türkiye ruh sağlığı profili raporu
Transkript
türkiye ruh sağlığı profili raporu
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ RAPORU HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. Neşe EROL Doç. Dr. Cengiz KILIÇ Prof. Dr. Mahir ULUSOY Uzm. Dr. Muzaffer KEÇECİ S.H.U. Zeynep ŞİMŞEK T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK PROJESİ GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetler Genel Müdürlüğü TüRKIYE RUH SAGLIGI PROFILI RAPORU HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. Neşe Erol Doç. Dr. Cengiz Kılıç Prof. Dr. Mahir Ulusoy Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci S.H.U. Zeynep Şimşek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dab Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Abant İzzet Baysal Üniversitesi, iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi T.C Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü T.C Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu Birinci Baskı Ankara, 1998 Yayın haklan ©: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tüm hakları saklıdır. Kullanılması, çoğaltılması, yayınlanması izne tabidir. ISBN 975-590-013-6 Bu yayın T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü işbirliği ile bastırılmıştır. Dizgi: Doç. Dr. Cengiz Kılıç Baskı: Eksen Tanıtım Ltd. Şti, ANKARA TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ RAPORU Hazırlayanlar: Doç. Dr. Neşe Erol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Ankara Doç. Dr. Cengiz Kılıç Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Prof. Dr. Mahir Ulusoy Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Bolu Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara S.H.U. Zeynep Şimşek T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İÇİNDEKİLER Araştırmanın amacı, planlanması ve yürütülmesi 1 Örnekleme planı ve hanehalkı anketi ile ilgili sonuçlar 5 Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve duygusal sorunların dağılımı 25 Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili faktörler, yetiyitimi ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları 77 Özet 95 Ekler 101 ONSOZ Ülkemizde yaşanan hızlı sosyal ve ekonomik değişimlere paralel olarak sağlık sorunlarının boyutları da önemli ölçüde değişmektedir. Günümüzde toplum sağlığımızı, kalp hastalıkları, kanser, bulaşıcı hastalık gibi fiziksel hastalıklar yanısıra ruhsal bozukluklar da büyük ölçüde etkilemektedir. Toplumun ruh sağlığı düzeyini yükseltmek için, öncelikle koruyucu/önleyici hizmetlerin etkin bir şekilde verilmesi; bunu yapabilmek için de ilk olarak risk altındaki hedef grupların, ruhsal bozuklukları doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen faktörlerin epidemiyolojik çalışmalarla belirlenmesi gerekmektedir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, ülke genelinde koruyucu ruh sağlığı programlarının hazırlanması ve uygulanması mümkün olabilecektir. Bir ülkede hizmet politika ve programlarını gerçekçi bir biçimde belirleyebilmek için, epidemiyolojik veriye olan ihtiyaç açıktır. Ülkemizde ruhsal bozukluklar epidemiyolojisinde var olan durumu yansıtabilecek epidemiyolojik bulgulara alan araştırmaları ile ulaşılabilir. Ancak, ülkemizin genelini yansıtan geniş çaplı bir araştırma bulunmayıp, yapılan araştırmalar sınırlı ve dar kapsamlıdır. Hastane kayıtları incelendiğinde, belli ipuçları vermekle birlikte, ruhsal bozukluğu olan tüm bireylerin tedavi kurumuna başvurmaması, tanı birliği olmaması, bölgesel yoğunluğunun bilinmemesi verilecek hizmetlerin nitelik ve niceliğini belirlemede yetersiz kalmaktadır. Hizmet planlaması yapılacak alanda, soruna yönelik gerekli bilgiler toplandıktan sonra "kim, ne, nerede, niçin ve nasıl" sorularına cevap verebilmek mümkündür. Bu sorulara cevap oluşturabilmek amacıyla planlanan "Türkiye'de Ruh Sağlığı Profili" araştırması bulguları kullanılarak, bölgelere ve yerleşim yeri tiplerine uygun modeller geliştirilebilecektir. Dolayısıyla ruhsal bozuklukların yaygınlığının ve bu yaygınlığı belirleyen etkenlerin ortaya çıkarılması bilimsel açıdan olduğu kadar, ruh sağlığı politikalarının geliştirilmesi ve ihtiyaca yönelik hizmet planlamasının yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın basan ile tamamlanması, araştırmanın başlatılması, yürütülmesi ve sonlandınlmasında sorumluluk taşıyanlann değerli çabalan ile mümkün olmuştur. Araştırmaya teknik destek veren yönlendirme komitesine, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyelerinden proje danışmanlarına, araştırmaya maddi destek sağlayan Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü'ne teşekkür ediyorum. Bu araştırmada büyük özveri ve titizlik içinde görevlerini yerine getiren Bakanlığımız merkez çalışanlarına, İl Sağlık Müdürlüklerine, il denetçi ve görüşmecilerine, aynca çalışmamıza ayırdıkları zaman ve sabırları için cevaplayıcılara teşekkür ediyorum. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı BÖLÜM 1 TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Araştırmanın amacı, planlanması ve yürütülmesi Uzm.Dr. Muzaffer Keçeci S.H.U. Zeynep Şimşek T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü AMAÇLAR Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 yaştan itibaren tüm yaş grubu çocuk, genç, yetişkin ve yaşlılara uygulanan ve ülke çapında seçilen bir ömeklemle yapılan bir araştırmadır. Araştırmada 2-18 yaş arası çocuk ve gençlerde sorun davranışlar ile yeterlik alanları, 18 yaş üstünde ise sık rastlanan ruhsal bozuklukların yaygınlığı yanısıra ruh sağlığı hizmetlerinin kullanımı konusunda bilgi toplanması amaçlanmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması ülke çapında yürütülen ilk epidemiyolojik araştırma olma niteliğini taşımaktadır. Araştırmanın amaçları şu şekilde sıralanabilir; 1-Çocuk ve yetişkinlerde görülen ruhsal bozukluklar konusunda bilgilerin ulusal düzeyde toplanması ve ruhsal bozuklukların yaş, cinsiyet, bölge ve yerleşim yeri tipine göre dağılımının belirlenmesi, 2-Ruhsal bozuklukları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen faktörlerin saptanması, 3-Ruh sağlığı konusunda ulusal düzeyde veri tabanı oluşturulması, 4-Ruh sağlığı politikalarının belirlenmesi ve yeni stratejilerin oluşturulmasına yardımcı olunmasıdır. ORGANİZASYON Araştırmanın 1993 yılında hazırlık çalışmalarına başlanması sırasında konuya yönelik önerileri almak amacıyla bir "Yönlendirme Komitesi" oluşturulmuştur. Bu komiteye Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Prof. Dr. Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Bahar Gökler, Prof. Dr. Perin Yolaç, Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, Prof. Dr. Işıl Bulut, Prof. Dr. Sevil Atauz, Prof. Dr. Nesrin Şahin, Prof. Dr. Nail Şahin, Doç. Dr. Neşe Erol, Doç. Dr. Emine Öztürk Kılıç, Doç. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Ferhunde Öktem, Doç. Dr. Belma Akşit, Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, Yrd. Doç. Dr. Afşin Sağduyu, Uzm. Dr. Murat Rezaki, Dr. A. Giray Arıhan, Dr. Cengiz Erden ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Nevzat Satmış katılmışlardır. Bu komite dört toplantı yapmış ve yapılan toplantılar sonucunda, bu araştırmanın gerekli olduğuna karar verilmiş, kullanılacak yöntem ve ölçekler tartışılmıştır. Ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra, çocuk ve gençlere uygulanan ölçeklerin uyarlaması, standardizasyon ve dağıtımından sorumlu olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Neşe Erol ve yetişkin ölçeği (CIDI)'nin eğitim ve uygulamasından sorumlu olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Cengiz Kılıç ile Türkiye genelinde örneklem seçimi ve hanehalkı soru formu geliştirme konusunda deneyimi olan Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahir Ulusoy danışman olarak görevlendirilmişlerdir (Prof. Ulusoy halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde çalışmaktadır). Araştırmanın planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarında gerekli işleri yürütmek üzere sosyal hizmet uzmanı Zeynep Şimşek, psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Nermin Berktaş, tıbbi teknolog Mustafa Nişancı görev almışlardır. Araştırmanın başlangıç ve sonuç aşamasında idari açıdan Genel Müdür Uzm. Dr. Cihanser Erel uygulama aşamasında, Genel Müdür Uzm. Dr. M. Rifat Köse, ayrıca Genel Müdür Yardımcıları Bilgin Gözüm, Dr. Niyazi Çakmak ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Selçuk Candansayar destek sağlamışlardır. Ölçekler Araştırmanın alan çalışması sırasında aşağıdaki ölçek ve soru formları kullanılmıştır. • 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, • 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, • 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği, • 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği, • Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi, • Genel Sağlık Anketi, • Kısa Yetiyitimi Anketi, • Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi, • Hanehalkı Anketi Görüşmeci ve deneticiler Araştırmada alan çalışması için il denetçileri ve görüşmeciler belirlenmiştir. İl denetçileri, örnekleme çıkan illerde görev yapan Ruh Sağlığı Şube Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık Müdür yardımcısı'ndan, görüşmeciler ise sağlık ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşmuştur. Ek A'da il denetçileri ile görüşmecilerin listesi verilmiştir. Görüşmeciler, örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme büyüklüklerine oranlı olarak seçilmiştir. Araştırmada görev yapan tüm personel 2 ay süre ile sadece bu araştırmada çalışmışlardır. Eğitim Öncelikle araştırmanın nasıl yürütüleceği, süreci ve örnekleme konusunda bilgi verme ve yöneticilerin desteğini almak amacıyla, 26-27 Ekim 1995 tarihleri arasında Sağlık Müdür yardımcılarının ya da Ruh Sağlığı Şube Müdürlerinin katıldığı iki günlük bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, araştırma için illerde yapılacak düzenlemeler ile örnekleme ilişkin çalışmalar planlanmıştır. İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi ise iki aşamada yapılmıştır. İlk aşamada, İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 20-24 Kasım 1995 tarihleri arasında yapılmıştır. İkinci aşamada ise Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 26 Şubat-lMart 1996 tarihleri arasında yapılmıştır. Eğitimlerin ilk gününde eğitime alınan sağlık personeline duyarlılık kazandırmak amacıyla, çocuk ve yetişkin ruh sağlığı, koruyucu ruh sağlığı ve epidemiyolojiyi içeren konularda bir panel düzenlenmiştir. Bu panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Doç. Dr. Neşe Erol, Prof. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Cengiz Kılıç ve Genel Müdür yardımcısı Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci katılmışlardır. Her iki eğitim aşamasında da, birinci grup olarak çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerle hanehalkı anketi uygulaması için psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşireler, ikinci grup olarak yetişkin soru formu uygulaması için ise pratisyen hekimler eğitim almışlardır. İki ayrı grup halinde iki aşamada gerçekleştirilen eğitim programı sonunda: ilk eğitimde 37 pratisyen hekim, 37 psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 74 kişi, ikinci eğitimde ise 42 pratisyen hekim ve 42 psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 84 kişi eğitim almıştır. İl eğitim ekibinin yeterli olmadığı durumlarda, ihtiyaca göre personel eğitimi yapılmıştır. Birinci grubun çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerinin eğitimi Doç. Dr. Neşe Erol, hanehalkı soru formu eğitimi Prof. Dr. Mahir Ulusoy tarafından verilmiştir. İkinci grubun eğitimi ise Uzm. Dr. Murat Rezaki, Uzm. Dr. İncila Kaplan, Uzm. Dr. Güliz Özgen, Doç. Dr. Cengiz Kılıç tarafından yapılmıştır. Eğitimde rol oynama tekniği ve grup çalışmaları uygulanmıştır. ALAN ÇALIŞMASI Alan çalışması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 - Ocak 1996 tarihleri arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs 1996 tarihleri arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan çalışması yapılmıştır. İllerde uygulamaya başlamadan önce, örnekleme çıkan hanelere Sağlık Müdürlükleri tarafından hazırlanan bir mektup gönderilerek araştırma konusunda aile bilgilendirilmiştir. Bazı illerde ise, o bölgenin ebesi tarafından ailelere bilgi verilmiş ve uygulama sırasında evde bulunmaları sağlanmıştır. Aynı şekilde örnekleme çıkan evde yaşayan çocuklar okula gidiyorlarsa, hazırlanan bir mektupla okulun da araştırma konusunda bilgi sahibi olması sağlanmıştır. Alan çalışması sırasında, il denetçileri sürekli olarak merkez ekiple işbirliği içerisinde çalışmışlardır. Ayrıca, merkez ekibinden psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Zeynep Şimşek ve Proje Danışmanı Doç. Dr. Cengiz Kılıç yerinde denetim ve süpervizyon için illere gitmişlerdir. İl denetçileri ve görüşmecilerin araç, gereç ve yemek ihtiyaçları sağlık müdürlüklerince karşılanmıştır. İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından kontrol edildikten sonra Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Merkez ekibi tarafından Prof. Dr. Mahir TJlusoy'un danışmanlığında formların tekrar kontrolü yapılmış ve her haneye ait olan formlar numaralandırılmıştır. Proje danışmanları tarafından formlar gözden geçirildikten sonra veri giriş işlemi başlamış ve Eylül 1996 tarihinde tamamlanmıştır. Veri kontrolü yapıldıktan sonra analizlere başlanmış ve ön rapor 1997 yılında yayınlanmıştır. BOLUM 2 TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Örnekleme Planı ve Hanehalkı Anketi ile İlgili Sonuçlar 3 rof. Dr. Mahir Ulusoy Abant izzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 ve 2 yaşın üstünde herkese farklı modüller uygulanarak bütün Türkiye'de, ruh sağlığı konusunda bilgi toplamayı amaçlamaktadır. Araştırma, aynı zamanda, hane ve hane halkı modülleriyle toplanan temel demografik ve sosyal bilgilerle zenginlik kazanmaktadır. Türkiye'de bu konuda bu kadar iddialı bir araştırmanın bulgularının tüm ülkeye genellenebilirliğinin yanında, kabul edilebilir duyarlıkla, bölgelere ve alt nüfus gruplarına da genellenebilir olmasını sağlamak amacıyla tabakalar saptanmış ve örnek büyüklüğüne karar verilmiştir. Araştırma planlanırken, ruh sağlığı göstergelerinin ve bu göstergelerin dağılımı hakkında veri olmaması nedeniyle, her tabakadan aynı oranda örnek seçilmiş, bu nedenle araştırma kendinden ağırlıklı olmuştur. Bulgular, bölgelere, yerleşim yeri tiplerine ve bu iki değişkenin çaprazıyla elde edilen tabakalara genellenebilir. Bunun yanında, örneğe 1 olasılıkla girdiklerinden dolayı 4 büyük kentimize (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana) de genelleme yapılabilir. Bunun dışında kalan, örneğe çıkmış yerleşim merkezlerinin hiç birine özel bilgiler türetilemez. Ruh Sağlığı Araştırmasının örnekleme planı çok aşamalı, tabakalı, kümeli olasılık örneklemesidir. TABAKALAMA Tabakalar, homojen birimler içeren alt örnekleme çerçeveleridir. Bu araştırmada tabaka tanımı için iki kıstas kullanılmıştır. Bölge kıstasının 5 kategorisi ve yerleşim yeri tipi kıstasının 3 kategorisinin çaprazıyla Türkiye toplam 15 tabakaya bölünmüştür. Bu yaklaşım, her bir tabaka içinde kalan hanelerin tümünü bölge ve yerleşim yeri tipi açısından birbirine benzer (homojen) varsayar. 1- Bölge: Yerleşim yerlerinin birbirine coğrafi yakınlığı tabakalama için birinci kıstas olmuştur. Bu amaçla, Türkiye'nin 5 demografik bölgesi araştırmanın 5 büyük tabakasını oluşturmuştur. Bölgeler Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından coğrafi yakınlık ve demografik açıdan birbirine benzeyen iller biraraya getirilerek tanımlanmış ve Nüfus ve Sağlık Araştırmalarında kullanılmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının demografik içeriği ve bulgularının başka araştırmalarla karşılaştırılabilirliğinin sağlanması için 5 demografik bölge tanımı bu araştırmada da kullanılmıştır. İllerin 5 bölgeye dağılımı aşağıdaki gibidir (TNSA 1993): Batı Anadolu: Aydın, Denizli, İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Yalova Güney Anadolu: Muğla, İsparta, Burdur, Antalya, Mersin, Adana, Gaziantep, Hatay Orta Anadolu: Afyon, Eskişehir, Bolu, Ankara, Konya, Çankırı, Çorum, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Kütahya, Uşak, Bilecik, Tokat, Amasya,Aksaray, Karaman, Kırıkkale Kuzey Anadolu: Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Rize, Trabzon-, Artvin, Kastamonu, Karabük, Bartın Doğu Anadolu: Erzurum, Tunceli, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gümüşane, Erzincan, Kars, Elazığ, Mardin, Muş, Bingöl, Ağrı, Van, Hakkari, Batman, Şırnak, Ardahan, İğdır, Kilis 2- Yerleşim Yeri büyüklüğü ve tipi: Yerleşim yeri tipi (yerleşim yerinin il merkezi, ilçe merkezi ya da köy oluşu) tabakalama için ikinci kıstas olarak kullanılmıştır. Yerleşim yeri tipi üç kategoride ele alınmıştır. İl merkezleri: Yukarda tanımlanan bölgelerin her birinde il merkezleri, idari örgütlenmede vilayet yapısı gösterdiği, hizmetler ve ticaret sektörlerindeki çeşitlenmeyi yansıttığı için ayrı bir tabaka olarak tanımlanmıştır. İlçe merkezleri: İlçe merkezleri, nüfus büyüklükleri gereği il yapısının küçük bir modeli olduğu için il merkezlerinden ve köylerden farklı bir tabaka olarak ele alınmıştır. İlçe merkezi olmamakla birlikte, Türkiye'deki pek çok ilçeden büyük olan belde ve köyler de bu tabakaya dahil edilmişlerdir. Köyler: Yukardaki iki tabakaya dahil edilemeyen, köy statüsünde olan bütün yerleşim yerleri bu tabakaya dahil edilmiştir. Örnekleme için tanımlanan 15 tabakanın her birinde bağımsız seçim yapılmıştır. Her tabakadan seçilecek yerleşim yeri sayısı önceden saptanmıştır. Yerleşim yeri sayısına karar verirken alan çalışmasının yükü ve Sağlık Bakanlığının il örgütlenmesi gözönünde tutulmuştur. Olasılıklı örneklemede, örnek birimlerin (bu araştırmada hane) seçilme olasılığının birbirine eşit olması esas olduğundan, seçilen her bir yerleşim yerinde, hanelerin seçilme olasılıklarını eşit kılacak sayıda örnek hane seçilmiştir. Çok aşamalı bir örnekleme planında, her hangi bir tabakada bir hanenin seçilme olasılığı: P(Hane)=P(A)*P(B)*P(C)*...*P(M) (1) ile ifade edilebilir. Burada A, birinci aşama, B, ikinci aşamada seçilen birimdir, M aşama sayısıdır. Formülü 3 aşamalı bir örnekleme planı için biraz daha açarsak, P(Hane)=n(A)/N(A) * n(B)/N(B) * n(C)/N(C) (2) olur. Burada n(A) birinci aşamada seçilen A sayısı, N(A) evrendeki A sayısı, n(B) ikinci aşamada seçilen B sayısı, N(B) evrendeki B sayısı, n(C) üçüncü aşamada seçilen C sayısı, N(C) evrendeki C sayısıdır. Eğer sistematik rasgele seçim yapılırsa, birinci ve ikinci aşamalarda seçilen birimler alt alta sıralanarak bir başlangıç noktasından başlanarak, üçüncü aşamada seçilmesi gereken n(C) kadar birim seçildiğinde, birinci ve ikinci aşamalarda seçilmesi gereken birim sayıları da kendiliğinden ortaya çıkar. Ancak bu yöntem, birinci ve ikinci aşamalarda çok sayıda birimin örneğe girmesine neden olur. Örneğin; birinci aşamada il merkezi, ikinci aşamada ilçe merkezi, üçüncü aşamada da küme seçiliyor ve toplam seçilecek küme sayısı 250 ise, böyle bir örnekleme planı ile örneğe giren yerleşim yeri sayısı 250'den biraz az fakat 250'ye yakın bir sayı olacaktır. Böyle bir örnekleme planının alan çalışması hem zaman açısından hem de maliyet açısından pahalı olacaktır. Oysa, (2) numaralı formül, son aşamada seçilen birimin seçilme olasılığı sabit kalmak koşuluyla, birinci ve ikinci aşamalarda seçilen birim sayısının, alan çalışmasını kolaylaştırmak ve daha ucuza maletmek amacıyla, araştırmacı tarafından saptanabileceğini göstermektedir. Formülde,m(A) ve n(B) belirlendikten sonra, n(C)'nin değeri serbest bırakılarak P(Hane) 'nin sabit kalması sağlanabilir. Başka bir deyişle, n(A) ve n(B) saptandıktan sonra P(Hane)'nin eşitliği, n(C)'nin değerini, formülün vermesiyle sağlanabilir. Bu araştırmada, il merkezi, ilçe merkezi ve köy sayıları saptandıktan sonra, seçilen yerlerden ne büyüklükte kaç kümenin seçileceği (2) numaralı formül ile hesaplanmıştır. (2) numaralı formül örneğe seçilen bir yerleşim yerinden seçilmesi gereken hane sayısını vermektedir. Eğer örnekleme küme örneklemesi ise, son aşamada seçilen birim küme olacaktır. Formülün verdiği sayıda haneden çok değişik büyüklükte ve sayıda küme oluşturmak olasıdır. Ancak küme büyüklüğünün sabit olması, hem alan çalışmasını yürütecek ekiplerin oluşturulmasında, hem de örnekleme hatalarının hesaplanmasında kolaylık sağlayacağı için tercih edilir. Verilen sayıda haneden kümeler oluşturulurken ortalama küme büyüklüğü esas alınır ve sonuçta elde edilecek kümelerin büyüklüklerine göre dağılımının varyansının küçük olması sağlanır. Böylece elde edilen bir küme büyüklüğü dağılımında değişim katsayısı 0.2'den küçük olursa küme büyüklüğü sabit sayılabilir (Kish 1966). Ömeğe seçilen bir yerleşim yerinde seçilecek hane sayısı 20 (ortalama küme büyüklüğü) 'den küçük ise, o yerleşim yerinden bir küme seçilmiştir. Eğer hane sayısı 20'den büyük ise, küme sayısı, küme büyüklüklerinin 20'den ayrılışlarının kareleri ortalamasını minimum eden küme büyüklüğü dağılımındaki küme sayısı olmuştur. Bir formül ile ifade edersek: 2 Var(küme büyüklüğü)= I(X-20) /n O halde küme sayısı formüldeki küme büyüklüğü varyansını minimize eden n değeridir. Örneğin; bir yerleşim yerinden 45 hane örnek hane seçilecek ve küme büyüklüğü ortalaması 20 ise, buradan ya 15'er hanelik 3 küme, ya da biri 23, diğeri 22 hanelik 2 küme almak olasıdır. Birinci alternatifte 3*(152 2 2 20) /3=25, ikinci alternatifte ((23-20) + (22-20) )/2=6.5 olduğundan, 45 haneden 2 küme ile daha küçük varyans elde edildiğinden, bu yerleşim yerinden 2 küme seçilir. AŞAMALANDIRMA Tabakalama kıstası olarak kullanılan iki değişkene göre elde edilen 15 tabakada bağımsız seçim yapılmıştır. Aşamalandırma, kullanılabilir, hazır, örnekleme çerçevelerin varlığına göre yapılmıştır. İl Merkezi Seçimi: 5 bölgenin il merkezleri tabakalarının her birinde ilk aşamada öngörülen sayı kadar il merkezi sistematik rasgele yöntemle seçilmiştir. Bu yönteme göre yapılan seçimde İstanbul, Ankara ve İzmir kentlerinin nüfusları, örnekleme aralığından büyük olduğu için bu kentler örneğe birden fazla girmişlerdir. Bu nedenle Batı Anadolu ve Orta Anadolu bölgelerinde öngörülen il sayısı daha fazla olduğu halde seçilen il sayısı daha azdır. Bu aşamada çerçeve olarak Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Seçim il merkezleri nüfuslarının birikimli dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur.(Bkz. EK 1). İl merkezinde ikinci Aşama Seçim: Seçilen il merkezlerinden Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kayıtları kullanılarak Sağlık Ocaklarına göre hane sayıları ve nüfusları içeren dökümler alınmış, bu listelerden yine sistematik rasgele seçim yöntemine göre, o merkezden seçilmesi gereken küme sayısı kadar Sağlık Ocağı ve küme seçilmiştir. Seçilen Sağlık Ocağının ETF sıralamasına uyarak bu aşamada üretilen rasgele sayıya denk gelen haneden başlayarak birbirine komşu hanelerle küme listesi tamamlanmıştır. Büyük Sağlık Ocaklarından birden fazla küme seçilmiştir. Bu yöntem, kümelerin, Sağlık Ocaklarının sorumlu olduğu nüfusa orantılı seçilmesini sağlamıştır. İlçe Merkezi Seçimi: Seçilen il merkezlerine idari olarak bağlı ilçeler ikinci aşamada ilçe seçimi için çerçeve oluşturmuştur. Çerçeve için yine DİE'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. İlçe merkezleri sistematik rasgele seçim ile yapılmıştır. Seçim, çerçevedeki ilçe merkezlerinin birikimli nüfus dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur. İlçe merkezlerinde üçüncü Aşama Seçim: Seçilen ilçelerde Sağlık Ocağı ve küme seçimi, aynen il merkezlerinde uygulanan yöntemle yapılmıştır. Köy Seçimi: Köy seçimi için kullanılan çerçeve, seçilen il merkezlerine bağlı köylerdir. Çerçeve olarak 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Her bölgeden seçilecek köy sayısı araştırmacılar tarafından önceden saptanmıştır. Genel bir ilke olarak her köyden bir küme alınacak şekilde köy sayısı belirlenmiştir. KÜMELEME Örnekleme küme örneklemesidir. Küme, birbirine komşu haneler olarak tanımlanmıştır. Ortalama küme büyüklüğü 20 olarak belirlenmiştir. Ancak bu değer seçilen yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir. Küme büyüklüğü için değişim katsayısı 0.189 olduğu için küme büyüklüğü sabit kabul edilebilir. Yerleşim yerlerindeki hane sayıları, yerleşim yerlerinin kestirim nüfusları, 1990 sayımında il merkezleri, ilçe merkezleri ve köylerdeki ortalama hane büyüklüklerine bölünerek elde edilmiştir. 1990 ortalama hane büyüklüklerinin 5 senede değişmediği varsayılmıştır. Tablo 2,1: Kümelerin büyüklüklerine göre dağılımı Küme büyüklüğü Küme sayısı Küme büyüklüğü (hane) (hane) 4 5 6 7 9 12 13 14 15 16 1 3 1 5 5 I 6 6 18 17 18 19 20 21 22 23 24 25 Küme sayısı 14 17 41 77 41 19 7 2 1 b = 18.65 (ortalama küme büyüklüğü) a =3.5268 C.V.= 0.189 GÜNCELLEME Örnek seçiminde, öngörülen seçilme olasılıklarının doğru hesaplanması ve uygulamada bozulmaması için, her aşamada kullanılan çerçevenin güncel olması gerekmektedir. Bu amaçla, bölge ve yerleşim yeri tiplerinin oluşturduğu 15 tabakanın her birinde ilk aşama seçim için gerekli olan yerleşim yerleri çerçevesi olarak 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını temel alınarak çerçevelerde gerekli güncelleme işlemleri yapılmıştır. İl merkezleri çerçevesine araştırma tarihinde sayısı 79 olan tüm il merkezleri; ilçe merkezleri çerçevesine, birinci aşamada seçilen illere bağlı ilçe merkezleri, ve köy çerçevesine de, yine birinci aşamada seçilen il merkezlerine bağlı köyler dahil edilmişlerdir. Bu işlem sonucunda, bağlı olduğu ilçe merkezi seçilmediği halde örneğe giren köyler olmuştur. İlçe merkezleri ve köylerin, birinci aşamada seçilen il merkezlerine bağlı kılınması, araştırmanın alan çalışmasında iş bölümünün il sağlık müdürlüklerinin görevli oldukları ilde sorumlu tutulmaları nedeniyle olmuştur. Birinci güncelleştirme işlemi, il ve ilçe merkezleri çerçevelerine giren yerleşim yerlerinin 1985 ve 1990 yıllarındaki nüfuslarını kullanarak araştırma tarihindeki nüfuslarının kestirimidir. Nüfus projeksiyonu için bileşik faiz formülü kullanılmıştır. Bu işlem sırasında, özellikle büyük il sınırlarının değişmesi nedeniyle, 1985 ve 1990 sayımlarında statüsü değişen köyler çok büyük büyüme oranları gösterdikleri için, 1990 yılında ait oldukları il merkezi içinde tek tek ele alınmış ve uygun büyüme hızlan ile 1995 nüfusları kestirilmiştir. Köylerin nüfus projeksiyonu, örneğe giren bir ilçenin tüm köylerinin toplam nüfusu için yapılmıştır. Projeksiyon işleminden önce nüfusu 6000'in üstünde olan köylerin nüfus projeksiyonları tek tek yapılmış ve araştırma tarihinde nüfusu 10 000'in üstünde olanlar köy çerçevesinden ilçe çerçevesine aktarılmıştır. Örnek seçiminin her aşamasında sistematik rasgele seçim yapılmıştır. KÜME SEÇİMİNDE KULLANILAN ÇERÇEVE, EVHALKI TESPİT FİŞLERİ Ruh Sağlığı Araştırmasında örnekleme çerçevesi olarak Sağlık Ocaklarında tutulan ETF (Evhalkı Tespit Fişleri) 'lerin kulanılrnası düşünülmüştür. Alternatif örnekleme çerçevelerine göre ETF'lerin aşağıda sıralanan nitelikleri, bunların güncel çerçeveler olabileceğini düşündürmektedir. • Kanun gereği ETF'ler her yılın Haziran ayında güncelleştirilmektedir. • Her hanehalkı üyesi yaş, akrabalık ve cinsiyetine bakılmaksızın ET fişlerine geçirilmektedir. • Bir sağlık ocağının sorumluluğuna giren alanın nüfus ve hane sayısı ET fişlerinden hesaplanabilir. • Kiralık evlerde kiracı değişince eski kart atılıp yeni kiracı için yeni kart doldurulmaktadır. • Sağlık Ocaklarının sorumlu oldukları alanları ve sınırları İl Sağlık Müdürlüklerince belirlenmektedir. • Görevli sağlık personeli görev sırasında yeni iskan edilmiş ev veya apartmana raslarlarsa bu tip yerler için ETF'ler doldurulmaktadır. ETF'lerin örnek çerçeve olarak nasıl kullanılacağı ve içerdiği bilgilerin güvenirliği EK 2 'de tartışılmıştır. YANITLAMA ORANLARI Yanıtlama oranları, araştırmada kullanılan ve araştırma evrenine giren farklı kuşak insanlara uygulanan anket formları için farklı düzeylerde gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, örnekleme tabakalarında farklı düzeylerde yanıtlama oranlan elde edilmiştir. Hane Anketi Yanıtlama oranları Görüşme sonucu, "Anket dolduruldu", "Hanede uygun yanıtlayıcı yok", "Reddetti" olarak işaretlenen hane formları, erişilmiş ve görüşülmüş haneler olduğundan haneler için yanıtlama oranları, her örnekleme tabakasında bu hanelerin toplamının hedef hane sayısına oranıdır. Tablo 2.2: Erişilen (temas kurulan) hane anketi yanıtlama oranları İlçe Köy İl Toplam Batı Anadolu Hedef Görüşülen Yanıtlama % 1231 1195 97.1 419 279 66.6 426 385 90.4 2076 1859 89.5 Güney Anadolu Hedef Görüşülen Yanıtlama % 267 224 83.9 214 189 88.3 229 205 89.5 710 618 87.0 Orta Anadolu Hedef Görüşülen Yanıtlama % 525 433 82.5 237 223 94.1 355 253 71.3 1117 909 81.4 Kuzey Anadolu Hedef Görüşülen Yanıtlama % 83 64 77.1 116 101 87.1 190 175 92.1 389 340 87.4 Doğu Anadolu Hedef Görüşülen Yanıtlama % 229 217 94.8 171 149 87.1 309 230 74.4 709 596 84.1 Toplam Hedef Görüşülen Yanıtlama % 2335 2133 91.3 1157 941 81.3 1509 1248 82.7 5001 4322 86.4 Alan uygulaması .sırasında İstanbul'da 60 hanelik üç küme, İzmir-Kınık'ta 21 hanelik bir küme, Diyarbakır'ın bir köyünde 38 hanelik iki kümede hiçbir hane ile görüşme yapılamamıştır. Diyarbakır köyüne güvenlik nedeniyle, İstanbul'daki kümelere ekiplerin organize olamamaları nedeniyle zamanında gidilememiştir. Bu veriler Doğu Anadolu'nun kırında ve Batı Anadolu'nun ilçelerinde erişilen düşük yanıtlama oranlarını açıklamaktadır. Genel olarak, sosyal araştırmalarda görülen, yerleşim yeri büyüdükçe küçülen yanıtlama oranları, bu araştırmada Batı, Güney ve Kuzey Anadolu bölgelerinde de görülmektedir. Orta Anadolu'da bu trend köylerde elde edilen düşük yanıtlama oranları ile bozulmaktadır. Doğu Anadolu'da ise tam tersi bir olguyla karşılaşılmış, Doğu'da süren terör dolayısıyla, daha güvenli olan illerde ve ilçelerde daha yüksek yanıtlama oranları elde edilmiştir. Tablo 2.3: Hane anketi yanıtlama oranları İl İlçe Köy Toplam Batı Anadolu Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 1195 1064 89.0 279 249 89.2 385 368 95.6 1859 1681 90.4 Güney Anadolu Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 224 207 92.4 189 186 98.4 205 196 95.6 618 589 95.3 Orta Anadolu Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 433 316 73.0 223 209 93.7 253 249 98.4 909 774 85.1 Kuzey Anadolu Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 64 61 95.3 101 94 93.1 175 170 97.1 340 325 95.6 Doğu Anadolu Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 217 204 94.0 149 114 76.5 230 202 87.8 596 520 87.2 Toplam Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama % 2133 1852 86.8 941 852 90.5 1248 1185 95.0 4322 3889 90.0 Erişilen hanelerde tamamlanan görüşmelerin oranı daha yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Sadece Orta Anadolu'nun ilinde ve Doğu Anadolu'nun ilçelerinde tamamlanan anket oranı %70'lere düşmektedir, diğer tabakalarda yanıtlama oranları %90'lar düzeyinde seyretmektedir. Genel yanıtlama oranları Tablo 2.2 ve Tablo 2.3'deki yanıtlama oranlarının çarpımı ile elde edilir. Tablo 2.4'de hane anketi için yanıtlama oranları verilmiştir. Tablo 2.4: Hane anketi için genel yanıtlama oranları (yüzde olarak) İl İlçe Köy Toplam Batı Güney Orta Kuzey Doğu Toplam 86.4 77.5 60.2 73.5 89.1 79.2 59.4 86.9 88.2 81.1 66.6 73.6 86.4 85.6 70.2 89.4 65.3 78.6 80.9 82.9 69.3 83.6 73.3 77.8 Örnekleme tabakalarında genel yanıtlama oranlan büyük değişkenlik göstermektedir. En yüksek yanıtlama oranının elde edildiği Doğu Anadolu'nun ili ile en düşük yanıtlama oranının elde edildiği Batı Anadolu'nun ilçesi arasında %30'a varan fark vardır. Tabakalar arasında yanıtlama oranlarında görülen bu değişkenliğin analizlerde etken olmaması için görüşme yapılan haneleri ağırlıklandırmak olasıdır. Ancak, bunu yapabilmek için "bütün tabakalarda yanıtlayanlarla yanıtlamayanların ve erişilemeyenlerin ruh sağlığı aynıdır" gibi bir varsayım yapmak gerekir. Araştırma konusu gereği böyle bir varsayım yapılamıyacağından ağırlıklandırma yapılmamıştır. 