hotels abroad. For the advertising of those hotels we have focused a lot more on advertisement through the internet. During the past years we try to use the internet efficiently and are still continuing with our introductive activity. Why do guests prefer Dedeman Hotels? Since it was founded on June 6, 1966 by Mehmet Kemal Dedeman the key principal had been “The Traditional Dedeman Hospitality”, with our constant advances in service we try to host each guest as if they were the only one. Due to this, our guests feel at home and look for the Dedeman hospitality everywhere they go. I also believe that we offer something different because of our wide range of hotels and locations. What is significant for you in your hotels? Why? Firstly, offering our guests the best possible service is very important for us. There are a number of services a hotel must cover in order to be an international name, primarily focused around services aimed at the individual. Such as having a technical foundation that can cover any technical needs, offering a wide range of choice and flavour with the food and drink services and offering all these services with a suitable price. We are working extremely hard to make all that is necessary happen. Although becoming an international brand is hard I believe as long as you follow the right politics and strategies then you can reach your goal. Where is the hotel industries current stand in Turkey? The tourism industry in Turkey really took off following 1980. With a new system of encouragement in 2009, investments in tourism grew. In past years the majority of investments were for hotels near the coast and beaches but Bir de, eskiden otel denildiği zaman akla ilk önce tatil mekânları gelirdi. Zamanla şehir otelciliği, kış, sağlık ve kongre otelciliği gibi kavramlar ortaya çıkmaya ve bu alanlarda özel olarak hizmet veren oteller açılmaya başladı. Artık misafirler otel seçimlerini yaparken sadece gece konaklayacakları bir yer aramıyorlar. Kendi hayat tarzlarından izler bulabilecekleri otelleri tercih ediyorlar. Önümüzdeki dönem planlarınız neler? Yeni açılışlar olacak mı? Dedeman Hotels & Resorts International olarak otelcilikte, önümüzdeki dönemde daha geniş bir coğrafyada yer almayı, otel zincirimize yurt içinde ve yurtdışında yeni oteller eklemeyi planlıyoruz. Türkiye ile ortak tarihi geçmişe sahip, ekonomik işbirliğimizin yanı sıra kültürel bağımızın bulunduğu ülkelerde de otellerimizle yer almak istiyoruz. Mevcut projelerimize ilave olarak, Medine’de bir otel işletmek üzere çalışmalara başladık. 2013 yılında Suriye’de Dedeman Latakia’yı açmayı planlıyoruz. Ortadoğu’nun yanı sıra Berlin, Viyana gibi Avrupa’nın önemli başkentlerini de büyüme planlarımıza dâhil ettiğimizi söyleyebilirim. Ülkemizde ise ağırlığın şehir otellerinde kalmasını istiyoruz ancak yeni resort otelleri de bünyemize katacağız. 2011 yılında Dedeman Zonguldak ve Dedeman Edirne’yi, 2012 yılında ise Dedeman Bostancı’yı otel zincirimize ekleyeceğiz. Ayrıca markamıza yeni bir alt marka eklemek için yoğun bir çalışma içindeyiz. 45. yılınızla ilgili DQ okuyucularına söylemek istedikleriniz… Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri olarak Türk turizminin gelişmesinde başrolü oynayan öncü kuruluşlar arasında yerimizi aldık. Bugün hâlâ hizmet verdiğimiz sektörümüzde, geleceğe giden yolların açılmasında benzersiz bir liderlik sergiliyoruz ve liderliğimizi her geçen gün artan başarılarımızla devam ettirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu 45 yıl boyunca bizimle birlikte olan misafirlerimize teşekkürlerimizi sunarız. → now many towns around Anatolia are being invested in. These are great investments. I also think that the