Haber Bülteni 112. Sayı
Transkript
Haber Bülteni 112. Sayı
TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BüLTENi 112 Gündem Şimdi Filipinler’e Yardım Zamanı Faaliyet 2013 Vekâlet Yoluyla Kurban Organizasyonu Hac Arafat’tır, Arafat Vakfe ve Dua TDV_1504 islam ansiklopedisi as BAŞKANDAN Prof.Dr. Mehmet GÖRMEZ Diyanet İşleri Başkanı ve TDV Mütevelli Heyeti Başkanı C M Gösteriş ve Reklam Kültürü Y K İnsanoğlunun, eşyanın hakikatini an lama serüveni insanlıkla yaşıttır. Hz. Âdem’den beri insanlık eşyayı göründü ğü gibi değil, olduğu gibi anlama çaba sı içinde olmuştur. Başlangıçta bu çaba eşyanın gerçek isimlerini bilmekle sınırlı görülmüş olsa da, zamanla konunun başka boyutları önemsenmiş ve nihayet gerçek mahiyeti anlamanın imkânı bile tartışılır olmuştur. Çünkü insanın her zaman bir gözlemci, bir algılayan olarak var olduğu ve kendisini kendinden so yutlamayacağı iddia edilmiştir. İnsanın öznelliğini merkeze alan görüş iki yöne evrilmiştir. Birincisi, öznellik üzerinden bir dün ya algısı inşa etmiş, böylelikle peşinen her şeyin ancak görüntüsü ile muhatap olabileceğimiz kabul edilmiştir. Eşyanın mahiyetine inme çabasından vaz geçilip onun görünme biçimleri üzerine yoğun laşılmıştır. Gerçi hiçbir zaman mahiyeti irdeleyen çabalar eksik olmamıştır. Yine de çoğunluğun, mahiyetin erişilemez ol duğu fikri üzerinde yoğunlaşmış olduğu söylenebilir. İkinci bir yaklaşım ise daha az yaygın olmakla birlikte belki de daha dikkate değerdir. Buna göre de her şeyin bir görüntüsü bir de aslı vardır ve belki de asıl her zaman görüntü perdesi arkasında saklı kalacaktır. Fakat insan eşyanın aslına ulaşamazsa bile kendi aslına ulaşabilir konumdadır. Dola yısıyla burada insanın kendi aslına dönük bir çaba ve sorumluluğundan bahsetmek gerekir ki bu ahlaki bir sorumluluktur. İnsan kendi görüntü sünün aslıyla özdeşliğini sağlayabilir. Bu ahlaki sorumluluğu Hz. Mevlana ünlü özdeyişinde özetlemiştir: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” İnsanın kendine sadık olması, dün yaya gerçek mahiyet katan bir ey lemdir. Her şeyin görüntüde takılıp kaldığı bir ortamda bizzat insan öz, asıl, zat olabilmektedir. Dahası konu bununla da sınırlı kalmamaktadır. İnsan kendi üretimlerinde de bu sa dakati koruyabilir. Ürettiğiniz eşya, nesne, fikir, eser aslına sadıksa, yani olduğu gibi görünüyorsa, siz görün tü ile asıl arasındaki boşluğu bir kez daha doldurmuş olur ve dünyaya bir sadakat daha sunmuş olursunuz. Yani yaptığınız binalar göründüğü kadar sağlamsa, ürettiğiniz meyveler göründükleri kadar sağlıklı ve tatlıy sa, diktiğiniz gömlekler göründükleri kadar dayanıklıysa, yazdığınız kitaplar göründükleri kadar sahihse, işte o za man siz eşyanın mahiyetine ulaşmış sınızdır. Zira belki de sandığımızın ak sine eşyanın mahiyetine ulaşmak bir gözlem ve araştırma değil, bir eylem ve üretim işidir. Ne yazık ki bugün bu ikinci görüş faz laca yaygın değildir. Aksine günümüz de asıl, önemini yitirmekte ve görün tüye ağırlık verilmektedir. Bütün bir reklam sektörü eşyayı olduğundan daha farklı, daha iyi, daha elzem göstermek üzerine kuruludur. Bir is min marka olması en az ürettiği ürün kadar, ürettiği reklamla da ilintilidir. Hatta reklamla, yani görüntüyle çok daha fazla ilgilidir. Vitrinde ve reklam filmlerinde bedenlere olağanüstü şık duran kıyafetler evinize geldiğinde size aynı şıklığı sağlamıyor, çünkü o bedenler gerçekte yoktur, onlar sa dece görüntüdür. Fakat sadece reklam sektörüne yük lenmek de doğru bir tavır değildir. Her şeyden önce dönüp kendi ha yatımıza bakalım ve ne kadar oldu ğumuz gibiyiz bir soralım. Kendimizi anlatırken aslında ne kadar kendimizi olduğumuzdan farklı gösteriyoruz, daha doğrusu ne kadar kendimizi pazarlıyoruz. Görüntümüz içimizi ne kadar yansıtıyor. İbadetlerimizde ne kadar kendimiziz ve yaptıklarımıza ne kadar riya ve gösteriş karışıyor? Tüm bu soruları şu veya bu şekilde kendi mize sormalıyız. Çoğu kez de soru yoruz. Ama asıl acı olan bu sorulara bulduğumuz cevaplardır. Zira çoğu kez yaşadığımız ortamda bizden bek lenenin tam da bu gösteriş, kendini pazarlama, kendini olduğundan daha iyi gösterme, şekle sokup sunma ol duğunu kavrıyoruz. Üzülerek ifade edelim ki, birçok yer de görüntümüzün aslımızdan daha değerli olduğunu anlıyoruz. İşte o vakit aslımıza değer verenlerin değe rini daha iyi kavramalıyız ve bilmeli yiz ki her zaman aslımıza bakan Allah var. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde Rasul-i Ekrem Efendimiz “Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize ve amel lerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34.) bu yurmaktadır. Öyleyse önce Allah’a karşı, önce iba detlerimizde sahih olmaya başlaya lım ve sonra aslımıza değer verenlere karşı dürüst olalım. Nihayet bunu bir ahlaka dönüştürelim ve olduğumuz gibi görünelim, sahih ürünler ürete lim. Çünkü sorumluluğumuz her şeyi aslıyla bilen Allah’a karşıdır. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 1 İÇİNDEKİLER 5 1 BAŞKANDAN 4 SELÂM İLE TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ • EYLÜL - ARALIK 2013 • SAYI: 112 19 HAC 2013 54 YURTDIŞI ZİYARETLER s 53 “Islâm’ın Yüzleri” Sergisi Düzenlendi 72 Arnavutluk Heyeti Mehmet ERDOĞAN 74 Tataristan Heyeti Yayına Hazırlayanlar 6 Yardım Ekibimiz Filifinler’de 54 KKTC Hala Sultan Camii’nin Temeli Atıldı TEMEL ATMA 75 Libya Heyeti 13 Yardım Ekibimiz Cebu’da 13 Yardımlarımız Coron ve Colion Adalarına Ulaştı 58 Vakfımıza İyilik Ödülü Verildi ÖDÜL TÖRENİ VAKFIMIZ TANITIMLARI 76 Afyon ve Antalya’da Bilgilendirme Toplantıları Yapıldı 68 Vakfımıza Hizmet Ödülü AÇILIŞ KAGEM 65 “Kalem Kitap-Kahve” Açıldı ŞUBELERİMİZDEN Mehmet ÖZTÜRK Ahmet Sami ACAR s Adres Dr. Mediha Eldem Sokak No: 72/B T : (0.312) 416 90 00 F : (0.312) 416 90 90 s 80 Didim / Merkez Camii İbadete Açıldı s 81 Bayburt / Hayırsever İş Adamından Vakfımıza Bağış www.diyanetvakfi.org.tr Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. Para ile satılmaz. 22 Kurban Bölge Toplantıları 23 Kurban Ankara Bölge Toplantısı 69 Vakfımızdan Öğrencilere Burs Hizmeti EĞİTİM s YAYINLARIMIZ 82 İslam Ansiklopedisi 44. Ciltte Tamamlandı 25 Vekâlet Yoluyla Kurban 32 Geçmişten Günümüze Uzanan 70 Avrasya Sempozyumu 2 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Yüksel SEZGİN 78 Kırşehir / Hacı Ali Cihan Camii’nin Temeli Atıldı 19 2013 Vekâlet Yolu İle Kurban Organizasyonu Kardeşlik Ve Gönül Köprüsü; Arnavutluk s 06640 Kocatepe - Ankara 61 Kagem Yeni Faaliyet Dönemine Başladı KURBAN 2013 Yazı İşleri Müdürü Esen Ali DUMAN 12 Yardım Ekibimiz Cebu’da Genel Müdür 72 Alman DİTİB Heyeti ŞİMDİ FİLİPİNLER’E YARDIM ZAMANI 14 Vakfımızdan Mali’ye Muhteşem Cami İsmail PALAKOĞLU 36 Hac Arafat’tır, Arafat Vakfe ve Dua Türkiye Diyanet Vakfı Adına Sahibi SEMPOZYUM Baskı TDV YAY. MAT. ve TİC. İŞL. Alınteri Bulvarı 1256. Sokak No: 11 84 15. Yüzyıl Klasik Türk Edebiyatında Tevhid Ostim - Yenimahalle / ANKARA 85 Hanefi Fıkıh Alimleri F : (0.312) 354 91 32 T : (0.312) 354 91 31 Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 3 SELÂM İLE İsmail PALAKOĞLU Genel Müdür Değerli okurlar, Gün geçmiyor ki dünyamızın herhangi bir köşesinden insan ların bir feryadı işitilmesin. Gün geçmiyor ki yeryüzünün herhangi bir diyarından bir ağıt yükselme sin. Bu kez Filipinler’den yükseldi bir ağıt. İnsanlara yardım elini bir kez daha uzatma çağrısını yinele di bizler için. Biz de sizlere çağrı da bulunarak “Şimdi Filipinler’e Yardım Zamanı” dedik. Sizlerin katkıları ve Vakfımızın organizas yonuyla Filipinlerde meydana gelen doğal afetin açtığı yaraları sarmaya çabaladık. Kurban ibadeti hakkında, yüce kitabımız Kur’an’da “Onla rın ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin tak vanız ulaşır.” buyuruluyor (Hac, 22/37). Öte yandan, kesilen kur banların ihtiyaç sahipleriyle pay laşılmasının gerekliliği de vurgu lanıyor. Bilindiği üzere Vakfımız, Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlik te her yıl vekâlet yolu ile kurban organizasyonu düzenlemektedir. 4 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 2013 yılında “Kurbanlarımız Kar deşlik İçin” adıyla bu organizas yonumuz ayrı bir anlam kazandı. Bu sayede kurban kesmek için uy gun zaman veya mekân bulmakta zorluk çeken veya kurbanını, ken dilerinin ulaşamadığı Müslüman kardeşleriyle paylaşmak isteyen kişilere, ibadetlerini gerçekleştir melerinde yardımcı olunmakta dır. Bu yıl da organizasyonlarımıza katılım yüksek seviyede olmuştur. Kesilen kurbanlar, hem yurt için de hem yurt dışında ihtiyaç sahip lerine ulaştırılmıştır. Dergimizin sayfaları arasında, organizasyon ların ayrıntılarıyla ilgili haberleri okuyabilirsiniz. Vakfımızın şimdiye kadar ger çekleştirdiği pek çok faaliyeti, siz lerin katkılarıyla gerçekleştirmek te olduğunu sık sık vurgulamakta yız. Sizlerle birlikte, iyiliğe bir kapı aralamak peşinde koşmaktayız. Bu çabamızın, yakın zamanda ödüllendirilmesinin sevincini de sizlerle paylaşmak isteriz. Şanlı urfa Valiliği tarafından düzenle nen, iyilik ve sosyal çalışmaların ödülle taçlandırıldığı Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları organi zasyonunda Vakfımız, 2013 İyilik Ödülüne layık görüldü. Bu ödülü sizler adına aldığımızı, dergimiz aracılığıyla duyurmak isteriz. Vakfımız, sizlerin katkılarıyla, hem yurt içinde hem yurt dışında pek çok hayrî ve sosyal faaliyetler gerçekleştirmektedir. Bir yandan Somali, Arakan, Haiti gibi pek çok ülkede insanların yeme, içme, ba rınma gibi ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle afetlerin açtığı yarala rı sarmaya çalışırken diğer yan dan onların ibadet edebilecekleri mekânları da inşa etmeye çalış maktadır. Mali’de, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından sekiz ay gibi kısa bir sü rede inşa edilen Cami de bu hayrî faaliyetler arasındadır. İnananları bir araya toplayacak, buluşturacak olan Cami, Eyüp Sultan Camii adıy la törenle ibadete açılmıştır. Dergimizin her bir sayfasın da, yapılan pek çok faaliyetten ancak küçük cüzler bulacaksınız. Son olarak, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezinin (KAGEM), düzenlenen bir tören le 2013-2014 faaliyet dönemine başladığını da bildirmek isteriz. Ayrıca KAGEM tarafından Ankara Kızılay’da kurulan “Kalem KitapKahve”, kitapları okurlarla, okur ları kitaplarla buluşturmak ama cıyla açılmıştır. Kitap dostlarını yeni mekânımıza davet etmekten büyük bir mutluluk duymaktayız. Selâm ile... Gelecek sayıda buluşmak üzere… Filipinler’de meydana gelen doğal afet neticesinde sıkıntı içeresinde hayata tutunmaya çalışan insanlar için Vakfımız tarafından “Şimdi Filipinlere Yardım Zamanı” kampanyası başlatıldı. TÜRKİYE DİYANET VAKFI YARDIM EKİBİ FİLİFİNLER’DE İ lk etapta yerinde inceleme lerde bulunmak, ihtiyaç sahibi mağdurlara yardım etmek ve afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılayıp uzun vadede neler yapılabileceğini tespit etmek üzere Türkiye Diyanet Vakfı tara fından oluşturulan yardım ekibi Filipinler’e gitti. Ekibin yapacağı çalışma sonucunda Filipinler için uzun soluklu kalıcı insani yardım faaliyetleri de gerçekleştirecek. Bilindiği üzere Filipinler’de büyük yıkıma yol açan Haiyan 6 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Tayfununun bilançosu gün geç tikçe artıyor. Leyte ve Samar adalarını vurduktan sonra mer kezdeki diğer altı adayı da etki si altına alan Tayfun BM’in son verilerine göre 12 milyona yakın kişiyi etkiledi, 5 binden fazla kişi hayatını kaybetti ve 920 bin kişi evlerinden oldu. Ülkede şimdi en büyük problem açlık ve su suzluk. Birçok köy ve kasabayla iletişim ve ulaşım sağlanamaz ken, afet bölgesinde temiz su sıkıntısı yaşanıyor. Türkiye Diyanet Vakfı Ge nel Müdür Yardımcısı Musta fa Tutkun, yaptığı açıklamada Filipinler’de yaşanan doğal afetin boyutunun çok büyük olduğuna ve yüzbinlerce insanın mağdur duruma düştüğüne dikkat çeke rek “Filipinler’de yaşanan dram bütün insanlığın yüreğini sızlatı yor. Felakete maruz kalan insan lar, yakınlarını kaybetmenin yanı sıra açlık, susuzluk ve hastalık larla mücadele etmeye başladı. Bu mağdur ve çaresiz insanların yaşanan sıkıntılardan tek başla rına kurtulması mümkün gözük müyor. İnsani yardım malzeme lerine, tıbbi desteğe, acil ihtiyaç maddelerine şiddetle ihtiyaç var. Yardım kuruluşları bölgeye intikal ederek bu ihtiyaçları gi dermeye çalışıyorlar. Daha önce Suriye, Somali, Çad, Mali, Haiti, Arakan gibi ülkelerde insanların yardımına koşan Vakfımız, Fili pinler’deki mağdurlara yardım elini uzatmıştır. Vakfımız, hemen “Şimdi Filipinler’e Yardım Za manı” adı altında bir kampanya başlatmış, bölgenin ihtiyaçlarını tespit etmiş ve bugün de yardım ekibini bölgeye göndermiştir. İlk etapta acil ihtiyaçları karşılama yı, ileriye dönük de kalıcı hizmet lerde bulunmayı hedefliyoruz.” dedi. Yardım Ekibimizden Filipinlilere Moral Desteği F ilipinler’i vuran tayfunun üzerinden günler geçmesi ne rağmen felaketin bölgedeki derin izleri uzun süre silineceğe benzemiyor. Bölge sakinleri, fe laketin ardından hayata kaldığı yerden devam etmek için büyük çaba sarfediyor. Bir yandan şiddetli yağmur lardan etkilenmemek için başla rını sokacak derme çatma evler yapmaya çalışan felaketzedeler, diğer yandan da günlük yaşam larını sürdürme mücadelesi ve riyor. Felaketin yoksul ve mağ durları, caddelerde oluşan çöp yığınları arasında yaşam müca delesi veriyor. F ilipinlerde bulunan Vakfımız yardım ekibi, felaketten etki lenen insanlara ulaşarak yardım da bulunmaya devam ediyor. Filipinler’in Cebu şehrinde Vak fımız tarafından oluşturulan ko ordinasyon binamızın deposun da, 5000 aileye ulaştırılmak üze re yeni gıda paketlemesi yapıldı. Vakfımız yardım ekibi, ço cuklar başta olmak üzere fela ketzedelere hem yardım dağı tıyor hem de moral vermeye çalışıyor. Filipinlilerle cami ve uy gun mekanlarda bir araya gelen yardım ekibimiz, gün içerisinde ihtiyaç maddelerini insanlara ulaştırırken, diğer zamanlarda insanlarla bir araya gelerek soh betler yapıp moral vermeye ça lışıyor. Büyüklü küçüklü 7 binden fazla adadan oluşan Filipinler`in tayfundan etkilenmiş adaların dan biri de Colion adası. Bugü ne kadar hiçbir İslamî kuruluşun ulaşmadığı bu adayı Vakfımız yardım ekibi ulaşarak yardım dağıtmaya başladı. 12 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Yardım Ekibimiz Cebu’da Yardım ekiplerimiz tarafından aynı zamanda bölgenin hemen hemen her tarafına ulaşılmaya çalışılmakta ve mağdur insan lara insani ihtiyaç maddelerinin dağıtımı yapılmaktadır. Yardımlarımız Coron ve Colion Adalarına Ulaştı T arihinin en şiddetli doğal afetlerin den birini yaşayan Filipinler’in Colion adasında hasar büyük. Coron şehrinden yaklaşık iki saat uzaklıkta bulunan ve ok yanustan yapılan iki saatlik bir yolculukla gelinen Coilon adasına bugüne kadar yar dım kuruluşları ulaşmamış. Mescitlerin ve okulların yıkıldığı, birçok evin yerle bir olduğu adada yaşayan Müslümanlar, Vak fımız yardım ekibini büyük bir sevinç ve heyecanla karşıladılar. Adada inceleme ve değerlendirme lerde bulunan yardım ekibimiz, Müslü manların ihtiyaç duygu acil ihtiyaç mad delerini bölgeye ulaştırmaya başladı. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 13 AÇILIŞ VAKFIMIZDAN MALİ’YE MUHTEŞEM CAMİ Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakfımız tarafından Mali’de inşa edilen Eyüp Sultan Camii, Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mali Başbakanı Ömer Tatam LY ve Mali Din İşleri Bakanı Anadou Diallo’nun katıldığı törenle ibadete açıldı. D iyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından inşa edilen ve sekiz ay gibi kısa süre de yapımı tamamlanan caminin açılış töreninde ko nuşan Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, caminin açılışına katılan kalabalığı selâmlayarak, “Bugün çok uzaklarda da olsa kalben size çok yakın olan mil letimizden, Türkiye’deki Müslüman kardeşleriniz den kucak dolusu selâmlar getirdim. İstanbul’dan, Anadolu’dan ve oradaki bütün Müslüman kardeş lerinizden selâmlar getirdim. İstanbul’un manevi mimarı Eyüp el-Ensarî’den selâmlar getirdim.” dedi. Bamako Eyüp Sultan Camii AÇILIŞ Malililerin büyük bir tari hin, kültürün ve medeniyetin mirasçıları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Görmez, şöyle konuştu; Müslümanlar üç büyük düşman olan cehalet, fakirlik ve tefrikayla mücadele etmek zorundadır… Allah bizleri yeryüzünü imar etmek için gönderdi. An cak yüreklerini, kalplerini imar edemeyen insanlar yeryüzünü imar edemez. Ruhlarını imar edemeyen insanlar bedenlerini imar edemez. İşte camilerimiz aynı zamanda bizim ruhlarımı Camiye girdikten sonra renklerimiz, soylarımız, ülkelerimiz ne olursa olsun Allah’ın huzurunda eşit kardeşler olduğumuzu ortaya koyarız… Siz Malili kardeşlerim üç bü yük imparatorluk kurmuş büyük bir medeniyetin çocuklarısınız. Sadece Timbuktu şehrinde İsla mi ilimlerden edebiyata kadar yazılmış eserler, İslam eserleri nin medarı iftarıdır. Biraz sonra hep birlikte bu güzel camide cuma namazını eda edeceğiz. Oraya girdikten sonra renkleri miz, soylarımız, ülkelerimiz ne olursa olsun Allah’ın huzurunda eşit kardeşler olduğumuzu orta zı ve kalplerimizi imar ettiğimiz mekanlardır. Gerek Afrika’da ge rekse dünyanın neresinde olur sa olsun biz Müslümanların mü cadele etmesi gereken üç büyük düşmanı vardır. Bunlardan birin cisi ‘cehalet’tir. Cehaleti bilgiyle, hikmetle, ilimle yenmeliyiz. İs lam dini cehaletle birlikte varlı ğını sürdüremez. İslam dini bir ilim ve medeniyet merkezidir. İkinci büyük düşman ‘fakirlik’tir. Küfürle fakirliği eşdeğer kabul etmiştir. Bu düşmanı yenmemi zin yolu bolca üretmekten ve ça lışmaktan geçer. Üçüncü büyük düşman ise ‘tefrika’dır. Ayrılık ve gayrılıktır. Islâm kardeşliğini yeniden ihya ederek her türlü tefrikayı ortadan kaldırmalıyız. Çünkü Yüce Rabbimiz bizi kar deş ilan etmiştir. Bu cami içine girip Rahmana secde eden her mümin kardeşimize aittir. Ca mide müminlerin ayrılığı olmaz. Camiye giren her mümin özeldir. ya koyacağız. Allaha şükürler ol sun ki biz renkleri, dilleri, ırkları, coğrafyaları farklı da olsa bizleri kardeş kılan bir inancın men suplarıyız. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 17 AÇILIŞ Bu camimizin hayırlara vesile ol masını niyaz ediyorum. Prof. Dr. Mehmet Görmez, açılışın ardından ilk cuma nama zı kılınan Bamako Eyüp Sultan Camiinde Malililere hutbe irat etti. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının ortak laşa yapımını üstlendiği ve aynı anda 800 kişinin ibadet edebile ceği Bamako Eyüp Sultan Cami inin açılışına Başkan Görmez’in yanı sıra Mali Başbakanı Ömer Tatam LY, Mali Din İşleri Bakanı Anadou Diallo, Mali Yüksek İs lam Konseyi Başkanı, İstanbul İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, Eyüp İlçe Müftüsü Dr. Muam mer Ayan, Türkiye Bamako Bü yükelçisi, Mali Bölge Belediye Başkanları ve çok sayıda Malili katıldı. Kurban; Allah’a yaklaşma arzusu ile yapılan mali ve sosyal içerikli bir ibadettir. Kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu geliştirdiği gibi, sosyal adaletin gerçekleşmesine de katkıda bulunur. Zengine, malını başkasıyla paylaşma imkânını verir. 18 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 B izlere, Hz. İbrahim ve İsmail’in sadakat ve teslimi yetini hatırlatan Kurban ibadeti, bir yandan kişinin Allah’a ya kınlaşmasını simgelerken, diğer yandan toplumda kardeşlik, da yanışma ve yardımlaşma bilinci nin gelişmesine, sevgi ve dost luğun yaygınlaşmasına zemin hazırlar. Ayrıca bu ibadeti bizler, kurban edilen hayvanın etinin veya kanının değil, Allah’a olan bağlılığımızın ve sadakatimizin O’nun katına ulaşacağını bilerek yerine getiririz. 20 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Her işimizi iyi ve güzel yap mamızı, tüm yaratılmışlara karşı merhametli olmamızı öğütleyen Yüce dinimiz, kurban kesme ko nusunda da aynı duyarlılıkla ha reket etmemizi tavsiye etmiştir. Tüm İslâm ülkelerinde ol duğu gibi ülkemizde de her yıl binlerce kurban kesilmekte ve bu kutsal görevi ifa etmenin mutluluğu yaşanmaktadır. İn sanımız bu mutluluğu yaşarken bazen zaman ve mekan sıkıntısı çekmektedir. Bu durumda olan yani, zamanları ve kurban ke secek yeri olmayan ya da kese ceği kurbanın tamamını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak isteyen Vatandaşlarımız için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Di yanet Vakfı işbirliği ile 1993 yı lından itibaren yurt içinde ve yurt dışında vatandaşlarımızdan kurbanlarını vekâlet yoluyla kes tirmek isteyenlere yardımcı ol mak amacıyla “Vekâlet Yoluyla Kurban Kesimi Organizasyonu” düzenlenmektedir. Bu kampan yaya vatandaşlarımız tarafından yoğun bir ilgi gösterilmiştir. Her yıl Bakanlar Kurulu Ka rarı ve Yönetmelik gereğince Diyanet İşleri Başkanlığı organi zesinde ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliği içerisinde Vekâlet Yoluy la Kurban Kesim Organizasyonu düzenlenmektedir. Kesilen kurbanların etleri, yurt içi ve yurt dışında vekâlet veren vatandaşlarımız adına muhtaçlara ulaştırılmaktadır. Ta mamen dinî, hayri ve insani olan bu hizmetin her safhası tam bir sorumluluk anlayışıyla yerine getirilmektedir. Vekâlet alınan kurbanlar, yurtiçinde Müftülüklerimiz, Vak fımız Şubeleri, yurtdışında ise Din Hizmetleri Müşavirlikleri miz, Ataşeliklerimiz, Başbakanlık TİKA ve Dış İşleri Bakanlığımız tarafından görevlilerimizle bir likte kesilmektedir. Yurt içinde kesilen kurban ların etleri ihtiyaç sahibi vatan daşlarımız ile öğrenci yurtları ve Kur’an Kursları’na, Yurt dışında kesilen kurban lar ise 55 ülke ve 165 bölgede kesilerek; Afrika, Orta Asya, Bal kanlar, Ortadoğu, Latin Amerika ve Arakan’daki mazlum, fakir ve sıkıntı içerisinde olan dindaş ve soydaşlarımıza soydaş ve din daşlarımıza dağıtılmıştır. Bilinmelidir ki; vekâlet yo luyla kurban kesimi, bir yardım kampanyası değildir ve olma malıdır. Bu görevin bilincinde olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet kurban organi zasyonunu, bir ibadet anlayışıyla ele almaktadır. Böylece emanet edilen kurban; dini esaslara uy gun olarak kesilmektedir. Kesi len kurbanların etleri ise ihtiyaç sahiplerine dağıtılmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 21 KURBAN BÖLGE TOPLANTILARI H er yıl Bakanlar Kurulu Kararı ve Yönetmelik gere ğince Diyanet İşleri Başkanlığı organizesinde ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliği içerisinde Vekâlet Yo luyla Kurban Kesim Organizasyonu düzenleyen Vakfı mız, bu yılda organizasyonun sağlıklı ve dini esaslara uygun bir şekilde gerçekleşmesi için yurt içinde ve yurt dışında bölge toplantıları düzenliyor. Yurt içinde Ankara, Konya, Adana, İstanbul, İz mir, Sakarya ve Trabzon olmak 7 bölgede, yurt dışın da ise Almanya, Hollanda Danimarka, İsviçre, Belçika ve Fransa’da toplantılar gerçekleştirildi. Almanya Danimarka Toplantılarda, öncelikle kurbanın mahiyeti ve dini boyutu ele alınarak, kurban vesilesiyle oluşan birlik, beraberlik ve paylaşmanın önemine vurgu ya pıldı. Toplantılarda ayrıca kurban vekâletlerinin han gi yollarla alındığı, vekâletler alınırken nelere dikkat edileceği, kurbanlıkların nerelerden ve nasıl temin edildiği, görevlilerimiz nezaretinde dini esas ve usul ler ile hijyen şartlarına dikkat edilerek nasıl kesildiği ve kesilen kurban etlerinin mahallinde taze olarak ih tiyaç sahiplerine nasıl dağıtıldığı anlatılarak, bu konu daki sorular cevaplandırıldı. Konya İzmir D Trabzon KURBAN ANKARA BÖLGE TOPLANTISI iyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ortaklaşa yürüttüğü “2013 Yılı Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonu” tanıtım toplan tısı Türkiye Diyanet Vakfı Koca tepe Konferans Salonu’nda ger çekleştirildi. Toplantıda konuşan Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Diyanet İşleri Baş kanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Tür 22 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 kiye Diyanet Vakfı’nın 20 yıldır ortaklaşa yürüttüğü vekâlet yo luyla kurban kesim organizasyo nunun İslam ülkeleri arasındaki kardeşliğin pekişmesine, Alem-i İslam’a barış ve huzur getirme sine vesile olmasını diledi. Konuşmasının başında geç tiğimiz hafta Çin Halk Cumhuri yeti’ne gerçekleştirilen resmi ziyarete değinen Türkiye Diya net Vakfı Mütevelli Heyeti Baş kanı ve Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasından satır başları şöyle; Çin tarihinde İslam’ın, İslam tarihinde de Çin’in özel bir yeri vardır… Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Çin’de 13 asırdır İslam’ın varlığını korumuş olması, Müs lümanların 13 asır boyunca Müslüman kimliklerini muhafa za etmiş olmalarını çok önemli buluyoruz. Çin’de 1200 yıllık ca milerin varlığını bugüne kadar Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 23 BAŞKANDAN korumuş olmaları aynı zamanda İslam tarihi açısından da son de rece önemlidir. Çin’e gerçekleş tirdiğimiz resmi ziyaretimizin ilk durağı Sincan Uygur Özerk Böl gesinin başkenti Urumçi oldu. Oradaki Müslüman kardeşleri mizin sorunlarını yerinde tespit etmeyi, birinci ağızdan sorunları dinlemeyi uygun gördük. Büyük bir heyetle gittiğimiz Urumçi’de önemli temaslarımız oldu. Urumçi’de 20-30 yıl önce kurul muş ve halen varlığını sürdüren İslam Akademisi’nin müfredatı nı yeniden ele alma imkânı bul duk. Çin Devlet Din İşleri Bakan lığıyla imzaladığımız protokol gereği Çin’den gelen öğrencile rin Türkiye’de eğitim alarak ül kelerine dönmeleri için çalışma lar yapıldı. Yine aynı şekilde dini yayınların ve ‘Hadislerle İslam’ külliyatının Çinceye çevrilmesi konusunda bir komisyon kuru larak gerekli çalışmalar yapıldı. Pekin’de, Urumçi’de ve muhtelif bölgelerde dini yayınlarımızın Çinceye, Uygurcaya ve diğer dil lere çevrilerek müslümanların bu yayınlarla tanışmış olmaları tarihi bir öneme sahiptir. Öte yandan Çin’de bulunan 45 bin cami ve mescitte görev yapan din görevlilerinin Türkiye’ye ge lerek gruplar halinde hizmetiçi eğitim almalarının sağlanması da büyük önem taşımaktadır. Ninşia’nın başkenti Yinçuan’da düzenlediğimiz “Islâm Kültür Sa nat Eserleri Sergisi”ni bir günde 5 bin kişinin ziyaret etmesi de gösterilen teveccühün bir nişa nesidir. 13 asırdır Müslümanların Çin ülkesinde inançlarını ve ibadethanelerini korumuş olmaları Çin Medeniyeti için ayrıcalıktır… Dünyanın muhtelif yerle rinde Müslümanlar varlıkları nı sürdürmekte ciddi zorluklar çekiyor. Kıta Avrupa’sında dahi Müslümanlar varlıklarını koru makta zorluklarla karşılaşırken, Endülüs’ten, Gırnata’dan, ElHamra’dan bugün hiçbir eser kalmamışken, Çin’de 13 asırdır inançlarını muhafaza etmiş ol maları son derece önemlidir. 13 asırdır Müslümanların Çin’de inançlarını ve ibadethanelerini korumuş olmaları Çin Mede niyeti için ayrıcalıktır. Dünyayı kasıp kavuran İslamofobinin o topraklara gitmemiş olmasını bir güzellik olarak sizlerle payla şıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz, dünyadaki bütün Müslüman kardeşlerimizle gü zel ilişkiler geliştirmeyi, uzun süre dünyaya kapalı kalmış, Islâm dünyasıyla ilişkileri kop muş soydaşlarımızla, dindaşla rımızla iletişime geçmeyi önem siyoruz. Son yıllarda 100’ü aşkın ülkeyle ilişkiler geliştirerek o ül kelerin dini kurumlarıyla işbirliği kurmaya başladık. Vekâlet Yoluyla Kurban… Haccı ve Kurban’ı bir muhasebe mevsimine dönüştürelim… Millet olarak Ramazan’dan sonra ikinci manevi iklime girmiş bulunuyoruz. Hacı adaylarımız kutsal topraklarda ziyaretlerine başladı. Hacla birlikte haccın önemli bir rüknü olan Kurban mevsimi de başlamış oluyor. Haccı ve Kurban’ı birer muha sebeye dönüştürmemiz gerekir. Haccımız, kurbanımız, namazı mız neden bize barış getirmiyor? Neden İslam coğrafyalarında kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor? Bizi iyiye, doğruya, gü zele, hakka, hakikate erdirmek için emredildiği, bizlerinde bu 24 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 amaçla yaptığı ibadetler neden İslam dünyasında kanın gözya şının akmasına engel olamıyor? Hac ve kurban mevsiminde bun ların muhasebesini yapmak zo rundayız. Hacılar Arafat’ta kendi günahları için gözyaşı dökerken diğer yandan masum insanların kanları ve gözyaşları neden hâlâ akmaya devam ediyor? Bunlar üzerinde düşünmeliyiz. Hak, sular gibi; adalet, kuvvetli ırmaklar gibi çağlamadıkça ben sizin kurbanlarınıza bakmam… Ahdi Atik’in ‘Amos’ diye bir bölümü vardır. Amos bölümün de çok ilginç ve vahyin pırıltı larından bir gölge taşıyan çok güzel bir ifade vardır. Der ki; “Hak, sular gibi; adalet, kuvvet li ırmaklar gibi akmadıkça ben sizin bayramlarınıza bakmam. Hak, sular gibi; adalet, kuvvetli ırmaklar gibi çağlamadıkça ben sizin kurbanlarınıza bakmam.” Kurbanlarımızın, haccımızın, oruçlarımızın, namazlarımızın, dualarımızın kabul olup olmadı ğının göstergesi biz Müslüman ların içinde bulunduğu haldir. Duamızı ve niyazımızı yenile mek zorundayız. Bu manevi ik lim vasıtasıyla haccı ve kurbanı bir iç muhasebeye dönüştürme sini Allah bizlere ve bütün Müs lümanlara nasip etsin. Allah, Âlem-i İslam’da akan kan ve göz yaşını bir an önce durdursun. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 25 BAŞKANDAN her yerde kesilmektedir. Bizzat isimler telaffuz edilerek, video kayıtları alınarak büyük bir titiz likle kurban emanetleriniz yerle rine ulaşmaktadır. Allah tüm yar dımlarınızı kabul etsin. Huzur ve barış içinde bayramlar geçirmeyi bizlere ve tüm İslam âlemine na sip etsin. Kesilen kurbanların her bir parçası, aynı zamanda milletimizin ortak imzasını taşıyan bir sevgi ve muhabbet mektubudur… Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’ndan onlar ca arkadaşımız her sene kurban mevsiminde yedi kıtaya dağılırlar. Yurtiçinden ve yurtdışından mil letimizin emanetlerini sahipleri ne götürürler. Bu organizasyon son derece önemlidir. Elbette kurbanlarımız önce bizim kendi fakir vatandaşlarımıza ulaşacak tır. Görevlilerimiz aracılığıyla biz zat kapılarına giderek ulaşacaktır. Ancak bu sene bilhassa Güney doğu illerimizde misafirimiz olan, çadır kentlerimizde yaşayan Suri yeli kardeşlerimiz var. Kurbanla rımızın önemli bir parçası bura larda kesilecektir. 