Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı
Transkript
Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı
editör Endüstri ve Otomasyon sektörünün Eylül ayına damgasını vuran en önemli etkinlik, kuşkusuz 10-12 Eylül 2015 tarihlerinde Denizli’de gerçekleşen TOK’2015, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi Ulusal Toplantısı’ydı. Otomatik kontrolün önemini oldukça erken aşamada farkeden Prof. M. Münir Ülgür ve Prof. Dr. Mehmet Nimet Özdaş’ın değerli girişimleriyle 1958 yılında kurulan Türk Otomatik Kontrol Kurumu (TOK), 1990’dan itibaren Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi adı altında ülkemizde bu alandaki ilerlemelerin teşvikine yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmekte, bu bağlamda ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıların düzenlenmesine önayak olmakta. TOK ayrıca, otomatik kontrol alanında dünyanın saygın uluslararası kuruluşlarından IFAC’in (International Federation of Automatic Control) de en eski üyelerinden biri. Uzun yıllar neredeyse sadece İstanbul ve Ankara‘dan dışarıya çıkamayan Ulusal TOK toplantılarına bir kaç yıldır daha küçük şehirlerin ve nisbeten genç üniversitelerin ev sahipliği yaptığını görmek, ülkemiz ve sektörümüz adına gerçekten çok sevindirici. İşte bu yıl da Pamukkale Üniversitesi toplam 218 bildiriye yer verilen 17. TOK toplantısını başarıyla yönetti, akademiyayla sektörü, deneyimli araştırmacılarla genç öğrencileri buluşturdu. Bilim ve teknolojiye değerli katkılarla geçen iki günden sonra, katılımcılar son günkü sosyal programda Laodikeia ve Afrodisias ören yerlerinde bir tarih ve kültür ziyafetiyle uğurlandı. Kendi adıma konuşacak olursam; yeni bilimsel katkıların verdiği heyecan ve otomasyon camiasıyla tekrar biraraya gelmenin mutluluğunun yanı sıra, bu yüksek katılımlı ve verimli toplantının başarısı benim için çift katlı bir iftihar vesilesi oldu: Bir yandan EKSEN Medya Grup’un otomasyon sektörüne armağanı olan Endüstri & Otomasyon dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olarak, üstlendiğimiz basın sponsorluğunun bu başarıya katkısı ile, öte yandan yoğun ve özverili bir çalışmayla toplantıyı kusursuz bir şekilde organize eden Düzenleme Kurulu’na başkanlık yapan ilk doktora öğrencim Prof. Dr. Serdar İplikçi’nin başarılı yöneticiliğiyle gurur duydum. Otomasyon sektörüne ışık tutacak nice TOK toplantıları dileğiyle... EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad›na imtiyaz sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Turan Türkmen turan@eksenltd.com Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ya€mur Denizhan denizhan@boun.edu.tr Reklam ve Halkla İlişkiler Md.: Birsen Salman birsen@eksenltd.com Yayın Kurulu: Prof. Dr. Abdülkadir Erden / At›l›m Üniversitesi Mekatronik Müh.Böl.Bşk. Prof. Dr. Metin Gökaflan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Galip Cansever / Y.T.Ü. Elektrik Elektronik Müh. Fak. Dek. Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@eksenmedyagrup.com Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy / Gebze ‹leri Tek. Ens. Rek. Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl. Prof. Dr. Ersin Tulunay / ODTÜ Prof. Dr. Göksel Demirer / ODTÜ Çevre Mühendisli€i Prof. Dr. Güven Önbilgin / 19 May›s Üniversitesi Prof. Dr. Mübeccel Demirekler / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muammer Ermifl / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Savafl Ayberk / Kocaeli Ü. Çevre Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Tuncel Özden / TÜB‹TAK Enst. Analiz Lab. Böl. Bflk. Prof. Dr. U€ur Çeltekligil / Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Seta Bogosyan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Prof. Dr. Yusuf Tan / Bo€aziçi Ü. Medical Engineering Prof. Dr. Kemal Leblebicio€lu / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Doç. Dr. ‹. Hakk› Çavdar / Karadeniz Teknik Ü. Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner / Özçelik A.fi. Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl. Yrd. Doç. Dr. Sibel Uluda€ Demirer / Çankaya Ü. End. Müh. Böl. Dr. Mehmet Çevik / Dal Engineering Dr. Müh. Ahmet Dinçer / Bosch Rexroth A.fi. Sevtap İnan / Siemens M. Halil Başaran / Rockwell Otomasyon Levent Fadıloğlu / Schneider Cengiz Meriç / Hipafl Emin Olcay / Akbil A.fi. Çağrı Hekimoğlu / Esit Göktu€ Gür / Schneider H. Cengiz Celep / Entek Otomasyon Hasan Basri Kayak›ran / Emf Motor ‹brahim Erkan Yenel / Norm Enerji ‹smail Obut / Hidroser Mahmut Bertan / Weidmüller Niyazi Sar›maden / Medel Oral Avc› / Piomak Özkal Güner / Schneider Electric Sedat Sami Ömero€lu / E3Tam Gökhan Yücel / Phoenix Contact fiahnur Agaik / GSD Osman Kutan / ABB Talat Avc› / P›nar Müh. T. Hakan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk. Tuncay Soydafl / Festo Yavuz Çopur / Pilz Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik Tolga Bizel / Mitsubishi Electric Hakan Aydın / Mitsubishi Electric Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM Teknik Editör: Editör: Grafik Tasarım: Emeç Erçelik editor@eksenmedyagrup.com Alper Öz editor@eksenmedyagrup.com Taluy Denizhan info@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Artun Armutcu artun@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.com Reklam Koordinatörü:Cahide Avflar Demir cahide.avsar@eksenmedyagrup.com Prof. Dr. Yağmur Denizhan Endüstri Otomasyon Genel Yayın Yönetmeni Halkla İlişkiler ve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@eksenmedyagrup.com Abone ve Mali İşler: Şerife Yılmaz finans@eksenltd.com Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@eksenmedyagrup.com Temsilciliklerimiz: Nejat Coflkun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹NG‹LTERE info@nejatdesign.co.uk Metin Yavuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - ALMANYA metin.yavuz@gmx.net ‹zmir Temsilcili€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30 Merkez: EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Meflrutiyet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Beyo€lu-‹stanbul / TÜRKİYE Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24 E-mail: info@eksenmedyagrup.com www.eksenmedyagrup.com Baskı: Doğa Basım Yıllık abonelik: 100.- TL. Yıllık yurtdışı abonelik: 100 Euro Endüstri ve Otomasyon Yayg›n süreli bir yay›nd›r, Ayda bir yay›nlan›r Dergimizde yer alan ilanlar›n sorumlulu€u ilan verenlere, makalelerdeki fikirler ve yorumlar yazarlar›na aittir. Tüm haklar› Eksen Yay›nc›l›k’a ait olup, izinsiz kullan›lamaz ve yay›nlanamaz. Eksen Yay›nc›l›k; bas›n ve yay›nc›l›k ilkelerine uymay› taahhüt eder. ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYESİDİR. 62 ÜRÜN ve UYGULAMALAR Yeni seri PSENcode Slim, ince tasarım kodlu emniyet şalterleri Pilz ■ Demiryolu Standartlarına Uygun Güvenli Taşıma Için Düzgün Etiketleme Phoenix Contact ■ Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi, Gözle Görülemeyen Partikülleri Engeller Sistemin Kirlenmesini Önler Bosch Rexroth ■ Sektörün Uluslararası Liderlerinden Kaban Makina Mitsubishi Electric’i Tercih Ediyor Kaban Makina ■ SCHUNK’tan Çabuk Çene Değişimi Schunk ■ Kablosuz teknolojİye gİden yol - Hangİ kablosuz teknolojİ standardİ sİze uyuyor? Emikon ■ ■ Tektronix DigRF Testlerİnde Karmaşıklığa Çözüm Netes Mühendislik Honda’nin Seçimi ‘Mitsubishi Electric’ Oldu ■ Honda, Araç Gövdesi Hattı Için Mitsubishi Electric “Cc-Link Ie Alan Ağı”nı Tercih Etti Mitsubishi Electric Turkey Nesnelerin interneti ve The Connected Enterprise Vizyonu Rockwell Automation ■ Oransal Kontrollü Solenoid Valf SMS - TORK ■ 18 DOSYA 10 TEORİ UYGULAMALAR Matlab-Simulink ortamında Arduino Kartı ile Gerçek Zamanlı Veri Kaydı Uygulaması ■ ■ Ambalaj Sektörü, Dış Ticaret Fazlası Veriyor! ■ Ambalaj Sektörü’nün Resmi Değerlendirmesi ■ “Mıtsubıshı Electrıc Olarak, Yaptığımız Ambalaj Otomasyonlarıyla Kesin Çözüm Ve Güvence Sağlıyoruz.” ■ XTS: Malzeme taşıma ve montaj için yüksek esneklik ve daha düşük mühendislik ihtiyacı ■ Hibrid Tasarım; Hız Ve Enerji Tasarrufu Sağladı Plastik Enjeksiyonda Türkiye’de Bir İlk: Hibrid Makine 88 ÜRÜNLER ■ Phoenix ■ ABB Robotları Devreye Alırken Artık T10 Tablet Kullanılacak ■ Beckhoff ■ Siemens Sinumerik 828 kontrolörlerinde daha yüksek performans ve fonksiyonellik ■ Schneider Electric Elektrik kesintilerinde gözünüz arkada kalmasın… Schneider Electric, Back-UPS serisiyle kesintisiz gücün sınırlarını yeniden çiziyor ■ Schunk SCHUNK’tan 5 kg’a kadar yükler için hızlı Alma&Bırakma 118 HABERLER ■ TOK 2015 Denizli’de Gerçekleşti ■ Dünya devi MItsubIshI ElectrIc ileri robot teknolojisiyle dikkat çekiyor. Robot Teknolojisinde Yüksek Hız ve Hassasiyet ■ Bilkent İkincisi Contact Ekranlama klemensleriyle etkin parazit giderme Cyberpark Dünya Beckhoff CP22xx Panel PC – esnek çoklu dokunmatik panel serisindeki en güçlü cihaz ■ Netes Mühendislik Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı ■ Pilz Yeni nesil PSENvip 2 ■ TET, Ul Sertifikası Konusunda Sektöre Öncülük Yapıyor. ABD pazarına ihracat için UL Sertifikasyonu şart! ■ Neden ve Ne Zaman Robot Kullanalım? ABB Robotik Müşteri Günleri Bu Soruya Yanıt Aradı. ■ Macaristan’da Sürdürülebilir Su Yönetimi Sağlayan İkisi Bir Arada Türbin Pompası Geliştirildi Teori ve Uygulamalar 10 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 11 Teori ve Uygulamalar 12 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 13 Teori ve Uygulamalar DOSYA / Paketleme - Ambalaj AMBALAJ SEKTÖRÜ, DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR! Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) sitesinde bulunan Ağustos 2015 tarihli ve “Ambalaj sektörü 6 ayda 202 milyon dolar fazla verdi” başlıklı bültene göre, “Dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerden biri olarak istikrarlı büyümesini sürdüren Türkiye Ambalaj Sanayi, kuralı yine bozmadı. 2015’in ilk 6 aylık ihracat/ithalat rakamlarına göre ambalaj sektörü, dış ticarette 202,1 milyon dolarlık fazlaya ulaştı. Ambalaj Sanayicileri Derneği’nden yapılan açıklamada, sektöre ait ilk 6 ay rakamları değerlendirildi. Buna göre, plastik, torba ve çuval, ahşap, kâğıt/karton, cam, metal ambalajda geçen yılın ilk 6 ayında 696 bin 569 ton olan ihracat rakamı 2015’in aynı döneminde 790 bin 680 tona yükseldi. Değer olarak 1,96 milyar dolardan 1,81 milyar dolara gerilemesine rağmen ihracatta miktar bazında yüzde 18 artış oldu. İthalatta ise 2014’ün ilk 6 ayında 980 bin 817 ton olan rakam bu yıl 924 bin 538 tona geriledi. 2014 için 1,82 milyar dolara eşdeğer olan ithalat rakamı 2015’in aynı döneminde yüzde 12’lik düşüşle 1,61 milyar dolar oldu. Böylece sektör dış ticaret dengesinde toplamda 202,1 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. Türlerine göre bakıldığında, geçen yıla oranla ihracatta miktar bazında 18 en büyük artış yüzde 32 ile torba ve çuvalda, yüzde 29 ile kâğıt/karton ambalajda gerçekleşti. İhracatın lideri, geçen yıla oranla yüzde 9 artışla 434 bin 398 tona yükselen plastik ambalaj sektörü oldu. 2015’in ilk 6 ayında en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke; Almanya, İngiltere, Irak, Fransa, İran, İsrail, İtalya, Hollanda, Azerbaycan ve Rusya olarak sıralandı. En fazla ihracat artışını yüzde 6 ile İsrail’e gerçekleştiren ambalaj sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülke 133,9 milyon dolar ile Almanya oldu. Onu 120,8 milyon dolarla İngiltere, 119,4 milyon dolarla Irak izledi. Buna karşılık, Almanya, Güney Kore, Belçika ve Rusya’dan ithalat geçen yıla göre azaldı. Çin, ABD, İtalya, Fransa, İngiltere ve Finlandiya’dan ithalat miktarı artış gösterdi. Ambalaj Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut, 2014’ün ilk 6 ayına oranla bu yılın aynı döneminde miktar bazında ambalaj ihracatının yüzde 14 arttığına dikkat çekti ve Türkiye Ambalaj Sanayicilerinin küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen yeni pazarlar kazanmaya devam ettiğini vurguladı. Emtia fiyatlarının tarihi seviyelere gerilemesinin fiyatlar üzerinde baskı yapması, Euro/dolar paritesinde yaşanan kayıplar nedeniyle ihracatta değer bazında yüzde 8 düşüş ENDÜSTRİ OTOMASYON yaşandığını ifade eden Korkut, bu gelişmelere rağmen Türkiye ambalaj sanayinin yılın ilk 6 ayında dış ticaret fazlası vererek ülke ekonomisine katkı yapmayı sürdürdüğünü söyledi ve şöyle konuştu: ‘Ambalaj sanayimiz katma değerli üretim gerçekleştirdiğini yine ortaya koydu. Rekabet gücümüz ve potansiyelimiz yüksek. Bölgesel olarak AB, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar’da güçlüyüz. Türkiye ambalaj sektörünün ürünleri dünyada 180’den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Rakamlara bakıldığında, Türkiye ambalaj sanayinin, Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüdüğünü hatırlatmak gerek. 2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü, 10 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşacağız. Sektörün, nitelikli hammadde ara mal açığını kapatmak için yatırım ve üretime yönelmesi hem önemli bir ihtiyacı karşılayacak hem de dış ticaret fazlasının daha da yükselmesini sağlayacaktır.’ Ambalaj sektöründeki gelişmenin, ülkenin gelişmişliğiyle orantılı olduğunu hatırlatan Korkut, gıda israfına da dikkat çekti. Korkut, ‘Avrupa’da ambalaj bilinci sayesinde gıdalarda yüzde 2-3 oranında israf söz konusu oluyor. Türkiye’de ise her yıl 16 milyar TL değerinde taze meyve-sebze çöpe gidiyor. Toplam 35 milyar lira büyüklüğünde olduğu DOSYA / Paketleme - Ambalaj tahmin edilen ekmek pazarında yılda 1,54 milyar TL yine çöp oluyor. Bu israfı geri çevirmek için ekmekte, bakliyatta, yaş sebze-meyvede ambalajın şart olduğunu söylüyoruz. Sadece ekmekte ambalaja geçebilsek, yüzde 50’sini çöpe gitmekten kurtarabiliriz’ diye konuştu.” Sektörün yükselen başarı grafiği, şirketler bazında da somutlanmış. Örneğin, Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD)’nin Temmuz2015 tarihli basın bülteninin başlığı, “Ambalaj Sektöründen 56 Firma İSO İlk 1000’de. Ambalajda Satış Ve Karlılık Arttı.” Şöyle devam ediyor bülten: “Sanayinin devler ligini oluşturan İSO 1000 listesinde bu yıl 32’si ASD üyesi olmak üzere toplam 56 ambalaj sektörü firması yer aldı. Ambalaj Sanayi satış ve karlılığını artırırken parite etkisi ihracatta kendini gösterdi. İstanbul Sanayi Odası (İSO), İSO Birinci 500 + İkinci 500 (İSO 1000) Büyük Sanayi Kuruluşu 2014 yılı sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin en büyük sanayi şirketlerinin sıralandığı İSO 1000 2014 sıralamasında 32’si Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi, toplam 56 ambalaj sektörü firması yer aldı. Türkiye’nin en büyük sanayi şirketlerinin sıralandığı İSO 500 2014 sıralamasında, ambalaj sektöründen 18’i Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi 26 firma yer almıştı. Üretimden satışlar baz alınarak oluşturulan listede ambalaj sektörünün ana tedarikçilerinden Petkim Petrokimya Holding yaklaşık 3,67 milyar TL ile ilk sırada yer alırken, onu 947 milyon TL ile Naksan Plastik, 753 milyon TL ile Sarten Ambalaj, 747 milyon TL ile Köksan, 647 milyon TL ile Modern Karton ve 640 milyon TL ile Korozo Ambalaj takip etmişti. İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında 211,8 milyon TL ile Frimpeks Kimya ve Etiket Sanayi A. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ş. İlk sırada yer alırken onu, 207,9 milyon TL ile Abdioğulları Plastik ve Ambalaj Sanayi A.Ş., 196,9 milyon TL ile Eskapet Pet Ürünleri Kimya Gıda Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti ve Oyka Kağıt Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. izledi. ASD’nin İSO raporuna dayanarak yaptığı analize göre, İSO 1000 listesinde yer alan Türkiye’nin en büyük ambalaj üreticilerinin cirolarını ve karlılıklarını artırdı. Rapora göre, listede yer alan şirketlerin üretimden yaptıkları satışları bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 12,41 artırarak 500 milyon dolar seviyesine yaklaştı. Listede yer alan şirketler dönem karını yüzde 6,66 arttığı dikkat çekerken parite etkisi nedeniyle ihracatın yüzde 9,22 azaldığı gözlendi. Türkiye’nin ilk 1000 sanayi kuruluşu içinde ambalaj sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin ciro, karlılık, ihracat ve istihdamdan aldığı pay incelendiğinde; üretimden satışta yüzde 3,5, dönem karında yüzde 1,8, ihracatta yüzde 2,4 ve çalışan sayısında yüzde 1,9 pay aldığı gözlendi. İstanbul Sanayi Odası İSO Birinci 500 + İkinci 500 (İSO 1000) Büyük Sanayi Kuruluşu 2014 yılı sonuçlarını değerlendiren ASD Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut, sektörünün geliştirdiği uzun vadeli stratejilerin sonucu aldığını belirtti. 20014 yılının küresel kırılganlıkların arttığı bir dönem olduğuna dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti: ‘Buna rağmen İSO 1000 listesine giren ambalaj sektörü temsilcilerinin satışlarını ve kârlılıklarını artırmayı başardı. 2014 yılı bölgesel ve küresel düzeyde siyasal ve ekonomik kırılganlıkların arttığı bir dönem oldu. Euro/dolar paritesi ve enerji fiyatlarının tarihi seviyelere gerilemesi, AB’nin durgunluk riskiyle karşı karşıya 19 DOSYA / Paketleme - Ambalaj kalması gibi sebeplerle Türkiye’nin olduğu gibi ambalaj sektörümüzün de ihracatına kısmi bir düşüş yaşandı. Ancak 2015 yılının ikinci yarısına ilişkin aldığımız olumlu sinyaller yılsonu hedeflerimizi yakalayacağımızı gösteriyor. Her fırsatta dile getiriyorum. Sektörümüzün geliştirdiği uzun vadeli stratejiler, özellikle rekabet koşullarının sertleştiği ve risklerin arttığı böyle dönemlerde daha da etkili oluyor. Bu nedenle ambalaj sektörü olarak tedbiri elden bırakmadan olumlu gelişmelere odaklanarak yeni fırsatlar ışığında ilerlemeye devam edeceğiz.’ İSO 1000 listesi ambalaj sanayi malzeme üretim gruplarına göre incelendiğinde üretim satışlarda en büyük payı yaklaşık 5,1 milyar TL ile fleksibıl ambalaj sektörü aldı. Onu 4,1 milyar TL ile ambalaj hammaddesi ve bileşenleri sektörü, 3,6 milyar TL ile kâğıt, karton ve oluklu mukavva sektörü, 1,2 milyar TL ile sert plastik ve metal sektörü takip etti. Segmentlere göre incelendiğinde İSO 1000 listesine en fazla şirket 16 şirket ile fleksibıl sektörü olurken, onu 14 şirket kâğıtkâğıt karton-oluklu mukavva sektörü, 8 şirket ile ambalaj hammadde ve bileşenleri sektörü, 5 şirket ile plastik tekstil sektörü ve 4 şirket ile sert plastik sektörü izledi.” Ambalaj Sektörü’nün bu pozitif durumu, Anadolu Ajansı’nın yaklaşık 4 ay önce basına da yansıyan Nisan 2015 tarihli ve “Ambalaj sektörü dış ticaret 20 fazlası verdi” başlıklı haberinde de görülüyor zaten. Habere göre; Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, ambalaj sektörünün önemine dikkati çekerek, “Türkiye’de 19 milyar dolarlık ambalaj sektörü 300 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi mümkün kılıyor” demiş. Korkut, Türkiye ambalaj sektörünü değerlendirdiği basın toplantısında, ambalajın, tüketicilerin satın alma kararlarında etkili olduğunu, doğru ambalajın, içindeki ürünü saklayıp sattırdığını, markaların, daha çevreci ve daha inovatif ambalajlarla rekabette bir adım öne geçtiğini anlatmış. Ambalajın, küresel iş yapma sürecinin en önemli unsurlarından biri haline geldiğini ve ürünü izlenebilir hale getirdiğini belirten Korkut, “Kayıt dışını ortadan kaldırıyor, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Ambalajlı ürünler hijyen ve sağlık açısından insanlara verilen önemin bir göstergesi” diye konuşmuş. Dünya ambalaj sektörünün yılda ortalama yüzde 3 büyüdüğünü, endüstrinin 2016 yılında 820 milyar dolarlık bir ciroya ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Korkut, ambalaj tüketiminde ilk iki ülkenin ABD ve Çin olduğuna dikkati çekmiş ve Çin’in 2017’de ABD’yi geçmesinin öngörüldüğünü vurguladı. Korkut “Hindistan’ın ise gelecek 5 yılda ambalaj tüketimini yaklaşık ikiye katlayarak 24 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması ve dünyadaki en ENDÜSTRİ OTOMASYON büyük 10 ambalaj tüketicisinden biri haline gelmesi bekleniyor. Ambalaj üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini gıda ve içecek ürünleri olmak üzere günlük ihtiyaç maddeleri, yüzde 20-30’unu diğer gıda dışı tüketim malları ve yüzde 20-30’unu endüstriyel ambalajlar oluşturuyor” diye konuşmuş. Sadettin Korkut, dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de orta sınıfın hızla güçlendiğini ve şehirlere göç ettiğinin altını çizerek, tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçlarının hızla değiştiğine işaret etti. Türkiye’de ambalaj sektörünün 2014 yılında 19 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşmasını beklediklerini bildiren Korkut, şunları kaydetmiş: “Türkiye’de 19 milyar dolarlık ambalaj sektörü, 300 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi mümkün kılıyor. Türkiye’de kişi başı ambalaj tüketimi 2014 yılında 240 dolar seviyesine ulaştı. Bu rakam Kuzey Amerika’da 350-400 dolar, Avrupa’da 250-300 dolar, Japonya’da ise 550 dolar seviyesinde. Yaklaşık 1,5 milyon ton ambalaj ihracatı gerçekleştirildi, 4 milyar dolarlık ihracat geliri elde edildi. Ambalaj sektörü, en fazla ihracatı 303,6 milyon dolarla Almanya’ya yaptı. Almanya’yı, 270 milyon dolarla İngiltere, 251 milyon dolarla Irak izledi. Bölgesel olarak bakıldığında AB, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar gibi çevre bölgeler Türkiye ambalaj sektörünün güçlü olduğu pazarlardır.” Korkut, sektörün 2014 yılında 1,9 milyon ton ambalaja karşılığında 3,6 DOSYA / Paketleme - Ambalaj milyar dolar tutarında ithalat yaptığını bildirmiş ve ambalaj ithalatının yüzde 3 azaldığını, ithalatın en fazla Almanya, Çin, ABD, İtalya ve Güney Kore’den yapıldığını belirten Korkut, “Katma değerli üretime odaklanan ambalaj sektörü 2014 yılında 366 milyon dolar dış ticaret fazlası vererek Türkiye ekonomisine ve cari açığa pozitif katkı sağlamayı sürdürdü. Sektör, 2014 yılında kilogram başına 2,7 dolar ihracat gerçekleştirerek 1,6 dolar olan Türkiye ihracat/kg ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirdi” diye konuşmuş. Yine aynı haberde Sadettin Korkut, ambalaj sektörünün 2023 yılı hedefleri doğrultusunda pazar büyüklüğünü 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi 240 dolardan 300 dolara, ihracatı ise 4 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söylemiş. 21. Uluslararası Avrasya Ambalaj Fuarı’nın bu yıl ASD ve REED TÜYAP iş birliğinde 22 - 25 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirileceğini belirten Korkut, Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nı da bu yıl 6. kez düzenleyeceklerini, yarışmaya başvuruların 24 Nisan’a kadar yapılabileceğini kaydetmiş. Korkut, ASD’nin 2013 yılında, dünyada az sayıdaki ve Türkiye’deki ilk sektör müzelerinden birini kurmak için yola çıktığını anımsatarak, müze projesi kapsamında planlanan etkinliklerin, “Ambalaj Sanal Müzesi, Ambalaj Fiziki Müzesi, ‘Kaynak azaltımı / çevreye dost ambalaj üretimi ve tüketimi’ konularında workshoplar, tasarım konferansları, Ambalaj Kütüphanesi ve çeşitli yarışmalar” olduğunu belirtmiş ve müze projesinin ilk adımı olan Ambalaj e-Müzesi için çalışmaların sürdüğünü söylemiş. Sadettin Korkut, ambalajların birer çöp olmadığını, ambalajların kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra geri dönüşüm sürecine girmesi gerektiğini belirttikten sonra, tüketicilerin son yıllarda çevre duyarlılığının artmasıyla ambalajların çöpten ayrı toplanması gerektiğiyle ilgili önemli bir bilinçlenme yaşandığını vurgulayarak şunları da kaydetmiş: “Dolayısıyla ambalaj teknolojisi de hızla gelişiyor. Ambalaj üretiminde minimum hammadde, doğal kaynak ve enerji kullanımı ile sürdürülebilir üretim sağlanabilmesi için detaylı çalışmalar yapılıyor. Örneğin, Türkiye’de içme suyu pet şişeye ilk girdiğinde ambalajın ağırlığı 22 gramdı. 6-7 yıl önce 13 grama indi. Bugün, yarım litrelik suyun pet ambalajının ağırlığı 10,5 grama inmiş bulunuyor. Yakında 10 gramın altına da inecek. Ambalaj satılabilirliğini sağladığı ürünün yüzde 2-5 (ortalama yüzde 3,5) civarında bir maliyetini oluşturuyor. Bu oranın nispeten daha lüks tanımlanacak emtiada yüzde 10 civarında olduğu kabul ediliyor.” Ambalajın ürün kaybını en aza indirdiği için maliyetten tasarruf sağladığını anlatan Korkut, dünyada en önemli sorunlarından birinin yüz milyonlarca insana sağlıklı ve besleyici gıdaların ulaşamaması olduğunu söylemiş. Korkut, bugün dünyada her 8 kişiden birinin aç yattığını, doğru ambalajlarla, her gün daha fazla insana gıda ulaştırılabileceğini ifade etmiş. Ambalaj ve dağıtım sistemlerinin yeterli olmadığı bölgelerde, gıdaların yüzde 50’ye varan oranlarda israf olduğunu ve tüketiciye ulaştırılamadığını aktaran Korkut, ambalaj tüketiminin yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde, örneğin Batı Avrupa’da gıdaların sadece yüzde 2-3’ünün israf olduğunu söylemiş. Türkiye’de ise her yıl 1,5 milyar liralık ekmeğin çöpe gittiğine dikkati çeken Korkut, sözlerini şöyle tamamlamış: “Ambalaj sayesinde ekmek israfını yüzde 50 azaltmak mümkün. Ekmek israfı nedeniyle 2012 yılında 1,6 milyar liralık ekonomik kayıp meydana geldiğini biliniyor. ASD, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Toprak Mahsulleri Ofisi koordinasyonuyla 2013 yılında başlatılan ‘Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’ sayesinde günde 1 milyon 50 bin, yılda ise 384 milyon adet ekmek çöpe atılmaktan kurtarıldı. Yaş, sebze meyve, bakliyat, et ve süt ürünlerinde de benzer adımlar atılması elzemdir. Büyük emeklerle üretilen yaş sebze ve meyvedeki yıllık kayıp 16 milyar liraya ulaştı. Bakliyat ürünlerinde de maalesef benzer sorunlar yaşanıyor. Oysa ambalaj sayesinde gıda ürünlerinin çöpe değil, sofralara gitmesini sağlayabiliriz.” ENDÜSTRİ OTOMASYON 21 DOSYA / Paketleme - Ambalaj AMBALAJ SEKTÖRÜ’NÜN RESMİ DEĞERLENDİRMESİ ■ Peki, Ambalaj Sektör’ünü devler nasıl görüyor? Bu sorunun cevabı için, Ekonomi Bakanlığı’nın 2014 tarihli “Ambalaj Sektörü” raporuna bakalım. Şöyle deniliyor raporda: “Türkiye ambalaj sanayi hızlı gelişen bir sektördür. Son beş yılda ortalama % 6 oranında büyüyen ambalaj sanayi, 2009 yılındaki %5’lik küçülmenin ardından 2010 yılında %17,6’lık büyüme ile hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi, kadınların iş hayatına katılımındaki artış, tüketim alışkanlıklarındaki değişmeler, alışveriş merkezlerinin yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması, tüketim ürünlerine olan talep artışı ve ihracatın artması sektörün hızlı gelişmesindeki başlıca etkenlerdir. Türkiye’de ambalaj malzemesi üreten 24 yaklaşık 3000 firma mevcuttur. Bu firmaların büyük çoğunluğu orta ve küçük ölçekli firmalardır. 53 ambalaj üreticisi iş hacmi bakımından Türkiye’nin en büyük 1000 şirketi arasındadır. Ambalaj sektöründeki firmalar yoğun olarak İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Adana, Kayseri ve Manisa’da faaliyet göstermektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmalar; plastik, kâğıt-karton, metal, cam ve ahşap ambalaj olmak üzere beş ana grupta üretim yapmaktadırlar. Toplam ambalaj sanayi üretimi yıllık miktar olarak 5,5 milyon ton civarında olmuştur. 2010 yılında 7,9 milyar $ olarak gerçekleşen sektör büyüklüğünün 2011 yılında 9 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Ambalaj tüketimine alt gruplar bazında baktığımızda; %39 kâğıt, kar- ENDÜSTRİ OTOMASYON ton ve oluklu mukavva ambalajlar, % 33 plastik ambalajlar, %13 cam ambalajlar, %8 ahşap ambalajlar ve %7 metal ambalajlar oluşturmaktadır. Türkiye’de plastik ambalaj üretimi yaklaşık 1,8 milyon tonun üzerindedir. Türk PE ve PP dokuma torbalar ve çuvallar sektörü önemli üretim ve ihraç kapasitesine sahiptir. Kâğıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri, ambalaj sanayinin önemli sektörlerden biri haline gelmiştir ve ambalaj sanayindeki üretimin %39’u bu sektöre aittir. Kâğıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri sektörünün toplam üretimi 2,1 milyon tonun üzerindedir. Metal ambalajların üretim kapasitesi 600 bin tona ulaşmıştır. Üretimi ise 388 bin ton civarındadır ve ambalaj sanayi üretiminde %7’lik paya sahiptir. Türkiye gelişmiş bir cam sanayine DOSYA / Paketleme - Ambalaj sahiptir. Cam sanayinde, Türkiye Şişe ve Cam Fab. A.Ş. iç pazara hâkim durumdadır ve Türkiye’nin yıllık toplam cam üretiminin yaklaşık % 90’ını üretmekte ve dünyada bu sektördeki ilk 25 firma arasında 12. sırada bulunmaktadır. 26 şirketten oluşan bu grup her çeşit camı üretmektedir. Grup içinde yer alan Anadolu Cam, cam ambalaj üretmektedir. Türkiye toplam 2.2 milyon ton cam üretim kapasitesine sahiptir. Bu kapasitenin 750 bin tonu cam ambalaj ürünleri içindir. Anadolu Cam, cam ambalaj ihracı yanı sıra ambalaj üretim teknolojileri de ihraç etmektedir. Cam ambalaj, geri dönüşümün büyük önem kazandığı günümüzde, özellikle gıda sektöründe kullanılmaktadır. Ahşap ambalaj; en çok tarımsal ürünlerin (yaş meyve, sebze vb.) ambalajlanmasında kullanılan ahşap kutu, kasa ve paletlerden oluşmaktadır. Toplam kapasite yıllık 600 bin ton civarındadır ve çeşitli ahşap ambalaj malzemeleri yıllık üretimi 440 bin tonu geçmiştir. Sektörde ISO ve yeni ISPM 15 standartlarında üretim yaygındır. Ayrıca Türk ambalaj sektörü kalitede dünya standartlarına ulaşmıştır. ISO 9000, ISO 14001 ve ISO 22000 alan firma sayısında önemli bir artış vardır. Sektörde araştırma ve geliştirme ve bu bağlamda yapılan ambalaj tasarımları dünya çapında rekabet edebilmek için büyük önem kazanmış durumdadır. Türk ambalaj üreticileri ulusal ve uluslararası çevre düzenlemeleri ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmekte ve bu düzenlemelere uyum göstermektedirler. Yürürlükte olan “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ile a) Çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve özelliklere sahip ambalajların üretimi, b) Ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarının azaltılması, c) Ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesi, ç) Ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı toplanması, taşınması, ayrılmasına ilişkin teknik ve idari standartların oluşturulması amaçlanmıştır. İhracat: Türk ambalaj sanayi ürünleri ihracatı 2011 yılında 3,1 milyar dolar olmuştur. Ayrıca büyük miktarda ambalaj, ihraç ürünü ambalajı olarak dolaylı yoldan ihraç edilmektedir. Ambalaj sanayi ihracatı son beş yılda yıllık ortalama % 14 oranında artmıştır. Küresel krizden dolayı pazarlarda meydana gelen daralma nedeniyle ambalaj ürünleri ihracatı 2009 yılında yaklaşık % 15 oranında azalmıştır. 2010 yılında ihracat yeniden ivme kazanarak % 22 oranında artmış, 2011 yılında ise artış % 24 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2011 yılında ambalaj sanayi ihracatında % 69’luk payı ile plastik ambalaj ürünleri ilk sırayı almaktadır. Plastik ambalaj ihracatı bir önceki yıla göre % 26 artarak 2011 yılında 2.142 milyon dolar olmuştur. İhraç edilen başlıca plastik ambalaj ürünleri; PP levhalar ve filmler; PE torbalar ve çantalar; PE veya PP şeritlerden örme torbalar ve çuvallardır. Türkiye 2010 yılında % 18,3’lük pay ile Çin’den sonra dünyanın en büyük FIBC (“Flexible Intermediate Bulk Containers” - “esnek orta boy dökme yük konteynerleri”) ihracatçısıdır. İhraç edilen diğer plastik ambalaj ürünleri; kapaklar, kaplar, damacanalar, şişeler ve benzeri eşyalardır. İhraç edilen diğer önemli ambalaj grubu ise % 18’lik ihracat payı ile kâğıt ve karton ambalaj ürünleridir. 2011 yılında kâğıt ve karton ambalajların ihracatı 567 milyon dolar olmuştur. İhraç edilen başlıca ürünler, kâğıt ve kartonlar, oluklu mukavva, kutular, sandıklar ve diğer ambalajlama kaplarıdır. Diğer önemli ambalaj grubu, toplam ambalaj sektöründeki % 9’luk ihracat payı ile metal ambalajdır. İhraç edilen başlıca ürünler; alüminyum fıçılar, diğer metal fıçılar, konserve kutularıdır (sert veya katlanabilir kutular dâhil). 2011 yılında metal ambalaj ürünlerinin toplam ihracatı 281 milyon ENDÜSTRİ OTOMASYON dolar olmuştur. Cam ve ahşap ambalaj ürünleri diğer önemli ihracat ürünlerdir. Bu ürünler; damacanalar, şişeler, mataralar, kavanozlar, ampuller, ahşap kutu ve paletlerdir. 2011 yılında cam ambalaj ihracatı yaklaşık 31 milyon dolar, ahşap ambalaj ihracatı ise 37 milyon dolar olmuştur. Türk ambalaj sanayi ürünleri 200 üzerinde ülkeye, AB ülkeleri başta olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu, Doğu Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç edilmektedir. Ülkeler bazında baktığımızda ise 2011 yılında Almanya, İngiltere, Irak, Fransa, İran, Hollanda, İtalya, İsrail, Rusya Federasyonu ve Romanya başlıca ihracat yaptığımız ülkelerdir. 2011 yılında ambalaj sanayi ihracatında Almanya’nın payı % 9, İngiltere’nin payı % 7, Irak’ın payı % 7, Fransa’nın payı % 6 ve İran’ın payı % 5 olmuştur. İthalat: Türkiye’nin ambalaj malzemeleri ithalatı 2011 yılında yaklaşık 3,1 milyar dolar olmuştur. 2010 yılına göre yaklaşık % 19 oranında artmıştır. En önemli ithal kalemleri olan plastik ambalajlar ambalaj ithalatının % 49’unu, kâğıt, karton ve oluklu mukavva ambalajlar ambalaj ithalatının % 42’sini oluşturmaktadır. Ambalaj malzemeleri ithalatımızda başlıca ülkeler Almanya, İtalya, Çin, ABD, Fransa, Güney Kore, İngiltere, Finlandiya, İspanya ve Belçika’dır. Ambalaj malzemeleri ithalatımızda Almanya’nın payı % 22, İtalya, Çin ve ABD’nin payları % 10 ve Fransa’nın payı % 5 olmuştur. Dünya Ticareti: Dünya ambalaj sanayi pazarı 670 milyar dolar büyüklüğündedir ve sektörde yıllık ortalama % 3 büyüme gerçekleşmektedir. Sektör büyüklüğünün 2016 yılında 820 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Pazarın % 41’ini plastik ambalaj, % 31’ini kâğıt-karton ambalaj, % 15’ini metal ambalaj, % 7’sini cam ambalaj oluşturmaktadır. Ambalaj sanayisi sektöründe büyümeyi sağlayan etkenler kentleşme, inşaat ve konut yatırımları, gelişmeye başlayan 25 DOSYA / Paketleme - Ambalaj sağlık hizmetleri sektörü ve Brezilya, Çin, Hindistan ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme olarak sıralanabilir. Gelişmekte olan bölgelerde harcanabilir kişisel gelirde yaşanan artışlar tüketimi artırmakta ve artan tüketim sonucunda ambalaj talebi de yükselmektedir. Örneğin, tüketiciler üzerindeki zaman baskısı nedeniyle çamaşır ve bulaşık makinesi gibi beyaz eşyalarda yaşanan talep artışı, sadece bu eşyaların paketlenmesi için gerekli olan ambalaj talebini değil, bu makinelerin çalıştırılması için gerekli olan ev bakım ürünleri talebini ve dolayısıyla bu ürünler için gerekli ambalaj talebini de artırmaktadır. 2016 yılına kadar 43 milyar dolar büyüyeceği tahmin edilen gıda ve içecek piyasası, gıda ve sağlık hizmetleri ambalajlarının, global ambalaj piyasasında en büyük nihai kullanım ürünü olarak kalmasını sağlamaktadır. 2016 yılına kadar sağlık hizmetleri ambalaj piyasasının her yıl ortalama %4,5 ve kozmetik ambalajı piyasasının her yıl ortalama %4,2 büyüyeceği tahmin edilmektedir. 2010 yılında, 137 milyar dolarlık talep ile ABD ambalaj sanayi piyasasında en büyük tüketici olmuştur. ABD’nin en yakın takipçisi 80 milyar dolarlık taleple Çin’dir. 2017 yılında Çin’in ABD’yi geçmesi ve Hindistan’ın ambalaj talebini ikiye katlayarak ilk on ambalaj talep eden ülke arasına girmesi beklenmektedir. 2010 yılı dünya ambalaj sanayi ihracatı yaklaşık 232 milyar dolar olmuştur. Bir önceki yıla göre % 18 oranında artmıştır. Dünya ambalaj ihracatının % 56’sını plastik ambalaj, % 31’ini kâğıt-karton ambalaj oluşturmaktadır. Sırasıyla ihraç edilen diğer ambalaj ürün grupları; metal, cam ve ahşap ambalajlardır. Dünyanın en büyük ambalaj ihracatçı ve ithalatçı ülkeleri Almanya, ABD, Çin, Japonya ve İtalya’dır. Dünya ambalaj sanayi ithalatı 2010 yılında 232 milyar dolar olmuştur. Dünya toplam ambalaj ithalatının % 26 56’sını plastik ambalajlar, % 31’ini kâğıt-karton ambalajlar, % 6’sını metal ambalajlar, % 3’ünü cam ambalajlar ve % 1’ini ahşap ambalajlar oluşturmaktadır. Dünyanın en büyük ambalaj ithalatçı ülkeleri sırasıyla ABD, Almanya, Çin, Fransa, İngiltere, Meksika, Kanada, İtalya, Belçika ve Güney Kore’dir.” Ambalaj Sektörü’ne belki yarı-resmi bir bakış ise, İşte Kobi sitesinde: Sitedeki verilere göre; “Ambalaj sektörü üretim dallarına göre başta oluklu mukavva olmak üzere, plastik, fleksibıl (esnek), metal ve cam ambalaj gibi birçok alt sektörü bünyesinde barındırıyor. Son yıllarda Türkiye’nin bu alanlarda gösterdiği gelişim dikkatlerden ENDÜSTRİ OTOMASYON kaçmıyor. Sektörün ihracat haritasında ilk üç sırayı AB’nin en büyük ve kalite konusunda en seçici ülkeleri olan Almanya, İngiltere ve Fransa’nın alması, Türk ambalaj sektörün ulaştığı noktayı net biçimde ortaya koyuyor. Büyüme çıtasını daha da yukarı çıkarmakta kararlı olan Türk ambalaj sanayi, “Avrasya’nın Ambalaj Merkezi” olma hedefinde emin adımlarla ilerliyor. Türkiye’de 1960’lı yıllarda ambalaj malzemeleri; kâğıt, karton, selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu. İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt çuvallar kullanılıyor, bunların dışındaki ambalajlar maliyeti artıran lüks malzemeler olarak görülüyordu. 1970’li yıllarla birlikte ambalaj sanay- DOSYA / Paketleme - Ambalaj inin özellikle de ihracattaki önemi kavrandı. Aynı dönemde pek çok ülkenin ambalajlama enstitüsü olduğu biliniyordu. Ülkemizde de 1977 yılında Ambalaj Araştırma Merkezi’nin kurulması çalışmaları başladı. Türkiye’de ambalaj sektörünün ilk gelişimi teneke kutu dalında oldu. Bu dönemde ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında yalnızca ambalaj üreten işletmeler kurulmaya başladı. Teneke kutu alanında yaşanan bu gelişme daha sonra karton ambalaj ve plastik ambalaj alanlarına da yayıldı. 1980’li yılların başında ise ülkemizde ilk kez pet şişe üretilmeye başladı. Su ambalajlamada kullanılmaya başlanan pet şişeler çok kısa süre içinde sıvı gıda maddelerinin ambalajlanmasında yaygın halde kullanılır hale geldi. Bu durum çok eski bir geçmişe sahip olan cam ambalajın pazar kaygısı ile teknolojisini yenilemesine neden oldu. Yine 1980’li yıllarda ithal edilen alüminyum kutu ülkemizde de üretilmeye başladı. Türkiye’de oluklu mukavva sanayinin kurulması da Seka’nın 1954 yılında İzmit tesislerinde ilk oluklu mukavva fabrikasını işletmeye açması ile gerçekleşti. Özel sektör 1960 yılından sonra oluklu mukavva yatırımına ve üretimine ilgi duymaya başladı. Türkiye oluklu mukavva sanayinin en hızlı gelişme dönemi 1981-1995 yılları arasında oldu. Büyük kuruluşların bazıları 1981 yılından başlayarak gelişmiş teknolojiye dayanan yüksek kapasiteli yatırımlara yönelmiş bazıları da ikinci ve üçüncü oluklu hatlarını işletmeye almışlardır. Türkiye oluklu mukavva sanayinde yer alan tek kamu kuruluşu alandan çekilmiştir. Bugün sektörde 2 bin 800 civarında firmanın faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor. Sektörel Panorama: Türkiye, imalat sanayindeki genişlemelere cevap verebilecek bir ambalaj üretim altyapısına sahip. Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi, kadınların iş hayatına katılımındaki artış, tüketim alışkanlıklarındaki değişim, alışveriş merkezlerinin yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması, tüketim ürünlerine olan talep artışı ve ihracatın artması sektörün hızlı gelişmesindeki başlıca etkenleri oluşturuyor. Türk ambalaj sektöründe, yeni teknoloji ile geliştirilmiş modern tesisler, kalite konusunda ulaşılan nokta ve esnek çalışma yapısı, AB gibi daha rekabetçi tedarikçi arayışı içinde olan coğrafyalarda Avrasya’nın Ambalaj Merkezi olma hedefine ulaşma şansını artırıyor. Büyüme trendinde hız kesmeyen ambalaj sektörü 2013 yılında yaklaşık 16 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Türkiye ambalaj sektörü ürünleri, dünya çapında 177 ülkeye ihraç ediliyor. Sektör, AB pazarı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar gibi çevre bölgelerde oldukça güçlü. Ambalaj üreticileri, Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 yılında toplam ihracatı 10 milyar dolara taşımayı hedefliyor. Türkiye Ambalaj Sektörü 2014 İhracat ve İthalat Raporu’na göre, 2013 yılının ilk altı ayında 678 bin ton olan ambalaj ihracatı 2014 yılının aynı döneminde 697 bin ton olarak gerçekleşti. Değer olarak ise 2013’ün ilk yarısında 1.8 milyar dolar olan ihracat, 2 milyar dolar oldu. 2014’ün ilk altı ayında toplam ambalaj ihracatında Almanya, Irak ve İngiltere’nin değer bazında en çok ambalaj ihracatı yapılan ülkeler olduğu görülüyor. 2013 yılının ilk altı ayında 901 bin 814 ton olan ambalaj ithalatı, 2014 yılının aynı döneminde 980 bin 817 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında ise 1.6 milyar dolar olan 2013 ilk yarı rakamı, 2014’ün ilk altı ayında 1.