10 Tablo 2.5: 2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Olçeğ Yanıtlama Oranları İlçe Köy 11 Toplam Batı Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 149 151 101.3 35 29 82.9 39 33 84.6 223 213 95.5 Güney Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 32 28 87.5 44 43 97.7 25 31 124.0 101 102 101.0 Orta Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 52 46 88.5 20 16 80.0 50 46 92.0 122 108 88.5 Kuzey Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 5 4 80.0 21 20 95.2 35 34 97.1 61 58 95.1 Doğu Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 54 54 100.0 33 31 93.9 79 72 91.1 166 157 94.6 Toplam Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 292 283 96.9 153 139 90.8 228 216 94.7 673 638 94.8 2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları: Tablo 2.5' de bazı hücrelerde görülen 100%'ün üstündeki yanıtlama oranlan, hanehalkı listesinde yaşı 2'nin altında bildirildiği halde bazı çocuklara 2-3 yaş ölçeğinin uygulanmasındandır. Yaş bildirim hatası olasılığı düşünülerek uygulanan ölçekler bu tabloya dahil edilmiştir. 2-3 yaş çocukları için kullanılan ölçek ile hane modülleri genelde anneler tarafından yanıtlandığı ve hane modülleri de reddedilmediği için, bu anketlerin yanıtlama oranları çok yüksek gerçekleşmiştir. 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları: Araştırmada, örneğe giren her hanede hane anketi uygulanmış ve hanede yaşayan, hane üyesi olan herkes listelenmiştir. Hanehalkı litesinde yer alan ve 2 yaşın üstünde olan herkese uygun bir modül uygulanmıştır. Bu modüllerden biri 4-18 yaş arasında olan çocuk ve gençler için uygulanan ölçektir. Gerek bu kuşaktan herkese ulaşamamaktan, gerekse reddedilmekten dolayı bu Ölçek için de bir yanıtlama oranı sözkonusudur. Tablo 2.5'de örnekleme tabakalarında bu oranlar verilmiştir. 11 Tablo 2.6: 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranlan. İl İlçe Köy Toplam Batı Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 1212 970 80.0 377 359 95.2 318 297 93.4 1907 1626 85.3 Güney Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 281 259 92.2 336 289 86.0 211 127 60.2 828 675 8 i.5 Orta Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 335 279 83.3 306 286 93.5 340 283 83.2 981 848 86.4 Kuzey Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % . 81 71 87.7 137 120 87.6 279 246 88.2 497 437 87.9 Doğu Anadolu Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 386 340 88.1 197 172 87.3 539 427 79.2 1122 939 83.7 Toplam Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama % 2295 1919 83.6 1353 1226 90.6 1687 1380 81.8 5335 4525 84.8 Bir haneye gidildiğinde, özellikle annelerin, bir hane modülü, bir yetişkin modülü (CIDI), varsa 2-3 yaş çocuklarının her biri için bir modül ve 4-18 yaş gurubunda çocukların her biri için bir modül doldurması gibi bir yük düşünülürse, 4-18 yaş modülü için yanıtlama oranları oldukça yüksek düzeyde gerçekleşmiş sayılabilir. Sadece Güney Anadolu'nun kırında yanıtlama oranı %60'a, Doğu Anadolu'nun kırında ve Batı Anadolu'nun ilinde %80'e kadar düşmüştür, diğer tabakalarda %82 ile %95 arasında değişmektedir. 18 Yaş Üstü CIDI yanıtlama oranları: Tablo 2.7'de gösterilmiştir. 12 Tablo 2.7: 18 Yaş Ustu C1DI Yanıtlama Oranları İl İlçe Köy Toplam Batı Anadolu Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 2684 2209 82.3 626 450 71.9 940 754 80.2 4250 3413 80.3 Güney Anadolu Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 542 360 66.4 549 334 60.8 541 459 84.8 1632 1153 70.6 Orta Anadolu Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 813 525 64.6 553 334 60.4 646 482 74.6 2012 1341 66.7 Kuzey Anadolu Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 154 128 83.1 262 217 82.8 502 411 81.9 918 756 82.4 Doğu Anadolu Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 564 328 58.2 317 212 66.9 602 276 45.8 1483 816 55.0 Toplam Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama % 4757 3550 74.6 2307 1547 67.1 3231 2382 73.7 10295 7479 72.6 Yetişkin anketi (CIDI) çok kapsamlı bir anket olup, uygulanması çok zaman almaktadır. Bu nedenle bütün örnekleme tabakalarında yanıtlama oranları düşük gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, yanıtlama oranları tabakalarda büyük değişkenlik göstermekte, %45.8 ile %84.8 arasında değişmektedir. VERI G ü V E N I R L I ğ I Araştırmanın bir örnekleme araştırması olması nedeniyle, örneklemeden hesaplanan istatistiklerin Türkiye'ye genellenebilirliği, başka bir deyişle, örneklemenin Türkiye'yi temsil edebilirliği sözkonusudur. Bu araştırmanın Türkiye'yi ne kadar temsil ettiğini görmek için, hane anketiyle toplanan bazı temel değişkenlerin dağılımını incelemek ve varsa başka araştırma veya sayım bulguları ile karşılaştırmak gerekmektedir. Bu araştırma bulgularını karşılaştırmak için baz olarak kullanılabilecek üç kaynak vardır. Bunlardan birisi 1990 Sayımı, diğeri de 1993 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA), üçüncüsü ise 1995 yılında DİE ve UNICEF işbiriği ile yapılan Türkiye Çok Göstergeli Çocuk Araştırmasıdır (TÇGÇA). 1990 Sayımı bulguları araştırma tarihinin 5 yıl gerisinde kalmıştır. Özellikle, son yıllarda insan hareketliliğinin çok olduğu ülkemizde, sosyal göstergelerde doğal, ya da göç nedeniyle meydana gelen değişikliklerden dolayı 1990 Sayımı bulgularının bu araştırmanın bulgularına baz olamıyacağı kanısını uyandırmaktadır. 1993 Nüfus ve Sağlık Araştırması, bu araştırma tarihine daha yakın bir tarihte yürütülen bir araştırma olduğu için 1990 sayımı için sayılan sakıncaları aynı yoğunlukta taşımamaktadır. 1993 TNSA veya 1995 TÇGÇA araştırma bulguları bu araştırma için baz olarak kullanıldığı taktirde, bulguların farklı çıkmaması halinde her iki araştırma örnekleminin aynı kitleden çekildiğine karar verilecektir. Aksi halde iki araştırma örneklemlerinin farklı kitlelerden çekildiği sonucuna varılacaktır. Bu durumda, ya her iki araştırma da, ya da araştırmalardan biri Türkiye'yi temsil etmiyor kararını vermek gerekecektir, fakat bunlardan hangisinin Türkiye'yi temsil edip hangisinin etmediği belli olmayacaktır. Bu nedenle, test sonuçlarından çok, bulguların birbirine yakınlığı değerlendirilmelidir. Bu araştırma bulgularını 13 değerlendirmek üzere 1990 Sayımı baz alındığı zaman, bulgulardaki farklılıklardan bir kısmı zaman içinde oluşacağı için ve bunun miktarı bilinemeyeceği için doyurucu bir karşılaştırma olmayacaktır. Karşılaştırma amacıyla yaş, cinsiyet, hane büyüklüğü, bağımlılık oranı ve bölge dağılımı incelenecektir. Tablo 2.8: Ruh Sağlığı Profili ve 1993 Araştırmalarında Cinse Göre Yaş Dağılımı RUH SAĞLIĞI PROFİLİ 1993 ARAŞTIRMASI RUH SAĞLIĞI PROFİLİ 1993 ARAŞTIRMASI % % Yaş E K E % K % Yaş E E /o K % % K % 0 105 1.3 88 1.1 396 2.1 373 1.9 37 141 1.7 103 1.2 250 1.3 212 1.1 1 197 2.4 182 2.2 328 1.8 315 1.6 38 104 1.3 100 1.2 258 1.4 271 1.4 2 152 1.8 181 2.2 329 1.8 323 1.7 39 106 1.3 115 1.4 187 1.0 183 0.9 3 169 2.0 169 2.0 365 1.9 325 1.7 40 150 1.8 138 1.7 285 1.5 297 1.5 4 175 2.1 189 2.3 374 2.0 355 1.8 41 106 1.3 115 1.4 134 0.7 149 0.8 5 193 2.3 171 2.1 362 1.9 355 1.8 42 80 1.0 95 1.1 183 1.0 188 1.0 6 195 2.4 183 2.2 385 2.1 415 2.1 43 97 1.2 99 1.2 221 1.2 224 1.1 7 176 2.1 190 2.3 468 2.5 444 2.3 44 111 1.3 87 1.0 130 0.7 135 0.7 8 183 2.2 185 2.2 481 2.6 468 2.4 45 92 1.1 65 0.8 227 1.2 217 1.1 85 1.0 84 1.0 125 0.7 139 0.7 9 184 2.2 158 1.9 467 2.5 392 2.0 46 80 1.0 69 0.8 130 0.7 134 0.7 10 190 2.3 168 2.0 517 2.8 499 2.5 47 71 0.9 72 0.9 158 0.8 157 0.8 11 187 2.3 177 2.1 450 2.4 419 2.1 48 12 179 2.2 176 2.1 521 2.8 511 2.6 49 58 0.7 51 0.6 102 0.5 81 0.4 63 0.8 83 1.0 226 1.2 198 1.0 13 165 2.0 157 1.9 546 2.9 497 2.5 50 64 0.8 62 0.7 105 0.6 169 0.9 14 203 2.5 162 2.0 446 2.4 472 2.4 51 53 0.6 53 0.6 118 0.6 209 1.1 15 185 2.2 202 2.4 444 2.4 471 2.4 52 53 0.6 55 0.7 150 0.8 191 1.0 16 182 2.2 191 2.3 446 2.4 498 2.5 53 45 0.5 40 0.5 104 0.6 130 0.7 17 149 1.8 159 1.9 439 2.3 521 2.7 54 49 0.6 53 0.6 248 1.3 285 1.5 18 156 1.9 174 2.1 428 2.3 492 2.5 55 50 0.6 62 0.7 127 0.7 126 0.6 19 156 1.9 179 2.2 344 1.8 382 2.0 56 46 0.6 58 0.7 100 0.5 126 0.6 20 167 2.0 162 2.0 298 1.6 453 2.3 57 48 0.6 43 0.5 126 0.7 116 0.6 21 130 1.6 160 1.9 221 1.2 352 1.8 58 48 0.6 55 0.7 87 0.5 76 0.4 22 164 2.0 165 2.0 311 1.7 389 2.0 59 57 0.7 65 0.8 269 1.4 327 1.7 23 143 1.7 155 1.9 358 1.9 360 1.8 60 37 0.4 42 0.5 95 0.5 64 0.3 24 144 1.7 145 1.7 310 1.7 317 1.6 61 51 0.6 49 0.6 106 0.6 99 0.5 25 123 1.5 145 1.7 360 1.9 355 1.8 62 69 0.8 59 0.7 116 0.6 108 0.6 26 138 1.7 159 1.9 261 1.4 284 1.5 63 47 0.6 51 0.6 72 0.4 78 0.4 27 117 1.4 132 1.6 297 1.6 315 1.6 64 47 0.6 53 0.6 222 1.2 239 1.2 28 127 1.5 104 1.3 298 1.6 298 1.5 65 41 0.5 38 0.5 82 0.4 116 0.6 29 110 1.3 116 1.4 228 1.2 221 1.1 66 27 0.3 38 0.5 85 0.5 97 0.5 30 171 2.1 165 2.0 355 1.9 382 1.9 67 23 0.3 28 0.3 65 0.3 57 0.3 31 135 1.6 125 1.5 203 1.1 219 1.1 68 32 0.4 45 0.5 41 0.2 27 0.1 32 125 1.5 126 1.5 221 1.2 246 1.3 69 33 137 1.7 120 1.4 250 1.3 332 1.7 70+ 174 2.1 208 2.5 544 2.9 582 3.0 36 70 50 34 127 1.5 135 1.6 203 1.1 218 1.1 Biln 35 18710 19574 8295 35 144 1.7 143 1.7 305 1.6 292 1.5 Top.8255 36 132 1.6 128 1.5 212 1.1 199 1.0 Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana veÇocuk Sağlığı, Aile planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 169. Tablo 2.8'de 1993 Araştırmasına ait yüzdelerle, Ruh Sağlığı Araştırması yüzdeleri arasında farkın %.4 (binde 4)'ü geçtiği yaşlar arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı farklılıklar vardır. Diğer yaşlarda farklılık rasgele oluşmuştur. Yaş dağılımının tek yaşlar için verilmiş olması ve anlamlı farklılık gösteren yaşların az olması iki araştırma bulgularının uyumlu olduğunu göstermektedir. 14 Tablo 2.9: Seçilmiş kaynaklarda ve Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında yaş gruplarına g öre nüfus (%) Y a ş grubu TNA 1989 GNS 1990 TNSA 1993 MICS 1995 Ruh Sağ. P r o . -15 35.4 35.0 32.4 31.4 15-64 60.4 60.7 33.0 61.4 62.3 63.8 65+ 4.2 4.3 5.6 5.3 4.8 Yaş bağımlılık oranı 65.7 64.7 62.7 58.1 56.7 Kaynaklar: 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, DİE, 1991. 1990 Genel Nüfus Sayımı, DİE, 1993. Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s:l 5. Yaşlar gruplanıp, zaman içinde yapılmış başka araştırmalar ve sayım bulguları ile karşılaştırma yapıldığında, aradaki farklılıklar istatistik olarak önemli olduğu halde, yüzde dağılımlarının ve yaş bağımlılık oranının zaman içindeki gelişimi, bu araştırma bulgularının diğer bulgularla uyumlu olduğunu göstermektedir. Tablo 2.10: 1993 ve luh Sağlığ ı Profili Araştırmalarında örnekleme kap samına giren kişilerin bölgelerde yüzde dağılımı 1993 T. Ruh Sağlığı Profili Erkek Erkek Kadın Toplam 39.7 39.4 40.0 33.9 15.6 16.0 15.5 15.7 15.5 1995 UNICEF MICS Erkek Kadın Toplam 36.9 36.0 36.4 14.7 14.5 14.6 Orta Anadolu Kuzey Anadolu 19.0 19.3 19.1 21.9 23.1 22.5 22.1 22.9 22.5 9.3 9.0 9.2 8.2 9.2 8.7 9.3 9.1 9.2 D o ğ u Anadolu 16.4 16.1 16.3 20.3 16557 19.4 19.8 17.1 17.5 13166 17.3 Batı Anadolu Güney Anadolu Araştırması Kadın Toplam 33.0 15.4 33.5 17528 34085 12343 7230 7279 25509 Toplam 14509 94.46 93.75 Cinsiyet oranı 99.32 Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16. Tablo 2.10 düzenlenirken, 1993 bulguları ile karşılaştırma yapabilmek için tabloya sadece 6 yaş üstü nüfus dahil edilmiştir. Görüldüğü gibi Batı ve Doğu Anadolu bölgelerinde her iki cins için, Orta Anadolu'da da kadın nüfusta önemli farklılıklar vardır. Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında Doğu Anadolu nüfusunda azalış, Batı Anadolu nüfusunda da artış görülmektedir. Bu görünüş farklılığın göçten ileri gelmiş olabileceğini düşündürmektedir. Her ne kadar farklılıklar istatistik olarak önemli olsada, her iki araştırmada bölgelerin büyüklük olarak sıralaması aynıdır. Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının cinsiyet oranı, baz değer olan 100'e yakın olması nedeniyle, 1993 Araştırması cinsiyet oranından daha akla yakın bir değerdir. Tablo 2.11: 1993 ve Ruh Sağ lığı Profili Araştırmalarında örnekleme kapsamına giren kişilerin eğitim durumlarına göre dağılımı (°/>) Erkek T. Ruh Sağlığı Profili Toplam Kadın 1993 Nüfus ve Sağlık A r a ş t ı r m a s ı Erkek Kadın Toplam Eğitimsiz 18.4 29.6 24.0 EP.O 29.1 ilkokul terk 16.8 37.4 17.1 17.0 36.4 15.8 15.6 15.7 36.5 35.9 36.2 İ l k o k u l mez Orta O.ter Ort + Toplam 35.3 21.3 6.7 4.6 5.7 9.1 4.7 6.8 20.7 7229 100.0 13.3 7280 100.0 17.0 14509 100.0 25.3 16507 14.5 19.7 34085 100.0 100.0 17578 100.0 Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16. 15 Tablo 2.11'e de karşılaştırma yapabilmek amacıyla sadece 6 yaş üstü nüfus dahil edilmiştir. Eğitimsiz erkekler ve orta üstü eğitimli erkeklerde büyük farklılıklar görülmekte, erkek eğitiminin diğer kategorilerinde ve kadın eğitimi dağılımında büyük farklılıklar görülmemektedir. Ruh Sağlığı Araştırmasında eğitimsiz erkeklerin 1993 Araştırmasına göre daha fazla, orta üstü eğitimlilerin daha az olması, sübjektif bir yargı olmasına rağmen daha akla yakındır. Tablo 2.10 ve Tablo 2.ll'de yapılan istatistik testler sonucunda farklılıkların önemli olmasında, araştırmalardaki gözlem sayısının çok büyük olmasının payı vardır. Her iki araştırmada 100 000 dolayında gözlem olsaydı, istatistik testlerin, binde 1 farklılığı bile anlamlı bir farklılık olarak tanımlayacağı gözardı edilmemelidir. SONUÇ Nüfus büyüklüğü bakımından dünyanın 11. büyük ülkesinde, ruh sağlığı gibi tıbbın sosyolojiye çok yaklaştığı bir noktada örnekleme araştırması yapmak ve araştırma bulgularının bilimsel ortamlarda kabul edilirliğini sağlamak için yalın bir örnekleme planı düzenlenmiştir. Örnekleme planında Türkiye'nin fdari yapısı ve demografik özellikleri gözönünde tutularak tabakalama, alan uygulamasının zorluğu gözönünde tutularak da kümeleme teknikleri kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelerde yapılan bu tip araştırmalarda sağlanan yanıtlama oranlarıyla karşılaştırıldığında çok yüksek yanıtlama oranları elde edilen bu araştırmanın bulgularında bir yanlılık olmadığı görülmektedir. HANEHALKIBULGULARI Bu bölümde hanehalkı anketiyle toplanan ve hanehalkmın tümünü ilgilendiren bazı bilgilerin dökümü verilecektir. Yine aynı anketle toplanan, ancak sadece hane reisini ilgilendiren bilgilere (ilk evlilik yaşı, akraba evliliği yapıp yapmadığı gibi), araştırma konusuyla ilgili olmadığı için değinilmeyecektir. Araştırmada kullanılan anket ve ölçeklerin standart uygulanması, toplanan bilgilerin geçerliği için bir önkoşuldur. Görüşmede çevirmen kullanımı standart soru cümlesinin yapısını bozacağı için standart uygulamayı bozan en önemli etmendir. Tablo 2.12 toplanan bilgilerin kalitesi hakkında fikir edinmek üzere düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi hane görüşmelerinin %3.47'si çevirmen aracılığı ile yapılmıştır. Bu oran Doğu Anadulu'nun köyleri ve ilçeleri ile Doğu Anadolu'dan göçenlerin gittikleri Güney Anadolu'nun il merkezleri gibi yerlerde yükselmektedir. Tablo 2.12: Bölg e ve yerleşim yeri tiplerinde hane anketi görüşmesinde <;evi rmen kullanılıp kullanılmadığı İlçe Merkezleri İl Merkezleri Köyler Çev. Çev. Çev. Toplam Çev. Çev. Toplam Çev. var var yok var yok yok Toplam Batı 36 3.4 1028 96.6 1064 57.5 7 2.8 242 97.2 249 29.2 5 1.4 363 98.6 368 31.1 Güney 10 4.8 197 95.2 207 11.2 8 4.3 178 95.7 186 21.8 8 4.1 188 95.9 196 16.5 Orta 5 1.6 311 98.4 316 17.1 1 0.5 208 99.5 209 24.5 1 0.4 248 99.6 249 21.0 Kuzey 0 61 100. 61 3.3 1 1.1 93 98.9 94 11.0 3 1.8 167 98.2 170 14.3 Doğu 10 4.9 194 95.1 204 11.0 11 9.6 103 90.4 114 13.4 29 14.4 173 85.6 202 ' 17.0 Topl. 61 3.3 1791 96.7 1852 100. 28 3.3 824 96.7 852 100. 46 3.9 1139 96.1 1185 100. 16 1993 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre 4.5 olan Türkiye hane büyüklüğü ortalaması bu araştırmada 4.26 olarak kestirilmektedir. Aradaki fark oldukça büyük ve anlamlıdır, Bütün bölge ve yerleşim yeri tiplerinde küçük değişikliklerle, hane büyüklüğündeki bu küçülme izlenmektedir. Bütün canlı organizmalar gibi aileler de doğmakta, bazıları bir süre için ana-baba yanında yaşamını sürdürmekte, sonra çekirdekleşmekte, daha sonra büyüyüp genişlemekte, yeni hanelerin oluşmasını sağladıktan sonra da küçülüp, vakti geldiğinde de ölmektedir. Toplumun tümünü ve aile büyüklüğünü etkileyen uzun süreli harp, kıtlık, salgın gibi olayların yokluğunda ortalama aile büyüklüğünde uzun sürede değişiklik olmaz. Bu gibi olayların 30-40 yıl gibi yakın geçmişte olması durumunda, ortalama aile büyüklüğündeki değişmeler bu tip olayların zaman içindeki periodik yansımaları olarak ortaya çıkabilir. Önemli bir olayın sonucu olarak görünen aile büyüklüğündeki ani değişiklik uzun zaman içinde kaybolur gider. Bu nedenle, aile büyüklüğünü etkileyen bu tip olayların çok eskide kalması halinde aile büyüklüğündeki bu düşüş başka bir nedenle açıklanmalıdır. Bu araştırmada 18 yaş üstünde her yetişkine, oldukça uzun sürede C1D1 uygulanması, ailedeki bazı yetişkinlerin hem görüşmeciler hem de aile fertleri tarafından "bildirilmemesi" sonucunu doğurmuş olabilir. Tablo 2.13: Tabakalarda hanehalkı büyüklüğü ortalaması dağılımı Ortalama Standard Gözlem sapma sayısı Türkiye 4.26 1.94 3889 Batı Anadolu Güney Anadolu Orta Anadolu Kuzey Anadolu Doğu Anadolu 3.84 4.40 4.09 4.58 5.49 1.68 2.00 1.69 1.85 2.42 1681 589 774 325 520 İl Merkezleri İlçe Merkezleri Köyler 4.02 4.54 4.42 1.71 2.00 2.17 1852 852 1185 Şekil 2.1: Yaş piramidi. 75-79 70-74 65-69 60-64 55-59 50-54 45-49 40-44 35-39 30-34 25-29 20-24 15-19 10-14 Erkek Kadın 5-9 0-4 % Yi 10 8 6 4 2 0 0 2 4 6 8 10 12 % 17 Hane halkı nüfusu için yapılan yaş piramidi 0-4 yaş grubunda gelişmemiş ülke karakteristiği göstermektedir (Şekil 2.1). Yeni doğan çocukların nüfusa kayıt işleminin geç yaptırılmasından dolayı bu grup çokluğu 5-9 yaş grubu çokluğundan azdır. Bu durum son yıllarda gözlenen doğurganlık düşüşünün sonucu da olabilir (TNSA 1993). Tablo 2.14:Cinsiyete göre medeni hal dağılımı Kadın Erkek Toplam satır % sütun % 3858 49.8 96.9 3882 50.1 87.3 2 0.0 50.0 7742 91.8 satır % sütun % 89 14.6 2.2 519 85.1 11.7 2 0.3 50.0 610 7.2 satır % sütun % 31 43.1 0.8 41 56.9 0.9 72 0.9 satır % sütun % 4 36.4 0.1 7 63.6 0.1 11 0.1 3982 47.2 4449 52.7 Evli Dul Boşanmış Ayrı yaşıyor Toplam Belirsiz 4 0.0 8435 100.0 Tablo 2.14 araştırma kapsamına giren nüfusun, başından en az bir evlilik geçirmiş kısmını kapsamaktadır, başka bir deyişle, evlilik çağı dışında sayılan 12 yaş altı nüfus ile 12 yaş üstü olup henüz hiç evlenmemiş nüfus tablo dışı kalmıştır. Bu tablodaki dağılım, Türkiye'de yapılan başka araştırmalar ve sayımlarda görüldüğü gibi evlilik kurumunun istikrarlı bir sosyal kurum olduğunu göstermektedir. Cinsiyet ayrımına bakmaksızın, evliliklerin %7.2'sinin ölüm gibi doğal bir nedenle bozulmuş olması, tarafların iradesiyle bozulan, "boşanmışlık" ve "ayrı yaşama" ile sonuçlanan evliliklerin sadece %1 oluşu bu tezi doğrulamaktadır. Dulların cinsiyet dağılımındaki dengesizlik, eşi ölen erkeğin yeniden evlenmesi ya da evlendirilmesi geleneğinin sürdüğünü göstermektedir. 18 Tablo 2.15: Cinsiyete göre mezun olunan okul dağılımı Erkek Kadın İlkokul Toplam satır % sütun % 3915 50.6 62.2 3822 49.4 71.0 7737 66.3 Normal ortaokul satır % sütun % 877 60.4 13.9 575 39.6 10.7 1452 12.4 İmam-hatip orta. satır % sütun % 40 59.7 0.6 27 40.3 0.5 67 0.6 Sanat ortaokulu satır % sütun % 65 71.4 1.0 26 28.6 0.5 91 0.8 Diğer ortaokul satır % sütun % 43 43.0 0.7 57 57.0 1.1 100 0.9 Normal lise satır % sütun % 611 57.9 9.7 444 42.1 8.2 1055 9.0 İmam-hatip lise satır % sütun % 43 65.2 0.7 23 34.8 0.4 66 0.6 Sanat lisesi satır % sütun % 194 68.8 3.1 88 31.2 1.6 282 2.4 satır % sütun % 101 58.0 1.6 73 42.0 1.4 174 1.5 satır % sütun % 402 61.7 6.4 250 38.3 4.6 652 5.6 6291 53.9 5385 46.1 11676 100.0 Diğer lise Üniversite Toplam Türkiye nüfusunun en son devam ettiği okullarda cinsiyet dağılımı sadece ilkokul düzeyinde her iki cinsin eşit dağıldığını göstermektedir. "Diğer ortaokullar" düzeyinde denge kadınlardan yana bozulmakta, geri kalan bütün eğitim düzeylerinde "erkekler" çoğunlukta kalmaktadırlar. Erkek-kadın arasındaki farkın en büyük olduğu okullar, daha çok erkek mesleği olarak bilinen mesleklerin eğitiminin yapıldığı "sanat liseleri" ile "imam-hatip liseleri" ndedir. Kız çocukların çoğunlukta olduğu "Diğer ortaokul" kodlu okulların kadın mesleklerine dönük eğitim veren okullar olması olasıdır. 19 Tablo 2.16: Hanehalkının cinsiyete göre gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı Erkek Kadın Toplam Çalışan satır % sütun % 3811 81.1 56.8 889 18.9 12.6 4700 34.2 satır % sütun % 2897 32.0 43.2 6144 68.0 87.4 9041 65.8 6708 48.8 7033 51.2 13741 100.0 Çalışmayan Toplam Çalışma çağındaki nüfusun (12 yaş üstü) üçte ikisi gibi çok büyük bir kısmı gelir getiren bir işte çalışmıyor görünmektedir. Rakamın büyük olmasının bir nedeni, ek iş sorgulamasının yöneltildiği 12 yaş üstü nüfusun hem öğrenimine devam eden genç nüfusu, hem de aktif ekonomik hayatını tamamlamış yaşlı nüfusu kavramasıdır. Diğer neden ise, ev kadınlarının üretimlerinin ekonomik değer taşımadığı anlayışıdır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı %81'leri bulurken, çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır. Tablo 2.17: Cinsiyete göre ek işi olanların dağılımı. Erkek Kadın Toplam satır % sütun % 267 86.4 4.0 42 13.6 0.6 309 2.2 satır % sütun % 6443 48.0 96.0 6992 52.0 99.4 13435 97.8 6710 48.8 7034 51.2 13744 100.0 Ek işi var Ek işi yok Toplam Türkiye genelinde ek işi olduğunu bildirenlerin oranı %2.2 gibi çok düşük düzeyde kalmaktadır. Ek işi olduğunu bildirenlerin de çoğunluğu erkektir. Gelir ve ekonomik faaliyet konusunda yapılan araştırmalar denekler üzerinde kazanç sorgulaması izlenimi bıraktığı için genelde bidirim eksikliği ile karşılaşılmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında, ilde yaşadığı halde, köy kökenli olup, köyde bir kısım arazisi olan ve tarımsal faaliyetlerini senenin bir kaç ayına sığdıran insanlar, bu faaliyetlerini ek iş olarak nitelememekte, bu yüzden de bildirmemektedirler. Tablo 2.18: Sosyal güvenliği olan ve olmayanların cinsiyete göre dağılımı Erkek Kadın Toplam Sos. güvenliği var satır % sütun % 3698 49.9 55.1 3709 50.1 52.7 7407 53.9 Sos. Güvenliği yok satır % sütun % 3014 47.6 44.9 3324 52.4 47.3 6338 46.1 Toplam 6712 48.8 7033 51.2 13745 100.0 20 Araştırmada 12 yaş üstü nüfusa sorulan "her hangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olup olmama" sorusuna alınan yanıtlara göre, nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına karşılık, sosyal güvenliği olmayan kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cinsiyet ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır. Tablo 2.19: Bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumunun cinsiyete göre dağılımı. Kadın Toplam Erkek Emekli sa ndığı satır % sütun % 912 48.0 24.7 989 52.0 26.7 1901 25.7 SSK satır % sütun % 1991 50.3 53.9 1965 49.7 53.0 3956 53.4 satır % sütun % 633 51.1 17.1 606 48.9 16.3 1239 16.7 satır % sütun % 161 51.8 4.4 150 48.2 4.0 311 4.2 3697 49.9 3710 50.1 7407 100.0 Bağ-kur Diğer Toplam Gelir getiren bir işte çalışıp herhangi bir sigorta sistemine bağlı olduğunu bildiren 7407 kişinin %95.8'I Tablo 2.19'de görülen üç büyük sosyal güvenlik kurumuna bağlıdırlar, bunlar Emekli sandığı, SSK ve Bağkur'dur. "Diğer" kodu altında toplanan kurumlar özel kuruluşların ve bankaların kendi bünyelerinde kurdukları güvenlik sistemleri ve sigorta şirketlerinin müşterilerine sunduğu özel güvenlik kolaylıklarıdır. Bu dört sosyal güvenlik sisteminden yararlanmada önemli sayılacak bir kadın erkek farklılığı görülmemektedir. Sosyal güvenlik kurumunun yaygınlığına gelince, sosyal güvenlik kurumlarından yararlananların yarıdan fazlasının SSK'ya, %25.7'sinin emekli sandığına, %16.7'sinin de Bağkur'a bağlı olduğu görülmektedir. Tablo 2.20: Sosyal güven lik tipinin cinsiyete göre dağılımı. Toplam Erkek Kadın Sağlık sigortası satır % sütun % 775 44.5 21.0 966 55.5 26.0 1741 23.5 Diğer satır % sütun % 111 52.4 3.0 101 47.6 2.7 212 2.9 satır % sütun % 2811 51.5 76.0 2643 48.5 71.3 5454 73.6 3697 49.9 3710 50.1 7407 100.0 Tam sigorta Toplam 21 Türkiye'de çalışanlar için sosyal güvenlik kurumlarının yaptığı sigorta, sağlık sigortası ve ihtiyarlık sigortası gibi iki kısımdan oluşmaktadır. Çalışanlar bu iki sigortanın ikisinden de yararlandığı halde, çalışanların yakınları sadece sağlık sigortasından yararlanmaktadırlar. Tablo 2.20, kendileri çalıştıkları için tam sigortalı olanlarla, yakınlarından dolayı kısmen sigortalı olanların cinsiyet dağılımını vermektedir. Buna göre, kendileri çalıştığı için tam sigortalı olanlar, toplam sigortalıların %73.6' sini oluşturmakta, sağlık veya ihtiyarlık sigortalarından sadece birinden yararlananlar %26.4 düzeyinde kalmaktadır. Yarım sigortalı olanların da büyük bir çoğunluğu (%89.1) sağlık sigortasından yararlanmaktadır. Sadece sağlık sigortasından yaralananlarda kadınlar, tam sigortalı olanlarda da erkeklerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Erkek Toplam Kadın Dolaysız (k<îndisi) satır % sütun % 2509 76.5 67.9 769 23.5 20.7 3278 44.3 Ana-baba satır % sütun % 961 48.5 26.0 1022 51.5 27.5 1983 26.8 satır % sütun % 196 42.6 5.3 264 57.4 7.1 460 6.2 satır % sütun % 31 1.8 0.8 1655 98.2 44.6 1686 22.8 3697 49.9 3710 50.1 7407 100.0 Evlat Eş Toplam Türkiye'de dolaysız sigortalıların payı toplam sigortalılar içinde yarıdan azdır (%44.3). Bunların da 3/4'U erkektir. Kendi çalıştığı için sigortalı olan (ana-baba veya evlat veya eşinden dolayı sigortalı olmayan), kadınların toplam sigortalı kadınlar içindeki payı daha da azdır (%20.7). Dolaylı sigortalı olanların (ana-baba, eş ya da evlattan dolayı sigortalı) cinsiyet dağılımında hep kadınlar çoğunluktadır. Ana-babadan dolayı sigortalı olanların cinsiyet dağılımı doğal olarak, iki cinste eşitlik göstermektedir. Sigortalı olmakta kadın-erkek arasındaki bu farklılık kadınların faaliyetlerinin ekonomik değerinin "yok" sayılmasındandır. SONUÇ Türkiye'de yapılan diğer sosyal araştırmalarda olduğu gibi, bu araştırmanın bulguları da aile kurumunun önemini korumakta olduğunu, ölüm gibi doğal nedenler dışında, aile kurumunun taraflar tarafından bilinçli olarak bozulmadığını göstermektedir. Eğitimde cinsiyet farklılaşması ilkokul düzeyinin üstünde kendini göstermekte, ilkokul mezunlarının cinsiyete göre dağılımında görülen kadın erkek eşitliği, üst düzey eğitim kurumlarından mezun olanların dağılımında erkekler lehine bozulmaktadır. Oniki yaş üstü nüfusun üçte ikisi gelir getiren bir işte çalışmamaktadır. Bu, her gelir getiren bir işte çalışan kişinin kendinden başka çalışma çağında iki kişinin daha bakımını sağlaması demektir. Bu durum 12 yaş üstü nüfusun eğitimini sürdüren genç nüfus ile çalışma çağından çıkmış nüfusu içermesinden olduğu kadar, "ev kadını" olarak görünen kadınların mesailerinin ekonomik değer taşımadığı anlayışından kaynaklanmaktadır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı %81'leri bulurken, çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır. 22 Nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına karşılık, sosyal güvenliği olmayan kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cins ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır. BILGI I ş L E M Araştırmada kullanılan anketler ve ölçeklerin birbiriyle ilişkisi gözönünde tutulunca gözlem birimleri arasında görünen hiyerarşi, bilgi işlem kütüklerine de aksettirilmiştir. Her ne kadar kütükler ayrı adlarla bilgisayarda saklanıyorsa da, bunları her an birleştirmek olasıdır. Anketlerin ve kütüklerdeki kayıt tanıtım numaraları sistematik bir şekilde verildiğinden ve tanıtım numarası içinde hem anket tipini hem haneyi hem de hanehalkı üyesini ayırdedici bilgiler olduğu için, kütükler birleştirilip kayıtlar sıralandığında, en başa hane anketi, onun ardından, hane başkanından başlayarak hanehalkı üyeleri, onun ardından CIDI anketi, sonra sırasıyla 2-3 yaş Anne anketi, 2-5 yaş öğretmen anketi, 4-18 yaş anne anketi, 4-18 yaş öğretmen anketi ve en sona 11-18 yaş çocuk anketi yerleşecektir. KAYNAKLAR Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International (1994) Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993, Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, s: 169. T.C. Başbakanlık D.İ.E (1991) 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, Başbakanlık yayınları, Ankara T.C. Başbakanlık D.İ.E (1990) 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Başbakanlık yayınları, Ankara T.C. Başbakanlık D.İ.E (1985) 1985 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Başbakanlık yayınlan, Ankara UNICEF, SIS (1996) M1CS 1996: Multi Indicator Children Survey, 1996, Ankara. Kish, L (1965) Survey Sampling. New York: John Wiley & Sons, Inc. 23 BOLUM 3 TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve duygusal sorunların dağılımı Doç. Dr. Neşe Erol (Ph.D.) Ankara Ü. Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı S.H.U Zeynep Şimşek Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü GİRİŞ Çocuk ve gençlerde gerek toplumsal bağlamda gerekse kliniklerde ruh sağlığına yönelik olarak yapılan epidemiyoloji araştırmaları psikopatoloji alanına büyük katkılarda bulunmuştur. Epidemiyolojik yaklaşımlar toplumdaki psikopatolojinin sıklığı, yaygınlığı, zaman, yer ve kişiye göre değişimleri belirlemenin yanısıra, tedavi ve önleme çalışmalarına yönelik sorulara yanıt vererek ruh sağlığı politikalarının gelişiminde yönlendirici olmuştur. Toplum temelli epidemiyoloji çalışmaları, klinik uygulamalardaki başvuru yanlılığından farklı olarak, bireylerin sorunlarının doğal ortamlarında geniş bir yelpaze içinde ele alınmasını ve dağılımının belirlenmesini sağlamaktadır (Öztürk 1997, Yörükoğlu 1981). Çocuk psikopatolojisinde genel olarak iki özellik üzerinde durulmaktadır. Bunlar, çocuğun davranışı ile çocuğun içinde yaşadığı toplumdaki yetişkinlerin (anne, baba, öğretmen, klinisyen gibi) o davranışı algılayışı ve değerlendirmesidir. Toplumdaki kişilerin tutum ve inançları çocuğun davranışının sağlıklı ya da sağlıksız olduğunu belirleyen önemli etkenlerdendir. Bir toplumda çocuk ve gencin bazı davranışları onaylanarak ve ödüllendirilerek o davranışın görülme sıklığı arttırılabilir ya da davranış bastırılarak, onaylanmayarak ortadan kaldırılabilir. Yetişkinler de çocuğun davranışını şekillendirmeye çalışırken bir yandan içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerlerinden, örf ve adetlerinden, çocuk yetiştirme konusundaki beklentilerinden etkilenirler. Diğer yandan, doğal olarak kendi beklentileri, umutları, korku ve kaygılarını çocuk yetiştirme tutumlarına yansıtırlar. Bununla birlikte çocuğun biyolojik yapısı, bilişsel işlevleri ve mizacı ile yetişkinin beklentileri ve iki taraf arasındaki etkileşim de davranış üzerinde etkili olmaktadır. Davranış ve duygusal sorunları belirleyen etmenler karmaşık olduğu için, çocuk psikopatolojisi ile ilgili değerlendirme yapılırken çocuğun davranışı ve yetişkinin bakış açısının birlikte ele alınması önem kazanmaktadır (Weisz ve Eastman, 1995). Bu gibi amaçlara yönelik olarak, çocuk ve gençlerdeki davranış/duygusal sorunların çoklu bilgi kaynaklarından elde edilmesini sağlayacak standart, güvenirliği ve geçerliği olan değerlendirme araçları geliştirilmiştir. Çocuk psikopatolojisi araştırmalarında genellikle iki farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan birisi "kategorik" yaklaşımdır. Bu yaklaşım, hastalık modeli ya da psikolojik bir bozuklukla ilgilidir. Bozuklukların DSM ve ICD gibi tanı sistemi içinde tanınması ya da belirlenmesine odaklanır. Diğeri ise "boyutsal yaklaşım"dır (dimentional) ve burada değerlendirme ampirik olarak yapılır. Bu yaklaşımda, özgül problemlere, toplam problem puanlarına ve içe yönelim, dışa yönelim sorunları gibi sendrom puanlarına odaklanılır. Kategorik yaklaşımı tercih eden araştırıcılar standart tanı görüşmelerini seçme eğilimindedirler ve DSM, ICD gibi kabul edilen bir tanı sınıflandırma sistemi kullanırlar. Boyutsal yaklaşımı seçenler ise, problem tarama ölçeklerini kullanırlar. Bu ölçekler, tanıya çeşitli açılardan katkıda bulunmaktadır. Normal, sınır ve klinik düzeyde elde edilen puanlar, çocuğun sorunlu olup olmadığını belirlediği gibi sorunun hangi alanda olduğuna ilişkin de bilgi sağlar. Çeşitli araştırmalar, DSM, ICD tanı ölçütleri ile CBCL (4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği), YSR (11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği), TRF(Öğretmen Bilgi Formu) gibi ampirik olarak elde edilen ölçeklerdeki sendromlar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler ortaya koymuştur (Edelbrock ve Costello 1988; Rey ve Moris-Yates 1992; Gould ve ark 1993). Ancak bu iki yaklaşım arasında bazı farklılıklar da ortaya konmuştur. Örneğin, boyutsal yaklaşım görülme sıklığı az olan bozukluklardan çok, çocuk ruh sağlığı merkezlerine sıklıkla başvurulan sorunlar 25 üzerinde odaklanır. Kategorik yaklaşım ise, sık görülen sorunların yanısıra ender görülen bozukluklar üzerine de yoğunlaşır. Boyutsal yaklaşımda, istatistiksel olarak elde edilen standart değerlendirme ölçümleri kullanılırken, kategorik yaklaşımda ölçütler klinik deneyime dayanır. Boyutsal yaklaşım, çocuğun yaş ve cinsiyetine, bilgi alınan kaynağa dikkat ederken diğer yaklaşım bu konuya ağırlık vermemektedir. Diğer bir farklılık ise, bireylerin değerlendirilmesindedir. Boyutsal yaklaşım bireyi belirli bir zaman dilimi içinde "doğru değil, bazen doğru, sıklıkla doğru gibi" üçlü bir puanlama sistemi içinde değerlendirir, o çocuğu benzer yaş grubundaki ve cinsiyetteki çocuklarla karşılaştırır. Kategorik yaklaşım ise, belirli bir zaman dilimi içinde "var-yok" gibi ikili puanlama sistemi kullanır, diğer çocuklarla ve bilgi kaynaklarıyla karşılaştırma olanağı sağlamaz (Achenbach 1995; Verhulst ve Achenbach 1995; Achenbach, McConaughy 1997). Bird ve arkadaşları (1988) Porto Riko'da yaptıkları bir toplum taramasında DSM-III tanılarını tek morbidite ölçütü olarak kullanmış ve genel popülasyon örnekleminin yaklaşık yarısını sorunlu olarak bulmuşlardır. Bu sonuç, DSM III ölçütlerinin çok kapsamlı olduğunu ve genel popülasyonda sorunu olan çocukları olmayanlardan ayırt etmediğini göstermiştir. Özetle, varolan değerlendirme sistemlerinin olumlu özellikleri olduğu gibi bazı eksiklikleri de vardır. Çalışmalar, her iki sistemin işleyen olumlu özelliklerini alarak varolan sistemleri zenginleştirmeye çalışmaktadır. Her iki yaklaşımı kullanan modeller ve problem değerlendirmesi yapan araştırmalar da vardır. Ancak bunlar sınırlıdır ve kültürlerarası araştırmalara yansımamıştır. Tanı sınıflandırma sistemleri temel alınarak çocuklara yönelik olarak geliştirilen standart görüşme araçları henüz ülkemizde kullanılmamaktadır. Bu çalışmada, farklı yaş gruplarındaki çocuk ve gençler için Amerika Birleşik Devletlerinde Thomas Achenbach tarafından geliştirilen ve 50 ülkede standardizasyon ve adaptasyon çalışması yapılmış olan ölçekler kullanılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ve Asya ülkelerinde pek çok epidemiyolojik araştırmalarda yaygın olarak kullanılan bu ölçeklerin ülkemizde de güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılmıştır. Ölçeklerin, objektif puanlama olanağı sağlaması, verilerin kolaylıkla toplanabilmesi, karşılaştırılabilmesi, tekrarlanabilir olması ve sadece sorunlara değil çocuk ve gencin güçlü yanlarına, yeteneklerine ve yeterlik alanlarına da yönelmesi nedeniyle, ölçekler yaygın olarak kültürler arası karşılaştırmalarda ve araştırmalarda kullanılmaktadır. Günümüzde halen, daha ileri değerlendirme ve tanı koyucu yöntemlere, klinik ve toplum odaklı sistemli araştırmalara gereksinim duyulmaktadır. Ülkemizde çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının dağılımını, geniş bir yaş dilimi ve genel popülasyonu temsil eden bir örneklem içinde, anne- babalardan, öğretmenlerden, çocuk ve gencin kendisinden diğer bir deyişle çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda araştıran bir çalışma bulunmamaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, çoğunlukla temsili olmayan örneklemlerle ve tek bir bilgi kaynağına dayanarak yapılmıştır. Bu nedenle, elde edilen sonuçlar, çocuklar hakkında değerlendirmeler, genellemeler yapmada ve karar vermede araştırıcıları kısıtlamaktadır. Temsili örneklemlerin seçilebilmesinin güçlüğü gerek ülkemizde gerekse dış ülkelerde sıklıkla belirtilmektedir. Bunlar; yeterli maddi desteğin sağlanamaması, kurumlar arası eşgüdümün olmaması, organizasyon yetersizliği ile geçerliği ve güvenirliği olan ölçeklerin eksikliği gibi nedenler olarak sıralanabilir. Çalışmanın ilk analizleri 1997 yılında yayınlanmıştır (Erol ve Şimşek 1997a). Bu raporda yaş ve cinsiyet değişkenlerinin yanısıra, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenleri de analizlere katılmıştır. Çalışmanın Amacı l)Türkiye'de 2-3 ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ile davranış ve duygusal sorunların dağılımını, anneler, öğretmenler ve gençler gibi çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre belirlemektir. 2) Anneler, öğretmenler ve gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 2-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde sorun davranışların görülme sıklığını, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre saptamaktır. 3) İzleme çalışmaları yapabilmek üzere temel oluşturmaktır. 4) Çocuk ve gençlere yönelik Ulusal Ruh Sağlığı politika ve programlarının oluşturulmasına katkıda bulunmaktır. 26 YÖNTEM Veri Toplama Araçları 1) Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği/2-3 (Child Behavior Checklist For Ages 2-3, CBCL/2-3) Bu ölçek 2 ve 3 yaş grubu çocukların sorun davranışlarını anne babalardan ya da günlük ilişki içinde çocukla birlikteliği olan diğer kişilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Achenbach (1992) tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilmiştir. Ölçek, erken çocukluk döneminde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 100 maddeden oluşmuştur. Örneğin, "Yeni şeyleri denemekten korkar" gibi. Sorun davranışlar son iki ay içerisindeki görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gruplandırılır. Ölçekten, "İçe Yönelim ve Dışa Yönelim" sorunları gibi iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim sorunlarını "Anksiyete/Depresyon ve Sosyal İçe Dönüklük", Dışa Yönelim sorunlarını ise "Saldırgan Davranışlar ve Yıkıcı Davranışlar" gibi alt testler oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Uyku Sorunları ve Somatik Sorunlar" da ölçekte yer almaktadır. Tüm alt testlerin toplamından "Toplam Problem Puanı" elde edilmektedir. Her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur. Ülkemizde ölçeğin Türkçe'ye çeviri ve uyarlaması Neşe Erol tarafından 1993 yılında yapılmıştır. Geri çeviri, alanda uygulama ve dilbilim uzmanı tarafından Türkçe ifadelerin gözden geçirilmesinden sonra ölçek bir hafta ara ile 110 anneye 2 kez uygulanmış ve ölçeğin test-tekrar test güvenirliği Pearson Momentler Çarpım korelasyonu ile hesaplanmıştır. Korelasyonlar İçe Yönelimde .96, Dışa Yönelimde .92 ve Toplam Problemde .94 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, çalışmanın örneklemini oluşturan 635 çocuğun puanlan üzerinden elde edilen Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmıştır. İç tutarlılık katsayıları: İçe Yönelimde .77, Dışa Yönelimde .76 ve Toplam Problemde .82 olarak bulunmuştur. Yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem katsayıları ise; il merkezinde .82, ilçede .85 ve köyde .80 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir. 2) 4-18 Yaş Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist For Ages 4-18-CBCL/4-18): Bu ölçek 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ve sorun davranışlarını anne-babalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock (1983) tarafından geliştirilmiştir. Ölçek 20 yeterlik ve 118 problem maddesinden oluşmaktadır. Yeterlik ile ilgili maddeler "Çocuğunuzun yapmaktan en çok hoşlandığı sporları sıralayınız" gibi, çocuk ve gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı spor ve spor dışı etkinlikleri, ev ya da ev dışında yaptığı işleri kapsar. Derecelendirme katılımın miktarı ve niteliğine göre yapılır. Ayrıca herhangi bir spor ya da sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri, kendi başına oyun oynama ya da iş yapma gibi sosyal alanlardaki işlevleri belirler. Okuldaki başarı durumunu, sorunlarını ve okul etkinliklerine katılımın niteliğini ve niceliğini de yansıtır. Etkinlik, Sosyallik ve Okul alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde edilir. Ölçekte Yeterlik ile ilgili maddelerin yanı sıra açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar çocuk ve gencin herhangi bir hastalığı, fiziksel ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, çocuğun anne babayı en çok kaygılandıran özellikleri ile çocuğun en beğenilen özelliklerine ilişkin bilgilerdir. Bu maddeler profilde puanlanmamaktadır. Ölçeğin 2. bölümünde ise, çocuk ve gençlerde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 118 maddeye yer verilmiştir. Örneğin "Hep dikkat çekmek ister" gibi. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gruplandırılır. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur. Ölçek çocuk ve gençlerin sosyal yeterlik alanlarını ve sorun davranışlarım birlikte ele alıp değerlendirebilmektedir (Achenbach 1991a). 27 CBCL/4-18'in 1981 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Melda Akçakın ve İşık Savaşır tarafından 1983 yılında çevrilmiş, güvenirlik çalışması yapılmış ve 6-11 yaşında toplam 80 çocuğa uygulanmıştır (Akçakın 1983, Akçakın 1985). Çalışmada farklı yaş grupları ve cinsiyet değişkenlerine göre normlar toplanmadığı için ölçek daha sonraları ülkemizde yaygın olarak kullanılmamıştır. CBCL nin 1991 formu, Türkçe'ye Neşe Erol ve Cengiz Kılıç tarafından çevrilmiş ve ülkemizdeki 1983 çeviri formuyla sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla çeviriler karşılaştırılmış, farklılık ve benzerlikler gözden geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle başka bir psikolog ve psikiyatr tarafından tekrar İngilizceye çevirilerek karşılaştırma yapılmıştır. Daha sonra ölçek, eğitim düzeyi düşük olan 10 anneye uygulanarak alanda uygulama yapılmıştır. Bunlara ek olarak iki dilde tekrarlama tekniği kullanılmış ve ölçek İngilizce ve Türkçe'yi iyi bilen 24 anneye bir hafta ara ile bir kez Türkçe bir kez İngilizce olarak iki kez uygulanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .89, Toplam Problemde .93 bulunmuştur. Ölçeğin Türkçe test-tekrar test güvenirliği, 50 anneye bir hafta ara ile 2 kez uygulanarak hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .78, Toplam Problemde ise .84 olarak saptanmış ve korelasyonların yüksek olduğu belirlenmiştir (Erol ve ark. 1995). Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 4488 çocuk ve gencin puanları üzerinden Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .88 olarak bulunmuştur. Toplam Yeterlikde ise, katsayı .70 olarak saptanmıştır. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem Katsayıları ise; il merkezinde .85, ilçede .86 ve köyde .84 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir. 3) Öğretmen Bilgi Formu (Teacher's Report Form/ TRF): Öğretmen Bilgi Formu, 5-18 yaş grubu öğrencilerin okula uyumunu ve sorun davranışlarını öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda standart bir biçimde değerlendirebilmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock tarafından 1986 yılında geliştirilmiştir. Ölçek, okul ve öğrenciyle ilgili " Bu öğrenciyi ne zamandan beri tanıyorsunuz?" gibi temel bilgilerin yanısıra, "Yaşıtlarına göre öğrenciniz derslerinde başarılı mıdır?" gibi öğrencinin okul ve uyum işlevlerine yönelik bilgi sağlar. Bu bölüm Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranışlar ve Mutluluğa" yönelik alt testlerden oluşur ve bunların toplamından Toplam Uyum Puanı elde edilir. Ölçeğin 2. bölümü, CBCL / 4-18 ile paralellik göstermekte ve "Öğretmenlerine ve diğer okul personeline karşı gelir" gibi 118 problem maddesinden oluşmaktadır. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0,1 ve 2 olarak derecelendirilir. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur (Achenbach 1991b). Ölçeğin 1983 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Füsun Akkök ve arkadaşları tarafından çevrilmiş, 712 yaş grubu erkek çocukları için uyarlanmış ve standardizasyon çalışmaları yapılmıştır (Akkök ve ark 1988; Akkök ve Askar 1989). Ölçeğin 1991 formu Neşe Erol tarafından 1992 yılında yeniden gözden geçirilmiş ve ölçeğin eski ve yeni formları arasındaki farklılıklar belirlenmiştir. Akkök ve Askar tarafından ölçeğin formatında yapılan bazı düzenlemeler ve değişiklikler, ölçeğin orjinaline uygun olarak yeniden yazılmıştır. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle 20 öğretmene uygulanarak alanda uygulama yapılmıştır. Ölçek, 49 öğrencinin öğretmenine 15 gün ara ile 2 kez uygulanarak Türkçe test-tekrar test güvenirliği hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Problemde .88 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2340 çocuk ve gencin puanları üzerinden elde edilen Cronbach Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .87 olarak bulunmuştur. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem katsayıları ise; il merkezinde .87, ilçede .87 ve köyde .86 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir. 4) 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği (Youth Self-Report / YSR): 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği bu yaş grubu gençlerin yeterlik alanları ve 28 sorun davranışlarını kendi verdikleri bilgiler doğrultusunda standart biçimde değerlendirmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock tarafından 1987 yılında geliştirilmiştir. Ölçek CBCL/4-18'deki yeterlik ve sorun davranışlarla ilgili maddelerle parelellik göstermektedir. Ancak, maddeler 1. şahıs olarak yazılmıştır. YSR, 17 yeterlik ve 112 problem maddesinden oluşmaktadır. Örneğin "Dikkatimi toplamakta güçlük çekerim" gibi. Yeterlik ile ilgili maddeler, gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı spor ve spor dışı etkinlikleri, bu konulardaki becerilerini, evde ya da ev dışında yaptığı işlerin sayısı ve niteliğini kapsar. Derecelendirme katılımın miktarına göre yapılır. Ayrıca herhangi bir spor ya da sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri, kendi başına çalışma gibi sosyal alanlardaki işlevlerini belirler. Okuldaki başarı durumu ile ilgili maddeler de ölçekte yer almaktadır. Etkinlik ve Sosyallik alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde edilmektedir. Akademik konulardaki performansı değerlendiren maddeler Etkinlik ve Sosyallik alt testlerine eklenerek toplam yeterlik puanı içinde değerlendirilmektedir. Ölçekte, Yeterlik ile ilgili maddelerin yanı sıra 2. sayfada açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar gencin herhangi bir hastalığı, fiziksel rahatsızlığı ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, okul ile ilgili kaygı ve sorunları, okul dışı alanlardaki kaygı ve sorunları ile en beğendiği özelliklerine ilişkin bilgilerdir. Ölçeğin 2. bölümü ise, CBCL / 4-18 ve Öğretmen Bilgi Formu ile paralellik göstermektedir. 89 problem maddesi her üç ölçektede ortaktır. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gamlandırılır. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. YSR'de CBCL/418'de olmayan ve sadece erkekler için puanlanan "Yıkıcı Davranışlar" alt testi vardır (Achenbach 1991c). CBCL/4-18 de ayrıntılı çeviri çalışmaları yapıldığı için YSR'deki yeni maddeler Neşe Erol ve Refıa Palabıyıkoğlu tarafından ayrı ayrı çevirilmiş, çeviriler karşılaştırılmış, benzerlik ve farklılıklar gözden geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dil bilimci tarafından gözden geçirilmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Sonraki aşamada ölçek 15 gence uygulanarak anlaşılırlığı test edilmiştir. Ölçeğin test-tekrar-test güvenirliği bir hafta ara ile 60 gence iki kez uygulanarak hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .81, Toplam Problem'de ise .82 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2206 gencin puanları üzerinden elde edilen Cronbach Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .80, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .89 olarak bulunmuştur. Ölçeğin il, ilçe ve köyde iç tutarlılığını belirlemek üzere çocukların puanları üzerinde Cronbach alpha katsayıları hesaplanmış ve Toplam Problem il merkezinde .89, ilçede .88 ve köyde .89 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanılabildiğini göstermektedir. Görüşmeciler Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında ve Devlet Hastanelerinde çalışan psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, hemşire ve ebe olmak üzere toplam 171 kişi katılmıştır. Görüşmeciler örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme büyüklüklerine oranlı olarak seçilmiştir. Görüşmecilerin çoğunluğu araştırmanın örneklemini oluşturan yerleşim birimlerinde görev yapan sağlık çalışanlarıdır. Araştırmanın alan uygulaması Aralık 1995-Mayıs 1996 tarihleri arasında yapılmıştır. Her ilde yaklaşık 2 ayı kapsayan alan çalışması sırasında görüşmeciler Sağlık Bakanlığınca sadece bu işle görevlendirilmişlerdir. Tüm görüşmeciler Ankara'da bir hafta süreyle kuramsal ve uygulamalı eğitim almışlardır. Kuramsal eğitimde ölçeklerle ilgili bilgi verilmiştir. Uygulamalı eğitimde ise, rol oynama tekniği kullanılarak sorunlar tartışılmıştır. Uygulama Görüşmeciler, örnekleme çıkan hanelerdeki annelerle, çocuk ve gençlerin öğretmenleri ile ve gençlerle görüşme sırasında aşağıdaki süreci izlemişlerdir: Görüşmeciler yörenin sağlık çalışanları olduğu için, 29 bir çok bölgede uygulama yapmadan önce kişisel ya da yazılı olarak çalışmayı anlatmışlar ve ailelerden görüşme randevusu almışlardır. Görüşmeler genellikle hafta içinde mesai saatleri arasında yapılmıştır. Çalışan annelerle hafta sonları ya da mesai saatinden sonra görüşülmüştür. Görüşmeci, araştırmanın amacını aileye anlatmış, ailenin onayını aldıktan sonra gence ve öğretmene ulaşılarak her birinin onayı alınmış ve uygulama işlemine geçilmiştir. Görüşme yapılan kişilere isim, adres gibi özel bilgilerin gizliliği konusunda bilgi verilmiştir. Görüşme kabul edildikten sonra, görüşmeci öncelikle aileye hanehalkı soru formunu uygulamıştır. Daha sonra hanede yaşayan tüm çocuklara -fiziksel özürlü, çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezine başvuranlar dahil- yaşlarına uygun ölçekler uygulanmıştır. Uygulama sırasında çocuklardan birinci derecede sorumlu olan ebeveynden biri ile görüşülmüştür. Anne ya da babanın olmadığı durumlarda ise çocuktan sorumlu olan ve ona bakım veren diğer kişilerle görüşme yapılmıştır. Görüşmeci anneye CBCL/2-3 ve CBCL/4-18' in bir örneğini vererek ölçeği görmesini sağlamış diğer örneğinden de her bir maddeyi kendisi okuyarak cevaplayıcının yanıtlarını işaretlemiştir. Gençlerle ve öğretmenlerle uygulama sırasında öncelikle birlikte birkaç örnek yapılmış ve daha sonra ölçekleri kendilerinin doldurması istenmiştir. Eğer gencin okuma ile ilgili bir sorunu varsa annelerle yapılan uygulama süreci izlenilmiştir. Maddelerle ilgili cevaplayıcılardan gelebilecek herhangi bir soru görüşmeciler tarafından objektif olarak yanıtlanmış ve yorum yapmadan ve testte açıklanan bilgilerin dışına çıkmadan uygulama yapılmıştır. Ölçek öğretmenlerden bir hafta içerisinde geri alınmıştır. Görüşmenin sonunda, başvuru oranını belirlemek üzere, ailelere ve gençlere son 12 ay içerisinde psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine, çocuk kliniklerine, psikiyatr ve psikologlara, sağlık ocaklarına başvurup, vurmadıkları sorulmuş ve işaretleme yapılmıştır. İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından denetlendikten sonra Sağlık Bakanlığı'na gönderilmiştir. Formlar proje danışmanları ve merkez ekibi tarafından gözden geçirildikten sonra numaralandırılarak veri girişine hazır hale getirilmiştir. Eylül 1996 tarihinde veri girişi işlemi tamamlanmış ve kontroller yapıldıktan sonra analizlere başlanmıştır. Cevaplama Oranları ve Cevaplayan Kişiler Araştırmalardan elde edilen verilerin genel popülasyonu güvenilir ve geçerli biçimde temsil etmesinde; temsili örneklemin seçilmesinin yanısıra, değerlendirme araçlarının niteliği ve seçilen örneklemdeki kişilerin ölçekleri cevaplama oranı önemli göstergelerdir. Çalışmada, Türkiye genelinde hedef olarak belirlenen 5001 haneden, uygulama tarihleri arasında göç edenlerin olması, yeni binaların yapılması ya da eskilerin yıkılması gibi nedenlerle 4322 haneye ulaşılmıştır. Erişilen 4322 haneden, 65'inde uygun cevaplayıcının olmaması, 368'inin red etmesi nedeniyle 3889 hanede araştırma yürütülmüştür. Görüşme yapılan hanelerde 2-3 yaş grubunda 671 çocuk saptanmıştır. Bu çocukların 638'ine ölçek uygulanmıştır (cevaplama oranı %95.1). Ölçek uygulanamayan 33 (%4.9) çocuğun yaşadığı hane görüşmeyi reddetmiştir. Ayrıca, 3 ölçekte 8'den fazla madde boş bırakıldığı için ölçekler analizden çıkarılmıştır. Dolayısıyla CBCL/2-3 'ün cevaplama oranı % 94.6 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin 606' sı (%95.4) anneler, 13 ü (%2.0) babalar, 16' sı (%2.5) ise diğer kişiler tarafından cevaplandırılmıştır. Görüşme yapılan 3889 hanede 4-18 yaşlar arasında toplam 5344 çocuk ve gencin yaşadığı saptanmıştır. Çocuk ve gençlerden 4525'ine (%84.7) ölçek uygulanmıştır. Ancak 8'den fazla madde işaretlenmediği için 37(%.8) ölçek analizden çıkarılmıştır. CBCL/4-18'in cevaplama oranı %83.9 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin 4382'si (%97.6) anneler, 80'i (%1.8) babalar, 26'sı (%.6) ise diğer kişiler tarafından cevaplandırılmıştır. Öğretmen Bilgi Formu'nun cevaplama oranı %87.7'dir. Bu ölçek sınıf öğretmenleri tarafından doldurulmuştur. YSR/11-18'in cevaplama oranı %79'dur. Ölçek gençler tarafından doldurulmuştur. İstatistiksel İşlem Verilerin analizi SPSS for Windows 6.0 kullanılarak yapılmıştır. Ölçeklerden elde edilen yeterlik ve problem puanlan ile temel demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek üzere varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Post-hoc karşılaştırmalar Scheffe yöntemiyle yapılmıştır. Anlamlılık p<.01 düzeyinde değerlendirilmiştir. Ölçeklerin grup ortalamalarını karşılaştırmak için; 2 cinsiyet (erkek, kız) x 2 yaş (4-11,12-18) x 3 yerleşim yeri tipi (il, ilçe, köy) x 5 bölge (Batı, Güney, Orta, Kuzey', Doğu) ANOVA deseni kullanılmıştır. Yaş değişkenleri için; 2-3 yaş grubunda 2 ve 3, 4-18 yaş grubunda 4-11 ve 12-18, Öğretmen Bilgi Formu'nda 5-11 ve 12-18, Gençler İçin Kendini 30 Değerlendirme Ölçeğinde 11-14 ve 15-18 gruplamaları yapılmıştır. CBCL/4-18'de 4-5 yaş grubu çocuklarda yeterlik ile ilgili alt testler, testin orijinalinde de değerlendirilmediği için analizlerden çıkarılmıştır. + Sorunlu olan çocukları sorunlu olmayanlardan ayırt etmek için öncelikle ham puanlar T standart puanına dönüştürülmüştür. Ham puanların standart puana çevrilmesinde ortalama 50, standart sapma 10 olarak kabul edilmiştir. Daha sonra Toplam Problemin görülme sıklığı sınır ve klinik düzeyde belirlenmiştir. Genel olarak, ortalamanın 1 standart sapma üstü sınır, 1.5 standart sapma üstü klinik düzey olarak belirlenmiştir. BULGULAR Bu bölümde, 2-3 yaş ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden, öğretmenlerinden ve kendilerinden elde edilen bulgular; yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenlerine göre ele alınacaktır. Ayrıca cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre Toplam Problemin görülme sıklığına yer verilecektir. DENEKLER 1) 2-3 Yaş Grubu Denekler Örneklemi oluşturan 635 çocuğun yaş, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre dağılımı ile ölçeği cevaplayan kişilerin dağılımı Tablo 3.1'de gösterilmiştir. Tablo 3.1'de izlendiği gibi, denekler 313 (%49.3) erkek, 322 (%50.7) kız olmak üzere toplam 635 çocuktan oluşmuştur. Çocukların 260'sı (%40.9) 2 yaş, 375'i (%59.1) 3 yaş grubundadır. Yerleşim yeri tipine göre dağılım incelendiğinde çocukların 281'i (%44.3) il merkezinde, 139'u (%21.9) ilçede, 215'i (%33.9) ise köyde yaşamaktadır. Çocukların çoğunluğunun il merkezinde yaşadığı bunu köylerin izlediği görülmektedir. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde; çocukların 210'u (%33.1) Batı Anadolu, 102'si (%16.1) Güney Anadolu, 108'i (%17.0)OrtaAnadolu, 58'i (%9.1) Kuzey Anadolu ve 157'si (%24.7) Doğu Anadolu bölgesinde yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna bağlı olarak oranlarda farklılık izlenmektedir. Tablo 3.1: 2-3 Yaş Grubu Çocukların Demografik Özellikleri Demografik Özellikler N % Cinsiyet Erkekler 313 49.3 Kızlar 50.7 322 Toplam 100.0 635 Yıl OlarakYaş 2 40.9 260 3 375 59.1 Yerleşim Yeri 11 281 44.3 ilçe 139 21.9 Köy 215 33.9 Bölgeler Batı 210 33.1 Güney 16.1 102 Orta 17.0 108 Kuzey 9.1 58 Doğu 24.7 157 Cevaplayan kişiler Anne Baba 1 Diğer 606 13 16 95.4 2.0 2.5 31 Sorun davranışlar: 2-3 yaş grubu çocukların cinsiyete göre her bir alt test ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problemden aldıkları ham puan ve T puanların ortalama, standart sapma ve standart hataları Tablo 3.2'de gösterilmiştir. Tablo 3.2 'de izlendiği gibi, cinsiyet değişkeni ele alındığında; Anksiyete/Depresyon, Sosyal İçe Dönüklük, Uyku Sorunları, Somatik Sorunlar, Saldırgan Davranışlar, Yıkıcı Davranışlar alt testleri ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problem puanında kız ve erkek çocuklar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Yaş değişkeni dikkate alındığında da; 2 ve 3 yaş arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Tablo 3.2: 2-3 Yaş Grubu Çocuklarda Sorun Davranışların Cinsiyete Göre Dağılımı Erkekler Kızlar Sorun Davranışlar Toplam 313 322 635 N= Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama 6.1 6.6 6.4 Standart Sapma 3.8 3.7 3.7 Standart Hata .2 .2 .1 T Puanı Ortalama 58.2 57.0 57.6 Standart Sapma 8.1 8.3 8.2 Standart Hata .5 .5 .3 Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama 4.7 4.7 4.7 Standart Sapma 3.8 3.9 3.9 Standart Hata .2 .2 .2 T Puanı Ortalama 57.0 56.7 56.8 Standart Sapma 8.1 8.2 8.3 1 Standart Hata .5 .5 Uyku Sorunları Ham Puan 3.0 Ortalama 3.0 3.0. 2.4 2.6 Standart Sapma 2.7 Standart Hata .2 .1 .1 T Puanı 53.2 53.4 Ortalama 53.6 5.5 Standart Sapma 6.4 5.9 .3 .2 Standart Hata .4 Somatik Sorunlar Ham Puan 3.8 3.7 Ortalama 3.6 3.1 2.9 Standart Sapma 2.8 Standart Hata .2 .2 .1 T Puanı Ortalama 57.1 56.9 56.6 7.3 Standart Sapma 7.5 7.2 Standart Hata .4 .3 .4 Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama 9.7 9.4 10.1 6.4 Standart Sapma 6.2 6.6 Standart Hata .3 .3 .4 T Puanı 55.6 Ortalama 56.1 55.1 8.1 7.4 Standart Sapma 8.7 Standart Hata .5 .4 .3 Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata 3.8 3.3 .2 3.7 3.1 .2 3.8 3.2 .1 53.8 5.9 .3 53.4 5.6 .3 53.5 5.7 .2 10.8 6.9 .4 11.3 6.7 .4 11.1 6.9 .3 54.4 11.5 .7 55.2 11.4 .6 54.8 11.5 .5 13.9 9.2 .5 13.1 8.5 .5 13.5 8.8 .4 51.3 10.9 .6 50.4 10.0 .6 50.9 10.5 .4 41.1 23.6 1.3 41.1 22.2 1.2 41.1 22.9 .9 53.4 11.5 .7 53.4 10.9 .6 53.4 11.2 .4 Sorun davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.3 'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde, anneler tarafından doldurulan 6 alt test ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha yüksek görüldüğü bildirilmiştir. Tablo 3.3: 2-3 Yaş Grubu Sorun Davranışlar N= Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Çocuklarda Soruıı Davranışların Y srleşim Yeri Tipine Göre Dağılu Toplam Köy İl Merkezi İlçe 139 215 635 281 7.0 3.7 .2 5.2 3.8 .3 6.3 3.6 .2 6.4 3.7 .1 58.7 8.5 .5 55.5 7.9 .7 57.5 7.7 .5 57.6 8.2 .3 33 Sorun Davranışlar N= Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Uyku Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata İl Merkezi 281 İlçe 139 Köy 215 Toplam 635 5.3 4.1 .2 3.6 3.9 .3 4.7 3.5 .2 4.7 3.9 .2 58.1 8.6 .5 54.6 7.9 .7 56.7 7.6 .5 56.8 8.2 .3 3.5 2.7 .2 2.7 2.5 .2 2.4 2.3 .2 3.0 2.6 .1 54.4 6.9 .4 52.9 5.3 .4 52.4 4.6 53.4 5.9 .2 4.3 3.1 .2 3.1 2.8 .2 3.2 2.8 .2 3.7 2.9 .1 58.4 7.7 .5 55.5 6.9 .6 55.8 6.9 .5 56.9 7.3 .3 10.8 6.4 .4 8.5 6.6 .6 9.2 6.1 .4 9.7 6.4 .3 56.6 8.5 .5 54.7 8.3 .7 54.8 7.1 .5 55.6 8.1 .3 4.4 3.2 .2 3.2 3.1 .3 3.4 3.2 .2 3.8 3.2 .1 54.4 6.1 .4 52.8 5.2 .4 52.9 5.5 .4 53.5 5.7 .2 12.3 6.9 .4 8.8 7.0 .6 10.9 6.3 .4 11.1 6.9 .3 56.9 11.1 .7 50.6 12.1 1.0 54.8 10.8 .7 54.8 11.5 .5 34 Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata 15.1 8.8 .5 11.7 8.9 .8 12.6 8.5 .6 13.5 8.8 .4 52.9 10.1 .6 48.6 11.0 .9 49.7 10.2 .7 50.9 10.5 .4 46.1 22.3 1.3 35.1 24.5 2.1 38.4 21.2 1.4 41.1 22.9 .9 56.0 10.3 .6 50.1 12.4 1.1 52.1 10.8 .7 53.4 11.2 .4 Sorun davranışların Bölgelere göre dağılımı Tablo 3.4'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım incelendiğinde; Anksiyete/Depresyon, Saldırgan Davranışlar alt testleri ile Dışa Yönelim Sorunları ve Toplam Problemin Batı, Güney ve Orta Anadolu'da, Uyku Sorunlarının ise, Batı Anadolu'da yaşayan çocuklarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Tablo 3.4 : 2-3 Yaş Grubu Sorun Davranışlar N= Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Uyku Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Çocuklarc a Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı Güney Orta Kuzey Doğu Batı 210 102 108 58" 157 Toplam 635 6.7 3.6 .2 6.8 4.2 .4 6.8 3.6 .3 4.9 3.4 .4 5.9 3.6 6.4 3.7 .1 58.2 8.2 .6 58.6 9.7 .1 58.1 8.6 .8 54.9 6.5 .9 56.9 7.2 .6 57.6 8.2 4.8 3.9 .3 4.9 4.6 .5 4.9 3.7 .4 3.7 3.2 .4 4.7 3.6 .3 4.7 3.9 .2 56.9 8.5 .6 57.2 9.3 .9 57.0 8.0 .8 55.1 6.9 .9 57.1 7.8 .6 56.8 8.2 -> 3.6 2.8 .2 2.6 2.3 .2 3.0 2.7 .3 2.2 2.3 .3 2.6 2.3 .2 3.0 2.6 .1 54.7 6.9 .5 52.7 4.7 .5 53.4 7.1 .7 51.9 4.6 .6 52.6 4.2 -> 53.4 5.9 .2 .J 35 Sorun Davranışlar N= Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma ' Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata Batı 210 Güney 102 Orta 108 Kuzey 58 Doğu 157 Toplam 635 4.0 3.0 .2 3.5 2.9 .3 3.5 2.6 .3 2.7 2.2 .3 3.8 3.3 .3 3.7 2.9 .1 57.6 7.6 .5 56.7 7.5 .7 56.5 6.5 .6 54.6 5.7 .8 57.1 7.9 .6 56.9 7.3 10.1 6.1 .4 10.6 6.9 .7 11.2 7.1 .7 7.7 5.3 .7 8.5 5.9 .5 9.7 6.4 .3 55.8 7.7 .5 56.7 8.9 .9 57.7 10.2 .1 53.1 4.9 .6 54.2 6.8 .5 55.6 8.1 4.1 3.3 .2 3.8 3.3 .3 4.1 3.6 .3 3.3 2.8 .4 3.3 2.9 .2 3.8 3.2 .1 54.0 5.9 .4 53.7 5.9 .6 54.2 6.8 .7 52.4 4.8 .6 52.7 4.8 .4 53.5 5.7 .2 11.6 6.7 .5 11.7 7.9 .8 11.6 6.7 .6 8.7 6.1 .8 10.6 6.6 .5 11.1 6.9 .3 55.8 10.9 .8 55.4 12.6 1.3 56.0 10.6 1.0 50.5 11.5 1.5 53.9 11.7 .9 54.8 11.5 .5 14.2 8.6 .6 14.4 9.5 .9 15.2 10.0 .1 11.0 7.2 .9 11.8 8.0 .6 13.5 8.8 .4 51.6 10.0 .7 51.8 11.1 1.1 52.9 11.6 1.1 48.0 9.3 1.2 48.8 9.9 .8 50.9 10.5 .4 43.3 22.6 1.6 42.6 25.2 2.5 44.4 23.4 2.3 32.5 19.1 2.5 38.2 21.7 1.7 41.1 22.9 .9 54.5 10.7 .7 54.0 12.0 1.2 55.1 10.8 1.0 49.0 10.8 1.4 51.8 11.4 .9 53.4 11.2 .4 36 2) 4-18 Yaş Grubu Denekler Ömeklemi oluşturan 4488 çocuk ve gencin yaş ve cinsiyete göre dağılımı Tablo 3.5'de, yerleşim yeri tipi, bölgeler ve cevaplayan kişilere göre dağılımı ise Tablo 3.6'da gösterilmiştir. Tablo 3.5'de izlendiği gibi, denekler 2293 (%51.2) erkek, 2195(%48.8) kız olmak üzere toplam 4488 çocuk ve gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 4-11 ve 12-18 olarak gruplandırılmıştır. Çocuk ve gençlerin 2286'sı (%51.1) 4-11 yaş, 2202'si (48.9) 12-18 yaş grubundadır. Bu çocuk ve gençlerin 1908'i (%42.5) il merkezinde, 1210'u (%27) ilçede ve 1370'i (%30.5) köyde yaşamaktadır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, çocukların 1615'inin (%36) Batı Anadolu, 665'inin (%14.8) Güney Anadolu, 846'sınm (%18.8)Orta Anadolu, 434'ünün (%9.7) Kuzey Anadolu ve 928'inin (%27.7) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçilmiş olduğundan, nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür. Görüşme yapılan toplam 2451 annenin yaş ortalaması 36.32 (Ss= 8.44)'dir. Annelerin eğitim düzeyine göre dağılımı incelendiğinde; 675'i (%27.5) okur-yazar değil, 137'si (%5.6) okur-yazar, 1198'i (%48.9) ilkokul mezunu, 160'ı (%6.5) ortaokul mezunu, 166'sı (%6.8) lise mezunu, 57'si (%2.3) üniversite mezunudur. 