growing number of chains actually help the branding process as well as playing a part in offering better grounded services. In addition to this, before when someone said ‘hotel’ the automatic thought would be ‘holiday destination’. With new concepts such as winter, health, city and congress the hotel trade began offering recognised services as well as opening concept specific hotels. Guests aren’t only looking for somewhere to stay overnight anymore. They prefer hotels that feature things that reflect their lives. What are you plans for the upcoming season? Will there be any new openings? As the Dedeman Hotels & Resorts International we aim to cover an even wider geography and open a couple more hotels in Turkey and abroad. We want to open hotels in countries that share certain parts of history and share a cultural bond. In addition to current projects, we have begun the process for opening a hotel in Medina. In 2013, we aim to open Dedeman Latakia in Syria. I can also add that in addition to the Middle East we have plans to open hotels in Berlin and Vienna. In Turkey however we want our city hotels to continue to carry on being a little more grounded. In 2011, we will be opening Dedeman Zonguldak and Dedeman Edirne and in 2012 we’ll be opening Dedeman Bostancı. We are also working extensively to add a sub brand to our chain. What would you like to tell our DQ readers about your 45th year… We have taken our place as one of Turkey’s first international hotel chain as well as helping in the development of Turkish tourism. The current road that we are headed on is an unmatched leadership and we are working and will continue to work to ensure that our day to day success continues. We want to thank our guests for standing next to us for this 45 years period. For the advertising of those hotels we have focused a lot more on advertisement through the internet. During the past years we tried to use the internet efficiently and are still continuing with our introductive activity. 73 NEWS DQ HABERLER NEWS 74 75 DOYASIYA BALIK KEYFİ İÇİN GARDEN BALIK Akdeniz ve Toros Dağlarının muhteşem manzarasını lezzetli ve zengin yemek çeşitleriyle birleştiren Dedeman Antalya, Garden Balık Restaurant ile mutfağına bir de balığı ekledi ve balık tutkunu konuklarına unutulmaz bir damak zevki yaşatmaya başladı. 1 Mayıs 2011 Pazar gününden itibaren, salı hariç her gün konuklarını ağırlamaya başlayan mekân, mevsime uygun balık çeşitlerinin yanı sıra; acılı ezme, haydari, patlıcan, közde biber kızartması, zeytinyağlı barbunya pilaki gibi geleneksel Türk mezelerini de konuklarının beğenisine sunuyor. Dedeman Antalya’nın sofralarına yeni bir renk katmaya başlayan bu restaurantın ana lezzetlerini ise kırmızı soğanlı roka salatası ve mevsim sebzeleriyle birlikte servis edilen ızgara levrek veya çipura oluşturuyor. GARDEN BALIK FOR AN UNMATCHED FISH EXPERIENCE Dedeman Antalya has a new addition to add to the spectacular view of the Mediterranean and Taurus Mountains combined with the delicious and rich food selection. The Garden Balık Restuarant now offers a rich choice of fish where guests will experience unforgettable moments with their taste buds. The restaurant is welcoming guest’s everyday apart from Tuesday, serving fish according to season as well as traditional entrees like: spicy tomato puree, yogurt spread, aubergine, coal roasted peppers and pinto beans in olive oil. The main dishes of this restaurant aiming to bring a new colour to Dedeman Antalya’s dining is a red onion, rocket salad and grilled sea bass or sea bream served with seasonal vegetables. ZANZİBAR CUMHURBAŞKANI DEDEMAN ANTALYA’DAYDI Deniz, doğa, kültür ve kongre turizmi alanlarında