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılının ilk altı ayında ambalaj ithalatında Almanya, Çin ve ABD’nin değer bazında en çok ambalaj ithalatı yapan ülkeler olduğu gözlendi. Ambalaj sektörü, 2013 yılında ise bir önceki yıla göre değer olarak yüzde 17 büyüyerek 16 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşmıştı. Türkiye’de son 10 yılda ambalaj tüketiminin iki kat arttığı görülüyor. Ambalaj sektörü, yarattığı istihdam ile de Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı sürdürüyor. Bu yıl yayınlanan ve Türkiye’nin en büyük sanayi şirketlerinin sıralandığı İSO 500 ve İSO İkinci 500 listelerinde 53 ambalaj firması yer alıyor ve bu firmalarda 20 bin kişinin üzerinde istihdam sağlandığı görülüyor. Türkiye’nin 2023 vizyonu içinde ambalaj sektörünün de hedefleri bulunuyor. Sektör, 2023’te pazar büyüklüğünü 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi yıllık 300 dolara, ihracatı ise 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Ambalaj sektörünün gelişiminin, bir ülkenin gelişmişliğiyle orantılı olduğuna dikkat çeken sektör oyuncuları, Batı Avrupa’da, ambalajlama sayesinde gıdalarda yüzde 2-3 oranında israf söz konusu olurken, Türkiye’de her yıl 16 milyar TL değerinde taze meyve ve sebze ile yaklaşık 1.5 milyar TL değerinde ekmeğin birçok farklı nedenle israf edildiğini belirtiyor. Sektör aktörleri, gerek ekmeğin gerekse bakliyat ve yaş meyve-sebzenin ambalajlanmasının gerektiğini uzun süredir gündeme getiriyor. Değişen yaşam koşulları ve tüketici bilincinin artması ile birlikte ambalajlı ürüne talep artık daha fazla. Büyük şehirlerin yanı sıra büyük market ve perakende zincirlerin Anadolu’da da yaygınlaşması, ambalajlı ürün talebininim bu bölgelerde yaygınlaşmasını sağlıyor. Ambalaj sanayiinin çalışma alanlarının dünyada ve Türkiye’de yaklaşık yarısını gıda sektörü oluşturuyor. Bu noktada ambalaj sanayii için hijyen, oldukça önemli. Sektör aktörleri, merdiven altı üretimin, ambalaj sektörünün de önemli sorunlarından olduğunu söylüyor. Kayıt dışı üretimler, hijyenik olmadığını aktaran aktörler, yaratılan haksız kazançlardan dolayı sektörün gelişimine de zarar verdiğini belirtiyor. Sektör, geri dönüşüm bilincinin yerleşmesiyle gelişecek Ambalaj, Türkiye’de hızlı büyüme gösteren sektörler arasına bulunuyor. İmalat sanayi paralelinde ambalaj sektörü de, ENDÜSTRİ OTOMASYON 27 DOSYA / Paketleme - Ambalaj oluşan talebi karşılayacak şekilde gelişiyor. Ambalajın hammaddesinde atıklar, önemli yer kaplıyor. Buna rağmen sektör aktörleri, atıklardan yeterince faydalanılmadığına işaret ediyor. Türkiye’de oluklu mukavva üretiminin yaklaşık yüzde 70’inin geri dönüşümden elde edildiğini belirten sektör temsilcileri, Avrupa’da yüzde 75 olan kâğıt geri dönüşüm oranının Türkiye’de yüzde 5 olduğunu söylüyor. Türkiye’de entegre bir atık yönetimi uygulaması olmadığını da dile getiren sektör aktörleri, kaynağında ayrıştırılmayan, düzensiz toplanmış atıkların kullanılamadığını bildiriyor. Bazı özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının geri dönüşüm bilincinin artırılmasına yönelik verdiği eğitim ve yaptıkları çalışmaların, sektörün kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacağı vurgulanıyor. Son olarak, TOBB tarafından yayınlanan Nisan 2015 tarihli “VIII. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası” kitabında, Türkiye Ambalaj Meclisi verilerine bakalım. Meclisin verileri şöyle: Her 1.000 istihdamda sektörün istihdamı Sektördeki her 1.000 istihdamda mühendis sayısı Her 1.000 işyerinde sektörün işyeri sayısı 2014’te açılan her 1.000 şirkette sektörün şirket sayısı İhracat (milyar $) İthalat (milyar $) En Büyük 1000 Sanayi Kuruluşu arasında sektörün kuruluş sayısı En Büyük 500 Şirketi arasında sektörün şirket sayısı 22 27 14 14 4.0 3.6 36 10 TOBB Türkiye Ambalaj Meclisi, ayrıca sektörün sorunlarını da çözüm önerileriyle birlikte sıralamış. Meclise göre; Sorun 1: Ambalaj sektöründe ara mamul ithalatının yüksek olması Açıklama: Ambalaj sektörünün toplam ihracat ve ithalatı incelendiğinde, ciddi oranda ara mal açığı olduğu görülmektedir. Ülkemizde kâğıt/karton üretiminde ürün çeşitliliği sınırlıdır. Atık kâğıtların ihraç edilmesinden dolayı hammadde yetersizliği yaşanmaktadır. Çözüm Önerisi: Toplanan atık kâğıtların yurtiçinde geri dönüştürülmesi teşvik edilmeli ve geri dönüşümün belgelendirilmesinin denetimi Maliye Bakanlığı tarafından fatura üzerinden yapılmalıdır. Sorun 2: Enerji maliyetlerinin yüksek olması Açıklama: Yüksek elektrik enerjisi maliyetleri ve maliyetler üzerindeki ilave fon ve kesintiler ambalaj sektörünün rekabet gücünü sınırlandırmaktadır. Çözüm Önerileri: • Başta TRT payı olmak üzere, elektrik enerjisi üzerinde üreticiye yönelik her türlü fon ve kesintiler kaldırılmalı, • Hafta sonu ve bayram tatillerinde gece tarifesi uygulanmalı, • Yaz aylarında puant saati uygulaması, 20:00-22:00 saatleri arasına indirilmeli, • Bireysel tüketici ile sanayiciye uygulanan elektrik enerjisi fiyatları arasındaki fark AB ülkeleri ile aynı seviyeye yükseltilinceye kadar, sanayinin kullandığı elektrik enerjisi fiyatlarına zam yapılmamalıdır. 28 Sorun 3: Ambalaj sanayicileri ve ambalajlama makineleri üreticilerine yönelik teşviklerin yetersiz olması Açıklama: Bölgesel teşvikler ve Ar-Ge teşvikleri sektörün yapısına uymamakta ve yetersiz kalmaktadır. 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik ihtiyacı karşılamamıştır. Çözüm Önerileri: • Sektör için, işletmede çalışan sayısına bağlı bir oran uygulanmalı, Ür-Ge ve üretimde çalışan mühendisler de Ar-Ge personeli olarak kabul edilmeli, • Sektör için teşvikler bölge farkı gözetmeksizin uygulanmalıdır. Sorun 4: Ambalaj atıklarının yönetimi ile ilgili uygulamalardan kaynaklanan sorunların devam ediyor olması Açıklama: 28035 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, paydaşlar tarafından farklı yorumlanabilmektedir. Sanayi kuruluşlarından yükümlülüklerini yerine getirenler, sistem içerisinde yer alanların yalnızca %20 kadarını oluşturduğu için bu durum haksız rekabete yol açmaktadır. Toplamalar ile ilgili doğrudan sorumlu kılınan yerel yönetimlerin sistem içinde verimli bir şekilde yer almaması, ayrı toplama uygulamalarının yaygınlaşmasındaki en büyük engellerden biridir. Çözüm Önerileri: • Mevzuatın uygulanmasında yaşanan sorunlardan dolayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının merkezde ve il teşkilatlarında bürokratik kapasitesi geliştirilmeli, piyasa gözetimi ve denetimi artırılmalı, • Uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi ve diğer sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacı ile söz konusu Yönetmelik’te geçen Ambalaj Komisyonu yeniden toplanmalıdır. Sorun 5: 28801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik gereği kullanılacak Ambalajların tipmodel uygunluk onaylarının ve testlerinin tümünün TSE tarafından yapılması Açıklama: Gerekli alt yapı sağlanmadan yürürlüğe giren Yönetmelik gereği, kullanılacak ambalajların tipmodel uygunluk onayları ve daha sonraki periyodik ve periyodik olmayan test ve denetimlerinin tamamı TSE tarafından yapılmaktadır. Konu yükleyicileri, dolduranları, taşımacıları ve araç sürücülerini doğrudan ilgilendirirken, kullanılacak ambalajların onay, test ve denetimlerinin hepsinin bir kuruluş tarafından yapılacak olmasının dünyada başka bir örneği yoktur. Çözüm Önerileri: • Ambalajların modellerini belirleyecek ve uygunluğunu test edecek mevcut donanımlar için hali hazırda mevcut olan üniversite ve özel sektör laboratuvarlarından yararlanılmalı, • TSE bu kuruluşları yetkilendirmeli ve düzenli olarak denetlemelidir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Yiğit Küntan - Mitsubishi Electric “Mitsubishi Electric Olarak, Yaptığımız Ambalaj Otomasyonlarıyla Kesin Çözüm ve Güvence Sağlıyoruz.” Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerinin yanında, klima, uydu, asansör, görsel veri sistemleri ve raylı sistemler için elektrik ekipmanlarının da dâhil olduğu altyapı ürünleri alanlarına yoğunlaşan Mitsubishi Electric Türkiye, Ambalaj üretim sanayinin yükselen oyuncularından biri. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Satış – Pazarlama Yöneticisi Sn. Yiğit Küntan ile Mitsubishi Electric’in Ambalaj üretim sektöründeki faaliyetlerine ilişkin keyifli bir sohbet gerçekleştirdik ■ Endüstri Otomasyon: Sayın Küntan, ürünlerinizin çeşitliliğini, otomasyon alanında her türlü sektöre üretim yaptığınızı biliyoruz. Bu bağlamda özellikle ambalaj ve paketleme sektörüne yönelik olarak uygulamalarınızdan bahseder misiniz? Yiğit Küntan: Ambalaj ve paketleme sektörünün genel ihtiyacı, hızlı ve hassasiyeti yüksek üretim yapmaktır. Bu açıdan bakıldığında hızlı ve hassas makineler üretmek kadar, bakım ve arıza sebebiyle yaşanan üretim süreçlerindeki durma, aksama gibi olumsuz durumları azaltarak, “Biz Mitsubishi Electric olarak üstün teknoloji ve dayanıklılığı sayesinde uzun yıllar sorunsuz çalışma garantisi verebilmekteyiz” üretim optimizasyonunu sağlamak üretimin sürdürülebilir olması açısından çok önemlidir. Dünyadaki büyük üreticiler arasında bulunan Mitsubishi Electric, imalat prosesleri ve ürün geliştirme alanlarında önemli güce sahiptir ve üretimin hızlandırılması konusunda uzmanlaşmıştır. Burada amaç; mükemmel seviyedeki makine otomasyonlarının, 30 e-F@ctory konsepti ile tam bir tesis entegrasyonunu sağlamak, üretimin hızlandırılıp yönetim seviyesinde takip edilmesi ve önleyici bakımların planlanma çalışmalarını yapmaktır. Makine özelinde incelediğimizde ise; ambalaj ve paketleme sektöründe ambalaj baskı (flexo baskı makinesi), kese kâğıdı makinesi, flowpack (yatay paketleme), dikey paketleme, thermoform (şekil verme) makinesi, robotlu paketleme uygulamaları gibi ambalaj üretim sektörünün ihtiyacı olan tüm sistemlerin otomasyonunu kurabiliyor ve sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlayabiliyoruz. EO: Söz konusu bu uygulamalarınızın avantajları nelerdir? Yiğit Küntan: Ambalaj üretimi yapan işletmeler, bizim uygulama ve çözümlerimiz sayesinde yüksek kapasiteli, kaliteli ve sorunsuz üretim yapabilme olanağına sahip oluyor. Düşük bakım maliyeti ve kolay devreye alma imkânı ile üretim süreçlerinde avantajlar sağlıyorlar. Biz Mitsubishi Electric olarak üstün teknoloji ve dayanıklılığı sayesinde uzun yıllar sorunsuz çalışma garantisi verebilmekteyiz. Zorlu or- ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Yiğit Küntan - Mitsubishi Electric tam şartlarında (yüksek ısı, nem vs.) dahi üstün performans göstererek üretimin aksamadan ilerlemesini sağlayan ciddi oyunculardan birisiyiz. çilen günümüzde, makine ve sistem haberleşmelerinin en yüksek seviyeye çıkabilmesinde, Mitsubishi Electric’in vizyonsahibi duruşu, teknolojik altyapı zenginliği ve AR-GE’ye sürekli yatırım yapmasının katkısı da oldukça fazla. EO: Ambalaj sektöründe en çok öne çıkan ve tercih edilen uygulamanız ve kullanım alanı hakkında bilgi verir misiniz? Yiğit Küntan: Özellikle dikey paketleme uygulamasıda ulaştığımız hız ve performans görülmeye değer. Türkiye’nin sayılı makine imalatçılarıyla OEM Partner olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Her türlü bakliyat, EO: Dünya genelindeki pazar payınızdan ve Türkiye pazarındaki konumunuzdan bahseder misiniz? Yiğit Küntan: Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyonları alanında da oldukça iddialı bir dünya devidir. Ürün satış adedi olarak, dünya genelinde birçok ürün grubunda liderliğe emin adımlarla ilerliyor. Özellikle servo motor üre- şeker, kahve, kuru yemiş, cips, zeytin, kayısı gibi birçok gıda ürünün paketlenmesinin el değmeden, yüksek hızlarda ve hassas olarak yapılabilmesine olanak sağlıyoruz. timinde, yıllık 1 milyon adetlere ulaşan üretimi ile liderliği kimseye kaptırmıyor. Türkiye pazarında da satış grafiği her geçen gün yükselmeye devam ediyor ve dünya pazarındaki gücünü ülkemizde de göstermeyi hedefliyor. EO: Teknolojik gelişmeler ve AR-GE çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz? EO: Sektör ile ilgili dünyadaki ve özellikle Avrupa’daki gelişmeleri nasıl buluyorsunuz? Sizce Türkiye’de sektörle ilgili ne türlü çalışmalar yapılmalı? Yiğit Küntan: Avrupa’daki merkezimizde başlayan AR-GE çalışmalarımız sayesinde teknolojik makine üreten yerli ve yabancı firmalar ile ortak projeler takip ediyoruz, partnerlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikte ürünler üretilmesi için Japonya fabrikamız ile sürekli olarak kontak halindeyiz. Ayrıca paketleme öncesi ve sonrası insan gücünün “...sektöre yenilikçi bir bakış açısı ve gelecek kuşaklara doğru aktarım sağlamak için mesleki gelişimi desteklemek ve meslek liselerinde ve üniversitelerde sektörel eğitim programları açmak gerekiyor”. daha efektif kullanılabilmesi adına daha hızlı ve güvenilir sistemler üretmek için robot destekli sistemler tasarlayıp, OEM partnerlerimiz ile bunları hayata geçiriyoruz. Üretim standartlarının hızla yükseldiği ve yeni endüstri evresine ge- Yiğit Küntan: Ambalaj ve paketleme sektörü, her geçen gün büyüyen ve Avrupa’nın önem verdiği bir alan haline geliyor. Avrupa’da insansız üretimi (endüstriyel robot ile üretim) destekleyecek birçok gelişme var. Dünyanın üstün teknolojiye sahip robotlarını üreten Mitsubishi Electric olarak, Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye’deki fabrikaların daha kaliteli ve hızlı üretim yapması için, dünyadaki en yeni teknolojik gelişmeler hakkında sanayici ve iş adamlarının bilgilendirilmesi ve ortak iş geliştirmek için, teknoloji devi firmalar ile sanayicilerin bir araya gelmesi önemli. Bunların dışında sektöre yenilikçi bir bakış açısı ve gelecek kuşaklara doğru aktarım sağlamak için mesleki gelişimi desteklemek ve meslek liselerinde ve üniversitelerde sektörel eğitim programları açmak gerekiyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 31 DOSYA / Paketleme - Ambalaj Hibrid Tasarım; Hız Ve Enerji Tasarrufu Sağladı Plastik Enjeksiyonda Türkiye’de Bir İlk: Hibrid Makine ■ Enjeksiyon bölümü elektrikli, mengene, taşıma ve çıkartma grupları ise hidrolik sistemden oluşan Türkiye’nin ilk hibrid plastik enjeksiyon makinası, üstün Kollmorgen mühendisliği ve Tisse Plastik Enjeksiyon Makinaları firmasının işbirliğiyle üretildi. Hibrid tasarım, üretimde hız ve enerji tasarrufu sağladı. Standartların çok dışında geliştirilen makinanın tüm yazılımı Kollmorgen tarafından yapıldı. Özellikle yazılımın firma bünyesinde, sıfırdan oluşturulmasıyla öne çıkan bu proje, 2014 yılında şirket içinde gerçekleştirilen “2014 projeler” yarışmasında 1. seçildi. eS-Drive450 Tisse Makina, PLASTİK ENJEKSİYONDA İLK HİBRİD MAKİNA: HIZ VE ENERJİ TASARRUFU Türkiye’de ilk kez hibrid bir plastik enjeksiyon makinası üretildi. Henüz tasarım ve uygulama sürecindeyken dahi, duyanların Türkiye’de yapılabileceğine inanamadığı proje, sektördeki bakış açısının değişmesine neden oldu. Kollmorgen’in kendi bünyesinde de çok önem verdiği bu projenin yazılımı da sıfırdan firma bünyesinde yapıldı. Tisse Plastik Enjeksiyon Makinaları firmasının işbirliğiyle geliştirilen hibrid plastik enjeksiyon makinasında enjeksiyon bölümü 2 adet servo motor ile, mengene, taşıma ve çıkarma grupları ise hidrolik sistemden oluşuyor fakat hidrolik sistemin pompası da servo ile sürüldüğünden sistem full elektrikli hibrid olarak adlandırılabilir. Makinada enjeksiyon kısmında servo motor kullanılmasındaki amaç, çok önemli hız artışları, ve hassas basınç dengesi sağlamaktı ve bu başarıldı. Artık sıvı plastik çok hızlı bir şekilde kalıba doldurulabiliyor. Hız özellikle ince cidarlı ürünlerin/ambalaj ürünlerinin baskısı için hayati önem taşıyor. Örneğin yoğurt kabı kapağı gibi ürünler çok çabuk soğudukları için prosesinin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Kollmorgen proje yöneticisi Şeref Karaoğlan, makinada sağlanan performans ilgili şunları söylüyor: “Sık sık üreticilerin bu tarz ürünlerde sorunlar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Makinanın hibrid olarak tasarlanmasında amaç yalnızca enerji tasarrufu değil aynı zamanda hızlı hareket edebilmekti. İnsanlar, bu makinanın üretiminin kolay olmadığını düşündüler çünkü örneğin, 90 mm’lik bir harekette kalıbın çeşidine göre 10 ayrı hız ve 10 ayrı basınç kademesi uyguluyoruz(P/Q). Servo motorlarla bunu yapmak gerçekten kolay değil. Bu işlem için Kollmorgen’ın S600 sürücülerini ve Kollmorgen PDMM kontrolörlerini kullandık.” “Biz Türkiye’de yapılamayanları yapmayı amaçlayan bir firmayız. En standart makinalere bile dikkat çekici özellikleri ekleme gayreti içerisindeyiz” diyerek sektördeki konumlarını özetleyen Tisse Makina Üretim Müdürü Ömer Şengelen; “Mühendislik süreçlerimizde ve makine üretimlerimizde Kollmorgen ile yoğun bir işbirliğimiz var. Plastik enjeksiyon makinası yapmayı 2000 yılında bırakmıştık aslında. Fakat 2008 yılında enjeksiyon şişirme makinalarında bir açık olduğunu gördük ve yeniden üretime başladık. Elsim Kollmorgen ile birlikte zaman içerisinde geliştirdiğimiz know-how ve yüksek ürün kalitesi ile üst düzey segmentte makinalar yapar duruma geldik. Bu son yapmış olduğumuz plastik enjeksiyon makinasının da ilki çalışmaya başladı. Kullanıcı firma makinadan çok memnun olduğunu dile getiriyor. Yeni siparişlerle birlikte üretimi hızlandırdık” sözleriyle Kollmorgen’a neden güvendiğini açıklıyor. Hızla Birlikte Enerji Tasarrufu Sağlandı Normal elektrikli enjeksiyon makinalarında genellikle mengene sistemlerinden şikayet edilir. Sıkıştırma oranları daha azdır, yüksek hızlarda daha büyük giderlere sebep olabilirler. Enjeksiyon hızlı olabilir fakat mengene eksi yanıdır. Normal hidrolik enjeksiyon makinalarında mengene istenildiği gibidir fakat, enjeksiyon hızı ile ilgili şikayetler çoğunluktadır. Maksimum hızları 100mm/s ile 200mm/s aralığındadır. Kollmorgen işbirliği ile Tisse’nin geliştirdiği hibrid makine bu iki sistemin en iyi yanlarını bünyesinde barındırmaktadır: Makinanın mengene ve güç gerektiren diğer kısımlardaki sistemin hidrolik ile çalışmasını sağlarken, hızlı olması gereken enjeksiyon sisteminin ise servo motorlarla çalışmasını sağlayarak 300mm/s hızlara rahatlıkla çıkılabiliyor. Ayrıca; Bu artılarla da kalmıyor, hidrolik sistemin pompa kısmını da servo motor kullanarak enerji tasarrufu ve hidrolik kısımda da hız artışını birlikte elde ediyor. Kollmorgen proje yöneticisi Şeref Karaoğlan, “Elektrikli makinaların sevilmesinin bir başka nedeni de enerji tasarruflu olmasıdır” diyor: “Çünkü eski tip makinalarda hidrolik pompada bulunan standart AC motor, makinanın çalışmadığı zamanlarda da dönmeye devam eder ve siz hiçbir şey yapmasanız dahi enerji tüketmeye devam eder.” ENDÜSTRİ OTOMASYON 33 DOSYA / Paketleme - Ambalaj Aralarındaki iletişimde problem olmasına karşın her türlü önlem alındı. Sistemde 6.5kW’lık Kollmorgen frenleme dirençleri kullanılıyor. Çünkü vidaların ve bilyaların ivme kazanması ile birlikte volan etkisi oluşuyor. Şeref Karaoğlan bu noktada hızı kontrol etmenin bir hayli zorlaştığına dikkat çekiyor: “Burada kullanmış olduğumuz ürünler Kollmorgen’ın geliştirmiş olduğu, içerisinde plakaların bulunduğu, kademeli frenlemeyi sağlayan ürünlerdir, standart fren dirençleri ile buradaki başarımı sağlamak imkânsız olurdu.” Özel Pompa Yazılımı Özel Valf Teknolojisi Makinanın hidrolik sisteminde ise kullanılan özel servo valf sayesinde rejenerasyon yapılıyor. Klasik sistemlerde tanktan alınıp sisteme basılan yağ 100 birimlik güç üretiyorsa, bu valf sayesinde sistemden gelen yağ tanka gönderilmek yerine yeniden sisteme basılıyor. Bu sayede %60’a varan oranlarda ekstra güç elde ediliyor Şeref Karaoğlan’a göre, ekstra gücün yanı sıra ekstra hız da elde edilmiş oluyor: “Bunu; arabanın dinamosunun, aküyü şarj etmesi gibi düşünebilirsiniz. Makinanın enjeksiyon kısmında hız artışı sağladığımız için mengene kısmında standart valfler kullanabilirdik. Fakat bu özel valf sayesinde hidrolik olan mengene sistemini de sanki elektrikliymiş gibi kullanabiliyoruz ve rejenerasyon sayesinde hızı artırmış oluyoruz.” Yağlı çalışan sistemlerde çok önemli 2 unsur vardır: Hız ve basınç. Çalışılan sistemin istenilen basıncı istenilen hızda verebilmesi çok önemlidir. Bu makina için geliştirilen yazılım tam da bunu sağlıyor. Şeref Karaoğlan; “10 farklı PQ mesafesi kullanabiliyoruz. Bu avantajı mengene sisteminde de kullanabiliyoruz” diyor ve ekliyor, “Yaptığımız servo motorlu pompa yazılımımız sayesinde, istenilen hıza 150-200ms gibi bir sürede çıkmış oluyoruz ve bu kadar hızlı olmasına rağmen istenilen basıncı 2-3 bar hata bandında yakalayabiliyoruz.” Üstün Kollmorgen Mühendisliği Kollmorgen’ın üstün makina otomasyon çözümü, yüksek oranda farklılaşmış makina ve daha kârlı işletme inşa etmeye yardımcı olmak için yüksek derecede entegre ve sezgisel ya- İki Ayrı Motordan Paralel Güç Makinanın şaşırtıcı bir diğer özelliği de enjeksiyonda birbirinden paralel güç alan 2 farklı motor kullanılması. Çok özel vidalara bağlı olan motorlar senkronize biçimde çalışıyorlar. Burada kullanılan vidalar 1/10mm’den daha düşük hassasiyetle dönüş yapmaya olanak sağlıyor ve çok yüksek hızlarda dahi kararlı bir çalışma sağlıyorlar. Etkin Haberleşme Sistemi Makinada Barel adı verilen enjeksiyon memesi çift motorlar tarafından itilip çekildiği için hız iki katına çıkmış oluyor. Burada Kollmorgen’ın mühendislik uzmanlığı devreye giriyor. Şeref Karaoğlan bu uzmanlık hakkında şunları söylüyor: “Aynı mekanik sistem üzerinde ama birbiriyle bağlantısız 2 motorun bu kadar uyumlu bir şekilde çalışması, Kollmorgen haberleşme sistemleri sayesinde gerçekleşiyor. Motorlardan 1 tanesi diğerine göre 1/10mm’den daha yavaş çalışırsa çok özel ve pahalı olan vidalara zarar verilebilir. Motorların haberleşme süresi ve senkronizasyonu 1 m/s nin altında oluyor.” Üstün Frenleme Teknolojisi Makinada kullanılan motorlar oldukça ağır ve güçlü motorlar. 34 zılım programlama ortamını, sınıfının en iyisi hareket bileşenleri ve sıra dışı ortak mühendislik hizmetlerini bir araya getirir. Kollmorgen Automation Suite™’nin, geliştirme süresini çarpıcı şekilde hızlandırdığı, makina üretimini artırdığı, fireyi azalttığı ve toplam teçhizat etkinliğini (OEE) artırdığı kanıtlanmıştır. Daha Seri Ve Daha Kaliteli Üretim • Üretimi zor ve hassas ürünleri yüksek hızlarda üretebilir. • Güç ve kalitesi, plastik enjeksiyonda yaşanabilen ürün çıkarmama ve fazla fire verme gibi sorunları ortadan kaldırır. • Diğer makinalara göre %35-40 arasında üretim hızı artışı sağlar. • Diğer makinalara göre %35-40 arasında enerji tasarrufu sağlar. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Mitsubishi Electric İle Dİkey Paketleme Uygulamanızı Çalıştırın ve Malİyetlerİ Azaltın değişirken, dikey paketleme uygulamaları temel olarak iki kategoriye ayrılır; Sürekli hareketli torbalama makineleri ve aralıklı hareketli torbalama makineleri. Besleyiciye giren ürün, zor akışlı sıvılardan katı maddelere farklılık gösterebilir ve genellikle makinenin tasarlanmasında önemli bir rol oynayacaktır. Önemli Otomasyon Bi leşenleri Her bir gerçek servo motorun hareketinin aynı anda başlamasını sağlamak amacıyla, Basit Hareket Modülü programlama ortamının bir parçası olarak sanal servo motor hareketine bir elektronik hat mili aracılığıyla kumanda edilebilir. Bu kontrol işlemi, programın GX Works2 (iQ Works’ün bir parçasıdır) ile yazıldığı LD77MS kontrolörü üzerinden gerçekleştirilir. Uygulama ÇALIŞMA ŞEKLİ ■ Genel Bakış Dikey paketleme uygulamalarında, ısıl şekillendirme gerçekleştirilecek şekilde bir rulodan plastik film malzemenin yüksek doğrulukta çekilmesi ve beslenmesi, hacmin dozajlama ile ürünle doldurulması, paketin kapatılması ve kesilerek boşaltma konveyörü ile taşınması amacıyla servo motor teknolojisi kullanılır. Dolum ve kapatma yöntemi makineden makineye 36 Kapatma işlemi, önceden doldurulmuş olan torbanın üstünün kapatılması ile aynı anda torbanın alt kısmının kapatılmasını sağlayacak şekilde mutlak servo hareketleri ile gerçekleşir. Her bir tamamlanmış torbayı borudan serbest bırakacak şekilde malzemeyi kesen bir bıçak hareket eder. Torba daha sonra kutulamaya taşınmak üzere çıkış bandının üzerine düşer. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Makine ve Fabrika Otomasyonunda Hareket Kontrol Çözümleri OMRON www.omron.com.tr ■ Günümüzün küreselleşen üretim ortamında çözülmesi gereken farklı ve karmaşık sorunlar ortaya çıkmaktadır. Tüketicilerin artan ihtiyaçlarını karşılamak için üreticiler ürünleri zamanında teslim etme baskısını daha fazla hissetmekte. Hızlı, kaliteli ve sürdürülebilir üretim süreçleri için yenilikçi teknoloji çözümlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle büyük üretim süreçlerini barındıran fabrikalarda bu yenilikçi çözümlere olan ihtiyaç her gün artmaktadır. Aynı zamanda fabrikalara çözüm sağlayan makine ve sistem üreticileri de bu ihtiyacı karşılamak adına ürünlerini geliştirmekteler. Hem son kullanıcıya ürün sağlayan üretici tarafında hem de makine üreticilerinde sistemin kontrolü için dağınık sistemler kullanmak yerine tüm sistemi tek bir noktadan kontrol etmek ve kompakt bir kontrol mekanizması kullanmanın katma değer sağladığı artık görülmektedir. Omron endüstriyel otomasyon çözümleri ile üretim sürecinin verimli, esnek ve küreselleşen üretim ortamına uygun hale gelmesine yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda 2011 yılında Sysmac (System for Machine Automation Control) platformu ile piyasaya sürdüğü NJ serisi kontrolör ve tamamlayıcı ürünleri, makine kontrolünde hareket kontrol çözümü ile birlikte tüm sistemin kontrol edilebilirliğini de arttırmaktadır. Yeni üretim ortamı hareket kontrolünde hızlı, esnek ve geliştirilebilir ürünlere ihtiyaç duymaktadır. Sysmac platformu güvenilirlikten taviz vermeden yüksek hızlı hareket kontrol uygulamalarına cevap verebilecek ürünleri bünyesinde barındırmaktadır. Sysmac: Tam entegre bir platform 38 ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Entegrasyon ve İşlevsellik Sysmac, otomasyon tesisiniz üzerinde tam kontrol ve yönetim olanağı sağlayan entegre otomasyonplatformudur. Bu platformun merkezinde yer alan Makine Kontrolörü serisi tüm makine cihazlarını senkronizekontrol etme olanağının yanı sıra hareket, robotlar ve veritabanı bağlantısı gibi gelişmiş işlevsellik de sunuyor. • Yüksek hassasiyetli algılama ve konumlandırma verilerini ağ üzerinde senkronize etme Tek Bağlantı Birden fazla disiplinin bir araya getirildiği bu konsept sayesinde çözüm mimarinizi sadeleştirebilir, programlamaihtiyacını azaltabilir ve üretkenliği optimize edebilirsiniz. Hareket • Hareket Kontrolü: IDE ile entegre, gerçek zamanlı çalışır • Standart PLCopen Fonksiyon Blokları veOmron tarafından oluşturulan hareketfonksiyon blokları • Konum, Hız ve Tork için doğrudan senkronize kontrol Güvenlik • Güvenlikle ilgili tüm veriler ağın tamamında senkronize edilir • Sessize alma, güvenlik kapısı kilitleme, EDM ve valf izleme gibi güvenlik fonksiyonları kolayca yönetilir Bilgi • Sysmac, SQL gibi veritabanlarıyla gerçek zamanlı iletişim kurar • Güvenli Veriler: Bir sunucunun çökmesi veya iletişim kaybı yaşanması halinde veriler otomatik olarakdahili belleğe kaydedilir. • Sysmac, üretkenliği artırmak, ön bakımı kolaylaştırmak vb. için Veritabanlarıyla yüksek hızda[1000 tablo öğesi/ 100 msn] çalışarak Büyük Veriİşleme sürecinin gerçekçi olmasını sağlar. Görüntü sistemleri • Görüntü işleme süresini artırmadan daha yüksek çözünürlükte görüntü elde etme olanağı • Şekil arama teknolojisi: Pick & Place projeleri için daha kararlı ve hassas nesne algılama olanağı sağlar Sorunsuz makine kontrolü ve fabrika otomasyonu Tek bağlantı ve tek yazılımla tek makine kontrolü: Sysmac otomasyon platformunuişte böyle tanımlıyoruz.Makine Otomasyon Kontrolöründe lojik, hareket, güvenlik, robotlar, görüntü sistemi, bilgi, görselleştirme ve ağoluşturma tek bir yazılımda bir araya getiriliyor: Sysmac Studio. Bu tek yazılım, özel bir 3D hareket simülasyonuaracı da içeren gerçek Entegre Geliştirme Ortamı (IDE) sunuyor. Makine kontrolöründe yerleşik EtherCAT veEtherNet/IP standart olarak geliyor. Tek bağlantı amaçlı iki ağ, gerçek zamanlı hızlı makine kontrolü ve veri tesisiyönetimi arasında mükemmel uyum sağlıyor. EtherCAT - Makine Kontrolü • En hızlı döngü süresi: 125 μsn • 256 adete kadar senkronize eksen • 512 bağımlı birim • Omron servo sürücü, inverter, G/Ç, Güvenlik, Görüntü Sistemleri ve Algılama özelliklerine entegre • RJ45 konektörleriyle standart STP Ethernet kablosu kullanılır Ethernet - Fabrika Otomasyonu Robotlar • Tek kontrolör ile 8 adete kadar Delta robot • Zamana dayalı Robot Fonksiyon Blokları programlamayı kolaylaştırır Algılama • Proses parametre ayarlama ve ön bakım fonksiyonları için tam kontrol olanağı • Birebir kontrolör haberleşmesi • Sysmac Studio , NA HMI veya SCADA yazılımı içeren arabirim • Microsoft SQL Server, Oracle, IBM DB2, MySQL ve Firebird için veritabanı bağlantısı • FTP sunucusu ENDÜSTRİ OTOMASYON 39 DOSYA / Paketleme - Ambalaj değişiklikyapılabilir. Genel amaçlı hareketkontrolü sağlamak amacıylaHareket Kontrol kütüphanesiiçin PLCopen Fonksiyon Bloklarısunulmaktadır. Güvenlik Fonksiyon Bloğu Şeması editörü 46 güvenlik FB/FN öğesine sahiptir. Güvenlik ile ilgili olarak IEC 61131-3standardı programlama gereklilikleriyleve PLCopen Fonksiyon Bloklarıylauyumludur. Bilgi Projelerde çok yüksek miktarlarda veri ortaya çıkabilir. Ama Sysmac Veritabanı Bağlantısı İşlev Blokukütüphanesi sayesinde bu veriler gerçek zamanlı analizedilebilir ve işleme konabilir. TEK YAZILIM Tek bir Entegre Geliştirme Ortamı Yazılımı Otomasyon sisteminiz üzerinde tam kontrol elde etmenizi sağlamak için geliştirilen Sysmac Studio, yapılandırma, programlama ve izleme fonksiyonlarını entegre eder. Grafik tabanlı yapılandırma, kontrolör,saha aygıtları ve ağların hızlı şekilde kurulmasına olanak sağlarken, IEC standardına dayalı makine ve hareketprogramlamanın yanı sıra Hareket Kontrolüne yönelik PLCopen Fonksiyon Blokları programlama süresini kısaltır. Çevrimiçi hata ayıklama özelliğine sahip Akıllı Editör, hızlı ve hatasız programlamayı kolaylaştırır. Gelişmiş sıra vehareket kontrolü simülasyonu ve veri izleme, makine ayarlama ve kurulum süresini azaltır. Programlama Çoklu görevleri yerine getirme olanağı sunar veIEC 61131-3 standardıyla tam uyumludur. Program editörü, sözdizimi hatası denetiminin yanı sıra değişkenler ve simgeler için net renk ayrımı gibi akıllı destek fonksiyonlarına sahiptir. Sıralı ST fonksiyonu sayesinde ST talimatları doğrudan Ladder programlarındayazılabilir. Hareket kontrolü GrafikCAM editörü, karmaşık hareket profillerinin hızlı şekildeuygulanmasını sağlar. CAMtablolarında anında 40 Simülasyon 3D hareket yolları gelişmiş sıra ve hareket kontrolü simülasyonuyla önceden test edilebilir. Tekli Fonksiyon Blokları, POU’lar (Program Organizasyon Birimi) veyaprogramın tamamı için simülasyon yapılabilir.Bunlara ek olarak Kesme ve Adımlama gibitüm standart özellikler de sunulmaktadır. HMI Makine parçaları koleksiyonunu kullanarak kendi IAG’lerinizi (AkıllıUygulama Araçları) tasarlayın. Ayrıca,VB.net standart fonksiyonunukullanarak bir IAG’nin içine kodeklemek de mümkün. SysmacStudio’nun Simülatör özelliği, NAuygulamasını Makine Kontrolörüprogramıyla test etmeye olanaksağlıyor. Robotlar Delta 2 ve Delta 3 kontrolü için entegre robot İşlev Bloğu kütüphanesi. Sysmac Studio’da ayrıca Deltarobot yönünü görselleştirmek ve yeniden oluşturmakiçin entegre bir 3D simülatör de bulunmaktadır. Görüntü sistemleri Görüntü işleme amacıyla bir program oluşturmak için tek yapmanız gereken herhangi bir öğeyi sürükleyip bırakmak. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj XTS: Malzeme taşıma ve montaj için yüksek esneklik ve daha düşük mühendislik ihtiyacı Beckhoff www.beckhoff.com.tr ■ XTS lineer taşıma sistemi, entegre güç elektroniğine sahip modüler doğrusal motorlar ve dahili pozisyon ölçümünün yanı sıra, 1’den n’e kadar seçilebilen kablosuz taşıyıcılar ve mekanik kılavuz raylarından oluşuyor. Bu yüksek performanslı bileşenlerle çeşitli uygulamalar, geometriler, uzunluklar ve yarıçaplar gerçeklenebiliyor. Bir ya da daha fazla kablosuz ve seyyar taşıyıcı modül, tamamen isteğe bağlı ve esnek bir yolda 4 m/s hıza ulaşan son derece yüksek dinamik özelliklerle kontrol edilebilir. Montaj uygulamaları için optimize malzeme akışı XTS çok çeşitli endüstri dallarında ve çok çeşitli yöntemlerle kullanılabilir. XTS yüksek hızlı malzeme taşıması için tasarlanmıştır: ürün itme, ürün boşluğu ayarlama, ürün hızını azaltma ve arttırma, ürünlere kenetlenme ve hareket ettirme, ürünleri taşıma ve tahliye etme gibi amaçlar için kullanılabilir. Düzensiz ürün akışı düzenli hale getirilir ve sabit bir aralık ile sabit bir hızda bir sonraki iş istasyonuna aktarılır. XTS, malzeme taşıma, besleme ve montaj için daha kompakt ve daha verimli makine tasarımlarını olanaklı kılmaktadır. Konvansiyonel rotatif transfer makineleri gibi uygulamalarda tüm işleme istasyonları aynı temel döngüye tabi tutulur. Diğer bir deyişle, tüm sistem en yavaş istasyonun döngüsüyle hareket eder. XTS ise, işlem adımlarının birbirinden ayrı ve bağımsız bir şekilde kontrol edilebilmesini mümkün kılar. Örneğin, en yavaş işlemin paralel şekilde idaresi için ikinci bir istasyon kullanılabilir. XTS beslemeyi de optimize eder. Toplam makine verimi artık en yavaş çalışma döngüsüyle sınırlandırılmış değildir. XTS aynı zamanda, düzensiz bir ürün akışını senkronize etmek ve daha sonra ürünü ambalajlamaya itmek ya da bir sonraki işleme adımına aktarmak amacıyla delta robota bir alternatif olarak da kullanılabilir. Esnek ürün değişikliği: standartlaştırılmış makine programlama yoluyla uyarlama Montaj uygulamalarında makineler genellikle çok çeşitli ve farklı görevler için kullanılırlar. Birçok durumda ürün değişiklikleri mekanik sistemlerde önemli müdahaleler gerektirir. XTS, otomatik montaj ve malzeme taşıma makinelerinin tasarımı ve üretimi için yeni fırsatlar ve daha fazla esneklik sunuyor. XTS yarı-standart donanım olarak kullanılabilir ya da yazılım tabanlı olarak yeni ya da ilave malzeme taşıma ve montaj seçenekleri uygulanabilir. Bu sayede, makine üreticisinin daha sonradan fazla mekanik 42 uyarlama gerektirmeden çok çeşitli ürünlerin işlenmesi için kullanılabilecek standart bir makine üretmesi yeterli olmaktadır. Karmaşık işlemler yazılıma aktarılır. Bu yöntemle, standart makineler yazılım parametrelerinin programlanması ile farklı uygulamalara adapte edilebildiği için özel amaçlı makinelerin üreticileri daha fazla üretim döngüsü gerçekleştirebilirler. Özel amaçlı makine üreticilerinin müşteri siparişlerine daha hızlı yanıt vermek üzere yapmaları gereken tek şey makinelerinde küçük modifikasyonlar gerçekleştirip ilgili yazılımı programlamaktır. Bu avantajlar son kullanıcılar açısından da geçerlidir: daha az makine tipi, daha hızlı ürün değişikliği ve daha kısa pazara sunma süresi. XTS- yeni lineer motor ilkesi XTS, gerekli geometrilerle eşleşmek üzere konfigüre edilebilen modüler bir mekatronik sistemdir. Gidiş-geliş yolları ve ayrıca dönemeçler malzeme taşımak için aktif şekilde kullanılabildiği için makinenin kapladığı alan en etkili şekilde kullanılır. Taşıyıcılar ivmelendirilebilir, frenlenebilir, konumlandırılabilir ve senkronize olabilirler. Nihai pozisyonlarına ve birbirine bağlı posizyonlarına geçebilirler, gruplar oluşturabilirler, hareket sırasında tutma kuvveti oluşturabilirler, dönüşler ve düzlükler boyunca sürüş yapabilirler, rejeneratif frenleme sayesinde enerji geri kazanımı sağlayabilirler ve taşıma amaçlarına yönelik olarak hem geliş hem de gidiş yollarını kullanabilirler. XTS, Sistem komponentleri ile esnek yapılar oluşturma Sistemin çalışması için gerekli tüm aktif komponentler ve sargı ünitesi düz veya açılı motor üniteleri tek bir yapı içerisinde mevcuttur. Üzerinde açılı yerleştirilmiş mıknatıs plakarı olan mover motor ünitelerini saran klavuz rayı üzerinde hareket etmektedir. 180° açılı ve düz motor modüllerine ilave olarak yeni 22,5 ° motor modülleri kullanılarak tam daireler, içe ya da dışa yuvarlatılmış yeni geometriler veya yuvarlak köşeleri olan kareler gibi yeni hat geometrileri elde edilebilmektedir. Bu sayede uygulamaların yelpazesi daha da genişlemektedir. Örneğin, esnek bir döner tabla indeksi veya doğrusal hat düzenleri oluşturmak gibi. AT2020-0250 motor modülleri (+22.5°, dışa bombeli) ve AT2025-0250 (-22.5°, içe bombeli) XTS sisteminin imkanlarını hat düzenleri bakımından büyük ölçüde geliştiriyor. Farklı doğrusal ve eğri modüllerin kombinasyonuyla, hat ENDÜSTRİ OTOMASYON düzeni kolayca en geniş uygulama gereksinimleri çeşitliliğini karşılamak üzere adapte edilebiliyor. Elbette bu motor modülleri için uyumlu kılavuz rayları da mevcut. XTS, ürünleri ve biçimleri değiştirme, değişikliklerin çok kısa sürede uygulanması imkânını sunuyor ve bütün bunlar için yeniden mekanik yapılandırmaya gerek duyulmuyor. Karmaşık ve pahalı mekanik sistemlerin yerini esnek yazılım işlevselliği alıyor. Bu 22.5° motor modülleri sayesinde uygulama alanları genişliyor; – Taşıyıcıların dış taraf etrafında çalıştığı tam daire – Taşıyıcıların iç taraf etrafında çalıştığı tam daire – Çokgen, düz bölümlere bağlı daire segmentleri – Adım ve S şekilli hat düzenleri – Ölçüsü serbestçe seçilebilen yuvarlatılmış dikdörtgen Bu, uygulama ve mevcut kurulum alanına bağlı olarak XTS mekatronik sistem tasarımlarında belirgin bir çeşitlilik sağlıyor. eXtended Transport System (XTS), yeni 22,5° lineer motorlarla destekleniyor. Uygulama yelpazesi böylece genişliyor, örneğin, dinamik ürün sınıflandırma için adım şeklinde bir hat yerleşimi. Beckhoff’un ürettiği XTS sürücü sistemi (eXtended Transport System), otomatik montaj ve malzeme taşıma makinelerinin tasarımı ve üretimi için yeni fırsatlar ve daha fazla esneklik sunuyor. DOSYA / Paketleme - Ambalaj Delta Robot ile Pick & Place Uygulaması OMRON www.omron.com.tr Makina Tanımı Makina, paralel olarak çalışan iki besleme konveyörü çerçevesine monte edilen bir robottan oluşur. Bir konveyör ürünleri taşırken, diğer konveyör de kutuları taşır. Robot, konveyör bandındaki ürünlerin kameradan aldığı pozisyonlarını kullanarak hareketli kutulara yerleştirir. Hareketli ürünlerin anlık pozisyonları sabit bir kameradan görüntü alan bir görsel denetim sistemiyle belirlenir. Aynı anda kutuların pozisyonunu izlemek için bir kayıt sensörü kullanılır. Bu sistem, her iki konveyörün hassas şekilde izlenmesine olanak sağlayarak robotun bir konveyördeki ürünleri alarak diğer konveyördeki kutulara yerleştirmesine imkan tanır. Robotik kontrol sistemi Robotik sistemler birincil besleme modülü veya ikincil ya da son hat dışı yükleme modülü olarak verimli bir şekilde kullanılabilir. Robotik yazılım nesne kütüphanelerinin IEC kontrolörlerine entegre edilmesiyle, robotlar kolay uygulanabilir ve kolay kurulabilir hale gelmiştir; bu durum robotların kullanımını yaygınlaştırmıştır. zisyonunu kaydeder ve FIFO veri önbelleğindeki verileri robota göndermeden önce dinamik olarak saklar. 5.Robot kontrollü taşıma sistemi Delta-3 robot hareketli ürünleri alır ve hareket eden kutulara yerleştirir. Paketlemede uzman otomasyon ortağınız Delta robot ile pick & place uygulaması için lojik ve hareket kontrolü veya hibrit kontrolör dahil tüm otomasyon ürünlerini tedarik edebiliriz. Ayrıca tüm motorları, sürücüleri, pozisyon sensörlerini, güvenlik cihazlarını, sıcaklık sensörlerini ve diğer panel komponentlerini sağlayabiliriz. Hepsi kolayca entegre edilebilirdir ve Omron kalitesini ve güvenilirliğini taşımaktadır. Hızlı algılama ve güvenilir inceleme Makinanın Bölümleri 1.Ürün besleme konveyörü EtherCAT üzerinden FQ-M görsel denetim sistemini kullanarak ürünün konveyör üzerindeki pozisyonunu takip edebilir; taşıma yönüne bağlı pozisyonlandırma açısını algılayabilir ve ürünü şablon, renk veya yüzeyine gore sınıflandırabilirsiniz. Omron görsel denetim sistemleri, bir çok yüksek hızı, rastgele ürün tanımlama ve ürün pozisyonu gerektiren birçok pick & place uygulamasını destekler. Servo kontrollü konveyör bandı, bant yüzeyine rastgele yerleştirilen ürünleri taşır. Otomatik format değiştirme 2.Ürün tanıma ve kayıt Görsel denetim kamerası ve enkoder ürünlerin pozisyonlarını kaydeder ve FIFO veri önbelleğindeki verileri robota gönderme- Yerleşik kinematik algoritma, hareket komutu ve lojik talimatı sayesinde değişiklikler tamamen NJ kontrolörde bulunan bir programla kontrol edilebilir. Omron FQ-M görsel denetim sistemiyle EtherNet/IP üzerinden haberleşme sağlanması, her bir ürüne yönelik ayarların ve istifleme yapılandırmasının NJ kontrolörünün belleğine kaydedilmesine ve böylece operatörlerin değişiklik sırasında doğru ayarlara hızlı şekilde geçmesine olanak sağlar. IEC uyumlu otomasyon kontrol sistemiyle ‘’kendin yap’’ robotik kontrol den önce dinamik olarak saklar. 3.Karton besleme konveyörü Kartonun ön ve arka kısmına temas eden askerlere sahip iki servo kontrollü yatay zincir şeklinde sağlanır. 4.Karton algılama ve kayıt Enkoder ve kayıt hücresi kartondaki boş kutuların po- 44 Omron, Sysmac platformuyla Delta-3 robotu bir servo kontrollü sistem kadar kolay programlamanıza olanak sağlayan tam robotik IEC uyumlu geliştirme seti sunar. Sysmac Studio sayesinde, kinematic geçişi basit bir talimatla etkinleştirebilir ve ardından Delta-3 robotu programlamak için alışık olduğunuz hareket talimatlarından oluşan bir seti kullanabilirsiniz. Tool Center Point (TCP) hareket yolunun kartezyan koordinat sisteminde basitçe programlanmasıyla NJ kontrolörün yol interpolasyonundaki her bir noktayı (x, y, z) otomatik olarak üç açı konumuna (ϴ1,ϴ2,ϴ3) dönüştürmesine olanak sağlar. Her bir zaman düngüsünde, açı pozisyonları sırasıyla her bir kolun motorunu kontrol eden üç servo sürücüye ayar noktaları iletilir. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Rexroth Ana Bayisi Star Hidropar, “VarioFlow” hattını kurdu verim ve transfer hızı maksimum düzeyde arttı Bosch Rexroth www.boschrexroth.com.tr VarioFlow hattı sayesinde saha şartlarında ortaya çıkabilecek adaptasyon ihtiyaçları da zincir ve benzeri birkaç komponentin değişimiyle kolay ve hızlıca karşılanabiliyor. EkinPlas Firması’nda ayrıca üretim hattından depoya kadar uzanan yaklaşık 100 metre uzunluğunda bir VarioFlow transfer hattı da bulunuyor. VarioFlow transfer hattı, fabrika ■ Rexroth Ana Bayisi Star Hidropar, EkinPlas firmasına anahtar teslim proje olarak “VarioFlow” hattı kurdu. Sistem, yapı olarak bir köprüyü andırdığı için “3. Boğaz Köprüsü” olarak adlandırıldı. Bosch Rexroth’un Türkiye‘deki ana bayisi Star Hidropar, gıda ambalajları, IML (kalıp ici etiketleme), medikal ve beyaz eşya plastik parçaları sektöründe faaliyet gösteren EkinPlas firması için “Vario Flow” hattı kurdu. Hızlı montajı yapılan, kolay temizlenebilir ve minimum bakım gerektiren “VarioFlow” hattı sayesinde ürünler farklı özelliklerdeki zincir yüzeylerde güvenli bir şekilde taşınıyor. Hat boyunca yer alan açık profiller temizleme işlemini kolaylaştırırken zincir yüzeyinin yapısı ufak boyutlardaki ürünlerin bile sorunsuz bir şekilde taşınmasına olanak veriyor. Serinin 80, 100, 160, 240 ve 320 mm genişliğindeki zincir komponentleri, farklı uygulama tipleri için kapsamlı çözüm yaratmayı mümkün hale getirirken, yanal kılavuz raylar ve ek ürünleri uygulama farklılıklarında istenen performansı sağlıyor. Star Hidropar mühendisleriyle bir araya gelen EkinPlas yetkilileri, Bosch Rexroth’un sunduğu VarioFlow teknolojisinin verimi ve transfer hızını maksimum düzeye taşıması nedeniyle kendileri için en doğru sistem olduğuna karar verdi. Kurulan VarioFlow hattı ile süreçlerde otomasyon artırılırken, manuel işlemler azaltıldı. Ayrıca ürün transfer hızları da yükseltildi. Bu sayede ürünler operatör yardımıyla paketlendikten sonra, her IML sistemin önünde yer alan asansör sistemi sayesinde otomatik olarak yukarı taşınıyor ve VarioFlow hattına aktarılıyor. VarioFlow hattına aktarılan paketler, sensörlerden aldıkları verilere göre duruyor ve ilerliyor. Firma içinde bu şekilde toplam 30 adet IMLrobotlu sistem, her sistem önünde de asansör sistemi bulunuyor. 