Sakız Adası`nın merkezindeki
Transkript
Sakız Adası`nın merkezindeki
Α Ν Ε Μ Ο Σ 4 7 6 9 8 11 10 13 .................. İçindekiler Arzuladığınız gibi Yaşayın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14 Harita . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15 Sakız Adası, Konumu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16 Sakız Adası’nın Nitelikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 Sakız Adası’nın Damla sakızı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18 Öğrenin ve Kullanın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20 Sakız Adası Ürünlerini Deneyin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22 Sakız Adası’nın kısaca Tarihi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 Antik Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24 Bizans Dönemi Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Kalelerde Yürüyün . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28 Ortaçağ Dönemi Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30 Sakız Adası’nın merkezindeki Osmanlı Yapıtlarını görün . . . . . . . . . . . 32 Müzeleri Ziyaret Edin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 36 Sakız Adası’nın köyünde ve şehrinde dolaşma . . . . . . . . . . . . . . . . . . 38 Kütüphaneyi Tanıyın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40 Sakız Adası’nın Köylerini Dolaşın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42 Mağazalarıyla Güney Sahillerinin keyfini çıkarın . . . . . . . . . . . . . . . . 44 Mağazalarıyla Batı & Kuzey Sahillerinin keyfini Çıkarın . . . . . . . . . . . 46 Köyden köye gezinti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48 Yılbaşı ve Apukurya Gelenekleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Paskalya Geleneği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52 Notları Öneriler: Mesta . . . . . . . . . . . . . Oteller . . . . . . . . . . . . . Kiralık oda ve daireler Turizm Ofisleri . . . . . . . Yerel Ürünler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54 59 64 66 73 Yemek - Lokantalar . . Kafe - Eğlence . . . . . . Çarşı . . . . . . . . . . . . . Ayios Ğalas . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 85 101 104 106 YAY I N C I NO T U Arzuladı ğınız gibi Yaşayın Rahatlatιcι… Doğayla içiçe… Tarihsel… Dini… Kültürel… Eğlenceli… Sportif… Sosyal… Sakız Adası size her türlü olanağı sağlıyor! 20.000 adet basılan ilk baskısı altı ay içinde tükenen Türkçe Sakız Adası Turistik Rehber’in sekizinci baskısını sunmaktan kıvanç duyuyor ve 85,000 Türkiye pasaportlu dostumuzun kendine has güzelliklere sahip adamızı ziyaret etmesinde payı olduğuna üstelik diğer ziyaretçilere de önder olacaklarına inanıyoruz. Kültürel, geleneksel zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle çeşitliliklere sahip, kozmopolitliği ve aktivliğiyle her türlü çağdaş gezgini kaşılamaya, Türkiye’den gelecek tüm kardeşlerimizi ağırlamaya hazır içten sıcak duygulara sahip halkıyla Ege Denizi’nin incisidir Sakız Adamız sizleri bekliyor! Sakız Adası’nda göreceğiniz adanın dört bir köşesine dağılmış zenginlik, denizcilikten kaynaklanmaktadır ve bu zenginlik bizim ruhumuzu değiştirmemiştir. Tam aksine, denizde çalışanların memleketelerine duydukları hasret onların adaya karşı yoğun sevgilerini arttırmıştır. Ç ok sevgili dostlarımız, Çok uzun yıllar boyunca, büyük güçler ve her iki ülkenin politikacıları, yüreklerimize nefretle düşmanlık tohumları ektiler. Ancak 1974 yılında aradaki gerginlik en yüksek noktaya vardığında durum değişmeye başladı. Her iki ülkenin gençleri bu gerginliğin ağırlığına dayanamadılar. Halkın genç tabakasına hitap eden o zamanın dergilerinde diğer ülkenin gençleriyle iletişime geçme arzularını bildiren dünyaca bilinen kişilerin isimleri duyuruluyordu. Böylece, aynı yaşlardaki, aynı sıkıntıları ve endişeleri yaşayan Çeşme’den Ayşe’yle iletişime geçmeye başladık. İletişim içinde olduğumuz o iki yıl boyunca her iki tarafın sahillerinde gezinirken Ayşe Sakız Adası’nın Vrondatos’unu bizler de Çeşme’yi görüyorduk. Tek sıkıntımız, birbirimize bu kadar yakınken, bir o kadar da uzak olmamızdı. Aynı güneş bizi ısıtıyorken, Ege Denizi’nin aynı suyuyla ıslanıyorken ve aynı bulutlar bize yağmuru getiriyorken, buluşup yüzyüze konuşamıyorduk. Neden? Ayşe’yle aramızda çok güzel bir dostluğumuz olmuştu ve elbette onu asla unutmayacağımız gibi onun da Sakız Adası’ndaki Andonis’i unutmayacağından eminim. Günün birinde tekrar görüşeceğiz çünkü, her iki halk arasında geçmişte ve günümüzde ne kadar olaylar olursa olsun, ne kadar maceralar yaşanırsa yaşansın, bizim aramızdaki güzel dostluğa ve duygularımıza engel olmayacaklardır. Biz de, Ayşe de ve tüm dostlarımız tarihi DİNİ YA DA ETNİK FARKLILIKLARIN BİZİ ASLA BİRBİRİMİZDEN AYIRMAMASI GEREKTİĞİNİ HATIRLAMAK İÇİN ÖĞRENİYORUZ . Tüm içtenliğimizle sizleri adamıza bekliyoruz. Andonis & Yannis Palios “ deyişiyle dile retlerini “biri kaptan öteki armatör olan denizcilik konusundaki maha r ikişer ikişer gezer” sözünü size Sakızlıları n karakteristik özelliği ızlıla “Sak ur meşh o en tmişk olduğ umuzdan bahse yolda karşı laşgetirilerken ve hazır biz de iki kiş nlı işgali altındaki yıllar boyunca, ilk yorumlarından biri şudur; Osma lermiş ve uzaktan bir gezer r ikişe r açıklamak istiyoruz. Bu deyimin ikişe yolda ılar aya zorunlu bırak ırmış. Sakız Adal ar böylece Türk tığı Rum’u kendini sırtında taşım ki Osmanlı “yükünden” kurtulsunl n biri diğerinin sırtına çıkarmış heme de klerin gördü ı ştığın miş. Bu yorum belki Sakızlıları n gider Türk’ün yakla geçip n rında yanla n mada görünce hiç bir talepte bulun Rum’un sırtın ın yüklü olduğ unu tamamen asılsı zdır. işaret olabilir ama tarihsel açıdan dünyaya kadar uzakurnazlığ ına ve keskin zekalarına ri Homeros’un eserlerinde yarattığı kökle ının anlığ alışk e gezm r r ikişe ikişe n lıları ne kadar tesirini sürSakız bugü ırsa bile da bakıl ca ların Sonu el hayat alışkanlıklarında olduğ u kadar günc ası düny n eros’u en ötekinin etHom verirk için güç” lılar ve nıyor. Ve Sakız varlığ ının diğerine “cesaret a adlı eserinde, ikinci bir kişinin dürmeyi başarmıştı r. Homeros İliyad der. güçlenmesini sağlıyor diye bahse kinleşmesini, tamamlanması nı ve Teşekkürler n Atina Zaharu Lutrari’ye fililojik ve tarihi konulardaki katkılarından dolayı Teşekkür ederiz. n Dimitris Andreasis’e, Dimitris Vuhuris’e, Sakız Adası Damla Sakızı Üreticileri Birliği’ne, Nikos Zahariadis’e, Athina Zaharu- Lutrati’ye, Despina Karaca’ya, Stamatis Menis’e, Diamantis Miçis’e, Yorgos Monogudis’e, Maria Ksida’ya Pandelis Ad. Saliaris’e, Aleksandra Stamatulaki’ye, Kostas Stamulis’e, Andonis Çaçaronis’e, Staritis Çulelis’e ve Tubis Yayınları’na fotoğraflarla katkıda bulundukları için teşekkür ederiz. Kitapçığın oluşumunda kullanılan metin ve fotoğraflarda kaynak olarak kullanılan kitaplar: n Athina Zaharu Lutrati “Homeros-Sakız Adası Bülbülü” Alfa-Pi Yay., 2005 n “Sakız Adası 2.Lisesi Takvimi” Derleyen Athina Zaharu Lutratin, 2002. n Sakız Adası Müzeleri ve Kolleksiyonu, 2003, Sakızlı gemilerin asırlarda yolculuğu. n 2004, Sakız Adası Kaleleri, 2006 Sakız Adası Korais Kütüphanesi,Tarih ve Hazineleri. n Aristidis Kelepercis, Yöremi Öğreniyorum Sakız Adası-İnusses Adası- Psara Adası, Alfa-pi Yay. 2008. n Nikos Mitsis, “Sakız Adası ve Sakız Adası’na Dair, Alfa-pi Yay. 2002. n Haralambos Buras, “Yunan Geleneksel Mimarisi”, Melissa Yay. n Karalambos Buras, “ Ayo Vasilis’in geleceğe dileği” Alfa-pi Yay. 2003. n Pandelis Ad. Saliaris, “Sakız Adası’nın Orkideleri Kardamilla Belediyesi Yay. 2002. n Sakız Adası - Ajanda 1972. n Metinler: K. Horeanthi,E. Çikritea. n Afon N. Haviara Yay. Sakız Adası: Tarih ve Sanat Sakız Adası Valiliği Yay. 1988. n Kutsal Ada Sakız, metinler: A. Aksiotaki,Sakız Adası Bel. Bel. Turizm Kurulu n Frangomihalas K.E. “ Homeros Çağı Ruhunun, Gelenklerde, törelerde Sakız Adası Halkının gelenklerinde yaşaması”, Filololijik Sakız Adası cilt 10 2004-2006. Metin yazarı ve editör: Yorgia Luka-Miçi. Çeviri: Şebnem Arslan Christakopoulos. Elektronik sayfa dizgisi: İliana Stefaki, Despina Karaca, Korina Kontari, Monica Kowarick. Kapak fotoğrafı: Apostolis Flioukas (Tolis Photography). Fotoğrafı: Stamatis Menis, Giannis Oikonomou, Dimitris Vouchouris, Sideris Loizos. alfa pi: Reklam - Yayın - Matbaa www.alfapiprint.gr www.alfapibooks.gr n Ofisler: Rodokanaki 7, 82100 Chios Greece ♦ t.: +30 2271041287♦ m.: +30 6948607617 n Matbaa: Lefkonia, Kontari 82100 Chios ♦ t.: +30 2271082846 ♦ e-mail:apchios@otenet.gr SAKIZ ADASI HARİTASI PSARA ISL Sakız Adası, Konumu Bizim ardımızdan biraz sonra işte sarışın Menelaos yetişiyor Lesvo’ya uzak yolculuğu hesapladığımız o yere. Sakız’dan daha öteye çıkarsak kayalıklı Psiria’ya doğru bırakırsak solumuzda burada ya da aşağıya doğru rüzgârlı Mimanda’ya doğru... “Homeros”, Odissea, Rapsodi …. Sakız Adası’nın yerini Lesvos’a, PsaraV (Psiria)’ya ve Küçük Asya (Mimanda) sahillerine göre böyle belirtir Homeros. KONUM Sakız Adası, Ege’nin Kuzey doğu bölgesindeki adalarından biridir. Küçük Asya kıyılarıyla arasında çok az mesafe vardır. Lesvos ve Samos adalarının ortalarındadır. Pire limanına olan uzaklığı ise 165 mildir. ÖZELLİĞİ Sekizyüz kırk metrekarelik yüz ölçümüne sahip ada büyüklük açısından Yunan adalarının beşincisidir. Sahil şeridinin uzunluğu 200 km’yi aşmaktadır. Sakız Adası’na bağlı Psara ve İnusses adında iki küçük ada vardır. NASIL ULAŞILIR Sakız Adası’na hem deniz yoluyla hem de hava yoluyla ulaşabilrisiniz. Pire Limanı’ndan yapılan günlük seferlerle 6 ile 8 saat VE NEREYE arası süren yolculukla deniz yolu ulaşımı sağlanmaktadır. AtiGİDİLİR? na Eleftherios Venizelos Havaalanından Sakız Adası’na ulaşım sağlayan iki hava yolu şirketi adaya günde dört sefer düzenlerken yaz aylarında bu seferlerin sayısı artmaktadır. Astra Airlines’ın Selanik’ten ve Sakız Adası’ndan Selanik’e haftanın beş günü uçuşları vardır. Yaz aylarındaysa, haftanın iki günü Midilli’ye, Limnos’a, Samos ve Rodos adalarına uçak serferleri düzenlemektedir. Deniz yoluyla ulaşım günlük seferlerle Midilli’den ve Sakız Adası’na ait olan İnusses ve Psaras adaları arasında gerçekleşmektedir. Ayrıca Samo Adası’yla (Kalovasi ve Vathi limanlarından), Selanik’le ve Limnos’la haftanın üç günü, Kavala’yla haftanın iki günü, Rodos’la, Kos, Kalimnos, Midillini Sigris’le ve İkaria adalarıyla haftanın bir günü aktarmalı ulaşım sağlanabilir. Bunların dışında Türkiye Çeşme’ye günlük seferler vardır. SAKIZ ADASI HAVAALANI : 222710 81400 OLİMPİK HAVAYOLLARI : 210 9369111, 22710 23998 ASTRA AIRLINES : 22710 82300 HELLENIC SEAWAYS : 22710 40070, 22710 22034 PHAETHON : 22710 80606 LIMAN İŞLETMECİLİĞİ : 108, 22710 44434 Yaz ayları boyunca yolcu ve talep sayısının artması nedeniyle sefer sayıları da artmaktadır. Şehiriçi toplu taşıma Adanın taşıt yolları genel hatlarıyla gayet iyi durumdadır. Sadece Sakız’ın sokakları ve yolları dar olduğundan yaz ayları (Temmuz ve Ağustos aylarında özellikle) boyunca yoğun trafik sıkıntısı yaşanabilmektedir. Adanın geri kalan kısmında arabayla rahatça yolculuk yapılabilir. Küçük köylere giden yollarıyla birlikte tüm ana caddeleri asfalttır. Yollardaki trafik işaretleri düzenlidir ve adanın her yerinde benzinlikler bulunmaktadır. Köylere, plajlara, tarihi ve dini önem taşıyan noktalara giden toplu taşıma araçlarının düzenli seferleri çok azdır. Diğer Yunan adalarına nazaran otomobil kiralama ücreti çok daha uygundur ve kusursuz durumdaki çok çeşitli otomobili hizmetinize sunabilecek oto kiralama ofisleri adada çokça bulunmaktadır. ŞEHİR İÇİ OTOBÜS HATLARI : 22710 22079, 22710 23098 ŞEHİRLER ARASI OTOBÜS HATLARI : 22710 27507, 22710 24257 TELSİZ TAKSİ : 22710 41 111 (24 saat) Sakız Adası’nın Nitelikleri Antik çağlardan beri Homeros’un kendisine ait olduğunu iddia eden birçok kent olmuştur. Sakız Adası, felsefik, arkeolojik, efsanevi ve adanın geleneklerini “Kutsal bülbül’ün” İzmir’den gelip bu topraklarda yaşadığına, eserlerini burada yarattığına dair kanıt göstererek Homeros’u “evladı” olarak kabul eder. n n Sakız Adası sakız ağacının bir türünün «meyvesi» olan damla sakızı, üretiminde dünya çapında ayrıcalığa sahiptir. Sakız ağacı başka yerlerde de dikilmektedir ancak sadece adanın güney kısmındakilerden ağacın gövdesine atılan çiziklerden sakız damlar. “Katılaşma” yani kuruma özelliğine sahip olan bu damlacıklar bize bildiğimiz o sakızları verir. (say.10 bk.) n Denizcilik ve deniz ticareti Sakız Adası’nda antik çağlardan beri gelişmiş, adanın ekonomik ve kültürel açıdan gelişmesinde çok önemli rol oynamışlardır. Heredot ve Thukidides Sakız Adası’nın güçlü denizciliğinden bahsederler. Öyle bir güçtür ki yüzyıllık yolculuğunun ardından Bizans ve Cenovalıların zamanına kadar uzanmaktadır. Hatta o dönemde (1473) Christopher Colombus’un Sakız’ın Vrondatos bölgesinden tecrübeli denizciler, denizcilikle ilgili bilgiler, haritalar ve mürettabat almaya gelmiştir. Sakız Adası’nın denizcilik etkinlikleri Osmanlı işgali yılları ve özgürlüğüne kavuştuktan sonra da devam etti. Adanın hürriyetine kavuşmasından sonra ve günümüze kadar Sakız Adası denizcilik alanında oldukça kuvvetli bir güç olmayı sürdürüyor. Antik çağlardan beri adanın sembolü Sfenkstir. M.