mühendislik - Atılım Üniversitesi
Transkript
mühendislik - Atılım Üniversitesi
MÜHENDİSLİK Hüseyin Tabak’ın 06.04.2010 tarihine ait konferans metnidir. Tabak Mühendislik Kurucusu ve Genel Müdürü Hüseyin Tabak: Mühendis kimdir, toplum kendisinden ne bekler, mühendisin beklentileri nelerdir diye bir başlık altında değişik şekillerde ifade edilebilirdi bu başlık. Ama ben böyle düşündüm. Konuşmam iki kısım birinci kısım 40 dakika genel prensipler, yasalar, standartlar daha çok böyle bir yazı serisi dizi; ikinci kısımda ise çok çok ender rastlayabileceğimiz bir ona beklemenizi gelmenizi tavsiye ederim. Türkiye‟de bir tane olan tek ya da dünyada bir tane olan yapılar var bu herkese nasip olmaz onları da detaylarıyla size anlatmaya çalışacağım. Buradaki amaç nedir? Biraz önce kıymetli bir genel müdürlük yapmış eski TED Genel Müdürlerinden bir misafirim geldi o da gelmek istedi ama olmadı acele oldu. Dedi aman niye anlatıyorsun mühendis kimdir nedir, çocuklar kendileri mühendis olacaklar bilmiyorlar mı bunu? İşte bu noktada sorun başlıyor neden başlıyor? Çünkü mühendis kimdir, nedir toplumdaki davranışı nedir, bu konuyu yavaş yavaş göreceğiz hep birlikte. Bir alıntıyı yüksek sesle okuyorum ve burada bazı kelimelerin altlarını ince olarak çizilmiş o konularda da görüşlerimi söyleyeceğim. Bundan tam 4000 yıl önce herhalde hepiniz duymuş da olabilirsiniz birçok şeyleri de zaten biliyorsunuz benim amacım burada bunları ufak toplu bir şekilde sizlere aktarmak. 4000 yıl önce Mezopotamya‟da bir medeniyet kurulmuş. Bu medeniyet de Hammurabi Yasaları diye bir yasalarla düzenlenmiş büyük inşaatlar büyük bir medeniyet meydana getirilmiş o yasadan bir tane bir cümle okuyorum. “İnşaat işiyle uğraşan kişi birisi için ev yaptığında işini sağlam ve yeterince eksiksiz yapmazsa inşa edilen ev bu nedenle bir gün yıkılıp ev sahibinin ölümüne yol açarsa evi yapan kişi ölüm cezasına çarptırılacaktır.” Bakın inşaat işiyle altını çizmişim ölüm cezasıyla çarptırılacaktır. “Evin yıkılması ev sahibinin oğlunun ölümüne yol açarsa bu sefer de evi yapan kişinin oğlu ölüm cezasına çarptırılacaktır.” Oğlunun diyeceksin ne günahı var ama işte o zamanın yasası öyleymiş. “Ev sahibinin kölesi ölürse evi yapan kişi ev sahibine köle vermekle yükümlüdür. Ev sahibinin herhangi bir eşyası hasara uğrarsa evi yapan kişi bunu ödeyecek ayrıca hem işine özen göstermediğinden ve evi yeterince sağlam inşa etmediğinden ötürü evin yıkılmasına yol açtığı için kendi imkanlarıyla yeni bir ev inşa edecektir.” Ayrıca her işi özen göstermediğinden yani kalite söz konusu oluyor. Şimdi birinci sayfaya dönelim. Ne görüyoruz? İnşaat işiyle uğraşan kişi; tabii inşaat işiyle uğraşan kişi bugün mühendis dediğimiz en azından hani bir diploması olan kişi inşaat işiyle uğraşan kişi hata yaparsa veya ölüme neden olursa ölüm cezasına çarptırılıyor 4000 sene önce. Bu yasa milattan önce 2000 yılında Babil Yasaları diye geçen Hammurabi Yasası ben bunu The Babylonian Laws (Babil Yasaları) (New York Oxford University Press 1955) oradan aynen aldım aynen aynısını yaptım bir yerden aldım. Şimdi bunda neyi anlatmaya çalışıyorum demek ki biz her şeyden önce sorumlu kişileriz. Yani faydalı işler yapacağız hiç kimsenin de hayatını tehlikeye atamayız. Bir diğer tarif daha var bu da Webster’s Third New International Dictionary, Springfield, MA 1981 baskısından aldım. Bir mühendisin görevi ve yaptığı işler diye geçiyor. Özellikle motorları kullanma sanatıdır. Şimdi bu konu üzerinde bir açıklama yapacağım. Maddenin özellikleri malzemenin maddenin cinsleri tabii mesleğe göre değişiyor, bunlar ve doğadaki enerji kaynaklarının yapılarda ve makinelerde ve ürünlerde insana faydalı kılınmasıyla ilgili bilim. Bakın bu sayfada da motorları kullanma sanatı sanat olarak çok çok enteresan mühendisliği sanat olarak gösteriyor. 1 Yani biliyorsunuz pek de sanattan saymazlar bizde sadece mimarlığı sanat sayarlar. Bakın mühendislikte benim düşünceme göre onun da bir sanatı var ve insana faydalı olmak şartıyla ilgili bilim diyor. Yalnız burada engineer kelimesi biliyorsunuz, engine demek engine makine demek engineer makineyi kullanan kişi demek. Latincede bu isim verilmiş bizde de mühendis hendeseden geliyor yani hendeseyle uğraşan kişi demek hendese de matematik demek. Tabii bu isim böyle yerleşmiş ama mühendis sadece matematikle uğraşmıyor Bir diğer söz mühendislik çalışma bakın bu da ciddi bir şey bunun altını çizeyim sonra da anlatacağım. Çalışma tecrübe ve uygulama yolu ile elde edilen matematik ve tabii bilimlerin doğal kaynak ve kuvvetlerin ekonomik ve yasal olarak insanlığın istifadesi için gene insanlığın istifadesi için kullanmak mesleğidir. Mühendisliğin uygulanması genellikle her bir üyesi problemlerin çözümünde özel bir il yetiştirilmiş elemanlardan oluşan timler vasıtasıyla yapılırdı. Bu da çok çok ciddi bir cümle şöyle ki her önüne gelen bizim memlekette olduğu gibi müteahhit olamaz diğer bir ülkelerde. Eğer bir grubu varsa bu işi yapan insanlar da var tecrübeli elemanlar varsa ve yeterli birikimi varsa ancak o işi yapabilir. Şimdi aklıma birden şey geldi inşaat namesinin birinci maddesinde bu işler daha önce bu işleri yapmış ehil kişiler vasıtasıyla uygulanır der. Yani o madde birinci madde olarak koymuşlar. Herkes gelip de kaynak yapamaz, herkes gelip de çelik işi yapamaz. Yani ben bunları sizlere niye anlatmaya çalışıyorum. İçinde bulunduğumuz durumu aynen kabullenip böyle zannetmeyesiniz diye. Mesleğiniz çok çok güzel yani bir kere seçim olarak fevkalade bir şey seçmişiniz. Ama bunu herkesin yapamaması gerektiğini de yasalarla ne yapmamız lazım sınırlamamız lazım. Şimdi yeni İhale Yasası çıktı. Yeni İhale Yasasında çok ciddi yani Avrupa Birliği‟ne girmeye hazırlandığı için Türkiye yeni İhale Yasasında müteahhitlik, müşavirlik, teknik müşavirlik konuları çok ciddi şekilde belirlendi. Ama yeterli mi, değil o ayrı bir fire. Şöyle ki mesela bir ihaleye gelebilmeniz için en azından o işi ve yahut da o işin %50%40-%60 tabii o ihale komisyonu tarafından belli oluyor, benzerini yapmış olmanız gerekiyor. Maddi gücünüz en az onun %60‟nı 70‟ni yapabilecek güce sahip olmalı bankalar vasıtasıyla onu tenzih etmeniz gerekiyor. Teknik kadrolarınız diyelim ki şimdi bazı ihalelerde bizden en az 5 tane 10 seneliği doldurmuş bu daha 10 senelik olacak. 10 senede aynı konuda çalışacak. Mesela DSİ‟nin baraj ihaleleri çok ciddi yani öyle kolay kolay ihaleye giremezsiniz bir kere 100 üzerinden puan alıyorsunuz. O işte gösterdiğiniz işle 8–10 tane kademe var yani disiplini var. Mutlak surette 10 seneyi geçmiş mezuniyetten sonra 10 seneyi geçmiş ve 10 senede aynı konuda çalışmış ve bunu da belgelerle tenzih etmiş kanıtlamış kişiler noter vasıtasıyla tabii oluyor ancak ihaleye girebiliyor yani böyle bir elemana sahip olan şirketler girebiliyor. Şimdi ben biraz konulara değindim. Yani genç arkadaşları hayatta neler bekliyor onları biz onlardan neler bekliyoruz onları neler bekliyor esas konuşmamın sunumum bu. Şimdi genç mühendislerimiz mühendisler tarafından icra edilen konuları biz şöyle sıralayabiliriz diye yazdım. A- Araştırma Geliştirme bu işin başında çok önemli oluyor ar-ge ve bu arkada da yani her konuda var başka bir tablo o tabloda da göreceğiz. Dizayn daha çok bizim büronun yaptığı iş boyutlandırma statik hesaplar falan filan ben İnşaat Mühendisi olduğum için konuşmaların çoğu hep o taraftan geçecek içinizde Makine Elektronik Bölümleri varsa olay hep aynıdır yani prensipler hep aynıdır. Test etme, planlama, üretim, işletme, satış bakım yani servis yönetimde belli bir yaştan sonra mühendisin hayatında herkesin olmayabilir ama genelde beklenilen bir olaydır. 