46 içinde ekstra bir yer kaplamaması için Rexroth alüminyum profiller ve halatlar yardımıyla köprü şeklinde havadan ilerliyor. Paketler otomatik olarak depoya aktarılıp depolanıyor. Rexroth VarioFlow sistemleri, değişik tipteki ürünler ve koşullar için farklı ihtiyaçlara cevap verecek şekilde tasarlanabiliyor ve kullanıcıya esneklik sağlıyor. VarioFlow, ekonomikliği ve sağladığı yüksek performansla da dikkat çekiyor. EkinPlas Star Hidropar’ı seçti EkinPlas, konusunda 20 yıllık tecrübeye sahip uzman kadrosuyla, yüksek kalite anlayışıyla, hızlı ve emin adımlarla büyümeye devam eden bir şirket olarak plastik sektöründe faaliyet gösteriyor. Yeni teknolojilere sahip, güçlü bir imalatçı olma iddiasıyla yola çıkan Ekin Plas, Bosch Rexroth’u iş ortağı olarak seçti. Projede Bosch Rexroth’un orijinal ürünleri kullanılırken Hidropar’ın sahip olduğu Ar&Ge, üretim ve ürün tedarik kabiliyeti de sisteme dâhil edildi. 1996 yılından itibaren İstanbul’daki merkez ofisinde ve Çerkezköy OSB’deki fabrikasında faaliyet gösteren Star Hidropar mühendislik, satış, satış öncesi ve sonrası teknik destek, servis, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Ayrıca Star Hidropar 6 bin metrekarelik kapalı alanda yer alan fabrikasıyla, CNC tezgâhlar ve tecrübeli kadrosu yardımıyla komponentleri otomasyon sistemlerine ve üstün özellikli makinelere dönüştürüyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Paketleme makineleri için gelişmiş otomasyon çözümleri neden önemlidir? OMRON www.omron.com.tr ■ Paketleme makineleri üretiyorsanız ve karlılığınızı artırmak istiyorsanız, makinenizin hızını, çok yönlülüğünü, performansını ve güvenliğini artırmak üzeret asarlanmış eksiksiz bir ürün ve hizmet yelpazesine ihtiyaç duyarsınız. Bu paketleme makinesi çözümlerinin bazıları çok gelişmiş olsa da, müşterilerinizin bağlılığını en üst düzeye çıkarma açısından son derece güvenilir oldukları da kanıtlanmıştır. Yeni bir makine geliştirmek veya mevcut bir modeli yükseltmek için uzman bir otomasyon ortağının bilgi birikimini kullanmalısınız. Şişeleme konusunda mı uzmanlaştınız? Ya da atıştırmalık yiyeceklere mi odaklanıyorsunuz? Birinci paketleme makineleri mi üretiyorsunuz yoksa ikinci ve nihai paketleme makineleri de sunuyor musunuz? Uzmanlık alanınız ne olursa olsun, aşağıdaki sektörlerden herhangi birinde paketleme kârlılığını artırma konusunda Omron size her zaman yardımcı olabilecek bir çözüm sunacaktır. 48 • • • • • • • • • • Unlu mamuller ve bisküviler İçecekler (alkollü, alkolsüz, sütlü, yağlı ve CSD) Şekerleme Kozmetik ve sağlık Kuru gıdalar ve atıştırmalıklar Taze gıda Evde bakım ve diğer Sıvı ve konserve gıda Tıbbi ürünler Hazır yemekler Üretim süreci “Kalite” Çoğu paketleme makinesi üreticisi son ürün sarılmadan, kutulanmadan, şişelenmeden veya torbalanmadan daha önce müşterilerinin işlemlerini başından sonuna kadar göz önünde bulundurmak için zaman harcarlar. Yüksek verimliliğe ve yüksek kalite standartlarına sahip işlemlerin tekrarlanabilmesi, her gün karşılaşılan bir zorluktur. Bu nedenle Omron yüksek hızlı, yüksek çözünürlüklü çok döngülü regülasyon kontrolü, yüksek hızlı veri işleme ve depolama ile birlikte kesintisiz görüntü tabanlı kalite denetimi gibi teknolojiler ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj gerektiren planlı parti üretim süreçlerine uyum sağlayan geniş bir ürün portföyü sunar. Birinci paketleme “Hız” Burada başa çıkılması gereken asıl konu hızdır. Bunun yanında hijyen standartları korunurken ürün parti boyutunun serbestliğine, makinelerin kolay temizlenmesine ve kolay çalıştırılmasına da ayrıca ihtiyaç vardır. Omron birinci paketleme çözümleri, pazardaki en hızlı gerçek zamanlı Ethernet endüstriyel ağ teknolojisi EtherCAT ile “Tek Yazılım Ortamı” anlayışımızı bir araya getiren ileri teknolojiye sahip makine otomasyon kontrolörü sayesinde birinci paketleme makinelerinizin hem hızını hem de esnekliğini arttırır. Bu eşsiz kombinasyon, geleneksel mekanik sistemlerinizi aşamalı olarak devre dışı bırakarak bunları çok yönlü Delta robot ve görüntü sistemleriyle değiştirmenize imkan sağlar. İkinci paketleme “Esneklik” Buradaki önemli zorluklar birinci paketlemenin üretim hızlarına uyum sağlayabilmek, tekli veya çoklu paket bütünlüğünü sağlamak ve hem birinci hem de ikinci paketlemeleri iletmek için lineer kılavuzların kolayca uyum oluşturmasını sağlamaktır. Omron çözümleri makinelerinize esneklik katmanıza yardımcı olur. En yeni robot ve görüntü sistemlerimizi sağlayarak, örneğin bir, iki veya üç katmanlı paketleme modeli kullanarak 12 ürünü aynı anda toplayıp yükleyebilen robot ile kutulama araçları oluşturmanıza yardımcı olabiliriz. Böyle bir kurulumda hızı artırmak için tek yapılması gereken, işlem başına toplanan ürün sayısını artırmaktır. Son paketleme “Sağlamlık” Buradaki asıl zorluk aşırı yüklerin sürekli yüksek çevrim frekanslarında güvenle işlenmesini sağlamaktır. Omron çözümleri geniş bir yelpazede son derece sağlam elektromekanik lineer eksen seçenekleri içerir. Farklı sürücü tiplerine ve döndürme/kavrama modüllerine sahip kuruluma hazır lineer modüller, tam donanımlı işleme modüllerini tamamlar. Ayrıca, elektrikli aktüatörlerin herhangi bir kombinasyonda kullanılabilmesi uygun maliyetli uyarlamalar için de çok yönlülüğü artırır. Uzman otomasyon ortağı Omron, sunduğu uygulamalı çözümler ile sizlere destek vermenin, hem sizin hem de kendisi için yararlı olduğuna inanıyor. Uygulamalarınızda karşılaştığınız zorluklar hakkında önemli bilgiler ediniyor, bu bilgileri size en ideal çözümleri sunmanın yanında, gelecekteki ürün ve hizmetlerini geliştirmek için kullanıyor. Mühendislerinin sizlere daha sezgisel ve gelişmiş kontrol, daha fazla gerçek zamanlı sürekli hareket çalışması, daha kolay robot ve görüntü entegrasyonu ve ekrana tek bir dokunuşla gerçekleşen reçete odaklı değişiklikleri içeren en esnek çözümü sunmada bu kadar kararlı olmasının sebebi de budur. Geniş bir ürün yelpazesine sahip olmak, ideal çözümler için hayati önem taşır. Ancak, son derece düşük hata oranına sahip yüksek kaliteli ürünlere sahip olmak karlılığınız için “olmazsa olmaz”dır. Omron sizlere her ikisini sağlayarak, en zorlu ortamlarda dahi güvenilirlik ve sağlamlığın standartlarını yeniden belirliyor.. ENDÜSTRİ OTOMASYON 49 DOSYA / Paketleme - Ambalaj Tam otomatik sabun dispenseri ambalajı Mükemmel ambalaj Festo www.festo.com.tr ■ Modern ambalaj makineleri, insan eliyle yapılan işleri her zaman yerine getiremiyorlar. Ancak, işlerin elle yapılması çok fazla zaman alırken, üretim kapasitesini de kısıtlıyor. so-matec epple GmbH, şirketi, yenilikçi otomasyon bileşenleri ve geniş bilgi birikimi sayesinde Erdal firmasında neredeyse imkansız olan bu görevi başardı ve insan elinin hareketlerini eksiksiz bir şekilde taklit edebilmek için elektronik bir kam dişli ve elektrikli kayışı eksenden oluşan bir sistem tasarladı. Erdal firması, Avusturya/Salzburg/Hallein ‘de yer alan tesisinde, Doğu Avrupa ve Japonya gibi önemli ihracat pazarlarına temizlik malzemeleri nin yanı sıra, Almanya ve Avusturya gibi çekirdek pazarlara, tetikleyici ürünler, ayakkabı bakım ürünleri ve parfümler üretiyor. Firmanın 600 çeşit ve 34 milyon adet münferit üründen oluşan yıllık üretim hacmi, yaklaşık 13.000 ton civarında. Tesis, her ne kadar yüksek bir otomasyon teknolojilerine sahip olsa da ürün ambalajlama kısmında elle yapılması gereken ve kapasitenin arttırılmasına engel teşkil eden işler hala mevcut. Bu soruna, so-matec epple GmbH tarafından şimdi çözüm getirilmiş. Otomasyon ve ambalaj sistemleri tasarım ve montaj uzmanı so-matec epple GmbH, Festo komponentlerini kullanarak ve Festo‘nun devreye alma servisinin derin teknik bilgisinden fayda- 52 lanmak suretiyle mevcut bir üretim tesisine, tam otomatik bir ambalajlama sistemi kurmuş. Tam hizalama Erdal‘ın dolum ve ambalaj makineleri, armut şeklindeki ve farklı özelliklere sahip sıvı sabun dispenserlerini dolduruyor, kapatıyor ve ambalajlıyor. Flakonlar, bir konveyör sistemi üzerinden, kendilerini, otomatik olarak dikey vaziyete getiren bir sisteme geliyor. Daha sonra dolum istasyonunda, sekiz şişe aynı anda dolduruluyor. Kapak kapama makinesi, pompalı kafaları otomatik olarak yerlerine yerleştiriyor ve sıkıştırıyor. Sistem, kapaklar kapatıldıktan sonra, kapağın mevcut olup olmadığını ve gerekli kapama torkuna ulaşılıp ulaşılmadığını kontrol ediyor. Kusurlu flakonlar kenara ayrılıyor. İmalat işleri biten sabun dispenserleri, kendilerini kartonlara yerleştiren so-matec makinesine ulaşıyor. Konveyör tarafından her zaman iki şişe makinenin alma pozisyonuna doğru itiliyor ve pompalı kafa, önceden tanımlanan bir pozisyona hizalanıyor. Bu işlem, dispenserin; üzerine karton geçirilirken kartona hasar vermemesini temin ediyor. Flakonlar, sıralayıcının üzerinde hizalanırken, makine, henüz katlı vaziyette bulunan kartonlardan iki tanesini besleme kanalından vakumlayarak alıyor, açıyor ve bir handling birimine aktarıyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Tam hizalama: Sabun dispenserlerini önce birbirinden ayıran makine, daha sonra, önceden tanımlanan bir pozisyonda, dispenserlerin kapaklarını kapatıyor. Final: Ambalajlar, handling sistemi tarafından flakonlara giydiriliyor. Başarıyla açıma: Kartonlar, tam otomatik olarak açılıyor. Kusursuz entegrasyon: so-matec, makineyi, çok dar bir alanda, proses akışının içine entegre etmiş. ENDÜSTRİ OTOMASYON Yeni makineyle, verimliliğimizi belirgin oranda arttırmayı başardık. Erdal Teknik Müdürü Christian Röhr 53 DOSYA / Paketleme - Ambalaj Handling biriminin hareketleri, EMMS-AS servo motorlar tarafından kontrol edilen iki adet kayışlı eksen tarafından belirleniyor. Bu eksenler, insan elinin hareketlerini daha da kolaylaştırılmış bir şekilde taklit ediyor ve flakonların üzerine, tam olarak gerektiği şekilde kartonların giydirilmesine izin veriyor. Elektrikli bir ERMB döner modül, ambalajların hızlıca ve hassas bir şekilde döndürülmesinden sorumlu. Sistemde kullanılan tüm elektrikli bileşenler, tam olarak birbirlerine adapte ediliyor ve kontrol eğrisine entegre ediliyor. Hareketlerin akıcı bir şekilde tasarlanabilmesi, sadece elektrikli komponentlerle mümkün olabilmiş. Makinede, kartonların; flakonların üzerine daha iyi geçirilebilmesi için yan taraflarına konkav bir şekil veren standartlara uygun pnömatik bir silindir de kullanılmış. Talep edilenden daha kısa bir sürede Ambalaj işleminde yer alan komponentlerin hepsinin hızlı ve akıcı hareketleri, CMMP-AS eksen kontrolörünün içine entegre edilen elektronik bir kam diski tarafından sağlanıyor. Kam diski, prosesin, münferit ara aşamalara bölünmesinin çok fazla zaman alacağı düşünüldüğü için kullanılmış. Elektronik kam diski sayesinde, Erdal tarafından talep edilen 1,3 saniye çevrim süresinin onda iki altında kalınmış. Daha önce dört personel saatte 1000 flakon ambalajlarken, tam otomatik ambalajlama sistemi, şimdilerde saatte 2400 flakon ambalajlayabiliyor. İşletmeye alma işlemlerinde, Festo‘nun yüksek hızlı kamerası, çok önemli bir katkı sağlamış. nsan gözünün takip edebilmesi mümkün olmayan hızlı hareketlerin yavaş bir şekilde izlenmesini sağlayan hızlı kamera, özellikle eksenel hareketlerin ayarlanması ve makinenin optimize edilmesini sağlamış. İşbirliğiyle proje optimizasyonu so-matec, bu zorlu işin üstesinden gelebilmek için, daha projelendirme ve geliştirme aşamasında, Festo mühendislerinin bilgisinden faydalanmış. so-matec mekanik birimi ve kontrol birimi imalatı birimi ile Festo işletmeye alma servisi, elbirliğiyle, Festo‘nun elektronik kam diskini programlamış ve tam olarak müşterinin taleplerine göre uyarlamış. Vakum sisteminin tasarımı da yine Festo işletmeye alma servisi tarafından yapılmış. Vakum sisteminin gereksinimlere tam olarak uygun bir şekilde tasarlanabilmesi için, Festo‘nun merkezinde, talep edilen çevrim süreleri için nasıl bir vakumun üretilmesi gerektiğinin tespit edilebilmesi amacıyla, ambalajlarla testler gerçekleştirilmiş. Zamanında gerçekleşen işbirliği sayesinde, so-matec‘in geliştirme prosesine ivme kazandırılmış. DOSYA / Paketleme - Ambalaj Patates Besleme Konveyörü Turck www.turck.com.tr ■ Turck’s QR24 enkoderi Hollanda merkezli Schaap firmasının patates besleme konveyörlerinde üstün temassız ölçüm özelliğini bizlere gösteriyor. Elektromanyetik hassaslık ve enterferans faktörleri bir çok geleneksel encoder için nadir de olsa için en zayıf yönlerdir. Bununla birlikte aslında çemberin en zayıf yeri olarak mekanik bağlantı sistemlerini saymalıyız. Schaap Holland B.V firması patates işleme fabrikasındaki besleme konveyörlerinde artık QR24 temassız enkoder kullanıyor. Böylelikle teknik bakım ekibinin geleneksel enkoderlerle yaşadığı ve çok zaman alan kompleks montaj uğraşıları ,düzenli bakım gereksinimleri gibi sorunlarına çözüm sağlıyor. Patates yetiştiriciliği Avrupa’da 16. yüzyılın sonlarına doğru yaygınlaşmaya başladı. İspanyol kaşifler patatesi yeni dünyadan İber yarımadası ve oradan da İspanyolların hakimiyeti altındaki Hollandaya getirdi. Başlangıçta patates bitkisi saray tarafından mucize bir tarım bitkisi değilde sıradan bir botanik bitki olarak görüldü.Faydası ve güzel tadının anlaşılması ilk etapta zor oldu ancak zaman sonar üretimi ve işlenmesi yaygınlaştığında bu köklü bitki Avrupa’daki populasyonun gelişimini garantiye aldı denilebilir. Sosyal araştırmacı ve Amerikalı tarihçi William McNeill,bu nedenle patatesi “batının göz alıcı yükselişindeki büyük faktör” olarak adlandırıyor. O günkü problemlerle karşılaştırıldığında bugün patates üretimindeki problemler göreceli olarak küçüktür. Bugün artık tarımda verimsizlik bir ölüm kalım meselesi değildir. Şartlar ve imkânlar çok daha ilerledi. Örneğin Dutch Town-Biddinghuizen’de yerleşik Schaap Holland B.V gibi çoğunluk patates işleyici firmalar en uygun seviye otomasyonları ve gıda odaklı üretim anlayışı ile ürünlerini başarıyla paketliyorlar. Şu an 300 civarında patates üreticisi çiftçi Shaap fabrikasına ürün gönderiyor ve bu akış Shaap’a yılda 45bin ton patatesi kurumsal müşterilerine ve gıda servis endüstrisine sağlama imkânı veriyor. Fabrika iki tip ürün işlemi sunabiliyor. Bunlardan ilki temizlenmiş kabuklu patates Diğeri soyulmuş, dondurulmuş pişirilmeye hazır patates. Tüm ürün gruplarında farklı boyut ve şekildeki patatesler ve paketler mevcut. Biddinghuizen fabrikası iki ana bölüme ayrılıyor. Hijyenik bölüm, soyulmuş p a t a t e s ler için, ve diğer alan yıkanmış,kabuklu patatesler için ayrılmıştır.. Bu alanlarda patatesler sınıflandırılıp ve paketleniyor. 56 Tamamen entegre üretim Patatesleri sınıflandırma yıkama ve soyma büyük ölçüde otomatik yapılıyor. Akan bir konveyör hat patatesleri yıkama alanından alıp dondurucu tüneline götürüyor. Fakat bu işlemlerin tümünü entegre bir şekilde yapabilmek Schaap’ın otomasyon mühendislerinin önüne bazı zorluklar da çıkarıyor. Örneğin paketleme hattının sonunda bir makina durduğunda bu durum tüm üretim hattının durmasına sebep oluyordu. Bunu önleyebilmek için Schaap paketleme makinasındaki tartım sistemin önünde buffer konveyörler kullanıyor. İki band S7 kontrolörün operatör panelinde görüntüleniyor. Paketlenecek ürünler geri yüklendiğinde artık, tüm proses durmuyor, buffer konveyör hızını düşürerek gecikmeyi kompanze ediyor. QR24 temassız enkoderi tamda burada motor ve bandın hareketini görüntülemek için kullanılılıyor. Bu sayede 500 kiloya kadar patates prosese eklenebiliyor. Shaap teknik bakım müdürü Henk van Raalte ,” bir lazer sensör yardımıyla bant üzerin akan patatesin yüksekliğini ölçüyoruz ve böylece ne kadar patates olduğunu biliyoruz. Hızı ayarlayabilmek için her santimetre için enkoderden bir pulse bekliyoruz” şeklinde yapıyı açıklıyor. Bufer konveyör: Tüm bantlara 500 kiloya kadar patates yüklenebilir. ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj Yüksek mekanik stress Motor şaftı çok yavaş hareket ediyor. QR24 bir turda 12 pals verecek şekilde ayarlanıyor. Soğutma konveyörünün doğrusal hareketi 5 santimetrede bir bir palse almaya ayarlanarak izleniyor. Fakat bu durum bize çoklukla mekanik zorluklar getiriyor. Daha önceki optik ölçüm esaslı inkremental enkoderler yaylı bağlantılı olmak zorundaydı. Enkoder iki küçük yaylı bağlantı ile şaft etrafına ve gövdeye bağlanırdı. Shaap firmasından Van Raalte olan durumu şöyle açıklıyor ;” kararlılık ve ölçüm doğruluğu mesele değildi ancak motor titreşiminden dolayı yaylar yerinden kayıyor ve iki yıl içinde mekanik sebeplerle enkoder çalışamaz hale geliyordu… “ Önceki çözüm: Yaylı bağlantılı enkoder mekanik hatalara ve zararlara karşı hassastır. Yaylı kaplinlere gerek yok Turck’un temassız enkoderiyle bu artık bir sorun olmaktan çıktı. Enkoderde şaft ve sensör gövdesi arasında mekanik bir bağlantı olmadığından yaylı kaplinlere gerek kalmadı. QR24’te sadece pozisyon elemanı şafta tutturuluyor. “Böyle bir enkoderi yıllardır bekliyorduk “ diyen Raalte “ bir dergide sayfanın başında QR24’ü gördüğümde, böyle bir şeye ihtiyacımız var “ dediğini belirtti. QR24’ün tüm modellerinde pozisyon elemanı ve enkoder tamamen kapalı iki ayrı gövdededir ve sistem titreşim, sarsıntı gibi etkilerden bağımsız hale gelmiştir. Sıkılaştırılmış bilye yatakları ve silikonlanmış tek parka gövdesi durdurmaları ve uzun bakım zamanları gerektirmez. Tüm bunlardan dolayı QR24 optik ve manyetik enkoderlerin çok ilerisindedir. Van Raalte QR24’ün çıkışını standart bir PLC’nin girişine bağlıyor.(Siemens S7 1500) Pactware programını kullanarak enkoder parametrelerini ayarlıyor. Turck’un öğretme adaptörüyle dokuz adet önceden belirlenmiş pals değerinde ayarlama yapılabildiği halde bu ayarlar sadece bir turda 360 ile 5000 pals arasındaki dokuz değerde yapılabilir. Pactware programıyla ise enkoder 1 ile 5000 pals arasında herhangibir değere ayarlanabilir. Schaap çıkışı bir turda 12 pals alabilecek şekilde ayarlıyor çünkü konveyör bir turda 6 pals olarak izleniyor. Böylelikle sistem basitleştirilmiş oldu. Turck’un enkoderi motorun alt bölümünde metal bir muhafaza ile monte edildi. Gıda sektörü uygulamaları için özel Turck QR24 paslanmaz çelik gövde enkoder herhangi bir korumaya ihtiyaç duymaz. Shaap çalışanları her hafta patates fabrikasının her tarafını bir hijyenik köpükle temizliyorlar , bu esnada 15 barlık bir basınçla 20 dakika civarında bu köpük uygulanıyor. Böylelikle tüm fabrika dezenfekte edilmiş oluyor. Çifte koruma: Tüm işlem süresince enkoderle birlikte motoru paslanmaz çelik koruma örter. Enkoderi korumak Enkoder fabraikanın soyulmamış patates işleme bölümünde de kullanılıyor. Karışık ve zorlu montaj problemleri çoğunlukla Shaap teknik ekibinin çok fazla zamanını alıyor. Örneğin kurutma silindirlerinde konveyörün çizgisel hareketini 4096 pals olarak ölçen optik bir enkoder…Bu konveyör ürün değişimi için boşaltılması gerektiğinde tırmık şeklinde bir kol geliyor ve patatesleri aşağıya itiyor. Buradaki absolute enkoder yaylı kaplinle gövdeye tutturuluyor. Sonuç olarak enkoderin mekanik hatalardan dolayı düzenli olarak tamir edilmesi yada değiştirilmesi gerekiyor. Bir başka inkremental enkoder de şiddetli tittreşimlere maruz bir şekilde konveyörün çizgisel hareketini ölçmektedir. Burada teknisyenler bu titreşimleri en aza indirmek için çift yataklı bir şaft kullanmak zorunda kalıyorlar. İşte burada da QR24 bağlandığında zaman alan montajlar gereksiz hale geldi. Alıntı: “Yıllardır böyle bir enkoder arıyorduk. Sektörel bir dergide enkoderi gördüğümde, işte böyle birşeye ihtiyacımız olduğunu anlamıştım.” Henk van Raalte, Schaap Holland B.V. . ENDÜSTRİ OTOMASYON 57 DOSYA / Paketleme - Ambalaj İLK 6 AYDA 1,7 MİLYON TON İHRACAT 5,7 MİLYAR DOLAR GELİR Plastik ambalaj sektörü ihracatla büyüyor ■ Kullanım alanları ve tüketim oranları hızla artan plastikler, 16 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründen aldıkları yüzde 35’lik pay ile liderliğini sürdürüyor. PAGEV tarafından hazırlanan rapora göre; plastik ambalaj üretimi 2015 yılının ilk yarısında miktarda 1,7 milyon ton, değerde 5,7 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında iç pazarda beklediği potansiyeli yakalayamayan sektör rotasını ihracata çevirdi. Plastik ambalaj ihracatı, miktarda yüzde 10,2 artış ile rekor kırarak 386 bin tona yükseldi. Miktar bazındaki artışa rağmen, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro-Dolar paritesi nedeniyle ihracat değer bazında yüzde 7,8’lik kayıpla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dünyanın 150 ülkesine ihracat yapan plastik ambalaj üreticileri, 2015’in 6 aylık döneminde en fazla ihracatı Irak, İngiltere ve Almanya’ya yaptı. Irak, bir yıl aradan sonra tekrar ihracat pazarları listesinde liderliğe yükseldi. Ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte değişen tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak ambalaj pazarı da hızla büyüyor. Ambalajlar ürünü dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatırken, tüketicilere hijyen ile taşıma kolaylığı sağlıyor. Bugün dünya ambalaj sanayi pazarı 700 milyar dolarlık büyüklüğe sahip ve sektör her yıl ortalama yüzde 3 büyüyor. Türkiye’de ise 16 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründe ilk sırayı yüzde 35’lik pay ile plastikler alıyor. Ambalajların plastik sektörü üretiminden aldığı pay ise yüzde 40 seviyesinde. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik sektörünün en önemli kalemleri arasında yer alan plastik ambalajların 2015 yılının Ocak-Haziran dönemindeki gelişimini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırladı. Plastik ambalajlar iç pazarda yerinde saydı… Plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık 1 bin 700 firma, 2015 yılının ilk 6 ayında üretimlerini miktarda artırdı, ancak değerde düşüş yaşadı. Plastik ambalaj üretimi ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 1,4 artış ile 1 milyon 718 bin tona yükseldi. Üretim değer bazında ise yüzde 13,6 azalış ile 5 milyar 783 bin dolar oldu. Plastik ambalaj sektöründe yaşanan değer bazındaki azalma, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar paritesinden kaynaklandı. Plastik ambalajların yurtiçindeki tüketimi geçen yıl ile aynı düzeyde seyretti ve ilk yarıda miktarda 1 milyon 548 bin ton oldu. Yurtiçindeki tüketim değerde yüzde 13,9 azalış ile 5 milyar 572 milyon dolara geriledi. Yurtiçi tüketimin miktarda yüzde 14’ü, değerde ise yüzde 15’i ithalatla karşılandı. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç ediyoruz… Sektörün 2015 yılının ilk yarısındaki ihracatı miktarda geçen yılın 58 aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 386 bin tona yükseldi. İhracat değerde ise yüzde 7,8 düşüşle 1 milyar 69 bin dolara geriledi. İlk yarıda toplam üretimin miktar bazında yüzde 22’si, değer bazında yüzde 18’si ihraç edildi. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç eden sektörün Ocak-Haziran döneminde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Irak, İngiltere ve Almanya olarak sıralandı. Plastik ambalaj sektörünün ilk yarıda dış ticaret fazlası miktarda yüzde 16,3 arttı. Gıda ambalajlarının payı artıyor… Ambalaj pazarının yüzde 54’ünü oluşturan gıda ambalajları, plastik ambalaj sektörünün de önümüzdeki yıllarda büyüme potansiyeli en yüksek alanı olarak değerlendiriliyor. Ailelerin küçülmesi, nüfusun yaşlanması, tüketici bilincindeki artış gibi birçok faktör gıda ambalajlarının önemini artırıyor. Plastik ambalaj sektörü 2015 yılını miktarda artış, değerde düşüş ile kapatacak… Plastik ambalaj mamullerinde 2015 yılı sonunda geçen yıla kıyasla miktar bazında üretimin yüzde 3,4; ihracatın yüzde 6,9; yurtiçi tüketimin yüzde 2,6 ve dış ticaret fazlasının yüzde 12,4 artacağı ön görülüyor. Değer bazında ise üretimin yüzde 10,1; ihracatın yüzde 9,1; yurtiçi tüketimin yüzde 10,1 ve dış ticaret fazlasının yüzde 9,6 azalacağı tahmin ediliyor. Plastik sanayinin hızlı gelişimine paralel olarak plastik ambalajların günlük hayatımızın temel bir parçası haline geldiğini belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Ailelerin küçülmesi, yaşlı nüfusun artması, yaşam standardının yükselmesi ile birlikte sağlık kaygılarının artması gibi pek çok etken ambalaj sektörünün gelecekte önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna işaret ediyor. Plastikler özellikle gıda ambalajlarında tercih ediliyor. Düşük maliyet, taşıma kolaylığı, farklı üretim teknolojileri, hafiflik ve saydamlık plastik ambalajların tercih edilmesinin temel nedenlerini oluşturuyor. Diğer malzemelere göre daha kolay ve daha az enerji harcanarak geri dönüştürülebilmesi de plastik ambalajları avantajlı hale getiriyor” dedi. Yavuz Eroğlu, plastik ambalaj sektörünün ilk yarıdaki performansını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Plastik ambalaj üretimi ve ihracatımız geçen yıldan bu yana devam eden petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/ Dolar paritesinde değişiminin de etkisiyle değer bazında düşüşler yaşıyor. Yurtiçindeki plastik ambalaj tüketiminin geçtiğimiz yıl ile aynı seviyede kalması üretimi ihracata yöneltti. İlk yarıda sektör için en önemli gelişme Irak’ın tekrar ihracat pazarlarımız arasında ilk sıraya geçmesi oldu. Irak’ın yeniden yapılanma sürecine girmesi, en yakın komşusu olarak Türkiye için bir avantaj oldu. İnşaat plastiklerinden ambalaja kadar birçok ürünü tekrar ihraç etmeye başladık. Irak örneğinde olduğu gibi Suriye ve Mısır gibi pazarların da uzun vadede fırsata dönüşeceğini düşünüyoruz. Biz de bu pazarlardaki etkinliğimizi artırarak aktif bir rol üstlenmek niyetindeyiz. Değer bazında kayıplar yaşasak da plastik ambalaj sektörünün yılı miktarda yükseliş ile kapatacağını ön görüyoruz.” ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Paketleme - Ambalaj MEDEL’DEN AMBALAJ ÇÖZÜMLERİ ■ Medel Kamera Kontrol Sistemleri Kamera kontrol sistemi baskı makinalarında yapılan baskının oparetörtarafından kolayca takip edilmesiiçin kullanılmaktadır. Kamera kontrol sisteminde baskı yapılan klişeye bağlıencoder yada proksi sviç aracılığı ile baskı yapılan makinaya sekron olması sağlanmaktadır. Kamera kontrol sistemi sekron olduğu makinadan sürekli fotoğraf çekerek Monitör arka arkaya göstermektedir.Operatör giden ürünün gözle takip edemediğinden arka arkaya gelen resimleri monitörden kolaylıkla takip etmesinidaha kaliteli ve hasas çalışmasını sağlamaktadır. 1- Zoom (resim büyültür-küçültür) 2- Işık(resmin parlak zeminlere göre ışık şiddetini ayarlar) 3- Focus(resmin odak noktasını ayarlar) 4- Resmin yukarı yada aşağıya herhanği bir noktaya set edilmesi 5- Resmin sağ yada sol mekaniksel olarak set edilmesi yada pozisyonlama 6- Alınan resimlerin kayıt altına alınması 7- 5 Mega Piksel Yüksek Çözünürlüklü Resim Kalitesi. ■ Kenar Kontrol Ünitesi Sarıcı/çözücü uygulamaları için geliştirdiğimiz kenar kontrol ünitesi çözülen sarılan enine veya dikine kesilen bobinlerin sensör aracılığı ile ürünün kenarını takip eder. Bu sayede üründeki sarım bozukluğu sürekli olarak düzeltilir. 0.01mm hassasiyetle ürünün aynı kenar hizasında gitmesini sağlar. Kolay kullanımı sayesinde makine oparatörlerine çalışma anında zaman kaybettirmez ve makine ile rahat adaptasyon sağlar. ■ Medel Register Kontrol Sistemi Tifdrukbaskı makinalarındayapılan baskıların fotoseller aracılığı ile Baskının izlenip hep aynı noktada kalması sağlanmaktadır. Yapılan baskıda birinci rengi esasalarak diğer renkleri baskı yukarı aşağı ayar motorları ile birinci rengin üzerinde tutulmasını sağlar. Sağ-Sol ayar kaçıklıklarını ise sağ-sol motorları ile hep aynı hizada gitmesini sağlar. Sistemçizgiden çizgiye ve birinci rengi sürekli olarak denetler ve böylelikle yüksek hassasiyetelde edilmiş olunur. Çalışma hassasiyeti 0.01 mm dir. 60 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Yeni seri PSENcode Slim, ince tasarım kodlu emniyet şalterleri Pilz www.pilz.com ■ PSEN code, EN 60947-5-3 uyarınca korumaların pozisyonunu izlemek ve ayrıca, genel amaçlı pozisyon izleme için kullanılır. Entegre edilebilen genişlemesi ve standart arabirimleri sayesinde, PSENcode diğer üreticilerin ürünlerine açıktır. Kodlanmış emniyet şalteri, ortamınıza kusursuz bir biçimde uyum sağlar ve işletmenizin ekipman düzeyini yükseltmek için de kullanılabilir. Üretim sahalarında RFID kodlu emniyet anahtarı donanımlarının kullanılması, manipülasyonları önleyen ve maksimum emniyet sağlayan verimlilik sağlamaktadır. Kodlu emniyet şalteri PSENcode şimdi de ince tasarımıyla küçük alanlarda maksimum manipülasyon koruması sunar ve kapıları, flapları ve kapakları korumak için kullanılabilir. iyi ve güvenilir seçimi yapacaklardır. PSEN cs5.11 M12/8/ PSEN cs5.11 M12 kodlu ve PSEN cs6.11 M12/8/ PSEN cs6.11 M12 eşsiz tam kodlu modellerinde bulunan 30N tutma kuvvetiyle makine gövdelerinde ve hatlarında bulunan kapıların ve kapakların dengesiz karşılama, gevşek ve açık kalmasını önlemeye yardımcı olur. . PSENcode’un ince tasarımı ile diğer manyetik emniyet anahtarlarına göre daha küçük bir gövde içerisinde en fazla alan verimliliği sağlar. Ayrıca farklı yönlerde kodlu çalışma özellikleri ile kullanımı daha esnektir. B u emniyet sensörleri, diğer PSENcode sensörleri ile seri bağlantı için uygundur. Maksimum 32 sensöre kadar, PSENcs 5.x ve 6.x tipi PSEN sensörleri ile seri bağlantısı SIL CL 3/ Kat.4 /PL e ’ye kadar onaylanmıştır. PSENcode kodlu emniyet sensörleri, Pilz emniyet değerlendirme cihazlarıyla en emniyetli ve konforlu şekilde bağlanabilir. Örneğin, Emniyet kapısı izlemesi için; PNOZelog, PNOZpower, PNOZsigma, PNOZ X emniyet röleleri, PNOZ multi programlanabilir emniyet röleleri ve PSS 4000 emniyet PLC’leri ile. Pilz portföyünde bulunan PSENcode ile, makine tasarımcıları ve imalatçıları artık kapak, kapı ve diğer korumaları için en 62 Bir bakışta avantajlarınız; • RFID transponder teknolojisi sayesinde en üst seviye manipülasyon koruması sağlar. • Bir emniyet anahtarıyla PL e kadar en üst seviye emniyet • Basitleştirilmiş tasarım - Bir takım içinde montaj boyutları, delik mesafesi, modüler derinlik ve genişliği ayarı, manyetik ve RFID emniyet anahtarları için. • Esnek montaj kolaylığı sayesinde, montaj yerinden tasarruf sağlar. - 13 mm (M8 tipi) ve 19 mm Alt modüler derinlik (M12 tipi) - Daha hızlı tepki süreleri ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar - 4 farklı çalışma ve yaklaşım yönleri ile 2 farklı işletim mesafesi Emniyet kapısı izleme için PSENcode, en küçük alanda bile manipülasyona karşı en yüksek koruma seviyesini sağlar. Emniyet kapısı izleme için, PSENcode; hem kompakt, hem geniş tasarımlı; RFID teknolojisi ile en üst düzey erişim koruması sağlar: Eşsiz, tam kodlanmış versiyonunda, sensörün kabul ettiği tek bir aktüatör (tuş kilidi ilkesi) barındırır. PSENcode, PSENini, PSENslock, PSENsgate gibi ek sensörlerle seri bağlanması sayesinde, EN/ISO 13849-1 PL e’ye kadar son derece ekonomik ve aynı zamanda zamandan tasarruf sağlayan bir çözüme sahip olursunuz. • Sensörlerin ve aktüatörlerin tüm aktüasyon ve yaklaşma yönlerini desteklemesi sayesinde esnek montaj • Kontaksız eylem ilkesi sayesinde uzun servis ömrü • Darbe ve titreşime duyarsız: Ağır kirlenme ve katı hijyen düzenlemelerine (PDP67) uygun olarak kullanılabilir. PSENcode kodlanmış emniyet şalterlerinin genel ürün özellikleri • İşletim modu: RFID uydu alıcı-verici teknolojisi (manyetik olmayan eylem ilkesi) • Teşhis arayüzü: 3 LED’li (etkin aktüatör, besleme gerilimi/hata) • Tasarım: İnce gövde • Çıkışlar: 2 emniyet çıkışı • Girişler: 2 emniyet girişi • Koruma türü: IP 67/IP 69K PSENcode ince tasarım emniyet kapısı izleme teknik özellikleri: • Kodlama tipi: Kodlanmış, tam kodlanmış, benzersiz (Eşsiz) olarak tam kodlanmış • Bağlantı: M8, 8-pin M12, 8-pin M12, 5-pin • Tipik çalışma uzaklığı: PSEN cs5/PSEN cs6: 11 mm, 5 mm, 10 mm (M8 bağlantı) veya 7 mm (M12 bağlantı) • Gövde şekli: PSEN cs5p/PSEN cs6p: 98 x 26 x 13 mm PSEN cs5n/PSEN cs6n: 98 x 26 x 13 mm • Montaj deliği mesafesi: PSEN cs5/PSEN cs6: 22 mm Uygulamalar ; Kodlanmış emniyet şalteri, versiyonuna bağlı olarak klasik makine ile çalışma ekipmanları imalatından, robot uygulamalarına kadar çeşitli uygulamalar için kullanılabilir. PSENcode emniyet kapısı izleme fonksiyonu veya en fazla üç pozisyonun emniyetinin izlenmesini sağlayabilmektedir. Uygulama örneği, emniyet kapısı izleme için PSENcode: En dar alanda, en üst düzey manipülasyon koruması için ideal: Emniyet korumaları izleme Emniyet kapıları izleme. Emniyetli ve eksiksiz çözüm; Pilz değerlendirme cihazlarıyla birlikte, PSENcode emniyet şalterleri; EN ISO 138491 uyarınca PL e’ye kadar olan uygulamalar için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar. Örneğin, PNOZsigma dağıtılmış modül PDP ile birleştirildiğinde; güvenli emniyet kapısı izleme için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar. PNOZmulti/PNOZmulti mini emniyet röleleri veya PSS programlanabilir kontrol sistemleri gibi kontrol sistemleri, emniyetli ve eksiksiz bir çözüm ile en fazla üç pozisyonun emniyet izlemesi için uygundur. ENDÜSTRİ OTOMASYON 63 Ürün ve Uygulamalar ORANSAL KONTROLLÜ SOLENOİD VALF SMS - TORK www.sms-tork.com.tr Giriş: Solenoid valf akış kontrolü için kullanılan elektromekanik bir ekipmandır. Solenoid valfler genel olarak iki ana parçadan oluşuyorlar: 1- Akışın geçişini sağlayan veya önleye valf kısmı. 2- Elektrik Enerjisi yardımı ile manyetik alan üreten ve vana kısmının mekanik olarak açma kapamasını sağlayan Bobin kısmı. Solenoid vanaları genel olarak 2 guruba bölmek mümkündür: 1-Normalde Kapalı. 2- Normalde Açık. Normalde Kapalı Solenoid vanalarda bobinde enerji yokken valf kısımdan akış olmayacak. Bobine enerji verirken ise, valf açılıp akış gerçekleşecektir. Normalde Açık solenoid valflerde tam ters olarak, Bobinde enerji yokken valf Kısımında akış gerçekleşecektir ve Bobine Enerji verildiğinde ise akış kesilecektir. Bu şeklide solenoid vanalar aç-kapa tarzında çalışıp, akışkanın tam geçişini veya tam olarak kesilmesini sağlamaktalar. Amaç: Sanayide birçok akış kontrolü uygulamasında prosesi sağlıklı bir şekilde kontrol edebilmek için oransal akış kontrolü yapabilen vanalar kullanılmaktadır. Bu çalışmada oransal olarak bir solenoid vananın kumandası ele alınmıştır. 64 Solenoid vanalar kompakt yapıları, uzun ömürlü olmaları ve ekonomik olmalarından dolayı her zaman farklı proseslerde tercih edilmektedirler. Ancak bu vanaların oransal akış kontrolü uygulamalarında kullanılamaması bu ürünlerin kullanımı açısından bir dezavantaj o l u ş t u r m a k t a d ı r . Bu çalışmada bu konular göz önüne bulundurarak solenoid vanalarla oransal akış kontrolü konusu ele alınmıştır. Tasarımın Çalışma Şekli: Bu çalışmada solenoid vanalar için özel bir elektronik devre kartı tasarlanmıştır. Tasarlanan elektronik devrede PWM yöntemiyle vananın değişik frekanslarda açılıp kapanmasıyla akışkanın oransal bir şekilde vanadan geçmesi sağlanmıştır. Bu yöntemde yüksek frekansla açıma kapamayı yaparak akışın kısılması ve daha düşük frekansla açma kapama yaparak akışın daha yüksek bir debiyle akması sağlanmaktadır. Yapılan çalışmada tasarımı yapılan elektronik devrede akış ayarı için frekans değişikliği otomasyon sektöründe yaygın olarak kullanılan 4-20mA sinyalleri kullanılmıştır. Bu devrede 4mA den başlayarak akımın artışıyla vananın açma kapama frekansı azalmakta ve buna bağlı olarak akış debisi artmaktadır. Ayrıca bu çalışmada akış basıncı ve akışkan viskozitesi gibi faktörlerin etkisini yok edebilmek için kartın farklı frekans aralıklarında, kullanıcı tarafından ayarlanabilir bir şekilde tasarlanmıştır. Sonuç: Bu çalışma sonucunda SMS-TORK AR-GE çalışmaları, tamamıyla firmamızda yapılan bir ürün elde edilmiştir. Bu şekilde sanayimizin ihtiyaçlarından biri olan oransal akış kontrolü için daha hassas, daha uzun ömürlü ve daha kullanışlı bir ürünün tasarımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu sayede firmamızın ürün gamı artmış, daha katma değerli ürün üretime alınmıştır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Demiryolu standartlarına uygun Güvenli taşıma için düzgün etiketleme Phoenix Contact www.phoenixcontact.com.tr ■ Yolcu emniyeti demiryolu ulaşımında birinci önceliktir bu konuda demiryolu araçlarında yangın koruması önemli rol oynar. Markalama ve etiketleme dâhil, komponent ve cihaz seçimi konusunda, diğer hiçbir endüstri bu kadar zorlayıcı değildir. kullanılacak ana malzemenin dikkatlice seçimidir. Raylı taşıtlarda kullanılan komponentlere takılan etiketleme malzemeleri güçlü titreşimlere ve şoklara maruz kalır. Bu karşıt zorlanmayı gerçekçi şekilde simüle etmek için malzemelerin DIN EN 61373’e göre (Şekil 2) titreşime dayanıklılığı test edilir. Tabi ki etiketler diğer endüstri sektörlerinde de dayanıklı olmalıdır. Amaç aynıdır: kumanda panoları, operatör panelleri, sistem kabloları ve makineler için düzgün etiketleme sağlamak. Bununla birlikte yolcu taşımacılığındaki yüksek emniyet standartları nedeniyle, demiryolu endüstrisinde, etiketleme malzemeleriyle ilgili gereksinimler, temel gereksinimlerin oldukça üzerindedir. Vagonlara yönelik etiketleme çözümlerinden beklentiler, uygulamalar kadar çeşitlidir. Şekil 2 Uzun bir ürün yaşam döngüsünü destekleyen malzeme Trenlerin uzun işletme ömrü ve kanunların belirttiği bakım aralıkları dikkate alındığında etiketlerin dayanıklılık koşulları oldukça zorlayıcıdır. Düzgün bakım için, etiketler yıllarca kullanımdan sonra bile anlaşılır ve okunaklı olmalıdır. Etiketleme malzemelerine doğal olarak dayanıklılık testi uygulanır ve bu her zaman ilgili baskı sistemlerini de kapsar. Test edilen özellikler yağlara, kimyasallara ve solventlere dayanım, silinme, aşınma ve çizilmeye karşı dirençtir - ve bu, uygulanan mekanik ve kimyasal dayanıklılık testlerinin sadece bir kısmıdır. Phoenix Contact yeni ürünleri sınıflandırırken kendi standardını geliştirmiştir. Demiryolu endüstrisine normal gereklilikleri aşan özel standartlar uygulandığı için üretici etiketleme çözümlerini bağımsız akredite kurumlarda onaylatmak durumundadır. İlk önemli adım, gerekli mekanik ve kimyasal özellikleri sağlayan etiketin yapımında 66 Bu testte, komponentler „geniş bant parazit“ adı verilen yüksek seviye titreşimlerle test edilerek, işletme ömrü simüle edilir. Ateşe verilen tepkinin değerlendirilmesi Birçok endüstride UL 94 yanmazlık sınıflandırmasına giren komponentler kullanılır. Bununla birlikte vagon sektöründe dumanın zehirli olmaması ve opaklığı da önemlidir. Acil durumda treni boşaltmak için gerekli süre boyunca, duman yolcuların görüş alanını kısıtlamamalı veya yolculara zarar vermemelidir. Etiketleme malzemelerini kapsayan plastik içerikli küçük elektromekanik parçaların ateşe tepkisi ise çoğunlukla LOI (Limiting Oxygen Index) adı verilen Oksijen Sınır İndisi ile değerlendirilir. Plastiğin oksijen indisi malzemenin yanması için gerekli minimum oksijen konsantrasyonunu belirtir. Oksijen indisi %28’den yüksek plastikler DIN EN 4589-2’ye göre genellikle kendiliğinden sönen kabul edilir, çünkü ortamdaki havanın oksijen seviyesi yaklaşık %21’dir. Dolayısıyla etiketleme malzemelerinin onaylama yöntemi olarak oksijen indisinin belirlenmesi çok etkildir (örneğin polyofelinden imal edilen ısıyla daralan makaron). Trenler ekstrem sıcaklıklara maruz kalır dolayısıyla etiketleme malzemelerinin sıcaklık aralığı zorlu ortam koşullarını karşılamak zorundadır. Bu nedenle Phoenix Contact’ın WMS tipi ısıyla daralan makaronları -55 ila ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar +135 ˚C arası çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Bu da örneğin Rusya gibi çok soğuk ve Orta Afrika gibi çok sıcak bölgelerde kullanım imkânı sunar. Demiryolu segmentine uygun markalama programı Demiryolu araçları sıklıkla halojen içermeyen malzemelerle donatılır. Klasik etiketleme çözümleri demiryolu endüstrisine ideal uygunlukta olmadıklarından, tren üreticileri, zorunlu olmadığı halde etiketlemeyi de çoğunlukla bu şekilde talep eder. Phoenix Contact ateşe karşı gelişmiş dayanım özellikleri ve düşük duman emisyon seviyesi sunan geniş bir halojen içermeyen seri ile bu talebe cevap vermektedir. Bluemark CLED yüksek hızlı yazıcıyla basılan etiketlerin hammaddesi olarak kullanılan PA (polyamid) 6.6 NF F 16-101/16-102’ye göre I=3/F=2 sınıflandırmasına sahiptir. Etiketlerin montajı basit ve hızlıdır. Etiket şeritleri, UV teknolojili Bluemark CLED ile basılır. Etiketler silinmeye karşı dayanıklı haldedir ve uygulama için hazırdır. Bu hızlı yazıcı, saatte 10,000 etiket basabilir. Yazıcıların kullandığı LED teknolojisi temiz ve gürültüsüzdür. Endüstriyel etiketleme malzemelerinin geniş portföyü dört grupta toplanır: Bu yazılım, bir bilgisayar destekli mühendislik yazılımı ile birlikte kullanıldığında sistem planlamadan dokümantasyona ve mükemmel etiketlenmiş klemenslere uzanan komple bir çözüm sunar. Yaygın CAE sistemlerine bağlantı - Eplan ve Ruplan - yazılım çözümünü daha da geliştir. Gerekli etiketleme bilgisi veritabanından otomatik çekilir ve yazılıma getirilir. Sonra kullanıcı etiketleri ister kendisi basar ister e-posta ile sipariş eder. Phoenix Contact ofisleri ve bazı bayilerinin sunduğu etiket basma hizmeti sayesinde şartnameye uygun etiketler, basılı halde temin edilebilmektedir. Özet Demiryolu endüstrisine yönelik etiketleme çözümleri belli özellikleri taşımalı ve birçok standarda uygun olmalıdır. Dayanıklı ve uzun ömürlü etiketleme şansa bağlı değildir. Uyumlu komponentlerden meydana gelen bir sistemle oluşur: başarılı bir etiketleme hedef endüstri ne olursa olsun her zaman doğru etiketlere, yazılıma ve baskı teknolojisine bağlıdır. Komponent ve etiketleme malzemelerinde uzun yıllara dayalı tecrübesiyle Phoenix Contact zorlu demiryolu endüstrisi için kapsamlı ve yüksek kaliteli etiketleme çözümleri üretebilme uzmanlığına sahiptir. - Klemens etiketleri - İletken ve kablo etiketleri - Cihaz etiketleri - Sistem etiketleri Phoenix Contact birçok demiryolu uygulaması için doğru etiketleme çözümünü sunmaktadır: demiryolu taşıtları, istasyon sistemleri ve sinyal sistemleri KMK HP ürün grubu KMK HP ürün grubu, demiryolu endüstrisinde kullanılan iletken ve kabloların, etiketlemesi ve gruplanması için geliştirilmiştir. Kablo etiketleri, malzeme olarak kullanılan polikarbonatın sahip olduğu birtakım özellikler ve onaylar sayesinde bu endüstrinin zorlu gereksinimlerini karşılar. KMK HP ürün grubu aşağıdaki demiryolu standartlarının sertifikalarına sahiptir: Baskı cihazı ve etiketleme malzemelerinin optimum performansı için iki modülden oluşan Clip Project yazılımı kullanılır: Klemens dizisinin kolay planlanması için Clip Project Planlama ve hatasız -DIN EN 45545-2 -NF F 16-101/16-102 -DIN 5510-2 -DIN EN 50155 UL 94 V0 alev koruma sınıfı ve -40 ila +125 °C arası çalışma sıcaklığı aralığı olan bu etiketleme çözümü zorlu uygulamalar için idealdir. WT-HP HF kablo bağları ürün grubunu tamamlar. Kablo etiket taşıyıcılarını sıkmaya yararlar ve yangın koruma sınıfı V0’a uygundurlar. . - Tüm uygulamalar için etiketlerin tasarlandığı Clip Project Markalama ENDÜSTRİ OTOMASYON 67 Ürün ve Uygulamalar Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi, gözle görülemeyen partikülleri engeller sistemin kirlenmesini önler Bosch Rexroth www.boschrexroth.com.tr Küçük ve gözle görülemeyen partiküller, hidrolik sistemlerde akışkanları kirletip arıza yaşanmasına neden olur. Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi, filtre üzerinde toplanan partiküllerin hidrolik sistemlere ulaşmasını engelleyerek kirlenmesini önler. Hidrolik sistemlerdeki arızaların yaklaşık yüzde 80’ine kir partikülleri neden olur. Bu sistemin güvenirliği için kirin filtreleme yoluyla temizlenmesi gerekir. Doğru filtrenin seçimi kadar operasyonlar süresince alınacak uygun servis hizmeti de önemlidir. Bir sistem ancak akışkanların kirliliği düzenli ve doğru şekilde takip edildiği sürece kesintisiz çalışır. Bu kapsamda Bosch’un Gebze’deki fabrikasında üretilen Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi, filtre üzerinde toplanan partiküllerin hidrolik sistemlere ulaşmasını engelleyerek kirlenmesini önler. Mineral esaslı hidrolik yağların transferi ve filtrelenmesi için tasarlanan Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde bir dişli pompa ve pompa girişinde kaba kirliliği tutmak icin bir süzgeç kullanıldı. Dişli pompa çıkışındaki filtre, partiküllerin hidrolik sistemlere ulaşmasına engel olarak; sistemin kirlenmesini önler. Üzerinde hem baypas çek valfi hem de kirli- 68 lik göstergesi bulunan Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde değiştirilebilir filtre elemanları kullanıldığından ünitenin bakımının da kısa sürede yapılmasına olanak sağlamaktadır. Küçük boyutu sayesinde araç bagajına bile sığan ve kolaylıkla taşınabilen Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde servis amaçlı kullanıma da uygunluğu sayesinde dikkat çekiyor. Filtre kullanılırken neye dikkat edilmeli? - Fabrikadan gelmiş yeni hidrolik akışkanlar bile tamamen temiz değildir. Sisteme yağ doldururken uygun filtre kullanımı önemlidir. - Hidrolik akışkanlar sistem üretici tarafından belirlenmiş temizlik seviyesine uygun olmalıdır. - Filtre sistemlerinde bakım maliyetlerini en aza indirmek için sistem satın alınırken kolay erişebilirliğe dikkat edilmelidir. - Bakım programları kesintisiz operasyonu garanti altına alacak şekilde yapılmalıdır. - Kirler sisteme dışardan girebilir. Bu nedenle filtre başlığının olduğu bölüm temizlenmeli ve filtre değişimi sırasında kirin ortama girmesi engellenmelidir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Honda, araç gövdesi hattı için Mitsubishi Electric “CC-Link IE Alan Ağı”nı tercih etti HONDA’NIN SEÇİMİ ‘MITSUBISHI ELECTRIC’ OLDU! Mitsubishi Electric www.mitsubishielectric.com.tr ■ Honda Motor’un Japonya Saitama’da yer alan, 2013 yılında açtığı ana fabrikası Yorii’de Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon kontrol cihazları ve araç gövdesi montaj hattı için “CC-Link IE Alan Ağı” çözümü tercih edildi. Üretim yönetimi bilgileri ve güvenlik sinyalleri dahil olmak üzere fabrika otomasyon cihazlarından kontrol sinyalleri için birleşik ağ dahilinde iletişime imkan tanıyan Ethernet temelli ‘CC-Link IE Alan Ağı’nı tercih eden Honda, bu sayede Yorii Fabrikası’nın üretim ve operasyon yönetiminin etkinliğini ve verimliliğini artırdı. Honda Motor’un üst düzey üretim teknolojisi ve yüksek verimlilikte sistemler yaratmak üzere geliştirdiği yeniliklerle araç üretimi sektöründe dikkat çeken Yorii Fabrikası, “ana fabrika” rolünü üstlenmektedir. “Ana fabrika” sıfatı ile Yorii’ye üretim teknolojisini ve know-how’ını aşamalı olarak Honda’nın yerel ve uluslararası merkezleriyle paylaşması görevi verilirken, bu sayede genel küresel rekabet kabiliyetinin arttırılması hedefleniyor. Yorii Fabrikası bünye- 70 sinde, yüksek üretim hattı etkinliğini artırmak için Mitsubishi Electric’in “CC-Link IE Alan Ağı” fabrika otomasyon çözümü kullanılmaktadır. Fabrikaya sade ve güçlü bir ağ kurmanın hedeflendiği bu seçimde, fabrika otomasyon cihazlarının geliştirilmiş görselleştirmesi de ön planda tutuluyor. Güvenlik fonksiyonlarında esnek çözümler Honda’nın Yori Fabrikası’nda, araç gövdesi montaj hattı için kontrol hattı kurulurken, genel ağ mimarisi önce fabrikanın tamamını tek bir ağda birleştiren bir düz konstrüksiyon üzerinde düşünüldü. Ancak tek bir hatanın fabrikanın tüm ağını durdurabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak çoklu ağ kullanmanın daha uygun olduğuna karar verildi ve diğer fabrikalara know-how aktarımı için hem sağlam hem de basit bir konstrüksiyona ihtiyaç duyuldu. Sistem mimarisinin planlama aşamasında ekip ağ için iki temel fonksiyonu da saptayan Honda, bunlardan birini fabrika otomasyon kontrol cihazlarının merkezi görselleştirilmesi, diğer temel fonksiyonu ise güvenlik sinyallerinin iletilmesi olarak belirledi. Bu doğrul- ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar tuda fabrika otomasyon kontrol cihazı kurulumu, izlemesi, hata tespiti ve diğer faaliyetlerin ağ aracılığıyla merkezileştirilebileceği bir sistem kurmayı amaçlayan Honda, esnek hat değişimlerini mümkün kılan bir yapıya kavuşmak için güvenlik sinyallerini de ağa dahil etmeye karar vererek ciddi bir zaman kaybının önüne geçti. ikisini birleştirerek optimal bir sistem oluşturduk” şeklinde konuştu. Operasyon yönetimi verimi arttı Temmuz 2013’te faaliyete başlayan ve Eylül 2013’te tam kapasite üretime geçen Honda Yorii Fabrikası’nda Mitsubishi Electric’in “CC-Link IE Alan Yorii Fabrikası’nın ihtiyaç duyduğu bu sistemin gerçekleştirilmesi için Honda Mitsubishi Electric’in “CC-Link IE Alan Ağı” çözümüne odaklandı. “CC-Link IE Alan Ağı” sayesinde tek bir Ethernet kablosu, PLC’ler ve kontrol cihazları için kontrol bilgilerinin yanı sıra bağlı fabrika otomasyon cihazlarından bakım ve güvenlik bilgilerinin de iletilmesini mümkün kıldı. “Optimal bir sistem oluşturduk” Yorii Fabrikası’nda Mitsubishi Electric’i tercih etmelerinin nedenlerinden bahseden Honda Motor Co. Ltd. Saitama Works, Yorii Fabrikası, Yorii Yönetim Bloğu Bakım Şefi Taku Yokomukai, “Öngörülen üretim rakamlarını gerçekleştirmek için araç gövdesi montaj hattının sürekli olarak yüzde 100 faaliyet oranında tutulması gerekiyordu ve bu durum fabrika otomasyon kontrol cihazları açısından güvenilirliği ve garantili performansı zorunlu kılıyordu. Bu nedenle Yorii Fabrikası’nın araç gövdesi montaj hattı için fabrika otomasyon kontrol cihazları seçerken, Japonya Sayama’daki fabrikamızda yıllar içerisinde kendini kanıtlayan ve her daim takdir ettiğim Mitsubishi Electric ürünlerini tercih ettik. “CC-Link IE Alan Ağı”, Mitsubishi Electric’in kontrol cihazlarıyla son derece uyumlu olduğu için bu Ağı” çözümü ile başlangıçta amaçlanan görselleştirme etkisi fark edilir derecede arttı. Ekipmanlarda ya da fabrika otomasyon kontrol cihazlarında sorun olduğunda bile “CC-Link IE Alan Ağı”nın teşhis fonksiyonları sayesinde sorunun kaynağı daha hızlı belirleniyor. Mitsubishi Electric’in sistem konstrüksiyonu ve desteğiyle ilgili müdahale etkinliğinden son derece memnun olan Honda, araç gövdesi montaj hattında 50’ye yakın Mitsubishi Electric PLC’si kullanıyor. “Hat statüsünü ya da belirli bir sinyal alınmadığında meydana gelen her türlü sorunu merkezi olarak görebiliyoruz” diyen Taku Yokomukai, “Bu sayede operasyon yönetimi çok daha verimli hale geldi ve arıza giderme süresi de kısaldı” yorumunda bulundu. Hat genişletme işleminin kolayca yapılabildiği “CCLink IE Alan Ağı” üzerinde, iş yükünü kayda değer bir şekilde azaltmak için interlok Mitsubishi Electric’in güvenlik PLC’sine eklenebiliyor. Bu özellikleri kurum açısından son derece değerli bulan Honda, Ocak 2014’te faaliyete geçen yeni Meksika fabrikasında da Mitsubishi Electric’in benzer bir sistemini hayata geçirdi. ENDÜSTRİ OTOMASYON 71 Ürün ve Uygulamalar Nesnelerin interneti ve The Connected Enterprise vizyonu Rockwell Automation www.rockwellautomation.com.tr ■ Nesnelerin Interneti (Internet of Things - IoT) ile nesnelerin de biz insanlar gibi kablolu ya da kablosuz olarak bir ağa erişip birbirleri arasında veri paylaşabileceği yeni bir dünyadan bahsediyoruz. İnsanların internet aracılığı ile birbirine bağlanmasını sağlayan dijital devrim, akıllı telefonların ve cihazların yaygınlaşmasıyla ikinci bir devrime doğru yol alıyor. Bu ikinci devrim ile sosyal yaşamdan endüstriye kadar birçok platformda yeni fırsat ve yatırımlar bizleri bekliyor. Bu devrim Nesnelerin Interneti, Büyük Data üzerinden data analizleri, uzaktan izleme ve mobil çözümler gibi alanlarda ilerleyerek modern üretime çok büyük potansiyel sunuyor. Rockwell Automation’ın ‘The Connected Enterprise’ metodolojisi bu teknolojileri birleştirerek Endüstri 4.0’ı hayata geçirmenizi ve bugünün ve geleceğin market ihtiyaçlarını karşılamada çeviklik sağlayacak daha esnek, sürdürülebilir bir faaliyet göstermenizi sağlıyor. The Connected Enterprise vizyonu operatörlerin (OT) üretimi yönetip geliştirmelerini destekler ve böylece endüstriyel süreçlerin daha karlı olmasını sağlar. Diğer yandan 72 IT yöneticilerinin riski ve network karmaşıklığını azaltmalarına yardımcı olur. Böylece üretim ile ilgili doğru bilgiye kolay ulaşılmasını sağlar ve verimsizliği ortadan kaldırır. Bahsi geçen “nesnelerin” çoğu hali hazırda tesis tabanında zaten çalışmaktadır. Endüstriyel Ethernet kabiliyetine sahip işlemciler, I/O modülleri gibi geleneksel otomasyon ekipmanlarını, operatör panellerini, enstrümanları ve sürücüleri birbirine bağlar. Diğer Ethernet cihazlarının çok hızlı gelişimi de endüstriyel mimarinin dönüşümünün arkasındaki en önemli etkendir. Açık standartlı video kameralar, RFID okuyucular, dijital tabletler ve akıllı telefonları da içeren Ethernet kabiliyeti, tesis dışındaki cihazlar ile tesisteki üretim ekipmanları arasındaki bağlantı ile üretim ve süreç operasyonlarında kalitenin, verimliliğin, güvenliğin ve emniyetin yeni üst seviyelerine ulaşmalarında yardımcı olur. Bu “nesneler” birbirleriyle otomatik olarak ve basitçe Endüstriyel Ethernet kabiliyeti sağlanmış bir ara yüz vasıtasıyla otomatik olarak konuşabilir mi? Cevap “hayır”. The Connected Enterprise cihazların bir- ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar birlerini tanımasını sağlamanın ötesinde, daha çok cihazlar arasındaki iletişim ile ilgilidir. Bu yüzden, bu cihazlar için aynı veri formatlarını paylaşmak, standart açık Ethernet protokolünü desteklemek ve bilgi depolama ve işleme kabiliyetlerine sahip olmak gereklidir. Bu arada tüm bu cihazların, üretim ve işletme sistemleri için veriyi sağlayan temel bilgi kaynakları olarak hizmet verebilen akıllı cihazlar ile bağlantılı çalışması gerekir. çoklu medya veri akışını analiz ederek olası problemlerin azaltılmasına yardımcı olabilirsiniz, • İşletmenin içinde eldeki her dijital cihaz her sabit cihazın durumunu, personele gerçek zamanlı ve kullanılabilir bilgiye mobil erişim sağlayarak rapor edebilirsiniz, • Takılabilir sensörler ile işletmedeki her bir çalışanın nerede olduğunu izleyebilir ve böylece, örneğin yangın durumunda herkesin dışarı çıkmasını sağlayabilirsiniz, Eğer tesisler birbirleri ile bağlantılı ise, tüm üretim zinciri görünür hale gelecektir. Bu, yalnızca kalite yönetimi ve hammaddenin satın alınmasında anlamlı bir gelişim için yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda sizi müşterilerinizin ihtiyaçları hakkında bilgilendirir ve üretiminizi daha esnek ve kesinlikle yönetmenize yardımcı olur. IP teknolojisi üstüne inşa edilmiş yukarıda adı geçen özellikler size, bu akıllı cihazlar arasındaki bağlantı üzerinden iyileştirilmiş üretkenlik ve kalitenin yanı sıra büyük bir ortak çalışma, kararlılık ve gelişmiş emniyet ve güvenlik elde etmeniz için yardımcı olabilir. Örneğin; • Diyagnostik bilgilere ulaşarak problemi önceden haber vermeyi (kestirimci) sağlayabilir ve öyleyse yalnızca tesisinizde neler olup bittiğini değil aynı zamanda olası sorunları da bilirsiniz, • Tesis dışı uzmanlar anlık mesajlaşma, ses ve video dahil Özetle; Rockwell Otomasyon’un The Connected Enterprise yapısı standart, güvenli networkler, pazara sunma sürelerini azaltan verimli ve güvenli ekipmanlar kullanırken, ekipman faydalarını ve iş gücü verimini arttırır. Uzun yıllar hem kendi tesislerinde hem de müşterilerinin tesislerinde edindiği tecrübesi ile sizin de bir Bağlantılı Kuruluş (Connected Enterprise) olmanıza yardımcı olmak için herkesten daha hazırdır. Ürün ve Uygulamalar Tektronix DigRF Testlerİnde Karmaşıklığa Çözüm Netes Mühendislik www.netes.com.tr DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm • Teknik Bilgi ■ Başlangıç Sayısal bilgi işlemin tüm gücünün telsiz dünyasında kullanılmaya başlanması ile akıllı, düşük maliyetli RF cihazlarının gelişimini gözlemlemekteyiz. Sayısal RF patlaması yüksek nitelikte birleşik haberleşme cihazlarının gelişmesini de desteklemiştir. Cep telefonları bu trendin en önünde yer almaktadırlar, her yeni nesil bir öncekine göre yeni olanaklar ve işlevsellik sunmaktadır. Bu gelişmeler çok karmaşık ve ileri derecede tümleşik tasarım ortamları yaratmaktadır. Bu ortamda temel eğilim geleneksel analog bileşenlerin kullanımı yerine sayısal temel band ve yazılım kullanımına doğru yönlenmektedir. Özet ile Sayısal-RF arayüz antene doğru yaklaşmaktadır. Sayısal temel bant teknolojisi kullanımı, yüksek performans, düşük enerji sarfiyatı ve piyasaya hızlı erişim gibi yararlar sağlamaktadır. Haberleşme, radar, tüketici elektroniği gibi tüm sanayi sektörleri “yazılım tanımlı” RF aygıtlara yönelmenin avantajlarını yakalamaya çalışmaktadır. 76 Şekil 1. Temel IC ve RF IC etkileşimi Temel bant ve RF kısımlarının karmaşıklığı arttıkça, birbirleri ile olan arayüzleri daha da önem kazanır. Birçok tasarımda olduğu gibi 3G cep telefonların da son derece gelişmiş iki entegre IC devresi uygulanmıştır. Bunlardan biri temel bant diğeri ise RF amaçlı kullanılmakta, aralarındaki arayüz ise önem arz etmektedir. Birçok sanayi kolunda sayısal-RF arayüz için belirlenmiş açık bir standart bulunmamaktadır. Bu durumda değişik tasarımların güvenirliliği değişik seviyelerdeki entegrasyon ve metotlar ile sağlanmaktadır. Tasarım mühendisleri işlevsellik hata ve arıza sorunları yanında arayüz problemlerini de çözmek zorunda kalmaktadırlar. Tüm bu sorunları ortadan kaldırmak ve değişik kaynaklardan temin edilen IC’lerin birbiri ile kullanımını sağlamak amacı ile cep telefonu sektörü DigRF standardını geliştirmiştir. DigRF 3G standardının amacı, bu arayüzü basitleştirmek tüm IC imalatçıları tarafından uygulaması yapılabilecek bir açık arayüz sağlamaktır. Böylece tasarımda değişik kaynaklardan temin edilen IC’lerin birbirileri ile çalışabilirlikleri konusunda IC tasarımcıların çekinceleri ortadan kalkmaktadır. Test DigRF IC’ler arasındaki etkileşimin işlevselliği kontrolünün gerekliliğini ortadan kaldırmaz. Temel bant ve RF IC’ sinin her birinin tatbik ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar edilen giriş ve kontrol sinyallerine göre doğru davrandıklarının testinin yapılması gereklidir. Bu testin ilk çalışma gerilimi uygulamasında, verifikasyon sırasında ve en son entegrasyon sürecinde yapılması gereklidir. DigRF cihazların tasarım ortamları, sayısal ve RF sinyaller yanında paralel ve seri arayüzleride içermektedir, bu neden ile işlevsel validasyonu ve hata ayıklama zorlu bir iş olarak karşımıza çıkar. Tasarımların sadece işlevselliklerinin testi yeterli olmamakta, ideal, yoğun şartlarda ve gerçek çalışma şartlarında da testlerin yapılması gerekmekte, böylece test işleminin zorlukları artmaktadır. Tektronix DigRF özgün uygulama yazılım paketi ile, standart test ekipman kapasitesi genişletilerek, DigRF cihazları pahalı ve özel ekipmanlara gerek duyulmadan test edilebilmektedir. DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm • Teknik Bilgi bir enstrüman olarak yukarıda belirtilen tüm kabiliyetleri sağlamaktadır. Bakınız Şekil 3. Bu yaklaşım ile karmaşık karışık sinyal tasarımlarının test düzeni ve testi çok basite indirgenmektedir. Değişik sinyallerin korelasyonunu sağlayarak, test düzeninin yatırım maliyeti azalmakta, test masasında daha az yere gereksinim duyulmaktadır. • Şekil 3. Tektronix AWG5000 Serisi Arbitrary dalga şekli jeneratörü karışık sinyal kabiliyeti ile. AWG5000 sadece IC işlevsellik validasyonu için gerekli değişik sinyalleri üretmekten başka, IC’lerin DigRF sinyallere karşı davranışlarını ve yanıtlarını da test eder. İdeal, ideal olmayan, gerçek hayatta karşılaşılan sinyaller IC’lere tatbik edilerek, mühendislere tasarımlarının herhangi bir ortamda sorunsuz çalışabileceği konusunda güvence sağlanır. Şekil 2. Karışık Sinyal Ortamlarının Karmaşıklığı Uyarım Sayısal RF cihazlarının karışık sinyal ortamında, değişik birçok senaryoda test gerekliliği olduğu açıkça görülmektedir, bu neden ile değişik analog, sayısal ve karışık sinyallerin üretilmesi gerekmektedir. Tasarım ideal ve ağır şartlar altında test edilmelidir. I/Q bozulmaları, taşıyıcı kaçakları, yan band bastırma, I/Q dengesizlikleri, quatrature ofset, frekans respons ve diğerlerinin simülasyon sinyallerini mühendislerin üretmesi gereklidir. Tektronix AWG5000 serisi Arbitrary Dalga Şekli Jeneratörü ile tüm ihtiyaç duyulan sinyaller üretilebilinir. Sayısal I/Q, Analog I/Q ve IF sinyalleri tek başına üretir. Sayısal RF arayüz testinde, test sinyallerini üretebilmek için tipik olarak değişik enstrümanların kullanımı gereklidir. Bu enstrümanların arasında Sayısal I/Q verisi üretebilen lojik kaynak, dikey çözünürlüğü yüksek olan Arbitrary dalga şekli jeneratörü veya Analog I/Q verisini üretmek için I/Q Vektör Sinyal Jeneratörü yer almaktadır. AWG5000 tek • Şekil 4. Logic Analizör kabiliyetiyle verilerin hafızaya alınması, mesaj paketi yapılarının tanımı ve bunları değişik formatlarda görüntülemek üzere formatlama. Sayısal Test Temel band ile RF arasındaki DigRF seri arayüzü test edebilmek için, spektrum analizör seçilmesi gereken alettir. Tektronix TLA7012 lojik analizörü beraberinde TLA7AAX lojik analizör ile verilerin hafızaya alınması, mesaj paketi yapısının tanınması, değişik formatlarda görüntülenmek üzere formatlanması: paket içeriğinin alan –alan listelenmesi; her bir paketin hexadesimal listelenmesi ve paketler arasındaki zamanı gösterir veri iletimi işlemleri yapılır. Bakınız Şekil 4. Bu kabiliyetler ile TLA ile fiziksel katmanların performansını ve DigRF aygıtının işlevselliğini başkaca bir harici donanıma gerek kalmadan test edebilirsiniz. ENDÜSTRİ OTOMASYON 77 Ürün ve Uygulamalar DigRF aygıtının testi yanında standartlara uygunluğunun da kontrolü gereklidir. Tasarımcı DigRF’e özel bir uzantı eklemesi halinde ilk önce ne yapması gerekecektir? Düzgün çalıştığının doğrulaması nasıl yapılmalıdır? Tektronix tarafından geliştirilen DigRF esnek çözüm ile standarda eklenen özel uzantıların tanınmasına ve desteklenmesine olanak sağlanmaktadır. Sahip olunan protokol ve paket yapısı ile ilgili bilgi girilmesinden sonra, Tektronix DigRF çözümü, tasarımcıya ait kısımları standart ile analiz etmek üzere yeniden şekillendirilir. DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm • Teknik Bilgi DigRF iletimde oluşan hata ve anormallikler konusunda ne yapılmalıdır? Filtreleme kullanımı ile DigRF’den alınan uzun kayıtlar, çeşitli yollardan hızlıca sınıflandırılarak, olaylar dizisi hatta münferit olaylar bile analiz edilebilinir. Bu yaklaşımın avantajı verilerin tekrar alınmasının gerekli olmamasıdır. Her şeyin hafızada kayıtlı olması tasarımcının tek bir veri seti ile tüm analizi yapmasına olanak sağlar, böylece birçok veri seti kullanarak yapılan karşılaştırmaların sonucunda ortaya çıkan belirsizlik önlenmiş olunur. Aygıtın standartlara uyumluluk testinde, lojik analizörün bu aygıtlarda hata ayıklama özelliği önemli bir yer tutar. DigRF’de kullanılan IC’lerde hata ayıklama işlemi pek basit değildir. Tektronix TLA7000 Serisinin sağladığı özellikler ve kabiliyetler sayesinde tasarımlarda hata arama işlemi basite indirgenip, hızlıca yapılabilinir. iCaptureTM çoklama kabiliyeti ile Tektronix TLA7012 beraberindeki Tektronix TLA7AA modülü ile tek bir lojik analizör probu kullanarak, eş zamanlı olarak analog ve sayısal alma yapabilir, bu durum, tasarımcının analog ve sayısal sinyal karakteristiklerini inceleyerek verimli bir şekilde hata ayıklamalarına ve sistemlerini doğrulamalarına olanak sağlar. Veri alındıktan sonra, lojik analizör ekranında sayısal bilgi yanında analog dalga şeklide görülür. İki dalga şeklide zaman hizalı olup, sayısal dalga şekli kendisine ait analog dalga şekli beraberinde incelenebilinir. Tektronix TLA 7000 Serisinin zaman hizalama ve yüksek çözünürlükte alma özelliği ile problemlerin analizi kolay ve hızlı bir şekilde yapılır. Ayrıca bu veri alışı, tek bir düşük kapasitanslı lojik analizör probu ile sağlandığı için test edilen sinyal bozulmalara karşı korunur, mühendise yüksek sadakatli sinyal ve ölçüm doğruluğu sunulur. DigRF sistemlerin karmaşık ve geçici tabiatı nedeni ile zorlaşan zamanlama ve glitch problemleri yüksek çözünürlükteki veri alma ile çözülür. Tektronix TLA7012 beraberinde MagniVu™ ile 125ps çözünürlükte zamanlama ve hal verilerini tek bir prob ile eş zamanlı olarak yakalar, glitch ve diğer problem kolaylık ile tanımlanabilir. Esnek DigRF analizi ve veri alma teknolojisindeki önderliği ile Tektronix TLA7000 Serisi, DigRF tasarımlarının doğrulanması ve hata ayıklanması için mühendislere komple çözüm sunar. Analog Test DigRF test masasının diğer bir önemli bileşeni ise osiloskoplardır. Her ne kadar bu tasarımlarda çok yüksek 78 saat hızı kullanılma eğilimi yok ise de, sinyal bütünlüğü konusunda bağışıklıkları yoktur, özellik ile düşük güç seviyelerinde. Jitter, yükselme ve düşme zamanları, karşılıklı karışım gibi olaylar, DigRF tasarımlarında önemli parametrelerdir. Bu parametrelerde oluşan problemler, sistemin performansını etkiler. DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm • Teknik Bilgi • Şekil 5. Gerçek zamanlı Osiloskop ile jitter ve zamanlama analizi. Elektronik araştırma geliştirme ve mühendislik alanında kullanılan en yaygın ölçme cihazı olan gerçek zamanlı Osiloskop, jitter araştırmasında da gerekli aletlerin en ön sırasında yer alır. Tektronix DPO7000 Serisi gerçek zamanlı osiloskoplar yararlı bir seçim olmaları yanında, band genişliğinin erişimi ve çözünürlüğü ile birçok jitter uygulamasında en ideal çözümdür. Bakınız Şekil 5 Tektronix DPO7000 jitter ölçümündeki becerikliliği, test edilen cihazın (DUT) birden fazla çalışma periyotlarındaki sinyal dalga şeklini bütünü ve tüm detayları ile yakalamasına borçludur. Osiloskop hafızasında, dalga şekli etkinliklerinin uzun bir geçmişini, yükselme zamanı, darbe genliği bilgileri ile saklar ve her türlü jitter incelenebilinir. RF RF kısmının testinde kullanılacak enstrümanın, test edilecek aygıtın frekansını ve modülasyon performansını doğrulayacak nitelikte olması gerekmektedir, bunun yanında modern Sayısal radyolarda oluşan zorlu geçici olayların arıza tespitini de hızlıca yapabilmelidir. Düşük seviyeli sinyal bulmada, hızlı hareket eden geçici olayların karakterizasyonunda ya da zaman içerisindeki RF sinyal değişiminin nasıl oluştuğunu anlamak için kullanılan benzersiz Dijital Phosphor™ Teknolojisine (DPX™) değer biçilemez. Tektronix RSA6100Serisi gerçek zamanlı spektrum analizörlerinde bu özellik standart olarak mevcut olup, gözden kaçırılması mümkün olan sinyal detayları ortaya çıkartılır. Tam hareketli canlı DPX spektrum RF ekranında, tüm anlık iç görüntüler yer alır, böylece hataları ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar ortaya çıkarma ve teşhis etme işlemleri hızlanır. Şekil 6. RSA6100A Serisi benzersiz frekans maskesi ile sinyaller bütünü ile hafızaya kayıt edilip, tüm alanlarda analizi yapılır. Bakınız Şekil 6. Tektronix RSA 6100A bu kabiliyeti ve esnek modülasyon analizi ile DigRF aygıtlarının RF bölümünde karakterizasyon ve arıza tespit çalışmalarında aranılır bir alet olarak belirir. Özet diğer analizörlerin kaçırdığı sinyalleri yakalar. Sayısal RF sistemlerin yapısı gerçek zamanlı analiz aletleri ile çalışmayı gereksinimi arttırmaktadır. Tektronix RSA6100A Serisi, diğer analizörlerin kaçırdığı sinyalleri benzersiz frekans maskesi ile yakalar, böylece karmaşık Gelişmenin hangi aşamasında çalışmaya katılmanıza bakılmaksızın, söz konusu edilen test ekipmanı ise, en önemli etken esnekliktir. Testi yapılan aygıtın standartlara uyumluk doğrulanması ötesindeki çalışmalarda yapabilmek için test ekipmanı esnek olmalıdır. Test ekipmanı DigRF standardı dışındaki özel değişikliklere destek sağlamakta mıdır? Gerçek hayatta oluşan sinyalleri yaratabilmekte midir? Uyumsuz test sinyalleri üretebilmekte midir? Bu soruların yanıtlarının tümü ile evet olması gereklidir, bu özelliklere sahip olmayan test ekipmanı ile tasarımın tüm kabiliyeti anlaşılamaz. Tektronix’in sunduğu DigRF çözümünün esnekliği ve performansı ile, tasarlanan ürünün her türlü ortamdaki davranışı bilinerek, pazara sürümü hızlı bir şekilde gerçekleştirilir . Ürün ve Uygulamalar Sektörün Uluslararası Liderlerinden Kaban Makina Mitsubishi Electric’i Tercih Ediyor Kaban Makina www.kaban.com.tr ■ Günümüzde 95-mm² kesitli klemenslerin çoğu vidalı veya pabuç bağlantılıdır. Ancak vidasız bağlantı teknolojisine artan bir talep söz konusudur. Diğer hiçbir bağlantı teknolojisi push-in sisteminin avantajlarına sahip değildir. Artık 95 mm² ye kadar yüksek akım klemensleri de bu avantajlara sahiptir. Vidalı bağlantı dünyanın bir numaralı bağlantı teknolojisidir. Bu çok yönlü bağlantı tüm pazar ve endüstri kollarına yönelik olarak her kesitte mevcuttur. Birçok endüstri kolu güvenlik söz konusu olduğunda kanıtlanmış teknolojileri tercih ederek tutucu davranmaktadır. Ancak her gün yeni teknolojiler gelişmekte ve geleneksel ürünlerin cevap veremediği durumları çözmektedir. Hanover Fuarında Phoenix Contact 95 mm² kesite kadar kabloların takılabildiği ilk push-in klemensi pazara tanıtmıştır. Push-in klemensler kontrol kablajında düşük ve orta güç aralığına hitap eder ve mükemmel bir kullanım kolaylığı sağlar. Bu yeni bağlantı teknolojisi 0.25 mm² kadar küçük kesitli klemenslerin bile aletsiz bağlanabilmesini sağlar. Bu sistemin avantajları dar alanlarda veya kablo erişiminin zor olduğu yerlerde 80 ortaya çıkar. Bağlantı, klemense entegre bir butonla açılır. Kazara temasa karşı koruma, zengin etiketleme seçenekleri ve kullanım kolaylığı push-in klemenslerin en önemli özellikleridir. Push-in bağlantı teknolojisi popülerlik kazanıyor Operasyon noktası ve iletken takma görsel ve fiziksel olarak ayrılmıştır, böylece iletkenin yanlış yere takılması önlenmiş olur. Bağlantının sağlanması için iletkenin basitçe itilmesi yeterlidir. Push-in teknolojisinin sahip olduğu avantajlar düşünüldüğünde, yüksek güç seviyelerinde büyük kesitli kablolarla kullanılması mantıklıdır. PT Power 95 tipi yeni klemens yaylı bağlantı prensibine sahiptir. Terminal başına iki çok dayanıklı yay bacağı kabloyu iletken bakır profile doğru bastırır. Pushin klemensler kullanılırken kablo bağlantı noktasına alet kullanmadan takılabilir. Alternatif olarak, klemens üzerindeki renkli kol çevrilerek de bağlantı sağlanabilir. Kolu hareket ettirmek için standart bir tornavida yeterlidir. Kol çevrildiğinde yayı büyük bir güçle sıkıştıran mekanizma harekete geçer (Şekil 1). Belirlenmiş kilitleme konumları anahtarlama durumunu gösterir. Aynı ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar uygulamalara mükemmel uyum sağlar. 232 A nominal akım 95 mm² bakır kablonun anma akımına karşılık gelmektedir. kol kabloyu çıkarmak için de kullanılır. Bağlantı noktası açıldığında tüm yay elemanlarının gerginliği kaybolur, herhangi bir yaralanma ihtimali kalmaz. Kablolar, vidalı klemenslerde olduğu gibi montajdan sonra dikey olarak yönlendirilir. Büyük kesitlerde eğilme yarıçapının oluşması çok büyük kuvvet gerektirir ve pratik değildir. Dikey düzenleme kablo girişini kolaylaştırır ve kablo yuvası V profil şeklinde tasarlanmıştır. Bu vidalı klemenslerin kendini kanıtlamış tasarımıdır. Kesitten bağımsız olarak kablonun bağlantı noktasında optimum şekilde ortalanmasını sağlar. Büyük, stabil, üç noktadan montaj yapısı titreşime karşı koruma yüksek koruma ve ideal iletim özellikleri sağlar. PTPOWER 95 kullanımda esneklik sağlaması için geliştirilmiştir. Bu sayede birkaç saniyede potansiyel dağıtıcısına çevrilebilmektedir. Yandan takılabilen ek bağlantı klemensleriyle her klemens için dört ilave bağlantı noktası oluşturulabilir. 16 mm² ye kadar kablo takılabilen bu ek bağlantı klemensleri, klemensin genişliğiyle uyumludur. İki tarafa da kenetlenebilir yapıdadırlar. Ek bağlantı klemensleri de push-in yapısındadır. Klemens ve ek bağlantı klemensleri montaj konumlarından bağımsız olarak basit şekilde test edilebilir çünkü klemensin ortasında dokunma emniyetli 4 mm’lik test bağlantısı sunulmaktadır. Ek bağlantı klemensinin yan kısmında ise test probları veya fişleri için 2.3 mm çaplı yuvalar mevcuttur. Geniş etiketleme alanı bağlantı noktası ve ek bağlantı noktasının açıkça tanımlanabilmesini sağlar. Güç tarak köprülerle yatay olarak dağıtılabilir; temas kablo sıkıştırma bölgesinde gerçekleşir (Şekil 2) Köprünün V yapısında olması sayesinde köprü takılıyken bile 95 mm² kesit alanı korunmuş olur. Ek bağlantı klemensleri klemensin gövdesine kilitlenebilir, yanlışlıkla temasa karşı izole edilmişlerdir. Her pano tasarımına uygun Potansiyel dağıtımı ile genişleme PTPOWER 95 tüm yüksek akım uygulamalarında kullanılabileceği gibi, makine ve tesislerde, enerji sektöründe, trafo imalatında, rüzgar ve güneş santrallerinde besleme girişi olarak da kullanılabilir. 1500 V IEC ve 1000 V UL nominal değerlerine sahip olan ürün bu PTPOWER 95 genellikle 35-mm standart raya monte edilir. Saca direkt monte edilebilen flanşlı tipleri de mevcuttur. Bu versiyonlar vidalanabilir flanşlara sahiptir (Şekil 3) ve tüm panolara uyum sağlarlar. Güç klemensleri mevcut yer durumuna ve kablo geçişlerine bağlı olarak yan duvara, pano zeminine veya montaj plakasına istenen şekilde takılabilir. Seri, flanşlı tek klemens çözümlerine ek olarak tek veya üç fazlı devreler gibi standart uygulamalar için klemens blokları da içermektedir. Tüm pazarlarda ihtiyaç duyulabilen UL, CSA, SCCR gibi onayları almak için gerekli çalışmalar şu sıralarda yürütülmektedir. IEC Ex gibi proses teknolojisine yönelik onaylar, offshore gemi imalatı onayları ve trafik mühendisliği için EN 50155 onayları da bunları takip edecektir. ENDÜSTRİ OTOMASYON 81 Ürün ve Uygulamalar SCHUNK’tan Çabuk Çene Değişimi Schunk www.tr.schunk.com Torna aynaları veya sıkma kuvvet blokları günde birkaç defa yeni bir çene setiyle değiştirildiğinde, işleme merkezindeki vakit kayıpları toplanarak, yılda binlerce euro’luk kayba ne- den olur. Yeni iş bağlama ekipmanlarına yatırım yaparken, kurulum zamanlarını birkaç saniyeye düşüren ve kendini kısa sürede amorti eden, özellikle hızlı çene değiştirmeli sistemleri aramak bu yüzden faydalıdır. Buna ek olarak; verimli donanım setleri, varolan aynaların optimal kurulum zamanlarına ulaşmasını sağlayabilir. Azalan parti büyüklükleri stoklar ve yakın marjlar gözönüne aldığında, birçok firma eleştirel bir biçimde kayıp zamanı ve işleme merkezlerininin kurulum zamanını değerlendiriyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde çift vardiyalı operasyonlarda her bir makinanın saatbaşı masrafı 100 euro ve her vardiya başına 10-15 dakika süren iki çene değişimi toplanarak yılda 10000 euro kadar bir miktara denk geliyor. Yumuşak çene setleri tekrar tekrar çıkarıldığında, çıkan ekstra masraflar buna dahil. Geleneksel Aynalar İçin Donanım İyileştirme Setleri İş bağlama teknolojisi ve tutucu sistemler lideri SCHUNK daha az masraflı bir yol gösteriyor. İnovatif aile firması yıllar önce, kurulum zamanlarını optimize etmek için hızlı çene değişiminin verimlilik potansiyelinin farkına vardı. İş bağlama teknolojisi standart programını hızlı değiştirme ürünlerini ekleyerek, kurulum zamanlarını optimize etmek için sürekli olarak geliştirdi. En son yenilik varolan aynalar üzerinde hızlı 84 değiştirmenin avantajlarına izin veren SCHUNK pronto hızlı değiştirme donanım iyileştirme setidir. Çene başına beş saniyede değişim süresiyle birlikte, SCHUNK PRONTO hızlı değiştirme donanım iyileştirme setidir. Çene başına beş saniye değişim süresiyle birlikte SCHUNK PRONTO 1/16” x 90° veya 1.5 mm x 60° hatveli geleneksel aynalar üzerinde kullanıldığında muazzam miktarlarda tasarruf sağlar. 0.02 mm tekrarlanabilir hassasiyeti, hızlı çene değiştirme sistemini yüksek hassaslık gerektiren uygulamalara uygun yapar. SCHUNK PRONTO çeneleri, destek ve değişim çenelerinden oluşur. Ham malzemelerin ve finiş yapılacak iş parçalarının sıkılmasına uygundur. Tekrarlanabilir hassasiyetle çene değişimi için alyan anahtarıyla kilidi gevşetin, çeneyi çıkarın ve yeni bir tanesiyle değiştirin. Bu işlem yanlış pozisyonlama olasılığını elimine eder. Altıgen formlu sıkma kilitli pozisyonda maksimum süreç sabitliği sağlar ve yüksek kuvvet ve tork aktarımına izin verir. Uygulamaya gore üç destek çenesi küçük, orta ve büyük sıkma aralıklarına uygun olarak mevcuttur. Üst çene kullanıldığında, dört batan çene eklentisi farklı yarıçap- lar ve sıkma aralıkları için mevcuttur. Finiş işlemi yapılacak iş parçaları için dört yumuşak eklenti sunar. Çeneler, finiş ölçüsüne getirildikten sonra tekrar tekrar sistemde kullanılabilir. Özel bir özellik: çene eklentisinin seçimi destek çenesini değiştirmeye gerek kalmadan sıkma aralığının 16 mm’ye kadar artmasına izin verir ve geleneksel aynaların %300 üzerinde avantaj sunar. SCHUNK BWS hızlı çene değiştirme sistemi kurulum zamanlarını minimize etmeye yarayan klasik bir üründür. Bu ürün de sert destek çenelerden ve değiştirilebilir çene eklentilerden oluşur. PRONTO’yla karşılaştırıldığında BWS değiştirilebilir çene eklentilerine eksenden kaçık civata yoluyla bağlıdır. Sis- ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar tem 160 mm, 200 mm, 250 mm ve 315 mm güç aynalarıyla standardize edilmiştir. Üstelik, değiştirilebilir çene eklentileri sıkılmış her bir iş parçasının gereksinimlerine göre adapte edilebilir. PRONTO’ya benzer olarak SCHUNK BWS farklı sıkma aralıklarına uygun olarak değiştirilebilir çene eklentisi tercihine imkan verir. Büyüklüğüne bağlı olarak tekrarlanabi- lir hassasiyeti 0,02 ve 0,03 mm arasında değişir. Eklentiler yukarı doğru çıkarılabildiğinden hızlı değiştirme sistemi ufak sıkma çaplarına uygundur. Büyük temas ve destek yüzeylerinde optimal sabitliği ve tekrarlanabilir hassasiyeti garanti eder. Entegre bir baskı civatası değiştirilebilir eklentiyi eksenden kaçık civata kilitli olmasa bile kazara gevşemeye karşı korur. Entegre Hızlı Değiştirme Sistemleri Torna aynaları çabuk çene değiştime sistemleriyle daha da fazla rahatlık sunuyor. Onlar da üç çene değişiminin süresini 10-15 dakikadan sadece birkaç saniyeye düşürür. Ayrıca <0.02 mm tekrarlanabilir hassasiyetine bağlı olarak, yumuşak çenelerin sadece bir kez döndürülmesi gerekir, sonra tekrar kullanılmaya hazır olurlar. Önceden tarif edilen donanım iyileştirme setleriyle kıyaslandığında, çeneler daha hafiftir ve dikey alanda daha az yer kaplar. Modül hatvesine bağlı olarak çenelerin radyal pozisyonu değiştirilerek farklı çapların hızlı bir şekilde sıkılabilmesi ayrıca mümkündür. Çenelerin değişimi daha kolay olamaz: çok yönlü SCHUNK ROTA THW wedge bar hidrolik aktiviteli aynalarıyla birlikte açılmış aynanın düz hatveli ana çene kilidini açmak için çene değişim anahtarıyla çeyrek bir dönüş yeterlidir. Yeni çene yerleştirildikten sonra wedge bar hatvesi güvenli bir biçimde ana çene hatvesine yerleştirilir, anahtar geriye doğru çevrilebilir. Yaylı mekanizma daha sonra anahtarı dışarı çıkararak, yanlışlıkla ayna gövdesinde unutulmasını engeller. Bu olası operasyon hatalarını önler. Aynı hızlı değiştirme prensibi, kaba işleme için özellikle geniş çene yataklamasıyla ekipmanlandırılmış ROTA THWB ve çok yönlü ROTA THW için kullanılır. SCHUNK ROTA-S plus 2.0 çok yönlü manuel aynanın ve düz hatveli SCHUNK ROTA-G hassas manuel aynanın durumunda çeneyi değiştirmek için herhangi bir takıma ihtiyaç olmaz: aynanın gövdesinde bulunan bir düğme piston pimini tahrik ederek ilgili çenenin kilidini açar. Çene değişiminden sonra piston pim otomatik olarak ana çeneyi wedge bar hatvesine göre pozisyonlandırır ve onu düşmeye karşı güvence altına alır. Gösterge pimi tornalama sırasında ek bir güvenlik sağlar: makina pim görünür haldeyken çalışamaz. Pimin ayna içerinde kaybolup işlemenin başlayabilmesi için, aynanın doğru olarak kapatılması ve iş parçasının güvenli bir şekilde sıkılması gerekmektedir. SCHUNK ROTA-S flex manuel aynası daha hassastır. ROTA-S plus serisinin hidrolik aktiviteli aynasını genişletilmiş yataklarla birleştirerek, onları hafif ve çok yönlü büyük aynalara dönüştürür. Büyük sıkma çaplarına uygun geleneksel güç aynalarıyla karşılaştırıldığında ROTA-S flex ağırlığı %60’a kadar düşürür. Ufak parçaların işlenmesi için uzatılmış yataklar kolayca çıkarılabilir ve bu yüzden geleneksel büyük aynalarla sıkmaya kıyasla iş parçasının ulaşılabilirliği önemli derecede iyileşir. Uzatılmış destekli ya da desteksiz: takımsız ROTA-S flex hızlı çene değiştirme sisteminin iki versiyonu da sadece birkaç saniye kurulum süresini garantiler. Örnekler bu arada sizlere hızlı çene değiştirme sistemlerinin olanaklarının ne kadar esnek hale geldiğini gösteriyor. Uygulamaya bağlı olarak, nispeten daha düşük bir yatırımla bile yüksek tasarruf mümkündür. Uygulamanız için en optimal iş bağlama ekipmanını aramayı kolaylaştırmak için, SCHUNK uzman tavsiyelerini ve detaylı en uygun maliyetli hesaplamaları sunuyor. Parça Tutucu Çenelerin Hızlı Değişimi SCHUNK tutucu modüller için hızlı çene değiştirme sistemleriyle birlikte, SCHUNK bu teknolojinin diğer uygulamalara nasıl transfer edilebileceğini gösteriyor: hızlı değiştirme sistemi halihazırda ABR-BSWS ve SBR-BSWS işlenmemiş parmaklara entegre edilmiştir. Geleneksel parmak değişimiyle kıyaslandığında, yeni sistem kurulum zamanını %90 oranında azaltır. Rahat ulaşılabilir şekil bağlı kitleme mekanizması parmağın saniyeler içerisinde, alyan anahtarıyla yapılan 90° rotasyon ve mükemmel tekrarlanabilir hassasiyetle değiştirilmesini garanti eder. Mevcut diğer yaygın çözümlere karşın bütün bir parmak boyunca genişleyen açık delikler gerekli değildir. Bu da optimum parmak şeklinin tasarım özgürlüğünü kullanıcılara sağlamaktadır: çene değişimi ve ona uygun vida bağlantıları endişesi olmadan parmaklar, alakalı iş parçasına kendi uzunlukları boyunca adapte edilebilir. Hızlı değiştirme parmakları alüminyum (ABR-BSWS) veya çelik olarak (SBRBSWS) mevcuttur. Bütün SCHUNK premium tutucuları ve sayısız tutucu modülle kullanılabilir. ENDÜSTRİ OTOMASYON 85 Ürün ve Uygulamalar Kablosuz teknolojİye gİden yol - Hangİ kablosuz teknolojİ standardİ sİze uyuyor? EMİKON www.emikonotomasyon.com ■ WiFi, Bluetooth ya da Zigbee mi? HMS Endüstriyel Ağlar İş Geliştirme Müdürü Tom McKinney, endüstriyel uygulamalar için mevcut olan kısa menzilli kablosuz ağ standartları hakkında görüşlerini bildiriyor.Son günlerde Endüstriyel IoT (nesnelerin interneti) hakkındaki söylentiler çok hızlı büyüdü. IoT cihazları pazarının gelecek birkaç yıl içerisinde katlanarak büyümesi öngörülüyor. Bunun nedeni olarak ise IoT araçlarının işleyişiyle ilgili daha fazla veri elde edilmeye başlamasını gösterebiliriz. Bu veriler, süreçleri izlemek ve optimize etmek için kullanılacak. Şirketler süreçleri geliştirmek amacıyla elde ettiği verileri kullanmayı öğrendikçe verimlilik artacaktır. Şirketlerin kendi içindeki verimliliğinin ötesinde bu veriler hem üretici hem de müşteriye kar sağlayarak ileri düzeyde şirketler arası faaliyetlere öncülük edebilir. Çok yönlü teknolojik ilerlemeler, bizleri geniş ölçekli Endüstriyel IoT uygulamalarını gerçekleştirmeye yaklaştırdı. Bu gelişmeler düşük maliyetli veri depolama, düşük enerjili RF (radyo frekans) çözümleri ve yüksek seviyeli ağ erişimi gibi avantajları da barındırıyor. Endüstriyel IoT’nin etkin bir şekilde hayata geçirilmesinde önemli rolü olan diğer bir unsur ise kablosuz ağ standartlaştırma çalışmaları. Kablosuz Ağlar Yeni Değil Kablosuz ağlar endüstriyel pazarda 30 yılı aşkın bir süredir kullanılıyor. Geçmişte, bu ağlar genellikle firmalara özel geliştirilen sub 1GHz sistemlerden oluşuyordu. Kullanılan çözümler genlik kaydırmalı anahtarlama (ASK) veya frekans kaydırmalı anahtarlama gibi basit modülasyon tekniklerinden ibaretti. Bu tür modülasyonları destekleyen telsiz cihazlar belirli birkaç parçayla kolayca üretilebiliyordu. Ancak bu çözümler güvenlik anlamında yetersiz kalıyordu ve sınırlı bant genişliğine sahipti. Son yirmi yılda kalıcı telsiz iletim çözümlerini tanımlamak için birçok standart geliştirilmiştir. Geliştirilen en son standartlar, geniş kablosuz ağ yayılımını güvenli bir şekilde sağlama imkanını da beraberinde getirmektedir. Buna ek olarak, 2.4GHz ve 5GHz bantlar gibi serbest kullanımlı yeni bantlar 1980’lerde tanıtılmıştır. Günümüzde standartlaşmış bir telsiz iletim çözümü kullanmak, sahada ya da fabrikadaki cihazları izlemek ve kontrol etmek için uygun maliyetli, güvenli bir yoldur. Kablosuz ağ standartlarının sayısı göz önüne bulundurulduğunda, 86 hangi standardın uygulamak için doğru standart olduğu sorusu akla gelmektedir. Cevabı bulmak için gelin 2.4GHz bantlarda uygulanan en yaygın 3 kablosuz ağ standardını inceleyelim: Bluetooth, WiFi ve Zigbee Wi-Fi WiFi ya da diğer adıyla IEEE 802.11a/b/g/n tüketici ve girişimciler tarafından kullanılan en yaygın kablosuz TCP/IP ağ çözümüdür. “WiFi”, Wireless Fidelity, yani “Kablosuz Bağlantı Alanı”nın kısaltılmış adıdır ve WLAN (kablosuz yerel alan ağları) cihazlarını tanımlamak için kullanılır. Bu standardın ortaya çıkmasını sağlayan komite, mümkün olan en iyi kablolu TCP/IP ağ alternatifini geliştirmeyi hedefliyor. Komite, her şeyden önce güvenlik ve hızı ön planda tutmaktadır. Sonuç olarak, 802.11n herhangi bir kısa menzilli kablosuz ağ standardında bulunabilecek en yüksek bant genişliğine sahiptir. Ancak bunun bir dezavantajı, 802.1 yığınının etkin şekilde yönetilmesi için gerekli olan güç tüketimi ve işlem gücüdür. Bu dezavantajlar piyasada bir boşluk yaratmış ve çok düşük güçteki kablosuz ağlar teknolojisi pazarını ilgilendiren birçok standart ortaya çıkmıştır. Bluetooth Bluetooth ve Zigbee, WiFi hizmetinden yeteri kadar yararlanamayan pazarlara hitap etmek için ortaya çıkarılmıştır. Bluetooth standardı düşük güçteki Kişisel Alan Ağı (PAN) ihtiyaçlarına hitap etmiştir. PAN, bir kişi ya da akıllı cihazı çevreleyen ağ olarak tanımlanır. PAN gereksinimleri hızlı bağlantı, basit insan-makine arayüzleri ve düşük güç kullanımını içerir. Kişisel Alan Ağında birden çok verici birbirine çok yakın bir şekilde yerleştirilebilir. Bluetooth’ta ise, cihaz vericilerinin çakışmaması için uygun zamanı ayarlamanız gerekir. Ayrıca Bluetooth, WiFi ile aynı ortamda bulunduğu durumda da çalışabileceği düşünülerek geliştirilmiştir ve birden fazla WiFi kanalı açık olduğu durumda bile Bluetooth mesajlarının ulaştığını garanti altına almak için bir frekans atlama algoritması barındırır. Son olarak Bluetooth çok düşük güçte bir verici kullandığı için WiFi’a göre çok yollu iletime daha az duyarlıdır. Sonuç olarak Bluetooth, kapsamlı RF alanı değerlendirme ve planlaması olmadan da başarılı bir şekilde uygulanabilir. Sistem, gürültü ve parazitlere karşı çok dayanıklıdır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar ZigBee Zigbee, standart radyo üzerinde farklı protokollere izin veren genel amaçlı ve düşük kuvvetli IEEE 802.15.4 standardına dayanır. Zigbee, geniş bir alanı kapsayabilen düşük güçteki sensör networklerini desteklemek için geliştirilmiştir. Zigbee, pazarın ihtiyaçlarını karşılamak için örgüsel ağ ve agresif bir enerji profili kullanır. Zigbee protokolü, hızlı bir şekilde açmak ve kapatmak üzere tasarlanmıştır. Bu yüzden enerji tasarrufu sağlar. ISA100, WirelessHART ve 6LoWPAN gibi birçok protokol IEEE 802.15.4 üstüne kurulmuştur. Bluetooth Low Energy Bluetooth Low Energy (BLE) teknolojisi, bluetooth standardını güncelleştirmek için ortaya çıkarılmıştır. 