Viyana Satım Antlaşması`na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı
Transkript
Viyana Satım Antlaşması`na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı
Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı Prof. Dr. H. Ercüment ERDEM Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı E. Öğretim Üyesi* Giriş 11 Nisan 1980 tarihinde Birleşmiş Milletlerin himayesinde Viyana’da toplanan diplomatik konferans Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması’nı, uygulamadaki yaygın ismiyle Viyana Satım Antlaşması’nı (“Viyana Satım Antlaşması”) kabul etti.1 Bu makalenin hazırlanması sırasında kaynakların taranması ve işlenmesi açısından kıymetli yardımları için Av. Begüm Huntürk (LLM) ve Av. Zeynep Tuncer’e (LLM, İsviçre) içtenlikle teşekkür ederim. Bu makale 6 Nisan 2012 tarihi itibariyle yayımlanan kararlar ve kaynaklar dikkate alınarak hazırlandı. 1 Antlaşma’nın yasal metni için bkz. UN Doc. A/CONF. 97/18, Ek I, Conférence des Nations Unies sur les contrats de vente internationale de marchandises, Documents Officiels, New York 1981, s. 190 vd. (Antlaşma ile ilgili bütün resmî tutanakların yer aldığı bu yayın çalışmanın devamında “Documents Officiels” kısaltması ile anılacaktır). Bu konferans ve Antlaşma ile ilgili bütün metinler A/CONF. kısaltması ile başlar. Bu kısaltma Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bu diplomatik konferansı 97. Konferans olarak adlandırdığını gösterir. UN Doc. kısaltması ise ilgili belgelerin Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na ait olduğunu ifade eder. Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması’na yaygın olarak Viyana Satım Antlaşması denilmektedir. Viyana Satım Antlaşması’nın tarihi * 118 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Konferansa katılan ülkeler eşitlik ve karşılıklı çıkar esasının devletler arasındaki dostane ilişkilerin gelişmesinde önemli bir etken olduğunu ve milletlerarası mal satımı hakkında değişik sosyal, ekonomik ve hukukî sistemlere uyum sağlayacak yeknesak kuralların kabulünün milletlerarası ticarî ilişkilerin gelişmesine ve var olan hukukî zorlukların aşılmasına faydalı olacağını belirttiler2. Milletlerarası mal satımlarına uygulanacak kuralların yeknesaklaştırılması konusunda uzun yıllardan beri süre gelen zahmetli çalışmalar, bu Antlaşma’nın kabulü ile sonuçlandı ve yıllar içerisinde pek çok ülkenin Antlaşma’ya taraf olması ile pekişti.3 Viyana Satım Antlaşması günümüz itibariyle içlerinde Türkiye de bulunan 784 ülke tarafından kabul edildi. Bir yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya gibi büyük ticari aktörlerin, diğer yandan Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda ve İspanya da içinde olmak üzere Avrupa Birliği üyesi toplam 23 ülkenin ve farklı hukuki gelenek ve ekonomik sisteme ait olan Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin taraf olması, Viyana Satım Antlaşması’nın milletlerarası mal satımlarının büyük bir kısmını yeknesak bir kanun olarak idare etmesine olanak sağladı. 2 3 4 gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ERDEM, Ercüment: “Uluslararası Mal Satışlarında 11 Nisan 1980 Tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Uygulama Alanı”, Milletlerarası Ticaret Hukuku ile İlgili Makaleler, İstanbul 2007, s. 1 vd. (Anılış: ERDEM, Uygulama Alanı). Bkz. Antlaşma’nın Dibacesi. Yirminci yüzyılın başından itibaren büyüyen ülke ekonomileri, ticarî faaliyetlerin ülke sınırları dışına taşmasına ve ülkeler arası ticarî ilişkilerin gelişmesine neden oldu. Ülkeler arası artarak gelişen ticarî ilişkiler çerçevesinde, satım sözleşmesi, milletlerarası ticaret hayatında çok önemli bir yer almaya başladı. Satım sözleşmesinin milletlerarası ticarette bu denli önemli bir yere sahip olması da, 1930’lu yıllardan itibaren, çeşitli milletlerarası kuruluşların satım hukukunu yeknesaklaştırma çalışmalarına başlamasına yol açmıştı. Bkz. TİRYAKİOĞLU, Bilgin: “11 Nisan 1980 tarihli Milletlerarası Mal Satımlarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Milletlerarası Özel Hukuk Kuralları ile İlişkisi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 3, S. 1, 1989-1990, s. 192. Bkz. http://dergiler. ankara.edu.tr/dergiler/38/301/2825.pdf (erişim: 31.03.2012). Taraf ülkelerin tam listesi için bkz. http://www.uncitral.org/uncitral/en/uncitral_texts/sale_goods/1980CISG_status. html (erişim: 31.03.2012); http://cisg.law.pace.edu/cisg/countries/cntries/html (erişim: 31.03.2012). Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 119 Türkiye Viyana Satım Antlaşması’nı 5870 sayılı uygun bulma kanunu ile kabul etti5. 11 Mart 2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile katılma belgesinin tevdi edilmesine karar verildi6 ve Türkiye 7 Temmuz 2010 tarihi itibariyle Antlaşmaya taraf oldu. Viyana Satım Antlaşması m. 99/2 uyarınca Antlaşma Türkiye bakımından katılma belgesinin tevdi edildiği tarihten itibaren on iki ayın tamamlanmasını izleyen ayın ilk gününde yürürlüğe girer. Bu hüküm doğrultusunda Viyana Satım Antlaşması da 1 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye’de yürürlüğe girdi. Türkiye’nin Antlaşma’ya 2010 yılında taraf olmasıyla beraber Antlaşma, taraflar açıkça aksini düzenlemediği sürece Türklerin taraf olduğu milletlerarası satım sözleşmelerine doğrudan uygulanmaya başladı. Dolayısıyla, Antlaşma Türk hukuku açısından daha da önem kazandı. Bu tebliğin amacı Viyana Satım Antlaşması’nı tarihî gelişimi de dâhil olarak ana hatlarıyla tanıtmak, Antlaşma’ya hâkim olan ilkelere değinmek ve Antlaşma’nın maddi uygulama alanını ortaya koymaktır. Birinci Bölüm Viyana Satım Antlaşması’nın Genel Olarak Tanıtılması I. Tarihî Gelişimi Hukukun birleştirilmesi yolundaki çalışmalar XIX. yüzyılda7 başladı ve günümüzde de sürüyor. Bu konudaki çalışmaların en önemlileri hiç kuşkusuz milletlerarası ticaret hukuku alanında, daha da belirli olarak satım sözleşmeleri konusunda yapılanlardır. Bu yeknesaklaştırma çalışmaları bir yandan millî hukukların çeşitliliği ve değişkenliğinin hukukî güvenlik için oluşturacağı engelleri kaldırarak işlerin güvenli ve yaygın RG. 14 Nisan 2009, S. 27200. RG. 7 Nisan 2010, S. 27545. 7 ERDEM, Uygulama Alanı, s. 2. XX. yüzyılın başı uluslararası ticaret hukuku alanında en çok reformun yaşandığı dönemdir. Ayrıntılı bilgi için bkz. ZELLER, Bruno, CISG and the Unification of International Trade Law, New York 2007, s. 3. 5 6 120 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri yürümesini sağlar, diğer yandan ise sanayileşmiş ülkelerle üçüncü dünya ülkelerinin çıkarları arasında bir uyum kurulmasına8 hizmet eder. Bu şekilde batılı ülkelerin hukuk sistemlerine oranla daha dengeli ve bağımsız kuralların oluşturulmasına çalışılır. Hukukun birleştirilmesi yolundaki çalışmaları üç grup altında incelemek mümkündür: A) 1964 tarihli Lahey Antlaşmaları’nın temelini oluşturan ilk çalışmalar; B) milletlerarası mal satımlarının ilk defa milletlerarası planda düzenlendiği 1964 tarihli Lahey Antlaşmaları ve C) bu alandaki bütün çalışmaların sonucu olan Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hakkında 11 Nisan 1980 tarihli Birleşmiş Milletler Antlaşması. A. İlk Çalışmalar Milletlerarası satımların birleştirilmesi hakkındaki çalışmalar Özel Hukukun Birleştirilmesi Hakkında Milletlerarası Enstitü’nün (Institut international pour l’Unification de Droit Privé-UNIDROIT-) Alman hukukçu Ernst Rabel’in teklifiyle yeknesak bir hukukun oluşturulması amacıyla bir uzmanlar grubu oluşturup hazırlık çalışmaları yapma karan ile çakışır9. Kurulan çalışma grubu 1930 yılında UNIDROIT’nin önderliğinde toplandı ve milletlerarası mal satımları hakkında 1934 yılında “Roma Projesi” olarak bilinen ilk yeknesak kanun taslağını hazırladı10. BONELL, Michael Joachim, La nouvelle Convention des Nations-Unies sur les contrats de vente internationale de marchandises, Dr. et.pr.comm.int. 7/1981, s. 7. Türk doktrininde, milletlerarası mal satımlarında yeknesak kuralların oluşturulmasının hem hukukî güvenliği sağlayacağı, hem de kanunlar ihtilafı açısından olumlu sonuçlar yaratacağı savunulur. Başka bir anlatımla, davayı açan tarafın aynı zamanda mahkemeyi de belirleme imkânına sahip olması nedeniyle, onun daha iyi bir sonuç alabileceği bir mahkemede dava açarak, davalı için hiç de adil olmayan bir sonucun ortaya çıkması engellenecektir. AYDIN, İbrahim, Mal Satımlarına İlişkin Birleşmiş Milletler (Viyana) Satım Antlaşması ve Türk Hukuku, Ankara 2011, s. 4 – 5, http://www.belgeler.com/ blg/142t/milletlerarasi-mal-satimlarina-iliskin-birlesmis-milletler-sozlesmesi-viyanasozlesmesi-1980-ve-turk-hukuku-united-nations-convention-on-contracts-for-theinternational-sale-of-goods-vienna-convention-1980-and-turkish-sale-law (erişim: 31.03.2012). 9 SCHLECHTRIEM, Peter / WITZ, Claude, Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises, Paris 2008, s. 2. 10 Ayrıntılı bilgi için bkz. HUBER, Peter / MULLIS, Alastair, The CISG, a new textbook for students and practitioners, 2007, s. 2, 8 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 121 Bu taslak, Milletler Cemiyeti aracılığıyla, incelenmek üzere çeşitli hükümetlere dağıtıldı ancak II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi bu çalışmaları aksattı11. Savaşın sona ermesinden sonra UNIDROIT yarım kalan çalışmalara devam etmek amacıyla Lahey’de yirmi bir devletin katıldığı bir diplomatik konferans düzenlendi. Bu konferansın sonunda, hükümetlerce yapılan eleştirilerin ışığı altında yeni bir taslak hazırlanması için bir çalışma grubu kuruldu. 1956 yılında hazırlanan bu yeni taslak çalışmalarının daimî sekretaryası görevini üstlenen Hollanda Hükümeti tarafından diğer hükümetlere ulaştırdı. Yapılan eleştirilerin doğrultusunda çalışma grubu 1962 yılında yeni bir metin hazırladı. 1963 yılında yayınlanan bu metnin tartışılması ve oylanması amacıyla Hollanda Hükümeti tüm devletleri toplantıya davet etti. Böylece 1964 yılında Lahey diplomatik konferansı toplandı12. B. 1964 Tarihli Lahey Antlaşmaları Lahey diplomatik konferansının sonunda “Maddî Taşınırların Milletlerarası Satımı Hakkında Yeknesak Kanun”13 ve “Maddî Taşınırların Milletlerarası Satımı Sözleşmesinin Kurulması Hakkında Yeknesak Kanun”14 olarak iki antlaşma kabul edildi. Her iki antlaşma da beş Devletin onay http://books.google.com.tr/books?id=jw8bZ4syM6UC&printsec=frontcover&dq=C ISG&hl=tr&sa=X&ei=hAh3T4SCJdG18QPf7tXKDQ&ved=0CEYQ6AEwBA#v=on epage&q=CISG&f=false (erişim: 31.03.2012); ERDEM, Uygulama Alanı, s. 3. 11 Bkz. TUNC, André: “Les ventes internationales de marchandises”, Colloque de la Fondation Internationale pour l’Enseignement du Droit des Affaires, Faculté de Droit d’Aixen Provence, 7 et 8 mars 1980, Paris 1981, s. 408. 12 HUBER / MULLIS, s. 3; TUNC, s. 410. 13 Loi uniforme sur la vente internationale des biens mobiliers corporels (la LUVI). 14 Loi uniforme sur la formation des contrats de vente internationale de biens mobiliers corporels (la LUFC). Her iki Antlaşma hakkında da ayrıntılı bilgi için bkz. TUNC, André: “Les Conventions de la Haye du 1er juillet 1964 portant loi uniforme sur la vente internationale d’objets mobiliers corporels”,, Rev. int. dr. comp., 16/1964, s. 547 vd.; KAHN, Philippe: “La Convention de la Haye du 1er juillet 1964 portant loi uniforme sur la vente internationale des objets mobiliers corporels”, Rev. trim. dr. comm., 1964, s. 689 vd.; HONNOLD, John, Unification of the Law Governing International Sales of Goods, Paris 1966; aynı yazarın diğer makaleleri için bkz. DÖLLE, Hans (Herausgeber), Kommentar zum Einheitlichen Kaufrecht, Münih 1976. 