cennetul bakinin krokisi
Transkript
cennetul bakinin krokisi
Haccı ve Umreyi Allah için tamamlayın (Bakara suresi 196) Rabbbimize hamd eder onun Rasulu Muhammed Mustafa (s.a.v)’e salat ve selam ederiz. Beytullah’a ulaşmak onun etrefında dönmek, tavaf etmek temaşa etmek, ellerimizi kaldırıp Rabbimize dua etmek, Efendimiz (s.a.v.)’i ziyaret etmek ona salatu selamlar getirmek onun (s.a.v.) ve ashabının yaşadığı beldeleri gömek her mü’minin kalbindeki en mukaddes arzulardır. Bu kutsal sefere çıkacak her mü’minin ilm ve basiret üzere hareket etmesi elzem bir hususdur. Bunun içinde ilim öğrenmek şarttır. Elinizdeki bu naciz eserde bu kutsal seferde sizlere ışık tutması ve yardımcı olması niyetiyle kaleme alınmıştır. Rabbim hepimize o beldeyi ziyarette usul, adab ve erkanına göre hareket edip azami istifade etmeyi nasip etsin. Ali Seven Medine-i Münevvere İÇİNDEKİLER UMRE ...............................................................................................6 Tarifi-Kısa Bilgiler .............................................................................6 1. Umrenin tarifi ve hükmü: ..........................................................7 2. Umrenin vakti: ..........................................................................7 3. Umrenin farzları: ..........................................................................7 4. Umrenin vacipleri: ........................................................................7 5. Umrenin mikat mahalli: ...............................................................7 6. Umrenin fazileti............................................................................8 7.Peygamberimizin Umreleri............................................................9 A) İhram ...........................................................................................9 A- a) İhramın Rükünleri .............................................................................. 10 A- c) İhrama Girme Yerleri (Mîkatlar) ......................................................... 10 Harem Bölgesi ............................................................................................. 11 Hill Bölgesi .................................................................................... 11 Afak Bölgesi .................................................................................. 12 İhramsız geçemeyecekleri 5 Nokta ............................................................ 12 A- f) İhramın Sünnetleri.............................................................................. 15 A- g) İhram Yasakları ................................................................................... 15 A- h) İhramlıya Yasak Olmayan Fiil ve Davranışlar ..................................... 17 a) Tavafın Sahih Olmasının Şartları ............................................................. 18 d) Tavafın Yapılışı.......................................................................................... 22 e) Tavafın Çeşitleri ........................................................................................ 22 Hac ve umre ile ilgili olmayan tavaflar: ....................................................... 23 Sa’y ............................................................................................... 23 a) Sa’yin Sahih (Geçerli) Olmasının Şartları................................................ 24 b) Sa’yın Vacipleri ........................................................................................ 25 c) Sa’yin Sünnetleri...................................................................................... 25 d) Sa’yin Yapılışı ........................................................................................... 25 Saçları Dipten Kazıtmak veya Kısaltmak ........................................ 26 a) Tıraşın Zamanı ............................................................ 27 b) Tıraş Olma Veya Kısaltmanın Hükmü ...................................... 27 3 Umre ile ilgili Hadis-i Şerifler ............................................ 28 b) Umrenin Farz ve Vacipleri .......................................................... 28 c) Umrenin Zamanı........................................................................ 28 Umrenin Cinayetleri ...................................................................... 30 A- Cinayetin Anlamı .................................................................................... 30 B- Cinayetlerin Ceza ve Keffaretleri ............................................................. 30 C) Ceza Keffaretlerinin Eda Yeri ve Zamanı .................................................. 35 İhsar ve Fevat .............................................................................................. 35 UMRE ............................................................................................ 37 DUALAR TAVAFTA OKUNABİLECEK DUALAR .................................................. 43 1- Tavafın birinci şavtı (dönüşü):................................................................. 43 1-Tavafın birinci şavtının duasının manası: ................................................ 44 2- Tavafın ikinci şavtı: ......................................................... 45 2-Tavafın ikinci şavtının duasının manası: .................................................. 45 3- Tavafın üçüncü şavtı: ....................................................... 46 3-Tavafın üçüncü şavtının duasının manası:............................................... 47 4- Tavafın dördüncü şavtı: .......................................................................... 48 4-Tavafın dördüncü şavtının duasının manası: ........................................... 49 5- Tavafın beşinci şavtı: .............................................................................. 50 5-Tavafın beşinci şavtının duasının manası: ............................................... 51 6- Tavafın altıncı şavtı: ........................................................ 52 6-Tavafın altıncı şavtının duasının manası:................................................. 53 7- Tavafın Yedinci şavtı: ............................................................................... 54 7-Tavafın yedinci şavtının duasının manası: ............................................... 55 MAKAMI İBRAHİMDE NAMAZ VE DUA ............................................ 56 TAVAF NAMAZINDAN SONRA OKUNACAK DUA................................ 57 Mültezemde Dua Etmek .............................................................................. 59 Zemzem İçmek ............................................................................................ 59 SAY’IN YAPILIŞI .............................................................................. 61 Say duaları .................................................................................... 62 Kabeyi görünce okunacak dua .................................................................... 83 4 ZİYARETLER MEKKE-İ MÜKERREMDE ZİYARET EDİLECEK YERLER MEDİNE-İ MÜNEVVEREYİ ZİYARET ................................................. 88 Hz. Ebubekir efendimizi ziyarette okunacak dua ........................................ 92 Hz. Ömer efendimizi ziyarette okunacak dua ............................................. 93 Cennetül bakide okunacak dualar ............................................................... 94 Hz. Osman efendimizi ziyaret ederken okunacak dualar ........................... 94 Ehli beytin kabrini ziyarette okunacak dualar ............................................. 95 Resulullah (s.a.v.) Efendimizin Mubarek kızlarının kabri başında okunacak selam ve dua ................................................................................................... 95 Resullulah (s.a.v.) Efendimizin Ezvacı tahiratının kabirleri başında selam ve dua ............................................................................................................... 95 Uhud şehidlerini (r.a.) selam ve dua .......................................................... 96 MEDİNE-İ MÜNEVVERE .................................................................. 99 HADİSLERLE MEDiNE-i MÜNEVVERE ............................................101 MEDİNE-İ MÜNEVVERE ADABI MESCİD ADABI ve EFENDİMİZ (S.A.V)’İ ZİYARET............................107 UHUD DAĞI VE UHUD ŞEHİTLERİ...................................................109 Uhud Savaşı .............................................................................................. 109 MESCiD-i KIBLETEYN....................................................................118 HENDEK SAVAŞI ve YEDi MESCİDLER ............................................119 Vuku bulan mucizeler: ............................................................................. 128 KUBA MESCİDİ ve İSLAM KARDEŞLİGİ...........................................129 YAPILIŞINDAN GÜNÜMÜZE MESCİD-İ NEBEVi ...............................132 MESCİD-İ NEBEVİ’NİN KROKİSİ .....................................................139 DOKTORUNUZDAN MÜHİM TAVSİYELER!.......................................143 5 UMRE Tarifi-Kısa Bilgiler 6 1. Umrenin tarifi ve hükmü: Umre, lügaten; ziyaret manasındadır. Şer’an; ihramlı olarak Beytullah’ı ziyaret etmek ve Safa ile Merve arasında say yapmaktır. Umre; belirli bir vakte bağlı olmaksızın arefe ve kurban bayram günleri haricinde istenildiği zaman ihram, tavaf, say, tahlil ve taksirden ibarettir. 2. Umrenin vakti: Umrenin belli bir vakti yoktur. Ancak arefe ve bayram günlerinde umre yapmak mekruh görülmüştür. 3. Umrenin farzları: İhram Tavaf Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. 4. Umrenin vacipleri: Say ( Diğer mezheplerde rükündür) Tahlik veya Taksirdir.(Hanefi ve Malikilere göre vacip, Şafi ve Hambelilere göre rükündür) Hanefi ve Maliki mezhebinde, ömründe bir defa umre yapmak müekket sünnet; Şafii ve Hambeli mezhebinde ise farz sayılmıştır. 5. Umrenin mikat mahalli: Mekke-i Mükerreme’ye mikat mahallinin dışından gelenler için, hac için olan mikat mahalleri aynı zamanda 7 umrenin de mikat mahalleridir.. Hilde bulunanların( yani Harem bölgesinin dışında olanların) mikat mahalli hilldir. Mekke’de bulunanlar, gerek Mekkeli gerekse yabancı olsun umre için mikat mahalli hilldir. Bunlar harem bölgesi dışına çıkarak (Ten’im, Hudeybiye, Cirâne) ihrama girerler. 6. Umrenin fazileti Hac ile umreyi de ALLAH için tam yapın. (Bakara suresi ayet.196) Umre (daha sonra yapılacak) umreye kadar ikisi arasında vaki olacak (küçük günah)lar içinde kefarettir. Mebrur olmuş bir hac için, cennetten başak bir karşılık yoktur. (Buhari c.2 s.198) Yaşlının, çocuğun, zayıfın ve kadının cihadı hac ve umredir. (Nesai c.2 s.3) Hz. Ömer’den rivayet edilmiştir. Hz. Ömer (r.a) Resulüllah Efendimizden umre için izin talebinde bulundu. Ona izin vererek: “Ey kardeşim, yapacağın duaların bir kısmına bizi de ortak et. Sen bizi (duada) unutma” de (İbn-i Mace) Hz. Aişe validemizden rivayet edilmiştir. Resulüllah Efendimiz, Hz. Aişe validemiz umre yapacağında buyurdular ki: “Yorgunluğun ve harcadığın miktar kadar sana ücret vardır” (Et-Terğib vet-Terhib c.2) “Ramazan-ı Şerifte bir umre, benimle yapılan bir hacca 8 muadildir. (Müttefekun Aleyh) 7.Peygamberimizin Umreleri Hz. Katade, Enes (r.a)’a sordum: “Resulüllah Efendimiz kaç umre yaptı?” diye. Buyurdular ki: “dört umre yaptı” 1- Hicretin altıncı yılında Zilkade ayında Hudeybiye musalahası yapılarak ihsar vaki olandır. 2- Hicretin yedinci yılında kaza umresi 3- Huneyn ganimetlerinin taksiminde, Cirane’de niyetlenerek yaptığı umre. 4- Veda haccında, hac ile beraber yaptığı umre. Hz. Katede, dedim ki: “Allah Resulu kaç hac yaptı?” dedi ki: “Bir hac yaptı.” O da veda haccıdır. (Fethul Alam c.4 s.234) A) İhram İhram sözlükte; “haram etmek, kendini mahrum bırakmak”anlamına geldiği gibi, “tazim edilmesi gereken zamana veya makama girmek ve bunlara saygı duymak”manasına da gelir. Terim olarak ihram; “hac ya da umre yapmaya niyet eden kimsenin başka zamanlarda işlemesi mübah olan bazı fiil ve davranışları, hac veya umrenin rükünleri tamamlanıncaya kadar kendisine haram kılması demektir.” 9 Diğer zamanlarda helâl olan bazı fiiller, ihramlı için yasak hale gelir. Kılık kıyafet, cinsel hayat ve avlanma ile ilgili olan bu yasakların ihlali; yasağın cinsine ve ihlal şekline göre değişen cezaları gerektirir. Bu cezalar kurban kesmek, sadaka vermek ve oruç tutmaktan ibarettir. İhrama girmenin gereklerinden biri olarak örtünülen havlu ve benzeri dikişsiz kıyafete de ihram denmektedir. İhram; niyet ve telbiye ile birlikte bu örtüye bürünmekle gerçekleşir. A- a) İhramın Rükünleri Hanefi mezhebine göre ihramın iki rüknü vardır: Niyet ve telbiye. Bunlardan birisini terk eden kimse ihrama girmiş olmaz. Niyet, eda edilecek haccın türüne veya umre yapmaya karar vermektir. Niyetin yeri kalbtir. Kalben gafil olmamak şartıyla niyeti dil ile ifade etmek de müstehaptır. Niyet edilip telbiye söylenince ihraman girilmiş olunur. Telbiyeyi ihrama girerken bir kere söylemek farz, zaman zaman da sesli bir şekilde tekrar etmek ise sünnettir. Kadınlar gerek telbiyede gerekse diğer dua, zikir ve tesbihlerde seslerini fazla yükseltmezler. A- c) İhrama Girme Yerleri (Mîkatlar) Mikat; İhrama girme yeri ve zamanı demektir. Terim olarak ise Mekke çevresinde, çeşitli bölgelerden 10 hacca gelenlerin ihrama girecekleri özel mekânları ifade eder. Kuran’ı Kerimde Kabe’ye “el-Beytül Haram” (el-Maide 5/2) çevresindeki mescide “elMescidü’l Haram”(el-İsra 17/1) bu mescidin ve Kabe’nin içinde bulunduğu Mekke şehrine “Harem” (el-Kasas, 28/57; el-Ankebut, 29/67) demek suretiyle Kabe ve çevresindeki bölgeyi “saygı ve hürmete layık”sözüyle tavsif etmiştir. Kabe’nin çevresini kuşatan mekanlar yakından başlamak üzere “Harem”, “Hill”, “Âfâk”olmak üzere üç bölgeye ayrılmıştır. Hac ve umreye niyet edecek kimselerin bu bölgelere göre durumları değişiklik arz eder. Harem Bölgesi Mekke ile çevresinde; bitkileri kesilmemek, yeşiline dokunulmamak ve av hayvanlarına zarar vermemek, canlılarına ilişilmemek üzere sınırları Hz. Cebrail’in göstermesi ile Hz. İbrahim tarafından belirlenmiş, daha sonra Peygamber Efendimiz tarafından yenilenmiş olan emniyet ve güvenin hâkim olduğu bölgedir. Mekke ahalisi hac için Harem sınırları içinde; umre için bu sınırların dışına yani Harem bölgesine en yakın olan Ten’im, Hudeybiye veya Arafat’a çıkarak ihrama girerler. Hill Bölgesi Harem bölgesi ile Mikat mahalleri arasındaki bölgedir. Bu bölgede yaşayanlar harem bölgesi sınırları 11 dışından, bulundukları yerden ihrama girerler. Afak Bölgesi Harem ile Hill bölgelerinin dışındaki yerlere Afak denilir. Afak bölgesinden Mekke veya Harem bölgesine geleceklerin ihramsız geçmemeleri gereken beş nokta Peygamber Efendimiz (aleyhis-salatu vesselâm) tarafından tespit edilmiştir. Afak Bölgesinde ikamet edenlere “afâkî” tabir edilir. Mekke-i Mükerreme’ye veya Harem bölgesine gelenlerin İhramsız geçemeyecekleri 5 Nokta 1- Zulhuleyfe: Mekke veya Harem’e Medine yönünden gelenlerin mikatı olup, Medine’ye yaklaşık 10 km., Mekke’ye ise 450 km. mesafededir. Mekke’ye en uzak mikat bu mikattır. Peygamber Efendimiz veda haccı yapmaya niyet ettiklerinde bu mikatta ihrama girmişlerdir. 2- Cuhfe (Rabiğ): Mısır ve Suriye istikametinden gelen ziyaretçilerin mikatıdır. Mekke’ye yaklaşık 187 km. mesafededir. 3- Zat-i ırk: Irak yönünden gelenlerin mikatı olup 94 km. uzaklıktadır. 4- Yelemlem: Yemen ve Hindistan tarafından gelenlerin mikatı olup, Mekke’ye 54 km. mesafesi ile en yakın mikat olma unvanını taşımaktadır. 5- Karnü’l-Menazil: Necid ve Kuveyt istikametinden gelenlerin mikatıdır. Mekke’ye uzaklığı 96 km. dir. 12 Hava yoluyla Cidde’ye gelenlerin ise, geldikleri yöndeki mikat hizasını geçmeden uçakta ihrama girmeleri gerekir. Ancak uçakta ihrama girmeleri zor olacağından, ülkelerindeki hava limanında ihrama girmeleri daha doğru bir uygulama olsa gerektir. Harem ve Hill bölgesi dışında ikamet eden Âfâkîler bu sayılan beş nokta veya hizasında ihrama girmek suretiyle ancak harem bölgesine girebilirler. Harem bölgesine ihram ile girmek, bu bölgeye saygılı olunması maksadıyla vacip kılınmıştır. İster hac ve umre yapmak niyetiyle, isterse ticaret, ziyaret veya tedavi maksadıyla gelme arasında bir fark gözetilmeden ihram ile bu sınırlardan girilecek, umre veya hac menasiki tamamlandıktan sonra ihramdan çıkılacaktır. A- d) Harem Bölgesine İhramsız Girmemek Her ne maksatla olursa olsun uzaklardan gelip de doğrudan Harem bölgesine, mesela, Mekke’ye gidecek olan âfâkîlerin, mîkat sınırını geçmeden ihrama girmeleri gerekir. Âfâkî, Mekke’ye mikat sınırları dışından gelen kimse demektir. İhram, bu kutsal bölgeye saygı için vacip kılınmıştır. Bu konuda hac ve umre için gelenler ile ticaret, ziyaret veya tedavi gibi başka maksatlar için gelenler arasında fark yoktur. Bunlar hac ve umre yaptıktan sonra ihramdan çıkarlar. Şafiî mezhebinde, hac ve umre kastı olmadıkça uzaklardan gelenlerin (âfâkî) Harem bölgesine 13 ihramsız girmeleri vacip değil, müstehaptır. Hil bölgesi halkı hac veya umre yapmayacakları zaman, Harem bölgesine ihramsız girip çıkabilirler. Harem bölgesinde bulunan kimseler ister Mekkeli, isterse uzaklardan gelenlerden olsun, Hil bölgesine (mesela Cidde’ye) gittiklerinde, harem bölgesine ihramsız dönebilirler. Doğrudan Harem bölgesine gitme niyeti olmaksızın hil bölgesindeki herhangi bir yere mesela, Cidde’ye gidecek olan âfâkîlerin, mîkat sınırını ihramlı geçmeleri gerekmez. A- e) İHRAMIN VACİPLERİ 1. Mikat sınırlarını ihramsız geçmemek. Mikat sınırları dışında ikamet eden Afâkîler, mikat sınırını ihramsız geçerlerse ceza (dem) yani koyun veya keçi kurban kesmeleri gerekir. Bununla birlikte, mîkatı ihrama girmeden geçen kimse, henüz hac veya umre menasikinden herhangi birine, meselâ, kudüm tavafına veya umre tavafına başlamadan mîkata dönüp orada ihrama girerse ceza düşer. Böyle bir kimsenin, ihramsız geçtiği mîkat sınırı yerine; bulunduğu yere daha yakın bir mîkata gidip orada ihrama girmesi mümkündür. Mîkatı ihramsız geçtikten sonra, hac veya umre menasikinden birine başlanmışsa artık mîkata dönülse bile ceza düşmez. 14 2. İhram yasaklarından sakınmak. Hacın ruh ve manasına uygun düşmeyen hareket ve davranışlardan uzak durmaktır ki bunlar ileride ihram yasakları olarak gelecektir. A- f ) İhramın Sünnetleri İhrama girmeden, yani niyet ve telbiyeden önce; genel temizlikle birlikte tırnakları kesmek, kasık ve koltuk altı kıllarını temizlemek, gerekiyorsa tıraş olmak, gusletmek, gusül yapılamıyorsa abdest almak, vücuduna güzel kokular sürmek, erkekler izar ve rida denilen iki parçadan ibaret olan belden aşağıya sarılan ve vücudun üst kısmını örten dikişsiz havluya sarılmak, ihram örtülerine büründükten sonra ise; kerahet vakti değil ise iki rek’at ihram namazı kılmak; birinci rek’atında Fatiha’dan sonra Kafirun suresi, ikinci rek’atında da İhlâs suresini okumak, ihramlı olduğu süre içinde her fırsatta telbiye getirmek. Hac için ihrama hac ayları başladıktan sonra girmek. A- g) İhram Yasakları İhram yasakları çeşitli alanlara göre şu şekilde gruplandırılabilir. 1. İhramlının vücudu ile ilgili yasaklar • Saç veya sakal tıraşı olmak ve bıyıkları kesmek. • Vücudunun herhangi bir yerindeki kılları tıraş etmek, yolmak veya koparmak • Tırnak kesmek 15 • Süslenmek niyetiyle saç, sakal ve bıyıkları boyamak, yağlamak, saçlara briyantin sürmek, vücuda güzel kokular sürmek, kadınların oje ve ruj kullanması, kokulu sabun kullanmak vb. 2. Elbise Ve Giyim Eşyası İle İlgili Yasaklar • Giyim eşyası olarak hazırlanmış (dikilmiş veya örülmüş) şeyleri giymek, başı ve yüzü örtmek, takke ve benzeri şeylerle başı örtmek, başa sarık sarmak, eldiven, çorap ve topukları kapatan ayakkabı giymek yasaktır. • Palto, pardösü gibi giysileri giymeksizin omzuna almak yasak değildir. Bele takılan kemerde, omuza asılan çantada, ayaklara giyilen üzeri ve topukları açık ayakkabı ve terlikte dikiş bulunabilir. • Giyim ile ilgili yasaklar sadece erkekler içindir. Kadınlar normal elbiselerini giyerler ihram süresince yüzlerini örtmezler. 3. Cinsel Konularla İlgili Yasaklar Cinsel ilişki ve genellikle cinsel ilişkiye götüren öpme, oynaşma, şehvetle tutma gibi davranışlar yasaktır. Şehvet duygularını harekete geçirecek fuhşiyata dair sözler söylemek de aynı şekilde yasaktır. 