802.15.4 standardında kullanılan bazı teknikleri güçlendiren BLE, Zigbee’ye göre daha düşük güç noktaları sağlamıştır. Ayrıca BLE, asıl olarak Zigbee standartlaştırma çabaları sonucu ortaya çıkan birçok özelliği de desteklemektedir. Sizin için uygun olan standardı belirleme Hangi standardın uygulanabilecek doğru standart olduğunu düşünüyorsunuz? İşte bu sorunun cevabı sistem gereksinimlerine bağlıdır. Özetle, WiFi en yüksek bant genişliği ve en kapsamlı yığına sahiptir. Ancak Bluetooth, BLE ve Zigbee belirli uygulamalar için uygun özellikler sunmaktadır. Örneğin, çok geniş bir alan üzerinde pilli sensörleri izleyecekseniz, Zigbee bunun için uygun bir standart olacaktır. Bluetooth/BLE noktadan noktaya teknolojisiyle, kablolu iletim araçları kadar iyi çalışır. Ayrıca küçük bir alan üzerinde sensörleri izlemek için kullanılabilir. BLE teknolojisi, telefon ve tabletlerde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu da BLE teknolojisini insan-makine ara yüzleri için mükemmel bir seçenek yapmaktadır.Teknoloji standartları değişse de gelecekte daha fazla uygulamanın kablosuz olarak bağlanacağına hiç şüphe yok. Endüstriyel IOT’nin gelişmesiyle milyarlarca cihazın internete bağlanmasına ihtiyaç duyulacak ve bu bağlantıların çoğu şüphesiz kablosuz olacaktır. Standartların Artı ve Eksileri - Özet: 1) WiFi a. Artıları i. 802.11n ile 600Mbit/s ‘e kadar en yüksek bant genişliği. ii. Sabit 25 MHz veya daha geniş kanallar. iii. 2.4 ve 5GHz kanalları desteği. iv. Kapsamlı güvenlik özellikleri b. Eksileri i. Yüksek veri hızlarında ve 5GHz bandında menzil düşüktür. ii. Pilli sensörler için iyi bir seçenek olduğunu düşünmüyor musunuz? 2) Bluetooth / BLE a. Artıları i. Çok düşük güçlüdür. ii. Geniş yayılım alanı iii. Kalabalık ya da gürültülü kablosuz ortamlarda çok iyi performans gösterir. iv. Kullanımı kolaydır, frekans planlaması ve alan haritası gibi gereksinimleri yoktur. b. Eksileri i. En yüksek veri hızı 2Mbit/s ‘dir. ii. Otomatik dolaşma standardı yoktur. 3) Zigbee a. Artıları i. Çok düşük güçlüdür. ii. 2.4 GHz bandındaki WiFi kanalları arasında sabit kanallara sahiptir iii. Sub 1GHz bantlarını destekler. b. Eksileri i. Karmaşık örgüsel ağ ii. 250Kbit/s Max. bant genişliği ENDÜSTRİ OTOMASYON 87 Ürünler Çok fonksiyonlu, Programlanabilir, Sayıcı ve Zaman Röleleri EZM-XX50 Serisi ■ -6 Dijit prosess (PV) ve 6 dijit Set değeri (SV) göstergesi -Reset, Pause ve ChA-ChB sayma girişleri -Konfigure edilebilir, Toplam Sayıcı, Batch Sayıcı, -Otomatik ve Manuel Resetli çalışma -Çarpım faktörü ve desimal nokta pozisyonu -Sayıcı fonksiyonunda INC, DEC, INC/INC, INC/DEC, UP/ DOWN, x1 / x2 / x4 faz kaymalı sayma seçeneği -Modbus ASCII or RTU Protokolüyle, RS-232 (standart) veya RS-485 (opsiyonel) haberleşme Tek SET’li Programlanabilir Zaman Rölesi EZM-3735 -4 dijit göstergeli -Programlanabilir tek SET’li çalışma -Reset, Pause ve Start Girişleri -NPN/PNP çalışma tipi -Otomatik ve Manuel Resetli çalışma -Programlanabilir Zaman skalaları (Saat, Dk, Sn) -Ön panelden start ve stop yapabilme www.emkoelektronik.com.tr EMKO Zorlu görevler için yeni sensör ailesi ■ SR 46C serisi fotoelektrik sensörler artan performanslarıyla göz dolduruyor Yeni SR 46C Serisi ile, öncü modeller üzerinde fonksiyon rezervini %80 oranında arttırmak mümkün hale geldi. Bunun iki temel sebebi var: Kirlenme ve yansıma durumunda otomatik hassasiyet ayarlama ve optimize edilmiş aktif yabancı ışık bastırma. Yapılan bu geliştirmeler, doğrudan daha istikrarlı bir sistem performansı ve daha az kesinti yaşanmasına hizmet eder. SR 46C serisi, konveyör sistemleri, ağaç işleme sektörü ve özel amaçlı makine imalatında kullanılmak üzere idealdir. -40°C ile +60°C sıcaklık aralığı, IP 67 ve IP 69K yüksek koruma sınıfı sayesinde zorlu çevre koşulları için bu serinin tüm sensörleri uygundur. Cihaz üzerinde kolay ve hızlı konfigürasyon için öğretme düğmesi, www.leuze.com.tr 88 ENDÜSTRİ OTOMASYON potansiyometre ile geniş ayar aralığı, rahatça görülebilen ışık spotu, gelişmiş durum LED göstergesi ve L 46C karşılıklı fotoelektrik sensörlerde ön ekranın arkasındaki ilave display diğer ekipman özellikleri olarak sıralanabilir . Leuze electronic, seri içerisinde 150 m’ye kadar yüksek çalışma mesafelerinde maksimum fonksiyonel güvenilirlik sağlayan L 46C karşılıklı fotoelektrik sensörlerin yanısıra etkili makine emniyeti için SLS 46C (tip 2, tip 4) tek ışınlı güvenlik cihazlarını da sunar. PRK 46C fotoelektrik sensörleri küçük reflektörler, aşırı kirlenme veya folyo ile sarılmış nesneler için idealdir. RK 46C VarOS sensörler ışık bandı optikleri ile güvenilir algılama konusunda beğeni topluyor. Koyu ve parlak nesnelerin tespiti için HT 46C arka plan bastırmalı sensörler ilk tercihler arasında yerini alıyor. LEUZE Ürünler Yeni NA makine arabirimi teknolojiyi hayata geçiriyor! ■ Dinamik ve sezgisel kullanıcı arabirimleri, makine kullanımı hakkında gerçek zamanlı ve geçmişe yönelik ayrıntılı veriler sağlayarak üretkenliği artırmaya ve aksama süresini en aza indirmeye yardımcı olur. Gerçek uygulamalar ve müşteri ihtiyaçları titizlikle analiz edilerek tasarlanan Yeni NA makine arabirimi; kullanıcıların bu arabirimleri hızlı ve kolay şekilde uygulamasını sağlar. Kolay ve Destekli Programlama Yeni NA makine arabirimi; lojik, hareket, vizyon ve emniyet gibi tüm otomasyon alanlarını kapsayan, benzersiz ve kapsamlı Sysmac Studio gelişim sistemi kullanılarak programlanmıştır. Bu, NA makine arabiriminin, gelişimi hızlandıran ve programlama karmaşıklığını azaltan diğer otomasyon sistemleriyle de programlanabileceği anlamına geliyor. NA makine arabiriminde, fonksiyon bloklarına benzer şekilde çalışan genel uygulamalar için IAG’ler (Akıllı Uygulama Araçları) bulunmaktadır. Kullanıcılar, özel ihtiyaçlarını karşılamak için ek IAG’ler geliştirebilir ve VB.net kullanarak makine arabiriminin çalışma şeklini tamamen özelleştirebilirler. Multi-Media Objelerinin Kullanımı NA makine arabirimi; bir bakışta anlaşılabilen makine görünümleri oluşturmak için PDF dosyaları, video ve veri gibi çeşitli ortam türlerini birleştirmeyi sağlayan güçlü multimedya araçları kullanır. Ayrıca belirli prosedürlerin nasıl uygulanacağını gösteren videolar ve PDF formatında belgeler kullanmak da mümkündür. Bu dosyalar her zaman kayıt altında tutulur ve dosyalara gerektiği zaman anında erişilebilir. Farklı Modellerin Mevcutluğu Yeni NA makine arabirimi, geniş formatlı 7, 9, 12 ve 15 inç ekrana sahiptir. Ekranlarda, kullanıcılar eldiven giydiklerinde bile güvenilir biçimde çalışan dirençli dokunma teknolojisi ve programlanabilir üç fonksiyon düğmesi bulunur. Bağlantı özellikleri, iki Ethernet portu, iki USB portu ve bir seri bağlantıdan oluşur. www.omron.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON OMRON 89 Ürünler Rittal – TS 8 Modüler Pano Sistemleri ■ Özellikle birçok cihaz içeren montaj uygulamaları söz konusu olduğunda Rittal’in TS 8 modüler pano sistemleri, profesyoneller tarafından benzersiz bir referans ürün olarak tanımlanmaktadır. TS 8 Serisinin Özellikleri • Tüm kenarlarından birleştirilebilir modüler yapı. • Tüm uygulamalar için gereksinimleri karşılayan benzersiz modülerlik. • TS 8 ve Flex-block baza sistemlerini kullanma imkânı. • Simetrik çift montaj seviyesi ile son derece esnek ekipman montajı. • Conta üzerine güvenli basınç ve kapıda 4 noktalı kilit sistemi ile mükemmel güvenlik. • Comfort seçeneği gibi opsiyonel kapı kolları ile farklı tasarım ve kullanma imkânı. • En üst seviyede yüzey koruması: nano-seramik yüzey uygulamalı astarlama ve toz boya. • Boyalı yüzeylerde toprak devresinin iletkenliğini garanti etmek için otomatik potansiyel dengeleyici aparat. • Paslanmaz çelik ve EMC seçenekler Mükemmel Yüzey Koruması TS 8 modüler pano sistemlerinin 3 fazlı yüzey koruması de sürekli süreç izleme yoluyla garanti edilir. Maksimum kalite üç aşamada gerçekleştirilir: 1.faz: Nanoseramik astar 2.faz: Elektroforetik dipcoat astarlama 3.faz: Dokulu toz boya kaplama Teknik Özellikler Boyutlar: • 4 farklı genişlik: 600, 800, 1000, 1200 mm. • 6 farklı yükseklik: 1200, 1400, 1600, 1800, 2000, 2200 mm. • 4 farklı derinlik: 400, 500, 600, 800 mm. Kapılar: • Standart olarak 130o açılabilir menteşeli. • Opsiyonel olarak 180o açılabilir menteşe kullanma imkânı. • Koruma sınıfı: IP55 – NEMA 12 sayesinde korozyona karşı optimum korumayı garanti eder ve temizlikte kullanılan mineral yağları, katı yağ, işleme emülsiyonu ve çözücü maddelere karşı dirençlidir. Rittal, otomobil endüstrisinde kullanılan boya kalitesinin benzerini standart olarak sunan tek pano üreticisidir. Ve bu kalite Standart Yapı • Pano gövdesi ve kapısı. • Elektro galvanizli montaj plakası ve kablo giriş plakası. • Arka kapak ve tavan sacı. • 4 adet taşıma halkası. • Sağ montajlı, yönleri değiştirilebilir menteşeler. • Standart üniversal anahtarlı kilit sistemi. www.rittal.com.tr 90 ENDÜSTRİ OTOMASYON RITTAL Ürünler Tek Bir Bağlantı İle Motor Kontrolü ■ Sanayide kullanılan elektrik motorlarının hız kontrolü için hız kontrol cihazlarının kullanılması yaygın bir uygulamadır. Bu cihazlar hız kontrolünün yanı sıra verimliliği arttırırken motor arızalarının azalmasını da sağlamaktadır. Artan üretim talepleri ile birlikte ihtiyaç olunan çözümlerde değişiklik göstermekte. Elektrik motorlarının kontrol edilebilirliğinin yanı sıra kontrol cihazlarının da esnek ve kolay kullanılabilir olması da önemli bir rol oynuyor. Özellikle motor sayısının yüksek olduğu ve hız, akım, tork, hata geçmişi gibi verilerin izlenilmesinin önemli olduğu uygulamalarda sürücü kullanımı kadar sürücünün kontrol kolaylığı da önem kazanmakta. Bu kapsamda gelişen kontrol sistemlerinin sahadaki cihazlar ile haberleşmek için sinyal kablolarını kullanmak yerine tek bir kablo ve bağlantı ile haberleşme çözümü sunması üreticilerin verimliliğini arttırmıştır. Omron da bu alanda sunduğu kompakt ve gelişmiş hız kontrol çözümleri ile makinelere katma değer sağlamaktadır. Omron’un EtherCat ile haberleşme opsiyonu sunan MX2 Frekans İnvertörü EtherCAT, rakipsiz performansa sahip, makine kontrolü için optimize edilmiş Ethernet tabanlı bir ağdır. Otomasyon çözümlerimizin bilinen kalite, performans ve özelliklerinin yanında artık tüm bunları tek bir makine ağında birleşmesinden de yararlanabilirsiniz. EtherCAT bir makine ağı olarak, makine veriminden ödün vermeden hızı ve senkronizasyon hassasiyetini arttırır. Gelişmiş tasarım algoritmaları sayesinde MX2, sıfır hıza kadar sorunsuz kontrol ve ayrıca hızlı döngüsel çalışmalar için hassas çalışma ve açık çevrimde tork kontrol özelliği sağlar. Standart MX2 ürün serisi fonksiyonlarını ve haberleşme opsiyon kartlarını kullanan MX2 IP54, bağımsız invertör çözümleriniz için mükemmel bir seçimdir. Öne çıkan özellikleri; • Omron makine otomasyon çözümüne entegre • Pozisyonlandırma fonksiyonelliği • %200 başlangıç torku • Açık çevrim tork kontrolü • Geniş haberleşme opsiyonları: EtherCAT, Modbus, DeviceNet, Profibus, CompoNet, MECHATROLINK-II ve EtherNet/IP • ISO13849-1 Category3 performans seviyesi PLD’ye uygun güvenlik . www.omron.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON OMRON 91 Ürünler R.A. JONES KUTULAMA MAKİNESİNİ YENİDEN TASARLADI ■ Merkezi Covington- Kentucky’de bulunan Rockwell Automation’ın ortaklarından R.A. Jones son kullanıcılara daha iyi hizmet etmek için kutulama makinesini yeniden tasarladı. Ambalaj makinesi üreticisi, müşterilere zaman ve para kazandırmak için gelişmiş transfer teknolojisini kullanarak iş hacmini yükseltirken enerji tüketimini azalttı ve esnekliği arttırdı. Rekabet avantajlarını artırmak isteyen ambalajlama şirketleri iş hacimlerini yükseltebilir, enerji tüketimlerini azaltabilir veya işletim ve bakım maliyetlerini düşürebilirler. Ya da bunların hepsini birden yapabilirler. Legacy® 3 Small Center kutulama makinesini yeniden tasarlayan R.A Jones’un başardığı şey de bu. Merkezi Covington - Kentucky’de bulunan şirket, Rockwell Automation’ın ortaklarından biri ve yiyecek-içecek, ilaç ve tüketim malzemeleri olmak üzere çeşitli endüstrilere çeşitli birincil ve ikincil ambalaj çözümleri sağlıyor. Bu çok amaçlı kutulama makinesi kraker sluglarından şampuan şişelerine kadar çeşitli uygulamalar için daha yüksek hız ve ürün hacmi, daha düşük enerji tüketimi ve daha fazla esneklik sağlıyor. Bir yandan bakım ve enerji maliyetlerini düşük tutarken diğer yandan mümkün olan en hızlı üretime ihtiyaç duyan müşteriler için R.A. Jones kutulama makinesini yeniden tasarladı. Bu üçlü başarının anahtarı gelişmiş transfer teknolojisinin eklenmesi ve bir EtherNet/IP™ ağının kullanılmasıydı. Değiştirilen Transfer Sistemi Legacy 3 kutulama makinesinin mekanik transfer sistemi Rockwell Automation’ın iTRAK® teknolojisiyle (http://goo. gl/66MtyY) değiştirilmek suretiyle esneklik kazandırıldı. Kutulama makinesinin IndeCart® 2 transfer cihazı üzerindeki iTRAK çözümü, gelen konveyörlerdeki ürünleri kesintisiz kutulama makinesine taşıyor. R.A Jones’un elektrik mühendisi Eric Airgood, “iTRAK teknolojisinin kullanılmaya başlanması, bizim için kutulama işindeki oyunun kurallarını değiştirdi. Makinenin mekanik bileşenlerini ortadan kaldırdı, transfer hacmini artırdı ve enerji tüketimini ve bakım gerekliliğini önemli oranda düşürdü” diyor. iTRAK teknolojisinin doğrusal hareketi ölçeklenebilirlik sağlıyor ve zincirlerle bir dişli kutusunu çalıştıran geleneksel bir dönel motor aracılığıyla ürün hacmini arttırıyor. Ambalaj boyutu çeşitliliğinin artmasıyla birlikte, son kullanıcılar kolayca el arabaları ekleyebilir veya çıkarabilir, transfer sisteminin ürün hacmini dakikada 400 kutuya kadar hızlandırabilir veya yavaşlatabilirler. Besleme konveyörleri ambalajlanmış ürünleri bir sahaya getirerek IndeCart transferine teslim eder. 2 ürün alınır alınmaz IndeCart aracı yükleme alanından ayrılır ve kutulama makinesinin malzeme kovasıyla eşzamanlı olarak çalışmak suretiyle ürünleri yükler. Bir Laetus izleme sistemi ürünlerin mevcudiyetini kontrol eder ve kutulama makinesine sinyal göndererek bir kutu alıp kutulama taşıyıcısına taşınmasını sağlar. Yükleme bölümünde kutu ve ürün eşleştirilerek ürün son olarak kutuya yerleştirilir. Kapaklar katlama veya yapıştırma yoluyla kapatılırken, taşıyıcı kutuları sistem çıkışına taşır. İşlemleri biten kutu yükleme bölümüne taşınmak üzere bir konveyöre teslim edilir. Kontrolün Merkezi Rockwell Automation’ın tasarladığı bir Allen-Bradley® ControlLogix® programlanabilir otomasyon kontrolörü (PAC, www. rockwellautomation.com/go/tjcontrollogix) tüm kontrol ve hareket yönetimini sağlar. PAC, EtherNet/IP ağı üzerinden Allen-Bradley Kinetix® 5500 servo sürücüleriyle ve Kinetix VP düşük-ataletli servo motorlarıyla (www.rockwellautomation.com/go/tjmotiontk) sıkı bir eşzamanlılık içindedir. Servo motorları geribildirim, motor freni ve motor gücü için tek bir kabloya ihtiyaç duyar. Hareket ve makine kontrolü için tek bir kontrol ve tek kablolu bir tasarım imkanına sahip olan R.A. Jones müşterilerinin bakımını yapmak zorunda oldukları bileşen ve yedek parça sayısı daha aza indirilmiştir. Ayrıca, Allen-Bradley PanelView™ Plus operatör arayüzü (www.rockwellautomation.com/go/2711) bir yanda makine ile diğer yanda ambalajlama sürecini izleyen operatör arasında kullanıcı dostu bir ara yüz sağlar. Bu tasarıma ulaşabilmek için bir elektrik ve makine mühendisleri takımı Rockwell Automation’ın Allen-Bradley Motion Analyzer (www.rockwellautomation.com/go/tjanalyzer) yazılımını kullanarak kutulama makinesinin hareket kontrol sistemini analiz ettiler, optimize ettiler, seçtiler ve doğruladılar. Bu yazılım prototip geliştirme sırasında önemli oranda zaman ve maliyet tasarrufu sağladı. Mühendislerin fiziksel ekipmanları satın alıp kurmadan önce Studio 5000™ ve FactoryTalk® View Studio tasarım ortamlarında hızlıca tasarım yapmalarını sağladı. Son kullanıcılar için opsiyonel özelliklerden biri de, son kullanıcının kutulama makinesi enerji kullanımını, verimliliğini ve maliyetlerini değerlendirmek için kullanabilecekleri AllenBradley PowerMonitor™ 500 enerji sayacıdır (www.rockwellautomation.com/go/energymonitoring). R.A Jones’un elektrik mühendisi Eric Airgood şunları söylüyor: “Coesia Group’un bir parçası olarak gerçekten global bir şirket haline geliyoruz ve dolayısıyla da Legacy 3 kutulama makinesinin yeniden tasarımında geleceğe bakmamız gerekiyordu. Rockwell Automation’ın EtherNet/IP ve iTRAK teknolojisine geçmesinin bizi teknolojide son noktaya taşıyacağını anladık ki bugün o noktada olduğumuzu düşünüyoruz.” www.rockwellautomation.com.tr 92 ENDÜSTRİ OTOMASYON ROCKWELL AUTOMATION Ürünler Beckhoff CP22xx Panel PC – esnek çoklu dokunmatik panel serisindeki en güçlü cihaz ■ Çoklu dokunmatik avantajları ve maksimum bilgi işlem gücü Geniş Kontrol Panelleri ve Panel PC çeşitleriyle Beckhoff, bir makinedeki veya tesisteki tüm PLC, Hareket ve HMI görevlerini çözmek için evrensel ve esnek biçimde, düzgün bir görünüm ve his verecek şekilde ideal bir portföy sunuyor. CP22xx Panel PC serisi, otomasyon ve kontrol için yüksek performanslı çok çekirdekli işlemcilerle modern bir çoklu dokunmatik arabirimin avantajlarını birleştiriyor. Çok çekirdekli Intel® Celeron®, 3. ve 4. nesil Core™ i3, i5 (2 çekirdekli) ve i7 (4 çekirdekli) işlemcilerle donatılmış olan CP22xx Panel PC’lerden maksimum bilgi işlem gücü elde edilir. CP22xx serisinin esnekliğine 12’den 24 inçe kadar boyutlarda ekran çeşitliliği eklendiğinde, en zorlu kontrol ve HMI görevleri, cihazları tam olarak uygulamaya özgü gereksinimlerle eşleştirerek çözülebilir. CP22xx’de, fabrikada kurulumu yapılmış kartlar için boş bir Mini-PCI yuva, 2 GB DDR3-RAM (16 GB’ye yükseltilebilir), bir sabit disk, bir CFast kart veya SSD, bir 10/100/1000Base-T bağlantıyı destekleyen tümleşik çift Ethernet kartı ve SATA RAID-1 kontrolör (Intel® Rapid Storage Technology) bulunur. Donanım, ayrıca bir seri RS232 arabirimi ve dört USB 2.0 bağlantı noktasının yanı sıra dört adede kadar opsiyonel Ethernet bağlantı noktası da içerir. Makinenin veya tesisin tamamı için evrensel çoklu dokunmatik Kontrol kabinleri ve kontrol konsolları için yeni Panel PC nesli, makine ve tesis üzerinde düzgün ve kaliteli bir görünüm sağlayan ölçeklenebilir bir aktif ve pasif paneller serisi sunar. Çok parmak dokunmatik ekranlar (PCT) 7 ila 24 inç arasında ekran boyutlarında olup, 16:9 (geniş ekran), 5:4 ve 4:3 formatlardadır ve yatay / dikey modlarda kullanılabilir. CP22xx serisinin yanı sıra ürün ailesi, çeşitli ekran boyutları ve farklı performans sınıflarında Panel PC’ler sunan ölçeklenebilir bir ürün gamını kapsar: • CP26xx: ARM Cortex™-A8, 1 GHz işlemcili kompakt Panel PC serisi • CP27xx: Intel® Celeron® ULV 827E, 1,4 GHz işlemcili fansız Panel PC serisi • CP29xx-0000: Genişletilmiş DVI/USB arabirimli Kontrol Paneli (PC ile en çok 50 m mesafe) • CP29xx-0010: Standart CAT-7 kablo üzerinden CP-Link 4’lü Kontrol Paneli (PC ile en çok 100 m mesafe) Kollu destek kurulum gerektiren uygulamalar için, benzer bir kapsamlı ürün gamı da Beckhoff CP3xxx çoklu dokunmatik Panel ve Panel PC serisidir. Bu seri tümüyle IP 65 korumalı olarak mevcuttur. En son nesil Intel® Core™-i işlemcilerle, çoklu dokunmatik işlevselliği sunan CP22xx Panel PC, en yüksek bilgi işlem gücü gereksinimleri olan uygulamalar için idealdir. www.beckhoff.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON BECKHOFF 93 Ürünler Hızlı prosesler için anahtarlama yapan ışık perdeleri ■ Leuze electronic’in soğuk hava depolarında kullanıma uygun ışık perdeleri her zamankinden daha da hızlı! Işın başına 30 μs’lik çok kısa çevrim süreleri hızlı prosesleri bile algılar. Dahası küçük, uygulama için optimize edilmiş, yansıma prensibine göre çalışan CSR 780 cihazları da artık mevcuttur. CSL 710 (solda) büyük nesne, CSR 780 küçük nesne tespiti CSL 710 (görselde solda) 8 m çalışma aralığı, seçilebilir çözünürlükleri ve konfigüre edilebilen 4 giriş ve çıkış ile anahtarlama yapan ışık perdesidir. Entegre display sayesinde sensör kolayca hizalanabilir ve neredeyse 3 m‘ye www.leuze.com.tr kadar değişik nesne yükseklikleri öğretilebilir. Elektrik tesisatı kurulumu M12 konnektör sayesinde çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Değişik ekipman ve montaj çeşitleri montaj koşullarına uygun adaptasyonu sağlar. Verici ve alıcıyı tek gövdede barındıran CSR 780 (görselde sağda) yansıma prensibine göre çalışır. Bu nedenle standart bir reflektörle çalışır, karşısında ikinci bir cihaz gerektirmez. Yüksek çözünürlüğü ve hızlı tepki süresi sayesinde yaklaşık 10x10x1 mm ebatlarındaki küçük nesnelerin sayımı ve hat sonu çıktı izleme için idealdir. Kirlenme durumunda yeniden ayarlama özelliği ve önleyici bakım için uyarı çıkışı veren işlevi ile yüksek sistem kullanılabilirliği sağlar. LEUZE Yeni nesil PSENvip 2 ■ Yeni nesil kameralı koruma sistemi PSENvip 2 ile, daha basit kullanım ve daha yüksek verimlilikten faydalanırsınız. Kameralı koruma sistemi PSENvip abkantların etkili bir şekilde izlenmesi ve kontrol edilmesiiçin entegre bir çözümdür. Bu yeni nesil PSENvip 2 ile, kullanıcılar kolay kullanım ve verimliliktenfaydalanırlar. Kolay kullanım PSENvip 2’deki tüm işletmeye alma ve yapılandırma işleri doğrudan abkant kontrol sistemindeki bir internet arayüzü aracılığıyla gerçekleştirilir. Sonuç olarak, nihai kullanıcı tüm ayarları merkezden gerçekleştirebilir. Kompakt yapısıyla kurulum için esnek olan PSENvip 2 ayrıca kolay ayarlama için alıcının daima doğrudan abkant kontrol sistemi ekranının yanına monte edilebilmesini sağlar. Maksimum verimlilik ve yüksek makine kullanılırlığı HIZLI işlevselliğe sahip değerlendirme cihazı artık PSS 4000 otomasyon sistemiyle bütünleşiktir. Böylece, koruma sisteminin kapanış süresi ve abkant takımının aşım mesafesi minimuma düşürülmüş olur. Kablolama işi de büyük oranda azalır. Dayanıklı mekanik yapısı, verici üzerindeki yenilikçi LED aydınlatma ve alıcı üzerindeki koordine optikler sayesinde PSENvip 2 çok yüksek makine kullanırlığını garanti ederek verimliliğin artırılmasına yardımcı olur. PSENvip 2’nin, temel değerlendirme modülüne sahip versiyonunun yanı sıra dinamik ses kesme yöntemi gibi ek işlevler sunan verimli bir değerlendirme modülüne sahip versiyonu da mevcuttur. Bir bakışta elde edeceğiniz faydalar: • Tüm ayarlar tek bir yerden merkezi olarak yapılabilir • Esnek kurulum için kompakt yapı • Çok çeşitli I/O modülleri sayesinde ilgili uygulamaya esnek ayarlama • Üretim sistemi için mümkün olan en kısa kapanış süresi ve en kısa abkant aşım mesafesi garanti edilir • Kablolama işi minimuma düşer • Yüksek makine kullanılırlığı ve verimlilik • Abkant için maksimum emniyet www.pilz.com ENDÜSTRİ OTOMASYON PILZ 95 Ürünler 16 Universal Giriş/Çıkışlı I/O Hub ■ Turck I/O Hub , 16 giriş yada çıkış sinyalini IO-Link bağlantısıyla kontrolörünüze iletir. Turck bu yıl Hannover Messe fuarında 16 üniversal digital giriş/çıkışa sahip yeni bir I/O Hub ‘ı pazara sundu. TBIL-M1-16DXP modülü hem giriş hem de çıkış hub’ı olarak bir konfigürasyona gerek duymadan ayarlanabiliyor. Böylelikle hub 16 digital sinyaliniz alıyor ve IO-Link protokolü kullanarak kontrolörünüze iletimini sağlıyor. Bu sayede özellikle birçok aktüatör ve sensör sinyallerinin iletilmesi gerektiği dar ve kısıtlı imkanların olduğu uygulamalar için ideal bir çözüm haline geliyor. Örneğin dokunmatik/ışıklı operatör yönlendirme sistemleri. Digital sinyallerin ve gücün temassız olarak iletilebildiği Turck endüktif kaplinle birlikte kullanıldığında aparat değiştiriciler üzerindeki sensörlerin ve aktüatör sinyallerinin kusursuz iletiminde ideal bir çözüm oluşturuyor. Böyle bir çalışmada I/O Hub RFID yada barkod uygulaması yapmadan benzersiz bir kimlikle aparatları tanımamızı sağlıyor. PNP çıkışlar 0.5A a kadar akım dayanımı var. Hub bir IO-Link elamanı olarak çalışır ve bir master’a bağlanır. -40 +70 °C sıcaklık dayanımına sahip. IP67 koruma sınıfıyla dış mekan uygulamalarında da kullanıma elverişlidir. Çıkış özelliği eğer istenirse deaktif hale getirilebilir. Universal Hub’ ın yanında Turck yine 16 digital çıkış ve 8 digital çıkışlı modelleri de pazarda kullanıma sunuyor. Basit esnek yapı :Turck’un yeni I/O Hub ‘ında 16 konfigüraedilebilir giriş/çıkış bulunuyor. www.turck.com.tr TURCK Ekranlama klemensleriyle etkin parazit giderme ■ Phoenix Contact’ın ekranlama klemensleri yüksek kontak kalitesiyle elektromanyetik parazitleri etkin şekilde önler. Güvenilir olmaları, geniş yüzeyli kontakları ve DOĞRUDAN VE DIN RAYINA MONTAJ İÇİN BARA DESTEĞİ TAKILMASI KOLAY kullanıcı dostu yapılarıyla öne çıkarlar. Ekranlama klemensleri, geçmeli yapıları sayesinde, kle menslerin kablajı yapıldıktan sonra yerine kolayca takılır. Altı tip ekranlama klemensiyle, 2 - 35 mm çapında kablolar, 3x10 mm ölçüsünde bakır baralara bağlanabilir. Bu klemenslerin doğrudan pano sacına takılabilen versiyonları da ayrıca mevcuttur. Kapsamlı aksesuar serisi sayesinde, kablo ekranı uygulamaya bağlı olarak direkt raya/pano sacına bağlanabileceği gibi, izole bir tasarım yapılarak raydan/pano sacından bağımsız olarak da yerleştirilebilir. www.phoenixcontact.com.tr 96 ENDÜSTRİ OTOMASYON PhoenIx Contact Ürünler EtherCAT I/O sistemi: Son derece zorlu çevre koşulları için IP 67 modüller nak parçacıklarının sıçramasına karşı dirence güvenilen robotik uygulamalarda pres döküm çinkonun standart olduğu otomotiv endüstrisidir. Yeni EtherCAT Box Modüller, plastik ve paslanmaz çelik muhafaza içindeki mevcut modellere ideal tamamlayıcılardır. Plastik EP çeşidi, genel makine mühendisliği, montaj teknolojisi ve yarı iletken ve lojistik ortamları uygulamalarındaki ıslak, kirli ya da tozlu ortamlarda kullanmak için uygun çözümdür. Buna ek olarak, tam ‘hijyenik tasarım’a sahip EQ modül serisi, paslanmaz çelik muhafazası ve IP 69 K koruma sınıfı ile gıda, kimya ve ilaç endüstrilerindeki uygulamalarda kullanmak üzere tasarlanmıştır. ■ Pres döküm çinko muhafazalı kompakt I/O modülleri Yeni ER serisinin tanıtımıyla Beckhoff, EtherCAT Box ürün serisinin kullanılabileceği uygulamalar yelpazesini genişletiyor. Pres döküm çinko muhafazalı bu olağanüstü dirençli ER serisi I/O modülleri, özellikle zorlu ağır sanayi, otomotiv sanayi ve robotik uygulamar gibi çevre koşulları için tasarlanmıştır. EP ve EQ modül serileriyle birlikte EtherCAT Box I/O sistemi, tüm endüstriyel uygulamalar için geniş bir sinyal aralığını sunuyor ve kontrol kabinlerinin dışında kullanılması amaçlanıyor. Muhafaza malzemesi olarak pres döküm çinkodan yararlanılması, ER serisi IP 67 sınıfı I/O modüllerinin son derece zorlu endüstriyel ve proses ortamlarında kullanılmasını sağlıyor. Tamamen pres döküm olan bu muhafazalar, daha yüksek yük kapasitesi ve dayanımın istendiği tüm uygulamalarda kullanmak için idealdir. Tipik uygulama alanları arasında ağır sanayi, örneğin pres hatları ve metal dökümhaneleri ve kay- Pres döküm çinko modüller geniş bir sinyal aralığı sunuyor. ER serisi modüller, EP serisi modüllerle tam olarak uyumludur ve aynı genişlikle I/O alternatifleri sunar: Çeşitli filtreleri olan dijital girişler, 0,5 A çıkış akımı olan dijital çıkışlar ve serbestçe yapılandırılabilen dijital girişleri ve çıkışları olan “kombinasyon modülleri”. Bunlara ek olarak, akım / gerilim ölçümü için analog giriş modülleri de mevcuttur. Seriyi sıcaklık ölçüm modülleri, seri arabirimler, enkoder girişleri ve hareket modülleri tamamlar. Hacimden tasarruf sağlayan 30 mm modüller ve 60 mm modüller, farklı kanal seçenekleriyle sunulmaktedır. 126 mm yükseklikleri ve 26,5 mm derinlikleriyle ER serisi modüller son derece kompakt yapıdadır. Saha cihazları ve sinyalleri modüllere M8 ya da M12 konnektörlerle aktarılır. ER serisi üzerinde sinyal yönlendirmek (forwarding) için bir EtherCAT arabirimi, bir güç kaynağı bağlantısı ve M8 fişler ya da soketler bulunmaktadır. Yüksek akımlı çıkışlar için, bir 7/8” güç kaynağına ve M12 EtherCAT soketine sahip modüller mevcuttur. Pres döküm çinko muhafazalı EtherCAT Box Modüller, -25 ile +60 °C arası genişletilmiş sıcaklık aralığında çalışabilir (depolama sıcaklığı -40 ile +85 °C). Yeni pres döküm çinko muhafazlı ER serisi modüller sayesinde, merkezden bağımsız EtherCAT I/O sistemi artık son derece zorlu çevre koşullarında da kullanılabiliyor. www.beckhoff.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON BECKHOFF 97 Ürünler Kızılötesi teknolojiye bakış açınız 180° değişmek üzere. Hedefiniz olmasa dahi aradığınız cevap hemen önünüzde. ■ Görüntülere daha hızlı ulaşın, yakalayın ve işleyin • 180° eklemli objektif ile nesnelerin üstüne, altına ve çevresine kolayca gidin ve görüntüyü yakalamadan önce görün • Alan içi görüntü analizi için kamera üzerindeki analiz cihazları ile ve sadece 5,7 inçlik hassas dokunmatik LCD ekran vasıtasıyla görüntüleri yakalayın¹ • Yakalama sonrası görüntü işleme ile zamandan tasarruf edin - tüm kameralar için emisivite, arkaplan sıcaklığı, transmisivite, paletler, renk alarmları, IR Füzyon işlemini düzenleyin ve işaretçileri etkinleştirin/devre dışı bırakın Bir düğmeye dokunarak üstün görüntü kalitesine odaklanın • Sınıfındaki en büyük 5,7 inçlik hassas dokunmatik LCD ekran ile üst düzey saha içi görüntüleme deneyimi¹ - %150 daha fazla görüntüleme alanı³ • Gelişmiş görüntü kalitesi ve sıcaklık ölçüm hassaslığı – 320x240 görüntülerinizi 640x480 görüntülere dönüştürün, SuperResolution moduyla 4 kat daha fazla çözünürlük ve piksel (kamerada) • LaserSharp® Auto Focus, Fluke’a özel olarak kullanılan, tam hassaslıkla² belirlediğiniz hedefe² olan mesafeyi hesaplayan ve görüntüleyen dahili lazer mesafe ölçer • Opsiyonel sahaya kurulabilen geniş açılı ve telefoto lensler • 320x240 kızılötesi kamera için en geniş 5,7 inçlik hassas LCD dokunmatik ekran • Zorlu fotoğraf çekimleri için 180° eklemli objektif • 320x240 kızılötesi kamera için önde gelen uzamsal çözünürlük ile üstün görüntü kalitesi¹ • SuperResolution moduyla standart moda göre 4 kat daha fazla çözünürlük ve piksel (307.200 piksele kadar) • LaserSharp® Auto Focus - hassas lazer teknolojisinden faydalanır, hedefine tam bir hassasiyetle odaklanır ve ihtiyaç duyduğunuz doğru görüntü ve sıcaklık ölçümlerinin elde edilmesini sağlar • Dahili lazer mesafe ölçer - belirlediğiniz hedefe 30 metreye (100 feet) kadar olan mesafeyi hesaplar ve görüntü üzerinde mesafeyi gösterir • IR-Fusion® teknolojisi ile hızlı ve kolay saha içi analizler ve gelişmiş dokunmatik ekran fonksiyonları: - Sürekli otomatik harmanlama - konum ve görüntüleme veya IR ile ilgili sorunların kolay tanımlanması - Sürekli düzey ve açıklık ayarı - Görüntü Keskinleştirme özelliğiyle çok sayıda veri karesini üst düzey bir görüntüde birleştirin - Gelişmiş termal hassasiyet için filtre modu • Yakalama sonrası görüntü düzenleme aşağıdakileri içerir: - • Görüntü Keskinleştirme özelliği ile verilere ait çoklu ardışık çerçevelerin birleştirilmesi vasıtasıyla yüksek sıcaklık uygulamalarında üst düzey görüntü çıkışı elde edin • Nitelikli sıcaklık farklılıklarını daha kolay bulun - Filtre modu sayesinde termal hassasiyeti 45mK’den 30mK’e hızlı bir şekilde geliştirin Emisivite Arka Plan Isısı Transmisivite Paletler Renkli alarmlar IR-Fusion İşaretçileri etkinleştirme/devre dışı bırakma • Fluke Connect™ ile en geniş kablosuz test ve ölçüm araçları ağına bağlanın (bütün ülkelerde mevcut değildir) • Uzaktan görüntüleme ve kontrol seçenekleri • 1200°C’ye kadar sıcaklık ölçümleri • Tüm gün kullanım için boyun ve el bandı ile hafif ve ergonomik tasarım • Opsiyonel sahaya kurulabilen geniş açılı ve telefoto lensler. www.netes.com.tr 98 ENDÜSTRİ OTOMASYON Netes Mühendislik Ürünler MIDRANGE İle Güçlü Çözümler ■ Akıllı üretim çağında gerçek zamanlı üretim bilgileri ve verileri giderek daha da önemli bir hale gelirken, makine üreticileri ve son kullanıcılar bu bilgileri en iyi şekilde toplamalarına, düzenlemelerine, yorumlamalarına ve sunmalarına yardımcı olan stratejileri nasıl geliştirebilir? Üretim endüstrisinin tarihi, tıpkı dünya tarihi gibi, düzgün bir şekilde çağlara ayrılabilir; ilk gerçek çağdaş çağ sanayi devrimindeki seri üretimi, Henry Ford ve onun üretim hattı kavramını izlemiştir. O zamandan bu yana, birçok farklı kavram gelip gitmiş ya da gelip kalmış ve en başarılı olanları eskilerini geride bırakarak, endüstrinin geleceğini tanımlamaya yardımcı olmuştur. Yakın geçmişe bakacak olursak ve hatta geleceği de düşünürsek, yaygın olarak akıllı üretim çağı dediğimiz dönemin ortasında olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çağda üretim ve proses verilerini toplamak, deşifre etmek, düzenlemek ve paylaşmak hiç olmadığı kadar önemli bir hale gelmiştir. Akıllı üretimin arkasındaki tüm değerler, sistemsel bilgiler, teknoloji ve insan becerisinin, makine üreticileri ve kullanıcılarını hiç olmadığı kadar global olan piyasada rekabetçi kılacak daha hızlı bir devrim ve değişimi beraberinde getirmek üzere bir araya gelmesidir. Verilere gerçek zamanlı erişim sayesinde, şirketler daha esnek, daha çevik, daha sürdürülebilir ve daha karlı olabilir. Akıllı üretimin anahtarı, bu verileri toplamaya, kontrol etmeye ve sunmaya yardımcı olan omurga ve hizmetlerdir. Birçok şirket üretim operasyonlarındaki bilişim çözümlerinin ofis alanında kullanılanlarla bağdaşabilir olmaması sorunuyla karşılaşmaktadır. Akıllı üretimin arkasındaki öğelerin büyük bir çoğunluğunu ise ofis alanı barındırmaktadır. İletişim uyumsuzluğunu aynı tedarikçiye ait, daha güçlü ya da güçsüz istikrarlı muadilleyile aynı operasyon, iletişim ve geliştirme ortamını paylaşmayan ve daha zor öğrenilen, daha az tanımlanmış yöntemleri ve değişim zamanı geldiğinde daha yüksek harcamalara neden olan bazı üretim çözümleri arttırmaktadır. Akıllı üretimin geleceğin yolu olduğunu dönemin ilk aşamasından önce fark eden Rockwell Automation, entegre mimari kavramını geliştirmiştir. Integrated Architecture (Entegre Mimari) esnek ve ölçeklendirilebilir otomasyon, hareket, güvenlik ve proses çözümlerinin temelini teşkil etmek üzere oluşturulmuştur. Temel özellikleri şunları içermektedir: Bir dizi otomasyon uygulamasına uygun olacak işlevsellik ve ölçeklendirilebilirlik; tek IT dostu iletişim ve kontrol ağı olan EtherNet/IP; gerçek zamanlı eyleme dönüştürülebilir bilgi sağlama ve bilgi entegrasyonu. Bunların tümü bilgi, teknoloji ve insan becerisini bir araya getirme olan akıllı üretim ruhuna işaret etmektedir. Bu tür bir entegre işlevselliğin bir otomasyon şirketinin ürün yelpazesinin güçlü öğeleriyle kısıtlanması için bir neden olmadığını çoğu kişi fark etmemektedir. Bir gözümüz entegrasyonda, bir gözümüz ölçeklendirilebilir çözümlerde olduğunda, Rockwell Automation daha küçük uygulamalar için Integrated Architecture portföyünü AllenBradley CompactLogix programlanabilir otomasyon kontrolörleri (PACs), kompakt Kinetix servo sürücüler, ölçeklendirilebilir I/O, PowerFlex sürücüler ve çok yönlü PanelView Plus 6 operatör panel ve yazılım araçlarıyla önemli ölçüde genişletmiştir. Rockwell Automation ControlLogix L7 prosesörünü CompactLogix ailesine katarak, değer odaklı makine üreticilerine EtherNet/ IP üzerinden –hem yardımcı sürücüler hem de AC sürücüleri için-Entegre CIP Hareketi gibi performans özelliklerini daha düşük bir fiyat noktasında sağlayabilir. Bu, kullanıcılara bir ağ, tek bir geliştirme ortamı ve tam, entegre eksen portföyü vermektedir. Integrated Architecture, Rekabetçi ve Ölçeklendirilebilir Çözümler Sağlıyor. Rockwell Automation Integrated Architecture’ı daha küçük, midrange kontrol çözümlerinde güçlendirerek, makine üreticileri makinelerinin maliyetlerini ve karmaşıklığını azaltırken, daha rekabetçi ve ölçeklendirilebilir çözümler sağlayabilir. Integrated Architecture, yönetmeleri gereken uygulama türleri ya da ürettikleri makinenin karmaşıklığı her ne olursa olsun, tek kontrol mimarisinde standartlaşmalarına ve ortak bir uygulama programlama ortamı ve konfigürasyon ortamını güçlendirmelerine de olanak tanımaktadır. Uzun kontrol seçimi süreçlerini atlayabilir, değişen tasarım parametrelerine ya da son kullanıcının uygulama ihtiyaçlarının genişlemesine daha iyi yanıt verebilir ve makine yenilikçiliği için daha fazla mühendislik kaynağı da atayabilirler. Birçok lider makine üreticisi bu standardizasyonunun tasarım esnekliğini geliştirdiğini, değişen piyasa taleplerine uyum sağlamaya yönelik bir dizi ihtiyacı karşılamak üzere kontrol sistemini hızla ölçeklendirmelerine olanak tanıdığını fark etmektedir. Ayrıca, bir makine üreticisi müşterilerinin çoğunu tek bir kontrol platformunda standartlaşmaya motive ederse, makine üreticisi de destek ve bakım çabalarını kolaylaştırabilir. Bu arada son kullanıcılar da tek ortak teknolojide standartlaşabilir ve bu şekilde, personel değişiklikleri meydana geldiğinde, destekleyici kontrol platformları için kritik mühendislik bilgilerini kaybetme riskini azaltabilir. Mühendislerin yalnızca bir platformda eğitilmesi gerekeceği için, makine üreticileri de bir taraftan genel eğitim maliyetlerinden tasarruf ederken, diğer taraftan daha odaklı destek sağlayabilir. Kontrol mimarisinde akıcı bir şekilde çalışabilen daha fazla mühendis ve personelle, müşteri desteğinin tutarlılığı ve niteliği de iyileşmektedir. Son olarak, tek bir kontrol platformunda standartlaşma, bir makine yapımcısının genel yedek parça bulunabilirliğini geliştirirken, daha az parçayı stoklamasına olanak tanımaktadır. www.rockwellautomation.com ENDÜSTRİ OTOMASYON Rockwell AutomatIon 99 Ürünler SCHUNK’tan 5 kg’a kadar yükler için hızlı Alma&Bırakma ■ SCHUNK’tan doğrusal hareketli ve doğrudan tahrikli PPU-E Alma & Bırakma (Pick&Place) ünitesi, pazardaki en hızlı Alma & Bırakma ünitesidir. PPU-E 50, 5 kg’a kadar ağırlıktaki yükleri- Elektrik, kontrol ünitesi, pnömatik besleme ve sensör pinlerinin tümü ünitenin arka taraftaki sabit bağlantıdan takılır. Kablo kırılmaları ve sistem arızaları oluşmaz. Esnek ve özgürce programlanabilen ünite 150 mm’ye kadar dikeyde, 280 mm’ye kadar yatayda strok için ve 5kg hareket eden kütleler için dizayn edilmiştir. Maksimum ivmesi 100 ms-2 ’ye ve hızı da 4 ms-1 ‘ye ulaşır. Mükemmel tekrarlanabilir hassasiyeti Dar ve kompakt gövdesi, arka sabit panelden kolay ekipman takılabilen paneli sayesinde; kolay bakıma, ve yan yana çoklu PPU-E montajına izin verir. Akuple 2 pozisyon sensörü yatayı ve dikeyi kontrol etmenizi ve yüksek hassasiyette almanızı sağlar. SCHUNK Akıllı kontrol ünitesi, hareketli kolu ve aktüatörleri yüksek dereceli kontrol birimine ihtiyaç duymaksızın kontrol edebilir. Gerekli yazılım, halihazırda entegre edilmiştir ve ünite Tak & Çalıştır ile kolaylıkla çalıştırılır. niz için hattınızın olmazsa olmazı olacaktır. 