U-mail Mart 2011 Sayısı - Ulus Özel Musevi Okulları
Transkript
U-mail Mart 2011 Sayısı - Ulus Özel Musevi Okulları
Mart 2011 u-mail Sayı: 20 ULUS ÖZEL MUSEVİ OKULLARI İLETİŞİM ORGANI Doğanın Gücü Başımın Üstünde Evin Var İki Yüzlü Şeker Dünyası Captian Jack Sparrow Avatar V for Vendetta Duygular İki Yüzlülük Doğa ve İnsan Oyuncak Rüyası Melek Alışverişkolik Hippie Doğayı Seven Kız * Purim maskeleri öğrencilerimiz tarafından tasarlanmıştır. Yarat›c› ortamda üretken bireyler yetiştiriyoruz. Mütevelli Heyetimiz, bu yıl öğrencilerine yeni ve daha çağdaş bir ortamda eğitim sunmak amacıyla okulumuzun binasını yeniledi. 95 yıllık geçmişe sahip okulumuzun lise, ilköğretim ve iki anaokulunda eğitim alacak 650’ye yakın öğrenci sayımızla yeni eğitim yılına başladık. Yaz boyunca yapılan yenileme çalışmalarında, binanın ısı yalıtımını arttırmak amacıyla dış cephe yenilendi. Binanın bütün doğramaları değiştirildi ve okulun iç-dış cephesi tamamen boyandı. Banyolar ve spor salonundaki soyunma odaları yeni görünümüne kavuştu. Eğitime gönül veren donatörler tarafından İlköğretim öğrencilerimiz için rengarenk kullanışlı dolaplar temin edildi ve ikinci dönemin başında ilköğretim ve lise yemekhanelerimiz yenilendi. Yeni eğitim yılına başlarken Cemaat Başkanımız Sami HERMAN “ Çok çalışın ve büyük başarılar elde edin. ” diyerek öğrencilere seslendi. Sami Herman konuşmasında “Globalleşen dünyamız bugün eğitimde bir yarış içerisinde. Çok iyi eğitim almanın yolu da sınavlardan geçiyor. Derslerinize, sizleri meslek sahibi yapacak üniversite sınavına çok çalışın ve daha büyük başarılar elde edin. Türk Musevi Cemaati olarak, sizleri başarıya götürecek unsurları daima bir arada tutmaya çalışıyoruz. Bu yıl okulumuz tamamen yenilendi. Yenilenen ortamlar çalışmalara şevk verir. Okulumuzu yenileyen ve öğrencilerimizi daima cesaretlendiren UÖMO Mütevelli Heyeti üyelerine ve bağışseverlere içtenlikle teşekkür ediyorum.”dedi. Jinet - Sami Eskenazi Lise başarı ödüllerini bu yıl üniversite giriş sınavında Fen Alanında en çok fen neti yapan Haymi Gülerşen ile Sosyal Alanında Türkiye 741. si olan Işık Zakuto aldı. İlköğretim başarı ödülünü SBS’de en yüksek puanı alarak eğitimine UÖML’de %80 başarı bursu ile devam etmeye hak kazanan Ekin Gidon aldı. Jinet-Sami Eskenazi’den ödüllerini alan öğrencilerimizin teşekkürlerini ifade eden konuşmaları büyük alkış aldı. Jinet - Sami Eskenazi’ye en içten teşekkürlerimizle... Başarı ödülleri, biz UÖMO gençlerini teşvik ediyor ve güven aşılıyor. Açılış töreninde Cambridge Üniversitesi ESOL sınavlarına katılan ve başarılı olan ilköğretim öğrencilerimiz sertifikalarını İngilizce Bölüm Başkanı Aylin KAN’dan aldı. “Bu kadar zorlu bir senenin ardından böyle güzel bir ödüle sahip olmanın verdiği mutluluk anlatılamaz. Bu bence sadece bir ödül olarak değerlendirilmemeli. Bu kadar yoğun çalışan biz UÖMO gençlerine, teşvik ve güven aşılayan bir motivasyon kaynağı olarak da algılanmalı. Benden sonraki arkadaşlarımdan isteğim ve onlara tavsiyem kendilerine sunulan bu imkanların farkında olmaları ve değerlendirmeleri. Bana kattıkları göz ardı edilemez motivasyon için Jinet-Sami Eskenazi’ye teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.” Haymi GÜLERŞEN “Bu ödül okulumuzun üniversite maratonundaki öğrencileri için her zaman büyük bir teşvik olmuştur. Tabii ki benim için de öyle oldu. Son sene sınıfta arkadaşlarımızla soru çözerken birbirimize “ben daha çok soru çözüyorum, şu an ödül benim” diye takılırdık. Bu zorlu yolda bizi destekleyen ve hep arkamızda olduğunu bildiğimiz Jinet-Sami Eskenazi’ye çok teşekkür ederim. Bu ödül beni çok mutlu etti ve onurlandırdı.” Işık ZAKUTO “Ben her yıl açılış töreninde, bu ödülü alan öğrencilerin yaptıkları konuşmaları dinlediğimde heyecanlanır ve onların yerinde olmayı hayal ederdim. 6. sınıftan itibaren üç yıllık yoğun çalışmanın sonucunda ilköğretimden başarıyla mezun oldum ve bu ödüle layık görüldüm. Ben başarının ödüllendirilmesi ve teşvik edilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu ödüllerle bizi teşvik eden Jinet-Sami Eskenazi’ye çok teşekkür ederim.” Ekin GİDON 1995 yılından bu yana öğrencilerimizin yeteneklerini ve başarılarını ödüllendiren, teoride edindikleri bilgileri pratikte görebilmeleri amacıyla Sunjut Fabrikası’nda ağırlayan ve onlara yaz stajı imkanı sunan Albert Levi’ye öğrencilerimiz teşekkürlerini ifade eden bir plaket sundular. “ Başarılarınızla beni gururlandırıyor ve teşvik ediyorsunuz. Sizlerin de okulunuza daima sahip çıkmanızı ve bu geleneği devam ettirmenizi istiyorum. ff ” Albert LEVİ UÖMO Mütevelli Heyeti Üyesi 2009 - 2010 Albert Levi Ödüllerini kazanan öğrencilerimizi kutluyoruz İLKÖĞRETİM ÖDÜLLERİ 4. SINIF Birinci Eran Kan İkinci İzak Haleve Üçüncü Vedya Eskenazi 5. SINIF Birinci Treysi Tekok İkinci Belisa Barakas Üçüncü Rayka Zavaro Amerika Yaz Kampı ve Israel Kimama Yaz Kampı bizler için unutulmaz bir deneyimdi. Sendy Suzy BEHAR / Amerika Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı. Bu kamp benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Ne kadar iyi İngilizce konuşabildiğimi gördüm ve aynı zamanda geliştirme fırsatını buldum. Cenk BONFİL / Israel Kimama Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı. Laurie ve Metin Levi’nin elinden ödülümü aldığımda çok heyecanlıydım. Çünkü bütün yıl bunun hayalini kurmuştum. Bu ödül bana tek başıma seyehat etmeyi ve ayaklarımın üzerinde durabilmeyi öğretti. Albert Levi ve ailesine çok teşekkür ederim. 6. SINIF Birinci Moşe Mizrahi İkinci Melis Malki Üçüncü Yağmur Reysi Kerse 7. SINIF Birinci Verda Seneor İkinci Michael İlyas Adut Üçüncü Cem Bonfil 8. SINIF Birinci Gila Anjel İkinci Lida Yaeş Üçüncü Liora Albukrek LİSE ÖDÜLLERİ HAZIRLIK Birinci Sendy Suzi Behar İkinci Cesi Türkel Üçüncü Sezin Katalon LİSE 1 Birinci Rakel Dilşen İkinci Delya Tavaşi Üçüncü Cesi Eskinazi LİSE 2 Birinci Rıfat Kandiyoti İkinci Serhan Delareyna Üçüncü Romina Özşardaş LİSE 3 Birinci Esra Levi İkinci Belin Eskinazi Üçüncü Esin Habif LİSE 4 Birinci Rafi Kohen İkinci Alp Görüşük Üçüncü Haymi Gülerşen Gila ANJEL / Israel Kimama Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı Bu yaz benim için çok farklıydı. Liseli olmama sadece 3 ay kalmıştı.Tüm bu heyecanıma Türkçe öğretmenimiz Esra Ohri’nin yaptığı ananonsla tatlı bir heyecan daha katıldı.Uzun zamandır hakkında çok şey duyduğum İsrael Yaz Kampı’na gitmeye hak kazanmıştım. Benim için muhteşem bir deneyimdi. Bu kamp yeni arkadaşlıklar edinmemi, İngilizcemi ve İbranicemi geliştirmemi, farklı ülkelerin kültürleri hakkında bilgi sahibi olmamı sağladı ve tek başıma karar vermeyi öğretti. Bize çağdaş fırsatlar sunan Levi ailesine içtenlikle teşekkür ediyorum. ZÜMRE Sözel Roysi Rubin Sayısal Reysi Haleve Dil Dani Salti Sosyal Etk. Cem Beceren OKUL ÖDÜLÜ Cenk Bonfil ZÜMRE Türkçe Sosyal Rahel Levi Fen-Mat. Semih Mayorkas Yabancı Dil Suzi Asa Uyg. Ders. Rıfat Yeruşalmi OKUL ÖDÜLÜ Sarita Hasan Anne & Baba Okulumuz ilk mezunlarını verdi! Bu yıl cemaatimizde bir ilke imza atarak 0-3 yaş aralığında çocukları olan aileler için “Ekipnormarazon”un uzman psikologları ile işbirliği yaparak Anne & Baba Okulumuzu açtık. Anne ve babalar mektubunuz var. Sevgili anne ve babalar, “En zor meslek anne- babalıktır” derler. En büyük sorumluluğumuz, en değerli varlığımız çocuklarımızı hayata hazırlamak, sürekli değişen ve gelişen dünyaya uyum sağlayabilecek sağlıklı bireyler olarak yetiştirmektir. Günümüz ebeveynlerinin en önemli özelliği; çocuklarını büyütürken tüm gelişim aşamalarını birebir takip etmeyi istemeleri, öğrenmeye açık olmaları, bol okumaları ve gerektiğinde uzman kişilerden danışmanlık almaktan çekinmemeleridir. Son yıllarda babalık rolünde de büyük değişiklikler olmaktadır. Babalar artık kendilerini annenin yanında ikincil görmemektedirler. Hatta çocuklarının bakımında birincil rolü bile üstlenen pek çok baba bulunmaktadır. Bugün kendi kendimize soruyoruz: İyi bir anne baba olmanın formülü nedir? Böyle bir formül var mıdır? İyi anne-baba olmak mükemmeliyetçi mi olmaktır? Mükemmel bir kişilik mi yaratmaya çalışmaktır? Şu an içinizden “Tabii ki hayır.” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bugün hepimiz biliyoruz ki, iyi anne-babalar çocuğunun kişilik gelişimini destekleyen, katkıda bulunan, çocuğuna güven duygusunu kazandırabilen, onu dinlemeyi bilen kişilerdir. Ulus Özel Musevi Okulları olarak, bu yıl bir ilke imza attık. 0-3 yaş çocuklarımızın sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak amacıyla anne-baba okulunu açtık Uzman psikologlardan edinilen bilgiler ve aile paylaşımları ışığında çeşitli çıkarımlarda bulunduk ve yaşamımıza yansıtmaya başladık. Programa duyulan ilgi ve olumlu geri bildirimler bizleri çok mutlu etti. En önemlisi, bu programın bir ihtiyaç olduğunu gözlemledik. Eğitim sınırsız. Öğrendikçe başka bilgilere ihtiyaç duyarsınız, paylaştıkça değişik bakış açıları kazanırsınız. Bizler de bu düşünceyle yola çıkıyoruz ve yıl boyunca çeşitli yaş gruplarına yönelik eğitim faaliyetleri düzenliyoruz. Özellikle anne ve babalara yönelik bu tür etkinliklerin çocukların gelişimde olumlu etkiler yaratacağına inanıyoruz. En önemlisi siz değerli anne ve babaları eğitim faaliyetlerimizde aramızda görmek bizleri çok mutlu ediyor. Röne Kaspi Eğitim Koordinatörü “ Mutlu çocuk yetiştirmek, çocuğunuzu anlayabiliyorsanız imkansız değil. Onu anlayabilmenin yolu bilgiden geçiyor. Unutulmamalıdır ki önemli olan ana-babanın mükemmel olması değil, çocuğuyla doğru iletişim kurabilmesidir. 1. Hafta • • • • • • • • • • Anne ve babalar 5 hafta boyunca Ekipnormarazon uzman psikolog ve pedagoglarından farklı konularda bilgiler aldılar. Sorularını sorarak diğer anne ve babalarla birçok konuda ortak yanlarını keşfedip, paylaşma imkanı buldular. Seminerin son haftasında katılımcılarımız Anne & Baba Okulu sertifikalarıyla mezun oldular. • • • • Etkili anne - baba tutumları Uzm. Psikolog Selin Kasuto Uzm. Psikolog Layza Ovadya Kardeşimi geldiği yere geri gönderin / Sen büyüksün örnek olmalısın. Büyükanneler- büyükbabalar bizim yerleştirmeye çalıştığımız kuralları bozuyorlar. Çocuğumla ne kadar oyun oynamalıyım? Çalışıyorum, kıyamıyorum / Annesiz baba ile çıkmak istemiyor. Çocuğun bağımsızlaşmasına anne ve çocuğun hazırlanması. İşe başlayacağım, nasıl olacak? 5. Hafta • • • • • • • ” Çocuğuma nasıl hayır demeliyim? / Nasıl sınır koymalıyım? Çocuklar sınırları neden zorlar? / Çocuklar sınırlara neden ihtiyaç duyar? Ağlatmalı mıyım? / Çok mu hayır diyorum? İki yaş dönemi nedir? Nasıl yaşanır? Nasıl atlatılır? Gözümün içine bakarak kuralı bozuyor, başını yere vuruyor. Alışveriş merkezi kabus oluyor: tutturuyor, kendini yere atıyor. 0-3 Yaş çocuğunun Her şeye ‘bu benim’ diyor. ihtiyaçlarının Disiplin ve otorite! İki farklı kavram! karşılanması ve sınır koyma Ödül-ceza-tehdit-pazarlık-rüşvet kavram karmaşası. Sınırlar, yaratıcılık ve özgüven ilişkisi. Anne-babalar da hata yapar. İstenmeyen davranışlarla nasıl baş edebilirim? 4. Hafta • • Uzm. Psikolog Karin Natan Neden çocuklar sorumsuzdur? Güvenli çocuk nasıl yetiştirilir? Çocukların kendini savunmayı öğrenmeleri için nasıl davranmalıyız? Çocuklar nasıl kural tanırlar? Çocukların kendi düşüncelerini ve görüşlerini aktarmaları hangi tutumla mümkündür? Çocuklardaki agresif tutumların kaynağı nedir? 