35 yaşına 40 yaşına geldiğiniz zaman inşallah siz de artık bir firmanın yönetici grubuna katılıyorsunuz. Şimdi bir tablo var o tabloda önce bunları koymuşum. Mühendisle bilim adamlarının arasındaki fark mühendislik bilim adamlarından farklı olarak uygulamaya yönelik özel problemlerinin çözümü için uğraş 2 verir. Şimdi bilim adamı eğer içinizde tabii akademik kariyeri seçen olursa o da bilim adamına doğru gidiyor. Eğer işte şantiyeye ne bileyim başka meslekleri değil de yani mühendis ama yöneticilikte olabilir, şantiyede olabilir, bürolar olabilir, memurlukta olabilir. O zaman daha az bilimle uğraşmış oluyor. Bir konu var bilim adamıyla mühendisin farkı mühendis bilim adamlarının yaptıkları uyguladığı yahut da yaptıkları çalışmalardan elde edilen bulguları uygulamaya dönüştüren kişi. Yani bugün şu anda kullandığımız ışık ses düzeni ne bileyim oturduğumuz mobilya, perde, ışık yani çevrenize baktığınız zaman hepsi mühendislerin eseridir, hepsi ama bunu bilin. Bizden önceki mühendis kişilerin buluş bulguları ben her zaman bunu yakınlarım beni tanır. Biz geçmişe borçluyuz onlar bir şeyler bulmuşlar biz onlardan istifade ediyoruz. O halde bizler de bu geleceğe bir şeyler vermek bir şeyler katmak bir şeyler bulmak zorundayız yani benim hayat felsefem bu. Bilim adamları araştırma ile ilgilenir birtakım bulguları olur. O bulguları işte onun için müteşebbisler var onu piyasaya sürer gibi imkanları var. Mühendisler başlangıçta kendileri burada da şöyle bir olay var. Tarihe baktığımız zaman geçmişe baktığımız zaman mühendislik nasıl gelişmiş nasıl şey yapmış buraya gelinmiş. Görüyoruz ki tarihte başlangıçta mühendisler kendileri ve gelecek nesilleri için sulama kanalları biliyorsunuz İstanbul‟daki büyük su kanalları barajlar saraylar imparatorlar krallar firavunlar için demiyorum. Tapınaklar her iki büyük dinde yaptığı diğer dört dinin hepsinde var ya çok büyük tapınaklar var dünyada en büyük yapılar. Şimdi nasıl Türkiye‟de herhangi bir şehre gittiğiniz zaman en büyük yapıyı cami olarak görüyorsanız. Avrupa‟da veya diğer Hıristiyan dinine tabi ülkelerde hep büyük kiliseler görürsünüz çok büyük yapılar yani o şehrin en büyük yapısı geçmişte mabetlerdir. Yollar inşaatçı daha sonraki zamanlarda mühendisler askeri operasyonlar için kullanılmak üzere büyük kaleler burada kolaylık sağlamak üzere aklıma gelen Anadolu Hisarıyla ile Rumeli Hisarı var İstanbul‟da tamamen askeri amaçlı ve savaş için yapılmış büyük yapılar savaş silahlarının yapımında sorumlu olmuşlar. Yani eğer bunlar inşaatla uğraşanlar mühendislerse kuleler kaleler yani bina yapmışlar. Ama makineyle uğraşan kişilerse top tüfek yapmışlar biliyorsunuz İstanbul‟daki bu toplarda bizim döktüklerimiz. Osmanlı‟da mühendisler tarafından dökülen hatta hala şeyde var Topkapı Sarayının bahçesinde duruyor. Şimdi efendim devam ediyoruz. Ben bu askeri olarak kullanılmış kelimesinden birazda hem bilgi vereyim bilmeyen arkadaşlarımız olabilir. Ben İTÜ mezunuyum o şeyin altında yazılıydı 1956. İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi 1773 yılında Mühendishaneyi Bahri Hümayun olarak kurulmuş. Bahri Deniz biliyorsunuz Deniz demek Bahri Hümayun işte Deniz Ordusu yani donanma için kurulmuş. Ne zaman? 1773‟te. 1795‟te bu Mühendishaney-i Devri Hümayun arkasından kurulmuş ve Mühendishaney-i Devri Hümayun da topçu okulu demek. Daha sonra 1883 yılında Hendese-i Mülkiye Mektebi olarak sivil mühendislik eğitimine başlamıştır. Bundan 4 sene önce yani ne oluyor 2006‟da bizim İstanbul‟da benim mezuniyetimin 50. yılı törenleri yapılırken yani bütün 50 senesini doldurmuş mühendislerin törenleri yapılırken birtakım kitaplar verdiler. Oradan aldım bu bilgileri yanlış olmasın diye. Şimdi nasıl bir gelişme olmuş? Mühendislere sağlanmış olan yeni malzemeler yani bu askeriye ve yahut da sivil veya yeni malzemeler sağlanmış mühendislere. Mühendisler kendileri de yani malzeme bulmuş icat etmiş olabilir bilim adamları da bulmuş olabilir. Ama yeni malzemeler ve yeni teknolojiler çok çok büyük imkanlar sağlanmış mühendisliğin gelişmesinde. Mühendislikte 20. yüzyıl başında çok büyük gelişmeler olmuş. O kadar ki biliyorsunuz 68‟deydi galiba bunlar hep mühendisler sayesinde çok büyük denizaltılar, nükleer silahlar olmuştur. 3 Mühendisliğin çalışma alanı nedir hayatında hangi süreçlerle karşı karşıya kalacaktır? Soldaki tablo mühendislik, bilim, matematik MÜHENDİ HENDİSLİ SLİK SÜ SÜRECİ RECİ MÜHENDİ N ORTAMI HENDİSLİĞİ SLİĞİN ve iş dünyasıyla çok iç içe olan bir meslek yani siz bilimi bir kenara atamazsınız matematik de öyle iş dünyası da öyle. Şimdi kişilere göre seçtiğiniz konuya göre o oranlar değişik, kiminin hayatında bilim %5%10 ama akademik kariyer seçerse %100%80 ama kiminin hayatında iş dünyası birincil planda tamamen işi mesela bina Mühendislik, bilimle, matematikle ve iş dünyasıyla (ekonomi ve teknoloji) ile iç içedir. yapmak, müteahhitlik, yol bunu seçtiği zaman yahut birinin yanında çalıştırmak o zaman iş dünyasında. Matematik ise her zaman karşınızda olan bir şey hele en basiti bir para almanız hesap yapmanız için matematikte çok dört işlem ama biraz daha derinliğe indiğiniz zaman daha derin matematik bilmeye ihtiyacımız var. Şimdi bu mühendislik ortamı; mühendislik, matematik ve ekonomiyle iç içe özellikle teknoloji bu teknoloji konusundaki ilişkilerin yani mühendisin mutlak suretle teknolojiye açık olması lazım ki biz maalesef teknoloji üreten bir ülke değiliz. Çok basit birkaç şey söyleyelim size. Aynı konularda biz teknoloji üretiyoruz. Ama teknoloji üreten ülkeler mühendisleri çok kolay gelişiyorlar. Zaten kendi lisanlarını kullandılar birde biz lisan öğrenmek zorundayız. Şimdi mühendislik sürecinde neler var? Şimdi mühendislik süreci şöyle toplum mühendisten bir şey istiyor. Bir atılımcı diyor ki ben şöyle bir yatırım yapmak istiyorum. Bu yatırım bir fabrika olabilir ne diyeyim bir kanal inşaatı olabilir bir otel inşaatı olabilir ona benzer bir yatırım. Peki, bu yatırımı yapabilmesi için ona yol göstermemiz lazım ne diyoruz. Diyoruz ki önce bakım ve fizibilitesi yapılıyor. Fizibilite çalışmaları çok ince bir çalışma fizibilite yapabilmek için çok geniş bilgiye ihtiyaç var. Piyasa bilgilerine ihtiyaç var ne bileyim yani yapılar hakkında o işin teknolojisi hakkında çok bilgi olmadan onun fizibilitesini yapmak mümkün değil. Fizibilite yaptığınızı düşünelim ve uygulanabilir olduğunu da kabul edelim. Yani fizibilite çıkmazsa yaptığınız çalışmalar diyoruz ki bu yatırım yazık olur zarar edersiniz vazgeçin. Ama fizibilite çıkarsa siz bunu 5 senede anons edersiniz bu da çok büyük bir olay. Yani mesela bir İstanbul Köprüsü 3 senede 5 senede amorti edebiliyor kendisi yani yatırdığınız parayı geri alamıyorsunuz. Ama ne bileyim bir otel inşaatı belki 8–10 senede başka bir inşaat hele kamuya dönük bir yatırım ise 20–21 mesela metro inşaatı bugün hiç fizibilitesi olmayan bir yatırım. Ama bir hizmet olduğu için ister istemez ona dönülüp gidiliyor başta endirekt etkenler nedeniyle ama mesela elektrikle çalıştığımız halde kirli bir temiz bir ulaşım suretli bir ulaşım güvenli bir ulaşım onun için metro tercih ediliyor. Ama hiçbir zaman fizibilite çıkmamış. O yüzden zamanı gelince daha detaylı anlatırım. Çünkü o konuda epeyce tecrübelerimiz var. Şimdi demek ki fizibilite olduğu zaman ne yapıyoruz? Karar veriyoruz. Karar verirken ön çalışma yapıyoruz. Ön çalışma ön proje diye adlandırdığımız kısım bunlar resim olarak düşünürsek mesela 15–20–25–30 işin büyüklüğüne göre bir resim çıkıyor raporlar hazırlanıyor. Ayrıntılı tasarım ise yani ona karar verildiyse ön pazarda bazı alternatifler özenle getiriliyor. Ön tasarıda mesela barajı ele alırsak işte kaya mı yapılsın, alüvyon dolgu, baraj mı yapılsın, beton dolgu baraj mı yapılsın veya betonarme baraj mı, kemer baraj mı yapılsın kararı verildikten sonra da uygulama projeleri yapılıyor. Orada projenin 20–30–50 katı daha bir detay projesi oluyor. Sonra olaylar kendi içinde gelişiyor. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 İSTEK (FARKLI SEÇENEKLER) BİLİM SEÇİLEN MATEMATİK (DETAY) MÜHENDİSLİK (SÜREKLİ) İŞ DÜNYASI (ÜRÜN-KALİTE) (ŞEBEKE) (SERVİSLER) TEKNOLOJİ (VE PAZARLAMA) 9 4 Üretime geçiliyor tabii bu dizi sadece inşaat mühendisliği için değil diğer makine mühendisleri oto üretimi gibi düşünürsek üretime geçiyoruz. Üretimde ürünün kalite kontrolleri var. Yaptığınız bir ürünün pazarlaması dağıtım şebekesi onların servisleri bakımları satış ve sürekliliği sağlamak için de reklam. Reklam bizde son zamanlarda son 15–20 senenin içinde belki geçti ama gelişmiş ülkelerde bir kez daha neredeyse %20‟sini ücretini reklam masraflarına ayırıyor bizde maalesef bunlar yok. Araştırma geliştirmede öyle biz araştırma geliştirme %2‟lerde 3‟lerde ama diğer gelişmiş ülkelerde çok çok büyük rakamlar yani. Evet. Şimdi ben hani mühendisliği biraz şimdi toplarsam hangi konularda mühendislik var? ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 GENEL MÜ MÜHENDİ HENDİSLİ SLİK ALANLARI •Bilgisayar • Fizik •Meteoroloji •Nükleer •Deniz ve Gemi •Petrol •Elektrik •Tarı Tarım •Elektronik •Uzay •Endü Endüstri •Çevre •İnşaat •Harita ve Kadastro •Kimya •Elektronik ve Haberleş Haberleşme •Makine •Tekstil •Metalurji ve Malzeme •Kimya •Maden •Havacı Havacılık 1 0 Burada genel olarak isimler yazdım bir sonraki sayfada o isimlerin detaylarını göreceksiniz. Örneğin burada sadece inşaat mühendisliği yazılı halbuki inşaatın çok değişik konuları var makine mühendisliğinin de öyle. İşte bilgisayar yazmışız fizik, kalite, kadastro, elektronik, tekstil, kimya, havacılık bunla ilgili 22 tane mühendislik konuları var. Bunların hangi üniversitelerde hangi programdan olduğu da başka bir tablo biraz sonra göreceğiz. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 Bu tabloda aşağı yukarı Türkiye‟de ne kadar mühendis var şu anda onu amaçlayan bir tablo. Biz odalarla temas ederek odalardaki mühendisliğin kayıt sayısını yani tespit etmeye çalıştık. Doğrudan da Türkiye‟deki mühendisliği geçmeye çalıştık fakat herkes odaya kayıtlı değil Türkiye‟de biliyorsunuz. Orada da bir kayıt vardır yani bu tüm odalardaki mühendis sayısı 309 bin 310 bin civarında bir şey gözüküyor bu rakam biraz daha mühendislik sayısı odaya kayıt olmayıp da ama odaya kaydı olmayan kişide faaliyetini devam ettiremiyor onu da söyleyeyim. Yani bu rakam gene faal olan yani siz bir yere artık bir yere ihale teklifi verecekseniz odaya kayıt olmak zorundasınız o belgeyi ihale dosyasına koymak zorundasınız. Dolayısıyla otomatikman çalışan faal olan mühendisleri gösteriyor yahut o zaman herhangi belgesi ya da yayından alabilmek için gelip kayıt olmanız lazım. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 TÜRKİ RKİYE’ YE’DE ODALARA KAYITLI MÜ MÜHENDİ HENDİSLERİ SLERİN ÜYE SAYILARI İnşaat Mü Mühendisleri 76 015 Üye Çevre Mü Mühendisleri 4320 Üye Elektrik Mü Mühendisleri 41 301 Üye Maden Mü Mühendisleri 13 251 Üye Gemi Makineleri İşletme İşletme Mühendisleri 1199 Üye Gemi Mü Mühendisleri 2700 Üye Gıda Mü Mühendisleri 11 000 Üye Harita ve Kadastro Mühendisleri 11 000 Üye Fizik Mü Mühendisleri 1858 Üye Jeofizik Mü Mühendisleri Maden Mü Mühendisleri Tüm odalar toplam üye 4179 Üye 13 251 Üye 309 952 Üye 1 1 TÜRKİ RKİYE’ YE’DE ÜNİVERSİ VERSİTE, FAKÜ FAKÜLTE VE PROGRAMLARLA İLGİ LGİLİ BİLGİ LGİLER Burada başka bir tablo var bu tablo da toplam üniversite sayısı 72 olarak gözüküyor. Bu tablo 2005 senesindeki bir sempozyumdan alınmış. Televizyonda izlediğim bir konuşmada Türkiye‟de biliyorsunuz her ile bir üniversite kurulma sözü verildi ve o tamamlandı gibi geliyor bana. Ayrıca bir ilde birkaç üniversite dikkate alırsak en az sivil 100 civarında üniversite var gene televizyonda öğrendiğim askeri olarak da kurulu olan üniversiteyi dahil edersek 115–118–120 civarında üniversite var şuanda Türkiye‟de ve toplam öğrenci kontenjanı da aşağıya (AKŞAM) TMMOB Mü Mühendislik Eğ Eğitimi Sempozyumu 2005, Mühendislik Lisans Eğ Eğitimi ve Baş Başarı arı Ölçütleri, çütleri, Muhsin Tunay Genç Gençoğlu, lu, Eda Genç Gençoğlu 1 2 5 çıkarmışız burada birinci öğretim kontenjanı ikinci öğretim kontenjanı bu gündüz devam edenler akşam devam edenlerle ilgili bir sayı 30 bin 32 bin belki de kapasite o civarda belki biraz daha artmış olabilir. Ama şunu görüyoruz ki toplam kapasitenin %15‟i ikinci bir öğretime Türkiye‟de. Bu güzel bir şeydir. Yani bu 1900 şura bura 65 senesinde bugünkü Gazi Üniversitesi‟nin talebeleri burada yok benim bir arkadaşlarım gitti. Gündüzleri bizim büroda çalışıyordu 60–65–70 akşamları da Yükseliş Yüksekokuluna geliyordu çalışıyordu. O zaman sonra üniversite filan olmamıştı sonra o gelişe gelişe Gazi Üniversitesi oldu şu anda. Yani o şekilde yetişmiş çok da insan var yani gündüz çalışarak gece okuyanlar. Bir diğer tablo Türkiye‟deki mühendis programları var bunların üzerinde fazla vakit kaybetmeyelim. Çünkü aşağı yukarı bir toplama gideceğiz amacımız oydu. Hangi bölümde kaç kapasite var. Toplamda 27 bin 400 ila 31 bin kapasite demin ki yukarı da bir önceki tabloda hemen hemen eşdeğerdir. Bunları ne için anlattım Türkiye nerede, dünyada nerede bunun için anlattım. Şimdi Türkiye‟nin nüfusu 72.9 milyon almışız Türkiye‟de ortalama her 235 kişiye bir mühendis düşmekte Avrupa nüfusu 822 milyon bu Avrupa Birliği‟nin son 27 üyelik kısmı 3.5 milyon mühendis yaşamakta Avrupa ortalama her 235 kişiye bir mühendis düşmekte. Hani bunu disiplinlere bağlı olarak ayırdığın zaman karşınıza değişik rakamlar çıkıyor. İşte bazıları da makine mühendisliği öne geçiyor bazen inşaat mühendisliği öne geçiyor. Bir diğer bilgi de Amerika‟da 2002 yılında bir yazı bulabildim. 1 milyon üzerinde mühendis var ve onu da 250–280 milyon kabul edersek yani 250–280 kişiye bir mühendis düşüyor. Bu da şu oluyor ki demek ki bizim Türkiye‟deki mühendis sayısı fena değil. Kalite çok çok önemli bir şey şimdi bir bu, ikincisi bu rakamlar Avrupa ortalaması bizi yanıltmasın Almanya‟da 90 bine iner, Fransa‟da belki 90–95 olur. İngiltere‟de de öyledir tabii Avrupa Birliği‟ne sonradan katılan hani bizi almıyorlar ama Bulgaristan‟ı aldılar biliyorsunuz Arnavutluk‟u aldılar bilmem Macaristan‟ı onları düşündüğünüz zaman ortalama onun için 230 bine çıkıyor. Yoksa biz yine iyi durumdayız diyebilirim. Mühendisin sorumluluğu diye bir başlık atmışım ama burada 6 madde yazdım. Bu maddelerin üzerinde kısa kısa bunları mutlaka biliyorsunuz arkadaşlar önemli olan bunları derli toplu bir kere daha dinlemek. Bakın mühendisten istenilenler nedir? Mühendisten fonksiyonel çözümler istenir. Ne demek fonksiyonel çözüm? Yani gelişi güzel bir tasarı bir taslak duvara asılan bir resim değildir. Mühendisin yaptığı iş uygulanabilen bir iş olacak eğer bu mimari bir işse mimari bir programı vardır. Diyelim ki bir yönetim binasıysa bu yönetim binası işte genel müdür odası genel müdür yardımcıları odası servis hizmetleri diğer bir işçi grubu varsa 120– 150 işçi bunların giyinme soyunma yerleri, yemekhane bir programa göre bir iş yapar yaptığı iş bu fonksiyona uymalıdır. Eğer teknolojik bir yeri ise verilen yani bir fabrika ise bir çimento fabrikası ise amaç nedir? Çimento üretmektir. Eğer bir bakır fabrikası ise bakır üretmek, çelik fabrikası çelik üretmek, şeker fabrikası şeker üretmektir. Mühendis bunların içinde bir fiil rol oynayan bir kişidir. Buna dikkat edin böyle herhangi bir insan değilsiniz yani bir iş bir şey üretiyorsunuz. Sizden sonrakilere bir şey bırakıyorsunuz ve en direkt olarak topluma faydalı oluyorsunuz. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 1 3 6 Yani benim bu konuşmamın bütün amacı sizlere bunu anlatmak yani mühendisliğin kıymetini bilin pozisyonunuzu bilin hakkınızı arayın. Çünkü biz birtakım sıkıntılar çektik bunları siz çekmeyin esas olayı bu yani konuşmanın esas konusu bu. İkincisi yaptığınız iş mutlaka güvenilir olmak durumunda ben statikerim. Statik olarak depreme dayanıklı, mutlaka kendini taşıyan ayakta duran depreme dayanıklı bir yapı yapmak zorundayım. Yani o Hammurabi Yasaları 4000 sene önce boşuna koymamış adamlar. O yasalarla piramitleri inşa etmişler yani böyle şey değil ve bu ne derece uygulanıyor nasıl denetleniyor o ayrı bir konu. Ekonomik çözüm gerekiyor. Yani mühendis ekonomik çözüm getiremiyorsa o zaman uygulamazlar zaten. Yani yatırım yapan kişi kardeşim sen yapamıyorsan ben arkadaşa yaptırdım o daha ekonomik dediği zaman mühendis ne yapar çok müşkül durumda kalır. Mutlaka optimum çözümler bulacağız. Bu demektir ki ekonomik yapıyı yok diye içinden demir çalmayacağız. Demirleri doğru koyacağız yasalara uyacağız. Estetik çözümler basit gibi görünüyor ama öyle değil yaptığımız iş mimar olsun, mühendis olsun mutlaka göze hitap etmesi lazım bir sanat eseri olması lazım. Çevreye duyarlı projeler; bu da çok önemli hele bu son zamanlarda biliyorsunuz bir yatırım yapabilmeniz için ÇET Raporu almanız lazım. Çevreye Duyalı Proje şu demek örneğin bir turistik tesis kuruyorsunuz. Turistik tesisin atık suyunu bir nehre atamazsınız ve yahut da denizin herhangi bir kenarına veremezsiniz. Mutlaka ne yapmamız lazım onu arıtıp temizleyip ondan sonra denize veya nehire vermemiz lazım örneğin. Bir bakır veya çelik fabrikası kuruyorsunuz ve bunun tabii gazları çevreye çok çok zarar veriyor onu bilin. Artvin‟de bir sülfürik asit tesisinin yıkılması için görevlendirilmiştim. İnanamadım gözlerime Artvin‟e kadar yemyeşil yani o Karadeniz‟in yeşilliğini biliyorsunuz dünyada sayılı yeşillerden rengarenk bir yeşil, Burdur‟a geliyorsunuz asit fabrikasına yaklaşıyorsunuz bütün ağaçların dalları bakır rengindir aynı ondan sonra tabii eriyip çürüyüp çöküntü demek ki çevre duyarlı projeler olacak. Efendim bir konu var bunu ben ilave ettim. Diğer beş konuyla birlikte her birimde olan bir yaşamınız boyunca karşılaşacağınız bir konu olduğu için ilave ettim. Tüm çalışmalarda tarafsız davranacaksınız ve ulusal uluslararası etik kurallara uymak durumundasınız. Bakın burada iki konu var bir tarafsız davranmak. Şimdi taraflı davrandığınız zaman siz taraf oluyorsunuz bir karşı tarafa ya bir fayda sağlamış oluyorsunuz ya zarar vermiş oluyorsunuz. Buna hakkınız yok. Mühendis objektif, tarafsız, ekonomik yatırım yapan kişi olacak. Birde etik kurallara uymak burada çok büyük sıkıntılar çekeceksiniz hayatınız boyunca bununla karşılaşacaksınız. Mühendisin