Türkiye’nin öne çıkan kenti haline gelmiş Antalya, 30 Nisan’da önemli bir konuğu ağırladı. Tanzanya’nın yarı özerk bölgesi Zanzibar ile Antalya arasında yapılması planlanan turizm köprüsü projesini görüşmek üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak Antalya’ya gelen Zanzibar Cumhurbaşkanı Sayın Ali Mohammed Shein ve heyeti, konaklamak için Dedeman Antalya Hotel & Convention Center’ı seçti. Dedeman Antalya, bünyesinde bulundurduğu farklı büyüklükteki toplantı salonlarıyla, iş dünyasında gerçekleşen toplantılara ev sahipliği yapmaya devam edecek. THE PRESIDENT OF ZANZIBAR VISITED DEDEMAN ANTALYA Antalya is one of the cities in Turkey to come forward with its sea, nature, culture and conventions. On April 30th the city played host to a very important guest. As part of the Zanzibar Antalya tourism bridge project the Zanzibar President Ali Mohammed Shein came over as the guest of President Abdullah Gül and chose to stay at Dedeman Antalya Hotel & Convention Center. With its different sized meeting rooms Dedeman Antalya will continue to host a range of business events. MEKSİKA DEDEMAN’IN MUTFAGINDA! DQ HABERLERNEWS 76 22 - 29 Haziran haftasında, Dedeman Ankara’nın mutfağı; Meksika’nın en lezzetli yemeklerini ağırlıyor. Dedeman Ankara bu lezzetli organizasyonda, birbirinden farklı Meksika yemeklerini tatmak isteyen misafirleri için enfes anlar yaşatıyor olacak. Muhteşem festivalde yerinizi almak için acele edin! DEDEMAN ANKARA KAPILARINI YENİLİĞE AÇTI... Başkentin simgelerinden olan Dedeman Ankara misafirlerini yenilenmiş odalarında ağırlamaya başladı, geleneksel Dedeman misafirperverliği yine fark yarattı. DEDEMAN ANKARA OPENED ITS DOORS TO INNOVATION… A monument within the capital, Dedeman Ankara has begun receiving guests into its newly renewed rooms accompanied by the traditional Dedeman hospitality. With a brand new take on comfort, Dedeman Ankara has blended its new rooms with the traditional Dedeman hospitality offering guests an unmatched service. Besides the new rooms, the legendary ‘Avizeli Salon’ has also undergone renovations merging with the 1000 capacity Dedeman Garden renewed as an alternative wedding venue creating fairytale beginnings, and now waiting to host unforgettable moments for you. Dedeman Ankara unveiled these renovations with the 45th year celebration and will continue to invest in new and cutting edge hospitality. With 100 completely redesigned rooms and a re-born Dedeman Garden all projects have been finalised, however Dedeman Ankara still has plans for the future. A Dedeman Ankara classic ‘Roof’ will be back in the new season adding colour to the Ankara social life. Dedeman Ankara yeni bir konfor anlayışı ve yeni odalarıyla yine geleneksel Dedeman misafirperverliğini ön planda tutarak konuklarına ayrıcalıklı hizmet vermeye devam ediyor. Odalarının yanı sıra Ankara’da bir efsane haline gelen ‘Avizeli Salon’unu da yenileyerek hizmete açan ve 1000 metrekarelik Dedeman Garden’ı da bünyesine katan Dedeman Ankara, yine unutulmaz anlara ev sahipliği yapmayı bekliyor. Efsane salon ile birleşen yeni mekan ‘Dedeman Garden’ düğünlerin masallara dönüştüğü alternatif bir mekan özelliği taşıyor. 45. yılına bu yeniliklerle birlikte giren Dedeman Ankara, yeniliklerine ve fark yaratan yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. 