3. Hafta • • • • • • • • • • • • 2 kişi yatıp 3 kişi kalkıyoruz /Bir yudum su daha, bir masal daha… Çok yemek seçiyor, bir yediğini bir daha yemiyor veya hep aynısını istiyor. Yemeğini yersen şekerini yiyebilirsin. Bezini çıkarmaya hazır mı? Masturbasyon yapıyor / Evde çıplaklık ölçüsü olmalı mı? Dudağımdan öpmek istiyor. 0-3 yaş döneminde Yakında kardeş geliyor. gelişim ve temel alışkanlıklar 2. Hafta • • • Prof. Dr. Norma Razon Aile ilişkileri, kaliteli zaman geçirme, çalışan anne sendromu Uzm. Pedagog Hakan Emanetoğlu Anne baba olmaya hazır mısınız? Annelik ne zaman başlar? Babalık ne zaman başlar? Babalar neden baba olmak ister? Babaların da çocuklarını doyurması mümkün mü? (manevi tatmin) Hamilelikte babaların sorumlulukları nelerdir? Doğum ve sonrasında anne psikolojisi Çocuk gelişimi ve eğitiminde babanın rolü LONDRA öğrencilerimizi farklı projelerde ağırladı... Londra Royal Russel School’da gerçekleşen RRSMUN (Model Birleşmiş Milletler) Konferansı’na iki delege ile katıldık. Farklı ülkelerden gelen öğrencilerin dünya sorunlarını tartıştıkları, sivil toplum kuruluşları ve uygun devlet biriminin rolünü üstlendikleri konferansta delegasyonlarımız bu yıl Lübnan’ı temsil etti. MUN (Modern Birleşmiş Milletler) Danışmanımız Patrick PERSON ile öngörülen ülke ve konuda çalışan öğren- cilerimizin sunumları Londra’daki konferansta büyük beğeni topladı. Topluluk önünde konuşabilme, kendine güvenme lider vasıfları üstlenebilme ve sorunlara çözüm bulabilme gibi becererilerini geliştiren öğrencilerimiz yeni uluslararası konferanslara katılmak için çalışmalarına devam ediyor. “We continue to participate in new international I started MUN when I was in 6th grade, but I was in JMUN. At first I didnt think it helped me at are but now I’m in MUN and I went to 6 conferences. When I look back I can see how much it helped me fight back with words. I think MUN can help anyone in any kind of way. Estella Gabay MUN is not only an experience that you debate about politics, but it is also a way of meeting a lot new friends. Politics regvires making friends afterall. I joined the MUN clup at 10th grade but I wish I joined earlier. It helped me with my public speaking ability too.If you are interested in debating and wont to make friends at the same time this is the perfect expierence. Serhan Delareyna I am having my second year in MUN and I love it everyway. I enjoy the debates I have and I learn more and more in every single conferance. I have the chance to know the cultural diffrences between countries and the topics which are current issues and try to solve the problems. This is samething I want to do in my every high school year and maybe in college. Sezin Katalon When I look back I think I was pretty lucky to be selected as a “JMUNer”.It was great to learn about world issues and how the world is right now at an early age. By the time I got to high school and start MUN I pretty much knew everything in general so it was really helpful. MUN is a realy fun experience and educational at the same time. Ekin Gidon TIMUN konferansına katılan öğrencilerimiz Avustralya’yı temsil ettiler. Aralık ayında Üsküdar Amerikan Koleji’nde farklı ülkelerden gelen öğrencilerin de katıldığı uluslararası konferansta, öğrencilerimiz dünya sorunlarına çözüm aradılar. Lise öğrencilerimiz Londra’da JFS öğrencileri ile kültür ve bilgi alışverişiyle dopdolu bir hafta geçirdiler. JFS Jewish Free School Londra’da koşulsuz ve sınırsız sevgi çemberiyle öğrencilerimizi karşılayan ve bir hafta boyunca misafir eden ailelerden öğrencilerimiz geriye anılar, unutulmaz dostluklar ve farklı deneyimlerle döndüler. JFS 1732 yılından bu yana Londra’da yaşayan Yahudi cemaatine hizmet veren bir okuldur. 2009 yılında Ofsted (Çocuk Hizmetleri ve Becerileri Eğitim Standartları Ofisi) tarafından olağanüstü bir okul olarak değerlendirilmiştir. 2002 yılında Kenton Kampüsü’ne taşınan JFS Londra ve Hertfordshire genelinde yaşayan öğrencilere eğitim vermektedir. Öğrencilerin okul sonrası yaşama hazırlanmalarını destekleyen, potansiyellerini en üst seviyelerine çıkarmayı hedefleyen, kimlik bilincini gerçekleştirmelerine fırsat veren bir eğitim sistemi vardır. conferences and projects” Ayağının tozuyla London Eye’a gidip Londra’yı tepeden seyretmek... Musevi mahallesi Hendon’da seçilmiş ailelerin yanına yerleşmek... İngiltere’nin en seçkin Musevi Okulu JFS öğrencileriyle paylaşımlarda bulunmak... Londra’daki sinagogları ziyaret etmek... Camden Town’daki Yahudi müzesinde seminere katılmak... Londra’nın Musevi bölgesini rehber eşliğinde gezmek... Gece limuzinle Londra’yı turlamak... Gündüz tur otobüsüyle ünlü yerleri gezmek... Hala ekmeği yapmasını uygulayarak öğrenmek... Şabat’ı olması gerektiği şekilde deneyimlemek... Şabat yemeklerine katılmak... Cambridge’i dolaşmak... Michael Jackson’ın 50 konser için anlaştığı U2 arenada donanımlı özel locadan konser izlemek... “Wicked” adlı müzikali izlemek... Camden Market, Oxford & Regent Street, Westfield Shopping Centre’da alışveriş yapmak... Barbekü davetine katılmak... Bu sözcüklerin anlatabildiğinden çok daha fazlasını yaşayan Lise öğrencilerimiz Demi Avimelek, Larissa Aziz, Liora Doenyas, Lisya Kaspi, Metin Dekohen, Roksi Menase, Vanessa Gülzari ve Yasmin Franko bu projeyi öğretmenleri Engin Arık ve Nafi Haleve’nin eşliğinde deneyimlediler. 11. sınıflardan bir grup öğrencimiz, Eğitim Koordinatörümüz Röne Kaspi eşliğinde dünya sıralamasında ilk 100 içerisinde olan Technion Üniversitesi, Weizmann Institude, IDC Herzlia, Haifa, Tel-Aviv, Bar Ilan, Hebrew Üniversiteleri’ni ziyaret etti. Gezide Nobel ödüllü profesörlerin de ders verdiği üniversitelerin temsilcileri, öğrencilerimizi üniversitelerin kabul şartları, dünyadaki sıralamaları, eğitim alanları konusunda bilgilendirdi. İsrail Üniversiteleri hakkında neler öğrendik... Technion Üniversitesi İsrail’in en eski üniversitesi ünvanını taşımaktadır. Technion özellikle mühendislik ve temel bilimler alanlarına yoğunlaşmış bir üniversitedir. Mimarlık ve Tıp bölümleri de vardır. Öğretim üyeleri arasında 2004 yılında kimya alanında Nobel ödülü alan Prof. Dr. Avram Hershko ve Prof. Dr. Aaron Ciechanover da bulunmaktadır. Öğretim dili İbranicedir. Technion International’da bulunan Su Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği ve Lojistik Bölümü’nün öğretim dili İngilizcedir. Weizmann Institude Dünya çapında bir bilim araştırma merkezidir. Bilim insanı yetirmeyi hedefler. Öğrencileri lisansüstü programlara kabul etmektedir. Haifa Üniversitesi Haifa kentinde bulunan üniversitede 16.500’den fazla lisans ve yüksek lisans öğrencisi İş İdaresi, Tarih, Siyasal Bilim- ler, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Tıp ve Fen Eğitimi, Hukuk, Sosyal Güvenlik ve Sağlık Araştırmaları gibi değişik bölümlerde eğitim alabilmektedir. Müzeleri, kafeleri, spor sahaları ve modern konaklama kampüsü ile yatılı öğrencilere tam bir yaşam alanı sunmaktadır. Tel- Aviv Üniversitesi İsrail’in araştırma ve eğitim alanında ülkede ana rol oynayan en büyük üç üniversitesinden biridir. Hukuk ve Ekonomi Okulu, Doğa Bilimleri Enstitüsü’nün birleştirilmesiyle kurulmuştur. 90 araştırma merkezi vardır. Sosyal Bilimler, İdari Bilimler, Hukuk, Mühendislik, Tıp, Fen Bilimleri Eğitimi gibi alanlarda eğitim vermektedir. Üniversitenin pek çok ülkedeki üniversiteler ile öğrenci değişimi anlaşması da bulunmaktadır. Öğretim dili İbranicedir. Bar-Ilan Üniversitesi İsrail’in ikinci en büyük ve en hızlı büyüyen üniversitesidir. Ana yerleşke Ramat Gan’dadır. Ayrıca Jordan Valley, Safed, Galilee ve Ashkelon yerleşkelerinde de eğitim verilmektedir. Üniversitede branş derslerinin yanısıra “Jewish Studies” derslerinden de belli bir kredinin tamamlanması gerekmektedir. Sosyal Bilimler, İdari Bilimler, Hukuk, Mühendislik gibi birçok bölümü vardır. Hebrew Üniversitesi Yeruşalayim şehrinde İsrail’in en eski, en büyük ve en önemli üniversitelerinden biridir. Fen-Sosyal Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Fen-Matematik Fakültesi, Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Tarım, Gıda ve Çevre Mühendisliği Fakültesi’nde lisans ve lisans üstü öğrencilerine eğitim vermektedir. IDC Herzliya Dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrencilere Amerikan modeli üzerine inşa edilmiş eğitim sistemi ile ülkede İngilizce eğitim veren tek üniversitedir. Hukuk, İşletme, Uluslararası İlişkiler ve Bilgisayar Bilimleri Bölümleri ile 4500 e yakın lisans ve lisans üstü öğrencisine eğitim vermektedir. IDC Herzlia hariç yukarıda belirtilen tüm üniversiteler Psychometri veya SAT sınavı ile öğrenci almaktadır. Psychometri sınavı 1 Mayıs 2011 Pazar günü Ulus Özel Musevi Lisesi’nde düzenlenecektir. Amerika ve İngiltere’de üniversite eğitimine devam eden mezunlarımızdan mesajlar... UÖMO’da 12 yıl boyunca aldığım İngilizce eğitim sayesinde üniversiteye ve derslerime kolayca uyum sağladım. 2010 senesinde UÖML’den mezun olduktan sonra Amerika’da “Brandeis University”de okumaya başladım. İlk dönem Fransızca, Genel Kimya, Kimya Laboratuvarı, Kompozisyon ve Matematik derslerini aldım. Derste işletilen kitaplardan dersin içeriğine, öğretmenin tutumundan dersi anlatış metoduna kadar her şey lisede tecrübe ettiğimden farklıydı diyebilirim. Zaten beklenmedik bir farkındalık değildi bu; ama gerçek şu ki beklenenin aksine bir bocalama döneminden geçmedim bunca yeni bilgi ve yöntemi öğrenmeye çalışırken. Bence adaptasyondaki bu kolaylığın en önemli nedenlerinden bir tanesi özellikle Kompozisyon derslerinde faydasını çokça hissettiğim, bu okulda on iki yıl boyunca gördüğüm İngilizce derslerinin işleniş biçimi. Bir başka neden ise Türkiye’nin kendine has ve kuvvetli müfredatının bizim okulda ÖSS hazırlığı çerçevesi içerisinde öğrencilere gümüş kaşıkla sıkça verilmesi. ÖSS’ye bireysel olarak çalışmamama rağmen, gösterilen ekstra çaba ve efor ile temelimi lisede oturttuğum için üniversitede bocalamakla hiç zaman kaybetmeden derslerimde başarılı olabildiğime inanıyorum. Bunun minnettarlığı içerisinde kış tatili için Türkiye’de olduğum bu sürede tüm öğretmenlerimi ziyaret etmek için okuluma dönmüş bulunmaktan da büyük bir zevk aldığımı söyleyebilirim. Rafi KOHEN Brandeis University İngilizce derslerimin yanısıra İngiltere’de aldığım Kimya ve Matematik derslerinde İngiliz öğrencilerden akademik olarak daha donanımlı olduğumu gördüm. UÖML’de geçirdiğim 3 senenin ardından üniversite eğitimime İngiltere’de devam etmeye karar verdim. Yaklaşık 3 ay süren ilk dönemin ardından İstanbul’a döndüğümde yaptığım ilk şeylerden biri okulumu ziyaret etmek oldu. Hem üniversite olduğundan hem de İngiltere’nin farklı eğitim sistemi yüzünden University of Bristol’de UÖML’deki gibi yakın bir öğrenci-öğretmen ilişkisi yoktu. İngiltere’ye gittiğim ilk zamanlarda en çok özlediğim şeylerden birinin de bu olduğunu fark ettim. Farklı bir ülkede öğrenim görmeme rağmen birçok arkadaşımın başına geldiği gibi ben olduğum yeri yadırgamadım. Bence bunun en büyük nedenlerinden biri UÖML’de aldığım İngilizce eğitimi ardından kendime olan güvenim. Bütün bunlarla beraber ziyarete gittiğimde öğretmenlerimden gördüğüm sıcakkanlılık ve ilgi UÖML’nin benim gözümde sadece bir okuldan fazlası olduğunu anlamamı sağladı. Roksan FRANKO University of Bristol Unutmamak, unutturmamak için bu yıl yine Polonya’daydık Uluslararası Kurbanları Anma Töreni’nin hemen ardından bir grup lise öğrencimiz Amerika New York’tan 4 okulla birlikte Polonya’da “Heritage” turuna katıldılar. 