California/ABD`ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF]
Transkript
California/ABD`ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF]
10 California/ABD’ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF] Edwards Hava Üssü’nde konuşlu bir F-35A Lightning II MTU/JSF Uçağı, kanat altı ve gövde içindeki harici yük istasyonlarında taşıyabildiği F-35 Sistem Geliştirme ve Gösterim Silah Süiti ile birlikte görülüyor [Fotoğraf: Matt SHORT/Lockheed Martin]. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 11 İbrahim SÜNNETCİ Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Günümüzdeki risk ve tehdit ortamı içinde ülkemizin güvenliğini sağlayabilmek için çevremizde olup bitenleri eşzamanlı ve 24 saat esasına dayalı olarak gözleyebilmeli, teknolojinin en son imkanlarını kullanarak her zaman karşımızdakinden bir adım önde olmalı, gelebilecek tehditlere karşı anında önlem alabilmeli, gerektiği durumda ise saldırgan unsurları, en ücra noktalara saklansalar bile bulmalı ve istenmeyen hiç bir etki oluşturmadan tesirsiz hale getirebilmeliyiz. Bu kabiliyetleri sağlayabilecek en önemli güç ise Hava Kuvvetleri olarak ortaya çıkıyor. fl S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 12 D ÜNYANIN en eski askeri havacılık teşkilatlarından birisi olan ve 2o14’te 1o3’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayan Türk Hava Kuvvetleri, Türk Ulusu’nun hiç esirgemediği desteği ile kurulduğu tarihten günümüze kadar geçen süre zarfında baş döndürücü bir hızla gelişen havacılık teknolojisini başarı ile takip edebilmek ve modern ve güçlü bir yapıya sahip olabilmek için modernizasyon faaliyetlerini kesintisiz olarak devam ettirmiş ve bugün gerek sahip olduğu hava platformu, silah ve sistemler, gerekse eğitimli ve tecrübeli personeli sayesinde dünya hava kuvvetleri arasında seçkin bir konuma yükselmiştir. Bölgesinde askeri caydırıcılığı ve barış ortamının devamını sağlayacak modern ve güçlü bir kuvvet yapısına sahip olan Türk Hava Kuvvetleri, kendisine tevdi edilen görevleri yaklaşık 4oo muharebe uçağı, 14o destek uçağı/helikopteri ve 16o eğitim uçağı ile icra etmektedir. Türk Hava Kuvvetlerinin harekat gücünü genel olarak Öncel Proje-III [PO-III] altında modernizasyonları devam eden F-16C/D Blok 30/40M/50M, Öncel Proje-IV [PO-IV] Projesi kapsamında tedarik edilen 3o F-16C/D Blok HvK Komutanı Hava Orgeneral Akın ÖZTÜRK, geçtiğimiz Mayıs’ta gerçekleştirmiş olduğu Türk Yıldızları uçuşunun ardından, Aralık ayında da Türk Hava Kuvvetleri’nin dışa açılan diğer yüzü SoloTürk’e ait gösteri koreografisini de bizzat uçarak denetlemiştir [üstte]. Yanda ise Türk Hava Kuvvetlerinin en kıdemli iki uçucusu olan HvK Komutanı Hv. Org. ÖZTÜRK ile yeni yapılandırılan Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Hava Orgeneral Abidin ÜNAL, 11 Kasım 2o14 tarihinde iki ayrı F-16D Blok 50+ Uçağı ile kolda uçarak 6ncı Ana Jet Üs Komutanlığı [Bandırma] ve 9ncu Ana Jet Üs Komutanlığı [Balıkesir]’na incelemelerde bulunmak üzere ziyaret gerçekleştirmiştir [Fotoğraflar: HvKK]. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! 50+ ve modernize edilmiş F-4E 2020 muharip jet uçakları; destek gücünü ise EW-7T HİK/AEW&C Komuta Kontrol, KC-135R Tanker, CN235-100M ELINT/SIGINT, C-160D İGK/ISR Uçağı, A400M Atlas, CN235, C130B/E ve C-160D Ulaştırma Uçakları ile RF4E/TM Keşif Uçakları ve Heron/Gözcü-I İnsansız Hava Araçları [İHA] oluşturmaktadır. Yakın gelecekte envantere girecek Anka-S MALE İHA, Stratejik İHA, Taarruzi İHA, F-35 Lightning-II MTU/JSF, Milli Muharip Uçak TFX, özgün tasarım ve yerli üretim IR ve RF Güdümlü Havadan Havaya Füzeler ve Uzun Menzilli Hava Savunma Füze ve Radar Sistemleri ile mevcut kabiliyetler daha da artırılacak- tır. Bunlara ilave olarak, GökTürk-II ElektroOptik [EO] Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi ile keşif ve gözetleme alanında önemli bir adım atan Türk Hava Kuvvetleri, GökTürk-I EO, GökTürk-III SAR ve GökTürk Yenileme Uyduları gibi Keşif ve Gözetleme maksatlı Uydu Sistemlerinin de devreye girmesiyle uzay alanında da dünyanın sayılı Hava Kuvvetlerinden biri haline gelecektir. Teşkilat Yapısı G ENELKURMAY Başkanlığına bağlı Hava Kuvvetleri Komutanlığı [HvKK]’nın Karargahı Ankara’da konuşlanmış- 14 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Türkiye’nin en büyük tümleşik komuta, kontrol, bilgi [C2I] sistemi olarak bilinen ve ağ destekli harekat kabiliyetine sahip olan HvBS sayesinde, komutakontrol ve karar verme süreçlerinin etkinliği, karar makamlarına doğru ve zamanında bilgi sağlanması ve yürütülen faaliyetlerin birbiriyle bütünleşmiş bir şekilde yürütülebilmesi garanti altına almıştır. Üstte HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, makam odasında yer alan ekranlar [yanda] üzerinden Türk Hava Sahası’nı ve Türkiye genelindeki hava meydanlarındaki son durumu anlık olarak takip edebilmektedir [Fotoğraflar: U. ÇARDAKLI/S&H]. tır. HvKK Karargahında, HvKK’nın emir ve komutayı yerine getirmesinde, Komutan’ın görevlerini yapmasına yardımcı olan Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı bulunmaktadır. Faaliyetler Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na bağlı olan; Personel, İstihbarat, Harekat, Lojistik, Plan Prensipler ile Muharebe Elektronik ve Bilgi Sistemler olmak üzere altı Karargah Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. İlaveten doğrudan Hava Kuvvetleri Komutanına bağlı ve onun adına tüm hava birlik ve kurumlarını denetleyen; Değerlendirme ve Denetleme Başkanlığı bulunmaktadır. HvKK’nın ayrıca Ana Ast Komutanlıklarından bağımsız ve doğrudan HvKK karargahı tarafından merkezi planlama ile sevk ve idare edilen iki Hava Ulaştırma Birliği mevcuttur. Bunlar; Etimesgut/Ankara’da konuşlu 11’inci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı ile Erkilet/Kayseri’de konuşlu 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığıdır. Her iki birlik de doğrudan Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na bağlıdır. Teknolojinin sağladığı imkanları en üst düzeyde kullanarak daha etkin komuta kontrol imkanlarına kavuşarak, caydırıcılığı pekiştirme hedefi ile 2o14 içinde HvKK teşkilat yapısında operatif seviyede değişime gidilmiş ve iki Hava Kuvveti yapısından tekli yapıya geçilerek 5 Ağustos 2o14’te ‘Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’ Eskişehir’de teşkil edilmiştir. Böylelikle, Türk Hava Kuvvetlerinin Kolordu seviyesindeki ana muharip unsurları olan 1’inci ve 2’nci Hava Kuvveti Komutanlıkları, Ordu seviyesindeki tek bir komutanlık çatısı altında toplanmıştır. Bu Komutanlığın ana bağlıları olarak; l Hava harekatını tek bir merkezden yöS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 netmek üzere ‘Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı’ Diyarbakır’da, l Bünyesindeki kara ve deniz koordinasyon üniteleri ile hava ve füze savunmasını bir merkezden yönetecek ve angajman yetkisini kullanacak olan ‘Hava Savunma Komutanlığı’ ise Eskişehir’de oluşturulmuştur. Böylece; Hava Kuvvetleri bünyesinde müşterek, tam bütünleşmiş ve birlikte çalışabilir bir yapının hayata geçirilmesi sağlanarak, Türk Silahlı Kuvvetleri [TSK]’nin uzayı da kapsayacak şekilde bütün hava ve füze savunma unsurları tek merkezden sevk ve idare edilebilir hale getirilmiştir. HvKK teşkilat yapısında gerçekleştirilen bir diğer değişiklik ise Komutanlığın uzay alanındaki vizyonunun bir yansıması olarak Uzay Grup Komutanlığının teşkilidir. TSK’nin ‘Uzay Yol Haritası’ doğrultusunda planlanan uzay faaliyetleri HvKK tarafından yürütüldüğünden, bir yandan uydu sistemlerine yönelik projeler hayata geçirilirken, diğer yandan da TSK’nin envanterine girecek uydu sistemlerinin operasyonlarını gerçekleştirmek üzere Uzay Grup Komutanlığı HvKK bünyesinde oluşturulmaktadır. Uzay Grup Komutanlığı, farklı faaliyet alanlarında sahip olunacak farklı uydu sistemleri için teşkil edilen/edilecek Keşif ve Gözetleme, İhbar-İkaz, Elektronik Destek, Konumlama Seyrüsefer Uydu Komutanlıkları ile Uydu Fırlatma Merkezi Komutanlığı’ndan oluşacaktır. Uzay Grup Komutanlığı bağlısı olan Uydu Komutanlıkları, ilgili uydu sisteminin envantere girişine bağlı olarak kademeli bir şekilde teşkil edilmektedir. Bu kapsamda ilk olarak Keşif Uydu Komutanlığı kurulmuş ve bu Komutanlık, 18 Aralık 2o12’te yörüngeye yerleştirilen, TSK’nin ilk keşif ve gözetleme uydusu olan GökTürk-II Uydusu’nun operasyonlarını gerçekleştirmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda ise Uzay Grup Komutanlığı bünyesinde sırasıyla; Elektronik Destek Uydu Komutanlığı, Uydu Fırlatma Merkezi Komutanlığı, Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi Komutanlığı, İhbar ve İkaz Uydu Komutanlığının aktivasyonlarının gerçekleştirilmesi ve 2o23’e kadar nihai teşkilat yapısına ulaşılması hedeflenmiştir. Türk Hava Kuvvetlerinin yeni komuta ve teşkilat yapısıyla teknolojinin sağladığı imkanlar ile daha etkin bir komuta ve kontrolün gerçekleştirilmesi, böylelikle TSK’nin harekat etkinliği ve caydırıcılığının daha da artırılması hedeflenmiştir. HvKK Modernizasyon Projeleri S ÜREKLİ gelişen ve genişleyen harekat ortamında Türk Hava Kuvvetleri, kendisine kanunlarla verilen görevleri yerine getirebilmek için sürekli değişen şartlara uyum sağlamak ve muhtemel bir tehdit karşısında ön alabilmek için hayata geçirdiği modernizasyon projeleri ile mevcut imkanlarını geleceğin ihtiyaçlarına uyumlu hale getirmektedir. Önemli bir bölümü milli imkanlarla yürütülen modernizasyon projeleri ile günümüz güvenlik ve kriz ortamı koşullarına uyumlu modern platform ve silah sistemleri envantere alınarak, HvKK’nın ana görev ve fonksiyonu olan, ‘tespit edilen hedeflerin taarruz unsurlarıyla saf dışı bırakılması’ imkan ve kabiliyeti sürekli ve hassas olarak sağlanabilmektedir. HvBS-PO-ENT Havelsan mühendisleri tarafından milli olarak 9 yılda geliştirilen Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi [HvBS], stratejik seviyede karar-destek kabiliyeti ile Türk Hava Kuvvetlerinin harbe hazırlık seviyesinin en üst düzeye çıkarılmasında hayati önem taşımaktadır. Bu teknoloji sayesinde hava harekatları çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Türk Hava Kuvvetleri tarafından 25 Aralık 2oo7 tarihinden bu yana kullanılan Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi [HvBS], Türkiye’nin en büyük tümleşik komuta, kontrol, bilgi [C2I] sistemi olarak bilinmektedir. Sistem, tüm Hava Kuvvetleri birliklerini içine alacak bir ağ oluşturarak birçok işlemin bilgisayar ortamında gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Komutanlığın; barış, gerginlik ve harp işlemleri tüm seviyelerde [Karargah, Harekat Merkezleri, Üs ve Radar Birlikleri gibi] destekleyen ve Türk Hava Kuvvetlerinin her türlü veri ve işletim gereksinimlerini karşılayabilecek kabiliyette bir C2I sistemi olan HvBS yazılımı yine Havelsan'ın geliştirdiği ‘milli kripto’ ile siber saldırı- 15 İbrahim SÜNNETCİ GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme Uydu Programı kapsamında Yer İstasyonu yazılımlarında tüm güncelleme ve iyileştirme çalışmaları tamamlanmış ve yazılımların son sürümleri Ahlatlıbel Yer İstasyonu’na kurulmuş ve yazılımlar ile birlikte 2 iş istasyonu da teslim edilmiştir [Fotoğraf: S&H Arşivi]. lara karşı korunuyor. HvBS sayesinde ağ destekli harekat kabiliyetine sahip olan Türk Hava Kuvvetleri, bu sayede komuta-kontrol ve karar verme süreçlerinin etkinliğini, karar makamlarına doğru ve zamanında bilgi sağlanmasını, yürütülen faaliyetlerin birbiriyle bütünleşmiş bir şekilde yürütülebilmesini garanti altına almıştır. HvKK envanterindeki tüm uçaklar, silahlar, mühimmatlar, yedek parçalar da yine HvBS ile yönetilmektedir. HvKK envanterine yeni giren ana silah sistemlerinin HvBS ile bütünleştirilmesi maksadıyla başlatılan HvBSPO-ENT Projesinde Ocak 2o1o tarihli SSİK kararı çerçevesinde 24 Şubat 2o1o tarihinde Havelsan ile SSM arasında bir sözleşme imzalanmıştır. HvBS-PO-ENT Projesi; PO-III ve POIV projeleri kapsamında modernize edilen ve yeni alınan F-16C/D Blok 40M/50M ve Blok 50+ Uçakları için geliştirilen Filo Seviyesi Görev Planlama [FSGP] yazılımlarının geliştirilerek HvBS ile bütünleştirilmesini içermekte- dir. Geliştirilen FSGP yazılımı ile, başta PO-III ve PO-IV uçaklarında kullanılacak hassas güdümlü akıllı silah sistemlerinin görev planlamasının yapılabilmesi olmak üzere HvBS’ne ilave yetenek ve özellikler kazandırılmıştır. Projenin kabulü 24 Eylül 2o13 tarihinde ta- mamlanmış ve 6 aylık garanti süreci başlamıştır. Havelsan ayrıca HvBS Bakım İdame ve İşletme Projesi altında Muharebe Yönetim Sistemi için yeni bir ana sürüm [Versiyon 2.8] hazırlamış ve Mayıs 2o13 tarihinde kullanıma vermiştir. Şirket bu kapsamda şimdiye kadar S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 16 46 ara sürümü HvKK kullanımına vermiştir. NATO CWIX 2o13 Tatbikatı’nda müşterek hava senaryosu, HvBS Muharebe Yönetim Sistemi [HvBS-MY] üzerinden yönetilmiştir. Tatbikat kapsamında 11 NATO ülkesinden 16 adet kontrol sistemi ile 28 çeşit NATO standardındaki mesajlar üzerinden birlikte çalışabilirlik testleri gerçekleştirilmiş ve sistem bütün testlerden başarıyla geçmiştir. Diğer yandan, SOM-B1 ve B2 mühimmatının sahip olduğu Otomatik Hedef Algılama ve Teşhis Sistemi [ATA, 64ox512 çözünürlükte IIR arayıcı başlık] kabiliyetini desteklemek amacıyla farklı keşif ve istihbarat yöntemleriyle temin edilmiş, hedefin uygun özellikte çekilmiş görüntülerinden ‘3-Boyutlu Sayısal Tel Kafes Modeli’nin oluşturulması ve HvBS ile bütünleşik çalışabilecek kabiliyetin tesis edilmesi maksadıyla Havelsan Ana Yükleniciliğinde ATA Projesi başlatılmıştır. 24 aylık bir takvime sahip olan proje altında HvBS ile bütünleşik çalışabilecek yazılımlar Havelsan ve TüBiTAK SAGE ortak çalışması ile geliştirilmiş ve HvKK’na teslim edilmiştir. Link-16 ile Birlikte Çalışabilirlik Link-16 Birlikte Çalışabilirlik Projesi, çoğunluğu HvKK envanterinde mevcut ya da yakın bir gelecekte hizmete girecek Link-16 kabiliyetine haiz 17 değişik platform ve sistemin birlikte çalışabilirliğinin sağlanması maksadıyla Şubat 2oo6 tarihli SSİK kararı ile SSM’nın idari sorumluluğunda başlatılmış ve Ana Yüklenici firma olarak seçilen STM ile 2o Şubat 2oo9’da ABD$19.95 Milyon değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. Proje kapsamında Link-16 Birlikte Çalışabilirlik kabiliyetinin kazandırılacağı platform ve sistemler şunlardır: l F-16 [PO-III ve PO-IV]. l F-4E 2020. l EW-7T HİK. l KC-135R. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Link-16 kabiliyetine kavuşturulan F-16C/D Blok 40M ve Blok 50+ uçakları Turaz Kartalı 2o14 Tatbikatı kapsamında gittikleri Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’deki bir hava üssünde bir arada görülüyorlar [Fotoğraf: S&H Arşivi]. C-130. AS-532 CSAR. l A400M. l F-35A MTU/JSF l Taşınabilir Taktik Komuta Kontrol MEBS Sistemi. l Hava SOJ. l Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi [T-LoRADMiS]. l Anka-S TİHA. l NATO Hava Komuta ve Kontrol Sistemi [ACCS]. l Çoklu Taktik Veri İletişim Sistemi [ÇOTVİS]. l Çok Amaçlı Taktik Veri Link İşleme [ÇAVLİS, DzKK]. l HvBS Muharebe Yönetim Modülü. l MASE Harekat Yazılımı Link-16 Modülü-SCI [CDC Sistem Arayüzü]. Söz konusu sistemlerde kullanılan veya kullanılacak MIDS terminalleri yurt dışından hazır olarak gelmelerine karşın, terminallerin üzerinde koşan yazılımlar milli olarak geliştirilmektedir. Proje kapsamında halihazırda Ulusal Seviye Birlikte Çalışabilirlik Dokümanı ve her bir platform için Teknik Şartnamelere esas olan Link-16 Dokümanı üretilerek, platform Link16 yazılımları geliştirilmiş olup, entegrasyon faaliyetleri sürdürülmektedir. Ayrıca yine bu süre içerisinde oldukça yoğun eğitim programları icra edilmiş ve iki Sentetik Yer Birlikte Çalışabilirlik Test Ortamı ve Analiz Laboratuvarı kurularak faaliyete alınmıştır. Bu çerçevede Ahlatlıbel Hava Radar Meydan Komutanlığı’nda kurulan Link-16 Sentetik Yer Birlikte Çalışabilirlik Test Ortamı Laboratuvarı 1o Şubat 2o11’de açılmıştır. Diğer Test Ortamı Laboratuvarı ise STM’nin Bilkent Cyberl l park’taki Proje Ofisinde kurulmuştur. Kesin Kabul Testleri 4 Mayıs-16 Haziran 2o11 arasında gerçekleştirilen Laboratuvarlar vasıtasıyla bir kısım platformun sistem ön testleri ve kabul test faaliyetlerine destek sağlanmıştır. Diğer yandan 5 Aralık 2oo7 tarihli SSİK kararı ile Link-16 Veri Haberleşmesi Terminal Tedariki için ViaSat, Ana Yüklenici olarak seçilmiştir. Bu çerçevede ViaSat firmasından ABD$41.57 Milyon bedel ile FMS kanalıyla toplamda 96 [35+61] Link-16 Terminali tedarik edilmektedir. Proje kapsamında, Link-16 Terminali tedarik faaliyetinin yanı sıra bu terminallerin uçaklara entegrasyonu için gerekli olan ekipmanın satın alınması, terminallerin kurulumu ve entegrasyonu için gerekli teknik desteğin sağlanması da gerçekleştiriliyor. Terminallerden 14’ünün DzKK’na [13’ü Meltem II/III Uçakları ve biri Uzun Ufuk Füzyon Merkezi için], geri kalanların ise A400M ve C-130 Uçakları için HvKK’na teslim edilmesi planlanmıştır. ViaSat, Temmuz ve Ağustos 2oo6’da imzalanan iki ayrı anlaşma altında ise HvKK’na PO-III Projesi altında modernize edilecek F-16C/D Uçaklarında kullanılmak üzere toplam 2o3 Link-16 Çok Fonksiyonlu Bilgi Dağıtım Sistemi [MIDS] Terminali sağlamaktadır. F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılan MIDS-LVT Terminalleri [36 adet] ise PO-IV kapsamında tedarik edilmiştir. Gerek PO-III, gerekse PO-IV kapsamında teslim edilen F-16C/D Uçakları Link-16 kabiliyetli olarak uçuşlarına başlamış durumdadırlar. Bu arada TSK’nin günümüzün ve geleceğin karmaşık harekat ortamında ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarına en uygun milli veri linki [data link] sisteminin geliştirilmesi ile ilgili bir fizibilite çalışması da yapılmıştır. Söz konusu çalışma ile geleceğin harekat ortamındaki bilgi değişim ihtiyaçları belirlenmiş ve bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak milli veri linki sisteminin sahip olması gereken özellikler tanımlanmıştır. TSK’nin mevcut kabiliyetleri ve gelecekte sahip olması planlanan yeni kabiliyetleri de değerlendirilerek Milli Taktik Veri Linki [MTDL] Sistemi’nin kullanım konsepti ortaya konulmuştur. Uzay Projeleri T EKNOLOJİK alanda meydana gelen hızlı gelişmelerle birlikte ülke sınırları ile ifade edilen güvenlik algısı uzaya taşınmış ve uzay artık bir harekat ortamı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. HvKK, askeri maksatlı uzay faaliyetleri konusunda ülke genelinde koordinatör makam olarak görev yapmakta ve bu konuda önemli projeler yürütmektedir. Keşif ve Gözetleme Uydu Sistemi [GökTürk-I] ve USETMerkezi: Euro261.5 Milyon değerindeki proje sözleşmesi İtalya’nın Telespazio SPA firması ile SSM arasında 16 18 Temmuz 2oo9’da imzalanmış ve sözleşme 19 Temmuz 2o1o’da yürürlüğe girmiştir. Proje; bir Elektro-Optik [EO] kameraya sahip Uydu, bir Ana Yer İstasyonu ve bir Mobil Yedek Yer İstasyonu ile TAI arazisinde teşkil edilmek üzere Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test [USET] Merkezi’nin kurulumunu kapsamaktadır. 