SkyTech - Turkish Technic
Transkript
SkyTech - Turkish Technic
trim area: 203x280mm type area: 183x260mm This colour indicates the bleed area – 3mm around the edge of the page, your image should run to the outer edge of this D ergiler, bültenler, gazeteler de canlı varlıklar gibi doğar, yaşar ve ölür. Kimisi bir sayı, kimisi bir yıl, kimisi onlarca yıl... Bu süreyi belirleyen çok fazla dış etmen vardır. Ancak bu etmenlerden çok daha önemli temel bir nokta vardır; o yayının neden var olduğu. Bu soruya verilen yanıtın içi dolu, ayakları yere basıyorsa, o yayın her zaman ayakta kalır, büyür, kendini geliştirir. Şu anda 100. sayısını elinizde tuttuğunuz Skytech gibi... Your image should run up to this line This colour indicates the trim area This colour indicates the edge of the physical page once the magazine has been trimmed – 203x280mm The central white area is the type area – no text or logos should stick out of this space into the blue frame İlk günkü heyecan ve yılların deneyimi ile Yepyeni bir Skytech Harmonious Team Play, Efficient Result... Skytech, THY Teknik A.Ş.’nin kısa ama etkileyici tarihinin canlı tanığı. Amatör bir ruhla, istenerek, ihtiyaç duyularak çıkarılmaya başlanan; espri anlayışını, samimi bakışını hiçbir zaman kaybetmeyen, THY Teknik A.Ş.’de çalışan herkesin mutlaka kendinden bir şeyler bulduğu bir dergi Skytech. Bunun en güzel kanıtı da, bugün 100. sayısına ulaşmış olması. THY Teknik A.Ş. ailesinin binlerce ferdinden biri olan bu dergi, bu sayıdan itibaren yepyeni bir yüzle, yepyeni bir bakış açısıyla, ama ilk günkü heyecanını, coşkusunu koruyarak sizlerle birlikte olacak. Sizlerle birlikte olacak derken, Skytech sadece okuyacağınız değil, sayfalarına konuk olacağınız, kendinizi anlatacağınız, şirketinizi ve çalışma arkadaşlarınızı daha yakından tanıyacağınız bir yayın olacak. A respected MRO Center for its quality and reliability; serving with the Umarız ailenizin değerli bir üyesi olan Skytech’in yeni yüzü içinizi ısıtır. and advanced technology. Her sayıda yepyeni bir Skytech’te buluşmak üzere... BASE MAINTENANCE Up to & including D checks, 6 to 12 year checks, CPCP, SSID, structural checks and modifications for A300/A310/A320 family/A330/A340 B737 Classic-NG/B777-200/300 LINE MAINTENANCE At a wide range of stations worldwide for A300/A310/A320 family/A330/A340 B737 Classic-NG/B757/B767/B777 /Gulfstream/Embraer ERJ-170/190 CAPABILITIES -Painting with full aircraft stripping. -100,000lb thrust test cell, engine overhaul part shops for CFM56-3,-5C and-7B,IAE V2500-A5, CF6-80 -APU overhaul test cell, Authorised Hamilton Sundstrand Repair Station for APS2000 and APS3200, plus GTCP 131-9B, GTCP 85 series and GTCP-331-250H. -Landing gear overhaul for 737 Classic/NG A300-B4/A310/A320 family/A330/A340. -Honeywell authorised repair station for CFM56-7B HMUs. techmarketing@turkishtechnic.com l www.turkishtechnic.com Skytech Ailesi 100. sayi 01 GÜNDEM 2012 tarihinde açılan THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, projelere göre değişen bir finansman anlayışına sahip bir yapı şeklinde kurgulandı. Merkez açıldığı günden bu yana 25’e yakın projeyi tanımladı. Bunlardan 15’i devam eden, şirketimizdeki birimlerin, teknisyenlerin ya da mühendislerin gündeme getirdiği, bir ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkan projeler. Bu merkezin, her geçen gün büyüyen Türk Hava Yolları filosuna olduğu kadar diğer firmalara da daha kaliteli hizmet verme yolunda bize büyük katkı sağlayacağını umuyoruz. 2013 sefer sayılı uçağın tüm teknik bakımları ve kontrolleri yapılmış olup, hepimizi mutluluğa götürmek için uçuşa hazırdır. Mutluluğa uçmak isteyen herkesi 2012 nolu çıkış kapısına bekliyoruz. İş Sağlığı Güvenliği (İSG) ile ilgili yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Kanundaki değişikliklerin yürürlüğe girmesini fırsat bilerek, emniyet ve güvenlik bilincinin en üst düzeyde olmasının şart olduğu sektörümüzde, bütün işyerlerine örnek olacak bir standardı tutturmayı bir görev olarak kabul etmeliyiz. Bu konuda atılacak her tür adımı ve sunulacak her tür öneriyi desteklemeye her zaman hazırız. Buna paralel olarak hepimiz israfa ve gereksiz tüketime, hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda dikkat etmeyi kendimize şiar edinmeliyiz. Güven içinde, mutlu, sağlıklı bir uçuş dileriz. Merhaba Arkadaşlar, Büyüdüğümüz, kendimizi geliştirdiğimiz, geleceğe yönelik önemli yatırımlara imza attığımız, bunların sonucunda da geleceğe umutla baktığımız ve bütçe hedeflerimizin üzerinde bir performansla geride bıraktığımız yoğun bir yılda, tüm çalışanlarımıza katkı ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Sadece geleneksel bir bakım şirketi olmaktansa, aynı zamanda üreten ve geliştiren bir MRO şirketi olmayı hayal ettik ve hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Şirketimizin gelecek beş yıla ait stratejik planları çerçevesinde bu hayallerimizi somutlaştırmaya yönelik projeler belirledik. Bir kısmını hayata geçirdiğimiz bu projelerin sayılarını daha da artırarak, kabuğuna sığmayan, yenilenmeyi, büyümeyi amaçlayan yapımızı uluslararası arenada daha iyi noktalara getirmeyi hedefliyoruz. Tüm çalışanlarımızın şirket stratejilerini içselleştirdiği, bizzat parçası olduğu ve başarılan her projede altında imzalarının olduğu bir yapıyla emin adımlarla ilerliyoruz. HABOM Projesi ile ilgili çalışmalarımıza 2012 yılında da büyük bir hız ve titizlikle devam ettik. Alanında, Türkiye’nin ve bölgesinin önde gelen kurumlarından biri olan THY Teknik A.Ş.’nin dünya çapında bir yapıya kavuşması için son derece önemli olan ve toplam iki fazdan oluşan projede, birinci ve ikinci fazın 2013 yılında tamamlanmasını hedefliyoruz.İki yıllık bir sürecin sonunda THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’ni hizmete açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. 7 Kasım Zor geçmesi muhtemel bir kış döneminde daha operasyonlara verdikleri ve verecekleri destek için arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Aynı zamanda HABOM A.Ş. personeli arkadaşlarımıza da, şirketimizde yaşadıkları öğrenme sürecinde bize verdikleri katkıyı önemsediğimizi ve şimdiye kadar verdikleri ve bundan sonra verecekleri destek için teşekkürlerimizi sunuyorum. Yenilenen kurumsal kimliğimizin, hedeflerimize ulaşma yolunda bize büyük yardımı olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, bu kimliğe sahip çıkacağınız ve uygulanması için ayrı bir özen göstereceğinizden en ufak bir şüphemiz yoktur. Kurumsal kimliğimiz kadar önem verdiğimiz bir diğer konu da marka bilinirliğimiz. Marka bilinirliğimizi güçlendirmeye yönelik özel çalışmalar yürüteceğimiz 2013 yılının bu alanda planladığımız gelişmelere imza atacağımız bir yıl olacağını düşünüyoruz. Skytech’ imizin 100. sayısını kutluyor, dergimizin yeni yüzünü beğeneceğinizi umuyoruz. Ancak Skytech’in hepimizi temsil ettiği inancıyla yazı, yorum ve geri bildirimlerle bütün arkadaşlarımızdan katkı bekliyoruz. Dergimizin zenginliğinin ve çekiciliğinin, aynı zamanda şirketimizin duruşunun ve iç dinamizminin bir yansıması olduğunu unutmamanızı istiyorum. Son yıllarda giderek yükselen başarı grafiğimizin yeni yılda daha da yukarılara çıkmasını diliyorum. Esen kalın, Doç. Dr. İsmail Demir Genel Müdür 03 04 IÇINDEKİLER 06 16 20 TEKNİK’TEN HABERLER HABOM’da son durum 06 30 32 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH BİREBİR Kemal Kanat teknolojİ 12 34 RÖPORTAJ Doç. Dr. İsmail Demir AR-GE MERKEZİ 36 36 GEZİ-YORUM Özlem Akyıldız 16 12 22 YENİ İŞ GÜVENLİĞİ YASASI 22 26 HAVACILIK DÜNYASINDAN 42 BİZDEN Başak Özer 46 SAĞLIK REHBERİ YAYIN THY TEKNİK A.Ş. Medya Reklam Halkla İlişkiler Şefliği Ferhat Yenibertiz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi) Pınar Yılmaz (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) THY TEKNİK A.Ş Katkıda Bulunanlar Abdullah Enes Bolat Emre Kara Doğan Aydın Heybet Dündar 38 38 42 Sahibi THY TEKNİK A.Ş. Doç. Dr. İsmail DEMİR (Genel Müdür) SOHBET MOLASI Manga 44 PÜF NOKTASI 46 YAPIM GODE İSTANBUL Alev Aktaş (Yayın Grup Direktörü) Songül Kurnaz (Yapım Koordinatörü) Ulaş Atay (Editör) Meltem İşleyen (Art Direktör, Kapak Tasarım) Asım Hocagil (Grafik Uygulama) Sinem Göçer (Müşteri Temsilcisi) Jülide Türkay (Redaksiyon Editörü) Fotoğraflar İstanbul Fotoğraf Atölyesi Baskı ve Cilt Apa Uniprint GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 06 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH n e şt i Geçm bugüne T HY Teknik A.Ş. çatısı altında bir dergi çıkarma fikri Teknik A.Ş.’nin henüz kurulmadığı, teknik faaliyetlerin Genel Müdür (Teknik) Yardımcılığı bünyesinde yürütüldüğü 2004 yılının ilk günlerinde doğdu. Fikir, dönemin Üretim Planlama Kontrol (ÜPK) Müdürü M. Akif Konar’ın, çalışan motivasyonuna yönelik arayışlar içinde olan o günkü idari işler müdürüne önerisi ile ortaya çıktı. çıkarılıyor, bu da röportajlara, yorumlara, esprili fotoğraflara ve fotoğraf altı yazılarına hemen yansıyordu. Eğitim Akademisi Başkanı iken derginin Akademi’de basılmasını destekleyen ve baskıda öncelik tanınması talimatını veren Doç. Dr. İsmail Demir’in Genel Müdür Teknik Yardımcısı olarak atanması ile birlikte derginin içeriği ve basımında da ciddi gelişmeler oldu. Bu fikirle birlikte, bugün elinizde 100. sayısını tuttuğunuz Skytech için ilk adımlar atıldı. Üst yönetimin onayını ve desteğini arkasına alan, Türk Hava Yolları tarihinin bu ilk dergisi için bir isim ve logo aranıyordu. Tüm THY Teknik çalışanlarına bir e-mail gönderilerek önerilerini paylaşmaları istendi. Çalışanların büyük ilgi gösterdiği yeni derginin adı ile ilgili 100’e yakın öneri geldi. Bu önerilerden 10’u Outlook üzerinden oylamaya sunuldu ve ÜPK Müdürlüğü’nde görev yapan Meltem Bozkurt’un önerisi olan “Skytech” en fazla oyu aldı. Derginin logosunu çalışma görevini de M. Akif Konar gönüllü olarak üstlendi. Her geçen gün daha iyiye Her dergide olduğu gibi Skytech’te de konu sıkıntısı çekilen dönemler oldu. Bu dönemlerde daha sonra İnsan Kaynakları (İK) Başkanlığı’na dönüşecek olan İdari İşler Müdürlüğü yöneticilerinin klavyenin başına geçip, iş yoğunluğu nedeniyle o ay yazı yazamayan bazı çalışanların adı ile yazılar hazırlaması, yazıda imzası bulunan kişilere tebriklerin gelmesi ise dergi tarihinin tatlı bir ironisi olarak hatıralarda kaldı. Uzun çabalar sonucunda Türk Hava Yolları İntranetinde bir tıkla pdf formatında Skytech’e ulaşabildiğinde dergi üç yaşındaydı. Hem önemli bir gelişme olan bu durum hem de derginin üçüncü yaşı, Skytech’e emek veren çalışanların katıldığı mütevazı fakat coşkulu bir törenle kutlandı, yazarlarına ve editörlerine plaket verildi. Bu törenden sonraki dönemde, renkli fotokopiden, Şirket dışında bir matbaada basılmaya terfi eden Skytech kalitesini daha da artırdı. İlk sayı 200 adet basıldı İdari İşler Müdürlüğü bünyesinde, ilk editörlüğünü Nazif Tikenbatar’ın üstlendiği Skytech’in ilk sayısı, beyaz bir zemin üzerine Türk Hava Yolları’nın logosu ve üzerinde sade bir Skytech yazısı ile 200 adet basıldı. O dönemki ekibin büyük bir özveri ile hazırlayıp, THY Eğitim Akademisi’nde renkli fotokopi ile çoğalttığı ilk sayının maliyetli bulunacağı düşünülürken, dönemin Teknik’ten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Temel Kotil’in, derginin ilk sayısını büyük bir memnuniyetle eline alıp, neden az basıldığını sorması sonraki sayıya hemen yansıdı. Üst yönetimin açık desteği sonrası yeni tiraj artık 500’dü. Her çalışana birer adet verilemediği için ilk sayıları ofislere ve ortak kullanım alanlarına bırakılan Skytech, amatör ve coşkulu bir ruhla Genel Müdür Teknik Yardımcılığı’nın THY’den ayrılıp THY Teknik A.Ş. olarak ayrı bir tüzel kişilik kazanmasından sonra İK Başkanlığı’nın sorumluluğundan çıkıp yeni ihdas edilen Reklam ve Halkla İlişkiler Departmanı sorumluluğunda yayın hayatına devam eden Skytech, “çalışanlar tarafından çıkarılan ve çalışanlara hitap eden dergi” imajını korudu ve kendisini sürekli geliştirerek bugünlere geldi. Emeği geçen tüm THY Teknik A.Ş. yönetici ve çalışanlarına sonsuz teşekkürler... 07 08 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH Deneyimli isimlere THY Teknik A.Ş.’yi ve Skytech’i sorduk... “Havacılıkla ilgili gelişmeleri Skytech’ten izliyoruz” Bekir Çanakçı / APU Shop Teknisyeni THY ve THY Teknik A.Ş.’de 20 yıldır çalışıyorum. Burada çalışmaya başlamadan önce uçakların uçuşu ile ilgili endişelerim vardı; uçaktan korkardım. THY’de işe başladıktan sonra, uçaklara yapılan bakımları ve işini ustalıkla yapan arkadaşları gördükten sonra bu önyargım ortadan kalktı. Skytech, THY Teknik A.Ş.’deki faaliyetlerin çalışanlara aktarılması açısından son derece önemli. Çalışma arkadaşlarımızı daha yakından tanımamızı sağlayan bölümleri de var. Ayrıca havacılıkla ilgili gelişmeleri Skytech’ten izliyoruz. Derginin 100. sayısı hepimize hayırlı olsun. “THY ailesinin bir üyesi olmayı hayal ettim” “Uluslararası arenada temsil sorumluluğu da taşıyoruz” Ahmet Eryiğit / Teknisyen THY Teknik A.Ş. gibi uluslararası düzeyde uçak bakımı yapan bir şirkette çalışmak gurur verici olduğu kadar da yüksek sorumluluk istiyor. Bu sektörün ülkemizdeki en önemli şirketinde çalışırken sadece mesleğimizin gerektirdiği sorumluluğu değil, aynı zamanda ülkemizi uluslararası arenada temsilin getirdiği sorumluluğu da taşıyoruz. Dünya çapında bir şirket olma yolunda hızla ilerleyen THY Teknik A.