120 kişilik ekip, 6-11 Şubat tarihleri arasında Polonya’da getto bölgelerini Treblinka, Maidanek, Auschwitz Kampları’nı gezdiler. Hebrew Üniversitesi’nden Michael Berl ile İsrail Heritage’dan alanında uzman tarihçi Zvi ‘nin önderliğinde sürdürülen etkinlik boyunca öğrenciler Macaristan kökenli Holocaust kurtulanı Giselle Cycowicz’in anılarını dinlediler. Holocaust öncesi Polonya’da yaşam, diğer ülkelerde durum, getto bölgelerinde yaşam, yerel halkla ilişkiler, yaşanılanlar, direniş, kamplara gidiş, kamplarda yaşananlar hakkında bilgiler aldılar. Kampları gezerek anma törenleri gerçekleştirdiler. Yad Vashem tarafından ailesi ödüllendirilen 75 yaşlarındaki Paulina’dan Polonya’da yaşanılanları, ailesinin yaptığı fedakarlıkları, kurtardıkları kişilerin hikayelerini dinlediler. Fotoğraf albümünü incelediler.Holocaust kurtulanı Giselle ile Yahudi dostlarını kurtarma cesaretini gösteren Paulina’nın karşılıklı diyaloğuna tanık oldular. “ Holocaust kurtulanları hala yaşıyorken herkesin bu geziye katılmasını, yaşanan yerleri gidip görmesini ve duyduklarını çocuklarına, torunlarına aktarmasını öneririm. Ancak bu şekilde bazı insanların Holocaust’u inkar etmelerini engelleyebiliriz. ” Hayal etmek zor olsa da Auschwitz ve Majdanek Kampları’nda yaşananları ve tarihi gözümüzle gördük. Bunlar çok iyi korunmuş kamplar. Diğer kamplar Naziler tarafindan yok edilmiş ve geriye anıtlar dışında hiçbir şey kalmamıstı. Ama Auschwitz ve Majdanek‘te ölümcül Zyklon B gazlarının kutuları bile duruyordu. Hayal etmek zor olsa da gözümüzle tarihi gördük. O katliamı, krematoryumlarda yakılan Yahudilerin küllerini, yakılmadan önce koku yapmasın diye insanların canlı canlı kafasından yüzülen saçlarını, kaldıkları barakaları, yattıkları yatak diyemeyeceğimiz tahtaları, katledilmiş bebeklerin ayakkabılarını, insanların kaybolmasın diye isimlerini yazdıkları bavullarını, akla hayale gelebilecek her şeyi her şeyi gördük. Emir BENSUSAN Dünyanın farklı uçlarından gelen gençler birlikte olmanın, aynı anda aynı duyguları paylaşmanın gücünü yaşadılar. YİNE MAJDANEK, YİNE HÜZÜN 2008 yılında March of The Living’e katıldığımda beni en fazla etkileyen kampın Majdanek olduğunu yazmıştım. Şimdi Majdanek’i bir kez daha geziyorum. İnsanın bir başka insana nasıl bir vahşet uygulayabileceğini bir kez daha öğreniyorum. Kampın komutanının eşinin değişik olmak uğruna taze yüzülmüş insan derilerini kullanarak nasıl lambalar yaptığını düşünmeye çalışıyorum. Ama bir insan olarak buna yanıt bulamıyorum. Yakma fırınlarının olduğu yerde dualar okunuyor. Ebediyete göçenlerin anıldığı Kadiş ve Eşkava duaları. Sonra oradan çıkıp tekrar otobüsteyim. Tekrar bugüne dönüyorum. Why Jews Should Survive kitabında yazar Holocaust’un tıpkı Hagada gibi her nesile mutlaka anlatılması gerektiğini anlatmaktaydı. Majdanek ve diğer yerleri bir kez daha dolaşırken yazarın haklılığını bir kez daha anlayabiliyorum. Dudaklarımdan “Bir daha asla” sözü bir başka anlamlı dökülüyor. Bana soru soran öğrencime daha bir güvenle konuşuyorum. İnkarcılara rağmen Holocaust bir gerçek. Her zaman hatırlanması ve bilinmesi gereken bir gerçek. Sadece “Bir daha asla” diye bağırmak bu gerçeği tekrar yaşamayı engellemeyecektir. Hagada Şel Pesah’ta söylendiği gibi “Her nesilde düşmanlarımız bizleri yok etmek üzere kalkacaklardır. Tanrı bizi onların elinden kurtaracaktır.” Rav İsak ALALUF Auschwitz’de bizler ölüm yürüyüşünün yerine yaşam yürüyüşünü yaptık. Hep birlikte “Halen buradayız, dimdik ayaktayız”dedik. Polonya’da gezdiğimiz kamplar gördüğümüz gaz odaları ve bir sürü çirkinlik hepimizi derinden etkiledi. Filmlerde izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz mekanları kendi gözlerimizle görmek apayrı bir duyguymuş. Kendinizi şaşkın, karmaşık duygular içinde hissediyorsunuz. Holocaust kurtulanından dinledikleriniz, gördükleriniz karşısında insanoğlunun bu vahşete nasıl göz yumabildiğine ya da nasıl bu kadar acımasız olabileceğine bir kez daha anlam veremiyorsunuz. Gerek okullararası düzenlenen gerekse her yıl Mayıs ayında düzenlenen March of the Living etkinliğinde dünyaya verilen dimdik ayaktayız mesajı çok önemli. Her genç bunu bir görev bilip bu etkinliğe mutlaka katılmalı. Alper ESKİNAZİ Nasıl yapabildiler bunu? Dünya ve insanlık neredeydi? Belki de cevabını hiç öğrenemeyeceğimiz soruları defalarca sordum kendime. Auschwitz’de gördüğüm saçlar ve ölen kişilerin, özellikle çocukların eşyaları bizi daha da derinden etkiledi. Saçlara bakınca kimilerinin kırlaşmış kimilerinin de sapsarı olduğunu gördüm ve kaç yaşında olduklarını tahmin etmeye çalıştım. Klişe bir laf olacak belki ama gerçekten çok daha iyi anladım her şeyi o barakaları görünce. Ayrıca savaş zamanı Yahudilerin kurtarılmasına yardım etmiş 80 yaşlarındaki Paulina’nın da anlattıkları çok ilginçti. Olayları bir de bir Polonyalı’dan dinlemek bu etkinliğe farklı bir boyut kattı. 20’ye yakın Yahudi, o ve ailesi sayesinde kurtulmuştu. Yaptıkları tam bir kahramanlık hikayesiydi. Öğrendiğim bir acı gerçek de yalnız 6 milyon Yahudi değil, 2. Dünya Savaşı’nda yaklaşık elli milyon insanın ölmüş olmasıydı. Cem SARFATİ Kimileri diyor ki; Her Yahudi’nin görmesi gereken bir yer, bence her insanın görmesi gereken bir yer… Görsün ki unutmasın, tekrarlatmasın. Gördüklerim hayatım boyunca unutamayacağım şeylerdi. Aslında Polonya’ya gitmeden önce orada neler yaşandığını ve neler göreceğimi biliyor olmama rağmen kamp- lara varınca filmlerde gördüğüm yerlerin üzerinde yürüdüğümü hissetmek, olayların o an ayağımı bastığım yerlerde gerçekleştiğini düşünmek beni çok derinden etkiledi. Ve kendimi çok kötü hissettim. Böyle hissederken de bir an insanların bu kamplarda neler yaşadığını düşündüm. Benim sadece yaşadıkları olaylardan dolayı kötü hissetmemin onlara haksızlık olduğunu düşündüm ve kendimi daha dik tutmaya çalıştım; sanki bu vahşeti yaşatanlara “Biz hala burdayız” demek istermiş gibi… Beri Berk BEDELAHMİ Auschwitz kurtulanı Giselle’in hayat hikayesi, onun yaşama bağlanışının öyküsünü dinlemek insana umut veriyor. Biz gençlere mesaj veriyor. Güçlü olmalıyız, ayakta olmalıyız diyor. Bugün 86 yaşında ve tam 21 torunu var. Bizden hızlı yürüyor. Bizden daha canlı. Etrafına gençleri topluyor ve anlatıyor. Işık saçıyor. Enerji veriyor. Evet, Heritage turu, March of the Living, acısıyla tatlısıyla bizlerin üzerinde derin bir iz bıraktı. En kalıcı izi ise Giselle yarattı. Gün geçtikçe sayısı azalan Holocaust kurtulanlarıyla karşılıklı konuşabilmek bir ayrıcalık. Giselle’le paylaştıklarım bir ömür boyu anlatabileceğim bir anı olarak benimle birlikte yaşayayacak. Vedat BEHAR İngilizceyi seviyor, öğreniyor ve kullanıyoruz. “Environment-ally Plugged in Comenius Projesi”nin 3. toplantısı için ilköğretim öğrencilerimiz Polonya’nın Krakow şehrine gittiler. Gezide İngilizceyi aktif olarak kullanan öğrencilerimiz, İngiltere, İspanya, Polonya ve İtalya‘daki okullardan gelen öğrencilerle ortak proje çalışmaları yaptılar. Krakow Old Town kısmında bulunan Jewish Quarter’ı, Sinagogu, Auschwitz-Birkenau Kampları’nı da gezme fırsatını buldular. Polonya’dan farklı bilgiler ve deneyimlerle döndük... Nila YANNİ: Böyle bir projede yer aldığım için çok şanslıyım. Bizi misafir eden arkadaşlarımız ve aileleriyle çok iyi anlaştık. Özellikle Auschwitz Kampı’na yaptığımız ziyaret bu gezinin en ilginç kısmıydı. Berk LEVİ: Bu proje sayesinde artık farklı ülkelerden arkadaşlarım var. Uluslararası projelerle ilgilenen, yeni kültürleri tanımayı seven, doğal hayatı korumaya önem veren bütün arkadaşlarıma böyle projelerde yer almalarını tavsiye ediyorum. İgal Şilton SİNEM: Bu gezide proje çalışmalarının yanı sıra Polonya’nın turistik yerlerini gezme fırsatımız da oldu. Yerin 130 metre altına indiğimiz ve tuzdan yapılmış heykellerin bulunduğu Tuz Madeni çok ilginç bir deneyimdi. Ayrıca Aqua Park ve Torun şehrinde çok iyi vakit geçirdim. Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında döndüğünü ispatlayan Copernik’in evini ziyaret ettiğimizde çok heyecanlandım. “ Öğrencilerimizin İngilizcesini katıldığımız farklı etkinlikler, eğlenceli okul aktiviteleriyle geliştirmeyi ve yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası haline getirmeyi hedefliyoruz. 11 11 ” Aylin KAN İlköğretim İngilizce Bölüm Başkanı Moiz MESERİ’den İngilizce Holokost Semineri 7. ve 8. sınıf öğrencilerimiz Moiz Meseri ile Holokost’un genel anlamı yetersiz veya hatalı algılanmasının yarattığı tehditler üzerine İngilizce bir sohbet yaptılar. JMUN’a katılmayı seviyoruz... TREYSİ TEKOK Bu konferansa ilk defa katıdığım için çok heyacanlıydım. Özellikle ilk gün en zor gündü. Sanki üç günde her şeyi yapmamız mümkün değilmiş gibi göründü. İkinci gün yaptığımız araştırmalarla ve Birleşmiş Milletler’e sorulacak sorularla o kadar meşguldük ki, günün nasıl geçtiğini fark etmedik bile. Konferansın üçüncü gününde ise bu konferansın bize ne kadar çok şey kattığını fark ettim ve büyük keyif aldım. Uluslararası konfreranslarda daha aktif olarak yer almak, daha fazla öğrenciye konferansın işleyişini göstermek amacıyla 5. JMUN (Model Birleşmiş Milletler) Konferansı’na farklı ve yeni gruplarla katıldık. SELİN GÜÇLÜ Ben komitede diğer okullardan gelen arkadaşlarımla “Doğal afetlerin ve hava kirliliğinin çocukların yaşamını nasıl etkilediğini” tartıştım ve çözümler ürettim. Böyle bilimsel bir tartışmayı İngilizce yapabiliyor olmak beni çok mutlu etti. Bir sonraki konferansa tekrar katılmak istiyorum. İngilizce yarışmalara katılıyor ve düzenliyoruz... Littleberry Bushes Fun Quiz’i “Strawberry” grubu kazandı. Word Challenge (Uzun bir kelimeden yeni kelimeler türetmek), Detail Detective (kısa bir film seyredip, sorulara cevap aramak), Guess the picture (gösterilen resmi tanımlamak), Picture Dictation (verilen talimatlara uygun resim çizme) Memory Game (içinde bir sürü objenin bulunduğu bir resme kısa bir süre bakma ve daha sonra akıllarında kalanları yazma) gibi 5 bölümden oluşan yarışmayı izleyen öğrenciler alkışlarıyla yarışan arkadaşlarını desteklediler. Dubbing Contest Çevre Okulları’nda düzenlenen Seslendirme Yarışması’na 6. sınıflardan oluşan ekibimizle katıldık. Öğrencilerimiz Roald Dahl’ın eseri Matilda kitabının filminden 2 dakikalık bölümü kendi ses efektlerini yaparak başarıyla seslendirdiler. Greenhouse Kitabevi İngilizce kitap sergisi 2. dönem bir kez daha düzenlenecek. Sergiyi yuva ve ilköğretim ve öğrencilerimiz gezdiler. Farklı kitap türlerinin satışa sunulduğu sergide öğrenciler, öğretmenlerinin yönlendirmeleriyle beğendikleri ve okumak istedikleri kitapları satın aldılar. İngiltere’de Northshore Healthy Academy Okulu’nda düzenlenen “Environment-allyplugged- in” başlıklı Comenius toplantısına İngilizce öğretmenlerimiz Aylin Kan ve Gülben Demirkol katıldılar. Toplantıda, Polonya, İtalya ve İspanya’daki okullardan gelen öğretmenlerle beraber Mayıs ayında İspanya’da öğrencilerin