Irak Stratejisine İlişkin Raporlar ve Kararlar
Transkript
Irak Stratejisine İlişkin Raporlar ve Kararlar
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ-TÜSİAD DIŞ POLİTİKA FORUMU IRAK BÜLTENİ (3 EKİM 2007) Irak Stratejisine İlişkin Raporlar ve Kararlar ABD’nin Irak’taki birliklerinin Komutanı Orgeneral Petraeus ve Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker, Irak'a takviye asker gönderme stratejisinin sonuçları hakkında Kongre'ye bilgi vermiştir. Söz konusu raporlar, muhalefetteki Demokratların Irak’tan asker çekilmesine yönelik yoğun baskısıyla karşı karşıya kalan yönetimin Irak stratejisine ne şekilde yön vereceği açısından önem taşımaktadır. Orgeneral Petraeus Irak’a otuz bin takviye asker gönderme kararını savunarak askeri hedeflere büyük ölçüde ulaşılmakta olunduğunu ve erken çekilmenin kazanımları yok edeceğini belirtmiştir.1 Petraeus Aralık ayından bu yana sivil ölümlerinde yüzde kırk beş oranında bir düşüş yaşandığını ve el Kaide’ye karşı başarı kazanıldığını söylemiştir. Özellikle Anbar vilayetinde gözlemlenen bu başarının bir önemli nedeni aşiretlerin el Kaide’ye karşı örgütlenmesidir.2 Irak’ta son duruma bakıldığında ise, Bağdat ve Anbar vilayetlerindeki başarıların önemi inkâr edilemezken Telafer, Musul ve Tuzhurmartu’daki saldırıların bu başarıya gölge düşürdüğü gözlenmektedir.3 Öte yandan, saldırıların Irak’ın farklı bölgelerinde şiddetli şekilde devam etmesi asker artırımı taktiğiyle elde edilecek başarının sınırlarını ortaya koymaktadır. Bunun yanında el Kaide’ye karşı savaşan Sünni aşiret liderinin öldürülmesi de el Kaide’ye karşı halkın organize edilmesi taktiğine darbe niteliği taşımaktadır.4 Orgeneral Petraeus raporunun öneriler kısmında 2008 Temmuz ayı ortasına kadar 30 bin askerin çekilebileceğini, Demokratların savunduğu şekilde hemen asker çekmenin ise şu yıkıcı sonuçlara neden olabileceğini belirtmiştir. 1 “Petraeus: Troop Withdrawals by Year’s End”, CNN, 11 Eylül 2007, http://www.cnn.com/2007/POLITICS/09/10/iraq.petraeus/ 2 Report to Congress on the Situation in Iraq, General David H. Petraeus, 10-11 Eylül 2007, http://i.a.cnn.net/cnn/2007/images/09/10/petraeus.testimony.pdf 3 Nüfusunun hemen hemen tamamını Türkmenlerin oluştuduğu Tuzhurmatu’ya düzenlenen saldırıda 110, Musul’da Yezidilerin yaşadığı köye düzenlenen saldırıda 500, Telafer’e düzenlenen saldırıda ise 25 kişi hayatını kaybetmiştir. “Ankara Tuzhurmatu’daki Saldırıyı Kınadı”, Zaman, 7 Temmuz 2007, http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=561416 “Musul’daki Saldırıda Ölenlerin Sayısı 500’ü Aştı”, Kavkaz Center, 16 Ağustos 2007, http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2007/08/16/3521.shtml “Telafer’de Saldırı: 25 Ölü”, Yeni Şafak, 6 Ağustos 2007, http://www.yenisafak.com.tr/dunya/?t=06.08.2007&c=4&i=60447 4 Irak’ta ABD Stratejisine Darbe, CNNTürk, 13 Eylül 2007, http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&haberID=390903 1 • Merkez-kaç güçlerin hız kazanması ve bunların Irak Güvenlik Güçleri içinde istikrarsızlık yaratılmasını da içeren tehlikeli durumlara yol açması, • Yerel güvenliğin arttırılması yönündeki girişimlerin zaafa uğraması, • El Kaide’nin kaybettiği alanlarda yeniden güçlenmesi ve