0.5m çözünürlükte Panchromatic [PAN, siyah beyaz, ancak tüm renklere duyarlı] 2m çözünürlükte 4-bant Multispectral [MS, renkli] görüntü çekebilecek kabiliyetteki GökTürk-I Uydusunun bugüne kadar bir ülkenin başka bir ülkeye satışını gerçekleştirdiği en yüksek çözünürlüklü uydu sistemi olduğu belirtiliyor. GökTürk-I Uydusunun üretim, montaj ve entegrasyon faaliyetleri, uydunun geliştirilmesinden sorumlu Alt Yüklenici [Thales Alenia Space/Fransa] tarafından Cannes/Fransa tesislerinde gerçekleştirilmektedir. TAI tarafından Sermaye Piyasası Kurulu [SPK] için 2o14 sonlarında hazırlanan Taslak Raporda GökTürk-I Uydusu üzerindeki çalışmalara 2o1o’da başlandığı, tasarım geliştirme faaliyetleri ile Kritik Tasarım Gözden Geçirmesi [CDR] aşamasının tamamlandığı, entegrasyon faaliyetlerine ise devam edildiği bilgisine yer verilmiştir. GökTürk-I Uydusunun Ağustos 2o14 içerisinde TAI arazisinde tesis edilen USET Merkezi’nde fırlatma yüklerine ve uzay ortamına olan dayanıklılığın test edilmesi maksadıyla bir dizi testlere tabi tutulması planlanmışsa da, Projede yaşanan gecikmeler üzerine bu tarih daha sonra 2o15 ilk çeyreği olarak güncellenmiştir. Daha önce GökTürk-I Uydusunun 2o13 sonunda yörüngede olması ve yörüngede kabul testlerinin 2o14 başlarında icra edilmesi ve uydunun 2o14’ün ilk çeyreğinde Tam Harekat Kabiliyeti [FOC]’ne kavuşması planlanmışsa da, bu tarihS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! ler son olarak Kasım 2o15’te fırlatma ve yörüngesine yerleştirme, Ocak 2o16’da yörüngede kabul ve Mayıs 2o16’da sistem nihai kabulü şeklinde revize edilmiştir. Paris Air Show Fuarı sırasında TeleSpazio ile Arianespace arasında 18 Haziran 2o13’te imzalanan anlaşma altında Vega Uydu Fırlatma Sistemi [SLV] ile Fransız Guayanası’ndan uzaya fırlatılacak GökTürk-I Uydusu, 681km yükseklikteki güneş uyumlu yörüngeye yerleştirilecektir. Üzerinde ITAR kısıtlamalarına tabi donanım yer aldığından Üstte, Kasım 2o15’de uzaya fırlatılması planlanan GökTürk-I EO Yer Gözlem Uydusu’na ait bir bilgisayar tasarımı, yanda ise GökTürk-II Uydusu tarafından 15 Temmuz 2o13 tarihinde çekilmiş Çin’deki Jiugan Uydu Fırlatma Üssü’ne ait 2.5m çözünürlükte Pansharp görüntü [Fotoğraflar: TeleSpazio ve Keşif Uydu Tabur Komutanlığı]. uydunun GökTürk-II Uydusu gibi Çin’den veya Rusya’dan fırlatılması mümkün olmamıştır. Yılda 60.ooo’den fazla görüntü çekebilecek kabiliyete sahip olacağı belirtilen GökTürk-I Uydusunun görev süresi yedi yıl olarak öngörülmüştür. 6oo-68okm irtifada Güneş Eş Zamanlı bir yörüngeye oturtulacak ve dünya etrafında 98 dakikada bir tur olmak üzere günde 14 kez dolaşacak GökTürk-I Uydusunun kuru ağırlığı 7ookg, yakıt yüklü ağırlığı ise yaklaşık 1.1ookg olarak verilmektedir. GökTürk-I Uydusunun nihai testlerinde kullanılacak USET Merkezi’nin inşa ve kurulum çalışmaları 2o14 içinde tamamlanmış olup, tesisin 2o15’te tümüyle işlevsel olması hedeflenmiştir. SSM ve TÜRKSAT tarafından finanse edilen ve TAI tesislerinde kurulan USET Merkezi, Euro1oo Milyon’un üzerinde bir değere sahip olup, dünyadaki sayılı uydu montaj, entegrasyon ve test merkezlerinden birisidir. USET Merkezi’nde, azami 5 tonluk birden fazla uydunun aynı zamanda montaj, entegrasyon ve test işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Bir uydunun fırlatma sırasında, fırlatmadan sonra yörüngesine ulaşıncaya ve uzayda görev ömrünü tamamlayıncaya kadar maruz kalacağı şartlara, etkilere ve yüklere dayanımını doğrulamak amacıyla gereken tüm testler [Titreşim, Isıl Vakum, Kütle Özellikleri, Akustik, EMI/EMC, Kompakt Anten, Güneş Paneli Açılım], USET Merkezi’nde yapılabilecektir. USET Merkezi’nin, TAI tesisleri bünyesinde havaalanı apronuna doğrudan bağlantısı olması, uydunun kara yolu taşımasını ortadan 19 İbrahim SÜNNETCİ kaldıracağından, stratejik açıdan çok büyük bir avantaj sağlamaktadır. GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme Uydusu: Mühendislik açısından %8o ve parça/donanım açısından %4o yerli katkı ile hayata geçirilen GökTürk-II Projesi ile; keşifgözetleme uydularına yönelik teknolojik alt yapıyı oluşturmak, uydu tasarım, entegrasyon, montaj, test ve üretim yeteneğini geliştirmek, alt sistemler bazında yetenek kazanmak hedeflenmektedir. Çalışmalar TüBiTAK tarafından yürütülmüş ve uydu Aralık 2o12’de Çin Halk Cumhuriyeti’nden başarıyla fırlatılmıştır. 2.5m çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyacını karşılamak maksadıyla geliştirilen GökTürk-II Uydusu ile operasyonel ve teknolojik alanda büyük kazanımlar elde edilmiştir. TAI-TüBiTAK Uzay İş Ortaklığı tarafından milli olarak tasarlanan GökTürk-II EO/IR Yer Gözlem Uydusunda Güney Koreli Satrec Initiative [SI] firması tarafından geliştirilen 2.5m çözünürlükte Panchromatic [PAN, siyah beyaz, ancak tüm renklere duyarlı] ve 5m çözünürlükte 4-bant Multispectral [MS, renkli] Yeryüzü Örnekleme Uzaklığı [GSD] kabiliyetli görüntü çekebilen bir gündüz görüş kamerası ile TüBiTAK Uzay tarafından geliştirilen Kuzgun isimli Yakın Kızılötesi Uydu Kamerası yer almaktadır. TüBiTAK Uzay tarafından hazırlanan broşüre göre 2om SWIR çözünürlüğe ve 4m Panchromatic [siyah beyaz dedektör takıldığında] çözünürlüğe sahip olan Kuzgun Kızılötesi [IR] Kamerası, 8oonm-1.7oonm [SWIR] tayf aralığına, 85omm odak uzaklığına ve 128MB dahili hafıza kapasitesine sahiptir. GökTürk-II Uydusu üzerine yerleştirilen Kuzgun Yakın Kızılötesi Uydu Kamerası üzerinde siyah beyaz [Pankromatik] dedektör değil kızılötesi dedektör bulunmaktadır. Ahlatlıbel’deki Uydu Yer İstasyonu’ndan kontrol edilen GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme Uydusu Nisan 2o13’ten itibaren tam operasyonel olarak TSK’ne hizmet vermeye başlamış olup, halen Keşif Uydu Komutanlığı GökTürkII Uydusu vasıtasıyla dünyanın istenilen herhangi bir bölgesine ilişkin görüntüler elde edebilmektedir. GökTürk-II Uydusu ile kazanılan yetişmiş insan gücü ve uydu kontrol yeteneği, HvKK vizyonunda yer alan; ‘Kıtasında etkin, bölgesinde lider bir hava, uzay ve bilgi gücü olma’ hedefine önemli katkılar sağlamaktadır. Yörüngesindeki 2’nci yılını 18 Aralık 2o14’te başarıyla tamamlayan GökTürk-II Uydusu ile bu süre zarfında dünyanın çeşitli bölgelerinden görüntüleme yapılarak yaklaşık 2 Milyon km²’si Türkiye’de olmak üzere 11 Milyon km² genişliğinde bir alan kapsanmıştır. Ayrıca bu süreç içerisinde TSK’nden, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden gelen talepler çerçevesinde yaklaşık 500.oookm² genişliğindeki görüntü ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Geçen süre zarfında GökTürk-II Uydusu dünya etrafında 10.ooo’in üzerinde tur atarak 5.ooo dolayında görüntü çekmiştir. 1.9m x 1.9m x 1.9m ölçülerindeki GökTürk-II Uydusu yer yüzeyinden yaklaşık 685km yükseklikteki Güneş Eş Zamanlı Yörüngeye yerleştirilmiş olup, dünya etrafındaki bir turunu [uydu Türkiye’nin en güneyinden en kuzeyine 8o saniyede gidebilmektedir] yaklaşık 98 dakikada tamamlamaktadır. Yaklaşık 64okm’lik bir şeridin görüntüsünü tek geçişte indirebilecek kadar yüksek hızlı bir veri haberleşmesine sahip olan GökTürk-II Uydusunun kuru ağırlığı yaklaşık 4o9kg, yakıt yüklü ağırlığı ise 45okg olup, uydu yerleştirildiği yörünge nedeniyle sadece güneşin dik geldiği saatlerde çekim yapabilmektedir. Günde 14/15 kez dünya etrafında kutuplardan tur atan ve gündüz ve gece olmak üzere her gün 4o dakika süreyle Yer İstasyonu ile temas kuran GökTürk-II Uydusu, aynı noktadan her 2.5 günde bir geçmektedir [revisit time]. Toplamda 4oGB [8GB+32GB] büyüklüğünde görüntü [sıkıştırılmış] depolama kapasitesine sahip olan GökTürk-II Uydusu çektiği görüntüleri şifreleyebilmektedir. GökTürk-II Uydusunun görev süresi beş yıl olarak öngörülmüştür. GökTürk-III Sentetik Açıklıklı Radar [SAR] Uydu Sistemi: Uzay tabanlı görüntüleme kabiliyetinin SAR sensörü vasıtasıyla gece ve gündüz her hava şartına geliştirilmesinin amaçlandığı GökTürk-III Projesi; yüksek çözünürlüklü bir SAR Keşif ve Gözlem Uydusu ile mobil ve sabit Yer İstasyonlarının yurt içinden tedarikini kapsamaktadır. GökTürk-III Projesi, Ana Yüklenici TAI ile SSM arasında 8 Mayıs 2o13’te imzalanan Ön Tasarım Aşaması’na ilişkin sözleşme doğrultusunda başlatılmıştır. Söz konusu Sözleşme kapsamında, GökTürk-III Sistemi’nin aşamalı bir yaklaşım ile gerçekleştirilmesi öngörülmüş, bu maksatla Projenin ilk fazında Ön Tasarım Gözden Geçirme [Preliminary Design Review-PDR] Fazına kadar olan faaliyetler planlanmıştır. GökTürk-III SAR Uydusu ile Yer İstasyonu Ön Tasarımı [PDR] çalışmalarının yürütüleceği Faz-1 Sözleşmesi kapsamında çalışmaların 26 Kasım 2o13 - 26 Mayıs 2o16 arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. TAI Ana Yükleniciliğinde, TüBiTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü ile Aselsan AŞ’nin de Alt Yüklenici olarak görev alacağı projenin Faz-1 çalışmaları kapsamında sırasıyla; Görev Tanımı, Sistem İsterleri Gözden Geçirme, Sistem Tasarımı ve Ön Tasarım Gözden Geçirme [PDR] Aşamalarına ait faaliyetlerin yürütülmesi planlanmıştır. Halihazırda Sistem İsterleri Gözden Geçirme Aşaması’na yaklaşılmış olup 2o15 yılı sonuna kadar Ön Tasarım çalışmalarının tamaml a n m a s ı hedeflenmiştir. Projede uydu, uydu kontrolüne ait tüm yazılımlar dahil alt sistemler ile Sabit/Mobil Yer İstasyonu’nun TAI; SAR Görev Yükü, Haberleşme Alt Sistemleri, Sabit/Mobil Yer İstasyonu Haberleşme, Görüntü İşleme/Kıymetlendirme ve Kullanıcı alt sistemlerinin Aselsan; Uydu Veri Kotarma, Güç ve Haberleşme alt sistemleri donanımlarının da TüBiTAK Uzay tarafından geliştirilmesi öngörülmektedir. Proje kapsamında; sistem konfigürasyonu tanımlanması, görev yükü tipinin seçilmesine yönelik getiri-götürü analizleri, görev yükü alternatifleri için uydu konfigürasyon tanımlama çalışmaları ve görev tanımlama çalışmaları devam etmektedir. GökTürk-III Projesi’nin ayrı bir sözleşme altında ele alınacak ikinci aşamasında ise ‘Detay Tasarım, Üretim, Montaj, Entegrasyon ve Test’ faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Faz dizinli antene sahip olacak GökTürk-III SAR Uydusunun 2o19’da uzaya gönderilmesi ve Güneş Eş Zamanlı bir yörüngeye yerleştirilmesi hedeflenmiştir. Üzerinde ihracat kısıtlamasına tabi herhangi bir donaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 20 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! nım/sistem yer almayacak [ITAR-Free] GökTürk-III Uydusu bu sayede Rusya veya Çin üretimi SLV’ler ile de uzaya fırlatılabilecektir. GökTürk Yenileme Uyduları: 6 Mayıs 2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında başlangıç kararı alınan GökTürk Yenileme Uyduları Projesi kapsamında SSM, Ön Tasarım Aşaması’na yönelik olarak TAI ile sözleşme görüşmelerine başlamak için yetkilendirilmiştir. Edindiğimiz bilgiye göre Proje; GökTürk4/5/6... şeklinde devam edecek keşif ve gözetleme maksatlı uyduların üretimini kapsamaktadır. Bu çerçevede ilk olarak EO görüş kabiliyetli GökTürk-I Uydusunun yerini alacak özgün tasarım bir uydunun TAI tesislerindeki USET Merkezi’nde üretimi gerçekleştirilecek. GökTürk-I Uydusu ile benzer kabileyetlere sahip olacağı belirtilen ve tümüyle yurt içinde özgün olarak geliştirilecek EO Keşif ve Gözetleme Uydusu [GökTürk-4] yerli tasarım ve üretim bir EO kamera [1m ve altı çözünürlüğe sahip olması bekleniyor] ile donatılacaktır. GökTürk Yenileme Uydularının belirli periyodlar ile 2o31’e [GökTürk-VI] kadar yörüngelerine yerleştirilmeleri planlanmıştır. Diğer yandan Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Uydu Sistemi [Bölgesel Konumlandırma ve Zamanlama Uydusu] üzerindeki çalışmalara da devam edilmekte olup, 2oo12o31 dönemini kapsayan Uydu Yol Haritası’na göre ilk uydunun 2o23’ten sonra uzaya fırlatılması ve 2o27’de beşinci ve altıncı uyduların yörüngelerine yerleştirilmeleri öngörülmüştür. İMECE Alt Sistemleri Projesi ve İMECE Uydu Sistemi: Yüksek Çözünürlüklü Yer Gözlem Uydularına yönelik alt sistemlerin ülkemizde geliştirilmesinin ve bunun için gereken ArGe, entegrasyon ve test alt yapılarının oluşturulmasının hedeflendiği İMECE Alt Sistemleri Projesi, Milli Savunma Bakanlığı [MSB] ArGe ve Teknoloji Dairesi Başkanlığının koordinasyonunda yürütülmekte olup, imzalanan sözleşmenin süresi 27 Aralık 2o13-Ocak 2o19 olarak açıklanmıştır. TAI Ana Yükleniciliğinde yürütülen proje altında; Uydu Veri Kotarma Sistemi [UVKS], Uydu Güç Alt Sistemi, Moment Kontrol Jiroskobu [Dönence, deneysel yük olarak kullanılması bekleniyor], Isıl Kontrol Alt Sistemi ve Yönelim, Yörünge Belirleme ve Kontrol Alt Sisteminin geliştirilmesi, ayrıca Hiperspektral Uydu Kamerası Alt Yapısı, 1 metre/metre-altı Çözünürlüklü EO Uydu Kamerası Alt Yapısı, Haberleşme Sistemi Alt Yapısı, Yıldızizler Alt Yapısı, Güneş Algılayıcısı Alt Yapısı, Tepki Tekeri Alt Yapısı ve Yeni Nesil Uçuş Bilgisayarı Alt Yapısı kullanılarak ilgili alt sistemlerin geliştirilmesi, doğrulanması ve uzay kalifikasyonundan geçerek İMECE Uydusu’nda veya ülkemizde geliştirilecek diğer metre/metre-altı çözünürlüklü görüntüleme uydularında faydalı yük olarak S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 2o15 yılı ilk çeyreği içinde tümüyle işlevsel olması beklenen Uydu Sistemleri Entegrasyon ve Test [USET] Merkezi’nde kurulan Kompakt Anten Test Odası [üstte] ve Termal Vakum Odası [TVC] [yanda] görülüyor. Thales Alenia Space/Fransa tarafından Cannes/Fransa tesislerinde gerçekleştirilecek ilk fonksiyonel testlerin ardından GökTürk-I Uydusu’nun tüm titreşim, ısıl vakum, akustik ve RF gibi testleri USET Merkezi’nde yapılacaktır [Fotoğraflar: TAI]. tarihçe kazandırılması faaliyetleri gerçekleştirilecektir. 15 Ocak 2o14’te başlangıç toplantısı yapılan İMECE Alt Sistemleri Projesinde halen alt sistem geliştirme çalışmalarına devam edilmektedir. 2o19’da uzaya gönderilmesi hedeflenen İMECE Uydusunun metre-altı çözünürlüğe [9ocm] sahip bir EO kamera ile Hiper-Spektral [HS] tipi [3om çözünürlüğe sahip] ikinci bir kamera taşıması ve 2.oookg’ın üzerinde bir ağırlığa sahip olması öngörülmektedir. Üzerinde ihracat kısıtlamasına tabi herhangi bir donanım/sistem yer almayacak olan [ITAR-Free] İMECE Uydusu bu sayede Rusya veya Çin üretimi SLV’ler ile uzaya fırlatılabilecektir. ITAR kapsamına giren uydular sadece Amerika Birleşik Devletleri [ABD] onaylı SLV’ler ile yörüngesine yerleştirilebildiğinden, bu durum fırlatma/yörüngeye yerleştirme ihalelerinde rekabeti daraltarak maliyetleri yükseltmektedir. 67okm-72okm irtifada Güneş Eş Zamanlı yörüngeye yerleştirilmesi beklenen İMECE Uydusunun 9ocm çözünürlükte siyah beyaz ve 3.6m çözünürlükte renkli görüntüler çekebilmesi ve yaklaşık 1.oookm’lik bir şeridin görüntüsünü tek geçişte indirebilecek kadar yüksek hızlı bir veri haberleşmesine sahip olması hedeflenmektedir. TAI verilerine göre görev ömrü yedi yıl olacak İMECE Uydusu +/45° açılarda manevra kabiliyetine sahip olacak, 128GB’lık görüntü depolama kabiliyeti ile yaklaşık 24o EO+HS nokta görüntüyü depolayabilecek ve 32oMbps X-Bant veri indirme hızı ile dakikada yaklaşık beş EO/HS nokta görüntüyü Yer İstasyonuna indirebilecek. İMECE Uydusunun kameralarından Yer İstasyonuna, tepki tekerinden, algılayıcılarına, S ve X Bant haberleşme sistemlerinden, yeni nesil uçuş bilgisayarına kadar tüm önemli sistem ve alt sistemleri milli olarak geliştirilip üretilecektir. İMECE Programı kapsamında geliştirilecek uydu sistem ve alt sistemleri GökTürk-III ve GökTürk Yenileme Uyduları Projelerinde de kullanılacaktır. İMECE Uydusundan dünyanın herhangi bir bölgesinden hiç bir kısıtlama olmaksızın elde edilecek görüntüler ile Türkiye’nin hem askeri ve istihbarat, hem de tarım, afet, maden arama gibi alanlardaki uydu görüntüsü ihtiyacı karşılanacaktır. Askeri Haberleşme Uydusu ve TürkSat 6A: Keşif ve gözetleme uydularının yanı sıra TSK, TürkSat serisi çift kullanımlı haberleşme uydularından da yararlanmaktadır. 1o Ocak 22 2oo1’de uzaya gönderilen TürkSat 2A ve 14 Şubat 2o14’te uzaya gönderilen TürkSat 4A Uydularının her birinin üzerinde TSK’ne tahsis edilmiş ve kriptolu askeri haberleşmeye imkan tanıyan ikişer XBant Transponder [uydu üzeri alıcı-verici] bulunmaktadır. Türksat 2A Haberleşme Uydusunun ömrü 2o16 başında tamamlanacağından, söz konusu uydu üzerindeki yayınlar Türksat 4A Haberleşme Uydusuna aktarılmaktadır. Üzerinde UHF ve EFH transponderlarının yer alması beklenen Milli Askeri Haberleşme Uydusu’nun geliştirilmesi konusunda ise TAI ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki çalışmalara devam edilmektedir. Üzerinde dördü yedek olmak üzere toplam 2o transponder bulunacağı ve taşıyacağı iki X-Bant transponder sayesinde hem ticari, hem de askeri görevler üstlenebileceği belirtilen Türkiye’nin ilk yerli haberleşme uydusu TürkSat 6A’nın geliştirilmesi ve üretimine yönelik sözleşme ise 15 Aralık 2o14’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da katıldığı bir törenle imzalanmıştır. Montaj, entegrasyon ve test faaliyetleri TAI tesislerinde kurulan USET Merkezi’nde gerçekleştirilecek TürkSat 6A Uydusunun hizmet ömrü 15 yıl olarak öngörülmüştür. 2o2o’de uzaya fırlatılması hedeflenen TürkSat 6A Haberleşme Uydusu; TüBiTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü, TAI, Aselsan ve CTECH firmalarının birbirlerini destekleyen ve tamamlayan yetkinlikleri doğrultusunda oluşturulacak iş paylaşımı ile geliştirilecek. TüBiTAK Başkanlığı koordinatörlüğünde başlatılan TürkSat 6A Yerli Haberleşme Uydusu Geliştirilmesi ve Üretimi Projesi’nin tamamlanmasıyla Türkiye, dünyada kendi haberleşme uydusunu yapabilen 1o ülke arasına girecek. Uydunun Yapısal, Isıl ve Kimyasal İtki Alt Sistemleri ile Mekanik Yer Destek Ekipmanının Geliştirilmesi, Kablaj Tasarım ve Üretimi TAI sorumluluğunda gerçekleştirilecek. Ayrıca TAI, TüBiTAK Uzay ile birlikte Uydu Veri Kotarma ve Komuta Kontrol Yazılımları ile Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Faaliyetlerinde görev alacak. Yakıt dahil yaklaşık 4.5 ton ağırlığa sahip olacak TürkSat 6A’nın üretimine 2o15 içinde başlanılması ve uydunun 2o2o’de 42° Doğu boylamında bir yörüngeye yerleştirilmesi planlanmıştır. Mali boyutu TL548 Milyon olarak açıklanan Projenin finansmanı, TüBiTAK Kamu Araştırmaları Destek Grubu [KAMAG] 1007 mevzuatı kapsamında, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı [TL398 Milyonluk bölümü], TÜRKSAT AŞ ve TüBiTAK Başkanlığı tarafından karşılanıyor. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Yüklenici] arasında Aralık 1999 ve Nisan 2oo4’te imzalanan yaklaşık ABD$15o Milyon değerindeki iki ayrı sözleşme altında bir Ana Yer Kontrol Merkezi, bir Yedek Yer Kontrol Merkezi, bir Sabit Terminal, 16 [7+9] Gemi Terminali, 19 Araç Terminali ve 39 Sırt Terminali ortak üretim modeli altında yurt içinde üretilerek TSK’ne teslim edilmişti. Hava Savunma ve Erken İhbar Sistemleri T TürkSat 6A Haberleşme Uydusu, yakıtıyla birlikte yaklaşık 4 ton ağırlığında olacak ve yerden yaklaşık 36.oookm yükseklikte 42° Doğu boylamındaki ‘yer sabit’ yörüngesine yerleştirilecektir. Hizmet ömrü 15 yıl olarak planlanan TürkSat 6A üzerinde 4 yedek, toplam 2o transponder yer alacaktır [Fotoğraf: TÜRKSAT]. TSK envanterinde halihazırda uydu haberleşmesine yönelik olarak sabit, araç/platform üstü ve taşınabilir tipte X-Bant ve Ku-Bant uydu yer terminalleri yer almaktadır. Başlangıç Toplantısı 28 Kasım 2o14’te düzenlenen ve halen Sistem Gereksinimleri Gözden Geçirme Safhası devam eden TSK Ku-Bant Uydu Muhabere Sistemi Projesi, Ku-Bant Uydu Haberleşme kanalları üzerinden açık ve kriptolu ses, faks, veri ve görüntü aktarımı yapabilmek maksadıyla uydu yer terminallerinin ve söz konusu terminallerin karasal hatlarla bağlantısını ve birbirleri arasındaki haberleşmesini sağlayacak Yer Kontrol İstasyonlarının antenleri ile birlikte temin ve tesis edilmesini kapsamaktadır. Hazır Alım proje modelinin uygulanacağı TSK Ku-Bant Uydu Muhabere Sistemi Projesi altında 3oo Taşınabilir Ku-Bant Uydu Yer Terminali tedarik edilecek ve Ana ve Yedek Sistem Uydu Haberleşme Kontrol Merkezlerinin kurulumu gerçekleştirilecektir. Sözleşmesi Aselsan ile SSM arasında 2o Aralık 2o13’te imzalanan TSK X-Bant Uydu Muharebe Sistemi Projesi altında ise iki X-Bant Uydu Aktarıcısı ile 118 X-Bant Uydu Yer Terminali temin edilmekte ve Ana ve Yedek Sistemi Uydu Paberleşme Kontrol Merkezleri kurulmaktadır. Hatırlanacağı üzere X-bant Uydu Haberleşme Sistemi Projesi kapsamında SSM ile Ana Yüklenici Aselsan [EADS Astrium Alt ÜRK Hava Sahası’nın hava savunma maksatlı olarak takip ve korunması sorumluluğu, 5593 Sayılı kanunun 3’üncü Maddesi ile Genelkurmay Başkanlığı’na verilmiş, Genelkurmay Başkanlığı da bir direktif ile bu sorumluluğu HvKK’na devretmiştir. Türk Hava Sahasının gerçek zamanlı [real time] kontrolü halen Eskişehir’de konuşlu Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı ile hava harekatının tek bir merkezden yönetilmesi maksadıyla Diyarbakır’da teşkil edilen Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı bağlısı sabit ve mobil Hava Radar Mevzi Komutanlıkları ile NATO fonlarıyla tedarik edilen ve desteklenen hava gözetleme ve erken ikaz radarlarınca sağlanmaktadır. Milli kaynaklarla tedarik edilen ve 1994-2ooo arasında HvKK’na teslim edilen Türk Mobil Radar Kompleksleri [TMRK] halen Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki milli kaynaklarla tedarik edilmiş en modern radar sistemidir. Toplam 14 3-Boyutlu [3D] S-Bant [E/F Bant] TRS-22XX Radarı ile 18 C3 Sisteminden oluşan TMRK ile hava savunma şemsiyesi iyice genişletilmiş ve derinliğine bir hava örtüsü sağlanmıştır. Anten ağırlığı 15.4 ton, dönüş hızı ise dakikada 6 tur olan TRS-22XX radarı, 3okm [100.oooft] irtifa ve 47okm [256nm] menzilde etkin olarak kullanılabilmektedir. 3o Haziran 2oo6 tarihli SSİK kararıyla dokuz TRS-22XX Radarı ile dokuz C3 Sisteminin modernize edilmesine yönelik olarak SSM’nca Radar Sistemi Modifikasyon ve Radar Komuta Kontrol Modernizasyon Projeleri başlatılmış, ancak HvKK’nın kaynak kodlarıyla bütün haklarını alabileceğini değerlendirdiği NATO ACCS Projesini bekleme yönündeki kararı neticesinde geçen süre zarfında her iki Projede de önemli bir ilerleme kaydedilememiştir. Türk Hava Savunma Sistemi, 1972’de NATO Hava Savunma Yer Ortamı [NADGE]’na entegre olmuş ve 199o’lı yıllardan itibaren NATO’nun gelecekteki komuta kontrol yapısını 23 İbrahim SÜNNETCİ oluşturacak ACCS Projesi kapsamında NATO fonları kullanılarak Türkiye’nin değişik bölgelerindeki eski radar mevzileri yeni nesil hava gözetleme ve erken ikaz radarları ile değiştirilmeye başlanmıştır. NATO NADGE Hava Savunma Ağı kapsamında tedarik edilen son radarlar 1995’te imzalanan anlaşma altında 1998-2oo7 arasında hizmete giren Selex Sistemi Integrati [eski AMS] ürünü bir S-Bant RAT-31SL/T ve yedi L-Bant RAT-31DL 3-Boyutlu Hava Savunma Radarları olmuştur. Bir Finmeccanica iştiraki olan Selex ES, Haziran 2o14’te kamuoyuna duyurduğu Euro12 Milyon değerindeki kontrat altında RAT-31DL Radarlarından üçünü modernize edecektir. Gerçekleştirilecek modernizasyon çalışması ile RAT-31DL Radarları en son NATO standartları ile uyumlu hale getirilecek, işletim maliyetleri daha da optimize edilecek ve Radarların hem işlem, hem de bakım sürelerinde önemli iyileştirmeler sağlanacaktır. RAT31DL Radar Sistemlerinin hizmet ömürlerinde ciddi bir uzatmayı garanti altına alacağı belirtilen söz konusu modernizasyon çalışması ile ayrıca Radarların NATO Hava Savunma Ağı içindeki görevlerine devam etmeleri ve sistemlerin toplam göreve hazırlık oranlarında iyileştirme sağlanacak. Diğer yandan HvKK’nca kullanım ömrü dolmak üzere olan envanterdeki eski nesil radarların yenilenmesi ve hava resmi oluşturma imkanının geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan etkili gözetleme yeteneğinin kazanılması amacıyla Mobil ve Sabit Erken İhbar Radarları Projesi tanımlanmıştır. 2o11’de başlatılan Projede yurt içi imkanlar kullanılarak Mobil ve Sabit Erken İhbar Radarlarının geliştirilmesine ilişkin ihale çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda Aselsan Aktif Faz Dizin teknolojisinin kullanıldığı döner antene ve sabit antene [9o° bakış açısı] sahip uzun menzilli iki farklı hava gözetleme ve erken ihbar radarı üzerinde çalıştığı belirtiliyor. SSM’nın Radar Yol Haritası’nda Mobil ve Sabit Erken İhbar Radarlarının 2o19’da tamamlanması öngörülmüştür. NATO hava komuta kontrol alt yapısının karşılıklı çalışabilirlik kabiliyetinin tesisi açı- sından bir kuantum sıçraması olarak değerlendirilen ve 4o değişik radar tipi ile yaklaşık 3oo sensörün birbiri ile irtibatlandırılmasını kapsayan NATO Hava Komuta Kontrol Sistemi [ACCS] Projesi sayesinde taktik veri linkleri de dahil olmak üzere, tüm kontrol ihbar unEn üstte 3 Boyutlu S-Bandı [E/F Band] TRS-22XX ve üstte L-Bandı RAT-31DL Hava Savunma Radarları, altta ise Suriye’den kaynaklanabilecek olası hava ve kısa menzilli balistik füze [SRBM] tehditlerine karşı Gaziantep’te General Hüseyin ATAMAN Kışlası’nda konuşlandırılan ABD Kara Kuvvetleri’ne ait Patriot PAC-3 Hava Savunma Sistemi lançerleri görülüyor. Diğer yandan birisi Adana’da İncirlik Hava Üssü’ne, diğeri ise Seyhan’daki Recai Engin Kışlası içerisine konuşlandırılmış olan Hollanda Kara Kuvvetleri’ne ait iki PAC-3 bataryası iki yıllık görev süresi dolduğu için geri dönmüş, yerine Ocak 2o15 içinde İspanya’dan gönderilen iki Patriot PAC-2 GEM+ bataryası yerleştirilmiştir [Fotoğraflar: Internet ve NATO]. surlarından gelen hedef bilgileri ARS denilen merkezlerde toplanarak korelasyona tabi tutulmak suretiyle müşterek harekat resmi oluşturulacak, planlama ve görevlendirme ile harekatın icrası aynı sistem tarafından yapılarak karar süreci kısaltılmış olacaktır. NATO’da tek ve entegre bir Hava Komuta Kontrol Sistemi kurulması amacıyla tasarım çalışmaları 199o’lı yıllarda başlatılan ve ana sözleşmesi 1999’da imzalanan ACCS Projesinin birinci yetenek seviyesine 2o14 içerisinde ulaşılmış ve Belçika, Almanya, Fransa ve İtalya’daki mevzilerde operasyonel kullanımına başlanmıştır. ACCS, yalnızca radarların entegrasyonundan ibaret olmayıp, hava resminin oluşturulmasına katkıda bulunacak tüm bilgilerin belirli merkezlerde toplanarak işlenmesi, bilgilere dayalı olarak harekatın planlanması ve müteakiben de uygulanması safhalarında kullanılacak komple bir komuta kontrol sistemidir. ACCS, 2o16’dan itibaren NATO Füze Savunması Sistemi ile bütünleştiğinde önemi daha da artacaktır. Türkiye’de yer alacak ACCS mevzilerinden ARS [9o’larda kullanılan Kontrol ve Raporlama Merkezlerinin eşdeğeri olan ARS’ler, Hava Kontrol Merkezi (ACC), Tanımlanmış Hava Resmi Üretim Merkezi (RPC) ve Sensör Füzyon Noktası (SFP)’nın tek bir çatı altında toplanması ile teşkil edilmektedir] Eskişehir’in donanım kurulumu büyük oranda tamamlanmıştır. Entegrasyon, test ve eğitim faaliyetlerinin tamamlanmasını müteakip ARS Eskişehir’in 2o16 yılına kadar hizmete girmesi, ARS Diyarbakır’a yönelik tedarik sürecinin 2o15’te başlatılması ve tesisin 2o16 veya 2o17 yılı içinde faaliyete geçmesi bekleniyor. Daha önce NATO kaynakları ile finanse edilecek ARS Eskişehir’in 2o13 sonunda, milli kaynaklarla finanse edilecek ARS Diyarbakır’ın ise 2o14’te faaliyete geçmesi planlanmıştı. Ayesaş, ACCS Projesi altında Ana Yüklenici Thales Raytheon Systems [TRS] tarafından Türkiye’deki ACCS Replication [Uygulama] çalışmalarını gerçekleştirmek üzere seçilmiştir. Uluslararası rekabet sonucunda ipi göğüsleyen Ayesaş ile TRS’nin ACCS Projesi firması Allied Command Systems International [ACSI] arasında Aralık 2oo9’da imzalanan sözleşme Nisan 2o1o itibarıyla efektif olmuştur. Ayesaş kontrat kapsamındaki saha planlamaları, kurulum, test, entegrasyon ve garanti faaliyetlerine yönelik çalışmalarına devam etmektedir. Ülkemizin çoğrafi yapısından kaynaklanan alçak irtifa radar kaplaması zafiyetini gidermek ve HvKK’nın erken ihbar ve komuta kontrol kabiliyetlerini artırmak suretiyle Türkiye’nin S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 24 hava savunmasını güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen Havadan Erken İhbar ve Kontrol [HİK] Uçağı Tedarik Projesi [Barış Kartalı] altında 23 Ocak 2o15 itibarıyla ‘Kuzey’, ‘Güney’ ve ‘Doğu’ çağrı adları verilen toplam üç EW-7T HİK/AEW&C Uçağı tedarik edilerek HvKK hizmetine girmiştir. ‘Batı’ çağrı adı verilen 4’üncü ve son EW-7T HİK Uçağının 2o15 içinde teslim edilmesi bekleniyor. Görev yaptıkları yüksek irtifa sayesinde yerde konuşlu ihbar kontrol sistemlerine göre çok büyük bir avantaja sahip olan ve bu avantaj sayesinde yeryüzü şekillerinin yarattığı radar kaplamasındaki boşlukların kapatılmasına ve ayrıca Ağ Destekli Harekatı destekleyen tüm unsurlar ile görüş hattı [Line of Sight/LOS] sağlanarak kesintisiz bir komuta kontrol ağının oluşturulmasına imkan tanıyan HİK Uçakları, göreve başladıkları günden itibaren Türkiye’nin hava savunmasında bir ‘kuvvet çarpanı’ olarak yer almış stratejik değere haiz bir kabiliyettir. TSK’nin mevcut C4ISTAR kabiliyetlerini daha da geliştiren Barış Kartalı HİK Uçakları, Konya’daki 3’üncü Ana Jet Üssü [AJÜ]’ne bağlı HİK Grup Komutanlığı [131’inci Filo] bünyesinde görev yapmaktadırlar. ABD$1.468 Milyar değerindeki Barış Kartalı Programı, Ana Yüklenici Boeing Aircraft’dan dört EW-7T HİK/AEW&C Uçağı ile mürettebat eğitimi, görev desteği ve sistem bakım desteği için gerekli olan bir Yer Destek Sistemi’nin tedarikini kapsamaktadır. Stratejik değere haiz EW-7T S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Üstte, Türk Hava Kuvvetleri’nin EW-7T HİK Uçağı, altta ise rutin bir görev uçuşu sırasında uçak içi görev bölümünden çekilmiş kareler görülüyor [Fotoğraflar: S&H Arşivi ve HvKK]. HİK/AEW&C Uçaklarında görev yapacak ekibin eğitimi, görev desteği ve sistem bakım desteğini sağlamak amacıyla bu uçaklara ev sahipliği yapan 3’üncü AJÜ Komutanlığında bir Barış Kartalı Yer Destek Merkezi kurulmuştur. Yerdeki bir radarın 25-3okm’lik bir mesafeyi görebilmesine karşılık EW-7T üzerindeki MESA radarı 10.ooom irtifada 45o-5ookm’lik bir gözetleme menziline sahip olup aynı anda 3.ooo’in üzerinde hava ve satıh hedefini takip edebilmektedir. Yerel Alan Ağı [LAN] üzerinden birbiriyle irtibatlandırılmış, programlanabilir ve her biri 21 inçlik düz panele sahip toplam 1o operatör konsolunun üzerinde çalışan bir Görev Sistemi ile donatılan EW-7T HİK/AEW&C Uçağı havada yakıt ikmali yap- madan 1o saat, yakıt ikmali ile 2o saat havada kalabilmekte ve 10.ooom irtifada görev icra ederken aynı anda 400.oookm² genişliğinde bir alanı, 1o saatlik bir görev uçuşunda ise 4 milyon km² genişliğinde bir alanı gözetleyebilmektedir, EW-7T HİK/AEW&C Uçakları, TSK’nin havadaki gören gözü olarak ve ülkemiz hava sahasına olabilecek her türlü tehdide karşı erken ikaz görevini yerine getirmektedir. Görüşme fırsatı bulduğumuz bir yetkili, Proje kontratında yer alan tüm isterlerin karşılandığını ve basına yansıyan tüm sorunların giderildiğini vurgulamıştır. Projede yaşanan yedi yıllık gecikme nedeniyle Görev Sisteminde kullanılan bilgisayarların artık eski teknoloji olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile ilgili bir sorumuza cevaben de, bilgisayar teknolojisinin nereye geldiğinden ziyade mevcut sistemin ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı hususunun önem arz ettiğini ve mevcut sistemin sahip olduğu radar teknolojisi ve elde edilen verileri işleme kabiliyeti açısından HvKK tarafından tanımlanan ihtiyaç için yeterli seviyede, hatta üç katı seviyede olduğunu kaydetti. HvKK’nın Projede yer alan iki adetlik opsiyon için nihai kararı ne zaman verebileceğine ilişkin bir sorumuza cevaben de yetkili, halen değerlendirme sürecinin devam ettiğini dört uçağın Türkiye’ye yetip yetmeyeceğine dair harekatsal değerlendirmelerinin ve simülasyonların yapıldığını ve bu değerlendirmeler sonucunda elde edilecek veriler ışığında dört uçağın yeterli olup olmayacağı konusunda net bir bilgiye ulaşılabileceğini ifade etti. İki adetlik opsiyonun uçak olarak mı kullanılacağı, yoksa modernizasyon projelerinde mi değerlendirileceği konusunda nihai kararın 2o15 içinde alınması bekleniyor. Tehdit değerlendirmesine [kaç yönden ve kaç uçak ile] göre dört uçağın tek bir rotada 24 saat esasına göre kullanılabileceği gibi, ikişerli paketler halinde iki ayrı rotada da kullanılabileceğine dikkat çeken yetkili; tek yönlü tehditlerde tek bir rotada dört uçakla uçuşun yeterli olacağını, ancak bu karardaki en önemli faktörün Kuvvetin kaç bölgede birden harekat yapacağına dair planlamasının olacağını söyledi. 26 HvK ihbar ve komuta kontrol sistemi envanterinde bulunan telsiz sistemlerinin ‘noktadan noktaya’ şeklinde olan mevcut entegrasyon yapısının ağ temelli bir konfigürasyona dönüştürülmesi maksadıyla başlatılan Hava Savunma Telsiz Ağı Projesi kapsamında 21 Mart 2o14’te Onur AŞ firması ile SSM arasında ABD$9.562 Milyon değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. Proje kapsamında, hizmetteki telsizlerin ve telsiz sistemlerinin konuşlu olduğu birliklerdeki haberleşme alt yapısının internet protokolü [IP] tabanlı formata çevrilmesi ve Kontrol ve İhbar Merkezlerinde Yazılım Tabanlı Muharebe Sistemi’nin kurulması ile hava-yer ve yer-yer muhabere iletişiminin ağ tabanlı bir yapıda gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Fabrika Kabul Testlerinin tamamlanmasını müteakip ilgili mevzilerde entegrasyon testlerine başlanılacağı belirtilen Proje ile; hava-yer telsiz ve yeryer telefon ses iletişimi bütünleşik olarak ağ destekli [TSK-Net] bir yapıda IP kullanılarak gerçekleştirilebilecek, kurulacak sistemin NATO entegre haberleşme sistemi ile birlikte çalışabilmesi sağlanacak, tüm telsiz mevzilerindeki telsizlerin yetkilendirme esasları ile merkezlere tahsis edilebilmesi sağlanacak ve Hava Quick telsizlerinin frekans atlama modunda çalışabilmesi için önem arz eden zaman bilgisinin ağ üzerinden dağıtımı ve senkronizasyonu yapılabilecektir. Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi [UMBHFSS/T-LoRaMiDS Projesi]: Türk topraklarının hava soluklu hedefler ve kısa menzilli balistik füze tehdidine karşı korunmasında ihtiyaç duyulan Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistem- S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! lerinin [T-LoRAMiDS] belirli oranda yerli katkı ile yurt dışından hazır alım modeli altında karşılanması maksadıyla başlatılan T-LoRAMiDS Projesi’nde uzun bir değerlendirme sürecinin ardından gülen taraf Çin Halk Cumhuriyeti’nde yerleşik CPMIEC firması olmuş ve 26 Eylül 2o13 tarihli SSİK kararı uyarınca en iyi teklifi sunan CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine başlanılmıştı. CPMIEC ihalede ABD’nden Raytheon ve Lockheed Martin firmaları [Patriot PAC-3 Konfigürasyon III Sistemi ve PAC-2 GEM-T/PAC-3 Füzeleri, ABD$4.6 Milyar], Rusya Federasyonu’ndan RosoboronExport [Antey 2500, ABD$8.4 Milyar] ve EuroSAM Konsorsiyumu [Aster 30 Blok 1 SAMP/T, ABD$4.4 Milyar] ile yarışmıştı. Hazırlanan kısa listede ilk üç sırayı CPMIEC, EuroSAM ve LM/Raytheon alırken, RosoboronExport ise yüksek teklifi nedeniyle elenerek liste dışı kalmıştır. İhalede ABD$3.44 Milyar değerinde bir teklif sunan CPMIEC ile FD-2000 Hava ve Füze Savunma Sistemlerinin ortak üretimine yönelik sözleşme görüşmeleri Çin’in fiyat avantajı karşısında yurt içi katkı seviyelerinde oldukça katı davranması ve bazı hassas ve önemli teknolojik alanlarda pek açık bir tavır sergilememesi nedeniyle öngörülenden daha uzun sürmüştür. SSİK Toplantısı sonrasında yapılan Altta solda iki kademeli Aster 30 Blok I Füzesi ve SAMP/T Lançer Modülü, altta sağda ise üzerinde 4 adet FD-2000 füzesi taşıyan TAS-580 Lançeri görülüyor. T-LoRAMiDS Programı kapsamında CPMIEC kuruluşu ile sürdürülen görüşmeler toplamda 12 Batarya FD-2000 Sistemi ile 72 Lançer ve 288 [+ yedekler] Füze’nin tedarikini kapsamaktadır [Fotoğraflar: İ. SÜNNETCİ/S&H ve Internet]. açıklamalarda SSM yetkililerince sözleşme görüşmelerinin altı ay içinde tamamlanması ve sözleşmenin 2o14 ilk yarısı içinde imzalanması hedefi ortaya konulmuştu. Görüşmelerin uzaması üzerine SSM verilen tekliflerin geçerlilik süresinin uzatılması için birkaç kez her üç firmaya da mektup yazmış ve Ağustos 2o14’te yayımlanan basın açıklaması ile tekliflerin geçerlilik süresinin 31 Aralık 2o14’e kadar uzatılmış olduğu kamuoyuna duyurulmuştu. 7 Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK Toplantısında T-LoRAMiDS Projesi de gündeme gelmiş ve Toplantıda CPMIEC ile yürütülen görüşmelere devam edilmesi yönünde bir karar alınmıştır. Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Toplantı sonunda yaptığı basın açıklamasında konuyla ilgili olarak; “Tabii bu, kamuoyumuzun da dünyanın da yakından takip ettiği füze savunma sistemiyle ilgili gelişmelerdir. Daha önce Amerikan, Fransız, İtalyan ve Çin şirketlerinin getirdiği teklifler söz konusuydu, bildiğiniz gibi. Özellikle teknoloji aktarımı ve milli üretim konularında Türkiye’nin önem verdiği hususlar vardı. Son gelen teklifleri bir kez daha ele aldık ve bu görüşmelerin devamı konusunda da mutabakata vardık. Bu görüşmeler şimdiye kadar olduğu gibi Türkiye’nin önceliklerini esas alarak, yani yerli üretim payının artırılması, teknoloji aktarımı, maliyet ve teslim süresi gibi temel öncelikleri göz önüne alarak, SSM’mızı, bu görüşmelere devam etme konusunda yetkilendirdik” dedi. Başbakan DAVUTOĞLU bir soru üzerine süre uzatımının altı ay civarında süreceğini, ancak görüşmeler erken biterse konuyu yeniden gündeme alacaklarını söyledi. 