de katılacağı çalışmaların hazırlıkları tamamlandı. İSRAİL’DE GÜNLÜK YAŞAM PROJE GEZİSİ 8. sınıflarımızdan yedi kişilik öğrenci grubumuz, İlköğretim Müdür Yardımcısı Zeynep ADIGÜZEL ve İbranice Öğretmenleri Rav. İsak ALALUF ile birlikte “İsrail’de Günlük Yaşam Projesini gerçekleştirmek üzere Haifa’daydı. Haifa Reali Okulu bizim okulumuz gibi özel bir okul. Yoğun bulutların arasından hızla geçen uçağımız biraz da sarsılarak Ben Gurion Havalimanı’na iniş yapıyor. Yedi öğrenci ve iki öğretmen Haifa Reali Okulu’nun davetlisi olarak İsrael’i ziyaret ediyoruz. İlk günü saymazsak havadan yana oldukça şanslıyız. Bir süre önce oraya taşınan öğrencimiz Nesi’nin deyimiyle “muz” gibi giyiniyoruz. Hava ısındıkça üzerimizden katları çıkarıyor, soğudukça giyiyoruz. Haifa Reali Okulu bizim okulumuz gibi özel bir okul. Okulda gerçek bir hoşgörü ve anlayış hakim. Çeşitli inançlardan ve yerlerden öğrenciler bir arada çok güzel eğitim alıyorlar. Hidrobiyoloji alanında projeler hazırlıyorlar ve gelecekte açlık sorununa çare arıyorlar. Kendi hayvanat bahçelerinde birinci sınıftan itibaren canlılar dünyasına adım atıyorlar. Derslerini tartışma ortamında ve modern yöntemlerle öğreniyorlar. Veliler öğretmenlerle “seminer” adı verilen toplantılarda bir araya gelip sorunlara çözüm arıyor. Ve Yeruşalayim. İsrael’in başkenti ve dünya Yahudilerinin merkezi. Buraya her gelişimde bir başka duyumsarım kendimi. Burada öğrencilerimizle önemli yerleri geziyoruz. Kneset yani meclis binası, Kotel, Tayelet yani gezinti yerleri ve tabii ki olmazsa olmaz alışveriş için Ben Yeuda. Sayılı günler çabuk geçer derler ya. İşte bu ziyaret de hızla geçip gitti. Nice güzel gezilere….. Rav. İsak ALALUF “ Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz uluslararası proje kapsamında öğrencilerimiz İsrail’deki yaşıtlarının eğitim yaşamlarının ve ortamlarının yanı sıra İsrail’deki günlük yaşamın ayrıntılarını da yakından gözlemlediler. Proje süresince Haifa Reali School’daki derslere de katılan öğrencilerimiz, İsrailli Sanatçı Hila Kenan ile bir sanat dersi yaparak Yahudi sanatına dair bilgiler edindiler. Haifa ve Kudüs’te Okyanus Araştırmaları Merkezi, Louis Bahçesi, Bahai Bahçeleri, Vadi Nisnas, Kotel, Kneset, Ben Yeuda gibi pek çok yeri gezdiler. Öğrencilerimiz, Kudüs’te Kneset’i de ziyaret etme ve bir meclis oturumunu canlı izleme fırsatı da yakaladılar. İsrail’de yanlarında konuk olarak kaldıkları arkadaşlarıyla unutulmaz anlar yaşayarak dostluklarını pekiştirdiler. Bu proje gezisi öğrencilerimizin sorumluluk alma, karşılaştıkları sorunların üstesinden gelme, değişen durum ve ortamlara uyum sağlayabilme becerilerini artırırken kendilerine güven duygularının artmasını da sağladı. ” Zeynep ADIGÜZEL Bu proje sayesinde oğlum Sinan, tanımadığı bir ailenin yanında 1 hafta geçirdi ve yaşamını kendi kendine programlamayı öğrendi. Bunun kendine olan güvenini arttırdığını düşünüyorum. Bu geziden önce her sabah onunla kalkardım. Artık alarmını kurup kendi kalkıyor, hazırlanıyor ve evden çıkarken bana haber veriyor. Bu projeyi gerçekleştiren okulumuza, öğrencilerden ilgilerini eksik etmeyen Zeynep Adıgüzel ve Rav İsak Alaluf’a teşekkür ediyorum. Vivet SARANGA Yusuf bu etkinliğe katıldığı için oldukça heyecanlıydı ve geziden de oldukça mutlu döndü. Bu proje gezisi sayesinde tek başına aileden ayrı zaman geçirebilmeyi, sorumluluk almayı, kendi başına diyalog geliştirebilmeyi öğrendi. Yabancı dilini kullanabilme ve yeni yerler tanıma fırsatı elde etti. Tüm bunlardan dolayı bu proje gezisinin oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum. Bella OJALVO GEZİDEN NOTLAR VELİ GÖRÜŞLERİ İsrail’deki yaşıtlarımın yaşamı bizimkine çok benziyor. Onlar da okuldan gelir gelmez bizim gibi bilgisayarın başına oturuyorlar. Mesafelerin kısa oluşu sayesinde okula gidiş-gelişleri çok kolay. Çoğunlukla yürüyerek okula gidip geliyorlar. Haifa çok güzel bir kent. Sokakları tertemiz ve insanlar yere en ufak bir çöp bile atmıyorlar. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı, herkes trafik kurallarına uyuyor. İsrail’in bu yönü oldukça hoşuma gitti. Sinan YENİBAHAR İsrail’deki yaşıtlarımızın eğitim hayatı bizimkinden daha zor. Gezi boyunca en çok dikkatimi çeken şey, insanların arabalarını kullanmak yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmeleriydi. Yanında kaldığım arkadaşımın her gün en az 10 sayfalık yazı ödevi oluyordu. Proje süresince yanında kaldığım arkadaşım sayesinde pek çok belgesel izledim ve ondan uçağın çalışma sistemini de öğrenmiş oldum. Marsel KRESPİ Bu gezide çok güzel arkadaşlıklar da kurdum ve bunun ömür boyu süreceğine inanıyorum. Bu geziye katılmadaki amacım Haifa’yı tanımak ve güzelliklerinin tadını çıkarmaktı. Reali’de katıldığımız dersler oldukça eğlenceliydi. Öğretmenler de sıcakkanlı ve güleryüzlüydü. Bu proje bana hayatı, her durumda her şeye aldırış etmemeyi, bazı şeyleri oluruna bırakıp idare etmeyi öğretti. İsel TASTASA İsrail’deki yaşıtlarım bizlere göre daha şanslı. Rahatça dışarı çıkıp oynayabiliyorlar. Evlerin çoğu bahçeli ve yeterince oyun alanları var. Bizse burada apartmanlarda yaşıyoruz ve trafikten dışarı çıkamıyoruz. Akşamları dışarıda buluşup gece geç saatlere kadar dışarıda kalabiliyorlar. Her yer hareketli ve canlı; aynı zamanda da güvenli. Bir başka şansları da evlerinin okullarına yakın oluşu. Çoğunlukla yürüyerek okula gidiyorlar. Gezi boyunca pek çok yer gördük; ama bence en ilginci Kneset yani İsrail Meclisi’ydi. Meclise gitmek ve milletvekillerini izlemek çok hoşuma gitti. Yusuf OJALVO Bu yıl da yine çok keyifli bir gün yaşadık ve yaşattık Bir Ulus Musevi Okulları Velisi ve Funday Etkinlik Sorumlusu olarak ortada oluşan enerjiden çok keyif aldığımı belirterek başlamak isterim. İnce detaylar ve çocukların ilgilerini çeken aktiviteler o kadar titizlikle düşünülerek planlanmıştı ki herkesin yüzündeki gülümsemeyi yakalamaya, fotoğraf çeken ekip arkadaşımız Suzi Asa yetişmekte zorlandı. Tüm atölyeler doluydu ve her bir çocuk kendi ilgi alanında olan bir etkinliğe dahil olabildi. Her sene katlanarak artan bu aktivite gününün, önümüzdeki sene çocuklara neler hazırlayacağını düşününce heyecanlanıyorum. Bu ekibin bir parçası olarak katkıda bulunmak çok keyifliydi, başarılarınızın devamını dilerim. Stella ABULAFYA UÖMO İlköğretim Velisi, Funday etkinlik sorumlusu Funday’e iki senedir katılıyorum. Çocuklarla beraber cupcake süslüyoruz. Her sene daha başarılı ve kaliteli faaliyetler oluyor. Çocuklar ve biz eğitmenler için de çok keyifli bir gün. Seneye tekrar buluşmak dileğiyle Sweet things by Nurit Nurit İLERİ Pasta Süsleme Atölyesi Eğitmeni FUN DAY’de neler vardı? Pasta Süsleme Atölyesi Deney Atölyesi (Oda, Araba Kokusu ve Parfüm Yapımı) Tel Heykel Atölyesi Jean ve Converse Boyama Atölyesi Jel Mum Atölyesi Robotik Lego Atölyesi Kimlik Plaka Çalışması Sihir Atölyesi Boyacı Robot Atölyesi Kukla Yapımı Karikatür Atölyesi Fimo Atölyesi (Mezuza Yapımı) Perküsyon Atölyesi Teatral Tap Dansı Atölyesi Keçe Atölyesi (Anahtarlık Yapımı) Cam Süsleme Atölyesi (Kiduş Bardağı Süsleme) OYUNLAR PS3, Langırt Turnuvaları, Twister, Jenga, Mikado, Kelime Yarışması 27 Şubat Pazar günü Funday’e çocuklara kukla yaptırmak için katıldım. Huni kuklalarımın bütün malzemeleri hazırdı. Ancak çocukların her birine aynı kuklayı yaptıracağım için biraz tedirgindim! Sadece elbiselerin rengi farklıydı... Ve... Çalışmaya başladık! Liseli öğrencierin ve bazı velilerin sayesinde 30-35 çocukla çalışmak çok keyifliydi. Ben anlatıyordum onlar da çocukların etrafında dolaşıp yardım ediyorlardı...Huni kukla dersim harika bir ekip çalışmasına dönmüştü... Sonra kuklalar bir bir şekillenmeye başladı... Bir de ne görelim herbiri farklı bir kişilik kazanmıştı. Kimi tebessüm ediyor, kimi somurtuyordu... Bıyıklısı, kıvırcığı, ahçıbaşısı, çift suratlısı... Meğer sopaya geçirilmiş bir pinpon topu, biraz kumaş, biraz da keçe yaratıcı çocukların ellerinde ne kadar çeşitlenebilirmiş! Bana bu deneyimi yaşattığınız için çok teşekkür ederim :) Estel Lita RUSSO Kukla Atölyesi Eğitmeni Yaratıcılığın sonu olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama yaratmak cesaret gerektirir. Cesaretli öğrencilerimizle enerji saatlerimizi jean ve Converselerimizi modifiye ederek geçirdik. Renkli spreyler ve üç boyutlu aksesuarlarla bütünleştirdik. Ortaya yeniden zevkle kullanılabilir ürünler çıkardık. Sonucunda herkesin içinde bir hayal etme gücü olduğunu fark ettik. İlona LEVİ Jean ve Converse Boyama Atölyesi Eğitmeni Çocuklarla çok keyifli bir gün geçirdik. Karikatürün eğitimdeki önemini anlayan ve çocuklarda karikatürün farkındalığını yaratmak amacıyla beni bu etkinliğe davet eden UÖMO İdarecilerine teşekkür ederim. Kamil YAVUZ Karikatür Atölyesi Eğitmeni Çocuklarla birlikte yaptığım iki aktivite süper geçti. Öğrencilerin hepsi aynı anda sihirbazlığın inceliklerini uygulayarak öğrendiler. Başta bazıları bazı numaraları yapamasa da çalışınca ve iyi dinleyince yapabildiklerini gördüler ve sihir atölyesinden çok mutlu ayrıldılar. Yaptığımız bu çalışmanın sonucunda çocuklar beynimizin iki tarafını da nasıl kullanabileceğimizi, el becerilerimizi nasıl geliştirebileceğimizi, nasıl mantık yürütebileceğimizi, her şeyin yapılabilir olduğunu eğlenerek öğrendiler. Böyle güzel bir etkinliğin içinde olduğum için sizlere çok teşekkür ederim. Yasemin OSMAN Sihir Atölyesi Eğitmeni Canım annem, ilk oyun arkadaşım… 1,5 yaş “Anneli Oyun Grubu”muz üzerine Ulus Anaokulu Müdürümüz Ceni Kanditan ile bir söyleşi yaptık. Anne-babalar için çocuk oyunları geçmişte kalmış gibi görünebilir Oysaki çocukların ihtiyacı, onlarla oynayacak, oyunun kurallarını onlara öğretecek bir yetişkinin varlığıdır. Bu nedenle annenin oyun sınıfında ve çocuğun görüş mesafesinde olması çok önemlidir. Bu programda miniklerimiz annelerinin desteği ile sosyalleşmenin ilk adımlarını atarken, anneler de çocuklarının gelişimlerine destek olacak yöntemler hakkında bilgi sahibi oluyor ve bu programın devamını evde uygulama fırsatına sahip oluyorlar. Oyun grubuna özel eğitsel oyuncaklarla düzenlenmiş sınıflarımızda çocuklar en güvendikleri varlık olan anneleriyle birlikte eğitmenlerimiz eşliğinde, keyifli saatler geçiriyorlar. Şarkılar söyleyip ritim tutan ve dans eden çocuklarımızın beden gelişimlerini destekliyoruz. Kum, su oyunları, minder ve topla yapılan hareketlerle fiziksel becerilerini; farklı malzemeler ile tanışarak el becerilerini geliştirmelerini sağlıyoruz. 18-24 ay arasındaki çocukları bulunan annelerimizden gelen yoğun talep üzerine üç yıl önce Anneli Oyun “Anneli Oyun Grubu” bir yönüyle de anaokuluna hazırlık Grubu programımızı başlattık. sürecine destek veriyor... Çocukların fiziksel gelişimini, bilişsel zeka gelişimini ve anne çocuk iletişimini olumlu yönde destekleyen bu programı Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Mine Göl Güven’in proje danışmanlığında başlattık. 3 yıldır konusunda uzman B.