PDF SAYI 3 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 3 - Hayat Online
3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 1 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Sayı/Nr. 3 Yıl/Jahr 1 Mart/März 2004 Muharrem 1425 TV 5 Yayında 11846 V SR: 3333 FEC: 5/6 Aylık Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung Eğer kendimize gelmezsek gençliğimizi kaybetmekle karşı karşıyayız Gençliğimiz nereye? Avrupa`daki Gençlerimiz Dr. Yusuf IfiIK Serbest Kürsü Sayfa 5`de Hayat› do¤ru çizgilerle okumak ‹brahim GÜMÜfiO⁄LU Serbest Kürsü Sayfa 11`de Refakatli Tafl›t Kullanma Müsaadesi ‹hsan GÜLER Uzman›ndan Bilgiler Sayfa 7`de ‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung) As›m TOZO⁄LU Bilgilendirme Sayfa 9`da Ayd›nca Ayd›n ERSOY Özel Köfle Sayfa 13`de Gelece¤imiz Gençli¤imiz Mehmet ATEfi Dosya “Aktif Yat›r›m” Modeli Mezarl›k Pazarl›¤›ndan, HAYAT’A...! Abdullah ÖZER Mustafa KASALAK Dosya Sayfa 16`da Özel Köfle GENÇLER‹M EYVAH! Mahmut AfiKAR Sayfa 22`de Dosya Nesiller Kayboluyor mu? Yalç›n YILMAZ Sayfa 15`de Serbest Kürsü Gençli¤imize sahip ç›kal›m Hikmet ATAK Sayfa 6`da Dosya Sayfa 12`de Almanya`da floksuz kesim ne durumda Rüstem ALTINKÜPE Sayfa 17`de Serbest Kürsü Sayfa 12`de 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 2 Sommer Reifen ab 29¢ z.b.185/60 HR14 TL 82H Fulda Stück 39¢ Ölwechsel mit Filter 35¢ bis 5 Liter öl 10W-40 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 3 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ‹Ç‹NDEK‹LER HESSEN 3 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 SERBEST KÜRSÜ Avrupa`daki Gençlerimiz Dr. Yusuf Ifl›k.................................... 5 SERBEST KÜRSÜ Arzuhal Yalç›n Y›lmaz................................... 6 UZMANINDAN B‹LG‹LER Refakatli Tafl›t Kullanma Müsaadesi ‹hsan Güler....................................... 7 B‹LG‹LEND‹RME ‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung) As›m Tozo¤lu.................................... 9 SERBEST KÜRSÜ Hayat› do¤ru çizgilerle okumak ‹brahim Gümüflo¤lu ......................11 ‹NCELEME “Gelece¤imiz Gençli¤imiz” Mehmet Atefl .................................. 12 ÖZEL KÖfiE Ayd›nca Ayd›n Ersoy..................................... 13 MAHKEME KARARLARI Güncel Mahkeme Kararlar› .......... 14 DOSYA Gençlerim Eyvah! Mahmut Aflkar ................................15 DOSYA Evlili¤e bafllarken Muhammet Nebi Çelik ..................16 DOSYA Gençli¤imize Sahip Ç›kal›m Hikmet Atak ................................... 17 Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹ ............................19 ÖZEL KÖfiE Mezarl›k Pazarl›¤›ndan Hayat`a Mustafa Kasalak............................. 22 B‹Z‹M PENCEREDEN Avrupa Birli¤i Kurtulufl mu? A. Furkan Erdem ........................23-24 KOMED‹-M‹ZAH SAYFASI ......25 KOMED‹-FIKRA SAYFASI ....... 26 SEÇME YAZILAR ........................ 27 B‹L‹fi‹M DivX Savafllar› K›z›fl›yor .............. 28 SA⁄LIK Ses K›s›kl›¤›na Dikkat .................. 29 LEZZET KÖfiES‹......................... 30 OTOMOT‹V Mini Konteyner Fiat Dobló ......... 32 ED‹TÖR`DEN Gündemi belirlemek... Sevgili dostlar! Bu say›m›zda karfl›n›za “Avrupa`da Gençli¤imiz”in durumunu inceleyen yo¤un bir dosyayla ç›k›yoruz. Geçen say›m›zdaki inceledi¤imiz konu hala güncelli¤ini korumaktad›r. Maalesef Hessen Eyaletinde devlet dairelerinde çal›flanlara baflörtüsü takmak, al›nan bir kararla yasakland›. Biz bu yanl›fl karar›n en k›sa sürede düzeltilece¤ine inan›yoruz. Geçen ay; yani fiubat ay› ve Mart ay›n›n ortalar›na kadar olan zaman dilimi bizler için oldukça yo¤un geçti. Burada flunu belirtmek isterim ki! okuyucular›m›z›n bizlere göstermifl oldu¤u teveccüh sayesinde ikinci say›m›zda gündem oluflturmay› bafllad›k. Daha yeni olmam›za ra¤men, ikinci say›m›zda iflledi¤imiz dosya Hessen`de gündemi belirledi. Tabii bu siz k›ymetli okuyucular›m›z›n s›cak ilgilerinden kaynakland›. Bizleri tan›yan tan›mayan herkes; gazetemizi ilk okuduklar›nda memnuniyetlerini belirten görüfllerde bulunuyorlar. Bu da bizim çal›flma azmimizi daha da art›r›yor. ‹lk say›m›zda aç›klad›¤›m›z gibi gazetemizin sayfalar› her daim ve herkese aç›k olacakt›r. Bunun do¤al sonucu olarak da gazetemizin yazar kadrosu her say›da artmaya devam ediyor. Bu say›m›zda sevgili Mustafa Kasalak da aram›za kat›ld›. Ve yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz. Üçüncü say›m›z›n haz›rl›klar›na bafllarken baz› dostlar›m›z neden hala gazetenin bürosunun aç›l›fl merasiminin yap›lmad›¤›n› sordular. Biz de buna hak verdik. Asl›nda biz bu aç›l›fl merasimini iki ay evvel yapacakt›k. Tam bu aç›l›fl için bir gün belirledi¤imizde çok sevgili bir dostun trafik kazas› haberi geldi. Ve kardeflimiz flu anda hala bu kazan›n neticesinde yo¤un bak›mda bulunmaktad›r. Buradan sizlerden ricam›z kardeflimiz için dualar›n›z› eksik etmemenizdir. Biz de bu haber üzerine aç›l›fl›m›z› iptal etmifltik. Biraz geç de olsa aç›l›fl›m›z› 7 Mart 2004 Pazar günü yapt›k. fiunu belirtmek isterim ki aç›l›fl›m›za bu kadar yo¤un ilginin olaca¤›n› beklemiyorduk. Aç›l›fl›m›za gelen ve bizleri onurland›ran tüm dostlara buradan flük- ranlar›m›z› arzetmek istiyorum. Gelelim baflta belirtti¤imiz kapak dosyam›za. Üçüncü say›m›z› haz›rlarken hangi konuyu gündeme alal›m diye yay›n kurulundaki arkadafllarla konuflurken; gençli¤imizin durumunu irdelememiz gerekti¤i ortak fikri ortaya ç›kt›. Bizde yazarlar›m›zdan ve sivil toplum örgütlerinin sorumlular›ndan bu konuda yaz›lar›n› talep etti¤imizde gördük ki bu konu gerçekten derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur. Ve bu konuda yaz›lar›n› gönderen tüm yazarlar›n yaz›lar› oldukça dolu dolu idi. Yap›lan baz› araflt›rmalar›n neticelerini inceledi¤imizde gerçekten gençli¤imizin bir boflluk içerisinde oldu¤u ve bunun suçlular›n›n bizler; yani kendi toplumumuz ve aileler oldu¤u sonucu ortaya ç›kmakta idi. Ama bizler yine iflin kaçama¤›n› bulup topu hep baflkalar›na atmay› tercih ediyoruz. Bu meselenin çözümü için; aileler baflta olmak üzere, sivil toplum örgütleri, okullar ve Konsolosluklar›m›zdaki görevlilerimizin ortaklafla çözümler üretmesi gerekmektedir. Yapt›¤›m›z çal›flma bunun gereklili¤ini ortaya koymaktad›r. Gazetemiz flu anda bizim istemifl oldu¤umuz seviyenin daha % 60`lar›n› yakalam›fl durumdad›r. ‹nflallah bizim hedefimiz bu senenin sonunda içerik olarak hedefimizi % 100`lere ç›karmakt›r. Sadece içerik olarak de¤il, gazetemizin tüm Hessen`e ulaflmas› noktas›nda flu anda çal›flmalar›m›z son sürat devam etmektedir. Sizlerden ricam›z gazetemizin ulaflmas›n› istedi¤iniz yerleri bizlere bildirmenizdir. Bu flekilde gazetemiz daha çok insana ulaflacakt›r. ‹nsallah her say›m›zda daha daha yeni konular ve köfleler bulacaks›n›z. Bu say›m›zda Hessen`de bulunan amatör Türk spor kulüplerini tan›tmaya bafll›yoruz. ‹lk tan›taca¤›m›z spor kulübü Frankfurt`ta kurulu bulunan TSV Umutspor. Sevgili Murat Erbay`›n yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz. Bu duygu ve düflüncelerle sa¤l›k ve mutluluk dolu günler diliyoruz. Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar› Allah`tand›r. Allah`a emanet olun. Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete Mart-März 2004 Muharrem 1425 Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK Yay›n Kurulu: ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk, Ayd›n Ersoy, BULMACA..................................... 37 ‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak SPOR TSV Umutspor Frankfurt’ta harikalar yarat›yor......................... 38 Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg · Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 Bas›ld›¤› Yer: SM Druckhaus Otto-Hahn Str. 44 a · D-63303 Dreieich Tel: 06103-93 61 38 Gezetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 4 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Hayat Seite 5 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN SERBEST KÜRSÜ 5 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Avrupa`daki Gençlerimiz Dr. Yusuf IfiIK ‹lahiyatç›-E¤itimci ir halk›n, milletin ve toplumun gelece¤i olan gençler, yetifltikleri ve yetifltirildikleri zaman ve mekan dilimi içerisinde önemli bir yer tutar. Gençlik, gelece¤in teminat›d›r. Gençlik; organizmalar›n yaflay›fl›nda, do¤ufltan yetiflkinli¤e kadar süren devredir. Bitkilerin hayat›nda gençlik, ilk meyve verme zaman›na kadar sürer. Hemen hemen hayvanlar›nkiyle pekaz bir benzerli¤i görülür. Basit yap›l› hayvanlarda ise, gençlik dönemi, baflkalaflma ve deri de¤ifltirme gibi hayli uzun merhaleler geçirir. Karmafl›k yap›l› hayvanlarda daha basit bir görünüfl de safha arzeder. ‹nsanda ise gençlik, çocuklu¤un bitiminden itibaren yetiflkinlik/ergenlik safhas›na kadar devam eden bir sürü merhaleler fleklinde kendini gösterir. Her ne kadar gençli¤in delikanl›l›k ça¤›yla sona erdi¤i iddia edilse bile, do¤rulu¤u tart›flma halindedir. Çünkü ergenlik ve delikanl›l›k ça¤›, daha ziyade cinsiyetin belirgin duruma gelmesinin bafllad›¤›n›n iflaretidir. Vücutta büyüme ve geliflme, omurgal›larda iskeletin as›l/tam biçimi al›ncaya kadar sürer. Ancak belirli s›n›ra do¤ru geçilmifl olurki, art›k vücudun morfolojisinde de¤iflkenlik görülmez. Gençli¤in uzayabilece¤i yafl s›n›r›, cinsiyet, ›rk ve iklim faktörlerine ba¤l› olarak oldukça de¤iflme gösterir. Öteden beri gençli¤in özelli¤ini oluflturan belli bafll› belirginli¤in fizyolojik güç bak›m›ndan üstünlü¤üne iflaret edilmifltir. Gerçekten gençli¤in fizyolojik temel özelli¤ini, daha yo¤un ve kolay bir faaliyet, daha büyük ölçüde intibak kolayl›¤›, yorgunlu¤a daha iyi dayan›kl›l›k göstermesi...vb. gibi hususlar oluflturur. Ayn› zamanda, canl› bir hayal gücü, kolay hat›rlama, tesir alt›nda kalma, kolayca inanma, heyecanlanma ve zeka uyan›kl›¤› gibi özellikler de gençli¤in ruhi yönünün belirtileridir. B Toplumumuzu yönlendiren sivil toplum kurulufllar›na büyük görevler düflmektedir. Onlar›n haz›rlayacaklar› programlar ve yapacaklar› etkinliklerle gençlerimiz bu tuzaklardan haberdar edilmeli ve onlar›n batakl›¤a düflmelerine engel olunmal›d›r. Anne-Baba, okul, cami ve çevre gençlerimizin do¤ruyu, güzeli ve iyiyi bulmada aktif rol oynamal›d›r. Camilerdeki Din Görevlileri, okullardaki Türkçe ö¤retmenleri, Konsolosluklardaki Din, E¤itim ve Kültür Atefleleri ciddi ciddi bu konularda planl› ve programl› bir flekilde ve belli bir konsensüs sa¤layarak çal›flmal›d›rlar. Gençlere yönelik kültürel etkinlikler gerçeklefltirilmelidir. Devlet-Millet elele; slogan olarak kalmamal› ve hayata geçirilmelidir. Zaten ruhsuz bir beden düflünülemez. Ruhsuz bedenin bir et y›¤›n›ndan farks›z oldu¤unu izah etmeye gerek yoktur. Bugün Avrupa`da, özellikle Almanya`da yetiflen gençlerin en büyük s›k›nt›s›, sözünü etti¤imiz ruhi/psikolojik olgunlu¤a istenilen flekilde eriflememifl olmalar›d›r. Bunun da en büyük sebebi, buralarda do¤up büyüyen gençlerin iki kültür aras›nda s›k›fl›p kalmalar›d›r. Haberleflme mekanizmas›nda “verici” dedi¤imiz Avrupa kültürünün “al›c›”y› yani, müslümanlar› etkisi alt›na alabilmek için de¤iflik metod ve yollardan yararland›¤› bilinmektedir. Fakat kültür emperyalizminin unutulmamas› icab eden en tesirli ve tehlikeli silah› “taklid” ve “moda” flekline dönüflerek “benzemek ve baflkalar› gibi olabilmek” duygusudur. Modern psikoloji, insano¤lunun pek az nisbette akl›na, pek çok nisbette de gayri fluuruna göre hareket etti¤ini ortaya koyuyor. Körü körüne taklid etme olay›n›n, etkisinin sebebi etraf›nda cereyan etti¤i görülüyor. Sunulan örne¤i taklit etmek, bilhassa çocuklara ve gençlere cazip gelen bir davran›flt›r. Bunun neticesidir ki, gençler kendi benliklerini bulamamakta ve kendilerinde varolmas› gereken özgüveni elde edememektedirler. Bugünkü gençlerimiz aras›ndaki huzursuzlu¤un tek sebebi, Milli ve Manevi kültürümüzün de¤erlerini genç nesillere yeterince aktar›lamay›fl›d›r. Böyle olunca; güçlü, etkili yay›n ve e¤itim karfl›s›nda çocuklar›m›z›n tav›r ve karakterlerinin negatif yönde geliflmesi tabii bir neticedir. Herfleyden önce bir nesil içinde iki nesil, belki de çok nesiller yafl›yor. Öylesine bölük bölük, öylesine parça parça olmufl bir nesil ki, kendisinden baflka herfleye hayran. Bir nesil ki, geçmifline sald›r›yor, kültürüne sald›r›yor, sevgisine sald›r›yor, Hakk›na ve hayas›na sald›r›yor. Müslüman milletimizin gençleri Avrupa`da “yabanc› ellerin, yabanc› tarihlerin ve yabanc› vicdanlar›n” çocuklar›ym›fl gibi yafl›yorlar. Nas›l kurtulur bu genç insanlar modern cehaletten? Bu konu üzerinde derin derin düflünülmesi gerekir. Bu hususta konferanslar düzenlenmeli, seminerler verilmeli ve sempozyumlar gerçeklefltirilmelidir. Hatta üniversitelerde araflt›rma tezleri olarak verilmelidir. Bugün Avrupa`da yaflamakta olan gençler kültür emperyalizmi tehlikesiyle karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Bu ac›kl› durumun sebebini “Bat› medeniyetinin üstün oluflundan ziyade biz de Bat› karfl›s›nda aflag›l›k duygusu yaratan tesirlerde aramal›y›z” Kendi kültürümüzden ve dinimizden koparak pervaneler gibi Bat› düflüncesine do¤ru uçuflmalar ayn› flaflk›nl›¤›n eseridir. Bu noktada gençlerimizin endiflelerinden kurtulmas› için tek çare: “Ruhumuzun mayas› olan Dinimize dönüfl”tür. Aksi taktirde bir de¤il bir kaç nesil Avrupa`da yok olmakla karfl›karfl›yad›r. Gençli¤in yok olmas› sadece kültürel sebeblere dayand›r›lamaz elbetteki. Bunun baflka baflka sebebleri de vard›r. Gençli¤i psikolojik yönden etkileyen ve kendinin d›fl›nda baflka biri gibi görmeye iten sebeblerden birisi de afla¤›l›k kompleksidir. Bu kompleksin sebeblerinden birisi ve en önemlisi gençlerimizin kendi tarihlerini, kültürlerini ve geçmifllerini bilememeleri ve onlardan kopuk yaflamalar›d›r. Bunun da en büyük sebebi yeterli “Türkçe dilbilgisine” ve “Türkçe kelimelere” vak›f olamad›¤›ndan dolay› Türkçe eserleri, gazeteleri okuyamamalar›ndand›r. Asl›nda Avrupa`daki gençlerimizin sorunlar›n› bir kitap haline getirip, çözüm çarelerini belirtmek gerekir. Elbetteki bu sütunlarda bu konular› geniflçe analiz yapmak mümkün olmamaktad›r. Yine Avrupa`da yaflamakta olan gençlerimizin etkilendi¤i, flahsiyetlerine ve kendi fizyolojik ve psikolojik varl›klar›na tesir eden sebeblerin bafl›nda sosyal çevrenin etkileri önemli rol oynamaktad›r. Bu sosyal çevre gençlerimizi ço¤u kez negatif yönde etkilemekte ve do¤al olarak da gençlerimiz bu etkileflimden nasiplerini almaktad›rlar. ‹çki, kumar, uyuflturucu, sigara, zina...vb. kötü al›flkanl›klar gençlerimiz için haz›rlanm›fl tuzaklar›n bafl›nda gelmektedir. Bu tuzaklara düflmeyen gençlerimizin say›s› parmaklar›n say›s› kadar azd›r. Bu belan›n önüne mutlaka geçilmelidir. Toplumumuzu yönlendiren sivil toplum kurulufllar›na büyük görevler düflmektedir. Onlar›n haz›rlayacaklar› programlar ve yapacaklar› etkinliklerle gençlerimiz bu tuzaklardan haberdar edilmeli ve onlar›n batakl›¤a düflmelerine engel olunmal›d›r. Anne-Baba, okul, cami ve çevre gençlerimizin do¤ruyu, güzeli ve iyiyi bulmada aktif rol oynamal›d›r. Camilerdeki Din Görevlileri, okullardaki Türkçe ö¤retmenleri, Konsolosluklardaki Din, E¤itim ve Kültür Atefleleri ciddi ciddi bu konularda planl› ve programl› bir flekilde ve belli bir konsensüs sa¤layarak çal›flmal›d›rlar. Gençlere yönelik kültürel etkinlikler gerçeklefltirilmelidir. DevletMillet elele; slogan olarak kalmamal› ve hayata geçirilmelidir. Çünki Avrupa`da kaybolmakta olan gençlerimiz, çocuklar›m›z ve nesillerimiz, bizim nesillerimiz, çocuklar›m›z ve gençlerimizdir. Bu konuda yüre¤i yanacak olan, flu gurup, bu fraksiyon veya flu teflkilat de¤il hepimizdir. “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” gerçe¤inin gereklerini yerine getirmek sorumlulu¤unu her kifli, kurum, teflkilat, vak›f, dernek...vb. herkes tafl›mal›d›r. Bu sorumlulu¤un gere¤i olarak da, el ve gönül birli¤i içerisinde çal›flmalar›m›za duyarl› bir flekilde h›z vermemiz kaç›n›lmazd›r. Henüz tren tam olarak kaçm›fl de¤il. Ona yetiflmek mümkün. Yeterki bizler elimizi çabuk tutal›m. Hadi gayret!.. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 6 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçınde Gızlıdır SERBEST KÜRSÜ 6 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 arzuhal Nesiller kayboluyor mu? Yalç›n Y›lmaz 950’lerde atalar›m›z Almanya’ya geldi¤inde 50 y›l sonra çocuklar›n›n ve torunlar›n›n kaybolma tehlikesiyle yüzleflece¤ini düflünemezdi. Günümüzde üçüncü nesil, hatta dördüncü nesil göçmenler art›k okula gidiyor, mesleki e¤itim yollar› ar›yor. Almanya ve Avrupa toplumlar› demografik sorunlarla bo¤uflurken, afla¤›dan gelen gençler ve çocuklar, bizim çocuklar›m›z doymufl toplumlar›n ekonomik sorunlar›yla yüzlefliyor. Gençlerimiz ergenlik sorunlar› aras›nda çabalarken çal›flma dünyas›n›n ve ekonomik yap›lar›n dayatma ve buyruklar›yla yüzlefliyor. Modern toplumlar, postmodern yenilikler olaylar›n seyrini derinlemesine etkiliyorken, gençlerimiz bir yandan, geto özelli¤indeki aile yap›lar›n›n s›k›nt›lar›, öte yandan da toplumun dayatmalar› aras›nda eziliyor. Aram›zda gözlerini modern topluma kapayanlar, kendi getosunda yafla- 1 may› sürdürür. Almanya’da bulunan hilkat garibesi Atatürkçüler bile bunlar› içine kapan›k hayatlar›ndan ç›karmak için gayret gösterir, ancak bu u¤urda kullan›lan araçlar geto hayat›n› yaflayanlar›n kafalar›ndaki örümceklerinden daha da karanl›kt›r. Almanya’da Atatürkçüler bile geri kafal›. Bir Türk baflka bir Türkü Alman makamlar›na flikayet edebiliyor. Bir çocu¤un oyun arkadafl›n›n yaramazl›¤›n› ihbar etmesi gibi. Bu arada Atatürkçü dediklerimiz, çeflitli derneklerde biraraya gelen ve uzaklardaki bir memleketin tarihte kalm›fl çürük ideolojisini sürdürme sevdas›ndaki insanlard›r. Atatürk’ün memleketi ileriye götüren fikirlerine sözümüz yok, ancak bu fikirleri ideoloji haline getirenler TRT’de ilginç görüntüler sunuyor. Modern toplumlar ve genelde Bat› ideolojilerin ölümünü kutlarken, bizimkiler körüne körüne ayn› ideolojiyi sürdürüyor. Gelin Alman ve Hollanda ilkokullar›nda Türk çocuklar›na dayat›lan Türkçe derslerinin müfredat›na bir bakal›m. Alman okul sistemlerinin özgür düflünceyi savunan kemikleflmifl yap›s› nas›l oluyor da bir ideolojinin devlet okulunda taptaze dima¤lara yerlefltirilmesine izin veriyor. Nice insan›m›z var ki, bu Türkçe derslerinin bu içeri¤i nedeniyle çocuklar›n› Türkçe derslerine göndermiyor. Ne yaz›k ki, bu ebeveynlerin hepsi, çocuklar›na evde Türkçe dilbilgisini telafi edecek imkan› yok, bu büyük bir kay›pt›r. Çocuklar›n Alman yurttafl› olmas› durumunda bu Türkçe dersleri dayat›l›yor. Konsolosluk yetkilileri asl›nda türkçe derslerinin uluslararas› niteli¤e kavuflturulmas›n› sa¤lamal›d›r. Ancak, bürokratlardan genifl ufuklu olmalar›n› beklemek hata. Anlafl›lan, modern toplumlar›n oturmufl ekonomik yap›lar›n›n ve bürokrasinin dayatmalar› yetmiyormufl gibi, Almanya’da bulunan di¤er Türkler de ilkokul ça¤›ndaki çocuklar›m›zdan bafllamak üzere etatist ve ideolojik bask›lar›n› sürdürüyor. Modern imperatifler günlük hayat›n her veçhesinde kendini gösteriyor. Bireyler sabah kalkt›¤›nda haber programlar›nda devletin devasa bask›s›yla yüzlefliyor, trene bindi¤inde istasyondaki reklamlarda multi-nasyonal flirketlerin dayatma reklamlar›n› görüyor, eline gazete ya da broflür ald›¤›nda uydurma projelerin albenisine kendini kapt›r›yor. Gençlerimiz ve çocuklar›m›z bu renkli reklam bombard›man› karfl›s›nda bizim sahip oldu¤umuz kültürel birikimden yoksun oldu¤u için çaresiz teslim oluyorlar. Bu teslimiyet hayatlar›na mal oluyor. Hayat nedir ki? Hayat yüce Allah’›n hayy s›fat›n›n aç›l›m›d›r. Hayat Allah’›n sürekli dirili¤ine iflaret eder. Hayat kelimesini kullanmak insanlardan capcanl› olmalar›n› gerektirir. Bu canl›l›k, dirilik kaybolmayagörsün. Eflref-i mahlukat insan hayvan derekesine iner, günlük gayretler hayat›m›z› yaflama döndürür, günümüz yeme-içmeyle, bedenimizin ihtiyaçlar›n› gidermekle geçer gider. Hayat›ndan maneviyat› eksilen gençler modern topluma teslim olmakla hayatlar›n› yitirir, hayy s›fatlar› üstlerinden eksilir. Arzuhalimiz fludur: gelin, nesilleri kaybetmeyelim, kaybolmalar›na göz yummayal›m. Dayatmalar hiç bir zaman eksilmez. Tarih boyunca devletleri devlet yapan bürokratik yap›lard›r. Büyük Çin ‹mparatorlu¤u, Osmanl› Devleti, ABD ça¤ aç›p kapad›lar. Bunlar›n hepsi politik ve ekonomik yap›lar›yla güç bulabildiler. ‹nsantekleri bu düzenler karfl›s›nda tarih boyunca ezildi. Ça¤lar boyunca farkl› cevaplar gelifltirildi, çareler arand›. Celali isyanlar› devletin zulmetine karfl›yd›, Türkiye’de farkl› etnik gruplar›n isyanlar› da ayn› bask›ya karfl›yd› – bir subay›n güneydo¤ulu insan›m›za d›flk› yedirmesi ve "Sen buna lay›ks›n" demesi, herkesin gözlerini yaflartt›. Almanya’da Türk toplum gruplar› günlük hayatta kendini bütün gücüyle gösteren bask›ya karfl› ancak getolara kapanmakla çare ar›yor. Bu durum tarihte tarikat yap›lar›n›n oluflmas› gibidir, ilk tarikatlar bugünklü Suriye, Irak topraklar›nda Hunlar›n istilas›yla ve politik bask›s›yla ortaya ç›km›flt›. O günün müslümanlar› bu geto kal›b›ndaki tarikat yap›lar›n› gizli devrimlere kalk›flmak için kullan›yordu, o günlerde tarikatlar›n özü özgürlükçüydü, politik bask›lara karfl› özgürlefltirici. Ne yaz›k ki, bugün Avrupa’n›n her köflesinde rastlanan getolarda kendi içine kapanan insan›m›z bu kapal› yap›lar› kullanarak özgürlük tohumlar› atmay› beceremiyor. Getolar› basamak olarak kullanan gençlerin bu hareketleri yafll›lar taraf›ndan görmezlikten geliniyor. Gençlerse, yular›n› kopartm›fl özgür beygirler gibi sa¤a sola yalpalan›p, kendilerini kaybediyor. Bu trende dur demek gerekir. e-posta: yy1969@yahoo.de Çanakkale fiehitli¤i Yenileniyor Yenilenen fiehitlik’te isim tartıflması Çanakkale fiehitli¤i, altmıfl yıl gecikmeyle aslına uygun hale getirildi. Ancak flimdi de sembolik flehitlik tartıflılıyor. Yeni düzenlemeyle Çanakkale fiehitlerinin anısına 130 sembolik mezar taflı dikildi. Taflların üzerinde savafla asker gönderen iller ve askerleri temsilen ‘Mehmet’ ismi yer alıyor. Arafltırmacılar, ‹ngiliz Mezarlı¤ı’nda oldu¤u gibi tüm flehitlerin isimlerinin yer almamasının eksiklik oldu¤unu vurguluyor. Mimar Do¤an Erginbafl ve ‹smail Utkular’ın 1944 yılında çizdi¤i Çanakkale fiehitlik Abidesi Projesi nihayet ta- mamlanıyor. 1960 darbesinin ardından alelecele açılan fiehitlik’de iki temel eksiklik vardı. Abidenin tavanındaki ay yıldız figürü ve "Vatan ve ‹stiklal" rölyefi altmıfl yıl gecikmeyle de olsa flehitlikdeki yerini aldı. Yeni düzenlemede göze çarpan bir baflka yenilik daha var. Daha önce arka tarafta bulunan sembolik flehitlik flimdi hemen abidinenin önüne alınmıfl. ASKERLER‹ TEMS‹LEN ‘MEHMET’ YAZILIYOR Eski flehitlikte sembo- lik olarak seçilmifl 300 subay ve askerin ismi yer alıyordu. 1,6 trilyon liralık ihaleyi kazanan Sembol ‹nflaat’ın ortaklarından Mustafa Yazıcıo¤lu, Kültür Bakanlı¤ı’nın bu tercihle bir haksızlı¤ı ortadan kaldırdı¤ı görüflünde: "Tabiri caizse bu torpilli flehitliktir. Torpilli flehit olmaz. Ya herkesin ismini yazarsınız ya da ‘Mehmetçik’ yazarsınız. Çünkü Türk askeri ‘Mehmet’ olarak biliniyor. Biz bir yanlıfllı¤ı düzelttik." 1924 yılında infla edilen ‹ngiliz Mezarlıkları’nı örnek gösteren arafl- tırmacı Gürsel Göncü ise, ‹ngilizlerin 80 yıl önce, tüm kayıplarının isimlerini örnek gösteriyor: "Yapılması gereken fley bütün bu flehitlerin isimlerini kazılı oldu¤u plakalar yapmak ve bunları göstermektir. Borç olan fley, yapılması gereken fley budur. ‹ngiliz Mezarlı¤ı da dünyanın medeni ülkelerindeki savafl mezarlıkları da böyledir." Çanakkale fiehitli¤i flimdi yeni ve mükemmel bir düzenlemeyle aç›l›fla hazırlanıyor. Ancak flehitlerimizi bir türlü isimsiz kahramanlar karanlı¤ından kurtaramayan bizler Çanakkale fiehitlerine yeterince sahip çıkabiliyor muyuz? 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 7 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir UZMANINDAN B‹LG‹LER HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 7 Refakatli Tafl›t Kullanma Müsaadesi ‹hsan GÜLER Sürücü Kursu Ö¤retmeni ihsan_gueler@web.de Çok sevgili okuyucular›m›z Her insan›n hayat yolunda önemli dönüm noktalar› ve önemli duraklar› vard›r. ‹nsan›n Dünyaya gelifli 1. dura¤›d›r. Bu birinci durakta çocukluk trenine biner ve o trenin makinisti nereye götürürse veya hangi hatta ise nereye do¤ru gidiyorsa o da o istikamete do¤ru gider. Çocu¤un flahsiyeti, kiflili¤i, düflüncesi, hal ve hareketi de trenin içindeki yolcular›n meflguliyetine ve davran›fllar›na göre geliflir. ‹nsan›n 2. dura¤› ve dönüm noktas› okula bafllamas›d›r. Sizce de nelerin de¤iflti¤i malumdur. 