Bugün bir gazetede
Transkript
Bugün bir gazetede
2 7 Te mm uz 2 01 4 Bugün bir gazetede “Dışlandık / Gül de Anladı” başlıklarıyla yayımlanan haber, tümüyle gerçek dışıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, haberde iddia edilen konulara ilişkin düşüncelerini daha önce çeşitli vesilelerle kamuoyuyla paylaşmış, hiçbir zaman yeni bir parti kurma düşüncesinde olmamıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Cumhurbaşkanlığı 13 Temmuz tarihli yazımızda sehven “Bayan Goalball Milli Takımımız Finlandiya’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda 3’üncü olmuştur yerine, 5’inci olmuştur” yazılmıştır. Düzeltiriz. Yavuz Kocaömer, Milliyet 2 4 Te mm uz Bugün bir gazete tarafından, MİT’e ait TIR’ların aranması hadisesiyle ilgili olarak bir ifade tutanağından hareketle yapılan ve “Talimatı Erdoğan Vermiş” başlığıyla yayımlanan haberde ileri sürülen iddialar tümüyle gerçek dışıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Başbakanlık 2 1 Te mmuz 2 01 4 27.03.2014 tarihli Sabah Gazetesi’nin 20. sayfasında “Paralel Yapının 72 Polis Müdürü” başlıklı ve Abdurrahman Şimşek imzalı yazıda müvekkilim olan Kütahya Emniyet Müdürü Kadir Akbıyık hakkında yer alan hususlara ilişkin olarak açıklama yapılması gerekli görülmüştür. Tekzibe konu haber içeriğinde müvekkilim olan Kütahya Emniyet Müdürü Kadir Akbıyık’ın “Paralel Yapının 72 Polis Müdürü” başlığı altındaki haberde kamuoyunda “Gülen cemaati” olarak bilinen cemaatin üyesi olduğu ve cemaatten ayrılmış bir üst düzey yöneticinin vermiş olduğu çok gizli istihbarat raporu ile görevden alındığına ilişkin haber yapılmıştır. Müvekkilim 28 yıldır polis teşkilatına gönül vermiş, polis teşkilatının çeşitli kademelerinde görev almış bir emniyet müdürüdür. Meslek hayatı boyunca birçok taltif almış, görevini layığı ile sürdürmeyi kendisine ilke edinmiştir. Hakkında hiçbir soruşturma, mahkeme kararı vs. bir karar olmadığı halde 17.02.2014 tarihinde 2 yıl 10 aydır yürütmekte olduğu Kütahya Emniyet Müdürlüğü görevinden hiçbir gerekçe göstermeksizin alınmış ve merkeze çekilmiştir. Görevden almaya ilişkin hukuki yollara başvurmuştur. Hal böyle iken söz konusu tarihte yayınlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilimin adı geçen cemaatle herhangi bir ilgisi ve bağlantısı yoktur. Bu sebeplerle söz konusu haberi tekzip etmek gerekmiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. İhtar eden Vekili A. Gökhan Gökalp ifadeleri yer almıştır. Söz konusu madde, yönetim kurulu adaylarıyla değil, seçmenlerle ilgilidir. Düzeltir, özür dileriz. Agos 16 Temmuz 2 0 14 Aydınlık Gazetesi’nin 10 Temmuz 2014 tarihli nüshasında yayınlanan “İsrail Jetlerinin Yakıtı Tayyip’ten” “İki Gündür Gazze’yi Bombalıyorlar” başlıklı haberde; “İsrail’e giden jet yakıtın Mersin ve Dörtyol Limanlarından gönderildiği, Yunan firmasına ait Malta bayraklı “MARİNER A” isimli tankerin 3 Haziran-9 Temmuz günlerinde Hayfa ve Mersin arasında 7 sefer yaptığı” iddialarına yer verilmektedir. Bakanlığımız kayıtlarının tetkiki neticesinde; habere konu Malta Bayraklı “MARİNER A” isimli geminin; 11 Mart 2014 ila 25 Haziran 2014 tarihleri arasında İsrail’in Haifa Limanından Mersin Akaryakıt Gümrük Müdürlüğü denetimindeki antrepolara “motorin” cinsi eşya getirdiği, motorini boşaltmasını müteakip aynı limana yükü olmaksızın, “boş” Milliyet gazetesinin 11 Temmuz 2014 tarihli sayısında yayımlanan, “Özel’e Soma Yumruğu” başlıklı haberde Ak Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün’ün fotoğrafı yerine, teknik hata nedeniyle Ak Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 14 Temmuz 20 14 13 Temmuz 2014 tarihinde bir gazetede yayınlanan “Metrobüste yoğunluğa karşı pahalı bilet” başlıklı habere ilişkin aşağıdaki açıklamayı dikkatinize sunarız. Haberde yer alan “İETT’nin metrobüsteki yoğunluğu azalt- mak amacıyla günün yoğun saatlerinde ücreti yükselteceği” ifadeleri kesinlikle doğru değildir. İETT’nin, bu yönde herhangi bir çalışması bulunmamaktadır. Metrobüse, herhangi bir ücret modeli getirilmesi gündemde bulunmamaktadır. Bilgilerinize sunar, iyi çalışmalar dileriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 12 Temmuz 20 14 Milliyet gazetesinin bugünkü spor sayfasında, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal’la ilgili yayınlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır. Başkanımız Ünal Aysal, bugün; Fatih Terim’in şikayeti üzerine başlatılmış olan bir soruşturma çerçevesinde, tanık olarak ve sadece bilgisine başvurulmak üzerine savcılığa davet edilmiş ve bu davete icabet etmiştir. Galatasaray Spor Kulübü Başkanlık Makamı’nı yıpratmaya yönelik olarak üretildiği çok açık olan haberde, yukardaki açıklama dışında yer alan bütün unsurlar, maksatlı ve gerçek dışıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Galatasaray Spor Kulübü Geçen haftaki sayımızda yer alan “Tüm yönleriyle Yeni Yönetmelik” başlıklı haberimizde, eski yönetmelik ve yeni taslağın kıyaslandığı tabloda, “Eski yönetmelikte yönetim kurulu adaylarının seçim çevresinde ikamet etmesi şarttır” ve “Yeni taslakta yönetim kurulu adaylarının seçim çevresinde 6 ay ikamet etmesi şarttır” 10 Te mmu z 2 0 14 olarak gittiği tespit edilmiştir. Halen Ataş Rafinerisi İskelesinde bulunan gemi, en son 9 Temmuz 2014 tarihinde, Haifa Limanından aynı Gümrük Müdürlüğü denetimindeki antrepoya “motorin” cinsi eşya getirmiştir. Dolayısıyla, haberde iddia edildiğinin aksine, 3 Haziran-9 Temmuz tarihleri arasında söz konusu gemi sadece 3 kez Ataş Rafinerisi İskelesine gelmiştir. Bahse konu geminin 11 Mart 2014 ila 25 Haziran 2014 tarihleri arasında yükü olmaksızın limandan ayrıldığı hususu da göz önüne alındığında, gemiye “JET A-1” yakıtının yüklendiği iddiaları da gerçeği yansıtmamaktadır. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 6 Te mmu z 2 0 14 Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Mart 2014 tarihli nüshasında “Son Parayla 6 Lüks Daire” başlıklı bir haber yayınlanarak, habere konu olayla hiçbir ilgisi olmayan müvekkil Berat Albayrak’ın ve Serhat Albayrak’ın ismi de habere dahil edilmek suretiyle, müvekkil açıkça karalanmaya çalışılmıştır. Gazetenizin, yakın zamanda yayınladığı benzer nitelikteki haberlerde yer alan suçlamaların devamı niteliğinde olan tekzibe konu haber, yayın kuruluşunuzun amacının haber vermek ve gazetecilik yapmak olmadığını açıkça göstermiş; gazeteciliğin başkalarına kara çalmak için bir araç olarak kullanıldığını, çamur at izi kalsın mantığı ile haber yapıldığını gözler önüne sermiştir. Müvekkilin haberle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, yine haberde avukatı olduğu belirtilen Av. Ömer Faruk Akbulut ile arasında herhangi bir vekâlet ilişkisi de bulunmamaktadır. Müvekkil hakkında böyle gerçek dışı bağlantılar kurgulanarak, sanki hukuka aykırı birtakım işlemler yapılmaktaymış ve müvekkil de bu işlemlerin tarafıymış gibi gösterilmeye çalışılması, bir süreden beri yapılmakta olan asılsız ve kötü niyetli haberlerin devamından ibarettir. Müvekkilin isminin çamur at izi kalsın mantığıyla bu son derece çirkin iftiralara malzeme yapılmasının, Cumhuriyet Gazetesi tarafından devam ettirilmekte olan karalama kampanyasının haksız bir sonucu olarak ortaya çıktığı açıktır. Bu tarz haberler sürekli olarak müvekkil Berat Albayrak tarafından yalanlanmasına rağmen, ısrarla yeni hayali kurgular yaratarak müvekkilin bu kurgulara dahil edilmeye çalışılması, gazetecilik dışı amaçları açıkça gözler önüne sermektedir. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek seçime yönelik olarak paralel yapı odaklı yapıldığı anlaşılan ve yapılmaya da devam edilen bu karalama kampanyalarının habercilikle ilgisinin olmadığı son derece açıktır. Müvekkilin şeref ve haysiyetinin zedelenmeye çalışılması, değişik dönemlerde rastladığımız ve defalarca kınadığımız dezenformasyon çabalarının bir ürünüdür. Bu çarpık anlayış, sadece Müvekkile ve gazeteciliğin etik ilkelerine değil, aynı zamanda gerçeklere ulaşma hakkına sahip kamuoyuna da zarar vermektedir. Bu nedenlerle; gerçek dışı, asılsız ve kötüniyetli kalemlerce hazırlanan söz konusu habere karşı tüm yasal haklarımızı saklı tutmakla birlikte, bu ve benzeri yayınlar ile ilgili kişi ve kuruluşlara karşı hukuki zeminde sahip olduğumuz hakların sonuna kadar ve en etkin şekilde kullanılmaya devam edileceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz. Berat Albayrak Serhat Albayrak Vekili Avukat Fatih Savaş 4 Temmuz 2014 Tarihli Hürriyet Gazetesi’inin 9’uncu sayfasında yayınlanan “Valilikten Altınlar İçin Soruşturma İzni Yok” başlıklı haberde, Reza Zarrab’ın sahibi olduğu Duru Döviz’le ilgili ifadelerin birinde, sehven “Duru Döviz” yerine “Duru Turizm” ibaresi kullanılmıştır. Duru Turizm’in haber konusuyla hiçbir ilgisi yoktur. Düzeltir, özer dileriz. Hürriyet 4 T e m m u z 201 4 Gazetemizin dünkü 1. sayfasında 3 çocuklu anneye 170 euro maaş haberinin başlığı sehven “120 euro” olarak yazılmıştır. Doğrusu 170 euro olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Sabah 3 T e m m u z 201 4 Sözcü Gazetesi’nin 02.03.2014 tarihli nüshasında ve gazeteye ait internet sitesinde yer alan, “Başbakan Erdoğan’dan Bilal’e Masraftan Kaçınma Talimatı” başlıklı, gerçekle alakası olmayan, iftira niteliğindeki yazı ile Müvekkillerim TC Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan ve Necmeddin Bilal Erdoğan’a ağır ithamlarda bulunulmuş, gazetecilik ilkeleri, hukuk fütursuzca çiğnenmiştir. Yazı içeriğinde gerçekle alakası olmayan beyanlarda bulunularak, müvekkillerim kamuoyunun husumetine maruz bırakılmıştır. Gazetede yer alan bu satırlar bir durum ya da olay anlatımından çok, müvekkillerimi zan altında bırakmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Özellikle ülke gündeminde siyasi iktidara karşı yürütülen kirli savaşta her yolu meşru sayan, yalan ve iftirada birbiri ile yarışan sözde gazetelerin bu iddiaları, yürüttükleri psikolojik savaşın bir parçasıdır. Hukuk, basın ahlakı ve vicdanın olmadığı bu iftiranın hedefi herkesçe malumdur. Müvekkillerime karşı yayınlanan bu kin ve nefret yazısının arka planındaki kirli düşünceleri ve hesapları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Netice olarak bu hakaretlerin gazeteniz vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Bu yazı 5187 sayılı Basın Kanunu, basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığa saygılı olma, kişi ya da kuruluşlan aşağılayıcı yalan haber yapma veya iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan yayın yasağı ilkelerine uygun değildir. Söz konusu hakaret içeren bu yazı ile ilgili tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız. Kamuoyuna saygılarımızla sunarız. Recep Tayyip Erdoğan Necmeddin Bilal Erdoğan Vekili Av. Ahmet ÖZEL 2 T e m m u z 201 4 Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinin arka planında Aydın Doğan’ın bulunduğu şeklinde gazetenizde (Milat) yayınlanan haberler ve yapılan yorumlar tamamen hayali olup, gerçeği yansıtmamaktadır. Bu gibi uydurma yayınlar sadece basın mesleğine zarar verir. Sayın İhsanoğlu bu haberlerin doğru olmadığını zamanında açıklamıştı. Aydın Doğan Sayın İhsanoğlu’nu tanımış olup kişiliğini ve mesleki meziyetlerini takdir etmektedir. Ancak CHP ve MHP tarafından aday gösterilmeden önce siyasetle hiçbir ilgisi olmadığını beyan etmiş olan Sayın İhsanoğlu’na, haberlerde vurgulandığı şekilde Aydın Doğan tarafından yıllar öncesinde Cumhurbaşkanlığı önerisinin yapılmış olduğu iddiası tamamen hayal mahsulüdür. Yayıncılıktan başka bir amacı olmayan Aydın Doğan’ı siyaset senaryolarının içinde göstermek büyük bir yanlış ve haksızlıktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili haber ve yorumlarınızın bu açıklama doğrultusunda düzeltilmesini rica ederim. Aydın Doğan Vekili Av. Erem Turgut Yücel 29 H a z ira n 201 4 1. Son günlerde bazı basın ve yayın organlarında yayımlanan yazılarda ve programlarda; TSK’ya mensup bazı personelin gündemde olan bir yapılanma ile ilişkili olduğu iddia edilerek TSK’yı hedef alan haber ve yorumlara yer verilmektedir. 2. Anılan haber ve yorumlarla, TSK içinde hiyerarşi ve disiplin dışı oluşumların teşkilatlanabildiği imajının yaratılmak istendiği üzüntü ile izlenmektedir. 3. Kamuoyu nezdinde TSK’nın kurumsal kimliği ile mensupları hakkında olumsuz algı yaratma çabasını içeren iddia ve yorumların, hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmamaktadır. 4. İleri sürülen iddiaları araştırmak ve gerekli idari/adli işlemleri yapabilmek için bugüne kadar resmi istihbarat makamlarından somut hukuki hiçbir bilgi ve belge TSK’ya ulaşmamıştır. 5. Diğer taraftan, TSK’nın, Anayasal ilkelere bağlı, yüce Türk milletinin ve devletinin hizmetinde, sadece yasalarla ve Hükümet direktifleriyle kendisine verilen görevleri yapan anayasal bir kurum olduğu bilgisi birçok defa kamuoyu ile paylaşılmıştır. 6. Her türlü yıkıcı, bölücü ve yasa dışı kişi ve oluşumlardan TSK’nın temizlenmesinin yasal bir görev ve sorumluluk olduğuna inanılmaktadır. TSK bu konu üzerinde önemle ve hassasiyetle durmuştur ve durmaya devam etmektedir. Ancak somut bilgi ve belgeye dayanmayan dedikodu mahiyetindeki maksatlı haber ve yorumlar ile TSK’nın ve mensuplarının yıpratılmaması ve ayrışmalara neden olunmaması için ülkesini ve milletini seven, ülkemizin birlik ve beraberliğine sözde değil özde önem veren her vatandaşımız tarafından azami hassasiyet gösterilmesi gerekliliğine inanılmaktadır. 7. TSK’nın kurumsal kimliğini ve personelini ilgilendiren her türlü iddia, titizlikle araştırılmakla birlikte somut bilgi ve belgeye dayanmayan kişileri karalamaya matuf haber ve yorum yapan ve bunu kasıtlı olarak medyaya sızdıran kişiler hakkında da hukuki yollara başvurulmuştur ve başvurulmaya devam edilecektir. Yüce milletimize saygıyla duyurulur. Türk Silahlı Kuvvetleri 27 H a z ira n 201 4 04.03.2014 tarihli gazetenizin (Cumhuriyet) “Öğrencilere İhbar Baskısı” başlıklı haberinde, müvekkilim Necip Fazıl Kısakürek Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Sayın Cemal Kılıç’ın, öğrencileri odasına çağırarak öğretmenlerin, Başbakan ve hükümet hakkında yorum yapıp yapmadığını sorduğu; siyasi iktidara şirin gözükmek için kendisine vazife çıkardığı haberi yazılmıştır. Müvekkilimin amacı, 03.03.2014 tarihinde bir vatandaş tarafından verilmiş dilekçe için gerekli araştırmayı yapıp, okulunda müfredat dışı uygulamaların yapılıp yapılmadığını tespit etmekti. Müvekkilim; meslektaşları, öğrenci ve öğrenci velileri tarafından sevilen ve sayılan başarılı bir okul müdürüdür. Müvekkilimin asla meslektaşlarını fişleme gibi bir amacı yoktur. Yasal bir idari soruşturma yapabilmek için yaptığı ön incelemedir. Bu ön inceleme hakkı yasalardan kaynaklanmaktadır. Ön araştırma yapma şekli ise pedogoji eğitimi almış kimseler tarafından yapılan bir uygulamadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Cemal Kılıç Vekili Av. Gizem Arı Gündoğdu 26 H a z ira n 201 4 Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Doğan’ın bugünkü yazısında yer alan, Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş ile Sayın Abdullah Öcalan arasında geçtiği iddia edilen diyaloğun tek kelimesi dahi gerçeği yansıtmamaktadır. Yanlış bilgiyle yazılan bu köşe yazısındaki iddiaların dikkate alınmaması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyururuz. HDP Genel Merkezi 25 H a z ira n 201 4 03.04.2014 tarihinde “Majeste” başlıklı yayında Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Sayın Mustafa Yeşil’in çifte vatandaşlık kapsamında Türk vatandaşlığının yanı sıra İngiliz vatandaşı olması tahkir edici ve suçlayıcı bir dil ile haber yapılmıştır. Bilindiği üzere İngiltere mevzuatına göre bu ülkede beş yıl ikamet eden kişiler yasal olarak Düzeltmeler ve Açıklamalar Ocak 2012–Ağustos 2014 2001’den beri süregelen Düzeltmeler ve Açıklamalar, günlük gazetelere yapılan revizyonlar, geri çekmeler, kelime değiştirmeler, açıklamalar ve özürlerden derlenen bir seçkiden oluşuyor. Bu yayın, tarif ve tasnifteki sapmaların, karmaşık popüler sloganların, yanlış ifade, tonlama, ima ve yanıltıcı maddeleme örneklerinin ters kronolojik bir listesi. Yayıncılık adabı gereği; bu yayına malzeme sağlayan, kendilerini veya başkalarını düzeltmeyi uygun gören, kamu nezdinde özür dileyen veya açıklama yapan ve böylece telafi arayan, ortaya çıkaran, tahsis eden, sözünü geri çeken veya değiştiren, aynı zamanda da kabahat ve sorumluğu üstlenen, inkar eden veya başkasına atfedenlere teşekkürler. Yapılmakta ve yapılmış olan için özür dileme çabasına, söyleneni geri alma, kastedileni bozmaya yönelik berdevam teşebbüslere teşekkürler. Herkesce bilineni yeniden adlandıran, yeniden tasnif eden, saklayan, etkisiz hale getiren veya sorguya çekmeyi kendine vazife edinen (veya başkalarına bu vazifeyi yükleyen); karartmak, örtmek, akıl karıştırmak için kurnaz benzetmeler bulan; belli ekonomik çıkarlarla örtüşen siyasi yapılar doğrultusunda bilgi dağıtan, yapılanların sonuçlarını ve olayların arkasındaki gizli yapıları reddetmek, hafifletmek, üzerini örtmek, gölgelemek ve bunlara mazeret bulmak için dili kullanmaya rıza gösteren haber avcılarına, düzenleyicilerine ve denetçilerine ayrı ayrı teşekkürler. Ayrıca, asıl niyetlerine bakmaksızın, dil sürçmeleriyle ve kullandıkları ifadelerle, arada sırada ve parça parça bir şeyleri ifşa edenlere de teşekkürler. Düzeltmeler ve Açıklamalar, anlaşılma derdi olmayan, manşetsiz ve başlıksız bir gazete. Tekrarlanan hataların da katkısıyla, belki de farkında olmayarak aktarılanlar, daha açıklayıcı, tarihsel olarak daha tanımlanabilir ve arzu edilenden daha az uzlaştırıcı olabilir. Bu, hem avantajlı, hem de kaçınılmaz bir durum. Orijinal haberlere duyduğu şüpheyi, düzeltmelere, açıklamalara ve pişmanlıklara da duyan okuyucuya selamlarla. Anita Di Bianco Düzeltmeler ve Açıklamalar Kaynak: Medya Tekzip Merkezi Araştırma: Göksu Kunak ve Hazal Rüzgar Grafik Tasarım: Okay Karadayılar BAS ve collectorspace desteğiyle üretilmiştir. İstanbul, 2014 b-a-s.info collectorspace.org Şekip Hardal’a teşekkürlerimizle. meydana gelen yanlış bilgiyi düzeltir okurlarımızdan özür dileriz. Yaşanan kafa karışıklığını gidermek amacıyla açıklama yapan İhsanoğlu, “Gerçek Twitter ve Facebook hesabım yok. Önümüzdeki günlerde açacağız. Adıma açılan profillerle ilgili yasal başvurulan yapacağız. Twitter hesabını biz basına bildiririz” dedi. Yeni Asya 2 0 H a z ira n 2 0 14 Gazetemizin dün “Kaldırımda Can Pazarı” başlığıyla yayınladığı kaza haberinde O.B adıyla yer alan şahsın aracın yolcusu olduğu öğrenilmiştir, ölen şahsa ait olduğu belirtilerek yayınlanan fotoğrafın da O.B’ye ait olduğu tespit edilmiştir. Düzeltir özür dileriz. Bugün 18 H a z ira n 2 0 14 Bugün Habertürk Gazetesi’nde Hisader ile alakalı bir haber yayınlanmıştır. Bu haberde derneğimizle, amblemimizde bulunan kelime-i tevhid ifadesi ve Hz. Muhammed (s.a.s)’in mührü örnek gösterilerek IŞİD isimli örgüt arasında bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Habere konu olan ve içeriğinde “Lailahe illallah Muhammedur rasulullah” bulunan amblem 1500 yıldır tüm İslam dünyasında, Müslümanların inancını özetleyen bir ifade olarak kullanılmaktadır. Bu amblemde ifade edilen manayı ve yazıyı bilmemek haberi hazırlayanların ve yayınlayanların cehaleti ile açıklanabilir. Haberi hazırlayanlar, internette “Hz. Muhammed’in mührü” ifadesini aratmış olsalardı, derneğimizin ambleminde kullanılan figürün başka hangi kurum, dernek, yayınevi vs. tarafından da kullanıldığını görebilirlerdi. Hisader’in söz konusu örgüt ya da başka herhangi bir örgüt ile ilişkisi bulunmamaktadır. Hisader, kurulduğu günden bu yana uyuşturucu ile mücadele etmeyi, bu doğrultuda gençlerin manevi bilinçlenmesini yükseltmeyi hedefleyen, İslam dünyasındaki gelişmelere bigane kalmayarak insani yardım çalışmaları yürüten bir dernektir. Çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler hisader.org adresini inceleyebilirler. Volkan Sağlam Hisader Başkanı 16 H a z ira n 2 0 14 İngiliz vatandaşlığına hak kazanabilmektedir. Müvekkilim ise 2003 ila 2009 yıllan arasında Zaman Gazetesi’nin İngiltere temsilcisi olarak görev yaptığı esnada bu şartı yerine getirerek söz konusu yasal düzenlemeden yararlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre de çifte vatandaşlık kabul edilmektedir. Nitekim gerek Bakanlar Kurulu’nda gerekse TBMM’de çifte vatandaş olarak birçok siyasetçi ve bürokrat yer almaktadır. Aynı şekilde Sayın Başbakan da yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına bulundukları ülkenin vatandaşlığını da edinerek çifte vatandaş olmalarını telkin ve tavsiye etmiş, kasım 2011 tarihli Almanya gezisinde de bunu dile getirmiştir. Hal böyle iken çifte vatandaşlık kapsamında İngiltere pasaportu taşımayı suç unsuru ihtiva eden bir olay gibi gösteren kişilik haklarına saldın taşıyan ve gazetecilik etiğine aykırı haber içeriğini kabul etmediğimizi, müvekkilin gazetecilik sıfatıyla bulunduğu ülkede yasal düzenlemelerden yararlanarak herkes gibi çifte vatandaşlık edindiğini, bunun için herhangi bir kişi veya kurumu referans göstermediğini kamuoyunun bilgisine saygıyla arz ederiz. Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil Vekili Av. Mehmet Yusuf Burak Milliyet gazetesinin 24 Haziran 2014 tarihli sayısında yer alan “Melih Gökçek’e Hacker Şoku” başlıklı haberde, avukat Meltem Banko için sehven “Gökçek’in avukatı Meltem Banko ifadesi kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 2 1 H aziran 2 01 4 18.06.2014 tarihinde Zaman Gazetesi’nde yer alan “2,5 Yıl Sonra Yeni TÜBİTAK Raporuyla Gözaltı” adlı haberdeki yanlış bilgilendirmelere dayanan hususlara ilişkin olarak, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak üzere, aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Adı geçen haberde, “böcek soruşturmasıyla” alakalı süreç özetlendikten sonra “(Savcı) Çetin’in talimatının ardından TÜBİTAK’a atanan yeni ekip tarafından apar topar bir böcek raporu hazırlandı. Raporun savcılığa ulaşmasının ardından da operasyonlar başlatıldı” denilmektedir. Ancak TÜBİTAK- BİLGEM Başkanlığındaki görev değişiminin ardından Kurumumuza, yeni bir rapor yazılması için herhangi bir talep gelmemiş ve böyle bir rapor da yazılmamıştır. Haberin merkezine oturtulan ve başlığa taşınan “yeni TÜBİTAK raporu” diye bir rapor hiç var olmamış; Kurumumuzu yıpratmak ve kamuoyunu yönlendirmek için maksatlı bir şeklide kaleme alındığını düşündüğümüz haber, tamamen gerçek dışı bilgilerle oluşturulmuştur. Bu duyuru, haberin kamuoyunda yanlış anlamalara sebebiyet vermesini önlemek adına yayımlanmıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 17 Haziran 2014 Salı günü yayınladığımız “Lice’de Neler Oluyor?” yazı dizisinin ikinci bölümünde, Diyarbakır esnafına ait “Yol Kesip Halkı Mağdur Ediyorlar” başlıklı demeç, sehven Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç’ın açıklamalarını kapsayan çerçeve içinde yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. Habertürk 19.06.2014 tarihinde “İhsanoğlu Twitter’da” başlıklı haberimizde Cumhurbaşkanlığı için Çatı Aday olarak açıklanan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun twitter adresi olarak duyurduğumuz hesabın yanlış olduğu ortaya çıktı. İhsanoğlu’nun adaylığının açıklanmasının ardından kısa sürede onlarca twitter ve facebook hesabı açılmış ve kafa karışıklığı yaşanmasına sebep olmuştu. Bu karışıklıktan dolayı 29.03.2014 tarihli Sabah Gazetesi’nin Karadeniz-Doğu Anadolu sayfasında (25. sayfa) “TRT’de Kara Propaganda” başlıklı yazı içeriğinde şahsımı hedef alan haksız ifadeler bulunmaktadır. Konu hakkında tekzibim şu şekildedir: Devletimizin en önemli kurumlarından olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nda TRT Trabzon Bölge müdürü olarak görev yapmaktayım. 28 yıllık devlet memuru olarak bugüne kadar devletimizin idari birimleri tarafından bana tevdi edilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım. İlgili yazıda belirtilen, “yapı” ile bir ilgim yoktur. İsnat edilen iddialar gerçek dışıdır. Görevimi hukuk ve kanunlar çerçevesinde yapmaktayım. Bu sebeple aleyhime olan ifadeleri kabul etmiyorum. Kişilik haklarımı ağır şekilde ihlal eden bu yazının şahsımı karalamaya çalışan kişiler tarafından, sizlere iletildiğini düşünüyorum. Bütün bu nedenlerle söz konusu yazıdaki haksız iddiaları kabul etmiyorum. Gazetenizde iş bu tekzip metninin yayınlanmasını talep ediyorum. Hüseyin Kantar TRT Trabzon Bölge Müdürü Yeni Şafak Gazetesi’nin 16.02.2014 tarihli nüshasının 1. Sayfasında “Paşanın TIR Pazarlığı” ve haberin devamı niteliğinde 10. Sayfasında “Ben Paşayım Sizi Kurtarırım!” başlığı ile yayımlanan müvekkilimizin fotoğrafının da kullanıldığı haber, müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde ve tamamen asılsızdır. Şöyle ki; Adana Jandarma Bölge Komutanlığı ve Adana Jandarma Bölge Komutanı olarak müvekkilimizin 19.01.201 tarihinde Adana Ceyhan’da meydana gelen TIR arama olayıyla ilgili yasal yetki ve görevi bulunmadığından, söz konusu olaya müdahalesi olmamıştır. Bu husus İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nca başlatılan ve tamamlanan soruşturma kapsamında da tespit edilmiş olup, soruşturma kapsamında müvekkilimizin olayla görev ve yetkisi olmaması sebebiyle bilgisine dahi başvurulmamıştır. Ancak haberde soruşturma raporunun tam aksi yönde ithamlarda bulunulması oldukça düşündürücüdür. Kaldı ki; bir süredir gazetenizde Adana’da TIR arama olayı adeta vatana ihanet, darbe, AKP hükümetini itibarsızlaştırma ve yıpratma amacıyla yapılan bir operasyon gibi verilen ve toplumda da müvekkilimizin aleyhine darbeci, paralel yapı adını verdiğiniz AKP hükümeti karşıtı bir oluşumun içinde hareket eden kişi algısı yaratmak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Milletini bölünmeye ve ayrıştırmaya yönelik, TSK ve Genelkurmay Başkanlığını karalamayı amaçlayan, gerçeği yansıtmayan bu ve benzeri haberlerin yapılması son derece kaygı ve dehşet verici olup, haber değeri dahi olmayan ve üstelik gizlilik kararı ve yayın yasağı olan bir soruşturmaya ilişkin bu doğrultudaki asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyuna saygı ile bildiririz. Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu Vekili Av. Sönmez Ahi 14 H a z ira n 201 4 02.04.2014 tarihinde Takvim Gazetesi’nde “Hakimden Gol” başlığı ile yayınlanan yazıda ünlü bir futbolcunun gece kulübünde tanıştığı Damla Ç. ve Gülşah Ö. isimlerindeki iki genç kızı darp ettiği ve bunun üzerine ünlü futbolucu hakkında “kasten yaralama” suçundan dava açıldığı belirtilerek yazı içeriğinde iki genç kızın fotoğrafı yayınlanmıştır. Yazı içeriğinde kullanılan fotoğraf müvekkilimin birkaç yıl önce yurt dışında bir kız arkadaşı ile birlikte çektirmiş olduğu fotoğraf olup yazı içeriğinde bahsi geçen genç kızlarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Buna karşın müvekkilime ait fotoğraf izinsiz bir şekilde söz konusu haber içerisinde yayınlanarak haberde bahsi geçen kişilerin müvekkilim olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, tekzibe konu yazıya ve yayına müvekkilimin fotoğrafının eklenmesi müvekkilin özel yaşamını ifşa eden müvekkili itham eden, kişilik haklarını zedeleyen, müvekkili ailesi, iş hayatı ve sosyal çevresi balonundan mağdur eden niteliktedir. Müvekkil hakkında yapılan bu haberler, müvekkile yönelik iftira, özel hayatin gizliliğine müdahale, özel hayatın gizliliğini ihlal, müvekkilin itibarını zedeleme ve müvekkilin özel hayatının 3. kişilere ifşası niteliğindedir. Bu nedenle, müvekkil hakkında hiçbir gerçekliği olmayan bu haberlerde ileri sürülen iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğunu, yazı içeriği ile fotoğrafı yazıya eklenen müvekkilin her hangi bir ilgisinin olmadığını kamuoyuna saygıyla bildiririz. Av. Özlem Güneri Av. Esin Berker 13 H a z ira n 201 4 11 Haziran tarihli yazımda bazı hatalar yer aldı: 3 aylık cari açık 11,5 milyar $, cari açık/milli gelir oranı da yüzde 6.2 olacaktı. Düzeltir, özür dilerim. Mustafa Sönmez, Sözcü Dünkü “Müzikle Değişen Yaşamlar” yazımda ünlü keman ustası, akademisyen, eğitimci, besteci, sonsuz saygı duyduğum, sevdiğim insan Cihat Aşkın, akıl almaz bir biçimde Cihan Aşkın olmuş! Hem sanatçıdan, hem siz okurlardan özür dilerim. Zeynep Oral, Cumhuriyet Dün 24. sayfada yer alan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un “Benim sehven özgürlüğe kavuşmam, etrafımdaki yeşili, bulutları görmem, ailemle kucaklaşmam, arkamda bıraktığım yüzlerce yurtsever ve TSK’nın seçkin komutanlarını hatırlayıp içimin burulmasına mani değildir” cümlesinde “sehven” kelimesi yanlışlıkla yer almıştır. Doğrusu “şahsen” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 11 H a z ira n 201 4 8 Haziran 2014 tarihli Zaman gazetesinde yayımlanan “Filistin’de İlk Türkçe Dersi” başlıklı haberde Kimse Yok Mu Kudüs Temsilcisi Harun Tokak ve Temsilci Yardımcısı Eyüp Tok’un unvanları sehven Ortadoğu Koordinatörü ve yardımcısı şeklinde yazılmıştır. Düzeltiriz. Zaman 1 0 H a z ira n 201 4 4 H a z ira n 201 4 A.S.T.’ın 50+1. Yıl Etkinliği ile ilgili olan iki hafta önceki yazımda kullandığım “yaşayan en eski özel tiyatromuz” belirlemesi dil sürçmesidir. “Politik” sözcüğü yerine “özel” sözcüğü kullanılmıştır. Yaşayan en eski özel tiyatromuz Kent Oyuncuları’dır. Özür diler, düzeltirim. Ayşegül Yüksel, Cumhuriyet Habertürk Gazetesi’nde yer alan, Caner Erkin ile aramızda geçtiği iddia edilen diyaloglara dair haber, hayal mahsulü olmasının ötesinde ahlaksızlıktır. İnsanların özel hayatlarına, ailevi ilişkilerine müdahale etme odaklı ve kasıtlı kurgulanan; meslek etiği ve şereften yoksun olan bu haberi yapan kişi ve habere sayfalarında yer veren gazete ile ilgili hukuki başvurularda bulunulacaktır. Kamuoyundan; ahlak dışı bu habere itibar edilmemesini, bir kez daha önemle rica ediyorum. Aziz Yıldırım Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı 9 H a z ira n 201 4 Dün yanlışlıkla “Allâhü min sâbırîn!” yazmışım. Doğrusu tabii ki “Allâhü meas sâbırîn!” olacak. Özür dilerim. Yağmur Atsız, Star 7 H a z ira n 201 4 Geçen haftaki yazımın spotunda sehven “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Altın Ayı ödüllü yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun yeni filmi için yaptığı maddi yardım seçim şarkısına bağlanıyor” cümlesi kullanılmıştır. Doğrusu; “Medyada yer alan bütün haberlerde Eren’in Çanakkale Geçilmez adlı filmine 1.750.000 TL destek çıkması sanatçının bir önceki seçimlerde iktidar partisinin seçim şarkısını yapmış olmasına bağlandı.” şeklindedir. Düzeltir, özür dilerim. Gülcan Tezcan, Star 6 H a z ira n 201 4 “Atatürk’ün soyadı kanunu çıkmadan önceki soyadı neydi?” şeklindeki yanlış sorunun Atv’nin “Kim milyoner olmak ister?” adlı programında sorulduğunu yazmıştık dün. Meğer Kanal D’nin “Bir milyon canlı para” adlı programında sorulmuş. Düzeltir, özür dileriz. Melih Aşık, Milliyet 5 H a z ira n 201 4 Gazetemizin 6. sayfasında önceki gün yer alan “Alzheimer’a Türk Formülü” başlıklı haberde, Nobel İlaç Şirketi Başkanı Hasan Ulusoy’un sözleri, sehven “50 milyon dolar da ithalat yaptık.” olarak yer almıştır. Doğrusu “Geçen yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık satışı yurtdışına yaptık. 50 milyon dolar da ihracat yaptık.” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Habertürk 01.06.2014 tarihli Yurt Gazetesi ’nin 2. sayfasında sağ üst köşesinde yer alan, müvekkil Tarkan Tevetoğlu’nun fotoğrafı ile birlikte yayınlanan “400 BİN LİRA BORCU VAR!” başlıklı yazıdaki ifadeler tamamen asılsızdır, gerçekleri hiçbir biçimde yansıtmamaktadır. Haberde bahsi geçen, telif toplayan ve üyelerine dağıtan müzik meslek birlikleri, MESAM, MSG, MÜYAP, MÜYORBİR’in Sapanca’da yapılan toplantısında, Tarkan’ın ödenmemiş 400 bin türk liralık telif borcu olduğu, bu borcun Açıkhava Tiyatrosu’nda kendi şirketi HİTT Prodüksiyon’un başka organizasyon şirketleriyle ortak düzenlediği konserlerden kaynaklandığı, konunun Tarkan’a hatırlatılmasına karar verildiği yönündeki ifadeler gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmemektedir. Sapanca’da gerçekleştirilen dört meslek birliği (MSG, MESAM, MÜYAP, MÜYORBİR) ortak toplantısında böyle bir konu gündemde yer almayıp, konu hakkında herhangi bir görüşmede de bulunulmamıştır. Tarkan Tevetoğlu’nun meslek birliklerine herhangi bir telif borcu bulunmadığı gibi, gerek ortak olduğu HİTT Production gerekse diğer organizasyon firmaları ile yaptığı konser anlaşmalarının bildirimleri de birliklere düzenli olarak yapılmaktadır. HİTT Production ile MSG arasında, gerçekleştirilen konser organizasyonları için “Sürekli Etkinlik Lisans Sözleşmesi” mevcut olup, bildirimleri düzenli alınmıştır; ancak hasılat hesaplamaları devam ettiğinden bugün itibariyle ilgili şirket adına tahakkuk ettirilmiş herhangi bir borç bulunmamaktadır. Musiki Eser Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG), bu hususları açıkça kamuoyunun bilgisine sunmak amacıyla Facebook ve Twitter hesabı üzerinden kamuoyu duyurusu yayınlanmıştır; aynı zamanda bu duyuru metnini basın bülteni olarak medya kuruluşlarına ilettiği bilgisi alınmıştır. Baştan sona asılsız, gerçeklerle örtüşmeyen ve dayanaksız ifadelerden ibaret yazı, kamuoyunun objektif gerçeklerle bilgilendirilmesi zarureti hasıl olmuştur. Tarkan Tevetoğlu Star ve Yeni Akit gazetelerinde yayınlanan “Paralel Çete Yabancı Silah Şirketlerine Hizmet Etmiş” başlıklı iftiralarla dolu haberle Camia’yı karalama kampanyası devam ettirilmektedir. Muhafazakar olduğunu söyleyen insanların bu kadar alçakça iftiralarını dehşetle takip ediyoruz. Salih Kapusuz kaynak gösterilerek yapılan haber, başlığından içeriğine baştan sona çelişki yalan ve iftiralardan ibarettir. Aylardır “cadı avı” için “nefret havuzuna” malzeme doldurma gayretinden öteye hiç bir mesnedi olmayan iftiralar hakkında her türlü hukuki hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile arzederiz. Fethullah Gülen Vekili Avukat Nurullah Albayrak 3 H a z ira n 201 4 Fransa’daki okurlarımız; salı günkü yazımda “Ulusal Cephe Partisi’nin” başkanı Marine Le Pen’in babasının adının yalnızca Jean değil, Jean-Marie olduğunu, Avrupa Parlamentosu seçimi parti sıralamasında, AB tanımlamasına göre yazdığım “aşırı sol” kavramının içinde komünist partilerin de olduğunu bildirdiler. Özgen Acar, Cumhuriyet Gazetemizin dünkü birinci sayfasındaki Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in torunu Neslişah Abdülkadir Osmanoğlu’nun ölüm haberinde bir fotoğraf karışıklığı yaşanmıştır. Neslişah Abdülkadir Osmanoğlu’nun yerine, son sultan Vahideddin ile son halife Abdülmecit Efendi’nin torunu olan ve 2012’de ölen Neslişah Osmanoğlu’nun fotoğrafı konmuştur. Düzeltir, özür dileriz. Posta 30 M ayıs 201 4 Akşam gazetesinde Hakan Eyüpoğlu imzalı asılsız haber ile ilgili kulübümüzün açıklaması şöyledir: Akşam gazetesinin bugünkü nüshasında yer alan, Başkanımız, Yönetim Kurulumuz ile Teknik Direktörümüz Slaven Bilic’in İbrahim Toraman’ın affedilmesi konusunda fikir ayrılığına düştüğü ve Bilic’in ısrarlar karşısında istifa resti çektiği şeklinde yansıtılan haber, tüm unsurlarıyla birlikte asılsızdır, gerçek dışıdır. Başkanımız ve Teknik Direktörümüz arasında haberde konu edilen tarzda bir görüşme olmamıştır. Yönetim Kurulumuz ile Futbol Şubesindeki profesyoneller arasında fikir ayrılığı bulunduğu imasını taşıyan bu tür uydurma haberler maksatlıdır ve belli bir amaç güdülerek servis edildiği aşikardır. Beşiktaşımızı yeni sezon öncesi karıştırmayı ve zayıflatmaya amaçladığı düşüncesi uyandıran bu tür haberlere, taraftarlarımızın ve kamuoyunun itibar etmemesini önemle rica ederiz. Saygılarımızla, Beşiktaş JK 27 M ayıs 201 4 5.5.2014 tarihli gazetenizin (Yeni Akit) Politika başlıklı 8. sayfasında yer alan “Tayinde Tek Şart Gülen’e Hizmet” başlıklı haberde bana yönelik iddialar doğru değildir. Ben gerek devlet memuriyetindeki kıdemim ve gerekse lisans eğitimim sonucu, liyakatimle bulunduğum makama atandım. Bu atamada haksız hiçbir işlem yapılmamış, kimse aracı kılınmamıştır. Son olarak, 2003 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Ve Organizasyon Bölümü mezunuyum. Hakkımla geldiğim son görevimi, bu hükümet döneminde çıkartılan kıyafet serbestliği sayesinde tesettürümle ifa etmekten gurur duyuyorum. Hiçbir grupla benim bir irtibatım yoktur. Kamuoyuna saygı ile duyururum. Saliha Kurt 2 5 M ayıs 2 01 4 Dünkü yazımda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan diğer siyasi parti yöneticilerini Genel Kurul’a çağırmamasını istediğini yazmıştım. TOBB Basın Danışmanı Murat Oray böyle bir talebin söz konusu olmadığını söyledi. Yanlış anlamadan kaynaklanan bu kulis bilgisini düzeltir, taraflar ve okurlarımızdan özür dilerim. Murat Yetkin, Radikal Sevgili Halil Ergün sunacakmış. Tez canlılığımı anlayışla karşılayacağınızı ümit eder, huzurlarınızda kendi kendimi güzelce tekzip ederim. Arda Uskan, Takvim 11 Mayıs 20 14 2 3 M ayıs 2 01 4 Galiba “özel harekat polisi” yerine “jandarma” yazmış olmamdan, bu dikkatsizliğimden ötürü sorumluluğu üzerime alıp özür dilemek ve düzeltmek daha insani, daha yerinde bir hareket olacak. Özür diler ve düzeltirim. Melike Karakartal, Hürriyet 2 1 M ayıs 2 01 4 1- Görüntülerini yayınladığımız kadınların faciada “ölen” madencilerin eşleri olduğunu hiçbir yerde söylemedik. Bu iki kadın sağ olan iki madencinin eşidir. 2- Sözkonusu medyada habere eşlik eden fotoğraflarda başka iki kadının fotoğrafı da yer almakta, bunların görüntülerini yayınladığımız iki madenci eşine ait olduğu ve bu iki kadının “Gezi eylemcileri” oldukları söylenmektedir. Bu iddialar tamamen uydurmadır. Nitekim yukarıdaki haberde fotoğrafları verilerek videodaki kadınlar oldukları iddia edilen kişiler ortaya çıkıp kimliklerini açıkladılar ve olayla ilgileri olmadığını söylediler. Manisa Eğitim Sen görevlisi olan bu kadınların fotoğraflarının Eğitim Sen internet sayfasından alındığı ortaya çıktı. Eğitim Sen bu konuda bir açıklama yaptı ve bu iki kadın bu haberi yayınlayanlara karşı yargı yoluna gitmiş durumda. 3- Bu tahrifatın ortaya çıkmasından sonra bazıları bizim iki madenci eşinin isimlerini açıklamamız talebinde bulundu. Biz kamuoyu önünde konuşan iki kadının görüntülerini aldık, madenci eşi olduklarına ilişkin kimliklerini teyid ettik. Gazeteci olarak görevimizi yaptık. Bu kişilerin isimlerini kendi istekleri olmadıkça açıklamak bizim işimiz değil. 4- Mezarlıkta basına konuşan iki kadın hiçbir kanıt olmadan “madenci eşi” değil diye lanse edilmiş, provokatörlükle suçlanmış ve özel hayatları ve güvenlikleri de tehlikeye atılacak şekilde hedef gösterilmişlerdir. 5- Olayla hiçbir ilgisi olmayan iki kadın, fotoğrafları bir sendika sitesinden habersiz alınarak gerçek dışı bir senaryoya bulaştırılmış ve hedef haline getirilmiştir. 6- Muhabirimiz asılsız saldırıların hedefi olmuş, fotoğrafı ve ismi internet sitelerinde kullanılmış ve hedef gösterilmiştir. Sosyal medyada sayısız ve çeşitli hakarete maruz kalmıştır. 7- Soma’da hükümeti eleştiren, çoğu madenci, onlarca kişi benzer açıklamalar yapmışken, bunların bazılarıyla BBC’de konuşmasına rağmen, nasılsa ilginçtir, beş kadın hedef alınmıştır. 