4. Harem Bölgesi İle İlgili Yasaklar Mekke-i Mükerreme ve çevresindeki “Harem“ bölgesindeki av hayvanlarının avlanması, bitki16 lerin kesilmesi veya koparılması ister ihramlı ister ihramsız herkes için yasaktır. 5. Yapılması Günah Olan ve Başkalarının Hukukunu İlgilendiren Yasaklar Füsuk: Allah’ın emir ve yasaklarına itaatten uzaklaşıp masiyet sayılan fiilleri yapmak Cidal: Tartışmak, kavga etmek, hakarette bulunmak, kötü söz ve davranışlarla gönül kırmak, huzursuzluk çıkarmak. Umumî asayiş ve huzuru bozacak bu tür davranışlardan özellikle ihramlı iken kaçınmak gerekir. 6. Av Yasağı İster harem bölgesinde isterse dışında eti yenen veya yenmeyen her türlü kara avını avlanmak, avcıya avını göstermek, avcıya yardımcı olmak, av hayvanlarına zarar vermek yasaktır. A- h) İhramlıya Yasak Olmayan Fiil ve Davranışlar • Gölgelenmek, şemsiye kullanmak, • İhram örtülerini değiştirmek • Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak • Dişleri fırçalamak, sürme çekmek • Diş çektirmek, kan aldırmak, iğne yaptırmak, yara üzerine sargı bezi sarmak. • Kırılan tırnağı ve zarar veren kılı koparmak • Silah taşımak, bilezik, yüzük ve kol saati takmak • Kemer takmak, omuzda çanta taşımak 17 • Çiçek veya meyve koklamak • Güzel koku satan dükkânda bulunmak veya koku satın almak • Yüzü ve başı örtmeden yorgan ve battaniye gibi örtü ile örtünmek • Kollarını giymeden palto veya ceket gibi dikişli bir elbiseyi omuzlarına almak a) Tavafın Sahih Olmasının Şartları 1- Niyet: Yapılmak istenen şeyin kalben kastedilmesi, belirlenmesidir. Kalben kastetmekle birlikte dil ile söylenmesi ise müstehaptır. Tavafa niyet etmeksizin Kabe’nin etrafında dolaşmak tavaf sayılmaz. Tavafa niyet ederken, tavafın türünü yani yapılan tavafın kudüm tavafı mı, ziyaret tavafı mı yoksa umre tavafı mı olduğunu tayin etmek gerekmez. Mutlak tavafa niyet etmek yeterlidir. 2- Tavaf’ın Mescid-i Haram’ın içinde, Kâbe’nin etrafında (metaf ) yapılması gerekir. Mescid’in üst katlarında da tavaf yapılabilir. Ancak Mescid-i Haram’ın dışından tavaf yapılamaz. 3- Şavtların çoğunu yapmış olmak. Hanefi mezhebine göre şavtlardan en az dördünü yapmış olmak tavafın sahih (geçerli) olmasının bir şartıdır. Farz ve vacip tavaflarda eksik kalan her şavt için ceza gerekir. 18 b) Tavafın Vacipleri 1- Abdestli olmak. Tavafı abdestli bir şekilde yapmak. Tavaf yaparken abdest bozulursa, abdest aldıktan sonra eksik şavtlar tamamlanabilir. 2- Avret mahallinin örtülü olması. Avret sayılan ve örtülmesi gereken organların dörtte biri veya çoğu açılırsa ceza gerekir. 3- Tavafa Hacerü’l- Esved hizasından başlamak. 4- Kâbe’yi sol tarafına alarak tavaf yapmak. 5- Tavafı Hatim’in dışından dolaşarak yapmak. Hatim Kâbe’den sayıldığından, Kâbe’nin dışından tavaf yapmak için bu gereklidir. 6- Farz ve vacip tavafları yedi şavtta tamamlamak. 7- Gücü yetenlerin tavafı yürüyerek yapması 8- Tavaftan sonra tavaf namazı kılmak. Farz olsun, nafile olsun her tavafın sonunda iki rekât tavaf namazı kılmak vaciptir. c. Tavafın Sünnetleri 1- Necasetten taharet: Gerek bedende gerekse ihram elbisesinde namaza mani bir pisliğin bulunmaması. 2- Tavafa başlarken, Hacerü’l-Esved’e veya hizasına Rüknülyemanî tarafından gelmek. 3- Tavafa başlarken ve her şavtın sonunda Hacerü’lEsvedi istilam etmek. 19 İstilâm; Hacerü’l-Esved’i selâmlamak demektir. Gerek tavafa başlarken ve gerek tavaf esnasında Hacer-i Esved’in önüne her geldikçe ona karşı durulur. Namaza durur gibi, eller kaldırılır, tekbir ve tehlil getirilir. Tehlil bilindiği üzere “La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü ve huve ala külli şey’in kadir” demektir. Mümkünse Hacerü’l-Esved öpülür veya eller sürülür. İzdiham sebebiyle Hacerü’l-Esved’e yaklaşılamadığı durumlarda başkalarına rahatsızlık vermemek için uzaktan avuçların içi Kâbe’ye çevrilerek eller kulaklar hizasına kadar kaldırılarak “Bismillahi Allahu Ekber” denilerek karşıdan işaretle selamlanır, selamlamadan sonra da sağ elin içi öpülür. Hacerü’l-Esved uzaktan istilam edilirken karşısında durulup beklenmez, yürümeye devam edilir. Hacerü’l-Esved’i istilam edeceğim derken insanlara eziyet edilmemesi meselesi çok önemlidir Peygamber Efendimiz veda haccında bineğinin üzerinden Hacerü’l-Esved’i uzaktan elindeki bastonu ile istilam etmiş sonra da bastonu öpmüştür. (Müslim, Hac, 257) Ayrıca Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve selem) bu mevzuda ashabını ikaz etmiştir. Hz. Ömer’e (r.a.) “Ey Ömer, sen güçlü kuvvetli bir insansın. Hacerü’l-Esved’i istilam ederken insanları sıkıştırarak zayıflara eziyet etme. Eğer yanına gidip bizzat istilam etme imkânı varsa yap, şayet böyle bir imkân yoksa karşısına 20 geldiğinde uzaktan istilam et, tekbir ve tehlil getir” buyurmuşlardır. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/28; Beyhakî, Sünen-i Kübra, 5/80) Her uğranıldığında Rüknülyemânî’nin de istilam edilmesi müstehaptır. 4- Remel yapmak: Remel; peşinden Sa’y yapılan tavafların ilk üç şavtında erkeklerin koşar adımlarla omuzları silkerek çalımlı yürümesi demektir. Kadınların remel yapması gerekmez. 5- Remel yapılması gereken tavaflarda erkeklerin ıztıba yapması Iztıba: İhramın vücudun belden yukarısını örten parçasının bir ucunu sağ kolun altından geçirip, sol omuzu üzerine atarak sağ kolu ve omuzu ridanın dışında bırakmaktır. Remel yapılması gereken tavafların bütün şavtlarında ıztıba sünnettir. Tavaf bitince omuz örtülür, tavaf namazı omuz örtülmüş olarak kılınır. Remel yapılan tavafların haricinde ıztıba mekruhtur. 6-Tavafın bütün şavtlarının peş peşe yapılması (muvâlât) Tavaf yapılırken farz namaz için kâmet getirilmesi veya abdestin bozulması gibi, tavafa devam etmeye mani bir durum ortaya çıkarsa, tavaf olduğu gibi bırakılır, sonra kalan kısmı tamamlanır. 7- Erkeklerin mümkün olduğu kadar Kâbe’ye yakın daireden, kadınların ise kenardan tavaf etmeleri. Tavafın sünnetlerinin herhangi bir mazeret olmadan 21 terk edilmesi mekruhtur. Terk edildiğinde ise herhangi bir ceza gerekmez. d) Tavafın Yapılışı Rükn-ü Yemani tarafından Hacerü’l-Esved hizasına gelinir. Tavafa niyet edilir. Hacerü’l- esved “Bismillahi Allahu Ekber” denilerek istilam edildikten sonra tavafa başlanır. Tavaf esnasında tekbir ve tehlil getirilir, salât ve selâm okunur. Her şavtta Hacerü’l- Esved selâmlanır. Yedi kere dönüldükten sonra Hz. İbrahim (a.s)’ın hatırasını yadetmek maksadıyla konulmuş olan Makam-ı İbrahim’in arkasında eğer orada kılmak mümkün değilse uygun bir yerde tavaf namazı kılınır. Peygamber Efendimiz, makamı İbrahim’de iki rekât namaz kılmış ve zammı sure olarak “kâfirun” ve “ihlas” surelerini okumuştur. Namazdan sonra dua edilir. e) Tavafın Çeşitleri Haccın rükünlerinden olan ziyaret tavafından (tavaf-ı ifaza) başka farz, vacip, sünnet ve nafile olmak üzere tavaflarda vardır. Ancak hepsinin yapılışı aynıdır. Tavafların bir kısmı hac ile ilgili diğer bir kısmı ise hac ile ilgili değildir. Hac ile ilgili olan tavaflar şunlardır: Kudüm tavafı, ziyaret tavafı, veda tavafı. Umrede yapılan tavafa ise umre tavafı denir. Bunlar ilgili yerlerde açıklanmıştır. 22 Hac ve umre ile ilgili olmayan tavaflar: 1. Nezir tavafı Bir kimse tavaf etmeyi nezretmiş(adamış) ise bu nezrini yerine getirmesi vaciptir. Nezri için bir zaman belirlemiş ise belirlenen zamanda yapması gerekir. Eğer zaman tayin etmemiş ise uygun bir zamanda nezrettiği tavafı yerine getirir. 2. Tahiyyetü’l-Mescid Tavafı Bir mescide girildiğinde iki rekât tahiyyetü’l-mescid namazı kılmak sünnettir. Mescid-i Haram’a her girildiğinde ise hürmeten mescidi selamlamak için bir tavaf yapmak müstehaptır. Buna selamlama tavafı manasında tahiyyetü’l-mescid tavafı denir. Hac ve umre için yapılan tavaf bunun yerini tutar. 3. Tatavvu (Nafile) Tavafı Mekke’de kalındığı süre içerisinde hac ve umre ile ilgili olan tavafların dışında, fırsat buldukça yapılan nâfile tavaflardır. Sa’y Sa’y lügatte “koşmak, çaba sarf etmek” manalarına gelir. Terim olarak ise; Kabe’nin doğu tarafında bulunan Safa ve Merve tepeleri arasında, Safa’dan başlamak, Merve’de son bulmak üzere dört gidiş, üç geliş olmak üzere yedi defa gidip gelmekten ibarettir. Safa’dan Merve’ye her gidişe ve Merve’den Safa’ya her dönüşe bir şavt denir. Yaklaşık 350 m’lik bu mesafeye “Mes’a” yani sa’yın yapıldığı yer denir. 23 Kur’ânı Kerim’de “Safa ile Merve Allah’ın belirlediği nişanelerdir. Kim hac veya umre niyetiyle Kabe’yi ziyaret ederse oraları tavaf etmesinde bir beis yoktur” buyurularak sa’yın ehemmiyeti vurgulanmıştır. (Bakara, 158) a) Sa’yin Sahih (Geçerli) Olmasının Şartları 1- Sa’yi, ihrama girdikten yani hac veya umre yahut her ikisi için niyet ve telbiye yaptıktan sonra yapmak. İhrama girmeden önce, hac veya umre menasikinden hiçbiri yapılamaz. Sa’yin sahih olması için, ihrama girdikten sonra yapılması şart ise de ihramlı olarak yapılması şart değildir; belirli menasik tamamlanıp ihramdan çıktıktan sonrada yapılabilir. Nitekim hac için ihrama giren kimse, kurban bayramının ilk günü fecr-i sadıktan önce ihramdan çıkamayacağı için, Arafat vakfesinden önce hac sa’yini yapmak isterse, ihramlı olarak sa’y yapar. Arafat dönüşü ziyaret tavafından sonra yapılırsa, ihramsız olarak da yapabilir. En faziletlisi ve sünnete uygun olan da budur. Umre sayinin ihramlı olarak yapılması vaciptir. Umre tavafının dördüncü şavtından sonra tıraş olan kişi, ihramdan çıkmış olur. Bu kişinin ihramsız olarak yapacağı umre sa’yi sahihtir, fakat sa’yi tamamlamadan ihramdan çıkarak vacibi terk ettiği için ceza (dem) gerekir. 24 2- Şavtların çoğunun yani en az dördünün yapılmış olması. Hanefi mezhebinde, sa’yin yedi şavtından dördü rükün, üçü vaciptir. Diğer üç mezhepte bütün şavtlar rükündür. 3- Sa’ya Safa tepesinden başlamak. Merve’den başlanırsa ilk şavt sahih olmaz. b) Sa’yın Vacipleri 1. Sa’yın yürüyerek yapılması. Hastalık, yaşlılık, sakatlık... gibi sebeplerle yürüyerek sa’y yapamayanlar, araba ile yaparlar. 2. Sa’yın yedi şavta tamamlanması. c) Sa’yin Sünnetleri 1. Tavaf ile Sa’yı peş peşe yapmak 2. Sa’yı abdestli olarak yapmak 3. Üzerinde ve elbisesinde namaza mani pislik bulunmamak 4. Sa’ya başlamadan önce Hacerü’l-esved’i selâmlamak 5. Her şavtta Safa ve Merve’nin, Kabe’nin görülebileceği yerlerine kadar çıkmak 6. Şavtları peş peşe yapmak. 7. Erkekler, yeşil ışıkla işaretlenmiş sütunlar arasında, süratli ve çalımlı yürüyerek “hervele”yapmak. 8.Sa’y yaparken tekbir, tehlil ve dua ile meşgul olmak. d) Sa’yin Yapılışı Tavaf yaptıktan sonra Safa tepesine gidilir, Hacerü’l25 Esved selâmlandıktan sonra hac ise hac, umre ise umre sa’yine “Allah’ım Senin rızan için Safa ile Merve arasında yedi şavt hac (veya umre) sa’yini yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve kabul buyur diyerek niyet edilir.“ Tekbir, tehlil, zikir ve dualarla Merve’ye doğru yürünür, hervele esnasında; “Rabbim, günahlarımı bağışla, bize merhamet et, kusurlarımızı affeyle ve bize ikram eyle, bildiğin bütün günahlarımızı bağışla; çünkü sen bizim bilmediklerimizi de biliyorsun, şüphe yok ki, sen en Aziz ve en Kerîm olansın” duası okunur. Safa’dan Merve’ye dört gidiş Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere yedi şavt yapılınca Sa’y tamamlanmış olur. Sa’y kendi başına müstakil bir ibadet değildir. Mutlaka bir tavaftan sonra yapılır. Hac ve umre için birer defa sa’y yapılır, sa’yin nafilesi yoktur. Dolayısıyla her tavaftan sonra sa’y yapılmaz. Saçları Dipten Kazıtmak veya Kısaltmak Hac veya Umre’nin süresi içinde saçların dibinden kesilmesi (ustura veya makine ile) veya kısaltılması da vacip olan menasiktendir. Ayet-i Kerime’de “Bundan sonra saçlarını, tırnaklarını kesip üstlerindeki, başlarındaki kirleri gidersinler ve diğer hac görevlerini yerine getirsinler.”buyrulmuştur. (Hac, 22/29) Hz. Enes (r.a.)’ın rivayetine göre; “Resulullah 26 (aleyhissalatu vesselâm) Mina’ya geldi, gidip şeytanı taşladı sonra Mina’daki menziline gelip kurban kesti. Akabinde berbere “Beni tıraş et.” diyerek, önce sağ yanına sonra soluna işaret etti. Daha sonra da bu kesilen mübarek saçlarını etrafındakilere taksim etti.” a) Tıraşın Zamanı Say bitirildikten sonra tıraş olmadıkça ihramdan çıkılmış olmaz. Saçların tıraş edilmesinde vacip olan miktar, abdestte meshedilmesi gereken miktarda olduğu gibi, başın en az dörtte biri kadardır. Başın sadece dörtte birinde veya daha az kısmında saç varsa, hepsinin tıraş edilmesi veya kısaltılması gerekir. Ne kadar saç olursa olsun, saçların tamamının tıraş edilmesi veya kısıltılması sünnettir. Şafii mezhebine göre vacibin yerine getirilmesi için üç tel saçın tıraş edilmesi veya kısaltılması yeterlidir. Erkeklerin saçlarını dipten tıraş ettirmeleri, kısaltmaktan daha faziletlidir. Kadınlar ise saçlarının en az dörtte birinin uçlarından bir miktar keserler. Onların saçlarını dipten tıraş etmeleri mekruhtur. Saçların kısaltılması halinde kesilen miktar, parmak ucu uzunluğundan daha az olmamalıdır. b) Tıraş Olma Veya Kısaltmanın Hükmü Saçlarını tıraş eden veya kısaltan hacı, ihramdan çıkmış olur. İhramdan çıkma, elbise giyme, koku sürünme, saç, sakal, bıyık kesme gibi ihram yasaklarının kalkmasını temin eder. İhram yasaklarının 27 kalkmasına “tahallül” denir. Umre ile ilgili Hadis-i Şerifler Ebu Hureyre (r.a) rivayet ediyor. Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: َ ْ َ وَا ْ َ ّ ُ ا ْ َ ْ ُ و ُر، َ ُ َ ْ َ َ ِ ٌَا ْ ُ ْ َ ُة ِإ َ ا ْ ُ ْ َ ِة َ َّ َرة ُ َّ َ ْ َ ُ َ َ ا ٌء ِإ َّ ا “Umre, bir sonraki umreyle arasındakilere keffarettir. İhlasla eda edilen, riya ve ma’siyetten uzak bir haccın karşılığı şüphesiz Cennettir.” İbn-i Abbas (r.a) rivayet ediyor: Resûlullah Efendimiz (s.a.v) ensar hanımlarından Ümmü Sinan’a buyurdular ki: ً َّ َ َ ِ َذا َ َء َر َ َ ُن َ ْ َ ِ ِ ى! َ ِ َّن ُ ْ َ ًة ِ ِ َ ْ ِ ُل “Ramazan gelince Umre yap! Onda yapılacak umrenin sevabı Hac sevabına müsavidir.” b) Umrenin Farz ve Vacipleri Umrenin ihram ve tavaf olmak üzere iki farzı vardır. Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. Safa-merve arasında sa’y ve saçların tıraş edilmesi ise vacipleridir. c) Umrenin Zamanı Umre yapmak için belirli bir zaman söz konusu değildir. Her zaman yapılabilir. 28 Ancak Hanefi mezhebine göre, “teşrik günleri“ denilen arefe günü sabahından dördüncü günü güneş batıncaya kadar geçen süre içinde umre yapmak, tahrimen mekruhtur. Umrenin Ramazan ayında yapılması mendup ve daha faziletli görülmüştür. Umre’nin Hac’dan farkı, Arafat, Müzdelife ve Mina’da eda edilen menasik ile birlikte kudüm ve veda tavafının bulunmamasıdır. Ayrıca teşrik günleri hariç bütün bir sene yapılabilmesi de umrenin hususiyetlerindendir. 29 Umrenin Cinayetleri A- Cinayetin Anlamı Hacca veya umreye niyet edip ihrama girdikten sonra tıraş olup ihramdan çıkıncaya kadar yasak olan fiillerin yapılmasına cinayet denir. Hac veya umrede vacip olan menasikten birinin mazeretsiz terk edilmesi veya geciktirilmesi de ceza yönüyle bir cinayettir. Cinayet cezayı gerektirir. Harem bölgesi ve ihram yasakları ile ilgili cinayetler ister mazeretle ister mazeretsiz yapılsın, cinayetin cinayet olduğu bilinsin veya bilinmesin, kasten, zorlama, hata veya yanılma yoluyla, uykuda veya unutularak yapılsın netice itibariyle durum değişmez, kefaret gerekir. Eğer kasten yapılırsa ayrıca günah işlenmiş olacağından tevbe ve istiğfar gerekir. B- Cinayetlerin Ceza ve Keffaretleri a) Dem; Küçükbaş hayvan Kurban Etmeyi Gerektiren Cinayetler Bunlar, hac ve umrenin vacipleri ile ilgili cinayetler ve ihram yasaklarına uymamakla ilgili cinayetler, olmak üzere ikiye ayrılır. a-1) Hac ve Umrenin Vacipleri ile İlgili Cinayetler 1. Mikat mahallini ihramsız geçmek 2. Sa’yin tamamını yahut en az dört şavtını yapmamak. 3. Farz ve Vacip tavaflarda (ziyaret, umre, veda 30 tavaflarında) setr-i avrete riayet etmemek. 4. Ziyaret ve Umre tavaflarını abdestsiz; kudüm ve umre tavaflarını cünup olarak yapmak. Tavaf abdestli olarak iade edilirse ceza düşer. Diğer üç mezhebe göre hadesten taharet, tavafın sıhhat şartı olduğundan, cünüp veya abdestsiz olarak yapılan tavaf sahih olmaz. Bu saydıklarımız aynı zamanda hac ve umrenin vacipleridir. Vacibin terkinde ya da geciktirilmesinde “dem” (koyun veya keçi kurban edilmesi) gerekir. a-2) İhram Yasakları ile İlgili Cinayetler 1. Saçın veya sakalın en az dörtte birini veya başka bir organın tamamını tıraş etmek. 2. Bir yerde ve aynı anda bütün tırnakları veya bir elin yahut bir ayağın tırnaklarının tamamını kesmek. 3. İhramlı iken eşini şehvetle öpmek, okşamak gibi neticesi itibariyle cinsi münasebete götüren davranışlarda bulunmak. 4. Erkekler bir tam gündüz veya gece süresince giyim eşyası (elbise, çorap, iç çamaşırı, topukları kapalı ayakkabı) giymek, başı ve yüzü örtmek... Kadınlar sadece yüzlerini örtmezler. Bir gündüz veya gece süresinden az giyilirse sadaka yeterli olur. 31 5. Bir defada, aynı anda ve aynı yerde saç sakal gibi bir organın tamamına koku, yağ, jöle ve briyantin sürmek veya kına, saç boyası vb. şeylerle boyamak. b) Sadaka; Fıtır Sadakası Vermeyi Gerektiren Cinayetler 1. Bir organın tamamına değil, bir kısmına güzel koku sürünmek. 2. Bir el veya ayaktaki tırnakların bir kısmını kesmek. 3. Her türlü giyim eşyasını (dikişli elbise, çorap v.s) bir gündüz veya geceden daha kısa bir süre giymek. 4. Farz ve vacip olmayan tavaflarda (nafile) setr-i avrete riayet etmemek. 5. Kudüm veya veda tavafını abdestsiz olarak yapmak. 6. Tavaf veya sa’yin, dördüncü şavttan sonraki şavtlarını yapmamak. Eksik bırakılan her şavt için ceza gerekir. c) Tasadduk (Fitreden daha az bir miktar sadaka vermeyi gerektiren cinayetler) İhramlı olan bir kimsenin çekirgeyi, kendi üzerindeki biti öldürmesi veya tutup yere atması ve başkasının üzerindeki biti öldürülmesi için göstermesidir. İhramlı iken bunları yapan kimse istediği miktarda 32 sadaka verir. Eğer öldürülen bitler üçten çok ise, bu durumda bir fitre miktarı sadaka verilir. Diğer taraftan yolda görülen bir biti öldürmek yasak olmadığı gibi, öldürüldüğünde cezası da yoktur. d) Bedel Ödeme Harem bölgesinin kendiliğinden biten her türlü ağaç, bitki ve otlarının koparılması veya kesilmesi, bu bölgedeki hayvanların avlanılması ihramlı olsun olmasın herkese haramdır. Harem bölgesinde her hangi bir kimsenin mülkü olmayan yeşile zarar veren, ağaç veya otları kesip koparan kimse bunların bedelini takdir eder ve fakirlere sadaka olarak verir. Eğer bahsi geçen şeyler bir kimsenin mülküne ait ise, yapılan zararın kıymeti mal sahiblerine verilmesi gerekir. Öldürülen hayvan, eti yenmeyen hayvanlardan (arslan, fil gibi) ise, buna takdir edilecek ceza, bir koyun veya keçinin değerini geçmez. Fakat eti yenilir hayvanlardan ise, bu durumda iki adalet sahibi kimse tarafından hayvanın öldürüldüğü yerdeki kıymeti tespit edilir ve bu miktar sadaka olarak dağıtılır. Tespit edilen bu değer bir fitre mikdarından az ise, onun yerine bir gün oruç tutmak da yeterlidir. Eğer bir kurban değerine eşitse, bu durumda yasağı işleyen kimse serbesttir. İsterse takdir edilen meblağı, her birine bir fıtır 33 sadakası miktarından daha az veya daha çok olmamak üzere fakirlere dağıtır, isterse her fıtır sadakası miktarı için bir gün oruç tutar. Bu oruçta değişik zamanlarda da tutulabilir. Hayvan ölmemiş fakat yaralanmış ise veya zarar görmüşse, sağlam hali ile yaralı hali arasındaki kıymet farkı takdir edilir. Eğer hayvana verilen zarar iyileştikten sonra hayvanda bir eksiklik bırakmazsa, ceza ödemek gerekmez. Öldürülen hayvan, doğan ve köpek gibi eğitilmiş bir hayvan ise, sahibine ona göre kıymeti ödenir. Eğitilmemiş ise fakirlere kıymeti sadaka olarak verilir. Harem Bölgesindeki bir ağacın yalnız yapraklarını almak, eğer ağaca zarar vermiyorsa caizdir. Bundan dolayı ceza gerekmez. e) Oruç; Özür Sebebiyle İhram Yasaklarına Uymamakla İlgili Cinayetler İhram yasaklarını ihlal geçerli bir mazeretle bile yapılsa yine ceza gerekir. Hastalanma, kaza geçirme gibi insan iradesinin dışında cereyan eden olaylar sebebiyle mesela, başı tıraş edilse veya elbise giydirilse ceza olarak mutlaka dem (küçükbaş hayvan) gerekmez. Böyle bir hâdise ile karşılaşan kimse muhayyer olur. İstediği yer ve zamanda peş peşe veya aralıklı olarak üç gün oruç tutar. Veya altı fakire fıtır sadakası 34 miktarı sadaka verir. Eğer isterse Harem bölgesinde istediği zaman bir koyun veya keçi kurban eder. C) Ceza Keffaretlerinin Eda Yeri ve Zamanı Hac ve umrede işlenen cinayetlerin cezasını ödemek için belirli bir zaman söz konusu değildir. Ceza, ömrün sonuna kadar herhangi bir zamanda ödenebilirse de cinayetin hacda meydana getirdiği kusuru telafi etmek için geciktirmeden bir an önce ödemek daha faziletlidir. Bununla birlikte, cezayı ölümüne kadar geciktirip ifa etmeden vefat eden kimse günahkâr olur. Ölmeden önce varislerine vasiyet etmesi gerekir. İşlenen cinayetlerden ceza olarak kesilmesi gereken kurbanların mutlaka Harem bölgesinde kesilmesi gerekir. Etleri ise Harem bölgesi fakirlerine verilebileceği gibi, başka bölgelere de gönderilebilir. Cezalardan; sadaka, bedelini ödeme ve oruç için belli bir mekân tesbit edilmemiştir. İstenilen her mekânda bu cezalar ödenebilir. İhsar ve Fevat A) İhsar İhsar, hac veya umreye niyet edip ihrama girdikten sonra, herhangi bir sebeple Kâbe’yi tavaf etme ve Arafat’ta vakfe yapma imkânının ortadan kalkması demektir. Bunlardan herhangi birini yapma imkânı olursa, ihsar gerçekleşmez. 