Bilgisayara İndir - Hisar Intercontinental Hospital
Transkript
Bilgisayara İndir - Hisar Intercontinental Hospital
C M Y CM MY CY CMY K 02 KAPAK ICI 5/25/08 9:26 PM Page 1 7 gün 24 saat Tan› Bölümleri 444 5 888 Checkup H‹SARsa¤l›k Y›l: 2 Say›: 4 MAYIS-TEMMUZ 2008 H‹SAR INTERCONTINENTAL HOSP‹TAL ad›na imtiyaz sahibi ‹dari Direktör Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer HIH E¤itim, Kültür ve Yay›nlar Kurulu Baflkan› ve Yaz›lardan Sorumlu Editör Doç. Dr. Salih Somuncu Yay›na Haz›rl›ktan Sorumlu Editör Ülkü Ertu¤rul Yay›n Kurulu Prof. Bekir Sami Uyan›k Uzm. Dr. Nilay De¤irmenci Endoskopi Laboratuvar› • Gastroduodenoskopi • ERCP • Kolonoskopi • Rektoskopi www.hisarhospital.com Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› • Odyoloji Ünitesi Gö¤üs Hastal›klar› • Alerjik Cilt Testleri • Bronkoskopi • Solunum Laboratuvar› • Solunum Fonksiyon Testleri • Reverzibilite Testi • Bronfl Provokasyon Testi • CO Difüzyon Testi • Verem Testleri (PPD) • Plevra Biyopsisi • Ergospirometri • Uyku Laboratuvar› • Tüm Gecelik Uyku Testi • CPAP/BiPAP Titrasyonu Nöroloji • EEG • EMG Nükleer T›p • Sintigrafi • Miyokard Perfüzyon Spect Sintigrafisi • Spect Beyin Kan Ak›m› Çal›flmas› • Akci¤er Perfüzyon Ventilasyon Çal›flmas› Patoloji - Sitopatoloji • Histopatoloji • Sitopatoloji • ‹mmünohistopatoloji Göz Hastal›klar› • Bilgisayarl› Görme Alan› • FFA-ICG Angiyografi • OCT • Wave Front Analizi Radyoloji • Anjiyografi • Bilgisayarl› Tomografi • CT Anjiyografi • Dijital Direkt Röntgen • Dijital Floroskopi • Dijital Mamografi • Kemik Dansitometrisi • Manyetik Rezonans Görüntüleme (1,5 tesla MR) • Ultrasonografi (Renkli Doppler Ultrasonografi) • Giriflimsel Radyoloji • Sanal Kolonoskopi • Seyyar Röntgen ve Seyyar Ultrasonografi Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml› Emine Yavuz Büflra Çetmin Sibel Gümüflbo¤an Yaz›flma Adresi Hisar Intercontinental Hospital E¤itim Kurulu veya Halkla ‹liflkiler Bölümü Baflkanl›¤› Alemda¤ Cad. Site Yolu No: 7 34768 Ümraniye / ‹stanbul Kardiyoloji • EKG • Efor Testi • Ekokardiyografi • Ritim ve Tansiyon Holter • Koroner Anjiyografi • Telemetri Klinik Laboratuvarlar • ‹mmünoloji • Biyokimya • Endokrinoloji • Hematoloji • Mikrobiyoloji • Seroloji Uyku Laboratuvar› Üroloji • Androloji Laboratuvar› • Green Light • Sistoskopi • Ürodinami Laboratuvar› Telefon: (0216) 524 13 00 (Pbx) Fax: (0216) 524 13 23 E-Posta: info@hisarhospital.com Tedavi Bölümleri www.hisarhospital.com Yay›n - Tasar›m MEDYA OF‹S LTD. fiT‹. Web: www.medyaofis.org e-Posta: info@medyaofis.org Tel: 0212 351 54 54 (Pbx) Bask› FAZ‹LET NEfiR‹YAT ve T‹C. A.fi. Ba¤lar Mahallesi Mimar Sinan Cad No: 52 Güneflli-Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: 0212 657 88 00 (pbx) Fax: 0212 657 95 88 Web: www.fazilet.com.tr e-Posta: takvim@fazilet.com.tr Üç ayda bir yay›nlan›r. Hisar Intercontinental Hospital taraf›ndan halka ve sa¤l›k çal›flanlar›na hizmet amac›yla yay›nlanan; ücretsiz; medikal ve paramedikal içerikli dergidir. • • • • • • • • • • • Acil Servis A¤›z ve Difl Hastal›klar› Alerji Anesteziyoloji ve Reanimasyon Çocuk Cerrahisi ve Ürolojisi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Dermatoloji Enfeksiyon Hastal›klar› Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Gastroenterohepatoloji Genel Cerrahi • Meme Cerahisi • Gö¤üs (Akci¤er) Hastal›klar› ve • • • • • • • • • • • Tüberküloz Gö¤üs Cerrahisi Göz Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hiperbarik Oksijen Tedavisi ‹ç Hastal›klar› Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Kalp Damar Cerrahisi Kardiyoloji Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Nefroloji Nöroloji Nöroflirürji (Beyin ve Sinir Cerrahisi) • Nükleer T›p • Obezite Poliklini¤i • Ortopedi ve Travmatoloji • Pediatrik Kardiyoloji • Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi • Psikiyatri ve Klinik Psikoloji • Üroloji • Yo¤un Bak›mlar • Cerrahi Yo¤un Bak›m • KVC Yo¤un Bak›m • Yenido¤an Yo¤un Bak›m • Koroner Yo¤un Bak›m 03 EDITOR 5/25/08 9:31 PM Page 1 Bilimsel ve etik sa¤l›k hizmeti S evgili okurlar›m›z; Hisar Intercontinental Hospital E¤itim, Kültür ve Yay›nlar Kurulu olarak haz›rlad›¤›m›z Hisar Sa¤l›k Dergisinin dördüncü say›s›n› sizlerle buluflturman›n mutlulu¤unu yafl›yoruz. Amac›m›z bir sa¤l›k kuruluflu olarak sizlere ça¤dafl, bilimsel ve etik anlay›flla sa¤l›k hizmetlerini sunmak. Ayn› amaçlar› sizlere sundu¤umuz dergimiz ile de sürdürüyoruz. ‹lk üç say› ile ilgili olarak sizlerden ald›¤›m›z yap›c› elefltiriler bizlere cesaret veriyor. Bilimin gücüne her zaman inanan bir ekip olarak, sizlere baflvuru kayna¤› da olabilecek bir sa¤l›k dergisi ç›karman›n gereklili¤ine inan›yoruz. Bu amaçla hem çok s›k rastlan›lan bir sa¤l›k sorunu ile ilgili hem de özellikli bir t›bbi alanla ilgili konular› bu say›da bulman›z mümkün olacakt›r. Dergimizin sayfalar›n› kar›flt›r›rken mutlaka ilginizi çekebilecek ve bilgilenmek istedi¤iniz bir konunun olmas›na gayret ettik. Bu nedenle farkl› konularda sizlere ulaflmaya çal›flt›k. Halk›m›za, çevre sa¤l›k çal›flanlar›na ve kendi çal›flanlar›m›za yönelik e¤itim faaliyetlerimizi de aksatmadan yürütüyoruz. Hastalar›m›z› ve halk›m›z› sa¤l›k konular› ile ilgili bilgilendirmek d›fl›nda kendi çal›flanlar›m›za yönelik hizmet içi e¤itimlerimiz bilimsel içeri¤i oldukça yüksek flekilde devam etmektedir. Bu say›m›zda sa¤l›k konular› d›fl›nda yapm›fl oldu¤umuz bu etkinliklerimizi de sizlere sunmak istedik. Bu vesile ile hastanemizi ziyaret edip, e¤itim faaliyetlerimize katk›da bulanan tüm de¤erli konuklar›m›za da teflekkürlerimizi sunuyoruz. Gelecekte çok daha faydal› ve e¤itici olacak say›lar›m›z ile sizlerin karfl›s›na ç›kmak dile¤i ile tüm hastalar›m›za, halk›m›za ve tüm sa¤l›k çal›flanlar›na sa¤l›kl›, mutlu ve huzurlu günler diliyoruz. Doç. Dr. Salih Somuncu HIH E¤itim, Kültür ve Yay›nlar Kurulu Baflkan› ve Editör H‹SARsa¤l›k editör 3 04-05 ICINDEKI GUNDEM 5/26/08 2:24 AM Page 1 T›bbi Direktör Gö¤üs Cerrahisi Nükleer T›p Doç. Dr. Faik Çelik Prof. Dr. Mustafa Yüksel * Op. Dr. Hakan Güleç Uzm. Dr. Nadiye Kahraman Uzm. Dr. Saadet Atay Rosenthal Prof. Dr. Süleyman Özyalç›n* Gö¤üs Hastal›klar› Ortopedi Anestezi ve Reanimasyon Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç Prof. Dr. Hakan Gündefl* Prof. Dr. Mehmet Tuncel Op. Dr. Cengiz Çelik doktorlar›m›z Algoloji Prof. Dr. Elvan Tercan Prof. Dr. Figen Esen* Uzm. Dr. Damla Aktan Uzm. Dr. Güzin Kaflo Uzm. Dr. Haluk Ahmet Karaca Uzm. Dr. Sanem Özgün Uzm. Dr. Ümit Utku Savafl Biyokimya ve Klinik Biyokimya Göz Hastal›klar› Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu * Op. Dr. Ali Sipahier Op. Dr. Faruk Ero¤lu Uzm. Dr. Tuna Gümüfl Çocuk Cerrahisi Prof. Dr. ‹zzet Fresko * (Romatoloji) Prof. Dr. Sevgi Befl›fl›k * (Hematoloji) Uzm. Dr. Baht›flen Güven* (Nefroloji) Uzm. Dr. Nurettin Demirkol Uzm. Dr. Nurgül De¤irmenci Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu Prof. Dr. Emin Ünüvar * Doç. Dr. Yal›m Yalç›n * (Çocuk Kardiyolojisi) Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer Uzm. Dr. ‹zlem Göçmen Uzm. Dr. Tamer Ünver Uzm. Dr. Yunus Nas Dermatoloji Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤ Uzm. Dr. Metin O¤uz* Uzm. Dr. Yasemin Kural Difl Uzm. Dt. Hakk› Sönmez Atefl* (Çene Cerrah›) Uzm. Dt. Nihan Özlem H›z›r Dt. Defne Kan›k Diyet Dyt. Gülin Öztürk Enfeksiyon Hastal›klar› Kad›n Hastal›klar› Prof. Dr. Fuat Demirci* Prof. Dr. Selçuk Özden* Opr. Dr. Ayfle Kara Opr. Dr. Filiz Topuz Kardiyoloji Doç. Dr. Murat Gençbay Uzm. Dr. Ayd›n Ça¤›l* Uzm. Dr. Birsen Ersek * Uzm. Dr. Ela fiahinbafl Kavlak Uzm. Dr. Sacit Cinsoy Kardiyovasküler Cerrahi Doç. Dr. Mustafa Güler* Op. Dr. Erhan Kaya Uzm. Dr. Ramazan Gözüküçük Estetik ve Plastik Cerrahi Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu * Uzm. Dr. Fatma Devrim Meydan Ocak Nöroloji Doç. Dr. Erdo¤an Ar›kan Uzm. Dr. Murat Korkmaz Uzm. Dr. Ayfle Gülflah Yüksel K›r›ml› Uzm. Dr. Ça¤atay Karfl›da¤* Uzm. Dr. Zerrin Topçu Bilgen* (Çocuk Psikiyatristi) Psikolog Dr. Sedef Akbay Psikolog Seval Uslu (Çocuk Psikolo¤u) Radyoloji Uzm. Dr. Hakk› Özarslan Uzm. Dr. Hilmi Aksoy Uzm. Dr. Selçuk Çamuflçu Uzm. Dr. Seniha Aktafl Uyku Merkezi Uzm. Dr. Gülfem Yurteri* Üroloji Doç.Dr. Turhan Çaflkurlu* Op. Dr. Basri Çak›ro¤lu Acil Uzm. Dr. Mehmet Yaflar K›l›ç Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Gastroenteroloji Psikiyatri Kulak-Burun-Bo¤az Prof. Dr. Necdet Biliciler* Prof. Dr. Orhan Özturhan* Op. Dr. Mehmet Fikret Derman Op. Dr. Tayfun Apuhan Doç. Dr. Tu¤rul Maral Uzm. Dr. Ali Mezde¤i Periferik Damar Cerrahisi Prof. Dr. Selçuk Bakt›ro¤lu* ‹ç Hastal›klar› Çocuk Sa¤l›¤› Ve Hastal›klar› Uzm. Dr. Lora Eflberk Atefl Hiperbarik Oksijen Ted. Ünitesi Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k Doç. Dr. Salih Somuncu Patoloji Prof. Dr. Sibel Karfl›da¤* Uzm. Dr. Cansever Turgut Uzm. Dr. Nilay De¤irmenci Genel Cerrahi Nöroflirurji Prof. Dr. Orhan Bilge * Op. Dr. ‹lker Abc› Op. Dr. fierife fiimflek Prof. Dr. Murat ‹mer* Op. Dr. Ayd›n Aydoseri* Op. Dr. Soner Duru ‹flyeri Hekimli¤i Dr. Sema Sengez Servis Hekimleri Dr. Emre Kavlak Dr. Erhan Özden Dr. Gökhan Ayaz Dr. ‹rfan Yald›r Dr. Kader Gürses Dr. Murat fiener Dr. Nur fiebnem Atakifli Dr. Nur Befltay Dr. Sema Kayacan * Part-Time konsültan hekimlerimizin çal›flma saatlerini 444 5 888 no’lu Ça¤r› Merkezimizden ö¤renebilirsiniz. 04-05 ICINDEKI GUNDEM 5/25/08 10:19 PM Page 2 içindekiler 6 Her Yaflta Sa¤l›k Sa¤l›kl› Yafllanma Doç. Dr. Faik Çelik 8 Gö¤üs Hastal›klar› ve Alerji Bahar Yorgunlu¤u Deyip Geçmeyin! Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç 10 Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Mekanik Kaynakl› Bel A¤r›l› Hastalarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yaklafl›mlar› Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu 14 Dermatoloji Kozmetolojinin Tarihçesi Ve Botoks Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤ 17 Çocuk Sa¤l›¤› Çocuklarda Tekrarlayan Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlar›n›n De¤erlendirilmesi Prof. Dr. Emin Ünüvar 20 Kad›n Hastal›klar› Ürojinekoloji Nedir? Prof. Dr. Fuat Demirci 23 Psikiyatri Fobiler Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml› 26 ‹ç Hastal›klar› Obezite Ve Tip 2 Diyabet ‹liflkisi Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu 30 Genel Cerrahi Guatr Ameliyatlar›nda Daha Az Dikifl ‹zi Opr. Dr. ‹lker Abc› 32 Göz Sa¤l›¤› Görme Ve Kontrast Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu 34 Çocuk Sa¤l›¤› Çocuklar›n›z› Güneflin Zararl› Ifl›nlar›ndan Koruyun Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer 36 Kad›n Sa¤l›¤› Rahim A¤z› Kanseri ve HPV Afl›lar› Opr. Dr. Filiz Topuz 38 Teknoloji Laboratuvar Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k 40 Sa¤l›k Ordumuzu Tan›yal›m HIH Göz Sa¤l›¤› Bölümü 42 Gezi Amasra 44 Okur Köflesi ‹stanbul’un Fare Kapan› Sunay Ak›n 46 Hisar Gündem Sa¤l›k E¤itimi ve Taramas› Çal›flmalar›m›z 5 06-07 SAGLIKLI YASLANMA 5/25/08 10:36 PM Page 1 m her yaflta sa¤l›k Sa¤l›kl› yafllanma Sa¤l›kl› yafllanma için her zaman her yerde rastlad›¤›m›z önerileri hat›rlatacak olursak: Sigara içmeyiniz ve sigara dumanl› ortamlardan uzak kal›n›z. Kilonuza dikkat ediniz. Afl›r›ya kaçmadan egzersiz yap›n›z. Doç. Dr. Faik Çelik 6 Doç. Dr. Faik Çelik Hisar Intercontinental Hospital T›bbi Direktörü afll›l›k, yaflam sürecinin ileriki döneminde fiziksel ve ruhsal de¤iflimlerin görüldü¤ü bir evre olarak tan›mlanmaktad›r. Geliflmifl ülkelerin önemli bir k›sm›nda emeklilik yafl› olan 65 yafl ve üstü, hastalar›n sa¤l›k sorunlar›, hastal›klar›, sosyal ve fonksiyonel yaflamlar› aç›s›ndan yafll›l›k s›n›r› kabul edilmektedir. Dünyan›n nüfusu bir yandan say›ca artarken bir yandan da yafllanmaktad›r. Yafll› nüfusun art›fl›nda do¤umlar›n azalmas›n›n yan› s›ra yaflam süresinin uzamas›n›n da rolü vard›r. 100 y›l öncesinde 48-50 y›l olan sürelerin bugünlerde kad›nlarda 78’e erkeklerde 72’lere kadar ç›kt›¤›n› görüyoruz. Yaflam süresinin en uzun oldu¤u ülke 80 y›l ortalama ile ile Japonya’d›r. Japonya’y› 79 y›l ile ‹zlanda, Kanada, ‹sveç ve ‹sviçre izler. Yunanistan, K›br›s, Fransa, ‹talya, Hollanda, Norveç, ‹ngiltere, ‹srail 78 y›l, Avusturya, Belçika, Almanya, ABD gibi ülkeler ise 77 y›l ile arkadan gelirler. Türkiye’de ise ortalama yafl 71 y›ld›r. Halen dünyada yafll› nüfus oran›n›n en fazla oldu¤u ülke %18.1 oran› ile ‹talya’d›r. Yafll› nüfus oran› bak›m›ndan ‹talya’y›, ‹sveç ve Yunanistan izlemektedir. 2010 y›l›nda dünya nüfusunun %7.3'ünün 65 yafl›n üstünde olaca¤› tahmin edilmektedir. Türkiye’de 65 yafl ve üzeri nüfusun toplam nüfus içerisindeki pa- Y 06-07 SAGLIKLI YASLANMA 5/25/08 10:37 PM Page 2 me karbonhidrat, ya¤ ve proteinley› 1990 y›l› itibar›yla yüzde 4,3’tür. rin, minerallerin, suyun belirli oran Fakat bu rakam›n 2025’e kadar ve miktarlarda al›nmas›n› gerektirir. ikiye katlanarak yüzde 8,6’ya ç›ka'Healthy Aging' yani 'Sa¤l›kl› Yaflca¤› öngörülmektedir. lanma ' adl› kitab›n yazar› Dr. AnModern toplumlarda yafll› nüfus için drew Weil, sa¤l›kl› yafllanman›n, de¤erlendirilmesi gereken as›l ölçüdaha do¤rusu 'y›llanman›n' kiflinin tün hastal›k ya da maluliyetin olmasadece genetik yap›s›yla ilgili olmad›¤›, sa¤l›kl› ve aktif yaflam beklend›¤›n›, yaflam tarz›n›n da çok önemtisi oldu¤u kabul edilmektedir. li oldu¤unu, sa¤l›kl› bir yaflam tarz› Yafll›l›k döneminde alg›lamada ve benimsemenin de herkesin kendi hareketlerde yavafllama ile birlikte Sa¤l›kl› yafllanma, sa¤l›¤›n ve fiziksel, elinde oldu¤unu yazmaktad›r. azalma, yarat›c› yeteneklerde azalSa¤l›kl› yafllanma ile insan›n ömrüma, dikkatsizlik, daha yavafl düflünsosyal, ruhsal iyilik halinin, ba¤›ms›z nün uzayabilece¤ini belirten Prof. me h›z› görülebilir. Ribot Kanuyaflayabilme yetisinin; yaflam kalitesinin Dr. M. Y›lmaztürk ise “insan ömrünu’na göre, yafll›larda daha önce korunmas› ve daha iyi hale getirilmesi; ayr›ca nün bilimsel olarak 140 y›l oldu¤u edinilen bilgiler sa¤lam kal›r ve yesaptanm›flt›r, ömrü 140 y›l olmas› yaflam süreçleri aras›nda baflar›l› geçifllerin ni ö¤renilen bilgiler çabuk unutulur. gereken insanlar, 70-80 y›l yafl›yorBu kifliler çevreye karfl› daha az ilgisa¤lanmas› için imkanlar›n ömür boyu sa, demek ki ömürlerinin yar›s› heba li, kendi bedenine ve kendine karfl› optimize edilmesi olarak tan›mlanmaktad›r. oluyor” demektedir. daha ilgili olup, bedenlerinde fizikUnutmayal›m ki Mimar Sinan “en sel yak›nmalarda art›fl görülür. büyük eserim, ustal›k eserim” diye Canl› ne kadar h›zl› yaflar ve enertakdim etti¤i Edirne’deki Selimiye Camii’ni (1575) , 80 yajisini h›zl› tüketirse o kadar çabuk ölür. Fare gibi çok hareketli fl›nda yapm›flt›. ve yüksek metabolizmal› hayvanlar k›sa süre yaflarken fil, timYafllanma tersine çevrilebilir ya da durdurulabilir de¤ildir. sah, kablumba¤a gibi a¤›r hareket eden hayvanlar çok uzun Yafllanmaya karfl› olma yerine iyi bir flekilde yafllanmaya konömürlüdürler. ‹flçi ar›lar›n 600 km. uçufl enerjileri vard›r, bu kisantre olabilme önemlidir. lometreyi tamamlad›ktan sonra -ki bu süre 3-6 ayd›r- ölürler. Yafll›l›k bir son de¤ildir, güzel yaflanmas› gereken bir süreçBuna karfl›l›k kovanda oturan ve iflçi ar›larca beslenen kraliçe tir. ar›n›n ömrü 5-6 senedir. Yafll›l›¤a karfl› en güçlü silah yaflama ba¤l›l›kt›r. Afl›r› stres, a¤›r sporlar, sigara, röntgen ›fl›nlar›yla afl›r› karfl›Bir insan kendini yafll› hissetti¤inde ve yafll› gibi davrand›¤›nlaflma, çevresel zehirler, yiyecek maddelerine konan katk› da yafllanm›fl demektir. maddeleri, kronik iltihabi hastal›klar yaflam ortalamas›n› k›salHerkesin yafll›l›k sürecinde sa¤l›kl› günler geçirmesi arzusuyt›rlar. Deri, yafll›l›¤› en görünür k›lan organd›r. Deride incelme, la esenlikler diliyorum... k›r›fl›kl›k, elastikiyet kayb› ve lekelenme, saçlarda k›rlaflma en s›k görülen belirtilerdir. Sa¤l›kl› yafllanma, sa¤l›¤›n ve fiziksel, sosyal, ruhsal iyilik halinin, ba¤›ms›z yaflayabilme yetisinin; yaflam kalitesinin korunmas› ve daha iyi hale getirilmesi; ayr›ca yaflam süreçleri aras›nda baflar›l› geçifllerin sa¤lanmas› için imkanlar›n ömür boyu optimize edilmesi olarak tan›mlanmaktad›r. Sa¤l›kl› yafllanma için her zaman her yerde rastlad›¤›m›z önerileri hat›rlatacak olursak: Sigara içmeyiniz ve sigara dumanl› ortamlardan uzak kal›n›z. Kilonuza dikkat ediniz. Afl›r›ya kaçmadan egzersiz yap›n›z. Neyin bizde stres oluflturdu¤unu tan›mam›z ve kaçmak yerine bunlar› mümkün ise nas›l çözebilece¤inizi araflt›r›n›z, bu konuda profesyonel yard›m da almak mümkündür. Doymak için de¤il beslenmek için yiyin. Sa¤l›kl› beslen7 08-09 BAHAR ALERJISI m 5/25/08 10:39 PM Page 1 gö¤üs hastal›klar› Bahar yorgunlu¤u deyip geçmeyin! Uzm. Dr. Orhan DALKILIÇ Gö¤üs Hastal›klar› ve Alleri Bölümü Toplumda her üç kifliden biri alerjik bir bünyeye sahip. Bu kiflilerin önemli bir k›sm›nda sorunlar mevsimle birlikte art›yor. Mevsimsel alerjinin en s›k rastlanan nedeni ise polenler. Uzm. Dr. Orhan DALKILIÇ 8 ahar, rengarenk çiçekleri ve yemyeflil bir örtüye bürünen do¤as› ile büyüleyici bir mevsim. Ancak bu güzel mevsimden yeterince istifade edemeyenlerin oldu¤unu biliyor muyuz? Baharla birlikte insanda do¤ada oldu¤u gibi canlanma, güzel duygularda artma ve mutluluk hissi yeflermektedir. Buna ra¤men toplumda bahar yorgunlu¤u denilen; halsizlik, yorgunluk, isteksizlik ile birlikte seyreden ifl gücü kayb› ve okula devams›zl›¤a yol açan hastal›¤a rastlamaktay›z. Bu belirtilerin hiç bahar alerjisinden olabilece¤ini düflündünüz mü? Bahar alerjisi genellikle baharla birlikte art›fl gösteren polenlere ba¤l› oldu¤u için polen alerjisi ile özdeflleflmifltir. Yani bahar alerjisi denince akla polen gelir. B Polen nedir? Polen bitkilerin erkek üreme hücresi olup ilk bulunan alerjenlerdir. Baharla birlikte ortaya ç›karlar. Bitkilerin havaya saçt›¤› polenler rüzgar yoluyla 500 km uza¤a kadar uçuflabilirler. Ulaflt›klar› yerlerde döllenmeye sebep olarak bitkilerin ço¤almas›na neden olurlar. Çay›r, tah›l, a¤aç ve yabani otlar en önemli polen kayna¤›d›r. A¤aç polenleri fiubat-Nisan, çay›r polenleri May›s-Temmuz, yabani ot polenleri ise en çok A¤ustos-Ekim aylar›nda yay›lma gösterir. Gün içerisinde sabah saatlerinde polen düzeyi daha çok yo¤unlafl›r. Nemli ve rutubetli havalarda azal›rken kuru ve güneflli havalarda polen düzeyi artar. Küresel ›s›nma ise alerjik hastal›klar›n art›fl›ndaki sebeplerden biri ve de en önemlisidir. 