İngilizce metni ve Türkçe çevirisini buradan indirebilirsiniz.
Transkript
İngilizce metni ve Türkçe çevirisini buradan indirebilirsiniz.
8. Hafta Çevirisi PALEOGEOGRAPHY (2. Bölüm) (Geçen haftanın devamı...) After a summer in the Swiss Alps studying glaciers and glacial deposits, Agassiz discovered that the rocks found, for example, in much of Europe had been spread by large continental glaciers. After: -den sonra Summer: Yaz Swiss Alps: İsviçre Alpleri Glacier: Buz kütlesi, buzul Discover: Keşfetmek Spread: Yayılmak Large: Geniş Continental: Kıtasal İsviçre Alplerindeki buzulları ve buz kalıntılarını incelemeyle geçen bir yazın ardından, Agassiz, örneğin Avrupa’nın çoğu kısmında bulunan kayaların geniş kıtasal buzullarla yayıldığını keşfetmiştir. Much of what Agassiz saw could be explained only by glacial action. See: Görmek Explain: Açıklamak Only: Sadece Action: Hareket Agassiz’in gördüklerinin büyük bir bölümü sadece buzulların hareketiyle açıklanabilirdi. Because a glacier is a solid mass of ice, it moves slowly, and as it moves, it picks up all sizes of debris: in other words, the scattered remains of broken particles, ranging from huge rocks to silt and clay. Because: Çünkü, nedeniyle Solid: Katı Mass: Kütlesel Ice: Buz Move: Hareket etmek Slowly: Yavaşça Pick up: Almak, toplamak Size: Ölçü, boyut Debris: Moloz, döküntü In other words: Başka bir deyişle Scattered: Dağılmış Broken: Kırık, kırılmış Particle: Parça, partikül Ranging from ... to: -den ...ye uzanan Bir buzul, katı bir buz kütlesi olduğundan yavaşça hareket eder ve hareket ettikçe her boyutta döküntüyü, yani büyük kayalardan çakıl ve toprağa uzanan (bir çeşitlilikte), kırılmış partiküllerin dağılmış kalıntılarını da beraberinde götürür. As the ice melts, all the debris is left behind in the form of a layer or material of many kinds. Behind: Arka(sında) Debris: Moloz, döküntü Form: Biçim Layer: Tabaka Material: Materyal Buz eridikçe, bütün döküntüsünü, bir tabaka biçiminde ya da farklı türde materyaller olarak geride bırakır. Using these two important clues - fossils and rocks - plus other information, geologists are able to reconstruct ancient geography to make comparisons with the earth's present geography. Use: Kullanmak Important: Önemli Clue: İpucu Rock: Kaya Plus: Artı (olarak) Other: Diğer, öteki Information: Bilgi Reconstruct: Yeniden inşa etmek Ancient: Antik, eski Comparison: Karşılaştırma Present: Mevcut, güncel 1 Jeologlar, bu iki önemli ipucunu -fossilleri ve kayaları- ve diğer bilgileri kullanarak, dünyanın bugünkü coğrafi yapısıyla karşılaştırma yapabilmek için antik coğrafi yapıyı yeniden inşa edebilirler. By comparing these, geologists know that the appearance of the earth's continents has been constantly changing over the centuries. Compare: Karşılaştırmak Know: Bilmek Appearence: Görünüş Continent: Kıta Constantly: Devamlı olarak Change: Değişmek Over: Üzerinde Century: Yüz yıl Jeologlar, bunları karşılaştırmaları sonucunda, yeryüzünün kıtalarının görünüşünün yüzyıllar boyunca durmadan değiştiğini öğrenmişlerdir. And this changing of the earth's surface is still going on today, but it is so gradual that people are aware of the change only occasionally. Surface: Yüzey Still: Hala Go: Gitmek, devam etmek Today: Bugün, günümüzde Gradual: Aşamalı, kademeli olarak to be aware of: Farkında, haberdar olmak Only: Sadece Occasionally: Nadiren Ve yerin yüzeyinin değişimi bugün hala devam etmektedir, fakat bu (değişim) aşamalı biçimde olduğundan insanlar nadiren bu değişimden haberdar olmaktadırlar. Earthquakes and the formation of new volcanoes are two spectacular actions used by nature to change the face of continents. Earthquake: Deprem Formation: Oluşum Volcano: Volkan, yanardağ patlaması Spectacular: Olağanüstü, görkemli Action: Hareket Use: Kullanmak Nature: Doğa Face: Yüz Depremler ve yeni volkanların oluşumu, doğanın kıtaların yüzünü değiştirmek için kullandığı iki olağanüstü harekettir. Truly, we live in a changing world. Truly: Gerçekten de Live: Yaşamak Gerçekten de bizler (sürekli) değişen bir dünyada yaşamaktayız. 2