122 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri lamasından sonra 1972 yılında yürürlüğe girdi15. Ne var ki, katılan devletlerin sayısının azlığından da kolayca anlaşılacağı gibi, bu antlaşmalar umulan ilgiyi görmedi16. C. Viyana Satım Antlaşması Lahey Antlaşmaları’nın yürürlüğe girmesinden sonra da hukukun birleştirilmesi çalışmaları devam etti. Hatta Milletlerarası Ticaret Hukuku Hakkında Birleşmiş Milletler Komisyonu’nun (UNCITRAL) ku Bu Antlaşmalara taraf olan ülkeler Belçika, Gambiya, Federal Almanya Cumhuriyeti, İsrail, İtalya, Lüksemburg, Hollanda ve Birleşik Krallık’tır. Bkz. LOOKOFSKY, Joseph, Understanding the CISG, Kopenhag 2008, s. 4, dn. 29. Bu Anltaşmalar hala yürürlüktedir. TOKER, ALİ GÜMRAH, 11 Nisan 1980 Tarihli Uluslararası Taşınır Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin (Viyana Sözleşmesi) Uygulama Alanı, Ankara 2005, s. 23. 16 HUBER / MULLIS, s. 3; LOOKOFSKY, s. 4. Kahn’a göre bu ilgisizliğin nedenleri üç başlık altında toplanabilir: 1) Milletlerarası özelliğine rağmen Antlaşmalar’ın hazırlanmasına katılan Devletler aynı politik sistemi kabul eden ve serbest piyasa ekonomisi uygulayan batılı ülkelerdi. Diğer Devletler hazırlanışına katılmadıkları bu Sözleşmeleri kabul etmekte çekimser kaldılar; 2) Bu Sözleşmeler satım sözleşmesini klâsik anlamda ele aldılar ve sınaî satımları göz ardı ettiler; 3) Her iki Sözleşme’nin de uygulayıcılar ve yeterli hukukî bilgisi olmayanlar için oldukça karmaşık bir dili vardı. Bkz. KAHN, Philippe: “La Convention de Vienne du 11 avril 1980 sur les contrats de vente internationale, la Convention de Vienne du 11 avril 1987”, Colloque du 21 octobre 1987, C.J.F.E. 5 spécial/1987, s. 952 (Anılış: KAHN, La Convention de Vienne); aynı konu hakkında krş. HERBER, Rolf: “Einführung”, in: Wiener UNCIRAL-Übereinkommen über inernationale Warenkaufvertäge vom 11. April 1980, 3. ed., Köln 1988, s. 601; SONO, Kazuaki, The Vienna Sales Convention: History and Perspective, New York, Londra, Roma 1986, s. 3. Doktrinde ayrıca, bu iki Anlaşma’nın beklenilen ilgiyi görmemesinin diğer bir sebebinin de sadece Fransızca ve İngilizce dillerinde hazırlanmaları olduğu ifade ediliyor. Nitekim üye devletlerin bu Kanunlar’ı iç hukuk sistemlerine geçirmeleri gerekliydi. Oysa sadece iki dilde hazırlanmış olmaları bunu zorlaştırıyordu. Ayrıntılı bilgi için bkz. JANSSEN, André / MEYER, Olaf, CISG Methodology, Münih 2009, s. 18 vd. Türk doktrininde ise, bu Anlaşmalar’ın başarısız olmasındaki ana sebep, Batı Avrupa ülkelerinin iç hukuklarından esinlenilmesi ile sosyalist ve gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerinin hazırlık çalışmalarına katılmamış olmaları olarak gösterilir. AYDIN, s. 7 – 8. Nitekim çalışmalara Fransız, İskandinav ve Alman hukuk sistemlerinden temsilciler katılmıştır. Bkz. MISTELIS, Loukas: “CISG’nin Uygulama Alanı: Yer, Zaman ve Kişi Bakımından”, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Yeşim M. Atamer), 1. Baskı, İstanbul 2008, s. 10. 15 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 123 rulması ile hız kazandı17 1968 yılında UNCITRAL milletlerarası ticaret hukukunun birleştirilmesi çalışmalarına başladığında önceliği milletlerarası satım sözleşmelerinin birleştirilmesine verdi18 ve Genel Sekreterlik aracılığıyla 1964 Lahey Sözleşmeleri’nin metinlerini ve Prof. TUNC tarafından hazırlanan bir raporu değişik ülkelere göndererek konuyla ilgili düşüncelerin bildirilmesini istedi. Elde edilen sonuçlar UNCITRAL’in 1969 yılındaki oturumunda ele alındı ve on-dört Devletin katılımıyla kurulan bir çalışma grubuna yeni bir metin hazırlanması veya 1964 Lahey Sözleşmelerinin yeniden kaleme alınması görevi verildi19. 1978 yılında çalışma grubu Lahey Antlaşmaları’nın yeniden kaleme alınmış şeklini tek bir Antlaşma taslağı içinde birleştirildi (birinci bölüm: tarafların hakları ve borçları, ikinci bölüm: sözleşmenin kuruluşu)20. Bu yeni Antlaşma taslağına son şeklini vermek için 1980 yılı Mart ayında altmış iki Devlet ve sekiz milletlerarası kuruluş Viyana’da toplandı21. Beş haftalık bir çalışma sonucunda taslağın çoğu maddeleri olduğu gibi kabul edildi22 ve yeni Antlaşma metni altı resmî dilde kaleme alındı (Arapça, Çince, İspanyolca, Rusça, İngilizce ve Fransızca)23. Bu sözleşme ile birlikte ayrıca 1974 tarihli Maddî Taşınırların Satımında Zamanaşımı SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 3; Komisyon hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. HONNOLD, John / FLECHTNER, Harry M., Uniform Law for International Sales under the 1980 United Nations Convention, Lahey 2009, s. 6 vd. (Anılış: HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law). 18 Bkz. HONNOLD John: “The Draft Convention on Contracts for the International Sale of Goods: An Overview”, Am.J.Comp.L. 27/1979, s. 225 (Anılış: HONNOLD, Overview). 19 Bkz. HUBER / MULLIS, s. 3; HONNOLD, Overview, s. 226; HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 10; SONO, s. 4. 20 Bkz. HONNOLD, Overview, s. 226; HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 10; SONO, s. 5. 21 Viyana diplomatik konferansına katılanlar için bkz. UN Doc. A/CONF. 97/18. 22 Viyana Satım Antlaşması’nın çoğu maddesinin kabul edilmesi, birçok devletin Taslak Antlaşma’nın çalışmalarına katılmasından kaynaklanır. Ayrıntılı bilgi için bkz. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 10 – 11. 23 Viyana Satım Antlaşması’nın altı dile çevirisi çok özenli bir şekilde Milletlerarası Ticaret Hukuku Hakkında Birleşmiş Milletler Komisyonu (UNCITRAL) tarafından gerçekleştirildi. Ayrıntılı bilgi için bkz. JANSSEN / MEYER, s. 19 vd. 17 124 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri konusundaki Antlaşma’ya ek bir protokol hazırlanarak yeni Sözleşme ile uyumlu hale getirilmesine çalışıldı24. D. Viyana Satım Antlaşması’nın Uygulaması ve Gelişimi Antlaşma, bugün taraf ülkeler de dâhil ve fakat onlarla sınırlı olmaksızın dünyanın pek çok yerinde yargı ve tahkim kararlarına konu uyuşmazlıklarda kullanılır. Diğer yandan, global olarak doktrinde araştırılıp değerlendirilir, çok çeşitli ve farklı hukuk düzenlerinden akademisyenler bu konuda çalışmalar ve yayınlar yapmayı sürdürür. Bu açıdan Antlaşma’nın sürekli zenginleşen ve milletlerarası ticaretin gelişimine paralel gelişme gösteren dinamik bir yapısı olduğu söylenebilir25. UNCITRAL’in Viyana Satım Antlaşması’nın hazırlanması ve kabulündeki rolüne yukarıda değinildi. Ancak, UNCITRAL Sekreterliği bu kadarla kalmadı, Antlaşma hakkındaki bilinirliğin artırılması ve Antlaşma’nın uygulanmasında yeknesaklık sağlanması amacıyla, Viyana Satım Antlaşması’na ilişkin içtihatların özetlerini de içeren CLOUT (Case Law on UNCITRAL texts) serisini ve Antlaşma hükümlerinin yorumlarına ilişkin Digest of Case Law’u hazırladı ve kendi web sitesi altında yayınladı26. II. Viyana Satım Antlaşması’na Hâkim Olan İlkeler A. Hükümlerin Tamamlayıcılığı 1. Sözleşme Özgürlügü İlkesi Viyana Satım Antlaşması, sözleşme özgürlüğü ilkesi ve bu yolla da taraflar arasındaki satım sözleşmesinin üstünlüğüne dayalı bir sistem ge Bkz. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 12. CASTELLANI, Luca, Türkiye’nin CISG’a Taraf Olmasına İlişkin Çerçeve, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Atamer, Yeşim), On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, Haziran 2008, s. 4. 26 Bkz. http//www.uncitral.org/uncitral/en /case_law.html; http//www.uncitral.org/uncitral/en/case_law/digests/cisg.html. 24 25 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 125 tirir27. Taraflar sözleşmenin konusunu, aşağıda ele alacağımız sınırlamalar saklı kalmak şartıyla, serbestçe seçebilir (krş. m. 2 ve 3), istedikleri şekle bağlayabilir ve yapılan sözleşmeyi değiştirebilir veya sona erdirebilirler (krş. m. 6). Bir başka deyişle, taraflar, sözleşmelerini kendi gereksinimlerine göre şekillendirirler28. Sözleşme özgürlüğü ve taraflar arasındaki sözleşmenin üstünlüğüne dayalı bu düzenleme bir yandan satım sözleşmesinin şartlarını kapsarken, diğer yandan tarafların sözleşmelerine dâhil ettikleri genel şartları, tip sözleşmeleri ve belli tür mallar için geçerli genel teslim şartlarını da kapsar. Mahkemeler de Viyana Satım Antlaşması’nın sözleşme özgürlüğü ilkesi temeline dayandığını istikrarlı bir şekilde kabul eder29. Hatta ulusal mahkemeler, sözleşmelerdeki sözlü değişiklik yasağını özenle uygular30 ve taraflarca sunulan “dışsal” kanıtları, başka bir ifadeyle, bizzat sözleşmeden kaynaklanmayan kanıtları, sözleşmenin değiştirildiğini ortaya koymada yetersiz bulur31. Doktrinde sözleşmenin üstünlüğü ilkesinin Viyana Satım Antlaşması’nın 6. maddesinden kaynaklanmadığı, genel kabul gören bir prensip olduğu ifade edilir. Bkz. LOOKOFSKY, s. 29. Buna karşılık, bazı yazarlar, sözleşmenin üstünlüğü ilkesinin, Viyana Satım Antlaşması’nın 6. maddesinden kaynaklandığını savunur. Bkz. SCHLECHTRIEM, Peter / BUTLER, Petra, UN law on international sales: the UN Convention on International Sales – The UN Convention on the International Sale of Goods, Fribourg 2009, s. 29, NEUMAYER, Karl H. / MING, Catherine, Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises - Commentaires, Lozan 1993, s. 84 – 85. 28 Bkz. ERDEM, Ercüment, La livraison des marchandises selon la Convention de Vienne – Convention des Nations Unies sur les contrats de vente internationale de marchandises, Fribourg 1990, s. 49 – 50, § 241 vd. (Anılış: ERDEM, Livraison). 29 Rusya Federasyonu Yüksek Tahkim Heyeti, 27.01.1997 tarih ve 94/1996 sayılı kararında Viyana Satım Antlaşması’nın sözleşme özgürlüğü prensibi üzerine kurulu olduğunu belirterek, taraflardan birisinin ileri sürdüğü iddiayı, diğer tarafın yokluğunda sözleşmeyi değiştirmeye yönelik olması sebebiyle, reddeder. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www. cisg.law.pace.edu/cisg/wais/db/cases2/970127r1.html (erişim: 31.03.2012). 30 Milletlerarası Ticaret Odası’nın Hakem Heyetinin (“Zürih”), Mart 1998 tarih ve 9117 sayılı kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin, sözleşmedeki yazılılık koşulu dâhilinde, ancak tarafların yazılı anlaşmaları ile değiştirilebileceğini ifade eder. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=399&step=FullText (erişim: 31.03.2012). 31 Vietnam’daki Yüksek Mahkeme, 05.04.1996 tarih ve 74/1996 tarihli kararında, bir akreditifin taraflar arasındaki sözleşmeyi değiştirdiğini ortaya koymada yetersiz olduğunu 27 126 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri 2. İradelerin Yorumu Taraf iradelerinin yorumu konusunda Viyana Satım Antlaşması da, Türk Hukuku’na hâkim olan ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun32 (“BK”) 19. maddesinde ifade edilen güven ilkesine üstünlük tanır33. Viyana Satım Antlaşması m. 8’de bu konuda açıklanan ilkenin özellikleri şunlardır34. • Tarafların iradesine göre yorum esastır (m. 8/1). İrade beyanında bulunan tarafın iradesi karşı tarafça doğru olarak algılandığında, bu beyan ikisi açısından da bağlayıcıdır; üçüncü kişinin düşüncesi dikkate alınmaz. Bu durum, tarafların fark etmemesi halinde açıklanan irade ile kabul edilen irade arasında uygunsuzluk olduğu halleri de kapsar. Örneğin taraflar balina eti alım satımı konusunda anlaşsalar fakat köpekbalığı eti deseler, sözleşme balina eti konusunda kurulur35. Ayrıca kendisine irade beyanı yöneltilen kimse, beyandaki sayı veya kelime hatasını beyanda bulunan kimsenin gerçek iradesine göre düzelterek kabul edebilir. 