Ş.’nin, yaptığı yatırımlarla yakın zamanda bu hedefine ulaşacağını düşünüyorum. Skytech, şirket içinde ve dışında yaşanan gelişmeler ile ilgili iyi bir haberleşme aracı. Ayrıca çalışanların sesinin duyurulması için gerekli olduğunu da düşünüyorum. Zülabit Arslan / Operasyon İşletme ve Destek Şefi Ekim ayı itibarıyla şirkette 20. yılımı doldurdum. Böyle güzide bir şirket için uzun yıllar hizmet vermiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Çocukluk yaşlarımdan beri havacılığa ve THY kurumuna karşı ilgim ve sevgim vardı. Babamın uzun yıllar bu şirkette çalışmasının da bunda büyük etkisi var. Her zaman THY ailesinin bir üyesi olmayı hayal ettim. Bu hayalimin gerçekleşmesi için çalıştığım şirketten istifa ederek 1992 yılında THY ailesine katıldım. Bugün de işe başladığım ilk günün heyecanı ve coşkusu ile hizmet vermeye devam ediyorum. Skytech’i, şirketimizde ve sektörde yaşanan gelişmeler konusunda bizi bilgilendirmesi ve değişik konularda yeni bakış açıları sunması açısından yararlı bir kaynak olarak görüyorum. Dergi içeriğinin daha da zenginleştirilerek, aynı başarı ile yayın hayatına devam etmesini dilerim. 09 10 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH “Attığım her adımda şirketimin değer ve onurunu gözettim” İskender Esen / Pnömatik Sistem Mühendisi 20 yılı aşkın bir süredir görev yaptığım THY Teknik A.Ş.’yi, işe başladığım ilk günden bu yana beni kendisine kalben bağlamış olan bir yuva olarak görüyorum. Bu uzun süreç içerisinde çeşitli birimlerde ve çeşitli kademelerde üstlendiğim görevlerin tamamında bu hissiyat beni yönlendirdi; en sıkıntılı anlarda bile beni ayakta tuttu. Kendimi ve benim gibi çalışan tüm arkadaşlarımı her zaman şirketin gerçek sahipleri olarak gördüm ve attığım her adımda şirketimin değer ve onurunu gözettim. Allah’tan bir mani çıkmazsa, emekliliğimi buradan almak da en büyük dileğim. Skytech’e emeği geçen tüm arkadaşları kutluyor ve 100. sayının gururunu onlarla birlikte içimde hissettiğimi belirtmek istiyorum. THY Teknik A.Ş. ailesinin sesi olan bu derginin nasıl bir emek neticesinde ortaya çıktığını, THY Mühendisler Derneği’ndeki yönetim kurulu üyeliğim döneminde, dernek olarak yayımlamakta olduğumuz ve bizzat yazı kurulunda görev yaptığım ‘Altimetre’ dergisinin hazırlanmasında çektiğimiz sıkıntıları anımsayan biri olarak en iyi anlayabilen kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim. “Milli takım ruhuna eşdeğer bir sorumluluğumuz var” Mehmet Güngör / Başmühendis THY Teknik A.Ş. gibi sektörün öncüsü ve itici gücü olan bir şirkette çalışmanın gurur verici bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. THY bünyesinde teknik bölümde başladığım iş hayatıma, diğer operatörlerin yanı sıra ülkemizin bayrak taşıyıcısı operatörüne bakım hizmeti veren bir MRO bünyesinde devam edebilme şansına sahip olmak dahi benim için başlı başına en büyük motivasyon kaynağı. Adının başında ‘Türk’ kelimesinin bulunması ve bunu özellikle uluslararası alanda bir kimlik olarak taşıyor olmamız, bize, her eylemimizde spordaki “milli takım” ruhuna eşdeğer bir sorumluluk yüklüyor. Skytech’i THY Teknik A.Ş. bünyesindeki iletişime belli oranda katkıda bulunan ve sektörle ilgili gelişmeler hakkında bilgi sağlayan bir dergi olarak görüyorum. Daha çekici hale getirilmesi için mizanpaj ve içerik değişiklikleri yapılabileceğini düşünüyorum. Skytech’e yayın hayatında başarılar diliyorum. “Bu şirketin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum” Özgür Arayıcı / ATE Atölye Şefi Havacılık bakım sektöründe ülkemizin en büyük kuruluşu olarak, Türk Hava Yolları’nın yanı sıra çok sayıda havayolu şirketine hizmet veriyoruz. Teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak, havacılık bakım sektörü de gelişiyor. İşe başladığımda uçak sayısına da bağlı olarak kabiliyetlerimiz azdı. Şu anda bu alanda üst düzey özelliklere sahip özel bir kurumuz. Tüm bu olayları yaşamak, bu yatırımlarda rol almak, görev üstlenmek heyecan verici. Tüm bunları yaşarken, deneyimlerim, gelecek için daha akılcı daha verimli uygulamaların yapılmasına, aksiyonların alınması kaynaklık ediyor. Bunların üzerine bir de çalışma arkadaşlarımın dostluğu eklenince, nice anılar, güzel anlar biriktiriyor insan. Özetle, bu şirketin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Dergimizin, html olarak, internet ortamında yayımlanmasını, böylece daha geniş bir kitleye ulaşmasını, bizlerin de daha çok destek olmasını isterim. Dergide emeği geçen herkese teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. 11 12 RÖPORTAJ / Doç. Dr. İsmail Demir 2013 NDE İ S E C ÖN knİk e T Y TH İn A.Ş.’n dünü, bugünü ve geleceği “İnsan kaynağı yetiştirmeye, eğitmeye ve geleceğe hazırlamaya odaklanılan başarılı bir yılı geride bırakıyoruz” diyen THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, 2013 yılındaki öncelikli hedeflerinin HABOM’un bir an önce işler hale getirilmesi olduğunu, önümüzdeki yıllarda ise neredeyse uçak imalatına yakın işler yapmaya aday bir şirket olduklarını belirtti. T HY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Türk Hava Yolları çatısı altında farklı bir yapılanmaya gittikleri 2006 yılından bu yana nasıl bir bakış açısına sahip olduklarını, 2012 yılını, HABOM’a bakış açılarını, 2013 ve daha ilerisinde THY Teknik A.Ş.’yi nerede gördüğünü anlattı. THY Teknik A.Ş.’nin 2012 yılını nasıl geçirdiğini düşünüyorsunuz? Doç. Dr. İsmail Demir: THY Teknik A.Ş. 2012 yılını hem rutin çalışmalarını yürüterek hem de geleceğe hazırlık yaparak geçirdi. Gerek Türk Hava Yolları’nın gerek ise Türkiye’de havacılığın genel büyüme hızını düşünecek olursak, sektörümüzdede rutin, bu büyüme ile beraber sürekli faal bir durumda olmak, gelişmek anlamına geliyor. Bu açıdan baktığımızda başarılı bir yılı geride bırakıyoruz. Geleceğe hazırlığa yönelik projelerimizin ise en önemli ayağını insan kaynağına yaptığımız yatırım oluşturuyor. THY’yi teknik olarak geleceğe taşıyacak insan kaynağını yetiştirmek, eğitmek ve geleceğe hazırlamak son iki yıldır özellikle önem verdiğimiz bir konu. Bu süreyi, bu yaklaşıma kaynak ayırarak ve efor sarf ederek geçirdik. Bu anlamda HABOM da çalışacak elemanların işe alımları, işe başlama öncesi eğitimleri, eğitim sonrası işe başlayan arkadaşların pratik eğitimleri ve adaptasyon süreçlerini şirketimiz bünyesinde düzenli şekilde yürütülmesini sağlamak gibi faaliyetlerde bulunarak geleceğe hazırlık anlamında önemli adımlar attık. THY Teknik A.Ş.’nin, Türk Hava Yolları çatısı altında ayrı bir yapılanmaya gittiği 2006 yılında yüzde 8 olan, Türk Hava Yolları dışı hizmet oranı bugün yüzde 30’un üzerinde. THY Teknik A.Ş. bunu nasıl başardı? Doç. Dr. İsmail Demir: Yüzdeyi teşkil eden rakamın da büyüdüğünü, yani 250 milyonun yüzde 8’i ile 550 milyonun yüzde 30’u arasında da büyük bir fark olduğunu düşünecek olursak, bu noktadaki büyümeyi daha doğru bir şekilde algılamış oluruz. Mevcut tesislerimize önemli oranda bir ilave yapmadan bu rakamlara ulaştık. Bunu sağlayan, farkındalığı artırmamız ve süreçlerimizi iyileştirmemiz oldu. Tabii bunu tüm şirketin idrak etmesi gerekiyordu ve bu idrak sağlandı. İşimize biraz daha dikkatli eğildik ve kapasite doldurmanın daha başka anlamları olduğunu gördük. Arkadaşlarımız iş yükü arttıkça, o iş yükünün kaldırılabilirliğini gördü. Ayrıca zaman ve emek kaybına neden olan çeşitli ekstra unsurların olduğunu fark ettik ve verimlilik artışına yönelik önemli projelere imza atarak, bunları maksimum düzeyde ortadan kaldırdık. Bunlara ek olarak, şirkette yalın bakım teknikleri ve çalıştayları yapıldı. Gerçekleştirdiğimiz tüm projelerdeki başarı oranı şahsen beni çok tatmin etmiyor. Ancak 100 proje yaptıysak ve bunların 50’sinde başarılı olduysak, bir sıfırdan büyüktür diye bakmamızın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte ayrıca aşırı sıkışmaya başladığımızda, bu durumun getireceği verim- 13 14 sizliklerin de olacağını görüyor, yeni tesislerin açılmasını ve faaliyetlerimize orada devam etmeyi dört gözle bekliyoruz. Bu bakış açısının bir yansıması olarak son dönemde THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi hayata geçti. Bu sürecin gelişimini sizden öğrenebilir miyiz? Doç. Dr. İsmail Demir: Ar-Ge Merkezi, aslında oldukça geç kalmış, uzun süredir devam eden ve benim arzumun, vizyonumun bir neticesi sonucunda ortaya çıktı. Ar-Ge Merkezi, unvan olarak ya da resmi anlamda yeni kurulmuş olsa da, bu kavramın altında yer alan bazı faaliyetleri biz zaten daha önce de yapıyorduk. Şimdi daha da üzerine eğileceğimiz Ar-Ge çalışmalarımızda kullanacağımız bu merkez sayesinde işimizin bilimsel yönü ile pratiğini birleştirmeyi, hem üniversiteler hem de araştırma kurumları ile bağımızı kuvvetlendirecek özel projeler belirleyerek, bu projeler üzerine yoğunlaşmayı amaçlıyoruz. Çünkü rutin işlerin arasına bilgiyi, deneyimi, mevcut teknolojinin geldiği uç noktalardaki faaliyetleri katmazsanız, o rutin bir süre sonra durağanlaşma anlamına gelir. Bugünün rekabetçi ortamında yerinizde duruyorsanız, yanınızdan geçip giderler.Ar-Ge Merkezi’nin faaliyete geçmesi ile birkaç aşama ileriye gittiğimizi söylemek mümkün. Altını çizmek istediğim önemli bir nokta da, THY Teka Çalışm da, nik A.Ş.’nin sadece Türk Hava Yolları filosunun rımız a l n a r l bakımını ve onarımını yapan bir yer değil, genel i a belli b rketi a d n olarak uçak bakım ve onarımı yapan bir yer ola o al bir şi p i h a s duğu. THY Teknik A.Ş.’nin, milli bir bakış açırak me deneyi ıza ortak ola için sıyla, Türkiye’de sivil havacılığın bir anlamda yanım şarılı olmak or, kuluçkasını oluşturmak gibi bir mecburiyeti lıy ba ğ , r a o s y i ı var. Buna, salt şirketin kârlılığı, devamlılığı l y a sinerji mesi ile n e k e açısından bakarsanız da bu böyledir, bazı ger birleş ir n ü c ü ulusal kavramlara önem veren, belli sorumluiki g üyük b b a h a lukları üstlenmesi gereken bir şirket olarak göd taya r o ç ü rürseniz de bu böyledir. Bu anlamda THY Teknik g ruz. o y ı r a A.Ş.’nin, yerli sanayiyi geliştirme, destek olma, geçık leceğe yatırım yapılmasını sağlama ile ilgili bir sorumluluğu da var. Bir şirketin uzun vadeli çıkarları açısından baktığınızda, o uzun vadeli çıkarlar şunu gerektirir: Eğer daha ucuza, daha kolay ve daha hızlı malzeme almak istiyorsanız; bazı tamirleri, bakımları ve modifikasyonları daha etkin yapmak istiyorsanız, bunları sağlayacak bilgi birikiminin ülke içinde olması son derece önemli. Salt kapitalist bir açıdan baksanız bile yapılması gereken budur ve biz bunun çok daha ötesinde bir yaklaşım gösteriyoruz. Söz konusu know-how’ı sağlamak da çok önemli. Doç. Dr. İsmail Demir: Kesinlikle. Aynı zamanda knowhow’ın sağlanmasına vesile teşkil etmek, yani Türkiye’de bu sektöre katkıda bulunması muhtemel kuruluşları, şirketleri bu katkıda bulunmaya teşvik etmek de önemli. Bu teşvik sayesinde daha önce havacılığa yönelik herhangi bir faaliyette bulunmamış şirketler, endüstrimiz tarafından az bilinen havacılık sektörüne adım atmış oluyor. Bu, biz onlara havacılığı tanıtmaz, bu yönde teşvik etmezsek olmaz. Havacılıkta, tekstilden lastiğe, dericilikten elektroniğe pek çok alana ihtiyaç var. Bu sektörlere baktığımızda çok geniş bir spektrumdan bahsettiğimiz görülüyor. Biz bu spektrumdan oyuncu çıkarıyoruz ve bunların sadece bize fayda sağlayan değil, sivil havacılık alanında dünya genelinde iş yapan, iddialı olan, gelir üreten oyuncular olasını amaçlıyor ve istiyoruz. THY Teknik A.Ş., son üç yılda beş iştirak sahibi oldu. Sanırız bunda, biraz önce açıkladığınız bakış açısının payı büyük... Doç. Dr. İsmail Demir: Kesinlikle. Aslında bu, Türk Hava Yolları’nın genel stratejisinin de bir parçası. Dikkat ederseniz, şu anda -bizim alt iştiraklerimiz de dahil olmak üzere- Türk Hava Yolları’nın 15 civarında iştiraki var. Bu sayı, ana şirketin, destek unsurları için ayrı bir yapılanma ile uzmanlık alanları oluşturmayı istediği anlamına geliyor. Bu bakış açısı ile baktığımızda THY Teknik A.Ş.’nin Türk Hava Yolları’ndan ayrılması da bu sürecin bir parçası. THY Teknik A.Ş. olarak biz de aynı strateji ile hareket ettik. İkinci önemli nokta ise sinerji. Biz bu sinerjiyi yakalamak için bir motor bakım merkezi kurduk ve burada dünyadaki belli başlı motor imalatçılarından biri ile birlikte çalışmaya başladık. Diğer çalışma alanlarımızda da, o alanda belli bir deneyime sahip bir şirketi yanımıza ortak olarak alıyor, başarılı olmak için gereken sinerjiyi sağlıyor, iki gücün birleşmesi ile daha büyük bir güç ortaya çıkarıyoruz. Bu, dünya genelinde çok sayıda şirketin tercih ettiği ve genellikle beklenen başarının sağlandığı bir yaklaşım. Biz de bu yöntemi tercih ettik. THY Teknik A.Ş.’nin HABOM’a çok önem verdiği aşikâr. Bu konudaki temel vizyonunuzu, amacınızı öğrenebilir miyiz? Doç. Dr. İsmail Demir: Türk Hava Yolları filosundaki uçak sayısının 60’tan 200’e çıktığını ve Türk Hava Yolları dışındaki şirketlere de ciddi oranda hizmet verdiğimizi düşünecek olursak, ek tesislere ihtiyaç duymamız son derece doğal. Bu süreçte HABOM, bizim büyüme ve genişleme projemizin ayrılmaz parçalarından biriydi, öyle olmaya da devam ediyor. Ancak bu büyüme hızı ile beş-altı yıl sonra daha büyük tesislere ihtiyaç duyacağımız tahmin ediyorum. Söz konusu büyüme hızını, bakılan uçak sayısı, komponent sayısı olarak düşünebileceğimiz gibi kabiliyet miktarı olarak da düşünebiliriz. Çünkü bakım yaptığımız uçak tiplerinin ve bu uçaklardan çıkan komponentlerin sayısı ile birlikte bizim bilgi birikimiz de her geçen gün artıyor.Havacılığın, Sabiha Gökçen Havalimanı çevresindeki önemli faaliyet alanlarından biri olmasında HABOM’un önemli payı olacağını düşünüyoruz. THY Teknik A.