2011 Graduation Catalogue
Transkript
2011 Graduation Catalogue
MODA TASARIMI FASHION DESIGN MODA İŞLETMECİLİĞİ FASHION BUSINESS MODA TASARIMI FASHION DESIGN BÖLÜMÜ… EASTERN BIRTH… 2001 yılında eğitim ve öğretimine başladığında hedef olarak uluslararası moda markaları yaratacak ve böylece Türkiye’nin tasarım ülkesine dönüşüm sürecinde istihdam açığını kapatacak genç yetenekleri ortaya çıkarmayı öngörmekteydi. 9 yıl içine bu uğurda dinamizmini ve heyecanını yitirmeyerek moda tasarımı ve moda işletmeciliği alanlarında 6 kuşak mezun verdi ve, eğitimdeki farklılığını kavramsal ve disiplinlerarası projelere verdiği önemle ortaya koydu. Bu yıl 20 yeni tasarımcı ve 17 moda işletmecisi hedeflenen yolda ilerlemeye hazır. At it’s inception in 2001, the vision of the Fashion Design Department was to train young talents who would create international brands, and thus compensate for the lack of professionalism available to turn Turkey into a design country. Within 9 years the department, without losing its enthusiasm and dynamism through 6 generations of graduates in fashion design and fashion business, has made its mark in education by giving priority to conceptual and interdisciplinary projects. This year, 20 new fashion designers and 17 fashion managers are ready to proceed in this direction. 2006 yılından itibaren tekstil ve moda dünyasını çemberine alan ekonomik krize karşın bugün mezunlarımızın büyük çoğunluğunun Türkiye’de bu alanda profesyonel iş gücünü desteklediklerini ve bir bölümünün de yurtdışında prestijli üniversitelerde akademik kariyerlerine devam ettiğini bilmek hedefimize ulaşmakta olduğumuzun bir göstergesi. Geçen yılın mezunlarından Merve Eron ve Gizem Alanköy’ün kendi markalarıyla daha şimdiden önemli platformlarda yer almaları ve moda devi Dolce & Gabbana ile bir projeye imza atmaları gelecek kuşak mezunlarımızı yüreklendirecek bir başarı. Moda Tasarımı Bölümü her geçen gün moda ve tasarım dünyasının önderlerinin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Moda dünyasının profesyonellerini ağırladığımız seminerler ve çalıştaylar bu ilginin ispatı. Bu yıl öğrencilerle deneyimlerini paylaşan Bora Aksu, Esin Yılmaz, Başak Gürsoy, Yasemin Özeri, Deniz Mercan, Simay Bülbül, bu profesyonellerden bazıları. Özellikle dünyaca ünlü tasarımcımız Bora Aksu’nun Moda Tasarım öğrencileriyle yürüttüğü iki haftalık çalıştay ve sonuç ürünleri için kendisine teşekkürü borç bilirim. Sektörün gereksinimleri açısından beyin gücü oluşturma hedefi, bölgedeki sektörel gelişimleri ve uzmanlaşma alanlarını yakından takip etmeyi gerektiriyor. Bu bağlamda, son üç yıldır düzenli olarak yenilikçi tasarımlarla katkıda bulunduğumuz IF WEDDING fuarı ve özellikle EGSD ile yapılan sıkı işbirliği İzmir’den dünyaya açılmayı hedefleyen gelinlik sektörünün ihtiyacı olan istihdam gücünü oluşturma yönünde attığımız adımların önemli bir ayağını oluşturuyor. Bu yıl Semra Sevinç’in yürütücülüğünde geliştirilen moda işletmeciliği öğrencilerinin marka projeleri ve tasarımcı Berrin Gönen’in yürütücülüğünde gerçekleşen Doğu’m konsepti ışığında geliştirilen moda tasarım koleksiyonları, sene sonu sergimiz ve defilemizin ürünlerini oluşturuyor. Günümüzdeki vahşi tüketim olgusuna ve kapitalist hızlı moda sistemine karşı bir duruş sergilemek amacıyla projeler, kültürel mirasımıza ait referanslarla, el sanatları ve zanaatlarla etkileşim içinde geliştirildi. Doğu’m kavramıyla yüzümüzü güneşin doğduğu yere çevirip, doğudan bir “yeni’’ doğurmayı hedefliyoruz. Doğu’m bu anlamda hem tasarımcının doğuya bakışını, hem de orijinal anlamı ile doğumu simgeliyor. Böylece tasarım dünyasına genç, kreatif bir enerji yayacak olan “yeni doğmuş” koleksiyonlarımızın yanı sıra, genç tasarımcılarımız ve işletmecilerimiz de bu sektörün “yeniden doğuşunda” umut vaad ediyorlar. Onlar, 4 yıllık yorucu ama keyifli yolculuklarını başarıyla tamamlayarak, çok daha zorlu ama daha anlamlı bir yolculuğa adım atıyorlar. Bu yolda genç mezun öğrencilerimize başarılar ve bol şanslar diliyor, onların yetişmesinde ve kişisel sunumlarında emeği geçen tüm akademisyenlere ve profesyonellere içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şölen Kipöz Bölüm Başkanı, Head The evidence that we are on the way to accomplishing our goal is that most of the graduates are contributing to the professional workforce despite the economic crises surrounding the textile and fashion industries in Turkey since 2006. Another important portion of graduates are continuing their academic careers in prominent universities abroad. Particularly, last year graduates Merve Eron & Gizem Alanköy’s positioning of their brand in important platforms, and their collaboration with fashion giant Dolce & Gabbana, is a success story to encourage the next generation of graduates. The Fashion Design Department continues to attract leaders of fashion and design every day. The proof of this is the seminars and workshops at which we host professionals of the fashion world. This year Bora Aksu, Esin Yılmaz, Yasemin Özeri, Başak Gürsoy, Deniz Mercan, and Simay Bülbül were only a few of those who shared their experiences with the students. Particularly I would like to thank the internationally known Turkish designer, Bora Aksu, for his 2-week fashion design workshop. The aim of producing brain power to meet the sector’s necessities/demands, requires following sectoral developments and clusters/specialization areas closely. In this context, our contribution over the last 3 years to IF WEDDING Fair through innovative designs, and particularly our close coordination with Agean Clothing Manufacturer’s Association, constitute important steps that we take towards generating the professional workforce required by the wedding industry which aims to expand from İzmir to throughout the globe. This year, the brand projects developed by fashion business students under the supervision of Semra Sevinç, and fashion design collections developed with the inspiration of the concept entitled Eastern Birth under the supervision of Berrin Gönen, constitute the products that we present in our graduation exhibition and the fashion show. The projects are developed by combining references from our cultural heritage with the interaction of hand made arts and crafts, with the aim of adopting a position/attitude against the wild consumerism and capitalist fast fashion system. With the concept of “ Eastern Birth” we intend to turn our face to where the sun rises, and give birth to a new life from the East. In this sense, Eastern Birth symbolizes both the designer’s view on the East, and the birth with its authentic meaning/sense. Thereby, in addition to the “new born” collections which will spread a young and creative energy to the design world, our young designers and managers encourage a “re-birth” of this sector. By completing, with success, their 4 years of a tiresome but pleasant journey, they step towards a much more challenging and more meaningful experience. In this way, I wish all success and luck to our young graduates and in particular, I would like to sincerely thank all the academics and professionals who have contributed enormously in guiding and educating them. CANAN OKYAR Bir konsept mağazası ve sanat galerisi olan CODE, farklı tasarımcı çizgileri içerir. Misyonu, tasarlanan ürünlere sanatsal özellikler eklemektir. Code mağazalarında sadece kıyafetler değil, aynı zamanda konsepte uyan ürünler de bulmak mümkündür. Markanın vizyonu ise, klasik konsept mağazalarından farklı olarak, orjinal ve sanatsal değeri olan ürünler sergilemektir; çünkü Code tasarlanan ürünlerin, ticari kaygılar sebebiyle, sanatsal değerini kaybetmemesi gerektiğine inanmaktadır. Hedef kitlesinin yaş aralığı 18’den 55’e kadar uzanan, modayı ve diğer tasarım disiplinlerini takip eden, kaliteye ve rahatlığa önem veren bayanlardır. Marka, yalnızca Avrupa pazarında konumlanmaktadır. Code, erkek müşteri kitlesi için de çeşitli aksesuarlar içerir. Mağazanın bir bölümü sanat galerisi olarak kullanılabilmekte, bu bölümde pek çok fotoğrafçı ve ressamın eserlerine yer verilmektedir. Markanın sözü ise ‘Aklınıza işler’ olarak geliştirilmiştir. Ürün yelpazesi sade, kusursuz hatlardan oluşan, siyah ve beyaz ürünler içerir. Markanın kendi koleksiyonunun yanı sıra, farklı tasarımcılara ait ayakkabı, çanta koleksiyonları, yer almakta; iç mekan ürünleriyle de ürün çeşitliliği sağlanmaktadır. Tüm bunlara ek olarak, pek çok tanınmış tasarımcı da markaya özel tasarımlar yapmakta ve bu tasarımlar ‘limited edition’ olarak müşterilere sunulmaktadır. CODE is an amalgamation of concept store and art gallery offering various designer styles and lines. With the main aim adding artistic features to designed products, it is possible to find not only clothes but also furniture befitting the concept. Unlike classic concept stores, the vision of this brand is to present original and artistic products since Code believes that designed products should not lose their originality for commercial concerns. The stores target group are women between the age of 18 to 55 who follow fashion and also other design disciplines, and who appreciate quality with comfort. It is targeted at the European market. Apart from women’s clothing and accessories, the brand also offers men’s accessories. One side of the store can be used as an art gallery where photographers and painters can exhibit their works. The company’s promise is ’Entering Your Mind.’ The product range consists of simple and neat products available only in black and white. Besides the brand’s own collection, various products such as dresses, shoes, bags, perfumes, sofas, tables, and lamps from different designers are also available in the store. In addition, well-known designers can design limited edition product ranges for the brand including bags, watches and glasses. Glamour, Avrupa’da, yumuşak deri kullanarak ağırlıklı olarak siyah elbise üretimi yapan ilk ve tek markadır. Koleksiyonlarında çoğunlukla siyah kullanmakla birlikte elbiselerinde diğer abiye renklere de yer vermektedir. Glamour, modern ve yüksek kaliteli ürünler üretmektedir. Ultra exclusive deri markası olan Glamour, 30–55 yaş grubunda, A+ segmentindeki bayan tüketicilere hitap etmektedir. Glamour ürünlerinin en önemli özelliği, kullanılan derinin yumuşaklığı ve üretimdeki yüksek kalitedir. Elbiselerde basit net dikişler dikkat çekmektedir. Asıl ürün grubu olarak elbise üzerine yoğunlaşmakla birlikte, deri aksesuar, etek, bluz ve ceket de ürün yelpazesi içinde yer almaktadır. Sunulan ürünlerin fiyat aralığı 3000€ - 25000€ arasında değişmektedir. Avrupa’da başka bir rakibi bulunmayan ultra lüks Glamour markası, müşterisi için eşsiz, şık ve farklı deri elbiseler sunmaya devam edecektir. Nowadays, “Glamour” is the only brand in the European market that uses soft leather for the production of their range of black dresses. Black is the most important colour; however other elegant colours are also available. Glamour is a modern high quality ultra exclusive brand; the target market is middle-aged women between 30 and 55 years old in the A+ market segment. The leather used in dresses is distinguished by its high quality and softness. Glamour’s dresses are recognizable due to their simple and clean cuts. The brand’s collection is primarily based on black leather dresses, though also offers accessories, skirts, shirts and jackets in leather. Prices vary from 3000€ to 25000€. Glamour is an unrivalled brand in European market offering unique and elegant leather dresses. DILARA ZABUNOGLU 139 DILEK SEZEK ‘Dise,’ kendi modasını yaratan, özgür ve aynı zamanda stil sahibi olmak isteyenlerin markasıdır. Dise yalnızca bayan giyime yönelmekte ve Türkiye pazarında yer almaktadır. Markanın hedefi ise bilinirliğini arttırarak, mağaza sayısını yükseltmek ve 16-25 yaş arasındaki tüketiciye ulaşan bir marka olabilmektir. Özgür olmak ve alışılmışın dışına çıkmak isteyenler Dise’yi tercih ederler. Giysi koleksiyonlarının yanısıra ayakkabı, çanta ve aksesuarlar da müşterilere sunulmaktadır. Ürünler rahat, basic ve şık parçalardan oluşmaktadır. Markanın en önemli özelliklerinden birisi çok sayıda renk seçeneğini barındırmasıdır. Dise ürünleri, hem günlük, hem de gece kıyafeti olarak kullanılabilmektedir. Dise, cesur, yenilikçi, renkli ve eğlenceli bir dünyayı sembolize etmektedir. Sürekli değişen bir moda anlayışını benimseyen markanın sözü ise “Renkli özgürlük”tür. ‘Dise’ is a brand aimed at those who wish to create their own style and who want to be independent. It is solely targeted at women’s wear and is located in Turkish market. Dise aims to increase the number of stores in cities throughout Turkey by raising its reputation and to reach out to customers between the ages of 16-25 years old. Customers who want to be free and escape the routine prefer Dise. Apart from apparel collections, shoes, bags and accessories are offered to the customers. Collections consist of comfortable, basic and stylish pieces. The brand offers many colour alternatives which make it different from other brands. Products from Dise can be used both as daywear and eveningwear. This brand symbolizes a brave, innovative, colourful and fun world. It adopts continuous change in fashion, reflected in the brand’s promise of “Colourful freedom”. “Eve” yüksek kalitede ürünler sunan ve dünya çapında tanınmayı hedefleyen bir iç giyim markasıdır. Eve markasının misyonu, hem kalitenin sembolü olmak, hem de uygun fiyatları ile müşterinin dikkatini çekebilmektir. Bu şekilde, daha yüksek seviyede müşteri memnuniyetine ulaşılacağı beklenmektedir. Koleksiyonlar, müşteri beklentileri ve vücuda uygunluk kriterleri dikkate alınarak hazırlanır. Eve markası hedef kitlesi olarak 18-40 yaş grubu arası kadınlara yönelmiştir, çünkü özellikle genç kadınların modayı takip ettikleri ve bütçeleri dâhilinde iç giyime çok para harcadıkları düşünülmektedir. “Eve” is a lingerie brand which produces high quality products and aims to become a worldwide brand in the lingerie market. Eve’s mission is to attract consumer attention by being synonymous with high quality and reasonable prices. Through this, it intends to attain a high level of customer satisfaction. Collections are created by taking into consideration consumer expectations and fit problems. Eve’s target group are between the age of 18 and 40, as it is these young women who are keen fashion followers and can skilfully craft their lingerie wardrobes within a budget. DUYGU KARASU 141 DUYGU KARASUNGUR “Françoise”, kadınların kendilerini, arzu edilen, romantik ve kendinden emin hissetmelerini sağlamak için iç çamaşırları sunan bir markadır. Françoise’nin her ürünü kadınların iç güzelliğini dışına yansıtan yeni güzellik anlayışını değiştirmeye yardımcı olur. Vücudunu tanıyan ve kendine güvenen Françoise kadını, kendini her zaman kadınsı ve çekici hissetmektedir. Marka her sezon belli temel ürünlerin yanısıra, seksi, tutkulu, sofistike modelleri ve ünlü tasarımcıların dizaynları ile farklı ürün çizgisi ve yelpazesini sunarak öne çıkar. Françoise markasının amacı dünya çapında ilk on iç giyim markası içinde yer alabilmektir. Françoise yüksek fiyat aralığı sebebiyle büyük şehirlerde ve önemli caddelerde konumlanmıştır. A+, A ve B+ segmenti müşterilerin hedeflendiği ürünlerin fiyat aralığı 500€ ve 10000€ arasındadır. “Françoise” is a luxury lingerie brand, which offers deliciously sexy underwear to make women feel romantic, desirable and confident. Every single product in the Françoise range changes the understanding of new beauty which reflects a woman’s inside beauty on the outside. The women who buy Françoise feel feminine and attractive as they are aware and conscious of their bodies. Each season the brand offers different lines including basics as well as sexy, flirty, sophisticated, and some designer-name product ranges. The brand aims to be situated in the top ten global lingerie brands. Because of the high price range, Françoise is typically located on popular shopping streets of big cities. The prices range from 500€ to 10000€ and are targeted at A+, A or B+ customers. Ferro yüksek kaliteli, modern ve klasik takım elbiseler satan bir markadır. Markanın hedef kitlesi 30-45 yaş arası, yüksek gelir düzeyine sahip, kendine güvenen erkeklerdir. Markada siyah, beyaz ve gri tonlarının ağırlıklı olarak kullanılması markanın imajına oldukça şık bir görünüm katmaktadır. Ferro markasının vizyonu, kendi sınırlarını aşarak, global bir marka olmak, uluslararası platformda önemli bir yer edinmek ve dünyada erkek modasını yönlendirmektir. Ferro markasının misyonu, en iyi trend, en iyi kalite ve bu kaliteye uygun fiyat stratejisi ile müşterinin memnun kalmasını sağlamaktır. Ferro markası, kelime anlamı olarak demirden türetilmiştir, çünkü demir kelimesi, bu marka giyildiğinde hissedilecek gücü sembolize etmektedir. Marka sözü “Güçlü ol ve kazan!” olarak ifade edilir. Ferro sells high quality, modern and classical suits in limited editions. It targets self-confident, successful, high earning businessmen between the ages of 30-45 years. Using a restricted colour palette of black, white and grey tones throughout the collections and corporate identity adds a highly elegant appearance to the brand image. The vision of Ferro is to achieve global recognition with a place on the international platform, and to shape the fashion of men’s suiting by extending its borders. The mission of Ferro is to please its customers by having the latest styles, highest quality, and the best price strategy. The meaning of the word Ferro is “iron” which symbolizes the power of the men who are wearing it. The promise of the brand is “Be strong and win!”