32 33 34 35 belirtir. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id= 350&step=FullText (erişim: 31.03.2012). 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı. Yeni Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Güven ilkesi, 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 18. maddesinde düzenlenir. Viyana Satım Antlaşması tarafların gerçek iradeleri konusunda herhangi bir düzenleme getirmez. Başka bir ifadeyle, Viyana Satım Antlaşması’nda, gerçek irade ile beyan edilen irade arasındaki fark konusunda herhangi bir hüküm yoktur. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 71 – 72, § 96; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 56. İradelerin yorumu konusunda ayrıca bkz. HUBER / MULLIS, s. 12 vd.; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 55 vd § 54 vd.; NEUMAYER / MING, s. 111 vd.; ENDERLEIN, Fritz / MASKOW, Dietrich / STARGARDT, Monika, Kaufrechtskonvention der UNO (mit Verjährungskonvention), Kommentar, Berlin 1985, m. 8 no. 2.2.; VOLKEN, Paul: “The Vienna Convention Scope, Interpretation and Gap-Filling”, International Sale of Goods, Dubrjovnik Lectures, New York, Londra, Roma 1986, s. 136, §105 vd.; EÖRSI, Gyula: “A propos the 1980 Vienna Convention on Contracts for the International Sale of Goods”, Am.J.Comp.L. 31/1983, s. 1 -13. Bkz. DESSEMONTET, François: “La Convention des Nations Unies du 11 avril 1980 sur les contrats de vente internationale de merchandises», Les contrats de vente internationale de marchandises, Lozan 1991, s. 60. Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 127 • Eğer açıklanan irade gerçek iradeye uymuyorsa ve kendisine beyanda bulunulan tamamen farklı bir şey anlamışsa sözleşme, iradelerde uygunsuzluk nedeniyle kurulmuş olmaz. • Objektif yorum (m. 8/1). Gerçek irade (irade 1) beyan edilen iradeye (irade 2) uymayabilir ve muhatap gerçek iradeyi bilmeyebilir. Bu durumda beyan edilen irade, m. 8/ 2’de söz konusu edilen şartları da hesaba katarak aynı durumda olan makul bir insan nasıl yorumlayacaksa o şekilde yorumlanır36. Viyana Satım Antlaşması m. 8/2 bu konuda muhatabın niteliklerinin, özellikle içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik şartların göz önüne alınması gerektiğini vurgular. Nitekim icap farklı ülkelerde bulunan birçok kişiye yapıldığında, kültürel farklılıklar sebebiyle, icabın bu kişiler tarafından farklı algılanması olasıdır37. B. Satım Sözleşmesinin Önceliği İlkesi Viyana Satım Antlaşması m. 6 uyarınca taraflar Antlaşma’nın uygulanmasını tamamen veya kısmen hariç tutabilir veya m. 12 hükmü saklı kalmak şartıyla Antlaşma’nın hükümlerinden kurtulabilir veya sonuçlarını değiştirebilirler. Antlaşma’nın bu hükmü nedeniyle tarafların arasında yaptıkları satım sözleşmelerinin Viyana Satım Antlaşması’na nazaran daha öncelikli olduğu kabul edilir38. NEUMAYER / MING, s. 112 – 113; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 56. NEUMAYER / MING, s. 113. Doktrindeki bu görüş kararlara da yansır. Örneğin, Lordlar Kamarası, 01.07.2009 tarih ve UKHL38 sayılı kararında, taraflar arasındaki sözleşme öncesi müzakerelere, İngiliz ve Fransız hukukunda farklı hukuki sonuçlar bağlanması sebebiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin, sözleşme öncesi müzakerelere dayanılarak değiştirilemeyeceğine karar verdi. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.cisg.law.pace. edu/cisg/wais/db/cases2/090701uk.html (erişim: 31.03.2012). İsviçre - Aargau Ticaret Mahkemesi de, 26.11.2008 tarih ve HOR.2006.79/AC/tv sayılı kararında, tarafların telefonla aralarında anlaşma yapıp yapmadıklarını değerlendirebilmek için, objektif yorum yaptı ve tarafların konumlarını inceledi. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.cisg. law.pace.edu/cisg/wais/db/cases2/081126s1.html (erişim: 31.03.2012). 38 SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 55 § 49, HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 157. 36 37 128 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri C. Satım Sözleşmesinin Ayakta Tutulması Viyana Satım Antlaşması, satım sözleşmesinin ayakta tutulmasına öncelik verir39. Viyana Satım Antlaşması’nın bu özelliğinin amacı tarafların aralarındaki akdi ilişkiye son vermemeleri konusunda yardımcı olmaktır. Sözleşmenin ayakta tutulmasına ilişkin hükümler hem satıcının borçlarını düzenleyen, hem de alıcının sözleşmeye uyulmaması halinde haklarını düzenleyen maddelerde yer alır. Örnek olarak aşağıdaki maddeler verilebilir: • Madde 26: Sözleşmenin ortadan kaldırılması beyanı, ancak diğer tarafa bildirimle yapılması halinde hüküm ifade eder. Görüldüğü üzere, sözleşmeye son vermek isteyen taraf bazı usulî kurallara uymak zorundadır. • Madde 48: Satıcı, yükümlülüklerinin ifasına ilişkin her türlü eksikliği teslim tarihinden sonra da giderebilir. Bu halde, alıcı sözleşmeden dönemez ve böylece aralarındaki sözleşme ilişkisi devam eder. • Madde 49: Alıcı ancak satıcı sözleşmeye esaslı bir aykırılıkta bulunursa (m. 49/1) veya malı teslim etmezse sözleşmeden dönebilir (m. 49/2). Görüldüğü üzere, alıcı herhangi bir zamanda ve herhangi bir sebebe dayanarak sözleşmeden dönemez. Sözleşmeyi ayakta tutma hükmü Viyana Satım Antlaşması’nın Amerikan hukukundan ne denli etkilendiğini de gösterir40. D. Teamüllerin Önemi Milletlerarası satım hukukunun birleştirilmesi amacında olan Viyana Satım Antlaşması, getirdiği genel hükümlerin tarafların gereksinimlerine göre şekillendirilmesini milletlerarası ticaret hukukunda veya taraflar ERDEM, Livraison, s. 51, § 249 – 253. STOFFEL, Walter: “Ein neues Recht des internationalen Warenkaufs in der Schweiz”, RSJ 86/1990, s. 170; FARNSWORTH, Allan E.: “Rights and Obligations of the Seller”, Convention de Vienne de 1980 sur la vente internationale de marchandises, Colloque de Lausanne des 19 et 20 novembre 1984, Zürih 1985, s. 85. 39 40 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 129 arasında geçerli olan teamüller eliyle gerçekleştirir41. Bu nedenle, Viyana Satım Antlaşması teamüllere büyük önem verir. Madde 9/1 uyarınca, taraflar, kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş uygulamalar42 ile bağlıdırlar. Aksine sözleşme olmadıkça, tarafların sözleşmenin kuruluşu için sözleşmelerinde bildikleri veya bildikleri varsayılan ve milletlerarası ticarette söz konusu ticarî branşta aynı tür sözleşmeler için taraflarca bilinen ve uygulanan bu teamül ve uygulamalara atıfta bulundukları kabul edilir (m. 9/2). Gerçekte m. 9 iki tür teamülü öngörür: • Taraflarca kabul edilen teamüller ve aralarında yerleşmiş uygulamalar (m. 9/1): Taraflar sözleşmelerinde bunlara açıkça atıfta bulunabilir. Örneğin, Milletlerarası Ticaret Odası tarafından hazırlanan Incoterms’lere (FOB, CIF, EX WORK, vb.) yollama yapıldığında, ilgili Incoterms’e bağlı kurallar uygulanır43. Tarafların zımnî atfı ise, ya sözleşmenin kuruluşu veya ifası sırasındaki tutum ve davranışlarından veya iradelerinin yorumundan anlaşılır44. • Genel olarak uygulanan teamüller (m. 9/2): Bunlar tarafların sözleştikleri ticarî branşta uygulanan ve genelde tarafların Doktrinde uluslararası ticarî teamüllerin, herkese uygulanması bakımından (erga omnes) özellikle önemli olduğu vurgulanır. Bkz. JANSSEN / MEYER, s. 310. 42 Taraflar arasında bir uygulamadan söz edebilmek için, uygulamanın belli bir süredir aynı ticarî işe ilişkin olarak taraflar arasında yoğun bir şekilde devam etmesi gerekir. SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 59 – 60, § 60 - 61. 43 Bu kurallar ile milletlerarası ticaret hukukunda en sık kullanılan terimlerin taraflarca aynı şekilde yorumlanması sağlandı. Bkz. ERDEM, Ercüment: “The role of trade usages in ICC Arbitration”, in Liber Amicorum en l’honneur de Serge Lazareff, Paris 2011, s. 251. 44 Mahkemeler ise, taraflar arasında belli bir ticari ilişkiye ilişkin uygulamanın deliller ile ortaya konulmasını arar. Örneğin, Avustralya Federal Mahkemesi, 24.10.2008 tarih ve ACN 087 011 541 [2008] FCA 1591 sayılı kararında, taraflar arasında var olduğu iddia edilen uygulamanın ispat edilememesi nedeniyle, uyuşmazlığı sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümledi. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid =1&do=case&id=1367&step=Abstract (erişim: 06.04.2012). Aynı şekilde, Hollanda Mahkemesi, 29.05.2007 tarih ve C051069/HE sayılı kararında, satıcı tarafından faturanın üzerine düşülen ve mülkiyetin ücretin tamamı ödenmeden alıcıya geçmeyeceğini öngören kaydın taraflar arasında bir teamül olduğunun ispat edilememesi nedeniyle, bu kaydı dikkate almadı. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1& do=case&id=1313&step=Abstract (erişim: 06.04.2012) 41 130 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri uyguladıkları öyle teamüllerdir ki bunların bilindiği veya bilinmesi gerektiği ve tarafların sözleşmelerinde bunları zımnen kabul ettikleri varsayılır45. Buradaki uygulama m. 9/1’den farklı olarak, Viyana Satım Antlaşması uyarınca olur. Ancak bu uygulama iki şarta bağlıdır: ο Uygulanması öngörülen teamüller taraflarca bilinmelidir (veya bilindiği varsayılmalıdır) ve ο Bu teamüller aynı ticarî branşta genellikle uygulanmalıdır (uyulmalıdır)46. Teamüllere yapılan atıflar aynı zamanda tarafların iradesini de yansıttıkları için Viyana Satım Antlaşması hükümlerinden önce bir uygulamaya sahiptir. Kural olarak bir teamülün varlığını buna dayanan taraf ortaya koymak zorundadır. E. Dürüstlük İlkesi Dürüstlük ilkesi temel bir ilkedir. Bu nedenle, bu ilke tartışılmaksızın Viyana Satım Antlaşması kapsamına alındı47. Bununla beraber, bazı devletler bu ilkelerin Viyana Satım Antlaşması kapsamına alınmasına üç nedenle karşı çıktı48: Doktrinde Viyana Satım Antlaşması m. 9/2’nin ancak ilgili teamül hakkında taraflar arasında açık veya zımnî bir sözleşme olması halinde uygulanabileceği ifade edilir. Bkz. SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 59 § 61. Karşı görüş için bkz. HOLL, Volker / KEßLER, Olivier: “Selbstgeschaffenes Recht der Wirstschaft” und Einheitsrechtstellung der Handesbräuche und Geplogenheiten im Wiener UN-Kaufrecht Recht der internationalen Wirstschaft (1995), s. 457 - 460; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 59 § 61, dn. 255’den naklen. 46 New York Eyalet Mahkemesi, 26.03.2002 tarih ve 00 Civ. 9344 (SHS) sayılı kararında, davacının sözleşmede Incoterms’lere açık bir atıf olmaması sebebiyle, sözleşmedeki CIF teriminin Incoterms’ler uyarınca anlaşılmaması gerektiği iddiasını reddetti ve bu terimin uluslararası ticarette bilinen ve sıkça uygulanan terimlerden olması sebebiyle, Incoterms kuralları dâhilinde uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www. unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=730&step=Abstract (erişim: 06.04.2012). 47 Ayrıntılı bilgi için bkz. ERDEM, Livraison, s. 51, § 254. 48 UNCITRAL Yearbook IX/1978, s. 35, m. 5. no. 44. 