Ü Rehberlik Psikolojik Danışmanlık mezunu eğitmenimiz Etel Safkan ve Marmara Üniversitesi mezunu Suzan Elhadef’in uyguladığı çalışmalara minikler anneleri veya kendilerine en yakın hissettikleri kişiyle katılıyorlar. Anneli Oyun Grubu’na katılan annelerin diğer anneler ile gözlem ve iletişim yoluyla kurdukları ilişki sayesinde, annelik konusunda destek bulduklarına ve çocuklarının gelişimlerine katkıda bulunacak yöntemler hakkında bilgi sahibi olduklarına inanıyorum. Ceni Kanditan Ulus Anaokulu Müdürü Oyun grupları, sosyalleşme sürecini başlatan ve destekleyen ortamlardır. Oyun grubuna katılıp olumlu deneyimlerle zenginleşen çocuk bir sonraki yıl okul ortamına çok daha kolay uyum sağlar. Bu yıl pazartesi ve çarşamba günleri uyguladığımız çalışmalara katılan minikler kısa zamanda okul hayatına alıştılar. Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz “Ben Büyüdüm Partisi”nde Anneli Oyun Grubuna aday çocuklarımız ve aileleriyle tanışma fırsatını buluyoruz. AKVARYUM DÜNYASI temalı Ben Büyüdüm Partisine katılan minikler ve aileleriyle keyifli saatler paylaştık. Eğlenceli etkinliklerle dolu akvaryum dünyası temalı partide minikler rengarenk balıklar, deniz yıldızları ve balıkadamlar ile tanışma fırsatını buldular. Deniz kabuklarından magnetler hazırladılar. Davul, ksilafon gibi aletlerin yanı sıra deniz kabuklarından oluşan müzik aletleri ile ritim tuttular. Bahçedeki su havuzunda balık tutarken ikram edilen balık krakerlerini keyifle yediler. Kendi hazırladıkları mini akvaryumlarıyla minikler partiden neşe içinde ayrıldılar. Anakulumuzun artık keyifli bir sebze bahçesi var … Mısırların fabrikalarda üretildiğini sanan çocukların yetiştiği bir dünyadayız. Tarımın ve sebzelerin önemini öğrencilerimizin yaşayarak ve gözlemleyerek anlamalarını sağlamak amacıyla, bu yıl anaokulumuza bir sebze bahçesi yaptık. Ekim-tohum-sulama-büyüme aşamalarını yıl boyunca izleyen ve arkadaşlarıyla ektikleri, suladıkları sebzelerin büyüdüğünü gören öğrencilerimizde; sorumluluk, kendine güven, işbirliği ve yaratıcılık gibi kavramların geliştiğini gözlemledik. Minik bahçıvanlarımız sebze bahçemizin ilk tohumlarını ekti. Çocuklarımız ilk tohumlarını, bahçeyi düzenleyen Punica Peyzaj tarım mühendisleri denetiminde ektiler. Kendi ektikleri, suladıkları sebzelerin gelişimini kolayca takip edebilmeleri adına her yaş grubu için farklı bir sebze seçildi. Roka, marul pazı, ıspanak, maydanoz gibi sebzelerin tohumlarını eken ve onlara can suyunu atan minik ellerin heyecanı görülmeye değerdi. İlkbaharda kompostlama makineleri ile bahçemizin gübresini çocuklarımız üretecek. Bahçemiz için sebze kabuklarının, solucanlar yoluyla gübre haline gelmesini sağlayan 2 adet kompostlama makinesi alındı. Bahar mevsiminde yapacağımız ekim sonrasında, çocuklarımız bu makineler sayesinde, belirli aralıklarla evlerinden getirdikleri sebze kabuklarının makinenin içinde bulunan solucanlar yoluyla yenilerek doğaya tekrar geri dönüşünü gözlemleme fırsatını bulacak ve bitki, sebzelerin büyümesini destekleyen, toprak için gerekli olan gübreyi kendileri üretecekler. Bahçe eğitici olmanın yanı sıra çocuklarda yeni beceriler geliştirir: Çocuklar bu süreçte; Sorumluluk alır Bitkilerin büyümesi için onları sulaması gerektiğini öğrenir ve sorumluluğunu üstlenir. Neden-niçin ilişkisini öğrenir Su olmadan bitkinin yaşayamayacağını anlar. Kendine güven duygusu gelişir Ektiği, suladığı, büyüttüğü tohumun sebze ve meyve olduğunu gözlemler. Doğa sevgisini öğrenir Açık hava ortamında üretme ve doğayı tanıma şansını bulurlar. Arkadaşlarıyla ekip çalışmasını öğrenir Birlikte ektikleri tohumları büyütmek için çalışır ve işbirliği yaparlar. KOMPOST VE KOMPOST SUYU NEDİR? Bahçe ve mutfak atıklarının, doğal yolla çürütülerek, organik maddece zengin bir ürüne dönüştürülmesine kompost yapma, ürünlerine de kompost ve kompost suyu denir. KOMPOST NASIL YAPILIR? Kompost ve kompost suyu, Can-OWorms® kullanarak solucanlar aracılığı ile yapılır. Kompost, organik maddece çok zengindir ve organik sebzeleri yetiştirmek için kullanılır. Kompost suyu, bitkilerdeki hastalıkları iyileştirmek ve zararlıları yok etmek için kullanılır. Üç kademeden oluşur. ilk kademede; bahçe ve mutfak atıkları, ikinci kademede; solucanlar, üçüncü kademede;oluşan kompost bulunur. Kademeler arasında solucanlar hareket ederek atıkları tüketir ve kompost oluşmasını sağlar. Çocuklarımızı yetiştirirken onlara aktardığımız değerlerin ve bilgilerin, kendi çocuklarını yetiştirirken de yeterli olmasına çabalıyoruz. Bunu nasıl mı yapıyoruz? H er sene Ulus Özel Musevi Okulları olarak birçok farklı etkinliğe imza atıyoruz. Bunlardan biri de bayramlarımızı partilerle kutlamamız. Bu partilerde hedefimiz çocuklarımıza kimlik bilinci kazandırmak ve gelecek nesillere aktaracak bilgiler öğretmek. Nasıl mı? Hanuka Bayramını çoşkulu törenlerle kutladık. “Hanuka Bayramı, kültürümüzü anlamamız ona daha sıkı sarılmamız, sahip çıkmamız ve önemini kavramamız için bulunmaz bir fırsattır. Kültürümüz bizlere hem atalarımızdan miras kalmıştır hem de onu çocuklarımızdan ödünç almışızdır. Bugün öz kültürümüzle ilgili olarak onlara bir şey bırakmak için çaba göstermezsek yarın bunun hesabını vermek zorunda kalırız. Kültürümüzü sahiplenmek, onu korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önde gelen görevimizdir. “Rav İsak Alaluf’un Hanuka töreni konuşmasından alınmıştır” Biliyoruz ki çocuklar en çok ve en hızlı yaşayarak öğrenirler. Bu partilerde çocuklara bayramların hikayelerini anlatırken hikayenin geçtiği zamanı okulumuzda kurduğumuz dekorlarla canlandırıp, onlar için ilgi çekici hale getirmeye çalışıyoruz. Çocuklar bu atmosferin içinde hikayenin canlandırılmasını seyrediyor, sadece duyduklarından gördüklerinden değil, hissettiklerinden de öğreniyorlar. Anlatılan hikayelerle çocuklara ulaşmaya çalıştığımız kadar veliye de ulaşmaya çalışıyoruz ki, aileler de çocukların sorduğu soruları yanıtlayabilsin, üzerinde beraberce düşünebilsinler. Çocuklar tekrarlarla öğreniyorlar. Partilerimizdeki bayram temalı etkinlik köşelerinde, hikaye ile benzer semboller kullanarak öğrenmenin pekişmesini sağlıyoruz. Bu da öğrenmenin kalıcı olmasını sağlıyor. İşte aslında okulumuzda düzenlenen bu eşsiz günlerin buzdağının üzerinde görünen yüzü eğlence, parti, güzel vakit geçirme iken, buzdağının altında kalan kısmı kimlik bilincini en iyi şekilde toplumumuzla yaşama, yaşatma ve kuşaklara aktarma sorumluluğudur. Tüm bu hedeflerimize de sizlerin değerli katılımlarıyla ulaşıyoruz. Partilerimizi izlemeye devam edin… Emel LEVİ Minix Anaokulu Müdürü Onlar Hanuka’da birlikte çok mutluydular... Hanuka tiyatrosunda rol alan lise öğrencilerimiz, kendilerini izleyen kardeşleriyle dans ederek Hanukayı kutladı. Okulda her zaman gösterilerde yer almayı severim; ama benden küçük kardeşlerime Hanuka’nın hikayesini anlatmak çok heyecan vericiydi. Gösteri bittikten sonra gözleri neşeyle parlayan çocukların görüntüsü tabiî ki mutluluğumu ikiye katladı. Gösteriden sonra ellerini tutup hep birlikte dans ettik. Çok eğlenceliydi. Hayatımda unutamayacağım bir deneyim oldu. Rami KANDİYOTİ Hanuka tiyatrosunda görev almak beni çok mutlu etti. Özellikle bizi pür dikkat izleyen küçük kardeşlerimizi görünce onlar için ne kadar önemli bir iş yaptığımız anladım. Purim etkinliğinde de görev almayı çok istiyorum. Aslan ÖZTREVES Pazar günü okuldan ayrılırken çok mutluydum. Çünkü arka arkaya dört kez oynadığımız her gösteride onlarca sıcak gülücük görmüştüm. Daha birçok bayramda bu sıcak gülücükleri görmeyi isterim. Valeri BAHAR Mickey ve Minnie Hanuka Partimize renk kattı. Mickey ve Minnie’li Hanuka Partimiz 200’e yakın çocuğun katılımıyla gerçekleşti. Bet-Amikdaş dekoru içerisinde partimize katılan 3-6 yaş aralığındaki çocuklar, lise öğrencilerimiz ve anaokulu öğretmenlerimizin rol aldığı “Tarihte Yolculuk” konulu Hanuka tiyatrosunu anne ve babalarıyla birlikte keyifle izlediler. Partide eş zamanlı yapılan etkinliklerde, minikler Hanuka sembollerini tanıma fırsatını buldular. Öğrencilerimiz Dostluk Yurdu 2010 Hanukiya Süsleme Yarışması’ndan ödüllerle döndü. Birincilik Ödülü / Moşe’nin B� R NC� � L� K ÖDÜLÜ MO� E’N� NKurtuluşu KURTULU� U Keli Kalaora, Dori Buano, KEL� KALAORA, BUANO, RAKEL HALAVA, Rakel Haleve,DOR� Vedya Eskenazi VEDYA ESKENAZ� İkincilik Ödülü / Mucize Sevivon �K�NC�L�K ! D! L! MUC�ZE/SEV�VON Ceymi Memi, Meir Abulafya,�LKER SAPAN, CEYM� MEM�, ME�R ABULAFYA, İlker Sapan,CAN CanKALAORA Kalaora Üçüncülük Ödülü / Moşe’nin Mucizesi Mayk Halfon, İlker Rodrig ! ! ! NC! L! K ! D! L! MO�E! N�N MUC�ZES Kırmızı halıdan Purimin starları geçti. Çocuklar hem eğitici hem eğlendirici faaaliyetler yaparken öyle keyifli görünüyorlardı ki hoş ortamın da etkisiyle bir an “Keşke yeniden çocuk olsam.” diye içimden geçirdim. K ızım ponpon kızlar dans gösterisinde görevli olduğundan, uzun bir aradan sonra okulda tekrar bir Purim partisine katıldım. Daha girişten, fondaki neşeli Purim şarkıları ve nefis dekor bu günün keyifli geçeceğinin habercisi gibiydi. Kızımı provaya bıraktıktan sonra etkinlikleri gözlemleme fırsatım oldu. Çocuklar için hazırlanmış olan mekanda; dekor, faaliyet masaları ve köşeleri, fondaki müzik büyük bir uyum içinde ve çok organizeydi. Öğretmenler işlerine ve çocuklara çok hakimdiler. Etraftaki tüm dekorlarda, oynanan oyunlarda ve ikramlarda Purim’e ait ayrıntılar mevcuttu. Bir süre sonra tüm veliler ve çocuklarla Oditoryum’a girdik. Oditoryum’un hem alt katını hem üst katını dolduran coşkulu bir kalabalık vardı. Kimi küçüklerimiz annelerinin kucaklarında oturuyorlardı. Farklı bir teknikle hazırlanmış olan tiyatroyla miniklerimize Purim ile ilgili bilgiler sevimli bir dille aktarıldıktan sonra sihirbaz-jonglör ve dansçılardan oluşan Purim Show’unu izledik. Show sona ererken tüm çocuklar sahneye davet edildi, neşeli müzikler eşliğinde dans ederlerken yukardan balonların inmesiyle bitti. Salondan ayrılırken yalnız çocuklar değil büyükler de tebessüm içindeydi... Daha önce gitmediğim yıllarda bu partide tam olarak neler yapıldığını bilemesem de bu coşkulu kalabalığın salonu doldurmasının ve yüzlerdeki tebessümün tesadüf olmadığına inanıyorum. İnanıyorum ki; her sene geleneksel Purim bayramımıza hazırlanan okul görevlilerimizin hem birikmiş tecrübelerini kullanmaları hem de hep daha iyisini yapma arzusuyla büyük bir özenle çalışmaları bu mutlu ve coşkulu tablonun tekrarlanmasını sağlıyor. Buradan, emeği geçen herkese, yürekten, elinize sağlık demek istiyorum. Selda SENEOR / İlköğretim Velisi UÖMO Purim Filmi Greenscreen teknolojisiyle çekildi Bu yıl UÖMO Purim Filmi Galamıza katılan 2-6 yaş arasındaki 220 çocuğumuz, ilköğretim-lise öğrencilerimizin oynadığı ve Greenscreen teknolojisiyle çekilen sinema filmini izlediler. Purim’in hikayesinin anlatıldığı sinema filmini gerçekleştiren ekip, daha sonra çocuklara hazırladıkları gösteriyi sundu. Greenscreen Teknolojisi: Düz yeşil arka planda çekilen sahnelerin, postproduction aşamasında arka planın silinerek, özel bilgisayar programları aracılığıyla görüntülerin istenilen resim karelerine adapte edilme tekniğidir. İlköğretim ve Lise öğrencilerimiz eğlenceli skeçler ve farklı kostümleriyle Purim’i neşe içinde karşıladı. Haydi hayatı güzel ve sağlıklı yaşamaya!... Birinci dönem spor turnuvalarını başarı ile fair play kuralları içerisinde tamamladık. 