26 Eylül 2o13 tarihli SSİK Toplantası son- 27 İbrahim SÜNNETCİ rasında SSM yetkilileri en iyi teklifi sunan CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine başlanılacağı ve Projenin finansmanının CPMIEC tarafından sağlanacak kredi ile karşılanacağı bilgisini kamuoyu ile paylaşmışlardı. CPMIEC ile yürütülen görüşmeler her biri birer Tabur [Filo] kuruluşu bünyesinde görev yapacak dört ayrı FD-2000 Sisteminin ortak üretim proje modeli altında tedarik edilerek sözleşmenin imzalanmasını müteakip dört yıl içinde HvKK’na teslim edilmesini öngörmektedir. İGK/ISR Sistemleri H ATIRLANACAĞI üzere Aselsan, 1’inci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı [HİBMK] işbirliğiyle gerçekleştirilen Işık Projesi ile, Türk Hava Kuvvetlerinin harekat ihtiyaçları doğrultusunda, envanterde bulunan ABD’nden satın alınan yedi RF-4E Phantom II [USAF] ile Alman Hava Kuvvetleri’nden transfer edilen RF-4E [GAF] Phantom II Keşif Uçakları arasından seçilen 11’i modernize edilerek; gündüz ve gece, her türlü hava şartında, elektronik harp koruması altında hassas seyrüsefer yapabilecek ve modern keşif teçhizatını taşımaya hazır alt yapıları ile 2o2o’li yıllara kadar keşif görevlerini başarı ile icra edebilecek imkan ve kabiliyetlere kavuşturulmuştu. Modernizasyon sonrasında RF-4E/TM olarak tanımlanan uçaklar 1’inci AJÜ Komutanlığı [Eskişehir]’na bağlı 113’üncü [Çağrı Adı Işık] ve 7’nci AJÜ Komutanlığı [Malatya]’na bağlı 173’üncü [Çağrı Adı Şafak] Filo Komutanlıkları bünyesinde görevlendirilmiş, ancak 113’üncü Filo Komutanlığının 21 Nisan 2o14’te söndürülmesi ile Filo envanterindeki RF-4E/TM Keşif Uçakları 173’üncü Filo Komutanlığı’na transfer edilmişti. Böylece HvKK hizmetindeki keşif filosu sayısı yeniden bire inmişti. F-16C Blok 30 Uçaklarında kullanılmak üzere TARP Projesi altında UTC Aerospace Systems firmasından temin edilen DB-110 EO/IR Sayısal Taktik Keşif Sistemlerinin teslimatları tamamlana kadar 173’üncü Filo Komutanlığı, bir süre daha keşif ve gözetleme görevlerini RF-4E/TM Uçakları ve ıslak film teknolojisine sahip KS-146B LoROP [Uzun 7nci AJÜ Komutanlığı [Malatya]’na bağlı 173ncü [Çağrı Adı Şafak] Filo Komutanlığına ait bir RF4E/TM Keşif Uçağı gövde altında taşıdığı ıslak film teknolojisine sahip KS-146B LoROP [Uzun Menzilli Yansal Fotoğraf] kamerasından oluşan CA-880 Taktik ve Stratejik Keşif Sistemi ile birlikte görülüyor [Fotoğraf: Cem DOĞUT]. Menzilli Elektro-Optik Yansal Fotoğraf] kamerasından oluşan CA-880 Taktik ve Stratejik Keşif Sistemi [KS-146B LoROP kamerası 66 inç (167.6cm) odak uzunluğuna ve f/5.6 lense sahip olup 1ookm etkili menzilden siyah beyaz çekim yapabilmektedir] ile icra edecek. Ardından Türk Hava Kuvvetlerinde keşif bir filo rolü olmaktan çıkıp bir görev tipi olacaktır. Keşif görevleri bu süreçte DB-110 Sayısal Taktik Keşif Sistemi ile donatılmış 4’üncü AJÜ Komutanlığı, Ankara’da konuşlu F-16C Blok 30 Uçaklarınca icra edilecektir. Keşif görevi istendiğinde; DB-110 Podu ile donatılmış F-16C Blok 30 Uçağı ilgili yere giderek keşif görevini icra edip yeniden 4’üncü AJÜ Komutanlığı’na geri dönecektir. Blok 30 Uçaklarında kullanılan görev bilgisayarının kaynak kodları milli olduğu için, keşif podu entegrasyonu herhangi bir sınırlama olmaksızın milli olarak gerçekleştirilebilmiştir. Aselsan Ana Yükleniciliğinde yürütülen ABD$109.6 Milyon değerindeki TARP Projesi, orta ve yüksek irtifalarda hem uzak keşif [stand-off], hem de taktik keşif yapabilme kabiliyetine sahip dört DB-110 [Çift-Bant (EO/IR) 110 inç Odak Uzunluğu] Keşif Podu’nun HvKK envanterindeki F-16C Blok 30 Uçaklarına entegrasyonu ile bu Podlarca alınacak keşif görüntülerinin yerde işlenmesi, kıymetlendirilmesi ve keşif görevine ilişkin istihbarat raporlarının oluşturulmasında kullanılacak biri sabit, ikisi taşınabilir konfigürasyonda toplam üç Yer Görüntü Kıymetlendirme İstasyonu ve keşif görüntülerinin Görüntü Kıymetlendirme İstasyonlarına aktarılmasını sağlayacak üç Yer Veri Link Terminali’nin tedarik ve kurulumunu kapsamaktadır. Kontrat uyarınca DB-110 Keşif Podları ile Yer Veri Link Terminalleri ve Yer Görüntü Kıymetlendirme İstasyonlarının teslimatlarının ve Eskişehir’de verilen personel eğitimlerinin Aralık 2o14 sonuna kadar tamamlanması planlanmıştır. Dünyada ilk kez denenen F-16C Blok 30 Uçağına DB-110 Keşif Podu entegrasyonu F-16C Blok 30 için yeni bir Harekat Uçuş Yazılımı [OFP]’nın hazırlanması zorunluluğunu da beraberinde getirmiş ve bu iş için seçilen BAE Systems’in izin süreçleri nedeniyle çalışmaya planlanan takvimde başlayamaması üzerine HvKK OFP hazırlık çalışmalarını kendi imkanlarıyla gerçekleştirmiştir. F-16C Blok 30 Uçağına DB-110 Keşif Podu entegrasyonu MIL-STD 1553 askeri sayısal veri yolu haberleşmesi üzerinden yapılmakta ve uçağın kokpitinde bir takım modifikasyon çalışması gerçekleştirilmektedir. F-16C Blok 30 Uçağı DB-110 Keşif Podu ile donatılmış olarak ilk uçuşunu Ekim 2o14 içinde icra etmiştir. Azami 16okm [86nm] menzile kadar yansal çekim yapabildiği belirtilen DB-110, kullanıcıya 2.oooft [61om] ile 50.oooft [15.2oom] irtifalardaki keşif görevlerine yönelik olarak üç farklı görüş açısı [FoV] sağlamaktadır. Bunlar; Dar [yüksek irtifa stand-off görevleri], Geniş [orta irtifa hedef üzeri (NADIR) veya yansal çekim] ve Süper Geniş [alçak irtifa NADIR çekim] Görüş Açısı’dır. Süper Geniş Görüş Açısı’na sahip yeni optik sayesinde DB-110 Podu ile çok alçak irtifalarda hedef üzerinden yüksek süratle geçiş sırasında çekim yapılabilmekte. DB-110’un çektiği keşif görüntüleri; veri linki [pod üzerinde 36o° derece kapsama ve olası görüş hattı kaybını önlemek için biri önde, diğeri arkada olmak üzere iki ayrı veri link anteni yer almakta] üzerinden gerçek zamanlı olarak doğrudan yerdeki Görüntü Kıymetlendirme İstasyonlarına aktarılabildiği gibi, sonradan kıymetlendirilmek üzere dahili sayısal veri kaydedicisine de kaydedilebilmektedir. Yine bir UTC Aerospace Systems [eski Goodrich ISR Systems] ürünü olan Görüntü Kıymetlendirme Yer İstasyonu, yere indirilen görüntüleri yakın gerçek zamanlı olarak işleyebildiği gibi görüntü kıymetlendirme çalışmalarını müteakip elde edilen görüntülerin diğer dost unsurlara dağıtılmasını da sağlamaktadır. İnsansız Uçak Sistemleri [İUS], hava muharebesinin doğasını önemli şekilde değiştirmişS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 28 tir. Irak, Afganistan ve Libya Harekatında İstihbarat Gözetleme Keşif [İGK/ISR] ve yakın hava desteğinde sağlanan önemli başarılar, 2o3o’lu yıllarda hava-yer taarruz görevleri, düşman hava savunma baskısı ve belki hava-hava görevlerinde, İUS’nin etkin görev yapmasının sürpriz olmayacağını göstermiştir. Türk Hava Kuvvetleri halihazırda, İUS’ni İGK/ISR görevleri kapsamında kullanmaktadır. Ancak, yakın zamanda bu sistemlerin fonksiyon alanlarının genişletilmesiyle birlikte, İUS kinetik etkiler yaratacak şekilde de kullanılacaktır. Gelecekte, İUS’nin fonksiyon alanlarındaki farklılıkların yanında güvenilir, uyarlanabilir ve esnek otonomiye sahip olmalarının önemli olduğunu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda geleceğin olası savaşlarında düşmanlara karşı asimetrik etkiler oluşturabilmek maksadıyla İUS’nde doğru ve özgün konseptler geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir. TSK keşif ve gözetleme ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla, 23 Mart 2o1o’da HvKK envanterine girmiş olan Orta İrtifa Uzun Havada Kalış [MALE] tipi Gözcü-I/Heron İHA Sistemi, yoğun olarak Teröristle Mücadele Harekatı görevlerinde kullanılmaktadır. Batman’da konuşlu 14’üncü İUS Üs Komutanlığı’nda Çağrı Adı GÖLGE olan 2’nci İnsansız Hava Aracı [İHA] Filosu bünyesinde görev yapan ve HvKK pilotlarınca uçurulan 1o Gözcü-I İHA ile Aralık 2o13 itibarıyla 22.ooo saatin üzerinde uçuş görevi icra edilmiştir. Gözcü-I İHA Sistemi ilk kullanıcı eğitimi kapsamında 13 Hava Kuvvetleri personeli İsrail’de İHA pilot ve sensör operatörü eğitimi almış, daha sonra tamamen HvKK tarafından oluşturulmuş eğitim sistemi devreye girmiştir. HvKK Gözcü Uçuş Eğitimi; uçak teknik eğitimi, yer dersleri, simülatör eğitimi, intibak ve taktik eğitim safhalarından oluşmakta ve Batman’da verilmektedir. Gözcü-I İHA, kalkış-iniş dahil uçuşun bütün safhalarında, yukarıda ifade edilen eğitim programı kapsamında yetiştirilmiş HvKK uçucuları tarafından kullanılmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri bu Proje sayesinde, İHA kullanarak, lazer işaretlemesi yapabilen sayılı Hava Kuvvetlerinden birisi haline gelmiştir. Artık Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki muharip uçaklar, İHA tarafından lazer ile işaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Üstte DB-110 EO/IR Sayısal Keşif Podu ile donatılmış Polonya Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-16C Blok 52+ Uçağı, altta ise 30.oooft irtifada görev yapabilmesi için taşıdığı Rotax 914UL Motorunun gücü 13obg’ne çıkarılan Gözcü-I/Heron MALE İHA görülüyor [Fotoğraflar: S&H Arşivi]. retlenen hedefe, yüksek vuruş hassasiyetine sahip lazer güdümlü mühimmat atma imkanına sahiptir. Türk Hava Kuvvetleri pilotları aynı zamanda İHA’ndan gönderilen ışık hüzmesi ile işaretlenen hedefe, Gece Görüş Gözlüğü [GGG] ile görerek taarruz etme imkanına da kavuşmuşlardır. Harekat ortamının resmini karar vericilere gerçek zamanlı olarak aktarabilen Gözcü-I/Heron İHA Sistemleri Aselsan ürünü 1.440 x 576 çözünürlüğe sahip 2’nci Nesil AselFLIR-300T Termal Görüntüleme Sistemi ve EL/M-2055 SAR/GMTI radar faydalı yükü ile donatılmıştır. 2o.4 inç [51.8cm] çapında gimbala sahip AselFLIR-300T Termal Nişangah Sistemi; taret birimi [95kg], elektronik birim [23kg] ve kablaj ağırlığı ile birlikte toplamda 14okg gelmektedir. Gözcü-I/Heron MALE İHA normal uçuşta deniz seviyesinde 1oobg, acil durumda ise kısa bir süre için 115bg güç üretebilen [5.8oorpm’de 15dk süreyle] 1.211cm3 hacmindeki, dört silindirli turbo şarjlı bir Rotax 914UL Motoru ile güçlendirilmekte ve 10.oooft’in üzerindeki irtifalarda motor performansı düşmektedir. Kerosin yerine normal benzin ile çalışan ve hem su [si- lindir başlıkları için], hem de hava [silindirler için] soğutmalı olan pistonlu Rotax 914UL Motorunun 6oo saatte bir Depo Seviyesi Bakımı [DSB]’ndan geçirilmesi gerekmektedir. Hizmet ömrü 1.8oo saat olan Rotax 914UL Motoru bu süre zarfından üç kez kapsamlı ana bakımdan geçmekte, 1.8oo saatin sonunda ise hizmet dışı bırakılmaktadır. Proje kapsamında yedekleriyle birlikte toplam 13 motor tedarik edilmiş olup bu motorların Depo Seviyesi Bakımı [DSB] hem İsrail’de, hem de TAI Ana Yükleniciliğinde TEI’de gerçekleştirilebilmektedir. Gözcü-I İHA’lar geçtiğimiz yıllarda İç Güvenlik Harekat Bölgesi’nde icra edilen operasyonlarda çok yoğun kullanıldıkları günlerde 6oo saat bakımı yapılan bir motor yaklaşık beş ay sonra yeniden DSB için TEI veya IAI tesislerine gönderilebilmekteydi. IAI, Rotax 914UL Motoru üzerinde Heron İHA’nın uçuş karakteristiklerine özgü bir dizi modifikasyon gerçekleştirmiş olduğundan, motor ihtiyacı yurt dışından Rotax 914UL Motoru tedariki ile giderilemediği için kazanılan DSB kabiliyetinin önemi daha da artmaktadır. Yurt içinde kazanılan ve başarıyla yürütülen DSB kabiliyeti sayesinde aynı anda yedi Gözcü-I/Heron İHA’nın görevde tutulması sağlanabilmiştir. Diğer yandan Gözcü-I/Heron DSB ve lojistik destek faaliyetlerinde elde edilen başarı, İHA’larının kullanıldığı Teröristle Mücadele Harekatı görevlerinde yaşanan azalma ile birleşince yerli tasarım ve üretim Anka MALE İHA Sistemi’ne olan acil ihtiyacı ortadan kaldırmış böylece Anka İHA’nın hizmete giriş sürecinin yavaşlamasına yol açmıştır. Gözcü İHA Sisteminin envantere alınmasına paralel olarak Özgün İHA geliştirilmesi çalışmalarına 24 Aralık 2oo4’te imzalanan ABD$96.5 Milyon değerindeki Türk İnsansız Hava Aracı [TİHA] Projesi ile başlanmıştır. Proje; üç hava aracı, bir Yer Kontrol İstasyonu [YKİ] ve iki Yer Veri Terminali prototipinin geliştirilmesi ve bu prototiplere üç AselFLIR300T Gündüz/Gece Kamerası, bir SAR/MTI-ISAR Radar ve bir Otomatik İniş/Kalkış Sistemi’nin entegrasyonundan oluşan bir 30 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Üstte ILA 2o14 Fuarı sırasında sergilenen Anka Blok-B MALE İHA mock-up’ı, yanda ise Anka Blok-A/B MALE İHA platformlarında kullanılan 2 litre hacminde ve 155bg kapasiteli turboşarjlı Thielert Centurion 2.0S motoru görülüyor [Fotoğraflar: İ. SÜNNETCİ/S&H]. Anka MALE İHA Sistemi’nin yurt içinden tedarikini kapsamaktadır. TAI ilk aşamada AselFLIR-300T Kameralarını entegre ettiği üç hava aracının üretimini tamamlamıştır. Bu üç uçak Anka Blok-A olarak tanımlanmıştır. Aynı geliştirme kontratının bir parçası olarak TAI Anka İHA’nın hem AselFLIR-300T, hem de 1ookg ağırlığında SAR/MTI-ISAR Radar faydalı yükü ile donatılacak ve 24 saat havada kalıp, 30.oooft irtifaya tırmanabilecek Blok-B versiyonunu da geliştirmiştir. Proje kapsamında üretilen Blok-A prototiplerinin resmi kabul testlerine SSM ve HvKK tarafından Eylül 2o12’de başlanmış ve Blok-A 1 Şubat 2o13’te kalifiye olmuştur. Üretilen prototiplerin test amaçlı kullanılması planlanmış ve bu doğrultuda Temmuz 2o13’te 14’üncü İUS Üs Komutanlığı/Batman’a saha testlerini gerçekleştirmek üzere intikal ettirilen 12-005 kuyruk numaralı Anka İHA ile Aralık 2o13 itibarıyla 67 uçuşta, 1o saat 2 dakikası Batman’da olmak üzere, toplam 179 saat 22 dakika test uçuşu icra edilmiştir. Bu İHA, 6 Aralık 2o13 günü icra ettiği bir test uçuşu sırasında kırım geçirerek hizmet dışı kalmıştır. Halen iki Anka Blok-A İHA’nın uçar durumda olduğu ve Sivrihisar Hava Meydan Komutanlığı’nda uçuşa hazır olarak beklediği belirtiliyor. TAI ilk Anka Blok-B İHA prototipinin üretimini Ağustos 2o14’te tamamlamış ve 3 Eylül 2o14’te uçağa ilk enerji verilmiştir. Sivrihisar Hava Meydan Komutanlığı’na götürülen ilk Anka Blok-B prototipi ile ilk uçuş testine yönelik yer testlerine devam edilmektedir. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Azami kalkış ağırlığı 1.75okg olan Anka BlokA ve Blok-B İHA’lar halen 2lt hacminde ve 155bg gücünde turboşarjlı Thielert Centurion 2.0S Motoru ile güçlendirilmektedir. 134kg ağırlığındaki Motorun hizmet ömrü ise 1.2oo saattir. Faydalı yük kapasitesi 2ookg olan Anka Blok-A İHA, 3ookg dahili yakıt ile 18 saat havada kalabilmektir. TEI bir yandan yürüttüğü Motor Modifikasyon Projesi altında Anka İHA üzerinde kullanılan Thielert Centurion 2.0S Dizel Motoru üzerinde performans artırımına yönelik dişli kutusunun yeniden tasarlanması ve alternatör sayısının artırılması [iki kat] gibi HvKK’nın isterlerine cevap verebilmek üzere bir dizi modifikasyon gerçekleştirirken, diğer yandan da sözleşmesi 27 Aralık 2o12’de imzalanan Operatif İHA Motoru Geliştirme Projesi altında Anka İHA’nın ihtiyaçlarına uygun pistonlu, JP-8 jet yakıtı ve dizel yakıt ile çalışabilen turbodizel tipi bir yerli motor geliştirmektedir. Azami gücü 17obg olarak gerçekleşecek ve bu gücü 20.oooft irtifaya kadar eksiltmeden koruyabilecek yerli turbodizel motorun kalifikasyon ve sertifikasyon çalışmaları nedeni ile Anka-S Projesi takvimine yetişemeyebileceği, ancak motor ömür döngüsü [1.2oo saat] içerisinde TEI’nin kısa zamanda motor için birincil kaynak haline gelebileceği belirtiliyor. Projede halen Ön Tasarım Fazı’nın sonuna gelinmiş olup, TEI yetkililerine göre Proje sonunda ortaya çıkacak olan motor mevcut Anka Motoruna göre birçok artı değere sahip olacaktır. Projede daha fazla güç, daha yüksek kritik irtifa, daha düşük yakıt tüketimi değerleri hedefleniyor. Ayrıca Motor tamamen TAI ile koordineli olarak Anka’nın ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiği için birçok detayda uçak ile daha uyumlu bir motor olacaktır. İleride 21ohp güç üreten bir versiyonunun da yapılabilmesi için motorun temel komponentlerinin tasarımı bunu destekleyecek şekilde gerçekleştirilmektedir. Kazanılan milli İHA geliştirme yeteneği; icra edilen test uçuşları, gelişen yeni teknolojiler ve harekat ihtiyaçları doğrultusunda bir adım daha ilerletilerek emsallerinden daha üstün özelliklere sahip olacak Anka-S İHA Sistemi’nin envantere alınması hedeflenmiş ve 25 Ekim 2o13’te SSM ile TAI arasında ABD$29o Milyon [ABD$22o.6 Milyon+TL137 Milyon] değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. Projede sistem ihtiyaçları gözden geçirme toplantısı 11 Şubat 2o14’te gerçekleştirilmiştir. HvKK tarafından tanımlanan isterler doğrultusunda 23.oooft irtifada 18 saat kesintisiz görev yapabilecek [görev bölgesinde 15 saat havada kalış + üç saat gidiş ve dönüş] Anka-S İHA Sistemi, üzerinde taşıyacağı Aselsan üretimi CATS [Ortak Diyafram Açıklıklı Hedefleme Sistemi] FLIR Sistemi [yaklaşık 5okg ağırlığında], milli üretim uçuş kontrol bilgisayarı ve uydu kontrol kabiliyeti gibi üstün özellikleri ile HvKK’nın ‘kıtasında etkin - bölgesinde lider’ bir hava, uzay ve bilgi gücü olma vizyonuna katkı sağlayacaktır. 3-5 mikron bandında çalışan ve ilk olarak Anka Blok-S İHA Platformlarında kullanılacak çoklu algılayıcıya sahip CATS üzerinde; 1.92ox1.o8o çözünürlüğe sahip renkli gündüz kamerası, 64ox512 piksel dedektöre sahip yüksek çözünürlüklü 3’üncü nesil IR kamera ve 65ox48o piksel çözünürlüğe sahip çok dar bakış açılı düşük ışık kamerası için tek bir optik sensör yer almaktadır. CATS üzerinde ayrıca Dahili Ataletsel Ölçüm Birimi [IMU], lazer mesafe bulucu ve hedef işaretleyici, lazer aydınlatma birimi ve lazer noktalama birimi de bulunuyor. Sözleşme kapsamında 1o Anka-S İHA ile 12 YKİ tedarik edilecektir. Teslimatlara 2o16’da başlanılması, ilk Anka-S İHA Sistemi’nin Ağustos 2o16’da HvKK hizmetine girmesi ve teslimatların 2o18’de tamamlanması planlanmıştır. 31 İbrahim SÜNNETCİ Ancak, TAI tarafından SPK için hazarlanan Taslak Raporda, Projede Sistem İsterleri İncelemesi ve Ön Tasarım İncelemesi aşamalarının tamamlandığı, halen Detay Tasarım çalışmalarına devam edildiği ve sözleşme kapsamında ilk teslimatın 2o17’de, son teslimatın ise 2o18’de gerçekleştirilmesinin planlandığı bilgilerine yer verilmiştir. Rapora göre TAI’nin Projedeki yükümlülükleri 2o2o’de sona erecektir. Anka-S Sözleşmesi ile tanımlanan sistem mevcut Blok-B konfigürasyonunu temel almakla birlikte 3oo’e yakın yeni gereksinim içermektedir. Bunlardan başlıcaları; uydu üzerinden kontrol [SatCom], uzak komuta ve havada devir kabiliyeti, yedek meydana iniş kabiliyeti, telsiz muhabere rölesi kabiliyeti, muhabere arama kurtarma görev kabiliyeti ve yeni nesil EO/IR faydalı yükü [CATS] olarak sıralanabilir. Bununla beraber özel kripto ve bilgi güvenliği isterleri de bulunuyor. TSK’nin veri ağı TAFICS ile tam entegre olacak Sistemin tüm bileşenleri birbirleri ile TAFICS üzerinden haberleşebilecek, istihbarat görüntüleri anlık olarak TSK’nin tüm birimleri ile paylaşılabilir olacak. Anka-S İHA’ları kalkışlarını takiben konumlandırıldıkları üsten veya Ankara’da kurulacak Operasyon Merkezi’nden yine milli uydular ile yönetilecek ve elde edilen FLIR görüntüleri uçak üzerinden kara birliklerinin elinde bulunan mobil ekran- Üstte Anka-S MALE İHA’na ait bir maket, yanda Aselsan standında sergilenen AselFLIR-300T, CATS ve AselFLIR-135 FLIR Sistemleri ve altta aynı zamanda Anka İHA’ları uçuracak pilot ve sensör operatörlerinin eğitimlerinde de kullanılabilen Anka MALE İHA Yer Kontrol İstasyonu konsolları görülüyor [Fotoğraflar: S&H Arşivi, Aselsan ve TAI]. lara aktarılabilecek. YKİ’larından bir kısmı Ankara’da kurulacak ve aynı zamanda Anka-S Simülasyon Merkezi [binada yer alacak iki YKİ ile Anka-S İHA’ları uçuracak pilot ve sensör operatörlerinin eğitimleri icra edilecektir] olarak da görev yapabilecek Operasyon Merkezi binasına yerleştirilecek. Batman veya başka bir üsten kaldırılacak Anka-S İHA’lar bu Merkez’den uydu kanalı ile yönetilebilecek. Geriye kalan YKİ’larının ise iki farklı hava üssüne yerleştirilmesi planlanmıştır. Böylelikle ihtiyaç durumunda aynı anda 1o Anka-S İHA da havada tutulabilecek. Anka-S İHA SatCom [çanak tipi ve TürkSat 4B üzerinden Ku-Bant ile haberleşecek, tahmini ağırlığı 15kg] birçok yeniliği de beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda örneğin sözleşmede hava araçlarının acil durumlarda kalktığı meydandan farklı [YKİ ve pilotu bulunmayan] meydanlara inişine imkan sağlayacak bir alt yapı istenmekte. Buna imkan tanımak için hazırlanacak iki ilave üs de dahil olmak yedekleriyle birlikte tüm üslerde yeteri miktarda Otomatik İniş ve Kalkış Sistemi [OİKS-Meteksan Savunma tarafından geliştirilmekte] talep edilmektedir. Anka İHA aviyonik mimarisinin kullanılması beklenilen Stratejik İHA Projesi; SSİK’nin 17 Temmuz 2o12’de, Anka’nın daha uzun menzil ve daha fazla yük taşıma kapasitesine sahip turboprop motorlu bir versiyonunun Ön Tasarım faaliyetleri için TAI ile sözleşme görüşmelerine başlamak üzere S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Harpy-I Taarruzi İHA [Fotoğraf: İ. SÜNNETCİ/S&H]. SSM’nı yetkilendirmesi ile yeni bir boyuta taşınmıştır. SSM tarafından bu konuda henüz bir Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] yayınlanmamış olmasına karşın TAI, bünyesinde oluşturduğu çekirdek bir grupla çalışmalarına başlamıştır. Bu çerçevede Anka’dan kazanılan tecrübeler ve İHA Yol Haritası’nda belirtilen ihtiyaçlardan yola çıkılarak temel keşif/gözetleme, yakın hava desteği ve havadan tecrit operasyonlarına cevap verebilecek alternatif konfigürasyonların getiri götürü analizleri yapılmış ve motor, iniş sistemleri, hareketlendiriciler gibi takvim kritikliği taşıyabilecek alt sistemler için aday firmalar ile bir araya gelinmiştir. Belirlenen aday kanat profili modelleri ise Ankara Rüzgar Tüneli [ART]’nde testlere tabi tutulmuştur. Her ne kadar Anka İHA’na iki adet iki hücreli Akıllı Cirit Podu entegre edilerek testler icra edilmiş olsa da HvKK hizmetine girecek gerçek silahlı İHA Stratejik İHA olacaktır. Yaklaşık 5 ton ağırlığında olması beklenen ve MQ-9 Reaper Silahlı İHA ayarında bir sistem olması hedeflenen Stratejik İHA’nın yaklaşık 1.5 ton ağırlığında silah ve sensör yükü taşıyabilmesi öngörülüyor. Milli Taarruzi İHA Geliştirme Projesi ile HvKK için 2oo2’de iki bataryada toplam 1o8 adet tedarik edilen ve artık hizmet ömürlerinin sonuna yaklaşmakta olan Harpy-I Taarruzi İHA Sistemlerinin yerini alacak ancak kritik bileşenleri milli olan bir sistemin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Sistemin temelde Harpy-I ile benzer teknik özelliklere sahip olması istenmekle birlikte, kullanım esnekliği ve harekat etkinliğini artırıcı birtakım ilave özellikleri de içermesi öngörülmektedir. Proje modeli olarak önce prototip sistemin geliştirilmesi, dokümanıyla birlikte kabulünün ardından seri üretim sözleşmesinin imzalanması planlanmıştır. Azami menzili 1.oookm, S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 havada kalış süresi 5.5 saat ve LoS kontrol menzili 15okm [röle ile artırılabilir] olan Harpy-I Taarruzi İHA Sistemi, hava savunma baskısı [SEAD] görevlerinde kullanılmaktadır. 