maviology • say› 34
Transkript
maviology • say› 34
2006 • 34 issn: 1301-7683 3 YTL www.mavi.com 15 mavi y›l rakamlar›n sihiri 15. yüzy›l genlerin son 15 y›l› alaçat› 15 soruda elbow fas günlü¤ü afrika remiks kuzey kore giyilebilir organizma palazzo grassi mozart niki diyar› 15 mavi y›l 1991-2006 1991 Mavi Jeans markas›n›n do¤uflu 2000 2003 2005 ‹ngiltere pazar›na girildi. New York’ta ilk defile gerçeklefltirildi. ABD ve Kanada’da “Made in Maviland” reklam kampanyas› yap›ld›. Avustralya ve Danimarka pazarlar›na girildi. New York Union Squire’de flagship store ma¤azas› aç›ld›. Almanya’n›n Frankfurt ve Berlin kentlerinde ma¤azalar aç›ld›. Bread & Butter Berlin Fuar›’na kat›l›nd›. Time Mavi'yi haber yapt›. Jeans dünyas›n›n efsanelerine yer veren Jeans Legends kitab›nda yer ald›. Zagat, New York ma¤azas›n› en be¤enilenler aras›nda gösterdi. ‹talya, Hollanda, Fransa pazarlar›na girildi. Almanya merkez olmak üzere Avrupa pazarlar› Mavi Europe çat›s› alt›nda birlefltirildi. 2002 2004 DNR, “Erkek Giyiminde En Güçlü 100” kifli aras›nda Mavi Amerika Baflkan› Ersin Akarl›lar’a yer verdi. Vancouver’da ilk flagship store aç›ld›. Montreal’de ma¤aza aç›ld›. US Cosmogirl okurlar› taraf›ndan “en seksi jeans” seçildi. Mavi Organic Division koleksiyonuyla çevreye ve insan sa¤l›¤›na duyarl› jeansler pazara sunuldu. 15. y›la özel “R›fat Özbek for Mavi” projesi ile bir ilk’e daha imza at›ld›. Time Dergisi Style&Design say›s›nda Mavi’yi dünyan›n en iyi 16 jeans’i aras›nda gösterdi. 2001 1993 Ulusal lansman kampanyas› yap›ld›. 2006 Mavi sat›fl noktalar› 4600 Y›ll›k sat›fl adedi 7.000.000 Marka tescili olan ülke say›s› 89 ‹hraç edildi¤i ülke say›s› 50 Personel say›s› 910 1994 Avrupa ülkelerine ilk ihracat gerçekleflti. 1996 ABD ve Kanada pazarlar›na girmek üzere, New York’ta Mavi America kuruldu. Almanya pazar›na girildi. Çerkezköy’de Türkiye’nin en büyük blue jeans konfeksiyon fabrikalar›ndan biri kuruldu. Ulusal pazarda lider oldu. 1997 Kuzey Afrika, Ortado¤u ve Do¤u Avrupa pazarlar›na girdi. Los Angeles ve Vancouver showroomlar› aç›ld›. “Çok Oluyoruz” reklam kampanyas› yap›ld›. 1998 ‹hracat say›s› 1 milyon adet oldu. ABD, Kanada ve Almanya’da Mavi Jeans’in bilinirli¤i h›zla artt›. Molly modeli, Amerika’da büyük baflar› kazand›. ABD'de Nordstrom ve Bloomingdale’s zincir ma¤azalar›nda sat›lmaya baflland›. 1999 Chelsea Clinton, Cher ve MTV dj’leri, Mavi Jeans k›yafetleriyle dikkat çekti. Montreal’de Mavi Jeans ofisi aç›ld›. New Jersey’de yeni bir depo aç›ld›. foto¤raf U¤ur Bektafl 3 Üçüzler Baba/O¤ul/Kutsal Ruh, Cennet/Araf/Cehennem, Günefl/Ay/Dünya. maviology 2006 say› 34 Düzen Dört Mevsim, Dört Element: Toprak, Hava, Atefl ve Su. üç dört mavi giyim ve san. tic. ad›na imtiyaz sahibi sait akarl›lar sorumlu genel yay›n yönetmeni elif akarl›lar editör izzeddin çal›fllar tasar›m eray makal rakamlar›n sihiri yaz› Alper Ça¤lar, ilüstrasyon