8- BBC tarafsızlığı, dengeli ve doğru haberciliği ilke edinmiş, buna büyük önem veren 92 yıllık bir yayın kuruluşudur. Soma faciasıyla ilgili yayınımızda hükümeti eleştirenler kadar savunanlara, muhalifler kadar hükümet yetkililerinin görüş ve açıklamalarına yer vermeye çalıştık. Provokasyonla suçlandığımız günden bir gün önce AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik’le ayrıntılı bir mülakat yayınladık. Eleştirilere her zaman açığız fakat yalan ve tahrifatı kabullenmemiz mümkün değil. BBC Türkçe 1 4 M ayıs 2 01 4 11 Mayıs 2014 tarihinde Bekir Salim ve Nuri Şahinoğlu’nun köşesinde, “Muamma” bölümünde sorulan sorunun cevabını bilenlere kitap hediye edileceği bilgisi, yanlışlıkla gazete baskısında yer almıştır. İnternet yayınında durum düzeltilmiştir. Muamma köşesi için bir ödül söz konusu değildir. Zaman 1 2 M ayıs 2 01 4 Dünkü köşe yazımda, “Kim Milyoner Olmak İster’in sunuculuğunu bundan böyle Zafer Ergin üstlenecekmiş. Zafer Ergin ‘bir süreliğine mi’ yoksa ‘bundan böyle mi’ göreve getirildi” demiştim. Ve dün gece izledim ki Ergin sadece “konuk sunucusuymuş”! Hatta daha sonraki programı Hürriyet Gazetesi’nde dün yayınlanan “Namusları Kirlendi, Komutanlar İstifa Etmeli” başlıklı haberde, CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün fotoğrafı yerine, aynı isimli Kayseri Valisi Orhan Düzgün’ün fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 9 Mayıs 20 14 Bugün Habertürk Gazetesi’nde yer alan “Takasla Kartal Olcan” başlıklı haber tamamen asılsız ve hayal ürünüdür. Haberde bahsedildiği gibi Trabzonspor Kulübü yönetimi ile herhangi bir görüşme olmamış, adı geçen futbolcuların takası da kesinlikle konuşulmamıştır. Spor Toto Süper Lig’in 33. haftasında, Elazığspor ile oynayacağımız kritik maç öncesi futbolcularımız hakkında çıkan transfer haberleri düşündürücüdür. Sezonun en kritik dönemine girdiğimiz bu süreçte, futbolcularımızla ilgili herhangi bir transfer görüşmesi yapmak gündemimizde değildir. Kamuoyundan bu tür haberlere itibar etmemelerini rica ediyoruz. Beşiktaş JK Taraf Gazetesi’nde ve “www. taraf.com.tr” isimli internet sitesinde 11.02.2014 tarihinde, yayınlanan “Porno Lobisi Yandaş Mahalleden” başlıklı haberde, müvekkil şirketlerin Digitürk’ü almak için sırada olduğu belirtilerek, müvekkiller porno lobisi olarak adlandırılan ne olduğu belirsiz bir gruba dahil edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca “Sabah-ATV’nin yeni patronları”nın isteği olarak belirtilen bu durumun son derece asılsız ve gerçek dışı bir bilgi olduğu, Turkuvaz Medya Grubu’nun ortaklık yapısının değişmemiş olması ile sabittir. Basit bir araştırmayla saniyeler içerisinde öğrenebilecek bu bilginin dahi çarpıtılması, haberin ne kadar gerçek dışı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Müvekkil şirketler el değiştirmiş olmadıkları gibi herhangi bir şekilde Digitürk’e talip de değildir. Porno Lobisi benzetmesi altında saçma sapan illiyetler kurarak müvekkil şirketlerin kötülenmeye çalışılması, yapılan haberin ne denli kasıtlı, kurguya dayalı ve gerçek dışı olduğunu ayrıca ortaya çıkarmaktadır. Müvekkil Şirketlerin ticari itibarlarının ve marka değerlerinin farklı farklı yollarla zedelenmeye çalışılması, değişik dönemlerde rastladığımız ve defalarca kınadığımız, dezanformasyon çabalarının bir ürünüdür. Bu çarpık anlayış, sadece müvekkil şirketlere ve gazeteciliğin etik ilkelere değil, aynı zamanda gerçeklere ulaşma hakkına sahip kamuoyuna da zarar vermektedir. Bu nedenle, yasal tüm haklarımız saklı kalmak üzere, tekzibe konu haberde yer alan gerçek dışı bilgi ve açıklamaları; gazeteciliğin etik değerlerine yakışmayan bu haberi yapan kişileri ve neyin tarafı olduğu belli olmayan gazetenizi bu haberden dolayı kınıyor; gerçeklikle ilgisi olmayan haberinize karşı cevabımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz. Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş., Turkuvaz Aktif Televizyon Prodüksiyon A.Ş. Vekili Avukat Fatih Savaş Gazeteniz Sol’da 11.02.2014 tarihinde 8. sayfada “Failler Türkiye’nin Himayesinde” başlığı ile yazılan ve gazete içerisinde detaylandırılan haberler müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı’na yönelik, asılsız ve dayanaksız ifadeler ve iftiralar içermektedir. Yazı içeriklerinde bulunan, birbirinden bağımsız vakalar bir araya getirilerek kamuoyunda müvekkil vakıf aleyhine bir algı yaratma çalışması içine girilmiştir. Bahse konu haberin İHH’nın itibarsızlaştırılmasına hizmet ettiği, İHH’nın saygınlığını hedef aldığı, faaliyetlerinin kesilmesini isteyen ve kaos ortamından menfaat elde eden bazı çevrelerin karalama kampanyalarının bir ürünü olduğu açıktır. Son günlerde, belirli merkezler tarafından İHH İnsani Yardım Vakfı’nın çeşitli illegal kurum ve örgütlerle ilişkisi olduğuna dair dezenformasyon içeren asılsız ve mesnetsiz paylaşımlar yapılmakta, Gazeteniz SOL da bu konuda başı çekmektedir. Dünyanın 136 ülkesinde insani yardım faaliyetleri yürüten müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı’nın bazı ülkelerin ya da toplulukların politikaları ile uyuşmayan icraatlarda bulunması olağan karşılanmaktadır. Çünkü müvekkil vakıf dünyanın, kaos ve savaşların olduğu, felaketlerin yaşandığı hemen her bölgesinde faaliyet yürütmektedir. Müvekkil vakıf, Suriye’de yaşanan insanlık dramınında da yüklendiği misyonun gereklerini tüm ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak yerine getirmektedir. Herhangi bir somut bilgiye ve belgeye dayanmaksızın, kamuoyunu kasten yanlış bilgilendirmek suretiyle, müvekkil vakfı ve faaliyetlerini karalama amaçlı, yayıncılık etiğiyle bağdaşmayacak şekilde yapılan haberde yer alan ifade ve ithamların doğru olmadığını, hukuki tüm haklarımızı saklı tutarak, kamuoyuna saygıyla duyururuz. İHH-İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Vekili Av. Uğur Yıldırım 7 Mayıs 2 0 14 Dün, yani 06.05.2014 tarihli yazımda Memet Ali Alabora’nın Londra’da yaptığı konuşmaya ait olduğu yanılgısına düştüğüm cümlelerin sahibi Alabora değil, gazeteci Mustafa Yalçıner imiş. Haberi değerlendirirken yaptığım bu hata, Mustafa Yalçıner’i eleştirmem gerekirken Memet Ali Alabora hakkında sert ifadeler kullanmama neden oldu. Aceleciliğim ve belli ki önyargılarım yüzünden sebep olduğum yanlıştan dolayı hem Memet Ali Alabora’dan, hem de okurlarımdan özür diliyorum. Nihal Bengisu, Habertürk 30.12.2013 tarihli Akşam Gazetesi nin l-14.’ncü sayfalarında yer alan “Derin Operasyonun Özel Teşkilatı” başlıklı yazılarda, son dönemde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen “Rüşvet ve Yolsuzluk” soruşturmalarında, şahsımın ve diğer ismi geçen Cumhuriyet Başsavcı Vekillerinin, tahkikatı yönlendirdiğimiz, soruşturmada yer alan gizli bilgileri basın yayın organlarına sızdırdığımız ve Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından yapılan basın açıklamalarını hazırladığımız yönünde gerçek dışı bilgilere yer verildiği görülmüştür. Bahse konu soruşturmada görev alan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın TMK 10. Madde’yle yetkili bulunduğu ve sorumlu Cumhuriyet Başsavcısı Vekili’nin Oktay Erdoğan olduğu, şahsımın ise adı geçen Cumhuriyet Savcısıyla hiçbir irtibatının bulunmadığı bilindiği halde, kamuoyunu gerçek dışı bilgilendirmeye yönelik bu şekilde iftira içeren iddialara yer verilmesini, şahsımı yıpratmaya ve bir kısım odaklara hedef göstermeye yönelik olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bahse konu soruşturmadan basında yer alınca haberim oldu, ayrıca Cumhuriyet Savcısı tarafından bildiri dağıtılmasını da yine basından öğrenmiş bulunmaktayım. Kamuoyunda soruşturmalar üzerinden tartışmaların yürütüldüğü bu dönemde gerçek dışı iddialar üzerinden şahsımın bu tartışmalar içerisine çekilmeye çalışıldığı gözlenmektedir. Hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığım soruşturmalarla ilgili bilgileri basına sızdırdığım ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer AKKAŞ’ın hazırladığı basın bildirisinin tarafımca hazırlandığı yönündeki iddia ve isnatlar uydurma, yalan, iftira ve tamamen hayal mahsulüdür. Bu iddiaların asıl amacının şahsımı karalamak ve kamuoyunda küçük düşürmeye matuf olduğu açıkça görülmektedir. Bu asılsız iddiaları kaleme alan kişilerin kendi hedeflerine ulaşmak ve kamuoyunu bu suretle yönlendirmek için bundan sonra da her türlü iftira ve yalan haberi yayınlamaktan çekinmeyeceğini ortaya koymaktadır. Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ercan Şafak’ın fotoğrafı yerine başka bir Cumhuriyet Savcısının fotoğrafının yayınlanması dahi haberin, iftiraya yönelik tutarsız, gerçek bilgiye dayanmadığını ve maksatlı olduğunu açıkça göstermektedir. Bu itibarla; 30.12.2013 tarihli Akşam Gazetesinde hakkımda yayımlanan iddialar tümüyle iftira, gerçek dışı ve hayal mahsülüdür. Yürütmüş olduğum görevim boyunca hukuk kurallarına sımsıkı bağlı kalan adalet görevini layıkıyla yerine getiren biri olarak, bu görevi yerine getirirken şahsım hakkında haksız ve hukuka aykırı iddia ve ithamların gerçekleri yansıtmadığını belirtir, gerçek durumu kamuoyunun bilgisine sunarım. Zekeriya Öz İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Taraf Gazetesi’nde 13.03.2014 tarihinde Acun Ilıcalı hakkında yayınlanan “Yandaş yapımcıya para yağdı” başlıklı haber tamamı ile asılsızdır. 13.03.2014 tarihli Taraf Gazetesi’nin 5. sayfasında “Yandaş Yapımcıya Para Yağdı” başlığı altında gerçek ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir haber hazırlanarak kamuoyuna aktarılmıştır. Anılan haberde özetle: “TMSF tarafından Ciner Grubuna satışı yapılan Show Tv’nin borcu diye gösterilen paraların aslında kimlere dağıtıldığının ortaya çıktığı, aslında 20-30 milyon dolar alacağı olan Acun llıcalıya tam 102 milyon lira ödendiği, onunda bu para ile Tv8’i satın aldığı” iddia edilmiştir. Sözde Haber; alenen “yandaş yapımcı” ibaresi kullanılmak suretiyle müvekkilimizi hükümet yandaşı olmakla itham ederek, bu sayede haksız kazanç elde ettiği ve devletin kaynağının müvekkilimize aktarıldığı gibi bir karalama üzerine kurulmuştur. Müvekkilimiz Acun ILICALI, muhabir olarak başladığı mesleğinde her zaman dürüstlüğü, çalışkanlığı ve yardımseverliği ile tanınmış ve bugüne kadar elde ettiği başarılara hep bu çalışkanlığı ve dürüstlüğü sayesinde ulaşmıştır. Bugüne kadar alın teri ile kazanmadığı bir tek kuruş geliri olamamıştır. Hiçbir zaman hiçbir kimse ile herhangi bir çıkar ilişkisi içerisinde olmamıştır. Acun Ilıcalı’nın Show Tv’ye yaptığı programlar ve bu programlar karşılığında hak kazandığı alacakları açık olarak her iki tarafın ticari kayıtlarında gözükmektedir. Müvekkilim iki yıl boyunca bu alacaklarını tahsil edemediği halde herhangi bir hukuki takibe geçmemiş ve Show Tv’nin durumunun düzelmesini beklemiştir. Show Tv’nin satışından sonrada yine anılan kuruluş ile borçlarının tasfiyesi konusunda bir protokol yapmış ve alacaklarını işbu protokol gereği anılan televizyon kuruluşundan taksitler halinde almaya devam etmektedir. Görüldüğü üzere müvekkilimizin TMSF veya başkaca bir kurum ile herhangi bir borç-alacak ilişkisi bulunmamaktadır ve TMSF tarafından müvekkilimize hiçbir zaman 102 milyon lira ödeme yapılmamıştır. Haberde müvekkilimiz, hakkı olmayan kazanç elde eden birisi gibi gösterilmeye çalışılmış ve dolayısı ile müvekkilimizi kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya yönelik haksız ve hukuka aykırı tamamen husumet içerikli bir yayın yapılmıştır. Bu nedenle, veriliş şekli ile baştan sona müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı teşkil eden mezkur haberin, meydana getirdiği haksız ve olumsuz intibaın bertaraf edilmesi ve konu hakkında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla hiçbir gerçekliği bulunmayan işbu haberi düzeltilir, bu asılsız haberler ile müvekkilimizi karalamaya çalışanlar hakkında tüm hukuki ve cezai başvuru haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz. Acun Ilıcalı Vekili Av. Zehra Esen Şahin Geçen haftaki yazımda Cunda Adası teknik bir hata ile Junda olarak yazılmış. Düzeltir, özür dilerim. Evin İlyasoğlu, Cumhuriyet 5 M ayıs 201 4 Türkiye Gazetesi’nin 05.04.2014 tarihli nüshasında Yıldıray Oğur imzasıyla ve “En Kuvvetli Turbun Büyüğü Adayı...” başlığıyla yayınlanan köşe yazısında şahsım ile alakalı derleme bilgiler verilerek gerçek olup olmadığı belli olmayan bir ses kaydında bahsedilen kişi olduğum iddiasına yer verilmiştir. Her ne kadar yazıda benim bu iddiayı reddettiğim belirtilmişse de yazıda öz ve biçim dengesi gözetilmemek suretiyle benim gerçek olup olmadığı belli olmayan ses kaydında bahsi geçen kişi olduğum algısı oluşturulmuştur. Şahsımın, Enver Altaylı’nın, köşe yazısında ima edildiği üzere gerçekliği şüpheli ses kaydındaki “Özbek” kod adlı kişi olmadığımı tüm saygılarımla kamuoyuna duyururum. Enver Altaylı Bazı basın yayın organlarında; 30 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirilen MGK toplantısında ele alınan kararlardan birisinin de, TSK içinde yer aldığı iddia edilen paralel yapılanmaya yönelik tedbirlerle ilgili olduğu ve bu kapsamda söz konusu yapılanmayı esas alan bir araştırma başlatıldığı, bunun sonucunda Yüksek Disiplin Kurulu ve 2014 yılı Ağustos ayındaki YAŞ toplantısında bazı personelin TSK’dan ihraç edileceğine yönelik haberler yer almıştır. Ağustos ayı olağan YAŞ toplantısına yönelik çalışmalar, kurumsal hafıza ve teamüller çerçevesinde ve normal seyrinde sürdürülmektedir. Söz konusu haberler gerçek dışıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri 1 M ayıs 201 4 Neye dayanarak, nasıl yanlış yazdığımın artık hiç önemi yok. Cezaevindeki esirlerin, medyada yanlış haber çıktığında nasıl üzüldüklerini en iyi ben bilirim. Silivri Cezaevi’nde yatan emekli tümgeneral Abdülkadir Eryılmaz’dan özür diliyorum. “Seminere katıldığı halde ona dokunmadılar” diye yazdım. Oysa Eryılmaz da onur madalyası alanlardan; 18 yıla mahkum edildi! Kendisinden ve okuyuculardan özür dilerim. Soner Yalçın, Sözcü 29 Nisa n 201 4 Sabah ve Takvim gazetelerinde yer alan haber ve yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Haberde sözü edilen arazi halihazırda kamuya açık resmi tapu kadastro kayıtlarında ve mera sicil kayıt defterinde “Kadastro Harici Taşlık Alan” olarak tanımlanmış kayıtlı alanlardır. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne 2009 yılından 2014 yılına kadar her yıl yaptığımız resmi müracaatlarımızda bu sahaların “Kadastro Harici Taşlık Alan” olarak kayıtlı olduğu, mera sicil defterine göre de mera veya maliye hazinesi olmadığı açıkca bildirilmiştir. Bu duruma rağmen Eskişehir Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 13.03.2014 tarihinde şirketimizin Kaymaz İşletmesi’nin Karakaya köyü bölgesinde bulunan açık ocak faaliyeti durdurulmuştur. Gazete haberlerinde durdurma işlemine ilişkin o tarihli raporlar kasıtlı olarak yeni bir işlem veya rapor gibi sunulmuştur. Bir kere daha vurgulamak isteriz ki, şirketimiz ve grup şirketlerimiz her türlü yasal mevzuata hassasiyetle uymaktadır. Bunun dışındaki karalama maksatlı yayınlara itibar edilmemelidir. Koza Altın 28 Nisa n 201 4 Çarşamba günkü yazımın son bölümünde, ABD’den Yıldırım’a destek için gelen Fenerbahçelilerle ilgili bölüm hatalı yayınlandı. Özür dileyerek düzeltiyorum: Doğrusu, “FENERBAHÇE U.S.A. DERNEĞİ yöneticileri dün Anıtkabir’deydi... Aziz Başkanlarına bağlılıklarını, yapılan haksızlıkları dile getirmek için ATA’nın huzuruna çıktılar. Ankara Fenerbahçeliler Derneği yöneticileri ile birlikte...” olacaktı. Nahit Duru, Yurt 26 Nisa n 201 4 22.04.2014 tarihinde “Darbeci Sisi’ye Paralel Destek” başlıklı manşet haberinizde (Akşam) gerçekle hiçbir ilgisi olmayan ve herhangi bir belgeye dayanmayan beyanlar yer almaktadır. Haberde yer alan açıklamalarda paralel yapının bazı okulları ifadesi kullanılarak bu okullarda görev yapan Batılı öğretim elemanlarının Mursi’yi devirme planının içinde yer aldığı iddiaları ifade edilmiştir. Bu açıklamaların hakikatle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca gazetenizin manşete taşıdığı bu asılsız iddialar hiçbir belgeye dayanmamaktadır. Mısır’daki Türk okulunda görev yapan öğretmen ve idarecilerin en önemli vasfı siyasetten uzak bir duruş ortaya koymalarıdır. Türk okullarında her görüşten veli yer almaktadır. Farklı görüşlere sahip velilerimizin çocukları ülkedeki gerginliğe rağmen barış içerisinde eğitim-öğretim çalışmalarından istifade etmektedirler. Okulumuz öğretmen ve yöneticilerinin ne Mübarek döneminde ne de Mursi döneminde hiçbir siyasi çalışmaları olmamıştır. Prensip olarak siyasete ve yönetime odaklanmamışlardır. 3 Temmuz sonrası ve günümüzde de mevcut yönetim ve General Sisi ile gizli veya açıktan hiçbir görüşmeleri olmamıştır. Yine yönetimden de gizli veya açık hiçbir teşekkür söz konusu değildir. Yazınızda yer alan bilgiler herhangi bir belge ve bulguya dayanmayan hayal mahsulü, yalan bilgilerdir. Haberde yer alan bilgilerin doğruluğu veya yanlışlığı konusunda bizimle temasa geçilmemiş ve bizden hiçbir bilgi istenmemiştir. Mısır’daki Türk Okulları bağımsız ve tarafsız bir politika izlemektedir. Mevcut yönetimin herhangi bir özel desteği ve teşviki söz konusu değildir. Siyasete uzak bakış açımızdan dolayı Mısır’daki hiçbir kesimi destekleme ya da onlara yakınlaşma vuku bulmamıştır. Mısır’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri hususunda da taraf olma ya da bir kesimi destekleme gündemimizde değildir. Mısır Eğitim Bakanlığı ve yetkilileriyle ilişkilerimiz ilgili mevzuat ve yönetmelikler çerçevesinde devam etektedir. Buna benzer iddialar A Haber TV’de 24.03.2014 tarihli Ergün Diler ve Bekir Hazar’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği “YAZ-BOZ” programında yer almış ve aşağıda yer alan bir yazıyla bu yanlış ve mesnetsiz ifadelerin düzeltilmesi kendilerinden talep edilmiştir. Mısır’daki Türk Okulları 25 Nisa n 201 4 27 Eylül 2013 tarihli Milliyet Gazetesi’nin Cadde ekinde Ersin Süzer tarafından yazılan ve şahsım hakkında iftira niteliği taşıyan “Eğlencede Skandal” başlıklı asılsız haber kişilik haklarımı ihlal etmekte ve hukuka aykırı olarak hakaret içermektedir. Ersin Süzer yazısında da belirttiği üzere daha önce benim de işverenim olan Eksen Group bünyesindeki Sortie adlı gece kulübünde çalışmış olup; söz konusu şirketten ayrılmam üzere Erol Kaynar’ın talebi üzerine bu asılsız haberi yazmış ve kişilik haklarıma hukuka aykırı olarak tecavüz etmiştir. Bu haber, kişilik haklarıma zarar vermekte asılsız yalan haberdir. Haberi yazan Ersin Süzer hakkında hukuki yollara başvuracağımı kamuoyunun bilmesini isterim. Betül Bovya 22 Nisa n 201 4 Gazeteciliği “nefret tetikçiliği” zanneden bir kısım yayın organlarında “Paralel Suikast ve Çeçenistan’da Okullar Karşılığında Cinayetler Zona’ya Yıkıldı” başlığı ile verilen haberde ortaya atılan iddialar, insafın, vicdanın ve ahlakın iflas ettiğini göstermektedir. Suikast, cinayet, şantaj, kirli ittifak iddialarının hiçbir hukuki ve ahlaki değerlendirmeye tabi tutulmaksızın hüküm gibi sunulması ve kendileri tarafından belirlenen faillerin infazının istenmesi, ne ahlak ilkeleri ne de hukuk ilkeleri ile kabul edilemez. Dünya’nın hiçbir ülkesinde olmadığı gibi, Çeçenistan’da da Türk okulu açılması için alçakça bir anlaşma içerisinde olunmamıştır. İddia edildiği gibi Çeçenistan’da Türk okulu ya da benzeri bir kuruluş bulunmamaktadır. İnsaf ve vicdan sahibi hiçkimsenin kabul edemeyeceği bu iftiranın dile getirilebilmesi gelinen seviyesizliği göstermesi açısından anlamlıdır. Hayatının her döneminde insanlara sağduyu, sevgi, sükûnet, birbirini anlama, temkin ve teyakkuz çağrısı yapan, bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek düsturunu şiar edinen müvekkilim sayın Fethullah Gülen’in ve sevenlerinin, suikast, cinayet, kirli anlaşma, paralel örgüt, çete gibi söylemlerle anılması en masum ifadesiyle hezeyan ve insafsızlıktır. Haksız ve insafsız bir iftiradan ibaret olan bu iddialar kesinlikle doğru değildir. Masum insanları hedef gösteren, kin ve düşmanlığı körükleyen bu iddia sahipleri hakkında gerekli yasal süreç başlatılacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Fethullah Gülen Vekili Av. Nurullah Albayrak Dün, CBC’yi kaynak göstererek girdiğimiz Jose Feliciano’nun vefat haberinde bir yanlışlık yapmışız. Pek çok haber sitesinin Jose Feliciano’ları karıştırdığı o saatlerde, biz de aynı yanılgıya düşerek biraz aceleci davrandık. Bazı yabancı haber kaynaklarının düştüğü “isim benzerliği” hatasını, ilerleyen saatlerde tekrar kontrol etmeden gazeteyi bastığımız için özür, 78 yaşında hayatını kaybeden ünlü salsacı Jose Luis “Cheo” Feliciano’ya “rahmet” ve Rain şarkısıyla ünlü Jose Feliciano’ya da uzun ömürler diliyoruz. Taraf 1 9 Nisan 2 01 4 Vatan gazetesinin 18 Nisan 2014 Cuma günkü sayısının 18. sayfasında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a atfen tırnak içinde “Siz Bu Çalışmanın Katili Misiniz?” başlığı ile verilen haberde gerçek dışı ifadelere yer verilmiştir. Perşembe günü Meclis Ak Parti Grup Yönetim Kurulu, Parlamento ile ilişkilerden sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın da katılımı ile kapalı toplantısını gerçekleştirmiş ve Ak Parti grubunun kendi iç konularını ele almıştır. Vatan gazetesindeki haberde kaynak belirtilmeden, MİT’e Meclis denetimi getiren önergeye karşı çıkan Ak Parti kurmaylarına Başbakan Yardımcısı Atalay’ın tırnak içinde “Siz bu çalışmanın katili misiniz?” dediği ileri sürülmüştür. Haberdeki ifadeler tamamen gerçek dışı ve yalandır. Kaynağı belirsiz, üçüncü elden hatalı ve yanlış aktarımlara dayalı haberlere itibar edilmemesi gerekir. T.C. Başbakan Yardımcılığı Basın Müşavirliği 16 Nisa n 20 14 Gazetenizin (Sözcü) 13 Nisan 2014 tarihli nüshasının 1. sayfasında, “İçişleri Bakanı’nın Kendi Polisine Güveni Kalmamış!” üst başlığıyla “Polis gecesine 20 Korumayla Gitti” başlığıyla verilen haber, tamamen gerçeğe aykırı, kasıtlı yazılmış, yalan ve iftiradır. Tüm hukuki haklar saklı kalmak üzere, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. Maddesi gereğince tekzibin gazetenizin çıkacak ilk nüshasında yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı puntolarla ve aynı şekilde yayınlanmasını rica ederim. Fatih Dursun İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Taraf Gazetesi’nin bugün manşetten verdiği “Kendi Kuşuna Vergi Kondurmuyor” başlıklı haberde yer alan unsurlar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmayan asılsız iddialardır. Taraf Gazetesi bu haberi ilk olarak 24 Haziran 2013 tarihinde gündeme taşımış ve Bakanlığımızca da aynı tarihte sert bir şekilde yalanlanmıştır. Gazetenin yalanlanmış bu haberi farklı kurgularla ve ısrarla tekrar tekrar gündeme taşıması da ayrıca manidardır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Maliye Bakanlığı 8 Nisa n 20 14 1 8 Nisa n 2 01 4 Milliyet Gazetesi’nin 19.02.2014 tarihli nüshasında kaleme alınan “Başörtüsü Senin Yolsuzluğunu Örtmez” başlıklı gerçekle alakası olmayan, iftira niteliğindeki yazı ile Müvekkilime ağır ithamlarda bulunulmuş, gazetecilik ilkeleri, hukuk fütursuzca çiğnenmiştir. Yazı içerisinde gerçekle alakası olmayan beyanlarda bulunularak, müvekkilim kamuoyunun husumetine maruz bırakılmıştır. Gazetede yer alan bu satırlar bir durum ya da olay anlatımından çok, müvekkili zan altında bırakmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Özellikle ülke gündeminde siyasi iktidara karşı yürütülen kirli savaşta her yolu meşru sayan, yalan ve iftirada birbiri ile yarışan sözde gazetelerin ve sorumsuz siyasetçilerin bu iddiaları, yürüttükleri psikolojik savaşın bir parçasıdır. Hukuk, basın ahlakı ve vicdanın olmadığı bu pis iftiranın hedefi herkesçe malumdur. Müvekkilime karşı yayınlanan bu kin ve nefret yazısının arka planındaki kirli düşünceleri ve hesapları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Netice olarak bu hakaretlerin gazeteniz vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Geçen Cumartesi çıkan yazımda 17 Aralık yolsuzluk soruşturması çerçevesinde hazırlanan ilk iddianameyi anlatırken, birinci dalgada gözaltına alınan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’den “şüpheli” olarak söz etmiştim. Demir’in avukatı Ramazan Dinç arayarak, hazırlanan iddianamede Demir hakkında takipsizlik kararı verildiğini bildirdi. Düzeltir, Mustafa Demir’den özür dilerim. Sedat Ergin, Hürriyet 7 Nisa n 20 14 Gazeteniz Habertürk’ün 16.01.2014 tarihli Magazin ekinin 5. sayfasında ve internet sitesinde ‘Nuri Altuntaş’ imzalı “Kaçamak Yapamadılar” manşetli haberi gerçek dışıdır. Haberde; müvekkilin 15.01.2014 günü arkadaşları ile beraber Coridor adlı işletmede 3 kadınla eğlendiğini, mekanın terk etmek isteyen kızların “İçeride 12 Dev Adam var, her gördüğü kızı öpüyor” şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkil ile Kerem Tunçeri’nin kaçamak yapmaya çalıştıklarını iddia edilmiştir. Ayrıca Semih Erden, Kerem Tunçeri ve ismi verilmeyen kadınların haberde fotoğrafı yayınlanmıştır. Olay günü müvekkilin izin dışı bir durum yaşanması hele ki müvekkilin sosyal statüsü düşünüldüğünde imkansızdır. Söz konusu gerçek dışı haber, ticari kaygı güden sansasyonel haber niteliğinde olup, kamuoyunu bilgilendirme amacından çok kişisel çıkarlara hizmet etmektedir. Yapılan haberlerin amacı işletmeyi karalamak ve milli takımda ve kulüp takımında üst düzey görev yapan müvekkilin ve arkadaşlarının sportif ve ailevi hayatlarına zarar vermek, açılmış veya açılacak davalarda bu haberleri aleyhe olacak şekilde kullanmaktır. Müvekkilin şeref ve haysiyetini zedeleyici, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan gerçek dışı haber Habertürk tarafından yapılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Semih Erden Vekili Av. Dursun Küçük 5 Nisa n 2 0 14 1 Nisan 2014 tarihli gazetenin Yorum sayfasında yer alan “O Balkonda Kim Niye Yoktu?” başlıklı yazıda yer alan “Yarım yamalak da olsa imanımız” cümlesi geneli de içerecek şüphe ithafına açık bir anlama gelebileceğinden “Bizim imanımız” şeklinde yer almalıydı. Düzeltiriz. Zaman 4 Nisa n 2 0 14 Gazetemizin ve Cumartesi ekimizin dünkü sayısında eski Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın fotoğrafının yerine, ünlü sanatçı Nurettin Selçuk’un fotoğrafı sehven yayınlanmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Hürriyet Seçim izlenimi yazdığım iki ilde, Şanlıurfa ve Sivas’ta yarışın başa baş geçeceğini belirterek okuyucularımı yanılttığım için alenen özür diliyorum. Ahmet Turan Alkan, Zaman 2 7 Mart 2 0 14 Gazetemizin 27 Mart 2014 tarihli yazılı nüshasında paralel yapının emniyet müdürleri arasında adı geçen eski Bolu Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar listede sehven yer almıştır. Yapılan bu hatadan dolayı Durmuşlar ve okurlarımızdan özür dileriz. Sabah 2 0 Mart 2 0 14 Okuyucularımdan özür diliyorum. Zira dünkü yazımda, Fethullah Gülen’in, Berkin Elvan için taziye ilanı verdiğini ama Burak Can için bunu yapmadığını yazdım. Çok mahçubum. Zira Fethullah Gülen, Burak Can ve ölen polis Ahmet Küçükdağ için 13 Mart tarihinde taziye ilanı vermiş. Benim gözümden kaçan ve okuyucularıma yanlış bilgi vermeme sebep olan bu hata için özür diliyorum. Süleyman Karakulluk, Milat Etyen Mahçupyan’ın dünkü yazısının spotu, önceki günlerden kalma başka bir yazarın spotu ile karışmıştır. Yazardan ve okurlardan özür dileriz. Zaman Bu yazı 5187 sayılı Basın Kanunu, basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığı saygılı olma, kişi ya da kuruluşları aşağılayıcı yalan haber yapma veya iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan yayın yasağı ilkelerine uygun değildir. Söz konusu hakaret içeren bu yazı ile ilgili tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız. Kamuoyuna saygılarımızla sunarız. Recep Tayyip Erdoğan Vekili Av. Ahmet Özel günü olup, belirtilen mekana gitmiş ne var ki iddia edildiği gibi bir harekette bulunmamıştır. Fotoğraflarda yer alan kadınlardan biri Ceren Arıkan olup, Semih Erden’in arkadaşıdır ve bu şekilde kendisi veya yanındaki diğer kadınlar bir beyanda bulunmamıştır. Kaldı ki bu beyan bir gazetede 2 dev adam, bir gazetede 12 dev adam şeklinde geçmiştir. Ayrıca arkadaş olan kişilerin birbirine bu şekilde hitapları (gazete manşeti verir gibi sansasyonel) hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, yanında kadın arkadaşları bulunan kişinin başka kadınları öpmeye çalışması gibi mantık Gazetemizin 18.03.2014 tarihli nüshasının 12’nci sayfasında yer alan “Paralel Müşahit Oyunu” başlıklı haberde kullanılan fotoğraf karesi, 2011’de yapılan genel seçimlerde çekilen bir fotoğraf olup arşivimizden temin edilerek temsili olarak kullanılmıştır. Fotoğrafın üzerine temsili fotoğraf olduğu notunun düşülmesi unutulmuştur. Görseldeki kişinin haberin içeriğiyle ilgisi bulunmamaktadır. Kullanılan fotoğrafta kişi, 2011 Genel Seçimlerinde Üsküdar Buhraniye Mahallesi 2182 No’lu sandıkta Sandık Kurulu Başkanı olarak görev yapan Halil İbrahim Karakaş’tır. Sayın Karakaş’ın haberin içeriğiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Temsili fotoğraf kullanımının mağduriyete yol açmaması için bu bilgilendirmenin yapılmasına gerek duyulmuştur. Okuyucularımıza saygıyla duyurulur. Yeni Şafak 19 Mart 2 0 14 Sabah Gazetesi’nin 10.02.2014 tarihli nüshasının 1. sayfasındaki “Paralel Yapının Köstebek Murakıbı” başlıklı yazısı ile 9. sayfasındaki “Köstebek Murakıp” başlıklı haber ve yazı içeriği ile müvekkile “Gülen’in Halkbank için görevlendirdiği köstebek”, “Gülen örgütünün yönetimdeki paralel yapının elemanı olduğu ortaya çıkan” şeklinde ve yine 14.02.2014 tarihli nüshasının 8. sayfasındaki “BDDK’dan Köstebek Önlemi” başlıklı haber ve içeriği ile müvekkile “Paralel yapının Halkbank içinde görevlendirdiği murakıp”, “Gülen örgütünün yönetimdeki paralel yapının elemanı olduğu ortaya çıkan” şeklinde ithamlarda bulunulmuştur. Bununla birlikte müvekkil Osman Zeki Canıtez, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma dosyası kapsamında Ceza Muhakemesi Kanunu m.64/2 uyarınca düzenlenen 25.12.2013 tarihli “Bilirkişi Görevlendirme Tutanağı” ile bilirkişi olarak görevlendirilmiştir. Müvekkil, Başsavcılık tarafından yapılmış olan söz konusu görevlendirme kapsamında rapor düzenlemiş ve işbu raporu Savcılığa teslim etmiştir. Bu bağlamda müvekkil, bizzat Başsavcılık tarafından yapılan atama ile kamusal görevini yasal mevzuata uygun olarak yerine getirmiştir. Sabah gazetesinin 10.02.2014 ve 14.02.2014 tarihinde yayımlanan nüshalarının belirilen sayfalarındaki yazıları, müvekkilin aleyhine yanlış/olumsuz bir kamuoyu oluşturulmaya yönelik olarak ve müvekkili hedef gösterme amacıyla yayımlanmıştır. Hiçbir hukuki dayanağı olmamasına ve gerçeğe aykırı bulunmasına rağmen müvekkilin aleyhine olarak yayımlanan söz konusu haber ile müvekkilin şerefi ve şahsi itibarı zedelenmiş, kişilik hakları saldırıya uğramıştır. Müvekkilin aleyhine gerçekleştirilen tüm bu hukuka aykırı davranışlarla ilgili olarak hukuki ve cezai yollara da ayrıca başvurulacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur. Osman Zeki Canıtez Vekili Selda Saç 18 M art 201 4 Sabah ve Takvim gazetelerinin 18 Mart 2014 tarihinde SPK üst kurulunu da rencide edecek şekilde yer verdiği haber 20022003 yıllarına aittir. Bu konu örtbas edilmemiş aksine yargıya intikal ettirilmiştir. Mahkeme tarafından herhangi bir suç oluşmadığı belirtilerek verilen beraat kararı, yargıtay tarafından da onanarak kesinleşmiştir. Kamuoyunun gündeminde olan güncel yolsuzluk haberleri yerine, onbir yıl önceye giderek yalan yanlış haber yapmak bir çaresizlik örneğidir. Sabah ve Takvim gazetelerini çıkaranlar sürekli ve sistemli bir şekilde, masum, suçsuz insanlara, kurumlara suç isnad etmeye çalışacağına kendileri ile ilgili güncel ve çok ciddi ithamlara cevap vermelidirler. Yargı, herkes için en iyi aklanma yoludur. Sabah ve Takvim gazetelerini kınıyorum. Akın İpek ve maddeler halinde detaylandırılan tedbirlerin bahse konu MGK kararının eki olduğu bilgisi tamamen gerçeğe aykırıdır. Söz konusu köşe yazınızdaki bilgilerin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde düzeltilmesini, ayrıca bu açıklamanın 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14’üncü maddesi uyarınca aynı sayfada, aynı başlık altında yayımlanmasını kanuni haklarımız saklı kalmak suretiyle rica olunur. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı 1 5 M art 201 4 Dünkü gazetemizin ll’inci sayfasında yer alan Tekirdağ’la ilgili analizde, 29 Mart 2009’daki yerel seçim sonuçları sehven yayınlanmıştır. Düzeltir, okuyucularımızdan özür dileriz. Zaman 1 4 M art 201 4 13.03.2014 tarihinde Sabah Gazetesi’nin sürmanşetinde “CHP’li Yavaş’tan ‘Sokağa İnin’ Çağrısı - Seçim Otobüsü Eylemci Taşıdı” ve eki olarak yayınlanan Sabah Ankara gazetesinde manşetten verilen “CHP’li Yavaş’tan ‘Sokağa İnin’ çağrısı - Seçim Otobüsü Eylemci taşıdı” ve haberin ayrıntılarının verildiği aynı gazetenin üçüncü sayfasında “CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, seçim otobüsleriyle Kızılay’a eylemci taşıdı”, “CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçim otobüslerinden Eryaman’da halk sokağa inmeye çağrıldı”, “Ayrıca Mansur Yavaş’ın seçim otobüslerinin Güvenpark’a eylemci taşıdığı iddia edildi” haberleri gerçek değildir. Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olması ve 30.03.2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde kamuoyu yoklamalarında önde olması nedeniyle, üretilmiş haberlerdir. Bu haberlerle, 30.03.2014 tarihinde Ankara’nın geleceği için oy kullanacak seçmenlerin, özgür iradeleri haksız ve çirkin biçimde manipüle edilmeye çalışılmaktadır. Haber, Ankara seçmeninin Mansur Yavaş hakkında gerçek dışı intibalara sahip olmasını sağlamaya yönelik, propaganda amaçlıdır. Mansur Yavaş, 14 yaşında bir çocuk iken öldürülen Berkin Elvan için yapılan protesto gösterilerine katılma yönünde bir çağrıda bulunmamıştır. Mansur Yavaş, ülkemizi yasa boğan, herkesi derinden etkileyen ve üzen, herkesin ortak bir dille kınadığı ve tekrarının olmamasını dilediği Berkin Elvan’ın öldürülmesini protesto eden kişileri seçim otobüsü ile Kızılay’a ya da başka bir yere taşımamıştır. Bu vesile ile bir kez daha, müvekkil Mansur Yavaş’ın Berkin Elvan’ın öldürülmesini şiddete kınadığını, başta ailesi olmak üzere tüm Türkiye’nin acısını paylaştığını, sabır ve Berkin Elvan’a Allah’tan rahmet dilediğini bildiririz. Saygılarımızla. Mansur Yavaş Vekili Av. Haluk Bayram Milliyet gazetesinin 13.03.2014 tarihli nüshasının on sekizinci sayfasında yer alan Ali İsmail Korkmaz’ın annesinin olduğu fotoğrafa sehven Berkin Elvan’ın annesi yazılmıştır. Milliyet 1 2 M art 201 4 Dünkü Hürriyet Gazetesi’nin 5’inci sayfasında verilen Milli Piyango’nun “10 Numara” çekilişi sonuçları sehven “2 talihliye 532’şer bin lira” olarak duyurulmuştur. Doğrusu “İkinci kez devretti” olacaktır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Hürriyet 11 Mart 2014 tarihinde Sabah ve Takvim Gazetelerinde Üniversitemiz ile ilgili yayınlanmış olan yalan haber üzerine kamuoyunu aydınlatmak için açıklama yapma gereği ortaya çıkmıştır. İpek Üniversitesi Yerleşkesi kendi tapulu arazisi üzerine kuruludur ve tüm yasal izinlere sahiptir. Üniversitemizin bitişiğinde bulunan Hazine’ye ait 39 dönümlük arazi, yapılaşmaya uygun olmadığı için ağaçlandırma ve rekreasyon alanı olarak ayrılmış bir alan olup, Maliye Bakanlığı tarafından sadece ağaçlandırma ve rekreasyon alanı olarak kullanma şartı ile Üniversitemize bedeli karşılığında tahsis edilmiştir. Söz konusu tahsis Maliye Bakanlığı Müsteşarlığı’nın oluru ve Başbakanlık onayı ile gerçekleşmiş olup tüm mevzuata hassasiyetle uyulmuştur. Üniversitemizin Ağaçlandırma ve Rekreasyon alanı olarak kullanacağı arazinin tahsis izinleri ile ilgili olarak, Emniyet İstihbarat Teşkilatımız, Tapu Kadastro Müdürlüğümüz veya başka bir kurum ile resmi ve standart mevzuatlar dışında hiçbir ilişkisi veya bağlantısı yoktur. Sabah ve Takvim gazetelerinde yer alan haberler tamamen hayal mahsulü ve gerçek dışıdır. Bu yalan haberle ilgili olarak 17 M art 201 4 17 Şubat 2014 tarihli gazetenizde (Taraf) yer alan “MGK Planı Devrede” başlıklı Mehmet Baransu’ya ait köşe yazısında, 25 Ağustos 2004 tarihli MGK’nda imzalanan “Türkiye’de Nurculuk ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı” olduğuna dair kamuoyunu yanlış yönlendirmeye sebebiyet veren hususlar yer almıştır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. 25 Ağustos 2004 tarihli ve 481 sayılı MGK kararı tek sayfalık bir metin olup, bu kararın ekinde herhangi bir tedbir veya eylem planı mevcut değildir. Gazetenizde “Türkiye’de Nurculuk ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı” olarak gösterilen 17.03.2014 tarihinde müvekkilim Necmeddin Bilal Erdoğan hakkında yapılan haber tamamen asılsızdır, yalandır ve hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilim Necmeddin Bilal Erdoğan gazetelerde iddia edildiği gibi hiçbir yerden hiçbir zaman herhangi bir daire almamıştır. Daire aldığı iddia edilen avukat ile herhangi bir vekalet ya da özel bir ilişkisi de bulunmamaktadır. Hal böyle iken söz konusu bu gerçek dışı yayınlar ile müvekkilim Necmeddin Bilal Erdoğan’a karşı ağır bir hakarette bulunulmuş hayal mahsulü iddialarla kamuoyu önünde zorda bırakılmaya çalışılmış, soyut ifadelerle müvekkilim kamuoyunun husumetine maruz bırakılmaya çalışılmıştır. İsmi geçen gazetelerdeki bu satırlar bir durum yada olay anlatımından çok, çamur atmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Gerçek dışı bu iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulmuş, muhatap gazetelere tekzip gönderilmiş ve tazminat davası açılmıştır. Bu aşamadan sonra da tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağız. Kamuoyuna saygıyla arz olunur. Avukat Ahmet Özel tüm yasal haklarımız kullanılacaktır. Kamuoyuna arz ederiz. İpek Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı H. Akın İpek 8 M art 2 01 4 Banka ve yöneticileri hakkında itibar ve prestij düşürücü haksız bir tasarrufta bulunduğum belirtilen metni özetleyerek aktarıyorum: - Bankamızın adı geçen firmadan hiçbir zaman 137 milyon dolar alacağı olmadığı gibi, anılan firmaya yapılan icra takibinde 137 milyon dolar alacak bildirilmemiş, ayrıca ayına gayrimenkulün kredi kullanımında teminat gösterilmesi de söz konusu olmamıştır. - Haberde teminat olarak verildiği belirtilen gayrimenkulün tapu kaydı incelendiğinde de görüleceği üzere, hiçbir zaman banka lehine ipotek edilmediği ve kredinin anılan gayrimenkul teminat alınarak kullandırıldığı iddiasının doğru olmadığı ve tamamının müflis firmaya ait olmayıp yüzlerce hissedarı bulunduğu da görülecektir. - Banka, haberde adı geçen gayrimenkule maliki olmadığı için satamayacağı gibi gayrımenkulü aldığı söylenen firmanın bankayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. - Banka alacağını hukuki çerçevede diğer 56 adet alacaklı ile birlikte iflas masasına kaydettirmiş ve sonrasındaki bütün işlemleri de mevzuata, bankacılık ilke ve teamüllerine uygun olarak gerçekleştirmiştir. altında “Eskişehir’deki Gezi Parkı protestolarında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme görüntülerinin silindiği ve kamera kaydetmesin diye otelin elektrik şalterini indiren Beşik Otel’in sahibinin emniyet istihbarat elemanı olduğu anlaşıldı” şeklinde haber yayınlanmıştır. Bahse konu kişinin emniyet istihbarat elemanı olarak çalıştığı iddiası asılsızdır. Emniyet teşkilatı gerçek dışı haberlerle kötülenmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü Gazetemizin dünkü nüshasında, TÜRGEV’in Genel Müdürü Salih Koç yerine sehven Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın fotoğrafı kullanılmıştır. Taraflardan ve okuyucularımızdan özür dileriz. Sözcü Gazeteniz Sol’da 04.08.2013 tarihinde ana sayfadan “İHH’ya Gizli El Kaide Soruşturması” başlığı ile yazılan ve gazete içerisinde detaylandırılan; Gazeteye ait internet sitesinde http://haber.sol.org.tr/devletve -siyaset/ihhya-gizli-elkaidesorusturmasi-haberi-77500 linki altında yayınlanan ve gazetede ayrıca “İtibarı İHH’ya Emanet Etmek” başlığı ile yazılan ve http://haber.sol.org. tr/yazarlar/alper-birdal/itibariihhya-emanet-etmek-77485 linki altında yayınlanan haberler, müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı ve Vakıf Başkanı Bülent “Küresel Kriz Niye Aşılamıyor?” başlığıyla dün yayımlanan yazıda bir yanlışlık sonucu farklı bir grafik kullanılmıştır. Doğru grafik aşağıdadır. Düzeltir, özür dileriz. Erinç Yeldan, Cumhuriyet anlamıyla bir yalan haberdir. Müvekkil vakıf ve başkanı Bülent YILDIRIM, yürütülen bütün faaliyetlerde olduğu gibi, Suriye’de yaşanan insanlık dramında da yüklendiği misyonun gereklerini tüm ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak yerine getirmektedir. Bu noktada, Suriye’ye yapılan yardımlara ilişkin yapılan yanlı ve yalan haberlerin kaynağı, Suriye’deki zalimliği sürdürme peşinde olan ve kaos ortamından beslenen güçlerin uydurmalarıdır. Gazetenin araştırma ve kamuoyunu doğru bilgilendirerek aydınlatma sorumluluğu vardır. Hiçbir somut belge ya da bilgiye dayanmaksızın, yalan haberden alıntılanarak, müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı’nın yaptığı çalışmaları karalama amaçlı, yayıncılık etiğiyle bağdaşmayacak şekilde yapılan “İHH’ya Gizli El Kaide Soruşturması” ve “İtibarı İHH’ya Emanet Etmek” başlıklı haberlerde yer alan ifade ve ithamların doğru olmadığını, hukuki tüm haklarımızı saklı tutarak, kamuoyuna saygıyla duyururuz. İHH-İnsan Hak Ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Vekilleri Av. Uğur Yıldırım Av. Burak Turan 3 Mart 2 0 14 Sorumlu Müdürü olduğunuz Sabah Gazetesi’nin 13.03.2014 tarihli sayısının … sayfasında müvekkilimin sahibi bulunduğu FEM Dersaneleri’nin logosuna yer verilmiştir. Haber metni içerisinde Bayburt’ta bulunan bir öğrenci yurdunda başbakana hakaret edildiği şeklinde bir haber yer verilmiş, haber görseli içerisinde, üç kişinin fotoğrafı yayınlanmıştır. Söz konusu fotoğrafın arka kısmında FEM Dersaneleri’nin ticari markası yer almaktadır. Haber ile görsel arasında hiçbir bağlantı yoktur. Haber metni içerisinde hiçbir şekilde müvekkil kurumun adının geçmemesine rağmen, kullanılan resim ile sanki söz konusu olayın müvekkile ait dersanede geçtiği ima edilmektedir. Müvekkil şirketin ticari markası ile faaliyet gösteren yüzlerce eğitim kurumu bulunmaktadır. Bu kurumlarda da binlerce kişi öğrenim görmektedir. Müvekkilim kurum ülkemizin değerlerine son derece bağlı ve sorumlu bir eğitim politikası gütmektedir. Gündelik kısır politik çatışmalar hiçbir zaman kurum idareci ve öğretmenleri tarafından öğrencilere aktarılmaz. Son günlerde başta Sabah Gazetesi olmak üzere, gazeteniz ile aynı paralelde yayın yapan başka yayın kuruluşları müvekkilim kurumu itibarsızlaştırmak için bir çok gerçek dışı habere imza atmaktadırlar. Bu haberde aynı minvalde kaleme alınmış olup, zaten haber içeriği ile müvekkil kurumun ilgisi olamamasına rağmen, haber görselinde FEM Dersaneleri markasına yer verilmek sureti ile müvekkilimin töhmet altında bırakılmak istendiği aşikardır. Habere konu olayın gerçekliği şüpheli olmakla beraber, haberin müvekkil kurumla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Keşideci Vekili Av. Uğur Çiftçibaşı - Konu daha öncede (yazım hatasını düzeltmedim) adli ve idari mercilere yapılan şikâyetler çerçevesinde incelenmiş olup herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmamıştır. Çiğdem Toker, Cumhuriyet 5 M art 2 01 4 4 Mart 2014 tarihinde Aile-Sağlık sayfasında yayımlanan “Aileyi Tehdit Eden Mut’ayı İstihbarat Örgütleri Silah Olarak Kullanıyor” başlıklı haberde “Mut’a denilen uygulama, Şia mezhebinin Zeydiyye ekolü tarafından genellikle İran merkezli olarak belli bir ücret karşılığında yapılan geçici süreli bir birliktelik olarak biliniyor.” şeklinde sehven “Rafizi” yerine “Zeydiyye” yazılmıştır. Zeydiyye, Şia’da mut’aya karşı çıkan ve mesafeli duran bir ekoldür. Düzeltir özür dileriz. Zaman 4 M art 2 01 4 Milliyet Gazetesi’nin 22.09.2013 tarihli nüshasının yirmi birinci sayfasında “Eskişehir’de Öldürülen Korkmaz Dosyasından Çıkan Şok Bilgi: Oteldeki Şalteri İndiren İstihbarat Elemanı Çıktı” başlığı YILDIRIM’a yönelik, asılsız ve dayanıksız ifadeler ve iftiralar içermektedir. Yazı içeriklerinde bulunan, Bülent YILDIRIM hakkında, El Kaide örgütüne destek verdiği için soruşturma başlatılmış olduğu iddiasının, hiç bir dayanağı yoktur, ve aslında, dayanağının olmadığı yazı içeriğinde de belirtilmiştir. Habertürk Gazetesi’nde, 15.06. 