2-18GHz frekansları arasında RF enerji yayan hedeflere karşı [SAM radarları, erken ihbar radarları ve gemi radarları gibi] kullanılabilen Harpy-I, PX-139 tipi patlayıcı ve harp başlığında bulunan 7.ooo çelik bilyenin parça tesiri etkisiyle hedefini tahrip etmektedir. Harpy-I Taarruzi İHA’nın kanat açıklığı 2.1om, uzunluğu ise 2.75m’dir. İUS’ne ilave olarak HvKK envanterinde halen üç CN235-100M ELINT/SIGINT Uçağı ile İnsanlı Keşif Uçağı Geliştirme Projesi [Gören-I] Projesi altında TAI tarafından İGK/ISR konfigürasyonuna dönüştürülen üç C-160D İGK/ISR Uçağı yer almaktadır. 211’inci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Gezgin] tarafından uçurulan ve Elektronik ve Sinyal İstihbaratı [RF haberleşmesini dinleme ve kestirme] görevlerinde kullanılan CN235-100M C-160D İGK/ISR Uçağı [Fotoğraf: S&H Arşivi]. ELINT/SIGINT Uçakları diğer sensörlere ilave olarak kanat altında taşınabilen Aselsan ürünü iki MILSIS-2U ELINT/SIGINT Podu ile donatılmışlardır. Sözleşmesi SSM ile TAI arasında imyaklaşık ABD$18.5 Milyon zalanan değerindeki Gören-I kapsamında İGK/ISR Uçağı konfigürasyonuna dönüştürülen C160D İGK/ISR Uçaklarına, Aselsan ürünü AselFLIR-300T [uçaklardan biri üzerinde FLIR Systems ürünü Star Safire 380HD FLIR Sistemi de denenmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir] ve elde edilen görüntülerin Yer İstasyonuna indirilmesini sağlayacak Hava Veri Terminali ve Anteni entegre edilmiştir. Uçak kabinine ise renkli ekranlara sahip iki Operatör Konsolu yerleştirilmiştir. TAI tarafından SPK için hazarlanan Taslak Raporda TAI ile SSM arasında Eylül 2o13’te üç C-160 Uçağının hava veri platformuna dönüştürülmesi ve bu uçakların istihbarat gözetleme ve keşif [İGK/ISR] konfigürasyonunda modernizasyonuna ilişkin bir sözleşme imzalandığı ve bu Uçaklara yönelik olarak ayrıca lojistik hizmetlerin de sağlanacağı bilgisine yer verilmiştir. Rapora göre söz konusu programın 2o15 son çeyreğinde tamamlanması planlanmıştır. Projenin SSİK kararı ile başlatılan ikinci aşaması ise Erciyes Projesi altında modernize edilecek iki C-130T Uçağının GunShip [Silahlı Uçak] konfigürasyonuna dönüştürülmesini kapsıyor. Bu kapsamda uçaklara bir veya iki FLIR Sistemine ilave olarak 3omm çapındaki çift beslemeli GAU-23 Bushmaster Otomatik Topu ile halen KC-130J Harwest Hawk ve AC-130W Stinger II [eski adı MC-130W Dragon Spear] Uçaklarında da kullanılan nokta vuruş hassasiyetine sahip güdümlü [lazer, INS/GPS veya IIR] füzelerin takılması bekleniyor. Hedefleme Podları: HvKK’nın gece, gündüz ve her türlü hava şartında hassas taarruz imkan ve kabiliyetlerini artırmak amacıyla başlatılan Hedefleme Podu Projesi iki aşamada gerçekleştirilmektedir. İlk aşama, F-16 ve F-4E 2020 Phantom II Uçaklarında kullanıl- 33 İbrahim SÜNNETCİ mak üzere toplam 2o AselPod Hedefleme Podunun Aselsan tarafından tamamen özgün, milli ve güncel teknolojiler kullanılarak yurt içinde geliştirilmesini ve Uçaklara entegre edilmesini kapsamaktadır. Haziran 2oo6’da imzalanan ve mali boyutu ABD$54.5 Milyon olan ilk AselPod Sözleşmesi; geliştirme, prototip imalat [4 adet] ve entegrasyon maliyetlerini kapsamaktadır. Prototiplerin başarılı olması durumunda ilave en az 16 podun seri üretim için sipariş edilmesi bekleniyor. Eskişehir’de 1’inci HİBMK tesislerinde bulunan F4E 2020 ve F-16C/D Blok 40 Sistem Entegrasyon Laboratuvarları [SEL/SIL]’nda icra edilen çalışmaların ardından uçak entegrasyon testlerine başlanmış olup, bu çerçevede üre- Üstte Aselsan tesislerinde nihai montajı yapılan bir AselPOD Hedefleme Podu, yanda ise solda AN/AAQ33 Sniper XR Geliştirilmiş Hedefleme Podu [ATP] ve sağda AN/AAQ-13 LANTIRN ER Seyrüsefer Podu görülüyor [Fotoğraflar: Aselsan ve S&H Arşivi]. timi tamamlanan AselPod prototipleri ile 1’inci HİBMK tesislerinde F-4E 2020 ve F-16C/D Blok 40 Uçakları üzerindeki Harici Yük Sertifikasyon ve uçuş emniyeti testleri başarıyla tamamlanmıştır. AselPOD ile F-4E 2020 ve F-16C/D Blok 40 Uçakları üzerindeki uçuş testlerine Test Uçuş Emniyet Kurulu [TUEK] onayından sonra başlanmıştır. Halen F-4E 2020 ve F-16C/D Blok 40 Uçaklarına yönelik entegrasyon faaliyetlerine SEL’de devam edilmektedir. AselPod’un PO-III ve PO-IV Uçakları [F-16C/D Blok 40M/50M ve Blok 50+] üzerindeki entegrasyon ve sertifikasyon çalışmaları kapsamında ise bir pod, SEL testleri için ABD’ndeki Lockheed Martin tesislerine gönderilmiştir. AselPod’un F-16 Uçaklarına entegrasyonu konusunda Aselsan, Lockheed Martin ile işbirliği yapmaktadır. İlk aşama faaliyetlerinin 2o15 içinde tamamlanması ve akabinde ayrı bir sözleşme altında yürütülecek Seri Üretim Fazı’na geçilmesi bekleniyor. AselPod, yer/satıh ve hava hedeflerinin tespit, teşhis ve tanıma, kameralar ile pilota gündüz ve gece görüş, orta ve yüksek irtifada seyrüsefer, hedefleri otomatik olarak izleyebilme [sekiz hedef] ve hedef konum bilgilerini ekranda sergileme, LGB mühimmatını yönlendirmek için milli kod kabiliyetli lazer aydın- latma, işaretleme ve data link [çift yönlü (up/down link), Seri Üretim Fazı’nda bu kabiliyetin kazanılması hedefleniyor] kabiliyetine sahip olacaktır. Çift yönlü sayısal [videolar şifrelenerek yere indirilebilecek ve gerektiğinde yer istasyonundan ya da diğer dost unsurlardan görüntü alınabilecek] data link kabiliyeti sayesinde İleri Hava Kontrolörleri de uçaklara uçuş esnasında yön tarifi ve hedef görüntüsü iletimi yapabilecektir. Envanterdeki AN/AAQ33 Sniper XR Geliştirilmiş Hedefleme Podu [ATP] halen sadece video indirimi [down link] için analog [videolar şifrelenmeden yere indirilmekte] yapıdaki ‘video down link’ kabiliyetine sahiptir. Başlangıçta 2’nci nesil bir dedektör ile donatılması planlanan AselPod, yüksek irtifa, uzun menzil ihtiyacı nedeniyle 3’üncü nesil 3-5 Mikron Orta Dalga [MWIR] bandında çalışan 64ox512 pixel çözünürlüklü soğutmalı tipte Odak Düzlemli Dizin [Focal Plane Array-FPA] tipi dedektöre sahip yerli tasarım bir termal kamera [FLIR] ve 768x576 piksel siyah beyaz gündüz görüş kamerası [CCD-TV] ile donatılmıştır. Temel görevi hedefleme podu olan AselPod, termal kameranın Süper Geniş Görüş Açısı [SFoV] modunda pilota sunduğu 28x21°’lik görüş açısı sayesinde gece şartlarında seyrüsefer sırasında da kullanılabilecek. AselPod, 235cm uzunluğunda, 43cm genişliğinde ve 235kg ağırlığındadır. Buhar Döngülü Soğutma Sistemi’ne sahip bir Çevresel İklimlendirme Sistemi ile donatılan AselPod, aynı anda sekiz hedefi birden takip edebilecek kabiliyettedir. Podun sensörlerin yerleştirildiği gimbal kısmı geriye doğru -15o° ve yukarıya doğru +45° hareket edebilmekte. 40.ooo+ft irtifada görev yapabileceği belirtilen AselPod’un 25km menzilden lazerle hedef işaretlemesi yapabileceği ve 45km menzilden bir F-16 Uçağını, 15km menzilden ise bir ana muharebe tankını tespit edebileceği iddia ediliyor. Hedefleme Podu Projesi’nin ikinci aşamasında ise F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılmak üzere FMS kanalından 3o’ar AN/AAQ-13 LANTIRN ER Seyrüsefer ve AN/AAQ-33 Sniper XR ATP tedarik edilmiştir. Bu çerçevede Lockheed Martin ile ABD Hükümeti arasında 11 Aralık 2oo9’da ABD$118.3 Milyon değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. LANTIRN ER Podları yeni üretim olmayıp, ABD Hava Kuvvetleri envanterindeki podların modernize edilmesi ile elde edilmiştir. Türk Hava Kuvvetleri personeline podlara ilişkin gerekli eğitim de verilmiştir. Bu sistemler, Türk Hava Kuvvetlerinin daha önce Öncel Proje-I [PO-I] F-16C/D Blok 40 Uçakları için ‘Peace Moon’ Programı altında tedarik edilen toplam 4o AN/AAQ-14 Hedefleme ve 4o AN/AAQ-13 Seyrüsefer podunu desteklemektedir. 3-5 mikron dalga boyunda orta-bantda çalışan 512x64o pixel çözünürlükte Staring Focal Plane Array dedektöre sahip olan 3’üncü nesil Sniper XR ATP, bu sayede LANTIRN gibi 2’nci nesil podlara kıyasla hem daha yüksek çözünürlükte görüntü, hem de 2-3 kat daha uzun bir tespit menzili kabiliyeti sunmaktadır. Sabit ve hareketli kara ve hava hedeflerine S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 34 azami 86nm menzile kadar kullanılabildiği belirtilen Sniper XR ATP ile 22nm menzilden bir kamyon veya 27nm menzilden bir B737 Yolcu Uçağına kilit atılabildiği iddia edilmektedir. Elektronik Harp [EH] Sistemleri Hava Konuşlu Uzaktan ED/ET Sistemleri [Stand-Off Jammer/Hava SOJ]: Tehdit ülkelere karşı gerçekleştirilecek taarruzi hava harekatında, düşmanın her türlü radar ve haberleşme imkanının, tehdit bölgesine girmeden dinlenmesi, karıştırılması ve/veya aldatılmasına imkan tanıyacak hava platformuna entegre edilmiş modern bir uzaktan elektronik dinleme/elektronik taarruz sisteminin Hazır Alım proje modeli altında tedarikinin hedeflendiği Hava Platformunda Uzaktan Elektronik Destek [ED]/Elektronik Taarruz [ET] Sistemi [Hava SOJ] Programı kapsamında acil ihtiyaca yönelik olarak SSM tarafından yerli ve yabancı yüklenici adayı firmalara 16 Ocak 2o15 tarihinde yeni bir Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] yayımlamıştır. SSM tarafından yayımlanan duyuruda Gölge ismi verilen Hava Platformunda Uzaktan ED/ET Sistemi Acil Harekat İhtiyacı Programı’na yönelik olarak hazırlanan TÇD dokümanının 23 Ocak 2o15 tarihine kadar SSM EH ve Radar Sistemleri Daire Başkanlığından temin edilebileceği belirtilmiş ve tekliflerin en geç 23 Şubat 2o15 günü saat 16:00’a kadar teslim edilmesi istenmiştir. TÇD’de Gölge Programı’nın kapsamı; Sistemlerin üretimi, teslimatı ve kabulü, görev ekipmanının sistemlere entegrasyonu ve enstalasyonu, Gerekli baraka ve binaların inşası, Sistemlerin test ve değerlendirmesi, bakım konsepti ve teknik destek ihtiyaçları, ELD/ILS malzemeleri, işletim ve idameye yönelik eğitimler, Teknik Destek ve garanti süresi olarak tanımlanmıştır. Gölge Programı altında iş jeti üzerine yerleştirilecek 2 adet ED/ET Sisteminin [uçak+EH Görev Sistemi bir bütün olarak] tedarik edilmesi bekleniyor. Ancak, böylesine kapsamlı bir ihtiyaç için yüklenici adayı firmalara tekliflerini hazırlamaları maksadıyla sadece 1 aylık bir sürenin verilmiş olması dikkat çekicidir. S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! SatCom, ComInt ve ElInt sensörlerini içeren Elta ürünü ELI-3001 AISIS Hava Konuşlu Entegre SigInt Sistemi ile donatılmış solda Hindistan Dış İstihbarat Servisi RAW’a ait Bombardier Global 5000 ve sağda IAF’nin Nevatim Hava Üssü’nde konuşlu 122nci Taktik Hava SigInt Filosu tarafından kullanılan Gulfstream G550 iş jeti görülüyor. Her iki uçak aynı zamanda Gölge Programı için de hava platformu adayıdır [Fotoğraflar: Meir FEDER ve Internet]. İlk SSİK kararı 2ooo yılında alınan ve çalışmaları o tarihten bugüne süren Hava SOJ Programında daha önce Ana Yüklenici olarak Aselsan seçilmiş ve firmadan 2o13 yılı içinde bir teklif alınmıştı Program; 1 [prototip] + 3 [opsiyon] adet jet uçağından oluşacak hava platformlarının yurtdışından hazır alınmasını, milli imkanlar ile geliştirilecek Uzaktan ED/ET Sistemlerinin geliştirme, test ve uçaklara entegrasyon çalışmalarının ise Aselsan sorumluluğunda ve azami yerel katılım ile yurtiçinde gerçekleştirilmesini kapsamaktaydı. Program kapsamında geliştirilerek bir hava platformuna entegre edilecek EH Görev Sisteminin Türkiye’deki EH kabiliyetlerinin bugüne kadar geliştirdiği en kapsamlı ürün olması hedeflenmişti. Projedeki en zorlu konulardan birisi de yüksek çıkış güce sahip bir EH sisteminin ve ilgili görev teçhizatının uçuş güvenliğine ve uçak üzerindeki elektronik ekipmanlara herhangi bir olumsuz etkiye yol açmadan taşıyıcı platforma entegrasyonu olarak gösterilmişti. Proje kapsamında, hava platformunun yapısal modifikasyonu ve bu modifikasyona ilişkin görev sistemsiz sertifikasyon çalışmalarının uçak üreticisi firma tarafından uçağın üretildiği ülkenin sertifikasyon otoritesi ile birlikte, EH Görev Sisteminin uçağa entegre edilmesini müteakip gerekli sertifikasyon çalışmasının ana yüklenici Aselsan tarafından milli sertifikasyon otoritesi ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanmıştı. Projeye yoğun siparişleri ve faaliyetleri nedeniyle ticari uçak üreticilerinin beklendiği ilgiyi göstermediği, buna karşın iş jeti üreticisi firmaların hava platformlarını sağlamak üzere proje ile ilgilendikleri belirtilmişti. Projede bir ara hava platformlarının kiralanması [ikinci el] seçeneği de gündeme gelmiş ancak daha sonra bu seçenekten vaz geçilerek uçakların yeni üretim olarak satın alınmaları kararlaştırılmıştı. Diğer yandan Aselsan, uçaklarda kullanılmak üzere üreteceği Elektronik Harp, Elektronik İstihbarat ve Radar Sistemlerinin [Hava SOJ Sistemi gibi] platformlara entegrasyonu konusunda işbirliği yapmak üzere uçak bakım ve onarım merkezi olan THY Teknik ile Ocak 2o14’de bir işbirliği anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşma ile Hava SOJ Sisteminin seçilecek hava platformuna entegrasyonu aşamasında Aselsan’ın THY Teknik’in mühendislik gücü ile sahip olduğu teknik altyapıyı kullanabilmesinin önü açılmıştı. Aselsan Ana Yükleniciliğinde yürütülen çalışmaların geleceğine ilişkin nihai kararın ihtiyaç makamının tasarrufunda olduğu belirtiliyor. Aselsan aynı zamanda HvKK’nın ihtiyaçları doğrultusunda, elektromanyetik spektrumun etkin kullanımını engelleyecek ve hedef radarları karıştırabilecek kabiliyette MAN taktik tekerlekli aracı üzerine şekillendirilmiş kara konuşlu 1 adet Elektronik Taarruz [ET] ve 1 adet Elektronik Destek [ED] Sistemi prototipini teslim etmek üzere HvKK ile 3o Temmuz 2oo9 tarihinde bir sözleşme imzalamıştır. TL82 Milyon + ABD$15 Milyon değerindeki proje altında geliştirilen ve Kara SOJ olarak tanımlanan sistemin ön kabullerine 2o14 yılı içinde başlanmıştır. Kara konuşlu Hava SOJ sisteminde daha önce KKK’na teslim edilenlerden farklı olarak faz dizinli anten mimarisi kullanılmıştır. SPEWS II ve III: HvKK envanterindeki 53 adet F-16C Blok 50 Uçağına kendini koruyucu EH kabiliyetinin kazandırılması maksadıyla başlatılan SPEWS II Projesi kapsamında Radar İkaz Alıcısı [RWR] ve Radar Karıştırıcısı [RF Jammer]’ndan oluşan, 7 seti pilot birim olmak üzere, toplam 6o set AN/ALQ-178[V]5+ EH sistemi, yedekleri ve destek teçhizatı tedarik edilmektedir. Sistemlerin uçaklara entegrasyonuna PO-III kapsamında başlanmış ve modernize edilen ve AN/ALQ-178[V]5+ dahili EH Öz Savunma Sistemi’ne ait Hatta Değiştirilebilir Birimler [LRU] ile donatılan Blok 50M tipi tek kişilik F-16C Uçaklarından biri ilk entegrasyon testleri için Lockheed Martin’in Fort Worth’deki tesislerine gönderilmiştir. Söz konusu F-16C Blok 50M Uçağı daha sonra bir 35 İbrahim SÜNNETCİ dizi yer ve uçuş testinden geçirilmiştir. Testlerin başarıyla tamamlanmasını müteakip elde edilen veriler TAI’ye gönderilmiş ve burada F16 MSM Programı altında modernizasyonları devam eden diğer F-16C Blok 50M Uçaklarında AN/ALQ-178[V]5+ entegrasyon çalışmaları kapsamında kullanılmıştır. Sözleşmesi 15 Ocak 2oo3 tarihinde imzalanan ve Ortak Geliştirme-Üretim proje modeli ile Aselsan/Mikes ve BAE Systems işbirliği ile yürütülen projede, sistemi oluşturan tüm birimlerin üretimi tamamlanmış ve söz konusu birimlerin önemli bir bölümüne ilgili testler uygulanarak teslimatları yapılmıştır. Devam eden seri üretim birim teslimatları ile Sistem Seviyesi Uygunluk ve Performans Testleri’nin de tamamlanması ile sistemlerin 2o15 yılı içinde kullanılır hale gelmesi bekleniyor. SPEWS III Projesi kapsamında ise PO-IV altında tedarik edilen F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılmak üzere Şubat 2oo9’da imzalanan ABD$99.8 Milyon değerindeki kontrat ile Exelis firmasından 3o set AN/ALQ-211[V]4 Savunma Maksatlı Geliştirilmiş Entegre EH Sistemi [AIDEWS] tedarik edilmiştir. Projede teslimatlara 2o1o’da başlanmış ve TAI’deki nihai montaj hattından çıkan F-16C/D Blok 50+ Uçakları AN/ALQ-211[V]4 AIDEWS ve AN/ALE-47 CMDS takılı olarak HvKK’na teslim edilmiştir. AIDEWS, hem ABD Hükümeti tarafından tanımlanan görev veri dosyası [MD-X], hem de kullanıcı ülke Hava Kuvveti tarafından tanımlanan görev veri dosyası [MD-Y] ile çalışma kabiliyetine sahip bir entegre EH Sistemi olduğundan MD-Y görev veri dosyasının programlanması tamamıyla Türk Hava Kuvvetlerinin kontrolü altındadır. Bu sayede Türkiye kendi tehdit veri bankasını sisteme girebilmektedir. AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ve EHSİM KTSS: Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan 19 F-16D Blok 50M Savaşan Şahin Uçağında kullanılmak üzere Yabancı Askeri Satışlar [FMS] kanalı ile Exelis şirketinden 21 AN/ALQ-211[V]9 EH Öz Savunma Podu tedarik edilmektedir. ABD Savunma Bakanlığı internet sayfasında 14 Mart 2o14’te yer verilen duyuruda ABD Hava Kuvvetleri Robins Hava Üssü’nde konuşlu Warner Robins Hava Lojistik Merkezi ile Exelis şirketi arasında tavan bedeli ABD$75.281 Milyon olan sabit fiyatlı bir kontrat imzalandığı ve kontrat altında F-16D Blok 50M Uçakları için Mayıs 2o17’ye kadar 21 AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ile birlikte ilgili destek hizmetleri, destek ekipmanı ve yedek parça teslimatının gerçekleştirileceği bilgisine yer verilmiştir. Kontrat, AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podlarının halen uçak üzerinde yer alan Karşı Tedbir Salma Sistemi [CMDS] ile entegrasyon çalışmalarını da kapsamakta. HvKK envanterindeki F-4E 2020 ve F-16 Blok 30/40/50 Uçaklarında milli imkanlarla Havelsan EHSİM tarafından tasarlanıp üretilen ve hem RF güdümlü, hem de ısıya karşı hassas füzelere karşı koruma sağlamak üzere Chaff, Flare ve diğer mühimmatı atan EHSİM Karşı Tedbir Salma Sistemi [KTSS] kullanılmaktadır. EHSİM KTSS, zorlu tehdit ortamlarında platform bekasını artırmak için Radar İkaz Alıcısı [RWR], Füze İkaz Sistemi [MWS] ve Radar Karıştırıcı [RF Jammer] ile entegre çalışarak tehdit ortamına ve platformun durumuna uygun aralık ve