Yavuz Ayd›n kapak foto¤raf› martin parr düzelti nihal boztekin katk›da bulunanlar asl› aktunal›, yavuz ayd›n, birep aygün, u¤ur bektafl, serpil berkan, alper ça¤lar, sarp dakni, burcu denizer, cavit erginsoy, berna gençalp, yavuz gündüz, gülizar güven, tarkan okçuo¤lu, baflar önal, necmi sönmez, banu taylan, nihan vural, kenan vural merkez ofis ve yaz›flma adresi mavi jeans gümüflsuyu caddesi, fatih flehitleri sokak, no: 3/2 topkap› zeytinburnu istanbul 34020 tel: (0212) 467 17 00 faks: (0212) 554 07 86 Derler ki, toplumsal evrimimiz sonucu binlerce, hatta belki de on binlerce y›l sonra tek bir evrensel dil ile iletiflim kuraca¤›z: matematik. Matematiksel gerçekler hiçbir zaman sallant›da olmad›¤›ndan, inkar edilemez do¤rular› ifade etmemizi mümkün k›lar. E¤er ileride bir gün olas› uzayl› komflular›m›zla iletiflime geçersek, etkileflim için tek umudumuz say›larla olacak. Zaten bugün bile kimse matemati¤in evrensel bir dil oldu¤unu inkar etmiyor. alt› Güzellik Yarad›l›fl›n Alt› Günü, ‹blis’in Say›s›. Garip ve Okült Binlerce y›ll›k tarihinde, say›lar teknik semboller olmaktan çok daha ileriye gitmifllerdi. Toplum ve kültürün temel yap›tafllar›ndan biri oldular. Özellikle de sihirli say›lar. on ‹nsanl›k do¤du¤undan beri, belli say›lar do¤al simgesellikleri sayesinde bireyleri etkileri alt›na ald›. Kim 3 say›s›n›n ruhani önemini, 13 say›s›n›n yaratt›¤› gerilimi hafife alabilir ki? Elbette tüm bu sembollerin bir listesi buraya s›¤amaz, ancak kehanet ve gizem dolu birkaç say›y› ele alabiliriz: Tümleme, On Emir, Romal› On Rakam›; X tamamlama ve uyum ifade ediyor, Hindu Mitolojisindeki Vishnu’nun On Avatar›. s›f›r Boflluk bir Mutlakl›k Tek Hayat, Tek Tanr›, Tek Hükümdar. on befl Olgunlaflma on yedi iki ‹kilem mas matbaac›l›k a.fl. dereboyu cad. za¤ra ifl merkezi b1 blok no: 1 34389 maslak istanbul tel: (0212) 285 11 96 faks: (0212) 276 59 55 info@masmat.com.tr Hayat/Ölüm, Yin/Yang, Sevgi/Nefret, Gündüz/Gece, ‹yi/Kötü, Tanr›/fieytan, Erkek/Kad›n, Zerdüfltlükteki Ahura Mazda ve Ahriman rekabeti. Kötü fians, ‹hanet, On Üçüncü Havari Yahuda, Olimpus’un On Üç Tanr›s›. Erkek/fiövalye/Süvari Olma Yafl›, Tarot Kartlar›nda fieytan›n Say›s›. Transmutasyon bask› on üç Kötü Kader Hiçlik, ‹lahi Öz. da¤›t›m DDP A.fi. Yedi Ölümcül Günah, Cennetin Yedi Kat›, Yedinci O¤ullar›n Yedinci O¤ullar›. Mükemmellik maviinfo@mavijeans.com www.mavi.com yedi Sabit Simya De¤eri, Fermat Asal›, Eski Türklerin On Yedi Tanr›s› Böylece liste devam eder. Ancak hat›rlamam›z gerek ki bizim yükleyebildi¤imiz anlamlar beyinlerimizin iflleyebildi¤i say›larla s›n›rl›. Elbet s›n›rl› bir miktarda rakama anlam ve simge yükleyebiliriz. Bu yüzden hiç cennetin 20400654 kat›, veya bilmem ne mitolojisinin onyüzbinmilyar›nc› tanr›s› yok. Muhtemelen bir insan bu sembolizmi 100 say›s› ile s›n›rland›rmak isteyebilir, çünkü kendi ömrü nadiren bu rakam kadar seneye