. ECE CETINUN 143 FATMA NUR OZKARA ‘Princess Couture’ markası 1-8 yaş arasındaki kız çocukları için tasarlanmış, ultra lüks bir markadır. Ünlülerin çocukları markanın hedef grubu içinde yer almaktadır. Türkiye çapında yalnızca büyük şehirlerde olmak üzere, sayılı butik mağazası bulunmaktadır. “Princess Couture” sınırlı sayıda üretim yapmaktadır. Markanın en önemli özellikleri yoğun el işçiliği içermesi, üretimi atölyelerde gerçekleştirilen modern ve modaya uygun ürünlerin sunulmasıdır. Ürünlerde kullanılan malzemeler kalitelidir, çocuk sağlığına uygundur ve çevre dostu ürünlerdir. Ürünlerin fiyatı giysiler için 1000TL-10000TL, aksesurlarda 500TL-1500TL, ayakkabılarda ise1000TL-4000 TL arasındadır. Markanın misyonu müşteri ihtiyaçlarına cevap veren, kaliteli, modaya uygun ve modern ürünler üretmektir. Vizyonu ise, ürün yelpazesini geliştirmek ve hammadde tedariğinden, müşteri teslimatına kadar olan her süreci kendi bünyesinde yürütebilmektir. ‘Princess Couture’ is an ultra exclusive brand, principally designed for girls between the ages of 1 and 8 years old. The children of celebrities are among the target group of this brand. There are only a few boutiques of “Princess Couture” in Turkey, which are located in the big cities. “Princess Couture” is produced with a very limited distribution. The most important feature of the brand is the extensive handwork, produced in ateliers to create modern, fashionable designs. The raw materials for the products are high-quality, healthy for children and sustainable. The approximate prices range between 1000 TL-10000 TL, accessories between 500 TL-1500 TL and footwear range between 1000 TL-4000 TL. The brand’s mission is to satisfy customer needs by offering high quality, fashionable and modern products. The brand’s vision is to extend their product variety, and establish their own production cycle from sourcing raw material up to delivery to the final customer. “Nova” sosyal bilince odaklanan sıra dışı bir markadır. Nova yardıma muhtaç insanları ve dünyanın geleceğini önemser. Bu amaca, tamamı organik olarak üretilen ve her sezon değişen 5 renkten oluşan pantolon, t-shirt, şort, gömlek, kazak, yağmurluk, ceket gibi ürünler üreterek hizmet eder. Seçilen beş renk organik yaşam tarzını sembolize eden renklerdir. Nova’nın marka sözü, ürünlere yerleştirilen kod numarası ile müşterilere ürünün üretim sürecini takip etme fırsatı vermesidir. Her ürün üzerinde bulunan kod numarasının resmi internet sitesine girilmesiyle, müşteriler, hammaddenin temininden, son ürünün yüklemesini yapan firmaya kadar, üretimin her basamağına ulaşabilirler. Bu sayede daha şeffaf bir döneme geçilmesi hedeflenmektedir. Bunun yanısıra, Nova’dan herhangi bir ürün satın alındığı takdirde, satın alan kişi ürünün aynısından bir tane de ihtiyacı olan kişiye göndermiş olacaktır. Bu proje, hedef kitlenin dâhil olmaktan büyük bir keyif alacağı oluşumun bir başlangıcıdır. Nova, ayrıca, dünyanın geleceği ve gelecek nesiller ile ilgili konulara karşı duyarlı olan müşterileri hedeflemektedir. “Nova” is an unusual brand which focuses on the social conscience. Nova cares about people in need and the future of our planet. Nova produces t-shirts, shirts, sweatshirts, trousers, shorts, raincoats, flip-flops, and pullovers which are designed in five compatible colours each season. These colours are predominantly representational of organic life. The main promise of Nova is to allow the customer to follow every step of production using a coded system that is placed in the product. Each product has a numbered code which, when entered to the official website, allows the customer to access production details including the source location of cotton and details on the shipment firm. In addition, when a good is purchased, a second product will simultaneously be dispatched to a person in need in another part of the world. Nova also addresses consumers who are conscious of global issues for future generations. FIKRET BURAK AKSU 145 GIZEM GULTAY “Black etc” sizi asla yanıltmayacak siyah elbiseler sunar. Çünkü siyah elbise bir klasiktir ve her şeyle uyum sağlar. Günlük hayatınızda, işe giderken kullanabileceğiniz gibi, mücevher ve aksesuarlarınızla tamamlayarak, gece kıyafeti olarak da kullanabilirsiniz. Black etc etkileyici kadının sembolüdür. Avrupa pazarında konumlanan Black etc markasının müşteri kitlesi iyi eğitimli ve aktif, üst gelir düzeyinde olan ve doğru stili yakalamak için yüksek fiyatlar ödeyebilecek olan kadınlardır. Markanın vizyonu, tek bir elbiseyle farklı görüntüler yaratarak size kolaylık sağlamaktır. Sadece çanta, mücevher, ayakkabı ve diğer aksesuarlarınızı değiştirerek tümüyle yeni bir görünüme sahip olabilirsiniz. Black etc tarzını, ‘’klasikleri yeniden belirleyin’’ olarak ifade eder. “Black etc” produces a range of black dresses in which you can never go wrong as they are classic and easy to match. They can be worn in daytime, as business wear, or with more ornate jewelery and accessories in the evening.Black etc symbolizes an attractive woman. The target group of Black etc are European, well educated, high class, active women who can pay higher prices to define true style. The vision is to provide the customer with one dress which can offer different looks depending on how it is worn. By varying jewelery, bags, shoes and other accessories, a whole new look can be achieved. Black etc defines its style as ‘’re-discovered classics’’. Meyıl, 16-35 yaş aralığında, ortalama gelir düzeyine sahip, hem spor hem de modaya uygun giyinmeyi seven kadınlara hitap etmektedir. Markanın hedef kitlesi, modaya uygun, farklı, kullanışlı ve rahat stile sahip ürünleri, uygun fiyatlara satın almak isteyen kadınlardır. Fiyat aralığı 40TL ile 200TL arasında değişen pantolon, t-shirt, kazak gibi basic ürünler müşteriye sunulmaktadır. Meyıl koleksiyonları, genç kadınların kendine olan güvenlerini ve özgürlük hissini artıran, renkli ve modern koleksiyonlardır; bunun yanısıra yılın trendlerini de yansıtmaktadır. Marka sözü ‘’Kolay&Özgür’’ sloganı ile ifade edilir. The “Meyıl” brand appeals to women between 16-35 years of age with an average income, who like casual and trendy products. Meyıl’s target group likes to dress fashionably, originally and in a comfortable style, but with affordable prices. Prices range between 40TL – 200TL and the product range consists of basic trousers, jersey t-shirts and knitwear sweaters. Meyıl’s collections are trendy and colourful, and offer self-confidence and the feeling of freedom to young women. Brand’s promise is ‘Easy&Free”.campaign. Silverline’s brand promise is to be “one step above the style.” MEHMET YILDIRIM 147 MERVE ARSLAN “Jubilate” şık gece elbiselerini uygun fiyatlarda sunan ve Türkiye pazarında yer alan öncü markalardan biridir. Jubilate markası koleksiyonlarında zarif detaylara yer vermektedir. Marka sadece Türkiye pazarını hedeflediği için, yerel motifler ve renkler koleksiyonların temel esin kaynağıdır. Hedef kitlesi 20-50 yaş grubu arasındadır. Orta yaş ve üstü kadınlar da markanın hedef kitlesine dahil edilmiştir, çünkü Jubilate her yaş grubundaki kadının çekici olması için öneriler sunmaktadır. Ürün alternatifleri her üç ayda değişmektedir, ancak özellikle yaz aylarında yoğunlaşan düğün, mezuniyet gibi kutlamalar için ürün çeşitliliği arttırılmaktadır. Marka, Türkiye pazarının yanı sıra, gelecek on yıl içerisinde, uluslararası pazara açılmayı da hedeflemektedir. “Jubilate” is a leading brand in the Turkish market which offers stylish evening dresses at moderate prices. Jubilate incorporates elegant detailing in the designs of dresses. Since “Jubilate” is positioned only in the Turkish market, local and oriental patterns and colours are the main inspirations in the brand’s collections. Its target group is between the ages of 20-50 years. Middle age and older women are also included in the target group since “Jubilate” dresses aim to make every woman look attractive. The product range is changed every 3 months; in the summer the collections are changed frequently to cater for wedding and graduation ceremonies. Besides the Turkish market, “Jubilate” aims to be an international brand within the next 10 years. “Novelty Style” yalın tasarımlardan oluşan ve kişiye özel tasarımlar sunan denim pantolon markasıdır. Bu markanın misyonu, farklı vücut şekillerine göre hazırlanan kalıpları ve yenilikçi tasarımlarıyla her zaman giyilebilecek denim pantolonlar sunmaktır. Kişiselleştirme konseptinin yanı sıra, ayrıca çevreye duyarlılığı ile dikkat çeken marka, kaliteli, dayanıklı ve organik kumaşlar kullanmakta, üretim koşullarını da bu doğrultuda şekillendirmektedir. 