3. dura¤› ve dönüm noktas› gençlik dönemi yani ergenlik ça¤› dedi¤imiz dönemdir. ‹flte floför okullar› olarak bizim iflimiz bu dönemden itibaren bafll›yor. Bir genç k›z veya genc erkek 14 yafl›na geldi¤inde babas›ndan veya annesinden en çok istedi¤i fleylerden birisi motosiklet ehliyeti almak olacakt›r. Bunu alarak veya almaya- rak geçifltirdikten sonra 16 yafl›nda araba sürmek isteyecektir. Ehliyet almaktan bahsedecektir. Hele ki 17 yafl›na gelince sab›rs›zl›kla ehliyet almak için 18. yafl›n› bekliyecektir ve kifliye bu bir sene çok uzun gelecektir. Nas›l ki bir genç niflanlan›r ve heyecanla dü¤ün gününü bekler; iflte onun gibi birfley. ‹flte bu günlerde 16 yafl›ndakileri daha çok heyecanland›ran bir konu gündemde idi ve enine boyuna tart›fl›lmaktayd›. Bu konu ise halk dilinde "17’de Ehliyet"di. Yani "Begleitetes fahren" Refakatli Tafl›t Kullanma Müsadesi Bu ne demek? Bu bir model denemesi olacakt›r. Bu model denemesine isteyen Eyaletler kat›labilir. Ancak buna kanuni müsade de flartt›r. Bu model denemesini Niedersachsen ve Nordrhein-Westfalen eyaletlerinin uygulamak istedi¤i kesindir. Hessen Bölgesi bu tür uygulamay› reddetmifltir. Bu model denemesinin anlam› ve hedefi: 17 yafl›nda ehliyet alarak 30 yafl›nda olan ve en az 5 y›l tecrübesi olan herhangi bir floför okulunda da 90 dakika ders gören bir flahs›n refakatiyla araç kullanarak daha fazla tecrübe kazan›p trafikte daha emniyetli araç kullanmas› arzu edilmektedir. Bundan dolay› da refakatli tafl›t kullanma müsaadesi denmifltir. Federal Trafik Bakanl›¤›n›n bu hususta tereddütleri vard›: Örne¤in: 1. Ehliyet alma yafl s›n›r›n›n düflürülmesi trafikteki riskleri azalt- AS Automobile An und Verkauf Gebraucht / Unfallwagen A. SAK Benzstraße 22 D-63110 Rodgau e-Mail : alisak01@gmx.de Mobil: 0172-7706507 Mobil: 0173-8438047 Fax : 06106-772046 Tel : 06106-284204 Tel : 06106-284205 Fax : 06106-284206 e-Mail: as-auto@gmx.net maz daha art›r›r. 2. Yan›nda oturan refakatçi trafikte olabilecek tehlikelere yeterince müdahele edemez. 3. Yan›nda oturan refakatçi trafikte olabilecek tehlikelere yeterince do¤ru de¤erlendirip anlatamaz. 4. Refakatçi hususunda da yeterli ve aç›k düzenlemeler yoktur. 5. 17 yafl›nda refakatli ehliyet alan gençler ço¤u zaman refakatçiyi yan›na almadan araç sürece¤i riski çok büyüktür. Model denemesi flu flekilde olabilir deniyor: - B s›n›f› ehliyeti alma e¤itimi en erken 16- buçuk yafl›nda bafllar (flu anda en erken 17 buçuk yafl›nda bafllar) - Ehliyet alabilmek için normal flartlar› olan yaz›l› ve direksiyon derslerine ve imtihanlar›na kat›l›r. - 17 yafl›n› doldurmaya 3 ay kalas› yaz›l› imtihan›na 1 ay kalas› da direksiyon imtihan›na girebilir. (fiu anda 18 yafl›na 3 ay veya 1 ay kalas›.) - ‹mtihanlar› kazanan flah›s, 17 yafl›ndan itibaren Almanya içerisinde araba sürebilir, ancak yan›nda refakatçi varsa. - Bu refakatçi de aranacak flartlar. Refakatçi flah›s ehliyet alan kiflinin Annesi veya Babas› olma flart› yoktur. Baflka flah›s da olabilir, ancak flah›s: 1. En az 30 yafl›nda olacak 2. En az 5 aral›ks›z B s›n›f Ehliyeti olmal› ve tecrübesi olmal›. 3. Flensburg’da 7 puandan fazla kay›tl› puan› olmayacak. 4. fioför okulunda yapaca¤› ifl ve görevleri hakk›nda ders alm›fl olmal› ve o flartlara haz›rlanm›fl olmal›. (Bu haz›rl›k 90 dakikada yap›lamaz) - Araç kullanan ve refakatçiye 0,0 Promille alkol s›n›r› konabilir. - En fazla 120 Km/h s›n›r getirilmesi tavsiye olunmufltur. - Sadece Almanya içerisinde kullanabilir. - Yan›ndaki refakatçi floförün araç kullanmas›na müdahele edemez ancak tavsiyede bulunabilir ve uyar›larda bulunabilir. - 18 yafl›ndan sonra s›n›rlamalar sona erer refakatçiyede ihtiyaç yoktur. - 17 yafl›nda ehliyet ald›ktan sonra refakatçiyi yan›na almadan araç kullan›rsa ehliyeti elinden al›n›r dosyas›na puan ifllenir ve para cezas› öder. Bu yukar›daki flartlar tam kesinleflmifl de¤il baz› noktalar tavsiye durumundad›r. Yapmak isteyen Eyaletler Kanunun verdi¤i müsaade çerçevesinde bu denemeyi gelifltirerek uygulayacakt›r. Olumlu tecrübeler al›nd›¤› taktirde Almanya geneline uygulanabilir. Yukar›da belirtti¤imiz gibi bu model denemesini sadece yukarda belirtdi¤imiz Eyaletler kabul etmifllerdir. Dolay›s› ile o eyaletlerde yaflayanlar bu modelden yararlanabilirler. De¤erli Okuyucular Bir dahaki say›m›zda “Ehliyet Deneme Süresi ve Problemleri” hakk›nda sizleri bilgilendirece¤iz. Sorular›n›z› ve ilginizi bekliyoruz. Hay›rl› ve muhabbetli günler diliyoruz. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 8 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Hayat Seite 9 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN BI‹LG‹LEND‹RME 9 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 ‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung) ASIM TOZO⁄LU u ayki yaz›m›zda, yine vatandafllar›m›z›n en çok bilmek istedikleri veya bazan da ihmal ettikleri bir konuyu ele al›yoruz: ‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung, Entschädigung), ‹flyerini herhangi bir nedenden dolay› terketmek zorunda olan çal›flanlar için Federal Almanya Sosyal Güvenlik Anlaflmalar› ve Vergi Kanunu (Madde 24 no 1, madde 34 ve 3) çerçevesinde para ödemeleri yap›lmaktad›r. Bu ödemeler, çal›flanlar›n iflyerlerinde ne kadar süre çal›flmalar› ile, yafllar› ile ve iflyerinin ekonomik ve sosyal durumu ile ba¤lant›l›d›r. Gelir Vergisi Kanunu (Einkommenste- B uergesetz) 3. madde numara 9`a göre iflveren taraf›ndan ödenen paralar›n (Abfindung, Entschädigung) bir k›sm› tamamen gelir vergisinden muaf tutulur. (Steuerfreie Anteil) Buna göre: Firmada ne kadar çal›flt›¤› ve iflçinin yafl› ne olursa olsun 7200 Euro (2003`te 8181 Euro idi). Firmada en az 15 y›l çal›flm›fl ve yafl› da 50 olan iflçi için 9000 Euro (2003`te 10.226 Euro idi). Ve son olarak firmada en az 20 y›l çal›flm›fl ve yafl› 55 olanlar için 11.000 Euro (2003`te 12271 Euro idi). Ç›k›fl paras›n›n miktari ayr›ca çal›flan›n sa¤l›k durumuyla da ilgilidir. Örne¤in bir kimse uzun süre ifl yerinden sa¤l›k nedeniyle ayr› kalm›fl fakat firma bu nedenden dolay› ç›k›fl vermemiflse, ç›k›fl paras›yla anlaflma kayd›yla ç›kar›labilir. Veya firmada “sosyal plan” uygulamas›na gidilebilir. Lufthansa, Adam Opel, Degussa gibi büyük firmalardan ç›k›fl alanlar büyük miktarda “Abfindung” al›rken, herhangi küçük bir firmadan ç›kanlar bazen hiç para alamam›fl olabilirler. Abfindung konusunda dikkat edilecek en önemli konu, yukar›da yazd›¤›m›z flartlara göre para al›n›p al›namad›¤› ve herhangi bir yanl›fll›¤›n mevcut olup olmad›¤›d›r. Bir de mümkünse Abfindung senenin ilk alt› ay›nda al›n›rsa Maliye`den daha çok para almak mümkündür. Bütün sene çal›flan bir insan›n hem kendi geliri, hem de Abfindung birlikte vergiye tabi olaca¤›ndan, al›nan para az olurken, senenin büyük k›sm›n› bofl geçirmifl veya iflsizlik paras› alm›fl bir kimsenin “Zu versteuerndes Einkommen” denilen vergilendirilecek ana mebla¤ düflük olaca¤›ndan, Maliye`den daha çok para alma flans› büyük miktarda artmaktad›r. Daha önce de de¤indi¤imiz gibi, mesela bak›m paralar›n› ve ba¤›fllar›n› Abfindung al›nd›¤›nda fonksiyonu daha da büyümektedir. Örne¤in 80.000 Euro y›ll›k geliri olan bir kimsenin 100.000 Euro Abfindung almas› halinde, 10.000 Euro bak›m paras›n›n yaklafl›k 8.000 Euroyu maliyeden geri getirdi¤i görülebilir. Oysa mesela 60.000 Euro geliri olan bir kimse de, 10.000 Euroluk bak›m afla¤› yukar› 3.000 Euro maliyeden geri getirir. K›saca, firmayla anlaflmak mümkünse, y›l›n ilk aylar›nda Abfindung al›narak firmadan ayr›lma daha avantajl›d›r. Federal Almanya`da baz› firmalar el de¤ifltirirken iflçilerine yeni ifl anlaflmas› imzalatmak isterler (Arbeitsvertrag). Bu, ilerde bir anlaflmazl›k halinde, sadece son çal›flma dönemi için “Abfindung” vermek içindir. Çünkü yukar›da sayd›¤›m›z flartlar, uzun süre çal›flma vs. ortadan kalk›nca, firma daha ucuza bu ifli kapat›r. Okurlar›m›za bu konuda kesinlikle yeni bir ifl anlaflmas› yapmamalar›n› ve en do¤rusu bir avukata dan›flmadan imza atmamalar›n› tavsiye ederiz. Vergi denklefltirme ifllemi yap›l›rken, Abfindung için extra ifllem yap›laca¤›ndan çok dikkatli olunmas› gereklidir. Baz› firmalar›n Abfindung ve normal gelirleri vergi karnesinde ayn› yere yazd›klar› olur. Bundan dolay› büyük kay›plar› önlemek için, firmayla yap›lan anlaflmalar, o y›la ait son maafl ka¤›d› (Lohnabrechnung) mesela 12. ay maafl ka¤›d› vergi bürosuna verilmelidir. Abfindung bir y›l içerisinde al›nd›¤› gibi, ayl›k taksitlerle iki veya üç y›lda da al›nabilir. Ausbildung 2004 Die Stadt Frankfurt am Main stellt zum Herbst 2004 Auszubildende für die nachfolgenden Ausbildungsberufe ein. Zur Besetzung unserer Ausbildungsstellen suchen wir insbesondere im Verwaltungsbereich junge Schulabgängerinnen und Schulabgänger aller Nationalitäten. Fachangestellte/r für Bäderbetriebe Fachinformatiker/in (Systemintegration) Gesundheitsaufseher/in Wir würden uns sehr freuen, wenn sich auch ausländische Jugendliche von unserem Ausbildungsangebot angesprochen fühlen. Schwerbehinderte werden bei gleicher Eignung bevorzugt eingestellt. Bewerbungen von Frauen sind besonders erwünscht. Senden Sie uns Ihre Bewerbung bitte OHNE Bewerbungsmappen. Das spart Ihre Kosten und unsere Zeit. Danke! Ihre Bewerbung richten Sie bitte an: Stadt Frankfurt am Main - DER MAGISTRAT Personal- und Organisationsamt Alte Mainzer Gasse 4 60311 Frankfurt am Main Anfahrtsbeschreibung U4/U5 bis RMV-Haltestelle Römer/Paulskirche Infoline: ++49 (0)69 / 212 - 3 50 15 ++49 (0)69 / 212 - 3 07 09 info.ausbildungsstellen@stadtfrankfurt.de Benötigte Unterlagen: - Bewerbungsschreiben mit Angabe des gewünschten Ausbildungsberufes - lückenloser Lebenslauf - Lichtbild die letzten beiden Schulzeugnisse 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 10 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 11 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir SERBEST KÜRSÜ HESSEN 11 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Hayat› Do¤ru Çizgilerle Okumak H ayatm›z› bir çizgi ve disiplinle istikamet üzere organize etmek her fleyd¤n önce bir insan olarak öncelikli görevimizdir. Bu çizgi iyi belirlenmeli; zaman ve zemine göre de¤iflmemeli ve size bakan insanlar sizi örnek alanlar hiç piflman edilmemelidir. ‹stikamet çok önemli! Yüzünüzün dönük oldu¤u yön istikametinizdir. Sizin peflinize tak›lanlar da sizi takip edenlerdir. Hayatta iki tip insan vard›r: 1- Yön tutup öncü olanlar, 2- Yön tutana tabi olanlar. Yön istikamet tutan yanl›fl istikamete giderse neler olur. 1- Öncü olan komutansa, istikameti yanl›flsa ordu helak olur. 2- Öncü olan ö¤retmen, ö¤retim üyesi v.s. istikameti yanl›flsa genç beyinler dumura u¤rar; millet ve memleketine faydal› insan yetiflmez. 3- Öncü olan devlet idarecileri ise ve istikametleri yanl›flsa ülke yanl›fla gider toplum helak olur. 4- Öncü olan tacirlerse ve istikameti yanl›flsa iktisadi hayat felç olur; toplum yokluk ve k›tl›kla bo¤uflur. 5- Öncü olan din adamlar› ise ve istikameti yanl›flsa (ibadetler kabul olmaz) Allah`›n rahmeti topluma inmez. Misaller ço¤alt›labilir. K›ymetli okuyucular; bir sürü istikameti bozuklar aras›nda düz durmak her kiflinin de¤il erkiflinin iflidir. Bana göre hayatta bir kere de olsa yanl›fl yapmamak için çal›flmak flartt›r. Bu; flu demek de¤ildir. Yanl›fl ve hata yapan dortlar›mizi silelim. Dostlar›m›z›n yanl›fltan kurtulmas› için dua edelim. Ancak inanan insanlar› satan ikiyüzlüleri de tan›yal›m. Onlara kesinlikle f›rsat vermeyelim. Hayat çizgisi do¤ru ve yanl›fllarla doludur. Biz do¤ru olanlarla beraber olal›m. Do¤runun istikamet sahibi olmas›n›n ölçüsü ise; akl›n, ilmin ve bilginin yolunda olmakla mümkündür. Dünya hayat›nda iz birakmak insan›n hayat çizgisine ba¤l›d›r. Hayat çizgisinde iz b›rakanlar do¤ru çizgide ise iyiliklerle yad edilirken; hayatta e¤ri çizgi ile iz b›rakanlar lanetle yad olunur. Bu çok önemlidir. Hz. Ömer`in hayat›n- ‹brahim Gümüflo¤lu dan iki çizgiye de birer misal verebiliriz. 1- Hz. Ömer ‹slamiyetten önceki hayat›nda (toplumun yanl›fl cizgisinden ve istikametinden dolay›) k›z çocu¤unu vicdans›zca ve gaddarca kuma gömmüfltür. 2- ‹slamiyeti seçtikten sonra da halifeli¤i döneminde idaresi alt›nda bulunan o¤ullar› flehit düflmüfl, anneleri de ölmüfl olan ve torunlar›na bakan yafll› ninenin karfl›s›nda tirtir titremifl ve ondan özür dileyerek kendi elleri bir sürü istikameti bozuklar aras›nda düz durmak her kiflinin de¤il er kiflinin iflidir. ile çocuklara yemek yapm›fl, yedirmifl ve çocuklar› yat›rm›flt›r. Bu iki hadise hem canavar ruhlu Ömer; hem de merhamet yüklü Ömer’i bize tan›t›r. Birinci çizgi lanetlenirken, ikinci çizgi rahmetle an›l›r. Bizler de hayat›m›zda öyle çizgiler çizelim ki; rahmet ve merhametle an›lal›m. Hayat›m›zda çizece¤imiz çizgi bizim bilgi ve birikimimize ba¤l›d›r. Bu bilgi ve birikimlerimiz ne kadar sa¤lamsa, o oranda çizgimiz düz olacakt›r. Hz. Ali; “e¤ri cetvelden do¤ru çizgi ç›kmaz” demifltir ve do¤rudur. Daha aç›k ifade ile bizi flekillendiren fleyleri seçmemiz flartt›r. Nedir insanlar› ve toplumu flekillendiren vas›talar: 1- Okunan kitaplar çok iyi seçilmeli, ilmin ve vahyin ölçüsü içinde olmal›. 2- Dostlar, arkadafllar; aile dortlar› iyi seçilmeli yanl›fl insanlarla ve yanl›fl çizgide bulunan insanlarla beraber olunmamal›. 3- ‹zlenilen televizyonlar önemlidir. Toplum bugün toptan felaket ve yanl›fllara sürüklenmekte, özellikle görsel medya ile yoldan ç›kar›lmaktad›r. Bu aç›dan de¤erli okuyucular sizlere bir hat›rlatmada da bulunmak istiyorum. 15.03.2004`de uluslararas› yay›na geçen TV5`i müjdeliyor ve hay›rl› olsun diyorum. 4- Okudu¤umuz gazeteler önemlidir. Özellikle günlük gazeteler etki alanlar› itibariyle daha da önemlidir. Neden; çünkü tahribat hem yaz›l› (kal›c›) olmas› itibariyle hem de görsel olmas› itibariyle. De¤erli okuyucular; sizlerin çizgisine flekil verecek; gazete, dergi, televizyon ve dostlar›n›z› iyilerden seçinki, çizginiz do¤ru olsun. Selam istikamet ve çizgide do¤ru olanlara... 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 12 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir DOSYA 12 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 “Gelece¤imiz Gençli¤imiz” Mehmet ATEfi e¤erli okuyucular›m›z takip etti¤iniz ölçülerde geçen ayki konumuz; “Ergenlik Ça¤› ve Getirdi¤i Problemler” hakk›nda ana tiyolar› sizlere taktim etmifltim. Yine bu eksen içerisinde konu hakk›ndaki hassasiyetlerimizi ortaya koymaya çal›flaca¤›m. Her toplum; ülkesini, insan›n›, Milli ve Manevi de¤erlerini koruyaca¤› ayn› zamanda emanet edece¤i gençlerini, kendi anlay›fl dünyas› yönünde, kendi ilkeleri ile yetifltirmek, insanl›¤a faydal› hale gelecek argumanlarla donatmak zorundad›r. Aksi taktirde o toplum için gelecekte kendi olarak kalmak mümkün olmaya- D cakt›r. Gelece¤imizin yetifltirilmesinde olmazsa olmazlardan önemli üç müesseseyi sizlere taktim etmek istiyorum. 1. Yuva (aile) 2. Okul (e¤itim) 3. Çevre (Toplum) Yeryüzünün en güzel varl›¤› insano¤lu dünyaya geldi¤inde, onun flekillenmesi, istenilen duruma gelmesi, ilk önce yuvada yani ailede bafllamaktad›r. Aile; anne, baba ve çocuklardan olufltu¤unu bilmekteyiz. Bu ba¤lamda sorumluluklarda burada toplanmaktad›r. Gelecek hayat içerisinde hertürlü geliflimlere yaklafl›m bilincini bu yap›dan almaktad›r. Bu yap› inançsal aç›dan çok önemlidir; önemini bizler de¤iflmez ve de¤iflmeyecek de¤erlerde görmekteyiz. Gelecek için hayat›n her döneminde bu yap› aktivitesini korur, sorumlulu¤unun gere¤ini yerine getirir, sevgi ve flevkat içerisinde yoluna devam ederse gençlerin yuva (aile) ile ba¤lar› sa¤lamlaflm›fl olur. Örnek verecek olursak; Gelece¤in (çocuklar›m›z›n) büyümesi ve psikolojik geliflimi üç dönemden müteflek- kildir. 1. 0-2 yafl dönemi (bebeklik) 2. 02-08 yafl dönemi (çocukluk) 3. 08 yafl döneminden sonra (ergenlik) 1. dönemler hatta ana rahmindeki dönemler temelin sa¤laml›¤›na dalalet eder ki; Beden sa¤l›¤›n›n iyi korunmas›, anne sütünün verilmesi, banyo, jimnastik, masaj ve oyun vb. gibi yap›lmas› gerekenlerin ortaya konmas› sa¤l›kl› bir gelece¤in oluflumunu sa¤lam›fl olur. Yukardaki vurgular önemlidir. Bununla beraber k›r›lma dönemi dedi¤imiz, çocukluktan ç›k›p biyolojik, f›tri duygusal ve zihinsel aç›dan geliflim ça¤›na ayak bast›¤› zaman heyecan, kapris, s›k›nt› ortaya ç›kar baba ve anne onu iyi okumas› onu anlamas› gelecek hayat›n tanziminde kolayl›k sa¤lam›fl olur. 2. Okul; Bu dönemde, e¤itim ve ö¤retim olay›n›n bir süreç meselesi oldu¤unu baba ve anne unutmamal›, hemen veya tez elden sonuç alma endiflesini çocu¤a yans›tmamal›, ders ve ahlak bombard›man›na tutulmamal›, derslerin a¤›rl›¤› alt›nda ezil- mesine meydan verilmemelidir. E¤itim ve ö¤retim geliflerek ilerleyen bir sisteme uyarak yap›lmal›d›r. Özellikle bizler bu ülkenin okul sistemlerini iyi ö¤renip; a). Ö¤retmenleri ile ba¤ kurmal› b). Veliler toplant›lar›na mutat kat›l›nmal› c). Verilen ödevler takip edilmeli Ayr›ca okul içerisinde çocu¤un arkadafl çevreleri takip edilerek, ilgi ve alakadar olundu¤u intiba›n› ona yans›t›lmas› ö¤retimin faydal› hale getirilmesine katg›da bulunulmas› gerekmektedir. De¤erli okuyucular bu süreçleri bu yaz›m›zda sizlere taktim ederek gelece¤imizin teminat› olan yavrular›m›z hakk›nda bilgi aktarmaya çal›flt›m. Nasip olursa bir dahaki yaz›m›zda çocuklar›m›zdaki çevre faktörünü ortaya koymaya çal›flaca¤›m. fiu iyi bilinmelidir ki, hangi toplum gelece¤inin temelinin iyi oluflturursa yar›nlara emin ad›mlarla yürüyecektir. "Çocuklar›n›z size bir emanetttir emanetlerinizi iyi koruyunuz" vesselam... Almanya`da floksuz kesim ne durumda fay› kesiyor. Almanya`da bütün kasaplar›n ‹slami usüllere göre kesim dedi¤i sistem bundan ibarettir. Böyle bir kesimin sak›ncas› nerededir diyeceksiniz. Rüstem ALTINKÜPE le u¤raflmaktay›z anlafl›l›r de¤il. Burada flu iki noktay› iyi ay›rt etmemiz gerekiyor. sim” hakk›m›z› ald›k. Bundan hareketle floklu kesim fetvas›n›n hükmünün kalmad›¤› kanaatindeyiz. 1- Fetva verilirken önce e¤er hu- Bunu neye dayanarak yaz›yoruz kuksal bir engel varsa ve de baflka bir diye soracak olursan›z, Almanya`daki ‹lim ve bilim adamlar› bu konu çare yoksa; flokla kesime müsaade edi- hemen hemen bütün ‹slami cemaatler üzerinde pek çok araflt›rmalar yapm›fl- liyor. Biz buradan flu benzermeyi anl›- bu fikri savunmaktad›r. Art›k müslü- lard›r. Kurflun floku ile bay›lt›lan, yani yoruz: Bir da¤ bafl›nda kald›n›z hiç bir manlara böyle bir hak verilmifltir; bu- öldürülen hayvan›n tekrar aya¤a kalk- yerde su bulma imkan›n›z kalmad›, nu müslümanlar kullanmal›d›rlar. Fet- mas› mümkün de¤il. Hayvan›n ald›¤› namaz vakti geçmek üzere. Böyle bir valar zaruret halinde verilmifltir. Bun- darbe sonucu beyni tamamen parçala- durumda teyemmüm yaparak abdest dan böyle zaruret ortadan kalkm›flt›r n›yor ve an›nda ölme riski çok yüksek. al›r ve namaz›n›z› eda edersiniz. Tabi ve fetva hükmünü kaybetmifltir. E¤er bir kaç dakika hayvan› o flekilde su bulana kadar bu abdestinizle di¤er Bir önceki yaz›m›zda ‹slami cema- b›rak›rsan›z kesin ölecektir. vakit namazlar›n› da k›labilirsiniz. Ne atlere ne görevler düflüyor, helalin zaman ki su bulundu ise iflte o zaman kontrolü kimin elinde diye baz› soru abdest tazelemeniz gerekecektir. iflaretleri b›rakm›flt›k. Din alimleri floklu kesime fetva verirken aynen flu cümle kullan›lmakta- lmanya`da bir çok kasaplar ‹s- A d›r. E¤er hayvan› floksuz kesme imka- lami Usüllere göre kesim ya- n› yoksa (yasal olarak bir engel var p›yoruz diyorlar. Gitti¤iniz ise) hayvan bay›lt›larak kesilebilir. Ve Adam›n biri eflfle¤inini heybesine nu” oluflturdular. Bundan böyle helal Türk marketlerinde büyük yaz›larla burada bay›ltmada da flart olarak flu az›¤›n› ve suyunu alarak yolculu¤a mamülleri ve de helal kesim nas›l ya- yaz›lm›fl “HELAL ET” yaz›lar›n› çok söyleniyor. E¤er hayvan bay›lt›ld›ktan ç›km›fl. Yolculuk esnas›nda eflfle¤ini p›l›yor; bunlar komisyon taraf›ndan s›k görürsünüz. Hatta tüm et mamüle- sonra tekrar kendine gelir ve ahirini kaybetmifl. Bütün yiyece¤i ve suyuda s›k› kontrol alt›na al›narak müslüman- rinin üzerinde ‹SLAM‹ USÜLLERE tayin ederse floklu kesim caizdir. eflfle¤iyle beraber kaybolmufl. Namaz lara hizmet verecektir. GÖRE KES‹LM‹fi ETLERDEN ‹MAL ED‹LM‹fiT‹R” diye yazmaktad›r. Burada bu konuyu flu k›ssa ile daha iyi izah etmeye çal›flal›m: Almanya`daki ‹slami Cemaatler bir araya gelerek “Helal Kesim Komisyo- Ama ald›¤› darbe sonucu ölürse vakti gelince su olmad›¤›ndan teyem- Bu komisyon hangi cemaatlerden bunun eti yenmez‚ haramd›r. Biz hay- müm yaparak namaz›n› k›lm›fl. Bir sü- oluflturulmufltur, komisyonun görev- ‹slami usüllere göre kesim nas›l ya- van› kurflunlarken nereden bilece¤iz re sonra uzaklarda eflfle¤ini görmüfl. leri nelerdir, ‹slami kriterler nelerdir, p›l›yor acaba, bunu hiç düflündünüz ölüp ölmedi¤ini, çünkü vurduktan he- Eyvah eflflek göründü abdest bozuldu helal mamülleri nas›l tan›yaca¤›z. Bu mü? Büyükbafl hayvanlar›n kafas›na men sonra kafas› kesiliyor. Peygambe- demifl. sorular›n cevaplar›n› bir dahaki yaz›- bir kurflun s›k›larak hayvan yere dü- rimiz flüpheli fleylerden sak›n›n der- Bizim iflimizde aynen buna döndü. flüyor ve arkas›ndan bir vatandafl ka- ken biz niçin halen böyle flüpheli ifller- Anayasal hakk›m›z olan “floksuz ke- m›zda verece¤iz. Selam ve dua ile. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 13 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ÖZEL KÖfiE HESSEN 13 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 ayd›nca AYDIN ERSOY aydinersoy@hotmail.com Sudan bir mesele… u insan hayatının en önemli vazgeçilmezi... Susuz edemiyoruz. Susuz hayat mümkün görünmüyor. ‹nsan vücudunun ve yeryüzünün dörtte üçü, meyvelerin ise yüzde 90’a yakını sudan olufluyor. Aslında her birimiz ‘su içinde’ yaflıyoruz. Hücrelerimiz ince bir zarla çevrelenmifl birer su küpüne benziyor. Bu küçücük küpler içindeki herfley su içinde oluyor. Su hayatımızın bu kadar merkezinde oldu¤u halde, suyu hep varmıfl varsayıp üzerinde düflünmeye bile de¤er görmüyor olabiliriz. ‘Sudan ucuz’ pek az fley var gündelik hayatımızda. Sözümona, su basit bir madde. Sıradan bir molekül. Önümüz sıra akıp giden, cansız, duygusuz birfley. Öyle mi? Japon arafltırmacı Dr. Masaru Emoto’nun on yılı aflkın bir süredir gördükleri, suyun hiç de duyarsız, cansız, sıradan bir fley olmadı¤ını düflündürüyor. Su sesi dinliyor, söze kulak veriyor, çevredeki duygu atmosferini yüzüne yansıtıyor. Deyim yerindeyse üzülüyor, a¤lıyor, küsüyor, seviniyor, gülüyor, nefleleniyor, barıflıyor. Emoto’nun yaptı¤ı çalıflmalar su moleküllerinin ve atomlarının bir insan duyarlılı¤ına sahip oldu¤unu resmen ortaya koyuyor. Emoto’nun dünyanın çeflitli flehirlerinde heyecanla sergiledi¤i çarpıcı görüntüler herfleyi anlatıyor. Dr. Emoto her bir maddenin kendine özgü bir manyetik alanı oldu¤u gerçe¤inden yola çıkmıfl ve ilk olarak suyun manyetik alanını incelemeye bafllamıfl. Emoto, herfley gibi, su moleküllerinin de manyetik alanının elektronların atom çekirde¤i etrafındaki dönüfllerinden kaynaklandı¤ını hatırlatıyor. Elektronların dönüflü ve dolayısıyla da suyun manyetik alanı, çevredeki ses dalgalarından etkilenebilir miydi? Konuflulan sözlerin içeri¤inin olumlu ya da olumsuz olması suyun manyetik alanını ve dolayısıyla moleküler ve atomik yapısını etkileyebilir miydi? Emoto mikroskopla foto¤rafını çekti¤i su kristallerine bakarak, bu sorulara kesin bir "Evet" cevabı veriyor. Suyun tüm bir hayatı yakından ve derinden etkiledi¤ine dikkat çeken Dr. Emoto, negatif duygularla içilmifl suyun ya da negatif duygular yüklenmifl suyun canlı bedeni içindekilere adı konmamıfl zararlar verebilece¤ini belirtiyor. Canlı bedenleri büyük oranda su içerdi¤ine göre, negatif duygularında kanser oluflumuna zemin hazırlayacak derin moleküler de¤iflikliklere yol açabilece¤ine dikkat çekiyor. Bu bakımdan, siz siz olun, sevdiklerinizin ‘huyuna suyuna gidin.’ Tek bir sözünüzün ve hatta bakıflınızın bile vücut kimyasını etkileyebilece¤ini aklınızdan çıkarmayın. Unutmayalım ki tebessüm sadakadır... S Okumayanların hiçbirfley kaybetmeyece¤i sayfa… “Hakkı sahibine vermemek nekadar zulüm ise, hakkı olmayan birfleyi vermekte okadar zulümdür” Necmettin ERBAKAN “Size düflman olanlara yaranmaya çalıflır ve dostlarınızdan uzaklaflırsanız, onlar size dost olmaz, ama siz dostlarınızı kendinizden uzaklafltırırsınız. ‹flte o zaman düflmanlarınızın avucuna düflersiniz.” Eba Müslim Horasani “Gözü veren Zat, hem gözü görür, hem de ince bir mana olan, gözün gördügünü görür.” Said-i Nursi Bize özel hastalıklarımız... ➥ Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalıflma hastalı¤ı, ➥ Yeni atılmıfl bir betona basma ve isim yazma hastalı¤ı, ➥ Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapma hastalı¤ı, ➥ En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetme hastalı¤ı, ➥ Ünlü birini gördü¤ümüzde ona el sallama hastalı¤ı, ➥ Ünlü birini gördü¤ümüzde onunla fotoraf çektirip çok samimiyiz havası verme hastalı¤ı, ➥ Yaflamadı¤ımız bir fleyi yaflamıfl gi- bi anlatıp ona kendimizi inandırma hastalı¤ı, ➥ Kimsenin konu hakkında bilgisi olmadı¤ını anladı¤ımız anda o konu hakkında atıp tutma hastalı¤ı, ➥ Eline silah geçen birinin hemen o silahla flaka yapma ihtiyacı duyması hastalı¤ı, ➥ Arabayla yolda giderken tanıdık birini görünce arabayı flakadan onun üzerine do¤ru sürme hastalı¤ı, ➥ Tak›m elbise giyince elini cebe sokma hastalı¤ı, ➥ Tuttugu takım galip gelince havaya silah sıkma hastalı¤ı, merik a n A s sociated Press (AP) ajansının Fransız muhabiri Jean Marc Bouju'nun Irak'ın Necef kenti yakınlarında çekti¤i bu kare, basın foto¤rafçıları tarafından yılın foto¤rafı seçildi. Tutuklanıp baflına çuval geçirilmifl bir Iraklının dört yaflındaki o¤lunu korumaya çalıflırken görüldü¤ü foto¤raf, 124 ülkeden 4.176 foto muhabiri tarafından 63 bin foto¤raf arasından seçildi. A Ailevi Meselelerimiz… afta sonu arkadafllar Offenbach da bir aile e¤itim semineri var, gel sende katıl dediler... Aileyi anladım da bu e¤itimi ne ola ki? Nasıl e¤itilece¤iz? Almanca mı? Almanlar mı katılacak programa dedim, yok yok Türkler katılacaklar... bizim millet gelmez o tür programlara flarkı, türkü, pop, dü¤ün, siyasi bir konuflma veya Türk takımlarından birisi burdaki bir takımla maç yapmaya gelmiflse yanlız bırakmayız cümbür cemaat gideriz, ama bu tür e¤itim me¤itim bize uymaz abi deriz diye düflündüm. Bir psikolog gelecek, Hessen’de hayatını sürdüren halkımızın ailevi sorunlarına akademik manada çözümler getirecekmifl... arkadafllar gidelim de, kimse gelmez, pro¤ramda iptal edilir, bofluna benzin masrafı olmasın..., her ihtimale karflı, befl arkadafl bir arabaya bindik, benzinden kar edelim diye.... Salonda yaklaflık 500 kifli vardı dinleyici olarak, çok güzel düzenlenmifl bir salon ve kültürümüzü yansıtan enstantanelerle süslenmifl bir sahne... ön taraftan bir yerlere oturduk, sahne tamamen aydınlık, seyirciler bölümünün ıflıkları karartılmıfl, karanlık, herkez tam konsantre konuflmacıyı dinliyorlardı, hatip gerçekten, salonda bulunan görevlilerde dahil herkesin dikkatini nasıl çekmiflti?, salonda bulunan yaklaflık 500 kifliyi (anne, baba, dede, büyük anne, torun) nasıl etkilemiflti? Hatip ne konufluyordu, böyle hararetli.... Hatibin konuflmasının bafllıkları sinevizyonla duvara yansıtılıyordu, en yukarda bir bafllık; A‹LEDE MUTLULUK NASIL SA⁄LANIR? Daha sonraki bafllıklar, Aile ne- H dir? Ailenin Mimarı Kimdir? Ailedeki geçimsizli¤in sebepleri nelerdir? Eflleri kötü yola düflüren sebepler nelerdir? Mutlu bir aile için Erke¤e, Kadına ve çocu¤a düflen görevler nedir? Bu konu bırakınız Hessende yaflayan Türk toplumunu, Avrupada yaflayan her toplumun temel meselesi... Düzenli bir aile hayatı olmayan kifliler ve onların çocukları maalesef mutlulu¤u alkol veya uyuflturucuda aramaktadır... Katıldı¤ım baflka bir seminerde, Uyuflturucu kullanan bir gencin, O uyuflturucuyu almak için, paranın nerde oldu¤unu bilmesi önemlidir denilmiflti yetkililer tarafından, annesinin, babasının, arkadaflının, komflusunun, veya borç para olmasının, O genç için hiç bir öneminin olmadı¤ını belirtmifller ve parayı bulmak için gencin aklınıza gelecek veya gelmeyecek tüm kötülükleri yapmaya aday bir kifli oldu¤unu söylemifllerdi... Hatibin konuflmasından sizlere iletmek için birkaç not almıfltım not defterime, Buyurun.... Aile Kuracak gençlere ve ebeveynlerine... Herfleyden önce çocuklarımızı evlendirirken bazı fleylere dikkat etmeliyiz. Gerçekten birbirlerini istemeyen gençler evlendirilmemeli bu, Abimizin veya ablamızın çocu¤u da olsa... evlenecek gençler mutlaka iyi bir aileye mensup olmalıdırlar... iki tarafında iyi ahlaklı olması... Efllerden birinin bile Tembel, ‹natçı, Bencil, Kötü alıflkanlık sahibi, Cimri, Kaba, Merhametsiz ve somurtkan olmaması... Kurulmufl ailelerde geçimsizli¤in sebeplerini bulmak ve çözmek isteyenlere... Huyların uyuflmaması... Efllerin birbirlerini anlamak istememesi... Derin Fikir ve görüfl ayrılıkları... ‹natçılık... Efllerin birbirlerine ve yakınlarına saygısızlık... Aflırı sinir ve öfke, Bencillik... Efllerin birbirlerine karflı güvensizli¤i... Baflkalarının sözüne kanmak... Kaynana baskısı... efllerden birinin ikinci plana itilmesi... Koca baskısı... Mali sıkıntı... Haline razı olmamak... Mutlu ailenin temel özellikleri Duygularda istikrar... Birbirini düflünme... Paylaflma... Uzlaflma... Aile fertlerinin birbirlerine tam güveni... Hissi ba¤ımlılık... Aile fertlerinin flahsiyetini koruma... ve ortak karar almak... Mutsuz ailenin temel özellikleri Duygularda karıflıklık... Birbirlerini devamlı tenkit... Kendini kabul ettirme... Bencillik... Güvensizlik... Hisleri paylaflmamak... Tek merkezli karar almak... Ferdiyetcilik ve flahsiyet ezilmesi.. Dinleyenlerin sıkılmamaları için verilen aralarda fark ettim ki, salonu dolduranların üçte ikisi yarınlarımız olan çocuklarımızı büyütecek Annelerimiz... Çocuk e¤itimi için yazılmıfl kitapları satın alan annelerimiz, Türk mutfa¤ımızın en güzel örnekleriyle süslenmifl yemeklerimizi bizlere ikram ettiler... Tabii Türk musikimiz unutulmamıfl, grup Gülizar ney, kanun ve ud eflli¤inde bize unutulmaz bir Pazar günü yaflattı... Bu pro¤ramı düzenleyerek içinde yafladı¤ımız Alman Toplumuna ve Türk toplumuna iyi insanlar hediye etmeyi amaçlayan Muhterem Naile Adsız Han›mefendiye ve ekibine birkez daha teflekkür ettik ve kendisinden bu tür pro¤ramların üç ayda bir tekrar edilece¤ini ö¤rendik... 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 14 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir MAHKEME KARARLARI 14 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Güncel mahkeme kararlar› Aile Hukuku Nikah Sözleflmesi: Mal bölüflümü örf adete ters düflebilir Noter önünde imzalanm›fl bir mal bölüflümü sözleflmesi ve bunun içinde yer alan evlilik tazminat›ndan vazgeçme maddesi örf ve adete ters düflebilir ve bu itibarla geçersiz olabilir. Oldenburg Üst Eyalet Mahkemesi (OLG) bu karar›, kad›n hamile kald›¤›nda evlenmek isteyen bir çiftin baflvurusu üzerine aç›lan davada ald›. Zengin olan adam, dü¤ün günü belirlendikten sonra kad›na bir nikah sözleflmesi yapmay› önerdi. Noter önünde imzalanan mal bölüflümü anlaflmas›nda evlilik tazminat› ödenmesi maddesini iptal ettiler. Bundan öte evlilikten kaynaklanan emeklilik haklar› da hariç tutuldu, nafaka ödenmesi zorunlulu¤u iptal edildi ve çocuklara bakacak olan ebeveynin di¤erine ayda sadece 750 Euro ödemesi kararlaflt›r›ld›. Çift ayr›ld›ktan sonra, kad›n eflinin mal beyan›n› istedi. Adamsa kad›n›n buna hakk› olmad›¤› gerekçesiyle kad›n›n talebini reddetti. Buna karfl›n OLG yarg›çlar› adam› mal beyana yapmaya mahkum etti, gerekçe evlilik tazminat›n›n ödenmemesi anlaflmas› örf ve adete ters düfltü¤ü için geçersizdir. Kad›n noter taraf›ndan yeterince bilgilendirildiyse de, adam kendi hakim konumunu kimsenin kabul etmeyece¤i flekilde kötüye kullanm›flt›r. Yarg›çlara göre, evli olmayan hamile bir kad›n gelecekte ya kendi bafl›na çocu¤una bakma ya da kendisi için pek de avantajl› olmayan bir nikah sözleflmesi imzalama alternatifleri aras›nda seçme durumunda kald›¤›nda ezik konuk konumdad›r. Bu çiftin durumunda evlilikten kaynaklanan emeklilik haklar›ndan vazgeçilmesi ve nafaka ödemelerinin en asgarisine indirilmesi olaylar› da var. Bu feragatlar, kendisi çal›flmayan kad›n›n ekonomik durumunu kal›c› olarak zay›flatm›flt›r. Buna karfl›n adam nikah sözleflmesi sayesinde herhangi bir zarara u¤ramad›, ne de olsa kar›s›n›n maddi durumu zay›fl›¤› karfl›s›nda boflanma halinde ondan nafaka talep etme hakk› olmayaca¤› için. Hatta, nikah sözleflmesinin dü¤ünden az önce imzalanm›fl olmas› da kad›n›n ç›karlar›n›n yeterince dikkate al›nmad›¤›n›n iflaretidir. Karar No: OLG Oldenburg, 14 UF 70/03. Kira Hukuku Ev sahibi kirac›n›n eflyas›n› izinsiz d›flar› atamaz Bir kirac› kiralad›¤› gayr›menkulden ç›karken geride eflya b›rakt›¤›nda, ev sahibi bunlar› eflyay› boflaltma karar› olmad›kça bunlar› d›flar› atamaz. Federal Adalet Divan› (BGH) gör- dü¤ü davada bu karar› ald›. Dava konusu olayda, bir ev sahibi kira sözleflmesinin kat edilmesinden sonra kirac›n›n dairede kalan eflyas›n› imha ettirdi. Eski kirac› da bunun üzerine dairesinde kulland›¤› malzemenin ve kiflisel eflyalar›n›n kayb› nedeniyle tazminat talep etti. BGH yarg›çlar› kirac›lar›n prensipte kira sözleflmesini bitiminden sonra kira edilen gayr›menkulü bafl›nda oldu¤u durumda geri verme mükellefiyeti oldu¤una iflaret etti. Bu yükümlülük ayn› zamanda dairede bulunan eflyalar›n uzaklaflt›r›lmas›n› ve daireye getirilen de¤iflikliklerin uzaklaflt›r›lmas›n› da kapsar. Bu kural ancak her iki taraf baflka bir fley üzerinde anlafl›rsa geçerlidir. BGH yarg›çlar› daireyi kendi kendine boflaltan ev sahibinin "yasak güç kullan›m›na" kalk›flt›¤›n› aç›klad›. Ev sahibi bu boflaltma iflleminin sonuçlar›n› tafl›mak zorundad›r. Ancak, özel nedenler farkl› bir karar›n ç›kmas›na neden olabilir ve zarar›n bölüflülmesini do¤urabilir. Ev sahibinin tazminat ödeme yükümlülü¤ü ancak kirac›n›n kendi eflyas›ndan feragat etmesi durumunda iptal olabilir. Dava konusu olayda böyle bir durum görülmedi¤i için ev sahibi daireyi boflaltma sayesinde ortaya ç›kan zarar› tazminat etmelidir. Karar No: BGH, V››› ZR 326/02. Tüketici Haklar› Kazanç vaadi: ‹flletmeler vaad ettikleri kazanc› ödmekle yükümlüdür Bir iflletme yazd›¤› mektupta kazanç vaad etti¤inde, mektubu alanlar bu kazanc› talep edebilir ve hatta mahkeme yoluyla almak için dava açabilir. Bir iflletme gönderdi¤i bir mektupta 20.000,- Euro tutar›ndaki "güvenceli" çekten söz etti ve bu karara muhatap oldu. Bu mektubu alan kifli, iddiaya göre bu çeki talep edebilir ve hatta çek % 100 ve resmen garantili olarak gönderilecektir. Hatta mektubu alanlar iflletmeden bir fleyler ›smarlayarak da bu çeki talep edebilir. Bir kifli iflletmeye, kendisine vaad edilen çeki geri gönderdi¤inde kendisine sadece 5 Euro’dan az bir kazanç ç›kt›¤› cevab›n› ald›. Bu kazanç da masraflar› çok yüksek oldu¤u için ödenmeyecektir. Bu durumda ilgili kifli 20.000,- euro kazanc› almak için dava açt›. Köln Üst Eyalet Mahkemesi (OLG) iflletmeyi kazanc› ödemeye mahkum etti. Mektup içerdi¤i vaadden dolay› bir kazanç güvencesi konumundayd›. Yeni ç›kar›lan bir yasada tüketicilere kazanç vaadinde bulunan ya da benzeri vaadlerde bulunan iflletmelerin, bu kazanc› ödemekle yükümlü oldu¤u söyleniyor. Bu yeni yasan›n amac›, istenmeyen ticari al›flkanl›klar› engelemektir. Bu ticaret anlay›fl› tüketicileri mektuplar yoluyla mal siparifline zorlanmak isteniyor. Dava konusu olayda iflletmenin mektubu genel görüntü itibar›yla tüketiciye bir fleyler kazand›¤› izlenimini veriyor. Bu arada, mektupta sadece çekin gönderilece¤inin garanti edilmesi ve ödenmesine dair bir vaad yap›lmamas› önemli de¤ildir. Hukukta acemi bir tüketiciye bir çek alaca¤› vaad edildi¤inde, bu kifli bu çekin karfl›l›¤›nda para alaca¤›n› düflünür. Karar No: OLG Köln, 16 ¤ 25/03. Vergi Yasalar› Otomobil vergisi: 1997 yasas› indirimleri bitti 1 Ocak 2004’te binek otomobilleri için geçerli olan otomobil vergisi indirimleri kalkt›. Bu indirimler flu at›k gaz normlar› için geçerliydi: Euro 4, D 4, Euro 3, D 3 ve Euro 2. Bu normlar azami olarak km’de 90 gram karbondioksit at›k gaz üreten araçlar için geçerliydi (3 litre yakan otolar). Bu s›n›fta toplam 20 milyon araç mevcuttur. Bu araçlardan ortalama 32 Euro ek y›ll›k vergi al›nacakt›r. Bu durum 18 Nisan 1997’de ç›kar›lan otomobil vergisi yasas›n›n de¤ifltirme yasas›ndan kaynaklan›yor. Bu de¤ifliklik otomobillerin vergilendirilmesini motor hacminden çok, at›k gazlara göre yeniden düzenledi. Yasan›n o günki halinde otomobilleri vergiden muaf tutulmas›, ya da daha az vergi al›nmas› uygulamas›n›n s›n›rl› tutulmas› gerekti¤i görülmüfltü. Bu yasal düzenleme 8 y›l için otomobil vergilerinde yükseltmeler öngörüyor ve gelecek AB at›k gazlar› normlar›n›n erkenden yerine getirilmesini ödüllendiriyor. Otomobil vergisi 1997’den 2005’e kadar çeflitli aflamalarda art›r›l›yor. Son vergi yükseltmesi 1 Ocak 2001’de at›k gaz temizleme sistemi olmayan ya da zay›f olan araçlarda yap›ld›. Bu araçlar›n at›k gaz normu Euro 1 ve daha kötüsüydü. Bu durumdaki araçlar için bir dahaki vergi yükseltmesi 1 Ocak 2005’te öngörülüyor. Otomobil vergisi bütünüyle eyalet kasas›na ak›yor. Vergi beyanlar› bütün y›l boyunca ç›kar›lacakt›r. Baz› araçlarda 1 Ocak 2004’ten itibaren farklar hesaplanacak ve vergi beyan›na eklenecektir. Çocuk paras›: Bafllanacak mesleki e¤itimin gecikmesi çocuk paras› hakk›n› do¤urur 18-27 yafl›ndaki gençler, mesleki e¤itim kadrosu olmad›¤› için mesleki e¤itimlerine bafllayamad›klar›nda çocuk paras› alma haklar› do¤ar. Hatta çocuk paras› mesleki e¤itim esnas›nda iki aflama aras›nda dört aya kadar fark bulunmas› durumunda da ödenmek zorundad›r. Hatta, çocu¤a bir mesleki e¤itim kadrosu vaad edildiyse ve kadrosuzluk nedeniyle çocuk e¤itimine bafllayam›yorsa, ebeveynler bu dört aydan öte de çocuk paras› alma hakk›na sahiptir. Federal Vergi Mahkemesi gördü¤ü bir davada bu karar› ald› (BFH). Çocu¤un bir mesleki e¤itim kadrosu bulamamas› durumunda ebeveynler ancak çocu¤un ciddi ciddi bir mesleki e¤itimi kadrosu arad›¤›n› ispatlamas› ve bu kadroya uygun olmas› durumunda çocuk paras› al›rlar. Gerekti¤inde ebeveynler ‹fl Bulma Kurumunun Çocuk Paras› Kasas›na çocu¤un koflullar›n› yerine getirdi¤i kadrolardan ald›¤› red yaz›lar›n› beyan etmeleri gerekir. Karar No: BFH, V››› R 77/00. ‹fl Hukuku ‹flten ç›kar›lma: Ehliyetin verilmesi kiflisel iflten ç›karma nedeni olabilir Bir iflçinin çal›flt›¤› yer için ehliyete gerek duyuyorsa, ehliyetin polis taraf›ndan geri al›nmas› durumunda iflten ç›karmay› hakl› gösterecek kiflisel bir neden ortaya ç›kar. Bir iflten ç›karma ancak, iflçinin ayn› iflletmede bofl bir kadroda baflka bir iflyerine yerlefltirilmesinin mümkün olmas› durumuunda geçersizdir. Afla¤› Saksonya Eyalet ‹fl Mahkemesi (LAG) bir elektrik teknisyeninin iflten ç›kar›lmas›na karfl› açt›¤› davay› geri çevirdi. Bu teknisyenin yapt›¤› ifl a¤›rl›kl› olarak ›s›tma tesislerinin tamir ve bak›m› ve montaj› idi. Teknisyen iflinde her gün dört ila 6 müflteriyi ziyaret etmek zorundayd›. Teknisyen alkollü iken araç kullanmas› nedeniyle ehliyetini geçici olarak polise vermek zorunda kal›nca, iflvereni ifl iliflkisine son verdi. LAG yarg›çlar› iflten ç›karma an›nda teknisyenin 9 ila 12 ay aras›nda ehliyetsiz olaca¤›n›n tahmin edilmesinin gerçekçi oldu¤unu aç›klad›. Teknisyen kendi ifline ancak ehliyetli olarak devam edebilirdi. Teknisyen içinde malzemeler olan arac›yla müflterilerini ziyaret etmek zorundad›r. Bu bak›m ve montaj çal›flmalar› ancak teknisyenin kendisi taraf›ndan yaln›z bafl›na yap›lacak ifllerdir. Teknisyenin ehliyete gerek duymad›¤› baflka bir çal›flma imkan› da mevcut de¤il. Hatta, iflverenin mesleki e¤itim yapan bir ç›ra¤› sürücü olarak kullanamamas› nedeniyle teknisyenin herhangi bir istihdam imkan› kalmam›flt›r. Karar No: LAG Niedersachsen, 13 Sa 699/03. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 15 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir DOSYA HESSEN 15 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 GENÇLER‹M EYVAH! Mahmut AfiKAR AT‹B Genel Sekreteri nsana, ö¤üt vermek, ö¤üt almaktan daha kolay geliyor. Tıpkı, kendi eksik ve yanlıfllarını görmeyip de baflkalarını haklı veya haksız elefltirmek gibi. Tıpkı, "Batı Gençli¤i"nin bir çıkmaza do¤ru sürüklendi¤inin iddiasında bulunup da kendi neslinin sahipsizlik bata¤ında bo¤ulmak üzere oldu¤unu görememek gibi. Sanki, bu iflin "do¤u"su, "batı"sı kalmıfl gibi. Felâket tellâllı¤ı yapmıyorum: Almanya`ya bafllayan ifl gücü göçü aynı zamanda Türk insanının Avrupa´ya göçünün bafllangıç tarihidir ve o gün bu gündür aralıksız devam ediyor. Avrupa co¤rafyasında do¤up büyüyen nesillerimizin genel durumu hiç ama hiç içaçıcı de¤il. Ne demek istedi¤imi, çocuk sahibi ebeveyinler, gençlik meselesiyle ilgilenenler ve bizatihi bu gruba dahil olup da iflin vehametini kavra- ‹ yanlar, anlamıfllardır. Gözünüzün önünde cereyan eden hadiseleri görmüyor, göremiyor veya -iflinize gelmedi¤i için- görmek istemiyor iseniz; iflçilikten, gecesini gündüzüne katarak aile boyu seferber olmufl bakkal-manav katagorisindeki Türkleri büyük ifl adamları diye takdim eder, flu veya bu üniversitede okuma flansını hiçbir yardım görmeden yakalamıfl çocuklarımızın da toplam sayılarını vererek, Avrupa üniversitelerinde bilmem flu kadar gencimiz de yüksek tahsil yaptı¤ını söyleyerek, hem kendiniz hem de milletiniz adına tatmin olur, kendinizi kandırır, baflkalarını kandırır ama beni kandıramazsınız. Ezici ço¤unlu¤a sahip çıkmadıkça, onların meselelerine çözüm aramadıkca, onların "yardım!" sesine kulak tıkadıkça, ben, seni ciddiye almam. Sen ey dindar! Sen ey milliyetçi! Sen ey Atatürkçü! Sen ey ana-baba! Çocu¤un okulda baflarısız, çocu¤un esrarkefl, çocu¤un hırsız, çocu¤un huysuz. Çocu¤undan haberdar fakat problemlerinden bihabersin. Dernekler, camiler, federasyonlar, "prof." baflkanlı kurulufllar! Türkler´in Almanya`da ne kadar ciro yaptı¤ı, kaç iflçi çalıfltırdı¤ının istati¤i, kaç dernek, kaç camimizin oldu¤u beni hiç mi, hiç ilgilendirmiyor. Bana, evden kaçan ve kaçırılan yavrularımın, uyuflturucu ba¤ımlısı olmufl gençlerimin, sokaklara, disko kapısı önlerine terkedilmifllerimin, onuflmasından anlaflılır insan. Güzel konuflmasından... Kalbten kalbe yol vardır derler. Bunu biraz daha de¤ifltirerek söylersek: Dilden kalbe yol vardır. Gönlü yumuflak insanların konuflmaları da yumuflak ve ılımlıdır. Asla kalb kırmaz onlar. Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabına sunar. Katı kalbli insanlar ise, bu mihengi yitirmifltir. Gönül kayalıklarında paramparça olmufltur mihenkleri. Nereye vuracak ve sözünü tartacak? Altın ile bakırı birbirinden ayıramaz artık o. Olur olmaz yerde kelâm eder, ya bafl kırar, ya da göz çıkarır. Ilık meltemler gibi soluklar gerek bize. Gönüllere ulafltı¤ında, bahar çiçekleri açtıran. En sert yürekleri dahi yumuflatan, yo¤uran, flekillendiren... "Tatlı söz yılanı deli¤inden çıkarır." denmifl, derler. Ne kadar do¤ru. En öfkeli oldu¤umuz anlarda bile yüre¤imizdeki karanlı¤ı gündüz aydınlı¤ına çevirir güzel bir söz. "Söz ola kese savaflı / Söz ola kestire baflı / Söz ola a¤ulu aflı, / Ya¤ ile bal ede bir söz." diyor Yunus. Elbette öyledir. En karamsar ve kaos yüklü anları bile cennet iklimine çevirir, alımlı ve iç açıcı bir söz. Bu sebepten, güzel ve nazik konuflan insanların pek düflmanları olmaz çevrelerinde. Bilmeden bir gönül kırarlarsa, hemen tamir ediverirler bir kaç kelimeyle. Mayalarında yalan olmadı¤ı için, inandırıcı bulur çevreleri böyle kiflileri. Zaten yalana ihtiyaçları da yoktur, böyle gönül ve söz ustalarının. Bazen bilmeden açtıkları yaralar olur elbet gönüllerde. Ama bu bilmeden olur ço- K gençlik ceza ve ›slâh evlerini dolduranlarımın, kabiliyetli olmasına ra¤men, sahipsizlik ve ilgisizli¤in yüzünden meslek sahibi olamayanlarımın, yüksek tahsil yapamayanlarımın sayılarını verin! Verin ki, benim uykularımın kaçtı¤ı gibi, sahiplerin, sorumluların, resmi kuruluflların, ö¤retmen, imam, bakan, baflbakanların da uykuları kaçsın! Gerekirse, toplumun tamamının uykusu kaçsın! ‹tilip kakılan, hor görülen, varlı¤ına tahammül edilemeyen, baflarısı kıskançlı¤ı, baflarısızlı¤ı ise kendisi ve beraber yafladı¤ı toplumla geçimsizli¤e zemin hazırlayan bir neslin kurtulufluna çareler aramak, bunun için mücadele etmek, ilk evvelâ bizim boynumuzun borcudur. -Baflarıya götüren yol: ‹lgilenmek, yardımcı olmak, kimli¤ini ve kiflili¤ini kazandıracak ortamı hazırlamak, gereken bilgiyi vermekle bafllar. -Uyum içinde yaflamanın yolu: flayet, "uyum"dan kastımız gerçekten asimile olmak de¤il ise; de¤iflik bir kültür de¤erlerine sahip insanın içinde yafladı¤ı toplumla uyum sa¤layabilmesi için herfleyden önce o insanın bunun fluurunda olması lazım. Bu fluurda olabilmesi için de yukarıda belirtti¤imiz, "kimlik ve kiflili¤i" önceden kazanmıfl olması gerekir. ‹kincisi ise, yerli toplumun (milletin) o insanı kendisi gibi birisi olmadı¤ı ve zorlamayla da olsa yine olamayaca¤ını kabullenmesinin yanısıra, on- Dile Gül Koymak Mehmet Erdo¤an dan, yerli toplumun sosyal ve hukuki düzenine uymasını beklemek de en tabii hakkıdır. -Türk kurulufllarının esas görevi: Camiler, emekli olmuflların hoflça vakit geçirecekleri, adeta çok sevdikleri hobileri haline getirdikleri "ibadet" etmenin ötesinde -bilhassagenç nesillerin problemlerine a¤ırlık veren kurulufllar haline getirilmelidir. Caminin içindeki manevi dünyaya saklanarak gerçekleri görmezlikten gelemezsiniz. Cami imamları gençlik meselesine vakıf olmalı ve en azından kendi cemaatın› yönlendirebilmelidir. Çocuklarımızla ilgili konuları yerli resmi ve fahri çalıflan kurulufllarla koordineli bir flekilde yürütmelidir. Di¤er dernekler, siyasi, dini görüflü ne olursa olsun, kendi evlatlarının meselelerini gündemin en baflına oturtmaları gerekir. Do¤ru teflhis, ancak konunun uzmanı ve samimi insanlar tarafından konabilir. Bu, bir insanlık, bir dindarlık, bir vatanseverlik örne¤idir. Bu, faziletli bir fahri görev, sizi ve neslinizi yüceltecek ulvi bir mesuliyet duygusudur. Huzurlu bir dünya ancak huzurlu nesiller tarafından kurulabilir, korunabilir. Bizim çocuklarımız hırsız, esrarkefl, kavgacı olarak do¤madılar. Biz de öyle de¤ildik. Onları bu duruma getiren sebepleri ortadan kaldırmak bizim boynumuzun borcudur. Birdaha, "Gençlerim eyvah!" diye feryat etmek istemiyorum. Sokmaktan zevk alan acımasız akreplere... Dillerini de, zehirli i¤nelere... Arkadafl! ‹nancın yumuflak ikliminde bir meltem yumuflaklı¤ına çevir sözlerini. Yüre¤i kırgın olanların doktoru ol, masum gönüllerin cellâdı de¤il! Yaralı gönüllere hızır gibi yetifl. Onların kırgınlıklarını gider. Yaralarına söz merheminden sür. Gönlünden akıp gelen ve kelimelerle harmanlanıp, dövülüp flekillenen manevî iksirinle onları iyilefltir. Bak bu hususta Hz. Ömer ne diyor: "Ey Kâbe seni bin sefer yıksam yine yapabilirim. Ama kırık bir kalbi asla!" ‹flte bu derece zor durumda olan bir kırık kalb e¤er onarılırsa sen artık Hakk'ın sevgili kullarından oldu¤una inanabilirsin. Çünkü bir hadis-i flerifte flöyle diyor, Nebiler Nebisi: "Gerçek mü'min, elinden ve dilinden baflkalarının zarar gör- ¤u kez. Lâkin o yarayı dudaklarından akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir anda iyilefltirirler. Asla baflka bir zamana bırakmazlar açtıkları yaraları, oluflturdukları çizikleri. Anında pansuman eder ve tedaviye geçerler. Acı konuflan insan böyle mi? Dil yayından karflıdakine fırlattıkları kırıcı söz oku, paramparça eder muhatabın yüre¤ini. Onlar dönüp bakmazlar bile. Hani yolda arabayla bir hayvanı veya insanı ezen acımasız floförler vardır; arkalarına bile bakmadan kaçıp giden... Aynen öyledir bu zalimler de... Kırdıkları kalbin çırpınıflları ve yanaklardan sızan damlaları görmezlikten gelip, dönüp giderler. Öylelerini akrebe benzetebiliriz. medi¤i kiflidir." Bir gün sahabiler, Nebiler Nebisi'nin yanına varıp, ihtiyar bir kadını övüyorlar. "fiöyle ibadet ediyor, böyle namaz ve oruç tutuyor." Peygamber Efendimiz: "Çevresine davranıflları nasıl o kadının?" diye sorunca, sahabiler: "Çevresine hep kötü davranıyor, Ya Resulullah. Konuflmasıyla kalp kırıyor." diyor. Bunun üzerine Resûlü Ekrem: "Söyleyin o kadına, cenennemde yerini hazırlasın." diyor. ‹flte dost! Tatlı dil ve acı dil arasındaki fark, cennet ile cehennem arasındaki fark gibidir. Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet asa bir iklim ör. ‹stersen kor koy, baflkalarını alev alev yak. Tercih senin... 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 16 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir DOSYA 16 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Evlili¤e bafllarken Muhammet Nebi Çelik E¤itimci-Psk. Dan›flman mn_celik@hotmail.com vlilik, e¤itim ve ö¤renimleri, kültürleri, yetifltikleri aile flartlar› birbirinden farkl› olan erkek ve kad›n›n yaflamlar›n›n geri kalan k›sm›n› birlikte geçirmeyi kararlaflt›rmalar›d›r. Aile, erkek ve kad›n›n ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlar›n› karfl›lad›klar› bir kurum olman›n yan›s›ra, sosyal birlikteli¤in en kuvvetli yafland›¤› toplumun en temel yap› tafl›d›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, böylesine önemli bir birlikteli¤i oluflturacak olan gençler, kiflinin hem dünyas›n› hem de ahiretini çok yak›ndan ilgilendiren karar arefesinde adeta k›l› k›rk yarmal›, çok iyi düflünmelidirler. Evlenecek gençler, ailelerinin inanç ve fikri yak›nl›k duyduklar› dost çevresinden uygun aday› kolayl›kla bulabilirler. Zira bireyi en iyi tan›yan aile üyeleri ve akrabalar›, efl bulma konusunda onun en önemli yard›mc›lar› konumundad›rlar. Sa¤lam temel üzerine oturtulmak istenilen bir evlilik için aileler, bireylerin inançlar›n›, karakter yap›lar›n›, yafllar›n›, tahsil E durumlar›n›, kültürel ve fiziksel özelliklerini göz önünde bulundurmal›d›rlar. Gençlerin dillendirdikleri efl tiplemesi genelde “Güzel ahlak sahibi ve dindar olmas›” fleklindedir. Fakat pratikte bireyler, karfl› tarafta bir çok farkl› özelli¤i daha görmek istemektedirler. Bireylerin aile yaflant›lar›, adet, örf, gelenek ve görenekleri, davran›fllar›n›n flekillenmesinde ana etmen olarak göze çarpmaktad›r. Bütün bunlar evlili¤e de damgas›n› vurmakta, efller karfl› taraf›nda ayn› tutumlar› sergilemesini, kendilerine hak görmektedirler. Yeni bir davran›fl›n kazan›lmas› ise d›flar›dan gelen bir zorlamayla de¤il flahs›n kendi iste¤i ve gayreti ile mümkündür. Gençlere tutum, tav›r ve tecrübeleriyle önayak olma konusunda yetiflkinlere çok büyük sorumluluklar düflmektedir. Özellikle görücü usulü evlilikler için toplumumuzda “‹yi giderse Allah´tan kötü giderse bizden bilinir” inanc›n› tafl›yan insanlar, geçmiflte flahid olduklar› baz› ac› tecrübelerin etkisiyle arka planda kalmak istemektedirler. Mahallelerde, köylerde halka öncülük etme konumundaki flah›slar›n, bu önemli görevi tam anlam›yla yerine getirmeyiflleri nedeni ile evlilik ça¤› gelmifl bir çok gencimiz, uygun bir aday bulamad›¤› için evlenememektedir. Arac›l›k yapacak bireylerin, her iki aile ile iyi bir diyalog içinde olmalar›, taraflar›n birbirlerini iyi tan›malar› ve yanl›fl anlafl›lmalara mahal vermemek aç›s›ndan oldukça faydal› olacakt›r. Münasip bir efl bulundu¤u takdirde gençlerin birbirleriyle görüflüp konuflabilmesi için uygun bir zemin haz›rlanmal›d›r. Bu görüflme s›ras›nda gençler, birbirleri hakk›nda birtak›m bilgileri karfl› tarafa net olarak vermelidirler. Gençler, karfl› tarafta gördükleri baz› özelliklerin etkisiyle kendisine itici gelen birini aday olarak kabul edebilmekte, duygusal yak›nl›¤› dikkate almadan izdivac› gerçeklefltirebilmektedirler. Bu noktan›n gözard› edilmesi ileride baz› sorunlara davetiye ç›karmaktad›r. Peki ama önceli¤i duygulara m›, yoksa mant›¤a m› vermeliyiz?. Karfl› cinsle olan münasebetlerde daha çok duygular ön plandad›r. Elbette ki duygular›n, sa¤l›kl› bir evlili¤in teflekkülünde tart›flmas›z yeri vard›r. Fakat onunla y›ld›zlar›m›z uyufluyor veya ona içim ›s›nd› türünden tamamen duygusal güdümlü bir tav›r tak›nmak efllerin sa¤l›kl› karar almalar›n› engeller. Duygular insan yaflam›nda vazgeçilmez bir öneme sahip olmakla birlikte, insanlar› di¤er canl›lardan ay›ran en temel özelliklerden bir tanesidir. Bu noktadan hareketle duygusal yaklafl›mlar, karar aflamas›nda çok önemli bir yere sahiptir. Fakat yaln›z bafl›na kesinlikle yetersizdir diyebiliriz. Öyleyse bireyler öncelikle mant›klar›n›n seslerini dinlemeli, evlilikten neler bekledi¤ini karfl› tarafa anlatmal›d›r. Bu aflamada bireyler, muhatablar›ndan tatminkar ce- vaplar ald›klar›na kanaat getirirlerse hissi anlamda yak›nl›¤›n olup olmad›¤› yoklanmal›d›r. Tamamiyle duygular›n rehberlik etti¤i yaklafl›mlar, evlenecek adaylara herfleyi pembe bir tablo içersinde sunmakta, bu da onlar›n hata yapmalar›n› kolaylaflt›rmaktad›r. Yeri gelmiflken flunu da belirtmek gerekir ki, özellikle genç k›zlar›n, e¤itimli, varl›kl› ve güzel ahlak sahibi efl aday› aramalari ve bunu ifrat derecesine vard›rmalar› izdivaçlar›n› zorlaflt›rmaktad›r. Elbette her bireyin, muhatab›nda görmek istedi¤i belli bafll› kriterler olmal›d›r. Ancak baz› özellikleri olmazsa olmaza indirgemek, kat› bir mant›k gütmek evlenecek bireyleri çok güç durumda b›rakmaktad›r. Bunun yerine taraflar›n, baz› özelliklerin karfl›l›kl› anlay›fl, sab›r ve gayretle kazan›labilirli¤ine kanaat getirmeleri uygun efl bulmalar›n› ve izdivaçlar›n› kolaylaflt›racakt›r. Bütün bunlar›n yan›s›ra gençler, kendilerini yetifltirmek ad›na baz› sosyal aktivitelere kat›lmal›, bilgi düzeylerini art›rmak için gayret sarfetmelidirler. Zira kiflinin arkadafl çevresinin genifllemesi uygun efl bulmas›n› da kolaylaflt›racakt›r. Unutulmamal›d›r ki evlilikte mutluluk tamamen karfl› tarafta de¤il, bilakis kiflinin kendisinin de güzel ahlak sahibi sab›r ve hoflgörülü olmas›yla yak›n iliflkilidir. Mant›ken, ruhen ve kalben evet diyebiliyor musunuz? “Aktif Yat›r›m” Modeli Say›n okuyucular›m›z projeden yararlanamayanlar ve yerinde bir yay›n organ› nizdir. Bizler marka haline gelmifl bir flirket olarak daha büyük hedeflere kendimizi yönlendirmifl durumday›z. Bununla beraber ismimizin ve logomuzun de¤iflmesi gerekti¤ine karar verdik. 1- Oturmak için emlak: bafllayacak program›m›z, siz- oldu¤unu hepimiz gördük. Almanya`nin flu andaki Teflviklerin azalmas›yla kulla- ler için en iyi yat›r›m model- Gazetenin yöneticilerine bu ekonomik s›k›nt›lar›n› hepi- n›lm›fl bir emlak almak daha leri üzerinde bilgiler sunacak- konuda baflar›lar diliyoruz. Herfleyden önce sizler için en karl› yat›r›mlar›n peflinde oldu¤umuzu bildirmek isteriz. ‹lk defa Hayat Gazetesinde yay›nlanan imaj de¤iflikli¤imizi umar›m be¤enmiflsi- miz bilmekteyiz. Bu s›k›nt›- avantajl› hale gelmifl bulunu- t›r. lardan hiç etkilenmeyen flir- yor. 2- Yat›r›m amaçl› al›nan emlak: Slogan›m›zda belirtti¤imiz gibi siz emlak al›n ve kirac›n›z taksitlerinizi ödesin. ‹kinci model bizim bu sene çok üzerinde duraca¤›m›z Belirli bir aradan sonra Hayat gazetemizin üçüncü say›s›nda sizlerle tekrar buluflmak bizleri sevindiriyor. Böyle bir gazetenin önemi AS Plan Genel Müdürü Abdullah Özer ketimiz, profesyonelli¤in ve bilinçli yat›r›m›n önemini bir kez daha ön plana ç›kard›. ‹nsaat› devam eden Offenbach`taki projemizi A¤ustos 2004`te bitirmifl olaca¤›z. Bu bir yat›r›m projesi olacakt›r. için flu anda Rüsselsheim`da Bu projemizin gerçeklefl- alm›fl oldu¤umuz 16 dairelik mesi için, haftalik ekonomi binam›zdan faydalanmalar›n› program›m›z Nisan 2004`te tavsiye ediyoruz. Kanal 7`de bafllayacakt›r. “Aktif Yat›r›m” ad›nda Emlak yat›r›m modelleri: En önemlisi sizler için yat›r›ma ve ayn› zamanda gelece¤inizi garanti alt›na alman›n yolu sadece bizim sizler için haz›rlad›¤›m›z yat›r›m modelleri belirleyecektir Sayg›lar›m›zla. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 17 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir DOSYA HESSEN 17 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Gençli¤imize sahip ç›kal›m Hikmet Atak IGMG Gençlik Teflkilat› Hessen Bölge Baflkan› ençlik dönemi insanın en hareketli ve dinamik oldu¤u dönemdir. Erkek olsun Kadın olsun gençlik döneminde hayatı toz pembe görür, sahip oldu¤u enerjiyi kullanmak için harekete ihtiyaç duyar. Yafladı¤ı ortamda geliflen olayları hisleriyle de¤erlendirir. Gençlik döneminde kendisine verilen fırsatları baflarıya dönüfltürme yetene¤ine sahiptir. Halk arasında Delikanlılık dönemi diye adlandırılan bu zamanda, ondaki cevheri keflfedip kiflilik ve sorumluluk bilinci kazandırmak gerekir. Gençlik dönemini iki açıdan ele alabiliriz. G 1- Do¤ru ideal peflinde olan gençlik 2- Zevk ve nefisinin peflinde olan gençlik Olayı manevi açıdan ele alarak müslüman gençlik üzerinde durmak istiyorum. ‹deali ‹slam olan gençlik. Arzu edilen ve özlenen gençlik budur. Maneviyat ve Ahlaktan yoksun bir gençli¤in dimdik ayakta durması mümkün de¤ildir. Maneviyattan yoksun yetiflen gençlerin bulundu¤u topluma ve bütün insanlı¤a verecek müsbet hiçbirfleyi yoktur. Avrupa’da yaflayan müslüman gençli¤imize bakmak için küçük bir pencere açtı¤ımız da malesef bir çok gencimizin maneviyat ve ahlaktan uzak, tarihinden bihaber özbenli¤ini kaybetmifl rotasını flaflırmıfl gemi gibi sa¤a sola sürüklendi¤ini görüyoruz. Yafladı¤ı toplumun inanç ve kültürüyle asimile olmak tehlikesiyle karflı karflıya kalan müslüman bir nesil. Avrupa’da yetiflen üçüncü neslimiz cami ve cemaatten kopmufltur. Yeterli ‹slami e¤itim verilmiyor, Türkçe olarak verilen e¤itimleri anlamakta zorluk çekiyorlar, okul hayatlarında baflarılı olamıyorlar. Müslüman ailellerin çocuklarının %90’›nı hauptschule’de ö¤renim yaptı¤ı için, yüksek okul imkanları ve meslek yapmaları zorlaflıyor. Avrupa’da müslümanların kurdu¤u birçok sivil kurulufllar bulunmaktadır, ancak pek azı yukar›da saymıfl oldu¤umuz problemlere çözüm getirme çabası içindedir. ‹slam Toplumu Milli Görüfl Gençlik Teflkilatı genifl alanda gençli¤e özellikle ikinci ve üçüncü neslimize hizmet sunma gayretindedir. Çocuk Kulubünden, Jungendherberge e¤itim seminerlerine, Sosyal ve Kültürel faaliyetlerden, e¤itim derslerine, Üniversitelilerden ev ödevleri yardım kurslarına ve daha bir çok alanda e¤itim hizmetleri sun- görmek zorundayız. Cami cematı maktadır. Ancak bütün bu çalıflmalaolan müslümanların çocukları da yani ra asıl destek vermesi gereken veliler bizim gençlerimiz de camiden kopyani anne ve babalar bu fedakarlı¤ı makta zaman zaman ailesine isyan etyapmamaktadırlar. (‹stisnalar hariç). mekte ve evliliklerini ‹slami dü¤ün Dünyalık için yaptıkları yatırımları öz adı altında ‹slama uymayan programevlatlarının e¤itimleri için yapmıyorlarla yapmaktadırlar. Star olan sanatlar. Yat›lı olarak yapılan bir jugendçıların hayat tarzlarını taklit etmekte, herberge e¤itimine verecekleri 25-30 Televole vb. programlar seyredilerek Euroyu çok görüyorlar. Sosyal ve külahlak yapılarını kaybetmek tehliketürel alanda yapacakları faaliyetlere siyle karflı karflıyadırlar. finansal destek vermiyorlar. Mal ve Bütün veliler, Anne ve Babalar para hırsıyla çalıflırken yavrularını hep birlikte bu sorunları çözmek zodolayısıyla ahiretlerini ihmal ediyorrundayız. Genç kardefllerimize cami lar. Onların penceresinden dünyaya yanlarında onların hem ö¤renece¤i bakamıyorlar. Ve bir gün yakınmalar hemde e¤lenece¤i mekanlar hazırlabafllıyor. Evladım benim sözümü dinmalıyız. Camilerimizi gençlerimizin lemiyor, Camiye gitmiyor, kötü çevre ihtiyaçlarını karflılayacak bir külliye ediniyor‚ okumuyor vs. ‹flte o zamanhaline getirmeliyiz. Bütün bunları bir da ifl iflten geçmifl oluyor. Çünkü a¤aç ibadet aflkıyla yapmalıyız. yafl iken e¤ilir. Maneviyat ve ahlak Kardefllik ve barıfl için bütün indersi almamıfl olan genç huzuru sosanlı¤ın ve gençli¤imizin Selamet ve kakta diskotekte uyuflturucuda arıRefahı için, Fazilet mücadelemizi iki yor. ‹çki ve fuhufl bataklı¤ında kaybocihan Saadeti için bütün gücümüzle lup gidiyor. sürdürece¤iz. Bu kaybolup giden nesil bizim neslimiz, bizim kardefllerimiz, bizim canlarımız. Kollarımızı makas gibi açarak bataklı¤a giMüslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi! den yolları tutmalıyız. Bunu kendimiHalimiz bir inhilal etmifl vücudun halidir. ze görev bilmeliyiz. Ruh-i izmihlalimiz ahlakın izmihlalidir. Biz artık ne yapSade bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli: tı¤ımıza neyi yapBır halas imkanı var: Ahlakımız yükselmeli, madı¤ımıza bakmak ama görerek bakmak zorundayız.. Öz elefltiri yaparak eksiklerimizi Yoksa pek korkunç olur katmerlesip hüsranımız … Çünkü hem dünya gider, hem din, e¤er yapmazsanız. (SAFAHAT) Yans›tmak ve... Eylem Zengin ve fakir ülkeler aras›ndaki fark ülkelerin yafl› de¤ildir. Mesela, Hindistan ve M›s›r gibi ülkelerin ikibin y›ldan fazla geçmifli vard›r ve fakirdirler. Öbür taraftan, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi 150 sene önce isimleri bilinmeyen ülkeler kalk›nm›fl ve zengin ülkelerdir. Do¤al kaynaklar›n var olup olmamas› da zengin ülke fakir ülke aras›ndaki fark› yaratmaz. Japonya ufac›k bir adaya s›k›flm›fl, %80 arazisi tar›ma ve hayvanc›l›¤a uygun olmayan bir ülkedir ama ayn› zamanda dünyan›n ikinci büyük ekonomisidir. Ülke dev bir yüzer fabrika gibidir, bütün dünyadan ham madde ithal eder, sonra da bütün dünyaya bitmifl ürün ihraç eder. Di¤er bir örnek, kakao yetifltiremeyen ancak dünyan›n en kaliteli çukolatas›n› üreten ‹sviçredir. 4 ay da sürse de k›sa yaz döneminde topra¤›da ekerler, hayvanc›l›k da yaparlar. Bu yetersizlikte bile ürettikleri süt ürünleri en iyi kalitededir. Bu ufak ülke yans›tt›¤› güvenli, düzenli ve çal›flkan ülke imaj› sayesinde dünyan›n para kasas› ol- may› da baflarm›flt›r. Zengin ve fakir ülkelerin yöneticilerini birbirleriyle karfl›laflt›rd›¤›n›zda aralar›nda önemli bir fark bulamazs›n›z. Irk ve deri rengi de önemli de¤ildir: Kendi ülkelerinde tembel olarak tan›nan iflçiler asl›nda zengin Avrupa ülkelerinin arkas›ndaki ana üretici güçtür. Peki; O zaman aradaki fark nederen gelmektedir? Fark uzun y›llard›r kültür ve e¤itim ile içlerine ifllenen de¤iflik bak›fl aç›s›d›r. Zengin ve kalk›nm›fl ülke insanlar›n›n davran›fllar›n› inceledi¤imizde, büyük bir ço¤unlu¤un flu prensiplere kalben inand›¤›n› görüyoruz: Temel ahlaki kurallar›. 1. Dürüstlük. 2. Sorumluluk. 3. Kanun ve kurallara sayg›. 4. Baflkalar›n›n hakk›na sayg›. 5. Çal›flkanl›k. 6. Tasarruf ve yat›r›ma inanç. 7. ‹rade. 8. Dakiklik. Geri kalm›fl ülkelerde nufusun çok küçük bir az›nl›¤› bu prensiplere inanmaktad›r. Biz, do¤al kaynaklar›m›z olmad›¤› için veya do¤a bize karfl› zalim davrand›¤› için fakir de¤iliz. Biz do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›m›z için fakiriz. Zengin ve kalk›nm›fl ülkeleri o noktaya getiren ifllevsel prensiplere uymak ve bunlar› çocuklar›m›za ö¤retmek azmimiz olmad›¤› için hala fakiriz. Bu yaz›y› okuyup düflünmezseniz ne size bir fley olacak, ne köpe¤iniz hastalanacak, ne iflinizden kovulacaks›n›z, ne de yedi sene boyunca lanetleneceksiniz. Ama vatan›n›z› seviyorsan›z, bu mesaj›n mümkün oldu¤u kadar çok kiflinin eline geçmesini sa¤lay›n›z. Ne kadar çok kifli do¤ru prensipleri benimserse o kadar çabuk düze ç›kar›z. Hadi Kolay Gelsin! 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 18 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir DOSYA 18 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Gençlik AfiURE GÜNÜ üce Allah 7- Hz. ‹brahim biz kullar›(A.S.) o günde n›n günah, do¤mufltur. kusur ve hatadan 8- Hz. Davud uzak kalamayaca(A.S.)›n tevbesi o ¤›m›z› bildi¤i için, gün kabul buyuaff›m›za ve sevab›rulmufltur. m›z›n ço¤almas›na 9- Hz. Yakub vesile olsun diye (A.S.)›n gözleri o mübarek gün ve gün görmeye baflgeceler tesbit etlam›flt›r. mifltir. Bu müba10- Hz. Peyrek günlerden biri gamber (A.S.)›n de “AfiURE” gügelmifl geçmifl büBekir B‹LG‹N nüdür.. tün günahlar› o gün Hicri tarihin bi‹lahiyatç› affolunmufltur. rinci ay› olan MuBaz› alimlere göharrem ay›n›n onuncu günü “Aflure de bu günün önemli olmas› Yüre Günü”dür. 1 Mart günü kutlad›ce Allah’›n Muhammed ümmetine ¤›m›z aflure gününün ve hicri yeni nasip etti¤i flu on ikramdan dolay›y›l›n bütün insanl›k için hay›rlar ve d›r: mutluluklar getirmesi en büyük di1- Recep Ay› le¤imizdir. 2- fiaban Ay› Eshab-› Kiram›n (A.R.): “Ya Re3- Ramazan–› fierif Ay› sulallah, Allahu Teala Aflure günü4- Kadir Gecesi nü di¤er günlerden üstün tutmufl 5- Ramazan–› fierif Bayram› mudur?” diye sorduklar›nda, Pey6- Allahu Teala’n›n Kuran-› Kegamberimiz; “Evet, Allahu Teala rimde bildirdi¤i, Zilhiccenin ilk on Aflure gününü di¤er günlerden üsgünü tün tutmufltur. 7- Arefe günü Aflure gününde bir hastay› zi8- Kurban Bayram› Günü yaret eden, bütün insanlar› ziyaret 9- Cuma Günü etmifl gibi olur. Aflure gününde bir 10- Aflure Günü kimseye su veren hiç isyan etmeAfiURE YAPMA GELENE⁄‹ mifl gibi olur. Hz. Nuh (A.S.) ve müminler Bir kimse Aflure günü ailesinin yukar›da geçti¤i gibi 10 Muharrem nafakas›n› artt›rsa, Allahu Teala günü gemiden inerek karaya ayak bütün bir sene boyunca o kiflinin basm›fllard›r. O gün kurtulufllar›na r›zk›n› bollaflt›r›r.” buyurmufltur. bir flükran borcu olarak oruç tutHz. Süfyan (R.); “Biz bunu elli mufllar, geriye kalan g›dalar›n›n, y›ld›r tecrübe ediyoruz kolayl›k ve hepsini birbirine kat›p Aflure ismirahat geçimden baflka bir fley görni verdikleri yeni bir çeflit yemek medik” demifltir. yapm›fllard›r. O günden bugüne Peygamber (S.A.V.) Efendimikadar bu adet devam etmifltir. Büzin sevgili torunu Hz. Hüseyin’in tün müminler, Hz. Nuh ve berabezalimlerin elinden flehadet merterindekilerin kurtulufllar›n›, oruc tubesiyle kurtulup Yüce Allah’a ve dedesine kavuflmas› da ne hikmettarak aflure yaparak kutlarlar. tir ki bu gün meydana gelmifltir. AfiURE ORUCUNUN Alimlerimize göre bu günü FAZ‹LET‹ önemli k›lan sebepler flunlard›r: Bir Hadis-i fierifte: “Aflure günü 1- Hz. Musa ve ümmeti aflure Peygamberler (A.S.) oruç tutmuflgünü firavun ve ordusundan kurlard›r.Binaenaleyh onu siz de tutulmufllard›r. tun” buyurulmufltur. 2- Hz. Nuh (A.S.)›n gemisi, CuBaflka bir Hadis-i fierifte de, di da¤›n›n üzerine aflure gününde Peygamber (A.S.): “Aflure Günü tuoturmufltur. tulan orucun Allah indinde o gün3- Hz. Yunus (A.S.) bal›¤›n karden önce bir senenin günahlar›na keffaret olaca¤›n› hesaba katar›m n›ndan Aflure günü kurtulmufltur. buyurmufltur. Ancak Musevilerin 4- Hz. Adem (A.S.)›n tevbesi sadece Muharremin onuncu günü Aflure günü kabul buyurulmufltur. oruç tutmalar›na benzememek için 5- Hz. Yusuf (A.S.) o gün kuyuPeygamberimiz öncesine veya sondan Aflure günü ç›kar›lm›flt›r. rasona bir gün daha ilave edilme6- Hz. ‹sa (A.S.) o gün do¤mufl sini istemifltir.” ve o gün göklere kald›r›lm›flt›r. Y HESSEN Sümeyye AY nsano¤lu bir yolcudur. Bu yolculuk ana rahmine düflmekle bafllay›p, çeflitli u¤raklardan sonra ebedi hayattaki ebedi memleketine ulafl›r. ‹nsan›n bu yolculu¤unun en önemli k›sm›n› kendi iradesini en yo¤un oldu¤u dünyada geçen merhalesidir. Dünya hayat›n› oluflturan merhalelerden flüphesiz en önemlisi ve kiflinin en aktif oldu¤u dönem gençlik y›llar›d›r. Gençlik insan vücudunun en dinamik saf ve parlak duygularla yüklü ve en verimli y›llar›d›r. ‹leride verilecek kaliteli eserlerin temelleri gençlik y›llar›nda at›l›r... Gençlik ömrün sabah›, duygular›n tezahürü, mevsimlerden de bahar.... ‹yi ve kötü yönlerin belirlendi¤i, hayat merdivenlerinin ilk basamaklar›, ufu¤a aç›lan yolun bidayeti.... Hz. Ali efendimize sormufllar: "Kime baflvurduysak hepsi; sonumuzdan korkar›z dediler" Siz ne buyurursunuz? Hz Ali flu hikmetli cevab› vermifl: "Evet herkesin sonundan korkmas› do¤rudur. Çünkü hüküm sona göredir. Fakat ben önümden korkar›m. Zira son öne, inifl ç›k›fla, bitifl bafllay›fla ba¤l› ve tabidir.... Gençlik de ihtiyarl›k iniflinin ç›k›fl›, ömür bitiflinin bafllang›c›d›r... Bir düflünürün flu sözü de düflünmeye de¤er... Gençli¤in e¤lenceye mahsus oldugunu söyleyenler ya ahmaklar veya düflmanlard›r.. Gençlik y›llar› hayat mücadelesine gerekli bilgi ve al›flkanl›klar›n kazan›lma ça¤›d›r... Gençlik dönemi ak›ldan çok hisleri dinler. His ve heves ise kördür, iflin sonunu görmez. Bir dirhem peflin lezzeti ileride bir batman lezzete tercih eder. Böylelikle ömrün saadeti mahvolur. Kör hislere kap›lan gençler bilhassa yaflad›¤›m›z Avrupa k›tas›nda a¤lar›na alan f›rsatç›lar, çürük bir toplum oluflmas›nda maalesef baflar›l› oluyorlar. Bizler de buna sadece seyirci kalabiliyoruz. Hayat k›sa, misyon a¤›r, f›rsatlar ise geçicidir. Bu geçici f›rsatlardan en önemlisi de gençliktir... Gençlik tutulmaz elle... Geçirme bofl emelle.... ‹ dedi¤i gibi flairin. Gençlik dönemi bireyleri oldu¤u kadar, manevi flahsiyet tafl›yan millet ve toplumlar›n gelece¤i için de önem arzetmektedir... Bir milletin gençli¤i, o milletin gelece¤idir... Gençli¤in bu tart›fl›lmaz önemine tarih boyunca da flahit olunmufltur ki, büyük ve esasl› davalar, genç dinç her yönden yetiflmifl, idealist flah›slar›n omzunda tafl›nm›fl ve yükseltilmifltir. Kifli gençlikte ne ekerse yaflland›¤›nda mahsülleri karfl›s›na ç›kar. Gençlikte yap›lan ibadetler o fani gençli¤in kal›c› meyveleridir. Kifli ihtiyarlad›kça gençli¤in iyilikleri olan kal›c› meyvelerini elde etmeye devam etti¤i taktirde gençli¤in zararlar›ndan, taflk›nl›klar›ndan kurtulur. Gafiller gibi 5 10 senelik gençlik lezzetine karfl›l›k 50 sene eyvah gençli¤im gitti diye hay›flan›p gençli¤ine a¤lamas› fuzulidir. Bahar gibi süslü sevgileri, sevgi ise de¤il mi ki ilahi sanat seyretmek yönüyledir. O bahar›n gitmesiyle seyretme lezzeti yok olup gitmez. Çünkü bahar›n yald›zl› bir mektup gibi verdi¤i manalar› herzaman seyredebilir. Kiflinin hayal› ve zaman, sinema fleritleri gibi ona seyretme lezzetini devam ettirmesinin yan›s›ra o bahar›n manalar›n›, güzelliklerini tazeler... O vakit sevgi kayg›l›, elemli ve geçici olmaz. Aksine lezzetli keyifli ve baki olur. Dünyaya olan sevgi ise Cenab-› Hakk ad›na ise o zaman dünyan›n s›k›nt›lar›, cana yak›n bir arkadafl hükmüne geçer. Tam bir rahatla o misafirhenede ikamet suresi geçer. E¤er bu dünya ehli gafiller gibi sevilirse, s›k›nt›l›, ezici, bo¤ucu, fenaya mahkum, neticesiz bir muhabbet olur.......... Bize düflen misyon ise gençli¤imizi bir f›rsat att›¤›m›z her ad›m› onun r›zas›n› sayarak hasenat kesemizi doldurmakt›r.... Bu hasenatlar ihtiyarlad›¤›m›zda ruhi sa¤l›¤›m›z›n sigortas› olucakt›r... Muhabbet, ihlas ve dua ile vesselam.... 3. sayi sayfalar Hayat 04.05.2009 20:58 Uhr Seite 19 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹ 19 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 20 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ÖZEL HABER 20 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Türkiye Deniz Yolları ‹flletmesi ve Sun Tours Holiday 2004 sezonuna hazır TD‹ seferleri 15 May›s’ta bafll›yor RANKFURT- Türkiye Deniz Yolları ‹flletmesi ve Sun Tours Holiday 2004 yılı sezon çalıflmaları ile ilgili bilgiler vermek üzere Frankfurt havalimanı konferans salonunda bir basın toplantısı düzenledi.Toplantıya TD‹ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Baflkanvekili Burhan Külünk, Sun Tours Genel Müdürü ve TD‹ Avrupa Sorumlusu Ali Güngör, Sun Tours Türkiye Temsilcisi Levent Demira¤lı ve APEA Media Genel Müdürü Gürsel Uçar katıldılar.Toplantıda TD‹’nin bu sezon çalıflmalarına iliflkin bilgi veren TD‹ Genel Müdürü Burhan Külünk ‘Türkiye Denizcilik ‹flletmeleri Anonim fiirketine ba¤lı Denizyolları iflletmemiz, öncüsü oldu¤u Adriyatik seferlerine 2004 yılında da devlet güvencesiyle devam edecektir” dedi. F HEDEF 40.000 YOLCU Külünk sözlerini flöyle sürdürdü: ”80’li yıllardan beri hizmet vermekte oldu¤umuz Adriyatik hattı, 90’lı yılların baflında baflladı¤ımız düzenli seferleri ile ülkemizle Avrupa arasında bir deniz yolu köprüsü oluflturmufl, yüzbinlerce vatandaflımızı emniyetle sevdiklerine kavuflturmufltur.Bugün Avrupa’nın çeflitli ülkelerinde yaflayan ve çalıflan yurttafllarımız gerek ai- leleri, gerek araçlarıyla feribotlarımızı tercih etmekte, ülkelerine duydukları hasreti gemilerimize ayak basar basmaz kendilerini karflılayan tamamı Türk mürettebatın sıcak ilgisi ve Türk mutfa¤ının yemekleriyle gidermektedir.2004 Adriyatik Hattı seferlerimiz bu yıl iki gemiyle, 15 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleflecektir.40.000 yolcu taflımayı hedefledi¤imiz Çeflme-Birindisi ve ‹zmir-Venedik seferlerimizde, Samsun ve Ankara feribotlarımız hizmet verecektir.Her biri 780 yolcu ve 215 araç kapasiteli feribotlarımızda, yolcularımızın rahatı için her türlü konfor sa¤lanmıfl olup, uluslararası standartlardaki teknik özelliklerle donatılarak, tecrübeli Türk kaptan ve mürettebat görev yapmaktadır.Adriyatik hattında marka olmufl Denizyolları ‹flletmemiz, yıllardır güven ve sorumlulukla çizdi¤i rotasını, ekonomik avantajlar sa¤layan yeni paket programlarla daha da cazip hale getirmifltir.Bu yıl bafllayaca¤ımız çeflitli indirim uygulamalarımızın da yolcularımızı memnun edece¤ini ummaktayız.