ulafl›r. Bütün bunlara ra¤men kainat hala devasa bir yer ve bafl a¤r›tan derecede say›ya ihtiyac›m›z olacak. ‹nsan› ürkütecek kadar karmafl›k mate- matik sadece kendi evrenimizi anlamak için bile zorunlu. Galaksimizde iki yüz milyar (200,000,000,000) y›ld›z oldu¤unu biliyoruz. Ve evrende görebildi¤imiz kadar›yla bu galaksi gibilerinden yüz milyar (100,000,000,000) tane daha var. Bu da tüm varoluflta bizim bildi¤imiz kadar›yla en az yirmi bin katrilyon (20,000,000,000,000,000,000) y›ld›z sistemi anlam›na geliyor! Tüm bu insanüstü rakamlara ra¤men, ça¤lar sonra, bu sayfadaki mürekkep çoktan uçup gitti¤inde bile, Alpha Centauri sisteminde yaflayan s›radan birisi aynen sizin gibi 13. cumada huzursuz olabilir... 11 10 ‹lk defa on beflinci do¤umgünümde Dimitri Sostakoviç dinledim. O güne kadar tüm be¤endi¤im klasik müzik eserleri Y›ld›z Savafllar› müziklerinden ibaretti. Bu yüzden de müzisyenlerin ulaflabilece¤i ilham ve yarat›c›l›ktan bihaberdim. O günü gayet net hat›rl›yorum, kendi bafl›ma oturmufl, s›k›nt›dan patlarken evde buldu¤um CD’sini stereoya yerlefltirmifltim. Genelde tempolu, hareketli Hollywood senfonik parçalar›n› kitap okurken veya bir fleyler yazarken dinlemek hofluma giderdi. Eski püskü müzik setinden yay›lan rahats›z edici ama usulca huzur veren müzi¤i duydu¤um an, uça¤› düflmekte olan birinin hissetti¤i rahats›zl›¤› hissettim. Çünkü duydu¤um melodi hem ulu hem de nevrotik olabilecek kadar karmafl›kt›. Baz›lar›n›n “fiostakoviç romantik ve melodik eserler yazar” demesine ra¤men, dinledi¤im müzik hem merak uyand›racak hem de rahats›z edecek kadar sakindi. Film dünyas›n›n bol patlamal›, kreflendolu müziklerine al›flm›fl ben, bu huzursuzluk yaratan sükunet taraf›ndan hapsedilmifltim. Dinledi¤im parça hem da¤›n›k ve pasakl› hem de planl› ve disiplinli, anlafl›labilecek kadar karmafl›k ve derindi. Kafamda canlanan görüntü, storyboard, senaryo veya dekupaj kullanmay› reddeden ama yine de seyircilerinin be¤endi¤i do¤açlama filmler yapan bir yönetmendi. Tarihle ilgilenen biri olarak, fiostakoviç’in Yedinci Senfonisi'nin Leningrad kuflatmas› s›ras›nda yaz›ld›¤›n› ö¤rendi¤imde pek flafl›rd›m. fiimdi bile bu eseri üst üste birkaç kez dinledi¤imi ve o ac›mas›z günlerde müzi¤in içine yerlefltirdi¤i gizli nüanslar› anlamaya çal›flt›¤›m› hat›rl›yorum. fiostakoviç s›rad›fl› bir dönemde yaflayan s›rad›fl› bir adamd›. ‹kinci Dünya Savafl›'ndan ve tüm korkunçluklar›ndan canl› ç›k›p otoriter ve müzikal eserlerin kat› kontrolünü elinde tutan bir yönetimin yer ald›¤› So¤uk Savafl’a ad›m›n› att›. Halk›ndan ve liderlerinden övgü almas›na karfl›n, baz› zamanlarda Stalin’e hakaret eden, düzensiz, disiplinsiz bir müzisyen olmakla suçland›. Mütevaz› bir flekilde itiraz etmek istiyorum. fiostakoviç düzensiz de¤ildi ama da¤›n›kt›. Grotesk eserlerin sevgilisiydi, çünkü mutsuz ve korkutucu distopyalar›n duygu yo¤unlu¤u aç›s›ndan toz