58 (%2.4) annenin eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Annelerin çoğunluğu ilkokul mezunudur. Babaların yaş ortalaması 39.87 (Ss= 8.8)'dir. Babaların eğitim düzeyine göre dağılımı incelendiğinde ise; 135'i (%5.8) okur-yazar değil, 75'i (%3.2) okur-yazar, 1376'sı (%58.9) ilkokul mezunu, 226'sı (%9.7) ortaokul mezunu, 302'si (%12.9) lise mezunu, 15l'i (%6.5) üniversite mezunudur. 72'sinin (%3.1) eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Babaların çoğunluğu da anneler gibi ilkokul mezunudur. Tablo 3.5: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Yaş Kızlar Erkekler Toplam N % N % N % 4 126 2.8 131 255 5.7 2.9 5 142 3.2 308 6.9 166 3.7 6 160 180 4.0 3.6 340 7.6 7 153 3.4 175 3.9 328 7.3 8 166 7.5 172 3.8 3.7 338 150 336 7.5 9 186 4.1 3.3 4 . 3 411 10 201 4.5 195 9.1 121 2.7 256 5.7 11 135 3.0 " 12 141 294 6.5 153 3.4 3.1 6.5 13 141 3.1 290 149 3.3 304 6.8 14 141 3.1 163 3.6 3.6 314 7.0 161 15 153 3.4 300 6.7 147 3.3 16 153 3.4 140 258 5.7 17 118 2.6 3.1 84 166 3.6 18 82 1.8 1.9 48.8 4488 100.0 2195 Toplam 2293 51.2 37 Tablo 3.6: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Demo grafik Özellikleri Demografik E r kekler K ı z1ar Değişkenler 4-11 12-18 4-11 12-18 1330 963 956 1239 Yerleşim Yeri 522 404 381 İl Merkezi 601 309 İlçe 345 272 284 Köy 385 406 291 288 Toplam 4488 1908 1210 1370 Bölge Batı Güney Orta Kuzey Doğu 493 177 245 122 291 319 173 190 110 178 470 179 213 109 264 333 136 198 93 195 1615 665 846 434 928 Cevaplayan Kişiler Anne Baba Diğer 1300 15 4 940 43 10 930 12 9 1212 10 3 4382 80 26 Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde yeterlik alanlarının yaş ve cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları hesaplanarak Tablo 3.7'de gösterilmiştir. Cinsiyet değişkeni ele alındığında; Toplam Yeterlik ile Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinden erkekler, Okul alt testinden ise kızlar daha yüksek puan almıştır. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde ise, Etkinlik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-12 yaş grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin ve yeterli olarak algılandığı görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı olarak değerlendirilmiştir (Tablo 3.7). Tablo 3.7. 6-18 Yaş Çocukların Yaş ve Cinsiyete Erkekler Yeterlik Alanları 6-11 12-18 N(b)= 1029 959 Etkinlik Ham Puan 3.8 Ortalama 3.3 2.2 Standart Sapma 2.1 Standart Hata(a) .07 .06 T Puanı 35.3 Ortalama 34.7 Standart Sapma 9.0 9.3 Standart Hata(a) .3 .3 Sosyallik Ham Puan Ortalama 5.6 5.9 1.5 Standart Sapma 1.6 Standart Hata(a) .05 .04 T Puanı 42.1 Ortalama 43.2 7.2 7.4 Standart Sapma .2 Standart Hata(a) .2 38 Göre Yeterlik Alanları Kızlar Toplam 12-18 6-11 3862 945 929 2.9 2.0 .06 3.6 1.8 .06 3.4 2.1 .03 33.7 8.4 .2 35.7 7.7 .3 34.8 8.7 .1 5.4 1.6 .05 5.4 1.6 .06 5.6 1.6 .02 42.9 6.9 .2 41.5 7.2 .3 42.4 7.2 .1 Okul Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 4.6 .9 .02 4.3 1.0 .03 4.7 .8 .02 4.6 .8 .02 4.6 .9 .01 44.6 6.6 .2 45.8 6.6 .2 42.6 6.8 .2 43.8 6.3 .2 44.2 6.7 .1 13.9 3.0 .09 14.5 3.1 .1 13.3 2.9 .09 13.9 2.9 .09 13.9 3.0 .04 37.9 7.2 .2 38.6 7.2 .2 36.8 6.3 .2 37.3 6.7 .2 37.6 6.9 .1 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir. •Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir. Yeterlik alanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.8'de gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği gibi; Toplam Yeterlikte ilçede yaşayan çocuklar il ve köyde yaşayan çocuklara oranla anneler tarafından daha yeterli olarak algılanmışlardır. Tablo 3.8: 6-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı Yeterlik A l a n l a r ı N(b)= İl Merkezi 1619 İlçe 1069 Köy 1174 Toplam 3862 3.6 2.0 .05 3.8 2.2 .07 2.8 1.8 .05 3.4 2.1 .03 35.7 8.5 .2 36.5 9.1 .3 32.2 7.8 .2 34.8 8.7 .1 5.4 1.6 .04 5.5 1.5 .05 5.8 1.6 .05 5.6 1.6 .03 41.8 7.4 .2 42.2 6.9 .2 43.4 7.1 .2 42.2 7.2 .1 4.5 .9 .03 4.6 .9 .03 4.5 .9 .03 4.6 .9 .02 44.1 6.7 .2 45.0 6.5 .2 43.5 6.8 .3 44.2 6.7 .1 Etkinlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyallik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Okul Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 39 Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 13.9 3.1 .1 14.3 3.1 .1 13.3 2.8 .1 37.9 7.1 .2 38.7 7.0 .3 36.3 6.2 13.9 3.0 .06 37.6 6.9 .0 .1 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir. * Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir. Yeterlik alanlarının bölgelere göre dağılımı Tablo 3.9'da gösterilmiştir. Toplam Yeterlikte Güney Anadolu'da yaşayan çocuklar diğer bölgelere oranla daha yüksek puan almışlardır. Tablo 3.9: 6-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı Yeterlik A l a n l a r ı N(b) Batı 1396 Güney 597 Orta 751 Kuzey 364 Doğu 754 Toplam 3862 3.4 2.0 .05 3.9 2.2 .09 3.3 2.0 .07 3.6 2.1 .1 3.1 2.1 .08 3.4 2.1 .03 34.8 8.4 .2 36.7 9.2 .4 34.5 8.3 .3 34.5 8.8 .5 33.4 8.8 .3 34.8 8.7 .1 5.6 1.6 .04 5.5 1.5 .06 5.5 1.6 .06 5.2 1.6 .09 5.8 1.6 .06 5.6 1.6 .03 42.5 7.2 .2 42.0 6.9 .3 42.4 7.2 .3 40.7 7.0 .4 43.5 7.3 .3 42.4 7.2 .1 4.5 .9 .03 4.6 .9 .05 4.7 .8 .03 4.6 .9 .06 4.5 .9 .04 4.6 .9 .02 43.6 6.9 .2 44.5 6.9 .J 45.0 6.1 .3 44.5 6.9 .4 43.6 6.8 .3 44.2 6.7 .1 13.7 3.0 .1 14.5 3.2 .2 13.8 2.9 .1 13.7 3.3 .2 13.9 2.9 .2 13.9 3.0 .06 37.3 6.9 .2 39.1 7.4 .4 37.4 6.5 37.2 7.4 .5 37.5 6.5 .4 37.6 6.9 .1 Etkinlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyallik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Okul Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) "I *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir. •Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orj inal inde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir. 40 Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaş ve cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları Tablo 3.10'da gösterilmiştir. Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde anneler erkek çocuklarını kızlara oranla daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise, İçe Yönelimde kız çocuk ve gençler, Dışa Yönelimde ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Ayrıca İçe Yönelim ve Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunlarında anneler erkek çocuklarında daha fazla sorun bildirmişlerdir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde; 4-11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Diğer bir deyişle yaş ilerledikçe Toplam Problemde azalma görülmektedir. Ayrıca Dışa Yönelim sorunlarında da yaş ilerledikçe azalma saptanmıştır. Buna karşılık İçe Yönelim sorunlarında yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Anksiyete/Depresyon, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunlarında yaşa bağlı bir değişiklik izlenmemiştir. Tablo 3.10: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Kızlar Erkekler Sorun Davranışlar Toplam 4-11 12-18 4-11 12-18 1330 963 1239 956 4488 N= Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan 3.3 2.7 Ortalama 2.5 2.8 2.6 2.4 3.3 2.7 Standart Sapma 2.5 2.7 Standart Hata(a) .07 .08 .06 .1 .04 T Puanı 55.9 55.7 Ortalama 56.1 55.2 55.9 7.2 7.2 7.4 7.4 7.0 Standart Sapma Standart Hata(a) .02 .2 .2 .2 .1 Somatik Sorunlar Ham Puan 1.5 .9 1.0 Ortalama .8 1.1 2.7 1.7 1.6 1.8 1.9 Standart Sapma Standart Hata(a) .2 .05 .04 .08 .02 T Puanı 53.8 53.8 54.1 53.3 Ortalama 53.9 6.5 6.3 6.7 5.7 Standart Sapma 6.3 Standart Hata(a) .2 .2 .2 .2 .1 Anksiyete/Depresyon Ham Puan 5.4 4.8 4.4 5.0 Ortalama 4.6 4.4 3.8 3.5 3.8 3.5 Standart Sapma Standart Hata(a) .1 .1 .1 .1 .05 T Puanı 56.4 56.7 56.6 56.6 Ortalama 56.7 6.9 6.9 6.5 6.8 7.2 Standart Sapma Standart Hata(a) .2 .2 .2 .2 • .1 Sosyal Sorunlar Ham Puan 2.0 1.5 1.8 1.4 Ortalama 2.1 1.8 2.2 1.9 2.0 Standart Sapma 1.6 Standart Hata(a) .05 .05 .05 .07 .02 T Puanı 53.1 53.8 54.3 53.5 Ortalama 54.1 4.8 5.7 5.4 6.1 Standart Sapma 6.1 .2 2 .2 .1 .08 Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan .6 .5 .5 .5 Ortalama .6 1.2 1.9 1.1 .9 Standart Sapma .9 Standart Hata(a) .02 .03 .02 .06 0! T Puanı 53.3 53.3 53.7 53.2 Ortalama 53.1 5.7 5.4 5.6 5.5 6.1 Standart Sapma 2 .2 .08 .2 Standart Hata(a) .2 41 Dikkat S o r u n l a r ı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik D a v r a n ı ş l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Cinsel Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 3.8 2.7 .07 3.7 3.1 .09 3.2 2.5 .07 2.9 3.1 .1 3.4 2.8 .04 54.8 5.8 .2 54.6 6.1 .2 55.7 6.4 .2 54.3 5.8 .2 54.9 6.1 .09 1.6 2.0 .05 1.4 2.0 .06 1.0 1.4 .03 .8 1.9 .06 1.2 1.9 .02 53.8 6.3 .2 52.9 4.9 .2 53.1 5.3 .2 52.0 3.7 .1 53.0 5.3 .07 7.0 6.0 .2 5.2 5.5 .2 5.7 5.3 .2 4.1 4.6 .1 5.7 5.5 .08 53.4 6.0 .2 52.9 5.6 .2 53.0 5.6 .2 52.4 5.1 .2 52.9 5.6 .08 .2 .6 .01 -- .2 .5 .01 - .2 .6 .008 51.8 5.4 .1 — — 51.8 5.2 .1 — - 51.8 5.3 .07 7.7 6.0 .2 8.0 6.3 .2 8.4 6.3 .2 54.2 10.2 .3 52.9 10.5 .3 53.8 9.4 .3 8.6 7.4 .2 6.6 7.0 .2 6.7 6.1 .2 48.0 10.5 .3 46.7 10.2 .3 47.3 10.0 .3 46.1 9.5 .3 47.1 10.1 .2 26.3 17.2 .5 22.7 17.4 .5 24.2 16.2 .5 21.9 15.7 .5 24.0 16.7 .2 51.2 10.2 .3 49.9 10.8 .3 50.8 10.0 .3 50.1 10.0 .3 50.6 10.2 .2 İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. 42 9.7 7.4 .2 8.4 6.5 .09 53.2 10.5 .3 53.6 10.2 .2 4.8 5.0 .2 6.9 6.7 .09 Yerleşim yeri tipine göre sorun davranışların dağılımı Tablo 3.1 l'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde; Toplam Problem, İçe Yönelim ve Dışa Yönelim ilde yaşayan çocuk ve gençlerde daha fazla bildirilmiştir. Sadece Suça Yönelik Davranışlar alt testinden köyde yaşayan çocuklar ilde yaşayanlar gibi yüksek puan almıştır. Tablo 3.11:4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine Göre Dağılımı Sorun D a v r a n ı ş l a r N= Sosyal içe Dönüklük Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Somatik S o r u n l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal S o r u n l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İl Merkezi 1908 İlçe 1210 Köy 1370 Toplam 4488 3.1 3.0 .07 2.5 2.6 .07 2.5 2.3 .06 2.7 2.7 .04 56.6 7.8 .2 55.0 7.1 .2 55.1 6.4 .2 55.7 7.2 .1 1.2 2.3 .1 1.0 1.7 .1 .8 1.5 .04 1.0 1.9 .03 54.4 6.8 .2 53.5 6.0 .2 53.1 5.6 .2 53.8 6.3 .09 5.4 4.0 .1 4.5 3.7 .1 4.4 3.5 .1 4.8 3.8 .06 57.6 7.2 .2 55.9 6.8 .2 55.9 6.3 .2 56.6 6.9 .1 2.1 2.7 .1 1.4 1.6 .5 1.6 1.7 .04 1.8 1.9 .03 54.6 6.4 .1 52.9 4.7 .1 53.5 5.3 .1 53.8 5.7 .09 .7 1.5 .03 .5 .9 .02 .4 .7 .02 .5 1.2 .02 54.0 6.2 .1 53.1 5.6 .2 52.5 4.8 .1 53.3 5.7 .09 43 Sorun D a v r a n ı ş l a r N= Dikkat S o r u n l a r ı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan D a v r a n ı ş l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Cinsel S o r u n l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İl Merkezi 1908 İlçe 1210 Köy 1370 Toplam 4488 3.9 3.1 .07 3.0 2.7 .08 3.1 2.5 .06 3.4 2.8 .04 55.9 6.5 .1 54.2 5.8 .2 54.2 5.4 .1 54.9 6.1 .09 1.5 2.2 .05 .9 1.5 .04 1.6 1.6 .04 1.2 1.9 .03 53.7 5.8 .1 52.2 4.7 .1 52.8 5.0 .1 53.0 5.3 .08 6.8 6.1 .1 4.9 5.3 .2 4.8 4.7 .1 5.6 5.5 .08 54.0 6.4 .1 52.4 5.2 .2 52.2 4.5 .1 53.0 5.6 .09 .2 .6 .01 .2 .5 .01 .1 .5 .01 .2 .6 .01 52.2 5.9 .2 51.3 4.7 .2 51.5 4.9 .2 51.8 5.3 .1 9.4 6.8 .2 7.8 6.5 .2 7.6 5.9 .2 8.4 6.5 .1 55.2 10.2 .2 52.6 10.0 .3 52.2 9.9 .2 53.6 10.2 .2 8.2 7.3 .2 5.8 6.3 .2 6.0 5.8 .2 6.9 6.7 .1 49.1 10.5 .2 45.3 9.9 .3 46.0 9.1 .2 47.1 10.1 .2 44 Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 27.7 17.8 .4 21.3 16.3 .5 21.1 14.4 .4 24.0 16.7 .3 52.8 10.2 .2 48.9 10.0 .3 48.9 9.9 50.6 10.2 .2 *SlI(a)=Ortalanıanın standart hatası. Bölgelere bağlı sorun davranışların dağılımı Tablo 3.12'de gösterilmiştir. Toplam Problem'de Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşayan anneler çocuklarının daha fazla sorun davranış gösterdiğini bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunlarından Batı, Güney, Orta ve Kuzey, Dışa Yönelim sorunlarından ise Batı ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yüksek puan almışlardır. Tablo 3.12. 4-18 Yaş Grubu Çocuk/Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı Sorun D a v r a n ı ş l a r N= Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal S o r u n l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 1615 Güney 665 Orta 846 Kuzey 434 Doğu 928 Toplam 4488 2.9 2.9 .07 2.7 2.7 .1 2.9 2.7 .09 2.1 2.1 .1 2.7 2.5 .08 2.7 2.7 .04 55.8 7.5 .2 55.7 7.5 .3 56.3 7.4 .3 54.0 5.7 .3 55.8 7.0 .2 55.7 7.2 .1 1.0 2.2 .05 1.0 1.9 .07 .9 1.7 .06 1.0 1.6 .08 1.1 1.8 .06 1.0 1.9 .03 53.7 6.3 .2 53.6 6.5 .3 53.5 6.0 .2 53.6 5.9 .3 54.2 6.4 .2 53.8 6.3 .09 5.1 4.0 .1 4.6 3.7 .1 5.0 3.8 .1 4.4 3.5 .2 4.4 3.6 .1 4.8 3.8 .06 57.1 7.2 .2 56.3 6.8 .3 57.1 6.9 .2 56.0 6.4 55.9 6.6 .2 56.6 6.9 .1 1.8 2.2 .06 1.7 1.8 .07 1.7 1.6 .06 1.7 1.6 .08 1.8 1.9 .06 1.8 1.9 .03 53.9 6.1 .2 53.7 5.6 .2 53.5 5.0 .2 53.6 4.8 .2 54.0 5.9 .2 53.8 5.7 .09 45 Sorun D a v r a n ı ş l a r N= Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dikkat S o r u n l a r ı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Cinsel Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 1615 Güney 665 Orta 846 Kuzey 434 Doğu 928 Toplam 4488 .6 1.6 .04 .5 .1 .04 .5 .9 .03 .5 .8 .04 .4 .9 .03 .5 1.2 .02 53.8 6.1 .2 53.3 5.6 .2 53.0 5.4 .2 53.0 5.3 .3 52.8 5.4 .2 53.3 5.7 .09 3.6 3.1 .08 3.6 2.9 .1 3.4 2.7 .1 3.0 2.5 .1 J.J 2.6 .09 3.4 2.8 .04 55.2 6.4 .2 55.4 6.5 .3 54.7 5.9 .2 54.0 5.2 .3 54.6 5.7 .2 54.9 6.1 .09 1.4 2.1 .05 1.3 1.9 .08 1.05 1.6 .06 .9 1.3 .06 1.2 1.6 .05 1.2 1.9 .03 53.4 5.6 .1 53.3 5.7 .2 52.4 4.6 .2 52.3 4.4 .2 53.1 5.4 .2 53.0 5.3 .08 6.1 5.8 .1 5.4 5.8 .2 5.6 5.4 .2 4.6 4.6 .2 5.6 5.3 .2 5.7 5.5 .08 53.3 6.0 .2 52.9 5.9 .2 52.9 5.5 .2 52.1 4.3 .2 52.9 5.2 .2 53.0 5.6 .09 .2 .6 .02 .2 .6 .03 .1 06 .03 .4 .4 .03 .1 .5 .02 .2 .6 .01 52.1 5.8 .2 52.2 5.7 51.3 4.7 .2 51.7 5.0 51.5 4.8 51.8 5.3 .2 .1 8.7 6.7 .2 8.2 6.6 7.4 5.8 8.1 6.4 8.4 6.5 . j 8.8 6.5 .2 .2 .1 54.3 9.9 .2 53.2 10.3 .4 54.2 10.1 .3 51.8 10.3 53.0 10.3 53.6 10.2 .5 .3 .2 .J 46 Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama 7.4 Standart Sapma 6.9 Standart Hata(a) .2 T Puanı Ortalama 47.9 Standart Sapma 10.3 Standart Hata(a) .3 Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama 25.4 Standart Sapma 17.5 Standart Hata(a) .4 T Puanı Ortalama 51.4 Standart Sapma 10.1 Standart Hata(a) .3 *SH(a)=Ortalamanm standart hatası. 6.7 7.2 .3 6.6 6.4 .2 5.6 5.4 .3 6.9 6.5 .2 6.9 6.7 .2 46.5 10.7 .4 46.9 9.7 45.4 9.3 .4 47.2 9.9 47.1 10.1 .2 23.4 17.1 .7 24.0 16.0 .6 21.1 14.8 .7 23.3 16.5 .5 24.0 16.7 .2 50.2 10.5 .4 50.8 9.9 .3 48.5 10.6 .5 50.1 10.2 -* .J 50.6 10.2 .2 Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arasındaki Etkileşim: Annelerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x bölge etkileşimi anlamlı bulunmuştur. Güney Anadolu bölgesinde yaşayan erkek çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır. Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim saptanmış ve Güney Anadolu'nun ilçelerinde yaşayan çocukların daha yeterli olduğu belirlenmiştir. Toplam Problemde cinsiyet x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim bulunmuş ve ilde yaşayan erkeklerin kızlara oranla daha yüksek puan aldığı saptanmıştır. Ayrıca, bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocuklar diğer bölge ve yerleşim yerlerine oranla daha sorunlu olarak bildirilmiştir. 3) 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Öğretmenler Tarafından Değerlendirilmesi Örneklemi oluşturan 2340 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.13'de, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre dağılımı Tablo 3.14'de gösterilmiştir. Tablo 3.13'de izlendiği gibi, denekler 1251 (%53.5) erkek, 1089(%46.5) kız olmak üzere toplam 2340 çocuk ve gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 5-11 ve 12-18 olarak gruplandınlmıştır. Çocukların 1431'i(%61.2) 5-11 yaş, 909'u (%38.8) 12-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 999'u (%42.7) il merkezinde, 682'si (%29.1) ilçede ve 659'u (%28.2) köyde yaşamaktadır. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu köyler izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 872'si (%37.3) Batı Anadolu'da, 366'sı (%15.6) Güney Anadolu'da, 511'i (%21.8) Orta Anadolu'da, 269'u (%11.5) Kuzey Anadolu'da ve 322'si (%13.8) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür. Tablo 3.13: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Kızlar Toplam Yaş Erkekler N % N N % .0 7 1 6 .3 5 47 1.0 24 1.0 23 6 5.5 128 256 7 128 5.5 5.8 285 6.4 136 8 149 5.7 285 133 152 6.5 9 306 147 6.3 10 159 6.8 4.6 245 11 137 5.9 108 194 12 94 4.0 100 4.3 3.4 178 4.2 13 99 79 47 % .3 2.0 10.9 12.2 12.2 13.1 10.5 8.3 7.6 14 15 16 17 18 Toplam 96 73 77 38 19 1251 4.1 3.1 3.3 1.6 .8 53.5 3.0 3.1 2.3 1.2 .4 46.5 71 73 53 27 10 1089 167 146 130 65 29 2340 7.1 6.2 5.6 2.8 1.2 100.0 Tablo 3.14: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgelere Göre Dağılımı Kızlar Erkekler Toplam 12-18 12-18 5-11 5-11 676 413 496 2340 755 Yerleşim Yeri İl Merkezi 190 279 203 327 999 165 143 682 ilçe 203 171 232 67 Köy 225 659 135 Bölge Batı 270 872 159 283 160 72 Orta 94 366 87 113 132 93 511 . Güney 172 114 45 Kuzey 81 269 80 63 44 322 Doğu 72 99 107 Okul ve Uyum İşlevlerinin Karşılaştırılması: Çocuk ve gençlerin "Okul ve Uyum İşlevi" puanlan yaş ve cinsiyet değişkenine göre Tablo 3.15'de gösterilmiştir. Kızlar, Toplam Uyum ile Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden erkeklere oranla anlamlı olarak daha yüksek puan almışlardır. Kızların öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Toplam Uyum ile Uygun Davranma ve Öğrenme alt testlerinde büyük yaş grubu kızları, küçük yaş grubuna oranla daha uyumlu olarak algılamışlardır. Erkeklerde ise yaşa bağlı bir değişim bildirmemişlerdir. Tablo 3.15. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanları Toplam Kızlar Erkekler Okul ve Uyum İşlevi 5-11 12-18 12-18 5-11 413 676 2340 496 N= 755 Okul Başarısı Ham Puan 3.2 2.9 3.0 2.9 Ortalama 2.9 .7 .7 .7 .8 Standart Sapma .7 .1 .2 .1 .1 Standart Hata(a) .0 T Puanı 45.5 47.8 47.2 49.3 Ortalama 46.9 7.4 7.3 7.6 7.1 Standart Sapma 7.3 .2 .3 .4 .2 .3 Standart Hata(a) Sıkı Çalışma Ham Puan 4.2 3.8 3.8 Ortalama 3.7 3.6 1.2 1.2 1.1 Standart Sapma 1.2 1.2 .02 .06 .04 Standart Hata(a) .04 .06 T Puanı 46.2 46.6 45.0 Ortalama 47.8 48.6 5.4 5.8 5.4 Standart Sapma 5.5 5.6 .3 .1 .2 Standart Hata(a) .3 .2 48 Uygun Davranma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 4.0 1.0 .04 4.1 1.0 .05 4.3 1.0 .04 4.6 1.1 .05 4.2 1.1 .02 48.9 4.8 .2 49.6 4.9 .2 45.9 5.4 .2 46.3 5.3 .3 47.3 5.6 .1 3.8 1.6 .04 3.8 1.2 .05 3.8 1.1 .04 4.3 1.1 .06 3.9 1.2 .02 46.0 6.3 .2 47.3 5.7 .3 44.2 6.5 .3 45.9 5.7 .3 45.7 5.9 .2 4.1 .9 .04 4.1 .9 .05 4.2 .9 .05 4.4 1.1 .06 4.2 1.0 .02 47.2 5.5 .2 47.1 5.9 .3 45.7 5.3 .2 47.7 6.3 .3 46.8 5.7 .1 15.5 3.6 .1 15.7 3.6 .2 16.2 3.5 .1 17.6 3.6 .2 16.1 3.7 .08 46.4 6.1 .2 47.6 5.3 .2 43.7 5.9 .2 45.6 5.8 .3 45.8 6.0 .1 Öğrenme Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Mutlu Olma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Uyum P u a n ı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Okul ve uyum işlevi puanlarının yerleşim yerine göre dağılımı Tablo 3.16'da gösterilmiştir. Öğretmenler, Toplam Uyum puanının il ve ilçelerde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Tablo 3.16: 5-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanlarının Dağılımı II Merkezi İlçe Köy Okul ve Uyum İşlevi 682 659 N= 999 Okul Başarısı Ham Puan 2.8 3.0 2.9 Ortalama .7 .7 .7 Standart Sapma Standart Hata(a) .1 .1 .0 T Puanı 46.5 47.2 47.9 Ortalama 7.6 7.4 7.3 Standart Sapma Standart Hata(a) .2 .3 .3 49 Sıkı Çalışma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Uygun Davranma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Öğrenme Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Mutlu Olma Hanı Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Uyum Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapına Standart Hata(a) 3.8 1.2 .03 3.9 1.1 .04 3.5 1.2 .05 46.8 5.8 .2 47.4 5.7 .2 45.4 5.6 .2 4.3 .03 ı.ı 4.3 1.1 .04 4.1 1.0 .04 47.4 5.6 .2 47.8 5.9 .2 46.5 5.3 .2 3.9 1.2 .04 4.1 1.1 .04 3.7 1.2 .04 45.9 6.2 .2 46.6 6.3 .2 44.6 5.9 .2 4.2 1.0 .03 4.2 1.0 .04 4.2 .9 .04 47.0 5.8 .2 47.0 6.0 .2 46.5 5.3 .2 16.3 3.6 .1 16.5 3.7 .1 15.4 3.6 .1 45.9 6.0 .2 46.5 6.0 .2 44.7 5.8 .2 *SH(a)=ortalamanın standart hatası Bölgelere göre Okul ve Uyum İşlevi puanlarının dağılımı Tablo 3.17'de gösterilmiştir. Bölgelere bağl dağılımda anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Tablo 3.17: 5-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerde Bölgelere Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanlarının Dağılımı Okul ve Uyum İşlevi N= Okul Başarısı Hanı Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 872 Güney 366 Orta 511 Kuzey 269 Doğu 322 2.9 .7 .0 3.0 .6 .1 2.9 .7 .0 3.0 .8 .1 2.9 .7 .1 46.8 7.4 .3 47.5 6.7 .4 47.2 7.3 47.7 8.4 .5 47.2 7.8 .4 50 .J Sıkı Çalışma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Uygun Davranma Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Öğrenme Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Mutlu Olma Haw Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Uyum Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 3.7 1.1 .04 3.8 1.1 .06 3.8 1.1 .05 3.8 1.3 .08 3.7 1.2 .07 46.3 5.5 .2 47.0 5.4 .3 47.0 5.7 46.5 6.7 .4 46.2 6.1 4.2 1.1 .04 4.3 1.0 .05 4.3 1.0 .05 4.3 1.1 .07 4.1 1.1 .06 47.1 5.6 .2 47.6 5.3 47.6 5.4 .2 47.5 6.1 .4 46.7 5.7 .3 3.9 1.1 .04 3.9 1.1 .06 4.0 1.1 .05 3.9 1.3 .08 3.8 1.3 .07 45.5 6.0 .2 46.0 6.0 .3 46.2 6.1 .3 45.8 6.9 .4 45.4 6.6 .4 4.2 1.0 .04 4.2 .9 .05 4.2 1.0 .05 4.4 1.1 .07 4.1 .9 .05 46.6 5.8 .2 46.7 5.4 -> 47.2 5.8 47.9 6.6 .4 46.1 5.0 .3 16.0 3.7 .1 16.3 3.5 .2 16.3 3.6 .2 16.3 4.1 .3 15.7 3.6 .2 45.4 5.9 .2 46.1 5.6 46.2 5.9 46.2 6.9 .4 45.2 6.0 -t 1 .0 *SH(a)=ortalamanın standart hatası Sorun Davranışların Karşılaştırılması: Sorun Davranışların yaş ve cinsiyet değişkeni ile ilişkisi Tablo 3.18'de gösterilmiştir. Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde öğretmenler erkek çocuklarını kızlara oranla daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almışlardır. Ayrıca İçe Yönelim ve Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunları ve Sosyal Sorunlardan erkek çocuklar daha yüksek puan almışlardır. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde; daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. 11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla 51 Tablo 3.18. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Sorun Davranışlar Erkekler Kızl ar Toplam 12-18 5-11 5-11 12-18 676 N= 755 496 413 2340 Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan 3.4 Ortalama 3.5 3.5 3.4 3.3 Standart Sapma 3.5 3.3 3.5 3.5 3.4 Standart Hata(a) .2 .1 .1 .07 .1 T Puanı Ortalama 56.8 58.0 58.0 57.7 57.9 Standart Sapma 6.7 8.7 8.9 8.0 8.2 Standart Hata(a) .3 .4 .2 .3 .3 Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama .9 .7 .8 .7 .8 Standart Sapma 1.7 1.8 1.6 1.7 1.8 Standart Hata(a) .07 .07 .06 .08 .04 T Puanı Ortalama 53.6 54.1 53.9 54.0 54.3 Standart Sapma 6.7 6.7 7.1 7.1 7.6 Standart Hata(a) .4 .3 .1 .3 .3 Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama 6.5 7.3 7.6 7.0 6.6 Standart Sapma 5.0 5.4 5.1 4.7 5.0 Standart Hata(a) .2 .3 .2 .1 .2 T Puanı Ortalama 60.2 59.6 60.1 60.6 60.8 7.4 Standart Sapma 7.1 7.8 6.7 7.3 Standart Hata(a) .3 .4 .2 .3 .3 Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 2.7 3.4 .1 2.4 3.1 .1 2.4 3.0 .1 2.1 2.7 .1 2.5 3.1 .1 56.3 7.4 .3 55.3 6.0 .3 55.8 6.5 .2 56.3 6.4 .3 55.9 6.7 .1 .8 1.4 .05 .7 1.2 .05 .8 1.3 .05 .8 1.2 .06 .8 1.3 .02 55.4 7.3 .3 55.1 7.0 .3 55.6 7.4 .3 55.5 6.9 .3 55.4 7.2 .1 9.1 8.0 .3 8.4 7.3 .3 7.6 7.2 .3 5.7 5.9 .3 7.9 7.4 .2 54.1 6.2 .2 53.3 4.8 .2 55.8 6.8 .3 54.8 5.5 .3 54.5 6.0 .1 52 Erkekler Sorun Davranışlar N= Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Flata(a) Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 5-11 755 12-18 496 5-11 676 Kız ar 12-18 413 Toplam 2340 1.6 2.2 .08 1.6 2.3 .1 1.1 1.8 .07 .8 1.6 .08 1.3 2.0 .04 55.0 6.7 .2 54.2 5.6 .2 55.4 7.1 .3 53.3 5.5 .3 54.6 6.4 .1 6.7 7.7 .3 5.6 7.2 .3 4.8 6.3 .2 3.7 5.2 .3 5.4 6.9 .1 54.4 6.1 .2 54.1 5.6 .2 55.6 6.3 .2 55.4 5.4 .3 54.9 6.0 .1 10.4 8.3 .3 10.3 7.9 .4 11.3 8.3 .3 11.5 8.7 .4 10.9 8.3 .2 58.0 10.8 .4 57.8 8.8 .4 58.3 9.8 .4 58.9 9.8 .5 58.2 9.9 .2 8.2 9.5 .3 7.2 9.1 .4 5.9 7.6 .3 4.5 6.5 .3 6.7 8.5 .2 52.3 8.6 .3 51.7 8.2 .4 54.0 8.4 .3 52.7 7.9 .4 52.7 8.4 .2 32.3 25.4 1.0 30.1 24.2 1.! 28.6 21.9 .8 24.8 20.3 .1 29.5 23.5 .5 54.1 9.7 .4 53.7 8.7 .4 56.1 9.7 .4 55.6 9.2 .5 54.8 9.4 .2 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.19'da gösterilmiştir. Öğretmenler, Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Dışa Yönelim sorunlarında yerleşim yerine bağlı bir farklılık izlenmemiş ancak, İçe Yönelim sorunları il ve ilçede daha yüksek olarak belirtilmiştir. Sorun D a v r a n ı ş l a r N= Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma , . Standart Hata(») T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Anksiycte/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Ilata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dikkat S o r u n l a r ı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik D a v r a n ı ş l a r Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Ilata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Mata(a) II Merkezi 998 İlçe 683 Köy 659 3.6 3.5 .1 3.4 3.4 .1 3.1 3.3 .1 58.2 8.5 .3 57.6 8.0 .3 57.0 8.0 .3 .9 1.8 .06 .8 1.8 .07 .6 1.4 .07 54.4 7.4 .2 54.2 7.3 .3 53.1 6.2 .2 7.4 5.1 .2 7.2 5.3 .2 6.1 4.6 .2 60.9 7.3 .2 60.5 7.6 .3 58.9 6.8 .3 2.5 3.2 .1 2.5 3.0 .1 2.4 3.0 .1 56.1 6.8 .2 56.0 6.5 .2 55.6 6.6 .3 .9 1.4 .04 .8 1.3 .05 .7 1.1 .04 55.8 7.4 .2 55.7 7.3 .3 54.6 6.6 .3 8.2 7.7 .2 7.3 7.0 .3 8.1 7.4 .3 54.9 6.4 .2 54.0 5.4 .2 54.5 6.1 .2 1.3 1.9 .06 1.3 2.0 .08 1.4 2.2 .08 54.5 6.3 2 54.5 6.1 .2 55.0 6.8 .3 54 Sorun Davranışlar N= Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) II Merkezi 998 İlçe 683 Köy 659 5.5 7.1 5.2 6.7 .3 5.3 6.8 .3 55.1 6.2 .2 54.8 5.7 .2 54.7 5.9 .2 11.6 8.5 .3 11.1 8.7 .3 9.5 7.4 .3 59.3 9.5 .3 58.3 10.3 .4 56.5 9.8 .4 6.8 8.7 .3 6.5 8.2 .3 6.7 8.5 .3 52.9 8.4 .3 52.7 8.1 .3 52.5 8.6 .3 30.7 24.3 .8 29.0 23.3 .9 28.1 22.3 .9 55.6 9.2 .3 54.5 9.6 .4 54.1 9.4 .4 9 *SH(a)=ortalamanın standart hatası Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.20'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde, öğretmenler Toplam Problem ile İçe Yönelim ve Dışa Yönelim sorunlarının Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da diğer illere oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Tablo 3.20: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı Kuzey Orta Batı Güney Sorun Davranışlar 366 511 269 N= 872 Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan 3.2 3.2 2.5 3.7 Ortalama 3.4 3.4 3.6 3.0 Standart Sapma 2 2 .2 .1 Standart Hata(a) T Puanı 57.4 57.2 55.6 Ortalama 58.5 8.2 7.2 7.8 Standart Sapma 8.7 Standart Hata(a) .3 .4 .4 .4 Somatik Sorunlar Ham Puan .7 .6 1.0 Ortalama .8 1.9 1.6 1.4 Standart Sapma 1.8 Standart Hata(a) .06 .1 .07 .08 T Puanı 53.5 53.2 Ortalama 54.2 54.7 6.2 6.8 7.8 Standart Sapma 7.1 .2 .4 .3 .4 Standart Hata(a) 55 Doğu 322 3.7 3.3 .2 58.4 7.9 .4 .9 1.7 .09 54.1 7.1 .4 Sorun Davranışlar N= Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) içe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 872 Güney 366 Orta 511 Kuzey 269 Doğu 322 7.3 5.0 .2 7.2 5.6 .3 6.8 4.8 .2 5.9 4.7 .3 7.1 4.9 .3 60.7 7.3 .2 60.4 8.0 .4 59.9 7.0 .3 58.6 7.1 .4 60.4 7.1 .4 2.6 3.3 .1 2.7 3.2 .2 2.1 2.6 .1 1.9 2.5 .2 2.8 3.5 .2 56.3 7.0 .2 56.4 6.9 .4 55.2 5.9 .3 54.7 5.7 .3 56.7 7.4 .4 .8 1.3 .05 .9 1.4 .07 .7 1.1 .05 .8 1.3 .08 .8 1.3 .07 55.4 7.3 .2 56.2 7.6 .4 55.1 6.6 .3 55.0 7.3 .4 55.4 7.3 .4 8.6 8.0 .3 7.5 7.3 .4 7.0 6.5 .3 6.6 6.5 .4 9.0 7.6 .4 55.2 6.8 .2 54.3 5.7 .3 53.6 4.7 .2 53.4 5.0 .3 55.3 6.4 .4 1.4 2.1 .07 1.4 1.9 .1 1.0 1.8 .08 1.2 1.8 .1 1.6 2.5 .1 54.8 6.7 . .2 55.0 5.9 .3 53.6 5.5 .2 54.2 5.8 .4 55.6 7.6 .4 5.6 7.4 .2 5.0 6.4 .3 4.8 6.1 .3 4.9 6.6 .4 6.4 7.4 .4 55.2 6.4 .2 54.7 5.5 .3 54.3 5.3 .2 54.4 5.7 .3 55.7 6.3 .4 11.5 8.4 .3 11.0 9.0 .5 10.4 7.9 .4 8.8 7.4 .5 11.2 8.2 .5 59.1 9.5 .3 57.8 10.9 .6 57.7 9.9 .4 55.5 10.3 .6 59.1 9.0 .5 56 Sorun Davranışlar N= Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 872 Güney 366 Orta 511 Kuzey 269 Doğu 322 7.0 9.1 .3 6.5 7.8 .4 5.8 7.4 .3 6.1 7.8 .5 8.0 9.5 .5 53.0 8.7 .3 52.5 8.2 .4 51.9 7.8 .3 52.0 8.2 .5 54.1 8.6 .5 31.3 24.9 .8 29.3 24.5 1.3 26.8 20.1 .9 24.8 20.5 1.3 32.8 24.7 1.4 55.8 9.3 .3 54.3 10.2 .5 53.6 9.2 .4 52.7 9.4 .6 56.6 8.7 .5 *SH(a)=ortalamanın standart hatası Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arası Etkileşim: Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; Toplam Uyum Puanında cinsiyet x yaş değişkenleri arasında etkileşim belirlenmiş, 12-18 yaş grubu kızlar 5-11 yaş grubu kızlardan daha yüksek puan alırken, erkeklerde yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Toplam problemde yaş x bölge arasında etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan küçük yaş grubu çocukların daha sorunlu olduğu bildirilmiştir. Öte yandan bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim olduğu, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocukların daha yüksek puan aldığı saptanmıştır. 4) 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Kendini Değerlendirmesi Örneklemi oluşturan 2206 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.21'de, yerleşim yeri ve bölgelere göre dağılımı Tablo 3.22'de gösterilmiştir. Tablo 3.21'de izlendiği gibi, denekler 1109 (%50.3) erkek, 1097(%49.7) kız olmak üzere toplam 2206 gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 11-14 ve 15-18 olarak gruplandırılmıştır. Gençlerin 1126'sı (%51.0) 11-14 yaş, 1080'si (%49.0) 15-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 932'si (%42.2) il merkezinde, 621'i (%28.2) ilçede ve 653'ü (%29.6) köyde yaşamaktadır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 819'u (%37.1) Batı Anadolu, 350'si (%İ5.9) Güney Anadolu, 368'i (%16.7) Orta Anadolu, 226'sı (%10.2) Kuzey Anadolu ve 443'ünün (%20.1) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu köyler izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür. 57 Tablo 3.21: 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Kızlar Yaş Erkekler Toplam N % N % N % 132 6.0 105 4.8 237 11 10.7 138 6.3 286 12 148 6.7 13.0 287 143 6.5 144 6.5 13.0 13 316 142 6.4 174 7.9 14.3 14 185 8.4 343 158 7.2 15.5 Î5 154 7.0 161 7.3 315 14.3 16 144 6.5 275 131 5.9 12.5 17 68 3.1 79 3.6 147 6.7 18 1097 49.7 1109 50.3 2206 Toplam 100.0 Tablo 3.22: 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Demografik Özellikleri Demografik Erkekler Değişkenler 11-14 15-18 11-14 528 598 511 Yerleşim Yeri İl Merkezi 249 218 235 145 ilçe 152 151 148 Köy 197 142 Bölge Batı Güney Orta Kuzey Doğu 224 88 86 68 132 180 92 87 59 93 198 80 96 52 102 Kızlar 15-18 569 Toplam 2206 230 173 166 932 621 653 217 90 99 47 116 819 350 368 226 443 Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Yeterlik alanlarının cinsiyet ve yaş değişkenine göre dağılımı Tablo 3.23'de gösterilmiştir. Tabloda izlendiği gibi, Toplam Yeterlik ile Sosyallik alt testinde erkekler, kızlardan daha yüksek puan almışlardır. Yaşa bağlı anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (Tablo 3.23). Tablo 3.23: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Yeterlik Alanlarının Dağılımı Kızlar Erkekler Toplam Yeterlik Alanları 11-14 15-18 11-14 15-18 521 564 509 2206 N= 593 Etkinlik Ham Puan Ortalama 3.3 3.2 3.3 3.5 3.3 Standart Sapma 1.6 1.7 1.7 1.7 1.7 Standart Hata(a) .04 .07 ..07 .07 .07 T Puanı Ortalama 39.2 39.3 38.9 39.4 39.9 Standart Sapma 9.1 9.1 9.6 9.9 9.7 .4 Standart Hata(a) .4 .2 .4 .4 Sosyallik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 6.6 1.6 .07 6.6 1.5 .08 6.0 1.5 .07 5.9 1.5 .07 6.2 1.6 .03 45.3 7.5 .3 45.6 7.4 .3 43.7 7.0 .3 43.3 6.9 .3 45.6 7.3 .2 58 Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 11.8 2.8 .1 12.2 2.4 .1 11.8 2.6 .1 11.1 2.3 .06 11.8 2.6 .07 40.7 9.6 .5 42.1 8.3 .5 40.9 8.2 .4 38.8 7.3 .5 40.7 8.7 .2 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Yeterlik puanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.24'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam Yeterlikte yerleşim yeri tipine bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir. Tablo 3.24. 