35 İhsar, düşmanın engellemesi, savaş sebebiyle yolların kapatılması, parasız kalmak, hastalık, kadının yanındaki mahreminin vefat etmesi gibi Kâbe’yi tavaf ve Arafat vakfesini yapmaya mani sebeplerle gerçekleşir. Şafiî mezhebine göre ihsar, ancak düşmanın engellemesiyle meydana gelir. İhrama giren kimse ancak hac ve umre yaptıktan sonra ihramdan çıkabilir. Hac veya umreyi tamamlamasına mani bulunan kimse, Harem bölgesinde “ihsar hedyi” yani ihsar kurbanı keserek ihramdan çıkar. İhsar sebebiyle yapılamayan hac ve umrenin kazası gerekir. . 36 UMRE • Elbise tamamen çıkarılır, ihramlar giyilir (erkekler için) • İki rekât namaz kılınır. • Umreye niyet edip telbiye getirilir. Şöyle niyet edilir. ّ ۪ ِ َ ْ َّ َ َ َا ّٰ ُ َّ ِا ۪ ّ ا ُ ۪ر ُ ا ْ ُ ْ َ َة َ َ ِّ ْ َ ۪ َو “Ey Allah’ım ben Umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur.” Ve şöyle telbiye getirilir: َ ْ َ ْ َ َّ ْ َ ا َّ ُ َّ َ َّ ْ َ َ َّ ْ َ َ َ ِ َ َ َ َ َّ ْ َ ِإ َّن ا َ َ َ ِ َ َ َ ْ ُ ْ وَا ِّ ْ َ َ َ َ وَا • Umre tavafı yapılır. Tavafın Niyeti: ُ ْ َّ َ َ َا ّٰ ُ َّ ِا ۪ ّ ا ُ ۪ر ُ َا ْن َا ْن َا ُ َف َ ْ َ َ ا ْ َ َ ا َم َ َ ِّ ْ ُه ۪ َو ّ۪ ِ “Ey Allah’ım ben Kâbe’yi tavaf etmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur.” • İki rekât tavaf namazı kılınır. • Umrenin sa’yini yapılır. 37 Sa’yın Niyeti ۪ َ َ ْ َ ا َّ َ وَا ْ َ ْ َو َة َ َ ِّ ْ ُه ٰ ْ َا ّٰ ُ َّ ِا ۪ ّ ا ُ ۪ر ُ َا ْن َا ّ ۪ ِ ُ ْ َّ َ َ َو “Ey Allah’ım ben Safa ile Merve arasında say yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur.” • Tıraş olup ihramdan çıkılır. 38 IHRAM YASAKLARI GEREKEN CEZA Erkeklerin dikişli elbise giymesi Fidye (koyun kesme) Erkeğin başını, kadının yüzünü örtmesi Fidye (koyun kesme) Şafii ve Hanbeli mezhebinde unutana veya o işi yapmaya zorlanana fidye gerekmez. Tıraş olmak veya vücuttan kıl koparmak Fidye (koyun kesme) kopartılan kıl 12 adeti geçerse, eğer geçmesse sadaka vermesi gerekir. Tırnak kesme Fidye (koyun kesme) eğer kesilen bir veya iki tımak olursa her tırnak için bir sadaka vermesi gerekir. Koku sürme Fidye (koyun kesme) Kara hayvanı avlama veya avlanmasına yardımcı olma Öldürdüğü hayvanın kıymetinde sadaka verecek Harem bölgesinde ağaç v.b. kesme veya koparma Fidye (koyun kesme) Cima etme Haccı bozulur, safii mezhebine göre unutursa veya o işi yapmaya zorlanırsa Haccı bozulmaz. NOT: Aşağıdaki cetvelde belirtilen; 1-Farz olan hükümlerden herhangi birisini terk etmek veya unutmak Haccın iptalini veya tekrarını gerektirir, 2-Vacip olan hükümlerden herhangi birisini terk etmek kurban kesmenizi gerektirir. 3-Sünnet olan hükümlerden herhangi birisini terk etmekse sadaka vermenizi gerektirir. 39 MEZHEPLERE GÖRE HACCIN HÜKÜMLERİ HANEFİ MALİKİ ŞAFİİ HANBELİ Farz Farz Farz Farz Sünneti Sünneti Farz Farz Müekkede Müekkede 3 Hacda ihram ve niyet Şart Rukün Rukün Rukün 4 Umrede ihram ve niyet Şart Rukün Rukün Rukün 5 İhramı mikatta giymek Vacip Vacip Vacip Vacip 6 İhramdan hemen sonra telbiye Vacip Vacip Sünnet Sünnet 7 İhram için gusül Sünnet Sünnet Sünnet Sünnet 8 İhramdan önce koku Sünnet Sünnet Sünnet Sünnet 9 İhramdan sonra telbiye Vacip Vacip Sünnet Sünnet 10 İfrad ve kıran İçin kudüm tavafı Sünnet Vacip Sünnet Sünnet 11 Tavafa niyet Şart Vacip Sünnet Sünnet 12 Tavafa hacer-ül esvedden başlama Vacip Vacip Şart Şart 13 Tavafta Kabe’yi sola alma Vacip Şart Şart Şart 14 Gücü olan için tavafı yürüyerek yapma Vacip Şart Sünnet Şart 15 Tavafta cünüplük, abdestsizlikten temizlenme Vacip Şart Şart Şart 16 Tavafta beden, elbise ve mekanın temiz olması Sünnet Şart Şart Şart 17 Tavafın hatmin ve hicrin arkasından yapılması Vacip Şart Şart Şart 18 Tavafın Beytullah’ta yapılması Şart Şart Şart Şart 19 Tavafın yedi şavt olması Vacip Şart Şart Şart 20 Şavtların birbiri peşine olması Sünnet Vacip Sünnet Vacip 21 Tavafta avret yerlerinin örtülmesi Vacip Şart Şart Şart 22 Tavaf namazı (2 rekat) Vacip Vacip Sünnet Sünnet 23 Umre tavafı Rukün Rukün Rukün Rukün 24 Safa ve Merve arasında Sa’y yapma Vacip Rukün Rukün Rukün 25 Sa’yı tavaftan sonra yapma Vacip Vacip Şart Şart 26 Sa’ya niyet Vacip Şart Şart Şart 27 Sa’ya Safa’dan başlama Vacip Şart Şart Şart 28 Gücü yetenlerin say’ı yürüyerek yapması Vacip Vacip Sünnet Şart 29 Say’ın yedi şavt olması Vacip Şart Şart Şart 30 Say’ın şavtlarının peşpeşe yapılması Sünnet Şart Sünnet Şart 31 Umrede tıraş veya kısaltma Vacip Vacip Rükün Vacip 32 Arefe gecesi Mina’da sabahlama Sünnet Sünnet Sünnet Sünnet 33 Arafat’ta vakfe yapma Rükün Rükün Rükün Rükün 34 Arafat’ta vakfe süresi Arefe günü zevalden sonra bayram günü fecrine kadardır(ittifak ile) 35 Vakfe’nin güneşin batışına kadar uzatılması Vacip Vacip Sünnet Vacip 36 Arafat’tan imam veya naibi ile ayrılma (imamın hareketi güneş, battıktan sonra) Vacip Vacip Sünnet Sünnet 37 Öğle ve ikindiyi Arafat’ta beraber kılmak Vacip Sünnet Sünnet Sünnet 38 Akşam ve yatsıyı Müzdelife‘de beraber kılmak Vacip Sünnet Sünnet Sünnet AMEL 1 Haccın hükmü 2 Umrenin hükmü 40 39 Muzdelife’de vakfe 40 Müzdelife’de mescid-il haramın yanında fecirden işraka kadar vakfe 41 Bayram günü birinci cemreyi atma 42 Hacda tıraş veya kısaltma 43 Taşlama-kurban-tıraşın peşpeşe yapılması 44 Hacc tavafı (ilada tavafı) 45 Hacc tavafının bayram günlerinde yapılması 46 Hacc tavafını taşlamadan sonraya bırakma 47 Taşlamaları teşrik günleri yapma 48 Taşlamaları geceye bırakma 49 Teşrik günlerinde Mina’da geceleme 50 Veda tavafı 51 Teşrik günlerinde umre yapma 52 Taşlamaları tertiple yapma Vacip Vacip Vacip Vacip Müstehap Vacip Vacip Vacip Rukün Vacip Sünnet Vacip Sünnet Sünnet Vacip Tahrimen Mekruh Mendup Vacip Vacip Sünnet Rukün Vacip Vacip Vacip Vacip Vacip Mendup Sahih değildir Sünnet Vacip Rukün Sünnet Rukün Sünnet Sünnet Vacip Sünnet Vacip Vacip Kerahetle Sahih Sünnet Vacip Vacip Sünnet Rukün Sünnet Sünnet Vacip Vacip Vacip Vacip Sahih Sünnet Vacip Vacip Vacip 41 DUALAR 42 TAVAFTA OKUNABİLECEK DUALAR 1- Tavafın birinci şavtı (dönüşü): ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َو َ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا ْ َ ِ ِ .وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ َ َّ َّ ُ َ َ ْ ِ َو َ َّ َ َ .ا َّ ُ َّ ِا َ ً ِ َ َو َ ْ ً ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك َو ِا ِّ َ ً ِ ُ َّ ِ َ ِ ِّ َ ُ َ َّ ٍ َ َّ َّ ُ َ َ ْ ِ َو َ َّ َ َ .ا َّ ُ َّ ِا َّن َ َ ا ا ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ وَا ْ َ َ َم َ َ ُ َ َو َ َ ا َ َ ُم ا ْ َ ِئ ِ ِ َ ِ َ ا َّ ِر َ َ ِّ ْم َ ْ ِ َو َ َ ِ ِ ْت ِ َ د ََك ِا َ َ ْ ِ َ ا ْ َ َ ِام َو َ ْ َ َ ا َّ ِر َ .ا َّ ُ َّ ِا َّ َ َد َ َ ِ ْئ ُ َ ِ ً َ ْ َ َ َ َو َا ْ َ َ َ ْ َ َ َ َّ ِ ٰ ِ َ َ ْ ِ ْ ِ وَا ْر َ ْ ِ َو َ ِ ِ وَا ْ ُ َ ِّ َ .ا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ا ْ َ ْ َ وَا ْ ِ َّ َ وَا ْ َ ِ َ َ وَا ْ ُ َ َ َة ا َّ ا ِئ َ َ ِ ا ِ ّ ِ وَا ّ ُ ْ َ َو ْا ِ َ ِة وَا ْ َ ْ َز ِ ْ َ َّ ِ وَا َّ َ َة ِ َ ا َّ ِر . Rükni Yemani ve Hacerul Esved arasında okunacak. َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ّ ُ ْ َ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا ْ َ َ َ ر َّ َب ا ْ َ َ ِ َ . َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو ِ َ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ 43 1-Tavafın birinci şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Bütün güç ve kuvvet, şanı yüce ve azamet sahibi Allah’a aittir. Salat ve selam Efendimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem)e olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! bu beyt senin beytindir. Bu harem senin haremindir. Burası ateşten sana sığınanların yeridir. Vücudumu ateşte yakma! Ya Rabbi! Allahım! Sen kullarını mukaddes Kabe’ni ziyarete çağırdın. Bende senin rızanı istemeye geldim. Sen de bunu bana ihsan ettin, beni bağışla. Bana merhamet et. Bana afiyet ver ve beni affet. Allahım! senden af, afiyet, iffet istiyorum. Dünya ve ahirette devamlı bir saadet, sağlıklı bir dini hayat, cennete kavuşmayı ve cehennem den kurtulmayı diliyorum.” Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! 44 2- Tavafın ikinci şavtı: َ ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم. ِ ِ َ ْ َ َْل َو َ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا َ ِ ً َ َا َّ ُ َّ ِا. َ َّ َ َ َ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ َ َّ َّ ُ َ َ ْ ِ َو . َ ِّ ِ َ ِ َّ ُ ِ ً َ ِّ َو َ ْ ً ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك وَا َ ْ ُ ْ َا َّ ُ َّ َ ِّ ْ ِا َ ْ َ ْا ِ َ َن َو َز ِّ ْ ُ ِ ُ ُ ِ َ َو َ ِّ ْه ِا َ ْ َ ا . َ ِ ِ وَا ْ ُ ُ َق وَا ْ ِ ْ َ َن وَا ْ َ ْ َ ِ َ ا َّ ا َ َ َ ْ َا َّ ُ َّ ِ َ َ َا َ َ َ ْ َم َ ْ َ ُ ِ َ د ََك َا َّ ُ َّ ا ْر ُز ْ ِ ا َ ِ ِ َّ َا َّ ُ َّ َر َّ َ َ َ ْ َ ْ َ ِ ْ َ ً ِ ْ َ ِْم ا. ِ َ ْ ِ ِ َ ٍب . َ ِ ِ َ ْ َو َ ِ ّ َ ِ َ ْ َ ِ َ ِ َ ا ْ َ ِْم ا Rükni yemani ile hacerul esved arasında okunacak َ ِ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ ْ ُ ّ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ْ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا َ َ َ َّ ر . َ ِ َ َ ْ َب ا 2-Tavafın ikinci şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür, bütün güç ve kuvvet şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam efendimiz Muhammed (Aleyhisselatu 45 ve-sselama) olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! imanı bize sevdir. Onu bize güzel göster, küfürden, fasıklıktan ve isyandan nefret ettir. Bizi doğru yolda olanlardan eyle. Allahım! kullarını dirilteceğin günde bizi azabından koru. Allahım! hesaba çekilmeden bize cenneti nasib et. Rabbimiz! Bizi zalim toplumun fitnesine bulaştırma. Rahmetinle kafir toplumdan bizi koru.” Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! 3- Tavafın üçüncü şavtı: َ ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َو َ ِ ِّ َ َ َ وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم. ِ ِ َ ْ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا ً ْ َ َا َّ ُ َّ ِا َ ً ِ َ َو. َ َّ َ ُ َ َّ ٍ َ َّ َّ ُ َ َ ْ ِ َو . َ ِّ ِ َ ِ َّ ُ ِ ً َ ِّ ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك وَا َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا َّ ّ ِ وَا ِّ ْ ِك وَا ِّ َ ِق وَا ِّ َ ِق 46 ِ ْ َ َو ُ ءِ ْا َ ْ َ ِق َو ُ ءِ ا ْ َ ْ َ ِ وَا ْ ُ ْ َ َ ِ ِ ا ْ َ ِل َو ْا ْ ِ َ ِ ُ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ِر َ َك وَا ْ َ َّ َ َو َا ُ ذ. ِ َ َ ْ وَا َ ُاب ا ْ َ ْ ِ َو َا ُ ذ ِ َ َ ْ ِ َ ِ ُ َا ّ ُ َّ ِا ِّ َا ُ ذ. َ َ ِ َ وَا َّ ِر َ ْ َ ْ ِ َ ِ ْ ِ ْ َ ِ ا ْ َ ِ ِ ا َّ َّ ِل َو َا ُ ذُ ِ َ ِ ْ ِ ْ َ ِ ا ْ ِ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا ْ ُ ْ ِ وَا ْ َ ْ ِ َو. وَا ْ َ َ ِت َ َا ِ ِ ا ْ ِ ْ ِى ِ ا ّ ُ ْ َ َو ْا ِ َ ِة Rükni Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak. َ ِ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َّ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا ْ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ ر َب َ َ َ . َ ِ َ َ ْا 3-Tavafın üçüncü şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka ilah yoktur. Allah büyüktür. Bütün güç ve kuvvet, şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam Efendimiz Muhammed Aleyhissalatu ves-selama olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! şüpheden, şirkten, haktan ayrıl-maktan, 47 nifaktan, kötü ahlaktan, kötü duruma düşmekten, malımı, ailemi, çocuklarımı kötü bir durumda bulmaktan sana sığınırım. Allahım! senin rızanı ve cennetini istiyorum. Gazabından ve cehennemden sana sığınırım. Allahım! kabir azabından sana sığınırım. Deccalın, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.” Allahım! küfürden, fakirlikten, dünya ve ahirette rezil durumlara düşmekten sana sığınırım. Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! 4- Tavafın dördüncü şavtı: َ ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َو َ ِ ِّ َ َ َ وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم. ِ ِ َ ْ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا َا َّ ُ َّ ِا َ ً ِ َ َو َ ْ ً ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك. ٍ َّ َ ُ َا َّ ُ َّ ا ْ َ ْ ُ َ ًّ ُ ْ ُ ورًا ) ُ ْ َ ًة ُ ْ ُ و َر ًة. َ ِّ ِ َ ِ َّ ُ ِ ً َ ِّ َو ِا ً ُ ْ َ ً ِ َ ً َ َ ( َو َ ْ ً َ ْ ُ رًا َو َذ ْ ً َ ْ ُ رًا َو َ ِ ِ ْ ِ ْ َ َ ِ ُ َ ِ ا ّ ُ ُ و ِر َا. َو ِ َ َر ًة َ ْ َ ُ َر َ ِ َ ْ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ َ ُ ُ ِ َ ِت َر. ا ّ ُ ُ َ ِت ِا َ ا ّ ُ ِر 48 ٍّ ِ ِّ ُ ْ ِ َ َ ِ َ ْ َو َ َ ا ِئ َ َ ْ ِ َ ِ َ وَا َّ َ َ َ ِ ْ ُ ِّ ِا ْ ٍ وَا . وَا ْ َ ْ َز ِ ْ َ َّ ِ وَا َّ َ َة ِ َ ا َّ ِر Rükni yemani ile hacerul esved arasında okunacak. َ ِ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َّ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا ْ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ ر َب َ َ َ . َ ِ َ َ ْا 4-Tavafın dördüncü şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür bütün güç ve kuvvet, şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam efendimiz Muhammed (Aleyhisselatu ves-selama) olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! umremi kabul eyle. Gayretimi karşılıksız bırakma. Günahlarımı bağışla. Amelimi salih ve makbul eyle. Kazancımı devamlı kıl, ey gönüllerde olanı bilen Allahım! beni karanlıklardan aydınlığa çıkar. Allahım! senden rahmetinin gereklerini, bağışlamana vesile olacak gayretleri, her çeşit günahtan kurtulmayı, her türlü iyiliğe ulaşmayı, cennete kavuşmayı ve 49 cehennemden kurtulmayı istiyorum. Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! 5- Tavafın beşinci şavtı: ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َ َ وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم. ِ َ ْ َو َ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا ِ َ َ ِ َ َا َّ ُ َّ ِا َ ً ِ َو َ ْ ً ِ ِ َ ِ َوا ًء. ٍ َّ َ ُ َ ِ ِّ َ َ ِ ْ َ ِّ ِ َ ْ َ ِ َّ ِ َا َّ ُ َّ َا. َ ِّ ِ َ ِ َّ ُ ِ ً َ ِّ ِ َ ْ ِ َك وَا . ُ ِ َ ْ َ ْ َم َ ِ َّ ِا َّ ِ ّ ُ َ َو َ َ ِ َ ِا َّ َو ْ ُ َ ا ِ ِ ْ َا َّ ُ َّ ا ْ ُ ْ ِ َ ْ َ ِ َاءِ َ ِّ ِ ا ْ ُ ْ َ ِ َ ُ َ َّ ٍ َو َا ْ ِ َ ُ َ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ئ. ِ ْ َ ْ ِ ِ َ ْ َ ً َ َا ْ َ ُ َ ْ َ َ َا َ ًا َ ِّ َ َ ِ َ ِ َُ ْ ِ َ َ َ َ َ ِ ْ ُ َ ِ ّ ُ َ َ ِّ ُ َ ُ َ َّ ٌ َو َا ُ ذ َ َّ َ ْ َا َّ ُ َّ ٍا ِّ َا ْ ئَ ُ َ ا. ٌ َّ َ ُ َ ُ ِّ َ َ ُ ّ ِ َ ُ ْ ِ ا ْ َ َ َذ َك َ ِ َُو َ ِ َ َ َو َ ُ َ ِّ ُ ِ ِا َ ْ َ ِ ْ َ ٍْل َو ِ ْ ٍ َو َ َ ٍ َو َا ُ ذ ْ َ ِ َ ا َّ ِر َو َ ُ َ ِّ ُ ِ ِا َ ْ َ ِ ْ َ ٍْل َو ِ ْ ٍ َو َ َ ٍ ر َِّب . َ ِ ِ َّ ِ ِ ْ ِ ْ ِ ُ ْ ً َو َا 50 Rükni yemani ile hacerul esved arasında okunacak. َ ِ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ َ َ َ َّ َ َ ْ ُ ّ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ْ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا َ َ َ َّ ر . َ ِ َ َ ْ َب ا 5-Tavafın beşinci şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah enbüyüktür bütün güç ve kuvvet, şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam efendimiz Muhammed (Aley hisselatu vesselama) olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı ve yüce zatından başka hiçbir şeyin baki olmadığı günde beni arşının gölgesinde gölgelendir. Allahım! beni peygamberlerin efendisi Hz. Muhammedin sancağının altında haşrret. Onun havzından öyle bir sula ki, bir daha ebediyen susuzluk çekmeyeyim. Allahım! senden Peygamberin, Efendimiz Hazreti Muhammedin istediği tüm hayırları istiyorum. Onun 51 sana sığındığı bütün şerlerden sana sığınıyorum. Allahım! senden cenneti, onun tüm nimetlerini ve beni cennete ulaştıracak her türlü söz, fiil ve ameli nasib etmeni diliyorum. Cehennemden ve beni ona götürecek her türlü söz, fiil ve amelden de sana sığınıyorum. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni salihlerden eyle.” Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! 6- Tavafın altıncı şavtı: َ َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َو َ ِ ِّ َ َ َ َّ َ ُم ً ْ َ ً ِ َ َو . َ ً ُ ُ َو َ ْ َ َ َو َ َن َ َ ِ ْ َ َ ْ ِ ْ ُه َ ِ َ َ ِ َ َ ْ َ َا َ ِ ْ َاك ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا وَا َّ َ ُة وَا. ِ ِ َ ْ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا َ َا َّ ُ َّ ِا. َ َّ َ ُ َ َّ ٍ َ َّ ا َّ ُ َ َ ْ ِ َو ِّ ِ َ ِ َّ ُ ِ ً َ ِّ ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك وَا ِ ْ َ َ ِ َا َّ ُ َّ ِا َّن َ َ َ َ َّ ُ ُ ً َ ِ َ ًة َ َّ ُ َّ َا. َ ِ ْ َ َ ْ َ َ ِ َ ًة ِ َ َ ْ ِ َو ِ ِ ِ ْ َو َ َ َن ِ َ ْ ِ َ َ َ َ َّ ْ ُ َ ِّ وَا َّ َ َ ِ ْ َ ِ َو ِ َ َ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ ِ َ َو 52 َ ْ َ ْ َ وَا ِ َ ا ْ َ ْ ِ َ ِة ِا ْ ِ ْ ِ َا َّ ُ َّ ِا َّ َ َ ُ ّ ٌ ُ ِ ّ ُ ا ِّ َ ُ ْ َ Rükni yemani ile hacerul esved arasında okunacak. َ ِ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َّ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ ر َب َ ْ ُ ّ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ْ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا َ َ َ . َ ِ َ َ ْا 6-Tavafın altıncı şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah enbüyüktür bütün güç ve kuvvet şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam efendimiz Muhammed (Aleyhisselatu vesselama) olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! sana karşı çok borcum var. Yaratıklarınında üzerimde bir çok hakkı bulunmaktadır. Allahım! sana karşı olan borçlarımı bağışla. Yaratıklarına karşı olanları da sen üzerine al, bana helali ver, harama muhtaç olmayayım. İbadetinle meşgul et, günaha düşmeyeyim. Lütfunu ver, başkasına muhtaç olmayayım. Ey bağışlaması bol olan! Beni bağışla. Şüphesiz sen çok 53 affedensin, affetmeyi sevensin. Beni affet.” Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirete de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi!” 7- Tavafın Yedinci şavtı: َ ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ َ َْل َو َ ِ ِّ َ َ َ وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم. ِ ِ َ ْ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا َا َّ ُ َّ ِا َ ً ِ َ َو َ ْ ً ِ ِ َ ِ َ َو ِا َ ًء ِ َ ْ ِ َك. ٍ َّ َ ُ َ َّ َ وَا ِّ َ ً ِ ُ َّ ِ َ ِ ِّ َ َ َّ ا َّ ُ َ َ ْ ِ َو ً ِ َ ً ْ ِ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ َ ُ َ ِا َ ً َ ِ ً َو َ ْ ً َ ِ ً َو َ ْ ِ ً َ ْت َورَا ِ َ ْ َو ِر ْز ً وَا ِ ً َ َ ً َ ِّ ً َو َ ْ َ ً َ ْ َ ا ِ ْ ِ ْ ْت ر َِّب ِز ْد ِ ِ ْ ً َو َ ْ ً َو َا ِ َ ْ ْت َو َ ْ ِ َ ًة َ ْ َ ا ِ َ ْا َ َ ْ َ َر َّ َ َ ُ ِ ْغ ُ ُ َ َ َ ْ َ ِا ْذ َ َ ْ َ َ َو. َ ِ ِ َّ ِ َ ِ ُ ِ ْ َ ْ ر َِّب ا. ِ ْ َ ُ ْ َ َر ْ َ ً ِا َّ َ َا ْ َ ا ْ َ َّ ُب ا َّ َ ِة َو ِ ْ ذُ ِّر َّ ِ َر َّ َ َو َ َ َّ ْ دُ َ َء َر َّ َ ا ْ ِ ْ ِ َو ِ َا ِ َ َّى . َو ِ ْ ُ ْ ِ ِ َ َ ْ َم َ ُ ُم ا ْ ِ َ ُب 54 Rükni yemani ile hacerul esved arasında okunacak. َ ِ َا َّ ُ َّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو َ اب ا َّ ِر وَا ْد ِ ْ َ ا ْ َ َّ َ َ َ ْا َ ْ َ ا ِر َ َ ِ ُ َ َ َّ ُر َ َ َ َّ ر . َ ِ َ َ ْ َب ا 7-Tavafın yedinci şavtının duasının manası: “Allah bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd Allaha mahsustur. Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür bütün güç ve kuvvet, şanı yüce ve azamet sahibi Allaha aittir. Salat ve selam efendimiz Muhammed (Aleyhisselatu vesselama) olsun. Allahım! sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum. Allahım! senden halis bir iman, temiz ve saf bir kalp, faydalı ilim, bol helal ve temiz bir rızık istiyorum. Ölmeden önce tevbe, güzel bir ölüm ve öldükten sonra bağışlanma diliyorum. Rabbim! İlmimi ve anlayışımı artır ve beni salihlerden eyle. Rabbimiz! Hidayete erdikten sonra kalplerimizi saptırma. Katından bize bir rahmet ihsan eyle. Şüphesiz sen çok ihsan edensin. 