2. Kademe Kızlar / Futsal Cumhuriyet Kupası / Şampiyon Takım: 8AB Selen Benhabib, Rakel Sabah, İlayda Kovos, Nila Yanni, Verda Halila, Meri Levi, Verda Seneor, Nesya Eskenazi, Joelle Kohen, Gol Kraliçesi: Romina Gürkan 2. Kademe Erkekler / Futsal Atatürk Kupası / Şampiyon Takım: Tigers Tal Abravanel, Alper Palti, Sinan Yenibahar, Sabi Beraha, Raif Molho, Rıfat Birmizrahi, Moşe Mizrahi, Gol Kralı: Mert İpekoğlu Lise Atatürk Kupası / Futsal Turnuvası / Şampiyon takım : 10/C Selim Mizrahi, İzer Saporta, Roy Konfino, İsak Hadar, Yusuf Sönmez, Vedat Behar Gol Kralı: Vedat Behar İstek Vakfı Okulları Masa Tenisi Turnuvası / Yıldız Kız Takımı 2.liği Nesya Eskenazi, Melis Malki, Berna Franko, Liza Cemel Yaşam destekleyicilerimiz spor, beslenme ve uykunun önemini unutmayın… Doğum, çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaşlılık gibi bir yaşam sürecimiz var. Bilinmeyen ise ne kadar kötü veya iyi beslendiğimiz, ne kadar kaliteli uyku alıp almadığımız veya ne kadar egzersiz, spor yaptığımız. Yaşam sürecimizde sağlıklı yaşam destekleyicileri olan spor, beslenme ve uykuyu ne kadar iyi yaparsak yaşam kalitemizi de o denli iyi tutarız. Bunu zaten hepimiz biliyoruz. O zaman haydi hayatı güzel ve sağlıklı yaşamaya. Yusuf GÜNGÖRDÜ Beden Eğitimi Bölümü Başkanı Beşiktaş İlçe Şampiyonası Masa Tenisi Turnuvası’ndan kupalarla döndük Yıldız kızlar 2. lerimiz : Berna Franko, Nesya Eskenazi, Liza Cemel Küçük kızlar 3. lerimiz : Alida Sefada, Karla Manisa, Romina Gürkan, Lena Gürkan TREKKING’İN TÜRKİYE’DE YAPILDIĞI BÖLGELER: İstanbul çevresinde; Adapazarı-Kazankaya, Yalova-Erikli, İzmitAytepe-Servetiye, Sapanca-Şahinkaya, İznik-Sansarak trekking yapılacak uygun yerler arasında bulunur. Ayrıca Yedi Göller, Çamlı Hemşin, İkizdere, Uzungöl, Borçka ve Kaçkar da trekking yapılan popüler yerler arasındadır. Trekking Yuvacık Barajı’nda yapılır. Her yıl geleneksel olarak Spor Bölümü öğretmenleri tarafından düzenlenen trekking etkinliği, bu yıl İzmit Yuvacık Barajı’nda gerçekleşti. Açık havada yürüyüş yaparak keyifli bir gün geçiren İlköğretim öğrencileri ve öğretmenleri aynı zamanda doğal yaşamı gözlemleme fırsatı buldular. Doğayla kucaklaşarak spor yapmak mı istiyorsunuz? Trekking yapın! Temiz hava almak, spor yapmak, sağlınızı korumak, doğa güzelliklerini fotoğraflarla ölümsüzleştirmek, doğa ile iç içe kendinizi dinlemek ve doğada yaşamayı öğrenmek istiyorsanız trekking yapmalısınız. Trekking doğa sporlarının en hafif kollarından biridir. Uzun ve yorucu yürüyüş anlamına gelir. Her yaştan insan trekking yapabilir. Beyaza tutkun olanlar geleneksel UÖMO Kayak Kampları’nda buluştu. Anaokulu öğrencilerimiz 27 Şubat- 2 Mart 2011 tarihleri arasında Beden Eğitimi Bölüm Başkanı Yusuf Güngördü ve Anaokulu Müdürü Ceni Kanditan eşliğinde Uludağ’da Kayak Kampı’ndaydı. Anaokulu öğrencilerimiz kamp süresince uzman eğitimcilerden kayak dersleri aldı. Akşam üstleri uygulanan etüt saatin- de çizgi, kesme, boyama, matematik vb. çalışmaların ardından oynanan oyunlarla keyifli saatler geçirdiler. Etkinlik olarak poşetle kayma, buz pateni, gece yürüyüşü geceleri uygulanan etkinlikler oldu. Son gün, karın üzerine dikilen kapıların arasından geçerek öğrendikleri becerileri sergileyen tüm öğrencilere, katıldıkları kayak kampı anısına tören düzenlenerek birer madalya verildi. Bu yıl ilk defa anaokulu çocuklarımız için düzenlediğiniz kayak kampının çalışmalarını bu kadar güzel organize ettiğiniz ve gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz. Program dolu dolu ve tam anlamı ile bize gönderdiğiniz şekilde gerçekleşti. Oğlum Arel’in kayak sporu ile mutlu bir şekilde tanışması bizim için çok önemliydi. Bu kamp bizim için tam anlamıyla amacına ulaştı diyebiliriz. Kızım Liya da sayenizde hem tüm faaliyetlere katıldı hem de biraz kar/kayak kavramlarına aşina oldu. Her şey için size ve Yusuf Hoca’ya tekrar tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz. Elda & Sabi SEVEVİ / Anaokulu Velisi 11. Geleneksel Kayak Kampı’mız Şubat ayında gerçekleşti. 11. Geleneksel Kayak Kampımızda neler vardı? Güvenli ve eğlenceli kamp ortamında kayak / Kayak Milli Takım, Antrenörü Kenan Uzel ve ekibi ile UÖMO Spor Bölümü Öğretmenleri denetiminde kayak dersleri / Yeni başlayanlar - orta grup - ileri grup olmak üzere 3 farklı seviyede 14 saat kayak eğitimi / Fahri Otel’de konaklama / Özel araçlarla ulaşım / Keyifli ve eğlenceli gece partileri / Sertifikalar ve özel ödüller / Uludağ’ın tüm teleski ve telesiyejlerinin ücretsiz kullanımı / Ücretsiz kayak kirası / Sertifikalar ve özel ödüller Mezunlar Kolu’ndan haberler... Peynir şarap gecemizde unutulmaz anlar yaşadık. Dj Meno eşliğinde çalan müzikle; Kotel kıyısında yaktığımız hanukiyamızla; Orhan’ın çektiği fotoğraflarla gecemizi ölümsüzleştirdik. Sizlerin desteğiyle yaptığımız çekilişlerde mezunlarımız Tribeca ‘da yemek; Antalya’ya gidiş geliş uçak bileti; konser bileti gibi bir sürü güzel hediyenin de sahibi oldular. Sınıf yemeklerimizi yapmaya devam ediyoruz. “Bizim sınıf çok buluşmak istiyor ya da yurtdışından arkadaşım gelecek hadi bizi buluşturun” diyorsanız biz de sizi hemen buluşturuyoruz. Bunun için tek yapmanız gereken mezun@uoml.k12.tr adresine yazmanız. 2011 aidatlarınızı ödeme vakti geldi. Tüm Musevi Liselilerden aidat ödemelerini Mart ayına kadar yapmalarını rica ediyoruz. Üyelerimizin kartları adreslerine postalanacaktır. Artık mezunlar facebook’lu oldu. ML Mezunlar Kolu sayfasına adınız soyadınız, kızlık soyadınız, evlilik soyadınız ve mezuniyet yılınızı bildiren mesaj atın biz de sizi kaydedelim; sınıfınıza göre gruplayalım. Siz de kendi sınıf arkadaşlarınızla keyifli sohbetler edin. Mezunlarımız neredeler? Neli AŞKANER Kurslarımız... İspanyolca kurslarımıza bu sene de rağbet oldu. Geçen sene İspanyolca kurslarımıza başlayan ve sertifikalarını alan kursiyerlerimiz bu sene de kaldıkları yerden devam etmenin mutluluğunu yaşıyorlar. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Psikoloji Bölümü’nde lisans eğitmini tamamladıktan sonra, 2007 - 2009 yılları arasında Phillips Graduate Enstitüsü’nde (Califonia Eyaleti, ABD) Aile ve Çift Terapisi ve Sanat Terapisi (Marriage and Family Therapy & Art Therapy) üzerine çift dalda yüksek lisans programını tamamlayarak master derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimi sırasında, Los Angeles’da çeşitli merkezlerde psikolojik danışmanlik hizmeti vermiştir. 2008 yılında İstanbul’a dönüş yapan Aşkaner, bir yıl bo yunca Acıbadem Sağlık Grubu’nda Çocuk ve Aile Terapisti olarak çalışmıştır. Şu anda Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu’nda Rehber Psikolog olarak çocuklarla çalışmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli gruplarla sanat terapisi çalışmalarını da yürütmektedir. Davit BANANA 1985’te UÖML’den mezun olduktan sonra Boğaziçi Üni- versitesi Kimya Mühendisliği’ni bitiren Banana, Pulver Kimya’da 1991 yılında başladığı çalışma hayatına Üretim Vardiye Mühendisi, Araştırma ve Geliştirme Müdürü, Pazarlama Müdürü, geçici olarak Üretim Müdürü ve geçici olarak Kalite ve Güvence Müdürü görevlerini üstlenmiştir. Pilates geçen sene açtığımız ve yine yoğun rağbet gören kursumuzu da bu sene tekrardan açtık. Haftada 2 gün 1 saat yapılan Pilates kursumuza katılmak için geç kalmış sayılmazsınız. Zumba kursumuz açılmak için sizleri bekliyor. Hollanda dan özel eğitim alan Lisya Aben Meşulam pazartesileri sizleri bekliyor. Kayıtlarımız dolmadan acele edin. Tüm kurslarımız ve sormak istedikleriniz için bir tıklama mesafesindeyiz. mezun@uoml.k12.tr 20 Mart Pazar Börek Günümüz büyük bir katılımla gerçekleşti. 60, 50, 40, 30, 20, 10 yıllık mezunlara verilen plaket ve sertifikalar, yıllar sonra yurtdışından gelen arkadaşlarıyla tekrar buluşma heyecanı, uzun yıllar görmedikleri öğretmenleriyle giderdikleri özlem bu günü ifade eden en güzel sözcükler... Her yıl olduğu gibi mezunlarımız büyük bir coşku ile kendilerine özel bu günü kutladılar. Selin ALPANDA UÖML’den 2003 yılında mezun olan Alpanda, Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirmiştir. Lisans eğitimi boyunca birçok hastane, okul, özel eğitim merkezi ve psikolojik danışmanlık merkezinde staj yapmış ve eğitimler almıştır. 2007 yılında Haliç Üniversitesi’nden mezun olmasının ardından 2008 yılında Maltepe Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Bölümü’nde okumaya hak kazanmıştır. 2010 yılında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar üzerine yaptığı tez çalışması ile uzmanlığını almıştır. Lisans eğitiminin hemen ardından 2 sene özel bir anaokulunda okul psikoloğu olarak çalışmalarını yürütmüştür. Çalışma ve yüksek lisans eğitimi sürecinde oyun terapisi, fillial terapi, nörofizyoloji, nöropsikoloji vb. birçok konuda eğitim almıştır. Son 2 senedir kurucusu Nöroloji Uzmanı Dr. Bülent Madi’nin merkezi olan Altis Aile Danışmanlık Hizmetleri’nde çalışmakta ve çalışmalarını nöropsikoloji ve çocuklarda sosyal-duygusal, bilişsel gelişim alanlarında sürdürmektedir. Canan DELEVİ Ulus Özel Musevi Lisesi’nden 2004 yılında mezun olan Canan Delevi, 2009’da Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sanat ve Tasarım (İtalyanca) Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2002’den itibaren Füsun Design, Cumba Dekorasyon, Eren Talu Mimarlık, Anna Fresko Dekorasyon, Hasan Mingü Mimarlık gibi pek çok tanınmış firmada staj yapan Delevi, 2008 yılı itibariyle iş hayatına atılmıştır. L’appart PR, Elele Dergisi (Moda Editörü Asistanlığı) ve Halit Berker – Berker Design’da çalışmıştır. 2009’dan beri Phare Design’da tasarımcı olarak çalışan Delevi, aynı zamanda 2010 yılından beri freelance olarak mimari tasarımlar yapmaktadır. Hobi olarak pleksiden yapılan kişiye özel aksesuarlar ve hediyelik eşyalar tasarlamaktadır. Rubi ASA 1974 yılında Musevi Lisesi’nden mezun olan Asa, 1979’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 1982 yılında Yıldız Üniversitesi Yapı Fiziği Bilim Dalından yüksek lisans diplomasını almış, 1985 yılında aynı fakültede “Kent Planlaması Kriterlerinde Yapı Enerjisi İlkeleri” doktora çalışmasını tamamlamıştır. 1992’ye kadar ENSA Mimarlık LTD. ŞTİ’yi sürdürdükten sonra, Mayıs 2007 tarihi itibarıyla ortağı olduğu HABİTAT İnşaat ve Proje Yönetimi A.Ş’nin yatırım projelerini mesleki alanda yürütmekte ve yönetmektedir. Mimari ve Uygulama Proje işleri yanı sıra özellikle, sanayi yapıları, turizm yapıları ve restorasyon işleri ile Türkiye’de yatırım yapmayı planlayan yabancı şirketlere mesleki danışanlık ve fizibilite çalışmalarını sürdürmektedir. Fotoğrafçılık, klasik müzik, edebiyat ve tenis hobileri arasındadır. Asa, UNESCO işbirliği çerçevesinde, İstanbul Tarihi çevresi belgelenmesi çalışmalarını sürdürmüştür. İFSAK üyesi olan Asa, çeşitli Fotoğraf yarışmalarında ödüller almıştır. U-MMUD Mimi Mitrani Eğitim Seminerleri Farklılıklarımızla yola çıkıp, benzerliklerimizle U-MMUD’da buluştuk. 