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı İlçe Köy Yeterlik Alanları İl Merkezi Toplam 610 651 N= 926 2206 Etkinlik Ham Puan 2.9 Ortalama 3.4 3.6 3.3 Standart Sapma 1.6 1.7 1.7 1.6 Standart Hata(a) .05 .06 .07 .04 T Puanı 39.3 Ortalama 40.0 40.8 37.0 10.0 Standart Sapma 9.2 9.1 9.6 .4 .4 .2 Standart Hata(a) .3 Sosyallik Ham Puan 6.2 6.2 6.3 6.3 Ortalama 1.6 1.5 1.6 1.6 Standart Sapma .06 .03 .05 .06 Standart Hata(a) T Puanı 44.2 44.5 44.7 Ortalama 44.5 7.2 7.3 6.9 7-5 Standart Sapma Standart Hata(a) .2 .3 .3 .2 Toplam Yeterlik Ham Puan 11.5 11.8 Ortalama 11.8 11.9 2.7 2.6 2.6 Standart Sapma 2.5 Standart Hata(a) .1 .1 .2 .07 T Puanı 40.7 39.9 Ortalama 41.1 40.9 9.0 8.7 8.6 Standart Sapma 8.5 Standart Hata(a) .3 .4 .5 .2 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Yeterlik alanlannın bölgelere göre dağılımı Tablo 3.25'de gösterilmiştir. Gençler Toplam Yeterlikte bölgelere bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir. 59 Tablo 3. 25: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı Orta Kuzey Güney Batı Yeterlik Alanları 342 365 223 N= 818 Etkinlik Ham Puan 3.4 3.2 3.5 3.4 Ortalama 1.7 1.7 1.8 Standart Sapma 1.5 .09 .1 .09 Standart Hata(a) .05 T Puanı 39.5 38.7 40.2 40.0 Ortalama 9.7 10.2 9.6 Standart Sapma 8.9 .5 .6 Standart Hata(a) .6 .3 Sosyallik Ham Puan 6.4 6.3 6.2 Ortalama 6.3 1.6 1.6 1.6 Standart Sapma 1.5 .08 .1 Standart Hata(a) .09 .05 T Puanı 45.3 44.5 Ortalama 43.9 44.7 7.0 7.6 Standart Sapma 7.4 6.9 Standart Hata(a) 2 .4 .4 .5 Toplam Yeterlik Ham Puan 11.8 11.6 Ortalama 12.0 11.9 Standart Sapma 2.7 2.5 2.6 2.5 Standart Hata(a) .2 .2 .2 .1 T Puanı 41.5 40.7 40.2 Ortalama 41.2 8.2 Standart Sapma 8.4 8.8 9.1 .6 Standart Hata(a) .7 .4 .6 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Doğu 439 3.0 1.7 .08 37.6 9.9 .5 6.1 1.6 .08 43.7 7.7 .4 11.4 2.6 .2 39.3 8.8 .6 Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen Toplam Problem'de kız ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sorunların türüne bakıldığında, çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almıştır. İçe Yönelimi oluşturan Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Sorunlar ve Anksiyete/Depresyon alt testlerinde kızlar erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgu anne-babalardan elde edilen sonuçlarla tutarlılık göstermektedir. Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken, Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası farklılık bildirmemiştir. İçe Yönelim ve Dışa Yönelime girmeyen Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunlarında gençler cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir (Tablo 3.26). Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda yaşın etkisi farklı alt testlerde farklılık göstermektedir. Gençler yaş ilerledikçe, Toplam problemde artma olduğunu bildirmişlerdir. Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Sorunlar, Anksiyete / Depresyon, Dikkat Sorunları, Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlarda gençler yaş ilerledikçe sorunlarda artma bildirmişlerdir. Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Yıkıcı Davranışlarda gençler yaşa bağlı bir değişiklik belirtmemişlerdir (Tablo 3.26). 60 Tablo 3.26. 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Kızlar Erkekler Toplam Sorun Davranışlar 11-14 15-18 11-14 15-18 598 511 528 569 N= 2206 Sosyal içe Dönüklük Ham Puan 3.7 3.4 4.1 Ortalama 3.0 3.6 2.6 2.7 Standart Sapma 2.3 2.5 2.6 Standart Hata a) .1 .1 .1 .1 .05 T Puanı 55.1 53.2 Ortalama 53.3 55.0 54.2 7.2 Standart Sapma 5.7 5.5 7.6 6.6 .2 .2 .3 Standart Hata(a) .1 Somatik Sorunlar Ham Puan 1.9 2.0 2.2 Ortalama 2.6 2.2 2.3 2.5 2.7 2.7 Standart Sapma 2.6 Standart Hata(a) .1 .1 .1 .1 .06 T Puanı 52.8 53.4 Ortalama 53.7 53.8 53.4 5.4 6.1 5.7 Standart Sapma 6.6 6.0 .2 .2 Standart Hata(a) .3 .1 .J Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama 6.5 6.8 8.3 5.8 6.8 5.4 Standart Sapma 4.6 4.7 4.3 4.9 Standart Hata(a) .2 .2 .2 .2 .1 T Puanı 54.9 54.1 56.1 Ortalama 56.0 55.3 6.4 7.2 Standart Sapma 6.9 5.8 6.7 .3 .3 .3 Standart Hata(a) .1 Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama 2.6 2.4 2.5 2.6 2.5 2.1 Standart Sapma 2.2 2.2 2.1 2.0 Standart Hata(a) .09 .08 .1 .1 .05 T Puanı 54.0 Ortalama 53.9 53.3 53.8 53.8 Standart Sapma 6.1 5.6 6.1 5.9 5.9 .2 .3 .1 Standart Hata(a) .2 .2 Düşünce Sorunları Ham Puan 1.3 Ortalama 1.2 1.3 1.3 1.3 1.6 Standart Sapma 1.7 1.7 1.7 1.7 Standart Hata(a) .07 .06 .04 .07 .07 T Puanı 51.7 51.7 51.6 Ortalama 51.7 51.7 3.5 Standart Sapma 4.1 3.8 4.0 4.3 .2 .2 Standart Hata(a) .1 .1 .08 Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama 3.4 3.4 4.1 3.9 3.7 Standart Sapma 2.8 2.9 2.9 2.9 2.9 Standart Hata(a) .1 .1 .1 .1 .06 T Puanı Ortalama 52.1 52.9 52.5 53.3 52.7 Standart Sapma 5.2 5.4 5.4 4.7 5.2 | Standart Hafa(a) .2 .2 .2 .2 .1 'I -1 61 Sorun Davranışlar N= Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 11-15 598 Erkekler 15-18 511 Kızlar 11-15 528 Toplam 15-18 569 2206 1.8 2.2 .09 2.1 2.3 .1 1.4 1.7 .07 1.7 1.8 .08 1.8 2.0 .04 51.8 4.5 .2 52.4 4.9 .2 51.7 3.8 .2 52.1 4.3 .2 52.0 4.4 .09 5.9 4.9 .2 6.5 5.2 .2 5.3 4.7 .2 6.2 4.6 .2 6.0 4.9 .1 52.1 4.6 .2 52.5 5.2 .2 52.0 5.0 .2 52.5 4.9 .2 52.2 4.9 .1 2.5 2.8 .1 2.8 2.8 .1 - — - 2.7 2.8 .08 55.9 7.3 56.6 7.5 .3 - — - 56.2 7.4 .2 10.5 7.5 11.9 7.9 .3 12.1 8.1 .4 14.7 8.9 .4 12.3 8.3 .2 49.7 11.3 .5 51.7 11.4 .5 49.0 10.2 .4 52.0 10.5 .4 50.6 11.0 .2 7.7 6.6 .J 8.7 6.9 .3 6.7 5.8 .3 7.9 5.8 .2 7.7 6.3 .1 43.4 10.9 .4 44.9 11.0 .5 43.4 10.2 .4 45.8 10.0 .4 44.4 10.6 .2 29.8 20.5 .8 32.8 20.5 .9 30.5 20.2 .9 35.6 20.4 .9 32.2 20.5 .4 45.4 11.7 .5 47.2 11.6 .5 45.6 10.9 .5 48.5 10.3 .4 46.7 11.2 .2 1 *SH(a)=0rtalamamn standart hatası. 62 Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.27'de gösterilmiştir. İl ve ilçede yaşayan gençler Toplanı problem ve İçe Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almışlardır. Dışa Yönelim sorunlarından ise ilde yaşayan gençler daha yüksek puan almışlardır. Tablo 3.27: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine Göre Dağılımı ti Merkezi Sorun Davranışlar ilçe Köy 621 N= 932 658 Sosyal içe Dönüklük Ham Puan Ortalama 3.8 3.6 3.2 2.6 Standart Sapma 2.5 2.6 .1 Standart Hata(a) .08 .1 T Puanı 54.5 54.3 Ortalama 53.5 6.9 Standart Sapma 6.8 6.1 .3 Standart Hata(a) .2 .2 Somatik Sorunlar Ham Puan 2.4 2.2 Ortalama 1.8 2.7 2.6 Standart Sapma 2.4 .1 .08 Standart Hata(a) .09 T Puanı 53.8 53.6 Ortalama 52.8 6.0 Standart Sapma 6.2 5.7 .2 Standart Hata(a) .2 .2 Anksiyete/Depresyon Ham Puan 7.1 Ortalama 7.3 5.9 4.8 Standart Sapma 5.0 4.6 .2 .2 .2 Standart Hata(a) T Puanı 55.5 54.3 Ortalama 55.9 6.8 5.9 Standart Sapma 6.9 .3 .2 .2 Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar Ham Puan 2.4 2.4 Ortalama 2.7 1.9 2.2 2.2 Standart Sapma .08 .09 .07 Standart Hata(a) T Puanı 53.1 53.6 54.3 Ortalama 5.1 6.0 6.3 Standart Sapma .2 .2 .2 Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan 1.4 1.0 1.4 Ortalama 1.7 1.5 1.7 Standart Sapma .07 .06 .06 Standart Hata(a) T Puanı 51.2 51.9 51.9 Ortalama 4.1 3.4 4.2 Standart Sapma .2 .1 .1 Standart Hata(a) 63 Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) 4.2 3.0 .1 3.7 2.9 .1 2.9 2.7 .1 53.5 6.0 .2 52.6 5.0 .2 51.7 4.0 .2 2.0 2.0 .07 1.6 1.9 .08 1.6 2.1 .08 52.3 4.6 .1 51.7 4.1 .2 51.8 4.4 .2 6.7 4.9 .2 5.7 4.8 .2 5.1 4.8 .2 52.7 5.2 .2 52.1 4.8 .2 51.8 4.5 .2 2.9 2.8 .1 2.7 2.8 .2 2.3 2.6 .1 56.8 7.6 .3 56.2 7.5 .4 55.3 7.0 .4 12.3 8.3 .3 12.7 8.2 .3 10.7 8.0 .3 51.9 10.5 .3 51.1 10.5 .4 48.2 11.6 .5 8.7 6.3 .2 7.4 6.2 .2 6.8 6.3 .2 46.2 10.2 .3 43.8 10.4 .4 42.3 10.9 .4 35.3 20.3 .7 32.0 20.1 .8 27.8 20.5 .8 48.5 10.7 .3 46.8 10.7 .4 43.9 11.9 .5 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. 64 Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.28'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam Problem, İçe Yönelim ve Dışa Yönelimde bölgeler arası farklılık bildirmemişlerdir. Ancak, Suça Yönelik Davranışlarda Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerinde yaşayan gençler diğer bölgelere oranla daha fazla sorun bildirmişlerdir. Tablo 3.28 : 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı Sorun Davranışlar Batı Güney Orta Kuzey N= 819 350 368 226 Sosyal içe Dönüklük Ham Puan Ortalama 3.7 3.4 3.9 3.3 Standart Sapma 2.6 2.6 2.5 2.5 Standart Hata(a) .09 .1 .1 .2 T Puanı Ortalama 54.3 53.9 54.5 53.9 Standart Sapma 6.7 6.8 6.6 6.2 Standart Hata(a) .2 .4 .3 .4 Somatik Sorunlar Ham Puan 2.3 2.1 Ortalama 2.3 2.1 2.5 Standart Sapma 2.7 2.4 2.8 .1 Standart Hata(a) .1 .2 .1 T Puanı 53.4 53.4 Ortalama 53.6 53.5 Standart Sapma 5.9 6.3 5.1 6.5 .3 Standart Hata(a) .2 .3 .4 Anksiyete/Depresyon Ham Puan 6.7 7.1 Ortalama 7.3 6.2 5.0 4.8 Standart Sapma 5.0 4.5 .3 .3 Standart Hata(a) .2 .3 T Puanı 55.5 55.3 54.7 Ortalama 55.7 6.5 Standart Sapma 7.0 6.9 6.0 .2 .4 .3 .4 Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar Ham Puan 2.6 2.6 2.6 2.4 Ortalama 2.1 2.2 2.2 2.1 Standart Sapma .1 .07 .1 .1 Standart Hata(a) T Puanı 53.8 53.8 53.6 54.0 Ortalama 6.0 5.7 Standart Sapma 6.1 6.1 .4 .2 .3 .3 Standart Hata(a) Düşünce Sorunları Ham Puan 1.4 1.3 1.3 1.4 Ortalama 1.7 1.7 1.8 1.5 Standart Sapma .09 .1 .06 .08 Standart Hata(a) T Puanı 51.9 51.6 51.5 51.9 Ortalama 4.1 4.1 3.5 4.4 Standart Sapma .2 .3 .2 .2 Standart Hata(a) Dikkat Sorunları Ham Puan 3.3 3.7 3.7 4.0 Ortalama 2.9 3.0 3.0 3.1 Standart Sapma .2 .2 .2 .1 Standart Hata(a) T Puanı 52.7 52.6 52.3 53.3 Ortalama 5.0 5.0 5.0 Standart Sapma 5.9 .3 .3 .3 Standart Hata(a) .2 65 Doğu 443 3.4 2.6 .1 53.8 6.5 .3 2.0 2.6 .1 53.2 5.8 .3 6.3 4.7 .2 54.6 6.2 .3 2.3 2.0 .1 53.3 5.6 .3 1.0 1.5 .07 51.2 3.2 .2 3.3 2.6 .1 51.8 4.2 .2 Sorun Davranışlar N= Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Toplam Problem Ham Puan Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a) Batı 819 Güney 350 Orta 368 Kuzey 226 Doğu 443 2.0 2.2 .07 1.7 1.9 .1 1.6 1.9 .09 1.9 2.2 .1 1.5 1.7 .08 52.4 4.9 .2 51.8 4.2 .2 51.7 4.1 .2 52.3 4.7 .3 51.4 3.6 .2 6.6 5.0 .2 5.8 5.1 .3 5.9 4.6 .2 5.5 4.8 .3 5.4 4.6 .2 52.6 5.4 .2 52.3 5.3 .3 52.1 4.4 .2 51.9 4.4 .3 51.8 4.3 .2 2.8 2.8 .1 2.8 3.1 .2 2.5 2.3 .2 2.3 2.7 .2 2.6 2.8 .2 56.5 7.5 .4 56.5 8.0 .6 55.8 6.6 .5 55.5 7.1 .6 56.0 7.5 .5 13.0 8.4 .3 12.1 8.3 .4 13.0 7.8 .4 11.3 8.1 .5 11.4 8.2 .4 51.5 10.6 .4 50.1 11.5 .6 51.5 10.3 .5 49.3 11.5 .8 49.1 11.2 .5 8.5 6.5 .2 7.4 6.6 .4 7.5 5.9 .3 7.4 6.3 .4 6.9 5.9 .3 45.9 10.4 .4 43.5 11.0 .6 44.1 10.3 .5 43.4 10.9 .7 43.0 10.2 .5 34.5 21.2 .7 31.1 20.6 1.1 33.1 19.3 1.0 30.3 21.0 1.4 28.9 19.5 .9 47.9 11.0 .4 46.0 11.6 .6 47.3 10.7 .6 45.3 12.1 .8 45.0 10.8 .5 *SH(a)=Ortalamanın standart hatası. Yaş, Cinsiyet, Y e r l e ş i m Yeri Tipi ve Bölgeler A r a s ı n d a k i Etkileşim: Gençlerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x yaş değişkenleri arasında etkileşim anlamlı bulunmuştur. Büyük yaş grubu erkekler aynı yaş grubundaki kızlardan daha yüksek puan almışlardır. Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında da etkileşim bulunmuştur. Toplam Problemde ise, bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim anlamlı düzeydedir. 66 Sorun Davranışların Görülme Sıklığı: Preyelans çalışmaları belirli bir zaman dilimi içerisinde toplumda hangi alanlarda ve ne tür hizmete ihtiyaç duyulduğunu belirleyebilmek açısından önem taşımaktadır. Çalışmamızda farklı bilgi kaynaklarından elde edilen Toplam Problemlerin sınır ve klinik düzeyde görülme sıklığı Tablo 3.29'da gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği gibi, annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; 2 - 3 yaş çocuklarda son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik düzeyde %10.9 olarak belirlenmiştir. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yerleşim yeri tipine göre görülme sıklığı incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere oranla sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür. Annelerden elde edilen bilgilere göre; 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde %11.3'dür. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur (p<.01). Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Doğu, Batı, Güney ve Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01). Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01). Tablo 3.29: Sorun Davranışların Demografik Değişkenlere Göre Görülme Sıklığı (%) Demografik TRF CBCL/4-18 CBCL/2-3 YSR Değişkenler N=2340 N=635 N=4488 N=2206 Sınır Klinik Sınır Klinik Sınır Klinik Sınır Klinik Cinsiyet 1İ.7 17.6 Erkek 16.2 10.8 16.9 11.0 18.9 11.6 10.8 19.2 15.6 11.6 Kız 16.8 10.9 15.8 9.9 Yerleşim Yeri Tipi 12.9 17.7 19.5 11.7 İl Merkezi 20.0 11.0 16.3 12.7 11.1 17.6 18.6 10.9 İlçe 15.3 9.9 16.1 11.1 11.7 14.6 14.5 10.1 10.4 12.8 10.0 Köy 16.9 Bölgeler 12.3 19.9 11.9 16.9 Batı 19.0 10.9 16.9 12.2 11.1 18.0 16.7 11.0 Güney 17.7 10.3 16.5 12.6 11.5 18.1 15.0 11.7 17.2 11.1 Orta 17.7 10.9 10.6 15.0 19.0 12.3 15.4 10.4 Kuzey 16.2 10.1 13.4 10.1 18.3 17.9 10.7 15.6 11.0 17.4 Doğu 11.6 19.6 18.4 11.9 16.7 11.3 16.5 10.9 TOPLAM Başvuru Oranları: Epidemiyoloji çalışmalarının çocuk psikopatolojisi alanına en büyük katkısı, toplumda sorunu olan çocukların büyük bir kısmının yeterli yardımı alamadığını belirlemesidir (Verhulst 1995; Offord ve ark. 1987; Zahner ve ark 1992; McGee ve ark. 1995). Çalışmamızda, son 12 ay içerisinde çocuk ve gençlerin psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru durumları değerlendirilmiştir. Aileler 2-3 yaşlarındaki çocukları için hiç başvuruda bulunmamışlardır. 4-18 yaş grubunda ise 4 erkek ve 3 kız olmak üzere toplam 7 (%.2) çocuk ve genç için başvuru yapılmıştır. Çalışmamızda, gençlerin, 6'sı (3 erkek ve 3 kız) (%.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin 110'u (%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. 67 TARTIŞMA 2-3 Yaş Grubu Çocuklar 2-3 yaş grubu çocukların annelerinden elde edilen Toplam Problem puan ortalaması 41.1 olarak saptanmıştır. Bu yaş çocukların sorun davranışlarında cinsiyet ve yaşa bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. İlde yaşayan çocuklarda daha fazla sorun bildirilmiştir. Bölgelere bağlı değişimler incelendiğinde ise, Batı, Güney ve Orta Anadolu'da yaşayan çocuklarda anneler daha çok sorun bildirmişlerdir. Achenbach (1992), normal örneklemde 2-3 yaş grubu çocuğu olan 368 anneye Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği (CBCL/2-3) uygulamış ve Amerikan örnekleminde Toplam Problem puan ortalaması 34.4 olarak bulunmuştur. Hollanda'da 469 çocuğa uygulanan aynı ölçeğin Toplam Problem puan ortalaması 32.8 olarak saptanmıştır (Koot 1993). Larson ve arkadaşlarının (1988), Montreal-Kanada'da 3 yaş grubu 756 çocuğa uyguladığı CBCL/2-3'de, ortalama Toplam Problem puanı 32.9 olarak bulunmuştur. Örneklemimizden elde edilen ortalama puan diğer ülkelerde elde edilen ortalamalardan çok daha yüksektir. Bu sonuç, anne-çocuk etkileşimindeki sorunların çok erken dönemde başladığının bir göstergesidir. 2-3 yaş çocuklarında son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik düzeyde %10.9 olarak saptanmıştır. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yerleşim yeri tipine göre sıklık incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere oranla sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür. Kadına verilen değer, annenin toplum içindeki yeri ve statüsü, çocuk ruh sağlığında çok hassas bir ölçüttür. Güçlüklerin çok erken dönemde başladığının belirtilmesi, annelerin annelik rolünü daha sağlıklı yapabilmesi için eğitim, deneyim ve yeterli desteğe ne denli gereksinimleri olduğunu yansıtmaktadır. Sorunların, anne-baba-çocuk ilişkisini bozmadan ve davranış/duygusal sorunlar artmadan önce ele alınması koruyucu ruh sağlığı açısından önem taşımaktadır. Anne-babaya çocuğun yaşına özgü olabilecek genel gelişim ve gelişimsel güçlüklerle ilgili bilgi verilmesi, başa çıkma yöntemlerinin öğretilmesi, kaygı ve korkularının giderilmesi ilişkilerdeki güçlükleri büyük oranda azaltabilmektedir. Yalnızca anne babaya çocuk ile ilgili bilgi vermek ile yetinilmeyip, anne babanın kendileriyle, anne baba olmalarıyla ve genel beklentileriyle ilgili duygu ve düşüncelerini dinlemek ve onların güçlü yanlarını vurgulayıp farkettirerek destek sağlamak da önem kazanmaktadır (Stern 1995; Zeanah ve ark. 1997; Kağıtçıbaşı 1996, Erol ve ark. 1997b; Erol ve ark. 1997c ). 4-18 Yaş Grubu Çocuklar Yeterlik Alanları: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda yeterlik alanları incelendiğinde, Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde erkekler, Okul alt testinde ise kızlar daha yüksek puan almışlardır. Bu bulgulara dayanarak, annelerin erkek çocuk ve gençleri spor türü etkinlikler ile spor dışı ilgi alanlarına ve uğraşlara daha yatkın olarak algıladıkları görülmektedir. Anneler erkek çocuklarının daha çok sayıda arkadaşlarının olduğunu, arkadaşlarına fazla zaman ayırdıklarını ve daha sosyal olduklarını belirtmektedirler. Kız çocuk ve gençlerini ise, okul gibi akademik alanda daha başarılı ve çalışkan olarak değerlendirmekte ve kızların okula, derslere daha fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Sonuçlar Amerikan örneklemi ile karşılaştırıldığında Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde Amerikalı çocuklar Türk çocuklarından daha yüksek puan almışlardır. Okul alt testinde ise iki ülkenin çocuk ve gençleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ülkemizde çocuk ve gençlerimizin katılabileceği spor, müzik, resim, izcilik, folklor gibi çeşitli etkinlikleri düzenleyen kuruluşların yaygın olmaması, var olan kuruluşlara katılımın zaman ve ekonomik açıdan aileye yük getirmesi, okullarda bu gibi konulara yönelik çocuklara yeterince olanak sağlanamaması, toplumun, ailelerin bu alanlara verdiği değer iki ülkede farklılık göstermektedir. Ülkemizde aileler, daha çok akademik katılımı, dersleri desteklemekte ya da desteklemek zorunda bırakılmakta dolayısıyla ders dışı etkinliklere yeterince ağırlık verememektedirler. Oysa çalışmalar çocuk ve gençlerdeki yeterliğin koruyucu bir boyut olduğunu ve çocuğun gücünün, yeterliğinin güçlükleri ve sorunları azaltmada önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır (Cohen ve Kershner 1988). Günümüzde sınıflandırma sistemlerinde de yeterlik alanları, uyumlu davranışlar sistemli bir biçimde araştırılmaktadır. 68 Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Etkinlik, Sosyallik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-11 yaş grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin, sosyal ve yeterli olduğu görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı olarak algılanmıştır. Her iki cinsiyette de yaş ilerledikçe başarı düzeyinde azalma görülürken,bu azalma erkeklerde daha fazla kızlarda çok daha azdır. 12-18 yaş grubu kızlar ve erkekler karşılaştırıldığında kızlar erkeklere oranla okulda daha başarılı olarak değerlendirilmişlerdir. Yerleşim yeri tipine göre, anneler ilçede yaşayan çocukların daha yeterli olduğunu bildirmişlerdir. Bölgelere göre ise, Güney Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır. Sorun Davranışlar: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen Toplam Problem'de erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Bu bulgular daha önce ülkemizde yapılan bazı çalışmalarla da paralellik göstermektedir (Gökler ve Öktem 1985, Erol ve Özcebe 1988, Erol ve ark. 1988, Erol ve ark.1995). Ancak, Ankara'da 191 çocuğun incelendiği "Geçiş Toplumundaki İlkokul Çocuklarında Ruhsal Uyumsuzluk ve Görülme Sıklığı" isimli çalışmada kız ve erkek çocuklar arasında sorun davranışlar arasında farklılık bulunmamıştır (Sonuvar ve Yalın 1973). Diğer ülkelerde cinsiyetler arası farkın karşılaştırıldığı bazı çalışmalarda, Toplam Problemler erkeklerde kızlara oranla daha fazla bildirilirken (Bird ve ark. 1989, Offord ve ark. 1987, Rutter ve ark. 1970), bazı çalışmalarda ise fark belirtilmemiştir (Velez ve ark. 1989). Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda İçe Yönelim sorunlarında kız çocuk ve gençler, Dışa Yönelim sorunlarında ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Dışa Yönelim sorunları, diğer insanlarla olan çatışmaları yansıtırken, İçe Yönelim sorunları daha çok içsel sorunların ve sıkıntıların göstergesidir. Çalışmamızda, anneler kızlarda İçe Yönelim ile ilgili sorunlara ağırlık verirken kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir. Erkeklerde ise, Dışa Yönelim sorunları ve davranış özellikleri vurgulanmıştır. Hem kız hem de erkeklerden elde edilen İçe Yönelim puan ortalaması Dışa Yönelimden yüksektir. Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, Türk çocuklarının Amerikalı çocuklarla karşılaştırıldığı bir çalışmada (Achenbach ve Erol, yayınlanmamış çalışma), Türk çocuklarında İçe Yönelim, Amerikalı çocuklarda ise, Dışa Yönelim sorunları ağırlık kazanmıştır. İki grup arasında en belirgin farklılık Anksiyete/Depresyon alt testinde saptanmıştır. Benzer sonuçlar bir başka çalışmada da ortaya konmuştur. Hollanda'da yaşayan Türk işçi çocukları, Hollanda'lı çocuklar ve Ankara da yaşayan çocukların karşılaştırıldığı bir çalışmada, Türk çocuklarını Hollanda'lı çocuklardan ayıran en büyük farkın Anksiyete/Depresyon alt testinden kaynaklandığı saptanmıştır (Aslan ve ark. 1997). Bu konunun ayrıntılı olarak incelenmesinde yarar vardır. Kızlarda İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği uluslararası çalışmalarda da izlenmektedir (Verhulst 1995). Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sorunlarda azalma saptanmıştır. Buna karşılık, İçe Yönelimi oluşturan alt testlerden Sosyal İçe Dönüklük ve Somatik Sorunlarda yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Yaş ilerledikçe İçe Yönelimde artış görülmesi ve çoğunlukla kız çocuk ve gençlerde erkeklere oranla yüksek olması, normal grup içinde kızların risk altında olduğunu düşündürmektedir. Yerleşim yeri tipine göre değişmeler incelendiğinde, anneler bu yaş grubunda ilde yaşayan çocukları daha sorunlu olarak algılamışlardır. Bölgelere göre dağılım incelendiğinde ise, anneler Toplam Problemin Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda Kuzey Anadolu'ya oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları Doğu Anadolu dışındaki bölgelerde daha fazla görülürken, Dışa Yönelim sorunları sadece Batı ve Doğu Anadolu'da bildirilmiştir. Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde ise, %11.3'dür. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köyde yaşayanlara oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek olarak bulunmuştur. Çalışmamızda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde Toplam Problem'in klinik düzeyde görülme sıklığı %11.3 olarak belirlenmesine rağmen, psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk kliniği, sağlık ocağı ya da 69 çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru oranı %.2 olarak saptanmıştır. Çok düşük olan bu oran düşündürücüdür. Başvurunun bu kadar az olmasının nedeni, çocukların özelliklerinden ve davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yetişkinlerin kendi kişisel özellikleri, eğitim düzeyi, sıkıntıya katlanabilme eşikleri, inanç ve tutumları ile kültürel ve çevresel etkenlere de bağlanabilir. Bunun yanı sıra, yetişkinlerin, çocukların sorunlarını algılamaları, farkedebilmeleri, abartma ya da yadsımaları ile onları bildirmeye hazır olmaları da önemli rol oynamaktadır. Çocuk ya da gencin sorunlarını değerlendirirken, onların davranışının normal ya da normal dışı olduğunu belirleyen kişinin yetişkin olması ve yardım arama sürecine yetişkinin karar vermesi nedeniyle, ruh sağlığı konusunda anne-baba, öğretmen ve topluma yönelik eğitici programların yapılmasına büyük gereksinim olduğu görülmektedir. Ülkemizdeki çocuk ve gençlik ruh sağlığı ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile üniversitelerin işbirliği yaparak ve kaynaklarını bütünleştirerek çocuk, genç, aile ve öğretmen gibi geniş bir alana yönelik programlar hazırlayıp, toplumu bilinçlendirme görevini yerine getirmeleri, koruyucu ruh sağlığı hizmetleri açısından büyük önem taşımaktadır. Önleme çalışmaları kapsamında, çocuk ve gencin çevresinde onun yararına olabilecek düzenlemelerin yapılmasına, okul - aile işbirliğinin sağlanmasına, risk altındaki çocuk ve gençlerin erken dönemde tanınıp gerekli önlemlerin alınmasına ve yaşamın niteliğinin yükseltilmesine toplumumuzda büyük gereksinim duyulmaktadır. 5-18 Yaş Çocuk ve Gençlerin Öğretmen Bilgi Formu Okul ve uyum işlevleri: 5-18 yaş grubu çocuk ve geçlerin öğretmenlerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda, öğretmenlerin kızları erkeklere oranla daha uyumlu olarak algıladıkları görülmüştür. Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden kızlar erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Kızların öğretmenlerinin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Anne- babalar da, kız çocuklarını okulda daha başarılı ve çalışkan olarak algılamakta ve kızların okula, derslere daha fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Anneler ve öğretmenler arasında bu konuda benzerlik olduğu görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Öğrenme ve Toplam Uyumda 12-18 yaş grubu kızları 5-11 yaş grubu kızlardan daha uyumlu olarak algılamışlardır. Uygun Davranma ve Mutlu Olma alt testlerinden, 12-18 yaş grubu kız ve erkekler küçük yaş grubuna oranla öğretmenlerinden daha yüksek puan almışlardır. Yaş ilerledikçe öğrencilerin, öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Anneler de, yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha erkin, sosyal ve yeterli olduğunu belirtmişlerdir. Ancak anneler, öğretmenlerin tersine 6-11 yaş grubunu 12-18 yaş grubundan okulda daha başarılı olarak değerlendirmişlerdir. Öğretmenler il ve ilçede yaşayan çocuk ve gençlerde okul ve uyum işlevlerinin daha iyi olduğunu belirtmişler ancak, bölgeler arasında farklılık bulunmadığını bildirmişlerdir. Sorun Davranışlar: 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin öğretmenlerinden elde edilen Toplam Problem'de erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelimde erkekler ise Dışa Yönelimde daha yüksek puan almıştır. Görüldüğü gibi öğretmenler de anne-babalar ve gençler gibi kızlarda İçe Yönelim ile ilgili sorunlara ağırlık verirken, kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir. Erkeklerde ise Dışa Yönelik sorunlar ve davranış özellikleri her üç grupta da vurgulanmıştır. Kızlarda İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği hem anne baba hem de gençlerden elde edilen bilgilerle de uyuşmaktadır. Bu üçlü uyuşma uluslararası çalışmalarda da izlenmektedir (Achenbach ve ark. 1990d, Achenbach ve ark. 1990e, Verhulst ve ark. 1993). Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sonunlarda azalma saptanmıştır. Bu sonuçlar annelerden elde edilen sonuçlarla da parallellik göstermiştir. Yerleşim yeri tipine bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları il ve ilçede daha fazla görülürken, Dışa Yönelim Sorunlarında yerleşim yeri tipine bağlı bir değişme saptanmamıştır. Bölgelere göre dağılımda ise, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda daha fazla sorun belirtmişlerdir. Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır. 70 Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Doğu Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur Okullar, çocuk ve gençlerimize sosyal, toplumsal ve kültürel değerlerimizin yansıtıldığı son derece önemli öğretim kurumlarıdır. Okul, çocuk ve genç için çok özel bir gelişimsel ortamdır. Öğrenciler, burada başka bir ortamda görülemeyecek duygu ve davranışlar sergilerler. Okulda kazanılan sosyal beceriler ve derslere yönelik başarı, toplumların başarısında ve sağlıklı gelişiminde önemli adımlardır. Öğretmenler, çocuk ve gencin yaşamında anne babadan sonra gelen ikinci önemli kişilerdir. Annebabanın görme ve izleme olanağı olmadığı farklı eğitim ve deneyimin yaşandığı bir ortamda öğretmen, çocuk ve genci gözleme ve değerlendirme şansına sahiptir. Öğretmenler, okula giden çocuk ve gençlerin okula uyumunu ve okuldaki sorunlarını bilen ve çocukların yaratıcılığını ve başarılarını desteklerken sorunlarını farkedip sağlık kuruluşlarına gönderen kişilerdir. Kişilerarası ilişkilere dayanan okul ortamında öğretmenler, çocuk ve gençlerin okuldaki davranışları ile ilgili bilgi veren önemli bilgi kaynaklarıdır. Çocuk ve gencin sorunlarını erken dönemde farkeden ve erken müdahale için girişimde bulunan öğretmenin koruyucu ruh sağlığına katkısı çok büyüktür. 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği Sonuçlan Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Gençler, Toplam Yeterlikte yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre de gençler yeterlik alanlarında anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir. Sorun Davranışlar: 11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, Toplam Problem'de gençler, kız ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Diğer bir deyişle sorunların genel dağılımı cinsiyetler arası fark göstermemektedir. Oysa anne-baba ve öğretmenler erkekleri kızlara oranla daha sorunlu olarak algılamaktadır. Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgular anne-babalar ve öğretmenlerden elde edilen sonuçlarla da benzerlik göstermektedir. İçe yönelim sorunlarına giren çocukluk korkuları ile ülkemizde yapılan çalışmalarda da kız çocuk ve gençler, erkeklere oranla daha fazla korku bildirmişlerdir (Erol ve ark 1990; Erol ve Şahin 1995; Fonseca ve ark. 1994). Bu çalışmada, Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda, erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken, Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir. Oysa Saldırgan Davranışlar alt testinde anneler ve öğretmenler erkek çocuklarını kızlara oranla daha saldırgan olarak bildirmişlerdir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda gençler yaş ilerledikçe, Toplam Problemde artma olduğunu belirtmişlerdir. Oysa anne-babalar ve öğretmenler yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin Toplam Problem puanında azalma bildirmişlerdir. Burada her iki grubun değerlendirmesi arasında farklılık vardır. Gençlerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını algılamaları ve değerlendirmeleri, anne-baba ve öğretmenlerinden farklılık göstermektedir. Çalışmamızda gençler, anne-baba ve öğretmenlerinden daha fazla sorun bildirmişlerdir. Yabancı yayınlarda da benzer sonuçlar vurgulanmıştır (Achenbach ve ark. 1990a; Verhulst 1995) Bu sonuçlar anne-baba ve öğretmenlerin çocuklar büyüdükçe onları daha az tanıdıklarını ya da yaş ilerledikçe gençlerin kendilerini daha az ortaya koyduklarını göstermektedir. Gençler sorunların il ve ilçede daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Toplam Problemde bölgeler arası fark bildirilmemiş, ancak, Batı ve Kuzey Anadolu'da Suça Yönelik Davranışların daha fazla olduğu vurgulanmıştır. Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde % 19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde ilçe ve köylere oranla, Batı, ve Kuzey Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur. 71 Çalışmamızda, gençlerin 6'sı (3 erkek, 3 kız) (%0.