Ş.’nin 2013’deki hedefleri neler? Doç. Dr. İsmail Demir: 2013’teki öncelikli hedefimiz HABOM’un bir an önce işler hale getirilmesi olacak. Bu devasa tesisin ekipmanlarının eksiksiz bir şekilde tamamlanması, insanların transferi ve desteklenmesi, bakımların ayarlanması ve yetki alınması işlerinin tamamı, her ne kadar HABOM A.Ş. adında ayrı bir yapılanmamız olsa da, pratikte THY Teknik A.Ş.’nin omuzlarında. Henüz bir bebek olarak görebileceğimiz HABOM’un ayağa kalkarak yürümesindeki destek, dayanak noktası THY Teknik A.Ş. olacak. Bu nedenle, önümüzdeki yıl bizim en önemli projemiz HABOM’daki tesislerin, en azından ilk fazının, işler hale gelmesi. Tabii HABOM’un ve yaptığımız atılımın büyüklüğü ölçüsünde tanıtımımızın da yapılması lazım ki, ileride müşteri portföyümüzü ona göre geliştirebilelim. Faaliyet alanlarımızı genişletmeyi amaçlıyoruz Türk Hava Yolları’nın gelecek vizyonu içerisinde THY Teknik A.Ş.’yi nerede görüyorsunuz? Doç. Dr. İsmail Demir: THY Teknik A.Ş. önümüzdeki yıllarda, biraz önce de bahsettiğimiz şekilde, Türkiye’de sivil havacılığın bir anlamda kuluçkasını oluşturmaya daha geniş anlamda devam ederken, faaliyet alanlarını daha da genişletmeye çalışacak bir konumda olacak. Uçak bakımı ve onarımı denince akla sadece hangarda yapılan bakım-onarım işleri geliyor. Ancak söz konusu süreç işimizin sadece yüzde 25’lik kısmını oluşturuyor. Geri kalan yüzde 75’i ise, özellikle motordaki komponentlerin bakım ve onarımı oluşturuyor. Örneğin boş bir uçağı alsanız, içini tamamen giydirseniz, kabin içini tamamen dönüştürseniz, bundan elde edeceğiniz gelir, onlarca uçağın düzenli bakımdan elde edeceğiniz gelirden daha fazla olur. Çünkü ortaya belli bir bilgi birikimi koyuyor; mühendislik faaliyeti ve tasarım, bir başka deyişle “ağır modifikasyon” diye tanımladığımız işleri yapıyorsunuz. Biz de kendimizi, hem mühendislik kabiliyetlerimizi daha fazla gösterebileceğimiz hem niş sektörlere girebileceğimiz hem de gelirimizi artırabileceğimiz bu tür faaliyet alanlarında görmeyi hedefliyoruz. Bir başka deyişle, THY Teknik A.Ş.’nin önümüzdeki yıllarda neredeyse uçak imalatına yakın işler yapmaya aday bir şirket konumunda olduğunu söyleyebiliriz. Tabii şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım, dünyada bu pazar çok da geniş değil, belli limitleri var ve imalatçı bir bakımcıyı kendi pazarına kolay kolay sokmuyor. Yani motor imal eden şirket, artık bunun bakım ve onarımında da iyi bir pazar görüyor ve o pazardaki payı kimseye bırakmak istemiyor. Bu şartlar altında o pazardan pay almanın yolu, satın alma gücünüzü ya da teknik kabiliyetlerinizi kullanmanızdan geçiyor. Biz bunların ikisini de yapacak güce sahibiz. 15 16 TEKNİK’TEN HABERLER THY 200. uçağını filosuna kattı T ürk Hava Yolları’nın 200. uçağını filosuna katması nedeniyle THY Teknik A.Ş. II. hangarında gerçekleştirilen törene Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, yöneticiler, çalışanlar ve basın mensupları katıldı. 200. uçağı satın almış olmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten Kotil, törende yaptığı konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bütün stratejimizi üç ayak üzerine kurduk; yolcu memnuniyeti, network oluşturma ve marka algısı yaratma. Bu doğrultuda, yolcularımızı her zaman güzel sürprizlerle karşılıyor ve memnun kalmalarını sağlıyoruz.” “10 yıl öncesi ile bugünü karşılaştırırsak, bugün gelinen nokta muazzam bir başarıdır. 10 yıl önce petrol fiyatları 20 dolar civarındaydı, bugün ise 110 dolar. 10 yıl önce THY iç hatlarda tekeldi; bugün ise rekabete açık ve başarıdan başarıya koşan bir şirket. Geçtiğimiz kriz dönemlerinde birçok firma küçülürken THY büyüyerek bu krizi aştı; kriz öncesi seviyenin çok üzerine çıktı” dedi. Konuşmaların ardından Bakan Şimşek, Hamdi Topçu ve Temel Kotil, Türk Hava Yolları filosunun 200. uçağı Muğla’yı gezerek incelemelerde bulundu. “2003 yılında başladığımız THY macerasında altı yıl önce 100. uçağa, bugün ise 200. uçağa ulaşmış bulunuyoruz” diyerek konuşmaya başlayan Hamdi Topçu ise şunları söyledi: “Biz Türkiye’nin geleceğine yatırım yaptık. Yaptığımız planları hiç bir ekonomik krizde, hiç bir şartta değiştirmedik; biz krizde büyümeyi seçtik. Bu stratejiyle, 2015 yılında ulaşacağımız hedeflere 2010 yılında ulaştık.” THY Teknik A.Ş.’ye bakan ziyareti THY Teknik A.Ş. çalışanları öğretmenlerini unutmadı B ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. Genel Müdürlük makamında Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir ile bir süre görüşen Nihat Ergün’e şirketin prestijli projelerinden biri olan HABOM hakkında maket önünde sunum yapıldı. Daha sdonra THY Teknik A.Ş. atölye ve hangarlarını gezen Ergün’e, yapılan bakım faaliyetleri ve geleceğe yönelik planlar hakkında bilgi verildi. 200. uçağın Türkiye’ye ve THY ailesine hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Bakan Mehmet Şimşek ise, UBM Aviation Konferansı İstanbul’da yapıldı Almanya-İstanbul fam trip hattı U T BM Aviation tarafından ikincisi düzenlenen “Orta ve Doğu Avrupa Havayolları Mühendislik ve Bakım Konferansı” 20-22 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. İki gün süren konferansın açılış resepsiyonu THY Teknik A.Ş. tesislerinde düzenlendi. Resepsiyona THY Teknik A.Ş. yöneticileri, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin önde gelen havayolu şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve temsilcileri katıldı. THY Teknik A.Ş. atölye- lerinin, hangarlarının ve hizmetlerinin tanıtıldığı resepsiyonun ertesi günü başlayan UBM Aviation Konferansı’nın açılış konuşmasını THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir yaptı. Konuşmasına, havacılık, bakım ve onarım konularında maliyetler her yıl artarken, aynı zamanda yeni fırsatların da ortaya çıktığını ifade ederek başlayan Demir şunları söyledi: “Bu fırsatlardan yararlanmak ve ortaya çıkan sorunlarla mücade edebilmek için işbirliği ve bilgi paylaşımı her zamankinden daha önemli bir hale geldi. Bu yüzden bu konferansın havacılık sektörünün her alanda hızla yükselişe geçtiği İstanbul’da düzenlenmesini çok önemli görüyorum. THY Teknik A.Ş. olarak böyle bir organizasyona sporsor olmaktan ve katılımcıları İstanbul’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” Konuşmalar ve panellerle devam eden konferans, katılımcılara, havacılık, bakım ve onarım konularında görüş alışverişinde bulunma, yeni işbirlikleri ve fırsatlar üzerine konuşma imkânı sağladı. HY Teknik A.Ş., havayolları ve turizm şirketlerince acente personeli ve yetkililerine yaptırılan tanıtım gezilerine (fam trip) devam ediyor. Almanya’nın Düsseldorf, Frankfurt, Stuttgart gibi çeşitli şehirlerinden 100’e yakın acente yetkilisi kasım ayı içinde THY Teknik A.Ş.yi ziyaret etti. Hangarları ve atölyeleri gezen ziyaretçilerle, uçuşlarını Türk Hava Yolları ile yapmaları yönünde olumlu görüşmeler yapıldı. Mart ayından bu yana, THY Teknik A.Ş. Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen İngilizce kursuna devam eden bir grup şirket çalışanı, İngilizce dersi aldıkları, İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi eğitmenlerinden Gözde Demirel’in Öğretmenler Günü’nü sınıfta gerçekleştirdikleri bir törenle kutladı. Acil Durum Tatbikatı başarı ile gerçekleştirildi 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliğİ Kanunu gereği, yılda iki kez gerçekleştirilmesi yasalarla zorunlu hale gelen “Acil Durum Tatbikatı”, İSGÇ Şefliği tarafından, II. hangar ve ofisleri kapsayacak şekilde yapıldı. Hayatın normal akışı sırasında yangın, deprem gibi sıradışı olaylar karşısında personelin can ve mal kaybının en aza indirilmesi için binaların planlı bir şekilde boşaltılması ve daha önceden belirlenen yerlerde toplanılmasını sağlamak için yapılan tatbikat başarı ile tamamlandı. THY Teknik A.Ş. çalışanları Atatürk’ü andı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 74. Yılında, tüm yurtta olduğu gibi THY Teknik A.Ş.’de de anıldı. II. hangarda düzenlenen törene THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları, yöneticiler ve tüm çalışanlar katıldı. Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği saat olan 09.05’te siren sesi ile başlayan saygı duruşu sonrasında İstiklal Marşı okundu. Anma töreninde konuşma yapan İsmail Demir, Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak geleceğe umutla baktıklarını ifade etti. Onun mirasına sahip çıkmanın yolunun, onun gösterdiği muasır medeniyet seviyesine ulaşmaktan ve modern dünyada yerimizi almaktan geçtiğini ifade eden Demir, “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 74. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi. 17 18 TEKNİK’TEN HABERLER Avrupalı halkla ilişkiler ajansları THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti Kuzeyli konuklar ağırlandı Kalp krizi geliyorum der! Next in Corporate Travel (NICT) organizasyonu kapsamında Danimarka, İsveç, Finlandiya, Norveç ve Estonya’dan Türkiye’ye gelen yaklaşık 300 kişilik İskandinav ekibi THY Teknik A.Ş.yi ziyaret etti. Şirketin tarihçesinin ve geleceğe yönelik planlarının anlatıldığı sunumlardan sonra misafirlere I. ve II. uçak bakım hangarları ve atölyeler gezdirilerek, buralarda yürütülen faaliyetler hakkında geniş bilgi verildi. T Strateji toplantısı yapıldı THY Teknik A.Ş. Stratejik Plan 2010-2015 Değerlendirme Toplantısı yapıldı. THY Eğitim Akademisi Konferans Salonunda yapılan toplantıya, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları, başkanlar, müdürler ve ilgili yöneticilerden oluşan 90 kişi katıldı. T HY ve iştiraklerinin daha yakından tanıtılması ve müşteri portföyünün geliştirilmesi amacı ile Avrupa’nın pek çok ülkesinden İstanbul’a davet edilen halkla ilişkiler ajanslarından yetkililer THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Şirketin tesislerini gezen konuklara THY Teknik A.Ş. ve tesisler hakkında bilgi verildi. SpiceJet ile işbirliği T HY Teknik A.Ş., Hindistan’ın en önemli havayolu şirketi SpiceJet ile bir komponent pool anlaşması imzaladı. THY Teknik A.Ş. adına Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir, SpiceJet adına Genel Müdür Neil Mills’in katıldığı imza töreni, THY Teknik A.Ş.’nin İstanbul’daki tesislerinde yapıldı. Demir, işbirliğinin ve ziyaretin anısına Mills’e bir çini vazo hediye etti. Törenin ardından, SpiceJet heyetine atölyeler ve hangarlar gezdirilerek, THY Teknik A.Ş.’nin faaliyetleri ve geleceğe yönelik projeleri hakkında bilgi verildi. HY Teknik A.Ş., çalışanlarını bilinçlendirmek ve daha sağlıklı bir gelecek oluşturmak adına kalp krizi ile ilgili bir konferans düzenledi. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda düzenlenen konferansa International Hospital’da Kardiyoloji Uzmanı olarak görev yapan Dr. Umut Karabulut konuşmacı olarak katıldı. Kalp krizini tanımlayan, kalbin iç yapısı hakkında bilgi veren Karabulut, ölüm nedenleri arasında kalp krizinin önemli bir oranda olduğunu, göğüste ağrı ya da sıkışma hissi; kollarda, omuzda, sırtta veya çenede ağrı; terleme, mide bulantısı, kusma, nefes darlığı gibi belirtilerin olduğu durumlarda vakit geçirilmeden doktora başvurulması gerektiğini önemle vurguladı. bulunan kişilerin risk altında olduğunu ifade eden Karabulut, diyabetin, yüksek kolestrolün, hipertansiyonun, sigaranın, fazla kilonun, hareketsiz bir yaşam tarzının kalp krizini tetikleyen faktörler olduğunu söyledi. Konuşmasının sonunda, sağlıklı bir yaşam sürerek kalp krizinin büyük oranda önlenebileceğini belirten Karabulut, erken müdahalenin hayati önem taşıdığını belirtti. 45 yaşın üstündeki erkeklerin ve 55 yaşın üstündeki kadınların kalp krizi geçirme olasılığının yüksek olduğunu, daha önce kalp krizi geçirmiş ya da ailesinde koroner hastalık Rozet töreni yapıldı THY Teknik A.Ş.’de 10. ve 20. yılını dolduran çalışanlar için bir rozet töreni düzenlendi. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen törene Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir, yöneticiler ve çok sayıda THY Teknik A.Ş. çalışanı katıldı. Törende konuşan Demir, THY Teknik A.Ş.’de 10. ve 20. yıllarını dolduran çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Şirketin büyümesinde tüm personelin katkısı olduğunu vurgulayan Demir, çalışanlarından aldıkları güçle çok daha büyük projelere imza atacaklarını ve THY Teknik A.Ş.’nin en kısa zamanda bölgesinin en büyük bakım ve onarım merkezi haline geleceğini söyledi. THY Öneri Ödülü Ali Görgülü’nün Mühendislik Başkanı Halim Şahin, Temmuz-AğustosEylül 2012 dönemine ait en iyi üç önerinin sahiplerine ödüllerini verdi. “Geliştirilmiş Websbf” önerisi ile birinci seçilen Elvin Coşkun bir cumhuriyet altını, “Mühendislik Duyuru Sistemi” önerisi ile ikinci olan Murat Yükselen yarım cumhuritey altını ve “Komponent Mod Kayıtlarının Server Üzerinden Görsel Olarak Takip Edilmesi” önerisi ile üçüncü seçilen Ersan Yüksel ise çeyrek cumhuriyet altını ile ödüllendirildi. NIKI THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti NIKI Luftfahrt GmbH Hava Yolları Genel Müdürü Christian Lesjak ve Genel Müdür Yardımcısı Robet M. Nemeth, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir’i ziyaret etti. Formula 1 şampiyonu Niki Lauda tarafından 2003 yılında kurulan NIKI Luftfahrt, Air Berlin’in yüzde 49,9’luk ortaklık iştirakini yüzde 100’e çıkarması ile Şubat 2012’de yeniden yapılandırıldı. Yeni yapılanma süreci ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak ve yeni iş imkânlarını görüşmek üzere Demir ile THY Teknik A.