08-09 BAHAR ALERJISI 5/25/08 10:39 PM Page 2 Nas›l tan› konulur? tan maskelerle ç›kabilirsiniz. • Polen zaman› aç›k havada spor yapmay›n. Havadaki polenler solunum yoluyla • Saçlar tozu tutar. Bu nedenle her akflam saçlar›n›z› y›kay›p dufl al›n. burunda, bronfllarda veya gözlerde birikir. Böylece üzerinizdeki polen tozlar›nBurunda alerjik rinit (Bahar alerjisi/saman dan ar›nabilirsiniz. nezlesi),bronfllarda alerjik ast›m, gözlerde • Çocuklar sokaktan geldi¤i zaman giysilerini hemen de¤ifltirmelerini ise konjuktivite neden olur. Bu tür alerjiden sa¤lay›n. yak›nanlar›n hangi cins polene karfl› alerjik • Arabada giderken camlar› açmaolduklar›n›n belirlenmesi yararl›d›r. y›n. Hava de¤iflimi için klimadan yararlan›n. • Polen zaman› evde kap› ve Bahar alerjisi nas›l oluflur? pencerelerinizi kapal› tutun. Atopi dedi¤imiz alerjik yatk›nl›¤› olan insanlarda havadaki po• Evinizde ve ofiste varsa polen filtreli klima kullan›n. Bu lenler soluma yoluyla öncelikle buruna yerleflir ve mevsimsel filtreleri s›k s›k temizletin. Böylece d›flardan gelecek yak›nmalar›n oluflmas›na neden olur. Vücut bu madde ile karfl›olan tozlar› önleyebilirsiniz. laflt›¤› zaman biyokimyasal bir silah (histamin) üreterek alerjik • Tatil için deniz kenar›n› veya yüksek da¤lar› tercih edin. belirtilerin ve hastal›klar›n oluflmas›na sebep olur. Kiflinin flikâ• D›flar›da gözlük ve flapka kullan›n. Gözlükleri her gün yetleri havada bulunan polen miktar›na ba¤l› olarak artma veya akar suyun alt›nda y›kay›n. azalma gösterebilir. • Günlük k›yafetlerinizi yatak odas›nda ç›karmay›n. • Alerjiye karfl› doktora baflvurun. Polenlerin yol açt›¤› • Çim biçmekten kaç›n›n ya da maske-flapka kullan›n. fiikayetleri olanlar ve polen alerjisinden flüphelenilenlerde klinik, muayene ve alerji deri testleri ile tama yak›n tan› konulur. Gerekirse ileri tetkikler; nasal smear, Total Ig E ve spesifik kan testleri ile teyit edilir. Özellikle bahar allerjisinden flüphelenilen hastalar›n fiubat-Eylül aras› bu testleri yapt›rmalar›nda yarar vard›r. Çünkü bu aylarda vücuttaki alerjik cevap düzeyi artaca¤›ndan tan› kolaylafl›r. hastal›klar ve belirtileri Havadaki polenler solunum yoluyla burunda, bronfllarda veya gözlerde birikir. Burunda alerjik rinit (bahar alerjisi/saman nezlesi), bronfllarda alerjik ast›m, gözlerde ise konjuktivite neden olur. Bu tür alerjiden yak›nanlar›n hangi cins polene karfl› alerjik olduklar›n›n belirlenmesi yararl›d›r. Alerjisi olan kifli duyarl› oldu¤u bitkinin polen yayd›¤› mevsimde o bitkinin yo¤un oldu¤u bölgeden uzak kalmal›d›r. Bu konuda geliflmifl ülkeler haz›rlad›klar› polen haritas› ile polen alerji vakalar›n›n azalmas›na büyük katk›da bulunmufllard›r. Ülkemizde Burdur, Samsun, ‹stanbul, Ankara, Bursa ve Kütahya bölgelerinde a¤aç ve çay›r polenlerine yayg›n olarak rastlanm›flt›r. Baharla birlikte sürekli hapfl›rma, burun ak›nt›s› ve t›kan›kl›¤›, geniz ak›nt›s›, kuru öksürük, bo¤az, burun ve kulakta fliddetli kafl›nt› ya da gözlerde kafl›nt› ve sulanma gibi belirtilerle saman nezlesi bafllar. Önlem al›nmazsa ileri vakalarda yorgunluk, ifltahs›zl›k, sinirlilik, bafl a¤r›s›, sinüzit, orta kulak iltihab›, bronflit veya ast›m gibi hastal›klara dönüflebilir. Polen alerjisinden korunma yollar› • Polenlerin en fazla uçufltu¤u sabahlar› saat 05:00 ile 10:00 aras› aç›k havaya ç›kmay›n. Ancak a¤›z ve burnu kapa- Tedavi de nelere dikkat edilmelidir? • Korunma: Polen alerjisi olanlar yukar›daki önlemlere tama yak›n uymal›d›rlar. • fiikayetler geçmezse ilaç tedavisi uygulan›r. Doktor gözetiminde antialerjik ilaçlarla hastal›k kontrol alt›nda tutulmaya çal›fl›lmal›d›r. Eski kuflak antialerjik ilaçlarda sakinlefltirici (sedatif) yan etki, ilaçlarla etkileflme ve kalpde toksik etki fazla oldu¤undan terk edilmeye bafllanm›flt›r. Bu nedenle eczaneden rastgele alerji ilac› al›nmamal›d›r. Yeni jenerasyon ilaçlarda bu yan etkiler minimuma indirilmifltir. • E¤er alerjik flikayetler ilaçlarla geçmiyorsa ve giderek art›yorsa spesifik alerji tespit edilenlere afl› tedavisi (immunoterapi) uygulanabilir. Çok az miktarlardan bafllanarak giderek art›r›lan allerjen afl› ile vücuda verilir. Bu alerjenlere karfl› vücudun desensitize (duyars›z) hale gelmesi sa¤lan›r. Afl›lama yaklafl›k 4-5 y›l sürer. Tüm bunlara ra¤men maalesef alerjik hastal›klarda % 100 tedavi mümkün de¤ildir. Ancak yukar›daki yön temlerle alerjik hastal›klar tama yak›n kontrol alt›na al›nmaya çal›fl›l›r. 9 10-11-12 BEL AGRIlARI m 5/25/08 11:09 PM Page 1 fizik tedavi rehabilitasyon Mekanik kaynakl› bel a¤r›l› hastalarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon yaklafl›mlar› Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü umbosakral omurgan›n mekanik bozukluklar› bel a¤r›s›n›n en s›k sebebidir. Me- Bel a¤r›s› hayat› tehdit etmemesine ra¤men, endüstrileflmifl toplumlarda tan›, tedavi masraflar› ve ifl günü kayb› nedeni ile oldukça pahal› bir sa¤l›k problemidir. 10 L kanik kaynakl› bel a¤r›lar› fiziksel aktivite ile artan, istirahatle azalan, s›kl›kla normal anatomik yap›n›n afl›r› kullan›m›na veya yaralanmas›na veya deformitesine ba¤l› olarak ortaya ç›kan durumlar› tan›mlayan bir terimdir. Bu tip a¤r› s›kl›kla bel kaslar›n›n, tendonlar›n›n ve ligamanlar›n›n strese veya zorlanmaya maruz kalmas› sonucu ortaya ç›kar ve genellikle zorlay›c› günlük aktiviteler, a¤›r kald›rma, uzun süre ayakta kalma veya oturma neden olarak gösterilir. Öne e¤ilme, dönme, bir fleyi kald›rma, uzun süre ayakta durma ve oturma gibi günlük aktiviteler a¤r›y› artt›rd›¤› için gün içinde gittikçe a¤r›n›n fliddeti artar. Bel a¤r›lar›nda spesifik etyolojiyi belirlemek kolay de¤ildir, ancak a¤›r yaflam koflullar›, vücudun yanl›fl kullan›m›, tekrarlayan hareketler, kondüsyonun iyi olmamas› gibi baz› faktörlerin bel a¤r›s› oluflumunda rol oynad›klar› bilinmektedir. Bel a¤r›s›n› mekanik olarak tan›mlayabilmek için enflamatuar, infeksiyöz, tümöral, metabolik nedenlerin, iç organlardan yans›yan a¤r›lar ile fraktüre ba¤l› a¤r›n›n ekarte edilmesi gerekir. Bu ayr›nt›l› bir sorgulama, fizik muayene, laboratuar testleri ve gerekti¤inde yap›lan görüntüleme yöntemlerinin yard›m› ile mümkündür. Bel a¤r›s› hayat› tehdit etmemesine ra¤men, endüstrileflmifl toplumlarda tan›, tedavi masraflar› ve ifl günü kayb› nedeni ile oldukça pahal› bir sa¤l›k problemidir. Hemen hemen 10-11-12 BEL AGRIlARI 5/25/08 11:10 PM Page 2 her insan hayat›n›n bir dönemin• Manipülasyon • Akupunktur gibi tedavi araçlade bel a¤r›s›ndan yak›n›r. Bu nedenle doktora baflvuru sebepleri r›ndan yararlan›l›r. aras›nda ikinci s›rada yer almak‹stirahat, bel a¤r›s›nda semptotad›r. 45 yafl›n alt›nda çal›flanlarmatik rahatlama ve disk içi bada fiziksel fonksiyonlar› k›s›tlas›nçta azalmaya yol açt›¤› için en s›k önerilen tedavi yöntemidir. yan, sakat b›rakan en s›k neden Yatak istirahati akut bel a¤r›s›n›n Akut bel a¤r›s›nda 4 günden az bel a¤r›s›d›r. süreli yatak istirahati önerilmekHastalar›n %70’i iki ila üç haftatedavisinde etkisizdir, a¤r› çok fliddetli da, %90’› alt› hafta içinde iyilefltedir. Daha uzun süreli oldu¤unda de¤ilse hastan›n aktivitesi mümkün eklemlerde hareket kayb›na, yumektedir. Daha uzun süre devam oldu¤unca korunmaya çal›fl›lmal›d›r. Normal etmesi halinde tan› ve tedavi için muflak dokularda k›salmalara, kas ayr›nt›l› de¤erlendirme gerekir. gücünde ve kardiyopulmoner daaktivitenin sürdürülmesi h›zl› semptomatik Tedavide koruma e¤itimi ve egyan›kl›l›kta azalmaya yol açacakdüzelme sa¤lar, kronikleflme ve ifl günü zersiz programlar›ndan oluflan t›r. Hastan›n orta sertlikte bir yakayb› daha az olur. aktif program uygulanmal›d›r. takta, rahat etti¤i bir pozisyonda Akut dönemde konservatif tedavi yatmas› uygun olacakt›r. yaklafl›mlar› bize yard›mc› olacakt›r. Kronik dönemde ise teda‹laç tedavisi olarak analjezikler, steroid olmayan antiinflamatuvi daha çok rehabilitasyona yöneliktir. ar ilaçlar (SOA‹‹), kas gevfleticiler, antideprasanlar kullan›labilir. Sinir kökü inflamasyonunun aflikar oldu¤u radikülopatili hastaHastalara uygulanan konservatif tedavinin amac› 1- Hasara u¤ram›fl dokular› korumak larda epidural steroid enjeksiyonu, ilac›n sistemik yan etkile2- Semptomlar› kontrol alt›na almak rinden korunmay› sa¤lad›¤› ve direkt inflamasyon yerine ilac›n 3- Kronikleflmeyi ve ataklar› önlemek verilmesi mümkün oldu¤undan dolay› tedavi seçenekleri için4- Fonksiyonu ve ifle dönüflü h›zland›rmak de yer al›r. A¤r›l› yumuflak dokulara, sakroiliak ve faset eklemlere gerekti¤inde steroid veya anestetikler ile lokal enjeksiyon Her hastada a¤r› fliddeti, doku yaralanmas›, kas spazm› ve ekyap›labilir. TENS, enterferansiyel ak›mlar, ultrason, traksiyon vb. gibi filem disfonksiyonu de¤iflik derecelerdedir. A¤r› fliddetli oldu¤u zaman, hasta günlük ifllerini yapmada zorlan›r ve a¤r›s›n› artzik tedavi modaliteleri hastada semptomatik rahatlama yapmat›raca¤›ndan korktu¤u için hareket etmekten kaç›n›r. Hekim tes› nedeni ile kronikleflmemifl bel a¤r›s›n›n tedavisinde kullan›ldavinin baflar›l› olabilmesi için öncelikle hastas›n›n korkusunu maktad›r. yenmeye çal›flmal›d›r, hastas›na güven vermelidir. Bunun için Özellikle akut dönemde iyileflme olana kadar k›sa süreli veya hekim hastas›na zaman ay›rmal›, kendisine ve tedaviye güven iyileflme olduktan sonra bedeni ile çal›flan kimselere hareketleduymas›n› sa¤lamak için sab›rl› olmal›d›r. Muayene tamamlanri kontrol alt›nda tutabilmek gayesiyle ifl s›ras›nda kullanmak üzere lomber korseler verilebilir. Kas gücünde azalmaya, yud›ktan sonra hastaya hastal›¤›n›n selim karakterli bir hastal›k oldu¤u ve tedavi ile k›sa sürede düzelebilece¤i anlat›lmal›d›r. muflak dokularda k›salmaya yol açabilece¤i için uzun süreli Mekanik kaynakl› bel a¤r›lar›nda konservatif tedavi protokolü korse kullan›m›ndan kaç›nmak gerekir. Akut dönemin geçmesi bize yard›mc› olacakt›r. ile birlikte bir süre daha korse kullan›m› gerekiyorsa sabah akflam düzenli bel egzersizlerini yapmas› için hasta uyar›lmal› ve desteklenmelidir. Konservatif Tedavi Manipulasyon, siyatik a¤r›s› veya nörolojik defisiti olmayan Semptom kontrolü, koruma e¤itimi, egzersiz ve multidisipliner akut bel a¤r›l› hastalarda iflin uzman› taraf›ndan yap›l›rsa hasyaklafl›mlar olarak s›ralanabilir. Semptom kontrolü için; tan›n k›sa sürede aya¤a kalkmas›na neden olabilir. • ‹stirahat • ‹laç tedavisi Koruma E¤itimi • Fizik tedavi modaliteleri Koruyucu yöntem olarak bel a¤r›l› hastalar› Bel Okulunda e¤it• Korseler mek hastalar›n a¤r›lar› ile bafl edebilme yeteneklerini artt›rmak• Lokal injeksiyonlar tad›r. Bel Okulu omurgan›n tan›t›ld›¤›, bel a¤r›s›n›n nereden 11 10-11-12 BEL AGRIlARI m 5/25/08 11:11 PM Page 3 fizik tedavi rehabilitasyon • • • • • • Kas endürans›n› art›rmak Postürü düzeltmek Koordinasyonu iyilefltirmek Spinal yap›larda mekanik stresi azaltmak Stabilizasyonu sa¤lamak Fiziksel uyumu iyilefltirmek Bel A¤r›l› Hastaya Multidisipliner Yaklafl›m Hastalar›n %70’i iki ila üç haftada, %90’› alt› hafta içinde iyileflmektedir. Daha uzun süre devam etmesi halinde tan› ve tedavi için ayr›nt›l› de¤erlendirme gerekir. Tedavide koruma e¤itimi ve egzersiz programlar›ndan oluflan aktif program uygulanmal›d›r. kaynakland›¤›n›n ve risk faktörlerinin ö¤retildi¤i, egzersiz ve beli koruma yöntemleri gösterilerek fonksiyonel olman›n desteklendi¤i formal bir e¤itim program›d›r. Bel Okulunun Amac› • Bel ve bel a¤r›s› konusunda bilgilendirmek • Günlük yaflam ve çal›flma esnas›nda do¤ru vücut mekaniklerini kullanmay› ö¤retmek • Temel egzersizleri ö¤retmek • Bel sorunu ile bafla ç›kma yetene¤ini gelifltirmek • Ataklar› ve kronikleflmeyi engellemektir Bel okullar›n›n kapsam› içinde omurgan›n anatomisi ve fonksiyonlar›, do¤ru vücut mekaniklerinin kullan›m›, çal›flma ve dinlenme s›ras›nda düzgün postür, gevfleme ve egzersizler yer al›r. Bel a¤r›s›n›n tekrar›n› önlemek için günlük yaflam aktivitelerinde pozisyonumuza dikkat etmek korunman›n bir basama¤› ise di¤er basama¤› da bel ve s›rt kaslar›n› güçlendirmeye yönelik egzersizler ile yüzme, yürüme, hafif koflu, egzersiz bisikletine binme gibi düzenli sportif aktivite içinde olmakt›r. Egzersiz Bel a¤r›l› hastalara fleksiyon, ekstansiyon, germe, aerobik ve stabilizasyon egzersizlerinin biri veya birkaç› verilebilir. Egzersizin Amaçlar›; • A¤r›y› kontrol alt›na almak • Kas kuvvetini art›rmak 12 • Fonksiyonel restorasyon • Work Hardening programlar› (‹fle ve aktif yaflama döndürme) • Multidisipliner A¤r› Merkezleri Fonksiyonel restorasyon, a¤r›dan çok sakatl›¤› etkileyen di¤er faktörlerin iyilefltirmesine yöneliktir. Yo¤un egzersiz, ergonomik e¤itim, bel koruma e¤itimi, sosyal ve iflle ilgili e¤itim, multidisipliner yöntemleri içerir Work Hardening, ifle ba¤l› kronik bel sakatl›¤› olan kiflilerde sakatl›¤› azaltmay› ve ifle döndürmeyi amaçlayan, ifli etkileyen fiziksel ve psikososyal yetersizlikler belirlendikten ve spesifik amaçlar ortaya konulduktan sonra uygulanan yo¤un bir programd›r Multidisipliner a¤r› merkezleri ise hastan›n a¤r›s›n› kontrol alt›na almak, a¤r› ile bafl etme becerilerini gelifltirmek, fiziksel performans›n› iyilefltirmek ve en k›sa zamanda ifle döndürmeyi amaçlar. Sonuç olarak, akut bel a¤r›l› hastalarda SOA‹‹ ve kas gevfleticiler a¤r›y› azaltmada etkilidir. Yatak istirahati akut bel a¤r›s›n›n tedavisinde etkisizdir, a¤r› çok fliddetli de¤ilse hastan›n aktivitesi mümkün oldu¤unca korunmaya çal›fl›lmal›d›r. Normal aktivitenin sürdürülmesi h›zl› semptomatik düzelme sa¤lar, kronikleflme ve ifl gücü kayb› daha az olur. A¤r› çok fliddetli ise, ilk iki gün yatak istirahati, medikal tedavi ve so¤uk veya s›cak uygulama yap›l›r. 3. günden sonra hastan›n yavafl yavafl aktivitesi artt›r›lmaya çal›fl›l›r. Bir hafta sonra vizit yap›l›r, düzelme yoksa görüntüleme yöntemleri ile inceleme istenebilir. Subakut bel a¤r›l› hastalarda a¤r›ya ra¤men hem iflte hem de evde fiziksel aktiviteyi yavafl yavafl art›rmak amaçlan›r, egzersiz tavsiye edilir. 6 haftaya kadar normal aktivite ve ifline dönemeyen hastalar rehabilitasyona al›nmal›d›r. Hastan›n aktivitesini art›rmak için analjezikler verilebilir. Kronik bel a¤r›l› hastalarda analjeziklerin, SOA‹‹’lerin, kas gevfleticilerinin, epidural steroid injeksiyonunun, bel okulu, TENS, akupunktur ve lomber korsenin tedavide etkileri s›n›rl›d›r. Egzersizin, davran›fl tedavisinin ve multidisipliner tedavi programlar›n›n, kronik bel a¤r›s›nda etkili oldu¤u bildirilmifltir. Tedavide ana amaç hastay› ifle ve günlük aktivitelerine en k›sa sürede döndürmektir, a¤r›y› azaltmak için kullan›lan terapotik giriflimler bunu kolaylaflt›rmaktad›r. 14-15-16 BOTOKS 5/25/08 m 11:16 PM Page 1 dermatoloji Kozmetolojinin tarihçesi ve botoks Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤ Dermatoloji Bölümü Botoks tedavisi, bir bakteriden (Clostridium botulinum) saflaflt›r›larak elde edilen toksinlerinin özel kaslara uygulanmas› ile elde edilen bir sinir-kas uyar› blokaj›d›r. Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤ 14 er daim güzel ve genç görünme iste¤i evrenseldir ve tarih boyunca insano¤lunun hep ilgisini çekmifltir. Y›llar içinde genetik olarak engellenemez bir yafllanma (genetik kodda de¤iflim: telomer k›salmas›) sürecine maruz kalmaktay›z. Çevresel faktörler ise bu süreci daha da h›zland›rmaktad›r. Gençlik hücrelerinin yaflam döngüsü giderek yavafllar ve derimizde solma, sarkma, k›r›fl›kl›klar, lekelenme ve damarlanmalar gibi kiflinin moralini bozan türlü de¤ifliklikler oluflmaktad›r. Ne yaz›k ki yafllanmay› durdurmak mümkün olamamaktad›r. Ancak bu süreç yavafllat›labilmektedir. Uzun süreli güzel ve genç görünümün devam› için insano¤lunun kozmetik kullan›m› ve kozmetik uygulamalara olan ilgisinin tarihçesi oldukça eskiye dayanmaktad›r. Tarih boyunca kozmetik tüketimi savafllardan ve ekonomik koflullardan neredeyse hiç etkilenmemistir. Derimiz, vücudun en büyük organ›d›r. D›fl görünüm ve güzellik dünyan›n her yerinde her 2 cinsiyet için de oldukça önemlidir. Bu nedenle deri üzerine yap›lan gençlik araflt›rmalar› son 30 y›ld›r ivme kazanm›flt›r. Kozmetik kullan›m› ve estetik uygulamalar, insan›n yaflam kalitesini ve motivasyonunu art›rmaktad›r. “Kozmetik” kelimesi eski Yunanca’da “süsleme” anlam›na gelmektedir. ‹nsano¤lunun güzel görünme arzusunun ilgi çekici tarihi ta milattan önceye dayanmaktad›r. K›yafetler, tak›lar, maskeler ve do¤adan elde edilen boyalar ilk kullan›lan süsleme tarzlar›d›r. ‹lginç olan süslenmeye ilginin kad›nlardan önce erkeklerde (liderlik otoritesi, ilahilik) bafllam›fl olmas›d›r. Vücut derisine ve saça uygulanan ya¤lar›n ve merhemlerin keflfi Eski M›s›r'da Firavun dönemi- H 14-15-16 BOTOKS 5/25/08 11:18 PM Page 2 ne uzanmaktad›r. Afrikan›n güneflinmaktad›r. den korunmak için o dönemde askerBotoks tedavisi, bir bakteriden (Closler için üretilen kremler güneflten kotridium botulinum) saflaflt›r›larak elruyucular›n ilk örnekleridir. Yine o de edilen toksinlerinin özel kaslara dönemde kad›nlar›n göz kapaklar›n› uygulanmas› ile elde edilen bir sinirmikroplardan korunmak için rast›k ile kas uyar› blokaj›d›r. Oldukça küçük boyad›klar›, Kraliçe Kleopatra’n›n ve dozlarda enjeksiyon uygulamas› ile Napolyon’un efli Josephine’nin derigeçici olarak kaslar›n gücünü zay›flerini beyazlatmak ve yumuflatmak latmakta ve deri üzerindeki istenmeBotoks, sadece hareketli mimik için süt banyosu yapt›klar› bilinmekyen çizgilerin düzelmesini sa¤lamaktedir. Eski Yunan kad›nlar› da kurflun tad›r. 18-65 yafl aras› herkese uygulakaslar›na ba¤l› k›r›fl›kl›klar› karbonatla boyanarak yüz renklerini nabilmektedir. Uygulanmas› sak›ncadüzeltebilmektedir. Oturmufl derin aç›yorlarm›fl. Kleopatran›n güzellik l› olan sebepler ise; gebelik ve emzirk›r›fl›kl›klara etkisi oldukça s›n›rl›d›r. s›rr› olan kremin Nil nehiri çamuru ve me dönemi, aspirin, aminoglikozid idrar›n kar›fl›m›ndan elde edildi¤i düantibiyotikler, kinin gibi ilaç kullan›Bu durumda di¤er kozmetik flünülmektedir. m›, yumurta alerjisi ve sinir-kas sisteuygulamalara ihtiyaç duyulmaktad›r. ‹nsanlar›n ça¤lar boyunca her daim mi hastal›k varl›¤›. Kozmetik uygulagüzel ve genç görünme iste¤i birçok malarda uygulanan doz aral›¤› 20-75 estetik uygulamalar›n tohumu olmufltur. Bilimsel ve teknolojik Ünitedir. Nörolojik felç tedavisinde 1000 Ünite gibi yüksek geliflmeler ile son 25-30 y›ld›r cilt yenileme (rejuvenasyon) kodozlara kadar ç›k›labilmektedir. Hayati tehlike yaratabilen bonusunda h›zl› ilerleme katedilmifltir. Bu tedaviler kifliye özgü toks dozu 2500-3000 Ünitedir. Yak›n zamanda medyaya yans›ve hedefe yönelik olmal›d›r. Tek bafl›na bir ifllem her zaman isyan ölüm vakalar› yüksek doz uygulanan nörolojik hastalarda tenilen hedefi karfl›lamayabilir. Her ifllemin etkisi farkl›d›r. Bir görülmüfltür. çok kozmetik tedavi gerekirse bir arada kullan›larak istenilen Botoks, sadece hareketli mimik kaslar›na ba¤l› k›r›fl›kl›klar› sonuç elde edilebilmektedir. Yüz esteti¤i için en s›k tercih edidüzeltebilmektedir. Oturmufl derin k›r›fl›kl›klara etkisi oldukça len ifllemler: botoks uygulamas›, dolgu uygulamas›, kimyasal s›n›rl›d›r. Bu durumda di¤er kozmetik uygulamalara ihtiyaç dusoyma, mekanik soyma, lazer tedavisi ve cerrahi germe tedaviyulmaktad›r. Y›llarca kullan›lan mimik kaslar› zaman içinde sidir. Bu uygulamalar ile oldukça baflar›l› sonuçlar al›nabilecederi üzerinde ince k›r›fl›kl›klar oluflturmakta ve yüz ifademizin ¤i gibi ehil olmayan ellerde birçok riskli sonuçlar›n da oluflabide¤iflimine sebep olmaktad›r. Kafl ortas› k›r›fl›kl›¤› kifliye sert lece¤i düflünülmelidir. Bu nedenle tüm kozmetik ifllemler sadesinirli bir ifade, al›n, boyun ve göz kenarlar› k›r›fl›kl›¤› da yaflce dermatoloji uzman› ve plastik cerrahi uzman› hekimler taral› görünüm oluflturmaktad›r. f›ndan uygulanmal›d›r. En s›k uygulama bölgeleri yüzün üst 1/3 k›sm›ndaki yüzeysel ABD’de yüz esteti¤inde en s›k gerçeklefltirilen kozmetik uygukaslard›r: kafl ortas›, göz kenarlar›nda ince çizgiler (kaz ayaklalama botoks tedavisidir. Botoks tedavisi, 1980 y›l›ndan bu yar›), yatay al›n çizgileridir. Ayr›ca burun kökü çizgileri, dudak na gözde flafl›l›k hastal›¤› ve nörolojide kas hastal›klar› tedaviüstü çizgilenme (sigara içici çizgileri) ve boyundaki yatay çizsinde baflar›l› olarak kullan›l›rken 1990’l› y›llarda k›r›fl›kl›klar› gilenme için kullan›lmaktad›r. Yüzün di¤er alanlar›ndaki anada giderdi¤i keflfedilmifltir. Son 25 y›ld›r k›r›fl›kl›k gidermede tomik yap› kar›fl›k oldu¤u için bu bölgeler için botoks uygulabotoks uygulamas›n›n popülerli¤i giderek artm›flt›r. Bilimsel mas› biraz tart›flmal›d›r. çal›flmalar ve klinik uygulamalar sonucu hem k›sa hem uzun Tedavi kifliye özgü olmal›d›r. ‹fllem öncesi hedeflenilen sonuç dönem etkinli¤i ve güvenilirli¤i kan›tlanm›flt›r. Son zamanlar(do¤al ifade) hasta ile paylafl›lmal› ve hastadan onam formu da botoks ile migren tedavisinde, idrar yollar› hastal›klar›nda al›nmal›d›r. ‹fllem öncesi ve sonras› karfl›laflt›rma aç›s›ndan fo(mesane sarkmas›) ve vajinismus tedavisinde baflar›l› sonuçlar to¤raflar› çekilmelidir. Uygulama noktalar› ve doz ayar› cinsial›nmaktad›r. yete ve kas›n kas›lma gücüne göre ayarlanmal›, yüzün simetriABD G›da ve ‹laç Dairesi (FDA) taraf›ndan henüz sadece kafl si ve do¤all›¤› korunmal›d›r. Oldukça a¤r›s›z bir ifllem olmas›ortas› k›r›fl›kl›k gidermede onayl› (2002) olmas›na ra¤men; bona ra¤men, yine de tedavinin daha konforlu olmas› için 30 dk toks ile yüzün üst 1/3 k›sm› ve boyun k›r›fl›kl›klar›nda, afl›r› önce deriyi uyuflturan bir krem kullan›lmaktad›r. Uygulama süterleme tedavisinde oldukça baflar›l› ve güvenilir sonuçlar al›nresi bölgeye göre 15-30 dk aras›nda de¤iflmektedir. ‹fllem son15 14-15-16 BOTOKS 5/25/08 m 11:17 PM Page 3 dermatoloji Tedavi kifliye özgü olmal›d›r. ‹fllem öncesi hedeflenilen sonuç (do¤al ifade) hasta ile paylafl›lmal› ve hastadan onam formu al›nmal›d›r. ‹fllem öncesi ve sonras› karfl›laflt›rma aç›s›ndan foto¤raflar› çekilmelidir. Uygulama noktalar› ve doz ayar› cinsiyete ve kas›n kas›lma gücüne göre ayarlanmal›, yüzün simetrisi ve do¤all›¤› korunmal›d›r. ras› hastaya önerilenler; yar›m saat mimik hareketlerine devam edip (etki gücünün artmas› için) sonraki 2-4 saat mimik kullanmamaya çal›flmak, öne e¤ilmemek ve yatmamak (böylece botoksun da¤›lmas› engellenmektedir). Botoksun etkisi 3-7 gün içinde bafllay›p tam olarak oturmas› 10-15 günü bulabilmektedir. Bu süre kifliden kifliye de¤iflkenlik göstermektedir. Etkisi kiflinin mimik kullan›m›na ba¤l› olarak 3-6 ay sürebilmektedir. ‹lk 2 seans aras› genellikle 3 ay, sonrakiler aras› 6 ay tutulmas› önerilmektedir. Seans say›s› artt›kça seanslar aras› genelde aç›labilmektedir. ‹fllem sonras› nadir görülen yan etkiler genellikle geçici ve geri dönüflümlüdür. Bir-iki saat içinde kaybolan k›zar›kl›k, 1 kaç gün sürebilen morarma ve bafl a¤r›s›, nadir olarak ta grip benzeri bir tablo geliflebilmektedir. Ehil olmayan ve tecrübesiz ellerde; yüksek doz ve riskli bölge uygulamas› sonras› kafl ve göz kapa¤› düflmesi (pitoz), maske yüz (donuk yüz) veya joker yüzü görülebilmektedir. Bu sonuçlar botoksun etkisi azald›kça aylar içinde düzelmektedir. Halk aras›nda botoks için bilinen yanl›fl söylentiler vard›r. Bunlara karfl›l›k cevap olmas› aç›s›ndan flunlar› söyleyebiliriz: a. Botoks y›lan zehiri de¤ildir. b. Botoks yap›ld›kça y›llar içinde kaslarda gevfleme olmaz. 16 c. Botoksa ara verilirse eski k›r›fl›kl›klar geri dönmektedir, k›r›fl›kl›klarda artma olmaz. d. Botoks vücutta birikmez, di¤er organlara zarar vermez. e. Botoks tedavisi yüz germe ameliyat›n›n yerine geçemez. Ancak önemli olan y›lda sadece 2 kez uygulanan h›zl› ve basit botoks ifllemi ile do¤al bir genç görünüm elde etmek. Afl›r› terleme günümüzde sosyal fobiye yol açabilen bir durumdur. En s›k görülen koltuk alt›, avuç içi ve ayak tabanlar›nda olan “bölgesel terlemedir”. Terlemenin ço¤u zaman nedeni bilinmemektedir; bu durumu “sosyal=emosyonel terleme” olarak adland›r›yoruz. Daha az oranda altta yatan guatr, kans›zl›k ve fleker hastal›¤› zemininde geliflebilmektedir. Bu hastal›klar ise s›kl›kla “genel vücut terlemesi”ne sebep olmaktad›r. Bölgesel terlemeyi önlemek için alüminyum klorid içeren kremler, kar›fl›mlar, roll-on deodorantlar tercih edilmelidir. Ayr›ca iyontoforez (zay›f elektrik ak›ml› su) kullan›m› ile terleme azalt›labilmektedir. Özellikle yaz mevsimi için tercih edilen oldukça pratik, güvenilir ve baflar›l› bir yöntem olan botoks tedavisi ile bölgesel kuruluk sa¤lanabilmektedir. Böylece kiflilerin yaflam kalitesi düzelmekte ve toplumdaki özgüvenleri artmaktad›r. Bu iyilik hali ortalama 6 ay (4-8 ay) sürmektedir. Mikroenjeksiyonla deri alt›na verilen botoks ter bezlerini uyaran sinirleri yavafllatarak terlemeyi kontrol alt›na almaktad›r. Uygulama yerleri: koltuk alt›, avuç içi, ayak taban›. Seans say›s› artt›kça zaman içinde seanslar aras› aç›labilmektedir. ‹fllem öncesinde iyot-niflasta testi ile terleme bölgeleri belirlendikten sonra buz ve uyuflturucu krem uygulay›p 30 dk-1saat beklenmektedir. ‹fllem koltuk alt›nda oldukça a¤r›s›z, avuç içi ve ayak taban›nda hafif-orta fliddette a¤r›l› olabilmektedir. Bu durumda a¤r› kontrolü için geçici sinir blokaj› yap›lmal›d›r. Botoksun etkisi 1014 gün içinde ç›kmaktad›r. Lokal enjeksiyon yerinde nadir olarak geçici k›zar›kl›k ve morluk, birkaç gün süren el parmaklar› ucunda hafif bir kas gücü azalmas› (kapak açmada, anahtar çevirmede güçlük) olabilmektedir Güzel ve genç görünüm sosyal hayatta kifliye özgüven katmakta ve psikolojik motivasyon art›fl› sa¤lamaktad›r. Bu nedenle y›llar boyu insanlar›n kozmetolojiye ilgisi hep önem kazanm›flt›r. Bu psikolojiyi anlamak önemlidir. Cilt gençlefltirmede ve terleme tedavisinde en çok tercih edilen botoks yöntemi kozmetolojide son 30 y›l›n en iyi keflfi say›lmaktad›r. Son derece güvenli ve baflar›l›d›r. Di¤er kozmetik yöntemler ile birlefltirildi¤inde mükemmele yak›n sonuçlar elde edilmektedir. Tüm kozmetik ifllemler deriyi ve güzelli¤in anatomisini bilen dermatolog ve plastik cerrah hekimler taraf›ndan güvenli bir flekilde uygulanmaktad›r. Bu konuda halk›m›z bilinçlenmelidir. Botoksun yanl›fl bilinen ve inan›lan yanlar›n› bu yaz›y› okuduktan sonra çözebilmiflsinizdir umar›m. Bir baflka yaz›da görüflmek üzere.. 17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM m 5/25/08 11:28 PM Page 1 çocuk sa¤l›¤› Çocuklarda tekrarlayan Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlar› Üst solunum yolu enfeksiyonlar› çocuk hekiminin en s›k gördü¤ü enfeksiyonlard›r. Tedavi edilmezse romatizmal atefl hastal›¤›na yol açabilir ve eklemler, kalp kas› ve böbrekleri etkileyerek çok ciddi rahats›zl›klara yol açabilir. Prof. Dr. Emin Ünüvar Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü Üst solunum yolu enfeksiyonlar› tan›m› hangi enfeksiyon hastal›klar›n› kapsar? Prof. Dr. Emin Ünüvar Üst solunum yolu enfeksiyonlar› çocuk hekiminin en s›k gördü¤ü enfeksiyonlard›r ve en s›k akut nazofarenjit ve tonsillofarenjit olmak üzere akut tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu, kulak enfeksiyonu, akut bakteriyel rinosinüzit, akut larenjitten oluflur. Çocuk yafl grubu hastalar›n hekime baflvuru nedenlerinde de önde gelenidir. Di¤er yandan hekimlerin antibiyotik kulland›klar› enfeksiyonlar›n da bafl›nda gelmektedir. 17 17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM m 5/25/08 11:29 PM Page 2 çocuk sa¤l›¤› Bu hastal›klar›n toplumdaki s›kl›¤› nedir? Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› s›kl›kla 2-10 yafl aras› çocuklarda gözlenir. ‹ki yafl alt›nda nadirdir. Erkek cinsiyette, ailesinde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi olanlarda daha s›kt›r. En önemli neden geniz eti büyümesidir. Genetik bir yatk›nl›k vard›r. Tüm tonsillofarenjit geçiren çocuklar›n %10-15’inde uzun dönemde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu ve bademciklerin büyümesi görülebilmektedir. Evde pasif sigara duman›, beslenme yetersizlikleri, afl›lar›n eksikli¤i, baz› anatomik özellikler, Down sendromu gibi sendromlar, beta mikrobu, trakeoesöfageal reflü (TÖF), yuvaya, krefle gitme, anne sütü ile beslenme eksikli¤i, nörolojik ve immunolojik baflta olmak üzere kronik baz› hastal›klarda tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi daha s›k görülmektedir. Tekralayan bo¤az enfeksiyonuna neden olabilecek mikroplar nelerdir? Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› s›kl›kla 2-10 yafl aras› çocuklarda gözlenir. ‹ki yafl alt›nda nadirdir. Erkek cinsiyette, ailesinde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi olanlarda daha s›kt›r. En önemli neden geniz eti büyümesidir. Genetik bir yatk›nl›k vard›r. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› tan›m› nas›l yap›labilir? Pediatride kabul gören tan›m›yla y›lda en az 7 veya daha fazla tonsillofarenjit geçirilmesi; geçen son 2 y›l içerisinde her y›lda en az 5 enfeksiyon geçirilmesi veya geçen 3 y›l içerisinde her y›l bafl›na en az 3 veya daha fazla enfeksiyon geçirilmesidir. Tan›mda ikinci önemli ad›m hastal›¤›n, yani üst solunum yolu enfeksiyonun tan›mlanmas›d›r. Klinik olarak 38 C veya daha fazla olan atefl, 2 cm’den küçük olan servikal lenfadenopati, tonsillerde ve farenkste eksüdalar gibi enfeksiyon bulgular› veya bo¤az salg›s›ndan klinikle beraber grup a beta hemolitik streptokok (beta mikrobu) kültürünün pozitif olmas›d›r. Bu klinik bulgulardan en az bir veya daha fazlas›n›n olmas› yeterli kabul edilmektedir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu tan›m›nda elbette tedavi de göz önünde bulundurulmal›d›r. E¤er uygun tedavi verilmez ise, dozlar eksik kal›rsa veya tedavi süresi yetersizse beta mikrobu tam tedavi edilemez, tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu geliflebilir. 18 Akut tonsillofarenjitin etiyolojisinde önde gelenler viral ajanlard›r. Bafll›calar› adenovirüsler, Epsterin-Barr virüsü, koronavirüsler, influenza virüsler vb. gelir. Bakterilerde ise %90 en s›k etken streptokoklar yani beta mikrobudur. Difteri, archanobacter cinsi bakteriler, N gonorrhoae, atipik etkenler daha düflük s›kl›ktad›r. Mantarlar ancak immun sistemi bozuk olanlarda karfl›m›za ç›kar. Akut hastal›kta durum böyle iken kronik veya tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu vakalar›nda ise yine beta mikrobu görülebilirse de anaerop bakteriyel etkenlerin önde geldi¤i gösterilmifltir. S›k antibiyotik kullan›m› ile fusobacterler, peptostreptokoklar vb. anaeroplar ve beta laktamaz üreten bakterilerin yüzdesi tekrarlayan bo¤az enfeksiyonudur. Beta mikrobu tafl›y›c›l›¤› çocuklarda %15-20 oran›ndad›r. Tafl›y›c› vakalarda görülen viral enfeksiyonlar sanki beta mikrobu enfeksiyonu gibi al›n›rlar. Hastal›k bulgular› nelerdir? Tan›mda da bahsedildi¤i gibi tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu ile bademciklerin büyümesi her zaman birbiriyle örtüflmez, farkl› tablolar olarak da karfl›m›za ç›kabilir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesinin en s›k nedeni de adenotonsiller hipertrofidir. Geniz eti büyümesi karfl›m›za s›k tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlar›yla ç›kabilece¤i gibi çocuklarda kronik burun t›kan›kl›¤›n›n en s›k nedenidir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi durumda klinik bulgular tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu olmayan vakalardan büyük bir fark göstermez. Atefl, bo¤az a¤r›s›, ifltahs›zl›k, burun t›kan›kl›¤›, ak›nt›, eksüdatif tonsillit, servikal lenfadeno- 17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM 5/25/08 11:28 PM Page 3 Tüm tonsillofarenjit geçiren çocuklar›n %10-15’inde uzun dönemde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu ve bademciklerin büyümesi görülebilmektedir. Evde pasif sigara duman›, beslenme yetersizlikleri, afl›lar›n eksikli¤i, baz› anatomik özellikler, Down sendromu gibi sendromlar, beta mikrobu, trakeoesöfageal reflü (TÖF), yuvaya, krefle gitme, anne sütü ile beslenme eksikli¤i, nörolojik ve immunolojik baflta olmak üzere kronik baz› hastal›klarda tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/ bademciklerin büyümesi daha s›k görülmektedir. pati önde gelenlerdir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi de farkl› olarak kötü a¤›z kokusu, obstrüksiyon bulgular›, ifltahs›zl›k, yutma güçlü¤ü, ciddi ise obstrüktif uyku apne (OSA), uyku bozuklu¤u, difl çürükleri, tonsillerde eksüdasyon, büyümede gerilik, iflitme kay›plar›, de¤iflik düzeylerde bilinçsel fonksiyonlarda gerilik, çene yap›s›nda bozukluk, ciddi vakalarda da pulmoner hipertansiyon görülebilir. Klinik mutlaka aileyi de içermelidir. Ailelerin “streptofobisi”, akut eklem romatizmas› endifleleri, adenotonsillektomi endifleleri, antibiyotik s›k kullan›lmas›ndan ötürü toksisite risk endifleleri, iflitme kayb› ve ö¤renme güçlükleri olas›l›klar› önem tafl›r. Çocu¤un durumu mutlaka aile ile paylafl›lmal› ve tedavi uyumu için ailelerle tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu hakk›nda ortak tutum içerisinde bulunulmal›d›r. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi vakalar›nda a¤›z ve difl sa¤l›¤› mutlaka de¤erlendirilmelidir. Klinik tan›da en önemli nokta hastal›¤›n tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu veya bademciklerin büyümesi oldu¤unun belirlenmesidir. Birlikte de olabilir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi ise düzeyi nedir? Klinik grupland›rma yap›labilir mi? Ne düzeyde de¤erlidir? Bu sorular cevaplanmal›d›r. Hastal›k kesin olarak nas›l tan›mlanabilir? Klinik bulgular mutlaka iyi de¤erlendirilmelidir. Her vakada yap›lacak rutin olarak tan›mlanan bir test yoktur. Hastal›k de¤il hasta vard›r. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi tan›s› klinik bulgularla olmaktad›r. Beta mikrobu için temel tan› yöntemi bo¤az kültürüdür. Bo¤az kültürü sadece beta mikrobu için yap›l›r ve antibiyogram istenmez, gereksizdir. Tan›sal duyarl›l›¤› %96 d›r. Sonuç 24-48 saat içerisinde ç›kar. Bu nedenle klinik bulgular beta mikrobu enfeksiyonunu düflündürüyorsa h›zl› streptokok antijen testleri de kullan›labilir (Strept-A test). Tan›sal duyarl›l›¤› %85 düzeyindedir. Bu nedenle klinik bulgular beta mikrobu ile uyumlu ve h›zl› streptokok testleri pozitif ise beta mikrobu tedavisine bafllanabilir. Bu h›zl› testin maliyeti bo¤az kültüründen daha yüksek de¤ildir. E¤er beta mikrobu klinik bulgular› var ancak h›zl› test negatif ise bo¤az kültürü beklenmelidir. Geniz eti büyümesi için hasta de¤erlendirilip obstrüksiyon bulgular› araflt›r›ld›ktan sonra mutlaka KBB ile konsülte edilmelidir. Kulak muayenesi her vakada yap›lmal›, varsa pnömotik otoskop tercih edilmeli, gerekirse timpanogram istenmelidir. Beta mikrobu tan›s› için asla ASO testi istenmemelidir. Nazofarengeal salg›dan gram boyaman›n bir anlam› yoktur. CRP, lökosit de¤eri tan›sal veya prognostik bir anlam ifade etmez. Klasik bilgi olarak tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi vakalar›nda istenecek temel laboratuvar testleri belirlenmifl de¤ildir. Her vaka kendi özellikleri ile de¤erlendirilmelidir. Solunum yolu alerjisini düflündürecek bulgular varsa bu yönde alerji testleri istenebilir. 