pembe ütopyalardan çok daha zengin oldu¤unun fark›ndayd›. Yürekten bir romantik olarak devletle yo¤un ve karmafl›k bir iliflkisi vard›. Çünkü tüm elefltrilere ve hakaretlere ra¤men bu az bilinen müzisyen Stravinski, Mravinski ve Oyfltrah gibi devlerle k›yaslanacakt›. Bütün bunlara ra¤men, benim ona sayg› duymam›n en büyük sebebi onun ayn› anda ç›lg›n, sakin, duru, yalap çalap, engin katmanl› anlafl›lmaz, muhteflem olabilen eserleri de¤ildi. Ya da efsanevi, kulaklar için ziyafet sanat eserleri... Tam aksine, benim fiostakoviç’i bu kadar be¤enmem basit bir tesadüften ibaretti. Çünkü on beflinci do¤umgünümde, tatl› bir süprizle bu sanatç›n›n besteledi¤i toplam on befl senfoni ve kuartet oldu¤unu ö¤renmifltim. on beflincide on befl yaz› Alper Ça¤lar, ilüstrasyon Eray Makal 21 20 alaçat›’y› keflfetmek için 15 ad›m Ege’nin Anadolu k›y›s›nda Akdeniz’in geleneksel dokusunu koruyan bir sörf cenneti. Küçük, kendi halinde, sakinleriyle misafirlerini sadece yaz aylar›nda buluflturan, naif stiliyle her ziyaretçisini cezbeden Alaçat›, farkl›, yerel tatlar arayanlar için bire bir. Bu yaz herkesin gözü kula¤› orada oldu. Herkes ondan bahsetti. Sak›z: Çeflme ve Alaçat›'n›n sembolü olan sak›z›n geçmifli 6 bin y›l öncesine dayan›yor. Di¤erlerinden daha bol oksijen üreten bu a¤aç, Eski Yunan'da ilaç yap›m›nda kullan›l›rm›fl. Akdeniz ikliminde hemen her yörede yetiflebilen sak›z a¤ac›n›n ürün vereni sadece Alaçat›, Çiftlikköy, Çeflme ve Sak›z Adas›'n›n Türkiye'ye bakan taraf›nda k›rm›z› toprakta yetifliyor. Tatl›lara ve içkilere rahiya katmaya devam ediyor. "Alaçat›": Bu isimle ilgili yayg›n olan iki tez var. Biri eski zamanlarda buralarda kimse taraf›ndan geçilemeyen bir "alaca at" oldu¤unudan söz ediyor. Di¤eri ise Lidyal›lar döneminde sandal a¤açlar›ndan kurulan alac›k çad›rlar›n›n günümüzdeki Alaçat› ismine esin kayna¤› oldu¤u üzerine. Her iki halde de yeni bir fleyler ö¤remeye aday bir nokta. kavunmufl. Sert ve çok tatl›, hormonsuz, do¤al lezzeti insan›n içinde canlan›yor. Eylül ay›nda iplere as›lan kavunlar çürümeden aylarca saklanabiliyor. Tarih: 16. yüzy›la kadar Anadolu'nun ticaret kap›s› olmufl. Cenevizliler fiarap: Adalardan gelen Rumlar ba¤c›l›¤a bafllam›fl ve limana yak›n Sak›z Adas›'nda yaflarken Çeflme ve çevresinde ticaret yaparm›fl. Sonra Osmanl› istilas›yla adadan ayr›lm›fllar ve ticaret ‹zmir'e kaym›fl. 1850’lerde do¤al liman ile kasaba aras›ndaki batakl›k kurutma çal›flmalar› için gelen Rumlar buraya yerleflmifl. 