manevra alanı kazanması, • Şiddetin hızlanmasıyla beraber etnik ve mezhepsel yerinden edilmeleri, göçlerin artması, • Özellikle İran bağlamında çatışan bölgesel dinamiklerin şiddetlenmesi. Orgeneral Petraeus elindeki verilere dayanarak 30 bin askerin ötesinde asker çekme kararının 2008 Mart ayı ortasına kadar alınmasının mantıklı olmayacağını açıklamıştır. Raporda dikkat çekici diğer bir nokta ise, Irak Güvenlik Güçleri’nin yeterli kapasiteye ulaşmadan ve koşullar olgunlaşmadan sorumluluk üstlenmesinin tehlikeli sonuçlara yer açacağı ibaresidir. Bu uyarı Irak Hükümeti’nin uzun dönemde ülke bütününe egemen olma konusunda yeterli olamayacağı öngörüsünü destekler niteliktedir. Nitekim Irak Hükümeti’nin yetersizliği, mezhepsel güvensizlikler ve çeşitli kademelerdeki yolsuzluklar da raporda çatışmaya neden olan unsurlar arasında yer almaktadır. David Petraeus’un ardından söz alan ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker da çizdiği olumlu tabloya karşın, Iraklıların ülkeyi kimin yönettiği, nasıl yönetileceği, güç ve kaynak paylaşımının ne şekilde yapılacağı gibi yaşamsal sorunlarla mücadele ettiğini belirtmiştir.5 Büyükelçi Crocker Irak’taki deneyimi “devrim” olarak nitelemesine, siyasi ve ekonomik konulardaki ilerlemelere vurgu yapmasına rağmen, söz konusu bazı sorunların Irak Anayasası’nda teorik olarak yanıt bulduğunu, hukuki ve uygulama alanlarında ise belirsizliklerin sürdüğünü ifade etmiştir. Diğer taraftan, Amerikan Kongresi bünyesinde yer alan ve hükümetin faaliyetlerini denetleyen bağımsız Saymanlık Birimi de bir rapor yayınlayarak Amerikan Yönetimi tarafından Irak Hükümeti’nin önüne konulan 18 askeri ve siyasi hedefe ilişkin son durumu değerlendirmiştir.6 Raporda temel yasaların Irak Parlamentosu’ndan geçmediği, şiddetin azalıp azalmadığının belirsiz olduğu ve Irak Hükümeti’nin 10 milyar doları yeniden yapılanma çalışmalarına ayırıp ayırmayacağının bilinmediği vurgulanmıştır. Irak Hükümeti 18 hedeften 3’ünü tam olarak, 4’ünü ise kısmen yerine getirirken 11 hedefe ulaşmaktan uzak kalmıştır. Hedefler ve gelinen son nokta şöyledir:7 Yasama alanında: Azınlık partilerinin haklarının Irak yasalarında korunması hedefine ulaşılmıştır. Bölgelerin oluşumuna yönelik yasaya ilişkin düzenleme ise kısmen yapılmıştır. Anayasa Komitesi çalışmalarını tamamlamamış, Baas’tan arındırma sürecinin geri çevrilmesi, yerel seçimler, af ilanı, petrol gelirlerinin paylaşımı, milislerin silahsızlandırılmasına ilişkin yasalar henüz geçmemiştir. 5 Statement of Ambassador Ryan C. Crocker, Before a Joint Hearing Committee on Foreign Affairs and the Committee on Armed Services, 10 Eylül 2007, http://i.a.cnn.net/cnn/2007/images/09/10/crocker.testimony.pdf 6 “Bush’a Kötü Tablo”, BBCTurkish, 5 Eylül 2007, http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/09/070904_congressiraq.shtml 7 U.S. Government Accountability Office, Securing, Stabilizing and Rebuilding Iraq, Testimony Before the Committee on Armed Service U.S. Senate, http://www.gao.gov/new.items/d071230t.pdf 2 Güvenlik alanında: Irak Hükümeti Bağdat güvenlik planı çerçevesinde çeşitli komiteler oluşturmuş ve ortak güvenlik istasyonlarının çoğunu kurmuştur. Bağdat operasyonları için 3 tugay oluşturma