18-45 yaş arası, sadeliğe önem veren, ancak hem şık, hem spor olmak isteyen müşteriler, bu markanın hedef kitlesini oluşturmaktadır. Marka sözü ‘Find your true fit’ (vücuduna uygun olanını bul) olarak belirlenmiştir. Denim pantolonların yanı sıra, marka, tüketicilere sunduğu ayakkabı, çanta, aksesuar ve tişörtleriyle bir bütünlük oluşturmayı hedeflemektedir. Markanın reklam stratejileri çoğunlukla sosyal hayattan izler taşımakta ve bu anlayış çerçevesinde çeşitli kampanyalar içermektedir. “Bir kot al, bir hayat kurtar” kampanyası ile bir pantolon alan her müşteri, açlık sınırının altında yaşayanların durumunu iyileştirmeye yönelik katkıda bulunmaktadır. Markanın vizyonu, Türkiye’de kişiye özel denim pantolon üreten büyük bir marka olmak ve çevreye duyarlılığı ile kendini ispatlamaktır. Novelty Style is a denim brand, which consists of simple designs and offers customized solutions. The mission of this brand is to offer jeans which are customized according to body shapes and are always wearable with novel designs. Besides its customization concept, the brand also attracts attention with its environmental consciousness. Within this vision, organic, durable and high quality fabrics are used and production conditions are arranged accordingly. Customers between the age of 18-45, who seek simplicity, but who also want to be stylish and casual, are within the target market of this brand. The company’s promise is ‘’Find your true fit’’. In addition to jeans, ‘Novelty Style’ aims to extend the product variety by adding bags, white t-shirts and shoes to their collections. The advertisement strategies of the brand take inspiration mostly from social life, and within this understanding various campaigns are launched. The campaign ‘Buy jeans, rescue lives’ helps each customer to contribute to the campaign which fights for poverty. The vision of the brand is to be the biggest denim brand in Turkey in the field of customized jeans and promote the name of brand by its environmental awareness. MERVE ERYAVUZ 149 MUGE ZORLU “Miss M” is an underwear brand for women between 18-25 years of age, who want to be beautiful and at the same time cute. It targets middle class woman. The most attractive feature of the brand is the use of nanotechnology for fabric production, which prevents bad odour and provides a soft touch to the skin. With this, women who wear Miss M’s clothes feel both happy and comfortable. The aim of “Miss M” is firstly to grow in the Turkish market in the first five years, and subsequently become a global brand by opening retail outlets in major cities throughout Europe. The brand’s slogan is expressed by “Be cute!” “Miss M” 18-25 yaş grubunda, güzel, aynı zamanda zarif ve sevimli görünmek isteyen genç kadınlara hitap eden bir iç çamaşırı markasıdır. Hedef kitlesi orta düzey gelir seviyesine sahip kadınlardır. “Miss M” ürünlerinin en çekici özelliği ise, yumuşak bir dokusu olan ve kötü kokuları engelleyen nano teknolojik kumaşlardan üretilmesidir. Bu sayede, Miss M çamaşırlarını giyen kadınlar kendilerini hem mutlu, hem de rahat hissederler. Marka, beş yıl içinde, öncelikle Türkiye pazarında büyümeyi ve daha sonra Avrupa’daki büyük şehirlerde satış noktaları aracılığı ile yayılıp, bir dünya markası haline gelmeyi hedeflemektedir. Markanın sözü “Be cute!” (sevimli ol) sloganı ile ifade edilir. ‘Without’ iç çamaşırları kendini şık ve seksi hisseden kadınlar için özel olarak tasarlanmıştır. Klasik iç çamaşırlarından farklı tasarımlarıyla, iç çamaşırına yeni bir anlayış getirmektedir. Sadece iç giyim olmaktan öte, aynı zamanda dış giyim olarak da kullanılabilir. Örneğin transparan bir bluz içine giyilerek bir davete katılmak mümkündür. Markanın misyonu, iç çamaşırından gelen şıklığı dış giyime de yansıtabilmek ve bir ikon olma duygusu yaratabilmektir. Vizyonu ise, günümüzün alışılmış iç çamaşırı anlayışına farklı bir boyut kazandırarak daha modern bir hale getirmektir. Markanın hedef kitlesi Avrupa’da yaşayan, kendini farklı ve seksi hissetmek isteyen üst sınıf kadınlardır. Kullanılan malzemenin kalitesi ve yoğun el işçiliği ile birlikte, kullanılan değerli taşlar, ürünlerin fiyatını piyasa standartlarının üstüne çıkartmaktadır. Ürünlerin fiyat aralığı, ürün grubuna bağlı olarak 250€-1000€ arasında değişmektedir. The underwear brand ‘Without’ reflects a new style for elegant and sexy women, and brings a new understanding to simple bras and panties with extraordinary designs. Without can be combined with various other garments and can be used as outwear to create a different and stylish look. Revealing the elegance of underwear as outerwear, and providing the sensation of being icon is the mission of the brand. The vision is to create a different dimension for daily underwear, and to make it more fashionable and modern. Its target group are upper class women in Europe, who want to feel different, sexy, and elegant. The use of high quality materials such as precious stones, and the extensive handicraft justify the higher prices in comparison with other brands. The prices vary between 250€-1000€ depending on the product category. NAZLI GOYNUGUR 151 OGUZ BOZKURT U’N I markasının misyonu modaya uygun çantalar üretmek ve tüm dünyada çok satılan markalardan birisi olmaktır. Mağazaları en ünlü caddelerde ve alışveriş merkezlerinde bulunmaktadır. Ünlüleri bu markaya çekmek ve onlar aracılığıyla reklam kampanyaları oluşturmak, markanın pazarlama stratejileri arasında yer almaktadır. Converse markasında olduğu gibi, U’N I fiyatları orta seviyede tutarak, hem orta, hem de A segmentine birarada hitap etmeyi hedeflemektedir. Markanın vizyonu kalite standartlarını hep aynı seviyede tutarak müşterileri memnun etmek ve müşteri şikayetlerini en alt düzeye çekmektir. U’N I ‘sen ve ben’ anlamına gelmekte, ancak aynı zamanda, hedef kitleyi temsil eden ‘evrensel’ ve ‘üniversite’ kelimeleri ile de ilişkilendirilmektedir. The mission of the brand U’N I is to produce fashionable bags and be one of the most sought after brands in the world. U’N I aims to be the most demanded brand by trendy teenagers. Their stores are located in the most popular shopping streets and shopping malls. Attracting popular celebrities and producing advertising with them is within our smart marketing strategy. The prices are maintained at reasonable levels so that middle and A segment customers can afford the products, similar to the Converse brand. The brand’s vision aims to keep quality standards at a consistent level in order to satisfy the customer and keep complaints to a minimum. U’N I signifies “you and me” but can also be read as “universal” and “university” which is related with the target market. EX/PRESS markası Türkiye’de stratejik konumlarda küçük mağazalar açan ve erkek müşteriler icin basic ürünler sunarak talep oluşturmayı planlayan bir markadır. EX/PRESS günlük ve spor giysiler üzerine çalışmakta, müşterilerine hızlı alışveriş olanağını sunmaktadır. Ürün alternatifleri çeşitlilik içermekte, aynı zamanda uygun fiyatlar ile müşteriye sunulmaktdır. EX/PRESS, marka kimliğini, basic erkek giyim ürünlerinin EX/PRESS’ten alınması gerektiği şeklinde kurgulayarak, geniş bir müşteri kitlesi tarafından tercih edilen bir marka olmayı hedeflemektedir. EX/PRESS markası vizyonunu, Türkiye’de basic ürünler satan en başarılı şirket olma doğrultusunda belirlemiştir. Markanın sözü ise “İşte sizin beğendiğiniz basic!” sloganıyla kendini gösterir. EX/PRESS is a brand opening small stores in strategic locations in Turkey, providing basic products for male customers. EX/PRESS sells casual basic clothing and offers a fast shopping experience for customers. The product alternatives incorporate a large variety of pieces at moderate prices. EX/ PRESS creates a brand identity by claiming that all basic clothes for menswear should be bought in EX/PRESS and aims to be preferred brand of a large segment of consumers. EX/PRESS states the brand’s vision as the most successful basic clothing company in Turkey. The brand’s promise is defined with the slogan “It’s the basic that you like!” ONUR DAMLAPINAR 153 SEDA CANBULAT Gypsy markası, rahat kıyafetlere yeni bir anlayış getirme vizyonu ile her zaman modaya uygun ve şık ürünler sunmaktadır. Markanın vizyonu, tüm dünya pazarında, vintage kıyafetlerde en fazla rağbet gören markaların başında gelmek ve kendi alanında modaya yön vermektir. Gypsy markasının hedef kitlesi 18 ile 35 yaş arasındadır. Ürün gruplarına göre fiyat aralığı değişmektedir, fakat genel olarak 50-200$ aralığındadır. Koleksiyonlarda giyim ürünlerinin yanı sıra çanta, ayakkabı ve aksesuarlar ile ürün gamı zenginleştirilmiştir. GYPSY modern ürünleriyle, yüksek hizmet standartlarıyla ve dünyanın her yerinde bulunan mağazalarıyla, müşterisine modayı takip etme, vintage kıyafetlerde şık, rahat ve kaliteli giyinme şansını tanımaktadır. Marka konsepti, geri dönüşümlü ve kullanıcı dostu ürünlerle desteklenmektedir. Bu özellikler markanın üretim anlayışına da yansımaktadır. Avrupa “Flower” sertifikasını alan sayılı markalardan birisi olması, markanın doğayı koruma konusundaki duyarlılığının göstergesidir. GYPSY is a brand which aims to always stay trendy and chic but at the same time