19. yüzy›lda Makedonya'dan gelen göçmenler ve 1920’lerde de Selanik, Girit ve Kos göçmenleri gelmifl. flarap imalatheneleri kurmufllar. Baflta Rodos olmak üzere di¤er pek çok adaya flarap buradan gidermifl. Özellikle Merlot inan›lmaz lezzetli. Tütüncülük: Selanik ve Giritli göçmenler burada tütün yetifltirmeye bafllam›fl. Bu gelenek yaklafl›k yirmi y›l öncesine kadar sürmüfl. yaz› ve foto¤raflar Kenan Vural bilmez rüzgara dönmüfl bu devasa metal hayaletler rüzgar›n gücünü elektrik enerjisine çeviriyor. Cervantes bu devleri görseydi Don Kiflot'u nas›l yazard› acaba? Tango Geceleri: Agrilia Cafe'de cumartesileri tango geceleri düzenleniyor. Oldukça ferah olan bu mekan eski bir tütün deposu. Yüksek tavanlar› ve geniflli¤i ile zaten çok davetkar. Kavun: Alaçat› pazar›nda dolafl›rken etraf› mis gibi kokutan me¤er Rüzgar Sörfü: Gerçek bir sörf cenneti. Rüzgar ihtirasla esiyor adeta. Tüm gün gerçek bir festival havas›nda geçiyor. K›y›da sörf okullar›, hemen arkalar›nda yiyecek içecek bulunabilecek mekanlar. Üstelik hiç de pahal› da de¤il. Tamamen güvenli bir koy. K›y›dan yetmifl metre a盤a kadar bir buçuk metreyi geçmeyen derinlik. Güzel meltem rüzgarlar› esiyor. Özellikle poyraz flahane. Bir de oran›n meflhur Gerence rüzgar› varm›fl. Alaçat›'da sörf yapmadan ayr›l›rsan›z oraya gitmifl say›lmazs›n›z... Antika pazar›: Cuma günleri cami avlusunda kuruluyor. Bu kadar küçük bir kasabada böylesine zengin bir antika pazar› görmek flafl›rt›c›. Çeyiz sand›klar›ndan ç›kan el ifllerinden tutun da lambalara, gümüfl tak›lara kadar varan zengin bir çeflitlilik var pazarda. Rüzgar de¤irmenleri: Alaçat› s›rtlar›na yerlefltirilmifl ve yüzlerini dinmek Midyeci Pamuk: Alaçat›'n›n sembolü olmufl bir zat-› muhterem. Neredeyse on befl y›ld›r elinde tepsisi ile akflamüzerleri gelip yorgun sörfçüleri besliyor. Tepsisinde özenle yap›lm›fl midye dolmalar. Hayat›m›zda böylesini tatmam›fl›zd›r. Midyeler Alaçat›'n›n güney taraf›ndaki Mersin koyundan ç›k›yormufl. Minicikler. Her biri birer lokma. Babylon: Downbeat’e göre dünyan›n en iyi 50 caz kulübü aras›nda olan Babylon, bu yaz Alaçat›'da aç›ld›. Aç›l›fl BoneyM ile oldu. Ertesi gece Burhan Öcal çald›. Bu yaz Nil Karaibrahimgil'den Rashid Taha'ya kadar pek çok sanatç›y› a¤›rl›yor. Gelincik Votkas›: "‹çinde ne var abi bunun?" Ald›¤›m›z tatlar gelincik flerbeti, votka, fesle¤en, nane, fleker ve ince k›r›lm›fl buz. Sanat Galerileri: Resim sergilerinden atölye çal›flmalar› yap›lan galerilere, heykel sergilerinden mozaik çal›flmalar› yap›lanlar›na kadar genifl bir yelpazede etkinlik gösteren galerilerin ilki daha üç sene önce aç›lm›fl. Aktif turizm sezonu iki ayla s›n›rl› bir belde için hiç de küçümsenmeyecek bir hareketlilik. Kalacak Yerler: ‹ster butik otel, deyin isterseniz pansiyon, farkl› ücretlere kalacak birçok yer var. ‹steyen kumsalda da uyuyabilir tabii… 74 75 bir zamanlar Tokyo’day›m. Kaybolman›n bin bir yolu var bu flehirde. Ama ben Hideko’ya teslim olmuflum. O gerekmedikçe konuflmuyor, ben de sormuyorum. Çünkü konuflmadan, deflmeden bile bu kültür insan› çepeçevre sar›yor. Tokyo’nun kuzeyine do¤ru yol ald›kça kar sar›yor etraf›m›z›. Termalleri ile meflhur Nasu’ya gidiyormufluz. Neyle karfl›laflaca¤›m› bilmiyorum; biraz da müze gezecekmifliz. 