100 odanın baştan aşağı yenilenmesi ile başlayan çalışmalar Dedeman Garden’ın hayata geçmesi ile şimdilik son bulurken Dedeman Ankara’nın gelecek planları hiç son bulmuyor. Önümüzdeki dönem içerisinde yine efsane haline gelmiş bir diğer Dedeman klasiği olan Roof da iddialı bir şekilde hizmete yeniden girerek, Ankara’nın sosyal hayatına renk katmayı bekliyor. MEXICO ENTERS THE DEDEMAN KITCHEN! During June 22-29, the Dedeman Ankara kitchen will be serving a range of delicious Mexican food. During this tasty event, Dedeman Ankara has something special in store for those looking to try something different. Make sure you book in order to take part in this amazing festival! PAZARIN KEYFİNİ DEDEMAN RİZE’DE ÇIKARIN Yeşilin her tonunu görebileceğiniz manzarası ve masmavi deniziyle Dedeman Rize, pazar günlerinizin vazgeçilmez mekânı olmaya hazırlanıyor. Deniz kenarında alabileceğiniz brunch, canlı müzik eşliğinde yiyebileceğiniz akşam yemeği, sauna ve spor merkezi hizmetleri ile geçirdiğiniz yorucu bir haftanın izlerini silme fırsatı ile keyifli bir pazar günü seçeneği sunan otel, misafirlerine saat 15.00’a kadar konaklama imkânını da yaratıyor. Ailecek gelip, tüm gününüzü geçirebileceğiniz Dedeman Rize, size haftaya yenilenmiş olarak başlama ayrıcalığını tattıracak. SOAK UP SUNDAY AT DEDEMAN RIZE With its place in Rize, the city where you can see all shades of green landscape and clear blue sea, Dedeman Rize will be your indispensable place with its special Sunday offerings. You can have brunch by the sea and eat dinner while listening beautiful live music. You can either relax with sauna or work out in the sports center. Dedeman Rize also gives you the opportunity to use the room till 3 pm. After spending your day at Dedeman Rize, you will start your week fully relaxed and refreshed. 77 Odanın camı hafifçe aralandı. İçeri çelimsiz bir rüzgâr bütün kıvraklığıyla sızıverdi. Gücü, sadece tül perdeyi gıdıklamaya yetmişti. Yatakta gerinerek, perdeyle rüzgârın kısa süreli oyununu seyrettim. Gözümün önüne çocukken dedemle birlikte Çeşme’de geçirdiğimiz o son yaz gelip yerleşti. 8 yaşındaydım. Okullar 3 ay boyunca açılmamak üzere kapanmıştı. Tatilin başladığı ilk cumartesi bizim evde hep aynı telaş yaşanırdı. Annem bana büyük bir çanta hazırlar, kahvaltı faslı bittikten sonra arabamıza biner Çeşme’ye doğru yola çıkardık. Ben arabaya biner binmez arka koltuğa uzanır, yol boyunca camdan gökyüzünü seyrederek nerede olduğumuzu tahmin etme oyunu oynardım. Kendime göre işaretlerim vardı: Sarı boyalı metruk binayı gördüğümde ayağa dikilir, gözümü ufuk noktasına dikerdim. Denize giden yolda soldan 3. sokakta dedemin açık mavi, üstü açık Chevrolet Impala’sı karşılardı bizi. Babam geldiğimizi haber vermek için kornaya sık sık basar, bu gizli parolayı duyan dedem ve anneannem koşarak kapıya çıkardı. Kucaklaşmalar, kafamı okşamalar, kıkırdaşmalar, arayı kapatmaya çalışan özlem dolu konuşmalar… DQ 78 Ö Y K Ü - S T O R Y Mavi Kız Blue Girl YAZI-WORDS: BEGÜM AHU AĞLAÇ Dedem iri yarı bir adam değildi ama kesinlikle neşeli bir adamdı. Onunla takılmaya bayılırdım. Sabahları erkenden kalkar, emektar İmpala’ya atlar fırından taze ekmek almaya giderdik. Bu araba dedemin kendi deyimiyle ‘ilk aşkıydı’. “Sakın anneannene söyleme kıskanır” der mavi kızın beyaz deri koltuklarını şefkatle okşardı. 60’lı yılların başında piyasaya sürülmüş ve büyük sükse yapmış bu arabayla dedem 24 yaşında tanışmıştı. İzmir’de Amerikalı bir aileden satın almışlardı. “O zamanlar deden gencecik bir adam Murat. Senin gibi okula da gitmemişim, babamın yanında çalışıyorum gündüzleri. Akşam da Kordon’da arkadaşlarla turluyoruz. Bir gün önümden bir kız geçti. Rengi gökyüzüne karışıyor. Kar beyaz koltukları, jant kapaklarıyla aynı renk. İşte o gün âşık oldum ben. Ondan sonra baktım aklımdan hiç çıkmıyor, bizim çocuklarla düştük peşine. Resmen hafiyelik bizimkisi. Bir Amerikalı aileye aitmiş. İzmir’e kısa süreli bir çalışma için gelmiş buranın güzelliğinden etkilenip dönmemişler memleketlerine. Babama açtım konuyu. Ne yapıp edip bu araba benim olsun istedim. Büyük büyük baban da cabbar bir adam, tuttuğunu koparan cinsten. 