280 m yatay, 150 mm dikey stroğa sahip PPU-E 50 ünitesi 1.5 kglık parçayı alma ve bırakma süresi 0.98 sn.dir(tutucunun 60X2 ms alma bırakma hızı dahil) Daha küçük PPU-E 15 ve PPU-E 30 gibi PPU-E 50 de tolerans ve aşınmaya duyarlı olan kızaklı aktarma yerine - aşınmasız, doğrudan tahrik yoluyla hareket ettirilir. Bu da, bakım verimini ve tekrarlanabilirlik hassasiyetini arttırır, programlanmasını kolaylaştırır. Ünite iki sabit motor ile donatılmış ve hassas motor kabloları olmaksızın çalışabilmesinden dolayı kablo kırılmaları ve sistem hataları meydana gelmez. Çok hızlı çevrim süreleri ve eksen başına 0,01 mm tekrarlanabilir hassasiyetiyle elektronik, tüketim ürünleri ve ilaç endüstrisinde orta büyüklükteki parçaların montajlarını standartlaştırmanızı sağlar. Üzerindeki valf sayesinde hava dağıtımına olanak sağlar. Bu sıkıştırılmış hava ve enerji tüketimini minimize eder ve muazzam yüksek çevrim frekanslarını garantiler . Enerji ve zaman açısından etkin ünite inovatif aile firmasının modül programına kusursuz bir şekilde uyar ve tek bir arayüzle yüksek performans modüler montaj için, modüler sistemlerden birbirinden farklı aktüatörlerle ekipmanlandırılabilir. Tutucu için bağlantı opsiyonlu olmayan temel versiyonun yanında SCHUNK PPU-E 50, altı yapıda mevcuttur: İkili, dörtlü veya altılı hava ve sensör opsiyonlu, elektrikli döner modüllü, iki katlı hava ve sensör bağlantılı ve vakum opsiyonlu şekilde. Tercihe bağlı olarak Venturi vakum veya harici ünite ile çalıştırabilmek mümkündür. Bunun haricinde PPU-E 50 Z ekseni yaylı kompanzasyon ünitesi ile ve dikey frenleme ile de donatılabilir. www.tr.schunk.com 100 ENDÜSTRİ OTOMASYON Schunk Ürünler Elektrik kesintilerinde gözünüz arkada kalmasın… Schneider Electric, Back-UPS serisiyle kesintisiz gücün sınırlarını yeniden çiziyor ■ Schneider Electric, Back-UPS serisi yeni nesil kesintisiz güç kaynağı cihazlarıyla, en zorlu hava şartları ve her türlü elektrik kesintileri sırasında dahi bilgisayarınız ve diğer elektronik ekipmanlarınız için gerekli gücü sağlıyor. Back-UPS 700, 950 ve 1400 olmak üzere üç modelden oluşan seri, elektronik cihazlar için büyük öneme sahip olan Otomatik Gerilim Düzeltme (AVR) özelliğiyle dikkat çekiyor. Entegre kritik güç ve soğutma hizmetlerinde global bir lider olan APC by Schneider Electric, Back-UPS serisi 700, 950 ve 1400’den oluşan ürün gamıyla bilgisayar ve elektronik cihazları her türlü güç kesintilerine karşı en güvenli şekilde koruyor. Güvenliğin en ön planda tutulduğu bu özel seri, Otomatik Gerilim Düzeltme (AVR) özelliği ile yüksek ve düşük gerilim dalgalanmaları sırasında, elektrik gücünün cihazlarınız için en güvenli düzeyde kalmasını sağlıyor. Ayrıca, aküsünde depoladığı gücü zorlu şartlar altında oluşacak güç kesintileri içinde ihtiyacınız olduğu şekilde muhafaza ediyor. Üzerinde 4 adet ev tipi (Schuko standardında) prizle donatılmış olan Back UPS 700, 950 ve 1400VA modelleri, masaüstü bilgisayarınızın, monitörünüzün ve diğer önemli cihazlarınızın (yönlendirici, modem, televizyon, vb.) güç kesintisi sırasında çalışır durumda kalmasını sağlıyor. Farklı ve değişken enerji gereksinimi olan elektronik ekipmanlar için özel olarak tasarlanan Back-UPS serisi, acil durumlarda kritik güç sağlarken üretkenliği ve çalışma verimliliğini en üst düzeyde tutuyor. Elektronik cihazlarınızın maksimum güvenliği için tasarlandı… Ürün üzerinde LED Gösterge ve sesli alarmlara sahip olan Back UPS serisi, cihaz ve güç durumunu anlık olarak öğrenmenizi sağlıyor. Otomatik Gerilim Regülasyonu (AVR) özelliğiyle, gerilim dalgalanmalarını akü kullanmadan hızlıca düzeltebiliyor, kesintisiz güçle istediğiniz sürece çalışmanıza olanak tanıyor. Oluşabilecek güç kesintilerinde akü kullanım ömründen tasarruf etmenize imkan veriyor. Back UPS serisi akü yedekli, darbe gerilimi korumalı prizleriyle elektrik kesildiğinde veya gerilimde dalgalanma başladığında elektronik cihazların çalışmaya devam etmesini sağlıyor ve çalışmalarınızı koruyarak verilerinizi kaydetmenize imkan tanıyor. ‘Butonlu Devre Kesici’ özelliğiyle ise devrelerdeki aşırı yüklenmelere karşı koruma sağlar ve hassas elektronik cihazlarınızı oluşabilecek her türlü elektrik hasarına karşı koruyor. ‘Otomatik Diagnostik Testi’ ile akünüzü periyodik olarak test edebilen Back UPS serisi modelle- ri, değiştirilmesi gereken aküyü erkenden tespit ederek size iletebiliyor. USB Bağlantısı ve PowerChute Yazılımı sayesinde ek güç koruma ve yönetim özelliklerine erişim sağlamak için bilgisayarınızı kullanmanıza da imkan tanıyan seri; • Kesinti sırasında isteğe bağlı olarak bilgisayarınızı güvenli şekilde kapatarak çalışmanızı korur • Sisteminizi yeniden başlatarak çalışma kesintisini en aza indirir • Back-UPS ayarlarının özelleştirilmesini sağlar • Güç ve akünün durumlarını izler ve görüntüler APC by Schneider Electric tarafından 2 yıl boyunca garantisi bulunan Back UPS serisi, ihtiyacınız olduğunda telefon ve çevrimiçi olarak ücretsiz teknik destek gibi imkanları da beraberinde sunuyor. www.schneider-electric.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON SCHNEIDER ELECTRIC 101 Ürünler Sinumerik 828 kontrolörlerinde daha yüksek performans ve fonksiyonellik • Yeni 4.7 yazılım sürümü ve yeni PPU 2xx.3 • 2 işleme kanalında 10 eksen/iş mili ve 2 harici eksen kontrol edebilme • Güçlü donanım ve yazılım ile Sinumerik 828, artık taşlama tezgâhlarında da kompakt bir nümerik kontrollör birbirleriyle ileri seviyede senkronize edebilmektedir. Böylece, tek bir makinede aynı anda iki parça, örneğin karşı iş milinde eşzamanlı arka yüz işlenebiliyor. Ayrıca iki takım ile aynı anda denge kesmesi, 2 kat hızlı kesme veya aynı anda kaba ve finiş operasyonları işlenebiliyor. Bu, her bir makinenin parça üretimini artırıyor ve yüksek seviyede işleme hassasiyetini koruyor. Yeni yazılım sürümü 4.7 ile G-Tech yazılımı, taşlama uygulamaları için Sinumerik 828 kontrolörlerinde de bulunuyor. Bu yazılım, 2 kanalda 10 eksene kadar kontrolü destekleyerek kompakt taşlama tezgâhlarının tasarımında makine üreticilerine destek sağlıyor. Bununla birlikte, Sinumerik 828 taşlama tezgâhı üreticilerine taşlama çevrimleri ve özelleştirilmiş takım yönetimi gibi fonksiyonlar sunuyor. Siemens, Sinumerik 828 kontrolör ürün grubunun fonksiyon kapsamını yeni bir donanım ve yazılımla genişletiyor. Kompakt CNC kontrolörleri şimdi yeni yazılım sürümü 4.7 ve güçlü PPU 2xx.3 ile donatılıyor. Yeni Sinumerik 828D Advanced’in faydalarından biri de iki yardımcı eksenin yanı sıra 10 adete kadar eksen/iş milini kontrol edebilmesidir. Buna ek olarak en güçlü Sinumerik 828, iki taret ile eş zamanlı işleme için ikinci bir işleme kanalı da sunuyor. Bu güncelleme ayrıca Sinumerik 828 kontrolörlerinin uygulama aralığını da genişletiyor: Bu kontrolör artık torna ve işleme merkezlerinin yanı sıra taşlama tezgahları için de kullanılabiliyor. Kompakt Sinumerik 828 kontrolörlerinde yapılan bu ileri geliştirme, kullanıcılara her şeyden önce daha verimli ve daha yüksek performansa sahip takım tezgahları sunuyor. Sinumerik 828D Advanced işleme merkezlerinde 8 interpolasyon ekseni veya iş miline kadar kontrol edebiliyor. Bunun yanısıra takım magazinlerinin, palet değiştiricilerin, talaş konveyörlerinin ve diğer çevresel aygıtların kontrolü için iki ilave yardımcı ekseni destekliyor. Kullanıcılar ayrıca tornalama ve dairesel taşlama tezgahlarında eşzamanlı olarak iki farklı NC programı yürütmek için ikinci bir işleme kanalı kullanabilmekte veya sadece ProgramSync’i kullanarak programları Siemens ayrıca Sinumerik 828’de parça programların oluşturulmasını daha verimli ve hızlı hale getirdi. Artık parça programında kullanılacak kontur çizimleri kontur algılayıcı sayesinde doğrudan DFX dosyasından alınabiliyor. Bir dizi farklı belge ve dosya formatı, destek için doğrudan Sinumerik’in ekranına çağrılabiliyor. Buna ek olarak, sentaks vurgulama olarak da bilinen sentaks öğelerinin renkli olarak işaretlenmesi, programlamayı basitleştiriyor ayrıca operatörün hatasız ve daha etkili çalışmasına yardımcı oluyor. Sinumerik 828’in 4.7 versiyonu ayrıca fabrikada önceden programlanmış olan çevrimlere yetkisiz erişimi engelleyen çevrim içeriğinin korunmasını da sağlıyor. Özel olarak hazırlanmış kullanıcı ara yüzleri artık ilerlemeyi belirtmek için iletişim pencereleri ve uygulamanın son derece kullanıcı dostu olmasını sağlayan gizli şifre girişi gibi yeni programlama öğelerini kullanabiliyor. CNC Lock seçeneği ise makina üreticilerine tahsilat koruması sağlıyor. Bu seçeneğin aktive edilmesinin ardından makine ilk önce sadece sınırlı bir süre çalışıyor ve ödemenin tamamının kullanıcı tarafından yapılmasının ardından bir kod aracılığıyla hizmete alınabiliyor. Siemens, Sinumerik 828 kontrolör ürün grubunun fonksiyon kapsamını yeni bir donanım ve yazılımla genişletiyor. Kompakt CNC kontrolörleri şimdi yeni yazılım sürümü 4.7 ve güçlü PPU 2xx.3 ile donatılıyor. www.siemens.com.tr 102 ENDÜSTRİ OTOMASYON SIEMENS Ürünler Teksan Jeneratör işletmelere yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sunuyor ■ Ekonomik, kaliteli ve sürdürülebilir enerji ihtiyacındaki artış, yeni çözümleri de beraberinde getiriyor. Elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını aynı anda karşılayan kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri enerjide alternatif bir çözüm oluşturuyor. Dünyada özellikle de Avrupa’da çok yaygın olan bu sistemlerin ülkemizdeki geçmişi ise çok yeni. Oysa bu teknolojilerin analizleri, projelendirmesi ve kurulumunun doğru yapılması halinde yüzde 40’a varan enerji tasarrufu elde etmek mümkün. Üstelik yatırım maliyetini 2 ila 4 yıl içinde amorti ediyor. Kojenerasyon ve trijenerasyon teknolojisini Türkiye’de uygulayan ilk ve tek yerli şirket olan Teksan Jeneratör, sanayi tesislerinden hastanelere kadar birçok projede bu sistemleri başarıyla hayata geçirdi. Enerjinin verimli kullanılmasını sağlayan yeni nesil kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri elektrik şebekesinden bağımsız olarak enerjinin tüketildiği yerde üretilmesi ve elektriğe çevrilemeyen atık enerjinin ısıtma ya da soğutma amaçlı kullanılması esasına dayanıyor. Kojenerasyonda sadece ısıtma sağlanırken, soğutma özelliğinin de eklenmesi halinde trijenerasyon sistemi ortaya çıkıyor. Kojenerasyon ve trijenerasyon teknolojisi, küçük ve büyük ölçekli sanayi tesislerinin yanı sıra hastaneler, oteller, alışveriş merkezleri, konutlar ve okullarda da uygulanarak enerji kayıplarının önüne geçiliyor. Bu konuda yapılan yasal düzenleme son iki yılda kojenerasyon ve trijenerasyon sektörünü hareketlendirmiş olsa da önümüzdeki yıllarda pazarın hızla büyüyeceğini tahmin etmek zor değil. Artan enerji maliyetlerinin yarattığı alternatif arayışı, temiz ve sürdürülebilir enerji ihtiyacı gibi birçok faktör pazarın geleceğini şekillendirecek. Özellikle kesintisiz ve güvenilir enerjinin hayati öneme sahip olduğu hastanelerde bu sistemler giderek yaygınlaşıyor. 250 yatak kapasitesinin üzerindeki kamu hastanelerinde kojenerasyon zorunlu. 1994 yılında kurulan Teksan Jeneratör, kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerini ülkemizde uygulayan ilk yerli şirket. Bu alanda Türkiye ve yurtdışında global markalarla rekabet ediyor. Şimdiye kadar pek çok özel sektör ve kamu projesinde, kendi know-how ve mühendislik güçleri ile geliştirdikleri sistemleri başarıyla hayata geçirdi. Kaliteli, verimli, kesintisiz ve çevre dostu enerji tedariki ile sanayicilerin enerji maliyetlerini düşürürken rekabet güçlerini artırdıklarını belirten Teksan Jeneratör Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler, “Elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyacına ortak bir çözüm getiren kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz. Bu sistemde elektriği üreten motor ya da tribün grupları yakıtı doğalgaz, fuel oil, biyogaz ve biyodizel olarak seçilebiliyor. Gaz motorlarının yüksek verimli çalışması sayesinde elde edilen fazla enerji hem ısınma hem de soğutma için kullanılıyor. Enerjinin aynı yerde üretilmesi ve tüketilmesi enerji kayıplarını ortadan kaldırıyor. Bu sistem sayesinde emisyon seviyelerini kontrol altında tutmak ve karbon ayak izini azaltmak da mümkün” dedi. Burak Başeğmezler, Teksan Jeneratör olarak detaylı analizler ve hesaplamalar sonrası enerji ihtiyacına uygun olarak tasarladıkları kojenerasyon ve trijenerasyon uygulamaları ile yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sağladıklarını ifade etti. Atık su tesisindeki çamurdan biyogaz, biyogazdan enerji üretiyor… Kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri; fabrikalar, hastaneler, oteller, alışveriş merkezleri, konutlar, spor merkezleri, üniversiteler, kamu binaları gibi çeşitli kurum ve kuruluşlarda uygulamanın mümkün olduğunu söyleyen Başeğmezler, “Kaliteli ve ucuz elektrik üretimini mümkün kılan sistem yatırım maliyetini ise 2 ila 4 yılda amorti ederek büyük bir avantaj sağlıyor. Atıklardan enerji üreten ve bu yönüyle çevre dostu olan kojenerasyon sistemi, ASKİ’nin Tatlar Köyü arıtma tesisinde uygulamaya koyduk ve başarıyla yürüyor. Arıtma sırasında ortaya çıkan biyogazdan ürettiğimiz elektrik ile tesisin enerji ihtiyacını karşılıyoruz. Proje bu yönüyle bir ilk olma özelliğine sahip. Kojenerasyon sistemi 250 yatak kapasitesinden büyük tüm kamu hastanelerinde zorunlu. Edirne Devlet Hastanesi de bu kapsamda devreye alınan ilk hastane oldu. Teksan Jeneratör olarak kurduğumuz kojenerasyon sisteminin hastaneye üç temel katkısı: elektrik masraflarının azalması, ısı ihtiyacının önemli bir bölümünün ilave bir yakıt kullanmadan karşılanması ve karbon ayak izinin düşürülmesi olacak” diyerek sözlerini tamamladı. www.teksanjenerator.com.tr 104 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teksan jeneratör Ürünler Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı ■ Yeni Fluke 830 Lazerli Şaft Ayar Cihazı, tesisinizdeki dönen millerin hassas ayarı için ideal test aracıdır. Tüm dönen ekipmanların yanlış ayara karşı hassas olduğu bilinen bir gerçektir. Dönen ekipmanınızın düzgün şekilde ayarlandığından emin olmak için halen cetvel ve kadranlı göstergeler kullanıyorsanız, makinenizin ömrünün azalmasının yanı sıra, her yıl yedek yatak maliyetlerinde binlerce dolar kaybediyor, gereksiz onarım süreleri ve planlanmamış arıza sürelerine maruz kalıyor olabilirsiniz. Yeni Fluke 830 Lazerli Şaft Ayar Cihazının kullanımı kolaydır ve size tesisinizin çalışmasını sağlayacak hızlı, doğru ve işlemeye uygun çözümler sunar. Lazerli şaft ayar söz konusu olduğunda, veriler iyi alındığından ötürü çözümler daha iyidir. Mastar veya kadranlı göstergeleri kullanmanın aksine, Fluke 830 sizin karmaşık ayar hesaplamalarını yapmanızı gerektirmeden ölçer ki bu makinenizi hızlıca ayarlamak ve tesisinizi hızlı çalıştırmak için ihtiya- cınız olan çözümlere sahip olacağınız anlamına gelir. Gelişmiş kullanıcı arabirimi, kapsamlı ayar bilgisi gerektirmeyen sonuçların kolay anlaşılmasını ve düzeltici eylemin gerçek anlamda uygulanmasını kolaylaştıran hem şaft sonuçlarının hem de mesafe düzeltmelerinin (dikey ve yatay) gösterildiği “Hepsi Bir Arada” sonuç ekranı mevcuttur. Makine arıza suresi maliyetli olduğundan, testin tekrarlanabilirliği önemlidir. Yeni Fluke 830, yanlış ayar sorunlarını doğru şekilde belirleyebilmenizi garanti edebilecek doğru ve tekrarlanabilir ölçüm sonuçları sağlayan patentli* tek lazerli hassas ayar sistemi kullanır. Yüksek kaliteli braketler (konsollar), mil dönerken sensor ve prizmanın kaymamasını sağlar. Özellikler • Tek lazerli ölçüm teknolojisi, tepkimelerden kaynaklanan hataları azaltılarak daha iyi doğruluğu sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. • Sezgisel yönlendirmeli kullanıcı arabirimi ile hızlı ve kolay kusursuz makine ayarları • Pusula ölçüm modu, etkin bir elektronik eğim ölçer kullanılarak esnek, güvenilir ve tekrarlanabilir ölçümler sağlar • Dinamik makine tolerans kontrolü, makinenizin kabul edilebilir aralıkta olduğunu bilmenize imkan tanıyan ayar düzenlemelerinin sürekli değerlendirmesini sağlar • Benzersiz genişletme modu, lazer detektör boyutunu sanal olarak artırarak toplam yanlış ayarı kontrol altına alır. • Veri koruma, otomatik kaydet ve geri al özelliğiyle ihtiyacınız olduğunda verilerinizin yerinde olmasını sağlar. www.netes.com.tr ■ Portescap, yeni nesil yüksek güç yoğunluğuna sahip fırçalı DC motorları tanıttı. Athlonix DCP motorlar, geniş bir uygulama yelpazesi için fiyattan performansa verimlilik sağlayacak en uygun çözümü sizlere sunuyor. 22 mm çapındaki yeni 22DCP motor, maksimum güç yoğunluğu ve motorun kullanım ömrü boyunca sürekli dayanıklılık sağlayan, kendinden destekli bobin ve manyetik devreye sahip çekirdeksiz bir tasarımdan oluşuyor. Athlonix 22DCP motorlar, değerli metal komütasyonlu motor ve içinde alniko mıknatısı bulunan grafit komütasyonlu motor olmak üzere 2 seçenek halinde bulunuyor. Karbon fırça için hazırlanan sabit kuvvetli benzersiz yay tasarımı sürekli performans sağlayacağını bir bakışta belli ediyor. Ayrıca elektro erozyon kısıtlayıcı bobin de pakete eklenebilir bir seçenek olarak sunuluyor ve bu eklenti ile birlikte motorun, kullanım ömrü boyunca en yüksek performansla çalışması sağlanabiliyor. Bu yeni ürün Netes Mühendislik 6,5 mNm’ye kadar sürekli tork sağlamakla birlikte benzeri motorlardan daha yüksek stall tork gücüne sahip. Athlonix 22DCP motorlar; tıbbi&endüstriyel pompalar, gaz analiz cihazları ve güvenlik & erişim, elektrikli aletler gibi birçok uygulama alanı için ideal olarak tasarlanmış bulunuyor. Portescap Fırçalı DC Motorlar Ürün Hattı Müdürü Sunil Kumar ürün ile ilgili şunları söylüyor: “Athlonix motorlar belirli bir çapa kadar maksimum manyetik akı ve amper sarımı sağlayan özel. bir kendinden destekli bobinle güçlendirildi. Buna karşılık olarak tipik kendinden destekli bobinlerde, manyetik devredeki manyetik akı yoğunluğunu etkileyen kısıtlamalar bulunmaktadır. Bu da ayrıca güç çıkışını ve motorun dayanıklılığını kısıtlamaktadır.” Ürün parçalarındaki standardizasyon ve tasarımındaki modülerlik, ürünü çeşitli uygulamalara göre hızlı bir şekilde uyarlamaya olanak tanıyor. Standart konfigürasyonlar maksimum 1 haftalık tedarik süresiyle teslim edilebiliyor. Athlonix motorlar çeşitli ebat ve oranlardaki enkoder ve dişli kutularına uyumlu olmakla beraber online motor konfigürasyon tanımlayıcımız MotionCompass™ tarafından da destekleniyor. Athlonix motorlar ISO sertifikalı tesislerde üretilmekte olup RoHS uyumludur. www.portescap.com ENDÜSTRİ OTOMASYON PROTESCAP 105 Ürünler Robotları Devreye Alırken Artık T10 Tablet Kullanılacak ■ T10, hareket yönünde tutularak manipülatörleri ve mekanik üniteleri kolay bir şekilde hareket ettirmek için kullanılan bir hareket aygıtıdır. Hızlı hareket için bir FlexPendant kullanılırken, genel koordinatlar veya araç koordinatları gibi önceden tanımlanmış bir koordinat sistemi seçilir ve manipulator seçilen koordinat sistemi boyunca istenilen yönde hareket eder. Hızlı hareket için T10 oldukça benzer bir şekilde kullanılır, yalnızca bir koordinat sistemi seçmek yerine yön, aygıtın mekanın içindeki hareketiyle belirlenir. Örneğin dikey hızlı hareket için T10 dikey yönde tutulur, yatay hızlı hareket için T10 yatay olarak tutulur gibi. Bu işlem, aygıtın mekandaki hareketini ölçen, akselerometre ve jiroskopa sahip dahili bir atalet ölçüm ünitesi sayesinde gerçekleştirilir. Joystick, hareket hızını ve hareketin yönünü pozitif veya negatif olarak ayarlamak için kullanılır. Joystick’in ileri ve geri hareketi, doğrudan manipülatörün hareketi ile ilişkilidir, bu da manipülatörü hareket ettirmenin en kolay yoludur. Joystick’in sola ve sağa hareketi, manipülatörü yeniden yönlendirmek için kullanılır. RobotStudio Apps Online RobotStudio Apps Online, robotları devreye alırken kullanılabilecek, flexpendant’a alternatif tablet üzerinde çalışan bir uygulamadır. RobotStudio Apps Online, bir kaç farklı uygulamanın birleşmesi ile oluşmuştur. Bu uygulamalar Windows Store üzerinden ücretsiz olarak indirilip kullanılabilir. Toplam dört uygulamadan oluşan RobotStudio Apps Online aşağıdaki özelliklere sahiptir. 1. RobotStudio Online Manage • Ağ üzerindeki robotların durumlarını görüntüleme • Olay bilgilerini görüntüleme • Kontrolcü data ve özelliklerini görüntüleme • Diagnostics datayı kaydetme • Backup alma • Sinyal işlemleri 2. RobotStudio Online Adjust • Base Frame tanımlama • Tool, workobject ve payload tanımlama • Kalibrasyon • Servis programlarını çalıştırma 3. RobotStudio Online Jog • Bağımsız eksenleri hareket ettirme • Bir Tool’u lineer hareket ettirme • Bir Tool’u reorient hareket ettirme • Ayar değişikliği • Supervision işlemleri 4. RobotStudio Online Tune • Bir RAPID programı üzerinde test/oynatma işlemleri • Kesme, kopyalama, yapıştırma işlemleri • RAPID satırlarını ayarlama • Program Pointer’ı yönetme • RAPID program veya modüllerini yükleme veya silme. new.abb.com 106 ENDÜSTRİ OTOMASYON ABB Ürünler Multitasking tezgahları kullanım ve programlamanın kolay yolu niden tanımlanmasıyla birlikte torna takımları ve çoklu takımlar gibi karmaşık takımlar şimdi ikonlar halinde gösteriliyor. Bu yenilik operasyonu kolaylaştırırken örneğin işleme proseslerini tamamlama esnasında bir avantaj da sunuyor. Kullanıcı, takımı ve freze torna takımlarına yönelik depo verisini tüm detaylarıyla birlikte tek bir ekranda görebiliyor. • Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni yazılım versiyo nu 4.7 multitasking tezgahlar için optimize edildi. • Frezeleme, tornalama, delik açma ve ölçme fonksiyonları gibi çapraz teknolojiler için standartlaştırılmış görünüm ve kullanım • Tek bağlamada komple işleme • ProgramGuide ve ShopMill/ShopTurn ile esnek ve kolay prog ramlama Siemens, Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni 4.7 versiyonunda takım tezgahları ile multitasking işlemeyi geliştirdi. Sinumerik Operate ve Sinumerik 840D sl CNC kontrolü, frezeleme, tornalama, delme ayrıca işlenen parça ve takım ölçümü gibi farklı işleme teknolojilerini tek bir takım tezgahında birleştiriyor. Bu, oldukça karmaşık parçaların da eksiksiz olarak işlenmesini sağlıyor. Sinumerik Operate, farklı teknolojileri standartlaştırılmış görünüm ve kullanım ile kullanıcılara günlük çalışmalarında destek oluyor. Sinumerik Operate 4.7 Versiyonu, başka birçok özelliğinin yanı sıra torna-freze tezgahlarını ayarlarken artık kullanıcıyı interaktif şekilde destekleyen gelişmiş ayarlama ve manuel modları da içeriyor. Ayrıca benzer torna takımları için ayar ekranının ölçülen takım türüne bağlı olarak otomatik olarak değiştiği yeni bir ölçüm fonksiyonu da bulunuyor. Bununla birlikte, işlenen parça ölçümünün iyileştirilmesiyle bu yeni versiyon kullanıcıların işlenen parçayı yalnızca bileşen üzerinde kolayca kontrol etmesine ve nitelendirmesine imkân tanıyor. Siemens tüm bunlara ek olarak takım ayarlama modunda (TSM-Tool Setup Menu) takım tezgâhları yaklaşımını da kolaylaştırdı. Kullanıcı, bir torna takımı seçtiğinde tezgâh torna moduna otomatik geçiş yapıyor. Operate 4.7 Versiyonunda takım yönetimi de genişletildi. Görüntü ekranı, çok görevli tezgâhta kullanılan teknolojiler için tüm takımları tek bir bakışta net olarak gösteriyor. Bir takımın ye- Siemens, proramGuide ile esnek programlama ve ShopMill/ ShopTurn ile atölyeye uygun programlama için yeni fonksiyonlarla birlikte multitasking işlemeyi kolaylaştırıyor. Örneğin, Cycle 800 döner tabla şimdi freze ve torna teknolojilerini tek bir kullanıcı arayüzünde bir araya getiriyor. Cycle 952 çok kanallı torna tezgahlarında 4 eksen ile talaş kaldırmaya imkân tanıyor. ProgramGuide torna çevrimlerinde, grafik bir kontur hesaplayıcısı veri girişi sırasında kullanıcıyı destekliyor ve parametre düzenlemesi sırasında bir iletiyle kullanıcılara rehberlik ediyor. ShopTurn’de tüm benzer takımlar şimdi grafiksel ve interaktif şekilde programlanabilirken artık torna tezgahlarında frezeleme yapmak da mümkün oluyor. Sinumerik takım tezgâhı kontrollerine yönelik Sinumerik Operate kullanıcı arayüzü, multitasking tezgâhlarda sunulan tüm işleme prosedürlerini destekliyor. Örneğin, seri parça üreticileri ve atölyeler işlenecek parçaları artık verimli bir şekilde ve tamamını tek bir bağlantıda işleyebiliyor. En sık kullanılan torna, freze ve delme teknolojileri ile ölçüm fonksiyonlarından ayrı olarak, çok sayıdaki ilave üretim teknolojileri şimdi müşteriye özel bir temelde kurulabiliyor: Bunlar taşlama, dişli azdırma ve diş taşlama, lazer, plazma ve su jeti, kesme, punch, bileme ve şekillendirmeyi içeriyor. Sinumerik Operate multitasking işlemeyi mümkün olan tüm teknolojilere uygun olarak gerçekleştiriyor. Bu takım yönetimi desteği tüm uygulama alanlarında freze ve torna türlerini ayrı ayrı destekliyor. ProgramGuide veya grafiksel olarak ShopMill/ ShopTurn içinde DIN/ISO ile NC programlaması ve çevrimler yapmak mümkün. Buna ek olarak Sinumerik Operate işlenecek parçanın simülasyonunu hem frezeleme-tornalama hem de tornalama-frezeleme için sunuyor. Siemens, Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni 4.7 versiyonunda takım tezgahları ile multitasking işlemeyi örneğin oldukça karmaşık işleme parçalarının bile eksiksiz olarak işlenmesini sağlamak için geliştirdi. www.siemens.com.tr SIEMENS Ürünler EMERSON, INTERLIFT 2015’TE ASANSÖR SÜRÜCÜ & MOTOR ÇÖZÜMÜ SUNUYOR Bir Emerson (NYSE: EMR) şirketi olan Emerson Industrial Automation’ın alt kuruluşları Control Techniques ve Leroy-Somer, Ekim ayında Interlift 2015 fuarında geniş bir değişken hızlı sürücü dizisi ve özel olarak asansör piyasası için tasarlanmış yeni bir kalıcı mıknatıs motoru sunuyor.Control Techniques E200 ve E300 sürücüler ve Leroy-Somer E27 motoru, asansör sistemlerinin yerleştirilip çalıştırılmasını hızlı ve basit hale getiriyor. E200 & E300, arkadan ışıklandırmalı bir LCD ve bildik asansör terimleri ve birimleri yoluyla hızlı kurulum içeren akla yatkın bir kullanıcı arabirimi sayesinde kolay ayar süreci sunuyor. Kompakt ve sessiz E27 motoru ise mekanik ve elektriksel kurulumu kolaylaştırmak için tümüyle yeni bir tasarım sunuyor. Merkezi bir kasnak şasinin basitleştirilmesini mümkün kılıyor ve aynı zamanda kasnağa ve halatlara tam erişim sağlıyor. Güç, frenler, termal sensör ve şifreleyici için hızlı konektörlerle donatılmış olduğu için, E27 motoru hızlı ve güvenilir bir elektrik bağlantısını garantiler. Yeni sürücü ve motor çözümü optimum konfor sunar: hem E200 hem E300 modeli başlama, çalışma, yavaşlama ve durma için yüksek çözünürlüklü, çok basamaklı ve titreşimsiz motor kontrolü için ultra hızlı bir akım kontrol çevrimi içerir. Ayrıca E300, doğrudan zemine konumlandırma, DCP3/4 ve Modbus RTU protokollerini destekleyen gelişkin bir iletişim arabirimi, kısa zemin operasyonları ve yerleşik veri girme yetenekleri sayesinde ilave konfor düzeyleri sunar. İsteğe bağlı yük hücresiyle donatılmış E27 motoru ile birlikte, başlama momenti yük düzeyine uyarlandığından konfor daha da yüksek düzeye ulaşır. E200 veya E300 sürücüler (EN61800-5-2:2007 uyarınca STO) ve E27 motoruyla bir araya geldiğinde, Fren Kontrol Birimi (Brake Control Unit, BCU), normal çalışma esnasında fren kaynağının yönetimi ve kurtarmanın yönetimi (EN81-20 / 50 uyarınca) şeklinde iki ana işlev sunan kontaktörsüz bir çözümdür. Sürücü ile motor arasındaki hattı kesen iki bağımsız kontaktör ile fren kaynağı hattını kesen iki kontaktör kaldırılmıştır. Bu sayede, asansör boşluğundaki gürültü ortadan kalkar ve hem donanım hem de kablo açısından tasarruf edilmiş olur. Emerson Industrial Automation’ın asansör piyasası strateji müdürü John Orrells şöyle diyor: “E200 ve E300 sürücüler, E27 motoru ve Fren Kontrol Birimi birlikte kullanıldıklarında asansör müşterilerimiz için eksiksiz bir çözüm sunuyor. “Bu ürünler, kapsamlı pazar araştırmaları ve müşterilerimizden alınan geribildirim sonucunda geliştirildi. Araştırmalarımız mühendislik ve tasarım programımızı doğrudan etkiledi ve bunun sonucunda özel olarak birlikte çalışmak üzere tasarlanmış sürücüler ve motorlar ürettik. “Bu sayede, hem basitleştirilmiş bakım ve satış sonrası hizmetlerle birlikte müşterilerimize ilave bir yüksek performans garantisi sunuyor, hem de asansör piyasasının tüm gereklerini karşılıyoruz.”. www.emerson.com 108 ENDÜSTRİ OTOMASYON EMERSON Ürünler NSK’nın yüksek hızlı ve düşük ses sevİyelİ Vİdalı Mİl Nesİl II şİmdİ daha da sessiz Daha sessiz makina parkurları ve fabrika ortamlarına artan talebe yanıt olarak, NSK gelişmiş sirkilasyon sistemi yapısından dolayı geleneksel vidalı millere göre en yüksek seviyesinde 6 dBA daha düşük ses seviyesi sağlayan Yüksek Hızlı ve düşük ses seviyeli Nesil I Vidalı Millerini geliştirmiştir. Ancak bu sadece ilk adım olmuştur.Yuvarlanma yolundan kaynaklanan gürültü şimdi de Nesil II daha da azalmıştır. En az% 40 artan hızı ile birlikte, NSK Vidalı Nesil II için pazardan yoğun bir talep beklemektedir. Şirket, 2016 yılına kadar küresel satışlarının yaklaşık 29 milyon €´ya ulaşacağını tahmin ediyor. Rutin makine çalışmasında gürültü, iki temel kaynaktan ortaya çıkar: devir daim bileşeni içinde dönen bilyalardan; ve şaft/somun kanallarının yüzeyleri boyunca dönen bilyalardan. 2003 yılından beri bilyaların devir daiminde daha az gürültü çıkaran yüksek hızda çalışan vidalı miller üreten NSK, geçen yıllarda, daha kompakt, daha hafif makinelere olan talebin artması ile birlikte yeni bir trendin ortaya çıktığına şahit oldu. Maalesef, daha hafif makinelerin doğal tasarımında daha fazla rezonans ve bununla birlikte daha fazla gürültü potansiyeli mevcut. Geleneksel vidalı millerde, yuvarlanma yolunda sabit bir aralıkta mikroskobik dalgalılık oluşuyor. Bu durum, makine tabanına ve yapısına aktarılan rezonansla sonuçlanıyor ve istenmeyen titreşimler oluşuyor. NSK Vidalı Mil Nesil II, tüm çalışma koşullarında makine yankılanmasını ve yuvarlanma yolu gürültüsünü verimli ve etkin şekilde azaltmak amacıyla geliştirildi. Memnuniyetle karşılanan bu etki büyük oranda üretim sürecinde çeşitli yenilikler yapılarak elde edildi. Kısacası, Vidalı Mil Nesil II endüstriyel makinelerin, özellikle de kompakt ve/veya hafif modellerin çıkardığı gürültünün desibel seviyelerini azaltmak için yeni bir standart oluşturmaya yardımcı oluyor. Bu sadece takım tezgahlarına uygulanmakla kalmıyor aynı zamanda taşıma cihazlarına, LCD ve yarı iletken üretim ekipmanlarına, medikal muayene ve ölçüm cihazlarına da uygulanıyor. www.nskeurope.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON NSK 109 Ürünler Yeni Fluke 805 Titreşim Ölçer titreşim ölçümünü yeniden tanımlıyor ■ Motorların ve diğer döner ekipmanların genel sağlığı için sınıfında en iyi tekrarlanabilirlik ve hassasiyet özellikleri Fluke Corporation yataklar ile motorların ve diğer döner ekipmanların genel sağlık durumu hakkında ölçülebilir bilgiler sağlayan, taşınabilir ve çok fonksiyonlu titreşim ölçüm cihazı Fluke® 805 Titreşim Ölçeri tanıtıyor. Fluke 805, zorunlu uygun/uygun değil bakım kararları vermek amacıyla güvenilir ve tekrarlanabilir ölçümlere ihtiyaç duyan kritik mekanik sorun giderme ekipleri için idealdir Fluke 805 şu ölçümleri yapar: • Genel titreşim – 805, 10 ila 1000 Hz arasında genel titreşim ölçümü yapıp genel titreşim ve yatak durumu için dört seviyeli önem değerlendirmesi sağlar. • Yatak durumu (CF+ veya Crest Faktörü Plus) – 805 Titreşim Ölçer makaralı yatakların 4000 Hz ila 20.000 Hz titreşim sinyali değerlerinde tepe noktalarını tespit eder ve yatağın kötüye gidip gitmediğini belirlemek amacıyla şiddeti yorumlamak için özel bir algoritma kullanır. • Yüzey Sıcaklığı – Kızılötesi bir sensör otomatik olarak yüzey sıcaklığını ölçer ve bu ölçümü, makinenin sağlığını daha kapsamlı bir şekilde anlamak için titreşim değeri ile birlikte görüntüler. 805 Elde Taşınabilir Titreşim Ölçer, cihazın açısı veya yüzey teması nedeniyle oluşan ölçüm varyasyonlarını en aza indiren eşsiz bir sensör ucu tasarımına sahiptir. Bu, operatör hatasını azaltarak hızlı titreşim ölçümünün hassaslığını ve tekrarlanabilirliğini arttırır. Ayrıca bu ölçer, benzer titreşim kalemlerine kıyasla daha fazla bilgi sağlayarak hem titreşim hem de yatak durumu değerleri için önem derecesi sağlar. Trend oluşturma raporları oluşturmak için kayıtlı veriler kolayca Excel’e yüklenebilir. www.netes.com.tr 110 ENDÜSTRİ OTOMASYON Netes Mühendislik Ürünler “Nesnelerin İnterneti” Hayat Buluyor Oxford’da bir okul ısıtma, havalandırma, su ve aydınlatma gibi sistemler için online kontrol teknolojisi kullanmaya başladı. kullanılan yüksek verimli kontrol panellerinin kurulumunu yapan, alanında uzman bir sistem entegratörüdür. Netbiter Argos, binalardaki sistem seviyeleri/değerleri ile ilgili anlık durumların kullanıcılar tarafından görüntülenmesine; kullanıcıların, değerler belirli seviyelere geldiğinde rapor oluşturmaları ve uyarı almalarına imkân sağlayan bir web arayüzü olarak çalışmaktadır. Sistem entegratörü Global Electrical Solutions Ltd. Şirketi, Oxford’da bulunan EF Uluslararası Dil Merkezi için ısıtma, havalandırma, su ve aydınlatma gibi sistemlerin takip edilebilmesini sağlayan bir bina yönetim sistemi kurdu. Netbiter Uzaktan Yönetim ağ geçitlerinin Rocwell kontrol panellerine bağlanmasıyla birlikte kullanıcılar anlık sıcaklıkları, seviyeleri ve güç tüketimini online olarak görüntüleyebiliyor. Hatta kullanıcılar bu sistem üzerinden ışıkları ve camları hiç dokunmadan açabiliyor. Yani IOT(Nesnelerin İnterneti) teknolojisini etkin bir şekilde kullanabiliyorlar.Bir Netbiter ağ geçidi, Rockwell PLC kumandasına bağlanıyor. Kullanıcılar tesislerin kontrol paneline www.netbiter.net adresinden ulaşabiliyor. Büyük Britanya’da kurulan Global Electrical Solutions (GES) Şirketi; bina, enerji&güç ve üretim gibi alanlarda 112 Gerçek değerler, gerçek görüntüler. GES, Netbiter panellerinin oluşturulması sırasında okuldaki tesislerin gerçek fotoğraflarını kullandı. Bu paneller sayesinde kullanıcılar gerçek zamanlı olarak kesin değerleri görebiliyor, ısıtma ve havalandırma sistemlerini uzaktan kontrol edebiliyor. Nasıl Çalışıyor? Bir adet Netbiter EC310 ağ geçidi, binada bulunan farklı sistemlerin kontrolünü sağlayan Rocwell Micro800 serisi PLC’lere bağlanıyor. Netbiter ağ geçidi, bulut tabanlı Netbiter Argos servisine veri gönderiyor. Veriler burada saklanıyor ve erişimi buradan sağlanıyor. GES ve bina sahipleri www.netbiter.net adresine girerek anlık değerleri görebiliyor; ekipmanları, pencereleri ve ışıkları Netbiter Argos paneli üzerinden açıp ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürünler Arayüz sayesinde tesislere gitmeden sistemlerin kontrolünün yapılması ve yatırımın hızlı bir şekilde getiri sağlaması anlamına geliyor. kapatabiliyorlar. Ayrıca bazı değerler belirli seviyelere ulaşınca (örneğin karbondioksit seviyesi çok yüksekse) e-posta üzerinden kullanıcılara uyarı gönderili- Global Electrical Solution tarafından sağlanan bu uzaktan yönetim sistemi çözümü, maliyetli servis denetim masrafları minimuma indirilirken hem daha iyi kontrol imkânı sağlıyor, hem de bakım masraflarını düşürüyor. Herhangi bir olumlu ya da olumsuz durum olduğunda tesisin/servisin ziyaret edilmesi kullanıcılar için bir masraf oluşturmaktadır. Uzaktan yönetim ağ geçidinin ücreti de genelde bu masrafa denk geliyor. Ancak bu yatırımın geri dönüşü en fazla birkaç ayı buluyor. Mark Jenkyns şöyle diyor: “Diyelim ki müşteri en iyi ihtimalle normalde bir mühendisin test ekipmanıyla gidip kontrol etmesini gerektiren, ısıtma ile ilgili bir sorunu rapor etti. Netbiter arayüzü sayesinde ofisimizden ayrılmadan binalardaki bütün kumanda panellerine erişebiliyor, sensörlerin arızalı olup olmadığını belirlemek için gerçek zamanlı değerleri kontrol edebiliyoruz. Ayrıca çok kısa bir süre içinde yeni bir parçanın siparişi verilip kurulumu sağlanabiliyor.” Mark Jenkyns, okulun odalarından birine uzaktan görüntüleme sisteminin kurulumu esnasında sistemin faydalarından birini bizzat yaşadığını anlatıyor: “Ofise geri döndüğümde sıcak suyu geri açmayı unuttuğumu farkettim. Ama odaya Netbiter’ı kurduğumuz için sadece bir tıkla kolayca giriş yaptım ve sıcak suyu açtım. Tesislerdeki gidip düzeltilmesi gereken bakım sorunları genelde böyle basit meselelerden oluşuyor. Netbiter sayesinde ise hem biz hem de müşterilerimiz kat kat zaman kazanıyoruz.” yor. Bununla birlikte zaman içerisindeki güç tüketimi ve performans hakkında raporlar almak da mümkün. Global Electrical Solutions Yönetim Müdürü sistemle ilgili şunları söylüyor; “Gerçekten çok iyi çalışıyor. Netbiter Argos üzerinden grafik panellerinin oluşturulması çok basit. Yani Netbiter’ı temel olarak bina yönetim sistemi için bir arayüz olarak kullanıyoruz.” GES şimdi ise Oxford’daki iki okula ve bir otele Netbiter’ın kurulumunu gerçekleştirdi. Ayrıca Netbiter sistemi için birçok başvuru olduğu belirtiliyor. Mark Jenkyns sözlerini şu şekilde bitiriyor, “Başvurularla birlikte tekliflerimiz de gittikçe artıyor, çünkü bu teknoloji müşteriler için hem sistemlerinin kontrolünü parmaklarının ucuna getiriyor hem de bakım masraflarını minimuma düşürüyor.” www.emikonotomasyon.com ENDÜSTRİ OTOMASYON EMİKON OTOMASYON 113 Ürünler LEGRAND’DAN MAKSİMUM PERFORMANSTA KABLOLAMA SİSTEMİ 25 yıl performans garantisi sunan Legrand LCS2 Kablolama sistem ürünleri, diğer Legrand çözümleriyle mükemmel uyum sağlıyor. Legrand’ın LCS2 kablolama sistemi, ürünlerin performanslarını daha da arttırıyor. LCS2 Kablolama sistemi, hem bakır, hem de fiber optik sistemlerle uyum sağlıyor. Legrand’ın diğer çözümleriyle uyumlu olan bu kablolama sistemi, IP sistem ürünleri olan IP telefon, IP uzaktan izleme ve IP erişim kontrolü ile mükemmel uyum gösteriyor. Üç Performans Garantili 3P bağımsız laboratuvarları tarafından gerçekleştirilen sistem performans testleri, LCS2 sisteminin, Cat 6A veri iletim performansı, kurulum performansı ve bakım performansını ortaya koyuyor. Cat 6A veri iletim performansı, 10 Giga; 100 m için düşük sinyal kayıpları, 15 m içinse iyi bir “return loss” değerini garanti ediyor. Kurulum performansı, ölçülen değerler, ISO 11801 standardının gerektirdiği değerlerin çok üzerinde olması sebebiyle, kurulum sırasında oluşabilecek kayıpları tolere ediyor. Bakım performansı ise, LCS2 kablolama ürünleri uçtan uca çözümlerde 25 yıl performans garantisi sağlıyor. Kurulum ve Bakım Performansı LCS2, birkaç saniye içinde, patch panel ile RJ45 prizi arasında maksimum performansı sağlayacak bağlantı imkânına olanak veriyor. 6RJ45 konnektör bloklu ve kablo düzenleyicili patch panel üzerinde, herhangi bir değişiklik yapılması gerektiğinde, panelin ön tarafından her bir konnektör birbirinden bağımsız olarak rahatlıkla takılıp çıkarılabiliyor. LCS2 kabinleri, çıkarılabilir yan ve arka paneller ve tamamıyla sökülebilen yapısı sayesinde tam erişilebilirlik ve büyük ölçüde zamandan tasarruf sağlıyor. www.legrand.com.tr 114 ENDÜSTRİ OTOMASYON LEGRAND Ürünler PanelView 800 Allen-Bradley Komponent Seviyesi İnsan Makine Arayüzü Çözümü Bağımsız sistemlerde operatör arayüzünde hesaplı seçim yapmak isterken performanstan ödün vermek istemeyen kullanıcılar için Rockwell Automation PanelView 800 ailesini sunuyor. Gelişmiş yüksek hızlı işlemcisi, LED arka aydınlatma ile beraber yüksek çözünürlük sunan ekranı ve gelişmiş hafızasının yanında şık tasarımıyla da performans ve görselliği bir arada tutuyor. Allen-Bradley Micro800 ailesi kontrolörlerle tercih edilen entegrasyonu sayesinde PanelView 800, kullanıcıya geniş çaplı uygulama alanlarında ve zor süreçlerde, 4, 7 ve 10 arasında değişen boyutlarıyla ideal kontrol ve görselliği kolay kullanım avantajı ile sağlıyor. PanelView 800 ailesi, tamamı renkli ekrana sahip olan 3 modeliyle bir önceki modeli olan PanelView Component’a göre yüksek çözünürlük, renk ve performans özellikleriyle dikkat çekiyor. Ekran boyutunu küçültmeksizin daha az yer kaplamasını sağlayan tasarımının yanında yatay ve dikey olarak kullanılabilmesi, kullanıcının maksimum seviyede esnekliğe sahip olmasını sağlıyor. Bunun yanında ethernet ve seri haberleşme portları üzerinden desteklediği Modbus TCP, Modbus RTU, ASCII, CIP Serial ve Ethernet/IP protokolleri ile farklı cihazlarla kolayca haberleşme yeteneği ile farklı uygulamalara kolayca adapte olabiliyor. Farklı ülkelerde pazarları olan makine imalatçılarına sunduğu çoklu dil desteğinin yanında saat ve tarih formatlarının da ayarlanabilir olması ile üreticiye kolaylık sağlıyor. Güç kaybı yaşansa dahi kaybolmayan ve geçmişe dönük olarak gözlenebilen alarmların yanında, çok- lu reçete dosyaları ile çalışarak tek bir işlem ile istenen uygulamaya göre parametre yüklenmesini sağlayan reçete yapısı kolayca csv uzantılı olarak yedeklenip çevirimdışıyken bile üretim kontrolünün kaybolmamasını sağlıyor. Birden fazla farklı uygulamayı aynı anda barındırabilen geniş dahili hafızasının yanında MicroSD kart desteği ile hem program yedeklerinin kolayca tutulmasını sağlıyor, hem de makine üreticilerine teker teker konfigürasyon yapmak yerine kolayca program yükleme imkanı sunuyor. En kapsamlı üreticilerden tek başına çalışan makine imalatçılarına kadar geniş çapta çözümler sunan Rockwell Automation’un PanelView 800’ün de dâhil olduğu fiyat performans odaklı ailesi Connected Components, düşük maliyetlerle yüksek performanslı ve kolay üretilebilir makineler üretmek isteyen kullanıcılara uygun çözümler sunuyor. Bu aile altında barınan panellerin dışında Micro800 PLC’ler, akıllı emniyet röleleri, düşük güç servo sürücüler, yumuşak yolvericiler ve Allen-Bradley’nin sürücü ailesi PowerFlex frekans konvertörleri tek bir yazılım ile, ücretsiz olarak programlanabiliyor. Böylece Connected Components Workbench yazılımı ile birden fazla arayüz ve kurulum ihtiyacını ortadan kaldırarak bir makine üretimi sürecinde ihtiyaç olacak bütün donanımları ücretsiz olarak programlama imkânı sunuyor. Geniş çaplı ve kolay kullanımlı çözümlerin bir arada sunulduğu Connected Component ailesinin kullanıcı arayüzü kısmını üstlenen PanelView 800, diğer donanımlarla aynı yazılım ile programlanmanın yanında kapsamlı bir uyumla çalışabiliyor. Geniş haberleşme seçenekleriyle entegre olarak çalışmak için tasarlandığı Micro800 ailesi PLC’lerin dışında, komponent serisi sürücülerle ve akıllı emniyet röleleriyle arada PLC ile veya PLC olmadan çalışabiliyor. Bu entegrasyon da kullanıcılara maksimum çalışma kolaylığı sağlarken programlama ve konfigürasyon süreçlerini de minimuma indirgiyor. www.rockwellautomation.com ENDÜSTRİ OTOMASYON Rockwell AutomatIon 115 Haberler TOK 2015 DENİZLİ’DE GERÇEKLEŞTİ ■ Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi Ulusal Toplantısı, 10 - 12 Eylül tarihlerinde, Pamukkale Denizli’de yoğun bir katılım ile gerçekleşti. 