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin 110'u (%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bu bulgular, toplumumuzda sorunu olan gençlerin büyük bir kısmının yeterli desteği alamadığını ve ülkemizde ruh sağlığı alanında karşılanamamış bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER Ülkemizde, 2-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının dağılımı ve bu dağılım içinden sorunların görülme sıklığı, genel popülasyonu temsil eden bir örneklem içinde çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda belirlenmiş ve toplumumuza özgü veri tabanı oluşturulmuştur. Çalışmamızda, genel dağılım incelendiğinde en fazla sorun davranış 2-3 yaş grubu çocuğu olan anneler tarafından bildirilmiştir. Elde edilen bu bulgu, anne-baba ve bebek etkileşimine yönelik olarak yapılacak erken müdahelelerin kritik bir dönem olan bebeklik döneminden başlamasının yararını ortaya koymuştur. Daha ileri yaşlarda, anneler çocuklarında daha az sorun davranış bildirmişlerdir. Öğretmenler, annelerden daha fazla sorun davranış ortaya koyarken, gençler, hem anne hem de öğretmenlerinin bildirdiğinden daha fazla sorun belirtmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında, 2-3 yaş grubu çocuğu olan anneler, çocuklarında Dışa Yönelim sorunları ile İçe Yönelim sorunları arasında fark olmadığını belirtmişlerdir. Daha sonraki yıllarda ise anne-baba, öğretmen ve gençler gibi her üç kaynaktan elde edilen bilgiler doğrultusunda İçe Yönelim sorunlarının, Dışa Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, anne-baba, öğretmen, ruh sağlığı çalışanları ve çocukla ilgilenen diğer kişilerin, süreklilik göstermesi nedeniyle, İçe Yönelim sorunlarına özenle eğilmeleri, sorunu gözardı etmemeleri ve koruyucu ruh sağlığı programlarında bu konulara ağırlık vermeleri sağlanmalıdır. İlde yaşayan çocuk ve gençlerimizde sorunlar daha fazla görülmüştür. Bölgelere göre dağılımda ise, genel olarak Batı, Güney ve Orta Anadolu'da sorunların daha fazla olduğu bildirilmiştir. Toplumumuza özgü ruh sağlığı politikalarının geliştirilmesine yönelik olarak yapılacak çalışmalarda bu bulgular yol gösterici niteliktedir. Toplumumuzdaki her bir çocuk ve gence çocuk psikopatolojisinde uzmanlaşmış bir kişi bulmak olası değildir. Pek çok davranış ve duygusal sorunlar I. ve II. basamak sağlık çalışanları tarafından ele alınabilir. Ancak duygusal ve davranış sorunlarının 1. basamak tarafından tanınmasını etkileyen bazı faktörler vardır. Dulcan ve arkadaşlarının (1990) yaptığı bir çalışmada sorunu olan çocukların büyük bir çoğunluğunun 1. basamak sağlık çalışanları tarafından tanınmadığı ortaya konmuştur. Üstelik, 1. basamak sağlık çalışanlarına yönelik, çocuklardaki psikopatolojinin tanınması açısından geliştirilen programların sayısı da çok azdır. Varolan çalışmalarda da pek çok olgunun gözden kaçtığı saptanmış ve programların etkilerinin değerlendirilmemesi nedeniyle, sürekli yeni eğitim programlarının geliştirilmesine çalışılmıştır. Birinci basamak sağlık çalışanları tarafından çocuktaki sorunun tanınmasındaki ilk adım, sorunun farkına varmalarını sağlayıcı nitelikte, bilgi, beceri ve yeteneklerini arttırıcı programlar yapılmasıdır. Birinci basamak sağlık çalışanlarının özellikleri, problemlerle başa çıkmada kendi yeteneklerine, bilgi ve becerilerine güvenmeleri önemlidir. Bunun yanısıra, hizmetin uygunluğu, sosyal güvenlik sistemleri ve bu sistemlerin çocuklara uygunluğu, onlara nasıl yardım edileceğini belirler. Öte yandan 1. basamak kurumlarında doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire, ebe gibi farklı meslek elemanlarının işbirliği ve ekip çalışması bilinci içinde hizmeti yürütmelerini sağlayıcı düzenlemelerin yapılmasına özen gösterilmelidir. Bu uygulamanın yararı, ülkemizde şu anda 9 ilde yürütülen "Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Çocuğun Psikososyal Gelişiminin Desteklenmesi" projesinde izlenmektedir (Erol ve ark 1997b; Erol ve ark.l997c). Koruyucu ruh sağlığı politikaları açısından önemli olan bir diğer konu da, risk altındaki çocuk ve gençlerin, aileler, öğretmenler ve toplumun diğer kesimleri tarafından erken dönemde tanınmasını sağlayıcı programların yapılmasıdır. Sorunu topluma farkettirmek yeterli değildir. Hissedilen ihtiyacın karşılanabilmesi için, hizmetin nasıl götürüleceği, var olan servislerin işlevselliği ve yeterliliği konularına yönelik çalışmalara gereksinim vardır. Ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılabilmesi ve 1. ve II. basamak çalışanlarının ruh sağlığı hizmetlerine kaynaştırılması Dünya Sağlık Örgütü'nün temel politikalarındandır. Bu politikaların gerçekleştirilmesi ile yardıma gereksinimi olan pek çok çocuk ve gencin hakkı olan yardımı alabileceğini umud ediyoruz. 72 KAYNAKLAR Achenbach TM, Edelbrock C (1983). Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and Revised Child Behavior Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT. Achenbach TM, Bird HR, Canino GJ, Phares V, Gould M, Rubio-Stipec M (1990a) Epidemiological comparisons of Puerto Rican and U.S. mainland children: Parent, teacher and self-reports. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 29:84-93. Achenbach TM, Hensley VR, Phares V, Grayson D (1990b) Problems and competencies reported by parents of Australian and American children. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 31: 265-286. Achenbach TM (1991a) Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT. Achenbach TM (1991b) Manual for the Teacher's Report Form and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT. Achenbach TM (1991c) Manual for the Youth Self-Report and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington, VT. Achenbach TM (1992). Manual for the Child Behavior Checklist/2-3 and 1992 Profile. Universityof Vermont, Department of Psychiatry, Burlington, VT. Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy: Applications to clinical research. Psychological Assessment, 7: 261-274. Achenbach TM, McConaughy SH (1997) Empirically based assessment of child and adolescent psychopatology: Practical applications. 2nd ed. Developmental Clinical Psychology and Psychiatry Series. Sage Publications, London. Akçakın M (1983) Çocuklar ve anababalarının psikiyatrik belirtiler yönünden incelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi. Akçakın M (1985) Çocukların davranışlarını değerlendirme ölçeğinin tanıtımı ve güvenirlik çalışması. Psikoloji Dergisi, 5:3-6. Akkök F, Askar P, Sucuoğlu B (1988) İlkokul çocuklarının davranışlarının öğretmenler yoluyla gözlenmesi: Öğretmen Gözlem Formu El Kitabı. Ankara: Şafak Matbaası. Akkök F, Askar P (1989) The adaptation and standardization of the teacher version of the child behavior profile: Turkish boys aged 7-12. International Journal of Psychology, 24:129-136. Arslan L, Verhulst FC, Van der Ende J, Erol N (1997) Understanding childhood (problem) behaviors from a cultural perspective: Comparison of problem behaviors and competencies in Turkish immigrant, Turkish and Dutch children. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 32:477-484. Bird HR, Canino G, Rubio-Stipec M, Gould MS, Ribera J, Sesman M, Woodbury M, Huertas-Goldman S, Pagan A, Sanchez-Lacay A, MoscosoM (1988) Estimates of the prevalence of childhood maladjustment in a community survey in Puerto Rico: The use of combined measures. Archives of General Psychiatry, 45;1120-1126. Bird HR, Gould M, Yager T, Staghezza B, Canino G (1989) Risk factors for maladjustment in Puerto • Rican children. Journal of American Academy yChild and Adolescent Psychiatry, 28:847-850. Cohen NJ, Kershner J (1988) Correlates of competence in a child psychiatric population. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 56:97-103. Edelbrock C, Costello AJ (1988) Convergence between statistically derived behavior problem syndromes and child psychiatric diagnoses. Journal of Abnormal Child Psychology, 16;219-23l. 73 Erol N, Yalın A, Öztürk M (1988) Behavioral Problems of Normal Children Between Ages of 3-12: A Normative Study. Ankara Tıp Bülteni, 10:1-12. Erol N, Özcebe H (1988) Rutter Anne-Baba ve Öğretmen ölçekleri ile gecekondu kesiminde oturan çocukların davranış sorunlarının değerlendirilmesi. XXIV. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi, Ankara. Erol N, Şahin N, Özcebe H (1990) Çocukluk korkuları - Korku tarama ölçeğinin psikometrik özellikleri ve gecekondu kesimine ilişkin norm çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1:31-38. Erol N, Arslan BL, Akçakın M (1995) The adaptation and standardization of the Child Behavior Checklist among 6-18 year-old Turkish children. In J Sergeant (ed.), Eunethydis: European Approaches to Hyperkinetic Disorder. Zurich:Fotoratar. 97-113. Erol N, Şahin N (1995) Fears of children and the cultural context. The Turkish Norms. European Child and Adolescent Psychiatry, 4: 85-93. Erol N, Şimşek Z (1997a) Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Çocuk ve gençlerde yeterlik alanları ile sorun davranışların dağılımı: N Erol, C Kılıç, M Ulusoy, M Keçeci, Z Şimşek (eds.). Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Ön Rapor, Aydoğdu Ofset, Ankara. Erol N, Şimşek Z, Keçeci M (1997b) Çocuğun Psikosoyal Gelişiminin Desteklenmesi Projesi. VII. Ulusal Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kongresi, Bildiri, Antalya. Erol N, Şimşek Z, Erten İ (1997c) Önleyici Çalışmalar: Anne-Baba-Bebek İlişkisini Güçlendirme ve Çocuğun Psikosoyal Gelişimini Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Destekleme Projesi. N. Karancı (ed.) Farklılıkla Yaşamak: Aile ve Toplumun Farklı Gereksinimleri Olan Bireylerle Birlikteliği. Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No: 13, 1. Baskı, Ankara. Foncesa A, Yule B, Erol N (1994) Cross-Cultural Issues in Ollendick T.H, King NJ, Yule W (eds). International Handbook of Phobic and Anxiety Disorders in Children and Adolescents. New York:Plenum Press, s: 67-84. Gould MS, Bird H, Jaramillo BS (1993) Correspondence between statistically derived behavior problem syndromes and child psychiatric diagnoses in a community sample. Journal of Abnormal Child Psychology, 21 ;287-313. Gökler B, Öktem F (1985) Bir gecekondu ilkokulu öğrencilerinde ruhsal uyum taraması. Toplum ve Hekim, 36:24-27. Kağıtçıbaşı Ç (1996) Family and human development across cultures: A view from the other side. Lawrence Erlbaum Associates, Mahwah, New Jersey. Koot HM (1993) Problem behaviour in Dutch preschoolers. Unpublished thesis, Erasmus University, Rotterdam, Netherlands. Larson CP, Pless B, Miettinen O (1988) Preschool behaviour disorders: their prevalence in relation to determinants.The Journal of Pediatrics, 113: 278-285. McGee R, Feehan M, Williams S (1995) Long-term follow-up of a birth cohort. FC Verhulst, HM Koot (eds.) The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press, s: 366-384. Offord DR, Boyle MH, Szatmari P, Rae-Grant NI, Links PS, Cadman DT, Byles JA, Crawford JW, Blum HM, Byrne C, Thomas H, Woodward CA (1987) Ontario child health study: II. Six-month prevalence of disorder and rates of service utilization. Archives of General Psychiatry, 44: 832-836. Öztürk O (1997) Türkiye'de Ruh Sağlığı Sorunlarına Genel Bir Bakış. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 7. Basım. Hekimler Yayın Birliği, Ankara. 74 Rey JM, Morris-Yates A (1992) Diagnostic accuracy in adolescents of several depression rating scales extracted from a general purpose behavior checklist. Journal of Affective Disorders, 26;7-16. RutterM, Tizard JR, Whitmore K(ed) (1970). Education, health and behaviour. Longman, London (Reprinted 1981, Krieger, Melbourne). Sonuvar B, Yalın A (1973) Geçiş toplumundaki ilkokul çocuklarında ruhsal uyumsuzluk ve görülme sıklığı, IX. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi. 297-301. Stern DN (1995) The Motherhood Constellation: A unified view of parent-infant psychotherapy. New York: Basic Books. Velez CN, Johnson J, Cohen P (1989) A longitudinal analysis of selected risk factors for childhood psychopathology. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 28: 861-864. Verhulst FC, Koot HM (1992). Child Psychiatric Epidemiology: concepts, methods and findings. Sage Publications, Beverly Hills. Verhulst FC, Achenbach TM, Ferdinand RF, Kasius MC (1993) Epidemiological comparisons of American and Dutch adolescents' self-reports. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 32:1135-1144. Verhulst FC, Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy of psychopathology: Cross-cultural applications. A Review. European Child and Adolescent Psychiatry. 4;61-76. Verhulst FC (1995) A review of community studies. In FC Verhulst, HM Koot (eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press,s: 146177. Weisz JR, Eastman KL (1995) Cross national research on child and adolescent psychopathology. In FC Verhulst, HM Koot (eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press, s: 42-65. Yörükoğlu A (1981) Ruh hastalıklarının epidemiyolojisi. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (Ed. O. Öztürk), Meteksan, Ankara, s:383-396. Zahner GEP, Pawelliewicz W, De Francesco JJ, Adnopoz J (1992) Children's mental health service needs and utilization patterns in an urban community: an epidemiological assessment. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 31 ;951-60. Zeanah CH, Boris NW, Larrieu JA (1997) Infant development and developmental risk: A review of the past 10 years. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry 36:165-178. 75 BÖLÜM 4 TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili faktörler, yetiyitimi ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları Doç. Dr. Cengiz Kılıç Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı GİRİŞ ve AMAÇ Birçok ülkede yapılan toplum taramaları ruhsal hastalıkların sanılandan çok daha yaygın olduğunu göstermektedir. A.B.D'de yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmasında nüfusun neredeyse yarısının hayatları boyunca en az bir ruhsal rahatsızlık geçirdiğini ortaya koymuştur (Kessler ve ark. 1994). Ülkemizde bugüne kadar yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmaları ya özel topluluklarla, ya da yerel örneklemlerle yapılmıştır. Bu çalışmalarda bulunan sonuçlara göre ülkemizde tanı konacak düzeyde ruhsal hastalık yaygınlığı %20 dolayındadır (Küey ve ark. 1987). Dünya Sağlık Örgütü tarafından planlanan, 14 ülkenin katıldığı çok merkezli uluslararası bir projede Ankara Gölbaşı'nda sağlık ocağına herhangi bir yakınma ile başvuranlara %17.6 oranında ruhsal hastalık tanısı konmuştur (Rezaki ve ark. 1995). Toplumda ruhsal hastalığın yaygın olması yanında hastalığı olanların pek azının yardım aradığı iyi bilinen bir gerçektir. Toplum içindeki bireyin ruhsal sorunları olduğu halde uygun yardım alamamasının nedenlerini Goldberg ve Huxley (1992) yardım aramayı değişik aşamalara bölerek tanımlamışlardır. Bu aşamaların başlangıcını hastalığın farkına varma, kişinin iş ve sosyal işlevlerinin etkilenmesi, kişinin ve çevresinin sorunu bir hastalık olarak etiketlemesi, ekonomik nedenler ve fiziksel koşullar oluşturur. Yardım için kime başvurulacağını belirleyen ise ekonomik, kültürel ve fiziksel koşullardır. Yardım için başvurmuş olan hastanın doğru tanı alması başka bir aşamadır. Yardım için başvuran hastaların önemli bir kısmına tanı konamamaktadır, pratisyen hekime başvuran ruhsal hastalığı olan kişilerin yarısından fazlasına doğru tanı konamadığı bilinmektedir (Rezaki ve ark. 1995, Goldberg ve Huxley 1992). Doğru tanı konanların bir kısmına da çeşitli nedenlerle (ekonomik, yanlış ve yetersiz tedaviler, hastanın tedaviye uymaması vb.) etkili yardım verilememektedir. Bu nedenlerle toplumda tedavi edilmemiş ruhsal hastalıkları olan çok sayıda kişi vardır. Ruhsal hastalıklar sık görülmelerine ek olarak ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) de neden olurlar. Ankara Gölbaşı'nda sağlık ocağına başvuran hastalarda yapılan ruhsal sorunlarla ilgili araştırmada ruhsal hastalıkların en az bedensel hastalıklar kadar insanların işlerini ve günlük yaşantılarını etkilediği ortaya konmuştur (Kaplan 1995, Rezaki ve ark. 1995). Toplumda yaygınlığı fazla, yardım arama ve tanınma oranları düşük olan, ayrıca hem ciddi işgücü kaybı hem de sosyal yıkıma yol açan ruhsal hastalıkların yaygınlığının saptanması ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi, hem sağlık hizmetlerinin planlanması, hem de karşılaştırmalı araştırmalar için atılacak ilk adımdır. Türkiye'de ruhsal hastalıkların yaygınlığı için ülke genelini temsil eden ömeklemle yapılmış çalışma yoktur. Bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlıkları 1993 yılında başlayan "Türkiye Ruh Sağlığı Profili" araştırması çerçevesinde 18 yaş ve üstündeki 7479 kişiyle görüşülmüştür. Görüşmeleri yapılandırılmış klinik psikiyatrik görüşme eğitimi almış olan pratisyen hekimler yürütmüştür. Araştırmada ruhsal hastalıkların yaygınlığı ile neden oldukları yetiyitimi, ilişkili demografik ve sosyal değişkenlerin yanısıra deneklerin ruh sağlığı hizmetlerini kullanımları hakkında da bilgi toplanmıştır. 77 YÖNTEM Denekler Araştırmada örnekleme çıkan hanelerde 18 yaş ve üstündeki tüm deneklere yapılandırılmış psikiyatrik görüşme (C1DI), Genel Sağlık Anketi, Yeti Yitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi uygulanmıştır. Herhangi bir dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Ancak yapılandırılmış görüşmeyi sürdürmeye engel olacak derecede dil sorunu, zihinsel yetersizlik, ağır bedensel hastalık gibi durumlarda kişiler araştırma kapsamı dışında kalmışlardır. Araçlar: 1. Uluslarası Bileşik Tanı Görüşmesi (Composite International Diagnostic Interview-CIDI): 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütü için geliştirilen tam yapılandırılmış bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir (DSÖ 1990). Değişik kültürlerdeki ruhsal bozuklukların epidemiyolojik açıdan karşılaştırılabilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Çoğunlukla epidemiyolojik araştırmalarda olmak üzere dünyada çok yaygın biçimde kullanılmakta olan bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir. CID1 tam yapılandırılmış olması nedeniyle görüşmeciye esneklik tanımaz. Görüşmeci soruları aynen yazılı olduğu biçimiyle okumak zorundadır. Cevapların nasıl kodlanacağını gösteren şemalar vardır. Kodlamalarda görüşmecinin yargısı değil, ayrıntılı soruşturmadan sonra deneğin verdiği cevap önemlidir. Görüşmeciye esneklik sağlanmaması ve görüşmeci yargısına yer verilmemesi nedeniyle görüşmeyi psikiyatri uzmanı olmayan kişiler de yapabilir. Ancak uygulamada görüşmeci karar veremediği, şüphe ettiği durumları görüşme metninde özel işaretlerle belirtir ve tüm görüşmeler bir denetleyici tarafından denetlenir, gerekirse düzeltilir. Daha sonra kodlamalar bir bilgisayar programı aracılığıyla tanılara dönüştürülmektedir. CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi toplumda görülen ruhsal rahatsızlıkların büyük çoğunluğuna tanı konabilecek şekilde düzenlenmiştir. Normal koşullarda uygulanması bir saat kadar sürmektedir. Bu araştırmada kullanılan CIDI biçiminde 220 civarında soru vardır. Örnek bir soru aşağıda verilmiştir: D32. Başlangıcından sonlanışma kadar kan görmekten, iğne yaptırmaktan, dişçiye veya hastaneye gitmekten (korkunuz/kaçınmanız) o durumlara her girişinizde veya her düşündüğünüzde oluyor muydu? HAYIR / EVET. 5 Bu araştırmada görüşme aracı olarak CIDI'nin seçilme nedenleri şunlardır: 1. CIDI'nin daha önce Gölbaşı'nda yapılan uluslararası bir çalışmada (Rezaki ve ark.1995) kullanılmış ve bu konuda deneyim kazanılmış olması, 2. Tam yapılandırılmış olma özelliği nedeniyle görüşmecilerden kaynaklanan değişkenliğin en aza indirilmiş olması; gene aynı nedenle görüşmecilerin psikiyatr olmasının gerekmemesi ve pratisyen hekimler tarafından uygulanabilmesi, 3. Başka ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda çok yaygın olarak kullanılmış olması, 4. Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilip önerilmiş olması, 5. Hem ICD (International Classification of Diseases) hem de DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) tanılarının konabilmesi. CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi Tablo 4.1'deki ICD-10 tanı gruplarını içermektedir. Kullanılan ölçek Gölbaşı araştırmasında kullanılan CIDI biçimine CIDI 1.1'den bazı bölümlerin eklenmesi ve ölçeğin genel toplum örneklemine uyarlanması ile yazar tarafından hazırlanmıştır. CIDI'nin son biçimi olan 2.1 basımı da Türkçeye çevrilmiştir (Kılıç ve Göğüs 1997). 78 Tablo 4.1: Araştırmada kullanılan ICD tanıları ve kodları Tanı grubu ICD-10 kodu Alkol Bağımlılığı Depresif Nöbet Distimi Kısa Yineleyici Depresyon Agorafobi Sosyal Fobi Spesifik Fobi Panik Bozukluğu Yaygın Bunaltı Bozukluğu Obsesif Kompülsif Bozukluk Somatizasyon Bozukluğu Somatoform Ağrı Bozukluğu Hipokondriyazis Nevrasteni Anoreksiya Nervoza Bulimiya Nervoza Fİ 0.2 F32.0 F34.1 F38.1 F40.0 F40.1 F40.2 F41.0 F41.1 F42.0 F45.0 F45.4 F45.2 F48.0 F50.0 F50.2 CIDI'nin kullanılabilmesi için psikiyatr ya da hekim olmak gerekli değildir, ancak Dünya Sağlık Örgütü'nce tanınan bir merkezde eğitim zorunludur. Bilgi için yazara başvurulabilir. 2. Genel Sağlık Anketi-GSA (General Health Questionnaire-GHQ): Toplum taramalarında ve hasta gruplarında genel ruhsal belirtileri taramak amacıyla David Goldberg (1988) tarafından geliştirilen bu ölçek 30'dan fazla dilde kullanılmaktadır. Ölçeğin 12, 28, 30 ve 60 soruluk biçimleri vardır. Her soru son birkaç haftadaki belirtileri (bedensel, ruhsal, sosyal işlevle ilgili..) sorgular ve dörder şıklıdır ("hiç olmuyor, her zamanki kadar, her zamankinden sık, çok sık"., gibi). Bu dört sütun denek tarafından 1,2,3,4 olarak kodlanır, ya da uygulayıcı tarafından yüksek sesle okunarak deneğin cevabı kodlanır. Dört şıklı Likert tipi kodlanabileceği gibi ilk iki sütunu 0, son iki sütunu 1 kodlayaıak puanlamak da mümkündür. GSA, ya geniş topluluklarda genel psikopatoloji düzeyi saptamak için ya da iki basamaklı epidemiyolojik çalışmalarda tarama amacıyla kullanılmaktadır. Daha çok kısa süreli (kronik olmayan) hastalıklara ve anksiyete/ depresyon spektrumundaki hastalıklara duyarlı olduğu belirtilen anketin 12 ve 28 soruluk biçimleri Türkçeye çevrilmiş, sağlık ocağına başvuran hastalarda geçerli ve güvenilir oldukları gösterilmiştir (Kılıç 1996). Bu araştırmada daha önce değişik topluluklarda geçerli ve güvenilir olduğu gösterilmiş olan GSA'nın genel toplumda vaka bulma başarısının sınanması amaçlanmıştır. Eğer genel toplum örnekleminde de ruhsal hastalığı olan bireyleri "tanıma" oranı yüksek bulunursa iki aşamalı toplum taramaları için GSA'nın kullanılması daha kolay olacaktır. Araştırmada GSA12 ve GSA28'in birleşmesinden oluşan 34 soruluk biçim kullanılmıştır. Sonuçlar bildirilirken puan hesaplaması sütunlara 1,2,3 veya 4 puan verilerek yapılmıştır. 3. Kısa Yetiyitimi Anketi-KYA (Brief Disability Questionnaire-BDQ): Rahatsızlıkların hastaların yaşamlarını ne ölçüde etkilediğini, hem bedensel hem de sosyal alanda yetiyitimlerini soruşturan ve 8 sorudan oluşan bu anket Dünya Sağlık Örgütü (1991) tarafından geliştirilmiştir. Anketin Türkiye'de geçerlilik çalışması Kaplan (1995) tarafından yapılmıştır. Ankette son bir ayda deneğin bedensel becerilerinde veya sosyal ilişkilerinde bozulma olup olmadığı, evde ya da işte işlerini yapıp yapamadığı, ilgi/istek azalmasının varlığı sorulmaktadır. Cevaplar 0 (yok), 1 (bazen/biraz), 2 (her zaman/oldukça) olarak kodlanmaktadır. Çalışmamızda Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen puan, geçerlilik çalışmasında önerildiği gibi, 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, 8-12 arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Sorulardan hem fiziksel hem de ruhsal yetiyitimi puanları elde edilebilmektedir. Ayrıca son bir ayda işe gidemediği ya da yataktan çıkamadığı günlerin sayısı da saptanmaktadır. Gölbaşı çalışmasında kullanılan iki yetiyitimi ölçeğinden biri olan bu ölçek, kısa olması nedeniyle tercih edilmiştir. 4. Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi: Araştırmaya alınan kişilerin son yıl içindeki genel sağlık sorunları, bilinen bedensel hastalıkları, son yıl içinde ruhsal nedenle tedavi başvurusu olup olmadığı, 79 kime başvurduğu, neden başvurduğu, ne gibi tedaviler aldığı, şu andaki psikotrop ilaç kullanımı, ailede ruhsal hastalık olup olmadığını soruşturan ve 8 sorudan oluşan bu anket ruh sağlığı hizmetinin kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak için yazar tarafından bu çalışmada kullanılmak üzere oluşturulmuştur. Görüşmeciler Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında çalışan 146 pratisyen hekim katılmıştır. Katılan hekimlerin önemli bir kısmı araştırma örneklemtni oluşturan yerleşim birimlerinde görev yapan kişilerden oluşmaktadır. Yaklaşık bir ay süren veri toplama sırasında hekimler Sağlık Bakanlığı'nca izinli sayılmışlardır. Katılan hekimler Ankara'da bir hafta süre ile CIDI, GSA, Kısa Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi uygulaması ile ilgili kuramsal ve uygulamalı eğitim almışlardır. Eğitimde ağırlıklı yer tutan CIDI eğitimini uluslararası yetkili merkezlerde eğitim almış kişiler yapmıştır. Uygulamalı eğitim için rol oynama yöntemi kullanılmıştır. Uygulama Çalışma başlamadan önce yapılan pilot uygulamada eğitim almış pratisyen hekimlerden bölgelerindeki herhangi bir haneye giderek tüm erişkinlere uygulama yapmaları istenmiştir. Bunun sonucunda CIDI uygulamasında karşılaşılan güçlükler, formlardaki hatalar saptanmış ve giderilmiştir. Pilot çalışmadan 2 hafta sonra veri toplanmasına başlanmıştır. Denekler, araştırmanın çocuk ve gençlerle ilgili ölçeklerini uygulayan personelle birlikte ziyaret edilmiş, görüşmeler deneklerin evlerinde ve yüzyüze gerçekleştirilmiştir. Uygulayıcılar çoğu kez yörenin sağlık çalışanları olduğu için birçok bölgede deneklere önceden sözlü ya da yazılı olarak çalışma anlatılmış ve görüşme randevusu alınmıştır. Evinde bulunamayan denekler için ziyaretler tekrarlanmış, evde görüşülemeyen kişilere sağlık ocağında randevu verilmiştir. Veri toplanması yaklaşık 4 hafta sürmüştür. Veri toplanmasının denetlenmesi üç aşamada gerçekleştirilmiştir: İllerde ruh sağlığı şube müdürleri veri toplayan hekimlerle düzenli toplantılar yaparak formları kontrol etmiş, eksik doldurulmuş ya da hatalı formlar düzeltilmiş, gerektiğinde deneğe tekrar ulaşılarak formlar tamamlanmıştır. Araştırma yapılan iller araştırmanın başlangıç döneminde araştırıcılar tarafından ziyaret edilmiş, burada görüşmeciler ve ruh sağlığı şube müdürleriyle toplantı yapılarak formlar denetlenmiştir. Tamamlanarak Ankara'ya gönderilen formlar veriler bilgisayara girilmeden önce tekrar denetlenmiştir. İstatistiksel işlem ICD-10 tanı kurallarına göre Tablo I'de belirtilen tanılar için var/yok şeklinde değişkenler oluşturulmuştur. KYA toplam puanı, işe gidilemeyen ve yataktan çıkılamayan günler değişkenlerinde standart sapmalar yüksek olduğu (deneklerin yarıdan fazlası 0 kodu aldığı) için sürekli değişken yerine kategorik değişken yaratılmıştır. GSA puanları ise her maddenin şıkları var/yok (0,0,1,1) şeklinde değil, 1,2,3,4 şeklinde kodlanarak puanlanmıştır. Bu şekilde normal dağılıma yakın dağılımlar elde etmek mümkün olmuştur. İki kategorik değişken karşılaştırmasında ki-kare, iki sürekli değişken arası ilişki araştırmasında Pearson korelasyonu, iki grup ortalaması karşılaştırmada t-test, ikiden fazla grup karşılaştırmada ise ANOVA kullanılmıştır. Verilerin bilgisayara girilmesinde CIDI konusunda deneyimi olan ya da tıp doktoru olan kişiler görev , almış ve veri girişi sırasında formlarda hatalı kodlamalar araştırıcıyla tartışılarak düzeltilmiştir. Verilerin analizi SPSS for Windows 6.0 ile yapılmıştır. BULGULAR Araştırmada görüşme yapılan 7479 kişinin %45.1'i erkek %54.9'u kadındır. Yaş aralığı 18-85, yaş ortalaması 39.3'rür. Kadınların yaş ortalaması 38.9, erkeklerin ise 40.6'dır. Temel demografik değişkenlerin cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.2'de görülmektedir. 80 Tablo 4.2 Araştırmaya Katılan Deneklerin Demografik: Özellikleri Kadın Erkek Sayı, % Sayı, % Eğitim 1081 (26.3) 272(8.1) yok ilkokul 2125(51.7) 1850(54.9) 935 (27.7) Orta/lise 694(16.9) Yüksek 202 (4.9) 301 (8.9) Medeni hal 484(11.8) 520(15.4) Evlenmemiş Evli 3238 (78.8) 2767(82.1) 387 (9.4) 83 (2.5) Dul/boşanmış Toplam 4109(54.9) 3370(45.1) Toplam Sayı, % 1353(18.1) 3975(53.1) 1629(21.8) 503 (6.7) 1004(13.4) 6005 (80.3) 470(6.3) 7479(100) Cevaplama oranları Araştırmada görüşülmesi planlanan kişiler içinden çeşitli nedenlerle görüşülemeyenlerin oranı %27.3'tür. Bu oranın içinde örnekleme çıkan hanenin mevcut olmaması, hane bulunduğu halde evde kimsenin olmaması veya görüşmecinin eve alınmaması, eve girildiği ve ev halkı hakkında bilgi alındığı halde reddetme veya çeşitli nedenlerle dolduramama gibi durumlar sayılabilir. Örnekleme çıkan haneyle ilgili bilginin alındığı ancak CIDI uygulanmamış olan deneklerden elde edilen bilgilere göre red nedenleri arasında kabul etmeme (%48), yerinde bulunmama (askerde, okuyor, çalışıyor; %23) dil sorunu (Türkçe bilmeme; %16), dil dışı iletişim güçlüğü (ağır hasta, zeka geriliği, bunama; %8) gibi nedenler önde gelmektedir. Erkeklerde red oranlan kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur (% 8.6'ya % 6; ki kare=32.5, p=.000). Reddedenlerin tümünün özelliklerini analiz etmek mümkün olmamıştır, çünkü reddeden bazı hanelerde kaç kişi olduğu ve o kişilerin özellikleri öğrenilememiştir (kapıyı hiç açmayanlarda olduğu gibi). ICD-10 tanıları Son 12 aydaki tanılar gözönüne alındığında deneklerin % 17.2'sine en az bir ruhsal hastalık tanısı konmuştur. Tanıların cinsiyete dağılımı Tablo 4.3'de gösterilmiştir. Tablodan izlenebileceği gibi, alkol bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalık tanıları kadınlarda daha yaygındır. Her beş kadından birinde herhangi bir ruhsal hastalık tanısı varken, erkeklerde bu oran onda birdir. Tablo 4.3: Son 12 aydaki ICD-10 Tanılarının Cinsiyete Göre Dağılımı Kadın Erkek Sayı (sütun %) Sayı (sütun %) 7 (0.2) 22 (0.5) Panik Bozukluğu 10(0.3) 38 (0.9) Agorafobi 33 (0.8) 17(0.5) Yaygın Bunaltı Bozukluğu 221 (5.4) 76 (2.3) Depresif Nöbet 90 (2.2) 26 (0.8) Distimi 91 (2.2) 28 (0.8) Kısa Yineleyici Depresyon 31(0.8) 11(0.3) Hipokondriyazis 150(3.7) 33(1.0) Nevrasteni 4(0.1) 57(1.7) Alkol Bağımlılığı 26 (0.6) 8 (0.2) Obsesif Kompülsif Bozukluk 0 0 Anoreksiya Nervoza 15 (0.4) 2(0.1) Bulimiya Nervoza 96 (2.3) 38(1.1) Sosyal Fobi 157(3.8) 46(1.4) Özgül Fobi 464(11.3) 161 (4.8) Ağrı Bozukluğu 15 (0.4) 1(0) Somatizasyon Bozukluğu Herhangi bir ruhsal bozukluk 919(22.4) 81 369(10.9) Toplam Sayı (sütun %) 29 (0.4) 48 (0.6) 50 (0.7) 297 (4.0) 116(1.6) 119(1.6) 42 (0.6) 183(2.4) 61 (0.8) 34 (0.5) 0 17(0.2) 134(1.8) 203 (2.7) 625 (8.4) 16(0.2) 1288(17.2) Ruhsal hastalık tanılarının yaş ve GSA puanlarıyla ilişkisi Tablo 4.4'te görülmektedir. Ağrı bozukluğu, distimi, nevrasteni, hipokondriyazis ve kısa yineleyici depresyon grubundaki hastaların ortalamadan yaşlı, bulimiya nervoza ve sosyal fobi hastalarının ise daha genç olduğu görülmektedir. Distimi, nevrasteni, somatizasyon bozukluğu, depresif nöbet ve panik bozukluğu olan hastalar en yüksek GSA puanlarını almışlardır. Tablo 4.4: Son 12 aylık ICD tanılarının yaş ve GSA puanlan ile ilişkisi GSA12 puanı GSA28 puanı Yaş ort (SS) ort (SS) ort (SS) 57.1 (15.4) 43.2(15.5) Tanılar Panik Bozukluğu 25.6 (7.5) Agorafobi 23.0 (5.7) 52.2(13.3) 41.2(16.5) Yaygın Bunaltı Bozukluğu 24.1 (5.5) 54.5(13.0) 43.0(15.5) Depresif Nöbet 25.6(6.1) 57.0(13.5) 40.1 (14.7) Distimi 26.7 (6.8) 59.8(14.6) 42.1 (15.7) K. Yineleyici Depresyon 24.2 (6.4) 54.4(13.9) 43.6(14.7) Hipokondriyazis 23.2 (5.8) 52.3(13.0) 43.3(11.4) Nevrasteni 25.2 (6.0) 57.6(13.5) 43.6(15.6) Alkol Bağımlılığı 21.2(5.1) 46.3 (10.2) 41.1(13.4) Obsesif Kompülsif Bozukluk 24.3(5.1) 52.2(11.1) 40.9(14.5) Bulimiya Nervoza 21.9(6.9) 48.4(15.9) 34.0(8.7) Sosyal Fobi 23.8 (6.3) 52.0(14.1) 36.9(13.2) Özgül Fobi 23.0 (5.9) 50.4(13.8) 37.8(14.3) Ağrı Bozukluğu 21.2(5.3) 46.5(11.7) 43.0(16.4) Somatizasyon Bozukluğu 27.1 (7.8) 58.1 (16.5) 48.6(15.8) Herhangi Bir Ruhsal Bozukluk 21.9(5.4) 48.2(12.1) 41.4(15.4) Toplam 18.8 (3.96) 40.3 (8.8) 39.3(15.3) j Eğitim düzeyi ve ruhsal hastalık tanılarının ilişkisi Tablo 4.5'te görülmektedir. Hiç okula gitmemiş olan grupta tanı oranının beşte birden fazla olduğu, alkol bağımlılığı ve özgül fobi dışında tüm hastalık gruplarının bu grupta diğer gruplardan daha fazla görüldüğü dikkati çekmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça hastalık tanı oranları azalmaktadır. 