Özellikle Çeflme’den pazartesi, Birindisi’den çarflamba günü kalkacak feribotlarımızda yolcularımızdan tüm sezon boyunca düflük sezon ücreti alınacaktır.‹ndirimlerimizden di¤er alternatifleri yolcularımızın acentalarımızdan en kısa sürede ö¤renmelerini tavsiye ederiz.Türk Denizcili¤inin öncü kurumu olan iflletmemiz, deniz turizmine kendisinin kattı¤ı Adriyatik Hattı Seferlerinde seyahat edecek tüm yolcularına hayırlı bir sezon diler.” TD‹ Avrupa Sorumlusu ve Sun Tours Genel Müdürü Ali Güngör gazetemize yaptı¤ı açıklamada Alman makamları tarafından 1 Mart 1996 tarih ve 6153 sayılı iflletme belgeli Sun-Tours Holiday ünvanı ile yaklaflık 7 yıldır Almanya’dan Türkiye’ye yönelik faaliyet gösteren, a¤ırlıklı olarak paket turlar düzenleyen ve iflçi uçak biletleri satıfla sunan tur operatörü olarak 2003 yılından itibaren Türkiye Denizcilik ‹flletmeleri’nin ‹talya-Türkiye arasındaki feribot seferleri yapan flirketlerinin TD‹ genel acentalı¤ını üstlendi¤ini bildirdi.Güngör, TD‹’nin son yıllarda Avrupa’da yaflayan vatandafllarımızın yaflamıfl oldukları feribot çilesine son vermek, olumsuzlukları gidermek ve daha iyi hizmet vermek amacıyla sefer sayılarını artırdı¤ını ve kaliteli hizmeti ön planda tuttuklar›n› ifade etti. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Hayat Seite 21 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN ÖZEL HABER Mart-März 2004 / Muharrem 1425 21 AVRASYA FLY AIR ‹fiB‹RL‹⁄‹ ‹LE STUTTGART UÇUfiLARI BAfiLIYOR ayat (Özel)- Avrasya Turistik ve Fly Air iflbirli¤i ile 2 Nisan 2004 tarihinde bafllayacak olan Stuttgart uçufllar›n›n tan›t›m ve bilgilendirme toplant›s› Stuttgart Mar›tım Otelde düzenlenen toplant› ile yap›ld›. Fly Air”dan; fiirketler Grubu Baflkan› Say›n Mehmet Hasancebi, Ynt. Krl. Bflk. fiadan Sat, Genel Müdür Ahmet Karaman, Ticaret Müdürü Ufuk fien, Hollanda Bölge Müdürü Yaflar Bayrak, Amsterdam ‹stasyon Müdürü Esat Aksak, Sultan Reizen Türkiye Müdürü Fatih Güner´in kat›ld›¤› geceye Avrasya Turistik Ynt. Krl. Bsk. Asker Sak›nmaz, Stuttgart Müdürü Murat Sun ve Yönetim Kurulu üyeleri Hasan fiahin ve Niyazi fiahin ev sahipli¤i yapt›lar. Misafir olarak T.C. Stuttgart Baflkonsolosu Ahmet Funda TEZOK, Gıda sektöründe hizmetleri ile tanınan ‹tikat’ın Sahibi Sami ERKURT, Baflarılı Avukat Altar Türker FENDO, çok sayıda ifladamı, acenta ve basın mensubunun katıldı¤ı toplantıda T.C. Stuttgart Baflkonsolosu Ahmet Funda TEZOK yaptı¤ı konuflmada Avrasya – Fly Air ortaklı¤ının hayırlı olmasını diledi. Daha sonra Avrasya Turistik Ynt. Krl. Bflk. Asker Sak›nmaz bir konuflma yaptı. Sak›nmaz konuflmasında sunları söyledi; “2001 YILINDA DE⁄ERL‹ ACENTALARIMIZ ARACILI⁄I ‹LE TÜRK ‹NSANINA LAYIK OLDU⁄U KAL‹TEY‹ SUNMAK AMACIYLA FAAL‹YETLER‹NE BAfiLAYAN AVRASYA TUR‹ST‹K; ALMANYATÜRK‹YE ARASINDA CHARTER SEFERLER‹NE GET‹RD‹⁄‹ YEN‹ ANLAYIfi VE TÜM MÜfiTER‹LER‹NE SUNDUGU KAL‹TE STANDARDI ‹LE SEKTÖRDE L‹DER F‹RMALAR ARASINA KISA ZA- H MANDA G‹RMEY‹ BAfiARMIfiTIR.” “2001 YILINDAN BER‹ STUTTGART MERKEZL‹, ANKARA, ‹STANBUL, ‹ZM‹R VE KAYSER‹ ‹RT‹BAT BÜROLARIMIZLA B‹RL‹KTE S‹Z KIYMETL‹ ACENTALARIMIZIN DESTEKLER‹ ‹LE BUGÜNLERE GELD‹K.” “2004 YILI YAZ PROGRAMINI 2 N‹SAN 2004 TAR‹H‹ ‹T‹BARIYLE ‹LK UÇUfiUNU TÜRK‹YE´N‹N EN BÜYÜK ÖZEL HAVAYOLLARINDAN FLY AIR ‹LE UÇMAYI PLANLADIK. FLY AIR 9 ADET AIRBUS-A300 VE 5 ADET BO‹NG 737 OLMAK ÜZERE TOPLAM 14 UCAK VE 3522 KOLTUK KAPAS‹TES‹ ‹LE H‹ZMET VERECEKT‹R.” “FLY AIR 2002 YILINDA TÜRK‹YE´DE TAMAMI YERL‹ SERMAYE ‹LE KURULMUfi OLUP, YURTDIfiINDA AVRUPANIN HER NOKTASINA UÇUfi YAPAN B‹R M‹LL‹ HAVAYOLUMUZDUR. ‹Ç HATLARDA 2003 EK‹M AYINDA TRABZON UÇUfiLARINI BAfiLATMIfi VE YEN‹ HATLAR ‹LAVE ETM‹fiT‹R. FLY AIR´‹N KATKILARIYLA 2004 YILINDA HEDEF‹M‹Z VE SLOGANIMIZ; DAHA KAL‹TEL‹, DAHA EKONOM‹K VE DAHA GÜVENL‹ H‹ZMETT‹R.” “AVRASYA KU- RULDU⁄U GÜNDEN BER‹ S‹ZLER‹N KATKILARIYLA BÜYÜDÜ VE BUGÜNLERE GELD‹. BUNDAN SONRA DA S‹ZLERLE B‹RL‹KTE ELELE DAHA DA ‹LER‹YE G‹DECE⁄‹M‹ZE ‹NANIYORUM.” “V‹ZYONU; ULUSLARARASI HAVACILIK SEKTÖRÜNDE GÜVEN VE H‹ZMET KAL‹TES‹ ‹LE TANINAN, SEÇK‹N, YEN‹L‹KLERE AÇIK OLAN fi‹RKET‹M‹Z AVRASYA; YEN‹ SEZONDA VATANDAfiLARIN RAHAT VE HUZURU ‹Ç‹N S‹ZLERIN DESTE⁄‹ VE YOLCULARIMIZIN TAKD‹R‹ ILE FLY HAVA YOLLARI ‹LE B‹RL‹KTE YOLUNA DEVAM EDECEKT‹R.” “AVRASYA KURULDU⁄U GÜNDEN ‹T‹BAREN S‹ZLER‹N KATKI- LARIYLA BÜYÜDÜ VE BUGÜNLERE GELD‹. BUNDAN SONRA DA, S‹ZLER VAROLDUKÇA AVRASYA DA VAR OLACAKTIR. GÜNDEN GÜNE GÜÇLENEREK, DAHA KAL‹TEL‹ B‹R fiEK‹LDE S‹Z ACENTALARIMIZA VE S‹ZLER‹N ARACILIGI ‹LE TÜM VATANDAfiLARIMIZA H‹ZMET VERMEYE DEVAM EDECE⁄‹Z” Asker Sak›nmaz; Stuttgart uçufllar›n›n turizmin hareketlenmesi aç›s›ndan önemli bir destinasyon oldu¤unu, 2004 y›l›nda 2003 y›l›na göre talebin yüzde yirmi artaca¤›n› tahmin ettiginin ifade etti. Ard›ndan konuflma yapan Mehmet Hasançebi Fly Air´in ilk kez yapaca¤› Stuttgart uçufllar›ndan çok umutlu olduklar›n›, gerek acentalara, gerek yolculara kaliteli ve güvenli bir hizmet sunmak için çaliflmalar yapt›klar›na de¤indi. Modern uçaklarla uçtuklarını belirten Hasançebi: “Stuttgart’ı bir dönem için de¤il kalıcı olmak ve uzun zaman hizmet vermek için düflünüyoruz. Ülkemize giden 12 Milyon turistin sadece 4 Milyonunu Türkiye merkezli flirketler taflıyor. Bu oranı yülseltmek için çok çalıflmamız gerekmektedir. AB’ ye giriflin yolu tanıtımdan geçer.” dedi. Tan›t›m gecesi dilek ve temenniler ile sona erdi. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 22 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ÖZEL KÖfiE 22 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Mezarl›k Pazarl›¤›ndan, HAYAT’A...! Mustafa KASALAK nce tüm dostlara merhaba der çocuklar, gençler, han›mlar ve ihtiyarlar; tümünüze flu hayat›n köflesinden hayat dolu günler temenni ederim. Bafll›¤a ilk bak›pta kimse gerçekten tam ölürken hayata döndü¤ümüzü filan sanmas›n. Aman ha aman... Anlatay›m. Geçenlerde Frankfurt’ta Hessen eyaleti baz›nda yap›lan birçok cemiyetin kat›l›m›yla gerçekleflen Kur’an› Kerim tilaveti yar›flmas›na davetli idik. O muhteflem manevi yar›flmada minik denecek yaflta çocuklar›n ve gençlerin leziz ve fakat ikramlar› ile kalplerde derin izler b›rakan ses ritimleri aras›nda herkesin huflu ve biraz heyecanla kendini baflka baflka alemlerde hissetti¤i zaman diliminde bir seans aras› verildi. Biz de bu zaman zarf›nda o mistik atmosferden istifade ederek zaman zaman görüflemedi¤imiz de¤erli dost ve ya- Ö renlerle biraraya geldik. Bu vesile ile biraraya gelmenin hazz›n› tad›yorduk. Allah dostlar› eksik etmesin. O da ne? Etraf›m›z genifl bir daire ile ihate edilmifl. Karadenizli bir dostum bana hitaben o güzel uslubu ile “Ya Paflkan zaten moralumuz pozuk, ee içeruda zaten hep a¤laduk. Pize espirilu pifley anlat da, gülelum da.” diye ›srar etti. Ben yoo bugün hiç bofluna ›srar etmeyin. Bugün ben kendimi ahirete ay›rd›m der demez tüm dostlar kahkahay› bast›lar. Anlad›m, yine suyu ters ak›tt›k galiba!. Dedim ki; dostlar, bu devirde sevaplar› bir bir ve ufak ufak zor flartlarda topluyoruz. Üç befl saniyede bonkörce harc›yoruz filan dediysem de bakt›m ikna olmayacaklar. Tamam: Bir anlaflma yapal›m diyerek kafamdaki fikri hemen ortaya koymaya bafllad›m. “Bak›n arkadafllar birbirimizi çok seviyoruz de¤il mi?” Hepsi birden: “Evet” dediler. “Dünya telafl› çok mu?” “Çok” dediler. “‹fl, güç, evlat, avrat vs. do¤ru mu?” “Do¤ru” “Biraraya çok nadir geliyoruz, öyle mi?” “öyle” dediler. “Bak›n o zaman demem odur ki derken. Karadenizli arkadafl “Ula paflkan, çatlattun pizu. De daa meraklanduk.” Arkadafllar malum hepimizin ski zamanlar›n birinde bir öküz sürüsü yaflarm›fl. Yaflarm›fl yaflamas›na, ama civardaki aslanlar bir türlü rahat b›rakmazm›fl onlar›. Hemen her gün sald›r›rlarm›fl sürüye. Öküz dedi¤in öyle yabana at›l›r bir hayvan de¤il ki, bir araya topland›lar m› kolayca defetmesini bilirlermifl o koca aslanlar›. Gerçi bir iki s›yr›k al›rlarm›fl, ama yine de boyun e¤mezlermifl aslanlar›n zorbal›¤›na. Gün geçtikçe aslanlar› alm›fl bir kayg›. Tavflan, fare gibi küçük hayvanc›klarla beslenir olmufllar. Gitgide güçten düflmüfller. Eee aslan bu, hiç fareyle doyar m›. "Her halde bize bu otla¤› terk etmek düflüyor" demifl aslanlardan birisi. "Evet" diye tasdik etmifl di¤erleri. Nereye gideriz diye düflünürlerken "bir dakika!!" diye bir ses duymufllar gerilerden. Herkes dönüp bakm›fl sesin geldi¤i tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz m› kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'm›fl söze at›lan. "Hay›r" demifl, "hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana b›rak›n, ben hallederim bu ifli." ‹nanmam›fl kimse ona, ama haydi bir flans verelim ne ç›kar diye düflünmüfller. O da alm›fl yan›na bir iki aslan ve gitmifl öküzlerin yan›na. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmam›fl. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz baflta olmak üzere befl irik›y›m öküz yaklaflm›fl onlara. Sormufllar ne istediklerini. Topal aslan bafllam›fl konuflmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlar›na bak›p ürperiyormufl. Sayg›de¤er öküz efendiler" diye bafllam›fl lafa. "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum, sizleri çok defa incittik, kimbilir kaç›n›zda flu pencemin izi vard›r. Ama inan›n›z bunlar›n hiç birini isteyerek yapmad›k. Biliniz ki biz aslanlar, bar›flç› bir milletiz. Hele öküzlerle hiç bir al›p vermedi¤imiz olamaz. Evet, size de- E memleketi ayr› ayr›. Kimi Tokatl›, kimi Çorumlu, kimi Konyal›, kimi Ordulu vs. Dolay›s› ile rahmetli olunca ayr› ayr› yerlere gidece¤iz ve irtibat›m›z tamamen kesilecek. Benim fikrim flu. Gelin hepimizin mutab›k kalaca¤› bir yerden büyük bir tarla veya arsa alal›m. Herkes vasiyetine yazs›n. Rahmetli olan oraya gömülsün. Yaln›z döneklik yok, söz verelim. Zaten yafllar›m›z orta ve üstünde. En fazla üç befl y›l ara ile orada bulufluruz. ‹srafil A.S. suru üfleyene kadar hep birlikte çoluktan çocuktan, sesten, gürültüden uzak orada bekleriz. Ne dersiniz? Böyle bir birlikteli¤e var m›s›n›z? dedim. Daha cevaplar› almadan Karadenizli dost heyecanla birazda merakla “Yalinuz iki flartum var, paflkana” “Buyur nedir flartlar›n?” dedim. “Pir dedi. Alaca¤umuz mezar arsas› pahal› olmasun. Yedi ufla¤um var. Sonra k›zarlar pabam pize para p›rakmadu diye. ‹kinci flartum. Paflkan, senin a¤zun laf yapi, ilk sen git oraya bize ortam› haz›rla, daa. O zaman biz de kabul ederuz dedi.” Yine gülüflme fasl›. Cevaben kendisine dedim ki. “Evet birinci flart›n› anlad›m ve çözümü kolay. Ucuz bir yerden böyle k›raç, verimsiz bir tarlay› ucuza al›r›z. Bu mesele de¤il de, ikinci flart›n zor. Biliyorsunuz, Allahtan baflka kimse kimin önce ölece¤ini bilemez. Bu ifl bizim elimizde de¤il.” Karadenizli arkadafl›n pes etmeye niyeti SARI ÖKÜZ faatla sald›rd›k, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aran›zdaki Sar› Öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi de¤il ki. Gözümüzü kamaflt›r›yor, akl›m›z› bafl›m›zdan al›yor. Onu gördük mü ne kadar bar›flsever oldu¤umuzu unutup size sald›r›yoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiçbir al›p veremedi¤imiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü rahat rahat otlayam›yorsunuz, belki geceleri bile kükrememiz uykunuzu kaç›r›yor. Bunlar›n hepsi Sar› Öküz'ün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de bar›fl içinde yaflayal›m" demifl. Boz Öküz, di¤er önde gelenlerle görüflmek üzere geri çekilmifl. Hepsi de s›cak bakm›fllar bu teklife. Bir tek yafll› Benekli Öküz olmaz demifl, ama kimseye dinletememifl sesini. Zavall› Sar› Öküz, kurban edilmifl aslanlara. Hepsi birden sald›rm›fllar zavall› öküzün üzerine. Bir ikisini f›rlatm›fl üstünden, ama bitkin düflmüfl az sonra. Ç›rp›nm›fl, hayk›rm›fl, yard›m istemifl, yalvarm›fl, ama yokmufl onu ifliten. Di¤erleri üzülmüfller üzülmesine, ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için gerekliymifl bu. Gerçekten de günlerce sürüye hiçbir sald›ran olmam›fl. Huzur içinde geçer olmufl günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin tad›n› ald›ktan sonra. Ac›kt›k demifller Topal Aslan'a, daha bir kaç hafta bile geçmemisken. O da yine alm›fl yan›na bir kaç›n›, bir defa daha gitmifl Boz Öküz'ün yan›na. Selam" diye girmifl söze. "Gördünüz ya, biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Do¤ru karar›n›z için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne yok. Israrla hemen cin fikirli söze bafllad›: “Amenna paskan...! Tabii Allah’›n emri olmadan birfley olmaz. Lakin sebep ve vesilesiz de pirfley olmaz. Onide ben derim ki sen beni kizdirursun, sebep olursun, ben de seni gönderur vesile olurum. Bunu da hallettuk mu?” dedi. Tam bu esnada kahkahalar dalgas› yükselirken, bizim sevgili Sinan iflaret parma¤›n› sallayarak geliyor. “Abi, neredesin? Seni ar›yorum.” dedi. “Hay›rd›r Sinan Bey, buyur. Nerede olaca¤›z, böyle bir havada mezarl›k pazarl›¤› yap›yoruz dedim.” Olaydan haberi olmayan Sinan Aktürk “Abi ne mezarl›¤›? Hayata dön hayata. Seni Hayat Gazetesine misafir etmek istiyoruz.” “Eyvah! Arkadafllar, yazmak konuflmak gibi olmuyor. fiimdi Karadenizli arkadafl› k›zd›rma zaman› geldi galiba!" diye espiri yapt›k. “‹nflallah kendi çizgimizi ve haddimizi bilmek kayd›yla davete icap edece¤iz. Allah utand›rmas›n.” ‹flte dostlar! Anlayaca¤›n›z, bafltaki mezarl›k pazarl›¤›ndan Hayat`a böyle konuk olduk. Ve Bismillah dedik. Sevgi ve muhabbetlerimle. Not: Yakinen tan›d›¤›m Sinan Aktürk ve ekibine, Hayat Gazetesi gibi bir gazeteyi Hessen‘e sunduklar› için kalbi teflekkürlerimi sunar ve baflar›lar dilerim. mutlu. Yaln›z buraya bunlar› söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var." .. "'Nedir?" demifl Boz Öküz merakla .. "fiu sizin Uzun Kuyruk" demifl Topal Aslan, "öyle uzun bir kuyru¤u var ki, nereden baksak görünüyor. O kuyru¤unu sallad›kça bizim de akl›m›z bafl›m›zdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye sald›rmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öyle mi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden, korkar›m hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatal›m. Eskisi gibi bar›fl ve sevgi içinde iki taraf da hayat›n› sürdürsün." Boz Öküz, yine istiflare yapm›fl sürünün ulular›yla. Yine sadece Benekli Öküz olmufl karfl› ç›kan. Hepsi de verelim gitsin demifller. ‹stiflare daha da k›sa sürmüfl bu defa. D›fllam›fllar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler sürmüfl zavall›n›n ç›rp›n›fllar› ama sonunda o da yenik düflmüfl aslanlara. Tekrar tekrar yinelenmifl bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmifl aslanlar. Alabildi¤ince güçlenmifller. Öküzlerse her geçen gün daha da zay›flam›fllar, seyreldikçe seyrelmifller. Aslanlar, küstahlaflt›kça küstahlafl›yorlarm›fl. Art›k bir sebep bile söyleme gere¤i duymuyorlarm›fl. "Verin bize flu öküzü, yoksa kar›flmay›z" demeye bafllam›fllar. Zavall› öküzlerin hay›r diyebilecek güçleri kalmam›fl. Hepsi birer birer can veriyormufl, aslanlar›n pençesinde. Boz Öküz de aralar›nda olmak üzere bir kaç› kalm›fl en sona. "Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karfl›, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormufl biri Boz Öküz'e. "Biz" demifl Boz Öküz, gözleri nemli ve sesi piflmanl›kla titreyerek, "Sar› Öküz'ü verdi¤imiz gün kaybettik bu harbi." "K›br›s'› verelim" diyenlere ithaf olunur . 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 23 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir B‹Z‹M PENCEREDEN HESSEN 23 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Avrupa Birli¤i kurtulufl mu? u bizim Avrupa Birli¤i serüvenimiz çok ilginç bir seyir izlemeye baflladı. Dünün demirperde peyki mini minnacık ülkeler çoktaaaan girmek için a¤ababalardan ‘onay’ almıflken, iyi kötü 100 yıla yakın bir demokrasi gelene¤ine sahip Türkiye için her nedense hep ayak direnir. Türkiye’nin nev-i flahsına münhasır demokrasi anlayıflını be¤enirsiniz, be¤enmezsiniz; eksiktir, hatalıdır, kökten dayatmacıdır... falan filan bir dizi de¤erlendirme ile bir çok yafta asabilirsiniz. Lakin koskoca 70 milyonluk bir ülkeden; bir aya¤ı Adriyatik’te, bir aya¤ı Çin seddinde, Avrupa içlerine kadar göç olgusu ile yerleflmifl Türk Dünyası’nın varlı¤ıdır sözkonusu olan... Tamam Türkiye’deki insanlar da ‘bürokratik oligarfliden’ çok çekiyorlar ve her on yılda bir savafl türküleri ile uyanmaktan pek de memnun de¤iller. Etnik, dini, yöresel ve toplum katmanları babında egemen ideoloji bir takım dar kalıplarla oluflturdu¤u dıfllamalarına maruz kalan kitleler, kendi öz örgütleri ile ‘so¤uk savafl dönemlerine özgü’ yapıların tasfiyesi ve la¤vedilmesi noktasında üzerlerine düflen çalıflmaları yapıyorlar ve ‘sözde demokrasi’den ‘özde demokrasi’ye geçifl için mücadele içindeler... Buraya kadar Avrupa’daki ‘güç’ ve ‘para merkezli’ ideolojiyi dünya co¤rafyasına ihraç etmek için uluslararası kurum ve kurulufllarda rol alan ve her keresinde ‘armudun sapı üzümün çöpü’ kabilinden Türkiye’ye elefltiriler yönlendiren kiflilerin kaygıları ile Türkiye’de bu kaygıların yasal ve psikolojik anlamda yaflamak durumunda kalan Anadolu insanının çakıfltı¤ını, örtüfltü¤ünü, öyle arada uçurumlar olmadı¤ını izah için bazı doneler ortaya koyduk. Bütün bunlar Asya-Avrupa arasında co¤rafi, kültürel ve demogragik nitelikte köprü olan Türkiye’ye sudan bahanelerle bir Bulgaristan’ın, bir Polonya’nın bir Kıbrıs Rum kesiminin tercih edilmesi için gerekçe yapılamaz, yapılmamalıdır. Türkiye saydı¤ımız ülkelerle kıyaslamamayacak ölçüde sa¤lam, kalıcı ve gelece¤i olan bir ülkedir. Taaa Osmanlı’dan bafllayan çok kültürlü, çok etnik kökenli, çok dinli birlikte yaflamanın bir modeli, adresi ve güvencesi olmufltur. O nedenle kıytırık uydu ülkeleri, köklü bir geçmifle sahip Türkiye ile tartıp salt dini yakınlıklardan ötürü aday ülke statüsüne çıkarıp, kendini her yönüyle Avrupalı olmaya adamıfl, bunu bazen de fazla abartmıfl bir ülkeye haksızlık yapmak AB normlarının hangi kriterlerinin kaçıncı maddesinin gere¤idir merak ediyorum. Bize tercih edilen ülkelerin sadece Avrupa Birli¤ine girifl ifltiyakı noktasından ele alınsa bile Türkiye ile aynı kantara konulması do¤ru olmaz. Bizim kendimize has özelli¤imizdir bu... Bir fleye kafayı taktık mı, sonuna kadar kovalarız. Sevgimiz bazen öyle bir aflamaya gider ki, ölümüne severiz. Fakat bu sevgiyi anlayabilecek, test etme yetisine sahip kimseler bulamayınca karflımızda, haliyle bu sevgi berhava oluyor... Avrupalınınki o hesap... Be hey Hans dostum! Sen kapında 50 yıldır bekleyen bir baflka ülke biliyor musun. Biliyorsan söyle... Taaa Menderes’ten bafllayan, Demirel, Özal dönemlerinde devam eden ‘Avrupa sevdamız’ kaç iktidarı gömdü tarihe haberin var mı? Hatırlayınız.. Avrupa Birli¤i’ne dönüflmeden bu birli¤in adı AET (açılım olarak Avrupa Ekonomik fi A. Furkan ERDEM Toplulu¤u) idi. O dönemler bu olufluma halkın ve iktidar sahiplerinin bakıflı bugünkünden farklıydı. Özal’a kadar bir çok kesim Avrupa’nın ortak, Türkiye’nin pazar olarak görüldü¤ünün tesbiti ile özetlenebilecek bir yaklaflım vardı. Bunu do¤rulayacak bir çok açıklama ve uygulama, bu birli¤e muhalif dinamiklere güç kazandırıyordu. Bir hristiyan birli¤i olarak hayata geçirilen; Demir-Çelik Birli¤i’nden ekonomik anlamda bir olufluma kulaç açan AET, giderek tek devlet statüsüne do¤u yol almaya baflladı. Özal döneminde dıfla açılmanın had safhaya ulafltı¤ını, Çiller hanımın heyecanlı ve günübirlik siyasetin kurbanı olarak tek taraflı Gümrük Birli¤ini imzalaması ile Avrupa’nın istekleri olmufl, Türkiye ise karflılıksız bir sevdanın elemine gark olarak hüzünle yılları tüketmiflti. Daha sonra ‘siyasi hayatıma mal olsa da...’ diyerek Avrupa Birli¤ini siyasi yaflamının olmazsa olmaz hedefi olarak koyan Mesut Yılmaz Çiller’in izledi¤i teslimiyetçi çizgiden ilerleyerek ‘uyum yasaları’ sürecini bafllatmıfltı. Mesut Yılmaz belki hedefine ulaflamadı ama dedi¤i çıkmıfl, gerçekten de ‘Avrupa Birli¤i sevdası’ siyasi hayatına malolmufl, partisi ANAP dibe vurmufl, kendisi de siyasi hayattan el-etek çekerek fahri seminerci olarak Avrupa Birli¤i üniversitelerinde almıfltı solu¤u... Çiller’den sonra Mesut’un da siyasi karizmasını çizen halktan kopuk politikalar, flimdilerden bizim gömlekzede AKP’lilerin rüyalarını süslüyor. Türk halkı gerçek demokrasiyi haketti¤i için de¤il, De Soto, Annan, Prodi, Verheugen gibi zevatın empozeleri ve Sam Amca’nın güdümünde bir çok dayatmayı ardı ardına Meclisten geçirerek, Türk insanının a¤ırına giden tavırları ye¤lediler. ‘Avrupa Birli¤ine girifl için müzakere tarihi almak’ karflılı¤ında müthifl ve amansız bir ‘ver kurtul’ mantı¤ına ifllerlik kazandırılırken, Kıbrıs dahil bir çok Milli (ulusal) dava bozuk eurolar niyetine harcanmakta beis görülmedi. Bunları yaparken Denktafl gibi ulusal kahraman haline gelen Kıbrıs Mücahidi’nin bile gözden çıkarmakta bir mahsur görmediler. Hep söylüyoruz, de¤iflim diye ifle bir baflladınız mı sonunu getiremezsiniz. Haliyle geriye dönüp baktı¤ınızda onur, erdem, hak, adalet, ideal gibi insanların vazgeçilmez ilkelerinden savunabilece¤iniz ‘flunu da flöyle yaptık’ diyebilece¤iniz bir unsur kalmaz. Hormonlu iktidar sandalyeleri, sizden o koltukta kalmak karflılı¤ında istenen tavizleri pefl pefle verince eliniz zayıflar, eli kolu ba¤lı AB FONLARI’ndan gelecek ulufeleri beklemeye koyulursunuz. Hayrünnisa Gül baflörtüsü davasını çeker, Arınç efendi baflka telden, Tayyip bey kabadayı a¤zıyla rüzgar gülü misali savrulur durur. ‹fl o merhaleye gelir ki, sizin açtı¤ınız yolda devam eden yozlaflma gemi azıya alır ve flehidlerin kanını temsil eden, ‹stiklalimizin marflı ‹stiklal Marflı’nı marjinal bulan marjinal de¤iflimciler, bunun yerine zeybek havasını, 10. Yıl Marflını, Yemen Türküsü’nü teklif edecek kadar sapkınlaflırlar, adeta mankurtlaflırlar ve siz de flaflarsınız... Kazanılan seçimler, yandaflların kazandı¤ı devasa ihaleler bu de¤iflimin kazanısı olarak yeterliyse, bugüne kadar bir davanız olmadıysa ve de bizleri 30 yıl takıyye yaparak uyutmuflsanız bunu da açık yüreklilikle kamuoyuna açıklamanız gerekiyor. Karteli Uzan’a tercih ederek tıpkı AB’nin yaptı¤ı gibi adalet mefhumunu bir kenara bırakıp, birini yok ederek di¤erinin borcunu öteleyerek sergiledi¤iniz yaklaflım zaten kimlere neden ve neyin karflılı¤ında yaslandı¤ını gösteriyor. TV5’in tanıtım fragmanında vurgusu yapıldı¤ı gibi en azından ‘B‹Z B‹L‹YORUZ.’ Çeliflkiler, bir yı¤ın paradoks, ham hayal, melankoli... ne derseniz deyin yafladıklarımız bunlar. Burada bizim camianın da zaman zaman düfltü¤ü bir hataya dikkat çekmek istiyorum. Biz zannediyoruz ki, Avrupa Birli¤ine girince sihirli bir el de¤ecek ve ulus olarak yafladı¤ımız onca iflkence, çile, dayatma ve zulümler sona eriverecek. Yok böyle bir fley... Örnek mi.. En sıca¤ından...Leyla fiahin’in açtı¤ı AIHM’deki türban davası...Kökten ret! Laik üniversiteyi seçmiflsen, çözeceksin, yani baflörtüsünü...Ya da!!! Evren’in bile cesaret etmedi¤i fundamental bir çözüm: Okumayacaksın ya da okuyabilece¤in okul bulacaksın! Kamusal alan-malan, kifli özgürlü¤ü, çok seslilik, inanç ve düflünce hürriyeti... ‹fllerine gelmeyince, yani kendileri de¤il de Müslümanlar sözkonusu oldu¤unda ‘yassak hemflerim’ ilkesi buralarda da geçerli oluyor. Yani adamına göre trafl, yani çifte standart, yani ‘öteki’ni yok sayma... yani üçüncü düflünceyi kökten ret! Böyle bir oluflumun lokomotifi niteli¤indeki ülkelerden Fransa daha dün yeni bir laiklik yasası ihdas ederek baflörtüsünü kökten yasaklamadı mı? Ve yakın geçmiflte RP davası... Bizim kimi kardefllerimiz umuyorlardı ki AIHM bu konuda çok net ve keskin bir karar alarak Türkiye’de alınan kararları iptal edecek, bu kararların alınmasında itici rol oynayan Vural Savafl’ın itiraflar serisinde yer aldı¤ı gibi Amerikan projesi çerçevesinde bölünmesi ve sindirilmesi kararı alınam Milli Görüfl’e vurulan prangalar, vaktiyle imza koydu¤umuz Avrupa hukukunun gerekleri kapsamında sökülüp atılacak. O zaman da söyledik, hayale kapılmayın, konjonktür denen bir kavram burada belirleyici olacak ve hukuk mukuk rafa kaldırılarak ‘Müslüman siyasetçi’ kimli¤ine duyulan antipati ve iplerin ellerinden kaçırılması, kontrol mekanizmasının raydan çıkması ve masada D-8 gibi farklı yelpazelerin yer alması endiflesinin bu kararda etkin rol uynayacaktır uyarısında bulunduk ama dinletemedik. Aynı yanılsama bugün AKP’de siyaset koflturan ve nehrin öbür kıyısındakilere flirin görünmek namına geçmiflinden utanç duyacak derecede açı sapmasına u¤ramıfl ‘Muhafazakar Demokrat’ gibi flu bir söyleme sarılarak günü kurtarmaya u¤rafl veren arkadafllarımız için geçerli. Bari bize yaptırmıyorlar, AB eliyle bazı fleyler de¤iflsin kabilinden topu taca gönderenler, baflörtüsü sorununu çözmek flöyle dursun, Gül hanım ve benzerlerinin huruc hareketiyle meydandan kaçması örne¤inde oldu¤u gibi, korkarız AIHM’deki kararlara boyun e¤erek yasakçı kafayı meflrulafltırmak gibi bir garabetin de icracısı konumuna gelecekler. Avrupa Birli¤inin 80’li yıllarda karikatürizesi farklıydı. Turhan Selçuk üstadımızın fırçasıyla bir konteynerden yem devfliren domuz sürüsünün içine girmeye çalıflan mazlum ve masum bir kuzu sülieti hep belle¤imde tazedir. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 24 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir 24 O günden bu güne köprülerin altından çok sular aktı do¤rudur. De¤iflim, dönüflüm, küreselleflme, globalleflme ne kadar kökü dıflarıda kavram varsa, bir flekilde telekomünikasyon sayesinde herkesi, her kesimi etkiledi. Bu etkileflimde belki de de¤iflmeyen tek fley, AB’nin hristiyan kimli¤iydi. Bu nedenledir ki Anayasalarında ‘dine vurgu’ tartıflması beklenenden daha fazla sürdü. Bakmayın kimi sosyaldemokratların Türkiye mutlaka alınmalı diye bize moral vermeye çalıfltıklarına... Oralarda da en azından ekonomik bazda ifller tıkırında de¤il... Birfleyler ters gidiyor. ‹flsizlik diz boyu... Sosyal haklar daraltılıyor, kendi kendine yetemez duruma geliyorlar. Endüstride üretim gerilemesi ve buna bir de hesapta olmayan euroya geçiflle bafllayan sorunlar yuma¤ı eklenince mesela Almanya’da bir iktidar de¤iflikli¤i kaçınılmaz hale geldi. ‹lk seçimde bize arka çıkanlar ortadan kaybolacaklar ve AB’nin öz kimli¤ine vurgu ile oy toplayan koyu hristiyan anlayıfl egemen olacak. Bundan sonrasını ne ben söyleyeyim, ne siz tahmine kafa yorun. Diyelim ki, konjonktür öyle gerektirdi ve tarih verildi; bu bir müzakere sürecidir ve en az 15-20 sene demektir. Kıbrıs’ta verilen ödünlerle bu belki temin edilebilir ama üyelik bununla tamamlanabilecek bir süreç asla de¤il. Kendi içinde tartıflmalar ayyuka çıkan, gelece¤ini arayan AB’nin nasıl bir sona gidece¤i meçhul. O nedenle Türkiye’nin girece¤i / girmek için çırpındı¤ı Avrupa Birli¤i hangi Avrupa Birli¤i sorusu burada devreye giriyor. BAB ve bu ba¤lamda oluflturulan yapılarda yüksek sesle farklı farklı fleyler konufluluyor. Konuflulanlar öyle az buz fleyler de¤il. AB’nin yakın bir gelecekte ömrünü tamamlayabilece¤i ve yeni oluflumlara ihtiyaç duyulabilece¤i, AB içinde bölünmelerin gündeme gelebilece¤i Avrupa Parlamentosu vekillerine danıflmanlık yapan uzmanların dillerinde dolanmaktadır. O nedenle ‘AB kurtulufl mu’ sorusunu sık sık kendimize soralım. Kıbrıs’ta AB’den gelen maddi lojistik destekle yürütülen kampanyaların içeri¤i de aynı ham hayallerin ürünü olarak boflunadır. Kıbrıs’da eflitlikçi iki topluma dayalı çözümleri kimse elinin tersiyle itmez. Ancak Annan planında AB’ye müzakere için tarih karflılı¤ında önerilen ‘asimilasyon’ talebini de kimse gözardı edemez. Toptancı bir kafa ile olayları pragmatik çerçevede dar bir alanda kısa paslaflmalarla oldu-bittiye getirerek hal yolunu seçerseniz, günün birinde sizi kurtaracak ve kendini feda edecek bir Denktafl da bulamayabilir bizim acemi çaylaklar. Avrupa Birli¤i hangi dertlere çare olacaktır diye soracak bir Molla Kasım yok mu bu ülkede? Halkın beklentisi, reel politi¤in ve IMF cenderesinin do¤al sonucu resmi kayıtlara göre 20 milyon, bir o kadarı da eh iflte kabilinden yarı iflsiz konumundaki insan yı¤ınına pompalanan hava o ki; AB’ye girince kapılar açılacak, herkes ifl ve afla kavuflacak ve muasır medeniyet seviyesine çıkıverece¤iz. Yok öyle bir fley... Milli Görüfl’ün mirasına konarak iktidara gelen ve koltu¤a oturunca tüm geçmiflini bir kalemde silerek sa¤cılı¤a terfi eden bizim eski yoldafllar aklını baflına devflirmeli ve Mesut ve Çiller’in gitti¤i yolda ömrünü tüketmekten vazgeçmelidir. AB dedi¤iniz fley sihirli de¤nek olmadı¤ı gibi, AB’ye girince flikayet duydu¤umuz tüm sorunlar bir çırpıda hallolmayacak. AB için çırpın›p harcadı¤ınız enerjiyi ülke kalkınmasına harcasanız hem siz hem halk gerçek çözümlere do¤ru yol alma flansını yakalayabilirdi. B‹Z‹M PENCEREDEN HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 ‹kinci yılına giren iktidarda bir çivi bile çakmayıp oturup bekleyenler, piyasada yaprak kımıldamadı¤ı için tek haneli rakamlarla seyreden enflasyonu bafları olarak sunabilirler ama uzun vadede bunun çok acı sonuçları olaca¤ını ve kendi sonlarını hazırlayabilece¤ini bu dura¤anlı¤ın dikkate almak zorundalar. Hergün iflsizler ordusuna yenileri katılıyor, üniversiteleriniz kalifiyeli iflsiz yetifltiren okullar olarak acıklı bir manzara ile yüz yüze ve siz tüm umudunuzu; ekme¤inizi, özgürlü¤ünüzü ve insan haklarınızı AB’den gelecek direktiflere ba¤lıyorsunuz. Bu ahval çok ama çok vahimdir. AB’nin her derde, hele hele iflsizli¤e kalıcı bir derman olmadı¤ını görmek istiyorsanız aday adayı ülkelere koflulan ‘serbest dolaflımı rafa kaldırma’ flartına bakmanız yeterli.at gözlü¤ü ve AB gözlü¤ü yerine yerli bir bakıflla dıfl siyaseti götürerek, icabında masada bizim de bir fleyler kazanabilece¤imiz oturumlarla girilecek bir AB’ye itirazımız olamaz. Ama salt oradan gelecek kredilere, paylara, paralara göz dikerek hazır yiyicili¤e soyunmak akıl karı ve akıllı adamların yapaca¤ı fleyler de¤il. Biz tam anlamıyla girdi¤imizde belki de ‘kendisi muhtaç bir Himmet dede’ olması olası bir organizasyona bu kadar ‘olmazsa olmaz’ zihniyetiyle sarılmak muhataplarınızı da kuflkulandırıyor, bilesiniz. AIHM’de yı¤ılan davalar enteresan... Yanlıfl sünnet edilenler, töre cinayetleri, üniversite kapılarında bekleflenler, salt Kürt oldu¤u için insan dıflkısı yedirilenler, kuma getirilenler... daha neler neler... Avrupa’daki Türklerin de baflvurularını hesaba katarsanız neredeyse Türkiye’yi sorgulama mahkemesine dönüflen AIHM’in yaklaflımları bile Türkiye’nin hangi noktalarda kazanıp hangi noktalarda kaybedece¤ini az buçuk gösterebilir. Kendinize hukuksal anlamda çeki-düzen vererek kiflisel baflvurulardan do¤an tazminatlardan bir ölçüde kurtuldunuz diyelim, PKK, TKP, APO ve benzerlerine sevecen davranan bu hukuk organının söz Müslümanlardan açılınca farklı davranmasının izahını kendi kendinize yapmadan ödün vermeye devam ederseniz, korkarız da¤ sizin döneminiz de de kocaman bir tarla faresi do¤uracak!!! Hakkınızı, hukukunuzu birilerinden düzeltmesini bekleyece¤iniz yerde, içerde insan onuruna yaraflır, sadece ve sadece Türk halkı bunlara layık oldu¤u için bir takım cesaretli adımlar atarak güzel adımlar atarsanız ne ala... Atmaz da istasyonda beklemeye ve tarih verilmesi için taviz üstüne taviz yermeye devam eder ‘Aferin iyi gidiyorsunuz’ tıpıfllamalarıyla bu güzel vakitleri öldürürseniz Türkiye bu satrançta asla kazanamaz. fiartlarını kendilerinin koydu¤u ve size sadece belli tafllarla oynama sınırlaması getiren anlayıfl kime ait olursa olsun sorgulanmaya tabi tutulmak durumundadır. AB’yi nihai zafer olarak beklemek yerine öz kaynaklara yönelerek kendi imkanlarıyla topluma refah sunma yoluna girmedi¤i sürece bu iktidarın da akibeti öncekilerden farkı olmayacaktır. Yapılan sübvansiyonlar ve pansuman tedbirleri ile biraz ömrü uzatılabilir lakin, baflbakanın bile maaflının azlı¤ından yakınır hallere düfltü¤ü bir ülkenin uzun süre bir kurtarıcı beklemeye mecali yoktur. Onun içindir ki, hükümet ricali ve dıfl güçlerin yalakalarının heyecanı Avrupa’daki toplumumuz tarafından da hayretle karflılanmakta, AB kurtuluflu rüyasının gerçekli¤inin bulunmadı¤ını yapılan toplantılarda yetkililere anlatmaya çalıflıyorlar. Türkiye’nin dıfl politikasını tamamen AB’ye endekslenmesi ve takvim sürecinde sadece bu alana yo¤unlaflarak, çok yönlü özellikleri bulunan çalıflmaların ihmal edilmesinin faturasını da hep beraber ödeyece¤imize göre, bu uyarıların, bu hatırlatmaların ve AB’nin amaç ve ilkelerinin yeni yetme siyaset erbabına akil insanlar tarafından bıkmadan usanmadan yapılması önem arzetmektedir. Türkiye’yi batakta gören ve öylece devamını arzu eden çevrelerin uluslararası sermayenin çıkarları do¤rultusunda bize yönelik öngörülerin peflin bir kabulle de¤il, ülke gerçekleri ile ba¤daflıp ba¤daflmayaca¤ına bakılarak de¤erlendirilmesi icap ediyor ve öyle yapıldı¤ı zaman yegane kurtuluflun ne IMF ne AB ne de ABD’de olmadı¤ını, kendi içimizde oldu¤unu idrak edebiliriz diye düflünüyorum. Böyle yapıldı¤ı takdirde hiç kimse hayal kırıklı¤ına u¤ramaz ve sa¤lıklı düflünce tarzlarına yaygınlık kazandırmak, özgür düflüncenin önünü açarak gerçek geliflim ve zirveye eriflime kapı aralayaca¤ımız muhakkaktır. Mutluluk ve saadet Kaf da¤ının ardında görünse de, bu millet, ulusal kurtulufl mücadelesini elbirlik vermesini becerebilmifl anadolu insanı kendi dinamiklerini harekete geçirerek özledi¤i, bekledi¤i güzel günlere kavuflabilir. AB=Özgürlük, AB=refah, AB=nihai kurtulufl... formülleri çoktan geçerlili¤ini yitirdi. Bunu test etmek için en canlı örnek te yine Almanya.... Halk geçim derdinde... Hükümet reform kelimesinin manasını bile de¤ifltirdi, reform adı altında bir dizi sosyal gerilemeyi yürürlü¤e koymaya devam ediyor, tabi bunun sandıktaki cevabı da her yerde oldu¤u gibi acı oluyor ve tarihinin en kötü sonuçlarını alan SPD kalelerini bir bir CDU’ya terkediyor. Keflki, Tayyip bey hazır ele geçirmiflken Schröder baflbakanımızla görüflmesi sırasında yemeyip içmeyip maaflını soraca¤ı yerde, Almanya’nın üzerinde dolaflan kara bulutları, ekonomik gidiflatı, reform denen o halk düflmanı yasaları neden çıkarma gere¤i duydu¤unu anlamaya çalıflsa ve ‘AB nereye gidiyor’ sorusunu içtenlikle sorabilseydi... Baflbakanların maaflı netice itibarıyle mecliste bir teklifle yükseltilebilir. Tüccar baflbakanın bile kendi durumundan acizlendi¤i, geçinemedi¤ini ima etti¤i ülkede, milyonların günübirlik yaflayanların hali nice olacaktır? Aslolan bu soruya cevap verebilmektir. Doktorların Avrupa ülkelerini kendileri ile kıyaslayan verileri yansıtan dövizlerini görmeyen baflbakan, sadece kendi maaflının derdine düflerse yazık olur. Hayat standardı, yaflam kalitesi denen fley böyle bir fley... Tepeden tırna¤a fakirleflen ve 3. dünya ligine düflürülen Türkiye, devr-i iktidarlarınızda da mütemadiyen durgunlu¤a terkedilmifltir. Demek ki, ‘beraber yürüdük biz bu yollara’ flarkısıyla kotarılamayacak kadar büyük ve gittikçe derinleflen sorunlarla karflı karflıyayız. Asıl bunların dillendirilmesi ve ona göre flekil alınmalıdır. Baflkalarına göre flekil almak de¤il. ÇÖZÜM NE BOP NE DE BAP’TADIR. ÇÖZÜM TÜRK‹YE’DED‹R, YEN‹DEN BÜYÜK TÜRK‹YE’DED‹R. Yok ılımlı ‹slammıfl, yok din istismarından vazgeçmekmifl... eveleyip gevelemeye hiç gerek yok. Altın kase içinde sunulan iktidar koltu¤unu emperyalistlerin tafleronu olarak, kartel medyasının sevk ve idaresinde korumaksa murat buyurun. ‹tiraflar dizisi ile kafa karıfltırmaktan ve abuk laflarla küresel eflkiyaya, global soygunculara ve sömürge valisi olmak sizin için yeterliyse, ütopyalarınızdan, ideallerinizden don-gömlek sıyırır gibi sıyrılmıflsanız diyece¤imiz bir fley olamaz. Bekleyece¤iz ve son kullanma tarihiniz geldi¤inizde dahiyane aklınızla nasıl bir ‘çözüm’ bulaca¤ınızı, nasıl bir yeni liberal dayanak bulaca¤ınızı görece¤iz. Tabi bulabilirseniz, Tansu ve Mesut bulamadı da!... 3. sayi sayfalar Hayat 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 25 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 KOMED‹ - M‹ZAH 25 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 26 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir KOMED‹ - FIKRA 26 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Savafl gemisi Amerikal›lardan f›kra gibi hat›ra... Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait savafl gemisi Missouri'nin görevlileriyle, Newfoundland'da görevli Kanadal› yetkililer aras›nda 1995 y›l›nda yap›lan ve tümüyle gerçek olan bu telsiz görüflmesi Amerikan Deniz Kuvvetleri taraf›ndan ayn› y›l aç›klanm›flt›r. AMERIKAN GEM‹S‹: Çarp›flmay› önlemek için lütfen rotan›z› 15 derece kuzeye çevirin, tamam. KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Çarp›flmay› önlemek için biz, sizin rotan›z› 15 derece güneye çevirmenizi öneriyoruz, tamam. AMER‹KAN GEM‹S‹: Amerikan Deniz Kuvvetleri Ayı düflünce Ava çıkmıfl adam, baflına gelenleri anlatıyormufl: -Ormanda ilerlerken, karflıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı? Çifteyi do¤rultacak vakit yok!.. Silahı bir kenara attı¤ım gibi baflladım kaçmaya. Fakat Ayı peflimde! Benden hızlı kofluyor. Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim. O kadar yaklaflmıfltı. Derken Ayının aya¤ı kaydı, yere düfltü... Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetiflti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak. Allahtan tam o sırada yine Ayının aya¤ı kaydı, yere düfltü. Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildi¤im kadar arttırdım, yeniden arayı beflyüz metre kadar açtım. Tanrı sizi inandırsın arkadafllar, Ayı yine bana yetiflti. Yine nefesi ensemde... fiansa bakın... Ayının tekrar aya¤ı kayıp yere düflmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamıfl: -Sen de çok yürekliymiflsin kardeflim!... Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmıfl: -Lafı karıfltırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da aya¤ı kayıp yere düfltü sanıyorsun? gemisinin komutan› konufluyor, tekrar ediyorum, rotan›z› de¤ifltirin, tamam. KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Hay›r, biz rotam›z› de¤ifltiremeyiz. Tekrar ediyorum, siz rotan›z› de¤ifltirin, tamam. AMER‹KAN GEM‹S‹: Buras› Amerikan savafl gemisi Missouri. Ad›m›z› duymam›fl olanlara an›msat›yoruz, Amerikan Deniz Kuvvetlerinin büyük savafl gemisi Missouri'yiz. Lütfen flakan›zdan ya da inad›n›zdan vazgeçin, derhal rotan›z› de¤ifltirin, hem de hemen flimdi, tamam. KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Peki USS/Missouri. Biz de size kendimizi tan›tal›m. Buras› deniz feneri, tamam... Paraflüt F›kralar› Uçan Temel Temel bir gün paraflütle atlamaya karar verir. Alır Dursunu da yanına do¤ru bir havacılık flirketine gider. Gün gelir ve Dursun ile Temel 5000 metreden paraflütle atlarlar. Dursunda bir fley bilmedi¤i için Temele uymaya karar verir. Dursun sorar: -Temel paraflütü ne zaman açaca¤uz Temel de: -Daha var der 3000 metre kalır. Dursun yine sorar: -Temel daha açmayacakmuyuz da Temel de: -Az sonra az sonra der 1000 metre kalır Dursun yine sorar: -Temel hadi açalum Temel de: -Ne gerek var geldük zaten. lerinde komutanları son kontrolleri yapıp: -Atladıktan bi süre sonra paraflütün sa¤ tarafındaki ipi çekin paraflütleriniz açılacaktır. fiayet açılmazsa hiç telafla kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin sorun kalmaz. ‹ndi¤inizde sizi bir jip bekliyor olacak sizi karargaha geri götürecek. Askerler korkarak da olsa atlamıfllar. Heyecanla sa¤ taraftaki iplerine asılmıfllar?!?! Tıs yok. Bi gayret daha korkuyla sol taraftaki iplere paraflütler yine açılmamıfl:(Çok sinirlenen Temel: "Ula bu komutanun hiçbi dedu¤u çıkmiy sen duur, afla¤ıda da jip yoksa o zaman ona gösteririm!" Trafik Polisi Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi ceza yazacak ya sorar; - Beyefendi ruhsat lütfen! - Buyrun Memur Bey. - Alkol?! - Yok Memur Bey. - Kemer takılı mıydı?! - Evet Memur Bey. - ‹lk yardım çantanız?! - Tastamam yerinde Memur Bey. Bakmıfl olaca¤ı yok memur; - Mezdeke kasetin var mı?! - Var Memur Bey. - Koy kaseti! - Tamam Memur Bey. - 3. Parçayı çal!! - Tamamdır memur bey??... - fiimdi ben oynuyorum sen para yapıfltırıyorsun!!! Paraflüt ‹ki acemi er paraflüt e¤itimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayıflları için havalanırlar. Makul seviyeye geldik- Bush & Ladin Sahte Rus Usame Bin Ladin George W. Bush'u telefonla arayarak sana bir iyi bir de kötü haberim var, hangisini önce söyleyeyim demifl. G.W. Bush'da iyi haberi söyle deyince. Teslim olmak üzere Amerika'ya geliyorum demifl. Bunun üzerine G.W.Bush kötü ne haber peki diye sorunca, Ama uçakla demifl. So¤uk savaflın en cafcaflı yıllarıdır. Birgün Amerikalılar Rusların yeni bir silahı Sibirya'da test ettiklerini haber alır ve derhal en iyi ajanlarını sıkı bir e¤itime alırlar. Bu ajan kısa sürede Rus yemesini Rus gibi içmesini kısacası gerçek bir Rus gibi davranmasını ö¤renir ve derhal görevine bafllar. Sibirya'da bir köye yerleflir. Birgün bir dü¤üne katılır. Ortama hemen ayak uydurur. Kendi kendine farkedilmedi¤ne sevinirken bir ihtiyar adam yanına yanaflır: Yoldafl sen iyisin hoflsun ama Amerika'lısın der. Ajan flaflırır ama bozuntuya vermek istemez ve: "Saçmalama yoldafl nerden çıkardın" der. Yafllı adam da "-ben okuma yazma bilmem, fazla gezmiflli¤im de yoktur ama hiç zenci rus görmedim" Yassakk!! ölüm tehlikesiyle karflı karflıya oldu¤u- kıpırdatmamıfllardı. Ne dedin onlara? nu gören kaptan hemen bir tayfasını ça- -Çok kolay. ‹ngilizlere "Sizin gibi Bir grup ‹ngiliz, Amerikan ve Türk ¤ırmıfl. "Git bir de sen dene onları ge- soylu insanlar batmak üzere olan bir gemiyle yolculuk ediyorlarmıfl. Birden miden atlamaya ikna etmeyi" demifl. gemide olmamalılar" dedim. fliddetli bir fırtına kopmufl. Geminin ba- Tayfa gitmifl ve kısa bir süre sonra geri taca¤ını anlayan kaptan hemen yolcula- dönmüfl. Kaptan merakla sormufl: ra koflup gemiyi boflaltmalarını istemifl. -Eee, n’oldu? Fakat kimse buna inanmayarak kendini -Hepsi atladılar efendim. denize atmayı kabul etmemifl. Kaptan çok flaflırmıfl: Bir süre sonra bütün yolcuların -Nasıl olur, daha demin kıllarını bile Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı oldu¤unu söyledim. -Peki ya Türklere ne dedin? -Onlara da "Denize girmek yasak!" dedim. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Hayat Seite 27 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir SEÇME YAZILAR HESSEN 27 Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Kurt ile Tilki Aslanla beraber ava giderse A Mesnevî’den Hikâyeler nin cüssene göre. slan, kurt ve tilki arkaAslan bu küstahl›¤a k›zadafl olmufllar, beraber rak: avlanmak için ormana gitmifller. Ormanda bütün - Ey kurt! Sen nas›l böyle yollar› kesmek, ifltah kabartan konuflursun. Benim yan›mda avlar› yakalamak için bundan ben ve sen nas›l diyebilirsin? daha iyi bir birliktelik olaBir daha söyle bakay›m. Sen mazd› herhalde. Gerçi aslan kim oluyorsun ki benim gibi flan›na yak›flt›ram›yordu kurt ormanlar padiflah›n›n yan›nve tilkiyle ava gitmeyi, ama da kendinde bir varl›k görüyine de onlara ikram olsun diyorsun. Hele beri gel bakaye kabul etmiflti birlikte avy›m, kurda bir pençe att› ve lanmay›. onu parçalad›. Aslan kurtta Genifl ormanda yüzlerce ak›l olmad›¤›n›, do¤ru bir kaçeflit av olabilirdi. Keçi, korara varamad›¤›n› görünce yun, ceylan...Düflündükleri derisini yüzmüfltü. zaman a¤›zlar›n›n suyu Bunu gören tilki tir tir titak›yordu. riyordu. Aslan tilkiye döneAslan›n pefline tak›l›p yola rek: düzüldüler. ‹flleri yerinde git- Hadi bakal›m, bunlar› ti ve güzel avlar yakalad›lar. yemek için, bir de sen pay et, Mevlana diyor ki: ‹lk günün kâr› bir da¤ s›¤›r›, dedi. bir keçi, bir de semiz tavflan ol- Ak›ll› o kiflidir ki dostlar›n›n Tilki bafl›na gelecekleri anl›du. Avlar› ölü ve yaral› olarak yordu. Sayg›l› bir eda içinde, kaç›n›lmaz belalara düflüp kanlar içinde sürükleye sürükaslan›n üstünlüklerini sayarak: ölüfllerinden ibret al›r. leye da¤dan ormana getirdiler. - Efendim!, flu semiz öküz Kurt ve tilki doymazl›k içinsizin kuflluk yeme¤iniz olsun. fiu keçiden de zatideydiler. A¤›zlar›n›n suyu ak›yordu. Ormanlar alinize güzel bir ö¤le yeme¤i olur. Tavflan ise lütuf kral› aslan›n, avlar› adaletle pay etmesini bekliyorve kerem sahibi padiflah›m›z için akflamleyin bir lard›. çerez olur. Kurt ile tilkinin bu hali, aslan› endiflelendirdi. Aslan bu paylaflt›rmadan memnun olarak: Onlar›n açgözlülü¤ünün arkas›ndaki kurbazl›¤› - Ey tilki Böyle güzel pay etmeyi nereden ö¤sezdi. Aslan kendi kendine: rendin sen. - Ey aç gözlü dilenciler! Ben size hak etti¤inizi Tilki boynunu bükmüfl bir flekilde yerde cans›z verece¤im, dedi. Sonra kurda dönerek: bir flekilde yatan kurdu göstererek: - E azizim! Sen tecrübelisin. Bu avlar› aram›zda - Efendim, nerden olacak. fiu yerde yatan hadpaylaflt›r da karn›m›z› doyural›m. dini bilmez kurdun halinden. Kurt ezile büzüle: Bunun üzerine aslan tilkiye dönerek: - Padiflah›m, yaban öküzü senin pay›n olsun, o - Madem ki sen bize boyun e¤din, al avlar›n da büyük sen de büyüksün. fiu orta boydaki keçi üçü de senin olsun, dedi. ❏ de benim olsun. Tilki! Sen de flu tavsan› al, tam se- Alt›n Ö¤ütler Bir Hint Dergisinde insanlar›n baflar›l› olabilmesi ve "iyi yönetici" özelli¤ini kazanabilmesi için afla¤›da verilen on alt›n ö¤üde uyulmas› gerekti¤i ifade edilmektedir. 1. Düflünmeye vakit ay›r; Düflünce güç için kaynakt›r. 2. E¤lenceye vakit ay›r; E¤lece gençli¤in s›rr›d›r. 3. Okumaya vakit ay›r; Okuma bilginin p›nar›d›r. 4. Duaya vakit ay›r; Dua, güç anlarda direnmenin deste¤idir 5. Sevmeye vakit ay›r; Sevme hayat› tatl› k›lan fleydir. 