Festival bahane, Midilli şahane
Transkript
Festival bahane, Midilli şahane
6 pazar 21 Temmuz 2013 HOBİ Harika mimarisi ile Agios Therapantos Kilisesi, Midilli Limanı’nın silüetini güzelleştiriyor. Limanın güneyindeki tavernalarda, başta ahtapot ve kalamar olmak üzere nefis yemekler yiyebilirsiniz. Meriç KÖYATASI merickoyatasi@hotmail.com Uzo Festivali nedeniyle Midilli’yi ziyaret ettim. Esasında festival bahane idi. Midilli Alternative Sailing Club’ın kurucusu George Malakos ile adanın etrafında yelken yapıp Midilli’nin güzelliklerini keşfettik. Setur’un Midilli’de marina alması da Türk yatçılar için büyük kolaylık sağlıyor Z amanı olanlar için bu mevsim için gezilecek en güzel bölge Kuzey Ege. Çeşme, Ayvalık, Bozcaada ve tabii doğal olarak da bu bölgedeki komşu adalarımız Sakız, Midilli gibi adalar... Esasında Uzo Festivali bahane oldu, harika bir Midilli gezisi gerçekleştirdim. Uzo Festivali akşamları saat 21.00’den sonra başlıyordu. Sabah erken saatte Setur Marina’da denizci dostlarla buluştuk. Midilli’de Alternative Sailing Club’ın kurucusu ve yöneticisi George (Yorgo) Malakos, eşi Mirelle bizi çok güzel ağırladı. Gündüzleri Yorgo’nun 42 feet’lik yelkenlisi ile denize açıldık. Yüzde 50 indirim Setur’un geçtiğimiz yıl Midilli merkezinde bir marina alması, bir Türk denizcisi olarak beni gururlandırdı. Marinaya yeni yatırımlar da yapılacak. Marinanın başında Costandis (Kostas) Xydas var. Ayvalık Setur Marina’nın müdürü Umut Tepedelenlioğlu da Midilli’ye gideceklere yardımcı oluyor. Herhangi bir Setur Marinası’nda bağlama sözleşmesi olan tekneler, bu marinada yüzde 50 indirimli konaklayabiliyor. Kışlamak isteyenler için, 1 yıllık bağlama yapanlara da bir yıl da promosyon sağlanıyor. Örneğin 12 metrelik bir tekne, 4100 avroya iki yıl bağlanabiliyor. Teknesi olanların Yunanistan’da vize sorunu olmuyor ama bir yıllık vize de alınsa 90 günden fazla kalınamaz kuralı gereği sorun çıkabilir. Türkiye benzer bir sorunu geçtiğimiz yıl yaşamıştı ve yabancı tekne sahiplerine yıllık oturma izni vererek bu sorunu çözmüştü. Umarız, Yunan ege.dundar@milliyet.com.tr Mikrofon Bir hafta boyunca Bodrum’daydım. Gidilecek yer çok, herkesin önerisi de farklı. Ben de hem sıkı eğlenip hem de “kazıksız”, belasız bir tatil geçirmek isteyenler için alternatif bir Bodrum rehberi hazırladım Midilli’nin her tarafı görülmeye değer çok güzel korunaklı koylar bulunuyor. Zamanı olanlar için adanın her yerini dolaşmalarını hararetle öneriyorum. Deniz kestanesi DEMİR attığımız koyda George daldı ve deniz kestanesi topladı. Topladığı deniz kestanelerini özel bıçakla kesip içlerini çıkardı. Üzerine biraz zeytinyağı, limon ve karabiber. İşlem tamam. ve diğer bitki tohumlu tatlar seviyorsanız, kadehte anason yağı kalsın istiyorsanız, Kulüp Rakısı’nı andıran tadıyla Kefi uzosunu bir kenara not edin. Türk kahvesi-Greek coffee... makamları da benzer