şu alışkanlıkları elde etmesi lazım araştırma geliştirme alışkanlığı, olaylara yaklaşım biçimi hep olumlu olacak bu yazmıyor ama olayları hep çözebilirim diyerek yaklaşacaksınız yoksa ya bu iş zaten olmaz yapmadan bu işte yokum dediğiniz zaman daha başında pes ediyorsunuz. Analiz yapma yeteneği işi kısımlara bölümlere ayırarak analiz yaparsanız çok daha kolay çekersiniz ve bu analizleri tabii iş yönettiğiniz zaman çok lazım olacağını bileceksiniz. Çıkan sonuçları irdeleyeceksiniz irdelenmesi bu da şu biliyorsunuz son dört beş sene içinde computer tabii Türkiye‟de belki 20 senedir tam aktif durumda ama başlangıcı 50 senesi oldu artık computerin. Şimdi computerdan çıkan sonuçları aynen kabul ederseniz ilerde datada bir hata varsa, sistemde bir hata varsa, modelde bir hata varsa çok büyük yanılgılar içine bile düşebilirsiniz. Bu sonuçları mutlaka doğru değerlendirebilmeniz için de daha önce bu işi bir iki defa yapmış kişilerden ya temasınız olacak ya benzer araştırmalar projelere bakacaksınız ve yahut da genel kontroller yapacaksınız. Yani burada sonuçların irdelenmesi sadece bilgisayar için değil bütün aldığınız kararlarda ve araştırmalarda önemli. Tarafsız veya objektif olacaksınız onu daha önce söylemiştim. Taraf tuttuğunuz zaman siz taraf olursunuz. 7 Verilen kararından emin olacaksınız verilen kararın arkasında duracaksınız bu da çok önemli hem sizin kişiliğinizde önemli hem mesleğinizde önemli. Ben burada bir şey ilave etmişim bilgi en güçlü silahtır diye. Ben bunu şöyle düzeltmek istiyorum aynı zamanda silahtır silah kelimesini sevmiyor. Bilgi en güçlü araçtır yani bundan daha güzel bir söz olamaz diye düşünüyorum. Şimdi efendim konu hemen hemen bitiyor. Şimdi bu konuda deneme geliştirme yanılma diye bir başlık atmışım. Burada bütün bu sözlerinin içinde olayı irdeliyorsunuz yani araştırma geliştirme noktasını. Araştırma olsun geliştirme onun tekrarlanması falan yeni modeller ilave edilmesi ve yanılma demişim. Araştırma geliştirme şunu nasıl demişim deneme deneyim denetim şöyle bir yazım var. 3 Dev diye bir yazı yazmışım 2002 senesinde Türk Müşavirler Birliği Dergisidir inşallah sizde bu dönemlere geleceksiniz. Bakın Teknik Müşaviri diye bir yayınımız var her ay çıkan çok çok güzel teknik yazılar vardır. Oraya girebilmek için en az 12 sene veya 13–15 sene belirli bir mühendislik konusunda bakın bir diploma almışsınız 15 sene efendim hiç mühendislikle uğraşmamışsınız bu derneğe üye olamazsınız. Mutlak surette kendi mesleğinizde mühendislik dalında mimarlık dalında 15 sene veya 12 sene çok iyi bir tecrübe sahibi olduğunuz kişi iki kişi tarafından önerilerek derneğe alınabilirsiniz böyle de bir yayınımız var. O yazının içinde çok da güzel bu araştırmadır onun için onu getirdim bıraktım. Şöyle demişiz bu konuda çok şey söylenebilir ancak özet aşağıda kısaca açıklanan bilgiler ortalama değer şeklinde verilmiş. Deneme her sorunun çözümünde kullanılabilir sloganımız Ama Zaman Bizi Sınırlar Çünkü Ekonomi ve Zaman çalışma sırasında belirli hatalarla karşılaşılması doğaldır. Bakın buradan bir şey okuyorum. İnsanların hata yapması onların doğal zayıflığıdır, yani her insan hata yapar normaldir. Ama bunları bir daha yapmamak için tecrübe edin. Yani hata yapılmaz diye şey yapmayacağız. Hata yapan kişilerde davranışımız bu zihniyet içinde olacak yani bir daha hata yapmamasını sağlamak lazım deneyim usulsüz bir öğretmen bu da güzel bir söz. Evet, bana sizin elinizde var artık onu fazla okumayalım. Birde şöyle güzel bir söz var unutmayalım ki fırsatlar sınırsız değildir fırsatlar zemin ve zamana göre değerlendirilmelidir. İşte mühendislik burada başlıyor diyelim. Yani elinizdeki yasal bilgiler standartlar hocalarınızdan aldığınız bilgiler kitaplardaki diğer bilgiler ve işte hayatta edindiğiniz bilgilerle siz bir karar veriyorsunuz o fırsatı değerlendiriyorsunuz. O fırsat doğru karar verilir ise ilerde onun faydasını göreceksiniz. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ, 06 Nİ NİSAN 2010 Bu resim slayt Suudi Arabistan Yamama Çimento Fabrikasında homojenizasyon ünitesidir. Ne demek homojenizasyon; homojen haline getirmek demek. Şimdi çimento sanayi bizim en az 6 tane semptomun çimento fabrikası yaptık Türkiye‟de bu Yamama yedincisi oluyor öbürü Uranik Mekke civarında o da sekizincisi, demek ki 8 tane çimento fabrikası projesini topraktan tümünü kurmuşuz. Yani burada inşaat mühendisliği de var, makine mühendisliği de var, elektrik mühendisliği var, mimari var alt yapısı var ne bileyim yani yolları var, peyzajı var. Onun için oraya o gözle bakmak lazım sadece bunu bir çelik projesi sadece ne bileyim 2000‟le hesaplanmış yahut da ikisiyle de çizilmiş bir proje olarak görürseniz o zaman olay çok basitleşir. Onu yapan arkadaşlarımız var yapıyorlar. Sizler de öğreneceksiniz eğer bilmiyorsanız o da bir problem değil. UYGULAMALARDAN BAZI ÖRNEKLER SUUDİ SUUDİ ARABİ ARABİSTAN YAMAMA ÇİMENTO FABRİ FABRİKASI HOMOJENİ HOMOJENİZASYON ÜNİTESİ TESİ Çap : 107,8 m. Yü Yükseklik : 34,5 m. Depo Kapasitesi : 85 000 Ton Çelik tonajı tonajı : 620 Ton 20 8 Bir programı iyi öğrenmek yani bunun programını iyi öğrenmek onun için çözüyor ama öyle değil. Bir çimento fabrikası yapmak demek bir diğer çimento fabrikası bütün mühendislik sorumluluğunu üzerine almak demek çok ciddi bir olay çünkü içinde çimento fabrikasının içinde nasıl anlatayım birtakım önce statiği ilgilendiren, ulaşımı ilgilendiren iletişimi ilgilendiren olaylar var. Şöyle ki bir hammaddeyi araziden alıyoruz. Onu belirli oranlarda karıştırıyoruz tabii o kimya mühendislerinin araştırmacıların görevi işte şu oranlarda şöyle karıştırıyoruz şu nerede unu öğütüyoruz. O bölümlerden belirli noktalara taşıyoruz onlar da korunuyor dediğimiz biliyorsunuz yatay eğik taşıyıcılar konvör şeyine göre tipine göre 17–18 derece eğimle malzeme taşıyan lastik konvörler zincirli konvörler daha dik eğimle malzeme taşıyabiliyor kovalı konvörler var elevatörler var bunlarla hepsini biliyorsunuz. Havalandırma gerekiyor hava ihtiyacı var, sıcak su ihtiyacı var, soğuk su ihtiyacı var, çimento çok karışık yani şeyin içinde sanayi tesisleri içinde zor bir bölümdür. Şimdi bizim projelendirdiğimiz şöyle kabaca anlatayım çimento fabrikaları, şeker fabrikaları Türkiye‟de 13 vilayette kuruldu. Sonra onları başlıklarını kesip artık ne telif hakkımız var ne bir şey başka şehirlerde başka ülkelerde bunlardan bir tanesi de Türki ülkelerden kuruldu. Tekstil fabrikaları tekstil fabrikaları en az 13–15 tane değişik gıda fabrikaları yani onların fazla önemsemiyorum onların yapıları küçük oluyor. Ama ağır olan gerçekten zor olanlar çelik fabrikaları ve maden fabrikalarıdır. Karadeniz‟in Samsun ilinde bakır fabrikası vardır Karadeniz Bakır İşletmelerinin Anonim Şirketinin. Bu tesis 1972–73 yıllarında başladı kurulmaya. İlk defa 13.500 ton yıllık kapasiteyle kuruldu. Daha sonra aradan 15–20 sene geçtikten sonra ne oluyor 80‟lerde bu fabrika 35 bin ton yıllık blister bakır üretiyor şu anda Türkiye‟nin tek fabrikası blister bakır da şu demek %99.99 saflıkta bakır üretiyor. Biliyorsunuz computer sanayinde, elektrik sanayinde, elektronik sanayinde bakır kullanılıyor çok hassas bir malzeme yani altından sonra en iyi en güvenli şey maden tabii bu topraktan çıkıyor. Toprağı alıyorsunuz tenör dediğimiz bir olay var içindeki maden miktarının toprağa hacme oranına tenör diyoruz. Mesela 1 m3‟te 1 gramsa 10 binde 1‟i olur diyelim mesela tenörün olayı bu. Bir insanlar için tesisi kuruyoruz. Yani insanların barınması gerekli büro ofis gibi yapılar var, birde makinelerin barınması için siz makineyi o kadar kıymetli o kadar yüksek fiyatlı ki o makineler onları açıkta bırakırsanız beş on sene sonra iyi çalışamaz hale gelir paslanır şu olur. Yani onlarda mutlaka örtülüyor yapılar var. Birde bunların temelleri var. Çünkü bunlar dinamik etkilere sahip ağır yapılar yani yatay düşey kuvvetler veriyor. Birde kendilerinin belirli kodlarda olması lazım diyelim mesela 20 metre yukarıda 25 metre yukarıda ne olur o zaman deprem kuvvetleri gelir yapıyı etkileyen makineden dolayı. Çapı 107.8 metre, yüksekliği 34.5 metre olan bu çelik konstrüksiyonun alttan görünüyor resimde. 11–10.5 metre kadar galiba kısmı betonarmedir. Bu iş alındığı zaman bu yapı yere kadar çelikti toprağa kadar çelikti ve birden bire Çin‟i düşünün dünyaya etkisini ilerde çok daha etkili olacak. Şanghay Şehrine ben gittim gördüm. Şanghay şehrine on senede Manhattan bilirsiniz şeyden New York‟un bir parçasıdır o hale getirdiler. Hep yüksek yapılar hep yüksek yapılar ve dünyada ne kadar çelik varsa Çinliler toplayınca çelik fiyatları birden bire iki üç katını buldu. Dediler ki bunun hiç olmasa bir kısmını betonarme yapalım. Yapabileceğimiz kısmı alttan 10 metresini betonarmeye çevirdik. 