miktarda Chaff, Flare ve diğer mühimmatı atarak koruma sağlamaktadır. Halen F-16D Blok 50M Uçaklarında herhangi bir RWR veya MWS kullanılmadığı için üzerinde dahili sayısal RWR yer alan AN/ALQ211[V]9 AIDEWS Podu, kontrat altında sadece EHSİM KTSS ile entegre edilecektir. Havelsan EHSİM, Kasım 2o14 içinde yayınladığı bir bülten ile F-16D Blok 50 Uçakları için EHSİM KTSS’nin AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ile entegrasyon çalışmalarına başladığını duyurmuştur. AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu’nun üreticisi Exelis şirketince 2o Mart 2o14’te yayımlanan basın bülteninde ise, imzalanan kontrat bedelinin ABD$36 Milyon’u aştığı ve tamamen detaylandırıldığında [tüm seçenek ve opsiyonların kesin siparişe dönüştürülmesi durumunda] kontrat bedelinin ABD$8o Milyon’a ulaşabileceğine dikkat çekilmiştir. Bültende ayrıca Exelis’in Clifton, New Jersey’deki tesislerinde üretilecek podların teslimatına 2o16 ortasında başlanılmasının beklendiği ifade edilmiştir. AN/ALQ-211[V]4 ve [V]9 AIDEWS Sistemleri; Sayısal RWR, Geniş Bant Sayısal RF Bellek [DRFM], ALQ-213 Karşı Tedbir Seti [CMS], göreve uygun olarak uçuş hattında yeniden programlanabilme özelliği, Cihaz İçi Test [CİT] ve hem alçak [B, C, D], hem de yüksek bant- larda [J ve K] RF karıştırma yapabilme kabiliyetleri ile dikkat çekiyor. AN/ALQ-211[V]4 AIDEWS dahili EH Öz Savunma Sistemi’nin gövde altında taşınan harici bir pod içerisine yerleştirilmiş versiyonu olan AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu, dahili AN/ALQ-211[V]4 ile aynı donanımı [Hatta Değiştirilebilir Birim/LRU] kullanmaktadır. Bu yaklaşım, hem dahili, hem de Pod tabanlı AIDEWS Sistemini kullanan uçaklara sahip Hava Kuvvetlerine önemli düzeyde maliyet ve lojistik avantaj sağlamaktadır. Montaj konfigürasyonuna bağlı olarak AN/ALQ-211[V]9 Podu daha yüksek bir hassasiyete ve çıkış gücüne sahip olsa da, LRU’ler özdeş olduğundan, AIDEWS’in harici pod konfigürasyonunun genel performansı esas olarak dahili konfigürasyonunkiyle aynıdır. Milli EH Öz Savunma Podu ve Füze İkaz Sistemi: Teknik çerçevesi MSB ve HvKK işbirliğiyle oluşturulan ve TüBiTAK koordinasyounda milli imkanlarla yürütülen F-16 EH Kendini Koruma Podu Projesi [EH Podu] altında ilk aşamada bir adet EH Podu prototipinin geliştirilmesi planlanmaktadır. Milli EH Podu’nun uçak başına maliyetinin yaklaşık ABD$2 Milyon, Projenin geliştirme ve prototip üretim maliyetinin ise TL135 Milyon olarak gerçekleşmesi öngörülmüştür. Aselsan EHPodu Geliştirilmesi ve Atılabilir Sahte Hedef Aldatıcı/Karıştırıcı Geliştirilmesi için TüBiTAK SAVTAG [Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu] tarafından açılan çağrılara özgün çözümleri ile yanıt vermiştir. Milli EH Podunun halen üzerlerinde herhangi bir dahili aktif EH Öz Savunma Sistemi [RF Karıştırıcı] yer almayan F-16D Blok 40 Uçaklarında kullanılması bekleniyor. Daha önce Temmuz 2oo5 tarihli SSİK kararı çerçevesinde Mikes Ana Yükleniciliğinde Refakatta Karıştırma Sistemi Projesi başlatılmış ve 16+4 olmak S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 36 üzere toplam 2o adet olarak tedarik edilecek podların envanterdeki F-16D Uçaklarında kullanılması planlanmıştı. Hatta, EADS-SSM Çalıştayında alınan karar uyarınca Alman ve Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek modern bir Refakatta Karıştırma [Escort Jammer] Sisteminin Mikes-EADS işbirliği ile geliştirilmesi hedeflenmiş ise de bu Proje daha sonra 5 Aralık 2oo7’de düzenlenen SSİK Toplantısında alınan karar ile iptal edilmiş ve ihtiyacın Uzaktan Elektronik Destek/Elektronik Taarruz Sistemi [Stand-Off Jammer] üzerinden karşılanması kararlaştırılmıştı. Aselsan ayrıca Milli Muharip Uçak [TF-X] Kavramsal Tasarım Projesi kapsamında TAI ile birlikte Milli Muharip Uçak EH Kendini Koruma Sistemi’ne yönelik kavramsal tasarım çalışması gerçekleştirmiştir. Bu arada Aselsan, 7 Ocak 2o15’te yaptığı özel durum açıklamasıyla sermayesinin %1oo’üne sahip olduğu Mikes ile devralma yoluyla kolaylaştırılmış usulde birleştiğini duyurmuştur. Tüm radar, EH ve istihbarat sistemlerine ilişkin faaliyetlerini 2o14 içerisinde tamamlanan Gölbaşı yerleşkesinde toplayan Aselsan, Mikes’in mevcut faaliyet alanlarının da ağırlıklı olarak radar, EH ve istihbarat faaliyet alanları ile benzer ve tamamlayıcı olması nedeniyle Mikes ile devralma şeklinde birleşme yönünde bir karar almıştı. Diğer yandan, HvKK envanterindeki sabit kanatlı hava platformları için Füze İkaz Sistemi [MWS] tedarikine yönelik olarak SSM tarafından Ağustos 2o13’te bir Bilgi İstek Dokümanı [BİD] yayımlanmış ve 3o Ekim 2o13’te cevaplar alınmıştır. Proje kapsamında hazırlanan Teklife Çağrı Dosyası [TÇD/RFP]’nın önümüzdeki günlerde SSM tarafından Ana Yüklenici olarak belirlenen Aselsan’a yayımlanması beklenmektedir. Projede HEWS Füze İkaz Sistemi [MWS-TU] Projesi altında elde edilen kazanımların kullanılması S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Üstte Exelis ürünü AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu, altta ise F-16 muharebe uçakları için Airbus Defence & Space [eski Cassidian]-Exelis işbirliği ile teklif edilen AN/AAR-60[V]2 MWS füze ikaz sistemi, kanat altında taşınabilen pylon veya podlara [azami 6 sensör] monte edilmiş olarak kullanılabilmekte [Fotoğraflar: Exelis]. hedeflenmektedir. Hatırlanacağı üzere 17 Nisan 2oo2’de SSM ile Ana Yüklenici Aselsan arasında imzalanan Euro196.13 Milyon değerindeki sözleşme altında EADS lisansı ile UltraViyole [UV] teknolojisine dayalı 3o9 AN/AAR-60 MILDS Tabanlı Füze İkaz Sistemi [MWS] ve ilgili destek teçhizatı Aselsan tarafından [sistemlerden 48’i EADS tarafından teslim edilmiştir] yurt içinde üretilerek üç Kuvvet Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı [JGnK] ve Özel Kuvvetler Komutanlığı [ÖzKK] envanterindeki helikopterlere ve CN235 Uçaklarına entegre edilmişti. Proje kapsamında; EO sistemlerin üretimi, yüksek hassasiyette optik malzemelerin üretimi [optik mercek ve ince film kaplama], test ve ölçüm alt yapısı, sistem yazılımı geliştirme kabiliyeti ve sistemlerin hava platformlarına entegrasyonu/enstalasyonu gibi kritik teknoloji alanlarında mevcut imkanların geliştirilmesi ve yeni kabiliyetlerin kazanılması sağlanmıştır. Ayrıca Proje kapsamında EADS firmasından MILDS Füze İkaz Sensörünün yazılım modifikasyonuna olanak sağlayacak Füze İkaz Sistemi Destek Merkezi [Missile Warning System Support CenterMWSSC] de tedarik edilmiştir. Bu arada 1007 Programı kapsamında TüBiTAK SAVTAG [Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu] tarafından iki aşamada gerçekleştirilecek ‘Uçak Savunma Sistemi Geliştirilmesi Projesi’ne ilişkin bir çağrı hazırlanmış ve 5 Aralık 2o14 tarihinde yayınlanan çağrıya tekliflerin 13 Şubat 2o15 saat 17:00’a kadar gönderilmesi istenmiştir. Proje başvurusu yapacak kuruluşların ‘1’inci Aşama Proje Öneri Formu’nu doldurarak projelerini TüBiTAK’a elden teslim etmeleri gerekiyor. Hizmete Özel gizlilik derecesinde yürütüleceği belirtilen proje kızılötesi [IR] tabanlı bir MWS’nin geliştirilmesini ve uçağa entegrasyonunu kapsamaktadır. Projenin aşamaları; IR dedektörün geliştirilmesi, prototipinin üretilmesi ve uçağa entegrasyonu olarak belirlenmiştir. Muharip Uçak Projeleri F-35 Müşterek Taarruz Uçağı [Joint Strike Fighter/JSF]: ABD JSF Program Ofisi [JPO] tarafından yürütülmekte olan MTU/JSF Programı, F-35 Lightning II Uçaklarının uluslararası katılım ile tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve lojistik desteğini kapsamaktadır. Program; ABD’nin, program ortaklarının [İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Danimarka, Norveç ve Türkiye] ve diğer FMS ülkelerinin yeni nesil savaş uçağı [F-35A/B/C] ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülmektedir. Türkiye, 1999’da Projenin Konsept Gösterim fazına iştirak etmiş, 2oo2 ve 2oo7’de ise sırasıyla Sistem Geliştirme ve Gösterim [SDD] ve Üretim, Destek ve Sürekli İyileştirme [PSFD] fazlarına katılmıştır. Halihazırda F-35’in bazı gövde ve motor parçaları ‘en iyi değer’ yaklaşımı ile seçilen Türk Savunma Sanayi firmaları tarafından üretilmektedir. Türk Hava Kuvvetlerinin 2o2o vizyonu açısından en önemli ve mali boyutu en büyük projesi şüphesiz F-35A Müşterek Taarruz Uçağı Projesidir. Yerli sanayinin ABD$7.4 Milyar mertebesinde iş payı aldığı Projede tedarik edilecek uçak sayısı 1oo olarak belirlenmiş ve 6 Mayıs 2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında alınan karar çerçevesinde 1o’uncu Düşük Yoğunluklu Başlangıç Üretim Dönemi [Low Rate Initial Production/LRIP-1o] kapsamında 2o18’de teslim edilecek Blok-3F konfigürasyonundaki ilk iki uçağın kesin siparişi 2o14 içinde verilmiştir. Öğretmen Pilot Eğitimi kapsamında bir süre ABD Hava Kuvvetleri 38 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Program Ofisi’nin 11 Aralık 2o14 tarihli kararıyla 1’inci HİBMK’nın seçilmesi münasebetiyle 13 Ocak 2o15’te 1’inci HİBMK’nda başta Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Akın ÖZTÜRK ve Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Hava Orgeneral Abidin ÜNAL olmak üzere sivil ve askeri erkanın katılımıyla ‘MTU/JSF Uçak Motorları Bölgesel Bakım Faaliyeti Töreni’ düzenlenmiştir. Tören sırasında Hava Kuvvetleri Komutanı Hv. Org. ÖZTÜRK, sorumluluğun 1’inci HİBMK’na verildiğini gösteren belgeyi, 1’inci HİBM Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Mehmet ÖZLÜ’ye vermiştir. 1’inci HİBMK bünyesinde kurulacak tesis ile hem F135 Motorlarına ait DSB kabiliyeti kazanılacak, hem de HvKK envanterine girecek F-35A Uçaklarında kullanılan motorların montaj ve testleri de en az maliyetle Türkiye’de gerçekleştirilmiş olacaktır. Türkiye 2o3o’a kadar partiler halinde top- Üstte, Türk Hava Kuvvetleri için LRIP-1o altında sipariş edilen Blok-3F konfigürasyonundaki ilk iki F35A Lightining II Uçağının 2o18 yılında teslim edilmesi planlanmıştır. Yanda ise Maryland’da konuşlu F-35 Patuxent River Entegre Test Birliği bağlısı bir F-35B STOVL Uçağı, ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı 96’ncı Test Kanadı bünyesinde yer alan Eglin Hava Üssü’nde konuşlu McKinley İklimsel Test Laboratuvarı’nda gerçekleştirilen zorlu iklimsel testlerinden biri sırasında görülüyor. F-35 Filosunun dünyanın herhangi bir yerinde kullanılabileceğini sertifiye etmek için icra edilen 6 aylık takvime sahip olan söz konusu testlere geçtiğimiz yıl Eylül ayı içinde başlanmıştır. Testler sırasında F-35B Uçağı +49 derece ile -4o derece sıcaklıklarda değişik iklim şartlarına maruz bırakılmaktadır [Fotoğraflar: Lockheed Martin]. [USAF]’ne bağlı Eglin Hava Üssü’nde [2o15 ikinci çeyreğinden itibaren uluslararası F-35 kullanıcısı ülkelerin pilotları Luke Hava Üssü’nde, bakım personeli ise Eglin Hava Üssü’nde eğitilecektir] konuşlandırılacak olan uçakların 2o19 içinde Türkiye’ye getirilmeleri bekleniyor. 7 Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK Toplantısında ise, daha önce verilen iki adetlik siparişe ilave olarak dört F-35A Lightning II Uçağının daha tedarik edilmesi yönünde bir karar alınmıştır. 6 Mayıs 2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında SSM, F135 Motoruna ilişkin Türkiye’de yerli sanayi ve HvKK bünyesinde Motor Nihai Montaj Hattı ve Depo Seviyesi Bakım tesisinin kurulumuna yönelik çalışmaları yapmak üzere de yetkilendirilmişti. Bu çerçevede yürütülen çalışmalar neticesinde F-35 Lightning II Uçaklarında yer alacak F135 Motorlarının nihai montajları ile bakım ve onarımlarının Türkiye’de yapılabilmesi için SSM ile üretici firma Pratt & Whitney [P&W] arasında ILA 2o14 Fuarı sırasında 2o Mayıs 2o14’te F135 Nihai Montaj ve Test [FACO] ile Bakım-Onarım [MRO&U] Tesislerinin Türkiye’de kurulmasına yönelik bir LoI [Niyet Mektubu] imzalanmış ve buna yönelik gerekli izinler ABD Hükümeti’nden Eylül 2o14 içinde alınmıştır. ABD SaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 vunma Bakanlığı ve JPO, F-35 Uçağının küresel olarak idame edilmesi kapsamında yürüttükleri Avrupa bölgesi gövde ve motor ağır bakım, onarım merkezlerinin seçimine yönelik kararını 11 Aralık 2o14’te açıklamıştır. Buna göre Program ortağı ülkelerden ve sanayilerinden alınan veriler doğrultusunda yapılan analiz sonuçları uyarınca Türkiye, Avrupa bölgesindeki tüm kullanıcılara ait F-35 MTU/JSF Uçaklarının motorlarına ağır bakım, onarım hizmeti vermek üzere 2o18’de kurulacak ilk merkez olma hakkını elde etmiştir. Motor üretim ve bakım merkezi Eskişehir’de HvKK bağlısı 1’inci HİBM tesislerinde oluşturulacak ve bu kabiliyetin Türkiye’de tesis edilmesinden yaklaşık üç yıl sonra Norveç ve Hollanda’daki tesisler de devreye girecektir. ABD Savunma Bakanlığı her beş yılda bir merkezlerin yeniden değerlendirilmesini planlamaktadır. MTU/JSF Programı kapsamında tedarik edilecek F-35A Lightning II Uçaklarının Avrupa Bölgesi Motor Depo Seviyesi Bakım tesis yeri olarak ABD Savunma Bakanlığı ve JSF lam 1oo F-35 Lingtning II Uçağı tedarik etmeyi planlamaktadır. F-35 MTU/JSF Programı kapsamında üretim sürecinin en azından 2o34’e kadar devam etmesi, sadece dokuz ortak ülke için üretilecek toplam uçak sayısının 3.173’e ulaşması ve 2o13’te üretilen 32 uçağa kıyasla 2o18’de yıllık üretim adedinin 82 uçağa ulaşması beklenmektedir. SSM tarafından Türkiye’nin F-35 MTU/JSF Uçaklarının Avrupa bölgesi motor ağır bakım ve onarım merkezi olarak seçilmesi ile ilgili olarak 12 Aralık 2o14’te yayımlanan basın bildirisinde şu ifadelere yer verilmiştir: “SSM ve HvKK tarafından MTU/JSF Projesi kapsamında 2oo7’de imzalanan PSFD MoU [Production Sustainment and Follow on Development] kapsamında hedeflenen Motor Üretim ve Bakım Kabiliyetinin Türkiye’de kazanılması için müzakereler yürütülmüş, 2o11’de ABD Hükümeti ve P&W firması ile birlikte bir analiz çalışması başlatılmış ve bu çabaların neticesi olarak 2o13’te alınan ‘National Disclosure Policy’ ile ABD Hükümeti tara- 39 İbrahim SÜNNETCİ fından Türkiye’nin F135 Motoru DSB Merkezi olarak çalışmalar yürütmesine izin verilmiştir. Müteakiben JSF Program Ofisi ve ABD Savunma Bakanlığı Tedarik, Teknoloji ve Lojistik Müsteşarlığı tarafından yürütülen tüm kritik program toplantılarına katılım sağlanarak her düzeyde Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı muhataplarımıza iletilmiştir. Eskişehir’de mevcut motor üretim ve bakım tesislerine ABD Hükümeti ve üretici firma P&W ile birlikte teknik ziyaretler gerçekleştirilerek süreçte eşgüdüm sağlanmıştır. ABD Hükümeti tarafından kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulan süreç neticesinde, Türkiye’nin tecrübesi ve uzmanlığı, diğer alternatiflere nazaran maliyet etkinliği ve uluslararası arenada bölgesel liderliği tescil edilmiştir. Türkiye’nin F-35 MTU/JSF Projesi kapsamındaki en önemli hedeflerinden olan F135 Motorunun üretim ve bakım kabiliyetleri kazanılacak olup, alınan bu son karar ile Türkiye, 2o18’den itibaren en az üç yıl tek başına hizmet vermek üzere, Norveç ve Hollanda’nın önünde ‘Program Tesisi’ olarak F135 DSB hizmeti vermek üzere birinci sırada seçilmiştir. Avrupa bölgesine kurulacak ilk tesisin sadece Türkiye’de olması ile ‘öğrenme eğrisi’ ve başlangıç dönemi dezavantajlarının tamamı rekabet altında olmadan tek kaynak olarak geçilecektir. Bu sayede rekabetin başlaması beklenen dönemde Türkiye en avantajlı konumda olacak ve 2o24’ten itibaren yılda en az 1oo motora DSB hizmeti sağlamak için avantaj sağlayacaktır.” Türk Hava Kuvvetlerinin ilk F-35 üssü Malatya’da konuşlu 7’nci AJÜ Komutanlığı olacak ve ABD’nden tedarik edilecek ilk F-35A Uçakları halen söndürülmüş durumda olan 172’nci Filo Komutanlığı’nda görevlendirilecek. Onu halen F-4E 2020 Uçaklarıyla uçan 171’inci Filo Komutanlığı takip edecek. İlk parti F-35A Uçaklarını uçuracak pilotlar en tecrübeli F-16 ve F-4E 2020 pilotları arasından seçilecek. 7’nci AJÜ Komutanlığı’nda F-35 Uçaklarına yönelik alt yapı hazırlık ve planlama çalışmalarına devam edilmektedir. 171’inci Filo’nun F-35 Uçakları ile modernizasyonu öncesinde kadrodaki F-4E 2020 Uçaklarının Eskişehir’e transfer edilmesi bekleniyor. HvKK’nın bir sonraki F-35 üssü ise halen F-4E 2020 Uçaklarıyla uçan Eskişehir’deki 1’inci AJÜ Komutanlığı olacak. Diğer yandan, Malatya’da konuşlu 7’nci AJÜ Komutanlığı’nın F-35A MTU/JSF Uçaklarında görev yapacak pilot ve bakım personelinin eğitimlerinin yapılacağı Entegre Eğitim Merkezi’ne de ev sahipliği yapması bekleniyor. PO-III ve F-16 Modernizasyonu Seri Montaj [MSM] Fazı: Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki 173 Blok 40 ve Blok 50 F-16C/D Uçağına aviyonik ve silah modernizasyonu kararı almasına istinaden, 2oo5’te ABD Hükü- Üstte, HvK Komutanı Hv. Org. ÖZTÜRK, F-35A Lightning II Uçaklarının Avrupa Bölgesi Motor DSB sorumluluğunun 1nci HİBMK’na verildiğini gösteren belgeyi, 1nci HİBM Komutanı Hv. Pilot Tümg. ÖZLÜ’ye verirken, altta ise F-16C Blok 40M uçağının kokpiti görülüyor. Üstteteki fotoğrafta, törene katılan 401nci Filo Komutanlığı’na ait F-16C Blok 40 Uçağının kanat altında ilk kez sergilenen SOM-B2 Füzesi; iki kademeli tandem tipi beton delici harp başlığı, OHA/ATR Sistemi ve IIR arayıcı başlığa sahiptir [Fotoğraflar: HvKK ve İ. SÜNNETCİ/S&H]. meti/Lockheed Martin ile Öncel Proje-III [POIII] Programı Modernizasyon sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme; uygulanacak aviyonik modernizasyonun mühendislik çalışmaları ve doğrulama testleri, 175 uçak için modernizasyon kitlerinin tedariki ve prototip fazındaki iki Blok 30, dört Blok 40 ve dört Blok 50 olmak üzere toplam 1o F-16C/D Uçağının modernizasyonunu kapsamaktadır. POIII Programı kapsamında TAI, Lockheed Martin firmasının alt sözleşmecisi olarak prototip LTF [Lead-The-Fleet] Fazı’ndaki 1o F-16 Uçağının modernizasyon uygulamasını ve teslimatını gerçekleştirmiştir. PO-III Programı kapsamındaki modernizasyon kitlerinin kalan 165 F-16C/D Blok 40 ve Blok 50 Uçağına seri modernizasyon uygulaması ise SSM ile TAI arasında 1o Ağustos 2oo9 tarihinde imzalanan F-16 Modernizasyonu Seri Montaj [MSM] Projesi sözleşmesi al- tında yürütülmektedir. Programda 149 uçak Ana Yüklenici TAI tarafından kendi tesislerinde, 16 uçak ise TAI sorumluluğunda 1’inci Hava İkmal ve Bakım Merkezi Komutanlığı [HİBMK] tesislerinde modernize edilmektedir. MSM Projesi kapsamında modernizasyonu tamamlanan ilk F-16 uçağını [152’nci Filo Komutanlığı’na ait F-16C Blok 50] TAI, 2 Kasım 2o11 tarihinde HvKK’na teslim etmiştir. 