Ş. tesislerinde bir araya gelen NIKI Genel Müdürü Christian Lesjak ve ekibi, THY Teknik A.Ş. atölyelerini ve hangarlarını gezme fırsatı da buldu. Mühendislik Başkanlığı önerileri ödüllendirdi T ürk Hava Yolları Hat Bakım Başkanlığı tarafından her üç ayda bir düzenlenen “Öneri Ödül Töreni”, Hat Bakım Başkanlığı dinlenme salonunda gerçekleştirildi. “Flaperon Seal Söküm Takımı” ile ödüle layık görülen Ali Görgülü’ye ödülü olan bir cumhuriyet altınını Hat Bakım Başkanı Mehmet Yılmaz verdi. THY Teknik A.Ş., değiştirme işlemi yaklaşık sekiz saat süren “Flaperon Seal” hasarları için her ay 13 bin 774 dolar harcıyor. Ali Görgülü’nün fikri ile yola çıkan Hat Bakım Başkanlığı, bünyesinde geliştirdiği bir ‘tool’ ile bu süreyi iki saate indirerek, hem zaman hem de maliyet avantajı sağladı. Ar-Ge Merkezi, Türkiye İnovasyon Haftası’na katıldı THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından 6-8 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası’na katıldı. Ar-Ge Merkezi tarafından yürütülen inovasyon çalışmalarının bir sonucu olan Eddy Current Diyagnoz Sistemi’nin tanıtıldığı fuarda, katılımcılara, motor ve APU komponentlerinin kontrolünün ve testlerinin yapılması amacı ile tasarlanan sistemler hakkında bilgi verildi. 19 20 HABOM reküp dolgu, 1.069.773 metreküp hafriyat imalatı yapıldı. Güncellenen keşif bilgilerine göre, birinci fazdaki yapıların ilerleme oranı yüzde 90,37, ikinci fazdaki yapıların ilerleme oranı yüzde 64,4’tür. inası Yönetim B Dar Gövdeli Hangar Binas ı HABOM’da son durum İnşaat sahası, 20 hektarlık alan üzerinde, yaklaşık 380.000 metrekarelik kapalı alandan oluşan HABOM’un birinci fazının Mart 2013’te, ikinci fazının ise 2013 sonunda tamamlanması öngörülüyor. 2 4 Mart 2010 yılında sözleşmesi imzalanan HABOM (Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi) iki fazdan oluşuyor. Birinci faz yapıları; Dar Gövdeli Hangar ve Anneksi, Enerji Binası, Sosyal Bina, Eğitim-Güvenlik-Giyinme Binası, Katı Atık Deposu Binası ve Kimyasal Depo Binası’ndan oluşuyor. İkinci fazda ise; Geniş Gövdeli Hangar ve Anneksi, Atölyeler Binası, Yönetim Binası ve Katlı Otopark Binası bulunuyor. HABOM inşaat sahası, 20 hektarlık alan üzerinde, yaklaşık 380.000 metrekarelik kapalı alandan oluşuyor. Dar Gövdeli Hangar aynı anda dar gövdeli 11 uçağa, Geniş Gövdeli Hangar ise aynı anda geniş gövdeli üç uçağa hizmet verebilecek. Her iki hangar da aralarında kolonla ayrılmamış üç bölümden oluşuyor. Geniş Gövdeli Hangar’da bir bölüm boya işlemi için ayrılırken, her iki hangarda da mezzanine katı yer alıyor. Docking Sistemi ile birlikte uçaktan mezzanine katına ve dolayısı ile Hangar Anneks Binası’na bağlantı sağlanacak. HABOM projesi, LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) Sertifikası almak için başvuruda bulunacak. Çevreye duyarlı bir yapı olarak tanımlayabileceğimiz HABOM’da, çatıya düşen yağmur sularının depolanarak toprak sulama için kullanılması, gri suyun dönüştürülerek uygun yerlerde tekrar kullanılmasının sağlanması, toprak kaynaklı ısı pompası ile toprak enerjisinin kullanılarak hangar seviyesinde kışın ısıtma-yazın soğutmaya yardımcı olması gibi çevreye duyarlı pek çok yenilik bulunuyor. Yapılan başvuru olumlu sonuçlanırsa, HABOM, LEED Sertifikası alan bu ölçekteki ilk MRO merkezi olacak. Aralık 2012 itibarıyla son durum Katlı Otopark Binası İnşaatta bugüne kadar toplam; 432.351 metreküp beton, 52.792 ton demir, 20.823 ton yapısal çelik, 448.194 met- Dar Gövdeli Hangar: Çelik konstrüksiyon, cephe-kenet çatı kaplama imalatı tamamlandı. Vinç-teleplatform ve Docking Sistemleri imalatları önümüzdeki günlerde teslim alınacak. Hangar içi poliüretan kaplama imalatlarına başlanacak; bu konuda hazırlıklar devam ediyor. Anneks Binası +20.85 kotu klima santral bağlantıları devam ediyor. Isıtma-soğutma boru montajı ve hava kanalı montajına başlandı. +15.85 ve +10.85 kotu indüksiyon cihazlarının montajı tamamlandı. +6.86 kotunda indüksiyon cihazı motajları asma tavan imalatlarını takip ediyor. Tüm katlarda yangın hatları, basınçlı hava tesisatı, hava kanalı montajı tamamlandı. Toz toplama sistemi boru ve hava kanalı işleri tamamlandı; toz taplama ünitelerinin montajına devam ediliyor. Ayrıca tüm katlarda vitrifiye montajlarına başlandı. Kablo tava ve kablo montajları +15.85, +10.85 ve +6.86 kotlarında tamamlandı; zemin kattaki imalatlar ise bitmek üzere. Hangar kapı montajı sonlandırıldı, kapı alt sac kapama imalatlarına devam ediliyor. Epoksi kaplama işleri tüm hızıyla devam ediyor. Anneks Binası +15.85 ve +10.85 kotlarında ikinci kat duvar ve tavan boyaları tamamlanmış durumda. +6.86 kotu hariç diğer katlarda ikinci kat boya imalatları yüzde 70 seviyesine geldi. Geniş Gövdeli Hangar: Geniş Gövdeli Hangar’ın tüm çelik kolonlarının, çiftli makaslarının ve ana kirişlerinin montajı kasım itibarıyla tamamlandı. Çatı kaplaması işleri büyük bir hızla devam ediyor. Anneks Binası çelik yangın merdivenleri imalatına devam ediliyor. Anneks Binası gaz beton Geniş Gövdeli Hangar Binası Enerji Bin ası imalatlarında ise sona yaklaşıldı. Alçıpan duvar imalat işleri ve mermer kaplama işleri de büyük bir hızla devam ediyor. Sosyal Merkez Binası: İnce işler tamamlanan binada, düzeltemeler ve tamiratlar yapılıyor. Eğitim-Güvenlik-Giyinme Binası ince işlerinde cephe elemanlarının montajı yüzde 90 oranında tamamlandı; boya imalatları ise tamamlanmak üzere. Konferans Salonu’nun, akustik tavan ve duvar kaplama imalatları devam ediyor. Katlı Otopark Binası epoksi altı beton imalatına başlanacak ve teras su izalasyonu yapılacak. Kaba yapı bitti, ancak cephe kaplama işlerine başlanmadı. Enerji Merkezi cephe kaplama işleri yüzde 70 oranında tamamlandı. Boya imalatları ve tavan sıva imalatları +0,00, +7,00 ve +10,50 kotlarında tamamlanmak üzere. +10.80 kotu epoksi kaplama işleri yüzde 80 oranında tamamlandı. Ayrıca şantiye sahası dışı ve şantiye sahası içi enerji hattı kazı, kablo serimi ve dolgu imalatları tamamlandı. HABOM sahası içi kazı ve kablo serimi imalatları da sonlandırıldı. Arıtma Binası’nın kazık işleri devam ediyor. Basınçlı pis su hattı kazı, boru montajı ve dolgu bina imalatlarına; muayene bacaları, toplama deposu ve vana odası imalatlarına da devam ediliyor. Zemin ıslahları ve rezerv alan kontrollü dolgu imalatları sürdürülüyor. Dar Gövdeli Hangar önü apron betonu imalatları devam ediyor. Galerilerde, ısıtma-soğutma, yangın, temiz su hatları ve basınçlı hava tesisatı montajı yüzde 95 oranında sonlandırıldı. Galeri yangın sprikler montajı ve boru izalasyon imalatları tamamlandı, izolasyon tamiratları yapılıyor. Pis su drenaj pompalarının montajına başlanacak. Yapılan planlar çerçevesinde HABOM Projesi inşaatının birinci fazının 2013 yılı mart ayında, ikinci fazının 2013 yıl sonunda tamamlanması öngörülüyor. 21 22 YENİ İŞ GÜVENLİĞİ YASASI İş sağlığı güvenliği ve THY TEKNİK A.Ş. Haziran sonunda yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, çalışanlara ve işverenlere ne gibi yükümlülükler getiriyor ve bunlar THY Teknik A.Ş.’ye nasıl yansıyacak? A lanındaki eksiklikleri ortadan kaldırması amacıyla haziran sonunda yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, çalışanlara ve işverenlere ne gibi yükümlülükler getiriyor ve bunlar THY Teknik A.Ş.’ye nasıl yansıyacak? İş Sağlığı Güvenliği (İSG) alanında ülkemizde çalışanların önemli bir kesiminin bu hizmetlerden yoksun kaldığı göz önüne alındığında, yeni kabul edilerek haziran sonunda yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu bu konudaki eksikliklerin tamamlanacağı önemli bir düzenleme oldu. Daha önce 4857 sayılı İş Kanunu’nun beşinci bölümünde 77. ila 90. maddeleri arasında yer alan “iş sağlığı güvenliği” konuları müstakil bir kanun haline geldi. •6331 sayılı Kanun, kamu ve özel sektöre ait bütün işyerlerinde, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere, tüm çalışanlara faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacaktır. •Yeni kanunun 3. maddesindeki tanımlamalarda, “İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu kanunun uygulanması bakımından işveren sayılmaktadır.” denmekte olup her seviyede çalışanlara sorumluluk getirilmiştir. •Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. 6331 sayılı kanuna göre çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır: a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun ve bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. nuda sürekli gelişim ve iyileştirme faaliyetleri içerisinde olduğunu tüm üçüncü şahıslara taahhüt etmektedir. c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. İSG politikamızda yer alan şekliyle sorumluluğumuz, “Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar acil ve önemli değildir.” ve “Önce iş güvenliği” prensiplerinden hareketle sadece çalışanlarımızı değil, ziyaretçilerimizi, taşeronlarımızı, tesislerimizi de kapsamaktadır. Teknolojinin gelişmesi, standart ve kuralların konulması ile yeni kontrol sistemlerinin kurulması, zaman içinde “makine” kaynaklı hataların azalmasını sağlarken, diğer taraftan bu gelişmeler insan faktörünü daha fazla ortaya çıkarmış ve insan kaynaklı kazalarda artışa yol açmıştır. Uçak bakımında, iş kazalarını en aza indirmenin doğrudan doğruya insan faktörleri ile ilgili olduğu bir gerçektir. THY Teknik A.Ş. de uçak bakımında görev yapan çalışanlarımızın iş güvenliği, insan faktörleri eğitimleri, kişisel kapasitesi, fiziksel ve zihinsel yeterlilikleri, periyodik sağlık kontrolleri, işe uygun kişisel koruyucu donanım kullanımı sürekli olarak kontrol edilerek insan kaynaklı, kullanılan tüm makine, cihaz ve ekipmanın periyodik kontrollarının yapılmasıyla da makine kaynaklı kazaları en aza indirmeye çabalamaktayız. d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile işbirliği yapmak. Çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamak işverenin asli yükümlülüklerindendir. İş sağlığı ve güvenliğinin disiplin gerektiren ve kapsamlı bir alan olması ve bilgi birikimi, uzmanlaşma gerektirmesi nedeniyle işverenlerin profesyonel anlamda yardım alma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İSG konusu sadece işveren, işyeri ve çalışan kapsamında değil, içerdiği çerçeve ile toplumun genelini doğrudan ilgilendiren ve aynı zamanda ulusal anlamda ele alınması gereken bir yapılanma ve çaba gerektirmektedir. Çalışanının sağlık ve güvenliğini ön planda tutan işveren, eğitimli, yaptığı iş ile ilgili riskleri bilen, korunmayı bilen çalışanların oluşturduğu işyerleri, aranan ve her zaman tercih edilen işyerleri olacaktır. THY Teknik A. Ş., uçak, motor ve komponentlerinin, bakım, onarım operasyonlarını yaparken çalışanları için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamını sağlamayı, bu ko- Uçak bakım faaliyetleri sırasında başta yüksekte çalışma ve kullanılan kimyasallar ile komponent bakım onarımında kullanılan tezgâhlar iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından önem arz etmektedir. Havacılıkta, tüm dünyada olduğu gibi düşme kaynaklı iş kazaları birinci sırada yer almakta. Bunu önleyebilmek için çalışmalar devam ediyor; can halatı sistemi, vantuzlu sistemler ve sabit dock uygulamaları yapılıyor. HABOM A.Ş. Sabiha Gökçen Bakım Merkezimiz bu sistemler ile faaliyete geçecektir. Düzenli yapılan eğitimler ile çalışanlarımızın bu konudaki bilgilerinin güncel tutulması amaçlanmaktadır, bu nedenle 6331 sayılı yeni İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun yayınlanması ile şefler, müdürler ve üst yönetim için konunun uzmanlarından bilgilendirme seminerleri alınmıştır. Dünya İş Sağlığı Güvenliği Haftası başta olmak üzere belirli gün ve haftalarda yaptığımız kutlama ve sempozyumlarla çalışanlarımızın konu hakkındaki farkındalığı üst seviyede tutulması amaçlanmaktadır. Çalışanlarımız, yakın ve acil olarak gördükleri tehlikeli noktaları ve bu konudaki her türlü geri bildirimi Olay Raporlama ve Uygunsuzluk Bildirim Sistemi vasıtasıyla yapabilmektedir. İSG Sistemimizin altyapısını oluşturan İSG eğitimleri, iş güvenliği uzmanlarımızca tüm çalışanlarımıza, alt yüklenici çalışanları ve stajyerlere yıllık olarak belirlenmiş program çerçevesinde düzenli olarak, bu eğitimlerin yanında, değişik çalışma alanları ve risk gruplarınada uygun spesifik eğitimler verilmektedir. Tüm bu yasal sorumluluklardan başka, gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standartı ile ilgili seminerler düzenlenmiş, çalışanların moral 23 24 YENİ İŞ GÜVENLİĞİ YASASI THY TEKNİK A.Ş. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİMİ SİSTEMİ SIFIR KAZA, SIFIR KAYIP Yönetim Çalışan işbirliği İş güvenliği bilinci Tüm çalışanları İş Güvenliği bilincinde Emniyetli çalışma Güvenli çalışma ortamı • Kişisel koruyucuların yerine uygun olarak kullanımı • Çalışanların yaptığı iş için eğitildiği ortam • Emniyet tedbirlerinin alındıği atelyeler motivasyonu, iş güvenliği, çalışma süreleri, örgütlenme, kötü çalışma koşulları, işgücü maliyetlerinde düşme, marka imajı, itibar ile insan kaynaklarına yatırım ve asıl önemlisi şeffaflık konuları işlenmiştir. İş kazalarında dünya istatistikleri Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kayıtlarına göre dünyada her yıl: •2,2 milyon işçi, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu hayatını kaybediyor. •270 milyon işçi, ölümcül olmayan iş kazaları sonucu yaralanıyor. •160 milyon işçi ise işinden kaynaklanan uzun süreli hastalıklara yakalanıyor. Kaza ve yaralanma risklerini düşürebilmek için ILO’nun önerileri: •Riskler kaynağında yok edilmeli; edilemiyorsa minimize edilmeli. •Riskler, mühendislik çalışmaları ya da fiziki koruyucularla azaltılmalı. •Emniyetli çalışma prosedürleri uygulanmalı. •Kişisel koruyucu malzeme kullanılmalı. •İşverenler ve işçiler, iş kazası ve meslek hastalığı risklerinin kontrol altına alınması, azaltılması ya da yok edilmesi için ortak bir çalışma ortaya koymalı. •Kazaların meydana gelmemesi, niceliğinin ve niteliğinin azaltılması için proaktif tedbirler alınmalı. • Risk analizleri yapılmış aksiyon planları tesbit edilmiş • Yasal ve diğer gerekliliklere uyulmuş Türkiye’de iş kazaları Türkiye, iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye’de her bir saatte 46 iş kazası meydana geliyor ve 84 dakikada bir iş kazası sonucu bir ölüm gerçekleşiyor. Türkiye’de iş kazalarının sektörlere göre dağılımı: • Yüzde 14 metalden eşya imalatı •Yüzde 9,4 inşaat işleri •Yüzde 7,8 kömür madenciliği •Yüzde 7 dokuma sanayi ve nakil araçları imali •Yüzde 6,8 makine imalatı ve tamiratı •Yüzde 6,3 taş, toprak sanayi •Yüzde 5,6 nakliye THY Teknik A.Ş.’de durum Hangar ve atelyelerimiz, iş yoğunluğu nedeniyle, tehlikeye açık ve zamana karşı iş yapıldığından her an kazaya açık bir şekilde çalışılıyor. Olası bir iş kazasının öncelikle kendimizi, ailemizi, iş arkadaşlarımızı ve işyerimizi etkileyeceğini göz ardı edemeyiz. Politikamızda da belirttiğimiz “Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar acil ve önemli değildir” düsturundan hareketle, öncelikle biz kendimizi korumalıyız. Avrupa Birliği ve iş kazaları 365 gün, 24 saat ve üç vardiya çalışılan işyerimizde maalesef iş kazaları meydana geliyor. Kazalar çoğunlukla ezilme, sıkışma, düşme, parça çarpması, göze parça kaçması, kesi, kafa çarpması şeklinde gerçekleşiyor. •AB’de her yıl 180 milyon işçinin 10 milyonu iş kazası ve meslek hastalığından etkileniyor; bunların sekiz bini ölümle sonuçlanıyor. •Yılda 20-30 milyar euro tutan iş kazaları ve meslek hastalıkları, sigortaların kapsamında ciddi daralmalara ve fiyat artışlarına neden oluyor. İşyerlerinde alınacak teknik önlemlerle risklerin önlenemediği veya yeterince sınırlandırılamadığı durumlarda, çalışanları olası tehlikelere karşı korumak amacıyla çare olarak riskin çeşidine ve şiddetine uygun kişisel koruyucu donanımlar kullanılıyor. Güvenli makina ve teçhizat •Bakımları yapılmış makina ve teçhizat •Koruyucuları gerektiği gibi kullanılan makina teçhizat` THY Teknik A.Ş.’de de çalışanların çalışma şartlarına göre verilen bu koruyucuları kullanmaları, inisiyatife bağlı olmayan yasal bir yükümlülük ve kişisel bir sorumluluktur. ması ve uygun olmayan kullanımdan kaynaklanan ilave sağlık riskleri oluşturmaması için düzenli aralıklarla temizlenmelidir. Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) nedir? KKD’ler açısından işverenin sorumluluğu, yapılacak işe uygun KKD’yi temin etmek, çalışanın sorumluluğu ise KKD’leri gereken şekilde ve sürede kullanmaktır. Bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik riskine karşı korunmak için kişilerce giyilen, takılan veya taşınan, cihaz, alet ya da malzemeye “Kişisel Koruyucu Donanım” denir. Birer KKD olan güvenlik ayakkabıları, eldivenler, koruyucu giysiler, göz koruyucuları, kulaklıklar, baretler,yüksekten düşmeyi önleyici emniyet kemerlerinin özellikleri: •Amacına uygun kullanıldığında risklere karşı tam koruma sağlar, •Tek kişiyi korur, •Riske karşı devamlı kullanıldığında koruma sağlar, •Kendisi risk yaratmadan ilgili riski önlemeyi amaçladığı için, iş koşullarına, kullanan kişinin sağlık durumuna, ergonomik gereksinimlerine ve yapılan işe uygun olmasına dikkat edilmelidir. Çalışanlar KKD kullanırken nelere dikkat etmelidir? KKD’lerin temiz tutulması ve düzenli bakımı çok önemlidir. Özellikle yüz, göz ve kulak koruyucu ekipmanların temizliği ve kişiye özel olması dikkat edilmesi gereken öncelikli konulardandır. KKD’ler, yeterli korumayı sağla- Önümüzdeki dönemde; •İş sağlığı güvenliği kültürünün tüm bireyler tarafından benimsenmesi, •Hayatımızın her aşamasına uyarlanarak “önce güvenlik” denmesi, •“Bu işi hep böyle yapıyorum” ya da “Bana bir şey olmaz” demekten vazgeçilmesi, •Muhtemel riskleri önleyen kişisel koruyucu donanımların kullanımının yaygınlaştırılması, olası iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde önemli rol oynayacaktır. Türkiye’nin dışa açılan penceresi olan şirketimizin; uluslararası platformdaki rakipleri ile mücadele edebilmesi, globalleşen dünyamızda, itibarının, verimliliğinin ve kârlılığının artması için, iş kazaları sonucunda meydana gelen kayıplarımızın en aza indirilebilmesi, tüm yöneticilerimizin ve çalışanlarımızın sorumluluğundadır. 25 26 HAVACILIK DÜNYASINDAN Bir yıl nasıl geçti, önümüzdeki yıl neler olacak? 2012’nin son günlerinde dengeler son yıllarda olduğu gibi Asya’dan yana değişiyor. Batı ekonomilerinin, büyüme oranları açısından, 2013’te de gelışen Asya ekonomileri karşısında bir varlık göstermesi beklenmiyor. 2 012 yılı sonuna geldiğimiz şu günlerde, gelişmiş ekonomilerde ve özellikle son dönemde Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin havacılık sektörünü de olumsuz etkilediğini gözlemliyoruz. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın çalışmalarına göre, 2012 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyümesi, ki bu ekonomilerin büyüme göstergelerinden biridir, yüzde 3,5 oranında gerçekleşmiş. Önümüzdeki dört yıl içinde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümesi beklenen dünya ekonomisinde bu rakamı yaratacak hareketlerin daha çok Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Latin Amerika ülkelerinden geleceği öngörülüyor. Petrol üreten Ortadoğu ülkelerindeki siyasi dengezilikler, Libya’da yaşanan iç savaş ve İran’a uygulanan ekonomik ambargo, petrol fiyatlarının artma eğilimini devam ettirdi. Avrupa’da ya- Gayri Safi Yurtiçi Hasıl 14% Dünya 12% 10% 8% 6% 4% 0% 20 -2% 07 Q1 20 07 Q2 20 07 Q3 20 07 Q4 20 08 Q1 20 08 Q2 20 08 Q3 20 08 Q4 20 09 Q1 20 09 Q2 20 09 Q3 20 09 Q 20 4 10 Q 20 1 10 Q 20 2 10 Q 20 3 10 Q4 20 11 Q1 20 11 Q2 20 11 Q3 20 11 Q4 20 12 Q1 20 12 Q2 20 12 Q3 20 12 Q4 20 13 Q1 20 13 Q2 20 13 Q3 20 13 Q4 2% -4% -6% -8% -10% şanması beklenen yeni bir ekonomik kriz de petrol fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu durum, petrol fiyatlarına karşı son derece hassas olan havacılık sektörünü etkiliyor ve operasyon maliyetleri artıyor. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi yakıt fiyatlarının, havayolu şirketlerinin toplam operasyon maliyetlerinin yıl sonu itibarıyla yüzde 30’un üzerinde bir kısmını oluşturması bekleniyor. Ekonomik ve politik etkilerden dolayı hem havayolu şirketlerinin hem de hava-kargo şirketlerinin olumsuz yönde etkilendiği net bir şekilde görülüyor. Havacılık danışmanlık firması TeamSAI’nin yayınladığı raporlara göre, havayolu şirketlerinin doluluk (Pax LF) ve ücretli yolcu kilometre (RPK) baktığımızda 2012 yılında iki farklı etki görüyoruz. Büyüme göstergesi olan RPK değerlerinde düşüş olduğunu gözlemlerken doluluk oranlarında büyüme olduğunu görüyoruz. Aslında havayollarının mevcut kapasitelerini daha iyi kullandıklarının göstergesi olan bu durum, azalan talepten doğacak boşlukları daha az uçak ve daha yüksek kullanımlar ile kapattıklarını gösteriyor. Kargo sektörüne baktığımızda ise daha farklı bir durum gözleniyor. Doluluk oranlarında marjinal artış gözlenirken, kilometrede taşınan ton miktarının (FTK) da artması bekleniyor. Bu da kargo sektöründe taşınan yük miktarının arttığını, ancak kargo uçağı filolarının da artması nedeniyle doluluk oranlarında (Kargo LF) değişim olmadığına gösteriyor. Aşağıdaki tabloda yer alan, IATA’nın 2012 sonrası büyüme tahminlerine göre, 2013 yılında yüzde 4,9 oranında toplam yolcu artışı ve yüzde 5,8 oranında büyüme öngörülüyor. Böylesine bir piyasa beklentisi içinde iken havayolları iki yönde hareket ediyor; kısa dönemde gerekli maliyet düşürme faaliyetlerini gerçekleştiriyor, uzun dönemde ise beklenen piyasa büyümesini kontrol etmek için filo genişletme faaliyetlerinde bulunuyorlar. TeamSAI’nin bir raporuna göre önümüzdeki beş yıl içinde dünya çapında mevcut uçak filosu yüzde 3,2 oranında büyüyerek 24 bin 365 uçağa ulaşacak. Peki tüm bunlar havacılık Bakım, Onarım ve Revizyon (Maintenance, Repair, and Operations - MRO) pazarı olarak bilinen sektörümüzü nasıl etkiliyor? MRO, havacılığa kaçınılmaz şekilde bağlı bir pazar. Geçiş yıllarına baktığımızda, MRO pazarındaki büyüme değerinin havayolları büyüme değerlerini takip ettiğini ve yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasında daha düşük bir değer ile sonuçlandığını görüyoruz. Önümüzdeki beş yıl için yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 3,7 olacağını tahmin eden TeamSAI, sonraki beş yıl için daha düşük bir büyüme (yüzde 2,8) bekliyor. Motor bakımı, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi pazarda en çok gelir getiren iş pazarı olmaya devam ederken, komponent bakım pazarı ikinci en büyük Global GSYH Tahmini Ortalama 2011-2015 Global ortalama + = %4,5 % 10 8 6 4 2 0 ABD İngiltere Japonya Avrupa Asya Latin Orta Amerika* Doğu ve Kuzey Afrika Kaynak, IMF * Latin Amerika ve Karayipler Çin Hindistan Dünya Kargo ve Havayolu Trafiği Doluluk Ora n %25 %80 % 20 %76 % 15 % 10 %72 %5 %0 % -5 %68 2008 2009 % -10 % -15 pazar konumuna geldi. Dikkat çeken bir diğer nokta ise ağır bakımın, filo büyüme oranından daha düşük bir oranda büyümesi. Bunun nedeni ise filoya giren yeni nesil uçaklarda bakım aralıklarının daha büyük olması ve bu uçaklarda kullanılan, daha az bakım gerektiren yapılar ve parçalar. Ayrıca bu uçaklar ve uçaklardaki komponentlerin bakım maliyetleri de buna bağlı olarak oldukça düşük. Ayrıca motor bakım piyasasındaki üretici firmalar (OEM), bakım sektöründe hâkimiyet oluşturma çabalarına devam ediyor. Bu pazarda üçüncü taraf olan müşteriye hizmet veren bakım kuruluşu yok denecek kadar az sayıda. Motor üre- 2010 2011 2012F %64 %60 ticilerinin pazar hâkimiyetine yönelik çabalarını ve başarılarını gören komponent üreticileri de benzer taktiklerle faaliyet girişimlerine başladı. Bir diğer değişiklik ise havacılık ve bununla birlikte bakım onarım pazarının Asya’da güçlenmesi. TeamSAI’ye göre, bölgelere göre MRO pazarı büyüme beklentikleri şu şekilde: Amerika yüzde 0,9 / Avrupa yüzde 2,9 / Asya yüzde 6,1. Bu oranlara göre, önümüzdeki 10 yıl içinde Asya bölgesinin MRO pazarında sahip olacağı pay hem Amerika’dan hem de Avrupa’dan daha yüksek olacak. Tüm bunları göz önünde bulundurursak, önümüzdeki dönem- 27 28 HAVACILIK DÜNYASINDAN Emekli olma kargo uçağı ol M evcut filodaki uçakların, yeni nesil uçakların gelmesi ile erken yaşlarda filodan çekilmesi pazarda emekli edilmiş faal birçok uçak oluşmasına neden olmaya başladı. Bu uçakların bir kısmı faal komponentlerinden faydalanılmak üzere parçalanırken, diğer kısmı ise kargo uçaklarına dönüştürülüyor. Kısa bir süre önce PEMCO ve AERGO Capital şirketlerinin başlattığı Boeing 737-300/400 uçaklarının kargo dönüşüm projesi buna verilebilecek en iyi örnek. Dört uçak ile başlayan projeye CDI Cargo Airlines’dan üç adet Boeing B737-300 uçağı daha eklenecek. Ayrıca China Postal firması için iki adet Boeing 737-400 uçağının kargo dönüşümü anlaşması imzalayan firma, Çin’deki ilişkilerini güçlendirmeye devam etmeyi düşünüyor. Diğer yandan Aeronautical Engineers Inc (AEI) da dört adet Boeing B737-400 uçağını Kenya Airways için dönüştürmek üzerine anlaştığını duyurdu. Şirket ayrıca Aviation Capital Group (ACG) tarafından bir adet Boeing 737-400SF sağlamak üzere seçilmiş bulunuyor. Petrol ve Operasyon Maliyetleri $140 %35 Ham Petrol Fiyat (Brent)$ /varil $120 %30 Maliyet % $100 %25 $80 %20 $60 %15 $40 %10 $20 %5 $0 2011 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012F %0 Uzun dönemde sektörde olması beklenen değişiklikler, havayolu şirketlerinin alacağı kararlara bağlı olacak gibi görünüyor. Örneğin havayolu şirketlerinin, uzun dönemde maliyet tasarrufu sağlamak amacı ile bakım faaliyetlerinden çekilerek, bu işi özel bakım kuruluşlarına vermeleri bekleniyor. Yıllık ortalama büyüme % Büyüme oranı Uluslararası yolcu Toplam yolcu Uluslararası kargo 2011 6,5 5,7 1,7 2012 5,2 4,4 4,5 2013 5,7 4,9 5,8 2014 5,7 4,9 5,9 2015 5,7 4,9 5,5 2011-2015 5,8 5,0 4,7 80 70 11.5 60 10.6 50 40 30 20 7.3 7.9 8.3 8.7 9 8 7.8 7.8 17.1 18.8 18.5 18 8.6 9.6 9.9 8.7 10 0 8.1 8.6 8.9 13.4 11.3 Komponent 9.5 21.6 22.4 8.7 8.7 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Hat Bakım 31.9 27.7 Motor Ağır Bakım 11.9 9.9 ... 2017 ... 