bir uygulama yapar. Midilli’deki bu marina her sene İstanbul’dan Güney’e inen ve sezon sonunda İstanbul’a çıkan tekneler için de harika bir uğrak noktası oluşturdu. Büyük adalarda tekne ile gezmek istiyorsanız, teknenizi bağlayıp bir otomobil kiralamak durumundasınız. Marina sayesinde tekneyi gönül rahatlığı ile bırakıp az iki-üç gün adanın etrafını dolaşmak mümkün olacak. Çam ve zeytinle çevrili Midilli çok büyük ve güzel bir ada. Adanın dört bir yanında çam ve zeytin ağaçları ile çevrili harika koylar, demir yerleri bulunuyor. Eğer tekne ile gidiyorsanız, Midilli için en az dört gün, zamanınız varsa bir hafta ayırın, kendi teknenizle etrafını dolaşın. Zamanınız az ise en az iki gün kalıp tekneyi marinada bırakın otomobil kiralayıp dolaşın. Tekneniz yoksa ve Midilli’de denizin keyfini de çıkarmak isterseniz, Alternative Saling’den George Malakos ile irtibat güneyinde üretiliyor. Adada 16 tane uzo fabrikası var. Kiminin geçmişi 150 yıla kadar gidiyor. Bizim rakıya çok benzeyen uzonun yapımında, rakıdan farklı olarak, yıldız anason, rezene, kakule, mısır, melekotu, kişniş gibi tohumlarla farklı bir aroma elde ediliyor. Uzo Festivali, adanın üç ayrı bölgesinde yapıldı. Festivalin üçüncü ayağı Midilli merkezde, Setur’un geçtiğimiz yıl satın aldığı marinadaydı. Çeşitli markaların kurduğu stantlarda, saat 21.00’den sonra, lakerda, zeytin, zeytin ezmesi, peynir ve turşu gibi mezeler eşliğinde uzo tadımları yapıldı. Marina içindeki anfi tiyatroda önce caz, sonra da geleneksel Yunan müzik konserleri düzenlendi. Bizim rakı içerken dinlediğimiz müzik bellidir. Geleneksel Yunan müziği ile de rakı ve uzo güzel gider ama uzo festivalinde caz konseri, bana biraz absürt geldi. Bizim denizciler arasında en bilinen uzolar Barbayani ve Polomari’dir. Ben bu tadım günlerinde Dimino Uzo’yu keşfettim ve çok beğendim. Bir de ağır yağlı anason kurun. (www.alternativesailing.gr) George Malakos’un Türk yatçılara yönelik, Orta ve Kuzey Ege adalarını kapsayan bir ralli çalışması bulunuyor. Eylül sonunda başlaması planlanan ve her yıl gerçekleştirilmesi düşünülen rallide, Türk ve Yunan denizcilerden oluşan grup Samos, Sakız, Çeşme, Ayvalık ve Midilli limanlarını ziyaret edecek. Midilli, doğal yapı olarak gerçekten çok güzel bir ada. Lezzet merkezi olarak da Yunan adaları arasında haklı bir üne sahip. Midilli’de Uzo Festivali Üç hafta önce, Midilli’de Uzo Festivali düzenlendiğini yazmıştım. Çeşme IC Marina Müdürü Kemal Saatçioğlu ile Setur Ayvalık Marina Müdürü Umut Tepedelenlioğlu “Abi mutlaka katılmalısın” dediler, dostların hatırını kırmadık, Midilli’ye geçtik. Tüm Yunanistan’da tüketilen ve dünyanın çeşitli yerlerine ihraç edilen uzoların yüzde 60’ı Midilli Adası’nın Midilli’ye tekneyle değil Ayvalık’tan 1.5 saat süren feribot yolculuğu ile geçtim. Midilli Merkez’e altı kilometre uzaklıkta Gera Körfezi’nde, deniz kenarında, zeytin, çam