170’i sözlü, 48’i poster olarak sunulmak üzere toplam 218 bildiri. TOK’2015 kongresi, bu yıl 17’incisi, Pamukkale Üniversitesi ev sahipliğinde SPA Colossae Thermal Hotel’de, 10 - 12 Eylül tarihleri arasında düzenlendi. Güçlü sponsorları ve 250’yi aşkın gelen bildiri sayısıyla, İstanbul dışında da bu tarz kongrelerin güzel bir şekilde yapılabileceğini bir kez daha gösterdi. 10 Eylül Perşembe günü açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, Denizli’nin tanıtım videosu sonrası TOK’2015 Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar İplikçi’nin konuşmasıyla devam etti. International Federation of Automatic Control (IFAC)’in tüm dünyaya yayılmış mevcut 51 üyesi içinde en eskisi Etkinliğe adının veren TOK; her yıl Türkiye’den ve dünyadan çok değerli akademisyenlerin, bilim insanlarının ve endüstrinin buluştuğu çok önemli bir kongre. Kongrenin düzenleyicisi olan Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi-TOK ise, International Federation of Automatic Control-IFAC’ın ülkemizdeki Ulusal Üye Kuruluşu (NationalMemberOrganization-NMO). TOK’un amacı, otomatik kontrol bilim ve teknolojisinin bütün sistemlerde, kuramsal ve uygulamalı olarak ilerlemesini teşvik etmek, otomatik kontrolün kuram ve uygulamaları ile uğraşanlara yardımcı olmak, ulusal ve uluslararası ilgili kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak. TOK’2015 toplantısının ana sponsorluğunu AYDEM Elektrik Dağıtım A.Ş., altın sponsorluğu Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, gümüş sponsorlukları Çokesen Elektronik San. Tic. Ltd. Şti., ACROME Robotik Mekatronik Sist. San. ve Tic. Lim. Şti. ve Yıldırım Elektronik, bronz sponsorlukları CLPA Turkey, İnovasyon Mühendislik ve Zümrüt Cam, basın sponsorluğunu Eksen Medya Grup, Endüstri Otomasyon dergisi üstlendi. 118 olduklarını belirten İplikçi, Pamukkale Üniversitesi olarak bu yıl etkinliğin 17.’sini düzenlediklerini belirtti. Denizli’ye, Pamukkale Üniversitesi’ne ve etkinliğin gerçekleştirilmesinde büyük katkısı olan sponsorlara teşekkürlerini sunan İplikçi, 170’i sözlü, 48’i poster olarak sunulmak üzere toplam 218 bildirinin TOK’2015’e kabul edildiğini açıkladı. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Her geçen yıl genç bilim insanlarının, mühendislerin, tıp doktorlarının ve diğer ilgili araştırıcı ve uygulamacıların kontrol konularına artan ilgisi sevindiricidir. TOK Başkanı Prof. Dr. İbrahim Eksin ise konuşmasında, her yıl ülkemizin bir başka üniversitesinde düzenlenmesine dikkat çekti ve Türkiye’de otomatik kontrolün tarihsel gelişiminden bahsetti: Günümüzde, bilim ve teknoloji büyük bir hızla ilerlerken otomatik kontrol uygulama alanları ve ona olan gereksinim son derece artmıştır. Öyle ki, 1956 yılının Eylül ayında Almanya’nın Heidelberg şehrinde toplanıp, uluslararası bir federasyon olarak IFAC’ın kurulmasına karar veren otomatik kontrolün öncü bilim adamlarının tahmin ve hayalleri her halde çoktan aşılmıştır. Ülkemizde de bu konunun önemi oldukça erken fark edilmiştir. Prof. M.Münir Ülgür, 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Fakültesi bünyesinde “Servomekanizmalar” dersini vermeye başlamıştır. Benzer biçimde yine İTÜ bünyesinde Prof. Dr. Mehmet Nimet Özdaş da Makine Fakültesi’nde “Otomatik Kontrol” dersini açmıştır. Bilahare, bu iki değerli profesörün gayretleri ile 1958 yılında Türk Otomatik Kontrol Kurumu-TOK, IFAC’a üye olarak ve IFAC statüsünde kurulmuştur. Daha sonra, 02 Mayıs 1990 günlü ve 20506 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliği ile Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi-TOK adını alarak milli bir kimlikle daha kapsamlı bir kurum haline gelmiştir. TOK kurumunun amacı, otomatik kontrol bilim ve teknolojisinin bütün sistemlerde kurumsal ve uygu- lamalı olarak ilerlemesini teşvik etmek, ulusal ve uluslararası ilgili tüm kuruluşlarla bu alanda ortak çalışmalar yürütmektir. TOK, bu amacı doğrultusunda ulusal ve uluslararası konferans, sempozyum, çalıştay gibi toplantılar düzenler ve düzenlenmesine destek verir. TOK ticari bir kuruluş değildir ve siyasetle uğraşmaz. Her geçen yıl genç bilim insanlarının, mühendislerin, tıp doktorlarının ve diğer ilgili araştırıcı ve uygulamacıların kontrol konularına artan ilgisi sevindiricidir. TOK’2015’in davetli konuşmacısı Illinois Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tamer Başar’ın konuşmasının ardından, açılış töreni öğleden sonra yerini bildiri sunumlarına bıraktı. Akşam düzenlenen gala yemeğinin ardından, 11 ve 12 Eylül’de de gerçekleştirilen bildiri sunumlarıyla birlikte, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi (TOK) 2015 Ulusal Toplantısı sonlandırıldı. ENDÜSTRİ OTOMASYON 119 Haberler IWE Istanbul Water Expo Su ve Atıksu Arıtma Teknolojileri Fuarı ve Konferansı 59 farklı ülkeden gelen profesyonel ziyaretçiyi ağırladı ■ Fuar sezonu ITE Turkey’nin düzenlendiği fuarlarla açıldı. Su ve atıksu arıtma teknolojileri sektörünü tek çatı altında toplayan ve sektörün ilk ve tek ihtisas fuarı olan IWE Istanbul Water Expo büyük ilgi gördü. Fuar 3.539 profesyonel ziyaretçiyi ağırladı. Uluslararası ilginin de büyük olduğu fuara; Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Irak, Kore, Meksika, Mısır, Tunus ve Rusya’nın da dâhil olduğu 59 farklı ülkeden profesyonel ziyaretçi katıldı. Türkiye’de lider sektörlerde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey tarafından organize edilen, su ve atıksu arıtma teknolojileri sektörünün en son yenilik ve gelişmelerinin sergilendiği IWE Istanbul Water Expo – Su ve Atıksu Arıtma Teknolojileri Fuarı ve Konferansı büyük ilgi gördü. 3 – 5 Eylül 2015 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen fuar, 11 ülkeden 95 katılımcı firma ve 244 markayı, 59 farklı ülkeden gelen 3.539 profesyonel ziyaretçi ile buluşturdu. retçiler tarafından büyük ilgi gördü. Fuar sırasında 2016 yılı için katılımcı firmalara yer rezervasyonu ve alan satışını da başlattık. Bu durum fuara olan ilginin önümüzdeki yıl artarak devam edeceğini göstermektedir. Sektör profesyonellerine gösterdikleri ilgi için teşekkürlerimizi sunuyoruz.” Su kaynakları kısıtlı olan Türkiye’de su bilinci düzeyinin arttırılmasına yönelik etkinlikler… Fuar T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, İller Bankası, Türkiye Belediyeler Birliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi, İzmir Ticaret Odası ve Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı destekleriyle gerçekleştirildi. Fuar kapsamında gerçekleştirilen “Yabancı Alım Heyeti Organizasyonları” ile fuarlar süresince katılımcı firmalar ile profesyonel ziyaretçiler arasında pek çok olumlu görüşme gerçekleşti. Bu görüşmelerin su ve atıksu teknolojileri sektörünün büyümesine ve gelişmesine olumlu katkı sağlaması bekleniyor. IWE Istanbul Water Expo Fuar Direktörü Tülin Bozkurt Bulut fuar hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Yıl boyunca yürüttüğümüz ulusal - uluslararası tanıtım faaliyetleri ile grup şirketleri arasında yer aldığımız ITE Group Plc.’den aldığımız küresel iş ağı sayesinde, bu yıl Almanya, Çin, Hindistan, Macaristan, Malezya, Kore, Portekiz, Rusya ve Tayvan’ın dâhil olduğu 11 ülkeden 95 katılımcı firma ve 244 markayı,59 farklı ülkeden gelen 3.539 profesyonel ziyaretçi ile buluşturduk. Azerbaycan, Irak, Etiyopya, Filistin ve Kosova’nın katılımıyla düzenlediğimiz “Yabancı Alım Heyeti Organizasyonları” hem katılımcı hem de ziya- 120 Fuar kapsamında MEM-TEK Ulusal Membran Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğiyle düzenlenen konferansta, kamu, özel sektör temsilcileri ve akademisyenler yer aldı. Büyük ilgi gören konferansta “Su ve Atıksu Yönetimi ve Geleceği”, “Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanılması”, “Su ve Atıksu Yönetiminde Başarılı Uygulamalar”, “Membran Teknolojileri” ve “Temiz Üretim Teknolojileri” konuları ele alındı. IWE Istanbul Water Expo önümüzdeki yıl 1 – 3 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. ENDÜSTRİ OTOMASYON BİLKENT CYBERPARK DÜNYA İKİNCİSİ ■ BİLKENT CYBERPARK PEKİN’DE YAPILAN DÜNYA TEKNOPARKLAR YARIŞMASINDAN İKİNCİLİKLE DÖNDÜ. Bilkent Cyberpark, Dünya Teknoparklar Birliği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “İlham Verici Çözümler Yarışması’ndan” dünya ikinciliği ile döndü. 60 ülkeden teknoparkların katıldığı yarışmada Türkiye’yi temsilen Bilkent Cyberpark ve ODTÜ teknopark katılmaya hak kazanmıştı. Ödül töreni bu yıl 32.si düzenlenen Dünya Teknoparklar Konferansının ilk gününde 700 ün üstünde temsilcinin katılımıyla gerçekleşti. Konferansa ev sahipliği yapan Zhongguancun Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Guo Hong yaptığı açılış konuşmasında ; “etkinlikte paylaşılan tüm inovatif fikirlerin, ekosistemdeki paydaşlar için fırsat niteliği taşıdığını” kaydetti. Birinciliği İngiltere’den Surrey Araştırma Merkezi’in aldığı yarışmada Cyberpark; “Hızlandırma Programı CAP” ile ödüle layık görüldü. Cyberpark adına ödülü Genel Müdürü Canan Çakmakcı aldı. Konuyu değerlendiren Çakmakcı; “Cyberpark’ta üretilen inovatif projelerin, uluslararası platformlarda gördüğü yoğun ilgiden ötürü gurur duyduğunu ve tüm dünyaya ilham veren bir teknopark olmaya devam edeceklerini” belirtti. Ödüle layık görülen CAP Programı’nın yenilikçi yönleri arasında; yazılım firmaları için özel olarak tasarlanan bir hızlandırma programı olmasının yanısıra, sağladığı birebir mentoring hizmeti öne çıkıyor. Ayrıca program, Amerika’da 2 defa düzenlenen hızlandırma kampları ile bir ilk olma özelliği taşıyor. İkincisi düzenlenecek Hızlandırma Programı için elemeler Aralık ayı’nda başlayacak. Haberler Geleceğin Kablosuz İletişim Teknolojileri Çalıştayı (IWOW 2015) Dünyaca Ünlü Bilim İnsanlarını Özyeğin Üniversitesi’nde bir araya getirdi ■ Optik kablosuz iletişim teknolojilerinde dünyadaki son gelişmeler İstanbul’da Özyeğin Üniversitesi’nde masaya yatırıldı. Özyeğin Üniversitesi (ÖzÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Uysal’ın başkanlığında ÖzÜ Çekmeköy Kampüsü’nde 7-8 Eylül tarihlerinde toplanan 4. Uluslararası Optik Kablosuz Haberleşme Çalıştayı (IWOW 2015) 50’den fazla dünyaca ünlü bilim insanını bir araya getirdi. 5G Altyapısı için İdeal Çözüm Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Uysal’ın çalıştayda yaptığı açıklamaya göre, optik kablosuz iletişim teknolojileri önümüzdeki 5 yıllık sürece damga vuracak ve gerek fiber optik, gerekse klasik kablosuz iletişim teknolojilerine güçlü bir alternatif olacak. Örneğin, lazer vericiler kullanılarak fiber optik kablo kullanmaya gerek olmadan havadan kilometrelerce öteye terabit (1000 gigabit) hızında iletişim yapmak mümkün olabilecek. Ayrıca bu lazer linklerin, ultra yüksek kapasiteli olacağı öngörülen 5G baz istasyonlarını birbirlerine bağlamak için aday bir teknoloji olacağı ve 2020 yılından sonra yaygın olarak kullanılacağı da öngörülüyor. Ampülden Internete Bağlanma Teknolojisinin İlk Demoları Çalıştay Kapsamında Sergilendi Diğer bir kablosuz optik iletişim teknolojisi ise ev ve iş yerlerindeki aydınlatma tesisatının Internete bağlanmak için kullanılması. Bu tür bir sistemde LED ampüller verici 122 olarak kullanılarak insan gözünün algılayamayacağı kadar yüksek frekanslarda modüle ediliyor. WiFi teknolojisine alternatif olan bu sistemler gigabit (saniyede 1 milyar bit) hızlarına kadar çıkabiliyor. LiFi olarak adlandırılan bu tür sistemlerin ilk demoları da çalıştay kapsamında sergilendi. Otomobiller Birbirleriyle Konuşacak LED’lerin yaygın olarak kullanılmaya başlandığı bir sektör de otomotiv. Optik kablosuz iletişim teknolojisi kullanan araçlar LED tabanlı ön ve arka farlarını kullanarak birbirleriyle haberleşebilecek. Bu şekilde yol ile ilgili bilgilerin gerçek zamanlı olarak kullanıcıya aktarılması ve sürüş güvenliğinin arttırılması mümkün olacak. Çalıştayla Eş zamanlı Eğitim Okulu Verdiği örneklerin, optik kablosuz uygulamalardan sadece birkaçı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uysal, geniş uygulama alanları ve getirdiği büyük avantajlarla optik kablosuz iletişimin geleceğin teknolojisi olmaya aday olduğunu vurguluyor ve böyle önemli bir çalıştayın Türkiye’de toplanmasının öneminin altını çiziyor. Çalıştayla eş zamanlı olarak düzenlenen eğitim okulunda da Türkiye’den ve Avrupa’dan 40’ı aşkın yüksek lisans ve doktora öğrencisine optik kablosuz iletişim teknolojileri konusunda dersler ve seminerler verildi. Haberler 24’ÜNCÜ AUTOMATION FAIR İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI ■ Rockwell Automation tarafından düzenlenen Automation Fair, bu yıl 18-19 Kasım tarihleri arasında 24’üncü kez ziyaretçilerini ağırlayacak. Chicago’daki etkinliğe katılan firmalar, Rockwell Automation tarafından düzenlenen bu organizasyonda Connected Enterprise sayesinde endüstriyel performanslarını nasıl arttırabileceklerini öğrenecekler. 18-19 Kasım tarihleri arasında Chicago’da Rockwell Automation ve PartnerNetwork programı üyeleri tarafından düzenlenecek olan Automation Fair 2015’de yeni gelişmeler gözler önüne serilecek. Bunlar, otomasyon yatırımlarının yaşam döngüsü genelinde köklü değişikler yapılmasına yardımcı olabilecek araç, teknoloji, hizmet ve çözümlerdeki en yeni gelişmeler. İmalat ve üretim dünyası, Nesnelerin İnterneti ile bağlantılı modern teknolojiler ekseninde bilgi ve operasyon teknolojilerinin birbirine yaklaşmasıyla benzersiz bir dönüşüm yaşıyor. Connected Enterprise vizyonunu hayata geçirebilecek Ziyaretçiler istedikleri uygulamaları deneyebilecek Bu yılki organizasyonda, 100’den fazla katılımcı firma Chicago McCormick Place’de yerini alacak, ayrıca ziyaretçilere yönelik workshoplar, laboratuvar uygulamaları, teknik oturumlar ve demolar yer alacak. Ziyaretçiler, 19 farklı laboratuvar uygulamasında Rockwell Automation’ın ürünlerini ve teknolojilerini deneyimleyecek ve 91 teknik oturumdan istediklerine katılabilecek. Endüstri ve hedef kitleye özel toplam dokuz forum boyunca müşteriler ve sektör liderleri ”Otomotiv, kimya, yiyecek ve içecek, global makina ve ekipman üreticileri, yaşam bilimleri, metal, petrol ve gaz, güç ve enerji ve atık su” gibi bir çok endüstri ve segmente yönelik en başarılı uygulamaları paylaşacak. PSUG, proses endüstrilerinde faaliyet gösteren 800’ün üzerinde işletmeyi, IT ve mühendislik profesyonelini, en başarılı uygulamaları paylaşmak ve bilgi alışverişinde bulunmak üzere bir araya getirecek. Etkinlik bünyesinde 30’dan fazla laboratuvar uygulaması ve teknik oturum ve bunun yanı sıra 25’den fazla müşteri tarafından yapılacak sunumlar yer alacak. Ziyaretçiler, geribildirim sağlayarak Rockwell Automation’ın PlantPAx isimli DCS’ine yönelik teknik yol haritasının geliştirilmesini yönlendirebilecek. olan en yeni ürün, hizmet ve çözümlerden oluşan entegre kontrol ve bilgi portföyü, bu yılki Automation Fair’in odağı olacak. Global Rekabet Gücü “Connected Enterprise vizyonu aracılığıyla müşterilerimizin daha ileri verimlilik ve artan global rekabet gücü kazanmalarına yardımcı olmak en önemli önceliğimizdir” diyor Rockwell Automation yönetim kurulu başkanı ve CEO’su Keith D. Nosbusch. “2015 Automation Fair etkinliği, katılan ziyaretçilerin en modern endüstriyel otomasyon ve enformasyon çözümlerini öğrenmelerine ve bunları makinalarına, tesislerine ve üretimlerine uygulamalarına ve IT/OT entegrasyonunun gücünden tam anlamıyla istifade etmelerine yardımcı olacak” diye ekliyor. Otomasyonun geleceğine yönelik perspektifler ‘Otomasyon Perspektifleri’ global medya forumunu düzenleyerek global medya ve sektör analistlerine, en yeni trendler ile ilgili güncel bilgi ve otomasyonun geleceğine yönelik bir perspektif sunacak. Etkinlik bünyesinde ayrıca Rockwell Automation yetkililerinin ve küresel firma liderlerinin panelleri ve konuşmaları yer alacak. Burada kendi entegre stratejilerinin oluşturulması sürecinde kaydedilen aşama, yaşanan zorluklar ve elde edilen başarılar paylaşılacak. ENDÜSTRİ OTOMASYON 123 Haberler TET, UL SERTİFİKASI KONUSUNDA SEKTÖRE ÖNCÜLÜK YAPIYOR ABD pazarına ihracat için UL Sertifikasyonu şart! ■ Elektrik-elektronik ihracatının artırılması için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), hedef pazarlara ihracatın önündeki en temel tarife dışı engel olan sertifikasyon problemlerini çözmek için harekete geçti. Özellikle ABD, Güney Amerika ve Kanada pazarlarına girişte zorunluluk olan UL (Underwriters Laboratories) sertifikasıyla ilgili bir seminer düzenleyen TET, firmaları konunun uzmanlarıyla bir araya getirdi. Elektrik-elektronik sektörünün en güçlü potansiyel pazarları olan ABD, Güney Amerika ve Kanada’ya girişinde UL Sertifikasyonu, ihracatçıların önünde önemli bir engel oluşturuyor. Tüm alt sektörleri yakından ilgilendiren UL Sertifikası, ihracatçıların pazara girişinde zaman ve maliyet kaybına yol açıyor. Bu konuda sürdürdüğü çalışmaları hızlandıran ve firmalarda farkındalık yaratmayı amaçlayan TET, aydınlatma ve elektrikli ev aletleri sektörüne yönelik olarak düzenlediği seminerle sektör firmalarını bilgilendirdi. UL Sertifikası, nihai ürün üreticileri kadar yan sanayi üreticileri açısından da önem taşıyor. TET Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Kavaklıoğlu ve TET Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Eren ile birçok firma temsilcisinin katıldığı seminerde; Underwriters Laboratories (UL) Avrupa Satış Yöneticisi Alessio Dellanoce, İtalya ofisinden Aydınlatma Mühendislik Yöneticisi Alberto Gravalos, Beyaz Eşya Proje Mühendisi Daniele Coldani ile Türkiye Satış Yöneticisi İnan Mehmet Ökmengil, UL Sertifikasyonu ve uygulamaları hakkında önemli bilgiler verdi. UL Sertifikasyonu Çalışmaları En İyi Uygulama Örneği Seçildi TET’in UL Sertifikasyonu ile ilgili çalışmalarının temeli üç yıl öncesine dayanıyor. “Kablo İletken Sektörü Yurtdışı Pazarlama 124 Takımı” projesi (TET Wire & Cable Team) ile 2012 yılında gerçekleştirilen New York - Chicago heyetinin ön heyeti sırasında Chicago’daki UL (Underwriters Laboratories) Merkezini ziyaret eden TET, ilişkileri başlatan ilk adımı atmıştı. Bu sayede Türkiye pazarını keşfeden UL Merkezi, süreç içinde Türkiye ofisini de hayata geçirdi. 2013 yılında New York’ta yer alan UL Wire & Cable Division bölümüyle yapılan görüşmeler, verimli sonuçlar doğurdu. İhraç ürünlerinin test için bekleme süreleri kısaldı, Türk ihracatçıları için geçerli olan test fiyatlarında indirim sağlandı ve sektörün test maliyetleri düşürüldü. Bunun üzerine Ekonomi Bakanlığı, projeyi “Başarılı Uygulama Örneği” olarak seçti. Sektörün ABD’ye yaptığı ihracatı yeterli bulmayan ve ihracatı artırmayı hedefleyen TET; elektrikli ev aletleri, aydınlatma ürünleri, kablo gibi elektrik-elektronik sektöründen ihracatçı firmaları yakından ilgilendiren UL Sertifikasyonu Bilgilendirme çalışmalarına önümüzdeki dönemde de devam edecek.. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler PROJE PAZARI ■ TET AR-GE Proje Baharı’na başvurular 5 Ekim itibarı ile başlamış bulunmakta. Son başvuru tarihi ise 12 Şubat olarak belirlenmiş durumda. Türkiye’nin teknolojideki durumunu açığa çıkarmak ve yüksek katma değerli ihracatı teşvik etmek amacıyla Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin (TET) düzenlediği “TET Ar-Ge Proje Pazarı”nın beşincisi yapılıyor. Proje başvurularının 12 Şubat’a kadar süreceği etkinlikte, projeler dört farklı kategoride yarışacak ve ödüllendirilecek. Üniversite ve sanayi işbirliği gelişiminde önemli bir rol oynayan “TET Ar-Ge Proje Pazarı” diğer adıyla Proje Baharı sanayi kuruluşlarının temsilcileri, üniversiteler, AR-GE kuruluşları ve teknopark çalışanları ile araştırmacıları bir araya getirecek. 12 Şubat 2016’e kadar etkinliğe başvuran projeler sektör temsilcileri, akademisyenler ve ilgili uzmanlardan oluşan Seçici Kurul tarafından değerlendirilecek. Seçilen projeler ise 12-13 Nisan 2016 tarihlerinde yapılacak Proje Baharı’nda potansiyel yatırımcısıyla buluşma fırsatı yakalayacak. Girişimciler ve akademisyenler için projelerini üretime dönüştürme fırsatı sunan etkinlikte ayrıca 4 farklı kategoride ödüller dağıtılacak. Bilgi ve İletişim Teknolojisi Uygulamaları, Enerji Üretim İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar, Çevre ve Enerji Verimliliği Uygulamaları ve Diğer olmak üzere dört farklı kategoride dereceye giren ilk 3 Ar-Ge projesi sahibine sırasıyla 20 bin TL, 10 bin TL ve 7 bin 500 TL’lik nakdi ödüller verilecek. Geçtiğimiz yıllarda da bir çok başarılı projeni ürüne dönüştüğü yarışmayı sanayicilerin yanı sıra üniversiteler, AR-GE kuruluşları ve teknopark çalışanları ile araştırmacıları bir araya getirecek TET AR-GE Proje Pazarı’na iş dünyasının ve sektörün önemli temsilcileri de yoğun ilgi gösteriyor. 2015 yılında Sertİfİkalı Makİne Emnİyetİ Uzmanı Olun! ■ Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili uzmanı olun. Kasım 2015’te düzenlenecek CMSE® eğitiminin tarihlerini inceleyin. CMSE® Sertifikalı Makine Emniyeti Uzmanı makine emniyeti konusunda en yaygın uluslararası kabul görmüş yetkinliktir. CMSE®; çalışma alanı, kanuni düzenleme, standartlar ve koruma tekniklerinden fonksiyonel emniyet alanlarının ayrıntılı incelemesine kadar, makine güvenliği alanında karmaşık teknik konular olup makine yaşam döngüsü hakkında anlayış kazandırır. Bu ileri makine emniyeti yetkinliği TÜV NORD onaylıdır. Ayrıntılı eğitim programı ve CMSE® kurs yerleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için, lütfen www.cmse.com adresini ziyaret edin. CMSE®’nin Eşsiz Faydaları CMSE® kıdemli eğitmenlerin makine emniyeti alanındaki kapsamlı deneyimlerini arttırır. Eğitmenler katılımcılara teorik ve pratik bir anlayış kazandırmak amacıyla projelerde çalışılmış örneklerden yararlanır. CMSE® başlıca, ma- 126 kine üreticileri, tasarım mühendisleri, otomasyon teknolojisi alanındaki proje ve emniyet mühendisleri, endüstriyel güvenlik alanının uzmanlarının yanı sıra, bakım mühendisleri ve endüstri mühendislerini amaçlar. CMSE® sertifikasına sahip olmak size: • İlgili düzenlemeler ve standartların gereksinimleri konusunda daha kapsamlı bir anlayış geliştirme, • Bu anlayışların makinenin tasarım, imalat, bakım ve işletimine nasıl uygulanabileceğini keşfetme, • Risk değerlendirmesi, emniyeti geliştirme ve gerçekleştirme projelerini ENDÜSTRİ OTOMASYON yönetme, • EN ISO 13849-1’e uygun olarak fonksiyonel emniyet sistemleri tasarlama, • Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili uzmanı olma ve • TUV NORD (70’den fazla ülkede faaliyet gösteren bir uluslararası sertifikalandırma kuruluşu) onaylı uluslararası geçerliliğe bulunan bir sertifikaya sahip olma ayrıcalıklarını sunar. CMSE® Tarihleri ve Yerleri CMSE® kursları dünyanın her yerinde düzenli olarak gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra, dilerseniz firmanıza özel iç eğitimler de düzenleyebiliriz. 2015 yılında gerçekleşecek bir CMSE® etkinliğinde yer almayı veya firmanıza özel bir CMSE® kursu planlamayı istemeniz durumunda, lütfen CMSE® Web sitesinden bize ulaşın. Haberler Neden ve ne zaman robot kullanalım? ABB Robotİk Müşterİ Günlerİ bu soruya yanıt aradı. ■ Robotik, artan rekabet dünyasında ülkelerin endüstriye dayalı büyümelerini hızlandıracak temel unsurlardan biridir. ABB’nin öncü teknolojileriyle ürettiği web tabanlı, ortak çalışma temelli ve güvenli robotları hem iş güvenliği hem de üretimin kalitesi üzerinde çok olumlu etki yapmaktadır. rol sistemi tanıtıldı. Bu sistemler ile ilgili uygulamalar gerçekleştirildi. ABB Dudullu fabrikasında gerçekleştirilen etkinlikte insanla işbirliği içinde çalışma konseptinde dünyada gerçek anlamda ilk olan ABB’nin yeni robotu Yumi’nin (You & Me) yanısıra daha ağır yükler taşıyabilecek olan yeni robot modelleri de müşterilere tanıtılırken, ileride mevcut ürün gamını genişletmeyi planladığı alanlara ilişkin sunumlar gerçekleştirildi. Etkinlikte öne çıkan bir diğer ürün, ABB’nin pazara sunduğu SRP (Simplified Robot Programing) ekipmanı oldu. Daha çok genel endüstrideki mteal olmayan boya uygulamalarında kullanılan bu ekipman ile operatörün ABB’nin geliştirdiği demo tabancası ile birlikte yaptığı boyama hareketleri, programlama ihtiyacı olmadan robota nasıl aktarılabildiği paylaşıldı. Sadece robotlar değil, katma değer sağlayan, robotlar ile entegre çalışan, kamera sistemi ve kuvvet kont- Bütün bunlara ek olarak, robotları devreye alırken kullanılabilecek, flexpendant’a alternatif bir tablet üzerinden çalışan RobotStudio Apps Online uygulaması ve hare- Neden ve ne zaman CNC yerine robot kullanalım sorusuna tüm katılımcılarla birlikte yanıt arandı. Uygulama örneklerinde G kodu direkt robot diline çevirerek, sahada robot ile işleme yapıldı. ENDÜSTRİ OTOMASYON ket yönünde tutarak robotu kolay bir şekilde hareket ettirmek için bir fikir olarak sunulmuş, akselerometre ve jiroskopa sahip olan, çalışma prensibi bir atalet ve yön ölçüm ünitesine dayanan T10 el paneli de izleyicilere tanıtıldı. Robotlu üretime Türkiye’de artan bir talep olduğunu vurgulayan ABB Türkiye Indirekt Robot Satış Müdürü Funda Çorakçı, genel endüstri ile farklı uygulamalar pazarında büyüme beklediklerini sözlerine ekledi. 127 Haberler FOSİL YAKITLARIN AZALMASI ENERJİ KAYNAKLARINA OLAN TALEBİ ARTIRDI ■ Anel Grup; “ Güneş enerjisi üretimi yapan yerli firmalar desteklenmeli” Türkiye’de ve dünyada önemli projelere imza atan Anel Grup, günümüzde fosil yakıtların azalmasıyla talep görmeye başlayan, temiz ve yenilenebilir bir enerji çeşidi olan, güneş enerjisi üretimine dikkat çekiyor. Son olarak hayata geçirdiği Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’ndeki 5,3 MWp güneş enerjisi santrali ile, tıp merkezinin yüzde 33’lük elektriğinin karşılanmasına yönelik çalışan Anel Grup, bu gibi projelerin çoğalması için teşviklerin artması ve güneş enerjisi üretiminin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Projeleriyle adından söz ettiren Anel Grup, yenilenebilir bir enerji çeşidi olan güneş enerjisinin önemine dikkat çekerek, yeni santrallerin kurulması gerekliliğini savunuyor. İnsanlık tarihinin başından bu yana kullanılan kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların enerjiye dönüştüğü sırada ortaya çıkardığı karbondioksit ve başka sera gazlarıyla sağlığa zararlı bazı maddeler açığa çıkıyor. Bu gibi insan sağlığını olumsuz etkileyebilen tükenebilir enerjiler artık yerini, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji çeşitlerine bırakıyor. “Güneş enerjisini kullanarak dünyaya yetecek enerjinin 4 bin katını elde edebiliriz” Anel Grup Proje Koordinatörü Enver Kır; “Günümüzde fosil yakıtların azalmaya başlamasıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talep oldukça arttı. Güneş enerjisinin en önemli avantajı tükenmez bir kaynak olması. Etrafımızda bulunan ve sürekli tüketmekte olduğumuz, petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıt kaynaklarından çok daha fazlasını, güneş enerjisiyle elde edebiliriz. Güneş ışığı olduğu sürece, sistem çalışıp PV hücreleri elektrik üretmeye devam edecekler. Güneş enerjisi temiz bir enerjidir. Şu an için, gezegenimizde bulunan hiçbir enerji kaynağı, güneş enerjisi kadar temiz değil. Fosil yakıtları kullanarak elektrik üretimi sırasında, karbondioksit ve başka 128 sera gazlarıyla, diğer bazı zararlı maddeler açığa çıkabiliyor. Ancak, güneş enerjisinden yararlanırken, havaya zararlı hiçbir şey karışmıyor. Güneş enerji sistemi içerisinde hareket eden hiçbir parça bulunmadığı için, güneş panelleri son derece güvenilirdir. Birçok güneş paneli, 25 yıllık performans garantisi kapsamında yer alıyor. Güneş enerjisi hücreleri, güneş enerjisi toplarken, hiçbir gürültü oluşturmaz. Diğer enerji kaynaklarına göre, tamamen sessiz bir enerji elde etme yöntemidir. Rüzgâr enerjisini kullanarak, dünyamıza yetecek enerjinin 30 katını, güneş enerjisini kullanarak ise, dünyaya yetecek enerjinin 4 bin katını elde edebiliriz.” diyor. “Türkiye’nin tek projede en büyük lisanssız güneş enerjisi santral projesini hayata geçirdik” Anel Grup’un güneş enerjisi alanında EPC firma olarak yer aldığını belirten Kır, sözlerine şu şekilde devam ediyor; “Grup bünyesinde Bulgaristan’da üç adet santralimiz bulunuyor. Türkiye’de ise yatırımcı firmalara mühendislik bilgi ve deneyimlerimizi kullanarak destek veriyoruz. Anel Grup olarak sektöre ilk giren firmayız. Geniş bir mühendis kadrosuna sahibiz. Sektörde ciddi projelere imza attık, büyük bir deneyime sahibiz. Son olarak Türkiye’nin tek projede en büyük lisanssız güneş enerjisi santrali olan ve Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde yer alan 5,3 MWp Güneş Enerjisi Santrali’ni hayata geçirdik. Türkiye’de bugüne kadar tek projede yapılan en yüksek kapasiteli fotovoltaik güneş enerjisi santrali projesi olarak da adlandırılan, çevre ve canlı hayatına son derece duyarlı olan güneş enerjisi santrali ile yılda 4 bin ton karbon salınımının önüne geçilecek ve Tıp Merkezi’nin elektrik ihtiyacının yüzde 33’ü karşılanacak. Ayrıca santral, yıllık 8,5 GWh elektrik üretimi sonucunda yıllık yaklaşık 2,25 milyon m3 doğalgaz tüketimini önleyecek. Bu gibi projelerin artmasını ve yerli üreticinin desteklenmesi, dünyamız ve gelecek nesiller için yenilebilir enerji çeşitlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Raylı Sistemlerde Teknolojinin Bugünü ve Geleceği Eskişehir’de Konuşuldu ■ Dassault Systèmes’in ulaştırma sektörüne sunduğu üç boyutlu çözümler sayesinde endüstrideki oyuncular iş süreçlerini en baştan tanımlayıp simüle edebiliyor, süreci sürekli takip ederek yönetebiliyor, sıfır hataya ulaşabiliyor. Raylı sistemler dünyasındaki son teknolojik gelişmeler Eskişehir’de düzenlenen ‘Raylı Sistemler Günü’ etkinliğinde konuşuldu. ve geleceği üstünde duruldu, bu sektöre yönelik en son teknolojiler üzerine konuşuldu. Cadem CEO’su Ali Serdar Emre’nin açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte etkinliğe, Dassault Systèmes ve Cadem’in üst düzey yöneticilerinin yanı sıra iş ortakları, müşteriler ve ulaştırma sektöründen yöneticiler ve uzmanlar katıldı. Türkiye’de raylı sistemler hızlı bir gelişim içinde. Bu alanda birçok milli proje hayata geçirilirken, raylı sistemlerin tasarım, imalat gibi farklı süreçlerinde kullanılan yazılım teknolojilerinin de önemi artıyor. Türkiye için kritik bir endüstri olan raylı sistemlerde bugünü ve geleceği belirleyen teknolojiler; 16 Eylül Çarşamba günü Eskişehir Rixos Hotel’de düzenlenen RAYLI SİSTEMLER GÜNÜ 2015 etkinliğinde konuşuldu. Etkinlik dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan Dassault Systèmes ve iş ortağı Cadem tarafından gerçekleştirildi. Etkinlikte Türkiye’de hızlı bir gelişim içinde olan ve milli projeler yapılan raylı sistemler sektörünün bugünü Etkinlik için yurtdışından Eskişehir’e gelen Dassault Systèmes Ulaştırma ve Mobiliteden Sorumlu Çözüm Direktörü Luc Feuvrier ise firmanın raylı sistemler sektörüne sunduğu vizyon ve çözümler hakkında bir sunum yaptı. Feuvrier, Dassault Systèmes’in ulaştırma ve taşımacılık sektörüne sunduğu üç boyutlu çözümler sayesinde endüstrideki oyuncuların dünyada ve Türkiye’de iş süreçlerini en baştan tanımlayıp simüle edebildiğini, süreci sürekli takip ederek yönetebildiğini ve sıfır hataya ulaşabildiğini söyledi. Feuvrier, Dassault Systèmes’in sunduğu çözümlerle raylı sistemlerde inovasyon sürecinin hız kazandığını ifade etti. Raylı sistemlerde inovasyon ENDÜSTRİ OTOMASYON 129 Haberler TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİ KULLANIMI ARTACAK MANZ AG Türkiye’nİn yenİlenebİlİr enerjİ potansİyelİnİ İnceleyecek ■ Türkiye 2023 yılı itibariyle enerji ihtiyacının en az %30’unu Solar PV sistemleri (güneş enerjisi) ile yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefliyor. Türkiye’nin ulusal yenilenebilir enerji potansiyelini yakından takip eden solar donanım üretiminde öncü şirket Manz AG, 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında üst düzey Alman ekonomi heyetiyle birlikte Türkiye’yi ziyaret edecek. enerji payından dolayı son verilere göre enerji ithalatından 850 milyon dolar ulusal kazanç elde etti. Türkiye 2023 yılı itibariyle de enerji ihtiyacının en az %30’unu Solar PV Projesi 3 GW pay ile yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi amaçlıyor. Solar sanayisinde donanım üretiminde öncü şirket olan Manz AG, solar hücreler ve modüllerin etkinliklerini arttırmak için çalışmalarına devam ederken düşük üretim masrafları ile çalışıyor. Manz AG, 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında üst düzey Alman ekonomi heyeti ile birlikte Türkiye’yi ziyaret ederek ulusal yenilenebilir enerji potansiyelini inceleyecek. Başbakan Yardımcısı ve Güney Batı Almanya Baden-Wuerttemberg Eyaleti Finans ve Ekonomi Bakanı Dr. Nils Schmid heyete başkanlık edecek. Heyette Manz AG kurucusu ve CEO’su Dieter Manz ile birlikte Manz Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi, Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mohamed Alammawi ve Manz Türkiye Danışmanı Ali Işık yer alacak. “Güneş panellerini Türkiye’de üretin” Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinin büyümesine ilişkin açıklamaya yapan Manz Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi, Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mohamed Alammawi; “Artan enerji masraflarını ortadan kaldırmak için önemli miktarda solar enerji hedefi konulmalıdır. Türkiye bunun için tarife garantisi gibi teşvikler uyguluyor. Solar enerji PV modüllerinin yerel üretimleri Türkiye için mükemmel bir girişim olacaktır. Tedarikçilerinin solar modül üretim pazarına girmeleri için uzun vadede daha az masraflı olacaktır” dedi. Türkiye’de ulusal enerji kullanımı 2023 yılı itibariyle iki katına çıkacak ve bu yaklaşık olarak 120 milyar dolar yatırım anlamına geliyor. Türkiye, artan yenilenebilir 130 Türkiye’de bu yıl 28 geniş solar PV projesine tarife garantisi lisansı verildi. Hükümet 35 enerji üretim projesine onay verdiğinde toplam kapasite 471 MW ve toplam yatırım tutarı 263.3 milyon dolar değerinde olacak. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Dünya devi MItsubIshI ElectrIc ileri robot teknolojisiyle dikkat çekiyor ROBOT TEKNOLOJİSİNDE YÜKSEK HIZ VE HASSASİYET ■ Türkiye’de başta sanayi olmak üzere robot kullanımı hızla yaygınlaşıyor. İleri robot teknolojilerinin satış ve satış sonrası hizmetlerini Türkiye’ye de sağlayan dünya teknoloji devi Mitsubishi Electric, bu alanda sunduğu çözüm ve uygulamalarla dikkat çekiyor. Fabrikaların üretim sürecinde hayati önem taşıyan robotlar, sağladıkları hız ve kolaylıklarla her geçen gün sanayide daha çok rol alıyor. İnsan ihtiyaçlarını karşılayan hemen her endüstriyel tesiste kullanılan robotlar, günümüzde çok olağan bir iş gücü haline geldi. Bu noktada ileri robot teknolojisi ile dikkatleri üzerine çeken Mitsubishi Electric, gıda, ilaç, ambalaj, otomotiv, beyaz eşya gibi pek çok sektörde insan kolu veya eline yakın hassasiyette çalışan hızlı robotlarıyla fark yaratıyor. Robotlarının tüm parçalarını da kendisi üreten Mitsubishi Electric, böylece üretimden gelen bilgi birikimi ve tec- 132 rübesini robotlarıyla müşterilerine aktarma avantajına da sahip oluyor. Sektörler farklı çözüm aynı Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon alanında çığır açan ürünlerinden biri olan robotları, arabalarda yer alan kapı kolunun montajı, ses sistemi tuşlarının test edilmesi gibi montaj ve kalite kontrol alanlarında sıklıkla tercih ediliyor. Yine ıslak mendillerin paketlenmesi, ilaçların kutulanması, ayakkabıların boyanması ve yapıştırılması, küp şekerlerin kutulanması gibi hızlı üretim, dozajlama ve paketlemenin olduğu gıda, ambalaj, paketleme gibi sektörlerde Mitsubishi Electric’in gerçekleştirmiş olduğu pek çok robotlu çözüm bulunuyor. Robotun tüm parçalarını üretiyor Hassasiyet düzeyi oldukça yüksek robot kolları ile Mitsubishi Electric, insan kolu veya eline yakın hassasiyette işler yapmak veya buna yaklaşmak isteyen, aynı zamanda da ENDÜSTRİ OTOMASYON hıza ihtiyacı olan firmaların öncelikli tercihi oluyor. Robot portföyünde küçük ve orta segmentte olanlara odaklanmış durumda olan Mitsubishi Electric, yarı iletken üreticisi olduğu için küçük ve hızlı robotlar konusundaki “know-how”ını bu alandaki üretiminden alıyor. Ayrıca robotlarını oluşturan, dişli kutusu, mekanik, elektronik parçalar gibi bütün parçaları üretiyor. Düşük maliyetli, esnek, konforlu üretim Türkiye’ye fabrika otomasyonu ve ileri robot teknolojileri alanında hizmet sağlayan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri, robotları ile endüstride daha esnek bir üretim sağlamayı, üretim maliyetlerini düşürerek insan konforunu artırmayı ve ihtiyaç olan her yerde robot teknolojisinin kullanılmasını hedefliyor. Robotun mekanik yapısının yanı sıra kullanılan motorların ve aktarmaların Haberler hassasiyeti de robotun performansını etkiliyor. Mitsubishi Electric’in robot kontrol ünitesi, hareket kontrolünün esnekliğini, sistemin hızını, doğruluğunu ve hassasiyetini sağlıyor. Ayrıca esneme fonksiyonları ile robot kolu, bir çeşit yay görevi görerek kuvvete göre esniyor. Mitsubishi Electric robotlarına ileri uygulamalar için konveyör (taşıma bandı) ve ürün izleme, kuvvet kontrolü ve görme kolaylıkla entegre edilebiliyor. 6 eksenli robot devri Mitsubishi Electric’in RV-F serisi son derece dinamik 6 eksenli robotu, insan kolu hareketini taklit edebilmesi ve 0,32 saniyelik döngü süreleri sayesinde çok yüksek hızlı sistemlerde kullanılabiliyor, verimliliği artırıyor. Dinamik yapısı sayesinde esnek dans figürlerini bile kolayca yapabiliyor. Mitsubishi Electric imzalı 6 eksenli endüstriyel robotun çift kol yapısı sadece hareket özgürlüğü açısından artı değer sağlamıyor, aynı zamanda daha fazla kararlılık ve çok yönlülük sunuyor. Modele bağlı olarak Mitsubishi Electric robotlar, 504 ila 1503 milimetre aralığında 2’den, 20 kilograma kadar taşıma kapasitesine sahip. RV-F serisi için çok dar alanlarda çalışmak hiç sorun olmadığı gibi robotların duvar veya tavana monte edilmesi de sorun oluşturmuyor. Tüm sistemler aynı kompakt CR750 robot kontrolöre sahip. Mitsubishi Electric robotları ve fabrika otomasyon sistemleri sağladığı avantajlar nedeniyle Türkiye’de farklı sektörlerde faaliyet gösteren pek çok fabrika ve üretim tesisinde tercih sebebi. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri, Türkiye’deki hedef pazarları arasına dünyada pek çok uygulama gerçekleştirmiş olduğu beyaz eşya sektörünü de almış durumda. Rekabet için şart! Türkiye, üretim kabiliyeti olan bir ENDÜSTRİ OTOMASYON ülkedir. Bu kabiliyetin sürdürülebilir olması için rekabet edebilir düzeyde olmak gerekiyor. Rekabet edebilmek için de üretim kalitesinin artması, maliyetlerin ise düşmesi şart. Robotlu sistemler bunların hepsini bir arada sunabilecek en ideal çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde yaşanan yoğun rekabet nedeniyle robotların sadece mekanik işleri değil elektronik bazı operasyonları da takip etmesi gerekiyor. Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin dijital fabrika teknolojisi e-F@ctory ile robotlar üretim hattındaki diğer ürünlerle haberleşebiliyor. Çünkü e-F@ctory konseptinde fabrika otomasyonunda yer alan tüm ürünler birbirleriyle entegre ve açık bir mimari ile çalışıyor. Böylece üretim hatlarını kişisel bazı ihtiyaçlara göre optimize ederek pazardaki rekabet koşullarına ayak uydurmak hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor. 133 Haberler 21’İNCİ ‘‘AVRASYA AMBALAJ FUARI’’ BAŞLIYOR ■ Dünyada hızla gelişmeye devam eden gıda ürünleri, gıda teknolojileri, ambalaj, paketleme ve gıda işleme sektörlerini bir araya getiren Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı, 22-25 Ekim 2015 tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleşecek. Otomasyon dünyasının öncü markalarından Rockwell Automation, bu yıl 21’incisi düzenlenecek fuarda, ambalaj sektörüne özel çözümlerini ziyaretçiler ile buluşturacak. 40’ın üzerinde ülkeden, bin 200’den fazla global tedarikçiyi Avrasya’dan gelen binlerce üreticiyle buluşturan, ambalaj sektörüne yönelik Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı fuarı Avrasya Ambalaj Fuarı, artan ziyaretçi sayısıyla her yıl geçen yıl büyüyerek devam ediyor. Bu yıl 21’incisi gerçekleşecek fuar, ambalaj ve paketleme sektörü ile ilgili gelişmeleri, yenilikleri ve fırsatları yerinde görme ve değerlendirme fırsatı sunacak. İTRAK teknolojisi ilk defa fuar ziyaretçileri ile buluşacak Fuar katılımcılarından Rockwell Automation, fuarda ambalajlama, malzeme kullanımı ve diğer uygulamalarda performansı geliştirmeye yardımcı olan İTRAK teknolojisini ilk defa ziyaretçileriyle buluşturacak. iTRAK, makina üreticileri için daha fazla hız ve daha iyi esneklik sağlayan ve kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknolojidir. Bu teknoloji son kullanıcıların optimizasyonunu daha iyi geliştirilmiş güvenilirlik ve daha hızlı bir sistemi standart hale getirilmesini sağlarken, makina ve ekipman üreticilerine ise maliyet ve karışıklığı azaltmasına olanak sağlıyor. Rockwell Automation, makinaların performans ve verimliliğini artıran diğer ürünlerini de fuarda ziyaretçilerin değerlendirmelerine sunacak. 