20 yıldır gele neksel hale gelen Afrika’da, Bal kanlarda, Kafkasya’da, Filistin’de bulunan Müslüman kardeşleri mize bu emanetleri ulaştırmak tan vazgeçmeyeceğiz. Her bir 26 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 et parçası aynı zamanda milleti mizin ortak imzasını taşıyan bir sevgi ve muhabbet mektubuna dönüştüğünü bildiğimiz için tüm İslam topraklarına, Müslüman fakir azınlıkların olduğu her yere bu emanetlerinizi ulaştırma gay reti içinde olacağız. Bu hizmeti yerine getiren tüm sivil toplum örgütlerine de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kurban emanetleriniz İslam fıkhının öngördüğü şekilde bü yük bir dikkatle fakir ve muhtaç Müslüman toplumların yaşadığı Kurban Bölge Toplantılarının sonuncusu olan Ankara Toplantı sında Sayın Görmez’in konuşma larından sonra Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İsmail Pala koğlu yaptığı sunumda; kurban vekâletlerinin hangi yollarla alın dığını, vekâletler alınırken nelere dikkat edileceğini, kurbanlıkların nerelerden ve nasıl temin edil diğini, görevlilerimiz nezaretin de dini esas ve usuller ile hijyen şartlarına dikkat edilerek nasıl kesildiğini ve kesilen kurban etle rinin mahallinde taze olarak ihti yaç sahiplerine nasıl dağıtıldığını anlattı. AFGANİSTAN BANGLADEŞ BULGARİSTAN ENDONEZYA ETİYOPYA FİLDİŞİ SAHİLLERİ BAŞKANDAN FİLİPİNLER GÜNEY AFRİKA KIRGIZİSTAN KIRIM HAİTİ IRAK MOĞOLİSTAN NİJER KAMERUN KENYA PAKİSTAN RUANDA BAŞKANDAN SUDAN TANZANYA ADIYAMAN BOLU TÜRKMENİSTAN UGANDA ÇANKIRI KİLİS ADIGE CUMHURİYETİ KARAÇAY - ÇERKESYA CUMHURİYETİ ŞANLIURFA VAN BAŞKANDAN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UZANAN KARDEŞLİK VE GÖNÜL KÖPRÜSÜ Demirhan DİNÇ / TDV Teftiş Kurulu Başkanı 2 013 yılı vekâlet yoluyla kurban kesimi organizas yonunda, tarihten gelen güç lü bağlarımızın olduğu, gönül coğrafyamızda önemli bir yeri 32 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 ARNAVUTLUK bulunan Arnavutluk’ta gö rev yapmanın mutluluğunu yaşadık. Organizasyonla ilgi li bilgilere geçmeden önce, Arnavutluk’a ilişkin edindiği miz bazı bilgileri, yaptığımız gözlemleri bu ülkeyi daha iyi tanımak açısından kısaca pay laşmak istiyoruz. Arnavutluk, Adriyatik De nizi kıyısında, Karadeniz bölge miz gibi yemyeşil, 3,5 milyona yaklaşan nüfusu ve 28.748 km2 yüzölçümü ile küçük bir ülke. Halkının büyük bir kısmı Müslü man olan Arnavutluk’ta Islâmi din hizmeti Arnavutluk İslam Topluluğu Başkanlığınca yü rütülmektedir. Bu Başkanlığa bağlı 35 kadar Müftülük bulun maktadır. Söz konusu başkanlık yetkilileri ve müftülerin önemli bir kısmı İmam-Hatip Lisesini (Arnavutluk’ta bu eğitim med rese eğitimi olarak adlandı rılmaktadır) bu ülkedeki Türk okullarında okumuşlar, üniver site tahsillerini de Türkiye’de yapmışlardır. Arnavutluk’ta din hizmetinin yürütülmesinde devletin desteği bulunmuyor. Bu hizmete önemli ölçüde baş ta Türkiye olmak üzere dışarıda gelen yardımlarla katkı sağlanı yor. Bu arada dünya Bektaşile rin merkezinin de Arnavutluk’ta olduğunu belirtelim. Bilindiği gibi Arnavutluk yaklaşık 5 asır Osmanlı İmpara torluğu idaresi altında kalmış, çok sayıda Arnavut asıllı devlet adamı başta sadrazamlık olmak üzere çeşitli önemli mevkiler de görev yapmıştır. Kendileri ni imparatorluğun asli unsuru kabul eden Arnavutlar Balkan savaşlarının bir sonucu olarak 28.11.1912’de bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Ne yazık ki, İkinci Dünya Savaşından sonra bu güzel ül kede karanlık bir dönem yaşan mıştır. 1946 yılında Arnavutluk Halk Cumhuriyeti’nin başkanlı ğına getirilen ve öldüğü 1985’e kadar iktidarda kalan Enver Hoca döneminde din tamamen yasaklanmıştır. Hatta Arnavut luk 1967’de kendisini dünyada ilk defa ateist ilan eden ülke ol muştur. Bu sürede ibadet yerle ri yıkılmış, tahrip edilmiş, baş ka amaçlarla kullanılmış, çok az bir kısmı günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Örneğin Ti ran’daki tek kubbeli ve minareli Ethem Bey Camii, tarihi özelli ğinden dolayı yıkılmayıp müze olarak kullanılmış, söz konusu dönemin bitmesinden sonra tekrar ibatede açılabilmiştir. Caminin yanında yine Ethem Bey tarafından yaptırılan saat kulesi bulunmaktadır. Enver Hoca’nın ölümünden sonra bir süre aynı anlayış devam etti rilmeye çalışılsa da 1990’ların başından itibaren ülke demok rasiye geçmeye başlamış ve yeniden bir yapılanma içine gir miştir. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 33 BAŞKANDAN lere göre 1.000 hisse kurbanın kesimi yapılmıştır. Kurbanlar genelde küçükbaş olarak ke silmiştir. Kurban etleri ihtiyaç sahibi kişilere dağıtılmıştır. Ay rıca İşkodra şehrinde ücretsiz yatılı okul (İmam-Hatip Lisesi) açan İstanbul Kardeşlik, Yardım ve Kültür Derneğinde de Vakfı mızca gönderilen 210 hisse kur ban kesilmiştir. Organizasyonla ilgili ha ber ve röportajlar Arnavutluk ulusal ve mahalli televizyon ve gazetelerinde geniş bir şekilde Cenabı Allah’a bir daha ya şatmaması için dua ettiğimiz bu karanlık dönem, büyük zararlar verse de birçok acıların yaşan masına sebep olsa da çok şükür insanların dine bağlılığını yok edememiş, kalplerin aydınlığını karartamamış, tarihin izlerini silememiştir. Nitekim bu du rumu Arnavutluk’ta bulundu ğumuz süre boyunca yakından müşahede ettik. Sizi tarih yol culuğuna çıkaran gönül coğ 34 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 rafyamızın bu güzel ülkesinin Kruje, İşkodra, Berat, Elbasan başta olmak üzere birçok yö resinde, kültürümüzün izlerini ve eserlerini gördük, insanların sıcak ilgisini hissettik. Kuşkusuz mahallinde yapılan bu gözlem lerin bakış açınızı genişleterek olayları tarihi bir perspektifle ele almanıza ve değerlendirme nize imkan sağladığını da ayrıca ifade etmek isteriz. yer almıştır. Arnavutluk hal kı organizasyondan duyduğu memnuniyeti her fırsatta dile getirerek yardımsever Türk halkına teşekkürlerini iletmiş lerdir. Kurban organizasyonun yüzyıllardan beri var olagelen bu kardeşlik ve gönül köprü sünü kuvvetlendirdiğini, yeni ortak projeler için zemin oluş turduğunu memnuniyetle mü şahede ettik. Bu kardeşliğimiz doğal ola rak sorumluluklarımızı da bera berinde getiriyor. Nitekim yakın geçmişin acı izlerini silmeye ça lışan Arnavutluk’a devletimiz ce gereken destek verilmekte, TİKA aracılığıyla başta tarihi camilerin restorasyonu olmak üzere önemli projeler gerçek leştirilmektedir. Diyanet İşle ri Başkanlığı ve Vakfımızca da cami yapımı, Ramazan ayında iftar verilmesi, yardım paketi dağıtılması, dini yayın gönde rilmesi gibi hizmetlerde bulu nulmaktadır. Vakfımızca Tiran merkezinde bir cami yapılması için de çalışmalar devam et mektedir. Vekâlet yoluyla kurban or ganizasyonu kapsamında 2006 yılından bu yana Arnavutluk’ta kurban kesimi ve dağıtımı ya pılmaktadır. Bu yılda da orga nizasyona devam edilmiş, Diya net İşleri Başkanlığı Arnavutluk Din Hizmetleri Müşavirliği, Ar navutluk İslam Topluluğu Baş kanlığı ve mahalli Müftülükler le işbirliği içerisinde vekâlet ve ren vatandaşlarımızın isimleri okunmak suretiyle İslami usul Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 35 HA 2013 Muhammed Mustafa başta olmak üzere bütün Peygamberan-ı İzam Hazeratına ba husus Âdem, İbrahim ve İsmail’e sayısız salat ve selâm ediyoruz. Sen kabul eyle. Muazzez ruhlarını bizlerden haberdar eyle Allah’ım. HAC ARAFAT’TIR, ARAFAT VAKFE VE DUA Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in bu yıl yapmış olduğu vakfe duası canlı yayınla bütün ülkemizde ve vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerde coşkuyla karşılandı. Bütün kardeşlerimizin duası Başkanımızın duasına karıştı ve Arafat’ta dualar, dua sahibine yöneldi. Bu dua metnini ve hac fotoğraflarını hafızalarımızı diri tutmak ve dualarımızı hatırlamak için yayımlıyoruz. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez; besmele, hamdele ve salveleden sonra duasına şöyle devam etti: “Ey bizleri ve bütün mevcudatı yoktan var eden, varlığından, sevgisinden ve rahmetinden haberdar eden Yüce Rabbimiz, Ey rahmeti ile bütün varlığı, bütün kâinatı, bü tün insanlığı kuşatan, Rahman ve Rahim olan Ulu Al lah’ımız, Ey göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin yegâne sahibi, kalplerimizin, sırlarımızın, niyet, gaye ve hedeflerimizin, arzu ve kederlerimizin yegâne ma liki olan Yüce Mevlâ’mız, Ey bizleri evine davet edip, bahtiyar misafirleri arasına kabul buyuran Yüce Rabbimiz, 36 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Ey bu mübarek ayda, günahların en çok affedil diği bu mübarek Arefe gününde, duaların geri çevril mediği bu mübarek Arafat meydanında bizlere vakfe yi lütfeden Yüce Mevlâ’mız. Bugün hakkıyla ifade etmekten aciz kaldığımız hamdimizi, senamızı, şükrümüzü, duamızı sana yö neltiyoruz. Sen kabul eyle Allah’ım. Yâ İlâhe’l-Âlemîn, Âlemlere rahmet, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdiğin, güzel ahlakıyla bütün insanlı ğa önder ve rehber kıldığın, başımızın tacı, gönlü müzün siracı, Fahr-i Kainat Peygamber Efendimiz Ya Ekreme’l-Ekremîn ve yâ Erhame’r-Râhimin, ِ الن َّ (واَ ِّذ ْن ِفي Halilin İbrahim’e )اس ِباْل َح ِّج َ “Ey İbrahim, insanları hacca çağır” hitabını duyarak, resullerin İbrahim, İsmail ve Muhammed Mustafa’nın daveti ne icabet ederek, Senin lütuf inayet ve ihsanınla bu diyarlara haccetmeye niyet edip geldik. Niyetimizi, gayemizi, haccımızı, umremizi, ibadet ve taatlerimizi Sen kabul eyle Allah’ım. Rabbimiz, Bugün Hz. İbrahim’in sadakatini, Hz. İsmail’in teslimiyetini, Hz. Hacer validemizin safiyetini bize de ihsan eyle. En güzel kulun, en sevgili Elçin Muham med Mustafa’nın nefeslerinin değdiği, ayaklarının bastığı, sözlerinin yankılandığı şehirlerin anası Mek ke’deyiz. Bizleri İbrahim’in milletinden, Muhammed Mustafa’nın ümmetinden bir lahza olsun ayırma Allah’ım. Ya İlahi, “Kalü belâ” da Sana verdiğimiz ahdimizi taze lemeye geldik. Bütün dünyalıklardan vazgeçerek, bütün dünyaları arkamızda bırakarak ihramlara bü rünerek geldik. Kalbimizin bütün endişelerini yük lenerek yüce huzuruna geldik. Habib-i Edib’inin ifadesiyle ölmeden önce ölmeye niyetlendik. “Leb beyk” nidalarıyla ruhumuzu kurtarmaya geldik. Sen “lebbeyk”lerimizi karşılıksız bırakma Allah’ım. Ya İlahi, Evimizden, yurdumuzdan çıktığımız andan iti baren “lebbeyk” nidalarıyla Sana iltica ettik. Şimdi Vakfe’de bir kez daha birlikte “buyur geldim Rabbim diyerek” Sana iltica ediyoruz. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 37 HA 2013 “Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven nimete leke vel mülk. La şerike lek” “Buyur Allah’ım buyur, emrine ama deyiz, buyur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Emrine amadeyiz. Hamd Senin. Nimet Senin. Mülk Senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur.” diyoruz. Telbiyelerimizi Sen karşılıksız bırakma Allah’ım. Ya Rabbe’l-Âlemin, Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden bütün müminler olarak bugün itiraf ediyoruz. “Huzurundan kaçmıştık, bugün rahmetinin eşiğine geldik. Yakınlı ğından uzaklaşmıştık, bugün evimize döndük. Bugün yuvamızda sevilmeye, sılamızda sevinmeye geldik.” Bizleri evine kabul eyle Allah’ım. İlahi, Kabe’ne vasıl olunca, Beytini görünce dualar et tik, yalvardık, tazarru ve niyazlarda bulunduk. Kabul eyle Allah’ım. İlahi, “Bismillah Allahü ekber” diyerek Hacerül Esved’e selâm verdik. Salih kullarının arasına katılma şerefine nail olduk. Bizi hayatımız boyunca iyilerden, doğru lardan, salihlerden, sadıklardan, sıddıklerden ayırma Allah’ım. Rabbimiz, Kabe’ni kalbimizin tarafına koyarak tavaflar ey ledik. Senin rızanı hayatımızın merkezine koyarak her tavafta, her şavtta bir kere daha Senin için ya şamaya söz verdik. Senin adına var olmaya ahdettik. Bizleri sözünde, ahdinde sebat gösterenlerden eyle Allah’ım. Ya İlahe’l-Âlemin, Tavafta her şavta başlarken “Allahümme imanen bike. Ve tasdikan bi kitabike. Ve vefâen bi ahdike. Vet tibaen li sünneti nebiyyike.” dualarıyla ahdimizi yeni ledik. Kabul eyle Allah’ım. Sübhanellahi vel hamdü lillahi ve la ilahe illalla hü vellahü ekber. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim” tesbih, tehlil ve zikirlerle beytini tavaf ettik. Kabul eyle Allah’ım. Rükn-i Yemani’ye varınca “Rabbena atina fid dünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve gınâ azebennar ve edhilnal cennete meal ebrar. Ya azizü ya gaffar ya rabbel alemin” dualarıyla beytinde Sana yalvardık. Allah’ım, bize dünyada güzellikler ver, bize ahi rette de güzellikler ihsan eyle. Bizi cehennem azabın dan koru. Bizi iyilerle cennetine dahil eyle Allah’ım. Kabe’de, Mescid-i Haram’da, Makam-ı İbrahim’de namazlar kıldık, Kur’an’lar okuduk, tes bihler çektik, zikirler söyledik, tehliller getirdik, dua lar ettik. Kabul eyle Allah’ım. Hacer validemizin sayinin hürmetine Rabbimizin bir ikramı olan zemzemi içerken Senden faydalı ilim, helal ve bol rızık ve her türlü derde deva istedik. Ka bul eyle Allah’ım. (الصَفا َواْل َم ْرَوَة ِم ْن َش َٓع ِائ ِر ال ّٰل ِه َّ ِ)ا َّنŞeairin olarak nite lediğin Safa ile Merve arasında vecd ile tekbirler ge tirdik. “Allahü ekber, Allahü ekber, La ilahe illallahü vellahü ekber. Allahü ekber velillahil hamd” Sa’yimizi meşkur, zenbimizi mağfur, amellerimizi makbul eyle Allah’ım. Ya Rabbe’l-Âlemin, Resûl-i Ekrem Efendimiz (“ )الحج عرفةHac Arafat tır” buyuruyor. (“ )خير الدعاء دعاء يوم عرفةDuanın en ha yırlısı, Arefe günü yapılan duadır” buyuruyor! Bugün dilleri, ırkları, renkleri, coğrafyaları farklı, fakat gö nülleri bir, imanları bir, gayeleri bir milyonlarca mü min kardeşimizle birlikte Arafat meydanındayız. İşte ümidimiz bu meydan. Babamız Âdem’in ve annemiz Havva’nın bağışlandığı yerde toplandık. Sana kullu ğumuzu arz etmeye geldik. Mahşeri burada tecrübe etmeye geldik. Günahlarımızdan pişmanlık duyup tövbe etmeye geldik. Arafat’ı yaşamaya geldik. Senin huzuruna geldik. Divanına durduk. Boynumuzu bük 38 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 39 HA 2013 tük. Ellerim iziaçtık. Sana dua ediyoruz. Dua ve niyaz larımızı kabul eyle. Vakfemizi mübarek eyle Allah’ım. Ya Rab! ِ ِ Sen, yüce kitabında (ۜيب ٌ َ۪وِا َذا َساََل َك عَباد۪ي َعّن۪ي َفاّن۪ي َقر ِ ِ الد ِاع ا َذا َد َع َّ ۪يب َد ْع َوَة انۙ َفْلَي ْستَج ُ۪يبوا ل۪ي َوْلُي ْؤ ِمُنوا ب۪ي َل َعَّل ُه ْم َي ْرُش ُدو َن ُ )اُج “kulum bana dua etsin, icabet edeyim” buyuruyor sun. Arafat meydanında tüm samimiyetimizle Sana yalvarıyoruz. İcabetini esirgeme. Dualarımızı kabul eyle Allah’ım. َّ ِ ِ Sen Kur’an-ı azimüşşanında (۪ين اَ ْس َرُفوا َ ُق ْل َيا عَباد َي الذ ٰ طوا ِم ْن َر ْح َم ِة الّل ِ ۜه ُ )عٰٓلى اَ ْنُف ِس ِه ْم َل تَْقَن َ “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.” buyuruyorsun. Bizlere rahmetinle mua mele eyle Allah’ım. Sevindir bizleri Allah’ım. Ümitle rimizi bugün boşa çıkarma Allah’ım. Ya Rabbe’l-Âlemin, Şu Arafat meydanında Senin Peygamberlerin, Senin evliya kulların, Senin has kulların, Senin salih kulların Senden neler istedilerse, bizler de onları Sen den istiyoruz. Bizlere ihsan eyle ya Rabbi. Şu Arafat meydanında Peygamber Efendimiz Sana ne dua et tiyse, Senden neler istediyse, Senin sevdiğin ne gibi niyazlarda bulunduysa biz de onları Senden istiyoruz. Bizlere kereminle, lütfunla ihsan eyle ya Rabbi. Ya Rabbe’l-Âlemîn, Cennetini kaybetmiş Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın affına ve cenneti bulmalarına vesile olan duasıyla yalvarıyoruz sana. ِ َنفسنا إوِ�ن َّلم تَ ْغ ِفر َلنا وتَرحمنا َلن ُكون َّن ِمن اْلخ اس ِرين َ َربََّنا َ َ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ْ ْ َ َ َ ُ ظَل ْمَنا أ Rabbimiz, Nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz, mutlaka hüsrana uğra yacağız. Bizi hüsrana uğrayanlardan eyleme Allah’ım! Rabbimiz, İnsanlığı tufanlardan kurtaran Hz. Nuh’un yaka rışıyla yalvarıyoruz sana: ۪ين َ َر ِّب اَ ْن ِ ْزلن۪ي ُم ْن َزالً ُمَب َاركاً َواَ ْن َت َخ ْي ُر اْل ُم ْن ِزل 40 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Rabbimiz, Bizi hayırlı menzillere kavuştur, bereketli yerlere konuk eyle Allah’ım. Sen konuk edenlerin en hayırlı sısın Allah’ım. Rabbimiz, Peygamberlerin atası, başlı başına bir ümmet olan Hz. İbrahim gibi yalvarıyoruz sana. ِ ِ ِ رَّب َـنا َه ْب