55 Rabbim! Beni ve neslimi, namazı tam kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul eyle, Rabbimiz! Kıyamet gününde beni, anamı, babamı ve bütün müslümanları bağışla.” Ruknü Yemani ile Hacerul Esved arasında okunacak “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahi bi! Ey günahları çok bağışlayan, ey alemlerin rabbi! MAKAMI İBRAHİMDE NAMAZ VE DUA Tavaf bittikten sonra mescidi Haramın içinde “Makamı ibrahim” diye anılan mübarek yerde iki rekat tavaf namazı kılınır. Makamı İbrahimde yer bulamaz ise, mescidi haramın neresinde olsa kılınır. Tavaf namazını kıldıktan sonra Makamı İbrahimin yanında veya boş bulduğu yerde dua eder. 56 TAVAF NAMAZINDAN SONRA OKUNACAK DUA )(MAKAMI İBRAHİM DUASI َا َّ ُ َّ َ َ َ َ ْ َ ِ ِ ْ ِ ْ َ ِم َ ِّ ْ ِ َ َ ْ ِ وَا ْ َ ْ ِ ْ ِ ِ َ َ ِ َ َا َّ ُ َّ ا ْ ِ ْ ِ َ ِ َ َ َا ْ َ ْ َ ُ وَا ْ ِ ْ ِ ِ َ َ َ ِ َ َ .ا ّ ُ َّ ا ْ َ ِ ا ْ َ َ َة ِز َ َد ًة ِ ِ ُ ِّ َ ْ ٍ وَا ْ َ ِ ْت رَا َ ً ِ ِ ْ ُ ِّ َ ٍّ َ .ا َّ ُ َّ ِا َّ َ َ ْ َ ُ ِ ِّ ى اْ َ َ َو َ َ ِ َ ِ َ ْ َ ْ َ ْ ِ َر ِ َو َ ْ َ ُ َ َ ِ َ َ ْ ِ ِ ُ ْ ِ َو َ ْ َ ُ َ ِ َ ْ ِ َ ْ ِ ْ ِ ذُ ُ ِ َ .ا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ِا َ ً ُ َ ِ ُ َ ْ ِ َا ْ َ َو ِ ِّ ِ ا ّ ُ ْ َ َو ْا ِ َ ِة َ َ َّ ِ ُ ْ ِ ً وَا ْ ِ ْ ِ ِ َّ ِ ِ َ َ .ا َّ ُ َّ َ َ َ ْع َ َ ِ َ َ ِ َ َ َا َذ ْ ً ِا َّ َ َ ْ َ ُ َو َ َ َّ ِا َّ َ َّ ْ َ ُ َو َ َ َ ً ِا َّ َ َ ْ َ َ َ َ ِّ ْ ا ُ ُ َر َ وَا ْ َ حْ ُ ُ و َر َ َو َ ِّ ْر ُ ُ َ َ وَا ْ ِ ْ ِ َّ ِ َ ِت َا ْ َ َ َ َ .ا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ِ َ ا ْ َ ْ ِ ُ ِّ ِ َ ِ ِ ِ وَآ ِ ِ ِ َ َ َ َ َ َ ْ ُ َك َو َر ُ ُ ُ ُ َ َّ ٌ َو َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا َّ ِّ ُ ِّ ِ َ ِ ِ ِ وَآ ِ ِ ِ َ ا ْ َ َ َذ َك ِ ْ ُ َ ْ ُ َك َو َر ُ ُ َ ُ َ َّ ٌ َ َّ ات َو َ ْ َك ا َّ ُ َ َ ْ ِ َو َ َّ َ َ .ا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ِ ْ َ ا ْ َ ْ َ ِ ا ْ ُ ـْ َ َ ِ ات َو ُ َّ ا ْ َ َ ِ َ َو َا ْن َ ْ ِ َ ِ َو َ ْ َ َ ِ َو َا ْ َ ُ َ ِ ْ َ ْ ِ َ َ ْ َ ُ َو َا ُ ذُ ِ َ ِ ْ َ ِّ َ َ ْ َ ُ َو َا ْ َ َ َّ ُم ا ْ ُ ُ ِب . 57 Manası: Allahım! Beni İslam’a kavuşturduğun gibi onda sebat etmemi nasib et. Daima sana itaat içinde olmamı sağla. Allahım! Geçmiş tüm günahlarımı bağışla, gelecekte de beni günahlardan koru. Her hayırlı iş için ömrümü uzat, ölümü benim için bütün kötülüklerden kurtuluş kıl. Allahım! Şüphesiz gizlimide açığa vurduğumu da biliyorsun, özrümü kabul et, ihtiyaçlarımıda biliyorsun, istediğimi bana lütfet. İçimde olanı biliyorsun, günahlarımı bağışla, senden kalbimin derinliklerine işleyen bir iman istiyorum. Sen dünyadada, ahırette de benim velimsin, beni müslüman olarak öldür, salihlerin arasına kat. Allahım! Bulunduğumuz şu yerde, bizim bağışlamadığın bir günahımızı, gidermediğin bir sıkıntımızı, karşılamadığın bir ihtiyacımızı bırakma, işlerimizi kolaylaştır, gönüllerimizi aç, kalblerimizi nurlandır, amellerimizi iyi ameller olarak sona erdir. Allahım! kulun ve peygamberin Hz. Muhammed’in senden istediği şimdiki ve ilerdeki bütün hayır-ları istiyorum, kulun ve peygamberin Hz. Muhammed’in kendisinden sana sığındığı şimdiki ve gelecekteki her türlü şerden sana sığınıyorum. Allahım! Senden hayırlar işlemeyi, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları sevmeyi, beni bağışlamanı ve bana 58 merhamet etmeni istiyorum. Senin katında bütün hayırlar malumdur, Senden bunları istiyorum. Bütün şerlerde malumdur, onlardan da Sana sığınıyorum, Sen gaibleri çok iyi bilensin.” Mültezemde Dua Etmek Hacerül esved ile beyti şerifin arası Mülte-zemdir. Göğsünü ve sağ yanağını oraya dayayarak sağ eli ile Kabe’nin eşiğini mümkünse tutarak dua edebilir. Kendisi, anne - babası ve bütün mü’minler için dua etmek müstehabtır. Zemzem İçmek Tavaf namazı kılınıp dua yapıldıktan sonra ayakta kıbleye karşı bol bol zemzem içilir. İçilirken birkaç kere nefes alınır. Her nefes alınışta Kabe’ye bakılır. Mümkün olursa zemzemden bedene dökülür, yüze ve başa sürülür. Zemzem içildikten sonra şu dua okunur: ِّ ُ ْ ِ ُ َّ َ َّ ا .َ ً َ ِ َ ِ ُ َو ٍ َ ّ َ ُ َ ِ ِّ َ ِ َ ْ َ َا ْ َ َم ْا ً ْ َ َ ِر ْز ً وَا ِ ً َو َ ِّ ِ َ ْض ِ َ ْ ِ ِِ َ َ ِ َ َ َّ َ ِ ُ ْ ِ َ َو ُ ْ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ دَاءٍ َو َ َ ٍ وَا َ َ َ َ َ َ ْ ِ َو Manası: Allahım! Senden geniş rızık, menfaatli ilim, bütün hastalıklardan şifa istiyorum. Beni seyyidimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in havzından sula, lutfunla, kereminle, ey keremlilerin keremlisi!” 59 Zemzem içilip duası yapıldıktan sonra tekrar hacerul esved istilam edilir. Veya uzaktan selamlanır. Safa ve merve arasında say yapmak için Safa tepesine çıkılır. Safaya çıkarken şu duayı okur: Safa’ya doğru çıkarken okunacak dua َاب َ ْ ِ ْ ِ ا َّ ِ َو َ َ ِ َّ ِ َر ُ ِل ا َّ ِ * َا َّ ُ َّ ا ْ َ ْ ِ َا . ِ ِ َّ َر ْ َ ِ َ َو َا ْد ِ ْ ِ ِ َ َو َا ِ ْ ِ ِ َ ا َّ ْ َ ِن ا Manası: “Allah’ın ismi, Resulullah’ın sünneti üzere çıkıyorum. Allahım! Bana rahmet kapılarını aç, beni rahmetine dahil et. Ve beni kovulmuş şeytanın şerrinden koru.” Safa’ya tam çıkıp kabeye bakıldığı zaman okunacak dua ُ َ َو َ ُ ُ َو َ ِ ِْ ُ ِ َْ َ َ ُ ْ ُ َْ ِ َ َ ُ َ ُا ْ َ ْ َ َ ُ تُ ِ َ ِ ِه ا َّ ُ َو َ َ ْ ُ ُ ِا َّ ِا َّ ُه َ َ ُ َّ ( َو َ َّ ا َ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ َو ْ َ ُه ٌ ّ َ َ ُ ا ْ َ ْ ُ ُ ْ ِ َو ُ ِ ُ َو َ َ ُ ِّ َ ْ ءٍ َ ِ ٌ َ ِا َ َ ِا َّ ا د٣) . َ ُ ا ِّ َ َو َ ْ َ ِ َه ا ْ َ ِ ُ و َن . َ َّ َ َو َ َ آ ِ ِ َو َ ْ ِ ِ َو 60 SAY’IN YAPILIŞI • Say: Safa tepesinden başlayıp, Merve tepesinde bitmek üzere dört gidiş ve üç gelişten ibaret olup bu iki tepe arasında gidip gelmektir. Say mervede son bulur. • Safa ile merve arası 400 metredir. • Tepelere çıkılmadan yapılan say mekruhtur. • Safa tepesine çıkıldıktan sonra şöyle niyet edilir: َ َ ْ َ َ وَا ْ َ ْ َو ِة َّ َ َّ َا َّ ُ َّ ِا ِّ ا ُ ِر ُ َا ْن َا ْ َ َ َ ْ َ ا َاط َ ْ َ ا ْ ُ ْ َ ِة ِ ِ َ َ َ َ َّ َو ٍ ْ َا Manası: “Allahım! Umrenin sa’yini yap-mak için yedi kere Safa ve Merve arasında gidip gelmeyi murad ediyorum.” • Niyetten sonra Kabe’ye dönülerek tehlil, tekbir, salavatı şerife okunur. Ve sukunetle merve tepesine doğru yürünür. Yürürken sa’yda söylene-cek duaları okunur, bunlar ileride yazıldı. • Erkekler iki yeşil ışıklı direklerin arasında (hervele) yaparlar, yani adımlarını hızlandırarak yürürler. • Kadınlar normal yürür ve Merveye varıldığında “1. şavt” tamamlanmış olur. • Burada da yine Kabe’ye yönelerek tehlil, tekbir salavatı şerife getirilip dua edilir. Sonra Merveden Safaya doğru yürünür. Safaya varınca 2. şavt tamamlanmış olur. Diğer şavtlarda aynı şekilde yapılır. 61 Peygamber Efendimiz s.a.v. şöyle buyuruyor: “Beytullah’ın etrafında tavaf etmek namaz kılmak gibidir. Şu da var ki siz tavafta konuşabilirsiniz, her kim tavafta konuşuyorsa ancak hayır konuşsun.” Tavafın dışında Kabeye bakılıp tefekkür edilmelidir. Dört şeye bakmak ibadettir. 1- Alimin yüzüne bakmak 2- Ana - babanın yüzüne bakmak 3- Kabeye bakmak 4- Kur’an’a bakmak. • Kabe’de tavaf ve Kabe’ye bakmanın dışında Kur’an okumalı, salavatı şerife getirmeli, Mevlayı zikretmelidir. • Boş konuşmalardan, sakınmalıdır. Say duaları 1- Say’ın birinci şavtının duası: ُ ْ َ ْ َّ ِ ا ِْ ُ ُ ْ اب َ َْ َ ْ َ ِّ َ َو َ َّ ُ ْ َو ِا َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َ ِ َ َ َ ِا َ َ ِا ّ ا َّ ُ َو ْ َ ُه. َ َ َ ُ َو ُ ِ َ ِ َ ِ ِه ا ْ َ ْ ُ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ َو ْ َ ُه َا ْ َ َ َو ْ َ ُه َو َ َ َ َ ْ َ ُه َو َ َ َم ْا َ ِا َ ُ ِا َّ ا َّ ُ َو َ َ ْ ُ ُ ِا َّ ِا َّ ُه ُ ْ ِ ِ َ َ ُ ا. َو ْ َ ُه َ ْ ِ َ ْ َا َّ ُ َّ ِا َّ َ ُ ْ َ ا ُ ْد ُ ِ َا. َ ِ َه ا ْ َ ِ ُ و َن َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َِو َ ْ َ َ ُ َ ُ ا ْ ُ ْ ُ َو َ ُ ا ٌ ِ َ ٍ ْ َ ِّ ُ 62 َ ُ ْ ِ ُ ا ْ ِ َ َد َو ِا ِّ َا ْ َ ُ َ َ َ َ َ ْ َ ِ ِ ِ ْ َم َا َّ ِ َ ْ ِ َ ُ ِ ِّ َ َّ َ َ َ َّ ِ َو َا َ ُ ْ ِ ٌ İki yeşil direk arasında okunur. ) ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ ا َّ ُ ْا َ َ ّ ُ ْا َ ِة َ َ َ ً َو ِ َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َ ْ َ ُم َر َّ َ آ ِ َ ِ اب ا َّ ِر( . َ َ َ Direkleri geçince okunur: َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ئَ ُ َ َ ْ َ َ َ َ َ ِ َ د َُك ا َّ ِ ُ َن َو َا ُ ذُ ِ َ ِ ْ َ ِّ َ ا ْ َ َ َذ َك ِ َ د َُك ا َّ ِ ُ َن . َ َاب َا ّ ُ َّ َ َا ْ َ ْ َ َا َ ًا َ َ ِ َ َا ا ْ َ َ ِن ِ ْ ُر ْ َ ٍ َا ْو َ ٍ َ َ ْ ُ َ ِا َّ ُه َا ْو َ ُ َ َ ْ ُ دُ َ ِئ َ َ ْ ِ ِ ِا َّ ُه وَا ْ َ ْ ِ ِا َّ ُه ِ ْ َ ْ ِ َ َو َ َ ِ َ َو ِا ْ َ ِ َ َ َ ِ َ ْا ِ ْ َ ِن َ َ ِ َ وف . ات َ دَا ِئ َ ا ْ َ ْ ُ ِ اْ َ ْ َ ِ Merveye yaklaşınca okunur. ِا َّن ا َ َ ِ َّ َ وَا ْ َ ْ َو َة ِ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِو ا ْ َ َ َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن َ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َف َ ْ ًا َ ِ َّن ا َّ َ ٌ َ ِ ٌ. 63 Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir. Hiçbir ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd O’na mahsustur. Diriltir, öldürür. Hayır ancak O’nun elindedir. O herşeye gücü yetendir. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir. Va’dini yerine getirmiştir. Kuluna yardım etmiştir. Tek başına şer gruplarını hezimete uğratmıştır. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Kafirler hoşlanmasa da, dini sadece O’na has kılarak yalnızca O’na ibadet ederiz. Allahım! “Dua edin, duanıza karşılık vereyim” diye buyurdun. Şüphesiz sen vadinden dönmezsin. Beni İslama ulaştırdığın gibi müslüman olarak beni ondan ayırmamanı senden istiyorum. İki yeşil direk arasında okunur. Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü Sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Direkleri geçince okunur: Allahım! Salih kullarının senden istediği hayrı istiyorum. Yine salih kullarının sığındığı şerden sana 64 sığınıyorum. Allah’ım burada sa’y yapanların her birine verdiğin derece ve sevabı istiyorum. İstemeyip de eksik bıraktıklarımı da kendi lütfundan bana ihsan et. Ey ihsanı devamlı olan! Ey hayrı çok olan! Ey iyiliği daim olan! Merveye yaklaşınca okunur. “Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” 2- Sayın ikinci şavtının duası: ُ ْ َ ْ َا ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َِو َّ ِ ا ْ ِ َّ َ ْ َ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ ا ْ َا ِ ُ ْا َ َ ُ ا ْ َ ْ دُ ا َّ َ ُ ا َّ ِ ى. ُ َ ْ ُ ََ ِ َ ً َو َ َو َ ًا َو َ ْ ـَ ُ ْ َ ُ َ ِ ٌ ِ ا ْ ُ ْ ِ َو َ ْ ـ َر َّ َ ِا َّ َ َ ِ ْ َ ُ َ ِد ً ُ َ ِدى. َو ِ ّ ٌ ِ َ ا ّ ُ ِ ّل َو َ ِّ ْ ُه ـَ ْ ِ ًا َّ َ ْ ِّ َ ِ ِ َ ِن َا ْن آ َ ُ ا ِ َ ِّ ُ ْ َآ َ َّ َر َّ َ َ ْ ِ ْ َ َ ذُ ُ َ َ َو َ ِ ُ َ ِّئَآ ِ َ َو َ َ َّ َ َ َ ْا ًَ ْ َ ا ِر َر َّ َ وَآ ِ َ َ َو َ ْ َ َ َ َ ُر َو َ ُ ْ ِ َ َ ْ َم ا ْ ِ َ َ ِ ِا َّ َ َ ُ ْ ِ ُ ا ْ ِ َ َد ُ ِ َ ْ َر َّ َ َ َ ْ َ َ َ َّ ْ َ َو ِا َ ْ َ َا َ ْ َ َو ِا َ ْ َ ا ْ َ ْ َ َ َر َّ َ ا ْ ِ ْ َ َ َو ِ ِ ْ َا ِ َ ا َّ ِ َ َ َ ُ َ ِ ْ ِ َ ِن َو .ٌ ِ ِ ُ ُ ِ َ ِ َّ ِ َّ ِ َ آ َ ُ ا َر َّ َ ِا َّ َ َرؤُ ٌف َر 65 İki yeşil direk arasında okunur. ُ َ ْ َ َ َّ َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا َ ْ ُ ّ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا. َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم .اب ا َّ ِر َ َ َ َ ِ ِ َ ِة َ َ َ ً َو ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ َّ َ َ َ ْ َ ُ ِا َ َ َ ً َو ِ ْا Safaya yaklaşınca okunur َ َ َ ْ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِو ا ٌ ِ َ َ َّ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا ِ ِا َّن ا َّ َ َو ْا َ ْ َو َة َ َ َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن ٌ َِ Manası: “Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O birdir, tektir yeganedir. Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir. Her şey ona muhtaçtır. Ne bir eş, nede çocuk edinmiştir. Hükümranlıkta hiçbir ortağı yoktur. Aciz kalıp da bundan dolayı bir yardımcısı da olmamıştır. O halde O’nu büyük bil ve gereği gibi tesbih et. Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz “Rabbinize inanın” diye imana çağıran bir davetçiyi işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz! 66 Rabbimiz! bize peygamberlerin vasıtasıyla vadettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil rüsvay etme. Şüphesiz sen vaadinden caymazsın. Rabbimiz! Yalnızca San’a tevekkül ettik ve yalnızca San’a yöneldik. Dönüşte ancak sanadır. Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman etmiş olanlara karşı hiçbir kin bırakma. Rabbimiz! şüphesiz sen çok şefkatli, çok merhametli olansın. İki yeşil direk arasında okunur. Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Safaya yaklaşınca okunur. Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” 3- Sayın üçüncü şavtının duası: ُ ْ َ ْ َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو ِ َّ ِ ا ِ ْ ُ ُ ْ َ ْ َ َ ُ َ ُ ا ْ ُ ْ ُ َو َ ُ ا ٌ ِ َ ٍ ْ َ ِّ ُ 67 َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َ ِ َ َ َ ِا َ َ ِا ّ ا َّ ُ َو ْ َ ُه. َ َ َ ُ َو ُ ِ ُ ِ َ ِ ِه ا ْ َ ْ ُ َو İki yeşil direk arasında okunur. ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم َ .ر َّ َ آ ِ َ ِ اب ا َّ ِر. ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو ِ َ َ َ َ Direkleri geçince okunur: َر َّ َ َا ْ ِ ْ َ َ ُ َر َ وَا ْ ِ ْ َ َ ِا َّ َ َ َ ُ ِّ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ئَ ُ َ ِ َ ا ْ َ ْ ِ ُ ِّ ِ َ ِ ِ ِ وَآ ِ ِ َ ْ ِ َو َا ْ َ ُ َ َر ْ َ َ َ َ َا ْر َ َ ا َّ ا ِ ِ َ َر َّ َ َ ُ ِ ْع ُ ُ َ َ َ ْ َ ِا ْذ َ َ ْ َ َو َ ْ َ َ ِ ْ َ ُ ْ َ َر ِا َّ َ َا ْ َ ا ْ َ َّ ُب َ .ا َّ ُ َّ َ َ ْ َ ْ َ ِ ْ َ ً ِ ْ َ ِْم ا َّ ِ ِ َو َ ِ ّ َ ِ َ ْ َ ِ َ ِ َ ا ْ َ ِْم ا ْ َ ِ ِ َ ِ .إ ِّ َو َّ ْ ُ َو ْ ْض َ ِ ً َو َ أ َ َ ِ َ ا ْ ُ َات َو ْا ر َ ِ َّ ِ ي َ َ َ ا َّ َ و ِ َ ِ .ا َّن َ َ ِ َو ُ ُ ِ َو َ ْ َ َي َو َ َ ِ ِ َّ ِ ر َِّب ا ْ َ َ ِ َ ِ َ َ ُ َو ِ َ ِ َ ا ُ ِ ْ تُ َو َا َ َا َّو ُل ا ْ ُ ْ ِ ِ َ . َْ ٍ َِ ٌ ِ ِ َو َا ْ َ ْ ِ ُ َك ْ ًَ َ َِ ْ ِِ َ َ َ Merve’ye yaklaşınca okunur. ِا َّن ا َ َ َ ِ َّ َ َو ْا َ ْ َو َة ِ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِوا ْ َ َ َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن َ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا َّ َ ٌ َِ ٌ 68 Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allaha mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir hiçbir ortağı yoktur. Mülk Onun’dur, hamd ona mahsustur. O herşeye gücü yetendir. İki yeşil direk arasında okunur. (Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.) Ey Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Sen her şeye gücü yetensin. Allahım! Senden şimdiki ve gelecekteki hayırların tamamını istiyorum. Günahımın bğışlanmasını diliyorum. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, senden rahmetini istiyorum. Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz sen çok bağışta bulunansın. Allahım! Bizi zalimler güruhunun baskı ve zulümlerine maruz bırakma. Rahmetinle bizi kafirler topluluğundan kurtar. 69 Doğrusu ben muvahhit olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana yönelttim. Ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hiçbir ortağı olmayan alemlerin Rabbi Allah içindir. Müslümanların ilki olarak böylece emrolundum. Merveye yaklaşınca okunur. Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” 4- Sayın dördüncü şavtının duası: َا ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو ُ ْ َ َن ا َّ ِ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َو َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ُ َو. َ ِ ِّ َ َ َ َو َ ُ َّ َة ِا َّ ِ َّ ِ ا ْ َ ِ ِ ّ ا ْ َ ِ ِ وَا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم ْ ِ َ ِ ُ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ئَ ُ َ ِ ْ َ ْ ٍ َ َ ْ َ ُ َو َا ُ ذ. ٍ َّ َ ُ ٌَ ِّ َ َ ْ َ ُ وَا ْ َ ْ ِ ُ َك ِ ْ ُ ِّ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ ِا ْ َ َ َّم َ ِا َ ِا َّ ا َّ ُ ا ْ َ ِ ُ ا ْ َ ّ ٌ ا ْ ُ ِ ُ ُ َ َّ ٌ َر ُ ُل. ا ْ ُ ُ ِب ُ ِ َ ا َّ ِ ا ْ َ ِد ُق ا ْ َ ْ ُ ْا ِّ ِ ُ َ ِ ْ َ َ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ َ ُ َ َ َ َ َ ْ َ ِ ِ ِ ْ َ ِم َا ْن ِ َا َّ ُ َّ ا ْ َ ْ ِ َ ْ ِ ُ رًا َو. ٌ ِ ْ ُ َ َ َّ َ َ َ َّ ِ َو َا ُ ْ َ ْ َّ ا َ َ َْل 70 َا ْ ِ ى َ َّ ُ ْ ِ َك ِّ َ َ حْ ِ َ ْ ِرى َو َ ْ ُ ُ َّ ِ َ َد ِ َ َ َا َ ُ ْ َ َ َ َ َ َ ْ َ َك ُ َّ َ ْ َ َ َ َا ِْ َ َ ْ َ ْ ِ ُ رًا َا َّ ُ َّ ر َِّب ا َّ َ ُ ْ َ َ َ َ َ َ ْ َ َك ُ َّ َذ َ ْ َ َك َ َّ ِذ ْ ِ َك َ َا َ ْ َ َا َّ ُ ُ ْ َ َ َ َ َا İki yeşil direk arasında okunur. َ َّ ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا ِ َ ِ َر َّ َ آ. َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم .اب ا َّ ِر َ َ َ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو Safa’ya yaklaşınca okunur. َ َ َ ْ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِوا َ َّ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا ِ َّ َ َو ْا َ ْ َو َة َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن ٌ َِ ٌ ِا َّن ا َ َ ِ َ Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur. Allah her türlü noksanlıktan uzaktır. Hamd O’na mahsustur ondan başka hiç bir ilah yoktur. Allah büyüktür. Bütün güç ve kuvvet ancak, çok yüce ve çok büyük olan Allah’a aittir. Salat ve selam da Allahın resulü Muhammed 71 (aleyhisselam) a olsun. Allahım! Katında malum olan bütün hayırları senden istiyorum. Katında malum olan bütün şerlerden de sana sığınıyorum. Katında malum olan bütün günahlarımın bağışlanmasını diliyorum. Sen gaibleri çok iyi bilensin. Melik, hak ve mübin olan Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. Muhammed (Aleyhisselam) da Allah’ın resulüdür. O vaadinde sadıktır, emindir. Allahım! Beni islama erdirdiğin gibi, müslüman olarak ruhumu alıncaya kadar ondan ayırmamanı istiyorum. Allahım! Gönlüme, kulağıma ve gözüme nur ver. Allahım! Gönlümü aç, işimi kolay kıl. Allahım! Şanın yücedir. Sana gereği gibi ibadet edemedik. Allahım! Sen her türlü eksiklikten uzaksın. Gereği gibi seni zikredemedik. Allahım! Sen yücesin, sana gereği gibi şükredemedik. Allahım! Seni tenzih ederiz. Senin şanın ne kadar yücedir, ey Allahım! İki yeşil direk arasında okunur. Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. 72 Safaya yaklaşınca okunur. Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir. 5- Say’ın beşinci şavtının duası: ُ َْ ً ِ ُ َذا ْ َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو ِ َّ ِ ا َّ ِ َ ِ ًا َو ُ ْ َ َن ا َّ ِ ـُ ْ َ ًة َو َا َ ْ َ َ َ ْ َ َ َ ِ َ ِ ْ ُ َ َ َو َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا ِ ُ ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ُ َ ِ ًا وَا. ْ َ ْ َا َّ ُ َّ َ َ ِ َ ِ َ َا. ُ ّ َ ْ ا ْ َ ِّ ِ ْ َ ا İki yeşil direk arasında okunur. َ َّ ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا ِ َ ِ َر َّ َ آ. َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم .اب ا َّ ِر َ َ َ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو Direkleri geçince okunur: َا َّ ُ َّ ا ْ ِ ِ ِ ْ ُ َ ى َو َ ِّ ِ ِ َّ ْ َى وَا ْ ِ ْ ِ ِ ْا ِ َ ِة َ َو ْا ُو َ ِ َا َّ ُ َّ ا ْ ُ ْ َ َ ْ َ ِ ْ َ َ َ ِ َ َو َر ْ َ ِ َ َو َ ْ ِ َ َو ِر ْز َا َّ ُ َّ ا ْ َ ُ َ ا َّ ِ َ ا ْ ُ ِ َ ا َّ ِ ى َ َ ُ ُل َو َ َ ُ و ُل َا َ ًا 73 َ ِ َ َ ِد َ ِ َ ِ ْ َ َ َ َو َ َ ا ِئ ِ َّ َ ْ ِ ُ ِّ ِا ْ ٍ وَا ْ َ ْ َز َ ُ ّ َ ا ْ ُ َ ى وَا ِ ْ ُ ِذ ْ ِ َك َو ُ ْ ِ َك َو ِ ْ َ ْ ِّ َ َا َّ ُ َّ َ ُ َ ِّ َ ا ْ ُ ُ ِب ِ َ ْ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ َ ُ َ ُ ِ َ ِت َر ْ ِ َ َ َ َّ وَا ْ َ ِ َ َ ِ ْ ُ ِّ ِ ٍّ وَا ُ َ ْ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا. وَا َّ َ َة ِ َ ا َّ ِر َ َ ِّ ِ وَا ْ ِ َ َف وَا ْ ِ َ َا َّ ُ َّ َا . َ ِ ِ َ َد Merve’ye yaklaşınca okunur. َ َ َ ْ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِو ا َ َّ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا ِ َّ َ َو ْا َ ْ َو َة َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن ٌ َِ ٌ ِا َّن ا َ َ ِ َ Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur. Allah büyüktür. Hamd nihayetsiz olarak Allah’a mahsustur. Sabah akşam Allah’ı tesbih ederiz. Allahım! Senin verdiğine engel olacak, vermediğini verecek hiçbir kimse yoktur. Senin iznin ve takdirin olmadan hiçbir çaba, çabayı gösterene yarar sağlamaz. İki yeşil direk arasında okunur. Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz 74 bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allahım! Hidayetinle beni doğru yola ilet. Takva ile beni tertemiz kıl. Dünyada ve ahırette beni bağışla. Allahım! Bereketlerinden, rahmetinden, lütfundan ve rızkından üzerimize saç. Allahım! Senden devam eden, kesilmeyen akıcı nimetler istiyorum Ey kalpleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl. Allahım! Senden rahmetinin gereklerini ve bağışlamana vesile olacak çabaları her türlü iyiliğe ulaşmayı, her türlü günahtan kurtulmayı, cennete kavuşmayı ve cehennemden kurtulmayı istiyorum. Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve zenginlik istiyorum. Allahım! Sen’i zikir, San’a şükür ve San’a güzelce ibadet konusunda bana yardım et. Merveye yaklaşınca okunur. “Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” 6- Say’ın altıncı şavtının duası: ِ َّ ِ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو 75 ا ْ َ ْ ُ َ .ا َّ ُ َّ َا ْ َ ا ْ َ ِ ُ َ ِا َ َ ِا َّ َا ْ َ َا ْ َ َر ِّ َو َا َ َ ْ ُ َك َ َ ْ ُ َ ْ ِ وَا ْ َ َ ْ ُ ِ َ ْ ِ َ ْ ِ ْ ِ ذُ ُ ِ َ ِ ً َ ِ ّ ُ َ َ ْ ِ ُ ا ُّ ُ َ َ ب ِا ّ َا ْ َ وَا ْ ِ ِ ِ َ ْ َ ِ ْا َ ْ َ ِق َ َ ْ ِ ى ِ َ ْ َ ِ َ ِا َّ َا ْ َ وَا ْ ِ ْف َ ِّ َ ِّئَ َ َ َ ْ ِ ُف َ ِّ َ ِّئَ َ ِا َّ َا ْ َ َ َّ ْ َ َو َ ْ َ ْ َ وَا ْ َ ْ ُ ُ ّ ُ ُ ِ َ َ ْ َ وَا َّ ّ ُ َ ْ َ ِا َ ْ َ َا َ ِ َ َو ِا َ ْ َ َ َ َر ْ َ َو َ َ َ ْ َ َا ْ َ ْ ِ ُ َك َو َا ُ ُب ِا َ ْ َ َ .ا َّ ُ َّ َ ِّ ْ ِا َ ْ َ ْا ِ َ َن َو َز ِّ ْ ُ ِ ُ ُ ِ َ َو َ ِّ ْه ِا َ ْ َ ا ْ َ َ وَا ْ ُ ُ َق وَا ْ ِ ْ َ َن وَا ْ َ ْ َ ِ َ ا َّ ا ِ ِ َ İki yeşil direk arasında okunur. ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم َ .ر َّ َ آ ِ َ ِ اب ا َّ ِر. ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو ِ َ َ َ َ Safa’ya yaklaşınca okunur. ِا َّن ا َ َ َ ِ َّ َ َو ْا َ ْ َو َة ِ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِو ا ْ َ َ َ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن َ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا َّ َ ٌ َ ِ ٌ. 76 Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’ım! Sen mülkün sahibisin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen Rabbimizsin. Ben ise senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ediyorum. Bütün günahlarımı bağışla. Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın. Beni en güzel ahlaka eriştir. En güzel ahlaka ancak sen eriştirirsin. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Kötü ahlakı benden ancak sen uzaklaştırırsın. Emrine icabet ettim. Yardımını istiyorum. Bütün hayırlar senin elindedir. Şer sana ait değildir. Senden geldim, sana döneceğim. Yücesin, üstünsün. Beni bağışlamanı istiyorum ve sana tevbe ediyorum. İki yeşil direk arasında okunur (Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.) Safaya yaklaşınca okunur Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir. 77 7- Say’ın yedinci şavtının duası: َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو ِ َّ ِ ا ْ َ ْ ُ َ .ا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا ْ َ ّ ِ وَا ْ َ َ ِن َو َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا ْ َ ْ ِ وَا ْ َ َ ِ َو َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا ْ ُ ْ ِ وَا ْ ُ ْ ِ َو َا ُ ذُ ِ َ ِ ْ َ َ َ ِ ا َّ ْ ِ َو َ ْ ِ ا ِّ َ ِل İki yeşil direk arasında okunur. ر َِّب ا ْ ِ ْ وَا ْر َ ْ وَا ْ ُ َو ـَ َ َّ ْم َو َ َ َو ْز َ َّ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ِا َّ َ َا ْ َ ا َّ ُ ْا َ ْ ُ ْا َ ْ َ ُم َ .ر َّ َ آ ِ َ ِ اب ا َّ ِر. ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة َ َ َ ً َو ِ َ َ َ َ Direkleri geçince okunur: َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ َ ُ َ ِ َ ا ْ َ ْ ِ ُ ِّ ِ َ َ ِ ْ ُ ِ ْ ُ َو َ َ ْ َا ْ َ ُ َو َا ُ ذُ ِ َ ِ َ ا َّ ِّ ُ ِّ ِ َ َ ِ ْ ُ ِ ْ ُ َو َ َ ْ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َّ ِا ِّ َا ْ ُ َ ا ْ َ َّ َ َو َ َ َّ َ ب ِا َ ْ َ ِ ْ َ ٍْل َا ْو َ َ ٍ َو َا ُ ذٌ ِ َ ِ َ ا َّ ِر َو َ َ َّ َ ب ِا َ ْ َ ِ ْ َ ٍْل َا ْو َ َ ٍ َ ْ ِ َ ا َّ ُ َو َ َ َ ِ َ ا َّ ُ ِ َ ْ َد َ َ ْ َ َورَا َء ا َّ ِ ُ ْ َ َ َا َّ ُ َّ َ َ ا ْ َ ْ ُ َ ْ ًا ُ َا ِ ِ َ َ َ َو ـُ َ ِ ُ َ ِ َ َك َا ْ َ ُ َك ِ َ ِ َ َ ِ ِ َك َ َ ِ ْ ُ ِ ْ َ َو َ َ ْ َا ْ َ ْ َو َ َ ِ ُ ِّ َ ٍل 78 ٍ َّ َ ُ ِآل ٍِ ْ ُ ِّ ُ ء ْ َ ْ ِ ِ ْ َا ْ َ ِم َّ َّ َا ْ َ َك َ ر َب َ َ َ ِّ َو َ ِّ ْ َ َ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ َو ِ ْ ِ ِ ْ ِ ِ َ ا َّ ْ َ ِن ا َّ ِ ِ َو َا ِ َ َر َز ْ َ ِ َو َ ِر ْك ِ ِ ِ َا َّ ُ َّ ا َ ِ َ َ ِ ْ ِ َ َ ْ َ َو َا ْ ِ ْ ِ َ ِ َ ْا َ َّ ُ َّ َا َا َّ ُ َّ َا ِ ْ ِّ َ َو َو ْ ِ َك ِ َ َ ْا Merve’ye yaklaşırken okunur. َ َ َ ْ َّ َ َو ْا َ ْ َو َة ِ ْ َ َ ِئ ِ ا َّ ِ َ َ ْ َ َّ ا ْ َ ْ َ َا ِو ا َ َّ ُ َ حَ َ َ ْ ِ َا ْن َ َ َّ َف ِ ِ َ َو َ ْ َ َ َّ َع َ ْ ًا َ ِ َّن ا ٌ َِ ٌ ِا َّن ا َ َ ِ َ Manası: Allah büyüktür. Allah büyüktür. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah büyüktür. Hamd Allaha mahsustur. Allahım! Kederden, üzüntüden sana sığınıyorum. Acizlikten, tembellikten sana sığınıyrum. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınıyorum. Altından kalkılamayacak borçtan ve bir takım kimselerin baskı ve şiddetinden de sana sığınıyorum. İki yeşil direk arasında okunur. Rabbim! Günahlarımızı bağışla bize merhamet et. Bize ikram et. Bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusurlarımızı biliyorsun, bunları affet. Çünkü 79 sen mutlak güç, kerem ve ihsan sahibi olansın. Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allahım! Senden bilmediğim tüm hayırları istiyorum. Bildiğim bilmediğim tüm şerlerden de sana sığınıyorum. Allahım! Senden cenneti ve cennete götürecek her çeşit söz ve ameli istiyorum. Cehenneme ve cehenneme götürecek her çeşit söz ve ameldende sana sığınıyorum. Allah bana kafidir ve yeter. Allah dua edeni duyar. O’nun ötesinde varılacak bir yer yoktur. Allahım! Nimetlerine denk düşecek ve artırdığın nimetleri karşılayacak derecede bir hamd ancak sana mahsustur. Bildiğim bilmediğim seni övecek ne varsa ve her hâlükârda bunların tamamıyla sana hamdediyorum. Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun aile efradına salat ve selam olsun. Allahım! Beni rahmetinden kovulmuş bulunan şeytanın şerrinden ve her türlü kötülükten koru. Bana rızık olarak verdiğin şeylerde kanaatkar kıl ve bunları bana bereketli eyle. Allahım! Beni misafirlerinin en değerlilerinden eyle. Ey alemlerin Rabbi! Sana kavuşuncaya dek beni doğruluktan ayırma. 80 Merveye yaklaşınca okunur. Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir. Hac ve umre yapan kimsenin bu ikisi arasında say etmesinde bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” Say’dan sonra mervede okunabilecek dua ُ ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ وَا َّ ُ َا ْ َ ْ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َو ِ َّ ِ ا َ َ َا َّ ُ َا ْ َ ْ َ َ َ َ َ ا َ وَا ْ َ ْ ُ ِ َّ ِ َ َ َ َا ْو. ِ ْ ُ ُ ْ َ ْ َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ َو ْ َ ُه َ َ ِ َ َ ُ َ ُ ا ْ ُ ْ ُ َو َ ُ ا ُ َّ َ ِا َ َ ا َّ ا. ٌ ِ َ ٍ ْ َ ِّ ُ َ َ َ ُ َو ُ ِ ُ ِ َ ِ ِه ا ْ َ ْ ُ َو ْ َ َو ْ َ ُه َ ِا َ َ ِا َّ ا َّ ُ َو َ َ ْ ُ ُ ِا َّ ِا َّ ُه ُ ْ ِ ِ َ َ ُ ا ِ ّ َ َو ً َ َ َ َر َّ َ آ ِ َ ِ ا ّ ُ ْ َ َ َ َ ً َو ِ ْا ِ َ ِة. َ ِ َه ا ْ َ ِ ُ و َن َ َ َّ َ ُ ْ َر َّ َ َ َ َّ ْ ِ َّ َو َ ِ َ وَا.اب ا َّ ِر َ َ َ َ ِ َو َ َ ِ َ َو ُ ْ ِ َك َا ِ َّ َو َ َ َ ْ ِ َك َ ـَ ِ ْ َ َو َ َ ْا ِ َ ِن َّ َ َاض ٍ َو ْا ِ ْ َ ِم ا ْ َ ِ ِ َ ِ ً َ َ َّ َ َو َا ْ َ ر َا َّ ُ َّ َا ْر َ ْ َ ِ َ ْ ِك ا ْ َ َ ِ َا َ ًا َ َا ْ َ ْ َ َ وَا ْر َ ْ َ َا ْن َّ َ َ ِ ْ ُ َ ِ ِ َ َّ َ ـَ َ َّ َ َ َ َ ْ ِ َ وَا ْر ُز ْ َ ُ ْ َ ا َ ِ ِ َ َا ْر َ َ ا َّ ا Manası: “Allah büyüktür, Allah büyüktür, Allah 81 büyüktür. Hamd Allaha mahsustur. Bizi doğru yola erdiren Allah büyüktür. Hamd bizi kul olarak kabul eden Allaha mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir, hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, Hamd O’na mahsustur. Yaşatır, öldürür, hayır onun elindedir. O her şeye gücü yetendir. Allah’tan başka bir ilah yoktur. O tektir. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Kafirler hoşlanmasa da dini Zatına halis kılarak yalnızca O’na ibadet ederiz. Rabbimiz bize dünyada iyilik ver, ahırette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Rabbimiz! İbadetlerlerimizi kabul eyle. Bize sıhhat ve selamet ver. Bizi affet. Sana itaat ve şükür konusunda bize yardım et. Bizi senden başkasına bırakma. Eksiksiz bir iman ve İslam üzere ve bizden razı olduğun halde hayatımızı tamamlamayı nasip eyle. Allahım! Bizi yaşattığın sürece günahları tamamen terk konusunda bize merhametinle yardım et. Yarar sağlamayan boş şeylerle uğraşmama konusunda da rahmetinle bize yardım eyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi, bize, seni bizden hoşnut kılacak şeyleri güzel görme yi nasib et.” Yedinci şavt tamamladıktan sonra Merve tepesinde Kabeye karşı dönülerek dua yapılır. • Bundan sonra tıraş olunup ihramdan çıkılır, yasak olan şeyler kendisine helal olur. 82 • Erkekler saçlarını ya dipten kestirirler veya kısaltırlar. • Kadınlar ise saçlarının ucundan bir miktar kesmeleri kafidir. İhramdan çıkma durumuna gelmiş kimseler birbirlerini traş edebilirler. Bu duruma gelmeden ihramlı bir kimse başka birisini tıraş edemez. • İhramdan çıkan kimseler normal elbiselerini giyerek mümkün mertebe beş vakit namazlarını Kabede kılmaya özen gösterirler. • Fırsat buldukça bol bol tavaf yapmak, nafile namaz kılmaktan iyidir. Kabeyi görünce okunacak dua ُ َ ْ َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َ ٓ ِا ٰ َ ِا َّ ا ّٰ ُ َو ا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ُ ّٰ َو ِ ّٰ ِ ا ْ َ ْ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َ ٓ ِا ٰ َ ِا َّ ا ّٰ ُ َو ا * ُ َ ْ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ َو ِ ّٰ ِ ا ْ َ ْ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ٓ َ * ُ ْ َ ْ َ ٓ ِا ٰ َ ِا َّ ا ّٰ ُ َو ا ّٰ ُ َا ْ َ ُ * َا ّٰ ُ َا ْ َ ُ َو ِ ّٰ ِ ا ُ ْ َ ْ ِا ٰ َ ِا َّ ا ّٰ ُ َو ْ َ ُه َ َ ۪ َ َ ُ * َ ُ ا ْ ُ ْ ُ َو َ ُ ا َ ُ ُ ْ ۪ َو ُ ۪ ُ * َو ُ َ َ ّ ٌ َ َ ُ تُ * ِ َ ِ ۪ه ا ْ َ ْ ُ * َو ِ ْ َ ْ َ ٰ ُ ِّ َ ْ ءٍ َ ۪ ٌ * َو ِا َ ْ ِ ا ْ َ ۪ ُ * َ ُ ذُ ِ َ ِّب ا اب ا ْ َ ْ ِ * َو ۪ ِ ا َّ ْ ِر ِ َ َ ْ ِ ِ َ ا ْ ُ ْ ِ وَا ْ َ ْ ِ * َو ٓ ٓ ۪ ِ َو َ َ ِت ا ْ َ ْ ِ * َو َ ِّ َا ّٰ ُ َّ َ ٰ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ َو َ ٰ ٰا 83 َو َ َو َ ْ َو َ * َو ِ ًّ ا ٰ َ ْ ِ ۪ َو َ ّ ْ * َا ّ ُ َّ ِز ْد ٰ َ ا ا ْ َ ْ َ َ ْ ۪ ۪ ً َو َ َ َ ً َو ِ ًّ ا * َو ِز ْد َ ر َِّب َ ْ َ َّ َّ َ ُ ِ َّ ْ َ َّ ُ ٓ َا ِوا ْ َ َ َ ُه َ ْ ۪ ً َو َ ْ 84 ً ً َو ـَ ْ ۪ َ ُ َو َ َّ َ ُ ۪ ً َو َ َ َ ً ZİYARETLER 85 MEKKE-İ MÜKERREMDE ZİYARET EDİLECEK YERLER 1- Cebeli nur (Hira dağı): Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)e vahyin ilk emri ‘ikra’ ayetinin geldiği dağ. 2- Sevr mağarası: Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in Medineye hicret ederken Ebu Bekir r.a. ile beraber saklandıkları mağara. 3- Cennetül Mualla kabristanı: İlk müslümanların, başta Hazreti Hatice Validemiz ve bir çok sahabe ve tabiinin bulunduğu mezarlık. 4- Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) doğduğu evi yerindeki bina şu anda kütüphane olarak kullanılmaktadır. 5- Cin mescidi: Cin suresinin nazil olduğu yere inşa edilmiş bir mesciddir. 6- Cebeli Rahmet (Rahmet dağı): Arafat vadisinde bulunur. 70 metre yüksekliğindedir. Hazreti Adem (aleyhisselam) ile Hazreti Havva (radıyellahu anha) validemiz cennetten çıkarıldıktan sonra buluştukları mekandır. Peygamber Efendimiz(Sallallahu aleyhi ve sellem) veda hutbesini bu dağda yapmıştır. 7- Arafat: Hacda arefe günü vakfe yapılan yer. Mekkeden 25 km uzaktadır. 86 8- Mina: Mekke’ye 7 kilometre uzaktadır. Şeytan taşlanılan yerler buradadır. Mina’da peygamberimizin çadır kurduğu yerde inşa edilen Mescidi Hayf, Medine’lilerin peygamber Efendimize biat ettikleri yerde inşa edilen Mescidi Akabe, Hazreti İsmail’e bedel olarak gönderilen kurbanın ayak bastığı yerde inşa edilen Mescidi Kebş bulunmaktadır. 9- Müzdelife: Arafat ile Mina arasındaki bölgenin adıdır. Mina’da şeytana atılacak taşlar buradan toplanır. 10- Meş’ari Haram: Müzdelife’nin kuzey dağı üzerinde bir tepedir . 87 MEDİNE-İ MÜNEVVEREYİ ZİYARET Mekke-i Mükerreme’de vazifelerini tamamlayan kimse Medine-i Münevvere’ye yöneldiğinde Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e çok salat-u selam getirir. Medine’ye ulaştığında şehrin içine girmeden evvel veya girip yerleştikten sonra mümkünse gusül veya abdest alır. Gusül alması efdaldir. En temiz elbiselerini giyer, edep ve hürmette gereken her şeyi yapar. Medine-i Münevvere’ye gelince: İsra Suresi 80. ayetini okur. َر َِّب أ َ ْد ِ ْ ِ ُ ْ َ َ ِ ْ ٍق وَأ َ ْ ِ ْ ِ ُ ْ َ ج ِ ْ ٍق وَا ْ َ ْ ِ ِ ْ َ ُ ْ َ ُ ْ َ ً َ ِ ًا Manası: “Rabbim beni (Medine’ye veya kabre veya namaza) doğruluk ve saadet girdirişiyle girdir ve beni Medine’den (veya kabirden veya namazdan) sıdk çıkarışıyla çıkar ve tarafından bana hakkıyla yardım edici bir delil kuvvet ver.” Ondan sonra: َ ْ َا ِ ْ َ َاب َ ْ ِ َ َو َر ْ َ ِ َ وَا ْر ُز ْ ِ ِز َ َر َة َ َ ْ َ َ َ َ ْ ِ ا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َو َ َر َز ْ َ َا ْو ِ َ ئ َ وَا ْ ِ ْ ِ وَا ْر َ ْ ِ َ َ ْ َ َ ْ ئُ ٍل 88 ِ ْ َ ْ َّ ا ُ ِْ َ ا َِ َ َ ُ َّ َا ُ َر ْ َو َا Manası: “Ey Allahım! Bana fazlu rahmetinin kapılarını aç, seçilmiş Peygamberinin kabrini ziyaretini, dostlarına ve sana itaat edenlere ihsan ettiklerini, bana da nasib et. Ey istenilenlerin en hayırlısı, beni mağfiret et, bana rahmet et (beni bağışla ve bana acı)” mealindeki duayı okur ve kemali edeple tevazu ve korku üzere bulunur. Mescidi şerife girdiğinde: َاب َ ْ ِ ْ ِ ا َّ ِ ا َّ ْ َ ِ ا َّ ِ ِ َا َّ ُ َّ ا ْ ِ ْ ِ وَا ْ َ ْ ِ َا َ ِ َ ْ َر “Ey Allahım! Beni mağrifet et ve bana rahmet kapılarını aç” der ve; Cibril kapısı diye bilinen kapıdan girer. Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)in: ِ َّ َ ْ َ َ ْ َ َ ْ ِ َو ِ ْ َ ِ ى َر ْو َ ٌ ِ ْ ِر َ ِض ا “Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir” buyurduğu ravza-i şerifeyi ziyareti kasteder. Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in minberinin direğini, sağ omuzunun hizasına alarak iki rekat namaz kılar. Ayrıca bu büyük nimete şükür için Allah’u Tealâ’ya secde eder ve gereken duaları yapar. Sonra kalkarak kabri şerife yönelir. 89 Kabri şerife en fazla üç veya dört arşın yaklaşır, bundan fazla yaklaşmaz. Elini türbe-i şerifenin duvarına koymaz. Çünkü bu hürmete daha uygundur. Edeble Efendimiz (s.a.v.)’in huzurunda şu salatü selamlar okunur * ُ ۪ َ ْ َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َا ّ ُ َ ا َّ ِّ ُ ا ْ َ ۪ ُ * وَا َّ ُ ُل ا وَا َّ ؤُ ُف ا َّ ۪ ُ * َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو َ َ َ ُ ُ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ َ ْ َ َ َ ِّ ۪ ي َ َر ُ َل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ ۪ َ ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِ َّ ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ْ َ َ ْ ِ ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ َ ْ َ َ َ ِ َّ ا َّ ْ َ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ ۪ َ ْ ُ ْ َ ۪ َ ا ْ ُ َّ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِّ َ ا * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ َ َ ا َّ ِ ۪ ّ َ * َا َّ َ ُة َ ْ َ َ وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ِ َ َ َة ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم * ُ ۪ َ َ َ ْ َ َ َ ٓ َا ۪ َ َو ْ ِ ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ۪ ُ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم * ُ ِ َ َ َ ْ َ َ َ َ ْ َ َ ُ ْ ُ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِ َّ ا ْ ُ َّ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم 90 َ َ ْ َ َ َ ْ َا ْر َ َ ُ ا ّٰ ِ َر ْ َ ً ِ ْ َ َ ۪ َ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َا َ ا ْ َ ِ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ ِ َ َ َ َ َ َ َر ُ َل ر َِّب ا ْ َ َ ۪ َ * َا َّ ُة وَا ّ ُم َ ْ َ َ ْ َ ا ْ َ َ ٓ ِئ ِ َا ْ َ ۪ َ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ٓ ِئ َ ا ْ ُ ِّ ا ْ ُ َ ِ ّ ۪ َ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َو َ ٰ َ ٓ ِئ ِ ا ْ َ ْ ِ َ ٓ ءِ وَا ْ ُ ْ َ ۪ َ * َا َّ َ ُة وَا َّ َ ُم َ َ ْ َ َو َ ٰ ٓ ٰا ِ َ َو َا ْ ِ َ ْ ِ َ َو َا ْزوَا ِ َ َوذُ ِّر َّ ِ َ َو َا ْ َ ِ َ َا ْ َ ۪ َ ا َّ ِ ۪ َ ا َّ ۪ َ َا ْذ َ َ ا ّٰ ُ َ ْ ُ ُ ا ِّ ْ َ َو َ َّ َ ُ ْ َ ْ ۪ اً * َ َ َ اك ا ّٰ ُ َ َر ُ َل ا ّٰ ِ َ َّ َا ْ َ َ َ َ ٰ ي َ ِ ًّ َ ْ َ ْ ِ ۪ َو َر ُ ً َ ْ ا ُ َّ ِ ۪ َو َ َّ ا ّٰ ُ َ َ ْ َ ُ َّ َ َذ َ َ َك َذا ِ ٌ َو َ َ َ َ ْ ِذ ْ ِ َك َ ِ ٌ * َا ْ َ َ َو َا ْ َ َ َو َا ْ َ َ َ َ ّٰ َ ٰ ٓ َا َ ٍ ِ َ ا ْ َ ْ ِ َا ْ َ ۪ َ * َا ْ َ ُ َا ْن َ ٓ ِا ٰ َ ِا َّ ا ّٰ َو ْ َ ُه َ َ ۪ َ َ ُ َو َا ْ َ ُ َا َّ َ َ ْ ُ ُه َو َر ُ ُ ُ َو ِ َ َ ُ ُ ِ ْ َ ْ ِ ۪ * َو َا ْ َ ُ َا َّ َ َ ْ َ َّ ْ َ ا ِّ َ َ َ * َو َا َّد ْ َ ا ْ َ َ َ َ * َو َ َ ْ َ ا ْ ُ َّ َ َو َد َ ْتُ ِا ٰ ِ َ ِد ۪ه * َو َا َ ت ۪ َ ۪ ا ّٰ ِ َ َّ َ ۪ ِ َر ِّ َ * َو َ َ ْ َ ِ ْ َ ا ۪ ّ َ َ ّٰ َا ٰ َ ا ْ َ ۪ ُ * َ َ َّ ا ّٰ ُ 91 ِ ّٰ * َ َ ْ َ َ َ ًة َدٓا ِئ َ ً ِا ٰ َ ِْم ا ۪ ّ ِ * َ َر ُ َل ا ِ ّٰ َ َ ۪ َ ا ّٰ ِ * َ َ ْ َ َ ْ ِ ا Sonra, Allahu Tealâ’dan hacetlerini ister. İsteklerin en büyüğü ise, son nefesi imanla bitirme ve mağfireti taleb isteğidir. Efendimiz’i (Sallallahu aleyhi ve sellem)’e salatu selam okudukdan sonra Hz. Ebubekir efendimize selam verilir ve şu dualar okunur Hz. Ebubekir efendimizi ziyarette okunacak dua َ َ ْ َ َ َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ٓ َا َ ـَ ْ ٍ ِن ا ِّ ۪ ّ َ * َا َّ َ ُم ِ ّٰ َ ۪ َ َ َر ُ ِل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِ َ َر ُ َل ا َ َ ُ َ ۪ * َو َا ۪ َ ُ ِ ا ْ َ ِر * َو َر ۪ َ ُ ِ ا ْ َ ْ َ ِر* َو َا َ َ َ * ا ْ َ ْ َ ا ِر ُ َ ْ َ َ ْ َ َ َ * ِاك ا ّٰ ُ َ َّ ٓ َا ْ َ َ ا ْ َ َ ٓاء ِ َ ْ َ ِ ا ْ َ َ ِ * َو َ َ ْ َ َ ۪ َ ُ َو ِ ْ َ َ ُ َ ْ َ ُ ُ ٍك ً ت ا ْ ِ ْ َ َم * َو َو َ ْ َ ا ْ َ ْر َ َم * َو َ ْ َ َ ْل َ ٓ ِئ َ ْ َ َ * َو ِ ّٰ ِ ْ َ ِ ّ َ ّٰ َا َ َك ا ْ َ ۪ ُ * َ َّ َ ُم َ َ ْ َ َو َر ْ َ ُ ا * ُ َ َ َ ْض َ ْ ُ * وَا ْر َ ْ َد َر َ َ ُ * َو َا ْ ِ ْم َ َو َ َ َ ُ ُ * َا ّٰ ُ َّ ار َ ۪ َ ْ َ ْ * َو َا ْ ِ ْل َ َا َ ُ * ِ َ ْ ِ َ َو َ َ ِ َ َ ٓ َا ْ َ َم ا 92 Ardından Hz. Ömer efendimize selam verilir ve şu dualar okunur Hz. Ömer efendimizi ziyarette okunacak dua َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ٓ َا ۪ َ ا ْ ُ ْ ِ ۪ َ ُ َ َ ْ َ ا ْ َ َّ ِب * َا َّ َ ُم َ ِّ َ ُ َ َ ْ َ َ َ َ ْ َ َ ُ ْ ِ َ ا ْ ِ ْ َ ِم * َا َّ َ ُم * َاب ِ َّ ا ْ َ ْ َ ِم * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ْ َ َ َ ِ ْ َ ْ ِل وَا َ َ َ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ رُو ُق ِاك ا ّٰ ُ َ َّ َا ْ َ َ ا ْ َ َ ٓاء َ َ ْ ُ َ ْ َ َ ت ا ْ ِ ْ َ َم وَا ْ ُ ْ ِ ۪ َ * َو َ ْ َ َ ََْ* َ ْ َ ا ْ ِ َ ِد َ ْ َ َ ِّ ِ ا ْ ُ ْ َ ۪ َ * َ َّ ْ َ ا ْ َ ْ َ َم * َو َو ً َ ا ْ َ ْر َ َم * َو َ ِ َي ِ َ ا ْ ِ ْ َ ُم * َو ُ ْ َ ِ ْ ُ ْ ِ ۪ َ ِا ْ ُ َ ۪ َ َ ْ َ َ ْ ِ ًّ َو َ ِد ً َ ْ ِ ًّ * َ َ ْ َ َ ْ َ ُ ْ َو َا ُْ َ ْ َ ت َ ْ َ َ َو * ُ ْ َ ْض َ َ َّ َ ُم َ َ ْ َ َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو َ َ َ ُ ُ * َا ّٰ ُ َّ ار َ ِ ْ َ ِ * ُ َ وَا ْر َ ْ َد َر َ َ ُ * َو َا ْ ِ ْم َ َ َ ُ * َو َا ْ ِ ْل َ َا َ ۪ َ ْ َ ْ * َو َ َ ِ َ َ ٓ َا ْ َ َم ا Efendimiz’i (Sallallahu aleyhi ve sellem) ziyaret ettikten sonra Cennetul Baki kabristanını ziyaret etmesi müstehabtır. Cennetül Baki’de Hazreti Abbas, Hazreti Hasan, 93 Zeynül Abidin oğlu Muhammed Bakir oğlu Caferi Sadık (Radıyellahu anhum) hazeratını ziyaret eder. Emirül müminin Hazreti Osman (Radıyel-lahu anhu) da oradadır. Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in oğlu İbrahim, ailelerinin ekserisi, halası Safiyye, sahabe ve tabiinden bir çoğu oradadır. Allah cümlesinden razı olsun. Cennetül bakide okunacak dualar ََُْْ َ ِ ْ ُ َْا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ ْ دَا َر َ ٍْم ُ ْ ِ ۪ َ * َا َّ َ ُم َ َ ـ ْ ُ ْ َ ِ ْ َ ُ ْ َ ا َّ ا ِر* َو ِا َّ ٓ ِا ْن َ ٓ َء ا ّٰ ُ ِ ُ ْ َ ِ ُ َن * َا ُ ّٰ َ َ ُ َ َو َ ْ ُ ِ ْ َ َ ِ * َ ْ ِ ُ ا ّٰ ُ َ َ َو َ ُ ْ َو َ ْ َ ُ ا ٓ َ ْ ِ ْ َ َ َّ ُ ّٰ ا ْ ُ ْ َ ْ ِ ۪ َ ِ ـْ ُ ْ وَا ْ ُ ْ َ ْ ِ ۪ َ * َا َ َ ِ َ ْ َا ْ َ ُ ْ َو َ َ ْ ِ َّ َ ْ َ ُ ْ * َا ْ ئَ ُ ا ّٰ ُ َ َ َو َ ُ ُ ا Hz. Osman efendimizi ziyaret ederken okunacak dualar َ ْ َ َ َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َذاا ّ ُ َر ْ ِ ُ ْ َ َن ْ َ َ َّ َن * َا َّ َ ُم َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َ َ َ ِ َ ا ْ ُ َ َ ٓ ءِ ا َّ ا ِ ۪ َ * َا َّ َ ُم ََ ِ ْ َ ّ ّ َ ْ َ ا ْ ُ ْ َ ِة ِ َّ ْ ِ وَا ْ َ ْ ِ َو َ َ َ ا ْ ُ ْ ٰا َن َ ْ َ ا َ ََ * َ ْ َ َ َّ َ اك ا ّٰ ُ َ ْ ا ُ َّ ِ َر ُ ِل ا ّٰ ِ َ َّ ا ّٰ ُ َ َ ْ ِ َو * ُ َ َ َ ْض َ ْ ُ * وَا ْر َ ْ َد َر َ َ ُ * َو َا ْ ِ ْم َ ا ْ َ َ اءِ * َا ّٰ ُ َّ ار ُ َ * َو َا ْ ِ ْل َ َا 94 Ehli beytin kabrini ziyarette okunacak dualar َ ْ َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِّ ِ َ َ ٓ ِا َ ُم َ َ ُ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ا ا ْ ُ ْ َ ٰ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ۪ َ َر ُ ِل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُم ۪ َ َ ْ َ َ ِ َّ َر ُ ِل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ْ َ َل ّ ۪ َا ّٰ ُ َّ ِا: َ َّ َ َ ِّ َ َ ّ ُ َك َر ُ ُل ا ّٰ ِ َ َّ ا ّٰ ُ َ َ ْ ِ َو ِ َّ َ ْ ا ُ ِ ّ ُ ُ َ َ ِ َّ ُ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ِّ َ َ َ ِب َا ْ ِ ا ٓ َ َ ْ َ َ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ٓ َز ْ َ ا ْ َ ِ ۪ َ * َا َّ َ ُم ِا َ ُم َ ْ َ ُ ا َّ ِد ُق * َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ ْ َ ٓ َا ْ َ َ ْ ِ ا ّ ُ ُ َّ ِة َ َّ َ ْ َ ْ َ ِن ا ِّ َ َ ِ َر ِ َ ا ّٰ ُ َ ـْ ُ ْ َو َا ْر َ ُ ْ َو َ َ َ ا ْ ُ َْ ْ ِ َ ُ ْ َو َ ْ َ ـَ ُ ْ َو َ َ َّ ُ ْ َو َ ْ ٰو ـ ُ ْ * َا َّ َ ُم َ َ ـ ُ ُ َ َ َ َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو Resulullah (s.a.v.) Efendimizin Mubarek kızlarının kabri başında okunacak selam ve dua َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ َّ َ َ َ ِت َر ُ ِل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُم َ َ ْـ ُ َّ َ َ َ ِت * َّ ُ ْ َ ْض َ َ ِ َّ ا ّٰ ِ َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو َ َ َ ُ ُ * َا ّٰ ُ َّ ار َّ ُ َ * وَا ْر َ ْ َد َر َ َ ُ َّ * َو َا ْ ِ ْم َ َ َ ُ َّ * َو َا ْ ِ ْل َ َا Resullulah (s.a.v.) Efendimizin Ezvacı tahiratının kabirleri başında selam ve dua ِ ّٰ * َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ َّ َ َا ْزوَاجَ َر ُ ِل ا 95 ِ ّٰ * َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ َّ َ َا ْزوَاجَ َ ِ ِ ّ ا َ ۪ ِ ْ ُ ْ * َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ َّ َ ا ُ َّ َ ِت ا ُ ُ َ َ َ * َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو َّ ُ َ َ ْض َ ْ ُ َّ * وَا ْر َ ْ َد َر َ * َا ّٰ ُ َّ ار َّ ُ َ * َو َا ْ ِ ْم َ َ َ ُ َّ * َو َا ْ ِ ْل َ َا Özellikle Uhud şehidi Seyyidüş-şüheda Hazreti Hamza (Radıyellahu anhu) yı ziyaret müstehabtır. Uhud şehitlerini Perşembe günü ziyaret müstehabtır. Uhud şehidlerini (r.a.) selam ve dua َ ُم َ َ ـْ ُ َّ َ َ ْ َ ُة ر ض َ َّ َر ُ ِل ا ّٰ ِ * َا َّ َ ُم َ ِّ َ َ َ ْ َ َ َ َ َ ِّ َ ا ّ ُ َ َ اءِ * َا َّ َ ُم ِ ِ ُ َ َ اءِ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َا َ َ ا ّٰ ِ َا َ َ َر َّ َا َْ َ ُّ ا ٍ ْ َ ُ ُ ْ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ُ ْ َ ُ ا ٍ ْ َ َ ْ ِ ّٰ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ ْ َ ا ْ ُ ْ* َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ َ َّ ُس ْ ُ ُ ْ َ َن َر ِ َ ا ّٰ ُ َ ـ 96 َ ُ َ َ ا ُء ا ُ ُ ٍ * َا َّ َ ُم َ َ ْ َ َ ُ َ َۤ ا ُء ْ ُ ْ َ َ َ َ َ ْ َ َ َ ُ َ َۤ ُء * َا َّ َ ُم َّ ا ِر َ ْ َ َ َا َّ َ ُم َ ْ َ َ * َا َّ َ ُم * َِ ْ َ ُ ْ َ ا َّ َ َ ْ َ َ َو: ْ ِ ِّ َ ِ ُ ّٰ َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ ْ َ َ ْ َ َل ا ۤ ْ ِ ِّ ا َّ ۪ َ ُ ِ ُ ا ۪ َ ۪ ِ ا ّٰ ِ َا ْ َا ً َ ْ َا ْ َ ٌء ِ ْ َ َر ۤ ُ ْ َز ُ َن ﴿﴾ َ ِ ۪ َ ِ َ ٰا ٰ ُ ُ ا ّٰ ُ ِ ْ َ ْ ِ ۪ َو َ ْ َ ْ ِ ُ و َن َ ْف َ َ ْ ِ ْ َو ٌ َ َّ ِ َّ ۪ َ َ ْ َ ْ َ ُ ا ِ ِ ْ ِ ْ َ ْ ِ ِ ْ َا * ُ ُ َ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ َن ﴿﴾ َا َّ َ ُم َ َ ـْ ُ ْ َو َر ْ َ ُ ا ّٰ ِ َو َا ّٰ ُ َّ َا ْ ِ ِ ْ َ ِ ا ْ ِ ْ َ ِم َو َا ْ ِ ِ َا ْ َ َ ا ْ َ َ ٓاءِ * َو َا ْ ِ ْل َ ِّ َ َ * ْ ِ ِ َ َ َا َ ُ ْ * َو َا ْ ِ ْم َ َ َ ُ ْ * وَا ْر َ ْ َد َر َ ۪ َ ْ َ ْ َو َ َ ِ َ َ َا ْ َ َم ا Cumartesi günleri Kuba mescidini ziyaret müstehabtır. Medine-i Münevvere’den ayrılmak istediğinde Mescid-i şeriften namazla ayrılması müstehabtır. Sonra kabri şerife gelerek istediği duaları yapar, fakirlere sadaka verir. Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den ayrıldığına üzülerek, ağlayarak döner. 97 Medine-i Münevvere’den ayrılırken Resulu ekremin kabri yanında iki rekat namazdan sonra okunacak dua َ َ ْ ِّ َ َا َّ ُ َّ َ َ ْ َ ْ َ َ ا آ ِ َ ا ْ َ ْ ِ ِ َ َ ِم َر ُ ِ َ َو َ ْ ا ْ َ ْ َد ِا َ ا ْ َ َ َ ْ ِ َ ِ ً َ ْ َ ً ِ َ ِّ َ َو َ ْ ِ َ وَا ْر ُز َ ِ ِ َ َ ا ْ َ ْ َ وَا ْ َ ِ َ َ ِ ا ِ ّ ِ وَا ّ ُ ْ َ َو ْا ِ َ ِة َو ُر َّد َّ ِ ْ َا َّ ُ َّ ِا َّ َ ْ َ ُ َ ِ َ َ ِ َ َ َ ا ا. َ ِ ِ ِا َ َا ْو َ ِ َ آ َ َ َ ْ ُ ْ وَا َّ ْ َى َو ِ َ ا ْ َ َ ِ َ ُ ِ ّ ُ َو َ ْ َ وَا ِا َّ ِ َ َا ْ َ َ ا َّ ُ َ َ ِْ ْ ِ َ ا َّ ِ ِّ َ وَا ِّ ِّ ِ َ وَا ّ ُ َ َ اء . َ ِ َ ْ َ وَا َّ ِ ِ َ ِ َ ْ ِ َ َو َ َ ِ َ َ َا ْ َ َم ْا Manası: “Ya Rabbi! Bu gelişimizi Resulü’nün haremine son gelişimiz kılma. Fazlınla ve kereminle Mekke ve Medine’ye bir daha gelmeyi bize kolay et. Bize din, dünya, ahıret hususunda afiyet ver. Emin ve selamette olarak vatanımıza döndür. Ya rabbi! Bu seferimizde senden iyilik, takva, sevdiğin ve razı olduğun amel istiyoruz. Bizi kendisine nimetler verdiğin nebiler, sıddıklar, salihler ve şehidlerle haşr eyle. Fazlınla, kereminle ey keremlilerin en keremlisi!” 98 MEDİNE-İ MÜNEVVERE Aydınlatılmış şehir! 13 yıllık meşakkatli bir Mekke döneminden sonra, Allah Rasulüne ve ashabına kucak açan, hicretleriyle şereflenen nurlu peygamber şehri, Dar-ul Hicre İslamın ilk başkenti. 1400 yıllık İslam Medeniyetinin temellerinin atıldığı, alternatif İslami Devlet modelinin tüm dünyaya gösterildiği asr-ı saadet mekanı. Ümmet Ulemasının ittifakıyla Kabe-i Muazzama dahil yeryüzündeki tüm mekanlardan kainatın Efendisinin mübarek vücuduna ev sahipliği yapması sebebiyle daha efdal, daha mukaddes ve daha mübarek bir mekan... Arz-ı Mübarek. Medine-i Münevvere, Allah Resulü (SAV)’nün “Hangisine tabi olursanız hidayeti bulursunuz” dediği, karanlık geceyi aydınlatan yıldızlar mesabesindeki sahabelerinin diyarı... “O’nun sohbetine iştirak etme şerefine nail olmuş, ordusunda asker, devletinde memur, mescidinde talebe olmuş Ashab-ı Muhammedi’nin onbinden fazlasına toprağında yer açmış bir güzel şehir, Taybetüttayyibe” Kur’an’ın 28 suresinin nazil olduğu, her karış toprağında hadis-i şeriflerin zikredildiği, ahir zamanda imanın toplanacağı, vahyin risaletin buram buram yaşandığı iman şehri, Dar-ul İman. Kıyamete kadar meleklerin koruması altında olması hasebiyle, Deccal’ın ve taun hastalığının asla giremeyeceği, 99 toprağının şifalı ve bereketli olduğu kainatın Efendisi tarafından müjdelenen, içerisinde ölen kimseye iki cihan güneşi Peygamber (SAV) Efendimizin şefaatinin vacip olduğu kutlu belde, Beldetüttayyibe. Mescid-i Nebevi; ibadet maksadıyla yolculuk yapmanın caiz olduğu üç mescidin ikincisi, Kabe-i Muazzama’dan sonra yeryüzünde ibadet edilecek en faziletli mekan, bir vakit namaza bin vakit namaz sevabı verilen peygamber mescidi. Yalnız islam tarihini değil, insanlık tarihinide etkileyen olayların planlandığı, beşeriyetin en mükemmel ve en mütekamil fertlerinin yetiştiği, sultanların ve kralların “O’na hizmetle şereflendiklerini” söyledikleri ve bu konuda birbirleriyle adeta hizmet yarışına girdikleri mescit. Mescitte Cennet bahçelerinden bir bahçe ”Ravza-i Mutahhara” ... 14 asırlık islam Tarihi boyunca Mescid-i Nebevi Müslümanların gözdesi olarak kalmış ve kıyamete kadar kalmaya devam edecektir. Dünyanın dört bir köşesinde Müslümanlar yaptıkları duaların “Harameyn’de yapılan dualarla” beraber kabul edilmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz eder. Her Müslüman’ın kalbinde buralara gelmek ve İslam’ın doğduğu bu mukaddes toprakları ziyaret etmek vardır. 100 HADİSLERLE MEDiNE-i MÜNEVVERE Cabir (r.a)dan merfuen Müslim’in zikrettiği bir hadisi şerifte Resul-ü Ekrem şöyle buyurmuştur: “Kim Medine ehline kötülük yapmak isterse o kimse tuzun suda eridiği gibi yok olur gider.” Aişe (r.a) validemiz Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Bütün şehirler kılıçla fethedildi, Medine ise Kur-an’la fethedilmiştir.” Tabarani Ebu Hureyre’den rivayet eder: Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Medine İslamın kubbesi imanın evi, hicretin yeri, helâl ve haramın merkezidir. ” Buhari Ebu Hureyre’den rivayet eder: Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdular: “Bütün beldelere galip gelecek bir beldeye hicretle emrolundum. Ona Yesrib diyorlar. O Medine’dir. Körüğün demirin pasını temizlediği gibi Medine’de kötü insanları temizleyecektir.” Buhari Ebu Hureyre’den rivayet eder: Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdular: “Medine’nin giriş ve çıkışlarında melekler nöbet tutar. Deccal ve taun hastalığının Medine’ye girmesini engellerler.” Tirmizi Nafi’den, onunda ibn-i Ömer’den rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdular: “Medine’de ölmeye gücü yeten orda ölsün, zira ben Medine’de ölen kişiye şefaat ederim.” Buhari ve Müslim Ebu Hureyre’den rivayet eder ki: Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdular: “Ben’im bu mescidimde kılınan bir vakit namaz, diğer 101 mescitlerde kılınan bir vakit namazdan 1000 derece daha faziletlidir. Mescid-i Haram müstesna zira orda kılınan namaz 100000 namaza bedeldir.” Tabarani Enes b. Malik’ten rivayet ettiği bir hadiste Peygamber (S.A.V)’in şöyle buyurduğunu belirtiyor: “Kim benim mescidimde hiç ara vermeden 40 vakit namaz kılarsa, kendisine biri ateşten diğeri kıyamet gününün azabından olmak üzere iki kurtulma beraatı verilir ve nifaktan da uzak tutulur”. Buhari, ve Müslim Ebu Hureyre’den rivayet eder ki Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurdular “Evimle minberim arasındaki mekan Cennet Bahçelerinden bir bahçedir.” Efendimiz s.a.v. in Mescidi şerifini ve kabri şeriflerini ziyaret etmenin fazileti hakkında hadisi şerifler. ِ َ َ ْ َ َ ِ َ ْ َ َّ ا ْ ًَ ْ َ َو َ ْ َ ُ ْر “Her kim Beytullahı hac ederde, beni ziyaet etmezse muhakkak bana cefa etmiş olur.” (Ali el Mütteki) ُ َ ْ َ ِ ُ َ ْ ِ ِى ِ ِ َ َ َ َّ ُ َ َّ َ ْ َ ْ َ َّ ِا َ ا َ َّ َ ِن َ ْ ُ و َر َ ِن “Her kim Mekke’ye hac ederse sonra benim mescidimde beni ziyaret kasdederse ona iki makbul hac (sevabı) yazılır.” (Ali el Mütteki) 102 ِ َ َ َ ُ َ ْ َ َ َ ْ زَا َر َ ْ ِ ى َو “Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacib olur.” (Ali El Mütteki – Kenzul Ummal) ِ ََ ِ ِ َ ْ َ َّ َ َ ا َر َ ْ ِ ى َ ْ َ َو َ ِ َ َن َ َ ْ زَا َر “Her kim hac yaparda vefatımdan sonra kabrimi ziyaret ederse beni hayatımda ziyaret etmiş gibi olur.” (Ali El Mütteki – Kenzul Ummal) ُ ُ ْ ِ ْ ُ َ َ َّ َ ِئ ً ا َّ َ ْ َ ُ ُ ْ ِ َ َ َ َّ ِ ْ َ َ ْ ى ِ َّ َ ْ َ “Her kim bana kabrimin yanında salat ederse, onu duyarım. Uzaktan salat okuyanın salatı da bana ulaşır.” (Ali El mütteki Kenzul Ummal) ُ َ ْ َ ِ ُ ٌَ َ َ ًة َ َ ُ ُ ُ َ َة اب َو َ ِ َئ ِ َ ا ِّ َ ِق ِ َ ِ َ ِ َ ْ ِ ِ ى َا ْر َ ْ َ ا َّ ِر َو َ َ ةٌ ِ َ ا َّ َ ْ َ ِ ٌَ َ ا َءة “Her kim benim mescidimde hiçbir vakit kaçırmadan (peşpeşe) kırk namaz kılarsa o kişiye cehennemden beraat ve azabtan kurtuluş yazılır ve o kişi münafıklıktan beri olur.” (Ahmed ibni Hanbel – Müsned) ِ َّ َ ْ َ َ ْ َ َ ْ ِ َو ِ ْ َ ِ ى َر ْو َ ٌ ِ ْ ِر َ ِض ا “Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.” (Buhari) 103 َّ َ ٍة ِ َ َا ُه ِا ِ ِ ْ َ َةٌ ِ َ ْ ِ ِ ى َ َ ا َ ْ ٌ ِ ْ َا ا ْ َ ْ ِ َ ا ْ َ َ ا َم “Benim şu mescidimde kılınan bir namaz (Mekkedeki) Harem mescidi müstesna olmak üzere, başka mescidlerde kılınan bin namazdan hayırlıdır.” (Buhari) MEDİNE-İ MÜNEVVERE ADABI Hacının Medine-i Münevvere’de takınacağı edep, yaşayacağı huzur, Hac ve Umresininde mebrur olmasının göstergesi sayılmıştır. Medine-i Münevvere’de geçirilen günlerde şu tefekkür hiç kalbden ve zihinden çıkarılmamalıdır. Efendimizin kabrini ziyaret,kişiyi O’nu hayatta iken ziyaret etmiş gibi kılar. Bütün Medine günlerinde kalbinde ve zihnindeki tefekkürle, her tarafında izleri olan Efendimizi düşünmek, O’nun ruhen bizi görüp izlediğini zihinden ve akıldan çıkarmamaya özen göstermek olmalıdır. Yeme ve içmede dikkat ve usul üzere olmalı. Boşa vakit geçirmekten, çarşı pazarda malayani işlerden uzak durmalı. Arkadaşlarla, kafile görevlileri ile devamlı uyum, sabır, insaflı ve hoşgörülü olmaya azami özen göstermeli. Mescidi Saadet’e her girişte itikaf niyeti ile içeri girip 2 rekat tahiyyatül mescid namazı kılmalı. Kur’anla, zikirle ve selatü selamla meşgul olmalı. Çok zaruri 104 olmadığı müddetçe mescitte boş şeylerle malayani sözlerle vakit geçirmemeli. Ecdadımız mescidi yaparken oranın yapımında işçiler Efendimizi rahatsız etmeme noktasında o kadar dikkat etmişler ki usta amele arasındaki işin gereği zaruri konuşmaları bile hafif sesle Cenab-ı Hakk’ın ismini zikrederek ‘Hu’ ismi ustanın ameleye taş getir, ‘Hak’ ismi harç getir gibi rumuzlarla zaruri konuşmaları bu güzel lafızlarla yapmışlardır. Bu makama yakışmayan söylem ve davranışlardan fersah fersah uzak kalmışlardır. Bizlere de yakışan bu edep insanı ecdadımıza layık olmak, Efendimizin mescidinde ve huzurunda onu rahatsız edecek söylem ve davranışlarımıza çok çok dikkat etmek gereklidir. Sıhhatı ve şartları elverişli olanlar pazartesi ve perşembe günlerini Medine-i Münevvere’de oruçlu geçirmeye gayret etmelidirler. Bu Medine adab ve huzuruna büyük katkı sağlar. Pazartesi günleri Uhud’u ziyaret etmek, cumartesi günleri mümkünse Kuba mescidini ziyaret etmek Medine adabının önemli özelliklerindendir. Kaza namazı olanların günde en az 2-3 günlük kaza namazı kılmaları, olmayanlarında 10 rekata kadar tehheccüt namazı, işrak vaktinde 2 rekât işrak namazı (işrak vakti sabah namazı vaktinin bitiminden 45 dk sonraki vakittir) kılmalı. Öğlen namazı vaktinden en az 1 saat evvel mescide gitmeli en az 2 rekat en fazla 12 rekat duha namazı kılmalı . 105 Akşam namazından sonra 6 rekât evvabin kılmalıdır. Medine-i Münevvere’de bolca selatu selam getirmeli. Sabahtan öğlene kadar ً َ ِ ْ ِ ا َّ ِ َ َ ًة دَا ِئ ِ َ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ َ َ َد َ َ ِّ َ َّ ُ َّ َا ِ َّ َام ُ ْ ِ ا ِ ِ َو selatu selamını zikretmeli. Bu selatu selam Efendimize olan muhabbetin ziyadeleşmesine vesile olur. Öğlen ile ikindi arasında ِ َ ِّ ِ َ ُ َ َّ ٍ ِ ْا َ َّو ِ َ َو ْا َ ِ ِ َ َو ِ ِّ ِا َ َ ِْم ا ََ َْ ِّ َ َ ّ َ َءِ ْا ُ َّ َا َ ْا selatu selamını bolca zikretmeli. Bu selatu Selam Efendimize ittibayı, sünnetine ve adabına tabi olmayı güçlendirir. İkindiden yatana kadar ُ َ ْ َ َ ا ا َّ ُ َ َّ َ ِّ َ َ ُ َ َّ ًا َ َّ ا َّ ُ َ َ ْ ِ َو َ َّ َ َ ُ َ َا selatu selamını bolca zikretmeli. Bu selatu selam Efendimizi kabrinde memnun ve hoşnut etmeye, kalbde nurunun iyadeleşmesine vesile olur. Medine-i Münevvere’de mescidi saadette bilhassa duaların kabulüne güçlü bir vesile olur. 106 MESCİD ADABI ve EFENDİMİZ (S.A.V)’İ ZİYARET Mescidler Allah (c.c)’ın evidir. Buralara ibadet maksadıyla giden bir mümin kulun dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Çünkü bunu en başta evin sahibi olan Rabbül Alem saniyen de Rasulü zişan efendimiz (s.a.v) emretmektedir. Mescid-i Nebeviye ilk kez giden kimse evvela gusül abdesti almalıdır. Temiz elbiseler giyerek güzel kokular sürünmelidir. Sükunet ve vakalar Mescide sağ ayağı ile girmeli ve girerken de “Euzübillahil azim vebivechihilkerim ve sultanihilkadim mineşşeytanirrahim. Bismillah Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin vesellim, Allahümmağfirli zünübi veftah li ebvabe rahmetike” duasını okumalıdır. Mescide girdikten sonra eğer mümkünse ve kerahet değilse iki rekat “Tahiyyat-ül Mescid” namazı kılar. Aslında bu namazı her mescide girildiğinde kılmak lazımdır. Sonra Peygamber (s.a.v)’in kabri şerifinin karşısına gider, yüzünü kabirlerin bulunduğu istikamete çevirir ve ellerini kaldırmadan selam verir. Selamı önce Efendimiz (s.a.v)’e sonra Hz. Ebu Bekir’e sonra da Hz. Ömer’e verir. Selam esnasında okunacak olan selamlama duaları “Ziyaret duaları” adlı kısımda zikredilmiştir. Daha sonra huşu ve edep içerisinde oradan ayrılıp, hayatımız boyunca Efendimiz ‘(s.a.v)’e 107 salata selam getirmeye gayret etmelidir. Ancak Medine-i Münevvere gibi mübarek bir mekanda ve Hacc ayları gibi mübarek bir zamanda bulunduğu sırada salatu selamın adetini imkan nispetinde artırır. Çünkü Efendimiz (s.a.v) bir Hadis-i Şeriflerinde:”... Bana salatu selam getiriniz. Çünkü salat ve selamınız bana nerede olursanız olun ulaşır”. Bir diğer Hadislerde ise: “Kim bana bir salavat-ı şerife getirerek beni anarsa, Allah (c.c)’da onu on misli ile anar” buyurmuşlardır. Allah’ın mescitlerinde gereksiz yere konuşmak, yüksek sesle bağırıp çağırıp, kayıp eşyasını aramak, alış verişte bulunmak ve etrafındaki Müslümanlara eziyet verici tutum, davranış ve durumlarda son derece kaçınmak gerekir. Cenab-ı Hakk Hucurat suresinin 2, 3 ve 4. ayetlerle Mescitte yüksek sesle konuşmanın cezasını, konuşan insanın amellerinin boşa gideceğini şöyle beyan eder; “Ey inananlar! seslerinizi, Peygamberin sesini bastıracak şekilde yükseltmeyin. Farkına varmadan, işlediklerinizin boşa gitmemesi için Peygambere birbirinize bağırdığınız gibi yüksek sesle bağırmayın. Seslerini Peygamberin yanında kısan kimseler, Allah’ın gönüllerini takva ile sınadığı kimselerdir. Onlara mağrifet ve büyük ecir vardır.” Hz. Ebu Bekir (r.a)’ın Allah Resulü’nün yanında hayatta iken ya da vefatından sonra sesi yükseltme caiz değildir dediği rivayet olunur. (EI-Dürrü EI Selim, S. 72) Resulü Zişan Efendimiz (s.a.v) bir Hadis-i Şeriflerinde. “Sizden 108 biriniz mescitte kaybettiği bir şeyi arayan kimseyi duyduğunda ona Allah aradığını buldurmasın desin. Mescitler bunun için inşa edilmemişlerdir.” Bir diğer hadislerinde ise: “Melekler de Ademoğlu’nun rahatsız olduğu şeylerden rahatsız olurlar” buyurmuşlardır. UHUD DAĞI VE UHUD ŞEHİTLERİ Uhud Dağı; Medine-i Münevvere’nin kuzeyinde, Mescid-i Nebeviye 5,5 km uzaklıktadır. Bir çok kıymetli madeni bünyesinde bulunduran (altın, sarı, yakut, antimuvan v.b.) ve kırmızı granit taşlardan müteşekkil bir dağdır. Yüksekliği 121 m’dir. Hemen mükabilindeki tepe, okçular tepesi olarak bilinen “Ayneyn Tepesi”dir. ikisi arasındaki vadiye “Kanal Vadisi” denir. İslam tarihinde büyük bir öneme sahip olan Uhud Savaşı, adını bu dağdan almıştır. Uhud Savaşı Hicretin üçüncü senesinin şevval ayında bu dağın önünde olmuştur. Savaşın sebepleri: Mekkeli müşriklerin hicri ikinci yılda Bedirde tatmış oldukları yenilginin intikamını almak ve Kureyş’in civar kabileler arasındaki sarsılan otoritesini yeniden sağlamlaştırmak istemeleri idi. Hatırlanacağı üzere Peygamber efendimiz (S.A.V), Medine’ye hicretinden bir yıl sonra Ebu Süfyan komutasında, Mekkeli Müşriklere ait yüklü 109 bir ticaret kervanının Şam’dan gelmekte olduğunu haber almış ve üçyüz sahabi ile birlikte bu kervanı ele geçirmek, netice itibariyle Mekke’ye ekonomik bir darbe vurmak maksadıyla kervanın gececeği yola doğru harekete geçmişti. Ebu Süfyan bunu haber almış ve kervanın yolunu değiştirmiştir, Mekke’ye bir haberci göndererek onlardan yardım istemişti. Bunun üzerine Ebu Cehil komutasındaki bin kişilik bir kuvvet Mekke’den hemen yola çıkmıştı . Medine’den bir ticaret kervanına saldırmak için üçyüz kişlik bir grupla, bin kişilik Mekke ordusu Medine-i Münevvere’ye 150 km uzaklıktaki Bedirde karşı karşıya geldi. Müslümanlar müşrik ordusuna unutamayacağı bir ders verdi. Başta Ebu Cehil olmak üzere Mekke’nin ileri gelen azılı kafirleri bu savaşla öldürülmüştür. 70 ölüye karşı müslümanlar 14 şehit vermişlerdi. 70 de esir vardı. Ebu Süfyan sağ sağlim kervanını Mekke’ye ulaştırmıştı, ancak savaş sonucu Mekke’de bir bomba tesiri yapmıştı . Mekke’nin ileri gelenleri bir araya gelmiş ve Şam’dan gelen ticaret kervanını tüm gelirlerini müslümanlarla yapılacak olan savaşta silah ve mühimmat harcamalarında kullanılmasına ve Medine’ye büyük bir orduyla hücum edilmesine karar vermişlerdi. İşte Uhud savaşı bu intikam yemininin doğurduğu bir savaştır. 