19 20-21-22 UROJINEKOLOJI m 5/25/08 11:40 PM Page 1 kad›n sa¤l›¤› Ürojinekoloji nedir? Prof. Dr. Fuat Demirci Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Bölümü Ürojinekolojik sorunlar kad›n›n sosyal yaflam›n› bozan ciddi sa¤l›k sorunlar›d›r. Eldeki veriler, ülkemizdeki kad›nlar›n yar›s›ndan fazlas›nda idrar kaç›rma ve sarkma bulgular›n›n oldu¤unu gösteriyor. drar kaç›rma, gaz kaç›rma, büyük abdest kaç›rma, genital organlar›n (idrar torbas›, rahim, kal›n barsak, vajina) sarkmas› ve bunlarla iliflkili cinsel fonksiyon bozukluklar› ile ilgilenen bilim dal›na Ürojinekoloji denir. Ürojinekoloji kad›n hastal›klar› ve do¤um branfl›n›n bir yan dal›d›r ve maalesef ülkemizde konu ile ilgili merkez ve yetkin hekimlerin say›s› çok azd›r. Ürojinekolojik sorunlar kad›n›n sosyal yaflam›n bozan ciddi sa¤l›k sorunlar›d›r. Eldeki veriler, ülkemizdeki kad›nlar›n yar›s›ndan fazlas›nda idrar kaç›rma ve sarkma bulgular›n›n oldu¤unu gösteriyor. Bu tür sorunlar› olanlar›n % 80’i bunu do¤um yapmaya ve yafll›l›¤a ba¤l› do¤al bir sonuç sayd›¤› için hekime baflvurmuyor. Kolay kolay dile getirilmeyen, toplumda çok yayg›n olan ve hekimden bile saklanan cinsel fonksiyon bozukluklar›n› da beraberinde getiren bu tür sa¤l›k sorunlar› ürojinekoloji merkezimizde mültidisipliner bir çal›flmayla tedavi ediliyor. ‹ Prof. Dr. Fuat Demirci 20 20-21-22 UROJINEKOLOJI 5/25/08 11:42 PM Page 2 • Botoks ve ‹drar kaç›rma • Ameliyat’d›r ‹drar kaç›rman›n iki önemli nedeni ‹drar kaç›rmas› olan hastan›n tedavi vard›r. Birinci neden pelvis taban›seçimi flikayetlerinin a¤›rl›¤›na n›n ve idrar torbas›n›n destek dokuba¤l› olarak yap›lmaktad›r. Hastasunun zay›flamas›na ba¤l› olarak n›n flikayetleri ciddi de¤ilse ya da oluflan idrar kaç›rmad›r. Bu tip ids›k›flma tarz›nda idrar kaç›rma varrar kaç›rmada, hasta öksürüp aks›rsa ameliyat d›fl› yöntemler ile tedad›¤›, zorland›¤› zaman istem d›fl› vi edilir ve hastal›¤›n ilerlemesi idrar kaç›rmaktad›r. Bu durum gedurdurulabilir. E¤er hastan›n flikanellikle çok say›da do¤um yapma, ‹drar kaç›rmas› olan hastan›n tedavi seçimi yetleri ciddiyse, ped kullan›yor ve iri bebek do¤urma, evde kendi kenidrar kaç›rma sosyal hayat›n› etkilidine do¤um yapma, zor do¤um flikayetlerinin a¤›rl›¤›na ba¤l› olarak yorsa seçilecek tedavi yöntemi yapma, müdahaleli do¤um yapma yap›lmaktad›r. Hastan›n flikayetleri ciddi ameliyatt›r. Günümüzde lokal ya da e¤itimli olmayan kifliler tarade¤ilse ya da s›k›flma tarz›nda idrar kaç›rma anestezi kullanarak küçük bir kesi f›ndan do¤urtulma ile iliflkilidir. ile 10-15 dakika süren ameliyatlar Ayr›ca ileri yafl, menopoz, uzun süvarsa ameliyat d›fl› yöntemler ile tedavi edilir yap›yoruz. Bu ameliyatlarda hasta ren kab›zl›k, fliflmanl›k, ast›m, ve hastal›¤›n ilerlemesi durdurulabilir. ayn› gün taburcu edilmektedir ve bronflit gibi akci¤er hastal›klar›na E¤er hastan›n flikayetleri ciddiyse, uzun dönem baflar› oranlar› % 95’in ba¤l› olarak da s›k görülür. Ülkeüzerindedir. Oysa geçmiflte yap›lan mizde do¤um say›s›n›n fazla olmaped kullan›yor ve idrar kaç›rma sosyal hayat›n› günümüzde terk edilen ameliyatlars› nedeniyle istem d›fl› idrar kaç›retkiliyorsa seçilecek tedavi yöntemi da uzun dönem baflar› oran› % 30 man›n büyük bölümünü bu tip idrar ameliyatt›r. Günümüzde lokal anestezi civar›ndad›r ve maalesef bu gün kaç›rma oluflturmaktad›r ve s›kl›kla hastalar›m›z›n bir k›sm›n› da geçdo¤urganl›k ça¤›ndaki genç kad›nkullanarak küçük bir kesi ile 10-15 dakika miflte bu tip baflar›s›z ameliyat geçilarda rastlanmaktad›r. süren ameliyatlar yap›yoruz. Bu ameliyatlarda renler oluflturmaktad›r. ‹kincisi neden ise idrar torbas› idhasta ayn› gün taburcu edilmektedir ve uzun rarla dolarken nedeni bilinmeyen Pelvik organ sarkmalar› bir flekilde idrar torbas› kas›n›n kadönem baflar› oranlar› % 95’in üzerindedir. Normalde pelvisin içinde bulunan s›lmas›na ba¤l› olarak oluflan istem idrar torbas›, ince barsaklar, kal›n d›fl› idrar kaç›rmad›r. Bu tip idrar barsaklar ve rahimin vajinaya do¤ru sarkmas›na pelvik organ kaç›rma, s›kl›kla suyla ilgili ifllerde ani idrar yapma hissinin oluflsarkmas› denir. Hastan›n eline vajina giriflinde bir kitle gelmekmas› ve tuvalete yetiflememe (s›k›flma) tarz›ndad›r. Baz› hastalartedir. Baz› hastalarda ise rahimle birlikte vajina de d›flar› sarkda birinci ve ikinci neden birlikte görülür. maktad›r. Sarkma nedeni olarak idrar kaç›rmada oldu¤u gibi do‹drar kaç›ran hasta sürekli ped veya bez kullanmakta, kendini evi ¤um önemli rol oynamaktad›r. Sarkmas› olan hastalarda idrar› ile s›n›rlamakta, kaç›rma ve koku nedeniyle sosyal iliflkilerini s›güçlükle yapma ya da idrar kaç›rma, idrar torbas›n› tam boflaltan›rlamaktad›r. Bu durum bazen ciddi psikolojik sorunlara yol açmama, büyük abdestini yapamama ve kab›zl›k görülür. Baz› hasmaktad›r. talar eliyle vajinay› öne do¤ru iterek idrarlar›n›, arkaya do¤ru ite‹drar kaç›rma ciddi bir sa¤l›k sorunudur ve mutlaka tedavi edilrek de büyük abdestlerini yapabilmektedirler. Ayr›ca, vajinadaki melidir. Ça¤dafl t›p idrar kaç›ran geniflleme ve sarkmaya ba¤l› olarak s›kl›kla cinsel iliflkide zorhastalar›n durumlar›na göre çeflitli luk, a¤r›, hoflnutsuzluk, orgazm problemleri ve eflinde hoflnutsuztedavi seçenekleri sunmaktad›r. luk oluflmaktad›r. Bunlar: Pelvik organ sarkmas› olan ve/veya idrar kaç›rmas› olan hastala• ‹laç tedavisi r›n bir k›sm›nda gaz ve/veya büyük abdestini kaç›rma flikâyetleri • Egzersiz de vard›r. Pelvis organ sarkmalar›nda lokal anestezi ile uygulana• Fizik tedavi yöntemleri bilen ve uzun dönemde baflar› oranlar› yüksek yeni ameliyat yön• Manyetik sandalye (ExMI) ExMI Cihaz› temleri gelifltirilmifltir. fiikâyetleri fazla olan hastalarda tedavi • Peserler 21 20-21-22 UROJINEKOLOJI m 5/25/08 11:41 PM Page 3 kad›n sa¤l›¤› ameliyatt›r. Hastalar›n bütün flikayetleri de¤erlendirilip ayn› seansta yap›lan ameliyatlarla pelvisi ve vajinay› eski haline getirmek, gaz kaç›rmay› ve büyük abdest kaç›rmay› düzeltmek mümkündür. Ürojinekoloji merkezimizde konuyla iliflkili bütün tan› ve laboratuvar testleri ve tedavi yöntemleri mevcuttur. E¤er, Pelvik organ sarkmas› olan ve/veya idrar kaç›rmas› olan hastalar›n bir k›sm›nda gaz ve/veya büyük abdestini kaç›rma flikâyetleri de vard›r. Pelvis organ sarkmalar›nda lokal anestezi ile uygulanabilen ve uzun dönemde baflar› oranlar› yüksek yeni ameliyat yöntemleri gelifltirilmifltir. fiikâyetleri fazla olan hastalarda tedavi ameliyatt›r. Hastalar›n bütün flikayetleri de¤erlendirilip ayn› seansta yap›lan ameliyatlarla pelvisi ve vajinay› eski haline getirmek, gaz kaç›rmay› ve büyük abdest kaç›rmay› düzeltmek mümkündür. 22 • Uzun süredir s›k s›k idrar yapma ihtiyac› hissediyorsan›z • S›k s›k idrar yolu iltihab› geçiriyorsan›z • ‹drar›n giderek az akt›¤›n› ve idrar torbas›n›n tam boflalmad›¤›n› hissediyorsan›z • Gece idrar yapmak için 2’den fazla uyan›yorsan›z • Su ile ilgili ifller yaparken ani idrar yapma hissi oluyorsa ya da kaç›r›yorsan›z • Tuvalete yetiflemeyip idrar kaç›r›yorsan›z • Tuvalete yak›n oturuyor ve tuvalet yolu üzerindeki eflyalar› kald›r›yorsan›z • Gülerken, öksürürken ya da hapfl›r›rken idrar kaç›r›yorsan›z • ‹drar kaç›rma korkusuyla ped kullan›yorsan›z • ‹drar kaç›rma endiflesi ile efl, dost ve akraba ziyaretlerini yapm›yorsan›z • Vajinaya do¤ru ya da vajina d›fl›na do¤ru sarkma varsa (elinize vajina giriflinde bir kitle geliyorsa) • ‹drar yapmakta zorlan›yorsan›z ya da çok uzun zamanda yapabiliyorsan›z • ‹drar yaparken elle vajinay› öne yukar› kald›rarak yard›m ediyorsan›z • Büyük abdest yaparken elle vajinay› arkaya itiyorsan›z • Sürekli kab›zl›k, vajinada ve genital bölgede dolgunluk hissediyorsan›z • Gaz ya da büyük abdest kaç›r›yorsan›z • Cinsel iliflki s›ras›nda idrar ya da gaz kaç›r›yorsan›z • Cinsel iliflki s›ras›nda a¤r› hissediyorsan›z • Önceki cinsel iliflkilerinden farkl› olarak iliflki s›ras›nda hissedememe ve orgazm problemi yafl›yorsan›z • Efliniz önceki iliflkilerinizden farkl› olarak vajinay› hissedemiyor ve iliflkiden memnun kalm›yorsa • Cinsel iliflki s›ras›nda ya da hareket ederken vajinadan rahats›z edici bir ses geliyorsa • ‹liflkiden ba¤›ms›z, vajina giriflinde a¤r›, idrar yaparken a¤r› ve kar›n alt k›sm›nda a¤r› hissediyorsan›z • Yaflam›n›z›n sonraki aflamalar›nda idrar kaç›rmaktan ve rahim sarkmas›ndan korunmak istiyorsan›z. Lütfen bütün tan› ve tedavi yöntemlerinin yap›ld›¤› bir ürojinekoloji merkezine baflvurunuz. 23-24-25 FOBILER 5/26/08 m 12:09 AM Page 1 psikiyatri Fobiler ve sosyal yaflam H Kifliler korkular›n›n saçma oldu¤unun fark›ndad›r, ancak korkular›n› mant›ksal düflünerek engelleyemezler. Bu korkular kiflilerin günlük ifllevlerinde bozulmaya neden olur. Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml› er canl›, birey olarak varl›¤›n› tehdit eden ya da tehdit riski tafl›yan varl›k ve durumlardan içgüdüsel olarak kaç›n›r. ‹nsan bilincinde bu kaç›nma, korku olarak alg›lanmaktad›r. Korku bu haliyle, kiflinin varl›¤›n› sürdürmesine hizmet eden savunma sistemlerinin bir ön-uyar› mekanizmas›d›r ve yaflam›n sürdürülebilmesi için gereklidir. Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karfl› afl›r› korku duyma ve kaç›nma davran›fl›nda bulunmaya ise fobi denir. Fobik kifliler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karfl›laflt›¤›nda afl›r› gerginlik, huzursuzluk ve s›k›nt› duyarlar. Fobi kelimesinin, Yunanca “Phobos” kelimesinden geldi¤i düflünülürse, fobinin anlam› daha bir netlik kazan›r. Phobos, Yunan mitolojisinde dehflet tanr›s›d›r. Kifliler korkular›n›n saçma oldu¤unun fark›ndad›r, ancak korkular›n› mant›ksal düflünerek engelleyemezler. Bu korkular kiflilerin günlük ifllevlerinde bozulmaya neden olur. Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml› Psikiyatri ve Klinik Psikoloji Bölümü 23 23-24-25 FOBILER 5/26/08 m 12:10 AM Page 2 psikiyatri yarl›l›¤› azaltmaya yöneliktir. Çevresel nedenler Psikiyatride fobilerin geçmifl yaflant›larla ba¤lant›l› olarak geliflti¤i yolunda çeflitli teorileri mevcuttur. Freud’a göre fobiler bilinç d›fl› çat›flmalarla ilgilidir. Bast›r›lm›fl, bilinç d›fl›na itilmifl baz› korkular “yer de¤ifltirerek” normalde kayg› yaratmayacak bir nesne veya duruma yöneltilir ve bu flekilde fobiler geliflir. Yap›lan araflt›rmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda yaflam›n ileri dönemlerinde yayg›n fobik davran›fllar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler aras›nda erken yaflta anne veya baban›n kayb›, anne veya babadan ayr›lma, ev içinde fliddete maruz kalma say›labilir. Belirtileri nelerdir? Sosyal fobiklerin en önemli özelli¤i de s›k›nt›y› duymamak için yapt›klar› kaç›nma davran›fllar›d›r. Hastalar›n hissettikleri gerginlik çok fliddetli olmakta ve bu duygular› yaflamamak için baflvurduklar› kaç›nma davran›fllar› bu kiflilerin evde, iflte, okulda ve di¤er sosyal ortamlarda performans›n› düflürmekte ve iliflkilerin bozulmas›na yol açmaktad›r. Fobiler toplumda s›k görülür. Araflt›rmalarda toplumda %10 oran›nda fobik oldu¤u söylenmekle birlikte tahminen bu de¤er %25 dolay›ndad›r. Zira fobik kaç›nmalar halk aras›nda ço¤unlukla huy ya da kiflilik özelli¤i olarak de¤erlendirildi¤inden tedaviye baflvuranlar›n say›s› azd›r. Fobilerin nedenleri Ruhsal rahats›zl›klar›n ço¤unda oldu¤u gibi fobilerde de neden biyolojik, genetik ve çevresel etmenlerde aranmaktad›r. Genetik yatk›nl›k Baz› özgül fobilerde genetik yatk›nl›k fazlad›r. Örne¤in kan ald›rma veya enjeksiyon yapt›rma fobisi olan kiflilerde ailede benzer hastal›k normal topluma göre daha s›kt›r. Nörokimyasal nedenler Kimi insanlarda adrenalin ve noradrenalin sal›n›m›n›n fazla olmas›n›n veya bu maddelere di¤er insanlara göre daha duyarl› olunmas›n›n bu hastal›¤a yol açt›¤› ileri sürülmektedir. Verilen ilaç tedavileri de bu maddelerin sal›n›m›n› veya bedensel du24 Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karfl›lafl›ld›¤›nda anksiyete (huzursuzluk, afl›r› gerginlik) belirtileri ortaya ç›kar. Bu belirtilerden baz›lar› flunlard›r: • Çarp›nt› • Yüz k›zarmas› • Titreme • Terleme • Bulan›k görme • Nefes darl›¤› • A¤›z kurulu¤u • Yutkunma güçlü¤ü Sosyal fobi S›k görülen türlerden birisi sosyal fobidir. Sosyal anksiyete duyan kifliler baflka insanlar›n kendilerini yarg›lad›¤› ve negatif de¤erlendirdi¤i düflüncesi ile yetersizlik, afla¤›lanm›fll›k hisseder ve hayal k›r›kl›¤›na u¤rarlar. Bu kifliler yaln›z bafllar›na kald›¤›nda s›k›nt› duymazlar ve anksiyete belirtilerinin sosyal aktivitelerle direkt ilgisi vard›r. Sosyal fobikler yabanc›larla tan›flmaktan, tan›mad›klar›n›n yan›nda konuflmaktan veya hareket etmekten rahats›zl›k duyar. Yanl›fl bir fley yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla alay edecek, onu yad›rgayacak, afla¤›layacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hisseder. Konuflurken herkes ona bak›yormufl gibi gelir. Yapt›klar› en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklar›n› düflünürler. Özgül sosyal fobide topluluk önünde konuflamama gibi belirli bir duruma özgül olarak anksiyete geliflmesi gözlenirken yayg›n sosyal fobide hemen hemen bütün sosyal aktivitelerde anksiyete oluflur. Sosyal fobi flu durumlarda ortaya ç›kabilir: • Topluluk içinde konuflma 23-24-25 FOBILER 5/26/08 12:10 AM Page 3 • Partiye kat›lma, yabanc›larla lerde agorafobi s›kt›r. tan›flma gibi sosyal aktiviteler • Bir ifl yaparken baflkalar› Özgül fobiler taraf›ndan izlenme Özgül fobiler belli obje ve durum• Patron veya amir gibi üstleri ile lara karfl› afl›r› korku duymak olakonuflma rak tan›mlanabilir. Korku duyulan • Karfl› cinsten birileri ile tan›flma obje ve durumla gerçek hayatta veya buluflma karfl›laflma veya televizyon ve ga• Umumi tuvaletleri kullanma zete gibi bas›n yolu ile karfl›laflma • Telefonda konuflma ayn› flekilde korku yaratabilir. Öz• Baflkalar›n›n yan›nda yaz› gül fobiler genelde çocukluk ça¤yazma lar›nda bafllar, ancak yirmi yaflla• Herkesin içinde yüz k›zarmas› r›nda rahats›zlananlar da s›kt›r. Fobiler toplumda s›k görülür. veya kontrolünü kaybetme S›k görülen özgül fobiler flunlarAraflt›rmalarda toplumda % 10 oran›nda korkusu v.b. d›r: fobik oldu¤u söylenmekle birlikte Bu hastalar korktuklar› durumlar• Hayvanlar (y›lan, köpek, kufl v.b.) la karfl›laflt›klar›nda anksiyeteleri tahminen bu de¤er % 25 dolay›ndad›r. • Böcekler (örümcek, ar› v.b.) artar. Örne¤in sosyal fobisi olan Zira fobik kaç›nmalar halk aras›nda • Yükseklik korkusu bir ö¤renci ders anlatmaya kalkt›ço¤unlukla huy ya da kiflilik özelli¤i • Asansör korkusu ¤›nda dili tutulur, yüzü k›zar›r, • Uça¤a binmek ya da araba söyleyeceklerini unutur, herkes olarak de¤erlendirildi¤inden tedaviye kullanmak ona bak›yormufl gibi gelir ve bu baflvuranlar›n say›s› azd›r. • Kan görmek veya enjeksiyon nedenle performans› düfler. Bu yapt›rmak v.b. hastalar korkular›n›n anlams›z oldu¤unun fark›ndad›r ancak korkular›na engel olamazlar. Sosyal fobiklerin en önemli özelli¤i de s›k›nt›y› duymamak için Tedavi yapt›klar› kaç›nma davran›fllar›d›r. Hastalar›n hissettikleri gerFobi tedavisinde amaç kiflinin kaç›nma davran›fl›n› önlemek ve belli durumlarda ortaya ç›kan s›k›nt›lar› azaltmakt›r. Tek bafl›ginlik çok fliddetli olmakta ve bu duygular› yaflamamak için baflvurduklar› kaç›nma davran›fllar› bu kiflilerin evde, iflte, na ilaç tedavisi genelde yeterli de¤ildir. Bunun için antidepreokulda ve di¤er sosyal ortamlarda performans›n› düflürmekte san ve anksiyete giderici ilaçlarla birlikte de¤iflik psikoterapi ve iliflkilerin bozulmas›na yol açmaktad›r. Okul baflar›s› düflyöntemleri uygulanmal›d›r. Fobilerde en s›k kullan›lan terapi yöntemi “yüzlefltirme- üzerine gitme” tedavisidir. Bu yöntemmekte, iflte verim azalmakta veya efller aras›nda sorunlar ortaya ç›kmaktad›r. Ortaya ç›kan sosyal izolasyon kifliyi ço¤u zade hastan›n korku yaratan durum veya nesnenin üzerine gideman depresyona sürüklemektedir. Bir baflka yaklafl›mda ise kirek ortaya ç›kan gerginlikle bafla ç›kmas› ö¤retilir. Anksiyete ile bafla ç›kma tedavisinde “gevfleme teknikleri” ve “biliflsel fliler bu s›k›nt›lar›ndan kurtulabilmek için alkol kullan›m›na davran›flç›” tedavilerden yararlan›l›r. “Grup terapisi, aile tedayönelmektedir. Yap›lan araflt›rmalarda bu hastalarda alkol ve madde ba¤›ml›l›¤› normal topluma göre daha s›kt›r. Bunun en visi ve bireysel psikoterapiler” kullan›lan di¤er terapi yöntemönemli nedeni alkolün hastalar taraf›ndan anksiyete giderici leridir. Tedavi süresi hastal›¤›n fliddeti, yayg›nl›¤› ve hastan›n olarak kullan›lmas›d›r. özelliklerine göre de¤iflir. ‹laç tedavisine yan›t ilk birkaç haftada al›n›r. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçekleflir. Tedavi ile tam düzelme sa¤lansa da ilaçlara yaklafl›k bir y›l deAgorafobi Agorafobi kiflinin kolayca kaçamayaca¤› ortamlara girdi¤inde vam etmek gerekir. ‹laçlar› doktor kontrolünde kullanmak ve ortaya ç›kan yayg›n anksiyete duygusudur. Yaln›z bafl›na sokakontrollü kesmek önemlidir. Baz› hastalarda daha uzun süre te¤a ç›kmak, kalabal›k bir alanda bulunmak veya araba, otobüs daviye devam etmek gerekebilir. ve uçak gibi araçlarla seyahat etmek bu yerler aras›nda say›laFobiye ba¤l› olarak alkol ba¤›ml›l›¤› geliflmifl ise fobinin tedabilir. vi edilmesi ile ba¤›ml›l›¤›n tedavisi kolaylafl›r. Altta yatan fobi S›k görülen fobilerdendir. Sokakta rahats›zlanaca¤›n› düflünen belirtilerini ortadan kald›rmadan ba¤›ml›l›ktan kurtulmak zorbu kifliler evden d›flar› ç›kamaz hale gelir. Panik atak geçirendur. 