comfortable with a vision of bringing a new understanding in comfort and cosy clothing. The vision is to dominate the vintage clothing global market and give direction to fashion in its specific field. GYPSY caters for women between the ages of 18-35. The price differs according to product varieties but generally the price range is between 50$ and 200$. The product range is enriched with not only clothes but also bags, shoes and accessories. With its superior products and high service standards GYPSY offers the customer the perfect opportunity to wear stylish, comfortable and qualified vintage garments, which can be found all over the world. The brand concept is supported by user friendly and sustainable designs. This is reflected in the brand’s production facilities also. The Europe Flower certificate was awarded to the brand, which shows the brand’s awareness and respect for the environment. “Just Married” bir Türk markasıdır ve Türkiye pazarında yer almaktadır. Markanın misyonu, farklı olmak isteyen genç bayanlar için, geleneklerin dışında gelinlik tasarımları sunmaktır. “Just Married” kendini farklı hissedenlerin yaşam stilini başarıyla yansıtmaktadır. Markayı ayrıcalıklı kılan özelliği ise, renk ve model alternatifleriyle, klasik gelinlik anlayışından uzak bir noktada durmasıdır. Markanın hedef kitlesi, farklılığı hayatın her anında hisseden, kendi arzuları dogrultusunda hayatına yön veren, eğitimli, genç ve dinamik kadınlardır. Yenilikçi tasarım seçenekleriyle gelinlik sektöründe çığır açan “Just Married” markası, hedef kitlesinin içindeki tutkuyu ve arzuyu dışa vurmalarını sağlayarak, ayrıcalıklı bir pazara sahip olmuştur. Gelinliklerin fiyatları 10000-20000TL arasında değişmektedir. “Just Married” is a Turkish brand and is located in the Turkish market. The mission of the brand is to create unconventional wedding couture for young women who want to be different. The most important feature of the brand is the alternative colour and model options which are different from traditional wedding dresses. The target group are young, well-educated and dynamic women who feel different and lead the life they prefer. By understanding the passion and desires of their target customers, Just Married fills a unique position in the market. The price of wedding couture can be within the range of 10000-20000 TL. SEVAL SARIKAYA 155 SEVAL YILMAZ “Oddshoes” sıradışı ve ilginç ayakkabı tasarımı yapan bir markadır. Misyonu ayakkabı tasarımına farklı bir anlayış getirmek olan oddshoes, uzman kişiler tarafından, teknoloji ve tasarımın birleştirilmesi ile ergonomik ve aynı zamanda sıradışı ayakkabı tasarımlarını tüketiciyle buluşturur. Bu ürünler yüksek kalite anlayışı çerçevesinde, özel malzemelerin kullanımı ile üretilmektedir. Ayrıca, marka, müşterileriyle birebir görüşmeler ayarlayarak, kişiye özel tasarım seçenekleri sunmakta ve müşterilerine kendi ayakkabı tasarımlarını yaratma şansı vermektedir. Hedef kitlesi, 25-45 yaş arası, genç ve kendini genç hisseden, kendine güvenen, sıradışı stil sahibi tüm kadınları kapsar. Marka sözünü “Geleceği Yakala” olarak belirleyen oddshoes, ürün grubunu ayakkabıların topuk boylarına ve taban tasarımlarına göre ayırmakta ve ve ürün çeşitliliğini sadece bot ve topuklu ayakkabılara üzerine yoğunlaşarak sınırlı tutmaktadır. Oddshoes is a brand that makes unusual and interesting shoe designs. The mission of oddshoes is to bring a different approach to shoe designs. By combining technology and design under the control of experts, ergonomic and extraordinary designs are offered to customers. These products are produced using special materials with the vision of high quality. In addition, the brand arranges individual consultations with customers and offers them the opportunity to create their own shoes. The target group is upper class women between the age of 25-45, who feel young, self-confident, and have extraordinary style. The promise of the brand Oddshoes is ‘Catch the Future’. Product groups are defined according to shoes heel heights and sole designs, and product ranges are limited to boots and high heel shoes. “Caricatura” farklı, özgün, yaratıcı olmaya önem verenlerin tercih edeceği bir konsept butiktir. Grafik tasarım ve moda tasarımının dijital ortamda kombine edilmesi ile özel ve farklı ürünler üretilmektedir. 18-35 yaş arasında, diğerlerinden farklı giyinmek isteyen kadınlara hitap eden Caricatura, giyim ve aksesuar koleksiyonlarını müşterilerine sunmaktadır. Fiyat politikası olarak, orta sınıfa yönelen Caricatura’da ürün fiyatları 20TL’den başlayıp, 1400TL’ye kadar uzanmaktadır. Caricatura, tasarım bölümü öğrencilerine iş imkanı sağlayarak, bu konuda kendilerini geliştirmelerini ve yaptıkları ürünleri satışa sunabilmelerini hedefler. Kurulan atölye ile öğrencilerin çalışabilmeleri ve ürünlerini satabilmeleri için rahat bir ortam yaratmaktadır. Caricatura, ilk butiğini Alsancak, İzmir’de açmıştır. Bunu takiben 2011’de Asmalı Mescit, İstanbul’da butiğini açan Caricatura’nın hedefi 2015’e kadar 4 butik daha açmaktır. Caricatura is a concept boutique for those who appreciate creativity, diversity and originality. By combining graphic and fashion design in a digital environment, we are able to manufacture unique products. Our target group consists of 18-35 year old women, who enjoy a different approach to dress than the mainstream. In addition, we provide a wide range of accessories. Our pricing appeals mainly to people of middle-income with product prices ranging from 20 TL to 1400 TL. We provide jobs for design students to prove themselves and gain exposure in a comfortable environment. From the atelier which we have established, the students are offered the opportunity to sell their products. Beginning with the first boutique in Alsancak, Izmir, we rapidly followed with an opening in Asmalı Mescit, Istanbul in 2011. We envisage opening four more sales points by 2015. YIGIT BESERLER 157 TUĞÇE TUNA tucituna@gmail.com Enercix spor giyim markası 15- 25 yaş arası hem spor, hem günlük hem de modaya uygun giyinmeyi seven bayanlara hitap etmektedir. Uygun fiyat aralıklarına sahip olan ürünleriyle markanın müşterileri modaya uygun, farklı, kullanışlı rahat stile sahip ve çok pahalı olmayan ürünleri kullanmayı tercih etmektedir. Enercix ürün grubu alt markalarıyla bayan spor giyimi, spor aksesuarları ve eşyalarını içerir. Kendilerine özgü isimlerle pazarlanan spor giyim ürünleri ile Enercix, kullanıcıların enerjisini ve güzelliklerini dışarıya yansıtmayı vaadeder. Enercix sportwear company appeals to women between 15-25 years of age who like sportswear and casual and trendy products. Enercix customer like to dress fashionably, originally, in a functional and comfortable style for affordable prices. The Enercix product mix consists of sportswear, sports accessories and tools for women. When Enercix customers wear these products they feel the Enercix spirit. Through the products which have been promoted with special names, Enercix promises to reflect the user’s energy and beauty. MODA TASARIMI FASHION DESIGN 153 Avoid preconceptions, realise a different beauty! The aim of the designer is to attract attention to the dominant distinctions in all areas synonymous with male-female inequality. In her work, the designer expresses her frustration at the powerless position of women alongside men in the equality stakes. The designer explains how women have been supported and strengthened by globalization, and nowadays are equal to mankind. She is unable to separate woman and man as an opposite concept, such as black-white, or goodbad. She is not differentiating between two different human species on earth. She is not separating woman from man, she is stating the existence of one humanity and human race. Masculine patterns placed on male figure are presented with ladylike details. The designer aims to examine the sharp line between male and female dress codes by creating new unisex designs. Nature creates its own perfect harmony with organic asymmetries, yet society stereotypes the human body and separates those people who are visually different with strict black borders, identifying them as other. The aim of this project is to distort these borders and make people appreciate the value of those who are different. As a result, aesthetic visualities are created using organic folds which reference to human body distortions. Even the black lines that symbolize discrimination, criticize typical assumptions by changing asymmetric forms. The tones of skin colour symbolize different human bodies. asliakdeniz8@hotmail.com AYŞEGÜL DABAK a_dabak@hotmail.com Doğa yarattığı organik asimetrilerle mükemmel uyumu yakalarken, toplum insan bedenini yargılarıyla kalıplaştırır ve farklı görüntüde olanı keskin, siyah çizgilerle ayırır, ötekileştirir. Projenin amacı bu sınırları yıkarak farklı olanın da değerli olduğunu