1’inci HİBMK’nda 16 uçak üzerinde gerçekleştirilen modernizasyon çalışmaları ise Nisan 2o13 itibarıyla tamamlanmıştır. Ocak 2o15 itibarıyla toplam 156 F-16C/D Blok 40/50 Uçağı modernize edilerek HvKK’na teslim edilmiştir. Teslimatların TAI’ye sağlanacak modernizasyon kitlerine uygun olarak 2o15 yılı içinde tamamlanması planlanmaktadır. Milli F-16 Blok 30 Modernizasyonu [Özgür Programı]: HvKK’nın ihtiyacı ve talebi çerçevesinde 15 Aralık 2o1o tarihli SSİK kararı ile başlatılan Özgür Programı, PO-III altında aviyonik modernizasyondan geçirilmeyen bir adet F-16C Blok 30 Uçağının milli Harekat Uçuş Yazılımı [OFP]’na sahip özgün bir görev bilgisayarı ve milli bir aviyonik süit çözümü ile donatılarak sertifiye edilmesini hedeflemektedir. SSM ile TAI arasında 6 Mart 2o12 tarihinde imzalanan sözleşme 24 Mayıs 2o12’de yürürlüğe girmiştir. Aselsan’ın Ana Alt Yüklenici olarak görev aldığı Özgür Programı kapsamında modernize edilecek prototip F16C Blok 30 Uçağı ile ilk kabul test uçuşu Haziran 2o12’de, Araştırma Referans Uçuş Testleri ise Eylül 2o12’de TAI tesislerinde gerçekleştirilmiştir. TF-X Programı için bir sıçS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 40 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! rama tahtası ve önemli bir kabiliyet/tecrübe kazanımı olacak projede, Kritik Tasarım Süreci başarı ile tamamlanmıştır. Modernizasyon sonrasında F-16C Blok 30 Uçağı ile uçuşların 2o16’da başlaması ve tüm testlerin 2o17 yılında tamamlanması hedeflenmektedir. TF-X ve T-X Programları: Türk Hava Kuvvetlerinin 2o2o’li yıllardan sonra jet eğitim ve muharip uçak ihtiyacını milli imkanlar ile karşılamak amacıyla, 15 Aralık 2o1o tarihli SSİK Toplantısında alınan 545 Sayılı Karar ile başlatılan Milli Muharip Uçak [MMU/TF-X] ve Milli Jet Eğitim Uçağı [MJEU] Projesinde Ana Yüklenici firma olarak TAI seçilmiş ve SSM ile TAI arasında iki yıllık Kavramsal Tasarım Geliştirme Projesi Sözleşmesi 23 Ağustos 2o11’de imzalanmıştır. Programın ilk safhası, 2o25’ten başlayarak halihazırda Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmakta olan F-16C/D Muharebe Uçaklarının yerini alacak olan TF-X prototipinin ‘Kavramsal Tasarımını’ içermekteydi. 29 Eylül 2o11’de yürürlüğe giren Sözleşmeye göre, tasarım faaliyetlerinin 24 ay içinde tamamlanması gerekiyordu. TAI, SAAB Aircraft şirketini ‘Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım Safhası’ için Teknik Destek ve Yardım Sağlayıcı [TSAP] olarak seçmiş ve 2o12 başlarında TAI ile SAAB Aircraft arasında bir teknik destek sözleşmesi imzalanmıştır. TAI ve SAAB Aircraft arasında imzalanan Teknik Destek ve Yardım Sözleşmesi Mayıs 2o12 ile Eylül 2o13 dönemini kapsamaktaydı. Proje kapsamında, ihtiyaç makamı olan HvKK, tedarik makamı SSM ve Ana Yüklenici TAI çalışanları ilk defa Entegre Proje Yönetim Ofisi adı verilen bir yapı altında bir araya gerek konsept geliştirme ve kavramsal tasarım çalışmalarını sürdürmüştür. Bu safhada HvKK, uçağın görev yapacağı 2o3o’lu yıllar ve ötesinin harekat ortamını düşünerek yapılabilir bir uçağın harekat isterlerini net olarak ortaya koymuştur. Çalışmanın ilk 13 ayı söz konusu Harekat İsterleri Dokümanı’nın hazırlanması ile geçmiştir. Projenin Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım Safhası, Eylül 2o13 itibarıyla tamamlanmıştır. Milli Muharebe Uçağı TF-X’in Eylül 2o13 itibarıyla tamamlanan ‘Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım Safhası’ olarak adlan- S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Üstte PO-III kapsamında modernize edilen F-16C Blok 40 uçağı Turaz kartalı Tatbikatı sırasında Azerbaycan Hava Kuvvetleri’ne ait Su-25M Uçakları ile kol uçuşunda, altta ise Özgür Programı kapsamında prototip uçak olarak kullanılan 87-oo19 kuyruk numaralı F-16C Blok 30 Uçağı ile 1o sortilik ilk Araştırma Referans Uçuş Testleri Eylül 2o12’de yapılmış ve Araştırma Referans Uçuş Testleri 2o12 yılı içinde tamamlanmıştır. Bu kapsamda 6 sorti Kabul Uçuşu ile 4’ü top atışlı, 2’si harici yüklü olmak üzere toplam 17 sorti Araştırma Referans Uçuş Testi gerçekleştirilmiştir [Fotoğraflar: S&H Arşivi ve TAI]. dırılan ilk aşamasında, Ana Yüklenici olan TAI, SAAB Aircraft’dan aldığı teknik destek ile üç ayrı kavramsal tasarım hazırladı: FX-1 [F-18, Eurofighter, Rafale veya Mig-29 gibi çift motorlu arkadan kuyruklu ve konvansiyonel kanat tasarımlı konfigürasyon], FX-5 [tek motorlu arkadan kuyruklu ve konvansiyonel kanat tasarımlı konfigürasyon] ve FX-6 [tek motorlu, geniş delta kanatlı ve önde kanardları bulunan konfigürasyon]. Tek motorlu savaş uçaklarının [FX-5 ve FX-6], 50.ooolb ila 60.ooolb arası bir azami kalkış ağırlığına [MToW], çift motorlu konseptin [FX-1] ise ise 60.ooolb ila 70.ooolb arası bir azami kalkış ağırlığına sahip olması öngörülmüştür. Her üç tasarımında performans analizleri yapılmış ve HvKK isterlerini %1oo’e yakın bir oranda karşıladıkları görülmüştür. TAI, Türk Hava Kuvvetleri tarafından ha- zırlanan Harekat İsterleri Dokümanı’na uygun olarak yaptığı bu üç tasarıma ait raporunu ve iki yıldan beri yürütülen çalışmaların ve yapılabilirlik etüdünün sonuçlarını 2o14’te gerçekleştirilecek ilk SSİK Toplantısında komite üyelerine sunulmak üzere 3o Eylül 2o13’te SSM’na teslim etmiştir. 6 Mayıs 2o14’te gerçekleştirilen SSİK Toplantısında Projenin müteakip safhası olan Sistem Geliştirme ve Gösterim Safhası [SDD]’na geçiş kararının alınması beklenmiş, ancak Proje ancak 7 Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK Toplantısında gündeme alınmıştır. Toplantıda Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi kapsamında Mühendislik Geliştirme Ön Tasarım Fazı’na geçilmesi yönünde bir karar alınmıştır. Toplantı sonrasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL, Milli Savunma Bakanı [MSB] Dr. İsmet YILMAZ ve Müsteşar Prof. Dr. İsmail DEMİR ile birlikte bir basın açıklaması yapan Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Proje ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır; “Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi, Türkiye’nin kendi milli muharip uçağını yapma projesidir. Daha önce bu konuda prensip kararına varılmıştı, şimdi Ön Tasarım Aşaması [Mühendislik Geliştirme Ön Tasarım Fazı]’na geçilmesine karar verildi. Böylece, inşallah en geç dört yıl içinde Ön Tasarım Aşaması da tamamlanacak...” Başbakan DAVUTOĞLU, Ön Tasarım Aşaması’nda Kavramsal Tasarımı yapılan üç konfigürasyondan hangisinin üzerinde yoğunlaşılacağına dair bir sorumuza cevaben Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi’ndeki uçak modelinin tamamıyla özgün bir Türk modeli olacağına işaret ederek, “Daha önceki uçaklardan imitasyon ya da o uçaklardan etkilenme değil. Özgün, bizim tercihlerimizin gereklerinden çıkmış bir uçak olacak. En güçlü seçenek üzerinde duruyoruz, çift motor esas olmak üzere” dedi. MSB Dr. İsmet YILMAZ, 2o14 başlarında gerçekleştirdiğimiz bir söyleşide programın bir sonraki aşamasında Milli Muharip Uçak TF- 41 İbrahim SÜNNETCİ Yanda, Milli Muharip Uçak [MMU] Geliştirilmesi Projesi kapsamında TAI tarafından kavramsal tasarım çalışması tamamlanan üç konfigürasyondan biri olan çift motorlu FX-1’e ait bir bilgisayar tasarımı altta ise MMU prototiplerinde kullanılmak üzere teklif edilen [yukarıdan aşağıya] General Electric F414-GE-400, EuroJet Turbo GmbH EJ200 ve Snecma M88-4E turbofan motorları görülüyor. EJ200 ve F414-GE-400 motorları halen RoKAF’nin KF-X Programı altında da yarışmaktadır [Fotoğraflar: TAI, GE, İ. SÜNNETCİ/S&H ve Julian HERZOG]. X’in motor seçiminin yapılacağını ve üç uçak konfigürasyonu arasından en uygun olanının seçileceğini vurgulamış ve şöyle demişti: “Her iki seçimi de eş zamanlı olarak bu yıl içinde yapmayı planlıyoruz. Belirlediğimiz seçim kriterlerine göre en iyi motor ve uçak konfigürasyonu eşleşmesini belirleyeceğiz. Diğer yandan hem zaman, hem de insan gücü kısıtlarını dikkate aldığımızda TF-X ve T-X’in eş zamanlı olarak geliştirilmesi güç görünüyor. Biz çalışmalarımızda daha çok TF-X’in geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyoruz. Ancak Hava Kuvvetlerimizin T-X ihtiyacını da göz ardı edemeyiz. Bu ihtiyacın paralelde geliştirilebilmesi için tüm alternatifleri araştırıyoruz.” Milli Muharip Uçak prototiplerinde kullanılacak turbofan motorun belirlenmesi ve tedarikine yönelik olarak başlatılan çalışmalar kapsamında ise prototip dönemi için tanımlanan 7 uçaklık bir set için Ocak 2o14 içinde SSM ve HvKK tarafından seçilen beş motor üreticisi şirkete TAI üzerinden bir Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] yayımlanmıştır. Firmalardan Haziran 2o14’te alınan tekliflerin değerlendirme çalışmalarına 23 Ocak 2o15 itibarıyla devam edilmektedir. TÇD’ye GE [F414-GE-400], EuroJet [EJ200] ve Snecma [M88] firmaları sunmuştur. TÇD kapsamında firmalardan ihtiyaca uygun ellerindeki hazır motorlar, entegrasyon çalışmalarına olası katkıları ve sanayi katılımına yaklaşımları gibi konularda bilgi istenmiştir. Milli Muharip Uçak Programında gelinen son durum ve Turbofan Motor Tedarik Çalışmaları ile ilgili detaylı haberimizi bir sonraki sayımızda bulabilirsiniz. Diğer yandan, Milli Jet Eğitim Uçağı [MJEU/T-X] için HvKK tarafından Eğitim İsterleri Dokümanı hazırlanmıştır. MJEU/T-X, MMU/TF-X ile karşılaştırıldığında yapılabilirliği daha kolay olan bir proje olarak değerlendirilmektedir. HvKK’nın MJEU ve MMU Uçaklarına yönelik isterlerinin aynı platform ile karşılanması mümkün görülmemektedir. MJEU çalışmaları, MMU’nun geliştirme planı içerisinde öncelik MMU Projesinde olacak şekilde yürütülmektedir. Ulaştırma Uçakları A400M Projesi: HvKK tarafından ESEN Projesi olarak tanımlanan A400M Programı altında Türk Hava Kuvvetleri için üretilecek 1o uçaktan ilki olan MSN009 [Üretici Seri Numarası 009] seri ve 13-0009 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı, birlik kontrollerinin tamamlanmasının ardından, 12 Mayıs 2o14’te 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’nda icra edilen bir törenle hizmete girmiştir. MSN009’un resmi kabul süreci A400M Nihai Montaj Hattı’na da ev sahipliği yapan Airbus Defence & Space [eski Airbus Military]’in Sevilla, İspanya’daki San Pablo tesislerinde 16 Eylül 2o13’te başlatılmış ve ilk uçuş 24 Ekim 2o13’te gerçekleştirilmişti. MSN009, kapsamlı testlerin ardından 4 Nisan 2o14’te ‘Uçak Kabul Belgesi’ imzalanarak teslim alınmış ve 16 Nisan günü Sevilla, İspanya’dan Erkilet, Kayseri’deki 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na Türk mürettebat tarafından getirilmişti. 14-0013 kuyruk ve MSN0013 seri numaralı ikinci A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı ise 22 Aralık 2o14 itibarıyla teslim alınmış ve kabul faaliyetlerinin gerçekleştirdiği Sevilla’daki Airbus Defence & Space tesislerinden 23 Aralık 2o14’te ayrılan uçak 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na intikal etmiştir. MSN0013 ile ilk uçuş testi 3o Temmuz 2o14’de gerçekleştirilmişti. A400M Uçağının envantere girişi ile birlikte HvKK artık tek seferde daha ağır veya daha hacimli malzemeleri taşıyabildiği gibi daha önce hava yolu ile taşınamayan silah sistemleri ve araçlar da bir yerden başka bir yere intikal ettirilebilmektedir. Hava Kuvvetleri, A400M ile harekat yarıçapını havadan yakıt ikmali olmaksızın 3.ooonm’ye, havada yakıt ikmali yapılarak da 5.ooonm’ye çıkarmıştır. A400M Uçağı, sahip olduğu 37 tonluk taşıma kapasitesi ve 422 knot seyir sürati ile Türk Hava Kuvvetlerinin güç projeksiyon kabiliyetini ve reaksiyon hızını önemli ölçüde artırmıştır. Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki mevcut ulaştırma uçakları ile gerçekleştiremediği, helikopter ve ZPT gibi Afganistan görevlerinde ihtiyaç duyulan askeri araçları taşıma imkanına yine A400M Atlas S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 42 Uçağı ile kavuşmuş oldu. A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçakları, Türk Hava Kuvvetlerinin sürat, menzil ve ağırlık olarak taşıma kapasitesini iki katına çıkarmış ve havadan yakıt ikmali ile TSK’nin hemen hemen dünyanın her yerinde harekat yapabilme kabiliyetine sahip olmasını sağlamıştır. Bu çerçevede 13-0009 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı, 28 Ağustos 2o14’te gerçekleştirilen bir uçuş sırasında 7’nci AJÜ Komutanlığı’ndan 3’üncü AJÜ komutanlığı’na iki UH-1H Helikopterini başarıyla taşımış, ayrıca 18 Ekim 2o14’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Afganistan gezisi sırasında kullanılmak üzere üç VIP Mercedes aracını Başkent Kabil’e taşımıştır. 16 Aralık 2o14’te ise 13-0009 kuyruk numaralı A400M Uçağı ile ilk defa okyanus aşırı uçuş gerçekleştirilmiş ve içerisinde 26 ton malzeme bulunan uçak ABD’ne emniyetli bir şekilde inmiştir. 24 Aralık 2o14’te 221’inci Hava Ulaştırma Filo Komutanlığını ziyaret eden Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın ÖZTÜRK, 13-0009 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı ile bir saatlik uçuş gerçekleştirmiş ve uçuş sonrasında 221’inci Hava Ulaştırma Filo Komutanlığı Şeref Defterine şu cümleleri kaydetmiştir: “Sevgili ESEN’ler; Geldim, uçtum, gördüm ve tespit ettim. A400M Uçağı son jenerasyon ulaştırma uçağı olarak şaheser. Sizlerin bu uçakla birlikte geldiğiniz eğitim ve harekata hazırlık durumunuz Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! Üstte solda A400M Programı altında Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimatı tamamlanan 130009/MSN009 ve 14-0013/MSN013 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçakları bir arada görülüyor. Üstte sağda HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, 130009 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağını bir saatlik uçuş sonunda iniş yapmak üzere piste doğru yaklaştırırken, altta ise Erciyes Projesi kapsamında modernizasyonu tamamlanan ilk uçak olan 63-3188 kuyruk numaralı C-130E Uçağı görülüyor [Fotoğraflar: HvKK ve İ. SÜNNETCİ/S&H]. fevkalade. Hava Kuvvetlerimizin 3o’uncu Komutanı olarak gelecek için umutlarım hem arttı hem de gurur duydum. 1o3’üncü yaş günümüzde gerçekten çağımızla yarışıyoruz. Yüreğinize, bileğinize, belleğinize sağlık. Bu yazıyı A400M Uçağının içinde yazmak ayrıca bir şans ve lütuf benim için. Teşekkür ederim.” C-130 Aviyonik Modernizasyonu [Erciyes Projesi]: SSM’nın koordinasyonunda TAI Ana Yükleniciliğinde yürütülen Erciyes [C130E/B Uçaklarının Aviyonik Modernizasyonu] Projesi kapsamında modernizasyonu tamamlanan ilk uçak [188 kuyruk numaralı C130E] ile, harekat planlamasının kolay ve etkin bir biçimde yapılabilmesine imkan tanıyan Yer Görev Planlama Birimi, 8 Ağustos 2o14’te TAI tesislerinde düzenlenen bir törenle HvKK’na resmi olarak teslim edilmiştir. Sözleşme kapsamında aviyonik modernizasyonu TAI tesislerinde gerçekleştirilen ikinci prototip [634 kuyruk numaralı C-130B] uçağın, Kay- seri’deki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı [HİBMK] tesislerinde gerçekleştirilen Fabrika Seviyesi Bakım ve Tadilat [FaSBaT] işlemleri sonrasında kabul süreci devam etmektedir. 6 Ağustos 2o13’te yapılan değişiklik ile 6 adet B, 7 adet E tipi C-130’u kapsayan sözleşmeye, SSM tarafından Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri [RSAF] stoklarından satın alınan 6 adet C-130E Ulaştırma Uçağı da ilave edilmiştir. 27 Aralık 2o13’te imzalanan sözleşme değişikliği ile de ilave yedek parça siparişi verilmiştir. Mart 2o14’te başlanılan Seri Üretim Fazı kapsamında modernizasyonuna TAI tesislerinde devam edilen ilk Seri Üretim Uçağının [736 kuyruk numaralı C-130B] 2o15’in ilk çeyreği içerisinde HvKK’na teslim edilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamlı modernizasyon sırasında prototip uçaklar için 10.19o teknik resim hazırlanmış, her bir uçağa 17.5km yeni kablo döşenmiş, yine her bir uçağa 1.25o parça ve 168 kablo demeti monte edilmiş, 1.315 operasyon, 6.762 adım aviyonik laboratuvar testi, 2.007 adım uçak üzeri yer testi ve toplam 3oo saat test uçuşu gerçekleştirilmiştir. TAI verilerine göre Proje için bugüne kadar 1.35 milyon saati tasarım işçiliği olmak üzere toplamda 1.81 milyon saat işçilik harcanmıştır. Eğitim Uçağı Projeleri H VKK’nın jet pilot eğitimi halen 2’nci AJÜ Komutanlığında verilen Başlangıç, Temel, Tekamül ve Harbe Hazırlığa Geçiş uçuş eğitimlerinden oluşmakta ve bu eğitimlerde sırasıyla SF-260D, KT-1T ve T-38A/M Uçakları kullanılmaktadır. F-16 Harbe Hazırlık Eğitimi ise modernize edilen PO-III Blok 50 Uçakları ve F-16 TGS ile verilmektedir. KT-1T Temel Eğitim Uçağı: Temel Eğitim Uçağı olarak kullanılan ve kullanım ömürleri dolan T-37C Uçaklarının yerine Güney Kore’den KT-1T Uçakları tedarik edilmiştir. Bu kapsamda HvKK ihtiyacını maliyet-etkin olarak en uygun şekilde karşılayan KAI firması ile 4o KT-1T Uçağının tadarikine yönelik olarak 3 Ağustos 2oo7’de ABD$356.5 Milyon değe- S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 43 İbrahim SÜNNETCİ rinde bir Sözleşme imzalanmış ve 2o12 itibarıyla KT-1T Uçakları envantere girmiştir. Uçaklardan ilk 5’i KAI tesislerinde, kalan 35 uçağın üretim, montaj ve teslimatı ise, TAI tesislerinde gerçekleştirilmiştir. Ancak hizmetteki KT-1T Uçakları her ne kadar modern aviyoniklere sahip olsalar da düşük uçuşa hazır olma oranları nedeniyle eleştirilmektedirler. Bu durumun arkasında yatan başlıca fatörler ise, üretici firmanın sağladığı destek hizmetinin zayıflığı ve yedek parça ömürlerinin kısa oluşu olarak gösterilmektedir. HvKK’nın ilave 15 uçak ihtiyacına yönelik olarak KAI firmasından bir teklif alınmış, ardından bir En İyi ve En Son Teklif [BAFO] gönderilmiştir. SSM tarafından hazırlanan 2o13 Faaliyet Raporu’na göre SSM tarafından incelenen BAFO’ya ilişkin değerlendirmeler 26 Eylül 2o13’te SSİK’ne arz edilmiş ve SSİK Toplantısında ilave 15 uçak alımı onaylanmıştır. Mali boyutunun ABD$15o Milyon’u aşacağı değerlendirilen projede sözleşmenin geçtiğimiz Aralık ayı başlarında imzalanması beklense de yazılı ve görsel basında alımdan vazgeçilerek Projenin rafa kaldırılmış olduğu yönünde haberler yer almıştır. HürKuş-B Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı: 26 Eylül 2o13 tarihli SSİK Kararı ile Üstte, TC-VCH tescilli 1 numaralı HürKuş-A prototipi test uçuşu sırasında, altta 2 numaralı prototip ile icra edilen Tam Boy Uçak Statik Test sürecinin son adımını oluşturan Azami Yük Uygulama Adımı 13 Ocak 2o15 tarihinde başarıyla tamamlanmıştır. En altta ise HürKuş’un Hafif Silahlı Keşif Uçağı modeli olan HürKuş-C’ye ait bir görsel vurgulanıyor [Fotoğraflar: TAI]. HvKK’nın Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla TAI ile HürKuşB için sözleşme görüşmelerine başlanılması kararı verilmiştir. Seri Üretim Sözleşmesi 26 Aralık 2o13’te TAI tesislerinde imzalanan Proje kapsamında, TAI tarafından 15 HürKuşB Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı [+40 opsiyon] üretilecek olup, HürKuş-A’dan farklı olarak uçakların tamamında Aselsan tarafından sağlanacak modern aviyonik ekipmanları içeren sayısal bir kokpit yer alacaktır. Projede ilk uçak teslimatının 2o18 yılında yapılması planlanmıştır. Sözleşme kapsamında ayrıca Hür- Kuş’un Hafif Silahlı Keşif Uçağı modelinin [Hürkuş-C] Kavramsal Tasarım çalışmaları da gerçekleştirilecektir. Türk mühendisleri tarafından geliştirilen HürKuş, Ocak 2o15 içinde yapısal testlerin sonuncusu olan Azami Yük Uygulama Adımını da başarıyla tamamlamıştır. Sertifikasyon sürecinde uçağa binecek azami yükün özel yapım test düzeneğinde %5o fazlasıyla uygulandığı test, 13 Ocak 2o15 tarihinde TAI tesislerinde yapılmıştır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü gözetiminde gerçekleştirilen testler esnasında sertifikasyon gereksinimi olan yük, statik test uçağına başarı ile uygulanmış, uçakta herhangi bir deformasyon oluşmamıştır. Bir buçuk yıldan bu yana gerçekleştirilen testlerde, tüm test koşulları başarı ile tamamlanarak ilgili sertifikasyon gereksinimleri yerine getirilmiştir. Türkiye’de ilk kez hidrolik sistemlerle yüklenerek gerçekleştirilen Tam Boy Uçak Statik Test’i ile TAI başta olmak üzere ülkemiz havacılık endüstrisi önemli bir deneyim ve kabiliyet de kazanılmıştır. Başlangıç Eğitim Uçağı: Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki T-41D ve SF-260D Uçaklarının yerini almak üzere Başlangıç Uçuş Eğitimlerinde kullanılabilecek 52 modern eğitim uçağının tedarik edilmesine yönelik olarak SSM’nca bir proje başlatılmış ve Bilgi İstek Dokümanı [BİD] 6 Haziran 2o11’de yayımlanmıştır. Ancak, BİD satın alan 15 firmadan sadece sekizi cevap sunmuştur. Başlangıç Eğitim Uçağı [BEU] Projesi kapsamında SSM tarafından 25 Ekim 2o13’te yayımlanan Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] ise yerli ve yabancı dokuz firma tarafından satın alınmış, ancak 15 Nisan 2o14 olarak belirlenen son başvuru tarihi itibarıyla; Diamond Aircraft Industries GmbH [Avusturya], Issoire Aviation [Fransa], Grob Aircraft AG [Almanya], Discovery Aviation [ABD], Pakistan Aeronautical Complex [Pakistan] ve ZLIN Aircraft [Çek Cumhuriyeti] olmak üzere altı yabancı firma teklif sunmuştur. Yurt dışından hazır olarak tedarik edilecek uçaklarla birlikte HvKK’nın Başlangıç Uçuş Eğitimi’nde tek tip uçak kullanılması amaçlanmıştır. ABD Hava Kuvvetleri [USAF] benzer bir ihtiyaç için açtığı ihalede Temmuz 2o11’de S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 44 Cirrus Aircraft ürünü SR20 Uçağını seçmiş ve ABD$6.1 Milyon değerindeki kontrat altında sipariş edilen 25 SR20 Uçağı T-53A ismi altında hizmete girmeye başlamıştır. T-38A Uçakları Aviyonik Modernizasyonu: Tekamül Uçuş Eğitimi’nde kullanılmakta olan T-38A Uçaklarının yapısal yenileme faaliyeti 2oo2-2oo8 arasında yapılmıştır. 