ve tehlikeli bölgeleri teröristlerden arındırma hedefine ise kısmen ulaşmıştır. Yerel güvenlik güçlerinin milislerden arındırılması, askeri operasyonlar üzerinde politik etkinin son bulması, yasaların adil uygulanması, bağımsız operasyonlar gerçekleştirebilecek askeri birimlerin artırımı, güvenlik güçlerine karşın asılsız politik suçlamalar yapılmasının engellenmesi hedeflerine ulaşılamamıştır. Orgeneral Petraeus’un sivil ölümlerin Aralık ayından bu yana yüzde kırk beş oranında azaldığını belirterek çizdiği nispeten olumlu tabloya karşın, Saymanlık Birimi sivillere karşı düzenlenen günlük saldırı ortalamasının Şubat– Temmuz 2007 dönemi içinde değişmediğini ortaya koymuştur. Orgeneral Petraeus ve Büyükelçi Crocker’ın sunduğu raporlarda gelişmelere ve ilerlemelere vurgu yapmasına rağmen üç rapor da Irak’ın yakın gelecekte istikrara kavuşacağını söylemekten uzaktır. Raporların ardından Irak stratejisine ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Bush da Orgeneral David Petraeus'un sınırlı sayıda asker çekme planını onay vermiştir. Söz konusu çekilme planıyla, Irak'taki Amerikan askerlerinin sayısı Şubat öncesi seviyesine inecektir. Irak'taki, özellikle Anbar bölgesindeki gelişmelere bağlı olarak asker çekmenin başlatılmasının uygun görüldüğüne işaret eden Başkan Bush, bu başarıların devam etmesine bağlı olarak Amerikan askerlerinin geri kalanının da döneceğini söylemiştir.8 Irak Hükümeti’nin yetersizliği ise, Başkan Bush tarafından da vurgulanmış ve çatışan taraflar arasında uzlaşma sağlanabilmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi gereği ifade edilmiştir.9 Irak’ta Üç Bölgeli Federatif Yapıya İlişkin ABD Tasarısı Söz konusu raporları ve Başkan Bush’un açıklamasını takiben Irak’ta üç bölgeli federatif bir yapı oluşturulmasına ilişkin tasarı Amerikan Senatosu’nda kabul edilmiştir. Demokrat senatör Joe Biden tarafından önerilen tasarı Irak’ın gevşek bir federatif yapı içerisinde Şii, Sünni ve Kürt bölgelerine ayrılmasını, petrol gelirlerinin yönetiminin ise Bağdat’a verilmesini öngörmektedir.10 ABD yönetiminin Irak politikalarında taraflar arası uzlaşıya ve Hükümetin bu konudaki rolüne vurgu yapılmasının yanında “politik istikrarın ancak yeterli güvenlik ortamıyla sağlanabileceği” tezinin öne çıkarıldığı görülmektedir.11 Buna mukabil muhalefetin politikalarında Irak’taki başarısızlığın kabullenilip biran önce asker çekilmesi ve merkezi hükümetin insiyatifinden ziyade federal bölgeler kurulması yoluyla siyasi uzlaşıya varılması unsurlarının öne çıkarıldığı gözlenmektedir. Demokrat senatörün önerisi Irak’ın parçalanarak 3 ayrı ülkeye bölünmesini öngörmediği halde, gelecekte bu yöndeki bir gelişmeye dolaylı olarak “yeşil ışık” yakılabileceği savını güçlendirmektedir.12 Açıklanan raporların akabinde tasarının Senatodan ezici çoğunlukla geçmesi ABD’nin Irak’ın bütünlüğüne ve istikrarına 8 “Bush’tan Sürpriz Çıkış: Irak’taki Amerikan Askeri Sayısı İnecek”, Milliyet, 14 Eylül 2007, http://www.milliyet.com.tr/2007/09/14/son/sondun06.asp 9 “Bush: 30 Bin Asker Çekeceğiz”, BBCTurkish, 14 Eylül 2007, http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/09/070914_bush.shtml 10 Noam N. Levey, “Senate Backs Separating Iraq into 3 