3000 kişlik bir orduyla Medine’ye doğru kafirler yola çıkarlar. Yanlarında sekizde kadın vardır. Kadınlar şarkı 110 söyleyerek müşrik ordusunu cesaretlendirmek için orduya alınmıştır . Efendimiz (S.A.V) haberi Mekke’deki amcası Abbas’tan alır. Ashabı ile istişare eder. Onları Medine’de kalıp şehri savunmaları ya da şehir dışına çıkıp meydan savaşı yapmaları konusunda tercih yapmaları için serbest bırakır. İşte bu Muhammedi terbiyenin en önemli özelliklerinden birisidir. “Fikir hürriyeti”. Oysa Allah Resulü fikrini söyleyerek Medine’nin etrafının tabii dağlarla çevrili olduğunu, tabii bir kale görünümünde olan Medine’yi savunmanın meydan savaşından daha isabetli olacağını, böylelikle de kadınlar ve çocuklardan lojistik destek sağlanabileceğini belirtir ve ashabına ona uymalarını emrederdi. Ama O, onları serbest bırakmış ve fikirlerini özgürce açıklamaları için fırsat tanımıştı. Yaşlı ve tecrübeli sahabeler Efendimizin fikrinde idiler. Bunların arsında münafıkların reisi Abdullah b. Ubey b. Selul’da vardı. Ancak şehadet arzusuyla tutuşan ve şeceatlerini kafirlere göstermek isteyen genç kahramanlar ısrarla meydan savaşını istediler. Hem onların birçoğuna Bedir Savaşına katılmakta nasip olmamıştı. Bu fırsat kaçmamalıydı. Efendimiz (S.A.V) gönlü savunma savaşını arzu etmesine rağmen meydan savaşını kabul etti. Hazırlanmak için evine girdi. Bu arada ashab kendi arasında istişare etmiş ve Efendimiz (S.A.V)’i meydan savaşına istikrah ettiklerinin farkına varmışlar, pişman olmuşlardı. Hz. 111 Hamza’yı elçi gönderip Efendimiz (S.A.V)’e dilerse Medine’de kalacaklarını iletmişlerdi. Efendimiz (S.A.V) zırhını kuşanmış ve silahlanmıştı. Hz Hamza’ya “bir peygambere zırhını kuşandıktan sonra savaşmadan çıkarmak yakışmaz” diyerek askeri dehasını birkez daha göstermiş ve hayatiyet arzeden konularda tereddüde yer olmadığını ashabına anlatmıştı. İslam ordusu 100 kişiyle Medine’den Uhud’a doğru yola çıkıp Şeyheyn denilen mevkiye gelince, münafıkların reisi Abdullah b. Ubey b. Selul 300 kişilik bir grupla ordudan ayrıldı. Ayrılış sebebi ise evvela Efendimiz (S.A.V)’in kendisini dinlemeyip gençleri dinlediği ve ikinci olarak da savaş olmayacağına inanmaları idi. Zorluktan ve meşakkatten nefsi bahanelerle kaçan tipik bir münafıklık göstergesi idi. Aslında bu iyilerin kötülerden ayıklandığı İlahi temizlik operasyonuydu. Geri kalan 700 inanmış mümin Uhud’a vardılar. Peygamberimiz (S.A.V) ordusunun yüzünü Medine’ye dönecek şekilde arkalarını Uhud Dağına verdirdi. Ayneyn tepesine Abdullah b. Cübeyr komutasında 50 okçu yerleştirdi ve onlara “kazansak, onları mağlup etsek yada yenilip hezimete uğradığımızı görseniz bile yerinizi terketmeyeceksiniz” diye emir verdi. Savaş, mübarezeden sonra başladı. Tarihi kanlarıyla yazan islam kahramanları, aslanlar gibi dövüştüler. iman birkez daha küfre galip geldi. Kafirler gerilemeye başladılar müşrik kadınlar def çalıp askerlere şiirler 112 okuyarak onları cesaretlendirmeye çalışıyorlardı ama nafileydi. 3000 kişilik ordu dağılmış ve geride bir sürü ganimet bırakarak kaçıyordu. Müslümanlar ganimet toplamaya başladılar. Bunu gören okçular Efendimiz (S.A.V)’in kendilerine vermiş olduğu emrin vaktinin sona erdiğine hükmedip, tepeden aşağıya inerek ganimet toplamaya katıldılar. Okçuların reisi Abdullah b. Cübeyr 5-6 kişilik bir grupla tepede kaldı.Arabın dört dahisinden biri kabul edilen Halit b. Velit bunu fark etmekte gecikmedi. Yanına aldığı bir grup atlı ile beraber tepeyi arkadan dolaşarak Müslümanlara saldırdı. İki ateş arasında kalan müslümanlar birer birer toprağa düşmeye başladılar. Ortalık birbirine karışmıştı. Kimin kimi vurduğu belli değildi. Hz. Huzeyfe’nin babası Hz. Yeman, müslümanlar tarafından yanlışlıkla öldürülmüştü. Hz. Vahşi (sonradan müslüman olmuştur) Efendimiz (S.A.V)’in çok sevdiği, İslam’ın ve müslümanların hamisi olmuş büyük İslam kahramanı Hz. Hamza’yı şehit etmişti. Yine, büyük İslam davetçisi ve ordunun sancaktarı olan Hz. Mus’ab b. Umeyr de şehit düşmüştü. Peygamberimiz (S.A.V)’in korumalığını yapan yedi sahabenin hepsi şehit olmuştu. Kafirler, Efendimiz (S.A.V)’ e kadar yaklaşmışlar ve O’na hücum etmişlerdi. Kainatın Efendisinin azı dişi kırılmış, miğferinin demiri alnına batmış, yüzünden kanlar akıyordu. 113 Bu esnada müslümanlar arasında Peygamberimiz (S.A.V)’in öldüğü şaiyası yayıldı. Tabiatıyla bu haber bir şok tesiri yaptı. Kimi sahabeler Allah Rasulü’nün olmadığı bir hayatta yaşamanın ne ömemi var deyip var gücüyle kafir saflarına saldırıyor şehit edilene kadar savaşıyordu, kimisi ise peygamber olmadan savaşmanın bir anlamı olmadığına hükmedip savaşı bırakarak bir köşede ağlıyordu. Bir kısım sahabe de ne yapacağını bilemediğinden Medine’ye geri dönüyordu. İste emre itaatsizliğin fecii sonucu!.. .. Hz. Ömer (r.a) Allah Resulü’nün hayatta olduğu nu haykırır ve müslümanlar toparlanmaya başlarlar. Efendimiz (S.A.V) orduya dağa doğru geri çekilmesi emrini verir. Ordu toparlanır. Peygamberimizin yaralarını Hz.Fatma ile Hz. Ali pansuman eder. Bu esnada Ebu Süfyan yüksekçe bir yere çıkar ve Efendimiz’in (S.A.V)’in bulunduğu tepeye doğru bağırarak O’nun hayatta olup olmadığı sorar. Efendimiz (S.A.V) cevapsız bırakılmasını emreder. Ebu Süfyan sonra Hz. Ebu Bekir’in hayatta olup olmadığını sorar. Yine cevapsız bırakılmasını emreder Efendimiz, üçüncüsü Hz. Ömer’i sorar Ebu Süfyan, müslümanların sükutunu Efendimizin ve Hz Ebu Bekir’in hayatta olmadıklarına sevinmiş ve kibirlenmiştir. Efendimiz (S.A.V) Hz. Ömer’e cevap vermesi için işaret eder. Oda gerektiği şekilde cevap verir. Ebu Süfyan Peygamberimize bir yıl sonra 114 Bedir’de bir meydan savaşı daha teklifinde bulunur, kabul eder. Sonra ashabına dönerek, “bir kafirin müslümanlardan daha üstte olması, müslümanlara yakışmaz” diyerek Ebu Süfyan’ın tepeden aşağıya indirilmesini emreder. İslam uleması bu nebevi sözü rehber edinerek islam toplumunda yaşayan zimmilerin evlerinin müslümanların evlerinden daha yüksek olmayacağı ve yıllık cizyesini veren zimmilerin parayı avuçlarına koyup müslümanların elleri üsteyken teslim etmeleri gerektiğine hükmetmişlerdi. Peygamberimiz (S.A.V) Uhud şehitlerini kanlı elbiseleri ile cenaze namazı kılanmadan şehit oldukları yere defnedilmelerini emreder. 70 şehit oraya defnedilir. Efendimiz (S.A.V)’in defin işlemi esnasında Kuran’dan ezberi daha çok olanı, definde takdim etmesi dikkat çekicidir. Şühedanın defninden sonra Hz. Peygamber (S.A.V), ashabına saf tutarak uzun bir şekilde döndükten sonra, müşriklerin Medine’ye saldırma ihtimali olabileceğinden 70 kişilik bir grubu Hz. Ali komutasında Hamraul Esed Mevkisine göndermiş sonra da geri kalan sahabelerle beraber bizzat kendiside giderek kafirlerin saldırısından emin olmak istemiştir. Uhud Dağı, Uhud Savaşı Efendimiz (S.A.V’)in hayatında önemli bir yer tutmuş ve hayatı boyunca sık sık gidip Uhud Şehitlerini ziyaret etmiş, Uhud 115 Savaşından çokça söz etmiştir. Bir hadisi şeriflerinde “Uhud Dağı Cennet Kapılarından bir kapıdır.“ “Uhud Dağı bizi sever biz de Uhud’u” diye buyurmuştur. Uhud Dağ’ı mübarek bir dağdır. Hz. Harun aleyhisselam, bu dağda metfundur. Kardeşi Hz. Musa ile birlikte Hacca geldiklerinde Medineye uğramışlardır. Son peygamberin hicret yurdunu görmek için çıktıkları Uhud Dağının tepesinde Hz. Harun hastalanarak vefat etmiş ve oraya gömülmüştür. (Vefaülvefa S.-930, EI-durru EI-semin S: 181) Uhud Savaşı, hakkında bir çok ayetin indiği Müslümanların kıyamete kadar ibretle incelemesi gereken, derslerle dolu bir savaştır. Evvela 700 kişi gibi bir sayının 3000 kişi önünde korkusuzca savaşa girmesi, kemmiyetin değil keyfiyetin önemli olduğu en büyük delilidir. Gerdek gecesi sabahı, cihad ilan edildiğinde, savaşı ve şehadeti kaçırırım korkusuyla yıkanmaya dahi fırsat bulamadan cihada koşan ve şehadet şerbetini içen, sonrada melekler tarafından yıkanan Hz. Hanzala Uhud kahramanlarındandır. Yaşları küçük olduğu gerekçesiyle savaşmalarına izin verilmeyen Semura b. Cündüp ve Kafi b. Hudeye Peygamberimizin yanına gelerek. Savaşa katılmak istediklerini söylediler. Rafi iyi bir ok atıcısı olduğunu ispatladığı, Semura’da Rafi’yi güreşte yıktığı için savaşa alınmışlardı. Uhud Savaşı günü Müslüman olan ve o gün şehid olan, hiç namaz kılmadığı halde 116 Cennete giden Amr. b. Akyes de Uhud şehitliğinde yatanlardandır. Uhud’da kadın kahramanlarda vardı. Ümmü Amare Peygamberimizi savunmak zorunda kalmış ve yaralanarak gazi olmuştu. Başta Hz. Aişe ve Ümmü Süleym olmak üzere bir çok sahabe kadın yaralılara su vermişler, yaraları tedavi etmişlerdi. Ulema bu savaştan sonra, gerektiğinde ve fitneden emin olunduğunda, kadınlardan ilk yardım ve lojistik destek konusunda yararlanılmasında bir beis olmadığı hükmüne varmışlardır. Efendimiz (S.A.V) kendisini öldürmeye yemin etmiş ve bu yeminini gerçekleştirmek için üzerine gelen Ubey b. Halefe bir mızrak atarak yaralamış ve Uhud dönüşünde bu kafir yolda ölmüştür. Beni Didar kabilesinden kocası, kardeşi ve babasının şehit olduğunu haber verdikleri halde Resulullah (S.A.V)’i soran ve onu sağ sağlam görmeden ayrılmayan, iman abidesi hanım da Uhud’un şehid anaları kervanındandır. Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi ile, ona bu emri veren Ebu Süfyan’ın karısı Hind bindi Utbe; Kocası Ebu Süfyan ile birlikte Uhud Savaşından yedi yıl sonra Mekke’nin Fethi esnasında müslüman olmuştur! Daha nice dersler ve ibretler ile incelenmesi gereken bir savaştır. Uhud şühedasını bu duygularla perşembe günü ziyaret etmek müstehaptır. 117 MESCiD-i KIBLETEYN Mescid-i kıbleteyn ve kıbleninKabe yönüne geçmesi Peygamberimiz (s.a.v)Hicretten önce namazlarını Mescid-i Aksa’ya doğru yönelerek kılıyordu. Kabe-i Muazzama’yı da Mescid-i Aksa ile arasına alıyordu. Bu durum Hicretten sonra 16 ay kadar devam etti. Ama onun gönlü namazlarını Kabe’ye doğru kılarak eda etmeyi istiyordu. Bir vahiy bekliyor ve kıblenin değişmesi için dua ediyordu. Çünkü müslümanların Mescid-i Aksaya doğru namaz kılmaları yahudilerin hoşuna gidiyor ve kendi aralarında “Muhammed bize muhalefet ediyor ama bizim kıblemize yönelerek namaz kılıyor” şeklinde konuşuyorlardı. Bu beklenti Hicretin ikinci senesi Recep ayının 17. günü sona erdi. Kıblenin değişmesini emreden ayet Efendimiz (s.a.v)’e, bugün Kıbleteyn mescidi olarak bilinen Beni Seleme yurdunda öğle namazını eda ederken indi. Peygamberimiz (s.a.v) o anda yönünü Kabe’ye doğru çevirdi. Mescid-i Aksaya doğru yönelerek başlanılan namaz, Kabe-i Muazzama’ya doğru yönelinerek bitirilmiştir. “(Ey Muhammed) Biz Senin yüzünün göğe doğru çekilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram’a çevir. “(Ey müslümanlar) sizde nerede olursanız olun (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. (Bakara: 144) Peygamberimiz (s.a.v) kıblenin tahvilinde ilk 118 öğle namazını Beni Seleme mescidinde (Kıbleteyn Camii), ilk ikindi namazını Mescid-i Nebevide ve ilk sabah namazını Kuba Mescidinde kılmıştır. Beş vakit namaz. Hicretten 18 ay önce Miraç Gecesinde farz olmuştur. Hicretten sonra da 16 ay devam edildiğine göre Efendimiz (s.a.v) ve ashabı toplam 2 sene 10 ay namazlarını Mescid-i Aksaya doğru yönelerek kılmışlardır. Bu süre içinde vefat eden sahabe sayısı 10’dur. Kıbleteyn Mescidine iki kıbleli mescid adı verilmiştir. HENDEK SAVAŞI ve YEDi MESCİDLER Savaşın Sebepleri: Medine’den Hayber’e sürülen Beni Nadir yahudilerinin ileri gelenleri Mekke’ye giderek Kureyşlilerle konuşmuş ve onlara Medine’ye karşı yapacakları bir savaşta destek olacaklarını haber vermişti. Kureyşli müşrikler ise Uhud Dağında Efendimiz (s.a.v)’e vermiş oldukları “bir yıl sonra Bedirde harp” sözünde durmamışlar, müslümanlar Bedir’e gidip karşılarında kimseyi göremeyince geri dönmüşlerdi. Hendek Savaşı Hicret’in 5. senesi Şevval ayında olmuştur. Bu sebebi ne olursa olsun savaşmanın bir kahramanlık sayıldığı zamanın coğrafyasında civarda duyulmuş ve kureyş kabilesinin otoritesinin zayıflamasına yol açmıştı. Bedir’in ve kısmende olsa Uhud’dakilerin acısını unutamayan Kureyş için bu teklif kaçırılamayacak bir fırsattı. Üstelik Şam ticaret yolu halâ müslümanların tehtidi altında idi. Beni 119 Nadir Yahudilerine olumlu cevap verdiler. Ancak Yahudiler bununla yetinmeyip diğer büyük kabileleri de ziyaret ederek onlara Hayberin tarım ürünlerinin yarısını vaat ederek savaşa ikna ettiler. Gatafan, Kinane ve Tehame gibi meşhur kabilelerin iltihakıyla 10.000 kişilik bir müttefik ordusu Medine’ye doğru hareket etti. Peygamberimiz (s.a.v) olağanüstü hal durumu ilan ederek ashabını toplantıya çağırdı, durum değerlendirilmesi yapıldı. Fars’lı (İran’lı) bir müslüman olan Selman-ı Farisi’nin önerdiği görüş kabul edildi. Buna göre, düşmanla müslümanlar arasında hendek kazılacaktı. Medine-i Münevvere’nin doğu, batı ve güney tarafları evler, hurmalıklar ve çalılıklarla örtülü olduğundan ve bir ordunun levazımatıyla burdan geçmesi mümkün olmadığından geriye hendek kazımı için kuzey ve batı kısmı kalıyordu. Nitekim tarih boyunca Medine’ye yapılan hücumlar hep bu cihetten yapılmıştı. Hz Musa (a.s) ve Davut (a.s)’da Medine’ye yapmış oldukları akınları bu yönden yapmışlardı. Hendek kazılmaya başlandı. Mevsim kıştı. Dondurucu soğuk ensar ve muhacirlerin iliklerine kadar işliyor, had safhaya varan açlıktan ötürü Efendimiz (s.a.v) dahil bir çok sahabe karınlarına taş bağlayarak çalışıyordu. Ancak iman ateşi soğuğu yok etmişti. Hendek 6 gün gibi kısa bir zamanda kazıldı. Uzunluğu 2725 m, derinliği 5 m, genişliği 6 m olan hendeğin kazılmasında başta Efendimiz (s.a.v) olmak 120 üzere 1000 sahabe bil fiil çalışmıştır. Hendek Sefa Dağının önünden Mescid-i Müsterahın güneyine kadar geniş ve kavisli bir yay şeklinde uzanıyordu. İslam ordusu, karargahını bu gün Yedi Mescidler olarak bilinen Sefa Dağında kurdu. Hendekten çıkarılan topraklarla hendeğin gerisine siperler yapıldı 500 kişilik bir grup ise hendek boyunca sürekli devriye görevi yapıyor, yüksek sesle tekbir getirerek var olduklarını Beni Kureyza Yahudilerine bildiriyorlardı. Beni Kureyza, bugün Avali olarak bilinen Medine’nin 9. batısına bakan kısmında yaşayan yahudi kabilesiydi. Peygamberimiz (s.a.v) Medine’ye Hicretinden sonra hazırlamış olduğu anayasada (Medine Vesikası) onlarla anlaşma yapmış ve Medine’de kalmalarına müsade etmişti. Şimdi ise Beni Nadir yahudilerinin sebeb olduğu bir savaşta ihanet etmelerinden endişe ediliyordu. 10.000 kişilik müttefik ordusu Medine’ye vardıklarında hiç beklemedikleri hendekle karşılaşınca şaşırıp kaldılar. Şehirleri etrafına hendek kazarak savunmak Arap Yarımadası’nda bilinen bir metot değildi. Ne yapacaklarını bilmez bir hale geldiler. Şehri muhasara altına alıp Müslümanların bir gaflet anını beklemeye başladılar. Düşman ordusundan bir kaç kişi hendeği geçmeye kalkışdıysa da Müslümanlar tarafından ok yağmuruna tutularak püskürtüldüler. Hendek savaşı, müşriklerden 10.000 121 müslümanlardan 3000 kişinin katılmasına ve o zamana kadar katılımı en fazla olan savaş olmasına rağmen ölü sayısının en az olduğu savaştır. 6 müslüman şehit olmuştur. Kafirlerin ölülerinin sayısı da bir elin parmak sayısını geçmez. Buna rağmen Hendek savaşı, beden savaşından ziyade bir sinir ve taktik harbidir. Bedir ve Uhud’da olduğu gibi bir günlük savaşa alışkın olan Mekkeliler hayatlarında ilk kez değişik bir savunma stili ile karşılaşınca fena halde bozulmuşlardı. Buna ilave olarak hendeği atlama çabaları boşa çıkmış ve bir günlük savaş mühimmatı ile gelen ordu üç hafta süren muhasara boyunca sıkıntılı anlar yaşamaya başlamıştı . Beni Kureyza yahudilerinin göndermiş olduğu yardımlar Müslümanlar tarafından fark edilmiş yardım yolu da kesilmişti. Hendek savaşının bir diğer adı da “Ahzab savaşıdır.” Ahzab hizip kelimesinin çoğuludur. Hizip ise parti, grup ve bölük anlamına gelir. Kafir ordusu değişik gruplardan oluştuğu için bu orduya Ahzab, savaşa ise Ahzab savaşı denmiştir. Kuran-ı Kerimin 33. suresi olan Ahzab suresi de adını bu savaştan almıştır. Bu orduyu oluşturan grupların gayeleri ise farklı farklı idi. Kureyşliler Hz. Muhammed ve ordusunu ortadan kaldırmak, yeni neşvünema bulan İslam devletini yıkmak, sarsılan otoritelerini sağlamlaştırmak istiyorlardı. Gatalanlılar ise Müslümanları öldürerek Hayber tarım ürünlerinin yarısına sahip olmak istiyorlardı. Tehame ve diğer küçük kabileler ise 122 Medine’ye hücum ederek mal, ganimet ve cariye elde etmek için katılmışlardı. Ama bu şer ittifakının ortak paydası İslamı ve Müslümanları yok etmekti. Tarih boyunca şer güçleri bu sevda ile biraraya gelip, Müslümanlara saldırmış ve halâda saldırmaya devam etmektedir. Müslümanların cephesinde ise durum daha farklı idi. Hendeğin ötesinde ise 10.000 kişilik zamanın en büyük ordusu kendilerini yok etmek için beklerken, hendeğin bu tarafında, Medine’deki Beni Kureyza yahudi kabilesi anlaşmayı bozarak kafir ordusu ile ittifak yaparak Müslüman kadın ve çocukların hepsi kaleye toplanmıştı. Yahudilerin evvela bu kaleye saldırmalarından korkuluyordu. Nitekim muhasara devam ederken yahudiler bir kişiyi bu kaleye keşif için gönderdiler. Bu yahudi kalenin etrafında dolanırken Peygamberimizin (s.a.v) halası tarafından görülür. Hz. Safiye adamın başına bir odun fırlatarak öldürür. İmam Gazali kitabında bu olayı zikrettikten sonra ilave ederek şöyle der. “Şaşılacak birşey yok. O, Hamza’nın kız kardeşi idi.” Hendeğin dışında müşrik ordusu, iç tarafında ise yahudiler vardı. Diğer taraftan uzun süren muhasaraya soğuk kış mevsimi ve açlıkta eklenince gerginlik had safhaya ulaştı. Peygamberimiz (s.a.v) ve ashabı gece gündüz durmadan Cenab-ı Hakka dua ediyorlardı. Kur’an-ı Kerim onların bu halini şöyle tasvir eder. 123 “Onlar size yukarınızdan ve aşağınızdan gelmişlerdi. Gözlerde dönmüştü, yürekler ağızlara gelmişti. Allah için çeşitli tahminlerde bulunuyordunuz. işte orada insanlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı.” (Ahzab: 9/10/11) Efendimiz (s.a.v) bu savaşta Huzeyfe b. Yeman’ı gizlice düşman tarafına göndererek haber toplamasını; ama onları müslümanların üzerine saldırtacak herhangi bir harekette bulunmamasını emretmişti. Huzeyfe sürünerek düşman tarafına geçmiş, düşman ordu komutanı Ebu Süfyan’ın yanına kadar sokulabilmiş, onu bir okla vurup öldürebileceği halde Efendimiz (s.a.v)’in emrini hatırlayarak bundan vazgeçmiş ve düşman tarafında olup bitenleri gelip haber vermiştir. Huzeyfe b. Yeman bu başarısından dolayı Peygamberimiz (s.a.v) tarafından üzerinde namazlarını kıldığı bir örtü ile ödüllendirilmişti. Dondurucu bir soğukta bu zor görevi üzerine alan Huzeyfe’nin sırtına Efendimiz (s.a.v) eliyle vurmuş ve bu sahabe hayatı boyunca hiç üşümemiş ve kışlık elbise giymemiştir. Hakeza Hendek Savaşında Peygamberimiz (s.a.v), yeni müslüman olmuş Sad b. Nuaym’ın İslam’ını gizli tutmasını emretmiş ve onu yahudilerle müşrik ordusunu birbirlerine düşürmek görevini vermişti. Efendimiz (s.a.v) “savaş hiledir” hadisini bu savaşta bu münasebetle söylemiştir . Günümüz müslümanlarının bu hadisten çıkaracağı 124 yığınla hüküm vardır. Sad b. Nuaym önce yahudilere gitmiş ve “Ey Beni Kureyzalılar, siz Muhammed’e olan ahdinizi Kureyşliler istedi diye bozuyorsunuz ama onlar bakın hendeği bir türlü aşıp emellerini gerçekleştiremiyorlar. Bu belde onların beldesi değil, sizin beldeniz, yarın onlar savaşmadan çekip giderlerse Muhammed ve ordusuyla başbaşa kalacak olan sizlersiniz. Siz de biliyorsunuz ki sizin onları yenmeye tek başınıza gücünüz yetmez. Onun için kureyşten 40 tane genç rehine isteyin ki savaşa girmeye mecbur kalsınlar. Sizi kendi halinize bırakmasınlar” demişti. Yahudiler bu fikri pek beğenmişlerdi. Sad b. Nuaym hemen diğer tarafa geçti ve Ebu Süfyan’a Beni Kureyza Muhammed’le olan anlaşmayı bozduğuna pişman oldu, ona gidip biz bu yaptığımıza pişman olduk, sizlerle beraber barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Sana Kureyş’in ileri gelenlerinden 40 kişi getirelim onları öldür ve seninle barışalım dediler. Onun için eğer yahudiler size gelip herhangi bir sebeple adam isterlerse sakın ola ki onlara güvenip vermeyin dedi. Bu dahice plan her iki tarafça kolayca yutulmuştu, her iki taraf da Sad’a teşekkür etti. Yahudiler gelip 40 rehine isteyince, kureyşliler “tamam , Sad’ın dediği çıktı” dediler ve “kesinlikle olmaz” cevabını verdiler. Yahudiler de “zaten bunların savaşa istekli olmadığını 125 Sad söylemişti” dediler kendi aralarında. Böylece her iki tarafta birbirlerine olan güvenini kaybetmişti artık. Üçüncü haftanın sonunda Cenab-ı Hakk müminlerin duasını kabul etti. Düşman tarafına saba rüzgarını gönderdi. Bu rüzgar fırtınaya dönüştü. Düşman çadırlarını yerle bir ediyor, ateşlerini söndürüyor, çöl kumlarını yemek kazanlarına, gözlerine dolduruyordu. Atlar huysuzlanıp iplerini koparıp kaçıyordu. Oysa hendeğin karşı tarafında fırtınadan eser yoktu. Ebu Süfyan o gece dönüş emrini verdi. Müslümanlar sabah olunca düşmandan eser kalmadığını gördüler. Sevinçle Rab’lerine hamd ettiler. Peygamberimiz (s.a.v) savaşın bitmesiyle evine çekilmiş, üzerini değiştirirken Cebrail (as) gelerek: ”Ya Resulallah, görüyorum ki müminler silahlarını bırakmışlar melekler ise daha bırakmadılar. Cenab-ı Hak Beni Kureyza’ya sefer etmenizi emrediyor” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v) ashabına ikindi namazını Beni Kureyza bölgesinde kılmalarını emretti. Oraya doğru yola çıktılar. Yahudilerin kalesini kuşattılar. Yahudiler Beni Nadire tanınan Medine’yi terk etme hakkının kendilerinede tanınmasını istediler. Peygamberimiz (s.a.v) onlara teslim olmaktan başka bir çareleri olmadığını iletti. İnatla direndiler. Muhasara 25 gün sürdü. 25. gün yahudiler eski dostları olan Evs Kabilesinin reisi Sad b. Muaz (ra)’ın hükmüne razı olacaklarını dinledikten sonra Sad şu tarihi hükmü 126 verdi: ”Eli silah tutan yahudiler öldürülsün, malları ve kadınları ganimet olarak dağıtılsın.