Ö. sekizinci yüzyıla ait en eski buluntularda görünmektedir. Sakız Adası, Sfenks’i en uzun süre sembolü olarak taşıyan kent olma özelliğine sahip olarak örnek teşkil eder. n n İlkbahar mevsimi başlarında, şehrin güneyinde Anemona’da her Mart ayı tarlalar, adaya has ismiyle “laladele” lerle yani yabani lalelerle kızıla boyanır. “Ticari” yol kat eden laleleri bu adadan alıp Hollanda’ya Avrupalı gezginler götürmüşlerdir. n Sakız Adası’nda eşsiz ve benzersiz iki mimari örnek bulunmaktadır. Her iki yapı grubu Cenovalılar işgali (14.-15. yy) altında bulunduğu dönemde inşa edilmişlerdir. İlk mimari özelliği olan grup varlıklı kentlilerin bağlar ve turunçgiller bahçeleri içinde inşa edilmiş Kambos bölgesindeki konaklardan oluşmaktadır. (say. 23 bk). Diğeri ise Sakız Adası’nın ortaçağ dönemlerden kalma köyleridir. Her biri sur içi köyleridir. En değerli varlıkları olan damla sakızını korumak amacına hizmet edecek şekilde yapılmış yapılardır. (say. 22, 23.) n Sadece Sakız Adası’nda görülebilen geleneklerin sayısı oldukça çok olduğu gibi her birinin ardında Sakız’a has kültürel tarihi hikayeler saklıdır. Örneğin Vrondatos köyünde her sene Paskalya’da gerçekleşen havai fişek savaşları (say. 46-47 bk), Thimiana’da ve Mastihahoria’da yapılan Apukurya cümbüşü (say. 40.bk), Sakız’ın merkezinde daha çok görülen yılbaşı “gemileri” (say. 44. bk) gibi. Ayrıca Noel ve yılbaşılarında Noel şarkılarına eşlik eden çömlekten yapılan adaya has müzik aleti “trabuka”, çömlekleriyle meşhur damla sakızı köylerinden Armolya’da yapılmaktadır. 16 19 Sakız Adası’nın n Hoş tadı, şifa verici özelliği ve çok çeşitli kullanım alanı olan mis kokulu damla sakızı üretimi konusunda dünyaca ünlü olduğundan, Sakız Adası demek damla sakızı demektir. Damla sakızı eski çağlardan beri kadınların kişisel bakımlarında kullandıkları vazgeçilmez bir üründür. Sakız Ağacı (Skinos) Asprohomatisma(beyaz toprak serme) n Damla sakızının satışa sunulması aşamasına ge linceye kadar ne türlü işlemlerden geçtiğine değinmekte de fayda var. Yaz aylarının başlarında sakız ağacının köklerinin etrafındaki toprak temizlenip, geniş daire çizilerek düzleştirilir. Ardından toprağa “masa” (trapezi) denilen şekil verilir. Ağacın gövdesiyle ana dalları temizlenir. Sonra ağacın altındaki düzleştirilmiş toprak, “trapezi” çalı süpürgesi ya da normal süpürgeyle süpürülür. Bu temizliği sırasıyla “masa kurma” (strosimo trapezion) ve “toprağı beyazlama” (asprohomatisma) işlemleri takip eder. Başka bir deyişle, ağacın altındaki temizlenen yüzeye çevreden toplanan beyaz toprak serpilerek kaplanır. Ağaçtan akacak damlanın sertleşip kurumasına yardımcı olacak bu beyaz killi toprak düzgünce yayılıp pürüzsüz yüzey sağlamak için iyice bastırılır. Tüm bu işlemlerin ardından ilk “nakışlama” (kendima) başlar. Ağacın gövdesine ve büyük dallarına çizikler atarak yarıklar açmaya nakış denir. Yarıkların uzunluğu 1-1,5 santim ve derinlikleri 0,5 santimdir. Ve keskin “nakış aleti” denilen bir aletle açılır bu yarıklar. “Nak ışlama” dönemi “Nakış” (kendos) olarak adlandırılır. Nakış işlemi ağacın gövdesinden dallarına doğru yapılır. Aynı ağaç, beş altı hafta boyunca haftada iki kez nakışlanır. Ağaca atılan çiziklerin ardından 10-20 gün sonra ağacın reçinesi akmaya beyaz killi toprağa düşerek donmaya başlar. Genellikle tüm bu işlemler ilk toplama işleminin de başladığı 15 Ağustos’a (Meryem Ana Yortusu’na) kadar devam eder. Damla sakızını toplama işlemi ilk “Timitiri” denilen özel bir aletle yapılır. Damla sakızları hava sıcak olduğundan birbirine yapışmasın diye genellikle katları olan hasır ya da ahşap kutular içinde Kendima (Nakışlama) Dakria mastihas (Sakız damlası) Damla sakızı sakız ağacı tarlalarından evlere taşınır. Damla sakızları evlerde serin bir yerde saklanır. İlk toplamanın ardından yine aynı işlemler yapılarak ikinci “nakışlama” yapılır ve ardından da son toplamaya geçilir. Artık sonbahar başlangıdır ve yağmur yağma tehlikesi üreticinin en büyük korkusu olur. Damla sakızlarının toplanma sürecini “tartarisma” adı verilen yani sakızların elekten geçirilme işlemi takip eder. Elenen damla sakızları kapalı mekânda sabunlu suyla yıkanıp kurutulur. Ardından damla sakızı üreticilerinin çoğu kurutmanın ardından “çibima” yani damlaların kalın, ince ve toz olarak ayrılma işleminin gerçekleşmesi için ürünlerini “Sakız Adası Damla Sakızı Birliği”nin fabrikalarına verir. Son olarak, ya paketlenir ya da başka mamüllerin (sakız, damla sakızı yağı, sabun, diş macunu, yüz kremi vb.) üretilmesi için kullanılır. n Damla sakızı Avrupalı gezginler sayesinde M.S. 10. yüzyılda dünyaca ün kazandı. Düzenli olarak kullanımı 14. y.y.’da adayı işgâl eden Cenovalılar’ın kurdukları “Maonas” adlı birlikle satışını tekelinde tuttuklarında gerçekleşti. 16. yy’da Osmanlı işgalciler ada mamülünün satışını tekellerinde tutarak damla sakızı sayesinde adaya ekonomik ve kültürel açıdan katkı sağladılar. Damla sakızının gizli olarak başkaları tarafından satılması, hem Cenovalılar hem de Türkler döneminde uzuvların kesilmesinden ölüme kadar uzanan ağır cezalarla sonuçlanırdı. Adanın hürriyetine kavuşmasının ardından damla sakızı ticareti çok az sayıdaki “damla sakızcı” tüccarların eline geçmişti. Üreticiden inanılmaz derecede düşük fiyata alarak büyük kâr sağlayacakları fiyatlara pazarlıyorlardı. Böylece,1983 yılından günümüzde damla sakızını tekeline alan “Damla Sakızı Üreticileri Birliği” kuruldu. Damla sakızıve timitiri 18 21 Beyaz toprak üzerindeki damla sakızı Çibima (sakız damlalarının seçilmesi) Damla Sakızı. Τanıyın DAMLA SAKIZI MAMÜLLERİ: Damla sakızının, antik çağlardan bu yana bilinen sayısız faydalı yanı vardır ve günümüzde çeşitli ürünlerde ve birçok alanda kullanılmak üzere birçok ülkeye ihraç edilmektedir. Mide rahatsızlıkları, kolestrol gibi hastalıklarda yararı ispat edilmiş olan damla sakızı tedavi edici ilaçlarda, ameliyatlarda (cerrahi dikişlerde) ve diş tedavilerinde (çok çeşitli şekilde) kullanılmaktadır. Damla sakızı, renk sabitleştirici olarak en iyi sonucu verdiğinden bir çok endüstriyel üründe de kullanılmaktadır. Ama kullanım alanı olarak sürekli gelişen ve artan damla sakızını değerlendiren en önemli alan kozmetik alanıdır. n Piyasada sürekli yüz, vücut kremleri, temizleme sütleri, makyaj ürünleri, diş fırçaları ve bunlar gibi damla sakızının kullanıldığı yeni ürünler çıkmaktadır. “Damla sakızı eski çağlardan beri kadınların kişisel bakımlarında kullandıkları vazgeçilmez bir mamül.” ve Ürünlerini Kullanın 20 DAMLA SAKIZLI LEZZETLER: Sakız Adası’nın içki üreticileri tarafından piyasaya eşsiz lezzetteki damla sakızlı uzo sürülmektedir. Aperatif olarak içilen damla sakızlı likör de bulunmaktadır. “İpovrihio” (denizaltı) adı verilen -yarıya kadar su dolu bardağın içine bir tatlı kaşığıyla konulan yumuşak damla sakızlı karamel yoğunluğundaki krema görünümündeki tatlı- Tereddütünüz olmasın. Damla sakızının kullanım alanları sayısızdır. Deneyin. Sakız Adası’nda eskiden damla sakızı sadece tatlılarda kullanılırdı. Damla sak ızlı karakteristik “beyaz” pasta glaseleri tüm Yunanistan’da meşhurdur. Sakız Adası’nda bir çift nişanlandığında, kız tarafının, damadın ailesine kristal tatlı kasesi içinde damla sakızı tatlısı götürmesi de Sakız Adası’nın geleneklerindendir. Farkl tatlara duyulan ihtiyaçtan ötürü son yıllarda damla sakızı yemeklerde de kullanılmaya başlanmıştır. n Serinletici, doğal damla sakızlı meşrubat. Doğal damla sakızının tüm faydalı özelliklerini içerir. 250 ml cam şişe ve 330 ml teneke kutularda bulabilirsiniz. n 23 Damla sakızlı simitler: 700 gr un, 250 gr tereyağı, 100 gr süt, 300 gr pudra şekeri, 4 yumurta, 15 gr damla sakızı tozu, üzerlerine serpmek için pudra şekeri Tereyağını, sütü ve şekeri çırpın. Yumurtaları da ekleyip, dönüşümlü olarak un ve sütü de ekleyip çırpmaya devam edin. En son damla sakızı tozunu ekleyin. Hamur parçalarına istediğiniz şekilde biçim verin. Önceden ısıtılmış fırında orta sıcaklıkta pişirdikten sonra henüz sıcakken üzerlerine pudra şekeri serpin. n Damla sakızlı Diples (katlı) 5-6 fincan irmik, 8 yumurta, 2-3 portakalın suyu, biraz tuz, bir tatlı kaşığı soda, 2-3 gram dövülmüş damla sakızı, tuzsuz antep fıstığı, damla sakızlı likör derin bir kaba irmiği koyup, yumurtaları, portakal suyunu, tuzu, damla sakızını ve sodayı ekleyin. Sert bir hamur haline gelinceye kadar yoğurun. (eğer hamur çok sert olursa üzerine biraz su seriştirin). Oklavayla hamurdan yufkalar açın. Ardından yufkaları büyük ya da küçük tekerlekle farklı şekillerde parçalara kesin. Kızgın yağda kızartıp yağını süzdükten sonra üzerlerine damla sakızı likörü serpin. Ardından şerbetini döküp antep fıstığıyla süsleyerek servis yapın. Yemek tarifleri: Vaso Kritaki. n Sarhoş köfte 5 dilim ekmek ya da 3 adet esmer peksimet. 500 gr dana kıyma. 2 yumurta, 1 adet rendelenmiş domates, iki yemek kaşığı sirke, tuz, biber, yarım bardak damla sakızlı uzo. Derin bir kaba ekmekleri ya da suyu iyice süzülmüş peksimetlerle, 2 yumurtayı arzunuza göre tuzu, biberi, dometesi, sirkeyi koyun ve yoğurun. Ardından kıymadan alacağınız küçük parçaları elinizle şekillendirip kızgın yağda kızartın. Kızaran köfteleri bir tabağa alıp üzerlerine damla sakızlı uzoyu dökün ve yakarak «flabe» olarak servis yapın. Kaynak: www.masticha.gr Sakız Adası Ürünlerini Deneyin n Sakız Adası’na has konsantre ya da sulandırılmış portakal, mandalina suları eşsiz serinlik anları yaşatır. Sakız Adası’nın karakteristik lezzeti olan vişne ve düğünlerin vazgeçilmezi olan acıbademli soğuk suyla karıştırılmış serinletici Sumada’yı mutlaka denemelisiniz. n Pastanelerde sadece adaya has olan en karakteristik iki tatlıyı bulabilirsiniz. Yunanistan’da herkes tarafından bilinen bademli bir tatlının Sakız adasına has taarifiyle yapılan Bademli (amigdalota) ve “masurakia”. Masurakia 2 çeşittir. Beyaz, (ceviz, badem vb.) içi dolgulu, Sakız Adası’nın özel çiçek suyuyla kokuland ırılmış, ince yufkaya sarılı üzerleri pudra şekerli olanlar ve bir de şerbetli üzerlerine badem serpilmiş olanlar vardır. Her ikisi de adadan ayrılırken beraberinizde götürebileceğiniz tatlı bir lezzettir! n Sakız Adası antik çağlarda şarabıyla ünlüydü. Adalılar, adayı ilk inşa eden Vasilia İnopiona’dan bağcılık ve şarap yapımını öğrendiler. Meşhur «Ariusios İnos» ithalatıyla adaya büyük zenginlik sağladı. Antik yazıtlarda, metinlerde bundan bahsedildiği gibi nomismalarda Sakız Adası Sfenks’i şarap amforaları ve asma dalıyla resmedilir. Yolunuz adanın güneyindeki Mesta’dan geçerse “Mestutsiko” şarabını tatmalısınız. n Sakız Adası uzosu özel lezzetiyle meşhurdur. En iyi uzo olarak kabul görülür ve ihraç edilir. Çoğu yerde üretimi eski geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilir. Aile işini devam ettiren bir çok uzo üreticisi geleneksel yöntemlerle üretimini sürdürürken piyasaya eşsiz likörler de sunan birçok içki üreticisi aile vardır. n Sakız adasında reçel (glika kutalyu-kaşık tatlısı) bol çeşitli olduğu gibi tüm Yunanistan’da meşhurdur. Turunçgiller meyvelerinden, mandalina, portakal, narenciye, gül çiçeğinden ya da limon çiçeğinden (eşsiz tadıyla herkes tarafından çok sevilen bir tatlı), antep fıstığından, patlıcandan ya da incirden yemeden Sakız Adası’ndan ayrılmayın. Adanın ev tatlıları üretenleri hepsini çok lezzetli yapıyor. n KRONOS dondurma n Sakız Adası pastili piyasada ve her yerde bulabileceğiniz ünlü pastillerdir. Ancak olur da yolunuz bir panayıra düşerse kendi elleriyle yaptıkları ve eşsiz lezzete sahip pastiller satan seyyar satıcılardan da alışveriş yapmayı ihmal etmeyin. n Adadan süt mamüllerinin tadına bakmadan sakın ayrılmayın! Toplandığı günün hemen ertesi tüketim için piyasa çıkan Sakız Adası’nın sütü, kalitesi ve lezzetiyle ünlüdür. Kesinlikle çok seveceğiniz “Çobani” şirketinin ürettiği yerel peynir çeşitlerini her yerde bulabilirsiniz. Sakız Adası’nın kısaca Tarihi Prehistorik yıllar Buluntular ve araştırmalar Sakız Adası’nda Neolitik çağlardan (M.Ö 6000-M.Ö.1100) beri gelişmekte olan ekono mik ve kültürel yaşamın bulunduğunu ispatlamaktad ırlar. n Bizans Dönemi (M.Ö. 4. yy-1346) n Antik buluntular, en eski hristi yanlık dönemlerin ispatıdır. 9. yüzyıldan itibaren Bizans Devleti adanın stratejik konumu nedeniyle Sa- Antik Yıllar M.Ö. 1000’lerde Ionya’nın sakinleri belirli dönemlerde Sakız Adası’na, Samo Adası’na ve Küçük Asya kıyılarına yerleşmişlerdir. Sakız Adası M.Ö. 7. ve 4. yüzyıllar arasında oldukça gelişmiş ve güçlenmiştir. n M.Ö. 3. yüzyılda B. İskender’in ve varislerinin hakimiyetiyle Sakız Adası farklı değişimlere uğramıştır. M.Ö. 2. yüzyılda Romalılar’ın hakimiyetine geçmiş ve Roma kültürüne yakınlığı nedeniyle ayrıcalık kazanmıştır. kız Adası’nı savunmaya başlamıştır. Böylece şehrin Kalesiyle birlikte diğer bir çok küçük burç inşa edilmiştir. Adanın kültürel, ekonomik ve dini yaşantısında önemli rol oynayan Nea Moni 11. yüzyılda kurulmuştur. Nea Moni manastırındaki mozaik n Cenovalılar Dönemi (1346-1566) Cenovalılar tarafından işgal edilen Sakız Adası, güçlü ve varlıklı aileler sayesinde gelişmiştir. Damla sak ızının ticaretini elinde tutan tekelci denizcilik ve ekonomi şirketi Maona kurulur. O dönemden kalan ve ortaçağ izlerini taşıyan köyler, adanın merkezinde bulunan güzel mimari örnekler ve Kambos köyündeki Cenovalı zenginlerin yazlık konakları bu döneme aittir. n Osmanlı Dönemi (1566-1912) Sakız Adası Osmanlılar tarafından işgal edilir. Ancak, özellikle damla sakızı nedeniyle imtiyazlı olarak yönetilir. İpek ve pamuk ticareti oldukça gelişir. 