Regions”, Los Angeles Times, 27 Eylül 2007, http://www.latimes.com/news/nationworld/nation/la-na-warvote27sep27,1,7035696.story?coll=la-headlinesnation&ctrack=1&cset=true “Irak’ta 3 Bölgeli Federatif Yapıya Onay”, CNNTürk, 26 Eylül 2007 http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&haberID=393875 11 Orgeneral Petraeus raporunun öneriler kısmına bakınız. Report to Congress on the Situation in Iraq, General David H. Petraeus, 10-11 Eylül 2007, http://i.a.cnn.net/cnn/2007/images/09/10/petraeus.testimony.pdf 12 “Irak’ın 3’e Bölünmesi Planına ABD’de Onay”, NTVMSNBC, 27 Eylül 2007, http://www.ntvmsnbc.com/news/421112.asp 3 yönelik çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığının bir anlamda kabulü olabilir mi sorularını akla getirmektedir. Tasarıya yönelik tepkilere bakıldığında ise, Irak başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasından itirazların yükseldiği gözlenmektedir. Irak Başbakanı Nuri el Maliki ülkeyi etnik veya dini çizgilerle bölmenin felaketle sonuçlanacağını ifade ederken, Iraklı Şii Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi Irak'ı ilgilendiren konuların Irak Anayasası tarafından belirleneceğini söylemiştir. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari en doğru kararın Iraklılar tarafından verileceğini, etnik ve mezhepsel temelde sınır çizmenin imkânsız olması nedeniyle teklif edilen federal sistemin başarısızlığa uğrayacağını belirtmiştir.13 Radikal Şii lider Mukteda es Sadr’ın sözcüsü de tasarının Irak halkının kararıyla geçmediği ve Irak’ın içişlerine müdahale anlamına geldiği açıklamasında bulunmuştur.14 Söz konusu tasarıya karşı Iraklı Sünni ve Şii gruplar ortak bir duruş sergilemiş ve Irak Parlamentosu’ndan ülkenin bölünmesini 'daimi' olarak yasaklayan bir yasa tasarısı hazırlanmasını istemişlerdir.15 Irak’ta istikrarın sağlanması adına uzlaşma yönünde son derece başarısız bir tablo çizen Sünni ve Şii grupların bölünme yönündeki tasarıya karşı sergiledikleri birliktelik dikkat çekicidir. Şii gruplar üstünde etkili olduğu bilinen İran yönetimi de plana karşı olduğu açıklamalarında bulunmuştur. Arap Birliği ise tasarıyı “yıkıcı” olarak nitelemiş ve Arap ülkelerine karşı çıkma çağrısında bulunmuştur.16 Iraklı Türkmenler de içişlerine müdahale olarak niteledikleri kararda Irak'ın asli üçüncü unsuru olan üç milyon Türkmen, Asuri, Kildanı, Subbi ve Yezidi'nin kaderinin hiç bir şekilde gündeme alınmadığını vurgulamışlardır. Söz konusu karara sessiz kalmayacaklarını belirten Türkmenler olası bir bölünme durumunda ise dördüncü bölgeyi Türkmeneli bölgesi ilan edeceklerini açıklamışlardır.17 Tasarıya bir itiraz da ABD yönetiminden gelmiştir. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice federal bölgeler yaratılması gibi hassas bir konunun Iraklılara bırakılması ve ABD’nin konuya ilişkin taraf konumuna gelmemesi gerektiğini belirten bir mektup yazmıştır.18 ABD yönetimince Irak’ın içişlerine müdahale şeklinde yorumlanan tasarıya en büyük destek ise Kürt Bölgesi’nden gelmiştir. Yapılan açıklamada Irak’ın federalizm altında 3 bölgeye bölünmesinin en tutarlı yol olduğu, bunun ülkenin bölünmesi anlamına değil gönüllü birlik anlamına geleceği belirtilmiştir.19 Kürt Özerk Bölgesi’nin tasarıyı memnuniyetle karşılaması Türkiye’ye yönelik yaklaşımı çerçevesinde değerlendirildiğinde ise politikalarındaki çelişkiyi yansıtmaktadır. Nitekim, Kürt Özerk Bölgesi gerek Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden PKK terör örgütüne yönelik operasyonlar, gerekse Kerkük konusunda gösterilen hassasiyetler karşısında Irak’ın egemenliğine müdahale gerekçeleriyle uzlaşmaz bir tutum sergilemektedir. 