2012 tarihinde yapılan aynı içerikli haber, dayanak olarak gösterilmiş ve sanki yeni bir bilgiymiş gibi kamuoyuna sunulmuştur. Halbuki bu haber hakkında, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2012/246 D. iş nolu dosyası üzerinden tekzip kararı alınmış ve bu karar gereğince gazetenin 26.09.2012 tarihli nüshasında cevap ve düzeltme metni yayınlanmıştır. Ayrıca bu haberin yazarı Hilal Aktürk hakkında tarafımızca yapılan suç duyurusu neticesinde, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bu şahsın müvekkillere karşı “basın yoluyla hakaret suçu işlediği”nden bahisle cezalandırılmasına karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Dolayısıyla müvekkiller hakkında herhangi bir soruşturma açılmış değildir, bu tam Gazetemizin 1 Mart 2014 Cumartesi günkü sayısının 16. sayfasında eski İstanbul Barosu Başkanı avukat Orhan Adli Apaydın’ın anılmasıyla ilgili haberde yanlışlıkla ağabeyi avukat Burhan Apaydın’ın fotoğrafı kullanılmıştır. Okurlarımızdan özür dileriz. Cumhuriyet Dün bu sayfada “Eğitimde Kadrolaşma Ve Yağmaya Özgürlük” başlığıyla yayımlanan haberde “dershane yasası”nın Resmi Gazete’de yayımlandığı yazılmıştır. Doğrusu, yasanın Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmiş olmasıdır. Yasa henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamış ve Resmi Gazete’de yayımlanmamıştır. Hata için okurlarımızdan özür dileriz. Sol ve işbu haberin müvekkilimizin kişilik haklarına vermiş olduğu zarara binaen sorumlular hakkında yasal takibat yapılacağını kamuoyuna saygılarımızla bildiririz. Cevap ve Düzeltme Hakkını Talep Eden Vahdettin Sakallı Vekilleri Av. Emrah Sancar Av. Veysel Emre Gelibolu Sabah Gazetesi’nin 28 Şubat 2014 tarihli nüshasında yayımlanan Finansbank mali tablosu haberinde, bankanın verdiği kredi miktarı sehven 43 milyon olarak yazılmıştır, doğrusu “42 milyar 910 milyon TL” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Sabah 2 8 Ş ubat 201 4 Dünkü yazımda Mart ayı yerine yanlışlıkla Kasım ayı girilmiş. Düzeltir, özür dilerim. Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit Akşam Gazetesi’nin 23.01.2014 tarihli nüshasının 1. sayfasında “O Komutandan Skandal Emir MİT’çilere Kelepçe Takın”, 12. sayfa “İstihbaratla Jandarmayı Karşı Karşıya Getiren Emri Komutan Verdi MİT’çilere Kelepçe” başlığıyla yayımlanan, müvekkilimizin fotoğrafının da kullanıldığı haber gerçeğe aykırı ve müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir. Şöyle ki; Adana Jandarma Bölge Komutanlığı veAdana Jandarma Bölge Komutanı olarak müvekkilimizin 19.01.2014 tarihinde Adana Ceyhan’da meydana gelen TIR arama olayıyla ilgili yasal yetki ve görevi bulunmadığından, bu olaya herhangi bir müdahalesi olmadığı gibi haberde yansıtıldığı haliyle olayda herhangi bir emir ve talimatı da olmamıştır. Bu husus İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nca başlatılan ve tamamlanan soruşturma kapsamında da tespit edil- 1 Mart 2 0 14 Müvekkilimiz ve dahi Adana Valilik Makamı Özel Kalem Müdürü Vahdettin Sakallı hakkında gazetenizin (Hürriyet) ve gazetenize bağlı internet sitenizin 13.11.2013 tarihli yayınında yayımında yer alan müvekkilimizin bazı yerel medya sahipleri ve gazetecilerin özel hayatlarına ilişkin görüntü içeriklerini kasetlediği içerikli yazınızda, suç isnat edici, gerçeklikle alakası olmayan ve iftira niteliği taşıyan bir haber sözkonusudur. Müvekkilimiz, şerefiyle devam ettirdiği mesleğinde hiçbir surette böylesine iğrenç ve ahlakdışı fiiliyatların içerisine girmemiş, her daim hukuksuzluğun önünde engel olmuştur. Kaldı ki size açıklama yapan ve TBMM’de bu konuda ifade verdiğini iddia eden Yüksel Evsen isimli şahsın da Meclis Komisyonu’nda hiç ifade vermediğini ve müvekkilimize atmış olduğu iftiraya sizleri de ortak ettiğini bilmeniz gerekmektedir. Hatt-ı zatında Adana’da yerel yayın yapan Ekspress Gazetesi de birebir aynı haberi 16.09.2013 tarihinde yayınlamış ve buna istinaden kendilerine yönelik olarak Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nden düzeltme-tekzip metni yaymlatılması kararı alınmıştır. Basın-ahlak kuralları gereği daha önce haber yapılıp yalanlanmış bir haberi yayınlayarak müvekkilimizin kişilik haklarına verdiğiniz zarardan da mesuliyetiniz bulunmaktadır, işbu beyanımıza neticeten anılan haberde yer alan iddia ve isnatların tamamı gerçekdışı olup, yapılan habere Dünkü yazımda Mikail Albay olarak yazılan kişi, eski MİT müsteşar yardımcılarından Mikdat Alpay olacaktır. Düzeltirim. Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet miş olup, soruşturma kapsamında müvekkilimizin olayda görev ve yetkisi olmaması sebebiyle bilgisine dahi başvurulmamıştır. Böylesine asılsız iddiaların muhatabı olmak bile müvekkilimizi son derece rahatsız etmektedir. Son zamanlarda “çamur at izi kalsın” zihniyeti ile yapılan ve yapılmaya devam olunan yanlı, haber değeri dahi olmayan bu doğrultudaki asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyuna saygı ile bildiririz. Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu Vekili Av. Sönmez Ahi Dünkü yazıda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun ismini yanlış yazdım, düzeltir özür dilerim. Mahmut Övür, Sabah 2 7 Ş ubat 201 4 1. 27 Şubat 2014 tarihli bazı basın yayın organlarında “Abiler Askeri Liselere Giriş Sorularını Dağıttı” ve “Askeri Casusluk” başlıkları altındaki haberlerde Askerî Liselere Giriş Sınavlarına ait soruların sınav öncesi öğrencilere verildiği iddialarına yer verilmiştir. 2. Genelkurmay Başkanlığı ile ÖSYM arasında 2002 tarihinden itibaren her yıl yapılan protokol gereği; Askerî Okulların tamamına yönelik olarak sınavlar ÖSYM tarafından merkezi olarak yapılmaktadır. Genelkurmay Başkanlığı bu sürece yönelik olarak, soruların hazırlanmasına, soruların içeriğine, soru kitapçıklarının basılmasına ve imtihan günü sınavların yapılmasına müdahil olmamaktadır. 3. ÖSYM tarafından değerlendirilen sınav sonuçları ÖSYM tarafından açıklanmakta, kazananların listesi (asil ve yedek liste olarak) gönderilmekte ve Türk Silahlı Kuvvetleri bu safhadan itibaren devreye girerek kazanan kişilere mülakat ve spor testi uygulamaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Genelkurmay Başkanlığı 24.07.2013 tarihli Sabah gazetesinin manşetinden “Türkiye’nin En Pahalı Hayaleti” başlığıyla verilen ve Günaydın ekinde ise “Yok Böyle Otomobil” ve “Roll Royce’ları İkiledi” başlıklarıyla devam eden yazı içeriği itibarıyla gerçek dışı/yalan veriler ihtiva etmekte, şahsa özel bilgileri yayınlamak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal etmekte ve bu suretle de müvekkilimin kişilik haklarına saldırı mahiyeti taşımaktadır. Müvekkilim Rıza Sarraf (Reza Zarrab) Rolls Royce Ghost model bir otomobil satın almamıştır. Almadığı araç ve vergileri için yazı içeriğinde belirtildiği üzere milyon liralar ödememiştir. Aracı geçici plakayla kullanacağı ve 15 gün sonra teslim alacağı doğrultusundaki bilgiler de yine diğerleri gibi gerçeği yansıtmamaktadır. Gazetenin magazin yazarının bir “asparagas” tadında hazırladığı bu yalan haberi manşete taşıyan ve sahibi olduğu aracın plakasını yayınlamak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal eden Sabah gazetesi sorumlularına da bu basın ayıbına katkıda bulunmayı hiç yakıştıramadığımızı belirtmeyi kendimize görev addediyoruz. Hukuki ve cezai tüm yasal yollara başvuru haklarımızı saklı tutmakla birlikte basın kanununun ilgili maddeleri çerçevesinde işbu tekzip metninin aynen yayınlanmasını talep ediyorum. Rıza Sarraf (Reza Zarrab) Vekili Avukat Ayten Hiçyılmaz 1. 27 Şubat 2014 tarihli bir gazetede; Devlet erkânının kullandığı kriptolu cep telefonlarına ait anahtarların Genelkurmay Başkanlığına bağlı MUBİLDESKOM Elektronik Anahtar Üretim Merkezi’nde insan müdahalesi olmadan elektronik ortamda üretildiği iddiası yer almıştır. 2. Devlet erkânı tarafından kullanılan; kriptosu, kripto anahtarları, yazılımı ve cihazın üretimi tamamen TÜBİTAK tarafından yapılan “Kriptolu Cep Telefonları” ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiç bir ilişkisi bulunmamaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Genelkurmay Başkanlığı 1- Wushu esnekliği, estetikliği ve sağlığa faydalarıyla bilinen; dünyada yaklaşık 160 ülkede federasyonu ve sporcuları bulunan, Türkiye’de ise yaklaşık 50 bin lisanslı sporcusu bulunan Çin kökenli 5 bin yıllık bir savunma ve dövüş sanatıdır. 2- 19.12.2013 tarihli Milliyet Gazetesi’nin 29. sayfasında “7 Rolex’e Altın Madalya” başlığı altında Türkiye Wushu Federasyonu’nun haklarını ihlal eden içerikte gerçek dışı yayın yapmıştır. 3- Elif Akyüz 2010 Avrupa Wushu Şampiyonasında Avrupa Wushu Şampiyonu olmuş, 06-15 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’da yapılan 11. Dünya Wushu Şampiyonası’nda zoru ve bir ilki başararak, büyüklerde Kuzey Mızrağı’nda Dünya Wushu Şampiyonu olmuş, yine 18-24 Eylül 2012 Çin Macau’da yapılan Dünya Gençler Wushu Şampiyonası’nda Kuzey Stili İnce Kılıç da Dünya Şampiyonu olmuştur. Tüm şampiyonluklarında İstiklal Marşımız okunmuştur. 4- 22 Eylül-01 Ekim 2013’te 3. İslam Dayanışma Oyunları’nda Kuzey Stili İnce Kılıç’ta birinci olup şampiyon olmuş, yine 2013’te zirve yarışından kopmamıştır. 28 Ekim-06 Kasım 2013 tarihlerinde Malezya’da yapılan 12. Dünya Wushu Şampiyonası’nda Büyükler Kuzey Mızrağı’nda 0,03 farkla bu kez yine zirvede Dünya ikincisi olmuştur. Herkes şunu iyi bilmektedir ki gerek Elif Akyüz, gerekse dünya şampiyonluğunu elde eden diğer milli sporcularımız başarılarını gayretli çalışmaları sonucu bileğinin hakkıyla elde edip, yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın en teknik, en başarılı sporcularından olduklarını kanıtlamışlardır. 5- Bu şampiyonluklar Çin merkezli Dünya Wushu Federasyonu’nun Uluslararası uzman hakem kurulları tarafından takip edilip, kayıt altına alınıp, tescillenmiş; hak edilip, elde edilen bu şampiyonluklara hiçbir itiraz vuku bulmamıştır, bilakis ikinci ve üçüncü olan rakipleri tarafından da teknikleri övülerek takdir edilmiştir. 6- Bazı art niyetli kişilerin Türkiye Wushu Federasyonu’nu hedef alarak, Türk milletinin yetiştirdiği Dünya Şampiyonu milli sporcularımızın başarılarını karalamaya yönelik açıkça suç mayetinde olup asılsız, maksatlı ve çirkin iftiralardır. Maalesef buna basın alet edilmiştir. Milletimize mal olmuş Dünya Şampiyonlarımıza karşı ileri sürülen bu çirkin itamlar karşısında gereken cezai ve hukuki müracatlar derhal yapılacaktır, sanal gündem oluşturmaya çalışan bu kişilere itibar edilmeyeceği kanaatiyle gerçekleri kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz. Türkiye Wushu Federasyonu Yetkilileri Av. Altan Balantekin Av. Taha Balantekin Av. Ahmet Rasim Balantekin 25 Ş ubat 201 4 Pazar günkü “Müzelerdeki Mucize” başlıklı yazımız üzerine TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy aradı ve bir düzeltme yaptı: “200’e yakın ören yeri ve müzenin işletmesini yapan TÜRSAB, devlete yılda 150 milyon TL değil, 150 milyon dolar ödüyor.” Mahmut Övür, Sabah 24 Ş ubat 201 4 Gazetemizin 16 Şubat 2014 tarihli 6. sayfasında yayımlanan “Heyelan Bölgesinde TOKİ Yıkımı” başlıklı haberle ilgili olarak TOKİ bir düzeltme metni gönderdi. Haberde Sol muhabirlerinin yıkım alanında görüştüğü kişilerin söylediklerine yer verilmiş ve “bölgenin heyelan bölgesi olduğu bilindiği halde TOKİ tarafından inşaat yapıldığının öne sürüldüğü” ifade edilmişti. TOKİ yolladığı düzeltmede “Haberde iddia edildiği üzere Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca (TOKİ) Kağıthane’de devam eden bir inşaat projesi bulunmamaktadır. Kamuoyunun önyargılı ve gerçek dışı bilgilerle yanlış düşüncelere sevk edilmesinin doğru olmadığını düşünmekteyiz. Spekülatif amaçlı, kurumu yıpratmayı hedefleyen haberlere itibar edilmemesi hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadeleri yer aldı. Riskli alanda gerçekleştirilen inşaat faaliyetlerinin TOKİ’ye değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu öğrenildi. Sol 22 Ş ubat 201 4 Basında yer alan, eski TÜBİTAK yöneticisi Dr. Hasan Palaz’ın iddialarıyla ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla TÜBİTAK Başkanlığı’nca bir açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Öncelik belirtmek isteriz ki, Dr. Hasan Palaz’ın açıklamalarının gerçeklerle hiçbir ilgisi yoktur. Kendisinin görev değişikliğinin anılan iddialarla ilgisi olmayıp, değişiklik kararı tamamen idari bir tasarruftur. Dünkü 12. sayfamızda yer alan “Gizli Kapıdan Kaçtılar” başlıklı haberimizde eski MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in yerine sehven İsrailli politikacı Tzipi Livni’nin fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. TÜRKİYE Cumhuriyet Başsavcılığımızca (TMK 10 maddesi ile yetkili) Kudüs ordusu (Selam - Tevdit) terör örgütü şüphesi ile üyelerine yönelik olarak yürütülmekte olan 2011/762 sayılı soruşturma 08.04.2011 tarihinde başlanılmış olup, soruşturma dosyası 2012 Ağustos ayında tarafıma tevdii edilmiş ve 2014 Ocak ayı içerisinde de Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından duruşma savcısı olarak görevlendirilmem nedeniyle dosya benden alınmış olup halen bende bulunmamaktadır. Bu soruşturma kapsamında adı geçen örgütle irtibatlı olduğu düşünülen sınırlı sayıda şüpheliler hakkında alınan mahkeme kararları doğrultusunda iletişim tespiti kararları uygulanmıştır. 24.02.14 tarihli Yeni Şafak ve Star gazetelerinde yapılan haberlerde özetle; gazeteci, siyasetçi, yazar, TSK temsilcileri ve iş adamlarının da aralarında bulunduğu 7 binden fazla kişinin 3 yıl boyunca bu dosya kapsamında dinlendiği belirtilmiştir. Söz konusu gazete haberlerinde geçtiği şekilde bu dosya kapsamında binlerce siyasetçi, yazar, TSK temsilcileri ve iş adamlarının dinlenmesi ya da takibi kesinlikle yapılmamıştır. Söz konusu soruşturma kapsamında benzer soruşturma dosyalarında olduğu gibi makul sayıda şüpheli hakkında iletişim tespiti tedbiri ile ilgili mahkemelerden alınarak uygulanmıştır. Söz konusu haberlerde maksatlı şekilde soruşturma yapılan örgütle ve birbirleriyle hiç bir şekilde irtibatı kurulamayacak kişilerin terör örgütü kapsamında telefonlarının dinlenilmiş gibi gösterilerek kamu oyunun yanıltılmaya çalışıldığı görülmektedir. Yapılan maksatlı haberlerden dolayı şahsım tarafından açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. Kamuoyuna saygıyla duyrulur. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan Dr. Hasan Palaz, vekâleten yürütmekte olduğu TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı görevinden 30.12.2013 tarihinde alınmış, Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanlığı görevi ise TÜBİTAK Bilim Kurulu’nun 01.02.2014 tarihli ve 227 sayılı kararıyla sona erdirilmiştir. Kurumumuza, Dr. Hasan Palaz’ın açıklamalarında iddia edildiği gibi anılan raporun değiştirilmesine yönelik herhangi bir talep gelmemiş olup bu iddialar asılsızdır. Ayrıca kendisi de bugüne kadar öne sürdüğü iddialarla ilgili olarak yönetime herhangi bir şikâyette bulunmamıştır. Bütün bunların yürütülen soruşturmanın ciddiyetini zedelemeye yönelik olduğu düşünülmektedir. Basında yer alan söz konusu haberdeki gerçek dışı bilgilerle yanlış bir algı oluşturulmak istendiği açıktır. Her türlü hukuki hakkımız saklı kalmak kaydıyla Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı 2 1 Ş ubat 2 01 4 12.10.2013 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında “Andımız Dayağı” başlıklı ve Oya Uğral imzalı haber yazısında hakkımda şeref ve haysiyetimi zedeleyici, düşünce ve basın özgürlüğü sınırlarını aşan ifadeler kullanılmıştır. Baştarafı 1. sayfada Gazete haberi ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması zarureti doğmuştur. Mezkur gazetedeki haberde “Ayvalık’taki Mecit Ataklı İlkokulu’nda andımızı okuyan 4 öğrencinin müdür yardımcısının küfürlü hakaretlerine uğradıkları… okulun bahçesinde andımızı okumak isteyen bir grup 8. sınıf öğrencisinin müdür yardımcısı tarafından ‘Ne gürültü yapıyorsunuz lan, eşek oğlu eşekler...’ denilerek engellendiği” yazılıdır. Haberde iddia edildiği şekilde Müdür Yardımcısı şahsım olarak andımızı okuyan öğrencilere yahut diğer öğrencilere karşı hiçbir küfürlü hakaretim olmamıştır. Öğrencilere “Ne gürültü yapıyorsunuz lan, eşek oğlu eşekler...” şeklinde sözler sarf etmem söz konusu bile değildir. Haberde doğruluk payı yoktur. Yayımlanan haber şahsımı zan altında bırakmakta, şeref ve haysiyetimi ihlal etmektedir. Haberde iddia edildiği şekilde bir olay gerçekleşmiş değildir. İhtar eden Hasan Çelik 1 9 Şubat 2 01 4 Pazartesi günü yazmış olduğum yazıda YDS düzenlemesini YÖK üzerinden tartışmıştım. Özür dileyerek ÖSYM olarak düzeltiyorum. Fatma Barbarosoğlu, Yeni Şafak 17 Şubat 20 14 Kıbrıs temsilcimiz Sefa Karahasan’ın imzası, dün yayımladığımız “Ankara Ziyareti Ay Sonu” başlıklı habere sehven konulmuştur. Düzeltir, Karahasan ve okurlarımızdan özür dileriz. Milliyet 15 Şubat 20 14 21.10.2013 tarihli Sözcü Gazetesi ’nde yayımlanan “AKP’li Bürokratlar Kumara Yatırım Yaptı” başlıklı haber gerçek dışıdır. Haberde, bir milletvekilinin yazılı soru önergesine verilen cevaplar çarpıtılarak Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç döneminde bayi sayısında büyük bir artış yaşandığı iddia edilerek kamuoyu yanıltılmaya çalışılmıştır. 2008 yılında çıkarılan 5738 sayılı Kanun, illegal bahis oyunlarının denetim altına alınması ve kontrolü için hazırlanmıştır. Bu amaçla da 6 bin sabit, bin mobil ve en fazla 10 tane de elektronik bayi verilebileceği hüküm altına almıştır. 2008 yılından 2011 yılı sonuna kadar 4 bin 803 sabit bayi, 937 mobil bayi ve 6 sanal bayi kura ile hak sahiplerine verilmiştir. 31 Aralık 2012’de ise 5 bin 65 sabit bayi, 951 mobil bayi, 6 sanal bayi faaliyetlerini sürdürmüştür. Ekim 2013 tarihi itibarıyla 4 bin 868 sabit, 995 mobil ve 6 sanal olmak üzere toplam 5 bin 869 bayi faaliyettedir. Bu veriler 2013 yılı başından bu yana 153 adet bayi eksildiğini ortaya koymaktadır. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı en son 21.03.2012 tarihinde bayilik için kur’a çekimi yapmış, o tarih sonrasında kimseye bayilik verilmemiştir. Spor Toto Teşkilat Başkanlığının ilgili yönetmeliğinin 16. maddesinde bayilik ruhsatı verilecek gerçek kişilerde aranacak şartlar arasında meslek grubu veya statüsü yer almamaktadır. Ercan YAVUZ Gençlik ve Spor Bakanı Avukatı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri V. Yazarımız Özgen Acar’ın dünkü Kavşak köşesindeki “Yeni Cami’nin 650 Yılı” başlığı “Yeni Cami’nin 350 Yılı” olacaktır. Cumhuriyet 14 Şubat 20 14 Bir kısım yazılı ve görsel medyada uzun zamandır en temel hukuk ve ahlak ilkeleri hiçe sayılarak yayınlar yapılmakta, yalan ve iftira hiç olmadığı kadar fütursuzca kullanılmaktadır. Bu yayınların habercilik gaye- siyle değil, psikolojik harekât, kara propaganda ve dezenformasyon amacıyla yapıldığı kamuoyunun malumudur. Yalan ve iftiradan medet uman bu odaklar tarafından, müvekkilimin “Başbakan’ın ölmesi için beddua edin emri verdiği” şeklinde ahlaksızca bir iddia ortaya atılmıştır. Hukuku hiçe sayan bu kişiler ahlak ilkelerini de altüst ederek insanları karalamaktan ne yazık ki çekinmemektedirler. Çirkin, densiz, seviyesiz bir iftiradan ibaret olan bu iddia kesinlikle doğru değildir. Olayları çarpıtma hıyanetini irtikâb eden, kara ruhlu, kara düşünceli, kara vicdanlı, kara kalemli bu insanlar, iftiralarına yenisini ekleyerek “Başbakan’ın ölmesi için beddua emri verildi” diyebilmiştir. Bu alçakça iddiaya bir de bununla ilgili kayıtlar var denilerek kılıf uydurmaya çalışmak insafsızlık, vicdansızlık ve ahlaksızlıktır. Ayrıca son günlerde ölme, öldürme ve suikast ifadeleri sıkça dillendirilmeye başlanmıştır. Toplumsal ayrışmanın yaşandığı, kin ve nefretin körüklenmeye çalışıldığı içinde bulunduğumuz günlerde bu tarz söylemlerden kaçınılmalı ve ülkemizi kaosa sürükleme niyetinde olan karanlık odaklara fırsat verecek eylemlerden uzak durulmalıdır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Fethullah Gülen Vekili Nurullah Albayrak Sabah ve Takvim gazetelerinde Koza Altın İşletmeleri ve Akın İpek ile ilgili çıkan haber yalan ve iftiradır. Koza Altın İşletmeleri tarafından eski adı Mastra yeni adı Demirkaynak köyünde herhangi bir mezarın taşınması söz konusu değildir. Demirkaynak köyü, köy muhtarlığı ve ihtiyar heyeti, 2007 yılında eski köy mezarlığının yeni köy mezarlığına taşınması için karar almıştır. Alınan bu karar köy karar defterine işlenmiştir. Eski köy mezarlığı, mezar sahipleri yakınları tarafından dini vecibeleri de yerine getirilerek yeni köy mezarlığına taşınmıştır. İşletmemizin mezarlık taşıma ile ilgili hiçbir faaliyeti olmamıştır. Koza Altın İşletmeleri 13 Şubat 2 0 14 Taraf gazetesinde dün 10. sayfada yayımlanan “Erdoğan: Evet, Fas’tan Aradım” başlığı ile yayımlanması gereken haber yanlışlıkla “Erdoğan: Evet, Altaylı’yı Aradım” başlığı ile çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Taraf Gazetemizin 12.02.2014 tarihli dünkü yayınında 11. sayfada yer alan haberde “Emevilik nedir?” başlıklı bölümde, “Hz. Hasan’ın oğlu Hz. Hüseyin” ifadesi sehven yer almıştır. Bu ifade tamamen yanlış olup bilindiği üzere Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin kardeştir. Her ikisi de Ehlibeyt olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in öz torunudur. Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin’in babaları dördüncü halife Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın (Hz. Muhammed’in kızı) oğullarıdır. Yazı işlerindeki yoğunluktan kaynaklanan bu vahim hata nedeniyle okurlarımızdan özür dileriz. Yurt Gazetemizde 6 Şubat 2014 tarihinde çıkan “SGK’dan Star’a Yalanlama” haberinin içeriğinde İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret AŞ (İSTAÇ) onaylı bir firmayla anlaşarak imha ettirdiği ifade edilmiştir. İSTAÇ’ın görevleri arasında bir firmaya onay verme ya da onu yetkilendirme görevi bulunmuyor. Düzeltiriz. Zaman Geçen haftaki yazımın sonunda yer alan “. . . Türkçe’ye nasıl kaydıklarına doğrusu akıl erdiremiyor” cümlesinin doğrusu şöyledir: “. . . Türkçe’ye nasıl kıydıklarına doğrusu akıl erdiremiyor”. Düzeltir, özür dilerim. Beşir Ayvazoğlu, Zaman 10 Ş ubat 201 4 8 Şubat Cumartesi günü yayınlanan “Kadın Coşarsa” başlıklı yazımda Meclis Başkan Vekili MHP’li Meral Akşener sehven CHP’li yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hasan Pulur, Milliyet Gazetenizin (Hürriyet) 22/12/2013 tarihli baskısında “Zarrab’dan Şok İfade: Benden 1 Milyon Dolar İstediler” başlığı altında şahsımla ilgili olarak yayınlanan haberleriniz gerçek dışıdır. Söz konusu haber kişilik haklarıma ve mesleki itibarıma ağır saldırı mahiyetini taşımaktan başka; 13. sayfada yer alan “O AVUKAT TMSF’DE ÇIKTI” başlıklı bölüm, bünyesinde yıllardır onur ve şerefle çalışmış olduğum TMSF’nin kamuoyu nezdindeki itibarını da zedeleyen bir haber olmuştur. Haberde, Reza Zarrab isimli kişiyle Yeni Şafak Gazetesi’ndeki bir haber metnini getirdiğim ve ekonomi yazarı olduğum gerçek dışı bir şekilde lanse edilmiş; müteakiben, söz konusu paranın verilmemesi halinde haberinYeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanacağının söylendiği bölümlerde ismim kullanılmış bilahare, bugüne kadar kamu alacaklarının tahsili konusunda gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarla kamuoyunun takdir ve saygısını kazanmış olan TMSF en küçük bir araştırma gereği dahi duyulmaksızın böyle bir habere dahil edilmekten çekinilmemiştir. Şahsıma ve çalışmış olduğum kurumu hedef alan haberleriniz hakkında her türlü yasal dava ve şikayet haklarımı saklı tutmak kaydıyla; Reza Zarrab isimli kişiyi hiçbir zaman ve hiçbir yerde görmediğimi ve tanımadığımı; hiçbir gazetede hiçbir konuda yazarlık yapmadığımı ve yazı yazmadığımı; habere konu olan olay ve olaylar örgüsüyle uzak yakın en küçük bir ilgimin bulunmadığını beyan ederim. Düzeltme talep eden keşideci Halil Koca 7 Ş ubat 201 4 Milat Gazetesi’nin 06.11.2013 tarihli nüshasında Sn. Halil Mert tarafından kaleme alınan “Neden Sarıgül?” başlıklı yazıda yer alan ifadeler gerçek dışıdır. Müvekkillerin kişilik haklarına açık saldırı teşkil etmektedir, işbu haber aynı zamanda haksız, mesnetsiz, basın ilke ve ahlakına aykırıdır. Söz konusu haberle Müvekkillere ağır hakaret edilmekte, Müvekkiller kamuoyuna hedef gösterilmekte, kamuoyu Müvekkiller aleyhine alenen kin ve düşmanlığı tahrik edilmektedir. Söz konusu yazıda; “Gezi Parkı eylemlerini AKPARTİ ve R. T. ERDOĞAN karşıtlığının merkezinde tutun hep. Kimler vardı karşıda. ABD ve CIA, MOSSAD ve İsrail başta olmak üzere, İngiltere, Almanya ki DHKPC, DEV-YOL, T.İ.K.K.O. vb. taşeronları tam kadro, İran ve Zeynebiye Vakfı, Anti-Emperyalist Müslümanlar, TÜSİAD, Koç Grubu ki MİGROS’tan yiyecekler geldi. Divan Otel karargâh ve hastane olarak hazırlandı.” şeklindeki ifadesi Müvekkiller bakımından tamamen gerçek dışıdır, hiçbir somut, hiçbir resmi dayanağı yoktur, iftiradır. Benzer husurlarla ilgili olarak yapmış olduğumuz çok sayıda tekzip taleplerimizi Mahkemelerce kabul edilmiştir. Buna rağmen ısrarla bu yönde haber yapılması iyi niyetli değildir. Defeatle söylediğimizi bir kez daha söylüyoruz. Müvekkiller ve Koç Grubu tüm işlerinde hukukun içinde faaliyet göstermiş ve her zaman demokrasinin yanında yer almışlar, hiçbir dönemde hiçbir hükümete karşı anılan davranışların içinde olmamışlardır. Bu ülke için var olmayı, ülke için çalışmayı, ülke için gayret göstermeyi ve ülke ile birlikte demokrasi içinde var olmayı var oluş sebebi sayan Müvekkilleri ve Koç Grubunu anlaşılmaz şekilde bu tip asılsız isnatlarla ilişkilendirilmesi gayretini de şiddetle reddediyoruz. Yazıda bahsi geçen MİGROS adlı şirket uzun yıllar önce Koç Grubu tarafından satılmıştır. Hatta duyduğumuz kadarıyla şirketi satın alanlar da başkalarına satmıştır. Sonuçta Müvekkillerle MİGROS’un bir ilgi ve alakası olmadığı resmi Ticaret Sicili kayıtlarıyla da sabittir. Gezi Parkı olayları sırasında Divan Oteli’nde bulundu denilen malzemeler ise Divan Oteli’nde değil Divan Oteli binası ile Asker Ocağı Caddesi arasında olan ve İSPARK tarafından işletilen Harbiye Zemin Altı Otoparkı’nda bulunmuştur. Nitekim bu hususta İSPARK tarafından 11.07.2013 tarihinde basın açıklamasında bulunulmuş ve bu açıklamada anılan otoparkın kendileri tarafından işletildiğini, Gezi Parkı olayları süresince göstericiler tarafından işgal edildiğini, polisin bu işgale son verdiğini ve polisin Müvekkiller tarafından da aynı hususta basın açıklaması yapmıştır. Bütün bunlara rağmen ve hadisenin kamuoyunca bilinen şartları ortada iken, Müvekkillere yapılan ve hiçbir gerçekliği bulunmayan bu isnatlar aynı zamanda Türk Ceza Kanunu bakımından da suç teşkil iddialarla Müvekkilin kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş, hakaret edilmiş, hedef gösterilmiş, kamuoyu Müvekkilim aleyhine alenen kin ve düşmanlığa tahrik edilmiştir. Koç Holding A.Ş. Divan Turizm İşletmeleri A.Ş. Vekili Av. Uğur Çapkın Sabah gazetesi için işadamlarının verdiği “100’er milyon dolar”, dünkü sütunumuzda yanlışlıkla “100 milyar dolar” olarak yayınlandı. Çalık’ın Sabah için ödediği 1,1 milyar dolar da yanlışlıkla “1,1 milyon dolar” olarak dizilmiş. Düzeltir özür dileriz. Melih Aşık, Milliyet 6 Ş ubat 201 4 Akit Gazetesi’nin 17.01.2014 tarihli nüshasının 9. sayfasında “İşin Öz’ü: Akşamdan Yenilen Hurmalar, Geceleyin Mideyi Tırmalar!” başlığıyla yapılan haberde şahsım hakkında gerçek dışı bilgi ve beyanlara yer verilmiştir. Yukarıda belirtilen haber içeriğinde yer alan iddia ve ithamlar tamamı gerçek dışıdır ve yaptığım görevi itibarsızlaştırmaya yöneliktir. Haberde geçen olaylar kesinlikle vuku bulmamıştır. Çine’de görev yaptığım doğrudur ancak görev yaptığım süre içerisinde bahsedildiği gibi bir olaya karışmadım ve hakkımda hiç bir şekilde soruşturma açılmamıştır. Keza bu haber 05.10.2008 tarihli Aydınlık dergisinde haberleştirilmiş ve tarafımca Beşiktaş 3. Noterliği’nce ihtarname çekilerek tekzip edilmiştir. Özgeçmişim hakkında gazetecilere herhangi bir bilgi verilmemiştir. Tamamen gazeteciler tarafından tek yanlı haberleştirilerek yapılmıştır. Kandıra’ya gittiğim Louai Sakka ile CIA ajanlarını görüştürdüğüm şeklinde yapılan haber kesinlikle yalan bir haberdir. Kandıra’ya kesinlikle gitmedim, Louai Sakka ile kimseyi görüştürmedim, kendisiyle cezaevinde görüşmedim, CIA ajanlarıyla da görüştürmedim. Yürütmüş olduğum görevim boyunca hukuk kurallarına sımsıkı bağlı kalan ve adalet görevini layıkıyla yerine getiren, hiçbir zaman makam ve mevkii ayrımı yapmayan biri olarak, bu görevi yerine getirirken şahsım hakkında haksız iddia ve ithamların gerçekleri yansıtmadığını belirtir, gerçek durumu kamuoyunun bilgisine sunarım. Zekeriya Öz Cumhuriyet Başsavcı Vekili “Dershaneler, Fişlemeler Bahane, Amaç Yeşil Darbe!” başlıklı yazımda sözünü ettiğim aileden Cahit Nakıboğlu ile görüştük. Şahsen, Zaman aboneliği dışında Fethullah Gülen grubuyla ilgisi olmadığını dile getirdi. Cahit Nakıboğlu, Fethullah Gülen ile sadece tedavi için gittiği ABD’de görüştüğünü, Gülen’in doktor tavsiye ettiğini, örgütsel ve ticari bir münasebetleri olmadığını söyledi. Mehtap Yılmaz, Akit 4 Ş ubat 201 4 Gazetenizin (Sabah) 25 Ekim 2013 tarihinde 1. ve 5. sayfalarda yer alan “ODTÜ 15 Bin Ağaç Kesmiş” ve “Uydu Görüntüleri İddiayı Belgeledi” başlıklı haberler gerçekleri yansıtmamaktadır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki düzeltmelerin yapılması gerekli görülmüştür. Haberde yer alan 2013 yılında çekilmiş fotoğraflar, ağaçlar arasında kalan konuk evlerini, alışveriş merkezini, Kongre Merkezini, otopark, tenis kortları ve teknokent bölgelerini göstererek sanki bu yapılar için ağaç kesilmiş gibi izlenim yaratmayı hedeflemektedir. Ekli fotoğraflardan açıkça görüldüğü gibi, konukevleri, alışveriş merkezi, Kongre Merkezi, otopark, tenis kortlarının inşa edildiği 1960’lı ve 1970’li yıllarda kullanılan alan tümüyle boş ve ağaçsız bir arazidir. Aynı şekilde, inşaatına 1990’lı yıllarda başlanan ve Gazetenizin Ankara ekinde 5. sayfada yer alan haberde sözü edilen binaların yapıldığı alan olan Teknokent Bölgesi de; ekteki 2000 ve 2013 no’lu fotoğraflarda da görüleceği gibi orman sınırları dışındadır. 1958-1960 yılları arasında üniversitenin gelişim alanı olarak ayrılmış olan bu alan gerek taban suyu gerekse de toprak niteliği anlamında kavak dikimine uygun olduğu için “kavaklık” olarak tahsis edilmiştir. Dikilen kavaklar 1980’li yılların sonunda kesim dolgunluğuna ve çağına geldiği için kesilmiş ve elde edilen gelir üniversitemiz bütçesine aktarılmıştır. Kesilen kavakların sökülmeyen köklerinden çıkan ve sadece yakacak olarak değerlendirilebilecek niteliksiz genç nesil ise günümüze kadar gelmiştir. Bugün bir bilim ve yüksek eğitim kurumu olarak uluslararası saygınlığını kabul ettirmiş olan ODTÜ, 1961 yılında başlattığı ağaçlandırma faaliyeti ile bozkırdan yeşil bir yerleşke yaratmış ve Ankara’ya 30 kilometrekarelik orman kazandırmıştır. ODTÜ, doğal çevreye sahip çıkması ve yarattığı yeşil alanlar nedeniyle 1995 yılında uluslararası Aga Khan “Çevre Koruma ve Geliştirme Ödülü”ne ve 2003 yılında da “TEMA Vakfı Ödülü”ne layık görülmüştür. Ankara’nın en büyük yeşil alanını yaratan, kentin mikro-klimasını değiştiren bu ormanla hava kirliliğinin azalmasına çok büyük katkı sağlayan bir kurumun ağaç katliamı yaptığı şeklindeki haber mesnetsiz ve yanıltıcıdır. Kamuoyunun bilgisine sunulur. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü V. Av. Neşide Öncül Dünkü yazımın başlığı yanlışlıkla “Döviz Kredisi İle Nasıl Başa Çıkacağız?” olarak çıkmıştır. Doğrusu ‘’Döviz Krizi İle Nasıl Başa Çıkacağız?” olacaktı. Düzeltir, özür dileriz. Yaman Törüner, Milliyet Türkiye Gazetesi’nde 16 Ekim 2013 tarihinde yayınlanan, Cenk Eser tarafından yazılmış olan, “Artistler SGK’lı Olacak” başlıklı yazı, gerçekleri yansıtmayan, yanlış bilgilendirme içerir bir yazı olup, müvekkil şirketi karalayıcı niteliktedir. Kamuoyunun doğru yönde bilgilendirilmesi ve tarafımıza isnat edilen asılsız olaya dair gerçeklerin aktarılabilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur: -İlgili yazıda fotoğrafı da kullanılan Özlem Türkad’ın, şirketimiz tarafından yapımı üstlenilen “Seksenler” isimli, TRT 1 kanalında yayınlanan TV dizisinde oyuncu olarak rol aldığı kısmı doğru olup haberin geri kalan içeriği tamamen gerçeklere aykırıdır. -Yazıda, oyuncunun canlandırdığı Rukiye karakterine değinilerek, “Her lafının başı SGK ama ona sigorta yapılmamış” şeklinde iğneleyici cümlelerle yazılan bu asılsız haberde, dizinin ana karakterlerinden olan ve başrol oyuncusu sıfatı ile oyunculuk sanatını icra etmekte olan Özlem Türkad’ın sigortasız çalıştırıldığı iddia edilmiştir. -Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan 2013/11 sayılı genelgenin 1.3. sayılı maddesi, “Sanatçı, düşünür ve yazarlar” başlıklı kısmında “Yapımcı şirket adına kendi hususiyetini vermek suretiyle bir eser (ürün) üreten, çalışma zamanı ve yeri yapımcı şirketin emir ve talimatı dışında bulunup mesleğini icra eden senarist, özgün müzik yapımcısı, diyalog yazarı ve başrol oyuncusu gibi kişiler, bireysel olarak yaptıkları bu işlerden dolayı serbest meslek faaliyeti yürütmesi nedeniyle doğan serbest meslek kazancı olan ve bu kapsamda serbest meslek makbuzu veya fatura düzenleyerek çalışanların yapım şirketi ile arasındaki ilişki istisna (eser) sözleşmesi kapsamında sayılarak 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilecektir.” denilmektedir. -Buna göre başrol oyuncularımızdan olan Özlem Türkad ile müvekkil şirket arasında, genelgede düzenlendiği üzere istisna (eser) sözleşmesi yapılmıştır ve ödemeleri kendisine serbest meslek makbuzu mukabilinde yapılmaktadır. Oyuncu Özlem Türkad, başrol oyuncusuna haiz olan bir kişi olarak vergi mükellefi olduğu için kendisi SGK mevzuatı yönünden 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendinde belirtilen (4/1-b) sigortalısıdır. -Hukuki ve teknik açıdan yanlış bilgilendirme ile haksız ve mesnetsiz yorumları barındırır yazınız, şirketimize zarar verici ve hukuka aykırı niteliktedir. Aynı zamanda kamuoyunu yanıltıcı nitelik taşıyan ilgili yazının içeriğinin asılsız olduğunu bildirir ve yayınlanmış olduğu gazete, internet vesair her türlü mecradaki haberi tekzip ederiz. Konu ile ilgili olarak gerekli hukukî prosedür tarafımızca ayrıca işletileceğini bildirir, kamuoyuna saygıyla duyururuz. Av. Aslı Akdağ Dünkü gazetede yer alan “İmamlar Firarda” haberinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sevil Sabancı’nın adı geçmektedir. Haberdeki konuyla ilgisi olmayan ve sehven yapılan bu yanlışlık için Sayın Sevil Sabancı ve okurlarımızdan özür dileriz. Sabah 03.02.2014 tarihinde Başbakan Erdoğan’ın Atatürk Havaalanı’nda düzenlediği basın toplantısında, Sayın Başbakan’a yönelttiğim MİT’in Reza Zarrab ve birkaç bakanla olan ilişkileri hakkında hazırladığı ve Başbakan’a sunduğu iddia edilen raporla ilgili haberin ilk olarak T24 internet sitesinde yayınlandığını öğrenmiş bulunuyorum. Basın toplantısında yanlışlıkla haberin Taraf’ta yayımlandığını ifade ettim. Söz konusu ifademi düzeltir Taraf gazetesinden özür dilerim. Derviş Genç, Zaman 3 Ş ubat 2 01 4 Milat Gazetesi’nde 2 Ocak 2014 tarihinde 5. sayfada İsa Tatlıcan tarafından yazılan köşe yazısında şahsım hakkında ortaya atılan iddialar hilafı hakikattir. Uzun yıllar gazetecilik ve eğitim işleriyle iştigal ettim. Kendi arzumla Zaman Gazetesi’nin Pakistan ve Afganistan temsilciliği görevlerinde bulundum. Cemaat kurmak gibi bir faaliyetim olmadı. Hiç kimsenin yerine geçmek, lider olmak gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı. Halit Esendir 1 Şubat 2 01 4 22 Ocak tarihli Zaman Gazetesi’ nin 13. sayfasında yer alan “AB Yetkilileri Karşısında Dile Getiremediklerini Gurbetçilere Söyledi” başlıklı haberde TÜMSİAD için sehven “MÜSİAD’ın Avrupa’daki uzantısı olan” nitelemesi yapılmıştır. TÜMSİAD, MÜSİAD’dan bağımsız, müstakil bir işadamları derneğidir. Düzeltir; doğabilecek yanlış anlaşılmalardan dolayı özür dileriz. Zaman Sabah Gazetesi’nin 18.10.2013 tarihli nüshasında “Karargah Bütün Avrupa’ya Yayılmış” ve 19.10.2013 tarihli nüshasında “PKK’nın Gözetiminde” başlıklı, Abdurrahman Şimşek ve İbrahim Evrim Ayral tarafından kaleme alınan haberlerde müvekkilin yasadışı bir örgütle ilişkili olduğu yönünde kişilik haklarını ihlal eden gerçekdışı ibarelere yer verilmiştir. Müvekkil Anıt Baba’nın ne söz konusu haberde iddia olunan örgütle, ne de bir başka yasadışı örgütle ilişkisi yoktur, olmamıştır. Uzun yıllar yöneticiliğini ve bir süre de Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğü Sosyalist Demokrasi Partisi’nin üyeliği dışında herhangi bir siyasi kimliği yoktur. Tekzibe konu haberde kendisi ile ilişkide olduğu iddia edilen kişilerin isimlerini dahi yine tekzibe konu haberden öğrenmiş bulunmaktadır. Haberde iddia edilenin aksine kendisi Rusya’da yaşamamaktadır. Halihazırda bir insan hakları kuruluşunun projelerinde uzman hukukçu olarak çalışmakta ve hukuk alanında kitap ve makaleler hazırlamaktadır. Müvekkilim; kamuoyu tarafından yakından bilinen Uğur Kaymaz, Hrant Dink, Önder Babat, Festus Okey davaları gibi birçok insan hakkı ihlali vakalarına ilişkin sayısız davada aktif görev üstlenen bir avukat ve sol kamuoyunda tanınan muhalif, sosyalist bir aydın olduğu için bir takım art niyetli çevrelerce karalanmak ve hedef gösterilmek istendiğini düşünmektedir. Sonuç olarak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde söz konusu ihlalin sona erdirilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak üzere, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca işbu tekzip metninin hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmadan aynı sayfada, aynı yerde, aynı puntolarla, sair yasal haklarımızı saklı tutarak, talep ederiz. Anıt Baba Vekili Av. Fahriye Belgün Baba Dünkü “Gençler...” başlıklı yazımda Argo filmi, her nasıl olmuşsa Arog’a dönüşmüş, tatlı bir komiklik kazanmış ama düzeltir, özür dilerim. Haşmet Babaoğlu, Sabah 30 Ocak 20 14 Milliyet Gazetesi’nin 23.01.2014 tarihli nüshasının 30’uncu sayfasında yer alan “Yeni Sistem Kafa Karıştırdı” başlıklı haberde, “Sizce Bakan Avcı’nın açıkladığı bu sistem Türkiye’de uygulanabilir mi?” sorusuna İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ’un verdiği “Dünyada üniversitelerine ve siyasetçilerine güvenilemeyen tek ülkenin Türkiye olduğunu düşünmüyorum.” şeklindeki cevabı, sehven “Dünyada üniversitelerine ve siyasetçilerine güvenilmeyen tek ülkenin Türkiye’dir.” şeklinde yayımlanmıştır. Milliyet Kastedilmek istenen Bağış ve Şahin’in AB’nin benzer toplantılarına katılmış olmasıdır. Düzeltiriz. Zaman 2 8 O cak 2 0 14 Bugün (28.01.2014) bir gazetede (Sol) yer alan “Otomatik Tren Yolsuzluğu” başlıklı haberle ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür. 1- TCDD çeken çekilen araçlarını modernize ederken, bu araçların bakım ve kontrolünü de modern sistemlerle yapmak için otomatik muayene istasyonları dönemini başlatmıştır. 2- Otomatik muayene istasyonu tanımı statik ve dinamik muayene istasyonlarını kapsamaktadır. 3- İhaleye çıkılan 3 adet statik muayene istasyonu hizmete açılmış olup bu istasyonlar iddiaların aksine TCDD araçlarına hizmet vermektedir. 