hatırlatmaktır. Bu nedenle insan bedenindeki deformasyonları çağrıştıran organik kıvrımlarla estetik görüntüler yaratılmıştır. Ayrımı simgeleyen siyah çizgiler bile asimetrik formlara dönüşerek genel yargıları eleştirir. Ten rengi tonları, farklı insan bedenlerini ifade etmektedir. Tasarımcı her alanda hakim olan bir ayrıma dikkat çekmektedir: kadın –erkek eşitsizliği. Kadınların erkekler karşısında ve eşit platformlarda güçsüz görülmesinden duyulan rahatsızlığı dile getiren tasarımcı, globalleşen dünyanın getirdiği nimetler sayesinde güçlü konuma gelen, her alanda hak talep eden kadınların erkeklerle eşit olduğunu vurgular. Kadın ve erkeği, siyah –beyaz, iyi-kötü gibi zıt kavramlar gibi ayırmaksızın, cinslerin üstünlüğü yerine, ‘insan’ kavramını savunur. Bu etkiyi koleksiyona unisex çizgilerle taşıyan tasarımcı, erkek bedenine giydirilmiş erkeksi kalıplar ve kadınsı detayları bir arada sunar. İstenildiğinde hem kadın hem de erkeğin giyebileceği unisex tasarımlar yaratarak aradaki kesin ve keskin çizgiyi yok etmek ister. ASLI AKDENİZ 155 berilturkmen@hotmail.com Little heroes are saving the nature... Chemical pest control not only harms nature and animals, it also threatens human health. Therefore, we should search for an effective way to solve this which brings us to beneficial bugs. Beneficial bugs are completely harmless while they are doing much more than chemical pest control. Considering this fact, beneficial bugs should be raised and used for this purpose. We usually just step on them, without a thought or a care. From now on, we should be more sensitive about these little warriors that are saving nature naturally. In this project, the structure and the texture of insects were reflected to the designs through fabric manipulation and structural pattern cutting. Furthermore, the warrior look is continued in the styling details. Protect your loved ones from danger! The aim is to create a reaction against drug abuse and develop a sensitivity to this problem which is increasing day by day. The source of inspiration was the hallucinations and illusions seen by the drug addict when they have lost their control. Through the fabrics, illusion was expressed by using black and white patterns and a focus on visual confusion with contrast colours. baharacar_35@windowslive.com BERİL TÜRKMEN Bu koleksiyonda duyarlılık gösterilmesi gereken bir konu olarak gün geçtikçe artan madde bağımlılığına karşı bir tepki yaratılması amaçlanmıştır. Bir madde bağımlısının tüm kontrolünü kaybettiğinde görmüş olduğu halüsinasyonlar ve illüzyonlardan esinlenilmiştir. Kumaşlarda illüzyonu, siyah beyaz desenler ve kontrast renklerle arttırıp gözde karmaşa yaratan bir etkiye odaklanılmıştır. Kimyasal ilaçlama sadece doğayı ve hayvanları zehirlemekle kalmayan, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit eden bir tehlikedir. Oysa ki içinde yaşadığımız ekolojik ortamda insanoğlunu bu tehlikeler karşısında koruyan yüzlerce doğal kaynak vardır.Hiç düşünmeden, umursamadan basıp geçtiğimiz böcekler bu kaynaklardan biridir. Zararsız ve kimyasal ilaçmanın yaptığının çok daha fazlasını yapabilen yararlı böcekler bu projeye esin kaynağı oldu. Bizim doğamızı koruyan doğanın bu küçük kahramanları kişileştirildi, ve giydirildi. Böceklerin dokuları ve yapıları, kalıp kesimleri ve kumaş manipulasyonlarıyla yansıtıldı. Koleksiyona hakim olan eko-fantastik bir savaşçı kahraman görünümü stylize detaylarla vurgulandı. BAHAR ACAR 157 Deniz dibindeki yaşama ve yerleşim alanlarına zarar veren ‘’trol balıkçılığı’’ ekolojik denge için ciddi bir tehdittir. Bu balıkçılığın deniz altında bir tarlayı sürmenin yarattığı etkiyi oluşturması, balık yuvaları ve balık yumurtalarının zarar görmesine sebep olmaktadır. Kanunen yasaklanmasına rağmen, kar elde etmek uğruna yapılan bu katliam, anne ve bebeklerini birbirinden koparır. Projenin çıkış noktası, trol balıkçılarının bu denli acımasız ve bilinçsiz davranması sonucu denizlerdeki canlı soyunun tükenmesine ve ekolojik dengenin bozulmasına sebep olmalarına yönelik farkındalık yaratmaktır. Koleksiyondaki renkler ve kullanılan dekoratif pullar, balık embiryo figürlerinden esinlenilerek tasarlanmıştır. Doğal boncuklarla yapılan işlemeler balık yumurtalarına gönderme yapmaktadırlar. Don’t let your nature be modified ! This is a concept which attracts attention to GMO (Genetically Modified Organisms) through GM foods. The project aims to create an awareness through the irony of how ‘’the content of food has changed, the form of food has changed, colours of food have changed, and then, perhaps, you will change’’. It is mainly focused on GMO’s scientific background and the rounded voluminous, organic shapes of foods. Collection colours are extracted from microscopic photos of genes, and most fabrics and materials are dyed to give the appearance of an ‘’artificial colour’’. In draping, texture and embroidery, there are also strong effects of the microscopic photos of genes. If we continue to eat GM foods, we must say ‘’helloooo’’ to a new era of entirely changed colours and proportions in foods that could potentially cause radically changed human beings, with distorted genes. damla-durukan@hotmail.com Trawler fishing, which damages the life and biodiversity on the sea floor, is a serious threat to ecological balance. Trawling creates an effect similar to fish farming that causes damage to the fish lungs and fish eggs. Even though trawling is forbidden by law, this slaughter, which is made for profit, forcibly separates mother and her children. The starting point of this project is to create awareness of this shattered generation, and the destruction to ecological balance because of relentless and unconscious trawling. In this collection, colours and decorative spangles are inspired by fish embryos. Unique fabric manipulations are reminiscent of fish eggs. Do you know that trawler fishing kills their offspring! GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ile ilgili olan bu konsept, GDO içeren yiyeceklere dikkat çekmektedir. Proje, ‘’yiyeceklerin içerikleri değişti, yiyeceklerin formları değişti, yiyeceklerin renkleri değişti, ya sonra? Sonra da sen mi değişeceksin? ‘’ ironisi ile farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Tasarımlar, GDO’nun biyolojik arka planına odaklanarak dairesel; yuvarlak, hacimli ve organik formları olan yiyeceklerden yola çıkılarak oluşturuldu. Koleksiyonun renkleri mikroskobik fotoğraflardaki renklerden ilham alınarak oluşturuldu ve çoğu kumaş ve materyal bu fotoğraflardaki renklerin organiklikten uzak, yapay, kimyasal etkisini verebilmek için boyandı. Drape, kumaş manipülasyonları ve de işlemelerde de mikroskobik fotoğraflardaki doku, şekil ve desenlerin etkisi mevcut. GDO içeren yiyecekler yemeye devam edersek, bozulmuş genlerle birlikte, insan bünyesinde radikal değişikler yaratabilecek besinlerin farklılaşmış renklerine ve oranlarına da “ merhabaa” demek zorunda kalacağız. DAMLA DURUKAN ECE EVRENDİLEK eceevrendilek@yahoo.com 159 A heart-wrenching story from the Kaf Mountain which has been the subject of many tales. Longing to immortalize her own culture, the designer tells the bitter yet fascinating story of the Circassian people’s journey through exile, as they left their hearts in the motherland and faced unspeakable grief. Through her collection which invites us to the land of many heroes, wondrous natural artistry, and the home of the legendary Simurgh, the country of Caucasia, the designer brings a new life to this culture. The green and white coloured silhouettes were inspired by Kaf Mountain, and their details consist of new textures and decorations enriched by the reinterpretation of traditional items. By using materials such as felt and cotton many of the designs were kept true to their origins. Although they left their hearts in Kaf Mountain, their stories survive today through dance, music, and culture... This belongs to your grandchild!!! Between B.C 560 and 546, Croesus Treasure belonged to the era of the last King Kroisos who ruled Lydian. He was renowned for his great wealth which was discovered and excavated near Güre village in the Aegean region. The treasures which were lost from that time were retrieved in 1993. The aim of the designer is to remind us that our stolen heritage being a part of our cultural heritage belongs to us, and to emphasize that we should give more importance to this heritage. The patterns on the garments are inspired by the monuments from this era. Moreover, in order to rejuvenate these monuments, teasing, embroidery and painting techniques are used to create a worn-out look. ezgi_erken@hotmail.com fuldendikici87@gmail.com Eternalize the origins! FULDEN NESLİHAN DİKİCİ M.