1822 yılında Samos Adası’ndaki direnişin sonucu Sakız Adalıları’ın ayaklanmasına neden olmuş ve bu olayı ada halkının büyük kısmının katliam edilmesi takip etmiştir. 1881 yılında meydana gelen depremler sonrası adanın yıkıcı darbe almasıyla ve yerel halkın çoğunun başka ülkelerde diaspora olarak yaşamına devam etmek üzere adadan ayrılmalarıyla sonuçlanmıştır. Sakızlılar, ticaret, denizcilik ve diasporayla memleketlerinin sanat ve edebiyat alanlarında gelişmesi için yardımcı olmuşlardır. n «Sakız Adası Katliamı» Ferdinand Victor -Eugène Delacroix 1912 – günümüze kadar olan dönem n 1912 yılında Sakız Adası özgürlüğünü kazanıp Yunanistan’a bağlanır. Bölgenin kaderini her ikisinin de göçlerle sonuçlandığı (1914-1922) iki büyük savaşla birlikte iki dünya savaşı etkiler. Adanın ekonomisi (son dönemlerde ada turizme yöneldi) daha çok denizcilik, tarım, turunçgiller ve damla sakızı ticaretine dayalıdır. n Bugün adanın merkezinde yakla şık 24.000 kişi, köylerde 28.000 kişi yerleşik hayat sürmektedir. M.Ö. 332 yılında B. İskender’in adanın siyasi konularını düzenlemesi hakkında Sakız Adalılara gönderdiği belge. Kambos’da bir konak. 22 25 Antik Sakız Daskalopetra (1). Antik çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren tek antik nokta burasıdır. Her zaman için yüzeyde kalan bu nokta ziyaretçilerin uğrak yeri olmuştur. Şehrin merkezinden 6 km uzaklıktaki Vrondato’da bulunan Daskalopetra, antik çağlarda Tanrıça Kibele yeraltı tapınağıdır. Kalıntının tam ortadoğu tarafında tahtta oturan başsız bir silüet görülmektedir. Diğer her bir üç tarafında bulunan üç aslandan geri çok az kısımlar kalmıştır. Bölgenin geleneksel töreleri bu tapınağı Homeros’un Okul’u olarak adlandırmaktadır. Tam ortada şair-eğitmen Homeros’un oturduğuna ve etrafına toplanmış öğrencilerine burada dersler verdiğine inanılır. Büyük şairden izler bulmayı ümit ederek Daskalopetra’yı (öğretmen taşını) ziyaret edenlerin sayısı oldukça çoktur. n Agio Galas (Ayo Galas) (Kutsal Süt) (3). Sakız Adası’nın kuzey batısı üç mağara grubunun bulunduğu tek köy olma özelliğini taşır. Gezilebilir olan mağaralardan birinde Neolitik dönemden (6000-5000 M.Ö.) M.Ö. 2700’e kadar insanların yaşadığı bilinmektedir. Mağarada bulunan ve iki değişik döneme ait olan antik kalıntılar (Neolitik çağa ait kaplar, aletler, deniz kabukları, keçi kemikleri) Sakız Adası’nın Arkeoloji Müzesi’nde (say. 28 bak.) sergilenmektedir. Mağara antik ve Hristiyanlığın yayıldığı ilk dönemlerde tapınak ve ibadet yeri olarak da kullanılmıştır. “Kutsal Süt”ün (Ayio Gala) damladığı söylenen mağaranın girişinde Meryem Ana Ayogalusea’ya (kutsal sütlü Meryem Ana) adanmış bir kilise bulunmaktadır. n Aipos (Epos) (2). Rakımı 643 metredir ve Vrondatos’un en yüksek noktasıdır. Rimokastro bölgesinde Klasik ve Roma Dönemi’nden itibaren yaşam belirtileri olduğu bilinir. Buluntular ve kırık kiremitler, vazolar, figürler, platolar, toprak duvarlar, kuyular, taş yığınlarıyla birlikte bulunan farklı yapılara ait kalıntılar bölgenin bir zamanlar çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşanlara “ait” olduğunu ispatlamaktadır. Tarım alanları büyük ihtimalle sınırlarında yaşayan köleler tarafından işleniyordu. n Adası’yla Tanışın 24 27 n Emborios (4). Sakız Adası’nda bulunan en önemli arkeolojik bölgedir. Sistematik ve aşamalı kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Neolitik çağdan daha öncesinde yerleşim alanı olarak kullanılmış ve büyük değişimler yaşamıştır. Prehistorik dönemden kalan buluntularla limanın tapınağından geri kalan kalıntılar görünmemektedir. Ancak son çalışmalarla, tarihi yerleşim alanının Emborios’un kuzeyindeki Profiti İlia (Peygamber İlia) tepesinde bulunduğunu işaret etmektedir. Hisarlar ardında akropol, tanrıça Athena’nın üç sunaklı tapınağı, saray (büyük ihtimalle liderin yaşadığı) ve akropolün dışında, tepenin yamacında 50 evden oluşan bir yerleşim alanı bulunmaktadır. Taşınabilir olan buluntular Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Fana (5). Çinko çağının ortalarında başlayan ve tarihi yıllarda özellikle de antik dönemde en parlak devri yaşayan ibadet bölgesidir. Geriye çok az kalıntının kaldığı meşhur Faneu Apollona tapınağı burada bulunmaktadır. Bölgenin “Fana” adını almasının sebebi Dilos’un Lito’ya burada belirdiğine dair yöresel inanış yüzündendir. (Fana, Yunanca “fanerono” (Φανερώνω) = belirmek, görünür olmak anlamına gelen kelimeden gelmektedir.) Sakız Adası’nın arkeoloji müzesinde sergilenen buluntular, kaplar, figürler, madeni paralar, takılar, bir dizi kutsal Mısır böceği (Skarabe) ve küçük fayans heykeller tapınağın zenginliğini ve önemini belirtir. Antik tapınağın yapısının malzemeleri, daha sonradan üzerine inşa edilmiş kiliselerin inşaatında kullanılmış ve Bizans döneminde Hristiyanlığın merkezine dönüştürülmüş ya da uzak mekanlara dağıtılmıştır. n Psara (6). Adadan Psiri adıyla bahseden Homeros’un yazılarından ve kazılarda ortaya çıkan buluntulardan, çok erken çağlardan beri, konumunun da etkisi sayesinde (Ege Denizi’nin ortasında oluşundan) ticarette çok önemli rolü olduğu bilinmektedir. Adanın doğu kıyılarında Arhontiki’nin yerinde Miken (Mykēnai) kültürüne ait yerleşim alanı ve bir kısmı sular altında olan deniz kıyısı boyunca 100 metrelik alanı kaplayan M.Ö 1000 yılın ikinci yarısına ait mezarlık bulunmaktadır. Mezarlardan çıkan yazıtlar, çömlekler, aletler, kolyeler, değerli takılar Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. n (Sakız Adası’nın antik tarihi adada gün ışığına çıkarılmış tüm buluntuların sergilendiği Arkeoloji Müzesi’nde (say. 28) gözler önüne serilmektedir.) Bizans Dönemi Sakız Nea Moni (Yeni Manastır) (1). Nea Moni adanın tam merkezinde Provatio Oros (Provatio Tepesinde) 11. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. Yapılışı Konstantinos Monahos’un, kendisi Midilli’de sürgündeyken krallığını yayan ve mucizeler yaratan Meryem Ana ikonasını Provatio Oros’ta bulan Nikita, İoanni ve İosif adlı keşişlere verdiği sözünü tutması üzerine gerçekleştirildi. Manastır ve çevresindeki birçok bölgede “toplusanatlar” grupları bulunduğundan Manastır büyük bir gelişme gösterdi. Eski yıllara ait metinleri kurtarma amacıyla çevre manastırlarla ve diğer adalarla birlikte iş birliği içinde çalışan manastır “Yazıların kopya edildiği” en önemli merkezlerden biri halini aldı. Adada bulunan, ortaçağa ait en önemli anıt olan manastır aynı zamanda Bizans döneminin mimari, resim ve mozaik sanatları için önemli bir örnek olma özelliğini de taşımaktadır. UNESCO tarafından dünya kültür hazineleri arasına alınan bu eşsiz mimari eserin korunma ve bakım çalışmaları bitmek üzeredir. n Adası’yla Tanışın 26 29 n Ayos İsidoros (5). Sakız Adası’nın şehir merkezinde bulu nur. M.S. 250’de Sakız Adası’nda çileci Aziz İsidoros’un şeferine adanmış kilisedir. Neredeyse adadan geçen tüm gezgin ve n Ayi Apostoli (2). Pirgi’de Bizans dönemine yolcular tarafından adı anılmıştır. İnşaası dört aşamalı olarak ait dışı zengin seramik süslemelerle dolu kagerçekleşmiştir. İlk başta kraliyet üçgen yapısında inşa edilen tolik Nea Moni kilisesinin aynısıdır. 14. yüzkilisenin yapısı en son artı şeklindeki kubbeli halini almıştır. yılın ortalarında inşaa edildiği bilinmekteGünümüze kadar gelmeyi başarmış zemindeki mozaiklerle indir. Kilisenin iç kısmında bulunan duvar süs- şasında kullanılan ana mermer bölümler Bizans Müzesi’nde lemelerinin (1655) Giritli Andonios Demestihos (say 27) sergilenmektedir. Kinigos’a aittir. n Moni Mundon (3). Dievha’daki Moni Mundon (Mundon Manastırı) Prodromo Ayo İoannis’e adanmıştır. Küçük katolik kilisesi, inziva odalarıyla, kubbeli girişten oluşur. Bilinen hikâyesi 1574 yılında başlar. Türk egemenliğinin son yılları boyunca önemli dini bir kurum olarak öne çıkan Moni Mundon’daki kilise Sakız Adası’nın önde gelenlerinin ilgi gösterdikleri yerdir. Manastırın yazılı belgelerinden ilki 1622, diğeri 1730 yılında iki kez ikona yapılmasına teşebbüs edildiği bilinmektedir. En son üçüncü kez 1849 yılında yapılmış muhteşem folklorik özellikler taşıyan ikonalar günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Panagia Skelia (4). Katolik monastırı Panagia Sikelia, (Sicilyalı Meryem Ana) Didimes (ikizler) adlı köyün dışında bulunmaktadır. Dar uzun kemerli kubbesi olan bu yapı 12. ve 13. yüzyıllara aittir. Mimari yapısı ve ahşap işlemeli teblosuyla (mihrabı mihberden ayıran perdesiyle) oldukça etkileyicidir. n n Panagia Krina (Meryem Ana Krina) (6). Panagia Krina, adanın merkezinin güneyinde, 8 km uzaklıktaki Vavili köyünde bulunan 12. yüzyıla ait Bizans dönemine ait önemli yapılardan biridir. Mimari yapısı Nea Moni’yi anımsatırken, aslında adaya has sekiz köşeli yapılardan biridir. Duvarlarının inşa tekniği yapıya ayrıcalıklı etkileyici bir özellik katmaktadır. İbadethanenin duvarlarını süsleyen, farklı dönemlere ait duvar desenlerinden bir kısmı Bizans Müzesi’ne nakledilmiştir. Vizantino Vaptistiri (Bizans Vaftis yeri) (7). Limanın güneydoğusunda Emborios’da, tam ortasında haç şeklindeki mermer vaftiz havuzuyla eski Hristiyan kraliyet vaftiz yeri bulunur. Vaftistiri (Vaftis yeri) eski Hristiyanlık dönemine ait ziyaretçilerin görebileceği tek izdir. n Kalelerde Skotini Filaki (zindan) a doğru Kalenin ana giriş kapısı Kalenin doğu tarafı Yanni Pappa’nın Kalenin batı tarafındaki‘Doksa“(şeref) adlıeseri n Şehrin Kalesi (1). Şehrin kalesini eşsiz kılan iki karakteristik özelliği vardır: Deniz kenarında ve yerleşim alanı oluşu. Sakız Adası’nın limanının kuzeyi boyunca uzanır. Ortaçağ ve yakın tarihte adanın siyasi ve stratejik hayatı alanında önemli rol oynadı. Bizans dönemine ait olan ana kısmına (9.ve 8.yy) daha sonradan Yönetim Merkezi’ni içeren Cenovalılar tarafından kule eklendi. Resmi anlaşmaya göre Jüstinyen’in sarayı Latin ve Kastelin episkoposunun idare merkeziydi. Ziyaretçileri hayran bırakan kaledeki kiliselerin ve konaklar günümüzde bile hiçbir yerle eşleştirilememiştir. Anıtsal giriş kapısı eski Venedik zamanındaki başkan Silvestro Valerio’nun bugün zorlukla okunan isminin yazılı olduğu Porta Maggiore Venedikliler’in kapıyı değiştirmek için nasıl çaba harcadıklarının göstergesidir (1694). Her işgal kuvvetlerine ait yapıların (14. ve 18. yy), bombardımanlar(1828), depremler (1881) ve 20. yy. başlarında inşa edilen dalga kıran kalenin görünüşünü değiştirdiler. Türk işgal yılları boyunca sadece Türkler’in, Yahudiler’in ve Küçük Asya Felaketi’nin ardından mübadillerin yerleşim alanı olmuştur. Kalenin iç kısımlarında birçok anıtsal yapı vardır. Soğuk Çeşme (Kria Vrisi), yarı bodrum sarnıç, Jüstiniani’nin Sarayı (Palataki İustinani- 15 yy’a ait ve büyük ihtimalle Venedikliler’e ait bir yapı), Skotini Filaki (Zindan) – Osmanlı işgal yıllarında 1882’de asmadan önce aralarında Mitropol Platona’nın da olduğu 70 kişinin esir tutulduğu hücre), Osmanlı Mezarlığı (1822 yılında donanması Konstantinos Kanaris tarafından sabote edildiğinde hayatını kaybeden Kara Ali’nin mezarlığı), Türk hamamları, Bayraklı Camii, Ayo Yorgo kilisesi (say. 24-27 bkz) buradadır. Sakız Adası’nın batısındaki Burç n Vigles (Gözetleme Kuleleri): Denizden gelen saldırılardan ötürü sahilleri kontrol edebilmek amacıyla genellikle denize yakın yerlere, adanın savunması için inşa edilmişlerdir. Ateş yakılarak ya da ateşin dumanıyla gönderilen işaretlerle kuleler arasında iletişim sağlanırdı. Bu kuleler genellikle adanın daha çok karaya çıkmaya uygun olan kıyılarında güney kısımlarında inşa edilmişlerdir. Sidirunda’da kule Sidirunda’da bulunan Pahi, Elindi, Mesta kuleleri günümüze kadar çok az zarar görerek dayanmayı başarmışlardır. Bunların yanı sıra şehrin kalesinin içinde yer alan limana yakın Kula Kulesi de hala ayaktadır. Yürüyün 28 31 n Volissos Kalesi (Kastro Volissu) (4). Volissos, Sakız Adası’nın kuzey bölgesinnin ana korunağı olarak güçlü bir savunma alanı teşkil eder. Adanın tüm kuzey batı bölümünü kapsar. Amani ve köylerinde nüfus sayısına ve konumlarına göre surlar, sığınaklar, kuleler, burçlar ve küçük kaleler içerir. Çoğunun şekli dikdörtgen olup günümüze kadar dayanmayı başarmışlardır. Anna Komnini Aleksiada adlı eserinde Volissos’un kalesinin Bizans kökeninden söz etmektedir. Dotya’da Kule n Sakız Adası’ndaki çeşitli bölgelerde bulunan kalelerin dışında, Pirgi’de bulunan Dotion Kulesi, Kardamila’daki Gria Kulesi, Kila’da Pitiosun Kulesi, şehir merkezindeki Kammenos Kulesi, Limni bölgesinde bulunan Gothikos Kulesi ve Kambos’la Kambohora’daki kuleler gibi kulelere de rastlamak mümkündür. Bu yapıların çoğu, ortaçağ boyunca adada savunma ve sığınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmışlardır. n Apolihnon Kalesi (2). Latin resmi kayıtlarına göre 1140 yılında Venedikli lider Nikolao Banka Justinani tarafından inşa edilmiş kale Armolia’da bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. Çift duvarla çevrili kalede 62 oda, kalenin içinde yaşayanlar için yağmur sularının toplandığı bir su sarnıcı ve sağlam bir kulesinin de dışında daha küçük bir kaç