25 26-27-28 DIYABET VE SEKER m 5/26/08 2:26 AM Page 1 obezite ve diyabet Obezite ve tip 2 diyabet iliflkisi Uzm. Dr. Yavuz Furuncu¤lu ‹ç Hastal›klar› Bölümü Obezitede beden ya¤› artar. Kar›n ve bel çevresinde artan ya¤ dokusu, diyabet riskini daha fazla artt›r›r tip 2 diyabet ile obezite aras›nda çok yak›n iliflki olup, tip 2 diyabet olan bireylerin % 80'i fliflmand›r. bezite ve Diabetes mellitus (tip 2) yüzy›l›m›z›n iki önemli hastal›¤›d›r. Bu iki hastal›k genellikle bir arada bulunmakta ve tüm k›talar› etkilemektedir. Baz› uzmanlar bu nedenle bu tabloya “Epidemik Diabesity” ad›n› vermifllerdir. Her ikisi de ayr› ayr› veya beraberce hayat› tehdit edici unsurlar tafl›maktad›r. Bütün diyabetliler obez olmad›¤› gibi, bütün obezler de diyabetik de¤illerdir. Bununla birlikte bariz say›da obez diyabetli, bariz say›da diyabetli de obezdir. Amerika Birleflik Devletleri’nde diyabet tespit edilen obezlerin oran› % 45.7 iken (1988-1994) % 54.8’e ç›km›flt›r (1999-2002). Yani diyabet tan›s› konulan hastalar›n yar›s›ndan fazlas› fliflmand›r. Bu hastal›klarda ortak patoloji “insülin direnci” dir. Bu kiflilerde Kolesterol ve trigliseritler yüksek, iyi kolesterol (HDL) düflük, kötü kolesterol (LDL) ise yüksek bulunmaktad›r. Tabii ki obezite ve diyabet etyolojisi tek bir sebebe ba¤lanamaz. Genetik ve çevresel faktörlerin beraberce etkisi söz konusudur. O Diyabet teflhisi nas›l konur? Amerikan Diyabet Cemiyeti (ADA) ne göre: AKfi>126mg/dl veya OGTT 2.saat de¤eri(fleker yüklemesi) ≥200mg/dl veya Çok su içme, çok idrar ç›kma, çok yemek yeme flikayetleri olanlarda herhangi bir zamanda (random) bak›lan kan flekeri de¤erinin ) ≥200mg/dl olmas› ile tan› konur. Obezite ve diyabet iliflkisi nas›ld›r? Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu 26 BM‹: 25-29.9 aras›nda olanlarda diyabet riski % 2 artar BM‹: 30-34.9 olanlarda % 8 artar BM‹: >35 ise % 13 artar. BM‹= Vücut kitle indeksidir. Mevcut kilonun boyun karesine bölünmesi ile bulunur (kg/boy2) 26-27-28 DIYABET VE SEKER 5/26/08 Obezite flekli ile diyabet aras›nda iliflki var m›d›r? 12:22 AM Page 2 (pankreas beta hücrelerinden) insülin sayesinde bu hedef organlarda kullan›l›r ve kan flekeri düzeyi normal seyreder. Beta hücrelerinin bozulmas› veya insüline karfl› hedef organlardaki duyarl›l›¤›n azalmas› neticesinde diyabet oluflur. Obez bireylerde bu insülin duyarl›l›¤› kalmaz ve insülinin etkilerine karfl› direnç geliflir. ‹nsülin direnci de koroner kalp hastal›¤› için bir risk faktörüdür. Obezite ve diyabet aras›ndaki as›l ba¤lant› insülin direnci ile bafllar. Evet. Genel obeziteden çok, visseral obezite yani iç organ ya¤lanmas›, erkek tipi fliflmanl›k=elma tipi fliflmanl›k (göbek), bel çevresinin artmas› ve bel- kalça oran›n›n artmas› diyabet riskini art›r›r. Ciddi prospektif çal›flmalar göstermifltir ki: Tip 2 diyabet, insülin salg›lamada bir Nondiyabetik fazla kilolu bireyler yetersizlik ve hücrelerin bu hormona (obez de¤il) y›lda 1 kg al›rsa 10 y›l karfl› duyarl›l›¤›n›n azalmas› sonucunda sonra diyabet geliflme ihtimali % 49 artar. Tersine y›lda 1kg verirse geliflir. ‹nsülin, normal ifllevini yerine 10 y›l sonra diyabet geliflme ihtigetiremiyor ve beta hücreleri daha çok ‹ç organ ya¤lar› mali % 33 azal›r. insülin üretemez. Dolay›s›yla, fleker diyabeti kolaylaflt›r›r m›? Di¤er bir çal›flmada vücut a¤›rl›¤›n‹ç organ ya¤lar› (kanda serbest ya¤ hücreye gerekti¤ince giremez ve afl›r› daki her 1kg art›fl›n diyabet riskini asitlerinin art›fl› ile) insülin aleyhin% 9 art›rd›¤› bulunmufltur. miktarlar halinde kan dolafl›m›nda kal›r. de çal›fl›r. Kas ve karaci¤erde trigliÇocukluk obezitesi diyabet gelifliVe durumun, kifliyi insülin ba¤›ml›l›¤›na serit olarak depolan›r. Ve karacimini etkiler mi? yöneltti¤i görülebilir. ¤erde VLDL yap›m›n› uyar›r. TerÇocuklarda ve gençlerde obezite sine serbest ya¤ asitleri ve iç organ prevalans› artmaktad›r. Amerika ya¤lar›n›n azalmas› –diyet ve kilo Birleflik devletlerinde ve tüm dünverme ile- insülin etkisini art›r›r. Diyabet oluflumunu önler. ya’da 6-17 yafl grubunda obezite prevalans› % 10-15 aras› buTNF-alfa ya¤ dokusundan salg›lan›r ve insülin direncinde lunmufltur. Bu oran›n yüksek oluflu gençlerin ileri y›llarda diönemlidir. Artm›fl CRP, ‹L-6, azalm›fl adiponektin diyabet yabet gelifltirme ihtimalini de art›rmaktad›r. Bunun yan›nda oluflumunda önemlidir. Ayn› zamanda endotel disfonksiyonuna daha çok yetiflkinlerde görmeye al›fl›k oldu¤umuz hipertansineden olarak aterosklerozu kolaylaflt›r›rlar. yon, hiperlipidemi, safra kesesinde tafl oluflumu, karaci¤er ya¤lanmas›, tip 2 diyabet, uyku apne, ortopedik sorunlar çocuk Bir endokrin organ olarak ya¤ dokusu: yaflta görülmeye bafllanm›flt›r. Ayr›ca diyabeti olmayan obez Ya¤ dokusu bir endokrin organ olarak kabul edilmektedir. Ya¤ gençlerde “adiponektin” adl› hormon % 50 daha düflük seviyedokusundan bafll›ca leptin, adiponektin, resistin, TNF alfa, ‹Lde bulunmufltur. Bir çal›flma sonucuna göre; bu düflük seviye 6 gibi sitokinler salg›lan›r. Bunlar insülin direnci gelifliminde, artm›fl abdominal obezite, beta hücre disfonksiyonu ve insülin diyabet gelifliminde, dislipidemi, inflamasyon sürecinde ve atedirenci ile ba¤›ms›z olarak iliflkiliydi. roskleroz gelifliminde önemlidir. Pankreas beta hücrelerinin fonksiyonlar›n›n bozulmas›nda bu maddeler yine etkilidir. ‹nDüflük do¤um a¤›rl›kl› bebeklerde sülin sentezinde, sekresyonunda, ve apoptosis sürecinde etkilidiyabet ihtimali yüksek midir? dir. Düflük do¤um a¤›rl›kl› bebeklerin genellikle annelerinde insüAdiponektin ya¤ hücresinden salg›lanan çok önemli bir protelin direnci vard›r. Bu bebekler do¤umdan sonra normal yafl›tlaindir. Kanda, azalm›fl serbest ya¤ asidi miktar›, düflmüfl BM‹ r›n› yakalamak için h›zl› büyümeye bafllarlar. Bu da fliflmanl›k ve azalm›fl vücut a¤›rl›¤› ile orant›l› olarak bulunur. Obezite ve ve insülin direnci için bir risk oluflturur. Çocukluk döneminde insülin direnci aras›ndaki moleküler ba¤lant›y› sa¤l›yor olabifazla kilolu olanlar, yetiflkinlik döneminde diyabete adayd›rlar. lir. Metabolik sendrom için bir biomarker görevini görür. Adiponektin düzeyinin artmas› ile özellikle obezlerde insülin diObezite- diyabet- insülin direnci iliflkisi renci azal›r. Bu nedenle obezite, diyabet ve insülin direnci teNormal iflleyiflte insülin sal›n›m› ile periferik dokulardaki (kadavisinde adiponektin uygulanmas› ile ilgili klinik çal›flmalara raci¤er, kas, ya¤ dokusu) insülin duyarl›l›¤› aras›nda dengeli ihtiyaç vard›r. hassas bir iliflki söz konusudur. Glukoz pankreastan salg›lanan 27 26-27-28 DIYABET VE SEKER m 5/26/08 12:22 AM Page 3 obezite ve diyabet Ya¤l› karaci¤er Karaci¤er ya¤lanmas› tip 2 diyabet ile beraber s›k bulunur (% 21-78). Karaci¤er ya¤lanmas› için; obezite, insülin direnci, plasma serbest ya¤ asit miktar›nda art›fl birer risk faktörüdür. ‹leri obezlerde (morbid obez) bu daha s›k görülür. Diyabetli hastalarda kilo vermenin faydalar› nelerdir? • • • • • Glukoz seviyesi normale döner Açl›k insülini düfler ‹nsülin duyarl›l›¤› artar Vücudun üst taraf›ndaki ya¤lanma azal›r Aterosklerotik lipid profili düzelir: • Trigliseritler düfler • HDL yükselir • LDL düzelir • Kan bas›nc› düfler • Mortalite oran› düfler Obezitenin önlenmesinde ilaç tedavisinin yeri Orlistat: Obezite tedavisinde etkili ve güvenli bir tedavi arac›d›r. Zay›flamaya yard›mc› olmas› d›fl›nda, kardiovasküler hastal›klara neden olan birkaç risk faktörünü düzeltmede ve kan flekeri kontrolünde de ifle yarar. Yemek sonras› trigliserit, serbest ya¤ asidi ve kolesterol yükselmelerini önler. Orlistat›n antihiperglisemik etkisi kilo verme ve insülin direncinde azalma ile birlikte oldu¤u gibi, glukagon like peptid 1 (GLP-1) in yemek sonras› plasma seviyesini art›rmaya yard›mc› olarak da yapar. Rimonabant: Selektif santral ve periferik Cannabinoid 1 reseptör blokeridir. Kilo kayb› ile beraber bel çevresinde incelme, HDL kolesterolde yükselme, trigliseritte düflme, insülin direncinde azalma sa¤lar. 20mg/g ile yap›lan bir çal›flmada rimonabant’›n kilo kayb›ndan ba¤›ms›z olarak plasma adiponektin düzeyini art›rd›¤› bulunmufltur. Sibutramin: Kilo verdirici di¤er bir ilaçt›r. Serbest ya¤ asitlerini azalt›r, insülin direncini azalt›r, hiperinsülinemiyi azalt›r, tip 2 diyabette oral hipoglisemik tedaviyi güçlendirici olarak kullan›labilir. Metformin: Asl›nda bir fleker ilac›d›r ama doza ba¤›ml› olarak kalori al›m›n› azalt›r ve kilo vermeyi kolaylaflt›r›r. Exenatide: ‹nkretin benzeri yeni s›n›f bir ilaçt›r. Tip 2 diyabetin tedavisi için gelifltirilmifltir. K›sa süreli çal›flmalara göre glisemik kontrolu iyilefltirme yan›nda zay›flamaya da yard›mc› olur. Çal›flmalara göre, kemirgenlere adiponektin verilmifl, insülin duyarl›l›¤›nda art›fl, antiaterojenik etki, antiinflamatuvar etki ve 28 kilo verdirici etki gözlemlenmifltir. ‹nsanlarda adiponektin tedavisi ile kilo verilmesi, insülin direncinin önlenmesi ve tip 2 diyabet tedavisi veya önlenmesi umut verici olarak görülmektedir. Bu hipoteze göre yeni klinik çal›flmalara ihtiyaç vard›r. Kilo kayb›n›n sa¤lanmas› ile diyabet önlenebilir mi? Bu konuda birkaç çal›flma yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalarda bariz kilo kayb› sa¤lanmas› ile tip 2 diyabete gidiflin azalt›labilece¤i gösterilmifltir. 1- Finlandiya çal›flmas›: orta yafl obez ve bozulmufl glukoz tolerans› olan bireyler çal›flmaya al›nm›flt›r. Bir gruba diyet ve egzersiz ö¤ütlenmifl (kontrol grubu) di¤er gruba ise s›k› takip yap›lm›flt›r. 3.2 y›l izlenmifl ve s›k› takip edilen grupta % 58 diyabet insidans›nda azalma bulunmufltur. 2- Diyabet önleme program› çal›flmas› (DPP-Diabetes Prevention Program): çok merkezli bir çal›flmad›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olan ileri obez bireyler çal›flmaya al›nm›flt›r. Üç grup oluflturulmufltur. 1. gruba: yo¤un diyet ve egzersiz önerisi yap›lm›flt›r (yaflam tarz› de¤iflikli¤i) 2. gruba plasebo ve standart diyet-egzersiz 3. gruba metformin ve standart diyet-egzersiz verilmifltir. 2.8 y›l izlenmifllerdir. Kontrol grubu ile karfl›laflt›r›ld›klar›nda 1. grupta diyabete ilerleyiflte % 58 azalma görülmüfl. Metformin grubunda % 31’azalma görülmüfltür. Birinci grupta bireylerin ortalama % 50’si, % 7’den fazla kilo vermifltir, ve %74’ü haftada 150 dakika orta derecede yo¤un egzersiz yapm›flt›r. 3- Da Qing çal›flmas›: Bu çal›flma Çin’de yap›lm›flt›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olan hastalardan üç grup oluflturulmufltur. 1. grup: diyet 2. grup: Egzersiz 3. grup- diyet+egzersiz yapm›flt›r. Hastalar ortalama 6 y›l izlenmifltir. Tip 2 diyabet geliflimini önleme oranlar› s›ras›yla % 31, % 46, % 42 olarak bulunmufltur. 4- Xenical ile diyabet geliflimini önleme çal›flmas› (Xendos): BM‹>30 ve bozulmufl glukoz tolerans› var veya yok olmas›na göre iki ayr› grup çal›flmaya al›nm›flt›r. 4 y›l boyunca tedavi verildikten sonra glukoz tolerans› bozuk olan grubun % 45 daha az diyabet oldu¤u saptanm›flt›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olmayan grupta benzer etki görülmemifltir. Sonuç olarak; tip 2 diyabet, hipertansiyon, obezite, dislipidemi s›kl›kla bir arada görülebilen hastal›klard›r, bu hastal›klar› önlemenin en iyi yolu da kilo vermektir. C M Y CM MY CY CMY K ERTELEMEY‹N! FAKO yöntemi ile KATARAKT ameliyat› Katarakt; göz merce¤inin saydaml›¤›n› kaybetmesiyle oluflur. Tedavi edilmedi¤i takdirde ileri yafllarda görme kayb› oluflmas›n›n en yayg›n nedenidir. FAKO yöntemi olarak adland›r›lan ameliyatla yüzde 100’e yak›n baflar› oranlar› sa¤lan›yor. Multifokal mercekle uzak ve yak›na gözlüksüz çözüm Göz Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i 30-31 GUATR 5/26/08 m 12:31 AM Page 1 genel cerrahi Guatr ameliyatlar›nda daha az dikifl izi Opr. Dr. ‹lker Abc› Genel Cerrahi Bölümü Kendi küçük ama vücudumuzda yaratabilece¤i sorunlar tahmin edemeyece¤iniz kadar büyük. Sadece 25-30 gram a¤›rl›¤›nda olan tiroid bezleri, az ya da çok çal›flt›¤›nda ve giderek büyüdü¤ünde, tehlike çanlar› çalmaya bafll›yor. Opr. Dr. ‹lker Abc› 30 uatr tiroid bezinin iyi huylu ne denlerle büyümesi dir. Toplumda yaklafl›k % 30-40 oran›nda tiroid bezinin çeflitli hastal›klar› mevcuttur. Kad›nlarda görülme s›kl›¤› daha fazlad›r. Tiroid nodülleri geliflen teknoloji ile daha s›k tespit edilebilmektedir. Büyük oranda iyi huylu olmalar›na ra¤men ortalama olarak 100 tiroid nodülününden 15`inde kansere rastlanmaktad›r. Tiroid nodülü boynun ön k›sm›nda yer alan tiroid bezinden türeyen çeflitli boyutlarda olabilen kitlelerdir. Tek veya çok say›da olabilecekleri gibi içinde s›v› bulunan kistler halinde olabilirler. Diffüz guatrda ise tiroid bezi genel olarak büyümüfltür. Çok s›k görülmesine ra¤men çok büyük oranda iyi huyludurlar. Nodüller milimetrik boyutlarda olabilece¤i gibi boynun tamam›n› kaplayan büyük boyutlara ulaflabilirler. Tiroid nodülleri büyük oranda belirtisiz seyrederler. Ancak boynun ön k›sm›nda, adem elmas› denilen k›k›rda¤›n›n alt›nda büyüyen kitle olarak ele gelebilir. Büyüklük artt›kça nefes darl›¤›, yutma güçlü¤ü, ses k›s›kl›¤› flikayetlerine sebep olabilirler. Kana çok fazla tiroid hormonu salg›layan hiperaktif nodüller kalp h›z›nda art›fl, sinirlilik, kilo kayb›, ellerde titreme ve terleme, uykusuzluk, ishal ile kendini belli eder. Hipotiroidin bulgular› ise kalp h›z›nda yavafllama, kilo art›fl›, kab›zl›k, depresyon, vucutta yorgunluk, saçlarda k›r›lma ve dökülme, ciltte kuruluk, unutkanl›k ve adet düzensizlikleridir. fiayet tiroid bezinizde nodül saptanm›flsa bir endokrinoloji veya endokrin cerrah› taraf›ndan takip ve tedaviniz yap›lmal›d›r. Doktorunuz sizden risk faktörleriniz için ayr›nt›l› bir G 30-31 GUATR 5/26/08 12:31 AM Page 2 maya ihtiyaç duymadan kapatan bilgi alacak, muayenenizi yapave kesen cihazlar yard›m› ile cak ve gerekli olan testleri isteuygun olgularda ameliyat› çok yecektir. Bu testlerden ilk isteküçük bir kesiden gerçeklefltirnecek olanlar kandaki tiroid mek mümkündür. Bu ileri tekhormon düzeyleri ve tiroid ulnoloji, yüksek frekansl› ultrasotrasonografisi olacakt›r. Hastanik enerjiyi kullanarak doku lar›n ço¤unda tiroid bezindeki içinde bulunan proteinlerdeki nodüllerden hücre örnekleri alhidrojen bandlar›n› ortadan kalmak amac›yla ince i¤ne ile biCerrahinin bir çok dal› gibi tiroid cerrahisinde de d›rmaktad›r. Kan damarlar›, göyopsi de yap›lmaktad›r. Bu ifllegünümüzde minimal invaziv (daha az zarar veren) receli olarak düflük bir ›s›da me tiroid ince i¤ne aspirasyon (80°C) protein daha az bir ›s› biyopsisi denmektedir ve s›kl›kteknikler uygun vakalarda ön plana ç›kmaya hasar› ile kapan›rlar. Tiroid la ultrasonografi alt›nda ve pabafllam›flt›r. Teknolojideki geliflmeler sayesinde ameliyat› s›ras›nda yaralanma tolog eflli¤inde yap›lmaktad›r. gelifltirilen damarlar› dikifl ya da ba¤lamaya ihtimali olan ve ses tellerine giTiroid nodüllerinde s›kl›kla kulder sinir ve vücudun kalsiyum lan›lan bir di¤er metod da tiroid ihtiyaç duymadan kapatan ve kesen cihazlar dengesini sa¤layan paratiroid sintigrafisidir. Bu tan› yönteyard›m› ile uygun olgularda ameliyat› çok küçük bezleri, daha az kanamal› bir orminde tiroid nodüllerinin çok bir kesiden gerçeklefltirmek mümkündür. tamda ve göreceli olarak daha (s›cak nodül) veya az (so¤uk az bir ›s› ile korunmaktad›r. Yanodül) çal›flt›klar› hakk›nda bilp›lan çal›flmalarda, klasik yöngi edinilebilmektedir. teme göre ameliyat süresini k›saltt›¤› gösterilmifltir. Dolay›Tiroid nodüllerinin tedavisi sebebe ba¤l›d›r. fiayet yap›lan tis›yla hastalar daha k›sa bir anestezi ile ameliyat edilebilroid ince i¤ne aspirasyon biyopsisinde iyi huylu, kanseröz mektedirler. Ayr›ca tiroid ameliyat› daha az kanama ile olmayan hücreler görülmüflse, büyüme e¤ilimi göstermeyen sonland›r›labildi¤i gibi ameliyat sonras› hastan›n a¤r› kesici küçük nodüller takip edilebilir. Bazen nodüllerin büyümesiihtiyac› da daha az olabilmektedir. Genifl cilt kesisinden kani engellemek veya küçültmek amac›yla tiroid hormon tedaç›nmak do¤al olarak daha estetik bir görünüme ve ameliyat visi tercih edilebilir. fiayet yap›lan tiroid ultrasonografilerinsonras› daha h›zl› iyileflmeye yard›mc› olmaktad›r. Hastanede nodüller büyüme e¤ilimindeyse i¤ne biyopsileri tekrarmizde, bölümümüz taraf›ndan yap›lan tiroid ameliyatlar›nda lanmal›d›r. ‹¤ne biyopsisi sonucunda kuflkulu hücreler izlebu ileri teknoloji baflar› ile kullan›lmakta ve ameliyat sonranen hastalar ameliyata al›n›r. Ayr›ca nefes borusu ve yemek s› ertesi gün hastalar taburcu edilmektedirler. borusuna yapt›klar› bask› sonucu nefes darl›¤› ve yutma güçlü¤üne sebep olan hastalarda da ameliyat tercih edilir. Cerrahinin bir çok dal› gibi tiroid cerrahisinde de günümüzde minimal invaziv (daha az zarar veren) teknikler uygun vakalarda ön plana ç›kmaya bafllam›flt›r. Teknolojideki geliflmeler sayesinde gelifltirilen damarlar› dikifl ya da ba¤la- Normal Tiroid Büyümüfl Tiroid 31 32-33 GORME VE KONTRAST m 5/26/08 12:36 AM Page 1 göz sa¤l›¤› Görme ve Kontrast Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu Göz Hastal›klar› Bölümü Fonksiyonel Görme ad› verilen her ayd›nl›kda ve flartta iyi görme, kalitenin korunmas› olay› yafla ba¤l›, gözdeki k›r›c›l›k sistemi ve sensoryel de¤iflikliklere ba¤l› olarak farkl›laflmaktad›r. Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu 32 örme, hayat›m›zda tart›fl›lmaz önemi olan bir özellikli duyudur. Bunun iyi seviyede olmas›, korunmas› ve yetersizli¤inde eldeki olanaklar ile tedavisi ve geliflmeler t›bb›n güncel konular› içindedir. Amaç ba¤›ms›z, kaliteli ve de¤iflmez özellikli görme sistemi ile hayattaki yaflam ve baflar›lar›m›z›n de¤erini artt›rabilmektir. Gözün ›fl›k hissinden sonraki esas fonksiyonu flekil hissidir. Bunun tam geliflmesi için anatomik ve fizyolojik yap›n›n hayat içinde etkilenmemesi esast›r. Uyaran, kullanma flekli ve çevre ortam ile spontane fark etme özellikleri görme kalitesini en üst seviyeye ç›kar›r. Ifl›k efli¤i düfltü¤ü ortamlarda duyarl›l›k de¤iflir. Tek gözdeki bu üstünlük binoküler görme prensipleri ile zenginleflir ve üç boyutlu görme sistemi içinde yaflam gerçekleflir Fonksiyonel Görme ad› verilen her ayd›nl›kda ve flartta iyi görme, kalitenin korunmas› olay› yafla ba¤l›, gözdeki k›r›c›l›k sistemi ve sensoryel de¤iflkliklere ba¤l› olarak farkl›laflmaktad›r. Pupilla geniflli¤i, ortam ayd›nl›¤› ve objelerdeki kontrast de¤erinin kalite üzerinde etkileri vard›r. Do¤al olarak yafllanma ile optik sistem de¤ifliklikleri ve buna ba¤l› görme sorunlar› oluflmaktad›r. Yafla ba¤l› ayk›r› astigmat, yafla ba¤l› lensin nukleer pigmantasyonu , görme keskinli¤i üzerinde miyopik etki, ayd›nl›k ortam aray›fllar›, yak›n objelerde büyütülmüfl detay ile rahatlama bu de¤iflikliklere örnek olabilir. G Kontrast fiekil hissi de¤erlendirilmesi için iki görünür bölge aras›nda ayd›nl›k fark› olmal›d›r. ‹nce detay›n seçilmesinde ayd›nl›k fark› yüksek olmal›d›r. Yüksek kontrast bunu kazand›r›r. Kaba ve büyük objelerin tan›nmas›nda düflük de¤erde kontrast görevlidir. Klinik çal›flmalar›m›zda görme keskinli¤i ölçümlerinin yetersiz kald›¤› pek çok durum olmaktad›r. Görme keskinli¤inin de¤erlendirilmesi için Snellen-Landolt gibi isimlerle adland›r›lan görme eflelleri kullan›l›r. % 100 kontrast üzerinde de¤erlendirme yapan bu sistem 200 senelik köklü bir geçmifle sahipdir. Yayg›n uygulama ile en çok baflvurulan bir muayene yöntemidir. fiekiller, harf, say› ve çatal modelleri ile pratik,kolay ve h›zl› bir muayene yöntemi olarak kullan›lmaktad›r.ancak düflük kontrast de¤erlerindeki kay›plar› ortaya ç›karmada yeterli olmayabilir. ‹lerleyen teknoloji ve uygulamalar özellikle Refraktif Cerrahi sonras› hastalar›n görme yak›nmalar› konusunda farkl› bir de¤erlendirme gerekti¤ini ortaya ç›kartm›flt›r. Bu durum ameliyat sonras› hastalarda kontrast azalmas› gibi olumsuz de¤iflikliklerdir. Göz bebe¤i çap› ve ortam ayd›nl›¤›n›n da etkisi ile hastalarda dalgalanma-yans›ma-parlama fleklindeki sorunlar›n önemli bir k›sm› nöroadaptasyon tablosu ile geriler ve hastada o flartlar kabul görür. Farkl› ›fl›nlar›n farkl› noktalarda toplanmas› ile ortaya ç›kan bu durum aberasyon olarak isimlendirilir. Aberasyonlar optik sistemde k›r›c› ortamlardan kaynaklanan ve 32-33 GORME VE KONTRAST 5/26/08 12:36 AM Page 2 görüntüyü bozan optik hatalard›r. nümüzde tek tedavi flekli olarak kataraktGöz hastal›klar›nda yafla ba¤l› görülme ta cerrahi yöntem baflar› ile görmede art›fl s›kl›¤› artan katarakt’da da göze giren ›fl›k kazand›rmaktad›r da¤›l›m›n›n bozuk flekilde artmas› sureBir optik sistemde mükemmel bir görüntiyle kontrast duyarl›k de¤erleri azalmaktünün elde edilmesi için obje düzlemintad›r. Yüksek kontrastta ince detaylar nordeki bir noktadan gelen tüm ›fl›nlar›n göFonksiyon kayb›n›n görme üzerindeki ilk malken yüz ,kol iflaretleri gibi haraket harüntü düzleminde tek bir noktada toplanbelirtisinin kontrast azalmas› oldu¤u linde kaba detay› fark etme olaylar› düflük mas› gereklidir. ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Günlük yaflam, kontrast patolojisine ba¤l› hasta görme Görme kalitesi görme keskinli¤in ötesinfonksionel görme olarak adland›r›lan her sorunu olarak ortaya ç›kabilmektedir. de özel de¤erde bir fonksiyondur. FonksiGünümüzde kifliye özel olarak kendi deyonel görme flartlar› içinde kontrast ve derecede kontrast de¤erleri, ayd›nl›k ve taylar› göz önünde tutularak teknik uyguonun etkiledi¤i aberasyonlar yer al›r. Erdi¤er sekonder ortamlarda lanmas› sonuçlar›n daha da mükemmelken katarakt ameliyat› endikasyonlar›nda otomatik olarak gerçekleflmektedir. leflmesini sa¤lamaktad›r. Wave - Guide gaye bu sapmalar› normale yükseltmekismi verilen kifliye özel cerrahi olanaklatir. r› ile sferik aberasyonlar minimale indirilYafllanan gözde görme kaliteden kaybemektedir. Düflük sferosilindirik hatalar azal›r. Yeni aberasyonlar geliflder, görmenin canlanmas› aberasyonlar›n yok edilmesi ile mümkünmez. Kontrast artar, görme keskinli¤i de¤eri artar ve görme kalitesindür. Katarakt cerrahisi sonras› sferik göziçi hasta flikayetleri parlade olumlu yükselifl görülür. ma,yans›ma, donuk görme, kontrast düflüklü¤ü örnekleri göz k›r›lma sistemi içindeki neden aray›fllar›m›z sebebleridir. Son senelerde artan asferik göziçi lensi ile ortamda görme keskinli¤i yan›nda fonksiyoGenç - Yafll› Göz Yap›s› nel görmede kazanç ortaya ç›kar›ld›, böylelikle kontrast duyarl›k ar20 yafl›nda görmenin çok keskin olmas›n› aberasyonlar›n olmamas› ve tar. Görme kalitesi yükselir. Renkli görme sistemindeki özellikler gözün bütününde s›f›r veya negatif sapma de¤er bulunmas› ile aç›kladikkate al›narak görmede total kalite sorununu toptan çözmek yak›n yabiliriz. Yafllanan gözde çok önemli de¤ifliklikler olmaktad›r. Genç tarihte mümkün olmayacakt›r. Ama yap›lan çal›flmalarda bugün kaligözde sferik olarak kornea pozitif ve lens negatif de¤erdedir. Yafla teli görmenin ne oldu¤unu, hedefimizin ne olmas› gerekti¤ini daha iyi ba¤l› kornea pozitif de¤erini korurken lens negatiften pozitife kayarak anlam›fl durumday›z. aberasyonlara neden olur. Gençlerde kornea ve lens art› eksi ile nötr oldu¤undan aberasyon de¤erleri minimaldir. Yafl ilerledikçe aberasyon art›fl miktar›na ba¤l› en iyi görme keskinli¤inde düflme ortaya ç›Sonuç kacakt›r. Genelde korneadan geçen ›fl›¤›n % 30’unun lens taraf›ndan Fonksiyon kayb›n›n görme üzerindeki ilk belirtisinin kontrast azalemildi¤i dikkate al›nmal›d›r mas› oldu¤u ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Günlük yaflam, fonksiyonel Hastalar›n bir k›sm›nda aç›klanamayan görme düflmeleri alt›nda lense görme olarak adland›r›lan her derecede kontrast de¤erleri, ayd›nl›k ba¤l› aberasyon sorunlar› bulunmaktad›r. Kornea üzerinde yap›lan ve di¤er sekonder ortamlarda otomatik olarak gerçekleflmektedir cerrahi ifllemlerin ileri yaflta aberasyonlar› dengelenme durumu tart›Aberasyonlar›n azalmas› kontrast ve spesiyal de¤erler üzerinde fl›lmaktad›r. olumlu etki yapar.Genç yaflta aberasyonlar azd›r. Kornea üzerindeki ‹nsan gözünde pupillan›n genifl oldu¤u durumlarda aberasyon artmas› uygun olmayan refraktif ifllemler ve sferik göz içi lensleri aberasyonnedeni ayn› nedenledir. Lofl ›fl›kta, alacakaranl›kta ve akflam saatlerinlar›n artmas›na neden olabilir.Gözün optik gücü pupilla çap›na ba¤l› de ortaya ç›kan gece miyopisinin nedeni sferik aberasyondur. Distorolarak artar Kontrast de¤ifliklikleri özellikle sürücünün yol üstünde siyon bir aberasyon türüdür, bir karenin f›ç› veya i¤ne yast›¤› fleklinde seyir halinde oldu¤u durumlarda özel de¤er ve önem kazanmaktad›r. görülmesi bu yan›lma sonucunda ifade edilir. Kontrast bozuklu¤u olan bir hasta alacakaranl›kta büyük obje de olsa-örne¤in gri kamyon-traktör-farketme ve fleçme yönüyle zorluk çekecektir. Bu durumda kaza yapma veya yan›lma pay› yüksektir. Katarakt Cerrahisi Günümüzde ETDRS ve Kontrast kartlar› ile çal›flmalar daha yayg›nKatarakt cerrahisi ile görme kalitesinin art›r›lmas› hedef olarak ele laflmaktad›r. Bu yöntem ile görme keskinli¤i de¤erlendirilmeleri, al›n›r. Pek çok kataraktl› hastada görme keskinli¤i iyi derecede iken hasta tedavi prokotolu ve kontrast üzerindeki etkilerin daha duyarl› görme flikayetleri ve belirtilen rahats›zl›klar›n alt›nda kontrast oynaflekilde kontrast efli¤i hesaplanmas›n› sa¤layacakt›r. malar› vard›r. Kamaflma testi ile bu durum daha da belirginleflir. Gü33 34-35 GUNES VE COCUK m 5/26/08 12:40 AM Page 1 çocuk sa¤l›¤› Çocuklar›n›z› güneflin zararl› ›fl›nlar›ndan koruyun Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü Günefl, çocuklar›m›z için deriden D vitamini sentezini sa¤lamakla birlikte özellikle yaz aylar›nda maruz kal›nd›¤›nda yayd›¤› UV ›fl›nlar› ile zararl› etkiler oluflturabiliyor. Uzm. Dr. Fazl› YILMAZER 34 ünefl girmeyen eve doktor girer” sözüyle de vurguland›¤› gibi genellikle sa¤l›k verici olarak kabul edilen günefl; çocuklar›m›z için deriden D vitamini sentezini sa¤lamakla birlikte, özellikle yaz aylar›nda afl›r› maruz kal›nd›¤›nda yayd›¤› ultraviyole ›fl›nlar› ile zararl› etkiler oluflturabilir. Normalde atmosfer ve ozon tabakas› dünyaya ulaflan UV ›fl›n› miktar›n› azalt›r. Ancak ozon tabakas›n›n incelmesi ile dünyaya ulaflan UV ›fl›n› miktar› artt›. Günefl ›fl›¤›n›n içindeki ultraviyole ›fl›nlar›n› (UV), UV-A ve UV-B olarak iki gruba ayr›l›r. . G 34-35 GUNES VE COCUK 5/26/08 12:41 AM Page 2 UV-A ›fl›nlar›; derinin derin t›nda geçirilebilecek güvenli tabakalar›n› etkilemekte ve süreyi 20 dakikadan 5 saate deri kanseri riskini art›rmakç›kar›r. 15’ten yüksek koruta, mevsim ve hava koflullama faktörlü ürünler 5 saatten r›nda de¤iflmeksizin y›l bodaha uzun süre korur. Günefl yunca etkili olmaktad›r. yan›klar› için tehlikeli saatUV-B ›fl›nlar› ise derinin üst ler olan 10:00 ile 15:00 aras› tabakas›n› etkileyip, özellikiçin 15 koruma faktörü yele yaz aylar›nda daha yo¤un terlidir. Fakat aç›k tenli çobir flekilde karfl›m›za ç›kan cuklar için 30 koruma faktöKoruyucu ürünleri günefle ç›kmadan günefl yan›klar›na neden olrü gereklidir. K›saca söyle30 dakika önce sürmek gerekir. maktad›r. Bir insan tüm yamek gerekirse, tüm çocuklar flam› boyunca ald›¤› UV için 15 ve üzeri koruma fakBurun, yanaklar, kulaklar ve omuzlar özellikle iyi ›fl›nlar›n›n yar›s›ndan fazlatörlü ürünler kullanmak gekorunmal›d›r. Ço¤u ürünler, her 3-4 saatte bir s›n› çocukluk ça¤›nda al›r. rekir. tekrar sürülmeli, e¤er terlemifl veya suya girmiflse Çocuklar, günefl ›fl›nlar›n›n Koruyucu ürünleri günefle en yo¤un geldi¤i saatler olan ç›kmadan 30 dakika önce hemen tekrarlanmal›d›r. 10:00 ile 15:00 saatleri arasürmek gerekir. Burun, yaSuya dayan›kl› (waterproof) ürünler s›nda günefle ç›kar›lmamal›naklar, kulaklar ve omuzlar d›r. Günefl ›fl›nlar›n›n %70’i özellikle iyi korunmal›d›r. suda ortalama 30 dakika dayan›r. bulutlardan, %30’u da seyÇo¤u ürünler, her 3-4 saatte rek dokumal› k›yafetlerden bir tekrar sürülmeli, e¤er tercilde geçebilir. Bu nedenle bulutlu havalarda da güneflten kolemifl veya suya girmiflse hemen tekrarlanmal›d›r. Suya darunmal› ve k›yafetlere dikkat edilmelidir. yan›kl› (waterproof) ürünler suda ortalama 30 dakika dayaÇocuklar günde 30 dakikadan fazla d›flar›da duracaksa mutn›r. laka güneflten koruyucu losyon kullan›lmal›d›r. Süt çocuklar›n›n ciltleri daha ince oldu¤u için günefle karfl› Günefl yan›klar›nda neler yap›lmal›? daha hassast›rlar. Bu nedenle 6 ayl›ktan küçük çocuklar diUzun süre günefle maruz kal›nd›¤›nda UV ›fl›nlar› ciltte önce rekt günefle ç›kar›lmamal›d›r, mümkün oldu¤unca gölgede k›zar›kl›k, daha sonrada da içi su dolu baloncuklara sebep tutulmal›d›rlar. E¤er günefle ç›kar›lacaksa, mutlaka koruyucu olur. K›zar›kl›k, a¤r›, fliflme güneflten 2-4 saat sonra bafllar, losyon, uzun elbiseler ve kenarl›kl› flapka kullan›lmal›d›r. 24 saatte maksimuma ulafl›r. A¤r› ve s›cakl›k hissi 48 saat Bronzlaflmak isteyen ergenlerde mutlak koruyucu losyon sürer. A¤r› kesici ve atefl düflürücü ile birlikte nemlendirici kullanmal›, günefle al›flt›ra al›flt›ra ç›kmal›d›rlar. ‹lk gün gükremler faydal› olabilir. Çok kal›n, ya¤l› merhemler kullan›lneflte 15-20 dakika kalmal›, daha sonra bu süre günde 5 damamal›d›r, bu çocu¤u daha s›cak tutar ve terlemeyi önler. kika artt›r›lmal›d›r. So¤uk banyo yapt›rmak veya günde bir kaç kez yan›k yerine Kum ve su günefl ›fl›nlar›n› yans›tt›¤› için; gölgede bile cilt so¤uk su ile ›slat›lm›fl giysiler koymak a¤r›y› azalt›r, dufl çok yan›klar› olabilir. fiapka veya flemsiye çocu¤u yans›yan ›fl›na¤r› verici olabilir. Yan›klar oldu¤unda çocu¤unuza daha lardan koruyamaz. çok su içirmelisiniz, bu s›v› kayb›n› ve hastal›k hissini önler. Çocuklar›n gözlerini güneflten korumal›y›z. Y›llarca UV Bir hafta içinde soyulmalar bafllar. E¤er çocu¤unuzun derisi ›fl›nlar›na maruz kalmak, katarakt riskini att›r›r. Bu amaçla su toplar ve patlarsa, bir sa¤l›k kuruluflunda pansuman ve geçocuklara UV korumal› günefl gözlü¤ü al›nabilir. rekli tedavi yard›m› al›nmal›d›r. Günefl yan›klar›nda yap›lan Piyasada pek çok güneflten koruyucu ürün vard›r. Özellikle s›k yanl›fll›klardan biri yan›k yerine difl macunu, yo¤urt veya hem UV-A, hem UV-B’ye karfl› koruyucu bir ürün tercih yo¤un merhemler sürmektir. Bunlar›n hem faydas› yoktur, edilmelidir. SPF (Sun Protection Factor: Günefl koruyucu hem de temizlenmesi zordur. faktör) veya filtre gücü, güneflten koruyucu ürünün UV ›fl›n›n Tüm bu önlemlere sadece yaz aylar›nda ve deniz k›y›s›nda ne kadar›n› cilde geçirdi¤ini gösterir. Örne¤in 15 faktörlü bir de¤il, çocuklar› soka¤a ç›kar›rken bahar aylar›nda da dikkat ürün, ›fl›n›n 1/15’ini yani, %7’sini geçirir. Böylece günefl aletmek gerekir. 35 36-37 HPV 5/26/08 12:46 AM m Page 1 kad›n sa¤l›¤› Rahim a¤z› kanseri ve HPV afl›lar› Opr. Dr. Filiz Topuz Kad›n Hastalaklar› ve Do¤um Bölümü Serviks kanserinin neredeyse tamam›ndan HPV (Human Papilloma Virus) virüsü sorumludur. HPV virusu çift sarmall› bir DNA virusdur. 100’den fazla bilinen alt tipi vard›r. ahim a¤z› (serviks) kanseri, dünyada ikinci en yayg›n kad›n kanseri çeflididir. Yaklafl›k % 80’i geliflmekte olan ülkelerde görülmesine ra¤men, Türkiyede serviks kanseri dünya ortalamas›n›n alt›nda olup kad›nlarda sekizinci en s›k görülen kanser türüdür. Dünyada her iki dakikada bir, Türkiye’de her 12 saatte, bir kad›n serviks kanserine ba¤l› hayat›n› kaybetmektedir. Serviks kanserinin neredeyse tamam›ndan HPV (Human Papilloma Virus) virüsü sorumludur. HPV virusu çift sarmall› bir DNA virusdur. 100 den fazla bilinen alt tipi vard›r. Yüksek riskli tipleri (tip 16, 18, 31, 33, 45 ve tip 18) serviks kanseri oluflumunda rol oynarken, düflük riskli tipleri (tip 6, 11) anogenital si¤illerin oluflumunda rol oynarlar. Tip 16 ve 18 tüm serviks kanserlerinin %70’ine neden olmaktad›rlar. Tip 6, 11 genital si¤illerin % 90’›ndan sorumludur. Kad›nlar›n % 80’i hayatlar›n›n bir döneminde HPV virüsü ile enfekte olurlar. Ancak bunlar›n R Opr. Dr. Filiz Topuz 36 36-37 HPV 5/26/08 12:46 AM Page 2 tipe ilaveten anogenital si¤illerin % 95’inde enfeksiyon kendili¤in% 90’›na neden olan tip 6 ve 11 e den iyileflir. Ba¤›fl›kl›k sisteminde karfl› koruma da sa¤lar. Her iki afl› problemi olanlar, sigara içenler, iyi tolere edilebilen intramuskuler uzun süre do¤um kontrol hap› kul(koldan) kas içine yap›lan ve bildilananlar ve genetik yatk›nl›k gibi rilen önemli yan etkisi olmayan risklerin varl›¤›nda % 5 hastada afl›lard›r. En s›k görülen yan etki HPV enfeksiyonlar› devam eder. Serviks kanserinin tamam›n› HPV virüsü enjeksiyon yerinde a¤r› ve k›zar›kGenç hastalarda s›k görülüp büyük oluflturdu¤u için bu virüse yönelik koruyucu ve l›kt›r. Toplam üç doz olarak yap›oranda enfeksiyon kendili¤inden l›r. fiu anki bilgilerimize göre 5 y›lgeçerken 30 yafl üstü kad›nlarda tedavi edici afl› çal›flmalar› bafllam›flt›r. Tedavi l›k etkin koruma sa¤lamaktad›r, daha az görülür ancak daha yüksek edici afl›lar henüz klinik kullan›ma girmemifl ancak koruman›n 5 y›l›n ötesine oranda devam eder. HPV kifliden olup 2010 y›l›ndan itibaren klinik prati¤e uzanaca¤› düflünülmektedir. FDA kifliye en çok cinsel yolla geçer antaraf›ndan onaylanan ve 2004 y›cak nadir görülmekle birlikte digirmesi beklenmektedir. l›ndan bu yana dünyada uygulanrekt ten temas› ve anneden bebe¤e makta olan afl›lardan dörtlü afl› geçisi de mümkündür. Bu nedenle 2007 y›l›nda, ikili afl› 2008 y›l›nda Türkiye’de kullan›ma girmiflgenital si¤il varl›¤›nda bebe¤i korumak için normal do¤um önetir. Amerika Birleflik Devletleri’nde HPV afl›lar› rutin afl›lama rilmez. program›nda yerini alm›flt›r. Society of Gynecologic Oncology HPV enfeksiyonu için risk faktörleri aras›nda immun yetmezlik HPV afl›lar›n›n son 50 y›lda kad›n sa¤l›¤› alan›nda en önemli gedurumlar› (AIDS, organ nakli yap›lan hastalar), sigara içilmesi, liflme oldu¤unu bildirmifltir. erken yaflta cinsel iliflkiye bafllamak, çok say›da partner sahibi olmak, partnerin çok say›da partneri olmas›, 10 y›ldan uzun süre Sonuçlar do¤um kontrol hap› kullanmak, çok say›da (5’ten fazla) do¤um • 9-26 k›z çocuklar› ve kad›nlara uygulanmal›. yapmak say›labilir. Prezervatif kullan›m› HPV’ye ba¤l› enfeksi• 0-2-6. aylarda 3 doz olarak yap›lmaktad›r. ‹mmun yon geçiflini di¤er cinsel yolla geçen hastal›klarda oldu¤u gibi etsüpresif (ba¤›fl›kl›k sistemi bozuk olanlar, örn. AIDS) kin bir biçimde korumaz. Hastalar›n ancak % 60’›nda koruma hastalar afl› olabilir. Gebelikte afl› önerilmemektedir, sa¤lar. ancak gebe olundu¤u bilinmeden afl› yap›l›rsa gebeli¤in Serviks kanserinin tamam›n› HPV virüsü oluflturdu¤u için bu visonland›r›lmas›na gerek yoktur. (KATEGOR‹ B) rüse yönelik koruyucu ve tedavi edici afl› çal›flmalar› bafllam›flt›r. • Lohusalar afl›lanabilir Tedavi edici afl›lar henüz klinik kullan›ma girmemifl olup 2010 • Afl›lama, oluflmufl olan servikal sitolojik de¤ifliklikler ve y›l›ndan itibaren klinik prati¤e girmesi beklenmektedir. Koruyugenital si¤iller ve serviks kanseri için tedavi de¤ildir. cu afl› üretmek amac›yla virüsün yap›s›nda bulunan L1 protein• Erkeklerin afl›lanmas› mant›kl› gözükmektedir, ancak bu leri bakterilerde ve ferment hücrelerinde üretilerek virüs benzeri konuda çal›flmalar devam etmektedir partiküller üretilmifltir. Virüs benzeri proteinler DNA içermedi¤i • 26 yafl üstünde yeterli immun yan›t oluflturmad›¤› için onkojenik ve enfeksiyöz potansiyel tafl›maz ancak yüksek düflünülmekte idi ancak son çal›flmalar bu grubunda oranda immunolojik oldu¤u için kifliyi yüksek oranda HPV enafl›dan faydalanabilece¤ini göstermektedir feksiyonuna karfl› korur. Bu amaçla farkl› iki firma taraf›nda • Afl› yap›lmadan önce HPV tip tayini yapmaya gerek dörtlü ve ikili afl› yoktur gelifltirilmifltir. • HPV tip tayini pozitif ç›kan hastalar afl› olabilir, çünkü ‹kili afl› tip 16 ve di¤er tiplere karfl› koruyuculu¤u devam etmektedir 18 virüslerine • HPV afl›lanmas› sonras› rutin PAP- smear taramas› karfl› gelifltirilmifl devam etmelidir olup kifliyi % 70 • HPV afl›s› yapt›rmak serviks kanserine karfl› % 70 oran›nda serviks koruyuculu¤a sahiptir kanserinden ko• Dörtlü HPV afl›s› ek olarak % 90 genital si¤ile karfl› rur. Buna karfl›l›k koruyuluculu¤a sahiptir. dörtlü afl›da bu iki 37 38-39 LABORATUVAR 5/26/08 m 12:52 AM Page 1 tan› Hastal›kta ve Sa¤l›kta Klinik Laboratuvarlar Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k Klinik Laboratuvar ve Tan› Bölümü Günümüzde h›zla geliflen teknolojiler ve yeni testler sonucunda, do¤ru tan› ve etkin bir tedavide, laboratuvarlar›n önemi daha da artm›flt›r. Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k 38 ilim ve teknolojideki yeni geliflmeler, baflta sa¤l›k olmak üzere insan hayat›ndaki bütün alanlar› etkilemeye devam etmektedir. Dünya çap›nda referans sa¤l›k kurumu olmak isteyen hastanelerin, kaliteli sa¤l›k hizmeti ve mükemmel hasta memnuniyeti için profesyonel ve teknolojik olarak yüksek stardartlarda tan› ve tedavi ünitelerine ihtiyac› vard›r. Yüksek teknolojili sistem ve cihazlar yan›nda ayr›ca, bilgili ve tecrübeli, kurumunun misyon ve vizyonuna sahip kadrolar gerekir. Sa¤l›k kurumlar›, ba¤›ms›z ulusal ve uluslararas› kabul görmüfl ve sayg›n denetim kurulufllar›na üye olarak, kaliteli hizmet sunma yeteneklerini denetime açarak onaylatmal›d›r. Daha sonra da, bilimsel araflt›rmalar› destekleyerek ve takip ederek, yeni bilgiler ve uygulamalarla kendisini sürekli gelifltirmelidir. Hastanelerde klinik laboratuvarlar, ileri teknolojilerin etkin ve verimli flekilde kullan›ld›¤› bölümlerin bafl›nda gelir. Klinik kimya, seroloji, bakteriyoloji, hematoloji, endokrin ve immünoloji gibi tüm bölümleriyle, klinik laboratuvar hizmetleri günümüz t›bb›n›n geliflmesine imkan sa¤lam›flt›r. Son zamanlarda hücresel ve moleküler düzeydeki araflt›rmalarla gelifltirilen yeni testlerin kullan›lmaya bafllamas›yla, laboratuvarlar›n deste¤inin önemi daha da artm›flt›r. Laboratuarlar h›zl› ve do¤ru bir flekilde sonuçland›rd›¤› testlerle, t›bbi uygulamalarda hekimlerin karar›nda etkili olmakta, hastal›¤›n erken ve kesin tan›s›na, ayr›ca en uygun tedavinin yap›lmas›na, prognozun belirlenmesine çok önemli katk›larda bulunmaktad›r. Bilimsel ve teknolojik araflt›rmalar sonucunda otomasyona geçilerek, yeni analiz sistemleri ve yöntemleri gelifltirilmifltir. Böylece analizlerde hata kayna¤› olabilen manuel ifllemler ortadan kald›r›larak, kanda nanogram, pikogram gibi çok düflük miktarlarda bulunan hormon ve di¤er maddeler çok h›zl› ve do¤ru bir flekilde ölçülmeye bafllam›flt›r. Hasta güvenli¤i aç›s›ndan hastalar›n t›bbi kay›tlar›nda, dosyalar›nda bulunan objektif bilgilerin % 70’ini laboratuvar test sonuçlar› oluflturmaktad›r. Kaliteli sa¤l›k hizmetinde hedef, s›f›r hata oldu¤undan, hekimlerin kendileri için çok önemli olan laboratuvar sonuçlar›na güvenmesi gerekir. Sa¤l›k hizmetinde ç›kacak bir aksakl›k, insan hayat›nda çok kö- B 38-39 LABORATUVAR 5/26/08 12:54 AM Page 2 den direkt olarak, insan kaynakl› hatalar› önlemek için tam otomatik otoanalizörlerde yap›lmaktad›r. • Laboratuvarlar›m›zda kalite güvencesi kapsam›nda her test için günlük olarak iç kalite kontrolleri yap›larak, düzenli flekilde takip edilmekte ve uygunlu¤u görüldükten sonra analizler yap›lmaktad›r. Üyesi oldu¤umuz, dünyan›n en genifl kaLaboratuvar hizmetlerinde gerekli t›l›ml› uluslararas› kalite kontrol programlar›; BIO RAD External Quality AsKlinik Laboratuvarlar›m›z standardizasyonun sa¤lanarak, gerek sesment System (EQAS) ve DigitalPT Hastanemiz klinik laboratuvarlar›, teknoiç kalite kontrolün, gerekse d›fl kalite AccuTest ile de sonuçlar›m›z ba¤›ms›z lojik alt yap› ve donan›ma önem verilen kontrolün çok titiz bir flekilde uyguolarak denetlenmektedir. Biyokimya, Hematoloji, Endokrinoloji, • Analiz sonuçlar›, çok aflamal› kontrolSeroloji, Allerji , Mikrobiyoloji, Parazitolanmas› ve denetlenmesi gerekir. lerden sonra uzmanlarca onayland›ktan loji gibi bölümlerden oluflmaktad›r. sonra do¤rudan hastan›n dosyas›na aktaUluslararas› kalite standartlar›nda sa¤l›k r›lmakta, ilgili doktor taraf›ndan yeni test sonuçlar› ve geriye dönük hizmeti üreterek mükemmel hasta memnuniyeti misyonu ve dünya tüm sonuçlar birlikte görebilmektedir. Sonuçlar hastane bilgi sistestandartlar›nda referans laboaratuvarlar› vizyonuyla, her biri kendi minde arflivlenmekte ve gere¤inde tüm sonuçlara ulafl›labilmektealan›nda uzman doktorlar, deneyimli laborant, kimyager ve biyologdir. lardan oluflan bir ekip, görev, yetki ve sorumluluklar›n› en üst dü• Kaliteli, güvenilir ve h›zl› sonuçlar üreterek, teflhis süreci k›salt›lazeyde gerçeklefltirerek 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vermektedir. rak zaman kayb› önlenmektedir. • Tan›sal yöntemlerle ilgili gerçekleflen yenilikler ve geliflmeler Hastanemizde en ileri teknolojiyi kullanarak yapt›¤›m›z iyi klinik yak›ndan takip edilmekte, yeni testllerin kullan›lmas›yla modern t›buygulamalar›na paralel olarak, klinik laboratuarlar›m›zda da güncel b›n tüm gereklilikleri yerine getirilmektedir. bilgi ve en geliflmifl teflhis imkanlar›n› sunmaya devam edece¤iz. • Uluslararas› standartlara uygun olarak planlanarak yap›lm›fl laboBu hizmetler öncelikle hasta ratuvarlarda analizler üzerinde etkili olabilecek s›cakl›k, nem ve hamemnuniyetini hedefleyen, invaland›rma gibi ortam flartlar› bilgisayar kontrollü olarak sa¤lansana sayg› ve etik kurallar ile maktad›r. toplum de¤erlerini ve hasta hak• Bütün ifllemlerde enfeksiyon riskine karfl› disposabl malzemeler lar›n› öne ç›karan bir misyonla kullan›lmakta, at›klar personel ve çevre sa¤l›¤›n›n korunmas›na yögerçekleflmektedir. nelik olarak özel bir organizasyonla imha edilmektedir. Sizlerin elefltiri ve önerileri do¤• Analiz örnekleri (numuneler) Uluslararas› tan›mlanan JCI stanrultusunda her gün daha iyiye dardlar›na uygun olarak barkodlu etiket yap›flt›r›lm›fl tüplere ve kapdo¤ru geliflece¤imize inan›yolara al›nmaktad›r. ruz. • Numuneler pnömatik tüplerle laboratuvarlar›m›za en güvenli ve Hisar ‹ntercont›nental Hospital h›zl› flekilde ulaflmakta, barkot etiketleme ile örnek al›m›n›n ve anaLaboratuvarlar› olarak sa¤l›kl› lizlerin tüm aflamalar›nda oluflabilecek hatalar önlenmektedir. günler diliyoruz. • Hekimin istedi¤i testler, hastadan al›nan kan ve di¤er numunelertü sonuçlara yol açabilir. Laboratuvar hizmetlerinde gerekli standardizasyonun sa¤lanarak, yap›lan testlerin do¤rulu¤u, tekrarlanabilirli¤i, hassasiyeti ve özgünlü¤ü objektif, bilimsel yöntemlerle de¤erlendirilmeli, gerek iç kalite kontrol, gerekse d›fl kalite kontrol çok titiz bir flekilde uygulanmal› ve denetlenmelidir. 39 40-41GOZ SAGLIGI MERKEZI 5/26/08 12:59 AM Page 1 m sa¤l›k ordumuzu tan›yal›m Hisar Intercont›nental Hospital Göz Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü Klini¤imiz göz hastal›klar›n›n tan› ve tedavisinde kullan›lan son sistem cihazlarla donat›lm›fl olup baflta Katarakt Refraktif Cerrahi ve Vitreoretinal hastal›klar olmak üzere oftalmolojinin tüm alt branfllar›nda hizmet vermektedir. 40 öz hastal›klar› ile ilgili tüm ameliyatlar›n ve laser tedavilerinin yap›labilmesine olanak sa¤layan en üst düzey teknoloji ile donat›lm›fl olan göz klini¤i kendine ait 600 m2’lik özel bir alanda hizmet vermektedir. Refraktif cerrahi, katarakt, glokom, medikal ve cerrahi retina, okuloplastik cerrahi, kornea, nörooftalmoloji, kontakt lens, flafl›l›k ve pediatrik oftalmoloji birimlerinin yer ald›¤› klini¤imizde bir ö¤retim üyesi, iki göz hastal›klar› uzman› ,iki göz hemfliresi, bir sa¤l›k memuru ve iki hasta kabul eleman› görev yapmaktad›r. G Göz hastal›klar› klini¤inde çal›flan hekim kadrosu: Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu: 1969 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden mezun olmufl yine ayn› fakülteden 1973 y›l›nda Göz Hastal›klar› Uzman› , 1977 y›l›nda Doçent,1988 y›l›nda ise Profesör ünvan›n› alm›flt›r, Halen ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Göz Hastal›lar› Anabilimdal› Baflkanl›¤› görevini sürdürmektedir. Op. Dr. Faruk Ero¤lu: 1993 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden mezun olmufl ayn› fakülteden 1998 y›l›nda uzmanl›¤›n› alm›flt›r Op Dr. Ali Sipahier: 1995 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden mezun olmufl ayn› fakülteden 2000 y›l›nda uzmanl›¤›n› alm›flt›r. Hemflire Tu¤ba Soysal ve Pembegül Solak, sa¤l›k memuru Halil ‹brahim Uysal ile hasta kabul elemanlar› Hanife Karakaya ve Hilal Demirci klinikte görev yapmaktad›r. Ayn› t›bbi nosyona sahip doktorlar›n bir arada uyum içinde çal›flt›¤› göz klini¤inde, hastanemizin hizmete girmesinden bugüne kadar geçen iki y›ll›k süreçte bir çok baflar›l› ameliyat ve laser uygulamalar› gerçeklefltirilmifltir. Klini¤imizde kulland›¤›m›z intalase ve Advanced Custom Vue sistemi; miyop, hipermetrop ve astigmat› olan hastalarda gözlük ve kontakt lens ihtiyac›n› ortadan kald›ran dünya üzerindeki en geliflmifl sistemdir. B›çaks›z lasik olarak da bilinen Intralase Laser, Excimer Laser tedavisi öncesi korneal fleb kald›rmaya yarayan bir yöntemdir. Standart lasik uygulamalar›na göre çok daha güvenli olan bu yöntem sayesinde kald›r›lacak flebin kal›nl›¤›, çap› ve flekli istenilindi¤i gibi ayarlanabilir. Bu yüksek teknolji 40-41GOZ SAGLIGI MERKEZI 5/26/08 1:00 AM Page 2 sayesinde laser tedavileri komplikasyonsuz tamamlanabilmektedir. Intralase lasik özellikle yüksek astigmat, hipermetropi, düz ve ince kornea gibi durumlarda önemli avantaja sahiptir. Hastanemizde kullan›lan VISX S4 IR Excimer Laser cihaz› ve Advanced Custom Vue wavefront sistemi (kifliye özel tedavi) FDA(Amerikan G›da ve ‹laç Birli¤i) onayl› olup özellikle son eklenen iris tan›ma sistemi ile birlikte bu alanda ulafl›lan en son noktadad›r. Halk aras›nda kartal görüfl olarak bilinen bu yöntem sayesinde baz› hastalarda laser sonras› gözlük ya da kontakt lense göre daha iyi bir görüfl elde edilebilir. Yüzeyel tedavide bir yenilik olan epilasik tedavisi Türkiye’de ilk defa hastanemizde uygulanm›flt›r. ‹leri teknolojiyi tecrübemizle birlefltirerek gerçeklefltirdi¤imiz yüzlerce laser uygulamas›n›n sonuçlar› ulusal ve uluslararas› toplant›larda sunulmufltur. Katarakt ameliyatlar›nda kulland›¤›m›z fako cihaz› en az doku hasar› oluflturan so¤uk fako özelli¤ine sahiptir. Tüm hastalar›m›za standart olarak uygulad›¤›m›z mercekler FDA ve CE onayl›d›r. Uygun göz içi lensi yerlefltirilen hastalar daha iyi görmelerinin yan› s›ra uzak gözlük ihtiyac›ndan da kurtulmaktad›rlar. Bunun d›fl›nda göz yap›s› uygun olan hastalarda yak›n› görmeyi sa¤layan multifokal göziçi mercekler de klini¤imizde baflar› ile uygulanmaktad›r . Retina hastal›klar›n›n tedavisi göz klini¤inin iddial› oldu¤u bir baflka aland›r. Diyabetik retinopati ve yafla ba¤l› makula dejenerasyonu toplumda en s›k görülen körlük nedenleridir. Uzun ve sab›r isteyen bir tedavi süreci sonucunda bu hastalarda görme kayb›n› s›n›rlamak mümkündür. Son zamanlarda klini¤imizde de uygulanan yeni tedavi uygulamalar› bu hastalarda oldukça baflar›l› sonuçlar al›nmas›n› sa¤lam›flt›r. Hastanemizde yer alan FFA, ICG ve OCT gibi tan› cihazlar› Argon laser, PDT, intravitreal enjeksiyon ve vitreoretinal cerrahi gibi tedavi yöntemleri sayesinde bu zor hastal›k grubuna karfl› baflar›l› sonuçlar almaktay›z. OCT , görme alan› taramas›, sinir lifleri analizi ve en önemlisi ayr›nt›l› bir muayene ile glokom (göz tansiyonu) hastalar›nda erken teflhis ve tedavi imkan›m›z olmaktad›r. Çocuklarda flafl›l›¤›n ve göz tembelli¤inin önlenmesinde ilk 3 yafl içerisinde göz muayenesi çok önemlidir. Bu anlamda çocuk klini¤imiz ile koordine çal›flmakta ve ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesine özen göstermekteyiz. 41 42-43 AMASRA 5/26/08 m 1:18 AM Page 1 gezi Gezmeyi sever misiniz? Buyrun Amasra’ya u küçük Karadeniz k›y› kentinin yerleflik nüfusu 20 bin; ama geziye elveriflli aylarda on binlerce misafiri a¤›rl›yor. Kent tam bir tatil beldesi. Önümüz yaz. Hepimizin gönlünde bir tatil hayali var. Akl›n›zda ne olursa olsun, size “f›rsat buldu¤unuzda gidin” diyece¤imiz yerlerden birini, Amasra’y› tan›tmak istiyoruz. Amasra, tertemiz havas›yla tatilini dinlenerek geçirmek isteyenler için benzersiz bir yer oldu¤u kadar, deniziyle ve plajlar›yla da deniz tutkunlar› için çekici bir k›y› kenti olma özelli¤i tafl›- B 42 yor. Gidenlerin ilk izlenimlerini anlat›rken kulland›klar› ifadeyle “tam bir tatil beldesi”. Kara yoluyla Bart›n üzerinden geçerek gidilebilir. Do¤al ortam›n büyüleyici güzelli¤i içinde yapaca¤›n›z bu yolculuk tekrar tekrar yaflamak isteyece¤iniz bir an› olarak yerleflir belle¤inize. Yolun, yöreye özgü yap›s› güzel görüntülerin hazz›na heyecan da katar. Bahar aylar›nda daha sakin olan Amasra’da Haziran ve sonras›nda sizi doyumsuz bir k›y› fleridinin bekledi¤ini bilin. Karadeniz’in berrak sular›n›n okflad›¤› Amasra koylar›, çok zaman ta- 42-43 AMASRA 5/26/08 1:18 AM Page 2 tilinizi birkaç gün daha uzatma nedeni olabilir. Bu güzel kentin do¤as›, k›y›lar› kadar, tarihi geçmifli de çekicidir. Amasra’n›n üç bin y›ll›k geçmiflinden izler pek çok merakl›y› çeker. Kal›nt›lar, ‹lyada destan›nda ad› geçen Sesamos’un bugünkü Amasra’n›n bulundu¤u yerde oldu¤unu gösteriyor. Bu da yerleflim alan› olarak binlerce y›ll›k bir geçmifle sahip oldu¤unu belgeliyor. Halk›n›n bir k›sm› madencilikle geçinen Amasra’da tar›m ve hayvanc›l›k hala önemli gelir kayna¤› olma özelli¤ini tafl›yor. Ama, kentin son y›llarda h›zla artan turizm potansiyelinin bütün öteki ekonomik kaynaklar›n önüne geçti¤ini söylemek mümkün. Art›k Amasral›lar, kentlerini ziyarete gelenlere, yer kiralay›p, yiyecek sunarak; onlara eliflleri satarak, yine el yap›m› a¤aç hediyelik eflya pazarlayarak geçimlerini sa¤l›yorlar. Küçük liman›, Büyük Liman›, Tavflan adas›, kalesi ve al›fl verifl için sizleri bekleyen çarfl›lar›, konuksever güler yüzlü insanlar›n iflletti¤i pansiyonlar› ve daha çok turlarla gelenlerin kald›klar› otelleriyle unutulmaz bir tatile ça¤›r›yor Amasra. Amasra’n›n iki tan›m›ndan da söz etmek yerinde olur; Amasral› ile Amasra’da tatil yapma al›flkanl›¤› olan kiflilerin kente bak›fllar›nda ilginç bir z›tl›k dikkati çeker. Özünde ikisi de Amasra’ya de¤er verir, ama, birinde övünme di¤erinde ironik bir k›skançl›k vard›r. Amasral›, daha çok kifli gelsin, daha çok turist a¤›rlas›n ister. Ankara ‹stanbul gibi kentlerden gelip Amasra’da tatil yapma al›flkanl›¤› olanlar ise “çok kifli gelir kalabal›k artarsa bu sakinlik kalmaz” diye farkl› bir bak›fl sergiler. ‹flin do¤rusu Amasral›lar, misafir a¤›rlamay› seviyorlar. Ama, turizm beldelerinin kaderi gibi gösterilen betonlaflmaya da pek izin vermek istemiyorlar. Amasral›lar, kentlerinin bugünkü güzellikleri koruyarak zenginleflmesini önemsiyorlar. Gürültünün en aza indi¤i nadir turizm beldelerinden biri olarak Amasra’da, tatilinizi dinlenerek geçirme olana¤› bulaca¤›n›zdan kuflkunuz olmas›n. Gitmiflken, tekne turuna kat›lmadan ayr›lmay›n Amasra’dan. Tabii, ad›m bafl› bulaca¤›n›z k›y› lokantalar›nda Amasral› bal›kç›lar›n tuttuklar› bal›klardan tatmay› da ihmal etmeyin. 