َلَنا ِم ْن اَ ْزو ً۪ين ِا َماما َ اج َعْلَنا لْل ُمتَّق ْ اجَنا َوُذ ِّريَّاتَنا ُق َّرَة اَ ْعُي ٍن َو َ َ Rabbimiz, Bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşlerimizi ve geleceğimi zin teminatı olan yavrularımızı bize göz aydınlığı kıl, hem bu dünyada hem de ahirette saadet vesilesi eyle ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önderler eyle Allah’ım. Rabbimiz, Sabır timsali Hz. Eyyüb gibi dua ediyoruz sana. Kulun Eyyüb’ün sesine katıyoruz seslerimizi: ِ ِ ِ ِ َّ الض ُّر وأَنت أَرحم ين َ الراحم ُ َ ْ َ َ ُّ أَّني َم َّسن َي Bizlere, her türlü kötülükten, her türlü zarardan, her türlü şerden, her türlü hastalıktan Eyyüp pey gamber gibi güzel kurtuluş nasip eyle Allah’ım. Rabbimiz, Yusuf’unun hasretinden gözlerini kaybeden Hz. Yakup’un dualarıyla niyaz ediyoruz sana. ِ ِ ِ ِ َعَلم ِم َن الّل ِه َما الَ تَ ْعَل ُمو َن ْ ِإَّن َما أ ُ ْ َش ُكو َبثّي َو ُح ْزني إَلى الّله َوأ Ya Rabbe’l-Âlemin, Sıkıntılarımızı, keder ve hüznümüzü sadece Sana arz ediyoruz. Bizleri sıkıntılarımızdan, keder ve hü zünlerimizden Sen kurtar Allahım. Rabbimiz, Güzelliğin ve iffetin timsali Hz. Yusuf’un yakarış larıyla yalvarıyoruz sana; ِ ِ َّ تَوَّفِني مسِلما وأَْل ِحْقِني ِب ين َ الصالح َ ً ُْ َ Allahım, Bizlere Müslüman olarak ruhumuzu teslim et meyi lütfeyle Allahım. Bizleri salih kullarının zümre sine ilhak eyle Allah’ım. Rabbimiz, Haksızlık karşısında zor durumda kalan Hz. Musa gibi yalvarıyoruz sana: ِ َ ر ِب ِب ٓما اَ ْنعمت عَل َّي َفَلن اَ ُكو َن ۪ين ْ َ ظه۪ي اًر لْل ُم ْج ِرم َ َ َْ َ ّ َ Rabbimiz, Bizlere öyle nimet ver ki, bu nimet sayesinde hiçbir zaman mücrimlere arka çıkmayalım, onlarla aynı safta yer almayalım Allah’ım. Rabbimiz, Verdiğin güç ve kudreti karıncaları dahi ezme den kullanan Hz. Süleyman’ın dualarıyla yalvarıyoruz sana: َِّ ِ ْ ر ِب أَوِزعِني أَن أ ِ َن ْ َش ُك َر ن ْع َمتَ َك التي أ َْن َع ْم َت َعَل َّي َو َعَلى َوال َد َّي َوأ ْ ْ ْ َّ ِ ِ َّ أَعمل ص ِالحا تَرضاه وأ َْد ِخْلِني ِبرحمِتك ِفي ِعب ِادك ين َ الصالح َ ْ َ َ َ ََْ ْ ً َُ َ ََ Rabbimiz, Bizleri, verdiğin nimetlere şükreden şakir kulla rından eyle. Bizlere Senin razı olacağın salih ameller işlemeyi ihsan eyle. Bizleri rahmetinle salih kulların arasına ilhak eyle Allah’ım. Rabbimiz, Hz. Yunus’un karanlıklardan aydınlığa çıkışına vesile olan duasıyla yalvarıyoruz sana: ِ ِ َّ ِ ّل ِإَله ِإ َّل أَنت سبحانك ِإِّني ُك ين ُ َ نت م َن الظالم َ َ َ ُْ َ َ Senden başka ilah yoktur, sen yücesin ey Rab bimiz. Gerçekten bizler kendimize zulmettik. Bizleri affeyle Allah’ım. Rabbimiz, Kelimetullah Hz. İsa gibi yalvarıyoruz sana: ِ ِ َّ ِ السماء تَ ُكو ُن َلَنا ِعيداً ِّلََّوِلَنا و ِ الل ُه َّم َربََّنا أ آخ ِرَنا َ َ َّ َنزْل َعَل ْيَنا َمآئ َدةً ّم َن ِ ين َّ َنت َخ ْي ُر َ نك َو ْارُزْقَنا َوأ َ الرِازِق َ َو َآي ًة ّم Allahım, Bize yüce katından rızıklar ihsan eyle. Dünyamızı da ahiretimizi de bayrama dönüştür. Bizleri helal, bol rızıklarla rızıklandır Allah’ım. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 41 HA 2013 Rabbimiz, Habib-i Edibin, Resûl-i Ekrem Efendimiz Muham med Mustafa’nın miraçtan hediye olarak getirdiği dualarla yalvarıyoruz sana: ِ ربََّنا َل تُؤ طأَْنا َ اخ ْذَنٓا ِا ْن َنس َ۪ينٓا اَ ْو اَ ْخ َ َ “Rabbimiz! Eğer unutur, ya da yanılırsak bizi so rumlu tutma! ِ ِ َّ ۪ين ِم ْن َقْبِلَنا َ ص ًار َك َما َح َمْلتَ ُه َعَلى الذ ْ َربََّنا َوال تَ ْحم ْل َعَل ْيَنٓا ا Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yükler yükleme. ۪طاَق َة َلَنا ِبه َ َربََّنا َوال تُ َح ِّمْلَنا َما ال Rabbimiz! Bize taşıyamayacağımız şeyleri de yükleme! ٰ ِ ْ واعف عَّنا و ص ْرَنا َعَلى اْلَق ْو ِم َ َ ُ ْ َ ُ اغف ْر َلَنا َو ْار َح ْمَنا اَ ْن َت َم ْول َينا َف ْان ِ اْل َكافر۪ين Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle Allah’ım.” Ya Rabbe’l-Âlemin, Bugün, içinde yer aldığımız bu topraklar bir za manlar Allah’ın son Peygamberini, Resûl-i Ekrem’i ağırlamıştı. Onun ashabı bu toprakların üzerinde veda hutbesine kulak vermişti. Bizler de Efendimizin adımlarının izini sürerek buraya geldik. Sevgili Pey gamberimizin yolundan bizleri ayırma. Ona layık bir ümmet olabilmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım. On dört asır önce ashabına hitap ederken “Ki min üzerinde bir emanet varsa onu sahibine versin” buyurmuştu Habib-i Edibin. Bizler bugün türlü ema netlerle yüklü geldik buraya. Üzerimizde nice kimse lerin hakkı var, dilimizle nice kimselerin kalbini kırdık, ellerimizle nice kimseleri incittik. Şimdi hepsini itiraf etmeye geldik yâ Rab. Bütün yüklerimizden arındır bizi Allah’ım. Bütün günah ve hatalarımızı affeyle Allah’ım. Rabbimiz, Burada, kızgın kumların üzerinde, bu kızgın gü neşin altında “Zulmetmeyin, zulme boyun da eğ 42 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 meyin!” buyurmuştu Habib-i Edibin. Onun mübarek sözleri bugün de sanki o aramızdaymış gibi kulakla rımızda çınlıyor. Ancak biz onun istediği bir ümmet olamadık. Başta nefislerimize zulmettik. Zulme uğra yan kardeşlerimize el uzatamadık, onları çoğu zaman yalnız bıraktık, gözyaşlarına ortak olamadık. Bugün el açtık, senden af diliyoruz ya Rab! Bizleri affeyle Allah’ım. Bir vücudun uzuvları gibi olabilmeyi, kardeşleri mizin acısını da sevincini de yüreğimizde hissedebil meyi nasip eyle Allah’ım. Bizi birbirimize kardeş eyle Allah’ım. Huzurunda şimdi omuz omuza kardeş kardeşe saf tuttuğumuz gibi musibetlerin, kederlerin, dertle rin karşısında da böyle kenetlenebilmeyi bizlere na sip eyle Allah’ım. Mümin kardeşlerimizin halleriyle hallenebilme yi, dertleriyle dertlenebilmeyi, acılarını acımız, se vinçlerini sevincimiz bilmeyi nasip eyle Allah’ım. Bizleri ağlatanlardan değil, gözyaşlarını silenler den eyle eyle Allah’ım, Bizleri yaralayanlardan değil, yaralara merhem olanlardan eyle Allah’ım, Rabbimiz, Yeryüzü fesat içinde, yeryüzünde kan dökülü yor. Çocuklar ölüyor, çocuklar yetim kalıyor, bebekler katlediliyor, anneler evlatsız kalıyor, babalar çaresiz ağlıyor, kadınlar zulüm görüyor, gençlerin hayalleri çalınıyor. Göz göre göre, fevkinde hiçbir kudret ta nımadan, hesaba çekileceğini zannetmeden İslâm diyarında Firavunlar, Nemrutlar kol geziyor. Zalimce cinayetler işliyorlar. İnsanın insana yaptığından uta nıyoruz ey Rabbimiz. Müslümanın Müslümana ettik leri ile kahroluyoruz ey Rabbimiz. Arafat’ta sana açılan eller hürmetine ülkemizi ve âlem-i İslâm’ı çepeçevre saran karanlıklardan muha faza eyle Allah’ım. Yeryüzünde acı ve açlık üretenlerden ülkemizi ve âlem-i İslâm’ı muhafaza eyle Allah’ım. Yeryüzünü yangınlarla kasıp kavuranlardan, za yıfların üzerine basarak yükselenlerden, iktidar ve kuvvetiyle, silah ve teknolojisiyle kan ve gözyaşı akı tanlardan ülkemizi ve âlem-i İslâm’ı muhafaza eyle Allah’ım. Dünyayı kana bulayan ve ateşe atan ırkçılık ve ayrımcılıktan, insanlığı aç ve yoksul bırakan sömür gecilikten, azgınlaşan ve şımaran iradelerden, hakhukuk tanımayan zulüm ve haksızlıklardan âlem-i İslâm’ı muhafaza eyle Allah’ım. Ya Rabbi, Yüce Kur’an’ın hürmetine, Kabe’nin hürmetine, Resûlü’nün hürmetine, Arafat’ta sana yalvaran diller hürmetine İslâm coğrafyasında akan kan ve gözyaş larının durmasını, bütün kardeşlerimizin huzur ve güven içinde nice bayramlara ulaşmalarını nasip eyle Allah’ım. Dünyanın değişik bölgelerinde acı çeken, açlık, kıtlık, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşayan; zulüm, işkence ve baskı altında bulunan kan ve gözyaşının dinmediği bütün İslam beldelerindeki kardeşlerimize en kısa zamanda kurtuluş ihsan eyle Allah’ım. Bu kardeşlerimizin gözyaşlarını dindir. Acılarını bitir. Zulmü ebediyen yaşatma Allahım. Bütün insan lığa da huzur, barış ve esenlikler ihsan eyle Allah’ım. Bizleri, insanlığın barış ve huzuru için hayrın anahtarı şerrin kilidi olanlardan eyle Allah’ım. Bizleri, dünyanın neresinde olursa olsun açların, yoksulla rın, mahrumların, mağdurların, zayıf bırakılmışların, zulme uğramışların haklarına dikkat kesilenlerden, onların dertleriyle dertlenenlerden, acılarına ortak olanlardan, yaralarını saranlardan eyle! Bizleri o Kutlu Söz’ün hakkını verenlerden, Kitap’ın tarafını tutanlardan, Kur’an’ın yanında yer alanlardan eyle Allah’ım. Peygamber Efendimizin (sas) tarafında duranlardan eyle Allah’ım. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 43 HA 2013 Bizleri hakka, hakikate, adalete, ahlak ve fazilete çağıranlardan, hakkı anlatanlardan, hakikati duyu ranlardan, adaleti yüceltenlerden, sevgiyi yayanlar dan eyle Allah’ım. Ya Rabbe’l-âlemin, Resûl-i Ekrem Efendimizin insanlığa indirdiği merhamet ve şefkati, inceliği ve nezaketi biz hakkıyla taşıyamadık. Bizleri affeyle Allah’ım. Ey Rabbimiz, Her vesileyle besmele çektik, her işimize Rah man ve Rahîm isimlerini başlangıç eyledik, lâkin iş lerimizi merhametle ve şefkatle icra edemedik. Bir birimizden merhameti esirgedik. Hoyratlaştık. Bizleri affeyle Allah’ım. Ey Rabbimiz, Senden hep kerem gördük. Senden hep lûtuf gördük. Ama biz Senden gördüğümüzü göstermekte geciktik, geç kaldık. Cimrileştik. Bencilleştik. Vurdum duymazlığı ve bencilliği, çıkarcılığı ve ırkçılığı, şiddeti ve kıyımı baş tacı yapanlara ses çıkarmadık. Bizleri affeyle Allah’ım. Ey Rabbimiz, Senin kulun ve resulün Muhammed Mustafa’yı hakkıyla temsil edemedik Allah’ım. İnsanlık için ken dini helak eden, insanlar ateşe düşmesin diye göğ sünü siper eden Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın mirasını ne yazık ki taşıyamadık Allah’ım. Rahmet Peygamberinin hatırını bilmedik, bilemedik. Bizleri affeyle Allah’ım. Bizleri Affeyle ve yeniden ayağa kaldır bu üm meti ey Rabbimiz. Senin rahmet dinini, “korku dini” zannedenler varsa, sorumlusu biziz Allah’ım. İnsan onurunun sözle bile incitilmesine razı olmayan şef kat yüklü vahyini hayatımızda yeniden var kılamadık Allah’ım. Bizleri affeyle Allah’ım. Ey Rabbimiz, N’olur lûtfeyle de ayağa kalkalım bugün. Bizle re iyiliği yeniden ayağa kaldırmayı lütfeyle Allah’ım. Bizlere Kur’an’ının canlı şahitleri olmayı bahşeyle Allah’ım. Tefekkür yüklü, şefkat odaklı dinin ve de ğerler sisteminin yürekli taşıyıcıları olmayı ihsan eyle Allah’ım. Rahmet yüklü adalet, hikmet yüklü ahlak peygamberi, Muhammed Mustafa’yı, sünneti seniy yesini bu çağın insanlarının idrakine sunabilmeyi na sip eyle Allah’ım. Din-i Mübin-i İslâm’ı, Resûl-i Ekrem Efendimizi, mükemmel değerler sistemini aşağılayanları sustur mayı bizlere nasip eyle Allah’ım. Vicdanları henüz ölmemiş insanlara halimizle, örnek olmayı lütfeyle Allah’ım. Arayış içinde çırpınan şaşkınlara, tereddüt lülere ahlakımızla yol göstermeyi bahşeyle Allah’ım. Kalbine itminan arayan, ruhuna huzur bulmak için çırpınan çaresizlere duruşumuzla derman olmayı na sip eyle Allah’ım. Ey Rabbimiz, Taif’den dönen Muhammed Mustafa gibi, mer hamet yükle bize Allah’ım. (اللهم اغفر لقومي فإنهم ال “ )يعلمونBilmiyorlar ya Rab, bilmiyorlar, Sen onları af feyle…” dediğince Peygamber-i Zişan Efendimiz; biz de bugün itiraf ediyoruz: “Bilemedik ya Rab, bileme dik, Sen bizleri affeyle Allah’ım” Rabbimiz, Bize emanet ettiğin dünyayı adaletsizlik ve hak sızlıklarımızla yaşanmaz hale getirdik. Bu imtihan yurdunu barınacak evi, onurluca yaşayacak işi, ailesi, kimliği, güvenliği, saygınlığı ve umudu olmayan mil yonların inlediği bir yere çevirdik. Bütün insanlığa im dat eyle Allah’ım. Rabbimiz, Biz insanlar arasında ayrımcılık ve dışlamayı, şid deti, çatışmayı, savaşı sıradan işlerimiz haline getir dik. Bencilliğe düştük. Dünyaya saplandık. Kendimizi unuttuk. İnsanlığımıza yabancılaştık. Kendimize kötü 44 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 45 HA 2013 lük ettik. Kendimizi yalnızlaştırdık. Kendimizi değer sizleştirdik Allah’ım. İşte suçlarımız. İşte itiraflarımız. İşte yakarışları mız. Bizleri sonsuz rahmetinle bağışla Allah’ım. Rabbimiz, Biz insanlar insanlığın yaşama hakkını hiçe sayan silahlar ürettik. Çıkar ve menfaatlerimiz uğruna nice savaşlar çıkarttık. Özgürlük adına nice katliamlar işle dik. Bütün insanlığı bu yanlışlıklardan kurtar Allah’ım. Rabbimiz, Bugün Arafat meydanında hiç günah işlememiş, masum sabi çocuklarımızla Sana geldik. Yürekleri ba har çiçekleri gibi tertemiz olan bu çocuklarımızın ha tırına bağışla bizi Allah’ım. Ellerine dünyanın çamuru bulaşmamış, yürekle rine dünyanın gamı değmemiş çocuklarımız hürmeti ne bağışla bizi Allah’ım. Kin ve nefretle tanışmamış, garez ve taraftarlığa bulaşmamış çocukların hatırına merhamet eyle bize Allah’ım. Kirlerimizden arındır, günahlarımızdan te mizle bizi Allah’ım. Rabbimiz, İçimizdeki çocukların masum yakarışlarını arz ediyoruz rahmet dergâhına… Çocuklarımızın korkusuz ve kaygısız uyuduğu bir dünya lütfeyle ya Rabbi! Açgözlüler yüzünden, çocuklarımızın aç kalma dığı, açlıktan ölmediği bir dünya ihsan eyle ya Rabbi. Çocuklarımızın yetim ve öksüz kalmadığı bir yer yüzü lütfeyle Allah’ım. Ya Rab! Bugün Arafat meydanında hayatının baharını yaşayan gençlerimizle Sana geldik. Bizlere Peygam ber Efendimizin ifadesiyle neşeyi, huzuru Rabbine ibadette bulan bir gençlik lütfeyle Allah’ım. Bizlere Sevgili Peygamberimizin “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım” dediği, “cennet gençlerinin efendisi” ola 46 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 rak tavsif ettiği Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in yolundan giden gençler bahşeyle Allah’ım. Çocuklarımızı ve gençlerimizi günü birlik heveslere boğanlara fırsat verme Allah’ım. Kızlarımızı ve oğullarımızı insafsız ve iz’ansız, ölçüsüz ve dengesiz, meyvesiz ve faydasız sa nal tutkuların ağına düşürme Allah’ım. Rabbimiz, Bugün Arafat meydanında beli bükülmüş, rükua varmış, pir-i fani olmuş ihtiyarlarımızla huzuruna gel dik. Aralarında bulunan hasta kullarının ah u eninle riyle yalvarıyoruz sana. Onların hatırına bizleri affeyle Allah’ım. Hırstan arınmış, haset ve kinden temizlenmiş, dünya kaygılarını unutmuş yaşlılarımızın kesik nefes leri, sancılı yakarışları, sessiz sabırları hatırına bağışla bizi ey Rabbimiz. Rabbimiz, Bugün Arafat meydanında rahmetinin yeryüzü ne yağmur yağmur inişini kalplerine emanet almış kadınlarımızla geldik Sana. Rahman isminin tecelligâhı, Rahim sırrının şa hitleri kadınlarımızla Sana geldik. Bastığı yeri cennet leştiren, baktığı yere sevinçler bulaştıran “anne”lik unvanıyla şereflendirdiğin annelerimizin hatırına ba ğışla bizi ey Rabbimiz. İnsanlığın kurtuluşu adına gizli gizli İsâ sancısı çekmiş Hz. Meryem aşkına, takat getirilmez Firavun zulmüne direnmiş Hz. Asiye aşkına, İsmail’inin kurtu luşu için çırpınan Hz. Hacer aşkına, Hira dönüşü kana dı kırık kuşlar gibi titreyen Resûl-i Ekrem Efendimizin telaşını kucağında sakinleştiren Hz. Hatice aşkına, merhamet yağmuruna suskunca ve sabırla refakat eden can parçası, şüheda anası Hz. Fatımatü’z-Zehra aşkına, bağışla bize ey Rabbimiz. Rabbimiz! Ahir zaman hastalıklarına karşı bizlere güç ver, derman ver. Hırsın, ihtirasın, kibrin, bencilliğin, aç gözlülüğün, güç tutkusunun pençesindeki biz kulla rına şifalar ihsan eyle. Nefsinin kölesi haline gelmiş kullarının yalnız sana kulluk etmelerine, yalnız sana boyun eğmelerine yardım eyle Allah’ım. Masivadan kurtulmalarına ve gönüllerini senin aşkınla doldur malarına yardım eyle Allah’ım. Allahım! Şükürsüzlüğümüzü, doyumsuzluğumuzu, gafle timizi sana arz ediyoruz. İsyanlarımızdan, aşırılıkla rımızdan sana sığınıyoruz. Tüm bunların müptelası olduk da sana layık bir kul olamadık. Bütün bu hasta lıklardan sen kurtar bizi Allah’ım. Yâ Rabbe’l-Âlemin! Bizleri İslâm’ın ve Kur’an’ın yolundan ayırma! Bizleri Efendimizin yolundan ayırma Allah’ım. Kur’an’ı; kalplerimizin gıdası, ruhlarımızın şifası, kabirlerimizin ziyası, maddî ve manevî dertlerimizin devası eyle Allah’ım. Efendimizi, gözümüzün nuru, gönlümüzün süru ru eyle! Salavat-ı şerifeleri dillerimizden eksik etme. Siretini ve sünnetini bize rehber eyle. Ahirette livaul hamd sancağı altında toplanabilmeyi, şefaatlerine erebilmeyi, havz-ı kevserinden kana kana içebilme yi, cennette gül cemalini seyredebilmeyi, kendileri ne komşu olabilmeyi, hoş sohbetlerine katılabilmeyi cümlemize nasip eyle Allah’ım. Ya Rabbe’l Alemin, الحج المبرور ليس له جزاء إال الجنة. “Makbul bir haccın bir tek mükâfatı vardır, o da cennettir!” buyuran Efendimiz’in hatırına haccımızı mebrur ve mübarek eyle Allah’ım. Bizler bugün Arafat’ı idrak ediyoruz! Arafat’ta ki feyiz ve bereket hürmetine, Arafat’taki açık ayet ler, derin manalar hürmetine; bizleri Arafat’ta ir fana erenler ve bağışlananlar zümresine dâhil eyle Allah’ım! İhram ile hürmete, mikat ile vakti kuşanmaya, tavaf ile sevgiye, sa’y ile ab-u hayata eriştir Allah’ım. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 47 HA 2013 Arafat’ta marifete, Meş’aril-Haram’da şuura, Mina’da muhabbete ermeyi, kurbanlarımız ile Sana yakınlaşmayı, Cemeratta bütün nefsanî isteklerden kurtulmayı bizlere lütfeyle Allah’ım! Taşlayacağımız şeytanla birlikte; içimizdeki ben cilliği, öfkeyi, kibri, gururu, nefreti, ihtirası, hasedi, fitne ve fesadı gönül dünyamızdan atmayı, buna mu kabil tevazuyu, diğergamlığı, sevgiyi, hayırda yarış mayı ve cömertliği bizlere lütfeyle Allah’ım, Ziyaret tavafı ile Mescid-i Haram’da rızana ve rahmetine erişmeyi, bizlere nasip ve müyesser eyle Allah’ım! Rabbimiz! Habib-i Edibin’in; ال يكفرها اال الوقوف بعرفة ان من الذنوب “ ذنوباÖyle günahlar var ki, onları ancak Arafat’ta vak feye durmak affettirebilir!” müjdesi gereğince lütfu kereminle dua ve niyazlarımızı kabul eyle! Daha buradan ayrılmadan; affedilmedik hiç bir günahımızı, setredilmedik hiç bir ayıbımızı, gideril medik hiç bir sıkıntımızı, karşılanmadık hiç bir ihtiya cımızı, ödenmeyecek hiç bir borcumuzu, şifâ bulma yacak hiç bir hastalığımızı, deva bulmayacak hiç bir derdimizi bırakma Allah’ım! Ya Rab! Bizlere hayırlı işler, helâl ve bereketli kazançlar nasip eyle! Yuvalarımıza, aile ocağımıza mutluluk, huzur ve saadetler ihsan eyle! Bizlere; Allaha ve Peygambere itaat eden, ana ve babasına hürmet eden, insanlığa hizmet eden hayırlı evlatlar ve nesiller bahşeyle! Annemizi, babamızı bizden razı kıl. Onlara layık evlatlar olmayı bizlere nasip eyle Allah’ım. Üzerimizde emeği olan herkese katından hayır lar ihsan eyle Allah’ım. Evlatlarımızı bize itaatli, vatana ve millete hayırlı kıl ya Rabbi. Evlatlarımızla hac yapabilmeyi, Kabe’yi tavaf edebilmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım. 48 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Evlatlarımızın kalplerini iman nuru ile tenvir eyle Allah’ım. Yavrularımıza, hayırlı kısmetler, başarı, huzur, bereket ve sağlık içinde bir ömür lütfeyle! Onları her türlü kötülüklerden ve zararlı alışkanlıklardan muha faza eyle! Ey kimsesizlerin kimsesi, gariplerin sığınağı Allah’ım! Yetimleri, öksüzleri, garipleri, kimsesizleri mah zun ve boynu bükük bırakma! Onlara yardım elini uzatacak müşfik ve hayır sahibi kullarını eksik etme! Bizleri de merhamet ve cömertlikte yarışan kul larından eyle Allah’ım! Ya Rabbe’l-Âlemin! Bizleri, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, bütün günahlardan, hayatın ve ölümün fitnesinden ve kabir azabından koru. Bizleri ödeyemeyeceğimiz borçtan, taşıyamaya cağımız kederden, tahammül edemeyeceğimiz acı dan muhafaza eyle! Ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden, doy mayan nefisten ve kabul olunmayan duadan Sana sı ğınıyoruz, bizleri koru Allah’ım! Zalimlerin baskı ve zulmünden, hâinlerin hile ve hıyanetinden, kıskançların hasedinden bizleri muha faza eyle Allah’ım! Ey ümitsizlerin ümidi Rabbimiz, Arafat’tan ayrılmadan acizliğimizi gider, sıkıntıla rımızı kaldır, hastalıklarımıza ve hasta kullarına şifalar ihsan eyle. Ey Meş’ari Haram’ın Rabbi, Salih kullarının istedikleri hayırdan bizleri de na sipdar eyle. Ey Beyt-i Haram’ın Rabbi, Eksiklerimizi gidermeni, bizi dalalete bırakma manı, rahmetinle Cennet’ine almanı diliyoruz. Kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak için senden yardım istiyoruz. Arafat’tan ayrılmadan zulmün pençesinde bulu nan Müslüman kardeşlerimize rahmetinle muamele eylemeni diliyoruz Allah’ım. Gözlerimizdeki perdeyi kaldırmanı, ellerimizde ki, yüzümüzdeki, yüreğimizdeki kirlerden bizi arındır manı umuyoruz Allah’ım. Ey rızıklara kefil olan Rabbimiz, İşlerimizi kolaylaştır ve bereketli kıl. Helalinden kazanabilmeyi ve kazancımızı paylaşabilmeyi nasip eyle. Ey Rabbimiz, Kaybettiklerimiz yerine daha hayırlısını ihsan eyle… Bizim ve evlatlarımızın ilmini artır. Nefislerimizin bitmez tükenmez kötü arzu ve is teklerinden, heva ve heveslerimizin peşinde koşmak tan, şeytanın vesvese ve şerrinden; bizleri bildiğimiz bilmediğimiz bütün yarattıklarının şerrinden muha faza eyle Allah’ım! Ölümden sonra bizlere, anne ve babalarımıza güzel bir hayat nasip eyle Allah’ım. Arafat Meydanı’ndan dağılmadan bizleri affet tiklerin arasına dahil eyle. Sana ulaştıramadığımız niyetlerimizi kabul bu yur Allah’ım. Engin rahmetinden bizi de nasipdar eyle. Bize güzel ahlakla bezenmiş bir iman, kurtuluşa erdirecek ameller, katından afiyet ve mağfiret ihsan eyle Allah’ım. Kalbimizi dinin üzerine sabit kıl. Bizleri ahiret azabından koru. İhtiyacımız olanları biliyorsun Rabbimiz. İhtiyaç larımızı kereminle ve fazlınla gideriver Allah’ım. Ya İlahi! Mazlumların çaresi Sensin Allah’ım. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 49 HA 2013 Musibet anında ümidimiz Sensin Allah’ım. Kederlerimizi dağıtan Sensin Allah’ım. Yetim kalmış bir yürek sessiz sessiz ağlarken bizi vicdanımızla baş başa bırakma Allah’ım. Anneler evlatlarını açlıktan toprağa verirken is raf ettiklerimizden dolayı bizi hesaba çekme Allah’ım. Bizi merhametinden alıkoyma Allah’ım. Allah’ım! اللهم إنك عفو كريم تحب العفو فاعف عنا. Sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Bizi de affet. Affedilme ümidiyle geldiğimiz emin beldenden affedilmişler arasına dahil olarak ayrılmayı nasip eyle. Rabbimiz, Hac vazifesini yapamayan kardeşlerimizi de en kısa zamanda davet ettiklerinin arasına dahil eyle. Seni anmak için dili hazır, sana gelmek için kalbi hazır olanları daha fazla bekletmeden Kabe’ne kabul eyle Allah’ım. Gelemeyen kardeşlerimizin yüreği Arafat mey danında. Gelemeyen kardeşlerimizin aklı Arafat mey danında. “Ya Rabbi. Bizi de çağır, bizi de davet ettik lerinin arasına al” diye niyaz ediyorlar. Ya Rabbi, Vakfe sırasında evlerinin bir köşesinde gözü yaşlı duaya duran kardeşlerimize en kısa zamanda mebrur bir hac nasip eyle. Evlerinde ettikleri duaları bugün Arafat meyda nında bulunan Müslümanların dualarıyla birlikte ka bul eyle Allah’ım. Rabbimiz, Bizi birbirimizden razı kıl Allah’ım. İbadetlerimize, haccımıza, duamıza, vakfemize, sa’yimize birbirimizi şahit kıl Allah’ım. Efendimizi bize şefaatçi, ümmetini yolumuza rehber kıl Allah’ım. Burada yapılan Hatm-i Şerifleri, getirilen salavat ları, telbiyeleri, tekbirleri hesap gününde bize yoldaş eyle Allahım! Ya Rabbi! Bizlere bu mübarek topraklara gelmeyi lütfetti ğin gibi çoluk çocuğumuza ve isteyip dileyen bütün müminlere de gelme imkânı nasip eyle! Bu manevi ziyafetten onları da hissedar eyle. Dünyada Zem zem suyundan kana kana içme imkânı verdiğin gibi, âhirette de Kevser Havzı’ndan içmeyi, beratımızı sağ elimize alarak Sıratı kolayca geçmeyi, sevdiklerimizle birlikte cennetine girmeyi bizlere nasip ve müyesser eyle. Allahım! Hac yolculuğu boyunca karşılaştığımız sıkıntıları, çektiğimiz zahmet ve meşakkatleri günahlarımızın af fına, hatalarımızın bağışlanmasına vesilesi eyle! Hatır yıkıp gönül incitmiş isek, bundan dolayı şu anda birbirimizle helalleşiyor, haklarımızı birbirimize helâl ediyoruz; şahit ol ve kabul eyle Allah’ım! Yâ İlahi! Ülkemizi ve İslâm âlemini her türlü felâketlerden, musibetlerden, şerlerden ve tehlikelerden emin ve muhafaza eyle Allah’ım. Ülkemizi ve İslam beldelerini rahmet, bereket ve inayetinden mahrum eyleme Allah’ım! Son nefesimizi verene kadar bizi yolundan ayır ma Allah’ım. Dinimiz, milletimiz için çalışanları hayırlı işlerde muvaffak eyle Allah’ım. Duamıza amin diyen bütün Müslümanların niya zını kabul eyle Allah’ım. Güvenliğimiz için hayatını tehlikeye atanları dai ma başarılı ve muzaffer eyle Allah’ım! Kıyamımızı Ahirette bize şefaatçi eyle Allah’ım. 50 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Ya Rabbe’l-Âlemin! Dünyanın dört bir yanından gelen; dilleri, ırkla rı, renkleri ve adetleri farklı, ama iman, niyet, duy gu ve düşünceleri aynı olan milyonlarca Müslüman’ı Arafat’ta buluşturduğun gibi, kalplerimizi de sevginle buluştur ve kaynaştır Allah’ım! Bizleri ayrılıklardan uzaklaştır, maddî ve manevî güçlerimizi birleştir, aramızdaki dayanışmayı güçlen dir, ahirette de cennetinde buluştur yâ Rabbi! Yâ Rabbe’l-Âlemin! Aşkınla tutuşan gönüller hürmetine, zikrinle co şan diller hürmetine, gözlerden akan yaşlar hürmeti ne, huzurunda eğilen başlar hürmetine; Ahir ve âkıbetimizi hayreyle. Dünya ve ahretimi zi ma’mur eyle. Bizleri sağlık ve âfiyette dâim eyle! Ahlâkımızı güzel eyle! Kötülerle ve kötülüklerle karşı laştırma Allah’ım! Dert verip derman aratma! Dayanılmaz acılar yaşatma! Bizleri darda ve zorda bırakma! Senden başkasına muhtaç etme Allah’ım! Son nefesimizde bizleri iman-ı kâmilden ayırma! Şeytanı imanımıza musallat eyleme! Bizlere ölüm acısı çektirme, kabir azabı yaşatma Allah’ım! Mahşer günü yüzlerimizi kara çıkartma! Bizleri Firdevs Cennetinin vârislerinden eyle Allah’ım! Ya İlahi! Bu mübarek yerde okunan Kur’an-ı Kerimleri, hatm-i şerifleri ve kelime-i tevhitleri; yapılan tavaf ları, zikirleri, tesbihatı, dua ve niyazları, va’z-u nasi hatleri ve getirilen salât-ü selâmları Yüce katında en güzel şekliyle kabul eyle Allah’ım! Bunlardan hâsıl olan ecir ve sevâbı; Öncelikle Sevgili Peygamberimiz, Muhammed Mustafa’nın aziz, latif rûhuna hediye eyledik, vâsıl eyle Allah’ım! Diğer bütün peygamberlerin, ehli beytin, ezvâc-ı tâhirâtın, ashâb-ı kiramın, tabiinin, alimlerin, salihle rin, şehitlerin, ahirete göç eden gaziler ile bütün ehl-i Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 51 BAŞKANDAN HA 2013 imanın ruhlarına hediye eyledik kendilerini haberdar eyle Allah’ım! Şu anda mübarek Arafat meydanında bu duaya “amin” “amin” diyen bütün huccac-ı kiramın cümle geçmişlerinin ruhlarına da hediye ediyoruz, onları da hissedar eyle Allah’ım! Allah’ım! Hac farizasını ifa etmek üzere yola çıkan, ancak Arafat’a ulaşamadan vefat eden kardeşlerimize de rahmetinle muamele eyle! Sen onların haclarını da yapılmış kabul eyle! Bizlere de haccımızın kalan menasikini, kazasız belâsız, elemsiz kedersiz tamamlayarak yurdumuza, yuvamıza salimen ve gânimen kavuşmayı nasip eyle Allah’ım! Hac ibadetinde görev alan bütün kardeşlerimi zin işlerini âsân eyle Allah’ım. Rızası yolunda hizmet edebilmeyi kendilerine nasip eyle Allah’ım. Ey Rabbimiz! Bizlerden önce bu mübarek Arafat’ta vakfe yap mış olanları, şu anda vakfeye duranları, buradaki du alarımıza çok uzaklardan “amin” diyenleri iki cihanda aziz eyle! Cümle geçmişlerimizin ruhlarını şâd, makamla rını âli, mekânlarını cennet eyle! Kabirlerini Kur’an’ın nuruyla pür nûr eyle Allah’ım! Ya Rabbi, Bugün artık bugünden önce ve bugünden sonra diye ömrümüze işaret koyacağımız gündür. Ya Rabbi, Bugünümüzü ömrümüze milat kılabilmeyi nasip eyle Allah’ım. Haccımızın hakkını ömrümüz boyun ca verebilmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım. Haccımı zı mebrur eyle, sayimizi meşkur eyle Allah’ım. Sev gili Peygamberimizin müjdesine nail olabilmeyi ve bugün bütün günahlarımızdan arınmayı nasip eyle. 52 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Annemizden doğduğumuz gün gibi evlerimize, yur dumuza tertemiz, arınmış bir şekilde dönmeyi cüm lemize nasip eyle Allah’ım. Rabbimiz, Evimize döndükten sonra da; hata ve günahla rımızı tekrarlamadan, haramlara sapmadan, haksız lıklara arka çıkmadan, tefrikaya düşmeden, kimse nin hakkına hukukuna tecavüz etmeden, hatır gönül yıkmadan, şeytana, nefisimize, heva ve hevesimize uymadan, rızana ve dinine uygun bir şekilde yeni bir aşk, ihlas ve samimiyetle hayatımızı sürdürebilmeyi bizlere nasip ve müyesser eyle Allah’ım! Ve bi hurmeti’l-Kabeti’l-Müşerrefe. Ve bi hurmeti’lMerve ve Safa. Ve bi hürmetil hac ve’l umre. Ve bi hürmeti aşr-i Zilhicce. Ve bi hürmeti iydi’l-edhâ. Ve bi hürmeti esmâike’l-hüsnâ. Esselatü vesselamü aleyke ya rasülallah Essalatü vesselamü aleyke ya habiballah Essalatü vesselamü aleyke ya seyyidel evvelin vel ahirin. آم ــين و سالم علي المرسلين و الحمد لله رب العالمين Arafat’ta arınan yüreklerimizi tertemiz tutabil meyi bizlere ihsan eyle Allah’ım! Bizlere hacı olmayı nasip ettiğin gibi ömür boyu hacı olarak kalmayı da nasip ve müyesser eyle. Yâ Rabbe’l-Âlemîn, Ömrümüzü rızana uygun geçirebilmeyi nasip eyle. Bizleri zikrinde, şükründe, hüsn-i ibadetinde daim eyle. Günahlardan mahfuz eyle. Haramlardan uzak eyle. Helallerle perverde eyle. Bedenlerimize sıhhat afiyetler ihsan eyle. Ümmet-i Muhammed’e güzel hizmette bizlere güç ve kuvvet ihsan eyle. Uzun hayırlı ömürler ihsan eyle. Vefatımız geldiği zaman da dilimiz zikrinle meşgulken, alnımız secdede iken, Senin sevdiğin ve razı olduğun bir hal üzereyken ru humuzu kabzeyle Allah’ım. Ecel şerbetini içeceğimiz son nefesimizde, Kelime-i şahadet ki buyurun (اشهد ان )الاله االالله واشهد ان محمدا عبده ورسولهdiyerek, ruhumuzu teslim edebilmeyi, iman ve selim bir kalp ile huzu runa gelebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser eyle Allah’ım. Bizleri cennetinle cemalinle müşerref eyle diğin kulların arasına ilhak eyle Allah’ım. Dualarımızı kabul eyle Allah’ım. Bihurmeti yevmi Arafe. Ve bihurmeti meydân-ı Arafat. Ve bi hurmeti’l-Kur’ânil Kerim. Ve bi hürme ti Resulikel Müçteba, Ve bi hürmeti Haremikeş’şerif. “İslâm’ın Yüzleri” sergisi düzenlendi… Dünyanın çeşitli ülkelerinden hac ibadetini yerine getirmek için gelen hacıların fotoğraflarından oluşan “İslam’ın Yüzleri’ fotoğraf sergisi düzenlendi. Ahmet Hamdi Akseki Camii fuaye alanında düzenlenen sergiyi gezen Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, sergideki fotoğrafların insanı tefekkür etmeye davet eden fotoğraflar olduğunu kaydederek şöyle konuştu; “Müminin siması alnındaki secdeden bellidir. Sergideki fotoğrafların her birisi, üzerinde insanı tefekkür etmeye davet eden fotoğraflardır. Allah ‘Sizin dillerinizin, renklerinizin farklı olması benim yeryüzündeki ayetimdir.’ buyuruyor. Coğrafyaları, dilleri, renkleri farklı insanların aynı duygular içerisinde gözyaşı döküp dua ettiğini ortaya koyması bakımından da çok güzel bir tabloyu ortaya koyuyor.” Vakfımız uzmanı, fotoğraf sanatçısı Mehmet Öztürk’ün objektifinden 120 fotoğraf karesi sergi de yer aldı. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 53 BAŞKANDAN İstiklal Marşı’nın okun ması ve Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan törende bir ko nuşma yapan Kıbrıs Din İşle ri Başkanı Talip Atalay, Hala Sultan Camiinin Selimiye Ca miinden örnek alınarak yapı lacağını dile getirdi. KKTC HALA SULTAN CAMİİNİN TEMELİ ATILDI Vakfımız ile Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi iş birliği ile yapılacak olan Hala Sultan Camiinin temeli düzenlenen bir törenle atıldı. K ıbrıs’ın en önemli manevi sembolü Hala Sultan, asıl adıyla Ümmü Hiram Bint-i Milhan (ra), Peygamber Efen dimizin (sas); annemden son ra annem dediği bir sahabi annemiz… İslâmiyeti yaymak uğruna şehit olan Ümmü Hi ram annemizin kabri yüzyıl lardır Kuzey Kıbrıs’ı nurlan dırmaya ve çevresine bereket saçmaya devam etmektedir. Osmanlılar zamanında ve sonrasında dahi gemiler, Hala Sultan türbesi istikametinden 54 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 geçerken toplarını çevirirler ve mübarek makamı ziyaret maksadıyla selâmlarlardı. İşte böylesi mübarek bir makamın camii projesiyle taçlandırılması için uzun za mandır yürütülen çalışmalar sonuçlandırıldı. Vakfımız ve Kıbrıs Vakıflar İdaresinin iş birliğiyle inşaa edilecek olan Lefkoşa Hala Sultan Camiinin temel atma törene Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kıbrıs Başbakanı Özkan Yorgancı oğlu, Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heye ti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Baş kanlığı Din İşleri Yüksek Ku rulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, Kıbrıs Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay Arkan, Kıbrıs Din İşleri Başkanı Talip Atalay, TOBB Başkanı Yusuf Hisarcıklıoğlu Vakfımız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu ve çok sayıda davetli iştirak etti. Kıbrıs Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim Ku rulu Başkanı Işılay Arkan da, atalardan emanet bırakılan toprakların kullanılmasında manevi kurallara uymanın mutluluğu içinde oldukları nı kaydederek inşa edilecek cami için katkısı olan herkese teşekkür etti. Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heye ti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de Peygamberimi zin annesi kadar çok sevdiği Hala Sultan’ın bu topraklarda yattığını anımsatarak, canını veren şehitlere de rahmet di ledi. Başkan Görmez, “Yeryü zünde bir ülke var ki, Sevgili Peygamberimizin ‘annemden sonra annem’ dediği bir ha nımefendi sahabenin eliyle İslam’ın mesajıyla tanışmıştır. O ülke Kıbrıs’tır. Bu toprak lara ayak bastığı günden bu güne kadar Kıbrıs’ın manevi hayatına hizmet eden Hala Sultan ve bütün büyüklerimi ze, canını veren şehitlerimize, gazilerimize rahmetler diliyo rum.” diye konuştu. Camilerin sadece ibadet mekânı olmadığını, aynı za manda birlik mekanları oldu ğunu kaydeden Başkan Gör mez, şöyle konuştu; Müslüman bir beldede yaşayan insanların özgür olduğunun en büyük nişanesi camilerdir Camiler sadece ibadet mekânları değildir. Aynı za manda sevgi mekânlarıdır. Bizler kalplerimizi camide birleştirerek birlik olmayı öğ reniriz. Camiler aynı zamanda birlik ve bilgi mekânlarımızdır. Biz orada Allah’ı, kâinatı ve kâinatın ayetlerini okumayı öğreniriz. Camilerimiz aynı zamanda bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün simgeleri dir. Yeryüzünde hiçbir millet yoktur ki istiklal marşında camilere yer vermiş olsun. Bağımsızlığımızın, istiklalimi AÇILIŞ zin, özgürlüğümüzün simgesi olan camiler aynı zamanda vatanın tapularıdır. İstiklal şairimiz Akif, ca milerimizin, mabetlerimizin ve ezanlarımızın aynı zaman da vatanımızın tapuları oldu ğunu, istiklalimizin ayrılmaz simgeleri olduğunu İstiklal marşımızda ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz “Müs lüman bir beldede yaşayan insanların özgür olduğunun en büyük nişanesi camiler dir” demiştir. Milletler manevi kalkınmayla, gönül dünyalarını imar etmekle ve ahlaki üstünlükle tarih sahnesinde süreklilik kazanırlar… Bizler aynı zamanda yer yüzünü imar etmekle mükel lefiz. Ancak gönül dünyalarını imar edemeyenler yeryüzü nü imar edemezler. Gönül dünyalarının imarı da genç lerimizle, ailelerimizle, cami lerde buluşmaktır. Tarih bize gösteriyor ki yeryüzünde hiç bir millet sadece maddi re fahla, teknolojik kalkınmayla abad olmamıştır. Milletler aynı zamanda manevi kal kınmayla, gönül dünyalarını imar etmekle ve ahlaki üs tünlükle tarih sahnesinde sü reklilik kazanırlar. Bugün açılışını yaptığımız müesseselerimizin ülkemizin, Kıbrıs’ın bilim ve akıl bakı mından, gönül dünyalarının zenginleşmesi ve manevi ba kımdan kalkınmasına vesile olmasını, tarih sahnesinde bu Hala Sultan Camii Müştemilatı topraklara, bu millete sürekli lik kazandırmasını, ebediyete kadar bu milletin bu toprak larda huzur ve barış içinde yaşamasını niyaz ediyorum.” Başbakan Yardımcısı Be şir Atalay da eğitim komplek si ve Hala Sultan Camiinin, Lefkoşa’ya büyük bir değer katmış olacağını belirtti. Türk dünyasındaki deği şik yerlere de önemli eserler inşa edildiğini anımsatan Ata lay, Hala Sultan Camiinin de aynı büyüklükte bir eser ola cağına işaret etti. Konuşmaların ardından Hala Sultan Camiinin temel leri Prof. Dr. Raşit Küçük’ün yaptığı dua eşliğinde atıldı. 56 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Bir bodrum kata sahip olan cami, 48.80x72.75 ebatlarıyla 3.550 m2 taban oturumuna sahiptir. Camide harim ve mahvel katlarıyla 2.500 kişi, açık avlusu ve revaklarıyla 2.500 kişi olmak üzere toplam 5.000 kişi için bir ibadet alanı sunulmaktadır. Cami bodrum katında kütüphane, çok amaçlı salon, Kur’an ve irşad derslikleri, gasilhane, din görevlisi odaları gibi müştemilata yer verilmiştir. 24 metre çapındaki ana kubbeye sahip cami, 8 fil ayağı üzerine oturmakta olup kubbe yüksekliği 34.50 metredir. 5 giriş kapısı bulunan camide, 3 de avlu giriş kapısı bulunmaktadır. Her biri üçer şerefeli 4 minareye sahip olacak camide minare yükseklikleri 62 metredir. Camide doğal taş kaplama duvarlar, kurşun kaplama kubbeler, mermer taç kapılar, altın varak hat ve tezyinat imalatları ve geleneksel ahşap sanatlarıyla, geleneksel Türk İslam mimarisi azami seviyede sergilenmek gayreti gösterilmiştir. Doğrudan Türkiye Diyanet Vakfı ve bir Türkiye Diyanet Vakfı kuruluşu olan KOMAŞ A.Ş.’nin takip ve koordinasyonunda, Kıbrıs Vakıflar İdaresi ile iş birliği içinde yürütülmekte olan inşaatın 2015 yılı içerisinde planlanmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 57 atası olarak tercüme edilmekte dir. Hz. İbrahim merhametli bir insandı. İnsanları iyiliğe yöneltip tek çatı altında toplamıştır. Biz de Hz. İbrahim Peygamberin yo lundan giderek iyilik hareketini bütün insanlığa ulaştırmalıyız.” şeklinde konuştu. VAKFIMIZA İYİLİK ÖDÜLÜ VERİLDİ Şanlıurfa Valiliği tarafından bu yıl 7.si düzenlenen Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları organizasyonunda Vakfımız İyilik Ödülüne lâyık görüldü. U luslararası Halil İbrahim Bu luşmalarının önemli bölüm lerinden biri olan İyilik Ödülleri; iyilik ve sosyal dayanışma çalış malarının taçlandırıldığı, başarılı projelerin sergilendiği, sosyal yardım alanına örnek davranış ları ile katkı sağlamış olan gönül kişiler ile kuruluşların onurlandı rıldığı bir teşekkür törenidir. İyilik ödülleri sivil toplum kuruluşlarının uygulamış olduk ları başarılı projelere ve örnek 58 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 davranışları ile sosyal yardım alanına destek veren kurum, ku ruluş ve şahıslara verilmektedir. Bu yıl gerek yurt içinde, gerek se yurt dışında gerçekleştirdiği, sosyal, kültürel, dini, ilmi ve eği tim alanındaki başarılı çalışma larından dolayı Vakfımız İyilik Ödülüne lâyık görüldü. Nevali Oteli’nde düzenle nen ödül törenine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Baş kanı Prof.Dr. Mehmet Görmez, AK Parti Şanlıurfa Milletvekil leri Mehmet Akyürek, Mah mut Kaçar, Abdülkerim Gök, Seydi Eyyüpoğlu, Halil Özcan, Tunus Kebili Valisi Halil Celil, çeşitli ülkelerden temsilciler ve Şanlıurfa’da bulunan vakıf ve dernek başkanları ile çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasını gerçek leştiren Şanlıurfa Valisi Celalet tin Güvenç, Halil İbrahim Buluş malarına destek veren herkese teşekkür ederek “Hz. İbrahim’in şanına yakışır bir gece düzen lemekten dolayı çok mutluyuz. Biliyoruz ki Şanlıurfa peygam berler şehridir. Hz. İbrahim’in şehridir. Bu gece İbrahim’in anı yoruz. Benden önceki dönemde yapılan bu etkinliği gerçekleş tiren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ama bu sene katılım gerçekten çok yoğundu. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza te şekkür ediyorum.” diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Baş kanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de Şanlıurfa’da bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirte rek, “Bütün insanlığın iyiliğe ih tiyacı var. Arapça’da İbrahim’in anlamı insanlığın merhametli Halil İbrahim Buluşmaları nı düzenlendikleri için Şanlıurfa Valiliğine teşekkür eden Çalış ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de “İnsanlık zor bir dönemden geçmektedir. Dün yada o kadar çok vahşetler var ki mazlumlar yas tutmaktadır ve iyiliğe o kadar çok aç kalmışız ki hiçbir şey düşünemiyoruz. İyiliği çoğaltmamız gerekiyor. Bu ne denle böylesi güzel bir etkinlikte bulunmaktan dolayı çok mutlu yum. İyilik Ödüllerinde emeği geçen herkese teşekkür ediyo rum’’ şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından ödüller takdim edildi. İyilik Ödü lünü Vakfımız adına Genel Mü dür İsmail Palakoğlu aldı. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 59 BAŞKANDAN T KAGEMYENİ FAALİYET DÖNEMİNE BAŞLADI Vakfımız Kadın, Aile ve Gençlik Merkezi 2013-2014 faaliyet dönemine düzenlenen bir törenle başladı. örene Diyanet İşleri Baş kanı ve Vakfımız Müte velli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katıldığı ve TDV Kocatepe Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa, TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Mazhar Bilgin, A.Ü İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Diyanet İşleri Başkan lığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı, Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Ge liştirme Başkanı Dr. Necdet Subaşı, TDV Denetim Kuru lu Başkanı Prof. Dr. Şerafet tin Gölcük, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, TDV Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Tutkun ve Yasin Uğraş, İLKSAY Baş kanı Prof. Dr. Bünyamin Erul, A.Ü İlahiyat Fakültesi Hoca ları, KAGEM’de ders veren akademisyen ve uzmanlar, öğrenciler ve KAGEM gönül lüleri de katıldı. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğ lu’nun ‘Düşünce ile Eylem Arasında; Çağdaş İslam Dün yasında Gerçeklik, Yüzleşme ve Temsil’ adlı konferansıyla başlayan yeni eğitim döne minin açılış programında ko nuşan Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heye ti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye’nin ve dün yanın sosyal ve kültürel yapı sına dair önemli tespitlerde bulundu. Türkiye’nin uluslarara sı evrensel ufku açıldıkça, yükseldikçe ona paralel ola rak bilgi, düşünce, kültür ve sanat alanlarında ufkunun aynı derece genişleme ya şamadığını aksine daralma yaşadığını kaydeden Başkan Görmez, “Bütün kurumlar, müesseseler, sivil toplum ör gütleri, kamu kurumları dün yaya açılıyor, milletimiz dün yanın muhtelif yerlerinde bir umut haline geliyor. Bunu hep birlikte görüyoruz. Bu aynı zamanda ülkemizin bil gi, düşünce, kültür ve sanat alanlarında daha büyük ge nişlemelere şahit olmamızı zorunlu hale getirdiği halde bu konularda daralma yaşı yoruz. Onun için KAGEM’in çalışmaları çok önemlidir.” diye konuştu. Kadın, aile ve gençlik alanlarında bazı konularda toplumsal geleneklerin dinin KAGEM “Eğer hâlâ bu ülkede ev lenme yaşı gelmemiş, anne olma özelliğini henüz kaza namamış bir kız çocuğunu, rızası olmadan yahut rızası nı ifade etme özelliğine sa hip olmadan, babası annesi ya da bir büyüğü tarafından zorla ve kendisinden çok daha büyük bir insan tara fından evlendirilebiliyorsa, evlendirilirken de meşruiye tini dine dayandırıyorsa ger çekten bu dine yapılacak en büyük haksızlık en büyük ha karettir. Nikâh, Kur’an’a göre önüne geçtiğini vurgulayan Başkan Görmez, şunları söy ledi: “Yüce İslam dininin yer yüzünü aydınlatmaya başla dığı günden bugüne kadar bazı konular vardır ki, top lumların örfleri, gelenekleri, ön yargıları, ön kabulleri da ima dinin kendisinin önünde olmuştur. Bugün hâlâ Müs lüman dünyada 14 asırdır kadın konusu ve aile konu sunun bazı yönleri, üzülerek belirtmeliyim ki, sadece top 62 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 lumsal gelenekler tarafından belirlenmeye devam ediyor. Bugün İslam dünyasını dolaş tığımız zaman bu konularda sorunlar yaşamaya devam ettiğimizi görüyoruz. O yüz den KAGEM benzeri kuruluş larımızın başka dünyaların evrenine girmeden İslam’ın kendi evrenini dikkate alarak toplumumuzu ve toplumla rı bu gibi yanlışlardan kur tarmak için daha yoğun bir çaba içinde olması gerekiyor. Müslüman dünyada kadın ve aile konusunda sadece gele büyük bir misaktır. Büyük misak iki insanın kendi hür iradeleriyle birbirlerine kalp lerini vererek, gönül alarak, toplum huzurunda yaptıkları güven sözleşmesi demektir. Kur’an-ı Kerim böyle baktığı halde hâlâ bir gelenek içinde insanlar, küçük yaşta bir kız çocuğunu rızası olmadan, rızasını beyan özelliği olma dan evlendirmeyi İslam’a da yandırmaya kalkışıyorsa bu yapılabilecek en büyük kötü lüklerden bir tanesidir.” Konferanstan önce söz alan KAGEM Müdürü Hicret Toprak, KAGEM’in yeni fa aliyet döneminde yapmayı planladıkları çalışmaları an lattı. Açılış konuşmalarından sonra konferansa geçildi. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ko nuşmasında; inandığımız ve yaşadığımız dünyaların başka olduğu şizofrenik bir gerçeklik içinde olduğumuzu belirterek neden ve sonuç ları üzerinde durdu. Gerçek nekler dinin önüne geçmek le kalmıyor, gelenekler aynı zamanda dini yanlış anlaya rak ve yorumlayarak dinden referansını alıyor. Böyle bir realite vardır. En tehlikeli hu suslardan bir tanesi, dindar ların dinin hakikatine göre kendilerine çekidüzen ver mek yerine dini kendilerine uydurmalarıdır.” Konuşmasında ‘çocuk gelinler’ meselesine de de ğinen Prof. Dr. Mehmet Gör mez şöyle devam etti: Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 63 VAKFIMIZ KAGEM’DE “KALEM KİTAP-KAHVE” AÇILDI KAGEM lik algısındaki bu parçalan manın sonucu olarak aklın da parçalanmış bir inşada bulunduğunu dile getirdi. Kullandığımız din dilinin de karşılık geldiği bir gerçeklik dünyası olmadığını ve din dilini güncelleştirmenin öne mini vurguladı. Gelenek-mo dern dikotomisini kullanmak yerine, geçmişi bir gelecek inşası için anlamak ve değer vermek gereğinin altını çizdi. Bir gelecek inşasının; geç mişi değerlendirme konu sundaki yöntem problemine ağırlık vermek ve değişen gerçekliğin yeni yorumları nın yapılması ile mümkün olacağını söyledi. Fazlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahsus olmadan makul olmaz. Yani gerçeklik algısı olmadan akıl edeme yiz. Şu anda mahsusu olma yan bir makul içinde, fiziği olmayan bir metafizik için de, kognitif psikolojisi olma yan bir epistemoloji içinde yaşıyoruz. Klasik dönemin düşünürleri, felsefecileri, ke lamcıları büyük oranda ken di dönemindeki dış gerçekli ğin bilgisini alarak da yorum lar yapıyorlardı. Felsefe bir yorumdur ve yorumlanacak bir şey ister.” Programın ardından Di yanet İşleri Başkanı ve Vakfı mız Mütevelli Heyeti Başka nı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve davetliler sanatçı Betül Burnaz’ın ‘Deveran’ isimli akrilik resim sergisini gez di. Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi tarafından Kızılay’da kurulan “Kalem Kitap-Kahve” Diyanet İşleri Başkanı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından açıldı. B ugüne kadar 600’e yakın ba sılı, sesli ve görüntülü yayını neşreden Vakfımızın, kitap ile okuyucuyu buluşturmak ama cıyla açtığı yayınevi ve kitap satış merkezi sayısı 23’e ulaş tı. Son dönemde yayınevi ağını genişleterek kültür hayatımıza önemli katkılar sağlayan Vakfı mız, KAGEM’e açtığı Kalem Ki tap-Kahve kitap satış noktasıyla bu halkaya yenisini ekledi. Kızılay’da Şehit Adem Ya vuz Caddesinde yer alan Kalem Kitap-Kahve’nin açılışına Diya net İşleri Başkanı ve Vakfımız 64 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in yanı sıra Diyarbakır Milletvekili Oya Ero nat, Vakfmız Denetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Göl cük, Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin, Diya net İşleri Başkan Yardımcısı ve Vakfımız Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Vakfımız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, KAGEM Müdürü Hic ret Toprak ve çok sayıda kitapse ver katıldı. sonucunda açılan Kalem KitapKahve’nin açılış töreninde konu şan Prof. Dr. Mehmet Görmez, insanı doğruya, bilgiye ve haki kate götüren bütün konularda ihtilafın rahmet olduğunu ancak kin, öfke ve güç tutkusu yolun daki bütün ihtilafların zahmet ve zarar getirdiğini belirterek “Müslümanların güç tutkusu etrafındaki ihtilaflarının en bü yük zararını din-i mübin-i İslam görmüştür bunu hiçbir zaman unutmamak lazım.” dedi. Kızılay’da Şehit Adem Ya vuz Caddesinde bir yıllık uğraşın Okumanın, bilginin, kitabın olduğu yerde eleştirinin de tar Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 65 KAGEM hirlerin ruhu olduğunu ancak o şehirlerin ruhunun bilgiyle, kül türle ve manevi hayatla ancak ayağa kaldırılabileceğini kayde den Başkan Görmez, şu husus lara değindi; tışmanın da ihtilafın da olabile ceğini, bunların son derece tabii sayılabileceğini vurgulayan Baş kan Görmez, şunları söyledi; Şahıs merkezli okumalar zararlıdır… Kur’an-ı Kerim’de ilk emir ‘oku’ dur. Okumanın usulünün, nelerin nasıl okunacağı da çok önemlidir. İnsanı, evreni ve kâinatı anlatan her türlü kita bı okumak gerekir. Ancak şahıs merkezli okumalar sorunludur. Okumalarımızı şahıslar üzerine bina etmek bizi farklı mecralara götürebilir. İslam dünyasındaki yanlış okumalardan bir tanesi şahısları merkeze koyarak oku 66 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 maktır. Hâlbuki kitabı okurken yaratıcı kudreti merkeze koydu ğumuz zaman hikmete ilerleriz. Bizi doğruya, bilgiye ve hakikate götüren bütün konularda ihtilaf rahmettir ancak kin, öfke ve güç tutkusu yolundaki bütün ihtilaflar zahmettir ve zararlıdır… Bizi doğruya, bilgiye ve ha kikate götüren bütün konularda ihtilaf rahmettir ancak kin, öfke ve güç tutkusu yolundaki bütün ihtilaflar zahmettir ve zararlıdır. Mühim olan ihtilafın rahmetli olanını yapmaktır. Kaldı ki kin, öfke ve güç tutkusu merkezli bü tün ihtilaflarda en büyük zararı İslâm’ın kendisi görür. Tarih bo yunca da öyle olmuştur. Müslü manların güç tutkusu etrafında ki ihtilaflarının en büyük zararını din-i mübin-i İslam görmüştür bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Bunun için de Batı’nın tarihine bakmak yeterlidir. Batı’nın tarihine baktığınız za man aslında dine karşı mesafe ler, din karşıtı düşünceler, din karşıtı ideolojiler, dindarların ihtilafları üzerinde yükselmiştir.” Kur’an bize üç büyük kitabı okumamızı emrediyor… Kalem Kitap-Kahve’yi, An kara’da gençlerin uğrak yeri haline getirmek istediklerini, şe Bizler öyle bir kitabın mü minleriyiz ki, kitap bize ilk emir olarak ‘iman edin’ diye başlamı yor. Bizim iman ettiğimiz kitap bize ‘namaz kılın, zekât verin, oruç tutun’ diye başlamıyor, ‘Okuyun’ diye başlıyor. Aslında Kur’an aynı zamanda bizim ne leri okuyacağımızı da anlatan bir kitaptır. Kur’an bize üç büyük kitabı okumamızı emretmiştir. Birincisi, küçük kâinat olarak ta rif ettiğimiz insan, ikincisi büyük kâinat olan evren, üçüncüsü de büyük kitap olan Kur’an. Tabi ki bu üç kitabı bize anlatan bütün kitapları okumak aynı zamanda iman ettiğimiz kitabın bir ge reğidir. Yüce rabbimiz bize oku diye emrettikten sonra iki tane de büyük ikramını hatırlatır. Birincisi, yaratıcı kudreti unut mamak ve o kudretin adıyla, yaratıcı kudreti merkeze koya rak okumak, diğeri de kalemle yazmayı öğreten ekrem olan rabbi merkeze koyarak okumak. Dolayısıyla bu mekâna ‘Kalem’ isminin konulmasını da çok an lamlı buluyorum. Kalem bizim kültürümüzün medeniyetimizin en önemli sembollerindendir. Peygamber Efendimiz, şehitle rin kanından daha değerli olan şeyin âlimlerin mürekkebi ol duğunu ifade etmiştir. Şehirle rin ruhu vardır ama o şehirlerin ruhu bilgiyle kültürle ve mane vi hayatla ayağa kaldırılabilir. Onun için burada açtığımız bu mütevazı mekânın Ankara’mı za, Ankara’daki gençliğimize, Kızılay’a gelen öğrencilerimize, gençliğimize hayırlı olmasını di liyorum. VAKFIMIZA ÖDÜLÜ BAŞKANDAN VAKFIMIZAHİZMET HİZMET ÖDÜLÜ EĞİTİM VAKFIMIZDAN ÖĞRENCİLERE BURS HİZMETİ Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından Vakfımız hizmet ödülüne layık görüldü. Bülent Ecevit Üniversitesi kampüsünde gerçekleşen törene, Zon guldak Valisi Ali Kaban, Bartın Valisi Ali Çınar, ilçe kaymakamla rı, öğretim üyeleri, davetliler, öğrenciler ve hayırseverler katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşıyla başlayan törende Vakfımızın yurt içi ve yurt dışına yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler de bir slayt eşliğinde anla tıldı. Vakfımıza verilen hizmet ödülünü Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin aldı. Vakfımız eğitim çalışmalarının en önemli bölümlerinden birini de burs çalışmaları oluşturmaktadır. Vakfımız kurulduğu günden bu yana 220.000’in üzerinde öğrenciye burs ve eğitim yardımı yapmıştır. Ortaöğrenim, lisans, lisansüstü süreçlerde bu burslarla yüz binlerce öğrenci eğitim hayatı boyunca Vakfımız desteğini almıştır. H alkımızın teveccühüyle eği tim bursu desteğini sürdü ren Vakfımız, bu yılda burs için yapılan on binlerce müracaatı büyük bir titizlikle bilgisayar or tamında otomatik olarak değer lendirerek sonuçlandırmıştır. Yurt içindeki devlet üni versitelerinde ilk defa eğitime başlayanlar ile bir üst sınıfa ba şarısız dersi olmadan geçen öğ renciler burs için Vakfımız burs larına müracaat etmiş ve müra caat esnasında web sitemizde yayınlanan burs kılavuzunda açıklanan bilgiler doğrultusun da müracaatlar değerlendirme ye alınmıştır. Buna göre genel burs, özel destek başarı bursu, özel destek master doktora bursu, şehit ve gazi çocuğu öğrencilerine yöne lik sosyal içerikli burs, DİB ha fızlık bursu ve kalkınmada ön celikli illere yönelik özel destek başarı bursu adıyla burs prog ramları yürütmektedir. Vakfımız bir sosyal sorum luluk projesi olarak bu yıl uy gulamaya koyduğu Kalkınmada Öncelikli iller burs programın da, eğitim imkânlarından yara lanma konusunda çeşitli mağ duriyetler yaşamış kalkınmada öncelikli iller arasından Adı yaman, Ağrı, Bingöl, Batman, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Kahra manmaraş, Kars, Kilis, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van illerinde bulunan devlet üniversitelerinin ilahiyat fakültelerinde ilk defa eğitime başlayan öğrenciler bu burstan yaralanmışlardır. Türkiye Diyanet Vakfı, hal kımızın teveccühüyle bu za mana kadar verdiği ve gelecek yıllarda da vermeye devam edeceği burslarla akademisyen lerin, fikir adamlarının, bilim in sanlarının bürokratların ve din adamlarının yetişmesine kat kıda bulunmuş bulunmaya da devam edecektir. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 69 SEMPOZYUM kan Ülkelerinde Dini Yüksek Öğretim Müfredat Program ları ve Ders Materyalleri” ve “Avrasya’da Ortak Bir İlahiyat Müfredat Programının Uygu lanabilirliği” başlıkları altın da, dört ayrı oturum düzen lendi. Sempozyuma katılan Vakfımızın Bulgaristan, Kır gızistan ve Azerbaycan’daki Eğitim kurumlarında görev yapan yöneticilerimiz uzun yıllardır yaşadıkları coğrafya daki edindikleri dini tecrübe yi paylaşma imkânı buldular. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Eskişehir Vakfımız Öğrenci Kulü bündeki öğrenciler ile An kara’daki vakfımız burslusu 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı tarafından Eskişehir’de düzenlenen “Türk Dünyasında Dini Hayat ve Güncel Meseleler” konulu sempozyumda Vakfımızın yurt dışına yönelik gerçekleştirdiği eğitim ve kültürel faaliyetleri de anlatıldı. AVRASYA SEMPOZYUMU 2 gün süren sempozyumda; Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Tataristan, Kı rım, Kosova, Bulgaristan gibi Avrasya coğrafyasında görev yapan yaklaşık 40 konuk, bu lundukları ülkedeki yüksek din öğretimi tecrübesini pay laştılar. Sempozyumda Rusya-Or ta Asya Cumhuriyetlerinde Dini Yüksek Öğretim Müf redat Programları ve Ders Materyalleri”, “Avrasya’da Yüksek Din Öğretimi/İlahiyat Fakültelerinde Dini İdarele rin Rolü- Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, “Türkiye ve Bal master ve doktora öğrenci lerinin de iştirak ettiği sem pozyumda, Diyanet işleri Başkanlığı Dış ilişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı Diyanet İşleri Başkanlı ğının Avrasya coğrafyasındaki çalışmalarını, Vakfımız Mü tevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. İrfan Aycan Türkiye’deki ulus lararası imam hatip tecrü besini, Eğitim Kültür Müdür Vekilimiz Mikail Çolak, Vakfı mızın konuk öğrencilerle ilgili yürüttüğü eğitim çalışmaları hakkında bilgiler verdiler. Okunan sonuç bildirgesi nin ardından Avrasya konu sundaki yüksek din öğretimi tecrübesinin her yıl bir başka gönül coğrafyasında paylaşıl ması temenni edilerek, gele cek yıl Tataristan’ın Başkenti Kazan’da sempozyumun ikin cisinin yapılmasına karar ve rildi. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 71 ZİYARETLER ALMANYA DİTİB HEYETİ Almanya Köln’de DİTİB’e bağlı olarak faaliyet gösteren Eyalet Gençlik Birliği üyeleri Vakfımızı zi yaret etti. Diyanet İşleri Başkanlığımız öncülüğünde ger çekleştirilen bir çalıştay için ülkemizde bulunan ve 35 kişiden oluşan heyet Vakfımız faaliyetleri hakkın da bilgilendirildi. Vakfımız Genel Merkezinde düzenlenen top lantıya Genel Müdür İsmail Palakoğlu, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun ve ilgili birim müdürleri katıldı. Toplantıda Vakfımızın kuruluş amacı ile bugü ne kadar yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdi ği faaliyetler anlatılarak, yaklaşan kurban bayramı sebebiyle, Vekâletle Kurban Kesim Organizasyonu hakkında bilgi verildi. Vakfımız faaliyetlerini önemsediklerini ve Vak fın çok önemli hizmetler gerçekleştirdiğini belirten konuk heyet üyeleri, eğitim, kültür ve sosyal alanda yürütülen faaliyetlerin çok önemli olduğunu dile getirdiler. 72 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 ARNAVUTLUK HEYETİ Arnavutluk’un Bölge müftüleri ve dini idare müdürlerinin de aralarında olduğu 45 kişilik heyet Vakfımızı ziyaret etti. Vakfımız Genel Merkezinde Arnavutluk he yeti ile bir toplantı yapıldı. Toplantıya Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin, Vakfı mız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Tutkun ile Yasin Uğraş iştirak etti. Mazhar Bilgin, Arnavutluk Heyetine Türkiye Diyanet Vakfının kuruluş amacı ile yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği eğitim, kültür, sosyal ve dini alanda sunduğu hizmetleri anlatarak, özel likle yeni icra edilen vekâletle kurban kesim orga nizasyonu hakkında bilgi verdi. Arnavutluk Heyeti de Türkiye’de bulunmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, Diyanet İş leri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının büyük ve önemli birer kurum olduklarına vurgu yapıp, Arnavutluk’ta gerçekleştirilecek faaliyetler için iş birliği içerisinde olmak istediklerini belirttiler. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 73 ZİYARETLER TACİKİSTAN HEYETİ Tacikistan Cumhuriyeti Din Komitesi Başka nı Abdurrahim Gafarovich, Müftü Said Mükerrem Abdûlkadirzade ve beraberindeki heyet Vakfımızı ziya ret ederek Vakfımız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun ile görüştü. Vakfımız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu Türkiye Diyanet Vakfının kuruluş amacı, gerçekleştirdiği faa liyetler hakkında bilgi verdi. Türkiye Diyanet Vakfının Diyanet İşleri Başkanlığını desteklemek, dini, sosyal, kültürel, eğitim ve ilmi alanda faaliyetler gerçekleştir mek üzere kurulduğunu söyledi. Türkiye Diyanet Vakfının ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde anlayışla 970 şubesi ile 98 ülke de hizmet yürüttüğünü söyledi. Tacikistan’a yönelik hizmetlerin de olduğuna vur gu yapan Palakoğlu, Vakfımızın Tacikistan’dan öğrenci getirerek ülkemizde okuttuğunu, bu yıl Duşanbede 1000 hisse kurban kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağı tıldığını söyledi. LİBYA HEYETİ Resmi temaslar bağlamında Türkiye’de bulunan Libya Din İşleri ve Evkaf Bakanı Ali El Beşir Hamuda ve beraberindeki heyet Vakfımızı ziyaret etti. Vakfımız Genel Merkezinde düzenlenen toplan tıya Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin, Vakfımız Genel Müdür Yardımcısı Yasin Uğraş ve ilgili birim amirleri katıldı. Toplantıda Vakfımızın yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği hizmetler bir sunum eşliğinde anlatı larak, özellikle yurt dışına yönelik gerçekleştirilen eği tim, sosyal ve dini faaliyetler dile getirildi. Libya heyeti de Türkiye’de bulunmaktan duyduk ları memnuniyeti dile getirerek, Türkiye Diyanet Vakfı nın büyük bir kurum olduğunu ve Vakfın hizmetlerini önemsediklerini söyledi. Tacikistan Cumhuriyeti Din Komitesi Başkanı Ab durrahim Gafarovich, Türkiye Diyanet Vakfının büyük ve önemli bir kurum olduğunu belirterek, yapılan hiz metlerden dolayı teşekkür etti. Tacikistan’da meydana gelen iç çatışmalardan dolayı birçok yetim bulunduğu na dikkat çeken Gafarovich, Vakfımızdan yetimhane ve okul açılması talebinde bulundu. 