ve meyve ağaçları arasında kurulmuş Mytilana Village Oteli’nde kaldım. Açık büfe kahvaltıda çok enteresan bir şeyle karşılaştım. Biz Türk kahvesi deriz, onlar Greek coffee der. İki kahvenin de hazırlanışı aynıdır. Ama Yunanistan Brezilya’dan, biz Yemen’den ithal ediyoruz. Söylendiğine göre kavurmasında da fark varmış. Bizde artık restoranlarda Türk kahvesi bulmak zor. Pişirmeye üşeniyorlar. Makineyi dayıyorlar, espresso veriyorlar. Benim kaldığım otelde, açık büfenin bir kenarında mangal külünü toplayıp altını da tüple ısıtan bir köşe kurmuşlar, bol miktarda da bakır cezve, kahve, şeker ve fincan koymuşlar. Gerçek kahve tiryakisi gidip kendi kahvesini mangal külünde ağır ateşte pişiriyor. Türk kahvesi mi, Greek coffee mi polemiğine giriyoruz... Ben kararımı verdim. Kahveye hakkıyla kim sahip çıkıyorsa, onundur. ■ “Kazıksız” ve alternatif Bodrum rehberi G Ege DÜNDAR George Malakos ve eşi Mirelle dümende. Biz tatlı bir meltemle yelken yapıyoruz, güneş, Midilli’nin tepeleri ardında güne veda ediyor. KAPTANIN MUTFAĞINDAN Festival bahane, Midilli şahane eçtiğimiz haftalarda yabancı bir arkadaşım geldi Bodrum’a. İspanyol. Bir hafta kaldı bizim yazlıkta. Nerelere götürsem diye düşündüm, gazetelere bakındım. Her gazetenin ayrı bir Bodrum listesi var tabii. Hepsi de iyi listeler, birbirinden güzel mekanlar... Ama ufak bir sorun, çoğu kazıkçı yerler. Listedeki bir-iki plaja, restorana uğradık, hafif gülüp hafif öksürerek çıktık oturamadan... Biz de alternatif bir liste yaptık beraber. Keşfettik biraz. Bayağı da eğlendik. Sizinle de paylaşayım dedim. Kazık yemeye niyetiniz yoksa ya da kibarca siz de tutumluysanız, Bodrum’un böylesi de var... PAŞA TARLASI PLAJI E Bodrum’a gelmişsin, denize girmemek olmaz. Ama nereden gireceksin? Popüler plajlarda fiyatlar uçuk... Maça Kızı, Xuma, Beyaz Beach... Hepsi iyi, güzel, hoş ama ortalama 50 lira girişe verdin, içerde yemek de pahalı. Kola 15 lira olacak neredeyse... Kişi başı 100’ün altına getireceğim diye aç susuz kalırsın. Dönüşte dolmuş camından hüzünlü hüzünlü dışarı bakıp da “Bir-iki gece de evde kalırız canım” demeye gerek yok... Derdin denize girmekse burası da deniz. Halikarnas Gece Kulübü’nün sol tarafı. Soğutulmuş bardakta bira 8 lira. Denizi temiz. Gece girmeye de uygun. Ne giriş ücreti, ne çıkışta vicdan azabı... Zeki Müren’in evinin önü... Daha ne olsun. 1 KULE BAR Şahsen ben “Yatcaz kalkcaz’dan” “Sevene zulmederim”den haddini almış bir insanım. Dinleyene eyvallah ama ben mümkünse almayayım. E arkadaş da İspanyol, ne eylesin Gülşen’i, Ajda’yı... Kaptığım gibi getirdim onu Kule’ye. Bilmeyenler için yazayım, burası “eller havaya”dan uzaklaşıp soluk alabildiğiniz bir vaha gibi. Fiyatlar uygun. Ship Ahoy gibi mekanlara göre çok ucuz... Rock’çıysanız attığınız ilk adımda ısınıyorsunuz bara. Repertuarda Nirvana’dan Hayko Cepkin’e, Lenny Kravitz’den Athena’ya süper