180 km’lik yolumuz varm›fl. Manzaran›n ve müzi¤in keyfini ç›karsam iyi edermiflim. Bu uzun yolda Nigel Kennedy’nin “East meets east” albümünü keflfediyorum; hakikaten de Do¤u kendi içinde bin bir “Do¤u”yu besliyor. Birazdan cüretkar renkleri, devasa heykelleri, k›flk›rt›c› formlar› ile kendi kozmosunu, mitlerini yaratm›fl Niki’nin dünyas› ile tan›flaca¤›m, haberim yok. Soyutlaman›n egemen oldu¤u bir dönemde -1960’lar›n sanat ortam›nda- figüratif çal›flacak kadar cesur Frans›z as›ll› Amerikal› sanatç› Niki de St Phalle. Yoko Masuda, Niki’nin sanat›nda kendini kaybetti¤ini ve insan›n kendisini bulmak için kayboldu¤u noktaya geri dönmesi gerekti¤ini söylüyor. ‹flte bu sebeple 1980 y›l›nda oluflturmaya bafllad›¤› kiflisel koleksiyonunu, 1994 y›l›nda Nasu’nun müthifl do¤as›nda bir müzeye dönüfltürüyor. Müzenin kurucusu ve direktörü, Masuda Niki’nin tarihte 2000 y›ld›r kad›na empoze edilen ikincil role nokta koymak için Nana’ya hayat verdi¤ini belirtiyor. Bu yüzden müzenin sembolü olarak “Nana”y› kullanma izni istiyor; Niki de Masuda’n›n bu ricas›n› k›rm›yor. 1930 do¤umlu Niki de Saint Phalle, s›k› bir Katolik e¤itiminden geçtikten sonra çok genç yaflta modellik yaparak Life, Vogue gibi dergilere kapak oluyor. 20’li yafllar›nda geçirdi¤i ruhsal bunal›m, onun bir dönemi hastanede geçirmesine ve rehabilitasyon ve iletiflim biçimi olarak sanat› tercih etmesine yol açacakt›r. Hayat›n›n kilit noktalar›ndan biri 1955 y›l›. ‹leride hayat arkadafl› olacak sanatç› Jean Tinguely ile tan›flmas› bu y›la denk düflüyor. “Düfllemek her fley, teknik hiçbir fleydir” diyerek akademik e¤itim almam›fl Niki’nin sanatla u¤raflmas›n› destekleyen heykelt›rafl J. Tinguely, Niki için hem bir hayat arkadafl› hem de sanat›nda ona meydan okuyan bir partner olmufltu. Bir di¤er olay da, ‹spanya seyahati esnas›nda Tarot bahçesi için kendisine ilham veren Gaudi’nin eserlerini keflfetmesi. Barcelona’da Gaudi’nin heykel bahçesi, Güell Park, Niki’ye kendi bahçesini kurmak için esin kayna¤› oluyor. Roma’n›n kuzeybat›s›ndaki Toskana’da ald›¤› topraklarda Tarot heykel bahçesini oluflturmaya bafll›yor. 20 y›l emek verdikten sonra 1998’de aç›l›yor bahçe. Teknik, renk ve form aç›s›ndan bahçedeki heykellerde ve ‘Nanalar’da Gaudi’nin izlerini yakalamak mümkün. Alacal› bulacal› renkler, mozaik tekni¤i, iri fakat yumuflak formlar ortak özellikleri. Teknik bir yana, di¤er eserlerinde oldu¤u gibi bu heykellerde de antik M›s›r mitolojisinin etkisi görülüyor. Nitekim, bahçeye ismini veren tarot kartlar› ilk defa antik M›s›r’da ortaya ç›km›flt›r. Bahçedeki heykeller, “majör arkana” diye adland›r›lan 22 ana tarot kart›n›n gelece¤i okuma özelli¤inden ziyade hayat deneyimlerine, kiflilik özelliklerine gönderme yap›yor. niki diyar›nda 1960’lar›n bafl›nda, içinde birikmifl öfkeyle tuvallere atefl etmeye bafllad›. Shooting paintings ad›n› verdi¤i bu ifllerinde, kurban rolünden ba¤›ms›z, elinde tüfek, erkeklerin