SEVGİLİLER GÜNÜ YAZAN: SULTAN ÇAMUR KARATAŞ Sosyal
Transkript
SEVGİLİLER GÜNÜ YAZAN: SULTAN ÇAMUR KARATAŞ Sosyal
SEVGİLİLER GÜNÜ YAZAN: SULTAN ÇAMUR KARATAŞ Sosyal Hizmet Bilim Uzmanı Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Sevgili Kadın Arkadaşlarım; Hikâyeyi bilirsiniz; İmparator 2. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdarmış. Onun için en büyük sorun, ordusunda savaşacak asker bulamamakmış. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriymiş. İşte bu yüzden Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri yasaklamış. Aziz Valentine de Claudius’un hükümdarlığı zamanında Roma’da yaşayan bir papazmış. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte, Claudius’un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etmiş. Ancak imparator bu durumu öğrenmiş. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklanmış ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürülmüş. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat’ında Hıristiyan şehitliğine gömülmüş. Hikâye gerçek mi, uydurma mı bilmiyorum. Bence bunun bir önemi de yok. Önemi olan asıl konu insanın en temel gereksinimlerinden biri olan sevgi, ait olma, kabul edilme, onaylanma gereksinimi ve kendi kararlarını verme hakkının yasaklanmış olmasına karşı, canı pahasına bir mücadele verilmiş olması. Biliyoruz ki; barınma, beslenme, giyinme, güvenlik gereksinimleri yeterli düzeyde doyurulduğunda, bir üst sıradaki sevmek, karşı cins tarafından sevilmek, şefkat, bağlılık, ortak davranmak, kabul edilmek ve ait olduğu grup ve ailenin gönlünde taht kurma gereksinimleri kendini gösterir. Yetiştiğimiz kültür bu gereksinimlerimizi karşılamaya uygun bir kültür değil. Kaçımız eleştirilmeden, olduğumuz gibi kabul edilip, onay gördük? Kaçımız koşulsuz sevildik. Annenin çocuğuna olan sevgisinin tek koşulsuz sevgi olduğu söylenir. Ama anneler bile, “yaramazlık yaparsan annen olmam” tehdidiyle kendince çocuklarına disiplin verir. Babalar, “şımarmasın diye” çocuklarını uykuda sever. İki kişinin birbirine sevgi göstermesi “ayıp”tır. Karı kocalar, yanlarında büyükleri varsa birbirlerine isimleriyle bile hitap edemezler, “saygısızlık”tır. Kardeşler arasındaki rekabet ve kıskançlık, mitolojinin ve efsanelerin en kullanılan temasıdır. Bu durumda koşulsuz sevgi alınabilecek tek kişi kalıyor: Evlenmeden önce görüştüğünüz kişi, yani sevgiliniz. Şanslıysanız ve sevdiğiniz kişiyle evlenirseniz, evliliğin toplumun yarattığı baskılar ve beklentilerle oluşturulmuş ortamında, birbirinize sevgi göstermek için ne nedeniniz kalır ne de haliniz. Sevgiliyken hoşlandığınız pek çok özellik sorun olarak algılanır. Şanslı değilseniz ve ailenizin sizin için uygun gördüğü biriyle evlenirseniz, zaten sevgisiz başlamış bir evliliği yaşarsınız. Sevgililer günü, sevgililerin ve kendini sevgili gibi hissedenlerin yıl da bir kez de olsa, sevgilerini ifade etmelerini kolaylaştıracak ve sevgi göstermeyi deneyebilecekleri bir gün. Bu gün hakkında ne çok yorum yapılıyor. Yorumların çokluğu sevgi gereksinimimiz ve sevgiyi ifade etme biçimimiz hakkında fikir veriyor. En çok yorum yapanların, sevgilileri olmadığını ve bu günü yalnız geçirmek istemediğini görüyoruz. Yalnız olanların bazıları hediye almak zorunda kalmadığı için memnun olduğunu söylüyor. Demek ki; hediye alma konusu insanları zorlayan