620 ton çelikle şey yaptık bitirdik bunu. Bunun 800 ile 900 tondan aşağı yapılamayacağına dair başka firmada yani yurtdışından bazı hazır şeyler aldık Meksika‟dan mesela bize geldi örneğin. Çok değişik bir sistemle ama üçgenlerden itibaren çubuklar çok çok güzel çok birer metre çubuklar bu çubukları ekliyorsunuz hop bu kubbe meydana geliyor. Adam öyle bir şey almış sistem yapmış. Hani uzay çatı diyoruz ya böyle bir şeyin kürenin sekiz dokuz noktasından çubuklar ekliyorsunuz. 9 Böyle bir kubbe gelmiş ama adam 9 bin ton vermiyor Meksika‟dan gelecek şu bu falan diye bunu biz böyle kendimiz bildiğimiz sistemle 620 tonla bitirdik. Çok çok zayıf çok hafif bir sistemdir eleman yüksekliği 65 cm‟dir burada. Yani korkarsınız altına girseniz ben açılışına gittim. Malzeme ilk malzeme dökülürken fotoğrafları çekildiği şeyler çok şükür Allah‟a şu anda burada ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ 06 Nİ NİSAN 2010 ayakta duruyor kaç senedir böyle bir yapı. Şu gördüğünüz karede içeriye konvör VARONEJ / RUSSIA ALIŞ ALIŞ VERİŞ VERİŞ MERKEZİ MERKEZİ (2008) giriyor. Konvörden malzemeyi içeriye depo ediyor. 85 bin ton malzeme, malzeme dediğimiz clickler yani hammadde burada kapalı kalıyor. Malzemenin fırına girerken yani fırında kavruluyor ya çimento öyle bir madde değil yakılıyor kavruluyor kavrulduktan sonra değirmenlerden belirli bir incelikli geçiriliyor onun da çok özel standartları var. Bu fırına giren malzemenin ıslak olmaması gerekiyor bakın dikkat edin. Islak olduğu zaman birde fırında bunu kurutmak için zaman kaybediyorsunuz ve yahut da enerji kaybediyorsunuz. Onun için mutlaka üzeri örtülüyor. Yani bu kadar masrafa ne gerek var hatta sen kalkmışın suyla ilave ıslatıp bunu yapmışsın camii yapsaydın filan diyenler de oldu. Yani şimdi onlar kubbeyi seviyorlar. Burada bilgiler var Suudi Arabistan‟da Riyad Şehrinde. Riyad Şehri deyince hatırladım. 70 dereceye kadar sıcaklık burada oluyor çelikte olduğu için burada o sıkıntımız oldu çok özel bir detaya girersek bitiremedim bunlardan 12–13 tane var. 70 derece ısıyı benim statik hesaplarını almam gerekiyor. Çünkü şey çölün ortasındasın 70 derecelik ısı oluyor. Burada C3-C4-C5-C6 diye şeyler görülüyor üniteler onlar geçmeden önce bizim şeyimiz homojenizasyon ünitesi C11 ünitesi yani bu ciddi büyük bir şeydir tesistir ve bundan yalnız şehirde Yamama‟da 10 tane var yan yana. Yani 10 tane fırın var fırınların kapasitesi genellikle yılda 1 milyon tondur. Bu tesis 10 milyon ton yıla göre şey yapıyor üretim yapıyor. Tabii şimdi Irak mahvoldu biliyorsunuz çimentoya ihtiyaç var. Şimdi bizde de yeni çimento fabrikaları kurulabilir ve yahut da şu kriz nedeniyle biraz duraklama oldu Afganistan bir taraftan öyle. Yani yeniden dünya kadar çimento ihtiyacı doğacaktır. Efendim bu tesis Voronej Şehrinde Rusya‟da Voronej Şehri Moskova‟yı gözünüzün önünde canlandırırsanız haritada onun battığı güneyde rastlayan bir yer 300 km civarında Moskova‟ya. Bu şehirde biz bir alışveriş merkezi projesi yaptık. Bunun mimarisi de bize ait şu anda onları bitirmek üzereyiz onun detayını biraz göreceğiz. Sol taraftaki yapı 26 metre kat yüksekliğinde 26 katlı bir yapı diğer basit olan yapı 11 katlı olması lazım evet yazmamışız alışveriş merkezi 11 katlı toplam inşaat alanı da 150 bin metre kare. Bunu niye koyduk şu açıdan koyduk. Rusya‟da iş yapabilmeniz için Rusya‟ya proje kabul ettirmeniz pek kolay değil. Yani mesela Avrupa Birliği‟nde bundan sonra proje kabul ettirmeniz kolay değil fakat hiç olmazsa karşınızda İngilizce bilen ve yahut İngilizce yazılmış standartlar da kullanabileceğin şeyler var Rusya‟da öyle değil. Rusya‟da Rusya standartlarına göre iş yapacaksınız projelerde Rusça. Buna girdiğimiz zaman çok zorlanıyoruz. Bizler projeyi İngilizceyi yapıyoruz Rusçasını çok iyi Rusça bilen mühendis ya Türkiye‟den ya Rusya‟dan bulup onlara yazdırıyoruz oldukça zorlanıyoruz. Bir de standartlar çok farklı yani bizde örneğin 50 kg/m2‟de rüzgar yüklü şeyde ilk 800 metrede bizim şartnameye bakarsanız orada 27 kg. Bizde kar yükü biliyorsunuz yüksekliğe tabiidir ne bileyim yani Ankara 75 işte deniz kenarları 0‟dır ama bunu başka konuşmalarımda söyledim aman arkadaşlar 75 kilogramın altında 23 10 kar yükü almayın siz. Adana‟da proje yaptığınız zaman gene 75 kg alın çünkü bu hataya düşüp çok çatılar çöktü. Bunlardan bir tanesi de Artvin‟de bir çatı çöktü biraz önce konuştuk arkadaşlarla o konuya gelince ondan bahsederiz. Yani Artvin Karadeniz‟in en çok o civar kar yükü alan bir bölgesidir. İçinizde o civarda yaşayanlar varsa bilir. Bu Doğu Karadeniz‟de yoğuşma var nedense ciddi kar yağıyor. Yani 150– 180 kg neyse tabii meteoroloji kayıtları ona göre hacmini almak zorundayız. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ 06 Nİ NİSAN 2010 Şimdi burada enteresan bir yapı size göstereceğim. Bu yapı bu otel The Marmara Otel Antalya Otelin tümü ama bizim yani Tabak‟ın projesini yaptığı sadece bu yapı öbür yapının projesini başka bürolar yaptı, bunun özelliği de su içinde yüzmesi ve dönmesi yani otel bu blokla şu blok bir sonraki slaytta detayı var. Otelin kendisi 238 oda, 692 yataklı, 212 lüks oda ranza, 36.500 m2 fakat bizim yaptığımız kısım oteli dünyadaki diğer otellerden ayıran tarafı ise 24 süit bunlar 3 katlı olsa dedik 8‟er tane 4 kattan olsa 6‟şar tane bir katta çok lüks odalar yani gecelik 500 dolar bu yapı dönüyor. Bizden döner otel istendi hizmete girecek. Yani döner otelin şimdi sabahleyin yahut akşam yatarken denize bakıyorsunuz sabahleyin uyanmışsınız sizin oda Toros Dağlarına karlara bakıyor bütün lüksü bu. Alttan okuyoruz döner otel bölümü dört kat betonarme yapı sistemi betonarme karkas çelikle dört kat yani sekiz katlı bir otel bu dört katı toprak üstünde dört katı toprak altında olan kısmı şöyle dönüyor arkadaşlar bakın. Ben şöyle bir havuz yaptım daire şeklinde şu da otelin üst katı şunun dört katı otelin içine giriyor. Bu da bunun içinde dönüyor. Yani şöyle bir şey ve bu şunun dış kısmıyla bunun iç kısmı arasında topu topu 80 cm su var, şunun dibinde de 30 cm su var. Yani şunun tabanıyla bunun tabanı arasında topu topu 30 cm su var. Bileşik kapları hatırlayın şurada Bileşik kapta incecik boru gösterilir biliyorsunuz öbür tarafta büyük bir kazan altında da bir şeye bağlarlar. 1 cm2 kesimdeki bir boruyla bağlanır. Tabii bu aşağıdan o alan kadar alan çarpı o suyun basıncı kadar su hazneye kadar çıkar. Yani sahada su seviyesi ne ise belki sürtünme kaybı olabilir çok düşük bir kayıp ama ikisi aynı seviyeye gelir. İşte bu özelliğinden istifade ederek bunun bir taşma seviyesi var. Öyle ayarlıyoruz ki yukarıda tabii ağırlık artınca tabii su taşıyor. Ağırlık azalınca su ilavesi var otomatik olarak sensörler onu dolduruyor. Dönme nasıl yapılıyor? Dönme şöyle oluyor şimdi şunun kenarında buna sürtünen bir olay var. Bunu çevirmek için dışarıda bir elektrik motoru o tabii hızımız ayarlanmış yani böyle tabii 15 cm‟lik şimdi burada. 15 cm dakika dönüyor. 15 cm dakika 23 metrelik çapı bu kendisi işte tam gördüğünüz kısım sekiz katlı bir yapı bunun içinde böyle dönüyor. THE MARMARA OTEL ANTALYA (2002(2002-2005) 25 Şimdi bunun otel sahibi KİSKA büyük bir inşaat firması The Marmara İstanbul var Taksim‟de hani büyük mitinglerin yapıldığı yerde onun sahibi kendisi benim devre arkadaşım dolayısıyla yani beni yakından tanıyan bir insan İstanbul‟da bir çelik fuarı vardı biz çelik fuarına katılmıştık. Stantlarımızı koyduk birde baktım Oğuz Bey karşımda. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ 06 Nİ NİSAN 2010 THE MARMARA OTEL ANTALYA (2002(2002-2005) Su iç içinde yü yüzer ve Dö Döner Otel 3,5 Devir / 24 Saat 27 15 cm / dakika, Çap : 23 m. (8 Kat) 11 Ben bir şey konuşmak istiyorum dedi. Şöyle bir otel istiyorum senden dedi. Peki dedik. Ama bu biraz küllü cahili cesur bunun manasını biliyor musunuz? Küllü bütün demek küllü cahil cesur „bütün cahiller cesur‟ olur anlamında bir şey ben peki demem birazda cahil nasıl olur döner mi ya peki dedim. Ama neden peki dedim biliyor musunuz? Oğuz Bey‟e o kadar güvenim var ki kendisi de çelikçidir. Babası da onun Türkiye Şeker Fabrikalarında Çelik Mühendisidir. Yani onun verdiği bir şeyle güvenle ben tamam dedik yaptık. Şimdi otel dönüyor arkadaşlar eğer Antalya‟ya giderseniz. Dedeman Otelinden sonra şeye doğru doğuya doğru 500 metre ileride bu otel var bu otelin döndüğünü göreceksiniz. Ben bizzat gittim gördüm bastım. Hani o ayağınız bir yere bastığınız zaman böyle dönüyor bir süre sonra ayağınızı çekmek zorunda kalıyorsunuz enteresan bir olay. Olay bundan ibaret yani döner otel dediğimiz zaman. Ben Antalya Havaalanına bir iş için gitmiştim. Oradan çıkarken bu altta bir resim var bu resim üzerinde dünyanın tek döner yüzer oteli yazılı büyük harflerle o resmi çektim benim büromda asılıdır o resim onun üzerinde öyle yazar enteresan bir şeydir. Şimdi bizi diyor biraz az rastlanan yani Türkiye‟de örneği belki bir elin parmakları kadar beşten fazla değildir. Yani İnşaat Mühendisliği ve yanında Makine Mühendisliği Elektrik Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği ve bütün dalları yani birde inşaat mühendisi olursan sadece betonarme bilirsin, sadece çelik bilirsin, sadece su bilirsin bizim büroda gayretle tabii geçmişinde bir şeyi var. Yalnız Avrupa‟daki büyük bürolar hep bu şekilde yani mesela Bursa İçme Suyu Projelerinde çalıştık. Adam 3000 kişi çalıştırıyor. 