savunma kulesi bulunur. Çevredeki gözetleme kuleleriyle Komi’den Lithos’un deniz kıyısındakilerle Kalenin bağlantısı bulunmaktadır. Ziyaretçilerin ilgisini çeken bu kaleyi (1656’da) Thevenot, Piacenza (1688), Cornelli (1696’da) ziyaret etmiş önemli kişilerden bazılarıdır. Yerel halkın inanışına göre kale hakkında çok fazla efsane yaratılmıştır. n Pitios Kulesi 14. yüzyılın başlarında, Sakız Adası'nın dağlık kuzey doğu ve kuzey batısını doğal yapısıyla birbirine bağlayan tek geçidin üzeriPityos’da Kule ne stratejik nedenlerden dolayı Pitios Kulesi inşa edilmiştir. Kule on altı köşeli yapıya sahiptir. İç kısmı üç katlıdır. İçinde sarnıç ve depolar bulunmaktadır. Venedik işgal yıllarının sona ermesinden itibaren kullanılmamıştır. Adanın hürriyetine kavuştuğu 1912 yılına kadar adanın idaresinden sorumlu Osmanlıkomutanı tarafından askeri idare merkezi olarak kullanılmış olan kule günümüzde tarihi eser olarak kabul edilir ve ziyaret edilebilmektedir. n Kambion ya da Orias Kalesi (3). Kambion kalesi, aynı adı taşıyan köyde, yüksek bir kayalığın zirvesinde Aya Paraskevi’nin inziva odalarının bulunduğu yerdedir. Bizans Dönemi’nden kalmadır. Günümüze kadar ayakta kalmayı başardığı kadarıyla çok erken dönemlerinde, savunma özelliğini yitirdiği zamanlarda terk edildiğini anlıyoruz. Ortaçağ Dönemi Sakız n Ortaçağ köyleri (1). Adanın damla sakızının üretildiği güney kısımlarında yer alan ortaçağdan kalma köylerin mimarisi korunma amaçlıdır ve aynı tip yapılardan oluşur. O dönemde sıkça maruz kalınan korsan saldırılarından damla sakızını koruma ve işgalcilerin olası gelişmeleri kontrol altında tutmaya duydukları ihtiyaç yüzünden bu şekilde inşa edilmişlerdir. Her bir köy, evlerin dış duvarlarının birleşik ve dışa açılan bir yeri olmadan oluşturulan büyük surun tek kapısının her gece kapandığı, kare şeklindeki bir kulenin etrafında gelişerek oluşmuştur. Bu dış duvarın kalınlığı oldukça fazlayken, yer yer de daha küçük kulelerle güçlendirilmiştir. Vessa, Armolia, Kalamoti ve Elata bu tip kale köyleridir. Ancak deprem fay hattının dışında olduklarından, hepsinden daha iyi şekilde korunup günümüze kadar gelmeyi başarmış olanlar Mesta, Olimpi ve Pirgi köyleridir. Bunların her biri yerleşim alanı olup ziyaret edilebilen köylerdir ve Sakız Adası’nı ziyaret edenler için birer müze gibidirler. En çok turistik açıdan organize olmuş Mesta köyünde görülmeye değer iki kilise bulunmaktadır. Biri 19. yüzyıla ait eşsiz ahşap oyma tablosuyla eski Taksiarhon kilisesi, diğeri ise Yunanistan’daki en büyük kiliselerden biri olan ve merkezdeki kulenin yerini alan yeni Taksiarhon Kilisesidir. Kastrohoria (kale köyleri) arasında belki de en az değişikliğe uğramış ve günümüze kadar olduğu gibi gelmeyi başaran, ana kapısıyla, tam ortasında bulunan merkezi kulesiyle Parthenogogio (kız okulu) ve görülmeye değer kiliseleriyle birlikte Olimpia köyüdür. Bu köylerin arasında en etkileyici olanı ise evlerin dış cephelerindeki “kazıma usulü süslemeler” yapılmış Pirgi’dir. Tüm Yunanistan’da başka hiçbir yerde görülemeyecek köye farklı bir ifade katan bu dış cephe süslemelerini taşıyan evleriyle Pirgi, ziyaretçilerin uğrak yeri olmaktadır. Önemli tarihi anıtlardan biri Bizans dönemine ait Ayon Apostolon Kilisesi’yle köyün diğer kiliseleri de görülmeye değer yapılardır. Sakız Adası’nda düzenlenen en canlı panayırlardan biri 15 Ağustos’ta köyün meydanında gerçekleştirilmektedir. Anavatos (2). Bir kayalığın tepesinde, düz, dik, köşeli yığınlar gibi kayalıkla aynı renklere sahip evleriyle terk edilmiş bu yerleşim alanı Anavatos ilk bakışta bulunduğu çevreyle bir bütün oluşturmak istermiş gibi bir izlenim bırakır. Ancak adından da anlaşıldığı gibi eskiden (çev. notu: Anavatos: geçitsiz, aşılmaz, çıkılmaz) aşılması zor bir savunma suruydu. Kurulduğu tarihi bize net olarak söyleyebilecek yazılı tarih kaynakları bulunmamaktadır. İlk baştaki sur halinin Bizans Dönemi’yle bağlantılı olduğu ve ardından da Venedikliler dönemiyle ilişkisi olabileceği düşünülüyor (1346-1566). Başlangıçta, savunma amaçlı küçük bir kuleyle, merkez kalenin etrafındaki batı sahillerini savunmak için bir kule inşa edilmiş, ve bu kule daha sonraları Taksiarhon Kilisesi haline getirilmiştir. Anavatos’tan yakın sahiller görüldüğü gibi burçlar arasında yollanan şifreli mesajların da görülmesi mümkün. Asırlar boyunca sığınılacak en güvenli yer olarak bilinen Anavatos’a bütün halk Osmanlılar’dan kaçmak için buraya sığınmış ancak Türkler 1822’de oraya da ulaşmayı başarınca köyün sakinleri kendilerini uçurumdan aşağı atmıştı. Kalenin dışındaki yerleşim alanı 18.yüzyıldan sonra gelişmiştir. Yüksek kayalığın hemen altında bulunan ve halen yerleşik hayatın sürdüğü en yeni bölümü son iki asır için oluşmuştur. Anavatos Bizans kökenili oluşu ve şekli itibariyle “Ege’nin Mistra’sı*” (Mistras: Mora yarımadasında bulunan ihtişamlı mimari yapısıyla zengin bir köy) olarak adlandırılır. n Adası’yla Tanışın 30 33 Kambos (3). Sakız Adası’nın şehir merkezinin güney bölgesidir. Bolca turunçgil bahçeleriyle, benzeri olmayan mimari yapılara sahip konakların olduğu bölgedir. Cenovalılar döneminde (1346-1566) ipek yetiştiriciliğinin Akdeniz’e kadar ulaştığı dönem boyunca bölge bu şeklini aldı. İpek yetiştiriciliğinin ardından ve yetiştiriciliğin ön plana çıktığı zaman diliminde bahçeler gelişmişti. Sakız Adası ilk ipek böceği yetiştiricilerinden biri oldu. Bahçeler, rüzgârlardan, dondurucu soğuklardan, tozlardan ve gözlerden korunmak için yüksek duvarlarla çevrelendiler. Sulamak için ise derin kuyulardan çekilen meşhur kuyu sularını kullanıyorlardı. Tüm bunlar yüzyıllar boyunca adayı idare eden arazi sahibi soylular ve tıpkı İustianini gibi ticari hükümdarlığın üyesi olan, yüzyıllarca adayı idare eden güçlü ailelerin evlerinin de dahil olduğu bir üniteydi. Turunçgillerin (portakal, narenciye, mandalina, limon, bergamon) ihraç edilişi, damla sakızı ve ipek dışındaki lüks ürünler, adanın 17. 18. ve 19. yüzyıllarda büyük çok gelişmesine neden olan kaynaklardır. Adaya has iki renkli taşla inşa edilmiş batı etkisi taşıyan yapılar, şık kiliseler, Osmanlı çeşmelerinin yanında yükselen barok tarzı çan kuleleri inşa edilmiştir. Başbakanlık bildirisiyle “tarihin ve doğal güzelliklerin” yer olarak ilan edilmiş Kambos’un günümüze kadar gelmeyi başaran konakları bölgeyi bir açık hava müzesine dönüştürmektedir. n Petrokokkinoslar’ın Ayos Vasilios’u (4). Bugünkü Sakız Adası’nın şehir merkezi seviyesinin daha altında bulunan Dimotikos Kipos’ta (Halk Bahçesi) Ayos Vasilios Kilisesi’nin kalıntıları bulunmaktadır. Kilise bugün açık, boş ve etkileyici şekilde gözler önünde olan aile kabristanın da bulunduğu köklü ve büyük bir aile olan Petrokokkinoslara aitti. 15. yüzyılda, üçgen yapıda inşa edilmiş kilise dönemin mimari yapısının rönesansının örneğidir. Kilisede 16.yüzyılda ilk kez Yunanca eğitim veren okul kurulmuştur. Döneminin Sakız Adalıları tarafından adanın en güzel kilisesi olarak kabul görmüş ve Metropolit ilan edilmiştir. n Sakız Adası’nın merkezindeki İstanbul’un alınışından uzun yıllar sonra, Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığının son dönemlerinde, Miladi takvime göre 1566 yılının Nisan ayında ve Hicri takvime göre 973 yılının Ramazan ayında Sakız Adası Osmanlı donanması tarafından işgal edildi. Jüstinyani Birliği-şirket olarak da bilinmektedir- (Maona) tarafından o ana kadar son iki yüz yıldır idare edilen Sakız Adası vergi vermekle hükümlü olduğu imparatorluğun Padişah’ına savaşmadan teslim olur. Bu olay ve çoğu zaman toplumun çoğunluğunu oluşturanYunan ortodoksların tarafsız tutumu, Sakız Adası’nın stratejik konumu, İmparatorluğun Batı’ya ticareti devam ettirme mecburiyetiyle ve damla sakızı tekelciliğinin ekonomiye kattığı büyük önem, Selim’in 1567 yılında adanın sakinlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan sakinlerine imtiyaz sağladığı ve daha sonradan İmparatorluğun Hristiyan bölgelerine özerklik verilmesi konusundaki ilk olan ahidnameyi imzalamasına neden olmuştur. Söz konusu sağlanan imtiyazlardan biri de adaya askeri ve İmparatorluk’un idareci yöneticileri ve aileleri dışında Müslümanların adaya yerleşmesinin yasak oluşuydu. Gerçekten de Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti süresince, sadece Sakız Adası’nın Kastro (Kale) bölgesinde yaşayan müslümanların sayısı genel nüfusun %5’ini geçmedi. Ayrıca bir de Kambos bölgesi ve çevresinde bir kaç müslüman aile yaşardı. Bu durum da Mastihahora (Damla sakızı köyleri) ve diğer köylerde islami yapılar pek yoktur. Adada, çok fazla sayıdaki üyeleriyle birlik içinde çalışan, teknisyenler, duvar işçileri, heykeltraşlar vb. ayrım ögzetilmeksizin çalışıyorlarken adada islamı bir birliğin bulunduğuna dair ibare yoktur. Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti boyunca dini ya da her türlü mimari yapılarda halk sanatı unsurlarıyla birlikte şaşırtıcı şekilde iki kültürün etkileri Sakız Adası’nın mimarisine işlemiştir. Üstelik, eski yapıların çoğunluğu, daha sonraları sürekli kullanıldıkları ya da ikamet edildikleri için Osmanlı’ya has unsurları sonradan eklenip korunmuştur. Sakız Adası, 19. yüzyıl da geçirdiği felaketlere (Sakız Adası İsyanı 1822 ve 1881 depremi) kadar mimari yapısını neredeyse değişmeden korumuştur ve böylece İtalyan tarzı şehriyle en çok da islami yapılar Osmanlı Barok döneminden sonra bugünkü şekillerini almışlardır. MECİDİYE CAMİİ (1). Mecidiye Camii Sultan Abdülmecid döneminde (1823-1861) İmparatorluk’un hazine parasıyla inşaa edilmiştir. 1846 yılına kadar uzanan geçmişiyle camiinin açılışını adaya üç günlük ziyarette bulunan Padişah tarafından 1849 yılında yapıldı. Padişahın bizzat açılışı yapması devletin halktan resmi bir biçimde 1822 yılında yaşananların ardından “özür dilemek” olarak algılandı. Camii’nin iç kısmında ince ve ustalıkla işli mihmarıyla üzerinde padişahın tuğrasıyla minberi günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Camii’nin girişinde bulunan Padişah Abdülmecid’in Tuğrasıyla birlikte tarihi de yazılıdır. İstanbul’dan hazır olarak gönderilen Padişah’ın tuğrasını taşıyan yapıların üzerindeki tüm yazılar özenle ve titizlikle hat sanatıyla ve şiirsel bir Osmanlıca’yla yazılmışlardır. Etrafı demir korkuluklarla çevrili ibadethanenin bahçesinin içinde ona benzer yuvarlak ve daha küçük iki yapı bulunmaktadır. Girişte, sağ tarafta bulunan ve halen “koruma yeri” olarak kullanılırken sol taraftaki küçük yapı ise üç tarafı sanat eserleri gibi özenle, Barok çiçek desenleriyle işlenmiş mermelerle kaplı ve üzerlerinde 1848 tarihiyle yine aynı şair,Ziver tarafından yazılmış yazıların bulunduğu bir çeşmedir. Çeşmenin dördüncü yüzeyinde ise İmparatorluk donanmasın tarafından yapıldığını belli eden ibareyle güneş takvimi bulunmaktadır. Mecidiye Camii, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan Lozan Antlaşmasının uygulanmasıyla karşılıklı halkların göç edişiyle adada müslüman toplum kalmadığı için 1923 yılından beri ibadethane olarak kullanılmamaktadır. Son yıllarda yenilenen ve restore edilen yapı Bizans Müzesi’ne ev sahipliği yaparken minaresinin restoresine devam edilmektedir. Camii’nin yenilenmesi ve restorasyonu sırasında yapılan kazılarda, yerel görüşe göre ibadethanenin başka bir kilisenin, büyük ihtimalle katolik Nutredona ya da Orthodoks Eleimonitria kilisesinin yıkıntıları üzerine inşaa edildiğine dair buluntular açığa çıkmıştır. Günümüze kadar ulaşmayı başarmış Osmanlı yazılı kaynaklarına göre kilise harabesi bulunan bu ibadethanenin arazisi Vezir İbrahim Paşa tarafından Valide Sultan Emmetullah’a satılmıştır. n Osmanlı Yapıtlarını görün* BAYRAKLI CAMİİ Mezarlığın yakınında, katolik kilisesi biçimindeki 1881 yılındaki depremde yıkıldığında bir can alan daha önceki ibadethanelerin üzerine inşaa edilmiş camii. Sultan Abdülaziz’in tuğrasını taşıyan camii 1901 tarihlidir. Söz konusu neo klasik özellikler taşıyan mimari yapı, büyük ihtimalle adanın yerlisi olan mimar tarafından, yerel malzemelrle inşaa edilmiş eklektik bir yapıdır. Girişinde, padişahın tuğrasının dışında, depremde yaşamlarını kaybedenler ve onların anısına inşa edildiğine dair levha bulunmaktadır. 35 32 n 35 n OSMANİYE CAMİİ 1881 yılından önce fazla büyük olmayan bir müslüman semti olan Frangomahalla’da (Frenk Mahallesi’nde) bulunan küçük bir camiidir. Arkeoloji Hizmetleri Birimi tarafından restore edilen bina sergi alanı olarak kullanılmaktadır. n ABDÜLHAMİD ÇEŞMESİ 1091 yılında restore edildi. Sakız Adası’nın merkezinde asırlık çınar ağaçlarının altında adanın hayrat çeşmelerinden en yenisi olan Abdülhamid Çeşmesi bulunuyor. Çeşmeyi inşa eden ustanın döneminin neo kalsik akımından etkilendiği oldukça bariz şekilde fark edilmektedir. Çeşmenin üst kısmı antik ve çağdaş Atina’nın Lisikrati anıtını (Diyojen Feneri’ni) anımsatıyor. Düz zemin temel üzerinede ve kızıl Taş ocağı mermerleriyle Küçük Asya’dan getirilmiş beyaz mermerlerin dönüşümlü olarak kullanılmasıyla inşa edilmiştir. Çeşmenin seçkin tarzı orta Avrupa, Neo klasik ve yeni Osmanlı barok akımlarının hoş bir uyumunu sergilemektedir. OSMANLI HAMAMLARI Kastro da, son zamanlarda gezilebilecek şekilde restore edilerek günümüze kadar gelmeyi başarmış Osmanlı Hamamları vardır. 