134 Rockwell Automation OEM Kanal Müdürü Halil Koçak; “Rockwell Automation olarak bu tarz yurtiçi ve yurtdışı fuarlara sıklıkla katılıyor ve bu sayede uygulamalı çözümlerimizi OEM ve son kullanıcı müşterilerimize tanıtma fırsatı yakalıyoruz. Bu yıl ilk defa katılacağımız Avrasya Ambalaj Fuarı ile birlikte ürünlerimizi, çözümlerimizi ve kalite anlayışımızı bir kez daha katılımcılara anlatma fırsatı yakalayacağız. Bu fuar genel olarak mevcut pazar şartlarını öğrenme ve fırsatları değerlendirme açısından da bizim için çok önemli. Rockwell Automation Paketleme endüstrisi’nde öncü bir firma. Endüstriyel otomasyon konusundaki tüm süreçlerde (hammadde işleme, proses yönetimi, malzemelerin taşınması, paketleme, imalat/montaj hatları, enerji ve ağır sanayi gibi) anahtar teslim çözüm sunuyoruz. Avrasya Ambalaj Fuarı ziyaretçi sayısı her yıl artan bir fuar ve bu sene bizlerde bu fuarda yer almaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu yıl hem ziyaretçilerimize yeni ürünlerimizi tanıtacağımız hem de yurtiçi ve yurtdışından önemli müşterilerle görüşmeler yapacağımız verimli bir fuar geçireceğimizi düşünüyoruz, bu fuarda standımızın yıldızı ise ilk defa müşterilerimizin karşısına çıkacak olan iTRAK olacak’’ dedi. Ambalaj makineleri, üretim, işlem, teknoloji, baskı, dizayn ve ekipmanlara yönelik yeni çözümlerin sergilendiği Avrasya Ambalaj Fuarı, 21 yıldır; Türkiye, Ortadoğu-Kuzey Afrika, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Rusya’nın da içinde bulunduğu, hızla büyüyen Avrasya coğrafyasının sektöründeki lider buluşma platformudur. Rockwell Automation TÜYAP’ta 14. Salon 1408 C numaralı stantta ziyaretçileri ile buluşacak. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Schneider Electric, ilk altı ayda yılsonu hedeflerini aşmayı başardı iki katı olduğunu görüyoruz. Ayrıca, Temmuz 2015 başlarında arka arkaya ikinci yıl CAC 40 endeksinin sürdürülebilir gelişmeye kendini en çok adamış şirketi seçilmekten gurur duyuyoruz.” 16 göstergeden 10’unda barometre puanını arttı Schneider Electric 2015’in ikinci çeyreğinde, 16 göstergeden 10’unda genel barometre puanını artırmayı başardı. Gezegen, toplum ve kar hedeflerinde gerçekleşen gelişmeler bu sonuçta önemli etkiye sahip oldu. ■ Gezegen ve Toplum Barometresi 2015’in ilk altı aylık dönemi sonuçlarına göre Schneider Electric, 10 üzerinden 4,66’lık derecesiyle yılsonu hedeflerini şimdiden aştı. Gezegen hedefleri için Schneider Electric tesislerinde ‘Enerji Eylemi’ programıyla %2,7 enerji tasarrufu kaydedildi. Program Grup tarafından geliştirilen enerji yönetimi çözümlerini kullanıyor. Bu sonuç 20152017 döneminde % 10’luk tasarruf hedefiyle örtüşüyor. Şirket lojistik süreçlerinde % 9,5 CO2 tasarrufuna ulaştı. Bu sonuç, 2015-2017 dönemi genelinde % 10 hedefiyle karşılaştırıldığında umut vaat ediyor. Bu harika performans, hava taşımacılığının deniz taşımacılığı leyhine azaltılmasının ve karayolu nakliyesinin optimize edilmesinin altını çiziyor. Schneider Electric’in 2015’in ilk altı aylık finans dışı sonuçları geleceğe dair umut vermeye devam ediyor. Şirket, 2015 ile 2017 yılları arasında 3 yıllık sürdürülebilir gelişme için taahhüt ettiği temel hedefleri, Gezegen ve Toplum Barometresinde yılın her çeyreğinde bildirilen 16 göstergeyle ölçüyor. Buna göre, Temmuz 2015 sonunda (10 üzerinden) 4,66’ya ulaşan barometre puanı, yılsonu hedefi olan 4.5.10’u şimdiden aşıyor. Kâr hedefinde, ‘Enerjiye Erişim’ programının gelirleri 2015’in ilk yarısında 2014’ün ilk yarısında ulaşılandan 1,92 oranında daha yüksek bir durumda bulunuyor. Bu sonuçta Kenya’daki okullara elektrik götürülmesi, Nijerya’daki sokakların aydınlatılması ve Güney Afrika’daki portatif ve ev aydınlatma sistemlerinin ihaleleri önemli rol oynadı. Sonuçları değerlendiren Schneider Electric Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Gilles Vermot Desroches sürdürülebilirlikte iddialı olduklarını vurgulayarak şöyle konuştu: Çalışan katılımında yeni rekor kırıldı Toplum hedefinde ise çalışan katılım puanı %61’e ulaşırken, çalışan katılımı her yıl 1 puan artırılarak 2017’nin sonunda % 64’e ulaşılması öngörüyor. “2015’in ilk yarısında Gezegen ve Toplum Barometresi sonuçlarında 4,66/10’a ulaştık ki bu sonuç yılsonu hedefi olan 4,5/10’u aşıyor. Üç yıllık hedeflerimize ulaşmada ve hatta bu hedefleri aşmadaki esas güçlüğün ilk çeyreklerin çabalarını sürdürebilmek olduğunu biliyoruz. Enerjiye Erişim programımızın satışlarının, 2015’in ilk yarısında önceki yıla göre, neredeyse 2015’in ikinci çeyreğinde sürdürülebilirlik hedefleri için çalışan katılım oranı %74’le rekor bir düzeye ulaştı. 2012’den bu yana Schneider Electric çalışanları veya emeklileri tarafından 582 yerel ve uluslararası gönüllü çalışma yürütüldü. Bu çeyrekte, 13’ü uluslararası, 21’i Hindistan’da yerel ve 11’i Brezilya’da yerel olmak üzere 59 görev sonuca ulaştırıldı. ENDÜSTRİ OTOMASYON 135 Haberler Vestel, Avrupa’nın en büyük elektronik fuarına “Smart City (Akıllı Şehir)” ile damga vurdu ■ Vestel, 25 yıldır katıldığı Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’ya bu sene de damgasını vurdu. Toplam 680 farklı ürününü 3 bin metrekarelik standında sergileyen Vestel, tüketicilerden bir kez daha tam not aldı. Fuarda, geçen yıl lansmanı yapılan Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim akıllı telefonu Venus’un yeni modelleri katılımcıların beğenisine sunuldu. Stantta kurulan kapsamlı “Smart City (Akıllı Şehir)” teknoloji platformu ile Vestel’in gelecek vizyonu ziyaretçiler ve iş ortakları ile paylaşıldı. “Akıllı Şehir” içinde yer alan hem birbirleri ile haberleşebilen hem de mobil cihazlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı ürünler, Vestel standının en dikkat çekici ürünleri arasında yer aldı Vestel, 25 yıldır katıldığı, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’da, bu yıl toplam 680 farklı ürününü 3 bin metrekarelik standında sergiledi. Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim ve tasarım akıllı telefonu Venus’un yeni modellerinin sunulduğu Vestel standındaki “Smart City (Akıllı Şehir)” teknoloji platformu ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken alanlardan biri oldu. Geleceğin hayallerini bugüne taşıyor IFA ile çeyrek asrı geride bırakan Vestel’de ilk günden bugüne çok şey değişti ve gelişti. Çalışan sayısı 4 kattan fazla artarak 16 bin olurken; 25 yıl önce 90 milyon dolar civarında olan ihracat bugün 22 kat artarak 2,4 milyar dolara ulaştı. Elektronikte 17 yıldır Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan Vestel, Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’da gövde gösterisi yaptı. 136 Dünyada 151 ülkeye ihracat yapan, kendine ait global markalarla Avrupa’da güçlü satış rakamlarına ulaşan ve Avrupa’nın en büyük üç televizyon üreticisinden biri olan Vestel, IFA’da sunduğu “Akıllı Şehir” konseptiyle başarısını daha da derinleştirmeye hazır olduğunu gösterdi. IFA’da önemli açıklamalarda bulunan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “2015 yılının ilk yarısında Avrupa televizyon pazarı bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında küçülmesine rağmen Vestel ihracatını güçlü tutmaya devam ediyor. Beyaz Eşya ihracatı enerji verimliliği yüksek ürünlerimiz sayesinde büyümemize önemli katkılar sağlıyor. Yaptığımız ihracatta Smart TV’ler ve 9 mm ekran kalınlığında 4K UHD Tv’ler dikkat çekiyor. Kullanıcıya en güzel deneyimi sağlayan ve içeriğe erişimin adresi olan Android TV platformunu destekleyen UHD televizyonlarımızın da Vestel için yeni bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Akıllı ürünlere yaptığımız yatırım ve Ar-Ge somut meyvelerini vermeye başladı. Nesnelerin interneti kavramının içerisine giren her alanda yetkinliklerimizi artırmak suretiyle adım adım ilerliyoruz. Geçen yıl “Smart Home (Akıllı Ev)” alanındaki entegrasyonu tamamladık. Bu yıl “Smart City (Akıll Şehir)” ile bunu bir adım daha ileriye taşıyoruz. Gelecek Vestel için hayal değil, biz o hayalleri bugüne taşıyoruz” dedi. Türkiye’nin akıllısı Venus yeni modeliyle daha da iddialı Vestel City’de Türk mühendislerce yerli tasarım ve üretimin bir eseri olarak kullanıcıların beğenisine sunulan Venus, yeni modeliyle IFA’da Vestel’in en önemli kozlarından biri olarak sahne aldı. “Gururla Yerli” temasıyla yola çıkan Vestel Venus’ü gelecek 5 yılda en önemli ihracat ürünü haline getirmeyi hedeflediklerini ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler belirten Erdoğan; “Vestel, Türkiye’de özgün tasarımı ve kendi teknolojisiyle akıllı telefon üretme kapasitesine sahip tek, Avrupa’da sayılı firmalardan biridir. Vestel, akıllı telefonu ana üretim kalemlerinden biri olarak belirlemiş bulunuyor. Yeni modelimizin lansmanı ile birlikte Venus’u öncelikli olarak güçlü olduğumuz yakın pazarlarda, daha sonra Vestel Şirketler Grubu’nun markalarının yer aldığı pazarlarda tüketici ile buluşturmayı hedefliyoruz. 2016 Venus’un ihracatı için önemli bir yıl olacak” diyerek Vestel için Venus’un ne kadar önemli bir ürün olduğunun altını bir kez daha çizdi. Vestel geleceğin akıllı şehirlerini bugüne taşıyor Üretmiş olduğu ürün gamlarının “Smart Home (Akıllı Ev)” konseptine entegrasyonunu tamamlayan Vestel şimdi iddiasını daha ileri taşıyarak “Smart City (Akıllı Şehir)” konseptini günlük hayatın bir parçası haline getirmeye hazırlanıyor. Vestel, güçlü Ar-Ge’si ve inovasyon odaklı şirket kültürü ile ürettiği Vestel Smart TV, tablet ve akıllı telefonu aracılığıyla yönetilebilen klima, fırın, buzdolabı, bulaşık makinesi ve çamaşır makinesinden oluşan akıllı ev sistemlerini hayatın bir parçası haline getirdi. Şimdi “Akıllı Şehir” konsepti ile bu anlayış yaşamın her alanına taşınıyor. Çağımızın en önemli iki kavramı olan “Mobilite” ve “Bağlanabilirlik” konularındaki teknolojik gelişimini sürdüren Vestel, önümüzdeki dönemde tüm şehri akıllı hale getirebilecek ürün ve çözümler sunmaya başlayacak. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “Akıllı Şehir” konsepti ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Akıllı Şehir konseptimiz her şeyin birbirine bağlı olacağı ve hızla yükselen “Nesnelerin İnterneti” platformunda birbiri ile iletişim halinde olacak, geleceğin akıllı şehirlerini anlatıyor. Bu şehirlerde trafik ışıklarından elektrikli arabalara, akıllı telefonlardan dijital panolara her şey birbirine bağlı olacak. Şirketler, kurum ve kuruluşlar bu birbirine bağlanmış cihazlardan gelen verilerle şehirleri daha iyi anlayabilecek ve insanlara daha iyi ürün ve hizmetler sunabilecekler. Geleceğin bu akıllı şehirlerinde Vestel imzasının bulunması için çalışıyoruz.” Erdoğan, tüketici elektroniği ve beyaz eşya üretimi alanında faaliyet gösteren bir şirket olarak Vestel’in portföyünde birbiri ile iletişim halinde olan TV, akıllı telefon, tablet ve beyaz eşyanın yanında dijital panolar ve aydınlatma ürünleri de bulunduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu yıl yine bağlantılı olan, mobil cihazlarımız ve TV üzerinden kontrol edilebilen ve izlenilebilen bir “Elektrikli Araba Şarj Cihazı” sunuyoruz. Vestel olarak hâlihazırda yatırım yaptığımız yeni iş modelleri ve iş sahalarını içerisine alan bu yeni alanda daha gidecek çok yol olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden akıllı şehirler, akıllı ev, akıllı ulaşım olmak üzere nesnelerin internetinin yer alacağı her alanda çözüm üreten bu konsepti geliştirdik.” Vestel standında kurulan “Akıllı Şehir” platformunda ziyaretçilere, kapı kilidinden perdelere, aydınlatma sistemlerinden elektronik ve beyaz eşyalara kadar her şeyi kontrol edebilen bir sistemi deneyimleme fırsatı sundu. Ziyaretçileri geleceğin akıllı şehirlerine götüren bu platform, trafik durumundan, ofislerin durumuna, dışarıdayken evlerin enerji tüketim miktarına kadar her şeyin yönetilebileceği bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürüyor. 8K TV ile 4K’dan 4 Kat Daha Gerçek Görüntü Vestel teknoloji harikası 8K Televizyonlarını da ilk kez IFA’da tanıttı. Bilinen en yüksek yayın çözünürlüğü olan 7680 X 4320 piksel çözünürlüğe sahip Vestel 8K televizyonlar standardın çok üstünde bir seyir keyfi sunuyor. 4K Televizyonlardan 4 kat daha canlı ve gerçeğe yakın deneyim sunan bu televizyonlar ayrıca, Vestel Smart teknolojisi ile standart televizyonun ötesinde, birbirinden farklı içerik alternatiflerine erişime imkan sağlıyor. Vestel standında öne çıkan ürünler Android TV Vestel inovasyon alanındaki yeni adımlarından biri olan Android TV™* platformunu destekleyen UHD televizyonlarını ve setüstü cihazları fuarda katılımcıların beğenisine sundu. Android TV ile çalışan ürünler, içeriğe erişim sağlamanın yanı sıra tüketicilere evlerinin salonunda en güzel deneyimlerden birini yaşatıyor. Bu ürünler Vestel’in zengin çeşitliliğe sahip dijital TV çözümlerinde yeni bir kilometre taşı oluşturacak. Profesyonel Ekranlar Vestel’in yüksek büyüme potansiyeli gördüğü profesyonel ekranlar da Vestel standında ilgi gören ürünler arasında yer aldı. Bu ürünlerden biri olan Vestel’in ürettiği eğitimde çığır açan Akıllı Tahta, sınıf içerisinde öğrencilerde bulunan tabletler ile etkileşimli çalışarak, eğitim kalitesini artırmayı hedefliyor. Vestel’in dijital reklam ve bilgilendirme sektörü için sunduğu ürünler de IFA’da sergilendi. Havaalanı, restoranlar, alışveriş merkezleri gibi halka açık iç ve dış mekanlarda bilgilendirme ve reklam amaçlı kullanılan Super İnce Bezelli Dijital Bilgilendirme Ekranları, Videowall, TOTEM bu kategoride sergilendi. Otel sektörü için özel olarak tasarlanan Deluxe+ ve IPTV modelleri de IFA’da sergilenen ürünler arasında yer aldı. LED Aydınlatma Ürünleri Vestel LED Aydınlatma’nın LED sokak aydınlatması, ampul, spot, tube, panel aydınlatma, rayspot ve lineer aydınlatma ürünleri de fuardaki yerini aldı. “A Design Awards” yarışmasından 2 ödülle dönen, Vestel LED aydınlatma tasarım ekibi tarafından tasarlanan, yeni park ve bahçe ürünleri de Vestel standında ziyaretçilerle buluştu. Dünya rekortmeni Vestel ürünleri de IFA’da Tasarım ve teknoloji kadar enerji verimliliğine de önem veren Vestel, IFA’da verimlilik rekoru kıran çamaşır ve bulaşık makinelerini de sergiledi. Bu ürünlerden biri olan “Vestel Pyrojet çamaşır makinesi, A+++ enerji verimliliği sınıfında yer alıyor. A+++ enerji sınıfındaki 8 kg kapasiteli ürünlerden yüzde 70, 9 kg kapasiteli ürünlerden yüzde 60 daha az enerji tüketerek dünya rekorunu elinde bulunduruyor. Bir diğer ürün Auto door ve water box teknolojisine sahip Vestel Nora bulaşık makinesi ise A+++ enerji sınıfı bulaşık makinelerine göre yüzde 20 daha az enerji harcıyor. 14 kişilik bulaşığın sadece 5,5 lt su ile yıkanabildiği Vestel Bulaşık Makinesi fiyat/performans oranı en yüksek bulaşık makinesi olarak tüketiciyle buluşuyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 137 Haberler TAYVANLI DEV FİRMALARDAN TÜRKİYE’YE “GÜVENLİK” ÇIKARMASI teknoloji köprüsü kuruldu” dedi. Tayvan güvenlik firmaları, 17-20 Eylül tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 19. kez düzenlenen ISAF 2015’te dünya standartlarındaki ürünlerini üretici ve tüketiciler ile buluştu. Asya’nın teknoloji merkezi, zeka destekli akıllı güvenlik çözümleri üretiminde dünya lideri olan Tayvan’ın güvenlik firmaları, 19. kez düzenlenen ISAF Fuarı’na çıkarma yaptı. Kapsadığı sektörlerin yurt içindeki tek organizasyonu ve bölgenin en büyük etkinliği olan ISAF, 17-20 Eylül tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Tayvan’ın güvenlik sektörünün önde gelen şirketleri, “Toplam Güvenlik Çözümü ve Konfor” konsepti ile düzenlenecek olan ISAF Güvenlik Ticaret Fuarı’nda, dünya standardındaki ödüllü son teknoloji ürün gruplarını görücüye çıkardı. Tayvan güvenlik sektörünün önde gelen firmaları olan Advantech, Plustek, Planet Technology ve Engenius gibi markalar, ISAF’ta, en gelişmiş ürünlerini Türkiye pazarına tanıtıyor olacaklar. Fuarda sergilenen ürünler arasında PLANET Technology Corporation’ın ürettiği istenilen yer ve zamanda akıllı telefonlarınızdan veya tabletlerinizden evinizi izleyebilmenize imkan veren Z-Wave Ev Kontrol Otomasyonu ürünü de tanıtıyor. “TAYVAN-TÜRKİYE TEKNOLOJİ KÖPRÜSÜ KURULDU” Toplantının açılış konuşmasını yapan Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser T. H. Cheng, “Tayvan ve Türkiye arasındaki ilişkiler ve ticaret hızla gelişiyor. Tayvan’dan Türkiye’ye güvenlik teknolojisi ürünleri, sentetik fiber, demir- çelik, makine ve parçaları ithal ediliyor. Türkiye’den bu yıl 31 Mart’ta Tayvan’a ilk kez direk uçuş gerçekleşti. Türk Hava Yolları, Taipei’ye direkt uçuş yapan Avrupa’nın ikinci hava yolu şirketi oldu. Bu yıl Mart ayında , Türk makine üreticileri ve Türkiye İş Adamları Derneği (TUİAD) yöneticileri,Tayvan Uluslararası Makine Parçaları fuarını ziyaret ederek Tayvan-Türkiye arasında ikili anlaşma ve mutabakat için görüştüler. İki ülke arasında bir 138 “148 ÜLKE ARASINDA EN HIZLISI TAYVAN” Yaser T. H. Cheng , “Tayvan bir teknoloji adası. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan 2014-2015 Küresel Rekabet Raporu’na göre 144 ülke arasında Tayvan 14’üncü sıraya yükseldi. Yenilikçilik sıralamasında ise 10. Sırada yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun bilgi ve iletişim teknolojilerini araştırdığı, ‘’2015 Küresel Bilgi Teknolojileri Raporu’’na göre ise Tayvan bu alanda 148 ülke arasında en hızlı ülke oldu. Tüm bu araştırmalar da gösteriyor ki bilgi ve iletişim teknoloji bazında çok güçlüyüz. Tüm bu alt yapılar Tayvan güvenlik endüstrisini güçlendiriyor. Tayvan’ın gücü oldukça iyi kurulmuş altyapılarından, tecrübeli mühendislerinden, güçlü çalışmalarından ve stratejik konumundan geliyor. Ada, ABD, Japonya ve Çin üçgeninde yer alıyor. Bu durum Tayvan’ı Asya ve Batı arasında bir köprü haline getirdi. Farklı ülke ve pazarları daha iyi anlayabilmek ve ilişkiler kurmak için yıllardır çalışıyoruz” diye konuştu. Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser T. H. Cheng, “Tayvan, yenilik merkezi olma yolunda yüksek teknoloji ürünleri ve tedarik zincirindeki üretim merkezi rolüne sahiptir. Tayvan’ın İŞ ve inovasyon çevrelerinin gelişmeye devam etmesi girişimcilikte gelişiyor olmamız övündüğümüz bir noktadır. Aynı zamanda, Tayvan güvenlik firmalarının pazara kendi markalarını kazandırmaları için teşviklerde bulunuyoruz. Bugün, Tayvan’ın önde gelen 4 güvenlik firmasından bu olağanüstü ürünleri deneyimleme ve dinleme fırsatı bulacaksınız” diye ekledi. GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN DEĞERİ 25 MİLYAR DOLAR Araştırma şirketi Memoori’ye göre güvenlik ve emniyet sektörünün küresel değeri, 2014 yılına kıyasla yüzde 7.5’lik bir artışla 25 milyar ABD doları’na yükseldi. IP video ağları ve Asya’dan gelen daha yüksek talep önemli büyüme faktörleri olurken, Tayvan markalarının önemli avantajlara sahip olduğu ulaşım, perakendecilik, sağlık hizmetleri ve eğitim alanlarında da önemli fırsatlar bulunuyor. ZEKA DESTEKLİ GÜVENLİK ÜRÜNLERİNDE LİDER Taiwan Excellence ödüllü şirketleri, Tayvan’ın zeka destekli güvenlik ürünlerinde bir dünya lideri haline gelmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Taiwan Excellence, Tayvan Ekonomi İşleri Bakanlığı’nın Dış Ticaret Bürosu (BOFT) aracılığıyla oluşturduğu ve Tayvan Dış Ticaret ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Geliştirme Kurulu (TAITRA) tarafından yürütülen bir girişim olan Taiwan Excellence’ta, AR-Ge, tasarım, kalite alanlarında istisnai sayılan ve “Tayvan’da üretilen” ürünler Tayvan Excellence ödülünü alır ve Tayvan Ekonomi İşleri Bakanlığı bu ürünlere Tayvan Excellence işaretini taşıma yetkisi veriliyor. Beş gösterge eşit önem taşımaktadır ve her biri, bütün standartların en önemlisi olan yenilik değeri üzerinden değerlendiriliyor. “Tayvan, kalite olarak üst düzey çözümlerin uygun fiyatlara sunulduğu önemli bir üretici pazarına sahip” Taiwan Excellence basın toplantısı ardından EnGenius firmasının Türkiye partneri olan Tesan İletişim’in yetkililerinden Caner Aydın ile yaptığımız görüşmede Aydın, sorularımızı yanıtladı. “Tesan İletişim olarak sunduğumuz çözümler arasında güvenlik sektörü oldukça önemli bir yer arz etmekte. Güvenlik noktasında kendi markamız olan Ttec analog / IP kamera sistemleri ve Ttec DVR / NVR kayıt çözümleri ile iş ortaklarımızın güvenlik sistemleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışıyoruz. Ayrıca Lilin markalı IP kameralar ve Honeywell fiziksel güvenlik / alarm sistemleri ile temel ihtiyaçlardan, ileri seviye fiziksel güvenlik ihtiyaçlarına kadar geniş yelpazede çözümler sunmaktayız. IP kamera görüntülerinin uzak mesafelere aktarılması için ise EnGenius kablosuz aktarıcı markası ile ilerliyoruz. Bu çözümlerimiz, fiziksel güvenliğin önemli olduğu tüm sektörlerde başa- rıyla uygulandı ve halen uygulanıyor” diyerek güvenlik çözümlerine yönelik çalışmalarını anlatan Aydın, akabinde Türkiye’deki güvenlik çalışmalarını değerlendirdi: “Büyük şehirlerin göç alması ve metropollerin daha karmaşık bir nüfus yapısına sahip olmasıyla birlikte halkımızda fiziksel güvenliğe dair tedirginlikler oluştu. Bu korkuyu gidermek üzere elektronik çözümlere başvurulduğunda, ilk alternatif Analog CCTV güvenlik kameraları oldu. Analog kameraların ardından piyasa IP bazlı, uzaktan izlenebilen kamera sistemleri ve Internet tabanlı alarm sistemlerine yöneldi. Şu anda geldiğimiz noktada dünyanın neresinde olursanız olun, evinizdeki kamera görüntülerine ulaşabiliyor, herhangi bir hareket algılanması halinde cep telefonunuza canlı video görüntüsü iletilmesini sağlayabiliyorsunuz. Hatta, ev içerisinde hareket tespit edildiğinde direkt olarak polisi arayabilen alarm sistemleri dahi mevcut. Bu da çok ciddi bir teknik ilerlemenin söz konusu olduğunu gösteriyor”. Son olarak Tayvan’ın Türkiye’deki yatırımlarına yönelik görüşlerini sorduk; “Tayvan, kalite olarak üst düzey çözümlerin uygun fiyatlara sunulduğu önemli bir üretici pazarına sahip. Ellerindeki araştırma-geliştirme bilgisi ve ticari başarıları, bizlere çok ciddi bir avantaj sağlıyor. Ayrıca ülkemiz ve kültürümüzle olan sıcak ilişkileri sayesinde, pozitif bir çerçevede kolayca işbirlikleri geliştirebiliyoruz. Tayvan’ın Türkiye pazarındaki çalışmalarını takdir ediyor ve onları saygıyla karşılıyoruz”. Schneıder Electrıc Data Center Türkiye Konferansı’na katılıyor Enerji yönetimi alanında dünya çapında uzman Schneider Electric, Türkiye’deki Data Center profesyonellerini bir araya getiren önemli bir platform olan Data Center Türkiye Konferansı’na katılıyor ■ Schneider Electric, şirketlerin bilgi işlem yöneticilerini bir araya getirerek, edinilen tecrübelerin, son teknolojik gelişmelerin ve başarı hikayelerinin paylaşıldığı bir platform yaratan Data Center Türkiye Konferansı’na üçüncü kez katılıyor. 20 Ekim’de Haliç Kongre Merkezinde düzenlenecek olan fuarda Schneider Electric son kullanıcılar ve sistem entegratörleri ile bir araya gelecek. Schneider Electric Veri Merkezi Segment Müdürü Alphan Erdem ve Eco Expert Partner Satış Müdürü Serkan Şakarcan konferansa konuşmacı olarak katılacak ve StruxureWare, Bina yönetim sistemi (BMS) ve veri merkezi alt yapı yönetim sistemleri (DCIM) ile ilgili detaylı bilgileri aktaracak. Fuar alanında ise Schneider Electric’in bina yönetim sistemi ve veri merkezi alt yapı yönetim yazılım sistemleri ile ilgili çözümlerine son kullanıcı ve sistem entegratörleri ulaşabilecek. ENDÜSTRİ OTOMASYON 139 Haberler Türkiye İMSAD’ın Sektörel Gelişim Toplantısı’nda konuşan Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner: “SANTRİFÜJ POMPALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ KONUSUNDA ÖNEMLİ GELİŞMELER KAYDEDİLDİ” ■ Türkiye İMSAD’ın Adana’da gerçekleştirdiği Sektörel Gelişim Toplantısı’nda “Binalarda Enerji Verimliliği ve Finansmanı” konusu ele alındı. Toplantıda konuşma yapan Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner, tesisat grubu yapı elemanlarının içerisinde en fazla elektrik tüketiminin pompa motorlarından kaynaklandığına dikkat çekti. Uzuner, “Enerji verimliliği konusunda santrifüj pompalarda önemli gelişmeler kaydedildi” dedi. Türkiye İMSAD, Anadolu Buluşmaları kapsamında düzenlediği “Sektörel Gelişim Toplantıları”na 3 Eylül 2015 tarihinde Adana Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirdiği toplantıyla devam etti. Türkiye İMSAD ve Adana Ticaret Odası işbirliğiyle düzenlenen toplantıda “Binalarda Enerji Verimliliği ve Finansmanı” konusu ele alındı. Sanayici, müteahhit, mimar, mühendis ve müşavirlerden oluşan sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşmasını Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar gerçekleştirirken, Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner de katılımcılara bir sunum yaptı. Uzuner, “Santrifüj Pompalarda Enerji Verimliliği ve Önemi” konulu sunumunda, tesisat grubu yapı elemanlarının içerisinde en fazla elektrik tüketiminin pompa motorlarından kaynaklandığına dikkat 140 çekti. Pompalarda enerji verimliliğinin büyük önem taşıdığını belirten Gökhan Uzuner, enerji verimliliği konusunda son yıllarda santrifüj pompalarda önemli gelişmeler kaydedildiğini, sektörde önde gelen üretici firmalar tarafından tasarımları geliştirilmiş motor teknolojisi ile yüksek verimli pompalar üretildiğini ifade etti. Uzuner konuşmasını şöyle sürdürdü: “Avrupa ve Türkiye’de yürürlükte olan ERP yönetmelikleri ile yeni düzenlemeler getirildi ve enerji tasarrufu binaların vazgeçilmez ekipmanlarından santrifüj pompalar için de üreticilerinin en önemli önceliği oldu. Mevcut sistemler için enerji verimliliği çalışmaları ve pompa değişim projeleri ile iyileştirmeler yapılarak yüksek enerji tasarrufları sağlanıyor.” Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar ile Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner’in konuşmalarının yanı sıra toplantıda ayrıca; Adana Ticaret Odası Meclis Başkanı Tarkan Kulak, Türkiye İMSAD Başkan Vekili ve İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut ile Şişecam Düzcam İş Ortakları Gelişim Müdürü Gül Pekışık, Demirdöküm Teknik ve Eğitim Müdürü Mustafa Balkan ve Tureeff Kurumsal İletişim ve Pazarlama Yöneticisi Arif Ergin de konuşmaları ile yer aldılar. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler MACARİSTAN’DA SÜRDÜRÜLEBİLİR SU YÖNETİMİ SAĞLAYAN İKİSİ BİR ARADA TÜRBİN POMPASI GELİŞTİRİLDİ olan projenin 580 Bin Euro’luk kısmı Macar hükümetinin desteği ile karşılandı. Prototip ekipmanın, Ganz EEM fabrikasında başarılı bir şekilde test edilmesiyle mini hidroelektrik santralinin ihracatı için Rusya, Ermenistan, K a z a k i s t a n , Özbekistan, Pakistan, İran, Gana ve Zambiya ile müzakerelere başlandı. ■ Rosatom’un Macaristan iştiraki Ganz Engineering and Energetics Machinery Co. (Ganz EEM), Macar Yenilikçi Kalkınma ve Teknoloji Vakfı’nın finansman desteğiyle konteyner içi mini hidroelektrik santrallerine yönelik, iklim değişikliklerine karşı sürdürülebilir su yönetimi sağlayan ikisi bir arada türbin geliştirdi. Rosatom’un Macaristan iştiraki Ganz EEM, konteyner içinde yer alan mini hidroelektrik santrallerine yönelik iklim değişikliklerine karşı sürdürülebilir su yönetimi sağlayan ikisi bir arada türbin pompası geliştirdi. İnovatif türbin pompası modeli, şehir merkezi dışında kalan alanlara şebeke bağlantısı yoluyla elektrik sağlamanın beraberinde getirdiği zaman ve finansal maliyet sorunlarına basit, hızlı ve ekonomik çözümler sunuyor. Ganz EEM’in geliştirdiği yeni türbin pompaları, şehir merkezine uzak bölgelerdeki nüfusun ve sanayinin ihtiyaçlarını şebeke bağlantısına gerek duymadan karşılıyor. İnovatif ürün, dizel jeneratörlerin kullanımı sayesinde mevcut enerji kaynağı sistemini değiştirme özelliğiyle de hizmet verebiliyor. Yeni türbinlere sahip mini hidroelektrik santrallerinin faaliyete geçmesi için türbin kanatlarına su yükünü sağlayacak ve elektrik üretmek için jeneratöre güç verecek olan dağ nehirlerinin olması yeterli. Toplam geliştirme maliyeti miktarı 2.32 Milyon Euro 142 Yenilikçi bu teknoloji ile mini hidroelektrik santralleri elektrik enerji üretimine yaklaşık 1 ay gibi çok kısa bir süre içinde başlayabiliyor. Mini hidroelektrik santralinin çalışması, yönetimi ve kontrol edilmesi için gerekli tüm cihazlar kompakt ekipmanın içerisinde yer alıyor. Türbinin arızalanması durumunda, dâhili batarya, yönetim amaçları için güç kaynağı sağlıyor ve uydu bağlantısı yoluyla kontrol merkezine veri transferi imkânı veriyor. Dizel jeneratör, güç şebekesi bağlı olmasa bile sistemi çalıştırmak için gerekli güç kaynağını temin ediyor. Sistem, ortalama güç yatay mil Francis-tipi türbin, jeneratör ve yönetim sistemini içeriyor. Jeneratör üç-fazlı 400 V/50 Hz akımı sağlıyor. Mini hidroelektrik santralinin sağlıklı bir şekilde çalışması için, su yükünün 60 ila 65 m arasında, hızının da 1 m3/sn. olması gerekiyor. Bu durumda, sistemin tabela derecesi 500 kW oluyor. Eğer su yükü 120 m ve hızı da 1 m3/sn ise sistemin tabela derecesi 1 MW oluyor. Su yükünün konteyner boyutuyla sınırlı olmasıyla beraber daha fazla su yüküne ve güce ihtiyaç duyulması durumunda, birden fazla karşılıklı bağımsız türbinler monte edilebiliyor. Konteyner içerisindeki mini hidroelektrik santrali güç adası biçiminde çalışabiliyor. Ekipman parçaları 2 standart konteynere yerleştirilebiliyor. Birincisinde su besleme sistemi ve turbo alternatörü bulunurken, ikincisinde kablo bağlantısı ve yönetim sistemi yer alıyor. Mini hidroelektrik santralini kurmak için zemin, giriş, vana, basınç ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Ganz EEM yöneticisi Attila Szitár-Csanádi şirket hakkında şunları söyledi: “Geçtiğimiz sene Ganz EEM 170’inci yılını doldurdu. Ganz her zaman yenilikçi ürünleri ile ön planda olmuştur. Mühendislerimiz ayarlanabilir paletlere sahip pervane tipli türbinler ve faz-evirici elektrikle çalışan lokomotifler ve bunun gibi ürünlerin mirasçıları olarak dünyanın ilk trafosunu, güncel elektrik dağıtım ünitesini, turbo alternatörleri ve pompalarını geliştirmiştir. Ganz mühendisleri ve çalışanları, öncü ruhu ve yüksek üretim faaliyetleri sayesinde dünya çapında meşhurdur. borusu ve yerel ağ bağlantısı gereklilik arz ediyor. Mini hidroelektrik santralinin diğer bir avantajı ise çalışana ihtiyaç duymadan uzaktan kontrol edilebilmesi. Ekipman hücresel ağ, veya Internet yoluyla yönetiliyor. Yönetim sistemi sayesinde, ekipman sahibi bir PC, tablet veya cep telefonu yoluyla mini hidroelektrik santralini kontrol edebiliyor ve üretilen güçle ilgili verileri görebiliyor. Hedefimiz, pazar talebine yanıt olarak kalıcı bir biçimde sürekli gelişmektir” Ganz EEM tarafından geliştirilen türbin pompası modeli baraj gölünü doldurmak veya baraj gölünün drenajı sırasında güç üretmek için de kullanılabiliyor. Birçok ülkedeki iklim değişikliği nedeniyle, bu ekipmana gelecek talebin yoğun olması bekleniyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 143 Haberler TOK 2015’E ULUSLARARASI DESTEK, CLPA TURKEY’DEN GELDİ! ■ Bu günlerde yaptığı bölge seminerleriyle adından çokça söz ettiren CLPA Turkey, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi Kongresi - TOK 2015’e sponsor oldu. 4. Endüstri Devrimi’ne (Industry 4.0) geçişte, son derece önemli bir rolü olan CC-LINK IE’nin çatı yapısı CLPA TURKEY’nin de uluslar arası sponsor olduğu TOK 2015 kongresi, bu yıl 17’incisi, Pamukkale Üniversitesi ev sahipliğinde SPA Colossae Thermal Hotel’de, 10 - 12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Etkinliğe adının veren TOK; her yıl Türkiye’den ve dünyadan çok değerli akademisyenlerin, bilim insanlarının ve endüstrinin buluştuğu çok önemli bir kongre. Kongrenin düzenleyicisi olan Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi-TOK ise, International Federation of Automatic Control-IFAC’ın ülkemizdeki Ulusal Üye Kuruluşu (NationalMemberOrganization-NMO). TOK’un amacı, otomatik kontrol bilim ve teknolojisinin bütün sistemlerde, kuramsal ve uygulamalı olarak ilerlemesini teşvik etmek, otomatik kontrolün kuram ve uygulamaları ile uğraşanlara yardımcı olmak, ulusal ve uluslararası ilgili kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak. 10 Eylül Perşembe günü açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, Denizli’nin tanıtım videosu sonrası TOK 2015 Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar İplikçi’nin konuşmasıyla devam etti. Sonrasında ise TOK Başkanı Prof. Dr. İbrahim Eksin’in ve diğer konuş- 144 macıların konuşmaları ve sunumlarıyla devam eden açılış töreni, öğleden sonra yerini bildiri sunumlarına bıraktı. Akşam düzenlenen gala yemeğinin ardından, 11 ve 12 Eylül’de de gerçekleştirilen bildiri sunumları sonrası, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi (TOK) 2015 Ulusal Toplantısı sonlandırıldı. Toplantının ilk günündeki açılış konuşmacılarından birisi de, Mitsubishi Electric Türkiye OEM İş Geliştirme Yöneticisi ve etkinliğin sponsorlarından CLPA TURKEY’nin Ülke Müdürü Tolga Bizel’di. Yoğun katılımın sağlandığı açılış töreninde bir sunum gerçekleştirilen Tolga Bizel, otomasyonun, sanayinin, endüstrinin bugününden ve yarınından söz ederek, CC-LINK IE’nin bu zaman akışındaki rolünden ve etkisinden bahsetti. Öncelikle kendini ve mesleki birikimlerini aktaran Bizel, sonrasında “CC Link Partner Association (CLPA)” ve CC-LINK IE’nin detaylarını anlattı. Yeni geliştirilen ve özellikle endüstriyel haberleşmenin göz bebeği olan CC-LINK IE’nin Marmaray projesindeki kritik görevlerini dinleyicilere aktardı. Endüstride Zaman Akışı, Sanayi Devrimleri, Endüstri 4.0 ve e-F@ctory Tolga Bizel, sunumunda öncelikli olarak, endüstri devriminin aşamalarından, şu an içinde bulunduğumuz 4. Sanayi Devrimi ve bundan sonra gelmesinin öngörüldüğü yeni bilgi teknolojilerinden bahsetti. Bu 4. Sanayi Devrimi Aşaması’nda, akıllı objeler, akıllı ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler binalar, akıllı fabrikalar ve özellikle tüm bunların internet yönetimi konusuna değinen Bizel, Internet IE iletişim platformunun yüksek hızına sıkça vurgu yaptı. Saniyede 1 gigabit iletim ve gerçek zamanlı protokol, uzak G/Ç saha cihazlarının kontrolünü gerçek anlamda hiçbir iletim gecikmesi olmadan sağladığını belirten Bizel, bu iletim hızının mevcut Endüstriyel Ethernet tabanlı network’lerden en az 10 kat daha hızlı olduğunun altını çizdi. Bizel ayrıca, CC-Link IE Field network’ün, saha cihaz seviyesine kadar genişletilmiş ilk gigabit hızlı endüstriyel Ethernet network olduğunu; mevcut teknolojilerin en iyi yönlerini bir araya getirdiğini ve bunları olağanüstü veri bant genişliği ve işlem hızları sağlayan son derece güvenilir bir mimariye uyguladığını belirtti. of Things’in önemine vurgu yaptı. Günümüzün ve geleceğin, endüstriyel temelde en çok konuşulan meselelerinden olan Internet of Things’i “Nesne ve eşyaların, internete bağlanarak veri alışverişi yapması ve bulut üzerinden hem bizimle hem de birbirleriyle iletişim içerisinde olması” cümleleriyle dinleyicilere aktardı. Avrupa’nın “Endüstri 4.0” diye lanse ettiği bu son devrim, Japonya’nın dev kuruluşlarından biri olan Mitsubishi Electric’in vizyonuyla e-F@ctory olarak adlandırılmış durumda. Kimsenin Ulaşamadığı Hız! CC-LINK IE İletişim Platformu ile 1 Gbps! Bizel, sunumunda özellikle yeni geliştirilen CC-LINK CC-LINK’in uzun yıllardır Asya’da rakiplerinin özelliklerine benzer niceliklerde performans sağladığı ve yaygın olduğunu ifade eden Bizel, artık CC-LINK’in Avrupa ve diğer pazarlarda da bilinilirliğini ve pazar payını arttıracağını söyledi. Bizel, küresel çapta 2000’den fazla CC-LINK kullanıcısının olduğunu ve bunların büyük bir kısmının Uzakdoğu’da özellikle Japonya’da olduğunu belirtirken, artık daha fazla Avrupa’ya yönelmelerini ve kendisi açısından da Türkiye’de partner firmaların oluşması için çalışmalar yaptıklarına vurgu yaptı. Gündelik Hayatta CC-LINK IE: MARMARAY! Herkesin dolaylı yoldan CC-LINK IE kullanıcısı olduğunu belirten Bizel, Marmaray projesindeki uygulamalarına dikkat çekti: “Havalandırma, ışıklandırma, voltaj kontrol sistemleri, CC-LINK IE ile kontrol edilmektedir. İstasyonlar arası bir fiber haberleşme protokolü kullanılmaktadır. Her server da, aşağıdaki PLC’lerle ve kontrol odalarıyla CC-LINK IE sayesinde haberleşmektedir.” CC-LINK IE, 1 yer istasyonu, 3 yer altı istasyonu, 2 jeneratör binası ve 3 havalandırma binası arasındaki bütün iletişimi ve acil uyarı sistemlerindeki veri transferiyle kritik bir role sahip. ENDÜSTRİ OTOMASYON 145 Haberler Metal işleme sektörünün çözüm platformu 3T Fuarı ■ Metal işleme sektörünün İzmir buluşması 3T 2016, Uluslararası Metal İşleme, Kalıp, Otomasyon ve Kaynak Teknolojileri Fuarı, 10-13 Mart 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin yeni ve modern fuar alanı olan “fuarizmir”de 14’üncü kez düzenlenecek. 146 ve makineleri teknolojik düzey ve fiyat yönünden karşılaştırabilmektedirler. 13 yıldır yerli ve yabancı birçok firmayı bir araya getiren 3T Fuarı, yalnızca Ege’li sanayicilerin değil, yurtdışında ve yurt genelinde sektörle ilgili tüm sanayicilerin ihtiyaçlarına bir bütün olarak çözüm sunuyor. Yağmur Fuarcılık, 3T Fuarı’na doğrudan yatırımcı ve talepkar firmaları çekmek amacıyla sanayisi gelişmiş illerden ücretsiz otobüs servisleri düzenliyor. Madeni Eşya Odaları, Sanayi ve Ticaret Odaları ve çeşitli Meslek Odaları ile işbirliği yapılarak düzenlenen organizasyonlarda Konya, Adapazarı, Kayseri, Adana, Gaziantep, Eskişehir, Bilecik, Çanakkale gibi Türkiye’nin farklı illerinden gelen alım heyetlerinin fuar katılımcıları ile buluşması sağlanıyor. Lider markaların buluşma noktası Türkiye’de metal işleme teknolojisi sektöründe yapılan en büyük uluslararası fuarlardan biri olan 3T Fuarı’nın 2015 yılında gerçekleşen son organizasyonu toplam 17 ülkeden 252 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla gerçekleşti. Alanında lider markaların bulunduğu yerli katılımcılarla beraber A.B.D., Hollanda, İsrail, Tayvan, Kore, Almanya, Çin, İtalya, İngiltere, İsviçre, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg ve Avusturya’dan firmalar yer aldı. Otomasyon eksenli son teknoloji ve yenilikleri içeren makine, ekipman ve cihazların eşlik ettiği fuar tam bir inovasyon etkinliğine sahne oldu. Ziyaretçiler ise; en son teknolojileri görme, aynı ürün grubunda farklı birçok firmanın marka ve ürün çeşitliliğini; teknoloji, tasarım ve fiyat olarak kıyaslayabilme fırsatı yakalamış oldular. 3T 2016 Teknoloji Zirvesi Ziyaretçileri aynı anda dünyanın pek çok ülkesinden gelen firmaların yeni teknolojileri ile tanışma fırsatı yakalamakta, böylece yeni projeler, yatırımlar ve araştırmalar için zaman ve enerji kaybı ortadan kalkmaktadır. Ayrıca tüm sistem Sektöre yönelik yapılan birebir tanıtım ile fuar katılımcılarına, direk bağlantı ve satış, potansiyel satış, portföy geliştirme, mevcut müşteri ilişkilerini pekiştirme, marka oluşturma ve yeniliklerini sunma fırsatı verdi. Metal işleme, kalıp ve otomasyon endüs- ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler trisinin giderek artan şekilde Türkiye’de düzenlenen en önemli marka fuarlarından biri olan 3T 2015 Fuarı’nı 4 gün boyunca 23 farklı ülke, 44 il ve 32 farklı sektörden 11.828 sektör profesyoneli ziyaret etti. ülkemizde tek fuar olma özellini taşıyan 3T, verimlilik, enerji tasarrufu, optimize maliyet, yaratıcılık, rekabet, sürdürülebilirlik, büyüme, pazar geliştirme konularında sektör üreticilerine çözümler sunuyor. “Birleştirme, Kaynak ve Kesme Teknolojileri Özel Bölümü” ile birlikte 3T Fuarı, metal malzemenin üretim formlarındaki fiziki kullanım süreçlerinin en üst teknolojik yöntemlerle birleştirilme uygulamalarını kapsamına almış olacak. Yüksek gerilimli çeliklerin kaynak ve tasarımlarından lazer kesimin en son yeniliklerine; tahribatsız muayeneden kalite güvence uygulamalarına kadar teknoloji ve yeni projelerin yer alacağı fuar, metal işleyen üreticilerin ihtiyaç duydukları her konuya bütünsel erişimini sağlayacak. 3T Fuarı’nda kaynak teknolojileri özel bölümü Bu yıl 14’üncü kez düzenlenecek 3T Metal İşleme, Kalıp, Otomasyon ve Kaynak Teknolojileri Fuarı özel Kaynak Teknolojisi Bölümü ile, metal üretim alanındaki inovasyon ve teknoloji çıtasını bir adım daha yükseltiyor. Metal işleme makineleri ve fabrika süreçleri içerisinde otomasyon, kontrol, kalıp/tasarım, modelleme, yapay zekâ alanlarının bütünsel işleyişini sunan ve bu konuda Dünyada makine, Kalıp Otomasyon ve Kaynak alanıyla ilgili üretilen tüm teknolojileri aynı anda sunan 3T Fuarı, yatırımları için en doğru kararı vermek isteyen sanayiciler için çok önemli bir teknoloji platformu. Siz de metal işleme sektörünün bu büyük buluşmasının bir parçası olmak ve yüzlerce sektör lideri katılımcı firma arasında yer alarak rekabetin gerisinde kalmak istemiyorsanız 3T 2016 Fuarı’nı kaçırmayın.. ENDÜSTRİ OTOMASYON 147 reklam indeks i Firma Adı No Firma Adı No ■ ABB 3-8-45-65-75 ■ MEDEL ■ ABB ÖN İÇ KAPAK ■ MESSAGO 73 ■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 29 ■ NEUGART 14 ■ NETES MÜHENDİSLİK 51 ■ PHOENIX CONTACT 35 ■ PILZ 55 ■ AKBİL 16 ■ AUTOMECHANICA 111 ■ BECKHOFF 1 ■ BETA 4-83 ■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON 5 ARKA İÇ KAPAK ■ DİYAFON 82 ■ PRODUCTRONICA 2015 ■ EKSEN AJANS 32 ■ RUTRONIK 43 ■ ELİMKO 37 ■ SIEMENS 41 ■ SCHNEIDER 23 ■ ENOSAD 103 121 ■ ENTEK 17 ■ SCHUNK ■ EMKO 59 ■ SMS TORK 69 ■ TÜRKMEN ASANSÖR 50 15 ■ ESİT 9 ■ JUMO 22 ■ TURCK ■ KUKA 47 ■ TOK ■ LEUZE 79 ■ WORLDCHEM ■ LÖSEV 131 ■ MEDEL 61-151-152 ■ WIN 2016 ARKA KAPAK 116-117 141 74-94