2022 de adeta türbülanslı hava ile karşılaşacak gibi görünen bakım kuruluşlarının, bu pazar ortamında faaliyetlerini sürdürebilmeleri, hatta güçlenebilmeleri için bazı stratejiler uygulaması gerekiyor. Özellikle büyük ve güçlü MRO şirketleri, OEM şirketleri ile işbirliği olanaklarını kullanma yönünde eğilim göstererek ve yatırım faaliyetlerini artırarak, uçaklarda yer alan bu yeni nesil teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyor. Uzun dönemde sektörde olması beklenen değişiklikler, havayolu şirketlerinin alacağı kararlara bağlı olacak gibi görünüyor. Örneğin havayolu şirketlerinin, uzun dönemde maliyet tasarrufu sağlamak amacı ile bakım faaliyetlerinden çekilerek, bu işi özel bakım kuruluşlarına vermeleri bekleniyor. Havacılık pazarında düşük maliyetli taşıyıcıların (Low Cost Carrier - LCC) artması ve bu şirketlerin uzun vadeli anlaşma yapmak üzere bakım tesisleri araması bekleniyor. Gittikçe yaygınlaşan ve yaygınlaşacak olan yeni nesil uçaklara hizmet verebilmek için ise MRO’ların yeni yatırımlar (teknoloji ve insan kaynağı) gerçekleştirmesi gerekiyor. AEI firması başka pazar imkânlarını da araştırmaya devam ediyor. Bombardier firması ile görüşen firma, Bombardier CRJ200 uçağına büyük kargo kapılı kargo dönüşüm girişimi üzerine çalışmalar yürütüyor. (Kaynak: MRO News Focus)ATR’nin kendisi tarafından İtalyada Alenia iştiraki olan Aeronavali, M7 Aerospace, Indraero ve Aeroconseil, Infinion Certification Engineering ve Arrodisa firmaları desteği ile geliştirilen kargo varyantı uçaklar iki farklı dönüşüm programında oluşuyor: İstifleme Kargo ve ULD Kargo. Şu ana kadar ilk nesil ATR 42 ve 72’lerin beşte biri dönüştürülmüş durumda. (Kaynak: Flight Global) Geleceğe yatırım için erken bakım H avayollarının artan petrol fiyatları nedeniyle maliyet tasarrufu girişimleri, atölye ziyaretlerinde parça bakımlarını olabildiğince düşük tutmak mantıklı bir yaklaşım olarak kabul ediliyor. Ancak Lufthansa Technik tarafından yürütülen “yaşlanan uçakların ekonomik durumları” üzerine yürütülen araştırmalar, bazı alanlarda operatörün kullandığı mülklerin ne kadar uzun vadede kullanmayı hedeflediğine bağlı olarak, bakımda daha fazla harcayarak ileride oluşabilecek daha yüksek maliyetli bakım gereksinimlerinden kurtulabileceğini gösteriyor. Üniversitelerden araştırmacılar tarafından yürütülen bu araştırmaların sonuçlarının Lufthansa’da çalışan mühendisleri bile şaşırttığı söyleniyor. Çünkü bazı parçalarda bakım gerçekleştirmenin toplam maliyeti düşürmedeki etkisinin diğer parçalara göre daha yüksek olabileceğini gösterebiliyor. Örnek vermek gerekirse motor pallerinin optimum ön kenarı şeklini geri getirmenin kaybedilen chord genişliğinden yakıt tasarrufu için daha önemli olduğu anlaşıldı. Bunun sonucunda Lufthansa Technik artık sadece erken hurdaya ayrılma durumu hariç performans iyileştirme amacıyla chord genişliği tamiri yapmıyor. (Flight Global) 29 30 BİREBİR / Kemal Kanat Bağdatlı editör: Kemal Kanat Aviyonik Bakım Müdürlüğü’nde Uçak Elektronik (Aviyonik) Teknisyeni olarak görev yapan, 23 yıllık THY Teknik A.Ş. çalışanı Kemal Kanat, işinin bilinmeyen detaylarını ve renkli kişiliğini bizlerle paylaştı. A rkadaşları arasında neşeli ve esprili kişiliği ile tanınan Aviyonik Bakım Müdürlüğü Teknisyeni Kemal Kanat, savaş sonrası Irak’ın yeniden yapılanması sırasında Bağdat’ta görev aldığı için “Bağdat Fatihi” ve “Bağdatlı”, 16 yıl boyunca Uçak Teknisyenleri Derneği’nin dergisinde yazıları yayımlandığı için “Editör” lakapları ile tanınan çok yönlü bir isim. THY Teknik A.Ş.’deki görevinizi ve ekibinizi bize anlatır mısınız? Kemal Kanat: “Revizyon” grubunda, R1 ekibindeyim. Yaklaşık 100 teknisyenin görev yaptığı bir müdürlüğe bağlıyız. Çoğunlukla hangarda çalışıyoruz. Yalnızca motor çalışmalarında uçak hangar dışındaysa açık havada görev yapıyoruz. Büyük bakıma (base) gelen ve hangarda uzun süre kalan uçaklar üzerinde çalışan bir ekibiz. Her hafta değişen bir üçlü vardiya sistemi ile çalışıyoruz. Vardiyayı devralırken, uçağı devreden ekiple birlikte uçağı inceliyor, yapılacak işleri gözden geçiriyor ve çalışmaya başlıyoruz. Yaptıklarımızı uygun kartlarla mühürleyip teslim ederek devam ediyoruz. Devir işlemi dijital ortamda yapılıyor. Uçağın kokpitinden kuyruğuna kadar hemen hemen her bölümde elektronikle ilgili çalışmaları biz yürütüyoruz. Çalışma saatlerimizin büyük bir kısmı -yaklaşık altı buçuk saati diyebilirim- uçak üzerinde geçiyor. Uçak üzerinde olmak işimizin en keyifli yanı bence. Bir teknisyen kısa bir zamanda yetişmiyor, uçakta iş yapabilmesi için minimum beş yıl geçmesi gerekiyor. Uçak teknisyenleri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden lisans alarak çalışıyor. Mühürlediğimiz bir işlemle ilgili herhangi bir hata ortaya çıktığında yine bu kuruma karşı sorumlu oluyoruz. Bu nedenle son derece dikkatli çalışmamız gerekiyor. Şu anda Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük uçak bakım üssü konumundayız. Herkes uçaklarını buraya getiriyor. “Maintenance, repair, and operations” (MRO) pazarı hızla büyüyor. THY Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları’nın büyümesi baş döndürücü. Tabii pilot ve teknisyen sayısındaki artışın, bu büyümeye orantılı olması çok önemli. Mesleğinizi tanımlamanız gerekse hangi sözcükleri kullanırdınız? Kemal Kanat: Zor, eğitim gerektiren; sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken, hem zihinsel hem de fiziksel olarak yorucu, ama severek yaptığımız bir meslek bizimki. Uykunuzu iyi uyumanız, stresi minimum düzeyde tutmanız gerekiyor. Uykusuz ya da stresliyken yapılan işler oldukça verimsiz oluyor. Bizim mesleğimizde kendinize çok iyi bakmanız gerekiyor. Kilo alma, saçların dökülmesi gibi durumlar bizim sektörde çalışanlarda çok sık karşılaşılıyor. Kendimi formda tutmak için düzenli olarak spor yapıyor ve koşuyorum. Ayrıca her yıl olduğu gibi bu yıl da Avrasya Maratonu’na katıldım. Bunlara ek olarak, dört yıl milli takım hocalarından birinden yüzme dersi aldım. Havacılığa olan ilgim çok eskilere dayanıyor; önce Türkuşu’nda paraşütçülük, daha sonra da havacılık derneklerinde paraşüt öğretmenliği yaptım. Askerde paraşütçü komandoydum. Bunların yanı sıra maket-model “C” brövesi sahibiyim. Eğitimlerin yoğun olduğu bir bölüm sizinki... Kemal Kanat: Evet. Uçak tiplerine göre eğitim alıyoruz. Bunların yanı sıra, işimizle ilgili teknik gelişmeler bize dijital ortamda bildiriliyor. Bunları da okuyup kontrol etmeniz gerekiyor. İngilizce kursları, sınavları da var. Bu eğitimleri almadığınız, geri kaldığınız takdirde, yetkiniz düşüyor, mühür basamıyorsunuz. Hatta yeni tip uçakların kursuna gitmediğinizde, o uçaklarla mühür basamıyor, yani çalışamıyorsunuz. Kısacası bizim meslekte her yaşta, her grupta sürekli eğitim alıyoruz. İnsanların hayatı elimizde. Bu nedenle çok büyük sorumluluğu olan bir iş yapıyoruz. Sosyal yönü kuvvetli birisiniz, işiniz özel hayatınıza nasıl yansıyor? Kemal Kanat: Eşim emekli olmadan önce normal mesai saatlerinde çalıştığı için sürekli olarak evi birbirimize devrediyorduk. Evliliğimizin ilk yılları olan 1990’lı yılların başında, evde birbirimizi pek görmediğimiz için birbirimize not bırakırdık.Vardiyalı çalışmanın sosyal hayatınıza olumsuz yansımaları oluyor haliyle. Çünkü sosyal etkinliklere katılabileceğiniz saatlerde genellikle ya çalışıyor ya da dinleniyorsunuz. Bu yüzden ya sosyal hayattan soyutlanıyor ya da uykusuz kalıyorsunuz. Revizyon bölümünde hafta sonları tatil olduğu için bu biraz daha azalmış durumda. Sosyal hayatımı canlı tutmaya ayrı bir özen gösteriyorum. Fuarlar, müzeler, yurtiçi-yurtdışı gezileri, etkinlikler, seminerler sanki benim için var. Her türlü yeniliği yerinde görmek ve incelemek, sürekli öğrenmek benim en büyük zevkim. Beni ziyaret etmek isteyenler evde bulabilmek için önceden randevu almak zorunda olduklarını bilirler. Bitkilerle özel bir bağım var Yaklaşık 60 metrekare büyüklüğünde bahçesi olan bir evde oturuyorum. Boş zamanlarımda bu bahçe ile ilgileniyorum. Ortası çim, kenarlarında da limon ve mandalina olmak üzere birçok ağaç ve bazı özel bitkiler var. Ayrıca ufak bir seram da var. Maydanozdan fesleğene kadar pek çok bitkiyi bu serada organik olarak kendim yetiştiriyorum. Eşim geçen yıl emekli oldu. Onunla birlikte bahçe ile ilgileniyor, çayımızı, kahvemizi orada içerek buranın tadını çıkarıyoruz. 31 32 TEKNOLOJİ Dragonfly Mikro UAV Çin’in yeni savaş uçağı yolda S henyang uçak şirketi (SAC) Çin’in yerli savaş uçağı olması planlanan resmi adı J-31 olan Falcon Eagle’ın (Shen Fei) ön dizayn çalışmalarını tamamladı. 2011 yılında J-20 savaş uçağı üzerine çalışmalar yapan Çin, J-31 modeli ile daha gelişmiş özellikleri entegre etmeyi planlıyor. Her ne kadar J-20’den ile tasarımında çok küçük farklar olsa da, onu tarif eden en doğru cümle şu; “F-35 görünümüne sahip F-22 Raptor ölçülerinde bir uçak”. Dahası J-31 dizaynında Lockheed Martin şirketine ait bu iki uçağa ait izleri görmek mümkün. Uçak çift dikey stabilizer ve motora sahip ayrıca alt kısmında ‘air to air’ füze ile donatılmış. Motor için ise Rus yapımı Klinov RD-93 tercih edilmiş. Kaynak: Janes Defence Weekly, Ekim 2012 Geleceğe yatırım için erken bakım A ralarında Air Canada’nın da bulunduğu birçok şirket, 2012 yılının başlarında uçuşlarında biyoyakıt kullanmıştı. Bunların başında Boeing ve Lufthansa firmaları da vardı. Bunu bir adım öteye taşıyan Air Canada, özellikle askeri uçuşlarda kullanılan biyoyakıtı artık ticari uçuşlarda da kullanacak; hem de hiçbir fosil yakıt ilavesi olmadan. 29 Ekim 2012 günü Dassault Falcon 20 özel jet uçuşunda ilk kez denenen yakıt, tamamen ayçiçeği çekirdeğinden elde edilmiş. Uzmanlar, uçuş sonrasında, bu tür uçuşların devam edeceğini ve gerekli iyileştirmelerin yapılacağını söyledi. Ayrıca şu an ki toplam sefer sayıları ve bunların artış eğrisi dikkate alındığında, 2030 yılına kadar seferlerin ikiye katlanacağı, ancak bu uçuşların tamamında kullanmak için yeterli yakıt olmadığı da açıklandı. Bir başka deyişle, gelecekte alternatif yakıt kullanmanı kaçınılmaz olacak. Kaynak: Gizmag Aero G elişen teknoloji, keşif, istihbarat ya da kurtarma amaçlı olmak üzere geniş bir kullanım alanına sahip olan “İnsansız Hava Araçları”nı (Unmanned Air Vehicle - UAV) daha ucuz ve fonksiyonel bir hale getiriyor. Son geliştirilen robot, buna örnek teşkil edecek nitelikte. Bir avuç içi büyüklüğünde olan robot, dört sabit kanada, yani ‘quadcopter’ özelliğine sahip. 25 gram ağırlığında ve 15 santimetre uzunluğundaki robot, 250 mAh lityum poimer pil ile çalışıyor ve yaklaşık 25-30 dakika havada kalıyor. Kaynak: Gizmag Aero 34 AR-GE MERKEZİ THY Teknik A.Ş.’den geleceğe büyük bir adım Ar-Ge Merkezi açıldı THY Teknik A.Ş.’nin geleceğe yaptığı önemli yatırımlardan Ar-Ge Merkezi’nin hedefleri ve projeleri ile ilgili THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel ve Ar-Ge Merkezi Müdürü Dr. Güven Pado’nun görüşlerine başvurduk. T HY Teknik A.Ş. Süreç Geliştirme Müdürlüğü, iki yıllık bir sürecin sonunda, 7 Kasım 2012 itibarıyla THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi olarak hizmet vermeye başladı. Merkezin, her geçen büyüyen Türk Hava Yolları filosuna olduğu kadar, diğer firmalara da hizmet vererek daha da büyümeyi amaçlayan THY Teknik A.Ş.’yi geleceğe hazırlaması bekleniyor. Süreç Geliştirme Müdürlüğü’nden Ar-Ge Merkezi’ne nasıl geçildi? Dr. Güven Pado: THY Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları’nın büyümesine paralel bir gelişim gösteriyor. Tabii bunu küresel bir boyuta taşınabilmesi, lider konuma gelebilmesi için, yaptığı işi dünyada en iyi yapan şirket olması lazım. “Bir uçağa dünyada en iyi hangi firma bakıyor?” sorusu sorulduğunda herkesin aklına THY Teknik A.Ş.’nin gelmesi için birtakım şartların gerçekleşmesi gerekiyor. Bunların başında da güçlü bir Ar-Ge Merkezi’ne sahip olmak geliyor. Ar-Ge Merkezi’nin kurulma sürecini anlatabilir misiniz? Halil Tokel: Bu, 2008 yılında çıkarılan, Türk firmalarına teşvik olanağı tanıyan 5746 sayılı kanun çerçevesinde gelişen bir süreç. Söz konusu teşvik, doktoralı mühendislerin gelir vergileri için yüzde 90, diğer mühendislerin gelir vergileri için yüzde 80 vergi, SGK prim indirimi vb. muafiyetler sağlıyor. Böylece Ar-Ge çalışanlarımızın maliyeti bizim için düşüyor. Biz de bu imkânı değerlendirmiş olacağız. Bu, aşağı yukarı iki yıldır devam eden bir çalışma. Biz bu konuda çalışmalara başladığımızda, bakanlıktaki bürokratik işlemlerin uzun sürdüğünü gördük. Neyse ki Sanayi Bakanlığı’ndaki üst düzey yöneticilerimiz konunun ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan kişilerdi. Onların pozitif yaklaşımı ile bu süreçleri mümkün olan en hızlı şekilde atlattık. Ar-Ge Merkezi neden önemli? Çünkü siz bir taraftan normal faaliyetlerinizi yürütürken, diğer taraftan uzman bir ekip tam gün mesai harcayarak, “Bu faaliyetleri nasıl daha verimli kılarım?” sorusuna yanıt arıyor. Dünyadaki tüm büyük şirketler bunu böyle yapıyor. Türkiye de buna uygun bir çalışma ortamına girdi. Şu anda Türkiye’deki 130 büyük şirkette böyle birer merkez var. Dr. Güven Pado: “Uçak bakımını sıradışı bir hale getirmeyi hedefliyoruz” Şu anda 60’a yakın arkadaşımız çalışıyor, ama bu sayı planlanmış projeler de dikkate alındığında- zaman içerisindeki artırılacak. Söz konusu proje, bir Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) projesi de olabilir. Böylece projemiz desteklenerek, bütün insanlığa yepyeni bir ürün, yepyeni bir metot olarak geri döner. THY Teknik A. Ş. artık havacılıkta teknoloji üreten, know-how üreten bir yapıya dönüşüyor. Çünkü uzmanlık alanımız olan uçak bakımını rutin bir şekilde, başarı ile yapıyoruz. Artık bunu sıradışı bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Bakımını yaptığımız parçaları ve sistemleri Ar-Ge Merkezi’nde yenilemek, kendi içimizde üretmek, geliştirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye’de bakımını yapamadığımız parçaları yurtdışına gönderiyoruz. Bu, hem zamanlama hem de maliyet bakımından bizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ama bakım süreçlerinin tamamını kendi bünyemizde tamamlarsak, THY Teknik A.