13 Bölünmeye Dair Plan Başarısız Olur, CNNTürk, 2 Ekim 2007, http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&HID=1&haberID=395072 14 Qassım Abdul-Zahra, “Al Maliki Criticizes Senate Proposal”, Washington Post, 28 Eylül 2007, http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2007/09/28/AR2007092800260.html?hpid=topnews 15 Sünni-Şiilerden Daimi Durdurma İstemi, CNNTürk, 1 Ekim 2007, http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&HID=2&haberID=394868 16 “Senato’nun Gönlünde Üç Bölgeli Irak Yatıyor”, Radikal, 28 Eylül 2007, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=234153&tarih=28/09/2007 17 “Amerika’ya Türkmen Tepkisi: Biz de Ayrılırız”, Zaman, 28 Eylül 2007, http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=594153 “Berlin’de Basın Toplantısı”, Irak Türkmen Cephesi, 1 Ekim 2007, http://www.kerkuk.net/haberler/haber.aspx?dil=1055&metin=2007100136 18 “US Senate Calls for Iraq’s Decentralization”, Turkish Daily News, 28 Eylül 2007, http://www.turkishdailynews.com.tr/article.php?enewsid=84571 19 “Iraqi Kurds Welcome US Congress’ Decision to Divide Country”, AOL News, 29 Eylül 2007, http://www.aol.in/news/story/2007092907089019000001/index.html 4 Irak’ın bölünmesi yönünde atılacak bir adımın bölge ülkelerinin tepkisini çekmesinin dışında ülke içinde de büyük bir belirsizliğe yol açması ciddi bir olasılıktır. Bölgelerin etnik ve mezhepsel tabanda homojen yapıya sahip olmadıkları bir yana, aşiretler ve çeşitli gruplar arası rekabetin ciddiyeti de göz önünde bulundurulması gereken diğer bir noktadır.20 Örneğin güneydeki Şii bölgesinin kontrolü için Irak Yüksek İslam Konseyi'nin askeri kanadı olan Bedr Tugayları ile Mukteda es Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu arasında kanlı çatışmalar yaşanmaktadır.21 Dolayısıyla, Irak’ın gevşek federalizm altında bölünmeye doğru yol almasının tehlikeli sonuçlar doğuracağını söylemek mümkündür. Irak politikasını toprak bütünlüğü ekseninde şekillendiren Türkiye de federal bir çözüme karşı çıkmaktadır. Söz konusu politikanın gerekçelerini ise, kuzeyde bağımsız bir Kürt devletinin kurulması ve Kerkük sorununa çözüm bulunamaması oluşturmaktadır. Nitekim Kerkük konusunda süregelen anlaşmazlık referandum sürecini olumsuz yönde etkilemiş ve 2008 Mayıs ayına ertelenmesine neden olmuştur. 20 Toby Dodge, “Why Partition in Iraq is a Terrible Idea”, Foreign Policy, 27 Eylül 2007, http://blog.foreignpolicy.com/node/6456 21 Ağustos ayı içerisinde bombalı saldırıcı sonucu hayatını kaybeden Muthana eyalet valisi Muhammed Ali el Hasani’nin iki örgüt arasındaki gerginlik sonucu öldürülmüş olabileceği ciddi bir olasılıktır. “Irak’ta Eyalet Valisi Öldürüldü”, BBCTurkish, 20 Ağustos 2007, http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/08/070820_iraq.shtml 5