17. yüz yıla ait, 20. yüz yılın başlarına kadar halka açık hamam işlevi görüyordu ancak daha sonraları ne yazık ki kapandığından beri yağmalanıp tahrip edildi. Şimdi arkeolojik eserleri koruma tarafından yeniden restore edilmiş halde olan hamam yeniden aynı şekilde kullanılacak halde yenilendi. Yenilenirken mümkün olduğu kadar eski süslemelerinin değişmemesi konusunda özen gösterildi. Günümüzde, dönemlik sergilerin başarıyla organize edildi ve sergilendiği alan olarak kullanılıyor. n * Metinler: Thomas Karamouslis, “Yasal - Rehber” +30 6937 786213 Fotoğraflar: Yannis İkonomou Sakız Adası’nın merkezindeki MELEK PAŞA ÇEŞMESİ YA DA MERMER ÇEŞME Sakız Adası’nın Osmanlı himayesindeki dö n neminden geri kalan en güzel eser, hiç kuşkusuz Melek Paşa Çeşmesi ya da Mermer Çeşme olarak bilinen bu barok yapıdır. Padişah’ın Damadı Mehmet Melek Paşa Sakız Adalı aristokrat bir Osmanlı ailesinin mensubuydu. 1566 yılında adayı işgal edip ölene kadar idaresini elinde tutan kaptan Kiyale Paşa’nın soyundandı. Melek Paşa zaman zaman adanın yönetimiyle ve idaresiyle ilgili yüksek mertebelerde de görev yapmıştı. Aynı zamanda Sakız Adası’nda büyük bir gayri menkul servetinin ve Sakız Adası’na 1768’de çeşmeyi hediye edinceye kadar Çeşme vakfının da sahibiydi. Söz konusu olan, şehrin su tesisatının düzenlenmesinde yardımcı olduğu gibi hem gemilere ve hem de donanmaya fayda sağlayan Sakız Adası’nın yüksekliklerinden şehir mer kezine su getiren büyük bir su tesisatına sahip bir çeşmedir. Tam bir asır boyunca seyyahların en çok tasvir ettikleri yapıtlardan biri olma özelliğini korumuştur. Günümüze kadar kusursuz şekilde gelmeyi başarmıştır. İlk inşa edildiğinde kurşundan çatısı şimdi kiremittendir. Melek Paşa Çeşmesini resmeden taş gravür 1776. n KASTRO’NUN AYOS YEORGOS’U - ESKİ CAMİİ 20. yüz yılın ilk çeyreğinden itibaren Kastro bölgesinin kilisesi olarak kullanılmaktadır. Kastro’nun merkezinde, binlerce yıllık tarihi boyunca önemli rol oynayan bir noktada bulunmaktadır. Cenovalıların koridorlu bazilika şeklinde inşa etmiş oldukları yapının Katolik kilisesi’ne dönüştürülmesi kolay oldu. 1561 yılından beri camii olarak kullanılan yapı1881 yılındaki depremde yıkıldı. Sultan Abdülhamid döneminde 1892’de yenilenen yapı Hamidiye olarak adlandırıldı. Dikdörtgen merkezi tek kubbeli büyükçe yapı üzerine inşaa edildiği binaların birçok parçalarının kullanılmış olması onu mimari açıdan oldukça ilginç kılmaktadır. Osmanlı mimarisinin Batı akımından etkilenmeye başladığı 19. yüzyılın karekteristik süsleme özelliklerinin tamamını içermektedir. Günümüzde kilise olarak kullanılan yapının içindeki mihrap ve minberle birlikte bir çok karakteristik unsurlar günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Kilisedeki bir çok özel ikonalar 1922 yılında Çeşme yarımadasından ve çevre bölgelerden mübadele zamanı gelen Rumlar tarafından getirilmiştir. Yapının günümüzde cam kapılar ardına kapalı olan korunaklı şerefe de bulunmaktadır. Aynı bölgede döneminin meşhur medresesi de bulunmaktadır. En eski temelleriyle Osmanlı yapısının girişinde, medresenin inşası sırasında mermer levha üzerinde Hat sanatıyla Osmanlıca yazı bulunmaktadır. Günümüzde arkeolojinin bakım bölümü olarak kullanılıyor. Avlusunun tam ortasında bulunan su kuyusunun hemen yanında daha sonraları üzeri Osmanlı halk sanatı süslemeleriyle bezenerek, geç Roma dönemine ait bir lahit ibadethaneye gelen müminlerin abdest alması için kullanılacak şekilde yerleştirilmiştir. Kilisenin girişinde Abdülhamid’in tuğrasıyla yazıları yazan Feiz’in adı ve 1892 tarihin bulunduğu mermer bir levha bulunmaktadır. Giriş kapısından geçip içeri girildiğinde sol tarafta duvarın içine gömülü Cenovalılar ( Pietra nita) zamanından kalma, üzerinde Türkçe olmayan bir dilde sıradan bir el yazısıyla yazılı dikdörtgen siyah bir taş vardır. Bulunduğu yükseklik, hem Hristiyan hem de İslami tarihler içerdiği ve son olarak Hz. İsa’yla Hz. Muhammed’den bahsediyor oluşu açısından oldukça ilginçtir. Yapılan araştırmalarda, kilisenin kronolojisiyle Kastro’nun(Kale’ nin) kronolojisinin tam olarak örtüştüğü görülmektedir. Osmanlı Yapıtlarını görün* 34 37 OSMANLI KABRİSTANI Kastro’nun meydanında ve 1822 yılında Sakız Adası Ayaklanmasın’da Konstantinos Kanaris’in Sakız Adasının limanındaki Osmanlı donanmasının bir kısmına ateş açtığında ki en sonunda tam anlamıyla ironiyle “burlota” ateşe verilmişlerin yeri adı alan olayda hayatını kaybeden Kaptan Kara Ali Paşa’nın anıtının etrafı Osmanlı mezarlığıdır. Büyük ihtimalle İstanbul’daki en iyi mermer atölyesinde ki onun donanmasındaki diğer askerlerinkinin de olduğu gibi üzeri özenle işlenmiş beyaz mermerden bir lahitir. Kaptan Kara Ali Paşa’nın kabristanı etrafındaki diğerlerinin ayrı ayrı mezar taşlarının üzerindeki başlıklarına göre rütbeleri ve eğer varsa mezar taşlarındaki yazılardan 1890 yılına kadar adadaki müslüman toplumun önemli kişilerinin yattığı biliniyor. n n DİĞER ÇEŞMELER Sakız Adası’nın Hora bölgesinin çeşitli noktalarında, Kambohoron ve Kambos bölgelerindeki,çiftlik ve evlerde Cenova dönemiyle birlikte adanın özellikle 18. yüzyılda Osmanlı etkilerini anımsatan ve gözler önüne seren büyük kapılar, binalar üzerindeki levhalar, sütün ve sütün başlıklarıyla mimari yapılarıdaki etkileri görülür. Bazı çiftliklerin duvarlarında müslüman geleneklerine uygun olarak yoldan geçenlerin serinlemesi ve genellikle ismi küçük üzerinde yazılı yaptıranın ruhuna dua etmeleri için yapılmış bir çok çeşme vardır. * Metinler: Thomas Karamouslis, “Yasal - Rehber” +30 6937 786213 Fotoğraflar: Yannis İkonomou Müzeleri n Arkeoloji Müzesi. Neolitik dönemden, geç antik döneme kadar ait olan buluntular sergilenmektedir. Örnek olabilecek düzene sahip iç alanlarında seramik parçalar, heykeller, kabartmalar, mimari süslemeler, cam, altın, bakır eşyalar sergilenirken bahçesinde Makedon mezarı, mezar taşları ve sütunlar gibi tarihi parçalar bulunmaktadır. Mihalon 10, Sakız Adası Tel: +30 22710 44239, 22710 44560 Fax: +30 22710 44650 n Tarih ve Fizik Müzesi (Musio İstorias kai Fisikis) 1792 yılında kurulan Sakız Adası’nın tarihi lise binasının çatısı altında bulunur. Tarih salonunda folklorik unsurlar, kilise ikonları, eski paralar, silahlar, eski fotoğraflar sergilenmektedir. Fizik salonunda sergilenen tarihi fizik ve kimya aletlerinin bir çoğu nadir müzelik parçalardır. Filippu Argentini Sakız Adası, tel: +30 22710 22786, 22710 44521 Yaluri Müzesi. Sakız Adası’nın merkezinde bulunan Gialuri Müzesi Sakız Adalı meşhur ressam Nikos Yaluris’in kabartmalarıyla tabloları sergilenmektedir. Venizelu 73, Sakız Adası tel: 22710 43360 n Sakız Adası Denizcilik Müzesi. Neoklasik eski Sakız Adası konaklarından birinde Sakız Adası’nın denizcilik geleneğine ait tarihi örnekler sergilenmektedir. Aristidis Glikas’ın çalışmaları olan yelkenli gemi tabloları, gemi maketleri, gemilere ait parçalar ve fotoğraflar da bulunmaktadır. Atsikis (Stefanu Tsouri 20) Sakız Adası tel: 22710 44139-40-41 n Belediye Tablo Galerisi. Şehir merkezinde bulunan (mimari olarak Kambos’un orjinal binası-1936-) eski halk hamamı binasında bulunmaktadır. Diomataris’in kişisel kolleksiyonundan ve özellikle Sakız Adalı çağdaş ressamlarla, ünlü ressam Yannis Miterakis’in tabloları sürekli olarak sergilendiği gibi dönem dönem kısa süreli olarak çeşitli ressamların eserlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Andrea Singru 1 Sakız Adası tel: 22710 43830 n G. Miterakis’nin eseri Ziyaret Edin 36 39 n Resim Galerisi- Argentinis’in folklorik kolleksiyonu. Sakız Adası’nın Kütüphanesi “KORAİS” ‘in (say 32-33 bkz) çatısı altında yer almaktadır ve Filippos P. Argentisnis’in şahsi kolleksiyonunun parçalarından oluşmaktadır. Sakız Adası’nın topografisini ve tarihi olayların resmedildiği tablolarının yanı sıra, soylu ailelere ait portreler, madalyalar ve kişisel eşyalar, tarım aletleri, kuzey köylerden aletler ve yerel giysilerle, nakış, dantel kolleksiyonları sergilenmektedir. Adamantiou Korai 2 Sakız Adası, Tel: +30 22710 44246 n Kallimaria’nın folklorik Müzesi. Kalimasia’nın ortaokulunun bodrum katında özel olarak düzenlenmiş bölümlerde eski meslekler (zeytin yağcılık, uzo yapımı, demircilik, vb) sergilenirken Sakız Adası’nın eski geleneksel evlerden bölümleri de görmek mümkündür. Gimnasio Kalimasias, Kallimasia, Notia Chios, Tel : +30 22710 51238 Bizans Müzesi. Vunakiu Meydanı’nda (Platia Vunakiou) bulunan Osmanlı mabeti Mecidiye Camii (19.yy) çatısı altındadır ve antik hristiyanlık dönemden Bizans sonrası döneme kadar uzanan sürece ait kazılardan çıkarılan buluntular sergilenmektedir. Bunun dışında E. Delakroix’in ünlü “Sakız Adası Katliamı” (Sfagi Chiou) adını taşıyan tablosunun kopyası da bu müzede yer almaktadır. Plateia Plastira (Vounakiou), Sakız Adası Tel: +30 22710 44228, 22710 26866 n Kurunion’un Kilise Müzesi. Eski ilkokul binasının çatı altısında bulunmaktadır. Tarihi eski kilise fotoğrafları, kilise eşyaları, büyük ressam ikona sanatçısı Georgios Panagiotakis’in (1900- 1995) eskiden Ago İoanni kilisesini süsleyen Neo Bizans ikonaları burada bulunmaktadır. Dimotiko Sholio Kourinion, Voria Chios Tel: +30 22740 71469 (Kurinion kahvehanesi) n n Turunçgiller Müzesi “Citrus”. Sakız Adası’nın Kambos bölgesinde faaliyet göstermekte olan bu müze bölgenin turunçgilleri hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olabileceğiniz, turunçgil meyvelerinin ürünlerinden edinebileceğiniz çok amaçlı bir mekândır. Argenti 9-11 Kambos Tel: +30 22710 31513 www.citrus-chios.gr n İnussos Deniz Müzesi. Dünyaca ünlü armatörleri ve denizcilik gelenekleriyle ünlü olan İnussos’un sahip olduğu ünüyle alakalı bir müzeye sahip olması da gayet doğal. Tarihi denizcilik yazıtları, gemi maketleri, tablolar, fotoğraflar, gemi parçalarıyla, denizcilik ve gemicilikle ilgili bir çok değerli tarihi parça sergilenmektedir. Oinousses, tel: +30 22710 55182 Sakız Adası’nın köyünde 8 Sakız Adasının Kuzeyine doğru 7 Sakız Adası 4 Merkezine gider (Nea Moni, Anavatos) 3 6 C 5 10 9 14 A 11 13 2 12 18 1 B 9 Kale’nin ana girişi (say. 20 bkz) 10 Petrokokkinosların Ay. Vasiliu kilisesi kalıntıları (say. 23 bkz) 11 Homeros (Say. 42 bkz) 12 Tablo galerisi (say. 28 bkz) 13 Valilik D 14 Belediye binası (yanındaki binalar eski Türk denizcilerin yerleri) 15 Metropol Kilisesi 16 Sakız adasının tarihi ortaokulu binası, Tarih ve Fizik Müzesi (say. 28 bkz) 17 Kütüphane Korais (say. 32 bkz) 18 Turizm Ofisi A B C D Sakız Adasının güneyine Doğru 16 15 17 Vunaku Meydanı Aplotarias Sokağı Sinema Tiyatro Salonu Rex. Yeni limanın binası Güney Sakız (Havaalanı) n Sakız Adası’nın Merkezi’yle Kastro’daki Osmanlı Yapılarına Gezinti Hareket Noktası: Mecidiye Camii Zaman: Ağır adımlarla yürüyerek duraklamadan yaklaşık 1 saat Anıtlar: 1. Mecidiye Camii, 2. Abdülhamid Çeşmesi, 3. Melek Paşa Çeşmesi, 4. Osmaniye Camii, 5. Osmanlı Mezarlığı ve Kara Ali Ali Paşa mezarı, 6. Bayraklı Camii, 7. Ayos Yeorgio Kilisesi (eskiden Eski Camii olan kilise), 8. Osmanlı Hamamları, Güzergâh: Günümüzde Bizans Müzesi olan avlusunda abdest almak için bulunan çeşmesiyle Sakız Adası’nın şehir merkezindeki Mecidiye Camii’nden başlayın (syf. 24). Mecidiye Camii’sinin hemen karşısında, meydanın üzerinde Abdülhamid Çeşmesi’ni göreceksiniz (syf. 25). Batı’ya doğru Mermer Çeşme ya da Melek Paşa (syf. 26) Çeşmesi’ne ilerlemek için Dimokratias sokağını takip edin. Melek Paşa Çeşmesi’nden sonra iki seçeneğiniz var. Kastro’ya (Kale’ye) girmek ya da 500 metre kadar da ilerleyip Frangomahalla’daki (Frenk Mahallesi’ndeki) Osmaniye Camii’sine gitmek. Geri dönüş yolunda Kale’nin ana giriş kapısından girin (Porta Maggier say. 20 bkz) ve Skotini Filaki (Karanlık Hapishane’yi) ve Jüstinyanos’un küçük Sarayına gidebilir, Kale’nin (Kastro’nun) Meydanı’nda Osmanlı Kabristanını (syf. 27) ziyaret edebilirsiniz. Ayo Yeorgio Sokağı’ndan devam ederek, ilk önce Bizans Orthodoks kilisesi olan daha sonradan Katolik kilisesi ve ardından da Camii’ye dönüştürülmüş ve en son haliyle yine Orthodoks kilisesine olan Ayo Yorgio Kilisesi’ne (syf. 26) varacaksınız. Ayo Yeorgio kilisesinin avlusunda Medrese’yi ve çeşme olarak işlev görecek şekilde uyarlanmış lahiti görecekseniz. Aynı sokağın sonuna kadar ilerlediğinizde Osmanlı hamamlarını (syf. 25) ve biraz sağ tarafındaysa Soğuk Çeşmeyi görebileceksiniz. ve şehrinde dolaşma n Sakız Adası’nın tarihi, geçmişinden bugüne kadar sürekli güzelleştirilmesi ve çağdaşlaştırılması için yapılan çabalarla doludur. Zor ve meşakkatli olan bu çabalar uğruna, bazen isteyerek bazen de istemeyerek, tarihin bıraktığı izler kurban edildiler. Sonuç olarak, Sakız’ın merkezi daha çok hoş olmayan, uyumsuz bir görüntüye sahip oldu. Ancak bu uyumsuzluğun içinde geçmişi arayacak olursak bugünün daha çok anlaşılır ve daha çok ilginç olduğundan emin olabiliriz. n Sakız Adası’nın şehir merkezi bugünkü konumuyla hemen hemen aynı yerde, antik çağlardan günümüze kadar yerleşim alanı olma özelliğini taşıyan limanın çevresinde gelişerek büyümektedir. Limanın varlığı, adanın coğrafi konumunun etkisiyle birleşince (M.