bir konu. Sevgililer gününün piyasayı canlandırmak için kapitalizmin yaptığı bir oyun olduğunu söylüyorlar. Hıristiyan âdeti olduğunu söylüyorlar. Yalnızlığın özgürlük olduğunu söyleyenler de var. Sevgilisi olanlardan bazıları, bu yorumları “kendini kandırma” olarak algılıyor. Bu günü sevgilisiz geçirmemek için bir hafta öncesinden “kendine bir sevgili yapma” çabasında olanlar var. Sevgilisi olanlar bir hafta öncesinden hediye kaygısına düşüyor, sevgilisinin beklentisini karşılayacak bir program yapma çabasına girişiyor. Bütün çabaların, sevgilinin sevgisini devam ettirmeye ve onayını alma gereksinimini karşılamaya yönelik olduğunu görüyoruz. Bu çabaları daha çok erkeklerin gösterdiğini, kadınların çoğunun beklentisi olan grupta yer aldığını görüyoruz. Bazen beklenti o kadar yüksek oluyor ki; erkeğin bunu karşılayamamış olması ilişkide gerginlik nedeni. Sırf bu gerginliği göze alamayan erkek, her ne kadar sevgi göstermeyi zayıflık olarak gören bir toplumda yetişmiş olsa da beklentiyi karşılamak için uğraşıyor. Bu uğraş her zaman içtenlikle olmuyor. Bazen hiç istemedikleri biçimde davranmış oluyorlar. Sevgiyi ve onay görmeyi satın alma boyutunda programlar yapıyorlar. Kadınlar da diğer kadın arkadaşlarına nispet yapma, gösteriş yapma fırsatı buluyorlar. Bu davranışın arkasında da sevgilisinin kendisi için yaptıklarını göstererek, sevgi görmeyi ve öz değer duygusunu yükseltme isteği olduğunu düşünebiliriz. İçtenlikle program yapmayan bir erkek grubu da evli ama sevgilisi olanlar. Lokanta sahipleri, erkeklerin 13 Şubat günü sevgilileriyle gelip kutlama yaptıklarına ve çok para harcadıklarına, 14 Şubat günü de eşleriyle gelip daha mütevazi para harcadıklarına ilişkin gözlemlerini paylaşıyorlar. Kadınlar erkeklere göre sevgiyi ifade etmede biraz daha yetenekli görünüyorlar. Erkekler kadar zorlanmıyorlar. Sevdiklerinin hoşuna gidecek yemeği yapmak ya da öperek kutlamak yeterli olabiliyor. Teyzelerden birinin kızına “bu gün sevenler günü müymüş neymiş, babana bir hoşaf yapayım” demesi kızı tarafından paylaşıldığında birçok kişiyi gülümsetmeye yetmişti. Bazı birbirini gerçekten seven ve sevgiyi ifade etmek için her günü kullanan çiftlerin sevgililer gününü önemsemediklerini, bunun yerine kendilerine, sevgililerine ve ilişkilerine özel, örneğin doğum günü, tanışma günü gibi günleri daha çok önemsediklerini görüyoruz. Çok azınlıkta olanların da sevgililer günü dahil her günü sevgi günü gibi yaşadıkları görülüyor. Sevgililer günü sayesinde “nasılsa çok kişi kutluyor, herkesin elinde çiçek var” diye cesarete gelip 40 yıllık evli erkeklerin eşlerine çiçek almaları da mümkün. Belki eşleri de onlara hoşaf pişirmiştir. Bu gün 14 Şubat 2014. Milattan sonra 270 yılında sevgiyi yasaklamaya çalıştığı halde başaramayan imparatorun davranışına benzer durumlar hala yaşanıyor. Suudi Arabistan’da bugün sevgililerin birbirlerine kırmızı gül vermeleri yasaklandı. Bir tür devlet gücü olan "iyiliği teşvik ve kötülükten men komitesi" çarşıda-pazarda kırmızı oyuncak ayıların da, kırmızı boncukların da satışını suç saydı. Sebebi; sevgililer gününün dine uygun olmayışı. Acaba onların dinine uygun bir sevgiyi ifade etme biçimi var mıdır diye düşünmeden edemiyorum. Bol bol sevgi aldığınız ve bol bol sevgi verdiğiniz bir yaşamınız olması dileğiyle sevgililer gününüz kutlu olsun.