4- Yine ihaleye çıkılan 3 adet dinamik muayene istasyonunun birisi hizmete verilme aşamasında olup, ikisi yapım aşamasındadır. 5- Ankara’daki dinamik muayene istasyonu büyük ve özgün kent içi raylı sistem projesi olan Başkentray projesiyle birlikte yapılacaktır. 6- İhaleler Kamu İhale Kurumu kanunu ve ilgili mevzuata göre yapılmıştır. Tren etiketi sistemi ihalesi de aynı mevzuata tabidir. 7- Gazetede iddia edildiği gibi ihalelerin gizli tutulması söz konusu değildir. 8- İhalelere hangi firmaların gireceğine TCDD karar vermemekte, yeterliği olan her istekli ihaleye girebilmektedir. 9- İş yapım sürecinde hak edişi ölçüsünde firmalara ödeme yapılmış, herhangi bir fazla ödeme yapılmamıştır. 10- Nasıl ihale yapılacağı, yaklaşık bedel tespiti, ayrılan ödeneğin nasıl kullanılacağı mevzuatla tanımlı olup, ayrılan ödenekle iş yapım kıyaslaması yaparak aradaki farktan yolsuzluk çıkarmanın kabul edilir bir yanı bulunmamaktadır. 11- Muayene istasyonu yerine boş bina açıldı iddiası da diğer iddialar gibi gerçek dışıdır. 12- Söz konusu haberin “Operasyonlar Engellenmişti” başlıklı kutusunda yer alan, bazı firmaların gizli anlaşma yoluna gittikleri iddiası da diğer iddialar gibi asılsızdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü 23 Ocak Perşembe günkü yazımda Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu’nun ismini yanlışlıkla Ziya Müezzinoğlu olarak yazmışım. Sayın Bakan’dan özür diliyorum. Fuat Uğur, Türkiye 2 7 O cak 2 0 14 29 Ocak 20 14 Bir gazetenin (Taraf) 27.01.2014 tarihli nüshasında yayımlanan haberde, bir Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın borçlanma aracı ihracı ile ilgili olarak “SPK’nın göz yumması sonucu, tahvil ihraçları yoluyla boyutlarının çok üzerinde borçlanmalara gittiği” ifade edilmektedir. Haberde adı geçen Banka da dahil olmak üzere tüm ihraççıların Kurulumuza yaptıkları sermaye piyasası araçlarının ihracına yönelik başvuruları Sermaye Piyasası Kanunu ve yürülükteki mevzuata uygun olarak sonuçlandırılmaktadır. Ayrıca, finansal kuruluşların Kurulumuza yaptıkları borçlanma araçlarının ihracına yönelik başvurularda sermaye piyasası mevzuatına ek olarak, bu kuruluşların gözetim ve denetimini yürüten kurumlardan Kurulumuzca görüş talep edilmekte ve ihraç başvuruları ilgili kurumların uygun görüşünün de alınması ile sonuçlandırılmaktadır. Dolayısıyla gazetede yer alan haber gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Sermaye Piyasası Kurulu Zaman Pazar’da yayınlanan ‘’Kimse Kusura Bakmasın Hepsi Yalan” başlıklı haberimizde, AB Büyükelçileri’nin rutin olarak düzenlediği etkinliğe, davetli olarak katılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in sunum yaptığı belirtiliyordu. Ayrıca bu toplantılara Bakanlar Egemen Bağış ve Fatma Şahin’in de katıldığı ifade edilmişti. Haberde sehven Bakanlar Mustafa Yeşil’in sunum yaptığı toplantıya katılmış gibi anlaşılmıştır. 25.01.2014 tarihli Sabah Gazetesi’nin 9’uncu sayfasında yer alan haberde Mimar Gökhan Avcıoğlu’nun adı sehven Doğan Avcıoğlu olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Sabah 2 5 O cak 2 0 14 30.11.2013 tarihli Bugün Gazetesi’nde yayımlanan “Yeniçeriler Kazan Kaldırdı” başlıklı haberiniz gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu tekzip metni ile söz konusu haberinizde yer alan yanlışlıkları düzeltme gereği duymaktayız. Müvekkilimiz Duka Filmcilik ve Sinemacılık Tic. Ltd. Şti. çok sayıda dizi film, sinema filmi, belgesel gibi yapımcılık işini üstlenen ve sektöründe tanınmış bir firmadır. Yapımcılığı üstlendiği filmlerden biri de TRT’de Nisan 2013 tarihinden bu yana yayınlanan ve en son 18. bölümü gösterilen “Osmanlı Tokadı” adlı TV dizidir. Müvekkil Şirketin, “Osmanlı Tokadı” adlı TV dizisinden dolayı oyuncuları dahil herhangi bir üçüncü şahsa borcu yoktur. Özellikle oyuncularının ücretleri taraflar arasındaki sözleşme şartlarına uygun olarak zamanında ve eksiksiz ödenmektedir. Haberde adı geçen oyuncuların Müvekkil Şirketten vadesi gelmiş herhangi bir alacağı olmadığı gibi, haberde geçen ‘on bölümdür ücretlerini alamadıkları” şeklindeki iddia da tamamıyla hayal mahsulü olup, gerçek dışıdır. Ayrıca yine haberiniz nedeniyle ifade etmek zorundayız ki Müvekkil Şirket borç ve taahhütlerini günü gününe yerine getiren ve bu konudaki hassasiyeti ile tanınan bir yapımcıdır. Ülkemizin saygın bir basın kuruluşu olarak, haber yapma ve bilgilendirme özgürlüğünüzü kullanırken, bunun getirdiği ciddi sorumluluğunuzun, aynı zamanda yayımladığınız haberin içeriğinin doğrulanmasını da gerektirdiğine inanmaktayız. Bu nedenle, Müvekkil şirket hakkında kamuoyunda oluşan yanlış intibaın ve gerçeğe aykırı haberin düzeltilmesi amacıyla işbu “Düzeltme Yazısının” yayınlanması gerekmektedir. Saygı ile kamuoyunun bilgisine sunulur. Duka Filmcilik Ve Sinemacılık Tic.Ltd.Şti. Vekili Av. Fatih M. Küçükbay Dünkü yazımda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a atfen geçen 11 yılda yapılan karayolu uzunluğunu sehven 6 bin km olarak yazmışım. Doğrusu 17 bin km olacaktır. Düzeltir, özür dilerim. Sedat Ergin, Hürriyet 2 4 Ocak 201 4 Bugünkü yazıma okurlarımızdan “Özür” dileyerek başlıyorum. Sözcü’nün dünkü manşetinde “Cumhuriyet” kelimesi yanlışlıkla “Cuhmuriyet” diye yazılmış ve bu dizgi hatası ne yazık ki gözlerden kaçmıştı… Kasıt olmayan, dikkatsizlik sonucu olan maddi bir hataydı bu… Başlıkta “m” ve “h” harfleri yer değiştirmişti. Hata olmasına hataydı ama facia da değildi… Fakat… “Öküz altında buzağı arayan” hasım çevreler, bunu fırsat bilip internette hemen yaygaraya başladılar: “Bunlar nasıl cumhuriyetçi? Cumhuriyet kelimesini bile yanlış yazdılar!” gibi sözlerle akılları sıra bizi karaladılar! İnsaf edin mübarekler! “Cumhuriyet” kelimesini dizgi hatası sonucu “Cuhmuriyet” diye yazmakla “cumhuriyet karşıtı” mı olunur? Bu ne sakat bir mantık, bu ne çarpık bir zihniyettir? Cumhuriyet, erdemdir, fazilettir. Cumhuriyet ahlâka dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet ilkeleri beyindedir, kalptedir, davranıştadır. İstenmeden meydana gelen “hata” için okurlarımızdan, tekrar özür diliyor, fırsatçı çevrelere de “Bizim cumhuriyetçiliğimizi sorgulamak, sizin haddiniz değil!” diyoruz. Rahmi Turan, Sözcü haberinizde, yine tırnak içinde Atalay’ın “Beğenin ya da beğenmeyin Öcalan Kürtlerin lideri” dediği iddia edilmiştir. Sayın Beşir Atalay, tamamı kayıt altına alınan konuşmasında hiç kimse için “lider” ifadesi kullanmamış, konuşmasında “müzakere” gibi bir sözcük yer almamıştır. İsimsiz kaynaklara dayandırdığınız haberinizin tamamı, Sayın Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a atfedilen gerçek dışı ifadeler içermektedir. T.C. Başbakan Yardımcılığı (Sn. Beşir Atalay) Basın Müşavirliği 1 3 Ocak 201 4 Koza Altın İşletmeleri “sıfır deşarj” yöntemiyle çalışmaktadır. Bu, maden sahası dışına hiçbir atık bırakmamak demektir. Maden sahası ve çevresinde hava, su ve toprak ölçümleri düzenli denetimlerle yapılmaktadır. Valilik tarafından oluşturulan ilgili tüm bakanlık temsilcilerinin katılımıyla oluşan komisyon tarafından faaliyete başladığımız 2009’dan beri her ay yapılan denetimlerin sonucu da Koza Altın İşletmeleri’nin “sıfır deşarj” ile çalıştığını açıkça teyit etmektedir. Son günlerde bazı basın yayın organlarında ve internet sitelerinde üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut TURAN ve araştırma ekibi tarafından dünya bilim literatürüne kazandırılmış olan üç yeni sazan türünün isimlendirilmesi ile ilgili olarak “Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin Sazanları” isimli haberler yer almıştır. Bu konuda gerçeklerin doğru bir şekilde açıklanması ve yanlış anlaşılmaların önlenmesi için aşağıda yer alan bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasına ihtiyaç duyulmuştur: “Üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut TURAN ve araştırma ekibi tarafından Fırat Nehri’nde bu güne kadar dünya bilim literatürüne girmemiş olan üç yeni sazan türü keşfedilmiştir. Daha önce de 18 yeni türü dünya faunasına kazandırmış olan Prof. Dr. Davut Turan bu yeni türleri isimlendirirken birisine annesi Emine Turan dolayısıyla “emineae”, diğerine araştırmanın radyografik çekimlerine destek vermiş olan Rize Devlet Hastanesi Hastane Yöneticisi Opr. Dr. Hasan Basri Velioğlu dolayısıyla “velioglui”, bir diğerine de arazi çalışmalarına beraber gittiği Recep Buyurucu dolayısıyla “recepi” ismini vermiştir. İlim dünyasında yeni bulunan türlere isim verme geleneği var olan bir durumdur. Kaldı ki araştırmacı isimlendirmeyi hangi gerekçelerle yapmış olduğunu makalede belirtmiştir. Bu araştırma indeksler tarafından taranan Zootaxa 3754 (2): 1001-116 (www.mapress.com/zootaxa) isimli bilimsel bir dergide yayınlanmıştır. Prof. Dr. Davut TURAN’ın, dünya bilim literatürüne kazandırmış olduğu türleri isimlendirirken vefa örneği göstermesi ve dünya faunasına üç yeni tür kazandırmış olması dolayısıyla takdir edilmesi gerekirken, ilmi bir çalışmanın bazı basın yayın organlarında çarpıtarak farklı şekillerde haber yapılması yadırganmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlüğü 2 3 Ocak 201 4 Bugün bazı basın ve yayın organlarında “Başbakanın makam odasında bulunan cihazdan çıkan sinyallerin, hemen karşıdaki Yargıtay’a konulan yansıtıcıyla uzağa aktarıldığı belirlendi” ve “Başbakan Erdoğan’ın makam odasından çıktığı iddia edilen dinleme cihazının sinyallerini yansıtan bir aparatın Başbakanlık’ın hemen karşısındaki Yargıtay binasının çatısında bulunduğu öne sürüldü” şeklinde haberler yayınlanmıştır. Aydınlık Gazetesi’nin 29.12.2012 ve Yurt Gazetesi’nin 30.12.2012 tarihli baskılarında da aynı mahiyette haberlerin yer aldığı kamuoyunun malumudur. Bu yayınlar üzerine kurumumuzca o gün tarihi itibariyle Başbakanlık Müsteşarlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile gerekli yazışmalar yapılmış, cevaben bu konuda herhangi bir bilgi ve soruşturmanın olmadığı tarafımıza bildirilmiştir. Benzer mahiyet arz eden ve ikinci kez yayınlanan bu haberler üzerine yine ilgili kurumlara gerekli bilgilerin temini adına yazılar yazılmış olup, kurumumuz yasal olmayan bu tür eylemler karşısında ilgili makamlara her türlü hukuki ve fiili yardımda bulunmaya hazırdır. Somut bilgi ve belgelerin tarafımıza intikali halinde de gereğine tevessül edileceği bilinmelidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Yargıtay Birinci Başkanlığı 18 Ocak 201 4 Gazetenizin (Cumhuriyet) 15/01/2014 tarihli sayısının 7. sayfasında yer alan haberle ilgili olarak kamuoyunun ve okuyucularınızın doğru bilgilendirilmesi açısından aşağıdaki açıklama zarureti doğmuştur. Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay’ın 14 Ocak 2014, Salı günü J.W. Marriott Hotel’de 6. Büyükelçiler Konferansı’nda basına kapalı olarak yaptığı konuşmasına ilişkin gazetenizde yer alan “Atalay: Öcalan Kürtlerin Lideri” başlığı altında verdiğiniz bedeli tahsil edilerek Turkuvaz Grubuna devir ve teslimi yapılmıştır. Bu kapsamda ATV-Sabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü içerisinde yer alan Sabah Gazetesi ve ATV Televizyonu’nun da dahil olduğu mal, hak ve varlıkların mülkiyeti de Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ’ye geçmiş olup, bu aşamadan sonra söz konusu varlıklarla Fonun bir ilgisi kalmamıştır. Turkuvaz Grubu’nun bahse konu medya varlığını üçüncü şahıslara satışı kurumumuzun görev ve yetki alanına girmediğinden izin alınması veya onay vermesi söz konusu değildir. Haberde “Zirve Holding’in alacaklılarının Zirve Holding’in iflasını istemeleri durumunda, bu kuruluşların yeniden TMSF’ye devredileceği” ifadesi yanlıştır. Fon’a devredilen bankalarla ilişkili olmayan hiçbir şirketin TMSF’ye devri söz konusu olamaz. Ayrıca haberde geçen “Zirve Holding’e yapılan ATV Sabah satışını Rekabet Kurulu’ndan önce TMSF’nin onayladığı, bu onayı sağlam olmayan ve yeni kurulmuş bu şirkete neden verdiği” yorumu da kurumun görev ve yetkileri araştırılmadan yapılmıştır. TMSF, ihalesi gerçekleştirilip, devri yapılan menkul ve gayri- Türkiye’deki çevre maden mevzuatı Avrupa ile aynıdır. Koza Altın İşletmeleri’nin çevre performansı da Avrupa Madencileri Birliği tarafından dünya madenciliğine örnek gösterilmektedir. Enerji Bakanlığımızın Mastra Madencilik İşletmeleri’nin faaliyetlerini durdurma gibi bir kararı da bulunmamaktadır. Koza Altın İşletmeleri Geçen Cuma günkü yazının başlangıcında bir şaşkınlık yanlışı olmuş. Doğrusu, “İslam kültüründe Tanrı’nın adlarından biri olan ‘Hak’ sözcüğü” olacaktı; düzeltir, özür dilerim. Mümtaz Soysal, Cumhuriyet 11 Ocak 201 4 İhale, RTÜK ve Rekabet Kurulu’ ndan alınan izinler akabinde Fon Kurulu tarafından onaylanmış ve 22 Nisan 2008 tarihinde ihale menkuller üzerinde herhangi bir tasarruf hakkına sahip olmadığı için haberde bahsedilen onay makamı değildir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 11 Ocak 201 4 Sayın Muhatap, 26 Haziran 2013 tarihli gazetenizin (Sözcü) 12. sayfasında yer alan “AKP Zaman’ı Taşıdı” başlıklı haber gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki, Zaman Ankara Bürosu, haberinizden yaklaşık 10 gün önce bütün birimleriyle yeni binasına taşınmıştır. Bina içi donamında tamamıyla yenilendiği için taşınırken eski binadan eşya götürmemiştir. Eski binada bırakılan masa, sandalye ve dolaplardan oluşan kullanılabilir eşyalar ise yardım kuruluşlarına bağışlanmıştır. Haberinize konu taşıma işini söz konusu yardım kuruluşlarına kendileri yapmaktadır. Dolayısıyla, haberdeki ifadeler ve çekilen görüntülerin Zaman Gazetesi ile hiçbir bir ilgisinin olmadığı açıktır. Zaman Gazetesi yaptığı taşıma işi için nakliye şirketleri ile çalışmış olup bunların bedellerini de faturalar karşılığında ödemiştir. En hafif tabiriyle yanlış anlama ve yorumlara yol açan, gerçeği yansıtmayan haberinizin gazeteciliğin temel ilkeleri ışığında düzeltilmesi için açıklamamızın Basın Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarına gazetinizde yayınlanmasını talep ediyoruz. İhtar Eden Vekili Av. Ali Odabaşı 1 0 Ocak 2 01 4 Hürriyet gazetesinde “Herkes, Her Zaman Kandırılamaz” (31.12.2013) başlığıyla Yalçın Bayer’in köşesinde yayınlanan yazıda yer alan iddialara ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur: Çalık Grubu’nun Halkbank’tan 170 milyon Amerikan Doları tutarında usulsüz kredi kullandığı yönünde haberler asılsız olup, bu haberlere dayalı yorumlar kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir. Çalık Grubu bugüne kadar Halkbank’tan temin edilen kredilerle ilgili tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmiştir ve belirtilen miktarda herhangi bir yeni kredi kullanımı da söz konusu değildir. Grubumuzun şu ana kadar temin etmiş olduğu tüm krediler, bankacılık sektörü ile ilgili tüm yasal düzenlemelere ve bankacılık teamüllerine uygun şekilde sağlanmış ve ilgili kredi sözleşmeleri çerçevesinde tüm yükümlülüklerimiz ifa edilmiştir. Tüm yasal haklarımız saklı kalmak kaydı ile Çalık Grubu’na yönelik gerçekdışı ve hayal ürünü iddiaları kesin bir dille yalanlıyoruz. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklamamıza yer verilmesini önemle rica ederiz. (Bu konuyu –Sabah-ATV satışı, Çalık ve Halkbank ilişkileri– CHP Konya Milletvekili Atilla Kart uzun bir basın toplantısı yaparak gündeme getirmişti. Ayrıca Cengiz Grubu’nun, Yasin El Kadı’nın Türkiye’ye gelişi ve geçirdiği kaza çerçevesinde gelişen olayları Ali Ağaoğlu ile ilgili ilişkilerine değinmişti.) Çalık Holding A.Ş. Dünkü yazımızın sonunda Genelkurmay Askeri Savcılık kararında Başçavuş Vehbi Göçmen’e atfedilen “böyle bir şeyin olamayacağı, teröristlerin bombalandığı” şeklindeki sözleri yanlışlıkla “teröristlerin bombalanmadığı” şeklinde yazılmıştır. Düzeltir, özür dilerim. Sedat Ergin, Hürriyet 9 O cak 2 01 4 Zaman’da dün sayfa 8’de yer alan “Akit, İki Yıllık Fotoğrafı Çarpıttı” başlıklı haberdeki bilgiler için https://www.facebook.com/akitgazetem adresindeki haber ve fotoğraf esas alınmıştır. Söz konusu haber, basılı Akit gazetesinde değil, Akit Gazetesi okurları adına açılan yaklaşık 193 bin takipçisi olan facebook. com/akitgazetem adresinde yayınlanmıştır. 30 Haziran 2012 tarihinde Akit Gazetesi’nin resmi web sitesinde, “Akit Gazetesi’nin sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki adresi şöyle: www.facebook.com/akitgazetem. Bu sayfa, facebook üyelerine günlük olarak yenilenen içeriğiyle en doğru haberleri ulaştırmayı planlıyor.” cümleleriyle bu siteye referans verilmiştir. Yanlış anlamaya sebebiyet veren bu durumu vuzuha kavuşturur, düzeltiriz. Zaman 8 O cak 2 01 4 Dünkü sayımızda, “Gülen’in Mektubuna Cemaatlerden Tepki” başlığı ile yer alan haberin spotunda geçen “Gülen’in düşünceleri füruattır” ifadesi Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Topbaş’a ait gibi anlaşılmıştır. Söz konusu ifadenin Sayın Topbaş’a ait olmadığını belirterek, kendisinden ve okuyucularımızdan özür diliyoruz. Yeni Akit 6 Ocak 2 01 4 Bir gazetenin (Milliyet) bugünkü nüshasında 1.ve 21. sayfalarda duyurulan “Havaalanına Mali Polis Baskını” başlıklı haber kesinlikle yalandır, yanlıştır, eksik bilgilerle mücehhezdir. Haberi yazan muhabir daha önce de defalarca gümrüklerle ilgili yanlış haberlere imza atmıştır ve hepsi de tekzip edilmiştir. Bilinmesini isteriz ki kesinlikle 17 Aralık 2013’te başlayan operasyonla alakalı olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı ne Atatürk Havaalanı Kargo Gümrük Müdürlüğü’ne ne de başka bir birimimize polis veya savcılık baskını söz konusu değildir. Soruşturmayı yapan savcılık makamı Bakanlığımızdan soruşturma kapsamındaki 17 firmanın ithalat ve ihracat işlemlerine ilişkin evrakların kopyasını talep etmiştir. Bakanlık makamı da talep edilen belgeleri savcılık makamına Gümrük memurlarımız nezaretinde iletmiştir. Kaldı ki bakanlık müfettişlerimizin konuyla ilgili yaptığı soruşturma dosyası ve neticesi de konuyu soruşturan savcılık makamına aylar öncesinden iletilmiştir. Yapılan haber söz konusu soruşturmaya gümrük teşkilatını da dahil etme çabasından başka bir şey değildir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 4 Ocak 20 14 Hürriyet Gazetesi’nde dün yayınlanan “TIR’da MİT’in Adamı Var mı” başlıklı haberde yer alan “MİT Tweet’i” ara başlıklı bölümde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a ait olarak gözüken Twitter hesabından yazılan bazı cümleler yer aldı. MİT Müsteşarlığı, daha önce yaptığı bir açıklama ile Fidan’ın Twitter hesabı bulunmadığım duyurmuştu. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 3 Ocak 20 14 Gazetenizin (Yeni Şafak) 02.01.2014 tarihli sayısında ve ayrıca aynı tarihli internet sayfanızda, “Ağlayarak İstifa Ettim” başlıklı haberde, üniversitemiz yöneticileri hakkında kamuoyunu yanlış bilgilendirecek, husumet doğuracak, aleyhte kamuoyu oluşturacak şekilde; gerçeklerle taban tabana zıt bir içerik taşımaktadır. Söz konusu haberde yer alan hususların hiçbiri somut olay, bilgi ve delillere dayandırılmadığı gibi, basın mensuplarıyla görüşmekten kaçınmayan ve her zaman basına açık olan Rektörlüğümüzden, önceden haberin doğruluğunu kanıtlayacak şekilde bilgi talebinde bulunulmamıştır. Söz konusu iftiranın kamuoyunu yanıltmaya, mevcut konjonktürden yararlanarak Üniversitemizi karalamaya ve bazı çirkinlikleri örtmeye yönelik olduğunu düşünmekteyiz. Görevi devraldığımız Ağustos 2008’den bu yana, bir üniversiteye yakışır şekilde her kesimi kucaklayan, tüm kurumlarla işbirliği içinde çalışan bir yönetim anlayışı sergilenmiştir. Hiç kimseye pozitif ya da negatif yönde ayrımcılık uygulanmadığı gibi, baskı ve talimatlarla da hiç kimse mağdur edilmemiştir. Yönetim anlayışımız; ilgili mevzuat ve hukukun çizdiği görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde; çalışma barışı ve huzurunu tesis etmek; Üniversitemizi her alanda daha ileri düzeye taşımak, Türkiye’nin sayılı üniversiteleri arasında yer almasını sağlamak olmuştur. Nitekim bugün itibariyle her alanda gösterilen yüksek başarılar bunun en somut kanıtıdır. Kamuoyunda hayırlı hizmetleri ile bilinen İlim Yayma Cemiyeti ve yine yayın hayatına başladığı günden bugüne doğru habercilikle ülkemize hizmet eden Yeni Şafak gazetesinin bu tür çirkin bir iftiraya alet edilmeye çalışılmasını da esefle kınıyoruz. Tüm zorluklara rağmen ülkemize ve milletimize hayırlı hizmet etmeyi şiar edinmiş olan Üniversitemizin, ürettiği güzellikleri engelleme çabası içinde olan bazı kesimlerce hedef haline getirilmeye çalışılması, sağduyu sahibi kamuoyunu derinden üzmektedir. Üniversitemizin beş yıl içerisinde göstermiş olduğu başarılı çalışmalar; Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız başta olmak üzere devlet erkanı ve kamuoyunun takdirlerini kazanmıştır. Bu başarılı çalışmaların temelinde Sayın Başbakanımızın Dicle Üniversitemize verdiği desteklerin bilincinde olan Üniversitemiz, şükran duyguları ile çalışmalarına aynı aşk ve şevkle devam edecektir. Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç Dicle Üniversitesi Rektörü 2 Ocak 20 14 Bugün Yeni Şafak gazetesinde şirketimiz Koza Altın İşletmeleri ve Akın İpek ile ilgili çıkan haber çok önemlidir. Bu haberi vicdan sahibi olan tüm kamuoyunun dikkatle okuması gerekir. Son dönemde sadece işini yapan, görevini yerine getiren masum kurum ve insanlara karşı uygulanan iftira ve karalamalara tarihi bir örnektir. Aynı üslupla kendilerine cevap verecek değiliz fakat gerçekleri açıklamak mecburiyeti vardır. Şirketimiz bir madencilik şirketidir, altın ticareti yapmaz, bugüne kadar hiç yapmamıştır. Şirketimizin tüm üretimi, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası’nda resmi olarak satılmaktadır, bu satışın dışında hiçbir satışı yoktur. Rıza Sarraf veya şirketleri ile, altın ticareti ile uzaktan yakından veya dolaylı olarak ne kurumsal ne de bireysel hiçbir ilgi ve alakamız da yoktur. Kendisini tanımayız. Şirketimiz kendi öz risk sermayesi ile çalışan ve aramalardan başlayarak madencilik yapan bir kuruluştur ve tüm yasal mevzuata hassasiyetle uyar. Sondajlarla rezervi belirlenmemiş ruhsat sahalarının kayda değer bir kıymeti yoktur. Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rezervi yabancı şirketler tarafından sondajlarla belirlenmiş, devlet eli ile satılmış tek altın madeni vardır, bu da Yenişafak gazetesinin bahsettiği Artvin Cerrattepe Madeni’dir. Şirketimiz bu ihaleye de girmemiştir. Kamuoyuna saygılarımızla. Koza Altın İşletmeleri 30 Aralık 2013 tarihli yazımda, “Hata yapan, hataya bulaşan her kimse, ana yürüyüşü bozmasına izin vermeden ayıklanmalı”cümlesindeki bir bölüm, “ayıklanmamalı” olarak çıkmıştır. Doğrusu, “ayıklanmalı” olacaktır. Düzeltir, özür dilerim. Okan Müderrisoğlu, Sabah 2 8 Aralık 2 0 13 olarak söylenmiş bir söz olduğunu tahmin ediyoruz. Zira, hem sayın Sancak’tan gazetemize böyle bir bilgi gelmemiştir, hem de gazetemizin yönetim kurulu toplantılarına katılabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, yayımlanan bu haber vesilesiyle Cumhuriyet gazetesinin yayıncılık ilke ve politikaları üzerinde kuşku yaratılmak istenmesi nafile bir çabadır. Gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı gibi böyle bir olasılık da bulunmamaktadır. Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kurulu nedeniyle Ankara eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 21 A ralık 201 3 Reza Zarrab’ın, yolsuzluk soruşturmasında adı geçen bir bakana rüşvet vererek görevden alınmasını sağladığı iddia edilen Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce’yle ilgili, 21 Aralık’ta Sözcü’de yayımlanan “Yansıyanlar Olayın Yüzde 10’u Bile Değil” başlıklı haberimizde kullandığımız fotoğraf, İnce’ye değil Kahramanmaraş Emniyet Müdürü Metin Aşık’a aittir. Teknik aksaklıktan dolayı hem Aşık hem de İnce’den özür dileriz. Sözcü Sabah Gazetesi’nin Sabah’la Günaydın ekinin 04.08.2013 tarihli 1. sayfada “Patronlar Ayvalık’ta” ve 2. sayfasında “40 Yıllık Bina Yıkılacak”alt başlıklı yazıda Müvekkil M. Rahmi Koç hakkında tamamen gerçek dışı bir haber yayınlanmış, Müvekkil hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığı konuda, kamuoyu nezdinde zan altında bırakılmak istenmiştir. Şöyle ki; söz konusu yazıda Ayvalık devlet hastanesinin bulunduğu yerin Rahmi Koç tarafından satın alındığı, binanın yıkılacağı ve buraya Koç’ların otelinin yapımına başlanacağı şeklinde haber yapılmıştır. Müvekkil M. Rahmi Koç’un söz konusu hastane arsasını satın aldığı haberi gerçeği yansıtmamaktadır. Kolaylıkla teyidi yapılacak hususun başkaca yansımalara da sebebiyet verecek şekilde haber yapılması Müvekkilin kişilik haldarını zedelemiştir. Diğer yasal haklarımız saklıdır. Değerli kamuoyu ile paylaşır; yukarıda belirtilen bu sebeplerle, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesine tamamen sadık kalınarak işbu tekzip metninin hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmadan, aynı sayfada, aynı yerde, aynı puntolarla işbu ihtarnamenin Muhatap tarafından tebellüğünden itibaren en geç üç gün içerisinde yayınlanmasını ihtar ederiz. M. Rahmi Koç Vekili Av. Uğur Çapkın Milliyet Gazetesi’nin 17.09.2013 tarihli nüshasının 13’üncü sayfasında “İstihbarat Zirvesinde İlginç Buluşma” başlığı altında Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın Özel Kalem Müdürlüğü’ne Muhittin Zenit’in atandığı iddia edilmektedir. Polis ABD’nin, devam eden yolsuzluk operasyonuyla hiçbir şekilde ilgisi yoktur. ABD ve Türkiye arasındaki dostluk ve işbirliği iki ülke için de hayati öneme sahiptir. Hiç kimse ABD-Türkiye ilişkilerini asılsız iddialarla tehlikeye atmamalıdır. Böyle bir toplantı yapılmadığı memuru Muhittin Zenit İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nda göreve başladığı 2007 yılından bugüne kadar hiçbir dönemde Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı Özel Kalemi’nde görev yapmamıştır. Haber asılsızdır. Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri Av. Hakan Özdöl gibi, haberlerde ortaya atılan iddiaların tümü tamamen yalan ve iftiradır. ABD Büyükelçisi Ricciardone Dünkü yazımızın en son cümlesinde istifa eden Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan aktarılan “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakanın onayıyla yapıldı” şeklindeki ifadenin en sonundaki bölümün doğrusu “Sayın Başbakanın talimatıyla yapıldı.” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Sedat Ergin, Hürriyet 2 4 A ralık 201 3 Türkiye’den ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 3 değil, yüzde 0,3 olacaktır. Güngör Uras, Milliyet Geçen Cumartesi günü “Konya Çölüne Santral Kurmak’’ başlıklı yazdığım yazıda bir hata var. Santralın soğutulması için gerekli su miktarı saniyede 88 bin litre, yani 88 metreküp olarak hesaplanıyor. Ben yanlışlıkla 88 bin ton yazdığımı fark ettim. Yanlışı düzeltir, özür dilerim. Yalçın Doğan, Hürriyet 1 4 A ralık 201 3 13 Aralık 2013 Cuma günü yayımlanan “Özel Sağlık Meslek Liselerine Devlet Teşviki 4 Yılda Çöktü” haberinde geçen “Ayrıca önümüzdeki yıldan itibaren mezun olanların hemşire değil hemşire yardımcısı olabilecekleri açıklandı.” ifadesi yanlıştır. Doğrusu “Bakanlık, 2014’ten itibaren bu okullara kayıt olanların mezun olunca hemşire olamayacağını açıkladı.” şeklinde olacaktır. Zaman 11 A ralık 201 2 10.12.2014 tarihinde gazetemizin 19. sayfasında “Haklarınıza Sahip Çıkın” başlığıyla yayımlanan haberde, teknik bir hata sonucu CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün fotoğrafı yerine CHP Mersin Milletvekili İsa Gök’ün fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet Gazetemizin 7 Aralık 2013 tarihli Cumartesi ekinde “Kansızlığı Hafife Almayın” başlıklı haberde kullanılan fotoğraf temsilî olup, bu fotoğrafın haberde görüşü alınan doktor ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Muhtemel yanlış anlaşılmalardan dolayı özür dileriz. Zaman 28 Aralık 2013 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde “Operasyonu Bozdağ Durdurdu Savı”ve Taraf Gazetesi’nde “Emniyet’e Gidip Operasyonu Durdurmuş” başlıkları ile yayınlanan haberler külliyen yalan ve gerçek dışıdır. Bu bir iddia değil şahsıma dönük bir iftiradır. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 2 7 Aralık 2 0 13 Hürriyet gazetesinin bugünkü (27/12/2013) nüshasının 1. sayfasında yer alan “Cumhuriyet’in Yönetimine Girebilirim” başlıklı yazıyla ilgili yanlış anlamaları önlemek için aşağıdaki bilgilerin kamuoyuna duyurulması gerekli görülmüştür. Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı’dır. Cumhuriyet gazetesinin yayın ilke ve politikalarını belirlemek ve denetlemek hak ve yetkisine sahip olan tek kurum da Cumhuriyet Vakfı’dır. Cumhuriyet Vakfında hiçbir kişi ya da kurumun hissesi yoktur ve olamaz. Cumhuriyet gazetesini Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş yayımlamaktadır. Yayımcı şirketin yönetim imtiyazlı hisselerinin tamamı Cumhuriyet Vakfı’na aittir. Yayımcı şirketin hisselerinin %55’i de yine vakfın yönetim imtiyazına sahip olduğu Yeni Gün Holding A.Ş.’nindir. Böylelikle, Cumhuriyet Vakfı, Cumhuriyet gazetesini yayımlayan şirket üzerinde hem tek başına yönetim imtiyazını elinde bulundur- makta, hem de doğrudan ve dolaylı olarak hisselerin %70’ini kontrol etmektedir. Bugün itibariyle, yayımcı şirketin Cumhuriyet Vakfı ve Yeni Gün Holding A.Ş. dışında 18 hissedarı daha bulunmaktadır. Bu 18 hissedardan 17’si gazetemiz çalışan ve yazarları olup hisselerinin toplamı yaklaşık %25 oranındadır. Diğer bir hissedar ise %4,8 oranında hisseye sahip olan “T Medya Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş.” dir. T Medya Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Çukurova grubunun borçları nedeniyle TMSF yönetim ve denetimine geçmesinin ardından, geçtiğimiz haftalarda tüm malvarlığı ile birlikte sayın Ethem Sancak’a devredildiği basından öğrenilmiştir. Hürriyet gazetesindeki haberde, sayın Ethem Sancak’a atfen; “Artık Cumhuriyet gazetesinin yönetimine girebilirim”, “Cumhuriyet gazetesine, yönetim kurulu toplantılarına katılmak istediğimi bildirdim” şeklinde ifadeler de yer almıştır. Bu ifadeler eğer sayın Sancak’a ait ise, bulunulan ortamda espri Dünkü yazım üzerine Merkez Bankası Protokol Müdürü ve Basın Sözcüsü Yücel Yazar “3 Aralık 2012 tarihinde gönderilen bankamız düzeltmelerinin bankamız görüşleriymiş gibi yayınlanmış olduğundan duyduğumuz üzüntüyü bildiririz.” şeklinde bir açıklama yapmış bulunmaktadır. Yaman Törüner, MİLLİYET Gazetemizde 21 Aralık Pazar günü yayınlanan “Zarrab’tan Şok İfade: Benden 1 Milyon Dolar İstediler” haberinde Reza Zarrab ifadesinde öyle söylediği için “Avukat Halil Koca” yazılmıştır. İstanbul Barosu’na kayıtlarında Halil Koca sorgulandığında, adres olarak “TMSF” görüldüğünden habere bu bilgi de eklendi. Ancak, Zarrab’ın ifadesinde ismini eksik söylediği avukatın, “Halil İbrahim Koca” olduğu belirtliyor. Hürriyet’e dün açıklama gönderen Av. Halil Koca, “Yeni Şafak gazetesiyle ilgim yok. Reza Zarrab’ı hiçbir zaman ve hiçbir yerde görmedim, tanımıyorum.” dedi. Hürriyet 2 3 A ralık 201 3 Milliyet gazetesinin dün yayımlanan 22 Aralık 2013 tarihli nüshasında Zonguldak Alaplı Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce’nin fotoğrafı yerine teknik bir hata 1 9 A ralık 201 3 16 Aralık 2013 günkü nüshamızda, “Köpekten Kaçarken Trene Çarptı” başlıklı haberimizde, kaza yapan Gökhan Demir’in fotoğrafı yerine yanlışlıkla, olayla ilgisi bulunmayan Düzgün Taşkın’ın fotoğrafı yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 1 8 A ralık 201 3 TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen İçişleri Bakanlığı bütçesine ilişkin haberde, bazı belgeleri İçişleri Bakanı’na getiren tuğgeneral rütbesindeki subay için “sehven” emir subayı olduğu ve evrak alışverişini yaptığına yönelik ifadeler yer almıştır. Fotoğrafta görülen tuğgeneral, “İçeriye bir tümgeneral ve bir tuğgeneral alındı. Genel Kurul salonundaki komisyon sıralarında oturan kişilerin isimleri belli ve sınırlı. Alt rütbedeki görevlilerimiz içeri giremeyince bakanın ihtiyaç duyduğu bilgi ve belgeleri kuliste bekleyen görevlilerden alıp vermek bana düştü. Posta’ ya da bu konuda sorumlu olma gibi bir durum söz konusu değildir.” ifadelerini kullanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 1 7 A ralık 201 3 Önceki günkü “New York’ta Türk Malı Ara ki Bulasın” başlıklı yazımda ABD dış ticaret rakamlarına göre, 2012 yılında 01.09.2013 tarihinde Cüneyt ARCAYÜREK tarafından Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde “Ne Zaman ‘Tatmin’ Olur?” başlıklı köşe yazısı içeriğinde, müvekkilime karşı saygı ve edep sınırlarını aşan cümlelerle vücut mahremiyetine saldırılmış, ağır bir hakarette bulunulmuştur. Yazar köşesinde düşünce açıklamak yerine sayın müvekkilimize karşı edep ve terbiye sınırlarını aşan cümlelerle hakaret etmiştir. Kamuoyu tarafından zihin dünyası iyi bilinen ve her fırsatı sayın başbakan ve çevresine saldırma fırsatına çeviren yazar, hakaret içeren yazısında basın meslek ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde müvekkilim hanımefendiyi hedef almış, eleştiri sınırlarını aşarak hakaret etmiştir. Söz konusu ifadeler müvekkilimi inciten ve toplum önünde müvekkilimi küçük düşürmeye çalışan ifadelerdir. Günlük yayın yapan bir gazetede avam bir ağızla kaleme alınan bu ifadeler kesinlikle düşünce açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Bir kişiye karşı duyulan öfke ve nefretin dışavurumunda kullanılan bu bayağı kelimeler tam manasıyla hakarettir. Netice olarak bu hakaretlerin gazeteniz vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Bu köşe yazısı 5187 sayılı Basın Kanunu, basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığa saygılı olma, kişi ya da kuruluşları aşağılayıcı yalan haber yapma veya iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan yayın yasağı ilkelerine uygun değildir. Söz konusu hakaret içeren bu köşe yazısı, ilgili tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız. Kamuoyuna saygıyla arz olunur. Emine Erdoğan Vekili Av. Ahmet Özel 1 0 Aralık 2 01 3 Geçen gün yazımda konu ettiğim Hudeybiye Anlaşması’nda Sayın Gülen’in kimi kastettiğine yönelik herkul.org sitesi editörü Osman Şimşek bir yazı kaleme aldı. Fethullah Gülen’in Hudeybiye’yi örnek gösterirken kastedilen tarafın hükümet olmadığının altını çizdi. Yalnızca benim için değil kapalı kapılar ardında durumun böyle olduğunu düşünen ya da ima edenler için de önemli olduğu için bu düzeltmeyi duyurmak istedim. Cüneyt Özdemir, Radikal 9 A ralık 2 01 3 Dün yazarımız Ege Cansen’in köşesinde hata sonucu bir önceki yazısı yer almıştır. Okurlarımız ve Ege Cansen’den özür dileriz. Hürriyet 7 Aralık 2 01 3 Zaman’ın 4 Aralık 2013 Çarşamba günkü nüshasında, Başbakan’ın grup toplantısında açıkladığı başkan adaylarından Yücel Barakazi’nin unvanı, sehven Kamu Diplomasisi Koordinatörü olarak yazılmıştır. Doğrusu; Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü uzmanı olacaktır. Düzeltiriz. Zaman 6 Aralık 2 01 3 2012 Londra Olimpiyatları 1500 metrede birinci olarak Türkiye’ye olimpiyatlarda atletizm alanında ilk altın madalyayı kazandıran ve biyolojik pasaportundaki kan değerleri sebebiyle Türkiye Atletizm Federasyonu Disiplin Kurulu’na sevk edilen Aslı Çakır Alptekin hakkında henüz herhangi bir bilirkişi raporu açıklanmamıştır. Türkiye Atletizm Federasyonu Disiplin Kurulu, Aslı Çakır Alptekin hakkında vereceği karar için değerlendirme aşamasındadır. Olimpiyat şampiyonu Alptekin hakkında verilecek karar, ivedi bir şekilde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Türkiye Atletizm Federasyonu Gazetenizin 4.8.2013 tarihli nüshasının 12. sayfasında yayınlanan “Ali Rıza Kuğu’ya Uzatma” başlıklı haberinde, müvekkilimin isminin “Uludere’de vur emrini veren komutan” olarak anılması gerçeklere aykırıdır. Müvekkilimin rütbe ve makam itibarıyla böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Hiçbir somut bilgi ve araştırmaya dayanmayan ve basın ahlak ilkeleri ile bağdaşmayan haberlerle, müvekkilimin belli çevrelere hedef gösterilmesi ve kamuoyunun asılsız şekilde yanlış yönlendirilmesi, masumiyet karinesinin ihlal edilmesi doğru değildir. Müvekkilimin uğradığı manevi zararlar konusunda tüm talep ve başvuru haklarımız saklı kalmak kaydıyla işbu düzeltme ve cevap yazısını yüce Türk milletinin bilgilerine saygıyla sunarız. Tuğgenral Ali Rıza Kuğu Vekili Av. Umut Kemal Yıldırır nezdinde küçük düşürmek maksadıyla yapılmış, tarafsız ve gerçek habercilik ilkeleriyle de bağdaşmayan bir nitelik arz etmektedir. Müvekkilimizin Düzce Üniversitesi’nden aldığı ücret tamamen hukuka uygun olup iddia edildiği üzere hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Yine müvekkilimizin akrabası olduğu iddia edilen Dr. İbrahim Şentürk ile herhangi bir akrabalık bağı bulunmamaktadır. Bu şahsın ataması yasal şartlar çerçevesinde ve müvekkilimizin Müsteşarlık görevine atanmasından önce gerçekleştirilmiş bir atama olup torpil yapıldığı ya da kişisel harcama için yapılmış bir atama olduğu iddiası tamamen iftira niteliği taşıyan gerçek dışı bir haberdir. Yukarıda açıkça belirtildiği üzere yazınız içeriğinin tamamen gerçeklere aykırı olduğunu, yazının gerek başlık gerek içerik ve gerek ise kamuoyuna sunuluş biçimi nazara alındığında başlığından da açıkça anlaşılacağı üzere Müvekkilimizin şahsını hedef alan, tahkir ve tezyit edici nitelikte bir yazı olması nedeniyle 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 14’üncü maddesi gereğince işbu cevap ve düzeltme hakkının yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntoda ve aynı şekilde ve gazetenizin internet sitesi ile bütün baskılarında yayınlanmasını vekaleten ih- tar ederiz. Av. Muhsin Özyar 3 Aralık 20 13 Gazetemizin 3. sayfasında 25 Kasım 2013 Pazartesi günü yer alan, “Kamhi’den Komşuya Kaçak Depo Davası” başlıklı haberde, Şinasi Kerim Kamhi yerine sehven E-Data Yönetim Kurulu Başkanı Veli Tan Kirtiş’in fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Sabah 28 Kasım 20 1 3 Gazetemizde 25 Kasım tarihinde yayımlanan “Deniz Palas Satılmıyor” haberinde, binanın Doğan Tekeli tarafından restore edildiği yazılmıştır. İstanbul Kültür Sanat Vakfi’ndan (İKSV) aldığımız bilgiye göre; Deniz Palas’ta Doğan Tekeli’nin danışmanlığında ve Burhan Satıcı’nın koordinasyonunda yürütülen yenileme çalışmaları, Süreyya Saruhan ve Ayşe Karademir önderliğinde, Saruhan Mimarlık tarafından gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet Gazetemizde dün yayımlanan Tuncel Kurtiz’i anma toplantısıyla ilgili haberin başlığında sanatçının ismi Tuncay Kurtiz olarak yazılmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan ve Kurtiz ailesinden özür dileriz. Cumhuriyet Gazetenizin (Hürriyet) 28.08.2013 tarihli Magazin Kelebek Bölümünde Gökhan Kimsesizcan imzasıyla yayınlanan “Parayı Motosiklete Yatırdı” başlıklı haberde yer alan Formula 1 pisti iletme hakkı ihalesini Sinan Akıman’ın kazandığı ve pistin Sinan Akıman tarafından işletildiği haberi gerçek dışıdır. Sözkonusu haberde, Sinan Akıman’ın geçtiğimiz yıl Formula 1 pisti işletme hakkı ihalesini en yüksek teklifle kazandığına yönelik ve devamında Akıman’ın Kurtköy’deki pisti sadece Formula 1 değil, dünyanın önde gelen motosiklet ve araba yarışlarına açmayı planladıklarını söylediğine dair bilgi ve açıklamalar gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu şahsın Formula 1 pisti ile hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Zira, İstanbul Park Formula 1 pistini işletme hakkı Eylül Tarım Oto Kiralama ve Pazarlama Ltd. Şti. tarafına aittir ve pistin işletmesi Eylül Tarım Oto Kiralama ve Pazarlama Ltd. Şti. tarafından yapılmaktadır. Bu husus yaklaşık bir yıl boyunca tüm basın ve yayın organlarında yer almıştır ve kamuoyu tarafından da detaylıca bilinmektedir. Bu gerçeğe aykırı haber İstanbul Park Formula 1 pistine oldukça yüksek miktarda yatırımlar yapmış ve yapmaya da devam eden müvekkilimiz Eylül Tarım Oto Kiralama ve Pazarlama Ltd. Şti.’ni hem maddi hem de manevi yönden büyük bir kayba uğratmaktadır. Sonuç olarak 5817 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesine istinaden kamuoyuna tamamen yanlış yansıtılan sözkonusu bilgilerin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde düzeltilerek, bu açıklamaların aynı sayfada aynı başlık altında yayınlanmasını kanundan doğan tüm haklarımız saklı kalmak vekaleten talep ederiz. Eylül Tarım Oto Kiralama ve Pazarlama Ltd. Şti. Vekilleri Av. Nuri Önem Av. Cumhur Kaynak 2 1 K asım 201 3 Cumhuriyet Gazetesi ile www. cumhuriyet.com.tr isimli internet sayfasının 01.09.2013 tarihli nüshalarında, yazarları Cüneyt Arcayürek imzalı, “Ne Zaman Tatmin Olur?” başlıklı köşe yazısında: “. . . 30 Ağustos resepsiyonu at gözlüğüne benzer türban. İki kaş, iki göz, bir burun ve ağzı açık. Bir de eli. İlla ki baştan aşağı örtülü başkumandan (Cumhurbaşkanı) eşi Hayrünnisa Hanım’ın elini sıkarken, önünde baştan aşağı kapalı siyahlar giymiş, şişmanlıktan adeta yuvarlanarak yürüyen eşi Emine Hanım; John Kerry ile bir zamanlar dostu olan Obama’nın açıklamalarına aklı takılı [. . .] maaşlara açıklanan yıllık zammı işitince düş kırıklığına uğrayan memurlar gibiydi.’’ denmiştir. Kamuoyunun malumları olduğu üzere, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları çerçevesinde sayın Cumhurbaşkanımız Çankaya köşkünden davet vermiş ve kutlamaları kabul etmiş olup, bu çerçevede sayın Başbakanımız ve eşide davete katılmışlardır. Bu kutlamalardaki görüntüyü, hukuka aykırı bir üslupla eleştirmek amacıyla kaleme alınan ihtara konu yazının, yukarıda alıntılanan bölümünde müvekkilimin kıyafeti için ‘’at gözlüğüne benzer türban’’ benzetmesi yapılarak, müvekkilimin inancı, inancı gereği kullandığı kıyafeti aşağılanmış, bu yolla da kişilik hakları ihlal edilmiş ve kendilerine hakaret edilmiştir. Hiçbir hukuk kuralı ve insanlık anlayışının asla kabul edemeyeceği bu haksız ve hukuksuz beyanı şiddetle reddediyoruz. İfade şekli ile müvekkile izafe edilmeye çalışılan sıfatlar, hem Cumhurbaşkanlığı makamının manevi şahsiyetine hakaret, hem de müvekkilim sayın Hayrünnisa Gül’ün kişilik haklarına ağır saldırı teşkil etmekte olup bu sebeple yayın kuruluşu ile yazı sahibinin hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirdiği tartışmasızdır. Anılan ifadeleri kınıyor, konunun yasal zeminde hassasiyetle takip edilceğini kamuoyunun bilgisine saygı ile sunuyoruz. Tekzip isteyen Hayrünnisa Gül Vekili Av. Ömer Küçüközcan 20 K asım 201 3 Prof. Dr. Sami Selçuk, önceki gün gazetemizde yer alan söyleşide bir yanlış anlaşılmaya neden olmamak için bir düzeltme yaptı. Sami Selçuk, kapsamlı bir affın çerçevesini çizmenin siyasal organın yetkisinde olduğunu belirterek, “Affın hangi suçları içerdiğini, hangi suçları dışladığını o organlar belirler. Bu hukukçunun işi değildir. Örnek olarak terör suçlarını dışlayabilir’’ değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet 27 Kasım 20 13 “Üniversiteye Bol Sınavlı Geçiş” başlıklı 17 Kasım tarihli haberimize ilişkin gazetemize bir tekzip gönderen ÖSYM, haberde yanlış algılara neden olabilecek ifadelerin yer aldığını iddia etti. ÖSYM, üniversiteye giriş sistemi değişikliğine ilişkin haberde belirtildiği şekilde kurumsal veya diğer bazı kamu kurumları ile ortak herhangi bir çalışma ve planlama bulunmadığını bildirdi. Sol 5 Aralık 2 01 3 Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1063 değişik iş sayılı dosyası gereği tekzip metninin yayınlanmasıdır. “Evrensel.net” adlı internet haber sayfanızda 29.09.2013 tarihinde yer alan Tamer Arda Şahin tarafından hazırlanan ve tamamen gerçeklere aykırı olan “Yolsuzluk Tosun’u...” “Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Tosun’dan Vurgun” başlıkları ile sunulan yazı, gerek başlıkları ve gerekse de içeriği ve kamuoyuna sunuluş şekli itibariyle müvekkilimiz T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun’un şahsını doğrudan hedef alan, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan, özellikle tahkir ve tezyif edici, yalan ve maksatlı bir yazıdır. İşbu cevap ve düzeltmeye konu yazının tamamı iftira ve tahkiri amaç edinmiş olup gerçeklere aykırıdır. Zira yazının “Yolsuzluk Tosun’u” ve “Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Tosun’dan Vurgun” başlıkları bile başlı başına hiçbir yazılı belge yada hukuki delile dayanmaksızın müvekkilimizi tahkir ve tezyif etmek, kamuoyu 2 3 K asım 2 0 13 Geçen haftaki Olimpiyatlar ile ilgili yazımda İstanbul’un adaylığı için “Olimpiyat tarihinde 5 defa aday olup 5 defa kaybeden başka bir kent yoktur.” demiştim. Sevgili dostum Yiğiter Uluğ hatırlattı Detroit kenti bu rekoru kırmış. Tam 7 kez aday olmuş (1944-1972 arası) ve hiç kazanamamış ve de sonunda vazgeçmiş. Ahmet Güvener, Cumhuriyet 15 Kasım 2013 tarihinde gazetemizde yayınlanan “Cumhuriyet Tarihinin En Büyük İkinci Cezası” başlıklı haberde “Böylece aralarında Milangaz, Aygaz, Mogaz, İpragaz, Total gibi büyük dağıtım şirketlerinin de olduğu 16 şirketin depolarının lisansları iptal edildi.” cümlesinde adı geçen Total şirketinin lisansı iptal edilmemiştir. Hürriyet 24 Kasım 20 1 3 Geçen haftaki yazıda Bahçeşehir Üniversitesi’nin sahibi olarak Enver Yücel yerine rahmetli İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Ören’in adı yer almıştır. Fikret Eser, Sabah Sosyal medyada ve bazı yayın organlarında Gazetemiz Bugün’ü hedef alan haksız ve kasıtlı yayınlar sebebi ile kamuoyuna açıklama yapma mecburiyeti doğmuştur. Bugüne kadarki yayınlarımıza ve çizgimize bakılırsa bilinir ve biliniz ki; yayın grubumuz, içinde bulunduğu basın etik kuralları dışına asla çıkmamıştır. Özellikle sosyal medya üzerinden kim oldukları bilinen kişiler ve artık kuruluş amaçları çoğunluk tarafından malum internet sitelerinde, Sayın Fatma Şahin Hanımefendi’nin Sayın Başbakanımız’la “ATO” salonundaki aday tanıtım törenine ilişkin kullanılan fotoğrafa farklı bir anlam yüklenmesi tek kelime ile ahlaksızlıktır. Tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanan bir törenin, devletin Anadolu Ajansı’ndan servis edilen bir karesinin farklı amaçla kullanıldığını düşünmek “hastalıklı bir ruh hali”nin yansımasıdır. Sayın Fatma Şahin hem Medya Grubumuz hem de halk nezdinde son derece saygın ve başarılı bir Bakan ve örnek bir Hanımefendi’dir. Tabii bir tören fotoğrafını, bu şekilde çarpıtarak kampanya yürütenler “dost” gibi gözüküp Medya Grubumuz’a saldırma kisvesi altında, “hastalıklı ruh halleri” üzerinden hem Sayın Başbakanımız’a hem de muhterem Bakanımız’a hakaret etmekte ve “fitne ateşine” benzin dökmeye çalışmaktadırlar. Gerçekler gün gibi ortadayken, grubumuza yöneltilen örgütlü, çarpıtma ve saldırı kabul edilemez, bu basın özgürlüğüne de aykırıdır. Bununla beraber, mizanpajın gereği olarak tercih edilen Anadolu Ajansı resminde maksadı aşma ve muhatapları nezdinde bir kırılma söz konusu ise, tamamen masumane bir kullanım söz konusu olmasına rağmen, kendilerinden özür dileriz... *** Bu vesile ile, Medya Grubu olarak hükümetimize ve destekleyenlere bir dost çağrısında bulunma mecburiyeti de hasıl oldu: Sizi her alkışlamayan muhalifiniz değil, eleştiren herkes de düşmanınız değildir. Hak arayan herkese “fitneci” demek sorunları çözmez, büyütür. Şiddete, hakarete varmayan hak arama demokrasilerde en tabii haktır ve meşrudur, arayanlar da mazlum ve masumdurlar. Hiçbir medya kuruluşunun Meclis’ten üstünlük iddiası yok, fakat halkı ve Meclis’i bilgilendirme görevleri vardır. Medya mensupları da milletvekilleri gibi halka karşı sorumludurlar. Doğru ve özgür medya halkın doğru bilgilendirilmesi ve oyunu bilerek kullanması için şarttır. Bu hak anayasaldır, elinden alınamaz. Her Zaman her şeyin altında başka manalar aranmaz, bazen her şey göründüğü gibidir. Yanlış olabilir, hata da olabilir ama her şeyde kasıt aramak art niyettir. Vehmi hakikate dönüştüren hayaldir, bu insanı yiyip bitirir. Ülkede her karar verdiğiniz yüzde yüz gerçekleşmeyebilir, bazen yüzde seksen bazen de yetmiş gerçekleşebilir. Bu bir kavga veya gurur vesilesi olamaz. Unutmamak gerek ki, medeni insanlar için galebe çalmak ikna iledir. Zorla, cebren, baskı ile yaptırım uygulanmaz. Devlet idaresinde kişiye göre uygulama ve keyfilik olmaz, devlet kurumları vatandaşına karşı silah olarak kullanılamaz. Aslında medyada ve sosyal mecralarda seviyesizce didişenlere verilecek en güzel cevap sükûttur fakat onların arkasında bu işleri planlayanlara, Celalettin Harzemşah’ın sözleri ile şöyle cevap veririz: “Biz işimize bakar, işimizi tam yaparız, netice Allah’tandır. (cc)” İpek Medya Grubu Gazetenizin (Cumhuriyet) 17 Kasım 2013 tarihli nüshasında yer alan “Yolcular Kobay Oldu” başlıklı haber incelenmiş, konuyla ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür. 1- Marmaray’ın “apar topar açıldığı”, “yolcuların kobay olarak kullanıldığı” iddiaları gerçek dışıdır. Bir demiryolu altyapı yatırımının hizmete açılması için tamamlanması gereken süreçler bellidir. İnşa eden yüklenici firma güvenlik raporu verdikten, Müşavir firma kontrol ettikten, her teknik işin gerek inşa süresince gerek tamamlandıktan sonra üniversitelerce raporlamaları yapıldıktan, yapılan işler Bakanlık teknik uzmanlarınca kontrol edilerek kabulü yapıldıktan ve nihayet Uluslararası Sertifika Kuruluşu TÜV-SÜD Rail’den güvenlikli olarak İŞLETİLEBİLİRLİK raporu alındıktan sonra Marmaray işletmeye açılmıştır. 2- Gazetenizin “uzman” kimliğiyle görüşüne başvurduğu mühendis Rıza Behçet Akcan 2008 yılında Marmaray inşaatından ayrılmıştır. Söz konusu şahsın Marmaray inşaatında çalıştığı ve ayrıldığı dönemde henüz Marmaray’ın elektromekanik sistemlerinin inşası söz konusu değildir. 2008 yılında ayrılan bir ve sonrasındaki iş süreçleri hakkında yeterince bilgisi bulunmayan bir kişinin görüşlerini “gerçek” kabul etmek, başından beri Marmaray’a çalışan her branştan yüzlerce mühendise ve uzman personele de haksızlıktır. 3- Marmaray “güvenli olarak işletilebilirlik” sertifikası aldıktan sonra işletmeye açılmıştır. Bu sertifikayı verebilecek uluslararası yetkinlikte kuruluşlar sınırlıdır. Gazetenizin görüşüne başvurduğu adı geçen şahıs dahil, adı geçen şahsın iddialarını dile getiren kişilerin/kuruluşların uluslar arası sertifika verme yetkileri var da TCDD yahut Bakanlık bunları görmezden mi gelmiştir? Özetle, Marmaray hakkında bu bağlamda yapılan eleştiriler ve dile getirilen iddialar ucuz tatminden ve ciddiye alınmayacak dedikodudan ileri gitmemektedir. 4- Marmaray’da şu aktif olarak çalışan 5 tren setinde; her trende 50 adet olmak üzere toplam 250 adet acil durum fren kolu; yine her trende 50’şer tane olmak üzere 250 adet acil durum kapı açma kolu; 5 istasyonun her birinin peronlarında 8 adet olmak üzere toplam 40 adet acil durum butonu; toplamda 540 adet acil durum mekanizması bulunmaktadır. Bu sayı hatta işletilen tren sayısına göre, her trende 100 adet olmak üzere artmaktadır. 5- 30 Ekim’de 2 defa, 2 Kasım’da 4 defa, 3 Kasımda 2 defa, toplam 8 kez trenlerde acil durum fren kolu çekilmiş; ayrıca 29 Ekim’de Üsküdar’da 1 kez, 30 Ekimde Üsküdar ve Yenikapı’da birer kez, 31 Ekim’de Ayrılık Çeşmesi’nde 1 kez, 2 Kasım’da Yenikapı’da 1 kez, 3 Kasım’da Yenikapı’da bir kez olmak üzere peronlarda da toplam 6 kez acil durum butonlarına basılmıştır. Toplamda acil bir durum olmadan, fren kolunun çekilmesi ve butona basılması nedeniyle 14 kez kısa süreli tren durması yaşanmıştır. Bu durumdan “komik” bir sonuç çıkarmak ve bunu gazetenizin “görüş olarak” dile getirmesi de uzmanlık işi olmalıdır. 6- Görüşüne başvurduğunuz İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı’nın “Marmaray testlerinin dizel çekicilerle yapıldığı” iddiası bütünüyle yalandır, dizel çekicilerle test yapılmamıştır. ağabeyimden özür dilerim. Engin Ardıç, SABAH 2 7 E ylül 201 3 Gazetemizin 20 Kasım tarihli manşetinde kullanılan fotoğrafta ismi geçen Mustafa Yıldızdoğan’dan, ‘’O kişi ben değilim’’ açıklaması geldi. Düzeltir, özür dileriz. GÜNEŞ 7- Banliyö hatlarının iyileştirilmesi tamamlandığında, banliyö üç hatta çıkacak, üçüncü hat hızlı tren ve yük taşımacılığında kullanılacak, pik saatler haricinde yolcu trenleri de Marmaray’dan geçecek, saat 24-05 arasında yük trenleri de Marmaray’ı kullanacaktır. Dolayısıyla görüşüne başvurduğunuz Prof. Semih Tezcan’ın iddiaları da gerçeği yansıtmamaktadır. Marmaray konusunda her türlü bilgi paylaşımına açık olduğumuzu bildirir, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Birinci bölümde belirtildiği Arlington Ulusal Mezarlığı Dallas ’ta değil, Amerika’nın Virginia eyaletine bağlı Arlington’dadır. Mezarlık, başkent Washington D.C.’nin merkezine 4 dakikalık mesafededir. Düzeltiriz. SABAH 1 8 K asım 2 01 3 Dünkü yazıda adı geçen Adem ve Havva Oteli, Almanya’da değil Antalya Belek’tedir. Düzeltir, okurlardan özür dileriz. Necati Doğru, Sözcü Yazarımız Sevra Baklacı’nın dünkü köşe yazısında, çocuk felci hastalığı, yazı metninde doğru kullanılmasına karşın başlıkta hatalı olarak çiçek hastalığı olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Sol Gazetenizin (Yurt) 07/10/2013 tarihli nüshasının (1) ve (11)’inci sayfaları ile internet gazetenizin 07/10/2013 tarihli haberinde “Ermenistan Sınırı Gizlice Satılıyor” başlıklı haberinizin başlığı ve içeriğinde belirtilen yorumlar gerçekleri yansıtmamakta olup, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yayınların Düzeltilmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca, ekli “Cevap ve Düzeltme’’ metnimizi gazetenizin ve internet sayfanızın aynı sayfasında ve sitesinde yayınlanması, gerçekler hilafına yapılan haberlerin, kamuoyunun doğru haberi kaynağından edinme hakkı gereği yayınlanmasını, aksi taktirde yasal yollara başvurulacağı hususunu bilgilerinize rica ederiz. Mehmet Halis Bilden Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Genel Müdür 1 5 Kasım 2 01 3 Bugün, Zaman Gazetesi’nde “Eğitime Büyük Darbe”, Samanyolu Haber Kanalı’nda “Eğitimde Sıkı Yönetim Dönemi”, başlıklı haberlerin içine, Millî Eğitim Bakanlığı’nın mevzuat çalışmaları ile ilgili, kamuoyunu yanlış yönlendirecek yalan unsurların monte edildiği görülmektedir. Sosyal medyada ise bu yalan haber unsurları ekseninde, “Eğitime Darbe Planı” başlığı ile sistematik bir kampanya yürütülmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye’nin eğitim politikalarında sağlıklı adımlar atılması ve eğitim sisteminin sorunlarının giderilmesi amacıyla ilgili kanun, genelge ve yönetmeliklerde bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin çalışmalarını kendi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, demokratik hukuk devletinin gereklerine ve bakanlığın kurumsal kültürüne uygun olarak yürütmektedir. Bakanlığımız, 2010-2014 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı’nda da kamuoyuna açıklandığı üzere dershanelerin özel okullara dönüşmesini kolaylaştıracak bazı teşvikleri öngören bir yasa önerisi hazırlığı içindedir. Ancak bu hazırlıklar esnasında en çok riayet edilen husus, başta dershane çalışanları, öğrenciler ve veliler olmak üzere hiç kimsenin mağdur edilmemesi, Türkiye’de özel sektörün eğitim alanında daha etkin bir biçimde yer alması ve okul dışı alternatif programlar uygulayan kurumlara bağımlılığın ortadan kaldırılmasıdır. Bu kapsamda, “haberde” ileri sürüldüğü gibi dershanelere para cezası uygulamak, sıkıyönetim uygulamaları getirmek, yazı-reklam-broşür yayınlayan dershanelere maddî yaptırım getirmek gibi alenen yalan ve ilgili kamuoyunu kışkırtıcı ifadeler taslak metinde kesinlikle bulunmamaktadır. Tam aksine Bakanlığımızca yapılan ve yakında ayrıntıları paylaşılacak olan çalışmalarda, dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternatif ve teşvikler öngörülmektedir. Bu “haber”lerde yer alan bir diğer yalan da, söz konusu yasal düzenlemelerin TBMM’de olağan yasalaşma süreçlerinin dışına çıkılarak yapılacağı iddiasıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği alan ithal rakamlarına gerçekdışı biçimde ‘’bin’’ ilavesi yapılmıştır. Böylece belgedeki ithal miktarları bin katı olarak kamuoyuna sunulmuştur. Belgede biber gazı ile, vahşi hayvanlara bir anestetik veya ilaç içeren şırınga ayrı ayrı sayıldığı halde, gazın, yırtıcı hayvanlara karşı kullanılan silahlar tanımlaması içerisinde olduğu yanlış biçimde ileri sürülmüştür. Ayrıca kullanılan başlık ile, devletin bir kurumu olan emniyet teşkilatını siyasi partilerle özdeşleştirmek yanlış isnattır. Emniyet teşkilatı gerçekdışı yazılarla kötülenmemelidir. Basın özgürlüğü kimseye yanıltıcı nitelikte haber yapma hakkını vermez. Hakan Özdöl, Emniyet Genel Müdürü adına 1. Hukuk Müşaviri 1. Sınıf Emniyet Müdürü 2 4 E kim 2 0 13 Dünkü yazımın bir yerinde er Utku Kalı’nın Reyhanlı katliamı ile ilişkisi olduğu savıyla tutuklandığını yazmışım. Doğrusu böyle bir savla değil, katliama ilişkin devletin önceden bilgi sahibi olduğunu gösteren askeri istihbarat bilgilerini sızdırmakla suçlandığı ve tutuklandığıdır. Düzeltir, özür dilerim. Hikmet Çetinkaya, CUMHURİYET Taraf Gazetesi’nin “Vergide Abidik Gubidik İşler” manşetiyle Bugün (24 Haziran 2013) yayınlanan sayısında Maliye Bakanlığı’nın Kanal A’ya 135,6 milyon lira vergi borcu çıkardığı ve daha sonra bu borcun bakanlık tarafından 5.8 milyon liraya düşürüldüğü anlatılıyor. “Melih Gökçek ile adı anılan Kanal A’nın borcu da 135,6’dan 5,8 milyon liraya düştü” deniliyor. Bu haber yalan ve çarpıtmanın da ötesinde maksatlı bir iftiradır. Hiçbir gerçekliği, tutarlılığı ve inandırıcılığı bulunmamaktadır. Çünkü: 1) Kanal A’nın sahibi Elektromed değil, KTV Yay. Rek. San. Tic A.Ş.’dir. 2) Maliye Bakanlığı Kanal A’ya vergi cezası kesmediği için vergi indirimi de yapmamıştır. 3) Taraf’ın optik çarpıtma yaparak Kanal A’nın yaptığı yayınlardan duyduğu rahatsızlığı bu şekilde dile getirme ihtiyacı duyduğu anlaşılmaktadır. 4) Kanal A’nın Melih Gökçek ile hiçbir yakınlığı bulunmamaktadır. Hatta ille de bir yakınlık izafe edilecekse Melih Gökçek’e Taraf’ın daha yakın olduğunu söylemek de mümkündür. Melih Gökçek, Kanal A’da 10 yıldır belediyenin halkı ilgilendiren haberleri dışında siyasi propaganda amaçlı olarak yer almamıştır. Ama Kanal A böyle bir polemiğe girmeyecektir. 5) Eğer dürüst yayıncı ise Taraf’a kendisini mali yönden destekleyenlerin durumunu araştırmasını ve yayınlayabiliyorsa yayınlamasını ısrarla tavsiye ederiz. Taraf Gazetesi ve kamuoyuna saygıyla duyurulur. Kanal A 2 4 E ylül 201 3 Müezzinin içki içilmedi diye açıklaması zaten yok. Gazeteler o başlık altında verdiler. Orada bir camiye bu güne kadar olmadık şekilde ayakkabılar ile giriliyor, orada içki içiliyor, afedersiniz torbalara idrar boşaltılıp oralara konuluyor. Olaylar sırasında camide gayri meşru şeyler yaşandı. Müezzinin görevine ilişkin kısımlarla ilgili soruşturma sürüyor. Soruşturmanın selameti bakımın- Gazetemizin dünkü sayısında teknik bir hatadan dolayı Nijerya’daki Oguta Gölü yerine İsviçre’deki Leman Gölü’nün fotoğrafı yayımlanmıştır. MİLLİYET 12 Kasım 20 1 3 Pazar günü bu köşede çıkan yazımda, nasıl becerdiysem “nötrino” diyeceğime “nötron” demişim. Düzeltir, okuyucularımdan özür dilerim. İsmet Berkan, Hürriyet 11 Kasım 20 1 3 9 Kasım 20 13 Cumhuriyet Gazetesi’nin 06.07.2013 tarihli nüshasının 5’inci sayfasında “AKP İktidarında Yarım Milyon Tonun Üzerinde Gaz Sıkıldı”, “Yırtıcı Hayvan Silahı!” başlıkları kullanılmış, aynı nüshanın birinci sayfasında da”AKP 596 Bin Ton Gaz Sıktı” başlığı yer almıştır. Yazı metninde emniyet teşkilatı ile irtibatlandırılan tüm bilgiler asılsızdır. Kurmaca bir yazı haber biçiminde kamuoyuna intikal ettirilmiştir. Haberde atıf yapılan soru önergesine cevap verilen belgede yer 19 Eylül 2013 tarihli Günaydın ekindeki “Alternatif Rotalar” başlıklı haberde Ihlara Vadisi’nin Nevşehir’de olduğu yazılmış. Okurlarımız ve Aksaray Turizm Müdürlüğü yetkilileri arayıp Ihlara Bu taslak içinde de benzer özellikleri zikrettik. Enerji Bakanlığı’nın doğalgazda, yerli kömür gibi bir sübvansiyonu söz konusu değildir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız’ın böyle bir tasarısı yoktur. Ancak, ileride böyle bir şey istemesi halinde herhangi bir çapraz sübvansiyona yol açmaksızın yani tarifeler arasında herhangi çapraz bir sübvansiyona yol açmaksızın ilgili bakanlığın teklifi ile bu tür şeyler değerlendirilebilecek. Ama bunu bir beklenti haline sokmak doğru değil. Taner Yıldız, HaberTürk 02 A ğustos 201 3 Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın organlarını Adli Tıp’a göndermek için “kutu” yaptırdıklarını doğrularken, bunun nedenini “Parçalar özel kavanozlara konuldu. Yolda başına bir iş gelmemesi için ahşap kutu yaptırdık, onun içine koyduk.” diye açıkladı. Korkmaz cinayetinin kendileri için “namus borcu” olduğunu ve çözeceklerini savunan Çetingül, “Medyadaki ilk görüntüler Ali İsmail’in dövüldüğü görüntüler değil. Yanlış bir adamı gözaltına almayı, tutuklamayı istemiyoruz. Kamuoyu hassas, biz de hassasız. Susmak çok zor, ama susmak zorundayız.” değerlendirmesini yaptı. Eskişehir Başsavcılığı, dünkü Cumhuriyet’te yer alan “Ali’nin organları için sanayide kutu” manşetimiz üzerine “. . . cesetten alınan materyal parçalarının usulüne uygun alınmayarak ve bilimsel çalışmaya elverişli olmayan şekilde ilgili Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği ileri sürülmüş ise de” bunun doğru olmadığı şeklinde düzeltme gönderdi. Düzeltmeye konu ifadeler ise haberimizde yer almıyordu. Bu nedenle aradığımız Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, hem Ali İsmail Korkmaz’ın organları için sanayide neden kutu yaptırıldığına, hem de soruşturmada gelinen aşamaya ilişkin sorularımızı yanıtladı. Başsavcı Çetingül, Ali İsmail Korkmaz’ın Adli Tıp’a gönderilmek üzere alınan doku ve kan örnekleri için kutu yaptırıldığını doğrularken, “Kaportacıda galvaniz değil ahşap bir kutu” yaptırıldığını söyledi. Faturada “galvaniz kutu” yazıldığını söylememiz üze- Yüksel Evsen MHP’nin Sarıçam aday adayı isim yapmaya çalışıyor. Zaten daha önceden yerel gazetelerde bu haber yayınlandı. Biz de tekzip yayınlattık onlara dava açtık. Şu an bu haber hakkında dava açılmış durumda zaten davalık olan aynı metni Taraf gazetesi kopyala yapıştır yapmış. Haberde anlatılanların bir mantığı var mı haber tamamen deli saçması bir haber. Kaset dolabı değil buzdolabı. Bir kere benim odamda karşımda bir tane dolap var o da buzdolabı… Onun içinde de üst düzey bir yetkili geldiği zaman ağırlamak için ikramlar var. Öyle kaset dolabım falan yok benim. Öyle gayriahlaki şeylerin bir devlet dairesinde olması mümkün mü? Hakkımdaki suç duyurusu başka bir meseleden. O suç duyurusu daha önce olan bir mektup meselesi ile ilgili. Adana Valiliği Özel Kalem Müdürü Vahdettin Sakallı 14 Kasım 20 1 3 Sabah’ın 05/11/2013 tarihli haberinin başlığı: “Tarihin En Eski Uyarı Levhası Anadolu’da”. Okuyalım: “Dünyanın en eski uyarı levhası Çatalhöyük’te bulundu. Araştırmalara göre yaklaşık 9 bin yıl önceye ait olduğu tespit edilen uyarı işaretinde lav püskürtmekte olan bir yanardağ ve bir de yerleşim yeri resmedilmiş.’’ Oysa konuyla ilgilenenler bilir ki o levha bulunalı 20 yıl oldu. Şimdi olansa sadece şu: Kaliforniya Üniversitesi’nden bir grup bilim adamı üzerinde yaptıkları testlerle levhanın 9 bin yıl öncesine ait olduğunu onaylamışlar. Düzeltir, özür dileriz. İbrahim Altay, Okur Temsilcisi, SABAH biçildiği iddia edilmektedir. Anılan tarihte yapılan değerleme yaklaşık 600 milyon TL civarındadır. Bu tutar da o günün dolar kuru dikkate alındığında 400 milyon dolar civarında bir rakama tekabül etmektedir. Satış tarihi itibariyle yapılan değer tespiti brüt 402 milyon dolardır. Brüt kavramının kullanılmasının sebebi ise kamuoyunun da yakından bildiği üzere Show TV’nin personel maaşını dahi ödeyemeyecek şekilde ciddi bir borç yükü altında olması sebebiyledir. Bir gazetecinin dolar ile TL arasındaki farkı ayırt edememesi ancak kötü niyet ve kasıtla izah edilebilir. Aynı gazete daha önce de ısrarla “Diğer Ortaklarla Sorun Çıktı” şeklinde haberlere yer vererek kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmaya çalıştığı basın camiasının da malumudur. Hakim ortak olarak Çukurova Grubu rızaen satışı yapan taraftır. Aksoy Grubu adına Aks TV’deki hisseler zaten TMSF adına tescilli olduğu için diğer büyük hissedar olarak TMSF de bu satışa muvafakat etmiştir. Sembolik değerdeki küçük hissedarların da muvafakatı alındığına göre hangi ortaklar dava açacak ya da hangi ortaklar bu satıştan zarar görmüştür, kamuoyu merak etmektedir. Halkın sesi olmak ve menfaatlerini korumak iddiasıyla yola çıkan bir gazetenin amme alacaklarının tahsili noktasında kurumumuzun yapmış olduğu çabayı baltalamaya çalışması, bir kısım batık bankacıların menfaatlerini koruma çabası içinde olduğu izlenimini doğurmaktadır. Kurumumuz, her türlü bilgiyi gerek basın açıklamaları ile gerekse başkanımız Sayın Şakir Ercan Gül’ün katıldığı televizyon programlarında açık ve şeffaf biçimde ortaya koymasına rağmen ısrarla çarpıtma, yalan ve kasıtlı haber yapan bu gazete ve muhabiri hakkında yasal haklarımızı elbette kullanacağız. Gazete ve muhabiri hakkında mesleki etik ilkeleriyle bağdaşmayan bu haberlerinden dolayı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne, Medya Etik Konseyi’ne ve Basın İlan Kurumu’na gerekli şikayet yapılacaktır. TMSF (Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu) 17 E kim 2 0 13 Geçen gün “Gravity” (Yerçekimi) filmiyle ilgili yazımın sonunda gerçekte sağ salim dönmeyi “başaramayanlar” arasında Apollo 13’ü de katmıştım. Hataydı, özür dilerim. 13 mürettebatı bütün aksiliklere rağmen zorlu bir kurtarma operasyonuyla dünyaya dönebilmişti. Haşmet Babaoğlu, SABAH 5 E kim 2 0 13 Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör saldırısını önlemek amacıyla sınır ötesi operasyon için hükümete verilen yetkinin bir yıl uzatılmasını içeren Başbakanlık tezkeresine ilişkin gazetemizin dünkü sayısında yer alan haberde editoryal hata sonucu sehven “Yücel Kayaoğlu” imzası kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET 2 E kim 2 0 13 Yanlış hatırlamışım, “Duvarların Ötesi” filminde Fikret Hakan değil Tanju Gürsu oynamıştı... Düzeltir, sevgili Tanju dan idare, tedbirler alıp uygular. Sözünden mütevalit bir değerlendirme yapılmış değildir. Farklı yerde görevlendirilmesi cezalandırma değil. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Vadisi’nin Aksaray ili sınırlarında olduğunu belirttiler. Gerçekten de öyle. Haber Esquire dergisinden alınmış ve aynen yayımlanmış. Düzeltir, özür dileriz. İbrahim Altay, Okur Temsilcisi, SABAH 2 3 E ylül 201 3 21 E ylül 201 3 Alıcı ve satıcı arasında hiçbir belirsizlik ve tereddüt olmamasına ve bu yönde çeşitli açıklamalar yapılmasına rağmen Taraf gazetesinde Hüseyin Özay imzasıyla, kamu alacağının tahsilini engellemeye ve kurumumuz hakkında yanlış bir algı oluşturmaya yönelik yalan ve çarpıtma haber yapılmaya devam edilmektedir. Taraf gazetesinde 20 Eylül 2013 tarihinde çıkan “600 Milyonluk Show TV, 400 Milyona Nasıl Satıldı” haberi, para birimi dahi belirtilmeden sözü edilen gazetenin daha önceki haberlerinde olduğu gibi belli bir amaca yönelik mesnetsiz ve kasıtlı olarak yazılmış yalan bir haberdir. Söz konusu gazetenin haberi doğruları yansıtmadığı gibi, ciddi maddi hatalarla da doludur. 2009 yılında yapılan protokolde Show TV’ye 600 milyon dolar değer 17 Eylül tarihli gazetemizde, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda yaşanan tartışmalara ilişkin olarak, “Anayasa Uzlaşma’da Bölücülük Kavgası” başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Haberde, CHP Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Rıza Türmen’in ismi kullanılarak, toplantıda bazı fotoğrafların tartışma yarattığı belirtilmiştir. Söz konusu haberle birlikte gazetemizde, Diyarbakır Ergani’de eğitim gören bir grup çocuğun fotoğrafı sehven yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET 1 7 E ylül 201 3 Elektrik Piyasası Kanunu çıkartmıştık. Şimdi de Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun taslağını hazırladık. rine Çetingül, şu açıklamayı yaptı: “Faturada her ne kadar öyle yazılmış olsa da kutu ahşap. Ondaki maksat da şudur, parçalar özel cam kavonazlara konulup, özel sıvıyla, solüsyonla kapağı kapatılır. Bunu bir koliyle göndermeniz gerekir. Bu koliyi biz özel olarak orada (kaportacı) yaptırıyoruz. Alınan parçalar kutuya doldurulup gönderilmedi. Yolda başına bir iş gelmemesi için ahşap kutu yaptırdık, onun içine koyduk. Nüans bu. Biz bunu daha önce 100 defa, 1000 defa yaptık. Bu da aynı. Farklı bir şey değil. Daha önce yapıldığı gibi. Alınan numunelerin konulduğu kavanozun kırılmaması için koruma maksatlı.” Eskişehir Başsavcısı Orhan Çetingül, “Keşke bizi arayıp böyle bir iddia var. Ne diyorsunuz diye sorsaydınız. Ali İsmail’in yakını, seveni olsam haberi okuduğumda çok rahatsız olurdum.” diye sitem etti. “Haberi yazarken ben de rahatsız oldum. Fatura elimizde duruyorken, sayın savcının Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’na gönderdiği yazısı varken, o yazıda kan ve doku örnekleri galvaniz kutuyla gönderildiğine ilişkin savcının imzalı yazısı duruyorken, bu olay doğru mu diye sorgulamak altında değil, Yerebatan Sarnıcı’ nın dibindeymiş (isteyene programa ilaveten Mısır Çarşısı’nda kovalamaca da var.) Düzeltir ve büyük yazar, eşsiz yaratıcı, değerli üstad Dan Brown’dan özür dilerim. Bundan sonraki macerada da futbolcu Dante’yi Arslantepe cehennemine bekleriz. Engin Ardıç, SABAH 18 Nisa n 20 13 olabilir mi?” sözlerimiz üzerine Başsavcı Çetingül, “Hiç kimseye işini öğretmek durumunda değilim. Ama aramanızı beklerdim.” karşılığını verdi. Soruşturma dosyasındaki ifadelerin yayımlanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Başsavcı Orhan Çetingül, “Kafa karıştırılıyor. Hedef yanlış yere yönlendiriliyor. Medyada ilk ‘Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü görüntüler’ diye görüntüler yayımlandı. Onlar Ali İsmail’in dövüldüğü görüntüler değil. O görüntüye göre yola çıksaydık yanlış kişiler tutuklanmış olacaktı. Bu bizim namus borcumuz. Biz bu olayı çözeceğiz. Ama mağduriyet yaşatmak da istemiyoruz. Yanlış bir adamı gözaltına almayı, tutuklamayı istemiyoruz. Kamuoyu hassas, biz de hassasız. Bizim gösterdiğimiz hassasiyeti siz de gösteriniz. Susmak çok zor, ama susmak zorundayız.” diye konuştu. CUMHURİYET 1 Ağustos 2 01 3 Kurul 1. Dairesi’nin takdirinde bulunan atama işlemlerine Bakanlığımızın müdahalesi söz konusu değildir. Adalet Bakanı’nın sözü edilen dairenin toplantılarına katılma, kararlarına karşı itiraz etme hak ve yetkisi de bulunmamaktadır. Habere konu edilen ilgili kararname döneminde içinde Mersin Adliyesi’nden hakim ve savcıların da bulunduğu yaklaşık 2000 yargı mensubu HSYK 1. Dairesi tarafından önceki tarihlerde ilan edilen ilkeler doğrultusunda yeni görev yerlerine atanmıştır. Ayrıca, habere konu edilen soruşturmayı yürüten savcılar ile soruşturma sürecindeki tutuklama ve tahliye gibi kararları veren tüm hâkimler hâlen Mersin Adliyesi’ndeki görevleri başındadır. Habere konu edilen ve tümüyle hayal mahsulü olan iddia ve değerlendirmeler, medyanın kamuoyunu doğru bilgilendirme yükümlülüğüyle bağdaştırılamamıştır. T.C. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 2 2 Te mm uz 2 01 3 Cumartesi günü yayınlanan yazımızda “İstiklal de Neymiş” ve “Çuvallama” başlıklı yazılar birbirine karışmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Işık Kansu, CUMHURİYET 11 T e mm uz 2 01 3 Düzeltme: “Ilımlı İslam’dan Askeri Vesayete Türk Modeli” başlıklı son yazımda, “Darbe salt Mursi’ye değil, Müslüman Kardeşler’e ve Müslüman Kardeşler’in sponsorluğunu yapan tüm kesimlere yapılmış oldu” şeklinde olması gereken cümledeki ilgili ifadeler, “Müslüman Demokratlar” ve “Müslüman Demokratların sponsorluğunu yapan tüm kesimler” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim. Nilgün Cerrahoğlu, CUMHURİYET Sayın Bakan’ın ikisi yüksek lisansta olmak üzere dört çocuğu eğitim görmektedir. Sayın Davutoğlu, bugüne kadar hiçbir çocuğu için hiçbir dönemde hiçbir şekilde eğitim yardımı ya da burs talep etmemiş, böyle bir başvuruda bulunmamıştır. Bu tür etik konularda son derece hassas olan Sayın Bakan’ı yıpratmaya yönelik bu tür çarpıtma ve yalan haberler her şeyden önce basın ahlakına aykırıdır. Bu yayınlarla ilgili hukuki haklar sonuna kadar kullanılacaktır. Dışişleri Bakanlığı 2 7 M ayıs 2 01 3 “Cehennem” romanını bitirdim. Yanılmışım: İnsanlığı yok edecek mikrop bombası Ayasofya’nın Bazı günlerde okuduğunuz ile yazdığınız yazı farklı olsa da dikkatinizden kaçar. Bu hata sonrasında da ortaya saçma sapan bir yazı çıkar. Dünkü yazımızda da maalesef öyle oldu. PTT şubesi yerine sehven PKK şubesi yazılmış. Amacımız PTT şubesine yeni bir memur atanmasını sağlayarak uzayan kuyrukların önüne geçmekti. Bu önemli hata nedeniyle siz okurlarımızdan özür dileriz. Sabah Güney 1 Nisa n 20 13 Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı’nın “Dindarların Yeniden Havaslaşması” başlıklı yazısında İslam medeniyetinin yüksek standartlarının önemine ve estetik algısına vurgu yapmak amacıyla kullandığı “havass” kelimesine yüklediği olumlu anlam, Türk Dil Kurumu’nun “kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan kendilerinde bir tür ayrıcalık gören kimseler” açıklamasındaki olumsuzlukla örtüşmüyor. Yazarın bilgisi olmadan, düzeltme servisinin TDK kaynaklı açıklaması yerinde olmamış. Yazarın makalesi, TDK açıklamasıyla tersi bir algıya neden olmaktadır. Yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz. Belma Akçura, Okur Temsilcisi, MiLLiYET 31 Mart 20 13 Dünkü Hürriyet’te yayınlanan “ABD’de Türkiye İle Ticarete Karşı Ermeni-Rum İttifakı: Çar Harekâtı” başlıklı haberde Aram Hamparyan’ın yerine yanlışlıkla eski ABD diplomatı Matthew Bryza’nın fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz HÜRRIYET 26 Mart 20 13 Cuma günkü yazımda Adnan Menderes’in başbakanlık süresini 10 yıl yerine 10 ay yazmışım. Ayrıca Jülyen takviminin Gregorian takviminin yerine geçtiği hatalarını düzeltirim… Özgen Acar, CUMHURIYET 21 Şubat 20 13 16 Şubat 2013 tarihli Milliyet gazetesinin 22. sayfasında, “Celasin Ve 3 Komutan Serbest, 3’ü Tutuklandı” başlığıyla yayımlanan haberde, soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Tuğamiral İsmail Ruhsar Sümer’in adı sehven, serbest bırakılan emekli Tuğgeneral İzzettin Gürdal olarak verilmiştir. Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET 16 Şubat 20 13 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisinin Kızılcahamam’da düzenlenen il başkanları toplantısının kapanışında yaptığı basın toplantısında, ‘TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun dağılmaması için üzerlerine ne düşüyorsa yapacaklarını’ ifade ettiği sözleri, Milliyet gazetesinde, 15 Şubat 2013 günü, sehven “Anayasa Komisyonu’nu Dağıtırız” başlığı ile girmiştir. Düzeltir özür dileriz. MİLLİYET 30 Aralık 20 12 Düzeltme ve özür: Gazetemizde dün yer alan “Cinler Yangın Çıkarmaz” haberinde Dokuz Eylül Üniversitesi Dekanı Prof. Ömer Dumlu’nun yerine yanlışlıkla Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Bilal Kemikli’nin fotoğrafı kullanıldı. Düzeltir, Dumlu, Kemikli ve okuyucularımızdan özür dileriz. Yeni Şafak Doğrusu, “Paneli Prof. Dr. Ünsal Yavuz yönetti” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. CUMHURİYET Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz. Fethullah Gülen Vekili Avukat Orhan Erdemli 26 Aralık 2012 tarihli Sözcü Gazetesi, “Cemaat mi Dinledi?” manşetiyle ve manşetin altına Muhterem Fethullah Gülen’in sözde karikatürü konularak yayınlanmıştır. Bu sunuluş biçimi ve haber içeriğinde kullanılan ifadelerle; toplum yanlış yönlendirilerek, müvekkilimizin Muhterem Başbakanımızı dinlettiği yönünde kamuoyu algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Masum insanlara karşı iftira niteliğindeki bu tür yayınlar, hiçbir demokratik, hukuk devletinde basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemez. Bu iddiaların, kaoslardan beslenen bazı odaklar tarafından hazırlandığı ve belli stratejiler çerçevesinde kullanıldığı sağduyulu kamuoyunun malumudur. Her aklı selim insan tarafından kabul edileceği üzere; ülkemiz üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan bu mihraklar, uzun yıllardır devletimiz ile milletimizi karşı karşıya getirmek, birbirinden koparmak için onlarca-yüzlerce senaryo hazırlamışlardır. Bu yetmemiş, insanlarımızı da birbirine düşürüp, kardeşi kardeşe kırdırma planları yapmışlardır. Bu şer projeler hiç ara vermemiş, ülkemizin manevi dinamikleri aleyhinde linç kampanyaları yürütmüşlerdir. Memur, esnaf, iş adamı, sanatçı… kamusal ve özel her alanda devletine ve milletine en iyi şekilde hizmet etmeye çalışan manevi değerlere sahip vatandaşlarımızı kara propagandaların hedeflerine koymuşlardır. Şimdi de “parti ile cemaat arasında savaş” projesini sahneye koyarak, Başbakanımızı dinleten kişinin Fethullah Gülen olduğu yönünde insafsızca iftirada bulunmuşlardır. Amaçları ise devlet-millet olarak birliğimizi, dirliğimizi, gücümüzü zaafa uğratmaktır. Ama devletimiz de çok güçlüdür, milletimiz de. İnanıyoruz ki; aziz milletimiz, amacı belli olan bu iddialara hiçbir şekilde itibar etmeyecek, devlet organları da en kısa sürede failleri tespit edecektir. Müvekkilimiz de bir an önce olayların vuzuha kavuşturulmasını arzulamaktadır. Bu olay vesilesiyle kamuoyuna şu hususları tekraren arz etmek isteriz: Muhterem Fethullah Gülen kişisel meselelerle değil; ulvi değerlerle, yüce mefkürelerle meşguldür. Onun bütün hayatı ve eserleri incelendiğinde hep müspet hareket görülür; hiçbir zaman menfiliğe rastlanmaz. Bütün uğraşı Allah (c.c.) rızasına ulaşma yolunda; ilim, iman, irfan ve marifetle, milletimizin öz değerlerine bağlı, insanlığa yararlı nesiller yetiştirilmesi olmuştur. Her zaman birlik ve beraberliğe, diyaloğa, toplumsal barışa, yaşama değil yaşatma idealine önem vermiştir. Ömrü boyunca sevgi demiş, saygı demiş, kardeşlik demiş; insanların ihtilaf, kin ve nefret gibi duygu ve hareketlerden sakınmalarını istemiştir. Bunun içindir ki eserlerinde; insanların hatalarını arama, gizli hallerini araştırma, dili gıybetle, iftirayla kirletme gibi bütün menfiliklerin çirkin günahlar olduğunu, insanların bu tür kötülüklerden sakınması gerektiğini vurgulamıştır. Kendisi de ne geçmişte ne de şimdi; hiçbir zaman insanların açıklarını aramamıştır. Sayın Fethullah Gülen, inançlarına ve yasalara aykırı meşruiyet dışına çıkan hiçbir hareketi icra etmeyeceği gibi, desteklemesi, yanında yer alması, onaylaması da mümkün değildir. Müvekkilimizin fikri, zikri, üslubu, hareket tarzı arz ettiğimiz üzere hep müspet hareket esasına dayanmaktadır. 2 4 A ralık 201 2 Prof. Dr. Orhan Kural: 20 Aralık’ta, Hürriyet’te Donald Trump ile ilgili haberi okuyunca şaşkına döndüm. Hürriyet’in bu yanlışı yayınlaması bir bilimadamı olarak beni çok üzdü. Bildiğiniz gibi Brezilya’nın başkenti Rio de Janeiro değil yepyeni ve özel tasarlanmış bir şehir olan Brasilia’dır. Ali Eser: Size bugün (17 Aralık) “Süperspor” 40. sayfada okuduğum bir haberde yapılmış, bana göre ciddi bir hatayı hatırlatmak BİK, yasayla verilen bu görevi yerine getirmezse; toplum basın ahlak esaslarını hiçe sayarak yayın yapan sorumsuz gazetecilik örnekleri karşısında savunmasız kalacaktır. Temennimiz, köklü bir geçmişe sahip Türkiye medyasının, “bağımsız, sektörün içinden ve yasal dayanağı olmayan’ bir özdenetim mekanizması” kurmasıdır. İlk cümledeki itirazı gerçekten anlayamadım; BİK’ten Hürriyet’e gönderilmiş bir yazıyla ilgili olarak yine kendilerine görüş sormam niye gerekli olsun? Zaten resmi yazıdan alıntı yaparak görüşlerini aktardım. Eksik de bilgilendirmedim; yasa maddesine değinmiştim yazımda. Galiba bu gözden kaçmış. Berfo Anne ölmedi, yaşıyor. Oğlu Cemil’i aramaya devam ediyor. Berfo Ana bir direniş simgesi. Kayıpların bulunma mücadelesinin simgesi. Kaybeden suçluların ise korkulu düşü. Berfo Ana mücadeleye devam ediyor. Yapılacak tek şey var oğlu Cemil Kırbayır’ı bulmak. Berfo Anne’nin Cemil’inin bulunmasına katkıda bulunacak herkes bu mücadeleye davetlidir. isterim. Sayın Derviş Eroğlu için “Başbakan” sıfatı kullanılmıştı fotoğraf altında. Daha dikkatli olunması gerekli. KKTC’nin dünyadaki yalnızlığı düşünülürse! Faruk Bildirici Okur Temsilcisi, Hürriyet “Basın İlan Yeni RTÜK mü?” başlıklı yazımda Basın İlan Kurumu’nun, Hürriyet’in de aralarında bulunduğu 11 gazete ile ilgili olarak “içerik denetimi” süreci başlattığını ve “ilan kesme” tehdidinde bulunduğunu yazmıştım. Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) özetle şu yanıt geldi: “Bu yazının tarafı olmamıza rağmen kurumumuz aranarak bilgi talep edilmemiş, kamuoyu eksik bilgilendirilmiştir. BİK teşkiline dair 195 sayılı kanunun 49. maddesinde Basın Ahlak Esasları yer almaktadır. Bu esaslar, güncel gelişmelere göre 18 Kasım 1994 tarihinde 129 numaralı Genel Kurul kararıyla yeniden düzenlenmiştir. BİK, 1961 yılından bu yana Türkiye’de basın ahlak esaslarıyla ilgili inceleme yapma ve müeyyide uygulama yetkisi bulunan tek kurumdur. Yargı yolunun da açık olduğu basın ahlak esaslarıyla ilgili uygulamalarımız, sokaktaki vatandaştan üst düzey devlet görevlilerine kadar herkesin başvurusuna açıktır. Türkiye ve dünyadaki gazetecilik meslek etik kuralları ile evrensel hukukun ilkeleri gözetilerek, titizlikle yürütülen uygulama sayesinde bugüne kadar birçok kişi, kurum ve kuruluşun mağduriyeti giderilmiştir. Haklarında suçlamalarda bulunulan birçok yayın ve gazeteci de haklılığını kanıtlama imkânı bulmuştur. BİK’e Türkiye genelinden yapılan başvuruların içeriği incelendiğinde, Kurumumuzun önemli bir kamu görevini yerine getirdiği daha iyi anlaşılacaktır. Dikkat çekmek istediğim meseleyi tekrarlayayım; kuruluş yasasında asli görevi, “Resmi ilanların mevkutelerde yayınlanmasında aracı olmak” biçiminde tanımlanan bir kuruluşun gazetelere “içerik denetimi” yapmasının yanlış olacağına inanıyorum. Neden? Para musluğunu elinde tutan ve yönetimini siyasi iktidarın belirlediği bir kuruluş, basın etiği (ya da basın ahlakı) konusunda karar verirse resmi ilanlar silah haline gelebilir. O zaman da Demokrat Parti dönemindeki “besleme basın” tartışmalarına geri döneriz. Basın İlan’ın içeriği boş bir yasa maddesini işler hale getirme çabasına itirazımın temel nedeni bu. Faruk Bildirici, Hürriyet 23 A ralık 201 2 Nuh Yazarımız Yalçın Doğanın dün sehven yayınlanan yazısı daha önce yayınlanmış yazısıdır. Yazarımızın 22 Aralıkta yayınlanması gereken yazısını bugün yayınlıyoruz. Bu hata için yazarımızdan ve değerli okuyucularımızdan özür dileriz. HÜRRİYET 18.05.2012 tarihli gazetenizin 11. sayfasında “Polis Komalık Etti, Sonra Raporu Yırttı” başlıklı haberde, Emniyet Teşkilatı ile ilgili asılsız iddialara yer verilmiştir. Konunun özeti aşağıda belirtilmiştir: 15.05.2012 günü 13.40 sıralarında K.O.A. isimli şahsın PTT görevlisi T.Y isimli şahsa hakaret ve tehdit etmesi üzerine, orada bulunanlar 155 Polis İmdat hattını arayarak, olayı bildirmiştir. Görevliler tarafından Şahıslar İlçe Polis Merkezi Amirliğine intikal ettirilmiştir. Şüpheli K.O.A., İlçe Polis Merkez Amirliği’nde de agresif hareketlerde bulunarak, kendisine zarar vermesi üzerine, görevliler tarafından engellenerek Korgan Devlet Hastanesine götürülmüştür. Muayenesinde sinir krizi geçirdiği gerekçesiyle müşahede altına alınmış, aynı gün saat: 23.00 sıralarında hayati tehlike kaydıyla Fatsa Devlet Hastanesine sevk edilmiştir. Bir gün müşahede altında kaldıktan sonra taburcu edilmiştir. Bahse konu haberde, Doktorun yazdığı raporu gören Polis Memuru S.K.’nın raporu yırttığı yazılmış ise de, raporun gerçekte polis memurunun kendisine ait rapor olduğu, şüphelinin raporu olmadığı, haber içeriğinde yer alan tutanaktan da anlaşılmaktadır. Şüphelinin üç gün müşahede altında kaldığı ve Polis tarafından dövüldüğü iddiaları da asılsızdır. Haber, görevini yapan Polis Teşkilatı’nı rencide etmekte aynca kamuoyunda polisle ilgili yanlış imaj yaratmasına sebep olmaktadır. Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğünün, Milli Güvenliğin, Kamu Düzeninin, Genel Asayişin en sağlam temellerinden biri olan Emniyet Teşkilatı, kendisine yapılmış bu haksız ve mesnetsiz iddialardan etkilenmeden, hukukun üstünlüğüne bağlı kalarak Anayasa ve Yasalarda kendisine verilmiş görev ve sorumluluklan en iyi şekilde yapacak, vatandaşlarımızın kendisine tevcih ettiği güven ve saygınlığı daha da yükseltecektir. Bu açıklamanın kanuni haklarımız saklı kalmak kaydıyla 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesine istinaden gazetenizde aynı sayfada, aynı sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayınlanmasını rica ederim. Salih Yüce Vali a. Vali Yardımcısı 1 2 A ralık 201 2 8.12.2012 tarihli yazımızdan sonra, okurlarımızdan Mehmet Aytek’ten gelen bilgiyi aktarıyorum: Okurumuz, Leyla Zana’nın 6 Kasım 1991’de, “yaşasın Kürt halkı” demediğini, Türkçe yemin ettikten sonra Kürtçe, “ben bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için ettim” dediğini belirtti. Hasan Pulur, Milliyet 22 A ralık 201 2 Dün bu köşede “İhtifalden birkaç not” başlığıyla yayınlanan yazı “Halil Uslu”ya aittir. Düzeltir, özür dileriz. Yeni Akit 1 7 A ralık 201 2 14 Aralık 2012 tarihli gazetenizin (Sözcü) 13. Sahifesinde “Asrın Davasına Asrın Cezasını istiyorlar” başlığı alanda yine “50 yıl hapis istenen sanıklar” denilerek, ben de dahil olmak üzere, örgüt üyeliğinden yargılanan sanıkların isimleri yayınlanmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesi, Örgüt Üyeliği başlığı alanda (suç sabit görüldüğü takdirde) 5-10 yıl hapis cezasını ön görmektedir. Yine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. Maddesi ise yarı oranında arttırılır demektedir. Haberinizdeki “50 yıl” şeklindeki ifadenin sehven kullanıldığı kanısındayım. Ergenekon Davası 2. İddianame’nin tutuksuz sanığı Mahir Akkar 1 6 A ralık 201 2 29 Aralık 20 12 Gazetemizde dün yer alan “İnönü’nün 39. Ölüm Yıldönümü Nedeniyle Başkent Üniversitesi’nde Panel Düzenlendi/Biz Kaybettik, Suçluyuz” başlıklı haberimizde, İnönü Vakfı’nca düzenlenen ve gazetemiz yazarı Bekir Coşkun’un da katıldığı paneli yanlışlıkla Prof. Dr. Hilmi Yavuz’un yönettiği yazılmıştır. 1 3 A ralık 201 2 Dünkü yazıda yer alan Tel Zaeter Kampı sadece Ez-Zateri kampı olacaktır. Mustafa Özcan, Milli Gazete 10.12.2013 tarihinde gazetemizin 19. sayfasında “Haklarınıza Sahip Çıkın” başlığıyla yayımlanan haberde, teknik bir hata sonucu CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün fotoğrafı yerine CHP Mersin Milletvekili İsa Gök’ün fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet Sanayi Bakanlığı’ndaki bayrak konusundaki başlığında “Tamir Edilmeyen Makara” yazısının başlığındaki “makarna” çıkmış, düzeltir, özür dileriz. Yalçın Bayer, Hürriyet Ankara 11 A ralık 201 2 Dünkü yazımda ANAP’ın kuruluşunda partiye yardım etmek isteyen işadamının adını yazmamışım. Bütün bilgiler var, adı yok! Ahmet Özal’ın anlattığı hikayeye göre, Turgut Özal’a yardım çekini yollayan işadamı Vehbi Koç. Sina Koloğlu, Milliyet Dün gazetemizde ‘Politikankara’ sayfamızda BDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan’la yapılan röportajın başlığı “Tan: Meclis’teki Ucube Yıkılsın” yerine “Tan: Meclis’teki Ucube Yakılsın” diye çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. habertürk 1 5 A ralık 201 2 Önceki yazımda Alaska nüfusu 722 bin olmalıydı, düzeltir özür dilerim. Özgür Keşaplı Didrickson, Sol Birlik parkı davası da temyiz edildi. BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, önceki gün gazetemizde Mimarlar Odası’nca yapılan açıklamalara ilişkin şu düzeltmeyi gönderdi. “TMMOB Mimarlar Odası’nın saygıyla, can kulağıyla dinlesek, güven duysak, önyargıları bıraksak, işlerinin ne denli yorucu olduğunu kavrasak, sinirlenmelerine, bağırıp çağırmalarına aldırmasak, bizim için nasıl çırpındıklarını, nasıl çalıştıklarını görsek, haklarını teslim edeceğiz de... Zaten mayamızda vardı, sağ olsun bugünün iktidarları sayesinde mizah kapasitesi tavan yapan bir toplum olduk. Bu alanda yaratıcılığımız öyle güçlü ki, hiçbir ülke elimize su dökemez!” cumhuriyet 2 8 K asım 2 0 12 Bazı yayın organlarında “Sucukların parasını Başkan Özhaseki’nin cebinden ödediği” şeklinde haberler yer almıştır. Kayseri 3. İcra Dairesi’nin 2012/5640 sayılı dosyası ile 20 bin 63 lira, Kayseri 8. İcra Dairesi’nin 2012/7523 Esas dosyası ile 38 bin 896 lira, 2012/7524 Esas dosyası ile 18 bin 481 lira olmak üzere toplam 77 bin 440 lira Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yatırılmıştır. Bu tazminat paralarından 20 bin 63 liralık olanı çekilerek dağıtılan sucukların peşinatı olarak verilmiştir. Yani Başkan Özhaseki’nin dağıttığı sucukların parası, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ödediği tazminatlarla karşılanmıştır. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin Birlik parkı’na ilişkin açtıkları iptal davasında, mahkemenin iptal karı 01.01.2012 tarihinde idaremize tebliğ edilmiş olup, 09.10.2012 tarihinde yürütmenin durdurulması talepli olarak mahkeme kararı temyiz edilmiştir. Bu tür açıklamalar ve haberler kamuoyunda kurumsal kimliğimiz ile ilgili yanlış kanaatler oluşturmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Atatürk Orman Çiftliği ve Birlik Parkı’na ilişkin olarak idaremiz aleyhine açılan davalarda temyize gidilmediği iddiası asılsızdır.” habertürk Torosyan’ın kitabı bağlamında, bu hafta üç yazı yazmıştım: (1) Tartışmanın geniş çerçevesi; (2) Tartışmanın dar çerçevesi; (3) Bir metnin iç kritiği ne demektir. Kırk yılda bir, bir karışıklık olmuş; ikinci yazı, yani “dar çerçeve” dün çıktı; asıl giriş, yani “geniş çerçeve” ise bugün yayınlanıyor. Üçünün doğru sırayla okunması bakımından bunu belirtmek ihtiyacını duyuyor ve okuyuculardan özür diliyorum. Halil Berktay, Taraf 4 Aralık 20 1 2 9 A ralık 2 01 2 Gazetemizin 4 Aralık 2013 tarihli sayısının arka sayfasında yer alan “Espresso Makineleri Tehlike Saçıyor” haberinde sehven Nespresso Pixie isimli makinenin görseli kullanılmıştır. Habere kaynak olan araştırmada, söz konusu makinenin insan sağlığı açısından risk taşıdığına dair bir bulgu yer almamaktadır. Yanlış algılamaya neden olabilecek bu hata nedeniyle okuyucularımızdan ve firmadan özür dileriz. Milliyet 8 A ralık 2 01 2 “Aydın’ın Kadın Efesi” başlıklı haber ve fotoğrafta, Belediye Başkanı Aydın Çerçioğlu’nu aynı gün hem CHP Kadın Kolları hem de Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin ziyaret etmesi nedeniyle karışıklık meydana gelmiştir. Kullanılan fotoğraf Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin ziyaretine aittir. Düzeltir, özür dileriz. DHA “Kadıköy Meydanı’ndaki Atatürk anıtı kaldırılacak yerine bina yapılacak” iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Garı İle Kadıköy Meydanı ve Çevresi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nda açıkça görüleceği üzere Kadıköy Rıhtım Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nın da içinde yer aldığı alan, Fuar, Panayır ve Festival Alanı lejantında kalmaktadır. Plan notlarında söz konusu alanda değil bina bodrum dahi yapılamayacağı, sadece etkinlik zamanlarında kullanılmak üzere geçici ve takılıp sökülebilen hafif malzemeden üniteler yapılabileceği açıkça belirtilmektedir. Böylelikle “Atatürk anıtı yıkılacak, yerine bina yapılacak” iddiasının gerçek dışı olduğu ortadadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 06 Aralık 2 01 2 DÜNYA Gazetesi ile birlikte dağıtılan 27 Kasım 2012 tarihli Endüstriyel Buhar ekinde, Duyar Vana haberinin ilk satırında, firmanın ismi sehven “Vira Valf” olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. dünya 3 Aralık 2012 tarihli DÜNYA Gazetesinin 2. sayfasında yer alan “BOTAŞ’a Alman-Fransız Modeli Önerisi” başlık haberin ara başlığında “TANAP” ifadesi sehven “TAP” şeklinde yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. dünya Pazar günkü yazımda üzümüyle meşhur, 4000 bin yıllık geçmişi olan Ankara’nın Kalecik ilçesine “köy” diyerek Kaleciklileri fena halde üzmüşüm. Bu yanlışımı düzeltmek ve gönül almak için ilk fırsatta Kalecik ilçesini ziyaret edeceğim. Gila Benmayor, Hürriyet 3 Aralık 20 1 2 Gazetenizin (Habertürk) 05.08.2012 tarihli nüshasının 15. sayfasında yayınlanan “İKİ ÖNEMLİ UZATMA” başlıklı haberinde, müvekkilimin isminin “Uludere’de vur emrini veren komutan” olarak anılması gerçeklere aykırıdır. Hiçbir somut bilgi ve araştırmaya dayanmayan ve basın ahlak ilkeleri ile bağdaşmayan haberlerle, müvekkilimin belli çevrelere hedef gösterilmesi ve kamuoyunun asılsız şekilde yanlış yönlendirilmesi, masumiyet karinesinin ihlal edilmesi doğru değildir. Müvekkilimin uğradığı manevi zararlar konusunda tüm talep ve başvuru haklarımız saklı kalmak kaydıyla işbu cevap metnini ulusumuzun bilgilerine saygıyla sunarız. Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu Vekili Av. Umut Kemal Yıldırır Yazarımız Serdar Kızık’ın “Mizah Dünyamız!” başlıklı dünkü yazısının 5 ve 6. paragrafları teknik nedenlerden dolayı hatalı çıkmıştır. Yazarımız ve okurlarımızdan özür dileriz. Doğrusu aşağıdaki gibi olacaktır: “Oysa, yönetenleri sevgiyle, Ulusal bir gazetede bugün yayınlanan ve internet sitelerinden satışı yapıldığı “500 bin liraya mezar” satışı yapıldığı iddia edilmektedir. Mezarlıkların tahsisi ve ücret tarifesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile yapılmaktadır. Mezar yerlerinin üçüncü kişilere satılması noter kanalı ile devredilmesi söz konusu değildir. Yönetmeliğin 7. maddesinin (b) bendi; “Mezar yeri tahsisleri; ölen kimsenin sırasıyla eşi, oğlukızı, ana-babası, kardeşi gibi en yakın mirasçılarına yapılır ve ilgili kişiye Mezar Yeri Kullanma Belgesi verilir. Cenazenin gömülü olduğu mezar yerini, ortak varislerden(çocuklar, kardeşler gibi), satın almak için müracaat eden ilk varise tarifedeki ücret tahsil edilerek Mezar Yeri Kullanma Belgesi verilir.” hükmü gereğince tahsisi gerçekleştirilmekte, mezar yerinin varisleri dışında 3. bir şahsa tahsisinin mümkün olmadığı açıkça belirtilmektedir. Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onaylanarak yürürlülüğe giren fiyat tarifesine göre kurumumuza bağlı mezarlıkların fiyatları açıkça belirtilmiş olup, 2012 yılı ücret tarifesine göre Zincirlikuyu Mezarlığında; 1 kişilik dolu mezar yeri ücreti (cenaze anında) 5,000 TL, Dolu yanı boş mezar yeri ücreti: 9,000 TL, 1 kişilik boş mezar yeri ücreti: 18,000 TL olarak uygulanmaktadır. Müdürlüğümüzce Ücret Tarifesinde belirtilen ücretler dışında herhangi bir ücret talep edilmemekte, Büyükşehir Belediyemizin resmi internet sitesi olan www.ibb.gov.tr adresinde Müdürlüğümüze ait yönetmelik ve ücret tarifesi bulunuyor. İnternet sitelerinde ve gazetelerde çıkan mezarlık ücretleri tamamen hayal mahsulü olup, mezar yeri tahsislerinin 3. bir şahsa devredilemeyeceği mezar yerinin kamu alanı olduğundan ticari bir meta olarak değerlendirilerek alınıp satılamaz. Mezar yeri tahsisi için düzenlenen kullanma belgesi tapu yerine geçmez. Mezarlıklar sadece tahsis amaçlıdır. Cenaze defin ücretleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ücretsiz yapılmaktadır. Mezar yeri alıp sattığını iddia edenler vatandaşı dolandırarak mağdur duruma düşürmektedirler. Bu iddialarla ilgili daha önce de Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmuştur. Kamuoyuna saygı ile duyururuz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2 7 K asım 201 2 26.11.2012 tarihinde ulusal basında yer alan bir gazetenin (Sözcü) köşe yazısında, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Erdoğan Bayraktar’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bir milletvekilinin sorduğu soruya istinaden verdiği cevaba atıfla, suçlayıcı ifadelere yer verilmiştir. Herhangi bir doğru bilgiye dayanmayan bu suçlayıcı ifadeler, tümüyle kişilik haklarına saldırının bir örneği olarak görünmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından, başkanlığı döneminde TOKİ’den ihale alan bir şirketin yolsuzluk yaptığı iddiasına ilişkin, “Burada dolandırıcılık, hırsızlık var. Bu benim zaafımdır, bir idareci olarak orada yapılan yanlışlığı görebilmeliydik. Göremedik, bizim gözümüzden kaçtı.” denmişti. Sayın Bakanımızın bu olayla ilgili olarak, söylediği sözlerden, yolsuzluğun fark edilir edilmez soruşturma konusu edildiği ve yargıya intikal ettirildiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu süreç, bizzat Sayın BAYRAKTAR tarafından başlatılmış ve kamu hakları korunmuştur. İlgili yazıda ise “Arsızlığın ikinci ayağında; KC Grup’un (Tahir Erbarlas’ın eski şirketi) TOKİ’yi 60 milyon lira dolandırdığı doğrudur. Bu yolsuzluğu Meclis’te Sayıştay raporlarına dayanarak dile getiren İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu (CHP) Bey haklıdır. Benim zaafım.” demek zorunda kalan Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bulunuyor. Bakan, iddia etmişti. Yolsuzluk yapmadım. Yaptırmadım. Hakkımda bırakınız davayı, soruşturma varsa bile istifa ederim demişti. Hem yolsuzluk ortaya çıktı. Hem soruşturma belgelendi. Bakan istifa etmedi. Adını da değiştirmedi. Kentsel dönüşümden pay alan konut şirketlerinin sahiplerinin toplantısına katılıp KDV oranının nasıl düşeceğini konuşuyor...” denilmektedir. O dönemde, TOKİ’nin 60 milyon TL civarında zarara uğratıldığını söyleyen Sayın Bayraktar, TOKİ tarafından söz konusu firma ve kişilerin mahkemeye verildiğini, TOKİ hakkında açılmış davalar ve TOKİ’nin de açtığı birçok davanın bulunduğunu ama şahıslar hakkında yolsuzluktan veya başka sebeplerden açılan dava olmadığını belirtmektedir. Ayrıca, kendisi hakkında bırakınız davayı, soruşturma varsa dahi istifaya hazır olduğunu ifade etmektedir. TOKİ’de 35 bin civarında ihale yapıldığını da belirten Sayın Bayraktar, yapılan hesaplarla faiziyle birlikte 55-60 milyon lira TOKİ’nin zarara uğratılması olayını tespit ettiklerini; TOKİ’nin zararını garanti altına alacak bir mekanizma geliştirdiklerini ve TOKİ’nin 55 milyon lira alacağını kesinleştirdiklerini, bu paranın 12 milyon lirasının TOKİ tarafından tahsil edildiğini belirtmişti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde, Devlet Denetleme Kurulu’nun TOKİ’ye geldiğini, 3,5 ay inceleme yaptığını, gerek teftiş kurulları gerekse savcılığın, herhangi bir suç unsuru olmadığını belirlediğini söylemişti. Böyle bir açık yürekliliğinin karşılığının suçlama biçiminde ortaya çıkması ise söz konusu gazetenin ve yazarın nasıl bir yanlışlığın içinde olduğunu apaçık göstermektedir. İlgili gazete ve köşe yazarı hakkında dava açma hakkımızın mahfuz olduğu, iddia 1 9 K asım 201 2 edilenlerin gerçeklerle hiçbir alakasının olmadığı değerli kamuoyumuza saygıyla duyurulur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müşavirliği sayısında ajans kaynaklı olarak yayınlanan “MKP operasyon 13 tutuklama” başlıklı haberde, DHF İzmir temsilcisi, yalnışlıkia MKP/HKO üyesi olarak geçmiştir. Haberde yer alan yalnışlıktan dolayı özür dileriz. EVRENSEL 26 K asım 201 2 “Öğretmenevlerinde dansözlü yılbaşı kutlaması olur mu?” başlıklı polemikte işletmeci Tarkan Ahmet’in söylediği “Yapılan zorbalıktır” sözleri sehven Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer’in adıyla yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. Habertürk Demokratik Haklar Federasyonuna (DHF) geçtiğimiz hafta Ankara, Dersim, İzmir, İstanbul, Adana, Mersin, Sivas, Kayseri, Zonguldak, Antalya, İsparta, Çanakkale, Uşak ve Diyarbakır’da yapılan operasyonda birçok kişi tutuklandı. Gazetemizin dünkü 1 8 K asım 201 2 Çevre haberlerinin alanı oldukça geniştir ve ben sualtı konusunda da uzmanlaşmaya çalışıyorum. Sayın Ediz Hun biyoloji alanında önemli bir isimdir. Bu eleştirisini dikkate alacağımı, kendimi eğiteceğimi bilmesini isterim, ayrıca okurlarımızdan özür dilerim. Gökhan Karakaş, Milliyet Gazetemizin 04 Kasım 2012 tarihli nüshasının 19. sayfasında “Orhaneli Suya Battı” başlığıyla verilen haberde 10 dakika süren yağmurun ilçeyi batağa çevirdiği, 2011 yılında yapılan yağmur suyu isale hattının da yağışa dayanmadığı ifade edilmiştir. Ancak daha sonra yapılan inceleme sonucunda haberin abartılı olduğu belirlenmiştir. 2 Kasım’da meydana gelen yoğun yağıştan sonra ilçede sadece iki noktadaki mazgallarda “yaprak ve poşetlerin kapaması sebebiyle” su birikintileri yaşanmıştır. Belediyenin ilgili birimlerinin müdahalesiyle bu iki bölgede tıkanan noktalar 5 dakika içinde açılmış ve hayat normale dönmüştür. Yapılan isale hattı daha önce ilçede sık yaşanan su baskınlarını da ortadan kaldırmıştır. Abartılı bir şekilde elimize geçen ve bu şekilde yayınlanan haberi düzeltir, özür dileriz. TÜRKİYE 22 K asım 201 2 Hertaraf’ta önceki gün Ali Tarakçı imzasıyla yayımlanan “Muharrem Ayı ve Kutlama” başlıklı yazıda Gürsel Tekin’den CHP Genel Başkanı olarak söz edilmiştir. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Taraf Gazetemizin 21 Kasım 2012 Çarşamba günkü sayısının 1. sayfasında yer alan “Merkez Bankası Faiz Koridorunu Daralttı” başlıklı haberin üst baslığında bilgisayar sistemindeki bir aksaklık nedeniyle “Ing Bank Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı John T. Mccarthy’den Türkiye Ekonomisine Övgü” başlığı yanlışlıkla yer almıştır. Üst başlığın Merkez Bankası Başkanı Erdem Basçı ile ilgili olması gerekiyordu. Düzeltir, yanlışlıktan dolayı ilgililerden özür dileriz. HÜRSES 21 K asım 201 2 Gazetemizin 15 Kasım 2012 tarihli sayısının 14. sayfasındaki “MEDULA Açık Verdi” başlıklı haberde, cinsiyet değiştirme ameliyat ları ile ilgili olarak “penis nakli” ifadesi kullanılmıştır. Doğrusu “nakil” değil “yeniden yapma” anlamına gelen “penis rekonstrüksüyonu” olacaktır. Doğru açıklama “Kadından erkeğe cinsiyet değişim ameliyatları sırasında yapılan penis rekonstrüksiyonu ameliyatları SGK kapsamı dışında olup ameliyatların hasta tarafından ödenmesi gereklidir” ifadesini içerecektir. cumhuriyet Geçen hafta bu sayfada yayınlanan Hyundai ix35 modelinin 52 bin liralık fiyatı teknik bir arızadan dolayı Euro olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Sözcü 1 5 K asım 201 2 Bir önceki yazımda bir mitolojik bilgi hatası yaptığımın sonradan farkına vardım. Gücünün saçlarında olduğu mitolojik kahraman Herkül değil, Samson’dur. Süleyman Seyfi Öğün, Yeni Şafak 1 4 K asım 201 2 1. 14 Kasım 2012 tarihli bir gazetede; “TSK’dan din dersine onay... Genelkurmay, askeri liselere seçmeli Kuran-ı Kerim, Hz.Peygamberin Hayatı ve Temel Dini bilgiler Dersine onay verdi. MEB kararı ile onurlu yaşam ve inisiyatif sahibi olma konularının işlendiği temel değerler dersi kaldırıldı” şeklinde ifadeler içeren bir haber yayınlanmıştır. Bu kapsamda; kamuoyunun doğru bilgilendirmek ve oluşabilecek yanlış algılamaların önüne geçmek maksadıyla, konu ile ilgili açıklama yapılması ihtiyacı duyulmuştur. 2. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 58’inci maddesindeki “MEB veya diğer bakanlıklar tarafından açılacak okullar (Askeri Liseler dâhil) ile özel okulların derecelerinin tayini, MEB’e aittir. Askeri eğitim kurumlarının dereceleri MSB ile birlikte tespit edilir.” hükmü gereği Askeri Liseler (Astsubay Meslek Yüksek Okulları dahil) eğitim ve öğretim faaliyetlerini MEB müfredatına tabi olarak yürütmektedir. 3. 6287 sayılı Kanunla, “Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur.” hükmü getirilmiştir. 4. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 14 Ağustos 2012 tarihli ve 124 sayılı kararıyla, “Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler” dersleri liselerin 2’nci grup seçmeli dersler listesine eklenmiştir. 5. TSK Ortaöğretim Okulları Yönetmeliği’ne göre; “MEB’e bağlı Anadolu liselerinin fen bilimleri alanına denk program” uygulamakta olan TSK Ortaöğretim Okullarında da, bahse konu düzenlemelerin yapılabilmesi maksadıyla; a. 6287 sayılı Kanun ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının Kararında belirtilen seçmeli dersler, diğer seçmeli derslerle birlikte TSK Ortaöğretim Okullarının Haftalık Ders Çizelgesine dahil edilmiştir. b. Bu kapsamda hazırlanan haftalık ders çizelgeleri; TSK Ortaöğretim Okulları Yönetmeliğinin 21’inci maddesi gereği onaylanmak üzere MEB’e gönderilmiş ve MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 183 sayılı kararıyla 5 Ekim 2012 tarihinde onaylanmıştır. c. TSK Ortaöğretim Okulları idarelerince; TSK Ortaöğretim Okulları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinin 5’inci maddesi gereği, öğrencilerin ilgi ve isteklerinin tespiti için seçmeli derslerin tamamı öğrencilerin seçimine sunulmuş ve öğrencilerin seçmeli ders konusundaki tercihlerini belirtir dilekçeleri alınmış ve eğitim-öğretime başlanmıştır. ç. Haberde kaldırıldığı iddia edilen “Temel Değerler Dersi” Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri tarafından tercih edilmiş ve 9’uncu sınıfta haftada bir ders saati olacak şekilde öğretime açılmıştır. 6. Sonuç olarak; TSK Orta Dereceli Askeri Okullarında; eğitim ve öğretim programlarımızın hazırlanması, programların denkliğinin sağlanması, onaylanması ve bilimsel denetimi konularında MEB kriterlerine uygun hareket edilmektedir. Bütün eğitim sistemi yürürlükteki mevzuata uygun olarak düzenlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri 1 2 Kasım 2 01 2 Dünkü 1. sayfamızda, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın; “Apo da Dağa Güvenmiyor” şeklindeki sözleri, “Güveniyor” şeklinde çıkmıştır... Başlıktaki bu tashihten dolayı özür diliyoruz. Yeni Akit 11 K asım 2 01 2 Çarşamba günü çıkan yazımda Doha’da 4 Kasım’da başlayan Suriye muhalefeti toplantısını sehven 8 Kasım’da başlayacak şeklinde ifade etmişim. Hatadan dolayı özür diler, beni uyaran okurlarıma teşekkür ederim. Selman Maltaş, Milat Sol Gazetesi’nin 03.11.2012 tarihli nüshasının 7. sayfasında yer alan; “Meğer Lösemi Tedavisi Ücretsizmiş!” başlıklı haberde; “LÖSEV: Bilgimiz Yok” alt başlığı altında: “Sağlık Bakanı’nın açıklaması üzerine ulaştığımız Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Halkla İlişkiler yetkilisi Macide Tokbaş ise, kendilerinde Türkiye’de çocuk ve yetişkinlerin lösemi tedavilerinin tamamen devlet tarafından karşılandığı yönünde bir bilgi bulunmadığını ifade etti.” deni- lerek Sol Gazetesi’ne tarafımızca verilmiş bir beyanat varmış gibi haber yapıldığı görülmüştür. Sol Gazetesi’ne konuya ilişkin verilmiş herhangi bir beyanıtımız olmadığını, bu haberi tekzip ettiğimizi kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız. Lösemili Çocuklar Vakfı 1 0 kasım 2 01 2 Terör örgütü yandaşlarının 9 Ekim 2012’de Diyarbakır Şehitlik Lisesi’ni yakmaya çalışması Türkiye gündeminin ilk sırasına yerleşmişti. Bazı öğretmen ve öğrenciler saldırıda yaralanmıştı. Olaydan birkaç gün sonra, bir haber kaynağım, saldında yaralanan bir öğretmenin KCK davasının sanığı olduğunu, terör örgütüne eleman yetiştirmekle suçlandığını anlattı. Bunun üzerine konuya dayanak teşkil eden Şanlıurfa KCK iddianamesine ulaştım. Suçlanan kişiyle ilgili haberi hazırlarken ismini Y. K. olarak kodladım. Haberi hazırlarken görüşlerine başvurmak üzere suçlanan öğretmene ulaşmaya çalıştım. Ancak kendisiyle bir türlü iletişim kuramadım. Haberin gazetede yayınlanmasının ardından bir gazete, iddianamedeki suçlanan kişinin aynı şahıs olmadığını belirterek, öğretmenin ismini açıkça yazdı. Daha sonra gazeteyi ve beni yalan haber yazmakla suçladı. Bunun üzerine yaptığımız araştırmada Y.K. isimli şahsın öğretmen olmadığını, KCK davasıyla bağlantılı Y.K. isimli başka bir şahıs olduğunu öğrendim. Aslında haberimizle ilgili bize suçlama yapan gazete öğretmenin ismini açıkça yazmakla hedef haline getirmiştir. Yapılan haber sebebiyle mağdur olan ve konuyla ilgisi bulunmayan Şehitlik Lisesi öğretmeni Yusuf Karataş’tan ve Zaman okurlarından özür dilerim. Orhan Karanfil, Muhabir, ZAMAN 5 Kasım 20 12 Dünkü sayımızda Kamuran Özgen’in yazısı sehven Remzi Özdemir klişesi altında çıkmıştır. Okuyucularımızdan ve yazarlarımızdan özür dileriz. Yeniçağ Dün yayınlanan “Atatürk Niçin Büyüktü?” başlıklı yazımda, dönemin İçişleri Bakanlarından Şükrü Kaya’nın adı, sehven “Başbakan” olarak geçmiştir. Düzeltir, özür dilerim. Uğur Dündar, sözcü Taraf’ın dünkü manşetinde Hz. Zeyneb’i tanımlarken, kaynak olarak kullandığımız Telegraph gazetesinin metnine sadık kalalım dedik, din tarihi bilgimizin eksikliğinin kurbanı olduk. Hz. Zeyneb’in Peygamber’in torunu ve Hz. Ali’nin kızı olduğunu artık biliyoruz. Affola… TARAF 15 Ağustos 2012 tarihli gazetenizin bir ve 13’üncü sayfalarında yer alan: “Polisler Mesaide” başlığı ile devamında “Ağrı’da özel tim 21 yaşındaki gencin kafasına sıktı, basını yerde ezip kör etti” biçimindeki yazı ve aynı mahiyetteki diğer ibareler gerçek dışıdır. Yalan temelli bir kurmaca, haber biçiminde kamuoyuna intikal ettirilmiştir. En başta, gazetenizde kurgularla anlatılan olay; polis bölgesinde değildir ve Emniyet Teşkilatı personeli olaya müdahil değildir. Polislerin, görevli olmadıktan ve bulunmadıkları yerde “mesai” yapmaları imkansızdır. Asgari özen yükümlülüğün yerine getirilmediği ilkelerin gözardı edildiği yazılarla Emniyet Teşkilatı kötülenmemelidir. Herkesin hukuka ve mesleğine saygılı olması önemlidir. Hakan Özdöl 1. Hukuk Müşaviri 1. Sınıf Emniyet Müdürü 3 Kasım 20 12 Dün Sol’da yayınlanan birinci sayfa yazımızda ABD seçim bütçesinin bazı ülkelerin milli gelirine eşit olduğu söylenmiştir. Doğrusu bu ülkelerin devlet bütçeleridir. Düzeltir, özür dileriz. Sol 2 K asım 2 0 12 Gazetemizin dünkü polemik sayfasında Prof. Dr. Mehmet Altan’ın “Cumhuriyetçiler Asker Yanlısıdır” başlıklı görüşü sehven ağabeyi Ahmet Altan’ın ismiyle yayınlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Habertürk 1 K asım 2 0 12 İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in danışmanı beni arıyor, Ankara’daki yürüyüş izni ile ilgili olarak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a söylediği sözü düzeltiyor. Bakan Şahin, Oran’a, “yürüyüşle ilgili olarak hukuk neyi gerektiriyorsa, onu yaparız” demiş, yoksa izin filan söz konusu değil. Bu düzeltmeyi Bakan adına yazıyorum, ama aklıma takılıyor. Hukuk, yürüyüşün engellenmesini mi öngörüyor? Ben burada “düzeltme hakkına saygının” gereğini yerine getiriyorum. Yalçın Doğan, Hürriyet 2 7 E kim 2 0 12 Engin Kratzer’in dünkü yazısında çiftlerde şampiyon olan takımın para ödülü sehven 675 bin TL yerine 675 milyon olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 19 E kim 2 0 12 Gazetemizin dünkü sayısında yer alan haberde CHP Sözcüsü Haluk Koca atfen tırnak içinde verilen cümle, harf düşmesi sonucu yanlış anlaşılabilecek bir biçim almıştır. Doğrusu “Sayın Bahçeli’yi biraz bunalmış olarak görüyoruz.” olacaktır. Düzeltiriz. YURT Antep H Tipi Cezaevi’nde açlık grevine başlayan on kişi arasında bulunan Mülazım Momyak’ın soyadını yanlış yazmışız. Böylesi isim listelerini bize gönderen arkadaşlar, mümkün olduğunca okunabilir yazarlarsa seviniriz. Duyuru: “Gümüşhane E Tipi Cezaevi’nde açlık grevine başladıklarına dair haber yapılan Hacı Aslan, Medeni Durak, Adem Yıldız, Yaşar Alat ve Vahit Aslanhan’ın PKK’lilerle hiçbir alakası yoktur” deniliyor. Hayırseverlerin yaptığı okullara ise yapılan protokoller çerçevesinde hayırseverlerin önerdiği isimler verilmiştir. Haberde belirtilenin aksine, Atatürk İlköğretim Okulu’nun adı TOKİ tarafından yapılan 32 derslikli yeni bir okula verilmiştir. Dolayısıyla, gerçek dışı iddialarla Atatürk’ün isminin okullardan silinmeye çalışıldığını iddia edenleri kınıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 17 E kim 201 2 15 Ekim tarihinde yayınlanan Sigorta ekinin 20’nci sayfasında yer alan Zurich Sigorta haber spotunda, şirketin bu yılın ilk yarısında “yüzde 165” büyüdüğü yönündeki ifade sehven kullanılmıştır. Bu ifadeyi “yüzde 16” olarak düzeltir, özür dileriz. Dünya Ünlü yapımcı Arif Keskiner’in iki filmin finaline dair anlattıklarını sizlerle paylaştığım yazıda hata yapmışım. Daha doğrusu hafızası Keskiner’i, Keskiner de beni yanıltmış. Merhum Zeki Ökten’in yönettiği, başrolünde Genco Erkal’ın oynadığı “Faize Hücum” filmi yerine “Çıplak Vatandaş” yazmışım. Fark edince internette gerekli düzeltmeyi yaptım, ama gazete çoktan basılmıştı. “Yönetmen filmde ne demek istedi?” yazımı gazeteden takip edenler için de gerekli düzeltmeyi yapmak istedim. Bu vesileyle bir şeye de dikkat çekmek isterim. Her insan hata yapabilir, önemli olan özür dilemeyi bilmektir. 49’uncu Altın Portakal’dan sonra birçok köşe yazarı “Güzelliğin On Par’ Etmez” filminin adını ısrarla “Güzelliğin On Para Etmez” diye yazdı. Eser sahibi bilhassa “Derin Düşün-ce” koydu filminin adını. Sanki aynı kapıya çıkıyormuş gibi “Derin Düşünce” yaptılar onu. Şu ana kadar yaptıkları yanlış için “Pardon” diyen çıkmadı. Ha bire başkalarına çuvaldız batıranlar, nedense iğnenin ucunu kendine değdiremiyor. Çünkü yürek istiyor. Ali Eyüboğlu, Milliyet 13 E kim 201 2 Özgür Gündem 18 E kim 2 0 12 17.10.2012 tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki “Ey Vefa Nerdesin” başlıklı manşet haberle ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür. Haberde; “Okuldan Atatürk’ün adını sildiler. Erdoğan’ın annesinin adını verdiler. Atatürk ve Cumhuriyet’e dair ne varsa unutturmaya çalıştıkları bir kez daha ortaya çıktı.” şeklinde asılsız ve gerçekdışı iddialara yer verilmiştir. Bilindiği gibi, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremleri sebebiyle 66 okulumuz ağır hasarlı olduğundan yıkılmıştır. Bu okullarımız devletimizin ve hayırseverlerin kaynaklarıyla tekrar yapılmıştır. Tarihe mal olmuş kişilerden ve şehitlerden adını alan okullarımızın isimleri devletimiz tarafından yapılan yeni okullara aynen aktarılmıştır. Gazetenizin http://www.taraf. com.tr/ adresindeki internet sitesinde ve basılı olarak yayınlanan, manşetten verilen 22.07.2012 tarihli “İşkenceci Polis Teröre Bakacak”, “Emniyet’e İşkenceden Mahkûm Müdür Atandı” başlıklı haberlerde ve Ahmet Altan’ın “İşkence” başlıklı köşe yazısında; manşetten verilen 23 Temmuz 2012 tarihli “Kadınlar Terör Şefî’ni Anlatıyor”, “Bizzat İşkence Yaptı, Teşhis Ettik” ve “Üzerimdeki O İğrenç Ağırlık İşini Bitirdiğinde...” başlıklı haberlerde; 24.07.2012 tarihli “AİHM’den İki Mahkumiyet Aldı”, “Skandal Atama Meclis’e Taşmıyor”, “Tecavüzü Kanıtlayan Travma Raporu” başlıklı haberlerde ve Ahmet Altan’ın “İşkence, Siti Ana ve Medya”, Murat Belge’nin “Değiştirirken Değişmek” ve Akın Özçer’in “Atamalar ve Vesayet Rejimi” başlıklı köşe yazısında; 25.07.2012 tarihli “Bana İşkence Yapanlardan Biri Sedat Selim Ay’dı”, “Askıdan İndirdiler, Sonra...” ve “Hükümet Sessizliğe Gömüldü” başlıklı haberlerde; 26.07.2012 tarihli “İşkencecilerin En Kibarı”, “Kibar, Entelektüel ve İşkenceci”, “Hasan Ocak’ı Da Onlar Almıştı”, “İstiklal’de ‘İşkenceci Ay İstifa’ Sesleri” ve “O Atama Geri Çekilmeli” başlıklı haberlerde ve Ahmet Altan’ın “Edep Ya Hu...” başlıklı köşe yazısında; 27.07.2012 tarihli “Duyduğumda Yüreğim Sızladı”, “Sedat Selim Ay’ın Timi Altay’a Bağlıydı” ve “TİM 3: İşkencesi” başlıklı haberde ve Tuncer Köseoğlu’nun “Hayırlı Evlatlar” başlıklı köşe yazısında; 28.07.2012 tarihli “İşkence ve Tecavüz Emniyet Altında”, “Sıra Sana Gelecek Dedi ve Geldi”, “Meme Uçlarımdan Elektrik Verildi”, “Terfiye Tepki: Yanlış Yapan Ayıklanmalı” ve “İşkence de Yapar Kariyer de” başlıklı haberlerde; 29.07.2012 tarihli “Ay’ın Zulmü Halkı Paniğe Sevk Eder”, “Komisyona Polis Şefi İçin Toplantı Çağrısı”, “İşkence Faksı Görülmedi”, “Tuvalet Kanlı Sutyenlerle Doluydu” ve “İşkencecim Terfi Etti” başlıklı haberlerde; 30.07.2012 tarihli “Ay’ın Timi Boynunu Kırıp Öldürdü” başlıklı haberde; 31.07.2012 tarihli “Ceza Eksik, Beraat Yanlıştı”, “Devletten Profesörlere İşkence Kıskacı” ve “CHP Terfiyi Mercek Altına Aldı” başlıklı haberlerde; 01.08.2012 tarihli “Kocamı Planlayarak Öldürdüler”, “Bu da Benim İşkence Raporum”, “Bunlar Önce İşkence Sonra Masaj Yapan İnsanlar”, “Burası Devletin Karakutusudur”, “Atama Geri Çekilebilir” ve “İşte Sedat Selim Ay’la Hatırası Olanlar” başlıklı haberlerde: 02.08.2012 tarihli “Müslümanlar Ay’a Karşı”, “Mahkeme Ceza Verdi, AİHM İşkenceden Mahkum Etti, Hükümete Göre Sicili Temiz”, “İnsanlık Suçu Terfîyle Ödüllendirildi” “Zamanaşımı Dördüncü Paketle Kalkacak” ve “Bir Tecavüz Vakası Daha” başlıklı haberlerde; iftira niteliğindeki iddialar ve suçlamalar adeta kanıtlanmış gerçeklermiş gibi kaleme alınmış, müvekkile karşı iftira ve hakaret suçuna konu olacak, kişilik haklarına saldırı niteliğindeki yayınlar ile İstanbul Terörle Mücadeleden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine atanan müvekkilim Sedat Selim Ay’ın şahsi ve mesleki onur ve saygınlığı incitilmiş, “işkenceci polis” propagandası yapılarak ismi ve hakkında verilen atama kararı karalanmaya çalışılmıştır. Demokrasimiz yönünden yaşamsal öneme sahip olduğuna inandığımız gazeteciliğin temel ilkesi olan tarafsız yayın yapma ilkesi, objektif sınırların dışına çıkılarak ihlal edilmiştir. 1994-2012 yılları arasında MLKP (Marksist Leninist Komünist Partisi) silahlı terör örgütü tarafından sadece İstanbul’da kamu ve parti binası, iş yeri ve polis merkezlerine 105 bombalama ve 7 silahlı saldırı, ekip otosuna 14 silahlı saldırı, 4 kez işyerive parti işgali, 3 soygun ve gasp, 9 oto ve iş yeri kundaklama ve 2 adam öldürme terör eylemleri gerçekleştirilmiştir. Müvekkilim Sedat Selim Ay, 1996 ve 1997 yıllarında İstanbul’da komiser olarak görev yapmakta iken; MLKP silahlı terör örgütünün gerçekleştirdiği roketli, bombalı ve ağır makineli silahlarla Sultanbeyli Kaymakamlığı, İlçe Emniyet Müdürlükleri ve bazı siyasi parti binalarına yönelik saldırıları ile sivil vatandaşlara ve Emniyet Teşkilatı personeline yönelik infaz eylemleri sonrası başlatılan operasyonlara katılmış ve çok sayıda terör örgütü mensubunu silahları ve bombaları ile birlikte ele geçirilmesinde görev almıştır. 22.02.1997 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda Asiye Güzel (Zeybek) ile birlikte 18 MLKP üyesi yakalanmıştır. Asiye Güzel (Zeybek), MLKP terör örgütü İstanbul il sorumlusu Serdar Güzel ile evli olup, 24 ay hapis cezası ile aranmakta iken, yakalandığı sırada Duygu Senem sahte kimliği ile ele geçirilmiş ve sorgulandığı sırada terör örgütü içerisindeki aktif tüm faaliyetlerini itiraf etmiştir. Asiye Güzel (Zeybey)’ten ayrı olarak İstanbul 4 Nolu DGM’nin 06.03.1997 tarihli kararı ile Arif Çelebi, Hasan Ozan, Erdoğan Ber, Gönül Karagöz, Mukaddes Çelik, Bayram Namaz, Süleyman Yeter, Zabit İltimur, Necati Abay, Sedat Şenoğlu ve Sultan Arıkan tutuklanarak Gebze Özel Tip Cezaevine gönderilmişlerdir. Asiye Güzel (Zeybek), gözaltına alındığı ilk gün olan 23.02.1997 tarihinde kendi el yazısı ile kaleme aldığı 3 sayfalık beyanı ve 02.03.2012 tarihli 9 sayfadan oluşan polis ifadesinde MLKP örgütü adına yaptığı eylem ve faaliyetlerinin ve aynı örgütün merkez komitesi mensupları hakkında bildiklerini beyan ederek, itirafçı sanık olmuş, savcılık ifadesinde itirafçılar için çıkartılan kanundan yararlanmak istediğini, Sorgu Hâkimliği’ndeki ifadesinde de ayrıntılı bir şekilde pişman olduğunu ve pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini beyan etmiş, tutuklanmasını takiben de örgüte yönelik itiraflarda bulunduğundan can güvenliği için gereken önlemlerin alınmasını yine kendi el yazısıyla yazılı olarak talep etmiş ve bu nedenle bulunduğu Metris Cezaevi’nden itirafçı sanıkların bulunduğu Kırklareli E Tipi Kapalı Cezaevine gönderilmiştir. Ancak Asiye Güzel (Zeybek), tutuklanmasından 9 ay sonra örgütün tehditleri sonucu itirafçılıktan vazgeçmek zorunda kalarak Gebze Cezaevine örgütün koğuşuna gitmek zorunda kalmıştır. 08.10.1997 tarihinde DGM’de çıkarıldığı ilk duruşmada örgütün tehdidi nedeni ile gözaltında verdiği ifadeyi reddetmiş ve gözaltı sırasında kendisine işkence yapıldığını iddia etmiştir. Asiye Güzel (Zeybek) ile aynı nezarethanede gözaltı sürecini geçiren Semra Polat Duyar, DGM Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben kendi el yazısıyla kaleme aldığı beyanında, Asiye Güzel (Zeybek)’in herhangi bir işkence ve tecavüz olayına maruz kalmadığını, kendisini sık sık ziyarete gelen eşi Serdar Güzel’in ailesi ve İnsan Hakları Derneği avukatlarının eşinden gelen “hem Gebze Cezaevi’ne gitsin, özeleştiri versin, yaptığı hatanın telafisi için polis bana tecavüz etti desin” şeklinde açıklama yapmasını istediğini iletmeleri ve örgütün üzerindeki baskıyı arttırması nedeni ile ifadesini değiştirmek zorunda kaldığını beyan etmiştir. Yine başka bir operasyonda gözaltına alman ve MLKP itirafçısı olan örgüt üyelerinden Ahmet Haşim Baran ve Asiye Güzel (Zeybek) ile aynı nezarethanede bulunan Sadettin Alkan’ın (DHKP-C Yöneticisi itirafçı) DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben kendi el yazılan ile kaleme aldıkları beyanlarında da örgütün baskısı ve örgütün polisi kamuoyu nezdinde yıpratma politikası nedeni ile işkence ve tecavüz iddialarında bulunulduğunu ikrar etmişlerdir. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’nın 29.07.2002 tarih ve 556 sayılı yazısı ile beraber İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 19/07/2002 tarih ve 3561/02 sayılı inceleme raporunda; iddianın herhangi bir mesnede dayanmadığı, gözaltına alındığından itibaren hiçbir doktor raporunda darp-cebir asarına rastlanmadığı Asiye Güzel (Zeybek)’in yakalanmasını takiben itirafçı olduğu ve mensubu olduğu MLKP örgütü ve örgüt mensupları hakkında açıklamalarda bulunmasını müteakip, itirafçılılığı seçmesi nedeni ile örgüt içi infazla cezalandırılmaktan korktuğu ve örgütün baskı ve yönlendirmesi sonucu söz konusu iddia da bulunduğu, gözaltında cinsel tecavüze uğradığını iddia edenlerin hemen hemen tamamının iddiaları ile ilgili jinekolojik muayeneyi kabul etmedikleri, tecavüze uğramadıkları halde kamu görevlileri hakkında kasıtlı olarak bu iddialarda bulunulduğu ve bezeri sonuçlara varılmıştır. Tecavüz iddiası ile ilgili Fatih Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/10/2000 tarih ve 1999/2078 Hazırlık dosyasından müşteki Asiye Güzel (Zeybek)’in fiziksel bir travmaya ve bir tecavüz olayına maruz kaldığını gösterir tıbbi verilerin mevcut olmadığı ve tanık olarak ifadesi alınan Muhabbet Kurt’un bu konudaki beyanları ile müştekinin iddiaları arasında çelişki bulunduğu, bu nedenlerle müştekinin iddiasının samimi ve inandırıcı bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verilmiştir. Buraya kadar açıklanan tüm deliller soruşturma ve mahkeme dosyalarında mevcut olmasına rağmen, iddiaların doğru olup olmadığı araştırılmaksızın, sadece iddia sahiplerinin beyanları ile yetinilerek haber ve köşe yazılannda müvekkilimin işkenceci polis olarak nitelendirilmesi açıkça hukuka ve basın meslek ilkelerine ayları olduğu gibi müvekkilimin kişiliğine ve kötü niyetli olarak yapılmış bir saldırıdır. Bu ağır suçlama yapılmadan önce kendine ve mesleğe saygı duyan bir gazetecinin ve defalarca düşünmesi ve kesin delillere dayanması, kişilerin temel haklarının ihlal edilmemesi açısından zaruri olmasına rağmen görmezden gelinmiştir. Asiye Güzel (Zeybek)’in başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Başvuru N071908/01) tarafından yapılan inceleme sonucunda; “Her ne kadar başvuran şokta olması sebebi ile ne savcıya ne hâkime ne de kendisini muayene eden doktora gözaltında yaşadıklarını anlatabildiğini ifade etse de, konuyla ilgili olarak yetkili makamlara bilgi vermek için yaklaşık dokuz ay beklemesi ilginç bir durum arz etmektedir. . . . başvuranın 6 Mart 1997 tarihinde tutuklu olarak yargılanmasına karar verilmiş ve başvuran cezaevinde görevli sağlık yetkililerine iddiaları ile ilgili olarak herhangi bir bilgi vermemiş, 8 Ekim 1997 (ilk duruşmaya çıkarıldığı gün) tarihinden önce başka bir doktor tarafından muayene edilme talebinde bulunmamıştır. . . . Ayrıca AİHM, her türlü makul şüpheciliğinde ötesinde başvuranın yaşadığını iddia ettiği kötü muameleler nedeni ile AİHS’nin 3. maddesinin ‘ihlal getiren AİHM, başvuran tarafından talep edilen maddi tazminatın reddedilmesinin uygun’ olacağının kanaatindedir.” şeklinde karar vermiştir. AİHM, Asiye Güzel (Zeybek)’in işkence ve tacavüz iddialarını yerinde bulmamış ve başvuruyu esastan reddetmiştir. Yazılan haberlerde ve köşe yazılarında özellikle vurgulanan AİHM kararı, iddia edilenin aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin lehinedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti işkenceden cezalandırılmamıştır. Temel hakları güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre yargılama yapan ve uluslar arası ve sıklıkla demokrasinin vurgulandığı buna karşın kendi içinde tezat oluşturan yazılar ile müvekkil aleyhine karalama kampanyası başlatılmış, köşe yazarları tarafından adeta mahkeme kurulmuş ve “ben tarafım, yargılananın kimliğine bakarım” mantığı ile müvekkilime hüküm giydirilerek “işkenceci polis(!)” ilan edilmiştir. Haberleri okuyanların zihninde, yazılanlar gerçekmiş gibi bir düşünce yaratılmak istenmiştir. Müvekkilimin kişiliğine yapılan bu haksız saldırı ile evrensel tüm hukuk kuralları çiğnenmiştir. Müvekkilimin suçlu itham edilmesini gerektirecek hakkında ne bir idari ve ne de adli karar vardır. Bu nedenlerle haberdeki iftira ve aşağılamaların, müvekkilimin kişilik haklarına, mesleki şeref ve haysiyetine ağır saldın teşkil eden yayınların, basın/ifade özgürlüğü ve eleştiri kapsamında değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Müvekkilimin ve aldığı kritik görevler nedeniyle onun nezdinde İçişleri Bakanlığı’nın ve Emniyet Teşkilatı’nın manevi şahsiyetinin, taraflı, asılsız, suçlayıcı yayınlarla rencide edilmesinden ötürü Kamuoyunu bilgilendirme ve gerçeği öğrenme hakla adına işbu cevap ve düzeltme metninin yayınlanması kaçınılmaz olmuştur. Tüm bu karalama kampanyasına karşın, müvekkilimin kamu vicdanına olan inancı tamdır. Müvekkilim daha önce olduğu gibi bundan sonra da azimle ve cansiperane kamuya hizmet etmeye devam edecektir. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur. 06.08.2012 Sedat Selim Ay vekili Avukat Orhun Türkoğlu 12 Ekim 20 12 Cuma günü arka sayfada yayımlanan “Özgürlük Anıtı” haberinin bazı yerlerinde geçen 225 rakamı 125 olacaktı. Düzeltiriz. cumhuriyet üst mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tarafsızlığı tartışmasızdır. Ayrıca kararın içeriğinden görüleceği üzere AİHM, “Tecavüzü Kanıtlayan Travma Raporu” başlığıyla haber yapılan, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bölüm Başkanlığı’nca düzenlenen ve altında Prof. Dr. Şahika Yüksel’in de imzası bulunan tarihi belirsiz sağlık raporunun da makul şüpheciliğin ötesinde olmadığı kanaatine varmıştır. Buna rağmen cevap ve düzeltme konusu yapılan yazılarda, AİHM karan, kasıtlı olarak çarpıtılarak, sistemli bir şekilde işkence ve insan hakları ihlali yapıldığı imajı yaratılarak ulusal ve uluslar arası sivil toplum kuruluşları, siyasiler ve kamuoyu etki altına alınmaya çalışılmış, gerek yurt içinde gerek yurtdışında Türkiye’yi görmek istedikleri gibi göstermek için azami gayret sarfedilmiştir. Müvekkilimin şahsında Emniyet Teşkilatı da yıpratılmaya ve güvensizlik ortamı yaratılmaya çalışılmıştır. Diğer taraftan, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nce 14.03.1996 yılında ve 22.02.1997 tarihinde MLKP terör örgütü merkez ve komite yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen operasyonlar sonrası müvekkilimin işkence ve tecavüz olaylarına karıştığına dair tek bir delil bile bulunmamasına rağmen, tutuklu terör örgütü üyelerinin iftiraları nedeni ile müvekkilim ile birlikte diğer emniyet mensupları hakkında TCK’nın 243. maddesine muhalefetten dolayı açılan 2 kamu davasında; tecziye ve cezanın ertelenmesine dair kararlar verilmişse de Yargıtay Başkanlığı bu kararları yasaya aykırı bulmuş ve bozmuştur. Yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında zamanaşımı dolduğundan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve söz konusu kararlar kesinleşmemiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleş-mesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesine göre; “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır”. “Hakkında hüküm kesinleşinceye kadar herkes masumdur” ilkesi evrensel bir hukuk kuralıdır. Hakkında hüküm kesinleşmeden hiç kimse hakkında kesin hüküm varmış gibi yayın yapılması yasaktır. Müvekkilim hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı halde müvekkilimi suçlu gibi kamuoyuna sunan, hedef gösteren, haysiyet ve şerefine dokunan ağır ithamlar ile hukuka ve gerçeğe aykırı haber yapılmıştır. Gazetenizde ardı ardına ağır ithamlar ile hukuka ve gerçeğe aykırı haber yapılmıştır. Gazetenizde ardı ardına yayınlanan Düzeltme-1: Sincan Kadın Cezaevi’nde açlık grevine giren kişilerden birinin adı yanlış yazılmış. Gülistan İnan açlık grevinde değil; Yağmur Keskin açlık grevinde. Düzeltme-2: Ömer Yıldırım’ın Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde olduğunu yazmışım. Oysa Ömer Yıldırım, yeni açılan Tekirdağ 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde. Arkadaşlarına önemle duyurulur... Hüseyin Akyol, Özgür Gündem Ankara’ya bağlı Çayırhan, lağvedilen belde belediyeler arasında yer alırken, Esenboğa ve Hasanoğlan’ın bugün değil 2007’de kapatıldığını hatırlatırız. Yalçın Bayer, Hürriyet 11 Ekim 20 12 Dünkü yazımızda Çerkezköy’den koparılıp ilçe yapılan Kapaklı beldesi AKP’li değil, DSP’lidir. Aynı şekilde buraya bağlanacak Karaağaç beldesinin belediye başkanı AKP’li değil, MHP’lidir. Düzeltir, özür dileriz. Yalçın BAYER, Hürriyet 9 Ekim 20 12 8 Ekim 2012 tarihli Sözcü gazetesinde, “Bakanın Helikopterine PKK Füzesi” başlığıyla verilen haberde; Ramazan Bayramı Arefe günü, İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin’in içinde bulunduğu helikoptere Hakkari Şemdinli’de bölücü terör örgütü mensupları tarafından füze atıldığı, ancak isabet etmediği şeklinde bilgiler yer almıştır. Sayın Bakan ve beraberindeki heyetin Hakkari iline intikali 18 Ağustos 2012 Cumartesi (Arefe) günü karayoluyla gerçekleşmiş, 19 Ağustos 2012 günü (Bayramın 1. günü) ise Hakkari-Şemdinli (Derecik) ve Van güzergahında havayolu ile intikal yapılmıştır. Söz konusu haberde geçen iddialar gerçek dışı olup, Sayın Bakanımızın içinde bulunduğu helikoptere yönelik herhangi bir saldırı meydana gelmemiştir. Van ve Hakkari illerine yapılan ziyaret planlandığı şekilde gerçekleştirilmiştir. İçişleri Bakanlığı 5 Ekim 20 12 Bir okurumuz İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü’ne MRG cihazının alınması için gönüllü olabilecek birisine ihtiyaç duyulduğunu anlattı ve “MR ihalesine çıkıp neden Onkoloji’ye MR alınmıyor?” dedi. Eşinin hastalığını, dolayısıyla bu görüşünü ileten okurumuzun söylediklerini “Çapa’nın Tıp Fakuralığı” (30 Eylül) başlığı ile verdik, ancak imzayı da sehven Doç. Dr. Merdan Fayda olarak kullandık. “Çapa Onkoloji’ye bir MR lazım!” denseydi, hocamızı da güç durumda bırakmazdık. Düzeltir, özür dileriz. Yalçın Bayer, Hürriyet 2 9 E Y L Ü L 2 0 12 Sabah Gazetesi’nde 27 Eylül tarihinde yayınlanan “Vergi Artışı İçki Tüketimini düşürür” başlıklı haberde Mey İçki Pazarlama Direktörü Levent Kömür’ün “Diageo dünyanın en önemli içki markalarından birine sahip olmaktan dolayı memnun” açıklaması sehven “Son yapılan vergi artışlarından memnunuz” şeklinde yayınlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. sabah 2 7 E ylül 2 0 12 27 Eylül 2012 tarihli gazetenizde (Yeni Şafak); “THY yüzde 30 özelleştirilecek” başlıklı, Cahit Saraçoğlu imzasıyla yayımlanan; Türk Hava Yolları A.O. (THY)’nın özelleştirme sürecine ve stratejisine yönelik olarak %30 oranında blok satış veya ikincil halka arz yapılacağı yönünde, kamuoyunu yanlış yönlendirmeye sebebiyet veren bir haber yayımlanmıştır. THY’deki kamu payının özelleştirilmesine ilişkin gerekli açıklamalar İdaremiz tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde yapılmaktadır. Bu aşamada, THY hisselerinin özelleştirilmesi ile ilgili olarak belirlenmiş bir zamanlama ve özelleştirme stratejisi bulunmamaktadır. Ahmet Aksu Özelleştirme İdaresi Başkan V. 1. 27 Eylül 2012 tarihli bir gazetede (Taraf); ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin E. DEMPSEY’in, geçtiğimiz hafta gerçekleşen Türkiye ziyareti esnasında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL’e “Terörle Mücadele için bu soba borusu halinden çıkın.” “Terörle mücadeleye yönelik Emniyet, Genelkurmay, MİT ve Dışişleri arasında koordinasyon eksikliğinden kaynaklı istihbarat hataları var.” şeklinde ifadelerde bulunduğu iddia edilmektedir. 2. Misafir ülke Genelkurmay Başkanlarının, ziyaretleri sırasında, ev sahibi ülkedeki muhataplarının kendi güvenlik meseleleri ile ilgili eleştirilerde bulunması söz konusu değildir. Bahse konu iddia tamamen gerçek dışıdır. 3. Ayrıca, Başbakanlığın Genelgesi ile terörle mücadelede istihbarat desteği kapsamında Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ve ast birimleri arasında çok yakın ve koordineli bir işbirliği tesis edilmiştir. Bu kapsamda, kurumlar arasında düzenli aralıklarla koordinasyon toplantıları yapılmakta, bilgi paylaşımı aksaksız olarak yürütülmektedir. Genel Kurmay Başkanlığı 21 E ylül 201 2 2 5 E ylül 201 2 20 E ylül 201 2 Haliç Üniversitesi ile ilgili gazetemizde dün yer alan bir haberde, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un adı, isim benzerliğinden ötürü sehven yer almıştır. Kendisinden ve okurlarımızdan özür dileriz. habertürk Dünkü yazımda Albert Camus’nün “Veba” adlı romanı yanlışlıkla Andre Gide’in romanı gibi yazılmış. Bu yanlışlıktan dolayı özür dilerim. Ertuğrul Özkök, Hürriyet 2 4 E ylül 201 2 Bugün bazı gazetelerde yer alan “LPG’si kalitesiz çıkan iki büyük markanın lisansının iptal edileceği”ne yönelik haberlerle ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği doğmuştur. Kurumumuz tarafından Türkiye çapında tüm dağıtım şirketlerine yönelik yapılan denetimlerde LPG numuneleri alınmış, bu numunelerin laboratuarlardaki analizlerinde bazı şirketlerin ürünlerinin teknik düzenlemelerde belirtilen standartlara uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Konu Kurulumuz tarafından tüm boyutları ile değerlendirilecek ve gerekli soruşturma sonucunda şirketlere yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı konusu da ancak bu süreç sonucunda karara bağlanacaktır. Konuyla ilgili idari işlemler tamamlanıp karara bağlanmadan, tüketiciler nezdinde şüphe uyandıracak şekilde “LPG dağıtım şirketlerinin kalitesiz mal sattığı ve bu nedenle lisanslarının iptal edileceği” şeklindeki değerlendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır.” Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Gazetemizde Balyoz davasına ilişkin dün yayımlanan “66 Sanık Aranıyor” başlıklı haberde, Kurmay Albay Aykar Tekin’in fotoğrafı yerine sehven İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Seyfullah Hacıüftüoğlu’nun fotoğrafı kullanılmıştır. Yine aynı haberde Kurmay Albay Mehmet Aygün’ün fotoğrafı yerine de Titanic Otelleri’nin sahibi Mehmet Aygün’ün fotoğrafı yer almıstır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 2 2 E ylül 201 2 Biz şiiri Turan Güneş’in yazdığını söyledik, oysa şiir Bedri Rahmi Eyüboğlu’nundur ve hedefte Turan Güneş vardır. Hasan Pulur, Milliyet Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Sinop nükleer santral ihalesi ile ilgili önceki gün yaptığı açıklamada, “Bu ayın sonunda bir ülke yarıştan kopmuş olacak” şeklindeki sözleri sehven, “Sinop’ta karar bu ay sonunda belli olacak” şeklinde yayınlanmıştır. Düzeltir özür dileriz. DÜNYA 1330. sayımızdaki “İklim Değişiklikleri Uygarlıkları Yok Edebiliyor” başlıklı yazıdaki haritada Güneydoğu Asya’daki imparatorluk yanlışlıkla “Kimmer lmparatorluğu”olarak yazılmıştır. Oysa Khmer İmparatorluğu olacaktı. Bu imparatorluk 802 yılında kurulup, 1431 yılında yıkılmıştır. Şu andaki Laos, Tayland, Vietnam, Myanmarve Malezya ülkelerinin topraklarında egemenlik kurmuştur. CUMHURİYET vurdu” şeklinde bir ifade yer almıştır. Patlama sırasında Paralimpik Oyunlar sebebiyle Londra’da bulunan Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat Kılıç, Bakanlık çalışanlarına, Bakanlık binamızın GATA’ya olan yakınlığını da dikkate alarak şehit aileleriyle yakından ilgilenmeleri talimatını vermiştir. Bu talimat üzerine Bakanlık çalışanlarından oluşturulan bir ekip GATA önünde bekleyen ailelerle tek tek ilgilenmiş ve istekler değerlendirilerek kumanya hazırlığı da yapılmış, yapılan hazırlıklar tedarikleri sağlayan Türk Kızılayı’na teslim edilmiştir. Bakanlık çalışanlarımızın iyi niyetle gerçekleştirdiği bu faaliyetin art niyetli bir tutumla istismar edilmesi, karalamaya yönelik özel bir çabanın neticesidir. Türkiye’nin en hassas konusu olan şehitlerimizle ilgili bu tarz haberlerin büyük bir özen ve dikkatle hazırlanması beklenirken konuyla ilgili Bakanlığımızın veya sözkonusu çabayı ortaya koyan ekiplerin görüşü bile alınmamıştır. Gençlik ve Spor Bakanlığı 1 6 E ylül 201 2 15.09.2012 tarihinde yayınlanan “Bulyonlu ‘Etsiz Çigköfte’ye Dikkat!” haberinde geçen “Tatlıses Çiğköfte Yetkilileri ürünlerinde lezzet için ‘Helal’ sertifikalı et bulyon kullandıklarını ifade ediyor.” cümlesinde sehven yanlışlık yapıldığını belirtiriz. Doğru bilgi şöyledir: “Tatlıses yetkilileri ürünlerinde ‘hiçbir’ şekilde bulyon kullanmadıklarını, ürünlerinin helal sertifikalı oluğunu ifade ediyor.” Zaman 1 9 E ylül 201 2 1 5 E ylül 201 2 1. 19 Eylül 2012 tarihli Yeni Şafak gazetesinde çıkan haberde; “ABD yönetimi, Türk Silahlı Kuvvetlerine PKK’ya karşı mücadelede 24 saat istihbarat verme karşılığında tuzak gibi iki ağır şart koştu: Türkiye, Afganistan’da Taliban’la mücadele etsin. Beşşar Essed sonrası Suriye’de El Kaide Örgütü’nün etkinlik kazanmasının önüne geçmek için devreye girsin.” ifadeleri yer almıştır. 2. Ziyaret esnasında, ABD Genelkurmay Başkanı tarafından böyle bir teklifte bulunulmamıştır. Haber gerçek dışıdır. Genelkurmay Başkanlığı Dünkü yazımdaki “ademe mahkûm etmek” ifadesinde yokluk anlamına gelen “adem” sözcüğünün üstünde bunu farklı bir anlama çeken bir inceltme işareti çıkmıştır. Bu dizgi hatasını düzeltiyorum. Sedat Ergin, Hürriyet 1 8 E ylül 201 2 1 4 E ylül 201 2 Geçen sayıdaki “500. yıla selam olsun” başlıklı orta sayfanın 1. sayfa spotunda dizgi hatası sonucu ilk Ermenice kitabın yayımlanış tarihi 1412 olarak çıkmıştır. Doğrusu 1512 olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Agos 1 3 E ylül 201 2 Dün “Arap Baharı kışa döndü” diyenleri eleştirdiğim yazımda, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de benzer bir ifadesini örnek vermiştim. Bugün Çiçek aradı ve kendi sözlerinin Arap demokrasileriyle ilgili değil bambaşka bir bağlamda sarf edildiğini, ”kış” sözüyle kast ettiğinin Suriye’de halka yapılan zulüm ve ölümler olduğunu söyledi. Memnuniyetle düzeltiyorum. Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet 12 Eylül 2012 Çarşamba günü 6. sayfamızda yayınlanan “Çiftlik Balığı Hem İhracatta Hem Sofrada Yükselişe Geçti” başlıklı haberde tesis sayısı olarak belirtilen 371 bin 523 rakamı, tesis sayısı değil balık çiftliklerindeki toplam üretim kapasitesidir. Türkiye genelindeki toplam su ürünleri yetiştiricilik tesisi sayısı 2 bin 44’tür. Düzeltir, özür dileriz. DÜNYA 1 7 E ylül 201 2 1 0 E ylül 201 2 Sultangazi’deki polis merkezine yönelik intihar saldırısından sonra “canlı bomba” diye aranan 9 isimden Elif Sultan Kalsın (25) ve Harran Aydın (21), İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulununca Milliyet haberi “O İsimler Dava Açtı” başlığı ile verdi. Neslin Dalyan adlı okurumuz uyarıyor: “Haberinizin içeriği doğru ancak başlıkta belirttiğiniz gibi ‘O İsimler Dava Açtı’ ifadesi doğru değil. Bir vatandaş olarak suç duyurusunda bulunabilirsiniz. İdari ya da hukuk mahkemelerinde şahıs olarak dava açabilirsiniz. Ama şahıs olarak ceza davası açamazsınız. Kaldı ki ortada açılmış bir dava yok, suç duyurusu var.” Derya Sazak, Milliyet Cumartesi günü yayımlanan “Tampon Bölge Silivri’de” yazısında, mahkeme salonunda gördüğüm Ümraniye sanıklarını sıralarken Deniz Yıldırım yerine Ufuk Yıldırım yazdım. Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya aynı kurumda çalışan iki gazeteci; hatta Ulusal Kanal’da o kadar çok yan yana gördük ki; “ikisi bir arada” yerleşti algımıza. Demek ki bilinçaltım Ümraniye davasıyla ayrılmalarını kabullenemedi. Ufuk Akkaya ile Deniz Yıldırım’dan “Ufuk Yıldırım” biçiminde karma bir tek kişi meydana getirdi! Selcan Taşçı, Yeniçağ Milliyet gazetesinin 10 Eylül 2012 tarihli 18. sayfasında “GATA Önünde Acı Bekleyiş Sürüyor” başlığı ile verilen haberde “evlatlarının kimliklerinin belirlenmesi için yürütülen çalışmaların bir an önce tamamlanmasını bekleyen acılı ailelere Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından şekerpare yapılması gündeme damgasını Bugün bir gazetede (Bugün) “Doktorlar Hasta İyileşirse Para Alacak” başlığı ile yer alan haberdeki “Doktorların performans için gereksiz ameliyatlar yaptığı, bundan böyle hastaların iyileşme sürelerine göre ücretlerinin değerlendireceği” yönündeki iddialar üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür: Geri ödeme sisteminde geliştirme faaliyetleri kurulduğu günden beri sürekli olarak yapılmaktadır. Bu faaliyetlere bağlı olarak da hasta memnuniyeti ve verimlilikte artışlar olduğu izlenmektedir. Bu çalışmaları dikkate almadan hekimlere “para için hastalara gerekmeden ameliyatlar yapıyorlar” ithamında bulunmak büyük bir haksızlıktır. Hekimler yaptıkları işlemleri ve düzenledikleri reçeteleri tıbbi bilgileri ve vicdani kanaatleri çerçevesinde düzenler. Hekimlerimizin gelişen ve değişen tıbbi bilgiler çerçevesinde mesleki gelişimlerini sürdürmelerini önemsiyoruz ve bundan sonraki süreçte de bu konudaki çalışmalarımız devam edecektir. Dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde olduğu gibi Ülkemizde de uzman hekimler aylık gelirlerinin bir kısmını aktif çalışmalarına dayalı olarak almaktadırlar. Aylık gelirleri içinde yaklaşık yarısını oluşturan bu ücret sabit ödemeler dışında ortalama 3 bin 300 TL civarındadır. Doktorlarımızın aktif çalışmalarına bağlı olarak belirlenen Performans ödemesinin tamamen hastanın iyileşmesine bağlı olarak ödenmesi söz konusu olamaz. Zira her hastanın tedavisi ve beklenen iyileşme sonuçları birbirinden farklıdır. Hali hazırdaki ödeme modelleri içinde de sadece yapılan iş değil bu işin yapılması sırasındaki hasta memnuniyeti, hastanenin toplam verimliliği ve kalitesi gibi birçok çarpan devreye girmektedir. Doktorların daha fazla para kazanmak adına apandisit, sezaryen gibi ameliyatları gereksiz yere yaptığı iddiaları daha önce de gündeme getirilmiş ancak bu iddiaların yanlış olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştu. Öncelikle performans uygulanan hastanelerde sezaryen ameliyatından elde edilebilecek puan 150; doğum işleminden elde edilebilecek puan ilk doğumlar için 350, sonraki doğumlar için 250’dir. Yani sezaryenden elde edilen puan normal doğumdan daha azdır ve ekonomik olarak doktor açısından daha cazip değildir. Apandisit ameliyatlarının gereksiz yapıldığı yönündeki iddialarla ilgili olarak cerrahlardan oluşan araştırmacı grubu, 42 hastaneden 3 bin 437 apandisit ameliyatının patoloji sonuçlarını değerlendirmiştir. Çalışma sonucu akut apandisit olma durumu yönünden Dünya literatürü ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Bu uyumluluk düzeyi, çalışmanın yapıldığı dönemde, çalışma grupları içinde; performans sistemi uygulanan devlet hastanelerinde yüzde 86,5, uygulanmayan Üniversite hastanelerinde yüzde 81,5 ve özel hastanelerde yüzde 79,2 oranında çıkmıştır. Dolayısıyla apandisit ve sezaryen ameliyatları sayıları ile ilgili zaman zaman gündeme getirilen bu tür iddialar kanıta dayanmayan, gerçeklerden uzak ve performans sistemiyle ilgisi olamayacak iddialardır. Sağlık Bakanlığı Dünkü sayımızda yayımlanan “İlim Yayma Cemiyeti Soğuk Savaş’ın Merkezi” başlıklı haberimizde yanlış bilgilere yer verilmiştir. İlim Yayma Cemiyeti’nin kuruluş tarihini 1951, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan’ın başkanı olduğu derneği “Malatya Komünizmle Mücadele Derneği” olarak düzeltir ve özür dileriz. yurt 7 E ylül 2 01 2 Bazen nedeninin nereden kaynaklandığını bilemediğimiz “akıl tutulması” her şeyin önüne geçiyor. Salıyı çarşambaya bağlayan gece Ediz Bahtiyaroğlu’nun aramızdan vakitsizce ayrılığı herkes gibi bizi de üzdü. Çarşamba, rutin izin günümdü. Sabah 09.00 civarı çalan telefonum acı haberi bildirdi. Arayan Spor Servisi editörlerimizdendi. Sevgili Aykut (Kocaman) Hoca’yla çok eskilere dayanan dostluğumu ve Aykut Hoca’nın, “rahmetli” Ediz üzerindeki emeklerini bildiği için, “Ağbi” dedi, “Hocayı bir arayıp görüşlerini alsan, habere koyarız.” İşte “akıl tutulması” da tam bu aşamada devreye girmiş, servisteki editör arkadaşımız Aykut Kocaman’la Ediz arasındaki geçmişe istinaden iki sezon önce oynanan ve 3-5 biten BucasporFenerbahçe maçı sonrası dillendirilen bazı iddiaları haberin sonuna eklemiş. Aslında temel niyet, geçmişteki bu iddiaların haksızlık içerdiğiydi ama ne yazık ki cümleler derdini tam anlatamamış ve yine ne yazık ki gazetede çıkan haliyle, tam bir “Vurkaç” gibi olmuş. Bu durumda söz konusu ifadeler de haklı olarak başta Fenerbahçeli futbolseverler olmak üzere, sağduyulu herkesin (özellikle medyada etik kaygısı olanların) tepkisine yol açtı. Bir kez daha başa dönerek; Ediz’ den, ailesinden, yıllara dayanan dostluğuma istinaden Aykut Kocaman’dan ve haber dolayısıyla kırdığımız, üzdüğümüz herkesten tek tek özür diliyorum. Uğur Vardan, Radikal Gazetemizin dünkü sayısında yayımlanan “Doğan’dan Hacettepe’ye Teşekkür Ziyareti” ve “Yenimahalle Yüzmede de Engelleri Bir Bir Aştı” başlıklı haberlerin metinleri teknik bir hata sonucu karışmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 6 Eylül 20 12 Bugünkü Sabah ve Takvim gazetelerinde yayımlanan, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesinin kullandığı Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun çelik zırhla kaplanacağı, duvarların roket ve kurşun geçirmez olacağı” şeklindeki haberler, tamamıyla asılsızdır. Cumhurbaşkanlığı Kenan Başaran’ın Radikal Futbol’da dün yayımlanan yazısının başlığı yanlışlıkla “Son Söz Aziz Yıldırım” olarak çıkmıştır. Doğrusu “Tek Tribün, Tek Taraftar, Tek Ses” olacaktır. radikal 4 Eylül 20 12 Antakya halkı ve oluşturulan platformun barış gününde halkların kardeşliği; dillerin, inançların, kültürlerin bir arada yaşaması ve dostluğu mesajları vermiş; savaş mağduru masum sığınmacılara karşı her hangi bir düşmanlık gütmemiştir. Bunun değil ileri sürülmesi, düşünülmesi bile söz konusu değildir. Ancak kamplar ve kiralanan bir takım yerlerde halkın kendi gözlemlerine dayalı silahlı kişilerin faaliyet yürütmesi, halkın can güvenliğini tehdit etmesi ve Antakya’nın savaş alanına çevrilmesi açısından itiraz konusu olmuştur. Gazetenizin Antakya’da olup bitenleri ve halkın kaygılarını paylaşan bizlerin çalışma ve söylemlerini doğru, düzelterek yayımlamasını, basın ahlakı ve halkın doğruyu bilme hakkı açısından yerine getirilmesini rica ederim. Levent Tüzel İstanbul Bağımsız Milletvekili Bakanlık bünyesinde sosyal medya sitelerine müdahale edilmesine yönelik herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından sosyal medya sitelerine herhangi bir şekilde “sansür” uygulanması söz konusu olamaz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 3 1 Ağustos 2 0 12 Yeni Şafak Gazetesi’nin 2 Eylül 2012 Pazar günü nüshasında, 1. sayfada “O Adam İş Başında” ve 12. sayfada “Nefret Tezgahı Meydana İndi” başlığıyla verilen haber içeriğinde, gerçek dışı, doğru olmayan bilgiler verilerek kamuoyunun doğru haber alma hakkını, basın meslek ilke ve ahlakı ihlal edilmiştir. Söz konusu haberde; “Ulusalcı gruplar Baas rejimine destek yürüyüşü yaptı. Binlerce kişinin katıldığı gösteride sığınmacılar hedef alındı. . . .” “Mihraç Ural’ın altı aydır bölgede yürüttüğü çalışmalar ilk kez isimsiz yürüyüşle eyleme dönüştü.” “Suriyeli sığınmacılara karşı terörist halkı istemiyoruz seslerinin yükseldiği yürüyüşte, BDP Milletvekili Levent Tüzel’de Şam yönetimini destekleyen bir konuşma yaptı” şeklinde ifadeler kullanılarak Hatay’da 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle yapılan yürüyüş ve basın açıklaması çarpıtılmıştır. Hatay/Antakya halkının Suriye’de yaşanan ve şehirde etkilerinin çok açık hissedildiği savaşın son bulması, Türkiye’nin bu türden senaryoların alet olmaması için 2 aydır faaliyet yürüten “Suriye’de Emperyalist Müdahaleye Hayır” platformu söz konusu açıklamayı düzenlemiştir. Bu platformun ve oluşturan grupların, haberde adı geçen “acilciler” isimli grupla alakası yoktur. Eski genel başkanlığını yaptığım Emek Partisi ve ÖDP, Halkevleri gibi siyasal parti ve yapılar, sendikalar, meslek örgütleri ve kent halkının oluşturduğu platformun barış günü vesilesiyle yaptığı yürüyüş ve açıklamada, Baas rejimine destek olmaktan öte Suriye’ye müdahale eden ve içişlerine karışan emperyalist güçlere ve AKP Hükümetine karşı uyarı mesajları ve çağrılar ifade edilmiştir. Adı geçen Mihraç Ural isimli kişiyle bütün bu örgüt ve çevrelerin çalışmasını örtüştürmek, Antakya’nın emek, demokrasi ve barış güçlerine haksızlık ve çarpıtılmadır. Açıklama sırasında Suriye’de savaştan kaçan sığınmacılar hedef alınmamış aksine halkı tedirgin eden, “kendi evindeymiş” gibi rahat hareket eden Özgür Suriye Ordusu militanları olan cihad savaşçıları hedef alınmış, bunların Antakya’da olmaması istenmiştir. Valinin bunların can güvenliğini değil Antakya halkının can güvenliğini dert etmesi, kampların bu bölgeden kaldırılması, sıfır noktasına gelmiş sınır ticaretinin yoksullaşan halkın sorunları, tedirginlik içinde yaşayan halkın endişeleri dile getirilmiştir. BDP Milletvekili değil İstanbul Bağımsız Milletvekili olarak ben ve diğer konuşmacılarda, Şam Yönetimi’ni destekleyecek konuşmalar değil; AKP hükümetinin ülke içinde ve dışında sürdürdüğü savaş politikalarını eleştiren ifadeler yer almıştır. Ancak haberde bunlara yer verilmeyip, gazete hükümetin göstermek istediği gibi bir “habercilik” yapmıştır. 1 Eylül’de Antakya’da yapılan yürüyüş ve basın açıklaması “izinsiz” olmayıp; yasal olması için izin alınmasına gerek olmayan bu etkinlik emniyetin bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir. Birkaç gencin, Esad ve Hz. Ali posteri taşıması bu etkinliğin Baas Rejimi’ne destek amacıyla yapıldığı sonucu çıkartmayacaktır. Ankara’ya götürdü” cümlesi su şekilde tashih edilmiştir: “Suriye’de 11 Lübnanlının kaçırılmasından 3 gün sonra Hatay’a özel bir uçak indi. Ankara-Hatay arasında 2-3 kez özel uçak trafiği yaşandı. MİT görevlileri uçaktakilere havaalanında yeni kimlik düzenledi. Bunların Lübnanlı rehineler olduğu söyleniyor.” Düzeltir, Ediboğlu ve okurlardan özür dilerim. Fehim Taştekin, radikal Gazetemizin 21 Ağustos 2012 tarihli sayısında “BDP’li Başkan Öldü” başlıklı haberde vefat eden Diyarbakır merkez Özekli Belde Belediyesi BDP’li Başkanı Ramazan Karacadağ’ın eski İçişleri Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’nun akrabası olduğu bilgisine yer verilmişti. Konuyla ilgili bilgi veren Aksu, Karacadağ’ın akrabası olmadığını belirtti. Cumhuriyet 2 3 A ğustos 201 2 17 Ağustos tarihli “Bursa’da Ramazan hâlleri” yazımızda, Bursa’daki altı adet Osmanlı Padişahını sayarken, Fatih Sultan Mehmed’in babası 2. Murad Han’ın ismini sehven, “2. Bayezid” olarak yazmışız. Müdakkik ağabeyimiz Mehmed Soslu’nun ikazıyla bu hatayı düzeltir, özür dileriz. Osman Zengin, Yeni Asya 17 A ğustos 201 2 “Üniversitelerde YÖK İnkılabı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Dersi Kalkıyor” başlıklı haberin Yükseköğretim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın beyanına atıfta bulunularak hazırlandığı algısı ortaya çıkmaktadır. Ne var ki Sayın Çetinsaya’nın haberi hazırlayan muhabire ya da başka bir gazeteciye böylesi bir açıklaması olmamıştır. Yükseköğretim Kurulu, yükseköğretimin yeniden yapılandırılması kapsamında üniversitelerimizin eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal hizmet fonksiyonlarının iyileştirilmesi noktasında reform çalışmalarını sürdürmektedir. T.C. Yükseköğretim Kurulu 3 0 Ağustos 2 0 12 Aydın’da faaliyet gösteren Jantsa şirketinin hisselerinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) işlem görmeye başlamasıyla ilgili dün yayınlanan haberimizde İMKB Başkanı İbrahim Turhan’ın adı yanlışlıkla “Hüseyin Turhan” olarak yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. Yeni Asır Dünkü yazımızda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın bir gazetedeki beyanlarını esas alarak bazı değerlendirmelerde bulunmuştum. Sayın Bozdağ’ın danışmanı aradı ve gazetede yer alan beyanların kendilerine ait olmadığını ve bir düzeltme gönderildiğini söyledi. Orhan Karataş, Ortadoğu 2 9 Ağustos 2 0 12 21 Ağustos tarihli Radikal gazetesinde “Düzce’nin Ana kraliçeleri” başlığıyla yayımlanan haberde Düzce Üniversitesi’nin başlattığı projeyle Yığılca ilçesinde kadınların arıcılık öğrenerek gelir sağladığı anlatılıyordu. Ancak haberde kullanılan “Kovanda düzen kraliçe arıdan sorulur. İktidar ve güç kraliçe arıdadır. Kraliçe arının gücü DAGEM’e de ilham olur. Hedef, evlerin kraliçeleri ile kovanların kraliçeleri arasında güçbirliği sağlamaktır. Çünkü yörede kadına şiddet ve ensest olayları çok yüksektir” cümlesinde “aile içi evlilik” yerine yanlışlıkla “ensest” kelimesi kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Radikal 2 8 Ağustos 2 0 12 Bir gazetedeki (Habertürk) haberin başlığında yer alan ve şahsıma atfedilen “Saldırı Elimizi Güçlendirdi” şeklindeki ifade tarafımdan kesinlikle kullanılmamış ve bu anlamı ima edecek bir cümle dahi sarf edilmemiştir. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Dün “Hatay’ın Korkusu Peşaver Olmak” başlıklı yazımda CHP Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’na atfen yer verdiğim “Üç ay önce Libya’dan Hatay havaalanına özel bir uçak indi. İçinden Libyalılar çıktı. MİT görevlileri hepsine havaalanında yeni kimlikler düzenleyip Fazıl Say’la ilgili yazımda dalgınlıkla bir hata yapmışım. Fazıl Say’ın ilk hocasının Şefik Fenmen olduğunu yazmışım. Şefik Fenmen başarılı bir diplomat. Say’ın hocası rahmetli Mithat Fenmen’dir. Ertuğrul Özkök, Hürriyet 14 A ğustos 201 2 Gazetemizin dünkü sayısının 14. sayfasında yer alan, Laodikya antik kentindeki bronz sikkelerin ortaya çıkarıldığı bilgisini veren haberde, sikkeler için “1500 yıl öncesine ait” ifadesi yerine, yanlışlıkla “500 yıl öncesine ait” ifadesi yer almıştır. Söz konusu teknik hatadan dolayı okuyucularımızdan özür dileriz. cumhuriyet 9 A ğustos 201 2 GAZETENİZİN (Sabah) 05.03.2012 günlü nüshasında birinci sayfada fotoğraflı ve ÖZEL HABER işaretli olarak “FİRARİ GENERAL DALAN’IN YANINDA” başlığı ile verilen haber gerçek dışıdır. Müvekkilim Bedrettin Dalan ile ilgili olarak gazetenizde “Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın halen Almanya’da bulunan müvekkilimiz Bedrettin Dalan ile birlikte olduğu bilgisine ulaşıldığı ve Dalan ve Bakıcı’yı birlikte gören bir gurbetçinin bir süre önce emniyete yaptığı ihbarla bu durumun doğrulandığı şeklinde” verilen haber UYDURULMUŞ YALAN HABER NİTELİĞİNDEDİR. Müvekkilimiz Bedrettin Dalan Tümgeneral Bakıcı’yı tanımamaktadır. Ayrıca tanımadığı, yüzünü bir kez bile görmediği bir kişinin yanında olması gibi bir durum gerçek olamaz. Bu uydurma haberi “iddia edilmektedir” diye bir cümlenin arkasına saklamak, bu yalan haberi yapan ve yayanları SORUMLULUKTAN kurtaramaz. BU DÜZMECE HABERİ DÜZELTİR, GERÇEK DIŞI BİLGİLERE DAYANDIĞINI VE DOĞRU TEK BÎR YÖNÜ BİLE BULUNMADIĞINI BİLDİRİRİZ. Bedrettin Dalan Vekilleri Av. Celaf Ülgen Av. Deniz Seren 8 A ğustos 201 2 Milliyet gazetesinde yer alan “Kılıçdaroğlu ile Ordu Arasında Soğuk Rüzgar” ve “Özel Paşa ile Selamı Kesti” başlıklı haber gerçeği yansıtmamaktadır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Kurmay Başkanı Sayın Necdet Özel arasındaki ilişki Türkiye Cumhuriyeti’nin gelenek görenek ve devlet adabına uygun bir ilişki olarak devam etmektedir. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı çerçevesinde kamuoyunun bilgisine sunarız. CHP Genel Başkan İletişim Koordinatörlüğü 7 A ğustos 201 2 4 Ağustos tarihli yazımda Şener Eruygur, Fevzi Türkeri ve Hurşit Tolon’dan Balyoz davası kapsamında bulunan isimler olarak söz ettim. Oysa Şener Eruygur ve Hurşit Tolon Ergenekon’dan yargılanıyor. Fevzi Türkeri de, 28 Şubat soruşturmasından dolayı tutuklandı. İster Balyoz, ister Ergenekon, ister 28 Şubat... Ya da İnternet andıcı veya İrtica ile Mücadele Eylem Planı... Her biri askerin siyasete müdahalesinin belgeleri. Nazlı Ilıcak, Sabah 4 A ğustos 201 2 “Erzurum’da Ramazan hâlleri - 3” başlıklı yazımızda Erzurum müftüsü Yakup Hocamızın soyadını sehven “Korkmaz” olarak yazmışız. Hocamızın soyadı “Arslan” olacaktı. Düzeltir, özür dileriz. Osman Zengin, Yeni Asya 31 T e m m u z 201 2 Dünkü yazımda bir dikkatsizlik sonucu olarak Halit Meşal’in Hizbullah lideri olduğunu yazmışım. Bu hatamı sabah fark edebildim. Meşal, Hamas lideridir. Önce benim, sonra yazıişlerinin dikkatinden kaçan bu hata için sizlerden özür dilerim. Bu vesileyle bana “cahil” suçlaması yapanlara, ağaçlara takılmak yerine ormana bakmalarını öneririm. Bu konuya yine döneceğim. Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet 30 T e m m u z 201 2 Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu hakkındaki haberde “hayali ihracat” suçlaması nedeniyle adı geçen tutuklu işadamı Barboros Hayrettin Aksoy’un fotoğrafı soruşturma dosyasındaki bir başka şüpheliyle karışmıştır. Düzeltiriz. Milliyet 29 T emmu z 201 2 Geçen hafta Türkiye’nin Ödüllü Kırmızı Şarapları listesinde 84 puanla benim Umay Çeviker Bey ile tadımında 8’inci sırayı alan şarap 2009 Doluca Kav Öküzgözü değil, 2009 Doluca Tuğra Öküzgözü olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Vedat Milor, Milliyet 28 T emmu z 201 2 17 Temmuz tarihinde yayımlanan “Gül’ün Rektör Tercihleri” başlıklı yazımda Gazi Üniversitesi’ndeki rektör adaylarından Prof. Derviş Yılmaz’ı “MHP çizgisinde” bir akademisyen olarak nitelendirmiştim. Prof. Yılmaz, telefonla arayarak bu çizgide nitelendirilemeyeceğini, ancak kendisine “milliyetçi-muhafazakâr” denmesine bir itirazı olmayacağını söyledi. Sedat Ergin, Hürriyet Bir gazetenin (Sabah) 27/07/2012 tarihli “Asker Eşi Öğretmene Tayin Şoku” başlıklı haberi için aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. Haberin içeriğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden eşleri öğretmen olanların yer değiştirmelerinde uygulanacak usullere ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında yapılan protokolün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından iptal edildiği belirtilmektedir. Eşleri Türk Silahlı Kuvvetleri personeli olan öğretmenlerimizin yer değiştirmelerinde gerekli kolaylığın sağlanabilmesi bakımından Bakanlığımız ile Genelkurmay Başkanlığı arasında yapılan protokol iptal edilmemiştir. Ayrıca, Sayın Bakanımız Ömer DİNÇER görevi devraldıktan sonra tüm kamu kurum ve kuruluşlarına hitaben bir yazı göndererek 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci maddesi gereği, derslerin Eylül ayında başlayacağı göz önünde bulundurularak, eğitim ve öğretimin aksatılmaması için öğretmenlerin eş durumu atamalarının Ağustos ayında yapılacağı belirtilerek, diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki personelinin yer değiştirmelerinin eş zamanlı olarak Ağustos ayı içinde tamamlanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu yazının sonucunda diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlik sağlanarak eş durumu atamaları Ağustos ayında yapılacaktır. Asker eşi olan öğretmenler de bu kapsamda yer değişikliği talebinde bulunabilecektir. Gerçeği yansıtmayan söz konusu haberin bilgi eksikliğinden kaynaklandığı ve öğretmenlerimiz ile Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin yanlış bilgilendirilmesine yol açtığı değerlendirilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 26 T e m m u z 201 2 Pazartesi günü yazdığım “Sultan’ın Samisi” başlıklı yazım üzerine. NTV Tarih dergisi yayın yönetmeni Gürsel Göncü iki önemli düzeltme yaptı: - Şehzadebaşı değil. Şehzade Camii... - “Selâtin” için gereken şartlar arasında “şehzadeler” yok. Şehzade cami yaptırmıyor, babalarının (padişahın) onlar adına yaptırdıkları camiler var. Bu arada NTV Tarih’in temmuz kapağının konusu “Dünden Bugüne İslam Mabetleri: Ruhu Çalınan Camiler”. Kaçırmıştım, mutlaka alacağım. Mehveş Evin, Milliyet 25 T emmu z 201 2 Mor Çatı 22 yıldır kadına yönelik şiddet alanında gönüllülük esasına dayalı olarak kadın dayanışmasıyla çalışan bağımsız bir kadın örgütüdür. Daha önce iletişime geçtiğiniz gönüllümüz Avukat Çiğdem Hacısoftaoğlu’nun da belirttiği gibi kadına yönelik şiddetle mücadele devletin yükümlülüğüdür. Buna rağmen Mor Çatı’nın kadınlarla dayanışması sürmekte ve devletin sorumluluk alması gereken birçok alanda kadınların destek ihtiyacı da Mor Çatı’nın gönüllü gücü ile karşılanmaktadır. Bu noktada Radikal Gazetesi’nin Mor Çatı’nın değil devletin sorumluluklarını hatırlatması gerekirken, üstelik de doğru olmayan bir biçimde haber yaptığını gördük. Bu haber her şeyden önce hali hazırda Mor Çatı’dan destek alan, İstanbul Barosu’ndan bir gün içerisinde avukat desteğine ulaşmış bir kadının hiçbir yerden avukatı olmadığını beyan ederek gerçek dışı bir haber yapmıştır. Üstelik de Av. Hacısoftaoğlu’nun kadının zaten destek aldığı beyanı yanlış yansıtılmış, sanki haberin etkisiyle Mor Çatı “konuyla ilgilenecek” gibi ifade edilmiştir. Böyle bir habercilik her şeyden önce kadının ve Mor Çatı’da onunla dayanışma içinde olan kadınların can güvenliğini tehdit etmekte, dayanışma merkezini hedef olarak göstermektedir. Bu haber nedeniyle mail ve telefon yoluyla Mor Çatı’nın merkezi taciz edilmektedir. Kadına yönelik şiddet gibi hassas bir alanda, üstelik de F.’nin can güvenliği tehlikesi sürerken böyle bir haber yapmak bu mücadeleye katkısı olmak bir yana mücadeleyi geriye götürmektedir. Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı 2 4 Temm uz 2 01 2 Gazetemizde Cumartesi günü yayımlanan “Zafer Kazanan Padişah Camisi” başlıklı haberde, İstanbul Beşiktaş Müftülüğü resmi web adresi www.besiktas muftulugu. gov.tr’de yer alan bilgiye dayanılarak, Yıldız Hamidiye Camisi’nin İtalyan mimar Sarkis Balyan tarafından yapıldığı yazılmıştır. Sarkis Balyan, İtalyan değil Ermeni’dir. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 2 2 Temm uz 2 01 2 Kim bilir kaç zaman önceydi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la sohbet ediyorduk. Kürt meselesine gelince konu, köy isimlerinin Türkçeleşmesinden söz edilecek oldu, Başbakan hemen “Yahu ben de saçma buluyorum. Benim köyümün adı da Podolya, herkes de öyle söyler, kimse Güneysu demez, niye değiştirilir bu isimler ki” demişti. Dün bu köşede çıkan yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın köyünün Rumca isminin Podolya olduğunu yazdım, doğrusu Potomya olacaktı, düzeltir özür dilerim. İsmet Berkan, Hürriyet 21 Temmuz 2 0 12 Odatv yazarı Gürbüz Evren’in ismi dünkü Taraf’ın birinci sayfasında yanlışlıkla Ergenekon sanıkları arasında gösterilmiştir. Düzeltir, Gürbüz Evren’den ve okuyucularımızdan özür dileriz. Taraf 19 Temmu z 2 0 12 Yeni Borçlar Kanunu’nun aileleri dağıtacağını yazdığım ve çeşitli örnekler verdiğim son yazımda avukatım Rezzan Aydınoğlu’nun “Eşitlik sağlandı” dediğini yazmıştım. Aydınoğlu bir düzeltme yollamış. Şöyle diyor: “Fatih’cim; Lafı nerenden anladığını bilmiyorum. Geç kaldım ama sanırım yine de açıklamam iyi olur. Borçlar Kanunu’ndaki ilgili madde için ben 1- Eski yasada adam eşine kefil olacaksa hâkimin izni gerekiyordu. Bu maddenin kalkmış olmasının iyi olduğunu söylemiştim. Kadını kocasına karşı koruyan bir anlayıştan kurtulduk. 2- Yeni yasadaki eşin kefaleti halinde diğer eşin onayı ise edinilmiş mal kapsamındadır. Zira 2002’den sonra eşlerin her birinin edindiği mal, edinilmiş mal kapsamında olduğundan eşlerin edinilen tüm mallarda eşit hakları bulunmaktadır. Yasa bu edinilmiş mallarda her iki eşi de korumakta olup doğal olarak diğer eşin onayının alınmasını madde koymuştur. 