3000 kişiye ne iş verecek? Yani 3000 kişide altyapıları verecek mimar verilecek, elektrik de verilecek o şekilde Avrupa büroları böyle. Onlarla başa çıkmamız için onlarla ihale girebilmemiz için ne yapmamız lazım bizim gibi büroların biraz daha güçlenmesi lazım. Birazda değil de o kelime biraz yanlış oldu çok çok güçlenmesi lazım. Şimdi adam 3000–5000 kişi çalıştırıyor. Avrupa Birliği‟ne girdiğimiz zaman ne olacak? Şimdi ihalelerde eşit haklara sahipsiniz mümkün değil ki sizin işi almanız yani böyle. Şimdi bu lafları niye söyledim. Biz şu anda sekizinci dokuzuncu barajımızı yapıyoruz. Aynı zamanda baraj projesi yapıyoruz ve bu cesareti nereden alıyoruz onu da söyleyeyim. Tabii bir proje losyonu var projeyi anlama projeyi değerlendirme gelen teknolojik projeyi okuma ister mimarı olsun, ister fabrika yapısı olsun, dışarıdan gelen her türlü projeyi okuyabiliyorsun. Bu bir yetenek nasıl kazanılıyor bu çalışmakla kazanılıyor ve zamanla. Yani çalışma ve zaman her şeyi çözüyor. Şimdi Ayşe Hatun Barajı bu baraj açı o kadar dar ki toplamı 30 derece yok. Allahın insanı orada yarattığını düşünün. Önünde 7–8 metre derinliğinde tabii sondajlarla bulunmuş alüvyon tabaka var. Allah demiş ki insana gel arkadaş sen şu alüvyonu al şu dağı ört yani doldur ardından su toplanır tabii dolmuş bir enerji siz hem sulama suyu elde ediyorsunuz hem de ileride kısmen elektrik üretiyorsunuz baraj projesi yapıyorsunuz. Ondan sonra burada uzunlukları varmış bakın tepe uzunluğu 190 metreymiş temelden 181.5 metre başka ne var? Kapak özelliği 96 uzunluğu falan filan. Bu konuyla iki ilgili iki resim göreceğiz. Ankara Metro Sistemi Kızılay Metrosu tabii içinizde herhalde Kızılay‟da metroya binmeyen ve yahut da Kızılay İstasyonunu görmeyen yoktur. Kızılay Metrosu topdown dediğimiz bir metotla inşa edilmiştir. Bu şu demek önce diyagram duvarı dediğimiz duvarları yani taşıyıcı kolon ve duvarları dış duvarları toprağa gömüyorsunuz top-down metot. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ 06 Nİ NİSAN 2010 ANKARA METRO Sİ SİSTEMİ STEMİ - KIZILAY ÷BATIKENT HATTI İSTASYONLARI 30 12 Ondan sonra toprağın üzerine biraz belki düzeltip hafif bir beton attıktan sonra hiç kalıp ve iskele olmadan döşeme atıyorsunuz. Kolonlar iç kolonlarla dış çevre duvarlar yapıyı döşemede tutuyor. Bu döşemelerin altını sonra makinelerle boşaltıyorsunuz. Ondan sonra alt kat seviyesine geldiğiniz zaman o katın döşemesinin betonu atabilmek için tabii döşemenin alt kotunu düzeltip naylon veya bir şey serip onun üzerine döşemeyi koyuyorsunuz. Şimdi problem nerede? En önemli problem bu döşemeyle yani yeni döktüğünüz döşemeyle bu duvarı şurada bağlamak. Bakın şöyle bir kat olsun bu bir kat bu da bir kat şu seviyede ne yapacağız döşemeyi bağlayacağız en büyük sorun bu. Bunun için duvarların içine manşonlu ekler koyuyoruz. Yani manşon biliyorsunuz soğursa manşonu çevrelediğiniz zaman hem o taraftaki dişe giriyor hem de benim yeni koyacağım inşaat demirine. 100 binlerce manşon yapıldı. Düşünün 40 bin metre karelik inşaat ve binlerce, on binlerce şey inşaat demiri ve bunların manşonları yapıldı yerine kondu duvarla birlikte manşonlar üzerlerine strafor konarak indirildi. Sonra onlar tabii tam istediğimiz seviyelerde çıkmadı kimisi aşağıda çıktı, kimisi yukarıda çıktı. Ama şimdi İstanbul‟da biraz sonra anlatacağım başka bir inşaat var orada değişik bir metot uyguluyoruz çok daha hassas her şey yerli yerinde oluyor. Yani Kızılay İstasyonu bu şekilde yukarıdan aşağıya yapılan bir inşaattır. Bunun özelliği biliyorsunuz Kızılay protokol yolunun havaalanına bağlantısı üzerinde. Dolayısıyla eğer biz normal cut and cover dediğimiz yani kesiyoruz ve sonra kapatıyoruz. Yani kesip toprağı boşaltıyoruz. İnşaatı yapıyoruz ondan sonra tamam üzerini örtüyoruz. Bu metodu kullansaydık inşaat süresi 32 ay diye hatırlıyorum şurada belki yazar. 32 ay sürecekti. Eğer bu bizim topdown metot bize 11 ay kazandırmış olması lazım. Bu şekilde top-down Ankara‟da ilk defa uygulandı. Bu tabii çok özel bir yapı sistemi olduğu için sizin programınızda eğitim programınızda olmayabilir bu. Yani onun için bu özel bir şey hayatta karşılaşırsanız böyle şeyler yapılıyor diye bilesiniz. Ne diyor bunlar? İnşaat top-down olarak adlandırılan metot yukarıdan aşağıya uyguladı. Bu yöntem kısa süre kapalı tutuldu üstüne askeriyeye indirildi. En azından bir sene kazancımız oldu diyebilirim. Diğer dokuz istasyon iki tanesi iki katlı o kadar önemli değil. Yani bizim yaptığımız hat şu Batıkent-Kızılay hattı on iki tane istasyon vardır. Hepsi bizim tarafımızdan yapılmıştır ve en önemlisi Kızılay İstasyonu tabii. Biliyorsunuz Cebeci‟den gelen hat Ankaray da onun altından geçiyor. ATILIM ÜNİVERSİ VERSİTESİ TESİ 06 Nİ NİSAN 2010 Şimdi başka bir inşaat yapılıyor İstanbul‟da Verdi Otel‟i bu otel 7 yıldızlı İstanbul‟un en gözde otellerinden biri olacak. Çünkü yeri Dolmabahçe‟den Beşiktaş‟ta daha doğrusu çok yakın birbirine. Bakın şimdi bunun özelliği şu bu da 35 bin metre kare civarında sadece toprak altında gelecek toprak üstüyle beraber 50 bin metre karelik bir alan temel üst kotu 23 metre toplam 6 Katı Katı zemin iç içinde, Denize 1515-16 m. Temel üst kotu -23,0 m. Toplam Alan alan seyirlik içi 35 bin metre kare yani üstü Zemin iç içi 35.000 m . Hafriyat kazı kazı öncesi 105.000 m . Kazı Kazı sonu 140.000 m de 50 bin metre kare kazı öncesi hafriyat 25 bin metre küp kazı sonrası biliyorsunuz kazı kazmayınca genişliyor büyüyor 140 bin metre küp. Şimdi burada şunu anlatmaya çalışacağım. Bir tarafta Başbakanlık Çalışma Ofisi var şurası ileride görüyorsunuz biliyorsunuz ama yerini hiç görmeden bilmiyor olabilirsiniz son olaylar hani adli soruşturma filan yapıldığı yer bir tarafı. VERDİ KTAŞ Ş VERDİ OTEL (7 YILDIZ) İSTANBUL - BEŞİ BEŞİKTA 2 3 3 32 13 Devamlı böyle trafik yani biz kendimiz gidip kendi şantiye dahil girmek için üstümüz başımız aranıyor kapıdan hani geçirilmiyor ondan sonra öbür tarafı deniz müzesi oraya yeni bir inşaat yapılıyor. Çelik olarak yapılıyor yalnız. Belki dünyanın sayılı deniz müzelerinden biri olacak deniliyor çok çok güzel. Bir tarafı deniz öbür tarafı deniz 15 metre sonra arka tarafı da Beşiktaş diyelim Karaköy yolu dolayısıyla bunun içinde sizin dışardan hafriyat yapacağınız arabaları bırakacağınız yahut da bunları nakledeceğiniz yerler yok. Şuna karar verildi inşaatı yukarıdan aşağıya döşemede bırakılacak boşluklar, döşemede bırakılacak kuleler, vinçler, iki tane kule vinci kurulacak biri bu blok için diğeri bu blok için şuralarda ulaşılacak. Buraya vinçlerden şuralarda bir çıkıntılar görülüyor desteklerde. Şu aralarda yukarıdan aşağıya kule vinçlik toprak aşağıya doğru hep alınacaktır. Kenarda sıraya giren artık gece herhalde saat 22:00‟den sonra arabalara yüklenecek ve bu hafriyat bittikten sonrası mesela şu bölümün hafriyatını bitirdiğinizi kabul edelim. Bu bölümün hafriyatı önce bu tarafta topraktaki yapıldı. Kolonlar çakıldı, duvarlar çakıldı, onun üzerine şu katı şöyle bitiriyoruz. Ondan sonra bu alt kat boydan boya hafri ediliyor. Çünkü öbürü üst kat şu arada koyduğumuz daha önce çakılmış çelik kolonlara çelik esneği 52 kullanılıyor burada çok özel çelik biliyorsunuz esneği 37 esneği 52 neredeyse iki kata yakın taşıma gücü var. Hafri edildikten sonra şu kat bu kat dökülüyor gene nasıl yapılıyor? Toprağın üzerine dökülüyor bakın. Hiç kalıp ve iskele yapmadan şu kat dökülüyor. Geri yukarıdan aşağıya hafriyat ile bu kat boşaltılıyor. Bu şekilde şuradan itibaren bir iki üç dört beş altı kat toprağın içinde bir iki üç dört beş altı kat da toprağın üzerinden Tanrıverdi diye bir şirket onu yüklenmiş üstlenmiş. Tekstil şirketi galiba Tanrıverdi biliyor musunuz onu bilmiyorum. Ben şirketi tanımıyorum. Özelliği otelin 7 yıldızlı olmasıydı Antalya‟da yapıldı 7 