Ö. 7. ve 4. yy boyunca) adanın oldukça gelişmesine yardımcı olmuştur. Ancak I. yüzyılda adanın limanının ihmal edilmesi, İudea’nın Kralı İrodis’in ‘’yeni bir liman’’ inşa etmesine neden olur. Daha sonraki yüzyıllar boyunca Cenovalılar adada hakim oldukları süre içinde (14. ve 16. yy) liman o dönemin askeri ve ticari tüm ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılayabilsin diye limanda önemli eserler yapmışlardır. Limanın kuzey tarafında bulunan Bizans kalesi de bugünkü son şeklini o zaman edinmiştir. (Syf. 22 bkz.) 1566 yılında- ki Osmanl işgâli limanın iyi koşullarda korunmasının tamamen göz ardı edilip umursanmadığı dönemin başlangıcıydı. Böylece yavaş yavaş liman gemiler için uygun olmaktan çıkmıştı. Yapılan baskıların ardından,Osmanlı idareciler 1895 yılında imparatorluk fermanıyla 1895 yılında yeni limanın inşasını (aynı yerde) Sakız Adası Liman ve Rıhtımlar Birliği’ne devretti. 1904 yılında inşası tamamlanan liman bazı değişikliklerin ve gelişmelerin eklendiği bugünkü limandır. Sakız AdaLimanlar ve Rıhtımlar Birliği’nin binası sı özgürlüğüne 1912 yılında kavuştu. 1950 yılına kadar liman ve rıhtımlar birliği limanı idare ediyordu. Bu yüzden de bir süre sonra Liman Veznesi’ni de üstlendi. Yeni limanda inşa edilen ilk bina birliğin yazıhanesi olan, bugünkü L. Aigaiou ve Kanari Caddeleri’nin köşesinde bulunan turizm acentalığının bulunduğu binaydı. Eskiden kahvehanelerin bulunduğu şimdiyse tüm kafe ve barlar- la birlikte lokantaların Yannis Kuçuradis’in hakimiyetindeki Sakız’ın rıhtımı olan AiMilli direniş Antıyla gaiou Caddesi’nin tamamı 19.yüzyılda yeni Liman limanın yapılmasıyla oluşmuştur. Limanlar ve Rıhtımlar Birliği’nin binası Limanın güney tarafından görünüşü. Eskiden limanın sınırları rıhtımın paralel, boyunca ve arka sokaklarına kadar uzanıyordu. Α VUNAKU MEYDANI Meydan adını daha önceden orada bulunan küçük tepeden almış. (Βουνό-Vouno - YunanLimanın güney tarafından görünüşü. ca dağ demektir ve Βουνάκı (Vunaki) küçük dağ tepecik anlamındadır). Bizans ve Cenovalılar dönemlerinde Vergi ve Ticaret Meydanı anlamına gelen “platia Foru ve Emboriu’’ olarak adlandırılıyordu. Osmanlıegemenliğinin olduğu dönemdeyse askerlerin eğitim alanı olduğu için “Kılıç Meydanı’’ olarak adlandırılmıştır. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra farklı isimlerle anılan meydan en son “Plastira Meydanı-Platia Plastira” olarak adlandırılmıştır. Plaka’daki antik Lisikrat kalıntılarının kopyası merC Sinema Tiyatro Salonu Rex. 1940 mer çeşme (1900) meydanın değişmeyen kalıcı değerlerinden biriyılında inşa edildi. Atina’daki Rex dir. Dimotikos Kipos -Halk Bahçesi- 1912 yılından sonra yapılmış- sinemasının küçüğüdür. Son on yıldır kultır. 1972 yılında Kanaris’in heykeli meydana yerleştirilmiştir. (bkz lanılmayan bu muhteşem bina Sakzı Adası say. 49) Meydanın yakınında Aplotarias Caddesi başlar. belediyesine ait. B APLOTARIAS SOKAĞI. Sakız Adası’nın kırsal kesime giden ticaret yoludur. Aplotarias Caddesi adını Yunanca’da “sermek” anlamına gelen Απλωνω /aplono/ kelimesinden almıştır. Sakız Adalı tüccarların orada ipek kumaşlar yayıp sermeleri ve kilden çömlekleri güneş altında kurutmak için sergilediklerinden dolayı bu adı aldığına inanılır. D Yeni limanın binası (19. yy sonunda) girişte sağ tarafta bulunmaktadır. İlk önceleri Liman Müdürlüğü olarak kullanılıyordu. Ardından denizcilerin yatakhanesiydi. Bugün ise kafe-bar olarak kullanılıyor. 38 41 Kütüphaneyi Kültür ve edebiyat alanındaki zenginliğinin varlığıyla Sakız Adası övünmeyi ve gururlanmayı hak eden yörelerden biridir. Hatta bir çok şehirde Korais Kütüphanesi’nin tarihi kitaplığı sadece bünyesinde bulundurduğu kitapların sayısıyla değil eşsiz değere sahip eserleriyle de ülkenin en önemli ve büyük kütüphanelerinden biridir. Kütüphane’de okuma bölümü, bilgisayarlı araştırma kısmı ve ödünç kitap alabilmeniz için bir bölüm bulunmaktadır. Üst katındaysa Folklorik Müze ve tablo galerisi yer alır. Heykeltraş Yannis Pappas’ıın Koris heykeliyle Korais Kütüphanesi KÜTÜPHANENİN KRONOLOJİSİ: 1792 Sakız Adası Üniversitesi’nin kuruluşu. Kütüpha ne o zaman okula ait bir bölüm olarak hizmet veriyordu. 1811 Ad. Korais’in kütüphanenin zenginleştirilmesi için Üniversite yetkililerine gönderdiği resmi bildirge. Burjuva sınıfının maddi desteği ve Ad. Korais’in bitmek tükenmek bilmez ilgisi kütüphaneyi Doğu’nun en büyüğü haline getirdi. Halktan alınan yıllık 3000 Kuruş, Avrupa’daki Yunan dostu yazarların eserlerinin satın alınmasına harcanırken bir çoğu Korais’in bu çabasına destek olmak amacıyla değerli eserlerini hediye olarak yolluyorlardı. 1817 Sayıları gittikçe çoğalan kitapların bir çatı altında toplanması için ihtişamlı bir binanın inşası. Tahminlere göre 1822 yılından önce toplanan kitapların sayısı 20.000 ciltten fazlaydı. 1822 Türkler tarafından tahrip edilmesi. 1825 Ad. Korais vasiyetnamesinde şahsi kütüphanes ini Sakız Adası’na miras bıraktığını bildirir. 1850 Korais’in 3000 adet kitabı ve el yazmaları Sakız Adası’na teslim edilir. 1858 Triesteli çok zengin bir tüccar olan İoan Amdre adis’in 4.300 adet kitabı kütüphaneye hediye etmesi yeni bir kütüphane binasının inşa edilmesi ihtiyacını doğurur. 1870 Ortaokul binasının yakınında yeni kütüphane binasının inşası başlar. 1871 N. Politis’in kütüphaneye verdiği 11.000 adet kita bın yerleştirilip katalogların hazırlanması. 1881 Yaşanan korkunç deprem yüzünden binanın bü yük zarar görmesi. 1185 Yeni binanın inşası. Sakız Adalı diasporalar yine işin ekonomik kısmını üstlenince çok kısa süre içinde bugünkü Korais Kütüphanesi binasının inşaası tamamlandı. 1928 Yunan Devleti tarafından Orta okulun bünyesinden çıkarılıp ‘’Sakız Adası Korais Halk Kütüphanesi’’ adıyla devletin başka bir kurumu olarak ilan edildi. 1933 Kütüphane binasına okuma salonu eklendi. 1948 Argenti Ailesi tarafından kütüphanenin restorasyonu yaptırıldı. 1962 Üst katındaki sergi salonlarıyla kütüphanenin çatısı altında bulunan Folklör Müzesi’nin açılışı yapıldı. 1978 P.F. Argentis tarafından bugünkü binanın genişletilmesi, planlanması. 1993 Eski Parthenogogio (Kız okulu) binasının kütü phaneye devredilmesi. Kütüphanenin genişletilme planlamaları. Tanıyın n KİTAP KOLEKSİYONU Korais kütüphanesinde Sakız Adalı önemli kişilerin kitap koleksiyonları bulunmaktadır. Bu kitapların bir çoğu matbaanın ilk yüzyıllık dönemlerine ait kusursuz nadide basımlar oldukları gibi ciltleleri de eşsizdir. Kütüphanede korunan en önemli kitap kolleksiyonları: Adamandios Korais Koleksiyonu, 4.300 citten oluşur. Eşsiz koleksiyon değerli olduğu kadar faydalı kitaplardan oluşuyor. Yeorgos Mihalinos Koleksiyonu, 2.180 ciltliktir. Aleksandros Voçanos Koleksiyonu, 2.065 cilt kitaptan oluşur. İoannos Vuros Kolleksiyonu 1.114 cilt kitaptan oluşur.Nikolaos Petrokokkinos Koleksiyonu 930 cilt kitaptan oluşur.Ayrıca Kütüphaneye kitap hediye edenler: Jorjis ve Tarsi Dromakayiti, Aleksandros Pashos, Leonis Kalvokoresis, Grigoris Fotinosi İoakim Foropulos, Konstantinos Amantos ve bir çokları. Bu isimlerin dışında 2.000 ciltlik kütüphanesini bağışlayan Filippos Argendis, kitapların yanı sıra bir çok elyazması metinle birlikte özel zarflar ya da eşsiz ciltlenmiş başka baskılar da hediye etmiştir. Yorgos Theotokas 4.000 kitaptan oluşan kütüphanesini çalışma masası ve kütüphane için gerekli möblelerle birlikte Korais Kütüphanesi’ne bağışlamıştır. En son Kostas Kukuridis kütüphaneye kendi kitaplığını bağışlamıştır. n EL YAZMALARI Ad. Korais’in el yazmaları hiç şüphesiz en önemlilerindendir. Bunların dışında G. Ko resios’ın, N. Vambas’ın, I. Psiharis’in ve başka bir çok önemli ismin el yazmaları Sakız Adası’nın belediyelerine ve yönlerine göre kayıtlara alınmış el yazmaları bulunmaktadır. GAZETE-DERGİLER Neredeyse adada yayımlan mış olan tüm derbi ve gazetelerin tüm sayılarıyla birlikte, Sakızlılar’ın adanın dışında başka yerlerde yayımladıkları dergi ve gazeteler de bulunmaktadır. n n HARİTA VE PLANLAR Rigas Velestinlis’in Viyana’da bastığı ‘’Nea Harta Vlahias’’- Vlahia’nın yeni haritası ve ‘’Megali Harta This Elladas’’ -Yuna nistan’ın Büyük Haritası’’ gibi nadir haritalar vardır. Argendis’in kolleksiyonun parçası olan Sakız Ada sı’nın tablo haritaları, Kon stantinos Kanellakis’in el çizimi haritaları ve J. Hen rief tarafından 1879/ 80 yılında yapılmış, şehrin ve belediye binalarının planları yer alır. n ESKİ VE NADİR BULUNAN YAYIMLAR Korais’e ait koleksiyondaki kitaplar arasında bulunan Mısır’ın tasvirlerini içeren ‘’Napoleon’un Hediyesi’’ gibi pek çok nadir önemli basımlar bulunmaktadır. Ancak kütüphanede bulunan en eski kitap 1493 yılında, matbaanın icat edildiği yüzyılda Latince basılmış tıp tarihiyle ilgili bir kitaptır. n RESİM GALERİSİ Resim galerisinin salonlarında Sakız Adası’nın önemli kahramanlarının, liderlerinin, ruhani liderlerinin, araştırmacılarının ve bağışlarda bulunanların resmedildiği tablolar bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu eşsiz çerçevelere sahip yağlı boya tablolard ır. Tabloların yanı sıra bronz ve mermer büstler de bulunmaktadır. n Tarihi ve yerel manzaralı tablolar Filippos Argentinis’in şahsi kolleksiyonundan bu tablolar Sakız Adası’nın 14. yy.’dan 20. yüzyıla kadar olan tarihini tasvir ederler. n Sakız Adası yerel giysileri En eskileri hakkında grav ürler kaynak olarak kullanılmışlardır. Daha erken döneme ait olan yerel giysilerin örnekleriyse ada halkının tarifleri üzerine yapılmışlardır. Tablolardaki örnekler temel alınarak meşhur Londra porselenlerinden heykelcikler yapılmıştır. Bu heykelciklerden oluşan kolleksiyon eşsizdir çünkü Argentinis her bir heykelciğin yapımı bittikten sonra kalıpları imha etmiştir. Giysilerden - kumaşlardan- nakışlardan oluşan Folklorik Kolleksiyon Adanın farklı bölgelerine has yerel giysilerden oluşan koleksiyon sergilenmektedir. Bunların dışında gevger, tüller, havlular ve elişi bir çok eser görülebilir. n Ahşap oyma Çiftçilik hayatı nın, kuzey köylerin sakinlerinin günlük aletleri, möbleleri ve sıra dan bir çiftçi evinin ahşap eşy alarını görmek mümkündür. n n Günlükler - fotoğraflar - alma naklar. Argentinis’in sayesinde Sakız Adası’nın bölgelerinin tasvir edildiği Argentinis’in siparişi üzerine ve maddi giderini üstlenerek büyük sanatçılara (Fr. Aristeas, A. Aristidis, D.P. Zografos, Dim. Pikionis ve D. Smith gibi) sanatçılar tarafından yapılmış Sakız Adası’nın tasvirlerinden oluşan bir dizi önemli eserden oluşan kolleksiyon Argentinis siparişi ve maddi desteğinin sonucudur. n Fotoğraf Arşivi Sakız Adası’nın farklı bölgelerinin, daha önceden var olan ancak şu anda farklılaşmış ya da tamamen yok olmuş binalarının ve manzaraların görüldüğü fotoğraflar kütüphanede saklanmaktadır. n Filmler Aynı döneme ait, çok değerli folklorik ve tarihi olayların kaydedildiği filmlerdir. n Milli unsurlar (1912 yılında göndere çekilen ilk Yunan bayrağı gibi) ulusal miraslar (Psiharis’in saati gibi), metaller eşyalar, paralar bulunmaktadır. Hatta Sakız Adası otlarının, deniz kabuklarının bile koleksiyonu bulunmaktadır. Enieu Lisesi 2006 tyιllιğιndan* ve Atthina K. Zaharou- Loutrari’nin “Korais Kütüphanesi. Tarihi ve hazineleri” adlι kitaptan alιntιdιr. 40 43 Sakız Adası’nın Pirgi Olimbi n Sakız Adası’nın 64 köyü vardı. Bugün 62 köyü var. Coğrafi konumlarına göre Notiahora (Güney köyleri) ya da Mastihahora (Damla sakızı köyleri), Kambohora, Sakız Adasının merkez köyleri, adanın kuzey doğusunda bulunan denizci köyleri Voriaanatoliki ve son olarak adanın kuzey tarafındaki dağlık bölgelerdeki köyler olmak üzere Voriahoria adlarıyla beşe ayrılırlar. Mastihohoria (Damla sakızı köyleri) 24 köyden oluşur. Tüm köylerin kökeni ortaçağa dayanır ve (kastrohoria) kale köyleri gibi inşa edilmişlerdir. Notiahoria (güney köyler) mimari yapısıyla en iyi durumda olanlardan “oymalarıyla” Pirgi, ziyaret edebileceğiniz mağarasıyla Olimpi ve Meston Limanı ya da Paşa Limanı’yla Mesta vardır. Büyük ve canlı bir köy olan Kalamoti’yle, adını babadan kalan, baba toprağı anlamındaki kelimeden alan Patrika’yla Flatsia, zenginliğiyle meşhur Nenita’yla Vuno, Kini, çömlekleriyle ve ortaçağdan kalma kaleleriyle ünlü Pagida ve Armolia’yla Ekso (dış) Didima, (iç) Mesa Didima, deniz kenarında karakteristik limanı olan Katarraktis, Kalamasia, Mirmigi, Tholopotami, Cenevreliler’in köleleri tarafından inşa edildiği söylenen Vavili de Mastihohora’ya aittir. Ayrıca Elata, Vessa, yüksek bir alana inşa edilmiş ve bölgeye hakim Ayos Yeorgios Skusis, küçük limanıyla taze balıklarıyla tavernalarıyla Lithi, tarihi Ayo Mina manastırın yakınındaki çevre kiliselerin ve güzel konakların inşasında kullanılan Thiminia taşıyla ve Apukurya bayramındaki meşhur “Mostra’’ sıyla ünlü Thimiana da Mastihohora köylerindendir. n Mesta’da Taksiarhis kilisesi Kalamoti Nenita Katarraktis Lithi Neohori n Sakız Adası’nın şehir merkezinin yakınında iki adımlık mesafede Mastihahoriaların en sonuncusu olan Kambohora (Zifias, Vasilioniko, Halkios, Ververato, Dafonas köylerinden oluşur) bulunmaktadır. n Sakız Adası’nın merkezinde, suyuyla ün salmış Karies, ortaçağ mimarisinin muhteşem örneklerinden olan ve bu yüzden de turist akınlarını sık sık yaşayan Avgonima, tarihi Anavatos (Syf. 20 bkz.) Sakız Adası’nın batı bölgesinin tamamının ayaklar altında olduğu manzarasıyla yüksek bir tepeliğe inşa edilmiş Sidirunda köyleri bulunmaktadır. Avgonima Köylerini Dolaşın n Sakız Adası’nın kuzeyinde, Bizans Kalesiyle Volisso ana köydür. Söylentilere göre bölgedeki