Ö 560-546 yılları arasında Lidya ülkesini yöneten ve akıl almaz zenginliği ile tanınan son kralı Kroisos dönemine ait olan Karun Hazineleri, Ege Bölgesi’nde Güre köyü yakınlarında yapılan kazılar sonucunda çıkarıldı. Bu esnada kaybolan hazineler, 1993 yılında geri alındı. Tasarımcının amacı, hepimizin ortak kültür mirası olan yağmalanmış bu değerin bize ait olduğunu hatırlatmak ve değeri çok büyük olan bu eserlere gereken önemin verilmesini vurgulamaktır. Yapılan tasarımların kalıplarında o döneme ait eserlerden esinlenilmiştir. Ayrıca bu eserleri canlandırmak için kabartma, işlemelerin yanısıra eskitilmiş görünümü sağlamak için kumaş boyama yöntemleri kullanılmıştır. Masallara konu olan Kaf dağından hüzünlü bir hikâye... Kendi kültürünü ölümsüzleştirmek isteyen tasarımcı, kalplerini anavatanlarında bırakıp tarifsiz acılarla sürgün edilen Çerkes halkının hüzünlü ve etkileyici yolculuğunu anlatmaktadır. Kahramanların, eşsiz tabiatın ve Anka kuşunun efsanevi ülkesi Kafkasya’ya davet eden bu koleksiyonuyla, bu kültüre yeni bir hayat kazandırmaktadır. Yeşil ve beyaz renklerini, kaf dağından esinlenerek alan silüetlerin detaylarını geleneksel öğelerin tekrar yorumlanmasıyla elde edilen yeni dokular ve süslemeler zenginleştirmiştir. Tasarımların büyük bir kısmında orjinaline sadık kalınarak keçe ve pamuklu kumaşlar tercih edilmiştir. Yüreklerini Kaf dağında bıraksalar dahi, onlar bugün hala dansları, müzikleri ve kültürleri ile farklı yerlerde hikâyelerine devam etmektedirler... EZGİ ERKEN 161 Don’t fade our colors ! “Nokta” bizim için “son”u temsil ederken, onların hayatları için bir başlangıcı, kendilerini ifade ediş biçimlerinin temelini oluşturur. Görme engelliler konusunda farkındalık yaratmanın ilk adımı onları anlamaktır. Bu bağlamda tasarımcı da koleksiyonu oluştururken, görme engelli olan bireylerin dünyayı algılama biçimlerini deneyimlemeye çalışarak, bu tecrübelerin yorumlanma sürecini kendi tasarım teknikleri ile geliştirmiştir. Children under school age have vivid imaginations, thinking in colours and images. An education system which gives precedence to positive and life sciences at school relegates art to the background, taking children away from creativity, leaving them tired, and stressed. However, the right lobe which controls imagination, form, colour, and spirit should be as equally used as the left lobe, which depends on logic, in order to increase creativity. This collection which is designed for 4-6 year olds has been created while contemplating these two lobes working together. The left lobe, which is interested in details, is formed with textures on surface manipulations to give the effect of neurons. The right lobe, which is a union of reality and imagination, restructured in a cubist style, is supported with handmade print patterns inspired from children’s paintings. gulinduruser@hotmail.com While “the dot” may refer to “the end” for us, for them it is the beginning for their new life and the essential base of their language. The first step of creating awareness towards blindness is to understand blind people. In this context, the designer while creating this collection, tried to experience the way blind people perceive this world. She developed the process of interpreting these experiences through design techniques of her own. Switch off the lights, turn on the senses ! Okul öncesi çocuklar, renkler ve görüntülerle düşünmek gibi çok farklı fantezilere sahiplerdir. Okullarda pozitif ve fen bilimlerine ağırlık veren ve sanatı arka planda tutan bir eğitim sistemi çocukları büyüdükçe yaratıcılıktan uzak, yorgun, stresli ve artık merak etmeyen bireyler haline getirmektedir. Oysa okul eğitiminde mantık ağırlıklı sol lobla beraber, hayal gücü, renk, şekil bütünü görme gibi fonksiyonları olan sağ lobun eşit kullanılması yaratıcılığı besleyecektir. 4-6 yaş kız çocukları için tasarlanan bu koleksiyon beynin iki lobunun birlikte hareket ettiği düşünülerek oluşturulmuştur. Detaylarla ilgilenen sol lob nöronların etkisinde yüzey manipulasyonları olarak dokularla biçimlenirken, sanatta kübist akımın etkisinde yapılanmış, gerçekçiliğin ve hayal gücünün birleşimi olan sağ lob, çocuk çizimlerinin etkisinde el yapımı baskı desenlerle desteklenmiştir. GÜLİN DURUSER İDİL AKTİHANOĞLU idilaktihan@gmail.com 163 No one knows when or where their death will come but they must be aware that their passing may give another person the chance to be reborn. Our consent to donate organs may be the light for a blind man or freedom for a man trapped on dialysis. The starting point for this project is organ donation as an means of extending life. In these garments, the design is inspired by the form of the organs that can be transplanted. The importance of organ integrity is explained in these shapes. The fabrics have been manipulated and painted to give an organic effect. The collection was intended to create connections between each other and to communicate the philosophy of sharing. Time is bad., Protect your shape ! The aim of the designer is to attract attention to those associated with organ mafia and the organ trade. The organ mafia has become a major problem on a global level and in our country. Their dangerous actions are threatening lives every day. In this collection, the designer creates his own story and has added a new dimension to his designs. In this story stolen organs become organized and come together to fight against the organ mafia. The designer uses classic suit forms in order to reflect seriousness, while vivid colours and symbols represent the stolen organs. These colours represent the war against the organ mafia. yigituzuner@hotmail.com mervecapkan@gmail.com Give a life, make alive! MERVE ÇAPKAN Tasarımcının amacı dünyada ve ülkemizde büyük bir problem haline gelen ve insanların can güvenliğini tehdit eden organ mafyasına ve gerçekleştirdiği vahşice eylemlere dikkat çekmektir. Bu koleksiyonda tasarımcı kendi yarattığı hikâyeden yola çıkarak tasarımlarına farklı bir boyut katmıştır. Bu hikâyede çalınan organlar bir araya gelerek örgütlenirler ve bu duruma karşı savaş verirler. Koleksiyondaki kalıplarda ciddiyeti yansıtmak amacıyla klasikleşmiş takım elbise formları, canlı renkler ve çalınan organları temsil eden sembollerle kullanılmıştır. Bu renkler organ mafyasına karşı başlatılan savaşın renkleridir. Kimse ne zaman nerede nasıl öleceğini bilemez ama öldükten sonra başkalarına hayat verme yüceliğine erişebilir. Organ bağışı yaparak her birimiz görmeyen bir insanın ışığı veya diyaliz makinesine bağlı birinin özgürlüğü olabiliriz. Bu projenin çıkış noktası bir yaşam verme hareketi olarak kabul edilebilen organ bağışıdır. Kıyafet tasarımında, transplante edilebilen organların formlarından ve yapılarından ilham alındı. Uygulanan formlarda organ bütünlüğünün önemi ifade edilirken kumaşlar organik etki verebilmek için değiştirildi ve boyandı. Bu koleksiyon, birbirine geçen kıyafetler aracılığı ile paylaşım felsefesini ifade etmeyi amaçlamaktadır. MEHMET YİĞİT UZUNER 165 karakullukcumina@gmail.com Be aware of what you have lost! This project considers everyday life objects belonging to our natural heritage of which we are not aware and ignore. The designer especially aims to create awareness by focusing on old houses and identities, and to increase sensitivity to those values which we are losing every day. The general form and details from the architecture, have been interpreted during the design process, and the shapes of objects have been used on adornments throughout the collection as structural pattern properties. Also, the textural and colour properties of these houses are reflected as topic-related pattern printing, aging-effect dyeing, and fabric manipulations. This project is dedicated to people who lived their childhood unaware of the digital technology which has invaded the world during the last decade. This generation grew up in their grandmothers’ houses unlike the sterilized day care centres of today, tasted real peach juice matured under the yellow sun, having visited the Lion King as their first movie and danced the Lambada at the end of year school show. This collection is a reflection of the nostalgic idea that “everything was much better than today’s wired childhood” and is the fulfilled promise of keeping the past alive through fabrics. The grass was greener ... mervedemirbag@gmail.com MİNA KARAKULLUKÇU Bu proje, son on yıl içerisinde dünyayı içine alan dijital teknolojilerden haberdar olmadan çocukluğunu geçirmiş bireylere adanmıştır. Bu kuşak, kreşlerin sterilliği yerine anneannesinin taş evinde büyümüş, parlak güneşin olgunlaştırdığı şeftalilerin sularını içmiş, gidilen ilk sinema filmine Aslan Kral cevabının verildiği, yılsonu müsamerelerinde fırfırlı eteklerin giydirilip Lambada dansının yapıldığı yıllarda yaşamıştır. Bu koleksiyon, “eskiden her şey bugünün kablolu çocukluğundan daha güzeldi ” nostaljik düşüncesinin bir yansıması olup, eskiyi yaşatmaya dair verilen bir sözün kumaşlarla yerine getirilmesidir.. Proje, günlük hayatta etrafımızda yer alan fakat artık farkında olmadığımız ve kendi haline bıraktığımız kültürel mirasımıza ait objeleri konu almaktadır. Tasarımcı, özellikle eski evler ve kimlikleri üzerine yoğunlaşıp farkındalık oluşturmayı ve günden güne kaybolan bu değerlere karşı duyarlılığı artırmayı amaçlamaktadır. Tasarım süresince kültürel kimliğimize katkıda bulunan bu evlerin ve dekorlarında kullanılan objelerin formları koleksiyonun her bir parçasında yapısal kalıp özellikleri ile yer almıştır. Ayrıca bu evlerin doku ve renk özellikleri de tasarımlara konuya ait desen ile baskı, eskitme etkisi oluşturan boyama ve evin bölgesel yerlerini baz alan kumaş manipülasyonları olarak yansıtılmıştır. MERVE DEMİRBAĞ 167 sedef-korkmaz@hotmail.com Look in the mirror. Love yourself! What have you been doing lately to protect your environment? The fear of aging increases the passion for aesthetics every day. Women lose their spirit for the sake of becoming akin to baby dolls. The starting point for this project is woman’s obsession for transforming herself to the extent of deforming her figure, as opposed to shaping and beautifying, which in turn transforms in to a disease. The women’s essence of beauty, body structures, their skin, and hypodermis fat tissue have been examined and transferred to the design. The curved structures of the clothes lines are expressed as a variety of skin and hypodermis fat tissue forms through draping. The natural aging process of a woman who does not have a fear of aging is portrayed through the surface manipulations of the fabrics with the use of shibori techniques. The collection’s colour palette consists of cream, green, brown and shades. The process of the aging of the skin was reflected with shades of cream and coffee, the viability was expressed with green. The starting point for this project was the BP Deepwater Horizon oil platform explosion, located in the Gulf of Mexico. A solution to protect the environment, and to stop the leak as a result of the explosion, was discovered by considering the absorbent properties of hair. To contribute to this project, thousands of people packed up hair and feathers. Nylon socks were filled and connected into a sausage-like structure, and dispatched to the disaster area. In this collection which was aimed at drawing attention to this sensitive subject, the designs have been prepared on the basis of the disaster caused by the explosion. In designing the garments, black silicon is used to express the spread of oil while feathers refer to the massacre of birds, along with the hair which provides to a means of getting rid of this disaster. muzeyyenbirol@gmail.com SEDEF KORKMAZ Projenin çıkış noktası, 2010 Nisan ayında BP’nin Meksika Körfezi’nde bulunan Deepwater Horizon isimli petrol platformunda meydana gelen patlamadır. Patlamanın sonucunda oluşan sızıntıyı durdurmak için saçın emici özelliği göz önünde bulundurularak çevreyi korumak için bir çözüm bulunmuştur. Bu projeye katkı sağlamak için binlerce kişi saç ve tüyleri toparlayıp naylon çoraplara doldurup, dev sosisler seklinde bağlayarak felaket bölgesine yolladılar. Bu duyarlılığa dikkat çekmek amacıyla hazırlanan bu koleksiyonda tasarımlar patlamanın yarattığı felaketlerden yola çıkılarak hazırlandı. Kıyafetlerde, petrolun yayılmasını ifade etmek için siyah silikon, kuşların katliamını göstermek için tüy ve bu felaketten büyük ölçüde kurtulmaya yarayan saç kullanılmıştır. Yaşlanma korkusu estetiğe olan tutkuyu günden güne arttırmakta. Kadınlar kendi özlerinden uzaklaşıp güzel olmak uğruna birbirlerine benzeyen taş bebeklere dönüşmekteler. Bu projenin çıkış noktası, bir kadının güzel olmak uğruna, vücudunun bütün yapısıyla oynaması, düzeltmekten ziyade doğal güzelliklerini bile bozması sonucunda bu tutkunun hastalık haline gelmesi oldu. Kadınların özlerinde ne kadar güzel oldukları, vücut yapıları, derileri, deri altındaki yağ dokuları incelenerek tasarıma aktarıldı. Kıyafetlerin yapısında eğimli çizgiler, çeşitli drape formları kullanılarak deri ve deri altındaki yağ dokuları ifade edildi. Boyama, tül ve telle yapılan dokusal formlar, şibori tekniği kullanılarak yaratılan kumaş yüzeylerindeki manipülasyonlarla yaşlanmaya karşı korkusu olmayan bir kadının doğal yaşlanma süreci yansıtıldı. Koleksiyonun renk paletini krem, yeşil, kahve ve tonları oluşturdu. Krem ve kahve tonları ile derinin yaşlanma süreci yansıtılırken, yeşil ile ise canlılık ifade edildi. MÜZEYYEN BİROL 169 tugba.cobanoglu@hotmail.com I want to play hopscotch, not marry! This is the bitter story of girls from the east of Turkey who are married off in their childhood and subjected to violence due to the customs and morals or dowry payment. The designer was influenced by the “poppy” as a flower which is a fragile , innocent and sensitive yet it discolours when it is picked, while at the same time resistant to the most brutal wind . Poppy means “gelincik” in turkish which also means “little bride” as the metaphor of child brides in Anatolia. The designer who connects the flower and the girl, aims that those girls will be educated, so their dreams won’t fade and they won’t lose their purity. While dying the fabrics, the colours of the poppy with one discoloured part were used, however the other part is to symbolise hope. A woman, who lived her youth and passionate love during the1960s, lost her memory when she became trapped in a relentless disease. This story is narrated on the clothes through prints which are replicated as handwritten letters on soft textured chiffons. The garments which are designed in overtly feminine and romantic styles are conceived as instruments of spiritual healing which help to recall her past. Live with happy memories! sinemgllr@hotmail.com TUĞBA ÇOBANOĞLU 1960 lı yıllarda gençliğini ve aşkını tutkulu bir şekilde yaşayan bir kadın amansız bir hastalığa yakalanınca, kayıp giden hafızası ona aşkını, geçmişini, hatıralarını ve sevdiklerini unutturur. Bu hikâye, kıyafet tasarımına yumuşak dokulu şifonlar üzerinde mektup yazılarına benzeyen kumaş desenleriyle aktarıldı. Son derece feminen ve romantik bir çizgide tasarlanan kıyafetler aracılığı ile geçmişini hatırlayarak kendini iyi hissetmesi amaçlandı. Bu proje, Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesinde çocuk yaşta töre, başlık parası için zorla evlendirilen ve şiddet gören kızların acı öyküsünü konu almaktadır. Tasarımlar, en sert rüzgârlara dayanan koparıldığı anda solan, narin, saf, hassas bir çiçek olan gelincik etkisiyle hazırlandı. Ayrıca gelincik bu bölgelerde küçük yaşta evlendirilen kızlara da verilen isimdir. Bu bağlamda, çocuk ile çiçeği birbiri ile bağdaştıran tasarımcı, küçük kızların hayallerinin solmaması, saflıklarının bozulmaması, eğitimli kişiler olup hayallerinin peşinden gitmelerine dair umudunu koleksiyona yansıtmıştır. Kıyafetlerin kumaş boyamalarını yaparken bir yanı solmuş ama hala bir yanında umut besleyen canlı gelincik çiçeği desenlerini ve renklerini kullanmıştır. SİNEM GÖLLER 171 Özgürce yaşadıkları sınırsız derin maviliklerden kısıtlı hareket edebildikleri mozaik maviliklere tutsak edilen yunuslar büyük bir dramın başkahramanlarıdırlar. Doğal ortamlarından uzaklaştırılan bu sevimli hayvanlar insanları kimi zaman eğlendirmek, kimi zaman tedavi etmek için kullanılırlar. Doğdukları andan itibaren hayata atılmaları gereken bu canlılar, havuzlarda avlanamazlar; metabolizmalarının bozulmasına yol açan ölü balık yerler. Kısıtlı hareket alanına sahip yunuslar depresyona sürüklenir ve pek çoğu nefesini tutarak intihar eder. Bu koleksiyonda tasarımcı, yunusların havuzlara kapatılmalarına dikkat çekerek kullandığı mavi tonlarıyla yunusların ait olduğu özgürlüğe bırakılması umudunu, pembe renk ise bu umudun dışarı vurulmasını ifade etmektedir. Mayo tasarımında hâkim olan mavi renkte küçük kare biçimindeki yapısal detaylar ise mozaikleri ve havuzlarda tutsak edilen yunusları sembolize etmektedir. yulaf87@gmail.com Mosaics don’t suit the dolphins ! The dolphins that are captured in confined blue mosaic pools are brought from the limitless blue depths where they live in freedom are the characters in a big drama. These lovely animals that are taken away from their natural habitats are used to entertain and heal human-beings. Dolphins that have to learn to survive from birth are unable to hunt in the pools; instead they eat dead fish which cause a breakdown in their metabolism. As they have very limited space to move, dolphins can go into depression and may commit suicide by holding their breath. In this collection the designer wants to draw attention to the captive life of dolphins. The blue colour is a sign of their longing for the freedom while the pink reflects the hopes of the designer. The little square shaped structural details in blue symbolize the mosaic tiles in the pools where they live and trap dolphins. YULA KUTLU