yıldızlı otel çok güzel bir otel. Böyle bir inşaat tarzı da Türkiye‟de bir Ankara Kızılay İstasyonun da uygulandı şimdi de İstanbul Beşiktaş‟ta otel inşaatı için uygulanıyor. Şimdi bu ikisinin arasındaki fark şu ikisi de benzerlik şu fark şu benzerlik işlemin top-down metodu ile yapılması tek benzerlik bu bir kere ayrılıklar şu Ankara Kızılay‟da kamp yüksekliği 7 metre olduğu için buldozerler rahat rahat şeyin içine girip bir kat aşağısına girip 7 metreye çünkü 5.5 metreye kadar onlar zaten kullanıyorlar. Kamyonlar giriyor çok rahat bir gece trafiğine hafriyat vardı burada hiç o yok. Bir Ankara‟da hem 7 metreydi hem de bizim aralıkları 14 metreydi en az kolonların arası çok yakın değil rahat bir hafriyat söz konusu oldu. İstanbul‟da ise şeylerin arası 8.5 metre kolonlarımızın arası kat yükseklikleri alt katlarda zaten resimde görülüyor. Bakın şurada 3–3.20 burası da 3.20 şu belki 4.34–54–50 şunlar 4.80 olabilir falan evet şu katlarda hafriyat çok zor. Burada ancak yukarıdan yani kazılmış halde alıyorsunuz çok basit makineler sipariş edildi. Bunlar henüz Türkiye‟de yapılmıyor. Onlara dolup üç ona kadar kepçesini bulmuş ona göre ayarlanmış. Bir taşıma- sistemini ben önerdim kabul edildi ben fazla detaya girmeyeyim. Yani değişik şeyler arzu ettikten sonra çözüm bulunuyor. Soru: Siz mühendislerin sorumluluklarından bahsettiniz. Bunların içinde çevreye duyarlı projeler yer alıyordu. Mesela ülkemizde yapılmakta olan yapılmış olan bazı projeler var Karadeniz Sahil Yolu var mesela 3. Köprü var, Ankara‟da sık sık rastlanan köprü kavşaklar var. Bunlar sözde ulaşıma çözüm arayışı için yapılmış projeler ama bir yandan da çevreyi katleden bir yanı var acaba bunlar çevreye duyarlı projeler midir ya da bu sorunların hallolması için, ulaşım sorununun hallolması için başka ne gibi alternatifler olabilir? Bir diğeri de HESDEM mesela Hidroelektrik Santralleri Artvin‟de yapılan var yine Karadeniz‟de yapılan var. Aynı şekilde bunlar da çevreye duyarlı mıdır ya da enerji için başka hangi kaynaklar kullanılabilir? 14 Hüseyin Tabak: Şimdi isterseniz madde madde analiz edelim. Çünkü birbirine karışan hatta girişen kısımlar var lehte aleyhte olanlar var. Onun için isterseniz önce Karadeniz Sahil Yolundan bahsedelim. Şimdi Karadeniz Sahil Yolunu ben gittim gördüm. Onu görmek için gitmedim de Artvin‟e gittim, Burdur‟a gittim başka nedenle, gördüm. Karadeniz Sahil Yolunun Anadolu‟ya bağlantısı şehirlerin en kıymetli en güzel yerlerinde rampa var dışarıya şehirden gelen bir yolu bağlamışlar. Görünüm olarak gerçekten o saydığımız 6 maddeden biri estetik olarak hiç ama hiç uymuyor ve yahut ne ekonomisini bilirim. Hani araştırmak lazım ekonomik midir değil midir, fizibilite midir nedir ve yahut başka neler vardır, fonksiyonel midir onlara karışmayacağım. Çok daha pahalıya mal olurdu ama o güzelim sahilleri o hale getirmezdik. Sahil Yolu böyle Boğaz Köprüsüne gelince üçüncü diyorsunuz dördüncü diyorsunuz. Daha o üçle bitmeyecek bizden sonrakiler görecek dördüncü beşinci de varsa yapacaklar. Bu kaçınılmaz bir olaydır. İlk Boğaz Köprüsü yapıldığı zaman biraz önce söylemiştim bir arkadaşa. Çok tartışma oldu televizyonda 1968 galiba ilk yayınlar değil mi? İstanbul 68–70 demek ki 70–71 falan yani bundan 40 sene önce ve Boğaz Köprüsünü yapılırken şöyle programlar yapıldı; Bütün Türkiye‟nin serveti Boğaza akıyor İstanbul‟a akıyor ve bütün emekler İstanbul için çalışıyor diye ve benim sınıf arkadaşım televizyonda çalışıyordu. Yani sınıf arkadaşım derken çocukluk arkadaşım ilkokuldan beri arkadaşım. Kendisi İstanbul İktisadi Bilimler Fakültesinden mezun çok kıymetli bir insandı ve son derece karşı çıkan bir tipti. Aynı zamanda işletmeci bilgili TRT‟de de çalışıyor. Şimdi bizim aramızda çok tatsız konuşmalar olurdu ben fazla ses çıkarmazdım. O zaman İstanbul Köprüsü 110 bin araç gün olarak hesaplanmış dizayn edilmiştir. Şu anda sanıyorum 140 bin geçiriyor. Bekliyorsunuz saatlerce bekliyor şu filan ikinci yapıldığı halde. Şimdi bunlar kaçınılmaz bir olaydır yani zaruri olaylardır. İstanbul Köprüsü de İstanbul‟un bence bir incisidir yani ben bu yılbaşını İstanbul‟da Sirkeci‟de bir otelde geçirdim ve büyük bir tesadüf beklemiyordum yani bana bir sürpriz oldu. Otelin terasından o İstanbul yılbaşındaki İstanbul Köprüsünün ışıklarla o saat 24:00‟de böyle sinyal verdiler ve mor renkli, yeşil renkli, kırmızı renklerde değiştirerek çok güzel bir görünümü vardır ve İstanbul Köprüsü olmasa acaba ne yapardık o ayrı mesele. Yani burada dengeyi kurmak çok önemli hani çevrede dengeyi sağlamak çok çok önemli tabii çevreye zarar veriyorsunuz kaçınılmaz bir durumda. Ama İstanbul Köprüsü tabii hem Türk Ekonomisine İstanbul Ekonomisine son derece katkıda bulunmuştur. Biliyorsunuz inşaat sektörü zaten arkasında 200 tane diğer sektörleri çeker. İnşaatın en büyük özelliği odur diğer sanayiler çeker 30 taneyi, öyledir. Kendi arkasını düşünün başka sanayileri de vardır. İkincisi yapıldı, şimdi üçüncüsü yapılıyor. Tabii üçüncüsünün yapılmasında arsa fiyatları artar bilmem şu olur bu olur çevreye de zarar verir. Dikili ağaçları bozar. Hidroelektrik santralleri şu anda biz en temiz enerjidir hidroelektrik santralleri. Tükenmez enerji bir kere yapıyorsunuz. Ondan sonra yağmur yağdığı sürece hayatı boyunca diyelim ki 40 ile 50 senedir bu araçların ömrü. Mesela Malatya Medik Barajı‟nın tabanı şimdi 10 metre daha yükseltiliyor. Çünkü tam baraj kret kadar kum çakıl dolmuş bitmiş tekrar ediyorum Malatya Medik barajı. 10 metre yükseltiyoruz şimdi 10 metrelik suyu da kullanarak hem soba basıyorlar onu kullanmaya çalışıyoruz. Meraklı olan arkadaşlar önceden haber vermek kaydıyla çünkü ben her an büroda bulunan bir insan değilim. Size hem bu Medik Barajını hem de başka şeyleri gösterebiliriz. 15 Hidroelektrik santralleri güneş enerjisi kadar aynen faydalı enerji kaynağıdır. Şu anda Türkiye enerjisinin %30 yani kendi ürettiği enerjinin %35–38 galiba sudan temin edebiliyor. Bunun %100‟e çıkarmak amaçtır. Şu anda 1500‟e yakın bir proje var DSİ‟de. Mesela önümüzdeki ay yani önümüzdeki ay olmadı nisan ayındayız ben geçen ay öğrenmiştim. 25 baraj projesi ihalesi çıkacaktır bir ay içinde. Çünkü çok çok kıymetli Allah‟ın bize verdiği bir nimettir çünkü biraz gerilere gidin güneye gidin Irak‟a daha güneye gidin çok kuraklık içindedir. Afrika‟nın bir kısmı öyledir. Onun için yani hidroelektrik santrallerinden biz söz etmeyelim. Soru: Birde köprü kavşaklar vardı Ankara‟daki. Hüseyin Tabak: Ona ben girmeyeyim yani ben sevmiyorum çünkü. Ama bir kısmı faydalı bir kısmı çünkü çok çirkin ama en rahatsız olduklarımdan bir tanesi bu Maltepe‟deki köprü ve yahut da Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü‟nün önünde bir geçit var, çok rahatsız eden bir şeydir yani açıkçası kullanıyorum bende kullanıyorum ama acaba başka türlü çözülemez miydi? Anlatabiliyor muyum? Yani bunlar çözümsüz değildir. Mühendisler bunlar evet yinede bizim meslektaşlarımız yalnız yani değil mi bir yerde? Öyle konuşalım köprülü kavşaklarda hataları var Akay Geçidi ben her akşam o yolu kullanıyorum. Nasıl kullanıyorum biliyor musunuz? 40–45 dakika beklediğim oluyor benim bürom Meşrutiyet‟te nereye gideceğim MESA‟ya gideceğim. Hadi gidin bakalım nereden gideceksiniz? Mecburen yukarı çıkıyorum İş Bankasının önüne varıncaya kadar 30 ila 40 dakika kadar beklediğim saatler oluyor. Bu saatler şey 06:00 ila 08:00 arasında evden çıkarsanız. Şimdi siz evde misafir gelmiş 08:00‟de orada olmak durumundasınız. Ama 08:00‟de çıkarsam o bekleme 20 dakika eder 15 dakikayı eder. Ama o saatte geçerseniz biz bu Kızılay metrosunu yaparken Yüksel Caddesi‟nde makas koyduk ve batı bizim Çayyolu‟na uzanan bir hat yapılacak onu yapmaya çalışıyorlar maalesef biz orada oturduğumuz için. O siyasi tarafı söylemiyorum onun için yapılmıyor. Şimdi Çayyolu‟na biz ne zaman bıraktık Ankara metrosunu? 