Ş. olarak kendimiz için faydalı bir şey yaptığımız gibi dünya havacılığına da bir katkı sağlamış olacağız. Tabii bunun sonucunda Türkiye sivil havacılık endüstrisine de önemli bir destek vermiş olacağız. ihtiyaca binaen ortaya çıkan projeler. Tabii biz de daha sistematik bir şekilde, hem havacılık sektörünün hem de uçak bakım sektörünün ihtiyaçlarına göre proje tanımlamaları yapacağız. Gerçekleştirmeyi planladığımız tüm projeleri üniversite-sanayi işbirliği ekseninde yapacağız. Dünyadaki kalkınma modeli genel olarak bu yapı üzerine kuruludur zaten. Halihazırda Ar-Ge Merkezi’nde hangi projeler yürütülüyor ya da yürütülmesi planlanıyor? Dr. Güven Pado: THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nde üzerinde çalışılması planlanan projeleri, uçak içi sistemler, “Maintenance, repair, and operations” (MRO) sistemleri ve havacılık sektöründeki diğer uygulamaları kapsayan projeler olarak üç ana başlık altında değerlendirebiliriz. Dr. Güven Pado THY Teknik A.Ş., hem ülkenin hem de Türk Hava Yolları’nın makro hedeflerine paralel olarak 2023’te belli noktalara gelmek, büyümek zorunda. THY Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları’nın hızla büyüyen filosunu bakım açısından desteklemeyi amaçladığı gibi, diğer firmalara hizmet vermek suretiyle hem kârlılığını hem de faaliyet alanını artırmayı, küresel bir şirkete dönüşmeyi de hedefliyor. Bunu başarmak için atılacak en doğru adım da, kendi içinizde teknoloji üreterek süreçleri mümkün olduğu kadar iyileştirmek ve maliyetlerini düşürmek. Bunun yolu da Ar-Ge’den geçiyor. Ar-Ge Merkezi ne zaman açıldı ve merkez için özel bir yatırım yapıldı mı? Halil Tokel: Merkez, resmen 7 Kasım Çarşamba günü açıldı. Merkezin projelere göre değişen bir finansman anlayışı var. Biz şu ana kadar 25’e yakın proje tanımlamış durumdayız. Bunlardan 15’i devam eden, şirketimizdeki birimlerin, teknisyenlerin ya da mühendislerin gündeme getirdiği, Halil Tokel 35 36 GEZİ-YORUM / Özlem Akyıldız Özlem Akyıldız’ın gözünden Vietnam pirincin kendine has güzel bir tadı var. Buzlu meyve suları da tek kelime ile harika! Uzakdoğu’ya özgü baharat kokularının olmadığı, hafif ve lezzetli yemekleri ile dikkat çeken Vietnam’da yiyecek ve içecek çok ucuz. Tabii bu arada köpek eti ve domuz eti tüketiminin de son derece yaygın olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yemek yemek için, kaldığım yerlerdeki kişilerin ya da günlük gezilerde tanıştığım turistlerin tavsiyelerine göre mekân seçmeyi tercih etttim. Mekân dediğime bakmayın, çoğu sokak lokantasıydı. Vietnamlılar, biz köpek eti yemek istemeyince, “Siz yabancılar köpek eti sevmiyor, yemek istemiyorsunuz, biliyoruz” diyor ve bu duruma çok gülüyorlar. Uzman Özlem Akyıldız, Uzakdoğu’nun ilgi çekici ülkelerinden Vietnam’ın beş şehrine yaptığı keyifli ve renkli gezisini bizimle paylaştı. Savaştan yemeğe, seyahatten alışverişe Vietnam. V ietnam’a yapmayı planladığım gezi için ilk iş olarak Ankara’daki Vietnam Büyükelçiliği’nden vize aldım. Daha sonra İstanbul’dan Bangkok aktarmalı Ho Chi Minh seferi ile Vietnam’a ulaştım. Akşam saatlerinde şehirdeydim. Daha önce internetten bulduğum, şehir merkezinde turistlerin en çok bulunduğu, “Backpacker Area” olarak adlandırılan, “District 1 - Pham Ngu Lao” bölgesinde kaldım. Aylardan aralıktı ve sıcaklık 35 derece civarındaydı. Savaşın izleri ve Mekong Deltası Ertesi gün ilk gezeceğim yer Cu Chi Tünelleri ve aynı bölgedeki büyük tapınaktı. Dünyaca tanınan Cu Chi Tünelleri ve yakınlarındaki büyük tapınağa, Ho Chi Minh’den ayrıldıktan üç-dört saat sonra, bizdeki köy yollarına benzeyen yollardan geçerek ulaşabildik. Cu Chi Tünelleri’ni Vietnamlılar, bizim Vietnam Savaşı, onların ise Amerikan Savaşı adını verdiği savaş sırasında kendilerini korumak için yapmış. İç içe geçmiş tüneller, dinlenme alanı, mutfak gibi bölümlerden oluşuyor. Son derece dar ve basık koridorlardan oluşan tünellerin bazıları, Amerikan asker- Ülkenin güneyindeki Ho Chi Minh’den uçak ile ülkenin kuzeyindeki başkent Hanoi’ye geçtim. Keyifli bir şehir olan Hanoi, ara dinlenmeler için ideal bir nokta. Şehir merkezinde, Hoan Kiem Gölü ve üzerinde tapınak olan büyük bir park var. Neredeyse günün her saatinde kalabalık olan bu gölün etrafını yaklaşık bir saatte yürüyebilirsiniz. Vietnam’ın kurucusu Ho Chi Minh’in evi ve mozolesi -Ho Chi Minh mumyalanmış ve asker eşliğinde ziyaret edilebiliyor- de bu şehirde. Ayrıca tanınmış markaların olduğu bir cadde ve postanenin arka sokakları da Hanoi’de görülmesi gereken yerler arasında. Vaktim olmadığı için gidemedim, ama hemen merkezde, dünyaca ünlü Vietnam Su Kukla Tiyatrosu gösterileri gün içerisinde birkaç defa tekrarlanıyor. Cuma ve cumartesi akşamları şehir merkezinde gece pazarı kuruluyor. İpekten yapılma eşyaları, çantaları gerçekten çok ucuza alabileceğiniz bu pazarda, bir Uzakdoğu klasiği olan pazarlık etmeyi unutmayın! lerini şaşırtmak amacıyla çıkışı olmayacak şekilde kazılmış. Kesin olan şu ki, Rambo gibi biri o tünellerden içeriye asla giremez. Bazı tünellerin giriş kısmı kaya oyuklarından yapılmış ve tünellere girişi engellemek ya da düşmanları avlamak için çok çeşitli bubi tuzakları kurulmuş. Gezi sırasında hepsini görme, hatta isterseniz bir asker eşliğinde bir tünele girme şansına da sahip oluyorsunuz. Ho Chi Minh yakınlarında yapılabilecek en keyifli aktivitelerden biri de Mekong Delta Turu’na katılmak. Yaklaşık dört saat süren bu tura birlikte katılacağımız insanlarla birlikte bir sahil kasabasına gelerek başladık bu yolculuğa. Buradan, 15-20 kişilik küçük teknelerle, delta gezisi yapacağımız yere transfer edildik. Tüm yaşamın Mekong Deltası üzerinde kurulduğu bölgede geziyi 3-4 kişilik salkayıklar ile yaptık. Öğle yemeğini yerel yemekler yapan bir lokantada yedikten sonra, kadınların elleriyle şeker yaptığı bir atölyeyi ziyaret ettik. Ben Thanh Market , Opera Binası, Merkez Posta Ofisi, The Notre Dame, Reunification Palace ve Savaş Müzesi ise Ho Chi Minh’in şehir merkezinde gezilebilecek başlıca mekânlar arasında. Vietnamlılar köpek eti sevmememize gülüyor Ülkenin kuzeyi ile güneyi arasında ciddi oranda mevsimsel farklılıklar var. Seyahat planınızı yaparken ve giyeceklerinizi seçerken bunu unutmayın. Başkent Hanoi’de alternatif çok Bu arada yemek olarak, Uzakdoğu mutfağına özgü tatlardan spring roll, nuddle with beef gibi yemekler oldukça yaygın olarak tüketiliyor. Deniz mahsulleri ve salyangoz da en çok tercih edilen yiyecekler arasında. Hem uygun hem de taze oldukları için turistler genellikle sokak satıcılarından yemek yiyor. Lokantalara ve fast food satan yerlere pek giden olmadığından, oralardaki yiyeceklerin hem bayat hem de lezzetsiz olduğunu duydum gidenlerden. Vietnam’da pirincin çok lezzetli olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Yağsız ve tuzsuz pişirilmesine rağmen, Vietnam’da yol arkadaşlığı yaygın ➢ Yola yalnız çıktığım için ben hostelleri tercih ettim. Çünkü hostellerde arkadaş edinmek ve günlük gezilerine topluca katılmak çok keyifli. Ayrıca hosteller ekonomik olarak da daha uygun. Hanoi’den bir “sleeping bus” ile gece yolculuğu yaparak Hue’ye geldim ve burada yaklaşık dört saat bekledikten sonra bir sonraki otobüs ile Hoi Ann’a geçtim. Hue ve Hoi Ann’ı, sabah otobüsten inince tanıştığım yol arkadaşım ile birlikte gezdik. Vietnam’da yol arkadaşlığı turistler arasında oldukça yaygın. Turistler tek ya da bir-iki kişi gelmişse, aynı güzergâhı kullanacak olanlar yola beraber devam ediyor. Böylece hem masraflar biraz daha azalıyor hem de gezi daha eğlenceli geçiyor. Hue’deki dört saatimi motosiklet ile şehir turu yaparak değerlendirdim. Bu süre zarfında Vietnamlı bir ailenin yanına misafir olma fırsatım oldu. İnsanlar çok misafirperverler; size ne ikram edeceklerini şaşırıyorlar. Ev sahibinin 80 yaşlarındaki yaşlı annesi bile bizimle tanıştı. Gerçekten çok farklı ve güzel bir tecrübe oldu. Vakti olanlara bu şehirde en az bir gece kalmalarını öneririm. 38 SOHBET MOLASI / Manga lı grubu rı a ş a b n e i k tarihinde nolojisi k n o te y iz ık v ıl c ro a u v E a h çaklar ve Türkiye’nin u , ri le ih rc te ştı. t ha rları ile payla u k Manga, seya o lerini ile ilgili görüş en mesafelerde i geçmey yedi-sekiz saat ile lu yo ra ka , - için rayolu oluyor. n pek hoşlan likli tercihim ka osedürlerinde pr ce ön riş gi a eın el ar üy avaalanl lli olan Manga denim. Uçak hallerinden be öncelik verenler sık a, na lu nd yo sı ra ra sı madıkları her ka et de hb az: Ben bep, uçağa ulaiğimiz keyifli so emdeki tek se ilgili Efe Yılm la em m lık cı et va ih arı ri, gerçekleştird rc ha te ı ve uçaklar karma, çantal fobim yok. Uçağ nan kemer çı inden kaynaklı tı. şa er aş ya el yl m e pa kli et çt t re re le ha m sü sü seya lerini bizi rımızı da şana kadar ki ektronik eşyala erini ve gözlem el el a nc rıc şü Ay an dü . m k ar şi ip kl deği zim ek açma gibi zorlu bazı parçaları bi dien e t -b a in h iç ra ız y te i m se ey ğı dı götürm sıklıkta yanımızda taşı yerine yanımda rup olarak ne rını uçakla a daşları vermek d ka ka Bireysel ve g ar geçebiliyor. n e n ya rlu şı zo rin ta rı la lleri daha da seyahatle ro u nt B ko z? ik u nl n u ve rs yo rum- gü rsa cih ediyo orsunuz? ganizasyon va or r gerçekleştiriy bi bi bir kısmı ekip gi e rn Konser, tu ı. Zamanımızın oluyor. y: kl la ne ha Ö ak e n da uç Ef e Ca nu y: kl ür lli şu ne Özg n Ö Ama nlar gene re Özgür Ca vaalanlarında. t ediyoruz ve bu lar gittiğimiz ye akla geçiyor ha on tm çok sık seyaha r meyilli bir nı in iç ta da rı ka ğu la du bu an lal etmeye yaz ay- m ih larımız çok ol ve rı an r lla m ha ip ra ba ku ek , i ilk iz bi k Ta zaman yönlen etmeliy Daha ço yaptı- kabul aları ile zaman ğıyla getiriliyor. m uş ılı iz uç ac an ar 0 ek -3 lu m l yo 20 ro ra ka kont n dönemde z. toplumu ğımız bu yoğu or. uçağa biniyoru fa de larında yaşadı 0 de gerekebiliy -5 iz 40 en m rm la di ta or a ld yı r ğımız oluyor. Bi var mı? yobir yerlere gidi k fobisi olan de ça u in iç a rt d i pek tercih et yu ız n ça ra başıma binmey ediğim A k : Fırsat bulduk vm te ar iy a se ış ht ü ağ lk Ba ün Uç Ka . ür l: m or Ce oluy rol prosed Ferman Akgü tanıdığım biri nlarındaki kont ellikle yanımda en rum. Havaala G k. Bir terslik . ço m ru ha iyo da r m korkum va ak tuç r bi ili ilg şünüyorum ha ve inişler ile acağımı bile dü rıl sa i e m m ki lye ko ak e inişlerd olursa ilk olar edi y var; kalkış ve l, ü lim g ı, üe k ağ rit A r uç bi n e a rd hatle ta. Kendimce ın yurtdışı seya Vokalde Ferm rda Yağmur korkuma karş Bu . m. Promosyon um ru or iyo a üy ed it öp lları’nı tercih Yo a av zenli H telli elektrog rk Tü len mailleri dü özellikle de arda Cem it g s Yolları’ndan ge a a b av en H l, ed rk ü g Tü nm rı ili Sa a hiç düşü uçuşlarla ilg a ld u v a n bir bilet vars d gu uy en r, r, a nd iyo lü y ro ti ed Bah venlik kont olarak takip için iki defa gü e uş ıv uç nm y r Bi sa e . n m nu de olduğu satın alıyoru Özgür Can Ö çok fazla ülke r un bi un tık uğ ar ul ki nl r. Neyse geçme zoru Yılmaz’dan rahatsız ediyo fe E de ni a ais be ’d lg m bi le ru ü b st r, dizü turnta yorum. Bu du erleri çıkarmıyo a, 2001 yılı g n a uçuyor ve kem M P CI n r rum. di a ıyo ş re lm sü lu o nda ka u. çıkarmak zoru yarını çantadan ara’da kuruld H k sonlarında An 39 40 SOHBET MOLASI C M Y CM Uçak yolculuğu deninde Manga’nın aklına ilk gelen şey güvenlik kontrolleri anlaşılan... Cem Bahtiyar: Öyle görünüyor. Gitaristler olarak Yağmur’la ben bazı elektronikleri yanımızda bulundurmak istiyoruz. Büyük oldukları için kabine alamıyoruz; çok hassas ağaçlardan yapıldıkları için bagaj olarak vermek istemiyoruz. Yağmur Sarıgül: Havacılık tarihinin milatlarından biri kabul edilen 11 Eylül 2001’den sonra bildiğim kadarıyla güvenlik kontrolleri oldukça arttı. Efe Yılmaz: Ben de bavullar konusunda grubun şanssızıyım sanırım. Pek çok defa bavulum uçtuğumuz yere benden sonra geldi. Örneğin Eurovision finalleri için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gittiğimizde bavulum gelmedi. Arkadaşlarımdan giyecek birşeyler ödünç aldım. Biz Türkiye’ye döndükten bir hafta sonra bavulum geldi. labilir ya da uçağa binmeden önce yolculara bilgi verilebilir. Bunların yanı sıra, uçak içi teknolojiler de her geçen gün daha iyiye gidiyor. MY CY CMY Cem Bahtiyar: Uçaktan bir korku oluyor insanda. Ancak istatistiklere bakıldığında, bir insanın uçak kazası geçirme olasılığının, yolda yürürken kafasına bir şey düşme olasılığından daha az olduğunu görüyorsunuz. Bu istatistiki duruma ek olarak, bildiğim kadarı ile Türk Hava Yolları’nın kaza sicili de oldukça iyi. Bu da insanı Sık seyahat eden yolcular olarak, uçak teknolojisinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Özgür Can Öney: NASA’nın uçuş mekiklerini nasıl yaptığını gösteren belgeseller izledim. Bu işi yapan teknik adamlar bir cıvatayı sıktıklarında dahi, “X cıvatasını şu tarihte sıktım” diye imza atıyor. Bu kadar detaylı bir çalışma başka bir teknik serviste yok. Çünkü çok basit olduğu düşünülen teknik bir işlem yapılmadığı takdirde uçak bozulup düşebiliyor. Bence bu açıdan teknik servisin işi son derece zor. Açıkçası ben bu kadar büyük sorumluluk isteyen bir işi yapmaya cesaret edemezdim. Ferman Akgül: Her uçağın kalkarken çıkardığı ses farklı. Eğer onu bilirseniz, o sesin uçaktaki bir sorundan kaynaklanmadığını da anlıyorsunuz. İlk zamanlar çok daha fazla korkuyordum. Şimdi artık hangi tip uçağın kalkarken nasıl bir ses çıkardığını biliyorum. Bu nedenle duyduğum seslerden o kadar fazla tedirgin olmuyorum. Belki benim gibi uçak korkusu olanlar için küçük bilgilendirme notları dağıtı- Cem Bahtiyar: İşler kötü gittiği zaman gözler, “Uçakta ne tür bir sorun var?” sorusu ile birlikte teknik servise döner. Araştırmalar bu noktadan başlar. Üzerinizde bu kadar büyük baskı varken, yüzlerce insanın hayatı ellerinizdeyken çalışmak gerçekten çok zor. Hakikaten helal olsun onlara. K 10 marifet 42 BİZDEN / Başak Özer parmağında Hayatının yarısını kürek sporu ile iç içe geçiren Mühendis Basak Özer, bu yıl tesadüfen katıldığı Kurumsal Oyunlar’da önce Türkiye, sonra da dünya sampiyonu olmus komple bir sporcu. Gitar ve bağlama da çalan Özer, takı tasarımı ile de ilgileniyor. Ü ç buçuk yıldır THY Teknik A.