74 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 75 TANITIM beleri, yurt dışında ise Din Hiz metleri Müşavirliklerimiz, Ata şeliklerimiz, Başbakanlık TİKA ve Dış İşleri Bakanlığımız tara fından görevlilerimizle birlikte kesilmektedir. Kesilen kurban ların etleri, yurt içi ve yurt dı şında vekâlet veren vatandaş larımız adına muhtaçlara ulaş tırılmaktadır. Tamamen dinî, hayri ve insani olan bu hizmetin her safhası tam bir sorumluluk anlayışıyla yerine getirilmekte dir. Yurt içinde kesilen kurban ların etleri 133 il ve ilçe merke zinde ihtiyaç sahibi vatandaş larımız ile öğrenci yurtları ve Kur’an Kurslarına, yurt dışında ise 55 ülke ve 165 bölgedekesi Arakan’daki mazlum, fakir ve lerek; Afrika, Orta Asya, Balkan sıkıntı içerisinde olan insanlara lar, Ortadoğu, Latin Amerika ve dağıtılmıştır.” dedi. AFYON VE ANTALYA’DA BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI YAPILDI Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Antalya/Manavgat’da düzenlenen ilçe müftüleri oryantasyon eğitimi programı ile Afyon/Sandıklı’da düzenlenen Danimarka ve İsviçre’deki cami dernek başkanları çalışma toplantısında Vakfımızın vekâletle kurban kesim organizasyonu başta olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği hizmetler de anlatıldı. T oplantılara katılan Vakfımız Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, bir sunum eşliğinde Türkiye ganizasyonu hakkında detaylı bilgi veren İsmail Diyanet Vakfının kuruluş amacı ile sosyal, kültürel, Palakoğlu, Türkiye Diyanet Vakfına bu yıl 89.027 dini, ilmi ve eğitim alanında gerçekleştirdiği hiz vekâlet verildiğini belirterek, “Vekâlet alınan kur metleri anlattı. banlar, yurt içinde Müftülüklerimiz, Vakfımız Şu 76 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Özellikle 2013 yılı vekâletle kurban kesim or Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 77 ŞUBELERİMİZDEN KIRŞEHİR HACI ALİ CİHAN CAMİİ’NİN TEMELİ ATILDI Türkiye Diyanet Vakfı Kırşehir Şubesi tarafından yaptırılacak Hacı Ali Cihan Camii, Hacı Mehmet Cihan Kur’an kursu ve müftülük konferans salonunun temeli düzenlenen bir törenle atıldı. D üzenlenen törene Kırşehir Vali Vekili M. Fikret Çavuş, Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin, Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan, Kaman Kaymakamı Mustafa Çift çi, İl Emniyet Müdürü Mustafa İncebay, Kırşehir Belediye Baş kanı Yaşar Bahçeci, İl Müftüsü ve Vakfımız Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balık, ilçe müf tüleri, iş adamları, hayırseverler ve çok sayıda davetli katıldı. Kur’anı Kerim tilaveti ile başlayın törenin açılış konuş masını yapan Kırşehir Müftü sü ve Vakfımız Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balık, Kırşehir’de 30 yıllık bir rüyanın gerçekleştiğini belirterek, “İn şallah hayırseverlerimiz tarafın dan temeli atılan bu binalar kısa sürede bitirilecek ve hizmete gi recektir.” dedi. Vakfımız Mütevelli Heyeti II. Başkanı Mazhar Bilgin de te meli atılan binaların hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bu lunarak özellikle önemli ölçüde maddi destek sağlayan hayırse ver H. Ali Cihan’a teşekkür etti. Temeli atılan caminin müştemilâtında; şadırvan ve abdest alma yerleri, işyerleri, 400 kişilik modern bir konfe rans salonu, irşad büroları, hac ve umre büroları, kütüphane ve toplantı salonları, Kur’an kursla rı yer almaktadır. ŞUBELERİMİZDEN DİDİM BAYBURT MERKEZ CAMİİ İBADETE AÇILDI Didim merkezde bulunan Yeni Mahalle Camii yıkılarak yerine hem ibadet ihtiyacını karşılayacak hem de inanç turizmine de hizmet edecek, 3000 kişi kapasiteli, 2 minareli cami inşa edildi. D idim Merkez Cami inşaatı; Didim Müftülüğü ve Türki ye Diyanet Vakfı Didim Şubesi gözetiminde yapımı sürdürül dü. 2 adet 63 metre yüksekli ğinde minare, iç dış cephe taş kaplaması, kubbelerin kurşun kaplaması, hat-nakış-tezyinat, minber, mihrap, kürsü, müezzin mahfili, iç dış mermer korkuluk, zemin mermer, halı, vitraylar, avize, zemin ahşap döşeme, çini fayans, kündekari kapılar, pencerelerin montajı gibi işleri, en iyi malzeme ile ülkemizin en önde gelen usta ve firmalarına yaptırılmıştır. İlçenin gelişmesi ile bir likte ilçedeki dindarlık seviyesi ve cami cemaat sayısında artış gözlenmiştir. Camii şehrin mer kezinde olduğu için her türlü dini aktivite (merkezi sistem ezan vaaz irşat hizmetleri, kan dil programları vb.) burada icra edilmektedir. Cami şehrin sem bollerinden birisi olacak güzel likte nadide bir mabet olarak yapılmıştır. İlçede yaşayan ve tatile gelen yabancı HAYIRSEVER İŞ ADAMINDAN VAKFIMIZA BAĞIŞ Dede Turizm Endüstri Taşımacılık İnşaat ve Taahhüt Ticaret Limited Şirketi tarafından içerisinde dört katlı bina bulanan arsa Vakfımıza bağışlandı. B turistler dahi camiyi hayranlıkla izlemektedirler. Süsleme, nakış ve diğer sanat ve ferah ortamıy la Didim Merkez Camii’nin ilçe de inanç turizmine de hizmet etmektedir. Camiimizin yapımında maddi manevi olarak başta Di yanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi, Aydın İl Müftülüğü, Didim Kay makamlığı, Didim Belediyesin den destek görmüş olup, sivil toplum kuruluşları ile beraber ağırlıklı olarak Didim halkından toplanan ayni-nakdi yardımlarla beraber minber, mihrap, kursu, müezzin mahfili, halı, hayırse verlerin sponsorluğunda Aydın genelinde il ve ilçe müftülüğü nezdinde ki camilerden ve de ğişik zamanlarda toplanan yar dımlarla yapılmıştır. ağışı yapılan dört katlı yeni bina, Kur’an Kursu olarak kullanılmak üzere, 10.11.2013 tarihinde tapu işlemleri yapıla rak Türkiye Diyanet Vakfına tes cili yapıldı. Şirketi adına Adem De deoğlu ile Bayburt İl Müftüsü ve Türkiye Diyanet Vakfı Şube Yönetim Kurulu Başkanı Kema lettin Aksoy, Bayburt Tapu Mü dürlüğünde yapılan işlemlerden sonra binanın devrini gerçekleş tirdiler. İl Müftüsü ve Vakfımız Şube Yönetim Kurulu Başkanı Kemalettin Aksoy “ Bayburt’ ta Kur’an kursları hizmet kervanına pırıl pırıl, tertemiz, içinde malze meleri hazır yeni bir bina daha kazandırdık. 16’sı yatılı ve 24’ü gündüzlü olmak üzere 40 öğ rencinin eğitime devam edeceği Kur’an kursumuz, yatılı olacak bir Kur’an kursun bütün ihtiyaç larının karşılanacağı şekilde do natıldı. Bu sadaka-ı cariye diye adlandırdığımız hayrı yapan Adem Dedeoğlu ve kardeşleri ne şükran borçluyuz. Kursumuz eğitime devam ettiği müddet çe kardeşlerimizin ahirete göç etmiş başta babası ve annesi ile diğer yakınlarının ruhları Kur’an-ı Kerimin bereketinden nasiplerini alacaklardır inşallah. Allah kardeşlerimizden ve onlar dan binlerce kez razı olsun. Bayburt’taki bu davranışın ülkemiz geneline örnek olma sını temenni ediyorum. Kur’an ile yetişecek yeni nesillerin ül kemizin aydınlık yüzü olacağına inanıyorum. Bu çorbada tuzu olmak bir nasiptir. Hayırseverle rimizi böyle hizmetlere katkıya davet ediyoruz. YAYINLARIMIZ Kültür hazinemizin temel kaynağı ve Vakfımızın iftihar vesilesi bir hizmeti; İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ 44. CİLTTE TAMAMLANDI T ürkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi kamuoyunun İs lam dini ve medeniyeti hakkında doğru bilgilenme ihtiyacını karşı lamayı hedefleyen, aynı zamanda dinî ve sosyal ilimlerde araştırma yapanların başvurabileceği ciddî ve kapsamlı bir kaynaktır. 1983 yılında hazırlık çalışmalarına başlanan ve ilk cildi 1988 yılında neşredilen TDV İslam Ansiklope disi, tamamen telif bir eser olup İslamî ilimlerin yanında, İslam ülkelerinin tarihi, coğrafyası, kül 82 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 tür ve medeniyeti, İslam’ın te mel inanç ve ibadet esaslarıyla günlük yaşayış kuralları, dinler tarihi gibi alanları kapsayan bir madde dizisine sahiptir. Sayılan bu alanlarla ilgili tüm terimler, İslam âleminde başlangıçtan gü nümüze kadar ilim, siyaset, sanat ve edebiyat alanlarında yetişmiş önemli şahsiyetler, İslam ilim ve düşünce hayatında önemli etki ler bırakan eserler, devletler ve önemli şehirler Ansiklopedi’nin kapsamında yer almaktadır. Yirmi ilim heyeti tarafından telifi yürü tülen bu ansiklopedi toplam 44 ciltte tamamlanmış olup yaklaşık olarak 17.000 giriş (madde) içer mektedir. Bu sayı atıflarla birlikte 24.000’e yaklaşmaktadır. Ansiklo pedinin telifinde bir kısmı yurtdı şından olmak üzere yaklaşık 2000 müellif katkıda bulunmuştur. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi kamuoyunun doğru bilgi edinme ihtiyaçlarını karşıla mayı hedefleyen, dinî ve sosyal bilimlerde araştırma yapmak is teyenlerin başvurabileceği ciddi, kapsamlı ve kuşatıcı bir kaynaktır. Kamuoyunun İslam dini ve mede niyeti hakkında doğru bilgilenme ihtiyacını karşılayacak bir kaynak olmasının yanısıra, ilgili konu ve sahalarda yapılmış araştırmalar hakkında bilgilenmeyi ve onlara ulaşmayı kolaylaştıran TDV İslam Ansiklopedisi, İslam âleminde bu metodolojik/ilmî üslûbla, bu bo yutta ve kapsamda hazırlanmış tek telif İslam ansiklopedisi duru mundadır. Türkiye Diyanet Vakfı, Lei den’de hazırlanan İslam Ansiklo pedisi’nin bazı açılardan yetersiz ve eksik bilgi vermesini, ayrıca yanlı bir bakış açısıyla İslam dini ne, inançlarına ve tarihine ait bazı hususların çarpıtılmasını eleşti ren ilim çevrelerinin tenkitlerini değerlendirerek telif bir İslâm ansiklopedisi hazırlatmayı karar laştırmış ve bu amaçla 1983 yı lında İstanbul’da Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Beş yıl lık bir hazırlık döneminden sonra Kasım 1988’de ansiklopedinin ya yımına başlanmıştır. Vakıf bu ara da yüksek lisans ve doktora bur su vererek yetişmelerine katkıda bulunduğu araştırmacılardan daha verimli ve sistemli şekilde faydalanmak için bir İslâm Araş tırmaları Merkezi (İSAM) kurmayı kararlaştırmış ve bu merkez 1988 yılında İslâm Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü binasında faaliyete başlamıştır. 1993’te bu iki kuru luş Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) adı altında birleştirilerek ansiklope dinin hazırlanması görevi de bu merkeze verilmiştir. Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi özel cilt tasarımı ile beraber 1. ciltten 44. cilde kadar aynı formatta ve aynı kalitede ba sımına özen gösterilmiştir. İslam Ansiklopedisi 24. ciltten itibaren 4 renkli olarak 1. Hamur 80 gr kağıt kullanılmak suretiyle Türki ye Diyanet Vakfı Matbaa Tesisle rinde baskısı geçekleştirilmiştir. Ansiklopedi de konular fotoğraf, harita ve çizimlerle zenginleştiri lerek günümüz Türkçesi ile yılda iki cilt olarak yayınlanmıştır. Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi hazırlanırken ciddi bir alt yapı çalışması yapılmıştır. Belirlenen maddeler için önce konu üzerinde çalışmış olan ilim adamları tespit edilerek madde ler sipariş edilir. Gelen madde metni yeterlilik açısından değer lendirilerek kabul yada redde dilir. Kabul edilen maddeler ilmî redaksiyondan geçer, madde ya bancı dilde yazılmışsa tercüme ettirilir. İlmî redaksiyondan geçen maddeler ilim heyeti başkanları tarafından kontrol edilir, gere kirse tashih için geri gönderilir, daha sonra maddeler arası atıflar ve muhteva uyumu açısından içkontrol yapılır; son olarak üslûp kontrolünden geçer. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, ülkemizde İslâm araştırmaları alanında akademik seviyenin yükselmesine büyük katkı sağlamıştır. Ansiklopedi de titizlikle uygulanmaya çalışılan temel ilke, bütün maddelerin güvenilir kaynaklara dayanması ve doğru bilgiler ihtiva etmesidir. Ansiklopedi, bibliyografya açısın dan akademik seviyede araştırma yapan uzmanların beklentilerini karşılamayı hedeflediği gibi mad delerin yazımı sırasında genel okuyucunun bilgi edinme ihtiyacı da göz önünde tutulmuştur. 2013 yılı sonu itibarıyla An siklopedi’nin 44. (son) cildi ya yımlanmıştır. Ayrıca 2013 yılında ansiklopedinin elektronik ortam da kullanıma açılması için teknik çalışmalar yürütülmüş ve zeyl (ek) ciltleriyle ilgili çalışmalar de vam etmiştir. 2014 yılı içerisinde İslam ansiklopedisinin tamamlan mış olan ciltlerinin elektronik or tamda kullanıma açılması ve gö rülen aksaklıkların takip edilerek giderilmesi, iki zeyl (ek) cildinin yayına hazırlanması ile beraber Arapça tercüme için örnek fasikül yayımlanması çalışmaları devam etmektedir. İslam ansiklopedisi nin elektronik ortama açılmasıy la hem kelime düzeyinde tarama yapılabilecek hem de basılı şekli akademik araştırmalarda kullanıl mak üzere pdf formatında indiri lebilecektir. Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 83 YAYINLARIMIZ 15. YÜZYIL KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA TEVHİD Dr. Şerife UZUN Mana itibariyle İslam dininin esasını oluşturan tevhid inancının şii rimize yansıyan yönü olan tevhidler, edebiyatımız açısından oldukça önemlidir. Edebî metinlerin tarihi dönemlere ışık tuttuğunu göz önün de bulundurursak, yaklaşık altı yüzyıl gibi uzun bir dönemi kapsayan klasik Türk edebiyatı alanında verilen eserler ciddi kaynaklardır. Bu eserlerde yer alan tevhid, münâcât, na’t gibi dinî konulu manzumeler de hem yaşanılan dönemin inanç yapısını hem de şairin dinî algısını yansıtması açısından dikkat çekicidir. Özellikle tevhidler, sadece Al lah Teâlâ’nın varlığını ve birliğini değil aynı zamanda şairlerin Cenab-ı Hakk’ı nasıl algıladıklarını ve bunu ne şekilde ifade ettiklerini göster mesi bakımından önemlidir. Bu eserinde Dr. Şerife UZUN 16. yüzyıla ait tevhidleri tahlil ederek hem döneme ışık tutmakta hem de bu türe ait pek çok eseri okuyucuyla buluşturmaktadır. Eserini 1. Bölümü “Türk Edebiyatında Tevhid” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde dinî bir tür olarak tevhidin Türk edebiyatındaki yeri ele alınmıştır. Klasik Türk edebiyatında tevhidin genel olarak ne şekilde ele alındığına değinilmiş, tevhidlerin nazım ve nesir örnekleri incelen miştir. Tanzimat’tan itibaren tevhid türüne ve örneklerine bu bölümde yer verilmiştir. Ayrıca, halk edebiyatı alanında bulunan tevhid türleri örneklerle açıklanmıştır. Bölümün sonunda hüsn-i hat ve mûsikî gibi diğer sanat dallarında tevhid örneklemelerine yer verilmiş ve önemi ne işaret edilmiştir. Eserin 2. Bölümünde 16. yüzyıl tevhidleri şekil özellikleri açısından incelenmiştir. Ayrıca, tevhidlerin muhtevası üzerinde durulmuştur. Esmâ-i Hüsnâ, Allah Teâlâ’nın sıfatları, varlık ve birliğinin delilleri, Al lah ve kul ilişkisi, melekler, semâvî kitaplar, sure isimleri, ayet ve hadis iktibasları, Hz. Peygamber (sav) ve diğer peygamberler, ahiret hayatı, kaza ve kader inancı, kavimler, tarihî şahsiyetler, coğrafî yerler, yıldız lar, burçlar ve tevhidlerde geçen diğer varlıklar gibi konular ele alınmış ve örneklerle açıklanmıştır. HANEFİ FIKIH ALİMLERİ Ahmet ÖZEL İslâm kültür mirasının dikkate değer bir tarafı da hiç şüphesiz ilim ve âlimlere gösterilen itibar ve saygının bir işareti olarak ortaya konulan sayısız biyografik eserdir. Tarih ve genel biyografi kitapları yanında, sahabeden başlamak üzere hadis ravileri, fakihler, müfessirler, muta savvıflar, edipler, şairler, hükümdarlar, valiler, kadılar gibi birçok mes lek ve gruptan sayıları onbinleri bulan insanın hayatını anlatan eserler önemli bir yekün oluşturmaktadır. Bunlar içinde fıkıh âlimleriyle ilgili olanlar önemli bir yer tutmakta, belirli mezheplere mensup âlimleri ele alan ve muhtelif devirlerde yazılmış birçok tabakat kitabı bulunmaktadır. Binlerce cildi bulan fıkıh kaynakları ve bunların müelliflerinden hiç değilse eserleri günümüze ulaşmış veya en çok tanınmış olanları hakkında bilgi edinmek başta İslâm hukukuyla ilgilenenler olmak üzere İslâmî ilimler sahasında araş tırma yapan herkes için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bu eserde, Hanefi mezhebinin kurucusu Ebû Hanîfe, hocaları ve önde gelen talebelerinden başlamak üzere, asır asır, zamanımıza kadar ta nınmış 308 Hanefi âlimi ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Hanefi kaynaklarında kendilerine sıkça atıfta bulunulan eser sahibi hadis, tef sir, dil ve tasavvuf âlimleri ile diğer mezheplerin temel metinlerini ve önemli şerhlerini yazan önde gelen fıkıh âlimleri arasında bir seçim yapılarak önemli sayıda şahsiyetin ayrı bölümler halinde esere ilave edilmesinde fayda mülahaza edilmiştir. Böylece 308 Hanefi âlimi ya nında 44 Şâfiî, 25 Mâlikî, 13 Hanbelî ve 41 diğer ilim dallarından ol mak üzere toplam 431 âlim ve önemli eserleri tanıtılmıştır. Çalışma, elde edilen sonuçların sıralandığı Sonuç bölümü ile bitmek tedir. Çalışmanın sonunda zengin bir kaynakça mevcuttur. 2013 yılında yayımlanan eser 525 sayfadır. 84 | Eylül - Aralık 2013 • Sayı: 112 Türkiye Diyanet Vakfı Haber Bülteni | 85