varlıklı bir adamın çocuklarına eğitim veren Homeros da Volisso’da yaşamıştır. Küçük bir şehir olan Volisso’nun karakteristik özelliği Liminia limanıdır. Sakız Adalı Aya Markella’nın manastırı da orada bulunmaktadır. n Adanın daha kuzeyinde, Sakız Adası’nın iki büyük dağının Amani ve Pellineo’nun çevresinde, Pirama, Parparia, Tripes, Melanios, muhteşem mağarası ve mağaranın girişindeki Panagia Ayogalusena kilisesiyle Ayo Galas köyleri bulunmaktadır. Antik çağlardan Ariusio şarabıyla ünlü Neniturya, Kurunya, Egrigoros, kaplıcalarıyla Keramos, Ayasmata, Afrodisya, Halandra, Potamia, Pispilunda, Leptopoda, muhteşem kanyonuyla yürüyüşü sevenler için en uygun yer olan Kabya. Kuzey köylerde Viki’ye, Amades, Spartunda, Fita ve taş meydanıyla lezzetli yemekleriyle ünlü lokantalarıyla Kipuries köylerini de görürüz. Ortaçağdan kalma şatosuyla Pitios, Dievha, Katavasi köyleri eski yıllarda kuzey köylere gitmenin tam anlamıyla yolculuk olduğu zamanlardaki dinlenme durakları olarak kullanılan köylerdi. n Sakız Adası’nın doğu tarafı günümüzde artık adanın merkeziyle birleşmiş olan Vrondatos’a rastlarız. Denizciliğin merkezi ve Homeros’un dersler verdiği yer olarak bilinen kasabadır Denizciliğin merkezi ve Homeros’un dersler verdiği yer olarak adlandırılan kasabadır. Büyük deniz yolculuklarında yetenekli denizciler bulabilmek için Kolombus da Vrondotos’ya uğrayanlardandır. Kuzeye doğru ilerledikçe Skiada ve adanın en güzel limanlarından biri olan ve gemi sahiplerinin bulunduğu Langada’ya rastlarız. Biraz daha yukarıda Kardamila ve Marmaro vardır. Küçük limanıyla ünlü Kardamila armatör ve kaptanların mekânıdır. n Sakız Adası’nın köylerine herkes rahatça ulaşabilir. Yolları oldukça iyidir. Neredeyse hemen hepsinde yemek bulabileceğiniz bir mekân olduğu gibi konaklamak için yerler de bulunmaktadır. Spartunda 42 45 Volissos Viki Egrigoros Keramos Leptopoda Vrondatos Langada Kardamila Mağazalarıyla Güney Sakız Adası muhteşem sahillerle doludur. Ziyaretçi akınına uğrayan plajlar olduğu gibi ıssız sahilleri de vardır. Biz size en ünlülerini anlatacağız ve eminiz ki siz daha bir çok muhteşem sahili kendiniz keşfedeceksiniz. KARFAS (1). Karfas adanιn en kalabalιk ve en ünlü plajlarιndan biridir. Adanιn merkezinden 10 km uzaklιkta bulunur. Bölgenin tamamι turistik olduğundan en çok turistlerin uğrak yeridir. Kumsalι muhteşemdir. Sabah erkenden uyanιrsanιz, henüz kimse yokken Karfa’nιn ince kumunu ve güneşin doğuşunu izleyerek keyfini sürebilirsiniz. Karfa plajι oyunlar ve güneşlenmek için idealdir. Denizi sιğ olduğundan küçük çocuklar için de uygundur. Organize edilmiş plajda cankurtaranlar, şemsiyeler ve şezlonglar bulabilirsiniz. Her türlü deniz sporunu yapabilirsiniz. Bölgede bir çok lokanta ve kafeteryalar olduğu gibi süper marketler de bulunmaktadιr. n n AYA FOTİA (2). Plaj adını aynı bölgede bulunan Aya Fotini kilisesinden almaktadır. Kum yerine taşlık olan plaj oldukça turistik ve rağbet gören bir sahil olduğundan bir çok lokanta, kafeterya ve turistik mekânlar bulunmaktadır. n LİLİKAS (3). Lilikas sahili Komi’nin yakınındadır. Sahili küçük taşlıktır. Bölgede daha çok küçük tavernalar vardır. n MEGAS LİMNİONAS (4). Şehir merkezine yakınlığı nedeniyle adanın en çok rağbet gören plajlarından biridir. Denizi kumlu, sahili küçük taşlarla doludur. Bölgede çok sayıda kafeterya ve lokantalar vardır. n VRULİDİA (5). Adanın en güney kısmındadır. Sessiz sakin bir plajdır. Sessizliği, sükuneti tercih edenler için denizinin muhteşem rengiyle vazgeçilmezdir. Sahillerinin keyfini çıkarın 44 47 n MAVRA VOLİA (6). Emborio Limanı’nın yanında uzanan sahil volkanik siyah taşlarla kaplıdır. Limanın trafiğinden uzak sessiz ıssız bir sahildir. Eşsiz doğal güzelliği ve tertemiz deniz suyundan ötürü rağbet gören bir plajdır. Mavra Volia’nın hemen yanında yine simsiyah uzanan sahiliyle büyüleyici güzellikteki FOKI plajı bulunmaktadır. n KOMİ (7). Kalamoti’nin limanıdır. Komi’nin büyük kumsal körfezinde adanın en çok turistik mekânı olma özelliğini taşır. Sahil boyunca bir çok kafeterya ve restoran yer almaktadır. n 8) Adanın güney batısında Mesta bölgesinde de muhteşem plajlar bulunmaktadır. Fana’nın dışında Didimas (altta sağda), Avlonia (altta solda), Apothikas ve Trahilion sahilleri sizlere yazın unutulmaz deniz keyfi sözünü vermektedirler! Mağazalarıyla Batı & TRAHİLİ (1). Sakız adasının batı bölgesinde yer alır. Muhteşem bir plajdır. Kalabalıktan ve kargaşadan uzak olan sahil sessizliğin ve huzurun “müdavimlerinin’’ uğrak yeridir. n n ELİNDA (2). Sakız Adası’nın batı sahilidir. Turistik mekânlardan uzakta yüzmeyi tercih edenler için idealdir. AYA MARKELLA (3). Volisso yakınlarındadır. Büyük ve muhteşem bir sahil Aya Markella Manastırı önünde uzanır. Bu sahil temiz ve serin sularıyla ünlüdür. n n LİMNİA (4). Volisso yakınlarındaki küçük liman sahili. Ziyaretçilerinin her türlü ihtiyacını (yemek, eğlence) karşılayabilir. Yüzmek için ideal, Magemena, Levkathia, Lampsa ve Limnos gibi plajlara yakındır. n MANAGROS (5). Volisso bölgesinin kıyı şeridinde uzanan ihtişamlı ve büyük plajı Managro’ya Sakız Adası’nın kuzeyindeki en büyük nehrin Malangiotis’in döküldüğü sahildir. Kuzey Sahillerinin keyfini Çıkarın n LAGADA (6) doğal bir limanın yamaçlarında yemyeşil bir vadi içinde bir tablo gibidir, bu şirin balıkçı köyünün balık restoranları çok meşhurdur bu nedenle birçok ziyaretçiyi yaz boyunca misafir eder. Sikiada köyünün mendireği olan Pandukios deniz kıyısında küçük bir yerleşim birimidir, limanın çevresinde bulunan yazlıklar ve denizin üstündeki tavernaları ile mutlaka ziyaret edilmeli. n PARALİA TON GLARON- (Martıların sahili) (7) Vrondato’nun kuzeyindedir. Adını martıların uğrak yeri oluşundan almaktadır. Son zamanlarda gençlerin daha çok tercih ettiği sahil geceleri plaj partilerinin yapıldığı mekâna dönüşür. n ORMOS TU LO (8). Vrondatos’tadır. Kontrol altında tutulan organize plajların bulunduğu kabinler ve kafeteryaların olduğu bir bölgedir. Giriş ücretsizdir ancak (istenirse) şezlong ya da koltuk kiralıktır. İnce çakıl taşlarıyla kaplı plajın bulunduğu bölgede lokantlar vardır. n DASKALOPETRA (9). Vrondatos bölgesinde, Homeros’la özdeşleştirilen Daskolapetra’nın (Syf. 14 bkz.) plajıdır ve ziyaretçilerine bir çok konuda kolaylık sağlamaktadır. Yemek yiyebileceğiniz lokantaları, dinlenme tesisleri, çocuklar için mekânlarla tertemiz denizi çakıl taşlarıyla kaplı sahiliyle buluşur. 46 49 Köyden köye DAMLA SAKIZI KÖYLERİ ÇEVRESİ (1) Hareket yeri: Sakız Adası’nın şehir merkezi. Sakız merkezi -Mesta arası 35 km. Amaç: Güneydeki köylerle damla sakızının meşhur köyleriyle (Notyahoria’yla) tanışma. Süre: Molasız 1- 1,5 saatlik yol. Yol boyunca çevre: Genellikle sakız ve zeytin ağaçlarının kapladığı alçak tepeler bulunmaktadır yol boyunca. Mola yerleri: Mutlaka Pirgi, Olimpi, Mesta köylerinde mola vermelisiniz. (Syf. 22 bkz.) Pirgi, Mesta ve Mesta Limanında gündüz gece yemek yiyebileceğiniz yerler vardır. Çevresi: Çömlekleriyle ve Apolihnon Kalesiyle (Syf. 21 bkz.) ünlü köy Armolia’dan Kalamoti köyüne gidebilir oradan da Komi sahiline inebilirsiniz. Pirgi’den önce güneye doğru ilerleyen yol Emboru Limanı’na ve Mavra Bolia plajına çıkmaktadır. Olimpos’a varmadan önceki sapak sizi aynı adı yaşıyan mağaraya götürecektir. Bu bölgede muhteşem sahiller vardır. (Syf. 37 bkz.) Vessa’dan Vorra’ya doğru giden yol sizi yüzebileceğiniz ve taze balık yiyebileceğiniz Lithi’nin limanına çıkaracaktır. SAKIZ ADASI MERKEZİ ÇEVRESİNDE… (2) Hareket Yeri: Sakız Adası şehir merkezi (Sakız- Sidirunda arası 38 km) Amaç: Sakız Adası’nın merkezini, Epos platosunu ve adanın iki önemli anıtını görmek. Süre: Molasız 2 saatten fazla sürecektir. Yol boyunca Çevre: Yer yer çam ağaçlarını bazen de çorak dağları göreceksiniz. Mola yerleri: Kendine has oldukça karakteristik bir mimariye sahip lezzetli ve güzel yemekler yiyebileceğiniz Avgonima’da durmanıza değecektir. Sakız Adası’nın batısında yer alan Sidirunda’ya gün batımında vardıysanız karşılaşacağınız manzara sizi büyüleyecektir. Eğer gezintinize adanın şehir merkezinden Karies’e doğru başladıysanız dönüş yolunda Epos platosunda, yeni dikilmiş çam ağaçlarının arasında karşınızda uzanan K. Asya kıyılarının manzarasının tadını çıkarmak için durmalısınız. Çevresi: Hiç kuşkusuz bu gezinti çevre yollara sapmanıza da değecek bir güzergâha sahiptir. Karies’ten sonra, dağa çımışken, Nea Moni’ye gitmek üzere sola dönün. Sadece orada olacağınız saati iyi ayarlamaya çalışın çünkü manastır 13:00 ile 16:00 arası kapalıdır. Avgonima’dan sağa doğru sapmanızla Anavato’ya “Mistra tu Egeu”ya ulaşacaksınız. (Syf. 22 bkz.) Aşağı doğru inerken kuzeye doğru yöneldiğinizde Moni Mudon’a- Mudon Manastırı(Syf. 19 bkz.) gidebilirsiniz. gezinti AMANİS’İN ÇEVRESİ (3) 48 51 Hareket yeri: Volissos (Sakız Merkez Volissos arası 27 km) Amaç: Sakız Adası’nın kuzeyini, büyüleyici dağlık bölgelerini görmek.Süre: Volisso’dan molasız yaklaşık 1 buçuk saat. Yol boyunca çevre: Yer yer dağlık, yer yer sık çalılarla kaplı bölgelerden geçeceksiniz. Dağların eteklerinde karakteristik köyler görünecektir. Mola yerleri: Volisso’da, Kefalohorio kalesiyle, muhteşem okulu ve müzesiyle her an lezziz yemekler bulabileceğiniz bir yerdir. Ayo Galas’da aynı adı taşıyan mağara görülmeye değerdir. Kurunya’da kilisenin karakteristik avlusu meydanı ve görülmeye değer müzesiyle birlikte ayaklarınızın altında uzana manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Çevresi: Volisso’dan Aya Markella’ya gidilebilineceği gibi yemek ve eğlence bulabileceğniz Volisso’nun limanına Limnia’ya da gidilir. Melanios köyü, 1822 yılında yaşanan katliam sırasında kaçan Sakız Adalıları’nın balıkçı teknelerinden yardım isteyerek sığındı kları en son noktadır. Köyün dışında, Melania Akri Burnunda ayaklanmayı anımsatan anıtlar bulunmaktadır. Potamya köyünden bugün terk edilmiş, harabe halindeki eski köye gidilip görülebilir. PELLİNEO’NUN ÇEVRESİ (4) Hareket yeri: Kardamila (Sakız Adası merkezi - Kardamila arası 28 km.) Amaç: Sakız Adası’nın, adanın en yüksek dağının Pellineo’nun hakim olduğu bölgesini; kuzey doğu bölümünü tanımak. Süre: Molasız iki buçuk saat. Yol boyunca çevre: Dağlık bölge sık çalılar sadece güzergâhın kuzey kısmını kaplamaktadır. Mola yerleri: Denizciliğin ön planda olduğu Kardamila kesinlikle dikkati hak ediyor. Yukarı köyün olduğu kadar aynı adı taşıyan körfezindeki liman Marmaro kahve içmek, yemek yemek ve gezinti yapmak için idealdir. Kuşkusuz, Vrondato’dan Volisso’ya giderken Homeros’un da mola verdiği söylenen Pitios’a da uğramadan geçmemelisiniz. Kabia’da kaleye gidebilir, Kipuries’te leziz gerçek ev yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz. Çevresi: Eğer çevre yollardan gezintiniz kuzey tarafından başladıysa, Kardamila’dan sonra Nagos ve Yosona sahilleri Kabiyon sahili gibi yüzmek için ideallerdir. Dievha’nın yakınında meşhur Moni Mudon -Mudinon Manastırı- bulunmaktadır. (Syf. 19 bkz.). Yılbaşı ve Apukurya n Sakız Adası’nda yeni yıl “vapurlarla” karşılanır. Ya da “Gemilerle” de diyebilirsiniz. Gemi ya da vapur derken tüm Yunanistan’da bilinen o alışılagelmiş gemiler kast edilmiyor elbette. Söz konusu olanlar, yarım metreden iki metreye kadar olan uzunluklarıyla çeşitli savaş ve ticari gemilerin en ince ayrıntısına kadar birebir yapılmış maketleridir. Yılbaşı gecesine kadar hazır olabilmeleri için yapımlarına ilk baharın sonlarında başlanır ve okulların kapanmasıyla da daha da yoğunlaşır. Çünkü gemileri çoğunlukla aynı yaşlardaki bir grup erkek çocukları yapar. Bunları yapacak olanların oluşturduğu gruba “atölye” adı verilir ve gemileri yapanların biraz da şair ruhlu olması gerekir ki en ince detayına kadar özenerek yapılsın bu gemiler. Zamanı gelip de gemiler hazır olduğunda, “mürettebatı” genellikle denizci üniformaları ya da şapkalarını takarak gemileri taşırlar. Tamamlandıktan sonra çok ağır olan bu gemiler özel bir ızgara üzerinde bir çok kişi tarafından taşınırlar. “Atölyeler” arasında yaşanan rekabet büyüktür. Genellikle yapılan gemiye onu yapan “atölye-grubun” adı verilir. Ama yine de çoğu zaman Sakız Adası’nın 1912’de hürriyetine kavuşmasında etkili olan kahraman Yunan Deniz Filosu’nun Elli, İeraks, Themistoklis gibi gemilerin de adları veirlir. Bu geleneğin daha çok 1225 yıllarında fakir ve mübadillerin yaşadığı mahallelerde geliştiği ve 1922 yılında adaya gelen mübadillerle daha da gelişip önem kazandığına inanılır. Bu gemiler, duman tüten bacaları, top atan toplarıyla gerçek birer sanat eserleridir! Ne de olsa atölyeler bu konuda oldukça tecrübeli oldukları gibi en ince detaya kadar gerçeğine uygun şekilde yapacak imkâna sahiptirler. Gittikçe önemini kaybetmeye başlayan bu geleneği canlı tutabilmek için Sakız Adası’nın Çevre Derneği aşağı yukarı son 35 yıldır yılbaşı gecesi şehrin meydanında toplanan gemiler arasında düzenlenecek yarışmayla ödüllendirilerek canlı tutmaya çalışmaktadır. Ödül töreninin ardından gemiler adanın sokaklarında yeni yıl şarkıları söylenilerek gezdirilir. Bu gemilerden birini görmeyi arzu ediyor ancak yılbaşı zamanı Sakız Adası’nda olamıyorsanız bunların örneklerini adadaki Emboriki Trapeza –Banka– ‘da, adanın rıhtımında ve Sakız Adası 1. Ortaokulu’nda görebilirsiniz. Gelenekleri 