45 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 131 • Öncelikle bu ilke ahlaka ilişkindir, bu nedenle Viyana Satım Antlaşması kapsamına alınmamalıdır. Ancak bu ilke hukuki zorunluluk olarak öngörülürse, özel durumlarda nasıl uygulanacağının da belirlenmesi gerekir. Bunun ise gerçekleştirilmesi çok zordur. Zira hakimler iç hukuklarının etkisinde kalacaklardır. • Ayrıca, bu ilke zaten zımnî bir şekilde ticari işlemleri düzenler. Bu nedenle de, bu ilkelerin hukuki bir metne dâhil edilmesinin büyük bir önemi yoktur. • Son olarak, bu ilkeye uyulmamasının sonuçları Viyana Satım Antlaşması’nda düzenlenmez. Bu nedenle, böyle bir durumda ulusal hukuk uygulanır ve yaptırımlarda yeknesaklık olmaz. Buna karşılık, bu ilkenin Antlaşma kapsamına alınmasından yana olanlar, aşağıdaki savlara dayandılar49: • Her ne kadar milli hukuk sistemleri ticari işlemlerde bu ilkeyi uygulasalar da, bu ilkenin milletlerarası bir metinde kabul edilmesi bir “davranış normu”nun (“norm of conduct”) oluşmasını sağlar. • Ayrıca, bu ilkenin Viyana Satım Antlaşması’nda düzenlenmemesi, UNCITRAL’in bu ilkeye gerekçesiz olarak karşı çıktığı suçlamasına neden olabilir. Oysa bu ilke gelişmekte olan ülkelerle yapılacak işlemlerde gereklidir. • Son olarak, bir antlaşmanın bu ilkeye uyulmamasının sonuçlarını düzenlememesi gerektiği kabul edilse de, bu ilkenin Anlaşma’ya konulması, bu ilkeye uyulmasını garanti eder. İleri sürülen tüm bu görüşler, bu sorunun çözülmesi için bir Çalışma Grubu kurulmasına neden oldu50. Uzun tartışmalardan sonra Çalışma Grubu, dürüstlük ilkesine yer verilmesine karar verdi51. Bu ilkenin Viyana UNCITRAL Yearbook IX/1978, s. 35, m. 5. no. 46 - 48. UNCITRAL Yearbook IX/1978, s. 35, m. 5. no. 55 vd. 51 SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 60, § 78. 49 50 132 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Satım Antlaşması’na dâhil edilmesine yönelik olarak Devletler arasındaki fikir ayrılıklarının giderilmesi için ise, bu ilke genel bir ilke olarak değil, Viyana Satım Antlaşması’na ilişkin yorum yöntemi olarak kabul edildi ve Viyana Satım Antlaşması’nın 7. maddesinin 1. fıkrasına konuldu: “Bu Antlaşmanın yorumunda, Antlaşmanın milletlerarası niteliği dikkate alınacağı gibi yeknesak uygulanmasının teşviki ve milletlerarası ticarette dürüstlük kuralının korunması gereği de gözetilir”. Dürüstlük ilkesi, “Genel Hükümler” bölümünde yer aldığı için, satım sözleşmesinin kurulması ve ifa edilmesi de dâhil olmak üzere, tüm satım sözleşmesine uygulanır52. Viyana Satım Antlaşması’nın 7. maddesi bu ilkeye atıfta bulunmakla yetinir, bu ilkeyi tanımlamaz. Ancak dürüstlük ilkesi tarafların yapmaları ve yapmamaları gerekli tüm konularda uygulanır. Bu durum Viyana Satım Antlaşması’nda açıkça düzenlenir: • Madde 29/2: Her türlü değişiklik veya sona erdirme anlaşmasının, yazılı yapılması gerektiği hükmünü içeren yazılı bir sözleşme, başka şekilde bir anlaşmayla değiştirilemez veya ortadan kaldırılamaz. • Madde 49/2: Alıcının hangi hallerde sözleşmeden dönemeyeceğini açıklar. • Dürüstlük ilkesi özel hükümlerde de yer alır: • Madde 85 – 88: Tarafların satılan malları saklamalarını öngörür. • Madde 34: Alıcıya verilmesi gerekli belgeleri düzenler. • Madde 32: Malların ferdileştirilmesini ve taşıma ile sigorta sözleşmesi akdedilmesini öngörür. Dürüstlük ilkesi ulusal hukuklardaki kriterlere göre belirlenmemelidir53. Nitekim satım hukukunun birleştirilmesi ve böylece yeknesak ERDEM, Livraison, s. 53, § 263. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 63, § 83. DAYIOĞLU, Yavuz, CISG Uygulamasında Sözleşmenin İhlali Halinde Alıcının Hakla- 52 53 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 133 bir uygulama yaratılması amacında olan bir milletlerarası antlaşmanın hükümlerinin yorumlanması çeşitli iç hukuklara bırakıldığında, farklı yorumlar yoluyla bu amaçtan uzaklaşılacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle, Viyana Satım Antlaşması’nın 7. maddesi, “uluslararası ticaret”e atıfta bulunarak, yoruma ilişkin esasları belirtir. Bu kapsamda, Viyana Satım Antlaşması’nın yorumunda, bu Antlaşma’nın milletlerarası niteliği, yeknesak bir uygulamanın başarılması ve milletlerarası ticarette iyiniyet esasının gözetilmesi gereği dikkate alınmalıdır (m. 7/1). Başka bir anlatımla, dürüstlük ilkesi karşılıklı eşit çıkarlar çerçevesinde uluslararası ticaretin gelişmesini sağlayacak şekilde yorumlanmalıdır54. İkinci Bölüm Maddî Uygulanma Alanı Viyana Satım Antlaşması, m. 1/1 hükmüne göre, milletlerarası mal satımlarına uygulanır. Ancak, satım sözleşmesinden veya mal kavramından ne anlaşılması gerektiği yolunda maddede hiç bir açıklık yoktur. Bu nedenle önce satım sözleşmesi üzerinde duracak ve mal kavramını açıklayacağız. Daha sonra da maddî uygulanma alanına getirilen sınırlamaları göreceğiz. I. Satım Sözleşmesi Viyana Satım Antlaşması’nda açık bir hüküm bulunmamakla beraber, satım sözleşmesinin klasik anlamda, başka bir deyişle malların parayla değiştirilmesi anlamında ele alındığını kabul etmek gerekir55. Zaten rı ve Özellikle Alıcının Tazminat Talep Etme Hakkı, 1. Baskı, İstanbul 2011, s. 10. SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 133. 55 Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 26, § 34; JANSSEN / MEYER, s. 169; AYDIN, s. 21; WITZ, Claude, Les premières applications jurisprudentielles du droit uniforme de la vente internationale – Convention des Nations Unies du 11 avril 1980, Paris 1995, s. 31 – 32, § 13; DEL DUCCA, Louis F. / DEL DUCCA, Patrick: “Practice Under the Convention on International Sale of Goods (CISG), A Primer for Attorneys and International Traders”, Part I, Uniform Commercial Code Law Journal, Vol. 27, Y. 1995, s. 347. Viyana Satım Antlaşması’nın 54. maddesi alıcının asıl ediminin malın semenini ödemek 54 134 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Viyana Satım Antlaşması m. 30 ve 53 de bu görüş ve BK m. 207’de yer alan tanım ile aynı doğrultudadır. Madde 30, eşyanın tesliminden, mülkiyetin geçirilmesinden ve eğer gerekiyorsa malla ilgili belgelerin tesliminden ibaret olan satıcının borçlarını düzenler. Bunlar -malla ilgili belgelerin verilmesi dışında - BK m. 207 ve 210’da öngörülen borçlardır. Madde 53 de alıcının borçlarını gösterir: Semeni ödemek ve malları teslim almak. Bu borçlar da yine BK m. 207 ve 232’de ifadesini bulur. Viyana Satım Antlaşması’nda hangi tür satımların56 düzenlendiği de açıkça belirtilmez. Ancak m. 2 ile getirilen sınırlamalar göz önüne alındığında, Antlaşma’ya konu olan satımların Borçlar Kanunu’nda düzenlenenler kadar kapsamlı olmadığı görülür. Bu konuya aşağıda tekrar döneceğiz. olduğunu ifade eder. İlgili madde şöyledir: “Alıcının semeni ödeme borcu, sözleşmede veya mevzuatta öngörülmüş olan, semenin ödenmesini sağlayacak önlemleri almayı ve formaliteleri gerçekleştirmeyi içerir”. Mahkemeler de semeni ödeme borcunun satım sözleşmesinin asıl edimlerinden olduğunun altını çizer. Örneğin, Avustralya – Queensland Yüksek Mahkemesi, 17.11.2000 tarih ve 10680 sayılı kararında, malın semeninin ödenmemesinin satıcıya sözleşmeden dönme olanağı verdiğini ifade eder. Mahkeme böylece, semeni ödeme borcunun satım sözleşmesinin asıl edimlerinden birisini oluşturduğunu vurgular. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&id=472&do=case (erişim: 01.04.2012). Fransız Mahkemesi ise 2001 tarihli kararında Viyana Satım Antlaşması çerçevesinde satım sözleşmesini tanımlar. Tanıma göre, satım sözleşmesi, satıcı için, malın zilyetliğini teslim edip, mülkiyetini alıcının üzerine geçirmek, alıcı için ise, malın bedelini ödeyip, malı teslim almaktır. Ayrıntılı bilgi için bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 26, § 34, dn. 1. 56 Mahkemeler öncelikle taraflar arsındaki sözleşmenin bir satım sözleşmesi olup olmadığını inceler. Örneğin, 1992 yılında, Amsterdam Mahkemesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir dağıtım sözleşmesi olması sebebiyle, Viyana Satım Antlaşması hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verdi. Ayrıntılı bilgi için bkz. WITZ, s. 32, § 13, dn. 34. Almanya ve İsviçre’de de aynı yönde kararlar görülür. Ayrıntılı bilgi için bkz. HEUZE, Vincent, La vente internationale de marchandises – Droit uniforme, Paris 2000, s. 75, § 79 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 135 II. Mal Kavramı Viyana Satım Antlaşması’nda, başlığından itibaren, 1964 tarihli Lahey Antlaşmaları’nın aksine maddî taşınır kavramı yerine mal kavramı kullanılır ve bu kavramın tanımı verilmez57. Bu değişiklik “maddî taşınırlar” kavramının mal kavramına göre daha bilimsel ve hukukî olduğu iddiasıyla özellikle Fransız hukukçular tarafından çok eleştirilir58. Bu açıdan bakıldığında, Antlaşma’nın orijinal İngilizce metninde yer alan “goods” kelimesi ile Fransızca metinde yer alan “marchandise” kelimeleri anlam farklılığı içerir. Zira “goods” kelimesi sıkı bir şekilde eşya anlamına gelmekte iken, “marchandise” kelimesi eşya, ürün, fikri eser gibi daha geniş anlamları kapsar. Almanca “waren” kelimesi de bu anlamları içine alır şekildedir.59 Genel olarak satım sözleşmeleri açısından mal kavramı her türlü taşınır ve taşınmazı kapsar. Hatta satım konusu malın maddî, cismanî varlığı olması dahi gerekmez. Bu açıdan para ile değiştirilmesi mümkün ve ekonomik değeri olan her türlü maddî ve gayri maddî varlıkların satılması mümkündür60. AYDIN, s. 28; WITZ, s. 32, § 14, KLOTZ, James M., International Sales Agreements: An Annotated Drafting and Negotiating Guide, Alpheen aan den Rijn 2008, s. 6.; JANSSEN / MEYER, s. 40; HEIDERHOFF, Bettina: “CISG’in Uygulama Alanı: Konu Bakımından”, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Yeşim M. Atamer), 1. Baskı, İstanbul 2008, s. 31. 58 Bkz. KAHN, La Convention de Vienne, s. 956 – 957; Pelichet, bir taraftan taşınmazları diğer taraftan ise maddî olmayan taşınırları kapsam dışı bıraktığı için maddî taşınırlar terimini tercih etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. PELICHET, Michel: “La vente internationale de marchandises et le conflit de lois”, Recueil des Cours, Académie de Droit International 132/I 1971, Lahey 1972, s. 68. 59 Mal kavramının Fransızca ve İngilizce tercümesinin aynı anlama gelmediği Fransız Mahkemeleri tarafından da vurgulanır. Bkz. WITZ, s. 33, § 14. Diğer yazarlar için bkz. KAPLAN, Yavuz: “1980 Tarihli Birleşmiş Milletler Viyana Sözleşmesi Çerçevesinde, İnternet Ortamında Bilgisayar Programı Satış Sözleşmesi”, Prof. Dr. Ergin Nomer’e Armağan, 2002, s. 344. Fransız Mahkemeleri, malların, Viyana Satım Antlaşması kapsamında, sadece “maddî taşınır” olarak algılanması gerektiğini belirtir. Ayrıntılı bilgi için bkz. WITZ, s. 32 - 33, § 14, dn. 36. 60 Borçlar Kanunu anlamında ne tür malların satım sözleşmesine konu olacağı hakkında bkz. TANDOĞAN, Haluk, Borçlar Hukuku, Özel Borç ilişkileri, C. 1/1, 6. Bası, İstanbul 2008, s. 78 vd. 57 136 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Viyana Satım Antlaşması açısından ise mal kavramı bu denli geniş değildir. Her şeyden önce aşağıda sınırlamaları incelerken göreceğimiz gibi gayri maddî varlıkların (elektrik) satımı kapsam dışıdır61. Ayrıca Antlaşma sadece taşınırların satımını düzenler. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Antlaşma m. 1’i şerh ederken, Antlaşma’nın taşınırların satımına uygulanacağını açıkça belirtir62. Sonuç olarak getirilen terim değişikliğine rağmen Antlaşma açısından mal kavramı tıpkı Lahey Antlaşmaları’nda olduğu gibi maddî taşınırları ifade eder. Gayri maddi varlığı olan şeylerin Viyana Satım Antlaşması uyarınca mal sayılıp sayılmayacağı özellikle bilgisayar yazılımları açısından tartışmalıdır63. Bu konuda farklı bakış açıları bulunur. Öncelikle dar bakış açısına göre ancak taşıyıcı disk veya hafıza çubuğu gibi dış aygıtlarda kayıtlı bulunan ve bu şekilde taşınarak alıcıya teslim edilen yazılımlar taşınır maddi mal olarak kabul edilebilir ve Viyana Satım Antlaşması’nın kapsamına girer64. Diğer yandan, geniş bakış açısına göre ise malın maddi Mahkemeler de bu yönde karar verir. Örneğin, Fransız Colmar Mahkmesi, 2001 ve 2004 yılında araba klimaları için donanımların Viyana Satım Antlaşması kapsamında mal olarak nitelendirildiğini belirtir. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 32, § 42, dn. 4. Fransız Mahkemeleri, başka kararlarda da elbise ve gıda ürünlerinin de Viyana Satım Antlaşması kapsamında mal olduğuna karar verdiler. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 32, § 42, dn. 5 - 6. 61 SCHLECHTRIEM, / BUTLER, s. 30, § 32. Bu konu zaten Viyana Satım Antlaşması’nın 2. maddesinde düzenlenir. İlgili madde şöyledir: “Bu Antlaşma aşağıdaki satımlara uygulanmaz: (a) Kişisel veya ailevî ihtiyaç veya ev ihtiyacı için mal alınması; meğer ki satıcı, sözleşmenin akdi sırasında veya öncesinde, malların böyle bir kullanım için alındıklarını bilmesin ve bilmesi gerekmesin; (b) Açık artırma yoluyla yapılan satımlar; (c) Cebri icra veya diğer kanun gereği yapılan satımlar; (d) Menkul kıymet, kambiyo senedi ve para; (e) Gemi, tekne, hava yastıklı taşıt veya hava taşıtı satımı; (f) Elektrik satımı”. 62 Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 15. 63 Tartışmalar için bkz. HEIDERHOFF, s. 32 – 33. 64 Yazılım programı bir veri taşıyıcısı üzerinde yer alıyorsa, genellikle Viyana Satım Antlaşması kapsamında mal olarak nitelendirilir. Bkz. SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 30, § 32; AYDIN, s. 28 – 29. Yazılımın Viyana Satım Antlaşması kapsamında mal olarak nitelendirilmesine ilişkin tartışmalar için bkz. HUBER / MULLIS, s. 43. Ayrıca bkz. TOKER, s. 89, COX, Trevor: “Chaos Versus Uniformity: The Divergent Views of Software in the International Community”, http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/biblio/cox.html (erişim: 01.04.2012); HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 60 vd.; AYDIN, s. 29 -30. Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 137 varlığı olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir şekilde taşınabilir şeylerin Antlaşma kapsamında mal sayılması gerekir65. Günümüzdeki gelişmeler göz önüne alındığında, maddi varlığı olmasa da hâkimiyet altına alınıp taşınabilen bilgisayar yazılımlarının Viyana Satım Antlaşması kapsamında değerlendirilmesi yerinde olur. III.Sınırlamalar Viyana Satım Antlaşması m. 2 uygulanma alanına bazı sınırlamalar getirir. Öncelikle bazı satım sözleşmeleri, daha sonra satım konusu bazı mallar ve satım ile yakınlık gösteren bazı sözleşmeler, son olarak da satım sözleşmesine ilişkin bazı konular kapsam dışı bırakılır. Ayrıca taraf devletlere Viyana Satım Antlaşması’nın hükümlerinin etkilerini değiştirmek veya ortadan kaldırmak için çekince bildirmek imkânı da tanınır66. A. Bazı Satım Türleri Üç tür satım sözleşmesi uygulanma alanı dışında tutulur. 1. Kişisel, ailesel ve eve ilişkin (“domestique”) kullanımlar için yapılan satımlar m. 2/a ile kapsam dışı bırakılır. Bir başka deyişle ile tüketici satımları, yani ticarî bir zincirin sonunda yer alıp da malları tekrar satmak veya kullanmak niyeti olmadan alan kimselere yapılan satımlar Antlaşma’nın uygulama konusu olmaz67. Kimi yazarlar da yazılım programlarının Viyana Satım Antlaşması kapsamında mal olarak nitelendirilmesi gerektiğini savunur. Bkz. BIELECK, Jansuz / DESTA, Melaku Gebaye, Electricity Trade in Europe: Review of economic and regulatory challenges, 2004, s. 20 vd. http://books.google.com.tr/books?id=57oeN_QEEfwC&pg=PA20&dq=software+u nder+C ISG&hl=tr&ei=3TV4T76GJYuB8gP73s mYDQ&sa=X&oi=book_ result&ct=book-thumbnail&resnum=6&ved=0CE4Q6wEwBQ#v=onepage&q=softw are%20under%20CISG&f=false (erişim: 01.04.2012). 65 KAPLAN, s. 347; ZEYTİN, Zafer, Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hukuku, Seçkin, Ankara 2011, s. 50. 66 Ayrıntılı bilgi için bkz. ERDEM, Livraison, s. 33, § 167 vd; ERDEM, Uygulama Alanı, 16. 67 Bkz. ZELLER, S. 66; MILLER, Roger Leroy / JENTZ, Gaylord A., Fundamentals of Business Law, South-Western 2010, s. 302; KAHN, Convention de Vienne, s. 957. 138 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Tüketici satımlarının bu şekilde kapsam dışı bırakılmasının nedeni, bu satımların birçok devlette kamu düzeninden sayılan kanunlarla düzenlenmeleridir68. Bu devletlerin Antlaşma hükümleriyle emredici kanun hükümlerinin çatışmasından korkarak Antlaşma’yı onaylamaktan veya katılmaktan çekinebilecekleri olasılığı bu satımların kapsam dışı bırakılmalarında başlıca etken oldu69. Ayrıca, tüketiciye ilişkin hükümler her ülkede özel olarak düzenlenir ve birbirinden çok farklıdır70. Bu nedenle, tüketiciye ilişkin hükümlerin yeknesaklaştırılması oldukça zordur71. Diğer yandan tüketici satımları daha çok iç satımlardır ve Antlaşma bu satımların milletlerarası sayılabileceği çok ender durumları düzenlemekten kaçınır (ikametgâhı yabancı ülkede olan bir turistin yaptığı satım sözleşmesi veya yabancı devletten posta yoluyla yapılan satımlar gibi)72. Antlaşma açısından değerlendirildiğinde satım şimdi vereceğimiz örneklerde olduğu gibi ticari amaçlarla yapılmışsa Antlaşma’nın kapsamı içinde kalır. Örneğin bir kırtasiyecinin meslekî kullanım için fotokopi makinesi alması, bir lokantanın yemek takımları satın alması veya bir oto galerisinin tekrar satmak amacıyla bir araba satın alması durumunda satım sözleşmesine Viyana Satım Anlaşması hükümleri uygulanır. Tüketici satımlarının kapsam dışı kalması için satıcının sözleşmeden önce veya sözleşmenin kuruluşu sırasında malların böyle bir kullanım için alındığını bilmemesi veya bilmediğinin kabul edilmesi gerekir (m. 2/a). Satın alınan malların miktarı, teslim edileceği adres veya satım sözleşmesinin diğer unsurları tüketici satımları için alışılmış değilse, satıcının yaptığı sözleşmenin bilincinde olduğu varsayılır ve Antlaşma’nın Bu şekilde, Viyana Satım Antlaşması’nın ulusal hukuk normlarıyla çatışması engellenmeye çalışılır. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 33, § 44; NEUMAYER / MING, s. 52. 69 Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 17 no. 3; KAHN, Convention de Vienne, s. 957; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 28, § 29 (b); HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 3. 70 FERRARI, Franco: “What Sources of Law for Contracts for the International Sale of Goods? - Why One Has to Look Beyond the CISG?”, 2005, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/ biblio/ferrari15.html (erişim: 01.04.2012). (Anılış: FERRARI, CISG). 71 SCHAFFER, Richard / AGUSTI, Filiberto / EARLE, Beverly, International Business Law and Environment, South Western 2009, s. 124. 72 Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 17, no 3. 68 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 139 uygulanmasından kaçınamaz73. Satıcının, yaptığı sözleşmenin Antlaşma tarafından mı, yoksa iç hukuk tarafından mı idare edileceğini bilebilmesi için en geç sözleşmenin kurulması sırasında gerekli bilgilere sahip olması aranır74. Dolayısıyla, satıcının sözleşmenin kurulmasından sonraki bir aşamada satışın ticari olmayan amaçlarla yapıldığını bilip bilmemesi bu açıdan önem taşımaz75. Sözleşme m. 2/a’da belirtilen istisnanın uygulanabilmesi için satıcının yapılan sözleşmenin kişisel tüketim amacıyla yapıldığını bilmediğinin ortaya konması gereklidir. Burada ispat yükü Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmasını talep eden taraftadır76. 2. Artırma ile satımlar da Antlaşma’nın kapsamı dışındadır (m. 2/b)77. Zira bu tür satımlar çoğu devlette iç hukukun emredici hükümleri Bkz. ERDEM, Uygulama Alanı, s. 17. Mahkemeler de bu yönde bir inceleme yapar. Örneğin, İsviçre, Jura Kanton Mahkemesi, 03.11.2004 tarihli kararında, satım sözleşmesinin kuruluşu anında, satıcının, alınan mal miktarı, malın teslim edileceği adres veya bunlara benzer başkaca sebeplerle, satımın bir ticari satış olmadığını düşündürecek hususlar yoksa, satım sözleşmesinin Viyana Satım Antlaşması kapsamında değerlendirileceğini belirtir. Bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cases/041103s1.html (erişim: 01.04.2012). Alman Mahkemesi de, 31.03.2008 tarih ve 6U 220/07 sayılı kararında, alıcının arabayı özel kullanım için aldığını satıcı bilemeyeceği gerekçesiyle, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin Viyana Satım Antlaşması kapsamında olduğuna karar verdi. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=1317&step=Abstract (erişim: 01.04.2012). Kanımca bu son karar tartışmaya açıktır ve bir genelleme yapmaya el vermez. 74 Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 17, no 4. 75 FERRARI, CISG, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/ferrari15.html (erişim: 01.04.2012). 76 FERRARI, Franco; “Specific Topics of the CISG in the Light of Judicial Application and Scholarly Writings”, Journal of Law and Commerce, Vol. 15, 1995, s. 18 (Anılış: FERRARI, Specific Topics); SAF, Carolina: “A Study of the Interplay between the Conventions Governing International Contracts of Sale”, Eylül 1999 http://cisgw3.law.pace.edu/ cisg/text/saf96.html (erişim: 01.04.2012) . Bu konu taraflardan her birinin iddiasını ispat etmesi gerektiği kuralından da kaynaklanır. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 64 - 65, § 86. 77 Alman Mahkemesi, 02.10.2002 tarih ve VIII ZR 163/01 sayılı kararında, sebzelerin açık artırma ile satılmasının Viyana Satım Antlaşması kapsamında olmadığına karar verdi. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=915&step=Abstract (erişim: 01.04.2012). 73 140 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri ile düzenlenir78 ve ihale üzerinde kalan kimsenin iş yeri başka bir devlette olsa dahi bağlı oldukları iç hukuka bağlı olmaları arzulanır79. Bu istisna birçok devletin bu konuda kendi iç hukukunu bağlayıcı kabul etmesi durumuyla da doğrulanır80. Diğer yandan, açık artırma ile yapılan satımlar birçok fiyat teklifi ve kabulü içerir81. Bu satımlar Antlaşma kapsımda olsaydı Antlaşma’nın uygulanıp uygulanmayacağı ancak ihale sonunda, kimin alıcı olduğuna göre saptanabilirdi82. Satım sözleşmesinin kuruluşunu böyle rastlantısal sonuçlara bağlamamak ve böylece karışıklık yaratmamak uygun bir çözümdür. 3. Mahcuz malların satımı veya adlî makamların diğer herhangi bir kararına dayanarak yapılan satımlar da m. 2/c hükmü gereğince Antlaşma’nın kapsamı dışındadır. Aslında bu tür satımlar tarafların üzerinde müzakere edemedikleri83 ve genellikle iç hukukların emredici düzenlemelerine konu olan satımlardır. Kaldı ki bu satımların milletlerarası ticarî hayatta büyük bir yer tuttuklarını söylemek de zordur. B. Satım Konusu Bazı Mallar Antlaşma satım konusu birtakım malları da kapsam dışı bırakır. İkinci madde bu malları üç grup altında toplar. 1. Menkul kıymetlerin, ticarî senetlerin ve paranın satımına Antlaşma hükümleri uygulanmaz (m. 2/d)84. Zira bu tür satımlar birBkz. HEUZE, 78, § 82. Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 17, no 5. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 34 - 35, § 45, dn. 1. TOKER, s. 87. Doktrinde açık artırma yoluyla satışların Viyana Satım Antlaşması kapsamında olmamasının sebeplerinden biri olarak, alıcının, açık artırma sonuçlanana kadar kimliğinin belirli olmaması ileri sürülür. Bkz. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 51; TİRYAKİOĞLU, s. 201. 83 HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 52, § 52. 84 Kanımızca bu maddenin uygulanmasında göz önüne alınacak para, bir devlette tedavülde bulunan paradır. Tedavülden kalkan paranın bir mal olarak satımında ve Sözleşmenin bu satıma uygulanmasında bir sakınca bulunmamak gerekir. Ancak, Plantard aksi fikirdedir ve bir koleksiyonun parçası olan paranın Sözleşmenin kapsamına girmeyeceğini 80 81 82 78 79 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 141 çok devlette emredici iç hukuk kuralları ile düzenlenir. Kaldı ki bazı hukuk sistemlerinde kıymetli evrak mal olarak da kabul edilmez85. Eğer bu satımlar kapsam dışı bırakılmasaydı, hukukun birleştirilmesi amacında olan bir antlaşmanın uygulanmasında büyük farklılıklar olabilirdi. Eşyayı temsil eden senetlerle yapılan satımlar, bazı devletlerde bu tür satımlar ticarî senetlerin satımı olarak kabul edilmesine rağmen Viyana Satım Antlaşması’nın uygulama alanının dışında tutulur86. 2. Her türlü geminin, teknenin, hava taşıt aracının ve hava yastıklı taşıt aracının satımı Antlaşma’nın uygulanma alanının dışındadır (m. 2/e). Bu hüküm 1964 tarihli Maddî Taşınırların Satımı Hakkında Yeknesak Kanun m. 5/I, b hükmünden oldukça farklıdır. Anılan madde sadece tescilli gemilerin, hava taşıt araçlarının veya hava yastıklı taşıt araçlarının satımını hariç tutmaktayken, Antlaşma bu konuda bir ayrım gözetmemiş ve tescilli olup olmadıklarına bakmaksızın hepsini kapsam dışı bırakmıştır87. Bu istisnanın nedeni, birçok hukuk düzeninde bu taşıtların özel bir tescile bağlı tutulmalarıdır. Tescil usulünü düzenleyen iç hukuklar ise birbirlerinden çok farklıdır88. Satım sırasında hangi taşıtların tescile tâbi olacağının hangilerinin olmayacağının, tescile hangi hukukun uygulanacağının saptanması konusunda çıkması muhtemel tartışmalara meydan vermemek için adı geçen bütün taşıtların satımı kapsam dışı tutulmuştur89. Ancak belirtmek gerekir ki, bu taşıtlara ilişkin yedek parçaların ticari satımı şüphesiz Antlaşma kapsamındadır. 85 86 87 88 89 belirtir. Krş. PLANTARD, Jean-Pierre: “Un nouveau droit uniforme de la vente internationale: La Convention des Nations Unies du 11 avril 1980”, J.dr.int. 2/1988, s. 325. Bazı yazarlar, menkul kıymetlerin, ticarî senetlerin ve paranın Viyana Satım Antlaşması kapsamı dışında bırakılmasının sebebini, bunların maddî taşınır mal olmaması olarak açıklar. Bkz. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 52, § 53. Bkz. AYDIN, s. 29. Bkz. UN Doc. A/CONF. 97/5, s. 17, no 8. Türk Hukuku’nda kıymetli evrak niteliğindeki eşyayı temsil eden senetlerden makbuz senedi ve varantın birlikte cirosuyla (TTK m. 746-747) hamil bir depoya tevdi edilmiş malların mülkiyetini kazanır (TTK m. 751/1 ve MK m. 980). Bkz. ERDEM, Uygulama Alanı, s. 19; ERDEM, Livraison, no 181-182. Doktrinde gemi, tekne ve hava araçlarının Viyana Satım Antlaşmasının dışında tutulmasının sebebi, bunların daha çok taşınmazlara ilişkin kurallara benzer kurallar ile düzenlenmesidir. Bkz. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 53, § 54. Bkz. UN Doc. A/CONF. 95/7, s. 17, no 9; bu hükmün yaratabileceği sorunlar hak- 142 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri 3. Elektrik satımları da m. 2/f hükmü ile Antlaşma’nın kapsamı dışına taşınır90. Bazı hukuk sistemlerinde, elektrik bir mal olarak kabul edilmez ve hukukî niteliği (maddî veya gayri maddî) de tartışmalıdır91. Üstelik milletlerarası elektrik satımları çoğunlukla milletlerarası mal satımlarının gösterdiği problemlerden farklı problemler gösterir92. Ayrıca milletlerarası elektrik satım sözleşmeleri o denli ayrıntılı hükümler içerir ki Antlaşma’nın uygulanmasına gerek olmadığı savunulur93. Buna karşılık diğer enerji kaynaklarının, örneğin doğalgaz veya petrol, satımı Viyana Satım Antlaşması’na bağlıdır94. Bu açıdan, elektrik satımlarının kapsam dışı bırakılması öğretide eleştirilir, doğal gaz ve petrol satımlarının da elektrik satımlarına benzer problemler içerdiğinden söz edilerek sadece elektrik satımlarının kapsam dışı bırakılmasının hukuken geçerli bir gerekçesinin bulunmadığı belirtilir95. C. Satım ile Yakınlık Gösteren Bazı Sözleşmeler Viyana Satım Antlaşması satım ile yakınlık gösteren bazı sözleşmeleri de kapsam dışında tutar. 1. Üretilecek ve imal edilecek malların satımı. Madde 3/I uyarınca üretilecek veya imal edilecek malların sağlanması taahhüdünü içeren sözleşmeler, malı ısmarlayan tarafın üretim veya yapım için gerekli malzemenin esaslı bir kısmını karşılamaması şartıyla satım sözleşmesi 92 93 94 90 91 95 kında bkz. SCHLECHTRIEM, Peter, Uniform Sales Law, Viyana 1986, s. 30 (Anılış: SCHLECHTRIEM, Sales). Hemen belirtmek gerekir ki bu hüküm, taşıtlar arasında büyüklük ve hacim farkı gözetmediğinden, birçok devlette tescile tâbi olmayan küçük gezinti ve spor teknelerini de Antlaşma’nın dışında tutar. HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law, s. 54 vd, § 55. Bkz. KAHN, Convention de Vienne, s. 958. Bkz. UN Doc. A/CONF. 95/7, s. 17, no 10. Bkz. SCHLECHTRIEM, Sales, s. 31. Bkz. MESSAGE DU CONSEIL FEDERAL du 11 janvier 1989 concernant la Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises, FF 1989 I, s. 724; FERRARI, CISG, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/ferrari15.html (erişim: 01.04.2012). Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 143 olarak kabul edilir96. Alıcının üretim veya imalât için gerekli malların önemli kısmını temini durumunda bu sözleşme Antlaşma kapsamında bir satım sözleşmesi olarak kabul edilmez. Aksini iddia edenin, Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanması gerektiğini ispatlaması gerekir97. Bu tür sözleşmeler satımdan çok işçilik, hizmet temini veya eser sözleşmesi olarak kabul edilir98. Burada Antlaşma’nın uygulanıp uygulanmayacağı açısından dikkate alınması gerekli önemli konulardan biri de alıcı tarafından sağlanan malzemelerin malın üretimi ve imali için önemli bir bölümü (“substantial part”) oluşturup oluşturmadığıdır99. Eğer alıcının sağladığı malzemeler imalat dışındaki diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli ise, malların ambalajlanması ve taşınmasına ilişkin malzemeler alıcı tarafından sağlanıyor ise, taraflar arasındaki sözleşmeye Viyana Satım Antlaşması uygulanır100. Mahkemeler de bu yönde bir inceleme gerçekleştirir101. HUBER / MULLIS, s. 44. HUBER / MULLIS, s. 44. Bkz. UN Doc. A/CONF. 95/7 s. 18, no 5; SCHLECHTRIEM / BUTLER, s. 23 – 24. HUBER / MULLIS, s. 44 vd. Hangi edimin sözleşmenin önemli bir bölümünü oluşturduğunu saptamak için, doktrinde edimlerin ekonomik değerlerine bakılması gerektiği savunulur. Bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 39 – 40, § 39. HEUZE, s. 76, § 80. 100 SCHROETER, Ulrich G.: “Vienna Sales Convention: Applicability to Mixed Contracts and Interaction with 1968 Brussels Convention”, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/schroeter1.html (erişim: 01.04.2012). 101 Örneğin, New York Eyalet Mahkemesi, 19.03.2005 tarih ve 03-CV-2835 (ADS) ( JO) sayılı kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine karar verebilmek için, sözleşmenin esasına / ruhuna (“essence of the contract”) bakar ve sözleşmede yer alan mal satımı ediminin, malın üretimi için parça tedariki ediminden daha üstün olduğunu belirtir. Bu nedenle de, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması’na tabi olduğuna karar verir. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=1310&step=FullText (erişim: 01.04.2011). Almanya – Karlsruhe Mahkemesi de, 12.06.2008 tarih ve 19 U 5/08 sayılı kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması kapsamında bir satım sözleşmesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine karar verebilmek için, mal satımı ediminin mi, yoksa mal üretimi için parça tedarik ediminin mi daha önemli olduğunu inceler ve mal satım ediminin daha önemli olması nedeniyle, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması kapsamında bir satım sözleşmesi olduğuna hükmeder. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=1348&step=Abstract (erişim: 01.04.2012). 98 99 96 97 144 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri Konu Türkiye açısından önemlidir. Zira özellikle tekstil sektöründeki fason üretim sonucu yapılan satımlarda, kumaş ve diğer malzemeler, alıcılar tarafından sağlandığı sürece, kapsam dışı kalır. 2. Satıcının ağırlıklı ediminin bir işçilik veya diğer bir hizmet ediminden oluşması. Madde 3/II ise, satıcının ediminin ağırlığını bir işçilik veya diğer herhangi bir hizmet temininin oluşturduğu durumlarda Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmayacağını belirtir. Antlaşma satım sözleşmelerini kapsadığına göre bu yolda bir istisnaya yer verilmesi son derece doğaldır102. Bu hükmün uygulanması açısından sorun yaratabilecek tek konu “tarafın ediminin ağırlığının bir hizmet veya işçilik temininden oluştuğunun” nasıl saptanacağıdır103. Gerçekten de farklı ülkelerin mahkemeleri önünde görülen davalarda Viyana Satım Antlaşması’nın maddi uygulama alanına ilişkin en çok yer bulan hukuki uyuşmazlıklardan biri de karma edim içeren sözleşmelerde ağırlıklı edimin ne olduğu ve buna göre ilgili sözleşmeye Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanıp uygulanmayacağıdır104. Rusya Federasyonu Yüksek Tahkim Heyeti önünde görülen ve Aynı şekilde, Fransa – Colmar Temyiz Mahkemesi de, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması kapsamında bir satım sözleşmesi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğini değerlendirebilmek için, sözleşmeye konu malın üretimi için sağlanan parçaların esaslı parça olup olmadığına bakar ve esaslı parça olmadığı için, taraflar arasındaki sözleşmenin Viyana Satım Antlaşması kapsamında bir satım sözleşmesi olduğuna karar verir. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=1305&step=F ullText (erişim: 01.04.2012). 102 Bu hükmün uygulanabilmesi için önemli olan hem satım, hem de hizmet edimlerini içeren tek bir sözleşme olmasıdır. Aksi halde, satım sözleşmesine Viyana Satım Antlaşması, hizmet sözleşmesine ise, belirlenen hukuk veya kanunlar ihtilafı kurallar çerçevesinde belirlenecek hukuk uygulanır. Bkz. HUBER / MILLER, s. 46; SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 31, § 41. 103 Bu konuda bkz. KAHN, Convention de Vienne, s. 955. Huber ve Miller hangi sözleşmenin hangi ediminin daha önemli olduğunu saptamak için edimlerin ayrı ayrı ekonomik değerine bakmak gerektiğini ve en yüksek ekonomik değeri olan edimin sözleşmenin asıl edimini oluşturduğuna karar vermek gerektiği savunur. Huber ve Miller ayrıca, edimlerin ekonomik değerlerinin aynı olması halinde (%50 - %50), Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanması gerektiğini vurgular. Bkz. HUBER / MILLER, s. 46 – 47. Aynı yönde bkz. SCHLECHTRIEM / WITZ, s. 30 – 31, § 41. Heuzé de ekonomik değerlere bakılması gerektiğini savunur. Bkz. HEUZE, s. 77, § 80. 