92 ret projelerden 92 yazında 8 sene oradan 10 senede buradan 18 sene olmuş. Bizim o projeyi yaparken şeye gelinecek Kızılay‟dan Dikmen‟e bir hat verilecek orada kavşak yapılacak AŞTİ‟de gerçi var ama jeolog oradan geçeceğiz Çayyolu‟na gidecektik 18 sene. Bende bu projeyi hevesle yapmışım arkasında bir iş daha bitmek üzere değil mi? 18 senede bekledik hala yok ve Akay projesine ben teklif verdim tabii yapmadım o ayrı mesele. Tabii Akay projesi hatalı bir projedir teklifleri yani onlar da vermediler herhalde. Çıkışlarda eğilme çok yüksektir şeydeki eğim Meşrutiyet‟e çıkarken çok kötü bir şekilde çıkarsanız gene Meşrutiyet‟e dönerken 6 metrelik yol beş ona iner. İnanın ben bu teklifi burada yapıyorum madem internette de yayımlanıyor. O beş on ben kıstırıldım otobüs tarafından fena halde jantı vurdum kaldırıma. O 6 metre olması mümkün iken yapılmamış atlanmış öyle olmuş böyle olmuş diyorum ki onu biran evvel ben projesini yapan uygulaması kontrolünü yaparak o kısım 6 metreye çıkarabilir. Geliyorsunuz birden bire beş on oluyor. Önünüzde arabalar gidiyor eğer dikkatli davranmazsanız sağdan sizi otobüs sıkıştırıyorsa yapacağınız bir şey yok ben ne yapayım kendimi kaldırıma attım jantı ve lastiği parçaladı. Şimdi bu vesileyle şunu da söyleyeyim: Orada benim hatam oldu şeylerden bu tip kavşaklardan çıkarken Karayolları kaidesi uluslararası hep tek şeritliymiş. Yani tek arabaya müsaade edilmiş. Orada tabii ortadan beyaz çizgiyle bölüp de iki şerit verilince bende geçiliyor zannettim. Ama otobüs bir taraftan aynadan bakıyorsunuz üzerinize geliyor kendinizi orada bir sıkışma var. Şeyden gelirken Eskişehir Yolundan gelip de Meşrutiyet‟e dönmek isteyen arkadaşlar lütfen araba kullananlar buna dikkat etsin. 16 Orada 6 metrelik şerit birden bire beşe düşüyor fena halde sıkışıyorsunuz. Diğer bir olayda ARMADA‟nın karşısında bir çelik konstrüksiyonlar var sorabilirsiniz. Oraya geliyorsunuz dört şeritli yol birden bire üç şeritte düşüyor torbanın ağzı gibidir. Arkadan geliyorsunuz birden bire yığılma ve bekliyorsunuz orada üç şerit, üç şerit depoyu boşaltıncaya kadar ya bunlar hata bunlar mühendislik hatalar yani. Kesinlikle ben bir teklif yaptım ama kabul edilmedi. O binanın projesini yıkıp yani düzeltmesini bilahare ben yapacağım. Onu da kimse sahip çıkmadı tabii. Ne dersiniz yani bir çevrenin yıkılma imza filan toplamak lazım uğraşmak lazım ama karşınıza bir şeyler çıkacak. Yani ben çevreye duyarlı diye bu genç arkadaşları yazdım. Bunlara müsaade edenlerde bizim arkadaşımız meslektaşlarımız. Birde ben o birinci bölümü belki bazı arkadaşlarımız hoşuna gitmeyebilir bazı kişilerin hoşuna gitmeyebilir hiç beni ilgilendirmez. Bir madde ilave ettim. Ne diyorum orada tarafsız objektif ve ulusal ve uluslararası etik kurallara lütfen uyalım diyorum. Dikkat ediyor musunuz? Onun anlamı çok çok geniş yani bir menfaat için herhangi bir şey için yasaları çiğnemeyeceğiz. Soru: Son otelin ben şeyini anlamadım da. Onun önce betonu dökülüp sonra mı kazı yapılıyor? Hüseyin Tabak: Hep öyle zaten top-down metodunun özelliği o. İskele ve kalıp kullanmıyorsunuz. Katı dökebilmek için şunun altını toprağın üstüne döküyorsunuz. Şu katı döktünüz bakın iskelesi yok bunun toprak var bunun altında. Toprağı iskeleye kalıp olarak kullanılıyorsunuz. Sonra şu katı boşaltıyorsunuz makinelerle tabii Ankara‟da bunu boşaltmak kolay oldu. Niye çünkü geceleri bize sabah 06:00‟ya kadar tarafın müsaade ettiği arabalar sıyrıldı bu yüksekliği 7 metre buldozerler girdi rahat rahat boşaltıldı. Şu seviyeye geldiği zaman bunu döküyorsunuz. Yalnız o betonlar apartman betonları gibi 20 cm filan değil bunlar 80 cm‟e 140 cm‟ye kadar betonlar var. Yani en az 80 yani 80‟ten küçük hiçbir yerde yoktur. Yani yakın mesafe 80 ya yükü az yerlerde 80 cm ama en üst kısımda 140 cm‟dir. Yani sunup döküyorsunuz ondan sonra altını boşaltıyorsun. Şimdi İstanbul‟daki otelde zorluk buradaki kat seviyesinin 3.20 olması tabii İstanbul çok kıymetli çok çok kıymetli yani düşünün oraya 7 yıldızlı otel yapıyorsunuz. Alttan üç katında yani altta altı kat var ya onun üç katı şey garaj çok kıymetli. İkincisi diğer üç katı da üst kattaki servisleri hazırlayan mutfak şu bu filan yani tamamen kıymetli yerler onun için altı kat yapmışlar. Soru: Temel sistemi nasıl çözülüyor? Hüseyin Tabak: Evet. Temel sistemi de çok zor şimdi ben tabii kısa sürede birçok şeyi anlatayım diye uğraşıyorum. Şimdi alt temel sistemi içinde 20 metre su basıncımız var 23 metredir oranın kotu. 3 metresi denizle bizim toprak arasında vs tam 20 metre ton/m2 su basıncı bu oteli şöyle anlatırsak şunun altından 20 metre ton/m2 çarpı bu alan etrafta kapalı bunu kaldırıyor. Onun için 40 metre daha derinliğe inen aşağıda şey var kazıklar var o kazıklarla temel bağlanıyor. Hani tutuyoruz şeyi aman kaldırmasın diye. Soru: O zaman kazıkları normalde önce çakılır. Hüseyin Tabak: Kazıklar önce çakılıyor onlar temele bağlanıyor evet. Size bir şey daha söyleyeceğim bu çevreyle ilgili bir kere Hasankeyf ile ilgili geçen sene çok çok 17 büyük bir proje yaptık iptal edildi. İzmir‟deki Efem Çukuru yılda 8 ton altın elde edecektik tesis toprağın içindeydi 300 metre aşağıda ben hayatımda ilk defa toprağın içinde bir fabrika yapacaktım. Yani bir 30 derece açıyla 500 metre ileriden gelerek 300 metre aşağıyı düşüyorsunuz. O 300 metre aşağıdaki tesisi toprağın içinde kuruyorsunuz ve atıklarını bir yere atıyorsunuz. İşte onun atık barajları şusu busu oluyor. 14 bin imza toplandı İzmir‟de sonuçta iptal edildi Kanada firması. Böyle bir şey duydunuz mu Efem Çukuru İzmir Altın Madeni Bergama‟yı duymuşsunuzdur da bunu duymadınız. O proje bizim olacaktı ama olmadı işte. Soru: Bu yaptığınız projeler bittikten sonra şöyle koltuğunuza yaslandığınız zaman almış olduğunuz hazzı biraz anlatır mısınız? Birde ikincisi firmanıza eleman alırken üniversite tercihi yapıyor musunuz? Hüseyin Tabak: Şimdi birincisi kolay da kincisini söylemek biraz zor. Şimdi birincisi neydi? Şimdi koltuğuma pek uzanma fırsatı bulamıyorum bir kere o. Ama ben demin söylediğim gibi okumayı dinlenmeyi gezmeyi görmeyi çok seven bir insanım. Yani biraz özel olacak ama 38 ülke görmüş durumdayım. Bunlardan 10 tanesi aşağı yukarı mensup olduğum Türkiye Müşavir ve Mühendisler Birliği veya Derneğinin üyesiyim ya onun 6 sene o size dağıttıklarında 2 sene yazıldı ama 6 sene Yönetim Kurulunda bulundum. Şimdi 6. sene oluyor Denetim Kurulundayım bu sene gene seçtiler. Ben gitmedim neden seçiyorlar. Teşekkür ederim ama görev geldiği zaman bakıyoruz yani kontrol ediyoruz toplanıyoruz. Bir şey daha söyleyeceğim. Bunun 10 tanesi 38 ülkeden, 10 tanesi en azından bu FİDİK Uluslararası Müşavirler Mühendisler Birliği var 54 ülke buraya üye. Türkiye‟de buna üye yani hem etkin üyelerden biri ama maalesef arkadaşlarımız katılamıyor. Ben burada bunu duyurmuş olayım ve mezun olduğunuz zaman lütfen eğer mühendis olarak çalışacaksanız mutlaka ve mutlaka belirli bir konuda 10–12 sene çalıştıktan sonra Türkiye Müşavirler Mühendisler Birliği‟ne müracaat ediniz. Birde bu sene ilk defa Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Birliği Derneği esasında dernek yasasına göre dernek dememiz gerekiyor yani öyle kurulduğu için. Yeni bir atılım yaptı. Genç arkadaşlarımızın yani yaşları 22 ile 35 de genç sayılıyor. 35 yolun yarısı eder 35‟ten yukarısını almıyor. 35 yaşına kadar olan arkadaşlarımızı GEMM Genç Mühendisler Mimarlar Derneği diye bir şey kuruldu, bizim bürodan da iki arkadaşımız burada Aykut var ortada oturan o da üye bu faaliyetleri yürütüyorlar. O şu demek genç mühendisler ileride müşavir mühendis diye yavaş yavaş kendisini hazırlıyor. Birde mühendisliği kurulması biraz önce bir şeyler anlatmaya çalıştım. Biz ezildik siz ezilmeyin diyorum. Yani o sıkıntıları çekmeyin diye bu konuşmaları seve seve yapıyorum. Onun için lütfen kendinizi yetiştirin haklarınızı savunun ve mühendisliği de ayakta tutun. Yoksa AB ülkelerinden benim beğenmediğim büromda bile çalıştırmayacağım arkadaşlar gelecek. Sizin aldığınız ücretlerin üç beş katını en az beş katıdır alarak Türkiye‟den proje alacaklar bunu bilin yani çok önemli bir kural. Evet, şeye de cevap vereyim. Bulabilsem kendim İTÜ‟lü olduğum için İTÜ mezununu büroma alırım ama yok gelmez. İlan verirsiniz bir tane bulamazsınız çok kıymetli. Orta Doğu Teknik Üniversitesi elemanlarını alırım. Yani bunları eşit tutarım en azından ayırmam birbirinden. Ama o da gelmez bir veya iki sene çalışır gider. Neden? Çünkü o ücretleri veremiyoruz. Değeri yok Türkiye‟de mühendisliğin. Yurtdışındaki meslektaşlarımız bizim Türkiye‟de aldığımız ücretleri en az dört veya beş katını alıyor bunu biliyor muydunuz? Yani aynı işi yapıyoruz dört veya beş katını alıyor. O zaman ne oluyor yurtdışına kaçıyor. Benim üç kızım var ikisi yurtdışında şu anda bir damadım Elektronik Mühendisi doktor ve o ITT var dünya şirketi. Motorola dünya şirketi onlar da çalışıyor. 18 Dört beş tane buluşları var her birine dolar verip susturuyorlar. Orada çalışıyor işte. Onun için gelmezler. Nereden? İTÜ ve Orta Doğu‟yu tercih ederim ama inşallah sizin üniversiteniz de ileride o seviyelere ulaşırsa gayet tabii kimseyi kırmadım değil mi? Doğruları söyledim şimdi ben doğru söz söyleyen etik kurallarına uyup yapalım diye yazılar yazarken doğruyu söylemeden yapamam. Boğaziçi‟yse hiç gelmez. Ankara‟ya gelmez yani Boğaziçi‟nden mezun olanının yolu tıkalıdır yani boğazdan geçemez. 19