Ş.’de görev yapan Mühendis Başak Özer, kürekten koşuya sporla, gitardan bağlamaya müzikle yakından ilgilenen, hobilerini hayatının önemli bir parçası haline getirmeyi başaran özel bir isim. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Küreğe nasıl başladınız? Başak Özer: İstanbul doğumluyum. Sporla ilişkim ortaokul yıllarına dayanıyor. 13 yaşında Fenerbahçe Spor Kulübü’nde küreğe başladım. Beş yıl Fenerbahçe’de kürek çektikten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü’nü kazandım ve Ankara’ya gittim. Dört yıl ODTÜ’de kürek çektikten sonra, okuldan mezun oldum ve İstanbul’a döndüm. Bir yıl Galatasaray’da, daha sonra da dört yıl Şişe Cam Spor Kulübü’nde kürek çektim. 14 yıldır bu spordan hiç kopmadan, tek çifttede, iki çifttede ve dört çifttede kürek çektim, ama asıl olarak çift kürekçiyim. Türkiye’nin önde gelen kulüplerinde bu sporu yapan biri olarak milli takıma çağrıldınız mı? Başak Özer: 1998-2009 yılları arasında sekiz-dokuz defa milli takımda yer aldım. Milli takıma, Balkan Şampiyona, Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Şampiyonası için seçilebiliyorsunuz. İlk ikisinde pek çok defa yer aldım. Bir kere de Dünya Şampiyonası kadrosuna seçildim. Ancak teknelerimiz kaza geçirdiği ve çoğu kırıldığı için böyle büyük bir organizasyonda maalesef yarışamadım. Bir Bal- kan Şampiyonası’nda üçüncülük elde ettim. Macaristan ve Bulgaristan’da yapılan iki yarışta -çeşitli zamanlardabirincilik, ikincilik ve üçüncülüklerim var. Bir de Akdeniz Oyunları’nda bir arkadaşımla birlikte iki çiftede elde ettiğimiz beşincilik var. Bu kadar zor bir spora iş hayatı içinde nasıl zaman ayırıyorsunuz? Başak Özer: Küreği, iş hayatı ile birlikte yürütmek gerçekten çok zor. Çünkü günde çift antrenman yapmak, bunun için de saatler ayırmak gerekiyor. Bu nedenle ben de küreğe bu aralar o kadar sıkı bağlı değilim. Ama geçen yıla kadar düzenli bir şekilde çektim. Bir de yaklaşık bir buçuk yıl önce evlendim. Evlilik ister istemez insanın önceliklerini değiştiriyor. Bu nedenlerle, herhalde artık yavaş yavaş kürekten elimi eteğimi çekerim diye düşünüyorum. Bu kadar uzun yıllardır içinde olduğunuz kürek sporu hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Başak Özer: Kürek benim hayatım. Onu, istesem de bırakamıyorum. Hafta sonları su ile buluşuyor, teknemi seviyorum. Bu, benim için vazgeçilmez bir ritüel artık. İlk gençlik yıllarımda en iyi arkadaşım, en büyük destekçim kürek oldu. Bir de başarılı bir sporcu olunca herkes tarafından destekleniyorsunuz. Ayrıca kürek sayesinde hiçbir kötü alışkanlığım olmadı. Kürek bütün kasları dengeli bir şekilde çalıştıran bir spor olduğu için sağlık açısından da çok faydalı. Her türlü stresimi, derdimi, kederimi kürek çekerken unutuyorum. Kürek ayrıca farklı bir çevreye sahip olmamı da sağladı. Kısacası kürek, benim sığındığım, sevdiğim güzel bir liman. Uzun yıllar kürek çektiniz. Ancak son dönemde hayatınızda bir de koşu var. Bize biraz da ondan bahseder misiniz? Başak Özer: Kürek antrenmaları sırasında oldukça yoğun Her türlü stresimi, derdimi, kederimi kürek çekerken unutuyorum. Kürek ayrıca farklı bir çevreye sahip olmamı da sağladı. Kısacası kürek, benim sığındığım, sevdiğim güzel bir liman. bir koşu programımızda oluyordu, ancak koşu benim için oldukça yeni bir alan. Bu yıl haziran ayında Kurumsal Oyunlar’da şirketimiz adına koşacak bir arkadaşımız sakatlandı. Bunun üzerine bana sordular, ben de eğlenceli olacağını düşünerek katıldım. 10 kilometrede yarıştım ve birinci oldum. Ben de çevremdekiler de böyle bir derece beklemiyorduk. Oldukça şaşırdık ve sevindik. Spor dışındaki ilgi alanlariniz neler? Başak Özer: Sporun olduğu kadar müziğin de hayatımda ayrı bir önemi var. Lise yıllarımda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Gitar Bölümü’nde yaklaşık beş yıl yarı zamanlı eğitim aldım. Daha sonra gitar çalmayı oldukça ilerlettim. Son iki yıldır da bağlamaya merak saldım. Erdal Erzincan’ın bir öğrencisinden bağlama dersi alıyorum. Gitarda olduğu gibi bağlamada da kendimi geliştirmek istiyorum. Bunların yanı sıra takı tasarımı da yapıyorum. Bu alanda çalışmak için özel aletlerim, boncuklarım falan var. Son derece yaratıcı insanların olduğu keyifli bir alan bence takı tasarımı. 43 44 PÜF NOKTASI OfIste saglıklı beslenme Dar alanda maksımum hareket 2 1 ve kah larını , y ay Ça tki ç ellikle , i b ne Öz ne yeri edin. in reze e ih iç terc alttığı çins i i m z iste amur si a l stre ışıklık s e ıh bağ çayı v n. ada tüketi 3 İçinde ki yağ beyin h üc için s on de releri rece olduğ yar u gib i , kan ş arlı düşü ekeri rd ni hasta üğü için ş eker larına da iy ceviz i gel le do st olu en n. Toplantılard a ikram edilen kurab iyelerden uzak durun. Onların yeri ne yağsız krake r, çeyrek sim it, kuru kayısı, ceviz, peynir li kepekli san dviçler, çiğ sebzeler ve bitki çayları tercih edin. at Meşrub cekleri tarzı içe e ek yerin u tüketm is ir sürah b a ız n l su masa bol bo e v n u koy . tüketin i meğ e y e Öğl e servis dratlı, tt hi f şirke karbon hafi ih e n rc rsa eri ri te e ılıyo ekler y e l p k a v y yec ili yeme eşitleri re i y r ç sü lor ağı k ka e salata izi uzun sizi ü ş ü l s an ve d Özellik ıdalar lard ra . a g n m i n ed son ıştır ere n iç , ara at leden ı i e t k öğ pro anız tara ak ve m ş u ı t l tok ktutac imli ça ır. t uza ha ver cak a y a d la sağ 5 Çekmeceniz e kuru kayısı, in cir, grisini, kepe kli bisküvi, ce viz, fındık tarzı, b ozulmayan ve koku yapma yan gıdalar koyun. Bu tür yiyec ekleri atıştırm ak, açlık duygun uzu bastırma nıza yardımcı ola cak ve bir so nraki öğünde fazl a yemenizi engelleyece ktir. 6 4 • Her 15 dakikada bir omuz, kol ve bacaklarınızı hareket ettirin. Mümkünse ofiste yapılabilecek egzersizleri gün içerisinde birkaç kez uygulayın. • Telefonla sık konuşuyorsanız, cep telefonu ise telefonu, masa telefonu ise telefonun ahizesini başınız ile omzunuzun arasına sıkıştırmayın; mutlaka kulaklık kullanın. • Çalışırken herhangi bir şey gerekli olduğunda masadan kalkarak siz alın. İş arkadaşlarınızla telefonla değil, yerinizden kalkarak yüz yüze iletişim kurun. Bu küçük hareketler bile gün içerisinde enerji harcamanızı sağlayacaktır. • Aşırı gerginlik ve stresten uzak durmaya çalışın. Gevşemek için işyerinizde hafif müzik dinleyin; aralıklarla germe ve gevşeme, nefes egzersizleri yapın. • İşyerine gelip-giderken özel aracınızı değil, servisi kullanın. Mümkünse servisten bir iki durak önce inip evinize yürüyerek gitmeye gayret edin. • Oturduğunuz koltuk veya sandalyenin, beli ve sırttı mutlaka desteklemesi gerektiğini unutmayın; beli destekleyen ortopedik yastıklar kullanın. • Masadan uzakta durmak, yüksek sandalye kullanarak masaya eğilmek yerine, masaya tamamen yaklaşarak oturun; masanın kenarının midenizle aynı seviyede olmasına özen gösterin. • Bilgisayar ekranının çapraz durması nedeniyle sürekli aynı tarafa bakmak son derece tehlikeli. Klavye ve bilgisayar ekranı başınızla aynı hizada olmalı. Ekran karşısında oturma süreniz yarım saati geçmemeli. Omurganızı esnetmeli, yürümeli, boyun ve sırt germe, gevşeme egzersizleri yapmalısınız. 45 46 SAĞLIK REHBERİ Kalp hastalıkları ve uçak yolculuğu Kardiyoloji Uzmanı Dr. Egemen Duygu, kalp hastalarının uçak yolculuğu sırasında özellikle dikkat etmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. U çak yolculuğu çoğumuz için keyifli ve heyecan verici bir deneyimken, bazı kişiler için dikkat edilmesi gereken bir süreç olabiliyor. Özellikle kronik kalp rahatsızlığı olanlar, şeker hastaları, gebeler, solunum sistemi rahatsızlığı olanlar ve uçuş sırasında sinüs, kulak ve burun enfeksiyonu geçiren hastaların mutlaka gerekli önlemleri alması gerekiyor. Bu önlemlerle, uçak yolculuğunu rahatsızlığı olanlar için de keyifli hale getirmek mümkün. Önlemler alındı ise uçmaktan korkmayın Kalp hastalarının çoğu uçak seyahatlerini sorunsuz bir şekilde geçiriyor. Ancak bazı özel durumlarda ve uzun uçuş sürelerinde konunun uzmanlarına danışılarak alınacak önlemler ile risk düzeyi azaltılıyor. Uçak kabininin sub-optimal şartları bir tarafa, herhangi bir akut olay karşısında ani müdahale şansının bulunmaması, uçuşun yarıda kesilmesi veya kişiye yeterli müdahalede bulunulamamasını beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle, kalp rahatsızlığı olan bazı hastaların uçuştan kaçınması, en azından akut olay riski kabin şartlarından bağımsız hale gelene kadar uçuşun ertelenmesi doğru olacaktır. Uçuş sırasında ortaya çıkabilecek acil durumlar arasında kalp hastalıkları en sık karşılaşılan grubu oluşturuyor. Federal Aviation Administration (FAA) kayıtlarına göre, uçuş sırasında meydana gelen ani ölümlerin çoğu kalp rahatsızlıkları ile ilişkili. Bu nedenle, FAA, büyük uçaklarda taşınabilen ve dışarıdan şok vererek ritim düzenleyen cihazlardan bulundurma zorunluluğu getirdi. Kalp hastalıklarına göre uçak yolculukları Yakın zamanda kalp krizi geçirmiş hastalar Tedavisi zamanında ve tam olarak yapılmış, krizden sonraki süreçte takiplerinde problem yaşanmamış ve halihazırda şikâyeti olmayan hastaların, krizden iki hafta sonra uçağa binmelerinin bir sorun yaratmayacağı öngörülüyor. Ancak tedavilerinde gecikme olan veya henüz tamamlanmamış, kriz sonrası kalp fonksiyonlarında bozulma olmuş, takiplerinde, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi şikâyetleri olan/devam eden hastaların, uçuş öncesinde kendi doktorlarından mutlaka öneri alması, hatta uçuşu ertelemesi gerekebilir. Kalp yetersizliği olan hastalar En az son bir aydır kalbi ile ilgili yakınmalarında (nefes darlığı, ayak bileğinde ödem vb.) ve tedavilerinde bir değişiklik olmayan hastalar, yetersizlikleri ileri derecede olsa dahi uçuşu rahat olarak tolere edebiliyor. Mevcut kalp yetersizliği tedavilerini aksatmamak, aşırı miktarda sıvı yüküne maruz kalmamak, uçuş süresinin uzunluğuna ve bireysel riske göre gerekirse kan sulandırıcı tedavi uygulamaları, bu konudaki genel öneriler arasında yer alıyor. İleri derecede şikâyeti olan hastalar, özel bakım, uçuş sırasında oksijen desteği gibi uygulamalar ile uçak yolculuğunu güvenli olarak gerçekleştirebilir. Ritim bozukluğu yaşayanlar Uçak yolculuğunun herhangi bir kalp ritmi bozukluğunu tetiklediğine dair herhangi bir bulgu yok. Ancak daha önceden var olan ve kontrol altına alınamamış bir ritim problemi olması durumunda, ilgili uzmandan onay alınmasının şart olduğu unutulmamalı. loji diyo Kar anı Uzm men Ege . r D gu Duy Kalp ile ilgili işlemler ve ameliyatlar sonrası Anjiyografi ve stent/balon uygulamaları sonrasında herhangi bir problem görülmeyen hastalar birkaç gün içerisinde uçak yolculuğu yapabilir. Koroner by-pass veya kapak değişimi gibi açık kalp ameliyatları sonrasında herhangi bir sorun gözlenmeyen hastaların ise ilk uçak yolculuğuna, operasyondan yaklaşık iki hafta sonra çıkmasında bir sakınca görülmüyor. Hastaların, cerrahi müdahale sonrası ağır bagaj taşımamaları ve acele etmemeleri unutulmaması gereken iki önemli nokta. Pıhtılaşma problemleri yaşayanlar Uzun yolculuklarda hareketsiz ve oturur pozisyonda olmak, bacak toplardamarlarında kanın göllenmesine ve burada kanın pıhtılaşmasına yol açabiliyor. Ayrıca uçuş sırasında sıvı kaybı ve oksijen azlığı pıhtılaşmaya eğilimi daha da artırıyor. Ortalama sekiz saatlik bir uçak yolculuğunda, 50 yaş üstü kişilerin yüzde 10’unda baldır toplardamarlarında tamamen sessiz seyreden pıhtı saptanıyor. Bu pıhtıların yaklaşık beşte biri daha büyük toplardamarlara doğru büyüme gösteriyor ve bunların da yüzde 10’u yerinden kopup akciğer damarlarını tıkıyor. Daha ciddi problemlere yol açan bu durumdan korunmak için sekiz saatten uzun uçuşlarda, 50 yaş üstü yolcuların veya 50 yaştan daha genç ama risk faktörü olanların diz altı varis çorabı (20-30 mmHg basınçlı) giymelerini önerebiliriz. Ayrıca bazı yüksek riskli durumlarda kan sulandırıcı tedaviler de gerekebiliyor. Uçuş boyunca kısa yürüyüşler ve diz altı egzersiz yapmak, bol sıvı almak yolculuğu kolaylaştıracaktir. Kalp hastaları için uçak yolculuğu güvenli Uçak yolculuğu kalp hastaları için genel olarak güvenli. Bazı özel koşullarda ve yakın zamanda kalp ile ilişkili işlem uygulanmış ya da ameliyat olmuş hastaların, güvenli bir uçak yolculuğu için belirli süreye ihtiyacı bulunuyor. İleri düzeyde kalp hastalarının uçuş öncesi mutlaka kontrolden geçmesi, hastalığı ile ilgili belgeleri ve ilaçları yanında bulundurması, durumlarını uçuş görevlilerine bildirmesi gerekiyor. 47 48 C M Y CM MY CY CMY K SKYTECH Kasım sayısı bulmacasının anahtar kelimesi: AEROKARTOGRAF(havadan harita çıkarmaya yarayan fotogrametri aleti), anahtar kelimeyi bulup skytech@thy.com adresine gönderip çekilişe katılan; Mustafa BÜLBÜL,Kader KOCAELİ,Saadettin KAYMAKÇI,Serhat Ozan GÜRBÜZ ve Meliy BAYKAL 100 TL tutarında YKM Hediye Çeki kazanmıştır. 21 Aralık 2012 tarihine kadar anahtar kelimeyi bulup skytech@thy.com adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekilişte 5 kişiye 100 TL tutarında YKM Hediye Çeki verilecektir.