104 Rusya Federasyonu Yüksek Tahkim Heyeti’nin 16.12.2009 tarihli ve VAS-13520/09 sayılı kararı http://cisgw3.law.pace.edu/cases/091216r1.html, Rusya Federasyo- Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 145 Rus alıcı tarafından Çek Satıcıya karşı açılan davada, sözleşme hükümlerinin mal tesliminin yanı sıra, işgücü ve servis hizmetlerinin sağlanmasını içerdiği belirtilerek davaya Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanıp uygulanmayacağı tartışılır105. Olaydaki ağırlıklı edimin teknik teçhizat içeren malların satımını içerdiği, diğer yükümlülüklerin buna bağlı yan edimler olduğu göz önüne alınarak Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmasına karar verilir. Aynı şekilde, Zürih Ticaret Mahkemesi, 2000 tarihli kararında, Avusturyalı satıcı ve İsviçreli alıcı firma arasındaki bilgisayar uygulamalarının satımı ve yüklenmesine ilişkin sözleşmeye Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanıp uygulanmayacağını değerlendirir. Taraflar arasındaki sözleşme Avusturyalı şirketin İsviçreli şirketin çalışanlarına satın alınan bilgisayar programları hakkında eğitim vermesini ve ilgili bilgisayar programını İsviçreli şirketin özel gereksinimlerine göre uyarlanmasını öngörür. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme satım, hizmet ve hatta üretim unsurlarını içerir. Mahkeme, sözleşmesinin ifası bakımından bir ayrıma giderek mal teslimimin %45, eğitimin %20 ve uyarlanmanın da %35’lik bir ağırlık içerdiğinden söz ederek, mal satımının hâkim edim olduğuna kanaat eder ve Viyana Satım Antlaşması’nı uygular106. nu Yüksek Tahkim Heyeti’nin 15.10.2009 tarihli ve VAS-11307/09 sayılı kararı. Bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cases/091015r1.html (erişim: 01.04.2012), Zürih Ticaret Mahkemesi’nin 26.04.1995 tarihli ve HG920670 sayılı kararı. Bkz. http://cisgw3.law. pace.edu/cases/091015r1.html (erişim: 01.40.2012), Zürih Ticaret Mahkemesi’nin 17.04.2000 tarihli ve HG980472 sayılı kararı. Bkz. http://www.globalsaleslaw.org/content/api/cisg/display.cfm?test=637 (erişim: 01.04.2012). Burada da, Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanması gerektiğini iddia edenin, Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanması gerektiğini ispatlaması gerekir. Bkz. HUBER / MILLER, s. 45. 105 Rusya Federasyonu Yüksek Tahkim Heyeti’nin 16 Aralık 2009 tarihli ve VAS13520/09 sayılı kararı. Bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cases/091216r1.html (erişim: 01.04.2012). 106 Zürih Ticaret Mahkemesi’nin 17.04.2000 tarihli ve HG980472 sayılı kararı. Bkz. http:// www.globalsaleslaw.org/content/api/cisg/display.cfm?test=637 (erişim: 01.04.2012). 146 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri D. Satıma İlişkin Bazı Konular Viyana Satım Antlaşması satıma ilişkin bazı konuları da kapsam dışı bırakır. Uygulama alanı dışında tutulan konular Viyana Satım Antlaşması m. 4, 5 ve 6’da düzenlenir: 1. Madde 4 uyarınca kapsam içinde ve dışında kalan konular Madde 4 uyarınca, Viyana Satım Antlaşması sadece satım sözleşmesinin kurulmasına ve böyle bir sözleşmenin taraflar arasında doğurduğu hak ve borçlara uygulanır107. Başka bir deyişle, icap-kabul ve tarafların hakları ve borçları uygulanma alanı içinde kalır; bunun dışında kalan konular Antlaşma tarafından düzenlenmez. Hiç kuşkusuz satım sözleşmesinin ifa edilmemesiyle ilgili konular da -hem satıcı hem alıcı açısından- kapsamın içindedir (m. 71 vd.). Antlaşma’da aksine hüküm olmadıkça bunların dışında kalan, satım sözleşmesinin geçerliliğine (tarafların ehliyetleri, irade fesadı, hata, hile, ikrah, butlan)108, sözleşme hükümleri ile teamüllerin geçerliliğine (m. 4/a) ve sözleşmenin satılan malın mülkiyeti üzerindeki etkilerine (m. 4/b) ilişkin konular Antlaşma’da ayrıca düzenlenmez. Yukarıda da belirtildiği üzere m. 4 uyarınca Antlaşma satıcı ile alıcı arasında satım sözleşmesinden doğan hak ve borçları düzenler. Diğer bir deyişle, Viyana Satım Antlaşması üçüncü kişilerin haklarını ele almaz. Her ne kadar Antlaşma metninde bu konuya açıkça değinilmemişse de m. 4’ün lafzından dolaylı olarak bu sonuca ulaşılır109. Zira Antlaşma m. Ayrıntılı bilgi için bkz. ERDEM, Livraison, no 196 vd.; AYDIN, s. 57. HEUZE, s. 75, § 79. Aslında müzakereler sırasında bu konularda, UNIDROIT tarafından hazırlanacak bir taslağın ışığı altında Antlaşma’ya bir bölüm eklenmesi arzu edildi. Ancak borçlar hukukunun genel esaslarını oluşturan konularda düzenlemeler getirmenin bazı devletleri Antlaşma’ya katılma konusunda çekimser bırakabileceği düşüncesiyle bu fikirden vazgeçildi. Bkz. PLANTARD, s. 326. 109 TOKER, s. 110, LOOKOFSKY, Joseph: “Article 4 Issues Excluded from Convention Scope: Validity, Property and Delict”, Aralık 2000, http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/biblio/ lookofsky.html (erişim: 01.04.2012). 107 108 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 147 4’de “özellikle” denilerek Antlaşma’da düzenlenmeyen konulara ilişkin sayımın sınırlı olmadığı belirtilir. Nitekim Grenoble İstinaf Mahkemesi, Amerikalı satıcı ile Fransız alıcı arasındaki bir davada, Viyana Satım Antlaşması’nın üçüncü kişilerin haklarını düzenlemediğine işaret ederek satım sözleşmesine taraf olmayan, malların son kullanıcısı durumundaki Fransız üçüncü kişilerin Amerikalı satıcıya karşı olan haklarına Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmayacağına karar verdi110. Satım sözleşmesi uyarınca satılan malın mülkiyeti üzerindeki etkilerine (m. 4/b) ilişkin konuların Viyana Satım Antlaşması tarafından düzenlenmediği yukarıda belirtildi. Alman Koblenz Bölge İstinaf Mahkemesi’nde görülen bir davada, Hollandalı satıcı ile Alman alıcı arasındaki satım sözleşmesine konu yatın alıcıya tesliminden sonra alıcının iflas etmesi üzerine satıcı, satım sözleşmesindeki mülkiyeti muhafaza kaydına dayanarak yatın iadesini talep eder. Bu olayda mahkeme, Viyana Satım Antlaşması m. 4 (b) uyarınca mülkiyeti muhafaza kaydının geçerliliğine Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmayacağına hükmetti111. 2. Madde 5 uyarınca kapsam dışında kalan konular Antlaşma, satıcının, malın neden olduğu cismanî zararlardan veya ölümden doğan sorumluluğuna da uygulanmaz (m. 5). Bir başka deyişle satıcının imalâttan doğan sorumluluğu da kapsam dışıdır112. Ayıplı malların neden olduğu cismani zararlardan dolayı malı sağlayanın sorumluluğu birçok hukuk isteminde farklı kurallar ile düzenlenir. Bu konuya ilişkin olarak bazı ülkelerde haksız fiil sorumluluğu, diğer bazı Grenoble İstinaf Mahkemesi’nin 15 Mayıs 1996 tarihli ve 94/0258 sayılı kararı. Bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cases/960515f1.html (erişim: 01.04.2012). 111 Koblenz Bölge İstinaf Mahkemesi’nin 16.01.1992 tarihli ve 5U 534/91 sayılı kararı. Bkz. http://www.unilex.info/case.cfm?pid=1&do=case&id=30&step=FullText (erişim: 01.04.2012). 112 http://cisgw3.law.pace.edu/cases/920116g1.html (erişim: 01.04.2012). Ayrıca bkz. SCHLECHTRIEM, Sales, s. 34; ENDERLEIN / MASKOW / STARGARDT, s.43. 110 148 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri ülkelerde ise sözleşmesel sorumluluk söz konusudur113. Bu farklı düzenlemeler nedeniyle, konu Antlaşma’da ele alınmadı114. Satım konusu malın neden olduğu cismani zarar veya ölüm nedeniyle satıcının sorumluluğunun kapsam dışında bırakılmasının başka bir nedeni ise bu konuya ilişkin uluslararası çözümler içeren özel düzenlemelerin yapılabileceği ihtimalidir. 115 Düsseldorf Bölge İstinaf Mahkemesi’nin önüne gelen bir davada116, Alman alıcı, Amerikalı satıcıdan kesici bir makine alarak bunu Rus müşterisine satar. Makinedeki ayıp nedeniyle oluşan kazada Rus şirketin çalışanlarından ölenler ve cismani zarara uğrayanlar olur ve Alman alıcı Rus müşterisinin bu zararlarını tazmin eder. Bunun sonucunda, Alman şirket karara konu davada Amerikalı satıcıdan bu yaptığı ödemelerin tazminini ister. Alman Mahkemesi ise, burada Alman şirketin malvarlığına gelen bir zarar söz konusu olduğundan söz ederek, Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanacağına hükmeder ve davacının talebini kabul eder. Davacı tarafın tazminat talebi, satım konusu malın neden olduğu ölüm ve cismani zararlara ilişkindir. Bu konu ise Antlaşma’nın kapsamı dışındadır. Bu nedenle Düsseldorf Bölge İstinaf Mahkemesi’nin kararı yerinde değildir. Her halde belirtmek gerekir ki, Viyana Satım Antlaşması m. 5 uyarınca satım konusu mal bir kişinin ölümüne veya cismani zarara uğramasına neden oluyorsa, bu konular hakkında Viyana Satım Antlaşması uygulanmaz. Satım konusu maldan kaynaklanan doğrudan malvarlığına ilişkin zararlar ise Antlaşma’nın uygulama alanına girer. ENDERLEIN, Fritz / MASKOW, Dietrich, International Sales Law, Oceana Publications, 1992, s. 46; ERAUW, Johan / FLECHTNER, Harry M.: “Remedies Under the CISG and Limits to their Uniform Character”, The International Sale of Goods (editör Sarcevic /Volken), Kluwer Law International, Hollanda 2001, s. 65, TOKER, s. 116. 114 HUBER, Peter: “Some introductory remarks on CISG”, Internationales Handelsrecth, 6/2006, http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/biblio/huber-04.html (erişim: 01.04.2012). 115 Avrupa Birliği’nin 25 Temmuz 1985 tarihli ve 85/374/EEC no.lu Konsey Direktifi üye ülkeler için ürünlerden doğan sorumluluk ile ilgili genel ilkeleri düzenler. 116 Düsseldorf Bölge İstinaf Mahkemesi’nin 2 Temmuz 1993 tarihli ve 17 U73/93 sayılı kararı. Bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cases/930702g1.html (erişim: 01.04.2012). 113 Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 149 3. Madde 6 uyarınca kapsam dışında kalan konular Nihayet m. 6 uyarınca taraflar Antlaşma’nın uygulanmasını tamamen veya kısmen hariç tutabilir veya m. 12 hükmü saklı kalmak şartıyla Antlaşma’nın hükümlerinden kurtulabilir veya sonuçlarını değiştirebilirler117. Antlaşma’nın uygulanmasının hariç tutulması taraflarca akit devlet hukukundan başka bir hukukun aralarındaki sözleşmeye uygulanacak hukuk olarak seçilmesiyle olabileceği gibi, doğrudan Antlaşma hükümlerinin uygulanmasının reddedilmesiyle de olabilir. Ayrıca Antlaşma’nın etkileri taraflar arasında kullanılan tip sözleşme hükümleriyle de bertaraf edilebilir, yeter ki bunların geçerliliği için gerekli iç hukuk kurallarına uyulmuş olsun118. Bu madde ile Sözleşme tamamen veya kısmen bertaraf edilebileceği gibi, sadece Sözleşme’nin bazı bölümlerinin hatta sadece bazı maddelerinin kapsam dışı bırakılması da söz konusu olabilir.119 Sonuç Milletlerarası satım hukukunun birleştirilmesi yolunda bu yüzyılda başlayan ve gittikçe artan bir yoğunlukta devam eden çalışmalar, incelediğimiz Viyana Satım Antlaşması’nın kabulü ve yürürlüğe girmesinden bu güne geçen 30 yılı aşkın süreçte oldukça ilerledi. Satıma ilişkin her konuyu düzenlemese dahi, Viyana Satım Antlaşması’nın satım hukukunun birleştirilmesi açısından büyük bir başarı olduğu kuşkusuzdur. Milletlerarası satımlar açısından hem satıcı hem de alıcı konumunda olan devletlerin Viyana Satım Antlaşması’nı kabul etmesi, bu başarının en büyük kanıtıdır. Antlaşma’nın günümüzde milletlerarası satımların büyük kısmına uygulandığı söylenebilir. Türkiye’nin Antlaşma’ya 2010 yılında taraf olmasıyla beraber Antlaşma, Türkiye açısından yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2011 tarihinden Ayrıntılı bilgi ve çesitli ihtimâller için bkz. ERDEM, Livraison, no. 210. Bkz. SCHLECHTRIEM, Sales, s. 35. 119 VOLKEN, Dubrovnik Lectures, s. 35. 