82 Tablo 4.5: Son 12 aylık ICD tanılarının eğitim düzeyiyle ilişkisi Eğitim Durumu Sayı, sütun %, satır % İlkokul Orta/lise 34.5 14, 0.4, 48.3 5, 0.3, 17.2 15, 1.1, 31.3 22, 0.6, 45.8 9, 0.6, 18.8 2, 0.4, 4.2 Yaygın Bunaltı Bozukluğu 20, 1.5, 21, 0.5, 4, 0.2, 8 5, 1, 10 Depresif Nöbet 77, 138, 3.5, 46.5 68, 4.2, 22.9 14, 2.8, 4.7 Distimi 33, 2.4, 28.4 53, 1.3, 45.7 28, 1.7, 24.1 2, 0.4, K. Yineleyici Depresyon 29, 2.1, 24.4 57, 1.4, 47.9 23, 1.4, 19.3 10, 2.0, 8.4 Hipokondriyazis 13, 31 17, 0.4, 40.5 9, 0.6, 21.4 2, 0.4, 4.8 Nevrasteni 63, 4.7, 34.4 81, 2, 44.3 34, 2.1, 18.6 5, 1, 2.7 Alkol Bağımlılığı 2, 0.1, 3.3 37, 0.9, 60.7 17, 1, 27.9 5, 1, 8.2 Bozukluk 9, 0.7, 26.5 14, 0.4, 41.2 7, 0.4, 20.6 4, 0.8, 11.8 Bulimiya Nervoza 2, 0.1, 11.8 10, 0.3, 58.8 4, 0.2, 23.5 1, 0.2, 5.9 Sosyal Fobi 30, 2.2, 22.4 68, 1.7, 50.7 27, 1.7, 20.1 8, 1.6, 6 Özgül Fobi 43, 3.2, 21.2 82, 2.1, 40.4 61, 3.7, 30 15, 3, 7.4 Ağrı Bozukluğu 153, 11.3, 24.5 362, 9.1, 57.9 96, 5.9, 15.4 14, 2.8, 2.2 Somatizasyon Bozukluğu 6, 0.4, 37.5 9, 1, 0.1, 6.3 Bozukluk 302, 22.3, 23.4 670, 16.9, 52 256, 15.7 19.9 58, 11.5, 4.5 Toplam 1353 3975 1629 Tanılar Eğitim yok Panik Bozukluğu 10, Agorafobi 0.7, 40 5.7, 25.9 1, 42 Üniversite 1.7 Obsesif Kompülsif 0.2, 56.3 Herhangi Bir Ruhsal 503 Hastalık tanılarının medeni durumla ilişkisi Tablo 4.6'da görülmektedir. Alkol bağımlılığı ve obsesif kompülsif bozukluk dışındaki tüm tanıların dul ya da boşanmışlarda daha sık görüldüğü dikkati çekmektedir. 83 Tablo 4.6: Son 12 aylık 1CD tanılarının medeni durumla ilişkisi Medeni Durum sayı, sütun %, satır % Evli Ayrı/dul Tanılar Bekar Panik Bozukluğu 2, 0.2, 6.9 20, 0.3, 69 7, 1.5, 24.1 Agorafobi 4, 0.4, 8.3 39, 0.6, 81.3 5, 1.1, 10.4 Yaygın Bunaltı Bozukluk 4, 0.4, 8 40, 0.7, 80 6, 1.3, 12 Depresif Nöbet 38, 3.8, 12.8 230, 3.8, 77.4 29, 6.2, 9.8 Distimi 14, 1.4, 12.1 78, 1.3, 67.2 24, 5.1, 20.7 K. Yineleyici Depresyon 11, 1.1, 9.2 83, 1.4, 69.7 25, 5.3, 21 Hipokondriyazis 2, 0.2, 4.8 36, 0.6, 85.7 4, 0.9, 9.5 Nevrasteni 13, 1.3, 7.1 148, 2.5, 80.9 22, 4.7, 12 Alkol Bağımlılığı 9, 0.9, 14.8 50, 0.8, 2, 0.4, 3.3 Obsesif Kompülsif Bozukluk 7, 0.7, 26 24, 0.4, 70.6 3, 0.6, 8.8 Bulimiya Nervoza 1, 0.1, 5.9 15, 0.2, 88.2 1, 0.2, 5.9 Sosyal Fobi 20, 2, 14.9 104, 1.7, 77.6 10, 2.1, 7.5 Özgül Fobi 31, 3.1, 15.3 152, 2.5, 74.9 20, 4.3, 9.9 Ağrı Bozukluğu 43, 4.3, 6.9 518, 8.6, 82.9 64, 13.6, 10.2 Somatizasyon Bozukluğu 1, 0.1, 6.3 12, 0.2, 3, 0.6, 18.8 Bozukluk 134, 13.3, 10.4 137, 29.!, 10.6 Toplam 1004 82 75 Herhangi Bir Ruhsal 1017, 16.9, 6005 79 470 Hastalık tanılarınftı coğrafi bölgelerle ilişkisi Tablo 4.7'de görülmektedir. Batıda tanı oranı diğer bölgelerden daha yüksektir. Batıda istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla görülen hastalıklar alkol bağımlılığı, bulimiya nervoza, sosyal ve özgül fobi ile ağrı bozukluğudur. Güneyde kısa yineleyici depresyon, hipokondriyazis ve nevrasteni diğer bölgelerden daha fazla görülmektedir, farklılık sadece kısa yineleyici depresyonda anlamlıdır. Toplam ruhsal hastalık yaygınlığı açısından Batıdan sonra ikinci sırada gelen Kuzeyde ise yaygın bunaltı bozukluğu diğer bölgelerden daha fazladır. Doğuda ise depresif nöbet ve distimi diğer bölgelerden daha fazla oranda görülmektedir. 84 Tablo 4.7: Son 12 aylık 1CD tanılarının coğrafi bölgelerle ilişkisi Bölgeler sayı, sütun %, satır % Tanılar Batı Güney Orta Panik Bozukluğu 19, 0.6, 65.5 1, 0.1, 3.4 5, 0.4, 17.2 2, 0.3, 6.9 2, 0.2, 6.9 Agorafobi 24, 0.7, 50 5, 0.4, 10.4 8, 0.6, 16.7 7, 0.9, 14.6 4, 0.5, 8.3 Bozukluğu 16, 0.5, 32 4, 0.3, 13, 1, 26 n, 1.5, 22 6, 0.7, 12 Depresif Nöbet 148, 4.3, 49.8 29, 2.5, 9.8 51, 31, 4.1, 10.4 38, 4.7, 12.8 Dişti mi 62, 1.8, 53.4 8, 0.7, 6.9 17, 1.3, 14.7 10, 1.3, 8.6 19, 2.3, 16.4 Depresyon 51, 1.5, 42.9 25, 2.2, 21 21, 1.6, 17.6 11, 1.5, 9.2 11, 1.3, 9.2 Hipokondriyazis 18, 0.5, 42.9 9, 8, 19 4, 0.5, 9.5 3, 0.4, 7.1 Nevrasteni 88, 2.6, 48.1 37, 3.2, 20.2 21, 1.6, 11.5 17, 2.2, 9.3 20, 2.5, 10.9 Alkol Bağımlılığı 45, 1.3, 73.8 5, 0.4, 8.2 5, 0.4, 8.2 4, 0.5, 6.6 2, 0.2, 3.3 Bozukluk 22, 0.6, 64.7 6, 0.5, 17.6 4, 0.3, 11.8 2, 0.3, 5.9 0 Bulimiya Nervoza 14, 0.4, 82.4 1, 0.1, 1, 0.1, 5.9 1, Sosyal Fobi 77, 2.3, 57.5 7, 0.6, 5.2 25, 1.9, 18.7 9, 1.2, 16, 2.0, 11.9 Özgül Fobi 114, 3.3, 56.2 13, 1.1, 6.4 32, 2.4, 15.8 19, 2.5, 9.4 25, Ağrı Bozukluğu 371,10.9,59.4 78, 6.8, 12.5 65, 4.8, 10.4 67, 8.9, 10.7 44, 5.4, 7.0 Bozukluğu 11, 0.3, 68.8 4, 1, 0.1, 6.3 Herhangi bir ruhsal bozukluk 681, 20, 52.9 165,4.3,12.8 195, 14.5, 15.1 129 17.1, 10 Toplam 3413 1153 1341 756 Kuzey Doğ u Yaygın Bunaltı 8 3.8, 17.2 K. Yineleyici 0.8, 21.4 0.6, Obsesif Kompülsif 5.9 6.7 0.1, 5.9 3.1, 12.3 Somatizasyon 0.3, 2.5 118 14.5, 9.2 816 Hastalık tanılarının yerleşim yeri tipiyle ilişkisi Tablo 4.8'de görülmektedir. Yerleşim yeri değişkeninde idari bölünme esas alınmıştır. Hemen tüm hastalıkların il merkezlerinde daha çok görüldüğü anlaşılmaktadır. Hipokondriyazis köy merkezlerinde daha sık görülmekle birlikte farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildir. 85 Tablo 4.8: Son 12 aylık ICD tanılarının yerleşim yeri t piyle i üşkisi Yerleşim Yeri Tipi sayı, sütun %, satır °/o İlçe Tanılar İl Panik Bozukluğu 18, 0.5, 62.1 5, 0.3, 17.2 6, 0.3, 20.7 Agorafobi 29, 0.8, 60.4 7, 0.5, 14.6 12, 0.5, 25 Yaygın Bunaltı Bozukluğu 24, 0.7, 48 11, 0.7, 22 15, 0.6, 30 Depresif Nöbet 175, 4.9, 58.9 42, 2.7, 14.1 80, 3.4, 26.9 Distimi 68, 1.9, 58.6 21, 1.4, 18.1 27, 1.1, 23.3 K. Yineleyici Depresyon 68, 1.9, 57.1 18, 1.2, 15.1 33, 1.4, 27.7 Hipokondriyazis 19, 0.5, 45.2 7, 0.5, 16.7 16, 0.7, 38.1 Nevrasteni 96, 2.7, 52.5 40, 2.6, 21.9 47, 2, 25.7 Alkol Bağımlılığı 35, 1, 57.4 ıı, 0.7, 18 15, 0.6, 24.6 Bozukluk 21, 0.6, 61.8 8, 0.5, 23.5 5, 0.2, 14.7 Bulimiya Nervoza 13, 0.4, 76.5 1, 0.1, 5.9 3, 0.1, 17.6 Sosyal Fobi 86, 2.4, 64.2 21, 1.4, 15.7 27, 1.1, 20.1 Özgül Fobi 137, 3.9, 67.5 27, 1.7, 13.3 39, 1.6, 19.2 Ağrı Bozukluğu 330, 9.3, 52.8 114, 7.4, 18.2 181, 7.6, 29 Somatizasyon Bozukluğu 11, 0.3, 68.8 3, 0.2, 18.8 2, 0.1, 12.5 Bozukluk 704, 19.8, 54.7 231, 14.9, 17.9 353, 14.8, 27.4 Toplam 3550 Köy Obsesif Kompülsif Herhangi Bir Ruhsal 1547 2382 Genel Sağlık Anketi Sonuçları Genel Sağlık Anketi puanları Likert tipi puanlama (1,2,3,4) ile hesaplanmıştır. Bu şekilde hesaplama ile GSA12 puanları 12-48, GSA28 puanlan 28-112 arasında değişir. Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.9'da görülmektedir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla puan almışlardır. 86 Tablo 4.9: Genel Sağlık Anketi Puanlarının Cinsiyete Göre Dağılımı Erkek ort (SS) 18.0(3.6) 38.3 (7.5) Kadın ort (SS) 19.4(4.2) 41.9(9.4) GSA12 GSA28 Toplam ort (SS) 18.8(3.9) 40.3(8.8) Yetiyitimi anketi sonuçları Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen puan 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, i 12 arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Kadınlarda yetiyitimi oranlarının erkeklerden daha fazla olduğu görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar olmayanlardan, ruhsal hastalığı olanlar olmayanlardan daha fazla yetiyitimi bildirmişlerdir. Ek olarak ruhsal rahatsızlığı olan kişilerde yetiyitimi bedensel hastalığı olanlardan daha fazladır. Tablo 4.10: Bedensel/Ruhsal Yetiyitimi Puanlarının Cinsiyet ve Bedensel/Ruhsal Hastalık ile İlişkisi Yetiyitimi sayı, (satır %) Hafif Yok Kadın Erkek Bedensel hastalık: Orta Ağır 2965 (73.8) 2874 (86.6) 433(10.8) 207 (6.2) 419(10.4) 150(4.5) 199(5.0) 86 (2.6) Var Yok 2038 (63.9) 3801 (91.8) 437(13.7) 203 (4.9) 450(14.1) 119(2.9) 266 (8.3) 19 (0.5) Var Yok 729 (57.7) 5110(84.2) 211 (16.7) 429(7.1) 189(15) 380 (6.3) 134(10.6) 151 (2.5) 5839 (79.6) 640 (8.7) 569 (7.8) 285 (3.9) Ruhsal hastalık: Toplam Ruhsal hastalık tanısıyla yetiyitimi ilişkisi Tablo 4.1 l'de görülmektedir. Orta ve ağır yetiyitimi oranlarının somatizasyon bozukluğu, distimi, nevrasteni ve panik bozukluğunda oldukça fazla olduğu görülmektedir. İşe gidememe/iş yapamama günlerinin sayısı da aynı hastalık gruplarında diğerlerinden fazladır. Tablo 4.11: Son 12 aylık 1CD-10 tanılarının yetiyitimi ile ilişkisi Yetiyitimi sayı, (satır %) Tanılar Yok Hafif Orta Ağır Panik Bozukluğu 9(32.1) 6(21.4) 7(25) 6(21.4) Agorafobi 24(51.1) 6(12.8) 12 (25.5) 5(10.6) Yaygın Bunaltı Bozukluğu 19 (39.6) 13(27.1) 7(14.6) 9(18.8) Depresif Nöbet 105 (36.2) 67 (23.1) 59 (20.3) 59 (20.3) Distimi 37 (32.7) 23 (20.4) 23 (20.4) 30 (26.5) 87 K. Yineleyici Depresyon 50 (42.7) 21(17.9) 22(18.8) 24 (20.5) Hipokondriyazis 22 (52.4) 3(7.1) 9(21.4) 8(19) Nevrasteni 64 (36.2) 31 (17.5) 42 (23.7) 40 (22.6) Alkol Bağımlılığı 40(65.6) 10(16.4) 6(9.8) 5 (8.2) Obsesif Kompülsif Bozukluk 12(35.3) 8 (23.5) 9 (26.5) 5(14.7) Bulimiya Nervoza 10(62.5) 2(12.5) 1 (6.3) 3(18.8) Sosyal Fobi 71 (54.2) 18(13.7) 20(15.3) 22(16.8) Özgül Fobi 110 (54.7) 33(16.4) 26 (12.9) 32(15.9) Ağrı Bozukluğu 368 (60) 103(16.8) 88(14.4) 54(8.8) Somatizasyon Bozukluğu 5 (33.3) 3(20) 3(20) 4 (26.7) Bozukluk 729 (57.7) 211 (16.7) 189(15) 134(10.6) Toplam 5839 (79.6) 640 (8.7) 569 (7.8) 285 (3.9) Herhangi Bir Ruhsal Tablo 4.1 la ve 4.1 lb incelendiğinde yetiyitimi anketinde sorulan son bir ayda işe gidememe/iş yapamama ve yataktan çıkamama gün sayısının cinsiyet, bedensel ve ruhsal hastalık varlığı gibi değişkenlerle ilişkisi görülmektedir. İş yapamama günleri kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Bedensel hastalığı olanlarda olmayanlardan, ruhsal hastalığı olanlarda olmayanlardan daha fazla iş yapamama bildirilmiştir. Yetiyitimi oranlarında olduğu gibi iş yapamama günleri ruhsal hastalığı olanlarda bedensel hastalığı olanlardan daha fazladır. Tablo 4.1 la: Son Bir Ayda İşe Gidememe ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı Arasındaki İlişki İşe Gidemediği Gün Sayısı sayı, (satır %) Kadın Erkek Bedensel Hastalık: Var Yok Ruhsal Hastalık: Var Yok Toplam Yok 3266 (80.3) 2968 (88.8) 1-7 gün 609(15) 269 (8) 7 gün + 193(4.7) 107(3.2) 2476 (76.5) 515(15.9) 244 (7.5) 3758 (90) 363 (8.7) 56(1.3) 861 (67.3) 267 (20.9) 151 (11.8) 5373 (87.6) 611 (10) 149 (2.4) 6234(84.1) 878(11.8) 300 (4) 88 Tablo 4.1 lb: Son Bir Ayda Yataktan Çıkamama ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı Arasındaki İlişki Yataktan Çıkamadığı Gün Sayısı sayı, (satır %) Yok 1-3 gün 3 gün+ Kadın 3526 (86.7) 306 (7.5) 235 (5.8) Erkek 3087 (92.3) 144 (4.3) 112(3.4) Bedensel Hastalık: Var Yok Ruhsal Hastalık: Var Yok Toplam 2696 (83.4) 278 (8.6) 259 (8.0) 3917(93.8) 172(4.1) 88(2.1) 1000(78.2) 136(10.6) 142(11.1) 5613(91.5) 314(5.1) 205 (3.3) 6613 (89.2) 450(6.1) 347 (4.7) Sağlık hizmeti kullanımı sonuçları Deneklerin %44'ü en az bir, %20'si iki ya da daha fazla sayıda bilinen bedensel hastalıkları olduğunu belirtmişlerdir. Bedensel hastalık sayısı yaşla pozitif korelasyon göstermektedir (.36, p=.000). Son 12 ay içinde ruhsal/sinirsel nedenlerle yardım arayan/tedaviye başvuran kişi oranı % 4.7 olarak bulunmuştur (Tablo 4.12). Son 12 ayda CIDI ile tanısı konmuş ruhsal hastalığı olanların son bir yılda tedaviye başvuru oranı %13.8'dir. En yüksek başvuru oranlan panik bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk ve somatizasyon bozukluğundadır. İlk başvurular en çok psikiyatri uzmanına, sonra diğer uzmanlara, üçüncü sıklıkta ise pratisyen hekimlere yapılmaktadır. Tablo 4.12: Son 12 aylık ICD tanılarının son bir yıl içinde ruh sağlığı hizmetine başvuruyla ilişkisi Başvurulan Kiş * Son 12 Ayda Başvuru % Prat, uzman, psikiyatr Tanılar Sayı, satır%, sütun% Panik Bozulduğu 10, 2.9 34.5, 12.5, 0, 75 29 (0.4) Agorafobi 11, 3.2 22.9, 10, 20, . 70 48 (0.6) Yaygın Bunaltı Bozukluk 13, 3.7 26, 8.3, 41.7, 50 50 (0.7) Depresif Nöbet 81, 23.3 27.4, 18.7, 20, 53.3 297 (4.0) Distimi 33, 9.5 28.9, 16.7; 23.3, 53.3 116(1.6) K. Yineleyici Depresyon 27, 7.8 23.1, 23.1, 26.9, 50 119(1.6) Hipokondriyazis 8, 2.3 19, 0, 62.5, 37.5 42 (0.6) Nevrasteni 38, 11 21, 22.2, 22.2, 55.6 183(2.4) Alkol Bağımlılığı 6, 1.7 10.2, 60, 20, 20 61 (0.8) 11, 3.2 32.4, 30, 20, 30 34 (0.5) Toplam (%) Obsesif Kompülsif Bozukluk 89 Bulimiya Nervoza 1, 0.3 5.9, 0, 100, 0 17(0.2) Sosyal Fobi 22, 6.3 16.5, 30, 15, 55 134(1.8) Özgül Fobi 32, 9.2 15.8, 20, 13.3, 60 203 (2.7) Ağrı Bozukluğu 63, 18.2 10.3, 29.8, 22.8, 40.4 625 (8.4) Somatizasyon Bozukluğu 5, 1.4 31.3, 25, 25, 50 16(0.2) 175, 50.4 13.8, 22.2, 27.2, 44.4 1288(17.2) 4.7 20.7 33.1 Herhangi Bir Ruhsal Bozukluk Toplam 347 * Sadece son 12 aydaki ilk başvurular alınmıştır. 39.2 Görüşme anında "sinirleri" için ilaç kullanmakta olan kişi oranı % 5 tir (kadınlarda %6.8, erkeklerde 2.7). Bunlarm %52'si 12 aylık ICD tanısı almıştır. Kullanılan ilaçlar ağırlıklı olarak antidepresanlar (%66), uyku hapları (% 23), nöroleptiklerdir (%6.5) (Tablo 4.13). İlaç kuUananlarm üçte biri bu ilacı bir yıldan daha fazla süredir kullanmakta olduklarını bildirmişlerdir. Kullanılan ilacı veren kişiler: uzman doktor (%51), psikiyatri uzmanı (%22), pratisyen (%18), eczacı (%4.6)dır. Deneklerin %4'ü ilacı kimseye danışmadan kendi kendilerine aldıklarını söylemişlerdir. Şu anda psikotrop ilaç kuUananlarm %53.4'ü son bir yılda ruhsal nedenlerle bir tedaviciye başvurmuştur. Tablo 4.13: Şu Anda Kullanılan Psikotrop Ilaçl arın Cinsiyete Göre Dağılımı Erkek Kadın Toplam sayı (%) sayı (%) sayı (%) Antidepresan Sedatif/hipnotik Antipsikotik Antiepileptik Diğer 155 46 12 4 3 (70.3) (20.9) (5.5) (1.8) (1.4) Toplam 220 (6.8) 38 21 7 2 4 72 (52.8) (29.2) (9.7) (2.8) (5.6) 193 (66.1) 67 (22.9) 19 (6.5) 6 (2.1) 7 (2.4) (2.7) 292 (5.0) Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının ruhsal ^edensel hastalık varlığına göre dağılımı Tablo 4.14'te görülmektedir. Bedensel hastalık varlığı hastalara bilinen bir bedensel hastalıkları olup olmadığı sorularak ve 14 hastalıktan oluşan bir liste okunarak işaretlenmiştir. Bu değişkenin GSA puanlarıyla ilişkili olduğu görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar, olmayanlara oranla belirgin olarak daha fazla GSA puanı almışlardır. CIDI görüşmesi sonucunda ICD-10 ölçütlerine göre konan ruhsal hastalık tanısmm varlığının da GSA puanlarıyla belirgin bir ilişkisi olduğu görülmektedir. Ruhsal hastalığı olan-olmayan farkının, bedensel hastalığı olan-olmayan farkından çok daha fazla olduğu görülmektedir. 90 Tablo 4.14: Bedensel/Ruhsal Hastalık Varlığına Göre Ortalama GSA Puanları GSA12 GSA28 ort. (SS) ort. (SS) Bedensel hastalık var Bedensel hastalık yok 19.8 (4.3) 18.0(3.5) 43.2 (9.8) 38.0 (7.2) Ruhsal hastalık var Ruhsal hastalık yok 21.9(5.4) 18.2(3.2) 48.2(12.1) 38.6 (6.9) 18.8(3.96) 40.3 (8.8) Toplam TARTIŞMA Ruhsal hastalık yaygınlığı Bu araştırma ruhsal rahatsızlıkların yaygınlığını gösteren ve Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklemle yapılmış ilk çalışmadır. Sonuçlar, araştırılan ruhsal rahatsızlık sıklığının toplumun yüzde 17.2'sinde görüldüğünü göstermektedir. Ankara-Gölbaşı'nda benzer bir görüşme aracı kullanılarak yapılmış olan Dünya Sağlık Örgütü araştırmasında sağlık ocağına başvuranlar arasında herhangi bir tanı alanların oranı %17.6 olarak bulunmuştur. Sağlık ocağına başvuranlarda ruhsal sorunların genel topluma oranla daha yaygın olması beklenirse de araştırmamızda anılan araştırmada soruşturulmayan tanı gruplarının (ağrı bozukluğu, yeme bozuklukları, sosyal ve özgül fobiler ve obsesif kompülsif bozukluk) varlığı beklenen farkm olmamasını açıklayabilir. DSM-III ölçütlerine göre tanı konan Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan epidemiyolojik çalışmada (ECA, Regier ve ark. 1988) toplam ruhsal hastalık oranı 6 ay için %19.1 bulunmuştur. Bu çalışmada depresyon %3, fobiler %7.7, panik bozukluğu %0.8, obsesif kompülsif bozukluk %1.5, somatizasyon bozukluğu ise %0.1 bulunmuştur. A.B.D'de en son yapılan epidemiyolojik çalışmada ise (NCS, Kessler ve ark. 1994) DSM-III-R ölçütlerine göre 12 ay için toplam ruhsal hastalık oranı %29.5, depresyon %10.3, panik bozukluğu %2.3 oranında bulunmuştur. Araştırmalar ve ülkeler arasında görülen farklı oranlar, gerçek bir farktan doğabileceği gibi, kısmen görüşme araçlarına ve tanı koyma dizgelerinde^ farklılığa da bağlı olabilir. Alkol bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalıkların kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir. Sonuçlarımız bu bilgiyi doğrulamaktadır. Somatoform ağrı bozukluğu yüksek oranda görülürken somatizasyon bozukluğu oranı beklenenden düşüktür. Bu, somatizasyon bozukluğu tanısı koyabilmek için çok sayıda somatik belirtinin varlığının gerekli olmasına bağlı olabilir. Ağrı bozukluğu tanısı koymak için ise tıbbi açıklaması olmayan ağrıların 6 ay sürmesi yeterlidir. Ağrı bozukluğu dışta tutulursa en sık rastlanan ruhsal hastalık majör depresyondur. Depresyonun sık görülmesi yanında ciddi yetiyitimine de yol açtığı hatırlanırsa tanı ve tedavi önceliği de ortaya çıkacaktır. Anksiyete ve depresyon spektrumundaki hastalıklar tanıların büyük çoğunluğunu oluştururken, yeme bozukluğu, hipokondriyazis, somatizasyon bozukluğu gibi hastalıkların düşük sıklıkta olduğu görülmektedir. Ruh sağlığı hizmeti kullanımı Ruh sağlığı hizmeti almak için başvuru yolları önceki çalışmalarla benzerlik göstermektedir (Kılıç ve ark. 1994). Ruh sağlığı hizmetine ulaşım yollarında ilk başvuru seçeneği olarak psikiyatr ve diğer uzman doktorlar ağırlık taşımakta, pratisyen hekim daha sonra gelmektedir. Pratisyen hekimlerin sevk zinciri içinde arzu edilen yeri alması için çalışılması gerektiği açıktır. Ruhsal sorunu olan çok sayıda insanın psikiyatri dışındaki uzmanlık dallarına ilk başvuru yaptığı anlaşılmaktadır. Özellikle bedensel belirtilerle başvuran hastalarda yanlış/yetersiz tanı ve tedavilerin sık olması beklenebilir. Bu nedenle son yıllarda pratisyen hekimler üzerinde yoğunlaşan ruhsal hastalıklar konusundaki eğitimlerin başka uzmanlık dallarında çalışan hekimler için de planlanması gereklidir. 91 Ruhsal hastalığı olan kişilerin yardım için başvuru oranları yetersizdir. Örnek olarak son 12 ayda depresyon tanısı almış olan kişilerin son bir yıl içinde ruhsal nedenle tedaviye başvurma oranı dörtte bir dolayındadır. Herhangi bir ruhsal hastalığı olanlar için ise bu oran yedide birdir. Ruhsal rahatsızlığın ruh hekimine ulaşıncaya kadar 4 basamaktan geçtiğini belirten Goldberg (1992) her aşamada ulaşımı engelleyen faktörleri tartışmıştır. Hastalığın bir sorun olarak tanınması ve başvuruya karar verilmesi ilk adımdır. Başvuran hastaların önemli bir kısmının da tanınmasında güçlük olduğu düşünülürse, uygun yardım alan hasta oranının ne kadar düşeceği anlaşılabilir. Panik bozukluğu en çok yardım arayan hasta grubudur. Alkolizm ve ağrı bozukluğu doktora en az başvuran gruplardır. Panik belirtisinin kişide yarattığı korkunun yardım aramayı arttırdığı düşünülebilir. Yaklaşık 20 kişiden biri araştırma anında psikotrop ilaç kullanmakta idi. Bunların üçte biri bu ilacı bir yıldan uzun süredir kullandıklarını belirttiler. Şu anda ilaç kullananların ancak yarısının son 12 ayda tanı konacak bir ruhsal rahatsızlığı vardır. Bu kişilerin gereksiz yere veya gereğinden uzun süre mi ilaç kullandıkları, yoksa hastalık şiddetinde olmayan belirtiler için kendiliklerinden mi ilaca başladıkları araştırılması gereken bir konudur. Yetiyitimi Ruhsal hastalığı olan kişilerin önemli ölçüde yetiyitimine uğradıkları görülmektedir. Ruhsal hastalığı •olanlar olmayanlara oranla, ayrıca bedensel hastalığı olanlara oranla işlerini daha çok aksattıklarını söylüyorlar ve daha fazla yetiyitimi tarif ediyorlar. Kişinin işe gidemediği/işini yapamadığı gün sayısının ruhsal hastalık varlığında bedensel hastalığa oranla daha fazla olması ruhsal rahatsızlıkların ciddi sosyal ve ekonomik sonuçlan olduğunu kanıtlamaktadır. Ruhsal yetiyitiminin kadınlarda daha fazla görülmesi, kadınlarda ruhsal rahatsızlığın erkeklere göre iki kat daha fazla bulunmasıyla ilişkili olabilir. Yetiyitimi puanları ve işe gidememenin distimik hasta grubunda depresyon grubuna oranla daha fazla olması ilginç bir bulgudur. Distimik grubun puanlan nevrasteni ve sonntizasyon gruplarından da yüksektir. Genel Sağlık Anketi sonuçları Genel Sağlık Anketi puanlarında görülen ilk özellik kadınların erkeklerden yüksek puan almış olmalandir. Bu da beklenen ve başka çalışmalarla paralel bir sonuçtur (Kılıç ve ark. 1997). GSA puanlan Ankara'da sağlık ocağına başvuran kişilerde bulunan değerlerden daha düşüktür (Kılıç 1996). Bu da toplum düzeyinden birinci basamak sağlık hizmetine, oradan da psikiyatri servislerine uzanan sevk zincirinde hastalık şiddetinin artmasıyla açıklanabilir. Bedensel hastalığı olanlar olmayanlara oranla ruhsal hastalığı olanlar da olmayanlara oranla daha yüksek GSA puanı almışlardır. Ruhsal hastalığı olanların bedensel hastalığı olanlardan daha yüksek GSA puanı almaları, ayrıca ruhsal hastalığı olanlarla olmayanlar arasındaki farkın bedensel hastalık olup olmaması arasındaki farka göre daha yüksek olması beklenen bir durumdur ve anketin ruhsal bozuklukla ilgili belirtileri ölçtüğünün de (geçerliliğinin) dolaylı bir göstergesidir. SONUÇLAR 1. Sonuçlar toplumdaki her altı erişkinden birinin son yıl içinde tanı konabilir bir ruhsal hastalığı olduğunu göstermektedir. 2. Ruhsal hastalıklar ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) neden olmaktadır. Sosyal hayat ve iş verimi üzerine yaptıkları olumsuz etkiler bedensel hastalıklara oranla daha fazladır. 3. Ruhsal hastalıklar için evrensel sayılan risk faktörleri bu çalışmada da ortaya çıkmıştır: a) ruhsal rahatsızlıkların hemen her türü (alkol bağımlılığı hariç) kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görülmektedir. b) eğitim düzeyi yükseldikçe ruhsal hastalık oranı azalmaktadır. c) boşanmış ve dullarda ruhsal hastalık daha sık görülmektedir. 4. Coğrafi bölgeler ve yerleşim yeri tipi ruhsal hastalık sıklığını etkilemektedir. (Güney, Orta ve Doğu Anadolu'da toplam ruhsal hastalık yaygınlığı düşük ve birbirine yakınken Kuzey Anadolu'da oranlar daha yüksek, Batı'da ise hepsinden yüksektir). Şehir merkezlerinde yaşayanlarda ruhsal hastalık riski köy ve ilçedekilere göre daha yüksektir. 92 5. Ruhsal hastalığı olanların tedavi için başvuru oranları düşüktür. Son bir yıl içinde ruhsal rahatsızlığı olanlardan ancak yedide biri yardım için başvurmaktadır. İlk başvuru çoğunlukla pratisyen hekime değil, psikiyatri uzmanı veya başka uzmanlara yapılmaktadır. 6. Erişkin nüfusun %5'i halen psikotrop ilaç kullanmaktadır. Kullanılan ilaç çoğunlukla bir antidepresandır. Şu anda psikotrop ilaç kullanmakta olanların ancak yarısı son 12 ay için ruhsal hastalık tanısı almıştır. Hem tanı almadığı halde ilaç kullananların olması, hem de bu hastaların üçte birinin bu ilaçları bir yıldan uzun süredir kullanıyor olmaları gereksiz kullanımın araştırılması gereğini ortaya koymaktadır. KAYNAKLAR Dünya Sağlık Örgütü (1990) Composite International Diagnostic Interview, Geneva Dünya Sağlık Örgütü (1991) Brief Disability Questionnaire, Geneva. Goldberg DP, Williams P (1988) A User's Guide to the General Health Questionnaire. Windsor: NFER/Nelson Goldberg DP, Huxley P(1992) Common Mental Disorders: A Bio-social model. London, NewYork: Tavistock/Routlege Kaplan İ (1995) Yarı kırsal alanda bir sağlık ocağına başvuran hastalarda ruhsal bozuklukların yetiyitimi ile ilişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 6:169-179. Kessler RC, McGonagle KA, Zhao S ve ark (1994) Lifetime and 12-month prevalences of DSM-III-R psychiatric disorders in the United States: Results from the National Comorbidity Survey. Archives of General Psychiatry, 51:8-19. Kılıç C (1996) Genel Sağlık Anketi: Güvenilirlik ve Geçerlilik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 7: 3-9. Kılıç C, Göğüs A (1997) Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi: CIDI. Hacettepe Ü. Tıp Fak. Psikiyatri Bl; Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi Yayınları, Nurol Matbaası, Ankara. Kılıç C, Rezaki M, Özgen G ve ark (1997) General Health Questionnaire (GHQ12 & GHQ28): Psychometric Properties and Factor Structure of the Scales in a Turkish Primary Care Sample. Social Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 32: 327-331. Kılıç C, Rezaki M, Üstün TB, Gater R (1994) Pathways to psychiatric care in Ankara. Social Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 29: 131-136. Küey L, Üstün TB, Güleç C (1987) Türkiye'de ruhsal bozukluklar epidemiyolojisi araştırmaları üzerine bir gözden geçirme. Toplum ve Hekim, 44: 16-30. Regier DA, Boyd JH, Burke Jr. JD ve ark (1988) One month prevalence of mental disorders in the United States. Archives of General Psychiatry, 45:981. Rezaki MS, Özgen G, Kaplan İ ve ark (1995) Results from the Ankara centre. Mental Illness in General Health Care: An International Study. TB Üstün, N Sartorius (Ed). John Wiley & Sons, s: 39-56. 93 TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ ÖZET Çocuklardaki davranış ve duygusal sorunlar ile yetişkinlerdeki ruhsal bozukluklar toplumda yaygın olarak görülmelerine karşın yeterince tanınmamaktadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar, yetişkinlerde her 4-5 kişiden birinde tedavi gerektirecek düzeyde ruhsal hastalık bulunduğunu, çocuk ve gençlerde ise davranış ve duygusal sorunların yaygın olduğunu göstermektedir. Toplumda bir ruhsal hastalığı olan bireylerin ya da sorunlu çocuğu olan ailelerin pek azı tedavi için başvurmakta, başvuranların büyük çoğunluğuna tanı konamamakta, tanı konanların ise küçük bir grubu etkili tedavi alabilmektedir. Ruhsal hastalıkların eskiden çok iyi bilinmeyen bir yönü de yol açtıkları yetiyitimidir. Sadece ağır akıl hastalıkları değil, depresyon ve bunaltı bozuklukları gibi sık görülen ruhsal rahatsızlıklar da kişinin iş, eğitim ve sosyal yaşantısmda ciddi sorunlar yaşamasına, belirgin iş gücü kaybına yol açmaktadır. Ruhsal hastalıkların neden olduğu yetiyitiminin bedensel hastalıkların neden olduğundan daha az olmadığı bilinmektedir. Bu da ruhsal hastalıkların önlenmesi ve tedavisinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Standart değerlendirme araçlarının kullanımının yaygmlaşması kültürlerarası karşılaştırmaları mümkün kılarak çocuk ve erişkin ruh sağlığı sorunlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Ruh sağlığı hizmetlerinin planlanmasında ruhsal sorunların yaygınlığı ve ilişkili faktörlerin iyi bilinmesi temel önem taşır. Bu bilgiler ise geçerliliği ve güvenilirliği sınanmış değerlendirme ölçeklerinin kullanıldığı, iyi düzenlenmiş epidemiyolojik araştırmalarla elde edilebilir. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "Türkiye Ruh Sağlığı Profili" araştırması yukarıda sözü edilen nedenlerle erişkinlerde sık görülen ruhsal hastalıkların, çocuk ve gençlerde davranışsal ve duygusal sorunların yaygınlığı, demografik değişkenlerle ilişkisi, ruhsal ve bedensel sorunların neden olduğu yetiyitimi ve bireylerin ruh sağlığı hizmetini kullanımlarıyla ilgili bilgi toplamayı amaçlamıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması tabakalı, çok aşamalı, kümeli, olasılık ömeklemesidir. Son aşamada seçilen birim olan kümenin her tabakada seçilme olasılığı eşit olduğu için araştırma kendinden ağırlıklıdır. Tabakalar Türkiye'nin 5 demografik bölgesi ve 3 yerleşim yeri tipinin (il, ilçe, köy) çaprazlanmasıyla oluşturulmuştur. Araştırmanın bulguları 15 tabaka ve 4 büyük kentimiz ile bunların herhangi bir şekilde birleştirilmesiyle elde edilen toplum kesimlerine genellenebilir. Yerleşim yerinin seçildiği aşamalarda çerçeve olarak T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş Yayını gerekli güncelleştirme yapılarak kullanılmıştır. Son aşamada küme seçimi için T.C. Sağlık Bakanlığı'nca tutulan ve her sene güncelleştirilen Evhalkı Tespit Fişleri Kullanılmıştır. Örnek seçiminin her aşamasmda sistematik rasgele seçim yapılmıştır. Araştırmada saha çalışması için il denetçileri örnekleme çıkan illerde görev yapan Ruh sağlığı Şube Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık Müdür yardımcısından, görüşmeciler ise sağlık ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşmuştur. İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi iki aşamada iki ayrı grup halinde yapılmıştır. Alan çalışması da iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 Ocak 1996 tarihleri arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs 1996 tarihleri arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan çalışması yapılmıştır. Toplam olarak 3889 hanede 16550 kişi hakkında veri toplanmıştır. Ulaşılan hanelerdeki 2 yaşın üstünde herkese yaşlarına uygun ölçekler uygulanmış, dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Örneğe giren hanede Hanehalkı Anketi, 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği ve 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği; erişkin nüfus için ise Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi (CIDI), Genel Sağlık Anketi, Kısa Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi kullanılmıştır. Annelerden elde edilen bilgilere göre 2-3 yaş grubu çocuklarda sorun davranışların görülme sıklığı %10.9, 4-18 yaş grubunda %11.3 olarak bulunmuştur. Öğretmenlerden elde edilen bilgilere göre 5-18 yaş grubunda sorun davranış oranı %11.6, gençlerin kendilerinden elde edilen sonuçlara göre ise 95 %11.9'dur. Her üç bilgi kaynağından elde edilen bilgiler doğrultusunda toplumumuzda İçe Yönelim sorunlarının Dışa Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu görülmektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve köylerden yüksektir. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı farklılık göstermektedir. Genel olarak çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaklaşık %11 olarak bildirilmesine karşın, 2-3 yaş grubu çocuğu olan ailelerde ruh sağlığı hizmetine başvuru hiç yoktur; 418 yaş grubunda bu oran % 0.2 olarak bulunmuştur. 11-18 yaş grubundaki gençlerin %5'i davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmelerine karşın, başvuru oranı % 0.3 olarak bulunmuştur. Erişkinlerle ilgili verilere göre son 12 ayda herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olan kişi oranı %17.2'dir. Kadınlarda ruhsal rahatsızlık görülme oranı erkeklerin iki katı fazladır. Eğitim, medeni durum gibi değişkenler ruhsal hastalık yaygınlığını etkilemektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve köylerden daha fazladır. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı da farklılık göstermektedir: batı bölgesinde oranlar en yüksektir. Ruhsal hastalık varlığının belirgin olarak iş gücü kaybına, işe gidememeye yol açtığı ve bu kaybın bedensel hastalığı olanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Deneklerin son bir yıl içinde ruhsal şikayetlerle tedavi başvurusu yapma oranı %4.7'dir. Başvuru oranlan kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Ruhsal nedenle ilk başvurulan kişi sıklık sırasına göre psikiyatri uzmanı (%39), psikiyatri dışı uzman (%33), pratisyen (%21) ve hocadır (%3.6). Araştırma anında psikotrop ilaç kullanma sıklığı %5'tir. İlaç kullanım oranı kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Araştırma anında kullanılan ilaçların üçte ikisi antidepresanlar, dörtte biri sedatif/hipnotiklerdir. Türkiye Ruh Sağlığı Profili bulguları ruhsal hastalıkların yaygınlığı ve sonuçlarıyla ilgili önemli bilgiler sağlamaktadır. Araştırma ruhsal hastalıklarla ilgili Türkiye nüfusunu temsil eden ilk çalışma olması, çok sayıda ruhsal sorunun taranmış olması, hem çocuk hem erişkin örneklemini içermesi gibi nedenlerle önemlidir. Topluma yönelik ruh sağlığı hizmetlerinin planlanması ve gelecekteki araştırmalara temel oluşturması açısından bulgularımızın yararlı olacağını umuyoruz. 