6 Mart Pazar, farklı konular, farklı konuklarla yapılan söyleşiler, Genç Girişimciler Paneli, Eğlenceli Atölyelerle dopdolu geçen U-MMUD günü, ayrıca Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, Cemaat Başkanımız Sami Herman ve Başkan Vekili İzak İbrahimzade ile “Cemaatimizde neler oluyor?” konulu bir söyleşi yaptı. Söyleşi öncesinde Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi, U-mmud Mimi Mitrani Eğitim Seminerleri’nin gerçekleşmesini sağlayan Mitrani ve Mizrahi ailelerine, konuklara ve katılımcılara teşekkürlerini ifade eden bir konuşma yaptı. Konuşmasında “Hayatın matematiğine yolculuk” konusu ile U-mmud’a davetli olan Prof Dr. Yomtov Garti’nin ani ölümünden dolayı duyduğu büyük üzüntüyü dile getiren Kaspi, Yomtov Garti’nin ailesine bir anı plaketi sundu. U-MMUD’u hazırlarken… Bizler U-MMUD’u hazırlarken hızla değişen dünyamızda farklı konularda değişik bakış açılarını araştırıyor, yeni konuları ve fikirleri öğrenirken heyecanlanıyor, U-MMUD günü heyecanımızı etkinliğimize katılan konuklarımızla paylaşıyoruz. Bu yıl U-MMUD’a gençlerin ağırlıklı olarak katılması bizleri çok mutlu etti. Mezunlarımızın katıldığı “Musevi Liseliler İş Hayatında Nerede Paneli” ile mezunlarımızı okulumuzda ağırladık. Bir yanda anneler ve kızları Sefarad yemeklerinin inceliklerini öğrenirken, diğer yanda babalar ve oğulları spor turnuvasından madalyaları ile ayrıldılar. UÖMO Proje Danışmanı Talha Kılıç “University of Chicago Outstanding Educator Award” ödülüne hak kazandı. Tübitak, First Step To Nobel Prize In Physics ve ISWEEEP Proje Olimpiyatları’nda ödül alan ve University of Chicago’ya kabul edilen mezunumuz BERK DİLER’in, üniversitede yazdığı “Hayatınıza Yön Veren Kişiler” adlı kompozisyonla Kimya öğretmenimiz ve Proje Danışmanımız Talha Kılıç “University of Chicago Outstanding Educator Award” ödülünü aldı. Talha Kılıç “Öğrencimin beni bu ödüle aday görmesi ve böyle bir kompozisyon yazmasından büyük onur duydum. Başta değerli öğrencime, bu başarıları yakalamamızda bize maddi manevi destek veren herkese içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu yıl da yeni başarılarla bu geleneği sürdüreceğimize inanıyorum.” dedi. Los Angeles Film Yarışması’nda UÖMO öğrencileri “LA KULA” filmi ile ödül kazandı… 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ndan logo desteği alan, proje ve uygulaması Dilek İçinsel tarafından gerçekleştirilen belgesel film çekimi lise öğrencilerimiz tarafından yapılan “LA KULA” filmi Los Angeles Film Festivali’nde “Honorable Mention” ödülüne layık görüldü. Sefarad kültürünün tarihini ve kültürel çeşitliliğini yaşatmak amacıyla 1997 yılında kurulan SEC (Sefarad Eğitim Merkezi)’in organize ettiği festivalde ödül alan film, ayrıca Akbank Sanat Evi’nde gösterime girdi. Filmin konusu: 1930 lu yıllardan itibaren çocukluğu ve gençliği Galata’da geçmiş Coya Delevi’nin Kuledibi’ni anlatmasıyla başlayan film bugünün Galatası ile devam ediyor. Film çekimini gerçekleştirenler: Suzi Asa, Sami Morhayim, Leri Levi, Ediz Bihar, Sara Cemal, Sarita Hasan, Müge Cemel, Alara Deşilton, Yasmin Franko İstanbul’da Masal Gibi Bir Hafta İstanbul ve Hamburg’da Günlük Yaşam Projesi kapsamında iki ülkenin öğrencileri birbirlerini ülkelerinde misafir ediyor ve bu misafirlik süresince öğrenciler, ev sahibi ülkenin kültürünü tanımaya çalışıyor. 5 yıldır yürüttüğümüz projenin İstanbul ayağı 20-27 Şubat tarihlerinde gerçekleşti. Almanya’dan on bir öğrenci ve iki öğretmeni okulumuzda ağırladık. Bu hafta boyunca 7. sınıf öğrencilerimiz ve misafirlerimiz ile profesyonel rehber eşliğinde değişik yönlerini tanımak amacıyla İstanbul’u gezdik. Banvit Akıllı Çocuk Sofrası Milli Eğitim Bakanlığı ve Banvit protokolünde “Akıllı Çocuk Sofrası” sloganı ile ilköğretim 1. 2. 3. 4. ve 5. sınıf öğrencilerimiz yeterli ve dengeli beslenme konusunda üç gün boyunca eğitim aldılar. Bu eğitim kapsamında öğrencilere sağlıklı besin gruplarının neler olduğu, yenmesi gereken miktarlar, fiziksel aktivitenin önemi, öğünlerin önemi, zararlı besin maddelerinin neler olduğu oyunlar ve anlatım yoluyla öğretildi. İstanbul’da Günlük Yaşam Projesi’nin alt başlıkları ve bu başlıklar adı altında gezilen mekanlar: Osmanlı Dönemi İstanbul’unda Günlük Yaşam: Bu kapsamda Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı İstanbul’da Üç Dinin Kardeşliği ve Birlikte Yaşam Kültürü: Ortaköy Etz Ahayim Sinagogu, Meryem Ana Ermeni Kilisesi, Saint Antoine Kilisesi, Ortaköy Camii ve Yeni Camii Padişahların İstanbulu: Beylerbeyi Sarayı Tarihi Yarımada - Bizans ve Osmanlı’nın Başeserleri: Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi ve Yerebatan Sarayı Avrupalıların Gözüyle İstanbul: Beyoğlu Semti, İstiklal Caddesi ve Pera Müzesi “Oryantalist Ressamların İstanbul’u Sergisi” İstanbul’un İncisi: Tekneyle Boğaz turu ve tarihi yalılara denizden bakış. Gezi sonlarında, öğrencilerimiz geziler hakkında kendi yorumlarını yansıttıkları sunumlar hazırladı. Bu sunumları okuldaki diğer arkadaşlarıyla paylaştılar. 2-9 Mayıs 2011 haftasında 7. sınıflardan bir grup öğrencimiz, projeden sorumlu öğretmenler Nil Pinto ve Sibel Eskinazi ile “İstanbul ve Hamburg’da Günlük Yaşam Projesi”nin ikinci etabını gerçekleştirmek amacıyla Almanya’ya gidecektir. “Avrupa Bilgi Yarışması” ikincilerini kutluyoruz. AB Eğitim Programları ve Projeler Yürütme Bölümü’nün Beşiktaş ilçesinde düzenlediği “Avrupa Bilgi Yarışması”na katılan ve okulumuzu temsil eden lise öğrencilerimiz Müge Cemel, Sarita Hasan, Semih Moreno ilçe ikincisi oldular. “Çocuk Kalpler El Ele” 2010 Okullarda Projesi Sabancı Üniversitesi “Eğitimde İyi Örnekler Konferansı”nda sunulacak. Bu proje farklı kültürleri bir araya getirmesi, dikey değil yatay bir birliktelik yaratması, hoşgörü ve evrensel değerleri işlemesi nedenleriyle Sabancı Ünivesitesi’nde sunulacak projeler arasında seçildi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın 2010 Okullarda Projesi kapsamında ilköğretim okulu öğrencilerimiz “Çocuk Kalpler El Ele” adlı yeni projeyi; Üsküdar Atatürk İlköğretim Okulu, Özel Zapyon Rum İlköğretim Okulu ve Özel Kalfayan Ermeni İlköğretim Okulu’yla gerçekleştirdi. Ortaklaşa yapılan resim, şiir ve müzik etkinliklerinin ardından proje İstanbul’un her yerinden görülebilecek şekilde bırakılan balon etkinliği ile son buldu. Sosyal sınıfı öğrencilerimizin Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Kısa Film Projesi” çalışmaları başladı. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz çalışmalarda öğrencilerimiz, film çekimi teknikleri, kamera, ışık sistemleri ve sinemayla ilgili tüm kavramları uygulamalı şekilde öğrenecekler. Öğrencilerimizin senaryolarını yazıp kendilerinin çekeceği kısa filmler, dönem sonunda izleyicilerle buluşacak. 11. Sevgiyle El Ele Sanat Festivali Kültür Gezisi bu yıl Büyükada’da yapıldı. Etkinlik kapsamında Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu, TED İstanbul Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu, Özel Dadyan Ermeni İlköğretim Okulu ve Fener Rum İlköğretim Okulu ve Lisesi öğrencileri, öğretmenleri eşliğinde Kasım ayı içerisinde Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu’nu ziyaret etti. 100 kişiyi aşkın bir grubu Sinagog Vakfı Başkan Vekili Rafi Habib bilgilendirdi. Habib, sinagogun tarihçesinden kısaca bahsettikten sonra üç semavi dinin ortak noktalarına da değindi. Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi “İstanbul’da Farklı Kültürlerin Birlikte Yaşamı” Paneli’ne ev sahipliği yaptı. Panel, etkinliğin moderatörlüğünü yapan Doç. Dr Ahmet Kurtaran “Tanrı’dan beden almış tüm varlıklar birbiriyle eşit ve birbirlerine saygılı olmak zorundadır. İstanbul, bunun yerleşim merkezidir. Birbirimizi kabul etme, hoşgörüyle karşılama ve kucaklayabilme anlayışını hakim kılmak zorundayız.” sözleriyle açıldı. Etkinliğe; Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu adına Şalom Gazetesi Yazarı ve İstanbul Sefarad Kültürü Merkezi Müdürü Karen Gerson Şarhon, Özel Dadyan Ermeni İlköğretim Okulu adına Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arus Yumul, TED İstanbul Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu adına Spiker / Belgesel Yapımcısı Fatih Orbay konuk konuşmacı olarak katıldılar. Geleceğin liderleri yetişiyor. Kariyer Ofisi’nin düzenlediği Liderlik Eğitimi Programı başarıyla tamamlandı. Okulumuzda bu yıl Liderlik Eğitimi Programımızın üçüncüsünü düzenledik. Biz bu çalışmaya başlarken geleceğin yönetici adaylarında gerekli olan ilk temel becerileri geliştirmeyi hedefledik. Programa katılan öğrenciler, öncelikle okul öğrenci birliklerinde aktif çalışan ve gelecek yıllarda bu görevde bulunabilecek öğrenciler arasında seçildi. Projemizi diğer okullarla paylaşmanın öğrencilerimiz açısından önemli olduğunu düşündük ve her yıl çeşitli okulları bu projede aramıza aldık. Bu yıl çalışmaya Şişli Terakki, Koç ve Notre Dame de Sion Lisesi katıldı. Yaşayarak öğrenmenin eğitimdeki rolünü çok önemli gördüğümüz için bu yıl çalışmayı psikodramatik olarak planladık. Psikodrama; Jacob Morena tarafından geliştirilen eğleme yönelik bir psikoterapi biçimidir. Konu psikodrama olunca bu alanın duayenlerinden Deniz Altınay’la çalışmaya karar verdik. Deniz Bey, İstanbul Uluslar arası Zeka Moreno Enstitüsü Başkanı ve psikodrama grup terapistidir. Deniz Bey yaptığı çalışmada öncelikle öğrencilerin temel yöneticilik becerilerine bakmayı, karşılaştıkları sorunlara yönelik olarak kendi eksiklerini görmelerini ve bu eksiklerini gidermek için gereken davranış değişikliklerini yapabilmelerini sağlamayı hedefledi. 24 Şubat sabahı öğrencilerimiz misafirlerini karşıladı ve kısa zamanda diğer okulun öğrencileri ile kaynaştılar. Grup olarak birbirlerini Deniz Bey ve Esra Hanım eşliğinde daha yakından tanıdılar. Oynadıkları oyunlarla yönetimde empatinin, iletişimin ve güvenin önemini kavradılar. Yönettikleri bir grupta motivasyonu nasıl arttıracaklarını öğrendiler. Kendi yöneticilik hallerini ve nasıl yöneticiler olduklarını kavramaya çalıştılar. Kahve molalarında öğrenciler için hazırlanan sufleleri keyifle yerken bol bol sohbet edip yeni arkadaşlıklar kurdular. Paylaşım sırasında gençler, gerek yorumları gerekse eleştirileriyle Deniz Bey’i terlettiler. Hepimiz için oldukça keyifli bir gündü. Yeni çalışmalarda buluşmak dileğiyle… Berkay DELİGÖZ Lise Rehberlik Danışmanı İlköğretim Rehberlik Servisimizin davet ettiği ve Tiyatro Yeniden tarafından sahnelenen “Her Şey Elimizde” adlı çocuk oyunu büyük beğeni topladı. Sağlıklı kalabilmek için mikroplardan korunulabilmenin yollarını ve vücudumuzu temiz tutmak için neler yapılabileceğini anlatan eğlenceli tiyatroyu Anaokulu ve ilköğretim 1. kademeden tüm öğrenciler izlediler. “Pi Günü”nü tüm dünyayla birlikte kutladık. Lise Matematik Bölümü’nün organize ettiği “Pi Günü”nde “Pi” ile başlayan yemekler yendi, “Pi” sayısının rakamlarını ezberleme yarışması oynandı ve “Pi” sergisi öğrencilerin ve öğretmenlerin beğenisine sunuldu. Okuduklarımız ve okumanızı tavsiye ettiklerimiz CATCH US IF YOU CAN The book is about a ten- year -old boy’s adventures with his grandfather. Rory has to look after his grandfather. Friendship, responsibility and family relations are the main themes of the story. The ending of the story is quite interesting. İlayda KOVOS / 8 Green THE DIARY OF ANNE FRANK This book tells us about the life of Anne Frank and what she experienced in the secret annexe. I think everybody must read this book. It informs us about the Holocaust period. Roysi RUBİN / 8 Green RABBIT PROOF FENCE I think it’s a very interesting book. Although the story is based on a true story, it totally looks very fictional. I was amazed when I read it. Meri LEVİ / 8 Blue NUMBER THE STARS The story takes place in the Second World War. It’s about Annemarie’s great effort to help her Jewish friend