6. Anlaflmaya vakit ay›r. 7. Gülmeye vakit ay›r; Gülme ruhun müzi¤idir. 8. Vermeye vakit ay›r; Verme günün ayd›nl›¤›d›r. 9. ‹flini yapmaya vakit ay›r. 10. Teflekküre vakit ay›r; Teflekkür, hayat pastas›n›n kremas›d›r. ‹dare edilecek 3 fley; Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz. Sevilecek 3 fley: Cesaret, nezaket, yard›m. Nefret edilecek 3 fley: Kin, kibir, nankörlük. ‹stenen 3 fley: Sa¤l›k, dostluk, huzur. Düflünülecek 3 fley: Hayat, ölüm, sonsuzluk. Mevlana Celaleddin Rûmi’nin O¤luna Ö¤ütleri Mevlana, 1200 y›l›nda Horasan`›n Belh flehrinde do¤du. “Sultanü`l-ulema” diye ün yapan babas›n›n Karaman`daki medresesinde yetiflti. Gönüller mimar›, kullukta zirvelere yükselen ve tevazuda teslimiyetin sembolü olmufl büyük bir ‹slam müteffekiri, büyük bir edip ve büyük bir flairdir. Kendi ça¤›n› ilmiyle ayd›nlatt›¤› gibi, bütün ça¤lara da hoflgörü, insan sevgisi, nefle, umut ve muhabbetle ›fl›k saçm›flt›r. Bütün ömrünün hulasas› flu üç sözden fazla de¤ildir: “Hamd›m, pifltim, yand›m” Bu güzide insan, Anadolumuzun ‹slamlaflmas›nda büyük bir paya sahiptir. Ey o¤ul! E¤er düflman›n› sevmek, düflman›n›n da seni sevmesini istiyorsan, k›rk gün onun iyili¤ini ve hayr›n› söyle. Göreceksin ki o düflman, senin en yak›n dostun olacakt›r. Çünkü gönülden dile, dilden de gönüle yol vard›r. Molla Cami`nin, “Nefehatü`l-üns” adl› eserinde Mevlana`n›n çocuklar›na ö¤üdü flu flekilde belirtilir: Sizlere; - Gizli ve aflikarda takvay›, Allah korkusunu, az yemeyi, az uyumay›, az konuflmay›, masiyet ve kötülüklerden uzak durmay›, - Oruçlara muvazabat›, - Namaza devam›, - Her halde flehvetleri terk etmeyi, - ‹nsanlar›n cümlesinin cefas›na tahammülü, - Sefihler ve avamla oturmay› terketmeyi, - Salihler ve kerem sahibi kimselerle sohbet etmeyi, vasiyet ederim. - ‹nsanlar›n hay›rl›s›, insanlara yarar› oland›r. - Sözün hay›rl›s› da, az olup Hakk`a delalet edendir. - Hamd tek Allah`a mahsustur. Ey o¤ul! Nefsin fleklini ar›yorsan yedi kap›l› cehennemin hikayesini oku. Her solukta bir düzeni vard›r. Nefsin her düzeninde de yüzlerce Firavun. Musa`nin Rabbine kaç, Firavunluk ederek iman suyunu dökme. Allah`›n rahmetiyle cennetin sekiz kap›s› vard›r. O¤ul! O sekiz kap›n›n birisi tövbe kap›s›d›r. Öbür kap›lar kimi ça¤da aç›kt›r, kimi ça¤da kapal›d›r. Tövbe kap›s›ysa hep aç›kt›r, hiç kapanmaz. Akl›n› bafl›na al, f›rsat› ganimet bil. Tövbe kap›s› aç›k; tez p›l›n› p›rt›n› oraya çek. A o¤ul! A o¤ul! Mihrab›n önündeki mum gibi yücelere a¤mak ümidiyle kalk aya¤a. Bafl› kesilmifl mum gibi bütün gece a¤la, aray›fl yolunda gözyafllar› dök, yan, yak›l! fievkat ve merhamette günefl gibi ol. Baflkalar›n›n kusurunu örtmede gece gibi ol. Sehavet ve cömertlikte akarsu gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve merhamette toprak gibi ol. Hoflgörülülükte deniz gibi ol. Oldu¤un gibi görün, göründü¤ün gibi ol! O¤lum! E¤er cennette olmak istersen, herkes ile dost geçin. Hiç kimseye kin tutma. Herkese tevazu göster. Zira alçakgönüllü olmak as›l sultanl›kt›r. ❏ 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 28 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir 28 B‹L‹fi‹M Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Divx savaflları kızıflıyor Popüleritesi her geçen gün artan Divx filmlerinin paylaflımı konusu, Türkçe altyazı deste¤i veren iki sitenin bu ifllevlerinin durdurulmasıyla yeni bir boyuta taflındı. eçti¤imiz günlerde birçok kullanıcının Divx filmlerine altyazı eklemek için kullandıkları ‘Divxtr’ ve ‘Divxaltyazı’ siteleri, bazı film flirketleri tarafından uyarılmaları sonucu bu hizmetlerini durdurmak zorunda kaldılar. Herfley, video görüntülerini sıkıfltırarak daha az yer kaplamasını sa¤layan DivX adı verilen video formatının gelifltirilmesiyle baflladı. Amacı çok yer kaplayan avi görüntülerinin az bir kalite kaybıyla, yüzde 10’una düflürülmesi olan bu video formatı, zamanla korsan kopyacıların da ilgisini çekti. Önceleri masum bir u¤rafl olarak bafllayan ‘DVD Rip’leme (bilgisayara indirme) internetin yaygınlaflması ve ba¤lantı hızlarının geliflmesiyle birlikte popüleritesini artırdı. Özellikle P2P (Kullanıcıdan Kullanıcıya) olarak tanımlanan Kazaa, Emule vb. gibi dosya paylaflım programların ortaya çıkması ile hızla yükselifle geçen DivX film takası popüleritesinin doruklarına ulafltı. Altyazıların sonradan da eklenebildi¤i, uygun flekilde ‘Rip’lenirse AC3 denilen ses teknolojisini bile destekleyen DivX’in belki de tek eksisi sadece bilgisayarda seyredilebiliyor olması(ydı). Çünkü geçti¤imiz aylarda piyasaya sürülen (incelemesini buradan okuyabilirsiniz) Vestel’in yeni DVD Çalar’ı Vestel DVD 4500 DivX Ultra-Slim Player, DivX deste¤i de veriyor. Bu sayede kullanıcılar bilgisayara ba¤lı kalmadan istedikleri DivX filmlerini televizyondan da izlemeye baflladılar. DivX formatından ticari çıkar bekleyenlerin de türemesiyle, bu format özellikle korsan pazarı besleyen (kamera çekimlerini saymazsak) en önemli etkenlerden biri oldu. Özellikle ABD’de yeni sezon olan yaz aylarında gösterime giren filmlerin Türkiye’de ancak okulların açıldı¤ı kıfl aylarında gösterime girmesi (ki bazı filmlerin gösterime girmesi yılbaflını buluyor) sebebiyle açılan ticari bofllukları korsanlar doldurdu. Filmleri önceden piyasaya çıkaran korsanların bu faaliyetleri denetlenemez bir hal aldı. Bu sayede kazançlarını artıran ve ciddi paralar kazanmaya bafllayan bu kifliler, yasalardaki boflluklardan yararlanarak haksız kazanç elde etmeye devam ediyorlar. Tüm bu geliflmeler olurken bazı yabancı ve bir kısım yerli film flirketlerinin Türkiye haklarını savunan AMPEC isimli firma, tamamen gönüllülük esasına dayanan ve ticari bir amaç HESSEN G gütmeyen (en azından altyazı takası için) ‘Divxtr’ ve ‘Divxaltyazı’ web sitelerine bir yazı göndererek söz konusu alt yazı paylaflımını durdurmalarını, aksi takdirde “Bu filmler için altyazı hazırlamanın ve da¤ıtımının eser sahibinin mali ve manevi haklarını ihlal etti¤ini ve illegal filmlerin izinsiz olarak da¤ıtılması suçuna yardım ve yataklık anlamına geldi¤i ve bütün hukuki, mali ve flahsi haklarımız saklı kalmak kaydıyla hatırlatır” fleklinde uyardılar. Yasal müdahaleden çekinen site sahipleri de söz konusu alt yazı paylaflımını durdurdular. BÜKEMED‹⁄‹N B‹LE⁄‹ ÖPECEKS‹N ‹nternet gibi özgürlüklerin sınırlarının çizilemedi¤i bir ortamda yasakçı zihniyetle bir yerlere varılamayaca¤ı açık. DivX tartıflmalarına bir an için ara verip geçmiflte benzer olayların yaflandı¤ı MP3 konusuna bir göz atalım: Kabaca anlatmak gerekirse ses formatı olan Wav’ın kalitede az bir kayıpla yaklaflık 7-8’de bire indirgenmesiyle oluflturulan MP3 formatı, çıkar çıkmaz internet kullanıcılarının gözdesi oldu. Verilerin Kilo Byte ve Mega Byte’larla ölçüldü¤ü ve bir dosyanın boyutu ne kadar küçük ise indirme (download) hızının da o kadar yüksek oldu¤u bir ortamda 30 MB’lık bir wav dosyasını 3 MByte’a indirmek büyük bir geliflmeydi. Önceleri sadece internet ve bilgisayar kullanıcılarının tekelinde kalan MP3 elektronik cihaz ürüten firmaların dikkatini çekince birer ikifler MP3 destekleyen ürünler piyasaya sürüldü. Ancak bafllarının a¤rımasını istemeyen büyük elektronik firmalarının hiçbiri MP3 çalabilen cihazlar üretimine girmedi. Zaten giren ilk firmalardan birisi de müzik flirketleri tarafından mahkemeye de verildi. Günümüzde ise durum eskisine göre çok farklı. Artık hemen hemen tüm elektronik flirketlerinin en az bir ya da birkaç ürünü MP3 destekliyor. Hatta VCD ya da DVD çalarlar bile MP3 özelli¤i ile satılıyor. Mp3 hayatımıza o kadar girdi ki artık taflınabilir belleklerin dahi MP3 çalabilenleri bulunuyor piyasada. Ayrıca internetle bafla çıkılamayaca¤ını anlayan müzik firmaları ‘bükemedikleri bile¤i öptüler’ ve ‘bundan nasıl biz de para kazanırız’ diyerek ifli legaliteye dökmeye karar verdiler. Bu giriflimlerin bafllıca örne¤i Apple’ın kurdu¤u iTunes müzik indirme sitesi. Geçen Nisan ayında lansmanı yapılan müzik indirme sitesi, parça baflına 0.99 dolar, albüm baflına da 9.99 dolardan ilk 4 ayında 10 milyon parça sattı. Site Bu Nisan ayı sonunda dek 35 milyon parça satmayı hedefliyor; 35 milyon dolarlık bir satıfltan söz ediyoruz Ayrıca internet ifli yapan birçok kurulufl da benzer siteler açmak için giriflimlerde bulunuyor. Bilindi¤i üzere Napster legal müzik indirme sitesi olarak geri döndü, Coca Cola ‹ngiltere’de bir site açtı, ücretsiz Audiogalaxy ücretli oldu. Hatta Microsoft’un dahi legal müzik indirme ifline girece¤i biliniyor. Devir artık MP3 devridir. DÜNYADA DURUM NASIL? Tekrar DivX meselesine dönecek olursak. Öncelikle dünya çapında faaliyet gösteren birçok altyazı sitesi bulunuyor. Bunlardan biri olan ‘divxstation’ sitesinde sadece ‹ngilizce de¤il, aralarında Türkçe’nin de bulundu¤u birçok dilde altyazı dosyasına eriflmek mümkün. Ayrıca, ABD merkezli Usenet haber grubunda da bırakın altyazıyı film bile bulunuyor. Ayrıca Disney film stüdyoları da geçti¤imiz aylarda duyurdu¤u bir anlaflma ile internet üzerinden film satmaya baflladı. 2.95 ile 4.99 arası de¤iflen fiyatlarla satıfl yapan Disney, flimdilik sadece -yapılan anlaflma gere¤iABD sınırları içinde hizmet veriyor. NE YAPILAB‹L‹R? ‹nternet kullanıcıları bir site kapanırsa ötekini, o da olmazsa P2P programlarını kullanabilirler ve kesin anlamda bir yasaklamak teknik olarak mümkün de¤il. Tabii ki, korsanı kollamak ya da bu filmlerin satıflını cesaretlendirmek gibi bir düflünce hiç bir flekilde kabul edilemez. Altyazıların kaldırılmasını sa¤lamak gibi bir savaflın, kısa vadede kullanıcılara ve uzun vade de film flirketlerine zarar verece¤i su götürmez bir gerçektir. Pazarı uzun vadede ‘sa¤lıklı’ kılacak çözüm, kullanıcıları korsana mahkum etmeden, legal ürünlere uygun fiyatlarla yöneltilmesidir. Adı geçen web sayfaları: Divxtr Divxaltyazı ❏ Mart virüsle baflladı Ortaya çıkan yeni bir virüs, Netsky-D internette hızla ilerliyor. Email kutularına ‘re:details’ ya da ‘re:here is the document’ bafllıklarıyla düflen virüs, yanında .pif formatında bir de ek dosya getiriyor. Email açılıp ek dosya yüklendi¤inde, .pif dosyası kullanıcının bilgisayarını yavafllatıyor. Anti virüs uzmanları Netsky-D virüsünün Microsoft sitesine saldıran MyDoom kadar hızlı yayılmadı¤ını, ancak son zamanların en hızlı yayılan virüslerinden biri oldu¤unu belirtiyorlar. Benzerlerinden farklı olarak Netsky.D virüsü yayılmak için dosya paylaflımı sitelerini ve içeri¤ini gizlemek için de .zip formaını kullanmıyor. MyDoom.A ve SoBig.F meydana çıktıklarının ilk 24 saatinde 1 milyon virüslü email üretmifllerdi; Netsky.D ise ilk ortaya çıktı¤ı bir kaç saat içinde 200 bin virüslü mail üretti. Bu rakam, daha ilk 24 saati dolmamıfl bir virüsün son derece hızlı yayılabilece¤ine iflaret ediyor. YEN‹ VERS‹YONLARIYLA BAGLE ‹lk olarak 19 Ocak günü ortaya çıkan Bagle virüsünün C, D, E, F ve G versiyonları da ortaya çıktılar. Windows tabanlı bilgisalarları hedef alan bu virüs, TCP (Transmission Control Protocol) portunda arkakapı açıyor. Bunların arasında en azılı olan Bagle.C, kullanıcıları kandırmak için Microsoft Office 2000 Excel ikonu ile beliriyor. Bagle’ın F ve G versiyonları ise geliflmifl antivirüs programlarını dahi aldatan bir ZIP içerik ile geliyor. Uçaklar da ‘internet’leniyor Birçok uluslararası havayolu flirketi nisan ayından itibaren uzun uçufllar için uydu aracılı¤ıyla hızlı internet eriflimi sunmaya bafllıyor. ABD’li JetBlue firmasının önayak oldu¤u hizmete Boeing flirketi de destek verdi. Boeing’in ‘Connexion by Boeing’ oluflumu bünyesinde, Lufthansa, Japan Airlines, British Airlines ve di¤er bazı havayolu flirketleri havada hızlı ba¤lantı hizmeti sunacaklar. IBM, Gateway ve Dell gibi bilgisayar firmaları da, ürünlerine uçakta hızlı internet eriflimi deste¤i verecek yazılım modifikasyonlarını ekleyeceklerini bildirdiler. ‘Connexion by Boeing’ yetkilileri, halen yörüngede bulunan uyduların yanı sıra yer istasyonlarından hat kiralanaca¤ını ve hizmetten ABD ve Kanada’nın yanı sıra kuzey Atlantik, Avrupa, Akdeniz, Rusya, Hindistan, Çin, Japonya ve güneydo¤u Asya üzerinde uçan uçakların yaralanaca¤ını ifade ettiler. Pasifik üzerinden geçen uçufllar ile Güney Amerika ve Güney Afrika yolcularının ise hizmetten daha ileri bir tarihte yararlanaca¤ı kaydedildi. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Hayat Seite 29 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN SA⁄LIK SAYFASI Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Ses kısıklı¤ına dikkat! Sigara, kafein ve alkol ses tellerinin de en büyük düflmanları arasında.. es kısıklı¤ını önlemek için öncelikle sesinizi uzun süreyle ve yüksek fliddette kullanmamanız, gıdanıza dikkat etmeniz ve baharatlı gıdalardan kaçınmanız gerekiyor. Evin havasını nemlendirmek, bol su içmek ve sigara dumanından uzak durmaksa yapılması gereken di¤er fleyler arasında... Ses kısıklı¤ı genellikle bütün anormal ses de¤iflikliklerinin yerine kullanılan genel bir terimi olup sesteki anormallik, sesin hırıltılı, çatallı, veya gergin olması, ya da fliddetinin veya inceli¤inin de¤iflmesi fleklinde olabilir. Ses de¤iflikliklerinin nedeni, genellikle gırtlakta (larenks) yerleflmifl olan ses tellerindeki sorunlardır. Nefes alma sırasında ses telleri açılır. Konuflma sırasında ise ses telleri kapalı olur ve akci¤erlerden çıkan havayla titreflerek sesin oluflmasını sa¤lar. Ses telleri ne kadar sıkı kapanırsa ve ne kadar inceyse o kadar hızlı titreflirler ve ses de o kadar ince olur. Ses telleri üzerinde flifllik bulunması halinde kapanmaları, dol›ayısıyla da çıkan ses düzgün olmaz. SES KISIKLI⁄ININ NEDENLER‹ NELERD‹R ? Ses kısıklı¤ının çeflitli nedenleri olabilir. Bunların ço¤u ciddi sa¤lık problemlerine neden olmazlar ve kısa sürede düzelirler. Ses kısıklı¤ının en sık nedeni “akut larenjit”tir. Akut larenjit, so¤uk algınlı¤ı ve di¤er üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında, ya da aflırı ba¤ırmaktan kaynaklanan ses zorlamalarında ortaya çıkar. Daha uzun süreli ses kısıklıklarının nedeni genellikle sesin uzun süreyle aflırı ve zorlanarak kullanılmasıdır. Bu tür ses kullanma alıflkanlı¤ı, ses telleri üzerinde nodül adı verilen ve ses kısıklı¤ına neden olan küçük fliflliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Nodüller genellikle sesini profesyonel nedenlerle uzun süre, ancak hatalı teknikle kullanan kiflilerde (flarkıcılar, ö¤retmenler, politikacılar gibi) görülür. Ses tellerinin birbirlerine sürekli normalden fazla kuvvetle çarpmasına ba¤lı olarak geliflen nodüller, ses e¤itimi ile ses kullanma alıflkanlı¤ı düzeltilmedi¤i sürece kendili¤inden kaybolmazlar. Aflırı ba¤ırmayı takiben geliflen akut larenjit sırasında ses teli içine küçük kanamalar meydana gelebilir; bu aflamada ses dinlendirilmedi¤i taktirde bu kanama polip adı verilen tek taraflı ses teli fliflliklerine dönüflebilir ve sürekli ses kısıklı¤ına neden olur. Eriflkinlerde ses kısıklı¤ının sık görülen nedenlerinden birisi de yemek borusu ile midenin birleflti¤i noktadaki bir adelenin zayıflı¤ına ba¤lı olarak, mide içindeki asitli sıvının yemek borusundan gırtlak seviyesine yükselerek ses tellerini tahrifl etmesidir; buna larengofarengeal reflü adı verilmektedir. Ses kısıklı¤ı özellikle sabahları fazladır ve gün içinde azalır. Ses kısıklı¤ı ile birlikte bo¤azda takılma, yabancı bir madde varmıfl hissi ve sık bo¤az temizleme alıflkanlı¤ı da sık görülen belirtilerdir. Reflü nedeniyle ses kısıklı¤ı olan hastaların pek ço¤unda mide ile ilgili flikayetler yoktur. Sigara içimi, ses kısıklı¤ının bir di¤er nedenidir. Sigara, gırtlak ve bo¤az kanserlerinin geliflmesinde önemli bir risk faktö- S rü oldu¤undan düzelmeyen ses kısıklı¤ı olan ve sigara içen kiflilerin bir Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanına muayene olmaları gerekir. Ses kısıklı¤ının daha nadir nedenleri arasında allerji, guatr ve sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Birçok insanda do¤al yafllanma ile birlikte bir miktar ses kısıklı¤ı ortaya çıkabilir. SES KISIKLI⁄ININ TEDAV‹S‹ ‹Ç‹N K‹ME MÜRACAAT ED‹LMEL‹D‹R? Ses kısıklı¤ı iki haftadan uzun sürerse ve belirli bir nedeni yoksa bir Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanına muayene olmanız gerekir. Sesle ilgili problemler, ideal olarak sesle ilgili fonksiyonlar ve sorunlarla u¤raflan profesyonel bir ekip tarafından de¤erlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Böyle bir ekipte Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanı, ses ve kouflma patolo¤u, müzik-flan-diksiyon ö¤retmenleri yer alır. Ses bozuklukları, bu uzmanlardan herbirinin katkısı olabilecek farklı ve karmaflık özellikleri bulunabilir. KULAK-BURUN-BO⁄AZ HASTALIKLARI UZMANINA NE ZAMAN MUAYENE OLMAK GEREK‹R? Ses kısıklı¤ı 2-3 haftadan uzun sürerse, Ses kısıklı¤ı ile birlikte afla¤ıdaki belirtiler varsa: So¤uk algınlı¤ı gibi belirli bir neden yokken a¤rı bulunması, Öksürükle kan gelmesi, Yutma güçlü¤ü, Boyunda flifllik, Birkaç günden uzun süren tam ses kaybı veya seste fliddetli de¤ifliklik olursa. SES KISIKLI⁄INDA NASIL B‹R ‹NCELEME YAPILIR? Ses kısıklı¤ı nedeniyle müracaat etti¤inizde, Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanı sizden flikayetinizle ve genel sa¤lık durumunuzla ilgili bilgiler isteyecektir. Daha sonra bir ayna yardımıyla a¤ız içinden gırtla¤ınızı ve ses tellerinizi görmeye çalıflacaktır. Bu yeterli olmazsa, burundan geçirilen veya a¤ız içinde tutulan ve endoskop adı verilen optik cihazlarla ses telleriniz görülmeye çalıflılacaktır. Gerekti¤inde, bu ifllemler sırasında elde edilen görüntüler bir video banda kaydedilerek daha sonra tekrar incelenmek üzere saklanacaktır. Muayenede kullanılan bu yöntemler hasta için çok zor de¤ildir ve hastaların ço¤u muayeneye kolay uyum sa¤lamaktadır. SES BOZUKLUKLARI NASIL TEDAV‹ ED‹L‹R? Ses bozukluklarının tedavisi, ses kısıklı¤ının nedenine göre de¤iflir. Ses kısıklı¤ına neden olan durumların ço¤u, ses istirihati ve do¤ru ses kullanma alıflkanlı¤ını kazanmakla düzelirler. Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanınız size ses kullanımı ile ilgili bilgiler verebilir, e¤itim için sizi ses ve konuflma patolo¤una gönderebilir, veya polip gibi görünür bir neden varsa ameliyatla tedavi önerebilir. Özellikle ameliyatla tedavi önerilenler olmak üzere, ses sorunu olan bütün hastalardan sigara içmemeleri ve sigara dumanı bulunan ortamlardan kaçınmaları, bol su içmeleri istenir. Ses ve konuflma patologları, bazı ses bozukluklarında sesi do¤ru kullanma tekni¤ini ö¤retmeye ve varsa yanlıfl tekni¤i ortadan kaldırmaya çalıflırlar. Bazı hastalardaki sorun, sigara içimi ve ba¤ırma gibi ses kullanımı açısından olumsuz alıflkanlıkların bulunmasıdır. Buna benzer durumlarda hastanın ses çıkartma tekni¤i düzeltilerek ses kalitesi düzeltilmeye ve varsa nodüller tedavi edilmeye çalıflılmaktadır. SES KISIKLI⁄INI ÖNLEMEK ‹Ç‹N NELER YAPILMALIDIR? Sigara içiyorsanız bırakın Kafein (kahve, kolalı meflrubatlar) ve alkol kullanımından kaçının Sigara dumanı bulunan ortamlardan kaçının Bol su için Evinizin havasını nemlendirin Gıdanıza dikkat edin - Baharatlı gıdalardan kaçının Sesinizi uzun süreyle ve yüksek fliddette kullanmayın Ses kısıklı¤ı oldu¤unda sesinizi dinlendirin SES ‹Ç‹N H‹JYEN‹K KURALLAR Bo¤azınızı sert biçimde temizlemeyin Genelde gıcıklanmayı önlemek ya da mevcut salgıları temizlemek için bo¤azımızı temizleme ve öksürme ihtiyacı hissederiz. Ancak, bu hareket ses tellerinin çok fliddetli flekilde birbirlerine çarpmalarına ve tahrifline neden olur. Tahrifl sonucu ses telleri üzerindeki dokulardan salgı oluflumu daha da artar. Bo¤az temizleme ihtiyacı hissedildi¤inde tercih edilecek en iyi yöntem hızla burnunuzu çekip yutkunmaktır. Bu hareket ses telleri üzerinde biriken ve ses kalitenizi olumsuz etkileyen salgıların uzaklaflmasını sa¤lar. Bo¤azınızı temizleme hareketinden vazgeçemiyorsanız ve bu bir alıflkanlık haline gelmiflse bunu en sessiz flekilde yapın. Böylece ses tellerine verece¤iniz zararı en aza indirgemifl olursunuz. Bo¤azdaki rahatsızlık hissini gidermek için esnemek, bir miktar su içmek de yararlı olabilir. Sürekli ve fliddetli öksürük ses tellerinin tahrifline ve fliflmesine neden olur. Genellikle bu tarz öksürük so¤uk algınlı¤ı, allerji veya sigara içmeye ba¤lıdır. Bu tür durumlarda sorunun çözülmesi için altta yatan asıl nedenin tedavi edilmesi ya da ortadan kaldırılması gerekir. Konuflurken sizin için do¤al olan ses perdesini kullanın Birçok kifli en alt perdeden konuflarak sesini kalınlafltırır ve sesine otoriter bir hava vermeye çalıflır. Bazı insanlar da normalden daha yüksek perdeden konuflurlar. Oysa, insanların belli bir ses perde aralı¤ı vardır ve normalde konuflmalarının %70’ini bu ses aralı¤ında yaparlar. Belli bir e¤itim almadan bu aralı¤ın sınırları dıflına çıkmak sesi olumsuz etkiler. Bu nedenle, normalde kullandı¤ınız ses perde aralı¤ının dıflına çıkmamaya çalıflın; yani ne çok kalın, ne de çok ince sesle konuflmaya çalıflmayın. Fısıldamak da ses telleri için zararlı olabilen bir konuflma fleklidir. Sesinizi korumak amacıyla fısıldayarak da konuflma- 29 yın; sesinizin yüksekli¤i, hemen karflınızda biri oturuyormuflçasına olmalıdır. Bırakın karflınızdaki kifli sizi duymak için gayret göstersin. Gün içinde belli aralıklarla sesinizi dinlendirmeye de özen gösterin. Sesinizi kullanırken nefesinizi ayarlamayı ö¤renin Yeterli solunum deste¤i sa¤lamadan konuflmak, boyundaki ve ses tellerini kontrol eden kaslara ilave yük getirir ve sesin etkinli¤ini azaltır. Konuflma sırasında bir nefeste gerekti¤inden fazla kelime söylemeye çalıflmak zararlıdır. Konuflma sırasında cümleleri bölmeye, önemli kelimelerden önce duraklamaya, yazılı metinleri okurken virgüllerde yeni bir nefes almaya özen gösterin. Bu ifllemleri çok sık tekrarlayarak alıflın ve konuflmanın anlamını ve akıflını bozmayacak flekilde nefesinizi kullanmayı ö¤renin. Unutmayın ki, güzel ve do¤al bir ses için ses tellerinin titreflmesi yanında güçlü ve do¤ru bir solunum deste¤i gerekir. Uzun süreli konuflmayın ‹fl gere¤i olsun ya da olmasın, sürekli konuflan kiflilerde ses yorgunlu¤u geliflir. Bu kifliler genellikle flikayetlerini ses kısıklı¤ı tarzında ifade ederler. Bu durumu önlemek için kısa süreli ses istirahati yararlı olur. Gürültülü ortamlarda konuflmayın Spor salonları, tren istasyonları, otomobil ve otobüsler, uçaklar, tiyatrolar, toplantı salonları ve amfiler sesin zorlanmasına neden olacak flekilde sesin aflırı kullanılmasına gerek duyulan ortamlardır. Bu gürültülü ortamlarda konuflmak ses yorgunlu¤u, bo¤azda a¤rı ve ses kısıklı¤ına neden olur. Böyle ortamlarda nispeten yüksek perdeden, yani daha ince bir ses tonuyla konuflulmalı ve nefes aralarında daha az sayıda kelime kullanılmalıdır. Sigara içmeyin, alkol kullanmayın Sigaranın bo¤az, gırtlak ve akci¤er dokuları üzerine olan olumsuz etkileri herkesçe bilinmektedir. ‹lk etapta bu dokularda fliflme ve iltihap geliflimi oluflur. Sigaraya devam edildikçe bu olumsuz de¤ifliklikler kanser oluflumuna kadar devam edebilir. Günde bir kadeh alkolun ses üzerine etkisi çok fazla de¤ildir. Ancak günlük aflırı kullanımı sonucu ses telleri üzerindeki ince kan damarları genifller ve ses kısıklı¤ı ile beraber düflük perdeli kalın bir ses oluflur. Bol sıvı alın ve bulundu¤unuz ortamları nemlendirin Sa¤lıklı bir ses için vücudun ve ses tellerinin bol sıvıya ihtiyacı vardır; bunun için bol su içmek ses için yararlıdır. Solunum yolları için ideal nem oranı %35-50 arasındadır; özellikle ses sorunu olan kiflilerin bulunduklaru mekanlarda havayı nemlendirmeleri gerekir. Bunun için buhar cihazlarından veya kaynatılmıfl sudan yararlanılabilir. Aflırı kuruluk ses tellerinde tahrifle ve fliflmeye neden olur. Allerji ilaçları (antihistaminikler), grip ilaçları ve idrar söktürücüler gibi bazı ilaçlar ses telleri üzerindeki salgıları azaltarak sesi olumsuz etkilerler. Toplum önünde konuflurken önlem alın Bir topluluk önünde konuflma yaparken mümkünse mikrofon kullanın. Gerekirse amplifikatör kullanarak ses perdenizi ve fliddetini yükseltmek zorunda kalmayın. Sesinizi kullanmadan önce ısındırın. Vücudunuzun genel direncini bozmamak için fazla yorulmayın ve stresinizi giderin. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 30 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir LEZZET KÖfiES‹ 30 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 TENCERE VE ET YEMEKLER‹ KEBAPLAR Yap›l›fl› Hünkar Be¤endi 1- Patl›canlar ateflte közlenir. Kabuklar› soyulduktan sonra 2-3 parça limon tuzu ilave edilmifl suya konulur. Suyu elimizle s›k›larak ince ince k›y›l›r. 2- Baflka bir kapta ya¤ ve un (kavrulmufl un kokusu alana kadar) tahta bir kafl›kla kavrulur. K›y›lan patl›canlar ilave edilir. 3 dakika kadar kar›flt›r›ld›ktan sonra kaynam›fl süt ilavesiyle a¤›r ateflte ve tahta kafl›kla 15 dakika kar›flt›r›larak (koyulaflana kadar) piflirilir. Rendelenmifl kaflar, hindistan cevizi ve tuz ilave edilir. 3- Kebab› haz›rlamak için; so¤anlar kuflbafl› do¤ranarak 3 adet defne yapra¤› ile bir- likte ya¤da pembeleflinceye kadar kavrulur. 4- Etler ilave edilerek orta ateflte kavrulmaya devam edilir. Salça, ince do¤ranm›fl sar›msak, karabiber ve un eklenerek kar›flt›r›l›r. 5- 1,5 litre su koyulduktan sonra 30 dakika süreyle ara s›ra kar›flt›r›larak piflmeye b›rak›l›r. 6- Son dakikalara do¤ru kuflbafl› do¤ranm›fl domates, biber ilave edilip tuz kat›ld›ktan sonra 3-4 dakika piflirilir. Haz›rlanan kebab hünkar be¤endi üzerine konularak servis yap›l›r. Gerekli Malzeme PATLICAN PÜRESI ‹Ç‹N ✺ 2 ADET BOSTAN PATLICAN ✺ 1 L‹TRE SÜT Ç›lb›r Yap›l›fl› Gerekli Malzeme ✺ 5 ADET YUMURTA ✺ YETER‹NCE TUZ ✺ 1/2 F‹NCAN S‹RKE ✺ 1 BARDAK YO⁄URT ✺ 3 KAfiIK YA⁄ ✺ 1 F‹SKE KIRMIZIB‹BER ✺ 100 GR. RENDELENM‹fi KAfiAR PEYN‹R‹ 1- Bir tencereye befl bardak su, bir kafl›k tuz, yar›m fincan sirke konularak kaynat›l›r. 2- Kaynamakta olan tuzlu, sirkeli suya eller yak›n tutularak yumurtalar birer birer k›r›l›r. Burada yumurtalar›n birbirine yap›flmamalar› için tencerenin genifl olmas› laz›md›r. 3- Yumurtalar 5 dakika piflirildikten sonra delikli kepceyle sudan al›n›p suyu iyice süzülerek ›s›t›lm›fl s›cak bir taba¤a al›n›r. 4- Ayr›ca yo¤urt çatalla ç›rp›larak biraz da tuz ilave edilip yumurtalar›n üzerine dökülür. Hepsinin üzerine ya¤ ile k›rm›z›biber k›zd›r›larak gezdirilir. So¤utmadan servis yap›l›r. ✺ 100 GR. UN - 100 GR. TEREYA⁄ ✺ 1 YEMEK KAfiI⁄I H‹ND‹STAN CEV‹Z‹ ✺ 61 ÇAY KAfiI⁄I TUZ KÖFTELER Köfte Dolmas› KEBAP ‹Ç‹N ✺ 750 GR. KUfiBAfiI ET Gerekli Malzeme ✺ 1 ADET SO⁄AN - 1 D‹fi SARIMSAK ✺ 2 KAfiIK SALÇA - 100 GR. TEREYA⁄ ✺ 250 GR. KIYMA ✺ 2 YEMEK KAfiI⁄I UN ✺ 2-3 DEFNE YAPRA⁄I ✺ 3 D‹L‹M BAYAT ✺ 2 ADET S‹VR‹ B‹BER ✺ 1 ADET DOMATES EKMEK ‹Ç‹ ✺ 1,5 L‹TRE SU - YETER‹NCE TUZ ✺ KARAB‹BER ✺ TUZ ✺ KARAB‹BER P‹LAVLAR 1- Köfte hamuru yo¤rulur ve yar›m Yap›l›fl› 2- Havuçlar ve patatesler küp fleklin- Gerekli Malzeme ✺ 2 BARDAK P‹LAVLIK P‹R‹NÇ ✺ 150 GR. YA⁄ ✺ 3 BARDAK SU VEYA ET SUYU ✺ TUZ KÖFTELER‹N MALZEMES‹ ✺ 200 GR. KIYMA ✺ 1,5 ÇORBA KAfiI⁄I YA⁄ ✺ 1 KÜÇÜK SO⁄AN ✺ 1 D‹L‹M BAYAT EKMEK ✺ 2 ORTA BOY DOMATES ✺ TUZ, KARAB‹BER ✺ KEK‹K - K‹MYON Yap›l›fl› Sultan Reflat Pilav› 1- Pirinç y›kan›p yayvan bir kaba konur. Tuz ekilir ve üzerini örtecek kadar s›cak su ilave edilip so¤umaya b›rak›l›r. Pirinç so¤uduktan sonra bir kaç kez y›kan›p iyice süzülür. Sonra bir havluya koyarak suyu tamamen al›n›r. 2- Bir tencereye 150 gr. ya¤ konulup eritilir. Pirinci içine atarak orta hararetteki ateflte kar›flt›r›larak kavrulur. Buna tuz kat›lm›fl 3 bardak kaynar su ilave edilip bir defa kar›flt›r›l›r. 3- Evvela harl› ateflte 5 dakika, sonra orta ve hafif ateflte pirinç suyunu çekinceye kadar a¤z› kapal› piflirilir. 