24’üncü yaş günümde almış, getirdi bana bu zarif kızı. Bizim aşkımız o gün bugündür devam eder işte Murat. Ben ona o bana bakar dururuz. Haa anneanneni de bu arabayla kandırdım evlenmeye. 40 senedir beni bir tek bu arabadan kıskanır.” diye anlatır ve basardı kahkahayı. O yaz bizim en kötü yazımızdı. Dedem Temmuz ayında bir akşam hiç bir şey yokken yere yığılmış, büyük bir yaygarayla The window was open just a crack. Wind sneakily but weakly entered and surrounded the room. Its strength, lacking, only managed to briefly tickle the curtain. I stretched as I lay in bed, watching this short play between wind and curtain. I then pictured the last summer I spent with my grandfather in Çeşme, as a child. I was 8. The schools were closed for 3 months. On the first Saturday of each holiday, the same panic would always be experienced in our house. My mother would prepare me a big breakfast before we got into our car and made our way to Çeşme. From the moment I entered the car, I would lie along the backseat and look up at the sky through the window and try to guess where we were. I had appointed certain marks, like the moment I saw the yellow derelict building I would sit up and look to the horizon. As it was each time, along the third street on the left along the road to the beach would be my grandfathers light blue convertible Chevrolet Impala waiting to greet us. My father would honk the horn a couple of times as a sort of code to communicate our arrival which would be reciprocated by my grandparents who would run outside. Hugging, head patting, giggling and conversations of the latest news would commence. .. Although my grandfather wasn’t a burly man he definitely was a cheerful man. I would love spending time with him. We would wake up early in the morning, jump in the old Impala and go to the bakery to buy fresh bread. In my grandfathers own words, this car was his ‘his first love’. As he stroke the white leather seats of the Blue Girl he’d say “Don’t tell your grandmother, she’ll be jealous”. At the age of 24 my grandfather met this car that had been a huge hit when it was released at the beginning of the 60’s. They had bought it from an American family living in Izmir. “Back then I was a young man Murat, I didn’t go to school like you, I would work with my dad during the day. At night we’d hang out with friends driving along the Kordon. One day a girl went by. Her colours blending into the sky, snow white seats with the same colour hubcaps. It was that day that I fell in love. Following that moment, I couldn’t get her out of my head so my friends and I went in search of her. This was literally detective work. We found out that it belonged to an American family. They’d originally come here for a short period due to work, but had been mesmerised by Izmir’s beauty and decided to stay. I told my dad about the situation. I was ready to do anything to own this car. Your great great grandfather was also a determined man, he got what he wanted. He went and bought this delicate beauty and brought it to me on my 24th birthday. Our love continues to be as strong as the very first day Murat. I look at her, and she looks at me. Let’s not forget to add that I 79 gelen ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Oradan bir daha hiç çıkamadı. Sonradan öğrendik. Kalbi daha fazla bu hayatın ritmine dayanamamış ve kendi ritminden ödün vermişti. Ondan sonra hiçbir yaz aynı olmadı bizler için. Anneannem onu bırakıp gittiği için dedeme küstü, ne o eve gitmek istedi ne de mavi kızı görmek istedi… Mavi kız da o günden sonra hiç çalışmadı bir daha. Çekiciyle garaja kaldırılırken annem ağlayarak “Bu arabayı bir tek babam çalıştırabilir” demişti garip bir gurur ve buruklukla. 