isimler, şarkılar var. Bir süre sonra sakin durması zor oluyor. Barın solunda duvara asılı bir yazı açıklıyor durumu: “Eğer hâlâ yerinde durabiliyorsan, bir biraya daha ihtiyacın var...” 2 “Ben böyle köfte yemedim arkadaş!” CREPERIE CAFE&BISTRO Marinada iki kadeh birşey içmek, gemi direkleri arasından kaleye bakmak keyifli şey... Bunun için asıl Marina Yat Kulubü var. Caz barında canlı müziği, şık bir restoranı olan bir yer. Güzel, fakat pahalı. Üzülmeye gerek yok, “Bizde yat ne gezer oğlum” deyip bir-iki adım ötede Creperie’nin çatısına çıkılarak daha uygun 3 fiyatlara ulaşılabilir. Manzara aynı manzara, marinaysa yine marina. Benden duymuş olmayın ama yat kulübündeki canlı müzik buradan da gayet iyi duyuluyor, rahatça eşlik edebilirsiniz. LİMAN KÖFTECİSİ İki senedir Türkiye’de yaşayan İspanyol dostuma “Ben böyle köfte yemedim arkadaş!” dedirten bir restoran. Tabii Limon’da güneşin batışını görelim, Mimoza’da meze yiyelim kim istemez... Ama sonrasında hesabı görünce ben bir tuvalete kaçsam denecekse, olmasa da olur. Acılı köfte ve yoğurtlu Liman köftesi hakikaten takdire değer. İki kişilik yemek, bir de salata 30 lira. Kapıda biraz kuyruk olabilir, olsun. Beklemeye sonuna kadar değiyor. CAFE DEL MAR Burası da kazık plajlara bir alternatif. Barlar Sokağı’nın başında, beyaz minderleriyle şık ve güzel bir mekan. Waffle’ı başarılı. Gündüz de güzel fakat biz gece geç saatte gidip daha da beğenmiştik. Minder üstü sakin müzik eşliğinde denize karşı yayılmak mümkün. Sağda Kale, karşıda Kos Adası görünüyor. Fakat yabancı arkadaşınızla gitmenizi tavsiye etmiyorum çünkü ne kadar uğraştıysam da o sorudan kaçamadım. Dönüp acırcasına “Koskoca imparatorluktan şu adalar bile mi kalmadı size?” dedi, ne diyeyim, “Ya, sorma...” 4 5 Sanat Güneşi’nin mektupları, kıyafetleri, her şeyi burada ZEKİ MÜREN MÜZESİ Zeki Müren’in müze olan evi. Bodrum merkezde. Onca restoran, onca mekan yazılıyor da burası nasıl yazılmıyor hakikaten bilmiyorum. Büyük sanatçının yatak odasını, mutfağını, mektuplarını sahne kıyafetlerini, her şeyini görmek mümkün. Giriş 3 lira. Türkiye’nin en önemli sanatçılarından birinin evini görmek için ucuz bile. Kapının önündeki pembe arabasıyla ve büyük heykeliyle Zeki Müren’in evi bir İspanyol’un bile ilgisini çekiyorsa bizim ilgimizi hayli hayli çekmesi gerekir... ŞİRİN DÖNER Gecenin son durağı. Cafe Del Mar’ın karşısı. Saat kaç olursa olsun gidip de bir etli dürüm yiyebilirsiniz. Gayet güvenilir. O saatte baş gösteren açlığa da son derece iyi geliyor. Hele hafif çakırkeyiflik varsa daha da iyi geliyor. Biz afiyetle yedik. Üçüncü dürümde anca kalkabildik. İşte bizim tatil böyleydi. Bir haftada sıkı eğlendik. “Kazıksız”, belasız atlatıp hesabı denk getirdik. Size de öneririm. Hiçbir şeyiniz yoksa bir bankta oturup Halikarnas’ın tanıtım arabasının geçmesini de bekleyebilirsiniz, üstündeki dans şovuyla da yetinilir. ■ 6 7