“ Peygamberimiz (s.a.v) de “Vallahi yedi kat göğün üstündeki Rabbulalemin hükmüyle hükmettin” diye buyurarak verilen karara olan memnuniyetini ifade etmiştir. Bu günkü Bab-us Selamın 200 -250 m açıklarında kazılan hendeklerde sayıları 700 ile 800 arasında değişen yahudilerin hepsinin kellesi uçuruldu. Böylelikle bu büyük fitne ortadan kaldırılmış oldu. Hendek Savası, asrı saadet harp tarihinin bir dönüm noktası kabul edilir. Artık İslam ordusu bu savaştan sonra “savunma savaşlarından” “hücum savaşlarına” başlamıştır. Peygamberimiz (s.a.v)’de bu olayı “artık Kureyş bundan sonra size saldıramaz” sözü ile tescil etmiştir. Yahudilerin savaş çıkarma, ahde ihanet, insanları parayla satın alıp birbirine düşürme, sıkışınca aman dileme, fırsatını bulunca yok etme gibi sıfat ve özelliklerinin bugün olduğu gibi 14 asır öncede var olduğunu müşahade etme imkânını buluyoruz. İstihbarat, casusluk, düşman saflarını bölmek için kargaşa çıkarmak, kafirlerin savaş taktiklerinden faydalanmak, maslahatı ümmet olduğu müddetçe mezun bir iştir. Bilakis emredilmiştir. İslam, yönetenlerin ve yönetilenlerin arasında bugün var olan uçurumların hepsini daha 1400 yıl öncesinde yok etmiştir. Fakir ile zengin, köle ile efendi, peygam127 ber ile ümmet hendekte beraber toprak taşımışlardır. Vuku bulan mucizeler: Hendek kazılma esnasında müslümanlar onar kişilik grublar halinde çalışıyorlardı. Aralarında Selman-ı Farisi’ninde bulunduğu bir grup, kazı esnasında büyükçe bir kayaya rastlar. Uğraşırlar ama yerinden oynatamazlar. Selman (r.a) Efendimize haber verir. Hz. Peygamber (s.a.v) gelir, eline balyozu alır ve ilk vuruşunda şimşekler çakar. “Kisra’nın sarayları gösterildi ve fethi müjdelendi” der. İkinci vuruşundan sonra “Rumların sarayları gösterildi ve fethi müjdelendi” der. Üçüncü vuruşta ise “San’anın sarayları gösterildi ve fethi müjdelendi “der. Hep bir ağızdan tekbir getirirler. Nitekim Cenab-ı Hakk bu üç yerin fethini müslümanlara nasip etmiştir. Bir diğer mucize ise, hendek kazılırken insanlığın Efendisinin açlıktan midesine taş bağladığını gören Cabir b. Abdullah evine gider. Hanımına durumu anlatır evde pişirilecek bir şey olup olmadığını sorar. O da evde bulunan tek bir keçisini, kesebileceğini ve birazda ekmek pişirebileceğini söyler. Keçiyi keserler, ekmeği pişirirler. Hz. Cabir’e hanımı “yemeğimiz ancak Hz. Peygamberimiz ile 7-8 kişilik bir gruba yeter” der. Hz. Cabir, Efendimizin yanına giderek kimsenin duymamasına özen göstererek durumu haber verir. Hz. Peygamber (s.a.v) tebessümle dinler. Sonra da 128 dönüp hendek kazımıyla meşgul 1000 kişiye: “ey ehli hendek! Cabir sizi yemeğe davet ediyor” diye nida eder. Sahabeler yavaşça toplanmaya başlarlar. Hz. Cabir koşarak evine gider ve hanımına “Eyvah mahvolduk. Hz peygamber bütün hendek ehlini davet etti” der. Hanımı ise büyük bir teslimiyetle: “O halde üzülme, Allah, Resulünü utandırmaz” der. Öte yandan Peygamberimiz (s.a.v), haber göndererek yemeğin ateşten indirilmesini, ekmeğin dağıtılması için kendisinin beklenilmesini emreder. Kendisi gelerek kepçelerle etleri alıp ekmekle birlikte onar onar sahabe grubuna dağıtır. Hendekte çalışan 1000 kişi bu yemekle doymuştur. Hatta hane halkı için de pay bırakılmıştır. Başarının esasının çalışmak olduğunu, zor şartlara rağmen hendek kazarak gösteren Allah Resulu (s.a.v) sabreden ve şükreden müminlere hem dünyada hem ahirette mükâfatlar olduğunu, böylelikle ashabına ve Ümmet-i Muhammed’e göstermiştir. KUBA MESCİDİ ve İSLAM KARDEŞLİGİ Efendimiz (s.a.v) Miladi 622 yılında Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicret etmiştir. Kendisine rüyasında hicret yurdu olarak Medine gösterildiği için Medine’yi tercih etmiştir, Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi günü öğle vakti Hz. Ebu Bekir (r.a) ve beraberlerindeki rehberi ile Medine’ye ulaşmışlardır. Yaklaşık 500 kişi kendilerini karşılamıştır. Hz. Peygamberimiz (s.a.v) evvela 129 Kuba’da 2 hafta misafir oldu. Bu süre içerisinde Kuba mescidini İnşa etti. Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerimde bu mescidi takva üzere yapılan ilk mescid olarak zikreder. “İlk gününden beri takva üzere kurulan mescitte bulunman daha uygundur. Orada arınmak isteyen insanlar vardır. Allah, arınmak isteyenleri sever.” (Tevbe: 108) Tirmizi’den gelen bir rivayete göre de Paygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kuba mescidinde bir namaz, bir umreye bedeldir.” Kuba’ya Cumartesi günleri yaya veya vasıta ile giderek iki rekât namaz kılmak sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.v) Küba’da 2 hafta kaldıktan sonra Medine’ye doğru hareket etmiş, yolda Cuma namazı farz olmuş ve bugün Cuma Mescidi olarak bilinen yerde Efendimiz (s.a.v), ilk Cuma namazını kıldırmıştır. Daha sonra bugünkü Mescid-i Nebevi’nin bulunduğu yere gelerek İslam toplumunun temel taşlarından biri olan mecidinin yapılmasını emretmiştir. Hicret, devlete atılan ilk adım. 13 yıl süren Mekke döneminde baskı ve işkencelerle bir iman terbiyesinden geçmiş müslümanlar hicretle devlete yönelmişler; cihadın farz olması ile birlikte hayatı iman ve cihad olarak mütalaa ederek ömürlerini bu iki gayeye vakfetmişlerdi. Evet, belki Medine’de Kureyşlilerin işkenceleri ve zulümleri yoktu ama muhacirleri başka sorunlar bekliyordu. 130 Bunlar; ekonomik, içtimai ve de sıhhi olmak üzere üç alanda idi. Mekkeli müşrikler hicret eden müslümanların yanlarında mal ve para götürmesine müsade etmemişlerdi, müslümanlar canlarını zor kurtarabilmişlerdi. Medine’ye geldiklerinde ekonomik sıkıntı ile karşı karşıya kalmışlardır. Mekke’nin geçim kaynağı ticaretti. Medine’ninki ise ziraat ve zanaattı. Tabiatıyla muhacirler tarımdan anlamıyorlardı. Vatanlarını, doğup büyüdükleri, yaşadıkları mekânı terk etmişlerdi. Gurbet çekiyorlardı. Bir çoğu ailesini, çoluk çocuğunu bile bırakmışlardı. Medine’de o vakitlerde humma hastalığı vardı. Muhacirlerin bir çoğu bu hastalığı yakalandılar. Efendimiz (s.a.v), bu üç ana başlık altında toplamaya çalıştığımız problemlerin hepsine muhacirler ile ensar arasında kardeşlik ilan ederek peygamberi bir üslupla çözüm getirdi. Enes b. Malik’in evinde 45’i Ensardan olmak üzere toplam 90 sahabeyi birbirleri arasında kardeş ilan etti. Bu kardeşlik örneği insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kardeşliktir. Medine ehli muhacirlere ellerinde var olan herşeyin yarısını teklif etmişlerdir. Burada Abdurrahman b. Avf ile Sa ‘d b. Rabi arasında geçen şu hadiseyi nakletmek gerek.Hz. Sad , Hz. Abdurrahman’a elinde ne varsa yarısını teklif etmiş, Hz. Abdurrahman ise, “Allah senin aileni ve mallarını mübarek kılsın, bana çarşının yolunu göster” demiştir.Hz. Sad’ın teklifi ne kadar büyük bir davranış ise Hz. Abdurrahman’ınkide 131 o kadar takdire şayandır. “Mü’minler kendi aralarında bir cesedin uzuvları gibidirler. Bir uzvun rahatsızlığı nasıl tüm bedende hissediliyorsa Müslümanların birbiriyle alakaları da bu şekildedir“(Buhari-Müslim). İçtimai ve iktisadi problemleri “kardeşlik” ilan ederek çözen Peygamberimiz (s.a.v) humma hastalığının Medine’den atılması için Cena b-ı Hakk’a dua etmiş, duası kabul olmuş Medine-i Münevvere kıyamete kadar humma hastalığından kurtulmuştur. Dikkat edilirse Efendimiz (s.a.v) önce mescit yaparak işe başlamıştır. Daha sonra toplumda iç barışın sağlanması için muhabbet ve uhuvvet bağlarının kuvvetlenmesini, kardeşliği ilan ederek başarmış, herhangi bir sınıflaşmaya, bloklaşmaya müsade edilmemiştir. Herkes bir tarağın dişleri gibi birbirleriyle eşit haklara sahiptir. Üstünlük ise ancak takva iledir. Üçüncü olarak da Medine’de yaşayan diğer etnik gruplar ile Müslümanların muamele hukukunu belirli esaslara bağlayan Medine vesikasını yazdırmış ve daha atılan bu ilk adımlarla Medine site devleti hoşgörünün, iç barışın, sosyal adaletin, kişilerin hak ve özgürlüklerinin devlet garantisi altında olduğu bir “Sosyal Devlet” olma ünvanını almaya hak kazanmıştır. YAPILIŞINDAN GÜNÜMÜZE MESCİD-İ NEBEVi Mescid-i Nebevi Miladi 622 tarihinde Efendimiz (s.a.v)’in emriyle ve kendilerinin bilfiil çalışmalarıyla 132 inşaa edilmiştir. İlk yapı 1050 m genişliğinde idi. Tavan yüksekliği ise 3.25 m’idi. Temelleri taştan, duvarları kerpiçten, direkleri hurma ağacından yapılmış, tavanı ise hurma dalları ile örtülmüştü. Üç giriş kapısı vardı. Mescid-i Nebevi, bu ilk inşasından günümüze kadar 9 kez daha genişletilmiştir. Birinci Genişletme: Yine Efendimiz (s.a.v)’in zamanında Hayber Savaşı dönüşünde, hicri 7. yılda yapılmıştır. Genişliği 2.500 m2 ye, tavan yüksekliği 4.55 metreye çıkarılmıştır. Bugün bu saha mescitte başlıklarında yeşil yazı olan direklerle belirtilmiştir. İkinci Genişletme: Hz. Ömer (r.a) zamanında hicri 17-milâdi 638 tarihinde olmuştur. Genişlik 4200 m’ye tavan yüksekliği ise 7.15 m’ye çıkarılmıştır. Üçüncü Genişletme: Hicri 29 - Miladi 649 tarihinde Hz. Osman zamanında gerçekleştirilmiştir. Genişleme kuzey batı cihetine doğru yapılmış, kıble tarafınada revaklardan yaptırılmıştır. Tavanı Hindistan’dan getirilen özel bir ağaçla kaplanmıştır. Mihrap üzerine ise kubbe yapılmıştır. Hz. Ali (r.a) zamanında ihtiyaç hasıl almadığından mescidde genişletme yapılmamıştır. Dördüncü Genişletme: Emevi halifesi Velid b. Abdül-melik zamanında Hicri 88 - Miladi 707 yılında yapılmıştır, bu genişletme esnasında 4 minare 133 yapılmış, mescid binasında süslü taşlar kullanılmış ve Efendimiz (s.a.v)’in zevceleri vefat ettiklerinden dolayı mescid odaları satın alınarak mescide dahil edilmiştir. Beşinci Genişletme: Abbasi Halifesi Mehdi Abbasi devrinde, Hicri 165 - Miladi 782 yılında yapılmıştır. Kuzey kesiminde büyük çapta bir genişletme yapılmıştır. Abbasi Halifeleri Mescidin tamir ve tezyinine büyük önem vermişlerdir, Mescidi Nebevi, birincisi Hicri 654, ikincisi Hicri 886’da olmak üzere iki yangın geçirmiştir. Her iki yangında dikkatsizlik sonucu çıkmış ve mescid önemli hasar görmüştür. Birinci yangının yaraları Abbasi Halifesi Mu’tasım Billah tarafından Hicri 655 yılında ikinci yangının yaraları Sultan Eşref Kaytabay tarafından Hicri 880 - Miladi 1483 yılında sarılmış ve mescid tamir ettirilmiştir. Sultan Kaytabay tamirle beraber mescidi genişletmiş ve mescide yüksekliği 11 m olan bir tavan yaptırmıştır. Bu genişletme Altıncı Genişletme olarak kabul edilir. Yedinci Genişletme: Hilafetin 1517 yılında Osmanlılara geçmesiyle beraber Harameynin bakım ve onarım işlerini Osmanlı sultanları alır. Osmanlılar Harameyne bir çok hizmetlerde bulunmuştur. ”Hadimul Harameyn EI- Şerifeyn” lakâbı ilk kez Yavuz Sultan Selim için kullanılmıştır. Sultan Abdülmecid’e kadar, mescitte duvarların ve sütunların mermerle 134 kaplanması, eskiyen bazı kapı ve duvarların yenilenmesi, yeşil kubbenin yeniden inşası gibi bir çok hizmetlerde bulunmuşlardır. Sultan Abdülmecid zamanına gelindiğinde yapı bir hayli yıpranmıştı. Bunun için zamanın Harem Şeyhi Davut Paşa, Sultan Abdülmecid’e bir mektup yazar ve Mescid-i Nebevi’nin yeniden yapılmasının gerektiğini sultana iletir. Padişah, Mühendis Remzi ve Osman beyleri keşif için Medine’ye gönderir. Mühendislerin raporu Davut Paşayı teyid eder mahiyette sultana takdim edilince Sultan Abdülmecid Halim Efendiyi projenin başına getirir ve onunla beraber tüm alet ve edevat. işçiler, duvarcılar, oymacılar, nakkaşlar, hattatlar ve yeterli bütçeyle Medine’ye gönderir. Büyük bir titizlikle cemaatle namaza mani olmadan mescit bölüm bölüm yıkılır ve yeniden yapılır. Yapılan masraf, İstanbul’dan getirilen malzemeleri, alet edavat ile sayıları 350’yi geçen işçilerin masrafları hariç 700.000 Mecidiye altınıdır. 1848’de başlayan onarım 1861’de tamamlanmıştır. Genişlik 4056 m2ye çıkartılmış ve 170 m2 kubbe yapılmıştır. Sekizinci Genişletme (1.Suud genişletmesi): Kral Abdülaziz zamanında Mescit, kuzey, doğu ve batı taraflarından olmak üzere yapılan genişletmelerle beraber genişliği: 12270 m2’ye çıkarılmıştır. Bu çalışmalar 1952 yılında başlamıştır. 1955 yılında tamamlanmıştır. 50 milyon dolara mal olan bu 135 genişletme 128 m uzunluğu, eni ise 91 m’dir. Osmanlı kısmının bitiminden sonra başlayan bu genişletme, güneş zıttı (Güneşten etkilenmeyen) beyaz mermerle kaplanmıştır. Bu alanın doğu ve batı tarafına revaklar yapılmıştır. Bu genişletmede 232 sütun vardır. 1973 yılında Kral Faysal’ın emriyle Mescidin batı kısmına güneşlikler yapılmıştır. Bu şemsiyeliklerin yapımında istimlâk edilen arazilere 50 milyon dolar ödenmiştir. Dokuzuncu Genişletme: (2. Suud Genişletmesi) Bu yapının temel atma merasimi Kasım 1984’te olmuştur. 10 yıl sürmüştür. Mescid-i Nebevi tarihinin en büyük ve maliyeti en yüksek genişletmesi bu devirde Kral Fahd b. Abdül-az’in emriyle gerçekleşmiştir. Şu anki yapı bodrum, zemin, ve sütun olmak üzere üç kattan oluşur. Her üç katın da girişleri ayrı ayrıdır. Bodrum Katında Mescld-i Nebevi’nin kameragüvenlik sisteminin idare edildiği kontrol odaları, yangına hassas cihazlar ile iç ve dış aydınlatma, soğutma-havalandırma ve ses sistemlerinin idaresi vardır. Bunlara ilaveten naklen TV ve radyo yayınlarına imkân sağlayan stüdyolar da bulunmaktadır. İkinci Suud Genişletmesi 82.OOO m2’dir. Bina yüksekliği 125.5 m’dir. Zemin kattaki sütun sayısı 2104’tür. iki sütun arası 6 m’dir. Kubbe sayısı 27 dir. Bunlar istenildiğinde (ışıklandırma ve havalandırma maksadıyla) açılıp kapanabilmektedir. 136 Her biri 80 ton ağırlığındadır. 40 ton çelik 40 ton da diğer maddelerden oluşmaktadır. Her kubbenin kapladığı alan 324 m2’dir. Her kubbede 2.5 kg altın kullanılmış, toplam olarak 27 kubbede 67.5 kg altın kullanılmıştır. Bu da 100 m2 alana tekabül etmektedir. Kubbelerin dış cephesi Alman seramiği ile kaplanmıştır. EI oyması kısmı toplamı 160 m2 dir. Kubbeler Medine’de imâl edilmiştir. Abdülmecid han zamanında Osmanlı kısmının 4056 m2 olduğunu, bu rakama 1.Suud genişletmesinde 12270 m2 eklendiği daha önceden belirtilmiştir. Bu iki yapının toplamı: 16326 m2’idir. İçerisinde 28000 kişi namaz kılabilir. Yapılan bu son genişletme alanı ise 82 000 m2 dir.150.000 kişi namaz kılabilir. Bu sayıyı öncekilere ilave ettiğimizde zemin katın toplam alanı 98 326 m2’ye çıkar ve içerisinde 176800 kişi namaz kılabilir. Ancak buna sütuh katını da ilave etmek gerekir. Bu ise 58250 m2’dir. 90 000 kişi sütuh’ta namaz kılabilir. Bu rakam ise Mescid-i Nebevi’nin içerisinde aynı anda namaz kılınabilecek alanın 156576 m2 olduğuna ve 268 000 kişinin bu alanda namaz kılabileceğine işaret eder. Buna mescidin bahçesindeki 135000 m2 alanıda ilave edersek bu alanda 430 000 kişi namaz kılabilmektedir. Sonuç olarak günümüzde aynı anda 698 000 kişi namaz kılabilmektedir. Hanımlar 137 için Mescidin k.doğusunda 16000m2, k.batısında 8000 m2 yer ayrılmıştır. Bu alan izdiham ihtimalinde genişletilebilmektedir. Hanımların giriş kapı numaraları (13,14,16,17) ve (23,24,25,26, 28,29,30)’dur. Mescidin toplam kapı sayısı 85’dir. Üst kata çıkmak için 6 tanesi yürüyen, 18 tanesi normal merdiven olmak üzere 24 çıkış merdiveni vardır. Yürüyen merdivenlerin bulunduğu kapı numaraları 6,10,15,27,31 ve 36’dır. Mescid-i Nebevi’nin 10 minaresi vardır. Bunların 6’sı son genişletmede yapılmıştır. Her biri 104 m’dir. Diğer minarelerden 32 m daha yüksektir. Minarede hilalin uzunluğu 6.7 m’dir. Ağırlığı 4,5 tondur. 14 ayar altın kaplamadır. Mescid-i Nebevinin dış bahçesinde namaz kılınabilecek alanlardaki beyaz mermerler güneş vurdukça soğuyabilen özelliğe sahiptir. Bu alan 151 adet ışıklandırma sütunu ile aydınlatılmaktadır. Bu alanın çevre uzunluğu 2270 m2’lik bir bahçe duvarı ile çevrilmiştir. Tuvaletler bunun içerisindedir. Tuvaletler iki katlı olup, içerisinde 1890 adet tuvalet ve 5600 adet abdest alma yeri vardır. Otopark girişleriyle tuvalet girişleri aynıdır. Mescid’in bahçe sahası olarak tanımlanan alanın altında toplam 4444 araç kapasiteli 2 katlı bir otopark mevcuttur. Garaj yüksekliği 4.90 m’dir her birinde 15 ünite vardır, bu çıkılabilmektedir. Her ünitede 690 138 soğuk su çeşmesi bulunmaktadır. Haremin Soğutulması; Mescid-i Nebevi’nin soğutulması için mescide 7 km uzaklıkta ve batı tarafında 70 000 m2 alan üzerine büyük bir tesis kurulmuştur. Tesisin bu kadar büyük bir alanı kaplaması ve çalışmasıyla çevreyi rahatsız edebileceği düşünülerek uzağa konulmuştur. Kullanılan su miktarı 2.5 milyon galondur. Soğutmada 6 derecelik su kullanılmaktadır. 7 km uzunlukta olan bu tünel Tarik-i Selam olarak bilinen yolun 18 m derinliğinden geçmektedir. MESCİD-İ NEBEVİ’NİN KROKİSİ 1- Ağlayan Hurma Kütüğü. Bu kütük mihrabın altında gömülüdür. 2- Hz. Aişe Validemizin yanında namaz kılmanın en faziletli olduğunu haber verdiği ve bu yüzden kendi ismi ile anılan 3- Hz. Lübabe’nin kendisini bağlayarak affolunmasını beklediği Tevbe Sütunu 4- Efendimiz (s.a.v)’in itikafta iken yanına yatakları koydukları Serir Sütunu 5- Efendimiz (s.a.v)’in korumalığını sahabelerin beklediği Muharres Sütunu 6- Hz. Peygamber (s.a.v)’in yanında heyetleri kabul ettiği Vüfud Sütunu 7- Efendimiz (s.a.v)’in teheccüd namazlarını kıldığı Teheccüd Sütunu 139 8- Halen imamın namaz kıldırdığı Mihrap 9- Hz. Peygamber (s.a.vj’in namaz kıldırdığı Mihrap 10- Halen hutbelerin okunduğu Minber 11- Bugün müezzinlerin bulunduğu müezzinlik 12- Kapı 13- Kapı 14- Hz. Peygamber (s.a.v)’in Kabri 15- Hz. Ebu Bekir (r.a.)‘ın Kabri 16- Hz. Ömer (r.a.)’ın Kabri 17- Üzerinde Azhap suresi 40 Ayet yazılı birinci pencere 18- Üzerinde Hucurat suresi 3 Ayet yazılı ikinci pencere 19- Üzerinde Hucurat suresi yazılı üçüncü pencere 20- Cibril Makamı 27- Baki kapısı 23- Nisa Kapısı 24- Babunnisa (Kadınlar kapısı)’ndan girince soldaki yüksek yer Ashab-ı Suffe’nin olduğu yer. 25- Bir Mihrap NOT: Efendimiz (s.a.v) “Kabrim ile evim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” diye buyurdukları Ravza-i Mutahhara, bugün 33 adet beyaz sütunun bulunduğu alandadır. Bu sütunlar krokide “O” işareti ile belirtilmiştir. 140 HÜCRE-İ SAADETİN KROKİSİ RAVZA’NIN GÜNEY HUDUDU RAVZA’NIN KUZEY HUDUDU Hanımlar için Peygamber Efendimizi (s.a.v.) ziyaret saatleri SABAH 07.00 - 11.00 ÖGLE 13.00 - 15.00 YATSI’DAN SONRA 141 MESCİD-İ NEBEVİ’NİN KROKİSİ DOKTORUNUZDAN MÜHİM TAVSİYELER! Muhterem Hacı Adayı, • Bedeni ve mali farz olan bir ibadeti Allah (c.c)’ın izni ile yapacaksınız, sağlığınızı en iyi şekilde koruyarak bu ibadeti yerine getirmeniz gerekmektedir. • Sağlığınızı en iyi şekilde koruyabilmeniz için dikkat etmeniz gereken konuları başlıklar halinde kısaca bildireceğiz: • İklim özellikleri; bulunduğunuz yerden çok farklı olan bir beldeye gidecek ve 25 - 30 gün kadar oralarda kalacaksınız. Bu zaman içinde aşırı sıcak, aşırı soğuk hava cereyanı ve de yorgunluktan kaçınaksanız. Zira insan vücudunun hastalıklarla hastalıklarda karşı koyma direncini kıran bu üç önemli faktördür. • Sıcağın etkisi ile fazlaca terleme olacağından vucüt ve elbise temizliğine önem vermelidir. İç çamaşırlar mümkün olduğunca saf pamuklu cinsinden seçilmelidirler. • EI ve tırnak temizliği en çok dikkat edilecek bir konudur. Sıvı ve kalıp sabunlarla el temizliği kolayca yapılabilir. • Çiğ olarak yiğeceğiniz sebze ve meyveler sabun köpüğü ile ovulup su ile durulandıktan sonra yenmelidir. Eğer dışı parafinli meyve ise kesinlikle soyularak yenmelidir. • Dışarıda açıkta satılan yiyeceklerden almayınız. 143 • Konserve yiyecekler alınarak ya da alınmış olanlar tüketilirken kutuların kapağının bombeleşmemiş olması gerekir. Aksi halde ishal, kusma, karın ağrısı, baş dönmesi gibi belirtilerle seyreden besin zehirlenmelerine maruz kalabilirsiniz. • Aşırı yağlı ve sindirimi zor olan yiyeceklere rağbet etmeyiniz. • İçecekler metal yada karton poşetlerde satılmaktadır. Bunlar alınırken üzerindeki son kullanım tarihine bakılmalı ve süresi geçmiş olanlar alınmamalıdır. • En çok rağbet edeceğiniz, ayran ve limon olmalıdır. Bunları yer ve içerken biraz tuz atılıp alınırsa terlemenin vereceği bitkinlikte azaltılmış olur. • Yiyecek içecekler mümkün olduğunca kendi teşkilatımız sağlık görevlilerince kontrol edilen lokantalarımızdan sağlanmalıdır. • Baş dönmesi, ani ateş yükselmesi,kalpte çarpıntı görmede bulanıklık, kusmak hissi, nefes darlığı gibi belirtiler sıcak çarpmasının işaretleridir. Hemen serin bir yere çekilip üzerinizdeki giyecekleri inceltiniz. En doğrusu görevlilere haber ulaştırarak sağlık görevlilerine ulaşmaya çalışınız. • Dışarıda yürümek zorunda kalırsanız şemsiye mutlaka kullanılmalıdır. • Önceden mevcut kronik hastalığınızla ilgili ilaçlarınızı mutlaka yanınızda bulundurunuz. Kafile görevlinize ve doktorunuza önceden bildiriniz. 144