oyun sahas›na dald›; art›k erkeklerin oyuncaklar›yla oynuyordu. Amerika ve Avrupa’da çeflitli mekanlarda gerçeklefltirdi¤i happenings’lerde boya kutular›n› ba¤lad›¤› tuvallere 22 kalibrelik tüfe¤iyle atefl aç›yordu. Boya kutular›ndan f›flk›ran boyalar tuvale ak›yor ve adeta kanl› bir cenaze törenine -erkeklere özgü bir ritüele- dönüflüyordu. Tuvalleri, kad›nl›¤›n sembolü olan bigudi, topuklu ayakkab›lar gibi nesneler takip etti. Kiflisel ba¤lamdan toplumsal ba¤lamda bir sorgulamaya geçti¤indeyse kad›nlara bask›n›n sembolü olan kilise, okul ve aile gibi kurumlar› temsil eden hedefler seçti kendine. “Hayat›mda terörist olmak yerine sanat›mda terörist olmay› ye¤ledim” diyecekti bu öfkeli ama verimli dönemi için Niki. Eserlerinin her zaman kiflisel tarihinin bir dökümü oldu¤unu ifade eden Niki, shooting paintings döneminden sonra yak›n arkadafl› Clarice’in hamileli¤inden etkilenerek kad›n›n toplumsal hayattaki rollerini ifade etmeye giriflti. Y›k›c› enerjisini d›flavurdu¤u önceki dönemin aksine ‘Nana’ serisini tasarlad›¤› bu dönemde Toprak Ana’ya ve Ana Tanr›ça’ya gönderme yaparak kad›n›n hayat veren enerjisini ortaya koydu. Kad›n olman›n bütün hallerini –anne, fahifle, bakire, büyücü ve bütün niteliklerini Nana’da kucaklard›. Nana ismi, Do¤u’nun Tanr›çalar›n› ça¤r›flt›r›yordu; Anna, Dianna vs. yaz› ve foto¤raflar Nihan Vural “Erkekler yanlar›nda kendilerini küçücük hissetsinler diye ‘nana’lar›m› bu kadar büyük tasarlad›m” diyor Niki. Bu hayat›n müzi¤iyle dans eden iri k›y›m, rengarenk kad›nlar belki de Niki’nin yetiflti¤i tutucu ortam›n yaratt›¤› kad›nlar›n antitezi. Nana’n›n dolgun kalçalar›, yüklü göbe¤i kad›n›n do¤urganl›¤›na gönderme yaparken, kullan›lan fiberglas, polistiren ve papier-mache gibi hafiflik hissi uyand›ran malzemeler de kad›nlar›n tarihsel özgürlüklerini müjdeliyor. “Fiziksel olarak her yere gidebilir ve her fleyi yapabilirler” demifl Niki, ‘Nana’lar için. Bu akrobatik kad›nlar uçabilecek kadar hafif ve tarihsel ve toplumsal yükümlülüklerinden ba¤›ms›zlar. Belki de s›rf bu yüzden bu kadar hafifler. Niki’nin kozmosu kendi kozmosuma eklemleniyor müzeden ç›karken; geçirdi¤im ve geçirece¤im tüm kad›nl›k halleri de peflimden. D›flar›da beni bekleyen Hideko’yu görüyorum; sonra Hideko’daki Nana’y›. Bakt›kça belirginlefliyor Nana: toplumsal ve kültürel zorunluluklar› çi¤neyip geçmifl bir Japon kad›n›. Japon kad›nlar›na dair bir y›¤›n genellemenin istisnas›. Hafiflemifl ve özgürleflmifl bir kad›n. Keflke dokunmak yasak olmasa sanat eserlerine ya da sanat eserleri dokunulan nesneler olsa. Keflke birileri baz› eserlere bakman›n yeteri kadar doyum vermedi¤ini daha s›k dile getirse. Toskana’da, Paris’te, Tokyo’da ya da bilmiyorum, baflka bir yerlerde mutlaka bir Niki heykeli görmeye çal›fl›n. Ve müze görevlilerine çakt›rmadan dokunun! Hafifleyeceksiniz, ayaklar›n›z yerden kesilecek ve dans›n›z gelecek!