55 adet T-38A Uçağının yeni nesil aviyonik ünitelerle donatılmasını ve kablo donanım sistemlerinin iyileştirilmesini kapsayan T-38A Uçakları Aviyonik Modernizasyonu [ARI] Projesi sözleşmesi ise SSM ile TAI arasında 17 Temmuz 2oo7 tarihinde imzalanmış ve 2o Eylül 2oo7’de yürürlüğe girmiştir. İlk 5 T-38A Uçağının modernizasyon işlemleri TAI tesislerinde gerçekleştirilmiş, diğer 5o uçağın modernizasyon işlemleri ise TAI gözetimi altında ve TAI tarafından temin edilen veri paketi ve kitler kullanılarak 1’inci HİBMK tesislerinde gerçekleştirilmektedir. TAI ilk uçağını Nisan 2o12’de, beşinci uçağını ise Aralık 2o12’de teslim etmiştir. 7 Kasım 2o13’te yapılan bir sözleşme değişikliği ile ilave 13 adet uçağın daha TAI tarafından temin edilen veri paketi ve kitler kullanılarak 1’inci HİBMK tesislerinde gerçekleştirilmesi kapsama dahil edilmiştir. Eskişehir’deki seri üretim faaliyetlerinin 2o15 yılı içinde tamamlanması planlanmaktadır. Modernizasyon sonrasında kazanılan yeni kabiliyetler ile Konya’da F-5 2000 Uçakları ile verilen Harbe Hazırlığa Geçiş Eğitimi, T-38M olarak isimlendirilen uçaklar ile S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda verilmeye başlanmıştır. T-38M Uçaklarında eğitimlerini tamamlayan genç pilotların, uçak değiştirmeden ve fark eğitimlerine girmeden Harbe Hazırlığa Geçiş Eğitimi’ni almaları neticesinde önemli zaman ve bütçe tasarrufu sağlanmaktadır. Simülatör Projeleri Ü LKEMİZİN simülatör mükemmeliyet merkezi olan Havelsan, yeni bir açılım yaparak anahtar teslimi simülasyon ve eğitim merkezleri kurmaktadır. Bu merkezlerde verilen Pilotaj, Harbe Hazırlık [H/H], Harbe Hazırlığın Devamı ve Harekata Yönelik Eğitimlerin ilk olarak sanal ortama gerçekleştirilmesi, eğitim maliyetlerinin düşürülmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Yapılan tasarruf ile birkaç yıl içerisinde tüm kurulum maliyetini karşılamak mümkün hale gelmektedir. Çok farklı platformları kullanan Türk Hava Kuvvetlerinin, Uçuş Eğitim Sistemi içerisine Simülatör Eğitim Merkezleri etkinlikle entegre edilmiştir. Bu çerçevede TESim Projesi kapsamında KT-1T Uçağı Simülatör ve Eğitim Üstte, T-38A uçaklarının aviyonik modernizasyon çalışmalarına TAI gözetimi altında ve TAI tarafından temin edilen veri paketi ve kitler kullanılarak 1nci HİBMK tesislerinde devam edilmektedir. Altta solda KT-1T OFT, sağda ise HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, F-16 TGS hakkında bilgi alıyor [Fotoğraflar: TAI, HvKK ve S&H Arşivi]. Merkezi, ARISim Projesi kapsamında T-38M Simülatör ve Eğitim Merkezi ve F-16Sim Projesi kapsamında F-16 Tam Görev Simülatörü ve Eğitim Merkezleri envantere girmiş olup etkinlikle kullanılmaktadırlar. TESim Projesi kapsamında kurulan Simülatör ve Eğitim Merkezinde; l İki KT-1T Uçağı Operasyonel Uçuş Eğitim Simülatörü [OFT], l İki KT-1T Uçağı Aletli Uçuş Eğitim Simülatörü [IFT], l İki KT-1 Uçağı Uçak Eğitim Cihazı [ATD] ve l Bir Uçağı Terk Etme Eğiticisi olmak üzere toplam yedi simülatör ve Simülatör Eğitim Merkezi Binası, ARISim Projesi kapsamında kurulan Simülatör ve Eğitim Merkezinde ise; l İki T-38M Uçağı Operasyonel Uçuş Eğitim Simülatörü [OFT] ve l İki T-38M Uçağı Aletli Uçuş Eğitim Simülatörü [IFT] olmak üzere toplam dört simülatör, Havelsan tarafından HvKK’na teslim edilmiştir. F-16Sim Projesi kapsamında F-16C/D Blok 40M/50M/50+ Uçakları için dünyanın en gelişmiş simülatör ve eğitim merkezleri Akıncı, Merzifon, Bandırma ve Balıkesir’deki Hava Üslerinde kurulmuş ve 2o13 yılı sonu itibarı ile hizmete girmiştir. Diğer yandan, Konya ve Diyarbakır’daki F-16 Simülatör Eğitim Merkezi Binaları tamamlanmış olup, bu merkezlerde Simülatör ve Eğitim Yardımcılarının kurulum ve test çalışmalarına devam edilmektedir. Proje kapsamındaki faaliyetlerin 2o16 yılı sonuna kadar tamamlanması beklenmektedir. Her Merkezde bir adet Tam Görev Simülatörü [TGS] ve üç adet Silah Taktik Eğiticisi [STE] bulunmaktadır. Ayrıca, 3’üncü AJÜ’nde kurulan F-16 Simülatör Eğitim Merkezi’nde bir adet Taktik İzleme Merkezi ile bir adet İleri Hava Kontrolü Eğitim Merkezi yer alacaktır. Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde halen KT-1T, T-38M, F-4E 2020 ve F-16 Tam Görev Simülatörleri [TGS] etkin olarak kullanılmaya başlanmış olup deneme süreci sonucunda elde edilecek verilere göre Türk Hava Kuvvetleri Uçuş Eğitim Sistemi’nin şekillendirilmesi planlanmaktadır. Bu yetkinliklerle Türk Hava 45 İbrahim SÜNNETCİ Kuvvetleri bölgesindeki en gelişmiş ve modern eğitim altyapısına sahip kuvvet haline gelmiştir. Milli Mühimmat ve Füze Projeleri Hassas Güdümlü Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat [SOM]: Türkiye’nin ilk milli Havadan Atılan Seyir Füzesi [ALCM] çalışması olan Hassas Güdümlü Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat [SOM] Projesi’nde Seri Üretim Safhası altında gerçekleştirilen Düşük Hızlı Başlangıç Üretimi [LRIP] kapsamında üretimi tamamlanan ilk parti füzelerin [SOM-A] Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimatlarına 2o14 yılının ikinci yarısında başlanıldı. Teslimatı gerçekleştirilen Füzeler HvKK envanterindeki F-16C/D Blok 40 ve F-4E 2020 Muharebe Uçaklarında kullanılacaklar. Füzelerin seri üretimine MSB ile Roketsan arasında 2o13’te imzalanan anlaşma kapsamında Temmuz 2o13’te başlanılmıştı. SOM Füze Sistemi, otonom görev icra edebilen, uzun menzilli, düşük görünürlüğe sahip, her türlü hava şartı kabiliyetli ve yüksek hassasiyetli bir Havadan Satha Seyir Füzesi Ailesi olarak tanımlanmaktadır. SOM, karadan havaya füze [SAM] mev- zileri, açıktaki uçaklar, stratejik tesisler ve komuta kontrol [C2] merkezleri gibi yoğun bir biçimde savunulan, girişe yasaklanmış ve yüksek değere haiz sabit hedefler ile hareket halindeki su üstü hedeflere [ASuW] karşı kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Füzenin modüler tasarımı, harekat esnekliğini destekleyen dört ayrı konfigürasyondan [SOM-A, SOM-B1, SOM-B2 ve SOM-J] oluşan bir Füze Ailesinin geliştirilebilmesine imkan tanımıştır. Füzenin ilk iki versiyonu olan SOM-A ve SOM-B1’in geliştirme çalışmaları sırasıyla 2o11 ve 2o12’de tamamlanmıştır. Ataletsel Navigasyon Sistemi [ANS/INS] ve Küresel Konumlandırma Sistemi [KKS/GPS] ile donatılan SOM-A ve bunlara ilave olarak Görüntüleyici Kızılötesi [IIR, 64ox512 çözünürlükte ve soğutmalı tip] Arayıcı Başlığa sahip olan SOM-B1 toplamda 61okg [1.3oolb] ağırlığa sahip olup, her iki Füzede de 23okg ağırlığında tahrip [HE] tipi İnfilak [birincil etki] ve Parça Tesirli [ikinci etki] bir harp başlığı yer almaktadır. SOM-B2 ise Üstte HGK mühimmatı ile donatılmış bir F-16C Blok 40 Uçağı, altta ise solda KGK ve sağda NEB Mühimmatları görülüyor [Fotoğraflar: Aselsan ve TüBiTAK-SAGE]. önceki iki versiyondan farklı bir harp başlığına sahiptir. Bu Füzede tek parça tahrip tipi İnfilak/Parça Tesirli harp başlığı, iki kademeli tandem [ardışık] tipi beton delici bir harp başlığı ile değiştirilmiş ve toplam ağırlık 66okg [1.4oolb]’a ulaşmıştır. Bu versiyonun geliştirme çalışmaları 2o14 ortasında tamamlanmıştır. SOM-B1 ile B2 versiyonları arasındaki temel farklılık olan harp başlığının değişimi Füzenin modüler tasarımı sayesinde sadece yakıt tankı tasarımında yapılan bir tadilat ile gerçekleştirilebilmiştir. A ve B versiyonlarına ilave olarak öncelikli olarak sabit ve hareket halindeki su üstü hedeflere karşı [ASuW] kullanılmak üzere tasarlanan SOM-J versiyonunun geliştirme çalışmalarına 18 Şubat 2o14’te SSM ile Roketsan arasında imzalanan F-35 MTU/JSF Uyumlu Hassas Güdümlü Akıllı Füze Tasarım Geliştirme ve Prototip Üretim Projesi Sözleşmesi altında başlanılmıştır. Proje kapsamında Roketsan ile Lockheed Martin Missiles & Fire Control [MFC] arasında 22 Ekim 2o14’te bir İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşmaya göre, F-35 MTU/JSF Platformu için entegrasyon çalışmaları SOM-J Geliştirme Programı ile paralel sürdürülecektir. Entegrasyon çalışmaları üç fazdan oluşacak olup, Faz-1 Yapılabi- S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 46 Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor! jeti hedef üzerinde delik açar ve hedefi zayıflatır. l Ana Delici, Ön Delicinin açtığı delik boyunca ilerler. l Ana Delici patlar ve hedefi imha eder. Nüfuz Edici Bomba’nın temel özellikleri aşağıda sıralanmıştır: Boy : 2.6oomm En Büyük Çap : 457.2mm Ağırlık : 87okg Azami menzili 25okm’nin üzerinde olan SOM, 3.85m uzunluğunda ve 61okg ağırlığında [B2 versiyonu 66okg] olup, kanat açıklığı uçuş esnasında 2.7m’ye ulaşmaktadır. SOM, üzerinde yer alan TR40 Turbojet Motoru sayesinde 0.9+ Mach sürate erişebilmektedir [Fotoğraf: S&H Arşivi]. lirlik Çalışması tamamlanmıştır. Entegrasyon Safhasını oluşturan Faz-2A kapsamında halen Risk İndirgeme Çalışmaları, Lockheed Martin ve TüBiTAK SAGE’nin katkıları ile sürdürülmektedir. Faz-2A çalışmaları kapsamında rüzgar tüneli testleri [Bedford, İngiltere’deki ARA TWT (Transonik Rüzgar Tüneli)’nde] başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Faz-2A çalışmalarının 2o14 sonunda, SOM-J Programının ise 2o18 sonunda tamamlanması planlanmıştır. Üzerinde Otomatik Hedef Algılama [OHA/ATR] Sistemi ile IIR arayıcı başlık bulunacak olan SOM-J Füzesi, SOM-A/B1 ve B2 Füzelerinden farklı olarak uçaktan bırakıldıktan bir süre sonra ayrılan ve üzerinde dört sabit denge kanatçığı yer alan bir fırlatma motoru [booster], katlanabilir özellikte ve uçaktan ayrıldıktan sonra açılan dört hareketli denge kanatçığına ve farklı tasarımı olan yine uçaktan ayrıldıktan bir süre sonra [booster atıldıktan sonra] açılan kontrol kanadına sahip olacaktır. Nüfuz Edici Bomba [NEB]: MSB ile MKEK ve TüBiTAK SAGE arasında 7 Kasım 2oo8’de imzalanan TL1o Milyon değerindeki sözleşme ile çalışmalarına başlanılan Nüfuz Edici Bomba [NEB] Projesi altında yer üstü ve yer altındaki hedeflere nüfuz ederek, istenilen gecikme değerinde infilak eden, Ardaşık Delici Harp Başlığı teknolojisine sahip, Hassas Güdüm Kiti [HGK] ve GBU-10E/B lazer kiti ile kullanıma uyumlu, Türkiye’nin ilk milli nüfuz edici bomba sistemi, MKE Ana Yükleniciliği ve TüBiTAK SAGE Alt Yükleniciliğinde ArGe yoluyla yurt içinde geliştirilmiştir. Testleri tamamlanan ve hem F-4E 2020, hem de F-16 Uçaklarına sertifikasyonu yapılarak seri üretimine başlanılan NEB’in dış geoS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165 metrisi, güdüm kiti ara yüzleri, kütle, kütle merkezi ve eylemsizlik özellikleri 2.ooolb ağırlığındaki Mk-84 Genel Maksat Bombası [GMB] ile aynıdır. Bu özelliği sayesinde NEB, Mk-84 GMB taşıyabilen tüm uçaklardan atılabilme ve Mk-84 GMB ile uyumlu tüm güdüm kitleri ile kullanılabilme potansiyeline sahiptir. NEB, HGK ile kullanıldığında yüksek irtifadan bırakıldığında 27km, alçak irtifadan ise 11km menzile ulaşabilmektedir. 26-3o Kasım 2o14’te CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenen High Tech Port by MüSİaD Fuarı kapsamında düzenlenen CEO Forum etkinliğinde 27 Kasım günü konuşan MKEK Genel Müdürü İzzet ARTUNÇ, NEB’nın düşük çarpma hızlarında ve açılarında dahi yüksek delme etkinliğine [2.5m] sahip olduğunu, Proje kapsamında Delme Etkinliği Testlerinin Türkiye’de bu tip bir kabiliyet mevcut olmaması nedeniyle İngiltere’deki bir uluslararası araştırma kurumunda gerçekleştirildiğini ve NEB’nın kendi sınıfının [2.ooolb] en iyisi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin en büyük çukur imlalı harp başlığına sahip Ön Delici tasarımında kullanılan önceden şekillendirilmiş parçacıklar ile ikincil hedeflere karşı yüksek bir etkinlik sağlanmakta olduğunu belirten ARTUNÇ, NEB’nın programlanabilir ateşleme zamanları sayesinde farklı harekat ihtiyaçları ve farklı hedef tiplerine karşı kullanılabileceğine dikkat çekti. ARTUNÇ bir sorumuza cevaben HvKK’na ilk yedi parti NEB teslimatını 2o13’te tamamladıklarını ve halen HvKK’na ilave 2oo NEB için seri üretim faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi. Çok Amaçlı Taktik Kullanım özelliklerine sahip olan NEB, yumuşak hedeflere karşı kullanıldığında Ön Delici ve Ana Delici hedefe çarpar çarpmaz ateşlenmektedir. Sert hedeflere karşı kullanıldığında ise; l Çarpma duyargası bomba hedefe çarptığında Ön Delici tapasına ateşlenme sinyali gönderir. l Ön Delici [PBX-110] ateşlenir ve Ana Delici [PBX-109] tapası gecikme süresi başlar. l Ön Delici’nin oluşturduğu çukur imla Patlayıcı Tipi Ön Delici Ana Delici : PBX-110 : PBX-109 Tapa Ön Delici Ana Delici : ONUR-1 MOD4 : FMU-152 A/B En az 2.1m kalınlıkta 35 MPa güçlendirilmiş betonu delebildiği belirtilen NEB için öngörülen hedef tipleri ise; Gömülü Sert Hedefler [yer altı depoları, sığınaklar, uçak hangarları ve komuta kontrol merkezleri], Yer Üstü Hedefler [uçak pistleri, barajlar, köprüler ve kritik binalar] ve Alan Hedeflerinden [radar antenleri, sabit füze bataryaları, endüstriyel tesisler ve park halindeki uçaklar] oluşmaktadır. NEB ve benzeri özgün mühimmatın Delme Etkinliği Testleri dahil değişik testlerinin Türkiye’de yapılabilmesi maksadıyla SSM koordinasyonunda bir çalışma başlatılmıştır. En son teknoloji ürünü test sistemlerinin yer alması beklenen yeni kurulacak test merkezi ile birlikte özgün mühimmatın testler için yurt dışına gönderilmesi ihtiyacı da ortadan kalkacaktır. HGK, LGK ve KGK Güdüm Kitleri: TüBiTAK SAGE tarafından milli olarak geliştirilen, sanayileştirilmesi ve seri üretimi ise Aselsan sorumluluğunda olan Hassas Güdüm Kiti [HGK], 1’inci HİBMK tarafından 2o12 içinde ilk olarak F-4E 2020 ardından da F-16 Uçaklarında denenerek sertifiye edilmiştir. HGK, yüksek irtifadan bırakıldığında 27km menzile ulaşabilen, 2.ooolb ağırlığındaki serbest düşüşlü Mk-84 GMB’nı elektronik karıştırmaya dayanıklı dahili ve GPS/INS güdüm sistemi ile 6m’nin altında [sadece INS ile 1om’nin altında CEP değeri] vuruş hassasiyetine sahip ölümcül bir akıllı bombaya dönüştüren modern bir mühimmat kitidir. HGK, F-4E 2020 ve F-16 Uçaklarından; SAM sistemleri, uçak sığınakları, cephanelikler, sanayi tesisleri ve mühimmat depolarına karşı atılabilmektedir. 1o°-9o° aralığındaki vuruş açısı ve +/-15°’lik ‘set off’ açıları ile HGK, çeşitli hedeflere öldürücü hassasiyetle vuruş sağlayabilmekte. MIL-STD-170 Standardı ile tam uyumlu HGK, aynı zamanda Blok 4 Silah Entegrasyon ve Sertifikasyon Listesi’nin bir par- 47 İbrahim SÜNNETCİ çası olarak F-35 MTU/JSF hava-yer mühimmat envanterine de dahil edilmiştir. 5oolb ve 2.ooolb ağırlığındaki Mk-82 ve Mk-84 GMB’larında kullanılabilen Lazer Güdüm Kiti [LGK] de yine Aselsan-TüBiTAK SAGE işbirliğinin ürünü. Yarı aktif lazer arayıcı başlık, güdüm bölümü, termal batarya, kanatçık kontrol sistemi ve arka kuyruk bölümü olmak üzere beş temel parçadan oluşan LGK, kalifikasyon çalışmaları kapsamında NEB üzerinde de denenmiştir. Menzili 12nm [22km] olarak verilen LGK, azami 40.oooft [12km] irtifadan ve 1.2 Mach süratte bırakılabilmekte ve hedefine 3oft [9m] hassasiyetle vuruş yapabilmektedir. Aselsan, 2o Aralık 2o13’te TüBiTAK ile imzalanan ‘Güdüm Kitleri Geliştirilmesi ve Üretimi Sözleşmesi’ altında sanayileştirme ve üretim sorumluluğunu üstlenmiş olduğu HGK ve LGK güdüm kitlerinin HvKK’na teslimatına yönelik olarak Aralık 2o13 sonlarında MSB ile HGK tedariki için TL57.891 Milyon ve LGK tedariki için de TL31 Milyon olmak üzere yaklaşık TL89 Milyon değerinde iki ayrı Sözleşme imzalamıştır. Söz konusu sözleşmelere ilişkin açıklama şirket tarafından 6 Ocak 2o14’te Kamu Aydınlatma Platformu [KAP]’na gönderilmiştir. Serbest düşüşlü Mk-82, Mk-83 ve Mk-20 Klasik Mühimmatını Uzun Menzilli Akıllı Mühimmata dönüştüren Kanatlı Güdüm Kiti [KGK]’nin ArGe yoluyla geliştirilmesine yöne- 13 Ocak 2o15 tarihinde 1nci HİBMK’nda düzenlenen ‘MTU/JSF Uçak Motorları Bölgesel Bakım Faaliyeti Töreni’nde yer alan 401nci Filo Komutanlığına ait iki F-16C Blok 40 Uçağı, SOM-B2 ve KGK mühimmatları ile birlikte sergilenmiştir [Fotoğraf: HvKK]. tarafından milli olarak geliştirilen, sanayileştirilmesi ve seri üretimi ise Aselsan sorumluluğunda olan KGK, F-16C Blok 40 ve F-4E 2020 Uçaklarında denenerek sertifiye edilmiştir. lik kontrat MSB ile TüBiTAK SAGE arasında 14 Mayıs 2oo9’da imzalanmıştır. 30.oooft irtifadan bırakıldığında 6onm [112km], düşük irtifadan bırakıldığında 2onm [37km] menzile ulaşabilen KGK, 1.ooolb [6ookg] ağırlığındaki Mk-83 ve 5oolb [3ookg] ağırlığındaki Mk-82 GMB’larını uzun menzilli akıllı at-unut tipi bombalara dönüştürüyor. Üzerinde yer alan tümleşik [entegre] INS/GPS güdüm sistemi sayesinde KGK ile donatılan klasik genel maksat bombaları, gece ve gündüz şartlarında her türlü hava koşulunda, 1ookm’nin üzerinde bir mesafeden atıldığında bile, 1om’nin altında bir sapma değeri [CEP] ile hedefe yüksek hassasiyetle vuruş yeteneği kazanıyor. Bu da uçakların tehlikeli bölgeye yaklaşmadan, güvenli bir şekilde görevlerini tamamlamalarına imkan tanıyor. Aynı KGK hiçbir değişiklik yapılmadan hem Mk-83, hem de Mk-82 Mühimmatında kullanılabiliyor. KGK, seçilebilir vuruş açısı, fırsat hedeflerine taarruz ve yol noktası takip edebilme kabiliyetlerine sahiptir. MILSTD-1760 uyumlu olan KGK’ne ilerleyen süreçte terminal safhasında [son güdüm] kullanılmak üzere lazer arayıcı başlık yerleştirilmesi de planlanmaktadır. TüBiTAK SAGE Özgün Mühimmatın Uçuş ve Atış Testleri ve 401’inci Test Filosu Komutanlığı: Gerek yurt dışından hazır alınan, gerekse yurt içinde milli imkanlarla geliştirilen yeni havahava [AM-9X Blok-I/II ve AIM-120C-7 AMRAAM] ve hava-yer [JSOW, HGK, Demet, SOM-A, SOM-B1, NEB ve KGK gibi] silah sistemlerinin uçuşlu test gerektiren entegrasyon faaliyetlerinde ve atış testlerinde görev alan 132’nci Silah ve Taktikler Filo Komutanlığı’nın rolünün değişmesi üzerine bu görev için 401’inci Geliştirme Test Kıt’a Komutanlığı kurulmuştur. Eskişehir’de 1’inci AJÜ Komutanlığı bünyesinde teşkil edilen 401’inci Filo, daha önce 132’nci Filo Komutanlığında olduğu gibi uçuşlarını F-16C/D Blok 30/40 ve F-4E 2020 olmak üzere çift muharip uçak ile icra etmektedir. Türk Hava Kuvvetleri, F-16C/D Blok 30/40 Uçaklarında yer alan görev bilgisayarının kaynak kodlarına sahip olduğundan, milli hava-hava ve hava-yer silah sistemleri bu Uçaklara yurt dışından herhangi bir izne tabi olmadan entegre edilebilmektedir. Milli imkanlarla geliştirilen mühimmatın F-16 ve F-4E 2020 Uçakları üzerindeki sertifikasyon çalışmalarında 401’inci Filo, 1’inci HİBMK ile işbirliği yapmaktadır S&H