117 118 150 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri başlayarak, taraflar açıkça aksini düzenlemediği sürece Türklerin taraf olduğu milletlerarası satım sözleşmelerine m. 1/1(a) uyarınca doğrudan uygulanmaya başladı. Dolayısıyla, Antlaşma Türk hukuku açısından daha da önem kazandı. Antlaşma’nın Türkiye tarafından kabulüyle, Türk satım hukuku çok başlı hale geldi. Milletlerarası satımlara Viyana Satım Antlaşması uygulanırken, iç satımlara BK ve ticarî satımlar açısından Türk Ticaret Kanunu hükümleri, tüketici satımları açısından 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır oldu. Ancak bu farklı kaynaklar arasında Viyana Satım Anlaşması ilham aldığı ve üzerine kurulu olduğu ilkeler açısından farklı özellikler gösterir. Başta Antlaşma’nın milletlerarası karakteri, sözleşme özgürlüğüne ve teamüllere verdiği önem ayrıca milletlerarası ticarette dürüstlük kuralına yaptığı vurgu, Viyana Satım Antlaşması’nın uygulanmasında iç hukuktaki alışkanlıklarımızı terk etmemizi zorunlu kılar. Bununla birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun hazırlık çalışmalarında Viyana Satım Antlaşması’ndan yararlanılmadığı ve Antlaşmanın dayandığı ilke ve kurallara BK’nda yer verilmediği görülür. Her ne kadar BK’nun Gerekçesinde Viyana Satım Antlaşması’na atıf yapıldıysa da, BK’nun satım hükümleri incelendiğinde Viyana Satım Antlaşması’nın dikkate alınmadığı anlaşılır. Bu nedenle satım hukukumuzu milletlerarası uygulamalar ve milletlerarasında genel kabul gören kurallarla uyumlu hale getirmek ve böylece yenilemek ve modernleştirmek konusunda bir fırsat kaçırdığımızı düşünüyorum. Ayrıca Türk ekonomisinin içinde bulunduğu büyüme ve gelişme yönünde milletlerarası satımların da hem sayı hem de hacim olarak artacağı dikkate alınarak Viyana Satım Antlaşması’nın Türkiye’de daha çok tanınması ve tanıtılması gerektiğine inanıyorum. Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 151 Kaynakça120 AYDIN, İbrahim, Mal Satımlarına İlişkin Birleşmiş Milletler (Viyana) Satım Sözleşmesi ve Türk Hukuku, Ankara 2011, http://www.belgeler.com/blg/142t/milletlerarasimal-satimlarina-iliskin-birlesmis-milletler-sozlesmesiviyana-sozlesmesi-1980-ve-turk-hukuku-united-nationsconvention-on-contracts-for-the-international-sale-ofgoods-vienna-convention-1980-and-turkish-sale-law. BIELECK, Jansuz / DESTA, Melaku Gebaye, Electricity Trade in Europe: Review of economic and regulatory challenges, 2004, http://books.google.com.tr/books?id=57oeN_QE EfwC&pg=PA20&dq=software+under+CISG&hl=tr&ei =3TV4T76GJYuB8gP73smYDQ&sa=X&oi=book_result &ct=bookthumbnail&resnum=6&ved=0CE4Q6wEwBQ #v=onepage&q=software%20under%20CISG&f=false. BONELL, Michael Joachim, La nouvelle Convention des NationsUnies sur les contrats de vente internationale de marchandises, Dr. et.pr.comm.int. 7/1981. CASTELLANI, Luca, Türkiye’nin CISG’a Taraf Olmasına İlişkin Çerçeve, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Atamer, Yeşim), On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, Haziran 2008. COX, Trevor: “Chaos Versus Uniformity: The Divergent Views of Software in the International Community”, http://cisgw3.law.pace. edu/cisg/biblio/cox.html. DAYIOĞLU, Yavuz, CISG Uygulamasında Sözleşmenin İhlali Halinde Alıcının Hakları ve Özellikle Alıcının Tazminat Talep Etme Hakkı, 1. Baskı, İstanbul 2011. Bu bibliyografyada kendilerine birden çok atıf yapılan eserler gösterilmiş ve metinde eserin tam künyesi tekrarlanmamıştır. Ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için gösterilen kaynaklara ise dipnotlarında yer verilmiştir. 120 152 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri DEL DUCCA, Louis F. / DEL DUCCA, Patrick: “Practice Under the Convention on International Sale of Goods (CISG), A Primer for Attorneys and International Traders”, Part I, Uniform Commercial Code Law Journal, Vol. 27, Y. 1995, s. 331 370. DESSEMONTET, François: “La Convention des Nations Unies du 11 avril 1980 sur les contrats de vente internationale de marchandises”, Les contrats de vente internationale de marchandises, Lozan 1991, s. 47 - 82. DÖLLE, Hans (Herausgeber), Kommentar zum Einheitlichen Kaufrecht, Münih 1976. ENDERLEIN, Fritz / MASKOW, Dietrich / STARGARDT, Monika, Kaufrechtskonvention der UNO (mit Verjährungskonvention), Kommentar, Berlin 1985. ENDERLEIN, Fritz / MASKOW, Dietrich, International Sales Law, Oceana Publications, 1992. EÖRSI, Gyula: “A propos the 1980 Vienna Convention on Contracts for the International Sale of Goods”, Am.J.Comp.L. 31/1983, s. 333 vd.. ERAUW, Johan / FLECHTNER, Harry M.: “Remedies Under the CISG and Limits to their Uniform Character”, The International Sale of Goods (editör Sarcevic /Volken), Kluwer Law International, Hollanda 2001. ERDEM, Ercüment, La livraison des marchandises selon la Convention de Vienne – Convention des Nations Unies sur les contrats de vente internationale de marchandises, Fribourg 1990 (Anılış: ERDEM, Livraison). ERDEM, Ercüment: “Uluslararası Mal Satışlarında 11 Nisan 1980 Tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Uygulama Alanı”, Milletlerarası Ticaret Hukuku ile İlgili Makaleler, İstanbul 2007, s. 1 -23 (Anılış: ERDEM, Uygulama Alanı). ERDEM, Ercüment: “The role of trade usages in ICC Arbitration”, in Liber Amicorum en l’honneur de Serge Lazareff, Paris 2011, s. 247 – 265. Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 153 FARNSWORTH, Allan E.: “Rights and Obligations of the Seller”, Convention de Vienne de 1980 sur la vente internationale de marchandises, Colloque de Lausanne des 19 et 20 novembre 1984, Zürih 1985, s. 83 vd. FERRARI, Franco: “What Sources of Law for Contracts for the International Sale of Goods? - Why One Has to Look Beyond the CISG?”, 2005, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/ ferrari15.html (Anılış: FERRARI, CISG). FERRARI, Franco; “Specific Topics of the CISG in the Light of Judicial Application and Scholarly Writings”, Journal of Law and Commerce, Vol. 15, 1995 (Anılış: FERRARI, Specific Topics). HEIDERHOFF, Bettina: “CISG’in Uygulama Alanı: Konu Bakımından”, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Yeşim M. Atamer), 1. Baskı, İstanbul 2008, s. 25 - 36. HERBER, Rolf: “Einführung”, in: Wiener UNCIRAL-Übereinkommen über inernationale Warenkaufvertäge vom 11. April 1980, 3. ed., Köln 1988. HEUZE, Vincent, La vente internationale de marchandises – Droit uniforme, Paris 2000. HOLL, Volker / KEßLER, Olivier: “Selbstgeschaffenes Recht der Wirstschaft” und Einheitsrechtstellung der Handesbräuche und Geplogenheiten im Wiener UN-Kaufrecht Recht der internationalen Wirstschaft (1995), s. 457 vd. HONNOLD John: “The Draft Convention on Contracts for the International Sale of Goods: An Overview”, Am.J.Comp.L. 27/1979, s. 223 vd. (Anılış: HONNOLD, Overview). HONNOLD, John / FLECHTNER, Harry M., Uniform Law for International Sales under the 1980 United Nations Convention, Lahey 2009 (Anılış: HONNOLD / FLECHTNER, Uniform Law). HONNOLD, John, Unification of the Law Governing International Sales of Goods, Paris 1966. 154 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri HUBER, Peter / MULLIS, Alastair, The CISG, a new textbook for students and practitioners, 2007, http://books.google. com.tr/books?id=jw8bZ4syM6UC&printsec=frontcover &dq=CISG&hl=tr&sa=X&ei=hAh3T4SCJdG18QPf7tX KDQ&ved=0CEYQ6AEwBA#v=onepage&q=CISG&f=f alse. HUBER, Peter: “Some introductory remarks on CISG”, Internationales Handelsrecth, 6/2006, http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/ biblio/huber-04.html. JANSSEN, André / MEYER, Olaf: CISG Methodology, Münih 2009. KAHN, Philippe: “La Convention de Vienne du 11 avril 1980 sur les contrats de vente internationale, la Convention de Vienne du 11 avril 1987”, Colloque du 21 octobre 1987, C.J.F.E. 5 spécial/1987, s. 951 vd. (Anılış: KAHN, La Convention de Vienne). KAHN, Philippe: «La Convention de la Haye du 1er juillet 1964 portant loi uniforme sur la vente internationale des objets mobiliers corporels», Rev. trim. dr. comm., 1964, s. 689 - 727. KAPLAN, Yavuz: “1980 Tarihli Birleşmiş Milletler Viyana Sözleşmesi Çerçevesinde, İnternet Ortamında Bilgisayar Programı Satış Sözleşmesi”, Prof. Dr. Ergin Nomer’e Armağan, 2002, s. 325 - 356. LOOKOFSKY, Joseph, Understanding the CISG, Kopenhag 2008. LOOKOFSKY, Joseph: “Article 4 Issues Excluded from Convention Scope: Validity, Property and Delict”, Aralık 2000, http:// cisgw3.law.pace.edu/cisg/biblio/lookofsky.html MESSAGE DU CONSEIL FEDERAL du 11 janvier 1989 concernant la Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises, FF 1989 I, s. 709 vd. MILLER, Roger Leroy / JENTZ, Gaylord A., Fundamentals of Business Law, South-Western 2010. Viyana Satım Antlaşması’na Genel Bakış ve Maddi Uygulama Alanı [Erdem] 155 MISTELIS, Loukas: “CISG’nin Uygulama Alanı: Yer, Zaman ve Kişi Bakımından”, Milletlerarası Satım Hukuku (Editör: Yeşim M. Atamer), 1. Baskı, İstanbul 2008, s. 7 – 24. NEUMAYER, Karl H. / MING, Catherine, Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises Commentaires, Lozan 1993. PLANTARD, Jean-Pierre: “Un nouveau droit uniforme de la vente internationale: La Convention des Nations Unies du 11 avril 1980”, J.dr.int. 2/1988, s. 311 vd. SAF, Carolina: “A Study of the Interplay between the Conventions Governing International Contracts of Sale”, Eylül 1999, http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/text/saf96.html. SCHAFFER, Richard / AGUSTI, Filiberto / EARLE, Beverly, International Business Law and Environment, South Western 2009. SCHLECHTRIEM, Peter / BUTLER, Petra, UN law on international sales: the UN Convention on International Sales – The UN Convention on the International Sale of Goods, Fribourg 2009. SCHLECHTRIEM, Peter / WITZ, Claude, Convention de Vienne sur les contrats de vente internationale de marchandises, Paris 2008. SCHLECHTRIEM, Peter, Uniform Sales Law, Viyana 1986 (Anılış: SCHLECHTRIEM, Sales). SCHROETER, Ulrich G.: «Vienna Sales Convention: Applicability to Mixed Contracts and Interaction with 1968 Brussels Convention», http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/schroeter1.html. SONO, Kazuaki, The Vienna Sales Convention: History and Perspective, New York, Londra, Roma 1986. STOFFEL, Walter: “Ein neues Recht des internationalen Warenkaufs in der Schweiz”, RSJ 86/1990, s. 169 vd. TANDOĞAN, Haluk, Borçlar Hukuku, Özel Borç ilişkileri, C. 1/1, 6. Bası, İstanbul 2008. 156 Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri TİRYAKİOĞLU, Bilgin: “11 Nisan 1980 tarihli Milletlerarası Mal Satımlarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Milletlerarası Özel Hukuk Kuralları ile İlişkisi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 3, S. 1, 1989 - 1990, s. 191 – 205. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/301/2825. pdf. TOKER, ALİ GÜMRAH, 11 Nisan 1980 Tarihli Uluslararası Taşınır Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin (Viyana Sözleşmesi) Uygulama Alanı, Ankara 2005. TUNC, André.: “Les ventes internationales de marchandises”, Colloque de la Fondation Internationale pour l’Enseignement du Droit des Affaires, Faculté de Droit d’Aix-en Provence, 7 et 8 mars 1980, Paris 1981, s. 407 - 417. TUNC, André: «Les Conventions de la Haye du 1er juillet 1964 portant loi uniforme sur la vente internationale d’objets mobiliers corporels», Rev. int. dr. comp., 16/1964, s. 547 – 554.. VOLKEN, Paul: “The Vienna Convention Scope, Interpretation and GapFilling”, International Sale of Goods, Dubrjovnik Lectures, New York, Londra, Roma 1986, s. 19 vd. ZELLER, Bruno, CISG and the Unification of International Trade Law, New York 2007. ZEYTİN, Zafer, Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hukuku, Seçkin, Ankara 2011.