Ellen Rosen. I read some parts many times. They were so real. I think everyone must read this book. Yağmur Reysi KERSE / 7 Red ACROSS THE BARRICADES This book is not only interesting but it also is one of the best books I’ve read that brings the themes of love and war together. The story takes place in Belfast, Ireland in 1916. It is definitely a pleasant read. Reysi HALEVE / Prep-A THE WAVE This is a book about a teacher whose name is Ben Ross. Mr. Ross is teaching his class about the Holocaust, but they couldn’t grasp it, so he decided to try an experiment called The Wave. The Wave’s motto was “Strength through discipline.” In less than a week, the school was out of control. People were beating other people up if they didn’t join the Wave. I found his teaching experiment very interesting and thought provoking. Vedat LEVİ / Prep-A CATCHER IN THE RYE I finished reading the book before the designated time. Beginning with the very first sentence, I realized I relate to the Holden Caulfield character. He was expressing the things that I was thinking. I highly recommend this book to anyone who feels to alienate from the rest of the society sometimes. I’m sure they’ll like it. Selim MİZRAHİ / 10-C To be honest, this book is one of the best books I have ever read. The main character, Holden, was extremely interesting. I think that the reason I liked the book so much is because I could relate to Holden. The symbols in the story are also very powerful. They help us understand Holden’s perspective. This book is unique and I think everyone will love reading it. Selim MOLİNAS / 10-B THE BREADWINNER This is an amazing book showing us a society which is completely different from ours. I was impressed by Parvana’s courage but was very much disappointed that religion was misused by the government. It is hard to believe that basic human rights can be taken away in this day and age. I strongly recommend people read this book and learn more about the world we live in. Melissa BARON / 9-C THE PIGMAN It may seem boring at first, but by the time you read half way through you won’t be able to put it down. It provides great examples of different psychological disorders and how these affect people in different ways. It is a must read! Ekin GİDON / 9-A ROMEO AND JULIET I didn’t like the book because it didn’t catch my interest. The major theme was love. However, I did get interested when I read about the fight between the two families. It was so well written that it made me sad. This play will impress the people who like romance and drama together. Selim MOLİNAS / 10-B I think everyone should read Shakespeare at one point in their lives. Romeo and Juliet and Macbeth say a lot about his writing. Venis KALDERON / 12-A MACBETH As we were reading the play, I heard about the legend that bad luck accompanied the play. I didn’t believe it at first, however, as were were half through the play, strange things started to happen. There was a power cut when I was watching the play at the Kenter Theatre. In the following days, I hurt my ankle and couldn’t walk for a few days. So now I’m taking warnings more seriously! Rahel LEVİ / 12-A THE GIVER This is an excellent book and there is lots to think about. The story is set in a perfect world, but it is only perfect for the inhabitants because they don’t question the decisions which are made for them by their elders. You see that not everything can be gained perfectly by putting things in a distinct order. Read and see what you think. Selin ÖZKOHEN / 9-A SHERLOCK HOLMES STORIES I find these stories very absorbing because they are all related to one another. When I finished reading the book, I became more aware of how small factors can help solve perplexing situations. I enjoyed the stories. İzer PİNTO / Prep -B ELVEDA YURDUM Fuat Andıç tarafından yazılan “Elveda Yurdum” adlı eser, bir Yahudi ailenin İspanya’dan ırk, inanç ve düşünce farklılıklarından dolayı zorla sürgün edilmesini konu alıyor. Eserde genel olarak Ben Naum ve soyunun yıllar içinde karşılaştıkları zorlukları, haksızlıkları ve her şeye rağmen elde ettikleri başarıları okuyoruz. Kısaca o dönemde yaşamış bir Musevi ailenin yaşamına yakından tanık oluyorsunuz. Kitabın, diğer tarihi romanlardan farklı olarak içimizden bir ailenin yaşamını konu alması ilgimi çekti. Kitap tarihi olaylar hakkında da bir hayli bilgi veriyor. Yahudi tarihini bilmeyenler için aydınlatıcı bir kitap olabilir. Bu kitap, Yahudi tarihini, anlatılanlar yanında okuduğumuz eserler aracılığıyla da öğrenmek ve yorumlamak için okunabilecek eserler arasında bir seçenek. İyi okumalar... Talia MOLİNA / 10-B SÖZ 1950’lerin New York’unda geçen bu hikaye oldukça dokunaklı. Bunun da sebebi okuyucuda tamamlanan romanlardan oluşu. Okuyucuyu sorularla başlatıp sorularla bitiren bu roman herkesi sorguladıklarıyla karşı karşıya bırakıyor. Her yaştan, her ‘doğru’yu bulduğuna inanan ya da hala aranan herkesin okuması gereken bir kitap yazmış Haim Potok. Yalnız unutmadan küçük bir eleştiri. Gözlem Yayınevi yine ne iyi yapmış çevirmiş ‘The Promise’i ama dilbilgisi hatalarını, anlam yanlışlıklarını, akıcılığı bozan upuzun cümleleri okudukça üzüldüm. Böyle değerli bir kitabın yeniden ele alınıp dilbilgisi açısından kontrol edilmesini öneririm. Suzi ASA / 11-A OLEG YA DA KUŞATMA ALTINDAKİ ŞEHİR Bu kitap kendimi içinde hissettiğim, zaman zaman Olag gibi savaş ortasında kaldığım, beni çok duygulandıran bir kitaptı. Kuşatma altındaki soğuk şehirde insanların nasıl hayatta kalma mücadelesi verdiğini öğrendim. Bana bugün verilen imkanların değerini çok daha iyi anlamaya başladım. Mark ADUT / 6-A Herkesin okuması gereken bir kitap. Henüz on iki yaşında olan Oleg, 2. Dünya Savaşı’nın en kötü anlarında bile olumlu düşünüp hasta annesini yalnız bırakmayan çok güçlü bir çocuk. En önemli hayat dersi savaşın ve ırkçılığın ne kadar kötü olduğu. Pia BİLDİRİCİ / 6-A CİMRİ “Cimri” adlı kitabı bitirdiğimde anladım ki cimri insanlar kendi paralarından başka bir şey düşünmezler. O kadar ki böyle insanlar paralarına bir şey olmasın diye hayatlarını bile ortaya koyabilirler. Bu nedenle cimri kişiler etraflarındakileri umursamazlar bile. Herkesin okumasını tavsiye ederim. İzak HALEVA / 5-B PARASIZ YATILI Parasız Yatılı, kadınların hayata karşı nasıl durduklarını ve zor şartlarda bile sorunlara karşı çözüm üreten bireyler olduklarını anlatıyor. Kadınların mücadeleci yanını ve bunun toplum için ne kadar önemli olduğunu da yine bu kitap gözler önüne seriyor. Meri LEVİ / 8-B Toplumda zayıf ve güçsüz durumdakilere yardım eli uzatmanın, bazen yaptığımız ufacık bir iyiliğin bir hayatı nasıl etkilediğinin anlatıldığı kısa öykülerden oluşuyor Parasız Yatılı. Öykülerde kadın ve çocukların hayata tutunma çabaları var, kırk yıl önce yazılmış olan bu kitap bize sosyal sorunların hala değişmediğini anlatıyor. Aslında öykülerin konuları sadece bizim toplumumuzu ilgilendiren yerel konular değil, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanabilir, sanırım kitap bu yüzden de kırkıncı yılında Fransızca’ya da çevrildi. Nesya ESKENAZİ / 8-A u-mail reklamlarınız için Halkla İlişkiler Departmanı ile iletişime geçebilirsiniz. uoml@uoml.k12.tr 0212 282 96 00 / 142 - 162 www.duenasturizm.com Telefon: 0212 264 64 54 Faks: 0212 264 64 66 E-posta: info@duenasturizm.com Adres: Nispetiye Cad. Peker Sok. Cinar Apt. No:4/2 Levent İstanbul Gsm: 0533 561 62 00 E-mail: ismailmizrahi@remax-plaza.com Başarmak için öğrenmeyi öğrenmek... Şive Ayfer BAYHAN - Matematik dersini anlamıyorum. Tek başıma test çözemiyorum. Konuları tekrar etmem gerekiyor ama zaman bulamıyorum. Sınıfta dersi anlıyorum ama evde tek başıma ödev yaparken bildiklerimi uygulayamıyorum. Nasıl alışacağımı bilmiyorum. Son yıllarda böylesine olumsuz düşüncelerin dile getirildiği cümleleri, çalışma alışkanlığı olmayan gençlerden ne kadar sık duyar olduk. Oysaki anne, baba ve öğretmenlerimizin arzusu kendini programlamış, çalışmayı alışkanlık haline getirmiş, kısacası “öğrenmeyi öğrenmiş olan” ideal gençler görebilmektir. Ya siz sevgili gençler, siz eğitim ve öğretim yaşantınızda bu ideal gençlerden biri misiniz? Yoksa ideal bir genç mi olmaya çalışıyorsunuz? Kesinlikle gelecekte hepiniz birer ideal iş adamı veya kadını olacaksınız ama bazılarınız zorlanmadan bazılarınız ise sosyal yaşantınızın getirdiği güzelliklerden kopmadan, zorlanarak iş hayatına adım atacaksınız. Çalışmayı zevkli hale getirenler öğrenmenin yollarını çabuk öğrendikleri için başarıya da çabuk ulaşacaklar. Peki öğrenmeyi öğrenmeyenler, eğitim ve öğretim yaşamını keyifli hale getiremeyenler ne yapacaklar? Ne mi yapacaklar? Başarıya ulaşmanın birinci yolunun öğrenmeyi öğrenmeden geçtiğinin bilincine varacaklar. Sevgili gençler, öğrenmeyi öğrenmek bilincinin birinci ilkesi istemektir. Öğrenme, isteğe bağlı olmalıdır. Kim bilir kaç defa başarılı olmayı istemişsinizdir? Hiç unutmayalım ki öğrenmek, aynı zamanda davranışların de- ğişmesidir. Davranışlarınızdaki değişiklik ise ancak siz isterseniz olacaktır. Bir şeyi derinden istemek için bir amacınızın da olması gerekir; çünkü amaçsız öğrenme olmaz. Amaçlı çalışmak aynı zamanda öğrenmeye karşı da istek uyandırır. Çalışmak başlangıçta zor olsa da bunu antrenmana az çıkmış bir sporcunun ilk antrenman günlerine de benzetebiliriz. Zaman geçtikçe bir sporcu gibi sizler de ders çalışmayı alışkanlığa dönüştüreceksiniz. Çalışarak öğrenilen bilgiler, bir müddet sonra siz fark etmeden benliğinizi saracak manevi biz haz duygusu ile kendinize olan güveninizi de artıracaktır. Öyle ki bilmediğiniz bir bilgiyi merak edip, bilgiye ulaşmanın yollarını arar hale geleceksiniz. Artık “öğrenmeyi öğrenmiş”sinizdir. Çünkü öğrenmeyi öğrenmek, bilmediğiniz bir bilgiyi bilir hale gelmek ya da yapamadığınız bir projeyi uyguluyor olabilmektir. Gençler, başarının sınavlarla ölçüldüğünü hepimiz biliyoruz. Zaten yaşamın kendisi de bir sınav değil midir? Yaşamdaki başarılarımız, kazançlarımız; başarısızlıklarımız ise kaybettiklerimizdir. İş yaşamımızda edindiğimiz davranışların, okul yaşantımızdan itibaren başladığını hiç unutmayın. Planlı çalışma, zamanı doğru kullanmak, çalışmayı alışkanlık haline dönüştürmek için başlangıçta kendinizi zorlayın. Kısa süreli bu sıkıntılarınızın öğrenmeyi öğrenmekten başka bir şey olmadığını, gelecekte sizi bekleyen mutlu, başarılı ve doyurucu yıllar için yatırım olduğunu fark edin. Sevgili gençler, her günün yaşamınıza yeni bir deneyim kattığını unutmayarak amaçlarınızı istekleriniz doğrultusunda hayata geçirmeniz dileğiyle sevgiyle kalın. Özel Ayfer BAYHAN Dershanesi Kurucusu u-mail UÖMO İletişim Organı İmtiyaz Sahibi: Röne Kaspi Sorumlu Müdür: Rober Filiba Yayın Kurulu: Pnina Ariti, Viki Habif Basın ve Halkla İlişkiler: Greta Mizrahi - Reysi Levi Grafik ve Baskı: Nest Medya Reklam ve Yayıncılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi Halaskargazi Cad. No: 93 Selamet Apt K:4 D:7 Osmanbey - İstanbul Tel: (0212) 230 30 01 Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul - Haziran 2010 Yönetim Yeri: Adnan Saygun Cad. 36-38 Ulus 34340 İstanbul Tel: (0212) 282 9600 Faks: (0212) 282 9606-09 E-posta: uoml@uoml.k12.tr Yayın türü: Yerel, Süreli www.uoml.k12.tr