80 --Yataktan kalkıp üzerime bir kot bir de tişört geçirip fırladım. Bahar (eşim) mutfakta Kaya’nın doğum günü partisi için hazırlıklara girişmişti. Elime alınacaklar listesini tutuşturup, “ Murat saat 4’te herkes burada olacak, daha hiçbir şey hazır değil hemen bunları halletmen lazım canım” diyerek beni kapıya doğru yöneltti. Belli belirsiz bir öpücükle kapı dışarı edilmiştim. Oğlumuz Kaya bugün 8 yaşına giriyordu. Aklımda sadece bir tek şey vardı. Ona yapacağım sürpriz. Arabaya atlayıp Alsancak’a gittim. Bahar’ın listesini hallettiğimde saat 2 olmak üzereydi. Telefon cebimde can havliyle çalıyordu. Arayan Bahar. “Murat hadi neredesin?” “Gelmek üzereyim. Merak etme her şey kontrol altında 1 saate evde olurum.” Ondan sonraki bir saat boyunca Bahar en az 5 kere daha aradı. Açmadım. Sadece yüzüme vuran rüzgarı ve Kaya’yı düşündüm. Evimizin bulunduğu sokağa döndüğümde kendimi bir kahraman gibi hissediyordum. Kornaya kesik kesik basmaya başladım. Evin önüne park ettim ve kornaya basmaya devam ettim. Komşular tek tek pencerelere çıkmaya başladı. Bahar da sinirle pencereye koşanlar arasına katıldı. Beni mavi kızın içinde görünce hemen içeri koştu. Apartmanın kapısında kaya ve Bahar göründüklerinde ben hala kornaya basıyordum… Kaya ve ben dedemin ruhunu yaşatmak için Kordon’da rüzgarla savaştık. Artık Kaya’nın da bir kahramanı vardı: Mavi bir kız… convinced your grandmother to marry me with this car. For 40 years she has only been jealous of this car.” he’d say as he burst out laughing. That summer was our bad summer. One evening in July my grandfather collapsed on the floor and was rushed to the hospital with an ambulance. He never left. Then we found out that his heart just couldn’t take the pace of this life anymore. Following that no summer was ever the same for us. My grandmother fell out with my grandfather for leaving her and didn’t want to go to the house or see the blue girl... After that day the blue girl never worked again. As the tow truck pulled her off to the garage my mother said with pride and sorrow “Only my father could work that car.” --I jumped up from bed, put jeans and a t-shirt on. Bahar (my wife) had begun preparations for Kaya’s birthday. She ushered me to the door as she placed a list of things to buy and said “Murat everyone will be hear at 4 and nothing is ready, you have to sort these things out darling”. With a quick kiss I found myself outside. Our son Kaya was turning 8 today and there was only one thing on my mind, the surprise I had for him. I jumped in the car and drove to Alsancak. It was 2 by the time I had completed Bahar’s list. My phone was ringing insistently. It was Bahar. “Murat, where are you?” “I’m nearly home. Don’t worry, everything is sorted. I’ll be back within the hour.” During that hour Bahar called me 5 more times. I didn’t answer. I just thought of Kaya as the wind brushed against my face. As I turned into our street, I felt like a hero. I began honking the horn, parked and continued to honk. One by one the neighbours opened their windows and looked out. Bahar also joined those opening the window in annoyance, but when she saw me sitting in blue girl she ran back into the house. I was still honking the horn as Kaya and Bahar appeared at the door… My grandfather’s spirit lived on as Kaya and I drove along the Kordon battling the wind. Now Kaya also had a hero: Blue girl…
Benzer belgeler
Menü Detayları
with shrimp çıtır marul yaprakları kroton ekmeği sezar sos ızgara tavuk dilimleri permasan peyniri ile chicken or shrimp on top of crispy lettuce, croton bread, ceasar’s sauce and parmesan cheese
Detaylı