4- Piflince pencerenin kapa¤› aç›larak pirinçler k›r›lmadan yavaflça alt üst edilir. Tencerenin üzerine bir havlu örtülür ve kapa¤› kapat›l›r. Tencerenin alt› söndürülerek demlenmeye b›rak›l›r. 5- K›yma, bir kaseye konulur. Buna rendelenmifl so¤an, ›slat›larak s›k›lm›fl ekmek, tuz ve biber ilave edilerek iyice yo¤rulur. Avuç ›slat›larak f›nd›k büyüklü¤ünde köfteler yap›l›r. 1,5 çorba kafl›¤› ya¤ tavada k›zd›r›l›p köfteler tavaya koyularak çevrilerek k›zarmas› sa¤lan›r. 6- Kabu¤u soyulmufl domatesler ufak ufak do¤ran›p köftelere ilave edilir. Domatesler yumuflay›nca 23 çorba kafl›¤› su ilave edilir. Köfteler suyunu çekinceye kadar hafif ateflte 10 dakika kadar piflirilir. 7- Pilav yuvarlak bir servis taba¤›na muntazam bir flekilde tepeleme konur. 8- Ortas› havuz gibi aç›larak buraya köfteler salças›yla beraber yerlefltirilir ve servis yap›l›r. ✺ KABARTMA TOZU ✺ 1/2 BARDAK SÜT saat dolapta bekletilir. de do¤rand›ktan sonra ya¤da k›- ‹Ç ‹Ç‹N ✺ 1 ADET HAVUÇ zart›r›l›r. Salça ilave edilir. 3- Köfteler aç›larak haz›rlanan içten konulur ve köfte kapat›l›r. Ya¤lan- ✺ B‹R ADET PATATES m›fl tepsiye dizildikten sonra üze- ✺ B‹R KAfiIK SALÇA rine salçal› su dökülerek f›r›nda 5- ✺ B‹R ÇAY BARDA⁄I 10 dakika piflirilir veya una bulan›p k›zg›n ya¤da k›zart›l›r. SIVI YA⁄ BALIKLAR Hamsi Köftesi Yap›l›fl› Gerekli Malzeme ✺ 1 KG HAMS‹ ✺ 2 ADET YUMURTA ✺ TUZ ✺ KARAB‹BER ✺ K‹MYON ✺ 60 GR. MISIR UNU (1 ÇAY BARDA⁄I) ✺ 30 GR. UN (1 ÇAY BARDA⁄I) ✺ 1/2 DEMET MAYDANOZ ✺ KIZARTMAK ‹Ç‹N SIVI YA⁄ ✺ fiEK‹L VERMEK ‹Ç‹N MISIR UNU 1- Bal›k ay›klan›p y›kan›r. Mutfak robotunda irice çekilir. Maydanoz ince ince k›y›l›r. Daha sonra tüm malzeme kar›flt›r›l›p yo¤rulur. 2- Haz›rlanan hamsili içe m›s›r unu yard›m›yla ve elle oval flekil verilir. 3- K›zg›n ya¤da köfteler k›zart›l›p ka¤›t havlu üzerine ç›kar›larak fazla ya¤› emdirilir ve hemen servis yap›l›r. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 31 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 32 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir 32 OTOMOT‹V HESSEN Marz-März 2004 / Muharrem 1425 Mini konteyner: Fiat Dobló tomobil sanayii bir kaç y›l önce yepyeni bir binek otomobili s›n›f› üretti: MPV (Multi Purpose Vehicle, çok amaçl› araç). Biraz transporter, biraz minibüs ve çok binek otomobili; Fiat yeni modeliyle bütün bu özellikleri biraraya toplad›. Fiat, Renault Cangoo ve Citroen Berlingo modellerine rakip ç›k›yor. ‹ç mekan: Yeni arac›n dizayn› herkese göre farkl›, kimisi “cici” derken, kimisi de “hilkat garibesi” diyor. Neticede Doblo, kare görünümüyle tekerleklerinin üzerinde ilerleyen bir kutu gibi, ancak nesnel bir bak›flla Doblo’nun yararlar› da görülebilir: Fiat’›n ilkesi süssüz ve ç›plak olarak mümkün oldu¤unca çok mekan açmakt›r. Fiat Doblo’nun formülü çok aç›k: Cargo modeli al›nd››nda serbest meslek sahiplerine tafl›ma arac› olarak hizmet verecekken, özel kifliler içinse çok hesapl› binek otomobili olacakt›r. Fiat ürünü çok ölçülü bir model ortaya ç›kard›: 4,16 metre uzunlu¤unda, ancak yüksek hacimli. Üstelik arka koltukta üç eriflkin insan yer alabiliyor. Hatta, çat›n›n yüksekli¤i Londra taksilerini hiç aratm›yor. Bu durum Fiat teknisyenlerini arka koltuk yolcular›n›n kafalar›n›n üzerinde bir çekmece yerlefltirmelerini sa¤lad›. Daha çok nakliye yönüne a¤›rl›k verilen bir modelde arka koltu¤un bölünebilir ve katlanabilir olmas› normaldir. Bu sayede arac›n arkas›nda küp fleklinde ve 3000 litre hacminde bofl bir alan olufluyor. Bu hacim Cangoo ve Berlingo modellerinden çok daha yüksek durumda. Araca befl insan›n oturmas› durumunda bile 750 litre hacim kal›yor. Bütün bunlardan öte arac›n bagaj kapa¤› aç›ld›¤›nda yükleme yüksekli¤i çok alçak: 53,5 cm. Ancak, Doblo modeli yak›n mesafedeki mobilya ma¤azas›ndan uza¤a giden yolculuklarda kullan›lmasa daha iyi olur, çünkü Doblo’nun küçük benzinli motorlar› otoyol h›z›na gelmiyor, araç yüksek h›zda çok gürültülü oluyor. Bu gürültü duyulmazl›ktan gelinse, arac›n konfor potansiyeli çok yüksek: koltuklarda alçak oturabilme imkan›, d›fl aynalar›n genifl alanl› olmas›, koltuklar›n hepsinin sert ve dengeli olmas›. Araban›n iç mekan› k›smen orijinal donan›m›yla ve k›smen de enstrümanlar›n kolay kullan›m›yla dikkat çekiyor. Mesela kokpitin ortas›nda birçok otomobil fonksiyon butonu biraraya getirilmifl. Doblo genel olarak bak›ld›¤›nda çok kullan›fll› bir araç ve geleneksel binek otomobilini gereksiz k›l›yor. Yine de, baz› özellikler ekstra s›n›f›nda ve sonradan parayla sat›n al›nmas› gerekir. Mesela arka kap› seri modelde yanlara aç›lan iki parçadan ibaret, yukar› do¤ru aç›lan tek kap› için 100 euro kadar ekstra ödenmesi gerekiyor. Doblo’nun teknik özellikleri: Fiat teknisyenlerinin cüret ettikleri genifl aç›- O l›m kendini en iyi teknik özelliklerde gösteriyor: ola¤an binek otomobillerinde arka aksta kendi bafl›na flaseye ba¤lanan iki tekerlek çok yayg›n, ne de olsa ancak bu yolla azami konfor sa¤lanabiliyor. Ancak bu pahal› çözüm çok elveriflsiz ve bagaj›n hacmini çok küçültüyor. Bu da pahal›, büyük ve lüks binek otomobillerinin çok küçük bagaja sahip olmas› getiriyor. Ancak eflya tafl›ma yönü a¤›r basan Doblo klasik çözüm yolundan flaflmayacakt›r: tek parça sert dingil. Teknik merakl›lar› bilirler, bu dingil metal yaylarla çal›fl›r. Bu dingil çok ucuza ve alanda tasarruf edilerek kullan›labilir. Bu dingili kullanman›n avantaj›: arka dingilin boyu 1,20 metre ve bu da Avrupa paletlerinin arac›n bagaj›na rahatl›kla yüklenmesini salar. Ancak, madalyonun arka yüzü öyle demiyor: virajlarda ani hareketler arac›n sa¤ arka tekerinin ezilmesini sa¤l›yor. Bu sürüfl tarz› acemileri sürücüleri zorlayabilir. Ancak Doblo sürücüleri yine de sunulan konforu be¤enecektir. Arac›n geri dönmesi 11,5 metrede sa¤lan›yor, direksiyonu iki kez döndürmek yetiyor, bu durum spor araçlarda da ayn›. Arac›n ön dingilde kulland›¤› fren tabaklar› ABS’in sa¤lam çal›flmas›n› sa¤l›yor, üstelik azami h›z 150 km/saati kolayl›kla beceriyor. Motorlar: Fiat Doblo’yu benzinli iki motorla sunuyor: 1,2 litre hacminde 8 sübapl› (13,200 Euro) ve 1,6 litre hacminde 16 sübapl› (14,150 ila 17,400 Euro). Doblo’nun mazot motoru (1,9 JTD) çok güçlü. Doblo’nun bu motorla fiyat› donan›m paketine göre (Active, Dynamic ve Malibu) 15,700 Euro, 16,300 Euro ve 18,950 Euro. Sonuç: Fiat Doblo hesapl› araba kullan›c›lar› için çok ilginç bir alternatif araç. Bu ‹talyan arac› d›fl görüntüde fedakarl›k yaparak, k›sa d›fl ölçülerle azami hacim sunmaya çal›fl›yor, ayr›ca esnek iç mekan da sunuyor. Sürücünün çevreyi iyice görebilmesi, direksiyon do¤rudanl›¤› ve arac›n uzunlu¤unun k›sa tutulmas› arac›n bir MPV olmas›n› sa¤l›yor. Fiat en baflta Doblo’yu zay›f motorlarla donatt›, ancak bu yanl›fl› k›sa zamanda düzeltti ve güçlü benzinli motorlarla ve mazot motorlarla süsledi. Fiat Doblo’nun art›lar› ve eksileri + pratik kullan›m + iyi görüfl gücü + direksiyonun do¤rudanl›¤› + esnek iç mekan + hesapl› al›m fiyat› + kolay kullan›m - zay›f motorlar - eskimifl sürüfl özellikleri 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 33 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 34 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ‹LANLAR 34 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 TEfiEKKÜR Gazetemizin büro aç›l›fl›nda bizleri onurland›ran Milli Gazete Avrupa Genel Müdürü Dr. Yusuf Ifl›k Bey`e IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl Bey`e IGMG Gençlik Teflkilat› Hessen Bölge Baflkan› Hikmet Atak Bey`e IGMG Hessen Bölge E¤itim Baflkan› Ali Çiçek Bey`e IGMG Hessen Bölge ‹dari ‹fller Baflkan› Ayd›n Ersoy Bey`e IGMG Wetzlar Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na IGMG Limburg Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na Hanau ‹slam Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na Vakit Gazetesi Avrupa Genel Müdürü Davut Yavuz Bey`e Halk Basar Marketler Zinciri Sahibi Mustafa Lök Bey`e Milli Gazete Muhasebe Müdürü Zeki Sezer Bey`e Milli Gazete Abone Müdürü Ayd›n Kelefl Bey`e Milli Gazete Reklam Müdürü Ayd›n M›s›ro¤lu Bey`e D‹T‹B Friedberg Camii Baflkan› Ramazan Kaplan Bey`e Bonn`dan Gelen Sevgili Dost Davut Memifl Bey`e K›ymetli Aile Büyüklerim Amcam Necati Aktürk Bey`e Fransa`dan buralara kadar gelen Day›m Münir Aktürk Bey`e Kadir Yaflao¤lu Bey`e Fransa`dan Gelen Sevgili Day›o¤lu Selçuk Aktürk Bey`e Telefon ve faxlar› ile bizleri onurland›ran IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan Bey`e IGMG ‹rflad ve Tan›tma Baflkan› Ali Bozkurt Bey`e IGMG ‹rflad ve Tan›tma Baflkan Yard›mc›s› ‹lhan Bilgü Bey`e Milli Gazete Avrupa Yaz›iflleri Müdürü Mehmet fien Bey`e Vakit Gazetesi Genel Müdürü M. Yaflar Meydanal Bey`e AT‹B Genel Sekreteri Mahmut Aflkar Bey`e SM Druck Matbaas› Sahibi Ahmet Boztafl Bey`e Berlin’den Amcao¤lumuz Celalettin Aktürk Bey`e Türkiye`den Babam›z-Annemiz ve Kardefllerimize TEfiEKKÜRÜ B‹R BORÇ B‹L‹R‹Z. Hessen Hayat Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Sinan Aktürk TEBR‹K GEÇM‹fi OLSUN TEBR‹K GEÇM‹fi OLSUN Sevgili dost Abdullah Attar Bey`in bir k›z evlad›n›n dünyaya geldi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Attar ailesini tebrik ederim. K›ymetli üyemiz ‹sa ÇIRAK Bey`in bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyoruz. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyor; geçmifl olsun diyoruz. Sevgili dost Abdullah Attar Bey`in bir k›z evlad›n›n dünyaya geldi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Attar ailesini tebrik ederim. K›ymetli dost ‹sa ÇIRAK Bey`in bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyor; geçmifl olsun diyorum. Sinan Aktürk D‹T‹B Friedberg Ayasofya Camii ‹dare Heyeti Ayd›n Ersoy Ramazan Kaplan GEÇM‹fi OLSUN GEÇM‹fi OLSUN GEÇM‹fi OLSUN GEÇM‹fi OLSUN Sevgili Ünal KÖSE Bey`in önemli bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyorum. Sevgili Ünal KÖSE Bey`in önemli bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyorum. K›ymetli büyü¤üm Ünal KÖSE Bey`in önemli bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyorum. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyorum. Sevgili Ünal KÖSE Bey`in önemli bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyoruz. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyoruz. K›ymetli büyü¤ümüz Ünal KÖSE Bey`in önemli bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyoruz. Kardeflimize Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyoruz. Mehmet Atefl ‹brahim Gümüflo¤lu Sinan Aktürk IGMG Frankfurt Ayd›n Erbafl / Ayd›n Ersoy TAZ‹YE GEÇM‹fi OLSUN ‹nnalillahi ve inna ileyhi raciun GÖZAYDINLI⁄I Sevgili Dost ‹lhan SA⁄LAM Bey`in Babas›n›n vefat›n› üzüntüyle ö¤renmifl bulunuyoruz. Merhuma Cenab-› Allah`tan rahmet; kederli ailesi ve sevenlerine baflsa¤l›¤› dileriz. K›ymetli büyü¤ümüz Dr. Yusuf Ifl›k Bey`in Mahdumlar› Cihad Ifl›k dünya evine girmifltir. Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler; Ifl›k ailesini tebrik ederiz. Hessen Hayat Gazetesi Hessen Hayat Gazetesi 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 35 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 36 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN HABER 36 HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 Yar›flmalar›n en güzeli yap›ld› IGMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›nca 16 seneden beri yap›lan Avrupa Kur`an-› Kerim Okuma Yar›flmas›n›n Hessen Bölgesi fiubeleraras› Elemeleri 22 fiubat 2004 tarihinde Frankfurt`ta coflkulu bir cemaat toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld› Selim Çak›r GMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›nca 16 seneden beri yap›lan Avrupa Kur`an-› Kerim Okuma Yar›flmas›n›n Hessen Bölgesi fiubeleraras› Elemeleri 22 fiubat 2004 tarihinde Frankfurt`ta coflkulu bir cemaat toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld›. Hessen Bölgesi Tan›tma ve ‹rflad Baflkanl›¤› taraf›ndan organize edilen program Kur`an-› Kerim okunmas›yla bafllad›. Program›n sunuculu¤unu BYK üyesi Ahmet Ölmez ve Gençlik Teflkilat› ‹cra Üyesi Halit Erdemir beraber yapt›lar. Ilk olarak mikrofona Hessen Bölgesi Bölge Baflkan› Mehmet Atefl geldi. Atefl; konuflmas›nda Kur`an-› Kerim yar›flmas›n›n önemine de¤indikten sonra Yeni Hicri Y›l münasebetiyle alakal› güzel bir konuflma yapt›. Daha sonra yar›flma jürisi tan›t›ld›. Yar›flma jürisi Bölge ‹rflad Baflkani Bekir Bilgin, Dr. Yaflar Yürük, Rasim Gökmen hocaefendilerden olufluyordu. Selamlama seromonisinden sonra iki katagoride yap›lacak olan yar›flmaya geçildi. ‹lk önce 8-12 yafl grubunda yar›flacak talebeler s›rayla kürsüye gelerek birinci olarak ezberden ve devam›nda da yüzüne okumadan imtihan edildiler. Çok hofl görüntülerin yafland›¤› bu ilk safhadan sonra; ikindi namaz› beraberce eda edildi. Daha sonra 13-18 yafl grubunun yar›flmas›na geçildi. Bu grupdakiler de ilk önce ezber ve devam›nda yüzüne okumadan imtihan edildiler. Baz› talebelerin oldukça heyecanl› olduklar› gözlendi. Tabii yar›flmaya çocuklar›yla beraber gelen babalar ve anneler de onlardan daha da heyecanl› idi. Yar›flmac›lar›n puanlamas› 4 katagoride yap›ld›: 1- Ezber 2- Yüzünden Okuma 3- Hurufat 4- Makam. Yar›flma sonunda jüri heyetinin de¤erlendirme yapmas› ve akflam namaz› için programa k›sa bir ara verildi. Daha sonra jüri baflkan› Bekir Bilgin Hocaefendi iki grubun da derecelerini aç›klad›. Bekir Bilgin Hocaefendi güzel bir jest yaparak ilk üç derecenin d›fl›ndakilerin hepsini dördüncü ilan etti. Yar›flmaya kat›lan tüm çocuklara; birer çizgi film VCD`si hediye edildi. Daha sonra ilk üçe girenlerin hediyelerinin da¤›t›m›na geçildi. I 8-12 Yafl Gurubunda yar›flan Cemiyetler ve Yar›flmac›lar› D a r m s t a d t : Süleyman Derin, F a u l b a c h : Muhammed Bağcı, H a n a u : İsmail Yavuz, Hattersheim: Faruk Tekeli, Herborn: İsa Akdağ, Lollar: Ömer Fırat, Offenbach: Ömer Faruk Yılmaz, R o d g a u : Kaan Karabalcı, Rüdesheim: Yunus Evcin, Rüsselsheim: Ekrem Şahan, Wetzlar: Furkan Polat, Limburg: Muhammed Gülen, K a s s e l : Talip Çakan, Frankfurt-West: Murat Savaş, FranfurtHöchst: Samet Yılmaz, Giessen: Oğuz Yaldız, Kelsterbach: Adnan Şeker, Frankfurt: Haluk Ceylan, Stadtallendorf: Furkan Kılıç, Alzenau: Mehmet Kahraman. 8-12 yafl grubunda 840 puanla birinci olan Hanau Cemiyetinden ‹smail Yavuz`un hediyesi olan digital fotograf makinas›n› IGMG Hessen Bölge ‹rflad Baflkan› Bekir Bilgin Hocaefendi verdi. Yine 8-12 yafl grubunda 825 puanla ikinci olan Herborn Cemiyetinden ‹sa Akda¤`›n hediyesi olan DVD Sound Setini IGMG Hessen Bölge Baflkan Yard›mc›s› ve Tan›tma Baflkan› Sinan Aktürk verdi. Yine 8-12 yafl grubunda 787 puanla üçüncü olan Rüsselsheim Cemiyetinden Ekrem Sahan`›n hediyesi olan cep telefonunu Dr. Yasar Yürük Hocaefendi verdi. Daha sonra 13-18 yafl grubunun hediyelerinin da¤›t›m›na geçildi. 13-18 yafl grubunun 869 puanla birincisi Herborn Cemiyetinden Bünyamin Akda¤`›n hediyesi olan Digital fotograf makinas›n› IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl verdi. Yine 13-18 yafl grubunda 846 puanla ikinci olan Lollar Cemiyetinden Yahya F›rat`a hediyesi olan DVD Sound Setini IGMG Genel Merkez Üyesi Sefer Ahmeto¤lu Hocaefendi verdi. Yine 13-18 yafl grubunda 845 puanla üçüncü olan Haiger Cemiyetinden Bünyamin Eflmekaya`n›n hediyesi olan cep telefonunu Milli Görüflün duayenlerinden Mahmud Kasalak verdi. Hediyelerin da¤›t›m›ndan sonra bütün kat›l›mc›lar›n ifltirakiyle topluca resim çektirildi. Program 13-18 yafl grubu birincisi Herborn Cemiyetinden Bünyamin Akda¤`›n okudu¤u Kur`an-› Kerimle sona erdi. 13-18 Yafl Gurubunda yar›flan Cemiyetler ve Yar›flmac›lar› Darmstadt: Serkan Kaz, Faulbach: Selahattin Kol, Hanau: Cihad Arıcıoğlu, Herborn: Bünyamin Akdağ, Lollar: Yahya Fırat, Offenbach: Faruk Büyükakyüz, R ü d e s h e i m : Ahmet Gümbet, R ü s s e l s h e i m : Eyüp Durmaz, We t z l a r : Abdulgafur Yılmaz, Limburg: Talha Can, Kassel: Şahin Kösker, Franfurt-Höchst: Cihan Yılmaz, Giessen: Ömer Gürses, Frankfurt: Ali Yılmaz, Stadtallendorf: Mehmet Güler, Alzenau: Engin Tankuş, H a i g e r : Bünyamin Eşmekaya, Pfungstadt: Adem Altuntaş, Gelnhausen: Osman Öztürk, Aschaffenburg: Emre Uygun, Wiesbaden: Adem Sulak. 3. sayi sayfalar Hayat 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 37 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 BULMACA 37 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 38 Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir 38 SPOR HESSEN Mart-März 2004 / Muharrem 1425 TSV Umutspor Frankfurt’ta harikalar yarat›yor Murat ERBAY-Frankfurt SV Umutspor (Türk Spor Dernegi) 1994 y›l›nda kurulmufl olan kamu yarar› statüsüne sahip bir Futbol Derne¤i`dir. TSV Umutspor’un amac› ismi gibi Frankfurt’taki gençlere Spor sayesinde Ahlak ve kültür afl›lamak ve gelece¤e umutla bakmalar›n›, kimliklerini kaybetmeden Alman toplumu ile kaynaflmalar›n› sa¤lamakt›r. TSV Umutspor sadece Türk gençlerine de¤il di¤er yabanc› gençlere de kap›s› aç›k bir kulüptür. Dernek spor sayesinde di¤er milletlerin birbirlerine tolaransl› davranmas›na ve milletler aras›nda kültür kaynaflmas›n› ve birbirleriyle anlaflabilmelerini sa¤lamaktad›r. Sportif amaç olarak gelecek 4 y›l içinde Landeslige ç›kmay› hedef seçmifltir. Frankfurt gibi Türklerin yo¤un oldu¤u bir flehirde üst kümede oynayan bir Türk tak›m›n›n olmamas›, maalesef gençlerimize yükselme imkan› vermemektedir. Umutspor bu gençlere umut olmak için bu hedefi seçmifltir. fiu anda elinde çok genç bir kadroya sahip. Bafllar›nda genç ama Frankfurt´un en iyi ve baflar›l› hocalar›ndan olan Kenan Akbafl ve Caner Zehir bulunuyor. Kulüp yönetimi ç›kar amac› gözetmeden seve seve çal›flan üyeleri sayesinde bu çal›flmalar›n›n meyvesini toplamaya bafllad›lar. Geçen sene ilk hedef olan Bezirk Ligine ç›kmay›, hem de en yak›n rakiplerine 14 puan fark atarak, baflard›lar. Kulübün bütçesini aflmadan gelen bu baflar›larda finansiyel destek olan üyeler ve sponsorlar, kulübün baflar›s›nda en büyük katk›lardan birine sahipler. Baflar›l› bir kulüp çal›flmalar› için en önemli konu altyap› sahibi olmakt›r. 3 y›ld›r altyap›s›na sahip olan Umutspor bünyesinde flu anda 160 kiflilik (5-17 yafl aras›) bir altyap› ordusuna sahip. TSV Umutspor flu anda Frankfurt’un altyap›ya sahip tak›mlar› aras›nda öns›ralarda bulunmas› ve bu baflar›y› sadece iki y›lda yakalamas› gayretli bir ça- T l›flman›n ürünü. ‹lk y›l›nda iki tak›m› E Gençler ve D Gençler son anda flampiyonlu¤u kaç›rm›flt›. 2. y›lda baflar›lar ard arda gelmeye bafllad›. Oynad›klar› futbolla be¤eni kazanan B Gençler bir üst kümeye yükseldi. Frankfurt Liglerinde bir rekor k›ran C Gençler oynad›klar› her maç› kazanarak ve 200`e yak›n gol atarak flampiyon oldular. D Gençler de abilerinden geri kalmayarak, en yak›n rakiplerine 10 puan fark atarak bir üst lige yükseldiler. Gençler aras›nda Ünal fieref (B Gençlerde), Erdo¤an Arslan (C Gençlerde) ve Ünal Özdemir (D Gençlerde) att›klar› 64’er golle liglerinde gol kral› oldular. TSV Umutspor’un amac› yüksek liglerde oynamak ve genç futbolculara bu liglerde oynama f›rsat› vermektir. ‹leride daha yüksek liglerde oynamak için bir araç olmakt›r. ‹lerde Tak›m yüksek liglerde oynad›¤›nda Türkiye’deki futbol kulüpleriyle beraber çal›flmak ve gençlerin önüne açmakt›r. fiu an için erken olan bu Türkiye’deki tak›mlar için Pilot tak›m olmak, bir kaç y›l sonra gerçekleflebilecek. Bu konudaki çal›flmalar sürüyor. Bu y›l Kreisliga da oynayan B Gençler oynad›klar› 6 maç sonunda Liglerinde 2. s›rada ve tekrar bir üst lige ç›kma mücadelesi vermekte. Kupada son 8 tak›m aras›na kalan B Gençlerde hedef Final oynamak. Kreisligindeki bir di¤er tak›m C Gençler ise oynad›klar› 5 maç sonunda 3. s›rada bulunmakta ve antrenörleri Orhan Soytürk ve Mustafa Çolak eflli¤inde bir üst lige ç›kma hesaplar› yapmaktalar. Ayr›ca B Gençler gibi Kupada çeyrek finale kalan C Gençler de bu kupada Final oynama hesab› yap›yorlar. Kreisliginde bulunan D Gençlerde Antrenörleri Edat Akyol ve TSV Umutsporun defans›n›n belkemi¤i Veli Tezerdi`nin eflli¤inde oynad›klar› 8 maç sonunda flu anda 4. s›rada bulun- TSV Umutsporun baflar›s› için çal›flan Yönetim kurulu: Genel Yönetim Kurulu Baflkan Mehmet Barak 2. Baflkan Atl›han Sar›duman Muhasip fiaban Türktorun fiube ve Dallar Futbol fiubesi: Mustafa Çolak, Metin Emir, Mustafa fieref, Halit Cebecio¤lu, Tayfun Bostan, Atl›han Sar›duman, Ömer K›l›ç ve Hüseyin Küflüktepe Altyap› Sorumlusu Muhammet Tekin Kültür Bölümü: Nevzat Virit, Hac› Do¤ru Antrenör 1. Tak›m: Kenan Akbafl, Caner Zehir Antrenör 2. Tak›m: Ufuk Yalç›n B Genc Antrenörü: Emilio Paletta C1 Genc Antrenörü: Orhan Soytürk, Mustafa Çolak C2 Genc Antrenörü: Emilio Paletta maktad›r. Kreisliginde mücadele eden bu tak›mlar baflar›lar›n›n bir tesadüf olmad›¤›n› kan›tlamaktad›r. fiu s›rada E Gençler de oynad›klar› 6 maç sonunda gruplar›nda 1. s›rada bulunmakta ve onlar da abileri gibi Kreisligine ç›kma mücadelesi vermekteler. F ve Bambini çocuklarda liglerinde puan mücadelesi olmad›¤› için, ancak dostluk maç› olarak de¤erlendirilen Liglerinde çok baflar›l› sonuçlar almaktad›r. Bu y›l kurulan A Gençler liglerinde oynad›klar› 2 maçta rakiplerine 30 Gol atmalar›na ve Kupada da 2. tura yükselmelerine ve baflar›ya ra¤men futbolcular›n disiplinsiz davranmalar›, sakatl›klar› ve ifl durumlar›ndan dolay› kapand›. Futbolda sadece sportif baflar›n›n de¤il disiplin ve Fairplay`in de önemli olmas› aç›s›ndan kapanan A Gençlerdeki iyi olan ve futbol oynamak isteyen futbolcular baflka tak›mlara sezon sonuna kadar verildi. Gelecek Se- D Genc Antrenörü: Edat Akyol, Veli Tezerdi E Genc Antrenörü: Gioacchino Zarbo, R›dvan Saf F Genc Antrenörü: Carmelo Crescente, Ergün Akyol Bambini Antrenörü: Ayd›n Akgün, Aykut Tekin Büyük bir özveriyle çal›flmaktad›r. TSV Umutspor ulaflmak için posta adresi. TSV Umutspor Frankfurt e.V Postfach 19 02 85 60089 Frankfurt Telefonla bilgi almak için afla¤›daki telefon numaralar›n› arayabilirsiniz. Baflkan Mehmet Barak 0171-640 46 52 Altyap› sorumlusu Muhammet Tekin 0171-194 81 24 Ve Internet adresi: www.tsvumutspor.de bilgi alabilirsiniz. zon tekrar kurulacak olan A Gençler büyük bir titizlikle seçilecek. Ama her genç Futbol ile ilgilenmiyor. Umutspor gençlere futbol haricinde Folklor ve Sazkurslar› da veriyor. fiu anda Folklor da oynayan 22 Genç K›z ve Genç erkekler (10–17 yafl aras›) her ç›kt›klar› gösteride davetlerden bafllar›n› alam›yorlar. fiölen ve ektinliklerin vazgeçilmez ekiplerinden olan Folklor ekibi her geçen gün isimlerini daha da çok duyuruyor. Gelecek yazdan itibaren hizmetlerini daha da gelifltirecek olan Umutspor Gençlerin ev ödevlerinde yard›mc› olmak ve okullar›nda baflar›l› olmalar›n› sa¤lamak için çal›flmalara bafllam›fl bulunuyor. Sadece ev ödevlerinde de¤il Bilgisayar kurslar›, ifl baflvurular›nda, E¤itim ve Meslek ö¤renim baflvurular›nda, Gençlere bofl zamanlar›n› dolduracaklar› etkinliklerde ve Velileri her konuda bilgilendirmek içinde çal›flmalara bafllam›fl bulunmaktad›r. 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 39 3. sayi sayfalar 04.05.2009 20:59 Uhr Seite 40 architecture & engineering Her aile ömrü boyunca bir ev bedeli kira ödüyor. Baz›s› kendi evini ödüyor. Ya Siz ? Adam-Opel-Straße 5 · D-60386 Frankfurt / Main Telefon: 069-850 997 10 · Telefax: 069-850 997 15 E-Mail: info@assplan.de · Internet: www.assplan.de