96 MENTAL HEALTH PROFILE OF TURKEY SUMMARY BACKGROUND Epidemiological studies targeting general population yield higher than expected prevalence rates for mental disorders. Behavioral and emotional problems in children and adolescents are also reported to be high. Studies show that one in four or five people in the population at any given time is suffering from a diagnosable mental disorder. Although they are common, people with mental disorders rarely seek treatment. Of those who do, the great majority receive incorrect diagnoses or no diagnosis at all. Further, those who are correctly diagnosed, may not receive proper/sufficient treatment. Mental disorders can cause severe disability. Not only severe mental disorders, like schizophrenia, but also very common mental disorders like depression and anxiety disorders can seriously affect work and social performance. Studies show that disability caused by mental disorders in general is not less than that caused by bodily illnesses. These findings, in addition to the fact that mental disorders are very common, makes prevention and treatment of mental disorders a significant public health problem. The increasing use of standardized assessment tools have enhanced our understanding of child and adult psychological problems by making cross-cultural comparisons possible. In order to form public health policies for mental health services, it is essential to know the distribution of mental health problems and associated variables. Those variables will be provided by well designed community epidemiological studies done with standardized instruments with established validity and reliability. AIMS The Mental Health Profile Survey of Turkey aims to investigate the prevalences, characteristics and consequences of common adult mental disorders as well as children and adolescents' behavioral/ emotional problems. It also assesses demographic variables associated with psychological problems in addition to the disability caused by mental disorders and use of health services by people who suffer emotional problems. The results of this study will provide baseline data for future studies and will also help in shaping public health policies and programs. METHODOLOGY AND SAMPLING The survey was designed in a way that generalization of the findings would be possible on region level as well as on type of settlement. For this reason, a sample plan of a self weighted, equal probability of selection in strata, with a large target number of households was designed. Two stratification criteria was used: one was the region with five categories, and the other was type of settlement with three categories, constituting 15 strata. The selection was done at various stages where staging was determined by the existence of sampling frames. At the last stage, cluster selection was done from household records kept and updated every year by Ministry of Health. Systematic random selection was employed at every stage. An independent computer file was created for every module used in the survey. Identification of the records in these files was designed in a way that it is possible to match related records from various files. Distributions of background variables of the Mental Health Profile Survey were compared with 1990 Turkish General Census, 1989 Demographic Survey of Turkish State Planning Organization and 1993 Turkish Demographic and Health Survey of Hacettepe University Institute of Population Studies. Taking, also, the natural trend of change in time on these background variables into consideration, the findings of the Mental Health Profile Survey seemed to be reliable. ORGANIZATION AND PLANNING The Mental Health Profile Survey was carried out by General Directorate of Primary Health Care of Ministry of Health, through a technical collaboration of Child Psychiatry Department of Ankara University Medical Faculty, Psychiatry Department of Hacettepe University Medical Faculty and Hacettepe University Institute of Population Studies. The financial support for the survey was provided by Health Project General Coordination Unit of Ministry of Health and World Health Organization. 97 Field staff and local supervisors were selected among Ministry of Health staff including general practitioners, social workers, psychologists, midwives, nurses and health educators. All interviewers received theoretical and practical training for a week. Fieldwork activities were completed in two stages. The first stage of the fieldwork was completed by the end of December 1995, the second stage was completed by the end of May 1996. Local supervisors held regular meetings with the fieldwork team to ensure quality of data collection and reported weekly to the center coordinators in Ankara. At the end of field work, the questionnaires were returned to the Primary Health Care Directorate of Ministry of Health where they were edited by study supervisors. DATA COLLECTION Data was collected on a total of 16550 household members living in 3889 interviewed houses, no exclusion criteria was used. A Household Questionnaire was filled in for every house. Children and adolescents were given Child Behaviour Checklists (CBCL/2-3, CBCL/4-18), Teacher's Report Form (TRF) and Youth Self-Report (YSR). The adults were given Composite International Diagnostic Interview (GDI), General Health Questionnaire (GHQ), Health Services Use Questionnaire and Brief Disability Questionnaire (BDQ). A total of 635 were given CBCL/2-3, 4488 CBCL/4-18, 2340 TRF and 2206 cases were given YSR. The number of subjects receiving CIDI, GHQ, BDQ and Health Service Use Questionnaire were 7479. The internal consistency and test-retest reliability coefficients were satisfactory for all the checklists. The response rate for household questionnaire was 90 %. The total response rate of CBCL/2-3 was 94.6 %, it was 83.9 % for CBCL/4-18, 87.7 % for TRF, 79 % forYSR. The response rate for adult population was 73.4 %. RESULTS Household findings: The average household size in this survey was 4.26, a bit smaller than the average of Turkish Demographic and Health Survey, 1993. Marriage is still a stable sociological unit in Turkey, only 1% of the marriages dissolved because of divorces and 7.2% dissolved for natural causes like death. Gender differentiation still continues in education opportunities in Turkey, especially after primary education level. Primary school graduates were equally distributed in both sexes while the frequency of males was higher in higher education levels. A great majority (two thirds) of the 12+ age population, the population in the working age, do not work at any income returning job. This high figure may be explained by young population who are still continuing their education, older population who exited from working life and housewives whose work has no return in terms of money. In addition, 46% of the population has no social insurance at all. Child and adolescent sample: Each instrument for children and adolescents was scored for eight cross-informant syndromes, plus Internalizing and Externalizing groupings of the syndromes and total problems. No significant age and gender differences were reported by the parents of children aged 2-3. Parents of children aged 4-18 revealed significantly higher total problem scores for boys than for girls, higher scores for younger than for older children. Girls also had higher scores for Withdrawn, Somatic Complaints and Anxious/Depressed scales than boys. On the other hand, boys obtained higher scores for Attention Problems, Delinquent Behavior and Aggressive Behavior scales than girls. For Internalizing scale, girls were scored higher, for Externalizing scale boys were rated higher. There were significant differences between gender and age groups on the Competence scales. For Activities, Social and Total Competence, parents reported higher scores for boys than girls. There was a slight tendency for older children to obtain higher competence scores than younger children, whereas for School scale, parents reported higher scores for girls than for boys and for younger children than older children. On TRF, girls were rated significantly higher than boys on all six academic and adaptive scores. Teachers generally viewed girls on functioning somewhat better than boys. Older children obtained higher scores for 'Total Adaptive Functioning" than younger children. On Syndrome and Total Problem Scales, teachers reported higher total problem scores for boys than for girls, higher scores for 98 younger than for older children. For Internalizing scales, teachers reported higher scores for girls, whereas for Externalizing scales, they reported higher scores for boys. These findings pertain to studies based on parent reports. On Externalizing and Total Problems, younger age group had higher scores than older age group. No significant age differences were found on the Internalizing Scale. On YSR, boys obtained higher Total Competence score than girls. No significant age differences were found for the two scales or total competence. On syndrome scales girls reported higher on internalizing problems and boys on externalizing problems. These findings pertain to studies based on parent and teacher reports. Unlike parents and teachers reports of children's problem behavior, no significant gender differences were reported by the adolescents. They also indicated an increase of problem scores with increasing age. Adolescents reported higher problems than their parents and teachers. The mean total problems scores on the YSR (32.2), was much higher than those found on the CBCL (24.0) and the TRF (29.5). In all checklists, problem rates were higher in urban than semi-urban and rural areas. There were regional differences in problem rates. The prevalence rate of Total Problems of the CBCL/2-3 on the Total Problems revealed a rate of 10.9 percent based on parent information, 11.3 percent for ages 4-18 year olds, 11.6 percent on the basis of teacher information and 11.9 percent based on youth reports. Although a considerable proportion of children are reported to have behavioral/emotional problems, very few (none in 2-3, 0.2% for 4-18 age groups) are referred to mental health care services. Although 5% of the 11-18 age group youths have reported the need for help for their behavioral/ emotional problems, only 0.3% were referred. Adult sample: A total of 7479 people aged 18 or older were interviewed by general practitioners trained in the use of CIDI. 54.9% were female and mean age was 39.3. The prevalence of psychiatric disorders in the last 12 months according to ICD-10 was 17.2%. Three most common types of psychiatric illnesses were: pain disorder (8.4%), major depression (4%) and specific phobia (2.7%). The prevalence of any psychiatric disorder was 22.4% in women compared to 10.9% in men. People with any psychiatric disorder were older than general population. People with disorders which typically start during childhood or adolescence like specific and social phobia, however, were younger. Lack of education had a clear effect on rate of illness; the least educated had the highest rates of psychiatric disorder. Marital state also had an effect; divorced or widowed people had higher chances of having an illness compared to married and single people. Rates of illness differed depending on type of settlement and geographical region. Subjects who live in the western part of Turkey had clearly higher rates of overall ICD-10 psychiatric disorder (20%) than the other parts (14.3 to 14.5%); northern parts of Turkey also showed higher rates of illness (17.1 %), although not as high. People living in urban areas compared to those living in semi-urban and rural areas had higher rates of psychiatric disorders (19.8 vs. 14.8 and 14.9%). Presence of psychiatric disorder was clearly associated with higher disability (number of days unable to go to work, number of days unable to get off bed) compared both to those with no psychiatric disorder and those with physical illness. General Health Questionnaire scores were quite sensitive to psychiatric illness: both GHQ12 and GHQ28 scores differentiated people with and without psychiatric disorder for all diagnostic groups. GHQ scores were higher for any psychiatric illness compared to any bodily illness, thus confirming its specificity for psychological problems. 4.7% of subjects had contacted a carer in the last year for psychological reasons. Women had two-times higher rates of contact than men. Person first contacted for psychological problem was: psychiatrist (39% of cases), other specialist (internist, neurologist 33%), general practitioner (21%) and religious healer (3.6%). The three disorders with highest rates for any contact were: panic disorder, obsessive compulsive disorder and somatization disorder. 99 5% of subjects reported being on psychotropic medication at the time of the study. Two thirds of those were on antidepressants (women 70.3%, men 52.8%), one fourth were on sedative/ hypnotics. Half of these people received any ICD-10 diagnosis and one third said they had been taking their drug for longer than one year. CONCLUSION The results provide essential information on prevalence, characteristics, consequences and related factors of psychological problems in Turkey. The study is important since it is the first epidemiological study on psychological problems on a national sample. Psychological problems of children and adults were more common in urban than rural areas. Although adult women had a higher prevalence of psychological problems, the female/male ratio was reversed in childhood. Adolescents reported more problems than their parents & teachers did. Results indicate that one in every six adults have a diagnosable mental disorder. They also show that mental disorders severely affect people's lives; the disability caused by mental disorders is higher than that caused by organic illness. Universal risk factors for mental illness were confirmed by our findings; those with less education, divorced or widowed people and adult women are at high risk for most of psychiatric illnesses. Urbanization is also a known risk factor for both adults and children. One interesting finding is that there were regional differences both in the prevalence of any disorder and also for types of disorders. One major finding is that both adults and children received inadequate help for their psychological suffering. Very few children with psychological problems were referred for help. Although 5% of 1118 age group volunteered they needed psychological help, only 0.3% of the whole group were referred. One out of seven adults who had a diagnosable psychiatric disorder sought help from a professional in the last 12 months. Some symptoms seem to increase this rate of help seeking. We hope the results of this study will be of help in future planning of needs of care for both adults and children in our population. 100 EK 1. ÖRNEKLEME TABAKALARI, GÖRÜŞME TARİHİNDE NÜFUSLAR, YERLEŞİM YERİ SAYILARI, ÖRNEK YERLEŞİM YERLERİNİN TABAKALARA DAĞILIMI Tablo E1-1: Bölge ve tabakalarda alan çalışması tarihi için kestirilmiş hanehalkı sayıları İl merkezleri Köyler İlçe merkezleri HH sayısı HH sayısı HH sayısı YY s (Kestirim) YY s (Kestirim) (Kestirim) YY s 13 3288207.4 169 1137595.7 Batı A. 192 1120147.4 98 8 Güney A. 714448.9 107 611432.9 570671.9 239 948839.2 Orta A. 20 634206.1 1402190.5 225 131 506330.4 Kuzey A. 9 220566.3 126 309712.0 222 Doğu A. 23 203 456974.7 825695.3 610446.1 73 859 4029893.5 6235859.2 3090712.1 853 Toplam HH sayısı (Kestirim) 5545950.5 1896553.7 2985235.8 1036608.7 1892116.1 13356464.8 Tablo El-2: İl merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı, örnekleme aralığı ve rasgele sayı Örnekleme Seçilecek Yerleşim yeri HH sayısı Rasgele aralığı sayısı YY sayısı sayı (kestirim) Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam 13 8 20 9 23 73 3288207.4 714448.9 1402190.5 220566.3 610446.1 6235859.2 8 3 9 5 28 411025 238149 155798 73522 122089 170908 85323 142989 19561 70613 Tablo E1-3: Seçilen il merkezlerine bağlı ilçe merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı, örnekleme aralığı ve rasgele sayı. Örnekleme Rasgele HH sayısı Seçilecek sayı (kestirim) YY sayısı aralığı Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam 400798.8 216282.5 284440.5 120036.2 125909.3 1147467.3 6 1 7 3 6 25 66799 72094 40634 40012 20984 56340 68521 20980 13825 15003 Tablo El-4: Seçilen il merkezlerine bağlı köylerde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı örnekleme aralığı ve rasgele sayı. Örnekleme Rasgele HH sayısı Seçilecek sayı (kestirim) aralığı YY sayısı Batı A. Güney A. Orta A. Knızey A. Doğu A. Toplam 314398.5 259308.8 402163.7 211834.9 238179.1 . 1425885.0 13 6 10 6 10 45 24184 43218 40216 35305 23817 2663 17710 11152 4435 4943 Tablo E1-5: İl merkezi Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam 24.61884 5.34908 10.49821 1.65138 4.57041 46.68792 ilçe merk. 8.38655 4.27262 4.74830 2.31881 3.41388 23.14016 Köyler 8.51719 4.57780 7.10396 3.79090 6.18198 30.17183 Tablo El-6: Örnek 5000 Hanehalkının tabakalarda dağılımı. İlçe merk. Köyler İl merk. Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam 1231 267 525 83 229 2335 419 214 237 116 171 1157 102 426 229 355 190 309 1509 Toplam 41.52259 14.19951 22.35049 7.76110 14.16629 99.99998 Toplam 2076 710 1117 389 709 5001 EK 2. KÜME SEÇİMİ İÇİN ÇERÇEVENİN OLUŞTURULMASI Örnekleme çerçevesi, olasılıklı seçimde seçilme şansı verilen her birimin (araştırma konusuna uygun olan her birimin) yer aldığı listedir. Bu liste eksiksiz ve tekrarsız olduğu zaman örnekten evrene genelleme yapmak mümkündür, aksi halde, bulgular sadece örneğe giren birimler için geçerli kalır. Çerçeve eksik ise, çerçeveye giren birimlerin seçilme olasılığı artmış, girmeyenlerinki de sıfıra indirilmiş olur, bulgular çerçevede var olan birimlere yanlı olur. Eğer bir birim çerçevede birden fazla yer almışsa, bu tip birimlerin seçilme olasılığı diğerlerine göre daha fazla olur, bu nedenle yine yanlılık doğar. Yanlılıktan kaçınmanın en önemli ve birinci derecede etken yolu güncel çerçeveden seçim yapmaktır. Bu nedenle çerçeve özenle hazırlanmalıdır. Bu araştırmanın temel örnekleme birimi "hane"dir. Türkiye'de bütün haneleri kapsayan tek çerçeve DİE'nin sayım öncesinde yaptığı blok tarama ile elde edilen hane listeleridir ki 5 yıl geride kalmıştır, güncel değildir. Bir başka çerçeve TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım Şti.) in müşteri kayıtlandır. Bu listelere erişim hem pahalı hem de zaman alıcıdır. Bu araştırmada çerçeve olarak Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kullanılmıştır. ETF'ler senede bir ve en son Haziran 1995 gibi yakın bir tarihte güncelleştirildiğinden Türkiye'de kullanılabilir çerçevelerden biri olarak kabul edilebilir. Ancak, yine de bir yerleşim yerinde tüm haneleri kapsamama olasılığı akılda tutularak, örnek seçimi aşamalarında ETF'lerin eksiği giderilmeye çalışılmıştır. Örnekleme olasılıklı seçim olacak şekilde düzenlendiğinden ve olasılık hesaplayabilmek için önceki aşamalarda seçilen yerleşim yerlerindeki hanehalkı sayısına gerek olduğundan, ilk olarak, her yerleşim yeri için aşağıdaki form doldurulmuştur. Form 1: Sağlık ocaklarında nüfus ve hane sayıları ETF'lerin Hanehalkı sayısı Nüfus ETF'lerin nasıl sınırlandırıldığı kapsamadığı yerin tanımı 1. Sağlık ocağı 2. Sağlık ocağı 3. Sağlık ocağ n. Sağlık ocağı Formun 1. sütununda Sağlık ocağı tarafından saptanan hanehalkı sayısı, 2. sütununda bu hanelerde yaşayan insan sayısı istenmektedir. 3. sütunda ETF'lerin sımflandırılış biçimi tarif edilmiştir. Bazı Sağlık Ocakları ETF'leri sokak sokak, bazıları sorumlu ebe-hemşireye göre, bazıları da site site demetlemiş ya da sınıflandırmışlardır. Eğer ETF'ler sınıflandırılmamış; rasgele, düzensiz bir şekilde yığılmış ise, Sağlık ocağının (örneğe girdiği taktirde) sokak sokak, ya da sitelere göre sınıflandırma yapması istenmiştir. Formun her satırına bir Sağlık ocağı için bilgi yazılmıştır. Sağlık ocağının adının eksiksiz olarak belirtilmesi «erekir. Satırlardan bazıları Sağlık ocakları tarafından çeşitli nedenlerle kavranamayan, ETF'leri 103 doldurulmamış hane, hane kümeleri (yeni yapılmış ve iskan edilmiş apartman, ev, site, sokak gibi) varsa bu tip hane kümeleri için kullanılmış ve buralar için kesin hanehalkı sayısı ile yaklaşık nüfus yazılmıştır. Bu tip yerler grup başkanlıklarınca doldurulmuş ve adresleri 4. sütunda belirtilmiştir. Her yerleşim yeri için hazırlanan formun Bakanlığa gönderilmesi, formun başına ait olduğu yerleşim yerinin ili, ilçesi, mahalle ve köyü eksiksiz yazılması istenmiştir. ETF kayıtları herhangi bir Sağlık ocağında tutulan köyler için de birer form doldurtulmuştur. Eğer köy için ETF'Ier doldurulmamış ise, köyün hanehalkı listesi köy muhtarı ya da ihtiyar heyetinden istenmiştir. Örnekleme küme örneklemesidir. Bu araştırmada küme, birbirine komşu yaklaşık 20 hane olarak tanımlanmıştır. Yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak hem küme büyüklüğü hem de küme sayısı değişkendir. Örnek hanelerin seçimi için bu formlar kullanılmıştır. Seçilen her Sağlık ocağı için rasgele bir rakam verilmiş, verilen rakama karşılık gelen hane örnek kümenin ilk hanesi olacak şekilde, bu haneden itibaren küme büyüklüğü kadar hane örneğe alınmıştır. Eğer küme tamamlanmadan demet biterse, demetin sonundaki n hane kümeyi oluşturur (n küme büyüklüğüdür). Eğer demet verilen küme büyüklüğünden daha az küme içeriyorsa, seçilen demete komşu olan ve seçilen demetten sonra gelen sokak, ya da sitenin demeti kullanılarak küme tamamlanmıştır. 104 EK 3: UYGULAMA VE SONUÇLARI EK 2 yönerge haline getirilerek örneğe giren illerin yöneticilerine dağıtılmış, aynı zamanda çerçeve oluşturma için 2.5 saatlik bir eğitim toplantısı yapılmış ve yöneticilerden kendi sorumluluklarında olan il merkezi ve ilçe merkezleri için FORM doldurmaları istenmiştir. 3 Kasım 1995 te gelen FORM'lardaki bilgilerle aşağıdaki tablo oluşturulmuştur. Tablo E3-1. Orta ve Güney Anadolu böl;pelerinde ETF'lerden gelen bilgilerin dökümü. ETF Projeksiyon 1990 Nüfus Hane CrtHH Nüfus Hane OrtHH 1177167 5.12 Adana 229930 1098996 224285 4.90 5.70 Adana Osmaniye 149337 26198 144088 26931 5.35 3.84 Antalya 492866 128509 547812 139039 3.94 4.35 Antalya Kaş 3172 730 5195 1270 4.09 3.82 İsparta 129169 33896 124193 32596 3.81 İsparta Yalvaç 14970 4.19 39841 3571 8497 4.63 Ankara 1913742 2925319 716990 4.08 3.92 Bolu 66071 16876 73483 18603 3.95 4.14 Düzce 69987 16893 67877 Bolu 15357 4.42 Eskişehir 464623 126800 3.66 465247 121793 3.82 4.55 663004 145662 627654 Konya 135562 4.63 4.22 Akşehir 55800 13225 59083 Konya 11864 4.98 4.44 87254 Ereğli 19639 80.263 Konya 16117 4.98 17854 5.78 18901 Kulu 3087 Konya 3796 4.98 3.91 144362 Kütahya 168077 43016 36091 4.00 4.77 46400 15298 10867 Kütahya Tavşanlı 72971 4.27 42843 4.35 165297 Kırıkkale 186392 33803 4.89 Kaynak: T.C. Başbakanlık D.t.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s:179. Tablo E3-1 incelendiğinde, bilgileri eksik olan Ankara ve Antalya illeri dışında üç yerleşim yerinin ETF bilgilerinin açıklanmaya muhtaç olduğu görülmektedir. Diğer bütün yerleşim yerlerinde ETF nüfusları kestirilmiş nüfuslardan büyük ve yakın değerlerdir. Benzer şekilde hane sayısı Osmaniye dışında bütün yerleşim yerlerinde ETF kayıtlarında daha büyük değerlere ulaşmaktadır. Osmaniye'de ETF kayıtlarına göre hane sayısı kestirilmiş hane sayısından küçük olmasına rağmen ETF nüfusu kestirilmiş nüfustan daha büyüktür. ETF kayıtlarında saptanan nüfusların kestirilmiş nüfuslardan büyük olması, kayıt dışı kalmış hanelerin ihmal edilebilir düzeyde kaldığını göstermektedir. Bu nedenle ETF kayıtlarının bu yerleşim yerlerinde örnekleme çerçevesi olarak kullanılabilir olduğu düşünülmüştür. ETF kayıtlan kestirim değerleri ile uyuşmayan beş yerleşim yeri için Tablo E3-2 düzenlenmiştir. Tablo E3-2: ETF kayıtları gözden geçirilecek yerler için ek döküm 1990 1985 Bolu İsparta Konya Antalya Antalya Yalvaç Kulu Kaş 60789 28028 17425 378208 4560 50288 19968 16064 261114 4002 Kestirim 73483 39841 18901 547812 5195 ETF 66071 14970 17854 492866 3172 Tablo E3-2'ye göre, özellikle Yalvaç ETF bilgilerinin bu haliyle örnekleme çerçevesi olarak kullanılamayacağı görülmektedir. Bu nedenle bu merkezlerin yöneticilerinden kayıtlarını gözden geçirmeleri ve eksiklerini tamamlamaları istenmiştir. 105 Ankara Büyükkentin tümü için, ETF kayıtları kullanılamaz halde olduğu için küme seçimi TEDAŞ müşteri kütüklerinden yapılmıştır. Kümenin başlangıç yerinin adresi, il adı, ilçe adı, mahalle adı olarak verilmektedir. Ayrıca kümenin mahalle içinde tam yerini belirlemek için cadde ve sokak adı ile birlikte 3-11 arasında TEDAŞ müşterisinin konut numarası ve adı-soyadı verilmektedir. Bu liste sadece konutları içermekte, işyerleri bu listede yer almamaktadır. Küme, birbirine komşu 20 haneden oluşmaktadır (-100 kişi). Küme, TEDAŞ'tan alınan bu liste başlangıç noktası sayılarak, görüşmeci ekipler tarafından 20 hane listelenerek oluşturulmuştur. Araştırmanın ikinci aşaması, ilk aşamada kapsanan Orta ve Güney Anadolu dışında kalan Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölgelerden seçilen İl Sağlık Müdürlüklerinden, ilin nüfus ve hane sayısı, Sağlık Ocaklarına göre dökümü istenmiştir. Tablo E3-3: Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu için ETF' erden gelen bilgilerin dökümü ETF Projeksiyon 1990 OrtHH Nüfus Hane Nüfus Hane OrtH %fark -• 4.74 1062582 254206 1040440 219271 4.18 -2 Bursa 20971 4.33 39500 9338 Karacabey 4843 4.23 -47 Bursa istanbul 4.10 3.65 215630 2099334 545282 3.85 izmir 786287 -63 3850 3.21 18521 4965 12341 3.73 -34 izmir Kınık 6564 26554 6357 4.18 24483 Torbalı 3.73 +8 İzmir 27102 2.96 80448 20315 Yalova 80128 3.96 -0 4.54 81777 Giresun 94230 20776 18756 4.36 + 13 4.55 Giresun 2067 6798 1241 5.48 Eynesil 9415 +28 83336 4.35 335427 77287 4.34 Samsun 362540 +7 Bafra 16205 4.73 80464 16255 Samsun 76591 4.95 -5 4.68 145900 32494 Trabzon 51020 4.49 +39 238607 4634 5.63 12232 2105 5.81 Trabzon Araklı 26071 +53 6.88 Diyarbakır 474834 79271 511786 74339 5.99 +7 694 7.03 4807 Diyarbakır Dicle 33027 4696 6.93 ?? 8.50 78207 Silvan 84792 9981 11285 6.93 +8 Diyarbakır ?? Erzincan 101943 4.59 65074 4.90 334403 67015 Malatya 318708 4.99 -5 2774 2764 6.79 16116 5.83 + 14 Malatya Battalgazi 18829 247125 5.03 ?? Sivas 5.08 12226 2187 10790 5.59 -12 Gemerek 2126 Sivas 5.04 16449 2943 5.59 +29 Sivas Şarkışla 4590 23111 6.83 211860 31763 6.67 +21 Van 266817 39050 8.08 44795 6013 65655 8125 7.45 +32 Erciş Van Kaynak: T.C. Başbakanlık D.I.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s: 179. Projekte edilmiş nüfusları baz alarak, ETF nüfusları ile projekte nüfuslar arasındaki farkın yüzde dağılımlarına bakarak ETF kayıtları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Görüldüğü gibi, il ve ilçe merkezlerinde, ETF kayıtlarının projekte nüfuslardan fazla olduğu yerleşimler olduğu gibi, ETF kayıtlarının projekte nüfusların çok gerisinde kaldığı yerler ve her ikisinin birbirine çok yakın olduğu yerler vardır. Bunlardan, ETF kayıtlarının projekte nüfusa göre en fazla %5 daha az kaldığı yerler ve ETF kayıtlarının çokluğa bakılmaksızın projekte nüfuslardan fazla olduğu yerler tümüyle kabul edilmiş ve hane seçimi için çerçeve olarak ETF kayıtları kullanılmıştır. Bunların dışında kalan yerlerin ETF kayıtlarmm yetersiz olduğu İl Sağlık Müdürlüklerine bildirilmiş ve eksikliğin kaynağı sorulmuş, ETF kayıtlarına girmeyen mahalle ve sokakların varlığının sorgulanması istenmiştir. Bu şekilde ETF nüfusu az görünen il ve ilçe merkezleri aşağıya listelenmiştir. 106 Tablo E3-4: Batı ve Doğu Anadolu' da ETF kayıtları gözden geçirilecek yerler. ETF Projeksiyon 1990 Hane Hane Nüfus O r t H Nüfus OrtH Bursa İstanbul İzmir İzmir Malatya Sivas Erzincan Sivas Karacabey Kınık Gemerek 20971 4843 4.33 39500 9338 4.23 786287 12341 318708 10790 101943 247125 215630 3850 65074 2126 3.65 3.21 4.90 5.08 2099334 18521 334403 12226 545282 4965 67015 2187 3.85 3.73 4.99 5.59 I -47 ?? -63 -34 -5 -12 ?? ?? Bunlardan İstanbul Büyük Kent merkezinden derlenen ETF kayıtlarının projeksiyon nüfusundan büyük farklılık göstermesi üzerine bu kentte ETF kayıtlarının küme seçimi için çerçeve olarak kullanılmasından vazgeçilmiştir. Bunun yerine, her Sağlık Ocağı sorumluluğu altında olan alandaki tüm sokakların listesi çıkarılmış* ve bu sokaklardan sistematik rasgele seçimle, her sokak bir kümeye karşılık gelecek şekilde sokaklar seçilmiştir. Bu işlem, sokaklardaki hane sayısı birbirine eşit olmadığı için bir miktar yanlılık taşımaktadır. Sokaklardaki hane sayısını saymak hem pahalı hem de zaman alıcı bir işlem olduğu için her sokakta ortalama 30 hane olduğu varsayılmıştır. Seçilen sokakla birlikte bir de 1 ile 20 arasında rasgele bir sayı seçilmiş ve görüşmeci ekiplerin bu haneden itibaren küme oluşturmaya başlamaları istenmiştir. Listedeki diğer yerleşim yerlerinin Sağlık Müdürlüklerinden ETF kayıtlanndaki eksikliklerin tamamlanması, eğer tamamlanamıyorsa projeksiyon nüfusu ile ETF nüfuslarının arasındaki farkın açıklanması istenmiştir. Sokak örneklemesi Dr. Seval Alkoy'un önerisidir. 107 EK 4: ARAŞTIRMADA GÖREV ALANLAR SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Genel Müdür yardımcısı Dr. Muzaffer KEÇECİ Sosyal Hizmet Uzmanı Zeynep ŞİMŞEK Psikolog Aysın KURTULUŞ Tıbbi Teknolog Mustafa NİŞANCI Sosyal Hizmet Uzmanı Nermin BERKTAŞ PROJE DANIŞMANLARI Doç. Dr. Neşe EROL-Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Doç. Dr. Cengiz KILIÇ-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Prof. Dr. Mahir ULUSOY-Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İL DENETÇİLERİ Psk. Aykut Nazmi KAYA Psk. Bekir KARAKURT Dr. Ali Tanju ALTUNSU Dr. Doğan UYSAL Dr. Sami GÜLER Dr. Erdal ONAT Dr. Nuri BERKEM Dr. Yaşar ARLI Dr. Ertan MURAT Psk. Suna IRAK ALİYAZICIOĞLU Dr. Figen BIYIK Dr. Bülent ALBAYRAK Dr. Selma ÖZMEN Dr. Temel KERİM Dr. Suat YALÇINSOY Hamza A. ALPER Dr. Savaş AKBIYIK Dr. Ergun SAK Dr. Çetin SARIUSTA Dr. Çetin KURTULUŞ Dr. Orhan ERZURUM 108 CIDI, Kısa Yeti Yitimi Anketi, Genel Sağlık Anketi, Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi Görüşmecileri: Dr. A. Kasım KASIMOĞLU Dr. A. Melih ŞAHİN Dr. A. Mine ÖZGÜR Dr. A. Mine TOROSOĞLU Dr. Abdurrahman ÇAĞLAR Dr. Abdülcelil KALEM Dr. Abdülvedat ÖNER Dr. Ahmet KARAMOLLA Dr. Ahmet KILCAN Dr. Ahmet KILIÇ Dr. Ahmet YILMAZ Dr. Ahsen ATİLLA Dr. Akif SEVAL Dr. Ali TOPAL Dr. Alpay YILDIZ Dr. Asiye GENCE Dr. Asiye OKTAY Dr. Ash YILDIZ Dr. Atamer BİRGİ Dr. Atilla ORHAN Dr. Ayşe DURAN Dr. Ayşe YÜCEAKTAŞ Dr. Ayten ERDOĞAN Dr. Başar KARTAL Dr. Bülent BAKIRCI Dr. Can DEDELİOĞLU Dr. Cemil UCA Dr. Cihan DURSUN Dr. Çağlayan KÖKSEL Dr. Demet AYDOĞDU Dr. Deniz BAYRAM Dr. Didem EVCİ Dr. Dilek İNAN Dr. Ebru DURMUŞ Dr. Eder SÜKAN Dr. Emine BAL Dr. Emrullah KARPUZ Dr. Ender BOĞA Dr. Eralp GENCAL Dr. Eray AKGÜNLÜ Dr. Erhan BÜKEN Dr. Ertan GÜNLÜOĞLU Dr. Ethem TÜFEKÇİOĞLU Dr. Evren SÜVARİ Dr. Fatih EROĞLU Dr. Fatma LALE Dr. Fatma MARANGOZ Dr. Fethi TURAN Dr. Gökhan GİRGİN Dr. Gülçağrı EROL Dr. Gülçin KADAKAL Dr. Gülden ÇELİK Dr. Gülsen YILMAZER Dr. Gülten TAN Dr. Güven YILMAZ Dr. Hakan GÜNAYDIN Dr. Hakan KUTLU Dr. Haldun KAYALAR Dr. Hatice GÜMÜŞ Dr. Havva ATASOY Dr. Hikmet BUKAN Dr. Hilmi DALKIRAN Dr. Hüseyin YAŞAR Dr. Hüsnü Murat KAYA Dr. İbrahim KALKAN Dr. İlhan ŞAHİN Dr. İnci KÖSEOĞLU Dr. İsmail BAYSAL Dr. Kırzı ÖNAL Dr. Kıvanç ÜLGENER Dr. Korhan Barış BAYRAM Dr. Kuma TOKLU Dr. Levent ALŞIKCA Dr. Lokman ÜREN Dr. M. Ali ÖZKAN Dr. M. Bülent YILMAZ Dr. M. Sıraç CURA Dr. Mahsuni KARAASLAN Dr. Mehmet BALÇIK Dr. Mehmet ERBAY Dr. Mehmet ÖZSÖYLER Dr. Mehtap KARTAL Dr. Meltem AYDOĞMUŞ Dr. Meltem BAYRAK Dr. Mesut ACIÖZ Dr. Mesut TURAN Dr. Mine KIVRAK Dr. Murat SAYILGAN Dr. Mustafa GÖNÜL Dr. Mustafa ÖZTÜRK Dr. Müge BİLGİN Dr. Mümin DEMİR Dr. Münevver KOYUKCU Dr. Naci ÖZMENOĞLU Dr. Nazan BESLER Dr. Nazım KARALEZLİ Dr. Nedim KELEŞYILMAZ Dr. Nejat YILMAZ Dr. Nevzat AYTEKİN Dr. Nihal KÜÇÜK Dr. Nural ŞEKER Dr. Nuray AĞDAŞ Dr. Nurper YENİ Dr. OğuzAKKUŞ Dr. Oğuz DEMİRBİLEK Dr. Osman Nuri MUTLU Dr. Ozan SEZER Dr. Özden ÖZYURT Dr. Özgül AKDEMİR Dr. Özgür ÇUBUK Dr. Pınar KURTUL Dr. Resul ÇİMEN 109 Dr. Sadık Hakan TURAN Dr. Sami AKKUZ Dr. Selda BAĞIRSAKÇI Dr. Selma ÖZMEN Dr. Semra AVCI Dr. Serdal DEMİR Dr. Seval ALKOY Dr. Sezai GÜVENÇ Dr. Sibel BEREKETOĞLU Dr. Songül KORKUT Dr. Suat ÖZCAN Dr. Şerafettin SEVİL Dr. Şeyda ERDOĞAN Dr. Tamer EDİRNE Dr. Tarkan MACİT Dr. Tayfun GÜRGAN Dr. Tuncay YENİYAPAR Dr. Tülay KAYA Dr. Ülkü ALAGÖZ Dr. Ülkü AYDIN Dr. Vahap ALAGÖZ Dr. Vedat EMİR Dr. Y. Bekir KUTBAY Dr. Yalçın ÇETİN Dr. Yalçın DUTKUN Dr. Yeşim ASENA Dr. Yeşim BALCI Dr. Yıldırım BOZKURT Dr. Yıldız ÇAY Dr. Yüksel KÖMÜR Dr. Zehra BAŞTAK Dr. Zümrüt BURGU ISBN 975-590-013-6