3- Tatilini kesip gelmeyen, “Kocamın işinin ne olduğunu ben nereden bileyim” diyen kadınların (bu erkek de olabilir) boşanma halinde edinilmiş mal kapsamında yapacakları kavgayı da şimdiden görebiliyorum. 4- Bu maddenin önemi evlilik sürdüğü süreçte değil evliliğin ölüm veya boşanma ile sonuçlandığı durumlarda önemidir. Medeni Kanun’un eşlerin edinilmiş mal seçimiyle ilgilidir. 5- Kocalarına çok güveniyorlarsa ve eşlerinin işleriyle uğraşmamak, boşanma veya ölüm halinde ortada kalmak istiyorlarsa kolayı var, notere gidip mal ayrılığı rejimini seçerler ve kefalet durumunda onaylamak işleminden kurtulurlar. Sevgiler Rezzan Aydınoğlu” Rezzan’ın söylediklerinden anladığım şudur. Bu yasa kadını korumak için koyulmuş gibi görünmekle beraber, sonuçta kadının aleyhinedir. Fatih Altaylı, Habertürk Sivil Havacılık Genel Müdürü (SHGM) Bilal Ekşi’nin ne yapmaya çalıştığını açık ve net ifade ediyorum, anlamış değilim. Azıcık hak, hukuk bilen, bahsi geçen hava ambulans ihalesinde nelerin döndüğünü, neden bir yıl geciktiğini, ikincilerin nasıl birinci olduğunu, sadece yaşananlara bakarak görür. Kelime oyunlarıyla tekzip yayınlatmaya çalışacağınıza, aynı gayreti kuruma çekidüzen vermeye harcasanız daha iyi olur. Zira SHGM’den giden yazıyla ikinciler nasıl birinci yapıldıysa, benim yazdıklarım çerçevesinde hem de milim şaşmadan, ihale yeniden birincilere döndü. Hem de mahkeme ve Kamu İhale Kurumu kararıyla. Şimdi yaklaşık 6 aydır, benim bu yazımı tekzip etmenin amacı ne olabilir? Kaç defa uğraştılarsa ben de işi adli makamlara taşıyıp tekzibi yayınlamadım. Ama tekziplerle vukuatlar düzelmez. Bilal Ekşi‘ye net iki sorum var. Hava ambulans ihalesinde ikinciler nasıl birinci oldu? İhale neden bir yıl gecikti? Bu ihalede her şey yanlış olmasına rağmen, ben yazdıklarımla yanlışların düzeltilmesine vesile oldum. Ve anladım ki, memleketimizde doğruyu yazmak, doğru iş değilmiş... Güntay Şimşek, habertürk yerine getirilmesi durumunda verilebilecek olup, havacılıkla ilgili veya ilgisiz tüm yetkilerin verilmesinde temel unsurun mevzuatta belirtilen gerekliliklerin yerine getirilmesi olduğu açıktır. Buradan anlaşılacağı üzere, Genel Müdürlüğümüz anılan ihalenin tarafı olmadığı gibi, sadece 17.03.2011 tarihli yazı ile istenilen bilgileri Sağlık Bakanlığına iletmiştir. Bu nedenle Genel Müdürlüğümüze yöneltilen iddialar haksız ve yersiz olup anılan yazıda Genel Müdürlüğümüze atfedilen suçlamaların hiçbiri doğru değildir ve bunların tümünü reddederek tekzip ediyoruz. Bilal Ekşi Sivil Havacılık Genel Müdürü 9 T emmu z 201 2 CHP Mersin Milletvekili İsa Gök yaptığı açıklamada, önceki gün toplanan partisinin Parti Meclisi Toplantısı’na katıldığı ve çalışma raporuna koyduğu muhalefet şerhini de toplantıda yaptığı konuşmada belirttiğini bildirdi. İsa Gök’ün toplantıya katılmadığı ve muhalefet şerhini gönderdiği biçimindeki haberimizi düzeltir, özür dileriz. Cumhuriyet Dün “Ramazanın Paketi 4 Milyarı Bulacak” başlıklı haberimizin tablosunda Migros’un Ziyafet Paketi’nin fiyatı 41,95 TL olması gerekirken 141,95 olarak yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. Habertürk 12 Te mmu z 2 0 12 3 Temmuz 2012 tarihli gazetemizin matbaa baskısında ve internet sayfasında “Sünnet Yasağı Sünneti Merdiven Altına Taşır” başlıklı haberde Köln Eyalet Mahkemesi’nin sünnet etmeyi “adam yaralama suçu” sayan kararına ilişkin görüşü aktarılan sayın Dr. Hikmet Ulus sehven “karara konu olan doktor” şeklinde yer almıştır. Sayın Dr. Hikmet Ulus hiç bir tarihte söz konusu davaya konu olmamıştır. Düzeltir, özür dileriz. Zaman Sözcü Gazetesi’nin 05.07.2012 tarihli sayısındaki “Doğuş’ta Öğretim Üyesi Kıyımı Yapıldı” başlıklı haberde aktarılan bilgiler ve rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Tarafımıza hiçbir söz hakkı tanınmadan yapılan haberde kullanılan “öğretim üyesi kıyımı” ifadesi ise yıpratıcı, yanlış imaj oluşturucu ve kamuoyunu yanıltır niteliktedir. Son günlerde özellikle internet aracılığıyla yaratılan bilgi kirliliği ile üniversitemizde toplu işten çıkarma yaşandığı öne sürülmekte, bilgiler yanlış, yanlı ve çarpıtılarak aktarılmaktadır. Kurumumuzun 15 yıldır koruduğu bilimsel ve akademik kalite, bundan sonra da önceliğimiz olmaya devam edecektir. Doğuş Üniversitesi Rektörlüğü 11 Te mmu z 2 0 12 Çarşamba günkü yazıda, Türkiye ’nin 9 yıllık “milli geliri” (2011 dolar değeriyle) 6700 dolar çıkmıştır. Doğrusu 5770 dolardır. Buna göre “milli gelir” ile “milli harcama” farkı yüzde 5 dolayındadır. Dolayısıyla 9 yıllık ortalama “milli harcama” oranı kabaca %10,2’dir. Ege Cansen, Hürriyet Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı ile ilgili olarak bugünkü Yurt Gazetesi’nde yer alan iddialar, bütünüyle gerçek dışıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Cumhurbaşkanlığı Gazetenizde (Sabah) 03.03.2012 tarihinde Safure CANTÜRK imzası ile yazılan haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Sağlık Bakanlığı alt birimi ulan Ulusal Organ Nakil Koordinasyon Merkezi’ne (UKM) 3 Şubat 2012 tarihinde vefat eden hastamızla beraber iki taraflı kol nakli bekleyen M.S adlı hastamızın nakil planlanan uzuvlarının bilgileri gönderilmiştir. Ayrıca UKM tarafından organ ve doku bağışının Üniversitemize bildirilmesini takiben aynı kurum tarafından hasta bilgilerinin tekrar istenmesi üzerine, daha önce Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle: 1. Bazı basın ve yayın organlarında Askerî Okullara ilginin azaldığı ve müracaatların düştüğüne dair haber ve yorumlar yer almıştır. 2. Askerî Okullara müracaatlar çeşitli 17.03.2011 tarih ve 9760 sayılı yazı ile Genel Müdürlüğümüze 28.02.2011 tarihinde yapılmış 3 adet turbojet çok motorlu ambulans uçak hizmet alımı işi ihalesi ile ilgili olarak idari şartnamede ihaleye katılım için Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği çerçevesinde alınmış Hava Taksi İşletme Ruhsatı istendiği, anılan ihaleye teklif veren 7 adet istekliye/işletmeye ait sundukları hava taksi işletme ruhsatlarının Genel Müdürlüğümüzce değerlendirilerek; ihale tarihi olan 28.02.2011 itibariyle geçerli olup olmadığı, geçerli ise hangi tarihe kadar geçerli olduğu, 28.02.2011 tarihi itibariyle askıya alınmış ruhsat olup olmadığı, bir işletme ruhsatının askıya alınmış olması durumunda 28.02.2011 tarihi itibariyle geçersiz ruhsat anlamına gelip gelmediği, JAR OPS 1 ve JAR OPS 3’ün ne anlama geldiği, sunulan ruhsatların hangilerinin JAR OPS 1 ve JAR OPS 3’e sahip olduğu hususlarında gerekli incelemelerin yapılarak sonucunun Bakanlıklarına bildirilmesi istenilmiştir. Bunun üzerine, Genel Müdürlüğümüz kayıtlarında mevcut bilgi ve belgeler ile meri mevzuat kapsamında yapılan inceleme sonucunda Genel Müdürlüğümüzden istenilen belgeler 22.03.2011 tarih ve 527/3657 sayılı yazı ile Sağlık Bakanlığına bildirilmiştir. Anılan cevabi yazıda ihaleye katılan işletmelerin tamamının işletme ruhsatlarının geçerli durumda olduğu bildirilmiş olup, iddia edildiği üzere “Hayır yok” gibi bir ifade kullanılmadığı gibi, meri mevzuatlar kapsamında sadece sorulan soruların cevapları net bir şekilde ifade edilmiştir. Bununla birlikte Genel Müdürlüğümüze sorulan sorulara “uçak gelince o lisans da doğal olarak verilir” şeklinde cevap verilmesi gerektiği yönündeki iddia da gerçeğe aykırıdır. Olmayan bir yetkinin, uçak gelince “doğal olarak verilmesi” kesinlikle söz konusu olamaz. Yine meri mevzuat kapsamında talep edilen/edilebilecek yetkiler ancak gerekliliklerin 24 H a z ira n 201 2 4 temmuz 13 Te mmu z 2 0 12 15.02.2012 tarihli Habertürk gazetesi’nde yayınlanan “Kamu İhalelerine Ne Karıştırılır?” başlıklı yazıda, Sağlık Bakanlığı ile Genel Müdürlüğümüz arasında ihale kapmaca oyunu oynandığına, ihaleye fesat karıştırılmasının bir ucunda Genel Müdürlüğümüzün bulunduğuna ilişkin asılsız suçlamalarda bulunulmakta olup, bu mesnetsiz iddialar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Genel Müdürlüğümüze atfedilen suçlamaların her birini reddediyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmadan yanlı ve müvekkili kamuoyu önünde küçük düşüren, söylediği ve yaptığı farklı imajını yaratmaya çalışan, tamamı yalan haber niteliğinde olan bir haber yapılmıştır. Habere konu olayın aslı aşağıdaki gibidir. Müvekkil Fazıl Say’ın Türkiye’de bulunduğu zamanlarda oturmakta olduğu ev, İstinye’de gayet mütevazı ve eski 120 m2 bir apartman dairesidir. Ayrıca, bu eve de haber tarihinden yaklaşık 10 ay önce, Nişantaşı’ndaki evinin tadilatta olması nedeniyle taşınmıştır. Kirasının 5.000 USD olduğu hususu da tamamen gerçek dışıdır. Dolayısıyla, İstinye’de oturması ile son yaşadıklan nedeniyle Japonya’ya yerleşme niyeti arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Tüm bu açıklanan hususlar müvekkilin tamamen özel yaşantısı ve özel tercihleridir. Bu nedenle başka bir ülkeye yerleşme kararıyla ilgisi olmayan, haber niteliği bulunmayan, sadece müvekkili toplum önünde küçük düşürme amacı taşıyan yalan bilgilerdir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Fazıl Say Vekili İlhan Selçuk’u kaybedeli iki yıl olmuş. Acıları ertelemişiz. Dünkü yazımızda birinci yılı olarak belirtmişiz, düzeltir, özür dileriz. Hasan Pulur, Milliyet 23 H a z ira n 201 2 Gazeteniz Yurt’ta 16.06.2012 tarihinde, baş sayfadan ve gazete içinde “İHH’ya El Kaide Soruşturması” başlığı ile verilen, müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı ve vakıf başkanı Bülent Yıldırım hakkındaki asılsız ifade ve ithamlara ilişkin cevap ve düzeltme metnimizdir; etkenlere bağlı olarak yıllara göre değişiklik gösterebilmektedir. 3. Son iki yıl mukayeseli olarak yukarıdaki çizelgede sunulmuştur. Genelkurmay Başkanlığı UKM’ye gönderilen hasta bilgileri ile beraber iki taraflı önkol nakli bekleyen O.K adlı hastanın bilgileri de eklenerek toplam üç hastanın bilgisi gönderilmiştir. UKM herhangi bir organ ve doku bağışında hangi kurumun hangi hastasına ve hangi organ ve dokuları alarak nakil edeceği bilgisini bu işlemi yapacak cerrahi ekibe bildirilmektedir. Bu hastada da UKM hangi dokuların alınacağının ve alıcı olarak kimin seçileceğinin bilgisine sahip olup tüm işlemler bu plana uyularak gerçekleştirilmektedir. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü Bugün (dün) (Yurt’ta) yayınlanan “TRT Kimin Malı” başlıklı yazınızda, derneğimizin ismi haksız /asılsız olarak kullanılmıştır. Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin konu ve yazıda ismi gecen kurumlarla ilgisinin bulunmadığı 9 Nisan 2012 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararı ile sabittir. Gerekli düzeltmenin yapılmasını, bundan sonraki yazılarınızda da konuya ilgili hassasiyetin gösterilmesini talep ediyoruz. Selma Topkara Medya İlişikleri Sorumlusu 25 ha z ira n 201 2 01.05.2012 Tarihli gazetenizin (Habertürk) 1. sayfasında yayınlanan “TOKYOLU DEĞİL İSTİNYELİ” başlıklı müvekkilin kamuoyu önünde itibannı sarsıcı, gerçeğe aykın ve yanıltıcı yayın nedeniyle aşağıdaki bilgilerin kamuoyuna iletilmesi gereği doğmuştur. Haberde “soruşturulması ve öğrenilmesi gazetecilik olanaklan içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın ve doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki basın meslek ilkesine aykın olarak her türlü iletişim bilgisi belli olan müvekkilden, haber yapılması aşamasında hiçbir şey sorulmamış, gerekli araştırma Tekzibe konu haber içeriğinde, müvekkil Bülent Yıldırım hakkında, başkanı olduğu İHH-İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı vasıtasıyla El Kaide’ye para aktardığı iddiasıyla gizli bir soruşturma yürütüldüğü haber yapılmıştır. Kaynağı açıklanamayan bu asılsız haberi yayınlayan gazete, müvekkil Bülent Yıldırım ve İHH-İnsani Yardım Vakfı’nın kişilik haklarına saldırmış ve müvekkiller adına kamuoyu nezdinde onarılması güç güvensizlikler yaşanmasına neden olmuştur. Gazetenin bu haberi herhangi bir kaynaktan doğrulanmadan, hiçbir somut belge veya bilgiye dayandırmadan baş sayfadan atıf yaparak yayınlaması, gazetenin basın etiği ve habercilik ilkelerine ilişkin anlayışını ortaya koymaktadır. Evrensel insan hakları hukuku ve ulusal hukukumuz önünde yaşanan gelişmeler ve hazırlanan raporlar ile İsrail’in Mavi Marmara saldırısı ve Gazze ablukasındaki haksızlığının defaatle ortaya çıkması, müvekkil vakfa ve vakıf başkanına yönelik bir takım iftiraların medyada yer alması sonucunu doğurmuştur. Bahse konu haber; “Soruşturma son derece büyük bir adilikle yürütülüyor, hatta soruşturma numarası bile verilmedi” şeklindeki bilgiden yoksun ifadelerle Yurt Gazetesi’nin İsrail’in Mavi Marmara saldırısı nedeniyle hukuki anlamda köşeye sıkışmış durumundan kurtulabilmek için uyguladığı dezenformasyon çalışmalarının bir parçası olduğunu gözler önüne sermiştir. YURT 1 9 H a z ira n 201 2 Gazetenizin (Taraf) 03 Haziran 2012 tarihli nüshasının 1. sayfasında büyük başlık ve puntolarla ve yine haberin devamı olarak 13. sayfasında büyük başlık ve puntolarla “Müfettiş Yolunu Şaşırmış, Müfettiş Teknik Takibe Takıldı” başlıklı haber ile müvekkilim Vedat Ali TEKTAŞ hakkında asılsız habere yer verilmiştir. Şöyle ki; Müvekkil tarafından için ilgililerden ve okuyucularımızdan özür dileriz. BUGÜN 2 2 M ayıs 201 2 8 H a z ira n 2 0 12 Dünkü gazetemizde sehven “SP Lideri Kurtulmuş” ifadesi yer almıştır. Doğrusu “HAS Parti Lideri Kurtulmuş” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. HaberTürk Yurt gazetesinin çıkışında ilan ettiği yayın ilkeleri gereği okuyucularımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek amacıyla bu düzeltmeyi kendi kararımızla yayımlamayı bir görev olarak değerlendirdik. Haberimizde, kamu çalışanları sendikalarıyla toplu sözleşme görüşmelerini sürdüren ve hükümet adına birinci ve ikinci yıl için yüzde 3,5 ücret artışı öneren Naci Ağbal’ın görevi ve kişisel yaşamıyla ilgili bazı ayrıntılara yer verilmiştir. Haberde, Ağbal’ın kolunda 225 bin dolarlık saat olduğu, müsteşarlık maaşının yanı sıra YÖK Genel Kurulu ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliklerinden de ücret aldığı belirtilmiştir. Yaptığımız araştırmada haberimizde yer alan bu unsurların doğru olmadığı ve haber kaynağımızın bizi yanılttığı anlaşılmıştır. Sorumlu gazetecilik anlayışımızın bir gereği olarak bu konuyu kamuoyu ile paylaşmayı gerekli gördük. Düzeltir, okurlarımızdan, Naci Ağbal’dan ve yakınlarından özür dileriz. Yurt 7 H a z ira n 2 0 12 Dünkü sayfamızda bir yanlışlık sonucu Adalar Müzesi’nin 10 Haziran Pazar günü halk pikniği düzenleyeceği duyurulmuştur. Pikniğin medya mensupları için düzenleneceğini belirtir özür dileriz. Habertürk 6 H a z ira n 2 0 12 “örgüt yöneticiliği ve adil yargılamayı etkilemek” suçlarından hakkında kamu davası açılan, haberde adı geçen avukata en ufak bir bilgi sızdırılmamıştır. Haberde belirtildiği şekilde anılan avukata “Savcıyı sustururuz diye para isteyenler var” şeklinde bir ifade kullanılmamıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010 yılı olağan denetimi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin işlemlerini teftiş ederken, haberde adı geçen Cumhuriyet Savcısı tarafından Kayseri Şeker Fabrikası ile ilgili bir soruşturma olduğu müvekkille bildirilmiş olmasına rağmen müvekkil tarafından bu dosya ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Haberde adı geçen avukat, müvekkilin yaptığı görev nedeniyle Şeker Fabrikası ile ilgili bir soruşturma olup olmadığı konusunda müvekkilden bilgi sormuş, kendisine bu konuda bilgi verilemeyeceği ve bilgi verilmesinin suç olacağı iletilmiştir. Ayrıca iddianameden de anlaşılacağı üzere soruşturma seyrinde devam etmiştir. Haberde belirtilen, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcıları ile ilgili soruşturma esnasında müvekkil, teknik takip bürosunda herhangi bir inceleme yapmamıştır. Kaldı ki Şeker Fabrikası ile ilgili soruşturmaya ilişkin teknik takip ve telefon dinlemelerine ilişkin kayıtlar, belirtilen teknik takip bürosunda bulunmamaktadır. Ayrıca dosyayı incelemek üzere haberde adı geçen Cumhuriyet Savcısı ile de herhangi bir görüşme yapılmamıştır. Haberde adı geçen Cumhuriyet Savcısı hakkında Müvekkil tarafından icra edilen olağan denetim sonunda “Hâl Kâğıdı” düzenlenmiş ve not verilmek suretiyle çalışmaları değerlendirilmiştir. Cumhuriyet Savcısı tarafından hakkındaki değerlendirmeye itiraz edilmiş ve itirazı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından verilen notun yerinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Saygılarımızla, Vedat Ali Tektaş Vekili Av. Süleyman Çetin 1 4 H a ziran 2 01 2 Gazetemizin 2. sayfasında dün yayınlanan “Devlet Sussun Kadınlar Konuşsun” başlıklı haberimizde 17 Haziran’da Ankara’da yapılacak kadın mitingine MAZLUMDER’in de katılacağı bilgisi yer almıştır. MAZLUMDER bu mitinge katılmayacaktır. Düzeltir özür dileriz. EVRENSEL 1 2 H a ziran 2 01 2 Taraf.com.tr isimli sitesinde http://www.taraf.com.tr/haber/ saglikta-rusvet-var.html uzantılı adresinde “Sağlıkta Rüşvet Var” başlıklı yazı yayınlanmıştır. Bu yazı Bloomberg Businessweek Türkiye dergisinin 11-17 Mart 2012 tarihli sayısının 56-60 sayfaları arasında “Doktoru da Rüşvet Yiyor Sağlık Bakanlığı’ndaki Bürokratı da” başlığıyla yayınlanan röportaj dikkate alınarak yazılmıştır. Müvekkil İshak Alaton vermiş olduğu röportajda Sağlık Bakanlığı’nda rüşvet alındığına ya da verildiğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Müvekkil, sadece kuruculuğunu yapmış olduğu ve Yönetim Kurulunda bulunduğu Açık Toplum Vakfı ve TESEV’in çalışmaları ve açık-şeffaf toplum yaratma amaçlarından bahsederken, rüşvetin olumsuzluklarına değinmiştir. Bunun dışında rüşvet konusunda başka bir açıklamada bulunmamıştır. Dünkü yazımda, bir “ipad kazası” sonucunda Ahmet Mümtaz Taylan’ın ismini yanlış yazmışım. Düzeltir, özür dilerim. Mehveş Evin, Milliyet 2 1 M ayıs 201 2 5 Mayıs’ta çıkan fotoğraflı bir haberde, Yargıtay Başkanlığı’ndan emekliye ayrılan A. Nazım Kaynak’ın “eşyalarının sekiz valize zor sığdığı” belirtiliyordu. Yargıtay’dan, haberde kullanılan fotoğraftaki eşyaların Kaynak’a ait olmadığı, o valizlerde, “HSYK’nın atadığı hakim ve savcılara ait sicil dosyalarının taşındığı” düzeltmesi geldi. Kaynak’ın eşyalarını, haberin çıktığı gün taşıdığı, kitaplarını ise doğum yeri Afşin’deki Adliye Kütüphanesi’ne bağışladığı da verilen ek bilgiler. Hürriyet 16 M ayıs 201 2 03/02/2012 tarihli Sabah gazetesi’nin “. . . Ozan Çelik’in İzmir’deki Çelikler Hurdacılık’in sahibi olduğu” haberi gerçeğe aykırı olup, çelikler Hurdacılık olarak bilinen Çelikler Melal Tic. ve Sanayi Ltd. Şti. ile Ozan Çelik’in şirket ortaklığı, yönetimi ve temsilciliği ile alakası olmayıp, araştırma yapılmadan verilen haber habercilik ilke ve kurallarına aykırıdır.” Sabah 15 M ayıs 201 2 8 Mayıs’ta Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanan François Hollande hakkında “Kendinden önce Sarkozy’ye karşı seçimi yitiren dört çocuğunun annesi. 2 H a z ira n 2 0 12 Dün 41. sayfamızda yayınlanan “Ekinci’den İnce Mesaj” başlıklı haberimizde, Şike Soruşturması ile ilgili davaya bakan hakim Mehmet Ekici’nin yerine, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci’nin resmi kullanılmıştır. Durumu bildirir, yanlışlık için özür dileriz. Sabah 29 yıllık ‘arkadaşı’ Segolene Royal’dan ayrıldıktan sonra gazeteci Valerie Trierveiler ile onay gören evlilik yaptı” diye yazmışım. Oysa onunla da evlenmedi. Çünkü “evlilik” onlara göre “burjuva işi”. . . Şimdi Hollande’ın Royal’ı Fransa parlamentosu başkanlığına hazırladığını da bu arada belirtelim. 11 Mayıs’ta İzmir’de ilkokul Öğretmenim Canide Erkan’ın soyadını dikkatsizlik sonucu Erkal yazmışım. Düzeltir, özür dilerim. Özgen Acar, Cumhuriyet 14 M ayıs 201 2 Müvekkil İshak Alaton tarafından verilen beyanat ve röportajda Sağlık Bakanlığını, doktorları veya başka kişi ve kurumları hedef alacak şekilde rüşvet alındığına ya da verildiğine ilişkin bir açıklama yapılmamış olduğundan, kamuoyuna tamamen yanlış yansıtılan söz konusu ifadelerin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde düzeltilmesi zarureti doğmuştur. Düzeltme Talep Eden İshak Alaton Vekilleri Av. J. Işıl Bağatur, Av. Nazan Şenol Dokudan, Av. Sinem Çelik Ergül 11 Haziran 20 12 Dünkü gazetemizin 1’inci sayfasında “Sibel Can’ın 160 Bin Liralık Konser Ücreti” ile ilgili haberde sehven “MHP’li Finike Belediyesi” ifadesi kullanılmıştır. AK Partili belediyenin kararına MHP’li meclis üyeleri karşı çıkmıştır. Hata eleştiriyor. Bu tür davaları haberleştirirken insanların para için iftira atacağını da gözönüne almanız gerekir. Adı üstünde bir masöz iddia ediyor. Ya bu masöz ünlü oyuncudan para sızdırmak istiyorsa? Ya bu bir iftiraysa ne olacak? Okurlarımız haklı. John Doe ya da Jane Doe gerçek kimlikleri belirlenemeyen cesetler ya da mahkeme kararlarıyla gizli tutulan kişiler için kullanılan takma isimlerdir. 1659 yılında İngiltere’de rastlanan John Doe ve Richard Roe isimlerinin kullanılışına ABD hukuk tarihi içinde sıkça rastlanıldığı gibi John Doe, John Doe’yu Karşılamak adlı filme de konu oldu. Milliyet Dış haberlerin 1 H a z ira n 2 0 12 Ümitköy Makiş Manolya Sitesi çevresinde yağış nedeniyle su baskınının yaşandığna ilişkin gazetemizde önceki gün yayımlanan haberde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın sözkonusu sitenin sakinlerinden olduğu belirtilmiştir. Bakan Yıldırım, haberde adı geçen sitede ikamet etmemektedir. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 3 1 Mayıs 2 0 12 Salı günkü K. Irak’la yapılan enerji anlaşmalarına ilişkin yazımda, Kerkük-Yumurtalık boru hattı yerine, yanlışlıkla Bakü-Ceyhan boru hattı yazmışım. Bu ciddi yanlışlık nedeniyle tüm okurlarımdan özür dilerim. Erdal Sağlam, Hürriyet ABD’li oyuncu ve şarkıcı John Travolta hakkında bir masör tarafından açılan cinsel saldırı davası Milliyet’te “Benimle birlikte olmaya çalıştı” diye verildi. 9 Mayıs 2012 tarihli haber özetle şöyle: Hollywood efsanelerinden Travolta’nın masaj için tuttuğu John Doe ünlü aktör hakkında “cinsel saldırı” suçlamasıyla 3.5 milyon liralık dava açtı, Dünyaca ünlü oyuncu John Travolta, bir erkeğe cinsel saldırı ile suçlanıyor. John Doe adında bir masör ünlü oyuncuya, cinsel saldırı ve tacizden dava açarak, 2 milyon dolar (3,5 milyon TL) tazminat talep etti. İddiaya göre, Travolta masörü bir internet ilanından buldu. Masöre saati 200 dolara (355 TL) masaj yaptıran Travolta’nın Beverly Hills Otel’de 16 Ocak’ta gerçekleşen olayda, masaj sırasında Doe ile seks yapmaya çalıştığı öne sürüldü. İddiaları reddeden Travolta, o tarihlerde California’da bile olmadığını söyledi. Şehnaz Özdenel adlı okurumuz bilgilendiriyor: Biliyorum ki Amerika’da dava konusu olan bazı olaylarda adı geçen kişilerin gerçek isimleri kullanılmayacaksa kadınlara Jane Doe, erkeklere ise John Doe kod ismi verilmektedir. Ancak Milliyet’in haberi verirken “John Doe adında bir masör...” diyerek bunu gerçek isim sanması okuru yanlış bilgilendirmek değilse nedir? diye soruyor. Deniz Balkay adlı okurumuz da Milliyet gazetesinin bu ismin sahte olduğuna hiç vurgu yapmamasından anlıyorum ki, masözün gerçek isminin “John Doe” olduğunu düşünüyor olmalı. İsmini vermeyen bir oturumuz da söz konusu haberdeki taciz ayrıntılarına yer verilmesini bunu bilmediğini düşünmüyoruz. Ancak okurlara bunun gerçekte bir takma isim olduğunu hatırlatmalıydı. Düzeltir özür dileriz. Derya Sazak, Milliyet 1 2 M AY I S 201 2 Gazetenizin (Sabah) 22.11.2011 tarihli 27. sayfasında, internet ortamında Alper Sancar imzasıyla “Olaylı Müdüre İhraç” manşetiyle ve “Uyuşturucu şebekesiyle bağlantı iddiası ile müfettiş soruşturması başlatıldığı” haberi gerçekdışı haberdir. Sayın Deniz Baykal’ın Van İli ziyareti sırasında meydana gelen olaylar nedeniyle İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun açmış olduğu soruşturma sonucunda, 14.10.2010 tarihinde “Uyarma” cezası verilmiş, karar kesinleşmiştir. Şükrü Rafet Mert halen Emniyet Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığında Emniyet Müdürü olarak görev yapmaktadır. Görevden ihracı söz konusu değildir. Ayrıca “uyuşturucu şebekesiyle bağlantı iddiası ile müfettiş soruşturması başlatıldığı” haberi ile müvekkilimin adının uyuşturucu kaçakçılığına karışmış olduğu ve halen bu konuda soruşturma yapıldığı iddia edilmekte ise de, müvekkilin, hiç ilgisi olmadığı halde adının karıştırılmaya çalışıldığı başka bir soruşturma dolayısıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1128 Soruşturma, 2011/354 Karar nolu 08.08.2011 tarihli “kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı” ile aklanmıştır. Müvekkilimin şeref, haysiyetini zedeleyici ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan gerçekdışı haber yapılmıştır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Şükrü Rafet Mert Vekili Av. Selçuk Mert 1 0 mayıs 201 2 9 Mayıs 2012 tarihli gazetemizin birinci sayfasında yayımlanan “Müdür Beylerin Çiftliği” başlıklı haberde, sehven “BEDAŞ, kiralık araç ihalesini, ‘filonun yüzde 30’una sahip olma’ şartını yerine getiremeyen Sezen Yavuz’a verdi” ifadesi yer almıştır. Doğrusu, “Sezen Yavuz” yerine “Kirmanlar Elektrik Şirketi” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. YENİ ŞAFAK 1 6 Nisa n 201 2 1. 15 Nisan 2012 tarihli Hürriyet Gazetesinde “Tek Kelime İle Bir’e Yanıt” başlığıyla, Emekli Orgeneral Çevik BİR’in Ankara’da karşılanması ile ilgili “Karşılayacak mısınız?” sorusuna Genelkurmay Başkanlığından “Hayır” cevabı verildiği şeklinde bir habere yer verilmiştir. 2. Emekli Orgeneral Çevik BİR’in, Ankara’da karşılanması konusunda Genelkurmay Başkanlığından herhangi bir talebi olmamıştır. 3. 16 Nisan 2012 tarihli Hürriyet gazetesinde ise “Islak İmzalı Belge Genelkurmay’dan” başlığıyla bir habere yer verilmiştir. Konu ile ilgili olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. Maddesi ile Görevli) tarafından 24 Şubat 2012 tarihli yazı ile Batı Çalışma Grubu ile ilgili tüm belgelerin gönderilmesi Genelkurmay Başkanlığından istenmiştir. Bu yazıya cevaben 06 Mart 2012, 14 Mart 2012 ve 3 Nisan 2012 tarihli yazılar ile istenen belgelerden mevcut olanlar Savcılığa gönderilmiştir. Aynı haberde yer verildiği şekilde, görevlilerin isim ve rütbelerinin yer aldığı bir CD gönderilmemiştir. Genelkurmay Başkanlığı 1 3 Nisa n 201 2 Antalya CHP İl Başkanlığı adaylarından Devrim Gök, 9.4.2012 tarihli gazetemizde yayımlanan “Antalya CHP İl Örgütü Seçimi” başlıklı haberimizle ilgili bir açıklama gönderdi. Haberde isminin “Deniz Baykal’a yakınlığıyla tanınan aday” şeklinde geçtiğini belirten Devrim Gök, “Ben birilerine yakınlık ve uzaklık kavramları üzerinden siyaset yapan bir siyasetçi değilim. Tamamen bağımsız aday olma hakkımı kullanarak CHP tabanı adına Antalya İl Başkanlığı’na adayım” dedi. YURT 2 4 Mart 2 0 12 22 Mart 2012 tarihli Milliyet gazetesinin 2. sayfasındaki “O Bir Uygarlık Havarisiydi’” başlıklı haberde İnan Kıraç’ın fotoğrafına haber yetiştirme telaşı nedeniyle sehven “Haldun Taner” yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet 19 Mart 2 0 12 6 Nisan 2 01 2 23 Aralık 2011 tarihli Bugün gazetesinin 1. sayfasında “Avcı’nın Prensinden Korkunç Tuzak” başlığıyla yayınlanan haberde özetle, Mehmet Arslan’ın Devrimci Karargah örgütü davasından tutuklu olduğu iddia edilen Hanefi Avcı’nın sağ kolu olduğu, kaçakçılık yapan bir suç örgütünün organizatörü olduğu, yakından tanıdığı kişilere görüşmeleri kaydeden özel tasarımlı cep telefonları hediye ettiği ve dinleme tuzağı kurduğu ve bu yollarla elde ettiği haksız kazançlar ile boğaz manzaralı restoran açtığı kaydedilerek kamuoyu nezdinde Mehmet Arslan hakkında yanlış intiba uyandırılmaya çalışılmıştır. Haber ve içeriğinde iddia edilen konular gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki; öncelikle Basın Konseyi’nce belirlenen basın meslek ilkelerinden 6.sını hatırlatmak isteriz. 6. maddeye göre “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.” Bunun anlamı haber yapılmadan önce haberde adı geçen kişi veya kurumlara iddia hakkında bir açıklamasının bulunup bulunmadığının sorulmasıdır. Haberi yaptıktan sonra açıklama beklemek mensubu olduğunuz mesleğin ilkelerine açıkça aykırılık teşkil ettiği gibi tarafımız açısından tekzip ve dava hakkını doğurur. Söz konusu haberle ilgili olarak; Mehmet Arslan hiçbir yasadışı örgütün organizatörü ya da üyesi değildir, hiçbir örgüt ya da çeteye hiçbir biçimde yardımda bulunmamıştır. Habere konu soruşturma dosyasında dahi aksini ispat edecek hiçbir delil ve emare bulunmamaktadır. Hayatı boyunca kimseye telefon hediye etmemiştir. Habere konu hiçbir elektronik cihazı kullanmamış, bunları kullanarak bir çıkar sağlamamıştır. Bu yönde ne soruşturma dosyasında bir tespit yapılmış ne, herhangi bir cep telefonuna el konulmuş, ne de soruşturma aşamasında bu husula ilgili bir soru sorulmuştur. Kendisinin, ailesinin, akrabalarının ya da tanıdıkları arasında hiçbir kimsenin boğaz manzaralı restoranı yoktur ve 21 yıllık meslek hayatında hiçbir zaman haksız kazanç iddiasıyla suçlanmamıştır. Hakkında bu ve benzer şekilde açılmış hiçbir adli ya da idari tahkikat bulunmamaktadır. İstanbul ya da başka çalıştığı hiçbir ilde bu ya da benzer ilişkiler yüzünden cezai işlem de görmüş değildir. Kaldı ki, soruşturma kapsamında Mehmet Arslan’ın evinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi, herhangi bir restoran da bulunmadığından hiçbir restoranda arama yapılmamış ve habere konu herhangi bir dinleme cihazı, böcek, gizli kamera yahut sinyal bozucuya el konulmamıştır, zira bunlar hiç olmamıştır. Haberin devamında yer aldığı gibi on binlerce elektronik cihaz bir yana, soruşturma kapsamında hiçbir şüpheliden hiçbir suç eşyası da elde edilmiş değildir. Ayrıca Mehmet Aslan hakkında bir suç şüphesi bulunmadığından kendisi adli makamlarca salıverilmiştir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere herhangi bir örgüt ya da çete ilişkisi sözkonusu olmadığı gibi habere konu cihazlar da yakalanmış veya herhangi bir tespit yapılmış değildir. Şu an cezaevinde bulunan Hanefi Avcı ile konuların irtibatını kurmak, gizli izleme, dinleme faliyetlerini yürüten şahıslar olarak sunulması da gerçeği yansıtmamaktadır. Basın Meslek İlkeleri’nden 6.sını tekrar hatırlatmak isteriz: “Soruşturulması gazetecilik Gazetemizin dün 1. ve 23. sayfalarında yer alan “MİT Bombası” haberinin görsellerinde teknik bir hata nedeniyle karışıklık olmuştur. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in fotoğrafı yerine, eski İsrailli bakan Tzipi Livni’nin fotoğrafı girmiştir. Gece yazıişleri denetiminden de kaçan bu yanlışlık için özür dileriz. HABERTÜRK olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayımlanamaz.” Mehmet Arslan Vekili Avukat Semih Ataş 26 Mart 20 12 Taraf Gazetesi’nin 23 Mart 2012 tarihli nüshasının 1 ve 12. sayfasında yayınlanan “SAVCI SUSURLUK’UN CÜZDANINI AÇTI”, “FAÎLİ MEÇHUL PARA TRAFİĞİ” başlıklı haber yazısına dair cevap ve düzeltme yazısıdır. Müvekkilimiz yıllarca devlet kademelerinde namus, şeref ve haysiyetle hizmet vermiş bir kişi olup kendisini yakından tanıyanların bildiği üzere müvekkilimizin en hassas olduğu konu parasal ilişkilerde adının geçmesidir. Kamuoyu önünde defalarca aklanmış olan müvekkilimize yapacak bir şey bulamayan odakların somut bilgi ve belgeye dayanmadan müvekkilimizi parasal işlerle anarak yıpratmak istedikleri ve bu konuda çok hassas olduğunu bildikleri şeref ve haysiyetini bu yolla zedelemeye çalıştıkları aşikardır. Gazetede yapılan haber tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Müvekkilimizin malvarlığı hem kendisi hem de yakınlarını içerecek şekilde defalarca araştırılmıştır. Bu konuyu da kapsayacak şekilde araştırma yapan TBMM Susurluk komisyonu da müvekkille ilgili bu iddiaları gerek yurt içi gerekse de yurt dışını kapsayacak şekilde incelemiş ve hiçbir usulsüzlüğe rastlamamıştır. Bunun üzerine bu komisyonda görev yapan farklı siyasi görüş ve partiye mensup milletvekilleri dönemin Başbakanı Merhum BÜLENT ECEVİT’in de bilgisi dahilinde beyaz oy kullanarak müvekkilimizi aklamışlardır. Müvekkilimize yıllardır adeta Türkiye Cumhuriyeti’nin en başarılı terörle mücadele döneminde görev yapmasının hesabı sorulmaya çalışılarak uydurma belgeler uydurma ifadeler, kişisel kin ve husumet beslenilerek yapılan açıklamalar ile yıpratılmaya çalışılmaktadır. Bu iddialar da defalarca tekrarlanarak kamuoyu algısına gerçek gibi yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Müvekkilimiz ile kin ve husumet içeren bu eylemlerle ilgili olarak ayrıca hukuk önünde de hesaplaşma yapılacaktır. Söylenecek husus bundan ibaret olup somut verilere dayanmayan bu haberin ve iddianın gerçek dışı olduğun kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız. Mehmet Kemal Ağar Vekilleri Av. A. Kadir Toluç Av. Abdullah Egeli Milliyet gazetesinin 18 Aralık 2011 tarihli sayısının 19. sayfasında “Köse’den Reyting İddiası” başlıklı haberde, Erol Köse’nin Taraf gazetesiyle yapılan röportajına yer verilmiştir. Söz konusu röportajda Erol Köse tarafından müvekkilimiz Ali Atıf Bir hakkında özetle, “1999 yılında AGB’de denek skandalı yaşandığı, o dönemde AGB’de Ali Atıf Bir’in olduğu, skandal olay patlak verince Ali Atıf Bir’i işten çıkardıkları” şeklinde bir beyanda bulunulmuştur. Söz konusu beyanlar en hafif tabirle gerçek dışıdır. Zira, Prof. Dr. Ali Atıf Bir, reyting ölçümü yapan AGB’ye bağlı olarak hiçbir zaman çalışmamıştır. Mensubu olduğu üniversite, TİAK ve AGB arasındaki işbirliğine dayalı olarak denetçi unvanıyla AGB’nin reyting ölçümlerini denetlemiştir. Erol Köse ya da Cem Uzan tarafından AGB’den 1999 yılmda işten çıkarılması söz konusu olmadığı gibi, mezkur şahısların böyle bir yetkileri de hiçbir zaman olmamıştır. Kaldı ki Prof. Dr. Ali Atıf Bir, AGB denetçiliğinden 2003 yılında kendi rızasıyla ayrılmıştır. Söz konusu röportajın müvekkilimizle olan kısmı tamamen gerçek dışı olup, Erol Köse’nin söz konusu beyanları, müvekkilimizin daha önceden Erol Köse’nin iftira ve hakaretlerine binaen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikâyete dayalı husumetten kaynaklanan gerçek dışı beyanlardır. Av. Fatih Taşdemir 9 mart 2 0 12 03.02.2012 tarihli gazetenizin (Taraf) 12’nci sayfasındaki “‘Baban Terörist, Polis Olamazsın’a İnceleme” başlıklı haberinizde, “Mustafa Çelik’in polis olma hayali Emniyet’ten geri çevrilmişti” biçiminde asılsız iddiaya yer verilmiştir. Haberde belirtilen şahsın Polis Akademisi’ne herhangi bir başvurusu bulunmamaktadır. Bu doğrultuda, müracaatının babasının terörist olduğu gerekçesi ile reddedilmiş olması da gerçekdışıdır. Emniyet Teşkilatı’nın kamuoyundaki saygınlığına, gerçekdışı haberlerle zarar verilmemelidir. Basın hürriyetinin asılsız haber vermeyi kapsamadığı, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi gerektiği açık olduğundan; bu metnin gazetenizde yayınlanması gerektemektedir. Hakan Özdöl Emniyet Genel Müdürü a. 1. Hukuk Müşaviri 1. Sınıf Emniyet Müdürü Dün Airbus göndermiş olduğu resmi yazıda “Karakutu kesinlikle kaybolmadı ve bizdedir” demiş olmasına rağmen Sabah gazetesi bugünki baskısında halen gerçek dışı haberler yaymaya devam etmektedir. Doğru ve gerçek habercilik adına karakutunun Airbus’ta olduğunu ve kaybolmadığını gösteren resmi yazıyı tekrar yayınlıyoruz. Sabah gazetesi yine bu günki baskısında Atlasjet Havayollarında ikinci pilot olarak uçan Ciulla Maya’nın öğrenci pilot olduğunu ve konuyu İtalya sivil havacılığından araştırdığını iddia etmektedir. Ayrıca İtalya sivil havacılığından edindiği bilgiye göre Maya’nın A320 uçağını uçurmaya yetkisi olmadığını belirtmektedir. Bu kişiye ait tüm belgeler Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde mevcut olup, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 09.04 2012 günü yapmış olduğu basın bildirisinde de Ciulla Maya’nın A320 uçağını kullanmaya tümü ile yetkili olduğu gayet net bir şekilde belirtilmiştir. Tüm bu bilgilere rağmen Sabah gazetesi maalesef halen asılsız haberler yayınlayarak Atlasjet’i haksız yere karalama politikasına devam etmektedir. Bu haber de yine Karakutu haberindeki gibi tümü ile gerçek dışıdır. Aşağıda Maya’nın İtalyan Sivil Havacılığından almış olduğu lisansından da görüleceği üzere Maya’ya A320 uçağını uçurma yetkisi ilk olarak İtalyan Sivil Havacılığı tarafından verilmiştir. Dolayısı ile Sabah gazetesinin; İtalyan Sivil Havacılık otoritesi ENAC’ta Ufficio Stampa’dan aldığını iddia ettiği ve A320 yetki sertifikası olmadığını iddia ettiği bilgiler kesinlikle hayal mahsulüdür. (Ufficio Stampa İtalyan Sivil Havacılığında bir kişi değil, Basın Ofisi’nin İtalyanca ismidir) Kamuoyuna saygıyla duyurulur. AtlasJet 8 ŞU BAT 2 0 12 SABAH GAZETESİNİN 10.12.2011 TARİHLİ NÜSHASININ 24. SAYFASINDA YER ALAN “KANIT POLİS’TE CÜBBELİ ŞOKTA” BAŞLIKLI HABERİN BİR BÖLÜMÜNDE, SAYIN ADNAN OKTAR HAKKINDA GERÇEK DIŞI BİR BEYANA YER VERİLMİŞTİR. HABERDE, SAYIN ADNAN OKTAR’IN KAMUOYUNDA CÜPPELİ AHMET İSMİYLE BİLİNEN AHMET MAHMUT ÜNLÜ HAKKINDA, ERGENEKONCU SAHTEKAR HOCA İFADESİNİ KULLANDIĞI İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜR. SABAH GAZETESÎ’NİN BU BEYANI GERÇEK DIŞIDIR. SAYIN ADNAN OKTAR HİÇBİR ZAMAN VE HİÇBİR YERDE, AHMET MAHMUT ÜNLÜ HAKKINDA BÖYLE BİR İFADE KULLANMAMIŞTIR. HABERİN BU BÖLÜMÜ GERÇEKLERE AYKIRIDIR. KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SUNARIZ. ADNAN OKTAR VEKİLİ AV. CEYHUN GÖKDOGAN 3 Şubat 2 0 12 İstanbul’da Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 4 Mayıs 2007 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeye dair bugün bazı gazetelerde ileri sürülen şantaj iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Mesnetsiz iddiaların haber olarak sunulması, kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. İlgili yayın organlarına karşı her türlü hukuki hakkını mahfuz tutan Sayın Başbakanımız, gerçekle örtüşmeyen bu tür iddiaları esefle karşılamaktadır. Başbakanlık Basın Merkezi yapacak örgütler arasında yer alan Haklı Kadın Platformu, yanlışlıkla yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Cumhuriyet 4 Ocak 201 2 2 8 Ocak 201 2 Önceki günkü yazımda Musa Anter’in oğluna Türkiye’ye gelerek babasının mezarını ziyaret izni verildiği gün, Musa Anter’in kitaplarının yasaklandığını yazmıştım. Yasaklanmamış. Kitaptan hakkında soruşturma açılmış. Hükümet çevresindeki kanı, bunu, bir savcının Anter’in oğlunun gelişine karşı kendince hamlesi olarak yorumluyor. Yargının bir bölümünün yürütmeye bir tür meydan okuması yani. Cengiz Çandar, Radikal 19 Ocak 201 2 Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında açılan bir dava kapsamında mahkemeye çıkan Karagümrük çetesi lideri Nuri Ergin’in 17.01.2012 tarihinde gazetemizde yer alan “Alaattin Çakıcı beni öldürmek istedi, ceza almadı” ifadesi, “Alaattin Çakıcı oğlumu öldürmek istedi ceza almadı” şeklinde olacaktır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Taraf 5 Ocak 201 2 Dün gazetemizin 3. sayfasında yayımlanan “Meclis Kapısında Yatarız” başlıklı haberde eylem Dünkü gazetemizde yer alan “Mesaj Yüzünden Karısını Kesti” başlıklı haberde, olayın faili olan Hasan Bakır değil, Antalya Emniyeri’nde görev yapan polis memuru Halil Kara’nın fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet 3 Ocak 201 2 NOT: “Dünkü yazımda Sayın Prof. Dr. Seçil Karal-Akgün’ün adı sehven Karal-Aygün olarak dizilmiştir. Düzeltiyor ve özür diliyorum.” M. Arif Demirer, Anayurt 3. sayfada “Polis Takibindeki İşadamı 4 Bakanlı Zirveye Katılmış” başlıklı haberde yer alan tamamen asılsız iddia ve yorumlara dayalı bu habere karşılık, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Mahmut Arslan European Tobacco A.Ş’ şirketinin ortaklarından bir tanesi olup, Mahmul Arslan’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ve gizlilik karan bulunan dosyada kendisi hakkında da polis takibi yapıldığı iddiası tamamen asılsız ve gerçek dışı olup, kendisinin bu soruşturma ile ilgili hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Elli yılı aşkın bir süredir, ulusal ve uluslararası alanda çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren, binlerce çalışanı olan, köklü ve tertemiz bir geçmişi olan Mahmut ARSLAN’ın ortağı bulunduğu şirketlerin ve Mahmut ARSLAN’ın müvekkilimizin yasal olmayan hiçbir faaliyeti olmamıştır. Soruşturma kapsamında müvekkilin hiçbir şekilde bilgisine başvurulmamıştır. Ankara Cumhuriyet Savcılığınca verilmiş gizlilik kararı bulunan dosyada, bu yönde bir adli takibatın sonucu beklenmeksizin asılsız bir şekilde haber yapılmasını, gazetecilik etiği ve ilkeleri ile bağdaştırmak mümkün değildir. Söz konusu haberin hazırlanışındaki yaklaşımın değerlendirilmesini kamuoyu takdirine bırakıyoruz. Tekzip Yayınlatılması Talebinde Bulunan (İhtar Eden) Mahmut Arslan Vekili Av. Murat Altındere 2 Ocak 201 2 Gazetemizin önceki günkü sayısında yer alan “TÜİK’e cevap Vermeyen Yandı” başlıklı haberimizde, kurum anketörlerinin halka yönelttiği sorular arasında sehven “Erkek erkeğe ilişkiye girdiniz mi?” sorusuna da yer verilmiştir. Bu soru TÜİK anketlerinde değil, kan bağışında bulunanlara sorulmaktadır. Düzeltir, özür dileriz. HaberTürk