50 53 n MOSTRA: Thimiana köyünde Apukurya zamanı Mostra’yla kutlanıyor. Mostra, kökeni ortaçağa, korsanların Ege’de kol gezdiği zamanlara dayanmaktadır. Şehre yakın olan köylerinde Thimianalılar’ın eğlendikleri bir pazar günü korsanlar komşu sahillerden adaya çıkmış. Korsanların adaya vardığını onlara Viglalılar haber vermiş. Sık sık maruz kaldıkları korsan saldırılarından bıktıkları için ve eğlencenin verdiği coşkuyla bu sefer korsanlara yüzleşmeye karar vermişler. Köyleri Thimiana’dan yola çıkıp yolda işgâlcilerle karşılaştıklarında küçük bir meydan savaşı yaşanmış. Köylüler korsanları yenmiş, savaşın galibi olmanın verdiği heyecanla korsanları meydana “mostralamış” yani asmışlar. Ertesi yıl geçen sene yaşananların unutulmaması için olayı yeniden canlandırmışlar. Böylece her yıl düzenlenmeye başlayan “Mostra” geleneği ortaya çıkmış. Günümüzde Mostra kutlamaları 3 gün boyunca sürüyor. Cuma gününden itibaren farklı etkinliklerle başlayan “Mostra” pazar günü, o döneme ait yerel giysiler içindeki delikanlıların sokaklarda savaşı canlandırdığı bir çeşit dans olan “Talimi” oynadıkları Thimiana sokaklarında son buluyor. Bunun ardından, Karnaval, arabalar ve çanlarla yapılan kutlamalarla devam ediyor. n AGAS: Agas geleneği, Kathari Deftera yani “temizkutsal- Pazartesi” günü Olimpi, Mesta, Elata ve Lithi’den oluşan Sakız köylerine (Mastihohorya’ya) ait bir gelenektir. Bunun kökenleri Osmanlı egemenliği altındaki yıllara dayanır. Başka bir deyişle o dönemlerde Sakız Adası’nın halkından yüklüce vergiler tahsil etmek isteyen Osmanlılardan kalma da diyebiliriz. Güçlü, kişi ve durumları tanıyan Sakızlı bir köylü, bir Osmanlı Ağası gibi giyinip onun oturması için meydana kurulmuş koltuğa oturur. O saatler içinde ziyaretçilerle ve yerlilerle hatta kafeteryalarda kahvelerini içinlerle oldukça kalabalık olan meydanın ortasından gelip geçenleri inceleyen “Ağa” genellikle ekonomik durumlarına göre “kurbanlarını” seçmeye başlar. Seçtiği kurbanlarını -elbetteki en çok kişisel ve mesleki özelliklerine göre insanlarla şakalaşarak, en anlamsız, komik sebeplerden dolayı onlardan vergi toplar. Elbette bu toplanan paraların hepsi adanın Kültür Derneği’ne bırakılır. Bu olaya yerel orkestralar ve apukurya eğlenceleri de katılır. n KARKALUSES: Pirgi köyünde tüm Apukurya bayramı boyunca gerçekleştirilen gelenektir (Syf. 24 bkz.). Pirgi’de tüm karnaval döneminde erkekler kadın, kadınlar da erkek kılığında, “kudunatolar” kabul eden evleri dolaşırlar. Pazar günleri meydanda eğlenceler düzenlerler. Yıllara yavaş yavaş yenik düşmeye başlamış olan bu geleneği adanın Kültür Derneği canlı tutmak için uğraşmaktadır. Paskalya n Ruketopolemos (havai fişek savaşı): Vrondoto’da Paskalya’nın son günü İsa’nın Diriliş’i böyle kutlanır. Ruketopolemos, Sakız Adası merkezinden 4 km uzaklıktaki Vrondato’nun, biri Ayo Marko diğeri Panagia Erethria adlı iki kilise arasında yapılan fişek savaşıdır. Söylentilere göre bu geleneğin kökleri Osmanlı hakmiyeti yıllarına kadar dayanırmış. Diğer bir inanışa göre ilk ruketopolemo savaşı, Ayo Markos kilisesi daha yeni olduğundan aralarında büyük olasılıkla rekabet sebebi doğmuş iki kilisenin çocukları arasında sapanla birbirlerine taş atarak başlamıştır. Yapılan bu savaşın arasına Paskalya bayramı zamanında büyükler de katılmış sonunda sapanların yerini zamanla kiliselerin avlularına yerleştirilen toplarla yapılan atışlarla İsa’nın Dirilişi kutlanırdı. Geminin kendi güvenliği için ticaret gemilerinde bulunan bu topları denizciler gemilerden kiliselere getirip hazırlardı. Top atışlarıyLa kutlama uzun yıllar devam etti. 1889 yılının Anastasi (Diriliş) Gecesi yapılan top atışları tehlikeli boyutlara gelince Türkler durumun herkes için tehlike oluşturduğuna ve himaye altındaki Sakız Adalıları’ın ayaklanma tehlikesini ortadan kaldırmak için bu toplara el koydu. Her iki kilİse de bu geleneği Türkleri rahatsız etmeden ancak etkileyici şekilde devam ettirmenin başka yollarını arıyorlardı. İşte sonunda ateşleyici maddelerle uğraşan biri İtalyan usulü o sihirli kelimeyi hatırlayıp söyledi: Roket. Başlarda “roketleri” onları yapanın dükkânından satın alıyorlardı. Sonraları 1900’lerde “atölye” diye adlandırdıkları gruplara ayrılmış bu işin meraklıları bizzat kendileri yapmaya başladı. Roketleri yapanlar Diriliş Gecesi’nin akşamı roket savaşçısına dönüşürler. Başlarda iki kilisenin çatısından fırlatılırlardı. Ancak bu yöntem oldukça büyük tehlike teşkil edince artık roketleri kiliselerin yakınlarındaki boş arazilerde yönleri Ayo Marko’nun kubbesiyle, ana giriş kapısının üzerindeki Ayo Marko heykelini, Ayo Marko’nun roketleri de Panagia Erithrias’in saatini hedef alacak şekilde özel düzeneklere yerleştirilirler. Roketlerin yapım masrafı oldukça yüklü olduğu gibi çok fazla emek gerektiren bu iş dikkat edilmediği zaman tehlikelidir. Ancak Vrondatolular çok sevdikleri bu geleneği canlı tutmak için Paskalya’da hazır olmaları için yaz aylarının ortalarında atölyeler roket yapımına başlıyor. Her atölye 3 ya da 5 kişiden oluşur ve her atölyenin Navsika, Lailapas, Digenis, Kobra, Arapo, Leon, 18lik nişanlı(!), Theios Truman (Truman Amca) gibi isimleri vardır. Geleneği 52 55 Kalupi (Kalıp) Roket’in oluşması için yanıcı maddenin içine konduğu roketin gövdesidir. Ardından “kalupi” roket çubuğuna “ruketo ksilo” ya bağlanarak monte edilir. Kalıbın içindeki karışım, kömür ve nitro roketin havaya yükselmesini ve patlamasını sağlarken içindeki kükürt roket patladığında çıkan sesle ışığı sağlıyor. Roketlerin yapım masrafını tamamıyla yapanlar karşılıyor. Tam olarak birbirlerinin karşısında bulunan iki kilise arasındaki mesafe 400 metredir. Ayos Markos kilisesi Panagia Erithria’dan daha yüksek bir zeminde bulunduğundan Panagia Eritrea kilisesi teorik olarak daha kolay bir hedef. Roket atölyeleri Büyük Cumartesi Günü’nün saba hından itibaren ayaktadırlar. Sabahın erken saatlerinde roketlerin fırlatılacağı düzenekleri hazırlar ve her iki taraftan da deneme atışları yaparlar. Deneme atışları sırasında ellerindeki düdüklerle karşılıklı birbirlerini tahrik ederek her yaştan insanın katıldığı roket savaşı hazırlığına panayır havası yaratırlar. Büyük Cumartesi Günü’nün akşam üstü, her iki kilisenin tarafları Omiropolis’in Belediyesi’nden başlayarak yürüyüş yaparlar. Akşam saat dokuzda ilk patlamalar duyulmaya başlar. Saat on birde toplu roket saldırısı başlar ve on bir buçuk gibi inançlılar kiliselere gidebilsin diye kısa süreliğine ateşkes yapılır. Çevredeki tarla ve arazilerle, Epos’a (eteklerinde Vrodotos’un bulunduğu dağ) kadar giden yol insanlarla dolup taşar. “Savaş alanında” rakipler cephanelerini güçlendirir. Roketlerin yanyana zemine belirli bir açıyla yerleştirildiği düzeneği –Ruketosirti– büyük an geldiğinde hazır olmak için doldurmaya başlarlar. “Hristos Anesti” –Hazreti İsa Dirildi– sesi duyulur duyulmaz ateşlenen fişekler birbiri ardına havada ışık saçarak gerçekten etkileyici bir manzara oluştururlar. Diriliş tüm ihtişamıyla kutlanır. Kazanan kim mi? Elbetteki bunca yıldır canlı kalmayı başarmış olan gelenektir savaşı kazanan. Hem Vrondatoslular da bunu söyler. “Biz savaşsak da aramızda kin kalmaz, ertesi gün Lambri’nin gününde barış sağlarız”. n FAni: Haz. İsa’nın Dirilişi gecesindeki Roket savaşlarından başka tüm Sakız Adası’nda “sesli” kutlamalar da yapılır. Diriliş gecesi bir çok köyde ateşler yakılır ancak Pirgi’de köyün Merkez Kilisesi Kimisi Theotoku (Meryem Ana’nın Uyuması) Kilisesi önünde yakılan ateş hepsinden farklıdır. Günlerce toplanan odun ve tahtalarla hem yükseklik hem de büyüklüğüyle etkileyici bir ateş yığını oluşturulur. En tepesine boş bir hasır sepet yerleştirilen ve yerli halkın “fanos” adını verdiği odun yığını “Hristos Anesti” sesinin duyulmasıyla yakılır. Çıkan alevler kilisenin boyunu geçerken ayrıcalıklı bir Diriliş gösterisi oluştururken ateşe atılan “pombes”- (büyük çatapat-patlayıcılar) çıkardıkları seslerle ateşe eşlik edip kutlamaları eşsiz kılar. Mesta Mesta 54 57 Mesta Mesta 56 59 Avgonima Mesta Oteller 58 61 Oteller Oteller 60 63 Oteller Oteller 62 65 Kiralık oda ve daireler Kiralık oda ve daireler 64 67 Turizm Ofisleri • Kiralık oda ve daireler Kiralık oda ve daireler • Turizm Ofisleri 66 69 Turizm Ofisleri Turizm Ofisleri 68 71 Turizm Ofisleri Turizm Ofisleri 70 73 Kiralık oda ve daireler Turizm Ofisleri Yerel Ürünler 72 75 Yerel Ürünler Yerel Ürünler 74 77 Yerel Ürünler Yerel Ürünler 76 79 Yerel Ürünler Yerel Ürünler 78 81 Yerel Ürünler Yerel Ürünler 80 83 Yerel Ürünler Yerel Ürünler 82 85 Yerel Ürünler Yemek - Lokantalar Yerel Ürünler 84 87 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 86 89 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 88 91 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 90 93 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 92 95 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 94 97 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 96 99 Yemek - Lokantalar Yemek - Lokantalar 98 101 Yemek - Lokantalar Kafe - Eğlence 100 103 Kafe - Eğlence Çarsı 102 105 Çarsı Çarsı 104 107 Çarsı Ayios Ğalas 106 109 Çarsı A B C D E 1 2 A R T H S 3 X 4 5 11 NOEMVRIOU . . . . . . . . . . . . B3 AEGEOU AVE . . . C2, C3, D5, E5 AFON RALLI . . . . . . . . . . . . . . . B3 AG. ANARGIRON . . . . . . . . . . . A3 AG. SIMEON . . . . . . . . . . . . . . . B5 AGALASTOU . . . . . . . . . . A3, B3 AMANTOU KON/NOU . . . B4, B5 ANDREADI . . . . . . . . . . . . . . . . A1 APLOTARIAS . . . . . . . . . . . . . . B3 ARGENTI EFSTR. . . . . . . . . . . . B3 ARGENTI F. . . . . . . . . . . . . . . . . B4 ARHERMOU . . . . . . . . . . . . . . . B3 ARSENIOU MITROP. . . . . . . . . B1 CASTLE SQUARE . . . . . . . . . . B1 DAMALA . . . . . . . . . . . . . . . . . A1 DAMALA . . . . . . . . . . . . . . . . . B3 DELAGRAMMATIKA . . . . . . . . A5 DIMOGERONTIAS . . . . . . . . . . B3 DIMOKRATIAS . . . . . . . . . . A1, B2 DIONOS . . . . . . . . . . . . . . . . . . A4 DRIMAKOU . . . . . . . . . . . . . . . . A3 DROMOKAITI . . . . . . . . . . . . . . B3 F. DE COULANGE . . . . . . . B2, B3 GLAFKOU . . . . . . . . . . . . . . . . . B3 GORDATOU . . . . . . . . . . . . . . . B3 HOREMI . . . . . . . . . . . . . . . . . . A4 INOPIONOS . . . . . . . . . . . . . . . A1 KALOPLITOU . . . . . . . . . . . . . . A3 KANALA . . . . . . . . . . . . . . . . . . C3 KANARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B2 KENNEDY JOHN . . . . . . . . . . . B2 KOKKALI . . . . . . . . . . . . . . . . . E5 KONTOGIANNI . . . . . . . . . A4, A5 KONTOLEONTOS . . . . . . . . . . . A2 KORAI AD. . . . . . . . . . . . . B4, C4 KORESIOU . . . . . . . . . . . . . . . . A2 KOUVELA . . . . . . . . . . . . . D5, E5 LADIS . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B2 LINARI SOT. . . . . . . . . . . . A3, A4 LIVANOU ARIETAS . . . . . . . . . C5 LIVANOU M. . . . . . . . . . . . C5, D5 LOUKA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B1 MAGAZIOTISSIS . . . . . . . . . . . B3 MARTIRON . . . . . . . . . . . . . . . . A1 MIKIADON . . . . . . . . . . . . . . . . A3 MILONADI . . . . . . . . . . . . . . . . A3 MOUTAFI . . . . . . . . . . . . . . . . . A4 MPEKRIDAKI D. . . . . . . . . . . . . B1 MPOURNIA AN. . . . . . . . . A3, A4 NAVARHOU . . . . . . . . . . . . . . . C5 NEOFITOU VAMVA . . . . . . . . . C4 NEORION . . . . . . . . . . . . . . . . . C1 OMIRIDON . . . . . . . . . . . . . . . . E5 OMIROU . . . . . . . . . . . . . . . . . . C4 PAGALAKI . . . . . . . . . . . . . . . . B1 PAHNOU AL. . . . . . . . . . . A3, B3 PARASHOU . . . . . . . . . . . . . . . C3 PASPATI FIL. . . . . . . . . . . . . . . A4 PAVLOU MITROPOLITOU . . . . B5 PERNOT HUMBERT . . . . . . . . . B5 PETROKOKKINOU . . . . . . A2, A3 PLATEON . . . . . . . . . . . . . . . . . B1 PLATONOS MITR/TOU . . C4, C5 POLIHRONOPOULOU . . . B2, C2 POLIHRONOPOULOU . . . . . . . E5 POLITEHNIOU . . . . . . . . . . . . . A2 PORFIRA . . . . . . . . . . . . . . . . . D5 PROIOU DOROTHEOU . . B4, C4 PSIHARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4 RIGINOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . A3 RODOKANAKI . . . . . . . . . C3, C4 ROIDOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . C3 SGHOUTA . . . . . . . . . . . . . . . . . A3 SIGGROU AND. . . . . . . . . A2, A3 SKANAVI . . . . . . . . . . . . . . . . . B3 SKILITSI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4 SOURI . . . . . . . . . . . . . . . . C5, D5 STEFANOU ANTONIOU . . . . . . B5 THEOTOKA G. . . . . . . . . . . . . . C1 TSELEPI . . . . . . . . . . . . . . B3, B4 TSITSEKLI . . . . . . . . . . . . . . . . C1 TSIVOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B1 VARVAKI . . . . . . . . . . . . . . . . . B3 VASILIADI AER. . . . . . . . . B2, B3 VASILIKARI . . . . . . . . . . . . . . . A3 VENIZELOU . . . . . . . . . . . . . . . B2 VENIZELOU ELEFTHERIOU . . . . . . . . . . . . . . . B3, C3, B4, C4 VLAHOGIANNI . . . . . . . . . . . . . A3 VLASTOU . . . . . . . . . . . . . A3, B3 VLATARIAS . . . . . . . . . . . . . . . A3 VOUPALOU . . . . . . . . . . . . . . . B3 XILA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A2 ZAHARIOU . . . . . . . . . . . . . . . . B1 ZOLOTA . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4