43 44-45 OKUR KOSESI 5/26/08 m 1:21 AM Page 1 okur köflesi ‹stanbul’un Fare Kapan› Dergimizin bu say›s›ndaki konu¤u Sunay Ak›n. Onu fliirleriyle oldu¤u kadar öykü tarz› yaz›lar› ve söyleflileriyle de tan›yoruz. fiair-yazar, gazeteci Sunay Ak›n, dergimizin bu say›s›na bir ‹stanbul nostaljisi ile kat›l›yor. Özgün üslûbunu usta kalemiyle sat›rlara aktaran Sunay Ak›n’›n bu yaz›s›n› keyifle okuyaca¤›n›za inan›yoruz. Sunay Ak›n 44 aradeniz’den gelen buzullar›n kentin iki yakas›n› ay›ran Bo¤az’› kapatt›¤›n› duyan ‹stanbullular k›y›da toplan›rlar. Bu ilginç do¤a olay›n›n tan›klar› aras›nda cesaretli olanlar, buz kütlelerinin birinden di¤erine atlayarak Bo¤az’› yürüyerek geçme ayr›cal›¤›na sahip olmay› kaç›rmazlar. ‹çlerinde tafl›d›klar› cambaz›n sesine uyanlar›n yapt›klar› gösteriyi izleyenler aras›nda bulunan Besim Ömer Bey, 1912 y›l›n›n 14 Nisan gecesini an›msar… Besim Ömer Bey, e¤itimini Paris’de yapm›fl, Ca¤alo¤lu’nda muayenehanesi olan bir t›p doktorudur. Bir gün, penceresinde s›k kafeslerin oldu¤u muayenehanesinin kap›s› çal›n›r. Gelenler saraydand›r. Padiflah›n gözdesi olan bir sultan›n do¤urmas› için Fransa’dan uzman bir doktor istenmifl, fakat ça¤r›lan doktorun ayn› tarihte ‹sveç saray›nda bulunaca¤› bildirilmifltir. Besim Ömer Bey’in kap›s›n› çald›ran da, Frans›z doktorun gönderdi¤i yan›ta “Besim Bey oradayken benim gelmeme gerek yoktur’’notunu düflmüfl olmas›d›r. K 44-45 OKUR KOSESI 5/26/08 1:21 AM Page 2 adac›¤› fiiir Cumhuriyeti ilan edeHarem’de yapt›rd›¤› do¤umla sararek, raflar›nda Sunay Ak›n’›n “May›n gözdesi olan Besim Ömer Bey, kiler’’, Cemal Süreya’n›n “Üvercin24 Nisan günü New York’da yap›laka”, Akgün Akova’n›n “Sansürttürcak olan bir kongreye kat›lmaya kame fiair Abüüü’’ adl› kitaplar›n›n da rar verir. Fransa’n›n Calais liman›n‹stanbul, tarihi boyunca farelerin cirit att›¤› bir bulundu¤u küçük bir kütüphaneyi dan ‹ngiltere’ye geçecek, Southampkenttir.1792 y›l›nda ‹stanbul’a gelen Dr. tarihi eserin çirkin kullan›m›na panton’dan binece¤i gemiyle de New zehir olarak kulede b›rak›rlar. SonYork’a ulaflacakt›r. Oysa Calais’deOlivier, geceleri çaylak ve baykufllar taraf›ndan raki haftalarda düzenledikleri fliir ki sis, oyun olsun diye doland›¤› avlanan farelerin çok oluflunu bir nedenini de, akflamlar›nda, kütüphanenin bekçi pencere tüllerinden ç›k›fl yolunu bukedilerin azl›¤›yla aç›klar. Frans›z doktora göre taraf›ndan ayakkab›l›k yap›lmak lamayan birer çocu¤u dönüfltürdü¤ü kentte kürk giyme modas›n›n yayg›nl›¤› da üzere evine götürüldü¤ü ö¤renirler. gemileri limana tutsak eder. ‹stanveba hastal›¤›n›n görülmesine neden olmakfiiir kitaplar›na ne oldu? Fareler tabul’a geri dönen Besim Bey, y›llar raf›ndan yenildiler mi yoksa? Bu sonra Bo¤az’› kapatan buzullara batad›r. ‹stanbul’da bir salg›n hastal›k s›ras›nda kayg› hiç de bofluna de¤ildir. Hele karak, sis yüzünden yapamad›¤› yol,karantina hastanesi olarak kullan›lan yerlerflair Aristo’nun milattan önce I. yüzculu¤u an›msar. “Nevsal-i Afiyet’’ den biri de K›z Kulesi’dir. y›lda yazd›¤› flu dizeleri okuduktan adl› ilk sa¤l›k ansiklopedisinin de sonra… yazar› olan doktorun, biletini ‹stanEkmek için geldinizse bizim eve, bul’dan ay›rtt›¤› “Titanik” adl› gemideki kamaras› buzda¤›na Fareler; gidin baflka delik bulun. do¤ru olan yolculu¤una bofl ç›kar! Ben yoksul adam›m. Buzuldan buzula atlayan insanlardan biri aya¤› kay›p denize Ev demeye bin flahit ister bizim eve. düfler gibi olsa da, toparlar kendini. Bu durum k›y›daki izleyiGidin bir zenginin kona¤›na, ciler aras›nda heyecan yarat›r. Besim Ömer Bey, “Titanik’e Bol bol peynir kemirin, binseydim buz parçalar› aras›nda yaflam kavgas› verenlerden Kuru üzüm yiyin, biri de ben olacakt›m” diye düflünür. Yemek art›klar›yla ziyafet çekin kendinize. ‹stanbul Bo¤az›’n›n buzullara kapland›¤› dönemlerde çok üflüDifllerinizi keskinlefltirmek istiyorsan›z yen ve aralar›nda küçük bir aysberg gibi görünen K›z KuleBenim kitaplar›m› kemirerek s›’nin fener bekçisi Mustafa Sav; Devlet Limanlar Umum MüYeme¤inizin tad› tuzu olmaz. dürlü¤ü’ne 9 A¤ustos 1940 tarihli bir dilekçe yazar “Yirmi ye‹stanbul, tarihi boyunca farelerin cirit att›¤› bir kenttir. 1792 di seneden beri K›z Kulesin’nde fener gardiyan› vazifesinde y›l›nda ‹stanbul’a gelen Dr. Olivier, geceleri çaylak ve baybulunmaktay›m. Bu kerre Of kazas›nda bulunan alt› nüfus efkufllar taraf›ndan avlanan farelerin çok oluflunu bir nedenini rad› ailemden refikam ile validemin a¤›r surette hasta bulunde, kedilerin azl›¤›yla aç›klar. Frans›z doktora göre kentte kürk duklar›n› haber ald›m. Mezkur mahalde çocuklar›m› himaye giyme modas›n›n yayg›nl›¤› da veba hastal›¤›n›n görülmesine edebilecek baflka kimsem bulunmad›¤› gibi esasen on seneden neden olmaktad›r. ‹stanbul’da bir salg›n hastal›k s›ras›nda, kaberi de hiç bir mezuniyet almam›fl bulunmaktay›m. Mezun burantina hastanesi olarak kullan›lan yerlerden biri de K›z Kulelundu¤um müddet zarf›nda gardiyanl›k vazifem dahi ikinci si’dir. Maltepe Askeri Hastanesinin yetersiz kalmas› durumungardiyan ‹smail ‹fllekel taraf›ndan ifa edilece¤i taahhüt olunda tecrid yeri olarak kulenin bulundu¤u adac›¤›n kullan›lmas›, du¤undan çocuklar›m›n muhafaza ve himayesini temin etmek Osmanl›’n›n sa¤l›k sorunlar›na gösterdi¤i duyars›zl›¤› ortaya üzere gidip gelme yol müddeti hariç olmak üzere yirmi gün ç›kar›r. Kentin Marmara giriflinde bulunan adalar›n, salg›n s›mezuniyet verilmesine müsade buyrulmas›n› sayg›lar›mla diras›nda karantina yeri olarak de¤erlendirilmemesi Doktor Olilerim.’’ Mustafa Bey, “Bafl Gardiyan’’ olarak imza atsa da, divier’› hayretler içinde b›rak›r. Bu do¤a vergisi zenginligin gölekçeden “mahkum’’un da yine kendisi oldu¤u anlafl›l›yor. rülmeyip, orada bir karantina liman›n›n aç›lmamas› binlerce 1990 y›l›nda Yeflilada feribotunda ilaçlama yapan üç görevli‹stanbullu’nun yaflam›na neden olmufltur. K›z Kulesi’ni konu nin ölmesi üzerine tüm bak›fllar K›z Kulesi’ne çevrilir. Gemialan ilk filim de, bir salg›n hastal›¤›n yol açt›¤› dram ifllenir. lerdeki farelere karfl› kullan›lan siyanür gaz›n›n tarihi kulede 1923 y›l›nda, Muhsin Ertu¤rul’un çekti¤i filmde, kuledeki fedepoland›¤›n›n anlafl›lmas› tepkilere yol açar ‹ki y›l sonra da ner bekçisinin öldürmek zorunda kald›¤›, kuduz olan o¤ludur. “Atak” adl› bir bal›kç› motoru yanafl›r K›z Kulesi’ne fiairler 45 46-47-48-49 BIZDEN HABERLER 5/26/08 m 1:24 AM Page 1 hisar gündem Prof. Minkari “Faziletli, dürüst hekimler huzur veriyor” ir t›p hocas› demifl ki: “Size ö¤rettiklerimin yar›s› do¤ru yar›s› yanl›flt›r, ama hangi yar›s› do¤ru hangi yar›s› yanl›fl bunu zaman gösterecektir” 2000’li y›llarda tan› ve tedavi imkanlar› yak›n geçmiflte hayali bile kurulmayacak kadar çok geliflti. Ak›ll›, deneyimli, dengeli,vicdan› dürüst hekimler ö¤rendiklerini iyi kullanmakta hastalar›n› azrailin pençesinden alabilmekte onlara uzun ve sa¤l›kl› ömür verebilmektedirler. Hasta, mutlulu¤u sa¤l›kta arar. Ama ne yaz›k ki, sa¤l›kl› olanlar›n hepsi mutlu de¤ildir. Ço¤u insan, sa¤l›¤›n›n de¤erini onu kaybederken anlar. T›p dal›nda elde edilmifl olan mesleki geliflmeler hem çok zor oldu, hem de çok zaman ald›. Hastalar yüzy›llar boyunca, iyileflebilmek için, hep ilahi bir gücün himayesi alt›na s›¤›nmak istediler. Sonra, ifle sihirbazlar, din adamlar› ve flarlatanlar kar›flt›. Uzun y›llar ç›rak s›n›f› “yaln›z benim ustam›n dedi¤i do¤rudur, yapt›¤› do¤rudur” düsturuna sar›ld›, do¤ruyu arayamad›. Yanl›fl›, yanl›fl›n üstüne koydu. Ancak do¤ruyu bulanlar, do¤runun üstüne do¤ruyu koyanlar ›fl›¤› gördüler, gönülleri feth ettiler. Hangi dönem olursa olsun kural de¤iflmedi: Bak, Gör, Anla, Dene, Ö¤ren, Ö¤ret fiimdi sormak gerek: teflhis ve tedavide elde edilmifl olan ak›l al- B Hekimli¤i yan›nda çeflitli konulardaki yaz›lar›yla da tan›nan ve bu özelli¤iyle yazar-hekim olarak an›lan Prof. Dr. Tar›k Minkâri 16 Nisan 2008 günü hastanemizde yap›lan toplant›da bilgi birikimini kurumumuz hekimleriyle paylaflt›. Prof. Minkari’nin “T›p ve Mizah” bafll›kl› sunumu izleyenlere keyifli dakikalar yaflatt›. 46 maz yeniliklere karfl›n, hekimin ahlaki meziyetleri de ayn› flekilde geliflti mi? Hasta, hekimi hep ilahi bir güce sahip olarak görür. Bu nedenle hekimin ahlaken, aklen, ruhen, bedenen sa¤l›kl› ve dengeli olmas›n› ister. Ayr›ca ondan, sevgisini, hoflgörüsünü, flefkatini, hünerini tevazu içinde verebilmesini bekler. Hasta bir metal parças› de¤ildir. Ona yaklaflmak, onu anlamak, onun gönlünü almak ,güvenini kazanmak bafll› bafl›na bir hünerdir. Hastalar›n faziletli, vicdanl›, dengeli, dürüst, tokgözlü hekimler taraf›ndan tedavi edildiklerini görmek, bizlere yafllanmakta olan bir neslin son temsilcilerine huzur vermektedir. Yirminci yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan bu yana, hayat flartlar› çok düzeldi, koruyucu hekimlik çok geliflti. Bu nedenlerden ötürü insan say›s› h›zla ço¤ald›, ölüm oranlar› azald›, uzun yaflama flans› artt›. Ister teknikte, ister tedavide ister konforda olsun elde edilmifl olan büyük geliflmelere ra¤men y›lda milyonlarca insan ölmektedir. Bunun nedeni açl›kt›r: Güzel dünyam›zda verimli topraklar, yeflil alanlar ve tar›msal üretim h›zla azalmakta nüfus ve çevre kirlili¤i h›zla ço¤almaktad›r. Genç kuflaklar cehennemi faciaya do¤ru giden bu hali h›zla durdurabilmeli, tar›msal ve organik üretim imkanlar›n› ço¤altabilmeli, nüfus say›s›n› ve çevre kirlili¤ini etkili flekilde azaltabilmelidir. San›r›m ki, bundan sonra benzer törenlede buluflamayaca¤›z. Ama camilerin avlular›nda s›k s›k karfl›laflaca¤›z. Günü gelince, ölümün de do¤um gibi h›zl› ve kolay olmas› dile¤iyle, hepinizi sevgiyle kucaklar›m.. Prof. Dr. Tar›k Minkari 46-47-48-49 BIZDEN HABERLER 5/26/08 1:25 AM Page 2 Hekimli¤in tarihçesi lkemizin ünlü t›p adamlar›ndan Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Hisar Intercontinental Hospital’de konferans verdi. Prof. Hatemi, konferans›nda hekimli¤in tarih öncesinden bafllayan tarihçesini anlatt›. Ünlü bilim adam›, bafllang›çtan itibaren hekimli¤in mistik bir anlam içerdi¤ine iflaret ederek, modern t›p anlay›fl›na gelinceye kadar geçirilen evreleri ortaya koydu. Eski M›s›rda, Hititlerde ve Yunan medeniyetinde hekimli¤in nas›l alg›land›¤›na dair bilgiler veren Prof. Hatemi, hekimli¤in dogmalardan s›yr›lma sürecini özgün bir üslupla ve çarp›c› örneklerle anlatt›. Hatemi’nin verdi¤i bilgiye göre, dönem dönem ve uzun sürelerle hekimlik din adamlar›n›n etkisinde kald›. Hipokrat felsefesiyle bafllayan süreçte ise laik bir anlay›fl giderek yayg›nlaflt›. MS 1000 civar›nda Emevilerde bu anlay›fl etkindi. 1200’lerden sonra ise Hiristiyanl›¤›n etkisinin artt›¤› bir anlay›fl hakim oldu. Bu süreçte ‹slamiyet’in en büyük kat- Ü k›s› eski Latince yaz›lm›fl t›p kitaplar›n›n yay›lmas›na olanak sa¤layan Arapça ve Süryaniceye çevrilmesidir. Hekimli¤in Anadolu’daki geliflmelerini de anlatan Hatemi, yapt›¤› araflt›rmalarda bir Alman bilim adam›n›n Alcemeon’u lokman hekim olarak belirtti¤ini ve kendisininde ayn› düflüncede oldu¤unu belirtti. 47 46-47-48-49 BIZDEN HABERLER m 5/26/08 1:25 AM Page 3 hisar gündem Ba¤›fl›kl›k Sistemi ve Beslenme zm. Dr. Camille Lieners, kiflisel deneyimleriyle zenginlefltirdi¤i mesleki bilgilerini H‹H mensuplar›yla paylaflt›. Dr. Lieners, “Ba¤›fl›kl›k Sistemi ve Beslenme” bafll›kl› sunumunda insan sa¤l›¤›n›n etkileflimini de¤erlendirdi. Kurum mensuplar›n›n soru ve katk›lar› toplant›ya fark bir boyut kazand›rd›. U Yaflam Tarz› De¤iflimli¤i Nas›l Bafllar? erkesin yaflam›nda bir de¤iflim vard›r. Peki bu nas›l bafllar? Doç. Dr. Kemal Yeflilçimen, bu konuyu “Yaflam Tarz› De¤iflikli¤i Nas›l Bafllar” bafll›kl› sunumunda ele ald›. 9 Nisan’da yap›lan bu toplant›ya kat›lanlar›n ilgiyle izledikleri sunumda Dr. Yeflilçimen, günlük yaflamda bireyin kendisine ay›rd›¤› zaman› ve gösterdi¤i özeni hofl bir anlat›mla irdeledi. H Hekim hasta iliflkisi ekim hasta iliflkileri konusunda en iyiyi yakalama günümüz t›p dünyas›nda büyük önem tafl›yor. Bu yöndeki çabalar etik aç›dan oldu¤u kadar hukuksal anlamda da de¤erlendiriliyor. Geçti¤imiz aylarda Prof. Dr. K›l›ç Ayd›nl› bu konuda bir konferans verdi. Prof.Dr. Ayd›nl›’n›n “T›pta Hukuk ve Etik” bafll›kl› sunumu ilgiyle izlendi. H Yeni TCK ve Malpraktis Davalar› ekim hatalar›na hekimlerin yaklafl›m› nas›l olmal›? Bir hekimin hizmet alan›nda karfl›laflaca¤› durumlar Mart ay› içinde düzenlenen bir toplant›da ele al›nd›. Prof. Dr. Ahmet Çolak, hukuk e¤itimi de alm›fl bir hekim olarak görüfllerini kurum mensuplar›yla paylaflt›. Toplant›da “Yeni TCK ve Malpraktis Davalar›” tart›fl›ld›. H 48 Kalbin Yolculu¤u ekimlik insana sayg›n›n en üst düzeye eriflti¤i meslek say›l›r. Bu anlamda hekimlik ayn› zamanda sevgi mesle¤idir. Bir kalp cerrah› olarak Doç Dr. Azmi Özler, sevgi temas›n› iflleyerek HIH mensuplar›na kalbin inceliklerini anlatt›. Doç. Özler’in “Kalbin yolculu¤u” bafll›kl› sunumu hem mesleki hem duygusal zenginli¤in paylafl›m› oldu. H 46-47-48-49 BIZDEN HABERLER 5/26/08 1:26 AM Page 4 Medya - Hekim iliflkisi a¤l›k habercisi gazeteci Esra Kazanc›bafl›, kurumumuzda düzenlenen bir toplant›da “Medya - Hekim iliflkisi” konulu bir sunum yapt›. Kazanc›bafl›, bu iliflkinin etik aç›dan önemini ve bir hekimin medyada nas›l yer almas› gerekti¤ini anlatt›. Eczac›bafl›, sa¤l›kta do¤ru bilginin önemini vurgulad› ve yöneltilen sorular› yan›tlad›. S 14 Mart’›n Tarihi Anlam› a¤l›k sektöründekiler için Mart ay›n›n önemli konular›ndan biri de T›p Bayram›d›r. 14 Mart günü düzenlenen toplant›da Uzm. Dr. Aydemir Yalman, bir anlamda ülkemizde modern t›bb›n geliflme sürecini ortaya koydu. Yalman, sunumunu “14 Mart’›n Tarihi Anlam›” bafll›¤› ile yapt›. S Horby ve Trafik Canavar› isan ay› içinde yap›lan toplant›lardan biri de Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram› ile ilgiliydi. 23 Nisan günü, HIH taraf›ndan bir Çocuk fienli¤i düzenlendi. Bu çerçevede Oda Tiyatrosu oyuncular› “Horby ve Trafik canavar›” adl› çocuk oyununu sahnelediler. Çevre halk›n›n davetli oldu¤u konferans salonunu tamamen dolduran flenlikte çocuklar nefleli saatler geçirdiler. N Çocuk Hastalar›n Haklar› art ay›nda Cerrahpafla T›p Fakültesinden Prof. Dr. Cenk Büyükünal, sosyal bir sorunu konu alan toplant›da görüfllerini HIH mensuplar›yla paylaflt›. Konu çocuk istismar›yd›. Prof. Büyükünal, çocuk istismar›n› al›flkanl›¤a dönüflmüfl davran›fl örnekleriyle ortaya koydu. Büyükünal, görüfllerini ve geliflmeleri “Çocuk ‹stismar› ve Ülkemizde Çocuk Hasta Haklar›n›n Geliflimi” bafll›¤› ile sundu. M T›pta Bilgi ‹fllem Teknolojileri isan ay›n›n bafl›nda Dr. Kader Gürses, “T›pta Bilgi ‹fllem Teknolojileri” üzerine konufltu. Yaflam›n her alan›nda etkinli¤i artan bilgi ifllem teknolojilerinin özellikle t›pta oynad›¤› rol ele al›nd›. N Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ubat ay›n›n bir baflka bilgi paylafl›m› toplant›s›nda fizik tedavi ele al›nd›. Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu’nun “Mekanik Kaynakl› Bel A¤r›l› Hastalarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yaklafl›m›” bafll›kl› sunumu kapsam›nda bu alandaki yeni uygulamalar ele al›nd›. fi Rekraktif Cerrahi esleki bilgi ve deneyimlerin paylafl›lmas› amaçl› toplant›lar kapsam›nda fiubat ay›nda Uzm. Dr. Ali Sipahier, bir sunum yapt›. Dr. Sipahier, “Rekraktif Cerrahi” konusunda konufltu. Sunum s›ras›nda Dr. Sipahier, konuyla ilgili sorular› da yan›tlad›. M Uyku Bozukluklar› ve Tedavisi ›bbi yeniliklerin ele al›nd›¤› e¤itim toplant›s›nda Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç’›n “Uyku Bozukluklar› ve Tedavisi” bafll›kl› sunum yapt›. Dr. Dalk›l›ç, uyku bozuklu¤unu tetikleyen etkenleri ve bunlara ba¤l› geliflmeleri meslektafllar›yla paylaflt›. Dalk›l›ç, bu konudaki modern tedavi yöntemlerini anlatt›. T 49 50 ANLASMALI KURUMLAR 5/26/08 1:29 AM Page 1 Güvenli ellerimizi hissedeceksiniz... anlaflmal› kurumlar Güvenli ellerimizi hissedeceksiniz... ÖZEL S‹GORTA fi‹RKETLER‹ ANLAfiMALI fi‹RKETLER AS‹STANS KURULUfiLAR • AKS‹GORTA A.fi. • AMERICAN LIFE S‹GORTA A.fi. • ANADOLU ANON‹M TÜRK S‹GORTA fi‹RKET‹ • ANKARA ANON‹M TÜRK S‹GORTA • AXA OYAK S‹GORTA A.fi. • BAfiAKGOURUPAMA S‹GORTA A.fi. • DEM‹R HAYAT S‹GORTA A.fi. • DEN‹Z HAYAT A.fi. • ERGO‹SV‹ÇRE S‹GORTA A.fi. • GENEL YAfiAM S‹GORTA A.fi. • GÜVEN S‹GORTA A.fi. • HDI S‹GORTA A.fi. • IfiIK S‹GORTA A.fi. • KOÇ ALLIANZ S‹GORTA • RAY S‹GORTA A.fi. • YAPI KRED‹ S‹GORTA A.fi. • PROMED •Ak Emeklilik •Ankara Sigorta (Emeklilik) •Bat› Göz Hastanesi •Beko •Birlik Hayat Sigorta •Birmat •Bortar •British American Tobacco •Denizbank Sea&Miles •Emin Direksiyon •Finansbank •‹zmir Terziler Odas› •Kobi Sa¤l›k Paketi •Opel-Chevrolet •Sa¤l›kl› Yaflam Merkezi •Sar›tafl •Shell Club Smart Card •Sodexo •Sonax •fiark Gülü K›rtasiye •Yetginler •Yurtiçi Kargo •Medline Box Üyeleri Bireysel •Medline Box Üyeleri Kurumsal •HDI Sigorta Üyeleri •Sa¤l›k Asist Üyeleri •Beykart Üyeleri •Nestle Clup Kart Üyeleri •Kobi Sa¤l›k Paketi Üyeleri •Expoturkish Üyeleri •Baflak Groupama Emeklilik Üyeler • MEDNET •Ak Sigorta •Ankara Sigorta •Aviva Hayat ve Emeklilik •Birlik Sigorta •Demir Hayat •Eureko Sigorta •Genel Yaflam Sigorta •Generali Sigorta •Global Hayat Sigorta •Günefl Sigorta •fieker Sigorta •T.Genel Sigorta • A⁄AO⁄LU • AKB FORKL‹FT H‹ZMETLER‹ • ANT YAPI SANAY‹ VE T‹CARET LTD. fiT‹. • ATM fi‹RKETLER GRUBU • AYSO GIDA • BAL‹ SPOR CENTER • BOSKAR ‹ST‹F MAK‹NALARI SAN. • CLUB-DE TENNIS • DEMTAfi fi‹RKETLER GRUBU • ENKAY GRUP • FIRTINA LOJ‹ST‹K VE REKLAMCILIK • HASEL MAK‹NA • HASMAK ‹fi MAK‹NALARI • HEKTAfi ‹NfiAAT • HUZUR G‹Y‹M • ‹NTERMEDYA REKLAM ‹LET‹fi‹M • ‹STANBUL ALTIN BORSASI • JANIKING • KOPUZ TUR‹ZM • MOT‹F TR‹KO • NAZAR ‹NfiAAT A.fi • NP‹STANBUL NÖROPS‹K‹YATR‹ HASTANES‹ • O⁄UfiLAR GROUP • OKS‹JEN TEKNOLOJ‹ GEL‹fiT‹RME VE B‹L‹fi‹M S‹STEMLER‹ • OKYANUS SPORT CENTER • ORKUM, N‹LFA TEKST‹L • ROTO FRANK • RUMEL‹ TELEKOM • SANTE SA⁄LIK • SOLECTRON • fiAH‹NLER HOLD‹NG • TAYY‹B GROUP • UNSPED PAKET SERV‹S‹ A.fi • ÜLKER • ÜSKÜDAR GAZETES‹ • VIP EVDE BAKIM H‹ZMETLER‹ • VODAFONE TELEKOMÜN‹KASYON A.fi. • WORL BARTER • YILMAZ K‹MYA •EURO-CENTER •INTER PARTNER ASSISTANCE •IPA Card •Back-Up Card •Doktor Back-Up Card •HS GROUP •Med Power •Araistanbul •Mycar •Kad›köy Card •fiiflli Card •Yalova Card •Köflk Card •MARM ASSISTANCE-RED STAR •OKEY TUR‹ZM •REMED ASSISTANCE •RETUR ASSISTANCE RESM‹ KURUMLAR • ‹SK‹ • TBMM •TMSF (TASARRUF MEVDUATI S‹GORTA FONU) • TRT • TÜRK HAVA YOLLARI E⁄‹T‹M KURUMLARI • COfiKUN E⁄‹T‹M KURUMLARI •Maltepe Coflkun •Kas›mo¤lu Coflkun •Çaml›ca coflkun •Y. Cimilli Coflkun •Nilüfer Coflkun •Bahar Coflkun •Burç Coflkun •Çaml›ca Ana Okulu • ‹MAJ DERSANELER‹ KAMU S‹GORTALARI •SGK-SOSYAL GÜVENL‹K KURUMU • SSK • BA⁄-KUR • EMEKL‹ SANDI⁄I (Emeklisi) •DEVLET MEMURU (Emekli Sand›¤› Çal›flan›) BANKALAR •AKBANK MENSUPLARI TEKAÜT SANDI⁄I •BANK ASYA •DIfiBANK EMEKL‹ SANDI⁄I VAKFI •ESBANK (Hasta Ödemeli) •FORT‹S BANK •PAMUKBANK (Hasta Ödemeli) •TÜRK‹YE ‹fi BANKASI •T.C. MERKEZ BANKASI •VAKIFLAR BANKASI EMEKL‹ SANDI⁄I •VAKFI DERNEKLER • GY‹AD-GENÇ YÖNET‹C‹ VE ‹fi ADAMLARI DERNE⁄‹ • T‹MDER-TES‹SAT ‹NfiAAT MALZEMEC‹LER‹ DERNE⁄‹ • TÜRK‹YE GIDA VE ‹ÇECEK SANAY‹‹ DERNEKLER‹ FEDERASYONU YURTDIfiI S‹GORTALAR • AGIS • BKK-AKTIV C M Y CM MY CY CMY K Diyabete ba¤l› ayak yaralar›n›n tedavisinde H‹PERBAR‹K OKS‹JEN TEDAV‹S‹ Hiperbarik Oksijen Tedavisi Ünitesi C M Y CM MY CY CMY K Ürojinekoloji Merkezimiz hizmetinizde • ‹drar Kaç›rma • ‹drar Torbas› Sarkmas› • Rahim Sarkmas› Kad›n Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü